09.06.2013 Views

kısa ınterlıngua dilbilgisi ve sözlüğü - Union Mundial pro Interlingua

kısa ınterlıngua dilbilgisi ve sözlüğü - Union Mundial pro Interlingua

kısa ınterlıngua dilbilgisi ve sözlüğü - Union Mundial pro Interlingua

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

KISA INTERLINGUA DİLBİLGİSİ<br />

VE SÖZLÜĞÜ<br />

Hazırlayan: Selahattin Kayalar, Ph.D.<br />

Kelimelerin okunuşları genel olarak “klasik”tir. Sesli harflerin hepsi, <strong>ve</strong> sessiz harflerin birçoğu<br />

Türkçe’deki gibi okunurlar. Sessiz harflerden {-c} harfi, -e, -i, -y harflerinin önünde ‘s’ <strong>ve</strong>ya ‘ts’<br />

gibi, diğer harflerin önünde ise ‘k’ gibi okunur. {-ch} harfleri genellikle ‘k’ gibi <strong>ve</strong> bazen ‘ç’<br />

<strong>ve</strong>ya ‘ş’ gibi, {-th} harfleri ‘t’ gibi, {-ph} harfleri ‘f’ gibi, {-ti} harfleri sesli harflerin önünde<br />

‘sy’ gibi okunur, vs...<br />

Kelimelerin vurgulanması “doğal”dır. Vurgu genellikle son sessiz harfin önündeki sesli harfin<br />

üstüne düşer.<br />

Belirli isim tanımlığı {le} sözcüğüdür. Bu tanımlık, isimlerin eril, dişil, <strong>ve</strong> nötr cinsleri, <strong>ve</strong>, tekil<br />

<strong>ve</strong> çoğul hâlleri için aynıdır: le patre, le matre, le hotel, le ideas.<br />

Belirli isim tanımlığı, eğer {a} <strong>ve</strong> {de} edatlarını takip ederse, bu edatlarla birleştirilirip {al} <strong>ve</strong><br />

{del} sözcüklerini oluşturur: ille pensa al ideas del <strong>pro</strong>fessor.<br />

Belirsiz isim tanımlılığı, isimlerin bütün cinsleri için {un} sözcüğüdür: un infante, un femina,<br />

un television.<br />

Son harfi sesli -a, -e, -i, -o, -u olan isimlerin çoğul hâlleri kelimelerin sonuna -s eklenerek yapılır.<br />

Son harfi sessiz olan kelimelerin çoğul hâlleri ise kelimelerin sonuna -es eklenerek yapılır: le<br />

lingua - le linguas; un nation - multe nationes.


Tekil şahıs zamirleri {io, tu, vos, ille, illa, illo, on} sözcükleridir; çoğul şahıs zamirleri ise {nos,<br />

vos, illes, illas, illos} sözcükleridir. Şahıs zamirlerinin özne, tümleç, dönüşlü, <strong>ve</strong> sıfat biçimleri<br />

şunlardır:<br />

özne tümleç dönüşlü sıfat<br />

io me me mi<br />

tu te te tu<br />

ille le se su<br />

illa la se su<br />

illo lo se su<br />

on uno se su<br />

nos nos nos nostre<br />

vos vos vos vostre<br />

illes les se lor<br />

illas las se lor<br />

illos los se lor<br />

Sıfatlar cümlelerde her zaman değiştirilmeden kullanılırlar; yani, niteledikleri isimlere <strong>ve</strong>ya zamirlere<br />

uyumluluk göstermezler. Sıfatlar, niteledikleri isimlerin önünde <strong>ve</strong>ya ardında yer alırlar:<br />

bon die, le bon infantes, un grande hotel, un idea interessante, interessante ideas.<br />

Sıfatlardan türetilen zarflar, sıfatların sonuna -mente eki eklenerek yapılır. Eğer son harf -c ise,<br />

bu zarf eki -amente hâlini alır: un recente edition - recentemente editate; un impossibilitate<br />

physic - physicamente impossibile.<br />

Sıfatların <strong>ve</strong> zarfların üstünlük derecesi {plus} sözcüğü ile, en-üstünlük derecesi {le plus}<br />

sözcükleri ile yapılır; azlık <strong>ve</strong> en-azlık dereceleri ise {minus} <strong>ve</strong> {le minus} sözcükleri ile gösterilir:<br />

forte - plus forte - le plus forte; London es un del plus grande citates del mundo; le Spitfire<br />

vola minus rapidemente que le Boeing; un centimetro es minus longe que un metro, ma un<br />

millimetro es le minus longe del tres.<br />

Fiiller, mastarlarının son eklerine göre -ar, -er, -ir sınıflarına ayrılırlar, <strong>ve</strong> bütün fiillerin çekimleri<br />

aşağıdaki tabloda gösterildiği gibi yapılır. Sadece -er sınıfına ait bazı fiillerin şimdiki ortaçı,<br />

-ir sınıfınınki gibi, -iente eki ile yapılır.<br />

mastar: parl-ar vid-er aud-ir<br />

şimdiki ortaç: parl-ante vid-ente aud-iente<br />

geçmiş ortaç: parl-ate vid-ite aud-ite<br />

emir kipi: parl-a vid-e aud-i<br />

şimdiki zaman: parl-a vid-e aud-i<br />

geçmiş zaman: parl-ava vid-eva aud-iva<br />

gelecek zaman: parl-ara vid-era aud-ira<br />

şart kipi: parl-area vid-erea aud-irea<br />

Fiillerin çekim ekleri, bütün tekil <strong>ve</strong> çoğul şahıslar için aynıdır. Bu yüzden, cümlede özne olarak<br />

kullanılan şahıs zamirleri her zaman belirtilmelidir. Sadece emir cümlelerinde <strong>ve</strong> bazı deyimlerde<br />

şahıs zamirleri kullanılmaz.<br />

Gelecek zaman <strong>ve</strong> şart kipi ekleri vurgulu okunurlar, fakat vurgu işareti almazlar: parlará,<br />

parlaréa.<br />

- 2 -


Normal şekillerine ek olarak, {esser}, {haber}, <strong>ve</strong> {vader} fiillerinin şimdiki zaman çekimlerinin<br />

basit şekilleri vardır: esse = es, habe = ha, vade = va.<br />

Gelecek zaman, {va} sözcüğünün ardından fiilin mastar hâli kullanılarak da ifade edilebilir: nos<br />

va parlar.<br />

Fiillerin şimdi-öncesi <strong>ve</strong> geçmiş-öncesi zaman çekimleri, {ha} <strong>ve</strong> {habeva} sözcüklerinin<br />

ardından geçmiş ortaç hâllerinin kullanılmasıyla yapılır: io ha parlate, illes habeva parlate.<br />

Geçmişte olan olayları anlatmak için normal olarak fiillerin geçmiş zaman hâlleri kullanılır.<br />

Geçmişte başlayıp biten <strong>ve</strong>ya hâlâ devam etmekte olan eylemlerin ifadelerinde bir fark yoktur.<br />

Fiillerin istek kipi hâlleri yoktur. Sadece {esser} fiilinin istek kipi hâli vardır: {sia}. Bu aynı zamanda<br />

{esser} fiilinin normal emir kipi hâlidir.<br />

Düzenli zaman çekimlerine ek olarak, {esser} fiilinin diğer çekimleri de vardır: şimdiki zaman<br />

çekiminde çoğul özneler için {son}, gelecek zaman için {sera}, <strong>ve</strong> geçmiş zaman için {era} kullanılabilir.<br />

Sayılar mantığa uygun olarak oluşturulmuşlardır:<br />

0 zero<br />

1 un 10 dece 11 dece-un<br />

2 duo 20 vinti 22 vinti-duo<br />

3 tres 30 trenta 33 trenta-tres<br />

4 quatro 40 quaranta 44 quaranta-quatro<br />

5 cinque 50 cinquanta 55 cinquanta-cinque<br />

6 sex 60 sexanta 66 sexanta-sex<br />

7 septe 70 septanta 77 septanta-septe<br />

8 octo 80 octanta 88 octanta-octo<br />

9 no<strong>ve</strong>m 90 novanta 99 novanta-no<strong>ve</strong>m<br />

100 cento 1000 mille<br />

<strong>Union</strong> <strong>Mundial</strong> <strong>pro</strong> <strong>Interlingua</strong> (UMI)<br />

(<strong>Interlingua</strong> Dünya Birliği)<br />

Internet: www.interlingua.com<br />

<strong>Interlingua</strong> - communication sin frontieras<br />

(<strong>Interlingua</strong> – sınırsız haberleşme)<br />

- 3 -


INTERLINGUA-TÜRKÇE SÖZLÜK<br />

a, al (=a+le) : -e, -e doğru, -e kadar; -de [yer,<br />

zaman]<br />

ab : o zamandan beri, -dan beri; (bir yer)den,<br />

itibaren<br />

accender : ışık yakmak, tutuşturmak, yakmak<br />

adjutar : yardım etmek, faydası olmak<br />

ager : harekete geçmek, etkimek<br />

alicubi : bir yer, bir yerde<br />

alcun (= alicun) : bazı, kimi, (belirsiz) bir miktar<br />

alique : bir şey, biraz<br />

alora : o zaman, o halde, dolayısıyla<br />

alte : yüksek, yüksek ses<br />

altere : başka, diğer, öbür<br />

amar : sevmek<br />

basse : düşük, alçak<br />

bastante : yeterince, yeterli<br />

batter : dövmek<br />

belle : (çok) güzel<br />

ben : iyi;<br />

ben que : -diği halde, olmakla beraber<br />

besonio : gereksinim, ihtiyaç<br />

biber : içmek<br />

bon : iyi, hayır<br />

boteca : dükkan, butik<br />

brachio : kol<br />

bre<strong>ve</strong> : <strong>kısa</strong><br />

bucca : ağız<br />

ambe : her ikisi(de)<br />

an? : [soru kipi] … mi?<br />

cader : düşmek, yıkılmak<br />

calide : ılık, sıcak<br />

ancora : henüz, daha, hâlâ<br />

cambiar : değişmek, değiştirmek<br />

anno : yıl, sene<br />

anque : bir de, de<br />

camera : oda, meclis<br />

campo : tarla, alan, saha, kamp<br />

ante : önce, ev<strong>ve</strong>l, -den önce<br />

capace : geniş, yetenekli<br />

antea : eskiden, önceden<br />

aperir : aç mak, başlatmak<br />

capite : baş, amir<br />

car : sevgili, pahalı<br />

apparer : gözükmek, görünmek, meydana<br />

casa : ev;<br />

çıkmak<br />

appellar : çağrıda bulunmak, adını koymak<br />

a casa : evde, e<strong>ve</strong>;<br />

in casa : evde<br />

appertiner : bağlı olmak<br />

caso : durum<br />

apportar : getirmek<br />

cata : her bir<br />

apprender : öğrenmek, haber almak<br />

causa : neden, durum;<br />

april : Nisan [ay]<br />

a causa de : nedeniyle, -diği için<br />

apud : yakın, yakınında<br />

celar : gizli tutmak, saklamak<br />

arbore : ağaç<br />

celo : gök, gökyüzü<br />

arder : yanmak, yakmak<br />

cento : yüz (= 100)<br />

ascoltar : dinlemek, kulak <strong>ve</strong>rmek<br />

cercar : aramak, araştırmak<br />

assatis : yeter miktarda, oldukça<br />

certe : kesin, şüphesiz<br />

assecurar : temin etmek, sağlama bağlamak, cessar : durmak, kesmek, durdurmak<br />

emin olmak<br />

cinquanta : elli (= 50)<br />

assi : böyle, böylece, bu yüzden<br />

cinque : beş (= 5)<br />

attender : ilgilenmek, beklemek<br />

circa (= circum) : çevresinde, yakınında<br />

attinger : elde etmek, varmak, ermek<br />

citate : şehir<br />

attraher : çekmek, cezbetmek<br />

clauder : kapatmak<br />

audir : işitmek, duymak<br />

cognoscer : tanımak<br />

augmentar : artırmak, desteklemek<br />

colliger : toplamak<br />

augusto : Ağustos [ay]<br />

collo : boyun<br />

autumno : sonbahar [mevsim]<br />

comenciar : başlamak<br />

avante : önce, önünde<br />

como : nasıl, -diği için, gibi<br />

a<strong>ve</strong> : kuş<br />

avion : uçak<br />

comprar : satın almak<br />

comprender : kavramak, anlamak<br />

- 4 -


con : ile, birlikte, beraber<br />

contar : (sayı) saymak; anlatmak<br />

continer : içermek, kapsamak, zaptetmek<br />

con<strong>ve</strong>nir : toplanmak, anlaşmak, uygun gelmek<br />

coperir : kapsamak, örtmek<br />

corde : yürek, kalp<br />

corpore : beden, gövde; madde, miktar; grup<br />

cosa : şey, nesne<br />

costar : mal olmak<br />

creder : inanmak, iman etmek; sanmak<br />

crescer : büyümek, gelişmek, artmak<br />

cuje : kimin<br />

currer : koşmak; çalışmak<br />

curte : <strong>kısa</strong><br />

cute : deri, cilt<br />

dar : <strong>ve</strong>rmek<br />

de, del (= de+le) : (bir yer)den, -nın<br />

deber : borçlu olmak, gerekmek; ödev<br />

debile : hasta, hâlsiz<br />

dece : on (= 10)<br />

decembre : Aralık [ay]<br />

deman : yarın<br />

demandar : sormak, rica etmek, dilemek<br />

dente : diş<br />

depost : sonra, sonradan<br />

derecto : yetki, doğru, doğruluk; görev<br />

desde : o zamandan beri<br />

detra : arkasında, gerisinde<br />

de<strong>ve</strong>nir : olmak, başına gelmek<br />

dextre (= dextere) : sağ [yön]<br />

dicer : demek, söylemek<br />

die : gün, gündüz<br />

difficile : zor, güç<br />

digito : rakam; parmak<br />

disparer : yok olmak, gözden kaybolmak<br />

dolor : keder, üzüntü, acı<br />

dominica : pazar [gün]<br />

dono : hediye; yetenek<br />

dubita : kuşku, şüphe<br />

ducer : yönetmek, öncülük etmek<br />

dum (= durante que) : süre, zaman; -ken; -e<br />

kadar; yeter ki<br />

dunque : bu nedenle, onun için<br />

duo : iki (= 2)<br />

durante que : süre, zaman; -ken; -e kadar; yeter<br />

ki<br />

e : <strong>ve</strong>, ile; daha sonra<br />

effortiar se : çabalamak<br />

emer : satın almak<br />

era (= esseva) : -di'li geçmiş zaman eki<br />

es : -im, -sin, -dir, -iz, -siniz, -dirler<br />

esque? (= an?) : ~ mi?<br />

esser : olmak; varlık, yaratık<br />

esseva : -di(-m, -n, -k, -niz, -ler)<br />

est : doğu [yön]<br />

estate : yaz [mevsim]<br />

estranie : garib, tuhaf; dış<br />

estranier : yabancı<br />

etate : yaş, çağ<br />

etiam : da, dahi, yanı sıra; hatta<br />

ex : -den, -dan; arasından<br />

exiger : gerektirmek, talep etmek<br />

exprimer : sıkıştırmak, basmak; belirtmek, ifade<br />

etmek<br />

extra : -siz; ayrıca, üstelik; dış, dışında; ila<strong>ve</strong><br />

olarak<br />

facer : yapmak, etmek, meydana getirmek; neden<br />

olmak<br />

facie : yüz, surat<br />

facile : basit, kolay, rahat<br />

facto : gerçek, olgu; beceri<br />

fatigate : yorgun<br />

februario : Şubat [ay]<br />

felice : mutlu, sevinçli, memnun; uğurlu<br />

femina : kadın, dişi<br />

ferir : vurmak, çarpmak<br />

filia : kız çocuk<br />

filio : erkek çocuk<br />

fin : son, bitim; amaç, erek;<br />

a fin de : yapmak için;<br />

a fin que : ulaşmak için, yapmak için;<br />

al fin : sonunda;<br />

in fin : sonuçunda, sonunda; <strong>kısa</strong>ca<br />

finir : tamamlamak, bitirmek, sona erdirmek<br />

foco : ateş, alev<br />

folio : sayfa, yaprak; (bitki) yaprak<br />

foras (= foris) : dışarıda, dışında; -den başka<br />

fornir : sağlamak, tedarik etmek<br />

forsan : belki<br />

forte : güçlü, kuv<strong>ve</strong>tli, sağlam<br />

fortiar : zorlamak, mecbur etmek<br />

fratre : erkek kardeş<br />

frigide : soğuk<br />

fundar : kurmak, inşa etmek, temelini atmak<br />

fundo : alt, zemin; temel; vakıf, kuruluş<br />

gamba : bacak<br />

ganiar : kazanmak<br />

gauder : sevinmek<br />

gaudio : sevinç, neşe<br />

gorga : boğaz, gırtlak<br />

grande : büyük, iri; geniş<br />

grate : minnettar<br />

- 5 -


ha : var<br />

haber : sahip olmak; -si olmak<br />

hastar : acele etmek<br />

heri : dün<br />

hiberno : kış [mevsim]<br />

hic : burada, bu noktada<br />

hodie : bugün<br />

homine : adam, erkek; insan<br />

hora : saat;<br />

de bon hora : erkenden<br />

humero : omuz<br />

ibi : orada<br />

il : o, onu, ona<br />

il ha : işte … var<br />

illa : o [dişi]<br />

illac : orada<br />

illas : onlar [dişiler]<br />

ille : o [erkek]; şu, o<br />

illes : onlar [erkekler]; şunlar, onlar<br />

illo : o [nesne]<br />

illos : onlar [nesneler]<br />

impedir : engellemek<br />

imprimer : bildirmek, yayınlamak<br />

in : -de, -da, içinde; -e, -a, içine<br />

incontrar : karşılaşmak, rastlamak; buluşmak<br />

infante : bebek<br />

infra : aşağıda, altta; daha ileride<br />

inseniar : öğretmek<br />

insimul : beraber, birlikte<br />

integre : bütün, tüm, tam; doğru, dürüst<br />

inter : arasında, arada; ortasında<br />

interim (= intertanto) : bu arada; geçici<br />

intra : içinde, içeride<br />

inviar : göndermek, yollamak<br />

io : ben<br />

ipse : kendi(-m, -n, -miz, -niz, -leri)<br />

ir : gitmek<br />

iste : bu; ikisinden sonuncusu<br />

isto : bu [nesne]<br />

ja (= jam) : zaten, çoktan; az önce<br />

jacer : yatmak, durmak<br />

jammais : hiç, şimdiye kadar<br />

januario : Ocak [ay]<br />

jectar : atmak, fırlatmak<br />

jocar : oynamak [oyun, eğlence]<br />

jo<strong>ve</strong>di : perşembe [gün]<br />

julio : Temmuz [ay]<br />

junger : birleştirmek<br />

junio : Haziran [ay]<br />

ju<strong>ve</strong>ne : genç, yeni, taze<br />

juxta : yakın, yakınında<br />

la : orada, orayı<br />

labio : dudak<br />

lacrima : göz yaşı<br />

large : geniş, büyük; eliaçık<br />

las : onlar (dişil)<br />

lassar : bırakmak, izin <strong>ve</strong>rmek<br />

latere : yan, taraf, kenar<br />

lavar : yıkamak<br />

le : [<strong>dilbilgisi</strong>] belirli tanımlık (tekil); o, onu<br />

leger : toplamak, seçmek; okumak<br />

legier : hafif<br />

lente : yavaş<br />

les : [<strong>dilbilgisi</strong>] belirli tanımlık (çoğul); onlar,<br />

onları<br />

levar : kaldırmak, dikmek, inşa etmek; alıp<br />

götürmek<br />

le<strong>ve</strong> : hafif; önemsiz<br />

libere : özgür, hür; serbest, açık<br />

libro : kitap, cilt<br />

lingua : dil; lisan<br />

littera : harf, mektup<br />

lo : o, onu, ona [nesne]<br />

lo que : o, şu<br />

loco : yer; alan, bölge; konum<br />

longe : uzun; uzun zaman<br />

lontan : uzak, uzakta; ötede<br />

lor : onların<br />

los : [<strong>dilbilgisi</strong>] belirli tanımlık (çoğul); onlar,<br />

onları<br />

lumine : ışık<br />

lunedi : pazartesi [gün]<br />

ma : ama, fakat, ancak<br />

maio : Mayıs [ay]<br />

major : daha büyük, daha önemli<br />

mal : kötü, bozuk, zararlı<br />

malgrado : nisbete rağmen<br />

mancar : eksik olmak, yetersiz olmak<br />

mangiar : yemek, yemek yemek<br />

maniera que (= maniera de) : tarz, biçim; (bu)<br />

tarzda, biçimde<br />

mano : el<br />

mar : deniz<br />

martedi : salı [gün]<br />

martio : Mart [ay]<br />

matino : sabah<br />

matre : anne<br />

me : beni, bana<br />

medie : yarı, yarım, buçuk; orta; ortalama<br />

melio : daha iyi<br />

melior : daha iyisi<br />

- 6 -


mense : ay; aylık<br />

mente : akıl, zekâ, hafıza<br />

mercuridi : çarşamba [gün]<br />

mesme : aynı, aynısı; kendi(-m, -n, -miz, -niz, -<br />

leri)<br />

mesmo : aynı şekilde; bir de; hatta;<br />

mesmo si : (yapmış/olmuş) olsa da<br />

mi : beni, bana<br />

micre : küçük<br />

mille : bin (= 1000)<br />

minor : küçük, daha az<br />

minus : eksi, -den az;<br />

a minus que : -medikçe, -mezse;<br />

al minus : en azından<br />

mitter : koymak, sokmak<br />

molle : yumuşak<br />

moneta : para<br />

monstrar : göstermek, oynamak<br />

morir : ölmek<br />

mo<strong>ve</strong>r : hareket etmek, kımıldamak<br />

multe : [sıfat] çok, birçok, pek<br />

multo : [zarf] çok, birçok, pek<br />

mundo : dünya<br />

nam : için, nedeniyle, -e göre, -e rağmen<br />

nascer : doğmak<br />

naso : burun<br />

natar : yüzmek [spor]<br />

nemo : hiçbir kimse<br />

nette : temiz, düzenli; çok iyi<br />

ni : yok, değil<br />

nihil : hiç, hiçbir şey<br />

nimie : çok, birçok<br />

nimis : çok, fazla, aşırı<br />

no : hayır<br />

nocte : gece<br />

nomine : ad, isim<br />

non : değil, yok, -siz<br />

nonne? : değil mi?<br />

nonobstante : -e rağmen, -e karşı<br />

nord : kuzey [yön]<br />

nos : biz<br />

nostre : bizim<br />

novanta : doksan (= 90)<br />

no<strong>ve</strong> : yeni;<br />

de novo : yeniden<br />

no<strong>ve</strong>m : dokuz (= 9)<br />

no<strong>ve</strong>mbre : Kasım [ay]<br />

nulle : hiçbir<br />

nunc : şimdi, şu anda<br />

nunquam : asla, hiçbir zaman<br />

o : ya da, <strong>ve</strong>ya<br />

- 7 -<br />

oblidar : unutmak<br />

obra : eser, çalışma, iş<br />

obtener : elde etmek, sağlamak, almak<br />

occurer : yer almak, olmak<br />

octanta : seksen (= 80)<br />

octo : sekiz (= 8)<br />

octobre : Ekim [ay]<br />

oculo : göz<br />

omne : tüm, bütün; her biri<br />

on : (her hangi bir) kişi<br />

ora : şimdi, şu anda<br />

osso : kemik<br />

pagar : ödemek<br />

pais : vatan, ülke<br />

pan : ekmek<br />

parer : görünmek, gibi görünmek<br />

parlar : konuşmak, söylemek<br />

parola : kelime, sözcük<br />

par<strong>ve</strong> : küçük, ufak<br />

passato : geçmiş<br />

patre : baba<br />

pauc : küçük, biraz<br />

pauco : az, biraz, <strong>kısa</strong><br />

paupere : yoksul, fakir<br />

pede : ayak<br />

pejor : daha kötü<br />

pena : ağrı, acı; dert;<br />

a pena : güç bela, zar zor<br />

pensar : düşünmek<br />

per : -den, içinden; yüzünden; aracılığıyla;<br />

tarafından<br />

perder : kaybetmek<br />

periculo : tehlike<br />

pertiner : -e ait olmak, ile ilgisi olmak<br />

pesante : ağır<br />

peter : istemek, talep etmek, yalvarmak<br />

petra : taş<br />

placer : sevindirmek; zevk<br />

plen : dolu<br />

plure : birçok, çeşitli<br />

plus : daha, daha çok;<br />

de plus in plus : çok <strong>ve</strong> daha çok;<br />

de plus : ayrıca, üstelik;<br />

in plus : bunun yanında, ek olarak<br />

poc : küçük, biraz<br />

poco : az, biraz, <strong>kısa</strong><br />

poner : koymak, yerleştirmek<br />

populo : halk, ulus<br />

porta : kapı<br />

portar : taşımak<br />

post : -den sonra, ardından


postea : sonradan, daha sonra<br />

postmeridie : öğleden sonra<br />

poter : güçü olmak, yeteneği olmak; -ebilmek<br />

povre : yoksul, zavallı<br />

precio : değer, kıymet<br />

prender : tutmak, sahip olmak<br />

presso (a) : yakın, yakınında<br />

presto : hızla, çabucak<br />

prima<strong>ve</strong>ra : ilkbahar [mevsim]<br />

prime : ilk, birinci; başlıca<br />

<strong>pro</strong> : için, uğruna; çünkü<br />

<strong>pro</strong>bar : kanıtlamak; denemek<br />

<strong>pro</strong>hibir : yasaklamak, engel olmak<br />

<strong>pro</strong>mitter : söz <strong>ve</strong>rmek<br />

<strong>pro</strong>poner : önermek, teklif etmek<br />

<strong>pro</strong>prie : gerçek, uygun; kendi<br />

<strong>pro</strong>que : niçin, neden, niye; çünkü, -diği için<br />

<strong>pro</strong>xime : gelecek, ön<br />

puera : kız çocuk<br />

puero : erkek çocuk<br />

qual : hangi, hangisi, hangisini<br />

qualque : herhangi bir; bazı<br />

quando : ne zaman; -diği zaman<br />

quante : ne kadar; kaç tane<br />

quanto : nicelik, miktar, tutar<br />

quanto a : -e gelince<br />

quaranta : kırk (= 40)<br />

quasi : hemen hemen<br />

quatro : dört (4)<br />

que : ne, hangi; -diği<br />

qui : kim, kimi, kime; -diği<br />

rapide : hızlı, ivintili<br />

ration : neden, sebeb; oran; pay, hisse<br />

re : hakkında, ile ilgili, -e gelince<br />

recercar : araştırmak, soruşturmak<br />

reciper : almak, kabul etmek<br />

recte : düz, doğru, dimdik<br />

rege : kral<br />

regina : kraliçe<br />

regno : hükümdarlık, saltanatlık<br />

regratiar : teşekkür etmek<br />

regrettar : pişman olmak<br />

reguardar : dikkatle bakmak; saymak, …<br />

gözüyle bakmak<br />

remaner : kalmak, durmak<br />

repasto : yemek vakti, öğün<br />

responder : yanıtlamak, karşılık <strong>ve</strong>rmek<br />

restar : durmak, artakalmak<br />

retornar : dönmek, geri gelmek<br />

retro : arka, geriye doğru<br />

- 8 -<br />

ric : zengin<br />

rota : tekerlek, direksiyon<br />

sabbato : cumartesi [gün]<br />

salutar : selamlamak, selam <strong>ve</strong>rmek<br />

salvo : -den başka, hariç<br />

san : sağlıklı<br />

sanguine : kan<br />

saper : bilmek<br />

a saper : yani<br />

satis : yeter, yeterince<br />

scriber : yazmak<br />

se : kendi, bizzat<br />

seculo : yüzyıl, asır<br />

secunde : ikinci<br />

secundo : saniye; uygun olarak; -a göre<br />

secur : gü<strong>ve</strong>nli, emin<br />

sed : ama, fakat, ancak<br />

seder : oturmak<br />

seliger : seçmek<br />

semper (= sempre) : her zaman, daima, sonuna<br />

dek<br />

senior : bay<br />

seniora : bayan<br />

senioretta : bayan<br />

sentir : duyumsamak, hissetmek<br />

septanta : yetmiş (= 70)<br />

septe : yedi (= 7)<br />

septembre : Eylül [ay]<br />

septimana : hafta<br />

sequer : izlemek, peşinden gitmek<br />

sera (= essera) : -ecek, -acak<br />

sex : altı (= 6)<br />

sexanta : altmış (= 60)<br />

si : e<strong>ve</strong>t; eğer<br />

sia : olsada, -ise<br />

sin : -siz, olmadan<br />

sinistre : sol, sola<br />

sino : göğüs, sine<br />

sol : güneş; tek başına, yalnız<br />

solmente (= solo) : yalnızca, sadece<br />

son : -iz, -siniz, -dirler<br />

soror : kız kardeş<br />

sorta que (= sorta de) : bir tür<br />

sortir : dışarı çıkmak, gitmek<br />

so<strong>ve</strong>nte : sık sık, çoğu kez<br />

speculo : ayna<br />

sperar : umut etmek<br />

star : durmak<br />

stomacho : mide, karın<br />

stoppar : durmak, durdurmak, önlemek<br />

strata : yol


su : onun<br />

sub : altında<br />

subite : ansızın<br />

subito : aniden, birdenbire<br />

sud : güney [yön]<br />

suggerer : önermek<br />

super : üstünde, hakkında<br />

supponer : zannetmek, farz etmek<br />

supra (= sur) : yukarıda, üstünde, hakkında<br />

tabula : masa, tablo<br />

tacer : sessiz olmak, saklamak<br />

tal : öyle, bu gibi<br />

tamen : henüz; hâlâ<br />

tante : çok, birçok, hemen hemen<br />

tanto : öyle, o derece;<br />

in tanto que : olduğu kadarıyla<br />

tarde : geç, gecikmiş<br />

te : seni, sana<br />

tempore : zaman, vakit; devir, çağ; hava<br />

tener : tutmak, almak, sahip olmak<br />

terra : toprak, doğa<br />

testa : baş, kafa; kabuk<br />

timer : korkmak<br />

tirar : ateş etmek, (ateş edip) vurmak; çizmek<br />

toccar : değmek, dokunmak<br />

tornar : dönmek, döndürmek, çevirmek<br />

tosto : <strong>kısa</strong> bir süre içinde, birazdan<br />

plus tosto : tercihan, daha doğrusu<br />

tote : tüm, bütün; tamamen; her biri<br />

totevia : henüz, yine de, hâlâ<br />

toto : her şey;<br />

non del toto : bir şey değil<br />

tractar : muamele etmek, davranmak, saymak<br />

traducer : taşımak, nakletmek; çevirmek,<br />

tercüme etmek<br />

traher : çekmek, sürüklemek<br />

traino : tren<br />

tranquille : sakin, sessiz<br />

trans : karşıdan karşıya, ötesinde, ileri<br />

tranta : otuz (= 30)<br />

travaliar : çalışmak, cabalamak<br />

travalio : çalışma, iş, emek<br />

tres : üç (= 3)<br />

troppo : çok<br />

trovar : bulmak<br />

- 9 -<br />

tu : sen, seni, sana<br />

tunc (= alora) : o zaman, ondan sonra<br />

ubi : nereye, nerede; -diği yerde<br />

ubique : her yerde, nerede olursa olsun<br />

ulle : herhangi bir<br />

ultime : en son, sonuncu<br />

ultra : ötesinde; -in dışında<br />

un : bir, tek; bir (= 1)<br />

unquam : hiçbir zaman<br />

usque : -e kadar, -inceye kadar<br />

utile : yararlı, faydalı<br />

va : git<br />

vader : gitmek, işlemek<br />

varie : çeşitli, bazı<br />

<strong>ve</strong>nder : satmak<br />

<strong>ve</strong>nerdi : cuma [gün]<br />

<strong>ve</strong>nir : gelmek, ulaşmak<br />

<strong>ve</strong>ntre : göbek<br />

<strong>ve</strong>r : doğru, gerçek<br />

<strong>ve</strong>rso : şiir, nazım; arka sayfa, karşı<br />

<strong>ve</strong>spere : akşam<br />

<strong>ve</strong>tere (= <strong>ve</strong>tule) : yaşlı, eski<br />

via : yol, yön<br />

viagiar : seyahat etmek, yolculuk yapmak<br />

vice : kere;<br />

a vices : bazen;<br />

in vice de : -nun yerine<br />

vider : görmek<br />

vinti : yirmi (= 20)<br />

visage : çehre, yüz<br />

vista : manzara, görünüş<br />

viste : -e göre, -e karşın<br />

vita : hayat, yaşam<br />

vi<strong>ve</strong>r : yaşamak<br />

voce : ses<br />

volar : uçmak<br />

voler : istemek, dilemek<br />

vos : siz, sizi, size<br />

vostre : sizin<br />

west : batı [yön]<br />

ya : zaten, çoktan<br />

zero : sıfır (= 0)


TÜRKÇE-INTERLINGUA SÖZLÜK<br />

abi : fratre major, fratre senior<br />

abla : soror major, soror senior<br />

acaba : demandar se<br />

acayip : estranie, rar<br />

acele : haste; rapide<br />

acı : acerbe, acute; dolor, amar<br />

acımak : compatir; doler<br />

aç : fame; haber fame<br />

açık : aperte, decoperite; blonde<br />

açmak : aperir; comenciar<br />

ad : nomine; fama, reputation<br />

adlı : con le nomine, nominate<br />

ada : insula<br />

adalet : justitia<br />

adam : viro; homine<br />

aded : numero; pecia, cifra<br />

âdet : habitude<br />

adım : passo<br />

adres : adresse<br />

af : amnestia<br />

affetmek : pardonar, amnestiar;<br />

affedersiniz! : pardono!, excusa!<br />

aferin : bravo, ben facite<br />

ağa : maestro, domino, senior<br />

ağaç : arbore<br />

ağır : difficile, seriose, gra<strong>ve</strong>; disagradabile<br />

ağırlık : peso, carga<br />

ağız : bucca<br />

ağlamak : plorar, lacrimar<br />

Ağustos (ayı) : augusto<br />

ahşap : lignose, de arbore<br />

aile : familia; sposa<br />

ait : pertinente a; concernente; relati<strong>ve</strong> a<br />

akıl : ration, intellecto, consilio;<br />

akıllı : intelligente;<br />

akılsız : stupide, non-intelligente<br />

akmak : fluer<br />

akraba : parente, parentela<br />

aksî : opposite, inopportun, difficile; persona<br />

disagradabile<br />

aksilik : infortuna; contratempore<br />

akşam : <strong>ve</strong>spere;<br />

iyi akşamlar! : bon <strong>ve</strong>spere!<br />

aktör : actor<br />

alan : plana, area<br />

alay : ridiculo, derision<br />

alay etmek : ridiculisar; rider (se) de<br />

- 10 -<br />

alçak : simple, basse, primiti<strong>ve</strong>; vulgar, infame<br />

aldatmak : dupar, deciper, fraudar<br />

aldırmak : prender<br />

alet : utensile, instrumento<br />

alfabe : alphabeto<br />

alış : comprar, incassation<br />

alış<strong>ve</strong>riş : <strong>ve</strong>ndita e compra, commercio<br />

alışmak : de<strong>ve</strong>nir solite a, habituar se a<br />

Allah : Deo;<br />

Allaha ısmarladık! : adeo!<br />

almak : prender, comprar, obtener;<br />

alıyorum : io lo va comprar;<br />

almak istiyorum : io vole comprar<br />

Almanya : Germania<br />

Alman : germano<br />

Almanca : germano<br />

alt : fundo; parte posterior, podice, culo; parte<br />

inferior<br />

altı (= 6) : sex<br />

altın : auro<br />

altmış (= 60) : sexanta<br />

ama : mais, sed<br />

amca : oncle; viro plus <strong>ve</strong>tere<br />

an : momento, presente<br />

ana : matre<br />

Anadolu : Anatolia, Asia Minor<br />

anahtar : cla<strong>ve</strong><br />

ancak : solmente; totevia, a pena<br />

anlam : signification, comprension<br />

anlamak : comprender;<br />

anlamıyorum : io non comprende<br />

anlaşma : concordia, contracto<br />

anne : matre<br />

aptal : idiota; stupide<br />

ara : intervallo<br />

araba : automobile, auto, wagon, carro;<br />

kiralık araba şirketi : agentia locati<strong>ve</strong> de<br />

autos<br />

aralık : intervallo<br />

Aralık (ayı) : decembre<br />

aramak : cercar<br />

Arab : arabe<br />

araştırmak : in<strong>ve</strong>stigar, explorar; recercar<br />

araştırma : recerca, in<strong>ve</strong>stigation<br />

arazi : terra, area<br />

arka : re<strong>ve</strong>rso, dorso; detra, post<br />

arkadaş [erkek] : amico


arkadaş [kız] : amica<br />

armut : pira<br />

arsa : terra, fundo<br />

artık : resto; plus<br />

artırmak : facer augmentar, facer crescer<br />

artmak : augmentar, crescer<br />

arzu : desiro<br />

arzu etmek : desirar, voler<br />

asker : soldato<br />

aslan : leon<br />

asmak : pender, appender, suspender<br />

aşağı : a basso, basso; sub; basse, inferior<br />

aşçı : cocinero<br />

âşık : amate; amator<br />

aşırı : exaggerate, plus, plus alte, super, supra<br />

aşk : amor<br />

aşmak : superar, superpassar<br />

at [hayvan] : cavallo<br />

ateş : foco, calor; febre, calor<br />

ateş etmek : fusilar<br />

atlamak : saltar, curvar se<br />

atmak : jectar, tirar, batter<br />

Avrupa : Europa<br />

ay [uydu] : luna<br />

ay (=30 gün) : mense<br />

ayak : pede; gamba<br />

ayakkabı : scarpa, calcea<br />

aydın : clar, lucide, intellectual<br />

ayıp : <strong>ve</strong>rgonia; violante, <strong>pro</strong>fanante<br />

ayırmak : separar, divider<br />

aylık : salario, paga; periodico mensual<br />

ayna : speculo<br />

aynı : identic, mesme<br />

ayrı : separate<br />

az : poc, par<strong>ve</strong>, micre, rar<br />

azalmak : reducer, diminuer<br />

aziz : amate, amabile; sancte<br />

baba : patre<br />

babaanne : granmatre<br />

babacan : gentil<br />

bacak : gamba<br />

bacı : soror major, soror senior, donna, sposa<br />

bağırmak : critar, clamar<br />

bağış : donation<br />

bağışlamak : dar, donar<br />

bağ : connexion<br />

bağlamak : ligar, connecter; obligar<br />

bağlı : ligate, dependente<br />

bahar : prima<strong>ve</strong>ra<br />

bahçe : jardin<br />

bahsetmek : discuter, mentionar, parlar de<br />

- 11 -<br />

bakan : ministro<br />

bakım : cura; puncto de vista, opinion<br />

bakır : cu<strong>pro</strong>; laton<br />

bakkal : mercante<br />

bakmak : recercar, curar; reguardar<br />

bal : melle<br />

balık : pisce<br />

bana : a mi<br />

banka : banca<br />

bant : banda (magnetophonic)<br />

banyo : banio<br />

bardak : vitro, cuppa, bicario<br />

bari : al minus<br />

basamak : scala, passo<br />

basit : basic, elementari, simple<br />

baş : capite; comenciamento, comencio<br />

başarı : successo, bon resultato<br />

başarmak : succeder, finir<br />

başbakan : prime ministro<br />

başka : excepte de; altere, di<strong>ve</strong>rse<br />

başkan : presidente<br />

başkent : capital<br />

başlamak : comenciar, initiar<br />

başlık : titulo, rubrica<br />

başvurmak : adressar se a; cercar; usar<br />

batı : west<br />

batmak : submerger se, perder<br />

bavul : coffro, valise<br />

bay : senior<br />

bayan : seniora; senioretta<br />

bayrak : bandiera<br />

bayram : sancto; die sancte<br />

bazı : alcun, qualque, poc<br />

bedava : gratis, gratuite<br />

bekâr : celibatario<br />

bekçi : guarda<br />

beklemek : attender a<br />

belge : documento, attesto<br />

belirmek : apparer<br />

belirtmek : decider, accentuar<br />

belki : forsan<br />

ben : io<br />

benzemek : similar a, esser simile a<br />

benzin : benzina, gasolina<br />

beraber : insimul, juncte<br />

berber : barbero, perrucchero<br />

beri : desde, depost<br />

beslemek : nutrir, alimentar<br />

beş (=5) : cinque<br />

bey : senior; so<strong>ve</strong>rano, dominator<br />

bey baba : senior, patre<br />

beyaz : blanc


eyin : cerebro, intellecto<br />

bıçak : cultello<br />

bırakmak : lassar, abandonar, quitar<br />

biber : pipere; paprika<br />

bildirmek : informar, communicar<br />

bilet : billet<br />

bilgi : cognoscentia, sapientia<br />

bilim : sapientia; branca de scientia<br />

bilmek : saper; cognoscer<br />

bin (=1000) : mille<br />

bina : construction, edificio<br />

binmek : ascender, montar<br />

bir (=1) : un<br />

bir : un<br />

bira : bira<br />

biraz : un poco<br />

birbiri : mutualmente, le un(es) le altere(s)<br />

birisi, biri : alcuno, uno,un de illes/illas/illos<br />

birkaç : qualque, un poco, alcun<br />

birlik : unitate; union, association<br />

birlikte : insimul, juncte<br />

bitirmek : finir, succeder<br />

bitki : planta, crescentia<br />

bitmek : finir, cessar<br />

biz : nos<br />

bol : large, assatis, satis<br />

boru : tubo<br />

boş : vacue, libere; disoccupate<br />

boşaltmak : vacuar<br />

boşamak : separar se<br />

boşanmak : separar, divider<br />

boy : altitude; longitude; grandor<br />

boya : color<br />

boynuz : corno<br />

boyun : collo; nuca<br />

bozmak : destruer, demolir; cambiar moneta<br />

bozuk : destruite, demolite, in pecias, rupte<br />

bozulmak : esser destruite, esser rupte<br />

böbrek : ren<br />

böcek : insecto<br />

bölge : districto, area<br />

bölmek : divider, partir<br />

bölüm : parte, categoria, capitulo<br />

bu : iste<br />

bugün : hodie<br />

buğday : frumento; grano<br />

bulmak : trovar, discoperir<br />

bulunmak : esser situate, esser, exister<br />

buluşmak : incontrar<br />

bunca : assatis multo, tanto multo<br />

bura : iste loco<br />

burada : ci, hic<br />

- 12 -<br />

buradan : ab ci, ab hic<br />

burası : ci, a iste loco<br />

buraya : a ci, a hic<br />

buyurun! : per favor!<br />

buyurunuz : per favor!<br />

buz : gelato<br />

büfe : buffet, kiosque<br />

bütün : omne, tote<br />

büyük : grande<br />

büyümek : crescer, de<strong>ve</strong>nir adulte<br />

büyütmek : aggrandir, facer plus grande<br />

cadde : strata<br />

cahil : ignorante, stupide; analphabeto<br />

cam : vitro<br />

cami : moschea<br />

can : anima, vita, corde, homine<br />

canlı : vivide; vital<br />

cemiyet : union, association<br />

cenaze : funerales<br />

cep : tasca<br />

cesaret : corage<br />

cesaret etmek : prender corage<br />

cevap : responsa<br />

cevap <strong>ve</strong>rmek : responder, replicar<br />

ceza : penitentia<br />

cinayet : crimine<br />

civar : vicinitate<br />

Cuma : <strong>ve</strong>nerdi<br />

Cumartesi : sabbato<br />

cumhuriyet : republica<br />

çabuk : rapide, agile, <strong>pro</strong>mpte<br />

çadır : tenta<br />

çağırmak : critar, clamar; invitar<br />

çalışkan : habile, capace, diligente<br />

çalışmak : laborar, obrar, functionar<br />

çalmak : batter, sonar; furar, robar<br />

çanta : tasca<br />

çare : consilio, remedio<br />

çare bulmak : remediar<br />

çarpışmak : collider<br />

çarpmak : collider; multiplicar<br />

Çarsamba : mercuridi<br />

çarşı : bazar, mercato, placia<br />

çay : the; fluvio, riviera<br />

çayhane : café (casa solmente <strong>pro</strong> the)<br />

çekingen : timide<br />

çekinmek : evitar<br />

çekmek : tirar<br />

çeşit : sorta, typo, methodo<br />

çevirmek : torquer; transmitter, traducer; cambiar


çıkarmak : exiliar, deportar<br />

çıkış : exito; ascension, montata<br />

çıkmak : exir, ir foras; ascender, montar; apparer<br />

çıplak : nude<br />

çiçek : flor<br />

çift : copula; par<br />

çilek : fraga<br />

Çin : China<br />

Çinli : chinese<br />

Çince : chinese<br />

çoban : cervo; pastor<br />

çocuk : infante; puera; puero;<br />

kız çocuk : filia; puera;<br />

erkek çocuk : filio; puero<br />

çoğalmak : crescer, augmentar, accrescer<br />

çok : multe; multo<br />

çorap : calcea<br />

çorba : suppa<br />

çöp : immunditias<br />

çözmek : disligar; sol<strong>ve</strong>r<br />

çünkü : <strong>pro</strong>que<br />

da : e; anque, etiam<br />

dağ : monte, montania; marca a ferro rubie<br />

daha : ancora, plus<br />

dâhi : genio<br />

daima : sempre<br />

dair : in re, re, concernente, super<br />

dakika : minuta<br />

dal : filial, branca<br />

dalga : unda; cosa<br />

danışma : information;<br />

turizm danışma bürosu : information<br />

touristic<br />

dar : stricte<br />

dana : bo<strong>ve</strong><br />

dava : <strong>pro</strong>cesso, judicio<br />

da<strong>ve</strong>t : invitation; citation<br />

da<strong>ve</strong>tli : hospite, visitante<br />

da<strong>ve</strong>t etmek : invitar<br />

davranmak : comportar se<br />

dayanmak : appoiar se; perse<strong>ve</strong>rar<br />

dayı : oncle<br />

dede : granpatre<br />

değer : valor, precio<br />

değerli : valorose<br />

değil : non<br />

değişik : cambiamento, transformation<br />

değişmek : cambiar se, alternar, variar<br />

deli : demente, alienate, insan<br />

deli etmek : affollar<br />

- 13 -<br />

demek : opinar, pensar; isto es, i.e.; voler;<br />

acceptar<br />

demir : ferro; ancora<br />

denemek : <strong>pro</strong>bar, tentar<br />

deniz : oceano, mar<br />

derece : grado, volumine; thermometro<br />

dergi : magazin, septimanal<br />

derin : <strong>pro</strong>funde<br />

ders : inseniamento; hora, lection<br />

dert : <strong>pro</strong>blema, tristessa<br />

destek : adjuta<br />

destek olmak : adjutar, appoiar<br />

devam : continuation<br />

devam etmek : continuar<br />

devlet : stato, go<strong>ve</strong>rnamento<br />

devrim : revolution, reforma<br />

dış : latere exterior; extra, foras, foris, exterior<br />

dışarı : latere exterior; extra, foras, foris, extere<br />

diğer : altere<br />

dik : scarpate, recte<br />

dikkat : attention<br />

dikmek : poner, pender, plantar<br />

dil : lingua, linguage<br />

dilek : requesta, desiro<br />

dilekçe : requesta, littera <strong>pro</strong> sollicitation<br />

dilemek : desirar, precar, demandar<br />

din : religion, fide<br />

dip : fundo<br />

diri : vi<strong>ve</strong>nte<br />

diş : dente<br />

diz : genu, geniculo<br />

dizi : serie, linea<br />

doğal : natural<br />

doğmak : nascer, apparer, surger<br />

doğru : <strong>ve</strong>r, genuin, correcte<br />

doğu : est<br />

doğurmak : parturir; nascer<br />

doksan (=90) : novanta<br />

doktor : medico, doctor<br />

dokuz (=9) : no<strong>ve</strong>m<br />

dolandırmak : dupar<br />

dolap : armario; intriga<br />

dolaşmak : vagar<br />

dolayı : a causa de<br />

doldurmak : plenar<br />

dolmak : esser plenate, de<strong>ve</strong>nir plenate<br />

domuz : porco<br />

donmak : gelar, glaciar<br />

dondurma : gelato<br />

dost : amico; amate; alliato<br />

doymak : de<strong>ve</strong>nir satiate<br />

dökmek : infunder, haurir, jectar


dönmek : retirar; rotar, retornar<br />

dört (=4) : quatro<br />

döviz : valuta; devisa<br />

dövmek : batter<br />

dua : prece<br />

dul : vidua; viduo<br />

durak : loco de parco<br />

durmak : cessar, stoppar<br />

durum : situation, stato<br />

duygu : sentimento, senso, impression<br />

duymak : sentir, audir, comprender<br />

duyurmak : narrar, contar; facer sentir<br />

düğün : maritage<br />

dükkân : boteca<br />

dün : heri<br />

dürüst : <strong>ve</strong>r, honeste<br />

düşman : inimico<br />

düşmek : cader<br />

düşünmek : pensar, considerar<br />

düşünce : pensata, opinion<br />

düz : plan, recte, directe; directemente<br />

düzenli : regular, ordinari, in ordine<br />

düzgün : plan, recte, directe, harmonic, in ordine<br />

eczane : pharmacia<br />

edebiyat : litteratura<br />

edilmek : esser facite<br />

efendi : senior; cortese, polite<br />

eğitim : education, inseniamento<br />

eğlence : intertenimento, di<strong>ve</strong>rtimento<br />

eğlenmek : amusar se, intertener se<br />

ekim : semination<br />

Ekim (ayı) : octobre<br />

ekmek : pan<br />

eksi : negati<strong>ve</strong><br />

eksik : mancante, defecte<br />

ekşi : acide, irate<br />

el : mano<br />

elbise : <strong>ve</strong>stimento; roba<br />

elli (=50) : cinquanta<br />

elma : poma<br />

emek : labor, obra, pena, travalio<br />

emekli : pensionario, pensionato<br />

emin : secur<br />

emir : ordine<br />

emir <strong>ve</strong>rmek : ordinar, commandar<br />

emniyet : securitate, fide; policia<br />

emniyet etmek : custodiar<br />

en : latitude<br />

epey : assatis, satis<br />

erik : pruna<br />

erkek : viro<br />

erken : de bon hora<br />

eş : equal; sposo, sposa<br />

eşek : asino<br />

eşit : equal<br />

eşya : cosa, mobile<br />

et : carne;<br />

dana eti : carne de bo<strong>ve</strong>;<br />

domuz eti : carne de porco<br />

etek : pede de un montania; gonna<br />

etki : effecto, influentia<br />

etkilemek : affectar, influentiar<br />

etmek : facer<br />

ev : casa<br />

e<strong>ve</strong>t : si<br />

evlenmek : maritar se<br />

evli : maritate<br />

ev<strong>ve</strong>l : ante, primarimente<br />

Eylül (ayı) : septembre<br />

fakat : ma, sed<br />

fakir : povre<br />

fark : differentia<br />

fasulye : faba<br />

fayda : utilitate, avantage, beneficio<br />

faydalanmak : beneficiar<br />

fazla : troppo, troppo multo<br />

felâket : catastrophe<br />

fena : mal<br />

fırın : furno; furneria<br />

fiat : precio<br />

filim : film<br />

fincan : tassa<br />

fiyat : precio<br />

fotograf : photographo<br />

Fransa : Francia<br />

Fransızca : francese<br />

fren : freno<br />

fren etmek : frenar<br />

futbol : football<br />

galiba : <strong>pro</strong>babilemente, obviemente;<br />

apparentemente<br />

gayet : limite<br />

gazete : jornal<br />

gebe : pregnante; pregnantia<br />

gece : nocte; <strong>ve</strong>spere;<br />

iyi geceler : bon nocte!<br />

geç : tarde<br />

geçerli : valide<br />

geçirmek : lassar passar, passar<br />

geçmek : passar<br />

gelin : sposa; filia affin<br />

gelir : receptas, <strong>pro</strong>fito, ganio<br />

- 14 -


gelişmek : de<strong>ve</strong>loppar se, crescer<br />

gelmek : <strong>ve</strong>nir<br />

gemi : na<strong>ve</strong><br />

genç : ju<strong>ve</strong>ntute; ju<strong>ve</strong>ne<br />

geniş : large<br />

gerçek : <strong>ve</strong>r, real; facto<br />

gerek : necessari, necesse<br />

gerekli : necessari, necesse, demandate<br />

gerekmek : esser necessari/necesse, deber<br />

getirmek : apportar<br />

gezi : tour, cursa<br />

gıda : mangiar, alimento<br />

gibi : como<br />

gidiş : viage; continuation<br />

girmek : entrar<br />

gitmek : vader, ir<br />

giymek : portar <strong>ve</strong>stimentos, <strong>ve</strong>stir<br />

gizli : secrete<br />

göbek : umbilico<br />

göç : vagation; immigration, cambiamento de<br />

domicilio<br />

gök : celo<br />

göl : laco; aqua<br />

gölge : umbra<br />

gömlek : camisa<br />

göndermek : inviar<br />

göre : secundo<br />

görmek : visitar; apprender; reguardar<br />

görünmek : apparer, de<strong>ve</strong>nir visibile<br />

görüşmek : incontrar; discuter, parlar;<br />

görüşürüz! : a revider!<br />

göstermek : monstrar<br />

göz : oculo; tiratorio<br />

gözlük : berillos<br />

güç : fortia, energia<br />

gülmek : rider<br />

güle güle! : adeo!<br />

gümrük : doana<br />

gümüş : argento<br />

gün : die;<br />

günaydın! : bon die! bon matino!<br />

iyi günler! : bon die!<br />

doğum günü : anni<strong>ve</strong>rsario;<br />

doğum günün kutlu olsun! : felice<br />

anni<strong>ve</strong>rsario!<br />

gündüz : in le die<br />

günah : culpa, peccato; peccabile<br />

güneş : sol<br />

güney : sud<br />

gürültü : ruito<br />

gü<strong>ve</strong>nmek : fider se a<br />

güzel : nette, belle<br />

- 15 -<br />

haber : information, nova<br />

hadi! : <strong>ve</strong>ni!<br />

hadise : e<strong>ve</strong>nimento<br />

hafif : legier, dulce, molle<br />

hafta : septimana<br />

hak : jure, derecto; justitia<br />

hakaret : diffamation, offensa<br />

hakikaten : <strong>ve</strong>r, real<br />

hakikî : <strong>ve</strong>r, genuin<br />

hakim : judice; go<strong>ve</strong>rnante, so<strong>ve</strong>ran, sage<br />

hakkında : re, in re, concernente, super<br />

haklı : juste, justificate<br />

hâl : condition, action<br />

hâlâ : <strong>pro</strong> le momento, ora ancora<br />

hala : amita<br />

halı : tapis<br />

halk : gente, populo<br />

hamam : banio turc<br />

hâmile : pregnante<br />

hangi : qual<br />

hanım : dama, seniora, senioretta<br />

hapis : prision; imprisionamento<br />

hareket : movimento, action; partita<br />

harf : littera<br />

harita : mappa<br />

hasta : malade<br />

hastane : hospital<br />

hata : error<br />

hatırlamak : memorar<br />

hava : aere, atmosphera<br />

havaalanı : aeroporto<br />

havuz : piscina<br />

hayat : vita<br />

hayır : no<br />

hayvan : animal<br />

hazır : preste, presente<br />

hazırlamak : preparar, facer preste<br />

Haziran (ayı) : junio<br />

hediye : dono<br />

hem ... hem : e ... e<br />

hemen : immediatemente, justo<br />

hep : tote, omne<br />

hepsi : omnes; toto; tote<br />

her : cata uno, cata, omne<br />

herhalde : forsan, possibilemente; obviemente,<br />

securmente<br />

herhangi : qualcunque, quicunque<br />

herkes : cata, omne<br />

hesap : calculation, conto;<br />

lütfen hesabı getirin : per favor, apporta me<br />

le conto


heyecanlı : excitante, emotionante<br />

hırıstiyan : christian<br />

hırsız : fur<br />

hız : rapiditate, <strong>ve</strong>locitate<br />

hızlı : agile, rapide<br />

hiç : absolutemente, jammais<br />

hikâye : historia, conto<br />

hoş : commode, placente<br />

hudut : frontiera, limite<br />

hukuk : justitia, lege<br />

hükümet : go<strong>ve</strong>rnamento<br />

hürriyet : libertate<br />

ırgat : obrero de construction<br />

ısınmak : inamorar; de<strong>ve</strong>nir calide<br />

ısıtmak : calefacer<br />

ıslak : humide<br />

icap : necessitate, consequentia, e<strong>ve</strong>ntualitate<br />

iç : interior<br />

içerde (= içeride) : intra<br />

içeri : infra<br />

için : <strong>pro</strong>que, a causa de;<br />

bunun için : <strong>pro</strong> isto, per consequentia<br />

içinde : in, infra<br />

içmek : biber<br />

içki : bibita alcoholic<br />

içeçek : bibita<br />

ihtiyar : viro <strong>ve</strong>tere; femina <strong>ve</strong>tere<br />

ihtiyarlamak : de<strong>ve</strong>nir <strong>ve</strong>tere<br />

iken : durante, durante que, como<br />

iki : duo (=2)<br />

iktidar : partita in fortia, potentia<br />

iktisat : economia<br />

il : <strong>pro</strong>vincia, campania<br />

ilâç : medicina, medicamento<br />

ilâ<strong>ve</strong> : appendice, addition<br />

ile : con, e<br />

ileri : avante, in avante<br />

ilgi : interesse, connexion<br />

ilgilendirmek : interessar, concerner<br />

ilgilenmek : interessar se <strong>pro</strong>, haber contacto con<br />

ilim : scientia; cognoscentia, sapientia<br />

ilişki : connexion<br />

ilk : prime, le prime; primo<br />

ilkbahar : prima<strong>ve</strong>ra<br />

imkân : possibilitate<br />

imza : signatura<br />

inanmak : creder, confider se in<br />

ince : magre, tenue<br />

incelemek : studiar, examinar<br />

inek : vacca<br />

İngiltere : Anglaterra<br />

- 16 -<br />

İngiliz : anglese<br />

İngilizce : anglese;<br />

İngilizce biliyor musunuz? : parla vos<br />

anglese?<br />

inmek : descender; atterrar<br />

insan : homine<br />

inşa : construction<br />

inşa etmek : construer<br />

inşaat : construction, edificio<br />

inşallah : si Deo lo vole, sperabilemente<br />

ise : o<br />

ise de : mesmo si, ben que<br />

isim : nomine;<br />

isminiz nedir? : que es vostre nomine?<br />

iskele : porta; quai<br />

İslâm : Islam, mohammedanismo<br />

istek : desiro, exigentia<br />

istemek : desirar, demandar<br />

İspanya : Espania<br />

İspanyol : espaniol<br />

İspanyolca : espaniol<br />

istifade : <strong>pro</strong>fito, lucro; beneficio<br />

istifade etmek : facer usar, usar<br />

istikbal : futuro<br />

istirahat : reposo, silentio<br />

iş : travalio, labor<br />

işçi : travaliator, obrero, laborator<br />

işsiz : non-occupate, sin labor<br />

işaret : signo, signal<br />

işitmek : ascoltar, audir<br />

itibaren : ab<br />

itimat : confidentia<br />

itiraz : <strong>pro</strong>testo, querela<br />

iyi : bon; ben<br />

kaba : grosse, grande, vulgar<br />

kabiliyet : possibilitate, facultate, intelligentia<br />

kabul : reception, consentimento, ap<strong>pro</strong>bation<br />

kabul etmek : acceptar;<br />

kredi kartı kabul ediyor musunuz? : accepta<br />

vos cartas de credito?<br />

kaç? : quante?; quanto?<br />

kaçak : illegal; fugitivo<br />

kaçırmak : robar; raper<br />

kaçmak : fugir, currer, disparer<br />

kadar : tanto multo como, tanto quanto;<br />

bu ne kadar? : quanto costa isto?<br />

bu kadar : tanto multo<br />

kadın : femina<br />

kafa : capite, intellecto<br />

kâfi : assatis, satis<br />

kâgıt : papiro


kahvaltı : jentaculo<br />

kah<strong>ve</strong> : caffe; café<br />

kah<strong>ve</strong>rengi : brun<br />

kalabalık : pressa, multitude de homines<br />

kaldırmak : remo<strong>ve</strong>r, abolir<br />

kalem : stilo, penna; officio<br />

kalın : grosse, spisse<br />

kalkınmak : <strong>pro</strong>greder, de<strong>ve</strong>loppar se<br />

kalkmak : levar se<br />

kalkış : partita<br />

kalp : corde<br />

kamyon : camion<br />

kan : sanguine<br />

kandırmak : persuader, seducer<br />

kanun : lege, regula<br />

kapalı : claudite<br />

kapatmak : clauder<br />

kapı : porta<br />

kar : ni<strong>ve</strong><br />

kâr : <strong>pro</strong>fito, ganio<br />

kara : nigre, obscur<br />

karaciger : hepate, ficato<br />

karakol : station de policia<br />

karanlık : obscuritate; obscur<br />

karar : decision; sententia<br />

kardeş : fratre [erkek]; soror [kız]<br />

karı : femina; sposa<br />

karışık : in disordine, mixte<br />

karışmak : miscer se, facer in disordine, occupar<br />

se de<br />

karmak : adder, augmentar<br />

kart : carta;<br />

kredi kartı : carta de credito;<br />

posta kartı : carta postal<br />

karşı : vis-à-vis, al altere latere<br />

karşılamak : ir al incontro<br />

karşılaştırmak : comparar, confrontar<br />

karşılık : salario; <strong>ve</strong>ndimento<br />

karşılıklı : reci<strong>pro</strong>c, mutual<br />

kasap : macelleria<br />

Kasım (ayı) : no<strong>ve</strong>mbre<br />

kaş : supercilio<br />

kaşık : coclear<br />

kat : strato; appartamento<br />

katılmak : participar, adherer<br />

kâtip : secretario<br />

kavun : melon<br />

kaya : rocca<br />

kaybetmek : perder<br />

kaynamak : cocer<br />

kaz : oca, ansere<br />

kaza : accidente; communa<br />

- 17 -<br />

kazanç : ganio, <strong>pro</strong>fito<br />

kazanmak : ganiar<br />

kedi : catto<br />

kelime : parola, vocabulo<br />

kemik : osso<br />

kendi : mesme, se<br />

kere : vice<br />

keskin : acute<br />

kesmek : secar, colpar<br />

kılıç : spada, gladio<br />

kırk : quaranta (=40)<br />

kırmak : fracassar, triturar<br />

kırmızı : rubie<br />

<strong>kısa</strong> : curte, bre<strong>ve</strong><br />

<strong>kısa</strong>ltmak : diminuer, accurtar<br />

kısım : parte<br />

kış : hiberno<br />

kıyafet : aspecto; <strong>ve</strong>stimento<br />

kız : puera, filia, virgine<br />

kızkardeş : soror<br />

ki : assi que<br />

kilise : ecclesia<br />

kilo : kilo; litro<br />

kim? : qui?<br />

kimse : alcun, persona<br />

kira : locamento<br />

kişi : persona, homine<br />

kitap : libro<br />

koca : sposo; <strong>ve</strong>tere<br />

kokmak : olfacer<br />

koku : odor<br />

kol : branca<br />

kolay : facile, legier<br />

koltuk : confortabile<br />

komşu : vicino<br />

konmak : placiar se<br />

konu : thema, subjecto<br />

konuşmak : parlar, con<strong>ve</strong>rsar;<br />

Fransızca konuşuyor musunuz? : parla vos<br />

francese?<br />

kopmak : finder se<br />

korkmak : timer<br />

korku : timor<br />

korumak : guardar, custodiar<br />

koşmak : currer<br />

kovalamak : chassar, persequer<br />

kovmak : chassar, persequer<br />

koymak : poner<br />

koyu : spisse, grosse; obscur; fer<strong>ve</strong>nte<br />

kök : radice<br />

kömür : carbon<br />

köpek : can


köprü : ponte<br />

kör : cec<br />

köşe : angulo<br />

kötü : mal<br />

köy : village<br />

kulak : aure<br />

kule : turre<br />

kullanmak : usar, facer usar<br />

kum : sablo, arena<br />

kurban : sacrificio<br />

kurmak : establir<br />

kurt : prato; <strong>ve</strong>rme; lupo<br />

kurtarmak : salvar<br />

kurtulmak : escappar<br />

kuru : sic<br />

kuş : a<strong>ve</strong><br />

kutlamak : celebrar, gratular<br />

kutu : cassa<br />

kuv<strong>ve</strong>t : fortia<br />

kuyu : puteo<br />

kuzey : nord<br />

kuzu : agno<br />

küçük : par<strong>ve</strong>, micre<br />

kültür : cultura<br />

küpe : pendente de aure<br />

lâf : parlar, con<strong>ve</strong>rsation<br />

lâhana : caule<br />

lâzım : necesse, necessari<br />

leke : <strong>ve</strong>rgonia, dishonor, macula<br />

lezzetli : delicate<br />

lise : gymnasio<br />

lokanta : restaurante<br />

lütfen : per favor;<br />

lütfen hesabı getirin! : per favor, apporta me<br />

le conto!<br />

lüzum : necessitate<br />

mahalle : districto, quartiero<br />

mahkeme : tribunal, corte<br />

mah<strong>ve</strong>dici : destruente, destructi<strong>ve</strong><br />

makale : articulo<br />

mal : <strong>pro</strong>prietate, merce<br />

malum : indiscutibile<br />

malzeme : material, articulo, materia prime<br />

manyak : demente, alienate, insan<br />

manzara : panorama, vista<br />

Mart : martio<br />

masa : tabula<br />

matbaa : imprimeria<br />

mavi : blau<br />

Mayıs (ayı) : maio<br />

mecbur : fortiate, necessari<br />

- 18 -<br />

medeni : cultura, civilisation<br />

mektup : littera<br />

memleket : pais<br />

memnun : gaudiose, satisfacite<br />

memur : functionario<br />

merak : curiositate, interesse; inquietation<br />

merak etmek : esser curiose, interessar se;<br />

inquietar<br />

merhaba : bon die, hallo; salute!<br />

merkez : centro, central<br />

mesafe : distantia<br />

meselâ : per exemplo (p.ex.)<br />

mesele : question, caso, <strong>pro</strong>blema<br />

meslek : <strong>pro</strong>fession<br />

mesul : responsabile<br />

metin : texto<br />

metre : metro<br />

mevcut : existente, presente<br />

mevsim : saison<br />

meydan : placia<br />

meyva : fructo<br />

meyva suyu : succo<br />

mezar : tumba<br />

mide : stomacho<br />

miktar : multitude, quanto, quantitate<br />

millet : nation, populo<br />

millî : national<br />

milyon : million<br />

misafir : hospite, visitante<br />

modern : moderne<br />

motor : motor<br />

muamele : action; formalitate<br />

muayene : in<strong>ve</strong>stigation, recerca, inspection<br />

muhafaza : <strong>pro</strong>tection, conservation<br />

muhafaza etmek : <strong>pro</strong>teger, conservar<br />

muhakkak : certe, secur<br />

muhasebe : contabilitate<br />

muhtelif : di<strong>ve</strong>rse, varie<br />

muhtemel : <strong>pro</strong>babile<br />

mukayese : comparation<br />

mukayese etmek : comparar<br />

mum : cera, candela de cera<br />

mutfak : cocina<br />

mutlaka : absolute, complete<br />

mutlu : felice<br />

muvaffak : successose<br />

muz : banana<br />

mücadele : lucta, battalia<br />

müddet : periodo<br />

müdür : director, gerente<br />

mühendis : ingeniero<br />

mühim : importante


müjde : bon nova<br />

mükemmel : perfecte, excellente<br />

mümkün : possibile<br />

münasebet : connexion<br />

müracaat : consultation<br />

müracaat etmek : tornar se, adressar se, consultar<br />

müsaade : permission<br />

müsaade etmek : permitter, consentir<br />

Müslüman : mohammedano, moslem, musulman<br />

müşterek : commun<br />

müşteri : cliente<br />

müthiş : terribile<br />

müze : museo<br />

müzik : musica<br />

nadir : rar<br />

namaz : prece (ritual mohammedan)<br />

namus : honor<br />

nasıl? : como?; qual sorta?<br />

nasılsın? : como sta tu?<br />

naylon : nylon; sacco de plastico<br />

nazaran : secundo; comparate a; pois que<br />

ne : que?; lo que;<br />

bu ne? : que es isto?<br />

bu ne kadar? : quanto costa isto?<br />

ne ... ne : ni ... ni;<br />

ne zeman? : quando?<br />

neden : <strong>pro</strong> que?; causa<br />

nefîs : delicisiose, bon, belle<br />

nehir : fluvio<br />

nem : humiditate<br />

nemli : humide<br />

nere? : que?, qual?<br />

nerede? : ubi?<br />

nerde yaşıyorsunuz? : ubi reside vos?<br />

nereden? : de ubi?<br />

nereli? : de ubi?, de qual origine?<br />

nereye? : a ubi?<br />

nereye gidiyorsunuz? : a ubi va vos?<br />

neşe : bon humor, gaitate<br />

netice : resultato, consequentia<br />

niçin? : <strong>pro</strong> que?<br />

nihayet : fin; al fin, finalmente<br />

nine : granmatre<br />

Nisan (ayı) : april<br />

nişanlı : fidantiate<br />

niye? : <strong>pro</strong> que?<br />

nokta : puncto<br />

normal : normal<br />

numara : numero<br />

nüfus : populo, habitantes<br />

- 19 -<br />

o : ille, illa, illo;<br />

onlar : illes, illas, illos<br />

ocak : furno; club; familia<br />

Ocak (ayı) : januario<br />

oda : camera, officio;<br />

bu akşam için boş odanız var mı? : ha vos un<br />

camera libere <strong>pro</strong> iste nocte?<br />

boş odamız yok : nos non ha un camera<br />

libere<br />

odun : ligno<br />

oğul : filio<br />

okul : schola<br />

okumak : leger<br />

okyanus : oceano<br />

olay : e<strong>ve</strong>nimento<br />

olgun : matur; adulte<br />

olmak : esser, de<strong>ve</strong>nir; occurrer, e<strong>ve</strong>nir<br />

olumlu : positi<strong>ve</strong><br />

olumsuz : negati<strong>ve</strong><br />

omuz : spatula<br />

on (=10) : dece;<br />

on bir (=11) : dece-un;<br />

on iki (=12) : dece-duo<br />

ora : illac<br />

orada : illac<br />

oradan : de illac, ab illac<br />

ordu : armea<br />

orman : foreste<br />

orta : medio<br />

ot : herba<br />

otel : hotel<br />

otobüs : autobus<br />

otomat : automato<br />

otopark : parcamento<br />

oturmak : seder, seder se<br />

otuz (=30) : trenta<br />

oy : opinion, voce<br />

oynamak : mo<strong>ve</strong>r se; jocar; dansar<br />

oyun : joco; dansa<br />

öbür : le altere<br />

ödemek : pagar<br />

ödev : deber, obligation, obra<br />

öğle : mediedie<br />

öğrenmek : apprender<br />

öğrenci : studente, discipulo, alumno<br />

öğretmek : inseniar, instruer<br />

öğretmen : inseniator, inseniatrice<br />

öküz : bo<strong>ve</strong><br />

ölçmek : mesurar<br />

öldürmek : assassinar<br />

ölmek : morir


ölüm : morte<br />

ön : copertura, fronte<br />

önce : previemente, anteriormente<br />

önem : importantia<br />

önemli : importante<br />

önlemek : impedir<br />

öpmek : basiar<br />

ördek : anate<br />

örnek : exemplo;<br />

örneğin : per exemplo (p.ex.)<br />

öte : altere latere<br />

öz : nucleo, essentia, substantia; mesme, <strong>ve</strong>r<br />

özel : personal, private, special<br />

özellik : peculiaritate<br />

özellikle : special, super toto<br />

özgür : libere, independente<br />

özlemek : desirar, mancar<br />

özür : excusa; defecto<br />

pahalı : costose<br />

paket : pacco, pacchetto<br />

palto : paletot, supertoto, mantello <strong>pro</strong> hiberno<br />

pamuk : coton<br />

pantalon : pantalones<br />

para : moneta<br />

parça : parte<br />

parmak : digito<br />

parti : partita<br />

pasaport : passaporto<br />

pasta : torta<br />

patates : patata<br />

patlamak : exploder<br />

pay : parte, quota<br />

paylaşmak : partir, divider<br />

pazar : mercato; commercio; dominica<br />

Pazar (günü) : dominica<br />

Pazartesi : lunedi<br />

pek : forte, firme<br />

peki : in ordine, OK<br />

pembe : rosa<br />

pencere : fenestra<br />

perde : cortina<br />

Perşembe : jo<strong>ve</strong>di<br />

peşin : in avantia; contante<br />

peynir : caseo<br />

pil : batteria<br />

piliç : galletto, pullo<br />

pirinç : ris<br />

pis : immunde<br />

pişirmek : cocer, cocer in furno<br />

pişman : remorsante, repentente<br />

pişmek : cocer, frir<br />

plaj : plagia<br />

polis : policia; policiero;<br />

polis karakolu : commissariato de policia<br />

portakal : orange<br />

posta : posta<br />

postahane : bureau de posta<br />

pratik : practic<br />

prensip : principio<br />

<strong>pro</strong>blem : <strong>pro</strong>blema<br />

<strong>pro</strong>gram : <strong>pro</strong>gramma<br />

pul : timbro postal; scalia<br />

radyo : radio<br />

raf : planca<br />

rağmen : malgrado<br />

rahat : silentio, commoditate; silente, commode<br />

rakı : aquavite<br />

randevu : rendezvous<br />

rastlamak : incontrar, trovar<br />

razı : de accordo, contente<br />

reddetmek : refutar, negar, refusar<br />

reklam : reclamo<br />

renk : color<br />

resim : pictura, portrait; derecto<br />

resmî : public, official, formal<br />

rıhtım : porto<br />

rica : desiro, demanda<br />

rica etmek : desirar, demandar<br />

roman : romance<br />

ruh : anima<br />

rutubet : humiditate<br />

rüya : sonio<br />

rüzgâr : <strong>ve</strong>nto<br />

saat : horologio; hora; tempore;<br />

saat kaç? : que hora es?<br />

3.15 : tres e quatro;<br />

1.45 : duo minus un quatro;<br />

11.30 : dece-un e media<br />

sabah : matino<br />

sabır : patientia<br />

sabun : sapon<br />

saç : capillo<br />

saçma : nonsenso<br />

sade : pur, simple<br />

sadece : solmente<br />

sağ (= yön) : dextere<br />

sağ (= canlı) : vi<strong>ve</strong>nte, indamnificate<br />

sağır : surde<br />

sağlam : solide<br />

sağlamak : assecurar, <strong>pro</strong>curar<br />

sağlık : sanitate, vita<br />

sahip : possessor<br />

- 20 -


sahte : false<br />

sakal : barba<br />

sakat : invalide<br />

sakin : silente, tranquille, quiete, calme<br />

saklamak : conservar, celar<br />

salata : salata<br />

salatalık : cucumbre<br />

salça : sauce<br />

saldırmak : attaccar<br />

Salı (günü) : martedi<br />

sallamak : balanciar<br />

sanat : arte<br />

sanayi : industria<br />

sandalye : sedia<br />

sanık : suspectate, accusate<br />

saniye : secunda<br />

sanki : si-nominate, como si, quasi que<br />

sanmak : supponer, creder, intender<br />

santim : centimetro<br />

santimetre : centimetro<br />

sap : manico<br />

saptamak : constatar; fixar<br />

saray : castello, palatio<br />

sarhoş : ebrie<br />

sarı (renk) : jalne<br />

sarmak : in<strong>ve</strong>loppar<br />

sarsmak : nocer<br />

satıcı : <strong>ve</strong>nditor<br />

satın almak : comprar<br />

satış : <strong>ve</strong>ndita<br />

satmak : <strong>ve</strong>nder<br />

savaş : guerra, battalia, lucta<br />

savaşmak : luctar<br />

savunmak : defender<br />

sayesinde : gratias a<br />

sayfa : latere, pagina<br />

saygı : respecto<br />

sayı : numero, cifra<br />

sayın : senior, seniora<br />

saymak : contar, enumerar<br />

sebep : causa<br />

sebze : legumine<br />

seçim : votation, election<br />

seçmek : eliger, seliger<br />

sekiz (=8) : octo<br />

seksen (=80) : octanta<br />

selam! : salute!<br />

sen : tu<br />

sene : anno<br />

serbest : libere<br />

sergi : exhibition<br />

serin : fresc<br />

- 21 -<br />

sert : forte, dur<br />

ses : sono, voce<br />

sevgi : amor<br />

sevgili : amate<br />

sevgili [erkek] : amato<br />

sevgili [kız] : amata<br />

sevinmek : gauder<br />

sevmek : amar<br />

seyahat : viage<br />

seyirci : spectator<br />

seyretmek : spectar<br />

sıcak : calide, calde; calor; amabile<br />

sıfır : zero<br />

sığır : vacca<br />

sıhhat : sanitate<br />

sıkı : firme, captivante, stricte<br />

sıkılmak : sentir se indisposite; enoiar se<br />

sıkıntı : difficultate; enoio<br />

sıkmak : premer, crampar<br />

sınıf : classe<br />

sınır : frontiera, limite<br />

sınırlı : limitate<br />

sır : secreto<br />

sıra : colonna<br />

sırt : dorso<br />

sıvı : liquido<br />

sızmak : facer aqua, exsudar, guttar, permear<br />

sigara : cigarro, cigaretta<br />

silâh : arma<br />

silmek : fricar, essugar<br />

sinek : musca<br />

sinema : cinema<br />

sinir : nervo<br />

sinirli : nervose, irritate; excitate<br />

sinirlenmek : de<strong>ve</strong>nir nervose; excitar<br />

sis : nebula, bruma<br />

sistem : systema<br />

sivri : acute<br />

siyah : nigre<br />

siyaset : politica<br />

siyasi : politic<br />

siz : vos<br />

soba : furno<br />

sofra : tabula de mangiar<br />

soğan : cibolla<br />

soğuk : frigido<br />

soğumak : prender frigido, de<strong>ve</strong>nir frigide<br />

sokak : strata, via<br />

sol : sinistre<br />

somut : concrete<br />

son : fin<br />

sonbahar : autumno


sonra : plus tarde<br />

sonuç : resultato, consequentia<br />

sopa : baston<br />

sormak : demandar<br />

soru : question<br />

sorumlu : responsabile<br />

sorun : question, <strong>pro</strong>blema, caso<br />

sosyal : social<br />

soy : familia, generation<br />

soyadı : supernomine, nomine familial<br />

soymak : excoriar, piliar<br />

soyut : abstracte<br />

sönmek : sortir<br />

söylemek : parlar, dicer;<br />

Türkçede bu nasıl söylenir? : Como se dice<br />

isto in turco?<br />

söz : parola, vocabulo; <strong>pro</strong>missa<br />

sözlü : oral; fidantiate<br />

sözlük : dictionario<br />

sözleşmek : con<strong>ve</strong>nir de<br />

spor : sport<br />

su : aqua;<br />

meyva suyu : succo<br />

suç : culpa, crimine<br />

sunmak : offerer; inviar<br />

susmak : tacer<br />

süpürge : scopo<br />

süre : tempore<br />

sürmek : exiliar, ingrassar; conducer, pulsar<br />

sürü : multitude<br />

süs : ornamento<br />

süt : lacte<br />

şahane : regal, principal<br />

şahıs : persona<br />

şaka : joco, burla<br />

şans : chance<br />

şanslı : felice<br />

şanssız : infelice, infortunate<br />

şapka : capello<br />

şarap : vino<br />

şarkı : canto<br />

şart : condition; necesse, necessari<br />

şaşırmak : meraviliar se<br />

şaşmak : meraviliar<br />

şayet : si<br />

şeftali : persica<br />

şehir : citate, urbe<br />

şeker : sucro<br />

şekil : figura; modo, forma<br />

şemsiye : parapluvia, parasol<br />

şeref : honor<br />

- 22 -<br />

şerefe! : a vostre salute!<br />

şey : cosa;<br />

bir şey değil! : il es nihil!<br />

şımarık : arrogante<br />

şiddet : intensitate; violentia<br />

şikâyet : querela<br />

şikâyet etmek : querelar, planger se<br />

şimdi : nunc, ora<br />

şişe : bottilia<br />

şişman : corpulente, grasse<br />

şişmek : inflar<br />

şoför : chauffeur<br />

şöyle : talmente, assi;<br />

şöyle böyle : assi assi<br />

şu : iste; ille<br />

Şubat : februario<br />

şura : illac, ci<br />

şurada : illac; ci, hic<br />

şuradan : de illac; de ci<br />

şurası : a iste loco; a ille loco<br />

şuraya : a illac; a ci<br />

şüphe : dubita<br />

ta : mesmo, usque<br />

tabak : platto<br />

tabi : editor, imprimitor<br />

tabiat : natura<br />

tabiî : natural<br />

tahmin etmek : supponer, divinar<br />

tahsil : ap<strong>pro</strong>priation; studio<br />

tahta : ligno, planca<br />

takım : gruppo<br />

takip etmek : sequer<br />

takmak : poner, pender, fiscar<br />

taksi : taxi<br />

talebe : studente, studiante, discipulo, alumno<br />

tam : integre, complete, intacte<br />

tamam : finite, complete; in ordine<br />

tamamen : complete, total<br />

tamir etmek : reparar<br />

tane : pecia; semine, grana, grano<br />

tanıdık : cognoscite; cognoscentia<br />

tanık : teste<br />

tanımak : cognoscer, recognoscer;<br />

tanıştığımıza memnun oldum! : il es un<br />

placer facer tu cognescentia!<br />

tanınmış : apprender cognoscer<br />

tanrı : deo; deitate<br />

taraf : latere, parte, direction<br />

tarafından : de<br />

tarafsız : neutral, neutre<br />

taramak : pectinar


tarif : description, definition<br />

tarif etmek : describer, definir<br />

tarife : tarifa, lista de precios; instruction de uso<br />

tarih : historia<br />

tarla : campo, agro<br />

tartışmak : discuter, debatter<br />

tartmak : pesar<br />

tas : tassa, bassinetto, bicario<br />

taş : petra<br />

taşımak : portar, transportar<br />

taşınmak : cambiar domicilio<br />

tat : gusto, delecto, placer<br />

tatlı : dulce, deliciose; sympathic; dessert, torta<br />

tatil : vacantias, suspension<br />

tatmak : gustar, degustar<br />

tavsiye : recommendation<br />

tavsiye etmek : recommendar, consiliar<br />

tavuk : pollo, gallina<br />

tayin : <strong>pro</strong>motion, appunctamento<br />

tayin etmek : decider, <strong>pro</strong>mo<strong>ve</strong>r, <strong>pro</strong>clamar<br />

taze : fresc<br />

tebrik etmek : gratular, congratular, felicitar<br />

tecrübe : essayo; experientia, practica<br />

tedavi etmek : curar<br />

tehlike : periculo<br />

tek : sol, singular, singule<br />

tekerlek : rota<br />

teklif etmek : <strong>pro</strong>poner, offerer<br />

teknik : technica; technic<br />

tekrar : repetition, de novo<br />

tekrar etmek : repeter<br />

tekrarlamak : repeter<br />

tel : filo, cablo; telegramma<br />

telefon : telephono<br />

temas etmek : toccar, haber connexion con, haber<br />

contacto con<br />

tembel : pigre<br />

temel : fundamento, base<br />

temin etmek : garantir, assecurar<br />

temiz : munde, nette, pur<br />

temmuz : julio<br />

temsil etmek : representar, comparar, presentar<br />

tencere : casserola, marmita, pote, olla<br />

tenha : sol, deserte, isolate<br />

tepe : collina, cresta<br />

tepmek : dansar; manifestar se, monstrar se<br />

tepsi : tabuliero (de servicio)<br />

ter : sudor, transpiration<br />

tercih etmek : preferer<br />

tercüme : traduction<br />

tercüme etmek : traducer<br />

tereyağı : butyro<br />

- 23 -<br />

terlemek : sudar, transpirar<br />

ters : opposite, oblique, inclinate; inamical;<br />

re<strong>ve</strong>rso<br />

tesadüf : coincidentia<br />

tesadüfen : per hasardo, casualmente<br />

tesir : effecto, impression<br />

tespit etmek : junger, fixar, establir, determinar<br />

teşebbüs etmek : <strong>pro</strong>bar, essayar<br />

tesekkürler! : gratias!<br />

çok tesekkür ederim! : multe gratias!<br />

teşekkür etmek : regratiar<br />

teyze : amita<br />

tıraş etmek : rasar, tonder, taliar<br />

ticaret : commercio, negotio<br />

titiz : minutiose, pedantic; precisemente,<br />

strictemente<br />

tok : grosse, obtuse; satiate<br />

top : balla, bolla; integritate<br />

toplamak : colliger<br />

toplantı : incontro, assemblea, congresso<br />

toplum : societate<br />

toprak : terra<br />

torba : sacco<br />

toz : pul<strong>ve</strong>re<br />

trafik : traffico<br />

tren : traino<br />

turist : tourista<br />

tutmak : capturar; concordar; amontar a<br />

tutuklamak : attachar<br />

tuvalet : toilette; lavatorio;<br />

tuvalet nerede? : ubi es le w.c.?; ubi es le<br />

lavatorio?<br />

tuz : sal<br />

tükenmek : finir, cessar<br />

tüketmek : consumer<br />

tüm : completemente, toto<br />

tür : sorta, specie<br />

Türk : turco; turc<br />

Türkçe : lingua turc, turco; in turco<br />

Türkiye : Turchia<br />

türkü : canto popular<br />

ucuz : de bon mercato<br />

uçak : avion<br />

uçmak : volar<br />

ufak : par<strong>ve</strong>, micre<br />

uğramak : visitar; suffocar; stoppar<br />

uğraşmak : esser occupate de/per<br />

ulus : nation<br />

umumî : commun, total, general, public<br />

umut : spero, sperantia<br />

unutmak : oblidar


usul : methodo, systema, modo, maniera<br />

utanç : confuse, timide<br />

utanmak : haber <strong>ve</strong>rgonia, <strong>ve</strong>rgoniar se<br />

uyandırmak : e<strong>ve</strong>liar<br />

uyanmak : e<strong>ve</strong>liar se<br />

uydurmak : adaptar, accomodar, adjustar,<br />

escogitar<br />

uygarlık : civilisation<br />

uygun : apte, con<strong>ve</strong>niente<br />

uyku : somno<br />

uymak : con<strong>ve</strong>nir<br />

uyumak : dormir<br />

uzak : distante, remote, lontan<br />

uzanmak : extender, tender<br />

uzatmak : allongar, extirar<br />

uzun : alte, lontan, longe<br />

ücret : salario, pagamento;<br />

ücret ne kadar? : quanto costa?<br />

üç (=3) : tres<br />

ülke : pais<br />

ülkü : ideal, desiro<br />

üni<strong>ve</strong>rsite : uni<strong>ve</strong>rsitate<br />

ünlü : famose; vocal<br />

üst : superior, copertura<br />

üstün : arrogante, superbe<br />

üşümek : refrigerar, frigorificar<br />

üzere : a fin que/de, sub condition que, secundo<br />

üzerinde : concernente, super, re<br />

üzerine : super, de<br />

üzmek : affliger, attristar, contristar, desolar;<br />

inquietar, preoccupar<br />

üzüm : uva<br />

vadi : valle<br />

vahşi : salvage, brutal, cruel<br />

vakit : tempore<br />

var : existente, presente, il ha;<br />

biletiniz var mı? : ha vos un billet?<br />

varmak : arrivar, <strong>ve</strong>nir<br />

varış : arrivata<br />

vasıta : medio; mediator; <strong>ve</strong>hiculo<br />

vasıtasıyla : per medio de<br />

vatan : patria<br />

vatandaş : cocitatano, compatriota, conational<br />

vazgeçirmek : facer renunciar a, facer desister de<br />

vazife : mission, deber, obligation<br />

vaziyet : situation, position<br />

<strong>ve</strong> : e<br />

<strong>ve</strong>rgi : taxa, imposto<br />

<strong>ve</strong>rmek : donar, dar<br />

<strong>ve</strong>ya, <strong>ve</strong>yahut : o<br />

vicdan : conscientia<br />

- 24 -<br />

vurmak : batter, colpar<br />

vürut : arrivata; idea<br />

ya : o<br />

ya ... ya : o ... o<br />

yabancı : estranier<br />

yağ : grassia, oleo<br />

yağmak : plu<strong>ve</strong>r, nivar, grandinar<br />

yağmur : pluvia<br />

yağmur yağmak : plu<strong>ve</strong>r<br />

yakalamak : capturar, arrestar<br />

yakın : <strong>pro</strong>xime, vicin, presso; <strong>pro</strong>ximitate,<br />

ambiente, vicinitate<br />

yakışıklı : belle, incantator<br />

yaklaşmak : ap<strong>pro</strong>ximar se<br />

yalan : mentita<br />

yalnız : sol, singular, singule; ma, totevia<br />

yan : latere, parte, direction<br />

yanaşmak : ap<strong>pro</strong>ximar se<br />

yani : a saper<br />

yanlış : incorrecte, erronee<br />

yanmak : arder<br />

yapı : edificio, construction, structura<br />

yapışmak : glutinar, toccar, attachar se<br />

yapıştırmak : glutinar<br />

yapmak : facer<br />

yaprak : folio<br />

yaralamak : vulnerar<br />

yaramak : esser apte<br />

yarar : avantage, utilitate; utile, utilitari,<br />

<strong>pro</strong>fitabile<br />

yaratmak : crear<br />

yardım : adjuta, supporto, sub<strong>ve</strong>ntion<br />

yardım etmek : adjutar, supportar, sub<strong>ve</strong>ntionar<br />

yarı : medietate<br />

yarım : medie, semiyarımada<br />

: peninsula<br />

yarın : deman<br />

yasak : interdiction, <strong>pro</strong>hibition, inhibition<br />

yaş : etate<br />

yaşlı : <strong>ve</strong>tule, <strong>ve</strong>tere, ancian<br />

yaşamak : vi<strong>ve</strong>r, habitar<br />

yatak : lecto<br />

yatmak : jacer<br />

yavaş : lente<br />

yavru : parvo, ju<strong>ve</strong>ne, pullo<br />

yaya : pedestre, pedon<br />

yayan : a pedes<br />

yaygın : allargamento<br />

yaymak : diffunder, extender<br />

yaz [mevsimi] : estate<br />

yazar : autor, scriptor


yazı : scriptura<br />

yazık : triste, desolate<br />

yazmak : scriber<br />

yedi (=7) : septe<br />

yel : <strong>ve</strong>nto<br />

yemek : mangiar, devorar; prandio;<br />

öğle yemegi : prandio;<br />

akşam yemeği : cena<br />

yeni : no<strong>ve</strong><br />

yer : loco, placia<br />

yerinde : in (le) loco<br />

yerine : in loco de<br />

yerleşmek : seder se, placiar se; montar; establir<br />

yeşil : <strong>ve</strong>rde<br />

yeter : assatis<br />

yetişmek : attinger<br />

yetmek : bastar, esser sufficiente<br />

yetmiş (=70) : septanta<br />

yıkamak : lavar<br />

yıkmak : destruer, demolir, ruinar<br />

yıl : anno;<br />

yeni yılınız kutlu olsun! : felice no<strong>ve</strong> anno!<br />

yıldız : stella, astro<br />

yırtmak : tirar, grattar<br />

yine : de novo, ancora un vice<br />

yirmi (=20) : vinti;<br />

yirmi bir (=21) : vinti-un<br />

yogurt : yogurt<br />

yok : non-existente, il non ha<br />

yokluk : manco<br />

yoksa : o, si non, alteremente<br />

yol : strata, via<br />

yolculuk : viage<br />

yollamak : inviar, expedir<br />

yorgun : fatigate<br />

yorulmak : fatigar se<br />

yön : direction, latere<br />

yöneltim : conducta<br />

- 25 -<br />

yönetmek : diriger<br />

yukarı : in supra, supra, superior; al alto<br />

yukarıda : in supra<br />

yukarıdan : ab supra<br />

yukarıya : supra<br />

yumurta : ovo<br />

yumuşak : dulce, blande<br />

Yunan : grec<br />

Yunanca : greco, in greco<br />

Yunanistan : Grecia<br />

Yunanlı : greco<br />

yurt : pais, patria; casa<br />

yuvarlak : rotunde<br />

yük : onere, carga, fardello<br />

yüksek : alte<br />

yün : lana<br />

yürümek : ambular, vader, ir, marchar<br />

yüz : cento (=100); facie<br />

yüzmek : flottar, natar<br />

yüzme havuzu : piscina<br />

zahmet : difficultate, pena, fatiga<br />

zaman : tempore<br />

zannetmek : creder, pensar, supponer<br />

zarar : damno, detrimento, torto, perdita<br />

zaten : in ultra, ulteriormente<br />

zavallı : povre<br />

zayıf : magre<br />

zehir : <strong>ve</strong>neno, toxico<br />

zeki : intelligente, sage<br />

zengin : ric, plen<br />

zevce : sposa<br />

zevk : gusto, placer<br />

zeytin : oliva<br />

ziyade : plus; surplus, <strong>pro</strong>fito, ganio<br />

ziyaret etmek : visitar, pelegrinar<br />

zor : difficile; <strong>pro</strong>blema<br />

zorlamak : fortiar, coager, coercer

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!