Gazi-universitesi-gazi-egitim-fakultesi-guzel-sanatlar-egitimi

Gazi-universitesi-gazi-egitim-fakultesi-guzel-sanatlar-egitimi Gazi-universitesi-gazi-egitim-fakultesi-guzel-sanatlar-egitimi

19.02.2013 Views

müziksel olarak tembel ve bağımlı hale gelecek ve sonuç olarak kendine ait bir müziksel kişilik geliştiremeyecektir. Öğrenciler için daha iyi bir yöntem, seçilmiş bestecilerin eserlerinin (özellikle kendi çalgısı için yazılmamış olan eserler) dinlenmesi ve böylelikle bestecinin bütün üslubu ve kişiliği hakkında duyumsama geliştirmesi olacaktır. Çalgı eğitiminde öğrencilere yaşamları boyunca müzikten zevk almalarını sağlayacak beceriler kazandırmak, onları tüm benlikleriyle şekiller ve seslerin sihirli dünyasına açarak biçim ve ses oluşturmalarına yardımcı olmak öğretmene düşen en önemli görevlerdendir. Çalgı eğitiminin sadece teknik beceriyi kapsamadığı, teknik yeterliliğin güzeli yaratmak için bir araçken, temelde öğrencilere kendilerini müzik yoluyla güzelce ifade etmelerini sağlayacak müzikal davranışlar kazandırmanın vazgeçilmez bir amaç olduğu unutulmamalıdır (Ercan, 2003, s.212-214). Müzikalite eğitimi, dünyaca ünlü Japon keman sanatçısı ve eğitimcisi Dr.Shinichi Suzuki tarafından yaratılan Suzuki metodunun temelini oluşturan başlıca elementlerden biridir. Müzikalite eğitiminde “tonalizasyon” Suzuki’nin ortaya attığı bir terimdir. Bu kelime ses eğitimindeki “vokalizasyon” kelimesinin keman eğitimindeki karşılığıdır. Çocuk tonalizasyon çalışmaları sonucunda her eseri şarkı söyler gibi ve legato tekniği ile güzel bir ton ve müzikal bir ifade ile çalabilecektir. Suzuki’ye göre iyi bir ton müziğin yaşayan ruhudur. 2.5. Müzikal Çözümleme Müzik oluşturma süreçlerinin (besteleme, seslendirme/yorumlama ve doğaçlama) her birinde çözümlemeli yaklaşımın zorunlu olduğuna inanılmaktadır. Özellikle seslendirme/yorumlama gibi performansa dayalı müziğin, kişinin bilişsel, duyuşsal, devinişsel ve sezişsel alanlarının tümünü kullandırmak zorunda bırakması, bu alanların birbirine dayalı etkileşiminin üst düzeyde olmasını gerektirmektedir. 13

Daha etkili bir seslendirme/yorumlamaya yardımcı olacak söz konusu etkileşimin gerçekleştirilmesindeki ön koşul, çalışılan etüt ya da eserin düzeyi ne olursa olsun genel müzikal doğrular ve çalgı eğitiminin beklentileri ekseninde hem teknik hem de müzikal disiplinler açısından analizinin yapılmasıdır (Bağceci, 2001, s.20). Uçan’a göre “çözümlemeyi kapsamayan, çözümlemeye yer vermeyen veya çözümlemeye dayanmayan bir konu, iş, süreç ve ürün yeterince başarılı, etkili ve verimli olamaz.” 2.6. Müzik Biçimleri (Müzik Formları) Her sanat dalında form vardır ve sanat eserleri bu form içinde yerini bulur ve bir değer kazanır. Heykel, mimari ve resimde formlar derhal göze çarptığı için tanınması ve anlaşılması daha kolaydır. Müzikte eseri sonuna kadar dinlemek, edebiyatta ise okumak gerekir. Mimari eserler söz konusu olduğunda köprüler, binalar, çeşmeler, camiiler vb., edebiyatta şiirler, romanlar, hikayeler gibi biçimler nasıl akla geliyorsa müzikte de şarkılar, sonatlar, rondolar ve fügler başlıca müzik biçimleridir. Her formun kendine özgü bir kuruluş düzeni vardır. Örneğin edebiyatta bir roman bölümlere ayrılmıştır. Bu bölümler kendi içlerinde bölümcüklerden oluşur. Bölümcükler cümlelerden, cümleler cümle parçaları ve sözcüklerden, sözcükler ise hecelerden oluşurlar. Müzikte bir sonat (allegro, adagio, scherzo, allegretto gibi) bölümlerden; bölümler temalar, periyodlar (dönemler), cümleler ve motifler gibi bölümcüklerden, en küçük bir müzik fikri olan motif ise seslerden oluşur (Cangal, 2004, s.1). Fenmen’e (1997) göre bir eserin yapısını tanımayan icracının eseri ifadelendirirken yanlışlara düşeceği kesindir. Cümlelerin net olarak ortaya çıkarılmaması, eser içindeki ayrı kısımların gözetilmemesi ve o kısımlar arasındaki ilişkilerin belirtilmemesi gibi yanlışlıklar yüzünden eserin perspektifinin yitirilmesini 14

müziksel olarak tembel ve bağımlı hale gelecek ve sonuç olarak kendine ait bir<br />

müziksel kişilik geliştiremeyecektir.<br />

Öğrenciler için daha iyi bir yöntem, seçilmiş bestecilerin eserlerinin (özellikle<br />

kendi çalgısı için yazılmamış olan eserler) dinlenmesi ve böylelikle bestecinin bütün<br />

üslubu ve kişiliği hakkında duyumsama geliştirmesi olacaktır.<br />

Çalgı eğitiminde öğrencilere yaşamları boyunca müzikten zevk almalarını<br />

sağlayacak beceriler kazandırmak, onları tüm benlikleriyle şekiller ve seslerin sihirli<br />

dünyasına açarak biçim ve ses oluşturmalarına yardımcı olmak öğretmene düşen en<br />

önemli görevlerdendir. Çalgı eğitiminin sadece teknik beceriyi kapsamadığı, teknik<br />

yeterliliğin güzeli yaratmak için bir araçken, temelde öğrencilere kendilerini müzik<br />

yoluyla güzelce ifade etmelerini sağlayacak müzikal davranışlar kazandırmanın<br />

vazgeçilmez bir amaç olduğu unutulmamalıdır (Ercan, 2003, s.212-214).<br />

Müzikalite eğitimi, dünyaca ünlü Japon keman sanatçısı ve eğitimcisi<br />

Dr.Shinichi Suzuki tarafından yaratılan Suzuki metodunun temelini oluşturan başlıca<br />

elementlerden biridir. Müzikalite eğitiminde “tonalizasyon” Suzuki’nin ortaya attığı<br />

bir terimdir. Bu kelime ses eğitimindeki “vokalizasyon” kelimesinin keman<br />

eğitimindeki karşılığıdır. Çocuk tonalizasyon çalışmaları sonucunda her eseri şarkı<br />

söyler gibi ve legato tekniği ile güzel bir ton ve müzikal bir ifade ile çalabilecektir.<br />

Suzuki’ye göre iyi bir ton müziğin yaşayan ruhudur.<br />

2.5. Müzikal Çözümleme<br />

Müzik oluşturma süreçlerinin (besteleme, seslendirme/yorumlama ve<br />

doğaçlama) her birinde çözümlemeli yaklaşımın zorunlu olduğuna inanılmaktadır.<br />

Özellikle seslendirme/yorumlama gibi performansa dayalı müziğin, kişinin bilişsel,<br />

duyuşsal, devinişsel ve sezişsel alanlarının tümünü kullandırmak zorunda bırakması,<br />

bu alanların birbirine dayalı etkileşiminin üst düzeyde olmasını gerektirmektedir.<br />

13

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!