Tekstil Teknik July 2020
Tekstil Teknik July 2020 Tekstil Teknik July 2020
ISSN 2148-9254TEMMUZ JULY 2020www.tekstilteknik.com.tr
- Page 4 and 5: İMTİYAZ SAHİBİİSTMAG MAGAZİNG
- Page 6: 4Covid-19’un küresel tekstilend
- Page 9 and 10: PANORAMA 7Grafik 3: Global tekstil
- Page 12 and 13: 10PANORAMA“Beyaz Altın” içiny
- Page 14 and 15: 12PANORAMATEKSTİL & TEKNİK | TEMM
- Page 18 and 19: 16PANORAMA“Yerli üretimdesteklen
- Page 20: 18PANORAMATEKSTİL & TEKNİK | TEMM
- Page 23 and 24: PANORAMA 21After Covid-19, what kin
- Page 26 and 27: 24PANORAMAZorlu koşullar özel ç
- Page 28: 26PANORAMAASTEKS YENİLİKÇİ VE F
- Page 31 and 32: PANORAMA 29ancak özel ipliklerimiz
- Page 33 and 34: PANORAMA 31TOS+H EXPO’nunyeni tar
- Page 35 and 36: PANORAMA 33Şek. 2: Bağlama robotu
- Page 38: 36PANORAMATEKSTİL & TEKNİK | TEMM
- Page 42 and 43: 40PANORAMAMimaki TS300P-1800 ileoyu
- Page 44 and 45: 42PANORAMASantrifüj (Turbo)Kompres
- Page 46 and 47: &Halat Açma & Kesme & SıkmaMakine
- Page 48 and 49: 46PANORAMACovid-19, bir şeyleride
- Page 50 and 51: 48PANORAMAİhracatın yıldızları
ISSN 2148-9254
TEMMUZ JULY 2020
www.tekstilteknik.com.tr
İMTİYAZ SAHİBİ
İSTMAG MAGAZİN
GAZETECİLİK YAYINCILIK
İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ. ADINA
Publisher
H. Ferruh IŞIK
GENEL MÜDÜR (SORUMLU)
General Manager (Responsible)
Mehmet SÖZTUTAN
mehmet.soztutan@img.com.tr
YAZI İŞLERİ KOORDİNATÖRÜ
News Editor
Ali ERDEM
ali.erdem@img.com.tr
YAYIN KURULU BAŞKANI
Editorial Board Chief
Prof. Dr. Cevza Candan
YAYIN KURULU
Editorial Board
Prof. Dr. Bülent Özipek
Prof. Dr. H. Rıfat Alpay
Prof. Dr. Yalçın Bozkurt
Prof. Dr. E. Tekin Altınbaş
Prof. Dr. W. Oxenham
Prof. Dr. Emel Önder
Prof. Dr. Yusuf Ulcay
Doç. Dr. Mehmet Ali ÖZBUDUN
Doç. Dr. Yusuf A. Uskaner
REKLAM DANIŞMANI
Advertisement Consultant
Mehmet TATLI
mehmet.tatli@img.com.tr
DIŞ İLİŞKİLER MÜDÜRÜ
Foreign Relations Manager
Yusuf OKÇU
yusuf.okcu@img.com.tr
TEKNİK MÜDÜR
Technical Manager
Tayfun AYDIN
tayfun.aydin@img.com.tr
GRAFİK & TASARIM
Graphics & Design
Hakan SÖZTUTAN
hakan.soztutan@img.com.tr
DİJİTAL VARLIKLAR MÜDÜRÜ
Digital Assets Manager
Emre YENER
emre.yener@img.com.tr
WEB DEVELOPER
Amine Nur YILMAZ
amine.yilmaz@img.com.tr
ABONE VE DAĞITIM
S u b s cr i pt io n a n d C i rc ul at io n M an ag e r
İsmail ÖZÇELİK
ismail.ozcelik@img.com.tr
AD RES | He ad Of fi ce
İSTMAG MAGAZİN GAZETECİLİK YAYINCILIK
İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ.
İHLAS MEDIA CENTER
Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi No: 11
Medya Blok Kat: 1 P.K. 34197
Yenibosna - Bahçelievler / İSTANBUL / TURKEY
Tel: +90 212 454 22 22 Fax: +90 212 454 22 93
www.tekstilteknik.com.tr
e-ma il: img@img.com.tr
BASKI | Printed By | İH LAS Ga ze te ci lik A.Ş.
İHLAS MEDIA CENTER Merkez Mahallesi
29 Ekim Caddesi No: 11 A/41
Yenibosna - Bahçelievler / İSTANBUL / TURKEY
Tel: +90 212 454 30 00
B Ö LG E T E MS İ LC İL İ KL ER İ
BURSA | Ömer Faruk GÖRÜN
Tel: +90 224 211 44 50 Fax: +90 224 211 44 81
KONYA | Me tin DE MİR
Tel: +90 332 238 10 71 Fax: +90 332 238 01 74
Advertising Representatives
KOREA | Jes Media Int. / Mr. Young Seoah Chinn
Tel: 8224813411 Fax: 8224813414
jesmedia@unitel.co.kr
BİLGİ / Information
Tekstil& Teknik Dergisi’nde yer alan makalelerdeki
fikirler yazarlarına aittir. Yayınlanan ilanların
sorumluluğu ilan sahiplerine aittir.
Tekstil & Teknik is published monthly.
A dv e rt is em e n t s r e sp o ns ib il it ie s p u bl i sh e d
in our ma ga zi ne per ta in to ad ver tisers.
REKLAM İNDEKSİ
ADVERTISEMENT
ARMUTLU TATİL KÖYÜ...........................65
ATAÇ......................................................23
BENEKS............................................44-45
CANLAR MEKATRONİK...................14-15
EFFE......................................................A.K
EKOTEKS......................................... 41 – 47
HIGHTEX 2021.......................................69
ITM 2021.................................................27
İHLAS MATBAACILIK............................ 51
İHLAS YAPI............................................. 61
KIRAY MAKİNA........................... Ö.K - 35
KUZULUK KAPLICALARI........................75
PETNİZ ISI...............................................39
PİMMS..........................................Ö.K.İ – 1
RIETER......................................................3
SANKO...................................................19
SARDES (DEVAN)...................................9
SPGPrints.................................................5
ŞANAL PLASTİK............................... 30-31
TÜRKİYE HASTANESİ..............................57
TÜYAP (İPLİK FUARI)..............................37
Make the Difference
ROBOspin – Ring iplikçiliği
otomatikleştirildi
ROBOspin, Rieter ring iplik makinaları için üretilmiş ilk tam otomatik bağlama
robotudur. Bu robot, makinanın çalışması veya takım çıkarma sırasında meydana
gelen iplik kopuşlarını giderir ve bu sayede 7/24 sürekli kaliteyi garanti eder. Hem
yeni hem de mevcut makinalara monte edilebilir.
www.rieter.com
4
Covid-19’un küresel tekstil
endüstrisine etkisi
Tüm dünya, pandeminin yol açtığı kriz dönemini atlatmaya çalışırken, firmalar da
stratejilerini yeniden şekillendirme aşamasına geldi. COVID-19’dan kaynaklanan talep
kaybı ve dünya genelinde uygulanan önleyici tedbirler, tekstil sektörlerini uçtan
uca etkilemektedir. Corona salgını, tekstil değer zincirinin elyaf üretiminden nihai
tüketici ürünlerine kadar genişlediğini ortaya koydu. Geçtiğimiz sayımızda Türk tekstil
makine sektörünün Covid-19 sürecini değerlendirmiştik. Bu yazımızda ise küresel tekstil
makinelerinin durumunu ITMF’in verileri ışığında sizlerle paylaşmak istedim.
Uluslararası Tekstil Üreticileri Federasyonu (ITMF)’nin son corona araştırmaları, siparişlerin
küresel olarak % 40’tan fazla düştüğünü ve 2020’deki cironun 2019’a göre% 33 daha
düşük olacağını açıkladı. Dünya çapında beklenen ciro 2020 ortalama olarak 2019’a
göre % 32 azaldı. Global tekstil değer zinciri siparişlerinin tüm segmentlerinde % 37 ila
% 46 aralığında düşüş var. Ciro 2020, 2019’a kıyasla % -26 ile % -34 arasında değişiyor. %
44, 2021’in 1. veya 2. çeyreğinde kriz öncesi seviyelere tekrar ulaşılmasını bekliyor.
ITMF, tüm dünyaya yayılmış olan Corona salgınının arka planına karşı hükümetleri,
tekstil ve hazır giyim sektörlerinin bu dönemi aşmaları için desteklerini artırmaya
çağırıyor. Hükümetlerden, şirketlere yeterli likidite sağlamak amacıyla vergileri veya
diğer sosyal yardım ve katkı türlerini askıya almalarını istiyor.
Ali ERDEM
Yazı İşleri Müdürü
News Editor
Bununla birlikte ITMF, önümüzdeki süreçte karşılaşılacak fırsatları da şöyle sıralıyor. Tıbbi
tekstil üzerine odaklanan çeşitlilik hakkında giderek daha fazla düşünmek. Organizasyon
ve üretim süreçlerinin düzenlenmesi. Mevcut tedarik zincirlerinin yeniden değerlendirilmesini
hızlandırmak. Dijitalleşmeyi hızlandırmak ve sürdürülebilir üretime yatırım yapmak.
EDİTÖR
Impact of Covid-19
on the global textile industry
While the whole world was trying to overcome the crisis period caused by the pandemic,
companies came to the stage of reshaping their strategies. Loss of demand from
COVID-19 and preventive measures applied worldwide affect textile industries endto-end.
The Corona outbreak revealed that the textile value chain has expanded
from fiber production to end consumer products. In the previous issue, we evaluated
the Covid-19 process of the Turkish textile machinery industry. In this article, I wanted
to share the status of global textile machines with you in the light of ITMF data.
The latest Corona surveys of the International Federation of Textile Manufacturers
(ITMF) announced that orders have dropped more than 40% globally and turnover
in 2020 will be 33% lower than in 2019. Worldwide expected turnover decreased by
32% compared to 2019 on average. There is a 37% to 46% drop in all segments of global
textile value chain orders. Turnover varies between -26% and -34% compared to
2020. 44% expect to reach the pre-crisis levels again in the 1st or 2nd quarter of 2021.
TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020
Against the background of the Corona epidemic which spread all over the world, ITMF
calls on governments to increase their support for the textile and apparel industries to
overcome this period. It requires governments to suspend taxes or other forms of social
assistance and contributions to provide companies with sufficient liquidity. In addition,
ITMF lists the opportunities that will be encountered in the coming period as follows. It
is thinking more and more about the diversity that focuses on medical textiles. Organization
of organization and production processes. Accelerate reassessment of existing
supply chains. Accelerate digitalization and invest in sustainable production.
6
PANORAMA
Korona salgınının
küresel tekstil endüstrisine etkisi
The impact of the Corona-Pandemic
on the global textile industry
20 Mayıs - 8 Haziran 2020 arasında ITMF, ITMF
üyeleri ve bağlı şirketler ile dernekler arasında
korona salgınının küresel tekstil değer zinciri
üzerindeki etkisi konusunda 4. ITMF Korona
Araştırması’nı gerçekleştirdi. Dünyanın dört bir
yanından toplam 600 şirket katıldı.
Küresel ölçekte, mevcut siparişler ortalama %
40’tan fazla düşmeye devam ediyor (Grafik 1).
2019 yılına kıyasla 2020 yılında beklenen ciroya
bakıldığında, 3. ITMF Korona Araştırması’ndan bu
yana beklentiler değişmedi. Ortalama olarak,
Between May 20th and June 8th, 2020, ITMF
has conducted its 4th ITMF Corona-Survey
among ITMF members and affiliated companies
and associations about the impact the
Corona-pandemic had on the global textile
value chain. In total around 600 companies
from around the world participated.
On a global scale, current orders continue to be
down on average by more than -40% (Graph 1).
When looking at expected turnover in 2020
compared to 2019, the expectations rema-
Grafik 1: Dünya genelinde mevcut siparişler ortalama % 42 azaldı.
Graph 1: Worldwide, current orders are down by -42% on average.
Grafik 2: Dünya çapında, beklenen ciro 2020 ortalama olarak % 32 azaldı (2019’a göre).
Graph 2: Worldwide, expected turnover 2020 is down by -32% on average (versus 2019).
TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020
PANORAMA 7
Grafik 3: Global tekstil değer zinciri siparişlerinin tüm segmentlerinde
% 37 ila % 46 aralığında düşüş var.
Ciro 2020, 2019’a kıyasla % -26 ile % -34 arasında değişiyor.
Graph 3: In all segments of the global textile value chain orders are down in the range of -37% to -46%.
Turnover 2020 is down in the range of -26% to -34% compared to 2019.
Grafik 4: % 44, 2021’in 1. veya 2. çeyreğinde kriz öncesi seviyelere tekrar ulaşılmasını bekliyor.
Graph 4: 44% expect that pre crisis levels are reached again in the 1st or 2nd quarter 2021.
ined unchanged since the 3rd ITMF Corona-Survey.
On average, companies are expecting their
turnover to plummet by -32%. The range between
regions differs with from -22% in South East Asia to
-36% in East Asia (Graph 2).
When looking at the different segments in the
textile value chain, all segments – from spinners to
garment producers – recorded significant decreases
in orders (Graph 2). Also, integrated producers
seem to have fared slightly better with -26%, while
the other segments expect turnover in 2020 to be
falling in the range of -31% to -34% (Graph 3).
Asked when pre-crisis levels are reached again,
the majority (23%) is expecting this to be in the 1st
quarter of 2021, followed by 21% that are expecting
this to be the case in the 2nd quarter of 2021.
Another 14% have the expectations that this will
be the case in the 3rd quarter of 2021. Nevertheless,
20% of companies are expecting a faster
recovery in the 4th quarter 2020 (Graph 4).
şirketler cirosunun % 32 oranında düşmesini
bekliyor. Bölgeler arasındaki aralık Güney
Doğu Asya’da - % 22 ile Doğu Asya’da - %
36 arasında değişiyor (Grafik 2).
Tekstil değer zincirindeki farklı segmentlere
bakıldığında, iplikçilerden giysi üreticilerine
kadar tüm segmentler siparişlerde önemli
düşüşler kaydetti (Grafik 2). Ayrıca, entegre
üreticiler % -26 ile biraz daha iyi ilerlerken,
diğer segmentler 2020’de cironun % 31 ila %
34 aralığında düşmesini bekliyor (Grafik 3).
Kriz öncesi seviyelere ne zaman tekrar
ulaşılacağı sorulduğunda, çoğunluk (%
23) bunun 2021’in ilk çeyreğinde olmasını
bekliyor ve bunu % 21’i 2021’in 2. çeyreğinde
böyle olmasını bekliyor, bunun
2021’in 3. çeyreğinde de geçerli olacağı
beklentisi de var. Bununla birlikte, şirketlerin
% 20’si 4. çeyrek 2020’de daha hızlı bir
toparlanma bekliyor (Grafik 4).
TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020
8
PANORAMA
İhracattaki artış
geleceğe
umut veriyor
Türkiye İhracatçılar Meclisi
(TİM), haziran ayı ihracat
rakamlarını açıkladı.
Türkiye’nin ihracatı 2020 yılı
Haziran ayında yüzde 15,8
artışla 13 milyar 469 milyon
dolar oldu.
olumsuz etkilediğini belirten Gülle, şunları söyledi:
” İhracat ailesi, salgın döneminde ‘Önce
Türkiye, Önce İhracat’ diyerek üreten Türkiye’nin
dinamosu olmaya devam etti. Ülkemizde Haziran
ayı ile başlayan normalleşme sürecinde ilk
ayı geride bıraktık. Türkiye, küresel ticaretin ‘güvenilir
limanı’ olduğunu tescilleyerek ihracatta
normalin de ötesindeki seyrine başladı. Olağanüstü
koşulların barındırdığı fevkalade fırsatların
farkındayız. İhracatçılarımıza güveniyoruz. Söz
konusu Türkiye olunca dün yaptık, bugün de
yaparız; yarın da yapacağız.“
TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), haziran ayı geçici
dış ticaret verilerini açıkladı. Genel Ticaret
Sistemi’ne (GTS) göre ihracat Haziran’da yıllık
yüzde 15,8 artışla 13 milyar 469 milyon dolar
oldu. Salgının dünya ekonomisindeki etkilerini
değerlendiren TİM Başkanı İsmail Gülle, “Uluslararası
kuruluşlar, salgının küresel ekonomiye
etkilerine dair beklentilerini negatif yönde revize
etmeye devam ediyorlar. Hedef pazarlarımız
arasında yer alan birçok ülke ekonomisinin de
2020 yılında önemli ölçüde küçülme ile karşı karşıya
kalması bekleniyor. Küresel ekonomide ve
bilhassa ülkemiz ekonomisinde toparlanmanın
hızla gerçekleşmesi en büyük temennimiz” dedi.
“İHRACATÇILAR BAŞARILAMAZ DENİLENİ BAŞARDI”
Tüm dünyada olduğu gibi salgının Türkiye’nin
üretim ve ihracatını Mart- Nisan- Mayıs aylarında
“HAZİRAN AYI İHRACATI BÜYÜK BİR ÇABAYI YANSITTI”
Firmaların salgının ortaya çıkardığı talep şokunu
en az hasarla atlatmaları adına, ihracatçılara
yönelik kredi hacminin artırılması ve ihracatçıların
finansmana erişimlerinin kolaylaştırılmasına büyük
önem verdiklerini söyleyen Gülle, “ Başta Eximbank
olmak üzere kamu bankalarının ve özel bankaların
ihracatçılara sağladıkları desteklerin Haziran ayı
ihracat verilerine tüm sektörlerde olumlu katkısına
şahit olduk. Bu kapsamda, Türkiye Cumhuriyetinin
ilk milli bankası olan Türkiye İş Bankası ile ihracatçılarımızın
elini küresel ticarette daha da güçlendireceğine
inandığımız bir protokol imzaladık. Bu
dönemde atılan seri adımların olumlu yansımalarını
inşallah hem yeni normalde, hem de sonrasındaki
süreçte daha çok göreceğiz” dedi.
144 ÜLKEYE İHRACAT 2,43 MİLYAR DOLAR ARTTI
Türkiye küresel ticaretteki olumsuz tabloya rağmen
haziran ayında 144 ülkeye ihracatını 2,43
milyar dolar artırmayı başardı. Bu 144 ülkenin
119’unda artış yüzde 10’un, 61’inde ise yüzde
50’nin üzerinde gerçekleşti. Bu ülkeler arasında,
geçtiğimiz yılın haziran ayına göre 304 milyon
dolar ihracat artışıyla Birleşik Krallık, 272 milyon
dolar ihracat artışıyla ABD ve 162 milyon dolar
ihracat artışıyla İsrail dikkat çekti. Haziran ayı
özelinde sektörlerin ihracat performanslarına bakıldığında
en kötü geride kaldı. Mayıs ayında 27
sektörün 25’i ihracatta düşüş yaşarken, Haziran
ayında 27 sektörün 24’ü ihracatta artış sağladı.
Haziran ayında ihracatçılar, ülkemizin bayrağını
202 ülke ve bölgede dalgalandırmayı başardı.
10
PANORAMA
“Beyaz Altın” için
yeni üretim
politikası
New production
policy for
“White Gold”
İstanbul Sanayi Odası (İSO),
yaklaşık 28 milyar dolar
ihracat yapan tekstil ve hazır
giyim başta olmak üzere pek
çok sektörün hammaddesi
olan pamukta yeni bir üretim
politikası gerekliliğine işaret etti.
Istanbul Chamber of Industry
(ISO) pointed out the necessity
of a new production policy in
cotton, which is the raw material
of many sectors, especially
textile and ready-to-wear, which
exports about 28 billion dollars.
TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020
İstanbul Sanayi Odası (İSO), 28 milyar dolara
yakın ihracata ve 1 milyonu aşkın istihdama
sahip tekstil ve hazır giyim başta olmak üzere
çok sayıda sektörün hammaddesi ve katmadeğer
kaynağı olan pamuk için “Tarladan
Markaya Pamuk Çalıştayı” düzenledi. Sektör
temsilcilerinin katılımıyla Türkiye ekonomisinin
sürdürülebilir büyümesine ve kalkınmasına
katkı sunmayı hedefleyen çalıştayın raporu,
pamuk için yeni ve kapsamlı bir üretim politikası
gerekliliğini ortaya koydu.
Tarım ve sanayi için “beyaz altın” olarak tanımlanan
ürüne yönelik hazırlanan Tarladan Markaya
Pamuk Çalıştayı Raporu’nda, Türkiye’nin
pamukta dünyanın en etkili üreticisi olabilecek
durumdayken gücünü yeteri kadar kullanamadığı
vurgulandı. Arazi bölünmesi, göç, destek
The Istanbul Chamber of Industry (ISO) organized
a “Cotton Workshop from field to Brand” for
cotton, which is the raw material and added
value of many sectors, especially textile and
ready-to-wear, with nearly 28 billion dollars of
exports and more than 1 million jobs. The report
of workshop which aimed to offer contribution
to sustainable growth and development of
Turkey’s economy with the participation of representatives
of sector revealed a new comprehensive
policy requirement for cotton production.
In “Cotton Workshop Report from field to
brand” prepared for the product defined as
“white gold” for agricultural and industrial, it is
emphasized that Turkey could not sufficiently
use her power though she can be the world’s
most efficient producer of cotton. It was stated
PANORAMA 11
that due to factors such as land division, migration
and support policies, the cotton planting
area has decreased by 30 percent in the last
20 years to 5 million decares and is expected
to decrease by 35 percent in 2020. The top 10
Policy Proposals which have high urgency and
power of influence in order that Turkey, producing
almost 80 % of GMO-free cotton in the
world, will prevent decline of cotton and be a
global have been taken in the report. Among
the suggestions; there have been subjects such
as being a strategic product of cotton, establishing
a support system that prioritizes quality
and sustainability and protects cotton against
alternative products and price fluctuations,
educating farmers on irrigation, fertilization,
politikaları gibi faktörler nedeniyle pamuk ekim
alanının son 20 yılda yaklaşık yüzde 30 azalarak
5 milyon dekarın altına indiği, 2020 yılında
da yine yüzde 35 civarında düşüş yaşamasının
beklendiği belirtildi. Raporda, dünyadaki
GDO’suz pamuğun yüzde 80’ine yakınını üreten
Türkiye’nin pamuktaki gerilemenin önüne
geçmesi ve dünya markası olması için aciliyeti
ve etki gücü yüksek 10 Politika Önerisi yer aldı.
Öneriler arasında; pamuğun stratejik ürün olması,
verimle birlikte kaliteyi ve sürdürülebilirliği
önceleyen, pamuğu alternatif ürünlere ve fiyat
dalgalanmalarına karşı koruyacak bir destekleme
sistemi oluşturulması, çiftçilerin, sulama,
gübreleme, ilaçlama ve hasat konularında
eğitilmesi ve bütün süreçlerde bilgilendirmesi,
TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020
12
PANORAMA
TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020
üretim, hasat ve çırçırlama süreçlerinin modernize
edilmesi, “organik’’ ve “iyi pamuk” üretiminin
yaygınlaştırılması gibi konular yer aldı.
ÖZHAMARATLI: “ÜRETİM VE İŞLEME KALİTESİNİN
YÜKSELTİLMESİ ÇOK ÖNEMLİ”
İSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İrfan Özhamaratlı,
Tarladan Markaya Pamuk Çalıştayı
Raporu’nun birçok başlıkta Türkiye’nin pamuk
gerçeğini ortaya koyduğunu vurgulayarak
şunları söyledi: “Yaklaşık 28 milyar dolar ihracat
yapan ve tarım, üretim ve pazarlama birlikte
düşünüldüğünde 2 milyonun üzerinde istihdam
sağlayan tekstil ve hazır giyim sektörümüzün
ana hammaddesi olan pamuk, ülkemizin en
stratejik tarım ürünlerindendir ve bu sebeple
yapılan her çalışmayı, verilen her desteği
fazlasıyla hak etmektedir. ‘Beyaz altın’ olarak
da adlandırılan pamuk için hazırladığımız
rapordaki önerilerimizin ivedilikle uygulamaya
alınması, üretim maliyetlerinin azalmasına,
verimlilik, kalite ve katma değerin artmasına,
ithalat ihtiyacının gerilemesine ve sektörün
ülke ekonomisi ve ihracatına daha fazla katkı
sağlamasına zemin hazırlayacak.”
spraying and harvesting, and giving information
about all processes, modernizing production,
harvesting and ginning processes, and promotion
of “organic” and “good cotton” production.
Özhamaratlı: “It is very important to increase
production and cultivation quality”
ISO Vice Chairman Irfan Özhamaratl, stressing
that the Brand Cotton Field Workshop report
revealed Turkey’s cotton reality in many titles,
said: “When agriculture, production and marketing
are considered together, cotton, exports
about 28 billion dollars and provides employment
of more than 2 million and is the main
raw material of our textile and ready-to-wear
industry, is one of the most strategic agricultural
products of our country and for this reason, it
deserves every effort and support. If our suggestions
in the report which we prepared for
cotton called “White gold” are implemented
urgently, it will provide the production costs to
be decreased, increase productivity, quality
and value added, decrease the need of import
and the sector to make more contribution
to country economy and export.”
PANORAMA 13
Turkey is leading producer for productivity
In the preamble of “Cotton Workshop
from Field to Brand” report, the data and
developments concerning the current
cotton production in the world and
Turkey took place. Accordingly, cotton,
which is close to 1.5 dollars per kg due
to Covid-19 outbreak, which is provided
by nearly 250 million people in the world,
is produced in Aegean, Çukurova and
Şanlıurfa regions in our country. The cultivation
fields are decreased from 7.6 million
decares in 1998 to 5 million decares
in 2019 due to some reasons such as alternative
products, fluctuation of prices,
support policies, migration to cities and
land division. It is still expected that the
cotton fields will be fallen around 35 percent
in 2020 in Turkey. However, the yield
per-hectare rose about 60 percent in the
last 30 years in Turkey, which is a leading
manufacturer in terms of efficiency. According
to the UN Food and Agriculture
Organization data, Turkey is taking place
in sixth rank with 976 thousand tons of
cotton production, and realizing the 3.5
percent per year in world cotton production.
The cotton export of Turkey, which
is in second place with 762 thousand
tons of import per-year after China, is at
the level of 105 thousand tons. Turkey is
producing about 80 percent of non-
GMO cotton in the world. The number
of farmers who produced good cotton
last year reached 3,299 in our country,
where the understanding of Organic
and Good Cotton production became
increasingly widespread. The size of the
land with good cotton cultivation was
53 thousand 400 hectares. However,
the wrong applications at all stages of
cotton production in Turkey are done.
The faults and problems were declared
in the report in 16 items. Among them;
some faults such as decreasing cultivation
areas, low quality, small scale,
lack of cooperatives, farmer’s training
and information needs, irrigation,
fertilization, spraying and harvest were
included. In the “Policy Recommendations”
section at the end of the report,
10 items with high urgency and impact
power in overcoming the problems
were included. In the report, which
stated that the state’s support policy for
cotton must be reviewed it was declared
that the farmers, industrialists and
consumers will benefit from new cotton
new cotton production policy.
TÜRKİYE, VERİMLİLİK AÇISINDAN ÖNDE GELEN BİR ÜRETİCİ
“Tarladan Markaya Pamuk Çalıştayı Raporu”nun giriş
bölümünde, dünyada ve Türkiye’de güncel pamuk
üretimine dair verilere ve gelişmelere yer verildi. Buna
göre dünyada 250 milyona yakın insanın geçimini
sağladığı, Covid-19 salgını nedeniyle kg birim fiyatı
da 1,5 doların altına gerileyen pamuk, ülkemizde Ege,
Çukurova ve Şanlıurfa dolaylarında üretiliyor. Pamukta,
son 30 yılda alternatif ürünlerin gelişmesi, fiyatlardaki
oynaklık, destek politikaları, kente göç, arazi bölünmesi
gibi nedenlerle ekili alanlar geriledi ve 1998’de
7.6 milyon dekara yaklaşan ekili alan 2019’da 5 milyon
dekarın altına indi. Türkiye’de 2020 yılında pamuk
alanlarında yine yüzde 35 civarında düşüş bekleniyor.
Ancak verimlilik açısından önde gelen bir üretici durumunda
olan Türkiye’de dekar başına verim son 30 yılda
yüzde 60 civarında yükseldi. BM Gıda ve Tarım Örgütü
verilerine göre Türkiye, dünya pamuk üretiminde 976 bin
ton ile altıncı sırada yer alıyor ve pamuk üretiminin yılda
yüzde 3,5’ini gerçekleştiriyor. Yılda 762 bin ton ithalat
ile Çin’in ardından ikinci sırada yer alan Türkiye’nin,
pamuk ihracatı ise 105 bin ton düzeyinde gerçekleşiyor.
Türkiye, dünyada GDO’suz pamuğun yüzde 80’ine
yakınını üretiyor. Organik ve İyi Pamuk üretim anlayışının
giderek yaygınlaşıp güç kazandığı ülkemizde geçen yıl
iyi pamuk üretimi yapan çiftçi sayısı 3 bin 299’a ulaştı. İyi
pamuk tarımı yapılan arazi büyüklüğü 53 bin 400 hektar
oldu. Bununla birlikte Türkiye’deki pamuk üretimin bütün
aşamalarında ise sık sık yanlış uygulamalar yapılıyor.
Raporda yapılan hatalar ve sorunlar; 16 madde halinde
belirtildi. Bunlar arasında; azalan ekim alanları,
düşük kalite, ölçek küçüklüğü, kooperatifleşme eksikliği,
çiftçinin eğitim ve bilgilendirilme ihtiyacı, sulama,
gübreleme, ilaçlama ve hasatta yapılan hatalar yer
aldı. Raporun sonundaki “Politika Önerileri” bölümünde
ise sorunların aşılmasındaki aciliyeti ve etki gücü yüksek
öncelikli 10 maddeye yer verildi. Devletin pamuğu
destekleme politikasının gözden geçirilmesi gerektiği
belirtilen raporda, yeni pamuk üretimi politikası ile çiftçilerin,
sanayicilerin ve tüketicilerin faydası gözetildi.
TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020
16
PANORAMA
“Yerli üretim
desteklenmeli”
“Domestic
production
should be
supported”
Tekstil makina üreticileri ve
son kullanıcılar için çözüm
ortağı olan KIRAY Makina, milli
ve yerli ürün kullanımını iç ve
dış pazarda artırma hedefi
ile çalışmalarına başarılı bir
şekilde devam ediyor.
As a solution partner for textile
machinery manufacturers
and end users, KIRAY Makina
continues its works successfully
with the aim of increasing the
use of national and domestic
products in the domestic and
foreign markets.
TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020
Firmamız KIRAY Makina 2011 yılında tekstil
sektöründeki ihtiyaçları karşılamak amacı
ile küçük bir atölyede Teknik Otomasyon
adıyla faaliyetlerine başlıyor. 2016 yılında
KIRAY Makina adıyla yoluna devam ederken
bünyesine yeni ürünler katarak üretim hızı ve
kapasitesini artırarak yeni fabrika binasında
üretime devam ediyor. Bugün itibariyle faaliyet
gösterdiği alanda lider konumda olan
firma, yenilikçi ürün ve çözümleri ile Avrupa’nın
da sayılı tedarikçilerinden birisi olmuş
durumda. Üretimini yaptığı ürünleri; ana
makinalar ile yardımcı ünite ve ekipmanlar
olarak iki gruba ayırıyor. Firma, tekstil makina
üreticileri ve son kullanıcılar için çözüm ortağı
konumunda. Ana ürünler dendiğinde Fularlı
Our company KIRAY Makina started its activities
under the name of Teknik Otomasyon in
a small workshop in 2011 to meet the needs
in the textile industry. While continuing on its
way under the name of KIRAY Makina in 2016,
it continues to produce in the new factory
building by increasing the production speed
and capacity by adding new products. The
company, which is the leader in its field as of
today, has become one of the leading suppliers
in Europe with its innovative products and
solutions. The products it manufactures divide
into two groups as main machines, auxiliary
units and equipment. The company is the
solution partner for textile machinery manufacturers
and end users. When it comes to main
PANORAMA 17
products, it produces wet section machines for
dyeing, such as Tube Cutting, Balloon Squeezing.
Auxiliary products are also many options.
Ram starts from Sanfor and produces many
auxiliary units for all other finishing machines.
Edge Cutting Unit, Slatted Fabric Centering
Unit, Humidification Unit, Top Starching Unit, Enzyme
Washing Unit, Tube Cutting Basket, Fabric
Centering Sensor, Screw Openers. These are
generally electromechanical products and
they can make designs and arrangements according
to the wishes of the customers. KIRAY
Machine Owner and General Manager Samet
Kıray answered our questions about Covid-19
and the company’s works, which affect the
whole world and keep it up to date.
Tüp Kesme, Balon Sıkma gibi boyama sonrası
için yaş bölüm makinaları üretiyor. Yardımcı
ürünler de ise seçenekler çok fazla. Ram,
Sanfor’dan başlayıp diğer tüm apre makinaları
için birçok yardımcı ünite üretmekte. Kenar
Kesme Ünitesi, Çıtalı Kumaş Merkezleme
Ünitesi, Nemlendirme Ünitesi, Üstten Kolalama
Ünitesi, Enzim Yıkama Ünitesi, Tüp Kesme
Sepeti, Kumaş Merkezleme Sensörü, Helezon
Tipi Açıcılar. Bunlar genellikle elektromekanik
ürünler olup müşterilerin isteklerine göre de
tasarım ve düzenlemeler yapabilmekteler.
Tüm dünyayı etkisi altına alan ve güncelliğini
koruyan Covid-19 ve firmanın çalışmaları ile
ilgili sorularımızı KIRAY Makina Sahibi ve Genel
Müdürü Samet Kıray cevaplandırdı.
TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020
18
PANORAMA
TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020
Sizi sektörde farklı kılan özellikleriniz nelerdir?
“KIRAY Makina olarak öncelikle dürüstlük diyoruz.
Verilen sözlerin tutulması, güven duygusu değişen
dünyada değişmeyen en önemli değerler.
Yüksek verim ve kaliteli, tasarruflu ürünler konusunda
oldukça hassas olduğumuzu söyleyebilirim.
Bu alanda şahsım da dahil son teknolojik
gelişmeleri takip etmekte, ekibimizle birlikte
eğitimlere önem vermekteyiz.
Müşteriye özel ürünler, bizim de yönlendirmelerimiz
ile butik diyebileceğimiz makinalar da üreten
firmamız sektörün öncülerinden birisi haline gelmiştir.
Makinalarımızı kullanan operatörden tutun
da firma sahiplerine kadar herkesi gözeterek tasarım
yapmaktayız. Genel olarak tüm ürünlerimizi
kullanım açısından kolay ve anlaşılır tasarlayarak
tekstil sektörünün hizmetine sunmaktayız. Her
geçen gün üretim kapasitemizi artıracak tedbirler
ile yoğun talebi en hızlı şekilde, söz verdiğimiz
tarihte karşılamaya çalışmaktayız.
Ayrıca üretimin yanında, ihtiyaç durumunda,
hızlı teknik destek sağlamanın önemini de asla
göz ardı etmiyoruz. En kolay ulaşılır firmalardan
olduğumuzu söyleyebilirim. Çünkü makina
vermek bir nevi akrabalık bağı kurmak gibidir
bizim için. Yıllarca sürecek sorumluluğumuzun
başlangıcıdır. KIRAY olarak ülkemize olan
What are your characteristics that make you
different in the sector?
“As KIRAY Makina, we first call honesty. Keeping
the promises made is the most important
values that do not change in the world
whose sense of trust is changing. I can say
that we are very sensitive about high efficiency
and quality, economical products. In
this field, we follow the latest technological
developments, including myself, and give
importance to trainings with our team. Our
company, which produces customer-specific
products and machines that we can call
boutique with our directions, has become
one of the pioneers of the industry. We design
by taking care of everyone from the operator
who uses our machines to the owners of the
company. In general, we offer all our products
to the service of the textile industry by designing
them in an easy and understandable
way. With the measures that will increase our
production capacity day by day, we try to
meet the intense demand in the fastest way
on the promised date. Besides, we never
ignore the importance of providing fast technical
support in addition to production. I can
say that we are one of the most easily acces-
20
PANORAMA
sevdamızla milli, yerli ürün kullanımını iç ve dış
pazarda artırma hedefimiz ile devam etmekteyiz.
Üretilen her ürün ülkemize armağanımızdır.”
Bütün dünyayı etkisi altına alan Covid-19’un
sektöre etkileri nelerdir ve virüs sonrası nasıl bir
yol haritası izleyeceksiniz?
“Özellikle sektörün çok canlı olduğu hatta bence
altın dönemlerinden birini yaşadığı zamanda
Covid-19 engeli denk geldi. Tekstil dünyası bundan
en çok ve ilk etkilenen sektörlerden biri oldu.
Neredeyse tüm tekstil fabrikaları geçici olarak
üretime ara vermek zorunda kaldı. Ülkemizde
tekstil sektörünün yerine baktığımız zaman bu durumun
ülke ekonomisine negatif etkisi çok fazla.
Biz bu dönemde üretime ara vermedik. Gerekli
önlemleri alarak üretim yapmaya devam ettik.
Yaptığımız iş evden yapılacak türden değil
çünkü. Hedefimiz en az hasar ile bu salgın
sürecini atlatmak. Uzmanların da dile getirdiği
gibi kısa sürede etkisini kaybedecek bir durum
değil. Dünya bir taraftan çare aramaya devam
ederken diğer taraftan önlemlerini alarak
bununla beraber yaşamayı öğrenecek.”
Covid-19 sonrası Türkiye’de ve dünyada sektörü
nasıl bir gelecek bekliyor. Öngörüleriniz nelerdir?
“İnsan var olduğu sürece ihtiyaçları olacak, tabi
bunu karşılamak için üretmek zorunda olacak.
sible companies. Because giving machinery
is like a kind of kinship bond for us. It is the
beginning of our responsibility that will last
for years. As KIRAY, we continue with our goal
of increasing the use of national and local
products in the domestic and foreign markets
with our love for our country. Every product
produced is our gift to our country.”
What are the effects of Covid-19, which affects
the whole world, and what kind of road map
will you follow after the virus?
“Especially when the sector is very lively and I
think it is one of the gold periods, the Covid-19
barrier came across. The textile world has become
one of the most affected sectors. Almost
all textile factories had to temporarily interrupt
production. When we look at the place of the
textile industry in our country, this situation has
a negative effect on the national economy.
We did not stop production during this period.
We continued to manufacture by taking the
necessary precautions. Because the work we
do is not the kind to do from home. Our goal is
to survive this epidemic with minimal damage.
As experts say, it is not a situation that will lose
its effect in a short time. While the world continues
to seek remedies on the one hand, it will
learn to live with it by taking precautions.”
TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020
PANORAMA 21
After Covid-19, what kind of future waits
the world in the sector in Turkey and the
world? What are your predictions?
“As long as the human being exists, they
will have needs, of course they will have
to produce to meet them. The importance
of our country in the textile sector was
better understood in this process. I predict
that a part of the market in China will shift
to other producers in the world. I think that
it will be possible for our country to increase
domestic production with this good
evaluation of the process and to turn this
situation into an opportunity by taking the
necessary share from the foreign market
under the leadership of our exporters
associations. It is because our country has
been in a key position on trade routes for
years. We are still in the same geography
and we can evaluate this location advantage
even more today.”
What would you like to say about your
product development and R&D studies?
“As a company, we never had a thought
like a duplicate product. From the very
beginning, we have implemented our
unique solutions with a very valuable
team. I would like to state that we are
constantly researching to produce discontinued
products or to make existing
products more efficient. We personally
come to the field and listen to the demands
and deficiencies and plan our
works accordingly. With its 3-year R&D
studies, the Tube Fabric Cutting Basket,
which follows 100% domestic automatic
may track, was offered to our country.
It got its name from this land; İZ-1881. We
waited for the ITM2020 fair to be introduced,
but we had to offer it for reasons
you know. We are also very close to another
product that we have been working
on for a long time. When it is finished, it
will bring a new breath to the sector.
If there is any other topic you would like
to add, please add it.
“Textile machinery sector is very important
in terms of our country’s exports
and increases every year. I think that it
will support domestic production for our
textile industrialists to open their doors to
these machines with world quality standards.
This should be the case for every
citizen who loves his country. This process
actually reminded us how precious
domestic production is. On behalf of our
company, I also thank your magazine.”
Ülkemizin tekstil sektöründeki önemi bu süreçte çok
daha iyi anlaşıldı. Çin’de var olan pazarın bir bölümünün
dünyadaki diğer üreticilere kayacağını öngörüyorum.
Ülkemizin bu süreci iyi değerlendirmesi ile yerli üretimi
artırması, ihracatçı birliklerimizin de öncülüğünde dış
pazardan gerekli payı alarak bu durumu bir fırsata çevirmemizin
de mümkün olacağını düşünüyorum. Çünkü
ülkemiz yıllarca ticaret yolları üzerinde kilit bir konumda
bulunmuş. Aynı coğrafyadayız hala ve bu konum avantajını
bugün de daha fazla değerlendirebiliriz.”
Ürün geliştirme ve Ar-Ge çalışmalarınız hakkında
neler söylemek istersiniz?
“Bizim firma olarak kopya ürün gibi bir düşüncemiz hiç
olmadı. Baştan beri bize has çözümleri çok değerli bir
ekiple birlikte hayata geçirdik. Üretilmeyenleri üretmek
ya da var olan ürünleri daha verimli hale getirmek
için sürekli araştırma halinde olduğumuzu belirtmek
isterim. Sahaya bizzat inerek talepleri ve eksiklikleri
dinler ona göre çalışmalarımızı planlarız. 3 yıllık ar-ge
çalışmaları ile bu yıl %100 yerli Otomatik may takibi
yapan Tüp Kumaş Kesme Sepeti ülkemizin hizmetine
sunuldu. Adını da yine bu topraktan aldı İZ-1881.
Tanıtımı için ITM2020 fuarını beklemiştik ama bildiğiniz
nedenlerden dolayı hizmete sunmak durumunda kaldık.
Yine üzerinde uzun zamandır çalıştığımız bir başka
ürünümüzde de sona çok yakınız. Bittiği zaman o da
sektöre yeni bir nefes getirecektir.”
İlave etmek istediğiniz başka konu varsa ekleyiniz.
“Tekstil makina sektörü ülkemiz ihracatı açısından çok
önemli ve her yıl artış göstermekte. Tekstil sanayicilerimizin
de artık dünya kalite standartlarındaki bu
makinalara kapılarını açması yerli üretimi destekleyecektir
diye düşünüyorum. Ülkesini seven her vatandaş
için bu böyle olmalı. Bu süreç bizlere yerli üretimin ne
kadar kıymetli olduğunu da hatırlattı aslında. Firmamız
adına derginize de teşekkür ediyorum.”
TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020
22
PANORAMA
Devan adds
multivitamin blend
for immunity-boosting
properties
Textile innovator Devan
is launching a new
blend in addition to its
R-Vital ® range of active
ingredients. The new
‘multivitamin’ blend
consist of vitamin C,
vitamin E and ginger and
is developed for immunityboosting
properties.
TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020
“COVID-19 makes us feel more concerned than
usual about staying strong and healthy”, says
Devan CEO Sven Ghyselinck. “Scientists discovered
SARS-CoV-2 in late 2019, but most of our immune
systems had never heard of the virus. While we wait
for a vaccine, we need to rely on our bodies to fight
off the virus and build up our line of defence. A balanced
immune system is crucial and depends on
how healthy we are, both mentally and physically.”
The new multivitamin blend is part of the R-Vital ® range.
R-Vital ® is a fabric treatment that enables textile
manufacturers to boost their textiles with a range of
microencapsulated active ingredients. The technology
was first launched at Heimtextil in 2018 with active
ingredients including Q10, Thyme oil, Aloe Vera,
and more. The fabric treatment is based on microencapsulation.
Active ingredients are encapsulated
and applied to the fabric. The treated textiles touch
our skin and the friction causes the microcapsules to
break. Then, the active ingredients are absorbed by
our skin and transported throughout the body.
Since its launch in 2018, Devan has continuously added
new ingredients such as CBD, Avocado and Echinacea.
This week, the company added a multivitamin
blend in response to the COVID-19 pandemic.
The blend contains vitamin C, vitamin E and ginger
and is designed for immunity-boosting properties. A
recent study found that dietary supplements such
as vitamin C are effective in helping the immune
system fight off COVID-19. The research was carried
out by Adrian Gombart of Oregon State University‘s
(OSU) Linus Pauling Institute and collaborators at
the University of Southampton (United Kingdom),
the University of Otago (New Zealand) and University
Medical Center (The Netherlands), and findings
have been published in the journal Nutrients.
“Vitamin C has roles in several aspects of immunity,
including the growth and function of immune cells
and antibody production”, says Adrian Gombart,
professor of biochemistry and biophysics in the OSU
College of Science and a principal investigator at
the Linus Pauling Institute. According to Business Unit
Manager Marleen van der Auwera, there’s more:
“Vitamin C is an antioxidant, meaning it protects
skin cells from damaging free radicals caused by
UV exposure. Vitamin E is an antioxidant as well, and
may help protect your cells from damage. We also
included ginger in the blend because it’s known for
its anti-inflammatory properties.”
“We have also learned from the lockdown that
consumers increasingly invest in Health & Wellness-
related textile products”, Ghyselinck adds.
“Brands who are into smart digital marketing,
have shown that these products can generate
successful and profitable business.”
24
PANORAMA
Zorlu koşullar özel çözümler ister...
Difficult conditions require
special solutions...
Asteks’in geç kirlenme özelliğine sahip yeni nesil cer manşonları, iplik
üreticilerinin aradığı performans ve uzun ömürlü çözümü sunuyor.
Ayrıca daha hazırlık aşamasında iplik kalitesi ve üretimde verimlilik
artışına önemli derecede katkı sağlıyor.
Asteks’s new generation draw frame cots with late contamination
feature offer the performance and long-lasting solution that yarn
manufacturers are looking for. Yet, it significantly contributes to
increase yarn quality and productivity at even preparation stage.
İplik üreticileri sert rekabetin yaşandığı pazar
koşullarında bir yandan kalite ve verimliliklerini
yüksek tutmaya bir yandan da işletme
maliyetlerini aşağıya çekmeye odaklanıyor.
Bu süreçte kirli pamuklarla çalışmanın getirdiği
zorluklar maliyetleri artırır. Asteks, özellikle yöre
pamuklarında görülen kirlenme karşısında
başarılı olan yeni nesil cer manşonlarını yakın
zamanda pazara sundu. Asteks’in yeni nesil
E-750 / HG-650 cer manşonu, HG-650 penye
çıkış manşonu ve HG-650 penye koparma
manşonu kısa sürede iplikçilerin en büyük
yardımcıları arasına girmeyi başardı. Asteks’in
HG-650 65 shore cer manşonu, benzerlerine
kıyasla %50 daha fazla temiz kalma süresine
Yarn manufacturers focus on maintaining their
quality and efficiency high, at the same time,
lowering their operating costs in the market conditions
where fierce competition is taking place.
The difficulties of working with contaminated
cotton increase the costs in this process. Asteks
has recently introduced its new generation draw
frame cots, which are successful in the face of
contamination that is specially case with the
local cottons. E-750 / HG-650; A new generation
of Asteks’ draw frame cots, HG-650 finisher
drawing frame cots and HG-650 combing
frame detaching roller cots have succeeded to
become one of the most important component
for spinners, in short time. Asteks HG-650, 65
TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020
PANORAMA 25
shore draw frame cots, has period of clean stay
by 50% longer than compared to similar ones.
In field studies, it was observed that this cot
needed to be cleaned once in every 2 shifts.
HG-650 also has a longer grinding period. Asteks
has confirmed that grinding every 60 days is
sufficient for efficient work by their field study.
With similar products, the grinding requirement is
seen as half of this, which means that the life-time
of cots is equally lower. These data, compiled
by Asteks under real production conditions
in the market, differ according to the processes
in the mills and the cotton used, but remain at
better levels than the similar ones to them.
Another superiority of the new generation
cots can be seen in the sliver quality data with
better USTER unevenness values. The Asteks
HG-650 combing machine drafting cots also
provide positive results in terms of USTER quality
values compared to other brands as well as the
advantage of the easy run against lapping.
Asteks manufactures innovative and functional
products
Sabri İlknur, Asteks Marketing and Sales Manager,
said that they have started to produce
innovative and functional products due to the
increasing machine speeds and increasing
fibre diversity in recent years. İlknur continued
his words as follows; “Achieving and increasing
fibre control in the spinning processes are of
high importance for both yarn quality and cost
management. Draw - Combing frame cots,
those we offer, provide spinners the solutions
what they are looking for. These cots with
late contamination feature, fulfil important
tasks in securing the quality and efficiency at
following processes enabling fibre control and
transfer, better. Customer feedback about the
increase in mill efficiency, savings and production
quality makes us very happy”.
sahiptir. Saha çalışmalarında bu manşonun
2 vardiyada bir temizleme ihtiyaç duyduğu
gözlemlendi. HG-650 ayrıca daha uzun bir
rektefiye periyoduna sahiptir. Asteks yaptığı
çalışmalarda sahada ortalama 60 günde bir
taşlamanın verimli çalışma için yeterli olduğunu
tespit etti. Benzer ürünlerde ise rektefiye
süresi bunun yarısı olarak görülüyor, bu da
manşon ömrünün aynı oranda düşük olduğu
anlamına geliyor. Asteks’in pazardaki gerçek
üretim koşullarında derlediği bu veriler, işletmelerdeki
proseslere ve kullanılan pamuğa
göre farklılık göstermekle birlikte, benzerlerinden
daha iyi seviyelerde kalmayı sürdürüyor.
Yeni nesil manşonların bir başka üstünlüğü ise
şerit kalite verilerinde, daha iyi USTER düzgünsüzlük
değerleri ile görülmektedir. Asteks HG-
650 penye makinesi çıkış manşonu da sarmadaki
rahat çalışma avantajının yanı sıra, diğer
markalar ile karşılaştırıldığında USTER kalite
değerleri yönünden olumlu sonuçlar sağlıyor.
TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020
26
PANORAMA
ASTEKS YENİLİKÇİ VE FONKSİYONEL
ÜRÜNLER ÜRETİYOR
Asteks Pazarlama ve Satış Müdürü Sabri
İlknur, son yıllarda artan makine hızları ve
artan elyaf çeşitliliği nedeniyle yenilikçi ve
fonksiyonel ürünler üretmeye başladıklarını
söyledi. İlknur sözlerini şöyle sürdürdü; “Eğirme
prosesinde elyaf kontrolünün sağlanması
ve bunun arttırılması hem iplik kalitesi hem
de maliyet yönetimi açısından yüksek önem
taşıyor. Sunduğumuz Cer-penye manşonları
iplikçilere bu konuda aradıkları çözümleri
sunuyor. Geç kirlenme özelliğine sahip bu
manşonlar, elyafların daha iyi kontrol ve
sevkini sağlayarak, sonraki proseslerde kalite
ve verimliliği güvence altına almak yönünde,
önemli görevleri yerine getiriyor. İşletme içi
verimlilik, tasarruf ve üretimdeki kalite artışı
yönündeki müşteri geri bildirimleri bizleri
oldukça memnun ediyor.”
TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020
Mariteks Maraş İplik İşletme Müdürü
Bülent Topal:
Asteks’in yeni cer manşonlarını sekiz aydır
kullanıyoruz ve gösterdiği performanstan
oldukça memnunuz. Makinelerimizle gelen
orijinal manşonlarla bir vardiyayı bulmayan
temizlik periyodlarımız Asteks’in HG-650 cer
manşonları ile bir güne kadar rahatlıkla uzadı.
Kirli pamuklarla çalışmalarda manşonların
vardiya başı temizlenmesi en iyisidir ama,
HG-650 silinmeden de gün boyu çalışmaya
devam edebiliyor. Normal çalışma şartları
altında kullandığımız HG-650 cer manşonlarının
2 aydan uzun süre rektefiyeye ihtiyacı olmadığını
gördük. Bu süreçte iplik kalitemizde
ve USTER değerlerimizde herhangi bir kayıp
yaşamadık. Asteks’in yeni cer manşonunu
iplik kalite değerleri konusunda herhangi
bir endişe olmadan, güvenle kullanıyorum.
Ürünün yüksek kalitesinin yanı sıra, bize hızla
tedarik edilmesi de çok önemli. Yurtdışından
manşon getirtmek 4-5 haftayı bulabiliyorken,
Asteks’in bu manşonları talebimiz üzerine 1-2
haftada bize teslim edilmiş oluyor. Ayrıca,
diğer bilinen markalarla maliyet & fayda
bazında karşılaştırıldığında %20-30’luk daha
iyi bir ekonomik avantaja da sahip. Bu kaliteli
üretimi ve başarılı çalışmaları nedeniyle Asteks
ile iş birliğimiz güçlenerek devam ediyor.
Gülle Tekstil Makine Bakım Koordinatörü
Hüseyin Güler:
Asteks’in HG-650 cer manşonları öncelikle
rakip manşonlara kıyasla, %15-20 daha geç
kirleniyor. Tabii, pamuktaki kirlilik oranı bu
süreyi aşağı veya yukarı çekebiliyor. Gülle
Tekstil olarak her bir vardiyada manşonları
temizliyoruz. Ancak bu manşon bir vardiya
Bülent Topal, Mariteks Spinning Factory/
Kahramanmaraş Operation Manager:
We have been using Asteks’s new draw frame
cots for eight months and we are very satisfied
with their performance. Our cleaning periods,
which had been hardly long as per a shift,
only, with the original sleeves that came with
the machines, were easily extended up to one
day with Asteks’s HG-650 draw frame cots.
When processing contaminated cotton, it is the
best to clean the cots at the beginning of every
shift, but the HG-650 can continue working
throughout the day without being wiped. We
have experienced that HG-650 draw frame cots
had not required grinding in longer than 2 months,
under the normal working conditions. We did
not record any loss in our yarn quality and USTER
values in this eight months running time. In great
relief, I use Asteks’s new draw frame cots without
any concern about yarn quality values”
In addition to the high quality of the product, it
is very important for us to be supplied quickly.
While it can take 4-5 weeks to bring cots
from abroad, Asteks’s cots are delivered in 1-2
weeks upon our request. It also has a better
economic advantage of 20-30% compared to
other known brands on a cost & benefit basis.
Our cooperation with Asteks continues in stronger
relation provided by such this high quality
production and successful services.
28
PANORAMA
TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020
silinmeden de çalışmasını tamamlayabiliyor.
Bir tekstil işletmesi olarak rektefiye sıklığı bizim
için önemlidir. Cer makinalarında da çok
daha iyi değerler sağlayan HG-650, hem
temiz kalma hem de kalite açısından benzerlerine
kıyasla çok daha iyi bir üründür. Ayrıca
kompakt iplik makinesinde de kullandığımız
HG-650 manşonu iplik kalitesini bozmadan 30
ile 45 gün arasında rektefiye olmadan kaliteli
çalışmasını sürdürebiliyor. Avrupa’dan aldığım
diğer manşonlara göre çok daha iyi ince yer
ve kalın yer gibi iplik düzgünsüzlük değerlerine,
USTER kalite değerlerine ulaşıyoruz
Manşon talebimiz olduğunda Asteks bize üç
günde manşon gönderebiliyor, bunu Avrupalı
bir üreticiden talep etsem, ürün 3 aydan
önce gelmiyor. Bu bizim için çok büyük bir
avantaj. Manşon nedeniyle üretimin durması
ve yüksek manşon stoku tutma gibi bir
zorunluluk yaşamıyoruz. Tekstil endüstrisi ile
bir partner gibi çalışıp, AR-GE çalışmaları
yürüten Asteks’in ürün ve hizmet kalitesi Avrupalı
rakiplerinin çok üzerinde ve bu anlamda
Asteks i çok başarılı buluyorum.
Rubenis İplik Fabrika Müdürü Metin Özdemir:
Rubenis İplik olarak yüksek kalite odaklı ve
ekstra özenli üretim süreçleri uygulamaya
çalışıyoruz. Kullandığımız cer manşonlarını
vardiyada saat başı temizliyoruz. Standart bir
iplik üreticisine göre daha fazla temizlik gerçekleştiriyoruz.
Diğer rakip ürünlere göre daha
uzun temiz kalma süresine sahip olan HG-650
manşonlarını, üretim süreçlerindeki hassasiyetimiz
nedeniyle, 15 günde bir rektefiye ediyoruz.
Taşlama süresini daha da uzatabiliyoruz
Hüseyin Güler, Gülle Tekstil Technical &
Maintenance Coordinator:
Asteks’s HG-650 draw frame cots are getting
dirty 15-20% later compared with its competitors.
Of course, the rate of contamination in
cotton can shift this time up or down. As Gülle
Tekstil, we clean the cots in each shift. However,
this particular cots are able to complete their
work in entire shift without cleaning required.
As a textile company, the frequency of grinding
is important to us. Providing much better
values in draw frames, HG-650 is a much better
product compared to similar ones to it, in terms
of both maintaining cleanliness and quality.
In addition, the HG-650, which we use on the
ring compact spinning machine, can maintain
its good quality performance without grinding
between 30 to 45 days without disrupting the
yarn quality. We achieve USTER quality values,
yarn imperfection values, such as thin place
and thick place, much better than other cots
that I have bought from Europe. When we have
a cots requirement, Asteks can send us in three
days, if I request this from a European manufacturers,
the product does not arrive before 3
months. This is a huge advantage for us. We do
not have obligations such as suspending the
production due to shortage of the cots and keeping
high cots stock. The product and service
quality of Asteks, who works as a partner with
the textile industry and conducts R&D studies,
is higher than its European competitors and in
this sense I find Asteks very successful.
Metin Özdemir, Rubenis İplik Factory Manager:
As Rubenis İplik, we try to implement high
quality oriented and extra careful producti-
PANORAMA 29
ancak özel ipliklerimiz için bu süreyi kısa tutuyoruz.
HG-650 cer manşonu ile elde ettiğimiz
temiz kalma ve rektefiye süresi bizler için çok
daha olumludur. Manşon daha temiz olduğu
için, ileriye doğru iplikte ince yerler, kalın yerler
azalıyor. Eski cer manşonlarına göre, HG-650
cer manşonu ile kayda değer, daha iyi iplik
kalite değerleri elde ediyoruz. Bunu USTER
kalite test sonuçları ile net bir şekilde gördük.
Asteks’i manşon kalitesi açısından özellikle
tercih ettiğimizi belirtmek isterim.
on processes. We clean the draw frame cots
every hour in the shift. We apply more cleaning
than a standard yarn manufacturer does. We
grind the HG-650, which have a longer time
sustainability in keeping itself clean than other
competitive products, every 15 days due to
our high sensitivity in production processes. We
can easily further extend the grinding time, but
we keep it short for our special yarns.
The period of staying clean and grinding we
obtained with the HG-650 draw frame cots is
much more positive for us. As the HG-650 is
sustained cleaner by its own nature, thin places,
thick places are reduced in the further
processes by these good quality slivers. Compared
to the conventional draw frame cots,
we achieve remarkably better yarn quality
values with the HG-650 draw frame cots. We
clearly saw this with USTER quality test results.
I would like to state that we especially prefer
Asteks in terms of cots quality.
Texhong Textile Makine Enerji Sorumlusu
Tarık Karagözoğlu:
Fabrikamız bir yıldır faaliyette ve Asteks’in
HG-650 cer manşonlarını 5-6 aydır kullanıyoruz.
Yaptığımız çalışmalarda bu manşonların
diğer markalara göre daha uzun süre temiz
kaldığını gördük. HG-650 manşonları geç
kirlenme özelliği açısından benzerlerinden
%30 daha iyi konumda. Her bir vardiyada
standart olarak, cer manşonlarına iki kere temizlik
uyguluyoruz. Kalite bizim için en önemli
olgu ve iplik kalitemizi bu yönde en küçük bir
riskten uzak tutmak için rektefiyeyi iki haftada
bir gerçekleştiriyoruz. Bütün makine marka
ve modellerinde uyumlu çalışabilen HG-650
cer manşonunu kullanırken iplik düzgünsüzlük
ve diğer kalite değerlerinde iyileşmeler
gözlemledik. Texhong olarak kalite odaklı
olduğumuz için, müşteri memnuniyeti ve
üretim verimliliğinde katkı sağlayan Asteks’in
HG-650 cer manşonunu tercih ettik.
Tarık Karagözoğlu, Texhong Textile
Machinery & Energy Responsible:
Our factory has been operating for a year
and we have been using Asteks’s HG-650
draw frame cots for 5-6 months. In our studies,
we have observed that these cots remained
clean longer than other brands. HG-650 cots
are 30% better than other similar ones to
them in terms of late contamination. In every
shift, we apply cleaning to the draw frame
cots twice as standard. The quality is the most
important factor for us and we apply the
grinding every two weeks in order to keep our
yarn quality away from the smallest risk in this
respect. We observed improvements in yarn
imperfection and other quality values while
using the HG-650 draw frame that can work
suitable with all machine brands and models.
As Texhong, as we are quality oriented, we
preferred Asteks’ HG-650 draw frame cots,
which contributes to customer satisfaction
and production efficiency.
TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020
30
PANORAMA
Clariant
Masterbatches
iş birimini
PolyOne’a sattı
Hedef odaklı ve yenilikçi bir özel kimyasal şirketi
olan Clariant, Masterbatches iş biriminin tamamının
PolyOne’a satış işlemini tamamladı. Clariant’ın
global Masterbatches iş birimi ve Hindistan’daki
Masterbatches iş birimini kapsayan ve iki ayrı
işlemlerden oluşan satışın işletme değeri, son 12
ayda beyan edilen (Eylül 2019 tarihinde sona
eren) FAVÖK’ün yaklaşık 12,2 katına tekabül
eden 1.56 milyar ABD Doları şeklinde gerçekleşti.
Clariant İcra Kurulu Başkan Vekili Hariolf Kottmann
konuyla ilgili, “Bu ticari işlemin tamamlanmasıyla,
Clariant tamamen özel kimyasallara odaklı bir
şirket olma yönünde önemli bir adım daha atmış
oluyor. Clariant, üç temel iş alanı Bakım Kimyasalları,
Kataliz ve Doğal Kaynaklara odaklanarak
pazarın üzerinde büyüme, daha yüksek kârlılık ve
daha güçlü nakit akışı sağlamayı amaçlıyor. Masterbatches
ve Healthcare Packaging iş birimlerinin
satışını başarıyla gerçekleştirmemizin ardından,
artık hedefimiz artık Pigments (Pigmentler) iş
birimimizin tasfiye edilmesi olacak “ dedi.
Masterbatches iş biriminin satışının tamamlanmasının
yanı sıra Pigments iş biriminin beklenen
satışının bir sonucu olarak, Clariant mümkün olan
en kısa süre içerisinde hissedarlarına hisse başına
3,00 CHF değerli olağanüstü bir hisse dağıtımı
gerçekleştirecek. Clariant Yönetim Kurulu temettü
hak ediş tarihini 6 Temmuz 2020, temettü almaya
hak kazananların belirleneceği tarihi 7 Temmuz
2020 ve olağanüstü temettü dağıtımı ödeme
tarihini ise 8 Temmuz 2020 olarak belirledi. Daha
önce açıklandığı üzere, hedeflenen satışlardan
elde edilen net gelirin kalanı temel iş alanlarındaki
inovasyonlar ve teknolojik uygulamalara
dair yatırımlarda ve Clariant’ın bilançosunun
güçlendirilmesinde kullanılacak.
PANORAMA 31
TOS+H EXPO’nun
yeni tarihi belli oldu
TOS+H EXPO’nun koronavirüs
Covid-19 nedeniyle
ertelenmesinin ardından
Messe Düsseldorf ve yerel
ortağı Tezulaş Fuar yeni
fuar tarihini belirledi. Türk
İş Güvenliği ve Sağlığı
alanında öncü ihtisas fuarının
dördüncüsü 14 – 17 Mayıs 2022
tarihleri arasında yapılacak.
“Bu kararı, T.C. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler
Bakanlığı ve ilgili tüm ortaklarımızla ayrıntılı görüşmeler
neticesinde aldık,” diyor Messe Düsseldorf
GmbH CEO’su Werner M. Dornscheidt. T.C. Aile,
Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından
düzenlenen 10. Uluslararası İş Sağlığı ve Kongresi
de aynı tarihlere ertelenecek. TOS+H EXPO, korona
salgını ile ilgili dinamik gelişmeler sonucunda
ertelenmek zorunda kaldı. Messe Düsseldorf, Türk
hükümetinin tüm etkinlikleri erteleme kararını
ve T.C. Sağlık Bakanlığı’nın kriz yönetim ekibinin
yanısıra önemli etkinliklerin risk değerlendirmesini
yapan Robert Koch Enstitüsü’nün prensiplerini
dikkate alan Alman Federal Hükümeti’nin tavsiyelerini
takip etmiştir. Fuar ve kongre, iş sağlığı ve
iş güvenliği alanında Türk pazarına 360 derecelik
bir toplu bakış imkanı sunuyor. Bu etkinlikler,
hem Türkiye’de hem de komşu ülkelerde ortak iş
güvenliği standartlarının daha da ileriye götürülebilmesi
için anahtar itici güç oluşturuyor.
32
PANORAMA
Daha ekonomik iplikçilik için
ideal kombinasyon
Get the most out of your spinning mill
Birçok pazarda, iplikhanelerde işçi bulmak zorlaşıyor ve sektöre özgü
uzmanlık eksikliği gittikçe büyüyor. Rieter müşterilerin yaşadığı bu
zorlukları anlıyor ve otomatik makinalar ile müşteriye özel otomasyon
ve dijitalleştirme çözümleri sunuyor.
The current situation caused by COVID-19 means priorities in the spinning
industry have shifted. It is essential to get the best out of existing systems.
But there will also come a time after COVID-19, in which investments will
be made in new systems; such as in the Rieter compact-spinning system,
which enables a significantly higher cash flow.
Şek. 1: Makinalarda ve makinalar arasında farklı otomasyon çözümleri ile, operatör sayısı ciddi şekilde azaltılabilir.
Fig. 1: The process sequence for the Rieter compact-spinning system used.
TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020
Personele bağımlı olmadan günün her saati yüksek
üretkenlik elde etmek ve makinaların sürekli
kullanılabilmesini sağlamak istiyor musunuz? Daha
az personel ile verimli iplik üretimi yapmak veya
mevcut personelinizi daha önemli ve ilgi çekici
işlerde kullanmak istiyor musunuz? Bunu yapmanın
tek yolu, makinadaki ve makinalar arasındaki
prosesleri otomatik hale getirmektir. Electro-Jet
gibi şirketlerle iş birliği yapan Rieter, ürün ve sistemleriyle
tek bir kaynaktan tüm eğirme prosesi için
otomatikleştirilmiş, müşteriye özel çözümler sunar.
OTOMATİKLEŞTİRİLMİŞ İPLİKHANELERLE % 44
PERSONEL TASARRUFU
Yapılan bir karşılaştırmada, 53.000’den biraz az
sayıda iği olan ve taranmış kompakt iplik üreten
bir iplikhane temel alındı ve çeşitli otomasyon
çözümlerinin etkisi değerlendirildi. Rieter otomasyon
çözümleriyle, harman hallaçtan paketlenmiş
iplik bobinine kadar gereken personel sayısı %44
oranında düştü ve 54 operatörden 30 operatöre
indi (Şek. 1). Her bir otomasyon çözümü türü,
aşağıda ayrıntılı bir şekilde açıklanmıştır.
The Rieter compact-spinning system with
the high-performance card C 80, comber
E 90, ring spinning machine G 38 and
the compacting device COMPACTdrum
is known for very good yarn quality, the
highest possible level of flexibility and low
production costs. A complete Rieter system
draws on Rieter’s expertise throughout the
entire spinning process: from raw material
to yarn. What factors influence production
costs? In this example, a compact-spinning
system is used to produce combed cotton
yarn with a count of Ne 60 for shirting
fabrics (Fig. 1). A Rieter system is compared
with a “mixed spinning mill” equipped with
machines from different manufacturers.
Rieter systems are most impressive when it
comes to raw-material utilization, energy
requirements as well as personnel and space
requirements. The cash flow generated
demonstrates the outstanding economy of
the complete system, which is perfectly synchronized
and is supplied from one source.
PANORAMA 33
Şek. 2: Bağlama robotu ROBOspin,
üretkenliği artırır ve personel maliyetlerini düşürür.
Fig. 2: The high-performance card C 80 with
the largest active carding area allows low loss of good fibers
while retaining the same sliver or yarn quality.
Good raw-material utilization
Optimal raw-material utilization is achieved
in the blowroom line VARIOline thanks to the
combination of microtufts, the function VARIOset
and progressive cleaning. An efficient blowroom
process is dependent on the raw material being
well opened from the outset. The automatic
bale opener A 12 is capable of breaking down
the bales into microtufts. The removal of trash
and dust from small tufts in the downstream
blowroom process is considerably more efficient
and gentle. On the high-performance cards C
80, the maximum technological carding area
with 40 active flats and a working width of 1.5
meters as well as the pre- and post-carding
zones that can be equipped individually ensure
reduced loss of good fibers while retaining the
same sliver and yarn quality (Fig. 2). High-quality
RİNG İPLİKÇİLİK DAHA İLGİ ÇEKİCİ HALE GELİYOR
Ring iplik makinaları ve kompakt iplikçilik makinaları
için üç otomasyon çözümü mevcuttur: Bağlama
robotu ROBOspin, bağımsız mil izleme sistemi
(ISM) ve Link arabirimi. Bu çözümler, 53.000 iğe
sahip ve taranmış kompakt iplik üreten bir iplikhanenin
operatör sayısını %10 civarında düşürmesini
sağlar. İlk tam otomatik bağlama robotu
ROBOspin, iplik kopuşlarını tamamen otomatik
olarak onarır (Şek. 2). Böylece, birçok pazarda
uygun personel bulması zor olan ve iplikhanede
hiç sevilmeyen bu işlemi otomatik hale getirir.
ROBOspin, istikrarlı bir şekilde durmadan çalışarak
makina çalışırken veya takım değiştirilirken
gerçekleşen iplik kopuşlarını onarır. İplikhaneler
üç temel avantajdan yararlanır: Makinaların diğer
işler için daha çok kullanılabilmesi, daha yüksek
üretkenlik ve personel yükünün azalmasıyla
personel maliyetlerinin düşmesi. İplik bağlayıcının
kalitesi tutarlıdır ve artık kopsta kirlenme veya
hasar görülmemektedir. Yeni G 37 ve G 38 ring
iplik makinaları, fabrikadan ROBOspin ile satın
alınabilir. G 36 için şu anda retrofit işlemi yapılabilmektedir.
Yakın gelecekte bağlama robotu,
diğer ring iplik ve kompakt iplik makinaları için
de kullanılabilecektir. Modern Rieter ring iplik ve
kompakt iplik makinalarındaki standart bir özellik
olan ISM, iplik kopuşu onarımında verimliliği artırır.
Operatör, iplik kopuşunun meydana geldiği eğirme
pozisyonuna en kısa yoldan yönlendirildiği
için gereksiz incelemelerle vakit kaybetmez. Bu,
makinanın her iki ucunda, her bir seksiyonda ve
her bir eğirme pozisyonunda bulunan üç aşamalı
bir ekran konsepti sayesinde mümkündür. İplik
kopuşunun nerede meydana geldiğini hızlıca
TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020
Şek. 3: SERVOlap, tarama
seksiyonundaki operatör sayısını
azaltır ve verimliliği artırır.
Fig. 3: The comber E 90 guarantees
maximum raw material utilization.
34
PANORAMA
TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020
tespit edebilmenin yanı sıra bu sistemin, operatörlerin
işini kolaylaştıran iki başka yönü daha vardır. Bunlardan
ilki, verimsiz eğirme pozisyonlarının kolayca tespit edilebilmesidir.
ISM, iplik kopuşu oranlarının işletim biriminde
gösterilmesini sağlar. Bu sayede yüksek iplik kopuşu oranının
olduğu eğirme pozisyonları hızlıca tespit edilir ve
bu durumun sebepleri derhal çözülebilir. İkinci avantaj
ise iğ hızında, dolayısıyla verimlilikte artış elde edilmesidir.
İplik kopuşu oranlarının sürekli olarak izlenmesi,
eğirme hızının optimize edilmesine olanak tanır. Yüksek
iplik kopuşu oranlarının personele ekstra iş yüklememesi
için iğ hızı ayarlanabilir. ISM, yeni ring iplik ve kompakt
iplik makinalarına entegre edilmiştir. Tesisteki mevcut
makinalara ise retrofit yapılabilir.
Rieter uzun yıllardır, kopsları iplik makinasından bobin
makinasına taşımak için başarısı kanıtlanmış Link
arabirimini sunmaktadır. Ring iplik makinalarının ve
kompakt iplik makinalarının kopsları, otomatik olarak
ve doğrudan bobin makinasına taşınır. Kopsların
arabayla manuel olarak taşınması gerekmez. Bu da
kalite açısından avantaj sağlayan faktörlerden biridir:
Kops nakli temassız bir şekilde gerçekleştiği için iplik
kalitesi etkilenmez. Günümüzde, Rieter makinaların
yaklaşık %80’i bu otomatik çözüm ile sunulmaktadır.
TARAMA SEKSİYONUNDA OTOMASYON
Rieter, taranmış iplik üretimi için penye makinalarında
kullanılabilecek vatka taşıma sistemi SERVOlap ve otomatik
vatka değişimi ve vatka ekleme sistemi ROBOlap
ile birlikte tamamen otomatik bir tarama seti sunuyor.
Her iki sistem de retrofit olarak mevcuttur. Bu avantajlar
sayesinde manuel çözümlerle karşılaştırıldığında
tarama seksiyonunda %50’ye kadar personel tasarrufu
sağlanır. SERVOlap, tek seferde tarama hazırlık aşamasında
üretilen sekiz vatkayı otomatik ve temassız olarak
penye makinalarına aktarır (Şek. 3). Bu sayede arabayla
bir seferde dört vatka taşıma zahmeti ortadan kalkar.
Bir başka avantaj: Penye makinalarında, yeni vatkalar
olmaması nedeniyle üretim durmaz. Vatkalar boşalmadan
önce, penye makinası otomatik olarak SERVOlap’ten
yeni vatkaları ister. ROBOlap sayesinde sürecin
tamamı personelden bağımsız olarak çalışır. Penye
makinasındaki sekiz vatka gecikme olmadan ve tutarlı
bir kalite ile değiştirilir ve yeni vatka otomatik olarak
eklenir. Penye makinası, makinadaki vatkalar boşalmadan
hemen önce durur. ROBOlap, masuralardaki kalan
vatkayı emer ve ardından boş masuralar dolu vatkalarla
değiştirilir. Sistem, vatkanın başlangıcının nerede
olduğunu kontrol eder ve vatkaları belirli bir konuma
gelecek şekilde döndürür. Ardından yeni vatka pnömatik
olarak eklenir (Şek. 4). Örnek olarak gösterilen 53.000
iğe sahip iplikhane, SERVOlap ve ROBOlap kullanarak
%1,5’a kadar personel tasarrufu yapabilir.
Şek. 4: ROBOlap ile Rieter, başarısını pazarda kanıtlamış penye makinasına
yönelik otomatik bir vatka ekleme çözümü sunan tek şirkettir.
Fig. 4: The compacting device COMPACTdrum requires
five to eight watts less energy per spindle for compressing
the fibers compared to compacting solutions from other suppliers.
EKONOMİK VE ESNEK FİTİL BOBİNİ TAŞIMA
Modüler fitil bobini taşıma sistemi SERVOtrail, ring ve
kompakt iplik üreten iplikhaneler için işi oldukça kolay
hale getirir. Çalışanların hareket etmesi gereken mesafeleri
büyük ölçüde kısaltır. Ek olarak SERVOtrail, yerden tatechnology
components and optimally
coordinated combing movements on the
comber E 90 (Fig. 3) allow reduced noil
extraction while retaining the same yarn
quality. Over the entire spinning process,
this results in a raw material saving of 1%.
The energy saver
Rieter compact-spinning machines
save energy. This also applies to Rieter
ring spinning machines combined with
compacting device COMPACTdrum (Fig.
4). The sieve drum of the compacting device
that compresses (i.e. compacts) the
fibers has been optimized and the compacting
zone reduced to the necessary
minimum. The energy required for compression
is therefore very low, at around
five to eight watts lower per spindle than
that of compacting solutions from other
suppliers. With energy-efficient drive concepts
and innovative machine components
throughout the process, the Rieter
system is capable of offering 10% energy
savings – all the while maintaining the
highest possible levels of productivity.
Reduced personnel and space
requirements
The high productivity of Rieter machines
allows a reduction in the number
of machines, thus saving a lot of space
compared to a process using a “mixed
system.” In the case study mentioned
above, the Rieter spinning mill requires
one compact-spinning machine, one
autoleveler draw frame, one comber
and two cards fewer than the “mixed
system.” Space-saving machine concepts,
such as for draw frames, also
lead to a more compact spinning mill
layout. This allows space savings of approximately
7% (750 m2) – and therefore
lower building investment and main-
36
PANORAMA
TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020
sarruf, iplik makinalarına serbest erişim ve fitil bobinlerinin
daha ergonomik şekilde kullanılabilmesini sağlar (Şek.
5). Otomatik taşıma sistemi, bobinlerdeki fitile temas
edilmemesini sağlar. Tutarlı fitil kalitesini garanti eder.
SERVOtrail, farklı teknik modeller ve otomasyon seviyelerinde
sunulur. En önemli üç sistem Circuit, Flexible ve
Direct’tir. Ürün yelpazesi nadiren değişkenlik gösteren
iplikhanelerde, SERVOtrail Circuit tek bir fitil makinası ile
üç-dört ring iplik makinası arasında basit, sabit bobin
devreleri sağlar. Geniş bir ürün yelpazesi sundukları için
esnekliğin önemli olduğu iplikhaneler, SERVOtrail Flexible’ın
avantajlarından faydalanabilir. Bu çözüm ile tüm fitil
makinaları tüm ring iplik makinalarına besleme yapabilir.
SERVOtrail Direct, en zorlu müşteri ihtiyaçlarını karşılayan
tamamen otomatik modeldir. Fitil bobini grupları, otomatik
olarak ring iplik makinasının içine yerleştirilir ve cağlık
yerine geçer. Boş masuraları dolu bobinlerle manuel
olarak değiştirmeye gerek yoktur. Otomasyon seviyesine
bağlı olarak SERVOtrail, bu proses aşamasında %30’a
kadar personel tasarrufu sağlayabilir.
OTOMATİK PALETE YERLEŞTİRME VE AMBALAJLAMA
Bobin makinasının çıkışındaki paletleme ve ambalajlama
makinaları operatörün işini kolaylaştırır. Doğrudan
bobin makinası veya iplik makinasının çıkışındaki tekli
paletleme makinaları veya taşıma sistemi içeren merkezi
paletleme makinaları, bobinlerin paletlere verimli
bir şekilde yüklenmesine olanak tanır. Bu da malzemeyi
korurken aynı zamanda maliyetleri düşürür ve malzeme
karışma tehlikesini en aza indirir. Proses sönümleme,
tartma ve ambalajlama sistemleri ile tamamlanabilir.
Bobinlerin kutulara otomatik olarak yerleştirilmesi bile
mümkündür. Rieter, müşteriyle birlikte bireysel gereksinimleri
analiz eder ve en uygun çözümün hangisi
olacağını kararlaştırmak için değerlendirme yapar.
DİJİTALLEŞME OLMADAN OTOMASYON OLMAZ
İplikhaneler, özellikle makina bakımı ve buna ilişkin olarak
yedek parçaların depolanması gibi proses verimsizlikleri
söz konusu olduğunda uzmanlar ve işletme personeli
açısından her geçen gün daha fazla darboğazla
karşılaşmaktadır. Bu bakımdan, dijital teknolojiler gitgide
daha önemli hale gelmektedir. ESSENTIAL – Rieter Digital
Spinning Suite bu zorlukları aşmaya yönelik tek bir sistem
sunar. Dört farklı modül sayesinde iplikhaneler, kendi ihtiyaçları
için uygun paketi oluşturabilirler. Ücretsiz modül
ESSENTIALbasic, yedek parçaları internet üzerinden sipariş
etme gibi çok sayıda özellik sunar. Bu da zamandan
tasarruf sağlar ve bu zaman başka alanlarda verimli
olarak kullanılabilir. ESSENTIALmonitor modülü mevcut
üretimi, enerji tüketimini ve kalite verilerini görüntüler,
bakım çalışmalarını planlamaya yardımcı olur. Sistem
verimliliğinin artırılmasını sağlar. ESSENTIALmaintain modülü,
akıllı bir bakım çözümü sunar ve bakım planlamasını
optimize eder. Dördüncü modül olan ESSENTIALpredict,
beklenen performansı göstermeyen makinaları
algılar ve olası arızaları önleyebilecek çözümleri gösterir.
Bu da hem günümüz, hem de gelecek için yüksek kalite
ve optimum verimliliği garanti etmektedir.
tenance costs. Thanks to the reduced
number of machines and therefore a
reduced operator workload, the automatic
roving bobbin transport system
SERVOtrail and user-friendly machines
with a uniform design, 6% fewer personnel
are required and can therefore be
used for more efficient tasks.
Higher cash flow thanks to lower
production costs
Taking raw-material utilization, energy
and labor costs, interest rates, yarn and
noil sales and ongoing operating costs
into consideration, the total production
costs calculated for the Rieter system for
the combed compact-spinning process
are lower than for a solution from different
suppliers. This means that customers who
invest in the Rieter compact-spinning system
as per the example shown generate
a cash flow that is around USD 250 000 per
year higher than that of customers who
opt for a “mixed spinning mill” (Fig. 5).
Maximum flexibility as an additional
advantage
The combination of the ring spinning machine
G 38 with the compacting device
COMPACTdrum is ideal for customers
who appreciate flexibility in yarn production.
COMPACTdrum makes it easy
to change between ring and compact
yarn, because the compacting device
can be easily attached and removed
from the ring spinning machine. COMPA-
CTdrum can be supplied with a new ring
spinning machine, and existing Rieter
ring spinning machines can be retrofitted.
In addition, the G 38 is capable of
producing high-quality special yarns.
Thanks to the integrated VARIOspin
system for slub yarns, which is integrated
in every G 38, the customer can change
between standard and slub yarns simply
at the touch of a button. The G 38 with
COMPACTdrum is suitable for all raw
materials and yarn counts.
Şek. 5: SERVOtrail, fitil bobini taşıma işlemini
otomatik hale getirir ve yerden tasarruf sağlar.
Fig. 5: Customers who choose the Rieter compact-spinning system
generate a cash flow that is USD 250 000 higher per year.
38
Türk teknik tekstil’i COVID-19’a karşı
Ülkemizde, teknik tekstil anlamında gerçekten bilinçli, tek işi teknik tekstil olan firmaların
çok az olması sebebiyle, Türk tekstil sektörüne bir bütün olarak baktığımızda
COVID-19 karşısında sınıfta kaldığımızı söyleyebiliriz.
Peki bu kadar ürün nasıl yetiştiriliyor?
Hergün tonlarca kumaş piyasaya çıkıyor, milyonlarca adet ürün satılıyor. Gözlemlerime
göre gerçekten teknik tekstil yapan firmalar iç piyasada yoklar, rotalarını
zaten hazır olan yurt dışındaki firmalara çevirdiler. İhracat yaptıkları firmalar,
medikal konusunda uzmanlaşmış, yetişmiş, eleman gücüne sahip, tüm normları ve
test metotlarını bilen ve ithal ettikleri ürünlerin normlara uygun olup olmadığına
bakıp kabul edilişini yapan firmalar. Gerçek Türk teknik tekstil firmaları da bu konuda
gerçekten çok başarılılar.
Atilla Çim
Makina Mühendisi
Hisar Kimya
Teknik Danışmanı
Ülkemizde de kullanılan bu ürünler iç piyasada alıcı bulurken neden bu kadar
test yöntemlerini göze alıp, iade almayı, reklamasyona uğramayı kabul edip
ihracata yöneldiler?
Sebebi basit, teknik tekstil anlamında daha önceden bilgisi olmayan ve hatta yetersiz
makina parkuru ile bu işi yapmaya çalışan firmaların olması. Konfeksiyon sektöründe
görsellik önemlidir, işlevsellik sonra gelir, ancak medikalde görsellik bir nebze
önemli olsa da en önemli faktör işlevselliktir.
Basitçe bir örmek vermek gerekirse, COVID-19 ile ilgili ilk veriler gelmeye başladığından
bu yana maske yapımında kulanılan ham maddeye korkunç zam geldi, bu
dünyanın her tarafında böyleydi.
Şu anda bu zamlı fiyatlar devam etmesine rağmen, maske fiyatları ilk günlere
oranla %80 geri geldi. O zamanlar %80 daha fazla kazanılmıyordu, peki %80
nasıl geri geldi?
Cevabını size bırakıyorum. Bu örneklemeyi diğer ürünlerle de çoğaltabiliriz. Teknik
tekstil, özellikle Medikal tekstil gerçekten sorumluluk ister (Bu noktada Medikal Tekstili
sağlıklı, bilinçli yapan firmaların düşünce yapısıyla çalışılmasında fayda görüyorum.)
TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020
Sivil halkın şu anda kullandığı medikal ürünlere de, bir itfaiye erine yanmaz
tulum yapmak, bir cerraha antibakteriyel, leke tutmaz, sıvı gerçimez ameliyat
önlüğü yapmak, askerimize gaz maskesi yapmak kadar önemsenmeli ve
böyle yaklaşılmalıdır. İnsanlara koruyucu olduklarına inandırdığınız medikal
ürünler sattığınızda psikolojik olarak daha rahat hissettiklerinden, daha rahat
hareket etmeye başlarlar. Koruyucu olmadan girmeyecekleri ortamlara girmeye
başlarlar, ya ürün işe yaramıyorsa?
Gündemde olan antibakteriyel, su itici, leke tutmaz, antistatik vb. gibi apre çeşitlerinde
ve PET, PU gibi kaplama ürünlerinde uzmanlaşmış personelin iyileştirilmesi gerekiyor.
Medikal tekstil, doğru elyafın seçilmesi ile başlayan, örgü, dokuma, nonwaven’a
karar verilmesi ile devam eden, boyahane ve ram’ daki işlemine ve nihai olarak kaplama
yönteminin ve kullanılacak kaplama malzemesinin doğru seçilmesi ile ancak
finish’e gelinebilen oldukça uzun ve zahmetli bir maraton.
Bu konuda kimyasal madde tedarikçilerine de çok iş düşüyor. Sadece medikal
tekstil’e yoğunlaşmış Ar-Ge departmanları kurulmalı. Medikal tekstil hız kesmeden
devam edecek gibi gözüküyor. Türkiye’deki sanayicilerimizin klasik tekstil anlayışını
tamamıyla unutup, buna teknik tekstil olarak yaklaşmaları ve dünyadaki artacak
olan medikal tekstil’den paylarını almaları gerekiyor.
40
PANORAMA
Mimaki TS300P-1800 ile
oyun yeniden kuruluyor
Mimaki Eurasia, tekstil baskı
profesyonellerinin yüksek
kaliteli ve bir o kadar
ulaşılabilir çözüm talebine
güçlü bir yanıt verdi. Pazarda
büyük ilgi gören TS300P-1800
süblimasyon baskı makinesinin
yatırım maliyetini aşağıya
çeken Mimaki Eurasia ayrıca,
yeni Sb414 boyası ile işletme
maliyetini daha ekonomik
seviyelere indiriyor.
Geniş format inkjet baskı makineleri ve kesim
plotterlarının lider markası Mimaki, Türk tekstil
baskı üreticileri için daha fazla rekabetçi çözümler
sunmaya devam ediyor. Türk dijital tekstil baskı
pazarında büyük rağbet gören
TS300P-1800 süblimasyon
baskı makinesinin
yatırım maliyetini aşağıya
çeken Mimaki Eurasia,
yeni Sb414 boyası ile
de işletme maliyetini
daha avantajlı hale
getirdi. Mimaki Eurasia
bu hamlesiyle süblimasyon baskı çözümlerinin
küçük ve orta boy işletmeler dahil olmak üzere,
bütün tekstil baskı üreticileri için ideal olduğunu
gösteriyor. Mimaki Eurasia Bölge Satış Müdürü
Burak Kaftanoğlu, TS300P-1800’ün baskıcılar için
daha ulaşılabilir bir çözüme dönüştüğüne dikkat
çekti. Makine yatırım maliyetinin ciddi anlamda
ekonomik seviyelere çekildiğini belirten Kaftanoğlu
şunları söyledi; “Bu gelişmiş süblimasyon baskı
makinemiz teknik gücü ve kapasitesi ile halihazırda
Türk baskıcıları tarafından yoğun ilgi görüyor.
Yoğunlaşan bu rekabet ortamında, kullanıcılarımızdan
gelen taleple makinemizi daha avantajlı
hale getirdik. Baskıcılar artık daha ekonomik bir
yatırımla TS300P-1800’e sahip olabiliyor. Yatırım
sonrası üretime başladıklarında bu avantajın
sürmesi için, bu makinemize özel Sb414 boyasını
geliştirdik. Kullanıcılarımızın baskı birim maliyetini
ekonomik seviyelere çeken Sb414 boyası, pazarda
fiyat-performans açısından fark yaratıyor. Çok
çeşitli uygulamalara kapı açan boyalarımız ECO
PASSPORT by OEKO-TEX sertifikasına sahiptir. Tekstil
baskıcılarının komple bir çözüm sağlayıcı olarak
Mimaki’yi tercih etmesi ve bizlere duyduğu güven
büyük bir gurur kaynağıdır.”
ÜSTÜN TEKNİK ÖZELLİKLER ŞİMDİ DAHA
ULAŞILABİLİR SEVİYEDE
Mimaki TS300P-1800 süblimasyon baskı makinesi,
yüksek baskı kalitesi, gelişmiş özel teknik özellikleri,
donanımı ve yazılımı ile kullanıcılarını etkilemeyi
başardı. 1940 mm maksimum baskı genişliği
sayesinde daha fazla üretim çeşitliliği, saatte
TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020
115 m2’ye varan baskı hızı ile üstün kalite ve
yüksek verimlilik birlikte elde ediliyor. TS300P-
1800’ün bir başka üstünlüğü yüksek kafa
boşluğuna sahip yapısıdır. Pazardaki diğer
makinelerde kafa yükseldikçe yaşanan kalite
bozulması, TS300P-1800’lerde oluşmaz ve
baskı kalitesi her zaman yüksek kalır. Böylece,
yüksek kafa boşluğu sayesinde transfer kağıdının
kafaya çarpması nedeniyle oluşabilecek
teknik sorunlar ve baskı hataları engellenmiş
olur. Mimaki Eurasia, kesintisiz ve detaylı baskılar
sunan TS300P-1800’ü baskı kafası dahil 2 yıl
garanti ile kullanıcılara sunuyor. TS300P-1800
yüksek hacimli ve standart işlerde BMYK (Blue
- Magenta - Yellow - Black) renk düzenine
sahip Sb414 boyası ile çalışıyor. Mimaki süblimasyon
baskı için hayati önemde olan ısıtma
ve kurutma süreçlerini baskı ile bir bütünlük
içinde sunuyor. TS300P-1800, 2 kademeli ısıtıcı
ve standart olarak sunulan harici fanlı ısıtıcı ile,
yüksek hacimli işlerde kolay ve hızlı kurutmayı
mümkün kılıyor. Yüksek hacimli işlerde ara
vermeden baskı yapmayı sağlayan Kesintisiz
Boya Tedarik Sistemi (UISS) ve uzun süreli
gözetimsiz baskı imkanı sunan Mimaki Çekirdek
Teknolojileri en önemli bileşenler arasında
bulunuyor. TS300P-1800 süblimasyon baskı
makinesiyle birlikte standart olarak sunulan
TxLink3 RIP yazılımı makinenin performansını
artırarak kolay kullanım sağlıyor. Ayrıca, makinenin
renkli ekranı ve Türkçe arayüzü kolay
kullanımı daha konforlu hale getiriyor.
TÜRKİYE PAZARINA ÖZEL SB414 İLE DAHA DÜŞÜK
MALİYET, DAHA CANLI BASKILAR
Mimaki Eurasia, kullanıcılar için TS300P-1800’ün
sadece makine yatırımını daha avantajlı hale
getirmekle kalmadı. İşletme maliyetlerini daha
aşağıya çekerek baskı kalite ve verimliliklerini
koruyan Sb414 boyalarını pazara sundu.
TS300P-1800 için geliştirilen Sb414, sadece
Türkiye pazarında satışa çıkarıldı. Sb414 boyası
kullanıcıların baskı birim maliyetini rekabetçi
ve ekonomik hale getiriyor. Kullanıcıların
birim baskı maliyetlerini ekonomik düzeylere
çeken Sb414 boyası, çözünürlük ve akışkanlık
özellikleriyle de dikkat çekiyor. Düşük çökelme
(tortulaşma) özelliği daha canlı baskılarda
etkilidir. Yüksek baskı haslığına sahip Sb414,
aynı zamanda benzerlerine göre daha uzun
ömürlü, dayanıklı baskılar gerçekleştiriyor.
Mimaki Eurasia, BMYK 4 renkli Sb414 boyasının
yanı sıra, forma ve tişört gibi özel baskı işleri için
talep edilen canlı floresan renkler için Sb410
boyasını sunuyor. Sb410’daki floresan sarı ve
floresan pembe en zorlu müşteri taleplerini bile
karşılayacak canlılık sağlıyor. 2 litrelik ambalajlara
sahip olan Sb414 ve Sb410 boyaları TS300P-
1800’e birlikte yüklenebiliyor.
42
PANORAMA
Santrifüj (Turbo)
Kompresör
Teknolojisi nedir?
Ne işe yarar?
Santrifüj bir diğer adıyla turbo kompresörler kinetik
enerjiyi basınca dönüştüren teknolojiye sahip yağsız
hava kompresörleridir. Santrifüj kompresörler radyal
basma akışıyla karakterize edilir. Hava radyal kanatlara
sahip bir döner çarkın (türbin) merkezine doğru
emilir ve santrifüj (merkezcil) kuvvetler vasıtasıyla
çarkın çevresine doğru itilerek basılır. Havanın bu
çevresel (radyal) hareketi hem basınç artışına hem
de kinetik enerji oluşumuna neden olur. Hava bir
sonraki sıkıştırma kademesine ait türbin merkezine
yönlendirilmeden önce bir difüzörden ve sarmaldan
geçer ve bu esnada kinetik enerji basınca dönüşür.
Her kademe kompresör ünitesindeki toplam basınç
artışına katkıda bulunur. Endüstriyel makine
uygulamalarında, bir santrifüj kompresör kademesinin
maksimum basınç oranı genellikle 3’ü geçmez.
Gıda & İçecek, Tekstil, Kimya ve Petrokimya,
Cam endüstrisi gibi pek çok alanın yanı sıra yüksek
debi gerektiren tüm uygulamalarda turbo kompresörlerin
kullanımı yaygındır.
TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020
Erman Tezulaş
Atlas Copco Yağsız Hava Bölüm Müdürü
Atlas Copco ZH 350-3150, hepsi bir arada bir yağsız
hava kompresörüdür. İç boru tesisatı, soğutucular,
motor, yağlama, giriş kılavuz kanatları (IGV) ve kontrol
sistemi dahil tüm elemanlar dayanıklı tasarıma
sahip standart bir paket halinde sunulur. Paslanmaz
çelik gövdeler korozyonu en aza indirir ve çalışma
ömrünü uzatır. Entegre paket tasarımı sayesinde
kurulumu kolaydır, devreye alma işlemi de hızlıca
gerçekleşir. İsteğe bağlı özellikler belirli bir üretim
ortamına göre özelleştirme olanağı sağlar. ZH 350-
3150’nin gelişmiş teknolojisi, müşterilerin uygulamaları
için gerekli olan yüksek akışı sağlarken genel çalışma
maliyetlerini en aza indirir. Ayrıca düşük bakım
süresi ve maliyeti gerektirecek şekilde tasarlanmıştır.
ZH 350-3150’nin benzersiz tasarımı, blow-off’tan
önce %25’in üzerinde bir kısma aralığı (turn-down)
sağlar, enerji tasarrufunu en üst düzeye çıkarırken
çalışma maliyetlerini en aza indirir. Standart giriş
kılavuz kanatları (IGV), çok sayıda rakip üniteye
kıyasla daha düşük akışlarda %9’a kadar daha fazla
enerji tasarrufu sağlar. Etkili soğutma, güvenilirliği ve
enerji verimliliğini artırırken ısı aktarımını en üst düzeye
çıkarır. ZH serisi ile ISO 8573-1 CLASS 0 (2010) sertifikasyonuna
uygun olarak; %100 yağsız, saf ve temiz
hava sağlanmaktadır. Geçtiğimiz 60 yılda, Atlas
Copco yağsız hava teknolojisine öncülük ederek;
PANORAMA 43
%100 saflıkta basınçlı hava üreten
çeşitli kompresörler ve blowerlar
geliştirmiştir. Rutin araştırmalar ve
geliştirmeler ile Atlas Copco; saf
hava standartlarını belirleyen ISO
8573-1 CLASS-0 ve ISO 22000 sertifikasyonunu
alan ilk üretici firma
olmuştur. Bir kompresörün kullanım
ömrü boyunca oluşturduğu maliyetlerin
%80’i, tükettiği enerjiden kaynaklanır.
Dahası; basınçlı hava maliyeti, bir fabrikanın toplam
elektrik faturasının %40’ından fazlasını oluşturabilir.
Enerji maliyetlerini azaltmak için Atlas Copco,
basınçlı hava sektöründe sürekli olarak geliştirdiği
teknolojiler ile sektöre öncülük etmektedir.
Yeni ZR 350-3150 serisi kompresör ailesinde öne
çıkan özellikleri;
• Geleneksel elektrik aktüatörleri yerine servo
sürücü kullanımı
• Emiş (IGV) ve egsoz (BOV) valflerinde güvenilir
servo motor tahrikli, doğru ve hassas kontrol
• Kısa erişim süresi (<1s), güç kesilmelerine karşı
ayar noktası kaymayan, bakım gerektirmeyen yapı
• Otomatik kalibrasyonunu kendi kendine yapabilen
elektronik devreleri elektrik kabini içerisinde
bulunan tasarım
• Verimli emiş (IGV) aktüatörü sayesinde daha az
blow-off (ortalama yıllık 64,800 $ tasarruf)
• Standart olarak entegre edilmiş paslanmaz çelik
soğutucular
• Havanın temas ettiği tüm yüzeylerde
özel epoksi kaplamalar
• Elektrik motorlu yağ buharı
engelleyicisi
• Agma A4 sınıfı yüksek kaliteli
dişliler
• Yastıklama havası gerektirmeyen
yapı (Karbon hava keçesi)
• Geniş servis aralıkları
şeklinde sıralayabiliriz. Enerji verimliliği tarafında,
yeni ZH 350-3150 serisi kompresörler; opsiyonel
olan enerji geri kazanım üniteleri ile birlikte
basınçlı havadan ve su soğutma sisteminden
kaynaklı sıcaklığı absorbe eder. Bu sistem ile
kompresörün %70 - %100 arasındaki enerjisini geri
kazanmak mümkün hale gelmektedir. Enerji geri
kazanım üniteleri ile besi suyu ısıtması, kalorifer tesisatı,
duş, mutfak gibi pek çok noktada 90˚C ‘ ye
varan sıcak su elde etme imkanı ile işletmelerin
maliyetlerine ciddi oranda katkı sağlamaktadır.
ZH 350-3150, Atlas Copco’nun yeni Optimizer 4.0
merkezi kontrol ünitesiyle birlikte çalışır. Basınçlı
hava sisteminin; kompresörler, kurutucular, filtreler,
enerji geri kazanım sistemleri, hava depoları,
soğutucular ve booster’lar gibi makinelerin
en verimli kombinasyonunun seçilmesi yoluyla
optimize edilmesini sağlar. Son derece sezgisel
kullanıcı arabirimi sayesinde son kullanıcı, tüm
sistemin yanı sıra her bir makinenin performansını
ve enerji tüketimini görüntüleyebilir.
TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020
&
Halat Açma & Kesme & Sıkma
Makinesi
(Enzim Yıkama Üniteli)
Rope Opening & Slitting &
Squeezing Machine
With Enzym Wash Unit
2019 Yılı Makine Sektörü
YILIN İNOVASYON MARKASI
Ödülü Kazananı
Winner
INNOVATION BRANDS OF 2019
of Machine Sector
www.beneks.com
EcoCompact
HT Kumaş Boyama Makinesi
HT Fabric Dyeing Machine
2019 Yılı Makine Sektörü
YILIN İNOVASYON MARKASI
Ödülü Kazananı
Winner
INNOVATION BRANDS OF 2019
of Machine Sector
www.beneks.com
46
PANORAMA
Covid-19, bir şeyleri
değiştirmek için itici güç oldu
Pınar Taşdelen Engin, “Pandemi sürecinde
dijital dünya özellikle iş insanlarına çok
yardımcı oldu. Bu zorlu süreci tecrübelerin
paylaşımı, yeni deneyimler edinilmesi
anlamında olumlu hale dönüştürdük. Artık
bir şekilde hayata dönmek zorundayız.”
sonrası dünya piyasalarında değişen trendler ve
yeni girişimcilik anlayışı değerlendirildi. Pandemi
sürecinde dijital dünyanın özellikle iş insanlarına çok
yardımcı olduğuna dikkat çeken UTİB Başkanı Pınar
Taşdelen Engin, Dünyanın zorlu bir sınavdan geçtiğini
ifade etti. İş dünyasının bu dönemde bir yandan
mevcut krizi yönetmeye çalışırken diğer yandan yeni
dönemde iş yapmanın yollarını aradığını, alternatif
sistem ve yaklaşımlar geliştirmeye odaklandığını söyledi.
“Artık bir şekilde hayata dönmek zorundayız”
diyen Taşdelen Engin, “Bu zorlu süreci tecrübelerin
paylaşımı, yeni deneyimler edinilmesi anlamında
olumlu hale dönüştürdük. Köklü denilebilecek
değişimlere şahit oluyoruz. Covid-19’a çözüm bulma
ihtiyacıyla insanlar, sivil toplum kuruluşları ve hatta
hükümetler bir araya geldiler. Demek ki bir araya gelebiliyoruz.
Bunu görmek insanı mutlu ediyor” dedi.
TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020
Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB) sektör temsilcileri
ve özellikle gençler için ufuk açan programlarına
online platformlardan devam ediyor. UTİB Yönetim
Kurulu Başkanı Pınar Taşdelen Engin moderatörlüğünde
@utibsosyal Instagram hesabı üzerinden
düzenlenen söyleşinin konuğu Fark Holding Yönetim
Kurulu Başkanı ve Arya Kadın Yatırım Platformu
Kurucusu Ahu Büyükkuşoğlu Serter oldu. “Yenilikçi
Çarpışma: Girişimcilik” konulu söyleşide, Covid-19
Dünyanın yaşadığı süreci değerlendiren Ahu Büyükkuşoğlu
Serter, “Temassız ekonominin yıldızının
parladığı bir dönem yaşıyoruz. Pandemi sonrası
bizi nasıl bir dünya bekliyor?” sorusunu ise şöyle
cevapladı: “Hepimiz insanız ve insanın doğası hiç
değişmiyor. Yüzyıllardır aynı. İnsan çok çabuk unutuyor,
çok çabuk alışabiliyor ve eskiye çok çabuk
dönebiliyor. Pandemi sonrasında yeni trendler ortaya
çıkacak. İnsanların pek çok şeyden vazgeçecek.
Her şeyi yeniden keşfedip masaya yatırmak
için doğru bir dönem. Covid-19, bir şeyleri değiştirmek
için insanlar açısından itici güç oldu. Sağlık,
finans ve e-ticaretin ön plana çıkan sektörlerin
başında geliyor. Pek çok yatırımcı bu sektörlere
yöneldi. Ancak girişimcinin öğrenebilme, gelişme
kabiliyeti olmalı. Yeni şeyleri sünger gibi çekerek,
yutarak ilerleyeceksiniz. Bütün dünyayı öğrenmek,
İngilizce bilmek çok önemli. Biz Türkiye içinde
hayal edip, Türkiye içinde yaratabiliriz, ancak bunu
dışarıda, onların dilinde satmamız lazım.”
“GENÇLERİ HER ŞEYİN MERKEZİNE KOYMALIYIZ”
“Melek yatırımcı” konusuna da değinen Serter,
bunun için yatırımcının meraklı olmasının ön şart
olduğunu vurguladı. Serter, 40 yaşına kadar
kendinden büyüklerden öğrendiklerini hayata
geçirdiğini, bu süreçten sonra ise gençlere
kendi birikimlerini aktardığını belirtti. Yeni yatırımlara
yelken açmak, büyümek ve gelişmek
için gençlere şans verilmesi gerektiğini aktaran
Serter, “Gençleri her şeyin merkezine koymalıyız”
dedi. Kadınların iş dünyasının içinde “var”
olmasını çok önemsediğinin altını çizen Serter,
“Kadın ve erkeğin bir arada güzel bir şekilde
koşabildiği, çalışabildiği yerler çiçek açıyor”
değerlendirmesinde bulundu. Pandemi sonrasında
tüm dünyada işsizliğin artacağı yönünde
öngörüsünün bulunduğunu belirten Serter,
“Birçok insan işinden olacak. Bu insanlar kendilerine
yapacak iş arayacaklar. Bu insanlara iş
yaratan kişi olmak müthiş değerli hale gelecek.
Bu işleri yapanlar çok ön plana çıkacak” dedi.
DÜNYANIN YENİ LÜKSÜ “GÜVEN” OLDU
Ahu Büyükkuşoğlu Serter, son yıllarda dünyanın
en lüks, en değerli şeyinin ‘güven’ olduğunu
kaydetti. Şu dönemde güven satan her markanın,
her şirketin bir anlamda ‘lüks’ sattığını dile
getiren Serter, “Çünkü artık müşteri size güvendiği
için geliyor ve bu da lüks bir marka olduğunuz
anlamını taşıyor. Yani lüks anlayışı tamamen
değişti. Bence şirketler bu konuyu çok iyi
irdelemeli. Covid-19 döneminde herkes çalıştığı
şirkete güvenmek istiyor. Güven çok önemli ve
ancak bu güveni sağlamak çok daha önemli.
Her şirket ‘Ben ne kadar güvenliyim? Müşterilerim
kim?’ konularını iyi irdelemeli. Bu konuda
kendini geliştirmeli” diyerek önerilerini paylaştı.
48
PANORAMA
İhracatın yıldızları belli oldu
İKMİB’nin, her yıl kimya sektöründeki üye firmalarını ihracattaki
başarılarından dolayı onurlandırmak ve teşvik etmek amacıyla verdiği
ödüller bu yıl da sahiplerini buldu. İKMİB İhracatın Yıldızları Ödül
Töreni’nde 28 kategoride ilk 5’e giren 140 firma ödül almaya hak kazandı.
TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020
Birçok sektöre hammadde, yarı mamul ve ürün
üreterek direkt ya da dolaylı olarak dokunan
stratejik bir sektör olan kimya sektörü, 2019 yılında
20,6 milyar dolarlık ihracatla tarihi bir rekor kırarak
büyük bir başarıya imza attı. Türkiye’nin toplam
ihracatından yüzde 11,44’lük bir pay alan kimya
sektörü, 2019 yılında yüzde 18,54 büyüdü. Plastikten
kozmetiğe, ilaçtan kauçuğa, medikalden boyaya
kadar pek çok farklı alt sektörden yaklaşık 7
bin ihracatçı firmayı temsil eden İKMİB, Türkiye’nin
toplam kimya ihracatının yüzde 50’den fazlasını
gerçekleştirdi. Sektörün bu başarısında büyük pay
sahibi olan ve 2019 yılında en fazla kimya ihracatı
gerçekleştiren ihracatın yıldızları belli oldu. Bu yıl
beşincisi düzenlenen 2019 İKMİB İhracatın Yıldızları
Ödül Töreni online olarak gerçekleştirildi. İlk kez
İKMİB tarafından düzenlenen online ödül töreni
İKMİB’in youtube kanalından ve web sitesinden
canlı olarak yayınlandı. TC. Ticaret Bakanı Ruhsar
Pekcan’ın teşrifleri ile Türkiye İhracatçılar Meclisi
(TİM) Başkanı İsmail Gülle ve İstanbul Kimyevi
Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB)
Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister’in katıldığı,
moderatörlüğünü Oylum Talu’nun yaptığı ödül töreni
7 Temmuz 2020 tarihinde gerçekleştirildi. 2019
İKMİB İhracatın Yıldızları Ödül Töreni’nde, kimyanın
alt sektör ve ürün gruplarında toplam 28 kategoride
ilk beşe giren ve ödül almaya hak kazanan
140 firma açıklandı. 2019 yılında kimya sektöründe
ihracat şampiyonu ilk üç firma, Socar Türkiye Rafineri
ve Petrokimya, Ciner İç ve Dış Ticaret A.Ş ile
Eti Maden İşletmeleri oldu. Socar Türkiye Rafineri
ve Petrokimya Başkan Yardımcısı Rıza Bozoklar, Eti
Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü Pazarlama ve
Satış Dairesi Başkanı Ömer Çatal ve Ciner İç ve Dış
Ticaret A.Ş. Cam ve Kimyasallar Başkan Yardımcısı
Mahmut Kurşun video konferans ile törene katılarak
teşekkür konuşmalarını yaptı.
RUHSAR PEKCAN: “KİMYA SEKTÖRÜ ÜLKEMİZ İÇİN
STRATEJİK SEKTÖRLERDEN BİRİDİR”
Kimya sektörünün önemli çatı kuruluşlarından olan
İKMİB’in düzenlediği ödül töreninde konuşan TC.
Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, “Bu ödül töreni aynı
zamanda ihracatçı birliklerinin dijital ortamdaki ilk
ödül töreni olacak. Pandemi sürecinde böyle bir
ödül töreni düzenlemiş olmak, başarılarımızı ödüllendirmek
bundan sonraki atacağımız adımlar ve
PANORAMA 49
sektörlerimizde bu artış trendinin çok daha hızla
artarak yukarıya doğru yükselmesini bekliyoruz.
Bakanlık olarak desteklerimizle, iş birliği içinde
çalışmaya her zamankinden daha fazla istekliyiz.
Önümüzdeki süreçte Türkiye’nin küresel tedarik
zincirlerindeki konumunu güçlendirmesi ve daha
etkin bir şekilde yer alması hiç de şaşırtıcı olmayacak.
Bu noktada kimya sektörümüzün de küresel
tedarik zincirlerindeki konumunu güçlendirmesini
bekliyor ve destekliyoruz. Dijitalleşme konusunda
da çok ciddi adımlar attık. Bunu yakinen takip
eden ihracatçı birliklerimizden birisi de İKMİB oldu.
İlk Sanal Ticaret Heyeti’mizi Latin Amerika’ya İKMİB
gerçekleştirdi. İKMİB yönetimini yine ilk dijital ödül
törenini ve ilk dijital ticaret heyetini düzenledikleri
için ayrıca tebrik ediyorum” İfadelerini kullandı.
hedeflerimiz için bizleri cesaretlendirecek. İş dünyası
için de moral ve motivasyon olacaktır. Kimya
sektörü ülkemiz için stratejik sektörlerden biridir.
Kimya sektöründe Türkiye’ye daha fazla yatırım
çekmeyi hedefliyoruz. Avrupa ile beraber ülkemizde
de normalleşme sürecini başlattık. Ülkemizde
bu süreci çok proaktif yönettik. Biz de Bakanlık
olarak ekonominin en az etkilenmesi, ticaretin en
az etkilenmesi için temassız ticaret uygulamasını
devreye aldık. Bu dönemde Cumhurbaşkanımızın
başkanlığında tüm Bakanlarımızla tam bir uyum ve
eşgüdüm içerisinde çalıştık. Bu süreçte özel sektör
ve devlet iş birliğinin, dayanışmasının hep beraber
çok güzel bir örneğini verdik” dedi.
İhracatta normale dönüşle ilgili olumlu sinyaller
almaya başladıklarını belirten Pekcan, “Haziran
ayı ihracatımızda Mayıs ihracatımıza göre yüzde
35 artış oldu. Kimya ihracatımızda da Mayıs ayına
göre yüzde 24 artış söz konusu. İnşallah bütün
İSMAİL GÜLLE: “SEKTÖRÜN HEDEFİ 20 MİLYAR
DOLARIN ÜZERİ”
İlk defa dijital ortamda gerçekleştirilen 2019 İKMİB
İhracatın Yıldızları Ödül Töreni’nin bir başlangıca
vesile olacağını belirten Türkiye İhracatçılar Meclisi
(TİM) Başkanı İsmail Gülle, pandemi dönemindeki
zorlu koşullara rağmen haziran ayı ihracat rakamlarının
rekor düzeyde olduğunu ve bu sonucun yeni
rekorların da habercisi olacağını ifade etti. İsmail
Gülle, sözlerini şöyle sürdürdü: “İhracatçıların azmi
ve kararlılığı zor olanı kolaylaştırdı ve engelleri yok
etti. Olağanüstü koşullarda ihracatçılarımızın verdiği
başarılı sınav, Türk ihracatının geleceğinin ne
kadar da parlak olduğunun adeta bir nişanesidir.
Salgın öncesi rakamların üzerine çıkmış, normalin
de ötesindeki performansımıza başlamış durumdayız.
Sayın Ticaret Bakanımız Ruhsar Pekcan, bu
zorlu dönemde ihracat ailesinin her türlü sorunu ile
yakından ilgilendi. Pandemi sürecinde Ticaret Bakanlığımızın
ihracat için attığı adımlar, inanıyorum
ki gelecek dönem ihracatının altyapısını oluşturacaktır.
Sayın Bakanımıza, ihracatı önceliğe alan
yaklaşımı ve ihracat ailesine olan sonsuz destekleri
hasebiyle şükranlarımı sunuyorum.”
TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020
50
PANORAMA
ADİL PELİSTER: “İHRACATIN YILDIZLARI ÖDÜLLERİ
BİZİM GURURUMUZ”
Bu yıl beşincisini düzenledikleri İKMİB İhracatın
Yıldızları Ödül Töreni’ni pandemi dolayısıyla
yeni normal olarak nitelendirilen şartlar altında
yaptıklarını ifade eden İstanbul Kimyevi Maddeler
ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim
Kurulu Başkanı Adil Pelister, İhracatın Yıldızları
Ödül Töreni’nin İKMİB’in gururu olduğunu vurguladı.
Dijital imkanların kendilerine birtakım ilkleri de
yaşattığına dikkat çeken Pelister, “Mayıs ayında
ilk dijital ticaret heyeti organizasyonumuzu Kolombiya
özelinde yapmıştık. Yine TİM çatısı altında ilk
dijital ödül törenimizi de yapıyor olmak ayrı bir gurur
vesilesi. Seçim manifestomuzun da ilk maddesi
dijitalizm idi. O günden bugüne Ticaret Bakanlığımız
ve TİM başkanlığımızla birlikte dijital dönüşümün
içinde olduk, olmaya da devam edeceğiz.
2019 yılında gerek toplam ihracatta gerekse
sektörel olarak kimya ihracatımızda rekorlar kırdık.
Toplam ülke ihracatımız 180,5 milyar dolar, toplam
kimya sektörü ihracatımız ise 2018 yılına göre
yüzde 18.5 büyüyerek, ülkemizin toplam ihracatından
yüzde 11.4 pay alarak 20,6 milyar dolar
olarak gerçekleşti. Dünyanın dört bir köşesinde
ülkemizi ve sektörümüzü tanıttık, anlaşmalara
imza attık, ürünlerimizi dünyaya sattık” dedi.
“KİMYA TEKNOLOJİ MERKEZİ KURMA
ÇALIŞMALARIMIZ DEVAM EDİYOR”
2020 yılı ile ilgili değerlendirmede bulunan
Pelister, “2020 yılında kimya sektörü olarak 23
milyar dolar ihracat yapmayı hedeflemiştik ve
bu rakamı yakalamak üzere birçok organizasyon
planlamıştık. Ancak, Korona Pandemisi dolayısıyla
bütün dünyayı kapsayan olağanüstü bir durum
yaşandı ve halen de ne yazık ki yaşanmaya devam
ediyor. Bu karmaşaya rağmen kimya sektörü
olarak Haziran 2020 itibariyle 8 milyar 640 milyon
dolarlık ihracat rakamını yakaladık. İhracatımız,
Haziran ayında geçen aylara göre ciddi bir artış
kaydetti. Önümüzdeki aylarda pozitif havanın artarak
devam edeceğine ve geçen yılki 20 milyar
dolarlık rakamı yakalayacağımıza dair inancımız
tamdır. Aynı zamanda, finansmana erişimi kolaylaştırarak,
üretim ve yatırımlarına devam etmek
isteyen reel sektöre olan destekler devam ediyor.
Artık yeni bir dünya kurulurken yüksek teknoloji
içeren katma değerli ürün üretip ihraç edebilmeliyiz
ve ölçek ekonomisi modellemesine geçmeliyiz.
Bu noktada gerçek bir inovasyon ve bu yönde
Araştırma Geliştirme desteklerini yeniden ele
almalıyız. Bizler de İKMİB olarak “Kimya Teknoloji
Merkezi” kurma çalışmalarımız ile bu konuya destek
sağlayacağız. Bu merkezimizde; Akredite edilmiş
laboratuarlar, dijital kütüphaneler, start-up
alanları, konferans salonları ve alt sektörlerimizin
ihtiyaçlarının karşılandığı dijital çözümler olacak.
Bu yönleri ile böyle bir merkez Türkiye’mizde bir ilk
olacak. Kimya teknoloji merkezi kurma girişimimizi
destekleyen Ticaret Bakanımıza ayrıca teşekkürlerimi
arz ederim” açıklamasını yaptı.
TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020
“2021 SENESİNDE YENİDEN ATAĞA GEÇECEĞİMİZE
OLAN İNANCIMIZ TAMDIR”
Kimya sektörünün 2030 yılına gelmeden Türkiye’nin
ihracattaki en büyük sektörü olacağını söyleyen
Pelister, şöyle konuştu: “Yeni dijital çağda,
yüksek teknolojiye dayalı, dünya standartlarında
üreterek büyümeyi görmek, sektörümüzde büyük
bir heyecan yaratmaya devam edecektir. Pandemi
sebebiyle kaybettiğimiz başta sağlık çalışanlarımız
olmak üzere vefat eden vatandaşlarımıza
Allah’tan rahmet diliyorum. Ekonomimizdeki hasarı
sektörümüze ve ülkemize olan güvenimizle tamir
edeceğimize, 2021 senesinde yeniden atağa
geçeceğimize ve bu günleri atlatacağımıza olan
inancımız tamdır. Çünkü ‘Biz Birlikte Güçlüyüz’.
Dereceye girerek ödül alan ihracatın parlayan
yıldızlarını gönülden tebrik ediyorum.”
“İşi profesyonellerine bırakın”
WEB OFSET DÜZ OFSET CİLT AMBALAJ
‘nin matbaası
“İhlas Matbaacılık güvencesiyle”
Termal Kalıp
Yüksek tirajlı baskılara uygun, geniş
gelişim töleransına sahip, net ve kaliteli
baskı sağlayan özel bir kalıptır.
Baskı Adedi: 100.000 - 200.000 (Normal Mürekkep)
80.000 – 100.000 (UV Mürekkep)
Detaylar İçin:
Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi İhlas Plaza
No:11 A / 41 Yenibosna / İSTANBUL - TÜRKİYE
Tel.: + 90 212 454 31 95 • www.afarkplates.com
Konvansiyonel Kalıp (Ctcp-LX)
UV-CTP kalıp kullanan üst düzey müşteriler
için geliştirilmiştir. Yüksek hassasiyete sahip,
yüksek tirajlı baskılara uygun,
Baskı Adedi: 100.000 - 200.000 (Normal Mürekkep)
50.000 – 100.000 (UV Mürekkep)
Merkez Mahalasi 29 Ekim Caddesi İhlas Plaza
No:11 A / 41 Yenibosna / İSTANBUL - TÜRKİYE
Tel.: + 90 212 454 30 00 www.ihlasmatbaacilik.com
Detaylar İçin:
52
PANORAMA
Sanayiye
gençleşme
ve yenilenme
fırsatı
“Her kriz bir fırsat doğurur”
diyen Tezmaksan Genel
Müdürü Hakan Aydoğdu,
‘reform’ olarak tanımladığı
makine kiralama modelini,
gençleşmek ve daha da
teknolojik bir hale gelmek
isteyen Türkiye sanayisinin
hizmetine açtı.
TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020
Kovid-19 salgını pek çok sektörde çarkların durmasına
ve üretimde ciddi daralmalara neden olurken,
yaşanan nakit sıkışıklığı finansal anlamda hayatı
kolaylaştıracak yeni modellerin gelişmesine neden
oluyor. Makine satın almaktan çok daha karlı olan
kiralama ile 160 makinenin kiralaması yapılırken
pandemi döneminde bu modele talepte yüzde
20’lik artış yaşandı. Bu model ile 11 milyon dolarlık
portföy oluşturulurken, makine tezgâhlarını yenileyenler
10,5 milyon doları yatırımdan,2 milyon dolar
da vergiden olmak üzere toplam 12,5 milyon dolarlık
tasarrufu elde etti. Aydoğdu, “Makine, robot her
şeyi kiralıyoruz. Ürün gamımızda bulunmayan makineleri
ise önce satın alıyor, sonra kiralıyoruz. Riski
sanayici/yatırımcı için sırtlanıyoruz, hem bilançoları
bozulmuyor hem de yeni teknoloji ile üretime daha
rekabetçi ürünlerle devam edebiliyorlar” dedi.
TÜRKİYE’DE ORTALAMA MAKİNE KULLANIM YAŞI
18 İLA 20 YIL
Tezmaksan Genel Müdürü Hakan Aydoğdu,
modeli anlatmaya geçmeden önce Kovid-19
salgınının Türkiye ekonomisi ve imalat sanayisine
etkisini şöyle değerlendirdi: “’Nakit kraldır’ klişesi
salgında tekrar ön plana çıktı. Varlıklarınız güçlü,
üretiminiz devam ediyor olsa bile nakdiniz yoksa
işinizi sürdürebilmeniz mümkün değil. Türkiye gibi
sermaye yeterliliği düşük, borçlanması yüksek
bir ülkede nakdin ne kadar önemli olduğunu
hepimiz yaşayarak görüyoruz. Yaşananlar kriz
PANORAMA 53
riskini biz üstleniyoruz. Müşterilerimizden istediğimiz
tek şey üretimlerine devam etmeleri” diye konuştu.
zamanlarında imalatın ne kadar önemli olduğunu
bir kez daha kanıtlanırken, yanı sıra Avrupalı
firmalar içinde Çin’in alternatifsiz bir tedarikçi
olamayacağı anlaşıldı ve Türkiye’nin bu tablodaki
pozisyonunu çok daha iyi değerlendirilebileceği
görüldü. Şunu anlamalıyız ki, uluslararası ihracat
pazarlarında yer almak istiyorsak yatırımlarımıza
devam etmeliyiz. Türkiye, işgücü açısından eskiden
ucuz bir ülkeyken Endüstri 4.0 ile birlikte daha az
insanla üretime geçilmesi bizim bu avantajımızı da
yok etti diyebiliriz. Dolayısıyla verimli, yeni teknoloji
ve inovasyon ile rekabete hazır olma gerçeği ile
karşı karşıyayız. Türkiye’de ortalama makine yaşının
yani makine kullanım oranının ortalama 18 ila20
yıl olduğunu düşünürsek yeni makine ve teknoloji
yatırımı şart. Diğer taraftan Türkiye’de kazanç elde
etmenin maliyeti, Türkiye’nin rekabet ettiği ülkelere
göre hem daha pahalı, hem de vadeleri daha
kısa. Bu yüzden biz özellikle ihracatçı üreticilerimize
yatırımın maliyetini bilanço dışına çıkarabilecekleri
kiralama modelini öneriyoruz”.
MİLYON DOLARLIK TEZGÂHI SATIN ALMA, KİRALA!
Tezgâhlarda satın alma maliyetinin 30 bin dolardan
başlayıp birkaç milyon dolara kadar çıkabildiğini
söyleyen Aydoğdu, “CNC işleme merkezi,
CNC torna, 5 Eksen CNC işleme merkezi gibi tezgâhlar;
otomotiv, beyaz eşya, medikal, havacılık,
savunma sanayi, kalıp başta olmak üzere Türkiye
ihracatının lokomotif sektörlerinde kullanılıyor. Kovid-19
ile derinleşen nakit sıkışıklığı, artan maliyetler
ve buna karşı oluşturulan finansman destekleri ya
da teşvikler ne yazık ki yetersiz. Örneğin, geçen
yıl yüzde 20 gibi oranlarla KGF desteği sağlandı,
bugün faiz oranlarının yüzde 12 olduğunu düşünürseniz
kredi kullananların hepsi zarar ediyor.
Hal böyleyken, kiralama modelini kriz döneminin
Türkiye’si için özellikle sanayide reform yapılması
için dikkate değer bir model olduğunu görebiliriz.
İmalat sanayisi için can simidi olan modelin, bütün
SATIN ALMA PROSEDÜRLERİ, BAKIM GÜÇLÜKLERİ VE
ATIL ÜRÜN PROBLEMLERİ ORTADAN KALKIYOR
Hakan Aydoğdu kiralama modelinin geliştirilmesinde
sanayide gözlemledikleri bir takım teknik sorunların
etkili olduğunu vurgulayarak şöyle konuştu:
“Türkiye’deki işletmeler çoğu zaman en donanımlı
cihazı satın almalarına rağmen maalesef satın
aldıkları cihazın kapasitesini gerektiği gibi kullanmadıklarından
‘atıl kapasite’ sorunuyla karşılaşıyor.
Kiralama mod elinde satış mühendisimiz en iyi veya
en pahalı tezgâhı değil, yapılmakta olan iş için
en uygun tezgâhı öneriyor, dolayısı ile müşterimiz
kiraladığı tezgâhı en efektif biçimde kullanıyor. Yanı
sıra özellikle orta ve büyük işletmelerin satın alma
süreçleri oldukça uzun ve sıkıntılı. Müşterilerimiz her
satın almada yaşadıkları sıkıntı dolayısıyla satış sözleşmelerine
yani maddeler eklemek ve sözleşmeleri
uzatmak zorunda kalıyor. Kiralama modelinde ise
Tezmaksan olarak risklerin büyük çoğunluğunu kendi
üzerimize alıyoruz ve bu müşteri açışından büyük
bir konfor alanı yaratıyor. Öte yandan kiralama
ile müşterilerimize tezgâhları çalıştırmayı taahhüt
ediyoruz ve kiralama müşterilerinde bakımsızlıktan
dolayı herhangi bir iş kaybı yaşanmıyor.”
160 MAKİNE İLE 11 MİLYON DOLARLIK PORTFÖY VE
12,5 MİLYON DOLARLIK TASARRUF OLUŞTU
Şu ana kadar 160 makine kiraladıklarını 11 milyon
dolarlık portföy oluşturduklarını aktaran Aydoğdu,
makine tezgahlarını yenileyenlerin 10,5 milyon doları
yatırımdan,2 milyon doları da vergiden olmak üzere
toplam 12,5 milyon dolarlık tasarruf elde ettiklerini
söyledi. Pandemi ile birlikte kiralama modeline
talepte yüzde 20’lik artış yaşandığını aktardı. Aydoğdu’nun
verdiği bilgiye göre, beyaz eşya, medikal,
havacılık, savunma sanayi, kalıp, beyaz eşya başta
olmak üzere Türkiye ihracatının lokomotif sektörlerinde
kullanılan tezgah ve robotların kiralamasını
yaptıklarını, bünyelerinde olmayan modellerin talep
edilmesi halinde ise önce satın alma sonra kiralama
işi yapıldığını söylüyor. Şirketler kiralama bedellerini
vergiden düşürebildikleri gibi harcama kalemlerinde
yüzde 8 ila 10 arasında bir paya sahip olan makine
bakım maliyetinin ise kiralamada sıfıra indiğini
aktaran Aydoğdu, “Günümüzde makine tarafında
teknolojik yeniliğin süresi 4-5 yıla düşmüş durumda.
Bu model ile markalar hem yeni teknolojiye sahip
oluyor, hem de kira ödeyerek katma değeri yüksek
üretimler gerçekleştiriyor. En az bir aylık en fazla 84
aylık kiralama yapmak mümkün. Proje bittiğinde ve
aldığınız yeni iş farklı bir teknoloji gerektirdiğinde tek
yapmanız gereken şey; değiştirmek” diye konuştu.
Aydoğdu, kiralamada servis ve bakımı ücretsiz üstlendikleri
için ürünün ikinci el kullanımının mümkün
olduğunu ve ikinci elde kiralamanın çok daha hızlı
gerçekleştiğini de sözlerine ekledi.
TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020
54
PANORAMA
İhracatçılara
500 milyon dolarlık destek
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Türkiye’nin Covid-19’la mücadelesine
destek vermek üzere devreye aldığı eylem planı kapsamında,
finansmana erişebilmeleri için Türkiye İş Bankası ile bir protokol imzaladı.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), Türkiye İş Bankası
ile ülke ekonomisinin en önemli itici güçlerinden
ihracatçılara çok avantajlı bir destek paketi sunmak
üzere iş birliği protokolü imzaladı. İmza töreni,
sosyal mesafe kuralları çerçevesinde TİM Genel
Merkezi’nde TİM Başkanı İsmail Gülle ve Türkiye İş
Bankası Genel Müdürü Adnan Bali’nin katılımı ile
gerçekleştirildi. Protokol çerçevesinde ihracatçı
firmalara, uygun koşullu kredi ve ürünlerin yer aldığı,
Türk Lirası ve Yabancı Para olmak üzere toplam
500 milyon dolarlık bir nakdi kredi paketi sunuluyor.
TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020
KREDİLERDE AVANTAJLI KOŞULLAR
İhracatçılara yönelik kredi hacminin artırılması ve
ihracatçıların finansmana erişiminin kolaylaşmasıyla,
salgın sürecini firmalar en az hasarla atlatacaklarını
belirten TİM Başkanı İsmail Gülle, “Tüm çalışmalarımızın
amacı ihracatımızı ileriye götürmek,
çünkü biliyoruz ki; ‘Türkiye İhracatla Yükselecek”
dedi. İş birliğine yönelik detayları aktaran Gülle,
sözlerine şöyle devam etti: “İş birliği kapsamında
özellikle üç nokta çok mühim. Kredi faizlerinin
düşük olması ihracatın finansmanında önemli bir
PANORAMA 55
nokta. Paket kapsamının 500 milyon dolar olması
da bizler için çok önemli bir adım. Ayrıca, paket
kapsamında, pozitif ayrımcılığın sağlanması adına
kadın girişimci ihracatçıların kullanacakları kredilerde
daha avantajlı koşullar da oluşturuldu.”
İsmail Gülle: “İhracatçılara yönelik kredilerdeki
artış bizleri memnun ediyor”
İş Bankası ile iş birliği yapmanın gurur verici ve ihracatçılara
güven sağlaması bakımından da önemli
olduğuna dikkat çeken Gülle, şunları kaydetti: “ Bu
ve benzeri ortak çalışmaların artarak sürmesi en
büyük temennimiz. Bilhassa son iki yılda, bankacılık
sektörünün ihracatçılara yönelik kredilerinde hem
hacimsel hem de oransal artışlar görüyoruz, sektörün
ihracata ilgi ve alakası bizleri memnun ediyor. Bankacılık
sektörü de tıpkı ihracatçı firmalar gibi seri reflekslere
ve her krizden güçlenerek çıkan bir yapıya sahip.
Son iki yılda yaşanan kur saldırıları, ticaret savaşları ve
koronavirüs pandemisi ile bu gerçek daha da gün
yüzüne çıkmış durumda. İhracatta kırılan yeni rekorlar,
Bankacılık sektöründe ise artan kredi hacimleri ve
sağlıklı bilançolar tüm bu zorlu koşullara rağmen her
iki alanda Türkiye’nin gücünü kanıtlıyor.”
TİM İLE GÜÇLERİMİZİ BİRLEŞTİRDİK
Uluslararası pazarlarda güçlü bir Türkiye oluşturmak
hedefiyle TİM ile işbirliği yaparak ihracatçılarımıza
güçlü bir destek verdiklerini ifade eden
Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali,
“Türkiye’nin Bankası olmanın getirdiği sorumlulukla,
milli tavrını ve duruşunu her zaman tereddütsüzce
sergileyen bir kurum olarak, bütün imkânlarımızı, iyi
niyetli ve samimi bir yaklaşımla memleketimizin ve
milletimizin hizmetine kararlılıkla sunmaya devam
ediyoruz. Protokol kapsamında, ihracatçılarımızı
desteklemek için faiz oranlarımızı mümkün olan en
düşük seviyede tuttuk. İhracat döviz kredilerinde
uyguladığımız düşük faiz oranlarının, sadece ihracatçılarımız
için değil ekonomideki tüm kesimler
için de kritik olduğunu düşünüyoruz” dedi.
DESTEK VERMEYE DEVAM EDECEĞİZ
Covid-19 salgını sonrasında orta vadeli bir perspektifle
bakıldığında, ülkelerin, normalleşme
sürecinde yakın coğrafyalarla çalışma ve daha
butik imalata odaklanabileceğine dikkat çeken
Bali, Türkiye’nin bu konjonktürden faydalanabileceğini;
coğrafi konumu itibarıyla küresel ticaret
hacminin önemli bir bölümünü teşkil eden bir
pazara kısa uçuş mesafesiyle ulaşabildiğini; genç,
dinamik ve hızlı yapısı ile potansiyelinin yüksek
olduğunu vurguladı. Ülkelerin belli ölçüde içlerine
kapandığı bu dönemde, Türkiye’nin güvenilir bir
tedarikçi olmasının yanında mevcut endüstriyel
altyapısı ve iş gücü kapasitesinin yeterli olduğunu;
yeni pazarlar bulma ve üretim süreçlerini yönetme
konusunda hali hazırda esnek bir yapısı bulunduğunu
da vurgulayan Bali, “Ülke olarak önümüzdeki
dönemde birçok mal ve hizmetin tedariki için
önemli bir aday olarak sahneye çıkabileceğimizi
düşünüyoruz. İş Bankası olarak biz de Türkiye’nin
ihracattaki konumunu güçlendirecek desteği
vermeye devam edeceğiz” diye konuştu.
TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020
56
PANORAMA
WACKER launches new brand
Munich-based chemical
company WACKER is bundling its
high-quality silicone additives for
the household and personal care
industry under a new brand name.
TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020
Silicone fluids and emulsions for textile and surface
care products and for enhancing sanitary paper
will be marketed under the name LIOSIL ® going
forward. These silicones improve the performance
of the end product and offer important additional
effects that protect treated surfaces and materials,
while also making them more attractive and enhancing
their sensory properties. Additives which
are based on a resourceand climate-friendly mass
balancing method will be labeled with the likewise
new LIOSIL ® eco logo. This means that WACKER will
immediately begin using its biomethanol-based
approach in household-care applications as well.
The method entirely compensates for fossil-based
components through the use of plant-based – i.e.,
climate-neutral – raw materials. WACKER has been
already using this certified method for some time
to manufacture silicone products for the cosmetics
and personal care industries. The LIOSIL ® brand
encompasses three product lines: LIOSIL ® FC, LIO-
SIL ® HC and LIOSIL ® TS. LIOSIL ® FC stands for fabric
care. These kinds of silicones make towels soft,
absorbent and supple, simplify the job of ironing,
keep laundry from wrinkling and extend fabric life.
Household care products are available under the
brand name LIOSIL ® HC. End products containing
additives like these protect and nourish flooring, impregnate
textiles and leather, and make furnishings
shine like new. LIOSIL ® TS is the brand name for
tissue lotions. These silicone formulations noticeably
improve the properties of sanitary paper, even
when used in very small amounts. In addition to a
number of new developments, LIOSIL ® also encompasses
established products that had previously
been marketed under the name WACKER ® . While
the brand name has changed, product grades
remain valid. “LIOSIL ® is now the official brand
name for our household-care products,” says Dr.
Thomas Koini, who heads the Performance Silicones
business unit at WACKER SILICONES. Accessible
and straightforward, the new brand structure
allows for differentiated marketing of a wide array
of additives that are often tailored to customers’
specific needs. “With LIOSIL ® eco, we also have a
product line in which the fossil-based components
are entirely offset by renewable raw materials”,
Koini points out. “In a market where sustainability
and protecting the climate are becoming increasingly
important, additives like these can give our
customers a crucial competitive advantage.”
58
PANORAMA
Normalleşme
sürecinde
uyum
sağlamayı
başaranlar
kazanacak
Türkiye İnsan Yönetimi
Derneği’nin Yönetim Kurulu
Başkanı Berna Öztınaz,
pandemi sonrasında
iş dünyasının nasıl
şekilleneceğine dikkat çekti.
Sadece uzaktan çalışma
değil, farklı iş modellerine de
hazırlıklı olunması gerektiğine
değinen Öztınaz’a göre sürecin
kurumlar üzerindeki gerçek
etkisini görebilmek için en az
altı ay beklemek gerekecek...
TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020
Pandemi döneminde aldıkları önlemlerle adeta
yeni bir kolektif bilinç yaratan kurumlar için
normalleşme süreci başladı. Ancak iş dünyasının
salgın ile sınavı hala devam ediyor. Zira
farklı çalışma modelleri, ekip ilişkileri, iş-yaşam
dengesi ve kurumların süreç içinde edindiği rol,
normalleşme reçetesinin başarı oranını etkiliyor.
Yeni dönem için şirketlerin farklı hamleler yapmaya
başladığını anlatan PERYÖN - Türkiye İnsan
Yönetimi Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Berna
Öztınaz’a göre pandemi sınavının iş dünyasına
ve ekonomiye yönelik sonuçlarını kısa dönemde
önce anlamak zor olacak. Öztınaz; “Yaşadığımız
süreçte çözüm üretmek için kolektif çabalara
ihtiyacımız var. COVID-19 bir kriz durumunda hep
birlikte nasıl hareket edebildiğimizi test etti. Bu
sebeple PERYÖN olarak kurumsal tecrübelerimizle
elimizdeki bilgileri süzmeye ve tarafları en
doğru şekilde bilgilendirmeye çalışıyoruz. Ancak
sürecin iş dünyası üzerindeki etkilerini anlamak
zamanımızı alacak” dedi.
KURUMLARIN İHTİYACI: YETKİNLİK…
Mevcut dönemde hızlı karar alan ve çevik davranan
kurumların başarılı olduğuna, bu hareket
kabiliyetini kazanmak içinse insan kaynakları
uzmanlarına önemli görevler düştüğüne deği-
PANORAMA 59
nen Öztınaz, “Sıklıkla Darwin’i andığımız günler
yaşıyoruz. Normalleşme sürecinde güçlü ya da
en büyük kurumlar değil, en çok uyum sağlayanlar
dönemi az zararla atlatacak, belki de
yeni fırsatlar bulacak. Bu nedenle belirsizlik
ortamlarında yönetmeye ve sonuç almaya
yetkin kişilere olan ihtiyaç artıyor. Yatırım yapılacak,
aranan özellikler arasında ise; girişimcilik,
doğru analiz yeteneği, karmaşık problem çözme
kabiliyeti ve empati, çeviklik, uyum gösterme
gibi konular öne çıkıyor. İş geliştirme yetkinliği ve
kurum içi girişimcilik dikkat çeken diğer yetkinlikler
arasında sayılabilir” dedi.
Salgın döneminin iş dünyasına olan en büyük
miraslarından birinin uzaktan çalışma modeli
olacağını anlatan Öztınaz, “COVID-19’dan önce
iş dünyasında yapılan araştırmalar geleneksel
çalışma yöntemlerinin gelecekteki iş modellerine
cevap vermediğini bize gösteriyordu. Salgın döneminin
bize en büyük mirası olan uzaktan çalışma
modeli önümüzdeki süreçte; çalışan deneyimi,
performans, kariyer, şirket kültürü gibi pek çok kavrama
dokunacak ve değiştirecek” dedi.
YANILAN LİDERLER VAR…
Uzaktan ve hibrit çalışma modellerinin ömrünü
pandemiye bağlayan ve çalışanlarını eskisi gibi
ofiste görmek isteyen liderler olduğunu belirten
Öztınaz, önümüzdeki dönemde iş yaşamında
olacak muhtemel değişimlerin de altını çizdi.
Öztınaz: “İçerisinde geçtiğimiz dönem farklı
çalışma modellerinin doğru yönetilmesinin
maliyet konusunda da karlı olduğunu ortaya
koydu. Her şey eskisi gibi olmayacak belki ama
tamamen de değişmeyecek. Çalışanların belli
bir bölümü ofisten çalışırken belli bir kısmı uzaktan
çalışmaya devam edecek. Bu hem maliyet
yönetimi hem jenerasyonların beklentisi hem
de sürdürülebilirlik açısından talep edilecek.
Özellikle yetenekleri bünyesinde tutabilmek
için şirketlerin anlam sunabilmesi, çalışanın
hangi resmin parçası olduğunu gösterebilmesi
gerekiyor. Pandemin pek çok açıdan travma
oluşturduğunu unutmayalım. Yaşananların çalışanların
üzerinde de kalıcı izler bıraktığı malum.
Bu nedenle şirket yöneticilerinin ilk başta çalışanlarını
anlaması ve sürecin onlara yaşattığı
değişimi kavrayabilmesi önemli.”
“ZOR BİR SÜRECE GİRİYORUZ…”
İş dünyasının zor bir sürece girdiğine değinen
Öztınaz; “Gelecek aylar iş dünyası için maalesef
zor olacak. Çünkü önümüzde bir resesyon var.
STK’lar ve kurumlar olarak yeni çalışma yöntemlerine
alışmamız, adaptasyonu kolaylaştırıcı rol
oynamamız, konunun yasal mevzuatı ile ilgili
altyapıların hazırlanmasını sağlamamız gerekiyor.
Çünkü hibrit çalışma modellerinin hayata
geçmesi an meselesi” dedi.
Pandemi döneminin kurumları üç farklı tipe
ayırdığını anlatan Öztınaz, “Pandemiyi nasıl yaşadığımız
şirketin liderlik olgunluğuna, coğrafyasına,
sektörüne, yaşam döngüsünün neresinde
olduğuna göre de değişti. Şirketlerin pandemi
savaşını yaptıkları işe göre 3 kategoride görüyorum.
Bunlardan ilki; krizin başlaması ile keskin bir
talep düşüşü ve gelir kaybı yaşayan şirketler. Bu
şirketler, hayatta kalmaya odaklandı. Kemik kadrolarına
çekilerek işlerini sürdürmek için mücadele
ettiler. İkinci tip şirketlerse nispeten finansalları
güçlü, yaptıkları iş sekteye uğrasa da iş devamlılığından
fazla endişe duymayan şirketler. Rekabetten
ve fırsat kaybından endişe etseler de
hayatta kalma kaygısını kısa dönemde yaşamayan
şirketler. Bu kurumların çalışanlarına odaklanmaya
imkanı ve isteği oldu. Ekiplerin fiziksel
ve mental sağlıkları için anlamlı uygulamalar hayata
geçirdiler. Atölyeler gerçekleştirildi, evden
çalışma sürecinin nasıl olacağına dair eğitimler
verildi, kitler dağıtıldı. Dönemi iyi değerlendiren
bu kurumların geleceğin iş dünyası için çalışmalar
yapma şansı bile oldu” dedi.
TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020
60
PANORAMA
Dijitale
yatırım yapan
kazanıyor
McKinsey&Company
tarafından yapılan araştırmada
geleneksel müşteri iletişim
araçları ile dijital iletişim
araçları karşılaştırıldı. Araştırma
sonucunda dijital iletişim
araçlarının diğer iletişim
araçlarına oranla yüzde 33
daha etkili olduğu belirlendi.
TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020
Dijital pazarlama, özellikle yeni normalde işletmelerin
ürün veya hizmet tanıtımı, hedef kitleye kolaylıkla
ulaşma ve satış potansiyellerini artırmada
öncelikli tercihi. Geleneksel pazarlamanın durağan
yapısının aksine dijital pazarlamanın dinamik
olması, hızlı aksiyon alma, interaktif iletişime olanak
sağlama ve ölçülebilir olma gibi pek çok avantajı
mevcut. McKinsey&Company tarafından yapılan
araştırma dijital iletişim araçlarının potansiyel
müşteriler üzerinde diğer iletişim araçlarına kıyasla
yüzde 33 daha etkili olduğunu gösteriyor.
MÜŞTERİLERİN YÜZDE 95’İ DİJİTALDEN
İşletmelerin doğru dijital pazarlama yöntemleriyle
potansiyel müşterileri web sitelerine veya mağazalarına
çekmeleri, içinde bulunduğumuz dijital çağın
sunduğu avantajlar sayesinde eskiye nazaran çok
daha basit. Deloitte tarafından yapılan araştırmaya
göre, mağazalardan yapılan satışların yüzde 95’i dijital
platformlardan etkilenerek gelen kişiler tarafından
yapılıyor. Tüketici alışkanlıklarının dijitale evrildiği
günümüzde, müşteriye ulaşmanın yolu dijital pazarlamayı
etkili bir şekilde kullanmaktan geçiyor.
GELENEKSEL PAZARLAMA TAHTINI DİJİTALE BIRAKTI
Dijital pazarlamanın işletmelerin varlıklarını sürdürmede
kritik bir konumda olduğunu söyleyen
EG Bilişim Teknolojileri CEO’su Gökhan Bülbül,
“İşletmeler artık marka bilinirliklerini ve karlılıklarını
artırmak için geleneksel pazarlama yöntemlerini
değil, arama motoru optimizasyonu (SEO), Google
reklamları, sosyal medya reklamlar gibi dijital
pazarlama yöntemlerini kullanıyorlar. Bu değişime
ayak uydurmak tercihten çok zorunluluk. Değişen
tüketici alışkanlıklarına ve taleplerine hızlı çözümler
üretebilmenin tek yolu ölçümlenebilir ve analiz
edilebilir bir platform üzerinden pazarlama stratejisi
geliştirmek” ifadelerine yer verdi.
62
Covid-19 krizi ve işletme yönetimi
COVİD-19 krizi bütün dünyayı önemli ölçüde etkilemeye devam ediyor. İş dünyası
da bu etkiden payını alıyor. Bu konuda elbette ki birinci öncelik insan sağlığıdır.
Bu nedenle insanlık öncelikle bu virüsün getirdiği sağlık problemlerini çözmeye ve
virüsün yayılmasını önlemeye çalışmaktadır. Ancak henüz aşı ve tedavi edici ilaçlar
konusunda kesin ve tatmin edici sonuçlar alınmış değil. Birçok ülkede olduğu gibi
bizim ülkemizde de bu konuda çeşitli çalışmalar var. İnşallah yakın zamanda insanlık
bu sorunun da çözümünü bulacaktır.
Ancak bu salgının işletmeler üzerinde de büyük etkileri olmaktadır. Bu etkiler en çok
çalışanlar, müşteriler ve tedarikçilerle olan ilişkilerde ortaya çıkabilmektedir. Bu sayıdaki
yazımızda krizin bu üç alandaki etkilerini tartışacağız.
TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020
Dr. Ahmet Temiroğlu
Özen Mensucat
Yönetim Kurulu Başkanı
temiroglu@ozenmensucat.com
atemiroglu@gmail.com
YÖNETMEK
KRİZ DÖNEMLERİNDE YÖNETİCİLİK ‘YILMAZLIK’
Özellikle üst yöneticiler kriz dönemlerinde paniğe kapılmamalı, ‘Yılmazlık’ (Resilience)
denilen güçlü, kararlı ve inançlı bir tutum sergilemelidirler. Sürprizlerin olmadığı,
her şeyin yolunda gittiği zamanlarda üretkenliği sağlamak iyi bir yönetim çabası olarak
tanımlanabilir. Ancak kriz ve belirsizlik ortamlarında üretkenliği başarmak ancak
‘YILMAZLIK’ çabasıyla mümkündür.
Yılmazlığı yüksek yöneticiler, en kötü şartlar altında bile başaracağından emin
olan yöneticilerdir. Durum ne kadar kötü olursa olsun, bunun düzeleceğine ve
atlatılacağına inanır, buna çalışanlarını, müşterilerini ve tedarikçilerini de inandırırlar.
Bunun yanında krizden çıkmak için plan ve programlar yaparak çaba da
sarf ederler. Böyle yöneticiler çalışanların morallerinin ve motivasyonlarının bozulmamasına
özen gösterirler. Krizi yönetirken işletmedeki çalışanların kişisel kaygılar
duymasının ve işletmede de panik havasının yayılmasının önüne geçerler. Aynı
tutumu müşteriler ve tedarikçiler için de sergilerler.
KRİZ DÖNEMİNDE ÇALIŞANLARA KARŞI TUTUM
Bu tip kriz ortamlarında çalışanlarla, doğru bir iletişim içerisinde olmak çok önemlidir.
Çalışanların kriz döneminde işyeri ile ilgili gelişmeleri ve bilgileri doğru almaları
gerekir. Uygulanacak politikaların, alınacak kararların hem doğru ve zamanında
iletilmesi hem de bunların altındaki gerekçelerin doğru şekilde çalışanlara bildirilmesi,
çalışanlar arasında kafa karışıklığının önüne geçer.
Diğer yandan işletmeler önlemler alırken, politikalar geliştirirken, öncelikle çalışanlarının
bu krizden en az zararla çıkmalarını sağlayacak tedbirleri de düşünmelidirler.
Günümüzde bütün işletmeler rakipleri tarafından sürekli izlenmektedirler.
Herhangi bir rekabet avantajı elde ettiklerinde rakipleri de çok hızlı reaksiyon
göstererek karşılık vermektedirler. Örneğin bir işletme yeni bir ürün çıkardığında,
rakipleri de benzer ürünleri en kısa zamanda ortaya koyabilmektedirler. Ya da bir
reklam kampanyası başlattığında rakipleri çok daha güzel bir reklam kampanyasıyla
buna karşılık verebilmektedirler. Hatta yaptığı inovasyon ve AR-GE çalışmaları
da kısa zamanda kopya edilebilmektedir. Ancak o işletmenin rekabet avantajı,
sahip olduğu insan kaynaklarından geliyorsa, bunun taklit edilmesi ve buna karşı
bir reaksiyon başlatılması uzun yılları gerektirmektedir. Bu açıdan baktığımızda kriz
dönemlerinde işletmelerde yapılabilecek en önemli hatalardan birisi, çok kesin
zorunluluk olmadığı halde, çalışanların bir kısmının işten çıkarılmasıdır. İşletmeler
belirli bir dönem zarar etseler de sahip oldukları
insan kaynağını korumaya çalışmalıdırlar.
KRİZ DÖNEMİNDE MÜŞTERİ VE TEDARİKÇİLERE
KARŞI TUTUM
Unutmamak gerekir ki işletmeler yalnız başlarına
değil, ekonomik sistemin bir unsuru olarak hayatlarını
sürdürürler. Bu sistemin diğer parçaları da
yukarıda sözünü ettiğimiz gibi işletmenin çalışanları,
müşterileri, tedarikçileri ve sosyal çevresidir.
İşletmeler kriz dönemlerinde, içinde bulundukları
sistemin bütün unsurlarını da gözetmek zorundadırlar.
Kriz dönemlerinde çalışanlarını, tedarikçilerini,
müşterilerini desteklemeyen, onlara
yardımcı olmayan kuruluşlar, kriz sonrasında
yollarına devam ederken zorlanabilirler. Çünkü
sistemin unsurlarından biri veya birkaçı bozuk
olduğunda sistem doğru çalışmaz. Örneğin çok
güçlü olmayan tedarikçilerin bu dönemlerde
desteklenmesi gerekir. Çünkü kriz sonrasında bu
tedarikçilere ihtiyaç olduğunda onların işlerine
devam ediyor olmaları çok önemlidir. Kriz dönemlerinde
, “krize karşı önlemler alayım” derken
kriz sonrası için onarılması zor sorunlar yaratmamak
gerekir. Yukarıda söylendiği gibi çalışanların
sayısını azaltmak, üretim kapasitesini düşürmek,
bazı pazarlardan çekilmek ya da bazı müşterilerden
vazgeçmek, salgın, afet gibi zorunlu
haller dışında sadece zararı azaltmak amacıyla
işletmeyi kapatmak ya da bir süre ara vermek
gibi eylemler kriz sonrasında işletmeler için yeni
ancak, özel krizlerin yaşanmasına neden olabilir.
Unutulmamalıdır ki işletmeler bazı dönemler,
bazı yıllar kar elde etmeseler de hayatlarına
devam edebilirler. Ancak müşterilerini, pazarlarını,
itibarlarını, yetiştirmiş oldukları insan
kaynaklarını bir kriz döneminde “krizi yönetiyorum”
derken zaafa uğrattıklarında, kriz geçtikten
sonra toparlanıp yollarına devam etmeleri
zorlaşabilir. Kriz dönemlerinde işletmeler sahip
oldukları rekabet avantajlarını zedeleyecek
hatalar yapmamalıdırlar.
Kriz dönemlerinde yapılması gereken en
önemli işlerden biri de bu krizden dersler alarak
öğrenmektir. İşletmeler bundan sonraki krizlere
hazırlıksız yakalanmamak için bu krizden öğrendikleri
ile bir sonraki krize hazırlanmayı attık
rutin bir işlem haline getirmelidirler.
64
PANORAMA
Sektör ilk Hibrit Fuar’da buluşuyor
Eylül ayında 22’nci kez kapılarını açmaya hazırlanan Uluslararası
Endüstriyel Reklam ve Dijital Baskı Teknolojileri Fuarı SIGN İstanbul,
sektörünün ilk hibrit buluşması olacak.
Her zamanki gibi yine dünyanın dört bir yanından
ziyaretçileri ağırlayacak olan fuar, bu yıl eş zamanlı
olarak dijital ortamda katılımcı & satın almacı görüşmelerine
de ev sahipliği yapacak. SIGN İstanbul
2020’de ilk kez uygulanacak Online B2B programı
sayesinde, ziyaretçi olmak isteyip de fuara gelemeyen
yurt içi ve yurt dışından profesyoneller,
önceden randevulaştıkları katılımcı firmalarla, fuar
sırasında online toplantılar yaparak, yeni ürün ve
teknolojileri yerinde görebilecekler. “Henüz aylar
öncesinden neredeyse tamamen dolan SIGN
İstanbul, katılımcı ve ziyaretçilerine eşsiz ticaret
fırsatları sunmak üzere yeni bir uygulamayı daha
hayata geçiriyor” diyen Tarsus Turkey Fuar Direktörü
Ulaş Kılıç, bu yılki fuarda ilk kez uygulayacakları
Hibrit model sayesinde, SIGN İstanbul 2020 katılımcı
ve ziyaretçilerinin, hem fuardaki stand alanında
yüz yüze hem de dijital ortamda bir araya gelebileceklerini
söyledi. Endüstriyel Reklam ve Dijital Baskı
Teknolojileri Sektörü’nün ilk hibrit fuarı hakkında
açıklamalarda bulanan Kılıç; “17-20 Eylül tarihlerinde
gerçekleştireceğimiz SIGN İstanbul, sektör
için bir ilk olacak. Altyapısı tamamen bize ait olan
Online B2B programıyla, katılımcılarımız ve ziyaretçilerimiz
ilk kez hibrit fuar deneyimi yaşayacaklar.
Amacımız, İstanbul’a gelemeyen yurt içi ve yurt
dışından satın almacıların da fuarımıza dahil olmalarını
sağlayarak, katılımcılarımıza ticari beklentilerinin
de üzerinde bir katma değer oluşturmak” dedi.
TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020
17 – 20 Eylül tarihleri arasında toplam 30.000
m2 alanda gerçekleşecek olan SIGN İstanbul,
yine endüstriyel reklam ve dijital baskı dünyasının
üretici, tedarikçi, ihracatçı ve ithalatçılarını,
reklam veren firmalar, reklam ajansları, dijital baskı
merkezleri, matbaacılar, tekstil üreticileri, mimarlar,
mühendisler, perakende malzeme satıcıları,
promosyoncular ile yurt içi ve yurt dışından satın
almacılarla buluşturacak. Fuarda, dijital baskı
makinelerinden serigrafi makinelerine, tekstil
baskıdan lazer makinelerine, LED sistemlerinden
endüstriyel reklam ürünlerine, 3D baskı teknolojilerinden
görsel iletişim ve sergileme ekipmanlarına
kadar tüm yenilikler bir arada sergilenecek.
66
PANORAMA
Akbank’tan
ihracatçılara destek
Akbank, “İhracatçının Gücü Paketi”ni
yeni ürün ve hizmetlerle zenginleştirerek
müşterilerinin kullanımına sundu.
Dijital dış ticaret tarifelerinden
mil puan/chip para hediyelerine,
cazip kredi fiyatlarından swift takip
hizmetine kadar pek çok avantaj
sunan paket ile Akbank, ihracatçılara
desteğini artırarak sürdürüyor.
TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020
Akbank, “dış ticaret deyince ilk akla gelen banka
olma” hedefiyle 2019 yılında ihracatçılara sunduğu
İhracatçının Gücü Paketini, gelen yoğun ilgi ve
talep üzerine, dijital ve yeni ürünlerle zenginleştirdi.
Akbank Genel Müdürü Hakan Binbaşgil ve Akbank
Ticari Bankacılık’tan sorumlu Genel Müdür Yardımcısı
Mehmet Tugal’ın katılımıyla 2 Temmuz’da gerçekleştirilen
Akbank İhracatçı Buluşmaları webinar
etkinliğinde destek paketinin yenilikleri anlatıldı.
“İHRACATÇILARIMIZ GÜCÜNÜ VE DİRENCİNİ
GÖSTERMEYİ BAŞARDI”
Etkinlikte yaptığı açılış konuşmasında ihracatın Türkiye
ekonomisindeki en öncelikli konuların başında
geldiğine dikkat çeken Akbank Genel Müdürü
Hakan Binbaşgil, sözlerine şöyle devam etti: “Sürdürülebilir
ve yüksek büyüme ihracattaki başarımıza
bağlı. Aynı şekilde ülkemize döviz kazandırmanın en
önemli yolu da yine ihracat. Akbank için de ihracatı
desteklemek en öncelikli konular arasında.” Covid19
salgını nedeniyle tüm dünya gibi Türkiye’nin de çok
farklı bir dönemden geçtiğini ifade eden Binbaşgil,
“Bu sürecin ihracatımızı etkilediği bir gerçek; ancak
tüm bu sıkıntıları birlikte aşacağımıza yürekten inanıyoruz“
dedi ve ekledi: “Dalgalanmalı birçok dönemde
ihracatçılarımız gücünü ve direncini göstermeyi
başardı. Hayatın yavaş yavaş normalleştiği bugünlerde,
ihracatçılarımızın benzer bir başarıyı tekrar
sergileyeceklerinden eminim. Bu anlamda Akbank
olarak bizler de üzerimize düşen her türlü görevi yapmaya
hazırız. İhracatçılarımız için çözüm üretmeye,
paketlerimizle ihracatçılarımızı desteklemeye ve yeni
ürünler geliştirmeye devam edeceğiz.”
“PANDEMİ SÜRECİNDE DE MÜŞTERİLERİMİZİN
YANINDAYIZ”
Akbank olarak ülke ekonomisini desteklemeye
yönelik çözümler ürettiklerinin altını çizen Akbank
Ticari Bankacılık’tan sorumlu Genel Müdür Yardımcısı
Mehmet Tugal, “Yaşadığımız zorlu süreçte, ülke
ekonomisi için de büyük önem taşıyan ihracatçılarımızı
destekleyecek çözümler sunmak en çok odaklandığımız
konulardan biri oldu “ dedi ve ekledi:
“Ayırdığımız özel kaynak kapsamında müşterilerimize
1 yıla kadar vadeli ihracat taahhütlü kredilerde Euro
için %1,10; Amerikan Doları için %2,35’ten başlayan
oranlarla çok cazip finansman imkanları sunuyoruz.
Ayrıcalıklı faiz oranlarını içeren bu kredilerde üst limiti
1 milyon USD/EUR olarak belirledik. Eximbank’a hitaben
verilen teminat mektuplarına da avantajlı komisyon
oranları ile aracılık etmeye devam ediyoruz.”
“İHRACATÇININ GÜCÜ PAKETİ DİJİTAL ÜRÜN VE
HİZMETLERLE YENİLENDİ...
İhracatçının Gücü Paketine yeni eklenen en önemli
avantajların başında dijital yeniliklerin geldiğini belirten
Tugal, “Dijital Dış Ticaret Tarifesi ile müşterilerimize
Kurumsal İnternet Şubesi üzerinden “tek bir tıkla” ithalat
transferlerini çok uygun tarife imkanlarıyla gerçekleştirme
olanağı sağlıyoruz. Akbank müşterileri, bu
tarifeyle 15 ya da 25 adet peşin ve/veya mal mukabili
ithalat transferini istediği dijital tarifeyi seçerek, “hızlı
ve güvenli” bir biçimde gerçekleştirebilecekler. Uzun
yıllardır dijitalleşmeye yatırım yapan Akbank, müşterilerine
Kurumsal Internet Şube ve Yabancı Para Toplu
Ödeme Sistemi gibi alternatif kanallardan da işlem
yapma imkanı sağlarken; Swift Takip Sistemi ile de
döviz para transferlerinin tüm detaylarını uçtan uca
şeffaf bir şekilde ücretsiz izleme seçeneğini sunuyor.
Dış ticaret firmalarımız paket kapsamındaki tüm
avantajları akbank.com’dan detaylı görüntüleyebilir,
şubelerimizden bilgi alabilirler” dedi.
PANORAMA 67
Üretim hızlandı,
tesislerin bakım ihtiyaçları arttı
Endüstride geçtiğimiz 3 ayın ardından üretim yeniden
artış trendinde. Motul’un işletmelerin kullanımına
sunduğu endüstriyel yağ markası MotulTech, ürünleri
ile bakım süreçlerindeki tesislerin tüm ihtiyaçlarını
karşılıyor.Tüm dünyayı ve ülkemizi etkileyen Covid-19
salgını boyunca yavaşlayan ve kimi sektörlerde
durma noktasına gelen endüstriyel üretim Haziran
ayı itibari ile yeniden başladı. 3 aydır çalışmayan
veya limitli çalışan üretim araçlarının bakımları da bir
o kadar önem kazandı. Tekrar üretimine hız vermek
isteyen iş sahipleri, makinelerinin kullanım limitlerinde
olup olmadığı sorusu ile karşı karşıya.
VERİMLİLİĞİN SIRRI DOĞRU BAKIM
Bekleyen hidroliklerin dişli yağlarının tekrar kullanıma
uygun olup olmadığının testlerinin yapılması
için, numunelerin teste gönderilmesi ve kullanım
limitleri dışında ise değişmesi, üretim verimliliği için
olmazsa olmazların başında geliyor. MotulTech
endüstriyel yağları, değişim ve yenilenmesi gereken
noktalarda kullanıldığı temizleme sıvıları serisi
Safco Kleen ile hızlı bir çözüm sunuyor ve uzun süre
daha temiz çalışmayı sağlıyor. Bununla birlikte
MotulTech endüstriyel yağların ürün gamında yer
alan birinci sınıf hidrolik yağlar serisi Rubric, ve
yüksek performanslı dişli yağları Supraco modern
yağların tüm gereksinimlerini karşılıyor. Yüksek viskozite
endeksi, aşınmaya karşı mükemmel koruma
özellikleri, korozyona karşı optimum koruma ve
sağladığı biyoçözünürlük ile fabrikaların verimliği,
makinaların uzun ömürlü olması ve üretim maliyeti
avantajı için tüm ihtiyaçları sağlıyor.
MOTULTECH HIZLANAN
ÜRETİM SÜREÇLERİNİN DESTEKÇİSİ
MotulTech, üretimin başlangıcından bitmiş ürüne
kadar her aşamada, büyük veya küçük, endüstriyel
tüm makineler için uygun bir ürüne sahip
çözüm ortağı olarak tüm üreticilerin yanında yer
alıyor. Otomotiv ve yedek parça üreticileri, havacılık
uçak sanayi, kağıt fabrikaları, metal işleme
endüstrisi, gıda üretim sektörü, çimento fabrikaları,
enerji üretim tesisleri, raylı sistemler, madencilik ve
inşaat sektörlerine hizmet veren MotulTech, firmaların
yeniden üretim süreçlerine destek veriyor.
MotulTech’in başarısı, dünya standartlarındaki
yüksek performanslı ürün gamının yanı sıra, Motul
Türkiye tarafından verilen teknik servis ve destekten
geliyor. MotulTech’in Türkiye birimi alanında uzman
personeli ile metal işleme, ısıl işlem, ısı transferi ve
özel gres ile üretim yapan firmalara, ayrıca gaz motorları
ile elektrik üreten noktalarda hizmet veriyor.
TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020
68
PANORAMA
FESPA Eurasia sektörü
yeniden canlandıracak
Endüstriyel reklam ve dijital baskı dünyasının
yeniliklerinin bir arada sergilendiği Avrasya’nın en
büyük baskı fuarı FESPA Eurasia için hazırlıklar tüm
hızıyla devam ediyor. FESPA Eurasia 2020 planlandığı
gibi 3-6 Aralık tarihlerinde İstanbul Fuar Merkezi’nde
(İFM) gerekli tüm önlemleri alarak baskı
dünyasını sekizinci kez bir araya getirecek.
‘SEKTÖRÜN YANINDAYIZ’
Sektörün bütün yıl heyecanla beklediği FESPA
Eurasia, geçen yıl 120 katılımcı ve 500’den fazla
markanın katılımıyla birlikte 10 bini aşan ziyaretçiye
ev sahipliği yaparak yeni bir rekor kırmıştı. FESPA
Eurasia Fuar Müdürü Betül Binici bu yılki fuarla ilgili
şöyle konuştu: “Salgında iyileşme oranlarımızın
artması hepimizi mutlu etti. FESPA Eurasia Fuarı’nın
tarihi Aralık ayı olduğu için, o zamana kadar normal
hayata bütünüyle dönmüş olmayı bekliyoruz. FESPA
Eurasia olarak sektörümüzdeki tüm firmaların yanında
olduğumuzu ve salgın dolayısıyla işlerinde oluşan
kayıpları telafi etmeleri için bir fırsat olan FESPA
Eurasia fuarını bu yıl daha büyük bir azimle yapacağımızı
belirtmek isterim. Ayrıca firmalarımıza, fuar
katılımı ile ilgili yapabileceğimiz tüm kolaylığı sağlamayı
ve onlara destek olmayı planlıyoruz. Fuar
organizatörlerine yönelik; koridorların genişletilmesi,
fuar alanına termal kamera, maske, dezenfektan
gibi önlemler konulması gibi yeni yönetmelikler
gündemde. Bizler de resmi kurumlardan gelecek
olan yeni düzenlemelere göre hareket edeceğiz
ve tüm sağlık koşullarını yerine getirerek, sektörü
canlandıracak bir fuar düzenleyeceğiz.”
FESPA Eurasia 2020, baskı ve endüstriyel reklam
dünyasının trendleri takip edebilmesini, fuardan
ilham alarak yeni işler yaratabilmesini hedefliyor.
Fuarda geniş format dijital baskı, serigrafi baskı,
tekstil baskı ve endüstriyel reklama dair yeni ürünler
ve teknolojiler sergilenecek.
Avrasya Bölgesi’nin lider baskı fuarı FESPA Eurasia, bu yıl planlandığı
gibi 3-6 Aralık 2020 tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde baskı
dünyasını sekizinci kez bir araya getirecek.
TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020
22-26 JUNE / HAZİRAN
TÜYAP FAIR CONVENTION AND CONGRESS CENTER
BEYLİKDÜZÜ / İSTANBUL
Jeo Tekstiller
www.hightex2021.com
Official Airline / Resmi Havayolu
70
PANORAMA
Archroma starts production
of hand sanitizers to help fight covid-19
As part of its active engagement in the fight against
COVID-19, Archroma, a global leader in color
and specialty chemicals towards sustainable
solutions, started bulk production of a new range
of hand sanitizers at its Landhi site in Pakistan in
May 2020. The new Kieralon ® HS range was developed
by the R&D team at the Archroma Center
of Excellence in Karachi, in line with the World
Health Organization (WHO) recommendations.
Sanitizers are currently in high demand in Pakistan
in hospitals, isolation centers, medical institutes
and other health care environments, due to the
COVID-19 outbreak. The use of sanitizers has also
been made mandatory in all factories, offices
and public places, driving the demand even higher.
The Kieralon ® HS range is being produced in
different grades and concentrations to eliminate
a broad range of germs, bacteria and viruses, to
cater for various healthcare and hygiene requirements.
They also include emollients and display
non-stick and quick drying effect, for skin comfort.
In April 2020, Archroma announced the introduction
in Brazil of Mowiplus ® HPC 9600, a new
thickener for sanitizing gels, developed to address
the global shortage in the thickener traditionally
used for sanitizing gels. Archroma is also actively
supporting manufacturers in the production of
face masks and medical protective equipment.
Its antimicrobial and barrier products in particular
are in high demand, and Archroma is making
every effort to assist existing and new customers
entering this sector by providing technical knowhow
and support. The company is supporting
producers of packaging & paper who are facing
high demand for food packaging as many restaurants
have switched to delivery or take-away,
as well as for parcels and boxes supporting
online shopping. Mujtaba Rahim, CEO of Archroma
Pakistan comments, “Within Archroma we
are cognizant of the acute community need for
high quality hygiene products that are also comfortable
for users, as hand sanitizers tend to be
harsh on the skin, so we took on the challenge to
develop and start production in record time. The
Archroma team in Pakistan won’t rest in fighting
the COVID-19 pandemic, and hopes this new
product will help to stop the spread of the virus
and the suffering that it causes.”
TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020
PANORAMA 71
Güç dengesini yeniden düşünmek
Janne Paananen,
Eaton EMEA Teknoloji Müdürü
İşletmeler ve tüketiciler, “her
zaman açık” dijital altyapıya,
giderek artan bir şekilde 7/24
güveniyor. Sonuç olarak, veri
merkezleri bu dijital yaşam tarzını
sağlamak için gerekli olan veri işlemedeki
artışın üstesinden gelecek
şekilde inşa ediliyor. Veri merkezleri
uzun süredir karbon emisyonları ve
tarihsel olarak yüksek enerji tüketimi
nedeniyle çevresel problem
kaynağı olarak görülüyor. Ancak
bir anda gelen farkındalıkla, veri
merkezlerini bir engelden bir yardıma
dönüştürmek için bir yöntem oluşturuldu.
AYDINLANMA ANI
Mühendislikte, yaşamın diğer birçok alanında
olduğu gibi, en büyük yaratıcı çözümler baskı
altında şekillenir. Bu, 2013 yılında, kariyerimdeki en
heyecan verici ilerlemelerden birinin gerçekleştiği
durumdu. Bir müşteri, güç beslemesinde pikler ve
düşüşler yaşıyordu ve bu değişken yük mevcut
kablolarını baskı altına alıyordu. Şebekesinin bir kısmını
yeniden kablolamamak için, müşteri enerjiyi
tamponlamak için bir yol arıyordu. Bu, yüksek yük
anlarında gücü tutmaya çalışmak ve etkiyi daha
eşit bir şekilde yaymak anlamına geliyordu. İlk başta
bu istek için en doğal görünen enerji depolama
çözümünü düşünmekten hızla uzaklaştık. Bunun
yerine, bir UPS’in (kesintisiz güç kaynağı) bunu nasıl
yönetebileceğini ve müşteriye nasıl daha fazla
değer sağlayabileceğini düşündük. Sonunda, bu
fikir bizi EnergyAware UPS çözümüne götürdü.
GÜÇ ŞEBEKEMİZİ DÖNÜŞTÜRMEK
Yenilenebilir enerji kaynakları şu anda dünyadaki
elektriğin %26’sını sağlıyor ve bu
oran sürekli artıyor. Bu nedenle güç
sistemleri ve pazarlar, şebekeye
daha fazla yenilenebilir enerji ilave
edilmesinin neden olduğu fazla dalgalanmayı
telafi etmek için daha
esnek hale gelmeli.
EnergyAware UPS çözümümüz,
veri merkezlerinin ve enerji tedarikçilerinin
birlikte çalışarak
sürdürülebilir enerji taleplerini
dengelemelerine yardımcı oluyor.
Potansiyel olarak hasar veren güç
anormallikleri esnasında kritik bir
koruma görevi görüyor, şebekeyi
dengelemeye ve şebeke frekansını
tutmaya yardımcı oluyor.
Şebekeyi stabilize ederek yenilenebilir enerji kaynaklarının
artışına katkıda bulunmanın ötesinde,
bu EnergyAware çözümü değer yaratan bir çözüm
olabilir. Büyük UPS kullanıcıları, kritik yüklerden
ödün vermeden elektrik kesintilerinde şebekeye
yardımcı olan güç tüketimindeki anlık ayarlamalar
için finansal olarak telafi edilebilir.
GÜÇ DENGELEMESİNİ ANLAMAK
Enerji üretim sektöründeki yılların deneyimi ve uzun
bir uygulamaya dayanan mühendislik geçmişi,
güç dengelemenin temellerini anlamaya yardımcı
olur. Dijitalleşme yaşam şeklimizi, çalışma şeklimizi,
seyahat şekillerimizi ve daha fazlasını değiştirmeye
devam ettikçe daha temiz bir enerji karması için
güç dengelemenin arkasındaki mekaniği anlamak
sektörümüzün ilerlemesi için anahtar olacaktır. Fosil
yakıtlardan uzaklaşıp daha temiz bir geleceğe
uygun bir zemin oluştururken, yeni nesillerin gelmesine
yardımcı olacak gerçekten yenilikçi bir çözüm
geliştirmede rol oynadığım için gurur duyuyorum.
TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020
72 MAKALE
TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020
Atık fındık
(corylus avellana l.)
yapraklarından
doğal boyarmadde
ekstraksiyonu ile
pamuklu örme
kumaşlarda boyama
potansiyelinin
incelenmesi
Extraction from
waste hazelnut
(corylus avellana l.)
leaves natural dyed
with examination
of potential
of cotton fabrics
and development
Tercan Kemal Beyaz - Tezcan Raşit Beyaz
Akar Tekstil, Ar-Ge Merkezi / İzmir
ÖZET
Atık fındık yapraklarından elde
edilen doğal boyarmaddeler
ile pamuklu ham kumaşları
çeşitli boyama koşullarında
farklı renkte ve bu renklerin farklı
tonlarında iyi bir şekilde boyanabilmektedir.
Bu çalışmada fındık
yapraklarının ekstraksiyonu ile
elde edilen doğal boyarmadde
ile %100 30/1 süprem pamuk lifinden
üretilmiş tekstil mamülü beş
farklı mordan maddesi kullanılarak
boyanmıştır. Boyama sonrası
renk skalaları oluşturulmuş ve
haslık sonuçları incelenmiştir.
Elde edilen renkler, yıkama ,
sürtme, ter haslığı ve boncuklanma
açısından pamuklu örme
kumaşlarda rahatlıkla kullanılabilmektedir.
Yapılan formaldehit,
ağır metal ve azo boyarmadde
testleri sonucunda ürünlerde
formaldehit, ağır metal ve azo
grubuna rastlanmamıştır.
Anahtar Kelimeler: Doğal
boyarmadde, fındık yaprağı,
mordanlama, pamuklu kumaş,
boyama haslığı, ağır metal,
organik tekstil, ektraksiyon
Abstract
Natural dyestuffs obtained from
waste hazelnut leaves with cotton
ham fabrics can be dyed
in different colors in different
colors and in different shades of
these colors. In this study, natural
dyes obtained by extraction
of hazelnut leaves were dyed by
using five different mordant materials
produced from 100% 30/1
raw cotton fiber. After painting,
color scales were formed and
fastness studies were performed.
The colors obtained can
be used easily in cotton knitted
fabrics in terms of washing, rubbing,
perspiration fastness and
pilling. As a result of formaldehyde,
heavy metal and azo dyestuff
tests, formaldehyde heavy
metal and azo groups were not
found in the products.
MAKALE
73
Key Words: Natural dyes, hazelnut leaf, mordaning,
cotton, fastness of dyeing, heavy metal,
organıc textil, extractıon
GİRİŞ
Son yıllarda bitkisel boya maddelerine olan ilgi
giderek artmakta, özellikle gelişmiş ülkelerde bu
bitkilerin tarımı ve kullanımına önem verilmektedir.
Avrupa Birliğinin incelemeleri sonucunda
2005 yılında bitkisel boya maddelerin tekstil boyalarının
%15’ini oluşturacağı belirtilmektedir [8].
Bitkiler insan sağlığını ve yaşam kalitesini artırmak
amacı ile yıllardır kullanılmaktadır. Türkiye sahip
olduğu bitki çeşitliliği açısından dünyanın en
zengin ülkelerinden biri konumundadır. Bu bitki
çeşitliliğinin yetişmesi için ülkemiz, gerekli iklim
koşulları ve uygun topraklara sahiptir. Bundan
dolayı ülkemizde yaklaşık 174 familyaya ait 1251
cins ve 12000’den fazla tür ve alt türler geniş bir
bitki örtüsü dağılımı göstermektedir [9]. Fındık,
Fagales takımı Betulaceae familyası Corylus
cinsi içinde yer alan çalı veya ağaç formunda
bir bitkidir. Meyvecilik bakımından önemli olan
ve ekonomik olarak kültürü yapılan türler Corylus
avellana L. (Adi fındık), C. colurna L. (Türk fındığı)
ve C. maxima Mill. (Lambert fındığı) olup günümüzde
çeşitli türlerin melezleri de ticari anlamda
oldukça önem kazanmıştır [10].
Bu araştırmada pamuklu örme kumaşlarda fındık
yaprakları ile mordansız ve birlikte mordanlama
yöntemi uygulanarak boyanmasından elde
edilen renklerin belirlenmesi ve renk paletinin
oluşturulması elde edilen renklerin haslık değerlerinin
tespiti amaçlanmıştır. Aynı zamanda mordan
miktarındaki artışın boyamaya etkisi de incelenmiş
ve haslık özelliklerine etkisine bakılmıştır.
MATERYAL VE YÖNTEM
Materyal
Bu araştırmanın materyalini fındık ( Corylus avellana
L. ) bitkisinin sonbahar aylarındaki yaprakları,
30/1 süprem pamuklu kumaş, potasyum
dikromat, demir(III) klorür, bakır(II) sülfat, kalay
klorür, alüminyum potasyum sülfat olmak üzere
5 mordan oluşturmaktadır. Corylus avellana
yaprakları Sakarya ili Karapürçek ilçesi Yazılıgürgen
Köyü civarından toplanmıştır.
Yöntem
Doğal boyarmadde eldesi için kurutulan yapraklardan
15 gram fındık yaprağı, 500 ml su
içinde önce kaynatılmış daha sonra soğumaya
bırakılarak bir gün süre bekletilmiştir. Boyama
yapmak için 30/1 süprem %100 pamuklu kumaş
kullanılmıştır. Doğal boya stok çözeltisinden 1:20
flotte oranında boyama grafiğine göre işlem
yapılarak birlikte mordanlama tekniğine göre
boyanmıştır ve ardından soğuk ve sıcak yıkama
yapılarak boyama süreci tamamlanmıştır.
Uygulama yöntemi olarak oda sıcaklığında kumaş,
boya çözeltisi ve mordan birlikte numune
boyama makinesine yerleştirilerek boyamaya
başlanmaktadır. Boyama sıcaklığında 60 dakika
işleme tabi tutulmaktadır. Soğuk su ile taşmalı
yıkanır ve ardından yıkama yapılarak etüvde
kurutma yapılmaktadır. Boyama işlemlerinden
sonra haslık özelliklerine bakılmıştır.
Azo boyarmadde tayini, TSE tarafından hazırlanan
TS EN ISO 14362-1:2017 ve TS EN ISO 14362-
3:2017 standardına göre değerlendirilmiştir.
Formaldehit tayini, TSE tarafından hazırlanan TS
EN ISO 14184-1:2011 standardına göre değerlendirilmiştir.
Yıkama haslığı tayini, TSE tarafından
hazırlanan TSE EN ISO 105 C06:2010 standardı
gri skala metoduna göre değerlendirilmiştir.
Sürtme haslığı tayini, TSE tarafından hazırlanan
TSE EN ISO 105-X12:2016 standardı gri skala metoduna
göre değerlendirilmişitir. Boncuklanma
tayini, TSE tarafından hazırlanan martindale
aşındırma testi TSE EN ISO 124945-2 standardına
göre değerlendirilmiştir.
BULGULAR
Şekil 1 de boyarmadde kaynağı olarak kullanılan
atık fındık yaprağının 5 farklı mordan ile ham
pamuklu örme kumaş üzerinde ortaya koyduğu
renkler gösterilmektedir.
Elde edilen renklerin tekstil sektöründe yaygın
olarak kullanılan renkler olduğu görülmektedir.
Elde edilen renkler açısından değerlendirildiğinde,
fındık yapraklarının ekstraksiyonu sonucu
şekil 1 : Deneme sonucu ortaya çıkan renkler
TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020
74
PANORAMA
elde edilen boya çözeltisi ile açık-orta ve koyu
tonlarda renkler elde edilebilmektedir. Kullanılan
mordan maddesi değiştiğinde ortaya çıkan
renklerde de değişim görülmektedir. Test sonuçlarına
göre azo boyarmadde ve formaldehit bulunmadığı
tespit edilmiştir. Yıkama haslığı açısından
değerlendirildiğinde, mordansız numunenin
yıkama haslıkları daha iyi sonuç vermektedir.
Sürtme haslığını genel olarak değerlendirdiğimizde,
boyamalar iyi sonuç vermektedir. Kuru
sürtme haslığı değerlendirildiğinde, mordanlı ve
mordansız boyama arasında bir fark görülmemektedir.
Yaş sürtme haslığı değerlendirildiğinde,
mordanlı boyamalar mordansız boyamaya
göre iyi sonuç vermektedir.
Martindale aşındırma testini genel olarak
değerlendirdiğimizde, boyamalar iyi sonuç
vermektedir. Aşındırma testi sonuçları değerlendirildiğinde,
mordanlı ve mordansız boyamalar
arasında bir fark görülmemektedir. Kullanılan
mordan tipi değerlendirildiğinde, bakır 2 sülfat
mordan maddesi diğer mordan maddelerine
göre kullanılan tekstil mamülünde ters etki
yaratıp kumaş yüzeyinde boncuklanmalara
sebep olmaktadır. Asidik ve bazik ter haslığı
sonuçları değerlendirdiğimizde , boyamalar iyi
sonuç vermektedir. Asidik ter haslığı sonuçları
değerlendirildiğinde, mordanlı ve mordansız
boyamalar arasında bir fark görülmemektedir.
Bazik ter haslığı sonuçları değerlendirildiğinde,
mordanlı ve mordansız boyamalar arasında fark
olmamaktadır. Kullanılan mordan tipini değerlendirdiğimizde,
mordan çeşitlerinin tamamının
aynı etkiyi yarattığı görülmektedir.
SONUÇ
Bu çalışmada atık fındık yapraklarından elde
edilen doğal boyarmaddenin pamuklu kumaş
üzerinde boyama potansiyeli ve kullanım
haslıkları incelenmiştir. Bu araştırmada Marmara
bölgesinde bol miktarda yetişen bir fındık türü
olan Corylus Avellana L. Bitkisinin, sonbahar aylarında
toplatılan yaprakların doğal boyamacılık
alanında değerlendirebilme imkanı incelenmiştir.
Bu amaçla ilk olarak doğal boyamacılıkta en
çok kullanılan mordanlar seçilerek hem mordanlı
hem de mordansız boyama yapılarak yaprakların
verdiği renkler belirlenmiştir. Fındık yaprağının
tekstilde kullanılabilir hale gelmesi ve seri üretime
geçilmesi durumunda toplama aşamasında
yeni bir istihdam kapısı açacaktır.
Çalışma kapsamında görüldüğü üzere farklı mordanlar
ile renk çeşitliliği sağlanmaktadır. Ayrıca
kullanım haslıkları iyi sonuç vermektedir. Genel
olarak bakıldığında, fındık yapraklarının pamuklu
kumaşların boyamasında ekonomik ve doğal
kaynak olarak tekstil endüstrisinde kullanılabileceği
ortaya konulmuştur. Böylece tekstil endüstrisi
bakımından alternatif boyama materyalleri
için optimum boyama koşulları belirlenmiştir.
TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020
KAYNAKLAR: [1] Öger Adem ‘’1.Uluslararası nevşehir tarih ve kültür sempozyumu bildirileri’’, Nevşehir Üniversitesi Yayınları, Nevşehir,
2011 [2] Bakraç Meryem ve Akdan Fatma ‘’Kırmızı toz biber(capsicum annum l.) ve domates(lycopersiconesculentum) suyundan
çeşitli mordan yöntemleri ile yün boyama ve haslık değerlerinin karşılaştırılması’’ TÜBİTAK-BİDEB Araştırma Projesi Eğitim Çalıştayı,
Malatya, 2012 [3] Seyitoğlu Salih Mehmet ‘’Sulu çözeltiden metilen mavisinin bazı biyosorbentler ile uzaklaştırılması’’, (yüksek
lisans tezi, Dicle Üniversitesi, 2011), 5 [4] Hıdır Recep ‘’Tirebolu bezi; sürdürebilir yaşam için üretiliyor’’, Uluslararası Kent ve Sağlık
Kongresi, Bursa, 2018 [5] Çimen Emrah ‘’Kırmızı gül yparaklarından farklı ekstraksiyon yöntemleri ile doğal boyarmadde eldesi ve
tekstil alanında uygulanabilirliği ‘’ (yüksek lisans tezi, Yıldız Teknik Üniversitesi, 2013), 3 [6] https://www.potasyum.gen.tr/potasyum-dikromat.html
(29.11.2018) [7] https://tr.qwertyu.wiki/wiki/Tin(II)_chloride (30.09.2019) [8] Kızıl Süleyman ve Kayabaşı Nuran
‘’Muhabbet çiçeğinin (resada lutea l.) boyama özelliklerinin belirlenmesi üzerine bir çalışma’’, Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi
Dergisi, 2005, 195-200 [9] Oğuzkan Bayıl Sibel ve arkadaşları ‘’Fındık (corylus avellana l.) yeşil kabuk ve yaprak ekstraklarında
biyolojik aktivite tayini, KSÜ Doğa Bil. Derg. 19(4), 373-378, 2016 [10] Karahan Aynur ve arkadaşları ‘’Karadeniz bölgesinde fındık
bakteriyal yanıklığı [xanthomonas arboricola pv. corylina (miller et al.) vautern et al ] hastalığının yaygınlığı üzerine araştırmalar’’,
Bitki Koruma Bülteni, 2013, 53(3), 159-174 [11] Tutak ve Arkadaşları ‘’Bazı bitkilerden elde edilen doğal boyarmaddelerin yünü
boyama özelliğinin incelenmesi’’, BAÜ FBE Dergisi, 2008, 10(2), 53-59 [12] https://www.findik.gen.tr/findik-yapragi.html (15.11.2018)
[13] Tarakçıoğlu Ceyhan ve Arkadaşları ‘’ Ordu yöresinde yetiştirilen fındık bitkisinin ( corylus avellana l.) beslenme durumunun
toprak ve yaprak analizleriyle belirlenmesi’’, Tarım Bilimleri Dergisi, 2003, 9(1), 13-22 [14] ‘’ 2017 Yılı Pamuk Raporu’’, Gümrük ve
Ticaret Bakanlığı Kooperatifçilik Genel Müdürlüğü, 2018, 1 [15] https://tekstilsayfasi.blogspot.com/2013/01/pamuk-fiziksel-kimyasal-ozellikleri.html
(02.08.2014) [16] http://www.askimya.com/urunler/demir-3-klorur-106.html (01.10.2019) [17] Akyatan Gizem ‘’
Organize sanayi bölgesi atıksularının magnezyum flokülasyonu ile arıtılabilirliğinin incelenmesi ve klasik koagülantlara karşılaştırılması’’,
(yüksek lisans tezi, Çukurova Üniverstiesi), 2010 [18] https://www.asit.gen.tr/bakir-sulfat.html (10.10.2018) [19] Alhalabi Khalil
‘’ Suriye ve türkiyede üretilen pamuk lifinin karşılaştırılmalı incelenmesi ‘’, ( yüksek lisans tezi, Çukurova Üniversitesi, 2007) 40-50
[20] Erkan Murat ‘’Pamuk lifi ile uyumlu sentetik lif karışımlarından iplik ve kumaş üretilip özelliklerinin karşılaştırılması’’ , (yüksek
lisans tezi, Süleyman Demirel Üniversitesi, 2013) 2-8 [21] Prof. Dr. İnci Başer Elyaf Bilgisi ( Marmara Üniversitesi Döner Sermaye
İşletmesi Teknik Eğitim Fakültesi Matbaa Birimi / İstanbul : 2002 ) 37-45 [22] Dabak Salih ve arkadaşları ’’Erdemir de demir(ııı) klorür
demir(ıı) sülfat üretimi ‘’, Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları T.A.Ş Labaratuvarlar Müdürlüğü, Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları T.A.Ş.
Ar-Ge Müdürlüğü, Ereğli/Zonguldak, 2015 [23] http://www.mimibook.com.tr. (2018) [24] Altınok Burak Umut ‘’ Tekstil yüzeylerinin
antibakeriyel özelliklerinin araştırılması ‘’, ( yüksek lisans tezi, Süleyman Demirel Üniversitesi, 2008) 36-40
76
PANORAMA
Pamuk Pazarı Esasları ve
Fiyatlara Genel Bakış
Cotton Market Fundamentals &
Price Outlook
TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020
SON FİYAT HAREKETLERİ
Çin, Hindistan ve Pakistan fiyatları geçtiğimiz
ay boyunca yatay seyir izledi. NY vadeli işlemler
ve A Endeks yükselişteydi.
• Aralık vadeli NY kontratı 60’tan 64 cent/lb
seviyelerine çıktı.
• A Endeks 68’den 70 cent/lb’ye tırmandı.
• Uluslararası birimlerde Çin Pamuk Endeksi (CC
Endeks 3128B) 78 cent/lb civarında tutundu.
Yerel birimlerde fiyatlar 12.000 RMB/ton yakınlarında
tutundu. RMB dolar karşısında geçtiğimiz
ay 7,08’den 6,99 RMB/USD’a değer kazandı.
• Hindistan pamuk fiyatları (Shankar-6 kalitesi)
59 cent/lb yakınlarında dengedeydi. Yerel
birimlerde değerler 35.300’den 34.700 INR/
candy’ye geriledi. Hint rupisi genel olarak 75
INR/USD civarında dengedeydi.
• Pakistan fiyatları Haziran ayının ikinci yarısında
biraz düştü (61’den 58 cent/ib’ye) ancak Temmuz
başında toparlanarak bir önceki ayın seviyelerine
geri geldi (61 cent/lb). Geçtiğimiz ayda
Pakistan rupisi ABD doları karşısında biraz değer
kaybederek 164’ten 167 PKR/USD’ye geriledi.
ARZ, TALEP VE TİCARET
Son ABD Tarım Bakanlığı raporu 2020/21 küresel
üretim tahminlerine dikkate değer bir düşüş
yaptı (-2,5 milyon balya ile 116,2 milyona). Dünya
çapında yeni COVID-19 vakalarındaki artışa
rağmen, global işletme tüketim rakamları pek
değişmedi (2019/20 için -292.000 balya ile 102,4
ve 2020/21 için -115.000 balya ile 114,3 milyona).
2019/20 işletme kullanımındaki azaltma 2020/21
başlangıç stoklarına küçük bir artış olarak yansıdı.
Ancak, arz tarafına yapılan ilave daha düşük
hasat tahminin altında kaldı ve 2020/21 dünya
kapanış stokları azaldı (-1,9 milyon balya ile 102,8
milyona). Bu düşüşe rağmen, öngörüler kayıt
altına alının en büyük ikinci stok arz hacmine
işaret etmekte. Global stoklar, sadece Çin rezervlerinin
zirveye ulaştığı 2014/15’te daha yüksek
oldu (106,7 milyon). Ülke bazında 2020/21 üretim
tahminlerindeki en büyük düşüşler ABD (-2,0
milyon balya ile 17,5 milyona), Türkiye (-300.000
ile 3,0 milyona), Tanzanya (-175.000 ile 430.000’e)
ve Meksika (-100.000 ile 539.000’e) için yapıldı.
Recent price movement
Chinese, Indian, and Pakistani prices were
stable over the past month.NY futures and the
A Index drifted slightly higher.
• Prices for the December NY futures contract
rose from levels near 60 to those near 64 cents/lb.
• The A Index climbed from 68 to 70 cents/lb.
• In international terms, the China Cotton Index
(CC Index 3128B) held near 78 cents/lb. In domestic
terms, prices held near 12,000 RMB/ton.
The RMB strengthened against the dollar over
the past month, from 7.08 to 6.99 RMB/USD.
• Indian cotton prices (Shankar-6 quality)
were steady around 59 cents/lb. In domestic
terms, values decreased from 35,300 to 34,700
INR/candy. The Indian rupee was generally
stable near 75 INR/USD.
• Pakistani prices dipped a little in the second
half of June (from 61 to 58 cents/lb) but recovered
to match month-ago levels by early July
(61cents/lb). In domestic terms, values fell from
8,300 to 8,000 PKR/maund and then rose to
8,400 PKR/maund. The Pakistani rupee weakened
slightly against the USD over the past
month, from 164 to 167 PKR/USD.
Supply, Demand & Trade
The latest USDA report featured a significant
decrease to global production estimates for
2020/21 (-2.5 million bales to 116.2 million). Despite
the uptick in new cases of COVID-19 around
the world, figures for global mill-use were mostly
unchanged (-292,000 bales to 102.4 million
for 2019/20 and -115,000 bales to 114.3 million
for 2020/21). The reduction in 2019/20 mill-use
caused a small upward revision to 2020/21
beginning stocks. This addition to supply was
overwhelmed by the lower harvest projection,
however, and the prediction for 2020/21 world
ending stocks decreased (-1.9 million bales
to 102.8 million). Even with that decrease, the
forecast calls for the second-highest volume of
warehoused supply on record. Only in 2014/15,
when Chinese reserves reached their peak,
were global stocks higher (106.7 million bales).
At the country-level, the largest reductions
PANORAMA 77
for 2020/21 production estimates were for the
U.S. (-2.0 million bales, to 17.5 million), Turkey
(-300,000 to 3.0 million), Tanzania (-175,000 to
430,000), and Mexico (- 100,000 to 539,000).
These declines were partially offset by an increase
for Pakistan (+200,000 bales to 6.5 million).
For mill-use, the only notable country-level
revisions for either 2019/20 or 2020/21 were for
Mexico (-200,000 bales for 2019/20 to 1.5 million,
-100,000 bales for 2020/21 to 1.7 million). Global
trade expectations for 2020/21 were lowered 1.0
million bales (to 41.8 million). In terms of imports,
the largest revisions were for Pakistan (-600,000
bales to 3.9 million), Mexico (-250,000 to
650,000), and Turkey (-100,000 to 4.1 million). In
terms of exports, changes to 2020/21 estimates
were dominated by the 1.0 million bale reduction
for the U.S. (to 15.0 million).
Bu düşüşleri kısmen de olsa Pakistan için yapılan
artış dengeledi (+200,000 ile 6,5 milyona). İşletme
kullanımında dikkate değer ülke bazlı tek
revizyon 2019/20 ve 2020/21 için sadece Meksika
rakamlarında yapıldı (2019/20 için - 200,000
balya ile 1,5 milyona ve 200/21 için -100,000
balya ile 1,7 milyona). 2020/21 için dünya ticaret
tahminleri 1,0 milyon balya azaltıldı (41,8 milyon
balyaya). İthalat bazında en büyük değişiklikler
Pakistan (- 600.000 balya ile 3,9 milyona), Meksika
(-250.000 ile 650.000’e) ve Türkiye (-100.000 ile
4,1 milyona) için yapıldı. İhracat bazında 2020/21
tahminlerinde öne çıkan değişiklik ABD için yapılan
1,0 milyon balyalık düşüş oldu (15,0 milyona).
FIYATLARA BAKIŞ
Geçtiğimiz ayın sonunda yayınlanan ekim alanı
raporuna göre, ABD Tarım Bakanlığı 2020/21 için
TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020
78
PANORAMA
TEKSTİL & TEKNİK | TEMMUZ | JULY | 2020
resmi tahminlerini Mart ayında yayınlanan bir
önceki tahminlere göre %11 düşürdü. Nisan ve
Mayıs aylarında Mart rakamı 2020/21 ABD üretimini
tahmin etmek üzere kullanıldı. Bu ayın
arz ve talep tahmin setinde yeni ekim alanı
rakamlarının kullanılması, ABD üretim hacmi
projeksiyonunda iki milyon balyalık düşüşe
yol açtı. Daha az pamuğun hasat edilme
öngörüsü ile daha az Amerikan pamuğunun
ihraç edilmesi bekleniyor (Haziran tahminine
göre -1,0 milyon balya daha az). Üretimdeki
düşüşün büyüklüğü ihracattaki düşüşün iki katı
olduğundan fark 2020/21 kapanış stokları tahminine
ciddi bir düşüş olarak yansıdı (2019/20
ihracatlarına 200.000 balyalık ilave ve buna
karşılık 2020/21 başlangıç stoklarından düşüş
de buna katkıda bulundu). Bu, bir önceki aya
göre 1,2 milyon balyalık düşüş olarak yansıdı
(8,0’dan 6,8 milyon balyaya). Bu değişiklik yıl
bazında ABD stoklarında trendin yön değiştirmesine
yol açtı – oldukça büyük bir artıştan
düşüşe doğru. Haziran tahmini 700.000 balyalık
artış şeklindeydi. Şu anda 300.000 balyalık
düşüş öngörülüyor. Her şeye rağmen, 2020/21
ABD kapanış stokları için mevcut güncel
tahmin yakın tarihteki en yüksek depolanan
pamuk seviyelerinden birine işaret ediyor.
Önemli olan Batı Teksas bölgesine kuraklık belirmeye
başladı. Terk edilen mahsul ve verim
kayıpları artar ise ABD stoklarının fiyatlara olan
baskısı daha da gevşeyebilir. Ancak, kapanış
stoklarında tasvir edilen tabloda 2020/21 ABD
arz durumundaki muhtemel bir daralma uzak
görünüyor. Aynı durum dünyanın geri kalanı
için de geçerli. 2020/21 global stokların şu ana
kadar olan en yüksek ikinci seviyeye çıkması
bekleniyor (2020/21 için öngörülen 102,8 milyon
balya ve 2014/15 kapanış stoku bulunan
106,7 milyon balya). Arzın biriktiği diğer bir
ülke de Hindistan oldu ve Hindistan’ın 2019/20
ve 2020/21’de art-arda iki kez rekor kırması
bekleniyor (2014/15’teki 10,5 milyon balyalık
rekoru 2020/21’de ikiye katlayarak). Yeni hasat
yılında muson yağmurları hem erken hem
de bol miktarda geldi. Bu yağmurlar ekimi
kolaylaştırırken Hindistan Tarım Bakanlığı ekim
seviyelerinin geçen yıla göre iki kat arttığını bildirdi.
Olumlu hava koşullarından Pakistan da
faydalandı. Alt kıtada böcek istilaları sürekli
bir tehdit olsa da erken destek olarak gelen
yağmurlar her iki ülkede de sağlıklı mahsul
olasılığını önermekte. Piyasa için önemli soru
bu pamuğun ne kadarının kendine alıcı
bulabileceğidir. Dünya çapında Nisan ayında
gözlenen COVID vaka sayısındaki düşüş trendi
yerini hızla büyüyen artışa bıraktı. Pandeminin
ilk şoku geçmişte kaldı ancak vakalardaki
canlanma virüsün ve pek çok etkisinin bir-iki
ay önce tahmin edilenden daha uzun bir süre
ortada kalabileceğini öneriyor.
Price outlook
In the acreage report released at the end of last
month, the USDA revised their official estimate for
2020/21 U.S. planted acres to a level 11% below the
one issued in March. In April and May, the March
number was used to forecast 2020/21 U.S. production.
Adoption of the new acreage figure in this
month’s set of supply and demand forecasts drove
the two million bale month-over-month decrease
in the projected size of the U.S. crop. With less
cotton expected to be harvested, less U.S. cotton is
projected to be exported (-1.0 million bales relative
to June’s estimate). The reduction in production
was twice the size of the decline in exports, and a
result was a significant decrease to the forecast for
2020/21 U.S. ending stocks (a 200,000 bale addition
to 2019/20 exports and a corresponding decrease
to 2020/21 beginning stocks was another contributing
factor). Month-over-month, there was a 1.2
million bale month-over-month decrease (from
8.0 to 6.8 million bales). This adjustment caused a
reversal in the direction of year-over-year change
in U.S. stocks, from a sizeable increase to a decrease.
A 700,000 bale increase was forecast in June.
A 300,000 bale reduction is currently predicted.
Nonetheless, the current forecast for 2020/21 U.S.
ending stocks calls for one of the highest levels
warehoused cotton in recent history. Dry conditions
have emerged in the important West Texan
growing region. If abandonment and yield losses
mount, the weight from U.S. stocks on prices could
ease further. However, the level described by the
current estimate for ending stocks suggests that the
likelihood of a tight U.S. supply situation in 2020/21
is remote. The same is true for the rest of the world.
Global stocks in 2020/21 are projected to reach the
second-highest volume ever (102.8 million bales
predicted for 2020/21, there were 106.7 million
bales of ending stocks in 2014/15). India is another
country where supply has accumulated, and India
is expected to easily set successive records for
ending stocks in 2019/20 and 2020/21 (doubling the
previous record of 10.5 million bales set in 2014/15
by 2020/21). For the new crop year, monsoon rains
have been both early and plentiful. These rains
have facilitated planting, and the Indian Department
of Agriculture indicates that plantings
are currently twice the level from one year ago.
Pakistan has also benefitted from favorable weather.
Pest infestations are a persistent threat on the
subcontinent, but early supportive rainfall suggests
the possibility of healthy yields in both countries. A
question for the market is how much of this cotton
may be able to find a buyer. The slight downward
trend in global case incidence for COVID that existed
in April has been replaced by an exponential
resurgence. The initial shock of the pandemic has
passed, but its resurgence suggests that the virus
and its many effects could be around longer than
may have been expected a month or two ago.
Her an
ONLINE olun!
Bütün dünya sizi görsün!
www.tekstilteknik.com.tr
SUBSCRIPTION FORM ABONE FORMU
Name / İsim : ........................................................................................................................................................................................... Surname / Soyadı : .........................................................................................................................................................................
Company / Firma : ....................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................
Mailing adress / Posta Adresi : ............................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................
Tel : ......................................................................................................................................................................................................................... Fax : ........................................................................................................................................................................................................................
Vergi dairesi : ....................................................................................................................................................................................... Vergi no : .......................................................................................................................................................................................................
Business Type / Faaliyet Alanınız : ..................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................
.................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................
.................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................
Subscription starts in / Abone Başlangıç : .................. / 20 .................. Subscription ends in / Abone Bitiş : .................. / 20 ..................
One year EURO 100
Yıllık abone ücreti ( Türkiye için ) 240 TL.
PAYMENT FORM ÖDEME ŞEKLİ
Check is enclosed / Çek ektedir.
Payment was transferred to your bank account. The receipt is enclosed.
Ödeme banka hesabınıza yatırılmıştır. Makbuz ektedir.
Debit my credit card / Kredi kartımı borçlandırınız.
Credit card no / Kredi kartı no :
Security number / Güvenlik numarası :
Name of the card holder
Kart sahibinin adı-soyadı
: .............................................................................................................................................................................................................................................................................................................
Expiry date / Geçerlilik süresi : .................... / .................... / ....................
Type of the card / Kartın cinsi : Visa Master / Eurocard
Date / Tarih : .................... / .................... / .................... Stamp & Signature / İmza : .................................................................................................................................................................................................................
YURTİÇİ BANKA
HESAP NUMARALARIMIZ ( TL )
İSTMAG MAGAZİN
GAZETECİLİK YAYINCILIK
İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ.
GARANTİ BANKASI
GÜNEŞLİ ŞUBESİ
ŞUBE KODU: 295
HESAP NO: 6293152
IBAN NO:
TR02 0006 2000 2950 0006 2931 52
BANK ACCOUNT NO ( EURO )
İSTMAG MAGAZİN
GAZETECİLİK YAYINCILIK
İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ.
TURKIYE GARANTI BANKASI
GÜNEŞLİ BRANCH
Bank account: 9073622
Swift code: TG BATRIS XXX
Branch code: 295
IBAN NO:
TR74 0006 2000 2950 0009 0736 22
BANK ACCOUNT NO ( USD )
İSTMAG MAGAZİN
GAZETECİLİK YAYINCILIK
İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ.
TURKIYE GARANTI BANKASI
GÜNEŞLİ BRANCH
Bank account: 9073623
Swift code: TG BATRIS XXX
Branch code: 295
IBAN NO:
TR47 0006 2000 2950 0009 0736 23
İSTMAG MAGAZİN GAZETECİLİK YAYINCILIK İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ.
İHLAS MEDIA CENTER Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi No: 11 Medya Blok Kat: 1 P.K. 34197 Yenibosna - Bahçelievler / İSTANBUL / TURKEY
Tel: +90 212 454 22 22 Fax: +90 212 454 22 93 web: www.tekstilteknik.com.tr e-mail: img@img.com.tr
DISCOVER ITS Differences
FARKLARINI KEŞFEDİN
PASHA
FOR THOSE WHO PREFER THE BEST
EN İYİYİ TERCİH EDENLER İÇİN
GOOD TO BEST
We have gathered all essential specifications that a stenter machine must have, on It. 20 years
of knowledge, experienced personnel, user friendly solutions and efficient working conditions
come together and new trend is set.
İYİDEN MÜKEMMELE
Bir ram makinesinde olması gerektiğini düşündüğümüz her şeyi O’nda topladık. 20 yıllık
tecrübe, deneyimli kadro, kullanıcı dostu çözümler, verimli çalışma koşulları bir araya geldi
ve yeni trend 3. nesil makinede toplandı.
www.stentermachine.com
www.stenterframe.com
www.rammakinesi.com
info@effeendustri.com
www.effeendustri.com
+90 212 886 5533
+90 212 671 8520