17.02.2022 Views

TOURMAG / Kış 2022

  • No tags were found...

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Ocak•Şubat•Mart 2022 | Yıl: 8 Sayı: 29 | Fiyat: 35 TL




Editör

Her şey kötüye gittiğinde

kendine bir tatil ısmarla

CANAN TOPRAKKAYA

tourmag@tourmag.com.tr

2019 yılında güzel bir turizm sezonu geçirmiştik.

Ardından korona virüsü nedeniyle

evlerimize, ülkelerimize kapandık. Zorunlu

kısıtlamalar, hayatımızın rengi ve yaşama

sebeplerimizden biri olan seyahati elimizden

alınca, seyahat gurmesi Ayşe Kaynarcalı’nın

sempatik söylemiyle her birimiz

adeta bir intikam meleğine dönüştük. Yurt

içi ve yurt dışında tozu dumana katmak

için hiçbir fırsatı kaçırmamaya niyetliyiz.

2021 yılı, bir toparlanma süreci olarak

ortaya çıkmıştı. Bu yıl ise erken rezervasyon

verilerine baktığımızda bir patlama bekliyoruz iç ve dış turizmde...

İstanbul ve Antalya, bu patlamanın tam ortasında yer alıyor. Beklenen 35

milyar dolar hedefi ulaşılabilir, hatta aşılabilir gibi... Kültür ve Turizm Bakanı

Mehmet Nuri Ersoy, devlet ve özel sektör olarak el ele vererek niceliğin

değil, niteliğin öne çıktığı gelir odaklı 2023 turizm stratejilerini adım adım

gerçekleştireceklerini ifade ediyor.

Bu çerçevede İstanbul çok önemli konumda… Özellikle yeni nesil cruise

port yatırımlarına örnek gösterilen Galataport’un hizmete girmesi, büyük

bir ihtiyacın uluslararası ulaşım altyapısını hazırladı. Özlediğimiz, beklediğimiz

nitelikli yabancı turistin de en etkin seyahat adımlarından biri olarak

karşımızda...

TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya ise daha temkinli... 2022 yılının

bir toparlanma yılı olacağını, yaralarımızı sarmaya çılaşacağımızı

söylüyor. Bir dipnot daha düşüyor; ana pazarlarımızın

yanı sıra Latin ülkeleri gibi alternatif pazarlarda da önemli bir

yükseliş olduğunun altını çiziyor.

Ulusal İktisadi Düşünce Kuruluşu Başkanı Ömer Niziplioğlu’nun

konuya bakış açısı, belki de en vurucu başlığı atmamıza

neden oluyor: “Ülkemizin dünyada eşi benzeri olmayan tarihi

yapıları, inanç eserleri, kültür varlıkları, denizi, dağı, termal

kaynakları var. Bu değerleri, bitmeyen petrol gibi görmeliyiz.

Ülkemizin turizmde dünyada açık ara birinci olmayı hak ettiğini

bilerek hareket etmeliyiz.”

Evet, “Türkiye’nin petrolü turizm” diyor, kapak dosyamızı açıyoruz...

***

Her zaman pozitif, güler yüzlü, adeta bir fahri turizm elçisi gibi

çalışan, köşe yazarımız Saffet Emre Tonguç’un da güzel haberleri

var dergimizde. UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’ne

en fazla kültürel öğe kaydettiren ilk 5 ülke arasında olduğumuzu

belirten Tonguç, 2022 yılı için değerlendirmeye alınacak

konuların önemine dikkat çekiyor: “Çay Kültürü”, “Geleneksel

Ahlat Taş İşçiliği”, “Nasreddin Hoca Fıkralarını Anlatma Geleneği”

ile “İpek Böcekçiliği ve Dokuma için İpeğin Geleneksel Üretimi”.

“Rüzgârımız bol olsun” diyor, yedi bölgeden haberler ve birbirinden

farklı destinasyonlarla dolu rengârenk kültür ve turizm

dergimizden sevgilerimizi gönderiyoruz.

TOURMAG TURİZM DERGİSİ

Üç ayda bir yayınlanan yaygın süreli dergi

Haber, Aktüel, Turizm, Magazin

Yayıncı

Kadir Toprakkaya K-İletişim

Karanfil Sokak No: 27/13

Göztepe - Kadıköy İstanbul

0 532 266 82 43 / 0 532 470 73 05

tourmag@tourmag.com.tr

www.tourmag.com.tr

ftourmag.com.tr Ltourmagcomtr

itourmagturkey

ISSN: 2149-8768

Ocak-Şubat-Mart 2022 // Sayı: 29

İmtiyaz Sahibi

Kadir Toprakkaya

Genel Yayın Yönetmeni

Canan Toprakkaya

Sorumlu Yazı İşleri

Müdürü

İrem Toprakkaya

Haber Müdürü

Cenay Toprakkaya

Reklam Müdürü

Tulu Evrensel

0 532 470 73 05

reklam@tourmag.com.tr

Yayın Kurulu

Barbaros Kon

Delal Atamdede

Hüseyin Kurtoğulları

Nilgün Şirin

Sema Kutlu

Yonca Atamdede

Editörler

Pınar Baltacı

Nil Özer

Serap Gürses

Yiğit Uygun

Reha Kadak

Pınar Korkut

Songül Karadeniz

Görsel Yönetmen

Kubilay Şenyiğit

Katkıda Bulunanlar

Barış Kadıoğlu

Melih Uslu

Oğulcan Tatar

Saffet Emre Tonguç

Serda Büyükkoyuncu

Yaprak Gürdal

Basım

SESA Dijital Baskı Merkezi

Rıhtım Caddesi Derya

İş Merkezi 28/14

Kadıköy - İstanbul

Tel: (0216) 330 50 50

Basım Tarihi:

15 Şubat 2022

4 Ocak / Şubat / Mart | 2022

January / February / March


İçindekiler

52

30

07

07

30

44

52

54

“MIDWOOD” YILLIK 200 MİLYON DOLAR

DÖVİZ GİRDİSİ SAĞLAYACAK

Ulusal ve uluslararası arenada film endüstrisinin oyun kurucularını

bir çatı altında buluşturmaya hazırlanan ülkemizin

ilk, Avrupa’nın ise en büyük film platosu MIDWOOD İstanbul

Film Stüdyo Kompleksi için geri sayım başladı.

TÜRKİYE’NİN PETROLÜ TURİZM

2022 yılında turizm dünyasını neler bekliyor? Alanında

uzman isimlerle konuştuk ve gelecek süreci kapak dosyamızda

detaylarıyla değerlendirdik.

SARAJEVO’DAN MOSTAR’A

BÜYÜLÜ BİR YOLCULUK

SONGÜL KARADENİZ: Bosna savaşının izlerini her adımda

hatırlatan bir ülke: Bosna-Hersek... Bizim keşif adımlarımız,

Saraybosna’nın Sebilj’inde başladı.

DÜNYANIN TANIDIĞI TÜRKİYE MİRASLARI

SAFFET EMRE TONGUÇ: UNESCO Somut Olmayan Kültürel

Miras Listesi’ni biliyor musunuz? Türkiye olarak listede şu

anda 21 mirasımız var. 2021 sonunda geleneksel güzel yazı

sanatımız “Hüsn-i Hat” da listeye kabul edildi. Diğerleri

hangisi diye merak ettiyseniz, onun da cevabını hazırladım

size. İşte liste…

SİCİLYA TURUNUN YENİ ADRESLERİ;

MESSINA, CEFALU VE PALERMO

BARIŞ KADIOĞLU: Geçtiğimiz sayıda sizlere Sicilya

yolculuğumun Catania, Syracuse ve Taormina ayağından

bahsetmiştim. Şimdi ise sıra Messina, Cefalu ve Palermo’da!

Başlıyoruz...

54

60

65

65

GEZGİNLERİN ‘EN’LERİNDE

BAŞROL DÜNYA ÜLKELERİNİN

PINAR BALTACI: Son yıllarda sosyal medyanın da etkisiyle

oldukça görünür olan dünya ülkelerini hiç bilinmeyen

yönleriyle tanıtan gezginler, bu defa TOURMAG sayfalarına

konuk oldu. Üç kadın gezgine ‘EN’lerini sorduk.

BELGRAD’DA KAHVE İÇİLEBİLECEK

EN İYİ 5 MEKÂN

ÖZGE THÉLY: Belgrad’da iyi kahve içmek için çok seçenek

mevcut. Bu yazımda, yaşamış olduğum şehir Belgrad’ın

kahveleriyle bende iz bırakan en iyi 5 mekânını kaleme

alıyorum.

60

44

Ocak / Şubat / Mart | 2022

January / February / March

5


39 Kalamış Marna Hotel & Restaurant & Bar

Where everythng about lfe untes

''

we support all art & artsts

39kalamsmarna

39kalams.com

Fenerbahçe Mah.Münr Nurettn Selçuk Cad. No:28-30Kalamış/Kadıköy, İstanbul, Turkey


Aktüel

“ MIDWOOD” yıllık 200 milyon dolar

döviz girdisi sağlayacak

Ulusal ve uluslararası arenada film

endüstrisinin oyun kurucularını bir çatı

altında buluşturmaya hazırlanan ülkemizin

ilk, Avrupa’nın ise en büyük film platosu

MIDWOOD İstanbul Film Stüdyo Kompleksi

için geri sayım başladı. İstanbul Büyükçekmece’de

yaklaşık 400 bin metrekarelik

alanda kurulmakta olan ve dünyaca ünlü

projelere ev sahipliği yapmaya hazırlanan

MIDWOOD için hazırlıklar son hızıyla devam

ederken; dev proje hakkında bilgilendirme

yapmak üzere düzenlenen basın toplantısına,

MIDWOOD’un yönetim ve icra kurulu

üyeleri ile iş ortakları da katıldı.

MIDWOOD İstanbul Film Stüdyo Kompleksi

Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet San’ın

ev sahipliğinde gerçekleşen toplantıda,

yüksek bütçeli yabancı film yapımcılarını

Türkiye’ye kazandırma ile birlikte

Türk sinemasını yabancı prodüksiyonlar

ile buluşturarak ortak yapımlara imza

atmalarını hedefleyen MIDWOOD’un film

çekim sektörüne yüksek standart, kalite

ve teknolojisiyle farklı bir boyut getireceği,

tüm detayları ile paylaşıldı.

200 MİLYON DOLARLIK YATIRIM

Türkiye’nin uluslararası arenada ilk film platosu

olma özelliği taşıyan, 200 milyon dolar

yatırım değerine sahip MIDWOOD İstanbul

Film Stüdyo Kompleksi, yaklaşık 400 bin

metrekarede kuruluyor. Dünya sinemasına

hizmet üretecek olan çeyrek milyar dolarlık

kompleksin hizmet vermeye başladığı

andan itibaren 1 milyar dolarlık bir değere

ulaşması öngörülüyor. Yıllık toplam 300

milyon dolar değerinde film endüstrisine

yönelik üretim kapasitesi bulunan projenin

yaratacağı katma değer ile Türkiye ekonomisine

yıllık 200 milyon dolar değerinde

döviz girdisi sağlaması bekleniyor.

15 BİN KİŞİYE İSTİHDAM SAĞLAYACAK

Tam kapasite ile çalışmaya başladığında

15 bin kişiye istihdam sağlayacak dev yatırım,

sinema endüstrisinde yarattığı sektörel

faydanın yanı sıra içerisinde barındıracağı

tamamlayıcı ve olmazsa olmaz unsurlar

olan 4 bin öğrenci kapasiteli eğitim kurumları,

250 odalı lüks bir konaklama tesisi, 300

farklı işletmeden oluşan sosyal, kültürel

ve yaşam alanları, sektörel ofisler ve teşhir

mağazaları ile önce İstanbul, dolayısıyla

Türkiye için büyük bir kazanım olma özelliğini

de taşıyacak. Türkiye adına uluslararası

projelere atacağı gurur kaynağı imzalar ile

büyük bir potansiyel taşıyan MIDWOOD,

unicorn bir proje olarak ülkemizin marka

değerine katkı sağlayacak çalışmaları da

beraberinde getirecek.

AYNI ANDA DÜNYA SİNEMASINDAN

10 FİLME HİZMET VEREBİLECEK

MIDWOOD Stüdyoları, aynı anda 4 Hollywood

prodüksiyonu ile eş zamanlı çekim

yapmaya imkân tanıyan ve ayrıca 6 adet

Bollywood, Chinawood ile Avrupa ve Türk

sinema endüstrisi olmak üzere aynı anda

10 film için komple hizmet üretebilecek.

Böylelikle senede toplam 15’i büyük Hollywood

prodüksiyonu olmak üzere, diğer kategorilerde

ise 35 farklı prodüksiyon çekme

kapasitesi ile yılda 50 film çekilebilecek bir

kapasiteye ulaşacak.

Ahmet San: “MIDWOOD, Cumhuriyet’in

100. yılında dünyaya armağan edilecek.”

Ocak / Şubat / Mart | 2022

January / February / March

7


Yanından geçip gittiğimiz bir tarihin en önemli

duraklarını sizlere hatırlatıyor; bir kenti tanıma,

sevme ve sahip çıkma bilincini körüklüyoruz.

Gelin FEST Travel'ın 1988 yılından bu yana

devam eden Adım Adım İstanbul gezileriyle

İstanbul’la tanışın

satis@festtravel.com

0850 622 33 78


Aktüel

Eğlence parklarının büyüklüğü

89 milyar dolara ulaşacak

Tüm dünyayı etkileyen koronavirüsün

olumsuz etkisini derinden hisseden

alanların başında gelen eğlence sektörü,

normalleşme adımları ile eski günlerine

dönmeye çalışıyor. Şehirlerin ekonomisinde

de önemli bir yeri bulunan 2 buçuk trilyon

değerindeki sektör, küresel çapta 5,4 milyon

kişiye de istihdam sağlıyor. Sektörün önemli

iş kolları arasında yer alan eğlence parklarının

büyüklüğünün ise 2023 yılına kadar 89,5

milyar dolara ulaşması bekleniyor.

MUTLU ŞEHİR TEMASI ÖN PLANDA

Şehirleşme her geçen gün artıyor. Küresel

olarak nüfusun yüzde 50'den fazlası bugün

kentsel alanlarda yaşıyor. 2045 yılına kadar

ise dünyanın kentsel nüfusunun 1,5 kat artarak

6 milyara ulaşması bekleniyor. Şehirler

aynı zamanda büyüme açısından genellikle

ülkelerin ekonomisinde itici bir güç olarak

önemli rol oynuyor. Dünya çapındaki GSY-

H’nin yüzde 80'inden fazlası, kendi sınırları

içinde üretiliyor. Bu durum ‘Mutlu Şehir’

temasını ön plana çıkarıyor.

Öyle ki, son 35 yılda yürütülen 20 araştırmayı

kapsayan bir analiz, kentsel alanlarda yaşayan

insanlar arasında psikiyatrik bozuklukların

yaygınlığının önemli ölçüde daha yüksek

olduğunu söylüyor. Çağın felaketi olarak

adlandırılan koronavirüs sürecinde oluşan

psikolojik hasar ile birlikte yaşam kalitesini,

refahı ve mutluluğu etkileyen eğlence

sektöründeki özel ve kamu yatırımları, daha

da önemli bir hâle geliyor. Çünkü daha mutlu

insanların bir topluma hesaplanamaz sosyal

ve ekonomik faydalar sağladığı, yapılan

araştırmalar ile de ortaya konuyor.

TÜRKİYE’NİN POTANSİYELİ

ÇOK YÜKSEK

Türkiye’de il ve ilçe belediyelerinde yüzde

90 oranında planlanan büyük ve küçük

Nergis Aslan

eğlence ve rekreasyon projeleri olduğunu

dile getiren Tureks Uluslararası Fuarcılık

Genel Müdürü Nergis Aslan; “Türkiye’de

81 il ve 957 ilçe var. Bu da sektör için çok

büyük bir potansiyeli teşkil ediyor. Şehir

hayatına bir nefes olan millet bahçeleri

de bu duruma örnek olarak gösterilebilir.

Sektörün dinamik yapısı, ülkemizde sürekli

bir gelişme ve büyüme meydana getiriyor.

Milyonlarca doların döndüğü bu sektörde

gelişmekte olan Türkiye, yurt dışı yatırımcılarının

da dikkatini çekiyor. Türkiye’nin

eğlence sektöründeki gelişimi, pazarın

geniş ve yatırıma müsait olması, birçok

yabancı firmanın da bu alana girmesinde

önemli rol oynuyor. Dünyanın her yerinde

yerleşmiş ve sürekli geliştirilen eğlence

sektörü, ülkemizde ise son 10 yıldır adım

adım yükseliyor. Ayrıca şehirlerin cazibe

merkezleri, turizm sektörü için de önemli

bir rol oynuyor” dedi.

Ocak / Şubat / Mart | 2022

January / February / March

9


Archaelogy

New documentary explores history of

Turkey's 7,000-year-old

Arslantepe Mound

A new documentary tells the story of Turkey’s

mysterious 7,000-year-old Arslantepe Mound,

an ancient structure in Malatya, eastern

Turkey which was recently added to the

UNESCO World Cultural Heritage Permanent

List. According to Turkey’s Communications

Directorate, the bilingual Turkish-English

documentary showcases the country’s rich

culture and chronicles the process of bringing

the historic mound to light and adding it

to the UNESCO World Heritage List.

The documentary explores the historical

background in which the aristocracy arose

and the first state structure formed, as well

as significant artifacts unearthed excavated

from the mound. The documentary will be

aired on state broadcaster TRT Belgesel

(documentary channel) and posted on the

directorate's social media accounts.

HUMANITY’S ANCIENT HERITAGE

About the documentary, Directorate Head

Fahrettin Altun said that over the course of

millennia, Turkey’s vast Anatolian region has

been home to countless civilizations and

peoples. "With our documentary, we aim to

introduce Arslantepe Mound to the whole

world, to boost its profile and awareness,

and to contribute to Turkey's cultural tourism"

Altun said, stressing that Anatolia’s rich

ancient history makes it deserving of the title

"humanity’s ancient heritage”.

Turkey's iconic "Gypsy Girl" mosaic

attracts over 2M visitors since 2011

The Zeugma Mosaic Museum, one of the

world's largest mosaic museums located in

Turkiye's southeast, has attracted over 2.02

million visitors since its opening in July 2011,

said a senior official. The museum's Director

Ozgur Comak told that since the curfews

were lifted completely on June 1, 2021,

the number of visitors to the museum has

increased significantly.

The museum in Gaziantep province, which

opened to the public in July 2011, is home

to unique ancient artifacts such as mosaics,

Roman-era fountains, a bronze sculpture of

Mars – the god of war in Roman mythology

– and the famous Gypsy Girl. The 12

pieces of the mosaic of the Gypsy Girl were

returned by the US to Turkey after 52 years.

In addition, the museum received Turkey's

Presidential Culture and Arts Grand Awards

in 2012.

10 Ocak / Şubat / Mart | 2022

January / February / March



Resim, sinema, tiyatro, fotoğraf,

edebiyat sanata dair her şey…

İSTANBUL’UN

KÜLTÜR & SANAT

DERGİSİ

Sanat ve kültürün yeni heyecanı İSTANBUL SANAT Dergisi’nde

resim, sinema, tiyatro, fotoğraf ve edebiyata dair içeriklere kolayca

ulaşabilir, alanında uzman isimlerin ilk defa yayınlanan köşe yazılarını,

röportajlarını büyük bir keyifle okuyabilirsiniz…

fi

istanbulsanatdergisi

www.istanbulsanatdergisi.com


Architecture

Istanbul’s iconic

Iron Church turns 124

The Bulgarian Church of Sveti Stefan, known

as the world's only surviving completely iron

church, has been attracting the attention

of those who cross the Golden Horn for

124 years with its interesting structure and

eclectic architecture. The Neo-Gothic style

church dates back to the 19th century. It was

opened in 1898 in Balat, the traditional Jewish

quarter on the European side of Istanbul.

The Iron Church is among the first prefabricated

structures in the world. It was brought

to Istanbul’s historic Balat District via the

Danube River and the Bosphorus by loading

the castings and metal parts prepared in

the Austrian capital Vienna and mounted

on the shore of the Golden Horn, a major

urban waterway and the primary inlet of the

Bosphorus in Istanbul.

COSTED 4 MILLION SILVER LEYS

Although the church, with its altar facing the

Golden Horn, was completed in 1896, costing

4 million silver levs (Bulgarian currency) at

the time, the architectural partition wall

was opened to worship in 1898 due to the

redesign of the iconostasis. The church,

which has a capacity of approximately 300

people and remains under the auspices of

the Bulgarian Exarchate Orthodox Churches

Foundation, has been standing for 124 years.

A BIG SYMBOL OF THE BULGARIAN

ORTHODOX FAITH

There is a 40-meter-high bell tower above

the entrance door of the church, three

Russian-cast domes and six bells, two of

which are used today. The church, which

continues to be one of the biggest symbols

of the Bulgarian Orthodox faith, was built in

the shape of a cross using 500 tons of iron.

It attracts the attention of history, culture

and design enthusiasts as well as local and

foreign tourists.

BURNED SEVERAL TIMES

The house of worship, whose iron oxidized

and started to decay over time, was restored

in 2011-2018. It was reopened on Jan. 7,

2018 with a ceremony attended by Turkish

President Recep Tayyip Erdogan as well as

the prime ministers of Turkiye and Bulgaria.

A church official, Aleksandr Masev, told that

with the nationalist movement that started

at the beginning of the 19th century, the

Bulgarian community living in the Ottoman

geography, especially in Istanbul, sought a

church where they could perform rituals in

their own language. For this reason, a wooden

church was built in place of the present

church with the permission of the Ottoman

Sultan of the period. Masev said that with the

increase of the Bulgarian people over time, a

larger church was needed, and the wooden

church was burned several times.

AZNAVUR WON THE COMPETITION

Noting that a larger and more magnificent

stone church was planned to be built in

place of the wooden church, Masev said that

Swiss architects the Fossati brothers - Gaspare

(1809-1883) and Giuseppe (1822-1891)

- prepared projects. “The construction phase

of that church begins, but the church is never

finished. Because the ground is swampy, the

masonry does not lift the building”, he added.

When a competition is opened to decide

the type of church to be built in the region,

Hovsep Aznavur, one of the Ottoman Armenian

architects of the period, won it with a

completely iron-clad project, and in 1892, the

construction process of the church began.

BELLS SENT FROM RUSSIA

Noting that the largest of the bells weighs

around 750 kilos, he said: “All of the bells

were sent as gifts from Yaroslavl, Russia at

that time. The city of Yaroslavl is known as

the 'city of bells' in Russia. Today, the bells

of many churches in the Orthodox world

are produced in the city of Yaroslavl. Even

today, the best bells in the world are made in

Yaroslavl."


Aktüel

Sağlık için gelen turistlere

hızlı vize kolaylığı

Türkiye, 100 milyar dolarlık küresel sağlık

turizmi pastasından aldığı payı artırmaya

odaklandı. Sağlık ve Ticaret Bakanlıklarının

iş birliğinde imzalanan "Sağlık Vizesi İş Birliği

Protokolü" kapsamında Hizmet İhracatçıları

Birliği bünyesinde uygulamaya konulan

etiket vize uygulaması ile sağlık turistlerinin

vize işlemleri kolaylaştırılacak. Vize işlemleri

tek merkezden dijital ortamda yönetilerek,

kaçak göçmenlerin de önüne geçilecek.

Türkiye; spor, estetik ve ekoturizm gibi yüksek

potansiyele sahip alanlarda geliştirilen

yeni modellerle sağlık turizmi gelirlerini

artırıyor. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine

göre, 2021’in 10 aylık döneminde tedavi

amacıyla Türkiye'yi ziyaret eden turist sayısı

370 bini aştı. Saç ekiminden diş ve tüp

bebek tedavisine kadar uzanan çok sayıda

alanda bir başvuru merkezine dönüşen

Türkiye, bu süreçte 705 milyon dolar sağlık

turizmi geliri elde etti.

Sağlık turizmi kapsamında verilen hizmetlerin

genişletilmesi ve kalite çıtasının

yükseltilmesine yönelik çok sayıda

düzenleme yapıldığını belirten İncir Travel

Agency CEO’su Fedakar Günsili; “Sağlık ve

Ticaret Bakanlıklarının iş birliğinde yabancı

turistlere vize kolaylığı sunmak amacıyla

imzalanan Sağlık Vizesi İş Birliği Protokolü

kapsamında Hizmet İhracatçıları Birliği

bünyesinde uygulamaya konulan etiket

vize (online vize başvurusu) uygulaması,

bu yönde atılan en önemli adımlardan biri

oldu. Bu sistemle vize işlemleri, yalnızca

Uluslararası Sağlık Turizmi Yetki Belgesi’ne

sahip kuruluşlar tarafından daha hızlı

ve güvenli şekilde yapabilecek. Böylece

tedavi amacıyla ülkemize gelmek isteyen,

ancak vize işlemlerinin zorluklarını yaşayan

yabancı turistlere büyük bir kolaylık

sağlanacak” dedi.

SUİSTİMALLERİN DE ÖNÜNE GEÇİLECEK

Etiket vize uygulaması ile sağlık turistlerinin

vize işlemlerinin tek merkezden dijital olarak

yönetilmeye başlandığına dikkat çeken

Günsili; “Vize işlemlerinin yalnızca Hizmet

İhracatçıları Birliği tarafından yetkilendirilen

kurumlar tarafından yapılmasıyla sağlık vizesinde

suiistimallerin önüne geçilecek. Tedavi

amacıyla ülkemize gelen sağlık turistleri, sistemli

bir şekilde kayıt altına alınacak. Sağlık

vizesi alarak tedavi dışında farklı amaçlarla

Türkiye’ye gelen kaçak göçmenlerin önüne

geçilebilecek. Böylece ulusal güvenliğimiz

için tehlike yaratan kontrolsüz girişler engellenecek”

ifadelerinde bulundu.

Seyahat

hayallerinin bir

numarası yine

Berlin oldu

2022’de yurt dışında en çok seyahat

hayali kurulan şehir Berlin oldu.

Enuygun’un 2022'nin ilk 6 ayı için yurt

dışında "fiyat alarmı" kurulan şehirlerden

yola çıkarak elde ettiği verilere

göre; Berlin’i Kiev, Frankfurt, Düsseldorf

ve Varşova takip ediyor.

Her seyahat, önce hayalini kurmakla

başlar. 2022 yılı için seyahat hayalleri

kuranların favori destinasyonu, geçen

yıl olduğu gibi yine Berlin oldu. Enuygun,

13 Ocak Hayallerini Gerçekleştirme

Günü'nde 2022’de kullanıcıların uçak

bileti alma hayali kurduğu rotaları

açıkladı. Kullanıcıların 2022’nin ilk 6 ayı

için en çok "fiyat alarmı" kurduğu destinasyonların

ilk sırasında Berlin gelirken;

Kiev, Frankfurt, Düsseldorf ve Varşova

da en çok seyahat hayali kurulan diğer

şehirler oldu.

HAYALLERİN ŞEHRİ

Almanya, dünyanın en çok turist

ağırlayan ülkeleri arasında ilk 10’da

yer alıyor. Almanya’da gezginlerin en

çok tercih ettiği şehirlerin başında

gelen Berlin, kültür sanat aşıklarından

tarih meraklılarına hemen herkes için

unutulmayacak bir deneyim vadediyor.

Şehir içi trenleri, parkları, avlulu binaları

ve devasa meydanlarıyla Berlin, 2022’de

de en çok seyahat hayali kurulan şehir

olmaya devam ediyor.

14 Ocak / Şubat / Mart | 2022

January / February / March



Marmara Bölgesi

Müze zengini

Edirne'ye yeni müzeler

Medeniyetler kesişmesinin önemli kavşaklarından "müze

kent” Edirne’ye yeni müze kazandırma çalışmaları sürüyor.

Edirne Valiliği, 11 müze bulunan kentteki müze sayısını

yeni kurulacak “Tarihte Kurulmuş Türk Devletleri Müzesi”,

“Osmanlı Padişahları Müzesi”, “Padişah Çadırı Müzesi” ve

“Balkanlar'da Osmanlı Eserleri Müzesi” ile 15'e çıkaracak.

Kurulacak müzelerde tarihte kurulan 16 Türk devletinin

kurucuları, 36 Osmanlı padişahı ve Türkiye Cumhuriyeti'nin

kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün üç silikon

heykeli yer alacak. Edirne Valisi Ekrem Canalp, Ekmekçizade

Ahmet Paşa Kervansarayı kompleksine kurulacak müzelerin

tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, açılacak müzeleri

gezenlerin Türkiye Cumhuriyeti'nin tarihsel köklerinin nereye

kadar gittiğini ve Türk milletinin 10 bin yıllık tarihi serüveni

içerisinde bugünlere nasıl geldiğinin görüleceğini söyledi.

Müzelerden birinin de “Balkanlar'da Osmanlı Eserleri Müzesi”

olacağını ifade eden Canalp, şu değerlendirmede bulundu:

“Türkiye'de bulunan herkes ‘Balkanlar’ dendiğinde ecdat yadigarı

bu toprakları ziyaret etmek ister. Balkanlar’daki toprakları

ziyaret ettiğimiz zaman çok farklı duygulara kapılırız. Edirne’ye

gelmiş olan misafirlerimiz Balkanlar’a gidemeseler, oradaki

ülkeleri görememiş olsalar bile buradaki müzede Balkanlar’daki

o muhteşem Osmanlı eserlerinin minialarını görme imkânına

kavuşmuş olacaklar.”

Maden Deresi’nde

turizm hareketliliği sağlanacak

Sakarya Büyükşehir Belediyesi ile Orman

Genel Müdürlüğü arasında imzalanan

protokol kapsamında yapılacak doğa

yürüyüşü parkuru ve mesire alanıyla Maden

Deresi turizme kazandırılacak. Adapazarı

ilçesindeki Afet ve Koordinasyon Merkezi'nde

imzalanan "Öncelikle Maden Deresi Eko

Turizm Alanı Doğa Yürüyüşü Parkuru ve C

Tipi Mesire Alanı”projesi protokolüyle Maden

Deresi, Sakarya Büyükşehir Belediyesi

bünyesine geçirildi.

Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı

Ekrem Yüce, törende yaptığı konuşmada

projenin hayata geçirilmesindeki katkılarından

dolayı Tarım ve Orman Bakanı Bekir

Pakdemirli'ye teşekkür etti.Tarımda, sporda,

turizmde ve daha birçok konuda hayata geçirdikleri

projelerle Sakarya'yı dünya sahnesine

taşıdıklarını dile getiren Yüce; “Maden

Deresi'nde de çalışmalarımızı bugünden

itibaren başlatıyoruz. C tipi mesire alanı,

piknik üniteleri, yöresel ürünler sergi ve sa-

tış yeri, kameriye ve diğer rekreasyonel yapı

ve tesisleri ihtiva eden mesire yerleridir. Bu

projeyle Sakarya'nın nitelikli doğal koruma

alanı olarak tescillenen, önemli turistik noktalarımızdan

30 kilometre uzunluğundaki

Maden Deresi ve çevresine değer kazandırmak

amaçlanmaktadır” diye konuştu.

16 Ocak / Şubat / Mart | 2022

January / February / March


Marmara Bölgesi

Troya ziyaretçilerini

lavanta

kokularıyla

karşılayacak

Bursa turizminin yeni rotası; İran

Çanakkale’de “Lavanta Diyarı Çıplak

Etno-köy Peyzaj Projesi” kapsamında

100 bin kök lavanta dikimi yapıldı.

Çanakkale Valisi İlhami Aktaş, arazide

düzenlenen etkinlikte yaptığı açıklamada

merkeze bağlı Çıplak köyünün, Troya

Ören Yeri'nin ana merkezindeki yerleşim

alanlarından olduğunu söyledi. Turistlere

alternatif güzergâh oluşturularak

vakit geçirmelerini sağlamak üzere

geniş çaplı çalışma başlatıldığını belirten

Aktaş, bunun ilk ayağının lavanta

olduğunu bildirdi.

KÖYÜN TANITIMINA DA

KATKI SAĞLAYACAK

Çıplak Köyü Muhtarı Ufuk Göçoğlu ise

376 dönüm alanı kapsayan projenin

etaplar hâlinde gerçekleştirileceği bilgisini

verdi.Projenin tamamlanmasıyla

başta Çıplak olmak üzere Tevfikiye köyü

ve Troya Ören Yeri'ne gelecek ziyaretçilere

çok önemli kazanımlar sağlanmasının

hedeflendiğini aktaran Göçoğlu; “Bu

kazanımlar, başta ekonomik olmak üzere

turizm sektörüne önemli derecede

katkı sağlayacaktır. Dolayısıyla, ulusal

ve uluslararası düzeyde Çıplak köyünün

tanınırlığına destek verecektir” dedi.

Sanayi kenti kimliğiyle öne çıkan Bursa’nın

tarihi, kültürel, doğal ve turistik değerleriyle

turizmden aldığı payı daha da artırmayı

hedefleyen Bursa Büyükşehir Belediyesi

ve Bursa Kültür Turizm ve Tanıtma Birliği,

turizmde hedef rotalara İran’ı da ekledi.

Bursa'da ağırlanan İranlı turizm acentesi

sahipleri, Bursa'nın değerleri hakkında

bilgilendirildi; Bursalı ve İranlı acenteler

arasında ikili görüşmelerle turizme yeni bir

ivme kazandırılması sağlandı.

Turizmden daha fazla pay alabilmek için

Bursa'yı farklı destinasyonlarda tanıtmak

“Termal Köy”

misafirlerine şifa

kaynağı olacak

Balıkesir'in Bigadiç ilçesinde doğal

taşlarla yapılan “Termal Köy”, tatil için

gelen yerli ve yabancı misafirlere şifa

kaynağı olacak. Güney Marmara

Kalkınma Ajansı’nın da desteğiyle Bigadiç

Belediyesi tarafından Abacı Mahallesi Çay

Kenarı mevkiinde 150 dönümlük alanda

yapımı süren Termal Köy’de 12 tek katlı,

bir dubleks ev ile kafe restoran, lavabo ve

mescit bulunuyor.

Bigadiç Belediye Başkanı İsmail Avcu, konu

ile ilgili yaptığı açıklamada Hisaköy bölgesinden

çıkan 98 ila 106 derecelik selenyum

içeren sıcak suyun köye kadar borularla

getirildiğini söyledi. Termal Köy’ün şifa

kaynağı olacağını belirten Avcu; “Termal

Köy, Balıkesir'e 15-20 dakika uzaklıkta bir

mesafede. Köyümüz, 1071 dönüm alana

amacıyla ulusal ve uluslararası fuarlarda

boy gösteren Bursa Büyükşehir Belediyesi

ile Bursa Kültür Turizm ve Tanıtma Birliği,

Avrupa ve Uzak Doğu’ya yönelik turizm

atılımlarına İran’ı da ekledi. Zaten yeşili ve

Uludağ'ı ile Arap turistlerin çekim alanında

bulunan Bursa'ya daha fazla İranlı turist

çekilmesi hedefiyle, İran’ın 11 farklı şehirden

32 turizm acentesi sahibi ve yöneticileri, 4

günlük program kapsamında Bursa'da ağırlandı.

Bursalı ve İranlı acenteler, yaptıkları

ikili görüşmelerle bundan sonraki süreçte

ortak yapılacak çalışmalar hakkında fikir

alışverişinde bulundu.

yaptığımız Millet Bahçesi'nin yan tarafında

bulunuyor. Burada yöresel yemekleri yapacağımız

fırınımız var ve yarı olimpik yüzme

havuzu, iki tane de bay ve bayanlar için ayrı

termal havuzlarımız olacak. Buranın dünya

termal turizm ka tegorisine dahil edilmesinin

kentimiz için bir kazanım olduğunu

düşünüyorum” dedi.

Ocak / Şubat / Mart | 2022

January / February / March

17


Ege Bölgesi

Tabiat harikası Akdağ,

kış güzelliği ile hayran bırakıyor

En yüksek noktası 2 bin 446 metre olan

Akdağ; Sandıklı ilçesi sınırlarında bulunan

Koca Yaylası, Çivril ilçesindeki Sığırkuyruğu

Yaylası, geniş karaçam ve kızılçam meşe ormanlarıyla

adeta bir doğa harikası… Tarım

ve Orman Bakanlığınca daha önce tabiat

parkı ilan edilen Akdağ'a baraj göleti, ziyaretçilerin

konaklaması için ahşap bungalov

evler, piknik yerleri ve çocuk oyun alanları

düzenlemesi yapıldı.

Endemik 124 bitkiyi bünyesinde barındıran

Akdağ’da aynı zamanda Tokalı Kanyonu,

kanyondaki yaban atları ve kızıl geyikler de

turistlerin ilgisini çekiyor. Kar yağışı sonrası

Manisa’daki eski şifahane,

9 yıldır tıp tarihi meraklılarını ağırlıyor

Manisa’nın ilk tescilli özel müzesi olan ve

Manisa Celal Bayar Üniversitesi (MCBÜ)

bünyesinde hizmet veren Hafsa Sultan Şifahanesi

Tıp Tarihi Müzesi, geçmişte yapılan

tedavi yöntemleri konusunda bilgi almak

isteyenleri bekliyor.

beyaza bürünen Akdağ, buz tutan baraj

göleti ve muhteşem manzarasıyla doğaseverlere

ve fotoğraf tutkunlarına güzellik

sunuyor. Karlar altındaki Akdağ, ihtişamlı

doğası ve tertemiz havasıyla kampçıları da

ağırlıyor.

Doğa Koruma ve Milli Parklar 5. Bölge

Müdürlüğü ekipleri ile doğa tutkunlarınca,

yoğun kar yağışı sonrasında yaban hayvanları

için belirli aralıklarla yemleme çalışması

yapılıyor. Buz tutmuş gölet etrafında yiyecek

arayan ve bırakılan yemlerle beslenen

yaban ördekleri de bölgeye ayrı bir güzellik

katıyor.

Kanuni Sultan Süleyman’ın annesi Ayşe

Hafsa Sultan tarafından 500 yıl önce yaptırılan

Sultan Camiii ve Külliyesi'ne 1539

yılında ekletilen Darüşşifa, 2013'te MCBÜ

tarafından müze hâline getirildi. Yüzyıllarca

şifahane olarak kullanılan, 9 yıldır da tıp

tarihi müzesi olarak hizmet veren tarihi

mekânda, Osmanlı döneminde tıp alanında

kullanılan aletler ve ilaçlar sergileniyor.

MÜZİK EŞLİĞİNDE

ÜCRETSİZ OLARAK GEZİLEBİLİYOR

Mesir macunu hazırlanışının, geçmişteki

bazı tedavi metotların uygulanışının

ve ameliyatların balmumu heykellerle

canlandırıldığı müzede, el yazması eserler

de dikkati çekiyor. Akıl hastalarının el işleri,

müzik ve su sesiyle tedavisinin yapıldığı

tarihi binayı, ziyaretçiler müzik eşliğinde

ücretsiz olarak gezebiliyor.

Frigya’da hedef

2022'de 4 milyon

ziyaretçi

Afyonkarahisar'ın İhsaniye ilçesindeki tarihi

Frig Vadisi'ne yapılan yatırımlarla artan

turizm potansiyelinin 2022'de zirveye çıkması

bekleniyor.Valilik öncülüğünde son

iki yıldır Kültür ve Turizm Bakanlığı, Çevre,

Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı,

Gençlik ve Spor Bakanlığı ile özel sektör

yatırımlarıyla yeni turizm destinasyonu

olan 3 bin yıllık geçmişe sahip Frigya'nın

çehresi değişti.

Tarihi kaya yerleşimleri, oyma kaya mezarları

ve anıt abidelerin olduğu bölgede

sokak sağlıklaştırma projeleri yürütüldü,

Maltaş Tapınağı kurtarma kazısı yapıldı.

Emre Gölü ve Frig Medeniyet Bahçesi

Projesi ile geçen yıl temmuz ayında başlayan

sıcak hava balonu uçuşları ve çeşitli

etkinlikler, ilçeye hareketlilik kazandırdı.

Turistlerin ilgisini çeken Frigya'yı geçen yıl

çok sayıda kişi ziyaret etti.

YIL BOYUNCA CANLILIK KAZANDI

İhsaniye Kaymakamı Doğukan Koyuncu,

konu ile ilgili yaptığı açıklamada Frigya’nın

2020-2021 yıllarında Afyonkarahisar Valisi

Gökmen Çiçek'in öncülüğünde katma

değer üreten yatırımlarla buluştuğunu

söyledi. Döğer beldesi ile “Frigya’nın

kalbi” olarak nitelendirilen Ayazini köyü

arasındaki turizm destinasyonunda çok

önemli yatırımların yapıldığını dile getiren

Koyuncu, şöyle konuştu: "Bölgede Ayazini

Köyü Sokak Tapınağı kazısı çalışmaları

yapıldı. Dolayısıyla Sağlıklaştırma Projesi,

Emre Gölü ve Frig Medeniyet Bahçesi

Projesi, sıcak hava balonu uçuşları ve

Maltaş Frigya, 2021'i de dopdolu geçirdi.

Geçen yılın ocak ayından itibaren bölgede

yerli ve yabancı turistleri misafir etmeye

başladık. Çeşitli festivallerle de Frigya, yıl

boyunca canlılık kazandı.”

18 Ocak / Şubat / Mart | 2022

January / February / March


Ege Bölgesi

Muğla’dan

“Bodrum Mandalina

Hasat Festivali”

Bodrum ilçesi Bitez Mahallesi'nde düzenlenen

festivalin açılışında protokol üyeleri ve

vatandaşlar, davul zurna eşliğinde gittikleri

bahçede mandalina topladı. Cumhuriyet

Caddesi'ndeki etkinlik alanında başta mandalina

ve mandalinalı ürünlerin tanıtımının

yanı sıra satışı yapıldı. Çeşitli stantların

açıldığı etkinlikte, mandalina kullanılarak

hazırlanan gıda ürünleri beğeni kazandı.

Kendine has kokusu ve aromasıyla bilinen

coğrafi işaretli Bodrum mandalinasının

korunması ve önemine dikkati çekmek amacıyla

düzenlenen festivalde, halk oyunları

gösterileri sunuldu. Bitez beldeyken belediye

başkanlığı da yapan üretici İbrahim Çömez,

eskiden büyük şehirlere mandalina gönderirken

kullandıkları kasalardan çakıp, beraberindekilerle

içerisine mandalina dizdi.

Bodrum Kaymakamı Bilgehan Bayar,

konuşmasında, mandalinanın ilçenin ekonomisinde

önemli yeri olduğunu söyledi.

Bayar, Bodrum'da 1960'lı yıllar ve öncesinde

doğmuş ve şu an hayatta olan mühendis ve

doktorların, mandalinadan elde edilen gelirle

okutulduğunu anlattı. Bodrum Belediye

Başkanı Ahmet Aras da Bodrum'da turizm

potansiyelinin tarımın önüne geçmesinden

ilk etkilenen ürünün mandalina olduğunu

belirterek, çeşitli sebeplerle mandalina

bahçelerinin korunamadığını kaydetti.

Metropolis Antik Kenti’nde

tarihin izleri aydınlatılıyor

Sabancı Vakfı tarafından desteklenen,

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın izin ve katkılarıyla

32. yılına hazırlanan Metropolis Antik

Kenti kazılarında 2022 sezonu çalışmalarına

başlandı. Yeni sezon kazı çalışmaları kapsamında,

atölyeler ve interaktif uygulamalar

gerçekleştirilmesi hedefleniyor.

Manisa Celal Bayar Üniversitesi Arkeoloji

Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serdar

Aybek başkanlığında sürdürülen kazı

çalışmalarında, 2021 yılının sonunda M.S.

3. yüzyıla ait bir girland motifli mermer

ostotek (küçük boyutlu lahit mezar) içine

yerleştirilmiş bronz bir kandilin bulunması,

2022 yılı kazı çalışmaları için heyecan verici

bir gelişme olarak değerlendirildi.

önemli sosyal sorumluluk projelerine de

ev sahipliği yapacak. Antik tiyatro başta

olmak üzere, kent içinde çeşitli etkinliklerin

ve metropolis atölye üretimlerinin yeniden

canlandırılmasına yönelik deneysel

çalışmaların gerçekleştirileceği antik kentte,

kültür varlıklarının öncelikle çocuklar ve

gençlere tanıtılması ile koruma bilincinin

oluşturulması hedefiyle interaktif uygulamaların

sürdürülmesi planlanıyor.

İNTERAKTİF UYGULAMALARIN

SÜRDÜRÜLMESİ PLANLANIYOR

2021 yılında pek çok önemli keşfin gerçekleştiği

Metropolis Antik Kenti, 2022 yılı

boyunca arkeolojik kazı, koruma, düzenleme

ve araştırma projelerinin yanı sıra

Ocak / Şubat / Mart | 2022

January / February / March

19


Akdeniz Bölgesi

El emeği

kapı süsleri,

beldenin geçim

kaynağı oldu

Burdur’un Bucak ilçesi Kocaaliler beldesinde

kadınların ürettiği kapı süsleri,

zamanla yöre halkının geçim kaynağı hâline

geldi. Orman Genel Müdürlüğü’nün izin

ve desteğiyle biyolojik çeşitliliğin ön plana

çıktığı Kocaaliler kırsalındaki ormanlardan

toplanan kozalak, dal ve bazı meyvelerden

çelenk şeklinde kapı süsü yapan kadınlar,

hane ve ülke ekonomisine katkı sağlıyor.

Ağustos-Aralık döneminde yılbaşı için kapı

süsü üreten kadınlar, bir çelenkten 4 lira 50

kuruş kazanıyor; her bir kadın günde en az

30, en fazla 100 çelenk hazırlıyor. Ürünler

Hollanda, Almanya, İngiltere, Danimarka

ve Finlandiya'ya satılıyor. Beldede faaliyet

gösteren bir ihracatçı firmanın yetkilisi Fatih

Yüce, yaklaşık 2 bin 200 kişinin yaşadığı bel-

dede halkın yüzde 90’ının bu işle ilgilendiğini

söyledi. Yüce, çelenkleri daha çok evlerde

kadınların yaptığını, ürünlerin tamamının

ihraç edildiğini dile getirdi. Bir diğer ihracatçı

firmanın yetkilisi Mustafa Karakaş da

çelenk yapanların yanı sıra yapıma destek

veren, malzemeyi toplayanların da bu işten

para kazandığını söyledi.

Kovada Gölü Milli Parkı,

her mevsim farklı güzellikler sunuyor

Isparta’nın Eğirdir ilçesinde sararan yapraklarıyla

görsel şölen sunan, birçok bitki ve

kuş türüne ev sahipliği yapan Kovada Gölü,

her mevsim ayrı güzelliğe bürünüyor. Ziyaretçilerine

görsel şölenin yanı sıra yürüyüş,

fotoğrafçılık gibi imkânlar sunan milli parka,

doğaseverler ilgi gösteriyor.

Şehir merkezine 62 kilometre uzaklıkta bulunan

milli park; bünyesinde 59'u yerli, 26'sı

kış, 48'i yaz ve 20'si göçmen olmak üzere 153

su kuşu türünü barındırıyor. Parkın içinde

çeşitli yırtıcı hayvanların tahniti ile oluşturulan

müze, ziyaretçilerin ilgisini çekiyor.

BİYOÇEŞİTLİLİK AÇISINDAN

ÇOK ZENGİN BİR ALAN

Isparta Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube

Müdür Vekili Hasan Eryiğit, konu ile ilgili

yaptığı açıklamada alanın 1970'de milli park

ilan edildiğini söyledi. Orman ve göl ekosistemini

barındırdığı için alanın milli park ilan

edildiğini belirten Eryiğit; “Gölün eşsiz bir

peyzaj bütünlüğü var. Kovada Gölü Milli Parkı,

fauna ve flora için önemli, biyoçeşitlilik

açısından çok zengin bir alanımız. Bitkiler

açısından alanda yapılan en son çalışmalarda

361 bitki türü tespit edilmiş, bunun 28'i

endemik tür” diye konuştu.

20 Ocak / Şubat / Mart | 2022

January / February / March


Akdeniz Bölgesi

Barajın turkuazı, ormanın yeşili!

Korsanların

gizli üssü,

Karamağara

turizm merkezi

Hatay Yayladağı’nda manzarası, berrak

denizi ve konumuyla dikkatleri çeken

Karamağara Koyu, yeni yatırım ve

projelerle kapsamlı bir turizm merkezi

hâline getirilecek. Tarihte korsanların

Doğu Akdeniz’deki gizli üslerinden biri

olarak kabul edilen Karamağara Koyu’na

turizm yatırımları ve projeleri için

harekete geçildi.

Yayıkdamlar Mahallesi’nden 7 kilometrelik

kıvrımlı yollardan geçilerek ulaşılan

koyda ilk çalışmalar, dar ve yamaç

olması sebebiyle tehlike arz eden yolun

genişletme projesiyle başladı. Dalış

merkezi, konaklama alanları, halk plajı

ve tekne limanı yapılması planlanan

koyun, yeni yatırım ve projelerle yerli

ve yabancı turistleri daha fazla çekmesi

hedefleniyor.

Toros Dağları eteklerine kurulu Ermenek

ilçesindeki Ermenek Barajı’nın oluşturduğu

gölün turkuaz rengine çam, ardıç ve sedir

ormanları yeşilin farklı tonlarıyla eşlik

ediyor. Göl turkuaz rengiyle görsel şölen

sunarken, doğa turizmi açısından da keşfedilmeyi

bekliyor.

Tarihi 4 bin 500-5 bin yıl öncesine uzanan;

Hitit, Aka, Babil, Pers, Roma, Bizans ve Türk

medeniyetlerinin izlerini taşıyan ilçede, birçok

antik kent ve tarihi kalıntı yer alıyor. Ermenek,

tarihi dokusunun yanı sıra bozulmamış doğal

güzellikleri ile de dikkatleri çekiyor. Çam,

Anavarza yeniden

doğuyor

ardıç ve sedir ormanlarıyla kaplı Ermenek

yaylaları, henüz yeterince tanınmış değil. Bu

doğal güzelliklerin yanı sıra Ermenek Çayı

üzerine kurulan Ermenek Barajı'nın oluşturduğu

göl, turkuaz ile yeşili buluşturan eşsiz

manzarasıyla görenlerin ilgisini çekiyor.

Adana’nın Kozan ilçesindeki Anavarza Antik

Kenti’nin turizme kazandırılmasına yönelik

hazırlanan “Anavarza Yeniden Doğuyor”

projesinin sözleşmesi imzalandı. Adana Valiliği’nden

yapılan açıklamaya göre, Çukurova

Kalkınma Ajansı’nın desteğiyle hazırlanan

projede bir dizi restorasyon çalışmasının

gerçekleştirilmesinin yanı sıra arttırılmış gerçeklik

uygulamalarıyla antik kentin turizmde

ivme yakalaması da hedefleniyor.

Vali Süleyman Elban, projeyle ilgili yaptığı

açıklamada Adana'nın çok önemli kültürel

ve tarihi dokuya sahip olduğunu belirterek;

“Gerçekleştireceğimiz projeyle antik kentimizi

ilimize kazandıracak ve ilimizin tarihini,

tarihi eserlerini, kültürel varlıklarını gelecek

nesillere miras bırakacağız. Kent ve bölge

turizmimize de olumlu yönde katkı sağlayacak

projemizin Adana’ya hayırlı olmasını

temenni ediyorum” dedi.

Ocak / Şubat / Mart | 2022

January / February / March

21


Güneydoğu Anadolu Bölgesi

Gastronomi

kentinin patlıcan

kurutmalıkları

takıya dönüştü

UNESCO’nun gastronomi dalında

Yaratıcı Şehirler Ağı’na dahil ettiği

Gaziantep’te yaşayan Senem Türkkan,

kentin mutfağında önemli yere sahip

patlıcan kurutmalıklarını estetik

dokunuşla takı ve küpeye dönüştürüyor.

Oğuzeli ilçesinde 38 yaşındaki

ev hanımı Türkkan, binbir zahmetle

hazırladıkları patlıcan kurutmalıklarının

parçalarının çöpe gitmemesi için

girişimde bulundu.

Senem Türkkan, yaklaşık iki yıl önce

İpekyolu Kalkınma Ajansı’nın desteğiyle

kurulan Ezogelin Tarımsal Kadın

Kooperatifi’ndeki tarım okulunda

patlıcan oymaya başladı. İlçede açılan

kurutmalık patlıcanla ilgili kursa kayıt

yaptıran kadın girişimci, “Patlıcan

Küpeleri” projesini geliştirerek Avrupa

Birliği’nden yaklaşık 2 bin avro hibe

desteği aldı. Senem Türkkan, patlıcanın

kurusundan elde ettiği birbirinden

renkli küpeleri, hediyelik eşya olarak

internet üzerinden satışa sunarak ev

ekonomisine katkı sağlıyor.

Hasankeyf Kalesi

yeniden turizme açıldı

Batman İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün

çalışmaları nedeniyle 2012'den bu yana kapalı

olan Hasankeyf Kalesi, yeniden ziyaretçilere

açıldı. Batman İl Kültür ve Turizm Müdürü

Mehmet İhsan Aslanlı, konu ile ilgili yaptığı

açıklamada Hasankeyf tarihi yerleşkesi 1.

etap güzergâhındaki çalışmaların tamamlandığını

belirtti.

Yeşilköy Projesi ile

Şanlıurfa turizmi canlanacak

Şanlıurfa’nın Siverek Belediyesince Takoran

Vadisi için hayata geçirilecek “Yeşilköy

Projesi” ile bölgede turizmin canlandırılması

hedefleniyor. Zengin bitki örtüsünün yanı sıra

kanyonu, şelalesi, kaya mezarları ve eşsiz görüntüsüyle

bölge halkının saklı cenneti olan

vadiye ilginin arttırılması amacıyla Yeşilköy

Projesi hazırlandı.

Hazırladıkları projenin Diyarbakır Kültür Varlıklarını

Koruma Kurulu tarafından onaylandıktan

sonra Valilik ve İl Özel İdaresi desteğiyle hayata

geçirildiğini aktaran Aslanlı; “Kaledeki yürüyüş

yolları yabani otlardan temizlendi, kültürel yapıların

bilgilerinin yer aldığı panolar yerleştirildi.

Aynı zamanda yürüyüş güzergâhı üzerinde

yönlendirme levhaları ve çöp kutuları gerekli

yerlere monte edildi” ifadelerini kullandı.

TURİZM YATIRIMLARI ARTACAK

Çalışmalar sayesinde Hasankeyf Kalesi'ne

ziyarette bulunacak yerli ve yabancı turistlerin

alanı rahatlıkla gezebileceğini vurgulayan

Mehmet İhsan Aslanlı, Hasankeyf Kalesi'nde

bulunan Büyüksaray yapısında da restorasyon

çalışmalarına başlandığını bildirdi. Vali

Hulusi Şahin’in destekleriyle turizm yatırımlarına

yönelik çalışmalarını sürdürdüklerini

aktaran Aslanlı, bazı projeler üzerinde de

çalışmalarının hızla devam ettiğini kaydetti.

İnternet üzerinden talepleri karşılamaya

çalıştığını anlatan Türkkan;

“Ürünlerimi İzmir, Antalya, Ankara,

Gaziantep ve çevre illere gönderdim.

Talep şu anda fazla. Gaziantep’te

turistik yerlerde ve Bakırcılar Çarşısı’nda

satışını yapmayı düşünüyorum”

açıklamasında bulundu.

Üç etaptan oluşan projede kafeler, piknik ve

kamp alanları, organik ürünlerin yer alacağı

köy pazarı yer alırken; zipline etabında ise

seyir tepeleri, gastronomi bölümü ve kapari

bitkisi yetiştiriciliği bulunuyor. Baki Mahallesi'ndeki

evlerin onarımı ve arıtma tesisi

çalışmalarını da içeren projenin son etabında

ise bölgenin ağaçlandırılması hedefleniyor.

KÜLTÜR VE DOĞA TURİZMİ

AÇISINDAN ÖNEMLİ

Siverek Belediye Başkanı Ayşe Çakmak, projeyle

ilgili yaptığı açıklamada geniş ve kapsamlı

olan projenin vadi boyunca uygulanacağını

söyledi. Bir süre önce Kültür ve Turizm

Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'u Takoran Vadisi

hakkında bilgilendirdiğini belirten Çakmak;

“Kısmet olursa önümüzdeki dönemlerde

Takoran Vadisi’ni ziyaret etmeyi düşünüyor.

Takoran Vadisi, kültür ve doğa turizmi açısından

önemli bir konuma sahip bir bölgedir.

Bakanımızdan özellikle GoTurkey video tanıtım

rehberine eklenmesi konusunda ricamız

oldu ve bu talebimiz kabul gördü” dedi.

22 Ocak / Şubat / Mart | 2022

January / February / March


Güneydoğu Anadolu Bölgesi

Mardin geleceğini geçmişinde arıyor

Tarihi yapılarıyla göz dolduran “Mezopotamya’nın

incisi” Mardin’de mimari dokuyu

bozan betonarme binaların yıkılmasıyla

ziyaretçiler tarihe yolculuk yapacak. Hamdaniler

tarafından 10. yüzyılda yapıldığı

tahmin edilen Mardin Kalesi’nin yamacına

yapılmış tarihi evleri, camileri, kiliseleri,

manastır ve benzeri inanç eserleriyle dikkat

çeken kentin tarihi ve mimari dokusunun

ortaya çıkarılması için Vali ve Belediye Başkan

Vekili Mahmut Demirtaş başkanlığında

başlatılan çalışmalar sürüyor.

Çevre etkisiyle 340

hektar alanı kapsayan

sit alanı içinde

Kültür ve Tabiat

Varlıklarını Koruma

Bölge Kurulunca

alınan karar doğrultusunda,

bu yıl ilk

etapta kültür varlığı

taşımayan, bulunduğu

alanın geleneksel

dokusuna aykırı

olduğu tespit edilen

yaklaşık 240 yapı bir

bir yıkılıyor. “Mardin geleceğini geçmişinde

arıyor” sloganıyla yürütülen çalışmalar

kapsamında Vali Demirtaş; AA muhabirine,

göreve geldikten sonra sit alanı içinde

bulunan betonarme binaları tespit etmeye

başladıklarını söyledi.

TURİZMİ CANLANDIRACAK

Demirtaş, bu çalışmaların turizme de ciddi

bir katkı sağlayacağına işaret ederek, yıkım

sürerken dahi gelen turistlerden çok güzel

geri dönüşler aldıklarını belirtti: “Çünkü

çok ciddi anlamda betonarme bina var.

Bu sit alanı içindeki tarihi yapıyı bozuyor.

En kısa zamanda inşallah bunu çözeceğiz.

Mardin'i asli hâline getirirsek, turizmin de

ciddi anlamda canlanacağını düşünüyoruz.

Geçen sene pandemi olmasına rağmen

çok önemli rakamları yakaladık. 500 binin

üzerinde konaklama oldu. Bu da bizleri çok

mutlu ediyor.”

500 yıllık Surp Sargis Ermeni Kilisesi

restore edilecek

Diyarbakır'ın merkez Sur ilçesinde 16. yüzyılda

inşa edilen ve cemaati olmadığı için

zamanla tahrip olan Surp Sargis Ermeni

Kilisesi, restore edilerek gelecek kuşaklara

aktarılacak.

Diyarbakır'ın merkez Sur ilçesinin Alipaşa

Mahallesi’nde 3 bin 769 metrekare

alana sahip, mülkiyeti Diyarbakır Ermeni

Surp Küçük Kilise Hıdır İlyas Surp Gregos

Kiliseleri Vakfı’na ait olan ve üst bölümü

tamamen yıkılan tarihi kilise, kentte 1950-

1985 yılları arasında uzun süre çeltik fabrikası

olarak kullanıldığı için halk arsasında

Çeltik Kilisesi olarak da biliniyor. Kilisenin

1840 yılında onarıldığına dair tamir kitabesi,

Diyarbakır Arkeoloji Müzesi’nde yer

alıyor.

“KİLİSE ANITSAL BİR YAPI”

Diyarbakır Rölöve ve Anıtlar Müdürü Cemil

Koç, 16. yüzyılda yapılan kilisede zaman

içerisinde cemaatinin azalmasıyla tahribat

ve bozulmaların başladığını, tarihi yapının

1950 ve 1985 tarihlerine kadar da çeşitli

kamu kurumları tarafından depo olarak

kullanıldığını belirtti. Anıtsal bir yapı

olan kilisenin Diyarbakır için önemli bir

değer taşıdığını ifade eden Koç; “Rölöve

ve projelerin altlığını oluşturacak olan

ölçümler yapılıyor. Aynı zamanda kilisenin

duvarlarından malzeme örnekleri alındı.

Bu malzemeler analiz edilerek, yapıldığı

döneme ve tekniğine ilişkin bilgiler elde

edilecek” diye konuştu.

Ocak / Şubat / Mart | 2022

January / February / March

23


Doğu Anadolu Bölgesi

İshak Paşa Sarayı geceleri

"ışık" saçıyor

Doğu Anadolu Bölgesi'nin önemli turizm

yerleri arasında yer alan Ağrı'nın Doğubayazıt

ilçesindeki tarihi İshak Paşa Sarayı,

yenilenen aydınlatma sistemiyle geceleri ışıl

ışıl oluyor. Osmanlı Devleti'nin Anadolu'daki

en seçkin eserleri arasında yer alan tarihi İshak

Paşa Sarayı; mimarisi, tarihi ve görkemli

yapısıyla her yıl yerli ve yabancı binlerce

turisti ağırlıyor.

"Medeniyetler geçidi" olarak adlandırılan

bölgede 1900 rakımlı tepeye kurulu ve

UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi'nde de

yer alan İshak Paşa Sarayı, yılın her mevsimi

ayrı bir güzelliğe bürünüyor. Eşsiz mimarisiyle

görenleri cezbeden tarihi saray, kışın

da çevresini kaplayan kar örtüsüyle ilgi

odağı hâline geldi.

GECELERE RENK KATTI

Aydınlatma sistemi bir süre arızalı olan

saray için Ağrı Valisi Osman Varol'un talimatları

doğrultusunda çalışma başlatıldı.

Sarayda çalışma yapan ekipler, aydınlatma

sistemini yeniledi. Çevresi 30 projektör ile

aydınlanan sarayın zeminine 25 yer aydınlatma

lambası ve 25 iç tavan ampulleri

takılmasının ardından çalışmalar tamamlandı.

Saray, yeni aydınlatma sistemiyle

gecelere renk kattı. Bölgeye gelen ziyaretçiler,

ilçenin yüksek noktalarından sarayın

fotoğrafını çekiyor.

Ergan Dağı'nda kayak turizmine

kamp merkezi ve bungalov desteği

2 bin yıllık

Roma yolu

turizme

kazandırılacak

Elazığ'ın Ağın ilçesi Balkayası köyünde

yaşayan Bünyamin Erdem'in doğa

yürüyüşü yaparken keşfettiği ve Roma

döneminden kaldığı belirlenen 2 bin

yıllık yol turizme kazandırılacak. Doğa

yürüyüşüne çıkan Erdem, köyden

yaklaşık 5 kilometre uzaklıkta Ağın ile

Malatya'nın Arapgir ilçesi sınırları arasında,

yaklaşık 3 kilometre uzunluğunda,

6 metre genişliğinde sıralı dizilen

taşlardan oluşan bir yol olduğunu fark

etti. Buranın tarihi bir yol olabileceğini

düşünen Bünyamin Erdem, Fırat Üniversitesi

Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi

ve Harput Kalesi Kazı Heyeti Başkanı

Prof. Dr. İsmail Aytaç ile irtibata geçti.

Bölgede araştırma yapan ve bugüne

kadar literatürde yer almayan yolun

Roma döneminden kaldığını tespit

eden Aytaç, koruma altına alınan yolun

turizme kazandırılması için çalışma

başlattı. 3 kilometrelik bölümü bugüne

ulaşan yolun yaklaşık 2 bin yıllık

olduğunu söyleyen ve yolun Osmanlı

döneminde de yoğun kullanıldığını

düşündüklerini anlatan Prof. Dr. İsmail

Aytaç; "Bu yolun şimdiye kadar tespit

edilememiş olması ilginç. Yolun orijinal

kalan kısmının tescil edilmesi için

girişimde bulunacağız ve yolun bölge

turizmine kazandırılması için çaba sarf

edeceğiz" diye konuştu.

Erzincan'daki Ergan Dağı Kış Sporları ve

Doğa Turizm Merkezi'ne yapılacak yüksek

irtifa kamp merkezi, sporcu kamp eğitim

merkezi ile 18 bungalov ev, kentin turizmine

güç katacak. Ergan Dağı'nda 9 yıl önce

hizmete açılan ve her yıl yurt içi ile yurt

dışından çok sayıda kayakseveri ağırlayan

merkez, ziyaretçilerine göl ve çam ormanları

manzarası eşliğinde kayak imkânı sunuyor.

Kayak merkezine Gençlik ve Spor Bakanlığı

tarafından yüksek irtifa kamp merkezi ile

sporcu kamp merkezi, Kuzey Doğu Anadolu

Kalkınma Ajansı ve İl Özel İdaresi işbirliğinde

ise "Yamaç Evler ile Ergan Dağı Turizme

Kazandırılıyor" projesi kapsamında 18

bungalov ev yapılacak. Yeni yatırımlarla çok

sayıda turist ile sporcu ağırlayacak kent,

bölgede cazibe merkezi hâline gelecek.

24 Ocak / Şubat / Mart | 2022

January / February / March


Doğu Anadolu Bölgesi

Tarihi "Erzurum Evleri",

asırlık kültür ve

lezzet yolculuğuna

çıkarıyor

Bin yıldır Türk-İslam medeniyetinin yaşandığı

ve yaşatıldığı Erzurum'da 11 taş ev ve

bir hanın birleşimiyle oluşturulan "Erzurum

Evleri"; mimarisi, sergilenen antika eşyaları,

sunulan yöresel lezzetleri ile yerli ve yabancı

turistlerin ilgisini çekiyor.

Yedi bin yıllık geçmişiyle çok sayıda medeniyete

ev sahipliği yapan Erzurum; tarihi,

kültürü ve yöresel lezzetleriyle de önemli bir

turizm potansiyeline sahip. Yakutiye ilçesi

Cumhuriyet Caddesi'nde bulunan tarihi

"Erzurum Evleri" de yaklaşık 30 yıl önce

birbirinden bağımsız taş yapılar ile bir hanın

birleştirilmesiyle restoran hâline getirildi.

Girişinden itibaren geçmişin hissedildiği evler,

her mevsim kente gelen yerli ve yabancı

turistlerin uğrak yeri oluyor.

EVLERİN HER METREKARESİNDE

YÖRENİN KÜLTÜRÜ YAŞATILIYOR

Her metrekaresinde Erzurum kültürünün

yaşatıldığı evlerde sergilenen günlük

yaşam malzemelerinden giysilere, semaverlerden

tespihlere kadar yüzlerce antika

eşya, ziyaretçilerini tarih yolculuğuna

çıkarıyor. Evleri gezen turistler, bir yandan

maziye yolculuk yapıyor, bir yandan da

sunulan yöresel lezzetlerle kent gastronomisinin

zenginliğini hem tanıma hem

de tatma imkânı buluyor. Soba kenarında

semaverle gelen çayları yudumlayan misafirler;

ev mantısı, ekşili yaprak sarması, lor

dolması, su böreği, kesme aşı, ayran aşı,

dut ve pestil çullaması ile kadayıf dolması

gibi kentin geleneksel yemeklerinden

tadabiliyor.

Çıldır Gölü'nde Eskimo usulü balıkçılık

Doğu Anadolu Bölgesi'nin en büyük ikinci

gölü olan Ardahan-Kars sınırındaki Çıldır'da

buzları kırarak Eskimo usulü balıkçılık

yapan Kılıç ailesi, hem geçimlerini sağlıyor

hem de turistlere yöreyi tanıtıyor.

Yüzeyindeki buz tabakası 15 santimetreye

kadar ulaşabilen Kars-Ardahan arasındaki

göl, üzerinde atlı kızaklarla gezinti ve

Eskimo usulü balıkçılık yapılmasının yanı

sıra 123 kilometrekarelik alanı ile çevresini

kaplayan karlı dağların oluşturduğu

doğal güzellikle turistleri bölgeye çekiyor.

Kışın başta olmak üzere her mevsim yerli

ve yabancı turistleri ağırlayan gölde şu

sıralar yüzeyin tamamen buzla kaplanması

dolayısıyla, yörede geçimini balıkçılıkla

sağlayan köylüler de Eskimo usulü avcılığa

başladı.

Ardahan'ın Çıldır ilçesi Akçakale köyünde

geçimini balıkçılıkla sağlayan Kılıç ailesi de

soğuk havaya aldırış etmeden erken saatlerde

atlı kızaklarla buzla kaplı gölün orta

kısmına doğru ilerliyor. Kazma ve küreklerle

göl yüzeyindeki kalın buz tabakasını kıran

Kılıç ailesi, daha sonra ağlarını suyun derinliklerine

bırakıp evlerine dönerek, 1-2 gün

balıkların ağa takılmasını bekliyor. Heyecanlı

bekleyişin ardından atlı kızaklarla yeniden

buzlu gölün üzerinde keyifli yolculuk yaparak

aynı bölgeye ulaşan aile, buzları tekrar

kırdıktan sonra "Vira bismillah" diyerek göle

bıraktıkları ağları çekiyor.

Ocak / Şubat / Mart | 2022

January / February / March

25


İç Anadolu Bölgesi

Aksaray'da hedef

2 milyon turist

Aksaray, dünyanın en büyük kanyonları arasında

yer alan Ihlara Vadisi, tarihi ve doğal

güzellikleri bir arada bulunduran Selime

Katedrali, görkemli mimariye sahip Sultanhanı

Kervansarayı ve Somuncu Baba Müzesi

ile son yıllarda yamaç paraşütü ve dağcılık

sporunun gözde mekânı hâline gelen Hasan

Dağı'nı bünyesinde barındırmasıyla ön

plana çıkıyor.

Dünyanın dört bir tarafından gelenleri

doğal, kültürel ve tarihi zenginlikleriyle

karşılayan Aksaray, son beş yılın en yüksek

rakamına ulaşarak, 1 milyon turisti ağırladı.

Bu yıl için 2 milyon turist hedefi konulan

kentte, birçok projenin çalışmaları devam

ediyor. Güzelyurt Kaymakamı Nurullah Cemil

Erciyas, konu ile ilgili yaptığı açıklamada

ilçenin adeta bir turizm cenneti olduğunu

söyledi. İlçenin birçok yer altı şehrine ev

sahipliği yaptığını anlatan Erciyas, şöyle

konuştu:

PROJELERLE KÜLTÜREL HAZİNELER

ORTAYA ÇIKARILACAK

"Turizm açısından daha iyi hizmet sağlayabilmek

için yeni projeler geliştiriyoruz.

Bu yıl Güzelyurt Göleti çevresinde Ahiler

Kalkınma Ajansı ve İl Özel İdaresiyle yaklaşık

10 milyon lira değerinde bir projeyi hayata

geçiriyoruz. Havaların düzelmesiyle çalışmalara

başlayacağız. Yine Ihlara Vadisi'nde

meşhur merdivenlerin olduğu yere Turist

Karşılama Merkezi Projesi de tamamlandı.

İlçemizde ve kent genelinde tüm projelerimiz

devam ediyor. Kamu sektörü olarak

buradaki kültürel hazineleri ortaya çıkarma

noktasında projeler hazırlıyoruz."

Moskova'nın sokaklarını örten karları,

Türkiye'nin tuzu eritiyor

Dünyanın üç doğal tuz gölünden biri olan

Tuz Gölü'nün tuzu, kış mevsiminin sert

geçtiği kuzey yarım küre ülkelerinin pek

çoğunda karla mücadelede kapanan yolları

açmak için çare oluyor. Gölden çıkarılan

tuzlar, yurt içinde tüketime sunulmasının

yanı sıra dünyanın dört bir yanındaki 60

ülkeye ihraç ediliyor.

Tuz Gölü'ndeki Koyuncu Tuz İşletmeleri

Genel Müdürü Ömer Çetiner, konu ile

ilgili yaptığı açıklamada Tuz Gölü'nün kaya

tuzuna göre saflık oranının çok daha yüksek

olduğunu belirtti. Tuzun içeriğinin "sodyum

klorür" olduğunu, sodyum klorürde ise

saflık derecesinin büyük önem taşıdığını

ifade eden Çetiner; "Tuzumuz ne kadar saf

ise yollarda karla mücadelede o kadar etkin

bir sonuç alınır. Tuz Gölü, dünyanın çok

nadir göllerinden birisi... Kaynaktan çıktığı

gibi yüzde 97,5 sodyum klorür saflığına

sahip" dedi.

Ömer Çetiner, gölden hasadını yaptıkları

tuzun kil, kum, toprak barındırmadığı

için yabancı ülkelerce çok fazla tercih

edildiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Tuzlarımızı şu anda çok yoğun bir

şekilde ülkemizin dört bir yanına, gerek

kamu otoritesine gerek özel sektöre karla

mücadele çalışmaları için sevk ediyoruz.

Yurt dışında da şu anda 60 ülkeye ihraç

ediyoruz. Rusya başta olmak üzere, Kuzey

Amerika ülkeleri, Kanada ve Amerika'nın

doğu kıyısı gibi yoğun kar yağışı alan

yerlere gönderiyoruz. Moskova Belediyesi

de bizim tuzumuzu kullanıyor. Bu konuda

kesin bilgiye sahibiz."

26 Ocak / Şubat / Mart | 2022

January / February / March


İç Anadolu Bölgesi

Sivas'ta müze

sayısı artacak

Sivas Valiliği, "Müze Kenti Sivas" projesi

kapsamında kente yeni müzeler

kazandırılması için çalışma başlattı.

Aşık Veysel Müzesi, Arkeoloji Müzesi ile

Atatürk Kongre Müzesi'nin bulunduğu

kente, Sivas Valiliği'nin son yıllarda

yürüttüğü çalışmalarla Şehir Müzesi,

Sanayi Mektebi Müzesi, Sanatkarlar

Çarşısı ve Müzesi, Eğitim Müzesi, Gök

Medrese Vakıf Müzesi ve Savaş Atları

Müzesi kazandırıldı.

Vali Salih Ayhan, konu ile ilgili yaptığı

açıklamada Sivas'ın her alanda tematik

müzeye ihtiyacı olduğunu söyledi.

Kentte daha önce Aşık Veysel Müzesi,

Arkeoloji Müzesi ile Atatürk Kongre Müzesi'nin

bulunduğunu belirten Ayhan;

"2023 yılına kadar 20 müze kuracağız.

Buna da 'Müze Kenti Sivas' dedik" dedi.

Vali Ayhan, müzelerin tarihsel geçmişi

ve kültürü göz önüne çıkarttığını vurgulayarak,

şunları kaydetti:

"Müzeler, insanların geçmişle bağını

güçlü bir şekilde kuruyor. Müzeler bir

hafızadır. İnsanların gezip, hoşça vakit

geçirebilecekleri bir alandır. Müzecilik

modernliğin, medeniliğin ve zenginliğin

bir alametidir. Müze gezen bir kişinin

kültürel birikimi, tarihe olan geçmişi, yaşam

kültürüne saygısı vardır. Müzeden

istifade etmek sosyal refahın, kültürel

seviyenin arttığını göstermektedir.

Sivas'ta bunlar vardı, dolayısıyla hangi

müzeleri öncelik vereceğiz bunu sıraya

koyduk. Bunlar içerisinde Şehir Müzesi,

Sanayi Mektebi Müzesi, Sanatkarlar

Çarşısı ve Müzesi, Eğitim Müzesi, Gök

Medrese Vakıf Müzesi ve Savaş Atları

Müzesi'ni hizmete aldık."

Odunpazarı Modern Müze,

son asrın en iyi 25 müze binasının

arasına girdi

Eskişehir'in Odunpazarı ilçesinde, tarihi

evlerin arasında inşa edilen Odunpazarı

Modern Müze (OMM), prestijli sanat yayınlarından

ARTnews tarafından son asrın

en iyi 25 müze binası arasında gösterildi.

Osmanlı kubbe mimarisi, geleneksel Japon

mimarisi ile Odunpazarı sivil mimarisinden

esinlenilerek, ünlü Japon mimarlık ofisi

"Kengo Kuma and Associates" tarafından

tasarlanan OMM, Cumhurbaşkanı Recep

Tayyip Erdoğan'ın 7 Eylül 2019'da ziyarete

açmasından bu yana sanatseverlerden ve

ziyaretçilerden yoğun ilgi görmesinin yanı

sıra birçok ödülün de sahibi oldu.

Ilgaz Dağı için "12 ay turizm" projesi

Ilgaz Dağı'nın turizm çeşitliliğinin ve rekabetçiliğinin

artırılması amacıyla Ilgaz Dağı

Turizm Ortak Vizyon Projesi hayata geçirildi.

Çankırı Valisi Abdullah Ayaz, projeyle ilgili

yaptığı açıklamada Ilgaz'ı dört mevsim

kullanmak üzere en iyi şekilde hazırlamayı

hedeflediklerini söyledi. Ilgaz'ın dört mevsim

kullanılmasının ve ziyaretçi sayılarının

tüm mevsimlere eşit dağılımının önem

taşıdığına dikkati çeken Ayaz; "Hedefimiz

hem Kastamonu hem Çankırı olarak

turizmde lokomotifimiz olan Ilgaz'ı dört

mevsim kullanılacak şekilde tesisleşme ve

kapasite bakımından önümüzdeki döneme

hazırlamaktır" dedi.

Kastamonu Valisi Avni Çakır da mevsimsel

değişikliklerin kendilerini alternatif turizm

arayışına yönlendirdiğini dile getirdi.

Alternatif turizm arayışının önem taşıdığını

belirten Çakır, şöyle konuştu: "Ilgaz Dağı'nın

12 ay kullanımı konusunda güzel bir analiz

çalışması yapıldı. Ortak değerimiz olan Ilgaz

Polimeks Holding Yönetim Kurulu Başkanı

ve Koleksiyoner Erol Tabanca'nın kurucusu

olduğu, 4 bin 500 metrekarelik alana sahip

Odunpazarı Modern Müze, daha önce Kültür

ve Turizm Bakanlığınca Türkiye'nin kültür

mirasına ve sanat dünyasına özgün eser,

uygulama, yorum veya bilimsel araştırmalarıyla

katkı sunanlara minnet ve teşekkür

ifadesi olarak 1979'dan itibaren verilen

ödüller kapsamında Özel Ödül'ün, 2021

yılında ise İngiltere'de düzenlenen Avrupa

Müze Forumu tarafından düzenlenen "Avrupa

Yılın Müzesi Ödülleri" kapsamında Özel

Takdir Ödülü'nün sahibi oldu.

Dağı'nda artılarımızı kullanmamız lazım.

Buraya gelen turistin daha fazla konaklaması,

her iki ilin sahip olduğu değerleri ortak

kullanmasıyla olacaktır. Aksi takdirde Yurduntepe

ve Yıldıztepe, bir veya maksimum

iki günde tüketilir. Biz turistlerin bir gün

Yıldıztepe'yi, bir gün Yurduntepe'yi ziyaret

etmesini sağlarsak, hem gereksiz yatırımlardan

kurtulmuş hem de elimizdeki tesisleri

efektif şekilde kullanmış oluruz."

Ocak / Şubat / Mart | 2022

January / February / March

27


Karadeniz Bölgesi

"Amasya toyga çorbası"

coğrafi işaretle

tescillendi

Amasya'nın yöresel lezzetlerinden "Amasya

toyga çorbası", Türk Patent ve Marka Kurumunca

coğrafi işaret belgesiyle tescillendi.

Valilik ile Esnaf ve Sanatkarlar Odası'nın girişimleriyle

coğrafi işaret tescili yapılan Amasya

toyga çorbası, düzenlenen törenle tanıtıldı.

Kentteki bir otelde düzenlenen programda

konuşan Amasya Valisi Mustafa Masatlı, turizm

sektörünün konaklama tesisleri, yiyecek

ve içecek işletmeleriyle bir bütün olduğunu,

özellikle yabancı turistlerin gezdikleri

şehirlerin kendine özgü tatlarına, geleneksel

ürünlerine ve sanatsal faaliyetlerine ilgi

gösterdiğini söyledi. Amasya'nın son bir yılda

4 olan coğrafi işaret sayısının, yeni eklenen 4

ürünle birlikte iki katına çıktığını vurgulayan

Masatlı, sözlerine şöyle devam etti:

"Turizmde en önemli faktörlerden biri

gastronomidir. Yerli ve yabancı turisti güzel

bir şekilde ağırlayarak, yöresel lezzetlerin

tattırılması gerekiyor. Özelikle en son patentini

aldığımız 4 coğrafi işaretin tamamı da

gastronomiyle ilgili. Bugün toyga çorbasını

da coğrafi işaretlerimize eklemiş oluyoruz.

Bizim buradaki hedefimiz, ilimizin tüm

sosyal yaşantısı ve kültürel değerlerini, öz

ve orijini burada olan değerlerimizi ortaya

çıkarıp, herkesin beğenisine, tanıtımına ve

tadımına sunmaktır. Bu bakımdan patent

konusunu çok önemsiyoruz. Dört olan coğrafi

işaret tescilli ürünümüzü sekize çıkarttık.

Yirmi iki ürünle ilgili çalışmamız devam

ediyor, kısmet olursa otuza çıkaracağız."

"Cehennem Deresi'nde Cennet Yaşanıyor"

"Saklı cennet" olarak adlandırılan Artvin;

şelaleleri, milli parkları, zengin fauna ve

florasının yanı sıra Cehennem Deresi Kanyonu

ile de turizmde adından daha fazla söz

ettirecek. Dünyada sayılı kanyonlar arasında

gösterilen Cehennem Deresi Kanyonu,

Ardanuç ilçesinin önemli bire turizm değeri

olarak öne çıkıyor.

İlçe merkezine 7 kilometre uzaklıktaki

Cehennem Deresi Kanyonu, içerisine

doğru ilerledikçe ilginç manzaralarıyla

dikkatleri çekiyor. 500 metre uzunluğu ve

70 metre genişliği bulunan kanyon, taşlı ve

dik patikalarının yanı sıra tek kişinin bile

zor sığacağı yollardan geçilerek gezilebiliyor.

KANYONA CAM KÖPRÜ YAPILACAK

Ardanuç Belediye Başkanı Yıldırım Demir,

konu ile ilgili yaptığı açıklamada kentin en

eski yerleşim merkezlerinden Ardanuç'un,

tarihi ve kültürel yapıların yanı sıra doğal

güzellikleriyle de dikkatleri çektiğini söyledi.

Cehennem Deresi Kanyonu'nun dünyanın

ve Türkiye'nin sayılı kanyonlarından biri

olduğunu belirten Demir, girişte yer alan

yürüme yolunun ziyaretçilerin adrenalinini

yükselttiğini kaydetti. Doğu Karadeniz

Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı ve

Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı tarafından

bir süre önce "Cehennem Deresi'nde

Cennet Yaşanıyor" adlı proje çalışmasının

başlatıldığını anlatan Başkan Yıldırım

Demir; "Proje ile kanyonun üst bölümüne

bir seyir alanı yapılması planlanıyor. Ayrıca

giriş bölümü ve araç park alanları da düzenlenecek.

Çalışmalar bittiğinde büyük bir

cam köprü yapılacak. Yürüyüş yolları daha

iyi hâle geleceği için kanyonu daha cazip

kılacak. İnşallah bu çalışmalar kısa süre

içerisinde biter ve burayı da daha iyi şekilde

turizme kazandırmış oluruz" dedi.

28 Ocak / Şubat / Mart | 2022

January / February / March


Karadeniz Bölgesi

Konuralp artık

“arkeolojik sit

alanı”

Düzce’de “Batı Karadeniz’in Efes’i” olarak

bilinen Prusias ad Hypium Antik Kenti

ile Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerinden

kalma çok sayıda tarihi eserin

bulunduğu Konuralp bölgesi, “kentsel

arkeolojik sit alanı” ilan edildi.

Düzce Belediye Başkanı Faruk Özlü,

Kocaeli Kültür Varlıklarını Koruma Bölge

Kurulu Müdürlüğünce alınan karara ilişkin

açıklamalarda bulundu. Uzun süredir

Konuralp ile ilgili yürüttükleri çalışmada

sonuca ulaştıklarını belirten Belediye

Başkanı Özlü; “Bu bölge, kentsel arkeolojik

sit alanı olarak belirlendi. Bunun

anlamı da şu ki Konuralp’in Göynük,

Beypazarı, Safranbolu gibi bir şehir

olmasının önü açıldı. Düzce’mize hayırlı

olsun” ifadelerini kullandı.

ADINI BÖLGEYİ FETHEDEN

KONURALP BEY’DEN ALIYOR

Düzce merkeze bağlı bir mahalle olan

Konuralp’in bilinen tarihi, M.Ö. 1390’lü

yıllara dayanıyor. Frig, Lidya, Pers, Roma,

Bizans, Selçuklu ve Osmanlı uygarlıklarının

izlerini taşıyan Konuralp’in

fethi, 1323’te Konuralp Bey’in Bizans

tekfurlarıyla yaptığı savaşı kazanmasının

ardından gerçekleşti. Adını bölgeyi fetheden

Konuralp Bey’den alan bölgedeki

Prusias ad Hypium Antik Kenti’nde

kazılar, Kültür ve Turizm Bakanlığınca

Konuralp Müze Müdürlüğü tarafından

yılın 12 ayında Düzce Belediyesi’nin destekleriyle

sürdürülüyor. Batı Karadeniz’in

en eski yerleşim yeri olarak da bilinen

antik kentte, toprak altı zenginliği bozulmayan

antik tiyatro, surlar, su kemerleri

ve Roma köprüsü gibi yapılar yer alıyor.

Zonguldak Maden Müzesi, Avrupa

Endüstri Mirası Rotası'na üye oldu

Zonguldak'ta "yaşayan müze" olarak adlandırılan

Türkiye'nin ilk taş kömürü müzesi,

Avrupa Endüstri Mirası Rotası'na (ERIH)

üye kabul edildi. Valilikten yapılan yazılı

açıklamada, uzun zamandır kentte ve Batı

Karadeniz Bölgesi'nde sürdürülen endüstri

mirası odaklı araştırma, işbirliği, tasarım ve

proje destek çalışmalarıyla önemli seviyelere

gelindiği bildirildi.

Zonguldak Maden Müzesi'nin, Santralistanbul

Enerji Müzesi ile Türkiye'den

Kaçkar Dağları'nda

"heliski" heyecanı sürüyor

ERIH'a üye olan iki lokasyondan biri

olduğu vurgulanan açıklamada; "Söz konusu

üyelik, kentin taş kömürüyle birlikte

şekillenen tarihinin uluslararası boyutta

tanıtımına ve şehrin marka değerine

önemli katkılar sunacaktır. Endüstri mirasını

koruma, tanıtma ve iş birliği ağı olan

ERIH, Avrupa ve Avrasya bölgesinden

30 ülkeden 300'den fazla üyeye sahiptir.

ERIH haritası üzerinde 2100'den fazla endüstri

mirası lokasyonu yer almaktadır"

ifadeleri kullanıldı.

Avrupa'ya yakınlığı ve kar kalitesi ile yerli ve yabancı kayakçıların gözdesi hâline gelen

Kaçkar Dağları, helikopterli kayak olarak bilinen "heliski" tutkunlarını ağırlamayı sürdürüyor.

Helikopterle dağın zirvesine bırakılan kayakçıların sarp yamaçlar ve yüksek eğimli yerlerde

kaydıkları spor dalı olan heliski, dünyada sayılı merkezlerde gerçekleştiriliyor.

Türkiye'de ise bu spor, Kaçkar Dağları'nın Rize sınırları içinde kalan Çamlıhemşin, İkizdere ile

Artvin'in Yusufeli ilçesinde 2005 yılından itibaren yapılıyor. Çamlıhemşin ilçesine bağlı Ayder

Yaylası ile Kaçkar Dağları'nda gerçekleştirilen heliski sporu, Türkiye-İsviçre ortaklığındaki

Ayder Heliski Havacılık ve Turizm Şirketi tarafından yürütülüyor. Mart sonuna kadar sürmesi

beklenen faaliyet için bu sene 370 sporcu akredite oldu.

Ocak / Şubat / Mart | 2022

January / February / March

29


Kapak

Tarihi yapıları, inanç eserleri, kültür varlıkları,

denizi, dağı, termal kaynakları ile

Türkiye'nin petrolü

turizm

Pandeminin ardından büyük zarar gören turizm sektörü,

yaralarını 2021 yılında sarmaya başladı.

2022 yılında turizm dünyasını neler bekliyor? Alanında uzman

isimlerle konuştuk ve gelecek süreci birlikte değerlendirdik.

PINAR BALTACI

Pandemi süreci, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde

de kuşkusuz en çok turizm sektörünü etkiledi. Bölgesel

ve hatta şehirsel olarak dahi farklı coğrafi işaretlere

sahip olan Türkiye, bu dönemde 2020 yılında yaşanan

mağduriyeti 2021 yılında yüzde 88 artışla gidermeyi

başardı. 2021 yılının değerlendirmesini yapan Kültür

ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy; “2021 yılında 30

milyon 38 bin ziyaretçi ağırlayarak, 30 milyon sınırının

üstüne çıktık” ifadelerini kullanarak, turizme dair önemli

açıklamalarda bulundu.

2022 yılının ilk çeyreğine girdiğimiz bugünlerde sektörün

önde gelen isimlerinin görüşlerine başvurarak, yeni yıldaki

turizm öngörülerini aldık. Bakan Ersoy’un özel açıklamalarının

hemen ardından, ülkemizdeki turizm sektörünün yeni

sürecini ve beklentileri, hedefleriyle alacağız.

30 Ocak / Şubat / Mart | 2022

January / February / March


Kapak

MEHMET NURİ ERSOY: TURİST SAYISINDA 30 MİLYON SINIRINI AŞTIK

2021 yılında bir önceki yıla oranla yüzde

88 artışla toplam 30 milyon 38 bin ziyaretçi

ağırlandığını ve 30 milyon sınırının üstüne

çıkıldığını belirten Kültür ve Turizm Bakanı

Mehmet Nuri Ersoy; “Türkiye turizmi, zor

geçen 2020 yılının ardından 2021 yılında

sevindirici bir ivme yakaladı. Hem önceki

yıl hayata geçen Güvenli Turizm Sertifika

Programı’nı başarılı bir şekilde uygulayarak

hem de Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı

(TGA)’nın koordinasyonunda yurt dışında

doğru tanıtım adımlarını atarak, turizmde

2021 yılı hedeflerinin üstüne çıktık. Bu

başarıyı rakamlarla değerlendirirsek, 2021

yılında bir önceki yıla oranla yüzde 88 artışla

toplam 30 milyon 38 bin ziyaretçi ağırladık

ve 30 milyon sınırının üstüne çıkmış olduk.

2021 yılında turizm gelirimiz ise yine bir önceki

yıla oranla yüzde 103 artışla toplam 24

milyar 482 milyon 332 bin dolar oldu” dedi.

“DAHA DA İYİ BİR 2022 YILI

BEKLİYORUZ”

2022 yılında turist sayısı ve turizm gelirinin

daha da yüksek seviyelere çıkacağına yürekten

inandığını kaydeden Bakan Ersoy, sözlerini

şöyle sürdürdü: “Olumlu gelişmeleri

taçlandırmak için 2022 yılında da TGA’nın

koordinasyonunda Orta Avrupa, İngiltere,

Baltık ülkeleri, Körfez ülkeleri ve ABD’den

turist profillerine yönelik özel tanıtımlar gerçekleştireceğiz.

Bu yıl 21 ülkede televizyon,

86 ülkede dijital, 15 ülkede 200’ün üzerinde

basılı yayında reklam kampanyalarımız yer

alacak. En az 60 ülkeden basın mensubu,

kanaat önderi ve tur operatörünü ülkemizde

ağırlayarak, PR faaliyetlerimize de hız

Ocak / Şubat / Mart | 2022

January / February / March

31


Kapak

FİRUZ BAĞLIKAYA:

2022 YILINDAN

BEKLENTİMİZ YÜKSEK

vereceğiz. Ülkemizin turizm potansiyelini

ortaya çıkarmak ve daha fazla turistin

Türkiye’yi tercih etmesi için yurt dışındaki

en etkili tur operatörleri ve acentalar ile

işbirliklerini arttırmaya başladık. 2021

yılında başlayan V çıkışının 2022 yılında da

devam edeceğine, hem turist sayısı hem de

turizm gelirinin daha da yüksek seviyelere

çıkacağına yürekten inanıyorum.

35 MİLYAR DOLAR GELİR HEDEFİ

ULAŞILABİLİR GÖRÜNÜYOR

İlk 40 günlük rakamları incelediğimizde, İstanbul

ve Antalya başta olmak üzere günlük

sınır verileri geçen senenin 2 katından fazla,

ortalamada rekor gelir elde ettiğimiz 2019

ile paralel bir seyir izlemekte. İleriye dönük

erken rezervasyon satışları da geçen seneye

göre ciddi oranlarda artmış durumda.

Bütün bunlar, bize 2022 için belirlediğimiz

35 milyar dolar gelir hedefinin ne kadar

ulaşılabilir olduğunu gösteriyor. Ancak biz

bu hedefi yeterli görmemeliyiz, daha da

yukarılara taşımalıyız. Son 3 yılda olduğu

gibi devlet ve özel sektör el ele vererek,

doğru zamanda doğru adımları atarak,

2018’de 647 dolar olarak devir aldığımız kişi

başı geliri 2021’de 834 dolara nasıl getirdiysek,

2022’de de bu rakamı daha da yukarı

taşıyarak; niceliğin değil, niteliğin ön planda

olduğu ‘gelir odaklı’ 2023 turizm stratejilerimizi

adım adım gerçekleştireceğiz.

Tabi ki bu bağlamda İstanbul çok önemli

bir oyuncu… Dünyanın en büyük ve en iyi

havalimanlarından birine sahip olması ve

yine dünyanın en iyisi olarak kabul edilen

ve yeni nesil cruise port yatırımlarına örnek

gösterilen Galataport’un da hizmete girmesi

ile pandemi sonrası hızlı turist artışı için ihtiyaç

duyulan uluslararası ulaşım altyapısının

en iyisine sahip oldu.”

“MAYIS İTİBARİ İLE ÖNEMLİ

KAZANIMLAR ELDE EDECEĞİZ"

Beyoğlu Kültür Yolu Festivali’nin geçen yıl

2 bin 800 sanatçı ve 7,8 milyon ziyaretçi ile

Türkiye’nin en büyük kültür ve sanat etkinliği

olduğunu söyleyen Ersoy; “Bu çerçevede,

turizmin en katma değerli yönlerinden biri

olan kültür ve sanat alanından mimariye,

edebiyata, resimden müziğe, tasarımdan

tiyatroya birçok farklı disiplini bir araya

getiren, binlerce yerli ve yabancı sanatçı ile

eserini toplumun her kesiminden insanımızla

buluşturduğumuz Uluslararası

Beyoğlu Kültür Yolu Festivali’nin ilkini de

yine geçen yıl gerçekleştirdik. 2 bin 800

sanatçı ve 7,8 milyon ziyaretçi ile Türkiye’nin

en büyük kültür ve sanat etkinliği olan

festivalin ikincisini 28 Mayıs-12 Haziran

tarihlerinde, çok daha büyük bir uluslararası

katılımla gerçekleştireceğiz. İstanbul’un

dünyaca ünlü bir gastronomi şehri olabilmesi

de çok önemli. Bu amaçla TGA çok yoğun

çalışıyor. Ve inşallah mayıs itibari ile önemli

kazanımlar elde edeceğiz” diye konuştu.

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri

Ersoy’un açıklamalarının ardından

sözü ilk olarak TÜRSAB Başkanı Firuz

Bağlıkaya’ya veriyoruz. Önümüzdeki

süreçte pandemi nedeniyle geniş

kapsamlı ve uzun süreli bir kapanmanın

tekrarlanmayacağını öngördüğünü

aktaran Bağlıkaya, dergimize şu

açıklamalarda bulundu: “Aşılanmanın

artması ve Covid-19 virüsüne karşı

tedavi edici ilaçların kullanılmaya

başlanmasıyla birlikte 2022’nin bahar

aylarından itibaren önemli bir turizm

hareketliliği oluşmasını bekliyoruz. Turizmde

2022 yılı, büyük bir toparlanma

yılı olacak. Son iki senenin yaralarını

sarmaya çalışacağız. Ülkemize talep

yoğun, ana pazarlarımızın yanı sıra

Latin ülkeleri gibi alternatif pazarlarda

da yükseliş var. Bildiğiniz gibi pandemi

nedeniyle son iki yılda seyahat

edemeyen çok sayıda insan oldu. Ciddi

bir tatil özlemi oluşmuş durumda. 2022

yılından beklentimiz yüksek. Seneyi 45

milyon ziyaretçi sayısıyla kapatacağımızı

öngörüyoruz. Bu yıl toplam turizm

gelirimizin de 35 milyar dolar seviyesinde

olmasını bekliyoruz.

32 Ocak / Şubat / Mart | 2022

January / February / March


Kapak

TANITIM FAALİYETLERİMİZE

ARALIKSIZ DEVAM EDİYORUZ

Seyahat acentalarımızdan aldığımız ilk

bilgiler, yerli turistlerin yani vatandaşlarımızın

erken rezervasyona yoğun ilgi

gösterdiği yönünde. Vatandaşlarımıza

önerimiz, daha önce de söylediğimiz

gibi ellerini çabuk tutmaları. Erken

rezervasyon sayesinde en uygun fiyatlara

ve istedikleri otellere ulaşabilirler.

Son yıllarda Türkiye’ye gelen ziyaretçi

verilerine baktığımızda Avrupa ülkelerinden

gelenlerin, toplam ziyaretçi sayımız

içindeki payının yaklaşık yüzde 45,

Rusya ve Bağımsız Devletler Topluluğu

(BDT) ülkelerinden gelen ziyaretçilerin

payının ise yaklaşık yüzde 30-35’ler

seviyesinde bulunduğunu görüyoruz.

Ruslar için Türkiye vazgeçilmez bir

destinasyon. Rus turizm otoritelerinin

açıklamaları da benzer nitelikte. Dolayısıyla

bu pazarlar bizim açımızdan

vazgeçilmez. Bu nedenle, hem Avrupa

hem de Rusya-BDT ülkelerinden ziyaretçi

akışının devamlılığını sağlamak

için çalışmalarımızı sürdürmeli ve

alternatif pazarlardaki tanıtım faaliyetlerimize

aralıksız devam etmeliyiz. Bu

çerçevede, Türkiye’ye turist gönderen

ülkelerin sayısını artırmak noktasındaki

çalışmalarımıza devam ediyoruz.”

ÇETİN GÜRCÜN:

DENİZ, KUM, GÜNEŞ

TURİZMİ YİNE ÖNDE

OLACAK

Bir diğer konuğumuz İstanbul Turizm

Platformu Genel Koordinatörü ve Dünya

Seyahat Acentaları Birlikleri Federasyonu

(UFTAA) Başkan Yardımcısı Çetin Gürcün;

“2022 yılından umutluyum. Tabii pandemi

koşullarını da öngöremiyoruz. Varyantın

ne duruma evrileceği de önemli. Bu seneki

süreç pandemi anlamında böyle devam

ederse, 2019 senesindeki gibi olmasa bile

ona yaklaşacağımızı düşünüyorum. Deniz,

kum ve güneş turizmi bu sene de önde

olacaktır. Bunun dışında sağlık turizmi de

iyi gidiyor. İstanbul kent turizminde de artış

söz konusu” şeklinde görüşlerini iletti.

DELAL ATAMDEDE:

TÜRKİYE’YE GELEN

TURİST KALİTESİ DÜŞTÜ!

Türkiye Turizm Yazarları ve Gazetecileri

Derneği (ATURJET) Başkanı Delal Atamdede

ise 2022 yılına dair öngörülerinin çok da

olumlu olmadığını vurgulayarak; “Covid süreci

ne yazık ki geçmedi ve böyle de devam

edecek. Son zamanlarda cruise fiyatları ve

müşteri kalitesinde de düşüş var. Örneğin,

geçen haftalarda ülkemize gelen bir gemide

35 kişi Covid çıktı. Türk parasının dolar-avro

karşısında bir değeri kalmayınca, ülkemiz

ucuz destinasyon hâline geldi ve müşteri

kalitesi düştü. Ülkemizi seyahat etmeyen,

az gelirli turistler tercih etmeye başladı.

Bununla beraber uçak müşterisinde de

pandemi süreci yaptırımlarından ötürü bir

düşüş söz konusu” dedi ve ekledi:

Ocak / Şubat / Mart | 2022

January / February / March

33


Kapak

ERKAN YAĞCI:

2022 HARİKA BİR YIL

OLACAK

GÖBEKLITEPE KAZILARI

ENTELEKTÜEL MÜŞTERI ÇEKIYOR

“Ancak tüm bu olumsuzluklara rağmen iç

turizmde hareketlenme var. Yerli müşterinin

gidemediği Kars bölgesi, tren yolculuğu

ile revaçta. Mardin, Urfa ve Diyarbakır,

ortaklaşa bir Mezopotamya Kültür Kongresi

yapıyor. Özellikle gastronomi turizminin

bölgeye katkıları üzerine çalışmalar yapılan

bu kongrenin ikincisine ben de katılacağım.

Göbeklitepe’deki kazı çalışmalarıyla birlikte

entelektüel müşteri de bölgeye çekilecek.

Diyarbakır ve Mardin’in de daha öne çıkacağını

düşünüyorum. Karadeniz Bölgesi’ne

ise yabancı turist çekemiyoruz bir türlü. Bu

konudaki çalışmalar da hızlanmalı. Kısacası,

turizmde genel anlamda hem entelektüel

hem de ekonomik anlamda düşüş oldu,

kültür turizminde gerileme yaşandı. 2022

yılında Covid etkilerinin süreceğini, ancak

2023’te turizmin genel anlamda iyileşeceğini

öngörüyorum.”

TEYFİK ÖLMEZ: 2022

YILI TURİZMİ, ÜLKE

EKONOMİSİNE MORAL

VE CAN SUYU OLACAK

Kapadokya Turistik Oteller ve İşletmeciler

Derneği (KAPTİD) Başkanı

Teyfik Ölmez de 2022 yılına dair

öngörülerini şu sözlerle paylaştı:

“Pandemide en çok etkilenen sektör,

bildiğiniz üzerine turizm sektörü

oldu. 2020 yılında tüm ülkelerin belli

başlı bazı önlemleri ve kapatmaları

olduğu için ülkemizde turizm sektörü

çok etkilendi. Türkiye’de 2021 yılında

pandemi ile birlikte hayata geçirilen

‘Güvenli Turizm Sertifikasyon’ sistemi

başarıyla uygulandı ve sistemin

geliştirilerek uygulanmaya devam

edilmesi, turistler için en önemli güvence

kaynağı oldu. 2022 yılının ilk 6

ayında düşündüğümüzden daha çok

rezervasyon talepleri olmakta. Amerika,

Güney Amerika, Rusya, Avrupa

ve Asya ülkelerinden şu anda sadece

Kore pazarlarında erken rezervasyon

sorgulamalarında yüksek bir artış

var. Rezervasyon sorgulamaları, 2021

yılına göre çok büyük. Her şey yolunda

giderse 2018 yılının rakamlarını

yakalayabiliriz. 2022 yılı turizminin

ülke ekonomisine moral ve can suyu

olacağına inanmaktayız.”

Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği

(AKTOB) Başkanı Erkan Yağcı, pandemi

nedeniyle 2020 ve 2021 sezonlarını sıkıntılı

geçiren turizm sektörünün 2022 yılından

çok umutlu olduğunu belirtti. “İnsanlar

2022'de tatile çıkacak” diyen Yağcı; "Pandemi

nedeniyle dünya turizmi 1990 yılındaki

seviyeye döndü. Virüs yüzünden 1 milyar

100 milyon kişi seyahat edemedi. Antalya

ekonomisini, turizm sektörü ayakta tutuyor.

Pandemi turizmi olumsuz etkileyince, Antalya

turizmi de son iki yılda sıkıntı yaşadı.

Ancak yine de turizm sektörü, ‘Güvenli

Turizm Sertifikası’ uygulamasına çabuk

adapte oldu. Bu da turizmdeki rakiplerimiz

İspanya ve Yunanistan’ın önüne geçmemizi

sağladı. Turizm 50 sektörü de besliyor,

turizm daralınca 50 sektör de daralıyor.

Turizm büyüyünce 50 sektörü de destekliyor

ve büyütüyor. Turizm büyüyünce, Antalya

ekonomisi de nefes alıyor. Şurasının

altını çizmekte yarar var, turizm olmayınca

Antalya duruyor. 2022 sezonu için çok iyimseriz.

Antalya turizminin 2019 rakamlarını

yakalamasını bekliyoruz. 2022 harika bir yıl

olacak” ifadelerini kullandı.

34 Ocak / Şubat / Mart | 2022

January / February / March


Kapak

EMİN ÇAKMAK:

HEDEFLEDİĞİMİZ

RAKAMLARA ULAŞACAĞIZ

Dünya Sağlık Turizmi Konseyi Başkanı Emin

Çakmak; “2021 senesini sağlık turizminde

2019 sayılarını geçerek kapattık. Şükürler

olsun ki çok hızlı bir toparlanma oldu”

diyerek, 2022 öngörüşlerini şöyle paylaştı:

“Pandemi süreci eğer bir artış göstermezse

1,5 milyon yabancı misafir ve 15 milyar

dolar gibi bir rakam hedefliyoruz sağlık

turizminde. 2023 yılında da hedeflediğimiz

rakamlara inşallah ulaşacağız. 2023 için 2

milyon sağlık turizmi ile 20 milyar dolarlık

bir hedefimiz var. 2021 yılı, güzel bir devlet

politikası ve işbirliğiyle yüzümüzü güldürdü.

Yeni yıldan da umutluyuz.”

AYŞE KAYNARCALI:

BİZ HAYATI KAÇIRMAMAK

İÇİN SEYAHAT EDİYORUZ!

Sözü, “Sanatla Randevu” oluşumunun

kurucusu Ayşe Kaynarcalı’ya veriyoruz:

“Biz hayattan kaçmak için değil,

hayatı kaçırmamak için seyahat ediyoruz.

Pandemi herkesin hayatına bir şekilde

dokundu ama bazılarımız daha çok

etkilendi. Hiç şüphesiz ki en ağır darbeyi

alan sektörlerden biri de turizm oldu.

Pandeminin seyri ve aşılama çalışmaları

nedeniyle 2022’de seyahat yasağı beklenmiyor.

Bu da tarihin en büyük kaybını

yaşayan turizm sektörünün canlanmaya

başlayacağı anlamına geliyor. Türkiye

Seyahat Acenteleri Birliği Başkanı

Firuz Bağlıkaya, insanlarda ‘tatil

özlemi’ oluştuğunu ve 2022’de toplam

turizm gelirinin 35 milyar dolar

seviyesinde olmasını beklediklerini

söylüyor. Türkiye Turizm Yatırımcıları

Derneği Başkanı Oya Narin, yatırımlar

tarafında 2022'nin bir geçiş yılı olacağını,

2023 ve sonrasında ise yatırım

ortamındaki gelişmeler ile hızlanacağını

düşündüklerinin altını çiziyor.

Ege Turistik İşletmeciler ve Konaklamalar

Birliği Başkanı Mehmet İşler ise

2022’de 2023 yılındaki hedef olan 60

milyona yaklaşılacağını öngörüyor.

2022 yılının turizm sektörü için toparlanma

yılı olacağını söyleyebiliriz.”

SEYAHAT ETMEK HEM BEDEN

HEM RUH SAĞLIĞI IÇIN ÖNEMLI

Pandemiyle yaşamaya alışan ve sıkılan

insanlar, mümkün olduğunca en

az bir kez tatile çıkmak istiyor. Biliyor

musunuz, bu durumdan dolayı literatüre

yeni bir terim eklendi: ‘İntikam

tatili’ Bakalım daha neler duyacağız.

Ben de hem sektörün içinde yer alan

bir profesyonel hem de gezmeye aşık

bir gezgin olarak, bu sene hiç durmadan

gezmek ve gezdirmek istiyorum.

Tatilin bir lüks olmadığını, seyahat

etmenin hem beden hem ruh sağlığı

için ne kadar önemli olduğunu anlatmak

istiyorum. Hatta bakın bilimsel

araştırmalar, düzenli tatile çıkan

kişilerde koroner kalp hastalığından

ölme riskinin yüzde 37 azaldığını,

düzenli olarak seyahat etmenin ise

vücuttaki kortizol hormonu seviyelerini

düşürdüğünü gösteriyor. Haydi

bu sene Dalai Lama’yı dinleyelim

ve senede bir defa daha önce hiç

görmediğimiz bir yere gidelim.”

METE ÜSKÜDARLI:

GÖRÜŞLER 2022

YILINA DAİR OLUMLU

SİNYALLER VERİYOR

Son olarak sözü Mivara Luxury Resort Bodrum

Genel Müdürü Mete Üsküdarlı’ya bırakıyoruz:

“Pandemi süreci ile geçen iki sezonun

sonrasında artık tüm dünya Covid-19’u

tecrübe ederek, bu kurallar çerçevesinde

yaşamaya alıştı ve bu durum artık endişeden

çok normal bir yaşam tarzı hâline geldi. 2022

yılı için diğer yılların aksine otelimizi nisan

ayında açmaya karar verdik ve şimdiden bu

tarihler için satışlarımız mevcut. Dolayısıyla,

gerek mevcut partnerlerimizle yapmış olduğumuz

görüşmelerden almış olduğumuz

olumlu görüşler gerekse almış olduğumuz

satışlar, 2022 yılının oldukça iyi geçeceği

sinyalini vermekte. 2020 ve 2021 yılları, son

dakika satışların çokça yaşandığı sezonlar

oldu ve 2022 yılının da son dakika satışlar

almaya devam edeceğimiz bir yıl olacağını

düşünüyorum. Fakat bu durum, son iki yıldaki

gibi Covid-19 sürecinden ziyade iç pazar

için ülkemizde yaşanan ekonomik krizin ve

kurdaki ani dalgalanmaların etkisiyle olacak.

OLUMSUZ TABLO 2022 YILI İTİBARİYLE

YÜKSELİŞE GEÇECEK

Yabancı pazarlarda ise hâlâ pandeminin tüm

dünyada etkisini sürdürmeye devam ettiği bir

dönemde, ülkelerin Covid koşullarına bağlı

olarak kısıtlama, seyahat yasakları gibi alabilecekleri

kararlardan dolayı tatilciler erken rezervasyona

çok sıcak bakmıyorlar. Kriz ortamları

ileriye dönük plan yapmak konusunda negatif

yönde eğilim göstermekte… Bu durum, 2022

yılı için yine son dakika satışlarına sebep olacaktır.

Son yıllarda yaşamış olduğumuz turizmin

olumsuz tablosu, 2022 yılı itibariyle yükselişe

geçecektir. Fiyatlar konusunda atacağımız

doğru adımlar sayesinde istediğimiz verimi

elde edebiliriz. Bu anlamda pazarlara göre uygulanacak

fiyat stratejisi, oteller arası rekabette

doğru analiz ve doğru konumlanma, hem

kendi çalıştığımız oteller için hem de turizm

için başarı getirecektir. Genellikle otellerin dolu

olması başarı olarak düşünülmekte ve sadece

doluluk üzerinden bir strateji belirlendiğinde

fiyatlar kriz durumlarında olması gerekenin

çok çok altına çekilmekte, bu durumda kârlılık

oranını düşürmekle birlikte hizmet kalitesine

de etki etmekte. Fiyatların çok fazla aşağı çekilmesi,

kısa vadede toparlanabilen bir durum

olmadığı gibi oteller arasındaki rekabette de

problemler doğurmakta. Bu yüzden otelcilerin

doğru analiz yapıp, bu doğrultuda stratejilerini

belirlemeleri gerektiğini düşünüyorum.”


Kapak

ÖMER NİZİPLİOĞLU:

Turizmde açık

ara birinci olmayı

hak ediyoruz

Ulusal İktisadi Düşünce Kuruluşu Başkanı

(ULİKAD) Ömer Niziplioğlu, Türkiye’nin

turizm alanında atması gereken adımlar

hakkında bilgi verdi. Türkiye’nin petrolünün

turizm olduğunu vurgulayan ve Türkiye turizmini

genel hatlarıyla detaylıca değerlendiren

Niziplioğlu, şunları söyledi:

“Ülkemizin dünyada eşi benzeri olmayan

tarihi yapıları, inanç eserleri, kültür varlıkları,

denizi, dağı, termal kaynakları var. Bu

değerleri, bitmeyen petrol gibi görmeliyiz.

Ülkemizin turizmde dünyada açık ara

birinci olmayı hak ettiğini bilerek hareket

etmeliyiz.”

NASIL CANLANDIRILABİLİR?

Ömer Niziplioğlu, Akdeniz’in sıcak deniz

olması nedeniyle turizm havzası olduğunu,

ancak burada sadece Antalya’dan gelir

elde edildiğini hatırlattı. Mersin, Adana ve

Hatay’ın Antalya ile mukayese edilemeyecek

kadar geride olduğunun altını çizen

ULİKAD Başkanı Niziplioğlu, sözlerini şöyle

sürdürdü:

“Bunun nedeni, Antalya’nın turizm bölgesi

ilan edilirken, diğer üç ilin yazlık site

mesken yerleşim bölgesi ilan edilmesidir.

Bu tür yapılaşmanın ülke ekonomisine

katkısı yok denecek kadar azdır. Ayrıca bu

illeri inanç, kültür, tarih turizmi olarak 12

ay sunabiliriz. Onlarca antik kentlerin yanı

sıra dünyanın ilk kilisesi San Pierre, Anadolu’nun

ilk camisi Habibi Neccar, Noel

Baba’nın kilisesi Aziz Nikolas, Aziz Paul

Kilisesi bu bölgededir. Bölgenin gastronomisi

başlı başına cazibe merkezidir. Tüm

dünyanın turizm havzası olarak kabul ettiği

bu sahil bandını daha doğru planlamalı;

ikinci Antalya, Güney Fransa veya Dubai

yapmanın yollarını aramalıyız. Samandağ

sahili 14 km uzunluğundadır, dünyanın

12. en uzun plajıdır. Samandağ, Yayladağ,

Yumurtalık, Karataş, Anamur, Silifke,

Tarsus, Taşucu, turizm bölgesi ilan edilerek

yatırımcılara sunulmalıdır.”

“GEMİ TURİZMİ CANLANDIRILMALI”

Gemi turizminin canlandırılması gerektiğini

de ifade eden Niziplioğlu, Doğu Akdeniz

gemi turizm destinasyonuna Adana, Mersin

ve Hatay’ın dahil edilmesi gerektiğini

aktararak; Mısır, Lübnan, Kıbrıs ve İsrail’e

giden turistlerin Türkiye’ye de gelmesinin

sağlanmasının gerektiğini, bunun için bir

gemi limanı yapılmasının yeterli olacağını

söyledi.

“KIŞ TURİZMİNDEN

FAYDALANAMIYORUZ”

Ülkemizde turizm denince akla ilk önce

deniz turizminin geldiğini, kış turizminin

ikinci planda kaldığını, ancak kış turizmine


Kapak

ağırlık verilmesi gerektiğini aktaran Ömer

Niziplioğlu; “Dağı olmayan Hollanda,

atık malzemeden dağ yapıp kayakçılara

sunarken, Dubai alışveriş merkezlerine

kayak pisti yaparak kayak imkânı oluşturmaya

çalışmıştır. Ülkemizde 274 tane 3 bin

metre yüksekliğe sahip dağ varken, biz bu

dağları yeterince değerlendiremiyoruz, kış

ve kayak turizmine açamıyoruz” dedi. Bulgaristan

Bansko Kayak Merkezi'ndeki otel

sayısının Türkiye’de tüm dağlardaki otel

sayısından iki kat fazla olduğunu kaydeden

Niziplioğlu; “İsviçre, İtalya ve Fransa,

Alpler'den çok yüksek gelir elde ederken,

ülkemizin bu kadar dağ zengini olmasına

rağmen gelirimiz çok kısıtlı. Ayrıca, kayağın

yüksek gelirli turizm olduğu unutulmamalıdır.

Bu dağlar, ağırlıkla kırsal bölgededir.

Kış-kayak turizmini iyi planlarsak,

bu bölgelerin ekonomisine önemli katkı

sağlayabiliriz. Avrupa kayak merkezlerine

alternatif kayak merkezleri yaratmalı, bu

dağları eğlence merkezine dönüştürmeliyiz.

274 dağın en azından 5-10 tanesini

değerlendirmeliyiz” diye konuştu.

“YENİ YAYLALAR AÇILMALI”

Ömer Niziplioğlu’na göre turizm konusunda

ağırlık verilmesi gereken bir diğer alan da

yaylalar… Özellikle Karadeniz’deki yaylaların

mevcuttakilere ek olarak 4-5 tanesinin

daha turizme açılması gerektiğini, Karadeniz’i

bu şekilde bırakmanın ekonomik olarak

kayıp olduğunu vurgulayan Niziplioğlu;

“Buralar özellikle sıcağı sevmeyen Orta Doğulu

misafirlerin talep ettiği bölgedir. Dünya

artık denizden başka turizm alternatifleri

arıyor, doğaya yöneliş var. İsviçre, Alpler’deki

yaylalardan milyarlarca dolar kazanım

sağlarken, biz de Karadeniz’de özellikle

dağların yaylalarından gelir elde etmeliyiz.

Ayrıca yöresel ürün satışıyla bölge halkının

da ekonomik olarak kalkınması hedeflenmelidir”

değerlendirmesinde bulundu.

“TERMAL AÇIDAN ZENGİN

KAYNAKLARA SAHİBİZ”

ULİKAD Başkanı Ömer Niziplioğlu, Türkiye’nin

termal açıdan zengin kaynaklara da sahip

olduğuna dikkat çekti. Çekya, Romanya ve

Avusturya gibi ülkelerin termal su turizmi ile

önemli gelir elde ettiğini dile getiren Niziplioğlu;

“İllerimizi turizm bölgesi ilan etmeli ve

çok iyi planlamalıyız. Aynı zamanda sağlık turizminin

de dahil edilerek, daha etkin olması

sağlanmalıdır” şeklinde görüşlerini paylaştı.

“KONGRE VE FUARLARA

ÖNCELİK VERİLMELİ”

Ülkemizde 77 adet antik kent var. Aynı

zamanda tarihi binlerce yıllık geçmişi olan

kültür illerimiz var. Ömer Niziplioğlu’na göre

Mardin, Gaziantep, Şanlıurfa ve Nevşehir

gibi illerde daha fazla yatırım yapılmalı.

Uluslararası müsabaka, yarış ve etkinliklerin

yapılabileceği, uluslararası standartlarda

spor alanları oluşturabilirse önemli bir gelir

kaynağına ulaşılacağını aktaran Niziplioğlu;

“Yeterli konaklama, yeme-içme tesisinin

bulunduğu İstanbul ve Antalya'ya yapılacak

büyük kongre ve fuar alanları ile gelirleri

artırılabilir. Ülkemiz, doğu ile batının buluştuğu

noktadadır. Konum ve mesafe nedeni

ile tercih sebebidir. Dünyada turizmde en

çok parayı harcayan kişi iş insanlarıdır. Bu

misafirleri ülkemize çekmeliyiz.”

30 MİLYAR DOLAR GELİR

Turizm gelirlerini artırmak için atılacak

adımları sıralayan Ulusal İktisadi Düşünce

Kuruluşu Başkanı Ömer Niziplioğlu, sözlerini

şöyle sonlandırdı:

“Hatay, Adana, Mersin turizme açılırsa her il

için 3 toplamda 9 milyar dolar, gemi turu bu

illere çekilebilirse 1 milyar dolar, kış turizmi

için 5-6 dağı kayak merkezine dönüştürebilirse

4-5 milyar dolar, yayla turizmi için

Karadeniz’deki 5-6 yayla turizme açılırsa 2

milyar dolar, termal turizm için 8 il termal

bölgesi ilan edilirse 3 milyar dolar, kültür ve

tarih turizmiyle 3-4 il belirlenirse 2 milyar

dolar, spor turizmi için spor alanları nitelikli

hale getirilirse 3 milyar dolar, fuar ve kongre

turizmi için alan oluşturulursa 4-5 milyar

dolar olmak üzere her yıl 30 milyar dolar ek

gelir elde edilebiliriz.”

Ocak / Şubat / Mart | 2022

January / February / March

37



Perspektif

Şerif Yenen’den 2022 turizm trendleri

2022 yılının hem kültürel gezi hem iş seyahati

hem de küçüklü büyüklü toplantılarla

buluşma yılı olacağı öngörüsü yapan Şerif

Yenen, iç turizm grafiğinin yükselmeye devam

edeceğini söylüyor. Sayısı gittikçe artan

kültür gezilerinden ekonomik ve toplumsal

yarar elde edileceğini belirten Yenen, yeni

yıl tahminleriyle birlikte turizmdeki bazı

önemli konulara dikkat çekiyor.

Profesyonel turist rehberi, seyahat yazarı ve

uluslararası konuşmacı Şerif Yenen, pandemiyle

birlikte değişen yeni turizm trendlerine

projeksiyon tutuyor. Salgının nasıl

seyredeceğinin kolay tahmin edilememesi

nedeniyle turizm sektörünün hangi yönlere

evrileceğine dair net öngörülerde bulunmanın

zor olduğuna vurgu yapan Yenen; “Kesin

olan şu ki 2022, turizmde önceki yıllara göre

daha iyi olacak” diyor.

BULUŞMA YILI OLACAK

İki yıla yakın süren kısıtlamalardan sonra

insanların artık seyahat için bastırdıkları tutkularını

yavaş yavaş serbest bırakmaya başladığını

söyleyen Şerif Yenen, uzun süreden

beri birbirini görmeyenlerin de artık daha

fazla birlikte olmanın yollarını arayacağını,

2022 yılının hem kültürel gezi hem iş seyahati

hem de küçüklü büyüklü toplantılarla

buluşma yılı olacağını belirtiyor. Yenen, bu

yükselen seyahat iştahının yönünün yakın

mı yoksa uzak destinasyonlara mı olacağını

şimdiden kestirmenin güç olduğunu, yolculukların

uzunluğunun pandeminin seyriyle

birlikte şekilleneceğini düşünüyor.

DENEYİM TURİZMİ YÜKSELİŞTE

Şerif Yenen, pandemi nedeniyle genel

olarak hayata bakış açımızın yeniden şekillendiği

bir dönemden geçtiğimizi belirterek;

doğaya ve doğal güzelliklere, çevreye, tarihi

ve kültürel farklılıklara duyarlılığımızın

hızla arttığını, bunun yansımalarını seyahat

alanında görmenin kaçınılmaz olduğunu

vurguluyor. Yenen; “Kapalı geçen günlere

inat daha az bilinen destinasyonlarda farklı

deneyimler yaşama arzusu arttı. Gezginler

konfor alanlarının dışına ne kadar çıkarsa

çıksın, daha önce hiç yapmadıkları şeyleri

deneyimlemek ve daha az gidilen destinasyonları

keşfetmek için daha heyecanlılar;

yerel kültürü temsil eden otantik deneyimlere

olan ilgi yükseliyor. Seyahat artık sadece

‘bir yere gitmek’ demek değil, gidilen

destinasyonda farklı deneyimler yaşamak

çok daha önemli. Kültürel etkileşim daha

çok ön plana çıkmaya başladı. Hem ileri

teknolojiye sahip, hem de doğayla bütünleşik

turizme yönelim var” diyor.

İÇ TURİZM YÜKSELECEK,

KÜLTÜR BİLİNCİ GELİŞECEK

2020 ve 2021’de yurt içinde seyahat eden

yerli gezginlerdeki artışın, yurt dışına çıkanları

fazlasıyla geride bıraktığını hatırlatan Yenen,

sözlerine şöyle devam ediyor: “2022’de

de iç turizm grafiği yükselmeye devam

edecek. Pandemi engeline ek olarak Türk

Lirası’nın değer kaybetmesi de yurtiçinden

yurtdışına gidişleri önemli ölçüde durdurdu,

bu durum sürecek. Öte yandan Türkiye

yabancı ziyaretçiler için ekonomik açıdan

çok daha cazip hale geldi, bu da yurtdışından

ülkemize gelen yabancı ziyaretçilerin

sayısına ciddi artış olarak yansıyacak. Ancak

bu durumun bir dezavantajı da olacak, o da

ucuzluğun getirdiği imaj kaybı. İç turizmde

Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgeleri ilgi

odağı olmaya devam edecek. Sayısı gittikçe

artan kültür gezileriyle birlikte, memnuniyet

verici gelişmeler yaşanacak. Ekonomik

katkıların yanısıra toplumsal yarar elde

edilecek. Yaşadığımız coğrafyadaki kültür

çeşitliliği, insanlığın ortak mirası olarak

algılanacak. Ortak miras sahiplenilecek. Bu

topraklar üzerinde yaşayanlar kendilerini

daha fazla buraya ait hissedecek. Bunlarla

birlikte kültürel mirası koruma bilinci

gelişecek, ortak mirasın gelecek kuşaklara

doğru ve sağlıklı biçimde aktarma bilinci

oluşacak. Bunlar zaten kültür turizminin

olumlu katkıları.”

BUNLARA DİKKAT!

Uçak bileti fiyatlarının 2022’de tırmanacak

gibi göründüğünü kaydeden Şerif Yenen,

bunun turizme kuşkusuz olumsuz yansımaları

olacağını ifade ederek, yeni dönem için

bunun gibi bazı olumsuz beklentilere dair

şu yorumları paylaşıyor: “Başta havayolları,

oteller ve restoranlar olmak üzere turizmin

pek çok alanında pandemi boyunca ciddi

işgücü kaybı yaşandığı aşikar. Bu kaybın hemen

giderilmesi kolay değil, bu da hizmet

kalitesinde düşüş şeklinde sektörü olumsuz

etkileyebilir. Otellerde günlük temizlik veya

24 saat oda servisi gibi hizmetlerde düşüş

olabilir. Konukların sabırlı olması veya beklentilerini

düşürmesi gerekebilir.”

Ocak / Şubat / Mart | 2022

January / February / March

39


Objektifimden

Çanakkale’de özel bir destinasyon;

Dalyan ve

Alexandria Troas

Tarih ve turizmin muhteşem birleşimi...

Yazı ve Fotoğraflar:

YİĞİT UYGUN

yigit@yigituygun.com.tr

Güneş Bozcaada’nın sırtında batarken, muhteşem bir

tablo oluşur. Uzun kumsalın devamında lacivert denizler

ve güneşin su üzerinde titreşen ışıltıları vardır. Tam yaşanmalık

anlar! Çok sürmez ama... Kızıllaşan güneş, adanın

arkasından lacivert sulara gömülür bir anda. Ve bir başka

sihir başlar Dalyan’da, ‘alacakaranlığın yolculuğu’! Ortam

‘siyahlaşana’ dek sürer.

Minicik bir köy burası... İlk adı ‘Dalyan Obası’, sonradan

‘Dalyan’ olmuş. 1950’lerden bu yana köy statüsünde.

Yaklaşık 600 kişilik yerel halka, son zamanlarda civarda

yapılan siteler ve müstakil evlerde yaşayan kentliler

katılmaya başladı.

Burası yazın cıvıl cıvıldır, araç koyacak yer bulunmaz.

Plajlar doludur. Köyün minik meydanı, çevreden gelen

ziyaretçilerle taşar adeta. Hele hafta sonları lokantalarda

yer bulmak imkânsızlaşır. Kışın ise sessizliğe bürünürdü,

artık öyle değil ama. Büyük kentlerden

buraya göç edenler, özellikle emekliler kışın

da burada yaşamayı tercih etti ve köy, o ıssız

kış günlerindeki sessizliğinden uzaklaşmaya

başladı.

Konum olarak çok keyiflidir Dalyan. Çanakkale’nin

Ezine ilçesine bağlı... Çanakkale’ye

54 km, İstanbul’a 465 km mesafede.

Dalyan’dan Ezine’ye iki farklı yolla gidilir, o

nedenle mesafeler yola göre değişir. Ortalama

20 km uzaklıkta diyelim. Ve tabi Dalyan

deyince hemen yakındaki Geyikli beldesinden

söz etmemek olmaz. Özellikle son dönemlerde burada

çekilen filmler ve diziler ile fazlasıyla tanınır oldu.

Dalyan yerleşiklerinin de ana ihtiyaçları Geyikli’den

sağlanır. İki yerleşke arasında 7 km mesafe var.

Geyikli ve Dalyan’dan açılmışken de tabi söz Odunluk

İskelesi'ne gelecek. Hemen karşıdaki Bozcaada’ya ilk

ulaşımın yapıldığı iskele! Önce sadece yolcu taşıyan

balıkçı tekneleri, zamanla birkaç araç da taşıyacak

biçimde büyütülmüş ve uzun bir dönem Bozcaada’nın

ana ulaşım iskelesi olmuş Odunluk. Yıllar içinde rüzgârlı

havalarda buraya yanaşma güçlüğü, açık denizlere karşı

korunaksız oluşu ve tabi Bozcaada’nın gelişen turizmine

cevap verememesi üzerine yeni bir iskele yapılmasına

karar verilmiş. Bugün de Bozcaada ziyaretçilerini

karşıya götüren feribotların kalktığı ‘Yükyeri İskelesi’.

Odunluk ise hâlâ yerel balıkçı teknelerine zaman zaman

hizmet vermekte... Ancak aslında çevresindeki özellikle

yaz aylarında tıklım tıklım dolan cafe ve lokantaları ile

ön plana çıkıyor. Odunluk iskelesi civarında iki-üç adet

irili ufaklı taş binalar görülür. Bunlar palamut depoları...

Evet, iskelenin ilk yapılış amaçlarından biri de buradan

yapılan palamut ticareti. Balık sanmayın sakın, zaten

palamut bu suların esas balığı değildir. Meşe palamutu,

etraftaki meşe ağaçlarının meyvesi. Palamutlar

40 Ocak / Şubat / Mart | 2022

January / February / March


Objektifimden

toplandıktan sonra bu binalarda depolanır,

sonrasında da Odunluk İskelesi'nden teknelere

yüklenerek değişik yerlere gönderilirmiş.

Bölge gerçekten keyifli... Odunluk’tan Dalyan’a

doğru giderken hoş kampingler çıkacak yolunuzun

üstüne. Plaj, lokanta ve bar olarak da

hizmet veriyorlar. Konaklamanın yanında yükseltili

arazide alttaki denizin sesi de görüntüsü

de bir başka! Tabi karşıdaki Bozcaada manzarası

eşliğinde tadılan lezzetler de... Genelde

genç turistin rağbet ettiği bu kampinglerde,

özellikle son zamanlarda akşamları lokanta

bölümünde daha olgun kesim de görülmeye

başlandı. Olası civarda oturanlar ya da Geyikli

otellerinin müşterileri.

Ve biz yine dönelim muhteşem Dalyan’a.

Ülkemiz gerçekten sihirli. Pek çok kişi bu

sihrin bir bölümünün farkında! Köyün ana

plajının hemen arkasına dolandığınızda bir su

birikintisi görülecektir. Yazın düşük olan seviye,

kışın yağışlarla yükselir, bir göl olur. Burası

‘Pembe Göl’... Yılın belli dönemlerinde, özellikle

sonbaharda suyun rengi pembeye dönüşür.

Mevsimsel etkilerin yanında toprak yapısı ve

zemin civarında fark edilecek tuz tabakalarının

su ile etkileşiminin kimyasal reaksiyonu...

Şu yaşlı dünyamızda buna benzer ‘Pembe Göl’

sadece sekiz adetmiş. Avustralya, Azerbaycan

ve Avrupa’nın bir-iki noktasında... Biri de burada,

Dalyan’da! Acaba kaç yurttaş biliyor? Pembe

Göl'e ulaşmak üzere ana plajın üstlerine

doğru çıkarken, sağda deniz kenarında ve denizin

içinde sütun parçaları ve eski yontulmuş taş

kütlelerinin izleri görülür. Burası antik liman!

O zaman başlasın tarih... Dalyan köyü,

‘Alexandria Troas’ antik kentinin denizle

buluştuğu yerin devamına kurulmuş. Ne yazık

ki bu antik kentimiz de az bilinir. Evet, bir Efes,

Miletos ya da Priene değil ama bu kentin de

çok başka özellikleri var.

Denizin içindeki kalıntılar, iki ayrı limanın

varlığını ortaya koyuyor. Alexandria Troas,

liman ticareti ile zengin olmuş. Bölgede devasa

sütunlar yapılıp, bu limandan dünyanın çeşitli

yerlerine gönderilmiş. Ve buranın en önemli

özelliği, Bizans döneminde imparatorluğun

başkenti olarak düşünülmesi! Tüm hazırlıklar

yapılmış ama Konstantin son anda karar değiştirip,

İstanbul’u başkent yapmış.

Kentte kazılar sürüyor. Buluntular son derece

az ama ulaşılan sıra dışı biri var ki, gerçekten

özel! Anadolu coğrafyasında günümüze ulaşan

en büyük hamam kompleksinden kalanlar,

‘Herodes Atticus Hamamı’... Atticus, Romalı bir

senatör. Kentin su ihtiyacının karşılanması için

imparatorluk yönetimine başvurmuş. Başlayan

çalışmalar bir türlü bitirilememiş ve ödenek

de kesilmiş. Senatör bunun üzerine kalan işleri

kendi parasal gücü ile tamamlatmış ve kent

suya kavuşmuş. Bu nedenle de Alexandria Troas’taki

hamam kompleksine onun adı verilmiş.

Dalyan’dan çıkıp Gülpınar istikametine doğru

yol alırken, köyden yaklaşık 500 metre ileride

antik kentin forum alanı, nympheion ‘kutsal

çeşme’ ve o ünlü hamam kompleksi ziyaret

edilmeli. Fakat ileride çok daha ilginç tarihi

eserler görülecek! Her iki taraftaki tarlalarda,

zeytinliklerde lahitler, lahit kapakları, sur duvar

parçaları, oturma elemanları size eşlik edecek

yol boyu. Alexandria Troas’ın günümüze ulaşan

parçalarından bazıları... Kim bilir artık özel

arazi niteliğindeki bu yerlerde kazılar yapılsa,

toprağın altından neler çıkar?

Antik kentin kazı ekibinin konuşlandığı ve

eserleri toplayıp gözden geçirdiği merkez bina

da Dalyan köyünün içinde. Bu yolun bitiminde,

çevreyoluna bağlanırken sol tarafta Kestanbol

Kaplıcası göze çarpar. Özel olarak işletilen

kaplıca, 54-75 derece arası sıcaklıktaki sulara

sahip. Florür, sodyum ve demir bileşenleri

içerdiğinden şifalı. Pek çok hastalığa iyi geldiği

düşünülüyor yüzyıllardır.

‘Kestanbol’ kelime olarak neyi anımsatıyor?

İstanbul… İmparatorluk başkentinin İstanbul’a

kaptırılması sonrasında, anı olsun diye ismin

kullanıldığı rivayet. Suyun kutsallığı ile ilgili de

bir rivayet var. Bizans döneminde burayı ziyaret

eden Aziz Paulos’un, kaza geçirip ölen bir

çocuğu dua ederek, bu kaplıca suları ile yıkayıp

tekrar diriltmesi yönünde...

Dalyan’daki iki-üç lokantada eşsiz lezzetler tadılabilir.

Mutfağın temeli elbette deniz ürünlerine

dayanıyor. Mevsimine göre taptaze balıklara,

şahane salatalar ve mezeler eşlik eder. Hiç beklemediğiniz

tatlar bulabilirsiniz. Yaz mevsimi

denize yakın lokantalar, özellikle hafta sonları

öğlenden dolmaya başlar. Çevrede başkaca bir

tesis olmadığından denize girenler, güneşlenenler

ihtiyaçlarını bu lokantalardan karşılar.

Uzun ve geniş plaj, kapasite anlamında yeterli...

Lacivert sular zaten tertemiz. Kuzey Ege

olduğundan bazılarına serin gelebilir. Bayram

gibi özel günlerde ise kısmen personel sıkıntısı

servisin gecikmesine neden olabilir. Tabi yer

bulduysanız!

Minik köy meydanının hemen altında oldukça

büyük bir balıkçı barınağı var. Uzun bir mendireğe

sahip, liman diyelim hatta. Genelde balıkçı

tekneleri demirdedir. İşte taptaze balıkları

da onlar getirir. Bu arada, açık denize doğru

derinlik uygun... Yüksek salmalı tekneler de

bağlanabilir. Kısaca, tekne ile de gelmek olası

Dalyan’a. Burada konaklama köy içindeki iki-üç

pansiyon ile sağlanıyor ya da Geyikli istikametindeki

otellerde. Mesafe uzak olmadığından

ulaşım sorun olmaz.

Çanakkale ve civarı, kutsal meyve zeytinin özel

üretim bölgelerinden ülkemizde. Doğal olarak

Dalyan ve civarında da zeytinlikler oldukça

fazla. Yerel halkın büyük bölümü, hatta son

zamanlarda kentten göç edenler de sonbahardan

kışa geçilirken büyük bir coşku yaşar.

Zeytin hasadı…

Olgunlaşan meyveler toplanır, sıkılır, yağı alınır,

ya da sofralık yapılır. Zeytin pek çok ailenin

ana geçim kaynağı. O nedenle genelde arazi

bakımları ihmal edilmez. Düşük asit oranı,

rengi, aroması ve tabi olağanüstü lezzeti ile

Dalyan zeytinyağı, ciddi bir ekonomik değer

katar bölgeye.

Tarih fazlasıyla, doğal güzellikler alabildiğince,

lezzetler şahane… İnsan başka ne ister ki bir

yerden? Dalyan...


Deniz Fenerleri

İstanbul'un fenerlerine

turistik bir gezi

Doç. Dr. Vural Yiğit’in “Türkiye Deniz Fenerlerinin Konumları ve Turizme Etkisi” isimli

çalışmasından bölümleri yayınladığımız yazı dizisinin ilk kısmında, deniz fenerlerinin

tarihine "Antik Çağ Deniz Fenerleri" çerçevesinde yer vermiştik. Bu yazıda ise Vural Yiğit’ten

İstanbul’un öne çıkan ve hafızamızda en çok yer eden deniz fenerlerini dinleyeceğiz.

ANADOLU FENERİ

Gelelim İstanbul Boğazı’nın Karadeniz’e açılan iki yakasındaki

ünlü fenerlere… Anadolu Feneri, İstanbul'un Asya

yakasında İstanbul Boğazı'nın Karadeniz ile birleştiği

kuzey ucunda, Yon (Hrom) Burnu üzerinde bulunan deniz

feneri. Karşısındaki Rumeli Feneri'nden 2 deniz mili uzakta.

Fenerin bulunduğu köy de aynı isimle (Anadolu Feneri)

adlandırılıyor.

Anadolu Feneri, sabit silindir kristalinin içindeki 1000

watt'lık ampul, kristalin çevresinde elektrik motoruyla

dönen bir paravan sayesinde yanıp sönüyor, açık havalarda

16 deniz mili ileriden görebiliyor. Kırım Savaşı sırasında

Osmanlı, Fransız ve İngiliz gemilerinin Boğaz'ın ve Karadeniz'in

girişlerini görebilmeleri için yeniden yapıldı.

Şile Feneri

Türkiye’de 1856-1904 yılları arasında 200’den fazla fener

inşa edilmiş ve hizmete sokulmuş. Günümüzde Türkiye’nin

8 bin 334 kilometreyi bulan kıyılarında hâlen değişik

karakterde ışık gösteren, çeşitli tip ve özellikler taşıyan 354

fener bulunmakta. Bunlardan 53 tanesi Marmara’da, 82’si

Karadeniz’de, 85’i Ege’de, 73’ü Akdeniz’de, 23’ü Çanakkale’de

ve 38 tanesi İstanbul’da.

Boğaziçi’nde ise irili ufaklı 20 kadar fener yer alıyor. Bu

fenerlerden Rumeli yakasında olanlar yeşil, Anadolu

yakasında olanlar ise kırmızı ışık çakıyorlar. Kıyı uzunluğu

oldukça fazla olan yurdumuzda; Ege adaları, İzmir Körfezi,

Akdeniz kıyıları, Marmara Denizi, İzmit Körfezi ve Karadeniz

kıyıları boyunca çok sayıda deniz feneri bulunuyor.

Şimdi kendimize özgün bir deniz feneri rotası belirleyerek,

İstanbul’daki bazı önemli fenerleri tanımaya çalışalım. Nereden

yola çıkalım derseniz? Hırçın dalgaları, sarp kayalıkları,

yeşil ormanları ile Karadeniz kıyısından başlayabiliriz...

ŞİLE FENERİ

Şile Feneri, İstanbul'a 60 km mesafede, Şile ilçesinin merkezinde

yükseliyor. Ülkemizin en geniş gövdeli ve en uzun menziline

sahip feneri... Işığı tam 25 mil uzaklığı aydınlatabiliyor.

Anadolu Deniz Feneri, 15 Mayıs 1856'de Fransızlar tarafından

karşı sahildeki fenerle birlikte yapılarak işletilmeye

başlandı. 1933'te ise Fransızlara verilen 100 senelik işletme

imtiyazı iptal edildi ve Türklere geçti. Beyaz taştan yapılmış

fenerin boyu 20 metre ve orijinal hâlini koruyan nadir

fenerlerden biri. Fenerin yalnızca Beykoz'a dönük yüzü

karanlıkta kalır. Denizden 75 metre yükseklikte, saniyede

bir beyaz ışık saçarak 18 saniye bekliyor.

RUMELİ FENERİ

İstanbul'un Avrupa yakasındaki Sarıyer ilçesinde yer alan

58 metre yükseklikteki Rumeli Feneri, uçsuz bucaksız bir

Karadeniz manzarasına sahip. Avrupa yakasının Boğaz'daki

en uç noktasında bulunan Rumeli Feneri Köyü'nde, Karadeniz'in

tam girişinde konuşlanıyor. Bir diğer adı Türkeli

Anadolu Feneri

42 Ocak / Şubat / Mart | 2022

January / February / March


Deniz Fenerleri

Rumeli Feneri

Kız Kulesi Feneri

Feneri olan fener, 18 deniz mili görüş mesafesine

sahip. 1786 yılındaki Kırım Savaşı

sırasında gemilere yön verebilmek amacıyla

yapılmış. Rumeli Feneri'nin yer aldığı bölge,

antik çağlarda "Panium" olarak anılıyormuş.

Rumeli'nin fethinde öneme sahip olan ve

korkusuz olarak bilinen halk kahramanı

Sait Saluk'un türbesinin burada olduğuna

inanılıyor. Rumeli Feneri, 30 metrelik kulesi

ile ülkemizin en yüksek deniz feneri.

AHIRKAPI FENERİ

Boğaziçi'nin Marmara Denizine açılan kapısında

bulunan Ahırkapı Feneri, İstanbul'un

Sirkeci-Yenikapı sahilyolu üzerinde bulunuyor.

Ülkemizin en eski deniz fenerlerinden

biri. 29 metrelik gövdesiyle en uzun ikinci

deniz feneri olma özelliği taşıyor. Osmanlı

döneminde, 1755 yıllarında Mısır'a ticaret

eşyası taşıyan ve Hacı Kaptan idaresindeki

bir kalyon, Kumkapı'da karaya oturmuş.

Olayı duyan dönemin padişahı III. Osman,

Sadrazam Sait Paşa'yı da yanına alarak

Kumkapı’ya gitmiş. Tüm mürettebat ve

kaptan kurtarılmış. Bunun üzerine padişah,

buraya bir fener yapılması emrini vermiş.

İstanbul'un Kumkapı semtinden denizcileri

selamlayan Ahırkapı Feneri, Kaptan-ı Derya

Süleyman Paşa tarafından yapılmış. Bugün

gördüğümüz Ahırkapı Feneri ise Fransızlar

tarafından 1857 yılında fenerler idaresi için

yaptırılmış. Hâlâ daha eski güzelliğini koruyan

Ahırkapı Feneri, Marmara Denizi'nden

İstanbul Limanı'na giren ya da İstanbul Boğazı'nı

geçen gemilere rehberlik ediyor. Işığı

16 deniz mili mesafeden görülebilen fener,

deniz seviyesinden 36 metre yükseklikte bulunuyor

ve kulesi de 26 metre yüksekliğinde

örme taş kule olma özelliği taşıyor.

Işık kaynağı önceleri fitilli gazyağı lambası

imiş, ancak daha sonra LPG ile çalışan

parlak ışıklı lambalar kullanılmaya başlanmış.

Günümüzde ise 1000 watt'lık elektrik

lambası kullanılıyor. Ahırkapı Feneri ve

gardiyan binası, ulusal miras olarak Kıyı

Emniyeti ve Gemi Kurtarma İşletmeleri

Genel Müdürlüğü tarafından koruma altına

alınmış durumda.

BAKIRKÖY FENERİ

Bakırköy Feneri, İstanbul'un tarihi fenerlerinden

biri... Marmara Denizi'nden İstanbul

Boğazı'na giriş yapan gemileri karşılar. Fransızlar

tarafından 1856 yılında inşa edilmiş.

İlk adı Ayastefanos olup, 23 metrelik bir yüksekliğe

sahip. Şimdiye kadar üç kez yenileme

döneminden geçmiş. Fener, İstanbul'un

Bakırköy ilçesine bağlı olan Yeşilköy semtinde

bulunuyor. Mimarisiyle göz dolduran bu

görkemli yapı, sağlamlığını da sürdürüyor.

KIZ KULESİ FENERİ

İstanbul Boğazı'nın Marmara Denizi'ne yakın

kısmında, Salacak açıklarında yer alan küçük

adacık üzerinde inşa edilmiş. İstanbul’un

simgesi olan Kız Kulesi’nin M.Ö. 24 yıllarına

uzanan tarihi bir geçmişi var. Kule hakkında

pek çok efsane ve eser bulunuyor. Evliya

Çelebi, kuleyi şöyle tarif eder: “Deniz içinde

karadan bir ok atımı uzak, dört köşe, sanatkârane

yapılmış bir yüksek kuledir. Yüksekliği

tam seksen arşındır. Sathı mesahası iki yüz

adımdır. İki taraftan kapısı vardır.” İstanbul

Boğazı'nın gerdanlığı olan Kız Kulesi'nin yanındaki

kayalıkların üzerinde bulunan küçük

bir deniz feneri bulunuyor.

YASSIADA FENERİ

Yassıada, Marmara Denizi'nde İstanbul'a

yakın küçük bir adadır. Biri sivri, diğeri yassı

görünümlü olan, birbirine yakın iki adadan

yassı olanıdır. Eni 185, boyu 740 metre,

yüzölçümü 18.3 hektar olan adanın arazisi

düzdür, ancak sahilleri genellikle denize dik

olarak iner. Demokrasi ve Özgürlükler Adası

olarak turizme açılan adadaki bu fener, güzel

bir İstanbul ve Kadıköy manzarasına sahip.

Adada; Kongre Oteli, Adnan Menderes Kongre

Merkezi, Oramiral Sadık Altıncan Kütüphanesi,

Demokrasi Meydanı, seyir terası ve

parklar bulunuyor. Demokrasiye olan saygıyı

ve inancı canlı tutan, simgeleyen bir yapı

olarak 24 metre yüksekliğindeki taş yüzeyli

Demokrasi Feneri ise ziyaretçilerini bekliyor.

Adaya deniz seferleri başlamış durumda.

Ahırkapı Feneri

Bakırköy Feneri

Yassıada Feneri

Ocak / Şubat / Mart | 2022

January / February / March

43


Destinasyon

Sarajevo’dan

Mostar’a büyülü bir

yolculuk

SONGÜL KARADENİZ

Bosna savaşının izlerini her adımda hatırlatan

bir ülke: Bosna-Hersek.... Bizim keşif

adımlarımız, Saraybosna’nın Sebilj’inde

başladı. Havaalanından ortak taksi tutarak

vardığımız şehir merkezinin başlangıç noktası

olan Sebilj, Başçarşı’nın tam göbeğinde

duruyordu. Sırt çantalarımız eşliğinde Ferhadija

Caddesi'ndeki hostelimize yürüdük.

Uygun fiyatlı bir gezi planı olanlar için en

iyi seçenek genelde hosteller oluyor. Biz de

öncesinde en uygun fiyatlı hosteli bulup,

rezervasyon yaptırmıştık.

Eşyalarımızı bıraktıktan sonra yerel lezzetleri

keşfe çıktık. Gazi Hüsrev Bey Camisi’nin

önünden geçtik ve sokaklarda biraz dolandıktan

sonra meşhur bureg’inin (Boşnak

böreği) tadına baktık. Kendine has bir tadı

olan Boşnak böreğinin üzerine yoğurtlu

bir sos döktüler. Yediğim en lezzetli börek

olduğunu söylemek abartı olmaz açıkçası.

Bosna’ya her gidenin mutlaka tadına bakması

gereken lezzetlerden biri...

Karnımızı güzelce doyurduktan sonra Kutsal

Kalp Katedrali’nin (Sacred Heart Cathedral)

yanından geçtik. 19. yüzyıldan kalma yapı,

gotik tarzıyla gösterişli bir Katolik kilisesi.

Bu tarihi yapı, Bosna’da birçok binanın da

mimarı olan Josip Vancaš tarafından tasarlanmış.

Güzel bir ilk günün ardından hava

kararınca hostele döndük. Ertesi gün sabah

erkenden kalkıp, trenle Mostar’a geçtik. İlk

tren yolculuğumu Neretva nehrinin enfes

güzelliği eşliğinde yapmak beni fazlasıyla

büyüledi. Saraybosna’ya gelmişken Mostar’a

uğramadan ülkeden ayrılmamanızı

öneririm.

MOSTAR’IN SİMGESİ: STARİ MOST

Mostar’a varınca gidip gördüğümüz ilk yer,

yapımını Mimar Hayreddin’in üstlendiği

Stari Most (Mostar Köprüsü) oldu. 9 Kasım

1993’te Bosna Savaşı sebebiyle büyük hasar

gören, daha sonrasında ise onarılıp eski hâline

getirilen Mostar Köprüsü, UNESCO’nun

Dünya Kültür Mirası Listesi'nde. Köprüye

44 Ocak / Şubat / Mart | 2022

January / February / March


Destinasyon

anlatan Savaşta Çocukluk Müzesi’ni (War

Childhood Museum) ziyaret ettik. Jasminko

Halilovic’in Bosna Savaşı'na tanık olmuş

çocukların hatıralarından yola çıkarak

hazırladığı "War Childhood" kitabındaki

hatıraların toplanarak hazırlandığı müzede,

hem hüzünlendim hem de tebessüm ettim.

Bu müze, çocukların savaş zamanındaki

hayatta kalma mücadelelerinin en somut

örneklerinden biri. Müze, 2018 Avrupa Konseyi

Müze Ödülü'ne layık görülmüş. Müzeyi

gezerken oyuncak ayıdan sihirli değneğe

kadar pek çok kişisel eşyayı ve o eşyaların

sahibi olan çocukların anılarını dikkatle

inceledim. Bu müzede bir yandan savaşın

yıkıcılığına maruz kalırken, öte yandan hayatta

kalma mücadelesinin en güçlü hâline

tanık oluyorsunuz.

KUŞBAKIŞI SARAJEVO

Saraybosna’da ziyaret edilmesi gereken

bir başka yer de Church of Saint Anthony

of Padua’ydı. Fazlasıyla güzel bir kiliseydi.

Binanın dış cephesini kaplayan kırmızı

duvarları bir cazibe yaratıyordu. Oradan

çıktıktan sonra Sarajevo’ya tepeden tüm ihtişamıyla

gülümseyen Beyaz Tabya’yı gözüme

kestirdim. Yol üstünde İzzet Begoviç’in

mezarının da içinde bulunduğu şehitliğe

uğradım. Şehitlerin arasından geçerken mezar

taşlarındaki isimlere ve tarihlere baktım.

Acı bir yutkunuş geçti boğazımdan. Liderleri

Begoviç, vasiyetinde diğer mezarlardan

ayrı ve gösterişli bir mezarlık istemediğini

özellikle belirtmiş. Mezarı diğer şehitlerle

aynı yerdeydi.

Şehitlikten çıkınca sokak aralarına girdim.

Tepede kendi hâlinde duran Beyaz Tabya’ya

bir kez bakıp, yön duygumu pusula edinerek

yola devam ettim. Tepeye varınca enfes

bir şehir manzarasıyla karşılaştım. Manzarayla

karşılaşınca bu şehre tekrar geleceğimden

emin oldum. Beni aurası içine alan

Bosna’ya bir çocuğun annesine bağlandığı

gibi bağlandım. Onunla umutlandım,

onunla hüzünlendim ve derinden etkilendim.

Bu şehrin suyundan bir kez içenin bu

şehre tekrar geldiği efsanesine, yüreğimin

en derininden inandım.

giderken güzergâhımızın üzerinde sıklıkla

savaşın izlerini taşıyan ve mermilerin açtığı

yaralarla dolu binalara denk geldik. Bosna

halkı, çocuklarının geçmişini bilip, bundan

ders çıkarması adına savaşın izlerini şehirden

tamamen silmemiş ve üzerinde “Don’t

Forget” (Unutma) yazılı taşları şehrin çeşitli

yerlerine kondurmuş. Mostar’ı ve kendine

has mimarisini keşfederken bir şehitliğe

rastladık. Savaşın yarattığı yıkımın genç ya

da yaşlı dinlemediğini, bir bebek mezarının

başında iliklerimize değin hissettik.

Akşam treniyle Sarajevo’ya geri döndük

ve ertesi gün savaşı çocukların gözünden

Ocak / Şubat / Mart | 2022

January / February / March

45


Bodrum the Region of Tourism

13 million liras obtained from museums and ruins

In addition to the sea, sand and sun,

tourists who prefer Muğla and its touristic

districts to visit the ancient cities dating

back thousands of years and the museums,

where the artifacts unearthed

here are exhibited, contribute greatly to

the economy of the city. The museums

and ruins in Muğla, which is among the

indispensable holiday routes of tourists

with its natural beauties, sea, historical

texture and cultural structure, hosted 802

thousand 792 visitors in 2021.

According to the information compiled by

the Anadolu Agency correspondent from

the data of the Provincial Directorate of

Culture and Tourism, last year 7 museums

in the city center and its districts, and 15

ruins where excavations continue hosted

802 thousand 792 visitors, and an income

of 13 million 679 thousand 397 liras

was obtained from these visits.Bodrum

Underwater Archeology Museum, built

by the "Knights of Saint John" in Bodrum

district and located in Bodrum Castle,

was visited by 164 thousand 205 visitors,

Zeki Müren Museum in Bodrum was

visited by 52 thousand 296 and Mausoleion

Memorial Museum was visited by 18

thousand 643 visitors.

165 thousand people visited the renovated Bodrum Castle

In Bodrum, which stands out with its cultural tourism

as well as sea, sand and sun, Bodrum Castle is one of

the most visited areas despite the epidemic process.

Last year, approximately 165 thousand people visited

Bodrum Castle, which was renovated with the restoration

work carried out by the Ministry of Culture and

Tourism.

English, Italian,

German, French

and Spanish towers,

Uluburun, Gelidonya,

Bozburun, Yassıada,

Serçe Harbor underwater

shipwrecks

and Carian Princess

Exhibition Halls

are located in the

museum, whose

restoration work has

also been completed.Director

of Bodrum Castle Underwater Archeology

Museum, HüseyinToprak, told that the castle is the

symbol of the district.Pointing out that the restoration

works, which started in 2017, were completed in 2021,

Toprak noted that they reached a significant number

of visitors with the newly opened halls.Emphasizing

the potential of foreign tourists coming to Bodrum, Toprak

stated that there are also many guests coming to

the castle from Europe, Russia, Ukraine, Arab countries

and India.

46 Ocak / Şubat / Mart | 2022

January / February / March


Bodrum the Region of Tourism

A 400-year-old historical artifact

is being restored in Bodrum

Restoration works of the Early Byzantine Period (Eastern

Roman Period) historical artifact, which is located in Bodrum

and whose first phase dates back to the 6th century

has begun. Restoration works are carried out under the

coordination and supervision of Bodrum Municipality Directorate

of Reconstruction and Urbanization, Protection,

Implementation and Inspection Bureau (KUDEB).

TO BE COMPLETED AND OPEN TO VISIT IN 2022

Bodrum Municipality Director of Reconstruction and Urbanization

MelikeYapıcı stated that the 1,400-year-old early

Byzantine period historical artifact, which is an immovable

cultural property owned by the Bodrum Municipality, was

severely damaged due to the earthquake that occurred

in the district in 2017, and gave the following information

about the process: “Survey, restitution and restoration

projects were prepared and submitted to Muğla Cultural

Heritage Preservation Regional Board for approval and

necessary permits were obtained. The tender for the restoration

of the building was completed at the end of 2021,

and the restoration application was started by the contractor

company under the supervision of our directorate.

We aim to complete the restoration work of this structure,

which is a common cultural heritage of the world, in 2022.

Then, we plan to open our historical artifact to the visit of

local and foreign guests and contribute to the tourism of

the region and the country.”

FUTURE GENERATIONS WILL SEE

While the project design and implementation works for the

protection of historical buildings, which are immovable

cultural assets throughout the peninsula, continue by the

Bodrum Municipality Directorate of Reconstruction and

Urbanization, Protection, Implementation and Inspection

Bureau (KUDEB), it is aimed to preserve these structures

and transfer them to future generations.

3 million tourists target in Muğla

Muğla, one of Turkey's favorite tourism centers,

aims to host 3 million tourists this year.

Muğla, a tourism city famous for its natural

beauties and ancient cities, with the longest

coastline in Turkey with 1484 kilometers,

serves domestic and foreign guests with its facilities

with a capacity of 340 thousand beds.

The city, which offers various tourism opportunities

to holidaymakers with its districts

such as Bodrum, Marmaris, Fethiye, Datça,

Ortaca, Milas and Ula, has become an indispensable

address for those who want to enjoy

the sea, sand and sun again with the new

type of coronavirus measures. Provincial

Culture and Tourism Director ZekeriyaBingöl

told that tourists from many countries come

to the city. Stating that the guests were hosted

in the best way, Bingöl noted that Muğla,

which is among the important tourism

destinations of the world, stands out with its

historical and natural beauties, ancient cities

and luxury accommodation facilities as well

as its sea, sand and sun.

Ocak / Şubat / Mart | 2022

January / February / March

47


Antalya the Region of Tourism

195 million-year-old megalodon fossils found in Antalya

The fossils of extinct shark species megalodon

that lived in the marine ecosystems

195 million years ago was discovered on

the surface of a marble piece in a marble

quarry in Turkiye's Mediterranean resort city

of Antalya.

Some workers, while mining in a marble

quarry in Antalya's Korkuteli district, found

on the marble surface fossils of one of the

largest sea creatures ever existed.Later,

geological engineer FuzuliYagmurlu from

Suleyman Demirel University in Turkey's

southwestern Isparta province inspected

the fossils and found that the figures were

formed by remains of an extinct mussel-like

megalodon that lived in the marine ecosystem

195 million years ago.

A megalodon has a thick mussel-like

double shell, Yagmurlu said, adding that

the shape of their fossils is similar to that

of a human heart.YagmurEren, an export

specialist of the marble factory, told that

the workers noticed a different image on

the surface of the stone.Eren said it is the

first time they have had encountered such

an incident in the marble quarry, adding:

“We are currently exhibiting the marble in

the quarry here.”

Antalya welcomed 9M+ tourists in 2021

The famed Turkish resort city of Antalya

welcomed more than 9 million foreign

visitors last year, according to figures from

the local governorship.The city was visited

by 9.09 million tourists in 2021, up 164%

compared to the previous year, the figures

showed.

In 2020, the city saw only 3.4 million

foreign visitors due to Covid-19

pandemic measures.Among foreign

visitors to the Turkish Riviera resort,

Russia took the lion’s share with 3.58

million, followed by Ukraine and

Germany, both with 1.27 million.In

December alone, 61,848 foreign visitors

came to the city, soaring 213%

year-on-year.

48 Ocak / Şubat / Mart | 2022

January / February / March


Antalya the Region of Tourism

Liberian woman regains health in Antalya

You get shocked and crash down when you

are diagnosed with cancer, but what do you

feel when you learn that it is a misdiagnosis

and you are clear of a malign tumor?It

was pure happiness Stefani Mis Taylor felt

when she was told that it was just advanced

lumbar hernia, not cancer.

“I was on cloud nine when I learnt that I

have no cancer”, the 23-year-old Liberian

woman told.Taylor, who is the daughter

of Liberian Vice President Jevel Taylor,

suffered from severe leg aches and had

difficulty walking. She applied to several

hospitals in her home country and Ghana

where doctors said she had a tumor in her

head and left leg.

Well-known for health tourism, Turkey was

the next stop of the young woman seeking

treatment.She reached a clinic operating in

the Mediterranean resort city of Antalya that

offers healthcare services for foreigners.

Elaborate examinations there found that

her illness was caused by advanced lumbar

hernia, not cancer.Taylor regained her

health after surgery followed by rehabilitation

and physical therapy in Antalya.

SHE REGAINS BOTH HEALTH,

HOPE IN LIFE

The young woman, who said she is the

chairwoman of a foundation that supports

almost 1,500 girls, can now walk comfortably

without any outside help.Taylor said

she first thought her pain was due to fatigue

and lack of sleep, but she started to feel

complete numbness in her left foot after

six months.It was her mother and aunt

Wilhelmina Jallah, who is also the health

minister of Liberia, who told Taylor that she

should seek a treatment in Turkey.

They searched for an alternative and were

recommended Turkey to seek treatment:

“Of course, we have several African students

there and have spoken a lot about

Turkey.”Taylor was quite satisfied with the

cure she received in Turkey: “Turkey is really

good in health. When I came here, I was

unhappy and had lost hope in living. Now I

can sit and walk. I can move my left leg.”

SunExpress to start direct flights

between Vilnius and Antalya

Turkish-German airline SunExpress is set

to start direct flights between the Lithuanian

capital Vilnius and Turkiye's Mediterranean

resort city Antalya.Starting from

April, the air carrier will operate flights up

to seven times a week.

“Until now, SunExpress operated charter

flights between Lithuania and Turkey on

behalf of several tour operators”, it said.

Based in Antalya, SunExpress was founded

in 1989 as a joint venture of Turkish Airlines

and Germany's Lufthansa.

Ocak / Şubat / Mart | 2022

January / February / March

49


Cappadocia the Region of Tourism

Turkey's famed Ihlara Valley

greets visitors with unique winter views

The Ihlara Valley, which is among the

world's largest canyons and resembles an

open-air museum with its historical and

natural beauty, attracts hikers looking

to walk along trails of unequaled winter

views. The valley, located on the borders

of the Guzelyurt district in Turkey's central

Aksaray province, is described as "the

pearl of Cappadocia".

It takes visitors on a journey through

history and nature under a fresh snow

cover. Hikers can go down into the

valley gazing at the breathtaking view

while descending the 382-step staircase.

Nature and history lovers are also fond

of the Melendiz Stream, snaking along

the deep gorge. They can trek through

the trees three routes on either bank

of the stream. Visitors can also explore

historical sites in the valley, like the

Egritas, Agacalti, and Yilanli churches, as

well as other chapels and monasteries

carved into the rock, while the winter

season promises the joy of snowball

fights among the canyon walls.

Guzelyurt District Governor Nurullah

Cemil Erciyas told Anadolu Agency that

despite the coronavirus pandemic,

the town had met its goal of attracting

1 million tourists last year. The valley

alone hosted nearly 600,000 local and

foreign tourists last year, said Erciyas:

"Ihlara Valley is becoming a center of

attraction for winter tourism. With a

length of 14 kilometers (9 miles) and

living spaces such as churches and

monasteries, the valley has a special

place in the world."

388,000+ enjoy

bird’s-eye view of

Cappadocia in 2021

Some 388,833 visitors took hot-air

balloon trips to experience a bird's-eye

view of Turkey's world-famous scenic

Cappadocia in 2021. Cappadocia is

famous for its unique "fairy chimney"

volcanic cones, valleys, underground

cities, boutique hotels, and houses

carved into rocks, churches, chapels,

and shelters used during the early

years of the Christian faith.

The region, located in Central

Anatolia's Nevsehir province, has

been preserved as a UNESCO World

Heritage Site since 1985. Tourists from

all over the world prefer to experience

Cappadocia's landscapes and peaklike

rock houses up in the sky. Last

year, balloon tours were possible in

216 days due to adverse weather conditions.

The highest number of people

participated in the hot air balloon tour

was in October with 76,104.

"The weather condition in Cappadocia

is favorable for hot air balloon rides.

We can fly about 220 days a year,

which is a very significant number

when we look at the world average",

Mehmet Dinler, head of Anatolian Hot

Air Balloon Operators Association, told

to TOURMAG Tourism Magazine.

50 Ocak / Şubat / Mart | 2022

January / February / March


Cappadocia the Region of Tourism

The churches and chapels in Göreme Open

Air Museum presents a historical journey

The rock-carved churches, monasteries

and chapels in Göreme Open Air Museum,

which are visited by hundreds of thousands

of visitors every year in Cappadocia, attract

tourists with their historical texture and frescoes

that challenge centuries.

Among the many religious buildings in

the UNESCO World Cultural Heritage List,

the Churches of Darkness, El Nazar, Tokalı,

Elmalı, and the chapels of St. Barbara and

St. Basil are among the most visited. In the

churches, chapels and monasteries, which

were decorated with simpler drawings in

the first periods, the frescoes painted on

the walls and ceilings after the Roman

Emperor Constantine I accepted Christianity

in the third century, maintain their

originality despite the centuries that have

passed.

Original frescoes within the churches and

chapels where take place in Göreme Open

Air Museum, which is among the top 10

most visited tourism centers in Turkey that

affiliated to the Ministry of Culture and

Tourism, depictions of the "Birth", "Baptism",

"Entry to Jerusalem", "Journey to

Bethlehem", "Worship of the Three Magi",

"Resurrection of Lazarus", "The Last Supper",

"Jesus on the Cross" and "Hospitality

of Abraham" attract tourists.

Cappadocia gateway Nevsehir named

Asia Cooperation Dialogue's tourism capital

The Asia Cooperation Dialogue (ACD)

has declared Nevsehir – the gateway to

Turkey’s picturesque Cappadocia region –

its tourism capital for 2022. During a virtual

ministerial meeting based in Ankara, the

Turkish capital, the group’s chairmanship,

held by Turkey since September 2019, was

handed over to Bahrain, said a Turkish

Foreign Ministry statement.

The meeting was attended by Foreign

Minister Mevlut Cavusoglu, Bahraini

Foreign Minister Abdullatif bin Rashid Al

Zayani, and Pornchai Danvivathana, the

group’s secretary general, with the online

participation of its member states, the

statement added. 2022 marks the group’s

20th anniversary, it said, adding: “We

congratulate Nevsehir and wish her good

fortune and luck.”

The ACD was established as an intergovernmental

forum in 2002 to develop

cooperation among Asian countries and

improve the competitiveness of Asia at the

global level. With 35 member countries, the

forum has the highest number of attendees

in Asia. Turkey launched its Asia Anew

initiative in 2019 to improve ties with Asian

nations in various areas

Ocak / Şubat / Mart | 2022

January / February / March

51


Bir Seyyahın Gözünden

Karagöz

Minyatür Sanatı

Geleneksel Zekâ ve Strateji Oyunu: Mangala

Geleneksel Çini Ustalığı

Meddahlık

Dünyanın tanıdığı

Türkiye mirasları!

UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’ni biliyor

musunuz? Tıpkı UNESCO Dünya Miras Listesi gibi

bu da çok önemli. Kültürümüze dair birçok önemli

konuyu dünyanın tanımasını sağlıyor.

Türkiye olarak listede şu anda 21 mirasımız var. 2021

sonunda geleneksel güzel yazı sanatımız “Hüsn-i

Hat”da listeye kabul edildi. Diğerleri hangisi diye

merak ettiyseniz, onun da cevabını hazırladım size.

İşte liste:

SAFFET EMRE TONGUÇ

tonguc@saffetemretonguc.com

Meddahlık

Mesir Macunu Festivali

52 Ocak / Şubat / Mart | 2022

January / February / March


Bir Seyyahın Gözünden

Dede Korkut Mirası: Destan Kültürü, Halk Masalları ve Müzik

Alevi-Bektaşi Ritüeli: Semah

Bahar Kutlaması: Hıdrellez

Minyatür Sanatı

Nevruz

Türk Kahvesi Kültürü ve Geleneği

Kırkpınar Yağlı Güreş Festival

• Meddahlık

• Mevlevi Sema Töreni

• Aşıklık Geleneği

• Nevruz

• Karagöz

• Geleneksel Sohbet Toplantıları

• Kırkpınar Yağlı Güreş Festivali

• Alevi-Bektaşi Ritüeli: Semah

• Tören Keşkeği Geleneği

• Mesir Macunu Festivali

• Türk Kahvesi Kültürü ve Geleneği

• Türk Kâğıt Süsleme Sanatı: Ebru

• Geleneksel Çini Ustalığı

• İnce Ekmek Yapma ve Paylaşma Kültürü

• Bahar Kutlaması: Hıdrellez

• Islık Dili

• Dede Korkut Mirası: Destan Kültürü,

Halk Masalları ve Müzik

• Geleneksel Türk Okçuluğu

• Geleneksel Zekâ ve Strateji Oyunu: Mangala

• Minyatür Sanatı

Güzel bir haber daha vereyim. UNESCO Somut

Olmayan Kültürel Miras Listesi’ne en fazla kültürel

öğe kaydettiren ilk 5 ülke arasındayız. 2022 yılı için

değerlendirmeye alınacak konular da çok önemli.

Onlardan biri “Çay Kültürü”, diğerleri ise “Geleneksel

Ahlat Taş İşçiliği”, “Nasreddin Hoca Fıkralarını Anlatma

Geleneği” ile “İpek Böcekçiliği ve Dokuma İçin

İpeğin Geleneksel Üretimi”.

Güzel haberlerden konuşmaya ihtiyacımız var.

Özellikle de söz konusu zengin tarihimiz, kültürümüz

olunca insanın içi açılıyor.

Islık Dili

Ocak / Şubat / Mart | 2022

January / February / March

53


Gezgin

Sicilya turunun yeni adresleri;

MESSINA, CEFALU

VE PALERMO

BARIŞ KADIOĞLU

Geçtiğimiz sayıda sizlere Sicilya yolculuğumun

Catania, Syracuse ve Taormina ayağından bahsetmiştim.

Şimdi ise sıra Messina, Cefalu ve Palermo’da!

Başlıyoruz...

Messina, Sicilya’nın kuzey ucunda 250 bin nüfusu

olan, Palermo ve Catania’dan sonra Sicilya’nın

üçüncü büyük şehri. İtalya ile Sicilya’yı ayıran Messina

Boğazı’nın Sicilya tarafında bulunuyor. Şehir belli

dönemlerde Bizanslıların, Arapların, Normanların ve

Romalıların egemenliğinde kalmış.

MESSINA’DA GÖRÜLECEK YERLER

Şehirde ilk durağımız, Piazza del Duomo’da yer alan

ve 1547-1551 yılları arasında yapılmış olan Messina

Katedrali. Katedral, İkinci Dünya Savaşı sırasındaki

hava saldırılarında hasar görmüş, ardından orijinal

hâline sadık kalınarak yeniden yapılmış. Piazza del

Duomo'da katedralin yanında olan çan kulesi The

Bell Tower da 60 metre yüksekliğinde olup, üzerinde

bulunan heykel ve oyma işlemeleri ile görülmeye

değer sanat eserlerinden biri. Messina’da bir diğer

önemli kilise ise 12.

yüzyılda inşa edilen

Santissima Annunziata

del Catalina

Kilisesi. Bu kilise

önce depremden,

sonra ise savaştan

dolayı büyük tahribat

görmüş.

CEFALU’YA

NASIL GİDİLİR?

Messina’dan sonraki

durağımız Cefalu. Bu

şehre hem otobüs

hem tren ile gidebilirsiniz. Ben sabah 06.43 treni ile

gitmeyi tercih ettim. Cefalu, Sicilya’nın kuzeyinde, Tiren

Denizi’nin kıyısında 14 bin insanın yaşadığı küçük

bir balıkçı kasabası. Kasaba, Batı Roma İmparatorluğu’nun

çöküşünden sonra Bizans İmparatorluğu’na

geçmiş, 858 yılında Müslüman Arapların hakimiyetinde

kalmış, 1861’de ise İtalya Krallığı'na bağlanmış.

54 Ocak / Şubat / Mart | 2022

January / February / March


Gezgin

Kasabanın en önemli caddesi Corso

Ruggero; trafiğe kapalı, sağlı sollu hediyelik

eşyaların satıldığı dükkânların bulunduğu,

dar ve uzun bir cadde. Corso Ruggiero Caddesi’nden

Duomo Meydanı'na gelmeden

önce 1780 senesinde yapılmış olan Marıa

Della Catena Kilisesi’ni görürsünüz. Kilisenin

hemen yanında mafyaya karşı mücadele

veren ve 1983 senesinde arabasına koyulan

bir bomba sonucu öldürülen İtalya’nın

meşhur hakimi Rocco Chinnici’nin anısına

açılan müzeyi ziyaret edebilirsiniz.

Umberto Caddesi, taşlarla döşenmiş, sağlı

sollu iki katlı balkonlu evleri ile Cefalu’nun

en önemli caddesi. Umberto’yu takip

ederseniz Duomo Meydanı'na gelirsiniz.

UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne giren Cefalu

Katedrali, şehrin en önemli yapılarından

biri. İki kulesi olan kilisenin yapımı 1131

yılında başlamış, 1240'ta tamamlanmış ve

günümüze kadar büyük ölçüde korunmayı

başarmış. 5 Euro verip bu kilisenin kulesine

çıkarak, güzel bir şehir fotoğrafı çekebilirsiniz.

Kilisenin hemen yanında, 17. yüzyılda

yapılan günah çıkartma binası “Seminario

Vescovile” bulunuyor.

Cefalu için kiliseler şehri diyebilirim. Özellikle

16. yüzyılda yapılan Monte di Preta ve 17.

yüzyılda inşa edilen Church of the Immacolatella’yi

gezmenizi öneririm. Yine şehrin

en önemli caddelerinden biri Umberto’ya

paralel giden Vitt Emanuele Caddesi'nden

devam ederseniz, "Museo Mandralisca"

müzesine gelirsiniz. Giriş 6 Euro.

Cefalu’da en ilginç yerlerden biri de Orta

Çağ'dan kalma çamaşırhane ve banyo yeri.

Balkonlarında çamaşır asılı dar sokaklardan

deniz kenarına indiğinizde, tam kartpostallık

fotoğraf kareleri yakalayabilirsiniz.

Cefalu’da nerede yemek yiyebiliriz diye

sorarsanız, buradaki bütün restoranlar çok

iyi ve fiyatları da oldukça uygun. Umberto

üzerindeki Golden Bar'da harika balık

yiyebilirsiniz. Sicilya’yı ziyaret edecekseniz,

Cefalu’yu atlamamanızı öneririm. Sicilya’da

gezdiğim en güzel yerlerden biri Cefalu!

SİCİLYA GEZİSİNİN SON AYAĞI PALERMO

Sicilya’nın batısında yer alan Palermo, 2700

yıllık bir tarihe ev sahipliği yapıyor. 700 bin

nüfusu ile Sicilya’nın en büyük, İtalya’nın ise

en kalabalık beşinci şehri. Palermo, İtalya’nın

en önemli liman şehirlerinden biri... Şehrin

trenle Cefalu’dan uzaklığı yaklaşık 45 dakika.

Palermo’nun en önemli caddelerinden

biri olan Magueda’dan yürürseniz, Piazza

Verdi Meydanı'na gelirsiniz. Burada 1874

senesinde yapılan Massimo Opera binası,

tam bir sanat şaheseri. Avrupa’nın en büyük

opera binalarından biri olup, 1300 kişilik bir

kapasiteye sahip. Binanın en üstünden panoramik

fotoğraf çekme olanağınız var. Eğer

şansınız varsa, aksam saatlerinde opera

binasının önünde müthiş bir müzik ve dans

gösterisini izleyebilirsiniz.

Piazza Verdi’den sola döndüğünüzde

Arkeoloji Müzesi’ni görürsünüz. Palermo’nun

en eski Arkeoloji Müzesi’ni mutlaka

görmenizi öneririm. İçerisinde Yunan ve

Roma dönemine ait çok sayıda heykel yer

alıyor. Görülecek yerlerden biri de Norman

Sarayı… Avrupa’nın en eski krallık saraylarından

biri olan Norman Palace, 9. yüzyılda

İslam kültürüne uygun olarak yapılmış.

Sarayda İslam kültürüne göre yapılmış olan

ağaç tavan, UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne

alınmış.

Palermo’da görülecek en enteresan yerlerden

biri de içinde 8 bin iskeletin olduğu Catacumbas

de los Capuchinos… Buraya giriş

4 Euro. İçeride fotoğraf çekmek yasak ama

ben yine de birkaç fotoğraf karesi aldım.

Sicilya’yı Palermo’da sonlandırdıktan sonra

Malta gezisine devam ediyoruz. Bir sondaki

sayıda Malta’da görüşmek üzere...

Ocak / Şubat / Mart | 2022

January / February / March

55


Röportaj

Hz. Mevlana'nın 22. kuşak torunu;

ESiN ÇELEBi BAYRU

GÜL GÜRSOY

23. kuşak Hz. Mevlâna torunu olarak; değerleri,

öğretileri ve yaşam tarzı ile dünyaya

ilham olan bir ailenin ferdi olmanın paha

biçilemez gururunu yaşıyorum. Sizlerle

bugüne kadar "Turizmde Eğitim ve Gelişim"

konulu makaleler paylaştım. Ancak bu defa

bu özel röportajı yapmama imkân sağlayan

TOSYÖV İstanbul Yönetim Kurulu Üyesi,

Avrupa Birliği Akdeniz Turizm Vakfı Yönetim

Kurulu Üyesi ve Türkiye Temsilcisi Dr. Barbaros

Kon ve TOURMAG Turizm Dergisi'nin

sahibi Kadir Toprakkaya'ya teşekkür ederim.

Gül Gürsoy ve Esin Çelebi Bayru...

Lafı daha fazla uzatmadan sevgili teyzem, Hz.

Mevlâna’nın 22. kuşak torunu ve Uluslararası

Mevlâna Vakfı Başkan Vekili Esin Çelebi Bayru’ya

sorularımı yönlendirmek isterim.

Uluslararası Mevlâna Vakfı hakkında

bilgi verir misiniz?

Hz. Mevlâna’nın 21. kuşak torunu Makam

Çelebisi Celâleddin Bâkır Çelebi’nin manevi

önderliğinde Uluslararası Mevlâna Vakfı

(UMV), 10 Mart 1996 tarihinde İstanbul’da

kuruldu. Başkanlığını kardeşim, manevi büyüğüm

Faruk Hemdem Çelebi’nin üstlendiği,

benim de başkan vekili olduğum UMV'de

biz beş kardeş, çocuklarımız, hatta torunlarımız,

bu yolda hizmete talip olan dostlarımız,

hocalarımız ile birlikte çalışmaktayız.

Merkezi İstanbul’da olan vakfımızın mütevelli

heyeti içinde Hz. Mevlâna’nın kanını

taşıyan üyeleri olduğu gibi, bu yolda ilmî

çalışmaları ile manevi hizmetleri bulunan

üyelerimiz de var. Vakıf şubemiz, 3 Mayıs

2011 tarihinde Konya’da faaliyete başladı.

Misyon ve vizyonumuz; büyük Türk-İslam

düşünürü Mevlâna Celâleddin-i Rumi’nin

eser ve fikirleri üzerine araştırmalar yapmak,

onun düşünce hazinesini gelecek kuşaklara

doğru bir şekilde aktarmak, 700 yıldan fazla

bir kültür birikimi olan Mevlevîlik kültürünü

dejenere olmadan geleceğe taşımak.

Değerlerimizin korunması için

ne gibi çalışmalar yapıldı?

Hz. Mevlâna hakkındaki bilgileri paylaşma;

hayatı, eserleri, fikirleri, Mevlevîlik kültürü,

Semâ ve benzeri konuları kapsayan ulusal,

uluslararası çalıştay, kongre ve sempozyum

düzenlemek; konuyla ilgili devlet kurumları,

STK’lar, bilim adamları ve gelenekten gelen

kişilerle koordineli çalışmalar yürütmek

şeklinde belirlendi. Vakfımız, bu alanla ilgili

günümüze kadar ulusal ve uluslararası

birçok çalıştay, panel, sergi ve Semâ etkinliği

düzenledi, danışmanlık hizmeti verdi,

Yenikapı Mevlevihane’sinin yenilenmesinde

56 Ocak / Şubat / Mart | 2022

January / February / March


Röportaj

gönüllü danışmanlık yaptı. Vakfın ilk yıllarında

yurt dışında gerçekleşen çalışmalar

ön plandaydı. Bu çalışmalarda Amerika’nın

çeşitli eyaletleri başta olmak üzere, İsviçre,

Almanya ve Hollanda’da Hz. Mevlâna ile ilgili

kurulan derneklere manevi destek verildi,

bilgilendirme faaliyetleri yapıldı.

Sonraki yıllarda neler yapıldı?

Sonraki yıllarda ülkemizin pek çok belediyesinin

ve üniversitesinin davetiyle gidilerek

bilgilendirme konuşmaları ve Semâ ayinleri

gerçekleştirildi. İlköğretim, liseler ve çeşitli

sivil toplum kuruluşlarında konferanslar

verildi. Yurt içinde ve yurt dışında pek çok

üniversitede yapılan sempozyum ve panellere

katılıp, bildiri sunuldu. Yerli ve yabancı pek

çok televizyon programında, gazete ve dergilerde

konu ile ilgili aydınlatıcı bilgiler verildi.

Yerli ve yabancı tur rehberlerine Hz. Mevlâna

ve Mevlevilik üzerine bilgilendirmeler yapıldı.

Yurt içi ve yurt dışından gelen ziyaretçilerle

manevi ve kültürel bilgilendirmeler yapıldı.

Periyodik olarak yurt içi ve yurt dışında birçok

bilgilendirme amaçlı etkinlik düzenleyen

ve Semâ törenleri icra eden Uluslararası

Mevlâna Vakfı, bu etkinlikler haricinde birçok

anlamlı projeye de imza attı.

Pandemi sürecinde vakfımızın kıymetli

hocalarının sohbetleri, Instagram hesabımız

üzerinden devam etmekte. Türkiye

Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı’na

sunduğumuz ve Bakanlığımız aracılığı ile

UNESCO’ya gönderilen projeler, içerikleri

ve hazırlanış şekilleri ile beğeni kazanarak

kabul edildi. Şu anda devam etmekte olan

projelerimiz kapsamında yurt içinde birçok

şehirde ve Amerika, Avustralya, Avrupa,

Asya, Afrika’da bulunan birçok ülkede Hz.

Mevlâna, Mevlevilik ve Semâ konularında

konferans, seminer ve sempozyumlara

katılıyoruz. Aslına uygun Semâ Ayin-i Şerifi

icra etmekteyiz. Ayrıca vakfımızın yayınları

da mevcut: Mevlevi Evrad-ı Şerifi (Türkçe,

Farsça, Almanca), Mevlâna Okyanusundan

(Türkçe), Mevlâna’dan Mevlâ’ya Ulaşanlar:

Yurtdışındaki Yabancı Mevleviler (Türkçe),

Yüzyıllar Boyu Mevlâna ve Mevlevilik (Türkçe,

İngilizce), Mesnevi Şerhi (Türkçe), Evet

Aşk Güzel Şeydir (Türkçe ve İngilizce).

Çalışmalarımızı devletin ilgili kurumları ile

yürütüyor, hâlâ kuruluş amacımıza uygun

birçok proje üzerinde çalışıyoruz.

UMV’nin hangi ülkelerde

temsilcilikleri var?

Gittiğimiz yerlerde Hz. Mevlâna, hayatı, eserleri

ve ilgili konular üzerinde konferanslar

veriyor, tasavvuf müziği konserleri ve Semâ

ayinleri yapıyoruz. Bu çalışmalar Litvanya,

Fransa, Almanya, Avusturya, İsviçre,

Hollanda, İtalya, Bulgaristan, Katar, Suudi

Arabistan, Birleşik Arap Emirliği (Dubai),

İran, Hindistan, Pakistan, Endonezya, Mısır,

Tanzanya, Zanzibar, Kuzey Kıbrıs Türk

Cumhuriyeti, Avustralya, Kanada, Kolombiya

ve Amerika Birleşik Devletleri’nin birçok

eyaletinde düzenlendi.

Son kitabınızdan bize biraz

bahseder misiniz?

Babam Celâleddin Bâkır Çelebi’nin hayatı,

aile fotoğrafları, konferansları ve yakınlarının

hatıralarından oluşan, ismi “Mevlana

Okyanusundan” olan bir kitap hazırladım.

Kitabın bence en önemli yeri:

Yaradan’ın ‘Dön’ (İrciî) emriyle bir gün

Ruhum vuslata erip Allah’a kavuşunca

Bedenim de toprak olunca,

Canlı cansız bütün zerrelerimle,

sonsuzluğa kadar

Yine de Hz. Muhammed’in

Ayağının tozu kalacağım ben!

Babam Celâleddin Bâkır Çelebi; ömrünü soyuna,

milletine, dinine hizmetle geçirdi. Bir

başka deyişle; Mevlevî, Türk ve Müslüman

olmayı Allah’ın kendisine verdiği paha biçilemez

bir hediye saymış ve bu hediyeyi dil,

din, ırk gözetmeksizin herkesle paylaşmaya

çalıştı. Babamın şiirinde bahsettiği, Çelebi

ailesinin canlı zerrelerini taşımakta olan bizlerin

ve bizden sonra gelecek neslimizin bu

yolda hizmet ederek mükâfatlandırılmasını

Allah’tan niyaz ederim.

Paylaştığınız bilgiler için teşekkür eder,

çalışmalarınızda başarılar dileriz. Tüm gücümüzle

yanınızdayız.

Ocak / Şubat / Mart | 2022

January / February / March

57



Perspektif

2022 seyahat trendleri ve sonrası

UZMAN DR. SİNAN İBİŞ

MEDİKAL TURİZM DERNEĞİ

BAŞKANI

Her yıl küresel turizmi ve misafirperverliği büyük ölçüde

etkileyecek tahmini seyahat endüstrisi eğilimleri,

küresel aktörlerce değerlendirilmektedir. Covid pandemisinin

ciddiyeti ile bu tahminler seyahat trendlerinden

çok daha fazlası olabilecek, daha ziyade endüstriyi

daha sağlıklı ve daha sürdürülebilir bir geleceğe

yönlendirmeye yardımcı olacak değerler ve ilkeleri

öngörmektedir. İnovasyon yoluyla bilgiden seyahat

şirketinin giderek artan önemine kadar, önümüzdeki

takvimde görmeyi umduğumuz temel seyahat trendleri

ile sektörü şekillendirecek temel seyahat trendleri ve

değerleri, turizmcilerin her zaman daha fazla odağında

olması gerekenlerdir.

TEKNOLOJİ DESTEKLİ SEYAHAT TEMEL OLACAK

Teknolojinin seyahatteki rolünün 2022 ve sonrasında

öneminin artmaya devam edeceği küçümsenemez. Gerçek

zamanlı seyahat bildirimlerinde dijital aşı pasaportu,

teknoloji çözümleri ve seyahat kararları gibi güncel

hususlarda sektörü haberdar tutmak, kamusal rehber

oluşturulmasında önemli rol oynayacaktır. Ülkeler aşılı

yolcuları tekrar kabul etmeye başladıkça; test, karantina

ve form gereksinimleri destinasyonlar arasında farklılık

göstermeye devam edecektir. Yolcuların uluslararası

seyahat gereksinimlerinin karşılanması için ülkeler

zamanında güncellemeler yaparak seyahat süreçlerini

desteklemeye özen göstermelidirler.

KİŞİSELLEŞTİRME VE REHBERLİK,

HER ZAMANKİNDEN DAHA ÖN PLANDA

Seyahat gereksinimlerine ek olarak, gezginler seyahatlerinin

her yönü için uzman rehberliği arayacaklardır.

Geçmiş yıllarda gezi planlaması, site incelemeleri

veya hafif web taraması yoluyla yapılmış olsa da şimdi

dikkate alınması gereken pek çok şey vardır. Örneğin; bu

destinasyonda pandemi durumu, aşılamaya katılım, ülkenin

sağlık konusundaki karnesinin nasıl ilerlediği gibi...

Restoranlar veya tiyatrolar için öngörülen koruyucu

talimatlar var mıdır? Birçok gezgin için günlük güzergâhlar

oluşturmanın artık çok daha karmaşık ve bunaltıcı bir

süreç hâlini aldığı ortadadır.

2022'DE TERCİH EDİLEN PLANLAR VE DENEYİMLER

Gezginler, 2022'de seyahat etmeyi düşündükçe, seyahat

deneyimlerini zenginleştirmek, düşüncelerinde öncelikle

geliyor. Birçok gezgin, sevdikleri her şey ile yeniden

bağlantı kurmak istiyor. Harika açık havadaki tatiller,

gezginlere hem dinlenme hem de sosyal mesafeli keşifler

sağlıyor. Gezginler, gizli mücevher değerindeki hisler, rüya

gibi yerlerde yürüyüş, fotoğrafçılık veya kano gibi doğa

odaklı etkinlikler için fırsatlar arayacaklardır. Konaklama

söz konusu olduğunda ise temizlik ve güvenlik olmazsa

olmazlardandır. Avrupa Seyahat Komisyonu'nun

araştırmalarına göre, gelecek yıl seyahat etmeyi düşünen

gezginlerin yarısından fazlasının kısa süreli kiralamalar ve

diğer konaklama yerleri yerine otellerde veya bağımsız tatil

köylerinde kalmayı tercih edeceklerini ortaya koyuyor.

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK, 2022 VE SONRASINDA

SÜREKLİ BİR SEYAHAT TRENDİ

Sürdürülebilirlik, özellikle havayolu endüstrisinde

seyahatte sürekli bir trend olmuştur ve olacaktır.

Düşük karbonlu seyahati çevreleyen turizm

eğilimleri, gezginlerin ve kuruluşların çevresel

girişimlerini yakından takip etmesiyle gelişmeye

devam edecektir.

GÜVENLİK VE SAĞLIK ODAKLI ÖNLEMLER

HÂLÂ ÖNEMLİ

Sağlığa ve zindeliğe öncelik vermenin ve doğayla

bağlantı kurma özleminin yanı sıra gezginler, bu

inançları paylaşan markalara yatırım yapmaya

çalışacaklardır. Örneğin, yapılan bir araştırma

ABD'li gezginlerin yüzde 70'inin uluslararası

seyahat için aşı pasaportlarının gerekli olduğuna

inandığını ve yüzde 68'inin yurt içi pasaportlarla

da ilgilendiğini ortaya koymaktadır. Araştırmalar

yemek yeme, perakende satış ve turistik destinasyonlarda

sağlık odaklı önlemler uygulandığında

gezginlerin kendilerini daha güvende hissettiklerini

göstermeye devam ediyor. Bu nedenle sağlık

merkezli adımlar ve uygulamalar, 2022'de bir

seyahat trendi olmaya devam edecektir.

"İŞE DÖNÜŞ" SEYAHATİ

Son olarak, kurumsal seyahat trendlerine bir göz

atmakta fayda vardır. Bu, endüstrinin havada

kalan bir alanı ve büyük olasılıkla uluslararası

ölçekte toparlanacak son sektörlerden biri

olacaktır. İş seyahatine dönüş; aşı seviyeleri, sınır

açıklıkları ve yeniden işlenmiş bütçe yapıları dahil

olmak üzere birçok faktöre bağlı olacaktır. Birçok

kuruluş, uzaktan çalışmanın verimliliğini keşfettiğinden;

kapsamlı kurumsal seyahatler, pandemi

öncesi yıllarda olduğu kadar yüksek bir öncelik

olmayabilir. Bu nedenle, etkinlikler devam etmeye

başladığında daha fazla çevrimiçi eğitim ve

web seminerleri, sanal veya karma konferanslar

ve bölgesel seyahate vurgu görmeyi bekleyebiliriz.

Ancak bu arada, iş seyahatinin detaylarını

oluşturacak duyguyu not etmek önemlidir.

Ocak / Şubat / Mart | 2022

January / February / March

59


Seyahat

Gezginlerin ‘EN’lerinde

BAŞROL DÜNYA

ÜLKELERİNİN!

PINAR BALTACI

Son yıllarda sosyal medyanın da etkisiyle oldukça görünür

olan dünya ülkelerini hiç bilinmeyen yönleriyle tanıtan gezginler,

bu defa TOURMAG sayfalarına konuk oldu. Üç kadın

gezgine ‘EN’lerini sorduk. En sevdikleri ülkeleri detayları

anlatan gezginler, size de rehber olacak.

SEVİL MERT / MOĞOLİSTAN

Bugüne kadar 60’tan fazla ülkede bulundum, bunların

arasından tek bir yer seçmek gerçekten çok zor. Ancak illa

ki tek bir yer seçmemi isterseniz, öyle sanıyorum ki Moğolistan

diyeceğim. Genellikle turistik rotalara girmeyen,

dünyada metrekareye düşen insan sayısının en az olduğu,

göçebe kültürünün hâlâ devam ettiği ülke Moğolistan,

bakir coğrafyası ile beni kendisine aşık etti. Hövsgöl Gölü

kıyısında izlediğim gündoğumu, bugüne kadar kendimi

doğaya en yakın hissettiğim yerdi, mutluluktan gözyaşlarımı

tutamadığımı hatırlıyorum.

Sevil Mert / Moğolistan

Seyahat etmek için çok zorlu bir coğrafya; birkaç merkezi

şehir dışında asfalt yolun olmadığı, uçsuz bucaksız

bozkırda şoförlerin içgüdüleri ile yol bulduğu bir ülkeden

bahsediyoruz. Kilometrelerce tek bir insan görmeden yol

alırken, yüzlerce at görebileceğiniz bir ülke. Moğolistan’da

yaygın din Budizm olmasına rağmen, Şaman kültüründen

gelen inanışlarını hâlâ yaşatan, bu nedenle de doğaya,

dağa, taşa, havadaki kuşa çok saygılı, sert iklim koşulları

nedeniyle ilk tanıştığınızda çok sert gelen ama kalpleri

yumuşacık insanların yaşadığı bir ülke.

Sevil Mert / Moğolistan

Moğolistan’a yolunuz düşerse, rotanıza mutlaka almanızı

önereceğim yerler, Moğol İmparatorluğu'nun merkezi

Karakurum ve Orhun Vadisi; Göktürkler tarafından oluşturulmuş,

bilinen ilk Türk Alfabesi ile yazılmış olan Orhun

60 Ocak / Şubat / Mart | 2022

January / February / March


Seyahat

Yazıtları; Orhun Vadisi yakınında yer alan

Tsenker Kaplıcaları; ülkenin en kuzeyinde

yer alan ve Şamanizm’in merkezi olarak

bilinen Hövsgöl; dünyanın en büyük çöllerinden

biri olan Gobi Çölü ve çölde şarkı

söyleyen kumullar olarak bilinen Khongor

Kum Tepecikleri; dinozor fosillerine ev

sahipliği yapan Bazanzag Alevli Kayalar;

turistlerin en çok ilgi gösterdikleri, ulaşımı

da kolay başkent Ulan Batur yakınındaki

Gorkhi Terelj Ulusal Parkı ve Cengiz Han

Heykeli; başkent Ulan Batur’da yer alan

Atatürk Caddesi...

Moğolistan, göçebe kültürü ve zorlu coğrafi

koşulları nedeniyle meyve, sebze bulmakta

çok zorlanacağınız bir ülke. Yemekler et

ve hamur işi ağırlıklı; bir de her öğünde

yeşil çay, tereyağı ve süt ile yaptıkları çay

içiyorlar. Ben çok sevmiştim ama genelde

yabancılar içmekte zorlanıyorlarmış. Tüm

zorluklarına rağmen dünya üzerindeki en

ilginç ülkelerden biri olduğu için kesinlikle

görülmeye değer.

Nazlı Yazar / İsviçre

istedim. Maldivler'in şeriatla yönetildiği

gerçeğiyle de yüzleştim, bir avuç suda çeşit

çeşit balıkla yüzmenin keyfini de çıkardım.

Yerel halkla sohbet edip, ülkenin gerçeklerini

öğrenme şansını da yakaladım; turlara

katılıp, ıssız bir adada piknik yapmanın, yunusların

ortasında kalmanın, manta köpek

balıklarıyla yüzmenin keyfini de çıkardım.

Nazlı Yazar / İsviçre

SEMA TAŞTAN ÇELEPCİ / MALDİVLER

Bugüne kadar gezip de en keyif aldığım, en

çok iz bırakan seyahatlerden biri Maldivler'e

yaptığım seyahat oldu. Maldivler'e giderken,

o fotoğraflarda görüp hayran kaldığımız resort

adalardaki lüks otellerde kalmayı tercih

etmedim. Oraya gidip ülkenin kültüründen,

halkından uzakta, lüks bir adada 10 gün

geçirmeyi sanırım aklımın ucundan bile

geçirmedim. Ne de olsa balayına gitmiyordum.

Biraz gezip, farklı adaları keşfetmek

fena olmazdı.

Bu yüzden yerel halkın yaşadığı adalarda

konaklamak, bambaşka adaları görmek

Sema Taştan Çelepci / Maldivler

Issız adalarda, resort adalarda sınırsızca

denizin keyfi çıkarılabilirken, yerel adalarda

haşemayla denize girmek gerektiğini veya

turistler için ayrılan ufacık sahillerde denize

girmek zorunluluğuyla da yüzleştim. Geliri

tamamen turizme dayalı Maldivler'in şeriatla

yönetilip, yerel halkının oldukça fakir bir

hayat sürmesi... İki farklı yaşamın sürdüğü

Maldivler... Lüksün sonunun olmadığı,

alkolün serbest olduğu resort adalar ve

fakirliğin hakim olup, şeriatla yönetilen

yerel adalar... Hepsini görme şansım oldu,

hepsinden çok etkilendim. Sualtı zenginliğinden

de yerel adalarının ara sokaklarında

yediğim yemeklerden de, tüm o doğal gü-

zelliklerinden de çok etkilendim. Maldivler,

benim için büyüleyici bir rota oldu.

NAZLI YAZAR / İSVİÇRE

Herkese merhaba! Ben Nazlı... Yeni şehirler,

ülkeler, kültürler keşfetmeyi kendine hobi

edinmiş biriyim. Şu ana kadar ülkemiz hariç

4 ülkede bulundum. Yakın zamanda bu sayıyı

yükseltmek için yeni rota planları yapıyorum.

Gezip gördüğüm bu 4 ülke arasında beni çok

etkileyen yerin İsviçre olduğunu söyleyebilirim.

Eşsiz doğası, insanların birbirlerine olan

saygısı, ülkedeki özgür olma hâli beni çok

etkilemişti. Yazları sizleri bunaltmayan hafif

esintili havası, tertemiz göllerine girmenize

engel olmazken, kışın iliklerinizde hissedeceğiniz

soğuğun ve yağan karın tadını Alp

Dağları’nda çıkarabilirsiniz.

İsviçre’nin pahalı bir ülke olduğunu biliyoruz,

fakat burada da kısmen bütçe dostu bir

tatil yapabileceğinizi söyleyebilirim. Sizler

gibi gezginlerle tanışabileceğiniz, otellere

göre daha rahat ve ucuz olan hostellerde

kalabilir ya da couchsurfing yaparak sizi

evinde misafir etmek isteyen, ülkenin kültürünü,

lezzetlerini iyi bilen insanlarla tanışıp,

evlerine misafir olabilirsiniz. Tabii bir de

dört Avrupa ülkesine komşu olduğunu düşünürsek,

trenle komşu ülkelere geçebilir,

kendinize 10 günlük bir Orta Avrupa rotasını

daha kolay çizebilirsiniz. Fransa-Lyon’dan

İsviçre-Cenevre’ye giden tren, sizler için

bir seçenek olabilir. En ucuz tren rotası da

sizler için Almanya’nın Konstanz şehrinden

İsviçre’nin Zürih şehrine olacaktır.

Ocak / Şubat / Mart | 2022

January / February / March

61


Sivil Toplum

Skal İzmir, 2024 Dünya

Kongresi için işi sıkı tutuyor

KADİR TOPRAKKAYA

Skal İzmir Kulübü, Skal Kulüpleri Dünya

Kongresi’ne adaylık çalışmalarına hız verdi.

Kongre Adaylık Dosyası Hazırlık Çalıştayı’nda

konuşan Skal İzmir Kulübü Başkanı

Güner Güney; “2024 yılında yapılacak Skal

Kulüpleri Dünya Kongresi’ni İzmir’e kazandırmak,

İzmir’in adını dünyada duyurmak

için var gücümüzle çalışıyoruz” dedi.

Hibrit olarak düzenlenen “Skal Kulüpleri

Dünya Kongresi’ne Adaylık Dosyası Hazırlık

Çalıştayı”, Ramada Encore by Wyndham

İzmir Oteli’nde yapıldı. Çalıştaya geçmiş dönem

Skal Dünya Başkanları Hülya Aslantaş

ve Salih Çene ile Skal Uluslararası Temsilsicisi

Asuman Tarıman, USDF Genel Sekreteri

Emre Gezgin, geçmiş dönem Skal İzmir

Başkanları Nihat Levent, Berrin Uşkay, Onur

Üyesi Ali Acundaş ve geçmiş dönem Skal

Antalya Başkanı Kaya Gürlersan katıldı.

Antalya Belek’te 4-9 Kasım 2007 tarihleri

arasında düzenlenen 68. Skal International

Dünya Kongresi’nin Organizasyon Komitesi

Başkanı Asuman Tarıman, çalıştayda

kongre hazırlık çalışmalarına ilişkin sunum

yaptı. Tarıman, 14 yıl öncesinin koşullarında

başarıyla gerçekleştirilen, 87 ülkeden yaklaşık

bin kişinin katıldığı kongrenin hazırlık

evresi ve dünyada benzer örneklere ilişkin

deneyimlerini paylaştı.

TASARIM ODAKLI DÜŞÜNME

YÖNTEMİYLE BEYİN FIRTINASI YAPILDI

İzmir Ekonomi Üniversitesi İletişim Fakültesi

Öğretim Görevlisi Gözde Çeviker, kongre

adaylık dosyası hazırlanırken uygulanacak

yöntemlere ilişkin bilgi verdi ve çalıştayda

İzmir’in ön plana çıkarılması için yanıtlanması

gereken soruları sıraladı. Skal İzmir

Kulübü Dönem Başkanı Güner Güney, Yönetim

Kurulu Üyeleri Aydın Tokbaş, Bülent

Tercan, Mine Güneş Kaya ve Murat Tolga

Akın ile çalıştaya katılan kulüp üyeleri, yanıt

aranan sorulara ilişkin olarak tasarım odaklı

düşünme yöntemiyle beyin fırtınası yaptı.

90 ÜLKE, 358 KULÜP, 15 BİN ÜYE

Skal İzmir Kulübü Başkanı Güner Güney,

Skal International’in 90 ülkede, 358 kulüp

çatısı altında yaklaşık 15 bin üyesi bulunduğunu

belirtti. Önümüzdeki aylarda gerekli

dokümanları tamamlayarak resmi başvuruyu

yapacaklarını anlatan Güney, başvuru

dosyasının hazırlanmasında üyelerin

katılımının, görüş, düşünce ve önerilerinin

önemli olduğunu, çalıştayı bu amaçla düzenlediklerini

söyledi. Skal International’in

dünya turizm profesyonellerinin küresel

turizmi ve arkadaşlığı yaymaya çalıştığı,

uluslararası en yaygın ve en eski turizm sivil

toplum örgütü olduğunu hatırlatan Güner

Güney, sözlerini şöyle sürdürdü:

İZMİR, GÖRÜNÜRLÜĞÜNÜ ARTIRMAYA

DEVAM EDECEK

“Ağırlıklı olarak fiziki katılımcı ile ancak

günümüz etkinlik sektörü koşullarına uygun

şekilde hibrit olarak gerçekleştirdiğimiz bu

çalıştayda nitelikli görüşleri ile doğru bir

sondaj yapmamızı sağlayan tüm üyelerimize

ve Skal camiasına teşekkür ediyoruz.

2024 yılında yapılacak Skal Kulüpleri Dünya

Kongresi’ni İzmir’e kazandırmak, bu yolla

İzmir’in adını dünyada duyurmak için

var gücümüzle çalışıyoruz. Hazırlanacak

dosyada sadece üyelerimizin değil, kentimiz

ve ülkemiz açısından birçok kurum ve kuruluşun,

geleceğin turizmi içinde gördüğümüz

bu kongreye her vesileyle destek olacaklarına

inanıyoruz. Sektörümüzde, kentimizde,

ülkemizde ve uluslararası camiada İzmir’in

dünya çapındaki bilinirliliğini arttırmak için

çalışmalarımızı hız kesmeden sürdüreceğiz.

İçinde bulunduğu coğrafya, geniş yelpazede

bulunan turizm türleri, direkt ulaşım

olanakları, tarihe ve doğaya saygısıyla İzmir,

görünürlüğünü artırmaya devam edecek.”

İKİNCİ ÇALIŞTAY OCAK AYINDA

DÜZENLENECEK

Skal İzmir Kulübü Başkanı Güner Güney, ocak

ayında düzenleyecekleri ikinci çalıştayda

Dünya Kongresi hazırlık çalışmalarının ve ele

alınan konuların gözden geçirileceğini, başvuru

dosyasına son şeklinin verileceğini dile

getirdi. Güney, kongre yolunda önemli bir kilometre

taşı olan çalıştaya katılarak düşünce

ve önerileriyle sürece katkı koyan Skal’ın tüm

yönetici ve üyelerine teşekkür etti.

62 Ocak / Şubat / Mart | 2022

January / February / March



Astroloji

Burçlara göre "2022 Seyahat Rehberi”

Geçtiğimiz son iki yılda seyahat konusundaki

tercihlerimiz ve alışkanlıklarımız değişti.

Astrolojiye göre, 2022’de de bu alışkanlıkların

bazıları devam edecek. Ünlü Astrolog

Duygu Demir, tatil planı yaparken gökyüzünü

rehber edinmek isteyenler için burçlara

göre bir seyahat rehberi hazırladı.

“MAYIS AYINDAN EKİM SONUNA KADAR

BOL BOL SEYAHAT EDECEĞİZ”

Astrolog Duygu Demir, yılın ilk 5 ayında bize

huzur veren tercihler yapacağımızı söylüyor.

Dinlenebileceğimiz tatilleri tercih ettiğimiz 5

aylık süreçten sonrasında seyahatlerimiz artacak.

Demir, mayıstan ekim sonuna kadar

seyahat tercihlerini şöyle yorumluyor: “Yoga

ve pilates kampları gibi spor odaklı tatiller,

gökyüzündeki Boğa etkisiyle gastronomi

turları, lüks ve konforun bol olduğu seyahatler

daha fazla tercih edilecek. Yine Boğa

burcunun toprak ve doğa ile ilgisi nedeniyle

kendi ürettikleri doğal ürünleri misafirlerine

sunan alanlar ve toprak ile iç içe olabileceğimiz

tatil yerleri çok değerli olacak.”

YENGEÇ VE BALIK BURÇLARI,

YURT DIŞI SEYAHATLERE ÇIKACAK

Demir’e göre yılın ilk ayları Balık, Akrep,

Yengeçler için çok daha hareketli ve şans

dolu geçecek. Özellikle Yengeç ve Balıklar

için yurt dışı seyahatlerin kapısı açık olacak.

Mayıs itibarıyla Koçlar, Teraziler, Yaylar ve

Aslanlar hızlanacak. Ağustos başı ise tüm

burçlar için oldukça keyifli bir tatil dönemi

başlayacak.

KIŞIN SAHİL ŞERİDİ VE DOĞAYLA İÇ İÇE

TATİL YERLERİ DİKKAT ÇEKECEK

2022’de en çok ilgi görecek tatil yerleri

şöyle: “Haziran ayı ile beraber güneşin

tadını sonuna dek çıkaracağımız tatil beldeleri,

eğlence sektörünün de güçlü olduğu

şehirler dikkat çekecek. Yıl boyunca Kıbrıs,

Yunan Adaları, Balkan ülkeleri ve Güney

Afrika çok konuşulacak. Ayrıca Balık burcu

enerjisi taşıyan Mısır, Tunus, Fas gibi Kuzey

Afrika ülkeleri de ziyaret anlamında ivme

kazanacak.”

HANGİ BURÇ, NASIL TATİL PLANLAMALI?

Seyahat etmek deyince Zodyak’ta ilk akla

gelen Yay burcu, keşfetmedikleri yurt dışı

rotalarına ve hatta spiritüel enerjisi yüksek

yerlere seyahat edebilir. Koç ve İkizler,

kısa ve eğlenceli seyahatler; Yengeç ve

Balıklar ise sevdikleriyle birlikte deniz

kenarı tatiller planlamalı. Boğa, Akrep,

Aslan ve Kovalar, hem düzenlerine hem

de konforlarına düşkün olduğu için her

şey dahil otelleri; Aslanlar ve Teraziler lüks

otelleri seçmeli. Boğalar için ise tatilde damak

tatlarına uygun dokunuşların olması

önemli olduğu için gurme turları yapabilir.

Başak burçları, özellikle yoga kampları gibi

sağlıkla ilgili yanları olan tatilleri, Oğlaklar

ise aile büyüklerini yanlarına almayı tercih

edebilir.

EĞLENCELİ BİR SEYAHAT İÇİN KOÇ, YAY,

ASLAN BURCUYLA TATİLE ÇIKIN

Demir, seyahat arkadaşı olarak en ideal burcu

şöyle anlatıyor: “Seyahatinizde eğlenceli

şarkılar ve mutlu bir ruh hali istiyorsanız, en

ideal seyahat arkadaşınız bir Koç, Yay, İkizler

ya da Aslan olmalı. Seyahat esnasında beni

yedirsin, içirsin diyorsanız bir Yengeç veya

Boğa sizin için birebir.”

64 Ocak / Şubat / Mart | 2022

January / February / March


Kahve Kültürü

Belgrad’da kahve içilebilecek

en iyi 5 mekân

ÖZGE THÉLY

Türkiye’den yurt dışı tatilcilerinin uğrak

şehirlerden biri olan Sırbistan’ın başkenti

Belgrad, güzel bir tatil planı içerisinde kahve

severleri de fazlaca mutlu edecek bir adres.

400 seneden fazla Osmanlı İmparatorluğu

himayesinde kalan Belgrad’da, kahvenin ve

kafelerin şehirdeki ağırlığının oldukça fazla

olduğu söylenebilir. Günün her saatinde

kafeler dolup taşıyor.

Şehirde dünyaca ünlü zincir kahve markaları

yok denecek kadar az. Zincirleşmiş ama

kalitelerini koruyan birkaç yerel kahveciye,

bünyesinde birbirinden farklı nitelikli kahve

çekirdekleri bulunan yeni nesil, üçüncü dalga

olarak tabir edilen butik kahveciler eşlik

ediyor. Ayrıca, sadece kahve dükkânı olmasa

da menüsünde çok iyi kahveler bulunan

kafe ve restoranlar da yer alıyor. Yani kısacası

Belgrad’da iyi kahve içmek için çok seçenek

mevcut. Bu yazımda, yaşamış olduğum şehir

Belgrad’ın kahveleriyle bende iz bırakan en iyi

5 mekânını kaleme alıyorum.

CAFE & FACTORY

Zincirleşmiş kafelerden

bir tanesi Cafe

& Factory... Yunanistan’ın

aksine burada

Türk kahvesi deyişini

muhafaza edebiliyoruz.

Kendi blend kahveleri

olan, yerel kahve anlamına

gelen “domaca

kafa”, bir Türk kahvesi türevi. Vracar’daki

şubelerinde domaca kafa çekirdekleri yerinde

kavruluyor ve otomatik paketleniyor. Etiyopya

Guji, Kolombiya, Brezilya, Costa Rica gibi çok

zengin çekirdek seçimleri mevcut. Her hafta

baristanın önerisi olan bir çekirdek öne çıkarılıyor.

Cafe & Factory’nin şehirde birçok yerde

şubeleri bulunuyor. Kahveyi biraz daha gurme

versiyonuyla sevenler için, Marrakech gibi üzeri

kremalı ve bisküvi parçalı zengin seçenekler de

var. Sabah saatlerinde daha çok emeklilerin

takıldığını söylemek mümkün... Akşamüstü

saatlerinde ise gençler akın ediyor.

KAFETERIJA

Dünyaca ünlü kahve zincirlerini şehirde ikinci

plana atan, hatta yok eden, adeta tahtından

eden zincir bir kahve markası Kafeterija...

Hiçbir ülkede bu kadar kurumsallaşmış ama

kalitesini de korumuş, başarılı ikinci bir zincir

görmedim. Yumuşak içimli, orta kavrulmuş

kahveleri, vejetaryen süt seçenekleri mevcut.

Ayrıca hem kahvaltı hem de öğlen yemeği için

açai bowl’dan avokado tost ve hamburgere

kadar geniş bir yemek menüsü de bulunuyor.

Kahve yanında tatlı arayanlar için muffin çeşitleri

gayet göz doyurucu. Şehrin muhtelif yerlerinde

konumlandığından olsa gerek, konuma

ve mahalleye göre farklı tarzlarda şubeleri var.

Örneğin, Studentski Park’ın (Öğrenciler Parkı)

tarafında gayet salaş veya yeni hype bölge

olarak kabul edilen Waterfront’ta da gayet şık,

nehir kenarı şubeleri bulunuyor.

JAVA COFFEE

Java Coffee, Belgrad’da elçiliklerin ve uluslararası

okulların olduğu Sancak Mahallesi’nde

küçücük bir kafe... Şehirdeki en iyi espresso’lardan

birini burada içebilirsiniz. Ayrıca

yaz aylarında yaptıkları buzlu espresso da

orijinaline en yakın, dengeli bir soğuk kahve.

Şehrin iyi kahve kavurucularından biri olarak

da biliniyorlar. Pakette kahve satışı için birçok

seçeneği var. Filtre kahve için single origin,

espresso için blend kahvelerini öneriyorlar.

Mekân, sabah saat 09.00 mesai öncesi mahallede

oturan babaların buluşma mekânı; yan

masada banka genel müdürü veya çocuğunu

okula bırakmış anne de olabilir. Java Coffee,

kısacası bölge insanının uğrak noktası, bir

müdavim kahve dükkânı. Kahve yanı için sağlıklı

atıştırmalık hurma topları da çok lezzetli.

BLOOM

Belgrad’da Öğrenciler Parkı’ndan aşağı

yürürken köşede Osmanlı türbesi görürsünüz.

O dar sokakları arşınlarken bir alt köşede çok

şirin, büyük camlı, oldukça “hipster” diye tabir

edebileceğimiz, sizi Osmanlı Balkanı’ndan bir

anda Batı Avrupa’ya ışınlayan bir kafe karşımıza

çıkar. Bu kafe, şehrin en güzel kafelerinden

biri olan Bloom... Çırpılmış ve poşe yumurtalı

avokado ekmeğinizi yerken yanında yumuşacık,

içinizi ısıtan yulaf sütlü cappucino’sunu

içtiğinizde gün başlar. Taze soğuk sıkım

çeşitli meyve suları da oldukça lezzetlidir. Eğer

kahvaltımı ettim, bir kahve yeter derseniz,

kahvenin yanında bol tarçınlı, cevizli banana

bread’i de mutlaka denemelisiniz.

VALENTINA I KARANFIL

Osmanlılar 400 seneye yakın kalmış şehirde,

dile kolay. Şehrin en güzel meydanlarının

adının Türkçe olması elbette tesadüf değil.

Kalemeidan’ın yan arka sokakları, şehrin en

“cool” mekânlarını barındırıyor. Valentina i

Karanfil de bunlardan biri... Hava güzelse dışarıda

küçük bir masada yerinizi alıp, Bayraklı

Camii’ye yüzünüzü verdiğinizde, gözünüzü bir

an kapatarak kendinizi tarihte 500 sene geriye

götürebilirsiniz. Ama gözünüzü açın, çünkü

kahvenin yanında yeni dünyadan kakao geleli

de yüzyıllar oldu. Mekân aynı zamanda müthiş

çikolatalar yapıyor. Güzel bir macchiato’nun

yanında bol fındıklı veya bitter bir çikolataya

kim hayır diyebilir? Bence kimse diyemez. Tezgâhtan

istediğiniz çikolata karesini kırdırabiliyorsunuz

veya paketli el yapımı çikolatalardan

da alıp, eve veya sevdiklerinize götürebilirsiniz.


Otellerimiz

Kayseri Erciyes’te çok farklı bir konsept;

Radisson Blu Mount

Erciyes açıldı

YİĞİT UYGUN

Dünyada en özel spor dallarından birisi, bir

başka özelliği turizme olan katkısı... Profesyonellerin

yanında amatörlerin de etkisi önemli

bunda. Kayak turizmi... Türkiye bu alanda

çok önde, özellikle tesis konusunda...

Eşsiz coğrafyamızda kayak sporunun yapıldığı

pek çok yer var. Ancak Erciyes bir başka!

Kayseri’de 3 bin 900 metrelere ulaşan zirvesi

ile yerli ve yabancı kayak tutkunlarının

gözdesi. Dünya markası Radisson, Erciyes’te

kayak severlere üstün özelliklere sahip bir

konaklama olanağı sunuyor.

Radisson Blu Mount Erciyes, salt kayak

tutkunlarına da değil; günübirlik gelip,

sıra dışı bu coğrafyada stresten uzak,

huzur dolu saatler geçirerek, yerel lezzetleri

tatmak isteyeceklere de özel imkânlar

sağlıyor. Uluslararası güven endeksli Artaş

Grubu’nun ülkemizdeki sekizinci tesisi

Radisson markası ile.

2 bin 200 metre yükseltideki konumu, kar

altında panoramik manzaralı sıcak su havuzu

ile bir ilki yaşatacak konuklarına... 3 bin

metrekarelik otel alanı, 11 bin metrekarelik

günübirlik ziyaretçi alanı ile toplamda 14

bin metrekare alanda hizmet veren Radisson

Blu Mount Erciyes; 16'sı süit, 60 odada

170 yatak kapasitesine sahip...

13 milyon dolarlık yatırımla yaklaşık 10 ayda

tamamlanan tesis, kuşkusuz Kayseri turizmine

çok önemli katkılar sağlayacak. Kayak

sporunda öncü ülkelerden Avusturyalı

uzmanların gözetiminde inşa edilen yapı;

iç ve dıştaki mimari farklılıkları, malzeme

kalitesi, mefruşat özelliği ve obje çeşitliliğiyle

ön plana çıkıyor.

Muhteşem Erciyes manzarasına karşı iki

farklı restaurant, lounge, spor salonu ve

spa, bir otelden çok daha fazlasını sunuyor

konuklarına. Açık alanda ise 400 kişinin aynı

anda servis alabileceği ve farklı menüleri

deneyimleyebileceği bir oluşum söz konusu.

Sayıları 70'e yakın personel, Radisson

Blu Mount Erciyes konuklarının rahat etmesini

sağlayacak.

2 bin 100 ve 3 bin 400 metre yükseltiler

arasında 140 km uzunluğa varan pistleri,

kent merkezine 25 dakika ve uluslararası

havalimanına 30 dakika mesafelik ulaşım

kolaylığı ile Erciyes, yükselen bir değer. Ve

bu değerin en özel tesisi, Artaş Grup imzalı

Radisson Blu Mount Erciyes...

66 Ocak / Şubat / Mart | 2022

January / February / March


Yeni Çıkanlar

Gezme kültürünün en yenileri!

Gastronomiden doğa yürüyüşlerine, Türkiye’den dünyaya uzanan en yeni kitap

seçkisini, siz gezme tutkunu okuyucularımız için hazırladık. Keyifli okumalar...

“KALBİMDEKİ UZAK DOĞU”

Aynı zamanda TOURMAG Turizm Dergisi yazarı da

olan başarılı blogger ve gezgin Yaprak Gürdal, pandemi

döneminde üretmeye devam ediyor. Gürdal,

ilk kitabı Denizaşırı Yalnızlık’tan sonra ikinci kitabı

“Kalbimdeki Uzak Doğu” ile yeniden okurlarıyla

buluştu. Bugüne dek 76 ülke ve 500’den fazla şehir

gezen Yaprak Gürdal, “Kalbimdeki Uzak Doğu” kitabında

Uzak Doğu maceralarını anlatıyor. Gezgin

Yaprak Gürdal’ın sıcacık ve akıcı anlatımıyla siz de

kendinizi Uzak Doğu sokaklarında bulacak, büyülü

Uzak Doğu kültürünü yakından tanıyacak, Uzak

Doğu’daki günlük yaşama dair önemli ve pratik bilgiler

öğrenecek, görkemli tapınakları adımlayacak,

lezzetli Uzak Doğu yemeklerini tadacak, muhteşem

doğanın keyfine varacaksınız.

“GASTRONOMİ

TURİZMİNDE YENİ

EĞİLİMLER”

Dr. Gökhan Yılmaz ve

Dr. Ayşe Şahin tarafından

kaleme alınan “Örnek

Olaylarla Gastronomi

Turizminde Yeni Eğilimler”

kitabı Detay Yayıncılık’tan

çıktı. Kitaba dair yapılan

açıklamada şu ifadelere

yer verildi: “Ulusal yazında

özellikle moleküler gastronomi,

organik tarım, slow

food, nörogastronomi gibi

farklı akımları ele alan çalışmalar

olsa da gastronomi

turizmi bağlamında, gerek

destinasyonlar gerek işletmeler

gerekse turistler için

yeni ya da çağdaş eğilimleri

ele alan çalışmaların yok

denecek kadar az olduğu

göze çarpar. Bu noktadan

hareketle, bu kitap

çalışmasının ilgili yazındaki

boşluğu doldurabileceği

öngörülür. Dahası, kitap çalışmasının

hem akademik

camiaya hem de konuya

ilgi duyan araştırmacı veya

okuyuculara fayda sağlayacağı

düşünülür.”

“TOROSLARDAN KAÇKARLARA

TIRMANIŞ VE YÜRÜYÜŞ ÖYKÜLERİ”

Uludağ, Demirkazık, Erciyes, Kaçkar,

Nemrut, Kızlar Sivrisi, Tahtalı Dağ,

Alaca, Ağrı, Kaz Dağı, Medetsiz, Hasan

Dağı, Ilgaz, Direktaş, MTA Tepesi

tırmanışları, altı Orta Toroslar, dört

Kaçkar geçişi, Yalova-Kumla arasındaki

Samanlı Dağları'ndan yapılmış geçişlerle

İğneada ve Terkos arasındaki

doğa yürüyüşlerinin anlatıldığı kitap,

Prof. Dr. Adnan Kulaksızoğlu anlatımıyla

Nobel Akademik Yayıncılık’tan

çıktı. Okurlar, bu kitapta dağcılık ve

doğa sporları ile ilgili temel malzemeler

ve teknik malzemeler yanında

dağda beslenme, doğadaki bitki ve

hayvanlarla ilgili çeşitli bilgileri de

bulacak.

“TURİZM PENCERESİNDEN BOLU”

Bolu’nun potansiyel turizm talebini efektif

turizm talebine dönüştürebilmek ve turizm

çeşitliliğini artırmanın kazanımlarını

ortaya koymak amacıyla akademisyenler

tarafından hazırlanan “Turizm Penceresinden

Bolu” kitabı yayımlandı. Kitapta

eko-turizmden göl turizmine, kamp ve

karavan turizminden bisiklet turizmine

kadar yeni turizm hareketleri yönünden

Bolu’nun potansiyeli incelenip, öneriler

sunuldu. Prof. Dr. Asım Saldamlı, Doç. Dr.

Alper Kurnaz, Doç. Dr. Aliye Akın ve Dr. Öğr.

Üyesi İsa Bayhan’ın editörlüğünde hazırlanıp,

Detay Yayıncılık tarafından yayımlanan

“Turizm Penceresinden Bolu” kitabı,

Bolu’nun kaynaklarını ve turizm potansiyelini

destinasyon yönetimi kapsamında

değerlendirmek hedefiyle kaleme alındı.

Ocak / Şubat / Mart | 2022

January / February / March

67


Ajanda

Gezelim, görelim,

ruhumuzu dinlendirelim...

Türkiye’den ve dünyadan en keyifli etkinlikleri sizler için derledik. Gezerken

öğrenecek, öğrenirken ruhunuzu dinlendirecek dopdolu etkinlikler için buyurun...

PINAR BALTACI

Şubat

METİN AKPINAR İLE

MUHABBET

Metin Akpınar ile

Muhabbet, 15 Şubat'ta

Bostancı Gösteri Merkezi

sahnesinde! O anlatacak,

biz dinleyeceğiz. Biz

soracağız, o cevaplayacak.

Belki geçmişin tatlı anıları

arasında dolaşacak, belki

gelecekten konuşacağız.

Sonra da “Dün akşam

neredeydin?” diye soranlara

gururla söyleyeceğiz:

“Metin Akpınar ile sohbet

muhabbette!”

GÜLDÜR GÜLDÜR

SHOW

Günlük hayatın sıradan

konularına farklı bir bakış

açısı ile yaklaşan Güldür

Güldür Show; aileden aşka,

şöhretten teknolojiye, futboldan

arkadaşlığa birçok

konuya yine kendi mizah

anlayışı ile yeni yaklaşımlar

ve çözümleri ile kahkahanın

adresi olmaya devam

ediyor. Ekranların beğenilen

komedi programı Güldür

Güldür Show, 17 Şubat’ta

Maximum Uniq Hall'de!

68 Ocak / Şubat / Mart | 2022

January / February / March


Ajanda

CAN BONOMO

Alternatif müzik

sahnesinin sevilen

isimlerinden şarkıcı ve

söz yazarı Can Bonomo,

25 Şubat’ta Babylon'a

konuk oluyor. 2019’da

beşinci albümü Ruhum

Bela'yı dinleyicisiyle

paylaşan Bonomo,

pandemi döneminde

yayınladığı teklilerle

müzikal üretimlerine

devam etti.

EVLAT

Ebeveyn-evlat ilişkisi ve

gençlik sancılarının işlendiği

trajik ve çarpıcı oyun

Evlat, 26 Şubat tarihinde

Caddebostan Kültür Merkezi’nde

sizlerle. Florian

Zeller tarafından kaleme

alınan oyunun oyuncuları

arasında Onur Saylak,

Cem Yiğit Üzümoğlu, Sezin

Akbaşoğulları, Şükran

Ovalı, Esra Bağışgil, Burakcan

Doğan gibi isimler

bulunuyor.

Mart

MELİKE ŞAHİN

Melike Şahin, 1 Mart

akşamı IF Ankara'da!

2017'de ilk teklileri “Bi'

fırlatsam” ve “Deli Kan” ile

solo kariyerine başlayan

Şahin'in ilk solo albümü

“Merhem”, Şubat 2021'de

yayınlandı. Albümün

ilk teklisi, Ocak 2021'de

yayımlanan "Uykumun

Boynunu Bükme" oldu.

Ankaralı müzik severler için

kaçırılmayacak bir etkinlik...

FALLAS FESTİVALİ – İSPANYA

İspanya'nın Valencia kentinde düzenlenen ve geçtiğimiz

yıllarda UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi'ne giren Las

Fallas Festivali, geleneksel olarak her yıl mart ayında 5 gün

boyunca sürüyor. Bu sene de 15-19 Mart tarihleri arasında

gerçekleştirilecek festival, Avrupa planı yapacaklar için keyifli

bir seçenek sunacağa benziyor.

TOZ

Toz, 15 Mart'ta

Maximum Uniq

Box'ta! Murat

Mahmutyazıcıoğlu’nun

kaleminden çıkan, çok

kişiyle kesişen bu tek

kişilik kadın oyunu

Hira Tekindor’un

yönetiminde,

Zerrin Tekindor’un

performansıyla

seyirciyle buluşacak.

ALİM BEİSEMBAYEV -

İSTANBUL RESİTALLERİ

Dünyanın en prestijli yarışmalarından

Leeds Uluslararası Piyano Yarışması

2021 Şampiyonu, Kazak Piyanist Alim

Beisembayev bu kez jüri için değil,

İstanbul Resitalleri dinleyicileri için

çalacak. Genç piyano dehası, 31 Mart

2022 Perşembe akşamı İstanbullularla

buluşmaya hazırlanıyor.

Ocak / Şubat / Mart | 2022

January / February / March

69


Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!