Tekstil Teknik March 2020
Tekstil Teknik March 2020
Tekstil Teknik March 2020
- No tags were found...
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
ISSN 2148-9254
MART MARCH 2020
www.tekstilteknik.com.tr
REKLAM İNDEKSİ
ADVERTISEMENT
ARASTEKS (ARC)..................................23
ARMUTLU TATİL KÖYÜ...........................89
ATAÇ......................................................57
CANLAR MEKATRONİK.................. 38-39
EFFE........................................................29
EKOTEKS........................................... 55-77
ENEŞ TEKSTİL..........................................35
EPSON.....................................................9
ERKİM.....................................................53
ERKO......................................................27
ERTEKS CFA................................... 15 – 33
FİLİZ MAKİNA........................................45
HIGHTEX................................................83
ITM 2020............................................A.K.İ
İHLAS MATBAACILIK............................75
KIRAY MAKİNA.......................................5
KUZULUK KAPLICALARI........................87
MERSAN................................. Ö.K – Ö.K.İ
PETNİZ ISI............................................... 61
PİMMS...............................................18-19
SANKO...................................................65
SARDES.................................................. 31
SAVER MAKİNA..................................A.K
SPGPrints............................................... 11
ŞANAL PLASTİK............................... 68-69
TEKSEL....................................................43
TEKSPART...............................................49
TÜRK BARTER......................................... 71
TÜRKİYE HASTANESİ..............................63
VOLİ TURİZM..........................................95
www.tekstilteknik.com.tr
İMTİYAZ SAHİBİ
İSTMAG MAGAZİN
GAZETECİLİK YAYINCILIK
İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ. ADINA
Publisher
H. Ferruh IŞIK
GENEL MÜDÜR (SORUMLU)
General Manager (Responsible)
Mehmet SÖZTUTAN
mehmet.soztutan@img.com.tr
YAZI İŞLERİ KOORDİNATÖRÜ
News Editor
Ali ERDEM
ali.erdem@img.com.tr
YAYIN KURULU BAŞKANI
Editorial Board Chief
Prof. Dr. Cevza Candan
YAYIN KURULU
Editorial Board
Prof. Dr. Bülent Özipek
Prof. Dr. H. Rıfat Alpay
Prof. Dr. Yalçın Bozkurt
Prof. Dr. E. Tekin Altınbaş
Prof. Dr. W. Oxenham
Prof. Dr. Emel Önder
Prof. Dr. Yusuf Ulcay
Doç. Dr. Yusuf A. Uskaner
SÜREKLİ YAZARLAR
Permanent Columnists
Prof. Dr. İsmail KAYA
Doç. Dr. Mehmet Ali ÖZBUDUN
Ekrem Hayri PEKER
REKLAM DANIŞMANI
Advertisement Consultant
Mehmet TATLI
mehmet.tatli@img.com.tr
DIŞ İLİŞKİLER MÜDÜRÜ
Foreign Relations Manager
Yusuf OKÇU
yusuf.okcu@img.com.tr
TEKNİK MÜDÜR
Technical Manager
Tayfun AYDIN
tayfun.aydin@img.com.tr
GRAFİK & TASARIM
Graphics & Design
Hakan SÖZTUTAN
hakan.soztutan@img.com.tr
WEB DEVELOPER
Amine Nur YILMAZ
amine.yilmaz@img.com.tr
ABONE VE DAĞITIM
S u b s cr i pt io n a n d C i rc ul at io n M an ag e r
İsmail ÖZÇELİK
ismail.ozcelik@img.com.tr
AD RES | He ad Of fi ce
İSTMAG MAGAZİN GAZETECİLİK YAYINCILIK
İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ.
İHLAS MEDIA CENTER
Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi No: 11
Medya Blok Kat: 1 P.K. 34197
Yenibosna - Bahçelievler / İSTANBUL / TURKEY
Tel: +90 212 454 22 22 Fax: +90 212 454 22 93
www.tekstilteknik.com.tr
e-ma il: img@img.com.tr
BASKI | Printed By | İH LAS Ga ze te ci lik A.Ş.
İHLAS MEDIA CENTER Merkez Mahallesi
29 Ekim Caddesi No: 11 A/41
Yenibosna - Bahçelievler / İSTANBUL / TURKEY
Tel: +90 212 454 30 00
B Ö LG E T E MS İ LC İL İ KL ER İ
BURSA | Ömer Faruk GÖRÜN
Tel: +90 224 211 44 50 Fax: +90 224 211 44 81
KONYA | Me tin DE MİR
Tel: +90 332 238 10 71 Fax: +90 332 238 01 74
Advertising Representatives
KOREA | Jes Media Int. | Mr. Young Seoah Chinn
Tel: 8224813411 Fax: 8224813414
jesmedia@unitel.co.kr
BİLGİ / Information
Tekstil& Teknik Dergisi’nde yer alan makalelerdeki
fikirler yazarlarına aittir.
Yayınlanan ilanların sorumluluğu
ilan sahiplerine aittir.
Tekstil & Teknik is published monthly.
A dv e rt is em e n t s r e sp o ns ib il it ie s
pub lis hed in our ma ga zi ne per ta in to ad ver tisers.
4
Korona virüsün sektöre yansımaları
Çin’in Vuhan kentinde ortaya çıkan ve dünyada 100’den fazla ülkeye sıçrayan
korona virüs küresel ticareti vurdu. Yayılması engellenemeyen korona virüs salgınının
ardından alternatif pazarlara yönelen global perakende devlerinin Türkiye’de
fiyat soruşturmasına başladığına belirten sektör temsilcileri, 4 haftalık süre sonunda
virüsün kontrol edilememesi durumunda yaklaşık 2-3 milyar dolarlık bir iş hacminin
Çin’den Türkiye’ye kayacağına dikkat çekiyor. Çin’deki üretim maliyetinin yüzde
36 artması, Türk Lirası’nın son iki yıldır değer kaybetmesi ve düşen petrol fiyatları da
Türkiye’yi Çin’e kıyasla üretim için daha cazip hale getiriyor. Bütün bu fırsatların en
önemlisi, Çin’in üretim kapasitesinin azalması sonucunda artan küresel talebin kısa
vadede geçici, orta ve uzun vadede ise kalıcı olarak küresel ithalatçıları Türkiye’ye
çekebilecek çalışmalarda bulunulması Türk ihracatçıları için yeni fırsatlar doğurabilir.
Hazır Giyim ve tekstil sektöründe Çin’de imal edilen ürünlerin korona virüsü sebebiyle
zamanında teslim edilmemesi riskine karşılık küresel ithalatçıların Türkiye ve Vietnam
gibi ülkelerdeki üreticilerle görüşmelere başlaması, Türkiye’nin geleneksel olarak üretiminde
uzmanlaştığı tekstil sektöründe de çeşitli fırsatların var olduğunu gösteriyor.
Ali ERDEM
Yazı İşleri Müdürü
News Editor
Korona virüs dengeleri değiştirdi
Korona virüsü, küresel ticaret üzerinde de etkisini gösteriyor. Çin, petrol dahil çok sayıda
ürünün en büyük ithalatçısı konumunda. Dünya genelinde firmaların tedarikçisini barındıran
Çin’in üretimindeki yaşanan olumsuz havanın Türkiye’ye olumlu yansıması bekleniyor.
Türkiye ekonomisinin pozitif etkilenmesinde düşen petrol fiyatlarının etkili olabileceği
belirtiliyor. Dünya’nın ikinci büyük ekonomisi olan Çin’in taleplerinin azalması,
başta petrol olmak üzere emtia fiyatlarının gevşemesine neden olacağından, bunların
ülkemiz enflasyonun düşmesine katkısı da olabileceğini ifade eden görüşler, yaşanan
bu salgının ekonomik anlamda olumlu ve olumsuz neticeleri olacağı yönünde.
EDİTÖR
Reflections of corona virus to the sector
Corona virus, which originated in Wuhan city of China and spread to more than 100
countries in the world, struck global trade. The sector representatives, indicating that
the global retail giants are turning to alternative markets after unhindered corona
virus outbreak spread, started price investigation in Turkey, in case the virus are not
controlled at the end of 4 weeks, a business volume of about 2-3 billion dollars attention
will come from China to Turkey. 36 percent increase in the cost of production in
China, losing the value of the Turkish lira in Turkey the last two years and falling oil prices
make Turkey more attractive for production compared to China. The most important
of all these opportunities is that the increased global demand can turn to Turkey
as a result of the production capacity in China decreased, and make opportunities
for the Turkish exporters to attract the global importers’ attention to Turkey as temporal
in short term and permanent in long term. As response to risk that the products
which are manufactured in China are not delivered on time due to the corona virus in
ready-made and textile industry, that the global importers begin to meet the producers
in countries such as Turkey and Vietnam shows that there are various opportunities
in the textile sector in which Turkey traditionally specialized in the production.
TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020
Corona virus changed balances
The corona virus also shows its effect on global trade. China is the largest importer
of many products, including oil. It is expected that the negative condition experienced
in the production of China that contains suppliers of the firms all over the
world will reflect to Turkey positively. The decreasing of oil prices can be efficient on
positive impact of Turkish economy. The opinions, declaring that as the decrease
in the demands of China, the second largest economy of the world, will cause the
commodity prices, especially oil; those can help inflation in our country decrease,
show that there will be positive and negative results of this outbreak in economy.
6
PANORAMA
Şubat ayı ihracatında
rekor artış
Record increase
in February exports
Türkiye İhracatçılar Meclisi
(TİM), şubat ayı ihracat
rakamlarını açıkladı.
Türkiye’nin ihracatı 2020
yılı şubat ayında yüzde 2,3
artışla 14,7 milyar dolar oldu.
Turkey Exporters Assembly
(TIM) announced export
figures for February. Turkey’s
exports rose 2.3 percent in
February 2020 became 14.7
billion dollars.
TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020
PANORAMA 7
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM),
şubat ayı geçici dış ticaret
verilerini açıkladı. Şubat ayında
ihracat, Genel Ticaret Sistemi’ne
(GTS) göre yüzde 2,3 artışla 14,7
milyar dolar olarak rekor tazeledi.
Son 12 aylık ihracat ise 182,1
Turkey Exporters Assembly (TIM)
announced the provisional
foreign trade data for February.
In February, exports renewed
a record of 14.7 billion dollars
with an increase of 2.3 percent
compared to the General Trade
TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020
8
PANORAMA
milyar dolara ulaşıldı. İsmail Gülle, şubat ayı ihracat
rakamlarını ise şu sözlerle değerlendirdi: “2019 genelinde
net ihracatın büyümeye katkısı 2,3 puan ile
GSYH’nin yılı pozitif bir büyüme ile kapatmasına çok
değerli bir katkı sağladı. Ülkemiz ekonomisinin ‘dengelenme-disiplin’
dönemini başarıyla tamamlamasında
ve pozitif büyüyemeye bu kadar hızlı dönmesinde
ihracatımızın etkili katkısından gururluyuz. Dünya
Ticaret Örgütü tarafından verisi açıklanan 62 ülke
arasında Türkiye, bu denli zorlu bir küresel ve bölgesel
gündem ve küresel ticaretteki sıkıntılı tabloya rağmen
ihracatını arttırabilen sınırlı sayıda ülke arasında 6.
sırada yer alıyor. Küresel ticarete konu olan verilerde
dikkat çekici hususlardan biri ise, dünyada en fazla ihracat
gerçekleştiren ilk 10 ülkeden 9’unun ihracatının
gerilemesinin aksine, Türkiye’nin arttırabilme başarısıdır.
Küresel ticarette dengelerin değiştiği bu ortamda,
Türkiye, nasıl ki 2019 yılında ihracatında artış yaşayan
ender ülkelerden biri olma başarısını gösterdiyse, bu
başarıyı 2020’de de tekrarlamaya kararlıdır.”
HER TÜRLÜ TEDBİRİ ALIYORUZ
Şubat ayında yayıldığı alanı genişleterek küresel bir
tehdit haline gelen korona virüsü hakkında da değerlendirmelerde
bulunan İsmail Gülle, “Virüs şimdiden,
küresel ekonomide ve ticarette yavaşlamaya ve tedarik
zincirinde bozulmalara yol açmış durumda. Uluslararası
kuruluşlar Çin’in 2020 yılında son yılların en düşük
büyümesiyle karşılaşabileceğini ifade ediyorlar. Türk
System (GTS). In the last 12 months,
exports reached $ 182.1 billion. İsmail
Gülle evaluated the export figures for
February with the following words: “The
contribution of net exports to growth in
2019 made a very valuable contribution
to GDP closing the year with a positive
growth with 2.3 points. We are proud
of the effective contribution of our
exports to the successful completion
of the ‘balancing-discipline’ period of
our country’s economy and to return
to positive growth so quickly. Turkey,
among 62 countries whose data released
by the World Trade Organization,
in spite of such a challenging global
and regional agenda, takes place at
6th rank among the limited countries
that increased their export. One of the
remarkable aspects of data subject to
global trade, in contrast to the decline
in the export of nine of the 10 countries
that export the most in the world, is the
success of Turkey to increase. In this environment,
global balances changed,
Turkey, is determined to repeat the success
in 2020 as she showed the success
of being one of the few countries that
increased their export in 2019.”
We take all kinds of measures
Commenting on the corona virus, which
has become a global threat by expanding
its spread in February, İsmail Gülle
said “The virus has already caused a
slowdown in the global economy and
trade and disruptions in the supply chain.
International organizations say that
China may encounter the lowest growth
of recent years in 2020. We are working
intensively and quickly with our Ministries
on proactive solutions in order to
prevent our Turkish export products from
entering the markets. We will continue
to take every precaution to ensure that
our country’s exports survive this process
with the least damage.”
TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020
1555 companies participated to export
family in February
Touching on the details of February
exports, TİM President Gülle gave the
following information: “I am pleased to
inform 1555 companies of us joined our
export family for the first time in February.
These companies, which have just
started exporting, realized an export
of 127 million dollars in February. When
looked at the company, a total of 39
10
PANORAMA
TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020
ihraç ürünlerimizin pazarlara intikalinin aksamaması
adına da Bakanlıklarımızla birlikte proaktif çözümler
üzerinde yoğun ve hızlı bir şekilde çalışıyoruz. Ülkemiz
ihracatının en az hasarla bu süreci atlatması için de
her türlü tedbiri almaya devam edeceğiz” dedi.
ŞUBAT’TA 1555 FİRMA İHRACAT AİLESİNE KATILDI
Şubat ayı ihracatına ilişkin detaylara değinen TİM
Başkanı Gülle, şu bilgileri verdi: “Şubat ayında ihracat
ailemize 1555 firmamızın ilk kez katıldığını bildirmekten
memnuniyet duyuyorum. İhracata yeni başlayan bu
firmalarımız, şubat ayında 127 milyon dolarlık ihracat
gerçekleştirdi. Firma özelinde bakıldığında, şubatta
toplam 39 bin 248 firmamız ihracat gerçekleştirdi. İşte
bu tablo ihracat farkındalığının ve ihracatın tabana
yayılma sürecinin de başarı ile uygulandığının gurur
verici tablosudur. TİM de bu büyük ailenin sorumluluk
ve bilinci ile çalışıyor. ‘Dış Ticaret Fazlası Veren Türkiye’
için İhracat Ana Planında işaret edilen yolda kabiliyetlerimizi
ve pazarlama becerilerimizi geliştirebilmek
adına yeni nesil çalışmaları hayata geçiriyoruz.”
OTOMOTİV SEKTÖRÜ LİDERLİĞİNİ SÜRDÜRDÜ
Şubat ayının lideri, 2,52 milyar dolarlık ihracat ile
Otomotiv sektörü oldu. Otomotivi, 1,52 milyar dolar
ihracat ile Hazır giyim ve 1,51 milyar dolar ihracat ile
Kimyevi Maddeler sektörleri etti. 7 sektörün ihracatında
yüzde 10’un üzerinde artış gerçekleşti. Yılın 2
ayında 21 sektör ihracatını artırma başarısı gösterdi.
Şubat ayında ihracatçılar, ülkemizin bayrağını 207
ülke ve bölgede dalgalandırmayı başardı. Bu ülkelerin
122’sine ihracat artarken 80 ülkede artış yüzde
10’un, 38 ülkede ise yüzde 50’nin üzerinde gerçekleşti.
En çok ihracat gerçekleştirilen ilk 3 ülke ise 1,3 milyar
dolar ile Almanya, 906 milyon dolar ile Irak ve 856
milyon dolar ile Birleşik Krallık oldu. En büyük pazar
olan Avrupa Birliği’nin ihracattaki payı şubatta yüzde
48,1 olarak gerçekleşti. 2020 yılında paritenin olumsuz
etkisinin yüzde 55 ile önemli ölçüde azaldığı görüldü.
YILIN İLK TİCARET HEYETİ KATAR’A DÜZENLENDİ
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) organizasyonuyla, 29
Şubat- 4 Mart tarihleri arasında Katar’ın başkenti Doha’ya
Ticaret Heyeti düzenlendi. 28 firmadan 34 ihracatçının
katıldığı Heyette, Türkiye-Katar iş forumunun yanı
sıra Katarlı firmalar ile Türk firmalar arasında 500’den
fazla iş görüşmesi gerçekleştirildi. TİM Başkanı İsmail Gülle,
“Çok iyi politik ilişkilerimizin olduğu Katar ile ekonomik
anlamda da iyi ilişkiler içindeyiz. Katar’da gerçekleşen
ticari görüşmelerde ihracatçılarımız, mermerden elektronik
ürünlere, hazır giyim ve tekstilden telekomünikasyona
kadar yeni sektörlerde iş birlikleri sağlama noktasında
başarılı görüşmeler gerçekleştirdi” dedi.
thousand 248 companies made exports
in February. This table is the proud
picture that export awareness and the
process of spreading of exports are
successfully applied. TIM also works with
the responsibility and awareness of this
large family. ‘Foreign Trade Surplus that
Turkey’s exports to the Master Plan and
pointed the way to a new generation of
working on behalf of our ability to develop
our marketing skills we bring to life.”
Automotive sector continues its
leadership
The automotive industry became the
leader of February, with exports of $ 2.52
billion. The ready-to-wear industry with
1.52 billion dollars export and the Chemical
and Substances sectors with 1.51
billion dollars export followed automotive.
More than 10 percent increase has
been realized in exports of 7 sectors. In
2 months of the year, 21 sectors succeeded
in increasing their exports. In February,
exporters managed to wave the
flag of our country in 207 countries and
regions. While exports to 122 of these
countries increased, the increase in 80
countries was over 10 percent and in 38
countries it was over 50 percent. The top
3 most exported countries were Germany
with $ 1.3 billion, Iraq with $ 906
million and the United Kingdom with $
856 million. The largest market, the European
Union’s share in exports, was 48.1
percent in February. It was observed
that the negative effect of the parity
decreased by 55 percent in 2020.
First commercial committee of the year
is organized to Qatar
With the organization of Turkey Exporters
Assembly, Trade Mission was held
in Doha, capital of Qatar between 29
February and 4 March. The delegation
includes 28 companies from the
34 exporters participated, as well as
Turkey-Qatar Business Forum of Qatari
companies with Turkish firms in more
than 500 business meetings were held.
TİM President İsmail Gülle said “We
have good economic relations with
Qatar, where we have very good political
relations. In the business negotiations
held in Qatar, our exporters held
successful talks in cooperation with
new sectors such as marble, electronic
products, ready-to-wear and textile
and telecommunications.”
Beyond limitations.
Sınırların Ötesindeki Tek Geçişli Dijital Baskı Makinesi
SPGPrints ® , PİKE ® dijital baskı makinası ile kalite, kesintisiz çalışma ve
tüm desenleri yapabilme anlamında yeni standardları belirlemektedir.
PİKE , problem yaşanan tam dolu, çok ince detay içeren, geometrik
desenler ve derin renkleri basabilmesi ile dijital baskı dünyasını
yeniden şekillendirmektedir. Archer baskı barı ve PİKE dijital baskı
boyaları kombinasyonu ile başka bir dijital baskı
baskı makinasının yakalamayacaği desen
kalitesini elde etme imkanı vardır.
| Hızlı sevkiyat
PİKE mümkün olan en yüksek net verimliliğe sahip dijital baskı
makinasıdır.
| Güvenirlilik
Garantili baskı kalitesi ve üretim kapasitesi sunar.
| Desen çeşitliliği
PİKE, dijital baskı makinesinin esnekliğine ve rotasyon baskı
makinesinin verimliliğine sahiptir.
SPGPrints Baskı Sistemleri Tic. Ltd Sti.
19 Mayis Mah. Atatürk Cad.
Turaboglu Sok. Sitki Bey
Plaza No: 2/1 K:5 D:18
34736 Kadiköy Istanbul
Turkey
T +90 216 464 83 53
F +90 216 464 83 57
E info.turkey@spgprints.com
I www.spgprints.com/turkey
12
PANORAMA
Kimya
sektörünün
ihracat artışı
sürüyor
Export growth
of the chemical
industry
continues
İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) verilerine göre, sektörün
iki aylık ihracatı 3 milyar 217 milyon dolara ulaştı. Sektörün en çok ihracat yaptığı ülke ise 99
milyon 468 bin dolarlık ihracat ile Hollanda oldu.
According to the data of the Istanbul Chemicals and Products Exporters Association (İKMİB),
the industry’s two-month exports reached $ 3 billion 217 million. The most exported country
in the sector was the Netherlands, with exports of 99 million 468 thousand dollars.
TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020
Kimya sektörünün Şubat ayı ihracat rakamlarını
değerlendiren İstanbul Kimyevi
Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları
Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Adil
Pelister, “Şubat ayında 1 milyar 516 milyon
dolar kimya ihracatı gerçekleştirirken,
iki aylık ihracatımız ise yüzde 0,95 artışla
3 milyar 217 milyon dolara ulaştı. Sektörümüzde
Şubat ayında en çok ihracat
gerçekleştirdiğimiz ülke 99 milyon 468
bin dolarlık ihracat ile Hollanda olurken,
Irak, İtalya, Almanya, Belçika, Mısır, ABD,
İspanya, Romanya ve İngiltere ilk onda
yer aldı. Bununla birlikte Çin’de ortaya
çıkarak dünyaya yayılan koronavirüsü sal-
Adil Pelister, Chairman of the Board of Istanbul Chemicals
and Products Exporters Association (İKMİB),
evaluating the export figures of the chemical industry
in February, said “While exports of 1 billion 516 million
dollars were made in February, our two-month exports
increased by 0.95 percent and reached 3 billion 217
million dollars. The country we exported most in our sector
in February was the Netherlands with exports of 99
million 468 thousand dollars, while Iraq, Italy, Germany,
Belgium, Egypt, USA, Spain, Romania and England were
among the top ten. However, we see that economic
balances have also been adversely affected due to
the outbreak of coronavirus emerging in China and
spreading around the world. In the current conjuncture,
it is stated that the epidemic will cause a loss of approxi-
PANORAMA 13
mately 1 trillion dollars in the world economy. This situation
may also affect our country and our sectors. China
is also the world’s second largest energy consumer. The
decrease in production in China and other countries
also causes a decrease in energy and fuel use. We
see this reflection in our chemical exports in February.
We also closely follow the developments in our neighboring
countries such as Syria, Iran and Iraq. As İKMİB,
we evaluate the problems and opportunities that may
arise in the sub-sectors of our chemical industry related
to all these developments, together with our sector
stakeholders, especially our Ministries. In this context, it is
very important to invest in our country especially in the
fields of medical, pharmaceutical and petro-chemistry
for the future of our industry. We expect the investments
to start as soon as possible. As always, we will continue
to support our exporters and our government.”.
The country exported in february became the
Netherlands
The Netherlands became the most exported country
in February. The other top ten countries that followed
the Netherlands in February were Iraq, Italy, Germany,
Belgium, Egypt, USA, Spain, Romania and England.
Chemical exports to the Netherlands were 99 million
468 thousand dollars in February 2020. In February,
the most “mineral fuels, mineral oils and products”,
gını sebebiyle ekonomik dengelerin de
olumsuz etkilendiğini görüyoruz. Mevcut
konjonktürde salgının dünya ekonomisinde
yaklaşık 1 trilyon dolarlık bir kayıp
yaratacağı belirtiliyor. Bu durum ülkemizi
ve sektörlerimizi de etkileyebilir. Çin aynı
zamanda dünyanın en büyük ikinci enerji
tüketicisi. Çin’de ve buna bağlı diğer
ülkelerde üretimin düşmesi enerji ve yakıt
kullanımının düşmesine de sebebiyet veriyor.
Şubat ayı kimya ihracatımızda da bu
yansımayı görüyoruz. Ayrıca Suriye, İran,
Irak gibi komşu ülkelerimizdeki gelişmeleri
de yakından takip ediyoruz. İKMİB olarak
tüm bu gelişmeler ile ilgili kimya sektörümüzün
alt sektörlerinde oluşabilecek
sorun ve fırsatları başta ilgili Bakanlıklarımız
olmak üzere, sektör paydaşlarımızla
birlikte değerlendiriyoruz. Bu kapsamda
sektörümüzün geleceği açısından özellikle
medikal, ilaç ve petrokimya alanında
ülkemizde yatırım yapılması çok önemli.
Yatırımların en kısa zamanda başlamasını
bekliyoruz. Her zaman olduğu gibi
ihracatçılarımızın ve devletimizin yanında
olmaya devam edeceğiz” dedi.
ŞUBAT AYINDA EN FAZLA İHRACAT
YAPILAN ÜLKE HOLLANDA OLDU
Hollanda, Şubat ayında en çok ihracat
yapılan ülke oldu. Şubat ayında Hollanda’yı
takip eden ilk onda yer alan
diğer ülkeler ise Irak, İtalya, Almanya,
Belçika, Mısır, ABD, İspanya, Romanya
ve İngiltere oldu. Hollanda’ya yapılan
kimya ihracatı 2020 yılı Şubat ayında 99
milyon 468 bin dolar olarak gerçekleşti.
Şubat ayında Hollanda’ya en çok “mineral
yakıtlar, mineral yağlar ve ürünleri”,
“plastikler ve mamulleri”, “anorganik
kimyasallar”, “uçucu yağlar, kozmetikler
TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020
14
PANORAMA
ve sabun”, “muhtelif kimyasal maddeler”,
“kauçuk, kauçuk eşya” ve “boya, vernik,
mürekkep ve müstahzarları” ihraç edildi.
2020 yılı Ocak-Şubat olarak iki aylık dönemde
en çok kimya ihracatı yapılan ülkeler ise sırasıyla
İtalya, Hollanda, Almanya, Irak, Belçika,
Mısır, ABD, Yunanistan, İspanya ve İngiltere
olarak ilk onda yer aldı. Şubat ayında kimyevi
maddeler ve mamulleri ürün gruplarında
plastikler ve mamulleri ihracatı, 501 milyon
476 bin 982 dolarla kimya ihracatında ilk
sırada yer aldı. İkinci sırada 350 milyon 647
bin 173 dolarlık ihracatla mineral yakıtlar,
mineral yağlar ve ürünler yer alırken, anorganik
kimyasallar ihracatı 140 milyon 716 bin
561 dolarla üçüncü sırada yer aldı. Anorganik
kimyasalları takiben ilk onda yer alan diğer
sektörler ise; ‘kauçuk, kauçuk eşya’, ‘uçucu
yağlar, kozmetikler ve sabun’, ‘eczacılık
ürünleri’, ‘boya, vernik, mürekkep ve müstahzarları’,
‘muhtelif kimyasal maddeler’, ‘yıkama
müstahzarları’ ve ‘organik kimyasallar’ oldu.
“plastics and products”, “inorganic chemicals”,
“essential oils, cosmetics and soap”, “miscellaneous
chemicals”, “rubber, rubber goods” and “Paint,
varnish, ink and preparations” were exported.
In the two-month period of January-February of
2020, the countries with the highest export of chemistry
were in the top ten as Italy, Holland, Germany,
Iraq, Belgium, Egypt, USA, Greece, Spain
and England respectively. In February, exports of
plastics and products in chemical substances and
products were ranked first in chemical exports
with $ 501 million 476 thousand 982. Mineral fuels,
mineral oils and products were in the second
place with exports of 350 million 647 thousand
173 dollars, while inorganic chemicals exports
were in third place with 140 million 716 thousand
561 dollars. Other sectors in the top ten following
inorganic chemicals are; “Rubber, rubber goods”,
“essential oils, cosmetics and soap”, “pharmaceutical
products”, “paint, varnish, ink and preparations”,
“various chemicals”, “washing preparations”
and “organic chemicals”.
TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020
16
PANORAMA
ITM 2020’de bir ilk:
Denim Teknolojileri Özel Bölümü
A First in the ITM 2020:
Denim Technologies Special Section
Her iki yılda bir gerçekleşen ITM (Uluslararası Tekstil Makineleri) fuarı,
tekstil sektörüne ekonomik yararlar sağlamasının yanı sıra, yenilikçi
fikirler ve yeni iş birlikleri açısından katılımcıları ile ziyaretçilerine büyük
avantajlar sunuyor. Başarısını tüm dünyaya ispatlayan ITM fuarı, bu yıl
bir ilke daha imza atarak Denim Teknolojileri Özel Bölümü’nü açtı.
The ITM (International Textile Machinery) Exhibition, which is organized
every two years, offers economic advantages to the textile industry as
well as providing great benefits to its participating companies and visitors
in terms of innovative ideas and new collaborations. The ITM Exhibition,
which globally demonstrated its success, took a step forward and led the
way by opening the Denim Technologies Special Section this year.
TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020
Rahatlığı ve pratikliğiyle dolapların vazgeçilmez
ürünlerinden olan denim, son yıllarda artan
spor giyim trendiyle genç, yaşlı demeden
her kesimden talep görüyor. Moda dünyasının
zamansız ürünlerinden biri haline gelen denim,
bugün üretimden perakendeye önemli bir ekonomi
yaratıyor. Türkiye’deki firmaların, üretim
Denim, with its comfort and practicality, is one
of the indispensable products of wardrobes
and receives demands from all segments
including youngsters and older people with
the uprising trend of sportswear in recent years.
Denim that is considered as one of the timeless
products of the fashion world, effectuates a
considerable economy from manufacturing
to retail on this day. The success of the textile
companies in Turkey in production and marketing
and their proximity to European countries
is considered as a geographical advantage.
The fact that the ITM exhibitions are organized
in Istanbul connecting the east and the west
backs up this advantage. Because of reaching
the occupancy limit in all halls of the ITM 2020
Exhibition, the “Denim Technologies Special Section”,
which was established for the first time
as an additional hall, is making itself ready to
welcome denim, fabric and ready-made garment
manufacturers. It offers a great occasion
for the visitors that the manufacturers will be
exhibiting the latest technological innovations
PANORAMA 17
in denim production in this specialized hall
from the machinery related to the sector
to the dyes used in the production.
Turkey undertakes an important role in the
world denim market
Turkey, being fourth in the world in denim
exports, is among the major players in the
global denim market. In Turkey, approximately
350 million meters of denim is
produced in a year. Along with denim
manufacturing, the export network of
our country is also growing significantly.
Expanding with value-added products,
both producers and retailers are preparing
for investment in this sector. Turkey
has become a country that creates its
own brands and shapes the world’s denim
fashion with its designs and technological
products. In terms of both denim
fabric and denim clothing exports in 2018,
our country was among the most successful
countries in the world. Turkey placed
in as the fourth most exporting country in
the world in both categories, achieving 7
percent share with the export amounting
to 338 million dollars in world denim fabric
exports, which attains to a total of 4 billion
910 million dollars and accomplishing 4.5
percent share with the export amounting
to 2.1 billion dollars in ready-to-wear clothing.
Turkey exported the most amounts
of denim fabric particularly to Tunisia,
Egypt, Italy, Morocco, and Bangladesh.
ve pazarlamadaki başarısı ve Avrupa’ya yakınlığını,
coğrafi bir avantaj olarak değerlendiriliyor. ITM fuarlarının,
doğu ile batıyı birbirine bağlayan İstanbul’da
yapılıyor olması ise bu avantajı daha da destekliyor.
ITM 2020 Fuarı’nın tüm salonlarında doluluk sınırına
ulaşılması ile birlikte ilave salon olarak ilk kez kurulan
‘Denim Teknolojileri Özel Bölümü’, denim, kumaş
ve konfeksiyon üreticilerini ağırlamaya hazırlanıyor.
Üreticilerin, sektöre yönelik makinelerden boyalara
kadar denim üretimlerinde gerçekleştirilen son
teknolojik yeniliklerini, ihtisas salonunda sergileyecek
olması ziyaretçiler açısından büyük fırsat oluşturuyor.
TÜRKİYE, DÜNYA DENİM PAZARINDA ÖNEMLİ BİR ROL
OYNUYOR
Denim ihracatında dünya dördüncüsü olan Türkiye,
dünya denim pazarının önemli oyuncuları arasında
yer alıyor. Türkiye’de, yıl içerisinde 350 milyon metrelik
denim üretiliyor. Denim üretimiyle birlikte ülkemizin,
ihracat ağı da ciddi bir şekilde büyüme gösteriyor.
Katma değerli ürünlerle büyüyen sektörde hem
üreticiler hem de perakendeciler yatırıma hazırlanıyor.
Türkiye; kendi markalarını yaratan, tasarımları ve
teknolojik ürünleri ile dünya denim modasına yön veren
ülke konumunda bulunuyor. Ülkemiz, 2018 yılında
hem denim kumaşı hem de denim giysi ihracatında
dünyanın en başarılı ülkeleri arasında yer aldı. Toplam
4 milyar 910 milyon dolar olan dünya denim kumaş
ihracatında 338 milyon dolar ihracat ile yüzde 7,
hazır giyiminde ise 2,1 milyar dolar ihracat ile yüzde
4,5 paya ulaşarak her iki branşta da dünyanın en
fazla ihracat yapan dördüncü ülkesi oldu. Türkiye’nin
en fazla denim kumaşı ihraç ettiği ülkelerin başında;
Tunus, Mısır, İtalya, Fas ve Bangladeş geliyor.
TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020
20
PANORAMA
Türk tekstil sektörü,
Paris’te atağa geçti
Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB), modanın başkenti Paris’te eş
zamanlı olarak gerçekleştirilen Premiere Vision Paris ve Texworld Paris
fuarlarına katıldı. 2021-2022 ilkbahar-yaz moda trendlerinin belirlendiği
bu iki fuarda Türkiye’den toplam 290 firma yer aldı.
TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020
Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB), Türk tekstilinin
dünya pazarlarındaki payını artırma çalışmaları
kapsamında bu kez modaya yön veren Fransa’da
başarılı çalışmalara imza attı. UTİB, tekstil
sektörü ihracatına güçlü ivme kazandırmak için
10-13 Şubat tarihleri arasında modanın başkenti
Paris’te eş zamanlı olarak düzenlenen Premiere Vision
Paris ve Texworld Paris fuarlarına dergi standı
ile katıldı. Bu yıl 92. kez düzenlenen Premiere Vision
Paris Fuarı’na 12’inci kez katılan UTİB, yılda iki kez
düzenlenen Texworld Paris Fuarı’nda da 18’inci kez
yer aldı. Eş zamanlı olarak gerçekleştirilen fuarlara
dergi standı ile katılan UTİB tarafından Türk kumaş
sektörünü dünyaya tanıtmak, imajını geliştirerek
yurt dışında markalaşmasına öncülük etmek ve
mevcut pazarlardaki payını arttırmak, hedef
ülkelerle olan ihracatı geliştirmek ve rakiplerin pazarlama
stratejileri konusunda araştırma yapmak
amacıyla hazırlanan Turkish Fashion Fabrics (TFF)
PANORAMA 21
sağladık. Türk tekstil sektörünü ve öncü firmalarını
yabancı sektör profesyonellerine nitelikli tanıtım
yapabilmek için her iki fuarda da dergi standı ile
yer aldık. Fuar boyunca hem dergimiz TFF Magazine
hem de Türk tekstil firmaları yabancı sektör
temsilcilerinin yoğun ilgisiyle karşılaştı. Premiere
Vision Paris Fuarı’na İtalya, Fransa, Çin, İngiltere,
Hindistan, Almanya ve ABD başta olmak üzere
49 ülkeden 1.759 firma, Texworld Paris Fuarı’na da
1.000 firma katıldı. Biz de Premiere Vision Paris ve
Texworld Paris gibi prestijli fuarlarda yer alarak Türk
tekstil sektörünün gücüne ve ürün kalitesine vurgu
yaparak dünya pazarında daha da geniş pay
almayı amaçlıyoruz” diye konuştu.
Magazine, her iki fuarda da dağıtıldı. Türkiye’nin
giyimlik kumaş sektöründen, firmalarına, Türk tasarımcılarından
tasarımlarına kadar birçok konuda
Türk tekstil sektörünü tanıtan TFF Magazine, başta
Fransız yatırımcılar olmak üzere dünyanın dört bir
yanından fuara katılan sektör profesyonelleri ile bir
araya getirildi. Ayrıca Türkiye, Premiere Vision Paris
Fuarı’na katılan 182 firma ile İtalya ve Fransa’dan
sonra en fazla katılım gösteren ülke oldu. Texworld
Paris Fuarı’na da Türkiye’den 108 firma katıldı.
“FRANSA, BÜYÜK BİR PAZAR POTANSİYELİ
OLUŞTURUYOR”
Türkiye’nin 2023 İhracat Stratejisi kapsamındaki
hedef ülkeler arasında Fransa’nın da yer aldığını
vurgulayan Engin sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’nin
tekstil ihracat pazarları arasında Fransa, 2019
yılsonu itibarıyla 121 milyon dolar ihracatla 19. sırada
yer alıyor. Fransa aynı zamanda 2018 yılı sonu
itibarıyla dünya tekstil ithalatçı ülkeleri arasında
da toplam 4,3 milyar dolar ithalat ile 14. sırada yer
alıyor. En çok İtalya, Almanya ve Çin’den ithalat
yapan Fransa, önemli bir ithalatçı olduğu için Türk
tekstil sektörü için de oldukça büyük bir pazar oluşturuyor.
2018 yılsonu itibarıyla Türkiye’nin Fransa’daki
pazar payı ise yüzde 3 oranında. Ülkemizden
Fransa’ya en çok pamuk ipliği, pamuklu mensucat,
sentetik ve suni devamsız liflerden iplikler ve diğer
örme mensucat ürün grupları ihraç ediliyor.”
PARİS’TEKİ FUARLARA TÜRKİYE’DEN 290 FİRMA KATILDI
Deriden kumaşa, aksesuardan hazır giyim ve tasarım
ürünlerine kadar birçok ürün ve ürün grubunun
sergilendiği bu iki fuara UTİB olarak dergi standı ile
katılım gösterdiklerini belirten UTİB Yönetim Kurulu
Başkanı Pınar Taşdelen Engin, Paris’in modanın
önemli merkezlerinden biri olduğunu ve 2021-
2022 ilkbahar-yaz moda trendlerinin Premiere
Vision Paris ve Texworld Paris gibi önemli fuarlarda
belirlendiğini söyledi. Türk tekstil sektörünün her
geçen gün daha da güçlendiğini ifade eden
Engin, “Sektörümüz gerek Ar-Ge ve inovasyonda
gerekse de tasarım ve ileri teknoloji konularında
büyük ivme yakaladı. Türkiye’den toplam 290 firma
ile eş zamanlı gerçekleştirilen bu iki fuara katılım
TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020
22
PANORAMA
Epson’a
iF Tasarım
Ödülü
iF Design
Reward
to Epson
Epson was one of the winners of the iF Design Awards 2020, one
of the most prestigious awards in the world, which has become a
label for excellent design internationally since 1953. Surecolor SC-
P7500 and SC-P9500 models in Epson’s large format printer segment
were awarded. Two printers offering the widest color range ever
(12 colors), 99% Pantone comprehensive for artists and professional
photographers, welcomed 2020 with reward. A total of 7,298 applications
from 56 countries were made to the iF Design Awards 2020,
where many different criteria such as usefulness, innovative features,
level of detail, environmentalist approach, craftsmanship were evaluated.
The jury, on the other hand, consisted of a huge team of 78
experts. The award ceremony will be held in Berlin on May 4, 2020.
TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020
1953’ten bu yana uluslararası
alanda mükemmel
tasarım için bir etiket
haline gelen, dünyanın
en prestijli ödüllerinden iF
Tasarım Ödülleri 2020’nin
kazananlarından biri de
Epson oldu. Epson’un geniş
format yazıcı segmentinde
yer alan Surecolor
SC-P7500 ve SC-P9500
modelleri, ödüle layık
görüldü. Sanatçılar ve profesyonel
fotoğrafçılar için;
yüzde 99 Pantone kapsamlı,
şimdiye kadarki en
geniş renk yelpazesini (12
renk) sunan iki yazıcı 2020
senesini ödülle karşıladı.
Kullanışlılık, inovatif özellikler,
detay düzeyi, çevreci
yaklaşım, işçilikteki ustalık
gibi birçok farklı kriterin
değerlendirildiği iF Tasarım
Ödülleri 2020’ye; 56
ülkeden toplam 7 bin 298
başvuru gerçekleşti. Jüri
ise 78 kişilik dev bir uzman
kadrodan oluştu. Ödül
töreni 4 Mayıs 2020’de
Berlin’de düzenlenecek.
Perfect bonding
Mükemmel yapışma
with KIWOTEX ® adhesives for printing-blankets
KIWOTEX ® serisi baskı blanketi tutkalları
© Durst Phototechnik AG
Permanent
adhesives
Permanent
yapıştırıcılar
Thermoplastic
adhesives
Termoplastik
yapıştırıcılar
Adhesives for
digital textile
printing
Dijital tekstil
baskı için
yapıştırıcılar
Direct contact / Doğrudan iletişim
Burç Ulusoy
Regional Sales Manager
+90 532 367 59 19
ALBERT ROSE CHEMICALS ∙ Division of Kissel + Wolf GmbH ∙ In den Ziegelwiesen 6 ∙ 69168 Wiesloch ∙ Germany
Phone +49 6222 578-0 ∙ Fax +49 6222 578-100 ∙ info@kiwo.de
Stripper
(adhesive remover)
Sökücü
(yapışkan silici)
www.albert-rose-chemicals.eu
24
PANORAMA
Sürdürülebilirlik
hakkında
Monforts denim
müşterileri ile
bir söyleşi
Talking
sustainability
with Monforts
denim customers
Kuzey Carolina Greensboro’da bulunan
Cone Denim, şirketin suyunu ilk kez geri
dönüştürmeye başladığı 1940’larda ilk
çevre kontrol önlemlerini uygulamaya
başladığı öne sürebilir. Şirketin İngiltere
müşteri hizmetleri merkezinden Gabriel
Magopat “Seksen yıl geriye gittiğimizde
bile bu etkin bir metottu. Ancak yüksek
kalitede ürünler üretmek bir başka sürdürülebilir
ve etkin olmanın bir başka şeklidir
ve sanırım bu Cone’un savunduğu şeydir.
Bizim şaşırtıcı bir tarihimiz var” dedi.
Cone Denim gerekliği esnekliği sağlamak
için geleneksel olarak polyester bileşenleri
bir araya topladığı, kendi imzası olan S
Cone Denim, based in Greensboro, North Carolina,
for example, can lay claim to having put
in place its first environmental control measures
back in the 1940s when the company first started
recycling its water.
“It was a method of efficiency even back then,
eighty years ago,” says Gabriel Magopat, of the
company’s UK customer service centre, “but
producing high quality products is another method
of being sustainable and of being efficient,
and I think that’s what Cone stands for. We
have an amazing history.”
Cone Denim is known for its signature S Gene ®
stretch denims which have traditionally incorporated
polyester components to provide the stretch.
TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020
Londra’daki son Denim
Première Vision fuarında
çekilen- Monforts YouTube
Kanalı’nda yayınlanan en son
kısa filmde, önde gelen küresel
üreticilerin bazıları daha
sürdürülebilir denim üretimi için
girişimlerini ele alıyor.
In the latest short film released on
the Monforts YouTube Channel–
captured at the recent Denim
Première Vision show in London
– some of the leading global
manufacturers discuss their
initiatives for more sustainable
denim production.
PANORAMA 25
It has now partnered with Intrinsic Advanced
Materials of Gastonia, also in North Carolina, to
introduce patent-pending CiCLO stretch polyester
fibres into its denim collections.
While still being synthetic based, CiCLO polyester
is able to biodegrade in marine environments,
wastewater treatment plants and landfill conditions,
at rates similar to natural fibres like wool.
This more sustainable solution for stretch is also
being introduced to China for the first time by
another leading denim supplier, Advance Denim.
“Advance Denim is spending its resources on being
the most technologically advanced company in
China, and also the most sustainable,” says Mark
Ix, the company’s Director of Marketing. “We are
investing heavily in our manufacturing to save both
water and chemicals to create cleaner products.”
Monforts denim customer Berto is a family-owned
company with its main denim mill in Bovolenta, a
small rural town near to Padua in the north east
of Italy, where respect for the environment has
always been a must.
“The family has always been focused on respect
for the environment,” says Berto’s Marketing Manager
Francesca Palento. “In particular, we have
a river next to the company from which we take
our water for production and we then return it cleaner
than it was before. We are also now produ-
Gene ® esnek kot kumaşlarıyla bilinmektedir.
Şu anda, patent bekleyen CiCLO esnek polyester
elyaflarını kot koleksiyonlarına dahil
etmek için için Kuzey Carolina’da bulunan
Intrinsic Advanced Materials of Gastonia
şirketi ile iş birliği yapıyor.
Sentetik tabanlı olmasına rağmen CiCLO
polyester deniz ortamlarında, atık su arıtma
tesislerinde ve çöp depolama koşullarında
yün gibi doğal elyafa benzer oranlarda
biyolojik olarak ayrışabilmektedir.
Esneklik için bu daha sürdürülebilir çözüm,
ilk kez bir başka lider kot kumaşı tedarikçisi
olan Advance Denim tarafından ilk kez Çin
pazarına da sürülüyor.
Şirketin Pazarlama Direktörü Mark Ix,
“Advance Denim, kaynaklarını Çin’in en
teknolojik ve aynı zamanda en sürdürülebilir
şirketi olmak için harcıyor”. Ix “Daha temiz
ürünler geliştirmek için hem sudan hem de
kimyasallardan tasarruf etmek için üretimimize
büyük yatırım yapıyoruz” diyor.
Monforts kot kumaşı müşterisi Berto, çevreye
saygının her zaman bir gereklilik olduğu
İtalya’nın kuzeydoğusundaki Padua yakınlarında
küçük bir kırsal kasaba olan Bovolenta’da
yerleşik bir kot kumaşı fabrikasına
sahip bir aile şirketidir.
TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020
26
PANORAMA
Berto’nun Pazarlama Müdürü Francesca Palento,
“Aile her zaman çevreye saygıya odaklanmıştır”.
“Özellikle, üretim için suyumuzu aldığımız şirketin
yanında bir nehir var ve kullandığımız suyu öncekinden
daha temiz bir şekilde geri veriyoruz. Ayrıca
artık kendi iç atık üretimimizden yapılan iplikler ile
imal edilen GOTS ve Global Geri Dönüşüm Standardına
sahip kotlar üretiyoruz” diyor.
Pakistan’ın Soorty şirketi kısa bir süre önce Pure D
kotları için Cradle to Cradle Gold sertifikasını- mevcut
olan en katı ve titiz sürdürülebilir standart- aldı.
Bunlar, şirketin Monforts’un en gelişmiş terbiye makineleriyle
kombinasyon halinde olan tescilli Sıfır
Atık Su boyama teknolojisi kullanılarak üretiliyor.
Sporty’nin pazarlama iletişim müdürü Eda Dikman
“Ürettiğimiz her ürün, şu an için yaşadığımız
iklim acil durumuna dikkat çektiğinden en son
koleksiyonumuzu Climate Jeans (İklim Kotları)
olarak adlandırıyoruz”. “Sürdürülebilirlik bizim
için çok önemli çünkü ölçülü üretiyoruz ve yaptığımız
bütün eylemler gezegene yansıyor” diyor.
Monforts Kot PV filmi Monforts websitesi ziyaret
edilerek izlenebilir.
cing GOTS and Global Recycling Standard
jean produced with yarns made from our
own internal waste production.”
Pakistan’s Soorty has recently received
Cradle to Cradle Gold certification – the
most stringent and exacting sustainable
standard currently in existence – for its
Pure D range of denims. These are produced
using the company’s proprietary Zero
Waste Water dyeing technology, in combination
with the most advanced Monforts
finishing machines.
“Our very latest collection is called Climate
Jeans, because every single product we
now produce draws attention to the climate
emergency we are living through right
now,” says Eda Dikman, Soorty’s Marketing
Communications Manager. “Sustainability
is very important to us because we produce
at scale and all of the actions we take
reflect on the planet.”
The Monforts Denim PV film can be viewed
by visiting the Monforts website.
TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020
28
PANORAMA
The Wool Lab,
işbirliği
sağlamak için
dönüşüyor
TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020
Ticari piyasadaki en iyi yün kumaş ve iplikleri tedarik
edebilmeleri için tasarımcılar ile eğiriciler, örgücüler
ve dokumacıları doğrudan bir araya getirmenin
yanı sıra, dünyada yün için geliştirilmiş en çok tanınan
ilham verici araç olan The Wool Lab, tüm tekstil
tedarik zinciriyle daha iyi işbirliği sağlayabilmek
amacıyla İlkbahar/Yaz 2021 sezonu için dönüşüme
uğruyor. The Wool Lab Vision moda, tekstil ve yaşam
tarzı sektörlerine ilham olması ve – hayal gücünü
harekete geçiren yenilikçi üretim süreçlerinden
sektörün yünle çalışma şeklini temelden değiştirecek
ürün gelişmelerine – yünün geleceğini ortaya
koyması için geliştirilmiştir. Bir tahmin aracı olan The
Wool Lab Vision, geleneksel bir giysi elyafından
daha fazlası olan yünü lüks, teknik ve çok yönlü bir
malzeme olarak ön plana çıkarmaktadır. Coğrafi ya
da kültürel sınırlara hapsedilemeyen yün, dünyanın
dört bir yanında hayat tarzına ilişkin seçimlere uyum
sağlayacak şekilde kullanılmaya devam etmektedir.
The Woolmark Company Prosesleme İnovasyonu
& Eğitim Desteği Genel Müdürü Julie Davies, “The
Wool Lab Vision’da gördüğünüz her şey şu anda
piyasada mevcut değil” diyerek The Wool Lab
Vision’ı açıklıyor. “Şu anda geliştirme aşamasında
olanları, tedarik zinciri kapsamında üzerinde
çalıştığımız ve yünde vizyoner konseptlere aktardığımız
uygulamaları sergilemek için bir araç görevi
görüyor. “The Wool Lab Vision markaların ve üreticilerin
en yeni iplik teknolojilerini, hem ürün hem
de prosesler için makine teknolojilerini ve giysi ve
yaşam tarzı ürünlerindeki iplik çeşitliliği ve potansiyelini
ortaya koymalarına imkân sağlar. Ayrıca
tasarımcıların Woolmark ile işbirliği yapmalarına ve
yünde inovasyon sağlayabilmek için tedarik zincirinde
sondan geriye doğru çalışarak konseptlerini
gerçekliğe dönüştürebilmelerine fırsat verir.”
DISCOVER ITS Differences
FARKLARINI KEŞFEDİN
www.stentermachine.com
www.stenterframe.com
www.rammaKınesı.com
FOR THOSE WHO PREFER THE BEST
EN İYİYİ TERCİH EDENLER İÇİN
GOOD TO BEST
We have gathered all essential specifications that a stenter machine must have, on It. 20 years
of knowledge, experienced personnel, user friendly solutions and efficient working conditions
come together and new trend is set.
İYİDEN MÜKEMMELE
Bir ram makinesinde olması gerektiğini düşündüğümüz her şeyi O’nda topladık. 20 yıllık
tecrübe, deneyimli kadro, kullanıcı dostu çözümler, verimli çalışma koşulları bir araya geldi
ve yeni trend 3. nesil makinede toplandı.
+90 212 886 5533
+90 212 671 8520
info@effeendustri.com
www.effeendustri.com
rammakinesi.com
stentermachine.com
info@ stenterframe.com
30
PANORAMA
Zorlu tekstil’e
“en çevreci
şampiyon” ödülü
Sürdürülebilirliği, tesislerinden fabrikalarına, iş süreçlerinden ürün ve
çözümlere kadar her alanda 360 derecelik bir anlayışla yöneten Zorlu
Tekstil, çevre konusundaki duyarlılığı ve hayata geçirdiği uygulamalarla,
TİM’in önderliğinde gerçekleştirilen İhracatın Yıldızları ödül töreninde; ‘En
Çevreci Şampiyon” kategorisinde ödüle layık görüldü.
TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020
Ev tekstili ürünleri ve polyester iplik üretiminde Avrupa’nın
en büyük entegre üreticisi olan Zorlu Tekstil,
Türkiye İhracatçılar Meclisi öncülüğünde gerçekleştirilen
“İhracatın Yıldızları” ödül töreninde ‘En
Çevreci Şampiyon’ ödülüne layık görüldü. Türkiye
İhracatçıları Meclisi (TİM) önderliğinde, İhracatın
geliştirilmesi ve ülke ekonomisindeki payının artmasını
teşvik etmek amacıyla 19 yıldır gerçekleştirilen
“İhracatın Yıldızları-Türkiye’nin Gizli Şampiyonları”
ödül töreninde, şirketler 12 ayrı kategoride ödüllendirildi.
Çevre konusunda yıllardır sürdürdüğü çalışmalar
ve çevreci ürünleri ile ön plana çıkan Zorlu
Tekstil, “En Çevreci Şampiyon” kategorisinde ödülün
sahibi oldu. Alınan ödülle ilgili değerlendirmede
bulunan Zorlu Teksil Grubu Başkanı Necat Altın,
Zorlu Grubu’nun Akıllı Hayat 2030 vizyonu doğrultusunda
doğa ve insandan ilham alarak Zorlu Tekstil’i
çevre ve toplum için değer yaratacak şekilde dönüştürdüklerini
söyledi. Sürdürülebilirliği bir iş yapış
biçimi haline getirdiklerini ifade eden Necat Altın,
“Sürdürülebilirliği, tesislerimizden fabrikalarımıza, iş
süreçlerinden ürün ve çözümlere kadar her alanda
360 derecelik bir anlayışla yönetiyoruz. Bunun için
döngüsel ekonomi tabanlı sürekli inovasyon anlayışıyla
tüm üretim ve iş süreçlerimizi doğaya geri
kazandıracak şekilde akıllandırıyoruz. Bu ödül bizim
sürdürülebilir odaklı iş yapış biçimimizin en temel
yapı taşlarından biri olan çevresel etkimizi azaltma
yolunda attığımız adımların ne kadar doğru yönde
olduğunun göstergesidir” dedi.
32
PANORAMA
TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020
Mimaki,
UJV100-160’ı
Endüstriyel Reklam
Üreticileri için
Geliştirdi
Mimaki endüstriyel reklam sektörüne
UV baskının yüksek kalitesini ve
verimliliğini getiriyor. Pazara sunulan
yeni UJV100-160 UV rulodan ruloya baskı
makinesi rekabetçi üretim maliyeti ile
pazarda oyunun kurallarını değiştirecek.
Geniş format inkjet baskı makineleri ve kesim plotterlarının
önde gelen markası Mimaki, endüstriyel
reklam (tabela) segmentine dönük yenilikçi çözümlere
imza atıyor. Yeni Mimaki UJV100-160 UV rulodan
ruloya baskı makinesi özellikle gelişmekte olan pazarlardaki
endüstriyel reklam üreticileri için tasarlandı.
UV teknolojisini yüksek hacimli reklam ve grafik baskı
işine taşıyan yeni baskı makinesi, makine ve boya
maliyetlerini ise oldukça rekabetçi seviyelere çekiyor.
UJV100-160 endüstriyel reklamcıların yoğun olarak
kullandığı eko-solvent teknolojilerine gerçek bir alternatif
olarak öne çıkıyor. UV baskının bilinen yüksek
kalitesi, uygulama zenginliği ve verimliliği, uygun
maliyetlerle bir araya geldi. UJV100-160 hem makine
hem de boya fiyatıyla endüstriyel reklam pazarında
oyunun kurallarını yeniden yazmaya hazırlanıyor.
Yeni bir donanımla tanışın: DAS
Yüksek hacimli işler için üretim maliyetleri ciddi bir
öneme sahiptir. Daha çok niş ve özel çalışmalar
için tercih edilen UV teknolojisi, UJV100-160 ile
yüksek hacimlere ulaşabiliyor. Bunu sağlayan iki
yenilikten ilki yeni geliştirilen iki baskı kafasıdır. Verimliliği
ve hızı yükselten diğer yenilik ise DAS (Nokta
Ayarlama Sistemi) donanımıdır. DAS, maksimum
imaj kalitesi için geleneksel nokta yerleşimini otomatik
hale getiriyor. Otomatikleşen nokta konumu
ve doğru besleme sayesinde operatör zaman
kazanıyor. Ayrıca operatörden kaynaklanabilecek
manuel hatalar da azaltılmış oluyor.
VOC içermeyen boyalar hızlı kuruyor, sağlığı ve
çevreyi koruyor
Taslak modunda maksimum 23 m2/saat hızına çıkabilen
UJV100-160’ın bir başka üstün yanı ise kullandığı
boyalardır. Verimli üretim için UV ile kürlenebilen boyalar
kullanıyor ve bu boyalar Uçucu Organik Kimyasallar
(VOC) içermiyor, dolayısıyla insan sağlığının ve çevrenin
korunmasına katkı sağlıyor. Çevreye duyarlı bu
UV boyalar, baskı sonrasında hemen sertleşir ve basılı
malzeme uygulama için hazırdır. Su bazlı veya solvent
bazlı boyalar gibi saatlerce kurumasını bekleme
gereksinimi yoktur. Özellikle yoğun çalışan endüstriyel
reklamcılar için bu en önemli avantaj haline gelebilir.
UJV100-160 onlara iş programlarını hiç olmadığı kadar
hızlandırma fırsatı sunuyor. Daha kısa sürede üretim ve
daha hızlı ürün teslimatı ise, daha fazla yeni sipariş ve
daha yüksek katma değer anlamına geliyor.
Birçok farklı malzeme için tek boya tek makine
UJV100-160’ın boyası birçok malzemeye baskıda
başarılı sonuç veriyor. Endüstriyel reklam sektörünün
en çok kullandığı malzemeler arasında yer alan PVC,
branda, kaplamasız kağıt, PET film ve hatta kumaşa
bile kolay ve hızlı baskı gerçekleşiyor. Tek bir makine
ve boya ile farklı malzemelerde çalışabilme kullanıcıların
üretim maliyetlerini düşürerek, uygulama
çeşitliliğindeki artış ile karlılığı yukarıya taşıyor. Örneğin
UJV100-160 ile şeffaf PET filme beyaz boya kullanılarak
iki katmanlı baskı yapılabiliyor. Yakın zamanda pazara
sunulacak olan şeffaf boya kullanılarak lak baskıda
yüksek katma değere sahip ürünler üretilebiliyor. Bu
baskı sistemi yaratıcı uygulama çeşitliliği ile kullanıcılarını
yeni pazarlara açılmaya cesaretlendiriyor.
Mimaki Çekirdek Teknolojileri ile sorunsuz baskı
Ünlü Mimaki Çekirdek Teknolojileri, UJV100-160 UV
rulodan ruloya baskı makinesinde de yerini alıyor.
Bu teknolojiler baskı kalitesini ve proses güvenilirliğini
yüksek standartlara taşıyor. Nozül Kontrol Ünitesi
(NCU) nozül algılama ve otomatik temizleme işlevini
gerçekleştiriyor. Nozül Kurtarma Sistemi (NRS) ise tıkalı
nozüllerin yerine otomatik olarak başka nozülleri
çalıştırıyor. Bu donanımlar sayesinde, kesintisiz baskı
ve stabil bir yüksek imaj kalitesi elde edilebiliyor.
Baskıda kademeli bir geçişi mümkün kılan Mimaki
Gelişmiş Pass Sistemi (MAPS4) ile, baskıda olası
şeritlenme (bant efekti), düzensiz renkler ve parlak
çizgiler en aza indiriliyor. Mimaki Eurasia Bölge Satış
Müdürü Hüseyin Şarerler endüstriyel reklam pazarında
oyunu değiştirecek bir yenilik sunduklarını
söyledi. Şarerler şunları dile getirdi; “İşini büyütmek
ve karlılığını arttırmak isteyen endüstriyel reklam profesyonelleri
aradıkları çok yönlü çözümü UJV100-160
ile elde ediyor. Makine ve boya maliyetlerini yükseltmeden,
daha fazlasını ve daha farklısını üretebilirler.
Standart tabela ve afiş baskılarının yanı sıra, POP
uygulamaları, tekstil tabelalar, çıkartmalar, pencere
dekorasyonu için tek bir baskı makinesi yetiyor.”
34
PANORAMA
“Tekstil İşletmelerinde
İşletme Körlüğü”
Devamlılığı olan, dolayısıyla kar eden işletmeler genelde işletmelerini dışarıya
kapatırlar, bu taklit edilmek istememelerinden, kendilerini (kar ettiklerinden) başarılı
gördüklerinden kaynaklanır.
Oysa tüm işletmelerin dışarıdan bakacak bağımsız bir göze ihtiyacı vardır.
Her işletmede yöneticiler, günlük, anlık sorunlarla o kadar çok boğuşurki geleceği
düşünecek, kurgulayacak zamanları kalmaz.
O anda yapılan mamül yok satıyor olabilir, müşteriler kapıda bekliyor olabilir ama ya
sonrası? Hele bir de Ar-Ge departmanınız yoksa, yöneticinizde “yapıyoruz, satıyoruz”
mantığındaysa, işletmeniz körlük yaşıyor demektir. Oysa Ar-Ge departmanı bir ürünü
geliştirmeli, işletmeye uyumunu sağlamalı ve kalanını Ür-Ge departmanına bırakıp,
yeniliklerin peşinde koşmalıdır.
Atilla Çim
Makina Mühendisi
Hisar Teknik Danışmanı
Sürekli sorulması gereken soru şu olmalı “Bugün bunu yapıyoruz ve satıyoruz, ya yarın?”
İşletmelerde işletme körlüğüne yol açan ikinci bir sebepse yönetici dahil hep aynı kadro
ile çalışmasıdır. Artık yapılan iş otomatiğe bağlanmış gibi gözükür, yönetici daha az
işletmeye girmeye başlar, personel yüzlerce kez aynı işi yapmasının getirdiği rehavetle
daha az dikkatlidir. Kalite kontrol ekibi “Bu tip malları daha öncede gönderdik, ses çıkmadı”
mikrobunu almaya başlamıştır, bir süre sonra müşteri şikatyetleri gelmeye başlar.
Otuz yıllık işletme hayatımın bana örettiklerinden biri de “MAALESEF” şu olmuştur.
Ekibi sürekli zinde, diri, dikkatli tutmak için yöneticiler zaman zaman sorun olmasa
bile sorun varmış gibi göstermelidirler.
Yöneticiler işletmedeki sorunları sıraya dizerler, büyükten küçüğe doğru ve tabiki büyük
sorunlardan başlarlar, çoğu zaman ufak sorunlara sıra gelmez. Bir süre sonra o ufak
görünen sorunlar o kadar çok yaşam alanı bulup gelişir ki, içinden çıkılmaz hale gelir.
Sorun sıralaması iyi yapılmalıdır.
Girdiğiniz bir işletmede, işletme körülüğünü nasıl anlarsınız?
Günümüz tabiriyle “elektrik alamazsınız” o işletmede işletme körülüğü vardır.
İşletmelerde heyecan olmalı, çünkü işletmeler yaşayan bir canlı gibidirler, dinamiktirler.
Yöneticiler birbirleri ile bağlantılı çalışan departmanların kendi aralarındaki tartışmalarına
bir yere kadar göz yummalı ve hatta bunlara sebep olmalıdır, çünkü tüm kirli çamaşırlar,
yöneticinin farkında olmadığı sorunlar bir çok defa ancak bu şekilde ortaya çıkar.
TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020
Bunu “silo sendromu” haline getirmeden yapmalıdırlar.
“Slilo sendromu” başlarsa, departmanlar arası kopukluklar başlar ve
bu sona bir adım kalmış demektir.
Yöneticiilik zordur, hele birde çok detaylara inerseniz boğulursunuz ve yönetemezsiniz.
İyi bir yönetici, doğru hiyerarşiyi kuran ve altındaki ekibi doğru seçen yöneticidir. Siz
altınızdaki ekibi doğru yönetirsiniz onlarda altlarındakini.
Tekstil işletmelerinde iki unsur çok önemlidir. Giriş ve çıkış.
Girişte her türlü hammadenin, fason imalat için gelen müşteri mallarının kontrolü ve
uygunluğu.
Çıkışta istenen amaca veya müşteri beklentisine uygunluğu.
İşletme körlüğü başladığı zaman her nedense ilk terkedilen bu ikisi olur.
Her işletmenin kuralları vardır ve ihtiyaca göre yeni kurallar konulur. Yönetici bir takım
kuralları koyar ve tatbikini bir süre takip ettikten sonra unutur.
Oysa amaç sürdürülebilirlik olmalı, kuralları koymalısınız ve sonuna kadar takip etmelisiniz.
Siz takip etmezseniz o kurallar yavaş yavaş erir ve önlem adına koyduğunuz o kurallar
bir süre sonra unutulur. Sil baştan yaparsınız ve çoğu zaman çok pahalıya patlar.
Her 5 tasarım
merkezinden 1’i
tekstil için çalışıyor
5746 sayılı kanun ile birlikte tasarım
merkezleri desteklenen sektörlerin
başında 70 tasarım merkezi ve yüzde
19’un üzerinde payı ile tekstil geliyor.
Resmi Gazete’de yayınlanarak yasalaşan Araştırma,
Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi
Hakkındaki 5746 Sayılı Kanun kapsamında
‘’Tasarım Merkezleri’’ kavramı mevzuata girdi
ve Tasarım Merkezlerine birçok önemli destekler
sağlandı. 2016’dan bu yana destek kapsamında
bulunan tasarım merkezleri ile ciddi bir ivme
yakalayarak şu anda 70 tasarım merkezi ile tüm
sektörler arasında zirvede yer alan Tekstil sektörü
yüzde 19’un üzerinde paya sahip. Tekstil sektörünü
imalat sanayisi ve mühendislik ile mimarlık
sektörleri izliyor. Ar-Ge merkezi sayısıyla diğer illeri
geride bırakan İstanbul, tasarım merkezi sayısında
da lider durumda bulunuyor. İstanbul’da
160 tasarım merkezi faaliyet gösteriyor. Bu kenti,
42 tasarım merkeziyle Ankara, 28 merkezle İzmir,
25 merkezle Bursa ve 21 merkezle Denizli takip
ediyor. Teşvikle birlikte önemli bir istihdam kapısı
açıldığını dile getiren Etkin Proje Yönetici Ortağı
İbrahim Gedikoğlu, “Ülke genelindeki tasarım
merkezlerinin sayısı da Şubat ayı itibarıyla 364’e
yükseldi. Türkiye’nin 23 ilinde 34 farklı sektörde faaliyet
gösteren tasarım merkezleri binlerce kişiye
istihdam sağladı. Özellikle ülkenin katma değerli
hizmetler üretebilmesi ve ihracatı artırabilmesi işletmelerin
bu teşvikten yararlanmaları gerektiğini
düşünüyoruz” dedi. Tekstil, imalat sanayisi, makine,
otomotiv, elektronik, enerji ve madencilik gibi
birçok sektörde 4 bin 980 projenin yürütüldüğü
tasarım merkezlerinde, 2019 yılına kadar tescillenen
patent sayısı 141, tescilli marka sayısı 810,
tescilli tasarım sayısı bin 250 olarak kaydedildi.
36
INDEX Preview
DiloGroup INDEX’de
DiloGroup at INDEX
TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020
Uluslararası nonwoven kumaş endüstrisi, INDEX
sayesinde nonwoven endüstrinin forumu için
31 Mart - 3 Nisan 2020 tarihleri arasında İsviçre’nin
Cenevre kentinde tekrar bir araya geliyor.
DiloGroup, tek tedarikçiden kişiye özel üretim sistemleri
sunuyor ve 2010 numaralı stantta portföyü
ve elyaf açılmasından bitmiş keçelere kadar en
son ekipman gelişmeleri hakkında bilgi verecek.
Yeni, basitleştirilmiş elips biçimli iğne tabla kinetiği,
Hyperpunch teknolojisini standart uygulamalar
içinde çekici hale getiriyor. Hyperpunch
HocV, özellikle yeni iğne modeli 6000X ile kombinasyon
halinde, ön-besleme işleminde daha
düzgün bir dikiş dağılımına imkân sağlıyor. Tam
bir iğneleme hattında bu keçe homojenleştirme
işlemi daha da geliştirilebiliyor. Yeni iğne
modeli 8000X, iğne modeli geliştirme sürecinde
bir kilometre taşı ve çok çeşitli ilerleme / vuruşda
düşük hatalı son ürün yüzeyleri sağlıyor.
İlk olarak ITMA 2019’da Barselona’da sunulan
3D-Lofter, üçüncü boyutu keşfederek daha
geniş bir nonwoven uygulaması yelpazesi sunuyor.
Aerodinamik dokusuz kumaş oluşturma
prensibine göre çalışan bir dizi tekli dokusuz
kumaş oluşturma ünitesi, bir alt needlefelt üzerinde
çeşitli desenlerde tanımlı elyaf kümeleri
sağlıyor. Elyaf tasarrufu ile sonuçlanan teknik
odaklı parçaların gerilim odaklı üretimi veya
The international nonwovens industry meets
again in Geneva, Switzerland, from March 31
to April 3, 2020 on the occasion of INDEX, the
forum for the nonwovens industry. DiloGroup
offers tailor-made production systems from one
supplier and will inform on booth # 2010 about
its portfolio and the latest equipment developments
from fibre opening to the finished felt.
A new, simplified elliptical needle beam drive
makes Hyperpunch technology also attractive
for standard application. Hyperpunch HocV
allows a more uniform stitch distribution in the
preneedling process especially in combination
with the new needle pattern 6000X. In a
complete needling line this felt homogenization
process can be improved further. The new
needle pattern 8000X is a milestone in the needle
pattern development process and results
in endproduct surfaces with low markings over
a wide range of advances/stroke.
The 3D-Lofter which was first presented during
ITMA 2019 in Barcelona offers a wider range of
nonwovens applications by exploring the third
dimension. A series of single web forming units
which work according to the aerodynamic
web forming principle deliver defined fibre
masses in varied patterns on a base needlefelt.
A stress oriented production of technical
INDEX Preview 37
formed parts resulting in fibre savings or patterned
DI-LOUR or DI-LOOP felts without repeat
are two examples for this technology which
explores new application areas for needlefelts.
The 3D-Lofter technology may also be used
“inverted” for filling up bad spots in web mats
and thus achieves a better homogeneity of
spunlace or airlay products.
The DiloLine 4.0 concept offer I4.0 modules which
not only support the user but also facilitate
quality control and maintenance by a maximum
data transparency in production and control of
operation. The Dilo solutions “Smart Start” for a
fully automatic start of the production line or “DI-
LOWATT” for energy savings are accompanied
by Siemens solutions which can be selected via
App or Data Cloud “MindSphere”.
With more than 370 installations delivered to the
nonwovens industry worldwide, DiloGroup has
the necessary know-how and the complete
equipment portfolio to engineer the perfect
production line for any product specification.
The efficiency of Dilo production lines is the result
of long-term research work and experience.
Apart from machines for needling technology
Dilo offers in cooperation with partner companies
also production lines including thermobonding
and hydroentangling components.
tekrarsız yapılandırılmış DI-LOUR veya DI-LOOP
teknolojileri, needlefeltllere yeni uygulama
alanları açan bu teknolojiye iki örnektir.
3D-Lofter teknolojisi ayrıca, non woven keçelerdeki
kötü noktaları doldurmak için “ters
çevrilmiş” olarak kullanılabiliyor ve böylece
spunlace veya havalı serme ürünlerinin daha
iyi homojenliğini sağlıyor.
DiloLine 4.0 konsepti, sadece kullanıcıyı desteklemekle
kalmayıp aynı zamanda üretim ve
operasyon kontrolünde maksimum veri şeffaflığı
ile kalite kontrol ve bakımını kolaylaştıran I4.0
modülleri sunuyor. Üretim hattının tam otomatik
olarak başlatılması için Dilo çözümlerine “Smart
Start” veya enerji tasarrufu için “DI-LOWATT”,
App veya Data Cloud “MindSphere” aracılığıyla
seçilebilen Siemens çözümleri eşlik ediyor.
DiloGroup, dünya çapında nonwoven endüstrisine
370’den fazla kurulumla, herhangi
bir ürün özelliği için mükemmel üretim hattını
oluşturmak amacıyla gerekli teknik bilgiye ve
eksiksiz ekipman portföyüne sahiptir. Dilo üretim
hatlarının verimliliği, uzun vadeli araştırma
çalışmalarının ve deneyimlerinin sonucudur.
Dilo iğneleme teknolojisi makineleri dışında,
ortak şirketlerle iş birliği içinde, bulunarak termo-bağlama
ve hidro-karıştırma bileşenleri de
dahil olmak üzere üretim hatları sunmaktadır.
TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020
40
INDEX Preview
Odak noktası
dokumasız kumaş kalitesi:
Her uygulama için
optimum üretim prosesi
TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020
Focus on nonwoven products:
the perfect manufacturing process
for every application
INDEX Preview 41
Oerlikon Nonwoven pazar ve
müşteri odaklı hijyen, medikal
ve diğer teknik uygulamalara
yönelik çözümlerini, altıncı
defa Cenevre, İsviçre’de düzenlenen
dünya çapında lider
dokumasız kumaş fuarı IN-
DEX’e sunuyor. 31 Mart-3 Nisan
2020 tarihleri arasında fuar katılımcıları
Neumünster merkezli
sistem üreticisinin kapsamlı
ürün ve proses uzmanlıklarını
kendileri görebilecek.
For the sixth time now,
Oerlikon Nonwoven will be
showcasing market- and
customer-oriented solutions
for hygiene, medical, filtration
and other technical applications
at the globally-leading
nonwovens trade fair INDEX in
Geneva, Switzerland. Between
March 31 and April 3, 2020,
visitors to the trade fair can
convince themselves of the
Neumünster-based systems
constructor’s extensive product
and process know-how.
TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020
42
INDEX Preview
KAPSAMLI SPUNBOND PORTFÖYÜ – DAİMA
UYGUN ÇÖZÜM
Oerlikon Nonwoven, spunbond teknolojisi
alanında önemli bir konumdadır. Polyester
veya polipropilenden jeotekstil üretme
prosesi optimize edilmiştir; en önemli
özelliği kaliteli dokumasız kumaş üretiminde
yüksek üretim kapasitesi ve verimi ile
düşük enerji tüketimi sağlamasıdır.
Hijyen alanındaki dokumasız kumaşların
üretimi için Oerlikon Nonwoven, QSR (Quality
Sized Right) sistemlerini sunmaktadır.
Çinli makine mühendisi ortağının dokumasız
kumaş oluşturmadaki avantajları
genel tesise entegre edilmiştir. Dokumasız
kumaş üreticilerinin avantajı, cazip fiyatlar
ve oldukça düşük yatırımlarla rekabetçi
çözümler elde etmeleridir.
Comprehensive spunbond portfolio – always the
right solution
Oerlikon Nonwoven meanwhile has a very broad
range of spunbond technology products and
services. The process for manufacturing geotextiles
from polyester or polypropylene has been
optimized; it is characterized by high production
capacities and yields, with simultaneously low
energy consumption for producing benchmark
nonwoven products.
For the manufacture of hygiene nonwovens, Oerlikon
Nonwoven offers its new QSR (Quality Sized
Right) systems. Here, the benefits of the Chinese
machine construction partner’s nonwoven formation
are integrated into the complete solution.
The advantage for nonwovens producers: highly
competitive solutions at attractive prices with
comparably low investment.
TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020
ik@tekseltekstil.com.tr
www.tekseltekstil.com.tr
İngilizce bilen
Tekstil Mühendisi
takım arkadaşları
arıyoruz...
* Başvurular gizli tutulacak olup, CV’lerinizi İngilizce olarak beklemekteyiz.
44
INDEX Preview
TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020
MELTBLOWN DOKUNMAMIŞ KUMAŞLARIN
DÜŞÜK MALİYETLERLE ÜRETİLMESİ
Yeni, essiz ve oldukça zorlu filtre maddeleri,
Oerlikon Nonwoven’ın optimize meltblown
teknolojisiyle kolay ve verimli bir şekilde
üretilebilmektedir. Bir veya daha fazla pozisyonla
tekli sistem, mevcut sistemlere kurulan
“Plug & Produce” özelliği şeklinde veya
diğer teknolojilerle birlikte: Oerlikon Nonwoven
Meltblown Prosesi geleceğin kalite
gerekliliklerini karşılayan meltblown dokunmamış
kumaşlarını düşük maliyetli şekilde
günümüzde elde etmeyi mümkün kılmaktadır.
Gittikçe daha fazla üretici, kalitesini
defalarca göstermiş olan ve geliştirilmeye
devam eden Oerlikon Nonwoven’ın meltblown
çözümlerini tercih etmektedir.
DOKUNMAMIŞ KUMAŞLAR İÇİN GELECEĞİN
AİRLAİD TEKNOLOJİSİ
Dokumasız kumaş üretiminde ham madde
olarak selüloz (Pulp) veya selüloz elyafları, sürdürülebilirlik
ve çevreye uygunluğu açısından
rakipsizdir. Oerlikon Nonwoven’ın Airlaid prosesi
bu ham maddenin birçok uygulama için
yüksek kaliteli ürünlere dönüştürülmesi için
ideal bir çözümdür. Günümüzde ekonomik
açıdan cazip üretim hızı ve hat verimliliğine
sahip yüksek kalitede hafif Airlaid dokumasız
kumaş üretimi oldukça talep görmektedir.
Bu alanda Oerlikon Nonwoven’ın birçok
ham maddenin homojen şekilde karışmasını
sağlayan ve patentli prosesi, yüksek dengeli
ve homojen fiber yerleşimi sayesinde, düşük
temel ağırlıklı dokunmamış kumaşlar için
dahi yeni standartlar belirlemektedir. Ayrıca
bu teknolojinin avantajları, geri dönüşüm
sektöründeki sürdürülebilir uygulamalar için
gittikçe daha önemli bir hale gelmektedir.
TEKNOWEB MATERİALS’TAN P&G PATENTLİ
PHANTOM TEKNOLOJİ
Stantta Oerlikon Nonwoven’ın hijyen ürünleri
ve silme bezlerindeki stratejik ortağı
Teknoweb Materials’ın P&G patentli PHAN-
TOM Teknolojisi de sunulacak. Teknoweb
Materials P&G’den bu teknoloji için dünya
çapında özel yetki aldı. PHANTOM Teknolojisi
ıslak mendil gibi ürünlerin selüloz ve
selüloz elyaflarından üretilmesi için üstün bir
alternatif teknolojidir. Bu teknoloji piyasadaki
bilinen proseslere kıyasla ekolojik, performans
ve maliyet avantajlarına sahiptir.
Su huzmesi ile sıkıştırmadan vazgeçilmesi
sayesinde, maddenin işlem ardından kurutulması
gerekmemektedir. Hedefli proses
kontrolü aracılığıyla, yumuşaklık, mukavemet,
kir ve sıvı alımı gibi ilgili ürün parametreleri
optimum şekilde ayarlanabilir.
Cost-efficiently manufacturing meltblown
nonwovens
New, unique and highly sophisticated filter
media can be easily and efficiently manufactured
thanks to Oerlikon Nonwoven’s optimized
meltblown technology. Whether as a stand-alone
system with one or several positions, as ‘plug
& produce’ installations for already existing systems
or in conjunction with other technologies:
the Oerlikon Nonwoven meltblown process
already enables the cost-efficient manufacture
of meltblown nonwovens with the quality
requirements of tomorrow. Ever more producers
are choosing the meanwhile extensively triedand-tested
and consistently further-developed
Oerlikon Nonwoven meltblown solutions.
Airlaid technology for the nonwovens of tomorrow
Pulp or cellulose fibers as raw material for manufacturing
nonwovens are currently virtually
unrivaled with regards to sustainability and environmental
compatibility. The Oerlikon Nonwoven
airlaid process is the ideal solution for
processing this raw material into high-end products
for a wide range of applications. Today,
there is huge demand for manufacturing solutions
for high-quality, lightweight airlaid nonwovens
with economically attractive production
speeds and system throughputs. In this area,
the patented Oerlikon Nonwoven formation
process – which also permits the homogeneous
mixing of the most diverse raw materials, while
simultaneously guaranteeing superb evenness
and homogeneous fiber laying – is setting
standards even for nonwovens with low running
meter weights. And the benefits of this technology
are also increasingly gaining significance
in sustainable recycling applications.
P&G patented PHANTOM technology from
Teknoweb Materials
Also being showcased at the trade fair stand
is the P&G patented PHANTOM technology
from Teknoweb Materials, Oerlikon Nonwoven’s
strategic partner for hygiene products and
wipes. The PHANTOM technology is released to
Teknoweb Materials by P&G in worldwide exclusive
license. The PHANTOM technology is the
superior dry laid alternative technology for manufacturing
wet wipes from pulp and polymer
fibers, for example. Compared to conventional,
known processes, this technology offers superior
performances with cost advantage in much
more eco-friendly products. Dispensing with
hydroentanglement renders subsequent drying
of the material redundant. Targeted process
management allows the optimal setting of the
relevant product parameters such as softness,
tenacity, dirt absorption and liquid absorption.
46
INDEX Preview
Sürdürülebilir ve
uygun fiyatlı
ıslak mendil için
yeni fikirler
New ideas
for sustainable and
affordable wipes
TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020
INDEX fuarında 2327 nolu stantta Truetzschler
Nonwovens ve Truetzschler Card Clothing şirketi,
ıslak mendil veya hijyen tekstilleri için sürdürülebilir
nonwoven üretimi için yeni hat konsepti sunuyor.
Tüketiciler pamuk elyafsan yapılmış tekstilleri
seviyorlar. Sadece giysilerde değil, cilt ile temas
eden diğer ürünlerde de yumuşak ve doğal
dokunuşu çok beğeniyorlar.
Lif inceliği- çoğu elyaf 3-5.5 Mikron veya 1.0-2.8
dtex arasındadır- dayanıklılık ve emme kapasitesi,
pamuk liflerini tek kullanımlık kuru ve ıslak mendiller
için ideal bir malzeme haline getiriyor. Tek
kullanımlık nonwoven kumaşlarda pamuk liflerinin
sınırlı kullanımının sadece iki sebebi bulunuyor.
İlki, pamuk çoğu zaman daha ucuz olan viskoz /
polyester karışımlarından daha yüksek fiyattadır.
İkincisi, pamuk lifleri, nitelikleri hem bölgesel olarak
hem de yıldan yıla değişen doğal ürünlerdir.
INDEX fuarında 2327 nolu stantta Truetzschler
At INDEX booth 2327 Truetzschler Nonwovens
and Truetzschler Card Clothing introduces new
line concepts and wires for efficiently making sustainable
nonwovens for wipes or hygiene textiles.
Consumers love textiles made from cotton
fibers. They highly appreciate the soft and
natural touch not only in garments but also
in other products coming in contact with the
skin. Fiber fineness – most fibers range between
3-5.5 Mic or 1.0-2.8 dtex – strength and absorbent
capacity make cotton fibers an ideal
material for single-use dry and wet wipes. There
are just two reasons for the limited usage of
cotton fibers in single-use nonwovens. Firstly,
cotton is higher priced than less expensive
viscose/polyester blends most times. And
secondly, cotton fibers are natural products
whose qualities vary both regionally and from
year to year. At INDEX booth 2327 Truetzschler
INDEX Preview 47
Nonwovens addresses these challenges by
introducing new line concepts for efficiently
making cotton nonwovens for wipes or hygiene
textiles. Truetzschler Nonwovens will discuss
proven technologies which reliably turn even
comber noils, short or unbleached cotton
fibers into high-value products. Another focus
is on Truetzschler and Voith’s WLS (Wet-laying/
Spunlacing) technology. Opportunities of
WLS-lines and WLS in combination with other
technologies for providing consumers with
eco-friendly, sustainable and affordable
single-use nonwoven products will be discussed.
Truetzschler Card Clothing, Truetzschler’s
in-house competence center with respect
to clothings and comprehensive service, will
present its latest development: the SUPERTIP
wire generation which brings card clothings
to a new level of quality and profitability.
Nonwovens, ıslak mendil veya hijyen tekstili için
pamuklu nonwoven kumaşları verimli bir şekilde
yapmak için yeni hat konseptleri sunarak zorlukların
üstesinden geliyor. Truetzschler Nonwovens
ayrıca penye teleflerini, kısa ve ağartılmamış
pamuk liflerini bile güvenilir bir şekilde yüksek değerli
ürünlere dönüştüren ispatlanmış teknolojileri
ele alıyor. Bir başka odak noktası da Truetzschler
ve Voith’in WLS (Islak serme / Su jetli (spunlace)
teknolojisidir. Tüketicilere çevre dostu, sürdürülebilir
ve uygun fiyatlı tek kullanımlık dokunmamış
ürünler sunmak noktasında WLS hatları ve
WLS’nin diğer teknolojilerle birlikte kullanılmasındaki
fırsatları ele alacağız. Garnitürler noktasında
kapsamlı hizmet konusunda Truetzschler’in
kurum içi yetkinlik merkezi olan Truetzschler Card
Clothing, en son yeniliğini sunacak: Tarak garnitürlerini
yeni bir kalite ve karlılık seviyesine getiren
SUPERTIP garnitür jenerasyonu.
TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020
48
PANORAMA
GOTS 2019’da
en yüksek
büyüme oranını
kaydetti
GOTS registers
highest growth
rate ever in 2019
Dünya çapında 7765 onaylı işletme,
35% artış, 3 milyon üzerinde GOTS
kriterleri altında çalışan kişi.
7765 certified facilities worldwide, an
increase of 35% with more than 3 million
workers covered under GOTS in 2019.
TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020
2019 yılında, GOTS onaylı işletmelerin sayısı 35% arttı,
70 farklı ülkede yeralan işletmelerin sayısı, 5760’dan
7765’e çıktı. Bu rakamlar GOTs’un sürdürülebilirlik
alanında bir çözüm olarak görüldüğünün bir kanıtı.
Kullanılan sertifikalı organik elyaflar, tarladan son tüketiciye
kadar olan her adımda CO2 emilimini sağladığından
iklim konusunda faydalı. Bitmiş bir ürüne
GOTS etiketi koyulabilmesi için talep edilen sıkı çevre
ve sosyal uygunluk kriterleri mevcut. Bu büyük artış
hem üretim, hemde tüketim bölgelerinde görüldü.
2019’da en fazla artış Hollanda(73%), Bangladeş
(73%), İspanya( 71%), ve Türkiye (65%) olarak kaydedildi.
Toplam sertifikalı üretici sayısındaki artış olarak
bakıldığında da , Hindistan’ı ( +438) takiben Bangladeş(
+505), ve Avrupa ( +396) yeraldı. 2019’da En
yüksek miktarda GOTS sertifikalı işletme sayısı olan ülkeler
şu şekilde listelendi: Hindistan (2411), Bangladeş
(1194), Türkiye (858), Almanya (565), Çin (448), İtalya
(444), Portekiz(301), Pakistan (276), USA (147), ve UK
(75). GOTS Genel Müdürü Claudia Kersten, “Bu muazzam
büyüme, organik elyaftan son ürüne kadar
GOTS’un bütünsel sürdürülebilir bir çözüme hizmet
ettiğini göstermektedir. Her gün GOTS sertifikasyonu
alan operasyonların ve ürünlerin sayısının çoğalması
aynı zamanda sürdürülebilir kalkınmayada katkıda
bulunmaktadır” dedi. GOTS sertifikasyonu, UN’in
17 küresel amacına uyum sağlamayada yardımcı
olmaktadır. 17 bağımsız ve akredite sertifikasyon
kuruluşu, GOTS sertifikalı işletmelerde çalışan 3 milyondan
fazla kişi raporlamaktadır 2019 senesi ayrıca
bahar 2020’de yayınlanacak GOTS’un 6.0 versiyonu
için bir revizyon yılı idi. 2019 yılı boyunca, Türkiye
ekoloji ve sosyal sorumluluklar alanına olan değerli
bağlılığını ve ilgisini bir kez daha kanıtladı, Türkiye’de
GOTs onaylı işletmelerin sayısı 65% arttı. Şu an Türkiye
GOTS onaylı işletme sayısı olarak, dünya çapında
4’üncü büyük ülke. 2019’da ilk bölgesel aktivite olarak
düzenlenen seminer , endüstri ve GOTS arasında
ilişkilerin artışına , hem tutarlı ve aynı zamanda da
verimli bir etkileşimin oluşmasına katkıda bulundu.
Sürdürülebilir kalkınmaya yönelik büyüme, dünyanın
geri kalanına paralel olarak Türkiye’de de hissedildi.
In 2019, the number of GOTS certified
facilities globally grew by 35%, from 5,760
to 7,765 located in 70 countries. The number
demonstrates that GOTS successfully
serves as sustainable solution. The required
certified organic fibres protect the
climate by absorbing CO2 and every processing
step - from field to fashion - has to
meet stringent social and environmental
criteria before a finished product is allowed
to carry the GOTS label. This huge
leap forward was seen in both, production
and consuming regions. Countries
with largest growth in GOTS-certification
in percentage in 2019 are: Netherlands
(73%), Bangladesh (73%), Spain (71%), and
Turkey (65%). In terms of total numbers of
certified facilities, the highest increase is
reported from Bangladesh (+505), followed
by India (+438) and Europe (+396).
The top ten countries in terms of total
numbers of GOTS-certified facilities in
2019 are: India (2411), Bangladesh (1194),
Turkey (858), Germany (565), China (448),
Italy (444), Portugal (301), Pakistan (276),
USA (147), and the UK (75). “The enormous
growth shows that GOTS successfully serves
as sustainable solution from certified
organic fibre to finished product. With
more and more GOTS certified operations
and products we altogether substantially
contribute to sustainable development.”
Claudia Kersten, GOTS Managing Director.
GOTS certification helps to ensure
compliance with each of the 17 UN Sustainable
Development Goals. More than 3
Million workers working in GOTS-certified
facilities were reported in 2019 by the 17
accredited independent Certification
Bodies. 2019 was also a GOTS revision year
resulting in the new GOTS Version 6.0, due
to be released in spring 2020.
50
PANORAMA
ITM 2020, yeni rekorlara imza atacak
ITM 2020 will break new records
Geçtiğimiz 2018 yılında 64 ülkeden 1150 katılımcısıyla, 94 ülkeden 59 bin ziyaretçisiyle rekora
imza atan ITM Fuarı’nın başarısını, bu sene de sürdüreceği şimdiden belli oluyor. Satış ve
rezervasyonlarına başlandığı andan itibaren yoğun ilgi gören ITM 2020 Fuarı, katılımcı sayısı
ve kapasitesindeki artış ile yüzde 100 doluluk oranına yaklaştı.
The success of the ITM Exhibition, which broke a record with 1150 participants from 64
countries and 59 thousand visitors from 94 countries in 2018, will clearly repeat itself again
this year. The ITM 2020 Exhibition, which has draws great attention from the moment its sales
and reservations started, approached the 100 percent occupancy rate with the increase in
the number of participants and its capacity.
TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020
Bu yıl 2-6 Haziran tarihleri arasında Tüyap Tüm
Fuarcılık Yapım A.Ş. ve Teknik Fuarcılık A.Ş.
ortaklığı, TEMSAD (Tekstil Makine ve Aksesuar
Sanayicileri Derneği) iş birliği ile düzenlenecek
olan ITM 2020 (Uluslararası Tekstil Makineleri)
Fuarı, katılımcıları ve ziyaretçileri tarafından
büyük bir heyecanla bekleniyor.
HEM ZİYARETÇİ HEM KATILIMCI SAYISINDA ARTIŞ
Satılan stantların sayısının artması ve firmaların
stant metre karelerini büyütmesiyle birlikte
katılımcılarından yoğun ilgi gören ITM 2020 Fuarı’nın
bazı salonlarında artık yer bulunmuyor.
Hem ziyaretçi hem de katılımcı sayısı açısından
artışın yaşandığı ITM 2020 Fuarı’nın, ITM 2018’de
olduğu gibi rekorlara imza atacağı şimdiden
belli oluyor. Avrupa’da yapılan benzer fuarlara,
Schengen vize probleminden dolayı özellik-
This year, the ITM 2020 (International Textile Machinery)
Exhibition, which is organized with the
partnership of TUYAP Tüm Fuarcılık Yapım A.Ş.
and Teknik Fuarcılık A.Ş., and in cooperation
with TEMSAD (Textile Machinery and Accessories
Industrialists Association) between 2 and 6
June, is expected by its participating companies
and visitors with great enthusiasm.
Increase both in number of visitors and exhibitors
As the number of booths sold has increased
and the companies expanded the size of the
booth square meters, which attracted great
attention from its participants, and therefore,
there is no more vacant booths in some halls of
the ITM 2020 Exhibition. It is already certain that
the ITM 2020 Exhibition will break new records as
in the ITM 2018, because of the increase in terms
PANORAMA 51
of both the number of visitors and participating
companies. Citizens of countries such as Bangladesh,
India, Pakistan, Iran, Iraq, Egypt, Afghanistan,
Tunisia, Algeria, Morocco, Uzbekistan,
Turkmenistan, Indonesia, and Malaysia have
difficulties to participate in the similar exhibitions
organized in Europe due to the hardships
encountered when obtaining a Schengen visa.
But, the fact that textile manufacturers, who are
citizens of these countries do not experience
such problems while traveling to our country,
and this plays a crucial role in increasing the
number of participating companies and visitors
in the ITM exhibitions. The consulates and commercial
attaches receive an abundant number
of applications from visitors from all over the
world reveals that the ITM 2020 Exhibition will
also host a large number of visitors. In addition
to this, the efforts of some tourism companies
pursue in order to organize tours to the ITM 2020.
ITM exhibitions contribute to the world economy
The ITM Exhibition, which serves as a bridge
between the east and the west, is making itself
ready to feel the pulse of the sector, as it did in
the previous years. This big appointment in Istanbul,
which is located in the center of countries
that are intensively in the textile business,
facilitates sector representatives to introduce
their state-of-the-art technologies for the first
time at the ITM exhibition. The ITM exhibitions,
in which not only Turkish companies but also
textile manufacturers from all over the world
market textile machinery, provides a great
contribution to the world economy. The companies
that have submitted their paperwork
immediately in the first day of the applications
count the days to experience the excitement
of the ITM 2020 in Istanbul.
HIGHTEX 2020 attracts intense attention from its
participants
HIGHTEX 2020 International Technical Textiles &
Nonwoven Fair, which will be held concurrently
with the ITM 2020 Exhibition for the eighth time,
also draws great attention from its participating
countries. Moreover, the fact that it is
held together simultaneously with the ITM 2020
Exhibition doubles the excitement for the participants
and the visitors. HIGHTEX 2020 Exhibition,
which already filled in almost all of its halls,
brings together nonwoven industry leaders and
technical textile technologies under one roof.
HIGHTEX 2020 Exhibition, in which technical
textiles, nonwoven raw materials, intermediate
and final products, together with the production
technologies will be introduced, is making
itself ready to be a scene for many collaborations
during the five day period.
le; Bangladeş, Hindistan, Pakistan, İran, Irak,
Mısır, Afganistan, Tunus, Cezayir, Fas, Özbekistan,
Türkmenistan, Endonezya, Malezya gibi
ülkelerin vatandaşları katılmakta zorluk yaşıyor.
Fakat bu ülkelerde yaşayan tekstil üreticilerinin,
ülkemize gelirken bu sorunu yaşamamaları ITM
fuarlarındaki katılımcı ve ziyaretçi sayılarının
artmasında önemli rol oynuyor. Dünyanın her
yanından, konsolosluklara ve ticari ataşeliklere
ziyaretçilerin yoğun başvuruda bulunması ITM
2020 Fuarı’nın çok fazla sayıda ziyaretçiye de
ev sahipliği yapacağını gösteriyor. Bunlarla
birlikte bazı turizm firmalarının, ITM 2020’ye tur
düzenleme çalışmaları ise devam ediyor.
ITM FUARLARI DÜNYA EKONOMİSİNE KATKIDA
BULUNUYOR
Doğu ile batı arasında bir köprü vazifesi gören
ITM fuarı, bu sene de geçen yıllarda olduğu
gibi sektörün nabzını tutmaya hazırlanıyor.
Tekstilin yoğun olduğu ülkelerin merkezinde
yer alan İstanbul’da gerçekleşen bu büyük
buluşma, sektör temsilcilerinin en yeni teknolojilerini,
ilk defa ITM fuarında tanıtmalarına
olanak sağlıyor. Sadece Türk firmalarının değil,
dünyanın dört bir yanından gelen tekstil üreticilerinin
de tekstil makineleri satışı gerçekleştirdiği
ITM fuarları dünya ekonomisine büyük katkıda
bulunuyor. Daha ilk günden itibaren başvurularını
tamamlayan firmalar, ITM 2020 heyecanını
İstanbul’da yaşamak için gün sayıyor.
HIGHTEX 2020, KATILIMCILARI TARAFINDAN
YOĞUN İLGİ GÖRÜYOR
ITM 2020 Fuarı ile eş zamanlı olarak sekizincisi
düzenlenecek olan HIGHTEX 2020 Uluslararası
Teknik Tekstiller & Nonwoven Fuarı da katılımcıları
tarafından yoğun ilgi görüyor. Ayrıca ITM
2020 Fuarı ile bir arada gerçekleşiyor olması
katılımcılar ve ziyaretçiler açısından heyecanı
iki katına çıkarıyor. Salonlarının neredeyse
tamamında doluluk sağlanan HIGHTEX 2020
Fuarı, teknik tekstil teknolojileri ile nonwoven
sektör liderlerini tek çatı altında buluşturuyor.
Teknik tekstil, nonwoven hammaddeleri, ara ve
nihai ürünler ile üretim teknolojileri tanıtılacağı
HIGHTEX 2020 Fuarı, beş gün boyunca birçok iş
birliğine sahne olmaya hazırlanıyor.
TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020
52
PANORAMA
2020 yılı ve sonrasında
gerçekleştirilecek tahliyeler için
binaları nasıl hazırlayabiliriz?
TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020
Yılmaz Özcan,
Eaton Elektrik Türkiye Ülke Müdürü
Herhangi bir binanın tahliyesindeki temel hedef
insanları korumaktadır. Bina içinde kişilere yönelik
tehditlerin doğası değişmiş olsa da, eski binalardaki
güvenlik uygulamaları hâlâ aynıdır ve geçmiş
yıllarda plana göre yapılmayan bina tahliyelerinin
trajik sonuçlara yol açtığı belgelenmiş bazı
vakalar yaşanmıştır. Bu konuda son zamanlarda
yapılan bir araştırma, binada bulunan kişilerin %
70’inden fazlasının geleneksel çıkış işaretlerini fark
edemediklerini ortaya koymaktadır. Bu nedenle
de bina sahiplerinin veya yöneticilerinin, sorumlu
oldukları ticari ve yerleşim amaçlı binaların en
güvenli tahliyeyi sağlayacak çok sayıda faktörü
dikkate almalarını gerekmektedir.
RİSKİN ÇEŞİTLENDİRİLMESİ
Modern zamanlarda ticari binalar sadece yangına
karşı değil, aynı zamanda terörizm, sivil kargaşa
ve ağır hava koşulları gibi yeni tehditlere karşı da
hazırlıklı olmalıdır. Bu hazırlık, bu tehditlerden etkilenebilecek
ticari binaların tahliyesinin geçmişte
gerekli olandan daha sıkı bir şekilde planlanmasını
gerektirmektedir. Tahliye süreci; büyük ve yerleşim
düzenleri itibarıyla karmaşık binalar veya kaçış
rotalarına ve prosedürlerine aşina olmayan çok
sayıda insanın bulunduğu binalar için daha da
zordur. Bazı binalar, özellikle teröristlerce hedeflenme
anlamında daha yüksek riske sahipse veya
eski ürün ve tesisatlarla donatılmışsa, acil durum
esnasında diğer binalara göre daha fazla etkilenmektedir.
Bu gibi özellikler daha gelişmiş tahliye
prosedürleri ve teknolojilerini gerektirebilmektedir.
Kalabalığın acil durum esnasındaki davranışları
hakkındaki araştırmaların yanı sıra, örnek teşkil
edebilecek vakalarla ilgili çalışmalar, tahliyelerin
yönetilmesinde kaydedilebilecek ilerlemelerin
kapsamını belirlemiştir. En önemli bulgulardan
bir tanesi de statik yönlendirme işaretlerinin fark
edilememesi veya bu işaretlere göre hareket
edilmesidir. Araştırma, binada bulunan kişilerin
ortamı tanımadıkları durumlarda yalnızca % 38’inin
PANORAMA 53
varsayılan acil durumlar esnasında geleneksel
çıkış işaretlerini fark ettiklerini ortaya koymuştur.
Geleneksel çıkış işaretleri değişmekte olan koşullara
veya kapatılmış çıkış yolları gibi gerçek zamanlı
tehlikelere göre insanları yönlendirememekte
veya yönlerini ayarlayamamaktadır. Bu, karmaşık
binaların karşı karşıya kaldığı çeşitli tehditler ve bu
tehditlerin gerçek zamanlı olarak yayılabilmesi göz
önüne alındığında önemli bir zafiyettir.
TEKNOLOJİ YENİ VE ESKİ TÜM BİNALAR İÇİN ÇOK
ÖNEMLİDİR
Modern binalardaki riskin doğası ister ticari binalar,
ister yerleşim amaçlı (çok veya az sayıda kişinin ikamet
ettiği) binalar söz konusu olsun; kaçınılmaz şekilde
değişmektedir. Neyse ki, teknoloji ilerlemiştir ve
bunun sayesinde yangın önleme cihazları ve adaptif
tahliye yöntemleri olumsuz sonuçları hafifletmekte
veya riskleri tamamen ortadan kaldırmaktadır.
Açıklanan son rakamlara göre, Avrupa’da her yıl
meydana gelen tüm yangınların % 25’i elektrik
arızalarından kaynaklanmaktadır, bu yüzden de
ark hatası algılama cihazlarının (AFDD) kablolalardaki
hasarlar nedeniyle ortaya çıkabilen mikro
ışımanın getireceği gizli tehditle baş etmek için
kullanılabileceğini bilmek, cesaret verici olacaktır.
Bu, yangını başlamadan önleyen ve tahliye senaryosuna
olan ihtiyacı ortadan kaldıran modern
inovasyona örnek teşkil etmektedir. Statik işaretlerin
oluşturacağı sorunlara yönelik olarak, görsel
kaçış rotalarının fark edilmesini kolaylaştırmak ve
binada bulunan kişilerin yönlendirilmesinde daha
büyük esneklik sağlamak için yeni yönlendirme
sistemi şekilleri tanıtılmaktadır. Adaptif çıkış aydınlatması
ve dinamik çıkış işaretleri, binada bulunan
kişileri alternatif bir çıkış noktasına yönlendirmektedir.
Adaptif sistemler, çıkış rotalarının tehlikenin
bulunduğu yere ve doğasına uygun olarak sürekli
olarak değiştirilmesini sağlamaktadır.
Önleyici veya duyarlı bu uygulamalar ile geçtiğimiz
bir kaç yılda rapor edilen birçok vakadan korunmak
veya bunları daha iyi yönetebilmek mümkün
olabilirdi. Binaların güvenliği söz konusu olduğunda,
her koşula uyan tek bir çözümden söz edilemese
de, bu yeni teknolojiler hem eski hem de yeni binalarda
insanların bugün karşı karşıya kaldığımız çeşitli
tehditlere karşı korunduğunu garanti eden geleneksel
tahliyedeki uygulamaları tamamlamaktadır.
54
PANORAMA
Archroma, Appretan ® NTR’yi
piyasaya sürdü
Archroma launches appretan ® NTR
TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020
Sürdürülebilir çözümlere
yönelik renk ve özel
kimyasallarda dünya lideri
olan Archroma, yenilenebilir
doğal bileşenlere dayanan,
su bazlı bir tekstil kaplama
bağlayıcı olan Appretan ®
NTR’yi piyasaya sürdü.
Archroma, a global leader in
color and specialty chemicals
towards sustainable solutions,
has launched Appretan ® NTR,
a break-through water-based
textile coating binder based on
renewable natural ingredients.
İyi şekilde bildirilen EarthColors ® ’dan sonra, badem
kabukları veya cüce palmiye yaprakları gibi malzemelerden
sentezlenen bir dizi boya- tarım ve bitkisel
endüstrilerden biyo atık – Archrome, doğal içeriklere
dayalı yeni bir yenilik daha başlatıyor. Yeni ürün, çay
poşetleri, kahve filtreleri veya kapsülleri gibi uygulamalar
için geliştirilmiş, su bazlı bir tekstil kaplama
bağlayıcı olan Appretan ® NTR, Fransa’nın Lamotte
kentinde, Appretan ® NTR’nin üretim tesisinin yakınında
yaygın olarak bulunan doğal, yenilenebilir bir
hammadde kullanıyor. Şirket, “The Archroma Way:
güvenli, verimli, gelişmiş yani doğamız” ile uyumlu
ürünler geliştirmeye kararlıdır. Yaklaşım, kökenini Archroma’nın
tekstil endüstrisini sürdürülebilir kılmanın
mümkün olduğuna inandığına inanıyor. Techtextil
fuarında ilk defa tanıtılan yeni bağlayıcı bu ilkelerden
sonra geliştirilmiştir. Appretan ® NTR’nin aktif
içeriğinin yaklaşık üçte birlik kısmı, performanstan
ödün vermeden fosil yakıt bazlı kaynakların kullanımında
bir düşüşe izin veren yenilenebilir hammaddelerin
nişastasına dayanmaktadır. Appretan ® NTR,
biyosidleri veya alkilfenol etoksilleri (APEO) içermez
ve formaldehid bulundurmaz. Endüstri standardı
prosedüre kıyasla yüksek sıcaklıkta ilave sertleştirme
aşaması olmadan optimum özelliklerin elde edilebileceği
şekilde tasarlandı, böylece tekstil üreticileri
ve gezegen için önemli miktarda enerji tasarrufu
sağlandı. Ilk olarak teknik tekstiller ve kaplama için
dokunmamış malzemelerin kimyasal bağlanması
için geliştirilen, Appretan ® NTR mükemmel film
oluşumu özellikleri ve çok su geçirmez görünür. Ek
olarak, bu bağlayıcı madeenin benzersiz kimyası,
suya, yumuşak solventlere ve yağa karşı dayanıklı
olmasını sağlar ve ayrıca kuru ve ıslak çekme mukavementinde
bir artış sağlar. Appretan ® NTR, diğer
çapraz bağlayıcılarla kombinasyon halinde de
uygulanabilir. Archroma’nın sınıfının en iyisi gıdayla
temas yönetmeliği bilgisini kullanan Appretan ®
NTR, yükse oranda düzenlenmiş, sıcak sıvı filtrasyon
pazarında faaliyet gösteren müşteriler için de uyarlanmıştır.
Appretan ® NTR , FDA 176 -170, BfR XXXVI ve
BfR XXXVI/1 gibi küresel gıda temas standartlarına
uygundur; bu kaynar suya batırma gibi koşullarda
bile tamamlanmış ürünün uygunluğunu belgelendirir.
Archroma’da Ürün ve Teknoloi İnovasyonu
Evrensel Başkanı Damien Corpet, Bağlayıcılar ve
Reaktif Reçineler için “Appretan ® NTR, kaplama
bağlayıcıları alanında bir ayrımı temsil eder ve
tekrar mevcut duruma meydan okumak ve çevreye
daha yumuşak bir kimya oluşturmanın mümkün
olduğunu göster,” diye yorum yapıyor. “Sektöre, bizi
çevreleyen doğal ve güvenli malzemelere, daha az
klasik petrol bazlı hammaddelere daha az güvenerek,
fosil yakıt kaynaklarına bağımlılığımızın en aza
indirilmesine yardımcı olan yeni nesil bağlayıcılar
sunmaktan gurur duyuyoruz.”
After the well reported EarthColors ® , a
range of dyes synthesized from materials
such as almond husks or saw palmetto
leaves - bio-waste from the agriculture
and herbal industries-, Archroma is launching
another new innovation based
on natural ingredients. The new product,
Appretan ® NTR, a water-based textile
coating binder developed for applications
such as tea bags, coffee filters or
capsules, uses a natural, renewable raw
material that is widely available near
the production site of Lamotte, France,
where Appretan ® NTR is produced. The
company is committed to developing
products in compliance with “The Archroma
Way: safe, efficient, enhanced,
it’s our nature”. The approach finds its
origin in Archroma’s deep belief that it
is possible to make the textile industry
sustainable. The new binder, introduced
for the very first time at the Techtextil
exhibition, was developed following
these principles. About one third of
Appretan ® NTR’s active content is based
on a polysaccharide from renewable
raw materials, allowing a reduction in the
use of fossil fuel based resources without
compromising performance. Appretan
® NTR does not contain biocides or
alkylphenolethoxylates (APEO) and does
not release formaldehyde. It has been
designed so that the optimum properties
can be achieved without additional
curing step at high temperature compared
to the industry standard process,
thus helping to save significant energy for
textile producers and the planet. Initially
developed for the chemical bonding
of non-wovens for technical textiles and
coating, Appretan ® NTR displays excellent
film forming properties and very
hydrophobic behavior. In addition, the
unique chemistry of this binder makes it
resistant to water, mild solvents, oil and
fat, and it also provides an increase in
dry and wet tensile strength. Appretan ®
NTR can also be applied in combination
with other crosslinkers. Using Archroma’s
best-in-class knowledge of food contact
regulations, Appretan ® NTR has also been
tailored for customers who operate in the
highly regulated, growing market of hot
liquid filtration. Appretan ® NTR complies
with global food contact standards,
such as FDA 176 -170, BfR XXXVI and BfR
XXXVI/1, which certifies the suitability of
the end-product even in conditions such
as immersion in boiling water. “
56
PANORAMA
Denim dünyasında anlamlı bir proje
Ülkemizin ilk teknik üniversitesi İTÜ’nün logolu ürün mağazası 1773İTÜ Satış Mekanı ile Avrupa’nın
ilk denim markası Lee Cooper Türkiye anlamlı bir projeye imza attı. Tekstil alanında Türkiye’nin
ilk “ileri dönüşüm” koleksiyonlarından birini hazırlayan 1773İTÜ ve Lee Cooper Türkiye, bu
projeyle kaynakların korunmasına ve israfın önlenmesine dikkat çekmeyi amaçlıyor.
TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020
İleri dönüşüm ve geri dönüşüm üzerine akademik
projeler yürüten tekstil mühendisi ve 1773İTÜ Kreatif
Marka Danışmanı Prof. Dr. Telem Gök Sadıkoğlu’nun
şekillendirdiği projeye, Lee Cooper sosyal sorumluluk
anlayışı ile destek verdi. Marka hem tüm kumaşları
hibe etti hem de ürünleri hiçbir karşılık almadan üretti.
Erişilebilir fiyatlar sayesinde ileri dönüşüm bilincinin
daha çok kişiye yayılması hedefleniyor. Koleksiyon
kapsamında denim yastık kılıfları, minder kılıfları,
kozmetik çantaları, anahtarlıklar ve mağazanın
soyunma kabinleri için denim perde de üretilecek.
Ayrıca denim parçalar kullanılarak tişört tasarımları
da yapılacak. İTÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karaca,
İTÜ Yeşil Kampüs misyonuna uyumlu olarak geliştirilen
iş birlikleriyle doğa dostu ürünlerin kullanımını
artırmayı hedeflediklerini söyledi. Kaynakların etkin
kullanımı ve israfın önlenmesi adına ileri dönüşüm
kültürünün farklı sektörlere yerleştirilmesi büyük önem
taşıdığını belirten Rektör Karaca şöyle konuştu: “İTÜ
camiasındaki aidiyeti artırma hedefiyle de hizmet
veren mağazamız 1773İTÜ’nün ileri dönüşüm üzerine
yaptığı çalışmaları çok önemsiyoruz. Tasarlanan
koleksiyonlarla tüm paydaşlarımızı ortak bir kimlik
etrafında toplarken aynı zamanda öğrencilerimize
daha fazla burs sağlamak için çaba gösteriyoruz.”
Lee Cooper Türkiye’nin sahibi Kipaş Holding A.Ş.
Yönetim Kurulu Üyesi ve İTHİB Yönetim Kurulu Başkanı
Ahmet Öksüz de proje ile ilgili fikirlerini paylaştı.
“35 yıllık geçmişi olan firmamız Kipaş Holding 20 yılı
aşkın süredir denim kumaş ve konfeksiyonu üretiyor.
Firma yönetimi olarak her zaman üretim ve yönetim
anlamında sürdürülebilirliğin önemini vurguluyoruz.
Üretimde kullandığımız tüm hammaddelerin,
ürünlerinin çevreye zarar vermediği uluslararası
standartlara göre belgelenmiş firmalardan tedarik
ediyoruz. Çalışanlarımızı israf ve verimlilik konusunda
bilinçlendiriyoruz. İTÜ ile gerçekleştirdiğimiz
ve destek verdiğimiz UPCYCLE Koleksiyonu da bu
bağlamda bizim için çok anlamlı. İTÜ ile bu konuda
ortak çalışmalarımız devam edecek.”
Prof. Dr. Telem Gök Sadıkoğlu, “1773İTÜ, doğaya
saygılı ve tasarrufa dikkat çeken bir marka olmayı
önemsiyor. Kuruluşundan bu yana çalıştığım markamızda,
üniversitemizin son 6 yıldır yürüttüğü Yeşil
Kampüs projesi ile bağlantılı koleksiyonlar geliştiriyoruz.
Green Metric sıralamasında ülkemizi başarıyla
temsil eden İTÜ, dünyanın en yeşil ve sürdürülebilir
kampüsleri sıralamasında 54. oldu. Biz de üniversitemizin
bu doğa dostu profilini en iyi şekilde yansıtan
logolu ürünleri tasarlayıp, kaliteli ve erişilebilir fiyatlara
sunuyoruz. Sadece İTÜ’lülerin değil, herkesin
sevebileceği ve keyifle kullanabileceği ürünler hazırlıyoruz.
Üstelik tüm satış gelirimiz de ihtiyaç sahibi
öğrencilerimize burs olarak aktarılıyor. Yani 1773İTÜ
ürünlerini kullanarak bir değil iki iyiliğe vesile oluyorsunuz.
Hem doğa dostu ve israf karşıtı bir marka
kullanıyor hem de aldığınız ürünlerle eğitime destek
veriyorsunuz.” şeklinde proje hakkında bilgi verdi.
58
PANORAMA
Hayali olmayanın
hedefi olmaz
SANKO Holding Onursal Başkanı Abdulkadir Konukoğlu, hayali olmayanın
hedefinin olamayacağını, başarılı olabilmek için ciddi çaba gösterilirse
gerçekleşebilecek hayaller kurulması gerektiğini söyledi.
TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020
Gaziantep Üniversitesi Mühendislik Topluluğu
tarafından düzenlenen 4’üncü Kariyer Zirvesi’nin
açılışında konuşan Konukoğlu, sözlerine İdlib’de
meydana gelen hain saldırıda şehit olanlara rahmet,
yaralılara şifa dileyerek başladı ve katılımcıları
şehitler için Fatiha okumaya davet ederek birlikte
dua okudu. Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof.
Dr. Ali Gür, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Metin Bedir
ve Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa
Günal’ın da katıldığı zirvede, SANKO Holding olarak
Türkiye için her türlü fedakârlığı yapmaya hazır
olduklarını belirten Konukoğlu, “Herkes ülkesi için
elinden geleni yapmalı. Türkiye sıkıntılı bir süreçten
geçiyor. Hepimiz taşın altına elimizi koymalıyız. Huzur
ve güven çok önemli. Huzurun olmadığı yerde
sanayi de olmaz, ticaret de” dedi.
ÖĞRENCİLERE ÖNERİLER
Kariyer zirvelerinin, Türkiye’de son yıllarda çok
önemli işveren – iş arayan buluşması haline geldiğine
dikkat çeken Konukoğlu, “Buralarda yapılan
konuşmalardan alacağınız birer kelime dahi,
ufkunuzu açacaktır. Konuşmacıları can kulağı ile
dinleyin, sorun, aradığınız yanıtı alana kadar ısrar
edin” ifadelerini kullandı. İş yaşamına başlayışı ve
işinde başarılı olmasına ilişkin kesitler sunan Konukoğlu,
60 yıla yaklaşan iş hayatında birçok ödül aldığını,
ancak Gaziantep Üniversitesi Senatosu’nun
takdim ettiği Fahri Doktora unvanının kendisinin
yanında çok özel anlamı bulunduğunu ve önemli
yer tuttuğuna vurgu yaptı. Konukoğlu, üniversite
öğrencilerine “kulaklarınıza küpe olsun” diyerek,
kendilerine hayat boyu yararlı olacağına inandığının
altını çizdiği şu önerilerde bulundu:
-Dürüst olun, dürüstlükten ayrılmayın. İşin hilesinin
dürüstlük olduğunu unutmayın.
-İş görüşmesine giderken mutlaka temiz, düzgün bir
kıyafet giyerek, saç – sakal tıraşı olarak gidin. Pahalı
kıyafet giyin demiyorum; temiz, ütülü kıyafet giyin.
-Görüşmeye girdiğinizde saygılı davranın, otur denilmezse
oturmayın. Sorulara net yanıtlar verin.
-Maaş konuşmayın. Hakkınız olanın mutlaka verileceğini
bilin.
-İşe girdiğinizde “ben mühendisim, ben 4 yıllık üniversite
mezunuyum” diye kendinizi kasmayın. Mütevazı
olun, sizden yaşça büyük ve işyerinin kıdemlilerine
ağabey, abla diye hitap edin ve empati kurun.
-İşletmede çalışıyorsanız ilkokul mezunu da olsa
ustadan öğreneceğiniz çok bilgi olduğunu unut-
PANORAMA 59
mayın. Öğrenmeye aç olun. Ustanın yanında ben
mühendisim diye burnunuzdan kıl aldırmazsanız,
işin püf noktasını öğrenemezsiniz.
-İşi eve taşımayın. İş, evin kapısının dışında kalmalı.
-Yükseköğrenim ile birlikte mutlaka en az bir
yabancı dil öğrenin. Bir dil bir insan, iki dil iki insan
demektir. Yabancı dili mümkünse anavatanında
kalarak geliştirin.
-Her zaman yukarıya bakın, yukarılara tırmananlar
nasıl başarılı olmuş, onu öğrenmeye bakın.
-Ama hep yukarıya bakıp, sizden daha iyi durumda
olanları görünce moraliniz bozulabilir. O zaman
aşağıya bakın, sizin sahip olduklarınıza sahip olamayanlara
bakıp, şükredin.
-Gerçekçi olun ama her zaman konulara pozitif,
olumlu bakış açısı ile yaklaşın.
-Hayali olmayanın hedefi olmaz. Ciddi çaba
gösterilirse gerçekleştirilebilecek hayaller kurun.
Mutlaka hedefiniz olmalı. Hedefi olmayanın başarılı
olması söz konusu dahi değildir.
-Hedef uzanıldığında sahip olunan, ne kadar çaba
gösterilirse gösterilsin ulaşılamayan olmamalı.
-Büyük hedef belirleyip tüm zamanı ona erişmek
için kullanacağınıza, zamanla büyüyen yeni hedeflerle
yol alın.
-Hiçbir zaman pes etmeyin. “Rüzgâr durmuşsa
küreklere asılın”
-Başarılı olabilmek için sevilmek ve sayılmak;
sevilmek ve sayılmak için ise insanları sevmek ve
saymak gerekir. Herkesle iyi geçinin, empati yapın.
Size yapılmasını istemediğiniz bir hareketi, başkasına
yapmayın.
-Yükseldikçe, başarılı oldukça çemberi daraltmayın.
Başarılı olmak için piramidin tepesine doğru
tırmanmak gerekir. Yükseldikçe bulunduğunuz
alan daralır ama siz çevrenizdeki insanları azaltmamaya
özen gösterin.
-Üniversite eğitimi kişinin ufkunu açar, içini doldurmak
eğitimi alana kalmıştır.
-Ne yaparsanız yapın, en iyisini yapmaya çalışın.
Sevgi, saygı ve dürüstlük size kapılar açar. Açtığınız
kapıları kapattırmayın.
-İş beğenmez olmayın ama beğendiğiniz işi yapmaya
özen gösterin.
-Sivil toplum kuruluşlarında görev almayı, bulunduğunuz
ortama karşı sorumluluğunuz olarak görün
ve önemseyin.
-Hangi zorlukla karşılaşırsanız karşılaşın, paniklemeyin.
Panikleyen kaybeder.
-Mutlu olmak istiyorsanız sizden yukarıdakilere
bakarak hırslanın, sizin sahip olduklarınıza sahip
olamayanları görerek şükredin.
-Hedefe giden yolda merdivenler teker teker çıkılmalı.
Kademe kademe yükselmek gerekir. Böyle olursa
geldiğiniz yeri hazmedersiniz. Aksi takdirde kazanımlar
kaybedilir ve çıkılan yerden inmek çok daha hızlı olur.
-Başarılı olmak istiyorsanız hırslı olun ama hiçbir zaman
hırs aklın önüne geçmemeli. Hırsın kurbanı olanın
hata yapması ve kontrolü kaybetmesi, dolayısıyla
başarısızlık ve hüsrana uğramak kaçınılmazdır.
-Aile bağlarını sıkı tutun. Mutlu aile başarının altın
anahtarıdır.
-Çalışın, çok çalışın. İşinizi, işinizin ilgili olduğu alanları
inceleyin.
-Bilmeden biliyormuş gibi yapıp kendinize ve işletmenize
zarar vermeyin, bilmiyorsanız bunu ifade
edin ama hemen öğrenin. Kararsız olmayın.
-Hiçbir zaman sorunun kaynağı olmayın, çözümün
merkezi olun.
Konuşmasının sonunda SANKO Holding Onursal
Başkanı Abdulkadir Konukoğlu’na Rektör Prof. Dr.
Ali Gür tarafından baret, Mühendislik Fakültesi
Topluluk Başkanı Furkan Kahkecioğlu tarafından
da günün anısına plaket takdim edildi.
TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020
60
PANORAMA
TOTAL’den
tekstil sektörüne
özel seminer
TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020
Total Turkey Pazarlama, Bursa’da
düzenlediği “Total Tekstil Yağları
Semineri’nde tekstil sektörü
profesyonelleriyle bir araya geldi. Sektörün
ihtiyaçlarına uygun TOTAL tekstil ürünleri
hakkında bilgilerin paylaşıldığı seminere
ilişkin konuşan Total Turkey Pazarlama ve
Teknoloji Direktörü Fırat Dokur, “Ürünlerimizi,
sektörün gerektirdiği şartları göz önüne
alarak sürekli geliştiriyoruz” dedi.
Türkiye madeni yağ sektöründe 30 yıldır faaliyet
gösteren ve sektörün lider şirketlerinden TOTAL,
tekstil ekipmanları için geliştirdiği özel yağlarla, sektörün
ihtiyaç duyduğu verimliliğe katkı sağlamaya
devam ediyor. Tekstil sektörünün kalite hedeflerine
ulaşmasına yardımcı olmak amacıyla yıllardır
tekstil ekipmanlarının gereksinimlerine uygun özel
çözümler sunan Total Turkey Pazarlama, 2019 yılının
sonunda Bursa Sheraton Otel’de “Total Tekstil Yağları
Semineri” gerçekleştirdi. TOTAL’in mevcut müşterileriyle
iletişiminin yanı sıra potansiyel müşterilerle
iş ortaklığını güçlendirme ve tekstil endüstrisinde
marka bilinirliğini artırma konusunda fırsat yaratan
etkinliğe, 50 tekstil profesyoneli katıldı. Katılımcılar,
LISSOLFIX ve TIXO STAINLESS başta olmak üzere
Total Tekstil Yağları hakkında bilgi edindi.
“ÜRETİCİLERLE İŞ BİRLİĞİ İÇİNDEYİZ”
TOTAL Tekstil Yağları Global Market Müdürü Özgür
Bayav, seminerde yaptığı konuşmada TOTAL’in LIS-
SOLFIX ürünü ile kone yağlarında lider ve TIXO STAIN-
LESS ürünü ile örme endüstrisinde referans marka
olduğunu belirtti. Bayav, “TOTAL, yağ konusundaki
uzmanlığı ve dünya çapındaki tekstil tecrübesi sayesinde
kone yağları, örme yağları ve anti statik özellikli
yağlardan, genel bakım yağlarına ve greslere kadar
geliştirdiği çok sayıda farklı ürünü müşterilerine
sunuyor. TOTAL tekstil ürünleri, sektörün gerektirdiği
şartlar göz önüne alınarak sürekli geliştiriliyor. TOTAL’in
Ar-Ge mühendisleri, yeni ürünler ortaya koymak ve
üretim performansını artırmak için tekstil ve prestijlli
ekipman üreticileri ile uzun yıllardır yakın iş birliği
içinde çalışıyor. Son olarak 2018 yılı sonunda Japon
ekipman üreticisi FUKUHARA ile yapılan partnerlik
anlaşması, TOTAL’in uzmanlığının ve tekstil uygulamalarına
özel madeni yağlar ve proses yağlarının
kalitesinin bir referansı niteğilinde bulunuyor. Ürünlerin
çevre standartlarına ve toksikolojik standartlara
uygunluğu ise araştırmaların temelini oluşturuyor.
Tüm tekstil yağları ürün gamımız OEKO-TEX Standard
100’a uygun olarak üretiliyor. Tekstil ürünleri toksikolojisi
alanında önde gelen OEKO-TEX inisiyatifinin
kurucu üyesi olduğu Alman Hohenstein Enstitüsü ile
yakın iş birliği içerisindeyiz. Dünyada ilk Ecopassport
Sertifikası alan kone yağı üreticisi olduk, bundan
sonra tüm tekstil yağları ürün gamımızı sertifikalandırmayı
planlıyoruz. Diğer bir deyişle hammaddeden
son ürüne kadar üretimin her aşamasındaki tekstil
ürünlerimiz, dünyanın önde gelen bağımsız test ve
sertifikalandırma sistemine tabi tutuluyor. Tekstil yağları
alanındaki 60 yılı aşkın uzmanlığımız sayesinde
tekstil sektöründeki tek büyük madeni yağ tedarikçisi
ve tekstil uygulamalarına özel madeni yağlar ve proses
yağlarının tek tedarikçisi konumundayız” dedi.
“ÖZEL YAĞLARA İHTİYAÇ DUYULUYOR”
Bayav, şöyle devam etti: “Tekstil üretim süreçlerinde
birçok farklı uygulama ve ekipmanlar var,
her ekipman ve uygulama farklı yağ özellikleri
gerektiriyor, örneğin kone yağları iplik üzerinde
kusursuz bir film tabakası oluşturarak mükemmel
anti-statik ve anti-oksidatif özellik verirken, örme
yağları yüksek verimlilik için ekipmanları korozyona
karşı koruyarak daha uzun ekipman ömrü, enerji
tasarrufu ve ihtiyaca gore kolay yıkanabilme özellikleri
sağlamalı, bu şekilde bakım masraflarını da
azaltmalı. Sektöre özel üretilen yağlar toksikolojik
standartların yanı sıra aynı zamanda REACH Regülasyonuna
da uygun olmak zorunda. Bu nedenle
tekstil sektöründe özel yağlara ihtiyaç duyuluyor.”
62
PANORAMA
Kadınlar dijital dünyada
iş sahibi olacak
İşte Kadın Derneği’nin İstanbul Esnaf ve Sanatkarlar Odaları
Birliği(İSTESOB) ile başlattığı Dijital Dünyada Kadın Girişimciler Projesi
kapsamında, evde üretim yapan ya da küçük ölçekli işletme sahibi
kadınlara eğitim verilecek.
İşte Kadın Derneği ve İstanbul Esnaf ve Sanatkarlar
Odaları Birliği (İSTESOB), bir yıl boyunca devam
edecek Dijital Dünyada Kadın Girişimciler Projesini
başlattı. Projenin tanıtımı dolayısıyla İSTESOB Genel
Merkezi’nde toplantı düzenlendi. Toplantıda konuşan
İşte Kadın Derneği Başkanı Gülhan Akyazı,
projenin bir yıllık olduğunu belirterek, öncelikle
yüz yüze eğitim verileceğini, dijital beceriler, dijital
pazarlama, e-ticaret ve dış ticaret konularında
eğitimler düzenleyeceklerini anlattı. Akyazı, “5 gün
TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020
64
PANORAMA
süren bu eğitimler sonucu bir anket çalışması
yapacağız. Buradan elde ettiğimiz
verilere göre asıl hedefimiz online eğitim
vermek” şeklinde konuştu.
“PROJEYLE KADINLARIMIZI İŞ SAHİBİ
YAPACAĞIZ”
İSTESOB Başkanı Faik Yılmaz da birliklerinin,
mazisi asırlara dayanan bir Ahi teşkilatı
olduğunu ifade etti. Sürdürülebilir bir
kalkınma için kadınların gücüne ihtiyaç
duyulduğunu, toplumun her kesiminden
insanın iş hayatına katılmasının önem taşıdığını
vurgulayan Yılmaz, şunları kaydetti:
“İnşallah bu projeyle ülkemize ve şehrimize
büyük katma değer sağlayacağız.
Bu projeyle de birçok kadınımızın iş sahibi
olmasını, işlerini geliştirmelerine imkan
sağlayacağız. İstihdam hedefiyle yola çıkan,
işini büyütmek isteyen kadınlarımızın
her zaman yanında olduğumuzu bir kez
daha ifade etmek istiyorum.”
BAŞVURU WEB’DEN YAPILABİLİR
İşte Kadın Derneği Proje Yöneticisi Elif
Nur Tosun ise proje ile kadın girişimciliğin
desteklenmesini hedeflediklerini aktararak,
şunları kaydetti: “Katılımcılarımızı e-ticaret
sistemine entegre edeceğiz. İhracata yönelik
teşvik edeceğiz. Evde üretip internette
satış yapan veya küçük işletme sahibi kadınlarımızın
sayısı oldukça fazla. Bu kadınlarımıza
ulaşmak istiyoruz. Ticaret hayatında
rehberlik yapacağız. Kadınlarımız İşte Kadın
Derneği web sitesinden form doldurarak
projemize başvurabilirler. İstanbul, Bursa,
Gaziantep ve Kayseri’ye geziler düzenleyerek
kadınlarımıza ulaşmaya çalışacağız.”
TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020
66
PANORAMA
VEOCEL Eco Cycle
teknolojisini tanıttı
VEOCEL introduces
Eco Cycle Technology
Lenzing’in öncü Eco Cycle teknolojisi, giysi üretiminden arda kalan pamuk
artıklarını üçte bire varan oranda ileri dönüştürerek sürdürülebilir
ormanlardan elde edilen ağaç hamuru ile harmanlama esasına dayanıyor.
TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020
Lenzing’s pioneering Eco Cycle technology involves upcycling up to
one-third of pulp from cotton scraps, e.g. from garment production, in
addition to wood pulp sourced from sustainably managed forests.
Lenzing Grubu, özel nonwoven markası VEOCEL altında
Eco Cycle teknolojisini tanıttı. Eco Cycle teknolojisi,
VEOCEL markasının nonwoven endüstrisinde sürdürülebilirlik
ve döngüselliği teşvik etme taahhüdünün altını
çiziyor. Bu teknoloji, nonwoven uygulamalar için yeni
Lenzing Group (Lenzing) today announced
the introduction of Eco Cycle technology
under its specialty nonwoven
brand, VEOCEL. Eco Cycle technology
is a testament to the VEOCEL brand’s
PANORAMA 67
saf VEOCEL markalı lyocell elyaflar üretiminde kullanmak
üzere, giysi üretiminden arda kalan tüketim öncesi
pamuk artıklarının sürdürülebilir ağaç hamuru ile karıştırılarak
ileri dönüşümünü içeriyor. Lenzing AG Nonwoven
Grubu Global İş Yönetimi Başkan Yardımcısı Jürgen
Eizinger, “VEOCEL markasının piyasaya çıkışından bu
yana sürdürülebilir nonwoven teknolojileri ve uygulamalarının
geliştirilmesine ve kullanılmasına öncülük
ettik. Eco Cycle teknolojisi, tekstil sektörüne sürdürülebilir
ham madde tedarik etme ve nonwoven endüstrisi
ekosisteminde döngüselliği teşvik etme taahhüdümüzü
ortaya koyuyor. Döngüsel ekonomiyi geliştirmek uzun
vadede Lenzing Grubunun ana stratejilerinden biri olacak.
Eco Cycle teknolojisi, ekosistemde doğal botanik
malzemeler tartışmasını ileriye taşıyan cesur adımlar
atmamıza olanak sağlayacak” dedi.
Eco Cycle teknolojisi, Lenzing’in ileri dönüşümlü tüketim
öncesi pamuklu artıkları ve sürdürülebilir kaynaklardan
elde edilen ağaç hamurundan, ödüle layık
görülen verimli ve kapalı döngü saf VEOCEL markalı
lyocell elyaf üretilmesi sürecini destekliyor. Bu kapalı
döngü proseste çözücüler ve su %99 üzerinde geri
kazanılarak üretim sürecine yeniden katılıyor. Bunun
sonucunda optik ağartıcılar olmadan olağanüstü
düşük seviyelerde misyonla VEOCEL markalı lyocell
elyaf üretiliyor. Eizinger, “Çevre dostu ve sürdürülebilir
bir süreçle üretilen VEOCEL Lyocell elyaflar temiz
ve güvenli olarak sertifikalandırılmıştır. Eco Cycle
teknolojisi ile nonwoven uygulamalar için üretilen bu
elyaflar, nonwoven üreticilerine zararlı yan ürünler ve
emisyonlar çıkaran mekanik geri dönüşüme ihtiyaç
duymadan rahatlıkla döngüsel ekonomiye katkıda
bulunma imkânı sunuyor. Bu bütünsel yaklaşım, döncommitment
to driving sustainability
and circularity in the nonwoven industry.
The technology involves the upcycling
of a substantial proportion of pre-consumer
cotton scraps, e.g. from garment
production, and mixing with sustainably
sourced wood pulp, to produce pure
new virgin VEOCEL branded lyocell
fibers for nonwoven applications. “Since
the inception of the VEOCEL brand,
we have been pioneering the development
and application of sustainable
nonwoven technologies and applications.
Eco Cycle technology encompasses
our commitment to providing the
industry with sustainable raw materials
and driving circularity in the nonwoven
industry ecosystem. Promoting circular
economy will be a key strategy of the
Lenzing Group in the long run. Eco Cycle
technology will enable us to a bold
new step in driving the discussion of
circularity of natural botanic materials
in the ecosystem,” said Jürgen Eizinger,
Vice President of Global Business Management
Nonwovens, Lenzing AG.
Eco Cycle technology leverages Lenzing’s
award-winning efficient closed-loop
production process to produce virgin
VEOCEL branded lyocell fibers with upcycled
pre-consumer cotton scraps and
wood pulp from sustainable sources. The
process recovers more than 99% of the
TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020
68 PANORAMA
PANORAMA 69
solvent and water in a closed loop and repeatedly
feeds it back into the production process.
This results in extremely low levels of emissions
and absence of optical brighteners in the VE-
OCEL branded lyocell fiber production. “Produced
using an environmentally friendly and
sustainable process, VEOCEL Lyocell fibers
are certified clean and safe. With Eco Cycle
technology, these fibers for nonwoven applications
offer nonwoven roll-good manufacturers
a convenient way to contribute to the circular
economy without the necessity to engage in
mechanical recycling which possibly produce
harmful byproducts and emissions. This holistic
approach enables us to set new benchmarks in
circularity,” Eizinger added.
VEOCEL branded lyocell fibers have been
certified Biobased ® by the United States Department
of Agriculture (USDA). Blending VEOCEL
branded Lyocell fibers with other fibers adds a
greater degree of smoothness and absorbency
to nonwoven fabrics, and will significantly improve
the liquid absorbency in wet wipes, offering a
more convenient way to clean surfaces.
güsel ekonomiye yeni standartlar getirmemizi
mümkün kılıyor” diye sözlerine devam etti.
VEOCEL markalı lyocell elyaflar Amerika
Birleşik Devletleri Tarım Bakanlığının (USDA)
Biobased ® onayını almıştır. VEOCEL markalı
Lyocell elyaflar diğer elyaflarla karıştırıldığında
nonwoven kumaşların yumuşaklığını artırır,
ayrıca ıslak mendillerin sıvı emme kapasitesini
önemli ölçüde iyileştirerek yüzeyleri
rahatlıkla temizleme imkanı sunar.
70
PANORAMA
Bursalı’ya Türkiye Tekstil
İnovasyon Ligi’nde ödül
Tekstilde inovasyonun artması ve inovasyona yatırım
yapan firmaların teşvik edilmesi amacıyla gerçekleştirilen Türkiye
Tekstil İnovasyon Ligi’nde, Ar-Ge ve inovasyona dayalı
yenilikçi çalışmalar yapan Bursalı ödüle layık görüldü.
TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020
Başarı zincirine her geçen gün yeni halkalar ekleyen
Bursalı, Ar-Ge alanında gerçekleştirdiği yatırımlarla
sektörde Türkiye’ye rol model olurken, tekstilde
inovasyonun artması ve inovasyona yatırım yapan
firmaların teşvik edilmesi amacıyla gerçekleştirilen
Türkiye Tekstil İnovasyon Ligi’nde de ödüle layık
görüldü. Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB)
tarafından Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO),
Uludağ Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları
Birliği (UHKİB), Bursa Eskişehir Bilecik Kalkınma Ajansı
(BEBKA), Bursa Teknoloji Koordinasyon ve Ar-Ge
Merkezi (BUTEKOM) ve TÜBİTAK iş birliğiyle düzenlenen
‘Techxtile Start-Up Challenge’ kapsamında
düzenlenen ödül töreninde, Bursalı adına ödülü
Bursalı Ar-Ge Merkezi çalışanları aldı.
TEKNOLOJİ TEMELLİ YENİLİKÇİ ÇALIŞMALAR
Başarılarının meyvelerini toplamaya devam ettiklerini
belirten Bursalı İcra Kurulu Başkanı Alper Bursalı,
büyük mutluluk ve gurur duyduklarını söyledi.
Türkiye’nin tekstil sektöründeki ilk ve tek Ar-Ge &
Tasarım Merkezi unvanını elinde bulundurduklarını
ifade eden Bursalı, “Büyük önem verdiğimiz Ar-Ge
ve inovasyon çalışmalarımızın sonucunda böyle bir
ödülle daha onurlandırılmanın gururunu yaşıyoruz.
Kurulduğumuz günden bu yana bilgi ve teknoloji
temelli yenilikçi çalışmalara büyük önem veriyoruz.
Bu çalışmalarımızı sürdürülebilir kılmak adına var
gücümüzle çalışmalarımıza devam ediyoruz” dedi.
VERİMLİLİĞE VE KATMA DEĞERE ODAKLANDIK
Teknoloji alanındaki son gelişmeleri takip ettiklerine
dikkat çeken Bursalı, bu doğrultuda ürünlerini ileri
teknoloji ile ürettiklerini kaydetti. Bursalı, ürünlerinde
özellikle verimliliğe ve katma değere odaklandıklarını
dile getirerek, “Küresel düzeydeki müşteri beklentileri
doğrultusunda yenilikçi hamlelerimizi tüm hızıyla
sürdürüyoruz. Müşterilerimize faydalı ürünler sunma
gayretindeyiz. Elde ettiğimiz ödüllerde ve başarılarımızda
çalışma arkadaşlarımızın büyük katkısı söz
konusu. Bu başarıda emeği geçen tüm çalışma
arkadaşlarımı tebrik ediyorum” diye konuştu.
72
PANORAMA
TEXWORLD Paris Fuarı’nda
We Teks rüzgârı
Entegre tasarım, dokuma, baskı, boyama ve imalat
anlayışı çerçevesinde, sosyal ve çevresel sorumluluklarının
bilincinde üretim yaparak, en son teknolojiyle
geliştirdiği tekstil aksesuarlarını başta AB ülkeleri
olmak üzere; küresel pazarlara ‘Türk Markası’ gururuyla
ihraç eden WE TEKS, sektörün en büyük buluşma
noktalarında adından başarıyla söz ettirmeye
devam ediyor. 10-13 Şubat tarihleri arasında Paris’te
dünyanın dört bir tarafından tekstilcilerin katılımıyla
gerçekleşen, yeni trend ve modaya yön veren ürünlerin
ziyaretçilerin beğenisine sunulduğu TEXWORLD
Paris fuarına katılan WE TEKS, AR-GE çalışmaları
sonucu geliştirdiği yenilikçi ve katma değerli ürünleriyle,
dünyanın her yerinden gelen ziyaretçilerin
TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020
PANORAMA 73
beğenisini topladı. 100’ü aşkın ülkeden profesyonel
ziyaretçilerin katıldığı fuarın kendileri açısından son
derece verimli geçtiğini kaydeden WE TEKS Yönetim
Kurulu Başkanı İbrahim Işık, fuar süresince küresel
müşteri talepleri doğrultusunda geliştirdikleri inovatif
ve tasarım odaklı ürünlerle ülkemizi en iyi şekilde
temsil etme gayretinde olduklarını söyledi.
MARKA GELİŞTİRME ODAKLI ÇALIŞMALARA
DEVAM EDECEĞİZ
TEXWORLD Fuarı süresince, başta yeni markalarımız
Thoqart ve Lanjeron koleksiyonları olmak
üzere; özellikle bayan ve erkek aksesuarlarında
baskılı ve düz boyalı ürün gruplarından eşarp,
şal, fular, bandana, mendil, saç aksesuarları ve
el üretimi grubu olmak üzere farklı konseptlerde
ziyaretçilerin beğenisine sunduklarını kaydeden
İbrahim Işık, dünya standartlarında geliştirdikleri
ürünlerin, ziyaretçiler tarafından da yoğun ilgi
görmesinden dolayı duyduğu memnuniyeti ifade
etti. Yoğun ilgi gören fuarda T.C. Paris Büyükelçisi
İsmail Hakkı Musa ve İTO Başkanı Şekib Avdagiç’in
de ziyarette bulunduğu WE TEKS standında, şirketin
tasarım stüdyosunun hayata geçirdiği en özel
koleksiyonlar yer alırken, zengin ve çeşitli desenler
ile kullanılan kaliteli kumaşlar, ilgi odağı oldu.
YENİ İŞ BAĞLANTILARI GELİŞTİRİLDİ
Fuarda, kendilerine ayrılan stantta dünyanın farklı
ülkelerinden gelen misafirlerini ağırladıklarını aktaran
İbrahim Işık, fuar süresince yeni iş bağlantıları
geliştirme fırsatı yakaladıklarına vurgu yaparak,
ihracatın geliştirilmesine yönelik, ülkemize ve sektöre
değer katacak etkinliklere katılım sağlamaya
devam edeceklerini sözlerine ekledi.
TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020
74
PANORAMA
TİM, Akademisyenlerle
bir araya geldi
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), ülkemizde inovasyonu ve
geleceği konuşmak için Türkiye’nin önde gelen 28 üniversitesinin
rektörü ve 25 teknoparkın genel müdürleriyle bir araya geldi.
Türkiye İhracatçılar Meclisi, ülkemizde inovasyon
ekosisteminin en büyük buluşması olan “Türkiye
İnovasyon Haftası etkinliğine yeni bir bakış açısı
kazandırmak için çalışmalarına devam ediyor. TİM,
Nisan ayında gerçekleşecek etkinlik öncesinde
aralarında Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.
Mehmed Özkan, Koç Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.
Umran S. İnan, Marmara Üniversitesi Rektörü Prof.
Dr. Erol Özvar, İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.
Mahmut Ak ve Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof.
Dr. Bahri Şahin’in aralarında olduğu 28 üniversitenin
rektörü ve rektör yardımcıları ve 21 teknoparkın genel
müdürleri ile bir araya geldi ve İnovasyon Haftası
2020 hakkında akademisyenlerin görüşlerini aldı.
İnovasyon Haftasını oluştururken akademik camianın
da fikirlerine başvurduklarını dile geti-ren
İsmail Gülle, “İnovasyon Haftasını planlarken akademisyenlerimizin
fikirlerini almaya, işin mutfağında
olan teknoparklarımızın ve teknokentlerimizin
tecrübelerinden yararlanmaya özellikle önem veriyoruz
ve doğal paydaşlarımız olarak görüyoruz.
Etkinliğimizin başarıya ulaşması için sunacakları
katkılar bizim için büyük önem taşıyor” dedi.
40 BİN KİŞİYİ AĞIRLADI
Hedeflerinin ihracat hacmini katma değer ve
teknolojik yoğunluk bakımından artırarak daha
nitelikli hale getirmek olduğunu belirten İsmail
Gülle, “İhracatımızın hacim artışı kadar, katma
değer ve kalite olarak da artması, kilogram
değerini yükseltirken, fiyat rekabetinin de ötesine
geçmemize olanak sunuyor. Artık geleneksel hale
getirdiğimiz ve ülkemizin en kap-samlı uluslararası
etkinliği haline gelen İnovasyon Haftamız, bu
yüzden bizler için büyük önem taşıyor” dedi.
TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020
2012 yılından bu yana İnovasyon Haftalarında,
firmalardan öğrencilere, üniversitelerden giri-şimcilere
her kesimi aynı çatı altında toplayan bir organizasyonu
hayata geçirdiklerini aktaran İsmail Gülle
şunları söyledi: “Dünyada ve Türkiye’de fark yaratan
uluslararası profesyonelleri, sanayicileri, akademisyenleri
ve üniversite öğrencilerini İstanbul’da bir
araya getirerek, ulus-lararası bir ekosistem oluşturmayı
başardık. Küresel ölçekte, alanında uzman
çok sayıda ko-nuşmacı ve Türkiye’de inovasyon
adına faaliyet gösteren tüm firmalar artık Türkiye
İnovas-yon Haftası çatısı altında, bir araya gelmeye
başladı. Bu yıl İnovasyon Haftasını daha geniş bir
katılımla gerçekleştirmeyi hedefliyoruz.”
“İşi profesyonellerine bırakın”
WEB OFSET DÜZ OFSET CİLT AMBALAJ
‘nin matbaası
“İhlas Matbaacılık güvencesiyle”
Termal Kalıp
Yüksek tirajlı baskılara uygun, geniş
gelişim töleransına sahip, net ve kaliteli
baskı sağlayan özel bir kalıptır.
Baskı Adedi: 100.000 - 200.000 (Normal Mürekkep)
80.000 – 100.000 (UV Mürekkep)
Detaylar İçin:
Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi İhlas Plaza
No:11 A / 41 Yenibosna / İSTANBUL - TÜRKİYE
Tel.: + 90 212 454 31 95 • www.afarkplates.com
Konvansiyonel Kalıp (Ctcp-LX)
UV-CTP kalıp kullanan üst düzey müşteriler
için geliştirilmiştir. Yüksek hassasiyete sahip,
yüksek tirajlı baskılara uygun,
Baskı Adedi: 100.000 - 200.000 (Normal Mürekkep)
50.000 – 100.000 (UV Mürekkep)
Merkez Mahalasi 29 Ekim Caddesi İhlas Plaza
No:11 A / 41 Yenibosna / İSTANBUL - TÜRKİYE
Tel.: + 90 212 454 30 00 www.ihlasmatbaacilik.com
Detaylar İçin:
76
PANORAMA
Tekstil ihracatının nabzı
Rusya ve İngiltere’de atıyor
Tekstilcinin ihracatta her zaman bir numaralı tercihi olan
Expotim Uluslararası Fuar Organizasyonları A.Ş., yeni yılda da
Türk üreticisini uluslararası ticaret arenasına
Rusya ve İngiltere fuarlarıyla taşımaya hazırlanıyor.
TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020
Rus Hükümeti, Ticaret Odaları ve Girişimci Birlikleri
tarafından desteklenen ve Rusya’nın en uzun
soluklu tekstil fuarı olan TEXTILLEGPROM Uluslararası
Genel Tekstil Fuarı, 25 yıldan bu yana Doğu Avrupa,
Asya ve Balkan tekstil sektörlerini kendi çatısı
altında toplamaya devam ediyor. Geçtiğimiz sene
17-20 Eylül tarihlerinde 53. kez başkent Moskova’da
düzenlenen fuara 19’u Türk Milli Katılımı ile olmak
üzere 13 ülkeden 990 firma katılırken, toplamda
30.000’den fazla kişi de fuarı ziyaret etti. İlginin
yoğun olduğu fuarda Rus ve Orta Asyalı firmalar katılımda
başı çekerken, Türk firmaları da iç giyim, çorap,
kumaş, iplik gibi tekstil alanlarındaki ürünleriyle
dikkat çekti. 4 gün boyunca ürünlerini sergileme
fırsatı bulan yerli firmalarımız yoğun ilgi görürken, bir
yandan da Rusya ve Doğu Avrupa pazarına girme
konusunda kurdukları bağlantılar, ihracat konusunda
kazandıkları tecrübeler ve genişleyen müşteri
portföyleri ile büyük avantaj elde ettiler. Bu doğrultuda,
fuara katılan Türk firmaların yarısından fazlası
11-14 Şubat’ta düzenlenecek 54. Textillegprom’a
katılmak üzere sözleşmelerini yeniledi.
Tekstil sektörü için ihracat fırsatı sunan diğer bir pazar
ise, 2019 yılının ilk 6 ayında Türkiye’nin ihracatında
ikinci sırayı alan İngiltere. Başkent Londra’da yıllardır
modadan hazır giyime, tekstil üreticilerinden tedarik
zincirine kadar sektörün farklı unsurlarını bir araya
getiren ve 9-11 Şubat tarihlerinde yeniden düzenlenecek
olan Pure London ve Pure Origin fuarları,
üreticiler ve tedarikçileri tek bir çatı altında buluşturacak.
Firmalara ürünlerini 50’ye yakın ülkeden gelen ziyaretçilere
ve dünyaca ünlü markaların temsilcilerine
tanıtma imkânı sunan Pure London ve Pure Origin fuarlarına
ek olarak Birmingham’da düzenlenen Moda
UK ve Spring Fair de adadaki tekstil pazarına girmek
için önemli fırsatlar sunan fuarlar arasında. Her sezon
400’ün üzerinde katılımcının yer aldığı ve 2002 yılından
bu yana markaların ve sektör profesyonellerinin
kilit alıcılarla buluştuğu Moda UK Fuarı İngiltere’nin
yanı sıra İskoçya ve K. İrlanda gibi diğer Birleşik Krallık
ülkelerinden de yoğun ziyaretçi almaktadır. Ayrıca
MODA UK Fuarı, Harvey Nichols, SimplyBe ve Beales
gibi Moda dünyasının dev markalarının yetkilileriyle
de yüz yüze görüşme imkanı sağlıyor. Yaklaşık 1
milyar poundluk bir değere sahip ev tekstili, hediyelik
eşya ve perakende pazarına doğrudan erişim sağlayan
Spring Fair ise, bu sene 100 ülkeden 2500’e yakın
katılımcı ve 50.000’den fazla sektör profesyonelini 2-6
Şubat tarihlerinde Birmingham’da ağırlayacak.
2007 yılından beri Textillegprom’un Türk Milli
Katılım organizasyonunu gerçekleştiren Expotim
Uluslararası Fuar Organizasyonları A.Ş’nin
Satış Direktörü Kılınç Yetkiner, son dönemde
Türkiye ile Rusya arasındaki iyi ilişkilerin iki ülke
arasındaki ticareti de çok daha iyi bir noktaya
çekeceğini belirterek; “Rusya, Türk üreticileri için
geçmişe göre çok daha önemli bir pazar haline
geldi. Biz de Expotim & Ladin ailesi olarak
ülkemizin ihracatının artması için kaliteli uluslararası
tekstil fuarlarını portföyümüze katarak ve
ihracatçılarımıza yeni fırsatlar sunarak üzerimize
düşeni yapmaya devam edeceğiz” dedi.
Diğer taraftan Expotim olarak, Birleşik Krallık tekstil
pazarına girmek için Moda UK, Pure ve Spring
Fair gibi potansiyeli yüksek fuarları bünyelerine
kattıklarını belirten Yetkiner; “Türkiye’nin en fazla
ihracat yaptığı ülkelerden biri olan İngiltere,
2019’un ilk yarısında da yaklaşık 5 milyar dolarla
ihracat sıralamamızda ikinci sırada yer alıyor. Biz
de, İngiltere’nin tekstil üreticileri ve tedarikçilerini
bir araya getirme konusunda en başarılı fuarları
ile ihracatçılarımıza değerli bir ticaret imkânı
sunmayı amaçlıyoruz” dedi. Marks & Spencer,
Fenwick ve Asos gibi hazır giyim devlerinin de
bu fuarlarda yer alacağını ekleyen Yetkiner,
Türk üreticilerini en yeni ürün ve tasarımlarıyla en
doğru alıcılarla bir araya getirmeyi hedeflediklerini
belirterek sözlerini noktaladı.
78
PANORAMA
Basınçlı
hava
kurutucuları
nedir?
Ne işe yarar?
vermez. Çünkü sıcaklığın daha da düşürülmesi
devamlı bir yoğuşma suyu çökelmesine yol açar.
Ana kurutma ekipmanı tipini basınç çiğlenme
noktasına göre seçebilirsiniz. Maliyet bakımından
ele alındığında, gereken çiğlenme noktası ne kadar
düşükse hava kurutucunun yatırım ve işletim
maliyeti o kadar yüksek olacaktır.
TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020
Erman Tezulaş
Atlas Copco Yağsız Hava Bölüm Müdürü
Atmosfer havası daima su buharı içerir ve havadaki
su buharının miktarı yüksek sıcaklıklarda
daha fazla, düşük sıcaklıklarda daha azdır. Hava
sıkıştırıldığında su derişimi artar. Örneğin, 7 bar
çalışma basıncı ve 200 l/s kapasite ile çalışan bir
kompresör, bağıl nem oranı %80 ve sıcaklığı 20°C
olan bir havayı sıkıştırdığında basınçlı hava hattında
10 litre/saat su bırakır. Borularda ve bağlantılı
ekipmandaki su çökelmesinden kaynaklanan sorun
ve bozuklukları önlemek için basınçlı havanın
kurutulması gerekir. Bu işlem bir son soğutucu ve
kurutma ekipmanı kullanılarak gerçekleştirilir. “Basınç
çiğlenme noktası” (Pressure Dew Point) terimi
basınçlı havanın su içeriğini belirtmek için kullanılır.
Bu nokta, su buharının mevcut çalışma basıncında
yoğunlaşarak suya dönüştüğü sıcaklıktır. Düşük
PDP değerleri, basınçlı havada az miktarlarda su
buharı bulunduğunu belirtir.
Farklı kurutucular birbiriyle karşılaştırılırken atmosferik
çiğlenme noktasının PDP ile kıyaslanamayacağı
unutulmamalıdır. Örneğin, 7 bar basınçta
+2°C’lik bir PDP değeri atmosfer basıncında
23°C’ ye karşılık gelir. Nemi gidermek için filtre
kullanmak (çiğlenme noktasını düşürmek) sonuç
Tesisatta yaşanan kondens problemleri, basınçlı
hava tesisatındaki yüksek çiğlenme noktasını işaret
etmektedir. Bu durum, hem tesisatın paslanmasına,
hem de basınçlı hava ile çalışan ekipmanların
kondens suyu ile karşılaşmasını takiben
arıza yapmasına neden olur. Bu sorunlar, fabrikada
üretim kaybına kadar ulaşabilecek sonuçlar
doğurur. Sanılanın aksine, kondens vanaları veya
su tutucular ile bu problem giderilemez. Sorunun
kökten çözümü için mevcut kurutucunun değiştirilmesi
veya yeni kurutucu alımı yapılması gerekir.
Bu noktada, Atlas Copco olarak geniş ürün
yelpazesi ile çözümler sunmaktayız.
Soğutuculu tip (Refrigerant) kurutucular, teknolojik
olarak en fazla +3°C çiğlenme noktası
sağlayabilirler. Kurutucuların referans hava kapasitesi
olarak standart referans koşullar değer-
PANORAMA 79
lendirilmektedir (25°C ortam koşulu). Ortalama
sıcaklıklarda bu kriter yeterli olurken, özellikle yaz
aylarında hava sıcaklığı 25°C’nin üzerine çıktıkça
kurutucunun hava kurutma kapasitesi azalacaktır.
Bu nedenle kurutucu seçimi yapılırken,
fabrikanın maksimum ortam sıcaklığı göz önünde
bulundurulmalı, buna göre seçim yapılmalıdır.
Atlas Copco, FX, FD ve yeni, enerji verimliliği
sağlayan FD+ soğutuculu tip kurutucuları ile her
ihtiyaca uygun çözümler sunmaktadır.
Kimyasal veya bir diğer deyişle “Desikant” tip kurutucularda
ise, -70°C’ye varan çiğlenme noktaları
sağlanabilmektedir. Isıtıcılı, ısıtıcısız gibi tipleri olan
desikant kurutucular, ilk yatırım maliyeti ve enerji
tüketimi olarak farklılık göstermektedir. Hassas
üretimlerde (Elektronik, ilaç, gıda vb.) veya soğuk
iklimlerde tercih edilebilen desikant kurutucular,
uygulamaya göre farklı tipleri seçilmelidir. Özellikle
yüksek kapasitelerde çalışan sistemlerde ısıtıcılı
tip desikant kurutucu tercih edilerek basınçlı hava
kaybı olmadan istenen çiğlenme noktasına ulaşılır
ve bu sayede daha tasarruflu bir sistem tasarlanmış
olur. Atlas Copco CD, AD ,BD tipi kurutucuları
ile ihtiyaçlara ve prosese yönelik çözümler sunar.
Desikant kurutucuların bir versiyonu olan “Heat
of compression” yani sıkıştırma ısısı ile çalışan
kurutucular, hem -40°C’ye ulaşan çiğlenme
noktaları sağlarken, hem de enerji tasarrufu
sağlayarak soğutuculu tip kurutuculardan
dahi daha az enerji tüketerek rakipsiz çözümler
sunmaktadır. MD, ND ve XD tip kurutucular,
yağsız vidalı ve santrifüj kompresörler ile çalışarak
sıkıştırma ısısı ile desikant’ı rejenere ederken
rakipsiz bir enerji tüketimi ile çok düşük çiğlenme
noktalarını yakalarlar. Atlas Copco Basınçlı
hava kurutucuları ile enerji verimliliği sağlarken,
sisteminizde kuru hava elde edebilirsiniz!
TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020
80
Yalın üretim sistemi
Değerli okuyucular, günümüzde, ticaret yapma şeklinde ve anlayışında çok önemli
değişiklikler ortaya çıkmıştır. Bu değişiklikler en fazla etkisini; FİYAT, HIZ, MİKTAR konularında
kendini göstermektedir.
FİYAT
Günümüzün küresel rekabet ortamında, işletmelerin müşterilerine sundukları ürün
veya hizmetlerin fiyatlarını belirleme yöntemleri önemli bir değişikliğe uğramıştır.
Yakın zamana kadar işletmeler, müşterilerine sundukları ürün veya hizmetlerin önce
maliyetlerini hesaplarlardı. Daha sonra bu maliyetin üzerine müşterilerin ve rakiplerin
durumuna göre , belirleyecekleri bir kar koyarak, satış fiyatlarını belirlerlerdi . Oysa
günümüzde artık satış fiyatını satıcılar değil, müşteriler belirlemektedir. Yani, FİYAT =
MALİYET + KAR formülü değişmiş, yerine KAR = FİYAT-MALİYET formülü gelmiştir.
Elbette ki matematiksel olarak bu iki formül birbirinin aynıdır. Ancak birinci formülde,
belirlenmiş olan maliyetin üzerine, yine belirlenmiş olan bir karın konulduğu ve fiyatın
bu şekilde ortaya çıktığı belirtilmektedir. Oysa ikinci formülde var olan ve müşteri
tarafından belirlenmiş olan fiyattan, maliyetin çıkarılmasıyla kar elde edildiği ifade
edilmektedir. Yani artık günümüzde müşteri satın alacağı ürünün fiyatını kendisi belirlemektedir.
Müşteri, “Benim fiyatım budur, bu fiyata verirsen alırım” ya da “Bu fiyata
zaten başka yerden alabiliyorum” demektedir. Bu durumda ikinci formüle baktığımızda,
fiyat sabit olduğundan, işletmenin kar elde edebilmesi, ancak maliyetini bu
fiyata göre düşürmesi ile mümkün olabilecektir.
Dr. Ahmet Temiroğlu
Özen Mensucat
Yönetim Kurulu Başkanı
temiroglu@ozenmensucat.com
atemiroglu@gmail.com
HIZ
Günümüzde, ticarette en çok önem kazanan kavramlardan birisi de hızdır. Müşteriler
satın almak istedikleri ürünlerin veya hizmetlerin, sipariş verdikleri andan itibaren çok
hızlı şekilde kendilerine ulaşmasını, ısrarla talep etmektedirler. Bu durumda en başta
üretim ve sevkiyat olmak üzere ticaretin her sürecinde hızlı olmayan işletmelerin
rekabet güçleri zayıflamaktadır. Artık müşteriler sipariş verirlerken, ürün fiyatlarının
yanında teslim zamanını da kesin belirlemek istiyorlar.
TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020
YÖNETMEK
MİKTAR
Müşteri talepleri artık küçük miktarlarda olup, çok sık değişmektedir. Bu durumda
işletmeler büyük kütleler halinde üretim yaptıklarında, pazardaki talebin bu hızlı
değişimi karşısında zorlanmaktadırlar. Firmaların çoğu müşterilerinin sürekli siparişlerini
değiştirmesinden ve küçük miktarlarda sipariş vermelerinden şikayetçidirler. Oysa
şikayet etmek yerine “Nasıl bu duruma adapte olabilirim?” diye düşünmek gerekmektedir.
Çünkü artık, piyasalarda ürün çeşitliliği ve hatta kişiye özel butik üretimler
her geçen gün daha önemli hale gelmektedir. Eskiden olduğu gibi “Büyük kütleler
halinde üretir ucuza mal eder, istediğim fiyata da satarım” anlayışı geçerli değildir.
‘YALIN ÜRETİM SİSTEMİ’NİN DOĞUŞU
İşte yalın yönetim sistemi işletmelere, yukarıda sözünü ettiğimiz bu üç unsur konusunda
müşterileri için daha fazla değer sağlayabilecekleri yöntemleri sunmaktadır. Yalın
üretim sistemi, her miktarda ve çeşitte olan ürün ya da hizmeti, daha iyi, daha hızlı,
daha ucuz ve israfları ortadan kaldırarak üretmeyi amaçlayan bir sistemdir.
“Yalın Üretim”den söz edilince akla hemen Toyota markası gelir. Toyota şüphesiz otomotiv
sanayinde dünyanın en önemli markalarından biridir. Ancak büyük markaların
arkasında çoğu zaman görünmeyen adeta dahi mimarlar vardır. Toyota başarısının arkasındaki
dahi mimar da TAİİCHİ OHNO’dur. Ohno, Just In Time, Kayzen, Poka Yoke, Kök,
Neden Analizi gibi çok bilinen yönetsel kavramları yönetim bilimine kazandırmış kişidir.
Yalın Üretim düşüncesi 1950’li yıllarda, Taiichi Ohno’nun Amerika’daki Ford otomobil
fabrikasını gezdikten sonra ortaya çıkmaya başlamıştır. Ohno bu ziyaretinde kitle üretim
yöntemlerinin sakıncalarını tespit etmiştir. Büyük makinalarla yapılan, büyük miktarlardaki
üretimin, pazardaki esnek talep yapısı için her zaman uygun olamayacağını düşünmüştür.
Özellikle rekabetin çok yoğun olduğu ve müşteri segmentlerinin çok farklı olduğu
pazarlarda kütle üretiminin yanlış bir yöntem olduğunu ileri sürmüştür. İşgücü, makine,
malzeme ve hammaddelerin büyük miktarlarda kullanılmasıyla elde edilen büyük kütle
üretimleri, talebin değiştiği durumlarda stokta bekleyerek bir israf unsuruna dönüşmektedir.
Üstelik bu tip işletmelerde, çoğu kez makinalar ve çalışanlar tek bir ürüne odaklanarak
organize edilmiş ve eğitilmişlerdir. Bu durumda yeterli talep olmadığı zamanlarda
stokta saklanmak üzere üretime devam etmek zorunluluğu ortaya çıkmaktadır.
Ohno, Japonya’ya döndüğünde arkadaşlarıyla, Ford Otomotiv’deki bu sistemin Japon
piyasası için hiç doğru olmadığını tartıştı. Japon piyasasında alıcı segmentleri çok
Her an
ONLINE olun!
Bütün dünya sizi görsün!
www.tekstilteknik.com.tr
82
TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020
çeşitliydi ve müşterilerin alım gücü de zayıftı. Bu nedenle
çeşitli kategorilerde ürün çeşitlemesi yapmak
gerekiyordu. Üretim küçük miktarlarda yapılmalı,
üretim hatlarında esneklik olmalı ve çok kısa bir
zaman zarfında bir üründen diğerine geçmek başarılmalıydı.
Birçok değişik kategorideki ürünleri, küçük
miktarlarda olsa da, hem çok ucuza, hem de çok
hızlı bir şekilde piyasaya sürmenin yollarını bulmaları
gerekiyordu. Maliyetleri düşürmek için de sistemdeki
israflardan kurtulmak lazımdı. İşte bu düşüncelerden
yola çıkarak Toyota Üretim Sistemini (TPS) kurdular.
Böylelikle, Yalın Yönetim Felsefesi, Yalın Yönetim Sistemi
ve Yalın Üretim Sistemleri ortaya çıkmış oldu.
YALIN ÜRETİM SİSTEMİ NEDİR?
Yalın Üretim sistemi, ürün ya da hizmet üretiminde, süreçlerdeki
bütün israfları ortadan kaldırmayı amaçlayan
bir sistemdir. Yalın düşünce sisteminde müşteriye,
ürüne veya hizmete değer katmayan her şey israftır.
Bir çok işletmeye baktığımızda, üretim hataları,gereksiz
stoklar, gereğinden fazla işgücü ve yönetim
kademeleri, gereksiz raporlar, yapılması gereksiz
olan işler, ıskartalar gibi bir çok israf unsurlarını rahatlıkla
görebiliriz. Yalın üretim uygulamaları ile bu
tip israflar bertaraf edilerek, üretim süreçleri daha
hızlı, daha esnek hale getirilebilir ve üretim maliyetleri
düşebilir. Bu konuda müşteri isteklerinin doğru
anlaşılması ve doğru tanımlanması çok önemlidir.
YALIN DÜŞÜNCE SİSTEMİNİN PRENSİPLERİ
Yalın Düşünce Sisteminin beş önemli prensibi vardır:
-DEĞER, DEĞER AKIŞI, SÜREKLİ AKIŞ, ÇEKME, MÜ-
KEMMELLİK.
• DEĞER Bütün tedarikçiler müşterileri için bir
fayda sağlarlar ve bu fayda karşılığında onlardan
bunun maddi bedelini alırlar. İşte bu faydanın bu
bedele oranına değer denir.
• DEĞER= MÜŞTERİYE SAĞLANAN FAYDA/FİYAT
Tedarikçiler müşterilerine sundukları değeri belirlerken,
müşterilerinin tam olarak neye ihtiyaçları
olduğunu çok iyi anlamalıdırlar. (Hatta aşağıda
belirtileceği gibi değeri müşteri tanımlar) Müşterinin
ihtiyacından daha fazlasını vererek maliyeti
arttırmak, müşteriye daha fazla değer kazandırmaz.
Çünkü müşteriler ihtiyaç duydukları faydayı
en ucuza almayı isterler. Bu nedenle tedarikçiler
müşteri isteklerini ne kadar ucuza karşılarlarsa,
onlara o kadar çok değer kazandırmış olurlar.
• DEĞER AKIŞI Maliyeti düşürmek için yukarıda
belirtildiği gibi sistemdeki israfları, müşteri için, ürün
performansı için gereksiz olan bütün unsurları ortadan
kaldırmak gerekir. Bunu yapmak için “Değer
Akış Haritaları” hazırlanır. Değer akış haritaları, bir
ürün ya da hizmetin, hammadde üretiminden başlayarak
nihai müşteriye ulaşıncaya kadar yaşadığı
bütün aşamaları gösteren şemalardır. Değer akış
şemaları hammaddelerin tedarik edildiği bir önceki
tedarikçideki süreçleri de, kendi işletmemizdeki
üretim ve sevkiyat işlemlerini de, sevkiyattan sonra
nihai tüketiciye ulaşıncaya kadar yaşadığı süreçleri
de içerir. Yani yalın yönetim sistemini kullanan işletmeler,
nihai tüketiciye daha fazla değer kazandırabilmek
için, kendisinden önceki tedarikçileriyle
ve yine kendisinden sonraki müşterileri ile israfları
ortadan kaldırmak amacıyla işbirliği yaparlar.
Değer akış haritaları incelendiğinde genel olarak
üç çeşit faaliyet görülür.
- Müşteri ve ürüne değer katan faaliyetler,(Kesme,
boyama, montaj gibi)
- Müşteri ve ürüne değer katmadığı halde yapılması
zorunlu faaliyetler,(Kalıp bağlama, yükleme,
makina temizleme gibi)
- Müşteri ve ürüne değer katmayan ve yapılması
da gerekmeyen faaliyetler.(Tamir etme, ıskartaya
ayırma, yeniden üretme, stokta bekletme gibi)
Son maddede belirtilen faaliyetlerin tamamı israftır.
Yalın yönetim ve Yalın Üretim sistemini kullanan
işletmeler, bu israfları ortadan kaldırmak için radikal
değişimler yaparlar.
• SÜREKLİ AKIŞ Akış şemalarında katma değer
yaratmayan faaliyetler arındırıldıktan sonra, geriye
kalan değer oluşturan faaliyetler kesintisiz yapılmalıdır.
Bu konuda müşteri istekleri ve talepleri önemli
bir faktördür. Çünkü, sürekli akış, müşteri istekleri
dikkate alınarak, doğru üretimin, doğru miktarda
ve doğru zamanda yapılmasıyla sağlanabilir.
Müşteri istekleri, pazarlama, laboratuvar, tasarım,
üretim hatları, kalite kontrol gibi departmanlar arasında
dolaşmamalı ve zaman kaybedilmemelidir.
• ÇEKME Çekme ilkesine göre, müşteri tarafından
tanımlanmış değer, sipariş edildiği andan itibaren
üretilmeye başlanır. Adeta değer, müşteri tarafından
çekilir. Çekme ilkesine göre sipariş gelmeden
üretim süreci başlamaz. Üretim süreci müşteri talebiyle
başlar. Üretim ve sevkiyat süreçlerinde de her
zaman, bir sonraki basamak bir önceki basamağa
talepte bulunarak ürün nihai müşteriye ulaştırılır.
Böylelikle gereksiz stoklar önlenmiş olur.
• MÜKEMMELLİK Yalın yönetim yaklaşımı üretim sürecinde
mükemmelliği hedef alır. Mükemmelliğe giden
yolda şeffaf bir yaklaşım söz konusudur. İşletmede
bütün iş süreçleri arasında olduğu gibi tedarikçilerle
ve müşterilerle de şeffaf, açık, net ilişkiler yürütülür.
Böylelikle, üretim hataları, arızalar, beklemeler,
tamirler, ıskartalar en aza indirilir.
Bunu başarmak için tüm çalışanların katıldığı Kayzen
takımları kurulur. Bu takımlar PUKÖ döngüsü
(Planla-Uygula-Kontrol et-Önlem al) gibi yöntemleri
kullanarak sürekli iyileştirme ve geliştirme
faaliyetlerinde bulunurlar. Yalın yönetim düşüncesinde
çalışanlar çok önemlidir. Yalın yönetim
yaklaşımı insan odaklı bir yaklaşımdır.
84 İNCELEME
Endüstri 4.0’ın
Türkiye
imalat
sanayisindeki
yeri ve
potansiyel
etkileri
Birinci Endüstri Devrimi üretimin makineleşmesi,
İkinci Endüstri Devrimi üretimin serileşmesi, Üçüncü
Endüstri Devrimi ise üretimin otomasyonu
ve sayısallaşması olarak gerçekleşmiştir. Bu üç
endüstri devriminden sonra ilk olarak 2011 yılında
Almanya’nın Hannover kentinde yapılan teknoloji
fuarında ortaya konan Dördüncü Endüstri
Devrimi, bilişim ve internet süreçlerinin üretim
aşamalarına entegrasyonu ve bu süreçler arası
ağların oluşturulması sonucu ortaya çıkmıştır.
2013 yılında, BITKOM, VDMA ve ZVEI adlarında
üç tane Alman kuruluşu tarafından hayata geçirilen
‘Endüstri 4.0 Platformu’ ise Endüstri 4.0’ın en
kapsamlı ve açıklayıcı tanımını şu şekilde yapmıştır:
“Endüstri 4.0, ürünlerin ve üretim sistemlerinin,
yaşam döngüsündeki bütün değer zincirinin
organizasyon ve yönetiminde yeni bir seviye
olan Dördüncü Endüstri Devrimi’ni tanımlar. Bu
döngü, sürekli artarak bireyselleşen müşteri isteklerine
odaklanır ve fikir aşamasından başlayarak
ürün geliştirme ve üretim siparişinden, bir ürünün
son kullanıcıya dağıtımını ve geri dönüşümünü
de kapsayacak şekilde tüm zinciri içine alan
hizmetleri içerir.’’ (http://www.plattform-i40.de/
I40/Navigation/DE/Home/home.html)
Günümüz dünyasının sanayi atılımında öncü
olan ülkelerinin endüstrileri, sanayi devriminden
bu yanaki sürecin son kısmı olan ve Endüstri 4.0
olarak adlandırılan endüstri devrimlerinin dördüncü
evresi ile evrilmektedir. Bu süreçte önceki
üç sanayi devrimine kıyasla dördüncü sanayi
devrimi ile teknolojiye dayalı akıllı üretim hedeflenmektedir.
Bu son sanayi devriminde; bilişime
dayalı akıllı üretimler yapan akıllı fabrikalarda,
makinelerin üretim sürecinde insana bağlı kalmadan
kendi kendilerini yönetmeleri amaçlanmaktadır.
Akıllı fabrikalarda otomasyon süreçleri,
cihazların ve makinelerin birbirleriyle haberleşerek
üretim işlemlerini kendi içlerinde belirleyip
düzenlemeleri anlamına gelmektedir. Örneğin,
üretimin herhangi bir aşamasında kaynak sıkıntısı
olması durumunda, gerekli kaynak siparişi otomatik
olarak verilmekte, oluşan arızalar anında
TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020
Çağatay AYDIN
Şekil 1: Endüstri 4.0’ın yapısı (kaynak: TÜSİAD ve BCG, 2016)
İNCELEME
85
ve yerinde tespit edilip giderilebilmekte, sistem
tam kapasiteyle ve sorunsuz çalıştırılabilmektedir.
(Siemens, 2015) Geleceğin sanayi üretimini şekillendirecek
Endüstri 4.0 teknolojisi, şekil 1’de verildiği gibi
9 temel yapıtaşından oluşmaktadır: (Şekil 1)
ENDÜSTRİ 4.0’IN TÜRKİYE İMALAT SANAYİSİNDEKİ
YERİ VE POTANSİYEL ETKİLERİ
Cumhuriyet öncesi Türk sanayisi
Cumhuriyet kurulmadan önceki Türk Sanayisi daha
çok insan gücüne dayalı tezgahların yer aldığı ve
iç pazarın ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik küçük
bir sanayi idi. 18. Yüzyılın ortalarında İngiltere’de
başlayıp diğer Avrupa ülkelerini ve sonrasında
tüm dünyayı etkileyen endüstri inkılabı, makineleşmeden
istifade edemeyen Osmanlı Sanayisi’ni
giderek söndürmeye başladı. Küçük yerli endüstri
diğer ülkelerin bu makineleşme hamlesine karşı
koyamadı ve tezgahların büyük bir kısmı bu rekabet
karşısında işleyemez duruma geldi.
Dünyadaki sanayileşme hareketine karşılık 19. yüzyılın
başlarında Osmanlı Devleti’nde birtakım ekonomik
önlemler alınmaya ve sanayileşmeye yönelik
adımlar atılmaya başlanmıştır. 1839 yılında ilan edilen
Tanzimat Fermanı ile sanayileşmeye daha fazla
önem verilen ve sanayide devletçiliğin uygulandığı
bir döneme girilmiştir. Kapitülasyonların oluşturduğu
ekonomik baskılar karşısında sanayi ağırlıklı çözümler
geliştirilmeye çalışılan bu dönemde sanayileşmede
istenilen başarı sağlanamamış, cumhuriyet ilan
edilene kadarki süreçte artan borçlar, ekonomik
bunalımlar, askeri yenilgiler gibi etmenlerden dolayı
sanayiyi güçlendirmek mümkün olmamıştır.
Cumhuriyet Dönemi Türk Sanayisi
1923’te yeni bir ülke olarak kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin
ilk yıllarında sınırlı sayıda küçük ve orta ölçekli
kuruluşlardan oluşan ülke sanayisi savaşlarla geçen
uzun yılların verdiği zorluklarla mücadele ediyordu.
1923’te sanayi ekonomisinin güçlendirilmesi amacıyla
yapılan İzmir I. İktisat Kongresi ile hızlı bir kalkınma
programına girilmiştir. Ülke çapında sanayide özelleştirmeyi
sağlamak amacıyla 1927 yılında çıkarılan
Teşvik-i Sanayi Kanunu ile Türk yatırımcılar desteklenmiştir.
Bu dönemde ülke sanayisi hızlı gelişimler içine
girmiş ve 1933 yılında Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı
ile sanayide planlı bir şekilde büyüme ve ilerleme
hedeflenmiştir. Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı ile üzerinde
en çok durulan ve önemsenen şey yerli üretim
olmuş, yerli üretim teşvik edilmiştir.(Erdel A., 1943)
1936 yılında hazırlanan İkinci Beş Yıllık Sanayi Planı
ile özel girişimlerin desteklenmesi sürmüş fakat
sonraki yıllarda II. Dünya Savaşı sebebiyle bu plan
istenildiği gibi yürütülememiştir. 1950’li yıllara kadarki
dönemde ülke çapındaki büyük endüstriyel
yatırımlar genellikle devlet tarafından yapılmıştır.
Sanayi kuruluşlarının artması ile beraber ülkede
ulaşım ve haberleşme ağı yaygınlaştırılmış, enerji
üretimi arttırılmıştır. Bu gelişmelerle birlikte 1979 yılından
itibaren sanayi sektörünün ulusal gelir ve dış
satımdaki payı tarım ve diğer sektörleri geçmeye
başlamıştır. (Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş., 2010)
Ülke çapında sanayileşmenin başrolünü devlet
üstlenirken 1980 yılından sonra artık ön plana özel
sektör çıkmaya başlamıştır. Bu dönemden sonra
ihracata yönelik sanayileşme adımları atılmış, böylelikle
ihracat artışı sağlanmıştır. 1990’lı yıllardan
sonra ihracata yönelik sanayileşme hız kazanmış
fakat ihracat-ithalat dengesi tutturulamadığından
cari açık oluşmuştur. Modern sanayileşme baz
alınmış ve uluslararası pazarlar hedeflenmiştir.
Bugünkü Türkiye’de Sanayi
Türkiye’de son 20 yılda imalat sanayi ihracatında
önemli gelişmeler elde edilmiştir. Cumhuriyetin
ilk yıllarından beri ihracatta en büyük yüzdeye
sahip olan tarımın yerini 1970’li yılların sonlarından
itibaren imalat sanayi almış ve bu pay giderek
artmıştır. 2016 ihracat verilerine göre imalat sanayinin
toplam ihracattaki payı %92.1’dir. 2015 yılı için
de yine bu pay %91,7 olmuştur. (T.C. Bilim Sanayi
ve Teknoloji Bakanlığı, 2017)
Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının son verilerine
göre, Türkiye’de toplam 298 adet organize sanayi
bölgesi bulunmaktadır. Elde edilen verilere göre,
tüm yurt çapında OSB’lerde çalışan sayısı 1,7
milyona ulaşmış durumda ve 2018 sonunda bu sayının
2 milyonu geçmesi beklenmektedir. Yine aynı
şekilde ülkemizdeki tüm OSB’lerde faaliyet gösteren
firma sayısı 50.000’e yakındır. Tam zamanlı
olarak çalışan 100 bine yakın kişinin olduğu Türkiye
Ar-Ge sektörü harcamaları toplam GSYH’nin yaklaşık
yüzde 1’ine tekabül eden bir kısmını oluşturmaktadır.
2016 TUIK verilerine göre Türkiye’nin 2016
yılında toplam Ar-Ge harcaması 24,6 milyar TL
Tablo 1: Dünyada en fazla Ar-Ge harcaması yapan ilk 20 şirket, 2015
(Kaynak: Price Waterhouse Coopers Strategy , www.strategyand.pwc.com)
TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020
86 İNCELEME
TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020
olmuştur. 2015 TUIK verilerine göre ise bu sayı 20,6
milyar TL olmuştur. (www.tuik.gov.tr)
Bununla beraber Türkiye Ar-Ge harcamalarını dünyada
en fazla Ar-Ge harcaması yapan şirketler ile
kıyaslandığında , Tablo 1’de görüldüğü üzere, Türkiye’ye
ait ülke bazlı toplam Ar-Ge harcamalarının
oldukça düşük kaldığı gözlemlenmektedir. (Tablo 1)
Endüstri 4.0 ve Türkiye
2011 yılında Almanya’nın Hannover şehrinde ortaya
çıkan Endüstri 4.0 ile birlikte tüm dünyada bu
yeni endüstri çağına ayak uydurma yarışı başlamıştır.
Türkiye’de, bu yarışta gelişmiş ve gelişmekte
olan diğer ülkeler gibi önde gelen ülkelerden biri
olmak istemektedir.
Türkiye hem makine ithal eden hem de makine
üreten bir ülke konumundadır. İthal edilen makinelerin
çoğu akıllı (bilgisayar kontrollü) makinelerdir
ancak bu makinelerin kullanımında sıkıntılar yaşanmaktadır.
İşletmeci, makinelerin özelliklerinden
yararlanamamakta ve ayrıca yerli üretim makinelere
akıl (bilgisayar kontrolü) yükleyememektedir.
Bunun sonucu olarak da içeride ve dışarıda talebi
olan makineler yerine, metal maliyeti yüksek, ucuz
makineler üretmektedir. En gelişmiş sanayi üretim
birimlerinde akıllı makineleri birbiriyle konuşturmaya
da henüz başlayamamıştır. (TOBB, 2016)
Endüstri 4.0 uygulamalarının diğer ülkelerde de
yaygınlaşması, Türkiye’nin üzerindeki rekabet baskısının
uzun vadede daha da artmasına neden
olacaktır. Sonuç olarak;
Türkiye, rekabet sıralamasında kendisinin hem
altında hem de üstünde yer alan ülkelerden gelen
maliyet baskılarına maruz kalabilir. Bu rekabet ortamında,
üretim maliyeti yüksek olan ülkelerin, gelişmiş
teknolojiye sahip üretim işletmelerindeki geniş ölçeği
kullanarak, düşük üretim maliyetine sahip ülkeler ise
yeni teknolojilere daha iştahlı erişme avantajlarını
kullanarak mevcut pozisyonlarını güçlendirmeleri
beklenebilir. Türkiye’nin Endüstri 4.0 yatırımlarını
gerçekleştirmediği durumda ise, küresel pazarlarda
birbirleriyle etkileşerek gelişen teknolojileri ve insan
kaynağı kalitesini yakalaması, çıtanın sürekli yükselmesi
sebebiyle daha da zorlaşacaktır. (TÜSİAD, 2016)
Endüstri 4.0’ın Türkiye İmalat Sanayisindeki Yeri
Endüstri 4.0’ın yapıtaşlarını oluşturan ve geleceğin
sanayisine şekil verecek olan; Büyük Veri ve
Analitiği, Artırılmış Gerçeklik, Eklemeli Üretim(3d
Yazıcılar), Bulut Bilişim, Siber Güvenlik, Nesnelerin
İnterneti, Yatay ve Dikey Sistem Entegrasyonu,
Simülasyon, Özerk Robotlar gibi unsurların Türkiye
İmalat Sanayisi’ndeki karşılığını bulmak için
adımlar atılmaya başlanmıştır. Endüstri 4.0, küresel
ekonomiler arasında güçlü bir oyuncu olması için
Türkiye’nin karşına bir fırsat olarak çıkmaktadır.
Bu teknolojik atılımda öncü olmak isteyen Türkiye
uzun dönemli vizyonunu, Türkiye Bilim Sanayi ve
Teknoloji Bakanlığı’nın Türkiye Sanayi Stratejisi Belgesi’ndeki
kararlarına göre, “orta yüksek ve yüksek
teknolojili ürünlerde, Afro-Avrasya’nın tasarım ve
üretim üssü olmak” şeklinde belirlemiştir. (T.C. Bilim,
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, 2015)
Türkiye İmalat Sanayisi’nin bugünkü durumuna
bakılacak olunursa, Türkiye’deki üretim görüntüsünün
daha çok Endüstri 2.0 ve Endüstri 3.0 arasında
kalmış bir sanayi görüntüsü olduğu gözlenmektedir.
Bunun sebeplerinden biri Türkiye’deki üretimin
yarıya yakınının düşük teknoloji ile gerçekleşmesi
ve katma değeri düşük ürünlerin üretilmesidir.
Örnek olarak Türkiye ihracatında yüksek teknolojili
ürünlerin oranı %4-5 civarında iken, Küresel
pazarlarda bu kulvarda Türkiye’nin rakipleri olan
ülkelerin ihracatlarındaki yüksek teknolojili ürünlerin
oranları %15-45 arasında değişmektedir.
Yenilikçi üretim anlayışının son ürünü olan Endüstri
4.0 uygulamaları iş süreçlerinde inovasyon ve ileri
teknoloji kullanımına dayalıdır. Toplumsal, kültürel
ve idari anlamda yeni yöntemler kullanarak yeni
ve eskisinden farklı sonuçlar çıkarma anlamına
gelen inovasyon terimi Dördüncü Endüstri Devrimi’nin
oluştuğu süreçten bu yana içinde sıkça
geçtiği bir kavram olmuştur. Tablo 2’deki verilere
göre sanayi perspektifinde yenilikçi girişim olarak
kullanılan inovasyon kavramının Türkiye Sanayisi’nden
aldığı pay %50 civarındadır. (Tablo 2)
Türkiye İmalat Sanayi’nin genel anlamda Endüstri
4.0’a tam olarak hazır olmamasına rağmen bazı
alanlarda somut adımların atıldığı görülmektedir.
Tablo 3’te verildiği üzere birbirinden farklı ölçeklerde
olan ve farklı sektörlerde faaliyet gösteren bazı
şirketlerin üretimlerinde Endüstri 4.0 uygulamalarını
hayata geçirdikleri ve üretimde son teknolojiyi
yakaladıkları gözlemlenmektedir. (Tablo 3)
Türkiye sanayisinde halihazırda kullanılan
bu Endüstri 4.0 uygulamaları göz önünde
bulundurularak; akıllı üretim süreçlerinin daha
düşük maliyet ve daha çok verimlilik
kavramları ile birleştiği Endüstri 4.0’a ve Türkiye’de bu
uygulamalara en çok uyum sağlayan ve bu uygulamalardan
istifade eden sektörün otomotiv sektörü
olduğu görülmektedir. Çünkü son yapılan araştırmalara
istinaden Türkiye otomotiv sektöründe ürünlerin,
pazara çıkış sürelerinde Endüstri 4.0 kullanımına bağlı
önemli miktarda düşüş yaşadığı gözlenmektedir.
Sonuç olarak küresel çapta Endüstri 4.0 yarışında
olmak isteyen ve bu yarışın önde gelen isimlerinden
biri olmaya çalışan Türkiye İmalat Sanayisi’nin
Tablo:2 Türkiye’deki yenilikçi girişimlerin oranı % (kaynak:TUIK verileri)
88 İNCELEME
• İşgücü profilinin gelişmesi
• Üretim, müşteri ilişkileri ve destek birimlerinin
gelişmiş bir bağlanırlık düzeyine erişmesinin yeni iş
olanakları yaratması ve nitelikli işgücü tarafından
yapılabilecek yeni iş tanımlarının oluşması olarak
belirlenmiştir. (TÜSİAD ve BCG 2016)
Tablo:3 Türkiye’de Sanayi 4.0 Uygulamaları (kaynak: TÜSİAD ve BCG 2016)
aynı zamanda önünde birçok sorun bulunmaktadır.Bu
sorunlar arasında üreticilerin muhatap
oldukları yeni sürecin farkında olmamaları, gelişmiş
ülkelere ait küresel pazarlarla entegrasyonun
bulunmaması, yetişmiş insan gücünün sınırlılı¬ğı
ve bilgi teknolojilerinin getirdiği yeniliklere cevap
verebilecek huku¬ki alt yapının yetersizliği gibi
durumlar bulunmaktadır. (KAYSO, 2015)
Endüstri 4.0’ın Türkiye İmalat Sanayisi Üzerindeki
Potansiyel Etkileri
Dördüncü Sanayi Devrimi olan Endüstri 4.0’ın
ekonomisi ve sanayisi gelişmekte olan bir ülke
konumunda bulunan Türkiye’ye katkı sağlayacak
potansiyel etkileri; ülke teknolojisinin ve sanayisinin
gelişmesi, üretimde verimliliğin artması, ülke büyümesinin
halihazırdaki büyümeye oranla daha fazla
olması, ülkeye yapılan yerli ve yabancı yatırımların
artması, ülke istihdamına katılma yüzdelerinin artması
ve işsizliğin azalması şeklinde sıralanabilir.
İleri teknolojiye dayalı bu endüstri devriminde,
büyük ölçekli firmaların, küçük ölçekli firmalara
göre Endüstri 4.0’dan daha çok fayda sağlamaları
beklenmektedir. Bunun sebebi büyük ölçekli firmaların
yatırım yapma güçlerinin daha fazla olması,
kalifiyeli elemanlarının küçük ölçekli firmalara göre
daha fazla olması ve Endüstri 4.0’a dönüştürülebilecek
alt yapı olanaklarının daha gelişmiş olmasıdır.
TUSIAD’ın ‘Endüstri 4.0’ın Türkiye’ye Potansiyel
Etkileri’ araştırması kapsamında pilot olarak seçip
bu bağlamda incelediği 6 sektör olan otomotiv ve
otomotiv yan sanayi, makine, beyaz eşya, gıda
ve içecek, tekstil ve kimya sektörlerinin Endüstri
4.0’dan sağlayacağı potansiyel faydalar Tablo
4’te şöyle analiz edilmiştir. (Tablo 4)
Türkiye Cumhuriyeti’inin kuruluşunun 100. yılında
dünyanın en güçlü 10 ülke ekonomisi arasına girmek
isteyen Türkiye’nin bu hedefine ulaşması için yıllık
büyüme hızının %8,5 civarında olması gerektiği
öngörülmektedir. Endüstri 4.0’a uyum sağlanması ve
beraberinde yenilikçi teknolojilerin verimli bir şekilde
üretime entegrasyonu durumunda Endüstri 4.0 uygulamalarının
Türkiye’nin mevcut yıllık büyüme hızına
%3’lük ek katkı sağlayacağı tahmin edilmektedir.
TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020
Endüstri 4.0’ı başarılı bir biçimde uygulamaya
geçirerek üretim platformlarını dönüştürmenin üç
temel faydasının olması beklenmektedir. Bunlar;
• Küresel rekabet gücünün artması,
• Maliyet verimliliği
• Yüksek üretim hızı ve esneklik
• Yüksek kalite ve düşük fire oranı
• İleri teknoloji platformları, know-how, yüksek
nitelikli insan kaynağı
• Küresel değer zincirinden alınan yüksek katma
değerli ürünler payının artması,
• Ortaya çıkan verimlilik ve yetkinlikler ile şirketlerin
küresel rekabette konumlarını
korumaları ve güçlendirmeleri
Tablo 4: Türkiye’nin Sanayi 4.0 Dönüşümünün Pilot Sektörler İtibarıyla
Potansiyel Faydaları (kaynak: TÜSİAD ve BCG 2016)
KAYNAKLAR: [1] Erdel A., 1943, “ Cumhuriyet Devrinde Endüstri’’, Türkiye Coğrafya Dergisi, Sayı:3-4, 316-351. [2] KAYSO, 2015, “Sanayi
4.0: Akıllı Üretim Geliyor. ’’, Kayseri Sanayi Odası Bilgi Dergisi, Sayı: 107, 36-45. [3] Price Waterhouse Coopers Strategy , www.strategyand.pwc.com
[4] Plattform Industrie 4.0 http://www.plattform-i40.de/I40/Navigation/DE/Home/home.html [5] T.C. Bilim Sanayi ve
Teknoloji Bakanlığı, 2015, “Türkiye Sanayi Stratejisi Belgesi 2015-2018’’ [6] TOBB, 2016, “Sanayi 4.0’a hazır mıyız?’’, Ekonomik Forum Dergisi,
Sayı:259, 16-27. [7] TUIK, www.tuik.gov.tr [8] Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş., 2010, “Türkiye’nin İhracatında Öne Çıkan Sektörlerde Temel
Pazar Ülkeler, Rakipler ve Rekabet Gücü’’ [9] TÜSİAD ve BCG, 2016, “Türkiye’nin Küresel Rekabetçiliği İçin Bir Gereklilik Olarak Sanayi 4.0:
Gelişmekte Olan Ekonomi Perspektifi’’ http://www.tusiad.org/indir/2016/sanayi-40.pdf [10] Siemens, 2015, “Endüstri 4.0 yolunda’’
90
PANORAMA
Pamuk Pazarı Esasları ve
Fiyatlara Genel Bakış
Cotton Market Fundamentals &
Price Outlook
TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020
SON FİYAT HAREKETLERİ
Referans fiyatların pek çoğu geçen ayda düştü.
• Mayıs vadeli NY kontratı Şubat başında
bulunduğu 70 cent/lb yakınlarındaki seviyelerden
son zamanlarda bulunduğu 61 cent/lb
seviyelerine indi. 2020/21 hasadı sonrasına dair
beklentileri yansıtan Aralık kontratının fiyatları
aynı çizgiyi takip etti ancak değerler biraz
daha yüksek seyretti. Son zamanlarda Aralık
kontratları 62 cent/lb civarında işlem gördü.
• A Endeks 77’den 73 cent/lb’ye düştü.
• Uluslararası birimlerde Çin Pamuk Endeksi
(CC Endeks 3128B) 87’den 85 cent/lb’ye geriledi.
Yerel birimlerde fiyatlar 13.400’den 13.000
RMB/ton’un hemen üstüne kadar gevşedi.
Geçtiğimiz ay RMB dolar karşısında biraz da
olsa 6,98’den 6,94 RMB/USD’ye güçlendi.
• Hindistan pamuk fiyatları (Shankar-6 kalitesi)
71’den 67 cent/lb’ye geriledi. Yerel birimlerde
değerler 39.400’den 38.900 INR/candy’ye indi.
Hint rupesi 71’den 74 INR/USD’ye zayıfladı.
• akistan fiyatları nispeten dengedeydi. Uluslararası
birimlerde seviyeler 71 cent/lb yakınlarına
tutundu. Yerel birimlerde değerler 9.100’den
9.000 PKR/maund’a biraz geriledi. Pakistan
rupesi de yatayda kalarak 154 PKR/USD civarında
istikrarlı işlemler gördü.
ARZ, TALEP VE TİCARET
Son ABD Tarım Bakanlığı Raporu 2019/20
dünya üretiminde küçük bir artışa ve 2019/20
dünya işletme kullanımında düşüşe yer verdi.
Global hasat projeksiyonuna yapılan 263.000
balyalık artış mevcut tahmini 121,6 milyona
taşıdı. Dünya tüketim rakamı 850.000 balya
düşerek güncel tahmini 118,2 milyona çekti.
Başlangıç stoklarındaki artış (+191.000 balya
ile 80,2 milyona) ile birlikte, daha büyük hasat
RECENT PRICE MOVEMENT
Most benchmark prices declined over the
past month.
• The nearby May NY futures contract fell from
levels near 70 cents/lb in early February to those
near 61 cents/lb most recently. Prices for the
December contract, which are indicative of
expectations after the 2020/21 harvest, moved
in the same pattern, but values were slightly
higher. Most recently, December futures were
trading near 62 cents/lb. The A Index fell from
77 to 73 cents/lb.
• In international terms, the China Cotton Index
(CC Index 3128B) decreased from 87 to 85
cents/lb. In domestic terms, prices eased from
13,400 to just below 13,000 RMB/ton. The RMB
strengthened slightly against the dollar over
the past month, from 6.98 to 6.94 RMB/USD.
• Indian cotton prices (Shankar-6 quality) slipped
from 71 to 67 cents/lb. In domestic terms,
values fell from 39,400 to 38,900 INR/candy. The
Indian rupee weakened from 71 to 74 INR/USD.
• Pakistani prices were comparatively stable.
Levels held near 71 cents/lb in international
terms. In domestic terms, values slipped a little,
from 9,100 to 9,000 PKR/maund. The Pakistani
rupee was also steady, consistently trading
near 154 PKR/USD.
Supply, demand & trade
The latest USDA report featured a small
increase in 2019/20 global production and
a decrease in 2019/20 global mill-use. The
addition to the world harvest projection was
263,000 bales, bringing the current forecast to
121.6 million. The world consumption figure fell
850,000 bales, bringing the current forecast
to 118.2 million. Along with an increase in be-
PANORAMA 91
ginning stocks (+191,000 bales to 80.2 million),
the combination of a larger crop and lower
offtake lifted the figure for global ending
stocks (+1.3 million bales, to 83.4 million). This
number is above the tight range between
80.2 and 80.8 million maintained since 2016/17
but is well below the level of 90.1 million bales
ve daha düşük tüketim dünya kapanış stokları
rakamını yukarı taşıdı (+1,3 milyon balya ile
83,4 milyona). Bu rakam 2016/17’den beri
korunan 80,2 ile 80,8 milyon arasındaki dar
aralığın üstünde olsa da 2015/16’daki 90,1
milyon balyalık seviyenin de oldukça altında
bulunuyor. Ülke bazında, üretim rakamlarına
TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020
92
PANORAMA
dikkate değer değişiklik yapılanlar arasında
ABD (-302.000 balya ile 19,8 milyona), Brezilya
(+300.000 ile 13,0 milyona – Brezilya üretim
rekoruna eşit), Çad (+235.000 ile 325.000’e) ve
Tacikistan (+130.000 ile 570.000’e) bulunuyor.
İşletme kullanım rakamlarına yapılan en büyük
değişiklikler arasında Çin için yapılan 1,0
milyon balyalık düşüş (36,5 milyona) ile Bangladeş
(7,4 milyona) ve Türkiye (7,3 milyona) için
yapılan 100.000’er balyalık artışlar bulunuyor.
Global ticaret öngörüleri büyük ölçüde aynı
kaldı (+25.000 balya ile 43,6 milyona). İthalat
rakamlarında dikkate değer değişiklikler arasında
Çin (-250.000 ile 8,3 milyona) ve Bangladeş
(+100.000 ile 7,4 milyona) için yapılanlar
yer aldı. İhracat beklentilerindeki en büyük revizyonlar
ise Brezilya (-100.000 ile 8,8 milyona)
ve Çad (+110.000 ile 200.000’e) için yapıldı.
in 2015/16. At the country-level, notable changes
to production numbers included those for
the U.S. (-302,000 bales, to 19.8 million), Brazil
(+300,000, to 13.0 million, matching the record
for Brazilian production), Chad (+235,000, to
325,000), and Tajikistan (+130,000 to 570,000).
The largest changes to mill-use figures included
a 1.0 million bale reduction for China (to
36.5 million) and 100,000 bale increases for
Bangladesh (to 7.4 million) and Turkey (to 7.3
million). Global trade forecasts were mostly
unchanged (+25,000 bales to 43.6 million).
Notable changes in import figures included
those for China (-250,000 to 8.3 million) and
Bangladesh (+100,000 to 7.4 million). The
largest revisions for export estimates included
those for Brazil (-100,000 to 8.8 million), and
Chad (+110,000 to 200,000).
TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020
FIYATLARA BAKIŞ
ABD Tarım Bakanlığı Şubat sonunda düzenlediği
Tarımsal Görünüm Forum’unda 2020/21
hasat yılı için ilk ön tahminlerini açıkladı. Global
olarak, tahminler üretimin 118,5 milyona,
yaklaşık olarak üç milyon balya azalacağı
yönünde oldu (mevcut 2019/20 rakamı 121,6
milyon balyadır). Dünya işletme kullanımının
biraz yukarı çıkması (121,0 milyon balyaya,
mevcut 2019/20 rakamı 118,2 milyondur)
daha güçlü global ekonomik büyüme varsayımı
dolayısı ile beklenmekte. Bir araya
gelince, üretimdeki düşüş ve tüketimdeki
artışın üretimde yaklaşık olarak üç milyon
balyalık açık ile sonuçlanması beklenmekte.
Global kapanış stoklarında buna karşılık
gelen azalma, önümüzdeki hasat yılının sonunda
devreden miktarı 80 milyon balyanın
hemen altına çekecektir. Bu seviye 2016/17
ile 2018/19 arasında korunan 80,2 ve 80,8
milyon balya aralığının biraz altında olacaktır.
Bu aralığın altına düşüş pamuk fiyatları
için olumlu şekilde yorumlanabilir (2016/17 ve
2018/19 arasında NY vadeli işlemlerin hasat
yılı ortalamaları 73 ve 79 cent/lb arasındaydı).
Ancak, her ne kadar bu rakamlar sadece
birkaç haftalık olsa da, korona virüsün hızlı
yayılımı makroekonomik şartları ciddi ölçüde
değiştirdi ve ABD Tarım Bakanlığı 2020/21
tahminlerinin eskimiş hissedilmesine sebep
oldu. Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü
Price outlook
The USDA released preliminary estimates for
the 2020/21 crop year at their Agricultural
Outlook Forum in late February. Globally,
expectations were that production would
decrease by about three million bales, to
118.5 million (current 2019/20 number is 121.6
million). World mill-use was expected to tick
higher (to 121.0 million bales, the current
2019/20 number is 118.2 million) due to an
assumption of stronger global economic
growth. In combination, the decrease in
production and the increase in consumption
were expected to result in a production
shortfall of about three million bales. The
corresponding reduction in global ending
stocks would put carryout at the end of the
upcoming crop year just below 80 million
bales. That level would be marginally below
the range between 80.2 and 80.8 million
bales that was maintained between 2016/17
and 2018/19. A drop below that range could
be interpreted as a positive for cotton prices
(crop year averages for the NY nearby were
between 73 and 79 cents/lb between 2016/17
and 2018/19). However, even though these
figures are only a few weeks old, the rapid
spread of the coronavirus has significantly
altered macroeconomic conditions and
makes the recent USDA estimates for 2020/21
feel dated. The Organization for Economic
94
PANORAMA
TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020
(OECD, global büyümeyi destekleme amacı
olan 36 ulusu temsil eden grup) 2020 dünya
GSMH artışı için Mart ayı başında revize bir
tahmini ortaya atarak ekonomik aktivitedeki
artışın %2,4 olacağını öne sürdü. Fark edilirse,
bu oran 2019’da yaşanan %2,9’luk artıştan
küçük ve ABD Tarım Bakanlığı’nın erken
2020/21 tahminlerinde varsayılan global
GSMH artış yönünün ters istikametinde olacaktır.
2019 yılında global büyüme finansal
krizden beri en düşük seviyede kalmıştı. Bu
zayıf seviyeden yaşanacak yavaşlama bilançonun
talep tarafında güçlenmeye işaret
etmemekle beraber tüketim öngörülerinin
aşağı gitme riskine işaret etmekte. Mart dahil
olmak üzere 2019/20 hasat yılında daha
kalan beş ay var ve bu da korona virüs ve
ekonomik aktivitede getirebileceği yavaşlama
ile nihayette hem mevcut hasat yılı hem
de 2020/21 sezonu için yapılan tahminleri
aşağı çekmek için yeterince zaman olduğu
anlamına gelmekte. Bu ay ABD Tarım Bakanlığı
Çin tüketim rakamını düşürdü. Gelen
haberler Çin’in daha normal iş şartlarına
halihazırda dönmeye başladığı şeklinde olurken,
bu durum Çin tüketiminde daha fazla
oluşabilecek düşüşlerin sınırlı kalabileceği
anlamına gelebilir. Her şeye rağmen, tedarik
zincirlerinde gecikmeler kayda geçti. Sonucunda
oluşan lojistik darboğazlar, virüsün
Çin dışında da yayılması ile de birleşince talebe
açısından tehdit oluşturmakta. Global
şartlar hızlı bir şekilde toparlanmaz ise talep
tarafındaki zayıflık ABD Tarım Bakanlığı’nın
2020/21 için öngördüğü üretim açığını silebilir.
2020/21 için hala çok erken. Ekim, kuzey
yarım küredeki birkaç sıcak bölgede yeni
başladı ve bir sonraki hasada kadar tecrübe
edilecek çok hava şartları var. Korona virüs
ve makroekonomik şartlar talep ile ilgili endişeler
tarafında şu anda baskın olsa da, ticari
anlaşmazlıklar ve muhtemel etkileri unutulmamalıdır.
Birinci Aşama Anlaşması şu anda
yürürlükte. Anlaşmada sıralanan hedefler
tutturulamaz ise her iki taraf da gerilimi
tırmandırabilir. Ticari anlaşmazlıklar 2019’da
yaşanan ekonomik yavaşlamaya katkıda
bulunan unsur olarak tanınmaktaydı. Gerilim
2020’de tekrar alev alırsa, ekonomik büyüme
şu anda tahmin edilenin altında gelebilir.
Cooperation and Development (OECD, a
group representing 36 nations with a goal of
promoting global growth) ventured a revised
forecast for global GDP growth in 2020 in
early March that suggested a 2.4% increase
in economic activity. If realized, this would be
below the 2.9% growth rate experienced in
2019 and would be in the opposite direction
of the acceleration in global GDP assumed
by the USDA in their early 2020/21 forecasts.
In 2019, global growth was the slowest since
the financial crisis. Deceleration from that
weak level does not suggest strength on the
demand side of the balance sheet and implies
downward risk to consumption estimates.
Including March, there are still five months
remaining in the 2019/20 crop year, meaning
there is ample time for the coronavirus and
the slowdown in economic activity it can
bring to lower expectations for the current
crop year as well as the upcoming 2020/21
season. The USDA lowered its consumption
number for China this month. Reports are that
China is returning to a more normal set of business
conditions already, which could mean
that further decreases in Chinese consumption
could be limited. Nonetheless, delays
have been registered throughout supply chains.
The resulting logistical bottlenecks, along
with the spread of the virus beyond China,
pose risks to demand. If global conditions do
not clear up quickly, weakness from the demand
side could erase the production deficit
projected by the USDA in 2020/21. It remains
very early for 2020/21. Planting is just starting
in a few warmer regions of the northern
hemisphere, and there is a lot of weather to
be experienced before the next harvest. The
coronavirus and macroeconomic conditions
dominate demand-related concerns at the
moment, but the trade dispute and its potential
impacts should not be forgotten. The
Phase One agreement is now in effect. If the
targets laid out in the agreement are not met,
further escalation may occur from both sides.
The trade dispute has been identified as a
contributing factor for the economic slowdown
in 2019. If tensions flare again in 2020,
economic growth could end up being lower
than currently expected.
SUBSCRIPTION FORM ABONE FORMU
Name / İsim : ........................................................................................................................................................................................... Surname / Soyadı : .........................................................................................................................................................................
Company / Firma : ....................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................
Mailing adress / Posta Adresi : ............................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................
Tel : ......................................................................................................................................................................................................................... Fax : ........................................................................................................................................................................................................................
Vergi dairesi : ....................................................................................................................................................................................... Vergi no : .......................................................................................................................................................................................................
Business Type / Faaliyet Alanınız : ..................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................
.................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................
.................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................
Subscription starts in / Abone Başlangıç : .................. / 20 .................. Subscription ends in / Abone Bitiş : .................. / 20 ..................
One year EURO 100
Yıllık abone ücreti ( Türkiye için ) 240 TL.
PAYMENT FORM ÖDEME ŞEKLİ
Check is enclosed / Çek ektedir.
Payment was transferred to your bank account. The receipt is enclosed.
Ödeme banka hesabınıza yatırılmıştır. Makbuz ektedir.
Debit my credit card / Kredi kartımı borçlandırınız.
Credit card no / Kredi kartı no :
Security number / Güvenlik numarası :
Name of the card holder
Kart sahibinin adı-soyadı
: .............................................................................................................................................................................................................................................................................................................
Expiry date / Geçerlilik süresi : .................... / .................... / ....................
Type of the card / Kartın cinsi : Visa Master / Eurocard
Date / Tarih : .................... / .................... / .................... Stamp & Signature / İmza : .................................................................................................................................................................................................................
YURTİÇİ BANKA
HESAP NUMARALARIMIZ ( TL )
İSTMAG MAGAZİN
GAZETECİLİK YAYINCILIK
İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ.
GARANTİ BANKASI
GÜNEŞLİ ŞUBESİ
ŞUBE KODU: 295
HESAP NO: 6293152
IBAN NO:
TR02 0006 2000 2950 0006 2931 52
BANK ACCOUNT NO ( EURO )
İSTMAG MAGAZİN
GAZETECİLİK YAYINCILIK
İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ.
TURKIYE GARANTI BANKASI
GÜNEŞLİ BRANCH
Bank account: 9073622
Swift code: TG BATRIS XXX
Branch code: 295
IBAN NO:
TR74 0006 2000 2950 0009 0736 22
BANK ACCOUNT NO ( USD )
İSTMAG MAGAZİN
GAZETECİLİK YAYINCILIK
İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ.
TURKIYE GARANTI BANKASI
GÜNEŞLİ BRANCH
Bank account: 9073623
Swift code: TG BATRIS XXX
Branch code: 295
IBAN NO:
TR47 0006 2000 2950 0009 0736 23
İSTMAG MAGAZİN GAZETECİLİK YAYINCILIK İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ.
İHLAS MEDIA CENTER Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi No: 11 Medya Blok Kat: 1 P.K. 34197 Yenibosna - Bahçelievler / İSTANBUL / TURKEY
Tel: +90 212 454 22 22 Fax: +90 212 454 22 93 web: www.tekstilteknik.com.tr e-mail: img@img.com.tr