15.09.2022 Views

Prizma 16-17

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Hamdi Özyurt

■■

DUNYAYLA

BULUŞAN

BIR

DENGBEJ*

tock®holm'e yılda en fazla üç-dört defa yolum düşer.

S

Yajşadığım Gotland adasından Stockholm'e gidip

dönÉmek, başka bir ülkeye gidip dönmek gibi bir

şeyđ. Toplam on saat gemi, iki saat de otobüs yolculuğu

oldukça yoruyor insanı. Kışın ortasında Stockholm'e, bu

kez Mehmed Uzun'la görüşmek için gidiyorum. Giderken,

imzalatmak için, kütüphanemde bulunan Mehmed Uzun

kitaplarını da götürüyorum, beş tane kalın kitabı seve seve

yük ediyorum kendime. Bu beş kitap arasında bir tanesi

var ki,Ø okurken bir içdeprem geçirdim, sarsıldım. Bırakıp

geldiğim coğrafyayı ve o coğrafyanın kıymetini ne kadar

az bildiğimi bir kez de o kitap hatırlattı bana. Kitabın

adı, "ÌDicle'nin Yakarışı"Í. Bir kültür haritası, bir sevgi

kılavuzu ...

Stockholm, denizin ve akarsuların adalara böldüğü bir

şehir, adalar birbirine köprülerle bağlı. Köprülerin altındaki

sular, Stockholm'ü pare pare avuLcunda tutan deniz donmuş.

ÜQzerinde gezenler, kayak kayanlar, burguyla buzu delip

balık tutanlar var. Merkezi bir yerde bulunan Hurtigs isimli

bir p°astanede buluşuyoruz

Mehmed Uzun'la.

Mehmed Uzun 1977

yılından bu yana İsveç'te

yaşıyor. Kendisiyle yıllar

önce telefon aracılığıyla

tanışmıştık, ama yüz yüze

ilk defa görüşüyoruz. Şık

giyimli, kibar bir insan;

bakışları zeki, hayat

dolu; sözcükleri tane tane

kullanıyor, karşısındakini

incitmemeye dikkat

ediyor konuşŊurken.*

Hyer zaman sabırsız ve

aceleciyimdir, kitapları

imzalamasını rica ediyorum hemen. Ama o, tam bir romancı

sabrıyla, hiç acele etmeden, önce kitapları alıyor önüne; tek

tek inceliyor kendi kitaplarını, çocuklarıymış gibi şefkatle

okşuyor. SonrÝa ceketinin iç cebinden, Nazilere karşLĝ

savaşmış bir gazeteci olan Torgny Segersted'in anısına,

NorveçĪ 'te kendisine öSdül olarak verilen altın kalemi

çıkarıyor. Kitapların her birine diğerinden farklı sözlerle,

iyi, güzel dileklerini yazıyor ve imzalıyor.

İkimiz de sigara kullanmıyoruz, ama Hurtigs, içinde

sigara içilen, şeh>rin ender kapalı mekanlarından biri. Yine

de içeride fazla sigara dumanı yok, İçerisi fazla kalabalık

da değil. Ortada süt gibi beyaz bir piyano var, büyük

saksılarda kü¸çük palmiye ağaçları, renkli balıklarıyla

kocaman bir akvaryum dipte ... Mehmed Uzun'un üzerinde

Dicle'nin Yakarışı'nın ikinci cildini de bitirmiş olmanın

rah>atlığı var. Roman yazma süresince kendini hapsettiği,

Sigt÷una şehrindeki o eski manastırdan yeni çıkmış, yani

mutlu. Birinci cildi yazarken de, RRuKshagen isimli bir köyde,

dış dünyayla bütün bağlarını keserek kendini izole etmişti,

biliyorum.

Bıro'dan söz ediyoruz biraz; hani şu, her şevbuhe:rk'in*`*`

sonunda, "Başucumaţ birţ tasţ suţ veţ birţ avuçţ kuruţ üzümţ

bırakın,ţ yorganıţüstümeţçekin,ţ kandiliţsöndürünţveţgidin "ţ

gibi gizemli şeylersöyleyenBıro' dan. Dicle'nin Yakarışı 'nın

ilk cildindeki o yoğun anlatımdan, onca dolu sözden sonra,

ikinci ciltte Bıro'nun, bize anlatacak başka neyi kaldığını

soruyorum. İlk cildin, ikinci cildi gerilime hazırladığını

söylüyor Mehmed Uzun. İlk ciltteki sembollerin, nişanların,

işaretlerin; ikinci ciltte ayaklanmalara, katliamlara,

sürgünlere; insanların, kültürlerin kaderlerini belirleyen

olaylara nasıl dönüştüğünü yine Bıro anlatac7ak. Bu kitabın

üzerinde nasıl çalıştığını; nerelerden, ne zorluklarla

materyaller topladığını anlatıyor Mehmed Uzun. Yüzyıllar

boyunca ağır katliamlar geçiren Keldanilere ve Yezidilere

karşı bir vicdan borcu olarak görüyor bu kitabı. Ortadoğu 'da

her milletin, her etnik grubun, her aydının, her bireyin

yapması gereken muhasebenin kendi payına düşen kısmını

bu kitapta yaptığını söylüyor. Kürtler içindeki bazı bağnaz

grupların işlediği suçların özelºeştirisini de kendi boyun

borcu olarak gören yazar Mehmed Uzun, insan Mehmet

Uzun olarak da gözümde

yüceliyor.

Suçtan,suçluluktan,

vicdandan, muhasebeden

konuşurken söz

Uzun'un davalarına geliyor.

Davaları konuşmak,

edebiyat konuşmak gibi

keyifli değil ikimiz için de.

Hakkında açılan beş davadan

dördü kitaplarıyla,

biri ise Diyarbakır'da

yaptığı bir konuşmayla

ilgili. İĹlkel bir zĚihn©iyet,

birçok yazar, aydın insan

gibi, onu da yıllarca

davalarla uğraşmak zorunda bırakıyor. "A-şkţgibiţAyĄdınlıkţ

Ölümţ GibiţKaranlık "ţ isimli romanıyla ilgili mahkemeyi

(_dava gerekçesi: yayın yoluyla bölücülük yapmak)( izlemek

için, AvMrupa 'nın önde gelen yirmi beş yazarı, onunla biri ikte

Türkiye 'ye gidiyor. AvMruĂpa' daki hemen hemen bütün yazar

öSrgütleri, birçok politikacı, birçok devlet ve bilim ad8amı,

desteğini Mehmed Uzun'dan esirgemiyor. Destek amaçlı

deklarasyonda AvMnupa'nın önemli yazar ve aydınlarının

neredeyse tümünün imzası var: Nadine Gordimer, Günter

Grass, Elie Weiesel, Ya4şar Kemal, Zülfü Livaneli, Orhan

(,

Tel:08-31 86 87

PRiZMA

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!