31.07.2015 Views

Dergimizi İndirmek İçin Tıklayın - Pardus-eDergi.org

Dergimizi İndirmek İçin Tıklayın - Pardus-eDergi.org

Dergimizi İndirmek İçin Tıklayın - Pardus-eDergi.org

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

<strong>Pardus</strong>-Linux.Org <strong>eDergi</strong> | Sayı 23 | Eylül '10Kapak


<strong>Pardus</strong>-Linux.Org <strong>eDergi</strong> | Sayı 26 | Aralık '10<strong>Pardus</strong> 2011Erdem Artan (erdem@pardus-linux.<strong>org</strong>)<strong>Pardus</strong> 2011 Beta2 İncelemesimümkün olduğunca objektif bir şekildesizlere sunulmaya çalışılmakta. <strong>Dergimizi</strong>nbu sayısında da yine aynı davranışısergilemeye çalışacağız ve sürümtakviminde yapılan değişiklikten sonra,20 Ocak 2011 tarihinde duyurulmasıplanlanan <strong>Pardus</strong> 2011'in, 2 Aralık2010 tarihinde Gökçen Eraslan tarafındanduyurulan ikinci beta sürümü olan<strong>Pardus</strong> 2011 Beta2 ile Aralık '10 sayımızdakarşınızdayız.<strong>Pardus</strong> 2011 Beta2 İncelemesiBu incelemede, diğer incelemelerin aksine<strong>Pardus</strong> 2011 Beta2'ye herhangi birgüncelleme olmaksızın yer verilecektir.İndirme bağlantılarına ve doğrulamakodlarına <strong>Pardus</strong>-Linux.Org ana sayfasındanerişebileceğiniz, yaklaşık 1 GByer kaplayan <strong>Pardus</strong> 2011 Beta2 kurulumkalıbı, 51'yeni ve 177'si güncellenmişolan 971 farklı paket içeriyor. <strong>Pardus</strong>2011 Beta2 kurulum kalıbında, Beta1sürümüne göre 34 farklı hata kapa-<strong>Pardus</strong> 2011'in duyurulan deneme sürümleri,dergimizin son birkaç ayındasiz okuyucularımız için incelenmekte ve4


<strong>Pardus</strong>-Linux.Org <strong>eDergi</strong> | Sayı 26 | Aralık '10tılmış durumda.Ayrıca, bir süredir çalışmayan USB bellektenkurulum özelliği, bu sürüm ilebirlikte tekrardan <strong>Pardus</strong> 2011'e kazandırılmışdurumda. Tekrar hatırlatacakolursak, USB belleklerden kurulabilmeözelliği, <strong>Pardus</strong> 2009.1'den sonra melezkalıplar aracılığıyla kazandırılmış birözelliktir ve dd uygulaması ile kolaycakullanılabilmektedir. Bu özelliğin nasılkullanılacağı hakkında bilgi ve alıştırma,<strong>Pardus</strong>-Linux.Org ana sayfasındabulunmaktadır.<strong>Pardus</strong> 2011 Beta2 kurulum kalıbı ilebirlikte gelen yeni paketlerin arasındafotoğraf yönetim uygulaması olanDigiKam, sağ tık menüsünden yetkilikullanıcı eylemlerinin gerçekleştirilmesineyardımcı olan KDE servis menüsükde-servicemenu-rootactions, IRC ağlarınabağlanmayı sağlayan Konversationpaketleri de bulunuyor.<strong>Dergimizi</strong>n Kasım '10 sayısında incelediğimizBeta1 sürümü ile karşılaştırıldığında,Beta2 sürümü özellikle YALI'dabirtakım değişiklikler barındırıyor. Kısacaanlatmak gerekirse, Türkçe eksiklikleridevam eden yeni YALI'da, kullanıcılarbaşta tarih/saat, disk bölümlendirmeve önyükleyicinin yükleneceğiyer ayarlamalarını yaptıktan sonra,YALI doğrudan kuruluma geçiyor. Kul-<strong>Pardus</strong> 2011 Beta2 İncelemesilanıcı ayarları ise, kurulum sonrası <strong>Pardus</strong>2011'in ilk açılışı sırasında kullanıcınınkarşısına çıkıyor.<strong>Pardus</strong> 2011 deposunda şu anda yaklaşıkolarak 3400 paket bulunmakta.<strong>Pardus</strong>-Linux.Org deposunda ise pekbir değişiklik yok. Beta2'de Linux çekirdeğininson kararlı sürümü olan2.6.36.1 sürümüne geçilmiş. Bunun yanındaBeta1 sürümünde olduğu gibiKDE'nin 4.5.3 sürümü kullanılmakta.<strong>Pardus</strong> 2011 Beta2 Linux çekirdeğininson kararlı sürümü olan 2.6.36.1 sürümünegeçmiş bulunuyor. Daha çok vedaha başarımlı donanım desteği anla-5


<strong>Pardus</strong>-Linux.Org <strong>eDergi</strong> | Sayı 26 | Aralık '10<strong>Pardus</strong> 2011Erdem Artan (erdem@pardus-linux.<strong>org</strong>)<strong>Pardus</strong> 2011'dePaket Yöneticisi<strong>Pardus</strong> 2011'de Paket Yöneticisi<strong>Pardus</strong> 2011 ile gelecek olan Paket Yöneticisiarayüzü, önceki <strong>Pardus</strong> sürümlerindebulunanlara göre birtakım görselve işlevsel yenilikler ve yetenekleresahip.Bu yazımızda, <strong>Pardus</strong> 2011 Beta2 ilebirlikte gelen Paket Yöneticisi arayüzü3.0.0_beta2'yi inceleyeceğiz.Yeni Paket Yöneticisi, <strong>Pardus</strong>'un 2009.2sürümünde bulunan sürümü olan 2.2.4'te bulunan "Kurulabilir Paketleri Göster","Kurulu Paketleri Göster" ve "GüncellemeleriGöster" sekmelerine ek olarak"Tüm Paketler" adında bir sekmeyesahip. Bu yeni sekme, adından da anlaşılacağıgibi, sistemde kurulu olsun yada olmasın, ekli bulunan depolarda bulunantüm paketlerin bir listesine sahip.Tabii ki listelerken paketin kurulu olupolmadığı hakkında bilgi de sunuyor.Listelenen paketlerin kurulması ya dakaldırılması gibi işlemler de bu listedenyapılabilmekte.Kullananlar bilirler, Fedora'da (diğerdağıtımlarda da olabilir) da böyle birlisteleme mevcut. Fedora'daki listelemede,kurulu olan bir paket işlem yapılmaküzere seçildiğinde (tik atıldığında),7kurulu olmayan paketlerin seçilmesiengelleniyor ve yapılacak işlem otomatikolarak seçilen paketlerin kaldırılmasınayönelik iken, <strong>Pardus</strong>'taki bu listede,kurulu olsun ya da olmasın tüm paketlerseçilebilmekte. Yapılacak işlemise, pencerenin sağ alt tarafında bulunan"İşlemiş Seçin" düğmesi ile belirlenmekte.Burada akla şöyle bir soru gelebilir:"Seçili olan paket zaten kurulu ise neolacak?" Bu tür bir durumda, Paket Yöneticisikullanıcıyı, seçilen paketlerin


<strong>Pardus</strong>-Linux.Org <strong>eDergi</strong> | Sayı 26 | Aralık '10Yazılım İncelemeHamit Giray Nart (hamit@pardus-linux.<strong>org</strong>)Tarayıcı Savaşlarıİnternet tarayıcıları, web tarayıcıları,ağ gözatıcıları, ağ tarayıcıları... İngilizce“Web Browser” olarak anılan ve temelolarak HTML'den başlayarak dahagelişmiş betiklerle yazılmış olan kodları,“web sitesi” olarak tabir ettiğimizbiçimde görmemizi ve farklı ağ protokollerini(http, ftp... gibi) kullanmamızısağlayan uygulamalara verdiğimiz adlarbunlar.İnternet'in temelini, 1960'lı yıllardaABD ordusunca araştırılıp geliştirilen“bilgisayarlar arası iletişim” kavramı o-luşturmaktadır. Ancak, 1962 yıllarındaMIT tarafından başlatılan çalışmalar sayesindebu kavram, 1969 tarihindeARPAnet'in ortaya çıkıp da bazı üniversitebilgisayarlarında çalışmaya başlamasıylasivil hale gelmiş oldu. Bizler,ARPAnet'i, Telnet adıyla biliriz. 1969'dan sonra bilgisayarlar arası iletişimikullanabilmek için yazılmış bir konsolarabirimidir. Bilgisayarlar arası ağ, zamaniçerisinde gelişmesine devam etti.Biz konumuza, yani İnternet tarayıcılarımızadönecek olursak; ilk “tarayıcı”kavramı, 1991 yılında, bugün “worldwide web (www)” olarak tanımladığımız,o zamanki adı “Cern” olan vehipertextlere dayalı protokolün ortayaçıkmasıyla birlikte, Nexus adıyla belirmişoldu.Nexus'tan 2 sene sonra, devrim niteliğindebir yenilik olan, ilk grafik arabirimesahip tarayıcı, “Mosaic”, daha sonraNetscape firmasına katılacak olan,Mare Andreessen ve ekibi tarafındanoluşturuldu. Sonrasında ise ekip, tahminettiğiniz gibi, 1994 senesinde“Navigator” tarayıcısını çıkardı.Netscape'e ilk cevap, 1995 senesindeMicrosoft'tan geldi. Microsoft“Internet Explorer” adını verdiği tarayıcısının1.0 sürümünü çıkardı. Mosaictabanlı olan ilk sürüm, Netscape'e rakipolabilecek seviyede değildi. Ancak10Yazılım İnceleme: Tarayıcı Savaşları1997 sonrasında, Internet Explorer 4.0sürümünün, Windows 98 ile beraberişletim sistemi önyüklü tarayıcısı olarakgelmesi (elbette Windows işletim sistemindekiMediaPlayer gibi yazılımlarlada entegre çalışabilmesi) ile işler değişti.Microsoft, bu hareketiyle, öylesinehızlı bir yükselişe geçti ki; ABDmahkemeleri, rekabeti korumak adına,bazı tedbirlere başvurmak zorunda kaldılar.Çünkü bu haliyle Microsoft firmasıpiyasada, haksız rekabet yaparak diğerfirmaların ürünlerinin tüketicilercekullanılmasını; kendi ürününü ön tanımlıolarak vermesi yüzünden; barizbir şekilde engellemiş oldu.Her yeni sürüm ile sil baştan başlayan,galibini ve sonunu kimsenin ön göremediği,pazar ekonomisine ve teknolojiyedayanan, geliştikçe yeni tarayıcılarınkatıldığı, farklı platformlara sıçrayan vehala tüm şiddetiyle devam eden tarayıcısavaşları, işte böyle başlamış oldu.Savaş da neymiş yahu? Hepsi aynı şeyiyapmıyorlar mı bunların?Aslında, zaten savaşın temelinde yatanproblem de bu. Hepsinin aynı işi yapması.Birbirlerinin alanlarında olduklarıiçin, ister istemez çatışıyorlar, birbirlerininönüne geçmeye çalışıyorlar.


<strong>Pardus</strong>-Linux.Org <strong>eDergi</strong> | Sayı 26 | Aralık '10Ben de, bu yazımda, bu savaşın bazı tarayıcılarıile ilgili yaptığım denemelerisizlerle paylaşmak istedim.Test Ortamı:* Intel Core2Duo E7500 2.93 GHz işlemci* GeForce 9500GT 1GB Ram nVidia ekran kartı* x<strong>org</strong>-nvidia-current 256.44* 2 GB 1333 DDR3 RAM* <strong>Pardus</strong> GNU/Linux 2009.2* KDE SC 4.4.5* Qt 4.6* x<strong>org</strong>-server 1.6.5* 8 Mbps ADSL / Ethernet, kablolu arabirim* JRE 1.6.2* Flash Plugin 10.1Yine, bu test için bazı noktaları da açıklamaktafayda görüyorum:1- Buradaki değerler, hepsine eşit uygulamayaçalıştığım kriterler sonucunda,benim elde ettiğim değerlerdir. Sizlerde farklı olabilir. Ancak tarayıcıların,aynı şartlar altındaki performansları a-çısından ipuçları vereceklerdir.2- İşlemci değerleri ve bellek kullanımı,süreç içinde bulunan tarayıcının ulaştığıen yüksek değerlerdir. Ortalamadeğerler daha düşüktür.3- Test için, geliştirme aşamasında olanBeta sürümler yerine, en son kararlı sürümlerikullandım. Yani Firefox 4 Beta,3.X sürümlerinden daha hızlı da olsa,teste girmedi. Aynı şey Flock için de geçerli.Yine Beta sürümler, tüm fonksiyonlaraktif olmadığından, genelde, kararlısürümlerden daha hızlı çalışırlar.4- Hemen hemen 3. maddedeki sebeptenötürü, Chromium yerine kapalı kodluikizi Chrome teste girdi. Chromuim,açık kaynaklı ve saatler içinde değişikliklerinolduğu bir tarayıcı.5- Teste giren tarayıcıların çoğunluğuPiSi deposunda olmasa bile, olanlar dadepodan kurulmak yerine, son kararlısürümleri kendi sitelerinden indirilerekderlendi. Yani tüm kullanıcıların ulaşabileceğikodları ya da ikili dosyaları indirilereksisteme kuruldular.6- Tüm tarayıcılar, testler için gerekenFlash ve Java eklentileri dışında, hiçbireklenti kurulmadan ve kişiselleştirmeayarı yapılmadan kullanıldı (bu eklentiler,kaynak kodundan derlense bile,entegre olarak gelenler hariç).11Yazılım İnceleme: Tarayıcı Savaşlarıİnternet Tarayıcıları1- Mozilla Firefox 3.6.10Mozilla Vakfı tarafından geliştirilen a-çık kaynaklı İnternet tarayıcısıdır. 2002yılında “Phoenix” ismiyle çıkan tarayıcı,sonra “Firebird”, en son ise “Firefox”ismini almıştır. 3.6.10 kararlı sürümü,Eylül 2010 tarihinde çıkmıştır.Mozilla Firefox, Gecko web motorunukullanan, XULRunner grafik arabiriminesahip bir GTK tarayıcı. 3.6 sürümündensonra son web teknolojileri olanCSS ve HTML5 desteğine de sahip olanFirefox, en son Personas özelliği ile kullanıcılarınatek tıkla görünüm değiştirmeolanağı tanıyor.İndirdiğiniz *.tar.bz2 arşiv dosyasını a-çıp, açtığınız klasördeki “firefox” dosyasını. /firefox komutuyla çalıştırmanızyeterli.Eklenti eklemek içinse, açılmış Firefoxklasörünün altındaki “plugins” klasörüiçine, eklentilerin *.so dosyalarını kopyalıyor(eğer sadece tek bir *.so dosyasıolarak açılmışsa), ya da toplu olarakkurulan eklentilerde (örnek JRE) pluginklasörlerindeki uygun (genelde 386 ve64 olarak ayrılıyorlar) *.so dosyasına,Firefox “plugin” klasörü altında bir sa-


<strong>Pardus</strong>-Linux.Org <strong>eDergi</strong> | Sayı 26 | Aralık '10Yazılım İnceleme: Tarayıcı Savaşlarıİşlemci Kullanımı: Minimum (beklemeyegirdiği zaman haricinde) %2 – standartkullanım (30 sekme ve her sekmede farklısiteler açılmışken) %13 – maksimum değer(test süreci içinde, tarayıcının ulaştığımaksimum değer) %48Ana Bellek Kullanımı: Minimum (beklemedurumu dahil) 75 MB – standart kullanım (30sekme ve her sekmede farklı siteler açılmışken)110 MB – maksimum değer (test süreci içinde,tarayıcının ulaştığı maksimum değer) 140 MBV8 Benchmak Sonucu: 234 puanSunspider Benchmark Sonucu: 1848 ms.Peacekeeper Sonucu: 2353 puanCSS Yükleme: 42 ms.Web Sitesi: http://www.mozillaeurope.<strong>org</strong>/tr/firefox/Türkçe Desteği: VarLisans: GNU/GPL-LGPLnal bağlantı (ln -s) oluşturmak yetiyor.Firefox'un en göze çarpan özellikleri,ileri derecede kişiselleştirilebilir olmasıve muazzam zengin olan eklenti deposu.Firefox, oldukça da geniş bir topluluğasahip. Bunun bir getirisi olarak daen hızlı güncellenen ve güvenlik açıklarıen çabuk kapatılan İnternet tarayıcılarınınbaşında geliyor.Bende, Flash animasyonu bol sayfalardayavaşlamalar gösterirken; eski makineleresahip kullanıcıların, Firefox'u,yavaşlatmasından dolayı zor kullandıkları,hatta kullanamadıkları yönünde,forumlarda ve e-posta listelerinde bildirimleriçok olmuştur.122- Opera 10.631994 senesinde Telenor adıyla kurulan,ancak bir yıl içinde Opera SoftwareASA adını alan, Norveç'li bir telekomünikasyonfirmasının aynı isimli İnternettarayıcısı. Kendisi aslen Avrupalı'dıryani :-). Aslında bir İnternet uygulamapaketi. Yani Opera'da, tümleşik bir e-posta ve sohbet istemcisi mevcut. Plat-


<strong>Pardus</strong>-Linux.Org <strong>eDergi</strong> | Sayı 26 | Aralık '10form bağımsız bir tarayıcı olan Opera,Opera Software'in “Presto” web motorunukullanıyor. 10.60 sürümündensonra en son web teknolojileri olanHTML5 ve WebM video desteğini kazananOpera, diğerlerinden farklı olarak“Opera Unite” ve “Opera Link” isimlerinde,iki kullanışlı gereçle geliyor. O-pera Unite, bilgisayarınızdaki çoklu ortamdosyalarınızı İnternet'e yüklemeyapmadan, akış yöntemi (bit stream)ile, tarayıcı üzerinden paylaşmanızısağlıyor. Opera Link ise, Opera'nın sunduğubir ayar eş zamanlama hizmeti.Yani, Opera hesabınıza yer imleri veOpera ayarlarınızı yükleyerek, başkabir bilgisayardaki Opera'ya bu ayarlarıuygulayabilirsiniz. Bunun dışında iseOpera Widgets ile çeşitli eklentiler kurmanızda mümkün.Opera'nın eklenti klasörü ise/opt/netscape/plugins klasörü. Kurmakistediğiniz eklentinin *.so dosyasınıburaya kopyalıyorsunuz. Eğer eklentikurulan tarzda bir eklenti ise, uygun*.so dosyasına yine bu klasör altındasanal bir bağ oluşturuyorsunuz.Firefox'un ağırlığından kaçanların sığındığıOpera, FF'e göre daha hafif biralternatif. Ancak Opera, ağırlığını, mobilplatformlarda daha belirgin hissettirenbir tarayıcı.İşlemci Kullanımı: Minimum (beklemeyegirdiği zaman haricinde) %1 – standartkullanım (30 sekme ve her sekmede farklısiteler açılmışken) %9 – maksimum değer (testsüreci içinde, tarayıcının ulaştığı maksimumdeğer) %53Ana Bellek Kullanımı: Minimum (beklemedurumu dahil) 105 MB – maksimum (30 sekmeve her sekmede farklı siteler açılmışken) 13613Yazılım İnceleme: Tarayıcı SavaşlarıMB – maksimum değer (test süreci içinde,tarayıcının ulaştığı maksimum değer) 168 MBV8 Benchmak Sonucu: 2201 puanSunspider Benchmark Sonucu: 614 ms.Peacekeeper Sonucu: 3397 puanCSS Yükleme: 18 ms.Türkçe Desteği: VarWeb Sitesi: http://www.opera.com/Lisans: EULA


<strong>Pardus</strong>-Linux.Org <strong>eDergi</strong> | Sayı 26 | Aralık '103- Netscape 9.0.0.6Aaahhh... İşte “dede”. Bunu da mı testealdın yani? Atlamaya içim el vermedi.Firefox, Opera ve Chrome (ya da Chromium)kullanıcıları; forumlarda ve e-posta listelerinde “benim tarayıcım,senin tarayıcını döver.” kavgası yaparken,en azından iki paragraf yazı ileDede'yi hatırlayın diye yazdım. 1993senesinde Mosaic'i yapan takımın,Netscape Communication Company çatısıaltında çıkardıkları İnternet tarayıcısınınhalk arasındaki adı Netscape'ti1998'de ise AOL'un, Netscape'i almasıyla,tarayıcı AOL desteğinde gelişti.Sürümlerinde Netscape, NetscapeCommunicator, Netscape Browser gibiadlar alan tarayıcı, 9.0 sürümündensonraysa Netscape Navigator isminialdı. Sonrasında ise, 1 Mart 2008 tarihinde9.0.0.6 sürümü ile 15 senelik yolculuğunason verdi. Platform bağımsız,açık kaynaklı ve GPL'ye benzeyenNetscape Public License ile lisanslı.Mosaic ile başlayan Netscape, 2000 yılında6.0 sürümünden sonra Mozilla tabanlıhale geldi. Yani NN, 9.0.0.6 sürümündeXulRunner ve Gecko web motorunukullanıyor.Netscape'i kullanmak için, sitesindenindirdiğiniz (boyutu sadece 9 MB)*.tar.gz dosyasını açarak, içindeki “navigator”dosyasını çalıştırmanız yeterli.Eklenti eklemek içinse, açılmış “navigator”klasörünün altındaki “plugins” klasörüiçine, eklentilerin *.so dosyalarınıkopyalıyor (eğer sadece tek bir *.sodosyası olarak açılmışsa), ya da topluolarak kurulan eklentilerde (örnek JRE)plugin klasörlerindeki uygun (genelde386 ve 64 olarak ayrılıyorlar) *.so dosyasına,Navigator “plugins” klasörü altındabir sanal bağlantı (ln) oluşturmakyetiyor. Firefox gibi. Ama farklı olarak,14Yazılım İnceleme: Tarayıcı Savaşlarıdili İngilizce olan Netscape'in Tools →Add-Ons kısmından yüklediğiniz eklentilerigöremiyorsunuz. Ancak çalışıyorlar.Flash animasyonu olan siteleri gayetiyi açıyor. Üstelik de oldukça hızlı.Ancak elbette, güvenlik ve yeni ağ teknolojileridesteklenmiyor.İşlemci Kullanımı: Minimum (beklemeyegirdiği zaman haricinde) %1 – standartkullanım (30 sekme ve her sekmede farklısiteler açılmışken) %10 - maksimum değer (test


<strong>Pardus</strong>-Linux.Org <strong>eDergi</strong> | Sayı 26 | Aralık '10süreci içinde, tarayıcının ulaştığı maksimumdeğer) %48Ana Bellek Kullanımı: Minimum (beklemedurumu dahil) 48 MB – standart kullanım (30sekme ve her sekmede farklı siteler açılmışken)66 MB – maksimum değer (test süreci içinde,tarayıcının ulaştığı maksimum değer) 179 MBV8 Benchmak Sonucu: 69.2 puanSunspider Benchmark Sonucu: 13430.8 ms.Peacekeeper Sonucu: 286 puanCSS Yükleme: 102 ms.Web Sitesi: http://browser.netscape.com/Türkçe Desteği: YokLisans: Netscape Public License15Yazılım İnceleme: Tarayıcı Savaşları4- Google Chrome 7.0“Dede”nin ardından , gelelim “bebe”ye.:-)Tarayıcı savaşlarına en son katılan vegelir gelmez de dengeleri değiştirentarayıcı olan Chrome / Chromium,Google Inc. Firmasına ait. Eh, dahabebe sayılır yani.Öncelikle “Chrome” ve “Chromium”kavramlarını açıklayalım. GoogleChrome, Google Inc.'in kapalı kaynaklıİnternet tarayıcısıdır. EULA ile lisanslıdır.Yani Chrome'a bir “ürün” diyebiliriz.Chromium ise, bunun ardında yatanaçık kaynaklı projenin adıdır. GPL,BSD, LGPL gibi çeşitli lisanslara sahiptir.Chromium kaynak kodlarını, indiripderleyebilirsiniz. Ancak Chrome, kapalıkodludur. Chrome, GNU/Linux, MacOSve Windows platformları için vardır.Chromium ise bunların yanında bir deBSD işletim sisteminde çalışabilir. İlkbaktığınızda gözünüze çarpacak olanfark ise logoları. Çok renkli olanChrome logosuna karşın; Chromiumlogosu mavi tonlarındadır.Chrome, lisansı sebebiyle <strong>Pardus</strong> deposundamevcut değil. Ancak açık kaynaklıikizi Chromium'u depoda bulabilirsiniz.


<strong>Pardus</strong>-Linux.Org <strong>eDergi</strong> | Sayı 26 | Aralık '10Peki, ben neden teste Chrome'u aldım?Öncelikle Chromium, sürekli güncellenenve değişkenlik gösteren bir proje.Gecelik sürümleri çıkıyor. Chrome isedaha sabit.2008 Eylül tarihinde ilk olarakWindows platformu için çıktı. Mayıs2010'da ise her üç işletim sistemi içinolan kararlı sürüm çıktı. C++ veAssembly kullanılarak yazılan Chrome,WebKit web motorunu kullanıyor.Chrome'u, <strong>Pardus</strong> 2009'a kurmak içinsitesinde bulunan rpm paketini alıp,tar.gz'ye çevirip, elle ayarlamak gerekiyor.Kapalı kodlu olduğundan, kaynağıindirip derlemek gibi bir şansınızyok. Paketler ise, *.deb ve *.rpm olarakmevcut. Ben şu şekilde kurdum:İlk olarak sitesinden mevcut sürümün*.rpm paketini indiriyoruz. Chrome'unbazı bağımlılıkları var. Depolarda bulunanbu paketleri, PiSi'den kontrol ederek,kurulu olmayanları kurmamız gerekecek.Bu paketler: rpm2targz (bu,bağıl paketten ziyade, rpm dosyasını,tar.gz'ye çevireceğimiz uygulama), nss,nspr, gtk2, gconf ve pango. Bunlarınhepsini sisteme kurduktan sonra, indirdiğimiz*.rpm dosyasının bulunduğuklasör altına giderek rpm2targzchrome_dosyasının_adı. rpm komutunu veriyoruz.Komut, aynı dizin altında, aynıisimde bir *.tar.gz dosyası oluşturacak.Bu *.tar.gz dosyasını Ark ile açıyoruz.Açılan dizin içinde, kök dizin klasörlerinigöreceksiniz. Bu klasörlerin altlarındakidosyaları elle, aynı klasörlerinaltına atmamız gerekecek. Örnek, açtığınızdizin altındaki /etc/chron.daily altındaki“google-chrome” dosyasını, kökdizinindeki /etc altına atacağız. Bununiçin öncelikle /etc altına bakarak, gidebileceğimizen alt seviyeye ineceğiz.Mesela kök dizinindeki /etc klasörü altında,/chron.daily klasörü varsa, sadeceaçtığımız dizindeki aynı klasörün altındaki“google-chrome” dosyasını; yoksa“/chron.daily” klasörü ile birlikte altındakidosya/dosyaları da taşıyoruz.Bunu elbette “root” olarak yapabiliyoruz.Konsolu kullanabileceğini gibi, rootolduktan sonra dolphin komutu ile dosyayöneticisini açarak da yapabiliriz.Sonrasında ise, google-chrome komutuile Chrome'u başlatmaya çalışacağız.Ancak, kayıp kütüphane uyarıları alacaksınızve Chrome başlamayacak. Aslındabu kütüphanelerin hepsi <strong>Pardus</strong>2009'da mevcut. Ancak isimleri farklı.Chrome'un istediği kütüphane dosyalarını,/lib ve /usr/lib dizinleri altında bulabilirsiniz.Ancak sonlarında, Chrome'un ikazına göre, ya 1 d ya da 0d oluyor.Mesela <strong>Pardus</strong>'ta bulunan “libnss3.so”dosyasını Chrome, “libnss3.so.1 d” ismiylearıyor. Bu dosyaları Chrome'a16Yazılım İnceleme: Tarayıcı Savaşlarıgöstermenin yolu, bu dosyalara /lib dizinialtında, Chrome'un istediği isimlerdebirer sanal bağ oluşturmak. Bunu dakonsoldan ln - s /so_dosyasının/konumu/lib/Chrome' un_aradığı_isim şeklinde yapıyoruz.Mesela Chrome'un eksik olarakgösterdiği “libnss3.so.1 d” dosyası,<strong>Pardus</strong> 2009.2'de /usr/lib/nss altında,“libnss3.so” adıyla bulunuyor. Bu dosyaiçin komutumuz şöyle:ln - s /usr/lib/nss/libnss3. so/lib/libnss3. so. 1dBu bağları her oluşturduğumuzda,Chrome'u yeniden çalıştırmayı deniyoruz.Bende 6 eksik dosya uyarısı verdi.Eksik dediği her dosya için, sanal bağoluşturma işlemini tekrarlayacağız. Ensonunda ise, libzz2.so dosyasının sürümüile ilgili bir ayarlama hatası verecek(bu dosya da önce eksik olarak belirtilecek.Sanal bağ oluşturduktan sonraise bu hatayı verecek). Bunun için de/opt/google/chrome dizini altında chmod4755 chrome- sandbox komutu veriyoruz.Bu işlemlerin hepsini root kullanıcısıolarak yapıyoruz. Sonrasında isegoogle- chrome komutu ile Chrome'u çalıştırıyoruz.Chrome 7.0 ilk açıldığında size, içindeBing'in de bulunduğu arama motorlarındanhangisini varsayılan olarak ata-


<strong>Pardus</strong>-Linux.Org <strong>eDergi</strong> | Sayı 26 | Aralık '10siteler açılmışken) %10 - maksimum değer (testsüreci içinde, tarayıcının ulaştığı maksimumdeğer) %49Yazılım İnceleme: Tarayıcı SavaşlarıAna Bellek Kullanımı: Minimum (beklemedurumu dahil) 64 MB – standart kullanım (30sekme ve her sekmede farklı siteler açılmışken)118 MB – maksimum değer (test süreci içinde,tarayıcının ulaştığı maksimum değer) 287 MBV8 Benchmak Sonucu: Tamamlanamadı.(Splay testi başarısız oldu)Sunspider Benchmark Sonucu: 6855.3 ms.Peacekeeper Sonucu: 845 puanCSS Yükleme: 24 ms.Web Sitesi: http://konqueror.kde.<strong>org</strong>/Türkçe Desteği: VarLisans: GNU/GPL v2.06- SeaMonkey 2.0.10SeaMonkey, sadece bir İnternet tarayıcısıdeğil; açık kaynaklı, platform bağımsızbir İnternet uygulama paketi.Yani SeaMonkey içinde, bir tarayıcı, bire-posta istemcisi, basit bir HTML düzenleyicisi,bir adres defteri ve IRC istemcisimevcut. Uygulama paketi olmasınıngüzelliği ise, tek pencere içindetüm bu uygulamaların birinden öbürünegeçiş yapabilmek.SeaMonkey, ilk olarak 2005 tarihindeduyurulmuştu. Mozilla, tek başlarınaolan Firefox ve Thunderbird uygulamalarınaalternatif olarak, hepsini bir arayatoplayarak “Mozilla ApplicationSuite” adıyla duyurmuştu. Ancak Mozilla,1.7 sürümünden sonra uygulamanıntoplulukça geliştirilmesine karar verdi.SeaMonkey olarak adlandırılan proje,SeaMonkey Council tarafından geliştirilmeyebaşlandı. 2005'te Alpha sürümüçıkan SeaMonkey, 2006 başında ilk kararlısürümünü duyurdu.18SeaMonkey, Firefox tabanlı bir tarayıcıolduğu için, onun özelliklerine sahip.Yani C++ ile yazılmış SeaMonkey,XulRunner ve Gecko web motorunukullanıyor. Windows, GNU/Linux veMacOS sürümleri olan SeaMonkey'in,Solaris ve BSD uyarlamaları da mevcut.Kurulumu aynen Firefox gibi. Sitesindenindirdiğimiz, *.tar.bz2 dosyasını a-çıyoruz ve açtığımız dizin altındaki“seamonkey” dosyasını . /seamonkey komutuile çalıştırıyoruz. Eklenti kurmakiçin ise, FF gibi, açılmış “seamonkey”


<strong>Pardus</strong>-Linux.Org <strong>eDergi</strong> | Sayı 26 | Aralık '10komutları ile Dooble'ı derleyebilirler.Sonrasında ise, dizin altındaki “dooble”çalıştırılabilir dosyasını -dikkat“dooble.sh” dosyası değil- çalıştırarak,Dooble'ı başlatabilirler.İşlemci Kullanımı: Minimum (beklemeyegirdiği zaman haricinde) %1 – standartkullanım (30 sekme ve her sekmede farklısiteler açılmışken) %18 - maksimum değer (testsüreci içinde, tarayıcının ulaştığı maksimumdeğer) %49Ana Bellek Kullanımı: Minimum (beklemedurumu dahil) 69 MB – standart kullanım (30sekme ve her sekmede farklı siteler açılmışken)112 MB – maksimum değer (test süreci içinde,tarayıcının ulaştığı maksimum değer) 181 MBbaşarısız bir tarayıcı. Ne yazık ki, temelHTML yerleşiminde bile sorunlar çıkarıyorve güncel kullanılan sitelerin neredeysehiçbirini doğru gösteremiyor.CSS ve Flash desteği yok. Uygulamada,HTML4 ve CSS2 desteği, geliştirilmeaşamasında takılmış.Uygulama, -sitesinde yazdığı kadarıyla-Tkhtml3 web motorunu kullanıyor. KendisiiseTcl ile yazılmış. UygulamanınWindows ve GNU/Linux sürümleri var.Sitesinde Puppy GNU/Linux için bir de*.pet paketi mevcut. Sitesinden indirdiğiniz*.gz dosyasını açarak, içinden çıkandosyayı, “çalıştırılabilir” olarak işaretlediktensonra, dosyayı çalıştırarak,Yazılım İnceleme: Tarayıcı Savaşlarıhv3'ü başlatıyoruz. Sürüm, en son 2008Şubat ayında güncellenmiş. Sanırım artıkölmüş. Kullanım için uygun olmamaklaberaber, bir tarayıcı geliştirmekya da Tcl kullanmayı amaçlayan geliştiricileriçin bir deneme uygulaması olabilir.Testten çıkaracaktım, ama yazmayabaşlamış bulundum işte. :-)İşlemci Kullanımı: Minimum (beklemeyegirdiği zaman haricinde) %0 – standartkullanım (30 sekme ve her sekmede farklısiteler açılmışken) %3Ana Bellek Kullanımı: Minimum (beklemedurumu dahil) 11 MB – standart kullanım (30sekme ve her sekmede farklı siteler açılmışken)44 MBV8 Benchmak Sonucu: 1378 puanSunspider Benchmark Sonucu: 823 ms.Peacekeeper Sonucu: 1741 puanCSS Yükleme: 13 ms.Web Sitesi: http://dooble.sourcef<strong>org</strong>e.netTürkçe Desteği: Yok (Sitesinde olduğu yazıyor.Ayarlardan Türkçe dil seçeneğini de seçtimancak, bir türlü Türkçe olmadı).Lisans: GNU/GPL8- hv3 (Html Viewer) 08-0203Bir başka dizin yöneticisi / İnternet tarayıcısımelezi daha hv3. Ancak oldukça20


<strong>Pardus</strong>-Linux.Org <strong>eDergi</strong> | Sayı 26 | Aralık '10V8 Benchmak Sonucu: Tamamlanamadı (Testbaşlamadı)Sunspider Benchmark Sonucu:Tamamlanamadı (Test başlamadı)Peacekeeper Sonucu: Tamamlanamadı (Testbaşlamadı)CSS Yükleme: Tamamlanamadı (CSS yüklemeyapılamadı)Web Sitesi: http://tkhtml.tcl.tkTürkçe Desteği: YokLisans: Yok9- Arora 0.11Arora, henüz geliştirilme aşamasınınbaşlarında da olsa, hafif siklet ve platformbağımsız çalışan, hızlı bir İnternettarayıcısı. Proje, Google Code üzerinde,Benjamin Meyer tarafından geliştiriliyor.Ancak GNU/GPL2.0 ile lisanslı Arora,açık kaynak kodlu. Yani O'na katılabilirsiniz.:-)Bir GNU/Linux tarayıcısı olarak başla-Yazılım İnceleme: Tarayıcı Savaşlarıyan Arora'nın, Windows, MacOS, BSDsürümleri de var. Aslında Arora, Qt destekleyentüm işletim sistemlerinde çalıştırılabilir.C++ ile yazılmış tarayıcı,Qt kullandığından WebKit web motorununtüm avantajlarını kullanabiliyor. U-zunca bir süre geliştirilmesine ara verilenproje, 2010 yılı başında yeniden geliştirilmeyebaşlandı. Flash eklentisi entegreolarak geliyor. Kurulum için, sitesindenindirdiğiniz, *.tar.gz dosyasınıaçıyoruz. Açtığımız dizine giderek;21qmakemakekomutları ile derleme yapıyoruz. Sonrasındaise, dizin altında oluşan “arora”çalıştırılabilir dosyasını çalıştırarak,Arora'yı başlatabiliyoruz.Ben, Arora'nın son sürümünü, kaynakkodundan indirerek derledim. Ancak,Arora'nın sitesinde 0.10 sürümünün,<strong>Pardus</strong> 2009 için, PiSi paketi de mevcut.Arora, benzerlerinden farklı olarak, gelişmişbir arama motoru ayarlaması vesitelere kendini bir başka tarayıcı olarakgösteren “User Agent” aracı ile geliyor.İşlemci Kullanımı: Minimum (beklemeye


<strong>Pardus</strong>-Linux.Org <strong>eDergi</strong> | Sayı 26 | Aralık '10girdiği zaman haricinde) %1 – standartkullanım (30 sekme ve her sekmede farklısiteler açılmışken) %8 - maksimum değer (testsüreci içinde, tarayıcının ulaştığı maksimumdeğer) %50Ana Bellek Kullanımı: Minimum (beklemedurumu dahil) 71 MB – standart kullanım (30sekme ve her sekmede farklı siteler açılmışken)135 MB - maksimum değer (test süreci içinde,tarayıcının ulaştığı maksimum değer) 237 MBV8 Benchmak Sonucu: 1545 puanSunspider Benchmark Sonucu: 848.9 ms.Peacekeeper Sonucu: 2158 puanCSS Yükleme: 15 ms.Web Sitesi: http://code.google.com/p/arora/Türkçe Desteği: VarLisans: GNU/GPL 2.010- Dillo 2.222Dillo, 1999 sonunda Gzilla projesininson bulmasından hemen sonra, Gzilla'dan çatallanarak yoluna devam etmişbir İnternet tarayıcısıdır. Sadece CSSdesteğine sahip Dillo'nun amacı, temelHTML sitelerini görüntülerken, kullanıcıya,donanımını diğer işleri için kul-Yazılım İnceleme: Tarayıcı Savaşlarılanmaya olanak sağlamak. Dillo projesidevam etmesine rağmen, son kullanıcınınpopüler sitelerini (YouTube, Facebookgibi) görüntülemekte başarılı olamıyor.Tarayıcıda Java ve Flash desteğimevcut değil. C ve C++ dilleri ile yazılmışolan Dillo, son kullanıcıdan ziyade,grafik birim kullanmayan geliştiricilerehitap eden bir tarayıcı gibi görünüyor.GTK+ tarayıcısı olan Dillo,FLTK2 kullanıyor. Bu sebeple, Dillo'nun ayarlarının çoğu, daha FLTK2'yiderlerken kullanılan parametrelerle yapılıyor.Bu parametreler ile ilgili dokümantasyon,FLTK sitesinde mevcut.Dillo'nun kendisinde ise CSS ve resimyüklemeyi açıp kapama dışında bir ayaryok. <strong>Pardus</strong> 2009'da Dillo kurulumuiçin, önce FLTK2 kütüphanelerini kurmakgerekiyor. Bunun için FLTK'nın sitesindenindirilen kaynak kodu, açılarak,açılan dizinde sırasıyla;. /configuremakemake installkomutlarını veriyoruz. FLTK2'nin ardındanDillo kurulumuna geçiyoruz. Oda FLTK2 gibi indirdiğiniz kaynak kodunu;. /configuremakemake install


<strong>Pardus</strong>-Linux.Org <strong>eDergi</strong> | Sayı 26 | Aralık '10komutları ile derliyoruz. Derleme sonrasında/dillo-2.2/src altındaki “dillo”çalıştırılabilir dosyasını çalıştırarakDillo'yu başlatıyoruz. Son 2.2 sürümü,Şubat 2010 tarihinde çıkmış. Bize hitapeden bir tarayıcı olmasa da, Dillo, girilensitelerdeki uyumsuzluk ve hatalarıayrıntılı biçimde listeleyen “Bug Meter”eklentisi ile hafife alınmayacak bir geliştiriciyardımcısı. Ayrıca Dillo, Cerf-Pod gibi cihazlarda ve bazı İntranetüzerinde çalışan yönetim yazılımlarınınweb arabirimi olarak, ticari uygulamalardada kendine yer bulmuş.İşlemci Kullanımı: Minimum (beklemeyegirdiği zaman haricinde) %0 – standartkullanım (30 sekme ve her sekmede farklısiteler açılmışken) %2Ana Bellek Kullanımı: Minimum (beklemedurumu dahil) 1 MB – standart kullanım (30sekme ve her sekmede farklı siteler açılmışken)17 MBV8 Benchmak Sonucu: Tamamlanamadı (Testbaşlamadı)Sunspider Benchmark Sonucu:Tamamlanamadı (Test başlamadı)Peacekeeper Sonucu: Tamamlanamadı (Testbaşlamadı)CSS Yükleme: 9 ms.Web Sitesi: http://www.dillo.<strong>org</strong>/ FLTK Sitesi:http://www.fltk.<strong>org</strong>/index.phpTürkçe Desteği: YokLisans: GNU/GPL 311- SwiftFox 3.6.12Mozilla'nın Firefox'unu zaten biliyoruz.Swfitfox ise, Firefox'un farklı işlemcimimarilerine göre optimize edilmiş ikilidosyalardan oluşturulmuş bir tarayıcıolarak tanımlayabiliriz. Swiftfox, JasonHalme tarafından oluşturulmuştur.AMD ve Intel işlemciler için ayrı ayrıderlenmiş Swiftfox sürümleri var. Ayrıcabu işlemeciler için olan sürümler dex64 ve 686 olarak ikiye ayrılıyor.Sitesinden Debian paketi, kaynak kodu23Yazılım İnceleme: Tarayıcı Savaşlarıve bir “yükleyici” yardımı ile indirebiliyorsunuz.Test gereği, kaynak kodunu indirdim.İşlemcinizle uyumlu olan kodu indirip,gelen *.tar.bz2 dosyasını açıyoruz. A-çılan dizin altındaki “swiftfox” kabukbetiğini çalıştırarak, Swiftfox'u başlatıyoruz.Firefox ile tamamen uyumlu olanSwfitfox, aynen Firefox özelliklerine sahip.Yani GTK tarayıcısı olan Swiftfox,Xulrunner ve Gecko web motoru kullanıyor.Ancak derlenmiş olan Swfitfox,dengi Firefox'tan daha güncel derle-


<strong>Pardus</strong>-Linux.Org <strong>eDergi</strong> | Sayı 26 | Aralık '10yicilerle derleniyor. Firefox'un tüm eklentilerinive “Persona” dediğimiz görünümkişiselleştirmelerini kullanabiliyor.Bunların hepsi MPL ile lisanslı. Ancakfarklı olan ikili (binary) dosyalar ise,Jason Halme'ye ait. Sitesinde, bu dosyalarındağıtım paketi ya da başka birşekilde dağıtımının, kendisinin izni olmadan,yapılamayacağı net olarak ifadeedilmiş.Swiftfox, sisteminizde Firefox kuruluise, FF'in eklenti ve ayarlarını algılayarak,kendisine, otomatik olarak aktarıyor.Ancak kendisi bir eklenti ile gelmiyor.Eklenti eklemek, aynı Firefox gibi, klasörünaltındaki “plugins” klasörü içine,eklentilerin *.so dosyalarını kopyalıyorya da sanal bağlantı (ln) oluşturmakyetiyor. Ancak JRE için, FF'den farklıolarak /jre/plugin/i386/ns7/libjavaplugin_oji.sodosyası yerine; /jre/lib/386/libnpjp2.so dosyasınabağlantı oluşturuyoruz.İşlemci Kullanımı: Minimum (beklemeyegirdiği zaman haricinde) %1 – standartkullanım (30 sekme ve her sekmede farklısiteler açılmışken) %17 - maksimum değer (testsüreci içinde, tarayıcının ulaştığı maksimumdeğer) %51Ana Bellek Kullanımı: Minimum(beklemedurumu dahil) 56 MB – standart kullanım (30sekme ve her sekmede farklı siteler açılmışken)75 MB – maksimum değer (test süreci içinde,tarayıcının ulaştığı maksimum değer) 143 MBV8 Benchmak Sonucu: 257 puanSunspider Benchmark Sonucu: 1646.6 ms.Peacekeeper Sonucu: 1474 puanCSS Yükleme: 39 ms.Web Sitesi: http://www.getswiftfox.com/Türkçe Desteği: Var (Firefox'un Türkçe dilpaketi indirilerek, Swiftfox'a ekleniyor veayarlardan etkinleştiriliyor)Lisans: Mozilla Public License, GNU/GPL v2.0,LGPL (Firefox bölümleri) – Copyright (Swiftfoxikili dosyaları)12- GNU/IceCat 3.6GNU/IceCat tek tanımlamayla, GNU'nun Firefox'u. GNUzilla, GNU projesikapsamında, “Mozilla Suit” uygulamasındantüremiş bir uygulamadır. Bu uygulamanınweb tarayıcısı ise GNU/IceCat. Ya da Debian projesi altındakiadıyla IceWeasel.GNU projesi, GNU/IceCat'in Firefox ileeş zamanlı olarak güncellemesini sağlarken,“trademark” denilen ve şahsaait unsurların dışarıda kalmasını sağlıyor.24Yazılım İnceleme: Tarayıcı SavaşlarıGNU/IceCat, Firefox ile tamamen aynıözelliklere sahip. Xulrunner ve Geckokullanıyor. Fark olaraksa, eklentilerindedahi, özgür olmayan unsurlar barındırmıyor.Hatta GNU/IceCat isim ve logosubile GPL ile lisanslı.Proje Ağusots 2005'te, Firefox 1.5'inözgür olmayan unsurlar çıkartılarak,IceWeasel ismiyle çıkmıştı. Firefox 2.0sürümüne geçince, Nisan 2008'de projeGNU/IceCat adını aldı. Devamında ise,Mozilla kaynak kodu ile eş zamanlı olarakgüncellendi. GNU/IceCat, sadeceMacOS ve GNU/Linux ile uyumlu. Windowssürümü yok.Sitesinden indirdiğimiz kaynak kodunuaçarak, açtığımız dizindeki “icecat” kabukbetiğini çalıştırarak, GNU/IceCat'ibaşlatıyoruz.Eklenti eklemek, aynı Firefox gibi, klasörünaltındaki “plugins” klasörü içine,eklentilerin *.so dosyalarını kopyalamakya da sanal bağlantı (ln) oluşturmakyetiyor. Ancak JRE için, FF'denfarklı olarak /jre/plugin/i386/ns7/libjavaplugin_oji.so dosyası yerine;/jre/lib/386/libnpjp2.so dosyasına bağlantıoluşturuyoruz.


<strong>Pardus</strong>-Linux.Org <strong>eDergi</strong> | Sayı 26 | Aralık '10Yazılım İnceleme: Tarayıcı Savaşları13- Flock 2.6.1İşlemci Kullanımı: Minimum (beklemeyegirdiği zaman haricinde) %1 – standartkullanım (30 sekme ve her sekmede farklısiteler açılmışken) %8 - maksimum değer (testsüreci içinde, tarayıcının ulaştığı maksimumdeğer) %55Ana Bellek Kullanımı: Minimum (beklemedurumu dahil) 61 MB – standart kullanım (30sekme ve her sekmede farklı siteler açılmışken)80 MB – maksimum değer (test süreci içinde,tarayıcının ulaştığı maksimum değer) 152 MBV8 Benchmak Sonucu: 239 puanSunspider Benchmark Sonucu: 1710.4 ms.Peacekeeper Sonucu: 1730 puanCSS Yükleme: 37 ms.WebSitesi:http://www.gnu.<strong>org</strong>/software/gnuzilla/Türkçe Desteği: Var (Firefox'un Türkçe dilpaketi indirilerek, GNU/IceCat'e ekleniyor veayarlardan etkinleştiriliyor)Lisans: Mozilla Public License, GNU/GPL,LGPL25Teste girenler arasında en ilginç bulduğumtarayıcı, Flock oldu. Sosyal ağiçin yapılandırılmış bir tarayıcı. Flock;MySpace, Facebook, YouTube, Twitter,Gmail, Yahoo gibi sosyal ağ çalışmalarınıkullanacak şekilde yapılandırılmış.Yani bu hizmetlerden herhangi birinebağlandığınızda, Flock, bağlandığınızsosyal platform üzerindeki arkadaşlarınızdangelen güncellemeleri, mesajları,yüklenmiş ortamları, e-postalarınızı vedaha fazlasını izleyebiliyor. Bunu da ortam,RSS besleme, e-posta gibi görevçubukları vasıtasıyla gerçekleştiriyor.Ayrıca “Facebook Chat” ile de entegregeliyor.Flock, 2.6 sürümü, Firefox tabanlı. Yani,C++ ile yazılmış olan Flock, Xulrunnerve Gecko web motoru kullanıyor.Şu an kararlı sürümü olmayan Flock 3serisi ise, Google'ın Chromium tabanınasahip olarak çıkması planlanıyor.Flock, sitesinden indirdiğimiz, *.tar.bz2dosyasını açarak oluşturduğumuz dizinaltındaki “flock-browser” kabuk betiğidosyasının çalıştırılması ile açılabiliyor.Eklenti eklemek içinse, aynı Firefox gibi,klasörün altındaki “plugins” klasörüiçine, eklentilerin *.so dosyalarını kopyalamakya da sanal bağlantı (ln) oluşturmakyetiyor. Ancak JRE için, FF'den


<strong>Pardus</strong>-Linux.Org <strong>eDergi</strong> | Sayı 26 | Aralık '10farklı olarak /jre/plugin/i386/ns7/libjavaplugin_oji.so dosyası yerine;/jre/lib/386/libnpjp2.so dosyasına bağlantıoluşturuyoruz.İşlemci Kullanımı: Minimum (beklemeyegirdiği zaman haricinde) %3 – standartkullanım (30 sekme ve her sekmede farklısiteler açılmışken) %18 - maksimum değer (testsüreci içinde, tarayıcının ulaştığı maksimumdeğer) %45Ana Bellek Kullanımı: Minimum (beklemedurumu dahil) 68 MB – standart kullanım (30sekme ve her sekmede farklı siteler açılmışken)110 MB – maksimum değer (test süreci içinde,Yazılım İnceleme: Tarayıcı Savaşlarıtarayıcının ulaştığı maksimum değer) 162 MBV8 Benchmak Sonucu: 113 puanSunspider Benchmark Sonucu: 5721.5 ms.Peacekeeper Sonucu: 525 puanCSS Yükleme: 99 ms.Web Sitesi: http://flock.com/Türkçe Desteği: YokLisans: Copyright (Flock Inc.), GNU/GPL14- Rekonq 0.5.026İsminden de anlaşılacağı üzere, KDE'yeyazılmış, Qt kullanan bir alternatif tarayıcı.Bunları ismin neresinden mi çıkardım?İsmi, KDE'nin tarayıcısı olanKonqueror'a atıfta bulunuyor çünkü.“Re-Konqueror” yani kısaca; Rekonq.Teste Rekonq'un son sürümü olan 0.6.1yerine 0.5.0 girdi. Sebep ise, 0.6 serisiile Rekonq Qt 4.7 ve KDE SC 4.5 tabanlıoldu. Yani <strong>Pardus</strong> 2009.2'de derlenmiyor.2009 deposunda da Rekonq0.5.0 mevcut, ancak biz test icabı kaynakkodu indirip derledik. Ancak sanırım,dokümantasyon kısmında da eksiklikvar. 0.5.8 ve 0.6.0 sürümlerinin kurulumtalimatlarında KDE 4.4 ve Qt 4.6yazmasına karşın, derleme işlemi Qt'nin eski olduğunu ve en az 4.7 gerekti-


<strong>Pardus</strong>-Linux.Org <strong>eDergi</strong> | Sayı 26 | Aralık '10ğini belirterek durdu. 0.6.1 kurulum talimatlarındaise KDE 4.5 ve Qt 4.7 olarakbelirtiliyor. Ama iki alt sürümü debunları istiyor. Rekonq'un son sürümüise <strong>Pardus</strong> 2011 depolarındaki yerinialmış.Yazılım İnceleme: Tarayıcı SavaşlarıRekonq, C++ ve Qt ile yazılmış ve-Konqueror'dan farklı olarak- WebKitweb motorunu kullanan bir tarayıcı.KDE tarayıcısı olduğundan KGet veKonqueror ile uyumlu çalışıyor. Açıkkaynaklı Rekonq, Andrea Diamantini veKDE geliştiricilerince geliştiriliyor. Hafifsiklet bir alternatif olan Rekonq'ta,Flash ve Java eklentileri entegre geliyor.Bunun dışında bir eklenti desteğinerastlayamadım.Sitesinden indirdiğimiz *.tar.bz2 dosyasınıaçarak, açılmış dizin içinde bir“build” dizini oluşturuyoruz. Oluşturduğumuzdizin altına giderek sırasıyla:cmake . . /makesudo make installkomutlarını veriyoruz. Kurulum bitincede rekonq komutu ile tarayıcıyı başlatabiliyoruz.İşlemci Kullanımı: Minimum (beklemeyegirdiği zaman haricinde) %3 – standartkullanım (30 sekme ve her sekmede farklısiteler açılmışken) %12 - maksimum değer (testsüreci içinde, tarayıcının ulaştığı maksimumdeğer) %50Ana Bellek Kullanımı: Minimum (beklemedurumu dahil) 103 MB – standart kullanım (30sekme ve her sekmede farklı siteler açılmışken)112 MB – maksimum değer (test süreci içinde,tarayıcının ulaştığı maksimum değer) 173 MBV8 Benchmak Sonucu: 1512 puanSunspider Benchmark Sonucu: 810 ms.Peacekeeper Sonucu: 1658 puan27CSS Yükleme: 13 ms.Web Sitesi: http://rekonq.sourcef<strong>org</strong>e.net/Türkçe Desteği: YokLisans: GNU/GPL


<strong>Pardus</strong>-Linux.Org <strong>eDergi</strong> | Sayı 26 | Aralık '10Yazılım İnceleme: Tarayıcı Savaşları28


<strong>Pardus</strong>-Linux.Org <strong>eDergi</strong> | Sayı 26 | Aralık '10Yazılım İnceleme: Tarayıcı SavaşlarıSonsözİlk olarak belirteyim ki bu test, tarayıcıperformansları ile ilgili ipucu ve referansnoktası sağlamak için yapılmış birdenemenin paylaşılmasıdır. Liste aslındadaha uzundu. Ancak bazı tarayıcılarıçalıştıramadım. GNOME tabanlı Epiphanyve Galeon, -Burak Çalışkan'ın<strong>Pardus</strong> GNOME Projesi ve hariçten derlenenGecko motoru sayesinde KDE altındagüç bela derlenebilmiş olsalar bile-düzgün çalışmadılar. Testlerde verdiklerisonuçların, doğru olduğundanşüphelendiğimden onları listeden çıkardım.Aslında KDE tarayıcıları ile kıyas--layabilmek güzel olurdu. Ancak <strong>Pardus</strong>2009'un sınırlı GNOME desteği, bu tarayıcılariçin yeterli olmadı. Wine ile çalışanIE ve Safari de listeden çıkarıldı.Bir Qt tarayıcısı olan ve sanal tünelleroluşturarak ağa bağlanan Ozirion dayerel sunucu ayarları içerdiğinden veözellikle de (üzerinden bir sene de geçmişolsa) hâlâ Alpha sürümü olduğundanliste dışı kaldı. Geriye 14 tarayıcıkalmış oldu.29Bu test, çıplak tarayıcıların, genel testplatformlarındaki aldığı puanları gösteriyor.Bu puanlar, sistemden sistemedeğişiklikler gösterecektir.Yine de toparlarsak; Firefox 3.6, testlerdenal topladı. Bol Flashlı sitelerdeyavaşlama gözle görülür biçimde var.Ancak standart kullanım içinde bendeherhangi bir sorun yaşatmadı. Bitstream,sosyal sayfalarda ve forumlardabir sorun çıkarmadı. Sistemi de oldukçaoptimum kullanıyor. İlk anda, oldukçafazla ana bellek kullanıyor. Ancaksekme sayısını arttırdıkça, ana bellekkullanımı, diğer tarayıcılar kadarartmadı. Ancak kişiselleştirilmesi ve


GirişOyun TanıtımıHamit Giray Nart (hamit@pardus-linux.<strong>org</strong>)<strong>Pardus</strong>-Linux.Org <strong>eDergi</strong> | Sayı 26 | Aralık '10İnsanoğlunun var olduğundan beri peşindekoştuğu şeydir güç. Tarih, yazınınbaşlangıcı ile değil; insanın, diğerininsahip olduğunu almak için, elindeki o-dun parçasını onun kafasına vurmayıakıl etmesiyle başlamıştır. Zaman geçtikçe,aktörler değişmiş, sahne değişmiş,dekor değişmiş ama senaryo hepaynı kalmıştır. İşte Nexuiz'in logosundakiÇince karakter “Li”, insanlığın peşindekoştuğu şeyi simgeliyor: Güç!Gerçi, buradaki anlamı fiziksel güç. Olsun,güç güçtür. :-)Nexuiz, Alientrap Software tarafındangeliştirilen, açık kaynaklı ve GPL ile lisanslanmış,çok oyunculu bir FPS oyunudur.31Nexuiz takımının belirttiğine göre,2002 yazında, bir Quake modifikasyonuolarak geliştirilmeye başlayan projeninamacı; platform bağımsız, özgür ve kalitelibir birinci şahıs nişancılık oyunuoluşturmaktır. Nexuiz'in grafiklerininarkasında, John Carmack'ın en iyi çalışmalarındanbirisi var: Quake1 motoru.Elbette oldukça eski olan bu motor,seneler önce kodları açılarak topluluğasunulmuştu. Pekçok geliştirici, motorüzerinde geliştirme ve uyarlamaya gitti.Bu geliştiricilerden birisi de, daha sonraNexuiz'e katılacak olan, Forest Haleidi. Hale, Qukae1 motoru açıldığı zaman,motoru geliştirerek, DarkPlacesmotorunu oluşturdu. Nexuiz de,Quake1 tabanlı DarkPlaces motorunukullanıyor. Bu da Nexuiz'in ışık hüzmeefekti, eşzamanlı mekan ve dinamikışıklandırma, gölgeleme, OpenGL 2.0desteği, MD3 model desteği ve dinamikgeniş alan ışıklandırma oluşturma gibiözelliklere sahip olduğu anlamına geliyor.Bu özelliklerin hepsi, Nexuiz'in ay-Oyun Tanıtımı: Nexuizrıntılı ayarlarından kapatılıp, açılabiliyor.Nexuiz'in son sürümü, Eylül 2009 tarihindeçıkan 2.5.2 sürümü. Nexuiz ismi,Mart 2010'da Illfonic tarafından alındıve Xbox360 ve PS3 sürümü çalışmalarıbaşlandı. Temmuz 2010'da ise,CryEngine3 motoru, Illfonic Nexuiz içinlisanslandı. Bu da, Nexuiz'in konsol sürümlerinin,DarkPlaces yerineCryEngine3 motorunu kullanması anlamınageliyor. Illfonic'in bu hareketindenrahatsız olan topluluk üyeleri ise,Nexuiz'in çatallaştırılmasıyla yeni birproje başlattılar: Xonotic. Illfronic,CryEngine3 motoru ve kapalı kodunsadece konsol sürümü için olacağını,bilgisayar platformunda bir değişikliğegidilmeyeceğini belirtti. HalihazırdaGPL lisansına sahip Nexuiz hakkında,bu durumdan doğabilecek, potansiyelyasal çatışmalar hâlâ meçhul. Xonotic'in ise çıkmış bir sürümü ve bir takvimiyok.KurulumNexuiz'in son sürümü olan 2.5.2, <strong>Pardus</strong>2009 resmi deposunda mevcut. Yineayrıca, topluluk tarafından hazırlanmışbir harita paketi de depoda mevcut.Nexuiz'i ve harita paketini PiSi'nin


<strong>Pardus</strong>-Linux.Org <strong>eDergi</strong> | Sayı 26 | Aralık '10grafik arabiriminden kurabileceğinizgibi, konsoldan s u do pis i it n exu iz komutuile oyunu; s u do pis i it n exu iz -mappac k komutu ile de harita paketinikurabilirsiniz. Ancak harita paketindenönce, oyunu kurmanız gerekiyor.Nexuiz, Windows ve MacOS platformlarıiçin de mevcut. GNU/Linux için sistemgereksinimleri:AMD Athlon ya da P4 1.5 Ghz işlemci512 MB ana bellek1 GB disk alanı (harita paketi hariç)OpenGL desteği aktif Radeon 9600 ya daGeForce 5700fx ekran kartıOSS veya ALSA uyumlu ses kartıLinux kernel 2.2 ve glibcOyunu, menüden Uygulamalar → Oyunlar→ Nexuiz OpenGL yolundan başlatabilirsiniz.Aynı menü altında bir de SDLkısayolu göreceksiniz. Aslında ikisi arasındatemel olarak bir fark yok.OpenGL kısayolu, glx kullanırken; SDL,ise libSDL kullanıyor. SDL nispeten dahasüratli (gözle görülür bir sürat değil,FPS değerini açtığınız zaman görebiliyorsunuzsadece), ancak donanımınız,yukarıdaki listeden daha iyi durumdaysa,hangisini açtığınız pek fark etmiyor.Benim her iki modda oynarken tek farkedebildiğim, ses oldu. SDL ile oynarkenses, ince duvarlardan duyulabiliyor. SanırımSDL'de ses, harita geometrisindenbiraz bihaber. Ancak böylesi, oyunabiraz gerçekçilik katıyor. Her ne kadardiğer unsurlar gerçekçi olmasa da. :-)Oynanış32“Wellcome to Nexuiz”. Oyunu başlattığınızanda, operalık bir sesten, bu cümleyiduyacaksınız. :-)Oyun Tanıtımı: NexuizOyun, şimdiye kadar gördüğüm en ilginçana menüye sahip. Ana menü teması,seçeneklerden değiştirilebiliyor.Seçenekler, en son kaldığınız yerde, eşzamanlı olarak ön izleme olanağı sunuyor.Seçeneklere de altlarındaki ön izlemekarelerine tıklayarak girebili-


<strong>Pardus</strong>-Linux.Org <strong>eDergi</strong> | Sayı 26 | Aralık '10yoruz. İsimlerine tıklamak bir işe yaramıyor.Yani “Quit” yazısına değil de; altındakikırmızı kutucuğa tıklıyoruz. :-)Singleplayer: Nexuiz, çok oyunculu veherkesi vur (death match) tabanlı biroyun. Elbette farklı modları da var. Ancak,oynama tarzı herkesi vur tarzınauygun olacak şekilde hızlı. Singleplayer(tek oyuncu) seçeneğine girdiğiniz zaman,ilk olarak bir eğitim bölümü ilebaşlayarak, sonrasında ise haritalardahareket, silah kullanma gibi alıştırmalarınolduğu, bir dizi uyarlanmış senaryodanoluşmuş bir seferberlik oynuyorsunuz.Bu kısım, asıl oyuna başlamadanönce, iyi bir pratik yapmanızı sağlayacaktır.Senaryolara başlamadan önce,senaryo amacını okuyun derim. Çünküharita ve oyun tipi, sizi oyunda kullanacağınızbelli başlı hareketlere ve silahkullanma şekillerine ısındırmaya yönelikolacaktır. Bir senaryoyu bitirmek i-çin, sizin veya botlardan birinin, en baştabelirtilen puana ulaşması gerekir.Ancak bu puana ulaşan taraf siz olmazsanız,senaryoyu tekrar oynamak durumundasınız.Tek kişilik mod senaryoları,çeşitli oyun tiplerini arka arkaya oynatırken,oyunu gitgide zorlaştırarakve kalabalıklaştırarak, pratik yapmanızısağlıyor. Yalnız hemen belirteyim ki, tekkişilik mod ile botlarla oynamak farklı.Tek kişilik modda, oyuna müdahaleşansınız yok. Bot sayısı, seviyesi, haritagibi unsurların hepsi önceden belirlenmiş.* Havoc Mod: Oyunun gerek tek oyunculu,gerekse çok oyunculu bölümlerinegirdiğinizde, sol alt kısımda “Switch toHavoc Mode” yazılı bir düğme görürsünüz.Havoc kelimesi, DarkPlaces motorunutasarlayan geliştirici Forest Hale'nin rumuzu olan LordHavoc'tan geliyor.Havoc mod, oyunun görsel efektleri veeğlence (yerçekimi, silah tepmesi, roketzıplaması gibi) özelliklerini kısarak,LordHavoc'un kendine göre tasarladığımotor ayarların çalıştırıyor. Havoc mod,oyunun görselliğini düşürerek, üst seviyeoyunculara yönelik bir motor ayarısunuyor. Üst seviye bir oyuncu iseniz vepuan almaya yönelik bir oyun oynayacaksanızveya maç yapacaksanız, Havocmoda geçebilirsiniz.Multiplayer: Oyunun asıl bölümü olançok oyunculu bölümü. Burası çok oyunculumodlara girebileceğimiz sekmelerdenoluşuyor.İlk sekmemiz olan “Servers”, İnternetüzerindeki çok oyunculu sunucularabağlanıp, buradaki oyunlar girmemizisağlıyor. Sunucu listesi, master sunucuolan dpmaster.deathmsk.net sunucusundanalınıyor. Buradan sunucunuzu33Oyun Tanıtımı: Nexuizseçerek, “Join!” tuşu ile oyuna dahil o-luyorsunuz.“Create” sekmesi ise bir sunucu oluşturmamızısağlıyor. Buradan bir sunucuoluşturduğumuz zaman, oyuna biz vekoymuşsak botlar dahil olmak üzere 32oyuncu oynayabiliyoruz. Oyuncular, IPadresini + Nexuiz iletişim portunu(26000'dür. Buradan başlattığınızsunucuda, bu portu değiştiremezsiniz.)yazarak, sunucunuza bağlanabiliyorlar.Örnek: 88.1 25.62.1 2:26000 gibi. Burayagirdiğiniz zaman, en üstte, Nexuiz'inzengin oyun tiplerinden birini seçiyoruz.Bunlar:DM (Death Match): Nexuiz'in temeliolan tür. Herkes tek. Sunucunun isteğinegöre, belirli sürede en çok oyuncuöldürebilen ya da belirlenmiş olan sayıyailk ulaşan oyunu kazanır.TDM (Team Death Match): DM modunun,takım için olanı. Bu tip oyunda mavive kırmızı olarak iki takımdan biriniseçerek, takımınızın puan kazanmasınısağlıyorsunuz.LMS (Last Man Standing): Bir çeşit DMmodu. Bu modda yine herkes tek. Ancakoyuncular, hiçbir nesne olmayanharitada, tüm silahlar ve birkaç hak ilebaşlarlar. Vurulduğunuzda bir hakkınız


<strong>Pardus</strong>-Linux.Org <strong>eDergi</strong> | Sayı 26 | Aralık '10Arena: Güzel bir mod. Oyuncular yineiki takıma ayrılıyorlar. Ancak bir arenaharitasında, aynı silahlarla, her takım-Oyun Tanıtımı: Nexuizdan birer kişi savaşıyor. Diğerleri sırasınıbekliyorlar ve ölen kişinin yerini,sıradaki takım arkadaşı alıyor. Takımlardantükenen, oyunu kaybeder.gider. Tüm haklarını kaybeden oyuncuölür ve sonraki ele kadar dirilemez. Ensona kalan, oyunu kazanır.CTF (Capture The Flag): Tipik, bayrağıyakala modu. Her iki takımın birer üssüve bayrağı vardır. Düşman bayrağını a-lıp, kendi bayrağınızın olduğu üsse getirerekpuan alırsınız. Ancak sadece budeğil. Puanlama sistemi, normal puanalma ve bayrak taşıyıcısını vurmak gibiunsurları da barındırıyor.34Domination: Takım modudur. Takımlar,haritadaki belli noktaları ele geçirip,oyun süresi boyunca korumaya çalışırlar.Bu noktalara değen bir oyuncu, burayıkendi takımına bağlamış olur. Takımlar,mümkün olduğunca fazla noktaele geçirip, bunları korumaya çalışırlar.Süre dolduğunda, elinde fazla nokta o-lan takım kazanır.Runematch: Bir çeşit DM modu. Haritadakistandart nesnelerin yanında, 5 a-det logo bulunuyor. Eğer sayı kazanmakistiyorsanız, bu logolardan birinitaşımak zorundasınız. Ancak logonuzolursa sayı alabiliyorsunuz. Ayrıca logotaşıyan bir oyuncu, bir diğer logo taşıyıcısınıvurursa, fazladan puan alıyor.Ama logo taşıyıcıları, haritada işaretleniyorlar.Yani logo taşımak, sizi hedefdurumuna düşürüyor.Key Hunt: Bu da bir takım modu. Puanalmak için, oyundaki 3 anahtarın biraraya getirilmesi gerekiyor. Anahtarlarınve anahtar taşıyan oyuncuların, haritadaerleri işaretleniyor. Takımlar biryandan, diğer anahtarları ele geçirmeyeçalışırken, öbür yandan anahtar taşı-


<strong>Pardus</strong>-Linux.Org <strong>eDergi</strong> | Sayı 26 | Aralık '10yan oyuncularını korumaya çalışıyorlar.Anahtarların tümü, bir takımın oyuncularındaolduğu zaman, haritanın bellibir noktasında bir araya gelmeleri, takımapuan kazandırıyor. Her üç anahtarıda o noktaya tek oyuncu getirirse, takımfazladan puan alıyor.Race: Bence gereksiz bir mod. Belli birparkuru, en kısa sürede tamamlayan o-yuncu, oyunu kazanıyor. Oyuncular, biryandan da birbirlerini vurmaya çalışıyorlarelbette. Parkurlarda, kontrolnoktaları var. Ölürseniz, en son geçtiğinizkontrol noktasında diriliyorsunuz.Roket zıplama (rocket jump) ve tavşan(bunny) gibi hareket hilelerini iyi kullanmakgerekiyor.Assault: Bu da bir takım modu. Oyundakiiki takımdan biri, haritada verilmişgörevleri yapmaya çalışırken, diğer takımonu durdurmaya çalışıyor. Ancakbir noktaya ulaşmak, bir logoyu almakgibi görevler sırayla yapılmalı. Ölürseniz,el sonuna kadar dirilemiyorsunuz.Sonraki elde ise, takımların rolleri değişiyor.Onslaught: Benim hoşuma giden bir takımmodu. Her takımın bir güç jeneratörüvar. Amaç karşı takımınkini yok etmek.Ama bunu yapabilmek için, haritadakiinşa noktalarını ele geçirmenizgerekiyor. Bunu da bir noktadan komşunoktaya giderek yapabiliyorsunuz. Yanirastgele noktalara gidemiyorsunuz.Tüm noktaları ele geçirdikten sonra,düşmanın jeneratörünü yok edebiliyorsunuz.Bunlardan birini seçtikten sonra, ensoldaki listeden haritayı seçebiliyorsunuz.Sağ taraftaki seçenekler ise, haritaazami puanını ya da süreyi belirtmek yada bunları harita varsayılanları olarakbırakmak; oyuna dahil olacak azami o-yuncu sayısını ve (koyacaksak) bot sayısınıbelirtiyoruz. Oyunda 9 tane botslotumuz var. Yani en fazla 9 bot alabiliyoruz.Botlar ve siz, belirttiğiniz azamioyuncu sayısına dahil oluyorsunuz. Ancakoyuncu sayısı botlarla birlikte azamisayıya ulaşmışsa, yeni oyuncu girişinde,bir bot, otomatikman oyundançıkıyor. Güzel bir özellik. Ancak sunucubilgisine bakmadan, sadece rakama bakarsanız,sunucuyudolu görüp girmektenvazgeçebilirsiniz. Yani botlar, sayıyışişiriyorlar. Bu da özelliğin güzelliğinialıyor. :-)Harita oylamasında ise, oylamada kaçadet harita seçeneği olacağını belirtiyorsunuz.Normal oylama, harita bittiğizaman ekrana geliyor.Harita için, sunucunun kullanabileceği35Oyun Tanıtımı: Nexuizoyun uyarlama unsurları (mutators) damevcut. Bunlar:Grappling Hook: Bir çeşit ipli zıpkın yada yakalama kancası. Sunucu olarakbunu açarsanız, oyuncular, “e” tuşu ilefırlatabilecekleri bir ipli kancaya sahipolular. Bu kanca, “e” tuşuna basılı tuttukçafırlar ve tavana ya da duvarlarasaplanarak, oyuncunun oraya tırmanmasınısağlar. Hızlanmak, yüksek yerlereçıkmak ya da Tarzan gibi sallanmakiçin kullanabilirsiniz.Jet Pack: Oyunculara havada uçabileceklerisırt jetleri verir. “e” tuşu ileyükselirken, bıraktığınızda alçalmayabaşlarsınız. Jet Pack, Grappling Hookile aynı anda açılamaz.Laser Guided Rocket: Roketatara birnokta lazer ekler. Oyuncular attıklarıroketi, istedikleri yöne döndürebilirler.Vampire: Oyuncuların düşmandan eksilttiklerisağlık kadar, kendi sağlıklarıartar.NixNex: Haritadaki normal silahlarıkaldırarak, her oyuncuya aynı silahı verir.Ancak silahlar belli süre sora değişirler.Pinata: Ölen oyuncu tüm silahlarını


<strong>Pardus</strong>-Linux.Org <strong>eDergi</strong> | Sayı 26 | Aralık '10kaybeder. Dirildiğinde silahsız başlar,yerden bulmak zorundadırFootsteps: Ayak seslerini açar. Eh, uçukbir oyuna, gerçekçilik namına birşeylerkatmış olursunuz.Weapon Arena: Sunucunun, arena haritalarındahangi silahın kullanılacağınıseçmesini sağlar. Bu bölümde bir silahbelirtilmişse, tüm oyuncular bu silahıkullanırlar.Most Weapons: İşte eğlence! Oyuncular,tüm silahlara ve sınırsız cephaneyesahip olurlar.Tüm bu ayarları yaptıktan sonra “StartMultiplayer” ile sunucumuzu başlatıyoruz.Konsoldan Sunucu OluşturmakBir genel sunucu içinse, konsolu kullanmakdurumundayız. Konsolda -genelolarak- n exu iz - dedic at ed komutu ile genelbir sunucu oluşturabiliyoruz. Ancakkonsoldan oluşturduğunuz sunucuda,oyuna sunucu bilgisayardan dahil olamıyorsunuz.GNU/Linux altında, bu sunucuyuoluşturabilmek için atacağımızbazı adımlar var. İlk olarak, ~/.nexuiz/nexui/data dizini altında n exu iz - dedic at edkomutunu server.cfg ile birlikte çalıştıracak“server.sh” bir betik oluşturmalıyız.Bu aslında zorunlu değil. Betiğinyapacaklarını, konsoldan elle yapmanızda mümkün. Betik sadece, sizi yazmazahmetinden kurtaracaktır.~/.nexuiz/nexuiz/data dizini altına giderek,“server.sh” adıyla boş bir dosya o-luşturun. İçeriğine aşağıdaki satırlarıkopyalayın ve kaydedip kapatın:#! /bin/sh/usr/bin/nexuiz- dedicated " ${@}" +exec/home/kullanıcı_adınız/. nexuiz/nexuiz/data/server. cfgİkinci olaraksa, Alientrap Nexuiz deposundanhttp://dev.alientrap.<strong>org</strong>/projects/nexuiz/repository/raw/server/server.cfg“server.cfg” dosyasını indirip, ~/.nexuiz/nexuiz/data dizini altına atmamız gerekiyor.“server.cfg” dosyasında, sunucuayarlarınız var. Sunucu değişkenlerininbaşlarındaki “//” işaretini kaldırarak sunucudeğişkenlerini aktif hale getirebilirsiniz.Bu değişkenlerin, neler yaptığınadair açıklamalar yanlarında yazıyor.Bu açıklamalara göre istediğiniziaçıp, istediğiniz şekilde değiştirebilirsiniz.Son olaraksa, konsol ile, ~/.nexuiz/36Oyun Tanıtımı: Nexuiznexuiz/data dizini altına girerek. /server. sh ile sunucumuzu başlatıyoruz.Sunucuyu başlattığımız uçbirim ekranı,artık sunucu konsolumuz olarakgörev yapıyor. Dalgınlıkla kapatırsanız,sunucuyu da kapatmış olursunuz.“Demos” sekmemizde ise, oyun esnasındakaydettiğimiz oyun kayıtlarınaulaşarak, bunları izleyebiliriz. Yine oyununkendisinde de birkaç kayıt geliyor.Bunları da buradan seçip, izleyebiliyoruz.“Player Setup” kısmı ise, oyuncu karakterimizinve oyun ekranın görünümü ileilgili ayarlara ulaşabileceğimiz bölüm.Buradan, 19 karakter modelinden biriniseçebilirsiniz. Bu seçimin, oyuna bir etkisiyok. Ancak ince ve görülmesi zorbir karakter seçmeniz, vurulma olasılığınızıazaltacaktır. :-)Yine nişangâh, radar ve HUD görünümüile ayarları da buradan yapabilirsiniz.SettingsOyunun oldukça ayrıntılı olan sistemayarlarını, buradan yapabiliyoruz.“Input” kısmından oyunun kullanıcı a-rabirimi ayarlarını yapıyoruz. Yani tuş


<strong>Pardus</strong>-Linux.Org <strong>eDergi</strong> | Sayı 26 | Aralık '10kombinasyonu, fare, klavye ve joypadayarlarını yapıyoruz. Varsayılan kombinasyon,zaten tipik çevrimiçi birinci şahısnişancılık kombinasyonu. HareketWASD kombinasyonu, sol tuş ateş, sağtuş ikincil ateş, boşluk zıplama, numaralarda silahlar. Başka tuşa da ihtiyacınızyok zaten. :-)37“Video” ayarlarından ekran çözünürlüğü,ekran modu, OpenGL2.0 desteğiburadan yapılıyor. “Effects” kısmındaise DarkPlaces motorunun sunduğutüm ışıklandırma, partikül ve gölgelemeefektlerini açıp kapatabilirsiniz. “Audio”sekmesi ise, ses efektlerinin şiddetiniayarlamanızı sağlar. “Network” kısmın-Oyun Tanıtımı: Nexuizdan ise, yavaş bağlantılar için paket hızıve veri paketi boyutlarını ayarlamakmümkün. “Misc” kısmından ise, oyununmenü temasını değiştirebileceğimiz gibi,oyunun test göstergelerini (hız, saniye/kare sayısı gibi) açıp kapatmakmümkün. Yine buradan, oyunun konsolunukullanarak değiştirebileceğimizdeğişkenlerin (cvar) değerlerini görüp,değiştirebiliyoruz.Oyunun genel ekranı bu şekilde. Elbette,ayarların “Misc” kısmından göstergeleriaçarsanız, onlar da ekrandakiyerlerini alacaklardır. Sol üst köşedeoyundan magazin haberleri yer alıyor.Önemli kısım ise alttaki barımız. Öncelikletakım oyunlarında, bağlı olduğumuztakımın renginde olur (sarı, kırmızıya da mavi). Yeşil renkte ise herhangibir takıma bağlı olmadığımız veDM tarzı bir oyun içerisinde olduğumuzuifade eder. Alttaki barın solundacephane sayımızı görüyoruz. Silahlarınkullandığı 4 tip cephane çeşidi var:Kurşun, fişek, enerji ve roket. Bunlardanseçili olan, o an elimizde olan silahınkullandığı cephane türünü gösterir.Rifle dışındaki silahların şarjör değiştirmegibi bir olayı yok. Kullandığı tipcephane sıfırlanana kadar, durmaksızınateş edebilirsiniz. Cephaneleri ise, haritadatoplayabilirsiniz. Ortada ise, sağlığımızve zırhımız yer alıyor.


<strong>Pardus</strong>-Linux.Org <strong>eDergi</strong> | Sayı 26 | Aralık '10Haritadaki sağlık ve zırh nesnelerini a-larak, bunları arttırabiliriz. Ancak zırhve sağık yavaş yavaş kendisini 100 puanagetirir. Sağlık ,eğer 100'ün altındaise, yavaş yavaş yükselmeye başlar (elbetteisabet almadığınız müddetçe).Zırh ise, düşükse, değişmez. Sağlık vezırh nesneleri ile 100'ün üzerine çıkabilirsiniz.Ancak bu sefer de azalamayabaşlayacaklardır. En sağda ise, puanımızyanında ise lidersek hemen arkamızdaki,değilsek hemen önümüzdekioyuncu ile olan puan farkımız yazar.Zırh ve sağlık seviyemizin hemen üstündekirakamlar ise, dolu silah slotlarımızıgöstermektedir. Oyunda kullanabileceğimizbirbirinden absürt 13 adetsilahımız var. Bunlar:1 - Lazer: Shotgun ile birlikte, standartbaşlama silahıdır. Oldukça zayıf bir silahtır.Ancak, cephanesi sınırsızdır veoyuncular Lazer'i silah olarak kullanmaktançok, hareket hileleri için kullanırlar.Zıplayıp yere doğru ateş ederseniz,itme şiddeti sizi, normalde zıplayamayacağınızyüksekliklere çıkartır.Lazer zıplamayı koşarken yaparsanız,bir mancınıktan fırlamış gibi, süratleileri fırlarsınız. Bu silah cephane kullanmıyor.2- Shotgun (Pompalı): Bu tip oyunlarınolmazsa olmazı Shotgun. Aynı diğer o-yunlardaki gibi, saçma atan bu silah,yakın mesafede tam bir katil. Ancak u-zak mesafede de bir o kadar etkisiz.Normal atışta tek atan Shotgun, ikincilatış modunda üçlü otomatik atım yapıyor.Fişek tipi cephane kullanıyor. Bucephane tipini bir tek Shotgun kullanıyor.38Oyun Tanıtımı: Nexuiz3- Machine Gun (Makineli Tüfek): Benimen çok kullandığım silahlardan birisi.Yüksek hasar gücüne sahip bu silah,orta menzilde etkili. Oldukça serive isabet oranı yüksek bir silah. İkincilateş modu ise, uzak mesafe için etkiliama daha yavaş ateş etmeyi sağlıyor. İşbitirici olan silah, kurşun tipi cephane


<strong>Pardus</strong>-Linux.Org <strong>eDergi</strong> | Sayı 26 | Aralık '10kullanıyor.4- Heavy Laser Assault Cannon(HLAC): Makineli tüfeği ve pompalıyıbirleştirip, cephanesini de enerji yaparsanız,HLAC ortaya çıkar. Birincil atışmodunda, hafif patlama hasarı da verenlazer partikülleri atar. Aynen makinelitüfek gibi, ancak daha güçlüsü. İkincilatış modunda ise, bu sefer pompalı gibiateş eder. Yakın mesafede, aynı andabirden fazla lazer partikülü atar. Enerjitipi cephane kullanan HLAC, cephaneyisu gibi içiyor. Çok yakındaki bir düşmanaateş ederseniz, lazer partiküllerininpatlamasından nasibinizi alırsınız.5- Mortar (Havan): Bombaatar. Birincilatış modunda attığınız bomba, düşmanaya da bir duvara çarptığı zaman patlar.İkincil atış modunda ise, attığınız bombaduvarlardan seker, bir düşmana çarpıncapatlar. Eğer düşmana çarpmazsa,durduktan 3 saniye sonra patlar. Rokettipi cephane kullanır. Nişan alması birazzor bir silah. Ayrıca yakındaki düşmanabomba atarsanız, aynı anda sizide vurur.6- Electro: Tek bir plasma ışını atan silah,oldukça güçlü ancak bir o kadar dayavaş. Ayrıca plasma ışını, bir roket gibipatlayarak çevredeki düşmanlara dahasar veriyor. İkincil atış modunda ise,küçük bir plasma bombası atıyor. Duvarlardanseken plasma bombası, birsüre sonra patlıyor. Bu plasma bombasınıvurarak da patlatabilirsiniz. Böyleceetkisi daha güçlü olur. Electro, tahminedebileceğiniz gibi, enerji tipi cephanekullanıyor.7- Crylink: Pompalının plasma versiyonu.Ancak daha uzun menzilli ve dahagüçlü olanı. Birincil atış modunda, duvarlardansekerek gidebilen plasmatopları atan silah; ikincil atış modunda,yatay sırada, sekmeyen, ancak daha etkiliplasma topları atar. Enerji tipi cephanekullanır.8- Nex: Favori silahım. Plasma ışını a-tan keskin nişancı tüfeği. Uzun menzillive oldukça güçlü. Ancak oldukça yavaşve nişan alması oldukça zor. İkincil atışmodu, hedefi yakınlaştırıyor. Silah, e-nerji tipi cephane kullanıyor.9- MinstaNex: Oyunun en güçlü silahı.Nex gibi, ancak çok daha güçlü. Tek i-sabet, zırh ve sağlık farketmeksizin,düşmanı öldürüyor. İkincil atış moduise, Lazer'in birincil atış modu. Enerjitipi cephane kullanıyor.1 0- Rifle (Tüfek): Tipik keskin nişancıtüfeği. Diğer silahlardan farklı olarak,bu silahın bir şarjörü var. Bittiği zaman39Oyun Tanıtımı: Nexuizotomatik olarak dolduruluyor. Oyun i-çinde, biz dolduramıyoruz. Birincil modu,oldukça yavaş bir şekilde tek mermiatıyor. İkincil atış modu ise, şarjörü, oldukçaseri bir şekilde düşmanın üzerineboşaltıyor. Mermi tipi cephane kullanıyor.1 1 - Hagar: Bu silahı da çok severim.Makineli tüfeğin, mermi yerine, küçükpatlayıcı reketler atan tipi. İkinci atışmodunda ise, attığınız seri roketçikler,duvarlardan sekiyor. Makineliden çokdaha güçlü olan Hagar, roket tipi cephanekullanıyor.1 2- Rocket Launcher (Roketatar): Tipikroketatar. Orta serilikte roket fırlatanbu silahın hasar gücü, oldukça yüksek.Düşmanı direkt vurmak zorunda değilsiniz.Roketin yanında patlaması da oldukçaağır hasar verecektir. Birincil a-tış modunda roketi fırlatıyor. Eğer ateştuşunu bırakmazsanız, roketi yönlendirebiliyorsunuz.İkincil atış tuşu ise, havadauçan tüm roketleri patlatır. Haliyle,roket tipi cephane kullanıyor.1 3- Fireball: Bu silah, aslında oyununharitalarında mevcut değil. “WeaponArena” uyarlayıcısı sunucu tarafındanaçılmış ve bu silah seçilmişse bu silahıkullanabilirsiniz. Fireball da Lazer gibicephanesi sınırsız bir silahtır. Birincil


<strong>Pardus</strong>-Linux.Org <strong>eDergi</strong> | Sayı 26 | Aralık '10atış modunda, duvarlardan sekerek gidenve düştüğü yerde yanan bir ateştopu atar. Ateş topuna vurulur ya dadüştüğü yerde değerseniz alev alıp yanmayabaşlarsınız ve sönene kadar sağlıkkaybedersiniz. İkincil atış modu ise,kısa bir şarjdan sonra, oldukça güçlübir ateş topu atar. Bu top, çarptığı zamanmuazzam bir patlama ile etrafa hasarverir. Patlamadan sağ kurtulabilenolursa da, yanmaya başlar.Nexuiz, “death match” temalı ve oldukçasüratli bir oyun. Önce silahların kullanımındanbiraz bahsedelim. Shotgun,Machine Gun, Nex ve Rifle doğrudanvuruş yapan silahlardır. Yani nişangâhınızıdüşmanın üzerine getirir ve ateşedersiniz. Elbette söylemek, yapmaktankolay. Hele de düşmanınız hoplayıp zıplayıpduruyorsa. Bu silahlarla, düşmanınızınyakınına ateş etmeniz, bir işe yaramayacaktır.Bu silahları kullanırken,tavsiyem, fare yerine klavyeyi kullanaraknişan almanız. Mesela, yukarı aşağınişan için fareyi kullanarak, sağ sol nişaniçin hareket tuşlarını kullanın. Düşmansizi görmüş ve çarpışmaya girmişseniz,silahın etki menzili önemlidir.Mortar, Electro, Hagar ve RocketLauncher, çevre hasarı veren ve sekmelisilahlardır (RL hariç). Bu silahlarla,düşmanınızı, doğrudan vurmak zorundadeğilsiniz. Bu silahları kullanmak, doğrudanvuruşlu silahları kullanmaktanhem daha kolay, hem daha zor olabilir.Bu silahları kullanırken, nişangâhınızıdoğrudan düşmanın üzerine getirmek,pek bir işe yaramayacaktır. Çevre hasarıveren silahlarda, kendi ateşinizle vurulmakistemiyorsanız, düşmanınızdanbelli bir mesafede olmanız şart. Yineatışınızı, düşmanın hareketine göre ta-40Oyun Tanıtımı: Nexuizsarlamanız gerek. Attığınız bomba yada mermi, gittiği yere varana kadar,düşman da hareket etmeye devam edecektir.Roketler, ince duvarların arkasındanda düşmanı vurabiliyorlar.Oyunda, saldırmak ve sağ kalmak esas.Bunun için silahlarınızı, cephaneleri,sağlık ve zırh puanlarını haritadan


<strong>Pardus</strong>-Linux.Org <strong>eDergi</strong> | Sayı 26 | Aralık '10topluyorsunuz. Bunları buldukça alın.Sağlık ve zırh puanınız, tam olarak 100'dür. Ancak sağlık ve zırh kazandırıcılar,sağlığınızı ve zırhınızı 100'ün çok çoküzerine yükseltirler. 100'ün üzerindekisağlık ve zırh puanı, yavaş yavaş düşmeyebaşlar ve 100'de sabitlenir. Sağlık,100'ün altına düşerse, yine kendikendine yükselmeye başlar. Ama ne yazıkki zırh puanının böyle bir özelliğiyok. Ancak arttırıcıları alırsanız, hemsağlık puanınız artar, hem de düşmanınbunları almasını önlersiniz. Herhangibir cephaneyi, en fazla 999'a kadar alabilirsiniz.Haritadaki herhangi bir nesne,alındıktan 30 saniye sonra yenidenbelirir. Ancak dikkatli olun, bu nesnelerinyakınlarında, pusuya yatmış oyuncularolabilir.Harita üzerinde, sizi havaya fırlatan,zıplatıcı platformlarla karşılaşacaksınız.Bu platformlar, sizi yüksek yerlere fırlatırken;aynı şeyi, bomba ve roketlerinizede yapmaktadırlar. Bir zıplatıcınınüzerine bomba ya da roket atarsanız,zıplatma istikametine doğru uçtuğunugöreceksiniz.Oyunda momentum unsuru denilen şeyfazlasıyla var. Yani, bir yere daha hızlıvarmak için, sürekli zıplayın. Zıplayıp,havada iken tekrar zıplarsanız, karakterinizdaha yere inmeden yeniden zıplayacaktır.Bunu ileri giderken arka arkayayapacak olursanız, giderek hızlandığınızıfark edeceksiniz. Bu, UrT'de bahsettiğimiz“bunny (tavşan)” hareketindenfarklı. Tavşanda, sağ - sol yön tuşlarınıve fareyi kullanıyorduk. Bundaise, fareyi ve yön tuşlarını kullanmayın.Doğrudan zıplayın. FPS oyuncularınınkarşısına ilk olarak Quake ile çıkanmeşhur roket zıplaması (rocket jump)hareketimizi, Nexuiz'de de bol bol kullanacağız.Roket zıplaması yapabileceğinizsilahlar; Lazer, Mortar ve RocketLauncher. Bu silahlardan birini alıp, yerenişanlayın. Zıplayıp, yere doğru ateşedin. Patlama, sizi, muazzam bir yüksekliğezıplatacaktır. Aynı zıplamayıilerlerken yaparsanız, aynı muazzamlıktabir atlayış yapmış olursunuz. Ancakbu zıplatma karşılığı, sağlığınızdanbiraz yitirirsiniz.Yüksekten düşmek diye bir korkunuz daolmasın. Oyun haritası içinde kalmakkaydıyla, istediğiniz kadar yüksektendüşebilirsiniz. Sağlığınız azalmayacaktır.SonsözNexuiz, amacına ulaşmış bir oyun. Gerçektenkaliteli bir platform bağımsız,çevrimiçi birinci şahıs nişancılık oyunu41Oyun Tanıtımı: Nexuizolmuş. Oyunu grafikleri ve efektleri sonderece başarılı. DarkPlaces güzel iş çıkarıyor.Ancak, efektleri abartmanız durumunda,parlama efektleri, oyuncuyurahatsız edecek derecelere çıkıyor. Parlamaefekti yüzünden, savaş alanını göremezduruma geliyorsunuz. O yüzden,sisteminiz güçlü bile olsa, efektleri sonunakadar açmayın derim. 32 oyuncuyakadar destek veren Nexuiz, haritakalabalıksa büyük alanlarda kasmayasebep oluyor. Bu da oyunun kendisindenkaynaklanıyor. Grafik ayarlarını nekadar da düşürsem, bazı yerlerde -özelliklegeniş düzlüklere sahip haritalardaaynıkasmalarla karşılaştım. OpenGLmodunda, ses bazen sorun çıkartıyor veçalışmıyor. Bu olursa, oyunu SDL ilebaşlatın. Sesler de ortanın üzerinde diyebilirim.Ancak her haritanın kendinehas müziğinin olması çok güzel. HeleDasTower diye bir haritanın müziğinde,bir başka açık kaynaklı FRP oyunu olanAdonthell'in “Waste's Edge” müziği kullanılmışki, bu yazıyı yazarken o müziğidinliyorum. :-) Yine de çoğu oyuncu,çevreden gelen sesleri duymak için,müziği kapatır. Haritada, yerden herhangibir nesneyi aldığınızda bir sesçıkar. Yakınlardaki oyuncular, bu sesiduyup, varlığınızdan haberdar olabilirler.Ancak sesler gerçekçi değil. Nasılolsun ki zaten? Oyunun ses teması;ciyyuuvvvv, ciyuuuvvvv, bbbbooo-


<strong>Pardus</strong>-Linux.Org <strong>eDergi</strong> | Sayı 26 | Aralık '10aarrgghhhh...Oynanışa ise diyecek yok. Hız ve harekethiç eksik olmuyor. Durağan kalırsanız,hemen ölürsünüz. Sürekli koşupzıplayın. Çünkü mutlaka birilerinin nişangâhı,bir yerlerden size dönmeyeçalışıyordur.Oldukça başarılı olan Nexuiz'in sunucularıise, nedendir bilinmez, oldukça tenha.FPS kılavuzumuzun sonraki bölümünde,yine Quake temalı ancak daha dauçuk olan World of Padman (WoP) ilebirlikte olacağız. WoP'da tekrar birlikteOyun Tanıtımı: Nexuizolana dek ciyyuuvvvv, ciyuuuvvvv,bbbboooaarrgghhhh... :-)42


<strong>Pardus</strong>-Linux.Org <strong>eDergi</strong> | Sayı 26 | Aralık '10MakaleÖzgür Ilgın (ozgurilgin@pardus-linux.<strong>org</strong>)Oyunları GNU/Linux MasaüstüneTaşımakGNU/Linux, işletim sistemi olarak dörtbaşı mamur bir platform. Ofis yazılımları,grafik programları, sistem araçları,internet yazılımları ve çoklu ortam açısındanda hatırı sayılır bir yazılım havuzunasahip. Hâl böyleyken bile, GNU/Linux'a gönül vermiş pek çok insan,Windows'u tamamen bırakıp da GNU/Linux'a taşınamıyor. Bunun başlıca sebeplerişunlar:1) Windows'ta çalışan donanımların yanında“sürücü” diye sunulan yazılımlarınbir kısmının, sürücüden ziyade, donanımbenzetimi yapan programlar olmasıve bunların bazılarının GNU/Linux'a taşınmaması / taşınamaması.2) Windows veya Mac altında kullanılanbelli programların, GNU/Linux sürümlerininbulunmaması ve GNU/Linuxdünyasında, bu programlara alternatifoluşturabilecek yazılımların yazılmamışbulunması. (Örneğin Autocad)3) GNU/Linux dünyasının, Windows o-yun dünyasının lüzumsuz koşusunun hızınayetişememesi, seçeneklerin kısıtlıolması ve yapımcıların (bir kaç istisnadışında), güncel oyunların GNU/Linuxsürümlerini yayınlanmakta isteksiz davranması.Bu yazıda incelemek istediğim konu,yeni kullanıcıların GNU/Linux kullanmasınınönündeki en önemli engellerdenbiri olan “oyun” sorunu. Şuna inanıyorumki; oyuncu kitlelerini GNU/Linux'a çekemediğimiz, bunu da ÖzgürOyunlar ile yapamadığımız sürece,GNU/Linux yaygınlaşamayacak.43Makale: Oyunları GNU/Linux Masaüstüne TaşımakBu Kadar Oyun da Neyin Nesi?Bilgisayarların adının oyunlarla birlikteanılır olması, Commodore 64 ve Amiga'lar sayesinde oldu. Yüz milyonlarca kişininevine konuk olan bu kişisel bilgisayarlar,bilgisayar kurdu olmayan kullanıcılariçin renkli grafikleri ve üstünses imkanları ile müthiş bir oyun ortamısunuyordu. Bizim gibi az gelişmişülkelerde, piyasa bedellerinin çok altındabedellerle korsan olarak dağıtılanbu oyunlar, bilgisayarın işlevini oyunaindirgerken; insanlarda da oyun oburluğuyarattı. Microsoft / Intel tekelinin,bilgisayarları, görsel kullanıcı arabirimiile daha cazip hale getirmesi ve oyununyanında çoklu ortam işlevine de vurguyapması, kullanıcıların, bilgisayarın işlevikonusundaki algılamasını genişletti.Bilgisayarlar artık oyunun yanı sıramüzik dinlememize ve film seyretmemizeyarayan şeylerdi. 90'lı yılların ortasındagerçekleşen internet devrimiile bu işlevlere iletişim de eklendi. Bubakış açısına uyum sağlayamayan Amigafirması battı. Pentium devrimindensonra rakipsiz kalan Microsoft / Inteltekeli, her 3-4 yılda bir başımıza yaklaşık500 dolar donanım terfisi masrafı a-çan yeni işletim sistemleriyle donanımgereksinimi çıtasını, hızlı bir biçimdeyükseltmeye başladı. Oyunlar da bundannasiplerini aldılar. Oyunlar, daha


<strong>Pardus</strong>-Linux.Org <strong>eDergi</strong> | Sayı 26 | Aralık '10hızlı ve ayrıntılı grafiklerle, göz kamaştırıcıefektlerle doldu taştı. Oyunlar a-deta hayatın kendisi oldu.Oyun oynamayı seven birisi olarak kendimehep şu soruları sordum: Bu kadarçok oyuna ihtiyacım var mı? Oyunlar,hayata bu kadar benzerse oyunluktançıkmaz mı? Ve bu sorulara verdiğim cevaplar,zaman içinde oyun alışkanlıklarımındeğişmesine yol açtı. Bu kadar o-yuna ihtiyacım yoktu. İkincisi, oyunlarçocuklar için hayata hazırlık, büyükleriçin de hayatın karmaşasından bir nebzeuzaklaşmak için bir araçtı. Ama onlarıhayatın kopyası haline getirdiğimizde,hayatı yutan kara deliklere dönüştürmüşoluyorduk. Bu yüzden de günceloyunları takip etmek benim için anlamsızbir hale geldi. Tabi ki bu bana uygunbir çözüm. Herkese uygun olmayacağıkesin.GNU/Linux Dünyasında Oyun SeçenekleriniÇeşitlendirmekBilgisayarları oyun aracı olarak görenkullanıcı algılaması değişmediği sürece,insanları GNU/Linux işletim sistemineçekmek zor olacak; bu kesin. Bilincindeğişmesi de oldukça uzun zaman alabilir.Ama mevcut seçenekleri değiştirmekiçin yapabileceğimiz bir şeyler varelbette. Herkesin bu alışkanlıkları kırmakiçin izleyeceği yol farklı olabilir.1. Sadece Açık Kaynak Kodlu OyunlarıOynamak:Kabul ediyorum: Seçeneklerimiz kısıtlı.Elimizdeki çoğu şey de kaynak kodu a-çılmış eski sahipli oyunlardan oluşuyor.Ama açık kaynak kodlu oyun dünyası,herşeye rağmen geniş bir dünya.Warzone 2100, Nexuiz, Sauerbraten,Assault Cube, Battle For Wesnoth,Neverball, Torcs, FreeCol, Glest,OpenArena, Wolfenstein: EnemyTerritory, Urban Terror, Warsaw,GNUBackgammon gibi birbirinden güzeloyunlar, GNU/Linux dağıtımlarınındepolarında bizi bekliyor. Böyle bir çözümde özgür yazılımın ruhuna uygunolan tek çözüm herhalde.2. Oyun ve Bilgisayarı Ayırmak: O-yun Konsolu KullanmakSahipli yazılımlara olan bağımlılığınızıkırmasa da, PS2, PS3, Wii gibi oyunkonsollarını kullanarak hem bilgisayarınızıgerçek işlevine geri döndürmeniz;hem güncel oyunları takip etmeniz,hem de pahalı donanım terfilerindenkurtulmanız mümkün. Zira oyun için44Makale: Oyunları GNU/Linux Masaüstüne Taşımakkullandığımız donanımlar, çok fazla sistemkaynağı gerektiren uygulamalarkullanmıyorsak, oyun oynamadığımızzamanlarda gerçekten gereksiz. Böylebir oyun bilgisayarını ofiste kullanmak,tankla şehir içi trafiğine çıkmak gibi birşey.3. Emülatör (Öykünücü) Yazılımlarile Oyun OynamakGNU/Linux, çeşitli işlemci ve oyun konsollarınınemülasyonu için çok elverişlibir ortam. DOSBox (DOS ve 486 işlemcileriiçin öykünücü), UAE (Amiga Sistemleriiçin Öykünücü), CCS64,FRODO (Commodore 64 Öykünücüsü),XMAME (Oyun Salonu Makineleri içinÖykünücü), Stella (Atari 2600 VCS OyunSistemi Öykünücüsü) bunlara örnekolarak gösterilebilir. Bu öykünücülersayesinde oynayabileceğiniz oyunlareski olsalar da bunun benim gibi “kıdemli”oyuncular için sorun olacağınısanmam. :)http://www.dosbox.com/http://www.amigaemulator.<strong>org</strong>/http://www.ccs64.com/http://frodo.cebix.net/http://www.parallelrealities.co.uk/projects/xmamegui.phphttp://stella.sourcef<strong>org</strong>e.net/


<strong>Pardus</strong>-Linux.Org <strong>eDergi</strong> | Sayı 26 | Aralık '104. Windows Oyunlarını Wine,PlayOnLinux ve Cedega ile ÇalıştırmakWINE Windows uyumluluk ortamınıkullanarak, Windows'ta çalışan bazı uygulamalarıGNU/Linux'ta da çalıştırmakmümkün. PlayOnLinux ve CEDEGA,WINE’ın geliştirilmiş türevleri. Bu ortamlar,henüz Windows'ta çalışan tümuygulamaları GNU/Linux altında çalıştıramıyorama çalıştırabildiği uygulamalarınsayısı da hatırı sayılır düzeyde.Hemen akla gelenler Starcraft (1-2),Command&Conquer3(Kane Edition,Kane's Wrath), F.E.A.R(1-2), Age OfEmpires(2-3), Civilization(3-4), ColinMcrae Rally 2005, Diablo2, Red Alert 3,Half Life 2, Neverwinter Nights, Fallout3, Left 4 Dead(1-2), Sensible Soccer2006, SimCity 4... Ayrıntı için şu adresleregöz atabilirsiniz:http://www.winehq.<strong>org</strong>/http://www.cedega.com/http://www.playonlinux.com/en/Software Quake2, Quake3, Doom3,Quake4, QuakeWars:ET, Epic GamesFirması Unreal Tournament 2004'ün ,Human Head Studios Prey'in, FrictionalGames Penumbra serisinin ve Amnesia:Dark Descent oyunlarının GNU/Linuxsürümlerini yayınladı. Linux GamesPublishing (LGP) firması Cold War,Disciples, Knights And Merchants, X2,X3, Majesty ve Postal 2 gibi oyunlarıGNU/Linux ortamına kazandırdı. Bağımsızoyun firmaları ise World Of Goo,Quantz, Osmos ve Machinarium gibiçok başarılı ve orijinal oyunları GNU/Linux için yayınladı.Bu çözümlerin bir veya bir kaçı, GNU/Linux dünyasına geçişinizi kolaylaştırabilir.Ama şunu aklınızdan çıkarmayınki kendi kendine yetebilen bir ÖzgürYazılım dünyası oluşmadıkça, ilk çözümdışındaki çözümler, sizi sürekli sahipliyazılımlara bağımlı kılacak ve günükurtarma çabasından başka bir anlamifade etmeyecektir.Makale: Oyunları GNU/Linux Masaüstüne Taşımak5. Ticari Oyunların GNU/Linux SürümleriniKullanmakTicari kapalı kaynak kodlu oyunlar yayınlayanbazı firmalar, oyunların GNU/Linux versiyonlarını yayınlıyor. Id45


Giriş<strong>Pardus</strong>-Linux.Org <strong>eDergi</strong> | Sayı 26 | Aralık '10MakaleAydın Bez (aydinbez@pardus-linux.<strong>org</strong>)Minik Bilgisayarlar ÜzerindeSıradışı Bir KoşuşturmacaÖzgür Yazılım, üretilen teknolojik cihazlarauyum sağlama yeteneğine sahip vebunu inanılmaz bir biçimde yapıyor. Artıkgünümüzde bilgisayar denildiği zaman,yalnızca masaüstü sistemler gelmiyorakla: dizüstü, minik, cep telefonu,tabletler...Pazar ve piyasa analiziGünümüz modası ise tablet, cep telefonuve minik bilgisayarlar(1) ki, üçününortak noktası kişiyi her an her yerde e-rişilebilir kılması, çevirimiçi yapması.Özellikle de cep telefonları gittikçe a-kıllanırken, sahip oldukları işletim sistemipiyasası da bir hayli kızıştı, renklendi.Üstelik masaüstü bilgisayarlardaişletim sistemi pazarının tek hakimiMicrosoft firması, bu alanda da hakimiyetinisürdüreceğini sananlardandı ki,önce Symbian, sonra cep telefonu üreticifirmalarının kendi yazılım ve çabaları,Apple'ın iOS atağı ve son olarak dagittikçe aktif ve verimli bir şekilde büyüyenGoogle Android... Karşısına çıkanzorlu ve dişli rakipler karşısında Microsoftgeri çekildi; ama bu demek değildiki, iş yapmayacak bu pazarda? Şu andaWindows Mobile 7 ile bu pazarda yeretmeye çalışıyor. Ancak boynuz kulağıgeçti. Gün geçmiyor ki, bir araştırmayayınlanmasın: “Kuzey Amerika akıllıtelefon pazarında Google Android, bilmemkaç yüzde ile pazarın ikinci hakimive yükselişi, büyümesi ivme kazandı!”46Microsoft, diğer bir pazar olarak da minikbilgisayarlar (netbook) üzerinde,donanım kısıtlamasına rağmen, yer etmeçabasında. Ancak üç aşağı beş yu-Makale: Minik Bilgisayarlar Üzerinde Sıradışı Bir Koşuşturmacakarı aynı özelliklere sahip farklı markalarınmodellerindeki tek ortak nokta,donanımın bu ebatta sınırlı olması: anakartve belli işlemci ile tümleşik ekrankartı (INTEL Atom, INTEL VGA), kabloluve kablosuz ağ bağdaştırıcıları (Realtek,Atheros, Boardcom, Ralink...), seskartı, kamera, belirli çözünürlük ve boyuttakiekran ve pil. Hepsi de boyutubelli olan minik bilgisayarlar için, fazlagüç kaynağı tüketmeyecek ölçü, ağırlıkve verimlilikte olmak zorunda. Haliyleişletim sisteminin de bu donanıma uygunolması gerekmekte.Rekabet halinde olan diğer bir kesimde üreticiler ki, vurguladığımız gibi, kısıtlıdonanımda kullanışlılık, tuş takımırahatlığı, pil ömrünün uzun olması vekısa sürede şarj, ekran parlaklığı, renk,tasarım, yan ürünler gibi alanlarda değişiklikyapabilmekteler. Haliyle de önegeçebilecekleri alan fiyat aralığı olacakki, bu da şartlar ortadayken zor. Bir deişletim sistemine özel bazı arabirimleryapanlar var; ama bu sadece Microsoftürünlerine yönelik oluyor. Linpus dağıtımıile satılan kimi ürünler oldu; fakatülkemizde durum, kapsamlı anlaşmalarlaMicrosoft ürünlerinden yana. Ayrıcaüreticiler, ürünlerini ülkemizde işletimsistemsiz satma riskine girmeyeceklerdir;çünkü yerleşmiş olan kanı,bilgisayarın sadece Windows ile çalışa-


<strong>Pardus</strong>-Linux.Org <strong>eDergi</strong> | Sayı 26 | Aralık '10cağıdır. Bunun yanı sıra üreticiler, minikbilgisayarları herhangi bir GNU/Linux dağıtımıyla satsalar da, ürününfiyatını düşüreceklerini (en azından perakendecileryapar mı şüpheli) sanmam.Rekabetin galibi?Bu kısıtlı ortamda pazarda yer almakiçin, Microsoft bile, artık yaşlanmış veüzerinden iki ürün (Vista ve Se7en)geçmiş Windows XP işletim sisteminikırparak, bu donanıma uygun hale getiripürünlerde ön yüklemeli olarak satışasundu; tıpkı Se7en üründe yaptığıgibi. Bir masaüstü sistemde dahi verimliçalışması için çeşitli işlemler yapılmasıgereken Windows XP'nin, (öyle olmasaydıbilgisayar bilişim dergileri her aysayılarında sayfalar dolusu şöyle yapınböyle edin de sistemi hızlandırın, uçurun,kanatlandırın türünden yazılaryazmazdı) böylesine kısıtlı donanımlardamucizeler yaratmasını beklemek, sanırımsaçmalık olacaktır. Kaldı ki Microsoft’unbu kısıtlanmış Windows XP veSe7en işletim sistemlerinde, değil sisteminhayati kararlarına müdahale etmeyi,sistemin temasını, duvar kağıdını biledeğiştirememektesiniz.Apple ürünlerinin de minik bilgisayar-Bugün minik bilgisayarlar için tasarlananbirçok GNU/Linux dağıtımı olmasınakarşın, normal bir dağıtım da, gerekliişlemlere dahi gerek kalmaksızın kolaycataşınabilir bellekler yardımıylakurulabilmekte. Anımsatmak gerek: CDokuyucusu olmayan minik bilgisayarlardaMicrosoft işletim sistemi ürünlerinikurmak, deveye hendek atlatmaktandaha zor. Oysa birçok GNU/Linux dağıtımı,melez olarak paketlenip kalıp ha-Makale: Minik Bilgisayar Üzerinde Sıradışı Bir Koşuşturmacalarda çalıştırıldığını görmedim; çalıştırılsada ne kadar verimli olur, tahmininilinde dağıtıldığından, herhangi bir dağıtımdaterminal uygulamasından ddsize bırakıyorum.komutu ile taşınabilir belleğe (USB)yazdırdığınız dağıtımı sisteminize kurabilirsiniz:Özgür Yazılım “can”dırMinik bilgisayarlar, tamamı ile verimliçalışırlarsa, kişiyi çevirimiçi yapar veistediklerini yaptırır; yoksa donanım ilebütünleşemeyen bir işletim sistemi, kişiyisadece uğraştırır ve bilgiye erişimingerekliliğinde yolunu kaybettirir.Bir minik bilgisayarın verimli çalışmasıiçin, Özgür Yazılım ve en güzel meyvesi,GNU/Linux dağıtımları yeterlidir. HattaGNU/Linux zaman çizgisinde, öyle üzerindeniki tane işletim sistemi geçmiş,fosil sistemler bulamazsınız. Hepsi tazeve canlıdırlar; üstelik an be an büyürlerde.47$ cd /media/depo0/GNU\ Linux/Other/$ lsarchlinux- 2010. 05- core- i686. isolinuxmint- debian- 201009- gnome- dvdi386.isomeego- netbook- ia32- 1. 0. 0. 20100524. 1. imgmeego- netbook- ia32- chrome- 1. 1. img$ sudo dd if=meego- netbook- ia32- chrome-1. 1. img of=/dev/sddSeçeneklerimiz neler?Akla gelen birkaç GNU/Linux dağıtımismi söylersek: MeeGo, Ubuntu Netbook,Kubuntu Netbook, Lubuntu, ArchLinux, PepperMint Os, Linpus sayılabilir.Meraklı bir kullanıcı, zaten aramamotorlarında, Türkçe sitelerden uzakdurarak, gerekli anahtar sözcükleri a-ratarak istediği bilgiye ulaşacaktır.Türkçe sitelerden uzak durulmasındankastım ise, birkaç Özgür Yazılım ya daGNU/Linux dağıtımı forumunda yer a-


<strong>Pardus</strong>-Linux.Org <strong>eDergi</strong> | Sayı 26 | Aralık '10lan bilginin anında diğer kopyacı sitelerdede sağlıksızca yer almasından ö-türü; unutmayın ki, bilginin tekrarı bizibilgilendirmez.Bu saydığımız dağıtımlar arasında yeralan Ubuntu türevi dağıtımlar arasındaUbuntu Netbook 10.10 sürümünde, radikaldeğişikliğe giderek, GNOME masaüstüyöneticisinin üzerine inşa edilenpek bir kullanışlı eski kabuğu kullanmayıbırakıp, Untiy kabuğunu ve Mutterarayüzünü kullanmaya başladı. KubuntuNetbook sürümü ise bildiğiniz Kubuntudağıtımından başkası değil; tekbir farkla: Kubuntu masaüstü tek bipencerede iri simgelerle daha erişilebilirama bir o kadar da karışık kullanılıyor.Lubuntu ise tercih sebebi olabilirki, gerçekten de Lxde masaüstü ortamı,gerek düşük donanımlı gerekse minikbilgisayarlarda harikalar yaratıyor; a-deta sisteme ikinci baharını yaşatıyor:çok hızlı!Ubuntu ve X, K, L türevlerinin artısıgüncel uygulamalar, hızlı çözümler, toplulukdesteğinin gelişmişliği ve Linuxçekirdeğine daha fazla donanım desteğisağlaması ki, minik bilgisayarların dadonanımlarının neredeyse tek bir düzenesahip olması, bu son desteği olmazsaolmaz kılıyor ve Ubuntu bu desteğigüzelce sağlıyor. Unutmadan söy-Diğer dağıtımları da (Fedora, SuSE,Mandriva, zilyon tane Ubuntu tabanlıtema değişikliği yapan dağıtımları,SimplyMepis, Sidux, Sabayon ve Distro-Watch sitesinde görüp merak ettiğinizonlarcası...) deneyebilirsiniz. Bunlara,yazı dizisinde yer vermeyeceğim; dileyenmeraklı okurun inisiyatifi kendisindesaklı olsun. Ancak dikkat etmenizgereken öncelik, denediğiniz ya da kullanmaktakarar verdiğiniz dağıtımındesteği, kökeni, araç gereçleri ve Öz-Makale: Minik Bilgisayar Üzerinde Sıradışı Bir Koşuşturmacalemek isterim ki, şimdilik Ubuntu tabanlıgür Yazılım dünyasına kattıkları olsun.bir dağıtım olan Linux Mint de ay-Yoksa sisteminize bir haftada onlarcanı desteği sağlayacaktır; yeniliği ise dağıtım göç yapar hale gelir ve siz, asılgörsellik, hazır kod çözücüler ve kendineözgü uygulamalarıdır.amacınız olan verimlilik ve çevirimiçiolmaktan uzaklaşırsınız.Peppermint OS ise, tamamı ile çevrimiçiolma teması üzerine kurulmuş birsistem. Bu dağıtımda kurulabilir niteliktene e-posta istemcisi, ne belge oluşturmave yönetme uygulamaları ne deanlık iletişim araçları var. Olan iseCloud Computing denilen bulut iletişimi.Yani belge mi oluşturacaksın? Öntanımlı olarak Google Docs var. E-postalarınamı bakacaksın Gmail uygulamasıvar... Kısaca bulut iletişim ve çevirimiçin olabilmek için gerekli ne varsabu dağıtmda toplanmış. Tabii internettarayıcısı da mevcut. Bana bir neviChrom(e)ium OS gibi geldi.48TercihlerimDebian, MeeGo, <strong>Pardus</strong> ve ArchLinux’un da minik bilgisayarlarda güzelce çalıştığınıbelirtmekte yarar var. Özelliklede bu dördü, sizi verimlilik açısındantatmin edecek yapıdalar. Gerçi ben Debian’ıtek geçiyorum; ama diğerlerinide seviyorum.Zaten bu kare as, bu beş serilik yazı dizisininkonukları olacak. İlk ele alacağımızDebian GNU/Linux dağıtımını isegelecek sayıda kurulumu ve yapılandırmasıdahil elimden geldiğince anlatacağım.Neden mi bu 4 dağıtım?* Debian, GNU/Linux zaman çizgisi i-çindeki bu zamana dek gelen köklü veanaç bir dağıtım; üstelik de yenilikçi vekararlı bir yapıda.* MeeGo, henüz bebek olmasına karşınminik bilgisayarların piyasasına özgünbir girişim olmasından dolayı,


<strong>Pardus</strong>-Linux.Org <strong>eDergi</strong> | Sayı 26 | Aralık '10* ArchLinux, sade, hafif, kararlı ve kullanıcınınemrinde ve de tam yönetimindebir dağıtım olduğundan,* <strong>Pardus</strong> ise tamamı ile KDE tabanlı olduğundanve de bu derginin; artık kısmende olsa varlık sebebi olmasından,KDE’yi gayet güzel kullanıp bütünleşmesinden,SonuçSonuç olarak, anlık yaşarım ve ulaşılabilirolmalıyım, taşıyacak 3 kilo ağırlıkistemem, masa başına da saplanıp kalamam,amacım basit: internet, müzik,eğlence, belgelendirme, iletişim... diyorsanızminik bilgisayarlar tam idealiniz;tabii ki, Özgür Yazılım ve GNU/Linux dağıtımları da! Özellikle de yapmakistediklerimiz, bizi özgür kılmaktanziyade alıkoyan bir işletim sistemiile kafa kafaya çatışıyorsa ve hâlâ daverimli davranamıyorsak, yolumuzuMakale: Minik Bilgisayar Üzerinde Sıradışı Bir Koşuşturmacabaşka yollara uğratmamız gerek ki, internetinbu denli erişilebilir olduğu günümüzde(tekel konumundaki servissağlayıcının durumu ayrı bir yazı konusu)bize yol göstericidir: Özgür Yazılım(anahtar sözcük on üç tuş vuruşukadar yakın!)(1 )Bu terim ile netbookları tanımlıyorum.Gelecek sayıda: Evrenseli yakalayan birdağıtım: Debian GNU/Linux49


<strong>Pardus</strong>-Linux.Org <strong>eDergi</strong> | Sayı 26 | Aralık '10MakaleMehmet Pekmezci (mehpekmezci@gmail.com)Bir Aceminin Gözünden GNU/LinuxGNU/Linux ile tanışmam, oğlum sayesindeolmuştu. Şu an altı yaşında. Birterslik var gibi görünse de durum bu.Oğlumun doğduğu hastanede çalışankomşumuzu, yaptığı yardımlardan vedoğum süresince eşime gösterdiği ilgidenkaynaklanan bir mahcubiyetle, yanılmıyorsam2008 yılında, -ki oğlum2004 yılında doğdu- yemeğe davet etmiştik.Böylesine kısa (!) bir sürede budaveti gerçekleştirdiğimiz için mutlu vegururlu bir biçimde yemeğimizi yediktensonra, bir şekilde söz bilgisayarageldi. Konunun, yemek masasının sağındaduran bilgisayara gelmemesi pekde mümkün değildi aslında. KomşumuzGNU/Linux’tan bahsetti. Aval aval suratınabaktığımı hatırlıyorum. Zira o günekadar benim için bilgisayar demek, i-çindeki işletim sistemi demekti. BilgisayarımdaXP kuruluydu. Doğal olarakbaşka bir işletim sisteminin varoluşumeraklandırdı beni, konuya ilgi gösterdim.O da büyük bir heyecanla bir koşueve gidip, bir kaç CD ile çıkageldi. ÇalışanCD imiş bunlar. O ne demekse artık!Bir tanesi yemyeşil bir şeydi. İsminihatırlamıyorum dağıtımın. Orada gördüğümilk program Pidgin’di. MSN yerinebunu kullanabilirsin demişti ve çalıştırmıştı.Sanırım vurulduğum an, oandı. Sanki MSN'nin çalışması çok matahbir şeymiş gibi... Ama kendimi suçlamıyorum.Çünkü o zamanlar bilgisayardayaptığım şey, MSN’de arkadaşlarlakonuşmak ve amatör balıkçılıklailgili forumları takip etmekti. Hoş, MSNkısmı hariç şu an için değişen bir şeyolduğunu söyleyemem. Dağıtımlarınçalışan CD'lerini denerken, sıra <strong>Pardus</strong>2008'e geldi, bu Türkçeydi. TÜBİTAK50Makale: Bir Aceminin Gözünden GNU/Linuxbünyesinde geliştirildiğini söyledi. “Hadiya?” dedim. “Kuralım mı?” dedi. “Kuralım”dedim. Böylelikle bu yolda ilk a-dımımı attım.Bilseydim atar mıydım? Ah! Atar mıydım?Eşek kafam. Oysa gül gibi geçinipgidiyorduk. Arkadaş program kuruyor,ben kullanıyordum. Program lazım o-lursa, internetten indirip kuruyor, crackbuluyor, onu uyguluyor, güle oynayakullanıyordum bilgisayarı. Ne bileyimben <strong>Pardus</strong>'ta öyle internetten programıindirip kolay kolay kurulamayacağını!..Ne bileyim ben Özgür Yazılım denenbir şeyin var olduğunu ve programınkodlarının açık olduğunu!..İşin kötüsü, <strong>Pardus</strong> 2008'i kurduktansonra komşumuzun oğlunu yakalamakne mümkün. Ben ne halt edeceğim şimdi?Kalakaldım ortada. Başladım internettenaraştırmaya, program nasıl kurulur,güncelleme nasıl yapılır. IRC kanalınıkeşfettim. Orada bulunanlar veçok iyi niyetle yardımcı olmaya çalışanların,sorularım-sorunlarım karşısındabaşa çıkamayıp kullanıcı adlarını değiştirdiklerinifark ettim. Bir komutu defalarcaverip, ben başaramayınca “Yanlışyazıyorsun, udo değil sudo olacak” diyebir çırpıda sorunu keşfeden kahramanlarımda oldu; Firefox'taki bir sorunuanlatırken “Opera kullan” deyip beni


<strong>Pardus</strong>-Linux.Org <strong>eDergi</strong> | Sayı 26 | Aralık '10çıldırtanlar da. Ardından Compiz diyebir şey duydum. Güzel görünüyordu.Onu kurma, “vay canına bu ne kadargüzel bir şey” söylemleri. Kaldırma,tekrar kurma... Konsol... Acayip bir şey.Ancak bir programı derlerken make komutundansonra konsol ekranında gördüğümhareket, yazıların sembollerinuçuşması... “Yahu benim bilgisayarımbu kadar hızlı mıydı?” Güncellemeleri,program kurmaları konsol ile yapma...Sıra gelmişti <strong>Pardus</strong> 2009'a. Ben kuracağım.Yalnızım... İlk disk bölümlendirmemihatırlıyorum. Elim nasıl da titriyordu.<strong>Pardus</strong> 2009 kurulduktan sonrakisevincime ne demeli? Büyük iş başardımcanım...Eh artık bunu yaymalı değil mi? Bütünarkadaşlara GNU/Linux'tan bahsediyorum.Söz birliği yapmışlar gibi genelkanı gereksiz olduğu yönünde. Düşünüyorum,taşınıyorum olmuyor... Akıl sırerdiremiyorum. Ben ve onlar gibi sıradanbilgisayar kullanıcıları için biçilmişkaftan iken neden kullanmıyorlar? Niyehâlâ kodları kapalı tarayıcıyı kullanıyorve niye kodları kapalı, arka planda nehalt yediğini bilmediği bir işletim sistemindeısrar ediyorlar? Yine de her fırsattaGNU/Linux diye söze başlıyorum.Makale: Bir Aceminin Gözünden GNU/LinuxKazara dinleyen olursa anlatıyorum daanlatıyorum. Hele hele virüsten bahsedenlerebıyık altından öyle bir sırıtıyorumki...Maceram hâlâ devam ediyor... Etmeyede devam edecek. Sonlandırmayı asladüşünmüyorum. Çünkü ben, bu özgürtopluluğa inanıyorum. Hâlâ GNU/Linux’u bilmiyorum. Ama bu kimse için birsorun değil. Zira o kadar güzel ki, bilmediğinhalde kullanabiliyorsun. Sanırımişin özü bu...http://www.pinoytux.com/linux/linux-comics-of-the-day-N'apıyorsun?--Linux işletim sistemini yeniden yazıyorum.--Daha çok Windows'a benzetmeye çalışıyorum. Bu masaüstükullanıcılarının özgür yazılıma geçmeleri için büyük bir engel.--Annemin tarayıcısını bağlayınca ne olduğunu izle...-Vayy! Bu harika!--Çökme ekranı istediğim gibi mavi değil fakat yaklaşıyorum.51


<strong>Pardus</strong>-Linux.Org <strong>eDergi</strong> | Sayı 26 | Aralık '10MakaleKemal Karataş (kemal@pardus-linux.<strong>org</strong>)Özgür Yazılım Dünyası vePatent KabusuPatent, yaratıcı insanların haklarınınkorunması için, yaşama geçirilmiş birönlem. Çokluortam ürünler, kitaplar yada yazılım ürünlerinde, üreten insanlarındesteklenmesi gerekir. Ama son uygulamalartam tersini göstermekte... A-merika kökenli kartel şirketler, patentdavalarıyla Özgür Yazılım dünyasınıngelişmesine engel olmaya çalışıyorlar.Bu da yetmezse, paralarına kıyıp, patentesahip şirketi satın alıyorlar. Enson Sun ve Novell satın alınma olaylarınıele alarak, durumu değerlendirelim.Stallman, Copyright-Copyleft ikilemini,haklı bir biçimde tam da zamanındadevreye soktu. İnsanların emeklerinisömüren lisans sistemini, geliştiricilerinyararına bir hale getirdi. GPL lisansı ileduyurulan programların, bir daha özelmülk yazılım hale getirilmesini engelledi.Bu taktik, ilk başta eleştiri toplasada, onun yaptığından daha iyi bir fikirsunan olmadı. Microsoft'un yıllarcayaptığı taktiklere bu lisans ile dayanılabildi.'Kurumsallaşma' adı altında, lisanslarınınkaderini, satın alabileceklerininsafına bırakan şirketler de hâlâ piyasa,açık kaynak adı altında kendi durumlarınıhaklı göstermeye çalıştılar.Ancak bu mantığın yanlış olduğunu ortayaçıkaran gelişmeler, herkese kiminhaklı olduğunu gösterdi.Sun ve Novell firmaları, birçok patenthaklarını kendilerinde toplamışlardı.Bu, Microsoft gibi bir kuruluş için sorunolabilir. Sun firması, Oracle tarafındansatın alındı ve birçok önemli projeningeleceği, endişe kaynağı oldu; O-penOffice.<strong>org</strong> projesi yerine, Libre-Office gibi yeni projelere geçilmek zorundakalındı. Diğer projelerin ne olacağıhâlâ merak konusu... Novell ise,Microsoft'a satılmadı gibi görünüyor.Ama kontrol, neredeyse tamamıyla o-nun eline geçiyor.52Makale: Özgür Yazılım Dünyası ve Patent KabusuEn son, 2.2 milyar dolar karşılığındagerçekleştirilen eylemde, patent sorunuçıkması şimdilik olası değil. Unix tabanlıpatentler, halen Novell'ın GPLv2lisansı ile dağıtıma devam ediyor. Amabundan önceki 450 milyon dolarlık satışiçin aynısını söylemek hayalperestlikolur. Bu satışta, 822 tane patent yineMicrosoft destekli bir konsorsiyuma satıldı.Bu kez, bu patentlerin geleceği,tamamıyla yeni şirketin kaderine terkedildi. Bu kodlar ve yazılımlar eğerGPL lisansı ile dağıtılıyorsa sorun yok.Ama Novell gibi şirketler, genelde GPLdışındaki lisanslarla ürünlerini dağıtıyor.Eğer böyle patent hakları Microsoft'ageçtiyse, kabus dolu günler bizebekliyor olabilir.Daha önce, haklı olmasa bile Microsoft'un açtığı patent davaları, yazılara konuolmuştu. Ama sonuçsuz kalan davalardansonra, Özgür Yazılım dostu fikrivermeye çalışmışlardı. Bu tavır pek inanılırolmasa da, denendi. Sonunda, gerçekolan tepki ortaya çıkmaya başladı.Gelecekte açılabilecek patent davalarıeskiye göre daha riskli demektir bu.Microsoft, taktik değiştiriyor...Microsoft, düşen kar payı ve fiyaskoyadönen yeni ürün denemeleri dolu


<strong>Pardus</strong>-Linux.Org <strong>eDergi</strong> | Sayı 26 | Aralık '10birkaç yıl geçirdi. Microsoft Windowsişletim sisteminin yamalı bohça gibi duransistemini düzeltemedi. Windows 7için yapılan o kadar reklam, o kadar işgücü, umulduğu gibi bir sonuç getirmedişirkete. Bu durumda, paraya kıyıp,özgür yazılım dünyası için önemli olanpatentleri ve sahip olan şirketleri satınalmak daha kolay gelebilir.Makale: Özgür Yazılım Dünyası ve Patent KabusuRed Hat ve Novell, bu olaylardan önceMicrosoft ile ortak bir stratejide olacaklarınıaçıklamışlardı. Novell, artık yalnızcaismi aynı olan, lisans ve yönetimkonusunda Microsoft'la aynı durumda.Asıl merak konusu, Red Hat şirketininne yapacağı...Sonuç OlarakÖzgür Yazılım dünyası, şimdiye kadarbirçok aşağılama ve yok sayma taktiğinerağmen ayakta kaldı. Projeler zarargördü ya da adları değişti. Ama eminadımlarla gelişmeye devam etti. Küreselkrizden sonraki dönemde, birçokönemli proje ve şirket benzer saldırılarauğramaya devam edecek. Burada ö-nemli olan, proje yöneticilerinin tavrınınne olacağı ve geliştiricilerin bu saldırıyakarşı olası tepkileri...53


<strong>Pardus</strong>-Linux.Org <strong>eDergi</strong> | Sayı 26 | Aralık '10MakaleR. M. StallmanÇeviri: Özgür Ilgın (ozgurilgin@pardus-linux.com)GNU Projesiİlk Yazılım Paylaşımı Topluluğu1971 yılında, MIT Yapay Zeka laboratuvarındaçalışmaya başladığımda, yıllardırvarlığını sürdüren bir yazılım paylaşımıtopluluğunun parçası oldum. Yazılımpaylaşımı, bizim özel topluluğumuzlasınırlı değildi; yemek tariflerinin paylaşımı,aşçılığın tarihi kadar eski ise,yazılım paylaşımı da bilgisayarların tarihçesikadar eski idi. Ama biz bundanfazlasını yaptık.Yapay Zeka (AI) Laboratuvarı, laboratuvarçalışanlarının, o devrin en büyükbilgisayarlarından biri olan PDP-10 içintasarlayıp Assambler dili ile yazdıklarıUyumsuz Zaman Paylaşım Sistemi (ITS)adı verilen zaman paylaşım programınıkullanıyordu. Bu topluluğun bir üyesi,bir AI Laboratuvarı çalışanı ve sistemhackerı olarak benim işim; bu sistemigeliştirmekti.Yazılımımıza “Özgür Yazılım” adını koymadık,çünkü o zamanlar bu terim henüzyoktu. Ama yazılımımız, tam anlamıile buydu. Başka üniversitelerden veyaşirketlerden gelenler bir yazılımı uyarlamakve kullanmak istediğinde, bunamemnuniyetle müsaade ettik. Size yabancıgelen ilginç bir program kullananbirisini gördüğünüzde okumak, değiştirmekve parçalayıp yeni bir programyapabilmek için, programın kaynak kodunugörmeyi isteyebilirdiniz.Hacker kelimesinin “güvenlik ihlâlcisi”olarak kullanılması, kitle iletişim araçlarınınbir kısmı tarafından yapılan birhatadır. Biz hackerlar, bu türlü bir kullanımıtanımıyoruz ve bu sözcüğü“program yazmayı seven ve bu konudazekasını sergilemekten hoşlanan kişi”54Makale: GNU Projesianlamında kullanmaya devam edeceğiz.(1)Topluluğun Dağılması1980′lilerin başında, AI Laboratuvarıhacker topluluğunun dağılmasını müteakip,PDP-10 bilgisayarlarının kullanımdankaldırılması ile tablo hızlı bir biçimdedeğişti. 1981 yılında bir yan şirketolan Symbolics’in, AI Laboratuvarındakineredeyse tüm hackerları işealmasıyla mevcudu azalan topluluk,kendini devam ettiremez hale geldi.(Steven Levy‘nin yazdığı “Hackers” adlıkitap, topluluğun genel tablosunu ilkağızdan anlatmanın yanı sıra, bu olayıda tasvir eder.) AI Laboratuvarına 1982yılında yeni bir PDP-10 alındığında, bubilgisayarın yöneticileri, yeni makinedeITS yerine, Digital’in özgür olmayan zamanpaylaşımı sistemini kullanmaya kararverdiler.Çok geçmeden Digital, PDP-10 serisibilgisayarların üretimini durdurdu. Mimarisi1960′lı yıllarda güçlü ve şık olanbu makine, doğal olarak 1980′lilerdekullanımı artan geniş adres yeri ihtiyacınakarşılık veremedi. Bu da ITS’yimeydana getiren tüm programların,modasının geçmesi anlamına geliyordu.Bu olay, ITS’nin tabutuna son çiviyi


<strong>Pardus</strong>-Linux.Org <strong>eDergi</strong> | Sayı 26 | Aralık '10çak-tı; 15 yıllık emek buharlaştı gitti.O devrin VAX ve 68020 gibi modern bilgisayarlarınınkendi işletim sistemlerivardı ve bunların hiç biri özgür değildi;çalıştırılabilir bir kopyasını alabilmekiçin, bir beyan imzalamanız gerekiyordu.Bu da demek oluyordu ki bilgisayar kullanmanınilk adımı, komşunuza yardımetmeyeceğinize dair söz vermekti. Topluluğunkendi arasında yardımlaşmasıyasaktı. Sahipli yazılımcıların koyduğukural şu idi: “Komşunla paylaşırsan,korsansın. Değişiklik yapmak istiyorsanyapmamız için bize yalvarırsın”.Sahipli yazılım toplumsal sisteminin,-yazılımları paylaşmanıza ve değiştirmenizeizin vermeyen sistem- toplumkarşıtı, gayrı ahlaki ve kısaca yanlış olduğufikri bazı okuyucuları şaşırtabilir.Ama toplumu bölüp de kullanıcılarınıçaresiz bırakan bir sisteme, başka nedenebilir ki? Bu fikri şaşırtıcı bulan o-kurlar, belki sahipli yazılım toplumsalsistemini doğal olarak kabul etmekteler;belki de yargılarına, sahipli yazılımendüstrisinin önerdiği terimlerle varmaktadırlar.Yazılım yayıncıları, toplumumeseleye tek bir bakış açısı ile bakılabilineceğineikna etmek için, uzunsüre sıkı çalışmışlardır.Yazılım yayıncılarının, “haklarını güçlendirmek”veya “korsanlığı durdurmak”tanbahsettiklerinde söylediklerişey başkadır. Bu ifadelerin verdiği gerçekmesaj, s<strong>org</strong>ulamadan kabul edilenvarsayımlardır; toplum bunları eleştirmedenkabul etmelidir. Öyleyse bunabir göz atalım.Bu varsayımlardan biri, yazılım şirketlerinin,yazılımlarına sahip olmak gibis<strong>org</strong>ulanamayan doğal bir hakka sahipolduğu ve bu yüzden kullanıcılar üstündegüçleri bulunduğudur (bu doğru olsaydı,topluma ne kadar zarar verirlerseversinler, itiraz edemezdik). AmerikanAnayasası ve hukuki gelenekleri,bu bakış açısını reddeder. Telif hakkıbir doğal hak değil, kullanıcının doğalhakkı olan kopyalama hakkını kısıtlayan,suni ve devlet tarafından dayatılanbir tekeldir.Bir diğer s<strong>org</strong>usuz sualsiz varsayım, yazılımhakkındaki tek önemli şeyin, bizehangi işleri yapmamızı sağladığıdır. Yanibiz bilgisayar kullanıcılarının, ne türbir toplumumuz olmasına müsaade e-dildiğine önem vermememiz gerektiğidir.Üçüncü varsayım ise, şirketlerin kullanıcıüzerinde uyguladıkları güç olmasa,adam gibi yazılımlara (veya şu veya bu55Makale: GNU Projesiişi yapmak için gereken programlara)asla sahip olamayacağımızdır. Bu varsayım,özgür yazılım hareketinin, yazılımlarazincir vurmadan da bir sürüfaydalı yazılıma sahip olabileceğimizigöstermesinden önce olsaydı, inandırıcıolabilirdi.Bu varsayımları kabul etmeyi reddediyorsakve kullanıcıları ilk sıraya koyarakbu konuyu sıradan kamuoyu ahlakıile yargılıyorsak, çok değişik yerlerevarırız. Bilgisayar kullanıcıları, programlarıkendi ihtiyaçlarına uydurmaktaözgür olmalıdır; çünkü diğer insanlarayardım etmek toplumun temelidir.Kesin Ahlaki Bir SeçimTopluluğum olmayınca eskisi gibi devametmek imkansızdı. Bu yüzden kesinahlaki bir seçim ile yüz yüze geldim.Seçeneklerden kolay olanı, hackerdostlarıma yardım etmeyeceğime dairbeyanı imzalayarak sahipli yazılım dünyasınakatılmaktı. Muhtemelen, bu beyananlaşmaları ile dağıtılan ve insanlarındostlarına ihanet etmesi için yaratılanbaskıyı artıran yazılımlar dageliştirecektim.Bu yolla iyi para kazanabilirdim ve


<strong>Pardus</strong>-Linux.Org <strong>eDergi</strong> | Sayı 26 | Aralık '10program yazarak kendimi de eğlendirebilirdim.Ama şundan emindim ki; kariyeriminsonuna geldiğimde, insanlarıbirbirinden ayıran duvarlar örmekle geçirdiğimyıllara bakıp dünyayı daha kötübir yer haline getirdiğimi hissedecektim.Birileri bana ve MIT AI Laboratuvarınayazıcı denetleme programının kaynakkodunu vermeyi reddedince bu anlaşmanınbitmekte olduğunu anladım(programdaki bazı özelliklerin eksiklikliği,yazıcının kullanımını oldukça sinirbozucu bir hale sokuyordu). Kendimi,beyan anlaşmalarının masumiyetine i-nandıramazdım. Bu kişi kaynak kodunubizimle paylaşmak istemediğinde çoköfkelenmiştim ve tükürdüğümü yalayıpaynı şeyi başkalarına yapamazdım.Kestirme ama nahoş olan diğer seçenekise bilgisayar alanını bırakmaktı. Bu şekildeyeteneklerim kötüye kullanılmazdıama boşa giderdi. Kullanıcıları böldüğümve kısıtladığım konusunda benikimse suçlayamaz ise de, bunların yapılmasınada engel olamayacaktım.Böylece bir programcının iyi olan içinbir şey yapabileceği bir yol aramaya koyuldum.Kendi kendime, bir yazılım topluluğunuyeniden hayata döndürebilmekiçin yazabileceğim programlar o-lup olmadığını sordum.Cevap açıktı: İlk başta lazım olan olanşey, bir işletim sistemi idi. Bu, bilgisayarkullanmaya başlamak için elzem o-lan yazılımdı. Bir işletim sistemi ile birsürü şey yapabilirdiniz ama onsuz hiçbir şey yapamazdınız. Bir işletim sistemimizolursa, iş birliği içinde olan birhackerlar topluluğumuz olabilirdi veherkesi katılmaya davet edebilirdik. Arkadaşlarınıhaklarından mahrum etmekiçin tuzak kurmadan bilgisayar kullanmakniyetinde olan herkesi.Bir işletim sistemi geliştiricisi olarak buiş için biçilmiş kaftandım. Başarılı olmagarantim yoksa da, bu işi yapmak içinseçildiğimi anladım. Uyarlaması ve diğerUnix kullanıcılarının geçişi kolayolsun diye Unix’e uyumlu bir sistemyapmayı seçtim. GNU ismi, hacker geleneğineuyularak “GNU Unix Değildir”(GNU is Not Unix) öz yinelemeli cümlesininbaş harflerinin kısaltılmışı olarakseçildi.56İşletim sistemi, kendi başına diğerprogramları çalıştırmaya yeten kernel(çekirdek) demek değildir. 1970′li yıllardaisminin hakkını veren her işletimsisteminde komut işlemcileri, assemblerlar,derleyiciler, yorumlayıcılar, hataayıklayıcılar, metin düzenleyicileri, pos-Makale: GNU Projesita programları vs. vardı. ITS’de, Multics’de,VMS’de, Unix’te bunların hepsivardı. GNU işletim sisteminde de olacaktı.Daha sonra Hillel’den alıntı olan şu sözleriduydum:“Kendimden yana değilsem, kim bendenyana olur? Sadece kendimden yanaysamben kimim? Şimdi değilse nezaman?”GNU projesine başlama kararı, aynıruhtan kaynaklanıyordu.Bir ateist olarak, dini liderlerin takipçisiolmasam da bazen söyledikleri şeylerehayranlık duyardım.Özgürlükte olduğu gibi “Özgür”Özgür yazılım terimi bazen yanlış anlaşılır.Bunun fiyat ile alakası yoktur. Özgürlükile alakası vardır. Özgür yazılımıntanımı şudur: Bir kullanıcı için herhangibir program ancak aşağıda aşağıdakişartları taşıdığı zaman özgür yazılımolur:* Programı her hangi bir amaç içinçalıştırma özgürlüğüne sahipseniz


<strong>Pardus</strong>-Linux.Org <strong>eDergi</strong> | Sayı 26 | Aralık '10* Programı ihtiyaçlarınıza göre değiştirmeözgürlüne sahipseniz. (Bu özgürlüğünfiiliyatta etkin hale gelebilmesiiçin, kaynak koduna erişebilmeniz gerekir.Aksi halde, kaynak kodunu görmeden,program üzerinde değişiklik yapmakoldukça zordur.)* Programın kopyalarını bedavaya veyabelli bir ücret karşılığında dağıtma özgürlüğünesahipseniz* Topluluğun, sizin yaptığınız katkılardanfaydalanabilmesi için, programındeğiştirilmiş kopyalarını dağıtma özgürlüğünesahipsenizÖzgür sözcüğü, fiyata değil özgürlüğekarşılık geldiğine göre programın kopyalarınısatmanın özgür yazılım ile tersdüşen tarafı yoktur. Aksine, kopyalarısatma özgürlüğü elzemdir. CD ROM’lardasatılan özgür yazılım derlemeleritoplum için önemlidir ve bunları satmak,özgür yazılım geliştirmek için harcananbütçeyi artırmanın önemli bir yoludur.Öyleyse insanların bu derlemeleriçinde yer veremediği programlar özgüryazılım değildir.“Free” kelimesinin iki anlamlı olmasıyüzünden, (“bedava” ve “özgür”-Ç.N.)insanlar uzun süre başka alternatiflerbulmak için uğraştıysa da, hiç biri uygunbir alternatif bulamadı. İngilizce,bir sürü sözcüğe sahip olduğu halde,“free” sözcüğünün anlamını verecekçift anlamlı olmayan bir sözcükten yoksundur.“Unfettered” (serbest) sözcüğü,buna en yakın anlama sahiptir. “özgürleşmiş”,“özgürlük” ve “açık” gibi sözcüklerya yanlış anlama ya da başka dezavantajlarasahiptir.GNU Yazılımı ve GNU SistemiEksiksiz bir sistem geliştirmek, oldukçabüyük bir projedir. Buna ulaşabilmekiçin, mümkün olan tüm özgür yazılımparçalarını kullanmaya ve onları uyarlamayakarar verdim. İşin en başlarında,temel metin biçimleyicisi olarakTeX’i kullanmaya karar verdim. Birkaçyıl sonra, GNU için yeni bir penceresistemi yazmaktansa, X pencere sisteminikullanmaya karar verdim.Bu karardan ötürü GNU sistemi, birGNU yazılımları derlemesinden farklıdır.GNU sistemi, GNU yazılımı olmayanve diğer kişi ve projeler tarafındankendi amaçları için geliştirilmiş programlariçerir ama bunları özgür yazılımoldukları için kullanabiliriz.57Projeye Başlarken1984 haziranında MIT’deki işimi bırakıpGNU yazılımını yazmaya başladım.GNU’yu özgür yazılım olarak dağıtmamaengel olmasınlar diye MIT’ten ayrılmamgerekliydi. Orada çalışmaya devametseydim MIT, çalışmamı sahiplenmeyeçalışacak, kendi dağıtım şartlarınıdayatacak ve hatta onu sahipli biryazılıma dönüştürecekti. Oldukça büyükbir çalışmanın, amaçlarından -yenibir yazılım paylaşımı topluluğu kurmaamacından- sapmasını izlemeye hiçniyetim yoktu.Ama Prof. Winston, MIT AI Laboratuvarınınyöneticisi, nazik bir biçimde laboratuvartesislerini kullanmaya devametmemi istedi.İlk AdımlarMakale: GNU ProjesiGNU projesine başlamadan hemen önce,VUCK olarak tanınan, (Felemenkçe“özgür” kelimesine karşılık gelen sözcük;“V” ile yazılır) Özgür ÜniversiteDerleyici Takımı’ndan bahsedildiğiniduydum. Bu derleyici, C dahil pek çokdil üzerinde çalışmak için çoklu bilgisayarlarhedeflenerek tasarlanmıştı.Programın geliştiricisine GNU’nun buprogramı kullanıp kullanamayacağını


<strong>Pardus</strong>-Linux.Org <strong>eDergi</strong> | Sayı 26 | Aralık '10sordum.Verdiği cevap; “Üniversite özgürdürama derleyici değil” şeklinde evlereşenlik bir cevaptı. Böylece GNU projesindeyazmam gereken ilk programın,çok dilli ve çok platformlu bir derleyiciolması gerektiğine karar verdim.Tüm bir derleyiciyi kendi başıma yazmaktankurtulacağımı umarken, LawrenceLivermore Laboratuvarında geliştirilençok platformlu Pastel derleyicisininkaynak kodunu buldum. Pascal’ın geliştirilmiş versiyonuyla yazılan vebu dili destekleyen derleyici, bir sistemprogramlama dili olmak üzere tasarlanmıştı.Buna bir C ön-ucu ekledim veMotorola 68000 bilgisayarına uyarlamayabaşladım. Ama bunun için megabaytlarcabelleğe ihtiyacım olduğunu ve68000 Unix bilgisayarının, sadece 64kbelleği olduğunu fark ettiğimde vazgeçmekzorunda kaldım.Sonra Pastel derleyicisinin, girdi dosyasınısentaks ağacına ayrıştırdığını, tümsentaks ağacını bir talimatlar zincirinedönüştürdüğünü ve çıktı dosyasını oluşturduğunuve tüm bunları yaparken,bellek yeri boşaltmadan işlem yaptığınıanladım. Bu noktada, derleyiciyi sıfırdanyazmam gerektiği sonucuna vardım.GCC olarak bilinen bu derleyicide,Pastel derleyicisinin hiçbir parçası kullanılmadı.Ama kendi yazmış olduğumC ön-ucunu uyarlamayı başarmıştım.Ama bu, birkaç yıl sonra olacaktı; önceGNU Emacs üzerinde çalıştım.GNU Emacs1984 Eylül ayında, GNU Emacs üzerindeçalışmaya başladım ve 1985′in başlarındaEmacs kullanılabilir hale gelmeyebaşladı. Bu sayede, düzenleme içinUnix sistemlerini kullanmaya başladım,o vakte kadar düzenlemelerimi vi ve edyazılımlarını öğrenmeye ilgi duymaksızınbaşka tip makineler üzerinde yapmıştım.Bu noktada, insanların GNU Emacs yazılımınıkullanmak istemesi, bu yazılımınasıl dağıtacağım konusunun gündemegelmesine sebep oldu. Tabi ki MIT’dekullandığım bilgisayarın anonim ftp sunucusunakoymuştum. (prep.ai.mit.eduadlı bilgisayar böylece ana GNU ftp dağıtımsitesi oldu. Birkaç yıl sonra bubilgisayar devreden çıkarılınca aynı adıyeni ftp sunucumuza taşıdık.) Ama busıralarda çoğu kullanıcı internete bağlıdeğildi ve ftp yolu ile bir kopya edinemezdi.Mesele şuydu: Onlara ne cevapverecektim?58Makale: GNU Projesi“İnternete bağlı olan bir arkadaş bulun,o size bir kopyasını indirsin” diyebilirdim.Veya orijinal PDP-10 Emacs programıiçin yaptığım şeyi yapıp, “Bana birteyp bandı gönderin bende üzerineEmacs’ı kaydedip size geri postalayayım”diyebilirdim. Ama işsizdim ve özgüryazılımdan para kazanmanın yollarınıarıyordum. Daha sonra, 150$ karşılığındaisteyen herkese Emacs yüklüteyp bandı göndereceğimi duyurdum.Bu şekilde, bugün tüm Linux tabanlıGNU sistemlerinin dağıtımını yapanşirketlere öncülük ettim.Bir Program Her Kullanıcı İçinÖzgür müdür?Bir programın yaratıcısının elinden çıktığızaman özgür yazılım olması, birkopyasına sahip olan tüm kullanıcılariçin de özgür olacağı anlamına gelmez.Mesela kamuya açık olan yazılımlar(telif hakkı olmayan yazılımlar) özgüryazılımlardır: Ama birileri bunları değiştiripsahipli yazılım haline getirebilir.Aynı şekilde çoğu özgür programıntelif hakkı vardır; ama sahipli programhaline gelmelerine izin veren basit lisanslarladağıtılırlar.Bu sorunun en çarpıcı örneği X PencereSistemi’dir. MIT’de geliştirilen ve basit


<strong>Pardus</strong>-Linux.Org <strong>eDergi</strong> | Sayı 26 | Aralık '10izin lisansı altında dağıtılan bu yazılım,çok geçmeden pek çok bilgisayar şirketitarafından sahiplenildi. Şirketler, XPencere Sistemi’ni sahipli Unix sistemlerinekaynak kodsuz bir biçimde dahilettiler ve beyan anlaşması kapsamınasoktular. X’in bu kopyaları, Unix’in kendisindendaha “özgür” bir yazılım değillerdiartık.X Pencere Sistemi’nin geliştiricileri, bunusorun olarak görmediler. Zaten bununolmasını umuyorlardı ve bunu a-maçlamışlardı. Onların amacı özgürlükdeğil, “daha çok kullanıcıya sahip olma”şeklinde tanımlanan “başarı” idi.Kullanıcıların özgür olmasını değil, onlarınsayılarının çok olmasını önemsediler.Bu da, “Bu program özgür mü?” sorusuna,özgürlüğün miktarının ölçülmesiiçin, iki farklı yöntemin farklı cevaplarverdiği çelişkili bir durum oluşturuyordu.MIT’nin dağıtım şartlarının sağladığıözgürlüğü göz önüne alarak değerlendirdiğinizde,X’in özgür bir yazılımolduğunu söyleyebilirdiniz. Ama ortalamakullanıcının özgürlüğünü değerlendirdiğinizzaman, onun sahipli biryazılım olduğunu söylemeniz gerekirdi.Çoğu X kullanıcısı, özgür versiyonu değil,Unix sistemleriyle gelen sahipli versiyonukullanıyordu.Copyleft ve GNU GPLGNU’nun amacı, kullanıcılara özgürlükvermektir; popüler olmak değil. ÖyleyseGNU yazılımlarının sahipli yazılımlaradönüşmesini önleyecek dağıtım şartlarınaihtiyacımız vardı. Kullandığımızyönteme, “Copyleft” diyoruz.Copyleft, telif hakları yasasını kullanırama onu ters çevirerek alışılmış amacınıntersine kullanır. Yazılımları özelleştirmeninaracı olmak yerine onu, yazılımlarıözgür olarak muhafaza etmeninyöntemi haline getirir.Copyleft’in ana fikri şudur: Herkeseprogramları çalıştırma, kopyalama, değiştirmeve değiştirilmiş versiyonlarıdağıtma izni veririz, ama kendi kısıtlamalarınıeklemelerine izin vermeyiz.Böylece programın bir kopyasına sahipolan herkese özgür yazılımı tanımlayanolmazsa olmaz özgürlükler garanti e-dilmiş olur; bunlar devredilmez haklarhaline gelirler.59Etkin bir copyleft için, değiştirilmiş versiyonlarında özgür olması gerekir. Bu,çalışmalarımızı temel alan çalışmalarında yayınlandığında, topluluğumuza açıkolmasını güvence altına alır. Piyasadaprogramcı olarak çalışan kişiler, GNUyazılımlarını geliştirmeye gönüllü ol-Makale: GNU Projesiduğunda işverenlerinin onlara “yaptığınbu değişiklikleri paylaşamazsınçünkü biz bunu programın sahipli versiyonundakullanacağız” demesini engelleyenCopyleft’tir.Programın tüm kullanıcılarının özgürlüğünügüvence altına almak istiyorsak,programda değişiklik yapmanın özgürolması elzemdir. X Pencere Sistemi’niözelleştiren şirketler, programı kendisistem ve donanımlarına uyarlamakiçin çoğu kez bazı değişiklikler yapmışlardır.Bu değişiklikler, X Pencere Sistemi’ninbüyük boyutu ile karşılaştırıldığındaküçük olsa da, önemsiz değildirler.Eğer programda yapılan değişikliklerkullanıcının özgürlüğünü inkaretmemin bahanesi olsaydı, bu bahanedendoğan avantajı kullanmak herhangibirisi için kolay olurdu.Benzer bir mesele de, özgür programıözgür olmayan bir program ile birleştirerekkullanma ile ilgilidir. Böyle birbirleşimden doğan şey, tartışma götürmezbiçimde özgür olmayan bir şeydir:Bileşimin özgür olmayan parçasında eksikolan şey, tamamında da eksik demektir.Böyle bileşimlere izin verilerekaçılacak delik gemiyi batırmaya yeter.Öyleyse Copyleft’in yapması gerekenşey bu deliği tıkamaktır: Copyleftli biryazılıma eklenen veya onunla birleşti-


<strong>Pardus</strong>-Linux.Org <strong>eDergi</strong> | Sayı 26 | Aralık '10rilen yazılım da sonuçta oluşan birliğinCopyleftli olmasını sağlayacak biçimdeolmalıdır.Pek çok GNU yazılımı için kullandığımızCopyleft biçimi, GNU GPL olarak kısaltılanGNU Genel Kamu Lisansı’dır(General Public License). Belli şartlardakullanılan başka çeşit Copyleft’lerimizde vardır. GNU el kitapları daCopyleft’lidir, ama daha basit lisanslarkullanırlar. Çünkü GNU GPL’in karmaşıklığıel kitapları için lüzumsuzdur.1984 veya 1985 yılında Don Hopkins,(hayal gücü kuvvetli bir dost) bana birmektup gönderdi. Zarfın üstüne“Copyleft-Her hakkı saklıdır” gibi komiksözler yazmıştı. “Copyleft” sözcüğünü,o zamanlar geliştirmekte olduğumdağıtım anlayışına isim olarak seçtim.Özgür Yazılım VakfıEmacs kullanımına olan ilgi artarken,başkaları da GNU projesine dahil olduve yeniden kaynak arayışına başlamanınzamanı geldiğine karar verdik. Böylece,1985 yılında, yazılım geliştirmeyekatkı sağlayan, vergiden muaf bir hayırkurumu olan Özgür Yazılım Vakfı’nıkurduk. Özgür Yazılım Vakfı (FSF),Emacs teyp bandı dağıtım işini de üstlendi;daha sonra bunlara diğer özgüryazılımları da ekleyerek (GNU olsun olmasın)ve özgür el kitaplarını satarakbu işi genişletti.FSF bağış kabul etmekteyse de gelirininçoğu, özgür yazılım satışlarından vebunlarla ilgili hizmetlerden gelir. Bugün,kaynak kodu CD’leri, çalıştırılabiliryazılım içeren CD’ler (değiştirme veyeniden dağıtma özgürlüğüne sahip),güzel basımlı el kitapları (tercih ettiğinizplatforma göre inşa ettiğimiz) velüks dağıtımlar satmaktadır.Özgür Yazılım Vakfı çalışanları, pek çokGNU yazılım paketi yazıp, bunlara destekhizmeti vermektedirler. Bunların engöze batan iki örneği, C kütüphanesi vekabuğudur. GNU C kütüphanesi, GNU/Linux sisteminde kullanılan her programınLinux ile haberleşmesini sağlayanşeydir. Özgür Yazılım Vakfı çalışanlarındanRoland McGrath tarafındangeliştirilmiştir. Pek çok GNU/Linux yazılımınınkullandığı kabuk olan BASH(Bourne-Again Shell), FSF çalışanıBrian Fox tarafından geliştirilmiştir.60Bu programlara kaynak sağlamamızınnedeni, GNU projesinin sadece araçlarveya geliştirme ortamından ibaret olmamasıidi. Amacımız eksiksiz bir işle-Makale: GNU Projesitim sistemi idi ve bu programlar amacımızaulaşmak için gerekliydi.“Bourne-Again Shell” programının adı,Unix sistemlerinin klasik kabuk programıolan “Bourne Shell” programınaatıfta bulunan bir şakadır.Özgür Yazılım DesteğiÖzgür yazılım felsefesi, geniş çaplı ticaretpratiğini reddetse de ticarete karşıdeğildir. İş dünyası kullanıcıların özgürlüğünesaygı gösterdiği sürece, başarılarınındevamını dileriz.Emacs’ın kopyalarını satmak, bir çeşitözgür yazılım ticaretidir. FSF bu işiüstlenince ekmeğimi kazanmak içinbaşka bir yol bulmam gerekti. Geliştirdiğimözgür yazılımlarla ilgili hizmetlerverecektim. Bu, GNU Emacs ile nasılprogramlama yapılacağını, GCC’ninnasıl yapılandırılacağını ve çoğunluklaGCC’nin yeni platformlara uyarlanmasınıöğretmeyi içeriyordu.Bugün bu çeşit özgür yazılım işlerinibir çok şirket yapmaktadır. KimileriCD-ROM üzerinde yüklü özgür yazılımderlemeleri satmakta, diğerleri sorularacevap vermekten, yazılım hatalarınıdüzeltmeye ve yazılımlara büyük çaplı


<strong>Pardus</strong>-Linux.Org <strong>eDergi</strong> | Sayı 26 | Aralık '10yeni özellikler ekleme gibi geniş yelpazeyeyayılan hizmetler vermektedirler.Hatta yeni özgür yazılım ürünlerini piyasayasüren şirketleri bile görüyoruz.Teknik AmaçlarGNU’nun temel amacı özgür yazılımdı.GNU’nun Unix’e teknik bir üstünlüğüolmasa da kullanıcıların iş birliği yapmasınaizin vermek gibi toplumsal birüstünlüğü ve kullanıcıların özgürlüğünesaygılı olmak gibi ahlaki bir üstünlüğüvardı.Ama bilinen iyi standartları işimize uygulamamızoldukça doğaldı. Örneğin;veri yapılarının dinamik olarak keyfisabit limitlere göre atanması ve gerektiğinde8-bitlik kodların elden geçirilmesigibi.Ayrıca 16-bitlik makinelere destek vermemeyekarar vererek (o zamanlar,GNU sistemi bittiğinde 32-bitlik makinelerinstandart hale geleceği barizidi), Unix’in düşük hafızaya odaklanmasınıreddettik ve 1 megabaytı geçmediğisürece, hafıza kullanımını azaltacakhiç bir şey yapmayacaktık. Çok büyükboyutlu dosyaların işlenmediğiprogramlarda, programcıları, tüm girdidosyasını çekirdeğe yazıp, I/O konusundaendişe etmeden girdi dosyasınıniçeriğini tarama konusunda teşvik ettik.Bu kararlar, çoğu GNU programlarınınUnix sistemindeki eş değer programlarınıaşmasını sağladılar.Bilgisayar BağışlarıGNU projesinin itibarı arttıkça insanlar,projeye Unix çalıştıran makineler bağışlamayabaşladılar. Bunlar oldukça faydalıydı;çünkü GNU’nun bileşenlerinigeliştirmenin en kolay yolu, bunu Unixsistemi üzerinde yapmak ve sisteminbileşenlerini birer birer değiştirmekti.Ama buradan ahlaki bir sorun doğdu:Unix’in kopyasına sahip olmak bizimiçin doğru muydu acaba?Unix sahipli bir yazılımdı (hâlâ öyle) veGNU projesinin felsefesine göre, sahipliyazılım kullanmamalıydık. Ama nefsimüdafaa sırasında kullanılan şiddetinmeşru olmasındaki akıl yürütmeyi buradada kullanarak, başkalarının sahipliyazılım kullanmayı bırakmasını sağlayacakbir program yazmak için sahipliyazılım kullanmanın meşru olduğu sonucunavardım.Ama bu masum bir kötülük olsa da, sonuçtakötülüktü. Bugün elimizde hiç61Makale: GNU ProjesiUnix kopyası yok. Çünkü onların yerineözgür işletim sistemlerini getirdik. Makinelerinişletim sistemini değiştiremeseydik,onun yerine makineyi değiştirirdik.GNU Görev ListesiGNU projesi ilerledikçe, gittikçe artansayıda sistem bileşeni bulundukça veyageliştirildikçe eksikliklerimizi listelemekfaydalı hale geldi. Bunu, eksik kalanparçaları yazacak programcıları işealmak için kullanacaktık. Bu liste, GNUGörev Listesi diye bilinmeye başladı.Unix sistem bileşenlerinin yanı sıra, eksiksizbir işletim sisteminin sahip olmasıgereken çeşitli yazılımları da listeledik.Bugün GNU görev listesinde pek azUnix bileşeni kalmıştır. Çok elzem olmayanbazı bileşenler dışında bütünişler tamamlanmıştır. Ama liste, “uygulamalar”dediğimiz projelerle doludur.Dar bir kullanıcı grubundan fazlasınınilgisini çeken programları işletim sisteminedahil etmek, her zaman faydalıdır.Listede oyunlar bile vardı ve bu en başındanberi böyleydi. Unix’te oyunlarvardı ve doğal olarak GNU’da da olma-


<strong>Pardus</strong>-Linux.Org <strong>eDergi</strong> | Sayı 26 | Aralık '10lıydı. Ama oyunlar için, uyumluluğunsorun teşkil etmemesi nedeni ile Unix’te var olan oyunların listesini takip etmedik.Bunun yerine, kullanıcıların sevebileceklerigeniş bir oyun yelpazesinilistemize dahil ettik.GNU Kütüphane GPL(LGPL)GNU C kütüphanesi, GNU KütüphaneGenel Kamu Lisansı adı verilen ve kütüphaneninsahipli yazılımlar ile bağıntıkurmasına izin veren özel bir Copyleftbiçimi kullanır. Bu istisnanın nedeninedir?Bu bir prensip meselesi değildir. Bizimkodlarımızı içeren sahipli programların,bizim adımızı da taşıması gerektiğinisöyleyen bir prensip yoktur (bizimlepaylaşılmayacağı belli olan bir projeyeneden katkıda bulunalım?). C kütüphanesiveya başka herhangi bir kütüphaneiçin LGPL kullanmak bir strateji meselesidir.C kütüphanesi kapsamlı bir iş yapar;her sahipli sistem veya derleyici C kütüphanesiile gelir. Öyleyse C kütüphanemizisadece özgür yazılımın hizmetinevermek özgür yazılıma bir avantajsağlamaz, sadece kütüphanemizin kullanımıiçin caydırıcı olur.Bu duruma istisna teşkil eden tek birsistem vardır; GNU sisteminde (veGNU/Linux’ta) GNU C kütüphanesi, tekC kütüphanesidir. GNU C kütüphanesinindağıtım şartları, GNU sistemi içinsahipli bir yazılım derlemenin mümkünolup olmadığını belirler. GNU sistemiüzerinde sahipli yazılımların bulunmasınaizin vermenin ahlaki bir sebebi yoktur,ama buna izin vermemek, stratejikolarak özgür yazılımların geliştirilmesiniteşvik etmekten çok GNU sistemininkullanımı için caydırıcı olur.Bu yüzden C kütüphanesi için, KütüphaneGPL’i kullanmak iyi bir stratejidir.Diğer kütüphaneler için stratejik kararlar,her durum için ayrı ayrı gözden geçirilmelidir.Bir kütüphane, program yazımınayardımcı olacak özel bir işlevesahipse, GPL lisansı altında yayımlamak,kullanımını sadece özgür programlarlasınırlamak, onlara sahipli yazılımlarkarşısında avantaj sağlayarak özgüryazılım geliştiricilerine yardım etmeninbir yoludur.BASH için komut satırı düzenlemesiiçin geliştirilmiş bir kütüphane olanGNU Readline’ı (2) göz önüne alalım.Readline, kütüphane GPL’i ile değil sıradanGNU GPL ile yayınlanmıştır. Bumuhtemelen Readine’ın kullanımını birmiktar azaltmış olsa da bizim için kayıp62Makale: GNU Projesisayılmaz. Ayrıca Readline’ı kullanabilmekiçin özgür hale getirilmiş bir uygulama,topluluğumuz için gerçek bir kazançsayılır.Sahipli yazılım geliştiricileri, paranıngetirdiği avantajlara sahiptir. Özgür yazılımgeliştiricilerinin birbirlerine avantajsağlamaya ihtiyacı vardır. Umarımbirgün, yeni yazılımların yapı taşlarınıoluşturacak faydalı modüller sunan vedaha çok özgür yazılımın geliştirilmesineolanak sağlayan doğrultusu sahipliyazılım ile aynı olamayan , GPL kapsamıaltında bulunan geniş bir kütüphanekoleksiyonuna sahip oluruz.Kaşınan Yeri Kaşımak mı?Eric Raymond der ki: “Her güzel yazılım,yazılım geliştiricinin şahsi bir kaşıntısınıkaşımasıyla başlar”. Belki bazenböyle olur ama GNU sisteminin çoğutemel parçası eksiksiz bir işletimsistemine sahip olmak için geliştirilmiştir.Bir plan ve bir vizyon dahilinde geliştirilmiştir,bir güdü dahilinde değil.Mesela Unix türü sistemler, C kütüphanesineihtiyaç duyduğu için GNU C kütüphanesinigeliştirdik; Unix türü sistemler,kabuğa ihtiyaç duyduğu içinBASH’i geliştirdik; Unix türü sistemler,


<strong>Pardus</strong>-Linux.Org <strong>eDergi</strong> | Sayı 26 | Aralık '10tar programına ihtiyaç duyduğu içinGNU tar'ı geliştirdik. Kendi geliştirdiğimprogramlar için de bu böyle oldu;GNU C Derleyicisi, GNU Emacs, GDBve GNU make.Bazı GNU programları, özgürlüğümüzeyönelen belli tehditleri bertaraf etmekiçin geliştirildi. LZW(3) patentleri yüzündentopluluğumuzun kaybettiğiCompress programının yerini almasıiçin gzip programını geliştirdik. Less-Tif’i geliştirmek üzere insanlar bulduk,yakın zamanda GNOME ve belli sahiplikütüphanelerden kaynaklanan sorunlarıbelirlemek üzere Harmony projeleribaşladı. Şu anda populer sahipli şifrelemeyazılımlarının yerini alması içinGNU Privacy Guard (GNU MahremiyetKoruyucusu) programını geliştiriyoruz.Çünkü kullanıcılar, özgürlükle mahremiyetarasında seçim yapmaya zorlanmamalıdırlar.Tabi ki bu programları yazan kişiler, buişe ilgi duydular ve kendi ilgi ve ihtiyaçlarıuğruna pek çok yeni özelliği buprogramlara eklediler. Ama bu, programlarınvaroluş sebebi değildir.Beklenmeyen GelişmelerGNU projesinin başlangıcında, GNUsistemini tamamlayıp bir bütün olarakyayınlayacağımızı hayal etmiştim. Böyleolmadı.Sistemin her bileşeni, Unix sistemi üzerindegeliştirildiğinden, GNU sisteminintamamlanmasından çok önce herparça Unix sistemi üzerinde ayrı ayrıçalışabiliyordu. Bu programlardan bazılarıpopüler oldu ve kullanıcılar bunlarıgeliştirerek, Unix’in uyumsuz versiyonlarınave bazen de diğer işletim sistemlerineuyarlamaya başladılar.Bu süreç, programları daha güçlendirdive kaynak sağlayıcıların da katkı verenlerinde ilgisini GNU projesine çekti.Ama GNU geliştiricilerinin, eksik bileşenleritek tek yazmak yerine mevcutbileşenleri uyarlamak ve bunlara yeniözellikler eklemek için harcadıkları zaman,asgari düzeyde çalışabilecek birsistemin tamamlanmasını birkaç yılgeciktirdi.GNU Hurd1990 yılına gelindiğinde GNU sistemitamamlanmak üzereydi. Eksik olan tektemel bileşen, çekirdek (kernel) idi. Çekirdeğimizi,Mach üzerinde çalışan sunucuişlemleri şeklinde geliştirmeye kararverdik. Mach, Carnegie Melon ve63Makale: GNU Projesidaha sonra Utah Üniversitesinde geliştirilenbir mikro-çekirdekti. GNU Hurd,Mach üzerinde çalışan bir dizi sunucuişlemi (veya “gnu sürüsü”) idi ve Unixçekirdeğinin yaptığı pek çok işi yapıyordu.Çekirdeği geliştirme çalışmalarınabaşlamamız, Mach’in söz verildiğigibi özgür yazılım haline gelmesini beklememizdendolayı gecikti.Bu tasarımı seçmemizin sebeplerindenbiri, işin en zor tarafı gibi görünen,kaynak seviyeli bir hata ayıklayıcı olmadançekirdek programlarının hata ayıklamasınıyapmaktan kaçınmaktı. İşin bukısmını Mach’te yaptık ve Hurd sunucularınınkullanıcı programları olarakhata ayıklamasını GDB ile yapmayı u-muyorduk. Ama bunu başarmak oldukçazamanımızı aldı ve birbirine mesajgönderen çok işlem-kodlu sunucular,hata ayıklamasını daha zor hale getiriyordu.Hurd’ün düzgün bir biçimde çalışmasınısağlamak yıllar aldı.AlixEn başta GNU çekirdeğinin ismi Hurdolarak düşünülmemişti. Orijinal ismiAlix -o zamanlar sevgilim olan kadınınadı- idi.O, bir Unix Sistem yöneticisi idive isminin Unix isimlendirme tarzınane kadar uyumlu olduğunu belirtti ve


<strong>Pardus</strong>-Linux.Org <strong>eDergi</strong> | Sayı 26 | Aralık '10arkadaşlarına şakadan “birisi ismimiçekirdeğe vermeli” dedi. Bir şey demedim;ama Alix ismini bir çekirdeğe vererek,ona sürpriz yapmak istedim.Bu böyle devam etmedi. Çekirdeğin anageliştiricisi olan Michael Bushnell,(şimdi Thomas) Hurd ismini tercih ettive Alix’i çekirdeğin belli bir kısmınakarşılık gelecek biçimde yeniden tanımladı.Bu kısım, sistem çağrılarını tutupHurd sunucularına mesaj göndererekonları yerine getirecekti.Sonunda Alix ile ayrıldık ve o ismini değiştirdi;bundan bağımsız olarak Hurdtasarımı, C Kütüphanesinin sunucularadoğrudan mesaj gönderebileceği şekildedeğiştirildi ve Alix bileşeni tasarımdançıkarak yok oldu.Ama bu gelişmeler olmadan önce, birarkadaşı Hurd’ün kaynak kodu içindeAlix ismine rastlamış ve bundan ona sözetmişti. İsim işe yaramıştı.Linux ve GNU LinuxGNU Hurd, üretimde kullanmak içinhazır değildi. Neyse ki 1991 yılındabaşka bir çekirdek mevcuttu. Linus Torvalds,Unix uyumlu başka bir çekirdekgeliştirip, “Linux” ismini vermişti. 1992civarında, Linux’u, daha tam olarak bitmemişGNU sistemi ile birleştirince,tamamen özgür olan bir işletim sistemimeydana geldi (tabi bu ikisini birleştirmek,oldukça esaslı bir işti). Bugün,Linux sayesinde GNU sisteminin birversiyonunu çalıştırabilmekteyiz.Biz bu sistem bileşimine, GNU sistemive Linux çekirdeğinin bileşimini vurgulamakiçin GNU/Linux diyoruz.Gelecekteki ZorluklarGeniş bir yelpazeye yayılan özgür yazılımlarıoluşturmadaki yeteneğimizi kanıtladık.Bu, yenilmez ve durdurulmazolduğumuz anlamına gelmez. Pek çokzorluk, özgür yazılımın geleceğini belirsizleştirmektedir.Bunlarla başa çıkmak,belki de yıllarca sürecek azimli biruğraş ve sabır gerektirecektir. İnsanlarınözgürlüklerine değer verdiklerindeve onu kimsenin almasına izin vermediklerizaman gösterdikleri bir çeşit kararlılıklazım olacaktır.Bundan sonraki dört kesimde bu zorluklartartışılacaktır.64Gizli DonanımlarMakale: GNU ProjesiDonanım üreticileri, donanım ayrıntılarınıgizlemeye gitgide daha çok meyletmektedirler.Bu da Linux ve XFree86’nın (4) yeni donanımları destekleyebilmesiiçin sürücülerin yazılmasını zorlaştırmaktadır.Şimdi tamamen özgürsistemlerimiz var; ama geleceğin bilgisayarlarınıdestekleyemediğimiz taktirdeonları elimizde tutamayacağız.Bu sorun ile başa çıkmanın iki yolu vardır.Programcılar, donanımları nasıldestekleyeceklerini bulmak için tersmühendislikyapabilir. Geriye kalanlarımızise özgür yazılımlar tarafından desteklenendonanımları tercih edebilir.Sayımız arttıkça, donanımların gizliliği,kendi kendini mağlup eden bir politikahaline gelecektir.Ters mühendislik zor bir iştir; bu işinüstesinden gelmeye yetecek kadar kararlıprogramcılarımız olacak mı? Özgüryazılımın bir prensip meselesi olduğuve özgür olmayan sürücülere hoşgörügösterilemeyeceği konusunda güçlübir kamuoyu yaratabilirsek, buna cevabımız“evet” olacaktır. Büyük kısmımızözgür sürücüleri kullanabilmek için fazladanpara ve zaman harcayacak mıdır?Özgürlüğe kavuşma kararlığımız yaygınlaşırsa,buna cevabımız “evet” olacaktır.


<strong>Pardus</strong>-Linux.Org <strong>eDergi</strong> | Sayı 26 | Aralık '10Özgür Olmayan KütüphanelerÖzgür bir işletim sistemi üzerinde çalışanözgür olmayan bir kütüphane, özgüryazılım geliştiricileri için bir tuzakişlevi görür. Kütüphanenin çekici özellikleriyemdir; kütüphaneyi kullanırsanıztuzağa düşersiniz; çünkü yazılımınız,özgür bir işletim sisteminin parçasıolamaz (açık konuşacak olursak, programınızısisteme dahil edebiliriz ama okütüphane olmadan çalışmaz). Daha dakötüsü, sahipli bir kütüphane kullananbir program popüler olursa, diğer masumprogramcıları da tuzağa çekebilir.Bu sorunun ilk örneği, 1980′li yıllardakiMotif (5) araç takımı (toolkit-Ç.N) idi.Henüz ortalıkta özgür işletim sistemiyoksa da, sonradan onlar için yaratabileceğisorun barizdi. GNU projesi bunaiki şekilde tepki verdi: Özgür yazılımprojelerine, Motif’e destek olduklarıkadar, özgür X araç takımı programcıklarınada destek olmalarını söyleyerekve programcılara, Motif’in yerini alabilecekbir program yazmalarını söyleyerek.Bu işin tamamlanması yıllar aldı;Hungry Programmers adlı programcıgrubu tarafından geliştirilen LessTif’in,çoğu Motif uygulamalarını destekleyecekkadar güçlü hale gelebilmesi ancak1997 yılında mümkün oldu.1996 ve 1998 yılları arasında KDEmasaüstü adlı önemli bir özgür yazılımderlemesinde Qt adı verilen, özgür olmayanGrafik Kullanıcı Arabirimi (GUI)araç takımı kütüphanesi kullanıldı.Özgür GNU/Linux sistemleri, KDE’yikullanamıyordu; çünkü kütüphaneyikullanamıyorduk. Ama özgür yazılımasadık kalmak konusunda kararsız olanbazı ticari GNU/Linux dağıtıcıları, yetenekleriyüksek fakat özgürlüğü az olanbir sistem sistem yaratarak KDE’yi sistemlerineeklediler. KDE grubu, insanlarınQt kullanmasını etkin bir biçimdeteşvik ediyordu ve milyonlarca yeniLinux kullanıcısının aklına bunun sorunolabileceği gelmedi. Durum vahim gibigözüküyordu.Özgür yazılım topluğu bu soruna iki şekildetepki verdi: GNOME ve HarmonyGNOME (Gnu Ağ Nesne Modeli ÇevreOrtamı) GNU’nun masaüstü projesi idi.1997 yılında Miguel Icaza tarafındanbaşlatılan ve Red Hat Software’in desteğiile geliştirilen GNOME, benzer birmasaüstü imkanlarını, yalnızca özgüryazılımları kullanarak sağlamak üzereyola koyulmuştu. C++ dışında, pek çokprogramlama dilini desteklemek gibiteknik avantajları da vardı. Ama ana a-macı özgürlüktü: Özgür olmayan hiçbiryazılımı kullanmamak.65Makale: GNU ProjesiUyumlanabilir bir kütüphane olan Harmony,KDE yazılımlarını Qt’yi kullanmadançalıştırmak üzere tasarlanmıştı.1998 Kasım’ında Qt geliştiricileri, Qt’yiözgür yazılım yapacak bir lisans değişikliğinegittiklerini duyurdular. Tabi kibunun tam nedenini bilmenin imkanıyok; ama sanırım bu, topluluğun Qt’ninözgür yazılım olmamasından kaynaklanansoruna kesin tepki vermesi sayesindeolmuştu (yeni lisans sakıncalı veinsafsız olduğundan dolayı hâlâ Qt kullanmaktankaçınmakta fayda vardır (6).Bir sonraki cazibeli ama özgür olmayankütüphaneye tepkimiz ne olacak? Tümtoplum tuzaktan uzak durmanın gereğinianlayacak mı? Ya da bir çoğumuzkonfor uğruna özgürlükten vazgeçipciddi bir problem mi yaratacak? Geleceğimizfelsefemize bağlıdır.Yazılım PatentleriKarşılaştığımız en kötü tehdit; algoritmave özelliklerin kullanımını 20 yılakadar erteleyebilecek olan yazılım patentlerindengelmektedir. LZW sıkıştırmaalgoritmaları, 1983 yılında uygulanmayabaşlandı ve biz halen düzgün sıkıştırılmışGIF dosyaları oluşturabileceközgür yazılımlar üretemiyoruz.1998 yılında MP3 yapımına yarayan


<strong>Pardus</strong>-Linux.Org <strong>eDergi</strong> | Sayı 26 | Aralık '10özgür bir program, patent davası yüzündendağıtımdan kaldırıldı .Patentlerle başa çıkmanın yolları vardır:patentin geçersiz olduğuna dair kanıtlarve o işi yapmak için alternatifyollar arayabiliriz. Ama iki yöntem debazen işe yarar; ikisi de işe yaramadığındapatent, tüm özgür yazılımları kullanıcılarınkullanmak istediği bir özelliktenmahrum kalmaya zorlayabilir.Böyle olursa ne yaparız?İçimizden özgürlük aşkına özgür yazılımadeğer verenler, her halûkarda özgüryazılımın yanında yer alacaktır. Patentliözellikler olmadan işimizi yapmayı başaracağız.Ama özgür yazılımın teknikolarak üstün olmasını bekleyenler, patentlerinbir özelliğin kullanılmasını engellemesidurumunda buna “başarısızlık”diyeceklerdir. Bu yüzden, “katedral”(7)modeli yazılım geliştirmeninpratik etkinliğinden ve bazı özgür yazılımlarıngüvenilirliğinden ve gücündenbahsetmek faydalı olsa da burada durmalıyız.Özgürlükten ve prensiplerdenbahsetmeliyiz.Özgür BelgelendirmeÖzgür işletim sistemlerimizdeki en büyükeksiklik yazılımdan kaynaklanmaz.Eksiklik, sistemlerimizin içerebileceğiiyi özgür yazılım el kitaplarının olmamasıdır.Belgelendirme, herhangi biryazılım paketinin en temel kısmıdır;önemli bir özgür yazılım, iyi bir özgürel kitabı ile gelmiyorsa bu büyük bireksiktir. Bugün bir sürü eksiğimiz var.Özgür belgelendirme, tıpkı özgür yazılımgibi, fiyatla değil özgürlük ile alakalıdır.Özgür bir el kitabında aranacakölçütler, özgür yazılımda aranacaklarınhemen hemen aynısıdır: Bütün kullanıcılarakesin bir özgürlük sağlama meselesi.Programın her kopyasında el kitabınınbulunabilmesi için, kağıt üzerindeveya çevrimiçi dağıtıma (ticari satış dahil)müsaade edilmelidir.Değiştirme izni de çok önemlidir. İnsanlarınher tür makale ve kitabı değiştirmeiznine sahip olması gerektiğini sanmıyorum.Örneğin; sizlerin ve benimeylem ve görüşlerimizi belirten bu vebunun gibi makalelerin değiştirilmesineizin vermek zorunda olduğumuzu sanmıyorum.66Fakat değiştirme özgürlüğünün, özgüryazılımın belgelendirmesi için bu kadarönemli olmasının özel bir nedeni vardır.İnsanlar, yazılımı değiştirme haklarınıkullanıp o yazılımın özelliklerinden bazılarınıçıkardıklarda veya bazı özelliklerieklediklerinde, özenli iseler, el kita-Makale: GNU Projesibını da değiştireceklerdir. Böylece değiştirilmişprogram ile ilgili doğru vekullanılabilir bilgi sunabilirler. El kitabı,programcıların özenli olmasını sağlamazve işi bitirmek toplumumuzunihtiyaçlarını karşılamaz.Değişikliklerin nasıl yapılacağı ile ilgilibazı sınırlar koymak, çok büyük sorunyaratmaz. Örneğin; asıl yazarın telifhakkı uyarısının, dağıtım şartlarının,yazarların listesinin muhafaza edilmesisorun yaratmaz. Değiştirilmiş versiyonlarındeğiştirildiğine dair not eklenmesi,hatta teknik içerikli olmadıkları sürecedeğiştirilemeyecek veya silinemeyecekbölümlerin olması da sorun değildir.Bu türlü kısıtlamalar, sorun yaratmaz;çünkü el kitabını, değiştirilmişprograma uygun hale getirmekten ö-zenli bir programcıyı alıkoymazlar. Başkabir deyişle özgür yazılım topluluğununel kitabından tam olarak yararlanmasınıengellemezler.Ama, el kitabının “teknik” içeriğinin değiştirilmesi,daha sonra bilinen tüm ortamve kanallardan dağıtılabilmesimümkün olmalıdır. Aksi taktirde kısıtlamalartopluma mani olur, el kitabı özgürolmaz ve başka bir el kitabına ihtiyaçduyarız.Özgür yazılım geliştiricileri, geniş kap-


<strong>Pardus</strong>-Linux.Org <strong>eDergi</strong> | Sayı 26 | Aralık '10samlı el kitapları hazırlayacak bilinceve kararlılığa sahip olacak mıdır? Geleceğimiz,bir kere daha, felsefemizebağlıdır.Özgürlükten BahsetmeliyizTahminlere göre bugün, Debian GNU/Linux ve Red Hat GNU/Linux gibi GNU/Linux sistemlerinin on milyon kullanıcısıvardır. Özgür yazılım öylesine pratikavantajlar geliştirmiştir ki kullanıcılarsadece pratik nedenlerden dolayı a-kın etmektedir.Bunun iyi sonuçları barizdir: özgür yazılımgeliştirmek konusuna artan ilgi,özgür yazılım iş dünyası için daha fazlamüşteri ve şirketleri sahipli yazılım ü-rünleri üretmek yerine özgür yazılımüretmeye teşvik etmek için daha fazlagüç.Ama yazılıma olan ilgi, temelinde yatanfelsefe hakkındaki bilinçten daha hızlıbüyümektedir ve bu sorun yaratır. Yukarıdasaydığımız zorluklara ve tehditlerekarşı koyma yetimiz, özgürlüktentaviz vermeme azmimize bağlıdır. Toplumunbu azme sahip olduğundan eminolabilmek için, topluluğumuza yeni katılankullanıcılara bu fikirleri yaymalıyız.Ama bunu yapmayı beceremiyoruz: Yenikullanıcıları topluluğumuza çekmekiçin gösterdiğimiz çabalar, onlara topluluğumuzunüyesi olmanın kurallarınıöğretmek için harcadığımız çabaları katkat aşıyor. İkisini de yapmaya ve ikiçabayı dengelemeye muhtacız.“Açık Kaynak”1998 yılında topluluğumuzun bir kısmı,“özgür yazılım” kelimesini kullanmayıbırakıp bunun yerine “açık kaynak” demeyebaşlayınca, yeni kullanıcılara özgürlükleilgili şeyler öğretmek zorlaştı.Bu kelimeyi tercih edenlerin bazısının“free”(özgür) ve “gratis”(bedava) kelimeleriarasındaki anlam kargaşasındankaçınmak gibi geçerli nedenleri vardı.Diğerleri ise özgür yazılım hareketi veGNU projesini harekete geçiren ilkeninruhundan kendilerini ayırmak ve bununyerine yetkililerin ve ticari kullanıcılarınilgisini çekmeyi amaçlamıştı. Çoğunluğukârı özgürlüğün, toplumun veilkelerin üstünde gören bir ideolojiyesahipti. Bu yüzden “açık kaynak” ın diliyüksek kaliteli, güçlü yazılım yapmayaodaklanmıştır ama özgürlük, toplum veilke gibi fikirlerden kaçınır.67“Linux” dergileri bunun açık örneğidir.GNU/Linux’ta çalışan sahipli yazı-Makale: GNU Projesilımların reklâmları ile doludurlar. YeniMotif’ler ve Qt’ler ortaya çıktığında, budergiler, kullanıcılara bunlardan kaçınmalarınımı söyleyecektir; yoksa bunlarınreklamlarını mı yayımlayacaktır?İş dünyasının desteği, topluma çeşitliyönlerden katkı sağlayabilir, aynı zamandafaydalıdır. Özgürlük ve ilkelerdendaha az söz ederek onların desteğinikazanmak korkunçtur; yoksullarlakentliler arasındaki eğitim uçurumunudaha da derinleştirir.“Özgür Yazılım” ve “Açık Kaynak”, üçaşağı beş yukarı aynı yazılım kategorisinitanımlar, ama yazılım ve değerlerile ilgili farklı şeyler söylerler. GNUProjesi, sadece teknolojinin değil deözgürlüğün de önemli olduğunu ifadeetmek için, “özgür yazılım” teriminikullanmaya devam etmektedir.Dene!Yoda’nın felsefesi (“Deneme yoktur”)kulağa hoş gelse bile bana göre değil.İşimin büyük kısmını, işi yapabilecekmiyim diye endişelenerek, yaptığımdaamacıma ulaşmama yetip yetmeyeceğindenemin olmadan yaptım. Ama yinede denedim, çünkü şehrim ile düşmanımarasında benden başka kimse yok-


<strong>Pardus</strong>-Linux.Org <strong>eDergi</strong> | Sayı 26 | Aralık '10tu. Bazen, kendimi bile şaşırtarak başarılıoldum.Bazen başaramadım ve şehirlerimdenbazıları düştü. Hemen tehdit altında o-lan başka bir şehir buldum ve savaşahazırlandım. Zaman içerisinde tehditleribulup, diğer hackerlara bana katılmalarıiçin çağrı yaparak, kendimi şehrimesiper etmeyi öğrendim.Bu günlerde yalnız değilim. Saf tutmayauğraşan bir hacker birliği gördüğümde,bu şehrin şimdilik ayakta kalacağınıanlıyorum, ferahlık ve haz duyuyorum.Ama tehlikeler yıldan yıla büyüyorve şimdi de Microsoft, topluluğumuzuaçıktan açığa hedef alıyor. Özgürlüğümüzüngeleceği garanti altında değil.Garanti altında olduğuna inanmayın!Özgürlüğünüzü korumak istiyorsanızonu savunmak için hazırlıklı olmalısınız.*Aslı, Açık Kaynaklar: Açık Kaynak DevrimindenSesler;(O’Reilly, 1 999)’de yayınlanmıştırBu makale “Özgür Yazılım Özgür Toplum :Richard M. Stallman’dan Seçme Makaleler”kitabında yer alır.(Boston:GNU Press, 2004)ISBN 1 -821 1 4-99-X, www.gnupress.<strong>org</strong>Bu uyarının konulması kaydıyla makaleninherhangi bir ortamda eksiksiz ve tam olarakkopyalanması ve dağıtımı serbesttir.(1 )Hack gibi çeşitlilik arz eden bir kavram hakkındabir tanım yapmak zor olsa da bence bueylemlerin ortak noktası şakacılık, zekilik vekeşiftir. Öyleyse «hack etmek» demek; mümkünolanın sınırlarını şakacı bir zeka ile keşfetmektir.Şakacı zekayı sergileyen eylemlerin «hackdeğeri» vardır. Yanlış anlaşılmayı düzeltmekiçin hack etme ile güvenlik ihlali arasına birayrım koyarak-güvenlik ihlali için «crack etme»(kırma-Ç.N.) terimini kullanarak bize yardımcıolabilirsiniz. Bunu yapan kişiler «cracker»lardır.Bazıları aynı zamanda hacker olabilir, tıpkısatranç oyuncusu veya golfçü olabileceklerigibi. Ama çoğunluğunun hackerlık ile alakasıyoktur.(“Hack Üzerine”RMS;2002)(2)GNU Readline kütüphanesi, kullanıcılarınyazılan komut satırlarını düzenlemesini sağlayanprogramların kullanması için bir dizi işlevsunar.(3)Lempel-Ziv-Welch algoritması verilerin sıkıştırılmasıiçin kullanılır.(4)Xfree86, ekran donanımınıza(fare, klavye,vs.) arayüz oluşturan bir masaüstü ortamı sağlar.Değişik platformlar üzerinde çalışabilir.(5)Motif, X pencereleri üzerinde çalışan birarayüz ve pencere yöneticisi idi.(6)2000 yılı Ekim ayında Qt’nin GNU GPL68Makale: GNU Projesilisansı altında yayınlanması sorunu kökten çözdü.(7)Muhtemelen “ ‘pazar’ modeli yazılım geliştirmenin”demek istemiştim, alternatif olmasınarağmen o zamanlar yeni ve tartışmalıydı.


<strong>Pardus</strong>-Linux.Org <strong>eDergi</strong> | Sayı 26 | Aralık '10MakaleÖzgür Ilgın (ozgurilgin@pardus-linux.<strong>org</strong>)Nereye Gidiyoruz?Yalnızca 5 yıldır GNU/Linux ile uğraşmamarağmen şunu söylemek hiç deyanlış olmayacak: Kısa GNU/Linux hayatımboyunca geçtiğimiz 2 aya benzeryoğunlukta bir 2 ay daha geçirmedim.Abartmayayım ama Özgür Yazılım dünyasındailk defa böyle bir hareketlilikgörüyorum. Gündem öyle hızlı değişipgelişiyor ki internetten bir kaç gün u-zak kaldığımda bir veya bir kaç önemligelişmeyi kaçırdığım oluyor. GNU/Linux’tanönce gelişmeleri aylık PC-Windowsdergilerinden takip eden biri içinoldukça hızlı bir trafik! Bu akıntı ÖzgürYazılımı nereye götürecek, tabi ki bunuşimdiden bilmek zor ama bir kaç öngörüdebulunmak müneccimlik olmaz herhalde.Buyrun göz atalım:1. Standartlaşma KapıdaGNU/Linux’un yaygınlaşamamasının enönemli sebeplerinden biri de farklı masaüstüyöneticileri yüzünden uygulamalararasında bir birlik sağlanamaması.GNOME ve KDE‘nin temelinde bulunanGTK ve Qt gibi uygulamalara sıkı sıkıyabağlı olan uygulamalarla ortak yazılımhavuzu oluşturmak oldukça zor. Tabiiki, buna ille de olumsuz bir anlam yüklemekniyetinde değilim çünkü özgürlükve standart (ölçün) birbirinin alanınıkısıtlayan şeyler ve ben her zamankantarın topuzunu birazcık özgürlüktarafına kaçırmaktan yanayım.İşte bunu çok iyi analiz eden Canonicaliki önemli adım attı. Birincisi Ubuntuüzerinde öntanımlı olarak gelenGNOME kabuğunu bırakıp GNOME ü-zerinde çalışan bir başka kabuk olanUnity’ye geçmeye karar verdi. Unity,Ubuntu’nun Netbook sürümü için kullandığımasaüstü kabuğu ve bundansonra hem Netbook hem de masaüstüsürümlerinde tek masaüstü kabuğu o-69Makale: Nereye Gidiyoruz?larak kullanılacak. İkinci adım ise gerçektenşaşırtıcı ve daha köktenci oldu:Ubuntu emektar X Görüntü sunucusunu(X.<strong>org</strong>) bırakıp onun 2008 yılındageliştirilmeye başlanan Wayland GörüntüYöneticisini kullanmaya karar verdi.Canonical bunu başarabilirse seksenliyılların ortasından beri tüm Unix benzerisistemler için standart haline gelenX’in yerini, OpenGL tabanlı daha hızlıbir kullanıcı deneyimi sağlayacak olanWayland alacak. Her iki adımın başarılıolabilmesi için aşılması gereken çokciddi engeller var. Ama Canonical veMark Shuttleworth kafasındakileri gerçekleştirebilirsemasaüstü ortamı önümüzdeki5 yıl içinde belli bir standartlaşmayadoğru yol almaya başlayacak.Zira, Red Hat’in topluluk dağıtımı olanFedora Wayland’e geçme niyetini dahaşimdiden kamuoyuna duyurdu.2. Stallman’ın Uyarıları: “Kehanetdeğil, deneyim”Geçtiğimiz ayların iki önemli gelişmesindenbiri Oracle’ın The DocumentFoundation (TDF) üyelerini Open-Office.<strong>org</strong>(OOo) kurulundan ayrılmayadavet etmesi idi. Davet büyük tepki yarattıve bir grup geliştiricinin OOo’danayrılıp LibreOffice (LO) saflarına geçmesineneden oldu. <strong>Pardus</strong>, Fedora,


<strong>Pardus</strong>-Linux.Org <strong>eDergi</strong> | Sayı 26 | Aralık '10OpenSUSE ve Ubuntu ise gelecek sürümlerindeLO’yu ön tanımlı ofis uygulamasıolarak sunmaya karar verdi;ArchLinux depolarında ise şu andaLibreOffice beta haliyle kurulabilir durumda.İlginç olan şu ki Oracle karşıtıcephe OSI’nin “Açık Kaynak” kavramınısavunanlar ile FSF’nin “Özgür Yazılım”taraftarlarını, yani “düşman kardeşleri”bir araya getirmişti. Her ne kadar bazılarıbu olayı “Google, GNU/Linux camiasınıdüşmanı Oracle’ın üstüne saldırtıyor”gibi acul ve sığ analizlerle açıklamayaçalışsa da gerçek şuydu: Özgürve Açık Kaynak Kodlu Yazılım camiası,kendine yönelen tehdit karşısında yekvücutoldu. Özgürlük tehlikeye düşünceverimlilik, esneklik ve kalite gibi kavramlarınhiçbir anlamının kalmadığı görüldü.Bir diğer önemli gelişme ise daha yakınbir tarihte gerçekleşti. Novell firması2.2 milyar Dolar’a Attachmate adlı firmayasatıldı. Usta yazar Steven j. Vaughan-Nichols’agöre Attachmate’in 2.2milyar Dolar gibi ciddi bir parayı bulmasıimkansız ve bu işin perde arkasındaMicrosoft var. Daha da ilginci,Novell’ın elinde bulundurduğu patentlerin450 milyon Dolar’a CPTN HoldingsLLC adlı konsorsiyuma satılması.Konsorsiyumun üyelerinden biri; sıkıdurun; Microsoft! Her ne kadar SCOaçtığı bitmez tükenmez davalar ile aksiniiddia etse de UNIX’in patenti halenNovell’ın elinde ve Novell’ın Unix’tenLinux’a aktardığı bazı kodlar Microsoftdestekli bir konsorsiyumun malı oluncaÖzgür Yazılım dünyasının köşeye sıkışmaolasılığı gündeme geliyor. Tartışmalararağmen ısrarla GNOME’a dahil e-dilmeye çalışılan Mono platformunundurumu ise muallakta. GNOME, Mono’nun lisansının Attachmate’e geçeceğiniiddia etse de bu platformun sahip olduğuçift patent baş ağrıtma potansiyelinesahip bir başka ayrıntı.Yani sözün özü şu: Sakallı, aksi ve ihtiyarhackerın biri bizi uyarmak için tepinirkenbiz sözde “özgür” yazılımlarımızatartışmalı lisanslara sahip uygulamalarıdahil ederek “Kaliteli Yazılım”peşinde koşuyorduk. Koca koca şirketlerinÖzgür Yazılımı kara kaşı kara gözüiçin daha da iyiye götüreceğine inanıyorduk.Stallman bize demez mi ki “Bütünyaz şarkı söyledin şimdi de oyna”diye?. Bütün bunların ders olmasını ummaktanbaşka bir şey gelmiyor elimizden.3. İyi Google ve İyi Canonical “Kötükedi Apple olur mu?”Google bir zamanlar, bilenin bildiği hızlı70Makale: Nereye Gidiyoruz?bir arama motoru idi. Öyle bir gelişmestratejisi izledi ki kendi adını internetile özdeş hale getirmeyi başardı. Bunuda ücretsiz hizmetlerle, reklam yapmadanmemnun kullanıcıların fısıltı gazetesisayesinde yaptı. Pahalı dev sunucularkurmak yerine kullanılmış bilgisayarlardanoluşmuş kümeler kurarakaltyapısını oluşturdu. GNU/Linux kullanmaktançekinmedi. Özgür ve AçıkKaynak Kodlu Yazılım camiasına yakınolmaya çalıştı ve bildiğim kadarı ile*.flv dosya biçimi hakkında RichardStallman ile girilen polemik dışında camiayıincitmemeye çalıştı. Üniversitekütüphanelerindeki kitapları, gazetelerielektronik ortama aktarmak gibi dahabirçok sosyal projelere de el attı. Şuanda ciddi bir ekonomik güç haline gelenGoogle faaliyetlerini taşınabilir e-lektronik cihazlar konusunda yoğunlaştırıyor.Cep telefonu ve taşınabilir internetcihazlarında (kısacası akıllı aletler)kullanılan Android’in yanı sıra Netbooklariçin Chrome ağ tarayıcısı tabanlıGNU/Linux işletim sistemiChromeOS’u piyasaya sürmek üzereler.Şimdilerde, Özgür Yazılım dünyasınazüccaciye dükkanına dalan fil gibigiriş yapan Oracle’ın açtığı Androiddavası ile uğraşıyorlar.Canonical ise bir başka başarı hikayesi.Tabii ki bu daha sınırlı bir başarıyı ifa-


<strong>Pardus</strong>-Linux.Org <strong>eDergi</strong> | Sayı 26 | Aralık '10de etse de Özgür Yazılım ve GNU/Linux dünyasında meydana getirdiğideğişiklikler oldukça kayda değer.; hattaakan ırmağın yatağını değiştirdi bilediyebiliriz. 2004 yılında Debian tabanlıGNU/Linux dağıtımı olan Ubuntu ilegörücüye çıkan şirket, grafik kullanıcıarayüzü ve kullanım kolaylığı konusundayaptığı yeniliklerle ismini GNU/Linux ile eşdeğer hale getirmeyi başardı.Öyle ki, GNU/Linux kullanım oranlarınısürekli takip eden birisi olarakUbuntu’nun yeni sürümlerinin çıktığıaylarda kullanım oranlarının arttığınaşahit oldum. Mark Shuttleworth, birbilgisayar kurdundan ziyade vizyonuolan, ne yapacağını bilen, hırslı ve kitleleripeşinden sürükleyecek karizmayasahip başarılı bir lider portresi çiziyor.Daha 2008 ylında “Biz 2001 modelWindows XP’yi taklit etmeyeceğiz. Bizimmasaüstündeki rakibimiz Apple’dır” diyerek hedefini ortaya koydu. Görselanlamdaki yeniliklerin yanı sıra U-buntu One ile çevrimiçi depolama vehatta alışveriş özellikleri Ubuntu’ya eklendi.Bugünlerde ise 1. maddede bahsettiğimizgelişmelerle Ubuntu’nunGNU/Linux dünyasında standartlaşmayadoğru gittiği ve bu girişimin deGNU/Linux camiasında önemli bir destekbulacağı görülüyor. GNOME kabuğunuve X’i bırakmayı planlayan Ubuntuönümüzdeki günlerde ne gibi yeniliklereimza atacak, merak içindeyimdoğrusu. Mesela Debian tabanı mı terkedilecek, yoksa APT paket yöneticisi mibırakılacak bilmiyorum. Ayrıca Canonical’ındokunmatik ekranlı ARM işlemciliinternet tabletleri üzerinde çalıştığı veyakında bu pazara gireceği de sır değil.Yani Ubuntu sürekli değişiklik peşinde.Değişime uymak değil değişimi kendiyaratmak istiyor ve şurası açık ki onlardeğiştikçe pazar da onlarla birlikte değişiyor.Hikayeler böyle. Peki, bu iki başarılı örnekbir gün gelir de Özgür Yazılım dünyasınazarar verebilir mi? Şimdiye kadarbirlikte yürüdükleri kişilere sırtınıdönüp birer Apple, Microsoft veya O-racle olur mu? Bilemiyoruz. İkisinin defelsefesi “Özgür Yazılım Dünyası ile iyigeçin, ücretsiz hizmet ver” ÖrneğinGoogle günün birinde Özgür Yazılımdünyasını hedef almaya başlarsa bedavahizmetlerden faydalanan ve ÖzgürYazılım ile alakası olmayan milyarlarcainsanın umurunda olur mu, orası şüpheli.Aynı şey Ubuntu için de geçerli.Netice itibarı ile bedava hizmet ile özgürlükfarklı şeyler. Bu iki şirket gününbirinde Özgür Yazılım camiasını hedefalmaya başlayabilir, böyle bir ihtimalher zaman söz konusu olabilir ama ozaman Google da Canonical da şimdibulundukları konum ve güçten çok şey71Makale: Nereye Gidiyoruz?kaybeder, hızla tırmandıkları basamaklarıgerisin geriye inmeye başlar.4. Gündemden Düşen MicrosoftBir açık kaynaklı Özgür Yazılım destekçisiolarak hiç bir zaman çiğ Microsoftdüşmanlığı yapmaya çalışmadım. SteveBallmer gibi palyaçolar da “Linux kanserdir”gibi şaklabanlıklara girişmediğisürece tepki vermekten yana olmadım.Akrep ve kurbağa hikayesindeki mantığahep inanırım. Akrep akreptir: senisokmasını istemiyorsan sırtına bindiripdereden karşıya geçirmeyeceksin. Onlarınişi sahipli yazılım üretmek. Bizimişimiz Özgür Yazılım üretmek ve/veyakullanmak, bilginin özgürlüğünden yanaolmak. Bu yüzden amacı ve yöntemleribelli olan bir şirkete karşı milyonlarcadefa söylenmiş sözleri söyleme a-culluğuna düşmekten hep kaçındım.Bahsetmek istediğim şey başka. Microsoft’undurumunu kapitalist piyasanınbakış açısını kullanarak analiz etmeyeçalışacağım. Şu günlerde bilişim dünyasındaMicrosoft’un adının ne kadaraz anıldığına ve anıldığında hep başarısızlıklarlaberaber anıldığına dikkatettiniz mi? Anti-tröst davasını kaybettiktensonra Sun ve Novell gibi şirketlerlearayı iyi tutmaya bakan, kullanıcılarayönelik tavrında hiç bir değişiklik


<strong>Pardus</strong>-Linux.Org <strong>eDergi</strong> | Sayı 26 | Aralık '10yapmayı düşünmeyen Microsoft, “uygun”fiyat politikaları ile Windows’udünyanın en yaygın korsan yazılımı halinegetirmeyi başardı. Bazı araştırmalaragöre dünya üzerinde kullanılanWindows’ların yaklaşık %70’i lisanssız.XP’den sonra çıkan ve masaüstündedevrim yapacağı söylenen Vista kısasürede kullanıcılara “illallah” derdirttive Microsoft, Vista’nın hatalarını düzeltmekiçin Windows 7’yi çıkarmak zorundakaldı. Pazar payı araştırmalarınagöre kullanıcıların %60’ı hala XP kullanmayadevam ederken Windows 7’ninkullanım oranı Vista’yı daha yeni geçmişdurumda. Ağ tarayıcısı InternetExplorer, Chrome ve Firefox karşısındakan kaybetmeye devam ederken kullanımoranı bazı kaynaklara göre %60’ınbazılarına göre de %50’nin altına düştü.Arama motoru Bing, Google’ın küsüratıetmeyecek kullanım oranına sahip.Bu haliyle Microsoft, içini kurtlarınoyup bitirdiği dev ama kof bir ağacabenziyor ve üstünlüğünü yalnızca insanlarıntembelliği ve alışkanlığı sayesindesürdürmeye çalışıyor. Artık bilişimdünyasına heyecan verici yeni teknolojilersunamıyor. “GNU/Linux pekyakın bir zamanda masaüstünde liderolacak” falan gibi desteksiz bir iddia ortayaatmayacağım ama şunu iddia ediyorumki birisi cesaret edip Microsoftağacına balta salladığında bu ağacın i-çinin boş olduğunu anlayacak ve Microsofto andan itibaren üstünlüğünü hızlaMakale: Nereye Gidiyoruz?kaybedecek. Jönler ile yardımcı oyuncularyer değiştirecek.5. Bundan sonra ne olacak?Burada başlayan yolculuk nereye varır,bundan sonra neler olur kimse bilemez.Ama roller değişip yeni oyuncular yerlerinialana kadar gelişmelerin oldukçahızlı bir biçimde süreceğini söylemekyanlış olmaz. Özgür Yazılım ve GNU/Linux’un başrolü alması küçük bir ihtimalama değişimlerin GNU/Linux’unelini güçlendireceği de kesin. Adımlarımızısağlam atma, tuzaklara karşı uyanıkolma ve fırsatları çok iyi analiz ediponlardan faydalanma zamanıdır.72


Fadike'nin Not Defteri85. Windows'un standardı, "*.exe" dosyaları ve virüsleri;GNU/Linux dağıtımlarının standardı, evrensel olmaları vevirüssüz yaşam alanı sunmaları.86. Günümüz çevirimiçi olma günü;hatta bir gün belirleyelim, (kim bilirbelki de vardır) “dünya çevrimiçiolma günü” ilan edelim. Yaşça büyüklerdeğil de, zamane gençleriiçin sosyal ağın her türlüsü vazgeçilmezbir unsur. Filmini dahi yaptılar, daha ne olsun? Ancakunutulmaması gereken gerçek şu ki; insanın dar günündeyanında olacak olan, sosyal ağlardaki sanal yaşamlardeğil, gerçekliktir.87. Bir efsane daha zamanın ruhuna yenildi: Sony, artıkWalkman üretimini durdurduğunu açıkladı. 30 yıllık yaşamıboyunca 220 milyon adet satan Sony Walkman'in yaşamınınbitmesinde, artık müzik dinleme alışkanlığının taşınabilirsayısal müzik çalarlarca değiştirilmiş olması önemlietken. Bakalım, ufukta DVD oynatıcılar var gibi görünüyor.Soru: Bilgisayarlara ne zaman sıra gelecek? Yanıt:Sanırım beyin ve sinir sinyallerimizle nesnelere, olaylarahükmedeceğimiz zaman!88. GNU/Linux dağıtımlarındaki tek evrensellik, özgür olmaları.Bir uygulama anında tüm dağıtımlarda gerek resmen,gerekse kullanıcılarca anında paketleniyor ve kullanımasunuluyor. Bunun kapalı kaynak kodlu işletim sistemlerive yazılımlarda firmanın insafına kaldığını bilmeyenimizyok gibi.89. Özgür Yazılım kullanıcılarının sosyalağı Tuxweet (ah, keşke ismindekiharflerin tümü Türkçe olsaydı!) ortayaçıkalı ne çok kendi dağıtımını hazırlamaya,kendi projelerini geliştirmeye çalışan cesur arkadaşlarınolduğunun farkına vardık. Hepsine destek olmalı.90. Kapitalist sistemde bir kural olan serbest rekabet, yalnızcakitaplarda yazılıdır. Aslında tüm firmalar, alanındatekelleşmek ve piyasayı tek dağıtıcı, tek üretici, tek hizmetsunucu konumuna getirmek isterler. Asla görülmezdenilen monopol, oligopol, düopol gibi piyasalar vardır;73


Fadike'nin Not Defteriama gizli ajandalarda. Örnek mi? Yıldızı,zeki ataklar ve girişimlerle yükselen birfirmanın önü, gücü olan bir başka firmacane yapılırsa yapılsın kesilemiyorsa, yapılacakbir şey kalır: satın almak! Sadece bubiçimde satın alınan firmanın hem fikirlerine,hem nitelikli iş gücüne, hem ürün vehizmetlerine, yarattığı katma değer ve yenilikleresahip olunur. Örneğin; savaşlarda yazılı olmayanbir kural da, sanayi kentlerinin, tarihi eserlerin, fabrikalarınbombalanmaması, yakılıp, yıkılıp, yok edilmemesidir.Çünkü kazanan taraf, buralarla savaş zararını çıkartacaktır;ganimete zarar verilmez! Bu yüzden satın almak, diğerfirmayı yok etmekten her zaman iyidir.91. Neden mi bu denli uzun bir analiz? ORACLE ve SunMicrosystems dememiz yeterlidir sanırım. ORACLE baktıki, Sun Microsystems ile baş edemeyecek, satın alma yolunagitti. Peki, Sun Microsystems bunca bilinirlik, markadeğeri, fikir, ürün ve hizmet elinde mevcut iken, nedenkendisini sattı? Bu, ayrı bir stratejik yönetim kararı olarakincelenebilir; ama elde, yöneticilerin karar mekanizmalarınıgösterir veri henüz yok. Belki de sunulan paraya tavoldular; kim bilir?92. Ubuntu'nun bu denli gelişmesi, kullanıcılar arasındayaygınlaşması, yönlendirici davranması, umarım, SunMicrosystems gibi kötü bir sonla bitmez: satın alınmak!93. Şimdilik hepimizin yüreğinin,LibreOffice'den yanaatması gerek değil, şart!Çünkü ORACLE firmasının OpenOffice.<strong>org</strong> geleceği vediğer Sun Microsystems ürünlerinin üzerine çökerttiğikara bulutlar ortada. Gelecek, şimdilik belirsiz olan, kâroranlarının durumuna göre şekillenecek. Ancak Libre-Office'in geleceği, insanlığa hizmet ve bilginin güvenilirliğidoğrultusunda (bu konuda bir de manifestoları var,okuyunuz) parlak ve aydınlık.94. Dağıtımların beta sürümlerini denemek, gelişim sürecineönemli bir katkı sağlayacaktır. Özellikle de kararlı dağıtımilan edildikten sonra ilk kurulumlarda forumları su74


Fadike'nin Not Defteriistilası gibi basan "şu çalışmıyor, bu hatayı aldım, paketikurdum ama yazıcımı tanımadı, Firefox'u açıyorum amaaçılır gibi yapıyor açılmıyor, şu, bu,o." başlıkları, biliniz kibeta ve RC sürümlerinin sıkı denenmesi, hata bildirimlerininyapılmasıyla çözülecek şeylerdir. Çünkü bu sorun,yalnızca bildirim yapan kişiye ait olabilir ve hata takipsistemi ile bildirimi yapılmış olsaydı geliştiricilerceçözülebilirdi. Dolayısıyla yalnızca hazırakonmak olmaz; kullanıcı dağıtımın gelişmeaşamasından, sürüm duyurusuna dek her alanındabulunulmalı.95. Hata takibi, çeviri, belgelendirme, paketleme, duyuru,inceleme, tanıtım ve propaganda, yerelleştirme, örgütlenme,geri bildirim, eleştiri, sahiplenme. Özgür Yazılım’ınyaşayabilmesi için gerekli olan öğeler. Hepimiz, bu saydıklarımızarasında bir biçimde yer almalıyız.96. En son kimden "serial key" istediniz? Özgür Yazılım,sizi kötü alışkanlıklardan uzak tutar.97. Sosyal ağlarda olan yaşantımız, gerçeklerimizi de birhayli ele veriyor: Facebook, Twitter, güncelerimiz,Tuxweet, e-posta listeleri, forumlar ve hepsindeki imzalarımız...Kısacası sosyal ağlar: birincisi işletmelerin satış vepazarlama yapmaları için tüm kişisel bilgileri içeriyor, i-kincisi ise istihbarat ajanları için hazır bilgiler içeriyor!Hatta Google aramalarımız bile dizinlenmekte! Yoksa sosyalağlarda gezinirken gözaltında mıyız? Güzel bir yazıokumak isterseniz eğer, bu konu hakkında CumhuriyetGazetesi’nin Bilim Teknoloji ekinin 29 Ekim 2010 tarihlisayısına bakınız.98. Ubuntu 10.10 Maverick Merkaat sürümünde iki şeydikkatimi çekti: Birincisi yazı tipi güzel ve beklenilenincevaplanması olmuş. İkincisi ise pek olumlu değil: eğerUbuntu One servisini kullanıyorsanız ve açık ise eşitlenmesiniistediğiniz dizinleri; Ubuntu One bir kez yetki aldımı; hesabınıza depolamaya başlıyor. Eğer ki, GNU/Linuxdağıtımlarının test sürüşlerini yapmak için kalıp indirdiysenizve varsayılan kayıt yeriniz de İndirilenler dizini isegeçmiş olsun derim: 2 GB boyutundaki ücretsiz alanınızdoldu bile! İnternetinizin gözle görülür oranda yavaşlamasınaneden olan bu işlevi kapatmak için, kullandığınız ma-75


Fadike'nin Not Defterisaüstü yöneticisinin görev yöneticisini kullanmanız yeterli.99. KDE’de sevdiğim iki özellikten birincisi yeni tema, duvarkağıdı, simge, renk şemaları, açılış teması gibi birçokkişiselleştirilebilir öğe için değişiklik yapılan panelde mutlaka“yeni öğeler al...” düğmesinin olması. Hani derler ya“yalnızca bir tık ötede” diye, işte bunun vücuda gelmesiböyle bir şey! İkincisi ise GNOME’a nazaran sağ tık menüsüile en yukarıda bulunan “yeni oluştur” komutu. Bu komutile alışageldiğimiz işlevleri yapabiliyoruz: belge oluşturmak,şablon yaratmak, aygıta bağlanmak gibi. Birdeistediğimiz dizinde F4 ile konsol açmak var; bununla üçetti.100. Dolphin açılırken çok uzun süre bekliyor; açılınca daçalışmamazlık ediyor. Sanırım iş yavaşlatma eyleminde,genel greve çıkması yakındır.için geçerli olsa da bu takvimin GNOME’un güncellenmetakvimine göre hazırlandığını biliyoruz. Altı ayda birduyurulan Ubuntu’nun kendisi olurken vevitrine de yeni elbisesi ile çıkarken, Kubuntutarafında hiç de öyle olmuyor ve çoğu Ubuntukullanıcısı ve KDE sever, Kubuntu’ya hiç iyigeri bildirim yapmıyor. Aynı şey Xubuntuiçinde geçerli. Ye-nilenen sadece paketler oluyor ki, buişlem basit bir gün-celleme ile de pekala mümkün.102. İnternet tarayıcısında çok seslilik başladı:Firefox, Chromium, Rekonq, Midori,Konqueror, Epiphany... Gerçi en gözde şuaralar Firefox ve Chromium; ancak yine dediğer seçenekleri gözardı etmemek gerekmekte. Benimtercihim, eklentilerin efendisi Firefox’tan yana olurkenana sistemimde, Netbook’ta ise 10.1” ekranda dana genişgörme alanı sunan Chromium ve Rekonq’tan yana.101. Yine Canonical Vakfının bir ürünü: üvey evlatKubuntu! Çünkü, altı aylık güncelleme takvimi kağıt üzerindetüm Ubuntu türevleri (K, X, L, Studio ve diğerleri)103. Bir USB belleğimde PortableApps.com sitesinin sunduğuuygulamalar kurulu: Firefox, Abiword, Pidgin,Thunderbird, Peazip ve Sumatra, VLC Player yetiyor ba-76


Fadike'nin Not Defterina. Neden mi? Alışkanlıklarını kıramamış dostlarıma misafirliğegittiğimde şaşmaz bir şekilde bilgisayarlarındakaynak kodu kapalı işletim sistemi üreticisi Microsoftfirmasının ürünlerinden biri kurulu oluyor; internete gireceksembu şekilde girmesi rahat oluyor. Ekleyeyim ki, onlarıÖzgür Yazılım dünyasına göç ettirecek isek, her türlüavantajımızı kullanmamız gerek değil mi?104. Kopete Anlık İleti uygulamasında, Jabber hesaplarıiçin oda oluşturma seçeneği yokmuş; belki de ben bulamadım.Tam da Debian SID üzerinde kendime göre KDEkurmuşken... Oysa dergi işleri için, diğer görevli arkadaşlarla,Pidgin’de ne güzel oda oluşturup beyin fırtınası yapıyoruz...105. Kişisel mi genel mi? Şu ana dek kütüphanelerde etkingörev yapmış biri olarak soruyorum: Ne kadar okuyoruzve okuduğumuzu anlayabiliyor muyuz? Anlıyorsakeğer, bunca istiflenmiş veriyi işleyerek bilgiye dönüştürebiliyor,verimli bir cevher yaratabiliyor muyuz? Hangimizkaç kitap okuduk, hangimizde kaç kitap var, dahası birkütüphanemiz, kişisel bir kitaplığımız var mı?77


78Fadike'nin Beyin Haritası


<strong>Pardus</strong>-Linux.Org <strong>eDergi</strong> | Sayı 26 | Aralık '10Kapanış YazısıKapanış YazısıAydın Bez (aydinbez@pardus-linux.<strong>org</strong>)Siz şu anda 26. sayıyı okuyup bitirirken ya da kim bilir, ilk olrak bu yazıyı okurken, biz çoktan 27. sayı hazırlıklarınabaşlamış olacağız. Hatta kendini tutamayıp, 28. sayı için yazı dahi yazanlar bile var aramızda daha bu sayı bitmeden. Kısacahummalı bir çalışma söz konusu arkadaşlar ve sizden açıkça her konuda destek bekliyor, yürürken omuz vermenizi istiyoruz!Gelecek sayı için hazırlıklar tamam; ama bilirsiniz ki yaratıcılık olur olmadık yerlerde meyve veriyor adem oğluna; geleceksayı için ne yazacağım diye düşünen ya da yazacağını tamamlayan yazar arkadaşımız, güzel bir konu ile gelebiliyor vekazanan yine siz okurlarımız oluyorsunuz. Bu son derece güzel bir şey.Bu sayıda da birçok şey öğrendiğinizi umuyoruz. Hem nasıl olmasın ki? Bir aceminin GNU/Linux sularında attığı kulaçlardantutun, Fadike’nin aklına takılan soru çengellerine; bu GNU/Linux da oyun da oynanabiliyormuş deyip, bu denli çok internettarayıcısı var mıydı diye şaşırmadınız mı? Kısaca çok çalıştı arkadaşlarımız ki, hepsi birer övgüyü hak ediyorlar.Sağımıza solumuza bakınca, Özgür Yazılım’ın kök salması ve bilinirliğinin artması için arkadaşlarımızın çabaladığını, ürünlerçıkartmaya çalıştığını görüyoruz. Gerçekçi olup imkânsızı istemek, zaten yapılacak olana atılacak ilk adımdır ki, sonucaulaşamayınca umudunuzu bir kenara bırakıp, istek ve yaratıcılığınızı köreltmeyin. Sadece o an bir soluklanın ve sakindüşünün; etrafınıza bakın. Göreceksiniz ki yanınızda destek olacak birileri var. Desteğin tadını çıkartın ve daha önemlisikeşfini yapın!Özgür Yazılım, bizlerin emekleriyle, bilinçli olarak örgütlenmesiyle ülkemizde yer edecek ve kök salacak. Çünkü biz, buandan itibaren; Özgür Yazılım kullanarak; yerleşik olan kaynak kodu kapalı ve yazılımların özgürlüğüne düşman üretimtarzını yerle bir edeceğiz.Sadece inanın ve kullanın! Aklınızın hafiflediğinin, ufkunuzun da genişlediğinin farkına varacaksınız. Çünkü zincirsizyürümek en güzeli...Gelecek sayıya dek görüşmek üzere.Esen kalınız.!79


<strong>Pardus</strong>-Linux.Org <strong>eDergi</strong> | Sayı 23 | Eylül '10Arka Kapak<strong>Pardus</strong>-Linux.Org <strong>eDergi</strong>, bir <strong>Pardus</strong> Kullanıcıları Derneği hizmetiolan <strong>Pardus</strong>-Linux.Org Ailesi tarafından hazırlanmaktadır.Tasarımında sadece özgür yazılımlar kullanılan elektronikdergimizde geçen eserler, yazar tarafından aksi belirtilmedikçeCreative Commons 3.0 by-sa ile dağıtılmaktadır.Alıntıların kendi lisansları geçerlidir.Bu Sayıda Emeği GeçenlerAydın BezErdem ArtanHamit Giray NartHasan GörmüşKemal KarataşMelike İlteralpMehmet PekmezciÖzgür IlgınUğur ÇaylıkSiz de <strong>Pardus</strong>-Linux.Org <strong>eDergi</strong>'nin bir parçası olmak ister misiniz?<strong>Pardus</strong>-Linux.Org <strong>eDergi</strong> için her zaman daha iyisini yapabilmek için,yazar, tasarımcı, imla denetçisi olarak bizimle bu gemide kürek çekebilir,aklınıza gelen herhangi bir konuda yardımcı olabilir ve bu heyecanabizimle ortak olabilirsiniz.Farklı, orijinal ve okunabilir bir dergi için bize katılmak ve tamamengönüllülük esası ile aldığımız haza ortak olmak isterseniz tek yapmanızgereken, http://www.pardus-edergi.<strong>org</strong> adresindeki "Katkıda Bulunun"bölümünü okumak.Bekliyoruz.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!