27.02.2024 Views

STORM

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

“STORM“

Smart Teens,One Ready Mission

ERASMUS + KEY ACTION 2nd (KA201) GOOD APPLICATIONS TO CHANGE DIRECTED

SCHOOL TRAINING STRATEGIC PARTNERSHIP PROJECT

Proje No: 2020-1-TR01-KA201-093199

BİR DOZ DOĞA

A DOSE OF NATURE

https://instagram

.com/st ormk a.20 1

?utm_medium=co

py_link

“STORM”

Ers+KA.201”2020-

2023

https://twitter.com

/stormka201?s=20

"Smart Teens, One Ready Mission."

WEB SİTESİ

http://stormka.com/


GİRİŞ

Günümüzde, dünya genelinde artan endüstrileşme ve nüfus, doğal kaynakları ve çevreyi

ciddi bir şekilde tehdit etmektedir. Bu zorlu durumla başa çıkabilmek ve gelecek nesillere

yaşanabilir bir dünya bırakabilmek için hepimize düşen büyük sorumluluklar bulunmaktadır. Bu

kitapçık, doğayı ve çevreyi korumanın önemini vurgulayarak, bireylerin ve toplumların bu konuda

nasıl etkili adımlar atabileceğini anlatmayı amaçlamaktadır.

Neden Doğayı Korumalıyız?

Doğa, yaşamın kaynağıdır. Temiz hava, su ve toprak, ekosistemler aracılığıyla birbirine

bağlıdır ve bu dengeyi sürdürebilmek için insanlar olarak sorumluluklarımızı bilmeli ve üzerimize

düşen görevleri yerine getirmeliyiz. Doğanın sunduğu kaynakları korumak, sadece bugünü değil,

gelecek nesilleri de kapsayan bir yatırımdır.

Çevresel Sorunlar ve Etkileri

Kitapçığımız, çeşitli çevresel sorunlara dikkat çekerek, iklim değişikliği, su kirliliği, orman

tahribatı, biyoçeşitlilik, yeşil endüstri ve yavaş şehirler gibi konuların doğaya ve insanlara olan

etkilerini anlatmayı hedeflemektedir. Bu sorunların bilincine varmak, onlara karşı daha etkili bir

mücadele vermemize olanak tanır.

Bireylerin Rolü

Her bireyin, küçük de olsa, çevreyi korumak adına yapabileceği birçok şey bulunmaktadır.

Sürdürülebilir tüketim alışkanlıkları, enerji tasarrufu, geri dönüşüm gibi günlük yaşamımızda

uygulayabileceğimiz adımlarla hep birlikte büyük değişikliklere katkı sağlayabiliriz.

Bu kitapçık, okuyucuları doğa ve çevre konusunda bilinçlendirmeyi, onlara rehberlik etmeyi ve her

bireyin bu önemli mücadelede nasıl bir rol üstlenebileceğini göstermeyi amaçlamaktadır.

Umuyoruz ki, küçük çabalarımızın birleşmesiyle daha yaşanabilir bir dünya yaratabiliriz.

PROJEMİZİN AMACI

STORM, şehir yaşamının karmaşık sorunlarına ve bu sorunlar için çözüm arayışına yönelik

gençlerde ve halkta ilgi uyandırmak amacıyla kurgulanmıştır. Ayrıca daha bilinçli ve

alışkanlıklardan oluşan klişelerin üstesinden gelebilmeye hazır, eko kültürel yönden aktif bir

toplumun ferdi niteliği ile eko aktif vatandaşlar olmanın önemi vurgulanmak istenmektedir. Okullar,

yerel kurumlar ve çevreci kuruluşlar işbirliği ile doğal hayatın şehir hayatına entegrasyonunda,

daha sürdürülebilir Avrupa için 17 hedefe yönelik ve "gündem 2030" eylem planına uyumlu

stratejik davranışlar sergilemek istiyoruz. Tüm gençleri ve hedef kitleyi "İnsanın özünde doğa

vardır." mesajının işlendiği bir çalışmaya teşvik etmeyi hedefliyoruz. Betonların arasına sıkışıp

kalan bedenler hep bir psikolojik savaş halindeyken, her geçen gün doğal kaynaklar üzerindeki

baskının insan merkezli olarak hala artmasını engellemek istiyoruz. Projenin amacı, sadece

insanları geri dönüşüm hakkında bilgilendirmek, enerji tasarrufu sağlamak ve çevreyi korumak

değildir, tüm öğrendiklerimizi pratikte ve gündelik yaşamda kullanabilmenin farkındalığı da

olacaktır.

PROJEMİZİN HEDEFLERİ:

İnsanların biyoçeşitlilik üzerindeki etkilerini gözlemleyerek yaşayan dünya için araştırma ve

keşif becerilerini geliştirmek;

Çevre kirliliğinden kaynaklanan sorunların farkında olmak;

Ekolojik beceri ve davranışların eğitimi ve uygulanması;

Öğrencilerin estetik tasarım ve rekabet ruhunu geliştirmek;

Birçok açıdan "Yeşil hareket" konusundaki bilgilerin edinilmesi,


Doğayı korumak, yeşil-mavi haklarımızı keşfetmek/anlamak konusunda bilinç geliştirilmesi,

Sanayileşmenin gelişme olduğuna yönelik algıların ve tutumların yeşil endüstri ile

değiştirilmesi,

Yeşil-Mavi aktivist bilincinin arttırılması,

Ekolojik konularda çalışan gönüllü kuruluşlara katılım,

Sağlıklı nesil ve eko kültür konusunda anlayışların zenginleşmesi,

Temiz gezegen, temiz gelecek duygusunun geliştirilmesi,

Ekip çalışması ile liderlik ve yarının dünyasında başarılı olmak için gerekli becerilerin

geliştirilmesi,

Eleştirel düşünme, veri toplama ve yönetme becerilerinin kazanılması,

İngilizce iletişim becerilerinin geliştirilmesi,

İnternet ve teknolojik araçların bilgi/araştırma amaçlı kullanımının arttırılması,

Yaratıcılık konusundaki yeteneklerin, atık yönetimi becerilerinin keşfedilmesi,

Kendine güven duygusunun geliştirilmesi,

Doğal yaşam entegrasyonuna yönelik yeşil faaliyetlerin yaratılması ve uygulanması,

Çevreyi koruma ihtiyacı farkındalığının artırılması,

Girişimsel tutum ve davranışların oluşması,

YEŞİL ŞEHİRLER: KENTSEL SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK VE EKOLOJİ

YEŞİL ŞEHİRLER: KENTSEL SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK VE EKOLOJİ

Günümüzde artan nüfus ve şehirleşme ile birlikte çevresel faktörlerin önemi de giderek artıyor.

Yeşil şehirler, bu bağlamda oldukça önemli bir konu haline gelmiştir.

İlk olarak, yeşil şehirlerin ne olduğunu ve kentsel sürdürülebilirliğin neden önemli olduğunu ele

alacağız. Ekoloji ile yeşil şehirler arasındaki bağlantıyı ve yeşil alanların şehirlerdeki rolünü

tartışacağız. Ardından ulaşım, yeşil binalar ve enerji verimliliği, atık yönetimi ve geri dönüşümün

rolü gibi konulara da değineceğiz. Son olarak, toplumsal katılımın yeşil şehirler açısından önemini

ele alacağız.

Yeşil şehirlerin avantajlarına ve bu kavramın şehirlerimizdeki geleceği üzerindeki etkilerine

birlikte bakacağız. Keyifli okumalar dilerim!

YEŞİL ŞEHİRLER NEDİR?

Yeşil şehirler, çevre dostu uygulamaların ve sürdürülebilirlik ilkelerinin şehir planlaması ve

yönetimi süreçlerinde uygulandığı şehirlerdir. Bu tür şehirler, doğal kaynakları koruma, enerji ve su

verimliliği, yeşil alanların artırılması ve atık yönetimi gibi konularda öncüllerdir.

Bu kavram, insanların şehirlerde daha sağlıklı, daha mutlu ve daha üretken hale gelmesini

hedeflemektedir. Yeşil şehirler, kentsel alanlarda yaşam kalitesini artırmak ve çevreyi korumak için

çeşitli stratejiler ve uygulamalar geliştirir.

Bu bağlamda, ulaşım sistemlerinin çevre üzerindeki etkisi, binaların enerji tüketimi, atık su arıtma

tesisleri ve yeşil alanların oluşturulması gibi konular, yeşil şehirlerin temel unsurlarıdır. Yeşil


şehirler, sadece doğal kaynakları korumakla kalmaz, aynı zamanda insan sağlığına ve refahına da

katkıda bulunur.

Bu nedenle, yeşil şehirler giderek artan bir şekilde tercih edilen bir yaşam tarzı haline gelmektedir.

Bu kapsamlı planlamalar ve uygulamalarda toplumsal katılım da büyük önem taşımaktadır. Bu

sayede, şehir sakinlerinin farkındalığı artırılabilir ve daha yaşanabilir bir çevre oluşturulabilir.

KENTSEL SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK NEDİR VE NEDEN ÖNEMLİDİR?

Kentsel sürdürülebilirlik, şehirlerin çevresel, ekonomik ve sosyal ihtiyaçları karşılayabilmek için

mevcut ve gelecekteki nesillere zarar vermeden sürdürebilir bir şekilde planlanması ve

yönetilmesidir. Bu kapsamda çevresel faktörler, ekonomik dengeler ve toplumun ihtiyaçları göz

önünde bulundurulmalıdır.

Kentsel sürdürülebilirlik, şehirlerin hızlı nüfus artışı, çevresel kirlilik, kaynakların tükenmesi gibi

sorunlar karşısında aldığı önlemlerle daha yaşanılabilir ve sürdürülebilir hale gelmesini sağlar.

Toplumun refahını artırmak, yaşam kalitesini yükseltmek ve doğal kaynakları korumak amacıyla

kentsel sürdürülebilirlik büyük bir önem taşır.

Kentsel sürdürülebilirlik, enerji verimliliği, yeşil alanların korunması, toplu taşıma sistemlerinin

geliştirilmesi, geri dönüşüm olanaklarının artırılması gibi konuları da içerir. Bu faktörlerin şehir

planlamasına dâhil edilmesi, çevreye daha az zarar veren ve toplumun ihtiyaçlarını karşılayabilen bir

kentsel yaşamın oluşturulmasına yardımcı olur.

Kentsel sürdürülebilirlik, şehirlerin geleceği için oldukça kritik bir öneme sahiptir. Doğru planlama

ve yönetim ile şehirlerin yaşanılabilir, ekonomik ve çevresel faktörlerden etkilenmeyen bir yapıya

kavuşması mümkün olacaktır.

EKOLOJİ VE YEŞİL ŞEHİRLERARASINDAKİ BAĞLANTI NEDİR?

Ekoloji ve yeşil şehirlerarasındaki bağlantı, kentsel yaşamın çevreye etkisi ve doğal dengenin

korunması açısından oldukça önemlidir. Yeşil şehirler, ekolojik dengeyi korumaya yönelik

planlamalar ve uygulamalarla çevre dostu bir yapıya kavuşur. Bu sayede, şehirlerin doğal yaşam

alanları ve biyoçeşitliliği korunmuş olur.

Yeşil şehirler, enerji verimliliği ve atık yönetimi konularında da ekolojiye olan duyarlılığı ile öne

çıkar. Sürdürülebilir kaynak kullanımı ve geri dönüşüm uygulamaları, ekolojik dengenin

korunmasına katkıda bulunur. Ayrıca, yeşil alanların ve açık hava aktivitelerinin şehir yaşamındaki

önemi de ekoloji ile bağlantılıdır. Daha fazla yeşil alan, daha fazla oksijen demektir ve bu da

doğanın korunmasına katkı sağlar.

Ulaşım planlamaları da ekoloji ve yeşil şehirler arasındaki bağlantıyı güçlendirir. Toplu taşıma

kullanımının teşvik edilmesi ve bisiklet yollarının çoğaltılması gibi uygulamalar, fosil yakıt

kullanımını azaltarak çevreye duyarlı bir şehir yaşamının oluşmasına katkı sağlar. Bunun yanı sıra,

yeşil binalar ve enerji verimliliği de ekolojik dengeyi korumaya yönelik önemli adımlardır.

Genel olarak, ekoloji ve yeşil şehirler arasındaki bağlantı, şehirlerin doğal kaynakların etkin ve

sürdürülebilir biçimde kullanılmasını hedefleyen bir dönüşümü temsil eder. Bu dönüşüm

sayesinde, çevreye duyarlı, sürdürülebilir ve yaşanabilir şehirlerin oluşturulması mümkün olur.

YEŞİL ŞEHİRLERİN AVANTAJLARI NELERDİR?

Yeşil şehirler, sürdürülebilirlik ve çevre koruma açısından birçok avantaj sunmaktadır. Bunlardan

ilki, temiz hava ve su kaynaklarına erişimi artırmasıdır. Geleneksel şehirlerde yaşayan insanlar, hava

kirliliği ve su kıtlığı gibi sorunlarla karşı karşıya kalabilirken, yeşil şehirlerde bu sorunlar minimize

edilir ve insanlar daha sağlıklı bir çevrede yaşama imkânı bulurlar.

Bunun yanı sıra, yeşil şehirlerdeki yeşil alanlar ve parklar, insanlara doğayla iç içe vakit geçirme

fırsatı sunar. Bu da stresi azaltır, mental sağlığı güçlendirir ve insanların yaşam kalitesini yükseltir.

Ayrıca, yeşil şehirlerde enerji verimliliği daha yüksektir. Düşük karbon salınımı ve sürdürülebilir

enerji kaynaklarının kullanımı sayesinde çevre dostu bir yaşam sağlanır.

Son olarak, yeşil şehirlerde toplu taşıma ve bisiklet yolları gibi çevre dostu ulaşım seçenekleri

bulunur. Bu da trafiği azaltır, hava kirliliğini önler ve yaşamı kolaylaştırır.


YEŞİL ALANLARIN ŞEHİRLERDEKİ ROLÜ NEDİR?

Yeşil alanlar, şehirlerdeki en önemli unsurlardan biridir. Şehirlerin beton yığını haline gelmesiyle

birlikte, yeşil alanlara duyulan ihtiyaç her zamankinden daha fazla hissedilmektedir. Yeşil alanlar,

şehirlerin nefes almasını sağlayarak, çevresel dengeyi korur ve insanların psikolojik olarak

rahatlamasını sağlar.

Şehirlerdeki yeşil alanlar, aynı zamanda çeşitli doğal yaşam formlarına ev sahipliği yapar. Bu

sayede şehirler, biyolojik çeşitliliğin korunmasına katkıda bulunur ve ekosistemlerin devamlılığını

sağlar.

Özellikle şehir planlaması sürecinde, yeşil alanların korunması ve artırılması büyük önem taşır.

Çünkü yeşil alanlar, şehirlerin sadece estetik açıdan güzel olmasını sağlamakla kalmaz, aynı

zamanda iklim değişikliği ile mücadelede de etkili bir rol oynar.

Yeşil alanların, şehirlerdeki sosyal ve kültürel yaşam üzerinde de olumlu etkileri vardır. Parklar,

bahçeler, rekreasyon alanları insanların daha fazla sosyalleşmesini sağlar ve kent yaşamının

getirdiği stresi azaltır.


ULAŞIM VE YEŞİL ŞEHİRLERARASINDAKİ İLİŞKİ

Ulaşım, yeşil şehirlerin sürdürülebilirliği için oldukça önemli bir faktördür. Çünkü yeşil şehirlerde,

fosil yakıtlara dayalı ulaşım araçlarının kullanımı azaltılarak, toplu taşıma, bisiklet ve yaya

yollarının yaygınlaştırılması hedeflenir. Bu da hem çevre kirliliğini azaltır hem de şehir içi trafiği

rahatlatır.

Özellikle elektrikli toplu taşıma araçları kullanımının

yaygınlaştırılması, yeşil şehirlerin hava kalitesini

arttırmasına yardımcı olur. Düşük karbonlu ulaşım

sistemleri sayesinde, sera gazı emisyonları azaltılarak

iklim değişikliğine karşı daha dirençli şehirler

oluşturulabilir.

Bisiklet yolları ve yaya dostu alanlar da ulaşım ve yeşil

şehirler arasındaki ilişkiyi güçlendirir. Bu sayede hem

insanların sağlıklı bir şekilde ulaşım yapmaları

desteklenir hem de şehir dokusu daha insan odaklı bir

yapıya kavuşur.

Yeşil şehirlerde trafik akışını düzenleyen ve araç

trafiğini azaltan politikaların uygulanması, sakin ve

huzurlu bir şehir yaşamı için önemlidir. Bu sayede şehir

sakinleri, temiz ve güvenli ulaşım imkânlarına kolaylıkla

erişebilirler.

YEŞİL BİNALAR VE ENERJİ VERİMLİLİĞİ

Yeşil binalar, çevre dostu yapı malzemeleri kullanılarak inşa edilmiş ve enerji verimliliğini

sağlayan özelliklere sahip olan yapıları ifade eder. Bu tür binalar, doğal enerji kaynaklarının

kullanımını en aza indirerek çevresel etkileri azaltmayı hedefler. Yeşil binaların, günümüzde artan

enerji ihtiyacına çözüm olabilecek potansiyele sahip olduğu düşünülmektedir.

Yeşil binaların enerji verimliliği, çatı ve duvar izolasyonu, enerji tasarruflu aydınlatma sistemleri,

güneş panelleri gibi sürdürülebilir enerji kaynaklarının kullanımı ve su tasarrufu gibi faktörlerle

sağlanmaktadır. Binaların ısıtma, soğutma ve aydınlatma sistemleri, enerji verimliliğini artırmak

amacıyla tasarlanmaktadır.

Ayrıca, yeşil binaların inşa edilmesinde kullanılan malzemeler de çevre dostu olmakta ve geri

dönüşümlü malzemeler tercih edilmektedir. Bu sayede çevre kirliliği azaltılmakta ve doğal

kaynakların korunmasına katkı sağlanmaktadır. Yeşil binalar aynı zamanda sağlık ve konforu da

göz önünde bulundurarak tasarlanmıştır.


Yeşil binaların enerji verimliliği, sadece bina sakinlerine mali ve çevresel faydalar sağlamakla

kalmaz, aynı zamanda toplumun genel enerji tüketimini azaltarak sürdürülebilir bir gelecek için

önemli bir role sahiptir. Bu nedenle, yeşil binaların inşa edilmesi ve mevcut binaların yeşil bina

standartlarına uygun hale getirilmesi, enerji verimliliği konusunda önemli adımlardır.

ATIK YÖNETİMİ VE GERİ DÖNÜŞÜMÜN ROLÜ

Atık yönetimi ve geri dönüşüm, yeşil şehirlerin sürdürülebilirliği için son derece önemli bir role

sahiptir. Artan nüfus ve tüketimin bir sonucu olarak, atıkların doğru bir şekilde yönetilmesi ve geri

dönüştürülmesi, çevrenin korunması ve doğal kaynakların sürdürülebilirliği için hayati öneme

sahiptir.

Bu sebeple, atık yönetimi ve geri dönüşüm, yeşil şehirlerin planlanması ve geliştirilmesi sürecinde

öncelikli bir konu olarak ele alınmalıdır. Geri dönüşüm tesislerinin kurulması, atıkların ayrıştırılması

ve tekrar kullanılabilir hale getirilmesi, enerji tasarrufu sağlanması ve doğal kaynakların

korunmasına katkı sağlar.

Ayrıca, atıkların düzgün bir şekilde yönetilmesi, çevre kirliliğinin önlenmesine yardımcı olur.

Atık yönetimi uygulamalarının yaygınlaştırılması ve geri dönüşüm bilincinin artırılması, yeşil

şehirlerin temiz ve yaşanabilir bir çevre sunmasına katkı sağlar.

Atık yönetimi ve geri dönüşümün rolü, sadece çevrenin korunması için değil, aynı zamanda

ekonomik açıdan da önemlidir. Atıkların geri dönüşümü, yeni kaynakların kazanılmasına ve atık

maliyetlerinin düşürülmesine yardımcı olur, bu da yeşil şehirlerin sürdürülebilir ekonomik büyüme

sağlamasına katkı sağlar.

TOPLUMSAL KATILIM VE YEŞİL ŞEHİRLER

Toplumsal katılım, yeşil şehirlerin oluşturulması ve sürdürülmesi sürecinde önemli bir rol

oynamaktadır. Bu katılım, şehir sakinlerinin çevresel kararlar alınırken etkili bir şekilde katılmasını

ve kendi yaşadıkları çevreyi şekillendirmesini içerir. Toplumsal katılım, yeşil şehirlerin

planlanmasında ve geliştirilmesinde halkın sahip olması gereken bir hak ve sorumluluktur.

Yeşil şehirlerin oluşturulması, sadece çevre dostu altyapı, enerji verimliliği ve yeşil alanlarla sınırlı

değildir. Aynı zamanda halkın, kent planlaması, çevresel politikalar ve yeşil teknolojiler


konusundaki kararlara katılımı da oldukça önemlidir. Toplumsal katılım sayesinde, şehir sakinleri

kendi ihtiyaçlarına uygun çevresel politikaların, altyapıların ve hizmetlerin oluşturulmasına katkıda

bulunabilir.

Yeşil şehirlerin oluşturulması sürecinde, toplumsal katılım, farklı toplulukların ihtiyaçlarını ve

endişelerini dikkate almayı gerektirir. Herkesin sesinin duyulduğu ve önemsendiği bir katılım

süreci, yeşil şehirlerin herkes için daha iyi bir yaşam kalitesi sunmasını sağlar. Ayrıca, toplumsal

katılım, şehir sakinlerinin çevre bilincini artırır ve sürdürülebilir yaşamı teşvik eder.

Toplumsal katılımın yeşil şehirlerin oluşturulması sürecindeki önemi, şehirlerin sadece fiziksel

değişimlerle değil, aynı zamanda toplumsal dönüşümle de ilgili olduğunu göstermektedir. Yeşil

şehirler, sadece yeşil altyapı ve enerji verimliliği ile değil, aynı zamanda toplumun çevresel

konulardaki farkındalığını ve katılımını artırarak oluşturulabilir.

DÜNYANIN EN YEŞİL 10 ŞEHRİ

10. Oslo, Norveç

9. Stockholm, İsveç

8. Kopenhag, Danimarka

7. Freiburg, Almanya

6. Malmö, İsveç

5. Vancouver, Kanada

4. San Francisco, Kaliforniya

3. Portland, Oregon

2. Bristol, İngiltere

1. Reykjavik, Iceland

BİYOÇEŞİTLİLİĞİN ÖNEMİ

Biyoçeşitlilik, canlıların çeşitliliği anlamına gelir ve ekosistemlerin sağlıklı bir şekilde işleyebilmesi

için hayati öneme sahiptir. Biyoçeşitliliği korumak, ekosistemlerin denge ve sürdürülebilirlik içinde

varlığını sürdürebilmesi için kritik bir gerekliliktir. Biyoçeşitliliği koruma çabaları, bireylerin,

toplumların ve küresel düzeyde hükümetlerin ortak sorumluluğu altındadır. Sürdürülebilir kullanım

ve koruma çabalarıyla biyoçeşitliliğin azaltılmasının önüne geçilebilir, doğanın dengesi korunabilir

ve gelecek nesillere daha sağlıklı bir dünya bırakılabilir. Türkiye biyoçeşitlilik konusunda zengin

ülkelerden biridir.

TÜRKİYE'DEKİ ENDEMİK HAYVANLAR VE BİTKİLER

Sadece Türkiye'de çok sayıda hayvan ve bitki türü bulunmaktadır. 2007 yılında yayınlanan bir

makaleye göre Türkiye'de omurgalı ve omurgasız olmak üzere toplam 4285 endemik hayvan türü

bulunmakta ve 10.000'e yakın bitki türü yetişmektedir. Bu bitki türlerinin yaklaşık 3.000'i Türkiye'ye

endemiktir. Bu özelliğiyle Türkiye, tüm Avrupa'dan daha fazla endemik bitki türüne sahiptir.

Maalesef hepsini yazamıyoruz. İşte Türkiye'deki endemik bitki ve hayvan türlerinden bazıları;


VAN KEDİSİ

Van kedisi, adını Van Gölü bölgesindeki

köklerinden alan, iyi bir yüzücü olan, mavi

veya yeşil gözlü veya biri mavi diğeri yeşil

olan bir kedi cinsidir. Van kedilerinin

kulaklarının arasında genel olarak bir veya

iki siyah nokta bulunur.

AKDENİZ İSTAVRİT

Akdeniz istavritleri, Biscay Körfezi'nden

Moritanya'ya kadar doğu Atlantik

Okyanusu'nun yanı sıra Akdeniz, Ege

takımadaları, Karadeniz, Propontis veya

Marmara Denizi ve güneybatı Azak Denizi

boyunca subtropikal sularda bulunur.

ANKARA TAVŞANI

Endemik hayvan türleri arasında yer alan

Angora Tavşanı

Türkiye'nin kalın ve iri tüyleriyle ünlüdür.

ANADOLU LEOPARI

Pers leoparının bir alt türü sayılan Anadolu

leoparı, Doğu Akdeniz ve Doğu Anadolu

Bölgelerinde yaşamaktadır.

ANKARA KEÇİSİ(ANGORA KEÇİSİ) SİVAS KANGAL

Çoğunlukla Ankara'da bulunduğu için Ankara Dünyanın en büyük köpeklerinden biridir.

Keçisi olarak da anılır. Gövde örtüsü gümüş Özellikleri ve kullanım alanları itibariyle

renkli, ince, uzun, parlak tiftiktir. Büyük çoban köpeği olarak nitelendirilebilir ancak

boynuzları, ince ve kısa kuyrukları vardır. bekçi köpeği tanımına daha çok uymaktadır.

Tiftik, gümüş-beyaz rengi, parlaklığı, Çünkü diğer çoban köpeği ırkları, sürüyü

uzunluğu, elastikiyeti, nemi emmesi, ısıya korumaktan ziyade yönlendirme ve yönetme

dayanıklılığı ve iyi boyanabilme özelliği konusunda ustadır. Kangal köpeğinin en

nedeniyle çok aranan bir türdür. belirgin özelliği sahibine olan aşırı bağlılığı

ve buna bağlı olarak sahibine ait olduğunu

düşündüğü şeyi koruma içgüdüsünün güçlü

olmasıdır.

SİVAS KANGAL

ANTALYA İRİSİ.

Çok yıllık bir bitkidir. 900-1250 metre

yükseklikte dağınık quercus ormanlarında

yetişir.


Dünyanın en büyük köpeklerinden biridir.

Özellikleri ve kullanım alanları itibariyle

çoban köpeği olarak nitelendirilebilir ancak

bekçi köpeği tanımına daha çok uymaktadır.

Çünkü diğer çoban köpeği ırkları, sürüyü

korumaktan ziyade yönlendirme ve yönetme

konusunda ustadır. Kangal köpeğinin en

belirgin özelliği sahibine olan aşırı bağlılığı

ve buna bağlı olarak sahibine ait olduğunu

düşündüğü şeyi koruma içgüdüsünün güçlü

olmasıdır.

ZCORZONERA HİERACİİFOLİA

Corzonera hieraciifolia, Asteraceae

familyasına ait çok yıllık sütlü bir bitki

türüdür.

VAN LALE

Bilinen en eski süs bitkisi olan ve acıların

sembolü olan Van Lalesi, soğanlı bir bitki

türüdür.

PİYAN, EBER SARI – THERMOPSİS

TURCİCA

1982 yılında keşfedilen Eber Sarısı, doğal

olarak yalnızca Akşehir ve Eber göllerinin

yamaçlarında bulunur. Nesli tükenme

tehlikesi altında olan bitkiler arasında yer

alan Eber Sarısı, sarı çiçekli otsu olup 40-80

cm uzunluğa sahiptir. En önemli özelliği bir

çiçekten 3 meyve vermesidir.

ANADOLU SIĞLASI – LIQUIDAMBAR

ORIENTALIS

Efsanelere konu olan bir diğer ağaç ise

Anadolu sığlasıdır. Türkiye'nin Güney Ege

ve Batı Akdeniz bölgelerinde sınırlı

alanlarda yetişen ve "Kütük Ağacı" olarak

da bilinen sığlanın boyu 20 metreye kadar

ulaşabiliyor ve görünümü çınar ağacını

andırıyor.


PROJE ÇALIŞMALARIMIZ

1. İSVEÇ

İsveç’te ilk toplantı gerçekleştirildi. Bu toplantıda proje boyunca yapılacak çalışmalar

planlandı. Proje konusunda ortaklar bilgilendirildi. Hareketliliğe ev sahibi dışında her ülkeden 3

öğretmen olmak üzere toplam 15 kişi katıldı.






2. İZLANDA

İZLANDA ev sahipliğinde gerçekleştirilen gezimizde ana temamız sürdürülebilir enerji

kaynakları ve şehir yaşantısı oldu. Hareketliliğe ev sahibi dışında her ülkeden 3 öğretmen olmak

üzere toplam 15 kişi katıldı.

Projenin ilk gününde jeotermal tesisleri, temiz enerji ile üretilen domates çiftliğini, topraktan

çıkan sıcak suda yapılan ekmek pişirmeyi görme fırsatımız oldu. Bunun yanında kültürel doğal

miras olan şelaleleri ve gayzeri gördük.

İkinci gün üniversite ziyaretinde bulunduk ve sürdürülebilir yaşam ve iklimin korunması

üzerine iki seminer aldıktan sonra doğal yaşamla ilgili müzeleri ziyaret ettik. Üçüncü gün alan

gezimizi gerçekleştirdik. İzlanda’nın güneyinde bulunan şelaleler, nehirler, yanardağlar, buzullar ve

bazı tarihi yerleri ziyaret ettik. Son gün ise okul ziyaretimizi yaptık ve gönüllü bir kuruluş olan

Modurnal’ın kullandığı sınıfları gördük. Daha sonra kültür merkezinde hazırlamış olduğumuz

sunumları paylaştık ve bir sonraki hareketlilik ile ilgili planlamalarımızı yaptık.

İzlanda ekibi hareketliliğe çok iyi hazırlanmıştı ve bize çok iyi rehberlik ettiler. Doğal kültürel

mirasları ve sürdürülebilir enerji ve iklim çalışmaları ile ilgili önemli kazanımlar edindik.

Zorlandığımız nokta ise valizlerimizin kaybolmuş olması ve İzlanda’nın çok pahalı bir ülke olması

oldu. Bunun dışında verimli ve keyifli bir hareketlilik geçirdik.




3. ALMANYA

Almanya hareketliliğinde "Sanayi ve Çevre“ başlıklı kısa sunumlar yapıldı. Hareketliliğe ev

sahibi ülke haricinde Türkiye’den 3 öğretmen 5 öğrenci, İsveç’ten 2 öğretmen 2 öğrenci,

Romanya’dan 2 öğretmen 3 öğrenci, İzlanda’dan 2 öğretmen 3 öğrenci, Madeira’dan 2 öğretmen 4

öğrenci olmak üzere toplam 28 kişi katıldı. Avrupa'da ve Dünya kıtalarında ve denizlerde gıda

üretimi/tüketimi sunumları gerçekleştirildi. Küresel gıda üretiminde ne tür sebzeler kullanılabilir

sorusuna cevap arandı. Lezzetli ve sağlıklı vejetaryen otantik yemeklerin ppt sunumları

hazırlandı. Çevre bilinci ve iklim değişikliği, bölgelerdeki iklim değişikliği örnekleri ile ilgili sunumlar

hazırlandı. "İklim değişikliği çevremizi nasıl etkiledi?" konusunda kahoot etkinliği gerçekleştirildi.

"Azalt-Yeniden Kullan ve Geri Dönüştür" atölye çalışması yapıldı. Enerji, su, plastik ve giysi gibi

diğer eşya tüketiminin azaltılması, yerel gıdaların satın alınması, geri dönüşümlü kâğıtların yeniden

değişik amaçlarla kullanımı örnekleri sergilendi. Okul öğrencileri ve çalışanları tarafından

yetiştirilen elmalardan ve arılardan üretilen ürünlerin tadımı yapıldı. Tüm öğrencilerin fikri ile geri

dönüşüm infografisi tasarlandı. İnteraktif Cittàslow şehirler turu sunumu yapıldı.




4. MADEIRA

Madeira hareketliliğimize “ A global Problem; Climate Change” başlıklı konferans

gerçekleştirildi.

Hareketliliğe ev sahibi ülke haricinde Türkiye’den 2 öğretmen 4 öğrenci, İsveç’ten 2

öğretmen 3 öğrenci, Romanya’dan 2 öğretmen 4 öğrenci, Öğrenciler İzlanda’dan çalışma 2 öğretmen grupları 3 öğrenci, oluşturarak Almanya’dan iklim 2

öğretmen 8 öğrenci olmak üzere toplam 32 kişi katıldı.

değişikliği konusunda yuvarlak masa çalışması yaptılar ve sonuçları diğerleri ile paylaştılar. Bu

hareketlilikte Eko Cartoon etkinliği gerçekleştirildi ve öğrenciler iklim değişikliğine dikkat çekmek

üzere karikatürler tasarladı ve çizdiler. Öğrenciler sürdürülebilir tarım çalışmaları kapsamında

fideler ektiler.



5. TÜRKİYE

Ev sahibi olduğumuz bu etkinliğin ana teması Ekolojik okuryazarlık idi. Hareketliliğe ev

sahibi ülke haricinde 2 öğretmen 4 öğrenci, İsveç’ten 2 öğretmen 1 öğrenci, Romanya’dan 2

öğretmen 3 öğrenci, İzlanda’dan 2 öğretmen 3 öğrenci, Almanya’dan 2 öğretmen 6 öğrenci olmak

üzere Bu hareketlilikte toplam 27 kişi bütün katıldı. ülkelerin hazırlamış oldukları filmler

gösterildi ve film festivali gerçekleştirildi. Festivalde Türkiye’nin filmi birinci seçildi. Havagazı

fabrikasında ve Seferihisar belediyesinde citta- slow konulu sunumlar gerçekleştirildi. Örnek

olarak Seferihisar ve şirince görüldü. Doğal kültürel miraslar kapsamında Meryem Ana ve

Efes gezileri düzenlendi.




6. ROMANYA

Romanya hareketliliğinde her ortak kendi ülkelerindeki cittaslow şehirler hakkında bilgi verdi.

Hareketliliğe ev sahibi dışında İsveç’ten 4, diğer ülkelerden 3 öğretmen olmak üzere toplam 16 kişi

katıldı. Ortaklar ülkelerindeki geri dönüşüm uygulamaları hakkında veriler ve bilgiler içeren

sunumlar yaptı. Ev sahibi ülke “Yeşil Olalım “başlıklı eğitici ve bilgi verici etkinlikler düzenledi.

Etkinlik kapsamında hava ve su kirliliği ve bunları önleme konularında sunumlar yapıldı. Ev sahibi

ülke gastronomik bir etkinlik düzenlemiş yerel üreticiler ve ürünler hakkında bilgi vermiştir. “Doğayı

Nasıl Koruyabiliriz ” başlığı altında tüm katılımcılar ülkelerindeki iyi uygulamalar ve alınan tedbirler

hakkında bilgi verdi. Tüm katılımcı ülkeler ülkelerindeki çevre koruma başlığı altında yaptıkları

çalışmaları eğitimlerine nasıl entegre ettiklerinden bahsetmiş ve bu konuda yaptıkları çalışmaları

gösteren sunumlar hazırlamış ve sundular.





7. TÜRKİYE

Son toplantı yine ülkemizde gerçekleşti. Hareketliliğe ev sahibi dışında İsveç’ten 3, diğer

ülkelerden 2 öğretmen olmak üzere toplam 11 kişi katıldı. Bu toplantıda projenin değerlendirmesi

yapıldı. Bütün etkinlikler ve hareketlilikler gözden geçirildi. Raporlama sürecinde neler yapılacağı

tartışıldı. Yaygınlaştırma kapsamında yerel yönetici ve çevre ile ilgili sivil toplum örgütlerinin de

katılımıyla 76 kişiye kokteyl gerçekleştirildi ve proje katılımcılara anlatıldı.



Kitapçığımızın sonunda okuyuculara dünyamızı korumak ve gelecek nesillere daha yaşanılır

bir dünya bırakabilmek üzere bazı önerilerde bulunmak isteriz. Tek başımıza dünyayı

değiştiremeyiz, ancak birlik olursak ve bu bilinci mümkün olduğunca çevremize aktarırsak

başarabiliriz. Bu bağlamda proje boyunca yaptığımız araştırma ve çalışmalar, paylaşımlar

sonucunda bireysel olarak yapabileceklerimiz konusunda bazı önerilerde bulunmak isteriz.

Bilinçli Tüketim ve Atık Yönetimi:

Geri dönüştürülebilir ve çevre dostu ürünleri tercih edin. Bu, organik ve yerel ürünlerin satın

alınması, paketlenmiş ürünlerin miktarını azaltmak veya ikinci el ürünleri tercih etmek gibi çeşitli

biçimlerde olabilir.

Ambalajlı ürünlerin ambalajlarını geri dönüşüm kutularına atın ve geri dönüştürülebilir atıkları

doğru bir şekilde ayrıştırın.

Atık azaltma ve geri dönüşüm süreçlerine aktif olarak katkıda bulunun. Bunun yanı sıra, geri

dönüşüm tesislerinin bulunduğu yerel topluluk projelerine destek verin.

2. Su Tasarrufu:

Duş alırken veya diş fırçalarken musluğu kapatın ve suyu israf etmemeye dikkat edin.

Bahçe sulama saatlerini optimize ederek su kullanımını azaltın ve yağmurlama sistemleri gibi

suyu daha verimli kullanan teknolojilere yatırım yapın.

Sızdıran muslukları veya boruları hemen tamir ettirin ve su kaçağı olmadığından emin olun.

3. Enerji Verimliliği:

Enerji tasarruflu ampuller kullanın ve aydınlatma ihtiyaçlarınızı doğru bir şekilde değerlendirin.

Kullanmadığınız elektrikli cihazların fişlerini çekerek güç kaybını önleyin ve enerji verimliliği

sağlayın.

Evlerde ve işyerlerinde enerji tüketimini izlemek ve optimize etmek için akıllı termostatlar, enerji

yönetim sistemleri ve güneş panelleri gibi teknolojileri kullanın.

4. Ağaçlandırma ve Orman Koruma:


Yerel ağaç dikim etkinliklerine katılın veya kendi bahçenizde ağaç dikerek yeşil alanları artırın.

Orman yangınlarını önlemek için piknik yaparken dikkatli olun ve izmaritlerinizi düzgün bir

şekilde imha edin. Ayrıca, orman yangınlarını rapor etmek ve söndürme çabalarına destek

vermek için yerel yetkililere bilgi sağlayın.

5. Biyoçeşitliliğin Korunması:

Yerel doğal alanlara ve koruma alanlarına saygılı olun ve bu alanlarda yabani yaşamı rahatsız

etmekten kaçının.

Yerel bitki ve hayvan türlerinin korunması için yerel koruma projelerine katılın ve doğal yaşam

alanlarını korumak için topluluklarınızla iş birliği yapın.

Yabani yaşamı izlemek, fotoğraflamak veya beslemek gibi aktivitelerde, doğal yaşamın

bozulmasını önlemek için dikkatli olun ve yerel koruma kurallarına uyun.

6. Toplum Katılımı ve Eğitim:

Doğa koruma projelerine gönüllü olarak katılın ve topluluk etkinliklerine aktif bir şekilde katılarak

doğa koruma bilincini artırın.

Doğa koruma ile ilgili farkındalık yaratmak için çevrenizdeki insanları eğitin ve bilgilendirme

kampanyalarına katılın.

Çocuklara doğa sevgisi ve doğa koruma bilinci aşılayın ve okullarda doğa koruma eğitimini

teşvik edin.

7. Sürdürülebilir Ulaşım:

Toplu taşımayı tercih edin veya mümkünse bisiklet, yürüyüş veya elektrikli araç gibi çevre dostu

ulaşım araçlarını kullanın.

Araç kullanımını azaltmak için yakın mesafeli seyahatlerde yürüyüş, bisiklet veya toplu taşıma

gibi alternatifleri değerlendirin ve araç paylaşımı sistemlerine katılın.

8. Plastik Kirliliği Azaltma:

Tek kullanımlık plastik ürünlerden kaçının ve yerine tekrar kullanılabilir alternatifler tercih edin.

Alışveriş yaparken kumaş torba veya bez torba kullanın ve plastik şişe ve poşetlerin doğru

şekilde geri dönüştürülmesini sağlayın.

Plastik atıkları doğada görülen kirlilikleri rapor etmek için çevrimiçi platformları veya yerel

yetkilileri kullanın ve yerel topluluklarla iş birliği yaparak temizlik etkinliklerine katılın.

9. Küresel İklim Değişikliğiyle Mücadele:

Fosil yakıtlı araçların kullanımını azaltmak için toplu taşımayı, elektrikli araçları veya yakıt

tasarruflu araçları tercih edin.

Yerel yönetimlerin ve ulusal hükümetlerin sürdürülebilir enerji politikalarını destekleyin ve

yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapmalarını teşvik edin.

Kişisel ve toplumsal karbon ayak izlerini azaltmak için enerji tasarruflu uygulamaları benimseyin,

sera gazı emisyonlarını izleyin ve azaltma çabalarına katılın.


Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!