16.03.2020 Views

Tekstil Teknik March 2020

Tekstil Teknik March 2020

Tekstil Teknik March 2020

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

ISSN 2148-9254

MART MARCH 2020

www.tekstilteknik.com.tr




REKLAM İNDEKSİ

ADVERTISEMENT

ARASTEKS (ARC)..................................23

ARMUTLU TATİL KÖYÜ...........................89

ATAÇ......................................................57

CANLAR MEKATRONİK.................. 38-39

EFFE........................................................29

EKOTEKS........................................... 55-77

ENEŞ TEKSTİL..........................................35

EPSON.....................................................9

ERKİM.....................................................53

ERKO......................................................27

ERTEKS CFA................................... 15 – 33

FİLİZ MAKİNA........................................45

HIGHTEX................................................83

ITM 2020............................................A.K.İ

İHLAS MATBAACILIK............................75

KIRAY MAKİNA.......................................5

KUZULUK KAPLICALARI........................87

MERSAN................................. Ö.K – Ö.K.İ

PETNİZ ISI............................................... 61

PİMMS...............................................18-19

SANKO...................................................65

SARDES.................................................. 31

SAVER MAKİNA..................................A.K

SPGPrints............................................... 11

ŞANAL PLASTİK............................... 68-69

TEKSEL....................................................43

TEKSPART...............................................49

TÜRK BARTER......................................... 71

TÜRKİYE HASTANESİ..............................63

VOLİ TURİZM..........................................95

www.tekstilteknik.com.tr


İMTİYAZ SAHİBİ

İSTMAG MAGAZİN

GAZETECİLİK YAYINCILIK

İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ. ADINA

Publisher

H. Ferruh IŞIK

GENEL MÜDÜR (SORUMLU)

General Manager (Responsible)

Mehmet SÖZTUTAN

mehmet.soztutan@img.com.tr

YAZI İŞLERİ KOORDİNATÖRÜ

News Editor

Ali ERDEM

ali.erdem@img.com.tr

YAYIN KURULU BAŞKANI

Editorial Board Chief

Prof. Dr. Cevza Candan

YAYIN KURULU

Editorial Board

Prof. Dr. Bülent Özipek

Prof. Dr. H. Rıfat Alpay

Prof. Dr. Yalçın Bozkurt

Prof. Dr. E. Tekin Altınbaş

Prof. Dr. W. Oxenham

Prof. Dr. Emel Önder

Prof. Dr. Yusuf Ulcay

Doç. Dr. Yusuf A. Uskaner

SÜREKLİ YAZARLAR

Permanent Columnists

Prof. Dr. İsmail KAYA

Doç. Dr. Mehmet Ali ÖZBUDUN

Ekrem Hayri PEKER

REKLAM DANIŞMANI

Advertisement Consultant

Mehmet TATLI

mehmet.tatli@img.com.tr

DIŞ İLİŞKİLER MÜDÜRÜ

Foreign Relations Manager

Yusuf OKÇU

yusuf.okcu@img.com.tr

TEKNİK MÜDÜR

Technical Manager

Tayfun AYDIN

tayfun.aydin@img.com.tr

GRAFİK & TASARIM

Graphics & Design

Hakan SÖZTUTAN

hakan.soztutan@img.com.tr

WEB DEVELOPER

Amine Nur YILMAZ

amine.yilmaz@img.com.tr

ABONE VE DAĞITIM

S u b s cr i pt io n a n d C i rc ul at io n M an ag e r

İsmail ÖZÇELİK

ismail.ozcelik@img.com.tr

AD RES | He ad Of fi ce

İSTMAG MAGAZİN GAZETECİLİK YAYINCILIK

İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ.

İHLAS MEDIA CENTER

Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi No: 11

Medya Blok Kat: 1 P.K. 34197

Yenibosna - Bahçelievler / İSTANBUL / TURKEY

Tel: +90 212 454 22 22 Fax: +90 212 454 22 93

www.tekstilteknik.com.tr

e-ma il: img@img.com.tr

BASKI | Printed By | İH LAS Ga ze te ci lik A.Ş.

İHLAS MEDIA CENTER Merkez Mahallesi

29 Ekim Caddesi No: 11 A/41

Yenibosna - Bahçelievler / İSTANBUL / TURKEY

Tel: +90 212 454 30 00

B Ö LG E T E MS İ LC İL İ KL ER İ

BURSA | Ömer Faruk GÖRÜN

Tel: +90 224 211 44 50 Fax: +90 224 211 44 81

KONYA | Me tin DE MİR

Tel: +90 332 238 10 71 Fax: +90 332 238 01 74

Advertising Representatives

KOREA | Jes Media Int. | Mr. Young Seoah Chinn

Tel: 8224813411 Fax: 8224813414

jesmedia@unitel.co.kr

BİLGİ / Information

Tekstil& Teknik Dergisi’nde yer alan makalelerdeki

fikirler yazarlarına aittir.

Yayınlanan ilanların sorumluluğu

ilan sahiplerine aittir.

Tekstil & Teknik is published monthly.

A dv e rt is em e n t s r e sp o ns ib il it ie s

pub lis hed in our ma ga zi ne per ta in to ad ver tisers.


4

Korona virüsün sektöre yansımaları

Çin’in Vuhan kentinde ortaya çıkan ve dünyada 100’den fazla ülkeye sıçrayan

korona virüs küresel ticareti vurdu. Yayılması engellenemeyen korona virüs salgınının

ardından alternatif pazarlara yönelen global perakende devlerinin Türkiye’de

fiyat soruşturmasına başladığına belirten sektör temsilcileri, 4 haftalık süre sonunda

virüsün kontrol edilememesi durumunda yaklaşık 2-3 milyar dolarlık bir iş hacminin

Çin’den Türkiye’ye kayacağına dikkat çekiyor. Çin’deki üretim maliyetinin yüzde

36 artması, Türk Lirası’nın son iki yıldır değer kaybetmesi ve düşen petrol fiyatları da

Türkiye’yi Çin’e kıyasla üretim için daha cazip hale getiriyor. Bütün bu fırsatların en

önemlisi, Çin’in üretim kapasitesinin azalması sonucunda artan küresel talebin kısa

vadede geçici, orta ve uzun vadede ise kalıcı olarak küresel ithalatçıları Türkiye’ye

çekebilecek çalışmalarda bulunulması Türk ihracatçıları için yeni fırsatlar doğurabilir.

Hazır Giyim ve tekstil sektöründe Çin’de imal edilen ürünlerin korona virüsü sebebiyle

zamanında teslim edilmemesi riskine karşılık küresel ithalatçıların Türkiye ve Vietnam

gibi ülkelerdeki üreticilerle görüşmelere başlaması, Türkiye’nin geleneksel olarak üretiminde

uzmanlaştığı tekstil sektöründe de çeşitli fırsatların var olduğunu gösteriyor.

Ali ERDEM

Yazı İşleri Müdürü

News Editor

Korona virüs dengeleri değiştirdi

Korona virüsü, küresel ticaret üzerinde de etkisini gösteriyor. Çin, petrol dahil çok sayıda

ürünün en büyük ithalatçısı konumunda. Dünya genelinde firmaların tedarikçisini barındıran

Çin’in üretimindeki yaşanan olumsuz havanın Türkiye’ye olumlu yansıması bekleniyor.

Türkiye ekonomisinin pozitif etkilenmesinde düşen petrol fiyatlarının etkili olabileceği

belirtiliyor. Dünya’nın ikinci büyük ekonomisi olan Çin’in taleplerinin azalması,

başta petrol olmak üzere emtia fiyatlarının gevşemesine neden olacağından, bunların

ülkemiz enflasyonun düşmesine katkısı da olabileceğini ifade eden görüşler, yaşanan

bu salgının ekonomik anlamda olumlu ve olumsuz neticeleri olacağı yönünde.

EDİTÖR

Reflections of corona virus to the sector

Corona virus, which originated in Wuhan city of China and spread to more than 100

countries in the world, struck global trade. The sector representatives, indicating that

the global retail giants are turning to alternative markets after unhindered corona

virus outbreak spread, started price investigation in Turkey, in case the virus are not

controlled at the end of 4 weeks, a business volume of about 2-3 billion dollars attention

will come from China to Turkey. 36 percent increase in the cost of production in

China, losing the value of the Turkish lira in Turkey the last two years and falling oil prices

make Turkey more attractive for production compared to China. The most important

of all these opportunities is that the increased global demand can turn to Turkey

as a result of the production capacity in China decreased, and make opportunities

for the Turkish exporters to attract the global importers’ attention to Turkey as temporal

in short term and permanent in long term. As response to risk that the products

which are manufactured in China are not delivered on time due to the corona virus in

ready-made and textile industry, that the global importers begin to meet the producers

in countries such as Turkey and Vietnam shows that there are various opportunities

in the textile sector in which Turkey traditionally specialized in the production.

TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020

Corona virus changed balances

The corona virus also shows its effect on global trade. China is the largest importer

of many products, including oil. It is expected that the negative condition experienced

in the production of China that contains suppliers of the firms all over the

world will reflect to Turkey positively. The decreasing of oil prices can be efficient on

positive impact of Turkish economy. The opinions, declaring that as the decrease

in the demands of China, the second largest economy of the world, will cause the

commodity prices, especially oil; those can help inflation in our country decrease,

show that there will be positive and negative results of this outbreak in economy.



6

PANORAMA

Şubat ayı ihracatında

rekor artış

Record increase

in February exports

Türkiye İhracatçılar Meclisi

(TİM), şubat ayı ihracat

rakamlarını açıkladı.

Türkiye’nin ihracatı 2020

yılı şubat ayında yüzde 2,3

artışla 14,7 milyar dolar oldu.

Turkey Exporters Assembly

(TIM) announced export

figures for February. Turkey’s

exports rose 2.3 percent in

February 2020 became 14.7

billion dollars.

TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020


PANORAMA 7

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM),

şubat ayı geçici dış ticaret

verilerini açıkladı. Şubat ayında

ihracat, Genel Ticaret Sistemi’ne

(GTS) göre yüzde 2,3 artışla 14,7

milyar dolar olarak rekor tazeledi.

Son 12 aylık ihracat ise 182,1

Turkey Exporters Assembly (TIM)

announced the provisional

foreign trade data for February.

In February, exports renewed

a record of 14.7 billion dollars

with an increase of 2.3 percent

compared to the General Trade

TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020


8

PANORAMA

milyar dolara ulaşıldı. İsmail Gülle, şubat ayı ihracat

rakamlarını ise şu sözlerle değerlendirdi: “2019 genelinde

net ihracatın büyümeye katkısı 2,3 puan ile

GSYH’nin yılı pozitif bir büyüme ile kapatmasına çok

değerli bir katkı sağladı. Ülkemiz ekonomisinin ‘dengelenme-disiplin’

dönemini başarıyla tamamlamasında

ve pozitif büyüyemeye bu kadar hızlı dönmesinde

ihracatımızın etkili katkısından gururluyuz. Dünya

Ticaret Örgütü tarafından verisi açıklanan 62 ülke

arasında Türkiye, bu denli zorlu bir küresel ve bölgesel

gündem ve küresel ticaretteki sıkıntılı tabloya rağmen

ihracatını arttırabilen sınırlı sayıda ülke arasında 6.

sırada yer alıyor. Küresel ticarete konu olan verilerde

dikkat çekici hususlardan biri ise, dünyada en fazla ihracat

gerçekleştiren ilk 10 ülkeden 9’unun ihracatının

gerilemesinin aksine, Türkiye’nin arttırabilme başarısıdır.

Küresel ticarette dengelerin değiştiği bu ortamda,

Türkiye, nasıl ki 2019 yılında ihracatında artış yaşayan

ender ülkelerden biri olma başarısını gösterdiyse, bu

başarıyı 2020’de de tekrarlamaya kararlıdır.”

HER TÜRLÜ TEDBİRİ ALIYORUZ

Şubat ayında yayıldığı alanı genişleterek küresel bir

tehdit haline gelen korona virüsü hakkında da değerlendirmelerde

bulunan İsmail Gülle, “Virüs şimdiden,

küresel ekonomide ve ticarette yavaşlamaya ve tedarik

zincirinde bozulmalara yol açmış durumda. Uluslararası

kuruluşlar Çin’in 2020 yılında son yılların en düşük

büyümesiyle karşılaşabileceğini ifade ediyorlar. Türk

System (GTS). In the last 12 months,

exports reached $ 182.1 billion. İsmail

Gülle evaluated the export figures for

February with the following words: “The

contribution of net exports to growth in

2019 made a very valuable contribution

to GDP closing the year with a positive

growth with 2.3 points. We are proud

of the effective contribution of our

exports to the successful completion

of the ‘balancing-discipline’ period of

our country’s economy and to return

to positive growth so quickly. Turkey,

among 62 countries whose data released

by the World Trade Organization,

in spite of such a challenging global

and regional agenda, takes place at

6th rank among the limited countries

that increased their export. One of the

remarkable aspects of data subject to

global trade, in contrast to the decline

in the export of nine of the 10 countries

that export the most in the world, is the

success of Turkey to increase. In this environment,

global balances changed,

Turkey, is determined to repeat the success

in 2020 as she showed the success

of being one of the few countries that

increased their export in 2019.”

We take all kinds of measures

Commenting on the corona virus, which

has become a global threat by expanding

its spread in February, İsmail Gülle

said “The virus has already caused a

slowdown in the global economy and

trade and disruptions in the supply chain.

International organizations say that

China may encounter the lowest growth

of recent years in 2020. We are working

intensively and quickly with our Ministries

on proactive solutions in order to

prevent our Turkish export products from

entering the markets. We will continue

to take every precaution to ensure that

our country’s exports survive this process

with the least damage.”

TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020

1555 companies participated to export

family in February

Touching on the details of February

exports, TİM President Gülle gave the

following information: “I am pleased to

inform 1555 companies of us joined our

export family for the first time in February.

These companies, which have just

started exporting, realized an export

of 127 million dollars in February. When

looked at the company, a total of 39



10

PANORAMA

TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020

ihraç ürünlerimizin pazarlara intikalinin aksamaması

adına da Bakanlıklarımızla birlikte proaktif çözümler

üzerinde yoğun ve hızlı bir şekilde çalışıyoruz. Ülkemiz

ihracatının en az hasarla bu süreci atlatması için de

her türlü tedbiri almaya devam edeceğiz” dedi.

ŞUBAT’TA 1555 FİRMA İHRACAT AİLESİNE KATILDI

Şubat ayı ihracatına ilişkin detaylara değinen TİM

Başkanı Gülle, şu bilgileri verdi: “Şubat ayında ihracat

ailemize 1555 firmamızın ilk kez katıldığını bildirmekten

memnuniyet duyuyorum. İhracata yeni başlayan bu

firmalarımız, şubat ayında 127 milyon dolarlık ihracat

gerçekleştirdi. Firma özelinde bakıldığında, şubatta

toplam 39 bin 248 firmamız ihracat gerçekleştirdi. İşte

bu tablo ihracat farkındalığının ve ihracatın tabana

yayılma sürecinin de başarı ile uygulandığının gurur

verici tablosudur. TİM de bu büyük ailenin sorumluluk

ve bilinci ile çalışıyor. ‘Dış Ticaret Fazlası Veren Türkiye’

için İhracat Ana Planında işaret edilen yolda kabiliyetlerimizi

ve pazarlama becerilerimizi geliştirebilmek

adına yeni nesil çalışmaları hayata geçiriyoruz.”

OTOMOTİV SEKTÖRÜ LİDERLİĞİNİ SÜRDÜRDÜ

Şubat ayının lideri, 2,52 milyar dolarlık ihracat ile

Otomotiv sektörü oldu. Otomotivi, 1,52 milyar dolar

ihracat ile Hazır giyim ve 1,51 milyar dolar ihracat ile

Kimyevi Maddeler sektörleri etti. 7 sektörün ihracatında

yüzde 10’un üzerinde artış gerçekleşti. Yılın 2

ayında 21 sektör ihracatını artırma başarısı gösterdi.

Şubat ayında ihracatçılar, ülkemizin bayrağını 207

ülke ve bölgede dalgalandırmayı başardı. Bu ülkelerin

122’sine ihracat artarken 80 ülkede artış yüzde

10’un, 38 ülkede ise yüzde 50’nin üzerinde gerçekleşti.

En çok ihracat gerçekleştirilen ilk 3 ülke ise 1,3 milyar

dolar ile Almanya, 906 milyon dolar ile Irak ve 856

milyon dolar ile Birleşik Krallık oldu. En büyük pazar

olan Avrupa Birliği’nin ihracattaki payı şubatta yüzde

48,1 olarak gerçekleşti. 2020 yılında paritenin olumsuz

etkisinin yüzde 55 ile önemli ölçüde azaldığı görüldü.

YILIN İLK TİCARET HEYETİ KATAR’A DÜZENLENDİ

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) organizasyonuyla, 29

Şubat- 4 Mart tarihleri arasında Katar’ın başkenti Doha’ya

Ticaret Heyeti düzenlendi. 28 firmadan 34 ihracatçının

katıldığı Heyette, Türkiye-Katar iş forumunun yanı

sıra Katarlı firmalar ile Türk firmalar arasında 500’den

fazla iş görüşmesi gerçekleştirildi. TİM Başkanı İsmail Gülle,

“Çok iyi politik ilişkilerimizin olduğu Katar ile ekonomik

anlamda da iyi ilişkiler içindeyiz. Katar’da gerçekleşen

ticari görüşmelerde ihracatçılarımız, mermerden elektronik

ürünlere, hazır giyim ve tekstilden telekomünikasyona

kadar yeni sektörlerde iş birlikleri sağlama noktasında

başarılı görüşmeler gerçekleştirdi” dedi.

thousand 248 companies made exports

in February. This table is the proud

picture that export awareness and the

process of spreading of exports are

successfully applied. TIM also works with

the responsibility and awareness of this

large family. ‘Foreign Trade Surplus that

Turkey’s exports to the Master Plan and

pointed the way to a new generation of

working on behalf of our ability to develop

our marketing skills we bring to life.”

Automotive sector continues its

leadership

The automotive industry became the

leader of February, with exports of $ 2.52

billion. The ready-to-wear industry with

1.52 billion dollars export and the Chemical

and Substances sectors with 1.51

billion dollars export followed automotive.

More than 10 percent increase has

been realized in exports of 7 sectors. In

2 months of the year, 21 sectors succeeded

in increasing their exports. In February,

exporters managed to wave the

flag of our country in 207 countries and

regions. While exports to 122 of these

countries increased, the increase in 80

countries was over 10 percent and in 38

countries it was over 50 percent. The top

3 most exported countries were Germany

with $ 1.3 billion, Iraq with $ 906

million and the United Kingdom with $

856 million. The largest market, the European

Union’s share in exports, was 48.1

percent in February. It was observed

that the negative effect of the parity

decreased by 55 percent in 2020.

First commercial committee of the year

is organized to Qatar

With the organization of Turkey Exporters

Assembly, Trade Mission was held

in Doha, capital of Qatar between 29

February and 4 March. The delegation

includes 28 companies from the

34 exporters participated, as well as

Turkey-Qatar Business Forum of Qatari

companies with Turkish firms in more

than 500 business meetings were held.

TİM President İsmail Gülle said “We

have good economic relations with

Qatar, where we have very good political

relations. In the business negotiations

held in Qatar, our exporters held

successful talks in cooperation with

new sectors such as marble, electronic

products, ready-to-wear and textile

and telecommunications.”


Beyond limitations.

Sınırların Ötesindeki Tek Geçişli Dijital Baskı Makinesi

SPGPrints ® , PİKE ® dijital baskı makinası ile kalite, kesintisiz çalışma ve

tüm desenleri yapabilme anlamında yeni standardları belirlemektedir.

PİKE , problem yaşanan tam dolu, çok ince detay içeren, geometrik

desenler ve derin renkleri basabilmesi ile dijital baskı dünyasını

yeniden şekillendirmektedir. Archer baskı barı ve PİKE dijital baskı

boyaları kombinasyonu ile başka bir dijital baskı

baskı makinasının yakalamayacaği desen

kalitesini elde etme imkanı vardır.

| Hızlı sevkiyat

PİKE mümkün olan en yüksek net verimliliğe sahip dijital baskı

makinasıdır.

| Güvenirlilik

Garantili baskı kalitesi ve üretim kapasitesi sunar.

| Desen çeşitliliği

PİKE, dijital baskı makinesinin esnekliğine ve rotasyon baskı

makinesinin verimliliğine sahiptir.

SPGPrints Baskı Sistemleri Tic. Ltd Sti.

19 Mayis Mah. Atatürk Cad.

Turaboglu Sok. Sitki Bey

Plaza No: 2/1 K:5 D:18

34736 Kadiköy Istanbul

Turkey

T +90 216 464 83 53

F +90 216 464 83 57

E info.turkey@spgprints.com

I www.spgprints.com/turkey


12

PANORAMA

Kimya

sektörünün

ihracat artışı

sürüyor

Export growth

of the chemical

industry

continues

İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) verilerine göre, sektörün

iki aylık ihracatı 3 milyar 217 milyon dolara ulaştı. Sektörün en çok ihracat yaptığı ülke ise 99

milyon 468 bin dolarlık ihracat ile Hollanda oldu.

According to the data of the Istanbul Chemicals and Products Exporters Association (İKMİB),

the industry’s two-month exports reached $ 3 billion 217 million. The most exported country

in the sector was the Netherlands, with exports of 99 million 468 thousand dollars.

TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020

Kimya sektörünün Şubat ayı ihracat rakamlarını

değerlendiren İstanbul Kimyevi

Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları

Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Adil

Pelister, “Şubat ayında 1 milyar 516 milyon

dolar kimya ihracatı gerçekleştirirken,

iki aylık ihracatımız ise yüzde 0,95 artışla

3 milyar 217 milyon dolara ulaştı. Sektörümüzde

Şubat ayında en çok ihracat

gerçekleştirdiğimiz ülke 99 milyon 468

bin dolarlık ihracat ile Hollanda olurken,

Irak, İtalya, Almanya, Belçika, Mısır, ABD,

İspanya, Romanya ve İngiltere ilk onda

yer aldı. Bununla birlikte Çin’de ortaya

çıkarak dünyaya yayılan koronavirüsü sal-

Adil Pelister, Chairman of the Board of Istanbul Chemicals

and Products Exporters Association (İKMİB),

evaluating the export figures of the chemical industry

in February, said “While exports of 1 billion 516 million

dollars were made in February, our two-month exports

increased by 0.95 percent and reached 3 billion 217

million dollars. The country we exported most in our sector

in February was the Netherlands with exports of 99

million 468 thousand dollars, while Iraq, Italy, Germany,

Belgium, Egypt, USA, Spain, Romania and England were

among the top ten. However, we see that economic

balances have also been adversely affected due to

the outbreak of coronavirus emerging in China and

spreading around the world. In the current conjuncture,

it is stated that the epidemic will cause a loss of approxi-


PANORAMA 13

mately 1 trillion dollars in the world economy. This situation

may also affect our country and our sectors. China

is also the world’s second largest energy consumer. The

decrease in production in China and other countries

also causes a decrease in energy and fuel use. We

see this reflection in our chemical exports in February.

We also closely follow the developments in our neighboring

countries such as Syria, Iran and Iraq. As İKMİB,

we evaluate the problems and opportunities that may

arise in the sub-sectors of our chemical industry related

to all these developments, together with our sector

stakeholders, especially our Ministries. In this context, it is

very important to invest in our country especially in the

fields of medical, pharmaceutical and petro-chemistry

for the future of our industry. We expect the investments

to start as soon as possible. As always, we will continue

to support our exporters and our government.”.

The country exported in february became the

Netherlands

The Netherlands became the most exported country

in February. The other top ten countries that followed

the Netherlands in February were Iraq, Italy, Germany,

Belgium, Egypt, USA, Spain, Romania and England.

Chemical exports to the Netherlands were 99 million

468 thousand dollars in February 2020. In February,

the most “mineral fuels, mineral oils and products”,

gını sebebiyle ekonomik dengelerin de

olumsuz etkilendiğini görüyoruz. Mevcut

konjonktürde salgının dünya ekonomisinde

yaklaşık 1 trilyon dolarlık bir kayıp

yaratacağı belirtiliyor. Bu durum ülkemizi

ve sektörlerimizi de etkileyebilir. Çin aynı

zamanda dünyanın en büyük ikinci enerji

tüketicisi. Çin’de ve buna bağlı diğer

ülkelerde üretimin düşmesi enerji ve yakıt

kullanımının düşmesine de sebebiyet veriyor.

Şubat ayı kimya ihracatımızda da bu

yansımayı görüyoruz. Ayrıca Suriye, İran,

Irak gibi komşu ülkelerimizdeki gelişmeleri

de yakından takip ediyoruz. İKMİB olarak

tüm bu gelişmeler ile ilgili kimya sektörümüzün

alt sektörlerinde oluşabilecek

sorun ve fırsatları başta ilgili Bakanlıklarımız

olmak üzere, sektör paydaşlarımızla

birlikte değerlendiriyoruz. Bu kapsamda

sektörümüzün geleceği açısından özellikle

medikal, ilaç ve petrokimya alanında

ülkemizde yatırım yapılması çok önemli.

Yatırımların en kısa zamanda başlamasını

bekliyoruz. Her zaman olduğu gibi

ihracatçılarımızın ve devletimizin yanında

olmaya devam edeceğiz” dedi.

ŞUBAT AYINDA EN FAZLA İHRACAT

YAPILAN ÜLKE HOLLANDA OLDU

Hollanda, Şubat ayında en çok ihracat

yapılan ülke oldu. Şubat ayında Hollanda’yı

takip eden ilk onda yer alan

diğer ülkeler ise Irak, İtalya, Almanya,

Belçika, Mısır, ABD, İspanya, Romanya

ve İngiltere oldu. Hollanda’ya yapılan

kimya ihracatı 2020 yılı Şubat ayında 99

milyon 468 bin dolar olarak gerçekleşti.

Şubat ayında Hollanda’ya en çok “mineral

yakıtlar, mineral yağlar ve ürünleri”,

“plastikler ve mamulleri”, “anorganik

kimyasallar”, “uçucu yağlar, kozmetikler

TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020


14

PANORAMA

ve sabun”, “muhtelif kimyasal maddeler”,

“kauçuk, kauçuk eşya” ve “boya, vernik,

mürekkep ve müstahzarları” ihraç edildi.

2020 yılı Ocak-Şubat olarak iki aylık dönemde

en çok kimya ihracatı yapılan ülkeler ise sırasıyla

İtalya, Hollanda, Almanya, Irak, Belçika,

Mısır, ABD, Yunanistan, İspanya ve İngiltere

olarak ilk onda yer aldı. Şubat ayında kimyevi

maddeler ve mamulleri ürün gruplarında

plastikler ve mamulleri ihracatı, 501 milyon

476 bin 982 dolarla kimya ihracatında ilk

sırada yer aldı. İkinci sırada 350 milyon 647

bin 173 dolarlık ihracatla mineral yakıtlar,

mineral yağlar ve ürünler yer alırken, anorganik

kimyasallar ihracatı 140 milyon 716 bin

561 dolarla üçüncü sırada yer aldı. Anorganik

kimyasalları takiben ilk onda yer alan diğer

sektörler ise; ‘kauçuk, kauçuk eşya’, ‘uçucu

yağlar, kozmetikler ve sabun’, ‘eczacılık

ürünleri’, ‘boya, vernik, mürekkep ve müstahzarları’,

‘muhtelif kimyasal maddeler’, ‘yıkama

müstahzarları’ ve ‘organik kimyasallar’ oldu.

“plastics and products”, “inorganic chemicals”,

“essential oils, cosmetics and soap”, “miscellaneous

chemicals”, “rubber, rubber goods” and “Paint,

varnish, ink and preparations” were exported.

In the two-month period of January-February of

2020, the countries with the highest export of chemistry

were in the top ten as Italy, Holland, Germany,

Iraq, Belgium, Egypt, USA, Greece, Spain

and England respectively. In February, exports of

plastics and products in chemical substances and

products were ranked first in chemical exports

with $ 501 million 476 thousand 982. Mineral fuels,

mineral oils and products were in the second

place with exports of 350 million 647 thousand

173 dollars, while inorganic chemicals exports

were in third place with 140 million 716 thousand

561 dollars. Other sectors in the top ten following

inorganic chemicals are; “Rubber, rubber goods”,

“essential oils, cosmetics and soap”, “pharmaceutical

products”, “paint, varnish, ink and preparations”,

“various chemicals”, “washing preparations”

and “organic chemicals”.

TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020



16

PANORAMA

ITM 2020’de bir ilk:

Denim Teknolojileri Özel Bölümü

A First in the ITM 2020:

Denim Technologies Special Section

Her iki yılda bir gerçekleşen ITM (Uluslararası Tekstil Makineleri) fuarı,

tekstil sektörüne ekonomik yararlar sağlamasının yanı sıra, yenilikçi

fikirler ve yeni iş birlikleri açısından katılımcıları ile ziyaretçilerine büyük

avantajlar sunuyor. Başarısını tüm dünyaya ispatlayan ITM fuarı, bu yıl

bir ilke daha imza atarak Denim Teknolojileri Özel Bölümü’nü açtı.

The ITM (International Textile Machinery) Exhibition, which is organized

every two years, offers economic advantages to the textile industry as

well as providing great benefits to its participating companies and visitors

in terms of innovative ideas and new collaborations. The ITM Exhibition,

which globally demonstrated its success, took a step forward and led the

way by opening the Denim Technologies Special Section this year.

TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020

Rahatlığı ve pratikliğiyle dolapların vazgeçilmez

ürünlerinden olan denim, son yıllarda artan

spor giyim trendiyle genç, yaşlı demeden

her kesimden talep görüyor. Moda dünyasının

zamansız ürünlerinden biri haline gelen denim,

bugün üretimden perakendeye önemli bir ekonomi

yaratıyor. Türkiye’deki firmaların, üretim

Denim, with its comfort and practicality, is one

of the indispensable products of wardrobes

and receives demands from all segments

including youngsters and older people with

the uprising trend of sportswear in recent years.

Denim that is considered as one of the timeless

products of the fashion world, effectuates a

considerable economy from manufacturing

to retail on this day. The success of the textile

companies in Turkey in production and marketing

and their proximity to European countries

is considered as a geographical advantage.

The fact that the ITM exhibitions are organized

in Istanbul connecting the east and the west

backs up this advantage. Because of reaching

the occupancy limit in all halls of the ITM 2020

Exhibition, the “Denim Technologies Special Section”,

which was established for the first time

as an additional hall, is making itself ready to

welcome denim, fabric and ready-made garment

manufacturers. It offers a great occasion

for the visitors that the manufacturers will be

exhibiting the latest technological innovations


PANORAMA 17

in denim production in this specialized hall

from the machinery related to the sector

to the dyes used in the production.

Turkey undertakes an important role in the

world denim market

Turkey, being fourth in the world in denim

exports, is among the major players in the

global denim market. In Turkey, approximately

350 million meters of denim is

produced in a year. Along with denim

manufacturing, the export network of

our country is also growing significantly.

Expanding with value-added products,

both producers and retailers are preparing

for investment in this sector. Turkey

has become a country that creates its

own brands and shapes the world’s denim

fashion with its designs and technological

products. In terms of both denim

fabric and denim clothing exports in 2018,

our country was among the most successful

countries in the world. Turkey placed

in as the fourth most exporting country in

the world in both categories, achieving 7

percent share with the export amounting

to 338 million dollars in world denim fabric

exports, which attains to a total of 4 billion

910 million dollars and accomplishing 4.5

percent share with the export amounting

to 2.1 billion dollars in ready-to-wear clothing.

Turkey exported the most amounts

of denim fabric particularly to Tunisia,

Egypt, Italy, Morocco, and Bangladesh.

ve pazarlamadaki başarısı ve Avrupa’ya yakınlığını,

coğrafi bir avantaj olarak değerlendiriliyor. ITM fuarlarının,

doğu ile batıyı birbirine bağlayan İstanbul’da

yapılıyor olması ise bu avantajı daha da destekliyor.

ITM 2020 Fuarı’nın tüm salonlarında doluluk sınırına

ulaşılması ile birlikte ilave salon olarak ilk kez kurulan

‘Denim Teknolojileri Özel Bölümü’, denim, kumaş

ve konfeksiyon üreticilerini ağırlamaya hazırlanıyor.

Üreticilerin, sektöre yönelik makinelerden boyalara

kadar denim üretimlerinde gerçekleştirilen son

teknolojik yeniliklerini, ihtisas salonunda sergileyecek

olması ziyaretçiler açısından büyük fırsat oluşturuyor.

TÜRKİYE, DÜNYA DENİM PAZARINDA ÖNEMLİ BİR ROL

OYNUYOR

Denim ihracatında dünya dördüncüsü olan Türkiye,

dünya denim pazarının önemli oyuncuları arasında

yer alıyor. Türkiye’de, yıl içerisinde 350 milyon metrelik

denim üretiliyor. Denim üretimiyle birlikte ülkemizin,

ihracat ağı da ciddi bir şekilde büyüme gösteriyor.

Katma değerli ürünlerle büyüyen sektörde hem

üreticiler hem de perakendeciler yatırıma hazırlanıyor.

Türkiye; kendi markalarını yaratan, tasarımları ve

teknolojik ürünleri ile dünya denim modasına yön veren

ülke konumunda bulunuyor. Ülkemiz, 2018 yılında

hem denim kumaşı hem de denim giysi ihracatında

dünyanın en başarılı ülkeleri arasında yer aldı. Toplam

4 milyar 910 milyon dolar olan dünya denim kumaş

ihracatında 338 milyon dolar ihracat ile yüzde 7,

hazır giyiminde ise 2,1 milyar dolar ihracat ile yüzde

4,5 paya ulaşarak her iki branşta da dünyanın en

fazla ihracat yapan dördüncü ülkesi oldu. Türkiye’nin

en fazla denim kumaşı ihraç ettiği ülkelerin başında;

Tunus, Mısır, İtalya, Fas ve Bangladeş geliyor.

TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020




20

PANORAMA

Türk tekstil sektörü,

Paris’te atağa geçti

Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB), modanın başkenti Paris’te eş

zamanlı olarak gerçekleştirilen Premiere Vision Paris ve Texworld Paris

fuarlarına katıldı. 2021-2022 ilkbahar-yaz moda trendlerinin belirlendiği

bu iki fuarda Türkiye’den toplam 290 firma yer aldı.

TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020

Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB), Türk tekstilinin

dünya pazarlarındaki payını artırma çalışmaları

kapsamında bu kez modaya yön veren Fransa’da

başarılı çalışmalara imza attı. UTİB, tekstil

sektörü ihracatına güçlü ivme kazandırmak için

10-13 Şubat tarihleri arasında modanın başkenti

Paris’te eş zamanlı olarak düzenlenen Premiere Vision

Paris ve Texworld Paris fuarlarına dergi standı

ile katıldı. Bu yıl 92. kez düzenlenen Premiere Vision

Paris Fuarı’na 12’inci kez katılan UTİB, yılda iki kez

düzenlenen Texworld Paris Fuarı’nda da 18’inci kez

yer aldı. Eş zamanlı olarak gerçekleştirilen fuarlara

dergi standı ile katılan UTİB tarafından Türk kumaş

sektörünü dünyaya tanıtmak, imajını geliştirerek

yurt dışında markalaşmasına öncülük etmek ve

mevcut pazarlardaki payını arttırmak, hedef

ülkelerle olan ihracatı geliştirmek ve rakiplerin pazarlama

stratejileri konusunda araştırma yapmak

amacıyla hazırlanan Turkish Fashion Fabrics (TFF)


PANORAMA 21

sağladık. Türk tekstil sektörünü ve öncü firmalarını

yabancı sektör profesyonellerine nitelikli tanıtım

yapabilmek için her iki fuarda da dergi standı ile

yer aldık. Fuar boyunca hem dergimiz TFF Magazine

hem de Türk tekstil firmaları yabancı sektör

temsilcilerinin yoğun ilgisiyle karşılaştı. Premiere

Vision Paris Fuarı’na İtalya, Fransa, Çin, İngiltere,

Hindistan, Almanya ve ABD başta olmak üzere

49 ülkeden 1.759 firma, Texworld Paris Fuarı’na da

1.000 firma katıldı. Biz de Premiere Vision Paris ve

Texworld Paris gibi prestijli fuarlarda yer alarak Türk

tekstil sektörünün gücüne ve ürün kalitesine vurgu

yaparak dünya pazarında daha da geniş pay

almayı amaçlıyoruz” diye konuştu.

Magazine, her iki fuarda da dağıtıldı. Türkiye’nin

giyimlik kumaş sektöründen, firmalarına, Türk tasarımcılarından

tasarımlarına kadar birçok konuda

Türk tekstil sektörünü tanıtan TFF Magazine, başta

Fransız yatırımcılar olmak üzere dünyanın dört bir

yanından fuara katılan sektör profesyonelleri ile bir

araya getirildi. Ayrıca Türkiye, Premiere Vision Paris

Fuarı’na katılan 182 firma ile İtalya ve Fransa’dan

sonra en fazla katılım gösteren ülke oldu. Texworld

Paris Fuarı’na da Türkiye’den 108 firma katıldı.

“FRANSA, BÜYÜK BİR PAZAR POTANSİYELİ

OLUŞTURUYOR”

Türkiye’nin 2023 İhracat Stratejisi kapsamındaki

hedef ülkeler arasında Fransa’nın da yer aldığını

vurgulayan Engin sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’nin

tekstil ihracat pazarları arasında Fransa, 2019

yılsonu itibarıyla 121 milyon dolar ihracatla 19. sırada

yer alıyor. Fransa aynı zamanda 2018 yılı sonu

itibarıyla dünya tekstil ithalatçı ülkeleri arasında

da toplam 4,3 milyar dolar ithalat ile 14. sırada yer

alıyor. En çok İtalya, Almanya ve Çin’den ithalat

yapan Fransa, önemli bir ithalatçı olduğu için Türk

tekstil sektörü için de oldukça büyük bir pazar oluşturuyor.

2018 yılsonu itibarıyla Türkiye’nin Fransa’daki

pazar payı ise yüzde 3 oranında. Ülkemizden

Fransa’ya en çok pamuk ipliği, pamuklu mensucat,

sentetik ve suni devamsız liflerden iplikler ve diğer

örme mensucat ürün grupları ihraç ediliyor.”

PARİS’TEKİ FUARLARA TÜRKİYE’DEN 290 FİRMA KATILDI

Deriden kumaşa, aksesuardan hazır giyim ve tasarım

ürünlerine kadar birçok ürün ve ürün grubunun

sergilendiği bu iki fuara UTİB olarak dergi standı ile

katılım gösterdiklerini belirten UTİB Yönetim Kurulu

Başkanı Pınar Taşdelen Engin, Paris’in modanın

önemli merkezlerinden biri olduğunu ve 2021-

2022 ilkbahar-yaz moda trendlerinin Premiere

Vision Paris ve Texworld Paris gibi önemli fuarlarda

belirlendiğini söyledi. Türk tekstil sektörünün her

geçen gün daha da güçlendiğini ifade eden

Engin, “Sektörümüz gerek Ar-Ge ve inovasyonda

gerekse de tasarım ve ileri teknoloji konularında

büyük ivme yakaladı. Türkiye’den toplam 290 firma

ile eş zamanlı gerçekleştirilen bu iki fuara katılım

TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020


22

PANORAMA

Epson’a

iF Tasarım

Ödülü

iF Design

Reward

to Epson

Epson was one of the winners of the iF Design Awards 2020, one

of the most prestigious awards in the world, which has become a

label for excellent design internationally since 1953. Surecolor SC-

P7500 and SC-P9500 models in Epson’s large format printer segment

were awarded. Two printers offering the widest color range ever

(12 colors), 99% Pantone comprehensive for artists and professional

photographers, welcomed 2020 with reward. A total of 7,298 applications

from 56 countries were made to the iF Design Awards 2020,

where many different criteria such as usefulness, innovative features,

level of detail, environmentalist approach, craftsmanship were evaluated.

The jury, on the other hand, consisted of a huge team of 78

experts. The award ceremony will be held in Berlin on May 4, 2020.

TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020

1953’ten bu yana uluslararası

alanda mükemmel

tasarım için bir etiket

haline gelen, dünyanın

en prestijli ödüllerinden iF

Tasarım Ödülleri 2020’nin

kazananlarından biri de

Epson oldu. Epson’un geniş

format yazıcı segmentinde

yer alan Surecolor

SC-P7500 ve SC-P9500

modelleri, ödüle layık

görüldü. Sanatçılar ve profesyonel

fotoğrafçılar için;

yüzde 99 Pantone kapsamlı,

şimdiye kadarki en

geniş renk yelpazesini (12

renk) sunan iki yazıcı 2020

senesini ödülle karşıladı.

Kullanışlılık, inovatif özellikler,

detay düzeyi, çevreci

yaklaşım, işçilikteki ustalık

gibi birçok farklı kriterin

değerlendirildiği iF Tasarım

Ödülleri 2020’ye; 56

ülkeden toplam 7 bin 298

başvuru gerçekleşti. Jüri

ise 78 kişilik dev bir uzman

kadrodan oluştu. Ödül

töreni 4 Mayıs 2020’de

Berlin’de düzenlenecek.


Perfect bonding

Mükemmel yapışma

with KIWOTEX ® adhesives for printing-blankets

KIWOTEX ® serisi baskı blanketi tutkalları

© Durst Phototechnik AG

Permanent

adhesives

Permanent

yapıştırıcılar

Thermoplastic

adhesives

Termoplastik

yapıştırıcılar

Adhesives for

digital textile

printing

Dijital tekstil

baskı için

yapıştırıcılar

Direct contact / Doğrudan iletişim

Burç Ulusoy

Regional Sales Manager

+90 532 367 59 19

ALBERT ROSE CHEMICALS ∙ Division of Kissel + Wolf GmbH ∙ In den Ziegelwiesen 6 ∙ 69168 Wiesloch ∙ Germany

Phone +49 6222 578-0 ∙ Fax +49 6222 578-100 ∙ info@kiwo.de

Stripper

(adhesive remover)

Sökücü

(yapışkan silici)

www.albert-rose-chemicals.eu


24

PANORAMA

Sürdürülebilirlik

hakkında

Monforts denim

müşterileri ile

bir söyleşi

Talking

sustainability

with Monforts

denim customers

Kuzey Carolina Greensboro’da bulunan

Cone Denim, şirketin suyunu ilk kez geri

dönüştürmeye başladığı 1940’larda ilk

çevre kontrol önlemlerini uygulamaya

başladığı öne sürebilir. Şirketin İngiltere

müşteri hizmetleri merkezinden Gabriel

Magopat “Seksen yıl geriye gittiğimizde

bile bu etkin bir metottu. Ancak yüksek

kalitede ürünler üretmek bir başka sürdürülebilir

ve etkin olmanın bir başka şeklidir

ve sanırım bu Cone’un savunduğu şeydir.

Bizim şaşırtıcı bir tarihimiz var” dedi.

Cone Denim gerekliği esnekliği sağlamak

için geleneksel olarak polyester bileşenleri

bir araya topladığı, kendi imzası olan S

Cone Denim, based in Greensboro, North Carolina,

for example, can lay claim to having put

in place its first environmental control measures

back in the 1940s when the company first started

recycling its water.

“It was a method of efficiency even back then,

eighty years ago,” says Gabriel Magopat, of the

company’s UK customer service centre, “but

producing high quality products is another method

of being sustainable and of being efficient,

and I think that’s what Cone stands for. We

have an amazing history.”

Cone Denim is known for its signature S Gene ®

stretch denims which have traditionally incorporated

polyester components to provide the stretch.

TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020

Londra’daki son Denim

Première Vision fuarında

çekilen- Monforts YouTube

Kanalı’nda yayınlanan en son

kısa filmde, önde gelen küresel

üreticilerin bazıları daha

sürdürülebilir denim üretimi için

girişimlerini ele alıyor.

In the latest short film released on

the Monforts YouTube Channel–

captured at the recent Denim

Première Vision show in London

– some of the leading global

manufacturers discuss their

initiatives for more sustainable

denim production.


PANORAMA 25

It has now partnered with Intrinsic Advanced

Materials of Gastonia, also in North Carolina, to

introduce patent-pending CiCLO stretch polyester

fibres into its denim collections.

While still being synthetic based, CiCLO polyester

is able to biodegrade in marine environments,

wastewater treatment plants and landfill conditions,

at rates similar to natural fibres like wool.

This more sustainable solution for stretch is also

being introduced to China for the first time by

another leading denim supplier, Advance Denim.

“Advance Denim is spending its resources on being

the most technologically advanced company in

China, and also the most sustainable,” says Mark

Ix, the company’s Director of Marketing. “We are

investing heavily in our manufacturing to save both

water and chemicals to create cleaner products.”

Monforts denim customer Berto is a family-owned

company with its main denim mill in Bovolenta, a

small rural town near to Padua in the north east

of Italy, where respect for the environment has

always been a must.

“The family has always been focused on respect

for the environment,” says Berto’s Marketing Manager

Francesca Palento. “In particular, we have

a river next to the company from which we take

our water for production and we then return it cleaner

than it was before. We are also now produ-

Gene ® esnek kot kumaşlarıyla bilinmektedir.

Şu anda, patent bekleyen CiCLO esnek polyester

elyaflarını kot koleksiyonlarına dahil

etmek için için Kuzey Carolina’da bulunan

Intrinsic Advanced Materials of Gastonia

şirketi ile iş birliği yapıyor.

Sentetik tabanlı olmasına rağmen CiCLO

polyester deniz ortamlarında, atık su arıtma

tesislerinde ve çöp depolama koşullarında

yün gibi doğal elyafa benzer oranlarda

biyolojik olarak ayrışabilmektedir.

Esneklik için bu daha sürdürülebilir çözüm,

ilk kez bir başka lider kot kumaşı tedarikçisi

olan Advance Denim tarafından ilk kez Çin

pazarına da sürülüyor.

Şirketin Pazarlama Direktörü Mark Ix,

“Advance Denim, kaynaklarını Çin’in en

teknolojik ve aynı zamanda en sürdürülebilir

şirketi olmak için harcıyor”. Ix “Daha temiz

ürünler geliştirmek için hem sudan hem de

kimyasallardan tasarruf etmek için üretimimize

büyük yatırım yapıyoruz” diyor.

Monforts kot kumaşı müşterisi Berto, çevreye

saygının her zaman bir gereklilik olduğu

İtalya’nın kuzeydoğusundaki Padua yakınlarında

küçük bir kırsal kasaba olan Bovolenta’da

yerleşik bir kot kumaşı fabrikasına

sahip bir aile şirketidir.

TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020


26

PANORAMA

Berto’nun Pazarlama Müdürü Francesca Palento,

“Aile her zaman çevreye saygıya odaklanmıştır”.

“Özellikle, üretim için suyumuzu aldığımız şirketin

yanında bir nehir var ve kullandığımız suyu öncekinden

daha temiz bir şekilde geri veriyoruz. Ayrıca

artık kendi iç atık üretimimizden yapılan iplikler ile

imal edilen GOTS ve Global Geri Dönüşüm Standardına

sahip kotlar üretiyoruz” diyor.

Pakistan’ın Soorty şirketi kısa bir süre önce Pure D

kotları için Cradle to Cradle Gold sertifikasını- mevcut

olan en katı ve titiz sürdürülebilir standart- aldı.

Bunlar, şirketin Monforts’un en gelişmiş terbiye makineleriyle

kombinasyon halinde olan tescilli Sıfır

Atık Su boyama teknolojisi kullanılarak üretiliyor.

Sporty’nin pazarlama iletişim müdürü Eda Dikman

“Ürettiğimiz her ürün, şu an için yaşadığımız

iklim acil durumuna dikkat çektiğinden en son

koleksiyonumuzu Climate Jeans (İklim Kotları)

olarak adlandırıyoruz”. “Sürdürülebilirlik bizim

için çok önemli çünkü ölçülü üretiyoruz ve yaptığımız

bütün eylemler gezegene yansıyor” diyor.

Monforts Kot PV filmi Monforts websitesi ziyaret

edilerek izlenebilir.

cing GOTS and Global Recycling Standard

jean produced with yarns made from our

own internal waste production.”

Pakistan’s Soorty has recently received

Cradle to Cradle Gold certification – the

most stringent and exacting sustainable

standard currently in existence – for its

Pure D range of denims. These are produced

using the company’s proprietary Zero

Waste Water dyeing technology, in combination

with the most advanced Monforts

finishing machines.

“Our very latest collection is called Climate

Jeans, because every single product we

now produce draws attention to the climate

emergency we are living through right

now,” says Eda Dikman, Soorty’s Marketing

Communications Manager. “Sustainability

is very important to us because we produce

at scale and all of the actions we take

reflect on the planet.”

The Monforts Denim PV film can be viewed

by visiting the Monforts website.

TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020



28

PANORAMA

The Wool Lab,

işbirliği

sağlamak için

dönüşüyor

TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020

Ticari piyasadaki en iyi yün kumaş ve iplikleri tedarik

edebilmeleri için tasarımcılar ile eğiriciler, örgücüler

ve dokumacıları doğrudan bir araya getirmenin

yanı sıra, dünyada yün için geliştirilmiş en çok tanınan

ilham verici araç olan The Wool Lab, tüm tekstil

tedarik zinciriyle daha iyi işbirliği sağlayabilmek

amacıyla İlkbahar/Yaz 2021 sezonu için dönüşüme

uğruyor. The Wool Lab Vision moda, tekstil ve yaşam

tarzı sektörlerine ilham olması ve – hayal gücünü

harekete geçiren yenilikçi üretim süreçlerinden

sektörün yünle çalışma şeklini temelden değiştirecek

ürün gelişmelerine – yünün geleceğini ortaya

koyması için geliştirilmiştir. Bir tahmin aracı olan The

Wool Lab Vision, geleneksel bir giysi elyafından

daha fazlası olan yünü lüks, teknik ve çok yönlü bir

malzeme olarak ön plana çıkarmaktadır. Coğrafi ya

da kültürel sınırlara hapsedilemeyen yün, dünyanın

dört bir yanında hayat tarzına ilişkin seçimlere uyum

sağlayacak şekilde kullanılmaya devam etmektedir.

The Woolmark Company Prosesleme İnovasyonu

& Eğitim Desteği Genel Müdürü Julie Davies, “The

Wool Lab Vision’da gördüğünüz her şey şu anda

piyasada mevcut değil” diyerek The Wool Lab

Vision’ı açıklıyor. “Şu anda geliştirme aşamasında

olanları, tedarik zinciri kapsamında üzerinde

çalıştığımız ve yünde vizyoner konseptlere aktardığımız

uygulamaları sergilemek için bir araç görevi

görüyor. “The Wool Lab Vision markaların ve üreticilerin

en yeni iplik teknolojilerini, hem ürün hem

de prosesler için makine teknolojilerini ve giysi ve

yaşam tarzı ürünlerindeki iplik çeşitliliği ve potansiyelini

ortaya koymalarına imkân sağlar. Ayrıca

tasarımcıların Woolmark ile işbirliği yapmalarına ve

yünde inovasyon sağlayabilmek için tedarik zincirinde

sondan geriye doğru çalışarak konseptlerini

gerçekliğe dönüştürebilmelerine fırsat verir.”


DISCOVER ITS Differences

FARKLARINI KEŞFEDİN

www.stentermachine.com

www.stenterframe.com

www.rammaKınesı.com

FOR THOSE WHO PREFER THE BEST

EN İYİYİ TERCİH EDENLER İÇİN

GOOD TO BEST

We have gathered all essential specifications that a stenter machine must have, on It. 20 years

of knowledge, experienced personnel, user friendly solutions and efficient working conditions

come together and new trend is set.

İYİDEN MÜKEMMELE

Bir ram makinesinde olması gerektiğini düşündüğümüz her şeyi O’nda topladık. 20 yıllık

tecrübe, deneyimli kadro, kullanıcı dostu çözümler, verimli çalışma koşulları bir araya geldi

ve yeni trend 3. nesil makinede toplandı.

+90 212 886 5533

+90 212 671 8520

info@effeendustri.com

www.effeendustri.com

rammakinesi.com

stentermachine.com

info@ stenterframe.com


30

PANORAMA

Zorlu tekstil’e

“en çevreci

şampiyon” ödülü

Sürdürülebilirliği, tesislerinden fabrikalarına, iş süreçlerinden ürün ve

çözümlere kadar her alanda 360 derecelik bir anlayışla yöneten Zorlu

Tekstil, çevre konusundaki duyarlılığı ve hayata geçirdiği uygulamalarla,

TİM’in önderliğinde gerçekleştirilen İhracatın Yıldızları ödül töreninde; ‘En

Çevreci Şampiyon” kategorisinde ödüle layık görüldü.

TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020

Ev tekstili ürünleri ve polyester iplik üretiminde Avrupa’nın

en büyük entegre üreticisi olan Zorlu Tekstil,

Türkiye İhracatçılar Meclisi öncülüğünde gerçekleştirilen

“İhracatın Yıldızları” ödül töreninde ‘En

Çevreci Şampiyon’ ödülüne layık görüldü. Türkiye

İhracatçıları Meclisi (TİM) önderliğinde, İhracatın

geliştirilmesi ve ülke ekonomisindeki payının artmasını

teşvik etmek amacıyla 19 yıldır gerçekleştirilen

“İhracatın Yıldızları-Türkiye’nin Gizli Şampiyonları”

ödül töreninde, şirketler 12 ayrı kategoride ödüllendirildi.

Çevre konusunda yıllardır sürdürdüğü çalışmalar

ve çevreci ürünleri ile ön plana çıkan Zorlu

Tekstil, “En Çevreci Şampiyon” kategorisinde ödülün

sahibi oldu. Alınan ödülle ilgili değerlendirmede

bulunan Zorlu Teksil Grubu Başkanı Necat Altın,

Zorlu Grubu’nun Akıllı Hayat 2030 vizyonu doğrultusunda

doğa ve insandan ilham alarak Zorlu Tekstil’i

çevre ve toplum için değer yaratacak şekilde dönüştürdüklerini

söyledi. Sürdürülebilirliği bir iş yapış

biçimi haline getirdiklerini ifade eden Necat Altın,

“Sürdürülebilirliği, tesislerimizden fabrikalarımıza, iş

süreçlerinden ürün ve çözümlere kadar her alanda

360 derecelik bir anlayışla yönetiyoruz. Bunun için

döngüsel ekonomi tabanlı sürekli inovasyon anlayışıyla

tüm üretim ve iş süreçlerimizi doğaya geri

kazandıracak şekilde akıllandırıyoruz. Bu ödül bizim

sürdürülebilir odaklı iş yapış biçimimizin en temel

yapı taşlarından biri olan çevresel etkimizi azaltma

yolunda attığımız adımların ne kadar doğru yönde

olduğunun göstergesidir” dedi.



32

PANORAMA

TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020

Mimaki,

UJV100-160’ı

Endüstriyel Reklam

Üreticileri için

Geliştirdi

Mimaki endüstriyel reklam sektörüne

UV baskının yüksek kalitesini ve

verimliliğini getiriyor. Pazara sunulan

yeni UJV100-160 UV rulodan ruloya baskı

makinesi rekabetçi üretim maliyeti ile

pazarda oyunun kurallarını değiştirecek.

Geniş format inkjet baskı makineleri ve kesim plotterlarının

önde gelen markası Mimaki, endüstriyel

reklam (tabela) segmentine dönük yenilikçi çözümlere

imza atıyor. Yeni Mimaki UJV100-160 UV rulodan

ruloya baskı makinesi özellikle gelişmekte olan pazarlardaki

endüstriyel reklam üreticileri için tasarlandı.

UV teknolojisini yüksek hacimli reklam ve grafik baskı

işine taşıyan yeni baskı makinesi, makine ve boya

maliyetlerini ise oldukça rekabetçi seviyelere çekiyor.

UJV100-160 endüstriyel reklamcıların yoğun olarak

kullandığı eko-solvent teknolojilerine gerçek bir alternatif

olarak öne çıkıyor. UV baskının bilinen yüksek

kalitesi, uygulama zenginliği ve verimliliği, uygun

maliyetlerle bir araya geldi. UJV100-160 hem makine

hem de boya fiyatıyla endüstriyel reklam pazarında

oyunun kurallarını yeniden yazmaya hazırlanıyor.

Yeni bir donanımla tanışın: DAS

Yüksek hacimli işler için üretim maliyetleri ciddi bir

öneme sahiptir. Daha çok niş ve özel çalışmalar

için tercih edilen UV teknolojisi, UJV100-160 ile

yüksek hacimlere ulaşabiliyor. Bunu sağlayan iki

yenilikten ilki yeni geliştirilen iki baskı kafasıdır. Verimliliği

ve hızı yükselten diğer yenilik ise DAS (Nokta

Ayarlama Sistemi) donanımıdır. DAS, maksimum

imaj kalitesi için geleneksel nokta yerleşimini otomatik

hale getiriyor. Otomatikleşen nokta konumu

ve doğru besleme sayesinde operatör zaman

kazanıyor. Ayrıca operatörden kaynaklanabilecek

manuel hatalar da azaltılmış oluyor.

VOC içermeyen boyalar hızlı kuruyor, sağlığı ve

çevreyi koruyor

Taslak modunda maksimum 23 m2/saat hızına çıkabilen

UJV100-160’ın bir başka üstün yanı ise kullandığı

boyalardır. Verimli üretim için UV ile kürlenebilen boyalar

kullanıyor ve bu boyalar Uçucu Organik Kimyasallar

(VOC) içermiyor, dolayısıyla insan sağlığının ve çevrenin

korunmasına katkı sağlıyor. Çevreye duyarlı bu

UV boyalar, baskı sonrasında hemen sertleşir ve basılı

malzeme uygulama için hazırdır. Su bazlı veya solvent

bazlı boyalar gibi saatlerce kurumasını bekleme

gereksinimi yoktur. Özellikle yoğun çalışan endüstriyel

reklamcılar için bu en önemli avantaj haline gelebilir.

UJV100-160 onlara iş programlarını hiç olmadığı kadar

hızlandırma fırsatı sunuyor. Daha kısa sürede üretim ve

daha hızlı ürün teslimatı ise, daha fazla yeni sipariş ve

daha yüksek katma değer anlamına geliyor.

Birçok farklı malzeme için tek boya tek makine

UJV100-160’ın boyası birçok malzemeye baskıda

başarılı sonuç veriyor. Endüstriyel reklam sektörünün

en çok kullandığı malzemeler arasında yer alan PVC,

branda, kaplamasız kağıt, PET film ve hatta kumaşa

bile kolay ve hızlı baskı gerçekleşiyor. Tek bir makine

ve boya ile farklı malzemelerde çalışabilme kullanıcıların

üretim maliyetlerini düşürerek, uygulama

çeşitliliğindeki artış ile karlılığı yukarıya taşıyor. Örneğin

UJV100-160 ile şeffaf PET filme beyaz boya kullanılarak

iki katmanlı baskı yapılabiliyor. Yakın zamanda pazara

sunulacak olan şeffaf boya kullanılarak lak baskıda

yüksek katma değere sahip ürünler üretilebiliyor. Bu

baskı sistemi yaratıcı uygulama çeşitliliği ile kullanıcılarını

yeni pazarlara açılmaya cesaretlendiriyor.

Mimaki Çekirdek Teknolojileri ile sorunsuz baskı

Ünlü Mimaki Çekirdek Teknolojileri, UJV100-160 UV

rulodan ruloya baskı makinesinde de yerini alıyor.

Bu teknolojiler baskı kalitesini ve proses güvenilirliğini

yüksek standartlara taşıyor. Nozül Kontrol Ünitesi

(NCU) nozül algılama ve otomatik temizleme işlevini

gerçekleştiriyor. Nozül Kurtarma Sistemi (NRS) ise tıkalı

nozüllerin yerine otomatik olarak başka nozülleri

çalıştırıyor. Bu donanımlar sayesinde, kesintisiz baskı

ve stabil bir yüksek imaj kalitesi elde edilebiliyor.

Baskıda kademeli bir geçişi mümkün kılan Mimaki

Gelişmiş Pass Sistemi (MAPS4) ile, baskıda olası

şeritlenme (bant efekti), düzensiz renkler ve parlak

çizgiler en aza indiriliyor. Mimaki Eurasia Bölge Satış

Müdürü Hüseyin Şarerler endüstriyel reklam pazarında

oyunu değiştirecek bir yenilik sunduklarını

söyledi. Şarerler şunları dile getirdi; “İşini büyütmek

ve karlılığını arttırmak isteyen endüstriyel reklam profesyonelleri

aradıkları çok yönlü çözümü UJV100-160

ile elde ediyor. Makine ve boya maliyetlerini yükseltmeden,

daha fazlasını ve daha farklısını üretebilirler.

Standart tabela ve afiş baskılarının yanı sıra, POP

uygulamaları, tekstil tabelalar, çıkartmalar, pencere

dekorasyonu için tek bir baskı makinesi yetiyor.”



34

PANORAMA

“Tekstil İşletmelerinde

İşletme Körlüğü”

Devamlılığı olan, dolayısıyla kar eden işletmeler genelde işletmelerini dışarıya

kapatırlar, bu taklit edilmek istememelerinden, kendilerini (kar ettiklerinden) başarılı

gördüklerinden kaynaklanır.

Oysa tüm işletmelerin dışarıdan bakacak bağımsız bir göze ihtiyacı vardır.

Her işletmede yöneticiler, günlük, anlık sorunlarla o kadar çok boğuşurki geleceği

düşünecek, kurgulayacak zamanları kalmaz.

O anda yapılan mamül yok satıyor olabilir, müşteriler kapıda bekliyor olabilir ama ya

sonrası? Hele bir de Ar-Ge departmanınız yoksa, yöneticinizde “yapıyoruz, satıyoruz”

mantığındaysa, işletmeniz körlük yaşıyor demektir. Oysa Ar-Ge departmanı bir ürünü

geliştirmeli, işletmeye uyumunu sağlamalı ve kalanını Ür-Ge departmanına bırakıp,

yeniliklerin peşinde koşmalıdır.

Atilla Çim

Makina Mühendisi

Hisar Teknik Danışmanı

Sürekli sorulması gereken soru şu olmalı “Bugün bunu yapıyoruz ve satıyoruz, ya yarın?”

İşletmelerde işletme körlüğüne yol açan ikinci bir sebepse yönetici dahil hep aynı kadro

ile çalışmasıdır. Artık yapılan iş otomatiğe bağlanmış gibi gözükür, yönetici daha az

işletmeye girmeye başlar, personel yüzlerce kez aynı işi yapmasının getirdiği rehavetle

daha az dikkatlidir. Kalite kontrol ekibi “Bu tip malları daha öncede gönderdik, ses çıkmadı”

mikrobunu almaya başlamıştır, bir süre sonra müşteri şikatyetleri gelmeye başlar.

Otuz yıllık işletme hayatımın bana örettiklerinden biri de “MAALESEF” şu olmuştur.

Ekibi sürekli zinde, diri, dikkatli tutmak için yöneticiler zaman zaman sorun olmasa

bile sorun varmış gibi göstermelidirler.

Yöneticiler işletmedeki sorunları sıraya dizerler, büyükten küçüğe doğru ve tabiki büyük

sorunlardan başlarlar, çoğu zaman ufak sorunlara sıra gelmez. Bir süre sonra o ufak

görünen sorunlar o kadar çok yaşam alanı bulup gelişir ki, içinden çıkılmaz hale gelir.

Sorun sıralaması iyi yapılmalıdır.

Girdiğiniz bir işletmede, işletme körülüğünü nasıl anlarsınız?

Günümüz tabiriyle “elektrik alamazsınız” o işletmede işletme körülüğü vardır.

İşletmelerde heyecan olmalı, çünkü işletmeler yaşayan bir canlı gibidirler, dinamiktirler.

Yöneticiler birbirleri ile bağlantılı çalışan departmanların kendi aralarındaki tartışmalarına

bir yere kadar göz yummalı ve hatta bunlara sebep olmalıdır, çünkü tüm kirli çamaşırlar,

yöneticinin farkında olmadığı sorunlar bir çok defa ancak bu şekilde ortaya çıkar.

TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020

Bunu “silo sendromu” haline getirmeden yapmalıdırlar.

“Slilo sendromu” başlarsa, departmanlar arası kopukluklar başlar ve

bu sona bir adım kalmış demektir.

Yöneticiilik zordur, hele birde çok detaylara inerseniz boğulursunuz ve yönetemezsiniz.

İyi bir yönetici, doğru hiyerarşiyi kuran ve altındaki ekibi doğru seçen yöneticidir. Siz

altınızdaki ekibi doğru yönetirsiniz onlarda altlarındakini.

Tekstil işletmelerinde iki unsur çok önemlidir. Giriş ve çıkış.

Girişte her türlü hammadenin, fason imalat için gelen müşteri mallarının kontrolü ve

uygunluğu.

Çıkışta istenen amaca veya müşteri beklentisine uygunluğu.

İşletme körlüğü başladığı zaman her nedense ilk terkedilen bu ikisi olur.

Her işletmenin kuralları vardır ve ihtiyaca göre yeni kurallar konulur. Yönetici bir takım

kuralları koyar ve tatbikini bir süre takip ettikten sonra unutur.

Oysa amaç sürdürülebilirlik olmalı, kuralları koymalısınız ve sonuna kadar takip etmelisiniz.

Siz takip etmezseniz o kurallar yavaş yavaş erir ve önlem adına koyduğunuz o kurallar

bir süre sonra unutulur. Sil baştan yaparsınız ve çoğu zaman çok pahalıya patlar.


Her 5 tasarım

merkezinden 1’i

tekstil için çalışıyor

5746 sayılı kanun ile birlikte tasarım

merkezleri desteklenen sektörlerin

başında 70 tasarım merkezi ve yüzde

19’un üzerinde payı ile tekstil geliyor.

Resmi Gazete’de yayınlanarak yasalaşan Araştırma,

Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi

Hakkındaki 5746 Sayılı Kanun kapsamında

‘’Tasarım Merkezleri’’ kavramı mevzuata girdi

ve Tasarım Merkezlerine birçok önemli destekler

sağlandı. 2016’dan bu yana destek kapsamında

bulunan tasarım merkezleri ile ciddi bir ivme

yakalayarak şu anda 70 tasarım merkezi ile tüm

sektörler arasında zirvede yer alan Tekstil sektörü

yüzde 19’un üzerinde paya sahip. Tekstil sektörünü

imalat sanayisi ve mühendislik ile mimarlık

sektörleri izliyor. Ar-Ge merkezi sayısıyla diğer illeri

geride bırakan İstanbul, tasarım merkezi sayısında

da lider durumda bulunuyor. İstanbul’da

160 tasarım merkezi faaliyet gösteriyor. Bu kenti,

42 tasarım merkeziyle Ankara, 28 merkezle İzmir,

25 merkezle Bursa ve 21 merkezle Denizli takip

ediyor. Teşvikle birlikte önemli bir istihdam kapısı

açıldığını dile getiren Etkin Proje Yönetici Ortağı

İbrahim Gedikoğlu, “Ülke genelindeki tasarım

merkezlerinin sayısı da Şubat ayı itibarıyla 364’e

yükseldi. Türkiye’nin 23 ilinde 34 farklı sektörde faaliyet

gösteren tasarım merkezleri binlerce kişiye

istihdam sağladı. Özellikle ülkenin katma değerli

hizmetler üretebilmesi ve ihracatı artırabilmesi işletmelerin

bu teşvikten yararlanmaları gerektiğini

düşünüyoruz” dedi. Tekstil, imalat sanayisi, makine,

otomotiv, elektronik, enerji ve madencilik gibi

birçok sektörde 4 bin 980 projenin yürütüldüğü

tasarım merkezlerinde, 2019 yılına kadar tescillenen

patent sayısı 141, tescilli marka sayısı 810,

tescilli tasarım sayısı bin 250 olarak kaydedildi.


36

INDEX Preview

DiloGroup INDEX’de

DiloGroup at INDEX

TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020

Uluslararası nonwoven kumaş endüstrisi, INDEX

sayesinde nonwoven endüstrinin forumu için

31 Mart - 3 Nisan 2020 tarihleri arasında İsviçre’nin

Cenevre kentinde tekrar bir araya geliyor.

DiloGroup, tek tedarikçiden kişiye özel üretim sistemleri

sunuyor ve 2010 numaralı stantta portföyü

ve elyaf açılmasından bitmiş keçelere kadar en

son ekipman gelişmeleri hakkında bilgi verecek.

Yeni, basitleştirilmiş elips biçimli iğne tabla kinetiği,

Hyperpunch teknolojisini standart uygulamalar

içinde çekici hale getiriyor. Hyperpunch

HocV, özellikle yeni iğne modeli 6000X ile kombinasyon

halinde, ön-besleme işleminde daha

düzgün bir dikiş dağılımına imkân sağlıyor. Tam

bir iğneleme hattında bu keçe homojenleştirme

işlemi daha da geliştirilebiliyor. Yeni iğne

modeli 8000X, iğne modeli geliştirme sürecinde

bir kilometre taşı ve çok çeşitli ilerleme / vuruşda

düşük hatalı son ürün yüzeyleri sağlıyor.

İlk olarak ITMA 2019’da Barselona’da sunulan

3D-Lofter, üçüncü boyutu keşfederek daha

geniş bir nonwoven uygulaması yelpazesi sunuyor.

Aerodinamik dokusuz kumaş oluşturma

prensibine göre çalışan bir dizi tekli dokusuz

kumaş oluşturma ünitesi, bir alt needlefelt üzerinde

çeşitli desenlerde tanımlı elyaf kümeleri

sağlıyor. Elyaf tasarrufu ile sonuçlanan teknik

odaklı parçaların gerilim odaklı üretimi veya

The international nonwovens industry meets

again in Geneva, Switzerland, from March 31

to April 3, 2020 on the occasion of INDEX, the

forum for the nonwovens industry. DiloGroup

offers tailor-made production systems from one

supplier and will inform on booth # 2010 about

its portfolio and the latest equipment developments

from fibre opening to the finished felt.

A new, simplified elliptical needle beam drive

makes Hyperpunch technology also attractive

for standard application. Hyperpunch HocV

allows a more uniform stitch distribution in the

preneedling process especially in combination

with the new needle pattern 6000X. In a

complete needling line this felt homogenization

process can be improved further. The new

needle pattern 8000X is a milestone in the needle

pattern development process and results

in endproduct surfaces with low markings over

a wide range of advances/stroke.

The 3D-Lofter which was first presented during

ITMA 2019 in Barcelona offers a wider range of

nonwovens applications by exploring the third

dimension. A series of single web forming units

which work according to the aerodynamic

web forming principle deliver defined fibre

masses in varied patterns on a base needlefelt.

A stress oriented production of technical


INDEX Preview 37

formed parts resulting in fibre savings or patterned

DI-LOUR or DI-LOOP felts without repeat

are two examples for this technology which

explores new application areas for needlefelts.

The 3D-Lofter technology may also be used

“inverted” for filling up bad spots in web mats

and thus achieves a better homogeneity of

spunlace or airlay products.

The DiloLine 4.0 concept offer I4.0 modules which

not only support the user but also facilitate

quality control and maintenance by a maximum

data transparency in production and control of

operation. The Dilo solutions “Smart Start” for a

fully automatic start of the production line or “DI-

LOWATT” for energy savings are accompanied

by Siemens solutions which can be selected via

App or Data Cloud “MindSphere”.

With more than 370 installations delivered to the

nonwovens industry worldwide, DiloGroup has

the necessary know-how and the complete

equipment portfolio to engineer the perfect

production line for any product specification.

The efficiency of Dilo production lines is the result

of long-term research work and experience.

Apart from machines for needling technology

Dilo offers in cooperation with partner companies

also production lines including thermobonding

and hydroentangling components.

tekrarsız yapılandırılmış DI-LOUR veya DI-LOOP

teknolojileri, needlefeltllere yeni uygulama

alanları açan bu teknolojiye iki örnektir.

3D-Lofter teknolojisi ayrıca, non woven keçelerdeki

kötü noktaları doldurmak için “ters

çevrilmiş” olarak kullanılabiliyor ve böylece

spunlace veya havalı serme ürünlerinin daha

iyi homojenliğini sağlıyor.

DiloLine 4.0 konsepti, sadece kullanıcıyı desteklemekle

kalmayıp aynı zamanda üretim ve

operasyon kontrolünde maksimum veri şeffaflığı

ile kalite kontrol ve bakımını kolaylaştıran I4.0

modülleri sunuyor. Üretim hattının tam otomatik

olarak başlatılması için Dilo çözümlerine “Smart

Start” veya enerji tasarrufu için “DI-LOWATT”,

App veya Data Cloud “MindSphere” aracılığıyla

seçilebilen Siemens çözümleri eşlik ediyor.

DiloGroup, dünya çapında nonwoven endüstrisine

370’den fazla kurulumla, herhangi

bir ürün özelliği için mükemmel üretim hattını

oluşturmak amacıyla gerekli teknik bilgiye ve

eksiksiz ekipman portföyüne sahiptir. Dilo üretim

hatlarının verimliliği, uzun vadeli araştırma

çalışmalarının ve deneyimlerinin sonucudur.

Dilo iğneleme teknolojisi makineleri dışında,

ortak şirketlerle iş birliği içinde, bulunarak termo-bağlama

ve hidro-karıştırma bileşenleri de

dahil olmak üzere üretim hatları sunmaktadır.

TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020




40

INDEX Preview

Odak noktası

dokumasız kumaş kalitesi:

Her uygulama için

optimum üretim prosesi

TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020

Focus on nonwoven products:

the perfect manufacturing process

for every application


INDEX Preview 41

Oerlikon Nonwoven pazar ve

müşteri odaklı hijyen, medikal

ve diğer teknik uygulamalara

yönelik çözümlerini, altıncı

defa Cenevre, İsviçre’de düzenlenen

dünya çapında lider

dokumasız kumaş fuarı IN-

DEX’e sunuyor. 31 Mart-3 Nisan

2020 tarihleri arasında fuar katılımcıları

Neumünster merkezli

sistem üreticisinin kapsamlı

ürün ve proses uzmanlıklarını

kendileri görebilecek.

For the sixth time now,

Oerlikon Nonwoven will be

showcasing market- and

customer-oriented solutions

for hygiene, medical, filtration

and other technical applications

at the globally-leading

nonwovens trade fair INDEX in

Geneva, Switzerland. Between

March 31 and April 3, 2020,

visitors to the trade fair can

convince themselves of the

Neumünster-based systems

constructor’s extensive product

and process know-how.

TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020


42

INDEX Preview

KAPSAMLI SPUNBOND PORTFÖYÜ – DAİMA

UYGUN ÇÖZÜM

Oerlikon Nonwoven, spunbond teknolojisi

alanında önemli bir konumdadır. Polyester

veya polipropilenden jeotekstil üretme

prosesi optimize edilmiştir; en önemli

özelliği kaliteli dokumasız kumaş üretiminde

yüksek üretim kapasitesi ve verimi ile

düşük enerji tüketimi sağlamasıdır.

Hijyen alanındaki dokumasız kumaşların

üretimi için Oerlikon Nonwoven, QSR (Quality

Sized Right) sistemlerini sunmaktadır.

Çinli makine mühendisi ortağının dokumasız

kumaş oluşturmadaki avantajları

genel tesise entegre edilmiştir. Dokumasız

kumaş üreticilerinin avantajı, cazip fiyatlar

ve oldukça düşük yatırımlarla rekabetçi

çözümler elde etmeleridir.

Comprehensive spunbond portfolio – always the

right solution

Oerlikon Nonwoven meanwhile has a very broad

range of spunbond technology products and

services. The process for manufacturing geotextiles

from polyester or polypropylene has been

optimized; it is characterized by high production

capacities and yields, with simultaneously low

energy consumption for producing benchmark

nonwoven products.

For the manufacture of hygiene nonwovens, Oerlikon

Nonwoven offers its new QSR (Quality Sized

Right) systems. Here, the benefits of the Chinese

machine construction partner’s nonwoven formation

are integrated into the complete solution.

The advantage for nonwovens producers: highly

competitive solutions at attractive prices with

comparably low investment.

TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020


ik@tekseltekstil.com.tr

www.tekseltekstil.com.tr

İngilizce bilen

Tekstil Mühendisi

takım arkadaşları

arıyoruz...

* Başvurular gizli tutulacak olup, CV’lerinizi İngilizce olarak beklemekteyiz.


44

INDEX Preview

TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020

MELTBLOWN DOKUNMAMIŞ KUMAŞLARIN

DÜŞÜK MALİYETLERLE ÜRETİLMESİ

Yeni, essiz ve oldukça zorlu filtre maddeleri,

Oerlikon Nonwoven’ın optimize meltblown

teknolojisiyle kolay ve verimli bir şekilde

üretilebilmektedir. Bir veya daha fazla pozisyonla

tekli sistem, mevcut sistemlere kurulan

“Plug & Produce” özelliği şeklinde veya

diğer teknolojilerle birlikte: Oerlikon Nonwoven

Meltblown Prosesi geleceğin kalite

gerekliliklerini karşılayan meltblown dokunmamış

kumaşlarını düşük maliyetli şekilde

günümüzde elde etmeyi mümkün kılmaktadır.

Gittikçe daha fazla üretici, kalitesini

defalarca göstermiş olan ve geliştirilmeye

devam eden Oerlikon Nonwoven’ın meltblown

çözümlerini tercih etmektedir.

DOKUNMAMIŞ KUMAŞLAR İÇİN GELECEĞİN

AİRLAİD TEKNOLOJİSİ

Dokumasız kumaş üretiminde ham madde

olarak selüloz (Pulp) veya selüloz elyafları, sürdürülebilirlik

ve çevreye uygunluğu açısından

rakipsizdir. Oerlikon Nonwoven’ın Airlaid prosesi

bu ham maddenin birçok uygulama için

yüksek kaliteli ürünlere dönüştürülmesi için

ideal bir çözümdür. Günümüzde ekonomik

açıdan cazip üretim hızı ve hat verimliliğine

sahip yüksek kalitede hafif Airlaid dokumasız

kumaş üretimi oldukça talep görmektedir.

Bu alanda Oerlikon Nonwoven’ın birçok

ham maddenin homojen şekilde karışmasını

sağlayan ve patentli prosesi, yüksek dengeli

ve homojen fiber yerleşimi sayesinde, düşük

temel ağırlıklı dokunmamış kumaşlar için

dahi yeni standartlar belirlemektedir. Ayrıca

bu teknolojinin avantajları, geri dönüşüm

sektöründeki sürdürülebilir uygulamalar için

gittikçe daha önemli bir hale gelmektedir.

TEKNOWEB MATERİALS’TAN P&G PATENTLİ

PHANTOM TEKNOLOJİ

Stantta Oerlikon Nonwoven’ın hijyen ürünleri

ve silme bezlerindeki stratejik ortağı

Teknoweb Materials’ın P&G patentli PHAN-

TOM Teknolojisi de sunulacak. Teknoweb

Materials P&G’den bu teknoloji için dünya

çapında özel yetki aldı. PHANTOM Teknolojisi

ıslak mendil gibi ürünlerin selüloz ve

selüloz elyaflarından üretilmesi için üstün bir

alternatif teknolojidir. Bu teknoloji piyasadaki

bilinen proseslere kıyasla ekolojik, performans

ve maliyet avantajlarına sahiptir.

Su huzmesi ile sıkıştırmadan vazgeçilmesi

sayesinde, maddenin işlem ardından kurutulması

gerekmemektedir. Hedefli proses

kontrolü aracılığıyla, yumuşaklık, mukavemet,

kir ve sıvı alımı gibi ilgili ürün parametreleri

optimum şekilde ayarlanabilir.

Cost-efficiently manufacturing meltblown

nonwovens

New, unique and highly sophisticated filter

media can be easily and efficiently manufactured

thanks to Oerlikon Nonwoven’s optimized

meltblown technology. Whether as a stand-alone

system with one or several positions, as ‘plug

& produce’ installations for already existing systems

or in conjunction with other technologies:

the Oerlikon Nonwoven meltblown process

already enables the cost-efficient manufacture

of meltblown nonwovens with the quality

requirements of tomorrow. Ever more producers

are choosing the meanwhile extensively triedand-tested

and consistently further-developed

Oerlikon Nonwoven meltblown solutions.

Airlaid technology for the nonwovens of tomorrow

Pulp or cellulose fibers as raw material for manufacturing

nonwovens are currently virtually

unrivaled with regards to sustainability and environmental

compatibility. The Oerlikon Nonwoven

airlaid process is the ideal solution for

processing this raw material into high-end products

for a wide range of applications. Today,

there is huge demand for manufacturing solutions

for high-quality, lightweight airlaid nonwovens

with economically attractive production

speeds and system throughputs. In this area,

the patented Oerlikon Nonwoven formation

process – which also permits the homogeneous

mixing of the most diverse raw materials, while

simultaneously guaranteeing superb evenness

and homogeneous fiber laying – is setting

standards even for nonwovens with low running

meter weights. And the benefits of this technology

are also increasingly gaining significance

in sustainable recycling applications.

P&G patented PHANTOM technology from

Teknoweb Materials

Also being showcased at the trade fair stand

is the P&G patented PHANTOM technology

from Teknoweb Materials, Oerlikon Nonwoven’s

strategic partner for hygiene products and

wipes. The PHANTOM technology is released to

Teknoweb Materials by P&G in worldwide exclusive

license. The PHANTOM technology is the

superior dry laid alternative technology for manufacturing

wet wipes from pulp and polymer

fibers, for example. Compared to conventional,

known processes, this technology offers superior

performances with cost advantage in much

more eco-friendly products. Dispensing with

hydroentanglement renders subsequent drying

of the material redundant. Targeted process

management allows the optimal setting of the

relevant product parameters such as softness,

tenacity, dirt absorption and liquid absorption.



46

INDEX Preview

Sürdürülebilir ve

uygun fiyatlı

ıslak mendil için

yeni fikirler

New ideas

for sustainable and

affordable wipes

TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020

INDEX fuarında 2327 nolu stantta Truetzschler

Nonwovens ve Truetzschler Card Clothing şirketi,

ıslak mendil veya hijyen tekstilleri için sürdürülebilir

nonwoven üretimi için yeni hat konsepti sunuyor.

Tüketiciler pamuk elyafsan yapılmış tekstilleri

seviyorlar. Sadece giysilerde değil, cilt ile temas

eden diğer ürünlerde de yumuşak ve doğal

dokunuşu çok beğeniyorlar.

Lif inceliği- çoğu elyaf 3-5.5 Mikron veya 1.0-2.8

dtex arasındadır- dayanıklılık ve emme kapasitesi,

pamuk liflerini tek kullanımlık kuru ve ıslak mendiller

için ideal bir malzeme haline getiriyor. Tek

kullanımlık nonwoven kumaşlarda pamuk liflerinin

sınırlı kullanımının sadece iki sebebi bulunuyor.

İlki, pamuk çoğu zaman daha ucuz olan viskoz /

polyester karışımlarından daha yüksek fiyattadır.

İkincisi, pamuk lifleri, nitelikleri hem bölgesel olarak

hem de yıldan yıla değişen doğal ürünlerdir.

INDEX fuarında 2327 nolu stantta Truetzschler

At INDEX booth 2327 Truetzschler Nonwovens

and Truetzschler Card Clothing introduces new

line concepts and wires for efficiently making sustainable

nonwovens for wipes or hygiene textiles.

Consumers love textiles made from cotton

fibers. They highly appreciate the soft and

natural touch not only in garments but also

in other products coming in contact with the

skin. Fiber fineness – most fibers range between

3-5.5 Mic or 1.0-2.8 dtex – strength and absorbent

capacity make cotton fibers an ideal

material for single-use dry and wet wipes. There

are just two reasons for the limited usage of

cotton fibers in single-use nonwovens. Firstly,

cotton is higher priced than less expensive

viscose/polyester blends most times. And

secondly, cotton fibers are natural products

whose qualities vary both regionally and from

year to year. At INDEX booth 2327 Truetzschler


INDEX Preview 47

Nonwovens addresses these challenges by

introducing new line concepts for efficiently

making cotton nonwovens for wipes or hygiene

textiles. Truetzschler Nonwovens will discuss

proven technologies which reliably turn even

comber noils, short or unbleached cotton

fibers into high-value products. Another focus

is on Truetzschler and Voith’s WLS (Wet-laying/

Spunlacing) technology. Opportunities of

WLS-lines and WLS in combination with other

technologies for providing consumers with

eco-friendly, sustainable and affordable

single-use nonwoven products will be discussed.

Truetzschler Card Clothing, Truetzschler’s

in-house competence center with respect

to clothings and comprehensive service, will

present its latest development: the SUPERTIP

wire generation which brings card clothings

to a new level of quality and profitability.

Nonwovens, ıslak mendil veya hijyen tekstili için

pamuklu nonwoven kumaşları verimli bir şekilde

yapmak için yeni hat konseptleri sunarak zorlukların

üstesinden geliyor. Truetzschler Nonwovens

ayrıca penye teleflerini, kısa ve ağartılmamış

pamuk liflerini bile güvenilir bir şekilde yüksek değerli

ürünlere dönüştüren ispatlanmış teknolojileri

ele alıyor. Bir başka odak noktası da Truetzschler

ve Voith’in WLS (Islak serme / Su jetli (spunlace)

teknolojisidir. Tüketicilere çevre dostu, sürdürülebilir

ve uygun fiyatlı tek kullanımlık dokunmamış

ürünler sunmak noktasında WLS hatları ve

WLS’nin diğer teknolojilerle birlikte kullanılmasındaki

fırsatları ele alacağız. Garnitürler noktasında

kapsamlı hizmet konusunda Truetzschler’in

kurum içi yetkinlik merkezi olan Truetzschler Card

Clothing, en son yeniliğini sunacak: Tarak garnitürlerini

yeni bir kalite ve karlılık seviyesine getiren

SUPERTIP garnitür jenerasyonu.

TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020


48

PANORAMA

GOTS 2019’da

en yüksek

büyüme oranını

kaydetti

GOTS registers

highest growth

rate ever in 2019

Dünya çapında 7765 onaylı işletme,

35% artış, 3 milyon üzerinde GOTS

kriterleri altında çalışan kişi.

7765 certified facilities worldwide, an

increase of 35% with more than 3 million

workers covered under GOTS in 2019.

TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020

2019 yılında, GOTS onaylı işletmelerin sayısı 35% arttı,

70 farklı ülkede yeralan işletmelerin sayısı, 5760’dan

7765’e çıktı. Bu rakamlar GOTs’un sürdürülebilirlik

alanında bir çözüm olarak görüldüğünün bir kanıtı.

Kullanılan sertifikalı organik elyaflar, tarladan son tüketiciye

kadar olan her adımda CO2 emilimini sağladığından

iklim konusunda faydalı. Bitmiş bir ürüne

GOTS etiketi koyulabilmesi için talep edilen sıkı çevre

ve sosyal uygunluk kriterleri mevcut. Bu büyük artış

hem üretim, hemde tüketim bölgelerinde görüldü.

2019’da en fazla artış Hollanda(73%), Bangladeş

(73%), İspanya( 71%), ve Türkiye (65%) olarak kaydedildi.

Toplam sertifikalı üretici sayısındaki artış olarak

bakıldığında da , Hindistan’ı ( +438) takiben Bangladeş(

+505), ve Avrupa ( +396) yeraldı. 2019’da En

yüksek miktarda GOTS sertifikalı işletme sayısı olan ülkeler

şu şekilde listelendi: Hindistan (2411), Bangladeş

(1194), Türkiye (858), Almanya (565), Çin (448), İtalya

(444), Portekiz(301), Pakistan (276), USA (147), ve UK

(75). GOTS Genel Müdürü Claudia Kersten, “Bu muazzam

büyüme, organik elyaftan son ürüne kadar

GOTS’un bütünsel sürdürülebilir bir çözüme hizmet

ettiğini göstermektedir. Her gün GOTS sertifikasyonu

alan operasyonların ve ürünlerin sayısının çoğalması

aynı zamanda sürdürülebilir kalkınmayada katkıda

bulunmaktadır” dedi. GOTS sertifikasyonu, UN’in

17 küresel amacına uyum sağlamayada yardımcı

olmaktadır. 17 bağımsız ve akredite sertifikasyon

kuruluşu, GOTS sertifikalı işletmelerde çalışan 3 milyondan

fazla kişi raporlamaktadır 2019 senesi ayrıca

bahar 2020’de yayınlanacak GOTS’un 6.0 versiyonu

için bir revizyon yılı idi. 2019 yılı boyunca, Türkiye

ekoloji ve sosyal sorumluluklar alanına olan değerli

bağlılığını ve ilgisini bir kez daha kanıtladı, Türkiye’de

GOTs onaylı işletmelerin sayısı 65% arttı. Şu an Türkiye

GOTS onaylı işletme sayısı olarak, dünya çapında

4’üncü büyük ülke. 2019’da ilk bölgesel aktivite olarak

düzenlenen seminer , endüstri ve GOTS arasında

ilişkilerin artışına , hem tutarlı ve aynı zamanda da

verimli bir etkileşimin oluşmasına katkıda bulundu.

Sürdürülebilir kalkınmaya yönelik büyüme, dünyanın

geri kalanına paralel olarak Türkiye’de de hissedildi.

In 2019, the number of GOTS certified

facilities globally grew by 35%, from 5,760

to 7,765 located in 70 countries. The number

demonstrates that GOTS successfully

serves as sustainable solution. The required

certified organic fibres protect the

climate by absorbing CO2 and every processing

step - from field to fashion - has to

meet stringent social and environmental

criteria before a finished product is allowed

to carry the GOTS label. This huge

leap forward was seen in both, production

and consuming regions. Countries

with largest growth in GOTS-certification

in percentage in 2019 are: Netherlands

(73%), Bangladesh (73%), Spain (71%), and

Turkey (65%). In terms of total numbers of

certified facilities, the highest increase is

reported from Bangladesh (+505), followed

by India (+438) and Europe (+396).

The top ten countries in terms of total

numbers of GOTS-certified facilities in

2019 are: India (2411), Bangladesh (1194),

Turkey (858), Germany (565), China (448),

Italy (444), Portugal (301), Pakistan (276),

USA (147), and the UK (75). “The enormous

growth shows that GOTS successfully serves

as sustainable solution from certified

organic fibre to finished product. With

more and more GOTS certified operations

and products we altogether substantially

contribute to sustainable development.”

Claudia Kersten, GOTS Managing Director.

GOTS certification helps to ensure

compliance with each of the 17 UN Sustainable

Development Goals. More than 3

Million workers working in GOTS-certified

facilities were reported in 2019 by the 17

accredited independent Certification

Bodies. 2019 was also a GOTS revision year

resulting in the new GOTS Version 6.0, due

to be released in spring 2020.



50

PANORAMA

ITM 2020, yeni rekorlara imza atacak

ITM 2020 will break new records

Geçtiğimiz 2018 yılında 64 ülkeden 1150 katılımcısıyla, 94 ülkeden 59 bin ziyaretçisiyle rekora

imza atan ITM Fuarı’nın başarısını, bu sene de sürdüreceği şimdiden belli oluyor. Satış ve

rezervasyonlarına başlandığı andan itibaren yoğun ilgi gören ITM 2020 Fuarı, katılımcı sayısı

ve kapasitesindeki artış ile yüzde 100 doluluk oranına yaklaştı.

The success of the ITM Exhibition, which broke a record with 1150 participants from 64

countries and 59 thousand visitors from 94 countries in 2018, will clearly repeat itself again

this year. The ITM 2020 Exhibition, which has draws great attention from the moment its sales

and reservations started, approached the 100 percent occupancy rate with the increase in

the number of participants and its capacity.

TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020

Bu yıl 2-6 Haziran tarihleri arasında Tüyap Tüm

Fuarcılık Yapım A.Ş. ve Teknik Fuarcılık A.Ş.

ortaklığı, TEMSAD (Tekstil Makine ve Aksesuar

Sanayicileri Derneği) iş birliği ile düzenlenecek

olan ITM 2020 (Uluslararası Tekstil Makineleri)

Fuarı, katılımcıları ve ziyaretçileri tarafından

büyük bir heyecanla bekleniyor.

HEM ZİYARETÇİ HEM KATILIMCI SAYISINDA ARTIŞ

Satılan stantların sayısının artması ve firmaların

stant metre karelerini büyütmesiyle birlikte

katılımcılarından yoğun ilgi gören ITM 2020 Fuarı’nın

bazı salonlarında artık yer bulunmuyor.

Hem ziyaretçi hem de katılımcı sayısı açısından

artışın yaşandığı ITM 2020 Fuarı’nın, ITM 2018’de

olduğu gibi rekorlara imza atacağı şimdiden

belli oluyor. Avrupa’da yapılan benzer fuarlara,

Schengen vize probleminden dolayı özellik-

This year, the ITM 2020 (International Textile Machinery)

Exhibition, which is organized with the

partnership of TUYAP Tüm Fuarcılık Yapım A.Ş.

and Teknik Fuarcılık A.Ş., and in cooperation

with TEMSAD (Textile Machinery and Accessories

Industrialists Association) between 2 and 6

June, is expected by its participating companies

and visitors with great enthusiasm.

Increase both in number of visitors and exhibitors

As the number of booths sold has increased

and the companies expanded the size of the

booth square meters, which attracted great

attention from its participants, and therefore,

there is no more vacant booths in some halls of

the ITM 2020 Exhibition. It is already certain that

the ITM 2020 Exhibition will break new records as

in the ITM 2018, because of the increase in terms


PANORAMA 51

of both the number of visitors and participating

companies. Citizens of countries such as Bangladesh,

India, Pakistan, Iran, Iraq, Egypt, Afghanistan,

Tunisia, Algeria, Morocco, Uzbekistan,

Turkmenistan, Indonesia, and Malaysia have

difficulties to participate in the similar exhibitions

organized in Europe due to the hardships

encountered when obtaining a Schengen visa.

But, the fact that textile manufacturers, who are

citizens of these countries do not experience

such problems while traveling to our country,

and this plays a crucial role in increasing the

number of participating companies and visitors

in the ITM exhibitions. The consulates and commercial

attaches receive an abundant number

of applications from visitors from all over the

world reveals that the ITM 2020 Exhibition will

also host a large number of visitors. In addition

to this, the efforts of some tourism companies

pursue in order to organize tours to the ITM 2020.

ITM exhibitions contribute to the world economy

The ITM Exhibition, which serves as a bridge

between the east and the west, is making itself

ready to feel the pulse of the sector, as it did in

the previous years. This big appointment in Istanbul,

which is located in the center of countries

that are intensively in the textile business,

facilitates sector representatives to introduce

their state-of-the-art technologies for the first

time at the ITM exhibition. The ITM exhibitions,

in which not only Turkish companies but also

textile manufacturers from all over the world

market textile machinery, provides a great

contribution to the world economy. The companies

that have submitted their paperwork

immediately in the first day of the applications

count the days to experience the excitement

of the ITM 2020 in Istanbul.

HIGHTEX 2020 attracts intense attention from its

participants

HIGHTEX 2020 International Technical Textiles &

Nonwoven Fair, which will be held concurrently

with the ITM 2020 Exhibition for the eighth time,

also draws great attention from its participating

countries. Moreover, the fact that it is

held together simultaneously with the ITM 2020

Exhibition doubles the excitement for the participants

and the visitors. HIGHTEX 2020 Exhibition,

which already filled in almost all of its halls,

brings together nonwoven industry leaders and

technical textile technologies under one roof.

HIGHTEX 2020 Exhibition, in which technical

textiles, nonwoven raw materials, intermediate

and final products, together with the production

technologies will be introduced, is making

itself ready to be a scene for many collaborations

during the five day period.

le; Bangladeş, Hindistan, Pakistan, İran, Irak,

Mısır, Afganistan, Tunus, Cezayir, Fas, Özbekistan,

Türkmenistan, Endonezya, Malezya gibi

ülkelerin vatandaşları katılmakta zorluk yaşıyor.

Fakat bu ülkelerde yaşayan tekstil üreticilerinin,

ülkemize gelirken bu sorunu yaşamamaları ITM

fuarlarındaki katılımcı ve ziyaretçi sayılarının

artmasında önemli rol oynuyor. Dünyanın her

yanından, konsolosluklara ve ticari ataşeliklere

ziyaretçilerin yoğun başvuruda bulunması ITM

2020 Fuarı’nın çok fazla sayıda ziyaretçiye de

ev sahipliği yapacağını gösteriyor. Bunlarla

birlikte bazı turizm firmalarının, ITM 2020’ye tur

düzenleme çalışmaları ise devam ediyor.

ITM FUARLARI DÜNYA EKONOMİSİNE KATKIDA

BULUNUYOR

Doğu ile batı arasında bir köprü vazifesi gören

ITM fuarı, bu sene de geçen yıllarda olduğu

gibi sektörün nabzını tutmaya hazırlanıyor.

Tekstilin yoğun olduğu ülkelerin merkezinde

yer alan İstanbul’da gerçekleşen bu büyük

buluşma, sektör temsilcilerinin en yeni teknolojilerini,

ilk defa ITM fuarında tanıtmalarına

olanak sağlıyor. Sadece Türk firmalarının değil,

dünyanın dört bir yanından gelen tekstil üreticilerinin

de tekstil makineleri satışı gerçekleştirdiği

ITM fuarları dünya ekonomisine büyük katkıda

bulunuyor. Daha ilk günden itibaren başvurularını

tamamlayan firmalar, ITM 2020 heyecanını

İstanbul’da yaşamak için gün sayıyor.

HIGHTEX 2020, KATILIMCILARI TARAFINDAN

YOĞUN İLGİ GÖRÜYOR

ITM 2020 Fuarı ile eş zamanlı olarak sekizincisi

düzenlenecek olan HIGHTEX 2020 Uluslararası

Teknik Tekstiller & Nonwoven Fuarı da katılımcıları

tarafından yoğun ilgi görüyor. Ayrıca ITM

2020 Fuarı ile bir arada gerçekleşiyor olması

katılımcılar ve ziyaretçiler açısından heyecanı

iki katına çıkarıyor. Salonlarının neredeyse

tamamında doluluk sağlanan HIGHTEX 2020

Fuarı, teknik tekstil teknolojileri ile nonwoven

sektör liderlerini tek çatı altında buluşturuyor.

Teknik tekstil, nonwoven hammaddeleri, ara ve

nihai ürünler ile üretim teknolojileri tanıtılacağı

HIGHTEX 2020 Fuarı, beş gün boyunca birçok iş

birliğine sahne olmaya hazırlanıyor.

TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020


52

PANORAMA

2020 yılı ve sonrasında

gerçekleştirilecek tahliyeler için

binaları nasıl hazırlayabiliriz?

TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020

Yılmaz Özcan,

Eaton Elektrik Türkiye Ülke Müdürü

Herhangi bir binanın tahliyesindeki temel hedef

insanları korumaktadır. Bina içinde kişilere yönelik

tehditlerin doğası değişmiş olsa da, eski binalardaki

güvenlik uygulamaları hâlâ aynıdır ve geçmiş

yıllarda plana göre yapılmayan bina tahliyelerinin

trajik sonuçlara yol açtığı belgelenmiş bazı

vakalar yaşanmıştır. Bu konuda son zamanlarda

yapılan bir araştırma, binada bulunan kişilerin %

70’inden fazlasının geleneksel çıkış işaretlerini fark

edemediklerini ortaya koymaktadır. Bu nedenle

de bina sahiplerinin veya yöneticilerinin, sorumlu

oldukları ticari ve yerleşim amaçlı binaların en

güvenli tahliyeyi sağlayacak çok sayıda faktörü

dikkate almalarını gerekmektedir.

RİSKİN ÇEŞİTLENDİRİLMESİ

Modern zamanlarda ticari binalar sadece yangına

karşı değil, aynı zamanda terörizm, sivil kargaşa

ve ağır hava koşulları gibi yeni tehditlere karşı da

hazırlıklı olmalıdır. Bu hazırlık, bu tehditlerden etkilenebilecek

ticari binaların tahliyesinin geçmişte

gerekli olandan daha sıkı bir şekilde planlanmasını

gerektirmektedir. Tahliye süreci; büyük ve yerleşim

düzenleri itibarıyla karmaşık binalar veya kaçış

rotalarına ve prosedürlerine aşina olmayan çok

sayıda insanın bulunduğu binalar için daha da

zordur. Bazı binalar, özellikle teröristlerce hedeflenme

anlamında daha yüksek riske sahipse veya

eski ürün ve tesisatlarla donatılmışsa, acil durum

esnasında diğer binalara göre daha fazla etkilenmektedir.

Bu gibi özellikler daha gelişmiş tahliye

prosedürleri ve teknolojilerini gerektirebilmektedir.

Kalabalığın acil durum esnasındaki davranışları

hakkındaki araştırmaların yanı sıra, örnek teşkil

edebilecek vakalarla ilgili çalışmalar, tahliyelerin

yönetilmesinde kaydedilebilecek ilerlemelerin

kapsamını belirlemiştir. En önemli bulgulardan

bir tanesi de statik yönlendirme işaretlerinin fark

edilememesi veya bu işaretlere göre hareket

edilmesidir. Araştırma, binada bulunan kişilerin

ortamı tanımadıkları durumlarda yalnızca % 38’inin


PANORAMA 53

varsayılan acil durumlar esnasında geleneksel

çıkış işaretlerini fark ettiklerini ortaya koymuştur.

Geleneksel çıkış işaretleri değişmekte olan koşullara

veya kapatılmış çıkış yolları gibi gerçek zamanlı

tehlikelere göre insanları yönlendirememekte

veya yönlerini ayarlayamamaktadır. Bu, karmaşık

binaların karşı karşıya kaldığı çeşitli tehditler ve bu

tehditlerin gerçek zamanlı olarak yayılabilmesi göz

önüne alındığında önemli bir zafiyettir.

TEKNOLOJİ YENİ VE ESKİ TÜM BİNALAR İÇİN ÇOK

ÖNEMLİDİR

Modern binalardaki riskin doğası ister ticari binalar,

ister yerleşim amaçlı (çok veya az sayıda kişinin ikamet

ettiği) binalar söz konusu olsun; kaçınılmaz şekilde

değişmektedir. Neyse ki, teknoloji ilerlemiştir ve

bunun sayesinde yangın önleme cihazları ve adaptif

tahliye yöntemleri olumsuz sonuçları hafifletmekte

veya riskleri tamamen ortadan kaldırmaktadır.

Açıklanan son rakamlara göre, Avrupa’da her yıl

meydana gelen tüm yangınların % 25’i elektrik

arızalarından kaynaklanmaktadır, bu yüzden de

ark hatası algılama cihazlarının (AFDD) kablolalardaki

hasarlar nedeniyle ortaya çıkabilen mikro

ışımanın getireceği gizli tehditle baş etmek için

kullanılabileceğini bilmek, cesaret verici olacaktır.

Bu, yangını başlamadan önleyen ve tahliye senaryosuna

olan ihtiyacı ortadan kaldıran modern

inovasyona örnek teşkil etmektedir. Statik işaretlerin

oluşturacağı sorunlara yönelik olarak, görsel

kaçış rotalarının fark edilmesini kolaylaştırmak ve

binada bulunan kişilerin yönlendirilmesinde daha

büyük esneklik sağlamak için yeni yönlendirme

sistemi şekilleri tanıtılmaktadır. Adaptif çıkış aydınlatması

ve dinamik çıkış işaretleri, binada bulunan

kişileri alternatif bir çıkış noktasına yönlendirmektedir.

Adaptif sistemler, çıkış rotalarının tehlikenin

bulunduğu yere ve doğasına uygun olarak sürekli

olarak değiştirilmesini sağlamaktadır.

Önleyici veya duyarlı bu uygulamalar ile geçtiğimiz

bir kaç yılda rapor edilen birçok vakadan korunmak

veya bunları daha iyi yönetebilmek mümkün

olabilirdi. Binaların güvenliği söz konusu olduğunda,

her koşula uyan tek bir çözümden söz edilemese

de, bu yeni teknolojiler hem eski hem de yeni binalarda

insanların bugün karşı karşıya kaldığımız çeşitli

tehditlere karşı korunduğunu garanti eden geleneksel

tahliyedeki uygulamaları tamamlamaktadır.


54

PANORAMA

Archroma, Appretan ® NTR’yi

piyasaya sürdü

Archroma launches appretan ® NTR

TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020

Sürdürülebilir çözümlere

yönelik renk ve özel

kimyasallarda dünya lideri

olan Archroma, yenilenebilir

doğal bileşenlere dayanan,

su bazlı bir tekstil kaplama

bağlayıcı olan Appretan ®

NTR’yi piyasaya sürdü.

Archroma, a global leader in

color and specialty chemicals

towards sustainable solutions,

has launched Appretan ® NTR,

a break-through water-based

textile coating binder based on

renewable natural ingredients.

İyi şekilde bildirilen EarthColors ® ’dan sonra, badem

kabukları veya cüce palmiye yaprakları gibi malzemelerden

sentezlenen bir dizi boya- tarım ve bitkisel

endüstrilerden biyo atık – Archrome, doğal içeriklere

dayalı yeni bir yenilik daha başlatıyor. Yeni ürün, çay

poşetleri, kahve filtreleri veya kapsülleri gibi uygulamalar

için geliştirilmiş, su bazlı bir tekstil kaplama

bağlayıcı olan Appretan ® NTR, Fransa’nın Lamotte

kentinde, Appretan ® NTR’nin üretim tesisinin yakınında

yaygın olarak bulunan doğal, yenilenebilir bir

hammadde kullanıyor. Şirket, “The Archroma Way:

güvenli, verimli, gelişmiş yani doğamız” ile uyumlu

ürünler geliştirmeye kararlıdır. Yaklaşım, kökenini Archroma’nın

tekstil endüstrisini sürdürülebilir kılmanın

mümkün olduğuna inandığına inanıyor. Techtextil

fuarında ilk defa tanıtılan yeni bağlayıcı bu ilkelerden

sonra geliştirilmiştir. Appretan ® NTR’nin aktif

içeriğinin yaklaşık üçte birlik kısmı, performanstan

ödün vermeden fosil yakıt bazlı kaynakların kullanımında

bir düşüşe izin veren yenilenebilir hammaddelerin

nişastasına dayanmaktadır. Appretan ® NTR,

biyosidleri veya alkilfenol etoksilleri (APEO) içermez

ve formaldehid bulundurmaz. Endüstri standardı

prosedüre kıyasla yüksek sıcaklıkta ilave sertleştirme

aşaması olmadan optimum özelliklerin elde edilebileceği

şekilde tasarlandı, böylece tekstil üreticileri

ve gezegen için önemli miktarda enerji tasarrufu

sağlandı. Ilk olarak teknik tekstiller ve kaplama için

dokunmamış malzemelerin kimyasal bağlanması

için geliştirilen, Appretan ® NTR mükemmel film

oluşumu özellikleri ve çok su geçirmez görünür. Ek

olarak, bu bağlayıcı madeenin benzersiz kimyası,

suya, yumuşak solventlere ve yağa karşı dayanıklı

olmasını sağlar ve ayrıca kuru ve ıslak çekme mukavementinde

bir artış sağlar. Appretan ® NTR, diğer

çapraz bağlayıcılarla kombinasyon halinde de

uygulanabilir. Archroma’nın sınıfının en iyisi gıdayla

temas yönetmeliği bilgisini kullanan Appretan ®

NTR, yükse oranda düzenlenmiş, sıcak sıvı filtrasyon

pazarında faaliyet gösteren müşteriler için de uyarlanmıştır.

Appretan ® NTR , FDA 176 -170, BfR XXXVI ve

BfR XXXVI/1 gibi küresel gıda temas standartlarına

uygundur; bu kaynar suya batırma gibi koşullarda

bile tamamlanmış ürünün uygunluğunu belgelendirir.

Archroma’da Ürün ve Teknoloi İnovasyonu

Evrensel Başkanı Damien Corpet, Bağlayıcılar ve

Reaktif Reçineler için “Appretan ® NTR, kaplama

bağlayıcıları alanında bir ayrımı temsil eder ve

tekrar mevcut duruma meydan okumak ve çevreye

daha yumuşak bir kimya oluşturmanın mümkün

olduğunu göster,” diye yorum yapıyor. “Sektöre, bizi

çevreleyen doğal ve güvenli malzemelere, daha az

klasik petrol bazlı hammaddelere daha az güvenerek,

fosil yakıt kaynaklarına bağımlılığımızın en aza

indirilmesine yardımcı olan yeni nesil bağlayıcılar

sunmaktan gurur duyuyoruz.”


After the well reported EarthColors ® , a

range of dyes synthesized from materials

such as almond husks or saw palmetto

leaves - bio-waste from the agriculture

and herbal industries-, Archroma is launching

another new innovation based

on natural ingredients. The new product,

Appretan ® NTR, a water-based textile

coating binder developed for applications

such as tea bags, coffee filters or

capsules, uses a natural, renewable raw

material that is widely available near

the production site of Lamotte, France,

where Appretan ® NTR is produced. The

company is committed to developing

products in compliance with “The Archroma

Way: safe, efficient, enhanced,

it’s our nature”. The approach finds its

origin in Archroma’s deep belief that it

is possible to make the textile industry

sustainable. The new binder, introduced

for the very first time at the Techtextil

exhibition, was developed following

these principles. About one third of

Appretan ® NTR’s active content is based

on a polysaccharide from renewable

raw materials, allowing a reduction in the

use of fossil fuel based resources without

compromising performance. Appretan

® NTR does not contain biocides or

alkylphenolethoxylates (APEO) and does

not release formaldehyde. It has been

designed so that the optimum properties

can be achieved without additional

curing step at high temperature compared

to the industry standard process,

thus helping to save significant energy for

textile producers and the planet. Initially

developed for the chemical bonding

of non-wovens for technical textiles and

coating, Appretan ® NTR displays excellent

film forming properties and very

hydrophobic behavior. In addition, the

unique chemistry of this binder makes it

resistant to water, mild solvents, oil and

fat, and it also provides an increase in

dry and wet tensile strength. Appretan ®

NTR can also be applied in combination

with other crosslinkers. Using Archroma’s

best-in-class knowledge of food contact

regulations, Appretan ® NTR has also been

tailored for customers who operate in the

highly regulated, growing market of hot

liquid filtration. Appretan ® NTR complies

with global food contact standards,

such as FDA 176 -170, BfR XXXVI and BfR

XXXVI/1, which certifies the suitability of

the end-product even in conditions such

as immersion in boiling water. “


56

PANORAMA

Denim dünyasında anlamlı bir proje

Ülkemizin ilk teknik üniversitesi İTÜ’nün logolu ürün mağazası 1773İTÜ Satış Mekanı ile Avrupa’nın

ilk denim markası Lee Cooper Türkiye anlamlı bir projeye imza attı. Tekstil alanında Türkiye’nin

ilk “ileri dönüşüm” koleksiyonlarından birini hazırlayan 1773İTÜ ve Lee Cooper Türkiye, bu

projeyle kaynakların korunmasına ve israfın önlenmesine dikkat çekmeyi amaçlıyor.

TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020

İleri dönüşüm ve geri dönüşüm üzerine akademik

projeler yürüten tekstil mühendisi ve 1773İTÜ Kreatif

Marka Danışmanı Prof. Dr. Telem Gök Sadıkoğlu’nun

şekillendirdiği projeye, Lee Cooper sosyal sorumluluk

anlayışı ile destek verdi. Marka hem tüm kumaşları

hibe etti hem de ürünleri hiçbir karşılık almadan üretti.

Erişilebilir fiyatlar sayesinde ileri dönüşüm bilincinin

daha çok kişiye yayılması hedefleniyor. Koleksiyon

kapsamında denim yastık kılıfları, minder kılıfları,

kozmetik çantaları, anahtarlıklar ve mağazanın

soyunma kabinleri için denim perde de üretilecek.

Ayrıca denim parçalar kullanılarak tişört tasarımları

da yapılacak. İTÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karaca,

İTÜ Yeşil Kampüs misyonuna uyumlu olarak geliştirilen

iş birlikleriyle doğa dostu ürünlerin kullanımını

artırmayı hedeflediklerini söyledi. Kaynakların etkin

kullanımı ve israfın önlenmesi adına ileri dönüşüm

kültürünün farklı sektörlere yerleştirilmesi büyük önem

taşıdığını belirten Rektör Karaca şöyle konuştu: “İTÜ

camiasındaki aidiyeti artırma hedefiyle de hizmet

veren mağazamız 1773İTÜ’nün ileri dönüşüm üzerine

yaptığı çalışmaları çok önemsiyoruz. Tasarlanan

koleksiyonlarla tüm paydaşlarımızı ortak bir kimlik

etrafında toplarken aynı zamanda öğrencilerimize

daha fazla burs sağlamak için çaba gösteriyoruz.”

Lee Cooper Türkiye’nin sahibi Kipaş Holding A.Ş.

Yönetim Kurulu Üyesi ve İTHİB Yönetim Kurulu Başkanı

Ahmet Öksüz de proje ile ilgili fikirlerini paylaştı.

“35 yıllık geçmişi olan firmamız Kipaş Holding 20 yılı

aşkın süredir denim kumaş ve konfeksiyonu üretiyor.

Firma yönetimi olarak her zaman üretim ve yönetim

anlamında sürdürülebilirliğin önemini vurguluyoruz.

Üretimde kullandığımız tüm hammaddelerin,

ürünlerinin çevreye zarar vermediği uluslararası

standartlara göre belgelenmiş firmalardan tedarik

ediyoruz. Çalışanlarımızı israf ve verimlilik konusunda

bilinçlendiriyoruz. İTÜ ile gerçekleştirdiğimiz

ve destek verdiğimiz UPCYCLE Koleksiyonu da bu

bağlamda bizim için çok anlamlı. İTÜ ile bu konuda

ortak çalışmalarımız devam edecek.”

Prof. Dr. Telem Gök Sadıkoğlu, “1773İTÜ, doğaya

saygılı ve tasarrufa dikkat çeken bir marka olmayı

önemsiyor. Kuruluşundan bu yana çalıştığım markamızda,

üniversitemizin son 6 yıldır yürüttüğü Yeşil

Kampüs projesi ile bağlantılı koleksiyonlar geliştiriyoruz.

Green Metric sıralamasında ülkemizi başarıyla

temsil eden İTÜ, dünyanın en yeşil ve sürdürülebilir

kampüsleri sıralamasında 54. oldu. Biz de üniversitemizin

bu doğa dostu profilini en iyi şekilde yansıtan

logolu ürünleri tasarlayıp, kaliteli ve erişilebilir fiyatlara

sunuyoruz. Sadece İTÜ’lülerin değil, herkesin

sevebileceği ve keyifle kullanabileceği ürünler hazırlıyoruz.

Üstelik tüm satış gelirimiz de ihtiyaç sahibi

öğrencilerimize burs olarak aktarılıyor. Yani 1773İTÜ

ürünlerini kullanarak bir değil iki iyiliğe vesile oluyorsunuz.

Hem doğa dostu ve israf karşıtı bir marka

kullanıyor hem de aldığınız ürünlerle eğitime destek

veriyorsunuz.” şeklinde proje hakkında bilgi verdi.



58

PANORAMA

Hayali olmayanın

hedefi olmaz

SANKO Holding Onursal Başkanı Abdulkadir Konukoğlu, hayali olmayanın

hedefinin olamayacağını, başarılı olabilmek için ciddi çaba gösterilirse

gerçekleşebilecek hayaller kurulması gerektiğini söyledi.

TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020

Gaziantep Üniversitesi Mühendislik Topluluğu

tarafından düzenlenen 4’üncü Kariyer Zirvesi’nin

açılışında konuşan Konukoğlu, sözlerine İdlib’de

meydana gelen hain saldırıda şehit olanlara rahmet,

yaralılara şifa dileyerek başladı ve katılımcıları

şehitler için Fatiha okumaya davet ederek birlikte

dua okudu. Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof.

Dr. Ali Gür, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Metin Bedir

ve Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa

Günal’ın da katıldığı zirvede, SANKO Holding olarak

Türkiye için her türlü fedakârlığı yapmaya hazır

olduklarını belirten Konukoğlu, “Herkes ülkesi için

elinden geleni yapmalı. Türkiye sıkıntılı bir süreçten

geçiyor. Hepimiz taşın altına elimizi koymalıyız. Huzur

ve güven çok önemli. Huzurun olmadığı yerde

sanayi de olmaz, ticaret de” dedi.

ÖĞRENCİLERE ÖNERİLER

Kariyer zirvelerinin, Türkiye’de son yıllarda çok

önemli işveren – iş arayan buluşması haline geldiğine

dikkat çeken Konukoğlu, “Buralarda yapılan

konuşmalardan alacağınız birer kelime dahi,

ufkunuzu açacaktır. Konuşmacıları can kulağı ile

dinleyin, sorun, aradığınız yanıtı alana kadar ısrar

edin” ifadelerini kullandı. İş yaşamına başlayışı ve

işinde başarılı olmasına ilişkin kesitler sunan Konukoğlu,

60 yıla yaklaşan iş hayatında birçok ödül aldığını,

ancak Gaziantep Üniversitesi Senatosu’nun

takdim ettiği Fahri Doktora unvanının kendisinin

yanında çok özel anlamı bulunduğunu ve önemli

yer tuttuğuna vurgu yaptı. Konukoğlu, üniversite

öğrencilerine “kulaklarınıza küpe olsun” diyerek,

kendilerine hayat boyu yararlı olacağına inandığının

altını çizdiği şu önerilerde bulundu:

-Dürüst olun, dürüstlükten ayrılmayın. İşin hilesinin

dürüstlük olduğunu unutmayın.

-İş görüşmesine giderken mutlaka temiz, düzgün bir

kıyafet giyerek, saç – sakal tıraşı olarak gidin. Pahalı

kıyafet giyin demiyorum; temiz, ütülü kıyafet giyin.

-Görüşmeye girdiğinizde saygılı davranın, otur denilmezse

oturmayın. Sorulara net yanıtlar verin.

-Maaş konuşmayın. Hakkınız olanın mutlaka verileceğini

bilin.

-İşe girdiğinizde “ben mühendisim, ben 4 yıllık üniversite

mezunuyum” diye kendinizi kasmayın. Mütevazı

olun, sizden yaşça büyük ve işyerinin kıdemlilerine

ağabey, abla diye hitap edin ve empati kurun.

-İşletmede çalışıyorsanız ilkokul mezunu da olsa

ustadan öğreneceğiniz çok bilgi olduğunu unut-


PANORAMA 59

mayın. Öğrenmeye aç olun. Ustanın yanında ben

mühendisim diye burnunuzdan kıl aldırmazsanız,

işin püf noktasını öğrenemezsiniz.

-İşi eve taşımayın. İş, evin kapısının dışında kalmalı.

-Yükseköğrenim ile birlikte mutlaka en az bir

yabancı dil öğrenin. Bir dil bir insan, iki dil iki insan

demektir. Yabancı dili mümkünse anavatanında

kalarak geliştirin.

-Her zaman yukarıya bakın, yukarılara tırmananlar

nasıl başarılı olmuş, onu öğrenmeye bakın.

-Ama hep yukarıya bakıp, sizden daha iyi durumda

olanları görünce moraliniz bozulabilir. O zaman

aşağıya bakın, sizin sahip olduklarınıza sahip olamayanlara

bakıp, şükredin.

-Gerçekçi olun ama her zaman konulara pozitif,

olumlu bakış açısı ile yaklaşın.

-Hayali olmayanın hedefi olmaz. Ciddi çaba

gösterilirse gerçekleştirilebilecek hayaller kurun.

Mutlaka hedefiniz olmalı. Hedefi olmayanın başarılı

olması söz konusu dahi değildir.

-Hedef uzanıldığında sahip olunan, ne kadar çaba

gösterilirse gösterilsin ulaşılamayan olmamalı.

-Büyük hedef belirleyip tüm zamanı ona erişmek

için kullanacağınıza, zamanla büyüyen yeni hedeflerle

yol alın.

-Hiçbir zaman pes etmeyin. “Rüzgâr durmuşsa

küreklere asılın”

-Başarılı olabilmek için sevilmek ve sayılmak;

sevilmek ve sayılmak için ise insanları sevmek ve

saymak gerekir. Herkesle iyi geçinin, empati yapın.

Size yapılmasını istemediğiniz bir hareketi, başkasına

yapmayın.

-Yükseldikçe, başarılı oldukça çemberi daraltmayın.

Başarılı olmak için piramidin tepesine doğru

tırmanmak gerekir. Yükseldikçe bulunduğunuz

alan daralır ama siz çevrenizdeki insanları azaltmamaya

özen gösterin.

-Üniversite eğitimi kişinin ufkunu açar, içini doldurmak

eğitimi alana kalmıştır.

-Ne yaparsanız yapın, en iyisini yapmaya çalışın.

Sevgi, saygı ve dürüstlük size kapılar açar. Açtığınız

kapıları kapattırmayın.

-İş beğenmez olmayın ama beğendiğiniz işi yapmaya

özen gösterin.

-Sivil toplum kuruluşlarında görev almayı, bulunduğunuz

ortama karşı sorumluluğunuz olarak görün

ve önemseyin.

-Hangi zorlukla karşılaşırsanız karşılaşın, paniklemeyin.

Panikleyen kaybeder.

-Mutlu olmak istiyorsanız sizden yukarıdakilere

bakarak hırslanın, sizin sahip olduklarınıza sahip

olamayanları görerek şükredin.

-Hedefe giden yolda merdivenler teker teker çıkılmalı.

Kademe kademe yükselmek gerekir. Böyle olursa

geldiğiniz yeri hazmedersiniz. Aksi takdirde kazanımlar

kaybedilir ve çıkılan yerden inmek çok daha hızlı olur.

-Başarılı olmak istiyorsanız hırslı olun ama hiçbir zaman

hırs aklın önüne geçmemeli. Hırsın kurbanı olanın

hata yapması ve kontrolü kaybetmesi, dolayısıyla

başarısızlık ve hüsrana uğramak kaçınılmazdır.

-Aile bağlarını sıkı tutun. Mutlu aile başarının altın

anahtarıdır.

-Çalışın, çok çalışın. İşinizi, işinizin ilgili olduğu alanları

inceleyin.

-Bilmeden biliyormuş gibi yapıp kendinize ve işletmenize

zarar vermeyin, bilmiyorsanız bunu ifade

edin ama hemen öğrenin. Kararsız olmayın.

-Hiçbir zaman sorunun kaynağı olmayın, çözümün

merkezi olun.

Konuşmasının sonunda SANKO Holding Onursal

Başkanı Abdulkadir Konukoğlu’na Rektör Prof. Dr.

Ali Gür tarafından baret, Mühendislik Fakültesi

Topluluk Başkanı Furkan Kahkecioğlu tarafından

da günün anısına plaket takdim edildi.

TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020


60

PANORAMA

TOTAL’den

tekstil sektörüne

özel seminer

TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020

Total Turkey Pazarlama, Bursa’da

düzenlediği “Total Tekstil Yağları

Semineri’nde tekstil sektörü

profesyonelleriyle bir araya geldi. Sektörün

ihtiyaçlarına uygun TOTAL tekstil ürünleri

hakkında bilgilerin paylaşıldığı seminere

ilişkin konuşan Total Turkey Pazarlama ve

Teknoloji Direktörü Fırat Dokur, “Ürünlerimizi,

sektörün gerektirdiği şartları göz önüne

alarak sürekli geliştiriyoruz” dedi.

Türkiye madeni yağ sektöründe 30 yıldır faaliyet

gösteren ve sektörün lider şirketlerinden TOTAL,

tekstil ekipmanları için geliştirdiği özel yağlarla, sektörün

ihtiyaç duyduğu verimliliğe katkı sağlamaya

devam ediyor. Tekstil sektörünün kalite hedeflerine

ulaşmasına yardımcı olmak amacıyla yıllardır

tekstil ekipmanlarının gereksinimlerine uygun özel

çözümler sunan Total Turkey Pazarlama, 2019 yılının

sonunda Bursa Sheraton Otel’de “Total Tekstil Yağları

Semineri” gerçekleştirdi. TOTAL’in mevcut müşterileriyle

iletişiminin yanı sıra potansiyel müşterilerle

iş ortaklığını güçlendirme ve tekstil endüstrisinde

marka bilinirliğini artırma konusunda fırsat yaratan

etkinliğe, 50 tekstil profesyoneli katıldı. Katılımcılar,

LISSOLFIX ve TIXO STAINLESS başta olmak üzere

Total Tekstil Yağları hakkında bilgi edindi.

“ÜRETİCİLERLE İŞ BİRLİĞİ İÇİNDEYİZ”

TOTAL Tekstil Yağları Global Market Müdürü Özgür

Bayav, seminerde yaptığı konuşmada TOTAL’in LIS-

SOLFIX ürünü ile kone yağlarında lider ve TIXO STAIN-

LESS ürünü ile örme endüstrisinde referans marka

olduğunu belirtti. Bayav, “TOTAL, yağ konusundaki

uzmanlığı ve dünya çapındaki tekstil tecrübesi sayesinde

kone yağları, örme yağları ve anti statik özellikli

yağlardan, genel bakım yağlarına ve greslere kadar

geliştirdiği çok sayıda farklı ürünü müşterilerine

sunuyor. TOTAL tekstil ürünleri, sektörün gerektirdiği

şartlar göz önüne alınarak sürekli geliştiriliyor. TOTAL’in

Ar-Ge mühendisleri, yeni ürünler ortaya koymak ve

üretim performansını artırmak için tekstil ve prestijlli

ekipman üreticileri ile uzun yıllardır yakın iş birliği

içinde çalışıyor. Son olarak 2018 yılı sonunda Japon

ekipman üreticisi FUKUHARA ile yapılan partnerlik

anlaşması, TOTAL’in uzmanlığının ve tekstil uygulamalarına

özel madeni yağlar ve proses yağlarının

kalitesinin bir referansı niteğilinde bulunuyor. Ürünlerin

çevre standartlarına ve toksikolojik standartlara

uygunluğu ise araştırmaların temelini oluşturuyor.

Tüm tekstil yağları ürün gamımız OEKO-TEX Standard

100’a uygun olarak üretiliyor. Tekstil ürünleri toksikolojisi

alanında önde gelen OEKO-TEX inisiyatifinin

kurucu üyesi olduğu Alman Hohenstein Enstitüsü ile

yakın iş birliği içerisindeyiz. Dünyada ilk Ecopassport

Sertifikası alan kone yağı üreticisi olduk, bundan

sonra tüm tekstil yağları ürün gamımızı sertifikalandırmayı

planlıyoruz. Diğer bir deyişle hammaddeden

son ürüne kadar üretimin her aşamasındaki tekstil

ürünlerimiz, dünyanın önde gelen bağımsız test ve

sertifikalandırma sistemine tabi tutuluyor. Tekstil yağları

alanındaki 60 yılı aşkın uzmanlığımız sayesinde

tekstil sektöründeki tek büyük madeni yağ tedarikçisi

ve tekstil uygulamalarına özel madeni yağlar ve proses

yağlarının tek tedarikçisi konumundayız” dedi.

“ÖZEL YAĞLARA İHTİYAÇ DUYULUYOR”

Bayav, şöyle devam etti: “Tekstil üretim süreçlerinde

birçok farklı uygulama ve ekipmanlar var,

her ekipman ve uygulama farklı yağ özellikleri

gerektiriyor, örneğin kone yağları iplik üzerinde

kusursuz bir film tabakası oluşturarak mükemmel

anti-statik ve anti-oksidatif özellik verirken, örme

yağları yüksek verimlilik için ekipmanları korozyona

karşı koruyarak daha uzun ekipman ömrü, enerji

tasarrufu ve ihtiyaca gore kolay yıkanabilme özellikleri

sağlamalı, bu şekilde bakım masraflarını da

azaltmalı. Sektöre özel üretilen yağlar toksikolojik

standartların yanı sıra aynı zamanda REACH Regülasyonuna

da uygun olmak zorunda. Bu nedenle

tekstil sektöründe özel yağlara ihtiyaç duyuluyor.”



62

PANORAMA

Kadınlar dijital dünyada

iş sahibi olacak

İşte Kadın Derneği’nin İstanbul Esnaf ve Sanatkarlar Odaları

Birliği(İSTESOB) ile başlattığı Dijital Dünyada Kadın Girişimciler Projesi

kapsamında, evde üretim yapan ya da küçük ölçekli işletme sahibi

kadınlara eğitim verilecek.

İşte Kadın Derneği ve İstanbul Esnaf ve Sanatkarlar

Odaları Birliği (İSTESOB), bir yıl boyunca devam

edecek Dijital Dünyada Kadın Girişimciler Projesini

başlattı. Projenin tanıtımı dolayısıyla İSTESOB Genel

Merkezi’nde toplantı düzenlendi. Toplantıda konuşan

İşte Kadın Derneği Başkanı Gülhan Akyazı,

projenin bir yıllık olduğunu belirterek, öncelikle

yüz yüze eğitim verileceğini, dijital beceriler, dijital

pazarlama, e-ticaret ve dış ticaret konularında

eğitimler düzenleyeceklerini anlattı. Akyazı, “5 gün

TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020



64

PANORAMA

süren bu eğitimler sonucu bir anket çalışması

yapacağız. Buradan elde ettiğimiz

verilere göre asıl hedefimiz online eğitim

vermek” şeklinde konuştu.

“PROJEYLE KADINLARIMIZI İŞ SAHİBİ

YAPACAĞIZ”

İSTESOB Başkanı Faik Yılmaz da birliklerinin,

mazisi asırlara dayanan bir Ahi teşkilatı

olduğunu ifade etti. Sürdürülebilir bir

kalkınma için kadınların gücüne ihtiyaç

duyulduğunu, toplumun her kesiminden

insanın iş hayatına katılmasının önem taşıdığını

vurgulayan Yılmaz, şunları kaydetti:

“İnşallah bu projeyle ülkemize ve şehrimize

büyük katma değer sağlayacağız.

Bu projeyle de birçok kadınımızın iş sahibi

olmasını, işlerini geliştirmelerine imkan

sağlayacağız. İstihdam hedefiyle yola çıkan,

işini büyütmek isteyen kadınlarımızın

her zaman yanında olduğumuzu bir kez

daha ifade etmek istiyorum.”

BAŞVURU WEB’DEN YAPILABİLİR

İşte Kadın Derneği Proje Yöneticisi Elif

Nur Tosun ise proje ile kadın girişimciliğin

desteklenmesini hedeflediklerini aktararak,

şunları kaydetti: “Katılımcılarımızı e-ticaret

sistemine entegre edeceğiz. İhracata yönelik

teşvik edeceğiz. Evde üretip internette

satış yapan veya küçük işletme sahibi kadınlarımızın

sayısı oldukça fazla. Bu kadınlarımıza

ulaşmak istiyoruz. Ticaret hayatında

rehberlik yapacağız. Kadınlarımız İşte Kadın

Derneği web sitesinden form doldurarak

projemize başvurabilirler. İstanbul, Bursa,

Gaziantep ve Kayseri’ye geziler düzenleyerek

kadınlarımıza ulaşmaya çalışacağız.”

TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020



66

PANORAMA

VEOCEL Eco Cycle

teknolojisini tanıttı

VEOCEL introduces

Eco Cycle Technology

Lenzing’in öncü Eco Cycle teknolojisi, giysi üretiminden arda kalan pamuk

artıklarını üçte bire varan oranda ileri dönüştürerek sürdürülebilir

ormanlardan elde edilen ağaç hamuru ile harmanlama esasına dayanıyor.

TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020

Lenzing’s pioneering Eco Cycle technology involves upcycling up to

one-third of pulp from cotton scraps, e.g. from garment production, in

addition to wood pulp sourced from sustainably managed forests.

Lenzing Grubu, özel nonwoven markası VEOCEL altında

Eco Cycle teknolojisini tanıttı. Eco Cycle teknolojisi,

VEOCEL markasının nonwoven endüstrisinde sürdürülebilirlik

ve döngüselliği teşvik etme taahhüdünün altını

çiziyor. Bu teknoloji, nonwoven uygulamalar için yeni

Lenzing Group (Lenzing) today announced

the introduction of Eco Cycle technology

under its specialty nonwoven

brand, VEOCEL. Eco Cycle technology

is a testament to the VEOCEL brand’s


PANORAMA 67

saf VEOCEL markalı lyocell elyaflar üretiminde kullanmak

üzere, giysi üretiminden arda kalan tüketim öncesi

pamuk artıklarının sürdürülebilir ağaç hamuru ile karıştırılarak

ileri dönüşümünü içeriyor. Lenzing AG Nonwoven

Grubu Global İş Yönetimi Başkan Yardımcısı Jürgen

Eizinger, “VEOCEL markasının piyasaya çıkışından bu

yana sürdürülebilir nonwoven teknolojileri ve uygulamalarının

geliştirilmesine ve kullanılmasına öncülük

ettik. Eco Cycle teknolojisi, tekstil sektörüne sürdürülebilir

ham madde tedarik etme ve nonwoven endüstrisi

ekosisteminde döngüselliği teşvik etme taahhüdümüzü

ortaya koyuyor. Döngüsel ekonomiyi geliştirmek uzun

vadede Lenzing Grubunun ana stratejilerinden biri olacak.

Eco Cycle teknolojisi, ekosistemde doğal botanik

malzemeler tartışmasını ileriye taşıyan cesur adımlar

atmamıza olanak sağlayacak” dedi.

Eco Cycle teknolojisi, Lenzing’in ileri dönüşümlü tüketim

öncesi pamuklu artıkları ve sürdürülebilir kaynaklardan

elde edilen ağaç hamurundan, ödüle layık

görülen verimli ve kapalı döngü saf VEOCEL markalı

lyocell elyaf üretilmesi sürecini destekliyor. Bu kapalı

döngü proseste çözücüler ve su %99 üzerinde geri

kazanılarak üretim sürecine yeniden katılıyor. Bunun

sonucunda optik ağartıcılar olmadan olağanüstü

düşük seviyelerde misyonla VEOCEL markalı lyocell

elyaf üretiliyor. Eizinger, “Çevre dostu ve sürdürülebilir

bir süreçle üretilen VEOCEL Lyocell elyaflar temiz

ve güvenli olarak sertifikalandırılmıştır. Eco Cycle

teknolojisi ile nonwoven uygulamalar için üretilen bu

elyaflar, nonwoven üreticilerine zararlı yan ürünler ve

emisyonlar çıkaran mekanik geri dönüşüme ihtiyaç

duymadan rahatlıkla döngüsel ekonomiye katkıda

bulunma imkânı sunuyor. Bu bütünsel yaklaşım, döncommitment

to driving sustainability

and circularity in the nonwoven industry.

The technology involves the upcycling

of a substantial proportion of pre-consumer

cotton scraps, e.g. from garment

production, and mixing with sustainably

sourced wood pulp, to produce pure

new virgin VEOCEL branded lyocell

fibers for nonwoven applications. “Since

the inception of the VEOCEL brand,

we have been pioneering the development

and application of sustainable

nonwoven technologies and applications.

Eco Cycle technology encompasses

our commitment to providing the

industry with sustainable raw materials

and driving circularity in the nonwoven

industry ecosystem. Promoting circular

economy will be a key strategy of the

Lenzing Group in the long run. Eco Cycle

technology will enable us to a bold

new step in driving the discussion of

circularity of natural botanic materials

in the ecosystem,” said Jürgen Eizinger,

Vice President of Global Business Management

Nonwovens, Lenzing AG.

Eco Cycle technology leverages Lenzing’s

award-winning efficient closed-loop

production process to produce virgin

VEOCEL branded lyocell fibers with upcycled

pre-consumer cotton scraps and

wood pulp from sustainable sources. The

process recovers more than 99% of the

TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020


68 PANORAMA


PANORAMA 69

solvent and water in a closed loop and repeatedly

feeds it back into the production process.

This results in extremely low levels of emissions

and absence of optical brighteners in the VE-

OCEL branded lyocell fiber production. “Produced

using an environmentally friendly and

sustainable process, VEOCEL Lyocell fibers

are certified clean and safe. With Eco Cycle

technology, these fibers for nonwoven applications

offer nonwoven roll-good manufacturers

a convenient way to contribute to the circular

economy without the necessity to engage in

mechanical recycling which possibly produce

harmful byproducts and emissions. This holistic

approach enables us to set new benchmarks in

circularity,” Eizinger added.

VEOCEL branded lyocell fibers have been

certified Biobased ® by the United States Department

of Agriculture (USDA). Blending VEOCEL

branded Lyocell fibers with other fibers adds a

greater degree of smoothness and absorbency

to nonwoven fabrics, and will significantly improve

the liquid absorbency in wet wipes, offering a

more convenient way to clean surfaces.

güsel ekonomiye yeni standartlar getirmemizi

mümkün kılıyor” diye sözlerine devam etti.

VEOCEL markalı lyocell elyaflar Amerika

Birleşik Devletleri Tarım Bakanlığının (USDA)

Biobased ® onayını almıştır. VEOCEL markalı

Lyocell elyaflar diğer elyaflarla karıştırıldığında

nonwoven kumaşların yumuşaklığını artırır,

ayrıca ıslak mendillerin sıvı emme kapasitesini

önemli ölçüde iyileştirerek yüzeyleri

rahatlıkla temizleme imkanı sunar.


70

PANORAMA

Bursalı’ya Türkiye Tekstil

İnovasyon Ligi’nde ödül

Tekstilde inovasyonun artması ve inovasyona yatırım

yapan firmaların teşvik edilmesi amacıyla gerçekleştirilen Türkiye

Tekstil İnovasyon Ligi’nde, Ar-Ge ve inovasyona dayalı

yenilikçi çalışmalar yapan Bursalı ödüle layık görüldü.

TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020

Başarı zincirine her geçen gün yeni halkalar ekleyen

Bursalı, Ar-Ge alanında gerçekleştirdiği yatırımlarla

sektörde Türkiye’ye rol model olurken, tekstilde

inovasyonun artması ve inovasyona yatırım yapan

firmaların teşvik edilmesi amacıyla gerçekleştirilen

Türkiye Tekstil İnovasyon Ligi’nde de ödüle layık

görüldü. Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB)

tarafından Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO),

Uludağ Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları

Birliği (UHKİB), Bursa Eskişehir Bilecik Kalkınma Ajansı

(BEBKA), Bursa Teknoloji Koordinasyon ve Ar-Ge

Merkezi (BUTEKOM) ve TÜBİTAK iş birliğiyle düzenlenen

‘Techxtile Start-Up Challenge’ kapsamında

düzenlenen ödül töreninde, Bursalı adına ödülü

Bursalı Ar-Ge Merkezi çalışanları aldı.

TEKNOLOJİ TEMELLİ YENİLİKÇİ ÇALIŞMALAR

Başarılarının meyvelerini toplamaya devam ettiklerini

belirten Bursalı İcra Kurulu Başkanı Alper Bursalı,

büyük mutluluk ve gurur duyduklarını söyledi.

Türkiye’nin tekstil sektöründeki ilk ve tek Ar-Ge &

Tasarım Merkezi unvanını elinde bulundurduklarını

ifade eden Bursalı, “Büyük önem verdiğimiz Ar-Ge

ve inovasyon çalışmalarımızın sonucunda böyle bir

ödülle daha onurlandırılmanın gururunu yaşıyoruz.

Kurulduğumuz günden bu yana bilgi ve teknoloji

temelli yenilikçi çalışmalara büyük önem veriyoruz.

Bu çalışmalarımızı sürdürülebilir kılmak adına var

gücümüzle çalışmalarımıza devam ediyoruz” dedi.

VERİMLİLİĞE VE KATMA DEĞERE ODAKLANDIK

Teknoloji alanındaki son gelişmeleri takip ettiklerine

dikkat çeken Bursalı, bu doğrultuda ürünlerini ileri

teknoloji ile ürettiklerini kaydetti. Bursalı, ürünlerinde

özellikle verimliliğe ve katma değere odaklandıklarını

dile getirerek, “Küresel düzeydeki müşteri beklentileri

doğrultusunda yenilikçi hamlelerimizi tüm hızıyla

sürdürüyoruz. Müşterilerimize faydalı ürünler sunma

gayretindeyiz. Elde ettiğimiz ödüllerde ve başarılarımızda

çalışma arkadaşlarımızın büyük katkısı söz

konusu. Bu başarıda emeği geçen tüm çalışma

arkadaşlarımı tebrik ediyorum” diye konuştu.



72

PANORAMA

TEXWORLD Paris Fuarı’nda

We Teks rüzgârı

Entegre tasarım, dokuma, baskı, boyama ve imalat

anlayışı çerçevesinde, sosyal ve çevresel sorumluluklarının

bilincinde üretim yaparak, en son teknolojiyle

geliştirdiği tekstil aksesuarlarını başta AB ülkeleri

olmak üzere; küresel pazarlara ‘Türk Markası’ gururuyla

ihraç eden WE TEKS, sektörün en büyük buluşma

noktalarında adından başarıyla söz ettirmeye

devam ediyor. 10-13 Şubat tarihleri arasında Paris’te

dünyanın dört bir tarafından tekstilcilerin katılımıyla

gerçekleşen, yeni trend ve modaya yön veren ürünlerin

ziyaretçilerin beğenisine sunulduğu TEXWORLD

Paris fuarına katılan WE TEKS, AR-GE çalışmaları

sonucu geliştirdiği yenilikçi ve katma değerli ürünleriyle,

dünyanın her yerinden gelen ziyaretçilerin

TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020


PANORAMA 73

beğenisini topladı. 100’ü aşkın ülkeden profesyonel

ziyaretçilerin katıldığı fuarın kendileri açısından son

derece verimli geçtiğini kaydeden WE TEKS Yönetim

Kurulu Başkanı İbrahim Işık, fuar süresince küresel

müşteri talepleri doğrultusunda geliştirdikleri inovatif

ve tasarım odaklı ürünlerle ülkemizi en iyi şekilde

temsil etme gayretinde olduklarını söyledi.

MARKA GELİŞTİRME ODAKLI ÇALIŞMALARA

DEVAM EDECEĞİZ

TEXWORLD Fuarı süresince, başta yeni markalarımız

Thoqart ve Lanjeron koleksiyonları olmak

üzere; özellikle bayan ve erkek aksesuarlarında

baskılı ve düz boyalı ürün gruplarından eşarp,

şal, fular, bandana, mendil, saç aksesuarları ve

el üretimi grubu olmak üzere farklı konseptlerde

ziyaretçilerin beğenisine sunduklarını kaydeden

İbrahim Işık, dünya standartlarında geliştirdikleri

ürünlerin, ziyaretçiler tarafından da yoğun ilgi

görmesinden dolayı duyduğu memnuniyeti ifade

etti. Yoğun ilgi gören fuarda T.C. Paris Büyükelçisi

İsmail Hakkı Musa ve İTO Başkanı Şekib Avdagiç’in

de ziyarette bulunduğu WE TEKS standında, şirketin

tasarım stüdyosunun hayata geçirdiği en özel

koleksiyonlar yer alırken, zengin ve çeşitli desenler

ile kullanılan kaliteli kumaşlar, ilgi odağı oldu.

YENİ İŞ BAĞLANTILARI GELİŞTİRİLDİ

Fuarda, kendilerine ayrılan stantta dünyanın farklı

ülkelerinden gelen misafirlerini ağırladıklarını aktaran

İbrahim Işık, fuar süresince yeni iş bağlantıları

geliştirme fırsatı yakaladıklarına vurgu yaparak,

ihracatın geliştirilmesine yönelik, ülkemize ve sektöre

değer katacak etkinliklere katılım sağlamaya

devam edeceklerini sözlerine ekledi.

TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020


74

PANORAMA

TİM, Akademisyenlerle

bir araya geldi

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), ülkemizde inovasyonu ve

geleceği konuşmak için Türkiye’nin önde gelen 28 üniversitesinin

rektörü ve 25 teknoparkın genel müdürleriyle bir araya geldi.

Türkiye İhracatçılar Meclisi, ülkemizde inovasyon

ekosisteminin en büyük buluşması olan “Türkiye

İnovasyon Haftası etkinliğine yeni bir bakış açısı

kazandırmak için çalışmalarına devam ediyor. TİM,

Nisan ayında gerçekleşecek etkinlik öncesinde

aralarında Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.

Mehmed Özkan, Koç Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.

Umran S. İnan, Marmara Üniversitesi Rektörü Prof.

Dr. Erol Özvar, İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.

Mahmut Ak ve Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof.

Dr. Bahri Şahin’in aralarında olduğu 28 üniversitenin

rektörü ve rektör yardımcıları ve 21 teknoparkın genel

müdürleri ile bir araya geldi ve İnovasyon Haftası

2020 hakkında akademisyenlerin görüşlerini aldı.

İnovasyon Haftasını oluştururken akademik camianın

da fikirlerine başvurduklarını dile geti-ren

İsmail Gülle, “İnovasyon Haftasını planlarken akademisyenlerimizin

fikirlerini almaya, işin mutfağında

olan teknoparklarımızın ve teknokentlerimizin

tecrübelerinden yararlanmaya özellikle önem veriyoruz

ve doğal paydaşlarımız olarak görüyoruz.

Etkinliğimizin başarıya ulaşması için sunacakları

katkılar bizim için büyük önem taşıyor” dedi.

40 BİN KİŞİYİ AĞIRLADI

Hedeflerinin ihracat hacmini katma değer ve

teknolojik yoğunluk bakımından artırarak daha

nitelikli hale getirmek olduğunu belirten İsmail

Gülle, “İhracatımızın hacim artışı kadar, katma

değer ve kalite olarak da artması, kilogram

değerini yükseltirken, fiyat rekabetinin de ötesine

geçmemize olanak sunuyor. Artık geleneksel hale

getirdiğimiz ve ülkemizin en kap-samlı uluslararası

etkinliği haline gelen İnovasyon Haftamız, bu

yüzden bizler için büyük önem taşıyor” dedi.

TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020

2012 yılından bu yana İnovasyon Haftalarında,

firmalardan öğrencilere, üniversitelerden giri-şimcilere

her kesimi aynı çatı altında toplayan bir organizasyonu

hayata geçirdiklerini aktaran İsmail Gülle

şunları söyledi: “Dünyada ve Türkiye’de fark yaratan

uluslararası profesyonelleri, sanayicileri, akademisyenleri

ve üniversite öğrencilerini İstanbul’da bir

araya getirerek, ulus-lararası bir ekosistem oluşturmayı

başardık. Küresel ölçekte, alanında uzman

çok sayıda ko-nuşmacı ve Türkiye’de inovasyon

adına faaliyet gösteren tüm firmalar artık Türkiye

İnovas-yon Haftası çatısı altında, bir araya gelmeye

başladı. Bu yıl İnovasyon Haftasını daha geniş bir

katılımla gerçekleştirmeyi hedefliyoruz.”


“İşi profesyonellerine bırakın”

WEB OFSET DÜZ OFSET CİLT AMBALAJ

‘nin matbaası

“İhlas Matbaacılık güvencesiyle”

Termal Kalıp

Yüksek tirajlı baskılara uygun, geniş

gelişim töleransına sahip, net ve kaliteli

baskı sağlayan özel bir kalıptır.

Baskı Adedi: 100.000 - 200.000 (Normal Mürekkep)

80.000 – 100.000 (UV Mürekkep)

Detaylar İçin:

Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi İhlas Plaza

No:11 A / 41 Yenibosna / İSTANBUL - TÜRKİYE

Tel.: + 90 212 454 31 95 • www.afarkplates.com

Konvansiyonel Kalıp (Ctcp-LX)

UV-CTP kalıp kullanan üst düzey müşteriler

için geliştirilmiştir. Yüksek hassasiyete sahip,

yüksek tirajlı baskılara uygun,

Baskı Adedi: 100.000 - 200.000 (Normal Mürekkep)

50.000 – 100.000 (UV Mürekkep)

Merkez Mahalasi 29 Ekim Caddesi İhlas Plaza

No:11 A / 41 Yenibosna / İSTANBUL - TÜRKİYE

Tel.: + 90 212 454 30 00 www.ihlasmatbaacilik.com

Detaylar İçin:


76

PANORAMA

Tekstil ihracatının nabzı

Rusya ve İngiltere’de atıyor

Tekstilcinin ihracatta her zaman bir numaralı tercihi olan

Expotim Uluslararası Fuar Organizasyonları A.Ş., yeni yılda da

Türk üreticisini uluslararası ticaret arenasına

Rusya ve İngiltere fuarlarıyla taşımaya hazırlanıyor.

TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020

Rus Hükümeti, Ticaret Odaları ve Girişimci Birlikleri

tarafından desteklenen ve Rusya’nın en uzun

soluklu tekstil fuarı olan TEXTILLEGPROM Uluslararası

Genel Tekstil Fuarı, 25 yıldan bu yana Doğu Avrupa,

Asya ve Balkan tekstil sektörlerini kendi çatısı

altında toplamaya devam ediyor. Geçtiğimiz sene

17-20 Eylül tarihlerinde 53. kez başkent Moskova’da

düzenlenen fuara 19’u Türk Milli Katılımı ile olmak

üzere 13 ülkeden 990 firma katılırken, toplamda

30.000’den fazla kişi de fuarı ziyaret etti. İlginin

yoğun olduğu fuarda Rus ve Orta Asyalı firmalar katılımda

başı çekerken, Türk firmaları da iç giyim, çorap,

kumaş, iplik gibi tekstil alanlarındaki ürünleriyle

dikkat çekti. 4 gün boyunca ürünlerini sergileme

fırsatı bulan yerli firmalarımız yoğun ilgi görürken, bir

yandan da Rusya ve Doğu Avrupa pazarına girme

konusunda kurdukları bağlantılar, ihracat konusunda

kazandıkları tecrübeler ve genişleyen müşteri

portföyleri ile büyük avantaj elde ettiler. Bu doğrultuda,

fuara katılan Türk firmaların yarısından fazlası

11-14 Şubat’ta düzenlenecek 54. Textillegprom’a

katılmak üzere sözleşmelerini yeniledi.

Tekstil sektörü için ihracat fırsatı sunan diğer bir pazar

ise, 2019 yılının ilk 6 ayında Türkiye’nin ihracatında

ikinci sırayı alan İngiltere. Başkent Londra’da yıllardır

modadan hazır giyime, tekstil üreticilerinden tedarik

zincirine kadar sektörün farklı unsurlarını bir araya

getiren ve 9-11 Şubat tarihlerinde yeniden düzenlenecek

olan Pure London ve Pure Origin fuarları,

üreticiler ve tedarikçileri tek bir çatı altında buluşturacak.

Firmalara ürünlerini 50’ye yakın ülkeden gelen ziyaretçilere

ve dünyaca ünlü markaların temsilcilerine

tanıtma imkânı sunan Pure London ve Pure Origin fuarlarına

ek olarak Birmingham’da düzenlenen Moda

UK ve Spring Fair de adadaki tekstil pazarına girmek

için önemli fırsatlar sunan fuarlar arasında. Her sezon

400’ün üzerinde katılımcının yer aldığı ve 2002 yılından

bu yana markaların ve sektör profesyonellerinin

kilit alıcılarla buluştuğu Moda UK Fuarı İngiltere’nin

yanı sıra İskoçya ve K. İrlanda gibi diğer Birleşik Krallık

ülkelerinden de yoğun ziyaretçi almaktadır. Ayrıca

MODA UK Fuarı, Harvey Nichols, SimplyBe ve Beales

gibi Moda dünyasının dev markalarının yetkilileriyle

de yüz yüze görüşme imkanı sağlıyor. Yaklaşık 1

milyar poundluk bir değere sahip ev tekstili, hediyelik

eşya ve perakende pazarına doğrudan erişim sağlayan

Spring Fair ise, bu sene 100 ülkeden 2500’e yakın

katılımcı ve 50.000’den fazla sektör profesyonelini 2-6

Şubat tarihlerinde Birmingham’da ağırlayacak.


2007 yılından beri Textillegprom’un Türk Milli

Katılım organizasyonunu gerçekleştiren Expotim

Uluslararası Fuar Organizasyonları A.Ş’nin

Satış Direktörü Kılınç Yetkiner, son dönemde

Türkiye ile Rusya arasındaki iyi ilişkilerin iki ülke

arasındaki ticareti de çok daha iyi bir noktaya

çekeceğini belirterek; “Rusya, Türk üreticileri için

geçmişe göre çok daha önemli bir pazar haline

geldi. Biz de Expotim & Ladin ailesi olarak

ülkemizin ihracatının artması için kaliteli uluslararası

tekstil fuarlarını portföyümüze katarak ve

ihracatçılarımıza yeni fırsatlar sunarak üzerimize

düşeni yapmaya devam edeceğiz” dedi.

Diğer taraftan Expotim olarak, Birleşik Krallık tekstil

pazarına girmek için Moda UK, Pure ve Spring

Fair gibi potansiyeli yüksek fuarları bünyelerine

kattıklarını belirten Yetkiner; “Türkiye’nin en fazla

ihracat yaptığı ülkelerden biri olan İngiltere,

2019’un ilk yarısında da yaklaşık 5 milyar dolarla

ihracat sıralamamızda ikinci sırada yer alıyor. Biz

de, İngiltere’nin tekstil üreticileri ve tedarikçilerini

bir araya getirme konusunda en başarılı fuarları

ile ihracatçılarımıza değerli bir ticaret imkânı

sunmayı amaçlıyoruz” dedi. Marks & Spencer,

Fenwick ve Asos gibi hazır giyim devlerinin de

bu fuarlarda yer alacağını ekleyen Yetkiner,

Türk üreticilerini en yeni ürün ve tasarımlarıyla en

doğru alıcılarla bir araya getirmeyi hedeflediklerini

belirterek sözlerini noktaladı.


78

PANORAMA

Basınçlı

hava

kurutucuları

nedir?

Ne işe yarar?

vermez. Çünkü sıcaklığın daha da düşürülmesi

devamlı bir yoğuşma suyu çökelmesine yol açar.

Ana kurutma ekipmanı tipini basınç çiğlenme

noktasına göre seçebilirsiniz. Maliyet bakımından

ele alındığında, gereken çiğlenme noktası ne kadar

düşükse hava kurutucunun yatırım ve işletim

maliyeti o kadar yüksek olacaktır.

TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020

Erman Tezulaş

Atlas Copco Yağsız Hava Bölüm Müdürü

Atmosfer havası daima su buharı içerir ve havadaki

su buharının miktarı yüksek sıcaklıklarda

daha fazla, düşük sıcaklıklarda daha azdır. Hava

sıkıştırıldığında su derişimi artar. Örneğin, 7 bar

çalışma basıncı ve 200 l/s kapasite ile çalışan bir

kompresör, bağıl nem oranı %80 ve sıcaklığı 20°C

olan bir havayı sıkıştırdığında basınçlı hava hattında

10 litre/saat su bırakır. Borularda ve bağlantılı

ekipmandaki su çökelmesinden kaynaklanan sorun

ve bozuklukları önlemek için basınçlı havanın

kurutulması gerekir. Bu işlem bir son soğutucu ve

kurutma ekipmanı kullanılarak gerçekleştirilir. “Basınç

çiğlenme noktası” (Pressure Dew Point) terimi

basınçlı havanın su içeriğini belirtmek için kullanılır.

Bu nokta, su buharının mevcut çalışma basıncında

yoğunlaşarak suya dönüştüğü sıcaklıktır. Düşük

PDP değerleri, basınçlı havada az miktarlarda su

buharı bulunduğunu belirtir.

Farklı kurutucular birbiriyle karşılaştırılırken atmosferik

çiğlenme noktasının PDP ile kıyaslanamayacağı

unutulmamalıdır. Örneğin, 7 bar basınçta

+2°C’lik bir PDP değeri atmosfer basıncında

23°C’ ye karşılık gelir. Nemi gidermek için filtre

kullanmak (çiğlenme noktasını düşürmek) sonuç

Tesisatta yaşanan kondens problemleri, basınçlı

hava tesisatındaki yüksek çiğlenme noktasını işaret

etmektedir. Bu durum, hem tesisatın paslanmasına,

hem de basınçlı hava ile çalışan ekipmanların

kondens suyu ile karşılaşmasını takiben

arıza yapmasına neden olur. Bu sorunlar, fabrikada

üretim kaybına kadar ulaşabilecek sonuçlar

doğurur. Sanılanın aksine, kondens vanaları veya

su tutucular ile bu problem giderilemez. Sorunun

kökten çözümü için mevcut kurutucunun değiştirilmesi

veya yeni kurutucu alımı yapılması gerekir.

Bu noktada, Atlas Copco olarak geniş ürün

yelpazesi ile çözümler sunmaktayız.

Soğutuculu tip (Refrigerant) kurutucular, teknolojik

olarak en fazla +3°C çiğlenme noktası

sağlayabilirler. Kurutucuların referans hava kapasitesi

olarak standart referans koşullar değer-


PANORAMA 79

lendirilmektedir (25°C ortam koşulu). Ortalama

sıcaklıklarda bu kriter yeterli olurken, özellikle yaz

aylarında hava sıcaklığı 25°C’nin üzerine çıktıkça

kurutucunun hava kurutma kapasitesi azalacaktır.

Bu nedenle kurutucu seçimi yapılırken,

fabrikanın maksimum ortam sıcaklığı göz önünde

bulundurulmalı, buna göre seçim yapılmalıdır.

Atlas Copco, FX, FD ve yeni, enerji verimliliği

sağlayan FD+ soğutuculu tip kurutucuları ile her

ihtiyaca uygun çözümler sunmaktadır.

Kimyasal veya bir diğer deyişle “Desikant” tip kurutucularda

ise, -70°C’ye varan çiğlenme noktaları

sağlanabilmektedir. Isıtıcılı, ısıtıcısız gibi tipleri olan

desikant kurutucular, ilk yatırım maliyeti ve enerji

tüketimi olarak farklılık göstermektedir. Hassas

üretimlerde (Elektronik, ilaç, gıda vb.) veya soğuk

iklimlerde tercih edilebilen desikant kurutucular,

uygulamaya göre farklı tipleri seçilmelidir. Özellikle

yüksek kapasitelerde çalışan sistemlerde ısıtıcılı

tip desikant kurutucu tercih edilerek basınçlı hava

kaybı olmadan istenen çiğlenme noktasına ulaşılır

ve bu sayede daha tasarruflu bir sistem tasarlanmış

olur. Atlas Copco CD, AD ,BD tipi kurutucuları

ile ihtiyaçlara ve prosese yönelik çözümler sunar.

Desikant kurutucuların bir versiyonu olan “Heat

of compression” yani sıkıştırma ısısı ile çalışan

kurutucular, hem -40°C’ye ulaşan çiğlenme

noktaları sağlarken, hem de enerji tasarrufu

sağlayarak soğutuculu tip kurutuculardan

dahi daha az enerji tüketerek rakipsiz çözümler

sunmaktadır. MD, ND ve XD tip kurutucular,

yağsız vidalı ve santrifüj kompresörler ile çalışarak

sıkıştırma ısısı ile desikant’ı rejenere ederken

rakipsiz bir enerji tüketimi ile çok düşük çiğlenme

noktalarını yakalarlar. Atlas Copco Basınçlı

hava kurutucuları ile enerji verimliliği sağlarken,

sisteminizde kuru hava elde edebilirsiniz!

TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020


80

Yalın üretim sistemi

Değerli okuyucular, günümüzde, ticaret yapma şeklinde ve anlayışında çok önemli

değişiklikler ortaya çıkmıştır. Bu değişiklikler en fazla etkisini; FİYAT, HIZ, MİKTAR konularında

kendini göstermektedir.

FİYAT

Günümüzün küresel rekabet ortamında, işletmelerin müşterilerine sundukları ürün

veya hizmetlerin fiyatlarını belirleme yöntemleri önemli bir değişikliğe uğramıştır.

Yakın zamana kadar işletmeler, müşterilerine sundukları ürün veya hizmetlerin önce

maliyetlerini hesaplarlardı. Daha sonra bu maliyetin üzerine müşterilerin ve rakiplerin

durumuna göre , belirleyecekleri bir kar koyarak, satış fiyatlarını belirlerlerdi . Oysa

günümüzde artık satış fiyatını satıcılar değil, müşteriler belirlemektedir. Yani, FİYAT =

MALİYET + KAR formülü değişmiş, yerine KAR = FİYAT-MALİYET formülü gelmiştir.

Elbette ki matematiksel olarak bu iki formül birbirinin aynıdır. Ancak birinci formülde,

belirlenmiş olan maliyetin üzerine, yine belirlenmiş olan bir karın konulduğu ve fiyatın

bu şekilde ortaya çıktığı belirtilmektedir. Oysa ikinci formülde var olan ve müşteri

tarafından belirlenmiş olan fiyattan, maliyetin çıkarılmasıyla kar elde edildiği ifade

edilmektedir. Yani artık günümüzde müşteri satın alacağı ürünün fiyatını kendisi belirlemektedir.

Müşteri, “Benim fiyatım budur, bu fiyata verirsen alırım” ya da “Bu fiyata

zaten başka yerden alabiliyorum” demektedir. Bu durumda ikinci formüle baktığımızda,

fiyat sabit olduğundan, işletmenin kar elde edebilmesi, ancak maliyetini bu

fiyata göre düşürmesi ile mümkün olabilecektir.

Dr. Ahmet Temiroğlu

Özen Mensucat

Yönetim Kurulu Başkanı

temiroglu@ozenmensucat.com

atemiroglu@gmail.com

HIZ

Günümüzde, ticarette en çok önem kazanan kavramlardan birisi de hızdır. Müşteriler

satın almak istedikleri ürünlerin veya hizmetlerin, sipariş verdikleri andan itibaren çok

hızlı şekilde kendilerine ulaşmasını, ısrarla talep etmektedirler. Bu durumda en başta

üretim ve sevkiyat olmak üzere ticaretin her sürecinde hızlı olmayan işletmelerin

rekabet güçleri zayıflamaktadır. Artık müşteriler sipariş verirlerken, ürün fiyatlarının

yanında teslim zamanını da kesin belirlemek istiyorlar.

TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020

YÖNETMEK

MİKTAR

Müşteri talepleri artık küçük miktarlarda olup, çok sık değişmektedir. Bu durumda

işletmeler büyük kütleler halinde üretim yaptıklarında, pazardaki talebin bu hızlı

değişimi karşısında zorlanmaktadırlar. Firmaların çoğu müşterilerinin sürekli siparişlerini

değiştirmesinden ve küçük miktarlarda sipariş vermelerinden şikayetçidirler. Oysa

şikayet etmek yerine “Nasıl bu duruma adapte olabilirim?” diye düşünmek gerekmektedir.

Çünkü artık, piyasalarda ürün çeşitliliği ve hatta kişiye özel butik üretimler

her geçen gün daha önemli hale gelmektedir. Eskiden olduğu gibi “Büyük kütleler

halinde üretir ucuza mal eder, istediğim fiyata da satarım” anlayışı geçerli değildir.

‘YALIN ÜRETİM SİSTEMİ’NİN DOĞUŞU

İşte yalın yönetim sistemi işletmelere, yukarıda sözünü ettiğimiz bu üç unsur konusunda

müşterileri için daha fazla değer sağlayabilecekleri yöntemleri sunmaktadır. Yalın

üretim sistemi, her miktarda ve çeşitte olan ürün ya da hizmeti, daha iyi, daha hızlı,

daha ucuz ve israfları ortadan kaldırarak üretmeyi amaçlayan bir sistemdir.

“Yalın Üretim”den söz edilince akla hemen Toyota markası gelir. Toyota şüphesiz otomotiv

sanayinde dünyanın en önemli markalarından biridir. Ancak büyük markaların

arkasında çoğu zaman görünmeyen adeta dahi mimarlar vardır. Toyota başarısının arkasındaki

dahi mimar da TAİİCHİ OHNO’dur. Ohno, Just In Time, Kayzen, Poka Yoke, Kök,

Neden Analizi gibi çok bilinen yönetsel kavramları yönetim bilimine kazandırmış kişidir.

Yalın Üretim düşüncesi 1950’li yıllarda, Taiichi Ohno’nun Amerika’daki Ford otomobil

fabrikasını gezdikten sonra ortaya çıkmaya başlamıştır. Ohno bu ziyaretinde kitle üretim

yöntemlerinin sakıncalarını tespit etmiştir. Büyük makinalarla yapılan, büyük miktarlardaki

üretimin, pazardaki esnek talep yapısı için her zaman uygun olamayacağını düşünmüştür.

Özellikle rekabetin çok yoğun olduğu ve müşteri segmentlerinin çok farklı olduğu

pazarlarda kütle üretiminin yanlış bir yöntem olduğunu ileri sürmüştür. İşgücü, makine,

malzeme ve hammaddelerin büyük miktarlarda kullanılmasıyla elde edilen büyük kütle

üretimleri, talebin değiştiği durumlarda stokta bekleyerek bir israf unsuruna dönüşmektedir.

Üstelik bu tip işletmelerde, çoğu kez makinalar ve çalışanlar tek bir ürüne odaklanarak

organize edilmiş ve eğitilmişlerdir. Bu durumda yeterli talep olmadığı zamanlarda

stokta saklanmak üzere üretime devam etmek zorunluluğu ortaya çıkmaktadır.

Ohno, Japonya’ya döndüğünde arkadaşlarıyla, Ford Otomotiv’deki bu sistemin Japon

piyasası için hiç doğru olmadığını tartıştı. Japon piyasasında alıcı segmentleri çok


Her an

ONLINE olun!

Bütün dünya sizi görsün!

www.tekstilteknik.com.tr


82

TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020

çeşitliydi ve müşterilerin alım gücü de zayıftı. Bu nedenle

çeşitli kategorilerde ürün çeşitlemesi yapmak

gerekiyordu. Üretim küçük miktarlarda yapılmalı,

üretim hatlarında esneklik olmalı ve çok kısa bir

zaman zarfında bir üründen diğerine geçmek başarılmalıydı.

Birçok değişik kategorideki ürünleri, küçük

miktarlarda olsa da, hem çok ucuza, hem de çok

hızlı bir şekilde piyasaya sürmenin yollarını bulmaları

gerekiyordu. Maliyetleri düşürmek için de sistemdeki

israflardan kurtulmak lazımdı. İşte bu düşüncelerden

yola çıkarak Toyota Üretim Sistemini (TPS) kurdular.

Böylelikle, Yalın Yönetim Felsefesi, Yalın Yönetim Sistemi

ve Yalın Üretim Sistemleri ortaya çıkmış oldu.

YALIN ÜRETİM SİSTEMİ NEDİR?

Yalın Üretim sistemi, ürün ya da hizmet üretiminde, süreçlerdeki

bütün israfları ortadan kaldırmayı amaçlayan

bir sistemdir. Yalın düşünce sisteminde müşteriye,

ürüne veya hizmete değer katmayan her şey israftır.

Bir çok işletmeye baktığımızda, üretim hataları,gereksiz

stoklar, gereğinden fazla işgücü ve yönetim

kademeleri, gereksiz raporlar, yapılması gereksiz

olan işler, ıskartalar gibi bir çok israf unsurlarını rahatlıkla

görebiliriz. Yalın üretim uygulamaları ile bu

tip israflar bertaraf edilerek, üretim süreçleri daha

hızlı, daha esnek hale getirilebilir ve üretim maliyetleri

düşebilir. Bu konuda müşteri isteklerinin doğru

anlaşılması ve doğru tanımlanması çok önemlidir.

YALIN DÜŞÜNCE SİSTEMİNİN PRENSİPLERİ

Yalın Düşünce Sisteminin beş önemli prensibi vardır:

-DEĞER, DEĞER AKIŞI, SÜREKLİ AKIŞ, ÇEKME, MÜ-

KEMMELLİK.

• DEĞER Bütün tedarikçiler müşterileri için bir

fayda sağlarlar ve bu fayda karşılığında onlardan

bunun maddi bedelini alırlar. İşte bu faydanın bu

bedele oranına değer denir.

• DEĞER= MÜŞTERİYE SAĞLANAN FAYDA/FİYAT

Tedarikçiler müşterilerine sundukları değeri belirlerken,

müşterilerinin tam olarak neye ihtiyaçları

olduğunu çok iyi anlamalıdırlar. (Hatta aşağıda

belirtileceği gibi değeri müşteri tanımlar) Müşterinin

ihtiyacından daha fazlasını vererek maliyeti

arttırmak, müşteriye daha fazla değer kazandırmaz.

Çünkü müşteriler ihtiyaç duydukları faydayı

en ucuza almayı isterler. Bu nedenle tedarikçiler

müşteri isteklerini ne kadar ucuza karşılarlarsa,

onlara o kadar çok değer kazandırmış olurlar.

• DEĞER AKIŞI Maliyeti düşürmek için yukarıda

belirtildiği gibi sistemdeki israfları, müşteri için, ürün

performansı için gereksiz olan bütün unsurları ortadan

kaldırmak gerekir. Bunu yapmak için “Değer

Akış Haritaları” hazırlanır. Değer akış haritaları, bir

ürün ya da hizmetin, hammadde üretiminden başlayarak

nihai müşteriye ulaşıncaya kadar yaşadığı

bütün aşamaları gösteren şemalardır. Değer akış

şemaları hammaddelerin tedarik edildiği bir önceki

tedarikçideki süreçleri de, kendi işletmemizdeki

üretim ve sevkiyat işlemlerini de, sevkiyattan sonra

nihai tüketiciye ulaşıncaya kadar yaşadığı süreçleri

de içerir. Yani yalın yönetim sistemini kullanan işletmeler,

nihai tüketiciye daha fazla değer kazandırabilmek

için, kendisinden önceki tedarikçileriyle

ve yine kendisinden sonraki müşterileri ile israfları

ortadan kaldırmak amacıyla işbirliği yaparlar.

Değer akış haritaları incelendiğinde genel olarak

üç çeşit faaliyet görülür.

- Müşteri ve ürüne değer katan faaliyetler,(Kesme,

boyama, montaj gibi)

- Müşteri ve ürüne değer katmadığı halde yapılması

zorunlu faaliyetler,(Kalıp bağlama, yükleme,

makina temizleme gibi)

- Müşteri ve ürüne değer katmayan ve yapılması

da gerekmeyen faaliyetler.(Tamir etme, ıskartaya

ayırma, yeniden üretme, stokta bekletme gibi)

Son maddede belirtilen faaliyetlerin tamamı israftır.

Yalın yönetim ve Yalın Üretim sistemini kullanan

işletmeler, bu israfları ortadan kaldırmak için radikal

değişimler yaparlar.

• SÜREKLİ AKIŞ Akış şemalarında katma değer

yaratmayan faaliyetler arındırıldıktan sonra, geriye

kalan değer oluşturan faaliyetler kesintisiz yapılmalıdır.

Bu konuda müşteri istekleri ve talepleri önemli

bir faktördür. Çünkü, sürekli akış, müşteri istekleri

dikkate alınarak, doğru üretimin, doğru miktarda

ve doğru zamanda yapılmasıyla sağlanabilir.

Müşteri istekleri, pazarlama, laboratuvar, tasarım,

üretim hatları, kalite kontrol gibi departmanlar arasında

dolaşmamalı ve zaman kaybedilmemelidir.

• ÇEKME Çekme ilkesine göre, müşteri tarafından

tanımlanmış değer, sipariş edildiği andan itibaren

üretilmeye başlanır. Adeta değer, müşteri tarafından

çekilir. Çekme ilkesine göre sipariş gelmeden

üretim süreci başlamaz. Üretim süreci müşteri talebiyle

başlar. Üretim ve sevkiyat süreçlerinde de her

zaman, bir sonraki basamak bir önceki basamağa

talepte bulunarak ürün nihai müşteriye ulaştırılır.

Böylelikle gereksiz stoklar önlenmiş olur.

• MÜKEMMELLİK Yalın yönetim yaklaşımı üretim sürecinde

mükemmelliği hedef alır. Mükemmelliğe giden

yolda şeffaf bir yaklaşım söz konusudur. İşletmede

bütün iş süreçleri arasında olduğu gibi tedarikçilerle

ve müşterilerle de şeffaf, açık, net ilişkiler yürütülür.

Böylelikle, üretim hataları, arızalar, beklemeler,

tamirler, ıskartalar en aza indirilir.

Bunu başarmak için tüm çalışanların katıldığı Kayzen

takımları kurulur. Bu takımlar PUKÖ döngüsü

(Planla-Uygula-Kontrol et-Önlem al) gibi yöntemleri

kullanarak sürekli iyileştirme ve geliştirme

faaliyetlerinde bulunurlar. Yalın yönetim düşüncesinde

çalışanlar çok önemlidir. Yalın yönetim

yaklaşımı insan odaklı bir yaklaşımdır.



84 İNCELEME

Endüstri 4.0’ın

Türkiye

imalat

sanayisindeki

yeri ve

potansiyel

etkileri

Birinci Endüstri Devrimi üretimin makineleşmesi,

İkinci Endüstri Devrimi üretimin serileşmesi, Üçüncü

Endüstri Devrimi ise üretimin otomasyonu

ve sayısallaşması olarak gerçekleşmiştir. Bu üç

endüstri devriminden sonra ilk olarak 2011 yılında

Almanya’nın Hannover kentinde yapılan teknoloji

fuarında ortaya konan Dördüncü Endüstri

Devrimi, bilişim ve internet süreçlerinin üretim

aşamalarına entegrasyonu ve bu süreçler arası

ağların oluşturulması sonucu ortaya çıkmıştır.

2013 yılında, BITKOM, VDMA ve ZVEI adlarında

üç tane Alman kuruluşu tarafından hayata geçirilen

‘Endüstri 4.0 Platformu’ ise Endüstri 4.0’ın en

kapsamlı ve açıklayıcı tanımını şu şekilde yapmıştır:

“Endüstri 4.0, ürünlerin ve üretim sistemlerinin,

yaşam döngüsündeki bütün değer zincirinin

organizasyon ve yönetiminde yeni bir seviye

olan Dördüncü Endüstri Devrimi’ni tanımlar. Bu

döngü, sürekli artarak bireyselleşen müşteri isteklerine

odaklanır ve fikir aşamasından başlayarak

ürün geliştirme ve üretim siparişinden, bir ürünün

son kullanıcıya dağıtımını ve geri dönüşümünü

de kapsayacak şekilde tüm zinciri içine alan

hizmetleri içerir.’’ (http://www.plattform-i40.de/

I40/Navigation/DE/Home/home.html)

Günümüz dünyasının sanayi atılımında öncü

olan ülkelerinin endüstrileri, sanayi devriminden

bu yanaki sürecin son kısmı olan ve Endüstri 4.0

olarak adlandırılan endüstri devrimlerinin dördüncü

evresi ile evrilmektedir. Bu süreçte önceki

üç sanayi devrimine kıyasla dördüncü sanayi

devrimi ile teknolojiye dayalı akıllı üretim hedeflenmektedir.

Bu son sanayi devriminde; bilişime

dayalı akıllı üretimler yapan akıllı fabrikalarda,

makinelerin üretim sürecinde insana bağlı kalmadan

kendi kendilerini yönetmeleri amaçlanmaktadır.

Akıllı fabrikalarda otomasyon süreçleri,

cihazların ve makinelerin birbirleriyle haberleşerek

üretim işlemlerini kendi içlerinde belirleyip

düzenlemeleri anlamına gelmektedir. Örneğin,

üretimin herhangi bir aşamasında kaynak sıkıntısı

olması durumunda, gerekli kaynak siparişi otomatik

olarak verilmekte, oluşan arızalar anında

TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020

Çağatay AYDIN

Şekil 1: Endüstri 4.0’ın yapısı (kaynak: TÜSİAD ve BCG, 2016)


İNCELEME

85

ve yerinde tespit edilip giderilebilmekte, sistem

tam kapasiteyle ve sorunsuz çalıştırılabilmektedir.

(Siemens, 2015) Geleceğin sanayi üretimini şekillendirecek

Endüstri 4.0 teknolojisi, şekil 1’de verildiği gibi

9 temel yapıtaşından oluşmaktadır: (Şekil 1)

ENDÜSTRİ 4.0’IN TÜRKİYE İMALAT SANAYİSİNDEKİ

YERİ VE POTANSİYEL ETKİLERİ

Cumhuriyet öncesi Türk sanayisi

Cumhuriyet kurulmadan önceki Türk Sanayisi daha

çok insan gücüne dayalı tezgahların yer aldığı ve

iç pazarın ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik küçük

bir sanayi idi. 18. Yüzyılın ortalarında İngiltere’de

başlayıp diğer Avrupa ülkelerini ve sonrasında

tüm dünyayı etkileyen endüstri inkılabı, makineleşmeden

istifade edemeyen Osmanlı Sanayisi’ni

giderek söndürmeye başladı. Küçük yerli endüstri

diğer ülkelerin bu makineleşme hamlesine karşı

koyamadı ve tezgahların büyük bir kısmı bu rekabet

karşısında işleyemez duruma geldi.

Dünyadaki sanayileşme hareketine karşılık 19. yüzyılın

başlarında Osmanlı Devleti’nde birtakım ekonomik

önlemler alınmaya ve sanayileşmeye yönelik

adımlar atılmaya başlanmıştır. 1839 yılında ilan edilen

Tanzimat Fermanı ile sanayileşmeye daha fazla

önem verilen ve sanayide devletçiliğin uygulandığı

bir döneme girilmiştir. Kapitülasyonların oluşturduğu

ekonomik baskılar karşısında sanayi ağırlıklı çözümler

geliştirilmeye çalışılan bu dönemde sanayileşmede

istenilen başarı sağlanamamış, cumhuriyet ilan

edilene kadarki süreçte artan borçlar, ekonomik

bunalımlar, askeri yenilgiler gibi etmenlerden dolayı

sanayiyi güçlendirmek mümkün olmamıştır.

Cumhuriyet Dönemi Türk Sanayisi

1923’te yeni bir ülke olarak kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin

ilk yıllarında sınırlı sayıda küçük ve orta ölçekli

kuruluşlardan oluşan ülke sanayisi savaşlarla geçen

uzun yılların verdiği zorluklarla mücadele ediyordu.

1923’te sanayi ekonomisinin güçlendirilmesi amacıyla

yapılan İzmir I. İktisat Kongresi ile hızlı bir kalkınma

programına girilmiştir. Ülke çapında sanayide özelleştirmeyi

sağlamak amacıyla 1927 yılında çıkarılan

Teşvik-i Sanayi Kanunu ile Türk yatırımcılar desteklenmiştir.

Bu dönemde ülke sanayisi hızlı gelişimler içine

girmiş ve 1933 yılında Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı

ile sanayide planlı bir şekilde büyüme ve ilerleme

hedeflenmiştir. Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı ile üzerinde

en çok durulan ve önemsenen şey yerli üretim

olmuş, yerli üretim teşvik edilmiştir.(Erdel A., 1943)

1936 yılında hazırlanan İkinci Beş Yıllık Sanayi Planı

ile özel girişimlerin desteklenmesi sürmüş fakat

sonraki yıllarda II. Dünya Savaşı sebebiyle bu plan

istenildiği gibi yürütülememiştir. 1950’li yıllara kadarki

dönemde ülke çapındaki büyük endüstriyel

yatırımlar genellikle devlet tarafından yapılmıştır.

Sanayi kuruluşlarının artması ile beraber ülkede

ulaşım ve haberleşme ağı yaygınlaştırılmış, enerji

üretimi arttırılmıştır. Bu gelişmelerle birlikte 1979 yılından

itibaren sanayi sektörünün ulusal gelir ve dış

satımdaki payı tarım ve diğer sektörleri geçmeye

başlamıştır. (Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş., 2010)

Ülke çapında sanayileşmenin başrolünü devlet

üstlenirken 1980 yılından sonra artık ön plana özel

sektör çıkmaya başlamıştır. Bu dönemden sonra

ihracata yönelik sanayileşme adımları atılmış, böylelikle

ihracat artışı sağlanmıştır. 1990’lı yıllardan

sonra ihracata yönelik sanayileşme hız kazanmış

fakat ihracat-ithalat dengesi tutturulamadığından

cari açık oluşmuştur. Modern sanayileşme baz

alınmış ve uluslararası pazarlar hedeflenmiştir.

Bugünkü Türkiye’de Sanayi

Türkiye’de son 20 yılda imalat sanayi ihracatında

önemli gelişmeler elde edilmiştir. Cumhuriyetin

ilk yıllarından beri ihracatta en büyük yüzdeye

sahip olan tarımın yerini 1970’li yılların sonlarından

itibaren imalat sanayi almış ve bu pay giderek

artmıştır. 2016 ihracat verilerine göre imalat sanayinin

toplam ihracattaki payı %92.1’dir. 2015 yılı için

de yine bu pay %91,7 olmuştur. (T.C. Bilim Sanayi

ve Teknoloji Bakanlığı, 2017)

Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının son verilerine

göre, Türkiye’de toplam 298 adet organize sanayi

bölgesi bulunmaktadır. Elde edilen verilere göre,

tüm yurt çapında OSB’lerde çalışan sayısı 1,7

milyona ulaşmış durumda ve 2018 sonunda bu sayının

2 milyonu geçmesi beklenmektedir. Yine aynı

şekilde ülkemizdeki tüm OSB’lerde faaliyet gösteren

firma sayısı 50.000’e yakındır. Tam zamanlı

olarak çalışan 100 bine yakın kişinin olduğu Türkiye

Ar-Ge sektörü harcamaları toplam GSYH’nin yaklaşık

yüzde 1’ine tekabül eden bir kısmını oluşturmaktadır.

2016 TUIK verilerine göre Türkiye’nin 2016

yılında toplam Ar-Ge harcaması 24,6 milyar TL

Tablo 1: Dünyada en fazla Ar-Ge harcaması yapan ilk 20 şirket, 2015

(Kaynak: Price Waterhouse Coopers Strategy , www.strategyand.pwc.com)

TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020


86 İNCELEME

TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020

olmuştur. 2015 TUIK verilerine göre ise bu sayı 20,6

milyar TL olmuştur. (www.tuik.gov.tr)

Bununla beraber Türkiye Ar-Ge harcamalarını dünyada

en fazla Ar-Ge harcaması yapan şirketler ile

kıyaslandığında , Tablo 1’de görüldüğü üzere, Türkiye’ye

ait ülke bazlı toplam Ar-Ge harcamalarının

oldukça düşük kaldığı gözlemlenmektedir. (Tablo 1)

Endüstri 4.0 ve Türkiye

2011 yılında Almanya’nın Hannover şehrinde ortaya

çıkan Endüstri 4.0 ile birlikte tüm dünyada bu

yeni endüstri çağına ayak uydurma yarışı başlamıştır.

Türkiye’de, bu yarışta gelişmiş ve gelişmekte

olan diğer ülkeler gibi önde gelen ülkelerden biri

olmak istemektedir.

Türkiye hem makine ithal eden hem de makine

üreten bir ülke konumundadır. İthal edilen makinelerin

çoğu akıllı (bilgisayar kontrollü) makinelerdir

ancak bu makinelerin kullanımında sıkıntılar yaşanmaktadır.

İşletmeci, makinelerin özelliklerinden

yararlanamamakta ve ayrıca yerli üretim makinelere

akıl (bilgisayar kontrolü) yükleyememektedir.

Bunun sonucu olarak da içeride ve dışarıda talebi

olan makineler yerine, metal maliyeti yüksek, ucuz

makineler üretmektedir. En gelişmiş sanayi üretim

birimlerinde akıllı makineleri birbiriyle konuşturmaya

da henüz başlayamamıştır. (TOBB, 2016)

Endüstri 4.0 uygulamalarının diğer ülkelerde de

yaygınlaşması, Türkiye’nin üzerindeki rekabet baskısının

uzun vadede daha da artmasına neden

olacaktır. Sonuç olarak;

Türkiye, rekabet sıralamasında kendisinin hem

altında hem de üstünde yer alan ülkelerden gelen

maliyet baskılarına maruz kalabilir. Bu rekabet ortamında,

üretim maliyeti yüksek olan ülkelerin, gelişmiş

teknolojiye sahip üretim işletmelerindeki geniş ölçeği

kullanarak, düşük üretim maliyetine sahip ülkeler ise

yeni teknolojilere daha iştahlı erişme avantajlarını

kullanarak mevcut pozisyonlarını güçlendirmeleri

beklenebilir. Türkiye’nin Endüstri 4.0 yatırımlarını

gerçekleştirmediği durumda ise, küresel pazarlarda

birbirleriyle etkileşerek gelişen teknolojileri ve insan

kaynağı kalitesini yakalaması, çıtanın sürekli yükselmesi

sebebiyle daha da zorlaşacaktır. (TÜSİAD, 2016)

Endüstri 4.0’ın Türkiye İmalat Sanayisindeki Yeri

Endüstri 4.0’ın yapıtaşlarını oluşturan ve geleceğin

sanayisine şekil verecek olan; Büyük Veri ve

Analitiği, Artırılmış Gerçeklik, Eklemeli Üretim(3d

Yazıcılar), Bulut Bilişim, Siber Güvenlik, Nesnelerin

İnterneti, Yatay ve Dikey Sistem Entegrasyonu,

Simülasyon, Özerk Robotlar gibi unsurların Türkiye

İmalat Sanayisi’ndeki karşılığını bulmak için

adımlar atılmaya başlanmıştır. Endüstri 4.0, küresel

ekonomiler arasında güçlü bir oyuncu olması için

Türkiye’nin karşına bir fırsat olarak çıkmaktadır.

Bu teknolojik atılımda öncü olmak isteyen Türkiye

uzun dönemli vizyonunu, Türkiye Bilim Sanayi ve

Teknoloji Bakanlığı’nın Türkiye Sanayi Stratejisi Belgesi’ndeki

kararlarına göre, “orta yüksek ve yüksek

teknolojili ürünlerde, Afro-Avrasya’nın tasarım ve

üretim üssü olmak” şeklinde belirlemiştir. (T.C. Bilim,

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, 2015)

Türkiye İmalat Sanayisi’nin bugünkü durumuna

bakılacak olunursa, Türkiye’deki üretim görüntüsünün

daha çok Endüstri 2.0 ve Endüstri 3.0 arasında

kalmış bir sanayi görüntüsü olduğu gözlenmektedir.

Bunun sebeplerinden biri Türkiye’deki üretimin

yarıya yakınının düşük teknoloji ile gerçekleşmesi

ve katma değeri düşük ürünlerin üretilmesidir.

Örnek olarak Türkiye ihracatında yüksek teknolojili

ürünlerin oranı %4-5 civarında iken, Küresel

pazarlarda bu kulvarda Türkiye’nin rakipleri olan

ülkelerin ihracatlarındaki yüksek teknolojili ürünlerin

oranları %15-45 arasında değişmektedir.

Yenilikçi üretim anlayışının son ürünü olan Endüstri

4.0 uygulamaları iş süreçlerinde inovasyon ve ileri

teknoloji kullanımına dayalıdır. Toplumsal, kültürel

ve idari anlamda yeni yöntemler kullanarak yeni

ve eskisinden farklı sonuçlar çıkarma anlamına

gelen inovasyon terimi Dördüncü Endüstri Devrimi’nin

oluştuğu süreçten bu yana içinde sıkça

geçtiği bir kavram olmuştur. Tablo 2’deki verilere

göre sanayi perspektifinde yenilikçi girişim olarak

kullanılan inovasyon kavramının Türkiye Sanayisi’nden

aldığı pay %50 civarındadır. (Tablo 2)

Türkiye İmalat Sanayi’nin genel anlamda Endüstri

4.0’a tam olarak hazır olmamasına rağmen bazı

alanlarda somut adımların atıldığı görülmektedir.

Tablo 3’te verildiği üzere birbirinden farklı ölçeklerde

olan ve farklı sektörlerde faaliyet gösteren bazı

şirketlerin üretimlerinde Endüstri 4.0 uygulamalarını

hayata geçirdikleri ve üretimde son teknolojiyi

yakaladıkları gözlemlenmektedir. (Tablo 3)

Türkiye sanayisinde halihazırda kullanılan

bu Endüstri 4.0 uygulamaları göz önünde

bulundurularak; akıllı üretim süreçlerinin daha

düşük maliyet ve daha çok verimlilik

kavramları ile birleştiği Endüstri 4.0’a ve Türkiye’de bu

uygulamalara en çok uyum sağlayan ve bu uygulamalardan

istifade eden sektörün otomotiv sektörü

olduğu görülmektedir. Çünkü son yapılan araştırmalara

istinaden Türkiye otomotiv sektöründe ürünlerin,

pazara çıkış sürelerinde Endüstri 4.0 kullanımına bağlı

önemli miktarda düşüş yaşadığı gözlenmektedir.

Sonuç olarak küresel çapta Endüstri 4.0 yarışında

olmak isteyen ve bu yarışın önde gelen isimlerinden

biri olmaya çalışan Türkiye İmalat Sanayisi’nin

Tablo:2 Türkiye’deki yenilikçi girişimlerin oranı % (kaynak:TUIK verileri)



88 İNCELEME

• İşgücü profilinin gelişmesi

• Üretim, müşteri ilişkileri ve destek birimlerinin

gelişmiş bir bağlanırlık düzeyine erişmesinin yeni iş

olanakları yaratması ve nitelikli işgücü tarafından

yapılabilecek yeni iş tanımlarının oluşması olarak

belirlenmiştir. (TÜSİAD ve BCG 2016)

Tablo:3 Türkiye’de Sanayi 4.0 Uygulamaları (kaynak: TÜSİAD ve BCG 2016)

aynı zamanda önünde birçok sorun bulunmaktadır.Bu

sorunlar arasında üreticilerin muhatap

oldukları yeni sürecin farkında olmamaları, gelişmiş

ülkelere ait küresel pazarlarla entegrasyonun

bulunmaması, yetişmiş insan gücünün sınırlılı¬ğı

ve bilgi teknolojilerinin getirdiği yeniliklere cevap

verebilecek huku¬ki alt yapının yetersizliği gibi

durumlar bulunmaktadır. (KAYSO, 2015)

Endüstri 4.0’ın Türkiye İmalat Sanayisi Üzerindeki

Potansiyel Etkileri

Dördüncü Sanayi Devrimi olan Endüstri 4.0’ın

ekonomisi ve sanayisi gelişmekte olan bir ülke

konumunda bulunan Türkiye’ye katkı sağlayacak

potansiyel etkileri; ülke teknolojisinin ve sanayisinin

gelişmesi, üretimde verimliliğin artması, ülke büyümesinin

halihazırdaki büyümeye oranla daha fazla

olması, ülkeye yapılan yerli ve yabancı yatırımların

artması, ülke istihdamına katılma yüzdelerinin artması

ve işsizliğin azalması şeklinde sıralanabilir.

İleri teknolojiye dayalı bu endüstri devriminde,

büyük ölçekli firmaların, küçük ölçekli firmalara

göre Endüstri 4.0’dan daha çok fayda sağlamaları

beklenmektedir. Bunun sebebi büyük ölçekli firmaların

yatırım yapma güçlerinin daha fazla olması,

kalifiyeli elemanlarının küçük ölçekli firmalara göre

daha fazla olması ve Endüstri 4.0’a dönüştürülebilecek

alt yapı olanaklarının daha gelişmiş olmasıdır.

TUSIAD’ın ‘Endüstri 4.0’ın Türkiye’ye Potansiyel

Etkileri’ araştırması kapsamında pilot olarak seçip

bu bağlamda incelediği 6 sektör olan otomotiv ve

otomotiv yan sanayi, makine, beyaz eşya, gıda

ve içecek, tekstil ve kimya sektörlerinin Endüstri

4.0’dan sağlayacağı potansiyel faydalar Tablo

4’te şöyle analiz edilmiştir. (Tablo 4)

Türkiye Cumhuriyeti’inin kuruluşunun 100. yılında

dünyanın en güçlü 10 ülke ekonomisi arasına girmek

isteyen Türkiye’nin bu hedefine ulaşması için yıllık

büyüme hızının %8,5 civarında olması gerektiği

öngörülmektedir. Endüstri 4.0’a uyum sağlanması ve

beraberinde yenilikçi teknolojilerin verimli bir şekilde

üretime entegrasyonu durumunda Endüstri 4.0 uygulamalarının

Türkiye’nin mevcut yıllık büyüme hızına

%3’lük ek katkı sağlayacağı tahmin edilmektedir.

TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020

Endüstri 4.0’ı başarılı bir biçimde uygulamaya

geçirerek üretim platformlarını dönüştürmenin üç

temel faydasının olması beklenmektedir. Bunlar;

• Küresel rekabet gücünün artması,

• Maliyet verimliliği

• Yüksek üretim hızı ve esneklik

• Yüksek kalite ve düşük fire oranı

• İleri teknoloji platformları, know-how, yüksek

nitelikli insan kaynağı

• Küresel değer zincirinden alınan yüksek katma

değerli ürünler payının artması,

• Ortaya çıkan verimlilik ve yetkinlikler ile şirketlerin

küresel rekabette konumlarını

korumaları ve güçlendirmeleri

Tablo 4: Türkiye’nin Sanayi 4.0 Dönüşümünün Pilot Sektörler İtibarıyla

Potansiyel Faydaları (kaynak: TÜSİAD ve BCG 2016)

KAYNAKLAR: [1] Erdel A., 1943, “ Cumhuriyet Devrinde Endüstri’’, Türkiye Coğrafya Dergisi, Sayı:3-4, 316-351. [2] KAYSO, 2015, “Sanayi

4.0: Akıllı Üretim Geliyor. ’’, Kayseri Sanayi Odası Bilgi Dergisi, Sayı: 107, 36-45. [3] Price Waterhouse Coopers Strategy , www.strategyand.pwc.com

[4] Plattform Industrie 4.0 http://www.plattform-i40.de/I40/Navigation/DE/Home/home.html [5] T.C. Bilim Sanayi ve

Teknoloji Bakanlığı, 2015, “Türkiye Sanayi Stratejisi Belgesi 2015-2018’’ [6] TOBB, 2016, “Sanayi 4.0’a hazır mıyız?’’, Ekonomik Forum Dergisi,

Sayı:259, 16-27. [7] TUIK, www.tuik.gov.tr [8] Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş., 2010, “Türkiye’nin İhracatında Öne Çıkan Sektörlerde Temel

Pazar Ülkeler, Rakipler ve Rekabet Gücü’’ [9] TÜSİAD ve BCG, 2016, “Türkiye’nin Küresel Rekabetçiliği İçin Bir Gereklilik Olarak Sanayi 4.0:

Gelişmekte Olan Ekonomi Perspektifi’’ http://www.tusiad.org/indir/2016/sanayi-40.pdf [10] Siemens, 2015, “Endüstri 4.0 yolunda’’



90

PANORAMA

Pamuk Pazarı Esasları ve

Fiyatlara Genel Bakış

Cotton Market Fundamentals &

Price Outlook

TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020

SON FİYAT HAREKETLERİ

Referans fiyatların pek çoğu geçen ayda düştü.

• Mayıs vadeli NY kontratı Şubat başında

bulunduğu 70 cent/lb yakınlarındaki seviyelerden

son zamanlarda bulunduğu 61 cent/lb

seviyelerine indi. 2020/21 hasadı sonrasına dair

beklentileri yansıtan Aralık kontratının fiyatları

aynı çizgiyi takip etti ancak değerler biraz

daha yüksek seyretti. Son zamanlarda Aralık

kontratları 62 cent/lb civarında işlem gördü.

• A Endeks 77’den 73 cent/lb’ye düştü.

• Uluslararası birimlerde Çin Pamuk Endeksi

(CC Endeks 3128B) 87’den 85 cent/lb’ye geriledi.

Yerel birimlerde fiyatlar 13.400’den 13.000

RMB/ton’un hemen üstüne kadar gevşedi.

Geçtiğimiz ay RMB dolar karşısında biraz da

olsa 6,98’den 6,94 RMB/USD’ye güçlendi.

• Hindistan pamuk fiyatları (Shankar-6 kalitesi)

71’den 67 cent/lb’ye geriledi. Yerel birimlerde

değerler 39.400’den 38.900 INR/candy’ye indi.

Hint rupesi 71’den 74 INR/USD’ye zayıfladı.

• akistan fiyatları nispeten dengedeydi. Uluslararası

birimlerde seviyeler 71 cent/lb yakınlarına

tutundu. Yerel birimlerde değerler 9.100’den

9.000 PKR/maund’a biraz geriledi. Pakistan

rupesi de yatayda kalarak 154 PKR/USD civarında

istikrarlı işlemler gördü.

ARZ, TALEP VE TİCARET

Son ABD Tarım Bakanlığı Raporu 2019/20

dünya üretiminde küçük bir artışa ve 2019/20

dünya işletme kullanımında düşüşe yer verdi.

Global hasat projeksiyonuna yapılan 263.000

balyalık artış mevcut tahmini 121,6 milyona

taşıdı. Dünya tüketim rakamı 850.000 balya

düşerek güncel tahmini 118,2 milyona çekti.

Başlangıç stoklarındaki artış (+191.000 balya

ile 80,2 milyona) ile birlikte, daha büyük hasat

RECENT PRICE MOVEMENT

Most benchmark prices declined over the

past month.

• The nearby May NY futures contract fell from

levels near 70 cents/lb in early February to those

near 61 cents/lb most recently. Prices for the

December contract, which are indicative of

expectations after the 2020/21 harvest, moved

in the same pattern, but values were slightly

higher. Most recently, December futures were

trading near 62 cents/lb. The A Index fell from

77 to 73 cents/lb.

• In international terms, the China Cotton Index

(CC Index 3128B) decreased from 87 to 85

cents/lb. In domestic terms, prices eased from

13,400 to just below 13,000 RMB/ton. The RMB

strengthened slightly against the dollar over

the past month, from 6.98 to 6.94 RMB/USD.

• Indian cotton prices (Shankar-6 quality) slipped

from 71 to 67 cents/lb. In domestic terms,

values fell from 39,400 to 38,900 INR/candy. The

Indian rupee weakened from 71 to 74 INR/USD.

• Pakistani prices were comparatively stable.

Levels held near 71 cents/lb in international

terms. In domestic terms, values slipped a little,

from 9,100 to 9,000 PKR/maund. The Pakistani

rupee was also steady, consistently trading

near 154 PKR/USD.

Supply, demand & trade

The latest USDA report featured a small

increase in 2019/20 global production and

a decrease in 2019/20 global mill-use. The

addition to the world harvest projection was

263,000 bales, bringing the current forecast to

121.6 million. The world consumption figure fell

850,000 bales, bringing the current forecast

to 118.2 million. Along with an increase in be-


PANORAMA 91

ginning stocks (+191,000 bales to 80.2 million),

the combination of a larger crop and lower

offtake lifted the figure for global ending

stocks (+1.3 million bales, to 83.4 million). This

number is above the tight range between

80.2 and 80.8 million maintained since 2016/17

but is well below the level of 90.1 million bales

ve daha düşük tüketim dünya kapanış stokları

rakamını yukarı taşıdı (+1,3 milyon balya ile

83,4 milyona). Bu rakam 2016/17’den beri

korunan 80,2 ile 80,8 milyon arasındaki dar

aralığın üstünde olsa da 2015/16’daki 90,1

milyon balyalık seviyenin de oldukça altında

bulunuyor. Ülke bazında, üretim rakamlarına

TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020


92

PANORAMA

dikkate değer değişiklik yapılanlar arasında

ABD (-302.000 balya ile 19,8 milyona), Brezilya

(+300.000 ile 13,0 milyona – Brezilya üretim

rekoruna eşit), Çad (+235.000 ile 325.000’e) ve

Tacikistan (+130.000 ile 570.000’e) bulunuyor.

İşletme kullanım rakamlarına yapılan en büyük

değişiklikler arasında Çin için yapılan 1,0

milyon balyalık düşüş (36,5 milyona) ile Bangladeş

(7,4 milyona) ve Türkiye (7,3 milyona) için

yapılan 100.000’er balyalık artışlar bulunuyor.

Global ticaret öngörüleri büyük ölçüde aynı

kaldı (+25.000 balya ile 43,6 milyona). İthalat

rakamlarında dikkate değer değişiklikler arasında

Çin (-250.000 ile 8,3 milyona) ve Bangladeş

(+100.000 ile 7,4 milyona) için yapılanlar

yer aldı. İhracat beklentilerindeki en büyük revizyonlar

ise Brezilya (-100.000 ile 8,8 milyona)

ve Çad (+110.000 ile 200.000’e) için yapıldı.

in 2015/16. At the country-level, notable changes

to production numbers included those for

the U.S. (-302,000 bales, to 19.8 million), Brazil

(+300,000, to 13.0 million, matching the record

for Brazilian production), Chad (+235,000, to

325,000), and Tajikistan (+130,000 to 570,000).

The largest changes to mill-use figures included

a 1.0 million bale reduction for China (to

36.5 million) and 100,000 bale increases for

Bangladesh (to 7.4 million) and Turkey (to 7.3

million). Global trade forecasts were mostly

unchanged (+25,000 bales to 43.6 million).

Notable changes in import figures included

those for China (-250,000 to 8.3 million) and

Bangladesh (+100,000 to 7.4 million). The

largest revisions for export estimates included

those for Brazil (-100,000 to 8.8 million), and

Chad (+110,000 to 200,000).

TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020

FIYATLARA BAKIŞ

ABD Tarım Bakanlığı Şubat sonunda düzenlediği

Tarımsal Görünüm Forum’unda 2020/21

hasat yılı için ilk ön tahminlerini açıkladı. Global

olarak, tahminler üretimin 118,5 milyona,

yaklaşık olarak üç milyon balya azalacağı

yönünde oldu (mevcut 2019/20 rakamı 121,6

milyon balyadır). Dünya işletme kullanımının

biraz yukarı çıkması (121,0 milyon balyaya,

mevcut 2019/20 rakamı 118,2 milyondur)

daha güçlü global ekonomik büyüme varsayımı

dolayısı ile beklenmekte. Bir araya

gelince, üretimdeki düşüş ve tüketimdeki

artışın üretimde yaklaşık olarak üç milyon

balyalık açık ile sonuçlanması beklenmekte.

Global kapanış stoklarında buna karşılık

gelen azalma, önümüzdeki hasat yılının sonunda

devreden miktarı 80 milyon balyanın

hemen altına çekecektir. Bu seviye 2016/17

ile 2018/19 arasında korunan 80,2 ve 80,8

milyon balya aralığının biraz altında olacaktır.

Bu aralığın altına düşüş pamuk fiyatları

için olumlu şekilde yorumlanabilir (2016/17 ve

2018/19 arasında NY vadeli işlemlerin hasat

yılı ortalamaları 73 ve 79 cent/lb arasındaydı).

Ancak, her ne kadar bu rakamlar sadece

birkaç haftalık olsa da, korona virüsün hızlı

yayılımı makroekonomik şartları ciddi ölçüde

değiştirdi ve ABD Tarım Bakanlığı 2020/21

tahminlerinin eskimiş hissedilmesine sebep

oldu. Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü

Price outlook

The USDA released preliminary estimates for

the 2020/21 crop year at their Agricultural

Outlook Forum in late February. Globally,

expectations were that production would

decrease by about three million bales, to

118.5 million (current 2019/20 number is 121.6

million). World mill-use was expected to tick

higher (to 121.0 million bales, the current

2019/20 number is 118.2 million) due to an

assumption of stronger global economic

growth. In combination, the decrease in

production and the increase in consumption

were expected to result in a production

shortfall of about three million bales. The

corresponding reduction in global ending

stocks would put carryout at the end of the

upcoming crop year just below 80 million

bales. That level would be marginally below

the range between 80.2 and 80.8 million

bales that was maintained between 2016/17

and 2018/19. A drop below that range could

be interpreted as a positive for cotton prices

(crop year averages for the NY nearby were

between 73 and 79 cents/lb between 2016/17

and 2018/19). However, even though these

figures are only a few weeks old, the rapid

spread of the coronavirus has significantly

altered macroeconomic conditions and

makes the recent USDA estimates for 2020/21

feel dated. The Organization for Economic



94

PANORAMA

TEKSTİL & TEKNİK | MART | MARCH | 2020

(OECD, global büyümeyi destekleme amacı

olan 36 ulusu temsil eden grup) 2020 dünya

GSMH artışı için Mart ayı başında revize bir

tahmini ortaya atarak ekonomik aktivitedeki

artışın %2,4 olacağını öne sürdü. Fark edilirse,

bu oran 2019’da yaşanan %2,9’luk artıştan

küçük ve ABD Tarım Bakanlığı’nın erken

2020/21 tahminlerinde varsayılan global

GSMH artış yönünün ters istikametinde olacaktır.

2019 yılında global büyüme finansal

krizden beri en düşük seviyede kalmıştı. Bu

zayıf seviyeden yaşanacak yavaşlama bilançonun

talep tarafında güçlenmeye işaret

etmemekle beraber tüketim öngörülerinin

aşağı gitme riskine işaret etmekte. Mart dahil

olmak üzere 2019/20 hasat yılında daha

kalan beş ay var ve bu da korona virüs ve

ekonomik aktivitede getirebileceği yavaşlama

ile nihayette hem mevcut hasat yılı hem

de 2020/21 sezonu için yapılan tahminleri

aşağı çekmek için yeterince zaman olduğu

anlamına gelmekte. Bu ay ABD Tarım Bakanlığı

Çin tüketim rakamını düşürdü. Gelen

haberler Çin’in daha normal iş şartlarına

halihazırda dönmeye başladığı şeklinde olurken,

bu durum Çin tüketiminde daha fazla

oluşabilecek düşüşlerin sınırlı kalabileceği

anlamına gelebilir. Her şeye rağmen, tedarik

zincirlerinde gecikmeler kayda geçti. Sonucunda

oluşan lojistik darboğazlar, virüsün

Çin dışında da yayılması ile de birleşince talebe

açısından tehdit oluşturmakta. Global

şartlar hızlı bir şekilde toparlanmaz ise talep

tarafındaki zayıflık ABD Tarım Bakanlığı’nın

2020/21 için öngördüğü üretim açığını silebilir.

2020/21 için hala çok erken. Ekim, kuzey

yarım küredeki birkaç sıcak bölgede yeni

başladı ve bir sonraki hasada kadar tecrübe

edilecek çok hava şartları var. Korona virüs

ve makroekonomik şartlar talep ile ilgili endişeler

tarafında şu anda baskın olsa da, ticari

anlaşmazlıklar ve muhtemel etkileri unutulmamalıdır.

Birinci Aşama Anlaşması şu anda

yürürlükte. Anlaşmada sıralanan hedefler

tutturulamaz ise her iki taraf da gerilimi

tırmandırabilir. Ticari anlaşmazlıklar 2019’da

yaşanan ekonomik yavaşlamaya katkıda

bulunan unsur olarak tanınmaktaydı. Gerilim

2020’de tekrar alev alırsa, ekonomik büyüme

şu anda tahmin edilenin altında gelebilir.

Cooperation and Development (OECD, a

group representing 36 nations with a goal of

promoting global growth) ventured a revised

forecast for global GDP growth in 2020 in

early March that suggested a 2.4% increase

in economic activity. If realized, this would be

below the 2.9% growth rate experienced in

2019 and would be in the opposite direction

of the acceleration in global GDP assumed

by the USDA in their early 2020/21 forecasts.

In 2019, global growth was the slowest since

the financial crisis. Deceleration from that

weak level does not suggest strength on the

demand side of the balance sheet and implies

downward risk to consumption estimates.

Including March, there are still five months

remaining in the 2019/20 crop year, meaning

there is ample time for the coronavirus and

the slowdown in economic activity it can

bring to lower expectations for the current

crop year as well as the upcoming 2020/21

season. The USDA lowered its consumption

number for China this month. Reports are that

China is returning to a more normal set of business

conditions already, which could mean

that further decreases in Chinese consumption

could be limited. Nonetheless, delays

have been registered throughout supply chains.

The resulting logistical bottlenecks, along

with the spread of the virus beyond China,

pose risks to demand. If global conditions do

not clear up quickly, weakness from the demand

side could erase the production deficit

projected by the USDA in 2020/21. It remains

very early for 2020/21. Planting is just starting

in a few warmer regions of the northern

hemisphere, and there is a lot of weather to

be experienced before the next harvest. The

coronavirus and macroeconomic conditions

dominate demand-related concerns at the

moment, but the trade dispute and its potential

impacts should not be forgotten. The

Phase One agreement is now in effect. If the

targets laid out in the agreement are not met,

further escalation may occur from both sides.

The trade dispute has been identified as a

contributing factor for the economic slowdown

in 2019. If tensions flare again in 2020,

economic growth could end up being lower

than currently expected.



SUBSCRIPTION FORM ABONE FORMU

Name / İsim : ........................................................................................................................................................................................... Surname / Soyadı : .........................................................................................................................................................................

Company / Firma : ....................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................

Mailing adress / Posta Adresi : ............................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................

Tel : ......................................................................................................................................................................................................................... Fax : ........................................................................................................................................................................................................................

Vergi dairesi : ....................................................................................................................................................................................... Vergi no : .......................................................................................................................................................................................................

Business Type / Faaliyet Alanınız : ..................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................

.................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................

.................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................

Subscription starts in / Abone Başlangıç : .................. / 20 .................. Subscription ends in / Abone Bitiş : .................. / 20 ..................

One year EURO 100

Yıllık abone ücreti ( Türkiye için ) 240 TL.

PAYMENT FORM ÖDEME ŞEKLİ

Check is enclosed / Çek ektedir.

Payment was transferred to your bank account. The receipt is enclosed.

Ödeme banka hesabınıza yatırılmıştır. Makbuz ektedir.

Debit my credit card / Kredi kartımı borçlandırınız.

Credit card no / Kredi kartı no :

Security number / Güvenlik numarası :

Name of the card holder

Kart sahibinin adı-soyadı

: .............................................................................................................................................................................................................................................................................................................

Expiry date / Geçerlilik süresi : .................... / .................... / ....................

Type of the card / Kartın cinsi : Visa Master / Eurocard

Date / Tarih : .................... / .................... / .................... Stamp & Signature / İmza : .................................................................................................................................................................................................................

YURTİÇİ BANKA

HESAP NUMARALARIMIZ ( TL )

İSTMAG MAGAZİN

GAZETECİLİK YAYINCILIK

İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ.

GARANTİ BANKASI

GÜNEŞLİ ŞUBESİ

ŞUBE KODU: 295

HESAP NO: 6293152

IBAN NO:

TR02 0006 2000 2950 0006 2931 52

BANK ACCOUNT NO ( EURO )

İSTMAG MAGAZİN

GAZETECİLİK YAYINCILIK

İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ.

TURKIYE GARANTI BANKASI

GÜNEŞLİ BRANCH

Bank account: 9073622

Swift code: TG BATRIS XXX

Branch code: 295

IBAN NO:

TR74 0006 2000 2950 0009 0736 22

BANK ACCOUNT NO ( USD )

İSTMAG MAGAZİN

GAZETECİLİK YAYINCILIK

İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ.

TURKIYE GARANTI BANKASI

GÜNEŞLİ BRANCH

Bank account: 9073623

Swift code: TG BATRIS XXX

Branch code: 295

IBAN NO:

TR47 0006 2000 2950 0009 0736 23

İSTMAG MAGAZİN GAZETECİLİK YAYINCILIK İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ.

İHLAS MEDIA CENTER Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi No: 11 Medya Blok Kat: 1 P.K. 34197 Yenibosna - Bahçelievler / İSTANBUL / TURKEY

Tel: +90 212 454 22 22 Fax: +90 212 454 22 93 web: www.tekstilteknik.com.tr e-mail: img@img.com.tr



Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!