19.02.2013 Views

LPG VE CNG - Erim SEVER

LPG VE CNG - Erim SEVER

LPG VE CNG - Erim SEVER

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

tmmob<br />

makina mühendisleri odası<br />

<strong>LPG</strong> <strong>VE</strong> <strong>CNG</strong><br />

UYGULAMALARI<br />

SEMPOZYUMU<br />

BİLDİRİLER KİTABI<br />

14 ARALIK 2002<br />

ANKARA<br />

YaymNo: E/2003/315


tmmob<br />

makina mühendisleri odası<br />

Sümer Sokak No: 36/1 Kızılay/ANKARA<br />

Tel : (312) 231 31 59-231 31 64<br />

Fax : (312)231 31 65<br />

e-posta : mmo@mmo.org.tr<br />

http://www.mmo.org.tr<br />

Yayın No : E/2003/315<br />

ISBN No : 975-395-588-X<br />

Bu kitabın yayın hakkı MMO'ya aittir.<br />

Kitabın hiçbir bölümü değiştirilemez, alıntı yapılamaz. MMO'nun izni olmadan kitabın hiçbir bölümü<br />

elektronik, mekanik fotokopi vs. yollarla kopya edilip kullanılamaz.<br />

Dizgi : MMO Ankara Şube<br />

NİSAN 2003<br />

ANKARA<br />

Baskı : Ezgi Matbaacılık ANKARA - (0.312) 384 59 00


•• •<br />

TÜRKİYE'DE OTOGAZ SİSTEMİ İMALATI<br />

Lütfı ÇOLAKOĞLU*<br />

1978 senesinde imal ettiği <strong>LPG</strong> buharlaştırıcısı ile "Türkiye'nin ilk <strong>LPG</strong> sistem üreticisi" unvanını alan<br />

Aldesa Otogaz Sistemleri yaklaşık 25 senedir sürdürdüğü çalışmaları ile alanında öncü kuruluş olma özelliğini<br />

günümüzde de sürdürmektedir.<br />

Türkiye ve Aldesa'nın paralel giden oto <strong>LPG</strong> hikayesine kısaca göz atacak olursak Ülkemizde ilk <strong>LPG</strong>'li<br />

oto çalışmaları 1978 senesinde Aldesa öncülüğünde başlamış ve ilk denemeler başanlı olmuş, randıman alınan<br />

sistem ne yazık ki o yıllarda ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik sıkındı sebebiyle, mutfakta kullanmak<br />

amaçlı dahi zor bulunan <strong>LPG</strong>'nin azhğı yüzünden alınan devlet karan ile ticarileşememiştir.<br />

Aldesa rafa kaldırmak zorunda kaldığı proje üzerinde çalışmalarını sürdürmeye devam etmiş, 1993 senesinde<br />

hızlandırılan çalışmalar 1994-1995 seneleri içinde yenilenmiş bir <strong>LPG</strong> sistemi olarak tekrar hayata<br />

geçirilmiştir. Aynı dönemde yırt dışında ithal edilen <strong>LPG</strong> sistemlerinin de kullanılmaya başlanması üzerine<br />

dönem hükümeti konu üzerinde bir çalışma yapmış ve 29 Haziran 1995 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan<br />

bildirge ile "otomobillerde alternatif yakıtların (<strong>LPG</strong>/<strong>CNG</strong>) kullanımı yasallaşmıştır.<br />

1995-1999 seneleri arasında ağırlıklı ticari taksilere yönelik uygulamalar 1999-2000 yıllarında özel araç<br />

sahipleri arasında da büyük ilgi görmüş, özellikle Mayıs 1999-Temmuz 2000 döneminde oto <strong>LPG</strong> dönüşümü<br />

konusunda adeta bir talep patlaması yaşanmıştır. Bu süre içinde 1 milyondan fazla aracın <strong>LPG</strong> dönüşümü<br />

yapılmış ancak bu aşın talep ne yazık ki pek çok kanşıklığı ve problemi beraberinde getirmiştir. Başlıca problemler<br />

yurt dışından izinsiz getirilen <strong>LPG</strong> dönüşüm kitleri TSE ve ECE-R 67 standartlanna uygun olmayan<br />

<strong>LPG</strong> kitlerinin montajı, TSE belgesine sahip olmayan kaçak <strong>LPG</strong> montaj atölyeleri ve yüksek adette yapılan<br />

montajların denetim zorluklan idi.<br />

Özellikle denetimde yaşanan problemlerin, kaçak malzeme ve yetkisiz montaj atölyelerinin artmasına<br />

sebep olduğu bu dönemde Makina Mühendisleri Odası'nın denetim yetkisini eline aldığı süreçte denetimin<br />

azamiye, kaçak uygulamanın ise asgari seviyeye düştüğünü gözlemledik.<br />

2000 senesinin Temmuz ayında <strong>LPG</strong>'li otolara konulan ve daha sonra mahkeme karanyla iptal edilen<br />

benzeri pek görülmemiş vergi yüzünden tüm sektör olumsuz etkilenmiştir. Bu noktada en fazla zararı sektörde<br />

imalatça konumunda olan firmalar yaşamıştır. Ne yazık ki direkt ve dolaylı olarak oto <strong>LPG</strong> sektöründen<br />

kazanç sağlamakta olan binlerce firma ve firmaların onbini aşkın çalışanının büyük bölümü işsizlik problemini<br />

yaşamıştır.<br />

Son dönemlerde artık oturmuş bir sektör hareketi gösteren oto <strong>LPG</strong>, yaşadığı önemli sıkıntılan atlatmış<br />

ve konusunda tecrübeli firmaların haricinde ne yazık ki halen TSE ve Avrupa standartlan olmaksızın çalışan<br />

işyerleri sebebiyle sıkıntılar yaşamakta, bu problemin çözümlenebilmesi gene TMMOB'nin denetim sorumluluğunu<br />

olması beklemektedir.<br />

ALTERNATİF YAKITÇILAR DERNEĞİ (AYDER)<br />

Ülkemizde 29 Haziran 1995 tarihinde Sanayi Bakanlığının müsaadesiyle otomobillerde <strong>LPG</strong> ve <strong>CNG</strong><br />

gibi alternatif yakıtların uygulanmasına izin verilmiştir.<br />

Otogaz sistemlerinin yerli üretimini, ithalatını ve montajını yapan fırmalann ortak sorunlannı çözmek<br />

ve tüketicilerin haklarını korumak amacı ile alternatif Yakıtçılar Derneği (AYDER) kurulmuş ve geçtiğimiz<br />

dönem zarfında çeşitli çalışmalar yapılmıştır.<br />

113


Ne yazık ki geçmiş hükümetlerin almış olduğu, <strong>LPG</strong>'ye yapılan yüksek zamlar, yanlış ve küçümsenmeyecek<br />

bir istihdam yaratarak ülkemizde büyük ölçüde döviz kazandırmaya başlamışlar; yurt dışından ithal<br />

edilen sistemlerin girişini de önemli ölçüde azaltmışlardır.<br />

Yeri üreticiler bu sistemleri üretmek için milyon dolarlar ölçüsünde yatırım yapmışlar ve küçümsenmeyecek<br />

bir istihdam yaratarak ülkemize büyük ölçüde döviz kazandırmaya başlamışlar; yurt dışından ithal<br />

edilen sistemlerin girişini de önemli ölçüde azaltmışlardır.<br />

Ancak sektörümüz şu anda başka bir sıkıntı ile karşı karşıya bulunmaktadır. Yurt dışından standartlara<br />

uygun olmayan çeşitli tiplerde sistemler getirilerek ehil olmayan kişiler tarafından otolora montaj yapılmakta,<br />

bu vesile ile tüketici zarara sokulmakta ve sahte evraklarla bu dönüşüm işlemleri araç ruhsatlarına<br />

işletilmektedir.<br />

Denetimi Sanayi Bakanlığında olan bu sistemlerin bugüne kadar maalesef kontrolü tam olarak yapılamamıştır.<br />

Bu kontrolsüzlük hem vergi kaybına hem de tüketicinin ileride mağdur olmasına sebebiyet verecektir.<br />

Bu kontrollerin daha sıkı bir şekilde takip edilebilmesi açısından bundan önce olduğu gibi bu işlemin<br />

gene TMMOB tarafından yapılması ve takip edilmesi yerinde olacaktır.<br />

•Lütfi ÇOLAKOĞLU<br />

1965 senesinden bu yana kuruculuğunu yaptığı firmada imalat sanayinin ağırlıklı olarak otomotiv kolu ile ilgili imalat<br />

yapan Lütfi Çolakoğlu 1974 yılında Fransız Esv Marshall firmasının lisansı ile otomobil üreticilerine benzin otomatiği<br />

imalatı yapmıştır. 1976 yılında otomobillerde <strong>LPG</strong> uygulamaları üzerine ilk çalışmasını başlatmış ve 2 sene sonra<br />

Türkiye'de üretilmiş olan ilk <strong>LPG</strong> buharlaştıncısını imal etmiştir.<br />

114


SORU-CEVAP BOLUMU<br />

NİYAZİ ÖZGÜR (Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Başkontrolörü)- Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, mecburi<br />

uygulamada bulunan standartları denetlemekle görevlidir. <strong>LPG</strong>'yle ilgili mecburi standartları listeleyecek<br />

olursak, tüplerle ilgili olanlar, otogazlarla ilgili olanlar, bir de dökme gazlarla ilgili olanlar var. Biz, yıllardır<br />

tüplerle ilgili olan standartları denetliyoruz; TSE 55, 1445-46-49. Otogazlar, 1995 yılında <strong>LPG</strong>'nin AİTM<br />

Yönetmeliğine bir alt madde eklenmesiyle mevzuatımıza girdi. Buna bağlı olarak da otogaz istasyonları devreye<br />

girdi ve TSE 11939 Standardı hazırlandı. Bu 11939 Standardı 2 defe revize edildi. Türkiye'de 3 binin<br />

üzerinde otogaz istasyonu var. Biz, bu otogaz istasyonlarının gerek Bakanlığımızın merkez kontrolörleri,<br />

gerekse illerde Sanayi ve Ticaret İl Müdürlükleri kanalıyla yoğun bir şekilde denetlemeye çalışıyoruz. Geçen<br />

yıl İstanbul'da 103 tane otogaz istasyonu standarda aykırı olduğu için TSE 1705 ve 4777 sayılı kanunlara<br />

göre işlem yapıldı. Ancak, onun yanında otogaz istasyonları konusunda 12 Şubat 2002 tarihinde Bakanlar<br />

Kurulu Kararıyla Otogaz Yönetmeliği hazırlandı. Otogaz Yönetmenliğini Hazırlama Komisyonunun Başkanı<br />

bendim, 20 kişilik bir komisyon marifetiyle hazırladık, çok değişik kuruluşlara görevler verildi. Bu kuruluşlar,<br />

Sağlık Bakanlığı, Çalışma Bakanlığı, Çevre Bakanlığı, belediyeler gibi geniş bir ağı kapsıyor. Otogaz<br />

konusunda "TSE EN589 Standardı mecburi yürürlüğe girsin" şeklinde bir teklif var, Bakanlığımızca değerlendiriliyor,<br />

şu anda mecburi bir standardı yoktur.<br />

Beyefendinin bahsettiği dönüşüm istasyonları, bir ara <strong>LPG</strong>'nin araçlara dönüşümüyle birlikte 3 bin ruhsatlı,<br />

2 bin civarında da ruhsatsız 2 yıl öncesinden bahsediyorum faaliyete geçti ve biz yoğun olarak bunları<br />

denetlemeye başladık. Ancak, <strong>LPG</strong> fiyatlarının artışına paralel olarak, bu dönüşüm istasyonlarının bir çoğu<br />

kapandı ve şu anda bir kısmı da belli bir düşük kapasiteyle çalışıyor. AİTM Yönetmeliğimizde, araçlara<br />

dönüşüm yapılacak cihazların TSE markalı olması, yakıt sızdırmazlık kontrolü gibi birtakım kontroller var.<br />

Ayrıca, bu konuda 12095 ve 12305 standartları var, bunlar da TSE markası alınması zorunludur. Biz elimizden<br />

geldiğince denetlemeye çalışıyoruz. Ancak, tabii çok geniş bir alanı kapladığı için her yere ulaşmak<br />

mümkün değil, bunu da belirtmek fayda var.<br />

SALONDAN- Neden şimdi söz aldım?.. Çünkü, konu gerçekten benim esnafımı ilgilendirdiği için söz<br />

aldım. Ben, hiç zannetmiyorum, Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüğünün ve Sanayi Bakanlığının Sayın Müfettişi<br />

alınmasınlar, kesinlikle denetim yapılmıyor. Eğer kendileri "yapılıyor" derlerse, ben bunun yapılmadığını<br />

burada belgelerle ispatlayacağım. Denetim yapmayan kurum hakkında ne yapılacağına sizin huzurunda söz<br />

versin, ben burada açıklayacağım. Otogaz istasyonları kesinlikle <strong>LPG</strong> tüpü dolduramaz, Türk Standartları<br />

Enstitüsünün ve Resmi Gazetede yayımlanan 11939 göre, "herhangi bir boyuttaki bir tüpten otolara gaz<br />

basılamaz" denilmektedir. Doğru mu efendim?<br />

NİYAZİ ÖZGÜR- Doğrudur.<br />

SALONDAN- "Herhangi bir oto gaz istasyonundaki tanktan da, <strong>LPG</strong> tüpüne, yani evlerde kullanılan<br />

tüplere gaz basılamaz" der. Her ne hikmetse Sanayi Bakanlığımız ve personeli yoklar efendim. Bunu kim<br />

yapacak?.. Siz yapmayacaksınız da Tüpçüler Odası mı yapacak?.. Burada kalkıp diyorsunuz ki,. Sayın<br />

Müfettişim alınmayın, sizin görey verdiğiniz insanlar yapmıyorsa, bunları denetlemek sizin görevinizdir.<br />

Bizim, kimseye görevini öğretmek gibi bir niyetimiz yok. Ahkâm da kesmiyorum, Oda Başkanı olarak benim<br />

de görevim yapılmadığı zaman, bana üyem aynı şeyleri soruyor.<br />

Sanayi İl Müdürlüğü 'nü yazıyorum cevap veriyorum, Sanayi Bakanlığına gidiyorum denetim yapılıyor<br />

İl Müdürlüğü'nün yolu gösteriliyor. Sayın Müdürümüzle gittik, benim baskılarım ve gazetelerde çıkan<br />

115


eyanatlarım üzerine beraber müştereken bir denetim yaptık. Biz, bu denetimi 1 hafta, 15 gün<br />

sürdürdüğümüzde 120 adet tüp dolum aparatı yakaladık beyefendi. Benim elimde şu anda Sanayi Bakanlığı<br />

personelinin imzasını taşıyan ve fotokopisi elimizde olan zimmetli tutanaklarımız var. Bunlarla ilgili ne<br />

yapıldı, sordunuz mu? i<br />

Silah taşıyorsunuz, ruhsatı yok. Yakalanıyorsunuz, işlem yapılmıyor. Kim suçlu?.. Soruyorum, suç ',-<br />

ortadan kalktı mı?.. Kalkmadı. O silahın ruhsatının olup olmadığı, o belgelerin doğru olup olmadığının<br />

araştırılmazı gerekmez mi?.. Yazık değil mi bu insanlara?.. Evine götürdüğü tüpten komşusu da rahatsız olacak.<br />

20 dairelik bir binada, bir kişi otogazdan gaz almakla 19 komşusunu da riske atıyor. Burada Makina<br />

Mühendisleri Odası çırpınmayacak da, kim çırpınacak?.. Belki bunu dile getirmeyi düşünmüyordunuz, ama<br />

maalesef biz mağduruz, benim esnafım mağdur, hatta komşunuzun otogaz istasyonlarından tüp doldurmasından<br />

dolayı sizler de mağdursunuz. Lütfen, Sanayi Bakanlığı. Makina Mühendisleri Odası görevini yapsın, ben<br />

de görevimi yapayım. Birbirimizi töhmet altına sokacak şeylerden kaçınmak istiyorum, ama maalesef, bu<br />

otogaz Türkiye'ye geldi geleli, ben esnafımın hakkını başka türlü arayamadım, cezaevine girmeyi dahi göze<br />

alarak bazı insanlara küfür derecesine varacak şekilde hitam etmek zorunda kaldım, ama ne hikmetse bana j<br />

da dokunmadılar. Bu platformu hem kalite kontrolüyle, hem tüplerin kullanımı ve halka verdiği zararlar j.<br />

açısından ele alarak, böyle değerlendirmeye talep ediyorum. '<br />

OTURUM BAŞKANI- Pardon, ben de <strong>LPG</strong> kiti montajı yapan, aynı zamanda Makina Mühendisleri<br />

Odasında görevde bulunan bir arkadaşınızım. Burada Sanayi Bakanlığı Tüketici Hakları Genel<br />

Müdürlüğünde görevli arkadaşımız. îl Müdürlüğü 'nde, tüketici hakları, AİTM, diğer ruhsatların hepsi Sanayi<br />

İl Müdürlüğü 'ndedir ve orada 4 personel vardır; 1 makina mühendisi, 1 maden mühendisi, 1 kimya mühendisi,<br />

1 de inşaat mühendisi vardır. Ankara'da sırf 160 istasyon vardır ve bunların sadece 42'si ruhsatlıdır,<br />

diğerleri için herhangi bir işlem yapılamamaktadır. Buradaki işlemlerin yapılamaması, buradaki direktiflerde<br />

cezai müeyyideyi uygulayabilecek merciin olmamasından kaynaklanmaktadır. Aynı olay 1998 yılında <strong>LPG</strong> j<br />

montajlarında vardı. Biz o zamanki Sanayi Bakanlığı Genel Müdürü Bülent Esinoğlu'yla görüşmemizde ! :<br />

Bakanlık bu yönetmelikleri çıkartır; ama ISO almış bir bakanlık bunların denetimlerini yapmaz. "Biz bunları '<br />

gerekli kurumsal yapılara devrederiz" dediler. O zaman Makina Mühendisleri Odası 'yla bir protokolla yet- /<br />

kilerini devrettiler. Biz o zamanlar bunları bayağı ıslah ettik, yoluna koyduk; ama yetkimiz iptal edildikten<br />

sonra bu denetimi yapamadık. Burada Kimya Mühendisleri Odası 'nın, Makina Mühendisleri Odası 'nın yapabileceği<br />

çok şeyler var. Ama yasal yetkimiz olmamasından dolayı yapamıyoruz. Bakanlığımızdaki<br />

arkadaşların da kadrosuzluk nedeniyle elleri kolları bağlanmış durumdadırlar.<br />

NİYAZİ ÖZGÜR (Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Başkontrolörü)- Bizim Bakanlığımızın Merkez kadrosunda<br />

şu anda yeni takviyelerle 15 tane kontrolör var. İl Müdürlükleri 'mizde 2 bin civarında personel var; bu II j<br />

Müdürlükleri 'mizde personel çok değişik konularda görevlendirilmiş durumda. Otogaz istasyonları 24 saat I<br />

çalışıyor. Beyefendinin dediği konuda ben bizzat Bursa'da Mustafakemalpaşa'da gece 23'e kadar bekledim. '<br />

23.30 civarında tüp dolum tesisine araba geldi, el koyduk. 24 saat çalışan kurumu bizim 15 tane kontrolör İl ı<br />

Müdürlüğü 'müzdeki bunlarla denetlemenin pratik imkânı yok. Artı biliyorsunuz otogaz ikmal istasyonlarını<br />

denetleme konusunda belediyeler, Çalışma Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı gibi çok değişik kurumlar görevli. Biz<br />

zaman zaman İl Müdürlükleri 'ne verdiğimiz talimatlarla valiliklere bir komisyon kurulu olarak gece-gündüz<br />

denetlenmesini istedik. Ancak grafikte belli bir dönem gidiyorsunuz, ben Urfa'ya göreve gittim. Gittiğimiz ilk<br />

yerde bunları ele geçirdik; ondan sonra hepsi peşimize eleman takmışlar, "19 gün sizin peşinizde dolaştık"<br />

dedi.<br />

Biz orada polis görevi gibi 24 saat otogaz istasyonunu, Türkiye'nin 3 bin tane yerinde bekleme duru- t<br />

mumuz da söz konusu değil. Çünkü otogaz istasyonları çok değişik yerlere kurulmuş vaziyetteler; bunun f<br />

orada devamlı başına eleman koyacaksınız. Bu biraz da bilinç meselesi, şey meselesi. Adam evinden tüpleri •',•<br />

arabasının arkasında götürüyor, bir tane tüpünü dolduruyor. Her arabanın arkasına bir tane polis takarak bu<br />

116<br />

t


şeyi yapmanız da mümkün değil. Projelide biliyorsunuz, yangın dolayısıyla oranın kül oluşu malum. Biraz<br />

vatandaşımın bilinçlenmesi lazım. Kendi vicdanını değerlendirmesi lazım; bunu söylemek istiyorum. Yoksa<br />

beyefendinin dediğine katılıyorum. Beyefendi istiyor ki, 24 saat her otogaz istasyonunda nöbet bekleyelim; bu<br />

da pratikte mümkün değil.<br />

OTURUM BAŞKANI- Sayın müfettişim, bunun kontrolü çok kolay. Yeni çıkarttığınız yönetmelikte<br />

Makina Mühendisleri Odasında eğitim görmüş veyahut da diğer mühendislik birimlerinde sertifalandırılmış<br />

mühendislerin sorumlu müdürlükleri tam net olarak belirlenirse oradaki meslektaşlarım buna hassasiyet gösterirler.<br />

YUSUF ENGİN TOSUN (Kırıkkale Üniversitesi Makina Mühendisliği Bölümü son sınıf öğrencisi)-<br />

Oncelikle böyle bir Sempozyumu düzenlediğiniz için hepinize teşekkür ediyorum. Benim sorum Lütfü Beye<br />

olacak. Kendisi "önce <strong>LPG</strong> sistemindeki problemleri gidererek işe başlayalım " dedi. Ben de diyorum ki, bir<br />

taşla üç kuş vurabiliriz aslında. Ülkemizde ben şu ana kadarki mühendislik eğitimimde önce problemin bir<br />

etüt yapılmasını öğrendim. <strong>LPG</strong> sisteminin Türkiye'de etüt edilip, ondan sonra problemlerinin belirlendikten<br />

sonra <strong>CNG</strong> sisteminin Türkiye'ye getirilmesiyle hem yeni bir iş alanı, istihdam sağlanmış olur, -bizler için,<br />

kendim için konuşuyorum, yeni mühendis adayları için konuşuyorum- hem de <strong>CNG</strong> sisteminin getirilmesiyle<br />

<strong>LPG</strong> sisteminin hatalarının direkt olarak düzeltilebileceği düşüncesindeyim; böyle bir düşünce doğru mu,<br />

değil mi? Bunu sormak istiyorum.<br />

LÜTFÜ ÇOLAKOĞLU- Şu anda <strong>LPG</strong>'de sizin düşündüğünüz gibi herhangi bir hatalı montaj yapılması<br />

söz konusu, o da kaçakların kontrol edilememesinden. <strong>LPG</strong>, <strong>CNG</strong>'ye göre daha emniyetli; neden?<br />

Çünkü onun basıncı en yüksek olduğu zaman aşağı yukarı 12 bar civarında. Halbuki <strong>CNG</strong>'de 200 bar civarında<br />

basınç var. Türkiye'deki kazaları biliyorsunuz. <strong>LPG</strong>'yle olan kazalar gazetelerde çeşitli şekilde ayyuka<br />

çıkarılarak yazıldı. Halbuki aslı astarı olmayan şekilde yazıldı Sizin bize söylediğiniz önce "<strong>CNG</strong>'de de böyle<br />

bir kaza olursa ne olur?" sorusunu getiriyor. <strong>CNG</strong> tamam, benim de kabulüm, ben de onu tasvip ediyorum;<br />

çünkü o kiti de hazırlamış durumdayım. Ama Türkiye'de bunun yaygınlaşması en az beş yıl sürüyor. Onun<br />

için önce <strong>LPG</strong>'deki sorunları çözüp halen elimizde olan araçları daha kaliteli kullanmayı, gazı daha kaliteli<br />

bulup kullanmayı, fiyatını daha aşağıya çekebilmeyi, bir de montaj esnasında kaçak yerlerin montaj yapmasını<br />

önleyerek şu andaki bu geçiş dönemini atlatmamızı dile getirdim daha önce. Yoksa sizin dediğiniz de<br />

doğru, <strong>CNG</strong>'ye de geçilebilir. Zaten ikisinin arasında hiçbir montaj farkı yok. Emniyet açısından da bence<br />

ikisi de aynı emniyete sahip. Fakat şu anda zaten <strong>LPG</strong>'yi kullanıyoruz, 1,5 milyon araç zaten <strong>LPG</strong> kullanıyor.<br />

Önce bunu iyileştirip ondan sonra zaten <strong>CNG</strong>'ye geçmemiz kolay olacak.<br />

ATIL PAYDAŞ- Esasen bana kalırsa ilk defa Sempozyumda çok keyifli bir noktaya geldik. Çünkü sektörü<br />

konuşuyoruz. O bakımdan da gerçekten de keyif alıyorum. Benim de bu Sempozyumdan beklediğim<br />

esasen insanların, bütün katılımcıların sektörün dinamikleri hakkında bilgi sahibi olması. Çünkü spesifıkasyonlardan,<br />

dönüşümlerden değil de insanlar niye bu gazı seçecekler, niye bu ürünü seçecekler? Onları<br />

da konuşmak lazım. Ona bakarak da hangi problemi neden yaşıyoruz? Ona bakalım.<br />

Arkadaşlar, otogaz ve <strong>CNG</strong> varsa, <strong>LPG</strong> varsa, bunun sebebi; insanımız fakir, insanımız bir seçim yapmak<br />

zorunda; bu insanlar mobil olmak istiyorlar, gezmek istiyorlar ve ufak, ikinci el bir arabayı satın almak<br />

istiyorlar, dolaşmak istiyorlar, dolaşım hürriyetine sahip olmak istiyorlar. <strong>LPG</strong> ve <strong>CNG</strong> insana bunu sunuyor,<br />

çok güzel bir olay. O bakımdan insanımızın sahip olması gereken bir ürün. Fakat burada problem ne?<br />

Problem ekonomik, ekonomik olduğu için de bizim insanlarımızdan "bu ürün çevreyi kirletmez" beklentisine<br />

girmemiz yanlış. Eğer bu ürün kömür olsaydı, havayı kirletseydi bizim insanımız gene bunu kullanacaktı.<br />

Belki devlet engelleyecekti; ama insanımız bunu kullanacaktı. Arabasına koyacaktı, bu üründen enerji üretip<br />

sürecekti. Dolayısıyla, bu işin temeli ekonomik, hiçbir zaman çevre değil. Bu <strong>LPG</strong>, <strong>CNG</strong>'nin güzelliği ne?<br />

117


Keyifli bir şey; bu havayı temiz tutuyor, kirletmiyor. Benzine göre, dizele göre havayı kirletmiyor, o bakımdan<br />

şanslıyız. Ülkemiz için güzel bir fırsat. ,<br />

Dolayısıyla, doğalgazın gelmesi, otogazın Türkiye'de olması ülkemizin havasının kalitesi insanlarımız 1.<br />

için çok güzel bir şey; bu işin güzel bir tarafı. Fakat iş ekonomik olunca bakarsınız ne oldu? Olay tamamen<br />

f<br />

illegalite üzerine kuruldu. Otogaz istasyonları ne oldu? Hiçbir şekilde, belediyenin kontrol etmediği bir şe- <<br />

kilde her yerde kuruldu. Hiçbir şirket, hiçbir şahıs akaryakıt istasyonunu bu kadar kolay kuramazdı, hiçbir<br />

şekilde kuramazdı. Ama otogazda ne oldu? Paldır küldür her tarafta açıldı. Bu kadar kontrolsüz, dünyada<br />

hiçbir yerde gelişmedi.<br />

İkinci bir olay ne? Dönüşüm .olayları, hiçbir ülkede bu kadar kontrolsüz gelişmedi; ama ne oldu? Olay<br />

oldu, 1,5 milyon tane araç var. Yapacak pek bir şey de yok Önümüzde ne var? Bir fırsat var, <strong>CNG</strong> var.<br />

<strong>CNG</strong>'de şanslıyız, niye şanslıyız? Büyük bir yatırım gerekiyor. 200 bin dolar, 300 bin dolar, 400 bin dolar istasyonlara<br />

yatırım gerektiriyor. Bu yatırım bir istasyonun maliyetiyle eşdeğer. Bu demektir ki, küçük girişim- ,<br />

çiler bu işe kolay kolay soyunamazlar; burada fırsat ne? İlk defa Türkiye'de işin maliyetinden dolayı düzen-' f<br />

li bir gelişme olacak; bu keyifli bir olay. Eğer dönüşüm kitleri doğru yapılırsa <strong>CNG</strong> ilk defa Türkiye'de sis- V<br />

tem olarak dört dörtlük oturabilir, <strong>CNG</strong> açısından bunu söyleyebilir herhalde. ,<br />

Otogaza gelirsek; arkadaşlar, benim bu toplantıdan beklediğim biraz daha bireysel olması. Bir kere<br />

ürünü tanıyalım. Ürün, basınç altında olan bir ürün. Basınç altında olan bir üründe güvenliği kontrol etmek<br />

çok zordur. Bu ürün dışarıya çıkmak için can atıyor, bir kaba sıkıştırmışız. Bu dizel değil ki, motorin değil ki,<br />

hiç hareket etmesin. Dolayısıyla, bu ürünün problemleri yar. Burada sunulan kalite problemi, kalite problemi<br />

değil esasında. Bir üründe bir şey artı-eksi 5 oynayabilir. Otogazda kalite problemi o kadar büyük problem<br />

değil, o Türkiye'nin problemi ve hiç kimse size şunu garanti edemez. Yani % 70, 30 oranında bir ürünün<br />

Türkiye'de tam olması mümkün değil. Yani bizim buradan görmemiz gereken; bu olmaz. Bu olmazsa bunun<br />

da farkına varalım. Dolayısıyla, benim Lütfü Bey'den beklentim "otogazı % 50-% 50 yapalım" diyoruz, hata i<br />

yaparız, böyle bir şeyi de kesinlikle ağzımıza almamamız lazım. Çünkü bu işin temeli ekonomi. Bir daha 1-<br />

1,5 milyon araç sahibine biz diyemeyiz ki, "yahu senin aracın esasen 30x70 kurulmuştu, şimdi 50x50 kurulsun<br />

" bu insanlara bir daha mı kit satacağız? Zaten insanımız gariban.<br />

Dolayısıyla, öneri şu: Otogaz çok güzel bir ürün. Kalite problemi tüpgazda aynı gazdır, olabilir; ama<br />

bir problem yok. <strong>CNG</strong> çok güzel bir fırsat; bunu kucaklamamız lazım; ama devletimiz aciz içinde. Ben şahsen<br />

üzüldüm. Serap Hanım geldi, bize "biz belediye olarak esasen kontrol edemiyoruz" dedi. Burada ı<br />

Müfettişimiz de üstü kapalı bize onu söylüyor. Ben şunu söylüyorum: Çok daha haklı. Sonuçta sektöre devletin<br />

sahip çıkması lazım, denetlemesi lazım. Denetlemezse hiçbir şekilde buproplem çözülmez; ama keyifli bir şey.<br />

Halkımız bundan ekonomik olarak faydalanır. Bence özet burada bu.<br />

I<br />

LÜTFÜ ÇOLAKOĞLU- Pardon,"% 50 Bütan-% 50 Propan" dediğimiz zaman burada fiyat artmıyor.<br />

% 50-% 50 koyduğunuz zaman kit de değişmiyor. Her şeyimiz aynı. <strong>LPG</strong>'deki kalite araçlarının kullanım<br />

kalitesini artırıyor. İkisi arasında hiçbir fark yok. % 50 olmasında hiçbir ücret de fark ettirmiyor.<br />

OTURUM BAŞKANI- Konuda % 50 propan, % 50 bütan olması <strong>LPG</strong> maliyetlerini etkileyen bir şey [<br />

değil. <strong>LPG</strong>'nin randımanını etkileyen bir olaydır. '<br />

LÜTFÜ ÇOLAKOĞLU- Propan olmakla kitlerin değişmesi gerekmiyor.<br />

/<br />

OTURUM BAŞKANI- Onu biliyoruz da Türkiye'de bu sektörde hiçbir şey bilmeyen yetkili insanlar söz V<br />

sahibi. Herşeyi bilen Odalar hiçbir yetki sahibi değil, olay burada yatıyor.<br />

118


<strong>LPG</strong>'NİN AKARYAKIT SEKTÖRÜNE GETİRDİĞİ<br />

OLUMSUZLUKLAR<br />

Güner YENİGÜN*<br />

Saygıdeğer katılımcılar; "tüpgaz" adı altında mutfaklarda, dökme gaz olarak sanayide ve ısınmada uzun<br />

süreden beri kullanılmakta olan <strong>LPG</strong>, Sanayii ve Ticaret Bakanlığı 29.6.1995 tarih ve 22328 sayılı Resmi<br />

Gazetede yayımlanan mevcut yönetmeliğe bir madde ilavesine ilişkin bir tebliğe istinaden "otogaz" adı altında<br />

alternatif olarak araçlarda da kullanmaya başlanılmıştır. Bu tarihte dünyada <strong>LPG</strong> fiyatları benzin fiyatlarına<br />

oranla daha pahalı olmasına rağmen ülkemizde mutfaklarda kullanımı nedeniyle devletimizce yapılan sübvansiyon<br />

sonucunda benzin fiyatları yanında çok ucuz kalmıştır. Bu durum araçlarda <strong>LPG</strong> kullanımını körüklemiş<br />

ve ticari amaçla kullanan araçların yanında özel ve resmi araçlarda da çok hızlı ve artan bir ivmeyle<br />

<strong>LPG</strong>'ye dönüşüm başlamıştır.<br />

Başlangıçta gelişigüzel ve denetimden tamamen uzak bir şekilde başlayan <strong>LPG</strong>'ye dönüşüm, Mart 1998<br />

tarihine kadar bu şekilde devam etmiştir. Mart 1998 tarihinde hazırlanan bir protokol sonucunda Makina<br />

Mühendisleri Odası aracılığıyla denetim altına alınmaya başlanan <strong>LPG</strong>'ye dönüşüm 2000 yılında protokolün<br />

iptali sonucunda tekrar denetim dışına çıkarılmıştır. Yetkisiz kişi ve kuruluşlarca yapılan bu dönüşümler<br />

sonucunda özellikle ticari araçlarda kullanımı nedeniyle san bomba olarak adlandırılan, yüz binlerle ifade<br />

edilen sayıdaki araç halen trafikte seyrü sefer yapmaktadır. Bu araçların tamamının mümkün olan en kısa<br />

zamanda denetim altına alınması mutlaka sağlanmalıdır.<br />

<strong>LPG</strong>'nin araçlarda kullanımındaki bu olumsuz tablo <strong>LPG</strong>'nin satışa sunumu safhasında da sergilenmiş ve<br />

benzin fiyatlarına göre ucuz olan bu yakıtların kullanımına olan büyük talep ülkemizde faaliyet gösteren 12<br />

bine yakın akaryakıt istasyonu yanında, yürürlükteki yasa, yönetmelik, tüzük ve genelgelerle öngörülen tedbir<br />

ve esaslardan yoksun, standart dışı izinsiz ve ruhsatsız binlerce müstakil <strong>LPG</strong> istasyonunun kurulmasına<br />

yol açmıştır. Vatandaşların can ve mal güvenliğini çok ciddi bir şekilde tehdit eden bu istasyonlar akaryakıt<br />

istasyonları gibi denetlenmeli, en kısa zamanda yasa, yönetmelik ve genelgelerde belirtilen esaslara uyumları<br />

sağlanmalıdır. Kaldı ki, ekonomik bağlamda düşünüldüğünde ülkemizin en ücra köşelerinde dahi hizmeti<br />

tüketicisine güvenli götürebilme adına standartlara ve yasaların öngördüğü esaslara uygun olarak kurulmuş<br />

binlerce akaryakıt istasyonu varken, müstakil <strong>LPG</strong> istasyonlarının kurulmasının milli gelirimizin heba<br />

olmasına yol açan büyük bir savurganlıktan başka bir şey olmadığı gerçeği ortaya çıkacaktır.<br />

<strong>LPG</strong>'nin gerek dönüşüm aşamasında, gerekse kullanıma sunulması aşamasındaki yanlış uygulamaların<br />

insanlarımızın can ve mal güvenliğini çok ciddi bir şekilde tehdit etmesi ve ülkemiz ekonomisine zarar vermesi<br />

yanında akaryakıt sektörüne, dolayısıyla ülkemiz ekonomisine getirdiği bir başka olumsuzluk ise,<br />

rafınerilerdeki üretim, depolama ve satış dengelerini bozmasıdır, şöyle ki: Bilindiği üzere ham petrolün<br />

rafinerilerde işlenmesi sırasında kısaca benzin, motorin, fueloil diye adlandırdığımız ürünler belli bir oran<br />

dahilinde ortaya çıkmakta ve bu ürünlerden herhangi birini üretmemek mümkün olamamaktadır.<br />

Ülkemizde <strong>LPG</strong>'nin çok kısa sürede ve çok büyük çapta plan ve programdan uzak bir şekilde benzin yerine<br />

kullanılması sonucunda benzin tüketimi hızla azalmış ve buna bağlı olarak rafinerilerde meydana gelen<br />

benzin stoklarının kapasiteyi aşması sonucunda zaman zaman rafınerilerdeki üretimi ciddi oranlarda azaltmak<br />

zorunluluğunda kalınmıştır. Bu durum ise, diğer ürünlerin üretimlerinin azalması nedeniyle bu ürünlerin temini<br />

sıkıntısını doğurmuştur; bu uygulamanın akaryakıt sektörünü ve ülkemiz ekonomisini olumsuz etkilediği<br />

kesindir.<br />

Ancak bu söylediklerimize akaryakıt sektöründeki en büyük sivil toplum kuruluşu olan PÜİS-Petrol<br />

Ürünleri İşverenleri Sendikası olarak <strong>LPG</strong> ve <strong>CNG</strong>'nin alternatif yakıt olarak araçlarda kullanılmasına karşı<br />

119


olduğumuz zannedilmesin. Bizim karşı olduğumuz husus, bu çok ciddi oluşumun hiçbir denetime, plana ve j<br />

programa bağlı olmamasıdır. Ülkemiz lehine olan planlı, programlı, denetime açık ve yasalara bağlı her türlü /<br />

yeniliği, oluşumu yürekten destekliyor ve alkışlıyoruz.<br />

Sonuç ve öneriler: Yaklaşık 7 yıldır kullanıma sunulan <strong>LPG</strong>'nin akaryakıt sektöründe yarattığı olum-<br />

suzluklar ve bu olumsuzlukların çözümü için sunduğumuz öneriler aşağıda dizilmiştir:<br />

1) Sıvılaştırılmış petrol gazı, <strong>LPG</strong> ve sıkıştırılmış doğalgaz <strong>CNG</strong>'nin kullanım alanları ve ürün<br />

speklerinin tespiti, teknik özellikleri ve standartlarının güncelleştirilmesi ve gerekli revizyonların<br />

yapılarak mutlaka AB normlarına uygun, zorunlu standart kapsamına alınması.<br />

2) <strong>LPG</strong> dağıtımı ve tüketiciye intikali aşamasında yürürlükte mevcut mevzuat kapsamında belediyeler,<br />

Sağlık Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Enerji ve ,<br />

Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Bayındırlık ve İskân Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Çevre Bakanlığı f<br />

başta olmak üzere birçok kurumun görev ve sorumluluğunun olduğu görülmektedir. Yürürlükte<br />

mevzuatların ilgili kurum ve kuruluşlar bazında değerlendirilerek güncelleştirilmesi ve yapılması ,.<br />

gereken prosedürün oluşturularak takip edilmesi zorunludur. Ancak mevzuat öyle birbirine bağlıdır<br />

ki, bir kurumda yapılacak düzenleme diğer kurumu birebir etkilemekte olup her biri ayrı ayrı öneri<br />

paketi şeklinde irdelenmesi yerine, kurumlardan oluşacak bir komisyonun yasa, yönetmelik, kararname<br />

ve tebliğler bazında yapılacak değişiklikleri belirleyerek karar vericilere somut olarak sunulmasının<br />

sağlanması ve böylece mevzuat kargaşasının sona erdirilmesi.<br />

3) Bu komisyonlarda ilgili bakanlık temsilcileri yanında mutlaka belediye, TSE, Makina Mühendisleri<br />

Odası ve teknik üniversitelerden temsilci alınması.<br />

j<br />

4) Yapılacak mevzuat değişikliklerinin ilgili tüm kamu kurum ve kuruluşları tarafından takip edilmesi !<br />

ve behemehal uygulanması. '<br />

5) Standarda uygun olarak üretilen <strong>LPG</strong>'nin dağıtım aşamasında büyük sorumluluk yüklenen <strong>LPG</strong> I<br />

dağıtım şirketlerinin sektörü iyileştirici altyapısını oluşturarak bayilik örgütü dahil verimli ve haksız<br />

kazanca yönelmeyecek şekilde faaliyetlerini sürdürmesi.<br />

Gerek <strong>LPG</strong>, gerekse <strong>CNG</strong> kullanan araçların sağlıklı ve güvenli ortamlarda ikmallerinin yapılabilmesi<br />

amacıyla kurulacak dolum istasyonlarının ruhsatlı, her türlü güvenlik önlemlerinin alındığı, periyodik olarak<br />

denetimlerinin yapıldığı ve otogaz istasyonlannda uyulması gerekli kurallara uygun olan mevcut akaryakıt<br />

istasyonları içinde kurularak yetkili ve sertifikalı elemanların nezaretinde <strong>LPG</strong> ve <strong>CNG</strong>'nin kullanıma sunulmasının<br />

akaryakıt sektöründe yaşanılan mevcut sorunların çözümünde etkili ve yararlı olacağını düşünü- j<br />

yoruz. /<br />

*Güner YENIGÜN<br />

1941 yılında Ankara doğumlu. 1962 yılında Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi Ticaret ve Sanayi İşletmesi İhtisas<br />

Bölümü ve Ankara Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Pedagoji Bölümlerinden mezun oldu. Emlak Kredi Bankası Ankara<br />

İmar Ltd. Şti'nde Müfettiş ve İmar İskan Bakanlığı Mali İşler Dairesi Başkanlığı görevlerini yaptıktan sonra 1971 yılında<br />

ticaret hayatına atılmıştır.<br />

120


SORU-CEVAP BÖLÜMÜ<br />

NIGAR DUVAN (Yenimahalle Belediyesi Çalışanı, Makina Mühendisleri Odası Ankara Şubesi)- Ben<br />

şunu söyleyeceğim: Galiba bu işte yetki ve sorumluluğun şu an tam olarak kimde olduğu belli değil. Belediye<br />

olarak söyleyeceğim; şimdi bizde belediye olarak bu ilgilendiren kısım tesisin inşaat aşamasına kadar. Yani<br />

inşaatı bittikten sonra dolum olayları, yani devamı bizde değil, biz ondan sonrasına karışmıyoruz. Yalnız<br />

benim dikkatimi çekiyor. Kendi kurumumdan örnek vereyim. Bir defa projelendirme aşamasında bir yanlışlık<br />

var. Biz henüz tam olarak bizim yetkimizde değil gibi düşünüyoruz; ama bence bunun her şeyden önce projelendirilmesi<br />

gerekiyor. Yani önlem olarak yeraltındaki tankların, yerüstündekilerin veya belli mesafeleri; ama<br />

şu ana kadar ben hiç bunun projelendirmesini görmedim. Gelmedi, yani özellikle imar kısmında olduğum<br />

için. Artı birçok kaçak, korsan istasyonlar olduğunu, yani hiç gelmediğini, bize intikal etmediğini biliyoruz.<br />

Bir de şu var; Buraya işyeri açma küşatı, izni veren özellikle bizler, belediyeler oluyoruz. Ben Sanayi<br />

Bakanlığının özellikle bizlere bu işyeri açma küşatı verirken neler gerekli olduğunu bildirmesini, aynı zamanda<br />

bunun bir uyan niteliğinde "şu şu belgelerin, şunların olması gerektiği" diye bir direktif vermesini istiyorum.<br />

Çünkü henüz kuşat müdürlüklerimizin elinde teknik elemanlar olmadığı için orada, bu yönetmelik gereği<br />

neler, hangi belgeler gerektiğini bilmiyorlar.<br />

Bir de şunu diyeceğim: Sorumlu müdür olayı. Her mühendisin buraya bir sorumlu müdür olmasından<br />

taraftar değilim; bu başlı başına uzmanlık gerektiren bir konu. Yani biz hepimiz mühendisiz; ama bu konuyu<br />

hepimizin bildiğini zannetmiyorum. Onun için de uzmanlık gerektiren konuda en azından belli bir kurs programıyla,<br />

eğitim programıyla uzmanlık belgesi alınması gerekiyor. Yani bunu da verecek kurumun oda<br />

olduğunu düşünüyorum. Çünkü kamu kuruluşlarımız gerçekten yetkisinde olan kuruluşlar, biz de dahil biraz<br />

bu konuda duyarsızız. Söyleyecek başka bir sözüm yok.<br />

NİYAZİ ÖZGÜR - Değerli arkadaşlar, kusura bakmayın sürekli söz alıyor gibi bir duruma düşmek istemem.<br />

Otogaz Yönetmeliğini hazırlarken biz, Ankara Büyükşehir Belediyesi, İstanbul, İzmir, Kayseri, büyükşehir<br />

belediyelerinden eleman aldık. Onun yanında koordinasyonu, Otogaz Yönetmeliğinin hazırlanmasını<br />

Sanayi ve Ticaret Bakanlığı üstlendi. Özel sektörden Türkiye Likit Petrol Gazları Derneğinden, Anadolu <strong>LPG</strong><br />

Sanayicileri Derneğinden, Çalışma Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Karayolları, Bayındırlık, yani ilgili kurumr<br />

ların hepsini topladık, 17 kişilik bir komisyon çalıştı.<br />

Çağırmaya kalksaydık, bütün Odaları çağırmamız gerekiyordu. Kaldı ki, Komisyonda makina mühendisi<br />

olan 8 tane arkadaş vardı. Onlar da Makina Mühendisleri Odasının temsilcisi, makina mühendisi diploması<br />

almış arkadaşlardı. Onun için biz Odaları şunun için devreye sokmadık: Zaten Komisyon 17 kişi, ben<br />

alt komisyon başkanlığını yaparken belli uyumları sağlamak durumdayım. Ayrıca 17 kişiyle zaten kamu<br />

kurumlarından toplanmış makina mühendisleri vardı, o arkadaşlarımızın 8 tanesi makina mühendisiydi. Biz<br />

bu yönetmeliği hazırladık. Yönetmelik hazırlığı aşağı yukarı 2 yıl sürdü. Onun yanında zaman zaman Makina<br />

Mühendisleri Odasından veya Kimya Mühendisleri Odasından, değişik yerlerden gelen görüşleri de yönetmeliğe<br />

aktarmaya çalıştık.<br />

Şunu söylemek istiyorum: 3030 sayılı Büyükşehir belediyelerinin yönetimi hakkında bir kanun var; bu<br />

kanun diyor ki: "Büyükşehir belediyesi yetkilidir. Görevini eğer İlçe Belediye Başkanlığı 'na devrederse bu<br />

işleri yapar." Sanıyorum sıkıntı biraz Ankara'da. Büyükşehir Belediyesiyle diğer İlçe Belediyelerimizi<br />

bilemiyorum. Koordinasyonu iyi sağlarlarsa bu işler yürür diye düşünüyorum, sıkıntının biri buradan kaynaklanıyor.<br />

Çankaya Belediyesinin, Yenimahalle Büyükşehir Belediyesinin... Biz mevcut mevzuatı yazdık,<br />

hatta müteşebbisler zarar görmesin diye bazı konularda bir yıllık da süre tanıdık. Ama bu tanıdığımız süre<br />

hiçbir zaman can güvenliği, standartlara aykırılık yönünden değildi. Eğer bir tesis bir yere kurulduysa imar<br />

yönünden ufak tefek problemleri varsa, onları gerçekleştirmek için bir yıllık süre tanıdığımız hususlar oldu.<br />

Bu yönetmeliği hazırlarken tabii "mükemmel bir yönetmeliktir" demiyorum. Çok kurumun görevi var, orada<br />

tek tek her kuruma görev verilmiş; bunları belirtmek istiyorum.<br />

121


Tarih : 14.12.2002<br />

<strong>LPG</strong> <strong>VE</strong> <strong>CNG</strong><br />

UYGULAMALARI<br />

SEMPOZYUMU<br />

PANELİ<br />

Yer : Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi<br />

PANEL YÖNETİCİSİ:<br />

Ali Ekber ÇAKAR : MMO Oda Sekreteri<br />

PANELİSTLER:<br />

Erol COŞAR: Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Sanayi Genel Müd. Daire Başkan Vekili<br />

Hayrünnisa ÇİLİNGİROĞLU: Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu<br />

Bülent ESİNOĞLU: Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar-Konfederasyonu<br />

Prof. Dr. Kahraman ALBAYRAK: ODTÜ<br />

Turhan ÇAKAR: Tüketici Haklan Derneği Başkam<br />

123


ALİ EKBER ÇAKAR (Oturum Başkanı)- Makina Mühendisleri Odası adına Ankara Şubemizin ><br />

Sekreteryahğında yürütülen ve bugün sabahtan bu saate kadar birlikte izlediğimiz <strong>LPG</strong>-<strong>CNG</strong> Sistemleri<br />

Sempozyumunun Panel oturumunda birlikteyiz. Hepiniz hoş geldiniz. ,<br />

Panel kısmımız yaklaşık 1,5 saat sürecek. Konuşmacı arkadaşlarımı tanıttıktan sonra kendilerine 10'ar j<br />

dakikalık söz vereceğim. Bu 10 dakikalık sürenin sonunda salonda siz değerli katılımcıların sorulan olabilir.<br />

Bu paneli katılımcı bir şekilde hep birlikte bitirmeye çalışacağız.<br />

Panelist olan arkadaşlarımın kısa özgeçmişlerini okumak istiyorum. Erol Coşar, Sanayi Bakanlığı (<br />

Sanayi Genel Müdürlüğünde Daire Başkanvekili olarak aramızda bulunmakta. 1959, Tokat doğumlu. 1977'de r ^<br />

İstanbul Devlet Mühendislik Mimarlık Akademisi Makina Mühendislik Fakültesini bitirdi. 1982'de Devlet Su y'<br />

İşleri Genel Müdürlüğünde Makina İkmal Dairesi Başkanlığında Makina Mühendisi olarak göreve başladı.<br />

1990 yılında Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Sanayi Genel Müdürlüğünde Makina Mühendisi olarak göreve<br />

başlayıp yine Bakanlığın çeşitli birimlerinde görev yaptıktan sonra 2000 yılının sonunda Otomotiv Sanayi<br />

Dairesinde Daire Başkanvekili olarak atanıp halen o görevi sürdürmektedir.<br />

Hayrünnisa Çilingiroğlu, 1946 yılında Adana'da doğdu. Gazi Üniversitesi Meslek Eğitim Fakültesi ',<br />

Resim Sanat ve Tarihi Bölümünden mezun oldu. 1968 yılında naklen Emniyet Genel Müdürlüğüne geçti.<br />

1989 yılı sonunda Polis Başmüfettişliği kadrosundan emekli oldu. 1993 yılından beri Türkiye Şoförler ve<br />

Otomobilciler Federasyonu başkanlığında trafik, eğitim ve planlama danışmanı olarak görevini sürdürmektedir,<br />

j<br />

r<br />

Bülent Esinoğlu, 1944 yılında Yozgat'ta doğdu. İTÜ Makina Fakültesini 1969 yılında bitirdi. İskenderun y<br />

Demir Çelik Fabrikası kuruluşunda ve işletmesinde görev yaptı. Sanayi ve Ticaret Bakanlığında 5 yıl Sanayi<br />

Genel Müdürü olarak görev yaptı. Şu an TESK'te görev yapmaktadır.<br />

Profesör Doktor Kahraman Albayrak 1949 yılında doğdu. 1971 yılında ODTÜ Makina Bölümünü bitirdi.<br />

Enerji ve akışkanlar mekaniği konularında çalışmaları vardır. 1973 yılında ODTÜ'de asistanlık ile<br />

başlayan çalışmalarını Profesör Doktor olarak sürdürmektedir.<br />

Turhan Çakar 1970-1973 yılları arasında Zonguldak Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü, 1973-1984 yıllan<br />

arasında Maliye Bakanlığında memur olarak görev yaptı. 1979 yılında Ankara Mühendislik ve Mimarlık<br />

Yüksekokulu Kimya Mühendisliği Bölümünü bitirdi. 1996-2000 yıllan arasında Sanayi ve Ticaret Bakanlığı j<br />

Araştırma Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığında Araştırma Geliştirme Daire Başkanlığı görevini t.<br />

yürütürken 2000 yılında emekli oldu. 1991 yılında kurulan Tüketici Hakları Derneğinin kurucusu ve o tarih- ><br />

ten bu yana da başkanlığını yürütmektedir. ,<br />

Değerli arkadaşlar, sabahtan beri yapılan oturumlarda, sunulan tebliğlerde aslında gerek <strong>LPG</strong>, gerekse<br />

<strong>CNG</strong> açısından konuyu irdelediğimizde tüketiciler açısından sorunlar var. Sorunlarımıza sektörel alan açısından<br />

bakıldığında, kamusal alan açısından bakıldığında birçok sorunla karşı karşıyayız. Zaman zaman yapılan<br />

tebliğlerde ve konuşmalarda "bugün artık dünyanın mevcut enerji kaynaklarının tükenmesiyle birlikte ve ona<br />

paralel olarak alternatif enerji kaynaklannın devreye sokulduğunu, bu bir taraftan gerek endüstriyel tesislerde,<br />

sanayide, konutlarda ve otomotiv sektöründe bu alternatif enerji kaynaklan bir taraftan kullanılmaya<br />

başlanırken; ama aynı zamanda da üreticiler daha konforlu, daha standartlara uygun, daha emniyetli ekip- t<br />

manlarını, bu konuyla ilgili olan ekipmanlan ve son teknolojiyi nasıl kullanabiliriz?" noktasından hareket /<br />

ederek çalışmalannı sürdürmekteler. Tabii bunlan buraya iten temel nedenlerden bir tanesi; mevcut petrol '/<br />

rezervlerinde bir azalma söz konusu; dünyadaki genel veriler ve tahminler bu yönde. Bu anlamıyla da dünya<br />

"Acaba alternatif enerji kaynaklarını kullanabilir miyiz?" diye bir arayış içerisinde. <<br />

İkinci temel nokta, iten ve bu yönde çalışmaları hızlandıran temel noktalardan bir diğeri ise; şu andaki<br />

mevcut petrol kaynaklannın çok yüksek olması. Ekonomik anlamda baktığında bir hayli yüksek. Dolayısıyla,<br />

"daha ucuz bir ekonomik girdi sağlayabilir miyiz?" noktasından hareketle çalışmalar yapılmakta.<br />

Çalışmalara iten temel noktalardan bir diğeri ise tüketiciler açısından, eğer bir değerlendirme yapmak<br />

gerekirse; biraz önce söylediğim gibi ekonomik olarak bir hayli sıkıntılı bir durum. Fiyatlar aldı başını gidi-<br />

ı<br />

124 İ


yor. Dolayısıyla, insanlar bir arayış içerisinde. Mevcut otomobilini kullanacak, sanayi tesisini çalıştıracak,<br />

endüstriyel tesisini çalıştıracak, konutlarda ısınacak. Dolayısıyla, "bu yönde acaba daha ekonomik bir yakıt<br />

kullanabilir miyiz?" arayışı içerisinde.<br />

Çevresel açıdan bakıldığında dünya bir kirlilik süreci yaşıyor ve bu kirlilik giderek devam ediyor.<br />

Dolayısıyla, hem toplumsal anlamıyla bakıldığında, hem bireysel olarak değerlendirdiğimizde çevreyi daha<br />

az kirleten ve bu çevre kirliliğini asgari düzeye indirebilecek olan çalışmaları acaba asgari düzeye indirebilir<br />

miyiz? Bu anlamıyla "alternatif enerji kaynaklarını acaba kullanabilir miyiz?" arayışları var.<br />

Firmalar açısından bakıldığında bir ürün çeşitliliği söz konusu. İmalat açısından, mühendislik hizmetleri<br />

açısından bakıldığında daha ileri bir teknolojiyi kullanma noktasında bir çeşitlilik söz konusu. Dolayısıyla,<br />

böyle bir arayış var. Ama bütün bu arayışların içerisinde de bir tarafında sorunlar devam ediyor, yığınla<br />

devam ediyor. Özellikle dünyada bu alternatif enerji kaynaklarının kullanımına yönelik olarak kamu kurumları,<br />

konuyla ilgili olan kurumlar, birimler bir araya gelerek kendi standartlarını oluşturmuşlar. Bu standartlara<br />

bağlı olarak yasal düzenlemeler, mevzuat geliştirilmiş. Bu yasal mevzuat çerçevesinde de tüketiciler, yani<br />

kullanıcılar, insanlar bu yasalar çerçevesinde de hareket ediyorlar. Ama bizim ülkemize bakıldığında maalesef<br />

bir sıkıntıyla karşı karşıyayız. Uygulamalar başlamış. Uygulamaların hemen arkasında, ya paralelinde<br />

yasal mevzuatı oluşturmaya çalışıyoruz ya da düzenlemeler yapmaya çalışıyoruz. Dolayısıyla da kullanıcılarla<br />

yasa düzenleyiciler arasında bir çelişki söz konusu, böyle bir sıkıntı var.<br />

Bir başka temel çelişki; aslında otomobil üreticileri açısından bakıldığında bir çelişki söz konusu.<br />

Dünyanın neresinden bakarsanız, uygar ülkelerinde mutlaka otomobil üreticileri açısından ya da sanayi tesisleri<br />

üreticileri açısından bakıldığında mutlaka çıkacak olan bu yasal mevzuatlara, tartışmalara ya da oluşturulacak<br />

olan düşüncelere ve önerilerine katılmak yerine, bizimkiler "nasıl olsa bu konu bizi çok fazla<br />

ilgilendirmiyor, bu nasıl olsa tüketicileri ilgilendiriyor" ve bizi de ilgilendirmediği için de sessiz kalmayı<br />

yeğliyorlar. Bu ticari etik ve ahlak açısından bakıldığında da çok doğru bir davranış olmadığını düşünüyorum.<br />

Ama maalesef bizim ülkemizde bu uygulamalar devam edegeliyor.<br />

Toplumsal olarak baktığımızda biz tüketiciler olarak da maalesef bu kadar sorunun, bu kadar sorunlar<br />

yumağı içerisinde sessiz kalabiliyoruz, çok fazla sesimiz de çıkmıyor. Bu anlamıyla bunu aslında hak<br />

etmediğimizi düşünüyoruz; ama maalesef bu ülkenin bir gerçekliği. Tüketicileri koruyan dernekler, örgütler<br />

açısından bakıldığında onlarda da çok fazla bir ses seda yok. Maalesef onlar da deyim yerindeyse sessizliğini<br />

koruyorlar.<br />

Üreticiler zaten bu anlamda bizi çok fazla ilgilendirmediği için "biz mallarımızı satalım da ne olursa<br />

olsun" noktasından belki hareket ediyorlar; böyle bir çelişki var. Dolayısıyla, bu çelişkiler yumağına<br />

bakıldığında sorunlar bir hayli fazla. Şimdi açıkçası bu sorunları devleti temsil eden arkadaşımızla birlikte,<br />

tüketicileri temsil eden arkadaşlanmızla birlikte ve bilim ayağını oluşturan üniversite ayağıyla birlikte ve<br />

sizlerle birlikte bu sorunları hep birlikte tartışalım istiyoruz.<br />

Ben ilk olarak Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Sanayi Genel Müdürlüğü Başkanvekili olan Erol Beye söz<br />

vermek istiyorum. Yasal mevzuat ne durumdadır, sıkıntılar nedir? Sabahtan beri birçok sorun dile getirildi.<br />

Acaba gerçekten böyle midir? Yoksa farklı bir durum mu söz konusu? Bize açıklarlarsa memnun oluruz.<br />

Buyurun Erol Bey.<br />

EROL COŞAR (Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Sanayi Genel Müdürlüğü Başkanvekili)- Sayın Başkan,<br />

değerli katılımcılar; sözlerime başlamadan önce hepinizi saygıyla selamlıyorum.<br />

Ben daha ziyade araçlarda yapılan <strong>LPG</strong>, <strong>CNG</strong> dönüşümlerinin yasal prosedürü hakkında kısaca bazı<br />

konulara değinmek istiyorum. Daha önceleri iptidai usullerle yapılan <strong>LPG</strong> tadilatları araçların imal, tadil ve<br />

montajı hakkındaki yönetmeliğin -ki bu yönetmelik 3.2.1993 tarih ve 21485 mükerrer sayılı Resmi Gazete en<br />

son revize edilerek yayımlanmıştır. 119. Maddesinin E Bendine 13 Numaralı bir alt bent ilave edilmek<br />

125


suretiyle ve 29.12.1995 tarihinde geçerli olmak üzere 29.6.1995 tarihli Resmi Gazete yayımlanmasıyla<br />

başlamıştır. 28.5.1996'da ise, AİTM Yönetmeliğinin 119. Maddesine bir alt bent eklenmesine dair yönetmeliğin<br />

uygulama usul ve esasları tebliği 96/47-48 nolu tebliğ yayımlanmıştır. Daha sonradan bu tebliğ /<br />

28.11.1997'de değiştirilmiş ve 97/106-107 nolu tebliğ yürürlüğe girmiştir.<br />

1998 yılında 97/106-107 nolu tebliğ yürürlükten kaldırılmış. Bunun yerine 26 Kasım 1998 tarih ve<br />

23535 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve tebliğde yer alan hususların da bulunduğu yönetmelik değişik- ı<br />

ligi yayımlanmıştır. f<br />

Yasal düzenlemelerle ilgili son sıra takip edildiğinde son olarak 17.8.2000 tarih ve 24143 sayılı Resmi<br />

Gazetede yayımlanan AİTM Yönetmeliği değişikliğiyle araçlardaki <strong>LPG</strong> ve <strong>CNG</strong> dönüşümleri bu süreç<br />

içerisindeki problemler ve uygulamalar da dikkate alınarak çözülmeye çalışılmıştır. Şu andaki mer'i, yani<br />

uygulamadaki mevzuat da bu yönetmelik değişikliğidir. Anılan yönetmelikte araçlarda alternatif yakıt,, likit<br />

petrol gazı, <strong>LPG</strong> ve sıvılaştırılmış doğalgaz, kompres netrogaz, <strong>CNG</strong> kullanabilmesi için 1958 Cenevre<br />

Antlaşması çerçevesinde yayımlanan ECR 67 ve <strong>CNG</strong> dönüşümlerinde ise, R-110'da belirtilen emniyet ve '<br />

teknik esaslar dikkate alınarak bakanlıktan yetki belgesi almış makina mühendislerine çizdirilen projelerin<br />

Bakanlıkça onaylanacağı hususu yer almaktadır.<br />

Yine araçlarda <strong>LPG</strong> ve <strong>CNG</strong> dönüşüm montaj işlemlerini yapan firmalar araçların imal, tadil ve monta- j<br />

jı hakkındaki yönetmeliğin 117. Maddesi hükümlerine göre Bakanlıktan imalat yeterlilik belgesi alacaklardır. , r<br />

Bu tadilatlar seri olarak yapıldığı gibi münferit olarak da yapılabilmektedir. '<br />

Yakıt sisteminde kullanan yerli ve ithal malzemeler E veya TSE işaretli olacaktır. Aksam ve parçalan '<br />

yerli imal eden veya ithal eden firmalar bu aksam ve parçaları prototip araç üzerine montajını yaptıktan sonra<br />

otomotiv ana bilim dalı olan üniversitelerden veya Türk Standartları Enstitüsünden yakıt sistemi uygunluk<br />

raporu almak zorundadır.<br />

<strong>LPG</strong> ve <strong>CNG</strong> yakıt sistemli araçların trafiğe kayıt ve tescilleri Karayolları Trafik Kanununun 32.<br />

Maddesi ve AİTM Yönetmeliğinin ilgili maddelerine göre yapılmaktadır. Bu konudaki yükümlülükleri araç<br />

projelerini hazırlayan makina mühendisleri, yakıt sistemi uygunluk raporunu veren kuruluşlar, aksam ve<br />

parçalan ithal eden ithalatçılar veya imal eden imalatçılar, dönüşüm montajını yapan firma paylaşmaktadır. j<br />

t<br />

Aynca <strong>LPG</strong>, <strong>CNG</strong> dönüşümleri yapılan araç sahiplerinden araçların periyodik muayenelerinde Makina 'j<br />

Mühendisleri Odasından, TSE'den veya üniversitelerden alınan gaz sızdırmazlık raporu istenilmektedir. Yine<br />

aynı yönetmelikte emniyetle ilgili hükümler ise kısaca şu şekildedir: Araçlara dönüşüm montaj lan projesine '<br />

uygun eğitilmiş uzman kişilerce yapılacaktır. Dönüşümü yapılan araçların <strong>LPG</strong>'li ve <strong>CNG</strong>'li olduklan ruhsatlanna<br />

işletilecektir. Araç dönüşümü yapan kuruluşlar, dönüşüm işlemlerini yaptıklan işyerlerine ait Türk<br />

Standartlan Enstitüsünden hizmet yeterlilik belgesi alacaklar ve bu belgeyi imalat yeterlilik belgesi almak<br />

için yapacaklan müracaat sırasında Bakanlığa vereceklerdir. Bakanlıktan kendi kuruluşlan adına imalat<br />

yeterlilik belgesi alan firmalar belgelerine diğer firmalannın araç dönüşüm işlerinde kullandırdıkları takdirde<br />

bu kuruluşlann belgeleri iptal edilecektir.<br />

Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonundan veya Makina Mühendisleri Odasından temin edilen j<br />

oval biçimde <strong>LPG</strong> yakıtı kullanan araçlarda üzerinde <strong>LPG</strong> yazısı, <strong>CNG</strong> yakıtı kullanan araçlarda ise, üzerinde ,'<br />

<strong>CNG</strong> yazısı bulunan yansıtıcı reflektif etiketler araçların ön ve arka camlannın sağ üst köşelerine yapıştınlacaktır.<br />

Alternatif sistemle çalıştmlan araca ait Türk Standartlan Enstitüsünden veya Makina Mühendisleri \<br />

Odasından veya otomotiv ana bilim dalı olan üniversitelerden temin edilen gaz sızdırmazlık raporu, muayene<br />

istasyonlannda yapılan periyodik araç muayenesi sırasında araç sahibinden istenilecektir.<br />

Yakıt dönüşümü yapılacak araçlarda ise, kullanılmış, standart dışı malzemeler kullanılmayacaktır.<br />

Araçlarda kullanılan <strong>LPG</strong> ve <strong>CNG</strong> tankının üzerinde <strong>LPG</strong> ve <strong>CNG</strong> dönüşümü yapan firmanın adı, adresi ve<br />

dönüşüm tarihiyle birlikte <strong>LPG</strong> ve <strong>CNG</strong> tankı imalatçısının adı, adresi ve imal yılını belirtilen bir etiket<br />

sökülmeyecek şekilde -kaynaklı veya perçinli olabilir- bulunacaktır. Araçlarda bulunan <strong>LPG</strong> ve <strong>CNG</strong> tankı<br />

her 10 yılda bir değiştirilecektir. j<br />

126


İmalat yeterlilik belgesine haiz firmaların dönüşüm yaptıkları araçların trafik tescil işlemleri aracın<br />

trafiğe kayıtlı olduğu ilde yapılabilir. <strong>LPG</strong> ve <strong>CNG</strong> yakıtı kullanan araçlar kapalı garajlarda park edilemez.<br />

Sanıyorum bu <strong>CNG</strong>'de biraz farklı, onu da düzelteyim. Anılan araçlarda <strong>LPG</strong>, <strong>CNG</strong> dönüşüm tadilatlarını<br />

yapan yetkili mühendislerden Makina Mühendisleri Odasından alacakları SMM belgesinde konuyla ilgili<br />

eğitim yapmaları istenilmektedir.<br />

Yine Sanayi ve Ticaret Bakanlığına imalat yeterlilik belgesiyle yapılan müracaatlarda ise, şu belgeler<br />

kısaca talep edilmektedir: Bir dilekçeyle başvuruyor. Bu dilekçeye belge talep formu ve eklerini ekliyor.<br />

Burada mühendis yetki belgesi olacak, yetkili mühendis ile firma arasında bir sözleşme olacak, araç proje ve<br />

hesaplan olacak. Eğer bu proje ve hesaplan distribütör firmada var ise, bu bayiden ikinci bir defa istenilmemektedir.<br />

Türk Standartlan Enstitüsü'nden hizmet yeterlilik belgesi olması gerekiyor. Bir garanti belgesi<br />

alacak. Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğü'müzden tank ve aynı zamanda kitle ilgili.<br />

Kullanım ve bakım broşürünü ekleyecek. Ana bayiiyle yapılan sözleşmeyi ekleyecek. Bir Sanayi Ticaret İl<br />

Müdürlüğünden alınmış uygunluk raporu, her tip bazında TSE'den ve üniversitelerden alınmış yakıt sistemi<br />

uygunluk raporu. Bu tür belgelerle müracaat etmesi halinde Bakanlıktan imalat yeterlilik belgesi alınmakta.<br />

Aynca bu imalat yeterlilik belgesinde kapsam genişletmesi veyahut da yeni bir tip ilave edileceği zaman<br />

yine ilgili belgelerle müracaat edildiği takdirde bu belgelerine de bu yeni tipler, trafikte kullanılacak olan belgeler<br />

de ilave edilmek suretiyle kendilerine bunlar verilmektedir. Bu istenilen bilgi ve belgelerle Bakanlığa<br />

müracaat eden firmalara imalat yeterlilik belgesi verilmektedir. Yalnız burada dikkat edilecek husus, herhangi<br />

bir araç tipi için verilen ve trafik tescil işlemlerinde kullanılan belgeler sadece o aracın prototipi görülerek<br />

verilmektedir. Yetkili mühendis ve firma daha sonra aynı tiple ilgili başka bir araçta dönüşüm yaptıkları<br />

zaman, bu aracın ilgili mevzuattaki teknik şartlara uygun olduğunu kendileri kontrol etmektedirler. Bu yüzden<br />

yetkili mühendise her bir aracın kontrolü ve uygunluğu konusunda büyük bir sorumluluk düşmektedir.<br />

Ayrıca bu husus araçlarla ilgili karayolu uygunluk belgesinin arka yüzünde her bir araçla ilgili olmak<br />

üzere yetkili mühendisin beyan ettiği <strong>LPG</strong> montajı yapılan aracın sızdırmazlığı ve projesine uygunluğu<br />

tarafımızca kontrol edilmiştir" ibaresi de kayıt altına alınmaktadır. Kısaca değindiğim ve Sanayi Bakanlığınca<br />

uygulanan yasal prosedür budur. Fakat sonuçta bütün bu işlemlerde iş sonunda bu işlemlerin her kademesinde<br />

görev alan insan faktöründe düğümlenmektedir. Herkes sorumluluğunun bilincinde hareket ettiği müddetçe<br />

meydana gelebilecek olan sorunlann çözüleceği kanaatindeyim.<br />

Teşekkür ediyorum.<br />

OTURUM BAŞKANI- Biz teşekkür ederiz.<br />

İkinci konuşmacımız Hayrinnüsa Hanım, TŞOF adına katılıyor.<br />

Buyurun Hayrinnüsa Hanım.<br />

HAYRİNNÜSA ÇİLİNGİROĞLU- Teşekkür ederim Sayın Başkan.<br />

Değerli katılımcılar; öncelikle temsil ettiğim Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu ve şahsım<br />

adına hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.<br />

Makina Mühendisleri Odası Ankara Şubesine de bu Sempozyumun düzenlenmesi ve sonuçlandırılması<br />

aşamasına kadar Federasyonumuzla işbirliği ve görüş birliği yaptığı için teşekkürlerimi sunmak istiyorum.<br />

Sabahki oturumlar ve en son yapılan konuşmayla birlikte izledik ki, <strong>LPG</strong>'yle ilgili yasal düzenleme çalışmaları<br />

1995 yılında başlamış, günümüz, içinde bulunduğumuz yıl, yani 2002 yılında sonuçlandırılmış. 6 yıllık<br />

bir sürede kamu ancak yasal altyapıyı tamamlamış. Oysa hepimiz biliyoruz ki, <strong>LPG</strong> uygulaması, araçlarda<br />

kullanılması uygulaması kaçak, korsan şekilde 199O'lı yıllann başlannda başladı ve ilk defa Federasyon<br />

bu kaçak, özellikle de mutfak tüplerinin araçlarda kullanılarak bilhassa da taksi otomobillerde kullanılmasını<br />

127


öğrenmesi üzerine ilk defa üniversiteler nezdinde ciddi bir araştırma yaptırmak suretiyle başta Sanayi ve j<br />

Ticaret Bakanlığımız olmak üzere ilgili merciler nezdinde bir lokomotif görevi üstlendi.<br />

Ülkemiz bu tedbirleri uygulamanın öncesinde ve başlangıcında yapmak yerine ne yazık ki, büyüyen<br />

sorunları çözümlemek amacıyla gecikmeli yapmayı tercih etti. Konuyla ilgili ciddi bir politika ve buna bağlı<br />

bir plan ve programı ne yazık ki, bugüne kadar belirleyemedi ve uygulamaya koyamadı. <strong>LPG</strong> pazarında i<br />

payımız düşük; çünkü 100 küsur bin taksi otomobil var; ama <strong>CNG</strong> için çok daha büyük bir pazara sahibiz, o •;<br />

gözle değerlendirilmesini rica ediyorum. Onun için de tabii ki aynı belirsizliğin <strong>CNG</strong>'de yaşanmamasını da<br />

diliyoruz.<br />

Özellikle de <strong>LPG</strong>'nin ticari araçlar dışında özel otomobiller tarafından kullanılmaya başlaması üzerine<br />

ki, bu rakam 1,5 milyon olarak bugün telaffuz edildi. Kesin rakamın hiçbir kamu kurumu tarafından belli<br />

olmadığını ve kesin olarak kayıt altına alınmış olmadığı kanaatindeyim. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı temsilcimiz<br />

bu konuya ne der; bilemiyorum. Özel araçlarda yaygın olarak kullanılmaya başlaması üzerine<br />

hükümetler akıl almaz tedbirler -tedbir denilebilirse- almaya başladı. Bu sözde caydırıcı tedbirlerin başında<br />

<strong>LPG</strong>'ye yapılan zamlar ve vergiler gelmektedir. Çok geriye gitmeye gerek yok. Uygulamanın başlandığı<br />

tarihlere gitmeye gerek yok. 1999 yılı Şubat ayında <strong>LPG</strong> fiyat satış fiyatı Ankara için 91 700 litre fiyatı. 2002 j<br />

yılı Şubat ayında 744 100 lira, 13.12.2002 tarihi itibariyle bu fiyat Ankara'da 1 007 000 lira litre fiyatı. 1999 /<br />

yılıyla mukayese ettiğimizde" zam oranı % 1 098. Tam bir inceleme yapma imkânı bulamadım. Ancak diğer<br />

mal ve hizmetlerde bu kadar yüksek oranda 3 yıllık bir sürede artış meydana gelmiş ve zam rekoru kırılmış \<br />

mıdır? Takdirlerinize arz ediyorum ve hâlâ da zam rekortmenliğine devam edeceğinin işaretleri alınıyor.<br />

Zamların yanısıra ÖTV uygulaması başlatıldı biliyorsunuz. "Ekonomik kriz" dedik, "tüketici endeksi"<br />

dedik, "toptan eşya fiyatı endeksi" dedik. Bunlardan hangisi baz alınırsa alınsın, bizim tarafımızdan bu fahiş<br />

artışın, bu rekorun herhangi bir izahının olmadığı düşünülmektedir. Taksi sayısı 1993 yılında Türkiye geneli<br />

için 141 140 idi. 2002 Haziran ayı içerisinde Emniyet Genel Müdürlüğü kayıtlarından alınmış bilgidir bu,<br />

taksi otomobil olarak tescil edilmiş. Otomobil sayısı 141 140'tan 108 564'e düşmüştür. Yani <strong>LPG</strong> başlangıçta<br />

taksici esnafı için bir kurtarıcı olarak düşünülmüştür. Ancak bu sayılar, verilerle taksici esnafını kurtarmak j<br />

yerine batırmıştır diyebiliriz. ! :<br />

Esnafımızın yaşadığı sorunlar bunlarla da kalmadı. Pazar olarak yaşadığımız sorunlar içerisinde zamlar<br />

ve vergilere ilaveten Hükümet iki yanlış karar aldı. Bunlardan bir tanesi teknik muayene harçlannm <strong>LPG</strong> I<br />

dönüşümü yaptırmış araçlarda harçlannm 20 kat artınlmasıydı. Hemen bunun akabinde bir yıl sonra gündeme<br />

geldi. <strong>LPG</strong> dönüşümü yaptırmış araçlar için devlet, hükümet dört misli motorlu taşıt vergisi tahsil etmeye<br />

kalktı. Ancak bu iki yanlış karar, yanlış hesabın Bağdat'tan dönmesi hesabına uygun bir şekilde Danıştaya<br />

açılan davalar sonucunda bu kararlar geri çekildi. Ancak bu kararlar sonucunda da esnafımız ayn bir mağduriyete<br />

uğradı, o da şu: Özellikle motorlu taşıt vergisini zamanında yatırmış olan esnafımız bu ödediği<br />

vergiyi ne yazık ki, geri alamadı. Bir kısmı geri aldı. Maliye Bakanlığı bu konuda da bu ödenmiş olan vergilerin<br />

geri ödenmemesi konusunda güzel bir genelge hazırladı ve bu şekilde esnafımızın ayn bir mağduriyeti ,<br />

söz konusu oldu. f<br />

Bu şekilde sabah oturumlarda izledik. Dünyada belli ülkelerde, özellikle hava kirliliğinin yoğun olarak<br />

yaşanıldığı, alternatif yakıt arayışlannın olduğu, çeşitli programlar geliştirildiği ülkelerde alternatif yakıt kul- i<br />

lanmanın, ticari araçlarda kullandınlmasının teşvik edildiğini gördüğümüz birçok örnek olmasına rağmen,<br />

ülkemizde ise bunun tam aksi bir durum söz konusu oldu. Alternatif yakıt kullandığı için taksi otomobil sahibi<br />

esnafımız cezalandınlmış duruma düşürüldü.<br />

<strong>LPG</strong> uygulamasında söylenilecek çok söz var. Ancak zaman sınırlaması nedeniyle halen<br />

Federasyonumuzun devletten beklentilerini üç ana başlıkta söyleyebilirim. <strong>LPG</strong> fiyatında ticari araçlar için<br />

ayn bir düzenleme yapılmalıdır. Özel otomobiller ayndır, onlann işlevi ayrıdır, kullanım amaçlan ayndır.<br />

Ticari araçların kamu adına bir taşımacılık yapması söz konusudur. Dolayısıyla, her yönüyle, sadece t<br />

ekonomik yönden değil, çevre kirliliği, gürültü kirliliği ve sair gibi sebeplerle de ticari araçlann teşvik f<br />

edilmesinde ilk uygulama <strong>LPG</strong> fıyatlannın ve vergilerin düşürülmesidir. Aynca çeşitli istisnalar ve <strong>CNG</strong>'de V


gelecekte yaşayacağız. Teşvik tedbirleri de sürdürülmeli. Aksi takdirde <strong>LPG</strong> kullanan esnafımızın cezalandırılması<br />

karan alınmış ve bu şekilde uygulamaya devam edilmiş olacaktır.<br />

<strong>CNG</strong> konusunda Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonunun görüşlerini de kısaca arz etmek<br />

istiyorum. Biliyorsunuz, enerji piyasasıyla ilgili bir kanun yürürlüğe konuldu ve Enerji Piyasası Düzenleme<br />

Kurulu bu kanuna göre kurularak göreve başladı. Kanuna bağlı olarak doğalgaz piyasasıyla ilgili sadece enerji<br />

piyasası değil, aynı zamanda doğalgaz piyasasıyla ilgili yönetmelikleri hazırlama çalışmalarını tamamladı.<br />

Bu EPDK'nın doğalgaz piyasasryla ilgili yönetmeliklerinden bir tanesi Doğalgaz Piyasası Lisans<br />

Yönetmeliğidir. İzleyenler için 11.12.2002 tarihinde yürürlüğe girdi Doğalgaz Piyasası Lisans Yönetmeliği.<br />

Bu yönetmeliğin 7. Bölümünde sıkıştırılmış doğalgaz lisansıyla ilgili hükümlere yer verilmiştir. Araçların<br />

<strong>CNG</strong> ihtiyacı için kurulacak dolum istasyonları da lisansa tabi olduğu ifade edilmektedir. Ancak Enerji<br />

Piyasası Düzenleme Kurulu uzmanlarıyla yaptığım telefon görüşmesi sonucunda 12.12.2002 tarihine kadar<br />

kurullarına lisans için herhangi bir başvuru olmadığını belirtmişlerdir.<br />

Araçların dönüşüm kitlerinin ithali ve montajı için daha önce <strong>LPG</strong> için Sanayi ve Ticaret Bakanlığının<br />

yetkilendirmiş olduğu firmaların sahip olduğu yetki belgeleri <strong>CNG</strong>'yi de kapsamaktadır. Bu konuda yeni bir<br />

düzenlemeye ihtiyaç olmadığı düşünülmektedir. Ancak araçlarda <strong>LPG</strong> kullanımı ile ilgili olarak Sanayi ve<br />

Ticaret Bakanlığınca uygulama tebliğleri çıkarılmıştır; bundan Sayın Coşar biraz önce bahsetti. Aynı düzenlemeler,<br />

yasal düzenlemelerin bir parçasıdır. Araçlarda doğalgaz kullanımı konusunda da muhakkak yapılmalı<br />

ve yürürlüğe konulmalıdır.<br />

Araçlarda doğalgaz kullanımının yaygınlaşması, dolum istasyonları aracılığıyla arz güvenliğinin sağlanmasına<br />

bağlıdır. <strong>LPG</strong>'yle çalışan motorlu araçlar için bu 12.2.2002 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe giren<br />

yönetmeliğe benzer bir düzenleme <strong>CNG</strong> dolum istasyonlarının kurulması ve işletilmesiyle, denetimiyle ilgili<br />

hususlarda da yasal düzenleme yapılmasını gerektirmektedir.<br />

Özel Tüketim Vergisi Kanununa bağlı olarak <strong>CNG</strong> için de ÖTV uygulanmaktadır. BOTAŞ Genel<br />

Müdürlüğünden dün aldığım bilgi, 1.11.2000 tarihinden geçerli doğalgazın metreküp fiyatı 239 206 lira, buna<br />

434 187 lira ÖTV ilave ediliyor ve % 18 KDV uygulanıyor. Buna bayii kân dahil değil henüz. Bu bayii kân<br />

da ilave edildiğinde bu rakamın 1 100 000-1 200 000'ler civannda olacağı; bu şu demek aslında: Biraz sonra<br />

devlet politikası talebimiz olacak, devletin bir politika belirleme talebimiz olacak. Devlet, araçlarda doğalgaz<br />

kullanılması durumunda gardım bu sefer <strong>LPG</strong>'de olduğu gibi sonradan değil, gardım önceden almış.<br />

"Araçlarda doğalgaz kullanırsanız canınızı yakanm" diyor tabiri caizse, bağışlayın beni. Yani gerek ticari<br />

araçlann, gerek özel araç sahiplerinin doğalgaz ucuz diye bu işe girmesini peşinen önleyici mahiyette bir politika<br />

izlemeye çalıştığını buradan anlıyoruz.<br />

Oysa kamu yararlan göz önünde tutularak özellikle ticari araçlarda bütün dünya genelinde öncelik ticari<br />

araçlardadır. <strong>CNG</strong> kullanılmasının bir devlet politikası olarak belirlenip plan dahilinde uygulanmaya konulması<br />

esastır; bunun örneklerini birçok ülkede -sabahleyin de konuşmacılar aktardılar- görmek mümkün. Konu<br />

bireysel girişimlere bırakılamayacak öneme haizdir. Neden bireysel girişimlere bırakılamayacak kadar öneme<br />

haizdir. Biliyoruz ki, İstanbul'da en az 150 taksi otomobil bireysel girişimler sonucunda <strong>CNG</strong> dönüşümü yaptırmıştır<br />

ve şimdi bu <strong>CNG</strong> dönüşümü yapılmış araçlar ne yazık ki, kullanılamamaktadır veya sadece benzinle<br />

işletilmesi söz konusudur. Araçlarda <strong>CNG</strong> kullanımı konusunda belirsizlik mevcuttur. Bu nedenle<br />

Federasyonumuz bu uygulamaya mesafeli durmaktadır. Çünkü geçmişte devletten hiçbir teşvik görmeden<br />

esnafın kendi imkânlarıyla yaptırılan <strong>LPG</strong> dönüşümünün esnafımıza faturası çok ağır olmuştur, çok ağır fatura<br />

ödenmiştir ve hâlâ bu fatura ödenmeye devam ediyordur. Benzer sıkıntının ve sorunlann <strong>CNG</strong>'de yaşanılmasını<br />

istemiyoruz.<br />

Şunu da hemen hatırlatmak istiyorum: <strong>CNG</strong> uygulaması, <strong>LPG</strong>'de olduğu gibi sadece taksi, otomobillerle<br />

sınırlı olmayacak, otobüs, kamyonet ve kamyon türü araçları da gelecekte kapsayacaktır. Haziran 2002 tarihi<br />

itibariyle toplam motorlu araç sayısı 9 860 527, bunun içerisinde toplam ticari araçların sayısı ise,<br />

1.291.661 dir. Yani pazar oldukça geniş ve <strong>CNG</strong>'yle ilgilenenlerin iştahını kabartacak büyüklüktedir.<br />

129


Federasyon olarak ciddi, tutarlı, ekonomik ve sosyal maliyetleri hesaplanmış, fayda maliyet analiziyle<br />

geleceğe yönelik projeksiyonu yapılmış. Yatırımcının ve kullanıcının teşvikine ilişkin önlemleri öngörmüş,<br />

geniş perspektifli bir devlet politikasını görmek ve değerlendirmek istiyoruz. •<br />

• I<br />

Federasyonumuz <strong>CNG</strong>'nin araçlarda alternatif yakıt olarak kullanılmasına prensipte karşı değildir.<br />

Ancak bu konuda oluşturulacak kısa, orta ve uzun vadeli politikaların şeffaf olmasını, politikalar oluşturulmadan<br />

önce meslek üst kuruluşu olarak görüşlerimizin alınmasını, karar sürecinde demokratik katılımımızın<br />

sağlanmasını, esnafımızın hak ve menfaatlerinin korunmasını ve kollanmasını talep ediyor ve bekliyoruz.<br />

Sonuç olarak bir cümle ifade etmek istiyorum: Devletimiz <strong>LPG</strong> tecrübesinden de yararlanarak piyasada<br />

bu yönde bir hareketlenme başlamadan önce gerekli değerlendirmeleri yukarıda belirttiğimiz ilkeler doğrultusunda<br />

yapmalı ve piyasadaki tüm tereddütlere açıklık kazandırmalıdır. Gönül isterdi ki, bugün yapılan bu<br />

güzel toplantıda Enerji Piyasası Düzenleme Kurulundan ve Enerji Bakanlığından da katılımlar olsun ve<br />

katılımcılar onların da görüş ve temennilerini dinlesin ve izlesin isterdim.<br />

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. Teşekkür ederim. i<br />

OTURUM BAŞKANI- Biz teşekkür ederiz. '•<br />

İstersiniz yine Bülent Esinoğlu Beyle devam edelim. Çünkü konular birbirleriyle bağlantılı ve yakın.<br />

Bülent Beyi tanıyanlarınız vardır. Sanayi Genel Müdürlüğü süreci içerisinde Makina Mühendisleri Odasıyla •<br />

yaptığımız ortak çalışmaların olumlulukları o dönemde başlamıştı. Bu anlamıyla da Bülent Beye o çalışmalarından<br />

dolayı buradan teşekkür ediyorum.<br />

Buyurun Bülent Bey.<br />

BÜLENT ESİNOĞLU (TESK)-Teşekkür ederim Başkan. /,<br />

Değerli katılımcılar, öncelikle şunu belirtmek istiyorum: Tabii sabahtan beri <strong>LPG</strong> ve doğalgazla ilgili,<br />

araçlarda doğalgazın kullanılmasıyla ilgili epeyce bir görüşme, konuşma, düşünce aktanmı oldu. Aslında bize '<br />

fazla söyleyecek bir şey kalmadı. Prosedürle ilgili bilgileri Erol Bey verdi. Esnafımızla ilgili ve kullanıcı<br />

tüketiciyle ilgili sorunları Hayrinüsa Hanım verdi. Daha sonra gene tüketiciyle ilgili ve verimle ilgili tarafını<br />

arkadaşlar verecekler; ama genelde etraflıca görüşüldü ve konuşuldu. Ben burada daha önce bu işi başlatan<br />

birisi olarak 1994 yılında Sanayi ve Ticaret Bakanlığında Sanayi Genel Müdürlüğüne başladığımda bu sorun<br />

Hayrinüsa Hanımın dediği gibi 1990 yılından itibaren tüpgazla vesaireyle falan uyduruk sistemlerle cereyan<br />

ettiğini gördük. Şoförler Federasyonunun bu işe sahip çıkması sonucunda bunun yasal bir prosedüre oturtulması<br />

gerekiyordu. O sırada da sorumlu kişi bendim. Ben de kendim İskenderun Demir Çelikte daha çok gazın j<br />

içerisinde ve böyle tehlikeli işlerin içerisinde yaşayıp gelen, üretimin içerisinden gelen birisi olduğumdan /<br />

dolayı da bu gazın araçlarda kullanılabileceğini ve herhangi bir güvenlik sorunu olmadan bu işin '<br />

halledilebileceğine inanıyordum. r<br />

Ancak çevrede o sırada bu işi benim yapmamam için çok önemli baskılar oldu. "Patlar, çatlar" dediler,<br />

sarışın bombalar koydular, televizyonlarda hatta bazı araçları havaya uçurdular ve saire falan...<br />

Televizyonlarda çok önemli konuşmalar yapıldı. Bu işi yapmamamız için çokuluslu şirketlerin uzantıları olan<br />

insanlar çok uğraştılar. Ama ben de inat ettim, bunu yapmaya karar verdim. Hatta yanımızdaki, böğrümüzdeki<br />

daire başkanı, genel müdür muavini arkadaşlar bile gelip bana baskı yapıyorlardı. "Yahu ne yapıyorsun?<br />

Biz minibüslerde dizellere geçiş yaptık, bütün minibüsler şöyle oldu, bu böyle olur" falan filan...<br />

Ben zaten o anda caymış olsaydım bu iş bugün burada konuşulmuyor olacaktı. Ancak ben bu işe j<br />

başlarken <strong>CNG</strong>'yle başlamak istedim, yani direkt doğalgazla başlamak istedim ve yönetmeliği yazdık. /<br />

Yönetmelik yazıldıktan sonra da çeşitli yerlerden de tabii görüş alınıyor ve saire filan. O arada otomotiv '<br />

sanayinin ilgilileri "aman sen ne yapıyorsun kardeşim? Bu olur mu?" falan... Gene bir baskı başladı. Bu sefer r<br />

130


en çok inatlaşınca falan, bu arada da bakanlar falan değişiyor. Dolayısıyla, bir bakana dertlerini anlatıyorlar,<br />

öteki geliyor, ben 5 sene genel müdürlük yaptım, 8 tane bakan değiştirdim. O arada ben "bunu nasıl aradan<br />

geçirebilirim?" diye bununla uğraşıp duruyorum.<br />

Neyse, <strong>LPG</strong>'yi yazdık, o sırada bizim Ersen Yavuz Bey de müsteşanmızdı, müsteşar da bu konunun haklılığına<br />

inandığı için bana destek verdi, <strong>LPG</strong>'yi geçirdik. Fakat bu arada otomotiv sanayiinin belli kesimlerinden<br />

gene tepkiler gelmeye başladı. Zaten bu işin esas yapılmasını istemeyen iki tane olumsuz sektör<br />

vardır ve bütün diğer sektörlerde çok olumsuz etkiler yaparlar. Bunların birisi otomotiv sanayiidir, diğeri de<br />

enerji sektörüdür. Taa 1948'den beri demiryolu yaptırmazlar Türkiye'ye, karayolu yaptırırlar. Atatürk<br />

zamanında 3 500 kilometre demiryolu yapılmıştır, ondan sonra cumhuriyet hükümetleri zamanında 252 kilometre<br />

demiryolu yaptırmıştır. Yani ne zaman ki, çokuluslu şirketler devreye girmiştir, siz politika üretemezsiniz,<br />

devlet ve ulus-devlet dağılırken ulus-devlet karar veremiyor. Bir şeye karar vereceğiniz zaman<br />

menfaat grupları, dışarıdaki ana arterler hemen harekete geçiyor ve sizi engelliyorlar.<br />

Dolayısıyla, doğalgazı o zaman bana uygulattırmadılar. <strong>LPG</strong>'yi uygulattılar. <strong>LPG</strong>'nin prosedürlerini bir<br />

yere kadar getirdik. Ama esas itibariyle şimdi gene geldi geldi, doğalgaz meselesine geldi. Çünkü doğalgazın<br />

otomobillerde ve araçlarda uygulanması herkes biliyor ki, çok ekonomik, yedek parça tasarrufu yapıyor, yağ<br />

tasarrufu yapıyor. Performansı yüksek, dolayısıyla doğalgazın araçlarda kullanılması mecburiyeti var.<br />

Aslında doğalgazın otomobillerde ve araçlarda kullanılmasının çok yararlı olduğunu Amerika bizden çok<br />

daha iyi biliyor, çokuluslu şirketler bizden çok daha iyi biliyor. Ama şundan dolayı doğalgaza mani oluyorlar:<br />

Biz biliyoruz ki, doğalgaz üretiminin % 50'si Sovyetler Birliğinde, % 17'si de İran'dan meydana getirilmekte,<br />

yani dünya çapında baktığınız zaman % 67'si çokuluslu tekellerin dışındaki kontrollerde. Ne zaman<br />

ki, bu doğalgaz kontrolü, bu çokuluslu şirketlerin eline geçecek, o zaman bütün araçların hepsi, hatta kamyonlar<br />

da, çekiciler de, hepsi de doğalgaza geçecek. Doğalgazdaki ufacık bir zorluk ne? Basıncın biraz yüksek<br />

olması. Basınçta aslında fazla da bir yükseklik yok. Şimdi de ondan korkutuyorlar. "Basınç yüksek, çatlar,<br />

patlar." Gene hâlâ aynı mekanizmaları işletiyorlar. O zamanki yaşadıklarıma benzer şeyler cereyan ediyor.<br />

Doğalgazın araçlarda kullanılması ulus-devletin sağlıklı bir şekilde ayakta durmasıyla ilgili, bağımsızlığına<br />

sahip çıkmasıyla ilgili, kendisine sahip çıkmasıyla ilgili; bütün sorunlarda olduğu gibi kendisine sahip<br />

çıkmasıyla ilgili. Yoksa doğalgaz falan; ancak bir yere kadar uygulattırırlar, talimatnameler başladı zaten,<br />

doğalgaz lisansıydı, yok şuydu, yok buydu falan gibi meselelerle bunun önünün engellenmesine doğru<br />

gidiliyor. Hatta bunu o kadar önemsiyorlar ki, IMF raporlarının içerisine bile bunları sokuyorlar. Çünkü bir<br />

defa araçlarda artık doğalgazın kullanımı kolaylaştınlır ve onun sanayisinin önü açılır, o gidiverirse tabii şu<br />

anda fueloil satan ve diğer fosil yakıtlar satanlar biraz daha sıkıntıya girecekler.<br />

Bakın, size çok basit bir örnek daha vereyim. Başımdan geçmiş bir örnektir. 1994 yılında Amerika'da bir<br />

yağ filtre fabrikasında çalışan Amerikalı bir mühendis geldi. Bir filtre yapmış, yanında da bir Türk var.<br />

1954'te o Türk oraya gitmiş, onunla beraber çalışıyorlar falan... Bu yağ fitresinin özelliği motora takıyorsunuz<br />

ve fiyatı da bizim filtre fiyatı kadar ve bir daha yağı hemen hemen arabanız çalıştığı sürece fazlaca değiştirmiyorsunuz,<br />

yağ çok geç bozuluyor. İçerisindeki emprüteleri alıyor, süzüyor, filtre ediyor, sadece siz üzerine<br />

100-150 gram kadar ilave yapıyorsunuz. Bir daha da filtre değiştirmenize gerek yok. Bunu ben otomotiv<br />

sanayiindeki çeşitli birimlere yazıyla yazdım ve bu fitrelerin uygulanmasını, belli bir deneme sürecinden<br />

geçirilmesini istedim.<br />

Bütün otomotiv sanayiinden bize tabii esas, ana bilgi paketini aldıkları ana patron firmaya sordular, onlar<br />

da "katiyen olmaz" dediler. Bunlar arabalarda uygulanmaz. Halbuki şu anda benim Internet'ten elde ettiğim<br />

bilgiler kadarıyla California'da birçok araçta bu şu anda bizim aynı ilk başta <strong>LPG</strong>'nin yasal yollardan olmadan<br />

kullanıldığı gibi şimdi orada da bu kullanılıyor. Bu da aynı şekilde bir zaman sonra tekrar devreye girecek.<br />

Bu filtreyi niye kullandırtmıyorlar? Yağ satışları, o zamanki benim yaptığım hesaba göre, 1994'le şimdi tabii<br />

rakamlar çok değişti, 3 trilyon yılda ulusun ekonomisine katkı oluyordu, biz bunları diğer araçlarımıza taksaydık.<br />

Şu anda aynı sorun var; ama bunun patenti alınmış, kullanımı denenmiş ve saire ve saire. Yani teknolo-<br />

131


jinin üretilmiş olması da bir şey ifade etmiyor. Yani iş geliyor, geliyor, politikaya yahut da iradeye geliyor, o<br />

ulusun iradesine geliyor. Bir şeyi kullanıp veya kullanamamak. Yani biz burada tabii çok şeyleri konuştuk, j<br />

teknik olarak da konuşuldu. İşte yasal düzenlemeler konuşuldu, Türkiye'deki konumlan konuşuldu ve saire; •<br />

ama iş geliyor, geliyor, geliyor, iradeye dayanıyor. İrade, yani kendinden yana mısın, değil misin? Yoksa '<br />

çokuluslu şirketlerin buradaki uzantısı mısın, onların çıkarlarını mı devam ettiriyorsun? Onlarla mı içli,<br />

dışlısın? Çünkü o çıkar zincirinin içerisine bir girdi miydi, bir de bakıyorsun taa uçtaki bayie kadar o sistemi<br />

savunmaya başlıyor, o sistemle iç içe oluyor. Çünkü menfaati oradan düzenlenmiş oluyor. O teknik düzenlemeyi,<br />

ulusun yararına olan düzenlemeyi bir türlü yerine getiremiyorsunuz. Mesela, buna benzer yine bir şey \<br />

daha yapmaya çalışmıştım. Araçların dışının lastik kaplanması işini yasal hale getirmeye çalıştım; onu basara- '<br />

madım. Dışarıdan lastik üreticileri "sen ne yapıyorsun?" diye hemen üstüne geliyorlar. Bunlardan kurtulabilmek<br />

için irade oluşturmak gerekir. Yani sadece tekniği bilmek, doğruyu bilmek yetmiyor. Artık doğru bir<br />

şey değil, hiçbir şey değil. Doğruyu herkes buluyor artık.<br />

<strong>CNG</strong>'nin kullanılmasının araçlarda çok büyük tasarruf sağladığını herkes biliyor, şuradaki herkes bili- /<br />

yor. Yani bu işe duyarlı olmayanlar da biliyor, duyarlı olanlar daha iyi biliyor. Fakat bunu gerçekleştiremi- '<br />

yorsun; neden? Çünkü başka büyük bir menfaat grubunun menfaatinden çıkaramıyorsun mevzuu. r<br />

Ben bu konuda teknik olarak bir şey söylemek istiyorum. Burada sözlerimi kısa kesmek istiyorum. Zaten<br />

herkes sabahtan beri fazlasıyla yoruldu; bu türlü şeyleri çekecek hali de kalmadı. Fakat bu denetimle ilgili<br />

mekanizmayı ben o zaman da kurmak istemiştim. Hatta bu denetimleri bizim kendimizin yapamayacağını<br />

bildiğim için araçlardaki hem proje denetimi, hem de dolum tesislerinin denetimini Makina Mühendisleri '<br />

Odasının üzerine yıkmaya çalıştım. Çünkü bizim kendi kadromuzda yapılabilecek gibi bir şey değildi. Fakat<br />

bu denetim de bir para meselesi. Yani bu denetlemeyi kuracak bir müessese vereceksiniz ya da bu işle ilgili,<br />

bilgili belli bir lisansa sahip, sertifikaya sahip insanlar vasıtasıyla bunu denetleyeceksiniz; bu da bir para ,<br />

meselesi, bu parayı birisinin çıkarması gerekiyor. Kimden çıkacak o para? Ya bunu Şoförler Federasyonu f<br />

yapacak, bu denetim işi Şoförler Federasyonuna verilecek veyahut Karayollarına verilecek veyahut bir birim V<br />

kurulacak o da parayla işlediği için o bir yerden ödenek alacak, o ödeneğin karşılığında bu denetimi yapacak.<br />

Şu anda bu kesinlikle başı boş bir vaziyettedir; denetimi yoktur ve bu denetimin olmadığını da ben bu işi<br />

yaparken de biliyordum. Zaten en çok korktuğumuz şey bunun denetiminin nasıl yapılacağıydı? Bunu bizim<br />

İl Müdürlükleri vasıtasıyla bunu denetlemeye kalkarsanız oradaki insanlar zaten çok düşük ücretlerle çalışıyorlar,<br />

kadro olarak çok yetersizler, miktar olarak yetersizler. Yani bunun İl Müdürlükleri vasıtasıyla<br />

denetlenmesi de çok zor, gerçekler böyle. Ben genel müdürken de bunu söylüyordum. Şimdi dışarıdayım,<br />

gene aynı gerçeği söylemek zorundayım. Çünkü bu doğrunun bilinmesi lazım ve buna göre birilerinin çare<br />

araması lazım. Denetimle ilgili söylemek istediğim bu.<br />

Bir de Türkiye'de bir ulusal gaz yakma teçhizatları Enstitüsü gibi bir enstitünün kurularak bu gaz yakan


Tabii bu bilim kurulu geliştirilirken bir de tabii Türkiye'de genelde bizim gibi duyarlı insanların Ar-Ge<br />

kültürüne, araştırma-geliştirme kültürüne yatkın olması lazım. Bir bilim kitlesi, bu işlerle ilgili çalışan, düşünen<br />

bir bilim kitlesi olması lazım, Türkiye'de o da yok. Artık birisine diyorsun ki; "yahu çok iyi bilim olan,<br />

başında da profesör yazan, bilmem ne, al sana bir tane rapor hazırla, getir" o yönde bir rapor hazırlatıyor.<br />

"Böyle bir rapor daha hazırla, getir" diyor, öyle bir rapor hazırlayıp getiriyor. Yani bağımsız bir kurumun<br />

olması lazım ki, gerçek bilimi halkın önüne aktarabilsin. Yoksa iki milyar lira verdi diye o fikre "evet" diyor,<br />

iki milyar lira verdi diye öteki taraftaki fikre "evet" diyor. Böyle bir müessese, yani bunun bir devlet kuruluşu<br />

tarafından yapılması gerekiyor.<br />

Teşekkür ediyorum. Hepinize saygılar sunuyorum.<br />

OTURUM BAŞKANI- Biz teşekkür ederiz.<br />

Evet, Turan Bey, tüketici haklan cephesinden nasıl görünüyor?<br />

TURHAN ÇAKAR (Tüketici Hakları Derneği Başkanı)- Teşekkür ederim Sayın Başkan.<br />

Değerli konuklar, şahsım ve Tüketici Hakları Derneği adına hepinizi selamlıyorum.<br />

Sabahtan beri çok yoruldunuz. Çok şeyler söylenildi. Ben de genel olarak "sorunlar ve çözüm önerileri"<br />

adı altında iki bunları çok hızlı bir şekilde toparlamaya çalışacağım. Türkiye'de şu anda <strong>LPG</strong> tüketiminin %<br />

45'i tüplü, % 22'si dökme, % 33'ü otogaz ve giderek de bu otogaz lehine artıyor.<br />

Sorunlar; bir defa hep söylenildi. Büyük bir mevzuat ve yetki karmaşası var. Yani mevzuat ve yetkili<br />

kuruluş sayısı yeterince fazla. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Çevre Bakanlığı, Çalışma Bakanlığı, Bayındırlık<br />

Bakanlığı, belediyeler, Sağlık Bakanlığı gibi bir sürü kuruluş var ve bu kuruluşlar arasında bir sürü standart<br />

var, bir sürü yönetmelik var, mevzuat var ve bu mevzuatlar arasında da uyumsuzluklar bulunmaktadır. Bazı<br />

mevzuatlarda birtakım çelişkiler, uyumsuzluklar bulunmaktadır. Yetkili kuruluşlar arasında yetki karmaşası<br />

ve koordinasyon eksikliği vardır; bu durum tabii birçok belirsizliğe ve birçok sorunların doğmasına neden<br />

olmaktadır.<br />

Genellikle mevzuata firmalar tarafından yeterince uyulmamaktadır; bu zaten sabahtan beri söyleniyor.<br />

Denetimler yeterli değildir; bunun da birçok nedeni vardır. Mevzuattan kaynaklanan nedenler, koordinasyonsuzluktan<br />

kaynaklanan nedenler, kadro eksikliğinden kaynaklanan nedenler, eğitimsizlikten kaynaklanan<br />

nedenler diye yeterince denetim yapılmamaktadır.<br />

Firmaların yerleşimi; yerleşim şu anda Türkiye'de yasal olsa bile, standartları olsa bile yerleşim maalesef<br />

çevre ve tüketici güvenliği açısından uygun değildir. Mevcut durum, tüketici sağlığı, tüketicinin sağlık ve<br />

güvenlik hakkı, sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı ve orada çalışanların güvenliği açısından uygun değildir.<br />

Yani aslında mevzuatta var; fakat mevzuata uygun olmadığından dolayı bunlar yerine getirilmemektedir.<br />

Diğer taraftan dünyadaki ve ülkemizdeki gelişmeler, teknolojik gelişmeler, bilimsel gelişmeler bu<br />

mevzuata zamanında düzenlemelere yansımamaktadır. Bu konuda maalesef ulusal bir politika yoktur.<br />

Birtakım kişiler ve grupların çıkarları doğrultusunda günlük politikalar uygulanmaktadır. Uygulanan fiyat<br />

politikaları ne tüketici haklanna uygun değildir, ne de ulusal, fiyat politikaları Türkiye'nin yararına uygun<br />

değildir. Zaten bunlar hep dışa bağımlı, gazıyla aparatıyla hep dışa bağımlı sistemlerdir. Tüketiciler bu konuda<br />

yeterince bilgilendirilmemektedir. Bu konuda saptadığımız bazı sorunlar şöyle: Örneğin, standartlara ve<br />

mevzuata aykırı tüp satışı şehir merkezinden, yani eskiden çok daha berbattı, ben de Sanayi ve Ticaret<br />

Bakanlığında bu konuda daire başkanlığı yaptım, denetim yaptım, İl Müdürlüğü'nde 10 yıl mühendislik yaptım.<br />

O dönemden biraz daha iyi <strong>LPG</strong> iki kilogramlık ve 12 kilogramlık tüpler biraz daha bugünlerde o zamana<br />

göre daha iyi. Ama maalesef bu kırsal kesimde, belgelerde aynı sorunlar devam etmektedir.<br />

133


Ev ve bazı ev aletleri satış yerlerinde ne yazık ki, hâlâ <strong>LPG</strong> tüpleri satılmaktadır. Birçok tüp satış aracında<br />

bulunan yangın söndürme cihazları genellikle işlevsiz ve bu cihazlar standarda uygunluğunu kaybetmiş<br />

durumdadır ve zaten birçok araçta tüp bulunmamaktadır. Tüpten tüpe dolum veya tanktan tüpe dolum<br />

yapıldığı gözlemlenmekte ve belirtilmektedir. Eğitim yetersizdir, eğitimi olmayan, ustalık belgesi olmayan<br />

insanlar tarafından servisler yapılmaktadır. Bazı <strong>LPG</strong> istasyonlarında ev tipi tüplere kaçak dolum yapıldığı<br />

gözlemlenmektedir; zaten burada söylenildi.<br />

Dökme <strong>LPG</strong>'deki sorunlar; genellikle çeşitli işyerleri ve konutlarda bu kullanılmaktadır. Yani tank olarak<br />

ve bu tankların bulunduğu yerlerde güvenlik uzaklıkları zaten standartlara uygun olmadığı gibi birçoğunda<br />

aslında o standart ve mevzuat da zaten uygun değil. Burada da gene mevzuatlara uyulmamakta, standartlara<br />

uyulmamakta. Tankların standarda uygun olup olmadığı, test edilip edilmediği de belli değil. Tanktan tanka ,<br />

veya tanktan tüpe dolum yapıldığı belirtilmekte, gözlemlenmekte. ' »<br />

Genellikle dökme <strong>LPG</strong> uygulaması Türkiye'de maalesef sağlıklı ve güvenli bir uygulama değil. Bu '<br />

konuda gerek <strong>LPG</strong> istasyonları konusunda, örneğin birkaç kaza, biliyorsunuz en son iki ay kadar önce \<br />

Akçagaz <strong>LPG</strong> dolum tesislerinde dolum yapılırken bir patlama oldu. Bir Pazar günü bir kamyon şoförü ve<br />

orada çalışan bir bekçi dolum yaparken patlama oldu ve şoför öldü, bekçi yaralı. Allah'tan Pazar olduğu için<br />

orada başka insanlar da yoktu, olsaydı çok daha büyük can kaybı söz konusu olabilecekti. Ya bu insanlar<br />

görevli değil, görevli olmadığı halde onlara görev verilmiş ya da görevli; ancak eğitimleri, bilgileri yetersiz<br />

olduğundan dolayı böyle bir olay oldu. Aynca gene kale radyatör fabrikasının ısıtılmasında kullanılan tankın<br />

bir yerden bir yere taşınması sırasında vinç takıldı, delindi ve orada da büyük bir patlama oldu; buna benzer<br />

sorunlar maalesef yaşanıldı, halen yaşanılmakta.<br />

Otogaz istasyonlarında ve otogaz araçlarında çıkan sorunlar; Türkiye'de hep söylenildi, 3 bin dolayında r<br />

otogaz istasyonu bulunmakta, burada 1,5 milyon üzerinde de <strong>LPG</strong> dönüşümlü araç olduğu söylenildi. V<br />

Sorunlar; <strong>LPG</strong> kullanan araçlarda maalesef yangın güvenliği yeterli değildir. Çoğunda aynı şekilde yangın .<br />

söndürme tüpü bulunmamaktadır ya da bu tüpler çalışmamaktadır, kullanım ömrü geçmiştir, standarda uygunluğunu<br />

kaybetmiştir. Ruhsatsız <strong>LPG</strong> kullanan araç ne kadar? Gerçekten ben onu merak ediyorum. 1,5 milyondan<br />

kaçı ruhsatlı, kaçı ruhsatsız? Bu konuda bir denetim var mı?<br />

Otogaz istasyonları genellikle mevzuata uymayarak ruhsatsız araçlara aynı şekilde dolum yapmaktadır<br />

ve gene evde kullanılan birtakım tüplere bu istasyonlarda dolum yapılmakta ve bu yapılan dorumlarda tüketiciler<br />

maalesef aldatılmakta; miktar yönünden aldatılmakta. Tabii güvenlik yönünden de çevre güvenliği<br />

tehlikeyle karşı karşıya kalmakta. (<br />

•i<br />

Aykırılıklar nedeniyle ülkemizde cezai işlemler ne yazık ki, yeterli değil, caydırıcı değil. Ancak 2001 i".<br />

yılında Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından 203 otogaz istasyonuna standart ve mevzuata aykırılıktan ceza '<br />

kesildi. Belediyeler ne yaptı, ne kadar ceza kesti? Onu da tabii yeterince bilmiyoruz. t<br />

Çözümlere gelelim; bir defa bu mevzuat sayısı azaltılmalı, koordinasyon eksikliği giderilmeli. Fakat<br />

mevzuatlar yazılırken sevgili arkadaşım Niyazi Özgür Beyin belirttiği gibi değil. Zaten Türkiye en büyük<br />

sıkıntıyı burada çekiyor. Tabii ilgili kamu kuruluştan olacağı gibi, ilgili meslek odalan ve tüketici örgütlerinin<br />

olması, olmazsa olmaz önkoşuldur. Yoksa o yasalar uygulanmaz, kâğıt üzerinde kalmaya mahkûmdur.<br />

Diğer taraftan gerçekten ulusal bir çözüm politikası uygulama; yani bu konuda ulusal bir politika uygulanmalı.<br />

Uzun vadede belki Sayın Bülent Beyin belirttiği gibi 20 yıl, 30 yıl gidebilir. Ama maalesef dünyada<br />

bu konuda artık dünyada fosil kaynaklara değil, hem çevre açısından, hem tüketici haklan ve güvenliği j<br />

açısından, hem de ülke çıkarları açısından artık yenilenebilir kaynaklara ve temiz kaynaklara yöneliniyor. /<br />

Örneğin, artık otomobillerde hidrojen kullanımı başlıyor. Otomobillerde bor kaynaklı yakıtlann kullanımı '<br />

tasarlanıyor. Biz dünyanın en zengin bor yataklarına sahibiz. i<br />

Hidrojen; temiz, güvenli bir sistem, aynı zamanda dışa bağımlılığınız yok. O nedenle bu konunun<br />

sürdürülebilir olması açısından ki, sürdürülebilir de aslında biraz da aldatmaca bir kavram. Biz gene öyle<br />

diyelim. Tüketici haklanna uygun olması ve ülkenin çıkarlarına uygun olması açısından kendi doğal kay-<br />

134<br />

i


naklarımıza dayalı büyük bir teknoloji merkezi oluşturup bu konuda bir ulusal politika ve bu politikaya uygun<br />

olarak bir teknoloji merkezi oluşturup artık hidrojen, bor ve diğer yenilenebilir, temiz ve ucuz kaynaklara<br />

yönelmek durumundayız. Aksi takdirde bunların da teknolojisi uluslararası tekellerin eline geçiyor. Biz bu<br />

konuda bu politikaları şimdiden tasarlamalıyız ve bu konuda aklımızı başımıza devşirmeliyiz ve bir araya<br />

gelip bu politikaları saptamalıyız. Aksi takdirde ne <strong>LPG</strong>, ne doğalgaz dışa bağımlı olduğu sürece, araç gereçleri<br />

ve sistemleri dışa bağımlı olduğu sürece bizim için çözüm değildir.<br />

Teşekkür ederim.<br />

OTURUM BAŞKANI- Biz teşekkür ederiz.<br />

Hocam, Bakanlık yasal mevzuatı anlattı. Tüketici hakları açısından değerlendirme yapan ilgili, bu işi<br />

kullanan esnafın örgütleri sorunlarını dile getirdiler. Üniversite cephesinde ve bilimsel olarak bu işin doğrusu<br />

nedir, nasıl yapılması gerekir ya da mevcut sorunlar üniversite cephesinden nasıl görünüyor?<br />

Buyurun Hocam.<br />

Prof. Dr. KAHRAMAN ALBAYRAK- Teşekkür ederim.<br />

Bu saate kadar, saat 09.00'dan beri herhalde yoruldunuz. Bir metinden okursam herhalde şey olur, bir<br />

sohbet şeklinde olsun ve burada bazı anekdotlarla da gidelim diyorum.<br />

Makina Mühendisleri Odası Ankara Şubesinin düzenlediği bu Sempozyum için önce bir teşekkür edeyim.<br />

Sabah gelmek istedim; çünkü ilk oturumlar az-çok beni ilgilendiriyordu. Her ne kadar çalışmalarımı bu<br />

konuda sürdürmesem de öncülerinden olduğum için geldiği noktayı çok merak ediyordum. Bu konuyu kitap<br />

ve metinlerden de herhalde takip edeceğim.<br />

"<strong>LPG</strong>, <strong>CNG</strong>" deniliyor, ama ben bu çalışmalar sırasında SDG'yi kullanmaya çılışıyordum, ama onu oturtamadık.<br />

Bilgisayar, computer olarak girdiği dönemde eğer birileri çıkıp "bilgisayar" demeseydi, "computer"<br />

diyecektik. Sözcük anlamında bir şeyi oturtmak zamanında oluyor, geçerse herkes <strong>CNG</strong> veya <strong>CNG</strong> diye bir<br />

tanımla gidiyoruz. Enerji çok önemli, her ne kadar karşı olsak da bütün ülkelerin dünyada enerji kaynaklarını<br />

kontrol etmeye çalışmaları doğal. Kendi ülkemizde ulusal olarak düşündüğümüzde Bülent Beye tamamen<br />

bütün kalbimle katılıyorum. Ulusal teknolojimizi geliştirmemiz lazım.<br />

Enerji dediğimiz zaman petrol, kömür, doğalgaz, <strong>LPG</strong> diyoruz; ama o da petrol türevi, bir de yenilebilir<br />

enerji kaynaklan üzerinde çalışmalar var. Üniversiteler ve araştırma kuruluşları bunları çalışıyor. Ama<br />

Türkiye kapsamında baktığımızda bir şey gözümüzden kaçıyor. Bizim ulusal enerji kaynağımız kömür; ancak<br />

kömür teknolojileri açısından yeterli çalışmayı yapamıyoruz gibi geliyor. Çünkü linyit bakımından çok<br />

zenginiz, düşük kalorili linyitler ve bunları bir de kükürt oranı fazla olduğu için çevresel etkilerden kullanamıyoruz.<br />

Ancak akışkan yataklı kazan teknolojisi birçok ülkede geliştiriliyor; ama bizi çok ilgilendiriyor.<br />

Bu konuda bizim yavaş gitmemiz doğru değil. Biraz hızlanıp kendi ulusal teknolojimizi bu kaynaklar<br />

üzerine yönlendirmemiz lazım. İleriye dönük enerji kaynaklan açısından baktığınızda elinizde bulunan enerjileri<br />

sonuna kadar hangi teknolojiyle, nasıl geliştireceğimiz önemli bir konu. Araştırmalann bunun için yönlendirilmesi,<br />

hedeflerin konulması. Türkiye'de en büyük şey; hedef konulamıyor. Hedefler doğrultusunda<br />

organizasyonlanmız eksik. Birçok şeyi anlatabilirim, bu konuda çok yaşadığımız konu var.<br />

Enerjide bir tek hidrojen enerjisi -Turhan Bey bahsetti- gelecek sempozyumun konusu olacak kadar hızlı<br />

gelişiyor. Yani bundan sonraki bir sempozyumun konusu hidrojen enerjisi üzerine olabilir. Çok hızlı gelişiyor,<br />

temiz enerji kaynağı olarak ve ekonomisi açısından da değerlendirdiğinizde bu teknolojiyi ulusal bazda<br />

geliştirmemizde büyük yarar var. Yani gördüğüm kadarıyla <strong>LPG</strong> yaygınlaştı, GNG'nin yaygınlaşması söz<br />

konusu. <strong>CNG</strong> dediğimiz zaman da, sıkıştırılmış doğalgaz dediğimiz zaman da biz doğalgazın ilk geliş zamanı<br />

içerisinde bu konuya girdik. BOTAŞ, doğalgaz geliyor, dağıtım sistemi tam oturmamış, doğalgazı satacak.<br />

135


"Ne yapayım?" derken EGO otobüslerini çalıştıracak. "Ben bunu nasıl çalıştırırım?" diye düşünüyor ve '<br />

dolayısıyla bize geliyorlar. Biz de bu çalışmaya 1989 sonu, 1990'larda başladık. Ne yaptık? Tüm dünyayı \<br />

taradık, teknolojiyi izledik. Hedefimiz uç teknoloji yaratmaktı.<br />

- Doğalgazın dizel motorlarda kısmi yakıt olarak kullanılması için motorda gerekli dönüşüm çalışmaları<br />

proje kesin raporu olarak Şubat 1991'de bitti. Bu laboratuar çalışması olarak ve doğalgazı ilk yaktığımızda ,<br />

havalara uçtuk. Çünkü doğalgaz ilk geldiğinde hepimiz tehlikeleri açısından korkuyorduk. Teknoloji ne kadar<br />

gelişmiş? Ben 1970'lerde İngiltere'deki durumları bilirim. Orada teknoloji tam gelişmemiş, sıra sıra binalar<br />

diş çekilmiş gibi yok oluyordu. Bunu IRA'ya filan atarak İngiliz Hükümeti o dönemler biraz geçiştirdi. Fakat<br />

o zaman tabii geliştiriyorlar, o yüzden korkuyorduk. "Türkiye'de aman bizim bu standartlara uygun uygula- ı<br />

malanmızdaki zaaflarımız devam ederse ne olacak?" diye açıkça çok korkuyorduk. Bir de bunu tabii oto- f<br />

büslere uyguladığınızda düşünün tüyleriniz diken diken, yattığınız zaman ne olacak? İlk önce tabii dizel V<br />

motoru alıp, laboratuarda yakmak görevimiz ve bunun çıktılanyla, gücüyle bilimsel araştırma yapmaktı ve ,<br />

bunu bir sene içerisinde bitirdik ve bütün bu çalışmaları yurtdışına, Kanada olsun, o zaman Sovyetler<br />

Birliği'ne gittiğimizde Kiev'e, Ukrayna'ya gittik. Oradaki teknolojiyle de bizim teknolojimizi karşılaştırmak<br />

için, gördüğümüz bir sene sonunda bayağı iyi bir yere gelmiştik.<br />

Tabii Amerika'ya girîik, iki Amerika, bir Kanada, bir Hollanda'ya ve buralarda bu konuyla uğraşan gruplarla<br />

temas içerisinde ve kendimizin yerini belirlemeye çalışıyorduk. Bir sene sonra elde ettiğimiz güven<br />

sonucunda biz bu motorları otobüslerde uygulayabileceğimiz kanısına vardık ve bu çalışma devam etti, hedefimiz<br />

de oydu. Zaten bir hedef konulması ve bu hedefe inanılması çok önemli bir çalışmada. Bu bir süreçte<br />

bir otobüsü tümüyle doğalgaz, iki yakıtlı diyelim, doğalgaz ve mazotla; iki düğmesi var, birisine bastığınız f<br />

zaman, şoför bastığında doğalgazla çalışıyor, diğerine bastığı zaman mazotla. Bu çalışmalar da sanırım >j<br />

1992'de bitti.<br />

Dizel otobüslerde doğalgaz kullanımı ve bu uygulama da başarılıydı. Tabii bu uygulamalarda ilk prototipimizi<br />

Sayın Karayalçın, Sayın Keçeciler birlikte bindiği bir otobüste Ortadoğu turu yaptık, çok heyecanlı<br />

bir turdu. Çünkü otobüsün altmda 40 barlık tüpler var ve sistemimiz de ilk olarak denenecek. Heyecanı<br />

düşünün ve bu başarıyla sonuçlandı. Bunun üzerine tabii 59 otobüsün dönüşümü söz konusu oldu. Ankara'da<br />

sonuçta temiz yakıt olarak, sonuçlar olarak laboratuar testleri ve diğer şeylerde de kanıtlandığı için uygulanmaya<br />

ve seri halde uygulanmaya karar verildi. BOTAŞ'ın tesislerindeki maksimum basınç 40 bar, kompresörümüz<br />

yok, 40 bar alıp onunla sistemimizi geliştirip sonra 200 barlık tüpler için... Tabii dışarı gidiyorsunuz,<br />

ona göre bağlantı elemanları yapılıyor ve bunları da uyguladık. Başarılı bir şekilde gidiyor; fakat inan- t<br />

mışlık ve bu işin sürekliliğinin devam etmesi çok önemli. Çünkü buradan iki patent çıkmıştır. Bir tanesi .


OTURUM BAŞKANI- Ben teşekkür ederim.<br />

Değerli katılımcılar, değerli konuklar; panelistlerimizi dinlediniz. Şimdi soru sormak isteyen<br />

arkadaşımız varsa ismini belirtecek, kime soruyu sormak istediğini belirtecek. Eğer soruysa kısa ve öz, yok<br />

katkı anlamındaysa yine öz bir şekilde, katkı koyacağını söyleyecek.<br />

Buyurun.<br />

HALİL İBRAHİM KANTAŞ- Değerli Başkan ve değerli arkadaşlar, <strong>LPG</strong> montaj servisim var ve şu<br />

anda soru olarak Sayın Coşar'a sormak istiyorum. Sanayi Bakanlığının imalat yetki belgesi verdiği firmaları<br />

denetleme olayı şu anda nasıl ve ne yönde yapılıyor? Onu soracağım. Artı Sayın Çilingiroğlu'na Şoförler<br />

Odası olarak <strong>CNG</strong>, <strong>LPG</strong> için ilgili bakanlık veya devlete karşı ne gibi önlemleri var ve çalışmaları nasıl?<br />

Bunu sormak istiyorum.<br />

Sayın Esinoğlu'na da bir soru sormak istiyorum. Dedi ki, "Makina Mühendisleri Odasına bu denetlemeyi<br />

verdiğimizde genel müdürdük, şu anda Makina Mühendisleri Odasından alındı, Sanayi Bakanlığına verildi."<br />

Sanayi Bakanlığına bu olay Makina Mühendisleri Odası için, yani bir politik amaçla mı, yoksa menfaat<br />

amacıyla mı alındı? Onu sormak istiyorum.<br />

Bir de Sayın Turhan Çakar'a şunu söylemek istiyorum: Akçagaz Tesislerinde ve artı diğer patlamalarda<br />

<strong>LPG</strong>'yi öcü gibi gösterdi. Bu tamamıyla kişilerin kendi dikkatsiz davranışlarından meydana gelen bir patlamadır.<br />

<strong>LPG</strong> bu kadar korkunç patlamalara yol açan bir şey değildir. Çünkü önlemi alındığı anda aynı anda<br />

gaz valfları tarafından kesilen ve çok güzel olarak korunan bir cihazdır. Başka sorum yok.<br />

Teşekkür ederim.<br />

OTURUM BAŞKANI- Biz teşekkür ederiz.<br />

ALAADDİN EKSİN (Makina Mühendisi)- Benim sorum Sanayi Bakanlığından sunum yapan arkadaşa.<br />

<strong>CNG</strong>'ye dönüşüm araçlannda yanılmıyorsam orada bir madde geçiştirildi. "Kapalı yerlerde bulunmaması"<br />

gibi bir ibare vardı. Bu tehlike arz ettiği için mi, güven olmamasından mı bu şekilde bir madde vardı? O<br />

konuya açıklık getirmesini istiyorum.<br />

Katkım şu olacak: Otomotiv sektöründe kullanılan alternatif yakıtlardan <strong>LPG</strong> ömrünü tamamladı. Ama<br />

ben burada alternatif yakıttan ziyade bir ranta yönelik bir şeyler sezinler gibi oldum. Gerek sunum yapan<br />

arkadaşlardan, gerekse yani <strong>LPG</strong>'ye dönüşüm araçlarda tamamen belli bir seviyeye kadar geldi, dondu ve şu<br />

anda ekonomikliğini de yitirmiş durumda. O nedenle daha ucuz bir alternatif yakıt olarak doğalgaz gündeme<br />

geliyor. Daha önce <strong>LPG</strong> için kit için yapılan ithalat, ne kadar döviz, kaç milyar döviz yurtdışına gitti? Burada<br />

gerek ticari araçlarda uğratılan kayıplar, gerekse bireylerin uğradığı kayıplar göz önünde bulundurularak yeni<br />

gelecek sisteme duyarlı ve birey olarak gerekli tepkiyi hepimizin göstermesi gerektiği kanısındayım. Çünkü<br />

burada da birileri rant peşinde gidiyorlar. Çünkü arz-talep olduğu zaman gene petrole yakın, gerek motorin,<br />

gerekse benzine eşdeğerde bir fiyat uygulamasına gidilecektir.<br />

O nedenle benim önerim şu olacak: Gerek sivil toplum örgütleri, gerekse üniversitelerimiz, gerekse<br />

meslek odaları koordineli bir şekilde çalışıp, her şey olup bittikten sonra "ah vah" demenin hiçbir anlamı yok.<br />

Çünkü bu sistematik bir şekilde uygulanıyor. Daha önce ekonomik diye taksilerde uygulanan benzin motorlarını<br />

atıp dizele dönüştürdüler, şu anda o da ömrünü tamamladı. <strong>LPG</strong> de bitti, şimdi <strong>CNG</strong>'ye dönüşülüyor.<br />

Bunlarda birey olarak bizler üzerimize düşen görevleri yapmıyoruz gibime geliyor. Ondan sonra buralarda<br />

şikâyetçi oluyoruz. Şikâyetçi olmadan önlemler alalım ve burada birlikte bir şeyler koyup bundan sonra bu<br />

mağduriyetlere düşmeyelim derim.<br />

Teşekkür ederim.<br />

137


OTURUM BAŞKANI-Biz teşekkür ederiz. '<br />

YAŞAR ÇEVİK- Erol Beye bir şey iletmek istiyorum. Araçlarda <strong>LPG</strong> ve <strong>CNG</strong> uygulamalarıyla ilgili şu<br />

andaki yönetmelikte sadece İstanbul Teknik Üniversitesinin verdiği belgeler imalat yeterlilik için yeterli ,'<br />

gözüküyor. Acaba Türkiye'deki motor kürsüsü olan diğer üniversitelere bir güvensizlik mi var ki, sadece İstanbul<br />

Teknik Üniversitesi gösteriliyor? Türkiye'nin çeşitli yerlerinden araçlarında dönüşüm yapan insanların<br />

İstanbul'a kadar gidip gelmeleri ne kadar ekonomik, ne kadar kolay olacaktır? Burada bir yanlışlık var; bunun<br />

bir an önce düzeltilmesi lazım. Biz şu andaki mevcut 119. Maddenin de yanlışlıklarını 1998'den beri söylü- j<br />

yoruz; ama düzeltilmiyor. Hâlâ orada <strong>LPG</strong> ve <strong>CNG</strong> tüplerinde perçinli etiket olması yazıyor. Bu dünyanın //<br />

hiçbir tarafında olmayan bir uygulamadır. Odanın önerilerini lütfen dikkate alırlarsa çok yapıcı olacaktır.<br />

Bu arada Sayın Esinoğlu'na nazirede bulunmak istiyorum. Nazım Hikmet'in Vatan Haini şiirini hatırladım<br />

siz anlatırken, siz de Nazım Hikmet kadar vatan hainisiniz.<br />

OTURUM BAŞKANI-Başka soru sormak isteyen var mı?<br />

İki soru daha alıyorum ve soru kısmını kapatıyorum.<br />

SALONDAN- Bugün akşama kadar olan konuşmalarda, yani işin teknolojisiyle daha çok bilgilenmiştik; j<br />

ama şu anda yapılan konuşmacıların konuşmasıyla işin sanki Türkiye'deki politikaları bence çok daha önem- ;<br />

li görünüyor. Hakikaten dünyada yeni enerji kaynaklarının yeni düzenlenmesi var. Yani bu yeni dünyanın yeni<br />

enerji kaynaklarının düzenlenmesi. Bu çerçevede baktığımızda hem Irak, hem Afganistan şeylerini (<br />

gördüğümüzde bu doğalgaza yönelik bir yapılanma var. Bizim ülkemize dönecek olursak; Sayın Esinoğlu'nun<br />

anlatımları, diğer hocalanmın, çeşitli kurumlan temsil eden yetkililerin ifadeleriyle baktığımızda sanki bizim<br />

burada daha çok ülkemizdeki enerji politikalannın düzenlenmesi konusunda daha fazla çaba göstermek. İşin<br />

teknolojik ve şey kısımlan onun cüzi.<br />

Yani şu anda bizim birinci öncelikli, burada bulunan, bu salonda bu duygulan paylaşan insanlar olarak<br />

anayasada hem yerini bulan sağlıklı çevrede yaşama hakkından başlayarak bir araya gelip lobi oluşturup<br />

bunun politikalannı etkilememiz gerekiyor gibi geliyor. Bu anlamda böyle bir çabayı önümüzdeki dönemde j<br />

oluşturma konusunda bir çaba düşünülebilir mi? Kendi Odamızın mensuplan da olmak kaydıyla bütün /.<br />

katılımcılara soruyorum; buna yönelik bir çaba içinde olunabilir mi? En azından Meclisteki milletvekillerine '<br />

veya bu konuda karar mercii olan kişilere bunlarla ilgili brifingler, aydınlatıcı bilgiler, şu anda salonda genel- ı<br />

likle bunu dinleyen bizleriz. Bunu daha çok bu salon dışına taşırma konusunda çalışmalanmız olabilir mi? Bu<br />

konuda düşünceleriniz, neler yapılabilir? Düşüncelerinizi öğrenmek istiyorum.<br />

OTURUM BAŞKANI- Teşekkürler.<br />

Buyurun.<br />

CANİP SEVİNÇ- Sayın Çakar, benim sorum da size olacak. Hep beraber biliyoruz ki, son yıllarda f<br />

ülkemizde özellikle doğalgazın bir fazlası var. Bir taraftan Rusya'dan, diğer taraftan İran'dan alınan doğalgaz- >j<br />

la Türkiye henüz yeteri kadar pik tüketiciyi oluşturamadığı için doğalgazda bir piyasa fazlalığı var, hatta<br />

santraller bile alınan miktarı yakmakla bitiremiyor. "Kullanamadığımız miktann da parasını ödeyeceğiz" gibi t<br />

yapılan anlaşmalarda birtakım hükümler olduğunu hep beraber biliyoruz. Acaba hızlı bir şekilde <strong>CNG</strong>'nin<br />

gündeme gelmesi, bu tüketim fazlasını eritmeye yönelik olabilir mi? Şu andaki Avrupa'daki ve Amerika'daki<br />

ve hatta doğalgazın en çok bulunduğu ülke olan Rusya'daki <strong>CNG</strong> uygulamasının mevcut durumunu oran vererek<br />

belirtebilir misiniz?<br />

Teşekkür ederim.<br />

138 /


OTURUM BAŞKANI- Buyurun.<br />

ZEYNEP GENÇER- Teşekkürler.<br />

Ben bir soru sormak istiyorum. Bor madeni ülkemizde çok fazla üretiliyor, doğru. Fakat ben seyretmiş<br />

olduğum bir belgeselde bor madeninin yurtdışındaki işadamlarına satılırken bizden çok daha ucuza aldıklarını<br />

öğrendim ve şunu soruyorum: Bor madeni ülkemizde çok çıkartılıyor; ama bor madeni sanayi konusunda<br />

Türkiye'de ne kadar gelişti? Bunu soruyorum.<br />

İkinciye gelince de doğalgazı insanlar ısınmak için bile kullanırken zorlanıyorlar; bunu otomobillerde<br />

nasıl kullanacaklar. Ülkemizin politikasının değişmesi gerekiyor. Çünkü Amerika, benzini 1.6 dolara kullanırken<br />

biz bunu çok daha pahalıya kullanıyoruz. Aynı şey <strong>CNG</strong>'de, <strong>LPG</strong>'de her zaman olacak. Ancak bizim<br />

ülkemizin devlet politikası değişmeli ki, ısınmada olsun, bu tip durumlarda olsun hem teknolojimi geliştirebileyim,<br />

hem de kendimi çok daha güvenli hissedebileyim. Ucuzluk her zaman çok da önemli değil mi? Bunu<br />

soruyorum.<br />

OTURUM BAŞKANI- Teşekkürler.<br />

Bir hayli soru var. Sırayla tekrar söz vereyim. Kısa ve öz, toparlayarak gidelim.<br />

EROL COŞAR- Önce sırayla bu sorulan cevaplamaya çalışayım. "Bu denetimler nasıl yapılıyor?" diye<br />

denetimlerle ilgili bir soru vardı. Araçlarda <strong>LPG</strong> dönüşümü yapıldıktan sonra bir kere her bir aracın kendisinin<br />

kontrolü yetkili mühendislere ait. Bu yetkili mühendisler, bunları her bir aracı kontrol etmekle<br />

mükellef. Çünkü her araç dönüştürüldüğünde bu aracın başında devletten yahut da yetkili bir kurumdan bir<br />

kişinin bulunması mümkün değil. Bu konuda yetki vermişiz, demişiz ki, "yetkili mühendisler, yetkilidir, bunları<br />

tek tek kontrol edecekler ve kontrol sonucunda uygun bulunanlara belgeler düzenlenecek" demişiz. İşyerlerinin<br />

kontrolü ilk aşamada, belgelendirme aşamasında zaten il müdürlüklerimiz tarafından denetleniyor.<br />

Daha sonra da Türk Standartları Enstitüsü buralara hizmet yeterlilik belgesi veriyor. Yani bu işyerinin kendi<br />

vasfının zaman içerisinde değişmesi zor görünüyor. Yani ancak şikâyet anında bunlar denetlenebilir. Bir de<br />

bizim Bakanlık kontrolörleri tarafından yapılan periyodik muayeneler var. Ancak bu muayenelerde<br />

denetleniyor. Fakat denetimlerde yeterli olmadığımızı ben de kabul ediyorum. Bununla ilgili de zaten bu tür<br />

işlerin gerek araçlarda <strong>LPG</strong> dönüşümleriyle ilgili olan işlerin ve gerekse araçlarda yapılan tadilatlarla ilgili<br />

olan işlerin sivil toplum örgütlerine devredilmesinin daha uygun olacağı kanaatindeyim, ben de aynı düşünceye<br />

katılıyorum. Bununla ilgili çalışmalar şu anda Bakanlıkta yapılıyor. Konuyu inceliyoruz. Büyük bir ihtimalle<br />

de önümüzdeki yılda bunun devredilmesiyle ilgili altyapıyı hazırlayarak bunları devredeceğiz, denetimler<br />

bu şekilde.<br />

Bu soruya verdiğim cevaplarla ilgili tatmin edici cevap alınamazsa ilgili arkadaş müdahale edebilir.<br />

Tekrar onunla ilgili şeyler de söyleyebilirim.<br />

Buyurunuz.<br />

SALONDAN- Şu anda Ankara genelinde sadece ve sadece Makina Mühendisleri Odasının "SMM belgesi"<br />

adı altında çalışan firma sayısı en fazla 20. Fakat daha önce bu 180 falandı, bu kişiler eski belgelerle<br />

gerek TSE'siz, gerek makina mühendisi olmadan; bunu ayrıca Sayın Ali Ekber Beye de özellikle iletiyorum<br />

ve şu anda sırf gazeteleri eline alıp önüne açtığı vakit ilgisiz kişilerin montaj yaptığını ve tamamıyla TSE'siz,<br />

El belgesi olmadan tamamıyla bir merdiven altı çalışma olduğu için şu dönemde korkunç bir denetlemeye<br />

ihtiyacı var. Ben özellikle bunu belirtmek istemiştim. Bunu ben Makina Mühendisleri Odası olarak da özellikle<br />

Makina Mühendisleri Odasından da rica ediyorum. Çünkü SMM belgesi yok. TSE süresi bitmiş, SMM<br />

süresi dolmuş. Yani kişilerin tamamıyla şu anda yaptığı şey sorumsuzluk. Tabii bu arada Sayın Turhan Bey<br />

de bu olayı özellikle tüketici hakları da bu haktan yana özellikle baskı verebilirdi. Ben de özellikle bunu<br />

belirtmek istemiştim.<br />

139


EROL COŞAR- Teşekkür ediyorum.<br />

Bu şeylerle ilgili şikâyetler bize ulaştığı anda bilhassa firma ismi verilerek bunlar belirtildiği takdirde<br />

bunların üzerine gideriz, gereğini yaparız. Ancak ben diyorum ki, bu konuda biz orada belgeyle ilgili olan<br />

yetkiyi yetkili mühendise, Makina Mühendisleri Odasından da konuyla ilgili kurs görmüş, gerekli eğitimi<br />

görmüş, yetkili mühendise vermişiz. Her bir belgeye demişiz ki, onaylarken "sen bunu kontrol et," o da kontrol<br />

ediyor ve altına imza atıyor. Bütün bunların dışında hiçbir standarda uymadan, mühendis olmadan, SMM j<br />

belgesi olmadan yapılan tadilatlar, <strong>LPG</strong> tadilatları olabilir. Fakat bu tadilatlarla ilgili araçlann trafiğe tescil /<br />

edilmesi mümkün değil. Bu ne zaman ortaya çıkar? Emniyet güçlerinin yaptığı kontrollerde bu araçların bel- '<br />

gelerinde eğer "<strong>LPG</strong>'li araç" diye geçmiyorsa; ancak bu şekilde ortaya çıkar. Bunun dışında bunları kontrol (<br />

etmemiz mümkün değil.<br />

Biz gerekli altyapıyı hazırlamışız, her şeyi hazırlamışız; ama bununla beraber kanun dışı işlemler yapılabilir.<br />

Siz şunu söylerseniz; o konu ayrı bir inceleme konusu, "bütün bunlara rağmen bu araçlar trafiğe tescil<br />

ediliyor ve trafikte seyrediyor" derseniz o zaman problem var. Belgelerin sahte olması problemi var, diğer<br />

konularla ilgili emniyette bunların nasıl tescil edildiği konusu var, bunları ayrıca incelememiz lazım. Bu<br />

soruyu geçiyorum.<br />

bir başka arkadaş tarafından <strong>CNG</strong>'nin kapalı yerlerde park edilmesiyle ilgili bir soru gelmişti. Bu daha i<br />

ziyade <strong>LPG</strong>'li araçlarla ilgili olarak kullanılan bir şey. Kapalı yerlerde bu araçlarda bu gazın sızıntısının<br />

olması halinde <strong>LPG</strong> hakikaten kapalı halde herhangi bir şekilde birikmesi durumunda tehlike oluşturur diye<br />

düşünüyoruz. Zaten sabahki konuşmalardan da bunu anladık. Fakat <strong>CNG</strong>'de bu tür bir problemin olmadığını I<br />

düşünüyorum.<br />

FIRAT ANDIÇ (Makina Mühendisi)- Siz "birebir kontrol edemeyiz. Biz o yetkili mühendisleri oraya<br />

gönderiyoruz, yetki belgesini veriyoruz ve bunlar kontrol ediyor" dediniz. Ama Odamız bu yetkilj mühendislerin<br />

SMM belgelerini iptal ettiği zaman sizin kurumunuz Makina Mühendisleri Odasını tanımadığı için<br />

işlemlerine devam ediyor ve bunun arkası kesilmiyor. Biz mühendis olarak da bunlara çözüm bulamıyoruz ve<br />

bu insanlarla rekabet eder hale geliyoruz. Yani siz onu güzel söylüyorsunuz; ama sizin kurumunuz Odamızı ^<br />

tanımıyor. 'V<br />

Teşekkür ediyorum. ı<br />

EROL COŞAR- Efendim, Makina Mühendisleri Odasının ilgili kişinin belgesini iptal ettiği anda<br />

Sanayi Bakanlığına bildirme gibi bir zorunluluğu var diye düşünüyorum. Çünkü bu belgelere istinaden biz<br />

yeterlilik belgesi verdiğimiz için ve özellikle bu SMM belgesinde konuyla ilgili eğitim görme şartını da koştuğumuz<br />

için iptal edildiği anda bize bildirilmesi lazım ki, biz bununla ilgili gerekli şeyleri yapalım. Bununla<br />

ilgili bir kopukluk varsa o konuyu tekrar Odayla görüşüp sanıyorum halledebiliriz.<br />

Buyurun.<br />

YAŞAR ÇEVİK- Şu anda imalat yeterlilik belgelerinin yıllık vizelerinde SMM'sini yenileyip yenilet- j<br />

tirmediği sorulmaktadır ve Sanayi İl Müdürlüklerinde şu anda Ankara'da sadece 17 firma bunu yenilettirmiştir.<br />

Ama daha önceden yetki alan 135 firma hem TSE'sini yeniletmemiştir, hem SMM'sini yenilettirmemiştir<br />

ve bunlar devam etmektedirler. Yani bunları Odanın bildirmesi gerekiyorsa yine biz de bildirelim;<br />

ama sizin Sanayi İl Müdürlüğünün kayıtlarında bunlar vardır. Bunların devam etmesindeki en büyük sakınca<br />

da yine Sanayi Bakanlığından Trafik Tescil Şube Müdürlüğüne bir yazı gitmediği için bunlar devam etmektedirler.<br />

Biz Ali Ekber Beyle beraber Trafik Tescil Şube Müdürlüğüne gittiğimizde "bize Bakanlıktan bir<br />

genelge gelmedikçe biz sizin dediğiniz de bu tescilsiz firmalar, tescilli firmalar ayrımını yapamayız" ifadesi<br />

kullanılmaktadır.<br />

140


Eğer bir sirküler düzenlerseniz, daha önceki yıllarda Bülent Bey zamanında düzenlenmişti. "Sadece yıllık<br />

vizeleri yapılan firmaların dönüşümleri tescil yapılabilir. Onun dışındakiler yapılamaz" derseniz, piyasada<br />

şu anda 10 milyona, 20 milyona satılan, halk arasında da bilinen belge düzenlemelerine son verilmiş olur.<br />

Çünkü bizde tescili yapılan firmaların denetimi yapıldığı için böyle belge satması mümkün değildir; ama<br />

diğerleri yapmaktadırlar. Sizden istediğimiz sadece İçişleri Bakanlığının bir genelge yapması için bir ikazda<br />

bulunmanızdır.<br />

Teşekkür ederim.<br />

EROL COŞAR- Bu konuyla ilgili zaten biz zamanında İl Müdürlükleri'mize bir yazı yazdık ve dedik<br />

ki; "SMM belgelerinin vizelerinin yapılmadığı durumlarda imalat yeterlilik belgelerinin vizelerinin yapılmamasıyla<br />

ilgili bir yazıyı yazdık, İl Müdürlükleri'miz bu konuyu biliyorlar. Ancak emniyetle ilgili olan bir<br />

eksiklik varsa, yani yeterlilik belgelerinin vizesi yapılmadan hâlâ o belgeyi kullanıp da belgelerini şeye gönderiyorsa<br />

onunla ilgili not aldık, ikaz edeceğiz, emniyete bir genelge yazacağız.<br />

Yine Oda temsilcisi arkadaşımızın söylediği, "sadece Teknik Üniversitenin verdiği raporlar mı geçerlidir?"<br />

diye bir soru sormuştu. Biz yönetmeliğimizde "TSE, otomotiv ana bilim dalı olan üniversiteler ve<br />

Makina Mühendisleri Odası" diye yazmıştık. Yani "illaki İstanbul Teknik Üniversitesine gidecektir" diye bir<br />

şart yok. Otomotiv ana bilim dalı olan herhangi bir üniversiteye gidildiği zaman bu raporlar alınabilir. Sadece<br />

otomotiv ana bilim dalı Teknik Üniversitede de yok. Sakarya Üniversitesinde var, diğer üniversitelerde otomotiv<br />

ana bilim dallan var. Ayrıca yüksek okulların bir kısmında bile otomotivle ilgili ana bilim dallan<br />

bulunmaktadır. Buralardan alınacak raporlan biz kabul ediyoruz.<br />

YAŞAR ÇEVİK- Doğru da, <strong>CNG</strong>'de sadece Teknik Üniversite yazılı, açıp bakarsanız.<br />

EROL COŞAR- <strong>CNG</strong>'yle ilgili konu mu? O konuyu inceleyelim, bir eksiklik varsa onu giderelim,<br />

tamam.<br />

Burada perçinli etiket konusunda ben not aldım. Onunla da ilgili sanıyorum bir eksiklik var, onu da<br />

düzelteceğimizi söylüyorum.<br />

Bir temenni vardı. Bu <strong>LPG</strong> kullanımıyla ilgili sadece teknik konulann yeterli olmadığı, bununla ilgili<br />

diğer sosyal konuların da bazı diğer konulann da dikkate alınması yönünde. Kişisel olarak veyahut da<br />

Bakanlık olarak elimizden gelen her türlü çabayı bu konuda sarf edeceğimizi söylemek istiyorum. Bununla<br />

ilgili ancak bu kadar diyebiliyorum.<br />

Teşekkür ederim.<br />

OTURUM BAŞKANI- Biz teşekkür ederiz.<br />

Hayrünnisa Hanım buyurun.<br />

HAYRÜNNİSA ÇİLİNGİROĞLU- Teşekkürler.<br />

Sayın Kantaş, Federasyonun, Odalanmızın <strong>CNG</strong> ve <strong>LPG</strong> konusunda kamu kuruluşları nezdinde ne tür<br />

girişimler olduğunu, ne önlemler aldığımızı sordu. Henüz <strong>CNG</strong> için kamu kuruluşları nezdinde herhangi bir<br />

girişimimiz yok. Ancak 1993'ten beri <strong>LPG</strong> konusunda bütün hükümetlerle ilgili bakanlarla birebir, hep birlikte<br />

görüşmelerimiz sürdü, önlemler alınması konusunda yönlendirmelerimiz oldu, sözler aldık, karşılıklı<br />

sözler verildi. Bir televizyon ekranında Sayın Mehmet Keçeciler'den "zam yapılmayacak" sözünü aldık. O<br />

televizyon programında Keçeciler' in karşısında ben vardım, söz aldık; ama bunlar uygulanmadı.<br />

141


Esnafın ve Federasyonun sütten ağzı yandı. <strong>LPG</strong> sütse, <strong>LPG</strong>'den ağzımız yandı, onun için ayranı üfle- i<br />

yerek içme politikasındayız. Hükümet değişti. Yeni Hükümetin bu konuya bakışını bilmiyoruz; politikasını,<br />

ne düşündüğünü bilmiyoruz. Birincisi, bunu bekliyoruz. Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun araçlarda<br />

doğalgaz kullanımıyla ilgili politikası hakkında hiçbir fikrimiz yok. Ama devletin genelde -biraz önce bahsettim-<br />

kullandırılmaması yönünde koyduğu yüksek ÖTV'yle gardı var. Bütün bunları görmeden, bir şeyler j<br />

hissetmeden ne Federasyonun, ne Tüketici Haklarının, ne diğer tarafların herhangi bir harekette bulunması, /..<br />

önlem mahiyette bir şey söylemesine imkân olmadığı kanaatindeyim. '<br />

Bir konuşmacımız "politika oluşturulması konusunda neler yapılabilir?" dedi. Politikayı taraflar oluş- '<br />

turmayacak. Ama oluşturulması düşünülen politikaları yönlendirme işlevimiz olabilir diye düşünüyorum. Bu<br />

nedenle benzer bir toplantının ilgili tüm tarafların iştirakiyle, yeni Hükümet Avrupa Birliği heyecanını geçirdi<br />

sayıyorum, daha normale dönecek, normal çalışmalarını sürdürecek diye düşünüyorum. 2003 yılında F<br />

gecikmeden hemen başlangıcında Hükümetin ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun muhakkak içerisinde '<br />

olduğu ve önce devletin politika düşüncelerinin ne olduğunu öğrenmemize imkân verecek bir toplantının<br />

düzenlenmesini, bu toplantıda bunların görüşülmesini, tartışılmasını, ondan sonra eğer politika oluşturmayı<br />

düşünüyorsa o politikayı yönlendirme çalışmalarımızı, lobi faaliyetlerimizi sürdürmeliyiz diye düşünüyorum. ,<br />

i<br />

Bir dinleyicimizin ülkelerle ilgili sorusu vardı. Sabah herhalde konuğumuz burada yoktu. <strong>CNG</strong> /<br />

dönüşümlü araç kullanma bazında Arjantin ve İtalya başta geliyor. Amerika Birleşik Devletleri'nden örnek '<br />

vermek istiyorum. Otobüs ve ağır tonajlı araçlarda 2020 yılında % 20 oranlarında artırmayı hedefleyen pro- [<br />

gramları var, vergi indirimleri uyguluyorlar, teşvik primleri uyguluyorlar. Şu anda Amerika'da 715 bin otobüsün<br />

50 bini doğalgaza dönüştürülmüş olup 2015 yılında bu rakamın 150-160 binlere ulaştırması, diğer<br />

toplam araç sayısında da gene 2015 yılında 800 binlere kadar <strong>CNG</strong>'li araçların sayısının artırılması<br />

öngörülüyor. Rusya ne yazık ki, doğalgaz ülkesi olmasına rağmen 30-40 bin civarında, onun sebeplerini i<br />

araştıramadım.<br />

Teşekkür ederim. Saygılarımla.<br />

OTURUM BAŞKANI- Buyurun. V<br />

BÜLENT ESİNOĞLÜ- Bir cümle söylemek istiyorum.<br />

"Makina Mühendisleri Odasına bu görevin neden devredildiğini, devredilirken bir menfaat var mı?" şeklinde<br />

bir soru oldu.<br />

SALONDAN- Tersini söyledi.<br />

SALONDAN- Sanayi ve Ticaret Bakanlığı aldı. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı niye aldı? i :<br />

BÜLENT ESİNOĞLÜ- Bu denetlemeyi biz yapamayacağımızı gördüğümüz için ben iki tane temel f<br />

unsur koymuştum. Birincisi, projeyi yapanla, uygulamayı denetleyen kişinin aynı olmasını sağladım. Bu<br />

zaten otomobillerdeki emniyeti sağlamıştı. Sonradan o düzeni bozmuşlar. Projeyi yapanla uygulayanın aynı<br />

kişi olması lazım. Çünkü birbirlerine suçu atarlar, "o öyle yapmış, öyle çizmiş, o da öyle uygulamış" diye<br />

uygulamayla proje arasındaki farklılığı ortadan kaldırmak için o zaman öyle bir düzenlemeye gitmiştik. Fakat<br />

gene de biz Bakanlık olarak bunu yapmamızın imkânı olmadığını gözledik, gördük. Onun üzerine bir kamu<br />

kuruluşu niteliğinde olan Makina Mühendisleri Odasına verdim. Daha başka verilecek uygun bir yer de<br />

yoktu. Yani TSE'ye verecektik, ya Karayollarına verecektik, ya Makina Mühendisleri Odasına verecektik. ,<br />

Ben makina mühendisi olduğum için, kendimi makina mühendislerine biraz yakın hissettiğimden Makina r<br />

Mühendisleri Odasına verdik; bu kadar basit. V<br />

I<br />

i<br />

i


Bir cümleyle Canip Beye cevap vermek istiyorum. Bu enerji politikalarıyla ilgili aslında gerçekten bizim<br />

burada çözmemiz gereken temel sorun o politika sorunu. Ben bu işi yapmaya <strong>CNG</strong>'yle başladım. Fakat o<br />

zaman <strong>CNG</strong>'yle bu işin yapılmasına karşı çıktılar; bu çok doğru ve <strong>LPG</strong>'ye dönüştürdüler, <strong>LPG</strong>'ye de ben razı<br />

oldum ve böyle bir uzlaşmayla bu işi sürdürüp buraya geldik. Fakat sizin söylediğiniz uyarı çok önemli.<br />

Biliyorsunuz, İran'dan hem doğalgaz alıyoruz, hem Sovyetler Birliği'nden mavi gaz geliyor. "Elimizde gaz<br />

fazlası oldu; bu gazı nereye harcayacağız?" düşüncesinden kaynaklanıyor olabilir diye düşünebiliriz. Fakat<br />

böyle bile olsa ülkeye bir kazançtır. Çünkü araçların doğalgazla çalıştırılması bizim menfaatimizedir, keşke<br />

böyle olsa. Ama Hayrinüsa Hanımın söylediği rakamlardan bundan daha da ötede bir şeyi daha öğrenmiş<br />

oluyoruz. Amerika'da eğer bu uygulanmaya başlamışsa demek ki, bunun ucunu açmışlar, bunun teçhizatlarını,<br />

teknolojisini satacaklar; dolayısıyla, bunun ucunu açmışlar demektir.<br />

OTURUM BAŞKANI- Pardon, Bülent Bey sorunun cevabını alamadıklarını söylüyorlar, diyorlar ki;<br />

"Makina Mühendisleri Odasına bir protokol çerçevesinde siz verdiniz. Makina Mühendisleri Odası da bu<br />

uygulamayı yapıyordu. Genel anlamıyla da memnunduk. Ancak Sanayi Bakanlığı her ne hikmetse bu protokolü<br />

iptal etti. Bu protokolü iptal etmesinin altında yatan ne? Çıkar mı var, bir şey mi var? Ne oldu da<br />

aldılar?"<br />

BÜLENT ESİNOĞLU- Sanmıyorum; bunun bir çıkardan ziyade tamamen siyasi görüşten kaynaklandığını<br />

düşünüyorum. Makina Mühendisleri Odası biraz bu tarafa bakıyor, onlar o tarafa bakıyor,<br />

olmadı, böyle gitti, mesele bundan ibaret. (Gülüşmeler, Alkışlar)<br />

EROL COŞAR- Sayın Başkan, konuyla ilgili isterseniz, Sayın Genel Müdürüm o görevin tekrar geri<br />

gelmesi esnasında tabii yoktu, şöyle: Eğri oturup doğru konuşmak lazım. Makina Mühendisleri Odası da bir<br />

takım hatalar yapmıştır arkadaşlar; nasıl yapmıştır? Denetimlerde ve kontrollerde hatalar yapmıştır. Yetkili<br />

olmayan kişilere araç projelerini kontrol ettirmiştir. Yetkili mühendisler veya makina mühendisleri dururken<br />

orada birtakım sekreterya görevi yapan kişiler tarafından bu projelerin onaylandığını biliyoruz. Bize yine<br />

yetkili mühendisler tarafından çok büyük şikâyetler geldi. Bu ücret konusuyla ilgili konularda bazı şeyler<br />

oldu. Çünkü bunları Bakanlık onaylarken herhangi bir ücret almıyordu, sonradan ekstradan yetkili<br />

mühendislere ve ilgili firmalara belli bir yük bindiği zaman tabii bu da maliyeti artırıcı bir faktör. Yani bundan<br />

dolayı da şikâyetler arttı. Sanıyorum bunun üzerine alındı. Ama ben demin de söylediğim gibi bu görevlerin<br />

protokolde belli şeyleri belirtilmek kaydıyla sivil toplum örgütlerine hangisi daha uygunsa onlara verilmesi<br />

taraftarıyım ve bununla ilgili çalışmaları şu anda da yürütüyoruz.<br />

OTURUM BAŞKANI- Buyurun Hocam.<br />

Prof. Dr. KAHRAMAN ALBAYRAK- Ben de bu konuda konuşayım, demek ki sıcak bir konu. Benim<br />

de 5 165 numaralı üye olarak Makina Mühendisleri Odasında epey emeğim geçti. Çok önemli bir konu. Yani<br />

dağınıklığımızı gösteren bir konu. İlgili meslek kuruluşuyla birlikte çalışmasında büyük yarar var. Yani<br />

katkılar karşılıklı olacaktır. Şu anda ilgili konu makina mühendislerini ilgilendirdiği için Makina<br />

Mühendisleri Odasının konu içinde olması çok doğaldır. Bazı birtakım şikâyetler olabilir, bunlar zaten soruşturuluyor,<br />

nedir, ne değildir, halledilir bunlar. Doğal olarak mesleki konu açısından toplumu da ilgilendirdiği<br />

için Makina Mühendisleri Odasının direkt olarak bu konunun içinde olması, ben şimdi yadırgadım tabii, biraz<br />

dışarıda kalmışız üniversite içinde kalarak; bu olayları takip edemedik, bunun dışında konuşamıyorum.<br />

Makina Mühendisleri Odası, ben Amerika'dan döneli bir ay oldu. Gittiğim yer Amerika SME,<br />

Amerika'nın makina mühendisleri odası ve biraz da adamların nasıl geliştiğini oradaki Makina Mühendisleri<br />

143


Odasının nasıl güçlendiğine baktığınızda araştırmaların nasıl geliştiğini anlarsınız. Yani devlet kuruluşlarının<br />

da omuz omuza verip ilgili konularda birlikte hareket etmelerinde ve sivil toplum kuruluşlarının da bunu<br />

denetlemelerinde ve geri besleme olarak düzenlemeleri izlemelerinde büyük yarar var. Genç arkadaşımız (<br />

"dışlanmış" dedi. Benim de tabii orada tüylerim diken diken oldu. Makina Mühendisleri Odası dışlanmaz her- $<br />

halde, bu işin çözüleceğini de umuyorum. İşin doğası bu. '••<br />

OTURUM BAŞKANI- Buyurun.<br />

TURHAN ÇAKAR- Arkadaşımız, beyefendi "<strong>LPG</strong>'yi öcü olarak gösterdiniz" dedi. Ben <strong>LPG</strong>'yi öcü '<br />

olarak göstermedim. Yani denetimsizliklerden, kontrolsüzlüklerden kaynaklanan bir sonucu ortaya attım.<br />

Gene bakınız, Kocaeli'de ve Ankara'da birçok ilde, örneğin 2002 yılı itibariyle Kocaeli'nde 10 tane otomobil<br />

patladı, yangın çıktı. Bu Ankara'da ve tüm illerde oluyor. Bakınız, tüm bunlar denetimsizlikten kaynaklanan<br />

şeyler, yoksa öcü göstermek gibi değil. Ancak şunu belirtmek istiyorum: Tabii ki doğalgaz temiz bir gaz, <strong>LPG</strong> ^<br />

de temiz bir gaz; ama doğalgaz ona göre biraz daha iyi. Ancak biliyorsunuz dışa bağımlı bir enerji politikası ')<br />

var.<br />

I<br />

Bakınız sevgili arkadaşlar, üçlü kalem, doğalgaz, taşkömürü ve petrole 15 milyardan fazla para ödüyoruz.<br />

Bir de bunların dışa dayalı araç-gereç sistemleri var. Dışarıda iki tane sergi var, doğalgaz daha başlamamış,<br />

yüzde yüzü dışa bağımlı aparatlar, <strong>LPG</strong>'de de öyle, doğalgazda da öyle. Bir de bunları kattığınızda 20<br />

milyar dolann üzerinde dışa bağımlılık söz konusu. Tabii belli bir süre, bu artık 15 yıl mı olur, 20 yıl mı olur, /'<br />

gene planlı koşullarda doğalgaz, <strong>LPG</strong>'yi kullanalım; ama uzun vadede, 30-40 yıl sonrasını planlayarak hidrojen<br />

enerjisine, kendi doğal kaynaklanmıza, güneşe ve bora dönmek zorundayız; bunun başka çözümü yoktur<br />

arkadaşlar.<br />

Teşekkür ederim. f<br />

OTURUM BAŞKANI- Teşekkür ederim. f<br />

Son söz olarak buyurun Sayın Mehmet Soğancı.<br />

MEHMET SOĞANCI- Herhalde arkadaşlar tanıyorlardır, çok uzun süre Oda başkanlığı yapmış bir<br />

arkadaşınızım. Anlatılan dönem içerisinde Sayın Bakanlık Temsilcinin maksadı aşan cümleleri olduğu için<br />

söz almak ve kayıtlara geçmesi için böyle bir zorunluluk hissettim. Bu bilimsel teknik çalışmayı mesleki<br />

demokratik kitle örgütü yöneticileri olarak tümüyle üyemizden aldığı güçle kamu yararına bir Oda çalışması j<br />

içerisinde emekten ve halktan yana çabalan, tekniği, bilimi ve teknolojiyi de halkın yaranna kullanmak üzere /<br />

örgütlenmiş bir yapıyız. Kim nasıl tarif ederse etsin, Makina Mühendisleri Odası kendisini böyle tarif ediyor. '<br />

Sevgili Oda Başkanımız Emin Koramaz da bu dönemi, süreci açış konuşmasında da çok naif cümlelerle, çok /<br />

hoş cümlelerle özetle ve suçlulannı, sorumlulanm açığa çıkartarak ifade etti, hepimiz dinledik.<br />

Sayın Temsilcimiz Makina Mühendisleri Odasının, size gelen, Odanın yaptığı uygulamalar konusundaki<br />

eleştirilerin tümü Bakanlıkta Odamızla iyi geçinen arkadaşlanmız tarafından bize de ulaştınldığı biçiminde<br />

elimizde tam bir dosya vardır. "Ben filanca derneğin yöneticisiyim. Makina Mühendisleri Odası zaten falanca<br />

düşüncededir; bu işi alın. Ben filanca partinin, bilmem ne il başkanıyım. Makina Mühendisleri Odası bu<br />

<strong>LPG</strong> uygulamalannda filanca işleri yapmaktadır, lütfen bu işi alın" diye bir klasör dolusu yazı vardır ve Sayın<br />

Temsilcinin bahsettiği ancak budur. ı<br />

Sevgili Esinoğlu'nun "Oda bu tarafa bakıyor" sözü biraz ters anlaşılmasın. Makina Mühendisleri Odası ;<br />

dost bakar, kamudan, emekten yana bir çabayı yürütür. Mesleki denetimi esas kılar. 4 bine yakın mühendis<br />

eğitmiştir. Ne Rusya'dan, ne Amerika'dan bir lira para almadan kendi iç kaynaklanyla oluşturduğu 80'e yakın j<br />

144


noktada bu denetimleri yapmıştır. Odanın kazançlı çıktığı tek nokta, uzmanlık ve belgelendirme yönetmeliği<br />

bu <strong>LPG</strong>'nin Odaya geçmesinden sonra çok önemli adımlar atmıştır. Odanın bu konuda tek kazancı budur.<br />

Ama inanılmaz bir çaba vardır. O dönem biz Oda mühendisleri, şube yöneticisi arkadaşlarımız bütün<br />

Türkiye'den her hafta sonu toplanarak inanılmaz kısa bir sürede -bunu Bülent Esinoğlu çok yakından takip<br />

etti o dönemde- böyle gerçekleşmiştir.<br />

Kendi çıkar çevreleri, işte bugün geldi, dışarıdan katılan bir kitap var değerli arkadaşlar, Odadan alındıktan<br />

ya da Odaya geçmeden önce yapılmış bütün montaj lan fotoğrafladık. Bugün denetim sıfır. Hiç böyle<br />

Makina Mühendisleri Odasına bir söz söylemeye gerek yok, bugün denetim sıfır. Sektör, sadece arkadaşın<br />

belirttiği gibi çok daraldı. Hanımefendinin belirttiği gibi farklı nedenlerden dolayı çok daraldı. Ama o sektör<br />

aynı tempoyla devam etmiş olsaydı, bugün gerçekten belki de canlı bombalar arabalarda dolaşıyor olacaktı.<br />

Bunların kayıtlara geçmesi için çok rica ederim.<br />

Yani Makina Mühendisleri Odasının herhangi bir sorumluluğu var ise, bu Odanın yaptığı herhangi bir<br />

uygulama varsa burada Sayın Temsilci bunu belgelemek durumundadır.<br />

145


<strong>LPG</strong> ve <strong>CNG</strong> UYGULAMALARI SEMPOZYUMU<br />

SONUÇ BİLDİRGESİ<br />

TMMOB Makina Mühendisleri Odası adına Ankara Şubemiz Sekretaryahğında 14 Aralık 2002 tarihinde<br />

Ankara'da düzenlenen <strong>LPG</strong>/<strong>CNG</strong> sistemleri sempozyumunda sunulan bildiriler, panel ve tartışmalar<br />

sonucunda aşağıdaki sonuç bildirgesi taslağını kamuoyuna sunuyoruz.<br />

Sanayi ve teknolojideki hızlı gelişmeler, sayılan her geçen gün artan endüstriyel tesisler ve motorlu taşıtlar<br />

bir yandan pek çok sorunu da beraberinde getirmektedir. Dünyanın enerji ihtiyacının büyük bir bölümü<br />

petrol, kömür, doğalgaz ve <strong>LPG</strong> gibi alternatif enerji kaynaklarından karşılanırken, ülkemizde ise ihtiyacının<br />

büyük bir bölümü petrolden karşılanmaktadır. Petrole bağımlılığın azaltılması ile ekolojik dengenin korunması;<br />

mevcut enerji kaynaklarının etkin ve verimli kullanılması amacıyla alternatif enerji kaynaklarının devreye<br />

sokulmasını zorunlu kılmaktadır. Motorlu araçlarda, endüstriyel tesislerde ve konutlarda alternatif yakıt<br />

kullanımı pek çok ülkede yaygın bir şekilde uygulanırken çevre dostu araç üretimleri ve endüstriyel tesislerin<br />

kullanılması yaygınlaşmaktadır.<br />

<strong>LPG</strong> ve <strong>CNG</strong>'nin gerek ekonomik olması ve gerekse çevre dostu olması nedeniyle endüstriyel tesislerde,<br />

sanayide, konutlarda ve otomotiv sektöründe yaygın bir şekilde kullanılması aynı zamanda can ve mal güvenliği<br />

açısından da büyük sorunlar yaşanmaktadır. Aşağıda sıralanan konular hakkında yapılacak çalışmalar<br />

ülkemiz açısından büyük önem taşımaktadır.<br />

1. İthal edilen dönüşüm sistemlerinin; ülkemizde üretilen ve kullanılan araçlara, tesislere uygunluğu,<br />

güvenliği ve sürekliliği sağlanmalıdır.<br />

2. Montaj emniyetinin ve kontrolünün yapılması sağlanmalıdır.<br />

3. <strong>LPG</strong> ve <strong>CNG</strong> kitlerini ithal eden KİT teknolojisini ülkemize kazandırmak için yatırım yapan,<br />

üretilmiş kitleri endüstriyel tesislerde, konutlarda, sanayide ve araçlarda kullanmak ve takmak<br />

isteyenler için yasal düzenlemelerin yetersiz olduğu ve yeterince güvence vermediği görülmektedir.<br />

Vakit geçirilmeden konuyla ilgili taraflar biraraya getirilerek bu alandaki yasal eksiklikler tamamlanmalıdır.<br />

4. Araç dönüşümleri ve otogaz istasyonlarına yönelik denetim, belgelendirme ve kontrollerin yapılmasını,<br />

sektörün disipline edilmesini sağlamak amacıyla kar amacı gütmeyen, ülke ve toplum yararlan<br />

doğrultusunda çalışmalannı sürdüren kamu kurumu niteliğindeki Makina Mühendisleri Odası<br />

tarafından yapılması için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır.<br />

5. <strong>LPG</strong> ve <strong>CNG</strong> araç dönüşümleri ve otogaz istasyonlannın kurulmasına yönelik yapılacak yasal çalışmalar,<br />

standartlar ve düzenlemelerde ilgili kesimler ile meslek odalannın aktif katılımı sağlanarak<br />

görüşleri alınmalıdır.<br />

6. <strong>LPG</strong> ve <strong>CNG</strong>'nin sanayide, konutlarda, endüstriyel tesislerde ve araç dönüşümlerinde kullanılması<br />

toplumsal yarar çerçevesinde ekonomik ve güvenli olduğuna dair toplumsal bilincin ve kültürün<br />

oluşturulması için ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği içerisinde gerekli çalışmalar yapılmalıdır.<br />

7. <strong>LPG</strong> ve <strong>CNG</strong>'ye dönüşmüş araçlann satış sonrası hizmetlerin ve periyodik bakımlannın yapılması<br />

için dönüşüm fırmalannın sorumlu olduklanna dair yasal düzenlemeler yapılmalıdır.<br />

8. Tüketici ve kullanıcıları koruyacak şekilde sanayide, endüstriyel tesislerde, konutlarda ve otomotiv<br />

sektöründe kullanılan gazın fiyatına yönelik politikalann belirlenmesi çalışmaları yapılmalıdır.<br />

9. <strong>LPG</strong> ve <strong>CNG</strong> yakıtının kalitesinin belirlenmesi ve arttınlması için gerekli yasal önlemler alınmalı ve<br />

denetime tabi tutulmalıdır.<br />

147


10. Endüstriyel tesislerde, sanayide, konutlarda ve araç dönüşümlerinde çalıştırılacak personel ile yer<br />

altı ve yerüstü otogaz dolum istasyonlarda çalıştırılacak personelin eğitimleri altyapısı hazır olan<br />

ülke ve toplum yarar doğrultusunda çalışmalarını sürdüren Makina Mühendisleri Odası tarafından<br />

eğitimleri verilerek sertifikalandınlmalıdır. ><br />

11. Otogaz dolum istasyonlarının çevre güvenliği can ve mal güvenliği açısından yerleşim planlarına ve I'<br />

standartlara uygun olarak kurulmaları için gerekli denetim ve kontroller yapılmalıdır.<br />

12. Yer altı ve yerüstü dolum istasyonlannın projelerinin standartlara uygunluğu ve denetiminin ilgili<br />

meslek odalan tarafından yapılması sağlanmalıdır. ı<br />

i<br />

13. Kullanılan temel dönüşüm elemanlannın "E" işaretli ve "TSE" belgeli olup olmadığı denetlen- /<br />

melidir. '<br />

14. Çift yakıtla çalışmak üzere dönüşüm yapılan araçlarda kullanılan KiT'lerin motor hacmine ve<br />

gücüne uygun olup olmadığına yönelik olarak araç motorunda performans testlerinin yapılması<br />

sağlanmalıdır.<br />

15. Kullanılmış veya bir başka araçtan sökülmüş KiT'lerin tekrar kullanılmaması için gerekli yasal '<br />

önlemler alınmalıdır.<br />

16. <strong>LPG</strong> ve <strong>CNG</strong>, dönüşümü yapan firmalarda Makina Mühendisinin çalıştınlması zorunlu hale getirilmeli,<br />

Makina Mühendisi bulundurmayan firmalara yönelik cezai, hukuki ve yasal düzenlemeler ,<br />

yapılmalıdır. r<br />

17. Ülkemizdeki enerji kaynaklannı değerlendiren bir enerji planlaması yapılmalıdır. Ülkenin varolan '<br />

temiz ve güvenilir enerji kaynaklannın kullanılmasının yanısıra, özelliklede yenilenebilir enerji kaynaklarına<br />

yönelinmeli ve enerji üretimi çeşitlendirilmelidir.<br />

18. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de çevreyi kirleten zararlı madde emisyonlanna karşı regülasyon<br />

uygulamalan sıklaştınlmalıdır.<br />

19. Yetki karmaşası önlenerek; yetki ve denetimler tek bir merkezde toplanarak daha etkin, bağımsız,<br />

ülke ve toplum yararlan doğrultusunda bir denetim mekanizmasının oluşturulması için gerekli yasal<br />

düzenlemeler yapılmalıdır.<br />

1<br />

20. Can ve mal güvenliği ile ilgili tüm konular tartışılmaz derecede önemlidir. Bu konularda; ilgili f<br />

kurum ve kuruluşlarla yapılacak çalışmalann önündeki engeller kaldırılmalı ve projeler teşvik V<br />

edilmelidir.<br />

21. <strong>LPG</strong>/<strong>CNG</strong> sektörüne malzeme üreten yerli üreticiler desteklenmeli ve teşvik edilmelidir.<br />

22. <strong>LPG</strong>/<strong>CNG</strong> uygulamalanna yönelik her türlü yasal düzenlemeler yapıldıktan sonra uygulamalar<br />

başlatılmalıdır Yasal düzenlemeler uygulamaya öncülük etmelidir.<br />

23. <strong>LPG</strong> ve <strong>CNG</strong> vb. enerji kaynaklannın kullanımına yönelik ülke genelinde bir planlama çalışması<br />

yapılmalıdır. Uygulamanın bu planlama çerçevesinde hayata geçirilmesi için çalışmalar yapılmalıdır.<br />

148 j<br />

I

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!