21.02.2013 Views

0002823

0002823

0002823

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

yalısından aşağı kalır bir tarafı olmadığını göstermektedir. Hikâyenin sonunda ise Sultan<br />

Murat, “Hâce Mahmûd’ı kendüye bâzergân başılıga kaftân” (32) giydirerek yeni esnaf<br />

zenginliğinin artık saray tarafından da kabul gördüğünü belgeler.<br />

Hikâye-i Cevrî Çelebi’nin 20. yüzyıl versiyonu olan “Bursalı’nın Kahvehanesi”<br />

adlı hikâyede toplumsal sınıfların, ilk hikâyedekilerle pek bir ilişkisi kalmamıştır. Sultan<br />

IV. Murat devrini sadık bir biçimde yansıtma kaygısını taşıyan Reşad Ekrem Koçu’nun<br />

kaleminden çıkan yeni versiyonda, Fındıkoğlu tarafından gözler önüne serilen<br />

geleneksel toplumsal tabakalaşma, “[u]lema”sıyla, “hattat”ıyla ve “derviş”iyle geri<br />

dönmüştür (112). Tüccar sınıfı ise tümüyle ortadan kaybolmuştur. Rukiye, artık<br />

görkemli bir bezirgânın kızı değil, “[i]çindekilerin fakir kimseler olduğu anlaşılan<br />

küçücük bir ev”de (117) yaşayan “bir eskicinin kızı”dır (138). Hikâye-i Cevrî Çelebi’nin<br />

Tanzimat döneminde yaşanan toplumsal değişimleri yansıtan birçok yönünün<br />

“Bursalı’nın Kahvehanesi”nden kaybolmuş olması, ilk hikâyenin kendi dönemine ne<br />

kadar sadık olduğunun iyi bir göstergesidir.<br />

Yeni Osmanlı elitlerinin yükselişinin diğer yüzü, Tülay Artan’a göre “zenginle<br />

fakir arasındaki ayırımın” (111) gittikçe netlik kazanmasıydı. Hikâye-i Cevrî Çelebi, bu<br />

düzendeki yeni zenginlerin hikâyesiyse, İki Birâderler Hikâyesi’ne de yeni fakirlerin<br />

hikâyesi olarak bakabiliriz. Hikâyenin kahramanı, kaynağı belli olmayan baba mirasını<br />

tükettiğinden beri gece gündüz “mâh-be-mâh altmış pâre”ye (4) kiraladığı kayığı işleten<br />

Hasan’dır. Hasan’ın kurtardığı kızın babası ise, “Sultân Bâyezîd’de” dükkânı olan Musa<br />

Çelebi adında bir “müzehhib”dir (6). Musa Çelebi, “ihtiyâr bulındıgından yalnız<br />

idemiyeceğini ve evde işlerin yüz üstine kalacagını” (8) gerekçe göstererek kızını<br />

evlendirmeye karşı çıkacak kadar fakirdir. Bu insanın, Fındıkoğlu tarafından özetlenen<br />

eski toplumsal yapıda sağlam bir yeri bulunmuş olan bir zanaatkâr ve dahası, Tıflî<br />

94

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!