16.06.2022 Views

Metropol Dergisi - Antalya

- Metopol Dergisi Antalya Film Festivaline Damga Vurdu - Anset Genel Koordinatörü Dilaver Tanık, festivalin başarısı onur verdi - Başbakanlık Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı (TYDTA) Körfez Ülkeleri Temsilcisi Dr. M. Mustafa Göksu - Antalya OSB’nin Gurur Gecesi -Antalya OSB Başkanı Ali Bahar -Sümer Ezgü Sanat Akademisi - Antalya Şehir Tiyatrosu Bu Sene Perdeyi Üsdat’ın Unutulmaz Eseri “Para” İle Açtı - Tiyatro Oyuncusu Tekin Temel - TRT’nin 4. Uluslararası Medya Eğitim Programı Antalya’da Gerçekleşti

- Metopol Dergisi Antalya Film Festivaline Damga Vurdu
- Anset Genel Koordinatörü Dilaver Tanık, festivalin başarısı onur verdi
- Başbakanlık Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı (TYDTA) Körfez Ülkeleri Temsilcisi Dr. M. Mustafa Göksu
- Antalya OSB’nin Gurur Gecesi -Antalya OSB Başkanı Ali Bahar
-Sümer Ezgü Sanat Akademisi
- Antalya Şehir Tiyatrosu Bu Sene Perdeyi Üsdat’ın Unutulmaz Eseri “Para” İle Açtı
- Tiyatro Oyuncusu Tekin Temel
- TRT’nin 4. Uluslararası Medya Eğitim Programı Antalya’da Gerçekleşti

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

1


Röportaj<br />

2<br />

www.metropoldergileri.com


OCAK 2017<br />

3


Editör<br />

<strong>Metropol</strong> <strong>Antalya</strong><br />

Yaygın, Süreli • Kasım- Aralık 2016/ Ocak 2017<br />

YAYINCI / İMTİYAZ SAHİBİ<br />

Adına Seycan ÇAKIR<br />

YAYIN KURULU BAŞKANI<br />

Ömer Faruk MEYDAN<br />

YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ<br />

Ahmet ÇAKIR<br />

Beyzat AKSOY<br />

beyzat@metropoldergileri.com<br />

Büyüyen <strong>Antalya</strong>,<br />

gelişen Türkiye<br />

<strong>Antalya</strong> hizmetten sanayiye topyekun büyüme hedefinde emin<br />

adımlarla ilerliyor. Art arda hayata geçirdiği projelerle dünya süper<br />

ligine çıkan <strong>Antalya</strong> değerine değer katmaya devam ediyor.<br />

Ülkemiz için dış finansman ihtiyacının karşılanmasında turizmin<br />

önemli bir rolü vardır, ülkemiz açısından turizm önemli bir döviz<br />

kaynağıdır.<br />

<strong>Antalya</strong> turizm sektöründe dünyada marka olması amacıyla; sağlık,<br />

kültür, doğa, spor ve golf gibi turizm çeşitliliğinin sağlanmasıyla<br />

turizm potansiyelimizin ve ülkemizi ziyaret eden turist sayısının<br />

arttırılmasına yönelik projeleri hayata geçirmeye devam ediyor.<br />

Turizmin yanı sıra <strong>Antalya</strong> uluslararası organizasyonların ve zirvelerin<br />

de vazgeçilmez adresi adeta. Sizlere geçen sayıda <strong>Antalya</strong>’yı<br />

zirvelerin başkenti yapan gönülleri anlatmıştık. Bu sayımızda da<br />

<strong>Metropol</strong> <strong>Antalya</strong> dergimizde, kendisi çok uzaklarda olmasına<br />

rağmen kalbi ülkesi için atan bir isimi kapak konuğu olarak ağırlıyoruz:<br />

Dr. M. Mustafa Göksu<br />

Başbakanlık Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı (TYDTA)<br />

Körfez Ülkeleri Temsilcisi Dr. M. Mustafa Göksu’ya <strong>Antalya</strong>’da<br />

gerçekleştirilen zirveleri sorduk.<br />

Sayın Göksu’nun da değimiyle bu ülkenin “Karşılıksız Türkiye<br />

sevgisi” ile hizmet edecek gönüllere çok ihtiyacı var. Hedefimiz<br />

büyüyen, gelişen, söz sahibi, yeni bir Türkiye...<br />

Keyifli okumalar<br />

YAYIN YÖNETMENİ<br />

Çiğdem KURUT<br />

GÖRSEL YÖNETMEN<br />

Ahmet TOK<br />

PROJE KOORDİNATÖRÜ<br />

Beyzat AKSOY<br />

REKLAM KOORDİNATÖRÜ<br />

Almıla TELLİLER<br />

Canan ÖZER<br />

GRAFİK TASARIM<br />

FOTOĞRAF<br />

Ahmet ÇAKIR<br />

Beyzat AKSOY<br />

HUKUK DANIŞMANI<br />

Av. Seda KARA<br />

YÖNETİM YERİ<br />

Akabe Mh. Şehit Furkan Doğan Cd. Bey Plaza<br />

A Blok 5/ 503 Karatay/ KONYA<br />

Tel: 0332 323 10 18 Faks: 0332 323 10 19<br />

www.metropoldergileri.com<br />

ANTALYA OFİS<br />

Şirinyalı Mh. 1497 Sk. Arslan Ap. 4/7<br />

Muratpaşa/ ANTALYA<br />

Tel: 0242 316 16 86 Faks: 0242 316 16 87<br />

info@metropoldergileri.com<br />

antalya@metropoldergileri.com<br />

BASKI<br />

GÜLERMAT MATBAACILIK<br />

5619 Sk. No: 6 Meriç Mah.<br />

Çamdibi-Bornova/İZMİR<br />

gulermat1@gmail.com • info@gulermat.com<br />

Tel : 0232 433 61 33<br />

DAĞITIM<br />

4 www.metropoldergileri.com<br />

Ocak 2017


5


6 www.metropoldergileri.com


OCAK 2017<br />

7


8 www.metropoldergileri.com


OCAK 2017<br />

9


Röportaj<br />

İÇİNDEKİLER<br />

10 32 36<br />

Kapak<br />

Konusu<br />

18<br />

Dr. M.<br />

Mustafa<br />

GÖKSU<br />

Başbakanlık Türkiye Yatırım<br />

Destek ve Tanıtım Ajansı<br />

(TYDTA) Körfez Ülkeleri<br />

Temsilcisi<br />

Haber<br />

22<br />

23<br />

24<br />

28<br />

35<br />

65<br />

BAKA’nın lokomotifi <strong>Antalya</strong><br />

Sûfî Yolu Projesi İçin Yola Çıkıldı<br />

<strong>Antalya</strong> OSB’nin Gurur Gecesi<br />

Türkiye - Ukrayna Zirvesi<br />

MENA Zirvesi<br />

7. Konyaaltı Kitap Fuarı<br />

48 TİYATRO 58 PROJE 70 ARAŞTIRMA 72 SAĞLIK<br />

10 www.metropoldergileri.com


Ocak 2017<br />

44<br />

46 64<br />

Röportaj<br />

16<br />

Anset Genel<br />

Koordinatörü<br />

Dilaver<br />

TANIK<br />

38<br />

Sanat Akademisi<br />

Sümer<br />

EZGÜ<br />

SAYI: 12<br />

50<br />

Oyuncu<br />

Tekin<br />

TEMEL<br />

11


Festival<br />

53. Uluslararası <strong>Antalya</strong><br />

Film Festivali’nde neler yaşandı<br />

134 FİLM İZLEYİCİ İLE BULUŞTU<br />

Türkiye’nin en köklü sinema etkinliği<br />

Uluslararası <strong>Antalya</strong> Film Festivali;<br />

16-23 Ekim tarihleri arasında 7<br />

salonda, 227 seansta 39 ülkeden 134<br />

film izleyicileriyle buluşturdu, 130’a<br />

yakın yan etkinlik düzenledi, Altın<br />

Portakal dahil 43 ödül sahibini buldu.<br />

Festival Merkezi, Festival Yolu<br />

ve Film TMR platformu gibi yepyeni<br />

adımlarla sinemaya ve <strong>Antalya</strong>’ya<br />

katkı sağladığı bir yılı daha geride<br />

bıraktı.<br />

EŞ ZAMANLI YAYIN<br />

<strong>Antalya</strong> Büyükşehir Belediye Başkanı<br />

Menderes Türel başkanlığında<br />

ve Elif Dağdeviren direktörlüğünde<br />

gerçekleştirilen 53. Uluslararası<br />

<strong>Antalya</strong> Film Festivali, EXPO 2016<br />

<strong>Antalya</strong> Kongre Merkezi’ndeki<br />

muhteşem kapanış töreniyle sona<br />

erdi. Her iki tören de <strong>Antalya</strong> Kültür<br />

Merkezi’ne (AKM) kurulan dev<br />

ekranlarda eş zamanlı olarak yayınlandı.<br />

500’DEN FAZLA AKREDİTASYON<br />

Geniş bir katılımcı kitlesinin takip<br />

ettiği festivale <strong>Antalya</strong>’nın iletişim<br />

fakültesi öğrencileri ve akademisyenlerinin<br />

de yoğun ilgi vardı. Bu<br />

sene ilk defa gösterimleri ve etkinlikleri<br />

kolaylıkla takip edebilmeleri<br />

için üniversiteye özel 500’den fazla<br />

festival akreditasyonu sağlandı.<br />

JÜRİDE ÖNEMLİ İSİMLER<br />

Altın Ayı ve 6 Altın Portakal ödüllü<br />

usta yönetmen Semih Kaplanoğlu’nun<br />

başkanlığını yaptığı Ulusal<br />

Uzun Metrajlı Film Yarışması jürisinde;<br />

yine Altın Portakal sahibi<br />

Beste Bereket, cast direktörü Harika<br />

Uygur, sinema, tiyatro ve dizi<br />

oyuncusu Mehmet Özgür, müzisyen<br />

Orhan Topçuoğlu, Norveç Trömsö<br />

Uluslararası Film Festivali Direktörü<br />

Martha Otte ile uluslararası sinema<br />

endüstrisinin en önemli isimlerinden<br />

sinema yazarı ve danışman<br />

Sydney Levine da vardı.<br />

GÖRÜLMEMİŞ EŞİTLİK<br />

Uluslararası Yarışma filmlerinde ise bu<br />

12 www.metropoldergileri.com


OCAK 2017<br />

yıl, festivaller genelinde görülmemiş<br />

biçimde, kadın ve erkek yönetmenler<br />

eşitliği sağlandı. On filmden dördünü<br />

kadın, dördünü erkek yönetmenler<br />

çekti, iki tanesi de biri kadın biri erkek<br />

olan, ikişer yönetmen tarafından yapıldı.<br />

Uluslararası yarışmaya Türkiye’den<br />

seçilen iki film; “Tereddüt” (ClairObscur)<br />

Yeşim Ustaoğlu’nun, “Toz” (Dust)<br />

ise Gözde Kural’ın imzasını taşıyordu.<br />

460 BİN TL ÖDÜL<br />

Ulusal ve Uluslararası Yarışma, Sümer<br />

Tilmaç <strong>Antalya</strong> Film Destek Fonu ve<br />

<strong>Antalya</strong> Film Forum ile izleyici ödülleri<br />

ve özel ödüller de dahil toplam 43<br />

ödül sahiplerini bulurken 460 bin TL<br />

ve 50 bin Euro para ödülü dağıtıldı.<br />

(Ulusal Yarışma 100 bin TL/ Uluslararası<br />

Yarışma 50 bin Euro/ Sümer<br />

Tilmaç <strong>Antalya</strong> Film Destek Fonu 100<br />

bin TL/ <strong>Antalya</strong> Film Forum Belgesel<br />

Pitching Platformu 2 projeye toplam<br />

60 bin TL/ <strong>Antalya</strong> Film Forum Kurmaca<br />

Pitching Platformu 2 projeye<br />

toplam 60 bin TL/ <strong>Antalya</strong> Film Forum<br />

WorkInProgress Ödülü 100.000<br />

TL) Ayrıca festivalin ulaşım sponsoru<br />

THY tarafından En İyi Film’e verilen 1<br />

milyon uçuş mili’nin sahibi “Mavi Bisiklet”in<br />

yapımcısı Ümit Köreken oldu.<br />

TRT’nin, <strong>Antalya</strong> Film Forum Proje<br />

Geliştirme ödülünü ise (40 bin TL)<br />

Şahmerdan kazandı.<br />

HAYRAN KALDILAR<br />

53. Uluslararası <strong>Antalya</strong> Film Festivali,<br />

konuklarıyla da dikkatleri üzerine<br />

çekti. Açılış töreninde Altın Portakal<br />

Onur Ödülü alan başarılı genç Fransız<br />

oyuncu AudreyTautou, Uluslararası<br />

Jüri üyesi olarak gelen ve “<strong>Antalya</strong>’ya<br />

hayran kaldım. Bütün arkadaşlarıma<br />

anlatacağım” diyen ünlü Amerikalı<br />

oyuncu AndieMacDowell, Yaşam<br />

Boyu Başarı ödüllerinin sahipleri, çok<br />

özel iki isim; İran sinemasının genç<br />

ustalarından AsgharFarhadi ve oyunculuğun<br />

yaşayan efsanelerinden HarveyKeitel…<br />

ULUSLARARASI İSİMLER<br />

Kapanış törenindeki mini konseriyle<br />

büyüleyen, sert filmlerin sert görünüşlü<br />

ama yumuşak ruhlu ustası Robert<br />

Davi, Uluslararası Jüri’ye başkanlık<br />

eden Oscar ve Bafta ödüllü İngiliz<br />

saygın yönetmen Hugh Hudson, yine<br />

Uluslararası Jüri’de yer alan bol ödüllü<br />

senarist ve yönetmen WashWestmoreland,<br />

Filistinli kadın yönetmen Najwa-<br />

Najjar, ile Altın Küre ödüllü oyuncu<br />

RutgerHauer…<br />

DÜNYA YILDIZLARI<br />

Festival kapsamında gösterilen “İkinci<br />

Bahar” (Silver Skies) filminin Amerikalı<br />

usta oyuncusu George Hamilton,<br />

festivalde bir Ustalık Atölyesi gerçekleştiren<br />

Portekizli yıldız EsaiMorales,<br />

“Şeytanın Avukatı” (Devil’sAdvocate)<br />

ve Gladyatör filmi ile parlayan yetenekli<br />

ve güzel oyuncu ConnieNielsen,<br />

efsane filmlerin usta Amerikalı oyuncusu<br />

John Savage, sinema tarihine<br />

damga vurmuş “Postacı” (IlPostino)<br />

filminin başrol oyuncularından ve<br />

“Dünya Yetmez” ile Bond kızlarından<br />

biri olan İtalyan oyuncu Maria Grazia-<br />

Cucinotta, dünya ekranlarında fırtınalar<br />

estiren “Game of Thrones” dizisi ile<br />

gençlerin yakından takip ettiği İngiliz<br />

oyuncu Tara Fitzgerald, yine bir başka<br />

efsaneleşmiş oyuncu ArmandAssante<br />

ve Altın Palmiye dahil dünyanın<br />

önemli festivallerinden 50’ye yakın<br />

ödülü olan Filipinli ünlü yönetmen<br />

BrillanteMendosa festivalin bu yılki<br />

uluslararası büyüleyici isimlerindendi.<br />

DEV EKİP<br />

Bu konukların ve tüm festival konuklarının<br />

ağırlanması için birden çok lisan<br />

bilen 25 mihmandar ile 500 saha<br />

görevlisi 200 araç ile 16 saat duraksız<br />

çalışan shuttle servisler aracılığı ile 5<br />

hotel ve 4 festival merkezi arasında mekik<br />

dokudu. <strong>Antalya</strong> havalimanında<br />

ICF ve İstanbul’da TAV özel karşılama<br />

servisleri ile 24 saat havaalanı hizmeti<br />

verildi. 15 kayıt noktasında 3000 katılımcının<br />

kaydı yapılırken bunların<br />

2000 adetinin uçak biletlemesi ana<br />

sponsor THY işbirliği ve Scala MICE<br />

tarafından gerçekleştirildi. En önemlisi<br />

de bütün bunlar hiç hayır denilmeden<br />

yapıldı.<br />

YENİLİKLERLE DİKKAT ÇEKTİ<br />

Yarım asırlık tecrübesine sürekli yeni<br />

açılımlar ekleyerek hem sinemamıza<br />

hem <strong>Antalya</strong>’ya katkısını artıran<br />

festival; bu yıl bilhassa yenilikleriyle<br />

dikkat çekti. Yerli ve yabancı, 3000 konuğu<br />

<strong>Antalya</strong>’nın özgün atmosferinde<br />

ağırlayan, 20 bin biletin kesildiği, bir o<br />

kadar da akredite seyirci alan festival;<br />

geçtiğimiz yıllarda da festivale mekan<br />

olarak büyük katkılar sağlayan Cam<br />

13


Festival<br />

Piramit’i bu yıldan itibaren Festival<br />

Merkezi olarak 8 gün boyunca sinema<br />

profesyonellerinin hizmetine<br />

açtı. Bu amaçla 40 TIR malzemenin<br />

kullanıldığı Cam Piramit’te 14 özel<br />

oda ve ofis kuruldu.<br />

250 BASIN MENSUBU<br />

500 kişiye hizmet verebilecek oturma<br />

grubu ve ofis malzemelerinin<br />

yerleştirildiği mekan, 2 bin 500<br />

metrekare halı ile kaplanarak özel<br />

aydınlatma sistemi ile ışıklandırıldı.<br />

Yerel, ulusal ve uluslararası alandan<br />

festivali takip etmek üzere gelen<br />

250’ye yakın basın mensubuna hizmet<br />

vermek üzere bir basın merkezinin<br />

de yer aldığı mekanda ayrıca<br />

200 kişilik özel bir gösterim salonu<br />

ile 6 adet video izleme odası oluşturuldu.<br />

ŞÖLEN ALANINA DÖNÜŞTÜ<br />

Festivalin ana mekanlarından Cam<br />

Piramit ve AKM’nin yer aldığı <strong>Antalya</strong><br />

Kültür Park içerisinde bulunan<br />

Kral Yolu da Festival Yolu adıyla<br />

PeraEvent tarafından tüm konuklar<br />

için bir şölen alanına dönüştürüldü.<br />

KÜÇÜKLER UNUTULMADI<br />

Aralarında <strong>Antalya</strong> Büyükşehir Belediyesi<br />

Evcil Hayvan Edindirme standından,<br />

çocuklara yönelik etkinliklerin<br />

bulunduğu alanlar ile dublaj ve greenbox<br />

deneyimleri yaşatan uygulamalara<br />

kadar 14 farklı standın kurulduğu Festival<br />

Yolu, 12 saat boyunca, büyük küçük<br />

herkesin keyifle vakit geçirdiği, ünlü simalarla<br />

yan yana gelip sohbet ettiği, kitaplarını<br />

imzalattığı, fotoğraf çektirdiği<br />

capcanlı bir etkinlik alanıydı.<br />

4 ÇADIR KURULDU<br />

Aynı zamanda her gece ayrı bir konsere<br />

sahne olarak sinemayla müziği buluşturdu.<br />

Tanıtım ve duyuruların, anlık olarak<br />

70 metrekarelik LED ekranlardan yapıldığı<br />

güzergahta, 50 metrekarelik 4 adet<br />

çadır kuruldu.<br />

İMZA VE SOHBET<br />

Festival Yolu’nda bu yılki Onur Ödülü<br />

sahibi Yılmaz Gruda ve Feyzi Tuna,<br />

Ulusal Jüri üyesi, cast direktörü Harika<br />

Uygur, Yeşilçam’ın usta oyuncularından<br />

ve “Babamın Kanatları” filmindeki<br />

performansı ile Altın Portakal kazanan<br />

Menderes Samancılar, İstanbul<br />

Film Festivali’nin kurucusu ve 25 yıl<br />

direktörlüğünü yapan Hülya Uçansu<br />

ile yapımcı Arif Keskiner, ve oyunculuğunun<br />

yanı sıra şiirleriyle de bilinen<br />

emektar isim Kemal İnci, kitaplarını<br />

imzalayarak hayranlarıyla sohbet etti.<br />

GÖSTERİLER YAPILDI<br />

Özgün Çoban, Ümit Kantarcılar, Gülsen<br />

Tuncer, Selim Bayraktar, Alper<br />

Saldıran, Berke Üzrek, Kaan Çakır gibi<br />

özellikle gençlerin gözdesi olan bazı<br />

isimler de sohbet saatlerinde <strong>Antalya</strong><br />

halkı ile buluştu. Göksel, Taksim Trio,<br />

Mehmet Erdem, Sümer Ezgü ve Sixpack’in<br />

konser verdiği alanda ayrıca dans<br />

gösterileri ile film müzikleri konserleri<br />

de gerçekleştirildi.<br />

BİZZAT SAHNEDEYDİ<br />

Türkiye’de üretilen filmlerin ulusal ve<br />

uluslararası alanlarda satış, dağıtım,<br />

iletişim ve pazarlamalarına katkıda bulunmak<br />

üzere başlatılan Film TMR,<br />

geçtiğimiz yıl Festival Direktörü Elif<br />

Dağdeviren tarafından sektör temsilcilerine<br />

özel bir sunumla duyurulmuştu.<br />

Bu yıldan itibarense Film TMR (Film<br />

Talentand Marketing Rounds) bizzat<br />

14 www.metropoldergileri.com


OCAK 2017<br />

sahnedeydi!<br />

57 TÜRK FİLMİ BAŞVURDU<br />

Film TMR’ye henüz ilk yılında 57 Türk<br />

filmi başvurdu. Yerli yapımlara pazarlama<br />

ve finans anlamında ulusal ve<br />

uluslararası destek sağlamayı hedefleyen<br />

platform; üreticiler ile dağıtımcıları,<br />

online ve televizyon film alıcılarını<br />

buluşturdu, ön anlaşmaları Film<br />

TMR’de yapılan filmler oldu.<br />

ULUSLARARASI KATILIM<br />

Türkiye dışında Rusya, Almanya,<br />

Makedonya, İran, Fransa, Çin, Azerbaycan,<br />

Yunanistan ve Amerika Birleşik<br />

Devletleri’nden de katılım vardı.<br />

Sektör bazında tüm bu ülkeler arasında<br />

birebir görüşme organizasyonları<br />

gerçekleşti.<br />

BİN 800 KİŞİ GÖREV ALDI<br />

53. Uluslararası <strong>Antalya</strong> Film Festivali’nin,<br />

yerli ve yabancı sinema yıldızlarıyla<br />

ışıldayan açılış ve kapanış<br />

törenlerine ev sahipliği yapan EXPO<br />

2016 <strong>Antalya</strong> Kongre Merkezi de 1800<br />

kişinin görev aldığı titiz bir çalışmayla<br />

hazırlandı. Törenlerin olmazsa olmazı<br />

‘kırmızı halı’ geçişi için halıdan 63<br />

metre uzunluğunda yol yapıldığı mekana,<br />

700 metrekare LED ekran sistemi<br />

kuruldu.<br />

3 AY BOYUNCA ÇALIŞTILAR<br />

Sadece sahne için 320 kişilik ekip 4<br />

gün boyunca çalışırken açılış töreninin<br />

unutulmaz sahnelerini oluşturan<br />

görsel şovlar için 12 kişilik uluslararası<br />

bir ekip, 3 ay boyunca çalıştı.<br />

KORTEJDE ŞOV VARDI<br />

Festivalin ‘olmazsa olmaz’ı, geleneksel<br />

kortejde ise bu sene tam bir şov vardı.<br />

Sinema filmleri ve dizilerde kullanılan<br />

15 klasik araç; <strong>Antalya</strong> Büyükşehir Belediyesi<br />

Bandosu’nun film müzikleri<br />

eşliğinde John Savage, Maria Grazia-<br />

Cucinotta, EsaiMorales, Mustafa Alabora,<br />

Ali Düşenkalkar, Özgür Çevik,<br />

Mehmet Özgür, Menderes Samancılar,<br />

Nursel Köse, Tijen Par, Erhan Yazıcıoğlu,<br />

Ziya Kürküt, Göksel, Özgün Çoban,<br />

Ümit Kantarcılar, Aliye Uzunatağan,<br />

Selim Bayraktar, Selim Gürata, Erdal<br />

Tosun, Atilla Olgaç, Gülsen Tuncer,<br />

Ayten Uncuoğlu ve Ali İpin gibi isimleri<br />

<strong>Antalya</strong>lılar ile buluşturdu.<br />

SELAMLAMALAR<br />

Sinemamızın gizli kahramanlarına<br />

saygı duruşunda bulunan Rabarba<br />

sergisinin yıldızları dublaj sanatçıları<br />

da kortejde halkı selamlayan isimler<br />

arasındaydı.<br />

HER ŞEY VARDI<br />

Festivali takip etmekle yetinmeyip festivalden<br />

bir hatıra saklamak isteyenler<br />

ve koleksiyonerler için de 53. Uluslararası<br />

<strong>Antalya</strong> Film Festivali’nde her şey<br />

vardı. 3 bin adet kataloğun basıldığı<br />

festivalde, Ali Can Sekmeç tarafından<br />

hazırlanan 1500 adet “Altın Portakallı<br />

Sanatçılar” kitabı da festival takipçilerine<br />

sunuldu.<br />

YOĞUN İLGİ<br />

Fotoğraf sanatçısı Serdal Güzel ve<br />

oyuncu Deniz Çakır işbirliğiyle hayata<br />

geçirilen, 150 dublaj sanatçısının<br />

fotoğraflarıyla hikayelerinden oluşan<br />

“Rabarba” adlı kitap da 2 bin adet basılırken<br />

sergi ziyaretçileri tarafından yoğun<br />

ilgi çekti ve hemen tükendi. Deniz<br />

Yavuz tarafından sektöre özel olarak<br />

hazırlanan “Türkiye Sinemasının Dijital<br />

Serüvenindeki Son 5 Yıl” kitapçığı<br />

da sektörün ilgisiyle karşılandı.<br />

15


Festival<br />

SOSYAL<br />

SORUMLULUK<br />

PROJELERİ<br />

Her yıl olduğu gibi bu yıl<br />

da festivale özel tasarlanmış<br />

çanta ve tshirt’ler<br />

takipçilerin gözdesiydi;<br />

1750 t-shirt ve 1500<br />

çanta, festival boyunca<br />

sinemaseverlerin üzerindeydi.<br />

Çantalar; <strong>Antalya</strong><br />

Büyükşehir Belediyesi<br />

sosyal sorumluluk projeleri<br />

kapsamında geliştirilen<br />

ve amacı, unutulan<br />

el işçiliğini yaşatarak ev<br />

kadınlarına ek gelir imkanı<br />

sağlamak olan ASMEK<br />

tarafından tek tek elle dikilerek<br />

hazırlandı.<br />

HEDİYELER DE VARDI<br />

Çantaların içinde de yine <strong>Antalya</strong><br />

Büyükşehir Belediyesi Özel Eğitim<br />

ve Rehabilitasyon Merkezi öğrencileri<br />

tarafından elleriyle yaptıkları<br />

hediyeler yer aldı.<br />

SPONSORLAR<br />

53. Uluslararası <strong>Antalya</strong> Film Festivali<br />

bu yıl da güçlü destekçileriyle<br />

sinemaya katkılarını artırdı. Festival;<br />

Türk Hava Yolları’nın (THY)<br />

ulaşım sponsorluğu, Turkuvaz<br />

Medya’nın ana medya sponsorluğunda,<br />

Türk Telekom, EXPO 2016,<br />

1000 Volt Post Production, ICF<br />

Airports, The Land of LegendsTheme<br />

Park Rixos, RixosDowntown,<br />

Hotel Su, Puding Otel, Memorial,<br />

TAV, Denizbank, Philips, Ajans<br />

Press, Anadolu Yakası, Steigenberger<br />

Hotel Maslak İstanbul, AVR<br />

Sigorta, Rebul, Sortie, AKRA Barut<br />

Hotel, Kızılay İçecek, Sola Unitas,<br />

MAC, Portakalbahcem.com, <strong>Antalya</strong><br />

Migros AVM, Nehirim Cattering,<br />

Mark <strong>Antalya</strong>, BNG-Nilgün<br />

Gülen, MD Kuaför, Urart, Anatoli,<br />

Setrow, Arma Balık ve Shikka’nın<br />

desteğiyle gerçekleşti.<br />

ULUSAL ÖDÜLLER<br />

• En İyi Film: Mavi Bisiklet (Ümit Köreken)<br />

• En İyi Yönetmen: Ümit Köreken (Mavi Bisiklet)<br />

• En İyi İlk Film Ödülü - Babamın Kanatları (Kıvanç Sezer)<br />

• En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Ödülü - Kübra Kip (Babamın Kanatları)<br />

• En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Ödülü - HajiGulAser (Toz)<br />

• En İyi Görüntü Yönetmeni Ödülü - Rauf (Vedat Özdemir)<br />

• En İyi Kurgu Ödülü - Genç Pehlivanlar (Ali Aga)<br />

• En İyi Sanat Yönetmeni Ödülü - Rauf (Devrim Ömer Ünal)<br />

• Dr. Avni Tolunay Juri Özel Ödülü - Babamın Kanatları (Kıvanç Sezer)<br />

• Behlül Dal Jüri Özel Ödülü - Genç Pehlivanlar Tüm Oyuncuları<br />

• Film Yöneticileri Derneği (FİLM YÖN) En İyi Yönetmen Ödülü - Yeşim<br />

Ustaoğlu (Tereddüt)<br />

• Rengahenk Film Seçkisi İzleyici Ödülü: Yağmurlarda Yıkansam (Gülten<br />

Taranç)<br />

ULUSAL ÖDÜLLER<br />

• Belgesel Film Seçkisi İzleyici Ödülü: Ben Ömer (Mesut Gengeç)<br />

• Kısa Film Seçkisi Ödülü: 7 Santimetre (Metehan Şereflioğlu)<br />

• En İyi Senaryo: Ümit Köreken (Mavi Bisiklet )<br />

• En İyi Kadın Oyuncu: Ecem Uzun (Tereddüt)<br />

• En İyi Erkek Oyuncu: Menderes Samancılar (Babamın Kanatları)<br />

• En İyi Müzik: Burak Korucu (Babamın Kanatları)<br />

• Ulusal Yarışma İzleyici Ödülü: Babamın Kanatları (Kıvanç Sezer)<br />

ÖZEL ÖDÜLLER<br />

• Sümer Tilmaç <strong>Antalya</strong> Film Destek Fonu Ödülü: Ay Dede (Abdurrahman<br />

Öner)<br />

• Yaşam Boyu Başarı Ödülü: Emel Sayın<br />

• Yaşam Boyu Başarı Ödülü: HarveyKeitel<br />

• Yaşam Boyu Başarı Ödülü: AsgharFerhadi<br />

• Altın Portakal Onur Ödülü: AudreyTautou<br />

• Altın Portakal Onur Ödülü: Feyzi Tuna<br />

• Altın Portakal Onur Ödülü: Yılmaz Gruda<br />

• Altın Portakal Emek Ödülü: Altan Karındaş<br />

• Altın Portakal Emek Ödülü: Toron Karacaoğlu<br />

• Yıldırım Önal Anı Ödülü: Kenan Işık<br />

ULUSLARARASI ÖDÜLLER<br />

• En İyi Film: Tereddüt (Yeşim Ustaoğlu)<br />

• En İyi Yönetmen: Yeşim Ustaoğlu (Tereddüt)<br />

• En İyi Erkek Oyuncu: Tamer Nafar (48 Kavşağı / Junction 48’)<br />

• En İyi Kadın Oyuncu: Ecem Uzun (Tereddüt)<br />

• En İyi Senaryo: Marina Seresesky (Açık Kapı / La PuertaAbierta)<br />

• En İyi Müzik: Tamer Nafar (48 Kavşağı / Junction 48’)<br />

• İzleyici ödülü: Açık Kapı (La PuertaAbierta)<br />

• Jüri Özel Ödülü: Başkalarının Evi (House of Others)<br />

ANTALYA FİLM FORUM ÖDÜLLERİ<br />

• Villa Kult Rezidans Ödülü - Anadolu Leoparı<br />

• TRT Proje Geliştirme Ödülü - Şahmerdan<br />

• Kurmaca Pitching Platform Ödülü - Kız Kardeşler/Güven<br />

• Belgesel Pitching Platform Ödülü - Ben de Buradayım/Kim Mihri<br />

• Difiglame Renklendirme ve Görsel Efekt - Daha<br />

• Work in Progress Ödülü – Mr. Gay Suriye<br />

16 www.metropoldergileri.com


METROPOL;<br />

ANTALYA FİLM FESTİVALİ’NE<br />

DAMGA VURDU<br />

Uluslararası <strong>Antalya</strong> Film Festivali bu yıl<br />

sinemanın renkli ve büyülü dünyasının kapılarını<br />

53.kez açtı.<br />

Film sektörünü geleceğe daha emin adımlarla<br />

taşımayı hedefleyen <strong>Antalya</strong> Film<br />

Festivali bu yıl da yine tüm dikkatleri üzerine<br />

çekti. Festival’in resmi yayını <strong>Metropol</strong><br />

Dergileri de büyülü alandaki yerini<br />

aldı. <strong>Metropol</strong> Ailesi Altın Portakal Ödül<br />

Töreninde o önemli geceye tanıklık etti.<br />

Bu yıl sosyal sorumluluk projeleriyle adından söz ettiren<br />

Uluslararası <strong>Antalya</strong> Film Festivali, ödül töreninde de<br />

renkli görüntülere sahne oldu. Festival bir kez daha Türkiye<br />

sinemasının en güçlü çekim merkezi olmayı başardı.<br />

17


DEĞERLENDİRME<br />

Anset Genel<br />

Koordinatörü<br />

Dilaver Tanık,<br />

festivalin başarısı<br />

onur verdi<br />

<strong>Antalya</strong> Büyükşehir Belediyesi yine unutulmayacak<br />

bir festivale imza attı. Büyükşehir<br />

Belediyesi’nin 16-23 Ekim tarihleri arasında<br />

gerçekleştirdiği Uluslararası <strong>Antalya</strong> Film<br />

Festivali ile <strong>Antalya</strong>lılar sinema ve etkinlik<br />

dolu muhteşem bir festival yaşadı. Dev<br />

bir kadronun canla başla görev yaptığı<br />

festivalde iz bırakan etkinlikler, filmler ve<br />

gösterimler yer aldı.<br />

Türk sinemasının Oscarı 53’ncü Uluslararası<br />

<strong>Antalya</strong> Film Festivali 16-23<br />

Ekim tarihleri arasında sinemaseverlere<br />

dolu dolu günler yaşattı. Festivalin<br />

sorunsuz ve başarıyla geçmesi için<br />

aylardır hazırlık yapıldığını ve dev<br />

bir kadronun görev aldığını belirten.<br />

ANSET Genel Koordinatörü Dilaver<br />

Tanık, <strong>Antalya</strong>lılara muhteşem bir festival<br />

yaşatmak 1800 kişinin canla başla<br />

çalıştığını söyledi.<br />

EKİP BAŞARISI<br />

Yerli ve yabancı sanatçıların katılımı ile<br />

dolu dolu etkinliklerle gerçekleştirilen<br />

<strong>Antalya</strong> Film Festivali’nin sorunsuz ve<br />

başarılı geçmesi için ekiplerin gecesini<br />

gündüze kattığını belirten Tanık,<br />

Cam Piramit, AKM ve EXPO Kongre<br />

Merkezi’nde yapılan film gösterimleri<br />

ve etkinlikleri anlattı. Cam Piramit’in<br />

Festival Merkezi olarak hizmet verdiğini<br />

belirten Tanık, AKM, Migros ve<br />

Markantalya’da Ulusal, Uluslararası<br />

filmlerle birlikte, Rengahenk Seçkisi,<br />

Ulusal Belgesel Film Seçkisi, Ulusal<br />

Kısa Film Seçkisi, Açılış ve Özel gösterim<br />

olmak üzere 100’e yakın film gösterimi<br />

gerçekleştirildiğini söyledi.<br />

ÖZEL GÖSTERİMLER<br />

Tanık festivalde ‘Onuruna’, ‘Anısına’<br />

olmak üzere özel film gösterimleri<br />

gerçekleştirildiğini hatırlatarak,<br />

“Özellikle vurguladığımız temalar<br />

Güneş Tutulması ve Hiçbir Yerin İnsanları’<br />

festival etkinlikleri içerisinde<br />

dikkat çekti. Özel bölümler kategorisinde<br />

Dünya sinemalarından,<br />

‘Bir Ülkeye Bakış; Çin’, Ustaların<br />

gözünden, Gece yarısı gösterimleri,<br />

Engelsiz filmler, Kapalı Gişe Atıf Yılmaz<br />

ve Sümer Tilmaç <strong>Antalya</strong> Film<br />

Destek Fonu bölümü filmleri gösterimleri<br />

de sinema izleyicisinden tam<br />

not aldı.” Dedi.<br />

FESTİVAL YOLUNDA 125 ETKİNLİK<br />

Festival kapsamında <strong>Antalya</strong> Film Forum<br />

2016 içerisinde Su Otel’de dolu<br />

dolu Masterclass, panel ve söyleşiler<br />

gerçekleştirildiğinin altını çizen Tanık,<br />

“ Ayrıca Cam Piramit’de düzenlenen<br />

Film TMR içerisinde film buluşmaları,<br />

konferansları gerçekleştirdik, Kısa<br />

Film merkezi oluşturduk ve panel ‘Rabarba’<br />

adlı sergiyi açtık. Aynı zamanda<br />

Konyaaltı Açık Hava Film gösterimleri<br />

ve festival yolu etkinlikleri ile sanat<br />

dolu günler geçirdik. Festival boyunca<br />

festival yolunda 125 etkinlik düzenledik”<br />

dedi.<br />

SİNEMA TIR’I İLÇELERİ DOLAŞTI<br />

Her yıl festivalin açılışında gerçekleştirilen<br />

Geleneksel ‘Yıldızlar Geçidi kortejinin<br />

yine <strong>Antalya</strong>lıların yoğun ilgisi<br />

ile sorunsuz ve başarılı gerçekleştirildiği<br />

dile getiren Dilaver Tanık, “ Kortejde<br />

1 tır, iki üstü açık iki katlı Otobüs,<br />

18 www.metropoldergileri.com


OCAK 2017<br />

15 klasik araç, 12 kilometrelik güzergah da<br />

iki saat boyunca sanatçılarımız <strong>Antalya</strong>lılarla<br />

kucaklaştı. Ayrıca sinema TIR’ı <strong>Antalya</strong>’nın<br />

19 ilçesinde hem doğusunda hem<br />

de batısında 1500 kilometre yol yaparak<br />

halkla buluştu. 1 Ekim’de Gazipaşa ve Korkuteli’nde<br />

halkla buluşan Sinema TIR’ı, 10<br />

Ekim’e kadar, her gün, Alanya-Elmalı, Akseki-Kaş,<br />

İbradı-Demre, Gündoğmuş-Finike,<br />

Manavgat-Kumluca, Kemer-Serik,<br />

Aksu-Döşemealtı, Muratpaşa-Konyaaltı<br />

ilçelerinde gösterim yaptı.”dedi.<br />

ONUR VERİCİ DUYGU<br />

Cam Piramit’in kurulum süresinde 40<br />

TIR malzeme kullanıldığını, 2500 metrekare<br />

halı ile kaplandığını belirten<br />

Dilaver Tanık <strong>Antalya</strong> Kültür Merkezi<br />

AKM için de 2 adet sinema salonunda<br />

branding çalışması yaptıklarını söyledi.<br />

Dilaver Tanık, EXPO Kongre Merkezi’nde<br />

muhteşem bir sahne tasarımı gerçekleştirildiğini<br />

belirterek, “ Uzun süre<br />

utulmayacak bir sahne tasarımı ile festivalimizi<br />

başarılı bir şekilde tamamladık.<br />

Bunun için dev bir kadro emek verdi.<br />

Her şeye değdi. Başkanımız Menderes<br />

Türel’in, kusursuz, sorunsuz bir festival<br />

gerçekleştirilmesi için ekibimizle birlikte<br />

gece gündüz bizlere verdiği destek için<br />

teşekkür ediyoruz. Festival başkanımızı<br />

başarılı çalışmalar gerçekleştirmesi ekibe<br />

de yansıdı. Festivalimizin tüm dünyada<br />

konuşuluyor olması bizleri çok sevindirdi.<br />

Bu her şeyin üstünde gurur ve<br />

onur verici bir duygu. “ dedi.<br />

53’NCÜ ULUSLARASI ANTALYA FİLM FESTİVALİ ETKİNLİK VE FİLM SAYILARI<br />

Uluslararası Yarışma: 10<br />

Ulusal Yarışma: 12<br />

Rengahenk Seçkisi: 10<br />

Ulusal Belgesel Film Seçkisi: 16<br />

Ulusal Kısa Film Seçkisi: 10<br />

Açılış Filmi: 1<br />

Özel Gösterim: 10<br />

Onuruna: 3<br />

Bölümler:<br />

Güneş Tutulması: 7<br />

Hiçbir Yerin İnsanları: 5<br />

Bir Ülkeye Bakış: Çin: 5<br />

Dünya Sinemalarından: 14<br />

İlk Filmler: 9<br />

Ustaların Gözünden: 9<br />

Gece Yarısı Gösterimleri: 3<br />

Anısına: 8<br />

Kapalı Gişe Atıf Yılmaz: 3<br />

Engelsiz Filmler: 2<br />

Sümer Tilmaç <strong>Antalya</strong> Film Destek Fonu:<br />

(senaryo aşaması) 6<br />

ANTALYA FİLM FORUM 2016<br />

Masterclass & Panel& Söyleşiler: 7<br />

Work in Progress Platformu<br />

Belgesel Pitching Platformu<br />

Kurmaca Pitching Platformu<br />

FİLM TMR (FİLM TALENT MARKETİNG<br />

ROUNDS)<br />

Film TMR Buluşmaları: 4 gün<br />

Film TMR Konferansları: 3<br />

KISA FİLM MERKEZİ<br />

Panel & Söyleşi: 3<br />

Sergi: 1 (Rabarba)<br />

Konyaaltı Açık Hava Film Gösterimleri: 3<br />

Festival Panel&Masterclass 3<br />

Festival Yolu Etkinlikleri<br />

Festival Boyunca; Festival Yolunda. 125<br />

etkinlik düzenlenmiştir.<br />

Kortej: 1 tır, 2 üstü açık 2 katlı otobüs, 15<br />

adet klasik araç, 2 saat sürüp, 12 km yol<br />

güzergahı gidilmiştir.<br />

Sinema Tır’ı<br />

<strong>Antalya</strong>’nın Doğu ve Batı ilçeleri (19 İlçe)<br />

2 Tırda 2 personel (Şoför ve Teknik)<br />

Toplamda 1500km fazla yol yapılmıştır.<br />

1 Ekim 2016 Gazipaşa-Kortuteli<br />

2 Ekim 2016 Alanya - Elmalı<br />

3 Ekim 2016 Akseki-Kaş<br />

4 Ekim 2016 İbradı – Demre<br />

5 Ekim 2016 Gündoğmuş-Finike<br />

6 Ekim 2016 Manavgat-Kumluca<br />

7 Ekim 2016 Kemer-Serik<br />

8 Ekim 2016 Aksu-Döşemealtı<br />

9-10 Ekim Muratpaşa-Konyaaltı<br />

19


Kapak Konusu<br />

MUSTAFA GÖKSU: ‘‘ZİRVELER KARŞILIKSIZ<br />

TÜRKİYE SEVGİSİ İLE GERÇEKLEŞİYOR’’<br />

Artık uluslararası organizasyonların ve zirvelerin vazgeçilmez adresi adeta<br />

Başkenti <strong>Antalya</strong>. Sizlere geçen sayıda <strong>Antalya</strong>’yı zirvelerin başkenti yapan<br />

gönülleri sizlere anlatmıştık. Bu sayımızda çok uzaklarda olmasına rağmen<br />

kalbi ülkesi için atan, Türkiye’ye <strong>Antalya</strong>’ya katkı koymak için didinen bir kahraman<br />

ile buluşturuyoruz.<br />

Başbakanlık Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı (TYDTA) Körfez Ülkeleri<br />

Temsilcisi Dr. M.Mustafa Göksu’ya <strong>Antalya</strong> zirvelerini ve<br />

15 Temmuz hain saldırısını sorduk.<br />

Başbakanlık Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım<br />

Ajansı (TYDTA) Körfez Ülkeleri Temsilcisi<br />

Dr. M. Mustafa GÖKSU<br />

Zirve Fikirleri Nasıl Başladı?<br />

Kendi görev bölgem olan Körfez<br />

ülkeleri ile Türkiye arasındaki yatırım<br />

ticaret ve turizm hacminin<br />

artmasına katkı koymak için projeler<br />

geliştiriyoruz. Rusya krizinde<br />

sonra bu bölgedeki sıkıntı için ne<br />

yapabiliriz sorusunun cevabı <strong>Antalya</strong>’da<br />

yapılan zirveler oldu. Bu<br />

zirvelerin nasıl doğduğunu değil de<br />

nasıl yapıldığını size tek bir cümle<br />

ile anlatayım. “Karşılıksız Türkiye<br />

sevgisi.”<br />

Şüphesiz tüm kurumlar kendi imkânları<br />

nispetinde ülkesine katkı<br />

sağlamak için çalışıyor. Fakat burada<br />

kurumları ile birlikte özellikle Serik<br />

Belediye başkanı Ramazan bey ve<br />

ekibine, THY Riyad müdürü ve tüm<br />

MENA ekibine, BAKA’daki tüm<br />

20 www.metropoldergileri.com


OCAK 2017<br />

kardeşlerime haklarını teslim etmek<br />

adına teşekkür etmek isterim.<br />

Amaç ulvi olunca sonuçlarda kısa<br />

sürede alınıyor. Geçen yıl yapılan<br />

zirvelerin ardından <strong>Antalya</strong>`ya gelen<br />

Arap turist sayısında ciddi artış<br />

meydana geldi. Bu yıl da ikincisini<br />

yaptık.<br />

İlk olarak MENA zirvesi ile<br />

başladınız…<br />

Evet, MENA ülkeleri zirvesi ile başladık.<br />

14 ayrı ülkeden misafirlerimiz<br />

vardı. Çok ciddi bir katılım oldu. Büyükşehir<br />

Belediyesi, Serik Belediyesi,<br />

Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı, Türk<br />

Hava Yolları ve biz yani Başbakanlık<br />

Yatırım Ajansı gönül birliği ederek<br />

zirveyi gerçekleştirdik. 1.MENA zirvesinden<br />

sonra çok güzel ve olumlu<br />

sonuçlar aldık. Özellikle yurt dışından<br />

gelen insanların konuşmalarında,<br />

Türkiye niçin bu kadar büyüdü<br />

sorusu ile karşılaşıyoruz. Ben Başbakanlık<br />

Yatırım Ajansı Körfez Ülkeleri<br />

temsilcisi olarak sürekli arazideyim.<br />

Bu acente sahiplerini buralara<br />

getirerek ülkemizi tanıtıyoruz. Bu<br />

seyahat acenteleri buradaki gelişmeleri<br />

kendileri görünce o ülkelerdeki<br />

gönüllü elçilerimiz oluyorlar. Kısacası<br />

devletin kurumları hep bir araya<br />

gelebilirse bu şekil verimli neticeler<br />

ortaya çıkıyor.<br />

Helal Turizm Zirvesi Fikri<br />

nasıl ortaya çıktı?<br />

Helal turizm dünyada büyüyen bir<br />

sektör. Bu sektörde yatırım yapmak<br />

isteyen Araplara buraları tanıtma<br />

adına Helal Turizm Zirvesi yaptık.<br />

Tüm zirvelerde bizimle beraber olan<br />

Serik Belediye Başkanınız Prof. Dr<br />

Ramazan Çalık ve Danışmanı Zekai<br />

Dursun, Helal Turizm Zirvesinde<br />

tüm yükü omuzladılar. Onlara buradan<br />

çok teşekkür ediyorum. Her<br />

ikisi de turizme ticarete katkı koyabilmek<br />

için didiniyor.<br />

Helal Turizm Zirvesine Birleşik<br />

Arap Emirlikleri, Bahreyn, Kuveyt,<br />

Katar, Umman ve Dubai’den turizm<br />

acentelerin temsilcileri katıldı. Türkiye’nin<br />

coğrafi yapısı ve havası itibarıyla<br />

bu sektörde en çok payı alacak<br />

ülke. Türkiye’de bu sektör büyürken<br />

Arap alemini bundan habersiz tutamazdık.<br />

Bu sene özellikle <strong>Antalya</strong>’da<br />

bu sektöre geçen çok fazla otel oldu.<br />

Bu sektörde yatırım yapmak isteyen<br />

Araplara buraları tanıtma adına Helal<br />

Turizm Zirvesi yaptık. Helal Turizm<br />

Zirvesi ile önce turist gelecek,<br />

arkasından da yatırımcılar gelecek.<br />

Böylece tatil mevsimi başlamadan<br />

önce bu sektöre bir canlılık sonra da<br />

değişik yatırımcılar kazandırılacak.<br />

Dünyanın birçok ülkesinden <strong>Antalya</strong>’ya<br />

turist geliyor. Ayrıca Ortadoğu<br />

ve Körfez ülkeleriyle aynı coğrafyada<br />

benzer bir kültüre sahip olmamız<br />

bizim için büyük bir avantaj. Bu pazara<br />

dönük çalışmaları, tanıtıcı faaliyetleri<br />

artırmalıyız.<br />

21


Kapak Konusu<br />

Ortadoğu’daki ve Kuzey Afrika’daki<br />

insanların Türkiye ile farklı bir<br />

gönül bağı var. Bu gönül bağı olan<br />

insanların biz yollarını kolaylaştırıp,<br />

buraya gelmelerini hızlandıracağız.<br />

15 Temmuz Gecesi Yaşadığımız<br />

Hain Saldırı Körfez<br />

ülkeleri ile olan ilişkilerimizi<br />

etkiledi mi?<br />

FETÖ’ nün darbe girişimi öncesinde<br />

planlanan hiçbir yatırım projesinin<br />

iptal edilme yönünde bir kararla<br />

karşılaşmadık. İlk birkaç gün durum<br />

değerlendirmesi yapan yatırımcılar<br />

vardı. Ama o değerlendirmelerin<br />

sonunda artık Türkiye’deki müesseselerin<br />

daha güçlü olacağı ve önünü<br />

daha iyi göreceğini kavradılar. Daha<br />

önce düşündükleri yatırımlarını ve<br />

bütçelerini biraz daha arttırarak yatırımlara<br />

devam edeceklerini ifade<br />

ettiler.<br />

Türkiye’deki birçok yabancı firmada<br />

bunun örneklerini görüyoruz. Bazı<br />

büyük firmaların ilerleyen günlerde<br />

büyük yatırımlara imza atacaklarına<br />

şahit olacağız.<br />

Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ)<br />

darbe girişimi ve sonrasını takip<br />

eden Arap yatırımcıların, geleceğe<br />

daha emin adımlarla baktı. Yatırımı<br />

olmayanlar da Türkiye’deki istikrarın<br />

ve siyasi yapının bu zamana<br />

kadar sadece siyasi yönetim ile<br />

orantılı olduğunu düşünüyorlardı.<br />

Ancak halk, belediyeler, asker ve polisin<br />

topluca darbe<br />

girişimine karşı<br />

siyasi yönetim ile<br />

beraber mücadele<br />

edip, akamete uğratmasından<br />

sonra<br />

Türkiye’de daha<br />

sağlam ve yerleşik<br />

bir devlet yapısı<br />

görüyorlar. Dolaysıyla<br />

yatırımcılar<br />

Türkiye’deki istikrarın<br />

garantisinin<br />

“halk” olduğunu<br />

anladıklarından,<br />

şimdi geleceğe<br />

daha emin adımlarla<br />

bakıyor.<br />

Sizi Vakıf<br />

faaliyetleri ile<br />

de tanıyoruz.<br />

Bize bunlardan<br />

bahseder<br />

misiniz?<br />

Yatırım Ajansı’ndaki<br />

görevimde<br />

ülkemizin madden<br />

kalkınmasına katkıda bulunmaya<br />

gayret ederken, bir de Maarif Vakfı<br />

mütevelli üyeliği gibi bir sorumluluk<br />

ile görevlendirildim.<br />

Zaten daha önce değişik vakıflarda<br />

gönüllü hizmet verirken şimdi bunu<br />

ülkemizin yurtdışı eğitim hizmetleri<br />

ifa edecek olan Maarif Vakfı’nda mütevelli<br />

üyesi olarak devam ettireceğim.<br />

Benim için hayatımı en anlamlı<br />

kılan da vakıf hizmetlerinde<br />

yaptıklarım olacak inşallah. Zira<br />

“Allah Kur-an da iyiliği başkası<br />

için bir şeyler yapmak olduğunu<br />

söylüyor. Örneğin vakıf insanı olmak,<br />

vakıflarda insanlığa hizmet<br />

etmek iyi insan olmanın ve daha<br />

da ötesi iyi bir Müslüman olmanın<br />

başlıca yollardan biri olarak<br />

tarif edilebilir”<br />

22 www.metropoldergileri.com


OCAK 2017<br />

23


Duvar<br />

BAKA’nın lokomotifi <strong>Antalya</strong><br />

<strong>Antalya</strong> Şehir Platformu tarafından<br />

düzenlenen kahvaltıya katılan Batı<br />

Akdeniz Kalkınma Ajansı (BAKA)<br />

Genel Sekreter Vekili Abdullah Madenci,<br />

“BAKA’nın lokomotifi <strong>Antalya</strong>’dır<br />

” dedi. Terörün lanetlendiği<br />

toplantı, şehitlerin anısına bir dakikalık<br />

saygı duruşu ile başladı.<br />

<strong>Antalya</strong> Şehir Platformu üyeleri,<br />

Corner Park Otel’de düzenlenen<br />

kahvaltıda aylık olağan buluşmasını<br />

gerçekleştirdi. Platformun bu<br />

ayki konuğu, Batı Akdeniz Kalkınma<br />

Ajansı (BAKA) Genel Sekreter<br />

Vekili Abdullah Madenci ve BAKA<br />

<strong>Antalya</strong> Koordinatörü Alaattin Özyürek<br />

oldu. <strong>Antalya</strong> Şehir Platformu<br />

Koordinatörü Bülent Yüksel, açılış<br />

konuşmasına terörü lanetleyerek<br />

başladı.<br />

260 PROJEYE DESTEK<br />

Madenci, BAKA’nın çalışmaları<br />

hakkında platform üyelerine bilgi<br />

verdi. BAKA’nın bölgesel bir kalkınma<br />

kuruluşu olduğunu belirten<br />

Madenci, kalkınma anlamında <strong>Antalya</strong><br />

Burdur ve Isparta’nın bir bütün<br />

olarak ele alındığını; bu konuda<br />

lokomotif kentin <strong>Antalya</strong> olduğunu<br />

söyledi. Kurulduğu tarihten bu yana<br />

260 projeye destek verdiklerini İfade<br />

eden Madenci, bu rakamın bedel olarak<br />

140 milyon liraya ulaştığını ifade<br />

etti. Madenci daha sonra platform<br />

üyelerinin sorularını cevapladı.<br />

<strong>Antalya</strong> Şehir Platformu Koordinatörü<br />

Bülent Yüksel konuşmalarından<br />

dolayı Abdullah Madenci’ye<br />

teşekkür ederek, plaket sundu. Yüksel,<br />

etkinliğin bu ayki programının,<br />

Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen<br />

teröre karşı birlik mitingi nedeniyle<br />

erken sona erdiğini belirterek;<br />

platform üyelerine ve katılımcılara<br />

teşekkür etti.<br />

24 www.metropoldergileri.com


Duvar<br />

OCAK 2017<br />

SÛFÎ YOLU PROJESİ İÇİN<br />

YOLA ÇIKILDI<br />

Akdeniz Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi<br />

ev sahipliğinde, <strong>Antalya</strong>’nın tarihte<br />

yetiştirdiği farklı yüzyıllarda yaşamış<br />

sûfî, şâir, âlim ve bilginlere ait mekânları<br />

yeniden canlandırmak, kültür ve<br />

inanç turizmi açısından farkındalık<br />

oluşturmak ve geçmişte sahip olduğumuz<br />

mânevî değerlerimizi ve kültürel<br />

hazine zenginliğimizi gün yüzüne<br />

çıkarmak amacıyla tasarlanan “Sûfî<br />

Yolu” projesinin ilk toplantısı yapıldı.<br />

Proje kapsamında neler yapılabileceğinin<br />

konuşulduğu ve görev paylaşımının<br />

görüşüldüğü toplantıya, <strong>Antalya</strong><br />

Milletvekili Atay Uslu, Akdeniz Üniversitesi<br />

Rektör Yardımcısı ve İlâhiyat<br />

Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet<br />

Ögke, <strong>Antalya</strong> Rölöve ve Anıtlar Müdürü<br />

Cemil Karabayram, <strong>Antalya</strong> İl<br />

Kültür ve Turizm Müdürü İbrahim<br />

Acar, İlâhiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı<br />

Yrd. Doç. Dr. Şeref Göküş, Ak<br />

Parti Finike İlçe Başkanı Osman Aladağ,<br />

Akdeniz Kültür Eğitim ve İletişim<br />

Kulübü (AKİK) Başkanı Abdullah Aykut,<br />

üyeler Av. Kadir Sarıcalar, Süleyman<br />

Aykut, Dr. Mehmet Karakayalı,<br />

Av. Durmuş Ali Ülkü, Akdeniz Üniversitesi<br />

Câmii İmam-Hatîbi Mehmet<br />

Koşuk, Av. Ertan Kara ile <strong>Antalya</strong> Rölöve<br />

ve Anıtlar Müdürlüğü uzmanları<br />

katıldı.<br />

Proje kapsamında ilk olarak Sûfî Yolu’nu<br />

oluşturan güzergâh; Finike’de<br />

Kâfî Baba, Bedir Baba, Eroğlu Nuri<br />

Hz., Elmalı’da Abdal Musa Hz., Kınalı<br />

Baba, Ahi Baba (Ketenci Ömer<br />

Paşa’nın şeyhi), Haydar Baba, Baltası<br />

Gedik Mahmud Dede, Vâhib-i Ümmî<br />

Hz. ve Sinân-ı Ümmî Hz. olarak belirlendi.<br />

İlerleyen zamanda bu güzergâha<br />

yeni noktalar da eklenebilecek. Projeyle,<br />

bu zâtların türbeleri o dönemdeki<br />

türbe mimarisine uygun olarak inşa ve<br />

restore edilecek, Eroğlu Nûri Hz.’nin<br />

Turunçova Alacadağ’daki türbesine<br />

çıkan 12 km.lik yol yapılacak, Sûfî Yolu<br />

güzergâhı tabelaları, katalog çalışması,<br />

tanıtım yazıları, film çekimleri, hikâye<br />

ve roman yarışmaları, beste yarışması<br />

düzenlenecek. Bu amaçla öncelikle<br />

alan uzmanlarının davet edileceği Sûfî<br />

Yolu Arama Konferansı düzenlenecek<br />

ve sonraki aşamalarda çeşitli konferanslar,<br />

paneller ve periyodik sempozyumlarla<br />

farkındalık çalışmaları<br />

yürütülecek. Yine proje kapsamında<br />

Elmalı’da Vâhib-i Ümmî türbesinin<br />

yanında bin kişilik bir Vâhib-i Ümmî<br />

Kültür Merkezi’nin inşa edilmesi planlanıyor.<br />

25


Duvar<br />

ANTALYA OSB’NİN<br />

GURUR GECESİ<br />

Bu yıl 6’ncısı düzenlenen<br />

<strong>Antalya</strong> OSB 2015 Yılı En<br />

Başarılı Firmalar Ödül<br />

Töreni, <strong>Antalya</strong> protokolünü<br />

ve iş dünyasının<br />

buluşma noktası oldu.<br />

Yoğun bir katılımla gerçekleşen<br />

gecede <strong>Antalya</strong><br />

OSB firmalarına 14 dalda<br />

toplam 54 ödül verildi.<br />

<strong>Antalya</strong> Organize Sanayi Bölgesinde<br />

üretim yapan firmaların 2015 yılında<br />

elde ettiği başarıların ödüllendirildiği<br />

AOSB 2015 Yılı En Başarılı Firmalar<br />

Ödül Töreni, Akra Barut Otel’de gerçekleştirildi.<br />

14 kategoride 54 ödülün<br />

dağıtıldığı geceye <strong>Antalya</strong> Valisi<br />

Münir Karaloğlu, CHP Genel Başkan<br />

Yardımcısı ve <strong>Antalya</strong> Milletvekili Çetin<br />

Osman Budak, CHP <strong>Antalya</strong> Milletvekili<br />

Deniz Baykal, MHP <strong>Antalya</strong><br />

Milletvekili Mehmet Günal, <strong>Antalya</strong><br />

Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes<br />

Türel ve Eşi Ebru Türel, <strong>Antalya</strong><br />

Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Davut<br />

Çetin, <strong>Antalya</strong> Organize Sanayi Bölgesi<br />

Başkanı Ali Bahar, kamu kurum ve<br />

kuruluşlarının temsilcileri ile iş dünyasının<br />

önemli isimleri katıldı.<br />

SORUNLAR HUKUK VE BİLİMİN<br />

IŞIĞINDA ÇÖZÜLMELİ<br />

Gecenin açılış konuşmasını yapan<br />

<strong>Antalya</strong> OSB Başkanı Ali Bahar, sanayicilerin<br />

birçok sorunu olduğunu,<br />

bu sorunların görmezden gelinerek<br />

çözülemeyeceğini, sorunlara hukuk<br />

ve bilimin ışığında çözüm aramak<br />

gerektiğini vurguladı. Kavgayı, ayrıştırmayı<br />

ve şiddeti tetikleyen her türlü<br />

eylem ve söylemden uzaklaşılmasını<br />

tavsiye eden Bahar, “Sanayici ve üretim,<br />

fırtınalı denizleri sevmez, limanlarda<br />

olmak ister. Sorunlar sanayiciyi<br />

çıkmaz sokağa sürükler. Sanayicinin<br />

anlık ihtiyaçlarını anlamak gerekiyor.<br />

Sanayicilerin ulaşım, toplu konut, işçi<br />

servisi, lojistik, bürokrasi, yüksek maliyetler<br />

gibi konularda önemli sorunları<br />

26 www.metropoldergileri.com


OCAK 2017<br />

var. Liman sorunu kronikleşmiş durumda.<br />

Sanayicinin çıkmaz sokağa sürüklenmesi<br />

ülkemizi sonu olmayan bir<br />

üretim sarmalına sokar. Sanayicinin<br />

anlık ihtiyaçlarının anlaşılacağı, rekabet<br />

gücünü ve verimliliğini artıracak,<br />

gerektiğinde risk alabilecek yönetim<br />

biçimini hedefliyoruz” dedi.<br />

KAYNAK İSRAFINA TAHAMMÜ-<br />

LÜMÜZ YOK<br />

<strong>Antalya</strong> OSB’de gerçekleştirdikleri projeler<br />

hakkında konuklara bilgi veren<br />

Bahar, ilerleyen dönemde bilim bungalovları<br />

kurarak ar-ge alanında sanayicilere<br />

destek sağlayacak önemli bir projeyi<br />

hayata geçireceklerini söyledi. Ülkenin<br />

en önemli sorunlarından birinin kaynak<br />

israfı olduğunu belirten Bahar, “Baş ve<br />

son problemimiz yok. Bütün problemimiz<br />

süreklilik ve planlama üzerine. Türkiye<br />

orta gelir tuzağında. Ama bundan<br />

önce orta teknoloji tuzağında. Ondan da<br />

önce yüzde 65-70’e varan ara ürün tuzağında.<br />

Bu sorunu çözmeden cari açık<br />

sorununu çözme olanağımız yoktur. Bu<br />

sorunun çözümüne katkı sağlamak için<br />

bilim bungalovları kurmayı hedefliyoruz.<br />

10 sanayici 10 makine alacaksa, 10<br />

sanayiciye 1 makineyi nasıl getirebiliriz<br />

ona bakmak istiyoruz. Çünkü artık kaynak<br />

israfına tahammülümüz yok” ifadelerini<br />

kullandı.<br />

YILIN DUAYEN SANAYİCİLERİ<br />

KİLİT VE KASAPOĞLU<br />

Başkan Bahar’ın ardından MHP <strong>Antalya</strong><br />

Milletvekili Mehmet Günal,<br />

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve <strong>Antalya</strong><br />

Milletvekili Çetin Osman Budak<br />

ve <strong>Antalya</strong> Valisi Münir Karaloğlu konuklara<br />

seslendi. Konuşmaların ardından<br />

2015 yılında elde ettikleri başarılar<br />

ile ödül almaya hak kazanan firmalara<br />

ödülleri takdim edildi. 14 kategoride<br />

dağıtılan ödüller içerisinde bu yıl ilk<br />

kez İSO birince ve ikinci 500 listesine<br />

girmeyi başaran <strong>Antalya</strong> OSB firmalarına<br />

da ödül verildi. Ayrıca Eylül ayında<br />

vefat eden Ekiciler Süt Gıda Tarım<br />

Hayvancılık Sanayi ve Ticaret A.Ş. Yönetim<br />

Kurulu Başkan Vekili Mansur<br />

Ekici anısına kızı ve eşine Onur ve Saygı<br />

Ödülü takdim edildi. Yılın Duayen<br />

Sanayicisi Ödülünün sahipleri Ahmet<br />

Kasapoğlu ile Süleyman Kilit oldu. Törende<br />

ödül alan firmalar ve elde ettikleri<br />

başarılar şu şekilde sıralandı.<br />

27


Duvar<br />

ONUR/SAYGI ÖDÜLÜ<br />

1. MANSUR EKİCİ<br />

DUAYEN SANAYİCİ ÖDÜLÜ<br />

1. SÜLEYMAN KİLİT<br />

2. AHMET KASAPOĞLU<br />

İSTİKBAL VAAT EDEN FİRMALAR<br />

1. SELÇUKLU UN UN VE YEM SAN. TİC. A.Ş.<br />

2. AHMET KASAPOĞLU MOBİLYA SAN. VE TİC.<br />

LTD. ŞTİ.<br />

3. AKE ASANSÖR MALZ. PAZ. LTD. ŞTİ.<br />

EN YÜKSEK İSTİHDAM ARTIŞI SAĞLAYAN<br />

FİRMALAR<br />

1. ANTALYA MERMER SAN. TİC. LTD. ŞTİ.<br />

2. ANT CAM PAZARLAMA A.Ş.<br />

3. PORTİSAN PORTATİF ÇELİK İSKELE KALIP<br />

SANAYİ VE TİC. A.Ş.<br />

EN YÜKSEK İHRACAT ARTIŞI SAĞLAYAN<br />

FİRMALAR<br />

1. AHK İNŞ. TUR. DEKO. SAN. TİC. LTD. ŞTİ.<br />

2. TSM SAN. TİC.A. Ş.<br />

3. 07 PANELSAN PANO VE ELEKTRİK MALZE-<br />

MELERİ MADENCİLİK MERMERCİLİK MAKİNA<br />

BETON PETROL İNŞ. TURİZM TİC. VE SAN. LTD.<br />

ŞTİ.<br />

EN YEŞİL FABRİKA<br />

1. AKE ASANSÖR MALZ. PAZ. LTD. ŞTİ.<br />

2. H.A.S. DORSE FRİGORİFİK KASA ÜST YAPI<br />

PANEL VE PREFABRİK YAPI SANAYİ VE TİCA-<br />

RET LTD. ŞTİ.<br />

3. GÜNSU ENERJİ SİSTEMLERİ VE KONFOR<br />

TESİSLERİ SAN. TİC. A.Ş.<br />

EN YÜKSEK CİRO ARTIŞI SAĞLAYAN<br />

FİRMALAR<br />

1. CENGİZ GRUP MOB. İNŞ. SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ.<br />

2. METAŞ GRUP YAPI ÜRÜNLERİ ALÜMİNYUM<br />

SANAYİ TİCARET A.Ş.<br />

3. İMSA MERMER İNŞ. TAAH. TURİZM SAN. VE<br />

TİC.LTD. ŞTİ.<br />

TÜRKİYENİN İKİNCİ 500 BÜYÜK FİRMASI<br />

1. EKİCİLER SÜT GIDA TAR. HAY. SAN. VE TİC.<br />

A.Ş.<br />

2. ANKUTSAN ANKUTSAN KUTU SAN. OL.<br />

MUK. KAĞ. TİC. A.Ş.<br />

3. ANTALYA ENERJİ ÜRETİM A.Ş.<br />

TÜRKİYENİN BİRİNCİ 500 BÜYÜK FİR-<br />

MASI<br />

1. AGT AĞAÇ SAN. TİC. A.Ş.<br />

2. ADOPEN PLASTİK VE İNŞ. SAN. A.Ş.<br />

3. YÖRÜKOĞLU SÜT VE SÜT ÜRÜN. SAN. TİC. A.Ş.<br />

EN YÜKSEK KADIN İSTİHDAM SAĞLAYAN<br />

FİRMALAR<br />

1. EKİCİLER SÜT GIDA TAR. HAY. SAN. VE TİC.<br />

A.Ş.<br />

2. ÖĞÜN YEMEK EKM. UN. MAM. GI. YEM. TEM.<br />

İNŞ. SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ.<br />

3. KAR YAPI TAS. KART. İNŞ. İMA. TUR. TAŞ.<br />

SAN. TİC. A.Ş.<br />

4. ADOPEN PLASTİK VE İNŞ. SAN. A.Ş.<br />

5. ATILGAN TPT. TUHAFİYE TEKS. TİC. LTD. ŞTİ.<br />

EN YÜKSEK KURUMLAR VERGİSİ ÖDEYEN<br />

FİRMALAR<br />

1. DR. TARSA TARIM SAN. VE TİC. A.Ş.<br />

2. ESLİ END. ÜRÜN. PAZ. SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ.<br />

3. AHK İNŞ. TUR. DEKO. SAN. TİC. LTD. ŞTİ.<br />

4. ART-MİM İÇ MİMARİ TASARIM MOBİLYA<br />

İMALAT SANAYİ VE TİC. LTD. ŞTİ.<br />

5. 07 PANELSAN PANO VE ELEKTRİK MALZEME-<br />

LERİ MADENCİLİK MERMERCİLİK MAKİNA BETON<br />

PETROL İNŞ. TURİZM TİC. VE SAN. LTD. ŞTİ.<br />

EN YÜKSEK İSTİHDAM SAĞLAYAN<br />

FİRMALAR<br />

1. ADOPEN PLASTİK VE İNŞ. SAN. A.Ş.<br />

2. AGT AĞAÇ SAN. TİC. A.Ş.<br />

3. EKİCİLER SÜT GIDA TAR. HAY. SAN. VE TİC.<br />

A.Ş.<br />

4. AKSAL ÇELİK KONSTRÜKSİYON SAN. İNŞ.<br />

TURİZM TİC. NAKLİYAT LTD. ŞTİ.<br />

5. CANTEK SOĞUTMA MAKİNALARI TURİZM<br />

SANAYİ VE TİC. A.Ş.<br />

EN YÜKSEK YATIRIM YAPAN FİRMALAR<br />

1. AGT AĞAÇ SAN. TİC. A.Ş.<br />

2. UZUN DOKUMA VE TEKSTİL SAN. TİC. A.Ş.<br />

3. ÇAĞDAŞ YAŞATAN REK. MAT. OL. KART. VE<br />

MUK. TAN. ORG. TUR. İNŞ. PET. ÖZ. EĞ. MOB.<br />

OTO. TEKS. TAŞ. TIB. MALZ. DAY. TÜK. MAL.<br />

İTH. İHR. SAN. VE TİC. A.Ş.<br />

4. AKSAL ÇELİK KONSTRÜKSİYON SAN. İNŞ.<br />

TUR. TİC. NAKLİYAT LTD. ŞTİ.<br />

5. ÖZGÖRKEY OTOMOTİV TURİZM SANAYİ VE<br />

TİCARET A.Ş.<br />

EN FAZLA İHRACAT YAPAN FİRMALAR<br />

1. ADOPEN PLASTİK VE İNŞ. SAN. A.Ş.<br />

2. AGT AĞAÇ SAN. TİC. A.Ş.<br />

4. ANTALYA MERMER SAN. TİC. LTD. ŞTİ.<br />

3. AHK İNŞ. TUR. DEKO. SAN. TİC. LTD. ŞTİ.<br />

4. TSM DENİZ ÜRÜNLERİ SAN. TİC. A.Ş.<br />

EN YÜKSEK SATIŞ HASILATI YAPAN<br />

FİRMALAR<br />

1. AGT AĞAÇ SAN. TİC. A.Ş.<br />

2. ADOPEN PLASTİK VE İNŞ. SAN. A.Ş.<br />

3. YÖRÜKOĞLU SÜT VE SÜT ÜRÜN. SAN. TİC. A.Ş.<br />

4. EKİCİLER SÜT GIDA TAR. HAY. SAN. VE TİC. A.Ş.<br />

5. DR. TARSA TARIM SAN. VE TİC. A.Ş.<br />

28 www.metropoldergileri.com


OCAK 2017<br />

29


ZİRVE<br />

SON YILLARIN EN<br />

BAŞARILI ZİRVESİ<br />

Türkiye - Ukrayna Zirvesi<br />

herkesi mutlu etti<br />

Serik Belediyesinin ev sahipliğinde gerçekleştirilen Türkiye Ukrayna<br />

Zirvesi iki ülke arasındaki dostluk bağlarını daha da kuvvetlendirdi,<br />

ticaret ve turizm alanında yeni işbirliklerinin kapısını açtı.<br />

S<br />

erik son yılların en başarılı zirvelerinden<br />

birine ev sahipliği<br />

yaptı. Türkiye - Ukrayna Zirvesi<br />

iki ülkeden siyasetçi, turizmci, sivil<br />

toplum kuruluşlarının temsilcileri<br />

ve gazetecileri bir araya getirdi. Zirve<br />

boyunca gerçekleşen yüzyüze görüşmeler,<br />

geziler ve ziyaret sonrasında<br />

hem Ukraynalı misafirler hem de<br />

<strong>Antalya</strong>lı ev sahipleri zirvenin ikincisinin<br />

yapılmasını istedi. Turizm<br />

başta olmak üzere farklı alanlarda<br />

işbirliği ve ticaret hacmini arttırma<br />

kararı alan tarflar iki ülke arasındaki<br />

dostluk bağının güçlenmesi için çalışmaya<br />

başladı.<br />

Serik’in Zirvelerin Başkenti<br />

ünvanını güçlendiren Türkiye-Ukrayna<br />

Zirvesi Belek Alva<br />

Donna Otelde gerçekleştirildi.<br />

Zirvenin açılışına, Serik Belediye<br />

Başkanı Ramazan Çalık,<br />

TBMM Genel Sekreter Yardımcısı<br />

Vekili Erbay Kücet, <strong>Antalya</strong><br />

Vali Yardımcısı Hüseyin Ece,<br />

<strong>Antalya</strong> İl Kültür Müdürü İbrahim<br />

Acar, Kültür Bakanlığı<br />

Ukrayna Turizm Ateşesi Berat<br />

Yıldız, <strong>Antalya</strong> Esnaf ve Sanatkârlar<br />

Odası Başkanı Adlıhan<br />

Dere, Gazeteciler Cemiyeti<br />

Başkan Mevlüt Yeni katıldı.<br />

BİZİ TERÖR İLE<br />

KORKUTAMAZSINIZ<br />

Zirvenin açılışında konuşan Serik<br />

Belediye Başkanı Ramazan Çalık,<br />

sözlerine İstanbul’da yaşanan terör<br />

saldırısını lanetleyerek başladı. Bu<br />

tip saldırıların Türkiye’yi yolundan<br />

çeviremeyeceğini dile getiren Çalın<br />

“Bizi terör ile korkutamazsınız”<br />

dedi. Prof. Dr. Çalık, kendilerini<br />

sadece belediye hizmetleri ile sınırlı<br />

tutmadıklarını, ellerinden geldiği<br />

kadar ülke turizmine, ticaretine<br />

katkı sağlayacak etkinliklere imza<br />

atmaya çalıştıklarını söyledi. MENA<br />

Ülkeleri Zirvesi, İran zirvesi, Helal<br />

30 www.metropoldergileri.com


OCAK 2017<br />

Turizm zirvesi gibi zirveleri gerçekleştirdiklerini<br />

aktaran Çalık, 30’a<br />

yakını gazeteci olmak üzere zirve<br />

dolayısıyla 41 Ukraynalı misafiri Serik’te<br />

ağırlamaktan büyük mutluluk<br />

duyduklarını söyledi.<br />

Bölgenin tam bir turizm cenneti olduğunu<br />

dile getiren Başkan Çalık,<br />

Serik’te 80’e yakın birinci sınıf otel,<br />

16 büyük golf sahası, onlarca futbol<br />

sahası bulunduğunu dile getirdi. İki<br />

ülke arasındaki ilişkilere dikkat çeken<br />

Prof. Dr. Çalık, Türkiye ile Ukrayna<br />

arasında bugüne kadar hiç bir<br />

sorun yaşanmadığını belirtti. Çalık<br />

bu gibi zirveler ile karşılıklı ilişkileri<br />

kuvvetlendirerek devam ettireceklerini<br />

belirtti.<br />

TÜRKLER DE UKRAYNAYI<br />

MERAK EDİYOR<br />

Zirveye katılan Ukrayna Turizm Federasyonu<br />

Başkanı Oleksandır Navikowenskiy,<br />

Ukrayna’dan çok sayıda<br />

turistin Türkiye’ye geldiğini belirtti.<br />

Turizmin karşılıklı olması gerektiğini<br />

belirten Navikowenski , “Biz de<br />

Türk turistlerin sayısını çoğalmasını<br />

arzu ediyoruz. Bizim ülkemiz sizleri<br />

konuk etmeye hazır. Büyük bir sevgiyle<br />

kapılarımızın size açık olduğunu<br />

bildirmek istiyorum. Son yıllarda<br />

önemli uluslararası organizasyonlara<br />

ev sahipliği yaptık. Ülkemiz hem<br />

kültürel hem tarihi olarak çok önemli<br />

dokuya sahip. Bizim de denizimiz<br />

var, güzel bir çevreye sahibiz, 5 yıldızlı<br />

otellerimiz var, 4 yıldızlı otellerimiz<br />

var, ekonomik konaklama yapmak<br />

isteyenler için apart otellerimiz<br />

var. Ayrıca maliyetler Avrupa’ya göre<br />

çok daha ekonomik. Ayrıca Türk vatandaşları<br />

için Ukrayna’ya vize sorunu<br />

yok. Şu anda çok sayıda turist<br />

Ukrayna’dan Türkiye’ye geliyor, ama<br />

eminim ki birçok Türk vatandaşı da<br />

Ukrayna’yı görmek istiyor. Biz turizmin<br />

karşılıklı olmasını istiyoruz. Şu<br />

anda Ukrayna’dan Türkiye’ye gelen<br />

turistin yüzde 50’si kadarı Türkiye’den<br />

Ukrayna’ya gelse bile bize yeter.<br />

Şüphesiz bunlar için çalışmamız<br />

gerekiyor. Ne kadar daha fazla görüşürsek,<br />

birbirimizi tanırsak o kadar<br />

fazla turizm elçimiz olur. Ukrayna’da<br />

da böyle bir zirve yapmamız<br />

gerekiyor.”<br />

TÜRKİYE BİZİM İKİNCİ<br />

VATANIMIZ<br />

Türkiye ile Ukrayna arasındaki dostluk<br />

ilişkilerinin 25 yıldır gelişme<br />

gösterdiğini kaydeden Navikowenskiy,<br />

“Ukraynalılar Türkiye’yi çok seviyor<br />

ve geliyor. Türkiye bizim ikinci<br />

vatanımız. Türkiye’de kendimizi<br />

güvende hissediyoruz.” diye konuştu.<br />

Ukrayna’dan Türkiye’ye gelen<br />

turist sayısının yıllık 1 milyon kişiyi<br />

aştığını ifade eden Navikowenskiy,<br />

turizmin ilişkileri zenginleştirmek,<br />

ülkeleri tanımak açısından önemli<br />

olduğunu, ticaret ve ekonomik ilişkilerin<br />

de aynı ivme ile devam etmesini<br />

umduğunu bildirdi. İstanbul’da<br />

meydana terör saldırısından duyduğu<br />

üzüntüyü de dile getiren Navikowenskiy,<br />

“Umarım bu tür olaylar<br />

ne sizin ne bizim ülkemizde bir daha<br />

olmaz. Terör, turizme çok büyük zarar<br />

veriyor. Umarım ülkelerimizde<br />

barış ve sulh ön plana çıkar.” değerlendirmesinde<br />

bulundu.<br />

UKRAYNAYI YAKINDAN<br />

İZLİYORUZ<br />

Ukrayna’nın, Karadeniz komşusu<br />

dost ülke olduğun kaydeden TBMM<br />

Genel Sekreter Yardımcısı Vekili<br />

Erbay Kücet, Ukrayna ile ilişkilere<br />

büyük önem verildiğini kaydetti.<br />

Kücet, “Sizler nasıl Türkiye’yi yakından<br />

izliyorsanız bizler de Ukrayna’yı<br />

yakından izliyoruz. Zorlu şartlara<br />

rağmen siyasetçiler tarafından yapılan<br />

reformları yakından takip ediyoruz.<br />

Sizleri her konuda TBMM’de<br />

de ağırlamaktan ayrıca mutluluk duyacağımızı<br />

bilmenizi isterim. Ülkemizden<br />

güzel hatıralarla ayrılmanızı<br />

diliyorum” dedi.<br />

<strong>Antalya</strong> Vali Yardımcısı Hüseyin Ece<br />

de <strong>Antalya</strong>’nın bir turizm cenneti olduğunu,<br />

Ukraynalıların bu güzellikleri<br />

gördüklerini ve tatil yapanların<br />

güzel anılarla Türkiye’den ayrıldıklarını<br />

söyledi.<br />

31


ZİRVE<br />

Türkiye - Ukrayna<br />

Zirvesi<br />

basında böyle yer buldu


OCAK 2017<br />

33


Röportaj<br />

Çiğdem Kurut<br />

Canan Özer<br />

halalinn.com’la<br />

güvenli rezervasyon<br />

halalinn.com Kontrat Müdürü<br />

Zerrin Aydın Pekacar<br />

Türkiye’nin uluslararası alanda lider online rezervasyon<br />

sitesi olan halalinn.com, “Muslim Friendly Booking”<br />

sloganıyla tüm İslam aleminin otel rezervasyon sitesi olmayı<br />

hedefliyor. Tamamen Türk mühendisler tarafından hazırlanan<br />

halalinn.com’u, internet portallarında<br />

gerçekleşen günlük 800 bine yakın rezervasyonu,<br />

sektörü ve dahasını halalinn.com Kontrat Müdürü<br />

Zerrin Aydın Pekacar’la konuştuk.<br />

Böyle bir siteyi açmak nereden<br />

aklınıza geldi?<br />

Domain sistemi ortalama dört yıl<br />

önce alındı. Fikir babası Dedeman<br />

Konya’nın Genel Müdürü Recep Altınok’tur.<br />

Halalinn.com Genel Müdürü<br />

ise Faruk Argun’dur. Tam Ar-<br />

Ge yazılım çalışmalarına iki yıl önce<br />

başlandı. Ocak Ayı’nın başından beri<br />

de irdeliyoruz, araştırıyoruz bir yandan<br />

tesis ekliyoruz, ürünün içi dolu<br />

olsun istiyoruz.<br />

34 www.metropoldergileri.com<br />

Neden Halalinn?<br />

Araştırdık ve gördük ki rezervasyon<br />

portalları üzerinden günde sekiz yüz<br />

bini aşkın online rezervasyon dönüyor.<br />

Bu ortalama çok ciddi bir rakam.<br />

Spesifik bir rakam olmasa da ve biz<br />

Türkiye olarak yaklaşık bir milyar TL<br />

civarında yurtdışına komisyon ödüyoruz.<br />

Bu potansiyeli değerlendirmeyi<br />

hedefliyoruz. Türkiye’den de ciddi<br />

anlamda online rezervasyon söz konusu<br />

Ve hızla artıyor. Siz Konya’ dan<br />

İstanbul’a diğer online portallarından<br />

bir rezervasyon yaptığınızda Hollanda<br />

kazanıyor ya da İngiltere, İtalya kazanıyor.<br />

Bir Müslüman diğer bir Müslüman<br />

ülkesine rezervasyon yaptığında<br />

yine oralar kazanıyor. Araştırmalar<br />

gösterdi ki niş pazarında böyle bir ihtiyaç<br />

var. Ben yurtdışına gittiğimde<br />

helal yemek yemek istiyorum. Helal<br />

yemek nerede yiyebilirim? Nasıl yiyebilirim<br />

diye araştırmalar yapıyorum.<br />

Dedik ki alternatifler çok fazla. Biz


OCAK 2017<br />

bir niş pazara yönelelim o alanda uzlaşalım,<br />

ülkemize para kazandıralım.<br />

Bu eksi pozisyonumuzu nasıl artıya<br />

çevirebiliriz diye düşündük .Yani bir<br />

Malezya’nın Endonezya’ya yaptığı rezervasyonda<br />

Türkiye olarak nasıl pay<br />

alabiliriz diye düşündük ve bu yola<br />

çıktık.<br />

Helal turizm neyi ifade ediyor?<br />

Helal turizm deyince İslam aleminin<br />

de tatil bilincinin oluştuğunu ve artık<br />

bu ihtiyaca da cevap verilmesi gerektiğine<br />

düşünüyorum. Helal turizm<br />

dendiğinde biz İslam alemi olarak<br />

yurtdışına gittiğimizde öncelikli kriter<br />

olarak ibadet yapılabilecek uygun<br />

yer arıyoruz. Yapılan araştırmalar<br />

bunu gösteriyor. Sonra helal yemek,<br />

sonra gidilebilecek görülebilecekler<br />

yerler. Sıralama bu şekilde.<br />

Bu tercihler pek çok yaşam biçimine<br />

ve düşünceye uygun<br />

tercihler. Halalinn.com bu duyarlılığı<br />

nasıl uygulamaya geçiriyor?<br />

Pek çoğumuz yurtdışında bir yemek<br />

firmasına gittiğimizde tavuk ya da<br />

balık yemeyi tercih ediyoruz. Ya da<br />

içinde domuz eti olmayan bif tercih<br />

ediyoruz. Ama yine de inanamıyoruz.<br />

Çünkü kenarından, köşesinden,<br />

yağından kullanılacağını düşünüyoruz.<br />

Dünya genelindeki İslami hassasiyeti<br />

olan tüketiciler, halalinn.<br />

com’la ihtiyaçlarına saygı duyan binlerce<br />

konaklama tesisine rahatlıkla<br />

ulaşabilecek. Dünya’daki helal özellik<br />

taşımayan konaklama tesisleri, camilere<br />

1 km. yakınsa sistemde yer alabilecek.<br />

Otellerin halalinn.com’dan<br />

rezervasyon geldiğinde, odalardaki<br />

alkollü ürünleri alıp, seccade, Kuran-ı<br />

Kerim ve kıble yönünden oluşan<br />

halalinn.com kit’ ini koymayı kabul<br />

ettiği takdirde halalinn.com da yerini<br />

alabilecek.<br />

Şu an portalınızda yer alan tesisler<br />

hakkında bilgi verir misiniz?<br />

İslami hassasiyeti olan tüketicilere<br />

yönelik online rezervasyon portalı<br />

halalinn.com’a üye tesis sayısı bin<br />

100’ün üzerinde. Konukların dünya<br />

genelinde, eğlence ve iş gezilerinde<br />

İslami hassasiyetlerine göre konaklayabileceği<br />

tesislere ulaşmasını,<br />

incelemesini ve rezervasyon yapmasını<br />

sağlamayı hedefliyoruz. Ayrıca<br />

halalinn.com ile kullanıcılara güven<br />

veren, İslami hassasiyetlerine göre<br />

arama yapılmasını sağlayan ve en<br />

iyi fiyatı garanti eden bir internet sitesi<br />

sunmayı amaçladık. Bizim helal<br />

özellik standardımızda on altı tane<br />

kriterimiz var. İşletme eğer on altı<br />

helal kriterden sadece birine sahipse<br />

helalinn.com da yer alabiliyor. Bunun<br />

sebebi alternatifleri çoğaltmak adına.<br />

Çünkü alternatifler çok kısıtlı. Dünyada<br />

350 tane helal otel var. Bunların<br />

160 tanesi Türkiye’de. Dünyada<br />

iyi bir sıradayız. Tercih edilen ülke<br />

olarak ilk üçteyiz. Ama Malezya ne<br />

yapmış? Tesis sayısı kısıtlı olsa da her<br />

işletmeye helal sertifikası vermeye<br />

çalışmış.Ve bunu dünyaya duyurmuş.<br />

Biz de 350 tesisle kısıtlamak istemedik<br />

ve helal özelliklerden sadece birine<br />

sahip tesisler halalinn.com da yer<br />

alsın, alternatifler çoğalsın istedik.<br />

Portaldaki hedefimiz 100 bin tesise<br />

ulaşmak.<br />

Böyle bir çalışma daha önce<br />

düşünülmüş mü?<br />

Düşünülüyor ama projeleri gerçekleştirmek<br />

çok zor. Biz iki yıldır<br />

araştırma, geliştirme, yazılım sürecini<br />

sürdürüyoruz. Önceden bu tür<br />

hizmet veren sitelerin hikayelerini<br />

35


Röportaj<br />

dinliyoruz. İslami satış yapan, online<br />

rezervasyon portalları var ama<br />

alternatifler çok kısıtlı. Tabi ki herkes<br />

kulvarında iyi. Ama biz İslam aleminin<br />

online rezervasyon portalı olmak<br />

işstiyoruz. halalinn.com olarak tesis<br />

sayımızı çok arttırmak amacındayız.<br />

Konuk; halalinn.com’a girip kolaylıkla<br />

istediği standartta, istediği ülke de<br />

tesisi bulsun istiyoruz.Proje sağlıklı<br />

bir şekilde çalışıyor. Rezervasyon<br />

dönüyor, tesis<br />

sayımız her gecen<br />

gün artıyor. Artık<br />

halalinn.com<br />

aktif olarak satışa<br />

hazır.<br />

Rezervasyonun<br />

sizin sitenizden yapılması<br />

kişiye bir avantaj sunacak mı?<br />

Tabi ki. Biz en iyi fiyatı garanti etmek<br />

istiyoruz ki zaten fiyat en önemli kritik<br />

nokta. Oteller bize online rezervasyon<br />

portalları statüsünde en iyi fiyatları girecek.<br />

Konuk eğer alternatif bir yerde<br />

aynı tesisin özel fiyatıyla karşılaşırsa<br />

biz de bunu tesise iletip dengeliyoruz .<br />

36 www.metropoldergileri.com<br />

İnternet üzerinden rezervasyonlar<br />

arttı. Bu bir avantaj mı?<br />

Bu fikrin çıkışının sebebi de bu aslında.<br />

Online’a olan yöneliş. Aynı anda<br />

pek çok alternatifi değerlendirmek<br />

önemli bir konfor. Tesisin helal özelliklerden<br />

sadece birine sahip olması<br />

yeterli. Çünkü alternatifler çok olsun<br />

istiyoruz. Bu helal özellikler nedir ?<br />

Helal yemek, mescit, bay bayan ayrı<br />

havuz , plaj olması. Bazı tatil köylerinde<br />

cami var. Bu tür özelliklerinin<br />

olması bile yeterli. Yurtdışında taharet<br />

musluğu olması bile bir tercih<br />

sebebi.<br />

Diğer Müslüman ülkelerle kıyaslandığında<br />

helal otelin<br />

genel kriterlerinin fazlalığı<br />

anlamında diğer müslüman<br />

ülkelerden daha iyi bir yerdeyiz<br />

diyebilir miyiz?<br />

Misafirperver bir ülke olduğumuz<br />

için Türkiye daha iyi tercih edilen<br />

tesisler arasında. Kendi kulvarında<br />

yurtdışında da çok iyi oteller var.<br />

Ama ükemiz de gerçekten iyi . 160 da<br />

zaten hafife alınacak bir sayı değil.<br />

Özellikle otellere söyleyeceğiniz<br />

bir şey var mı?<br />

Oteller için en cazip noktamız bizim<br />

komisyon tutarımızın<br />

diğer portallara<br />

göre çok<br />

cüzi bir miktar<br />

olması. Onun dışında<br />

yıl boyunca<br />

hiçbir ücret almıyor,<br />

sadece rezervasyon düşerse komisyon<br />

faturası gönderiyoruz. Oteller<br />

için en cazip unsurlardan biri de<br />

alternatif pazarlarda halalinn.com da<br />

yer alabiliyor olmaları. Çünkü bir ülkede<br />

siyasi durumdan ilk etkilenen<br />

turizm sektörü. O yüzden tüm alternatifler<br />

tesisler için değerlendiriliyor.<br />

Tüm İslam alemine de ulaşabileceği<br />

için halalinn.com onlara farklı alternatifler<br />

sunuyor.


Haber<br />

OCAK 2017<br />

MENA ZİRVESİ<br />

Turizm ve ihracatı geliştirmek, yeni pazarlar oluşturmak için<br />

MENA Zirvesi’nin 2.’si Serik’te düzenlendi<br />

İlki büyük ses getiren MENA<br />

Zirvesinin ikincisi Körfez ülkelerinden<br />

40 gazeteci ve 240<br />

seyahat acentesinin katılı ile<br />

gerçekleşti.<br />

Turizm ve ticarette yeni alternatif<br />

pazarlar oluşturmak, bölge ülkeleri<br />

ile ilişkileri geliştirmek için düzenlenen<br />

zirveye Serik Belediyesi ev<br />

sahipliği yaptı. Başbakanlık Türkiye<br />

Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı<br />

(TYDTA), Kültür ve Turizm Bakanlığı,<br />

<strong>Antalya</strong> Büyükşehir Belediyesi,<br />

Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı işbirliğinde,<br />

Türk Hava Yolları (THY)<br />

ve Rixos Hotel’s sponsorluğunda<br />

dgerçekleşen zirvede Katılımcılar<br />

<strong>Antalya</strong>lı turizmci ve iş adamları ile<br />

bir araya geldi. Karşılıklı anlaşmalar<br />

yapılarak ilk imzalar atıldı.<br />

ÇALIK: ‘‘TÜM DÜNYAYA<br />

KAPILARIMIZI AÇTIK’’<br />

Serik Belediye Başkanı Dr. Ramazan<br />

Çalık, “Körfez ülkelerinden turizm<br />

acenteleri ve o bölgenin gazetecilerini<br />

ağırlıyoruz. Turizm birçok koşuldan<br />

etkilenebilecek bir alan. Çok<br />

sayıda turizm çalışanımız var. Bizde<br />

turizm alanın da alternatifler oluşturarak<br />

yeni pazarlar oluşturmaya<br />

çalışıyoruz. Türkiye’nin en gözde turizm<br />

bölgesini bu insanlara tanıtacağız.<br />

Dünyaya, <strong>Antalya</strong> turizm bölgesini<br />

tanıtmak için kucak açtık. Arap<br />

kardeşlerimizin gönül rahatlığı ile<br />

bu bölgede tatil yapacaklarına inanıyorum.<br />

Kardeş ülkeleriz. Biz onlara<br />

kapılarımızı açacağız onlar da bize<br />

kapılarını açacak. Bugüne kadar var<br />

olan işbirliğimizi devam ettireceğiz.<br />

Serik Belediyesi olarak elimizden gelen<br />

her şeyi yapacağız. Buraya gelen<br />

acentelerin inşallah yazın da turist<br />

olarak misafir getireceklerine inanıyoruz.<br />

1. Uluslararası Ortadoğu<br />

ve Kuzey Afrika (MENA) Ülkeleri<br />

Zirvesi’ni Serik’te gerçekleştirdik ve<br />

olumlu geri dönüşler aldık. Turizm<br />

potansiyelimiz yaptığımız bu zirveler<br />

ile %10 oranında arttı. Yine aynı şekilde<br />

Yaş Sebze ve Meyve İhracatçıları<br />

Zirvesi ile 120 bin tonun üzerinde<br />

sebze ve meyve ihracatı yaptık. Bu<br />

olumlu geri dönüşleri alınca diyaloglarımızı<br />

sürdürerek MENA Zirvesinin<br />

2’ini düzenliyoruz inşallah çok<br />

daha olumlu sonuçlar alacağız.’’<br />

ENÇ: ‘‘MENA ÜLKELERİN-<br />

DEN GELEN YÜREKLENDİ-<br />

RİCİ AÇIKLAMALAR BİZİ<br />

GERÇEKTEN MUTLU ETTİ’’<br />

Ak Parti<br />

<strong>Antalya</strong><br />

Milletvekili<br />

Gökçen Özdoğan<br />

Enç de,<br />

MENA zirvesinde<br />

yaptığı<br />

k o n u ş m a d a<br />

15 Temmuz<br />

darbe kalkışmasına<br />

değinerek, “Hükümetim ve<br />

Milletim adına 15 Temmuz darbe<br />

girişimi ile ilgili MENA ülkelerinden<br />

gelen yüreklendirici açıklamalar bizi<br />

gerçekten mutlu etti. Türkiye Cumhuriyeti<br />

Devleti demokratik, laik,<br />

sosyal bir hukuk devletidir’’ dedi.<br />

Geçtiğimiz yıl Serik Belediyesi<br />

ev sahipliğinde yapılan MENA<br />

ülkeleri, İran, Helal Turizm ve<br />

Yaş Sebze Meyve İhracatçıları<br />

zirvelerinin ardından Ortadoğu<br />

ve Afrika’dan <strong>Antalya</strong>’ya gelen<br />

turist sayısı yüzde 10 artarken<br />

tarım alanında da olumlu geri<br />

dönüşler sağlanmıştı. 2016 yılı<br />

içinde 120 bin tondan fazla sebze<br />

meyve ihraç edildi.<br />

37


Haber<br />

İkinci MENA Ülkeleri Zirvesi 14 ülkeden 40 gazeteci ve 240 iş adamının katılımı ile <strong>Antalya</strong>’da gerçekleştirildi.<br />

Zirveye Görgülü Grup tarafından <strong>Antalya</strong>’da hayata geçirilen Delüxe <strong>Antalya</strong> Projesi<br />

damga vurdu. Kadınlara özel yüzme havuzu, spor salonu ve sosyal tesisleri ile dikkat çeken proje<br />

Körfez Ülkelerinden gelen iş adamlarının akınına uğradı.<br />

Araplar bu projeye<br />

hayran kaldı<br />

38 www.metropoldergileri.com<br />

İlki Geçtiğimiz yıl yapılan ve Körfez Ülkelerinden<br />

gelen turist sayılarında yüzde 10 artış olmasını<br />

sağlayan MENA ülkeleri zirvesinin ikincisi gerçekleştirildi.<br />

Başbakanlık Tanıtım Ajansı, Kültür<br />

ve Turizm Bakanlığı, Büyükşehir Belediyesi, Serik<br />

Belediyesi, Türk Hava Yolları ve Batı Akdeniz Kalkınma<br />

Ajansının bir araya gelerek organize ettiği<br />

zirve 40 gazeteci, 240 işadamı çok sayıda bürokrat<br />

ve temsilci katıldı. Körfez ülkelerinin önce gelen<br />

yatırımcı ve iş adamları ile Türk iş adamlarını bir<br />

araya geldi. Zirvede turizmden tarıma, inşaat sektöründen<br />

enerjiye kadar bir çok alanda ikili görüşmeler<br />

gerçekleştirildi.


OCAK 2017<br />

EN ÇOK İLGİYİ<br />

DELÜXE ANTALYA ÇEKTİ<br />

Zirveye katılan yatırımcıların<br />

ilgisini en çok çeken proje ise<br />

Delüxe <strong>Antalya</strong> projesi çekti.<br />

Görgülü grup tarafından <strong>Antalya</strong>’nın<br />

seyir terası olarak<br />

bilinen Masa dağına yapılan<br />

proje kadınlar için hazırlanan<br />

yüzme havuzları ve sosyal<br />

tesisler ile dikkat çekiyor.<br />

<strong>Antalya</strong>’nı zirvesinde yer aldığı<br />

için şehrin sıcak ve neminden<br />

uzak bir yaşam imkanı sunan<br />

Delüxe <strong>Antalya</strong> hiçbir zaman kapanmayacak<br />

manzarası ile Arap<br />

yatırımcıları büyüledi. Delüxe<br />

<strong>Antalya</strong>’ya hayran kalan katılımcılar<br />

özellikle kadınlara yönelik<br />

alanları beğendiklerini ifade etti.<br />

<strong>Antalya</strong>’nın seyir terası olarak<br />

bilinen Masa Dağına inşa edilen<br />

DELÜXE <strong>Antalya</strong> hiçbir zaman<br />

kapanmayacak manzarası, kadınlara<br />

özel yüzme havuzları, spor<br />

salonları, golf sahaları, restoran<br />

ve sosyal tesisleri ile Karadeniz<br />

serinliğinde Akdeniz’in sıcaklığını<br />

sunuyor.<br />

ZİRVENİN TURİZME<br />

KATKISI BÜYÜK<br />

Geçtiğimiz yıl yapılan<br />

MENA Ülkeleri, İran, Helal<br />

Turizm ve Yaş Sebze Meyve<br />

İhracatçıları zirvelerinin<br />

ardından Ortadoğu ve Afrika’dan<br />

<strong>Antalya</strong>’ya gelen turist<br />

sayısı yüzde 10 artarken<br />

tarım alanında da olumlu<br />

geri dönüşler sağlanmıştı.<br />

2016 yılı içinde 120 bin ton<br />

sebze meyve ihraç edildi.<br />

39


Röportaj<br />

Zeynep TOPUZ<br />

Sıcacık Bir Yuva’ya adım atmanın<br />

heyecanını yaşayacaksınız<br />

Sümer Ezgü<br />

Sanat Akademisi<br />

Bahçe kapısından içeri adımınızı attığınızda enerjiniz tamamen değişiyor. Büyülü bir dünyadasınız sanki… Çocuk<br />

seslerinin müzik seslerine karıştığı rengarenk bir dünya. Sanatla sevginin iç içe harmanlandığı bu mekanın<br />

ismi Sümer Ezgü Sanat Akademisi. 35 yıllık sanat hayatına adımını attığı andan itibaren hep yeniliklerle karşımıza<br />

çıkan sanatçı Sümer Ezgü ile enerji dolu bir sohbet gerçekleştirdik. Hem Türk Halk Müziğine ve sanata bu<br />

denli gönül vermiş olan ünlü sanatçının hayatını hem <strong>Antalya</strong>’da açmış olduğu müzik ve sanat okulunu hem de<br />

gerçekleştirmeyi planladığı projelerini siz okurlarımız için detaylarıyla konuştuk.<br />

Sümer Ezgü’yü Sümer Ezgü’den dinleyebilir miyiz?<br />

Elbette. Burdur doğumluyum. Baba tarafım Trabzonlu.<br />

Rahmetli babam öğretmendi. Bucakta görev yaptığı için çocukluğum<br />

Bucak’ta geçti. Ankara 19 Mayıs Gençlik ve Spor<br />

Akademisi mezunuyum. Aslında hentbolcuyum. Fakat küçüklüğümden<br />

beri hep müzik vardı hayatımda. Bir insan bir<br />

işe meraklıysa o işi kapıdan kovsanız bacadan girer. Müzik<br />

de bende böyleydi işte. İlkokulda melodika ve mandolinle<br />

başladım müziğe. Daha sonra resim öğretmenim Cahit<br />

Anık bana bağlama öğretti. Bu arada biz 2 sene babamın<br />

40 www.metropoldergileri.com


OCAK 2017<br />

görevi nedeniyle Batı Trakya’da Gümülcine<br />

şehrinde yaşadık. Orada nota<br />

dersleri aldım ve Türkiye’ye dönünce<br />

de bağlama çalmaya başladım. Sonrasında<br />

akademiyi kazandım ve Ankara’ya<br />

gittim. Akademiyi bitirdiğim<br />

yıllarda da TRT’nin açtığı sınavlara<br />

girdim. Bir yıl kadar çeşitli konularda<br />

çok ciddi eğitimlerden ve sınavlardan<br />

geçtik ve ben ses sanatçısı olarak birincilikle<br />

TRT’ye girdim. 15 sene çalıştım.<br />

Daha sonra istifa ettim ve dışarıda<br />

kendi projelerimi hayata geçirme kararı<br />

aldım. Ses sanatçılığının yanında TV<br />

programcılığı yaptım. Ankara Rüzgarı<br />

ile başladık. Nazar Değmesin, Halkalı<br />

Şeker, Anadolu’dan Geldik gibi çeşitli<br />

kanallarda programlar yaptık. Derlemeler,<br />

besteler, konserler derken müzik<br />

hayatımda 35 seneyi tamamladım.<br />

<strong>Antalya</strong> yaşamınızdan ve <strong>Antalya</strong>’da<br />

hayata geçirdiğiniz projelerinizden<br />

bahseder misiniz?<br />

5 yıldır <strong>Antalya</strong>’da yaşıyorum. <strong>Antalya</strong>’ya<br />

yerleştikten sonra 3 albüm<br />

yaptım. Bir tanesi oğlum Ozan ve arkadaşları<br />

ile yaptığım ‘Sümer Ezgü ile<br />

Süper Çocuklar’ albümü. Çocukların<br />

türkülere, kendi kültürüne yaklaşması<br />

için yapılan bir çalışmadır bu. Rock alt<br />

yapı ile. Çünkü çocuklar seviyor ritmi.<br />

Rock alt yapı üzerinde cura, sipsi, zurna<br />

gibi kendi sazlarımızın olduğu tekerlemesi<br />

olan türküler bunlar. “Tin tin tini<br />

mini hanım, hopa şina şinanay, leblebi<br />

koydum tasa, horozumu kaçırdılar”<br />

gibi türkülerde onlarla düetler yaptım.<br />

Çocukları İstanbul’da Marşandiz Müzik<br />

Stüdyosu’na götürerek basın-tanıtım<br />

galası yaptım. Gülben Ergen’in ve<br />

Saba Tümer’in programlarına götürdüm.<br />

Çocuklar tabii inanamıyorlar.<br />

Çok mutlular. TV Programları nasıl<br />

yapılıyor bunları öğrendiler. Müziğin<br />

içine girdiler. Ve şimdi onu Milli Eğitim<br />

Bakanlığı da anaokulu ve ilkokul<br />

çocukları için tavsiye etti ve okullarda<br />

da güzel etkinlikler yapıyoruz.<br />

İkincisi de gençler<br />

ve buradaki turistik<br />

oteller için yaptığım<br />

bir remix çalışmadır.<br />

David Guetta,<br />

Martin Garrix gibi<br />

elektronik müzik yapan<br />

isimler gençlerimiz<br />

tarafından çok<br />

dinleniyor. Ben de bu<br />

altyapıyla bizim yöremizin<br />

müziklerini birleştirdim.<br />

‘Electo Türkü<br />

House’ adında bir<br />

remix albüm çalışması yaptım. Genelde<br />

arabalarda ebeveynlerle çocukların<br />

tartışmaları olur. Türkülerimiz çaldığı<br />

zaman çoğunlukla radyo kapattırılır.<br />

Bu albüm bana göre o sorunu çözen<br />

bir albüm. Babalar burada türküleri<br />

dinliyor, çocuklar da altındaki elektro<br />

müziği, ritmi dinliyor ve ayrıca türkülerimize<br />

yani kendi kültürümüze de<br />

aşina oluyorlar. İster istemez türkülere<br />

bir yaklaşımları oluyor. Gençlere yönelik<br />

bir çalışma bu ve ilerde daha iyi<br />

anlaşılacak bu emeğin çabası.<br />

Üçüncüsü de ‘Hakiki Angara Havaları’.<br />

Ben 20 sene Ankara’da yaşadım.<br />

Ankara Kulübü ile gerçek Ankara tür<br />

41


Röportaj<br />

külerini okuyan ustalarla sürekli iç içeyim.<br />

Ankara Radyosu’nda zaten Ankara<br />

kökenli sanatçılarla, saz ustalarıyla<br />

iç içeydik. Yani o kültürü tanıyorum.<br />

Ama bu tamamen pavyon kültürüydü<br />

ve gerçek Ankara kültürü bu değildi.<br />

Ben de bunun üzerine “Bunlar pavyon<br />

kültürü, gerçek Ankara kültürü bu değildir”<br />

diyerek gerçek Ankara havalarını<br />

gençlere hatırlatma gereği duydum.<br />

Çünkü yeni doğan çocuklar bu kültürle<br />

doğuyor ve doğruyu bu zannediyorlar.<br />

Bu yüzden bu albümün adını<br />

da Hakiki Angara Havaları koyduk.<br />

Hüdayda türküsünün klibini de Ankara<br />

Hamamönü’nde çektim. Ankara<br />

Klübü ve halkla iç içe yapılan bir çalışmadır.<br />

İkinci türkünün klibini de Burdur<br />

Gölü’nde yaptım. “Su Gelir Güldür<br />

Güldür”. Özellikle Burdur Gölü dikeyde<br />

17 m. çekildi ve 10 yıl sonra bu<br />

gidişle kuruyacak. Göz göre göre bir<br />

doğa faciası yaşanıyor. Bunu ön plana<br />

çıkarmak için özellikle albümdeki Su<br />

Gelir Güldür Güldür türküsünü seçtik<br />

ve <strong>Antalya</strong>’dan Harley Davidson<br />

Klübü ve Burdur Motor Klübü destek<br />

verdi. Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun<br />

Ercengiz klipte oynadı ve destek<br />

verdi. Yani bu, top yekun bir doğa çabasının<br />

çalışmasıdır. Yakın bir sürede<br />

yayınlanmaya başlar. Eski ustaların<br />

hormonsuz, gerçek kökleri toprakta<br />

olan Ankara türkülerinden, özellikle<br />

de hareketli olanları seçerek bu albümü<br />

yaptım.<br />

Sanat Akademisi’ni açma fikri nasıl oluştu.<br />

Bu projeyi nasıl gerçekleştirdiniz?<br />

Bana hep ‘bir okul aç’ denir. Ankara’da<br />

da İstanbul’da da çok söyleyenler oldu.<br />

Fakat benim hep yapacak işlerim vardı.<br />

İstanbul’da hayat çok yoğun olduğu<br />

için enerjimi bu yöne aktaramadım.<br />

Ama <strong>Antalya</strong>’ya gelince yaşam konforumuz<br />

daha da arttı. Zamanı daha<br />

iyi değerlendirebiliyoruz burada. Hayatımız<br />

yollarda geçmiyor. Dolayısıyla<br />

kendimize daha sistemli zaman ayırabiliyoruz.<br />

Hem sanatsal projelerime<br />

hem de kendi yaşam projelerime daha<br />

fazla zaman ayırabiliyorum.<br />

Bu arada da müzikle ilgili bir okul açmak<br />

istedik ve karar verdik. Çünkü<br />

kültür ve sanatla ilişkisi olan yeni nesillere,<br />

temiz sayfalara ihtiyaç var Türkiye’de.<br />

Bakın 15 Temmuz’u yaşadık.<br />

Kirletilmiş çocuklar insanlar yetiştirildi<br />

ki bu ülkede, nerelere geldik. Yani<br />

güzel, ülkesine bağlı, kültürle ve sanatla<br />

ilgisi olan temiz nesillere ihtiyaç var.<br />

Bende buna bir katkı sağlıyorum. Güzel<br />

insanlar yetişsin istiyorum. Çünkü<br />

müzik, dans, kültür ve sanatla ilgisi<br />

olan insanlar siyasette de daha yumuşak<br />

üsluplu ve daha kolay çözümler<br />

üreten, daha kolay anlaşabilen insanlar<br />

olarak yetişecekler. Yani müzik, sanat<br />

sonuçta barış demektir, güzellikler<br />

demektir, mutluluk demektir. Yaşama<br />

renk demektir. Ruhları temiz ve güzel<br />

olan insanlar güzel işler yaparlar. Güzel<br />

insanlar yetiştirebilmek adına da<br />

böyle bir okulu faaliyete geçirdik.<br />

42 www.metropoldergileri.com


OCAK 2017<br />

Sümer Ezgü Sanat Akademisi’nde çocukların<br />

seçeceği dallar nasıl belirleniyor?<br />

Bunu belirlemek için ne gibi çalışmalar<br />

yapıyorsunuz?<br />

Sanat Akademisi olarak biz, <strong>Antalya</strong>’da<br />

kulak taraması yapıyoruz. Nasıl<br />

İl Sağlık Müdürlüğü sağlık taraması<br />

yapıyor, bizde bunu yapıyoruz. Kreşler,<br />

okullar geliyor buraya. Teker teker<br />

kulak duyumlarına bakıyoruz çocukların.<br />

Hangi enstrümana daha uyumlular?<br />

Halk danslarına mı, baleye mi,<br />

jimnastiğe mi daha yatkınlar? Gitar<br />

çaldırıyoruz, piyano çaldırıyoruz. Parmak<br />

yapılarına bakıyoruz. Çünkü aileler<br />

de bir şekilde sosyal etkinliklere,<br />

müzik çalışmalarına falan göndermek<br />

istiyorlar ama ne yapacakları konusunda<br />

tereddüt yaşıyorlar. Biz de çocuklar<br />

için hangi dalın uygun olduğunu çözümleyip<br />

ailelerine rapor yazarak gönderiyoruz.<br />

Peki, Sümer Ezgü Sanat Akademisi<br />

niçin tercih edilmeli? Ne gibi imkanlar<br />

sunuluyor bu okulda öğrencilere Sümer<br />

Bey?<br />

Sümer Ezgü Sanat Akademisi, Milli<br />

Eğitim Bakanlığı’na bağlı bir sanat<br />

kurumudur. Hak kazanan öğrencilere<br />

Milli Eğitim Bakanlığı Usta Öğretici<br />

Sertifikası veriyoruz. Ayrıca Londra<br />

Müzik Akademisi’ne bağlıyız ve oraya<br />

ait bir sertifika da veriyoruz. Buradan<br />

mezun olan öğrenciler sertifikalarını<br />

almaya hak kazanırlarsa kendileri de<br />

eğitimci olabiliyorlar ve çeşitli yerlerde<br />

ders verebiliyorlar. Onun dışında<br />

London Collage sertifikasını alanlar<br />

Müzik Lisesi denkliğini kazanmış oluyorlar<br />

ve Batı Londra Üniversitesi’nin<br />

Müzik Bölümü’ne sınavsız geçiyorlar.<br />

Ayrıca yurtdışında diğer üniversitelerde<br />

de burs imkanı sağlanıyor. Çünkü<br />

oralarda sadece matematik, fizik olarak<br />

bakmıyorlar. İnsanın hobileri, sanata<br />

ve kültüre olan ilgisi ve yeteneklerine<br />

bakıyorlar. İnsanların gelişimine<br />

daha farklı bakıyorlar ve yavaş<br />

yavaş bizde de başladı bu tutum.<br />

TEOG sınavlarında kültür ve<br />

sanat etkinliklerine katılanlar ve<br />

başarılı olanlara, dereceye girenlere<br />

imkan tanınmaya başlandı<br />

ülkemizde de.<br />

Ayrıca, sanat ve kültür bizi daha<br />

çok insanlaştırıyor. Toplumla bağlarımızı<br />

arttırıyor ve bizi daha sosyal<br />

yapıyor. Akademik başarısı çok<br />

yüksek olan herkes yaşamda başarılı<br />

olmayabilir. Sosyal başarıları düşük<br />

olabilir. Mesela benim akademik<br />

başarım çok yüksek değildi. Daha<br />

çok resim, müzik ve beden eğitimi<br />

derslerine ilgim vardı. Diğerlerinde<br />

ne kadar başarılı olsam da ilgim hep<br />

bu yönde oldu. Fakat sosyal başarım,<br />

akademik başarısı benden çok yüksek<br />

arkadaşlarımdan daha yüksek oldu.<br />

İnsan ilişkilerim gelişti. Kendimi sanat<br />

kanalıyla ifade etmeye başladım. Zaten<br />

insana sanat dallarının en büyük katkısı<br />

budur. Dolayısıyla okulumuzun da<br />

bu katkısı var.<br />

Öğrencilerinizin yaş aralığı nedir? Bir<br />

yaş sınırı var mı? Hangi dersleri alabiliyorlar<br />

Sümer Ezgü Sanat Akademisi<br />

öğrencileri?<br />

Sümer Ezgü Sanat Akademisi’nde 3<br />

buçuk yaşından 70 yaşına kadar öğrencilerimiz<br />

var. Herhangi bir yaş sınırlamamız<br />

yok. Sanata gönül veren<br />

herkese bu okulun kapıları açık. Öğrencilerimiz<br />

piyano öğreniyorlar, cura<br />

çalıyorlar, kabak kemane, keman, klarnet,<br />

bale, halk dansları, modern dans,<br />

jimnastik, nota-solfej dersleri alabiliyorlar.<br />

Bunun yanı sıra sayamadığım<br />

birçok sanat dalı daha var. Güzel Sanatlar<br />

Liselerine, Konservatuvarlara<br />

hazırlık çalışmaları yapılıyor. Hatta<br />

bahçeye geçtiğim zaman çok mutlu<br />

oluyorum. Odanın birinden bağlama<br />

sesi geliyor, diğerinden piyano sesi, alt<br />

odalardan bale öğretmeninin talimatları<br />

geliyor. Çok hoş bir duygu. Dolayısıyla<br />

yaptığımız işin gerçekten işe<br />

yaradığını görüyoruz. İnsan yetiştiren<br />

bir kurum burası aslında. Kısacası bir<br />

sanat yuvası.<br />

43


Röportaj<br />

Biraz da çalışanlardan bahsetmek istiyorum<br />

müsaadenizle. Çok güzel bir<br />

enerji var okulda. Eğitimcilerinizden de<br />

bahseder misiniz biraz?<br />

Kardeşim Taner’i tanıtayım önce. Aslında<br />

ziraat mühendisi ama halk oyunlarına<br />

çok emek verdi. Diyebilirim ki<br />

<strong>Antalya</strong>’da hocaların hocası. Derece<br />

alan tüm grupları çalıştıran hoca Taner<br />

Ezgü’dür. Bizim yöremiz hiç bilinmiyorken<br />

Ankara’da ve diğer illerde<br />

1982 yılında birlikte tanıttık. Burdur<br />

yöresini, Burdur ilinin dışında ilk biz<br />

oynadık, oynattık ve öğrettik. Dereceleri<br />

aldıktan sonra yörenin kültürü<br />

popüler olmaya başladı. Taner Ezgü<br />

Akdeniz Üniversitesi ile dünya birincisi<br />

oldu. Liselerde, ilkokullarda birçok<br />

derece aldı. Sümer Ezgü Sanat Akademisi’nin<br />

müdürü ve Halk Oyunları Bölüm<br />

Sorumlusu. Aynı zamanda <strong>Antalya</strong><br />

Büyükşehir Belediyesi İsmail Baha<br />

Sürelsan Konservatuvarı’nın da Halk<br />

Oyunları Bölüm Başkanlığı’nı yapıyor.<br />

Eğitim Koordinatörümüz Mehlika<br />

Ezanoğlu. Bir çok eğitim kurumunda<br />

büyük başarılara imza atan bir eğitimcimiz.<br />

Aynı zamanda benim Akademi’den<br />

arkadaşım. Tiyatro hocamız<br />

eşim Gülay Ezgü, spikerlik ve diksiyon<br />

kursu veren hocamız Rüştü Erata. Ve<br />

bunların yanı sıra Akdeniz Üniversitesi<br />

kadrosundan ve <strong>Antalya</strong> Operası’ndan<br />

ismini sayamadığım çok değerli<br />

sanatçılardan oluşan kaliteli bir eğitim<br />

kadromuz var.<br />

Sümer Ezgü Sanat Akademisi’ni diğer<br />

sanat okullarından ayıran bir<br />

fark var mı?<br />

Sanat okullarında arkadaşlarıma soruyorum.<br />

“Hangi dersler var?” diye. Keman,<br />

piyano, bale olduğunu söylüyorlar.<br />

Bizden bir şeyler olup olmadığını<br />

sorduğumda talep olmadığını, talep<br />

olsa da hoca bulamadıklarını söylüyorlar.<br />

Doğru olmadığını düşünüyorum.<br />

Talep de var, hocası da var. Türkiye’de<br />

şöyle bir sorun var. Müzik öğretmeni<br />

yetiştiren okullarda kendi öz müziğimiz<br />

yeterince öğretilmedi. Bu okullara<br />

girerken bu alanı bilerek gelen öğrencileri<br />

bile bildiklerini unutturarak mezun<br />

ettiler. Konservatuvarlarımızda<br />

da aynı şeyler oldu. Kendi müziğimizi<br />

aralara sıkıştırarak öğrettiler. Bu yüzden<br />

yetersiz bir yetişme oldu. Herkes<br />

iyi olduğu alanda çalışma yapar. Ben<br />

35 yıllık meslek yaşamımda bu eksiği<br />

derinden hissettim ve şu an bizim Sümer<br />

Ezgü Sanat Akademisi’nin kapısından<br />

içeriye girdiğiniz an dil, din, ırk<br />

ve müzik ayrımı yoktur. Burada batı<br />

müziğinin eğitimi de var, halk müziğimizin<br />

eğitimi de var, klasik Türk<br />

müziğimizin eğitimi de var. Modern<br />

dans eğitimi ve halk danslarımızın da<br />

eğitimi var ve hepsi de aynı değerde.<br />

Biz böyle bakıyoruz.<br />

İnteraktif Müzik Dersleri ile ilgili talepler<br />

alıyorsunuz. Bunu açabilir misiniz?<br />

Elbette. İnteraktif müzik dersleri yapıyoruz.<br />

Okullar bunu toptan satın<br />

alıyorlar. Salonlara topluyorlar çocukları<br />

ve orada interaktif müzik dersleri<br />

yapıyoruz. Sümer Ezgü ile Süper<br />

Çocuklar albümünü çocuklar alıyor.<br />

Daha sonrasında beni okula davet ediyorlar.<br />

Okulun müsamere salonunda<br />

toplanıyoruz. Orada hoş vakit geçirme<br />

adı altında -sohbet, şov- müzik dersi<br />

yapıyoruz. Alkışlarla, çeşitli ritimlerle…<br />

Farklı ritimleri, bildiğimiz ama<br />

tanımlayamadığımız ritimleri müziklerle<br />

birbirine bağlıyoruz. Anadolu<br />

ritimlerini çalıyoruz, onları türkülere<br />

bağlıyoruz. Daha sonrasında albümdeki<br />

şarkılar çalmaya başlıyor. Tüm çocuklar<br />

dans etmeye başlıyor ve unutamayacakları<br />

bir gün yaşamış oluyorlar.<br />

Her şey den önce müzikle dolu bir gün<br />

yaşıyorlar. Onlara çok şey kazandırdığını<br />

düşünüyorum. En azından bir farkındalık<br />

oluşuyor. Müziğe bir yakınlık<br />

oluşuyor ve bu anlamda çocuğun yolu<br />

açılıyor.<br />

Sanat Akademisi kapsamında interaktif<br />

müzik dersleri haricinde talep aldığınız<br />

farklı bir alan oldu mu?<br />

Ev hanımlarından bize talep geldi.<br />

Biçki-dikiş gibi alanlara el atarsanız<br />

seviniriz dediler. Biz de uygulamaya<br />

başladık. Hafta sonları burada yeni<br />

bir çalışma başlattık.”Kumaşını al gel!”<br />

diyoruz. Ders bitimi sonrasında bayanlar<br />

dikmek istedikleri tasarımı tamamlamış<br />

olarak gidiyorlar. Evde pasif<br />

olarak oturmaya mahkum edilmiş<br />

olan kadınlarımıza bir üretim imkanı<br />

sunuyoruz. Evlendirme programları,<br />

yarışma programları gibi gereksiz zaman<br />

tüketen programlara mahkum<br />

bırakılıyorlar. Yani üretken bir dünya<br />

sunulmuyor. Bu yüzden burada hem<br />

bir şeyler üretmenin verdiği mutluluğu<br />

yaşıyorlar hem de ucuz bir giyim elde<br />

etmiş oluyorlar. Bundan para da kazanabilme<br />

imkanları da doğuyor tabiî ki.<br />

Bunun yanı sıra okullardan talep geliyor.<br />

Bizimle birlikte çalışmak istiyorlar.<br />

Gerek halk oyunları, gerek müzik<br />

çalışmalarını bizimle yapmak istiyorlar.<br />

Bu tür hizmetler de veriyoruz.


Ben Senfoni Orkestrasıyla birlikte<br />

gerçekleştirmiş olduğunuz bir projeden<br />

bahsetmek istiyorum. İlgi gören<br />

ve ses getiren bir projeydi. Bize anlatır<br />

mısınız bu projeyi?<br />

Aşağı yukarı 50 kişilik bir topluluk.<br />

İçinde bizim otantik halk sazlarımız<br />

–davul, zurna, sipsi, kabak kemane,<br />

kaval, bağlama- ve onun dışında<br />

opera orkestrası yaylı grubu ve operanın<br />

nefeslileri, vokallerden ve halk<br />

danslarından oluşan bir topluluk.<br />

Tamamen <strong>Antalya</strong>lı müzisyenlerden<br />

oluşan bir <strong>Antalya</strong> Projesi. Hem<br />

<strong>Antalya</strong> markasını yukarı çıkaracak<br />

bir çalışma hem de yurtdışında<br />

Türkiye’yi temsil edecek bir proje.<br />

Türkiye’nin çeşitli kültür-sanat festivallerine<br />

girebilecek hem etnik hem<br />

de çok sesli ama çok seslilikte dayanağını<br />

Anadolu enstrümanlarının<br />

bünyesinde olan ozanların yüz yıllar<br />

boyu doğaçlama çaldığı, bastığı<br />

seslerden yola çıkarak. Batıdaki çok<br />

sesliliği kopyalayıp buraya yapıştırmıyoruz.<br />

Kendi yapısına uygun bir<br />

armoniyle bunu yapıyoruz. Çok güzel<br />

bir çalışma oldu. İki konser verdik.<br />

Bir tanesi 2. Yörük ve Türkmen<br />

Şenliği’nin açılış konseri. Diğeri de<br />

53. Uluslararası <strong>Antalya</strong> Film Festivali<br />

etkinlikleri kapsamında verdiğimiz<br />

konserdi. İki konserimiz de çok<br />

beğeni aldı. Farklı bir çalışma çünkü.<br />

Önü açık bir proje bu. Ayrıca düzenlemeleri<br />

yaparken dikkat ettiğimiz<br />

bir konu; yörenin birçok türküsü<br />

oyunlu ve eğer ki yörenin insanları<br />

icra edilen türkülere oynayabiliyorsa<br />

başarılıdır bu yapılan düzenleme.<br />

Yoksa Türkiye’de bu tarz çalışmalar<br />

çok yapıldı ve çoğunlukla da başarısız<br />

oldu. Çünkü aslıyla uymadı. Bir<br />

kere bizim öz enstrümanlarımız ile<br />

değil tamamen batı enstrümanlarıyla<br />

çalındığı için insanlara sıcak<br />

gelmedi. Oysa bizim öz sazlarımızı<br />

onların içine koyduğumuz zaman<br />

durum hemen değişiyor.<br />

Sizin yeni projeleriniz var mı?<br />

Evet var. Ulusal bir kanalda çocuklara<br />

özel TV Programı yapmayı<br />

planlıyorum. Çünkü Barış<br />

Manço’dan sonra çocuklara hitap<br />

edecek donanımlı ve kaliteli bir<br />

program gerçekleşmedi. Çocuklar<br />

maalesef ya büyüklerin izlediği kirlenmiş<br />

TV programlarının reyting<br />

dünyasında kaybolup gidiyorlar ya<br />

da bilgisayarlarda oyunlara mahkumlar.<br />

Hem içi dolu, hem eğlenceli<br />

hem de çocukların yeteneklerini<br />

sergileyebilecekleri bir çocuk programı<br />

yapacağım. Bunu da <strong>Antalya</strong>’da<br />

yapmak istiyorum.<br />

Peki niçin <strong>Antalya</strong>?<br />

İstanbul’da ister istemez reyting kirliliği<br />

içinde kayboluyorsunuz. Burası<br />

bir Anadolu kenti. Mesela köy çocuklarını<br />

alıyorum ve konserlerimde<br />

sahneye çıkarıyorum. Çünkü onların<br />

temiz dünyasını oradan yansıtmak,<br />

büyüteç koymak istiyorum. Bu yüzden<br />

bu çocuk programının bir Anadolu<br />

kentinden yapılıp da ulusalda<br />

yayınlanmasını istiyorum. “Bakın<br />

yaşamda başka pencereler de var!”<br />

demek istiyorum.<br />

Diğer hayata geçirmek istediğim<br />

proje de 23 Nisan’a özel. Vali Bey ve<br />

Milli Eğitim Müdürü ile görüştüm.<br />

Bir stadyum çocuğa barışın ritmini<br />

çaldırmak istiyorum. 20 bin-30 bin<br />

çocuğa konser vereceğiz ve tespit ettiğimiz<br />

bir ritim aletiyle; savaşlar ve<br />

kan gölü içinde olan dünyaya çocukların<br />

ağzından Atatürk’ün geleceği<br />

çocuklara emanet ettiği 23 Nisan’da<br />

barışın ritmini çaldıracağım. Çocuk<br />

grupları kurmak istiyorum, yetişkinlerden<br />

oluşan korolar kurmak istiyorum.<br />

Anadolu Müzikali yok mesela.<br />

Büyük bir eksik ve bu eksiği ben tamamlamak<br />

istiyorum. Ayrıca da bir<br />

cura topluluğu kurmak istiyorum<br />

çocuklardan. <strong>Antalya</strong>’da sanata dair<br />

güzel şeyler yapmayı planlıyorum.


Haber<br />

Semih Kaplanoğlu:<br />

15 Temmuz’da İçimizdeki Mayanın<br />

Sapa Sağlam Durduğunu Gördük<br />

Niyazi Mısri’nin hayatının beyaz perdeye aktarmaya hazırlanan ünlü yönetmen Semih Kaplanoğlu “Büyük<br />

zatların, bu toprakları mayalayanların izlerini sürmek lazım. Onlarla yeniden kavuşmak buluşmak lazım.<br />

Çünkü onların sözleri hala aslında bizim kalplerimizde bizim dünyamızda yaşıyor” dedi. 15 Temmuz gecesi<br />

bu mayanın ortaya çıktığını kaydeden Kaplanoğlu “15 Temmuz gösterdi ki bize; bizim içimizde ki güç henüz<br />

kırılmamış sağlam hem de, sapa sağlam duruyor. İnsanlar da işte o güçle, o mayayla aslında sokaklara çıktılar<br />

vatanlarına memleketlerine sahip çıktılar” diye konuştu.<br />

Hafta sonu Elmalı’da, Akdeniz<br />

Kültür Eğitim ve İletişim Kulübü (<br />

AKİK), Elmalı Belediyesi ve Sinan-ı<br />

Ümmi Kültür ve Sanat Derneği tarafından<br />

düzenlenen “9.Elmalının Canları<br />

Sevgi ve İrfan Sempozyumuna”<br />

ünlü yönetmen Semih Kaplanoğlu<br />

da katıldı. Sinan-ı Ümmi hazretlerinin<br />

talebelerinden olan Niyazi Mısri<br />

Hazretlerinin hayatını beyaz perdeye<br />

aktarmaya hazırlanan Kaplanoğlu<br />

projesi ile ilgili bilgi verdi.<br />

NİYAZİ MISRİLERE HE ZAMAN<br />

İHTİYACIMIZ VAR<br />

Bu topraklanın Niyazi Mısrilere,<br />

Ümmi Sinanlara her zaman ihtiyaç<br />

duyduğunu söyleyen Kaplanoğlu “Bugün<br />

de evliyalar yetiştirmek, bugünde<br />

Niyazi Mısriler, bugünde Sinan-ı Ümmiler<br />

çıkarmak lazım bu topraklardan.<br />

İşte o zaman ancak biz gerçekten<br />

geçmişle bugünü ve geleceği birbirine<br />

bağlayacak köprüleri inşa edebiliriz<br />

o zaman daha diri, daha güçlü, daha<br />

kuvvetli bir toplum olabiliriz” dedi.<br />

‘Meleğin Düşüşü’ isimli filminden<br />

sonra kendi deyimiyle ‘maneviyat<br />

üzerine temellenmiş’ sinemaya yoğunlaşmaya<br />

başladığını ifade eden<br />

Kaplanoğlu “Maneviyatta ilerledikçe<br />

ve bilgiye kavuştukça, ruh ikliminiz<br />

renklendikçe bütün o hislerin filme<br />

ya da seyirciye geçmesi için yeni yollar<br />

arayışı başlıyor. ‘Bunları Allah rızası<br />

için yapabilir miyim?’ gibi bir eşikten<br />

bakmak ve sorumluluk içinde hareket<br />

46 www.metropoldergileri.com


OCAK 2017<br />

etmek daha önce benim bilmediğim<br />

bir şeydi. Bu hal, insanı incelten ve sanatını<br />

dünyevi ya da materyalist olana<br />

değil de evrenin gerçek sahibine doğru<br />

tevekkül içerisinde yönelten bir şey”<br />

diye konuştu.<br />

YUNUS EMRE DİZİSİ YENİLERİ-<br />

NİN ÖNÜNÜ AÇTI<br />

Yunus Emre Dizisi ile ilgili değerlendirmelerde<br />

bulunan Kaplanoğlu<br />

“Yunus Emre dizisinin Türkiye’deki<br />

belli bir açığı ve açlığı doyurmaya çalıştığına<br />

şahit olduk. Onun gibi Anadolu’nun<br />

her yerinde yaşamış nice<br />

Evliyalar, hakikat ehli insanlar var.<br />

Onlarında hayatlarından da bol bol<br />

diziler, filmler yapıp, Hacı Bayram-ı<br />

Veli’yi Akşemseddin’i anlatmamız lazım.<br />

Bu anlamda Yunus Emre dizisi<br />

başarılı bir çalışma olmuş ve toplumumuz<br />

tarafından da büyük ilgi gördüğü<br />

için tasavvuf ve manevi büyüklerimiz<br />

hakkında yapılacak yeni dizilerin önünü<br />

açmıştır” dedi.<br />

FETÖLER METÖLER KENDİ<br />

ASLIMIZA DÖNERSEK<br />

ENGELLENİR<br />

Gençlikle gelecek arasında manevi<br />

köprü kurulması gerektiğini kaydeden<br />

Kaplanoğlu “Gençliğin de ilgisini<br />

çekmesi açısından popüler filmler ve<br />

televizyon dizileri önemli bir alan ama<br />

bence en önemli iş Milli Eğitim Bakanlığı<br />

ile Kültür ve Turizm Bakanlığı’na<br />

düşüyor. Onların bu alanda çok fazla<br />

yoğunlaşması gerekiyor. Hem müfredatta<br />

hem de tedrisatta değişiklikler<br />

yapılması gerekiyor. Yerel olarak mesela<br />

Elmalı’da bu bölgenin öğrencileri<br />

için buranın değerlerini<br />

daha iyi<br />

anlamaları için<br />

çalışmalar yapılmalıdır.<br />

Gençleri<br />

bu alanda daha<br />

çok ilgilendirecek<br />

çocuk kitaplarının,<br />

yayınların,<br />

çizgi filmlerin<br />

yapılması lazım.<br />

Bunları hep konuşuyoruz<br />

aslında<br />

yıllardır<br />

söyleniyor konuşuluyor<br />

fakat sıra<br />

bir türlü buralara<br />

gelmiyor. Gelmediği<br />

içinde böyle<br />

FETÖ’ler ME-<br />

TÖ’ler, aralardan<br />

şunlar, bunlar<br />

çıkıp bu milletin<br />

saf, manevi açlığını sömürüyorlar. Onu<br />

engelleyecek şey aslında kendi aslımızla<br />

tekrar buluşmak. Bugün de evliyalar<br />

yetiştirmek, bugünde Niyazi Mısriler<br />

,bugün de Sinan-ı Ümmiler çıkarmak<br />

lazım bu topraklardan. İşte o zaman<br />

ancak biz gerçekten geçmişle bugünü<br />

ve geleceği birbirine bağlayacak köprüleri<br />

inşa edebiliriz; o zaman daha diri,<br />

daha güçlü, daha kuvvetli bir toplum<br />

olabiliriz” dedi.<br />

15 TEMMUZ İÇİMİZDEKİ MAYA-<br />

NIN DURDUĞUNU GÖSTERDİ<br />

Kaplanoğlu sözlerini şöyle sürdürdü<br />

“15 Temmuz gösterdi ki bize; bizim<br />

içimizde ki güç henüz kırılmamış,<br />

sağlam hem de, sapasağlam duruyor.<br />

İnsanlar<br />

da işte o güçle,<br />

o mayayla aslında<br />

sokaklara<br />

çıktılar vatanlarına<br />

memleketlerine<br />

sahip<br />

çıktılar. Bu<br />

çok önemli bir<br />

an milletimiz<br />

açısından. Gelecek<br />

için ben<br />

umutluyum,<br />

biraz daha fazla<br />

eğitime, gençlere yoğunlaşmayla<br />

tüm sorunlar çözülecek.”<br />

NİYAZİ MISRİ FİLMİ SENEYE<br />

BAŞLAYACAK<br />

Niyazi Mısri Filmi projesi ile ilgili bilgilere<br />

veren Kaplanoğlu “Yıllardır kafamda<br />

canlandırdığım ve senaryosunu<br />

neredeyse tamamladığım Niyazi Mısri<br />

Hazretlerinin hayatını anlatan bir<br />

film çekmeyi istiyorum. Önümüzdeki<br />

seneye de İnşallah onun çekimlerine<br />

başlayacağız” diye konuştu.<br />

SİNAN ÜMMİ’Yİ VAHAP ÜMMİYİ<br />

SEMPOZYUMLA TANIDIM<br />

Elmalı’ya 30 senedir geldiğini anlatan<br />

Kaplanoğlu “ 30 senedir araları çok<br />

açık zamanlarda var ama elmalıya<br />

geliyorum. Buraya bir tür şahitliğim<br />

oldu. ilk gördüğüm zamanda çok etkilenmiştim.<br />

Daha sonrada bu sempozyumlarla<br />

gelip Sinan-ı Ümmi, Vahib-i<br />

Ümmi ve Eroğlu’ nu tanıyınca burası<br />

ne zaman aklıma gelse beni duygulandırıyor.<br />

Elmalı benim manevi vatanım<br />

gibi oldu. Bugün de hala burada bu<br />

sakinlik, sessizlik, duygu, ruh yaşıyor.<br />

Buradaki belediyenin, kaymakamlığın,<br />

sivil toplumun da bu etkinliğe devam<br />

etmeleri ve yaymaları mümkün olacak.<br />

Her şey çok güzel bence” dedi.<br />

47


HABER<br />

ANTALYA<br />

TENEFFÜS’E<br />

ÇIKTI<br />

Muratpaşa Belediyesi’nin ve iştiraki<br />

şirket Falez AŞ ile birlikte hayata geçirdiği,<br />

kent merkezinde 16 dönüm alana<br />

kurulu ‘çocuk dünyası’ Teneffüs Park,<br />

muhteşem bir törenle açıldı. Teneffüs<br />

Park, açılış gününde her yaştan çocuğun<br />

akınına uğradı. Çocuklar için sınırsız<br />

eğlence, gün boyu animasyonlar,<br />

çeşitli atölyelerde yapılan etkinlikler,<br />

robot şovlar, dans, akrobasi ve illüzyon<br />

gösterileriyle parkta devam etti.<br />

AÇILIŞTA HERKES BİRARADA<br />

Belediye Başkanı Ümit Uysal, eşi Ümran<br />

Uysal’ın ev sahipliğindeki açılışta, eski<br />

Başbakan Yardımcısı, Dışişleri Bakanı<br />

ve eski Ankara Büyükşehir Genel Başkanı<br />

Murat Karayalçın, CHP İl Başkanı<br />

Mustafa Erdem, CHP <strong>Antalya</strong> Milletvekilleri<br />

Mustafa Akaydın ve Devrim Kök,<br />

<strong>Antalya</strong> Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO)<br />

Meclis Başkanı Süleyman Özer’in yanı<br />

sıra çok sayıda sivil toplum örgütü ve<br />

sendikaların temsilcileri, CHP ilçe başkanları,<br />

belediye meclis üyeleri bir araya<br />

geldi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu,<br />

CHP Genel Başkan Yardımcısı<br />

Çetin Osman Budak ve CHP eski Genel<br />

Başkanı <strong>Antalya</strong> Milletvekili Deniz Baykal<br />

programları dolayısıyla katılamadıkları<br />

Teneffüs Park açılışını telgrafla<br />

kutladı. CHP Lideri Kılıçdaroğlu, telgrafında<br />

Belediye Başkanı Ümit Uysal’ı<br />

çalışmalarından dolayı tebrik etti.<br />

‘BAŞKA ŞEYLERE HEBA EDİLİYOR’<br />

Açılışta konuşan Başkan Uysal, Teneffüs<br />

Park’ın Muratpaşa’da Çaybaşı Mahallesi’nde<br />

16 dönüm alana kurulduğunu<br />

belirterek, “Şehrin içinde böyle büyük<br />

alanlar kalmadı. Kalsa bile başka şeylere<br />

heba ediliyor” dedi.<br />

‘ÇOCUKLARIMIZI CİRO GİBİ<br />

GÖRÜYORLAR’<br />

<strong>Antalya</strong>’nın yeni çocuk dünyası Teneffüs<br />

Park’ın en büyük özelliğinin bu<br />

48 www.metropoldergileri.com<br />

olmadığını dile getiren Başkan Uysal,<br />

şunları söyledi:<br />

“Teneffüs Parkımız <strong>Antalya</strong>’nın ilk buz<br />

pateni sahasını içeriyor ama en büyük<br />

özelliği bu da değil. Teneffüs Parkımızın<br />

en büyük özelliği, modern hayatla<br />

beraber sıkıntıya girdiğimiz, kendimizi<br />

alıştırdığımız bazı kötü alışkanlıklara<br />

alternatif bir park olmasıdır. Şu an moda<br />

değimle ‘trend parklar’ var. Bunlar kapalı<br />

alanlara çocukları sıkıştıran, bol jeton,<br />

elektronik sesi içeren mekanlar. Çocuklar<br />

zaten evde ekrandan ayrılmıyor, bu<br />

parklar da bol bol ekran var. Çok sanal<br />

bir ortam. Çocukların kasları, zihinleri<br />

çalışmıyor. Sadece donuk bir düşünme<br />

şekline saatlerce müptela oluyorlar. Çocuklarımız<br />

adeta hapsoluyor, hayattan<br />

kopuyor. Giriş ücretleri 70 liradan 100<br />

liraya değişiyor. Çocuklarımız ciro makinesi<br />

gibi değerlendiriliyor. İşte burası o<br />

parklardan değil.”<br />

TENEFFÜS PARK’IN FARKI<br />

Teneffüs Park’ın tamamen açık hava<br />

oyuncaları içeren, çocukların bütün<br />

enerjisini çocuklarını atabileceği bir<br />

ortam sunduğunu kaydeden Başkan<br />

Uysal, “Burada sanat ortamı var, özgürlük<br />

var. Burada sürekli animasyon var.<br />

Burada her çocuğumuza şaka yapılıyor,<br />

hediye veriliyor” diye konuştu.<br />

Parkın bir diğer özelliğinin de fastfood<br />

tipi yiyecekler içermemesi, boyalı içeceklerin<br />

satılmaması olduğunu dile getiren<br />

Başkan Uysal, “Alıştığımız ancak<br />

kötü olan ne varsa burada yok. Teneffüs<br />

Park, aynı zamanda hayata dair bakış<br />

açısı, bir fikrin temsilcisi ve bir misyonun<br />

sahibi” diye konuştu.<br />

ÇOCUKLARDAN SÖZ İSTEDİ<br />

Başkan Uysal, konuşmasının sonunda<br />

ilk gününde Teneffüs Parkı dolduran çocuklardan<br />

üç şey için söz istedi. Başkan<br />

Uysal, çocuklardan hayatları boyunca<br />

kitap okuma alışkanlığı kaybetmemelerini,<br />

hangisine yeteneği varsa bir sanat<br />

dalıyla ve yine aynı şekilde sporla ilgilenmesini<br />

isterken, parkı dolduran yüzlerce<br />

çocuk “Söz” diyerek karşılık verdi. Ümit<br />

Uysal, bununla birlikte çocuklardan doğadaki<br />

her şeyi istisnasız sevmeye çağırırken<br />

“Eğer hayatınız bunlar olursa endorfin<br />

ve mutluluk da sizlerle olur” dedi<br />

ve hep bir ağızdan “Yaşasın spor, yaşasın<br />

barış yaşasın sanat, yaşasın hayat” diye<br />

seslendiler.<br />

AİLE KARTINI OĞLU EFE’YE VERDİ<br />

Başkan Uysal Konuşmasının ardından<br />

175 lira olan ücretini kendisi ödeyerek<br />

Teneffüs Park’ın ilk yıllık abone aile<br />

kartını da satın aldı. Uysal, kartı oğlu<br />

Efe’ye verirken, “Bundan sonra o kartın<br />

sorumluluğu sende” uyarısı yapmayı da<br />

ihmal etmedi.<br />

TENEFFÜS ZİLİ ÇALDI<br />

Konuşmaların ardından Belediye Başkanı<br />

Uysal, protokolde yer alan isimler<br />

ve çocuklarla birlikte Teneffüs zilinin<br />

çalarak <strong>Antalya</strong>’nın yeni çocuk dünyası<br />

Teneffüs Park’ın açılışını gerçekleştirdi.


OCAK 2017<br />

49


TİYATRO<br />

<strong>Antalya</strong> Şehir Tiyatrosu<br />

Bu sene perdeyi Üsdat’ın<br />

unutulmaz eseri “Para” ile açtı<br />

Sergilediği her oyunu kapalı gişe oynayan, yurt<br />

içi ve yurt dışında bir çok sahnede <strong>Antalya</strong>’yı<br />

başarılı ile temsil eden <strong>Antalya</strong> Şehir tiyatroları<br />

bu sene perdelerini Üsdat Necip Fazıl’ın<br />

unutulmaz eseri Para ile açtı. <strong>Antalya</strong> Kent<br />

Merkezinin yanı sıra ilçelerde de <strong>Antalya</strong>lılarla<br />

buluşan Para’nın sergilendiği tüm salonlarda<br />

adeta izdiham yaşanıyor. Biz de bu oyunu merak<br />

eden ve henüz izlemeyen okurlarımız için<br />

oyunla ilgili bilgileri toparladık, başrol oyuncumuz<br />

Tekin Temel’le röportaj yaptık ve size<br />

layık bir dosya hazırlamaya çalıştık...<br />

PARA<br />

Üstad Necip Fazıl Kısakürek tarafından 1941-42 yılları<br />

arasında yazılan “Para” da bir banka patronu, O’nun<br />

ailesi ve yakın çevresinin hayatından bir kesit anlatılmaktadır.<br />

Ahlaksızlığı ve kişisel çıkarlar peşinde koşmayı bir yaşam<br />

felsefesi haline getirmiş olan O’na göre hayatta<br />

her şeyin; aklın, sağlığın, bilginin, dünyanın ve hatta<br />

ahretin bile mutlaka maddi bir karşılığı vardır. Bunun<br />

aksini düşünmek ise açıkça ahmaklıktır. Para kazanmak<br />

için gidilecek her yolu meşru gören O, ahlaksızlığında<br />

samimi davranmakta ve bunu saklamaya bir nebze olsun<br />

gerek duymamaktadır.<br />

İnsanoğlunun en iğrenç zaaflarının, en karanlık yönlerinin<br />

ve duygusuz menfaat ilişkilerinin merkezinde<br />

gelişen olaylar neticesinde para öyle bir kıstas haline<br />

gelir ki, herkesin iç yüzünün ortaya çıkmasını sağlar.<br />

50 www.metropoldergileri.com


OCAK 2017<br />

“İnsanoğlunun hiçbir icadı para kadar fesat verici değildir”<br />

Sopkhokles<br />

“İnsanoğlunun hiçbir icadı para kadar<br />

fesat verici değildir” demiş ünlü Antik<br />

Yunan tragedya yazarı Sophokles.<br />

İster madeni, ister banknot, her gün<br />

cüzdanımızın başköşesinden, cebimizden<br />

eksik etmediğimiz, varlığı ayrı<br />

dert, yokluğu ayrı dert dediğimiz, borç<br />

aldığımız, borç verdiğimiz, yüzyıllardır<br />

maddi değişim aracı olarak kullandığımız<br />

PARA, bundan 3000 yıl önce<br />

M.Ö 7. Yüzyılda, Anadolu topraklarında,<br />

Lidya’nın başkenti Sardes’in<br />

içinden geçen Paktalos Irmağı’nın<br />

alüvyonlarında doğal olarak bulunan<br />

altın-gümüş karışımı “elektron” madeninden,<br />

üzerinde Lidya Krallığı arması<br />

olan sikke adıyla basılmış.<br />

Sonra Lira demişler ona. Mark, Dolar,<br />

Avro, Frank, Sterlin, Liret, Drahmi,<br />

Leva, Ruble, Şilin, Yen, Dinar, Şekel<br />

demişler. Gücü her geçen gün artmış.<br />

Dünyaya hakim olmuş. İnsanlığı esir<br />

almış. Ne savaşlar çıkmış para yüzünden,<br />

imparatorluklar, krallıklar yıkılmış.<br />

Sitemler çökmüş. Medeniyetler,<br />

devletler yok olmuş. Ekonomik krizler<br />

çıkmış, iflaslar, intiharlar… Nice ocaklar<br />

sönmüş, şirketler batmış, bankalar<br />

kapanmış, bankerler kaybolmuş. Oyunumuz<br />

Para’ da olduğu gibi.<br />

Oyun bilinmez bir zamanda ve yerde<br />

geçer. Kişilerin isimleri yoktur. “O”,<br />

“Hususi Katibi”, “Noteri”, “O’nun Karısı”,<br />

“Oğlu”, “Nazır” , “Casusu”, “Banka<br />

Müfettişi” dir oyun kişileri. Paranın<br />

cinsi de yoktur. Bunlar oyunu<br />

evrensel kılar.<br />

O, bir işin değerini parayla<br />

ölçen, gerisinin<br />

ahmaklık olduğuna inanan,<br />

ahlakı yok sayan<br />

bir banka patronudur.<br />

Şirketler, köşkler, para;<br />

büyük bir servet, lüks<br />

içinde dertsiz, tasasız<br />

bir yaşam.<br />

Bu sefahat kolay elde<br />

edilmemiştir. Savaş yılları,<br />

yokluk, karaborsa,<br />

fırsatçılık, siyasilerle iyi<br />

ilişkiler, vurgun üstüne<br />

vurgun… İşin gereği<br />

neyse hepsi yerine getirilir.<br />

O, günün birinde ailesini<br />

sınamak için tüm<br />

servetini hayır kurumlarına<br />

bağışlayacağını<br />

açıklar. Babasının<br />

paraya düşkünlüğüne<br />

sürekli karşı çıkan oğlu<br />

bile bunu kabul edemez.<br />

Buraya kadar her şey normaldir. Ta ki<br />

işler tersine dönüp, ayaklanma başlayana,<br />

bankada parası olanlar isyan<br />

edene kadar.<br />

O’nun bir esrar kahvesinde yaşayan<br />

tıpatıp benzeri vardır. İsyan edenlerin<br />

önüne benzeri sürülür ve O’nun yerine<br />

benzerinin parçalanmasına izin verilir.<br />

İşte gerçek tragedya burada başlar. O<br />

parçalanan benzerinin giysileriyle eve<br />

gelir ama ailesi O’nun yaşadığını bildiği<br />

halde kabul etmez.<br />

Çünkü servet çoktan paylaşılmıştır.<br />

Böylece O’nun hazin sonu parçalanmak<br />

değil, beş parasız benzeri olarak<br />

esrar kahvesinde ölmektir.<br />

Oyun bugünün insanına hiç de yabancı<br />

değil. Uzak, yakın tarihimizde bu<br />

olayları gördük, duyduk, biliyoruz ve<br />

de yaşadık.<br />

İyi seyirler .<br />

51


Röportaj<br />

Zeynep TOPUZ<br />

Birçok sinema ve dizi projesinde yakından tanıdığımız bir<br />

ismi bu kez <strong>Antalya</strong> Şehir Tiyatrosu’nda görüyoruz. Tiyatroya<br />

büyük emek veren bu güzel insan Tekin Temel…<br />

Güzel insan diyorum çünkü, siz okurlarımız için gerçekleştirdiğimiz<br />

röportajda bunu bire bir yaşıyorum. AŞT<br />

bu sezonunu Necip Fazıl üstadın yazdığı “Para” oyunu ile<br />

açtı ve büyük yankı uyandırdı. Hep kapalı gişe oynayan<br />

oyunun başrolünde Tekin Temel var. Muhteşem bir performans<br />

sergiliyor oyuncumuz. Ben izledim. Kesinlikle izlenmesi<br />

gereken bu oyunun üzerine Tekin Bey’le de biraz<br />

sohbet ettik. Buyrun…<br />

Tekin Temel<br />

Sinema ve dizilerde rollerinizle tanıyoruz sizi. <strong>Metropol</strong><br />

<strong>Antalya</strong> okuyucuları için Tekin Temel’i tanıyabilir miyiz?<br />

1968 yılı Manisa Akhisar doğumluyum. Liseyi Akhisar’da<br />

bitirdim. Daha sonra kendim amatör bir tiyatro<br />

kurdum. Belediye adı altında çalışıp Denizli’ye Amatör<br />

Tiyatro Şenliği’ne gittik. Oraya Türkiye’nin birçok yerinden<br />

amatör tiyatrolar gelmişti. Bizi Pamukkale’de<br />

ağırladılar. Tüm gruplar ve biz, Denizli’de oyunlarımızı<br />

oynadık. Şenlik bitti, herkes geri döndü. 3-4 gün sonra<br />

52 www.metropoldergileri.com


OCAK 2017<br />

haber geldi. Bizim oyunumuz en iyi<br />

oyun seçildi. Ben de Erkek Oyuncu<br />

Özendirme Ödülü aldım. Tiyatronun<br />

başında çok değerli bir ağabeyimiz<br />

olan, Denizlili, tiyatroya çok<br />

emek veren ayrıca çok da iyi bir edebiyatçı<br />

olan Sadık Aslankara vardı.<br />

Biz oraya ödül almaya tekrar gittik.<br />

Sadık Hocam, “Evlat, sen bu işi yapmalısın.<br />

Mutlaka bir okula girmelisin<br />

ve eğitim almalısın.” dedi. Bunun<br />

üzerine kendisinden tavsiye istedim.<br />

Akhisarlı olduğum için İzmir Dokuz<br />

Eylül Üniversitesi’nin Tiyatro Bölümü’nü<br />

tavsiye etti. Orada Özdemir<br />

Nutku vardı. Şimdi emekli ama hala<br />

güzel şeyler yapıyor. Hem kuramsal<br />

olarak hem de uygulamalı dersler<br />

olarak iyi bir okuldu.<br />

Sınavlara girdim ve kazandım. İzmir<br />

Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel<br />

Sanatlar Fakültesi Tiyatro Bölümünden<br />

mezun oldum. Mezuniyetimden<br />

sonra Bursa Devlet Tiyatrosu’nda 2<br />

sene sözleşmeli olarak çalıştım ve<br />

devlet tiyatrosunda devam edemeyeceğimi<br />

anladım. Gençtim. Yapmak<br />

istediğim çok şey vardı. Bu yüzden<br />

devam etmedim. Zaten son sınıfta<br />

rol aldığım bir sokak tiyatrosu oyununda<br />

Genco Erkal beni izlemiş. Ben<br />

bilmiyordum izlediğini. Yönetmen<br />

yardımcısıydım ben o ekipte ama o<br />

oyunda yönetmenimiz gelememişti.<br />

O gelemediği için ekibin başında ben<br />

vardım. Büyük çabalar harcamıştım<br />

bu oyun için. Genco Hoca’nın<br />

da İnsanlarım adlı bir oyunu vardı.<br />

O zaman onu oynuyordu. Foça’da<br />

kalıyormuş o dönemde. Biz gündüz<br />

oynamıştık. Hemen o akşam yemeğe<br />

gittiğimiz bir restoranda tesadüfen<br />

karşılaştık. Masamıza davet ettik.<br />

Bana benimle çalışmak istediğini,<br />

bir projesinin olduğunu söyleyerek<br />

telefon numaramı aldı ve ertesi günü<br />

ona bir iki parça oynamamı istedi.<br />

Tabi ki memnuniyetle kabul ettim.<br />

Daha önce rol derslerinde hazırlamış<br />

olduğum iki tiradı oynadım ve<br />

doğaçlama bir dekor hazırladım.<br />

Beni arayacağını söyledi. Okul tatile<br />

girdi. O zaman İzmir Devlet Tiyatrosu’nda<br />

Deli İbrahim oyununda<br />

oynamak için provalara başladım.<br />

Rahmetli Sönmez Atasoy istemişti<br />

bu oyun için beni. Aynı zamanda<br />

TRT’de bir çocuk programında oynuyordum.<br />

Bir akşam telefon geldi<br />

ve Genco Hoca bir oyun hazırlayacağını,<br />

bu oyunun tarih boyunca direnen<br />

kadını anlatan bir kolaj çalışması<br />

olacağını söyledi. Bu kadını Jülide<br />

Kural’ın oynayacağından bahsetti.<br />

Karşısında erkek rollerini senin oynamanı<br />

istiyorum dedi. “Bu sezon<br />

gelip İstanbul’da Dostlar Tiyatrosu’nda<br />

oynar mısın?” dedi.<br />

Kendisi Fransa’da “Simyacı” yı oynayacakmış.<br />

Dostlar Tiyatrosu’nu<br />

temsil etmemizi istedi. Benim için<br />

çok heyecanlı bir an oldu. Son sınıfta<br />

gittim ve çok güzel bir oyun<br />

oynadık. Rahmetli Mehmet Ulusoy<br />

yönetti. Büyük yönetmendi. Ara sıra<br />

Genco Hoca geldi, gitti. Biz Jülide<br />

ile Antigone creon sahnesi oynadık,<br />

Carmen oynadık birlikte. Çok güzel<br />

tepkiler aldık.<br />

Son sınıfta böyle bir tecrübem olmuştu.<br />

Hafta sonu 3 oyun oynayıp<br />

hafta içi okula geliyordum. Profesyonel<br />

tiyatro hayatım son sınıfta<br />

okurken başladı. Burası bitince Bursa<br />

Devlet Tiyatrosu’na devam ettim.<br />

Buradan ayrılıp askere gittim. Askerliğin<br />

dönüşünde İstanbul’a yerleştim.<br />

İstanbul’da dizi, tiyatro tekrar<br />

başladı. Yeni kurulan tiyatrolarda<br />

53


Röportaj<br />

da oyunlar oynadım. Daha sonra Haluk Bilginer’in kurduğu Oyun<br />

Atölyesi’nde Işın Kasapoğlu’nun yönettiği “Cimri” oynanacaktı. Bir<br />

sene de Haluk Bilginer’le Oyun Atölyesi’nde oynadım. Bu arada tabii<br />

dizi çekimleri, ufak tefek sinema filmi çekimleri oldu ama tiyatro<br />

hep devam etti. Yıllar böyle geçti.<br />

Daha sonra 37 yaşında evlendim. 1 yıl sonra bir oğlum oldu. 11 yaşında<br />

şimdi oğlum. Onlar şimdi İstanbul’da. Daha sonra da yolum<br />

buraya düştü.<br />

Bir oyuncu olarak kendinizi daha çok hangi rollere yakıştırıyorsunuz?<br />

Bir oyuncuya sorulabilecek en tuzak sorulardan biri bu. Aslında<br />

aktör ve aktristler için benim düşüncem, ‘şu rolde daha iyiyim, bu<br />

rolde daha iyiyim’ diye bir şey olmamalı. Bu bizim işimiz. İş olarak<br />

bakmalıyız buna.<br />

Genelde bu konuyu aramızda sık konuşuyoruz. Belirleyici bir şey<br />

olmamalı. Her rolü elimizden geldiği kadar en iyi şekilde oynamaya<br />

çalışıyoruz. Ben çok değişik roller oynadım. İşimi çok sevdiğim<br />

için hepsinde rahattım. Hepsinde kendimi iyi hissettim. Yani kötü<br />

hissettiğim ya da kendimi çok iyi hissettiğim diyebileceğim bir rol<br />

yok açıkçası.<br />

Ama bazen şu oluyor; gerek tiyatro, gerek sinema ve televizyon camiasında<br />

içinde bulunduğunuz durum ve ekiple birlikte farklı bir<br />

keyif alabiliyorsunuz. Bu da oynanan role değil birlikte çalıştığınız<br />

ekibe bağlı. Ekip içerisindeki uyum, herkesin işini sevgiyle ve ciddiyetle<br />

yapması çok önemli. Böyle dönemlerde yaptığım işlerden daha<br />

fazla keyif aldım. Çünkü daha huzurlu bir ortam. Tartışabiliyorsun,<br />

eleştirebiliyorsun, daha çok yol alabiliyorsun.<br />

Dediğim gibi tüm rolleri oynadım. Komedi de oynadım, ağır dramlarda<br />

da yer aldım, absürt oyunlar da oynadım, filmlerde ve dizilerde<br />

de farklı roller oynadım. Biz bir karaktere bürünüyoruz. Kendimizden<br />

kattığımız şeyler tabii ki var. Kendi yüzüm, elim, ayağım,<br />

oturuşum, kalkışım…<br />

Ama ben hangi rol olursa olsun, küçük<br />

ya da büyük olsun o karaktere<br />

bürünüyorum ve kendimden bir şeyler<br />

katıyorum. Tabi ki bunun içinde<br />

kendi sevinçlerim, üzüntülerim, biriktirdiğim<br />

kendi duygularım, normal<br />

hayatta karşılaştığım olaylara<br />

verdiğim tepkiler ya da dışarıdan<br />

gözlemlediğim duygusal yönelişler<br />

var. Beni sorarsanız ben duygusal<br />

bir adamım. Açık ve hoşgörülüyüm.<br />

Her şeye sinirlenmem. Elbette hatalarım<br />

var her insanda olduğu gibi.<br />

Mümkün mertebe yaşam içerisinde<br />

insanların önemsediği büyük değerlere<br />

zarar vermemek adına elimden<br />

gelen çabayı gösteren bir adamım.<br />

Tabi rollerime de kendi karakterimi<br />

yansıtıyorum.<br />

AŞT yeni sezonunu Necip Fazıl’ın<br />

yazdığı “Para” oyunu ile açtı. Sizi bu<br />

oyunda başrolde izliyoruz. AŞT’ye<br />

dahil olma sürecinizi bizimle paylaşır<br />

mısınız?<br />

Tabii ki. Şöyle gelişti: Burada görev<br />

alan, <strong>Antalya</strong>lı genç arkadaşım<br />

Selim Deli ile bir dizide yollarımız<br />

kesişmişti. Ben onun babası rolündeydim.<br />

Sonra dizi bitti. Ara ara görüştük.<br />

Çünkü birbirimizi sevdik. O<br />

beni ağabey olarak gördü, ben onu<br />

kardeşim olarak gördüm. Güzel bir<br />

iletişimimiz oldu. AŞT Genel Sanat<br />

Yönetmeni Mehmet Özgür’le tanışıklığımız<br />

da “Suskunlar” dizisinde<br />

olmuştu. Birlikte oynadık. Onun<br />

yolculuğu daha uzundu. Ben 10 - 11<br />

bölüm kadar oynayıp rol gereği vurularak<br />

ayrıldım diziden. O zaman<br />

tanışmıştık. Oyunun yönetmeni<br />

Özer Tunca ile de bundan 20 sene<br />

önce Bursa Devlet Tiyatrosu’nda<br />

iken birlikte bir oyunda oynadık.<br />

Bu üçlü sac ayağı birbiriyle bir araya<br />

geliyor ve Necip Fazıl’ın Para oyununun<br />

konması üzerine tartışılıyor<br />

ve sonunda karar veriliyor Mehmet<br />

Özgür ve Özer Tunca tarafından.<br />

Bunun üzerine başrolde kimle çalışılabileceğini,<br />

bu yaş aralığında çok<br />

fazla oyuncu olmadığını konuşuyorlar.<br />

Mehmet, Engin Alkan’a da Huysuz<br />

oyununda oynama sözü verdiği<br />

için bu oyunda rol alamadı. Bunun<br />

üzerine bir arayış içerisine girilmiş.<br />

Uzun süre kaygılı bir dönem atlatılmış<br />

başrol oyuncusunu bulamama<br />

konusunda. Sonrasında Selim’in aklına<br />

ben gelince beni önermiş. “Tekin<br />

Temel olur mu?” dediğinde “Aaa!<br />

Neden olmasın, bizim niçin aklımıza<br />

gelmedi?” gibi tepkiler vermişler<br />

Mehmet Özgür ve Özer Tunca.<br />

Böyle olunca bana telefon açtılar<br />

54 www.metropoldergileri.com


OCAK 2017<br />

geçtiğimiz yaz. O arada ben de bir<br />

diziye başlayacaktım. Acaba program<br />

uyar mı? Diye tedirgin oldum.<br />

Samsun’daydı çekimler. Tereddütte<br />

kaldım. Gidiş gelişler çok yorucu<br />

olabilir diye düşündüm. Rol çok zor.<br />

Tamamen bu rolün etrafında dönen<br />

bir oyun.<br />

“Nasıl yaparım?” derken, Mehmet<br />

ve Özer’le konuştuk. “Ayarlanabilir,<br />

sen yaparsın” dediler. Kabul etim. 31<br />

Temmuz’da buraya geldim. Bu arada<br />

dizi çekimi ertelendi. Sonrasında da<br />

proje sonu açık olarak durduruldu.<br />

Böylelikle ben hiç gitmemiş oldum<br />

diziye. Tüm prova süresince burada<br />

oldum. Bu çok iyi oldu. 35 günde<br />

ancak ezberleyebildim teksti zaten.<br />

Tüm trafiğiyle, duygularıyla, karşılıklı<br />

alışverişiyle… Samsun’a gitseydim<br />

çok zorlanırdım herhalde. Burada<br />

olmaktan çok mutluyum açıkçası.<br />

Zor bir süreçti. Fakat üstesinden geldik<br />

diye düşünüyorum.<br />

Oyundaki rolünüzü konuşalım mı<br />

biraz?<br />

Oyundaki rolümü çok fazla konuşmayalım.<br />

Çünkü, insanların gelip<br />

izlemelerini çok isterim. <strong>Antalya</strong>’da<br />

çok köklü bir tiyatro AŞT. Uzun<br />

yıllardır bu ekip çok büyük emek<br />

vermiş bu tiyatroya. Çok çetrefilli<br />

yollardan geçmişler. Bu yolculuk<br />

içerisinde yıpranmışlar fakat ayakta<br />

kalmayı başarmışlar. Bu son iki sene<br />

içerisinde Mehmet Özgür’ün büyük<br />

katkılarıyla bu tiyatro Şehir Tiyatrosu<br />

olmuş. Son iki senedir yapılan bu<br />

işler –elbette bundan önceki işleri de<br />

göz ardı edemeyiz, çok başarılı işler<br />

var.- burayı farklı ve sistemli bir çizgiye<br />

oturtmuş.<br />

Halkla Şehir Tiyatrosu arasında güçlü<br />

bir bağ var. Ben de buraya geldim.<br />

Çok sağ olsunlar beni çok iyi ağırladılar.<br />

Hala da ağırlıyorlar. Bu tiyatroda<br />

bu rolü oynuyor olmak bana<br />

bir hediye gibi geldi. Rol, gerçekten<br />

ağır bir rol. Kötü yolda ilerleyen bir<br />

karaborsacıyı canlandırıyorum. Çok<br />

zeki, inanılmaz bir adam. Para ile<br />

olan ilişkisi çok güçlü. Ne yapacağını<br />

çok iyi bilen, bir plan profesörü diyebilirim.<br />

Ama öyle gelişiyor ki, kötü<br />

ektiği her şey, kötü biçtiği ürün olarak<br />

geri dönüyor. Ama bu dönüşümle<br />

beraber hayata ve insana dair çok<br />

da güzel yerlere değiniyor.<br />

Henüz “Para”yı izlemeyen okurlarımıza<br />

oyunun içeriğinden bahsedebilir<br />

misiniz?<br />

Sözü çok güzel oyunun. Mümkün<br />

55


Röportaj<br />

olduğunca teksti anlatmaya çalışıyoruz.<br />

Dikkatle izlemeliler diye düşünüyorum.<br />

Yazarın 1941 yılında kaleme aldığı<br />

bir oyun bu. Şu an 2016’dayız. Birçok<br />

şeyin aslında nasıl da değişmediğini,<br />

bu tespitleri yapması adına, bu sözlerin<br />

kıymeti ve değeri adına altını<br />

çizerek özellikle anlatmaya çalışıyoruz.<br />

Bu yüzden gerçekten izlenmesi<br />

gereken bir oyun diye düşünüyorum.<br />

Hatta oyunun çok ağır bir dili var.<br />

Biz ne kadar bu dili güne taşımaya<br />

çalışsak da ustanın biçimiyle, üslubuyla<br />

söylenmesi gereken sözler var.<br />

Bunları değiştirirsen ustanın yaratmış<br />

olduğu büyüyü bozarız. Bu yüzden<br />

oyun, iki kez ya da daha fazla izlendiğinde<br />

çok daha iyi oturacaktır.<br />

Tiyatronun sizin hayatınızdaki değeri<br />

nedir? AŞT bu değerin içerisinde nasıl<br />

bir yere sahip?<br />

Bunu söylememe gerek bile yok. Çok<br />

çok değerli benim için. Mesleğimi<br />

gerçekten çok seviyorum ve mesleğime<br />

karşı çok hassasım. Elimden<br />

geldiği kadar bu mesleğe zarar vermeden<br />

ve küçük bir katkım olsun<br />

diye çaba sarf ediyorum. Birçok yerde<br />

bunu yaptığımı düşünüyorum az<br />

veya çok bilemiyorum. Bu seyircinin<br />

takdiridir.<br />

Burada yani AŞT’de olduğum sürece<br />

umarım aynı şekilde devam eder<br />

ve edeceğine de inanıyorum. Burada<br />

yakalanan bu dostluk, birlik ve<br />

beraberlikten çok memnunum. <strong>Antalya</strong>lıların<br />

tiyatroya olan ilgisinden,<br />

bilhassa AŞT’yle olan bağından çok<br />

memnunum. İyi ki buradayım. Mesleğimi<br />

ve AŞT’yi çok seviyorum.<br />

<strong>Metropol</strong> <strong>Antalya</strong> okurlarına vermek<br />

istediğiniz bir mesaj var mı?<br />

Bu sanat yüzyıllardır yaşayan bir sanat.<br />

Çocukluğumuzdan başlayan bir<br />

şey bu oyun oynama sanatı. Oyun<br />

oynamaktan aldığımız zevkle bağlantılı.<br />

Bu yüzden bu sanat asla yok<br />

olmayacak. Olamaz.<br />

Ağır darbeler, bir takım kısıtlamalar<br />

görmüş ama yine de yok olmamış.<br />

Yine de geçmişte yaşayan bir çok<br />

usta bunun üzerine yazılar yazmışlar,<br />

oyunlar yazmışlar. Hep oynanmış<br />

ve devam etmiş. Hep de devam<br />

edecek. Ben bu anlamda hangi kuşak<br />

olursa olsun herkese büyük bir görev<br />

düştüğüne inanıyorum. Çocukların<br />

oyun oynarken ne kadar güzel hissettiğini,<br />

tiyatroda da oyunun içine<br />

dahil olmasındaki o güzelliği hissetmesini<br />

sağlamak gerekir. Bu heyecanı<br />

ve güzelliği tatması gerekir.<br />

Dediğim gibi sadece çocuklar değil<br />

tüm jenerasyonu tiyatro ile buluşmaya<br />

davet ediyorum. Onlar olmasa<br />

biz bu işi yapamayız. Bizim için çok<br />

büyük önem arz ediyorlar. Bu yüzden<br />

bizimle birlikte bu yolculuğa<br />

çıkmaya davet ediyorum.<br />

56 www.metropoldergileri.com


OCAK 2017<br />

57


Haber<br />

Serik Belediyesi,<br />

Dolar ve Euro’nun<br />

yükselişini FE-<br />

TÖ’nün ekonomik<br />

darbesi olarak<br />

nitelendirerek,<br />

‘Milli Parana Sahip<br />

Çık’ adlı kampanya<br />

başlattı.<br />

TURİZMİN MERKEZİNDEN<br />

“MİLLİ PARANA SAHİP ÇIK” KAMPANYASI<br />

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip<br />

Erdoğan’ın “Dolarlarınızı bozdurun”<br />

çağrısına destek vermek<br />

isteyen çok sayıda vatandaş<br />

ellerinde bulunan dövizleri<br />

bozdurarak milli paraya sahip<br />

çıkıyor. Bu kapsamda kurum<br />

ve kuruluşlar tarafından da çok<br />

sayıda kampanyalar düzenlenerek<br />

Türk Lirasının döviz karşısındaki<br />

değerinin artırılması<br />

konusunda destekler çığ gibi<br />

büyüyor.<br />

Türkiye’nin önemli turizm merkezlerinden<br />

olan <strong>Antalya</strong>’nın Serik<br />

ilçesi de “Milli Parana Sahip Çık”<br />

Kampanyası başlattı. Serik Belediyesi<br />

tarafından başlatılan kampanyanın<br />

amacı, vatandaşların ellerindeki<br />

dövizleri bozdurup Türk Lirasına<br />

yatırarak ülke ekonomisine katkı<br />

sağlamak. Turist sayısı bakımından<br />

önemli turizm merkezlerden olan<br />

Serik’te böyle bir kampanya başlatılması<br />

oldukça önemli.<br />

ÇALIK: “TÜRK LİRASI<br />

ONURUNDUR, VATANINDIR,<br />

VARLIĞINDIR, TÜRK LİRA-<br />

SINA SAHİP ÇIK”<br />

Serik Belediye Başkanı Dr. Ramazan<br />

Çalık, bir basın bildirisi yayınlayarak<br />

‘Milli Parana Sahip Çık’<br />

kampanyasının startını verdi. Çalık;<br />

“Cumhurbaşkanımız tarafından<br />

başlatılan “Dolarlarınızı bozdurun”<br />

kampanyasına Serik Belediyesi olarak<br />

destek vermek için ‘Milli Parana<br />

Sahip Çık’ sloganı ile ilçemizde<br />

kampanya başlattık. Bizim insanımızdan<br />

parasal güç sağlayan bazı<br />

batılı ülkelerin PKK PYD FETÖ<br />

ve benzeri terör örgütlerini finanse<br />

ettiğini bilsin. Dolar ve avro gücünün<br />

askerimize polisimize vatandaşımıza<br />

kurşun, bomba ve füze<br />

olarak geri döndüğünü bilsin, fark<br />

etsin ve gereğini yapsın. Artık ülke<br />

olarak topyekûn bir şeyler yapmalıyız.<br />

İçimizdeki İrlandalıları ve Truva<br />

atlarını temizlemek, Türkiye’ye<br />

ve Türklere düşmanca tavır takınan<br />

küresel güçlere dur demek için daha<br />

fazla gecikmemeli Cumhurbaşkanımızın<br />

yanında yerimizi almalıyız.<br />

Ne kadar erken harekete geçersek<br />

zararımız o kadar az olur. FETÖ<br />

türü örgütlerle bizden sağladıkları<br />

kaynakları bizim aleyhimize kullanmanın<br />

yollarını üreten şeytani<br />

üst akılları ancak birlik beraberlik<br />

içinde alt edebiliriz. Buna imanımız<br />

tamdır. Yeter ki uyanalım ve gereğini<br />

yapalım. Bu konuda tüm ülkeyi<br />

kurum ve kuruluşları partileri sivil<br />

toplum örgütleriniz seferberliğe<br />

davet ediyoruz. Ve soruyoruz. Bir<br />

vatan kaç dolar eder? Milletimize<br />

sesleniyoruz. Türk Lirası onurundur,<br />

vatanındır, varlığındır, Türk<br />

Lirasına sahip çık” diye konuştu.<br />

Düzenlenen kampanya kapsamında<br />

ilçe genelinde billboardlar “Milli<br />

Parana Sahip Çık” yazılı görsellerle<br />

donatıldı. Ayrıca belediye tarafından<br />

belli periyotlarda vatandaşa bilgilendirme<br />

SMS atılarak kampanyaya<br />

destek vermeleri konusunda farkındalık<br />

yaratılacak.


OCAK 2017<br />

59


Proje<br />

Port Akdeniz, Liman-İş Sendikası ile Türkiye’de ilke imza atarak hayati bir misyona öncülük ediyor:<br />

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği’nde<br />

Türkiye’nin örnek projesi<br />

Akdeniz Bölgesi’nin en önemli limanı<br />

Port Akdeniz, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği<br />

alanında Türkiye’ye örnek olacak bir<br />

projeyi <strong>Antalya</strong>’da başlatıyor. Port Akdeniz<br />

ve Liman-İş, “Türkiye’de Liman<br />

İş Yerlerinde İş Kazalarının Sebepleri<br />

ve Önlenmesine Yönelik Araştırma”<br />

başlıklı bir protokol yaparak, Türkiye<br />

çalışma hayatında tarihe geçecek bir<br />

projeye imza attılar.<br />

Bu alanda “özel sektör ve sendika işbirliğiyle<br />

ilk kez geliştirilen proje” unvanını<br />

taşıyacak çalışma ile Türkiye’de<br />

liman sektöründeki iş kazalarının önlenmesine<br />

yönelik sonuçlar elde edilecek.<br />

Port Akdeniz’in aynı zamanda bir<br />

sosyal sorumluluk misyonu ile üstlendiği<br />

bu sorumluluğun, diğer sektörlere<br />

de örnek teşkil etmesi ve tüm Türkiye’de<br />

iş kazalarının önüne geçilmesi<br />

hedefleniyor.<br />

Türkiye’nin kanayan yarası İşçi Sağlığı<br />

ve İş Güvenliği’ne yönelik bir ilki gerçekleştirecek<br />

olan Port Akdeniz ve Liman-İş<br />

Sendikası arasındaki protokol,<br />

düzenlenen törenle imzalandı. <strong>Antalya</strong><br />

Limanı Yolcu Terminali’nde düzenlenen<br />

törene, Port Akdeniz Genel Müdürü<br />

Özgür Sert ile Liman-İş Sendikası<br />

Genel Başkanı Önder Avcı’nn yanı sıra<br />

Port Akdeniz ve Liman-İş Sendikası yöneticileri<br />

katıldılar.<br />

Türkiye’de örnek bir çalışma olarak<br />

tüm sektörlere yayılması amaçlanan<br />

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği’ne dair işbirliği<br />

protokolünün imza töreninde<br />

konuşma yapan Port Akdeniz Genel<br />

Müdürü Özgür Sert, <strong>Antalya</strong> Limanı’nın<br />

konteyner, kuru ve dökme yük<br />

hizmetlerinin yanı sıra kruvaziyer terminali<br />

ile de başta <strong>Antalya</strong> olmak üzere<br />

Akdeniz Bölgesi’nin en önemli, en kabiliyetli<br />

limanı olduğuna vurgu yaparak,<br />

“Bununla birlikte Port Akdeniz<br />

aynı zamanda, 8 ülkede 14 liman ile<br />

dünyanın en büyük, lider kruvaziyer<br />

liman işletmecisi olan Global Ports<br />

Holding’in (Global Liman İşletmeleri’nin)<br />

bir parçası; bu küresel zincirin<br />

ilk halkalarından biridir” dedi.<br />

8 ÜLKE, 14 LİMANDA OLUŞAN<br />

SİNERJİ, BİLGİ BİRİKİMİ VE İŞ<br />

KÜLTÜRÜ ZENGİNLİĞİ İLE YENİ<br />

GELİŞTİRMELER YAPIYORUZ<br />

Konuşmasını, “Bir özel sektör teşebbüsü<br />

olarak elbette ki ticari açıdan<br />

sürdürülebilirlik, bizler için önemli.<br />

Ancak bir o kadar da hem çevresel,<br />

ekolojik açıdan, hem işçi sağlığı ve iş<br />

güvenliği açısından sürdürülebilirlik<br />

60 www.metropoldergileri.com


OCAK 2017<br />

de bizler için çok önemli ve öncelikli<br />

konulardır” sözleriyle sürdüren Özgür<br />

Sert, şöyle devam etti:<br />

“Global Ports Holding, Türkiye’de<br />

<strong>Antalya</strong>, Kuşadası, Bodrum limanlarının<br />

yanı sıra İspanya’da Barselona,<br />

Malaga, İtalya’da Venedik, Ravenna,<br />

Cagliari, Catania, Portekiz’de Lizbon,<br />

Malta’da Valletta, Karadağ’da Adria,<br />

Hırvatistan’da Dubrovnik ve Singapur<br />

limanlarından oluşan oldukça geniş<br />

ve önemli bir operasyonel hinterlanda<br />

sahip. Farklı coğrafyalar, ülkeler, yerel<br />

yönetimler ve kültürleri kapsayan bu<br />

zengin hinterland aynı zamanda her<br />

açıdan çok önemli bir sinerji oluşturuyor.<br />

Ve bu sinerjiyi, her alanda çok<br />

efektif bir şekilde kullanarak, hizmet<br />

kalitemizi ve verimliliğimizi de her<br />

geçen gün daha da mükemmelleştiriyoruz.<br />

Bir limanımızdaki iyi bir<br />

uygulamayı ya da bir ülkedeki doğru<br />

sistemleri diğer limanlarımıza da yayıyor,<br />

ortaya çıkan bu zengin tecrübe, iş<br />

kültürleri ve çeşitlilikleri ile yeni geliştirmeler<br />

yapıyoruz.<br />

EKOLOJİK SÜRDÜRÜLEBİLİR-<br />

LİK, İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVEN-<br />

LİĞİ ALANLARINDAKİ HAS-<br />

SASİYETLERİMİZ KURUMSAL<br />

DNA’MIZDA VAR<br />

Bu küresel sinerjiyi, sadece ticari açıdan<br />

değerlendirmiyoruz. Kurumsal<br />

kültürümüzde, kurumsal DNA’mızda<br />

yer alan ve en az onun kadar önem verdiğimiz<br />

ekolojik hassasiyetlerimiz ile<br />

işçi sağlığı ve iş güvenliği alanlarında<br />

da çok önemli kazanımlar sağlıyoruz.<br />

Biz de Port Akdeniz olarak, bu küresel<br />

zincirin ilk halkalarından biri olarak<br />

çevresel sürdürülebilirlik ve işçi sağlığı<br />

ve iş güvenliği konularında, diğer limanlarımızla<br />

güzel ve değerli bir yarış<br />

içinde, en iyiyi, en doğruyu yapmaya<br />

çalışıyoruz. Mevcut yönetmelikler ve<br />

zorunlulukların da üzerine çıkarak, bu<br />

alanlarda gördüğümüz her iyi uygulamayı,<br />

yakaladığımız her pozitif gelişmeyi<br />

operasyonlarımıza yansıtıyoruz.<br />

Bu doğrultuda operasyonlarımız sırasında<br />

çevresel etkileri minimize etmeye,<br />

hatta yok etmeye yönelik her türlü<br />

yatırımı gerçekleştirdik, en gelişmiş<br />

sistemleri uyguluyoruz. Bu doğrultuda<br />

alanında en gelişmiş, en çağdaş ekipmanlara<br />

sahibiz. Yine personel ve sistem<br />

olarak da çok iyi bir noktada olduğumuzu<br />

gururla söyleyebilirim. Yine<br />

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği alanında da<br />

tüm prosesleri operasyonlarımıza gerçek<br />

anlamda ve eksiksiz olarak yansıtıyoruz.<br />

Sahip olduğumuz küresel sinerji<br />

ve tecrübemizle, bu alanda da kaydettiğimiz<br />

her gelişmeyi, en iyi şekilde çalışmalarımıza<br />

dahil ediyoruz.<br />

İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİ<br />

ALANINDAKİ KATKILARIMIZI,<br />

SEKTÖREL VE ULUSAL BOYU-<br />

TA TAŞIYACAK BİR ÇALIŞMA<br />

BAŞLATIYORUZ<br />

Bu nedenledir ki, gerek çevresel, gerekse<br />

işçi sağlığı ve iş güvenliği konularında<br />

tatbikatlara ev sahipliği yapıyoruz.<br />

Bu alanlarda yaptığımız her eğitim,<br />

her tatbikat ve her operasyonda, başta<br />

kamu yetkilileri, denetçiler olmak<br />

üzere ilgili tüm çevreleri davet ediyor,<br />

üniversitelerle iş birliği gerçekleştiriyoruz.<br />

Bunu yaparken elbette ki bir<br />

yandan bu alanlarda kendimize olan<br />

özgüvenimizle iyi örnekler sergilemek<br />

isterken, bir yandan da onlardan gelecek<br />

en ufak görüşün, en ufak ekstra bir<br />

katkının dahi ne kadar önemli olduğunu<br />

biliyoruz. Şimdi ise İşçi Sağlığı ve İş<br />

61


Proje<br />

Güvenliği konusundaki hassasiyetlerimizi,<br />

daha farklı bir boyuta taşıyor, bu<br />

alandaki katkılarımızı sektörel ve ulusal<br />

boyuta taşıyabilmek için kapsamlı<br />

bir çalışma başlatıyor, önemli bir adım<br />

atıyoruz.<br />

ELDE EDECEĞİMİZ EN UFAK GE-<br />

LİŞME, EN KÜÇÜK ÇÖZÜM DAHİ<br />

DENİZCİLİK VE HATTA TÜM<br />

SEKTÖRLER İÇİN ÇOK ÖNEMLİ<br />

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği konusunda<br />

gelişme kaydedebilmek,<br />

olası riskleri önceden tespit edip,<br />

gerçekleşmeden çözümlerini üretebilmek<br />

için Liman-İş Sendikası<br />

ile birlikte bir protokol geliştirdik<br />

ve güzel bir işbirliği gerçekleştiriyoruz.<br />

Bu alanda ilk kez bir özel<br />

sektör kuruluşu ile sendika arasında<br />

işbirliğini hayata geçirecek<br />

bu protokol, Türkiye çalışma hayatında<br />

tarihe geçecek. Ancak bizleri<br />

tarihe geçmesinden daha ziyade,<br />

Türkiye’de bir örnek teşkil etmesi,<br />

denizcilik sektörünün yanı sıra<br />

diğer tüm sektörlerde de benzer<br />

çalışmaları başlatmasını arzuluyor<br />

ve temenni ediyoruz. Bu işbirliği<br />

neticesinde elde edeceğimiz en<br />

ufak gelişme, en küçük çözüm dahi<br />

bizler için, Denizcilik için ve hatta<br />

tüm sektörler için çok önemli. Bu<br />

vesile ile gerçekleştirdiğimiz bu<br />

çalışmanın tüm Türkiye’ye hayırlı<br />

uğurlu ve örnek olmasını dilerken,<br />

bu güzel ve anlamlı işbirliğinde<br />

birlikte olacağımız Liman-İş Sendikası’na<br />

da teşekkürlerimizi sunmak<br />

istiyoruz”.<br />

İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVEN-<br />

LİĞİ KONUSU TÜRKİYE’NİN<br />

KANAYAN YARASI HERŞEYİ<br />

DEVLETTEN BEKLEMEK DOĞ-<br />

RU DEĞİL, HERKESE GÖREV<br />

DÜŞÜYOR<br />

Sendika olarak işçi hakları kadar İşçi<br />

Sağlığı ve İş Güvenliği konularının<br />

da takipçisi olduklarını ve bu alanda<br />

62 www.metropoldergileri.com


OCAK 2017<br />

önemli çalışmalar gerçekleştirdiklerini<br />

belirten Liman-İş Sendikası Genel<br />

Başkanı Önder Avcı da konuşmasında<br />

şunları söyledi:<br />

“Liman-İş Sendikası olarak nasıl işçi<br />

hakları, işçi sağlığı ve iş güvenliği gibi<br />

konularda sorun yaşanan işyerleri ile<br />

mücadele ettiğimiz gibi, bu alanlarda<br />

iyi ve doğru uygulamalar gerçekleştiren<br />

kuruluşları da destekleriz. Bizim<br />

özümüz, işimiz işçi kardeşlerimiz. Doğal<br />

olarak bu konulardaki sorunlar bizi<br />

üzer, iyi gelişmeler de bizi sevindirir,<br />

mutlu eder. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği<br />

konusu, elbette ki tüm Türkiye’nin kanayan<br />

yarası, en hayati konularından<br />

biridir. Birçok konuda olduğu gibi bu<br />

alanda da her şeyi devletten beklemek<br />

doğru değil. Başta özel sektör kuruluşları<br />

ve biz sendikalara da önemli görevler<br />

düşüyor. Sadece bu konudaki yönetmelikleri,<br />

standartları uygulamak ya da<br />

takip etmek değil, daha da geliştirmek,<br />

daha da mükemmelleştirmek için de<br />

bizler elimizi taşın altına sokuyoruz.<br />

Liman-İş Sendikası olarak biz bu konuda<br />

bugüne kadar çeşitli çalışmalar gerçekleştirdik.<br />

Bu birikimimizle birlikte<br />

daha net sonuçlara ulaşabilmek, gelişmeler<br />

kaydedebilmek için çalışmalarımızı<br />

sahada, reel sektör şartları altında<br />

sürdürmemiz önemliydi. Geldiğimiz<br />

noktada İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği<br />

konusunda sektörümüzdeki en iyi örneklerden<br />

biri olarak Port Akdeniz ile<br />

böyle bir işbirliğine gitmeyi tercih ettik.<br />

GENİŞ KAPSAMLI ARAŞTIR-<br />

MADA HER DETAYA İNİLECEK,<br />

İLGİLİ TÜM KURUMLARLA GÖ-<br />

RÜŞÜLECEK, YURTDIŞI TEMAS-<br />

LAR GERÇEKLEŞTİRİLECEK<br />

Türkiye’de Liman İş Yerlerinde İş Kazalarının<br />

Sebepleri ve Önlenmesine<br />

Yönelik Araştırma yapılmasını amaçlayan<br />

protokolümüz, 2017 yılı sonuna<br />

kadar sürecek. Liman-İş Sendikası ve<br />

Port Akdeniz’in bu ortak çalışmasında;<br />

bilgi, tecrübe paylaşımı gerçekleştirilecek,<br />

araştırmalar yerinde ve gerçek<br />

şartlar altında yapılacak. Bununla birlikte<br />

Türkiye’de iş kazalarına yönelik<br />

araştırmalar, bakanlıklar, üniversiteler,<br />

sendikalar ve diğer ilgili tüm kurumlar<br />

ile temas kurularak gerçekleştirilecek.<br />

Güncel istatistiklerin oluşturulması ve<br />

ayrıntılı bilgilerin alınması için farklı<br />

limanlara ziyaretlerin de gerçekleştirileceği<br />

çalışmada gerektiğinde yurtdışı<br />

temaslar da sağlanacak.<br />

ARAŞTIRMA SONUÇLARI<br />

BİR KİTAPTA TOPLANACAK,<br />

ORTAK EĞİTİMLER VERİLECEK,<br />

TATBİKATLAR DÜZENLENECEK<br />

Limanlardaki olası iş kazaları, meslek hastalıkları<br />

ve ölümlü iş kazaları hakkında bilgiler<br />

toplanacak, veriler işlenecek; risklerin<br />

öngörülerek, gerçekleşmeden giderilmesine<br />

yönelik çözümler oluşturulacak. Yapılan<br />

araştırmaların sonucu bir kitapçık olarak<br />

basılacak. Elde edilen veriler sonucunda<br />

bu iş kazalarının önlenebilmesi noktasında<br />

çıkan istatistik ve bilgilere göre, ortak eğitimlerin<br />

verilmesi, projeler üretilerek hayata<br />

geçirilmesine olanak sağlanacak. Gerek görüldüğü<br />

hallerde mavi ve beyaz yakalıların<br />

konunun uzmanları tarafından tatbikatlar<br />

yapılarak eğitimden geçirilmesi sağlanacaktır.<br />

Biz de Liman-İş olarak, başta denizcilik<br />

sektörü olmak üzere Türkiye’deki<br />

tüm işçiler adına Port Akdeniz’e, bu alanda<br />

bugüne kadar gösterdikleri hassasiyet ve bu<br />

çalışmada ortaya koydukları samimi işbirliği<br />

nedeniyle teşekkür ediyoruz. Önemli ve<br />

doğru sonuçlar alacağımıza inandığımız<br />

bu çalışmanın Türkiye’de bir ilk olması ile<br />

birlikte diğer tüm sektörlere de yayılması<br />

bizim de en büyük temennimizdir. Hayırlı,<br />

uğurlu olsun”.<br />

63


Köşe<br />

BİR VATAN KAÇ<br />

DOLAR EDER?<br />

SAYIN BASIN MENSUPLARI<br />

VE DEĞERLİ KAMUOYU. Bilindiği<br />

üzere gezi olaylarından beri küresel<br />

güçler ülkemizde operasyon üzerine<br />

operasyon düzenliyor. Tam bağımsız<br />

bir Türkiye istemiyorlar. Sınırlarında<br />

yapılan ameliyatlara duyarlı ve<br />

müdahil bir Türkiye onların uykularını<br />

kaçırıyor. 2023 hedeflerine ısrarla<br />

yürüyen, Türkiye’yi durdurmak<br />

için dünyanın en iğrenç ve zalim<br />

silahı, terörü kullanmaktan utanmıyor,<br />

sıkılmıyorlar. Yaşananlar<br />

karşısında , Cumhurbaşkanımız ve<br />

başkomutanımız Recep Tayyip ER-<br />

DOĞAN “Madem kriz operasyonu<br />

döviz üzerinden yapılıyor öyleyse<br />

biz de kullanabileceğimiz her yerde<br />

kendi paramızı kullanmalıyız<br />

15 Temmuz’da nasıl elbirliğiyle<br />

özgürlüğümüze sahip çıkmışsak<br />

şimdi de ekonomimize sahip çıkma<br />

zamanıdır’’ diyerek startı vermiştir.<br />

Büyük millet olmanın, büyük<br />

devlet olmanın gereği, küresel<br />

güçlere karşı liderimizin arkasında<br />

taş gibi durarak, milletin hak ve hukukuna<br />

sahip çıkmaktır.<br />

Bu konuyu siyaseten istismar eden<br />

herkesi kınıyor ve buradan uyarıyoruz.<br />

BU SİYASİ BİR MESELE DE-<br />

ĞİLDİR. BU MİLLİ BİR BAĞIM-<br />

SIZLIK MESELESİDİR. Özellikle<br />

de Atatürkçülük adına bu konu siyaset<br />

malzemesi yapılmamalıdır. Zira<br />

bunun adı, onlar fark etmeseler de<br />

muhalefet değil, ihanet olur. Bu<br />

yola girenlerin, işin ciddiyetini ve<br />

önemini erozyona uğratan “doları<br />

sen bozdur ben de yok” gevezelikleri<br />

ile, en başta da Atatürk’ün mirası<br />

Türkiye Cumhuriyetine ihanet<br />

ettiklerini görmemeleri veya görememeleri<br />

üzücüdür. Gaflet değilse,<br />

kesinlikle ihanettir.<br />

Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu<br />

Gazi Mustafa Kemal Atatürk devleti<br />

kurarken “Tam bağımsızlık, ancak<br />

ekonomik bağımsızlıkla mümkündür.<br />

Biz barış istiyoruz dediğimiz<br />

zaman tam bağımsızlık dediğimizi<br />

herkesin anlaması gerekir.<br />

Dolayısıyla ya istiklâl, ya ölüm!”<br />

demişti. Türkiye Cumhuriyeti bu kesin<br />

kararlılığın ve iradenin üzerine<br />

kurulmuştu. Atatürk, Cumhuriyetin<br />

mirasçısı nesillere onurlu olmanın<br />

formülünü de açıklamış, “Ne kadar<br />

zengin ve müreffeh olursa olsun, istiklâlden<br />

mahrum bir millet, medenî<br />

insanlık karşısında uşak olmak mevkiinden<br />

yüksek bir muameleye lâyık<br />

sayılamaz” demişti!<br />

Atatürk “düşmanlarımızın,<br />

hakiki düşmanlarımızın bir türlü<br />

rıza göstermedikleri gerçeğin<br />

ekonomik bağımsızlığımız” olduğu<br />

hatırlatmasını da adeta bugünler<br />

için yapmıştı. Küresel güçler ve<br />

ülkemize hasma hane tavır takınanlar,<br />

ekonomik olarak güçlü ve tam<br />

bağımsız bir Türkiye istemiyorlar,<br />

buna rıza gösteremiyorlar!<br />

Atatürk, Türkiye’ye düşman içi-<br />

64 www.metropoldergileri.com


OCAK 2017<br />

mizdeki ecnebi muhiplerine karşı<br />

bizleri ikaz etmiş ; “Halbuki, hangi<br />

istiklal vardır ki, ecnebilerin nasihatleriyle,<br />

ecnebilerin planlarıyla<br />

yükselebilsin? Tarih böyle bir hadiseyi<br />

kaydetmemiştir!” diyerek<br />

bizleri uyarmıştı. Bu, sözü Avrupa<br />

ne der, bizi G 20’den atacaklar endişesi<br />

içindeki sözde siyasilere, sözde<br />

Atatürkçülere hatırlatmayı bir görev<br />

biliyoruz.<br />

Gelinen noktada ayağa kalkmak,<br />

coğrafyasında denge ve barış olmak<br />

isteyen Türkiye, Gazi Mustafa<br />

Kemal’in tabiriyle ülkemize düşman<br />

ecnebilerin ve küresel güçlerin<br />

işine gelmemektedir. Liderimiz<br />

Recep Tayyip Erdoğan, “Ellerini<br />

ovuşturarak Türkiye’nin sıkıntıya<br />

düşmesini, diz çökmesini, pes<br />

etmesini bekleyenleri bugüne kadar<br />

sevindirmedik, sevindirmeyeceğiz”,<br />

diyor. “Bu milleti kimseye<br />

böldürmeyiz. Bu bayrağı asla yere<br />

düşürmeyiz. Bu vatanın üzerinde<br />

kimseye operasyon yaptırmayız”,<br />

diyor. “Devlet adamlığı unvanını<br />

taşımak gelecek seçimleri değil,<br />

gelecek nesilleri düşünerek hareket<br />

etmeyi gerektirir”, diyor.<br />

Evet gün, artık başkomutanımızın<br />

arkasında milletçe durma günüdür.<br />

Gün, millete, devlete , bayrağa, vatana<br />

sahip çıkma günüdür. Tarih<br />

bu konuda sadece hainleri değil,<br />

hareketsiz ve tarafsız kalarak ülkemiz<br />

düşmanlarına ve buradaki<br />

uzantılarına pasif destek verenleri<br />

de yazacak! Üç kuruşluk dünya için<br />

kıvırmanın, dik durmamanın vebalini,<br />

sadece bizlerin değil, gelecek<br />

nesillerin de ödeyeceği bilinmelidir.<br />

Bu son süreçte Cumhurbaşkanımızın<br />

“Yalnız olduğumu biliyorum<br />

ama mücadelemi sürdüreceğim”<br />

demesi bizleri derinden sarsmıştır.<br />

Herkes ve bütün dünya şunu bilmelidir<br />

Vatan ve millet davasının, kefenini<br />

sırtında taşıyan yılmaz savaşçısı<br />

Sayın Recep Tayyip Erdoğan, yalnız<br />

değildir. Türk Milleti topyekûn arkasında<br />

ve yanındadır. 15 Temmuz<br />

sürecinden itibaren adeta sırtlanlar,<br />

kana susamış vampirler gibi saldıran,<br />

Başkomutanımızın hayatına<br />

kastlarını açıkça belli eden sözde<br />

medeni dünya, tek dişi kalmış canavar,<br />

terörü ve ekonomiyi kullanarak<br />

ülkemizi teslim almaya çalışıyor. Ne<br />

liderimizi ne ülkemizi küresel güçlere<br />

yem etmeyeceğiz.<br />

Son derece önemli gördüğümüz<br />

bu süreçte Serik Belediyesi olarak<br />

üzerimize düşen nedir diye düşündük.<br />

Türkiye’yi ekonomik çökertme<br />

operasyonuna karşı Cumhurbaşkanımızın<br />

talimatları doğrultusunda<br />

mücadele etmenin gerekliliğini, milletimizi<br />

bu konuda bilinçlendirmenin<br />

önemini gördük. Ayrıca bu konularda<br />

atıl, adeta hareket etmekten<br />

imtina eden bir yönetim anlayışını<br />

ve bürokrasiyi fark ettik. Cumhurbaşkanımıza<br />

yalnızım dedirten, herhalde<br />

bu ayak direyen ve atalette ısrar<br />

eden yapıydı! Devlet Başkanımız<br />

yalnız değil diye haykırmak istedik.<br />

Böylece yola çıktık.<br />

Kampanyamıza öncelikle bizden<br />

daha büyük kurum ve kuruluşlara<br />

örnek olmak adına ulusal basında<br />

farkındalığı artıran tam sayfa bir<br />

afişle girelim dedik. Bunun yanında<br />

tüm Serik’i bu farkındalığı artıran<br />

afiş ve billboardlarla donatmaya<br />

karar verdik. Bu afişlerden yeterli<br />

miktarda hazırlatıp Serik teki devlet<br />

dairelerine, okullara sivil toplum örgütlerine<br />

ve aynı kabilden Türkiye’de<br />

ulaşabildiğimiz her yere gönderelim<br />

ve sergilenmesini sağlayalım dedik.<br />

Ayrıca her haftanın ilk mesai günü<br />

halkımıza, dolar, avro ve ithal mallar<br />

konusunda bilinçlendirici bir SMS<br />

göndermeyi uygun gördük. Öyle bir<br />

kampanya yapalım ki vatandaşlarımızın<br />

ithal mallara talebini en aza<br />

çekelim. Vatandaşımız yastık altında<br />

bekletilen her doların ve avronun o<br />

ülkelere sıfır faizle verilmiş bir kredi<br />

olduğunu bilsin. Bankalarda değerlendirdiğimiz<br />

bu dolar ve avroların<br />

o ülkelere verilmiş ekonomik bir<br />

destek ve güç olduğunu öğrensin.<br />

Bizim insanımızdan parasal güç<br />

sağlayan bazı batılı ülkelerin PKK,<br />

PYD, FETÖ ve benzeri terör örgütlerini<br />

finanse ettiğini bilsin. Dolar ve<br />

avro gücünün askerimize polisimize<br />

vatandaşımıza kurşun, bomba ve<br />

füze olarak geri döndüğünü bilsin,<br />

fark etsin ve gereğini yapsın.<br />

Artık ülke olarak topyekûn bir şeyler<br />

yapmalıyız. İçimizdeki İrlandalıları<br />

ve Truva atlarını temizlemek,<br />

Türkiye’ye ve Türklere düşmanca<br />

tavır takınan küresel güçlere dur<br />

demek için daha fazla gecikmemeli<br />

Cumhurbaşkanımızın yanında yerimizi<br />

almalıyız. Ne kadar erken harekete<br />

geçersek zararımız o kadar az<br />

olur. FETÖ türü örgütlerle bizden<br />

sağladıkları kaynakları bizim aleyhimize<br />

kullanmanın yollarını üreten<br />

şeytani üst akılları ancak birlik<br />

beraberlik içinde alt edebiliriz. Buna<br />

imanımız tamdır. Yeter ki uyanalım<br />

ve gereğini yapalım. Bu konuda tüm<br />

ülkeyi kurum ve kuruluşları partileri<br />

sivil toplum örgütlerini seferberliğe<br />

davet ediyoruz.<br />

Ve soruyoruz???<br />

BİR VATAN KAÇ DOLAR<br />

EDER?<br />

Milletimize sesleniyoruz:<br />

TÜRK LİRASI ONURUN-<br />

DUR, VATANINDIR, VAR-<br />

LIĞINDIR, TÜRK LİRASI-<br />

NA SAHİP ÇIK.<br />

Son olarak diyoruz ki; Sahipsiz<br />

vatanın batması haktır,<br />

sen sahip olursan bu vatan<br />

batmayacaktır.<br />

Saygılarımla<br />

Dr. Ramazan ÇALIK<br />

Serik Belediye Başkanı<br />

65


HABER<br />

Serik’te 60 yıldır çözülemeyen<br />

tapu ve imar sorunun<br />

çözümü için yapılan çalışmalar<br />

hakkında bilgilendirme<br />

toplantısı düzenlendi.<br />

SERİK’İN YILLARDIR ÇÖZÜLEMEYEN<br />

SORUNUNDA SONA GELİNDİ<br />

Serik Belediye Başkanı Dr.<br />

Ramazan Çalık tarafından düzenlenen<br />

bilgilendirme toplantısına<br />

Ak Parti İlçe Başkanı Hasan Kozan,<br />

Serik Belediyesi Hukuk İşleri<br />

Müdürü Avukat Mustafa Gönül,<br />

Birim amirleri, Mahalle Muhtarları<br />

ve basın mensupları katıldı.<br />

ÇALIK; “MÜLKİYET SORU-<br />

NUNUN ÇÖZÜMÜNDE SONA<br />

YAKLAŞTIK’’<br />

Bilgilendirme toplantısında konuşan<br />

Başkan Çalık; “İlçemizin şu<br />

anda en önemli sorunu, Tapu ve<br />

Kadastro meselesi. Serik’in gelişmesinin<br />

ve değişmesinin önündeki en<br />

önemli engel mülkiyet sorunu. Tabi<br />

çok uzun bir süreci kapsıyor bu sorun.<br />

Göreve başladığımız günden<br />

beri uğraşıyoruz. Milli Emlak Genel<br />

Müdürlüğünden, Tapu ve Kadastro<br />

Genel Müdürlüğünden ve Orman<br />

Bakanlığından üyelerle birlikte Serik<br />

için bir çalışma yapılmasını sağladık.<br />

Mahkeme 1954’e istinaden tapuların<br />

dağıtılması kararını aldı. Serik için<br />

devrim niteliğinde olan bu karar ile<br />

mahkeme süreci bitti. Allah’ın izniyle<br />

sona yaklaştık. Bu sorunu da<br />

çözersek Serik’in yükselişinin önündeki<br />

en önemli engeli kaldırmış olacağız”<br />

dedi.<br />

GÖNÜL; “BAKANLIKLARIN<br />

KAPISINI AŞINDIRDIK’’<br />

Serik Belediyesi Avukatı Mustafa<br />

Gönül, tapu sorununun çözümünde<br />

yaşanan süreci ve gelinen nokta<br />

hakkında bilgilendirme konuşması<br />

yaptı. “Bildiğiniz üzere Başkanımızın<br />

göreve gelmeden önce en büyük<br />

vaatlerinden biri olan Serik’in 60 yıldır<br />

çözülemez denilen tapu ve imar<br />

sorununu çözme sözüydü. Bizde 2,5<br />

yıldır Başkanımla birlikte tapu ve<br />

imar sorununu ortadan kaldırmak<br />

için ilk adım olarak Bakanlıkların<br />

kapısını aşındırdık. Yapılan görüşmeler<br />

ile Gedik Mahallesi ve Orta<br />

Mahalleyi kapsayan 626.781 metrekarelik<br />

alanda Serik Kadastro Mahkemesi<br />

1998/1 Esas sayılı dosyasında<br />

sonuca çok yaklaşıldı.<br />

2011 yılında üzerinde zilyet bulunan<br />

vatandaşlar adına tescil edilmesine<br />

karar verilen bu dosya temyiz edildiği<br />

için kesinleştirilememişti. Milli<br />

Emlak Genel Müdürlüğü, Tapu ve<br />

Kadastro Genel Müdürlüğü ve Orman<br />

Bakanlığı arasında 2,5 yıl mekik<br />

dokuyarak Maliye Bakanlığı ve<br />

Orman Genel Müdürlüğünün yapmış<br />

oldukları Temyiz Başvurularından<br />

vazgeçmelerini sağladık. Yaklaşık<br />

1000 parseli ilgilendiren davada<br />

60 yıllık çözülemez denilen tapu ve<br />

imar sorununu bitirme noktasına<br />

geldik” dedi.<br />

KOZAN: “SORUNUN ÇÖZÜ-<br />

MÜNDE ADIM ADIM SONA<br />

YAKLAŞIYORUZ1<br />

Serik’te yıllardır çözüme kavuşturulamayan<br />

tapu sorununu başkanımla<br />

çözümü için mahkeme sürecini<br />

hızlandırarak başladığımız yolda<br />

yapılacak çok az iş kaldı. Adım adım<br />

sona yaklaşıyoruz. İnşallah kısa süre<br />

sonra vatandaşlarımıza tapularını<br />

dağıtmaya başlarız” dedi.<br />

66 www.metropoldergileri.com


Haber<br />

OCAK 2017<br />

7. Konyaaltı<br />

Kitap Fuarı’nda<br />

yeni bir rekor…<br />

7.<strong>Antalya</strong> Konyaaltı Kitap<br />

Fuarı, muhteşem bir kapanış<br />

töreniyle sona erdi. 10 gün süren<br />

Fuar boyunca muhteşem<br />

bir atmosferde onlarca yazarı<br />

kitapseverlerle buluşturan<br />

Konyaaltı Belediyesi, bu süre<br />

içinde 173 bin ziyaretçi sayısıyla<br />

yeni bir rekora imza attı.<br />

26. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un<br />

onur konuğu olarak katıldığı 7.<br />

<strong>Antalya</strong> Konyaaltı Kitap Fuarı, 350 yayın<br />

grubu ve 96 fikir insanın katılımıyla<br />

son buldu. 28 Ekim-6 Kasım günleri<br />

arasında Cam Piramit’te gerçekleştirilen<br />

<strong>Antalya</strong> Konyaaltı Kitap Fuarı, her<br />

yıl olduğu gibi bu yıl da Konyaaltı Belediye<br />

Başkanı Muhittin Böcek’in yayın<br />

evi temsilcilerine, yazarlara ve de ziyaretçilere<br />

tatlı ikramıyla son buldu.<br />

BU FUAR BİR MARKA…<br />

Cam Piramit’te 10 gün süresince 173<br />

bin kitapseverin fuarı ziyaret ettiğini<br />

ifade eden Konyaaltı Belediye Başkanı<br />

Böcek, bu rakamın yeni bir rekor<br />

olduğunu söyledi. “Her yıl ülkenin<br />

içinde bulunduğu konjonktüre uygun<br />

bir temayla gerçekleştirilen <strong>Antalya</strong><br />

Konyaaltı Kitap Fuarı’nın bu yıl ki teması;<br />

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün<br />

‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’<br />

sözü oldu.” diyen Başkan Muhittin Böcek<br />

şöyle konuştu; “Ziyaretçi sayısıyla<br />

Türkiye’nin ilk üç fuarı arasında gösterilen<br />

<strong>Antalya</strong> Konyaaltı Kitap Fuarı,<br />

sadece Konyaaltı’nın değil <strong>Antalya</strong>’nın<br />

da bir markası olmuştur. Her yıl artan<br />

ziyaretçi sayısıyla kalite çizgimiz yükselmektedir.<br />

Hiçbir siyasi düşüncenin<br />

bir diğerine göre daha önde olmadığı,<br />

belki de tek fuar <strong>Antalya</strong> Konyaaltı Kitap<br />

Fuarı. Fuarın açılışında da söylediğim<br />

gibi geçtiğimiz yıl 133 bin olan ziyaretçi<br />

sayısı bu yıl 173 bine ulaştı. Her<br />

kesimden insan bu Fuar’da kendinden<br />

bir şeyler bulabiliyor. Bunun en güzel<br />

göstergesi ise her yıl katlanarak artan<br />

ziyaretçi sayımız. 8. <strong>Antalya</strong> Konyaaltı<br />

Kitap Fuarı’nı gelecek yıl hizmete<br />

açacağımız 3 bin 500 kişilik Kongre ve<br />

Fuar Merkezimizde gerçekleştirmeyi<br />

istiyoruz. Bu fuar merkezimizle ilgili<br />

çalışmalarımız tüm hızıyla sürüyor.<br />

Ben bu düşüncelerle fuara katılan tüm<br />

yayın evi çalışanlarına, yazarlarımıza<br />

ve okurlarımıza bir kez daha teşekkür<br />

ediyorum.”<br />

BİR KÜLTÜR MOZAİĞİ<br />

İlker Başbuğ, Engin Alan, Ahmet<br />

Şafak, Hanefi Avcı, Mavisel Yener,<br />

Nihat Hatipoğlu, Vural Savaş, Ataol<br />

Behramoğlu, İsmail Saymaz, Barış<br />

Yarkadaş, İlber Ortaylı, Büşra Küçük,<br />

Şermin Çarkacı, Yalçın Küçük, Ali<br />

Türkşen, Saygı Öztürk, Kahraman<br />

Tazeoğlu, Enver Aysever, Miraç Çağrı<br />

Aktaş, Ahmet Yavuz, Mustafa Önsel,<br />

Sinan Meydan, Eren Erdem, İhsan<br />

Eliaçık, Hulki Cevizoğlu, Doğu Perinçek,<br />

Erol Mütercimler, Ümit Zileli,<br />

Naim Babüroğlu ve Barış Doster gibi<br />

yazarların fuarda okurlarıyla buluştuğunu<br />

ifade eden Muhittin Böcek,<br />

konuşmasının sonunda fuara katılan<br />

tüm yayın evi çalışanları, yazar ve<br />

okurlara tatlı ikram etti.<br />

67


Toplantı<br />

Düzensiz uyku ömrü kısaltıyor<br />

<strong>Antalya</strong> Büyükşehir Belediyesi’nin<br />

düzenlediği ‘Yaşlılıkta<br />

Uyku Bozuklukları’ konulu<br />

toplantıya katılan Dr. Melih Vural,<br />

düzenli olmayan uykunun ömrü kısalttığını<br />

söyledi.<br />

<strong>Antalya</strong> Büyükşehir Belediyesi Alzheimer<br />

Hasta ve Hasta Yakınları Merkezi’nin<br />

iki haftada bir organize ettiği ‘Mavi<br />

Ev Konuşmaları’nda bu hafta “Yaşlılarda<br />

Uyku Bozuklukları” ele alındı. AKM<br />

Perge Salonu’nda düzenlenen Prof. Dr.<br />

İsmail Tufan’ın moderatörlüğünü yaptığı<br />

bilgilendirme toplantısına Nöroloji<br />

Uzmanı Dr. Melih Vural konuşmacı<br />

olarak katıldı. <strong>Antalya</strong>lıların büyük ilgi<br />

gösterdiği toplantı öncesinde Akdeniz<br />

Üniversitesi Gerontoloji Bölümü Yaşam<br />

Boyu Egzersiz Uzmanı Hiroshi Nakajima,<br />

salondaki konuklara “Rajio Taisou”<br />

egzersizleri yaptırdı.<br />

UYKU DÜZENLİ BİR ORKESTRA-<br />

YA BENZER<br />

Nöroloji Uzmanı Dr. Melih Vural, katılımcılara<br />

uykunun önemini, düzenli<br />

uyku için yapılacakları ve yaşlanma ile<br />

ilgili ortaya çıkan uyku bozukluklarını<br />

anlattı. İnsan ömrünün üçte birinin uykuda<br />

geçtiğini belirten Dr. Vural, “90 yaşına<br />

kadar yaşayan bir insan ortalama 32<br />

yıl uyuyor. Yapılan bilimsel araştırmalar,<br />

uykunun yaşamın devamı için gerekli ve<br />

zorunluluk olduğunu gösteriyor. Beyindeki<br />

birçok bölgenin uyku ile ilişkili olduğu<br />

saptanmıştır. Uyku bir orkestraya<br />

68 www.metropoldergileri.com<br />

benzer. Eğer bu orkestra güzel bir müzik<br />

eseri çıkartacaksa her bir enstrümanın<br />

her bir notayı tam zamanında ve büyük<br />

bir uyum içerisinde yapması gerekiyor”<br />

dedi.<br />

UYKU VÜCUDU TAMİR EDİYOR<br />

Katılımcılara “Neden uyuyoruz uykunun<br />

amacı nedir?” sorusunu yönelten<br />

Dr. Melih Vural, kendisi şu yanıtı verdi:<br />

“Bilim insanları da uyumanın vücutta<br />

yenilenme yaptığını ve büyüme hormonu<br />

salgıladığını söylüyor. Büyüme hormonu,<br />

vücudumuzdaki bozuk yerlerin<br />

tamiri için gerekli. Ayrıca uyumakla bazı<br />

karmaşık problemlerinizin çözümünü<br />

yapıyorsunuz. Yaratıcılık ve karmaşık<br />

sorunlara çözüm getirmede uykunun<br />

bazı görevleri var. Uykunun bağışıklık<br />

sistemiyle ilgili de görevleri vardır. Eğer<br />

yeterli uyku ihtiyacınızı karşılayamazsınız<br />

bazen dudağımızda uçuk çıkıyor.<br />

Dudağımızın uçuklamasını engelleyen<br />

sistem nedir? Bağışıklık sistemi. Demek<br />

ki bağışıklık sistemi bu işten etkileniyor.”<br />

DÜZENSİZ UYKU ÖMRÜ<br />

KISALTIYOR<br />

İnsanların yaşlanmaya başladıkça uykusunda<br />

bazı değişikliklerin yaşandığına<br />

dikkat çeken Dr. Melih Vural, “Yaşlılıkta<br />

kestirmeler kısa uykular gün içinde artıyor.<br />

Uykuya geçiş süresi uzuyor. Gece<br />

uyanma sıklığında artış oluyor, uyku<br />

bölünmeye başlıyor. Derin yavaş dalga<br />

uykusunda azalma oluyor. Bu azalma<br />

50 yaşından sonra kadınlarda büyüme<br />

hormonunda yüzde 25, erkelerde ise<br />

yüzde 75 düşüşe neden oluyor. Bunun<br />

sonucunda kadınlarda vücut yüzde 25,<br />

erkeklerde yüzde 75 eksik tamir yapıyor.<br />

Bunun için uyku problemimiz varsa<br />

bunu düzeltmeliyiz. Çünkü uykuyu<br />

düzeltmezseniz ömrünüz kısalır” diye<br />

konuştu.<br />

GÜNEŞ GÖZLÜĞÜNÜ SIK<br />

KULLANMAYIN<br />

<strong>Antalya</strong>’nın sürekli güneşi gören bir<br />

şehir olmasından dolayı yaşayanların<br />

şanslı olduğunu belirten Dr. Vural, “Bizler<br />

çok şanslı bir şehirde yaşıyoruz, her<br />

zaman güneş var. Size tavsiyem gündüz<br />

saatlerinde özellikle sabah saatlerinde<br />

güneş gözlüğü kullanmayın bu sizin menotonik<br />

sentezinizi arttırır. Bu sizin gece<br />

uykunuzu getirir, moralinizi düzeltir,<br />

antioksidan özelliği vardır ayrıca anti-aging<br />

özelliği de vardır” dedi.<br />

SAĞLIKLI UYKU İÇİN<br />

YAPILACAKLAR<br />

Dr. Melih Vural son olarak sağlıklı bir<br />

uyku için neler yapılması gerektiği konusunda<br />

şu tavsiyelerde bulundu: “Gündüz<br />

kestirmeleri yapmayın, kahve, çay, nikotin<br />

ve alkolü yatma saatine yakın almayın.<br />

Geç saatte yemek yemeyin ama aç<br />

da yatmayın, hep aynı saatte yatın. En<br />

geç saat 08.00’de yatağı terk edin. Sabah<br />

uyandığınızda mutlaka en az 15 -20 dakika<br />

güneş ışığı alın, yatak odanızın sessiz<br />

ve karanlık olmasına dikkat edin ve<br />

daima yatağınızda uyuyun.”


OCAK 2017<br />

69


MODA<br />

Victoria’s Secret’ın<br />

Gizemli Öyküsü!<br />

Duygu ÇETİN<br />

Victoria’s Secret’in hayatımıza<br />

nasıl girdiğini, ya bu iç çamaşırı<br />

imparatorluğunun arkasında<br />

yatan sırrın ne olduğunu<br />

biliyor musunuz?<br />

Victoria’s Secret’in hikayesi;<br />

utangaçlığı yüzünden<br />

koskoca bir iç çamaşırı imparatorluğu<br />

kuran, sonra da<br />

gizemli bir şekilde kendisini<br />

67 metre yüksekliğindeki<br />

ünlü Golden Gate Köprüsü’nden<br />

aşağıya bırakan Roy<br />

Raymond’ un, kendi ile beraber<br />

sonsuzluğa götürdüğü<br />

sırları üzerine kurulmuş.<br />

Aslında her şey, Roy Raymond<br />

eşine sürpriz olsun<br />

diye iç çamaşırı almak için<br />

gittiği bir mağazada başlar.<br />

1947 doğumlu, Tufts Üniversitesi<br />

İşletme ve Stanford<br />

mezunu Raymond,<br />

onca kadının arasında tek<br />

erkek olarak mağazayı dolaşıp<br />

iç çamaşırı seçmekten<br />

büyük bir rahatsızlık ve<br />

utanç duyar, kendisiyle aynı<br />

durumda binlerce erkeğin<br />

daha olabileceği düşüncesi<br />

ile kendi iç çamaşırı mağazasını<br />

açmaya karar verir.<br />

Böylece, Roy Raymond<br />

banka ve dostlarından<br />

denkleştirdiği 80 bin dolar<br />

sermaye ile 1977’de Palo<br />

Alto’ da ki Stanford Alışveriş<br />

Merkezi’nde ilk iç giyim<br />

mağazasını açmayı başarır.<br />

Hatta sırf erkeklerin daha<br />

rahat alışverişlerine imkan<br />

sağlamak için posta ile sipariş<br />

verilebilmesi amacıyla<br />

kataloglar hazırlatır. Böylece,<br />

mağaza ilk senesinde<br />

70 www.metropoldergileri.com


OCAK 2017<br />

Arkasında büyük bir sır perdesi<br />

ve birçok soru işareti bırakan<br />

Roy Raymond’un intihar nedeni<br />

hiç bir zaman tam olarak anlaşılamaz.<br />

Kimileri Raymond’ın<br />

Victoria’s Secret’i, erken sattığı<br />

ve arkasından gelen başarısızlığı<br />

kaldıramadığı için, kimileri ise<br />

karmaşık özel hayatı yüzünden<br />

intihar etmiş olabileceğini düşünür.<br />

Aslında işte bu dedikoduların<br />

doğruluğunun hiç bir<br />

zaman öğrenilemeyecek<br />

olması Victoria’nın sırrını<br />

oluşturur.<br />

Çağımızın modern melekleri<br />

bugün kazandıkları<br />

milyon dolarları, sahip oldukları<br />

yüksek sınıf yaşam<br />

tarzını da yine Victoria’s<br />

Secret’a yani dolayısı ile<br />

Roy Raymond’a borçlu.<br />

Ama firmanın yüzü olmak<br />

hiç de kolay değil. Sadece<br />

güzellik de yetmiyor.<br />

500.000 dolar gibi büyük kar elde<br />

eder.<br />

1982 senesine gelindiğinde, artık<br />

seri üretime geçerek kendi ürünlerini<br />

yaratan Victoria’s Secret; 6<br />

mağazaya, 42 sayfalık kataloğa ve<br />

senelik 6 milyon dolar gibi yüksek<br />

bir ciroya ulaşmıştır. Ama<br />

nedeni bilinmez Roymand ani bir<br />

kararla, Amerikan Limited Grup<br />

ile anlaşarak 4 milyon dolara<br />

1985 yılında şirketini satar. Raymond’ın,<br />

Victoria’s Secret’i sattığı<br />

kişi olan The Limited’ın kurucusu<br />

Leslie Wexner sayesinde daha<br />

da büyüyen Victoria’s Secret,<br />

80’lerde milyar dolar cirolar<br />

yapmaya başlar ve durmayan<br />

bir hızla bugün ki iç çamaşırı<br />

imparatorluğu haline ulaşır.<br />

Bu arada Victoria’s Secret’ı satışı<br />

Roymand için sonun başlangıcı<br />

olmuştur. Roy Raymond<br />

1984 yılında “My Child’s Destiny”<br />

adında bir çocuk mağazası<br />

kurmuş ama Victoria’dan elde<br />

ettiği başarıyı sağlayamamıştır.<br />

Raymond tüm sırları ile birlikte<br />

sadece 46 yaşında, başarı ile başlayan<br />

hayat hikayesine 26 Ağustos<br />

1993’ te Golden Gate Köprüsü’nden<br />

kendini atarak son verir.<br />

Cesedi ancak bir hafta sonra San<br />

Francisco Körfezi’nde bulunur.<br />

Peki, Victoria’s Secret<br />

mankeni olabilmek<br />

için hangi özelliklere<br />

sahip olmak gerekiyor?<br />

*Amerikan vatandaşı olmak<br />

ya da 50 eyaletten birinde<br />

yaşama iznine sahip olmak.<br />

*En az 1.76 metre uzunluğunda<br />

olmak.<br />

*18 - 30 yaş arasında olmak.<br />

*İngilizce okuyabilmek<br />

ve yazabilmek.<br />

*Son derece sağlıklı olmak.<br />

*Hiç suç işlememiş<br />

olmak.<br />

*Daha önce hiç bir sansasyonel<br />

olaya karışmamış<br />

olmak.<br />

71


Araştırma<br />

Türkler kendilerini<br />

tatille ödüllendiriyor!<br />

Seyahat sitesi momondo farklı ülkelerden<br />

insanların tatile çıkma nedenlerini araştırdı.<br />

Buna göre Türkler nikah masasına<br />

oturmak veya evlilik yıl dönümleri gibi<br />

romantik günlerde kendilerini tatille<br />

ödüllendiriyor. Tatil için tek bahane evlilik<br />

değil elbet. Yoğun bir iş döneminin ardından<br />

kendini ödüllendirmek isteyen Türkler<br />

bavulları kapıp, yollara düşüyor.<br />

Tatil herkesin vazgeçilmezi... Dünyanın dört bir yanında insanlar<br />

evlilik yıl dönümünden stresli günleri atlatmış olmaya,<br />

yeni bir işe başlamanın sevincinden diploma almış olmanın<br />

haklı gururuna kadar birçok olayı “bahane” edip kendilerini güzel<br />

bir tatille ödüllendiriyor. Peki, hangi millet neyi vesile edip yollara<br />

düşüyor? Yanıtlar, seyahat site momondo’nun yaptığı, aralarında<br />

Türkiye’nin bulunduğu 20 ülkeyi kapsayan araştırmasında…<br />

Araştırmaya göre dünya genelinde insanlar, evlilik yıl dönümü<br />

gibi romantik günleri vesile ederek seyahate çıkıyor. Bu alanda<br />

72 www.metropoldergileri.com


OCAK 2017<br />

listenin başını yüzde 42’lik oranla İsviçreliler çekiyor. İsviçrelileri<br />

yüzde 33 ile İngilizler ve yüzde 30 ile Türkler<br />

takip ediyor.<br />

Tatile çıkmak için bir diğer genel geçer neden de doğum<br />

günleri veya jübileler. Böylesi günlerde en çok bavullarını<br />

kapıp yola çıkanlar İngilizler (yüzde 39). İkinci sırada<br />

İsviçreliler (yüzde 35), üçüncü sırada da ABD’liler (yüzde<br />

31) geliyor.<br />

Zorlu bir dönemin ardından tatile çıkanların sayısı da<br />

kayda değer. Başta İsviçreliler (yüzde 38) biraz stres<br />

atmak niyetiyle seyahat ediyor. İkinciliği yüzde 36 ile<br />

Türkler kimseye bırakmazken, üçüncülük yüzde 30 ile<br />

İngilizlerin oluyor.<br />

Türklerin bir diğer tatil sebebi de nikah masasına oturmak.<br />

momondo’nun araştırmasına katılan Türklerin<br />

yüzde 31’i evliliklerini bir seyahatle taçlandırdıklarını<br />

söylüyor. Türkleri bu konuda geride bırakan millet ise<br />

İngilizler (yüzde 33) olurken, İspanyolların yüzde 24’ü<br />

evlenmeyi tatil vesilesi olarak görüyor.<br />

momondo Türkiye Sözcüsü Serpil Öztürk araştırmanın<br />

sonuçlarını şöyle yorumladı: “Herkes seyahate çıkmayı<br />

seviyor. momondo olarak, farklı ülkelerden ve kültürlerden<br />

insanların neleri vesile bilip kendilerini seyahatle<br />

ödüllendirdiklerini merak ettik. Araştırmanın geneline<br />

baktığımızda, 20 ülke arasında en çok İsviçrelilerin, İngilizlerin<br />

ve Türklerin kendilerini tatille ödüllendirdiklerini<br />

gördük.”<br />

73


SAĞLIK<br />

Çocuklarınızla<br />

TV izlemek yerine,<br />

basketbol oynayın,<br />

yürüyüşe çıkın<br />

Obezite; günümüzde hem çocuklar,<br />

hem de yetişkinler için endişe<br />

verici boyutlara ulaşmış durumda.<br />

Şu anda çocuklarımızın %20-25’i<br />

obez olarak sınıflandırılıyor. 10 yıl<br />

önce diyabet, yüksek tansiyon ve<br />

osteoartrit gibi hastalıklar çocuk<br />

hastalarda hemen hiç bilinmezken<br />

şimdi bunları görüyoruz.<br />

Peki ne yapmalı?<br />

Obezite & Metabolik Cerrah<br />

Prof. Dr. Halil Coşkun, çocuklarda<br />

obeziteyi önlemek ve tedavi<br />

etmek için yapabileceklerimiz<br />

hakkında önemli bilgiler verdi.<br />

ÇOCUKLARA DAHA BÜYÜK<br />

PORSİYON VERMEYİN<br />

“Son 30 yılda yemek yeme tarzımızdaki<br />

önemli değişim çocukların<br />

daha büyük porsiyonlar ve atıştırmalık<br />

yiyeceklerle şekerli içeceklere<br />

daha fazla bağımlı olmasına sebep<br />

olmaktadır. Daha sağlıklı ve gerekli<br />

besinlerden mahrum ederek daha<br />

çok şeker verilen bebeklerde, bu tür<br />

gıdalara karşı bir tercih geliştiğini<br />

bilmekteyiz.<br />

MEŞRUBATLAR İKRAM<br />

OLARAK KALSIN<br />

Oldukça yakın dönemlere kadar<br />

nadir birer “ikram” olan meşrubat<br />

vs şekerli içecekler, beslenmemizin<br />

temel dayanağı haline<br />

gelmiştir. Büyük porsiyonlar da<br />

ayrı bir problemdir. Daha çok yemek<br />

verilen çocuklar, aşırı yemek<br />

yemeye eğilim göstermektedir. İyi<br />

bir temel kural, porsiyon başına 10<br />

gramdan fazla şeker içeren gıdalardan<br />

kaçınmaktır.<br />

TATLI YA DA ATIŞTIRMALIK<br />

YERİNE MEYVE VERİN<br />

Beslenme ile ilgili bir diğer müdahale<br />

de daha fazla meyve ve sebze yenmesini<br />

teşvik etmektir. Meyve kasesinin<br />

dolu olduğundan emin olun<br />

ve tatlı ya da atıştırma yerine düzenli<br />

olarak meyve verin. Buzdolabınızdaki<br />

meyve ve sebzelerin hep çocuklarınızın<br />

rahat erişebileceği biçimde<br />

yer aldığına emin olun.<br />

AİLECEK EGZERSİZ YAPIN<br />

Yaşam tarzımızla ilgili çocukluk<br />

obezitesine katkıda bulunan bir başka<br />

büyük fark da daha az egzersizdir.<br />

Yetişkinler olarak yeterince aktif değiliz.<br />

Bir aile olarak egzersiz yapmak<br />

ve birlikte oynamak aile bağlarını<br />

güçlendirmenin yanında genel aktivite<br />

düzeyimizi artırmak için de<br />

önemli rol oynamaktadır. Çocuklarınız<br />

ile birlikte TV izlemek yerine,<br />

birlikte basketbol oynayın, yürüyüşe<br />

ya da gezmeye çıkın.<br />

YAŞAM TARZI DEĞİŞMELİ<br />

Çocuğunuz olması gerektiğinden<br />

fazla kilolu ise başlamak için en iyi<br />

yol, size en yakın çocuk hastanesini<br />

arayarak kilolu çocukların tedavisi<br />

için mevcut imkanlarını sormaktır.<br />

Çocukluk obezitesi problemi yaygın<br />

bir hale gelmiş olduğundan, bunu ele<br />

alan programlarda da gelişme söz<br />

konusudur.<br />

Obeziteyi önlemek ve tedavi etmek<br />

için yapabileceğimiz her şeyi<br />

yapmak zorundayız. Bu, hepimiz<br />

tarafından önemli bir kararlılık ve<br />

yaşam tarzı değişiklikleri gerektirmektedir.<br />

Ancak çocuklarımız<br />

için en iyisi neyse onu isteriz ve bu<br />

da bazı seçimler yapmak anlamına<br />

gelmektedir. İyi haber, değişimin<br />

yalnız çocuklarımız için değil, aynı<br />

zamanda bu çocukların yaşamlarında<br />

bulunan büyükler için de yarar<br />

sağlayacağıdır.”<br />

74 www.metropoldergileri.com


OCAK 2017<br />

75


SAĞLIK<br />

Alışkanlıklarınızı<br />

Değiştirerek Temiz<br />

Bir Cilde Kavuşun<br />

Herkes temiz ve iyi görünen bir cilde sahip olmak ister. Cildiniz için edineceğiniz bazı yeni alışkanlıklar<br />

ile daha sağlıklı bir cilde kavuşmak mümkün. Bunun için tek yapmanız gereken şeyin kötü alışkanlıkları<br />

iyi alışkanlıklara dönüştürmek olduğunu vurgulayan Beslenme Ürün Eğitmeni Jacquie Carter, yastık<br />

kılıflarını değiştirmek, cep telefonunu temizlemek, makyajı çıkarmak gibi davranışları alışkanlık haline<br />

getirerek daha sağlıklı ve temiz bir cilde sahip olunabileceğini belirtti.<br />

Carter küçük ayrıntılara dikkat<br />

ederek güzel bir cilde kavuşmanın<br />

püf noktalarını anlattı:<br />

Dokunmayın<br />

Ellerimizde biriken kir ve yağ, eğer<br />

dikkatli olmazsak, kolaylıkla cildimize<br />

geçebilir. Aynı kural sivilceler<br />

için de geçerlidir. Her ne olursa olsun,<br />

sivilcelerinizi sıkma isteğine<br />

karşı koymalısınız. Bu şekilde bakteriler<br />

cildimize geçebilir ve bu da enfeksiyona<br />

neden olabilir. Bu nedenle,<br />

cildinize dokunma ve sıkma alışkanlığından<br />

vazgeçmelisiniz.<br />

Yastık Kılıflarını Değiştirin<br />

Gece uyurken hem saçımız hem de<br />

cildimiz yastık kılıfına temas eder.<br />

Saç yağları ve bakım ürünleri yastık<br />

kılıfına bulaşır ve buradan da cildinize,<br />

omuzlarınıza ve hatta<br />

sırtınıza geçer. Gece<br />

yatmadan önce<br />

makyajınızı<br />

temizlemeyi<br />

sürekli<br />

bir alışkanlık<br />

haline<br />

getirmemişseniz,<br />

bu da ayrı bir kaygı<br />

konusudur. Eğer yastık kılıflarını<br />

yıkamak her zaman mümkün olmuyorsa,<br />

yastık kılıfının içini dışına<br />

çevirin veya yastığınızı ters çevirerek<br />

kirlerin cildinizde birikmesini<br />

önleyin.<br />

Telefonunuzu Temizleyin<br />

İster cep ister sabit<br />

telefon olsun,<br />

telefon cildinize<br />

değerse, telefondan<br />

yüzünüze,<br />

yüzünüzden de


OCAK 2017<br />

telefona kirler geçer ve temizlenene kadar<br />

bunlar telefonun üzerinde kalır. Telefonunuzu<br />

temizlemek için sprey el temizleyicisi<br />

ve antibakteriyel ıslak mendil kullanabilirsiniz.<br />

Telefona temas etmemek için hoparlörden<br />

konuşmayı ya da kulaklık takmayı<br />

da deneyebilirsiniz.<br />

Saçınızı Arkaya Doğru Toplayın<br />

Saçımızda her türlü tortu, yağ, ürün kalıntısı<br />

ve parfüm bulunur. Toplanan tüm bu<br />

bakteriler ve kirler saçınıza yerleşir ve ne<br />

yazık ki, her temasta yüzünüze, omuzlarınıza<br />

ve sırtınıza bulaşır. Bu alışkanlığınızdan<br />

vazgeçin ve uyurken, spor salonunda<br />

egzersiz yaparken ve hatta kanepeye uzanıp<br />

kitap okurken saçınızı arkaya doğru<br />

toplayın.<br />

Makyajınızı Çıkarın<br />

Her gece yatmadan önce mutlaka makyajınızı<br />

temizleyin. Cildi temiz tutmaya buradan<br />

başlayabilir, geceleri cildinizin nefes<br />

almasını sağlayabilirsiniz. Eğer egzersiz<br />

yapıyorsanız, temiz bir cilde kavuşmak için<br />

egzersizden önce ve sonra cildinizi temizlemeniz<br />

gerekir. Makyaj egzersiz sırasında<br />

salgıladığınız terle ve yağlarla karışır ve<br />

ne yazık ki, gözeneklerin tıkanmasına yol<br />

açar. Bu yüzden, egzersizden önce ve sonra<br />

cildinizi temizleyin ve bunu basit bir alışkanlık<br />

haline getirmek için yüz temizleme<br />

mendillerini yanınızda bulundurun.<br />

İçeriklere Dikkat Edin<br />

Alkol içeren cilt bakım ürünleri cildinizi<br />

kurutur ve kuru ciltler, yağlı ciltlerden ya<br />

da gerektiği gibi nemlendirilen ciltlerden<br />

daha yaşlı görünür. Bu yüzden, alkol içeren<br />

ürünler yerine alkol içermeyen ürünler tercih<br />

edin.<br />

Saçınızı Makyajdan Önce Yapın<br />

Saçınızı makyaj yapmadan önce yapın.<br />

Makyaj yapıp sonra saç kurutma makinesini<br />

çalıştırırsanız, saç kurutma makinesinden<br />

gelen ısı makyajınızın erimesine ve<br />

akmasına neden olur. Bu durumda makyaj<br />

gözeneklere yerleşir ve bu da en sonunda<br />

aknelere neden olur. Makyajınızı saçınızdan<br />

önce yapıyorsanız bu alışkanlığınızı<br />

değiştirmeye çalışın.<br />

Gözlüklerinize Dikkat Edin<br />

Eğer burnunuzda, şakaklarınızda ya da<br />

yanaklarınızın üst kısımlarında akneler beliriyorsa, sorumlusu gözlüğünüz<br />

olabilir. Gözlüklerinizin camlarını, saplarını ve burun kısmını<br />

alkol veya sprey el temizleyicisiyle temizleyip, yumuşak bir bez parçasıyla<br />

silerek bakteri, yağ ve kalıntıları yok edebilirsiniz. Bu küçük<br />

alışkanlık, kirli ve temiz cilt arasında büyük bir fark yaratır.<br />

Vücudunuzu İhmal Etmeyin<br />

Akneler vücudunuzun farklı yerlerinde çıkabilir. Sırtınızda ve omuzlarınızdaki<br />

akneleri bir düşünün. Sadece yüzünüzü yıkayıp temizlemek<br />

yeterli değildir. Cildinizi temiz tutmak için, tepeden tırnağa<br />

yıkanmayı ve nemlendirici kullanmayı ihmal etmeyin. Egzersiz sonrasında<br />

terli giysilerinizi hemen çıkarmaya özen gösterin. Ve her zaman<br />

cildinizi temiz bir havluyla kurulayın. Asla aile boyu kullanılan<br />

el havlusunu tercih etmeyin.<br />

77


Program<br />

TRT’nin 4. Uluslararası Medya Eğitim Programı<br />

<strong>Antalya</strong>’da Gerçekleşti<br />

TRT, 44 ülkeden 130 medya mensubunu <strong>Antalya</strong>’da bir araya getirdi<br />

ERKAN DURDU<br />

4. Uluslararası Medya<br />

Eğitim Programı,<br />

Asya, Afrika, Ortadoğu<br />

ve Balkanlar<br />

başta olmak üzere 44<br />

ülkeden 130 medya<br />

mensubunun katılımıyla<br />

21-29 Kasım<br />

2016 tarihlerinde<br />

<strong>Antalya</strong>’da yapıldı.<br />

<strong>Antalya</strong>’da gerçekleştirilen<br />

eğitim programının<br />

21 Kasım’da<br />

yapılan açılışında<br />

TRT Genel Müdürü<br />

Şenol GÖKA ve TRT<br />

Genel Müdür Yardımcısı<br />

Erkan DUR-<br />

DU birer konuşma<br />

gerçekleştirdiler.<br />

78 www.metropoldergileri.com


OCAK 2017<br />

TRT Genel Müdürü Şenol<br />

GÖKA “15 Temmuz gibi bir<br />

canilik hiçbir zaman bu<br />

milletin tarihinde olmadı.”<br />

Programın açılış konuşmasını<br />

yapan TRT Genel Müdürü Şenol<br />

Göka, 44 ülkeden, özel becerileri<br />

olan 130 medya mensubunun<br />

katıldığı programda, herkesin deneyimlerini<br />

paylaşacağını, sıcak<br />

arkadaşlıklar geliştireceklerini ve<br />

işbirlikleri yapılacağını söyledi.<br />

TRT Genel Müdürü Şenol Göka,<br />

15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili<br />

olarak, “Böylesine bir canilik hiçbir<br />

zaman bu milletin tarihinde<br />

olmadı. Hiçbir zaman bu milletin<br />

geninde, kodlarında olmadı. Demek<br />

ki insanlar asimile edilirse,<br />

kendi kimlik özellikleri kaybettirilirse<br />

korkunçlaşabiliyorlar ve bunu<br />

yaptılar.” dedi.<br />

Bazı güçlerin bundan sonra kaos,<br />

kargaşa yöntemi olarak 15 Temmuz’a<br />

benzer şeyleri başka ülkelerde<br />

de yaşatabileceğini vurgulayan<br />

Göka, “Çünkü benzer yöntemi<br />

uygulayabileceklerini Irak’ta, Suriye’de,<br />

Kırgızistan’da, Afrika’da<br />

veya başka yerlerde de gösteriyorlar.<br />

Yöntem belli olduğu için bu<br />

konuyu özellikle vurgulamakta<br />

yarar görüyorum.” diye konuştu.<br />

TRT’nin yayıncılık açısından<br />

önemli imkânlara ve tecrübeye sahip<br />

bir kurum olduğunu kaydeden<br />

Göka, onun için bilgi alışverişine<br />

önem verdiklerini, teknolojik gelişmeleri<br />

yakından takip ettiklerini<br />

bildirdi.<br />

İBRAHİM EREN<br />

TRT Genel Müdür<br />

Yardımcısı Durdu “Dünyanın<br />

birçok bölgesi olağanüstü<br />

dönemlerden geçiyor”<br />

Açılışta konuşan TRT Genel Müdür<br />

Yardımcısı Erkan Durdu da televizyon,<br />

radyo, haber ve yeni medya<br />

alanında çalışan medya mensupları<br />

ile düzenlenen medya eğitim programının<br />

odak noktasının tecrübe<br />

paylaşımı olduğunu söyledi. Dünyanın<br />

birçok bölgesinin olağanüstü<br />

dönemlerden geçtiğini, savaş, terör<br />

ve krizlerin dünyanın gündeminden<br />

düşmediğini kaydeden Durdu, bu<br />

dönemde medyanın rolünün, misyonunun<br />

ve işlevinin daha da önemli<br />

hale geldiğini vurguladı.<br />

Durdu, “TRT olarak yeni bir medya<br />

dili, yeni bir perspektif sunmak<br />

ve değişimlere ilham vermek üzere<br />

kurduğumuz TRT World uluslararası<br />

medyanın habercilik anlayışında<br />

şimdiden etkisini göstermeye<br />

başladı. Bunu en son 15 Temmuz<br />

olaylarında gördük. ABD ve Avrupa<br />

medyasının Türkiye’yi ve demokrasiyi<br />

yalnız bıraktığı o gecede TRT<br />

World demokrasinin ve Türkiye’nin<br />

dünyadaki en önemli sesi oldu.” dedi.<br />

Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı’nın<br />

da destek verdiği TRT Uluslararası<br />

Medya Eğitim Programının<br />

8 gün süren eğitim programı süresince<br />

TRT Genel Müdür Yardımcısı<br />

İbrahim EREN ve AA Genel Müdür<br />

Yardımcısı Metin MUTANOĞLU<br />

başta olmak üzere birbirinden değerli<br />

isim yayıncılık dünyasındaki<br />

bilgi, birikim ve tecrübesini katılımcılara<br />

aktarırken; Alev Alatlı’da bir<br />

konferans verdi.<br />

79


Röportaj ŞEHİRDE YAŞAM<br />

AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ ÖĞRENCİ KONSEYİ<br />

ZİYARETLERİNE ANKARA’DAN BAŞLADI<br />

Kasım ayında seçimle göreve gelen Akdeniz<br />

Üniversitesi Öğrenci Konseyi yeni yönetimi<br />

ziyaretlerine Ankara’dan başladı. Projelerini<br />

paylaşmak için Ankara’ya giden Öğrenci Konseyi,<br />

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bakanlar<br />

ve milletvekilleri ile biraraya geldi.<br />

Ankara’daki temaslarının ilk gününde <strong>Antalya</strong> Milletvekillerini<br />

ziyaret ederek, fikir alışverişinde bulunan öğrenciler,<br />

ikinci gün Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay<br />

Kılıç’ı ve Akdeniz Üniversitesi Rektörü Mustafa Ünal’ın<br />

da katılımı ile Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nu ziyaret<br />

ettiler.<br />

Ziyaretlerin çok verimli geçtiğini belirten Öğrenci<br />

Konseyi Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyeleri, “Öğrenci<br />

Konseyi olarak yapmayı planladığımız projelerimizi bakanlarımız<br />

ve milletvekillerimizle paylaştık. Görüşmelerimizde<br />

olumlu sonuçlar aldık. Bazı projelerimizin alt<br />

yapısını oluşturduk. Üniversitemizin uluslararası arenada<br />

markalaşması, öğrencilerin bireysel gelişimi ve donanımı<br />

için Öğrenci Konseyi olarak sorumluluğumuzun<br />

farkındayız. Çalışmalarımızı yürütürken bu sorumluluğun<br />

bilinciyle hareket edeceğiz.” diye konuştular.<br />

Ankara ziyareti kapsamında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde<br />

15 Temmuz hain darbe girişiminde bombalanan<br />

yerleri de yerinde inceleyen öğrenciler, ülke savunma sanayinde<br />

önemli bir yeri olan HAVELSAN’ı ziyaret ederek<br />

ziyaretlerini tamamladılar.<br />

80 www.metropoldergileri.com


OCAK 2017<br />

DELUXE ANTALYA<br />

MİSAFİRLERİNİ AĞIRLADI<br />

Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü, Ak<br />

Parti Kepez İlçe Başkanı Yusuf İşleri ve ekibi,<br />

dünya turizminin başkenti, Türkiye’nin incisi<br />

<strong>Antalya</strong>’da Kepez sınırları içinde yer alan <strong>Antalya</strong><br />

Deluxe Projesi’ni ziyaret etti.<br />

Çalışmaları yerinde görerek bilgi alan<br />

Başkan Tütüncü ve beraberindeki<br />

heyet, Deluxe<strong>Antalya</strong>’yı ayrıntılarıyla<br />

inceledi ve Görgülü Grup Yönetim kurulu<br />

Başkanı Mehmet Ali Görgülü’den<br />

proje hakkında detaylı bilgi aldı.<br />

Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü<br />

Deluxe <strong>Antalya</strong> projesinin hem <strong>Antalya</strong> hem<br />

de Kepez için büyük bir kazanç ve değer<br />

olduğunu belirtti.<br />

Tütüncü, böyle projelerin ilçeye artı değer<br />

katacağını vurgulayarak, “ Değerli projelerin<br />

hayata geçirilmesi ilçemize değer katıyor. Bu<br />

projenin tamamlanmasını dört gözle bekliyoruz”<br />

dedi.<br />

81


Röportaj<br />

82 www.metropoldergileri.com


OCAK 2017<br />

83


Röportaj<br />

84 www.metropoldergileri.com

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!