Medikal Teknik Temmuz 2024
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Yurdumuzun<br />
her yerindeyiz<br />
Şimdi daha güvenli<br />
Sektörde 23 yıldır varlığını sürdüren Benay tıbbi gaz<br />
sistemleri, medikal gaz sistemlerinin kurulum, danışmanlık<br />
ve bakım-onarım işlerini yaparken yenilikçi, etkili ve hızlı<br />
çözümler sunmaktadır.<br />
Gaz sistemlerinin hayati öneminin farkında olan firmamız<br />
7/ 24 hizmet sonrası Periyodik bakım ve onarım konusunda<br />
sektörde lider konumdadır.<br />
FALİYET KONUSU: Merkezi medikal gaz sistemleri,<br />
hastanelerde , laboratuvarlar ’da sağlık kuruluşlarında<br />
kullanılan medikal gazların ; Oksijen (O2) , Azotprotoksit<br />
(N2O) , Vakum ( Vac ) , <strong>Medikal</strong> ve Cerrahi Hava (MA4 –<br />
MA7) , Atık gaz tahliye (AGSS) merkezden elde edilerek<br />
, bakır boru hattı ile gerekli ünitelere dağılımını sağlayan<br />
emniyetli ve uzun ömürlü sistemlerdir.<br />
• Merkezi medikal gaz sistemi hastanelere ve sağlık<br />
kuruluşlarında pratik kullanımlı, emniyetli ve kalıcı bir<br />
çözüm sunar.<br />
• Tüplerin hastane içerisinde dağıtılmasını ve tekrar<br />
toplanmasını engeller.<br />
• Tüplerin hastane içerisine transferi sırasında hijyen<br />
kurallarının ihlal edilmesini önler.<br />
• Gaz kullanım sarfiyatını azaltır.<br />
• Cihazların tek bir noktadan kontrol ve müdahale edilmesine<br />
olanak sağlar.<br />
• Bakım ve onarım maliyetlerinin düşük olmasını sağlar.<br />
HİZMETLER:<br />
<strong>Medikal</strong> Gaz Santralleri<br />
Bakır Boru Tesisatı<br />
Gaz Prizleri<br />
Flowmetre ve Aksesuarları<br />
Hastabaşı ve Yoğunbakım Üniteleri<br />
Pendant Üniteleri<br />
<strong>Medikal</strong> Gaz Sistemleri Periyodik Bakım Onarım Hizmetleri<br />
BENAY TIBBI GAZ SİSTEMLERİ SAN. TİC. LTD. ŞTİ.<br />
ADRES: BEŞİKKAYA MAH. 1916 CAD 37/G<br />
ALTINDAĞ / ANKARA<br />
YÖNETİCİ BÜŞRA GÜMÜŞ :0533 472 99 10<br />
TEKNİK MÜDÜR SERVET ÇAĞLAYAN :<br />
0551 830 40 74<br />
WEB: www.benaymedikal.com<br />
E-MAİL:info@benaymedikal.com<br />
We are everywhere<br />
in our country<br />
Now safer<br />
Benay Medical Gas Systems, which has been in the<br />
sector for 23 years, offers innovative, effective and fast<br />
solutions while performing installation, consultancy and<br />
maintenance-repair works of medical gas systems.<br />
Our company, which is aware of the vital importance of gas<br />
systems, is the leader in the sector in periodic maintenance<br />
and repair after 7/24 service.<br />
SUBJECT OF ACTIVITY: Central medical gas systems are<br />
safe and long-lasting systems that provide the distribution<br />
of medical gases used in hospitals, laboratories and health<br />
institutions; Oxygen (O2), Nitrogenprotoxide (N2O),<br />
Vacuum (Vac), Medical and Surgical Air (MA4 - MA7),<br />
Waste gas discharge (AGSS) from the center and distribute<br />
them to the necessary units with copper pipeline.<br />
- Central medical gas system offers a practical, safe and<br />
permanent solution for hospitals and health institutions.<br />
- It prevents the distribution and re-collection of cylinders<br />
within the hospital.<br />
- Prevents violation of hygiene rules during the transfer of<br />
cylinders into the hospital.<br />
- Reduces gas consumption.<br />
- Allows control and intervention of devices from a single<br />
point.<br />
- Ensures low maintenance and repair costs.<br />
SERVICES:<br />
Medical Gas Plants<br />
Copper Pipe Installation<br />
Gas Sockets<br />
Flowmeters and Accessories<br />
Bedside and Intensive Care Units<br />
Pendant Units<br />
Medical Gas Systems Periodic Maintenance and Repair<br />
Services<br />
BENAY MEDICAL GAS SYSTEMS<br />
ADDRESS: BEŞİKKAYA MAH. 1916 CAD 37/G<br />
ALTINDAĞ / ANKARA<br />
DIRECTOR: BÜŞRA GÜMÜŞ :0533 472 99 10<br />
TECHNICAL MANAGER: SERVET ÇAĞLAYAN :<br />
0551 830 40 74<br />
WEB: www.benaymedikal.com<br />
E-MAIL: info@benaymedikal.com
Publisher<br />
H. Ferruh IŞIK<br />
on behalf of<br />
İstmag Magazin Gazetecilik<br />
İç ve Diş Tic. Ltd. Şti.<br />
Managing Editor<br />
(Responsible)<br />
Mehmet SÖZTUTAN<br />
mehmet.soztutan@img.com.tr<br />
Advertising Coordinator<br />
Recep ARSLANTAŞ<br />
recep.arslantas@img.com.tr<br />
+90 537 441 97 68<br />
Editors<br />
Dilara CİCA<br />
dilara.cica@img.com.tr<br />
Recep ARSLANTAŞ<br />
recep.arslantas@img.com.tr<br />
Didem IŞIK<br />
didem.isik@img.com.tr<br />
Correspondent<br />
Serhan IŞIK<br />
serhan.isik@img.com.tr<br />
Foreign Relations Manager<br />
Ayça SARIOGLU<br />
ayca.sarioglu@img.com.tr<br />
Accounting Manager<br />
Cuma KARAMAN<br />
cuma.karaman@img.com.tr<br />
Finance Manager<br />
Yusuf DEMİRKAZIK<br />
yusuf.demirkazik@img.com.tr<br />
Digital Assets Manager<br />
Emre YENER<br />
emre.yener@img.com.tr<br />
Graphic & Design Advisor<br />
Sami AKTAŞ<br />
sami.aktas@img.com.tr<br />
Subscription<br />
İsmail ÖZÇELIK<br />
ismail.ozcelik@img.com.tr<br />
Bursa Represantation<br />
Ömer Faruk GÖRÜN<br />
omer.gorun@img.com.tr<br />
Buttim Plaza D Blok Kat: 4 No:1267 BURSA<br />
Tel:+90 224 211 44 50 / Fax: 224 211 4481<br />
Head Office<br />
İstanbul Magazin Grubu<br />
İHLAS MEDIA CENTER<br />
Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi<br />
No:11 Medya Blok Kat:1<br />
34197 Yenibosna / İstanbul / Turkey<br />
Tel: 0212 454 22 22 Faks: 0212 454 22 93<br />
www.medikalteknik.com.tr<br />
e-mail: info@medikalteknik.com.tr<br />
PRINTED BY:<br />
İHLAS GAZETECİLİK A.Ş.<br />
Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi İhlas Plaza<br />
No:11 A/41 Yenibosna–Bahçelievler/ İSTANBUL<br />
Tel: 0212 454 30 00<br />
www.ihlasmatbaacilik.com<br />
İMG - <strong>Medikal</strong> <strong>Teknik</strong> dergisinde<br />
yer alan makalelerdeki fikirler<br />
yazarlarına aittir.<br />
Yayınlanan ilanların sorumluluğu<br />
reklam verene aittir.<br />
İMG - <strong>Medikal</strong> <strong>Teknik</strong> dergisinin<br />
bütün yayın hakları İstmag Magazin Gazetecilik<br />
İç ve Dış Tic. Ltd. Şti.’ne aittir.<br />
Yazılar kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.<br />
1<br />
4<br />
1<br />
6<br />
2<br />
6<br />
3<br />
5<br />
3<br />
6<br />
A revolutionary technology:<br />
Robotic Surgery<br />
Devrim niteliğinde bir teknoloji:<br />
Robotik Cerrahi<br />
Jaw joint secrets:<br />
Hidden links to fibromyalgia<br />
Çene eklemi sırları:<br />
Fibromiyalji ile gizli bağlantıları<br />
Turkish ophthalmologists set an<br />
example for the world in surgery<br />
Türk göz doktorları cerrahide<br />
dünyaya örnek oluyor<br />
Bayer Türkiye supports pharmacists!<br />
Bayer Türkiye’den Eczacılara destek!<br />
Novartis Kurtköy Production Facility<br />
celebrates its 20th anniversary<br />
Novartis Kurtköy Üretim Tesisi<br />
20. yılını kutluyor<br />
medikalteknik<br />
Recep Arslantaş
Türk göz hekimlerinin “göz alıcı” başarısı<br />
Dilara Cica<br />
From<br />
Türk göz hekimlerinin son yıllarda göz sağlığı alanında kaydettiği<br />
ilerlemeler, ülkemizin sağlık sektöründeki güçlü adımlarının bir<br />
yansıması olarak karşımıza çıkıyor. Modern cerrahi teknikler ve<br />
yenilikçi tedavi yöntemleri, Türkiye’deki göz sağlığı hizmetlerinin<br />
uluslararası standartlarda sunulmasını sağlıyor. Bu başarılar, sadece<br />
teknolojinin getirdiği imkanlarla değil, Türk göz hekimlerinin sahip<br />
olduğu derin bilgi birikimi ve deneyimiyle de yakından ilgili.<br />
Göz ameliyatlarında elde edilen başarılı sonuçlar, sadece bireylerin<br />
değil, toplumun genel sağlık kalitesini yükseltme adına önemli bir<br />
katkı sağlıyor. Göz doktorlarımız, mesleki gelişimlerini sürekli olarak<br />
takip ederek ve uluslararası platformlarda bilgi alışverişi yaparak bu<br />
alandaki liderliklerini sürdürüyorlar.<br />
Sağlık hizmetlerimizdeki bu ilerleme, Türkiye’nin sağlık alanındaki<br />
küresel rekabetçiliğini güçlendirerek, göz sağlığı konusunda daha<br />
fazla insana erişim sağlamamıza olanak tanıyor.<br />
the<br />
editor<br />
“Eye-catching” success<br />
of Turkish ophthalmologists<br />
The progress made by Turkish ophthalmologists in the field of eye<br />
health in recent years is a reflection of our country’s strong steps<br />
in the health sector. Modern surgical techniques and innovative<br />
treatment methods enable eye care services in Türkiye to meet<br />
international standards. These achievements are closely related not<br />
only to the technological possibilities but also to the deep knowledge<br />
and experience of Turkish ophthalmologists.<br />
Successful results obtained in eye surgeries make a significant<br />
contribution to improving the overall health quality of not only<br />
individuals but also society. Our ophthalmologists maintain their<br />
leadership in this field by continuously monitoring their professional<br />
development and exchanging information on international platforms.<br />
This progress in our healthcare services strengthens Türkiye’s global<br />
competitiveness in healthcare, enabling us to reach more people with<br />
eye health.
Recep ARSLANTAŞ Koordinatör<br />
Health Technologies<br />
The defense and tourism sectors continue to grow as the most successful sectors of our country. However, the healthcare<br />
system has developed at a level that can compete with world standards. We should not forget the achievements of our<br />
health sector, especially during the COVID-19 period. The healthcare sector is of great importance for the future of our<br />
country and our stakeholders. This sector not only provides healthcare services, but also sets goals to advance health<br />
sciences and develop health technologies. Efforts are underway to rise to the top in the export of high value-added<br />
products based on production in health technologies. Investments especially in biotechnology need to be increased.<br />
The diversity and rapid production capacity of our country in tissue production are among the important achievements.<br />
Accelerating export-oriented investments will give an additional impetus to our health sector.<br />
Goodbye until we see you in the August <strong>2024</strong> issue of <strong>Medikal</strong> <strong>Teknik</strong>.<br />
Sağlık Teknolojileri<br />
Savunma ve turizm sektörleri ülkemizin önemli başarı gösteren sektörleri olarak büyümeye devam ediyor. Ancak sağlık<br />
sistemi dünya standartlarıyla rekabet edebilecek seviyede gelişmiş durumda. Özellikle COVID-19 döneminde sağlık<br />
sektörümüzün gösterdiği başarıları da unutmamak gerekir. Ülkemizin ve paydaşlarımızın geleceği için sağlık sektörü<br />
büyük önem taşımaktadır. Bu sektör sadece sağlık hizmetleri sunmakla kalmayıp sağlık bilimlerini ileri taşımak ve<br />
sağlık teknolojileri geliştirmek amacıyla da hedefler belirlemektedir. Sağlık teknolojilerinde üretime dayalı olarak yüksek<br />
katma değerli ürünler ihracatında üst sıralara yükselmek için çalışmalar sürdürülmektedir. Özellikle biyoteknoloji<br />
alanında yapılan yatırımların artırılması gerekmektedir. Ülkemizin doku üretimindeki çeşitliliği ve hızlı üretim kapasitesi<br />
önemli başarılar arasında yer almaktadır. İhracata yönelik yatırımların hızlandırılması, sağlık sektörümüze ek bir ivme<br />
kazandıracaktır.<br />
<strong>Medikal</strong> <strong>Teknik</strong> dergisinin Ağustos <strong>2024</strong> sayısında görüşünceye kadar esen kalın.
10<br />
New developments in lung cancer treatment with EBUS technology<br />
EBUS teknolojisi ile akciğer kanseri tedavisinde yeni gelişmeler<br />
Recent developments in the early diagnosis<br />
of lung cancer have become promising. Lung<br />
cancer, one of the most common types of<br />
cancer today, is of vital importance with early<br />
diagnosis and correct staging.<br />
Chest Diseases Specialist Prof. Dr. Tekin Yıldız from<br />
Medicana Ataköy Hospital states the following on the<br />
subject: “Many diseases in the lung can be examined<br />
with bronchoscopy, but bronchoscopy alone may not<br />
be sufficient for some conditions outside the airways<br />
and inside the chest cage.” Yıldız adds the following,<br />
“Endobronchial Ultrasonography (EBUS) is a method that<br />
combines bronchoscopy and ultrasonography devices.<br />
This can significantly improve the diagnosis and staging<br />
of lung cancer and enlarged lymph nodes or masses in<br />
the chest. The diagnosis and staging of lung cancer is a<br />
stage where it is critical to start treatment early.<br />
Underlining that the lung, which is located inside the<br />
rib cage and gives life to the body by oxygenating the<br />
blood, has an important role in this sense, Prof. Dr.<br />
Son zamanlarda akciğer kanserinin erken<br />
teşhisindeki gelişmeler umut verici bir hale<br />
geldi. Günümüzde en sık görülen kanser<br />
türlerinden biri olan akciğer kanseri, erken<br />
teşhis ve doğru evreleme ile hayati önem<br />
taşıyor.<br />
Medicana Ataköy Hastanesi’nden Göğüs Hastalıkları<br />
Uzmanı Prof. Dr. Tekin Yıldız, konuyla ilgili şunları<br />
belirtiyor: “Akciğerdeki birçok hastalık bronkoskopi<br />
ile incelenebilir, ancak havayollarının dışında ve göğüs<br />
kafesi içinde kalan bazı durumlar için bronkoskopi tek<br />
başına yeterli olmayabilir.” Yıldız, şu eklemeyi yapıyor:<br />
“Endobronşiyal Ultrasonografi (EBUS), bronkoskopi ve<br />
ultrasonografi cihazlarının birleştirilmesiyle sağlanan bir<br />
yöntemdir. Bu sayede akciğer kanseri ve göğüs kafesi<br />
içindeki büyümüş lenf bezleri veya kitlelerin teşhisi ve<br />
evrelemesi önemli ölçüde iyileştirilebilmektedir. Akciğer<br />
kanserinin tanı ve evreleme süreci, tedaviye erken<br />
dönemde başlamanın kritik önem taşıdığı bir aşamadır.<br />
Göğüs kafesinin içinde yer alan ve kanın oksijenlenmesini<br />
<strong>Temmuz</strong> - July <strong>2024</strong>
11<br />
Tekin Yıldız said, “It is also vital to diagnose different<br />
types of problems in the lung, including the slightest<br />
inflammation, infection or cancer. Especially in lung<br />
cancer, the diagnosis and staging process is critical to<br />
start treatment at an early stage.”<br />
Indicating that although many diseases in the lungs are<br />
usually examined by bronchoscopy, bronchoscopy alone<br />
may not be sufficient in the diagnosis of many diseases<br />
outside the airways and inside the rib cage, Prof. Dr.<br />
Tekin Yıldız said, “With Endobronchial Ultrasonography<br />
(EBUS), which is based on the principle of combining<br />
bronchoscopy and ultrasonography device, diagnosis<br />
and grading of lung cancer, enlarged lymph nodes and<br />
masses in the rib cage can be done to a great extent.”<br />
No need for hospitalization<br />
Prof. Dr. Tekin Yıldız from the Department of Chest<br />
Diseases at Medicana Ataköy Hospital said that EBUS<br />
makes an important contribution to the diagnosis<br />
and staging of lung cancer and said, “With the EBUS<br />
procedure, lung cancer can now be diagnosed or cancer<br />
staging can be performed without the need for surgery<br />
and hospitalization. Many international sources also<br />
recommend EBUS as a minimally invasive method for<br />
lung cancer staging.”<br />
Stating that lung cancer is a malignant tumor that starts<br />
in the trachea (windpipe), bronchi and lungs, Prof. Dr.<br />
Tekin Yıldız said, “Lung cancer is caused by genetic<br />
damage to the DNA of cells in the airways, usually caused<br />
by smoking or inhalation of harmful chemicals. Damaged<br />
airway cells gain the ability to multiply uncontrollably,<br />
causing the tumor to grow. If left untreated, tumors<br />
spread throughout the lung, damaging lung function.<br />
Eventually, lung tumors metastasize and spread to<br />
other parts of the body. The definitive diagnosis of<br />
lung cancer requires a biopsy of the suspected tumor<br />
to be examined under a microscope by a pathologist. In<br />
addition to identifying cancerous cells, the pathologist<br />
can also classify the tumor according to the type of cell<br />
from which it originated. About 15% of lung cancer<br />
cases are small cell lung cancer and the remaining 85%<br />
(non-small cell lung cancers) are adenocarcinomas,<br />
squamous cell carcinomas and large cell carcinomas.<br />
After diagnosis, further imaging and biopsies can<br />
be performed to determine the stage of the cancer,<br />
depending on how far the disease has spread outside<br />
the lungs.”<br />
A common procedure<br />
Noting that the lymph nodes in the thorax are<br />
anatomical structures to which lung cancer can<br />
frequently metastasize, Prof. Dr. Yıldız continued as<br />
follows:<br />
Endobronchial ultrasound-guided transbronchial needle<br />
aspiration (EBUS-TBNA) was first introduced in 2004 as<br />
a less invasive method for the diagnosis of mediastinal<br />
Chest Diseases Specialist<br />
Prof. Dr. Tekin Yıldız from Medicana Ataköy Hospital<br />
sağlayarak vücuda bir nevi hayat veren akciğerin<br />
bu anlamda önemli bir role sahip olduğunun altını<br />
çizen Prof. Dr. Tekin Yıldız, “Akciğerdeki en ufak bir<br />
iltihaplanma, enfeksiyon veya kanser dahil olmak üzere<br />
farklı türdeki sorunları teşhis etmek de hayati bir önem<br />
taşıyor. Özellikle de akciğer kanserinde tanı ve evreleme<br />
süreci erken dönemde tedaviye başlamak açısından kritik<br />
önem taşıyor” şeklinde konuştu.<br />
Genellikle akciğerdeki pek çok hastalık bronkoskopi<br />
yöntemiyle incelense de havayollarının dışında ve göğüs<br />
kafesinin içinde kalan birçok hastalığın teşhisinde<br />
bronkoskopinin tek başına yeterli olmayabileceğini<br />
ifade eden Prof. Dr. Tekin Yıldız, “Bronkoskopi ve<br />
ultrasonografi cihazının birleştirilmesi esasına dayanan<br />
Endobronşiyal Ultrasonografi (EBUS) ile akciğer kanseri,<br />
göğüs kafesi içerisindeki büyümüş lenf bezeleri ve<br />
kitlelerin teşhisi ve derecelendirilmesi büyük oranda<br />
yapılabiliyor” dedi.<br />
Hastanede yatmaya gerek kalmıyor<br />
Medicana Ataköy Hastanesi Göğüs Hastalıkları<br />
Bölümü’nden Prof. Dr. Tekin Yıldız, akciğer kanseri tanı<br />
ve evrelemesinde EBUS’un önemli bir katkı sağladığını<br />
söyleyerek, “EBUS işlemi ile artık ameliyata gerek<br />
kalmadan ve hastaneye yatmayı gerektirmeden akciğer<br />
kanseri teşhisi konabilir ya da kanser evrelemesi<br />
yapılabilir. Uluslararası birçok kaynak da akciğer kanseri<br />
evrelemesi için minimal invaziv bir yöntem olarak EBUS’u<br />
öneriyor” açıklamasında bulundu.<br />
Akciğer kanserinin trakea (nefes borusu), bronşlar<br />
ve akciğerlerde başlayan kötü huylu bir tümör<br />
olduğunu ifade eden Prof. Dr. Tekin Yıldız, “Akciğer<br />
kanseri, genellikle sigara içmenin veya zararlı<br />
kimyasalların solunmasının neden olduğu, solunum<br />
yollarındaki hücrelerin DNA’sındaki genetik hasardan<br />
<strong>Temmuz</strong> - July <strong>2024</strong>
12<br />
and hilar lymph node metastases. Nodal staging is key<br />
to the diagnosis and treatment of early-stage lung<br />
cancer. A patient’s prognosis and primary operability<br />
are affected by the presence of mediastinal lymph node<br />
metastases. Pre-nodal staging evaluation is usually<br />
initiated using non-invasive radiologic modalities such as<br />
computed thorax tomography (Thorax CT) and positron<br />
emission tomography (PET)-CT. EBUS-TBNA is performed<br />
in outpatients, sometimes under local anesthesia and<br />
conscious sedation, usually under local anesthesia<br />
followed by deep sedation and analgesia. The number<br />
of lymph nodes that can be visualized and biopsied<br />
during this procedure is greater than that of surgical<br />
mediastinoscopy. Therefore, EBUS-TBNA is now widely<br />
accepted as a first-line procedure for confirmation of<br />
suspected nodal disease in patients with lung cancer.”<br />
It is done without incision<br />
Recording that hospitalization is not required with EBUS,<br />
Prof. Dr. Tekin Yıldız said, “With the use of this method,<br />
many patients can be protected from unnecessary<br />
surgeries. It is also advantageous that the procedure is<br />
performed without incision. In addition, correct staging<br />
of cancer and accordingly correct treatment can be<br />
provided. With EBUS, staging can be performed in a very<br />
significant portion of patients and mediastinoscopic<br />
method is only needed in 5-10% of patients.”<br />
kaynaklanmaktadır. Hasar görmüş hava yolu hücreleri<br />
kontrolsüz çoğalma yeteneği kazanarak tümörün<br />
büyümesine neden olur. Tedavi edilmezse tümörler<br />
akciğerin her tarafına yayılarak akciğer fonksiyonuna<br />
zarar verir. Sonunda akciğer tümörleri metastaz<br />
yapar ve vücudun diğer bölgelerine yayılır. Akciğer<br />
kanserinin kesin tanısı, şüphelenilen tümörden<br />
alınan biyopsinin bir patolog tarafından mikroskop<br />
altında incelenmesini gerektirir. Patolog, kanserli<br />
hücreleri tanımanın yanı sıra, tümörü kaynaklandığı<br />
hücre türüne göre de sınıflandırabilir. Akciğer kanseri<br />
vakalarının yaklaşık %15’i küçük hücreli akciğer<br />
kanseridir ve geri kalan %85’i (küçük hücreli olmayan<br />
akciğer kanserleri) adenokarsinomlar, skuamöz<br />
hücreli karsinomlar ve büyük hücreli karsinomlardır.<br />
Teşhisten sonra, hastalığın akciğerler dışına ne kadar<br />
yayıldığına bağlı olarak kanserin evresini belirlemek<br />
için ileri görüntüleme ve biyopsiler yapılabilmektedir”<br />
şeklinde konuştu.<br />
Yaygın bir prosedür<br />
Göğüs kafesindeki lenf bezlerinin akciğer kanserinin<br />
sık metastaz yapabildiği anatomik yapılar olduğunu<br />
kaydeden Prof. Dr. Yıldız, şöyle devam etti:<br />
Endobronşiyal ultrason kılavuzluğunda transbronşiyal<br />
iğne aspirasyonu (EBUS-TBİA), mediastinal ve hiler<br />
lenf nodu metastazlarının tanısında daha az invaziv<br />
bir yöntem olarak ilk defa 2004 yılında tanıtıldı.<br />
Nodal evreleme, erken evre akciğer kanserinin tanı<br />
ve tedavisinde anahtardır. Bir hastanın prognozu<br />
ve primer operabilitesi, mediastinal lenf nodu<br />
metastazı varlığından etkilenir. Nodal evreleme<br />
öncesi değerlendirme genellikle bilgisayarlı toraks<br />
tomografisi (Toraks BT) ve pozitron emisyon<br />
tomografisi (PET)-BT gibi invaziv olmayan radyolojik<br />
modaliteler kullanılarak başlatılır. EBUS-TBİA<br />
ayaktan hastalarda, kimi zaman lokal anestezi<br />
altında ve bilinçli sedasyonla, genellikle de lokal<br />
anesteziyi takiben derin sedasyon ve analjezi altında<br />
yapılmaktadır. Bu işlem sırasında görüntülenebilen<br />
ve biyopsi örneği alınabilen lenf bezi sayısı cerrahi<br />
mediastinoskopiden daha fazladır. Bu nedenle,<br />
EBUS-TBİA, akciğer kanserli hastalarda şüpheli nodal<br />
hastalığın doğrulanması için artık yaygın olarak birinci<br />
basamak bir prosedür olarak kabul edilmektedir.”<br />
Kesi olmadan yapılıyor<br />
EBUS ile hastaneye yatmanın gerekmediğini ifade<br />
eden Prof. Dr. Tekin Yıldız, “Bu yöntemin kullanılması<br />
ile birçok hasta gereksiz ameliyatlardan korunabiliyor.<br />
İşlemin kesi olmadan yapılması da avantaj sağlıyor.<br />
Ayrıca kanserde doğru evreleme ve buna bağlı olarak<br />
doğru tedavi de sağlanabiliyor. EBUS ile hastaların<br />
çok önemli bir bölümünde evreleme yapılabiliyor<br />
ve mediastinoskopik yönteme ancak hastaların %<br />
5-10’unda gerek kalıyor” şeklinde görüş verdi.<br />
<strong>Temmuz</strong> - July <strong>2024</strong>
14<br />
A revolutionary technology: Robotic Surgery<br />
Devrim niteliğinde bir teknoloji: Robotik Cerrahi<br />
Assoc. Prof. Dr. Sinan Karaca from the<br />
Department of Orthopedics and Traumatology<br />
at Gaziosmanpaşa Hospital of Yeni Yüzyıl<br />
University explained knee and hip prosthesis<br />
with robotic surgery.<br />
Advantages and Superiority of Robotic Surgery<br />
1. Precision and Accuracy: Robotic surgical systems<br />
work with millimeter precision, ensuring the correct<br />
placement of implants. This increases the success of the<br />
surgery and reduces the risk of complications.<br />
2. Personalized Planning: Robotic surgery creates<br />
personalized surgery plans according to the anatomical<br />
features of patients. This ensures optimal prosthesis<br />
placement for each patient.<br />
3. Less Invasive: Since robotic surgery is performed with<br />
minimally invasive techniques, postoperative recovery<br />
time is shortened. Patients experience less pain and can<br />
return to their daily activities faster.<br />
4. Advanced Imaging Techniques: Robotic systems<br />
provide real-time 3D imaging during surgery. This allows<br />
surgeons to perform surgery more safely and effectively.<br />
Yeni Yüzyıl Üniversitesi Gaziosmanpaşa<br />
Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji<br />
Bölümü’nden Doç. Dr. Sinan Karaca, robotik<br />
cerrahi ile diz ve kalça protezini anlattı.<br />
Robotik Cerrahinin Avantajları ve Üstünlükleri<br />
1. Hassasiyet ve Doğruluk: Robotik cerrahi sistemleri,<br />
milimetrik hassasiyetle çalışarak implantların doğru<br />
şekilde yerleştirilmesini sağlar. Bu, ameliyatın başarısını<br />
artırır ve komplikasyon riskini azaltır.<br />
2. Kişiye Özel Planlama: Robotik cerrahi, hastaların<br />
anatomik özelliklerine göre kişiye özel ameliyat planları<br />
oluşturur. Bu sayede, her hasta için en uygun protez<br />
yerleşimi sağlanır.<br />
3. Daha Az İnvaziv: Robotik cerrahi, minimal invaziv<br />
tekniklerle gerçekleştirildiği için ameliyat sonrası<br />
iyileşme süresi kısalır. Hastalar daha az ağrı yaşar ve<br />
günlük aktivitelerine daha hızlı dönebilirler.<br />
4. Gelişmiş Görüntüleme <strong>Teknik</strong>leri: Robotik sistemler,<br />
ameliyat sırasında gerçek zamanlı 3D görüntüleme<br />
sağlar. Bu, cerrahların ameliyatı daha güvenli ve etkili bir<br />
şekilde gerçekleştirmesine olanak tanır.<br />
<strong>Temmuz</strong> - July <strong>2024</strong>
15<br />
Precision of Surgery and Impact on Patient<br />
Outcomes<br />
“The high precision provided by robotic surgery<br />
significantly improves patient outcomes. Correct<br />
placement of implants ensures the longevity of<br />
prostheses and reduces post-operative complications.<br />
Patients can stand up and return to their normal lives in<br />
less time. In addition, minimally invasive methods reduce<br />
the risk of infection and accelerate the healing process.”<br />
The Role of Robotic Surgery in the Future<br />
“The future role of robotic surgery in orthopedic surgery<br />
looks very bright. With the continuous development of<br />
technology, robotic systems are expected to become<br />
even more precise and reliable. This will allow more<br />
patients to have access to this advanced technology,<br />
making their surgeries more successful and comfortable.<br />
In addition, the widespread use of robotic surgery<br />
training and the more effective use of this technology<br />
by surgeons will contribute to the standardization of this<br />
method in orthopedics.<br />
Robotic surgery is a revolutionary technology in<br />
knee and hip replacement surgeries. It offers many<br />
advantages compared to traditional methods thanks<br />
to its precision, personalized planning, minimally<br />
invasive methods and advanced imaging techniques.<br />
This technology, which will become more widespread in<br />
orthopedic surgery in the future, will improve the quality<br />
of life of patients, allowing them to lead a healthier and<br />
more active life.<br />
Do not forget to contact your specialist doctor to follow<br />
these exciting developments in orthopedic surgery and<br />
to be informed about your own health status.”<br />
Ameliyatın Hassasiyeti ve<br />
Hasta Sonuçlarına Etkisi<br />
“Robotik cerrahinin sağladığı yüksek hassasiyet, hasta<br />
sonuçlarını önemli ölçüde iyileştirir. İmplantların<br />
doğru şekilde yerleştirilmesi protezlerin uzun ömürlü<br />
olmasını sağlar ve ameliyat sonrası komplikasyonları<br />
azaltır. Hastalar, daha kısa sürede ayağa kalkabilir ve<br />
normal yaşantılarına dönebilirler. Ayrıca, minimal invaziv<br />
yöntemler sayesinde enfeksiyon riski azalır ve iyileşme<br />
süreci hızlanır.”<br />
Gelecekte Robotik Cerrahinin Rolü<br />
“Robotik cerrahinin ortopedi cerrahisinde gelecekteki<br />
rolü oldukça parlak görünüyor. Teknolojinin sürekli<br />
gelişmesiyle birlikte, robotik sistemlerin daha da<br />
hassas ve güvenilir hale gelmesi bekleniyor. Bu, daha<br />
fazla hastanın bu ileri teknolojiye erişimini sağlayarak<br />
ameliyatlarının daha başarılı ve konforlu geçmesini<br />
mümkün kılacak. Ayrıca, robotik cerrahi eğitimlerinin<br />
yaygınlaşması ve cerrahların bu teknolojiyi daha etkin<br />
kullanması, bu yöntemin ortopedi alanında standart<br />
hale gelmesine katkıda bulunacak. Robotik cerrahi,<br />
diz ve kalça protezi ameliyatlarında Ô oluşturan bir<br />
teknolojidir. Sağladığı hassasiyet, kişiye özel planlama,<br />
minimal invaziv yöntemler ve gelişmiş görüntüleme<br />
teknikleri sayesinde geleneksel yöntemlere kıyasla pek<br />
çok avantaj sunar. Gelecekte ortopedi cerrahisinde daha<br />
da yaygınlaşacak olan bu teknoloji, hastaların yaşam<br />
kalitesini artırarak daha sağlıklı ve aktif bir yaşam<br />
sürmelerine olanak tanıyacaktır. Ortopedi cerrahisindeki<br />
bu heyecan verici gelişmeleri takip etmek ve kendi sağlık<br />
durumunuz hakkında bilgi sahibi olmak için uzman<br />
doktorunuzla görüşmeyi unutmayın.”<br />
<strong>Temmuz</strong> - July <strong>2024</strong>
16<br />
Jaw joint secrets: Hidden links to fibromyalgia<br />
Çene eklemi sırları: Fibromiyalji ile gizli bağlantıları<br />
Uzmanlar, her yıl 10 milyondan fazla hastanın<br />
çene ağrısı çektiğini ve çene eklem hastalıkları<br />
ile fibromiyalji arasında bir bağlantı olduğunu<br />
belirtiyor.<br />
Dental and Maxillofacial Surgery Specialist<br />
Prof. Dr. Lecturer Hacer Fulya Üçem<br />
Experts state that more than 10 million<br />
patients suffer from jaw pain every year and<br />
that there is a link between jaw joint diseases<br />
and fibromyalgia.<br />
“It is not unusual for a person who suffers from jaw pain<br />
and headaches due to jaw joint disorder to also have<br />
fibromyalgia.” said Dental and Maxillofacial Surgery<br />
Specialist Lecturer Prof. Dr. Hacer Fulya Üçem, Dental<br />
and Maxillofacial Surgeon, stated that patients with jaw<br />
joint disorder and fibromyalgia also experience problems<br />
in the muscles related to the shoulders, neck, face, head<br />
and back.<br />
Oral, Dental and Maxillofacial Surgery Specialist Lecturer<br />
Prof. Dr. Hacer Fulya Üçem from Üsküdar Dental Hospital<br />
made explanations about the relationship between jaw<br />
joint diseases and fibromyalgia.<br />
“Çene eklem rahatsızlığı nedeniyle çene ağrısı ve baş<br />
ağrısı çeken bir kişinin aynı zamanda fibromiyaljiye de<br />
sahip olması alışılmadık bir durum değildir.” diyen Diş ve<br />
Çene Cerrahisi Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Hacer Fulya Üçem,<br />
çene eklem rahatsızlığı ve fibromiyalji olan hastalarda<br />
omuz, boyun, yüz, baş ve sırtla bağlantılı kaslarda da<br />
sorunlar yaşandığını dile getirdi.<br />
Üsküdar Diş Hastanesi Ağız, Diş ve Çene Cerrahisi<br />
Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Hacer Fulya Üçem, çene eklem<br />
hastalıkları ve fibromiyalji arasındaki ilişkiye dair<br />
açıklamalarda bulundu.<br />
Her yıl 10 milyondan fazla hasta çene ağrısı<br />
yaşıyor<br />
Kafatasımızı çeneye bağlayan eklemlerin<br />
temporomandibular eklem yani çene eklemleri olduğunu<br />
ifade eden Ağız, Diş ve Çene Cerrahisi Uzmanı Dr. Öğr.<br />
Üyesi Hacer Fulya Üçem, “Temporomandibular eklem<br />
bozukluğu, çene eklemi ve kaslarında ağrıya ve işlev<br />
bozukluğuna neden olan bir grup durumu kapsayan<br />
bir şemsiye terimdir. Tipik semptomlar arasında çene<br />
çevresinde hassasiyet, gerginlik veya ağrı; çiğneme ve<br />
More than 10 million patients experience jaw<br />
pain every year<br />
Stating that the joints that connect our skull to the jaw<br />
are temporomandibular joints, that is, jaw joints, Oral,<br />
Dental and Maxillofacial Surgery Specialist Lecturer<br />
Prof. Dr. Hacer Fulya Üçem said, “Temporomandibular<br />
joint disorder is an umbrella term that covers a group<br />
of conditions that cause pain and dysfunction in the jaw<br />
joint and muscles. Typical symptoms include tenderness,<br />
tightness or pain around the jaw; problems with<br />
<strong>Temmuz</strong> - July <strong>2024</strong>
17<br />
chewing and opening the mouth wide; and headaches<br />
and earaches. Jaw joint disorders can make ordinary<br />
activities such as yawning, eating or talking difficult and<br />
uncomfortable.”<br />
Stating that statistics show that more than 10 million<br />
patients suffer from jaw pain every year, Lecturer Prof.<br />
Dr. Hacer Fulya Üçem pointed out that women are more<br />
prone to this medical condition compared to men.<br />
“There is a significant positive correlation<br />
between jaw joint diseases and fibromyalgia”<br />
Noting that fibromyalgia, a medical condition that<br />
affects the muscles and bones of the person, can cause<br />
common musculoskeletal pain as well as mood problems<br />
and fatigue in the patient, Lecturer Prof. Dr. Hacer Fulya<br />
Üçem said, “Fibromyalgia affects the processing of the<br />
pain signal in the brain, causing increased pain. Due<br />
to the wide variety of symptoms, the disease is often<br />
misdiagnosed. Most fibromyalgia patients are women,<br />
especially those with mood disorders, anxiety, arthritis or<br />
those who have been subjected to physical abuse in the<br />
past, and individuals with a family history of fibromyalgia<br />
are more likely to develop it.”<br />
Stating that there is a significant positive correlation<br />
between jaw joint diseases and fibromyalgia, Lecturer<br />
Prof. Dr. Hacer Fulya Üçem said, “Patients with<br />
fibromyalgia often have a history of irritable bowel<br />
syndrome or premenstrual syndrome, as well as<br />
ağzın geniş açılmasıyla ilgili sorunlar ve baş ağrıları ve<br />
kulak ağrıları yer almaktadır. Çene eklem hastalıkları<br />
esneme, yemek yeme veya konuşma gibi sıradan<br />
aktiviteleri zorlaştırabilir ve rahatsız edebilir.” dedi.<br />
İstatistiklerin, her yıl 10 milyondan fazla hastanın çene<br />
ağrısından mustarip olduğunu gösterdiğini söyleyen Dr.<br />
Öğr. Üyesi Hacer Fulya Üçem, kadınlar erkeklere kıyasla<br />
bu tıbbi duruma daha yatkın olduğuna dikkat çekti.<br />
“Çene eklem hastalıkları ve fibromiyalji<br />
arasında anlamlı pozitif bir korelasyon var”<br />
Kişinin kaslarını ve kemiklerini etkileyen tıbbi bir durum<br />
olan fibromiyaljinin yaygın kas-iskelet sistemi ağrısının<br />
<strong>Temmuz</strong> - July <strong>2024</strong>
18<br />
headache, facial pain, jaw fatigue, difficulty opening the<br />
mouth and chewing. This disease, in which the diagnosis<br />
of myofascial pain is more common, is also frequently<br />
encountered in individuals with fibromyalgia.”<br />
“Many patients with fibromyalgia have<br />
TMD symptoms”<br />
“It is not unusual for a person who suffers from jaw pain<br />
and headaches due to jaw joint disorder to also have<br />
fibromyalgia.” said Lecturer Prof. Dr. Hacer Fulya Üçem<br />
emphasized that patients may find themselves dealing<br />
with both, which can make it difficult to manage their<br />
quality of life and pain.<br />
Stating that patients with jaw joint disorder and<br />
fibromyalgia also experience problems in the muscles<br />
connected to the shoulders, neck, face, head and<br />
back, Lecturer Prof. Dr. Hacer Fulya Üçem continued as<br />
follows:<br />
“Jaw joint disorder is a local disorder, fibromyalgia is a<br />
generalized disease and there is less evidence of distress<br />
in people with Temporomandibular Joint Dysfunction<br />
Syndrome (TMD). TMD is a separate disease from<br />
fibromyalgia, but many patients with fibromyalgia have<br />
TMD symptoms. According to research leadership at the<br />
National Institutes of Health, fibromyalgia patients often<br />
have high rates of TMD, including both TMD joint disc<br />
disorders and myofascial pain in the jaw, head and neck<br />
muscles.<br />
For example, trigger points in the masseter muscles<br />
cause jaw pain, temporal trigger points cause temple<br />
pain, and sternocleidomastoid trigger points cause<br />
neck and ear pain. TMD can cause these symptoms in<br />
fibromyalgia patients.”<br />
People with jaw joint disorder and fibromyalgia<br />
have increased sensitivity to pain<br />
Noting that fibromyalgia is characterized by widespread<br />
pain and stiffness in muscles and joints, Lecturer<br />
Prof. Dr. Hacer Fulya Üçem said, “In most cases, this<br />
is accompanied by tender points, headaches, muscle<br />
spasms and tingling sensations in the body. People with<br />
fibromyalgia often report fatigue, sleep difficulties,<br />
mood disorders and memory problems.”<br />
Stating that various studies have found that people<br />
with jaw joint disorder and fibromyalgia have increased<br />
sensitivity to pain compared to healthy people, Lecturer<br />
Prof. Dr. Hacer Fulya Üçem said, “This is also confirmed<br />
by brain imaging technology. People with chronic pain<br />
show more activity in pain-related areas of the brain. In<br />
addition, scientists have identified specific genes linked<br />
to chronic pain conditions, including a gene pair that<br />
may explain why women are more likely to suffer from<br />
chronic pain than men.”<br />
yanı sıra hastada ruh hali sorunları ve yorgunluğa da<br />
neden olabileceğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Hacer Fulya<br />
Üçem, “Fibromiyalji, beyindeki ağrı sinyalinin işlenmesini<br />
etkileyerek ağrının artmasına neden olur. Semptomların<br />
çok çeşitli olması nedeniyle hastalığa sıklıkla yanlış<br />
teşhis konulur. Fibromiyalji hastalarının çoğu kadın,<br />
özellikle de duygudurum bozuklukları, anksiyete, artrit<br />
sorunu yaşayanlar ya da geçmişte fiziksel istismara<br />
maruz kalanlar olup, ailesinde fibromiyalji öyküsü olan<br />
bireylerin buna yakalanma olasılığı daha yüksektir.” dedi.<br />
Çene eklem hastalıkları ve fibromiyalji arasında anlamlı<br />
pozitif bir korelasyon olduğuna değinen Dr. Öğr. Üyesi<br />
Hacer Fulya Üçem, “Fibromiyaljisi olan hastalar<br />
genellikle baş ağrısı, yüz ağrısı, çene yorgunluğu, ağız<br />
açma ve çiğnemede zorluk çekmenin yanı sıra, irritabl<br />
bağırsak sendromu veya adet öncesi sendrom öyküsüne<br />
de sahiptir. Miyofasiyal ağrı tanısının daha sık olduğu bu<br />
hastalığa fibromiyaljisi olan bireyler de sıklıkla rastlanır.”<br />
şeklinde konuştu.<br />
“Fibromiyaljisi olan birçok hastada<br />
TMD semptomları vardır”<br />
“Çene eklem rahatsızlığı nedeniyle çene ağrısı ve baş<br />
ağrısı çeken bir kişinin aynı zamanda fibromiyaljiye de<br />
sahip olması alışılmadık bir durum değildir.” diyen Dr.<br />
Öğr. Üyesi Hacer Fulya Üçem, hastaların kendilerini<br />
her ikisiyle de uğraşırken bulabileceklerini, bunun da<br />
yaşam kalitelerini ve acıyı yönetmeyi zorlaştırabileceğini<br />
vurguladı.<br />
Çene eklem rahatsızlığı ve fibromiyalji olan hastalarda<br />
omuz, boyun, yüz, baş ve sırtla bağlantılı kaslarda da<br />
sorunlar yaşandığını dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Hacer<br />
Fulya Üçem, şöyle devam etti:<br />
“Çene eklem rahatsızlığı lokal bir bozukluktur,<br />
fibromiyalji ise genelleştirilmiş bir hastalıktır ve<br />
Temporomandibular Eklem Disfonksiyon Sendromlu<br />
(TMD) kişilerde sıkıntıya dair daha az kanıt vardır. TMD,<br />
fibromiyalji’den ayrı bir hastalıktır, ancak fibromiyaljisi<br />
olan birçok hastada TMD semptomları vardır. Ulusal<br />
Sağlık Enstitüleri’ndeki araştırma liderliğine göre,<br />
fibromiyalji hastalarında sıklıkla hem TMD eklem diski<br />
bozuklukları hem de çene, baş ve boyun kaslarındaki<br />
miyofasiyal ağrı dahil olmak üzere yüksek oranda TMD<br />
görülür.<br />
Örneğin masseter kaslarındaki tetik noktalar çene<br />
ağrısına, temporal tetik noktalar şakak ağrılarına,<br />
sternokleidomastoid tetik noktalar ise boyun ve kulak<br />
ağrısına neden olur. TMD, fibromiyalji hastalarında bu<br />
semptomlara neden olabilir.”<br />
Çene eklem rahatsızlığı ve fibromiyaljisi olan<br />
kişilerin ağrıya karşı duyarlılığı artıyor<br />
Fibromiyaljinin, kaslarda ve eklemlerde yaygın ağrı<br />
ve sertlik ile karakterize olduğuna dikkat çeken Dr.<br />
Öğr. Üyesi Hacer Fulya Üçem, “Çoğu durumda buna<br />
<strong>Temmuz</strong> - July <strong>2024</strong>
19<br />
“Fibromyalgia patients often struggle for years<br />
without a clear diagnosis”<br />
Underlining that realizing what myofascial pain is opens<br />
the door to the future of successful pain management,<br />
Lecturer Prof. Dr. Hacer Fulya Üçem said, “By diagnosing<br />
chronic pain at the onset of the disease, with or without<br />
dysfunctional TMD pain, it is easier to identify a possible<br />
relationship between widespread pain and the onset of<br />
dysfunctional TMD.”<br />
Pointing out that patients are usually treated for painful<br />
Temporomandibular disorder without considering<br />
fibromyalgia, Lecturer Prof. Dr. Hacer Fulya Üçem<br />
concluded her words as follows:<br />
“Fibromyalgia patients who experience local pain in<br />
the temples caused by the temporomandibular system<br />
often struggle with it for years without a clear diagnosis.<br />
It may start in other parts of the body and then follow<br />
a common pattern involving the temporomandibular<br />
region.<br />
Pain is often described as ‘chronic dull aching pain’ and<br />
is central to the diagnosis of both TMD and fibromyalgia<br />
disorders. The most common diagnosis of TMD in<br />
patients with fibromyalgia is masticatory myofascial pain<br />
(MP). Patients with fibromyalgia often have headaches<br />
and facial pain, reflecting the overlap between the two.<br />
Fibromyalgia pain is usually much more severe than the<br />
pain seen in patients with myofascial pain and is spread<br />
over a larger body area.”<br />
Doi numarası: https://doi.org/10.32739/uha.id.48193<br />
vücutta hassas noktalar, baş ağrıları, kas spazmları<br />
ve karıncalanma hissi eşlik eder. Fibromiyaljisi olan<br />
kişiler sıklıkla yorgunluk, uyku güçlükleri, duygudurum<br />
bozuklukları ve hafıza sorunları bildirirler.” dedi.<br />
Çeşitli çalışmalarda, çene eklem rahatsızlığı ve<br />
fibromiyaljisi olan kişilerin sağlıklı insanlarla<br />
karşılaştırıldığında ağrıya karşı duyarlılığının arttığının<br />
bulunduğunu da ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Hacer<br />
Fulya Üçem, “Bu, beyin görüntüleme teknolojisiyle de<br />
doğrulanıyor. Kronik ağrısı olan kişiler, beynin ağrıyla<br />
ilişkili bölgelerinde daha fazla aktivite gösteriyor. Buna<br />
ek olarak bilim insanları, kadınların neden kronik<br />
ağrıdan mustarip olma olasılığının erkeklerden daha<br />
fazla olduğunu açıklayabilecek bir gen çifti de dahil<br />
olmak üzere, kronik ağrı durumlarıyla bağlantılı spesifik<br />
genler belirlediler.” şeklinde konuştu.<br />
“Fibromiyalji hastaları, genellikle net bir<br />
teşhis konulamadan yıllarca mücadele<br />
ederler”<br />
Miyofasyal ağrının ne olduğunun farkına varmanın,<br />
başarılı bir ağrı yönetiminin geleceğine kapı açtığının<br />
altını çizen Dr. Öğr. Üyesi Hacer Fulya Üçem,<br />
“Hastalığın başlangıcında, disfonksiyonel TMD ağrısı<br />
ile veya disfonksiyonel TMD ağrısı olmadan devam<br />
eden kronik ağrının teşhis edilmesiyle, yaygın ağrı ile<br />
disfonksiyonel TMD’nin başlangıcı arasındaki olası bir<br />
ilişkinin belirlenmesi daha kolaydır.” dedi.<br />
Genellikle hastaların fibromiyalji dikkate alınmaksızın<br />
ağrılı Temporomandibular bozukluk nedeniyle tedavi<br />
edildiğine dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Hacer Fulya<br />
Üçem, sözlerini şöyle tamamladı:<br />
“Temporomandibular sistemden kaynaklanan<br />
şakaklarda lokal ağrı yaşayan fibromiyalji hastaları,<br />
genellikle net bir teşhis konulamadan yıllarca bununla<br />
mücadele ederler. Vücudun diğer kısımlarında başlayıp<br />
daha sonra temporomandibular bölgeyi de kapsayan<br />
ortak modeli takip edebilir.<br />
Ağrı sıklıkla ‘kronik donuk ağrılı ağrı’ olarak tanımlanır<br />
ve hem TMD hem de fibromiyalji bozukluklarının<br />
teşhisinde merkezi öneme sahiptir. Fibromiyaljili<br />
hastalarda en sık görülen TMB tanısı çiğneme<br />
miyofasyal ağrısıdır (MP). Fibromiyaljili hastalarda<br />
sıklıkla baş ağrıları ve yüz ağrıları olur ve bu ikisi<br />
arasındaki örtüşmeyi yansıtır. Fibromiyalji ağrısı<br />
genellikle miyofasyal ağrısı olan hastalarda görülen<br />
ağrıdan çok daha şiddetlidir ve daha geniş bir vücut<br />
alanına yayılır.”<br />
Doi numarası: https://doi.org/10.32739/uha.id.48193<br />
<strong>Temmuz</strong> - July <strong>2024</strong>
22<br />
Artificial intelligence in eye diseases<br />
Göz hastalıklarında yapay zekâ<br />
Özel Çağın Göz Hastanesi doktorlarından<br />
Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Kürşat Çağın,<br />
göz hastalıklarında yapay zekânın kullanımı<br />
hakkında bilgi verdi.<br />
“Yapay zekâ, gözün retinasından korneaya kadar<br />
hastalıkların teşhisi ve tedavisi içim kullanıma girmiştir.<br />
Bu büyük dönüşüm, Google ve IMB gibi dijital dünyadaki<br />
büyük oyuncuların yapay zekânın tıbbi potansiyeline<br />
ilgi duymasıyla hız kazanmıştır. Oftalmik (gözle ilgili)<br />
yapay zekâ ile yapılan analizler, oftalmologların (göz<br />
hekimlerinin) görüntüleri yorumlamalarına kıyasla daha<br />
verimli ve daha objektiftir. Çoğu zaman klinisyenler<br />
aynı olguda, tanı ve tedavi konusunda fikir ayrılığına<br />
düşmelerine rağmen yapay zekâ her seferinde aynı<br />
cevabı verir.”<br />
Ophthalmologist Dr. Kürşat Çağın, one of<br />
the doctors of Private Çağın Eye Hospital,<br />
gave information about the use of artificial<br />
intelligence in eye diseases.<br />
“Artificial intelligence has been used for the diagnosis<br />
and treatment of diseases from the retina of the eye to<br />
the cornea. This major transformation has accelerated<br />
as major players in the digital world, such as Google<br />
Doktorlar devre dışı mı?<br />
“Klinik oftalmologlar ve diğer doktorların yapay zekâ<br />
hakkındaki en yaygın endişelerinden biri bu teknolojinin<br />
işlerini ellerinden almasıdır. Öte yandan, refraktif cerrahi<br />
sonrası ektazi riskini tahmin etmek için bir makine<br />
öğrenme algoritması üzerinden çalışan Doktor Ambrosio<br />
Jr., yapay zekânın tanı koyma sürecinde doktora yardımcı<br />
bir araç olarak değerlendirilmesi gerektiğini söylemiştir.<br />
Gelecekte hastaların tanı ve tedavisinde göz doktorlarının<br />
<strong>Temmuz</strong> - July <strong>2024</strong>
23<br />
and IMB, have taken an interest in the medical potential<br />
of AI. Ophthalmic AI analysis is more efficient and<br />
more objective than ophthalmologists’ (eye doctors)<br />
interpretation of images. Often clinicians disagree on<br />
diagnosis and treatment in the same case, but AI gives<br />
the same answer every time.”<br />
Are doctors out of the loop?<br />
“One of the most common concerns that clinical<br />
ophthalmologists and other doctors have about AI is<br />
that it will take away their jobs. On the other hand,<br />
Dr. Ambrosio Jr., who worked on a machine learning<br />
algorithm to predict the risk of ectasia after refractive<br />
surgery, said that artificial intelligence should be<br />
considered as a tool to help the doctor in the diagnostic<br />
process. The use of artificial intelligence, which will<br />
be the biggest assistant of ophthalmologists in the<br />
diagnosis and treatment of patients in the future, is<br />
increasing day by day, but this does not mean that<br />
artificial intelligence will replace ophthalmologists.<br />
Doctors will still have the last word.”<br />
Use in the eye<br />
“The most promising computer algorithms are in the<br />
field of retinal diseases. In 2016, Google researchers<br />
reported that it was possible to accurately detect<br />
diabetic retinopathy and diabetic macular edema from<br />
fundus photographs using artificial intelligence systems.<br />
AI also shows promise in the diagnosis of other retinal<br />
diseases, including age-related macular degeneration<br />
(yellow spot) and neonatal retinopathy (ROP). But the<br />
retina is just the beginning. Researchers are developing<br />
AI-based systems for the diagnosis and treatment<br />
of other eye diseases, including childhood cataract,<br />
glaucoma, keratoconus, corneal ectasia and oculoplastic<br />
reconstruction.<br />
When these tools are ready for widespread clinical<br />
use, doctors will not need to be AI experts because the<br />
automated algorithm is just a software tool and is based<br />
on OCT (optical coherence tomography) or topography<br />
images. These algorithms can be integrated into<br />
devices such as optical coherence tomography (OCT)<br />
machines and corneal topography devices and used by<br />
ophthalmologists.”<br />
en büyük yardımcısı olacak olan yapay zekânın, göz<br />
hastalıkları alanındaki kullanımı her geçen gün<br />
artmaktadır ancak bu hiçbir zaman yapay zekânın göz<br />
hekimlerinin yerine geçeceği anlamına gelmemektedir.<br />
Son sözü yine doktorlar söyleyecektir.”<br />
Gözde kullanımı<br />
“En çok umut vaat eden bilgisayar algoritmaları retina<br />
hastalıkları alanındadır. Google araştırmacıları 2016<br />
yılında yapay zekâ sistemleri kullanılarak fundus<br />
fotoğraflarından diyabetik retinopati ve diyabetik<br />
maküler ödemi doğru bir şekilde tespit etmenin<br />
mümkün olduğunu bildirmişlerdir. Ayıca yapay zekâ,<br />
yaşa bağlı makula dejeneresansı (sarı nokta), yeni<br />
doğan retinopatisi (ROP) dâhil olmak üzere diğer retina<br />
hastalıklarının tanısında da umut vaat etmektedir.<br />
Ancak retina sadece başlangıçtır. Araştırmacılar,<br />
çocukluk çağı kataraktı, glokom, keratokonus, kornea<br />
ektazisi ve oküloplastik rekonstrüksiyon dâhil diğer göz<br />
hastalıklarının tanı ve tedavisinde kullanılmak üzere<br />
yapay zekâ tabanlı sistemler geliştirilmektedir.<br />
Bu araçlar yaygın klinik kullanıma hazır olduğunda,<br />
doktorların yapay zekâ uzmanı olmaları gerekmeyecektir<br />
çünkü otomatik algoritma sadece bir yazılım aracıdır<br />
ve OCT (optik koherens tomografi) veya topografi<br />
görüntülerine dayanmaktadır.<br />
Artificial intelligence useful in medical<br />
education<br />
“The use of artificial intelligence for training doctors<br />
in ophthalmology will also provide great benefits<br />
and convenience. As it is known, diabetes causes the<br />
most significant damage to the eye; therefore, it is<br />
recommended that patients with diabetes be examined<br />
by ophthalmologists at regular intervals. With the help<br />
of the Dx-DR device, which has recently been approved<br />
by the FDA, retinal images can be easily taken and<br />
diabetic retinopathy can be diagnosed.<br />
There is no need to be a very experienced retina<br />
<strong>Temmuz</strong> - July <strong>2024</strong>
24<br />
specialist for this, in fact, it will be possible to catch<br />
diabetic retinopathy at the initial stage by using such<br />
devices in places that provide 1st degree health<br />
services. Considering the rapid increase in diabetes<br />
worldwide and the difficulty for these patients to<br />
reach ophthalmologists and have detailed retinal<br />
examinations, the benefits of artificial intelligence<br />
systems are indisputable.<br />
Artificial intelligence-based devices have also been used<br />
to calculate the diopter (number) of the lenses used<br />
in cataract patients correctly and to help the patient<br />
achieve a glasses-free life after surgery. In the future, it<br />
is not difficult to predict that artificial intelligence-based<br />
systems can be easily used by the patient at home. In<br />
this way, the patient, who has early information about<br />
the course of his/her disease, will consult his/her doctor.<br />
For example, when a patient with age-related macular<br />
degeneration (yellow spot) sees fluid collecting in the<br />
retina, they will immediately contact their doctor and<br />
have an intraocular injection (needle), i.e. treatment.<br />
Similarly, a patient with diabetes will be able to perform<br />
retinal checks on their own and recognize a possible<br />
complication in time. These artificial intelligence-based<br />
devices will be successfully used in the medical field,<br />
reducing the workload of professionals and enabling<br />
accurate and early diagnosis. The point reached today is<br />
not the end, but only the beginning.”<br />
Bu algoritmalar, optik koherens tomografi (OCT)<br />
makineleri, korneal topografi cihazları gibi cihazların<br />
içine entegre edilip göz doktorları tarafından<br />
rahatlıkla kullanılabilir.”<br />
Yapay zekâ tıbbi eğitimde faydalı<br />
“Yapay zekânın göz hastalıkları alanında doktorların<br />
eğitimi amaçlı kullanımı da büyük faydalar ve<br />
kolaylıklar sağlayacaktır. Bilindiği gibi diyabet, en<br />
önemli hasarını gözde yapar; bu nedenle diyabetli<br />
hastaların belli aralıklarla göz doktorlarına muayene<br />
olmaları önerilir. Yakın zaman önce FDA tarafından<br />
onaylanan Dx-DR markalı cihaz yardımıyla retina<br />
görüntüleri kolaylıkla alınıp diyabetik retinopati<br />
tanısı konulabilmektedir. Bunun için çok deneyimli<br />
bir retina uzmanı olmaya gerek yoktur hatta böyle<br />
cihazları 1. Derece sağlık hizmetleri sunan yerlerde<br />
kullanıp diyabetik retinopatiyi başlangıç aşamasında<br />
yakalamak mümkün olacaktır. Tüm dünyada diyabetin<br />
hızla arttığını ve bu hastaların göz doktorlarına ulaşıp<br />
detaylı retina muayenesi yaptırmalarındaki zorluk<br />
düşünülecek olursa yapay zekâ sistemlerinin faydası<br />
tartışılmazdır.<br />
Katarakt hastalarında kullanılan lenslerin diyoptrisini<br />
(numarasını) doğru hesaplayıp, hastanın ameliyattan<br />
sonra gözlüksüz bir yaşama kavuşmasında da<br />
yapay zekâ temelli cihazlar kullanıma girmiştir.<br />
İleride yapay zekâ temelli sistemlerin evde hasta<br />
tarafından kolayca kullanımının da olası olduğunu<br />
tahmin etmek hiç zor değildir. Bu sayede hastalığının<br />
seyri konusunda erkenden bilgi sahibi olan hasta,<br />
doktoruna başvuracaktır. Örneğin; yaşa bağlı<br />
makula dejeneresansı hastalığı (sarı nokta) olan<br />
bir hasta retinasında sıvı toplandığını görünce<br />
hemen doktoruna ulaşıp göz içi enjeksiyonunu<br />
(iğne) yani tedavisini yaptıracaktır. Aynı şekilde<br />
diyabetli bir hasta, retina kontrollerini kendi kendine<br />
yapabilecek, olası bir komplikasyonun zamanında<br />
fark edebilecektir. Yapay zekâ temelli bu cihazlar<br />
tıp alanında başarıyla kullanılacak, profesyonellerin<br />
iş yükünü azaltarak doğru ve erken tanıya olanak<br />
sağlayacaktır. Bugün gelinen nokta bir son değil,<br />
sadece bir başlangıçtır.”<br />
<strong>Temmuz</strong> - July <strong>2024</strong>
26<br />
Turkish ophthalmologists set an example for the world in surgery<br />
Türk göz doktorları cerrahide dünyaya örnek oluyor<br />
Within the scope of the 8th Live Surgery<br />
Symposium organized by the Turkish<br />
Ophthalmological Association (TOA) in<br />
cooperation with Ankara Bilkent City Hospital,<br />
70 eye surgeries were performed for 4 days.<br />
The surgeries performed by ophthalmologists at<br />
the symposium were broadcast live and watched by<br />
approximately 1400 ophthalmologists from national<br />
and international area. A total of 250 people, including<br />
ophthalmologists and health personnel, took part in the<br />
surgeries and ensured that 70 patients regained their<br />
eye health.<br />
The Turkish Ophthalmological Association, the only<br />
association representing ophthalmologists in Turkey,<br />
continues to organize world-class quality events and<br />
training organizations to ensure the professional<br />
Türk Oftalmoloji Derneği’nin Ankara Bilkent<br />
Şehir Hastanesi iş birliği ile gerçekleştirdiği<br />
8’inci Canlı Cerrahi Sempozyumu kapsamında<br />
4 gün boyunca 70 göz ameliyatı yapıldı.<br />
Sempozyumda göz hekimlerinin yaptığı ameliyatlar<br />
canlı olarak yayınlandı ve ulusal ve uluslararası<br />
alandan yaklaşık 1400 göz hekimi tarafından izlendi.<br />
Ameliyatlarda göz hekimi ve sağlık personeli olmak<br />
üzere toplam 250 kişi görev alarak 70 hastanın göz<br />
sağlığına kavuşmasını sağladı.<br />
Türkiye’deki göz doktorlarını temsil eden tek dernek<br />
olan Türk Oftalmoloji Derneği, ülkemizdeki göz<br />
hekimlerinin mesleki gelişimlerini sağlamak amacıyla<br />
dünya standartları kalitesinde etkinlik ve eğitim<br />
organizasyonları düzenlemeyi sürdürüyor.<br />
<strong>Temmuz</strong> - July <strong>2024</strong>
27<br />
development of ophthalmologists in our country.<br />
The Live Surgery Symposium has become the most<br />
important and well-attended meeting of the Turkish<br />
Ophthalmological Association after the annual National<br />
Congress. Within the scope of the symposium, which<br />
allows ophthalmologists to share their knowledge<br />
and experience, 70 surgeries on different topics were<br />
performed in cooperation with the Turkish Ministry of<br />
Health Ankara Bilkent City Hospital, and the surgeries<br />
were broadcast live in high resolution at the Bilkent<br />
Hotel and Congress Center and watched online by the<br />
participants and ophthalmologists from abroad.<br />
Education must continue under all conditions<br />
Prof. Dr. Huban Atilla, MD President of Turkish<br />
Ophthalmological Association said, “This year’s TOD<br />
8th Live Surgery symposium was held at the Ministry of<br />
Health Ankara Bilkent City Hospital, just like last year.<br />
Live broadcasts and discussion sessions organized with<br />
the contributions of the Strabismus, Oculoplasty, Cornea<br />
and Ocular Surface, Glaucoma, Cataract and Refraction<br />
Surgery and Vitreoretinal Surgery units of the Turkish<br />
Ophthalmological Association were watched at Bilkent<br />
Hotel and Congress Center. Thanks to the sponsored<br />
live surgery sessions and meetings organized by industry<br />
companies, technological developments, technical and<br />
technological innovations and developments were<br />
shared with the participants.”<br />
70 surgeries were performed in 4 days<br />
Prof. Dr. Huban Atilla stated that ophthalmologists from<br />
our country and from all over the world participated<br />
in the symposium for 4 days and continued as follows.<br />
“Approximately 900 ophthalmologists from Turkey and<br />
more than 500 foreign ophthalmologists from abroad<br />
followed the operations and 250 health personnel took<br />
part in the operations. Our planning, patient selection<br />
and other preparations for the surgeries before this<br />
Symposium continue intensively.”<br />
World quality symposium<br />
Prof. Dr. Huban Atilla added that they organized a worldclass<br />
Live Surgery Symposium with many prominent<br />
features such as technical features, live broadcast<br />
quality, diversity and difficulty level of the surgeries<br />
performed and said, “I would like to thank the Live<br />
Surgery organization team, unit heads and members,<br />
surgeons, moderators and hall coordinators who worked<br />
hard at every stage for the TOD Live Surgery Symposium,<br />
which attracts more and more interest from both<br />
Turkey and abroad every year, the management and<br />
staff of Bilkent City Hospital, and Prof. Dr. Özlem Evren<br />
Kemer and all of my ophthalmologist colleagues who<br />
are members of TOD who honored the symposium with<br />
their participation.”<br />
Canlı Cerrahi Sempozyumu, Türk Oftalmoloji Derneği’nin<br />
her yıl düzenlediği Ulusal Kongre’den sonra en önemli ve<br />
en çok ilgi gören toplantısı haline geldi. Göz doktorlarının<br />
bilgi birikimi ve tecrübelerini paylaşmalarına imkân<br />
tanıyan sempozyum kapsamında T.C. Sağlık Bakanlığı<br />
Ankara Bilkent Şehir Hastanesi iş birliği ile farklı<br />
konularda 70 ameliyat yapıldı ve ameliyatlar canlı yayınla<br />
yüksek çözünürlüklü olarak Bilkent Otel ve Kongre<br />
Merkezi’nde katılımcılar ve çevrimiçi olarak yurtdışından<br />
katılan göz hekimleri tarafından izlendi.<br />
Eğitim her şartta sürmeli<br />
Türk Oftalmoloji Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Huban<br />
Atilla, “Bu yıl düzenlenen TOD 8’inci Canlı Cerrahi<br />
sempozyumu geçen yıl olduğu gibi yine T.C. Sağlık<br />
Bakanlığı Ankara Bilkent Şehir Hastanesi’nde yapıldı.<br />
Türk Oftalmoloji Derneği Şaşılık, Oküloplasti, Kornea<br />
ve Oküler Yüzey, Glokom, Katarakt ve Refraksiyon<br />
Cerrahisi ve Vitreoretinal Cerrahi birimlerinin katkılarıyla<br />
düzenlenen canlı yayınlar ve tartışma oturumları<br />
Bilkent Otel ve Kongre Merkezi’nde izlendi. Endüstri<br />
firmalarının düzenlediği sponsorlu canlı cerrahi seansları<br />
ve toplantıları sayesinde teknolojik gelişmeler, teknik ve<br />
teknolojik yenilikler, gelişmeler katılımcılarla paylaşıldı”<br />
dedi.<br />
4 günde 70 ameliyat yapıldı<br />
Prof. Dr. Huban Atilla, sempozyuma 4 gün boyunca<br />
ülkemizden ve dünyanın dört bir yanından göz<br />
hekimlerinin katıldığını belirterek şöyle devam etti.<br />
“Yurt içinden yaklaşık 900, yurt dışından 500’ün üzerinde<br />
yabancı göz hekimi tarafından takip edilen ameliyatlarda<br />
250 sağlık personeli görev aldı. Bu Sempozyum öncesi<br />
ameliyatlarla ilgili planlamalarımız, hasta seçimlerimiz<br />
ve diğer hazırlıklarımız yoğun bir şekilde devam ediyor.”<br />
Dünya kalitesinde sempozyum<br />
Prof. Dr. Huban Atilla hem teknik özellikleri hem canlı<br />
yayın kalitesi hem de yapılan ameliyatların çeşitliliği<br />
ve zorluk derecesi gibi pek çok öne çıkan özellikleriyle<br />
dünya standartlarında bir Canlı Cerrahi Sempozyumu<br />
düzenlediklerini sözlerine ekleyerek şöyle konuştu: “Hem<br />
yurtiçinden hem de yurtdışından her yıl daha fazla ilgi<br />
çeken TOD Canlı Cerrahi Sempozyumu için her aşamada<br />
yoğun emek harcayan Canlı Cerrahi organizasyon<br />
ekibine, birim başkanları ve üyelerimize, cerrahlarımıza,<br />
moderatör ve salon koordinatörlerimize, destekleriyle<br />
canlı cerrahi sempozyumunun gerçekleşmesini sağlayan<br />
başta Bilkent Şehir Hastanesi yönetimine ve çalışanlarına<br />
ve Prof. Dr. Özlem Evren Kemer olmak üzere katılımları<br />
ile sempozyumu onurlandıran TOD üyesi tüm göz hekimi<br />
meslektaşlarımın her birine teşekkür ediyorum.”<br />
<strong>Temmuz</strong> - July <strong>2024</strong>
28<br />
“Childhood asthma is different from adult asthma”<br />
“Çocukluk çağı astımı yetişkinlerden farklıdır”<br />
Pediatric Pulmonologist<br />
Prof. Dr. Erkan Çakır at Liv Hospital<br />
Pediatric Pulmonology Specialist Prof. Dr.<br />
Erkan Çakır at Liv Hospital made important<br />
explanations by stating that childhood<br />
asthma differs from adult asthma in many<br />
aspects.<br />
What is asthma?<br />
Can asthma be seen in children?<br />
“Asthma is a condition characterized by spasm and<br />
narrowing of our small bronchi and airways. Usually<br />
as a result of a stimulus, asthma can manifest itself or<br />
be triggered in children with airway sensitivity. While<br />
various allergens, especially house dust, can cause<br />
asthma, non-allergic causes, air and environmental<br />
pollution, cigarette smoke exposure, humidity and<br />
moisture variations, being overweight and exercise<br />
are also factors that can cause asthma. Unfortunately,<br />
asthma is also very common in childhood and can<br />
manifest itself from the early months.”<br />
Liv Hospital Çocuk Göğüs Hastalıkları Uzmanı<br />
Prof. Dr. Erkan Çakır, çocukluk çağı astımının<br />
birçok yönüyle erişkin astımından farklılıklar<br />
gösterdiğini belirterek önemli açıklamalarda<br />
bulundu.<br />
Astım nedir?<br />
Çocuklarda da astım görülebilmekte midir?<br />
“Astım, küçük bronşlarımızın ve hava yollarımızın spazmı<br />
ve daralması ile giden bir durumdur. Genellikle bir<br />
uyaran sonucunda, hava yolu hassasiyeti olan çocuklarda<br />
astım kendini gösterebilir ya da tetiklenebilir. Genelde<br />
ev tozu başta olmak üzere çeşitli alerjenler astıma<br />
neden olabilirken, alerji dışı sebepler, hava ve çevre<br />
kirliliği, sigara dumanı maruziyeti, nem ve rutubet<br />
değişkenlikleri, fazla kilolu olma ve egzersiz durumları<br />
da astıma neden olabilen faktörlerdir. Çocukluk çağında<br />
da ne yazık ki astım çok sık görülmekte ve erken<br />
aylardan itibaren kendini gösterebilmektedir.”<br />
<strong>Temmuz</strong> - July <strong>2024</strong>
29<br />
Astımın belirtileri ne lerdir? Hangi durumlarda<br />
çocuklarda astımdan şüphelenmeliyiz?<br />
“Astımda en sık karşımıza çıkan belirti hırıltılı<br />
solunum ve nefes darlığı ataklarıdır. Bu ataklar bazen<br />
kendiliğinden başlayabildiği gibi bazen de üst solunum<br />
yolu enfeksiyonları, alerjen ya da dış uyarıcılara maruz<br />
kalma ile de şikayetler ortaya çıkabilir. Çocuklarda<br />
astım, klasik formunun dışında uzamış öksürükler olarak<br />
kendini gösterebilir ve bu çocuklarda hırıltı gibi dinleme<br />
bulguları ortaya çıkmamış olabilir. Çocuklarda hırıltılı<br />
ve hışıltılı ataklar, uzamış öksürükler, soğuk algınlığı<br />
olmaksızın solunum yolu problemleri olması durumunda<br />
çocuğumuzda astım olabileceğinden şüphelenmek<br />
gerekir.”<br />
What are the symptoms of asthma? In which<br />
cases should we suspect asthma in children?<br />
“The most common symptom of asthma is wheezing<br />
and shortness of breath attacks. These attacks<br />
can sometimes start spontaneously or sometimes<br />
complaints may occur with upper respiratory tract<br />
infections, exposure to allergens or external stimuli.<br />
In children, asthma may manifest itself as prolonged<br />
coughs outside of its classical form and listening findings<br />
such as wheezing may not be present in these children.<br />
If children have wheezing and wheezing attacks,<br />
prolonged coughs, respiratory problems without a<br />
cold, it is necessary to suspect that our child may have<br />
asthma.”<br />
Astımın tanısı nasıl konur?<br />
Astım tanısını koyduran kesin bir test var mıdır?<br />
“Astım klinik bir tanı olup, maalesef astımı kesin olarak<br />
gösteren bir test bulunmamaktadır, testler sadece<br />
tanıya yardımcı olarak bizleri desteklemektedir. Astım<br />
tanısının konmasında en önemli destekleyici bulgular<br />
aile bireylerinde astım ve alerjik hastalık hikayesi olması,<br />
çocuğumuzun kendisinde atopik dermatit, saman<br />
nezlesi, gıda alerjisi gibi durumların olması, yapılan<br />
testlerde tanıyı destekleyen bulguların olması ve astım<br />
ile uyumlu uzamış öksürük, hırıltılı ataklar, nefes darlığı<br />
gibi durumların olmasıdır. Hastaya yaşına uygun olarak<br />
kandan ya da koldan yapılabilen alerji testleri, solunum<br />
fonksiyon testleri ve gerekli durumlarda radyolojik<br />
incelemeler tanıda bizleri destekleyen testlerdir.”<br />
How is asthma diagnosed?<br />
Is there a definitive test to diagnose asthma?<br />
“Asthma is a clinical diagnosis and unfortunately, there<br />
is no test that shows asthma definitively, tests only<br />
support us as an aid to diagnosis. The most important<br />
supportive findings in the diagnosis of asthma are the<br />
presence of a history of asthma and allergic diseases<br />
in family members, the presence of conditions such as<br />
atopic dermatitis, hay fever, food allergy in our child,<br />
the presence of findings supporting the diagnosis in<br />
the tests performed, and conditions such as prolonged<br />
cough, wheezing attacks, shortness of breath compatible<br />
with asthma. Blood or arm allergy tests, pulmonary<br />
function tests and radiologic examinations, if necessary,<br />
are the tests that support us in the diagnosis.”<br />
<strong>Temmuz</strong> - July <strong>2024</strong>
30<br />
Astım masum bir hastalık mıdır?<br />
Akciğerlere zarar verebilir mi?<br />
“Astım iyi tedavi edildiğinde, ataklar önlendiğinde ve<br />
kontrol altında tutulduğu müddetçe kalıcı hasarlar<br />
oluşturan bir hastalık değildir. Bunun yanında sürekli<br />
enflamasyon dediğimiz bronş spazmı ve daralmasına<br />
neden olan olaylar devam edebildiğinden, bunların iyi<br />
tanınmadığı ve hastalığın ağırlık düzeyine uygun tedavi<br />
verilmediği ve hastalığın kontrol altında tutulmadığı<br />
dönemlerde bronşlarda yaygın sekresyon ve mukus<br />
tıkaçları oluşabilmekte, bronşların ağızlarını tıkayarak<br />
akciğerlerde sönme ya da bronşlarda genişleme<br />
yapabilmektedir. Bunların önüne geçebilmenin en<br />
önemli faktörü hastanın düzenli tedavi ve takiplerinin<br />
yapılmasıdır.”<br />
Is asthma an innocent disease?<br />
Can it damage the lungs?<br />
“Asthma is not a disease that causes permanent damage<br />
as long as it is well treated, attacks are prevented and<br />
kept under control. However, since the events that<br />
cause bronchial spasm and narrowing, which we call<br />
continuous inflammation, can continue, in periods when<br />
these are not well recognized and treatment is not given<br />
appropriate to the severity level of the disease and the<br />
disease is not kept under control, widespread secretions<br />
and mucus plugs can form in the bronchi, blocking<br />
the mouths of the bronchi and causing lung collapse<br />
or bronchial dilatation. The most important factor in<br />
preventing these is regular treatment and follow-up of<br />
the patient.”<br />
Astım geçici midir?<br />
Ömür boyu ilaçlara mahkûm muyuz?<br />
“Astım genetik bir hastalık olduğundan özellikle<br />
alerjinin tespit edildiği çocuklarda kronik ve uzun<br />
seyirli olabilmektedir. Aile hikayesinin olmadığı,<br />
alerjik bünyeye sahip olmayan çocuklarda çocukluk<br />
çağının astımı taklit eden geçici durumları olabilir ve<br />
bu durumun klasik astımla ayırıcı tanısının yapılması<br />
önemlidir. Birçok astım hastası ilaç kullanmadan ya<br />
da belirli zamanlarda ilaç kullanarak hastalığı idame<br />
ettirebilirlerken, bazı hastalarda da uzun süreli ilaç<br />
kullanımı gerekebilmektedir. Astım homojen bir hastalık<br />
olmayıp, çok faktörlü bileşenleri olan ve kişiden kişiye<br />
değişen özelliklere sahip bir hastalıktır. Bu yüzden izlem<br />
ve tedavisi de kişiye özel olarak yapılmalıdır. “<br />
Is asthma temporary?<br />
Are we condemned to lifelong medication?<br />
“Since asthma is a genetic disease, it can have a chronic<br />
and long course, especially in children in whom allergies<br />
are detected. Children who do not have a family history<br />
and do not have an allergic constitution may have<br />
temporary conditions that mimic childhood asthma,<br />
and it is important to make a differential diagnosis of<br />
this condition with classical asthma. While many asthma<br />
patients can manage the disease without medication<br />
or with medication at certain times, some patients<br />
may require long-term medication. Asthma is not a<br />
homogeneous disease, but a disease with multifactorial<br />
components and characteristics that vary from person to<br />
person. Therefore, follow-up and treatment should be<br />
individualized. “<br />
<strong>Temmuz</strong> - July <strong>2024</strong>
32<br />
Viatris Türkiye receives Great Place To Work ® certification<br />
Viatris Türkiye, Great Place To Work ® sertifikası aldı<br />
Viatris Türkiye, part of the global healthcare company<br />
Viatris, received the Great Place to Work® certification.<br />
With this certification, Viatris has reinforced its<br />
commitment to creating a participatory and inclusive<br />
work environment where employees feel valued,<br />
supported and heard.<br />
Great Place To Work®, a global authority on workplace<br />
culture, has identified ‘trust’ as the key element that<br />
makes a great workplace, using deep insights from<br />
surveys of more than 100 million employees worldwide<br />
since 1992. Employee survey platforms enable leaders<br />
to make strategic decisions on the proper management<br />
of human resources and access essential feedback, realtime<br />
reporting and insights.<br />
Viatris Türkiye, which has one of the state-of-theart<br />
production facilities in Türkiye and has become<br />
one of the strongest players in the pharmaceutical<br />
industry with its experienced team in the field and<br />
at headquarters, aims to create a positive workplace<br />
Global sağlık şirketi Viatris’in bir parçası olan Viatris<br />
Türkiye, Great Place to Work® sertifikası aldı. Bu<br />
sertifika ile Viatris, çalışanlarının değer gördüğü,<br />
desteklendiklerini ve seslerini duyurduklarını<br />
hissettikleri, katılımcı ve kapsayıcı bir çalışma ortamı<br />
oluşturma konusundaki taahhüdünü pekiştirmiş oldu.<br />
İş yeri kültürü konusunda global bir otorite olan Great<br />
Place To Work®, 1992’den bu yana dünya çapında 100<br />
milyondan fazla çalışan arasında düzenlediği anketlerden<br />
elde ettiği derin içgörüleri kullanarak, harika bir iş yerini<br />
oluşturan temel unsurun ‘güven’ olduğunu belirlemiştir.<br />
Çalışan anket platformları sayesinde liderler, insan<br />
kaynaklarının doğru yönetimi konusunda stratejik<br />
kararlar alabilmekte; gerekli geri bildirimlere, gerçek<br />
zamanlı raporlamaya ve içgörülere erişebilmektedir.<br />
Türkiye’deki ileri teknolojili üretim tesislerinden birine<br />
sahip olan, sahada ve merkezdeki deneyimli ekibiyle<br />
ilaç sektörünün güçlü oyuncularından biri haline gelen<br />
Viatris Türkiye, sürdürülebilir çözümlerle yüksek kaliteli<br />
<strong>Temmuz</strong> - July <strong>2024</strong>
33<br />
bir ürün portföyü sunarken; pozitif bir iş yeri kültürü<br />
oluşturmayı, çalışanlarının esenliğini artırmayı ve kariyer<br />
gelişim fırsatları sağlamayı hedeflemektedir.<br />
Viatris Türkiye İnsan İlişkileri Direktörü Buket Güzey,<br />
konu ile ilgili şunları söyledi: “‘Sahiplen’, ‘Kendin Ol’,<br />
‘Çevik Kal’ ve ‘Gurur Duy’ şeklinde ifade ettiğimiz<br />
beklentilerimizi kapsayan kültürümüz ve çeşitliliğe,<br />
eşitliğe, kapsayıcılığa değer veren uygulamalarımız<br />
Viatris’i bir iş yerinden daha fazlası olarak inşa etmemizi<br />
sağlıyor. Great Place to Work® Ulusal Güven Endeksi©<br />
Çalışan Anketi’ne göre Viatris; çalışanları tarafından<br />
güven, saygı, adalet, gurur ve iş birliği şeklinde beş<br />
kategoride değerlendirildi. Amacımız, misyonumuzu<br />
yerine getirirken bize rehberlik eden değerlerimiz ve<br />
çalışanlarımızın esenliğine odaklanan uygulamalarımız<br />
sayesinde elde edilen bu başarıyı daha da ileriye taşımak<br />
için ekip üyelerimizle çalışmaya devam etmek olacaktır.”<br />
Türkiye/Rusya Bölge Başkanı Tayga Kaan Hilal, “Great<br />
Place to Work Sertifikasını® almaktan büyük gurur<br />
duyuyoruz” şeklinde konuştu ve sözlerine şöyle devam<br />
etti: “Bu başarı, ekibimizin tüm dünyada insanları<br />
hayatlarının her aşamasını daha sağlıklı yaşamaları için<br />
güçlendirme misyonumuzu yerine getirme konusundaki<br />
tutkusunun bir göstergesidir. ‘Birlikte Daha Güçlü’<br />
olduğumuzun bilinciyle, tüm çalışma arkadaşlarımızın<br />
her gün en iyi, en samimi halleriyle kabul edildiklerini<br />
hissettikleri bir ortamda sürekli olarak birlikte çalışmayı<br />
hedefliyoruz.”<br />
culture, improve the well-being of its employees and<br />
provide career development opportunities while<br />
offering a high quality product portfolio with sustainable<br />
solutions.<br />
Buket Güzey, Human Relations Manager of Viatris<br />
Türkiye, said, “Our culture that encompasses our<br />
expectations, which we express as ‘Own It’, ‘Be Yourself’,<br />
‘Stay Agile’ and ‘Take Pride’, and our practices that value<br />
diversity, equality and inclusion enable us to build Viatris<br />
as more than a workplace. According to the Great Place<br />
to Work® National Trust Index© Employee Survey,<br />
Viatris is rated by its employees in five categories: trust,<br />
respect, fairness, pride and collaboration. Our goal will<br />
be to continue to work with our team members to carry<br />
this success even further, thanks to our values that guide<br />
us in fulfilling our mission and our practices that focus on<br />
the well-being of our employees.”<br />
“We are very proud to receive the Great Place to Work<br />
Certification®,” said Tayga Kaan Hilal, Regional President<br />
for Türkiye/Russia, “This achievement is a testament to<br />
our team’s passion to fulfill our mission of empowering<br />
people around the world to live healthier lives at every<br />
stage of their lives. Recognizing that we are ‘Stronger<br />
Together’, we aim to continuously work together in an<br />
environment where all our colleagues feel accepted for<br />
their best, most genuine selves every day.”<br />
<strong>Temmuz</strong> - July <strong>2024</strong>
34<br />
Santa Farma Pharmaceuticals ranked among<br />
Türkiye’s Top 500 Industrial Enterprises<br />
The results of the Türkiye’s Top 500 Industrial Enterprises 2023<br />
Survey, prepared annually by the Istanbul Chamber of Industry<br />
(ISO), have been announced. Santa Farma Pharmaceuticals moved<br />
up 220 places compared to the results of last year’s survey and<br />
ranking 428th, it became one of the ‘Türkiye’s 500 Largest Industrial<br />
Enterprises’.<br />
Sami Kiresepi, Vice President of Strategic<br />
Planning and Operations of<br />
Santa Farma Pharmaceuticals<br />
In the list generated as a result of the research conducted to evaluate the<br />
performance of Türkiye’s industrial organizations and to monitor developments<br />
in the sectors, Santa Farma Pharmaceuticals became one of the companies that<br />
jumped the most steps according to the 2023 data.<br />
Sami Kiresepi, Vice President of Strategic Planning and Operations at Santa Farma<br />
Pharmaceuticals, said: “We are proud as all Santa Farma employees to have made<br />
a very serious leap and entered the ISO 500 list. Although 2023 was a challenging<br />
year for our country as well as the rest of the world, our inclusion in the ISO 500<br />
list once again proves Santa Farma’s leadership and innovation in the sector. This<br />
success is the result of the devoted work of our entire team. As we step into our<br />
80th year, this ranking inspires us to reach even greater goals.”<br />
Santa Farma İlaç Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu arasına girdi<br />
İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) her yıl hazırladığı<br />
Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu 2023<br />
Araştırması sonuçları açıklandı. Santa Farma<br />
İlaç geçen sene açıklanan araştırma sonuçlarına<br />
göre 220 basamak yükseldi ve 428’inci sırada yer<br />
alarak, ‘Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu’<br />
arasına girdi.<br />
Türkiye’nin sanayi kuruluşlarının performansını<br />
değerlendirmek ve sektörlerdeki gelişmeleri izlemek<br />
amacıyla yapılan araştırma sonucunda oluşturulan<br />
listede, Santa Farma İlaç, 2023 yılı verilerine göre en fazla<br />
basamak atlayan şirketlerden biri oldu.<br />
Santa Farma İlaç Stratejik Planlama ve Operasyon Başkan<br />
Yardımcısı Sami Kiresepi, “Çok ciddi bir sıçrama yaparak<br />
ISO 500 listesine girmiş olmaktan dolayı tüm Santa<br />
Farma’lılar olarak gurur duyuyoruz. 2023 yılı tüm dünyada<br />
olduğu gibi ülkemiz için de zorlayıcı bir yıl olmasına<br />
rağmen, ISO 500 listesine girmemiz, Santa Farma’nın<br />
sektördeki liderliğini ve yenilikçiliğini bir kez daha<br />
kanıtlıyor. Bu başarı, tüm ekibimizin özverili çalışmasının<br />
bir sonucudur. 80. yılımıza adım attığımız dönemde<br />
elde ettiğimiz sıralama, daha büyük hedeflere ulaşma<br />
konusunda bize ilham veriyor.” dedi.<br />
<strong>Temmuz</strong> - July <strong>2024</strong>
35<br />
Bayer Türkiye supports pharmacists!<br />
Bayer Türkiye launched the “Farma Academy” project to contribute to the professional development of pharmacists and<br />
establish a stronger communication with pharmacists.<br />
Bayer Türkiye aims to have a positive impact on the sector with the “Farma Academy” project, which was launched to<br />
contribute to the professional development of pharmacists and establish a stronger communication with pharmacists.<br />
Within the scope of the project, which started with the first event organized in Ankara in 2023, Bayer Türkiye met with<br />
pharmacists at events organized in Bursa, Konya and Antalya throughout May <strong>2024</strong>, reaching nearly 200 pharmacists to<br />
date. Bayer Türkiye provided pharmacists with comprehensive information about the indications of its products in the fields<br />
of Ophthalmology, Cardiology, Nephrology, Oncology, Radiology and Women’s Health and the conditions of the Health<br />
Implementation Communiqué (SUT).<br />
Bayer Türkiye aims to continue the Farma Academy project, which has attracted great interest from pharmacists, with<br />
meetings in different cities throughout the year and to reach 400 more pharmacists by the end of the year.<br />
Bayer Türkiye’den Eczacılara destek!<br />
Bayer Türkiye, eczacıların mesleki gelişimine katkı<br />
sağlamak ve eczacılarla daha güçlü bir iletişim kurmak<br />
amacıyla “Farma Akademi” projesini hayata geçirdi.<br />
Bayer Türkiye, eczacıların mesleki gelişimine katkı<br />
sağlamak ve eczacılarla daha güçlü bir iletişim kurmak<br />
amacıyla başlattığı “Farma Akademi” projesiyle sektörde<br />
olumlu bir etki sağlamayı amaçlıyor. 2023 yılında Ankara’da<br />
düzenlenen ilk etkinlikle başlayan proje kapsamında,<br />
<strong>2024</strong> Mayıs ayı boyunca Bursa, Konya ve Antalya illerinde<br />
düzenlenen etkinliklerde eczacılarla buluşan Bayer Türkiye,<br />
bugüne kadar 200’e yakın eczacıya ulaştı. Eczacılara<br />
Oftalmoloji, Kardiyoloji, Nefroloji, Onkoloji, Radyoloji ve<br />
Kadın Sağlığı alanlarındaki ürünlerinin endikasyonları ve<br />
Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) koşulları hakkında kapsamlı<br />
bilgi verdi. WWBayer Türkiye, eczacıların yoğun ilgi<br />
gösterdiği Farma Akademi projesini yıl içinde farklı illerdeki<br />
buluşmalarla devam ettirmeyi ve yıl sonuna kadar 400<br />
eczacıya daha ulaşmayı hedefliyor.<br />
<strong>Temmuz</strong> - July <strong>2024</strong>
36<br />
Novartis Kurtköy Production Facility celebrates its 20th anniversary<br />
Novartis Kurtköy Üretim Tesisi 20. yılını kutluyor<br />
Operating since 2004, the facility produces<br />
solid oral forms of many Novartis medicines<br />
used in the treatment of diseases such as<br />
cancer, hypertension, cholesterol, malaria and<br />
pain. Making significant investments every<br />
year to ensure continuous improvement and<br />
innovation, Novartis Kurtköy Production<br />
Facility contributes to both the Turkish<br />
economy and public health.<br />
Novartis Kurtköy Production Facility, which started its<br />
production activities in August 2004, has grown since its<br />
establishment and has become an important part of the<br />
Novartis global production network. The plant, which<br />
started with 150 employees and continues its journey<br />
with 410 employees today, stands out as an important<br />
pharmaceutical production facility within Novartis,<br />
specializing in the production of oral solid forms (tablets,<br />
capsules, film tablets, effervescent) for both local and<br />
export markets. Spread over a total area of 110,000 m²,<br />
52,000 m² of which is residential area, the facility has<br />
an impressive annual production capacity of 130 million<br />
boxes under the management of Plant Director Filiz<br />
Gündoğmuş, and exports to 120 countries around the<br />
2004 yılından bu yana faaliyet gösteren tesiste<br />
kanser, hipertansiyon, kolesterol, sıtma ve ağrı<br />
gibi hastalıkların tedavisinde kullanılan birçok<br />
Novartis ilacının katı oral formları üretiliyor.<br />
Sürekli iyileştirme ve yenilik sağlamak için<br />
her yıl önemli oranda yatırım yapan Novartis<br />
Kurtköy Üretim Tesisi hem Türkiye ekonomisine<br />
hem de toplum sağlığına katkıda bulunuyor.<br />
Üretim faaliyetlerine Ağustos 2004’te başlayan Novartis<br />
Kurtköy Üretim Tesisi kurulduğu günden bu yana<br />
büyüyerek Novartis küresel üretim ağının önemli bir<br />
parçası haline geldi. 150 kişi ile başlayan yolculuğuna<br />
bugün 410 çalışanıyla devam eden fabrika, Novartis<br />
bünyesinde hem yerel hem de ihracat pazarları için<br />
oral katı form (tablet, kapsül, film tablet, efervesan)<br />
üretiminde uzmanlaşmış önemli bir ilaç üretim tesisi<br />
olarak öne çıkıyor. 52.000 m²’si yerleşim alanı olmak<br />
üzere toplam 110.000 m²’lik bir alana yayılan tesis,<br />
Fabrika Direktörü Filiz Gündoğmuş yönetiminde yıllık<br />
130 milyon kutu gibi etkileyici bir üretim kapasitesine<br />
sahipken, Türkiye için yaptığı üretimlerin yanı sıra<br />
dünyanın dört bir yanındaki 120 ülkeye de ihracat yapıyor.<br />
Tesisin 20. yıl kutlaması çerçevesinde düzenlenen<br />
<strong>Temmuz</strong> - July <strong>2024</strong>
37<br />
world in addition to its production for Türkiye.<br />
Natacha Theytaz, Country President for Novartis Türkiye,<br />
and Lutz Hegemann, MD, PhD, President of Global<br />
Health at Novartis attended the event organized for the<br />
20th anniversary celebration of the facility and made<br />
evaluations. A delegation from the Consulate General of<br />
Switzerland in Istanbul also attended the event.<br />
Delivering her speeches at the celebration of the 20th<br />
anniversary of Novartis Kurtköy facility, Natacha Theytaz,<br />
Country President for Novartis Türkiye emphasized<br />
the company’s deep-rooted presence in Türkiye and<br />
its commitment to the country, “Novartis has been<br />
operating in Türkiye since 1955. Our dedicated team<br />
of nearly 1,000 colleagues in production, research &<br />
development, in the field and at headquarters work<br />
passionately to contribute to healthcare. At our Kurtköy<br />
plant, which has been operating for two decades and<br />
is now an integral part of our global network of more<br />
than 30 factories, we produce life-changing medicines,<br />
including important treatments for chronic diseases.<br />
In 2023 alone, we produced 80 different products,<br />
reaching an impressive 107 million units, with 53 of our<br />
treatments reaching 6.5 million patients in Türkiye. We<br />
see these achievements as a demonstration of Novartis’<br />
unwavering commitment to improving healthcare,<br />
improving patients’ lives and supporting Türkiye’s<br />
growth and development through partnerships with our<br />
stakeholders.”<br />
Lutz Hegemann said, “As Global Health and<br />
Sustainability, our goal is to ensure that everyone can<br />
benefit from our innovative treatments, no matter<br />
where they live or what their socio-economic status<br />
is, and to maximize our social impact as a sustainable<br />
business. To realize this ambition, we are combining<br />
etkinliğe Novartis Türkiye Ülke Başkanı Natacha Theytaz<br />
ve Novartis Küresel Sağlık ve Sürdürülebilirlik Başkanı<br />
Lutz Hegemann katılarak, değerlendirmelerde bulundu.<br />
Etkinliğe İsviçre’nin İstanbul Başkonsolosluğu’ndan bir<br />
heyetin katılımı da gerçekleşti.<br />
Novartis Kurtköy tesisinin 20. yıl dönümünün kutlama<br />
etkinliğinde konuşan Novartis Ülke Başkanı Natacha<br />
Theytaz, şirketin Türkiye’deki köklü varlığını ve ülkeye<br />
olan bağlılığını vurgulayarak “Novartis, Türkiye’de<br />
1955 yılından bu yana faaliyet gösteriyor. Üretimde,<br />
araştırma & geliştirme alanında, sahada ve genel<br />
merkezde 1.000’e yakın çalışma arkadaşımızdan oluşan<br />
özverili ekibimiz, sağlık hizmetlerine katkıda bulunmak<br />
için tutkuyla çalışıyor. Yirmi yıldır faaliyet gösteren ve<br />
halihazırda 30’dan fazla fabrikadan oluşan küresel<br />
ağımızın ayrılmaz bir parçası olan Kurtköy fabrikamızda,<br />
kronik hastalıklardaki önemli tedaviler de dahil olmak<br />
üzere hayat değiştiren ilaçlar üretiyoruz. Sadece 2023<br />
yılında 80 farklı ürün üreterek 107 milyon ünite gibi<br />
etkileyici bir rakama ulaştık. Bunun yanı sıra 2023<br />
yılında 53 farklı tedavimiz Türkiye’de 6,5 milyon hastaya<br />
ulaştı. Bu başarıları, Novartis olarak sağlık hizmetlerini<br />
geliştirmeye, hastaların yaşamlarını iyileştirmeye ve<br />
paydaşlarımızla ortaklıklar gerçekleştirerek Türkiye’nin<br />
büyümesini ve gelişmesini desteklemeye olan sarsılmaz<br />
bağlılığımızın bir göstergesi olarak görüyoruz.”<br />
Lutz Hegemann ise “Global Sağlık ve Sürdürülebilirlik<br />
birimi olarak amacımız, nerede yaşarsa yaşasın veya<br />
sosyo-ekonomik durumu ne olursa olsun herkesin<br />
yenilikçi tedavilerimizden faydalanabilmesini sağlamak<br />
ve sürdürülebilir bir işletme olarak sosyal etkimizi en<br />
üst düzeye çıkarmak. Bu tutkumuzu gerçekleştirmek<br />
için, sıtma gibi çözülmemiş küresel sağlık sorunlarının<br />
üstesinden gelmek amacıyla küresel sağlık ve iş<br />
yeteneklerini birleştiriyoruz” diye konuştu.<br />
<strong>Temmuz</strong> - July <strong>2024</strong>
38<br />
global health and business capabilities to tackle<br />
unsolved global health challenges such as malaria.”<br />
Hegemann emphasized the importance of the Kurtköy<br />
site in Novartis Global Health efforts, adding, “Since<br />
2015, our colleagues at our Kurtköy site have produced<br />
millions of doses of treatment for malaria, a disease that<br />
claims 600,000 lives worldwide each year. The dedication<br />
and hard work of our colleagues here plays a vital<br />
role in addressing one of the world’s pressing health<br />
challenges. Novartis Kurtköy’s contribution to the fight<br />
against malaria is invaluable.”<br />
Underlining that reducing environmental footprints<br />
is an important part of Novartis’ strategy, Hegemann<br />
reminded that June 5 is World Environment Day and<br />
shared the company’s commitments to environmental<br />
sustainability: “We have set ambitious targets to<br />
minimize our impacts on climate, waste and water.<br />
We aim to achieve carbon neutrality in our value chain<br />
by 2030 and net zero carbon emissions by 2040. We<br />
also aim to become water and plastic neutral in our<br />
operations by 2030.”<br />
Drawing attention to the intersection of climate and<br />
human health, Hegemann added: “While mitigation<br />
efforts focused on net zero and carbon neutrality<br />
are important, we must also adapt and manage the<br />
ongoing impact of climate change on global health. “At<br />
this intersection of climate and human health, where<br />
diseases like malaria are exacerbated by climate change,<br />
we must continue to invest in R&D that directly targets<br />
climate-related threats and ensure that the benefits of<br />
innovative work in health reach everyone.”<br />
Hegemann, Kurtköy tesisinin Novartis Global Sağlık<br />
çalışmalarındaki önemini vurgulayarak şunları ekledi:<br />
“2015 yılından bu yana Kurtköy tesisimizde görev yapan<br />
arkadaşlarımız, her yıl dünya genelinde 600.000 kişinin<br />
hayatını kaybettiği sıtma hastalığına karşı milyonlarca<br />
doz tedavinin üretilmesini sağladılar. Buradaki<br />
meslektaşlarımızın özverisi ve sıkı çalışmaları, dünyanın<br />
acil sağlık sorunlarından birinin ele alınmasında hayati<br />
bir rol oynuyor. Novartis Kurtköy’ün sıtma ile mücadeleye<br />
yaptığı katkı paha biçilemez.”<br />
Çevresel ayak izlerini azaltmanın Novartis’in stratejisinin<br />
önemli parçası olduğunun altını çizen Hegemann, 5<br />
Haziran’ın Dünya Çevre Günü olduğunu da hatırlatarak<br />
şirketin çevresel sürdürülebilirlik konusundaki<br />
taahhütlerini de paylaştı: “İklim, atık ve su üzerindeki<br />
etkilerimizi en aza indirmek için iddialı hedefler<br />
belirledik. 2030 yılına kadar değer zincirimizde karbon<br />
nötrlüğe ulaşmayı ve 2040 yılına kadar net sıfır karbon<br />
emisyonu sağlamayı amaçlıyoruz. Ayrıca, 2030 yılına<br />
kadar operasyonlarımızda su ve plastik açısından nötr<br />
hale gelmeyi hedefliyoruz.”<br />
İklim ve insan sağlığının kesişimine dikkat çeken<br />
Hegemann, şunları ekledi: “Net sıfır olmaya ve karbon<br />
nötrlüğüne odaklanan azaltmaya yönelik çabalar önemli<br />
olsa da iklim değişikliğinin küresel sağlık üzerindeki<br />
devam eden etkisini de uyarlamalı ve yönetmeliyiz. Sıtma<br />
gibi hastalıkların iklim değişikliğiyle şiddetlendiği bu<br />
iklim ve insan sağlığının kesiştiği noktada, doğrudan<br />
iklimle ilgili tehditleri hedefleyen Ar-Ge yatırımlarına<br />
devam etmeli ve sağlık alanında yenilikçi çalışmalardan<br />
oluşan faydalarının herkese ulaşmasını sağlamalıyız.”<br />
<strong>Temmuz</strong> - July <strong>2024</strong>
40<br />
Mouth breathers have enlarged gums on their front teeth!<br />
Ağızdan nefes alanların ön dişlerindeki et büyüyor!<br />
Experts define gingival enlargement as the<br />
gums becoming larger, protruding and bleeding<br />
than normal. It is stated that factors such as<br />
medication or inflammation can cause this<br />
condition. Gum enlargement can affect dental<br />
health and may require treatment. Therefore,<br />
the importance of regular dental check-ups and<br />
hygiene is emphasized.<br />
Noting that gingival growth can be seen on the front<br />
teeth, especially in patients with nasal problems and<br />
mouth breathing, Periodontology Specialist Dr. Lecturer.<br />
Prof. Dr. Kübra Güler stated that after the treatment, if<br />
there is a growth appearance, aesthetic operations are<br />
performed on the gums and the excess in the gums are<br />
removed.<br />
Gingival growths may be due to a lack of<br />
inflammatory cleaning<br />
Describing gingival enlargement as ‘the condition of<br />
the gum being larger, more protruding, more bleeding<br />
than its normal state’, Periodontology Specialist Dr. Lect.<br />
Member Kübra Güler said, “Gingival enlargement may<br />
be drug-related. Some medications used can cause gum<br />
enlargement. In addition, gingival growths may also<br />
Uzmanlar, diş eti büyümesini, diş etinin<br />
normalden daha büyük, çıkıntılı ve kanamalı<br />
hale gelmesi olarak tanımlıyor. İlaç kullanımı<br />
veya iltihap gibi faktörlerin bu duruma neden<br />
olabileceği belirtiliyor. Diş eti büyümesi, diş<br />
sağlığını etkileyebilir ve tedavi gerektirebilir.<br />
Bu nedenle, düzenli diş hekimi kontrollerinin ve<br />
hijyenin önemi vurgulanıyor.<br />
Özellikle burnunda problem olup ağız solunumu yapan<br />
hastalarda ön dişlerde diş eti büyümesi görülebildiğini<br />
kaydeden Periodontoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Kübra<br />
Güler, tedavinin ardından eğer büyüme görünümü varsa<br />
diş etine estetik operasyonlar yapıldığını ve diş etindeki<br />
fazlalıkların alındığını dile getirdi.<br />
Diş eti büyümeleri iltihabi birtakım temizlik<br />
eksikliğine bağlı olabiliyor<br />
Dr. Öğr. Üyesi Kübra Güler, diş eti büyümesini, ‘diş<br />
etinin normal halinden daha büyük, daha çıkıntılı, daha<br />
kanamalı olması durumu’ olarak nitelendirerek, “Diş eti<br />
büyümeleri ilaca bağlı olabilir. Kullanılan bazı ilaçlar diş<br />
eti büyümesi yapabilir. Ayrıca diş eti büyümeleri iltihabi<br />
birtakım temizlik eksikliğine bağlı da olabilir. Özellikle<br />
<strong>Temmuz</strong> - July <strong>2024</strong>
41<br />
be due to a lack of inflammatory cleansing. Especially<br />
in patients with nasal problems and mouth breathing,<br />
gingival growth can be seen on the front teeth. It occurs<br />
because the tissue is constantly dry and some people<br />
may have regional gingival growths.”<br />
“Inflammatory growths tend to bleed”<br />
Stating that regional gingival growths usually occur<br />
with irritant factors, Periodontology Specialist Dr. Lect.<br />
Member Kübra Güler said, “For example, there is a small<br />
tartar and this causes a regional gingival growth in that<br />
part. Inflammatory growths tend to bleed in few places.<br />
Drug-related growths are harder.”<br />
Noting that gingival growths are conditions that make<br />
cleaning difficult, Periodontology Specialist Dr. Lect.<br />
Member Kübra Güler said, “The more the gums grow,<br />
the more things accumulate in them. Thus, it negatively<br />
affects the person’s ability to maintain oral hygiene and<br />
causes them to be unable to maintain it.”<br />
How is it treated?<br />
Periodontology Specialist Dr. Lect. Member Kübra Güler<br />
explained the treatment of gingival growth as follows:<br />
“In these areas, if a very effective care in terms of oral<br />
care has not been provided and there is an accumulation<br />
of tartar, tartar cleaning is performed first. Necessary<br />
oral care recommendations are made to the patient.<br />
With these, gingival growths will decrease considerably.<br />
When the gum is completely recovered and becomes<br />
non-bleeding, if there is a remaining growth appearance,<br />
aesthetic operations are performed on the gum<br />
with the necessary procedures and the excess in the<br />
gum is removed. Afterwards, as long as the person<br />
maintains oral care, gingival growth is not seen again.<br />
In drug-induced growths, it does not heal completely<br />
unless the drug used is discontinued. No matter<br />
how much the necessary treatments are done, these<br />
growths may increase as long as the medication is not<br />
stopped. Therefore, the medication can be changed<br />
in consultation with the physician. After stopping the<br />
medication, the growths may stop for a period of 2-4<br />
weeks.”<br />
Doi numarası: https://doi.org/10.32739/uha.id.47870<br />
Periodontology Specialist Dr. Lect. Member Kübra Güler<br />
burnunda problem olup ağız solunumu yapan hastalarda<br />
ön dişlerde diş eti büyümesi görülebiliyor. Dokunun<br />
sürekli kuru kalması sebebiyle ortaya çıkıyor ve bazı<br />
insanlarda bölgesel diş eti büyümeleri olabiliyor.” dedi.<br />
“İltihabi büyümeler kanamaya meyilli”<br />
Bölgesel diş eti büyümelerinin genellikle irritan<br />
faktörlerle ortaya çıktığını dile getiren Dr. Öğr. Üyesi<br />
Kübra Güler, “Örneğin küçük bir diş taşı vardır ve bu<br />
o kısımda bölgesel bir diş eti büyümesine sebep olur.<br />
İltihabi büyümeler az yerde kanamaya meyilli. İlaca bağlı<br />
büyümeler ise daha sert oluyor.” diye konuştu.<br />
Diş eti büyümelerinin temizliği zorlaştıran durumlar<br />
olduğunu da kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Kübra Güler,<br />
“Diş etinin daha çok büyümesi, içlerinde daha çok<br />
şeyin birikmesine neden olur. Böylece kişinin ağız<br />
hijyenini sürdürebilmesini olumsuz olarak etkiler ve<br />
sürdürememesine neden olur.” dedi.<br />
Nasıl tedavi edilir?<br />
Dr. Öğr. Üyesi Kübra Güler, diş eti büyümesinin tedavisini<br />
şöyle anlattı:<br />
“Bu bölgelerde eğer ağız bakımı açısından çok etkili<br />
bir bakım sağlanamadıysa ve diş taşları birikimi varsa<br />
öncelikle diş taşı temizliği yapılır. Hastaya gerekli ağız<br />
bakım önerilerinde bulunulur. Bunlarla birlikte diş<br />
eti büyümeleri oldukça azalacaktır. Diş eti tamamen<br />
toparlanıp kanamaz bir hale geldiğinde eğer kalan<br />
büyüme görünümü varsa gerekli işlemlerle diş etine<br />
estetik operasyonlar yapılır ve diş etindeki fazlalıklar<br />
alınır. Daha sonrasında kişi ağız bakımını sürdürdüğü<br />
sürece bir daha diş eti büyümesi görülmez. İlaca bağlı<br />
büyümelerde ise kullanılan ilaç kesilmediği sürece<br />
tamamen iyileşmez. Ne kadar gerekli tedaviler yapılsa<br />
da ilaç bırakılmadığı sürece bu büyümeler artabilir.<br />
Dolayısıyla hekimine danışarak ilaç değiştirilebilir.<br />
İlaç kesilmesinden sonra, 2-4 haftalık süre boyunca<br />
büyümeler durabilir.”<br />
Doi numarası: https://doi.org/10.32739/uha.id.47870<br />
<strong>Temmuz</strong> - July <strong>2024</strong>
42<br />
Takeda emphasizes world health in 243rd anniversary celebration<br />
Takeda, 243. yıl kutlamalarında dünya sağlığına vurgu yapıyor<br />
Ömür Mangaloğlu,<br />
General Manager at Takeda Türkiye<br />
Takeda, one of the world’s largest<br />
pharmaceutical companies, has been working<br />
to improve the quality of life of patients for<br />
more than two centuries while adopting a<br />
responsible and ethical approach to nature.<br />
Carrying the values of its founder Chobei Takeda since<br />
1781, Takeda develops new treatments for unmet<br />
medical needs by harnessing the power of science<br />
and technology. Focusing on Oncology, Rare Genetic<br />
Diseases, Immunology, Immunology, Hematology<br />
and Gastroenterology treatment areas with the<br />
aim of improving the quality of life of patients, the<br />
well-established company also carries out important<br />
sustainability efforts.<br />
Stepping into its 243rd year in June, Takeda places<br />
people and nature at the center of all its activities.<br />
As part of its sustainability efforts, the innovative<br />
pharmaceutical company announced in 2022 that it<br />
aims to achieve net zero greenhouse gas emissions in<br />
its operations by 2035. In addition, Takeda supports<br />
the Paris Climate Agreement to limit global warming<br />
to 1.5 degrees. To reduce and conserve water use<br />
globally, Takeda runs various programs in more than 25<br />
production facilities.<br />
Noting that declining biodiversity and food security are<br />
among the most significant threats to global health,<br />
Takeda is also leading the way in addressing critical<br />
Dünyanın en büyük ilaç şirketleri arasında yer<br />
alan Takeda, iki asrı aşkın süredir hastaların<br />
yaşam kalitelerini artırmak için faaliyetlerini<br />
sürdürürken doğaya karşı sorumlu ve etik<br />
çalışma anlayışını benimsiyor.<br />
Kurucusu Chobei Takeda’nın değerlerini 1781 yılından<br />
bugüne taşıyan Takeda; bilimin ve teknolojinin gücünden<br />
yararlanarak karşılanmamış tıbbi ihtiyaçlar için yeni<br />
tedaviler geliştiriyor. Odaklandığı Onkoloji, Nadir Genetik<br />
Hastalıklar, İmmünoloji, Hematoloji ve Gastroenteroloji<br />
tedavi alanlarında hastaların yaşam kalitelerini artırmak<br />
hedefiyle ilerleyen köklü firma, önemli sürdürülebilirlik<br />
çalışmalarına da imza atıyor.<br />
Haziran ayında 243. yılına adım atan Takeda, tüm<br />
faaliyetlerinin merkezine insanları ve doğayı konumluyor.<br />
Yenilikçi ilaç firması sürdürülebilirlik çalışmaları<br />
çerçevesinde, 2022 yılında yaptığı açıklamada 2035 yılına<br />
kadar operasyonlarında net sıfır sera gazı emisyonuna<br />
ulaşmayı hedeflediğini dünya kamuoyu ile paylaşmıştı.<br />
Ayrıca, Takeda küresel ısınmayı 1,5 derece ile sınırlamak<br />
için Paris İklim Anlaşması’nı destekliyor. Küresel olarak<br />
su kullanımını azaltmak ve korumak için ise 25’ten fazla<br />
üretim tesisinde çeşitli programlar yürütüyor.<br />
Biyolojik çeşitliliğin ve gıda güvenliğinin azalmasının<br />
küresel sağlığı tehdit eden en önemli unsurlardan<br />
olduğuna dikkat çeken Takeda; iklim değişikliğinin<br />
hastalıklarla bağlantıları gibi kritik çevre sağlığı<br />
sorunlarının ele alınmasına da öncülük ediyor ve iklim<br />
<strong>Temmuz</strong> - July <strong>2024</strong>
43<br />
environmental health issues, such as the links between<br />
climate change and disease, and working to minimize the<br />
harmful effects of climate change.<br />
Ömür Mangaloğlu, General Manager at Takeda Türkiye,<br />
shared that Takeda brings the treatments developed<br />
globally to patients in Türkiye:<br />
“Takeda always focuses on people. While we develop<br />
new treatments in line with our mission of a healthier<br />
future for people and a brighter future for the world,<br />
we also realize various projects with our sustainabilityoriented<br />
perspective. Globally, we have a long history<br />
of investing in projects that reduce our emissions,<br />
minimize our dependence on fossil fuels and increase<br />
resource circularity. In Singapore, we opened the first<br />
building in the biotech industry to produce more than<br />
its energy consumption. At one of our production sites<br />
in Vienna, we aim to reduce carbon dioxide (CO2) by up<br />
to 80 percent. We work beyond our facilities to protect<br />
biodiversity, preserving 3200 endangered plant species.<br />
While we continue to reduce our environmental impact<br />
in the regions where we have production centers with<br />
our global programs, we wanted to keep Takeda’s 243<br />
years of deep-rooted values alive by making donations<br />
through relevant institutions in our country. We will<br />
continue to improve the quality of life of patients and<br />
work responsibly towards nature with the responsibility<br />
required by our mission to improve human life<br />
worldwide.”<br />
C-ANPROM/TR/CORP/0215<br />
değişikliğinin zararlı etkilerini en aza indirmek için<br />
çalışmalar yapıyor.<br />
Takeda’nın küreselde geliştirdiği tedavileri Türkiye’deki<br />
hastalarla buluşturduklarını paylaşan Takeda Türkiye<br />
Genel Müdürü Ömür Mangaloğlu, bu konuyla ilgili şunları<br />
söylüyor:<br />
“Takeda’nın odağında her zaman insan var. İnsanlar<br />
için daha sağlıklı, dünya için daha parlak bir gelecek<br />
misyonumuz doğrultusunda yeni tedaviler geliştirirken,<br />
sürdürülebilirlik odaklı bakış açımızla çeşitli projeler<br />
hayata geçiriyoruz. Küresel olarak, emisyonlarımızı<br />
azaltan, fosil yakıtlara olan bağımlılığımızı en aza indiren<br />
ve kaynak döngüselliğini artıran projelere yatırım yapma<br />
konusunda uzun bir geçmişe sahibiz. Singapur’da<br />
biyoteknoloji endüstrisinde enerji tüketiminden fazlasını<br />
üreten ilk binayı açtık. Viyana’daki üretim tesislerimizden<br />
birinde karbondioksit (CO2) oranını yüzde 80’e kadar<br />
azaltmayı hedefliyoruz. Biyoçeşitliliği korumak için<br />
tesislerimizin ötesinde çalışıyor, nesli tükenmekte olan<br />
3200 bitki türünü koruyoruz.<br />
Küresel programlarımız ile üretim merkezlerimizin<br />
olduğu bölgelerde çevresel etkimizi azaltan<br />
çalışmalarımız devam ederken, ülkemizde de ilgili<br />
kurumlar aracılığı ile bağış yaparak Takeda’nın 243<br />
yıllık köklü değerlerini yaşatmak istedik. Dünya çapında<br />
insan yaşamını iyileştirme misyonunun gerektirdiği<br />
sorumlulukla hastaların yaşam kalitelerini artırmaya<br />
ve doğaya karşı sorumlu bir şekilde çalışmaya devam<br />
edeceğiz.”<br />
C-ANPROM/TR/CORP/0215<br />
<strong>Temmuz</strong> - July <strong>2024</strong>
44<br />
Aluflexpack introduces innovative and recyclable packaging<br />
solution for the pharmaceutical industry<br />
Aluflexpack, ilaç endüstrisi için yenilikçi ve geri<br />
dönüştürülebilir ambalaj çözümünü tanıttı<br />
Aluflexpack, ambalajlama sektörü için öncelikli<br />
olarak ilaç endüstrisinde kullanılacak ancak<br />
kendisine daha geniş bir kapsamda da uygulama<br />
alanı bulabilecek devrim niteliğinde bir yenilik<br />
geliştirdi.<br />
Aluflexpack has developed a revolutionary<br />
innovation for the packaging industry that<br />
will primarily be used in the pharmaceutical<br />
industry, but can also find a wider range of<br />
applications.<br />
The 4∞ Form is a pharmaceutical blister pack made<br />
entirely from lacquered aluminum. This means it is ideal<br />
for recycling, has effective protective properties and<br />
complies with current and prospective pharmaceutical<br />
and packaging legislation, such as the recently adopted<br />
Packaging and Packaging Waste Regulation (PPWR).<br />
4∞ Form is primarily designed for use in the<br />
pharmaceutical industry, where it can replace existing<br />
solutions such as OPA/AL/PVC (cold form) or PVC/PVDC<br />
(thermoform) used for packaging tablets, capsules<br />
and similar products. The highlight here is that the<br />
innovative Aluflexpack packaging is made entirely of<br />
lacquered aluminum. As the product name suggests,<br />
aluminum is a material that can be recycled indefinitely<br />
or indefinitely without losing any of the properties that<br />
are so important in the packaging industry with regard<br />
to product safety and the preservation of product<br />
quality. Aluminum is extremely lightweight and can<br />
withstand both high and low temperatures. It offers<br />
100% protection against bacteria and microorganisms,<br />
as well as moisture, light, oxygen and other gases.<br />
Products in flexible aluminum packaging therefore offer<br />
a much longer shelf life.<br />
4∞ Form, tamamen lake alüminyum kullanılarak üretilen<br />
farmasötik bir blister ambalajdır. Bu da geri dönüşüm<br />
için ideal olduğu, etkin koruyucu özelliklere sahip olduğu<br />
ve yakın zamanda kabul edilen Ambalaj ve Ambalaj<br />
Atıkları Yönetmeliği (PPWR) gibi mevcut ve muhtemel<br />
farmasötik ve ambalajlama mevzuatıyla uyumluluk<br />
gösterdiği anlamına geliyor.<br />
4∞ Form öncelik olarak ilaç endüstrisinde kullanılmak<br />
üzere tasarlandı ve bu endüstride tablet, kapsül ve<br />
benzeri ürünlerin ambalajlanmasında kullanılan OPA/<br />
AL/PVC (cold form) veya PVC/PVDC (thermoform) gibi<br />
mevcut çözümlerin yerini alabilir. Burada öne çıkan<br />
nokta, yenilikçi Aluflexpack ambalajının tamamen lake<br />
alüminyumdan yapılmış olması. Ürün adının da atıfta<br />
bulunduğu gibi alüminyum, ambalaj endüstrisinde ürün<br />
güvenliği ve ürün kalitesinin korunması ile ilgili olan<br />
son derece önemli özellikleri kaybetmeden sınırsız veya<br />
sonsuz geri dönüştürülebilen bir malzeme.<br />
Alüminyum son derece hafif olmasının yanı sıra hem<br />
yüksek hem de düşük sıcaklıklara karşı dayanıklı olabilir.<br />
Nem, ışık, oksijen ve diğer gazlarla birlikte bakteri ve<br />
mikroorganizmalara karşı %100 koruma sağlar. Bu<br />
nedenle esnek alüminyum ambalaj içindeki ürünler çok<br />
daha uzun bir raf ömrü sunuyor.<br />
Aluflexpack CEO’su Johannes Steurer yeni üründen<br />
büyük memnuniyet duyuyor:<br />
<strong>Temmuz</strong> - July <strong>2024</strong>
45<br />
Johannes Steurer, CEO of Aluflexpack, is very pleased<br />
with the new product:<br />
“As a flexible packaging company that has been<br />
developing aluminum-based products for more than 40<br />
years, we stand behind all that aluminum has to offer,<br />
especially the protection factor. We are constantly<br />
in touch with our customers and exploring different<br />
ways we can use aluminum to help them on their<br />
packaging journey. New market-driving regulations<br />
have encouraged us to try something no one has done<br />
before: to form lacquered aluminum into a new, fully<br />
recyclable product for the pharmaceutical industry! By<br />
utilizing our strong network of suppliers and partners,<br />
but more importantly the experience and deep industrial<br />
knowledge of our R&D department, we were able to<br />
find a new solution that can shape the pharmaceutical<br />
market in a new and more sustainable direction.”<br />
The product can be customized for all customers’ needs,<br />
including shape, printing and branding, and can be used<br />
for packaging different products such as antibiotics and<br />
over-the-counter medicines due to the strong protection<br />
it offers.<br />
Aluflexpack is committed to sustainability, as evidenced<br />
by numerous certifications. In May <strong>2024</strong>, Aluflexpack<br />
was awarded a gold medal by EcoVadis, which evaluates<br />
sustainability performance in four main aspects:<br />
environment, labor and human rights, sustainable<br />
procurement and ethics. Aluflexpack was thus ranked<br />
in the top 1% of companies in the printing industry<br />
assessed by EcoVadis. Aluflexpack also develops circular<br />
solutions that fully comply with the European Union<br />
Packaging and Packaging Waste Regulation (PPWR).<br />
In addition, the company remains committed to the<br />
Science-Based Targets initiative in its efforts to minimize<br />
negative impacts on the environment.<br />
“40 yılı aşkın süredir alüminyum bazlı ürünler geliştiren<br />
bir esnek ambalaj şirketi olarak koruma faktörü başta<br />
olmak üzere alüminyumun sunduğu bütün özelliklerin<br />
arkasındayız. Müşterilerimizle sürekli olarak iletişim<br />
halindeyiz ve ambalajlama yolculuklarında onlara<br />
yardımcı olmak için alüminyumu kullanabileceğimiz<br />
farklı yolları araştırıyoruz. Pazara yön veren yeni<br />
regülasyonlar bizleri daha önce kimsenin yapmadığı<br />
bir şeyi denemeye teşvik etti: ilaç endüstrisi için yeni,<br />
tamamen geri dönüştürülebilir bir ürüne lake alüminyum<br />
formu vermek! Güçlü tedarikçi ve iş ortağı ağımızı, daha<br />
da önemlisi Ar-Ge departmanımızın deneyimini ve derin<br />
endüstriyel bilgisini kullanarak, ilaç pazarını yeni ve<br />
daha sürdürülebilir bir yönde şekillendirebilecek yeni bir<br />
çözüm bulmayı başardık.” dedi.<br />
Ürün; şekil, baskı ve markalama dahil olmak üzere<br />
müşterilerin tüm ihtiyaçları için uyarlanabiliyor ve<br />
sunduğu güçlü koruma nedeniyle antibiyotikler<br />
ve reçetesiz satılan ilaçlar gibi farklı ürünlerin<br />
ambalajlanmasında kullanılabiliyor.<br />
Aluflexpack, çok sayıda sertifika ile belgelendirdiği<br />
üzere sürdürülebilirlik konusunda son derece kararlı.<br />
Aluflexpack, <strong>2024</strong> Mayıs ayında sürdürülebilirlik<br />
performansını çevre, işçi ve insan hakları, sürdürülebilir<br />
tedarik ve etik olmak üzere dört ana hususta<br />
değerlendiren EcoVadis tarafından altın madalya ile<br />
ödüllendirildi. Aluflexpack böylelikle baskı endüstrisinde<br />
EcoVadis tarafından değerlendirilen şirketler arasında<br />
ilk %1’lik dilimde yer aldı. Aluflexpack ayrıca, Avrupa<br />
Birliği Ambalaj ve Ambalaj Atıkları Yönetmeliğine (PPWR)<br />
tam uyum sağlayan döngüsel çözümler geliştiriyor.<br />
Ek olarak şirket, çevre üzerindeki olumsuz etkileri<br />
en aza indirme çabalarında Bilimsel Tabanlı Hedefler<br />
girişimine (Science-Based Targets initiative) de bağlılığını<br />
sürdürüyor.<br />
<strong>Temmuz</strong> - July <strong>2024</strong>
46<br />
Looking to the future with hope: FSHD Treatment Research<br />
Geleceğe umutla bakış: FSHD Tedavi Araştırmaları<br />
Genetik kökenli ve kasları etkileyen bir hastalık<br />
olan Fasiyoskapulohumeral Musküler Distrofi<br />
(FSHD), nadir görülen ancak yaşamı önemli<br />
ölçüde etkileyen bir durum olarak dikkat<br />
çekiyor. Koç Üniversitesi Hastanesi Ortopedi ve<br />
Travmatoloji Bölümü’nden Doç. Dr. İlker Eren<br />
kasları etkileyen FSHD hastalığı hakkında bilgi<br />
verdi.<br />
Assoc. Prof. Dr. İlker Eren, Department of Orthopedics and<br />
Traumatology, Koç University Hospital<br />
Facioscapulohumeral Muscular Dystrophy<br />
(FSHD), a disease of genetic origin that<br />
affects the muscles, draws attention as a rare<br />
condition that significantly affects life. Assoc.<br />
Prof. Dr. İlker Eren, Department of Orthopedics<br />
and Traumatology, Koç University Hospital gave<br />
information about FSHD disease affecting the<br />
muscles.<br />
“Facioscapulohumeral Muscular Dystrophy (FSHD) is<br />
a condition that is among the muscle diseases called<br />
“muscular dystrophy” and leads to muscle loss. It affects<br />
between 7 and 12,000 people in the population. FSHD<br />
is a hereditary disease, meaning that it is passed down<br />
through genetic inheritance. It can be inherited from<br />
the mother or father or, in about one in four cases, it can<br />
occur spontaneously as a result of genetic mutations.<br />
The disease can range in severity from very mild<br />
symptoms to wheelchair dependence. Approximately<br />
20% of patients have to use a wheelchair, while 70%<br />
have varying degrees of physical limitations. Therefore,<br />
regular clinical follow-up is very important.<br />
The disease usually affects the face, scapula, shoulder<br />
girdle, chest and upper arm muscles, hence the name<br />
(facio-scapulo-humeral). It can also affect the muscles<br />
around the spine, trunk and leg muscles to varying<br />
degrees. Facial and scapular involvement is decisive in<br />
the clinical diagnosis.<br />
“Fasiyoskapulohumeral Musküler Distrofi (FSHD),<br />
“musküler distrofi” adı verilen kas hastalıkları arasında<br />
yer alan ve kas kaybına yol açan bir durumdur. Toplumda<br />
7 ila 12.000 kişide bir görülmektedir. FSHD kalıtsal bir<br />
hastalıktır, yani genetik geçişle aileden aktarılır. Bu geçiş<br />
anne veya babadan olabileceği gibi, vakaların yaklaşık<br />
4’te birinde kendiliğinden genetik mutasyonlar sonucu<br />
da ortaya çıkabilir. Hastalık, çok hafif belirtilerden<br />
tekerlekli sandalyeye bağımlılığa kadar değişen şiddette<br />
seyredebilmektedir. Hastaların yaklaşık %20’si tekerlekli<br />
sandalye kullanmak zorunda kalırken, %70’inde çeşitli<br />
seviyelerde bedensel kısıtlılıklar oluşur. Bu nedenle,<br />
düzenli klinik takip oldukça önemlidir.<br />
Hastalık genellikle yüz, kürek kemiği (skapula), omuz<br />
kuşağı, göğüs ve üst kol kaslarını etkiler ve bu etkilenme<br />
şeklinden dolayı ismini alır (facio-scapulo-humeral).<br />
Bunun yanı sıra omurga çevresi, gövde ve bacak kaslarını<br />
da farklı oranlarda etkileyebilir. Klinik tanıda yüz ve<br />
kürek kemiği tutulumu belirleyicidir.<br />
FSHD genellikle geç adölesan dönemde klinik belirtiler<br />
vermektedir. Vakaların yaklaşık %10’unda ise 10<br />
yaşından önce belirtiler ortaya çıkar ve daha şiddetli<br />
seyreder. Bu hastalar “erken başlangıçlı FSHD”<br />
olarak isimlendirilmektedir. İlk belirtiler genellikle<br />
yüz kaslarının tutulumu ile mimiklerde azalma, ıslık<br />
çalma zorluğu, göz kapatma/sıkma güçlüğü, uyurken<br />
gözün aralık kalması ve kol hareketleriyle kürek<br />
kemiğinin çıkması şeklinde görülür. Hastalık ilerledikçe<br />
kürek kemiğindeki çıkıklık ve yüz belirtileri artar, kolu<br />
kaldırmak ve üst raflara ulaşmak zorlaşır, omurga ve<br />
gövde kaslarının tutulmasına bağlı olarak duruş değişir,<br />
yataktan kalkmak güçleşir ve bacaklarda güçsüzlük<br />
başlar. İlerleme hızı kişiden kişiye değişkenlik gösterir.<br />
FSHD’nin bir diğer önemli özelliği asimetrik tutulumdur,<br />
yani belirtiler bir tarafta daha hafif olabilir. Kas tutulumu<br />
dışında, bazı FSHD hastalarında duyma ve görme<br />
problemleri de görülebilir. Solunum kasları genellikle<br />
<strong>Temmuz</strong> - July <strong>2024</strong>
47<br />
FSHD usually presents clinical symptoms in late<br />
adolescence. In approximately 10% of cases, symptoms<br />
appear before the age of 10 and are more severe.<br />
These patients are referred to as “early-onset FSHD”.<br />
The first symptoms are usually seen as decreased facial<br />
expressions with involvement of facial muscles, difficulty<br />
in whistling, difficulty in closing/closing the eyes, eye gap<br />
during sleep and protrusion of the shoulder blade with<br />
arm movements. As the disease progresses, dislocation<br />
of the shoulder blade and facial symptoms increase, it<br />
becomes difficult to lift the arm and reach the upper<br />
shelves, posture changes due to involvement of the<br />
spine and trunk muscles, it becomes difficult to get out<br />
of bed and weakness in the legs begins. The rate of<br />
progression varies from person to person.<br />
Another important feature of FSHD is asymmetric<br />
involvement, meaning that symptoms may be milder on<br />
one side. Apart from muscle involvement, some FSHD<br />
patients may also have hearing and vision problems.<br />
Respiratory muscles are usually unaffected, but in<br />
patients with severe postural impairment, changes in the<br />
rib cage can lead to breathing problems. Cognitive skills<br />
are not affected. When these symptoms are evaluated<br />
together, FSHD can be diagnosed with high clinical<br />
accuracy. However, it is not sufficient to confirm the<br />
diagnosis.<br />
There is no known “diagnostic” laboratory, radiologic,<br />
electrophysiologic or histologic test for FSHD.<br />
• Blood tests are usually not helpful,<br />
• X-rays or MRI can show muscle loss, but do not give<br />
FSHD-specific findings,<br />
• EMG or EEG indicates muscle disease, but is not disease<br />
specific and<br />
• Muscle biopsy does not go beyond suggesting a<br />
general muscle disease.<br />
Therefore, FSHD patients are diagnosed with clinical<br />
suspicion and preliminary diagnosis, plus genetic<br />
analysis. This analysis shows the mutation on<br />
chromosome 4 and allows the diagnosis to be made.<br />
Genetic examinations are performed with high-level<br />
analysis methods that require special equipment and<br />
must be performed by an experienced team. Therefore,<br />
FSHD can only be diagnosed in a small number of<br />
specialized laboratories. In Türkiye, the necessary<br />
infrastructure has been established at Koç University<br />
Hospital and genetic examinations can be performed by<br />
an experienced team.<br />
Today, there is no proven drug treatment that stops,<br />
slows down or reverses the effects of the disease.<br />
However, drug studies around the world are promising.<br />
Treatment research is ongoing in different phases.<br />
etkilenmez, ancak ileri düzeyde duruş bozukluğu olan<br />
hastalarda göğüs kafesindeki değişiklikler solunum<br />
problemlerine yol açabilir. Bilişsel beceriler ise<br />
etkilenmez. Bu belirtiler bir arada değerlendirildiğinde<br />
klinik olarak yüksek doğrulukla FSHD tanısı<br />
konabilmektedir. Ancak, tanının kesinleştirilmesi için<br />
yeterli değildir.<br />
FSHD’nin bilinen “tanı koydurucu” bir laboratuvar,<br />
radyolojik, elektrofizyolojik veya histolojik bir testi yoktur.<br />
• Kan testleri genellikle yardımcı olmaz,<br />
• Röntgen veya MR kas kaybını gösterebilir, ancak<br />
FSHD’ye özgü bulgular vermez,<br />
• EMG veya EEG kas hastalığını işaret eder, ancak<br />
hastalığa özgü değildir ve<br />
• Kas biyopsisi genel bir kas hastalığını düşündürmekten<br />
öteye geçmez.<br />
Bu nedenle, FSHD hastalarında klinik şüphe ve ön<br />
tanı, buna ek olarak yapılan genetik analizle tanı<br />
konulmaktadır. Bu analiz 4. kromozomda ortaya çıkan<br />
mutasyonu gösterir ve tanının konmasını sağlar. Genetik<br />
incelemeler, deneyimli bir ekip tarafından yapılması<br />
gereken ve özel donanım gerektiren üst düzey analiz<br />
yöntemleriyle gerçekleştirilir. Bu nedenle FSHD tanısı,<br />
özelleşmiş az sayıda laboratuvarda konulabilmektedir.<br />
Türkiye’de Koç Üniversitesi Hastanesi’nde gerekli altyapı<br />
kurulmuş ve deneyimli ekiple genetik incelemeler<br />
yapılabilmektedir.<br />
Bugün için hastalığı durduran, yavaşlatan veya etkilerini<br />
geriye döndüren kanıtlanmış bir ilaç tedavisi yoktur.<br />
Ancak, dünya genelinde yapılan ilaç çalışmaları umut<br />
vericidir. Farklı fazlarda devam etmekte olan tedavi<br />
araştırmaları devam etmektedir.<br />
Her ne kadar bir ilaç tedavisi olmasa da hastalığın ortaya<br />
<strong>Temmuz</strong> - July <strong>2024</strong>
48<br />
Although there is no drug treatment, various treatments<br />
are possible to reduce the physical problems caused<br />
by the disease and improve quality of life. The most<br />
important of these, and one that can be applied to<br />
almost every patient, is exercise. FSHD is a disease<br />
characterized by muscle weakening and fatty changes,<br />
not muscle breakdown. Therefore, exercise does not<br />
increase muscle breakdown. Appropriate exercise<br />
can improve shoulder function, posture, sitting and<br />
standing, and many other physical activities. This benefit<br />
is not in the form of regaining lost muscle fibers, but in<br />
the form of increasing the strength and coordination of<br />
healthy muscle fibers. Therefore, it is important that all<br />
FSHD patients have personalized exercise programs.<br />
Unlike other muscular dystrophies, FSHD is a disease<br />
in which surgical treatments can also be applied due<br />
to its specific muscle involvement pattern and slow<br />
progression. To date, the most important surgical<br />
approach with proven benefit is “scapulothoracic<br />
arthrodesis”, in which the scapula is fixed to the<br />
adjacent rib cage. This surgery is not suitable for every<br />
FSHD patient and suitability is determined by careful,<br />
multidisciplinary evaluation in specialized centers.<br />
Scapulothoracic arthrodesis aims to fuse the shoulder<br />
blade (scapula) to the adjacent rib cage. With this<br />
method, the scapula, which has become unstable and<br />
uncontrolled due to muscle loss, is stabilized. In this way,<br />
the lifting force produced by the shoulder muscles is<br />
transferred to the arm and the arm is lifted above the<br />
head. With this surgery, the lost muscles do not return,<br />
but the existing force is used effectively. In order for<br />
this surgery to be performed, some shoulder muscles<br />
(deltoid) must be in good condition, the benefit must be<br />
demonstrated by clinical tests and the rate of disease<br />
progression must be below a certain level.<br />
Scapulothoracic arthrodesis is performed in very few<br />
centers in the world. The most up-to-date version of this<br />
method has been developed in Türkiye and has been<br />
included in the literature. The largest published patient<br />
series belongs to our center. With the staging method<br />
we have developed with our 20 years of experience in<br />
this field, appropriate patient selection is ensured. Other<br />
genetic, clinical and basic science studies are ongoing at<br />
Koç University.<br />
FSHD is a special disease that should be managed in<br />
specialized centers with the joint approach of all relevant<br />
disciplines. Although it has similar characteristics to<br />
other muscle diseases, its special involvement pattern<br />
and slow progression make it possible to apply different<br />
treatment approaches. It is possible that the course of<br />
the disease may change with the introduction of drug<br />
therapies in the near future.”<br />
çıkardığı bedensel problemleri azaltmak ve yaşam<br />
kalitesini artırmak için çeşitli tedaviler mümkündür.<br />
Bunlardan en başta geleni ve hemen hemen her<br />
hastaya uygulanabilecek olan tedavi, egzersizdir. FSHD,<br />
kas yıkımıyla değil, kas zayıflaması ve yağlı değişimle<br />
seyreden bir hastalıktır.<br />
Bu nedenle, egzersizle kas yıkımı artmaz. Uygun<br />
egzersizler omuz fonksiyonları, duruş, oturup kalkma<br />
gibi bedensel aktivitelerde ve birçok fiziksel aktivitede<br />
fayda sağlar. Bu fayda, kaybedilen kas liflerinin<br />
geri gelmesi değil, sağlıklı kas liflerinin güç ve<br />
koordinasyonunun artırılması şeklindedir. Bu nedenle,<br />
tüm FSHD hastalarının kişiselleştirilmiş egzersiz<br />
programlarına sahip olması önemlidir.<br />
FSHD, diğer musküler distrofilerden farklı olarak, özel<br />
kas tutulum şekli ve yavaş ilerleyici olması nedeniyle<br />
cerrahi tedavilerin de uygulanabildiği bir hastalıktır.<br />
Bugün için faydası kanıtlanmış olan en önemli cerrahi<br />
yaklaşım, “skapulatorasik artrodez” adı verilen<br />
kürek kemiğinin komşu göğüs kafesine sabitlendiği<br />
yaklaşımdır. Bu ameliyat her FSHD hastası için uygun<br />
değildir ve uygunluk, özelleşmiş merkezlerde yapılan<br />
dikkatli, multidisipliner değerlendirmelerle belirlenir.<br />
Skapulatorasik artrodez, kürek kemiğinin (skapula)<br />
komşu göğüs kafesine sabitlenerek kaynamasını<br />
hedefler. Bu yöntemle, kas kaybı nedeniyle dengesiz ve<br />
kontrolsüz hale gelen kürek kemiği sabitlenir. Bu sayede<br />
omuz kaslarının ürettiği kaldırma kuvveti kola aktarılır<br />
ve kolun baş üzerine kaldırılması sağlanır. Bu cerrahiyle<br />
kaybedilen kaslar geri gelmez, ancak var olan kuvvet<br />
etkin bir şekilde kullanılır. Bu cerrahinin uygulanabilmesi<br />
için bazı omuz kaslarının (deltoid) iyi durumda olması,<br />
klinik testlerle faydanın gösterilebilmiş olması ve<br />
hastalığın ilerleme hızının belirli bir düzeyin altında<br />
olması gereklidir.<br />
Skapulatorasik artrodez, dünyada çok az sayıda<br />
merkezde yapılmaktadır. Bu yöntemin en güncel hali<br />
Türkiye’de geliştirilmiş ve literatüre kazandırılmıştır.<br />
Yayınlanmış en büyük hasta serisi yine merkezimize<br />
aittir. Bu alanda 20 yıla yayılan tecrübemizle<br />
geliştirdiğimiz evreleme yöntemiyle uygun hasta<br />
seçimi sağlanmaktadır. Koç Üniversitesi bünyesinde<br />
diğer genetik, klinik ve temel bilim çalışmaları devam<br />
etmektedir.<br />
FSHD, özelleşmiş merkezlerde, ilgili tüm bilim dallarının<br />
ortak yaklaşımıyla yönetilmesi gereken özel bir<br />
hastalıktır. Diğer kas hastalıklarıyla benzer özellikler<br />
taşısa da özel tutulum şekli ve yavaş ilerleyici olması<br />
nedeniyle farklı tedavi yaklaşımlarının uygulanabilmesini<br />
mümkün kılar. Yakın gelecekte ilaç tedavilerinin<br />
kullanıma girmesiyle hastalığın seyrinin değişmesi<br />
olasıdır.”<br />
<strong>Temmuz</strong> - July <strong>2024</strong>
50<br />
Iron deficiency causes developmental delay<br />
Demir eksikliği gelişim geriliğine neden oluyor<br />
Child Health and Diseases<br />
Specialist Dr. Fikret İşbilir<br />
If your child constantly lacks appetite, has less<br />
energy than before, gets sick frequently or<br />
looks pale, iron deficiency may be the cause.<br />
Pediatrics Specialist Dr. Fikret İşbilir, Batıgöz<br />
Balçova Surgical Medical Center explained<br />
iron deficiency in children. Stating that iron<br />
deficiency is one of the most common causes of<br />
anemia in children, Uzm. Dr. Fikret İşbilir said,<br />
“Iron is an important mineral that plays a role<br />
in many vital functions from brain functions<br />
to the immune system, and if its deficiency is<br />
not treated, it can lead to consequences up to<br />
developmental retardation.”<br />
Obstacle to healthy growth<br />
“Iron deficiency is one of the most common causes<br />
of anemia in children. Iron is a mineral involved in the<br />
formation of red blood cells in the body and is important<br />
for many vital functions. However, children are at risk of<br />
iron deficiency as a result of inadequate iron intake or<br />
inadequate absorption of iron.<br />
Çocuğunuz sürekli iştahsızsa, enerjisi<br />
eskisinden düşükse, sık hasta oluyorsa veya<br />
solgun -görünüyorsa nedeni demir eksikliği<br />
olabilir. Batıgöz Balçova Cerrahi Tıp Merkezi<br />
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Fikret<br />
İşbilir, çocuklarda demir eksikliğini anlattı.<br />
Demir eksikliğinin çocuklarda kansızlığa yol<br />
açan en yaygın nedenlerden biri olduğunu<br />
ileten Uzm. Dr. Fikret İşbilir, “Demir, beyin<br />
fonksiyonlarından bağışıklık sistemine birçok<br />
hayati işlevde rolü olan önemli bir mineraldir<br />
ve eksikliği tedavi edilmezse gelişim geriliğine<br />
varan sonuçlara yol açabilir” diye konuştu.<br />
Sağlıklı büyümeye engel<br />
“Demir eksikliği çocuklarda en sık görülen kansızlık<br />
nedenlerinden biridir. Demir, vücutta kırmızı kan<br />
hücrelerinin oluşumunda görev alan bir mineraldir ve<br />
birçok hayati işlevin yerine getirilmesi için önemlidir.<br />
Ancak, yetersiz demir alımı veya alınan demirin yetersiz<br />
emilimi sonucunda çocuklar demir eksikliği riskiyle karşı<br />
karşıya kalır.<br />
<strong>Temmuz</strong> - July <strong>2024</strong>
51<br />
Iron deficiency can hinder children’s healthy growth.<br />
Since iron is a mineral that plays a role in many<br />
vital functions from brain function to the immune<br />
system, if iron deficiency is not treated, it can lead to<br />
developmental delay. It is of great importance that<br />
parents observe their children well and consult their<br />
doctors immediately when they notice a symptom,<br />
even if there is no symptom, it is of great importance<br />
that they do not interrupt the routine examinations<br />
of their children. Iron deficiency anemia can cause low<br />
energy and constant fatigue in children. If you notice<br />
a significant drop in your child’s energy level, it is<br />
recommended to have their iron levels checked.”<br />
Causes loss of appetite<br />
“Iron deficiency in children can cause discoloration of the<br />
face and lips. In addition, children with iron deficiency<br />
often lose their appetite. Therefore, it may be advisable<br />
to encourage them to regularly consume iron-rich foods<br />
(red meat, chicken, fish, dried fruits, legumes, green<br />
leafy vegetables, etc.) in combination with treatment.<br />
Iron deficiency in children can also make them more<br />
vulnerable to infections. As a result, they may get sick<br />
much more often.”<br />
Fast food should not be consumed<br />
“One of the most important points in the prevention and<br />
treatment of iron deficiency in children is to establish<br />
a balanced nutrition program for your child and to<br />
encourage your child to follow this program. It should be<br />
ensured that children prefer natural and nutritious foods<br />
instead of fast food, sugary snacks and convenience<br />
foods as much as possible. In addition, foods containing<br />
vitamin C can be included in the diet as they will increase<br />
iron absorption. Iron supplements should only be used<br />
as prescribed and recommended by your doctor. Iron<br />
deficiency can be diagnosed and treated early with<br />
routine examinations and tests.”<br />
Demir eksikliği, çocukların sağlıklı büyümesini<br />
engelleyebilir. Demir, beyin fonksiyonlarından bağışıklık<br />
sistemine birçok hayati işlevde rolü olan bir mineral<br />
olduğundan eksikliği tedavi edilmezse gelişim geriliğine<br />
varan sonuçlar doğabilir. Ebeveynlerin çocuklarını<br />
iyi gözlemleyerek bir belirti fark ettiklerinde hemen<br />
doktorlarına müracaat etmeleri, bir belirti olmasa bile<br />
çocuklarının rutin muayenelerini aksatmamaları büyük<br />
önem taşır. Demir eksikliği anemisi, çocuklarda enerji<br />
düşüklüğüne ve sürekli bir yorgunluk haline neden<br />
olabilir. Çocuğunuzun enerji seviyesinde belirgin bir<br />
düşüş fark ederseniz, demir düzeyini kontrol ettirmeniz<br />
önerilir.”<br />
İştahsızlığa neden oluyor<br />
“Çocuklarda demir eksikliği yüzde ve dudaklarda renk<br />
değişikliğine yol açabilir. Ayrıca demir eksikliği olan<br />
çocuklar genellikle iştahlarını kaybeder. Bu nedenle<br />
tedaviye kombine olarak demir açısından zengin gıdaları<br />
(kırmızı et, tavuk, balık, kuru meyveler, baklagiller,<br />
yeşil yapraklı sebzeler vb.) düzenli olarak tüketmelerini<br />
teşvik etmek önerilebilir. Ayrıca çocuklarda demir<br />
eksikliği onları enfeksiyonlara karşı daha savunmasız<br />
hale de getirebilir. Buna bağlı olarak çok daha sık<br />
hastalanabilirler.”<br />
Fast Food tüketilmemeli<br />
“Çocuklarda demir eksikliğinin önlenmesi ve tedavi<br />
edilmesinde en önemli noktalardan biri çocuğunuz<br />
için dengeli bir beslenme programı oluşturulması<br />
ve ebeveynin çocuğu bu programa teşvik etmesidir.<br />
Çocukların mümkün olduğunca fast food, şekerli<br />
atıştırmalıklar ve hazır gıdalar yerine doğal ve besleyici<br />
gıdaları tercih etmeleri sağlanmalıdır. Ayrıca demir<br />
emilimini artıracağından C vitamini içeren gıdalar da<br />
beslenme programına dahil edilebilir. Demir takviyesi<br />
yalnızca doktorunuzun reçetelendirmesi ile ve önerdiği<br />
şekilde kullanılmalıdır. Demir eksikliği rutin muayene<br />
ve tetkiklerle erken dönemde tanılanabilir ve tedavi<br />
edilebilir.”
54<br />
AstraZeneca’s 25-Year Contribution to the Turkish Economy: 200 Billion TL!<br />
AstraZeneca’nın Türkiye Ekonomisine 25 Yıllık Katkısı: 200 Milyar TL!<br />
AstraZeneca Türkiye Kurumsal İlişkiler Direktörü Erdal Kiraz AstraZeneca Türkiye Ülke Başkanı Ecz. Serkan Barış<br />
AstraZeneca Türkiye <strong>Medikal</strong> Direktörü Dr. Deniz Ertürk Erem<br />
AstraZeneca Türkiye published a report<br />
revealing its impact in Türkiye on its 25th<br />
anniversary. According to the report, the<br />
total GDP impact of the company for 25 years<br />
reached 195 billion TL, while each employment<br />
of one person supported 11 jobs in the<br />
economy.<br />
“AstraZeneca’s Impact on Türkiye” Report was shared<br />
with the public as part of the 25th anniversary<br />
celebrations. According to the report, which includes<br />
striking data and figures, AstraZeneca’s direct<br />
contribution to Türkiye’s gross domestic product (GDP)<br />
as of 2023 is 4.6 billion TL, while it also reveals a similar<br />
economic impact spread across different sectors. The<br />
real value of AstraZeneca’s direct GDP contribution to<br />
Türkiye during its 25 years of operation was realized<br />
at the level of 78 billion TL, while the real value of its<br />
total GDP contribution for 25 years with indirect and<br />
triggered effects was 195 billion TL.<br />
With more than 500 employees, AstraZeneca provides<br />
employment corresponding to 1 percent of the<br />
employment in the Turkish pharmaceutical industry.<br />
Supporting a total employment of 6,270 people through<br />
multiplier effects realized in the value chain, the<br />
AstraZeneca Türkiye, 25. yıl dönümünde<br />
Türkiye’deki etkilerini ortaya koyan bir rapor<br />
yayınladı. Rapora göre, şirketin 25 yıllık toplam<br />
GSYH etkisi 195 milyar TL’ye ulaşırken her bir<br />
kişilik istihdam, ekonomide 11 kişilik istihdamı<br />
destekledi.<br />
“AstraZeneca’nın Türkiye’ye Etkileri” Raporu, 25. yıl<br />
dönümü kutlamaları kapsamında kamuoyu ile paylaşıldı.<br />
Çarpıcı verilerin ve rakamların yer aldığı rapora göre<br />
AstraZeneca’nın 2023 itibarıyla Türkiye gayri safi yurtiçi<br />
hasılasına (GSYH) doğrudan katkısı 4,6 milyar TL olurken<br />
benzer ölçüde farklı sektörlere yayılan bir ekonomik<br />
etkiyi de ortaya çıkarıyor. AstraZeneca’nın 25 yıllık<br />
faaliyet sürecinde Türkiye’ye doğrudan GSYH katkısının<br />
reel değeri ise 78 milyar TL düzeyinde gerçekleşirken<br />
dolaylı ve tetiklenen etkiler ile 25 yıllık toplam GSYH<br />
katkısının reel değeri 195 milyar TL oldu.<br />
AstraZeneca, 500’ü aşkın çalışanı ile Türkiye ilaç sektörü<br />
istihdamının yüzde 1’ine karşılık gelen bir istihdam<br />
sağlıyor. Değer zincirinde gerçekleşen çarpan etkileri<br />
ile toplam 6 bin 270 kişilik istihdama destek veren<br />
şirket, Türkiye’de ilaç ve sağlık sektörünün kapasitesinin<br />
geliştirilmesine katkı sağlamaya devam ediyor.<br />
<strong>Temmuz</strong> - July <strong>2024</strong>
55<br />
company continues to contribute to the development of<br />
the capacity of the pharmaceutical and healthcare sector<br />
in Türkiye. One job created by AstraZeneca supports 11<br />
jobs across the economy.<br />
More than 1 billion TL investment in clinical<br />
trials since 2020<br />
According to the report, AstraZeneca, the company that<br />
initiated the highest number of clinical trials in Türkiye in<br />
2022 and 2023, is conducting 90 active clinical research<br />
studies with a clinical research team of approximately<br />
100 people. AstraZeneca has realized a significant<br />
increase in clinical research investments since 2020 and<br />
increased its total investment amount to 1.1 billion TL.<br />
Studies in the field of oncology constitute 65 percent<br />
of the clinical research conducted by AstraZeneca in our<br />
country.<br />
Moving the production of pharmaceuticals<br />
to Türkiye<br />
On the other hand, AstraZeneca also draws attention<br />
with its localization efforts in Türkiye. According to<br />
the information in the report, AstraZeneca Türkiye has<br />
also decided to localize its products with a total annual<br />
sales volume of TL 2.6 billion, which corresponds to 85<br />
percent of its annual box sales volume. AstraZeneca<br />
has taken important steps to localize production by<br />
making agreements with two major local pharmaceutical<br />
manufacturers in Türkiye and has enabled the<br />
production of 8 drugs to be moved to Türkiye since<br />
2020.<br />
Scientific collaborations and social impact<br />
studies are among its priorities<br />
AstraZeneca, which collaborates with specialty<br />
associations and opinion leaders in the field of health in<br />
order to increase its contribution to Türkiye’s scientific<br />
knowledge production, has invested more than 13<br />
million TL in the last 5 years in scientific collaborations in<br />
Türkiye. AstraZeneca Türkiye, which has been involved in<br />
more than 100 social impact projects in the last 10 years,<br />
has invested 160 million TL in real value in social impact<br />
studies in the last 10 years. In the last 10 years, the<br />
company donated approximately 100 million TL to many<br />
institutions, especially health institutions and schools.<br />
“We have invested more than 10 billion dollars<br />
in R&D globally”<br />
Delivering a speech at the 25th anniversary launch of the<br />
“AstraZeneca’s Impact on Türkiye” Report, Pharm. Serkan<br />
Barış, Country President, AstraZeneca Türkiye pointed<br />
out that they are one of the world’s leading innovative<br />
and research-based pharmaceutical companies with<br />
an annual healthcare volume of more than 45 billion<br />
dollars and said, “We continue to grow steadily every<br />
year with the strength we derive from our deep-rooted<br />
experience. 2023 was another year in which our longterm<br />
growth strategy was successfully implemented<br />
AstraZeneca’nın sağladığı 1 kişilik istihdam, ekonomi<br />
genelinde 11 kişilik istihdamı destekliyor.<br />
Klinik çalışmalara 2020 yılından bu yana<br />
1 milyar TL’den fazla yatırım<br />
Rapora göre ülkemizde 2022 ve 2023 yıllarında en fazla<br />
klinik araştırma başlatan şirket olan AstraZeneca,<br />
yaklaşık 100 kişilik klinik araştırma ekibiyle 90 aktif<br />
klinik araştırma çalışması sürdürüyor. AstraZeneca 2020<br />
yılından bu yana klinik araştırma yatırımlarında ciddi bir<br />
artış gerçekleştirdi ve toplam yatırım tutarını 1,1 milyar<br />
TL’ye çıkardı. AstraZeneca’nın ülkemizde sürdürdüğü<br />
klinik araştırmaların yüzde 65’ini onkoloji alanındaki<br />
çalışmalar oluşturuyor.<br />
İlaçların üretimini Türkiye’ye taşıyor<br />
Öte yandan AstraZeneca Türkiye’deki yerelleşme<br />
çalışmaları ile de dikkat çekiyor. Raporda yer alan<br />
bilgilere göre AstraZeneca Türkiye’nin toplam yıllık satış<br />
hacmi 2,6 milyar TL olan ve yıllık kutu satış hacminin<br />
yüzde 85’ine denk gelen ürünleri için de yerelleştirme<br />
kararı bulunuyor. AstraZeneca, Türkiye’nin iki büyük<br />
yerel ilaç üreticisi ile anlaşmalar yaparak üretimi<br />
yerelleştirecek önemli adımlar attı ve 2020 yılından bu<br />
yana 8 ilacın üretiminin Türkiye’ye taşınmasını sağladı.<br />
Bilimsel iş birlikleri ve sosyal etki çalışmaları<br />
öncelikleri arasında<br />
Türkiye’nin bilimsel bilgi üretimine katkılarını artırmak<br />
üzere uzmanlık dernekleri ve sağlık alanında fikir<br />
liderleri ile iş birlikleri gerçekleştiren AstraZeneca’nın<br />
ülkemizdeki bilimsel iş birliklerine son 5 yılda yaptığı<br />
yatırımların reel değeri ise 13 milyon TL’nin üzerine çıktı.<br />
Son 10 yılda 100’den fazla sosyal etki projesine dâhil olan<br />
AstraZeneca Türkiye, sosyal etki çalışmalarına da son 10<br />
yılda reel değeri 160 milyon TL düzeyinde yatırımlar yaptı.<br />
Şirket son 10 yılda sağlık kuruluşları ve okullar başta<br />
olmak üzere birçok kuruma yaklaşık 100 milyon TL bağış<br />
yaptı.<br />
“AR-GE’ye global çapta 10 milyar dolardan<br />
fazla yatırım yaptık”<br />
25. yıl dönümü kapsamında hazırlanan “AstraZeneca’nın<br />
Türkiye’ye Etkileri” Raporu’nun tanıtım toplantısında<br />
konuşan AstraZeneca Türkiye Ülke Başkanı Ecz. Serkan<br />
Barış, yılda 45 milyar dolardan fazla sağlık hizmeti hacmi<br />
ile dünyanın önde gelen yenilikçi ve araştırmacı ilaç<br />
şirketlerinden biri olduklarına dikkat çekerek, “Köklü<br />
deneyimimizden aldığımız güç ile her yıl istikrarlı bir<br />
şekilde büyümemizi sürdürüyoruz. 2023 yılı da uzun<br />
vadeli büyüme stratejimizin başarıyla uygulandığı, yerel<br />
ve global çapta güçlü performansımızın devam ettiği bir<br />
yıl oldu. Bu başarımızın ardında kurum DNA’mız olan<br />
AR-GE’ye verdiğimiz önemin katkısı yadsınamaz. Nitekim<br />
sadece geçen yıl global olarak AR-GE’ye yaklaşık 11<br />
<strong>Temmuz</strong> - July <strong>2024</strong>
56<br />
and our strong performance continued both locally and<br />
globally. The contribution of the importance we attach<br />
to R&D, which is our corporate DNA, to this success<br />
is undeniable. In fact, last year alone, we invested<br />
approximately 11 billion dollars in R&D globally. As<br />
of the end of 2023, we worked relentlessly to make<br />
a meaningful difference in the lives of patients with<br />
our nearly 90 thousand expert staff worldwide. As we<br />
continue our activities, we also collaborate to develop<br />
programs that address the needs of society. In this<br />
context, we have reached more than 66 million people<br />
with programs we support in areas such as health<br />
screening and health literacy.”<br />
“We are a solution partner in the healthcare<br />
ecosystem beyond a pharmaceutical company”<br />
Stating that they work with determination to improve<br />
health outcomes in Türkiye as they do globally, Barış<br />
said, “Türkiye is a very important country in our global<br />
and regional structure. We are one of the largest<br />
international pharmaceutical companies in Türkiye.<br />
In our country, we provide services in line with our<br />
treatment areas and geographically in 29 regions<br />
with our staff of more than 500 people. More than<br />
being a part of the healthcare ecosystem, we are a<br />
solution partner in this ecosystem. While improving<br />
health outcomes with our powerful medicines, we also<br />
take an active role with our stakeholders to improve<br />
healthcare processes. As a result of this approach, our<br />
value chain has a very wide impact in the healthcare<br />
sector. In Türkiye, our products reach 28,000 pharmacies<br />
and more than 2,000 hospitals through approximately<br />
35 pharmaceutical warehouses and more than 200<br />
pharmaceutical warehouse branches. In addition, with<br />
our scientific collaborations and other projects, we<br />
have collaborated with 215 physicians and healthcare<br />
professionals associations, 13 patient associations, 6<br />
sector associations and 39 other non-governmental<br />
organizations.”<br />
“Sustainable health system is possible with the<br />
cooperation of stakeholders”<br />
Indicating that AstraZeneca believes that a healthier<br />
society and a sustainable health system can be possible<br />
with the cooperation of stakeholders, Dr. Deniz Ertürk<br />
Erem, Medical Director at AstraZeneca Türkiye, said: “We<br />
support many studies that support innovative solutions<br />
in the health ecosystem of our country, especially<br />
universities and physician associations. In the field of<br />
innovative solutions, we also support projects that aim<br />
to integrate artificial intelligence into disease diagnosis<br />
and follow-up processes and thus contribute to<br />
improving disease management. In this context, we aim<br />
for our country to set an example with digital solutions<br />
in the diagnosis and follow-up processes of heart failure<br />
in the AstraZeneca Middle East and Africa Region, to<br />
which AstraZeneca Türkiye is affiliated. For this purpose,<br />
we support scientific research projects of physician<br />
milyar dolar yatırım yaptık. 2023 sonu itibarıyla dünya<br />
genelinde 90 bine yakın uzman kadromuz ile hastaların<br />
yaşamında anlamlı farklar oluşturmak için durmaksızın<br />
çalıştık. Faaliyetlerimizi sürdürürken toplumun<br />
ihtiyaçlarına yönelik programların geliştirilmesi<br />
için de iş birlikleri gerçekleştiriyoruz. Bu kapsamda<br />
sağlık taraması ve sağlık okuryazarlığı gibi alanlarda<br />
desteklediğimiz programlar ile 66 milyondan fazla kişiye<br />
ulaştık.” dedi.<br />
“Bir ilaç şirketinin ötesinde sağlık<br />
ekosisteminde bir çözüm ortağıyız”<br />
Küresel çapta olduğu gibi Türkiye’de de sağlık<br />
sonuçlarını iyileştirmek için azimle çalıştıklarını<br />
söyleyen Barış, “Türkiye küresel ve bölgesel<br />
yapılanmamız içerisinde çok önemli bir ülke. Türkiye’de<br />
uluslararası ilaç şirketleri arasında en büyüklerden<br />
biriyiz. Ülkemizde 500 kişiyi aşkın çalışan kadromuz<br />
ile tedavi alanlarımız doğrultusunda ve coğrafi olarak<br />
29 bölgedeki yapılanmamızla hizmet veriyoruz.<br />
Sağlık ekosisteminin bir parçası olmaktan öte, bu<br />
ekosistemde bir çözüm ortağıyız. Sağlık sonuçlarını<br />
güçlü ilaçlarımızla iyileştirirken, sağlık hizmetleri<br />
süreçlerinin de gelişimi için paydaşlarımızla birlikte aktif<br />
rol alıyoruz. Bu yaklaşımımız neticesinde değer zincirimiz<br />
sağlık sektöründe çok geniş bir etki alanına sahiptir.<br />
Türkiye’deki ürünlerimiz yaklaşık 35 ecza deposu ve<br />
200’den fazla ecza deposu şubesi ile 28.000 eczane ve<br />
2.000’den fazla hastane ile sağlığın hizmetine ulaşıyor.<br />
Ayrıca bilimsel iş birlikleri ve diğer projelerimizle<br />
bugüne kadar 215 hekim ve sağlık çalışanı derneği, 13<br />
hasta derneği, 6 sektör derneği ve 39 diğer sivil toplum<br />
kuruluşuyla iş birliği yaptık.” şeklinde konuştu.<br />
“Sürdürülebilir sağlık sistemi paydaşların iş<br />
birliği ile mümkün”<br />
AstraZeneca olarak daha sağlıklı bir toplum ve<br />
sürdürülebilir bir sağlık sisteminin paydaşların iş<br />
birliği ile mümkün olabileceğine inandıklarını aktaran<br />
AstraZeneca Türkiye <strong>Medikal</strong> Direktörü Dr. Deniz Ertürk<br />
Erem ise “Üniversiteler ve hekim dernekleri başta olmak<br />
üzere ülkemiz sağlık ekosisteminde yenilikçi çözümleri<br />
destekleyen pek çok çalışmaya destek sağlıyoruz.<br />
Yenilikçi çözümler alanında yapay zekânın hastalık tanısı<br />
ve takip süreçlerine entegrasyonunu hedefleyen ve bu<br />
sayede hastalık yönetimini iyileştirmeye katkı sağlayan<br />
projelere de destek sağlıyoruz. Bu kapsamda kalp<br />
yetersizliğinin tanısı ve takip süreçlerinde ülkemizin<br />
AstraZeneca Türkiye’nin de bağlı bulunduğu AstraZeneca<br />
Orta Doğu ve Afrika Bölgesi’nde dijital çözümler ile örnek<br />
olmasını hedefliyoruz. Bunun için de hekim dernekleri<br />
ve üniversitelerin bilimsel araştırma projelerini<br />
destekliyoruz. Ayrıca Türkiye genelinde birçok merkez<br />
ile iş birliği yaparak, gerçek yaşam verisi üretmek ve<br />
üretilmesine destek olmak üzere çalışmalar yapıyoruz.<br />
<strong>Temmuz</strong> - July <strong>2024</strong>
57<br />
associations and universities. We also collaborate with<br />
many centers across Türkiye to produce and support the<br />
production of real life data. In the last 5 years, we have<br />
contributed to the production of over 20 real-life data in<br />
many disease areas such as heart failure, chronic kidney<br />
disease, asthma and lung cancer.”<br />
“We work to produce solutions to social<br />
problems”<br />
In his speech, Erdal Kiraz, Corporate Affairs Director at<br />
AstraZeneca Türkiye, emphasized that AstraZeneca is<br />
not only limited to developing medicines and providing<br />
them to the service of health, but also works to find<br />
solutions to social problems: “AstraZeneca’s work in<br />
the field of social impact includes focus areas such as<br />
access to health, education, improving health literacy,<br />
solving social needs in disasters and other emergencies,<br />
diversity and inclusion, and managing environmental<br />
impacts. On the other hand, we are also working to<br />
facilitate access to primary health care services and to<br />
support the dissemination of activities such as public<br />
health awareness raising and screening. In this context,<br />
we recently donated a mobile health center to the<br />
Ministry of Health in February. The mobile health center,<br />
which has an X-ray room, laboratory, pulmonary function<br />
test devices, emergency stretcher and other basic<br />
necessary devices that enable doctors to provide primary<br />
healthcare services, will support the facilitation of access<br />
to healthcare throughout Türkiye in line with the needs<br />
and priorities of the ministry. As AstraZeneca, we have<br />
gone beyond being a pharmaceutical manufacturer and<br />
become a solution partner in the healthcare ecosystem.<br />
I believe we will continue to increase our impact in the<br />
future.”<br />
Son 5 yılda kalp yetersizliği, kronik böbrek hastalığı,<br />
astım, akciğer kanseri gibi pek çok hastalık alanında<br />
20’nin üzerinde gerçek yaşam verisi yapılmasına katkıda<br />
bulunduk.” dedi.<br />
“Toplumsal sorunlara çözümler üretmek için<br />
çalışıyoruz”<br />
Konuşmasında AstraZeneca olarak sadece ilaç geliştirme<br />
ve sağlığın hizmetine sunmakla sınırlı kalmayıp aynı<br />
zamanda toplumsal sorunlara çözümler üretmek için de<br />
çalıştıklarını vurgulayan AstraZeneca Türkiye Kurumsal<br />
İlişkiler Direktörü Erdal Kiraz da şunları söyledi:<br />
“AstraZeneca’nın sosyal etki alanındaki çalışmaları,<br />
sağlığa erişim, eğitim, sağlık okuryazarlığının<br />
geliştirilmesi, afet ve diğer acil durumlarda toplumsal<br />
ihtiyaçların çözümü, çeşitlilik ve kapsayıcılık ve çevresel<br />
etkilerin yönetimi gibi odak alanlarını içeriyor. Diğer<br />
yandan birinci basamak sağlık hizmetlerine erişimin<br />
kolaylaştırılması, halk sağlığına ilişkin bilinçlendirme<br />
ve tarama gibi faaliyetlerin yaygınlaştırılmasına destek<br />
vermek amacıyla da çalışmalar yapıyoruz. Bu kapsamda<br />
son olarak şubat ayında Sağlık Bakanlığı’na mobil sağlık<br />
merkezi bağışladık. Röntgen odası, laboratuvar, solunum<br />
fonksiyon test cihazları, acil durum sedyesi ve doktorların<br />
birinci basamak sağlık hizmeti vermesini sağlayan<br />
diğer temel gerekli cihazlara sahip olan mobil sağlık<br />
merkezi bakanlığın ihtiyaç ve öncelikleri doğrultusunda<br />
tüm Türkiye’de sağlığa erişimin kolaylaştırılmasına<br />
destek olacak. AstraZeneca olarak, ilaç üreticisi olmanın<br />
ötesine geçerek, sağlık ekosisteminde bir çözüm ortağı<br />
olduk. Bundan sonra da etkilerimizi artırarak devam<br />
edeceğimize inanıyorum.”<br />
<strong>Temmuz</strong> - July <strong>2024</strong>
58<br />
Barkın Peçen named GSK Türkiye Digital and Technology Director<br />
GSK Türkiye, which raises successful leaders<br />
with its Development and Talent Management<br />
strategies, continues to strengthen its<br />
organizational structure and Leadership Team<br />
with new appointments.<br />
In this context, Barkın Peçen, who currently serves as<br />
Business Intelligence Department Leader in GSK Türkiye<br />
Team, was appointed as Digital and Technology Director<br />
of GSK Türkiye as of June 1, <strong>2024</strong>.<br />
Barkın Peçen, who started his career in the<br />
pharmaceutical industry and has nearly 14 years of<br />
experience in different roles in functions such as finance,<br />
sales, marketing and business excellence, completed his<br />
undergraduate education in Mechanical Engineering at<br />
Koç University and his master’s degree in Economics &<br />
Finance at Boğaziçi University.<br />
Mr. Peçen joined GSK in 2017 as Marketing Product<br />
Manager, after which he assumed the roles of Customer<br />
Engagement Manager and Business Intelligence<br />
Department Leader, respectively. Throughout 2023, in<br />
addition to his current responsibilities, he served as PMO<br />
within the Leadership Team.<br />
GSK Türkiye Dijital ve Teknoloji Direktörü Barkın Peçen oldu<br />
Gelişim ve Yetenek Yönetimi stratejileriyle başarılı liderler yetiştiren GSK Türkiye, organizasyon yapısını ve Liderlik Ekibini<br />
gerçekleştirdiği yeni atamalarla güçlendirmeye devam ediyor.<br />
Bu kapsamda GSK Türkiye Ekibi’nde hâlihazırda İş Zekâsı Departman Lideri olarak görev yapan Barkın Peçen, 1 Haziran <strong>2024</strong><br />
tarihi itibarıyla GSK Türkiye Dijital ve Teknoloji Direktörü olarak atandı.<br />
İş hayatına ilaç sektöründe başlayan ve finans, satış, pazarlama ve iş mükemmeliyeti gibi fonksiyonlarda farklı görevlerde 14<br />
yıla yakın deneyime sahip olan Barkın Peçen, üniversite eğitimini Koç Üniversitesi Makina Mühendisliği bölümünde, yüksek<br />
lisansını Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi & Finans bölümünde tamamladı.<br />
GSK’ya 2017 yılında Pazarlama Ürün Müdürü olarak katılan Peçen, bu görevin ardından sırasıyla Müşteri Etkileşim Müdürü ve<br />
İş Zekâsı Departman Lideri rollerini üstlendi. 2023 yılı boyunca mevcut sorumluluklarının yanında Liderlik Ekibi bünyesinde<br />
PMO olarak yer aldı.<br />
<strong>Temmuz</strong> - July <strong>2024</strong>
60<br />
Beware if your<br />
face and arms are<br />
swollen!<br />
Thoracic Surgery Specialist Prof.<br />
Dr. Özkan Demirhan<br />
Yüzünüz ve<br />
kollarınız şişiyorsa<br />
dikkat!<br />
Thymoma is a rare type of cancer and is usually<br />
discovered by chance. However, thymoma can<br />
sometimes present with symptoms such as<br />
shortness of breath, chest pain, hoarseness,<br />
difficulty swallowing, swelling of the face and<br />
arms. So how does thymoma give symptoms?<br />
How does the diagnosis and treatment process<br />
take place? Thoracic Surgery Specialist Prof.<br />
Dr. Özkan Demirhan explained all you need to<br />
know.<br />
Thoracic Surgery Specialist Prof. Dr. Özkan Demirhan<br />
said, “Thymoma is a rare type of cancer that usually<br />
originates from the thymus gland and grows slowly<br />
around it. The thymus gland is the production site<br />
of T lymphocytes, which are an important part of the<br />
immune system until adolescence. It starts to shrink<br />
towards puberty and loses its function over time.”<br />
Timoma, nadir görülen bir kanser türüdür ve<br />
genelde tesadüfen fark edilir. Ancak Timoma<br />
bazen de nefes darlığı, göğüs ağrısı, ses<br />
kısıklığı, yutma güçlüğü, yüz ve kolda şişme<br />
gibi belirtilerle ortaya çıkabilir. Peki Timoma<br />
nasıl belirti verir? Teşhis ve tedavil süreci nasıl<br />
gerçekleşir? Tüm bilinmesi gerekenleri Göğüs<br />
Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Özkan Demirhan<br />
anlattı.<br />
Göğüs Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Özkan<br />
Demirhan,”Timoma genellikle timus bezinden<br />
kaynaklanarak etrafına doğru, yavaş büyüyen ve nadir<br />
görülen bir kanser türüdür. Timus bezi ergenlik<br />
dönemine kadar bağışıklık sisteminin önemli bir parçası<br />
olan T lenfositlerinin yapım yeridir ve gelişmesini sağlar.<br />
Ergenliğe doğru küçülmeye başlar ve zamanla işlevini<br />
kaybeder.” dedi.<br />
Timoma belirtileri nelerdir, nasıl ortaya çıkar?<br />
Timomanın belirtilerine değinen Dr. Özkan<br />
Demirhan,”Timomalar çoğu zaman belirti vermez<br />
ancak büyümeye başlayınca öksürük, göğüs ağrısı, ses<br />
kısıklığı, yutma güçlüğü, nefes darlığı, iştahsızlık gibi<br />
belirtiler verirler. Nadir durumlarda deri döküntüsü ve<br />
kansızlık gibi belirtiler de görülebilir. Bazı durumlarda<br />
yine nadiren vena kavaya (SVC) yani kol ve kafanın<br />
toplardamarlarının birleşerek kalbe döküldüğü damara<br />
baskı yaparak Superior Vena Cava Sendromuna (SVCS)<br />
neden olabilir. SVCS durumunda boyun, göğüs ve<br />
yüzde şişlik oluşur ve vücudun üst tarafındaki görünür<br />
damarlar şişer. Bu tabloya baş ağrısı ve baş dönmesi<br />
gibi belirtiler de eşlik eder. Bağışıklık sisteminin kendi<br />
kendine saldırması sonucu oluşan miyasteni gravis,<br />
kırmızı hücre aplazisi, hipogamaglobulinemi, lupus,<br />
polimiyozit, ülseratif kolit, romatoid artrit, Sjogren<br />
<strong>Temmuz</strong> - July <strong>2024</strong>
62<br />
What are the symptoms of thymoma, how does<br />
it occur?<br />
Referring to the symptoms of thymoma, Dr. Özkan<br />
Demirhan said, “Thymomas do not give symptoms<br />
most of the time, but when they start to grow, they<br />
give symptoms such as cough, chest pain, hoarseness,<br />
difficulty swallowing, shortness of breath, loss of<br />
appetite. In rare cases, symptoms such as skin rash and<br />
anemia may also be seen. In some cases, it can also<br />
rarely cause Superior Vena Cava Syndrome (SVCS) by<br />
pressing on the superior vena cava (SVC), the vein where<br />
the veins of the arm and head join and drain into the<br />
heart. SVCS causes swelling of the neck, chest and face<br />
and swelling of the visible veins in the upper body. This<br />
is accompanied by symptoms such as headache and<br />
dizziness. Immune system diseases such as myasthenia<br />
gravis, red cell aplasia, hypogammaglobulinemia, lupus,<br />
polymyositis, ulcerative colitis, rheumatoid arthritis,<br />
Sjogren’s syndrome, sarcoidosis and scleroderma, which<br />
are caused by the immune system attacking itself, may<br />
also be linked to thymoma.”<br />
How is thymoma diagnosed?<br />
Prof. Dr. Özkan Demirhan, who also mentioned the<br />
diagnostic methods and treatment options of thymoma,<br />
said, “Thymoma is usually detected incidentally when<br />
screening or control is performed for other reasons.<br />
For the diagnosis and staging of thymoma, Computed<br />
Tomography (CT), Magnetic Resonance (MR) and PET<br />
CT are used to determine the extent of the disease, the<br />
spread of the tumor to nearby tissues and the cell type.<br />
Cell type determination must be performed in advanced<br />
tumors for diagnosis. Sometimes it can be confused with<br />
a disease other than thymoma. Sufficient material must<br />
be taken for biopsy and definitive diagnosis.”<br />
How is thymoma treated?<br />
Informing about the treatment options of thymoma,<br />
Dr. Demirhan said, “Treatment options in thymoma<br />
are determined according to the stages of the disease.<br />
Thymoma has 4 stages. In stage 1, the tumor is limited<br />
within a capsule. In stage 2, the tumor invades the<br />
capsule. In stage 3, the thymoma extends beyond the<br />
capsule to the trachea, lung, veins and heart. In stage<br />
4, thymoma spreads to distant organs. Stage 1 and<br />
2 thymomas are surgically removed and the patient<br />
does not usually need oncologic procedures such as<br />
chemotherapy or radiotherapy. Since stage 3 thymomas<br />
are usually tumors that have spread to surrounding<br />
tissues, the spread of the tumor in the surrounding<br />
tissues is first regressed with chemotherapy and<br />
radiotherapy, and then the tumor is surgically removed.<br />
Oncologic procedures are continued after surgery. Stage<br />
4 thymomas are not suitable for surgery because they<br />
have spread to surrounding organs and only oncologic<br />
procedures are applied. As with other types of cancer, it<br />
is important to detect thymoma at an early stage and the<br />
primary treatment for early stage diseases is surgery.”<br />
Sendromu, sarkoidoz ve skleroderma gibi bağışıklık<br />
sistemi hastalıkları da timoma bağlantılı olabilir.”<br />
şeklinde bilgi verdi.<br />
Timomanın tanısı nasıl konur?<br />
Timomanın teşhis yöntemlerine ve tedavi seçeneklerine<br />
de değinen Prof. Dr. Özkan Demirhan, “Timoma genelde<br />
başka nedenlerle tarama veya kontrol yapıldığı zaman<br />
tesadüfen tespit edilir. Timomanın tanısı ve evrelemesi<br />
için Bilgisayarlı Tomografi (BT), Magnetik Rezonans(MR)<br />
ve PET CT ile hastalığın kapsamı, tümörün yakındaki<br />
dokulara yayılım durumu, hücre tipi dikkate alınır.<br />
Tanı için ileri evre tümörlerde mutlaka hücre tipi<br />
tayini yapılmalıdır. Bazen timoma dışı bir hastalıkla ile<br />
karıştırılabilir. Biyopsi için ve kesin tanı için mutlaka<br />
yeterli materyal alınmalıdır.” ifadelerini kullandı.<br />
Timoma nasıl tedavi edilir?<br />
Timomanın tedavi seçeneklerine değinen Dr. Demirhan,<br />
“Timomada tedavi seçenekleri hastalığın evrelerine<br />
göre belirlenir. Timomanın 4 evresi vardır. Evre 1’de<br />
tümör bir kapsül içerisinde sınırlıdır. Evre 2’de tümör<br />
kapsülünü invaze eder. Evre 3’te timoma kapsülü aşarak<br />
nefes borusu, akciğer, damarlar, kalp zarına uzanır.<br />
Evre 4’te timoma uzak organlara yayılım gösterir. 1’inci<br />
ve 2’inci evre timomalar cerrahi yöntemler ile çıkarılır<br />
ve ardından hastaya onkolojik işlemler olan kemoterapi<br />
ya da radyoterapiye genelde gerek duyulmaz. 3’üncü<br />
evre timomalar genellikle çevre dokulara yayılım yapmış<br />
tümörler oldukları için önce kemoterapi ve radyoterapi ile<br />
tümörün çevre dokulardaki yayılımı geriletilir, ardından<br />
da tümör cerrahi tedavi ile çıkarılır. Ameliyat sonrası<br />
onkolojik işlemler uygulanmaya devam edilir. 4’üncü<br />
evre timomalarda çevre organlara yayılım olduğu için<br />
cerrahiye uygun değildir ve sadece onkolojik işlemler<br />
uygulanır. Diğer kanser türlerinde olduğu gibi timomanın<br />
da erken evrede tespit edilmesi önemlidir ve erken evre<br />
hastalıklarda birincil tedavisi cerrahidir.” bilgilerini<br />
paylaştı.<br />
<strong>Temmuz</strong> - July <strong>2024</strong>