TOURMAG / Kış 2022
- No tags were found...
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Ocak•Şubat•Mart 2022 | Yıl: 8 Sayı: 29 | Fiyat: 35 TL
Editör
Her şey kötüye gittiğinde
kendine bir tatil ısmarla
CANAN TOPRAKKAYA
tourmag@tourmag.com.tr
2019 yılında güzel bir turizm sezonu geçirmiştik.
Ardından korona virüsü nedeniyle
evlerimize, ülkelerimize kapandık. Zorunlu
kısıtlamalar, hayatımızın rengi ve yaşama
sebeplerimizden biri olan seyahati elimizden
alınca, seyahat gurmesi Ayşe Kaynarcalı’nın
sempatik söylemiyle her birimiz
adeta bir intikam meleğine dönüştük. Yurt
içi ve yurt dışında tozu dumana katmak
için hiçbir fırsatı kaçırmamaya niyetliyiz.
2021 yılı, bir toparlanma süreci olarak
ortaya çıkmıştı. Bu yıl ise erken rezervasyon
verilerine baktığımızda bir patlama bekliyoruz iç ve dış turizmde...
İstanbul ve Antalya, bu patlamanın tam ortasında yer alıyor. Beklenen 35
milyar dolar hedefi ulaşılabilir, hatta aşılabilir gibi... Kültür ve Turizm Bakanı
Mehmet Nuri Ersoy, devlet ve özel sektör olarak el ele vererek niceliğin
değil, niteliğin öne çıktığı gelir odaklı 2023 turizm stratejilerini adım adım
gerçekleştireceklerini ifade ediyor.
Bu çerçevede İstanbul çok önemli konumda… Özellikle yeni nesil cruise
port yatırımlarına örnek gösterilen Galataport’un hizmete girmesi, büyük
bir ihtiyacın uluslararası ulaşım altyapısını hazırladı. Özlediğimiz, beklediğimiz
nitelikli yabancı turistin de en etkin seyahat adımlarından biri olarak
karşımızda...
TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya ise daha temkinli... 2022 yılının
bir toparlanma yılı olacağını, yaralarımızı sarmaya çılaşacağımızı
söylüyor. Bir dipnot daha düşüyor; ana pazarlarımızın
yanı sıra Latin ülkeleri gibi alternatif pazarlarda da önemli bir
yükseliş olduğunun altını çiziyor.
Ulusal İktisadi Düşünce Kuruluşu Başkanı Ömer Niziplioğlu’nun
konuya bakış açısı, belki de en vurucu başlığı atmamıza
neden oluyor: “Ülkemizin dünyada eşi benzeri olmayan tarihi
yapıları, inanç eserleri, kültür varlıkları, denizi, dağı, termal
kaynakları var. Bu değerleri, bitmeyen petrol gibi görmeliyiz.
Ülkemizin turizmde dünyada açık ara birinci olmayı hak ettiğini
bilerek hareket etmeliyiz.”
Evet, “Türkiye’nin petrolü turizm” diyor, kapak dosyamızı açıyoruz...
***
Her zaman pozitif, güler yüzlü, adeta bir fahri turizm elçisi gibi
çalışan, köşe yazarımız Saffet Emre Tonguç’un da güzel haberleri
var dergimizde. UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’ne
en fazla kültürel öğe kaydettiren ilk 5 ülke arasında olduğumuzu
belirten Tonguç, 2022 yılı için değerlendirmeye alınacak
konuların önemine dikkat çekiyor: “Çay Kültürü”, “Geleneksel
Ahlat Taş İşçiliği”, “Nasreddin Hoca Fıkralarını Anlatma Geleneği”
ile “İpek Böcekçiliği ve Dokuma için İpeğin Geleneksel Üretimi”.
“Rüzgârımız bol olsun” diyor, yedi bölgeden haberler ve birbirinden
farklı destinasyonlarla dolu rengârenk kültür ve turizm
dergimizden sevgilerimizi gönderiyoruz.
TOURMAG TURİZM DERGİSİ
Üç ayda bir yayınlanan yaygın süreli dergi
Haber, Aktüel, Turizm, Magazin
Yayıncı
Kadir Toprakkaya K-İletişim
Karanfil Sokak No: 27/13
Göztepe - Kadıköy İstanbul
0 532 266 82 43 / 0 532 470 73 05
tourmag@tourmag.com.tr
www.tourmag.com.tr
ftourmag.com.tr Ltourmagcomtr
itourmagturkey
ISSN: 2149-8768
Ocak-Şubat-Mart 2022 // Sayı: 29
İmtiyaz Sahibi
Kadir Toprakkaya
Genel Yayın Yönetmeni
Canan Toprakkaya
Sorumlu Yazı İşleri
Müdürü
İrem Toprakkaya
Haber Müdürü
Cenay Toprakkaya
Reklam Müdürü
Tulu Evrensel
0 532 470 73 05
reklam@tourmag.com.tr
Yayın Kurulu
Barbaros Kon
Delal Atamdede
Hüseyin Kurtoğulları
Nilgün Şirin
Sema Kutlu
Yonca Atamdede
Editörler
Pınar Baltacı
Nil Özer
Serap Gürses
Yiğit Uygun
Reha Kadak
Pınar Korkut
Songül Karadeniz
Görsel Yönetmen
Kubilay Şenyiğit
Katkıda Bulunanlar
Barış Kadıoğlu
Melih Uslu
Oğulcan Tatar
Saffet Emre Tonguç
Serda Büyükkoyuncu
Yaprak Gürdal
Basım
SESA Dijital Baskı Merkezi
Rıhtım Caddesi Derya
İş Merkezi 28/14
Kadıköy - İstanbul
Tel: (0216) 330 50 50
Basım Tarihi:
15 Şubat 2022
4 Ocak / Şubat / Mart | 2022
January / February / March
İçindekiler
52
30
07
07
30
44
52
54
“MIDWOOD” YILLIK 200 MİLYON DOLAR
DÖVİZ GİRDİSİ SAĞLAYACAK
Ulusal ve uluslararası arenada film endüstrisinin oyun kurucularını
bir çatı altında buluşturmaya hazırlanan ülkemizin
ilk, Avrupa’nın ise en büyük film platosu MIDWOOD İstanbul
Film Stüdyo Kompleksi için geri sayım başladı.
TÜRKİYE’NİN PETROLÜ TURİZM
2022 yılında turizm dünyasını neler bekliyor? Alanında
uzman isimlerle konuştuk ve gelecek süreci kapak dosyamızda
detaylarıyla değerlendirdik.
SARAJEVO’DAN MOSTAR’A
BÜYÜLÜ BİR YOLCULUK
SONGÜL KARADENİZ: Bosna savaşının izlerini her adımda
hatırlatan bir ülke: Bosna-Hersek... Bizim keşif adımlarımız,
Saraybosna’nın Sebilj’inde başladı.
DÜNYANIN TANIDIĞI TÜRKİYE MİRASLARI
SAFFET EMRE TONGUÇ: UNESCO Somut Olmayan Kültürel
Miras Listesi’ni biliyor musunuz? Türkiye olarak listede şu
anda 21 mirasımız var. 2021 sonunda geleneksel güzel yazı
sanatımız “Hüsn-i Hat” da listeye kabul edildi. Diğerleri
hangisi diye merak ettiyseniz, onun da cevabını hazırladım
size. İşte liste…
SİCİLYA TURUNUN YENİ ADRESLERİ;
MESSINA, CEFALU VE PALERMO
BARIŞ KADIOĞLU: Geçtiğimiz sayıda sizlere Sicilya
yolculuğumun Catania, Syracuse ve Taormina ayağından
bahsetmiştim. Şimdi ise sıra Messina, Cefalu ve Palermo’da!
Başlıyoruz...
54
60
65
65
GEZGİNLERİN ‘EN’LERİNDE
BAŞROL DÜNYA ÜLKELERİNİN
PINAR BALTACI: Son yıllarda sosyal medyanın da etkisiyle
oldukça görünür olan dünya ülkelerini hiç bilinmeyen
yönleriyle tanıtan gezginler, bu defa TOURMAG sayfalarına
konuk oldu. Üç kadın gezgine ‘EN’lerini sorduk.
BELGRAD’DA KAHVE İÇİLEBİLECEK
EN İYİ 5 MEKÂN
ÖZGE THÉLY: Belgrad’da iyi kahve içmek için çok seçenek
mevcut. Bu yazımda, yaşamış olduğum şehir Belgrad’ın
kahveleriyle bende iz bırakan en iyi 5 mekânını kaleme
alıyorum.
60
44
Ocak / Şubat / Mart | 2022
January / February / March
5
39 Kalamış Marna Hotel & Restaurant & Bar
Where everythng about lfe untes
''
we support all art & artsts
39kalamsmarna
39kalams.com
Fenerbahçe Mah.Münr Nurettn Selçuk Cad. No:28-30Kalamış/Kadıköy, İstanbul, Turkey
Aktüel
“ MIDWOOD” yıllık 200 milyon dolar
döviz girdisi sağlayacak
Ulusal ve uluslararası arenada film
endüstrisinin oyun kurucularını bir çatı
altında buluşturmaya hazırlanan ülkemizin
ilk, Avrupa’nın ise en büyük film platosu
MIDWOOD İstanbul Film Stüdyo Kompleksi
için geri sayım başladı. İstanbul Büyükçekmece’de
yaklaşık 400 bin metrekarelik
alanda kurulmakta olan ve dünyaca ünlü
projelere ev sahipliği yapmaya hazırlanan
MIDWOOD için hazırlıklar son hızıyla devam
ederken; dev proje hakkında bilgilendirme
yapmak üzere düzenlenen basın toplantısına,
MIDWOOD’un yönetim ve icra kurulu
üyeleri ile iş ortakları da katıldı.
MIDWOOD İstanbul Film Stüdyo Kompleksi
Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet San’ın
ev sahipliğinde gerçekleşen toplantıda,
yüksek bütçeli yabancı film yapımcılarını
Türkiye’ye kazandırma ile birlikte
Türk sinemasını yabancı prodüksiyonlar
ile buluşturarak ortak yapımlara imza
atmalarını hedefleyen MIDWOOD’un film
çekim sektörüne yüksek standart, kalite
ve teknolojisiyle farklı bir boyut getireceği,
tüm detayları ile paylaşıldı.
200 MİLYON DOLARLIK YATIRIM
Türkiye’nin uluslararası arenada ilk film platosu
olma özelliği taşıyan, 200 milyon dolar
yatırım değerine sahip MIDWOOD İstanbul
Film Stüdyo Kompleksi, yaklaşık 400 bin
metrekarede kuruluyor. Dünya sinemasına
hizmet üretecek olan çeyrek milyar dolarlık
kompleksin hizmet vermeye başladığı
andan itibaren 1 milyar dolarlık bir değere
ulaşması öngörülüyor. Yıllık toplam 300
milyon dolar değerinde film endüstrisine
yönelik üretim kapasitesi bulunan projenin
yaratacağı katma değer ile Türkiye ekonomisine
yıllık 200 milyon dolar değerinde
döviz girdisi sağlaması bekleniyor.
15 BİN KİŞİYE İSTİHDAM SAĞLAYACAK
Tam kapasite ile çalışmaya başladığında
15 bin kişiye istihdam sağlayacak dev yatırım,
sinema endüstrisinde yarattığı sektörel
faydanın yanı sıra içerisinde barındıracağı
tamamlayıcı ve olmazsa olmaz unsurlar
olan 4 bin öğrenci kapasiteli eğitim kurumları,
250 odalı lüks bir konaklama tesisi, 300
farklı işletmeden oluşan sosyal, kültürel
ve yaşam alanları, sektörel ofisler ve teşhir
mağazaları ile önce İstanbul, dolayısıyla
Türkiye için büyük bir kazanım olma özelliğini
de taşıyacak. Türkiye adına uluslararası
projelere atacağı gurur kaynağı imzalar ile
büyük bir potansiyel taşıyan MIDWOOD,
unicorn bir proje olarak ülkemizin marka
değerine katkı sağlayacak çalışmaları da
beraberinde getirecek.
AYNI ANDA DÜNYA SİNEMASINDAN
10 FİLME HİZMET VEREBİLECEK
MIDWOOD Stüdyoları, aynı anda 4 Hollywood
prodüksiyonu ile eş zamanlı çekim
yapmaya imkân tanıyan ve ayrıca 6 adet
Bollywood, Chinawood ile Avrupa ve Türk
sinema endüstrisi olmak üzere aynı anda
10 film için komple hizmet üretebilecek.
Böylelikle senede toplam 15’i büyük Hollywood
prodüksiyonu olmak üzere, diğer kategorilerde
ise 35 farklı prodüksiyon çekme
kapasitesi ile yılda 50 film çekilebilecek bir
kapasiteye ulaşacak.
Ahmet San: “MIDWOOD, Cumhuriyet’in
100. yılında dünyaya armağan edilecek.”
Ocak / Şubat / Mart | 2022
January / February / March
7
Yanından geçip gittiğimiz bir tarihin en önemli
duraklarını sizlere hatırlatıyor; bir kenti tanıma,
sevme ve sahip çıkma bilincini körüklüyoruz.
Gelin FEST Travel'ın 1988 yılından bu yana
devam eden Adım Adım İstanbul gezileriyle
İstanbul’la tanışın
satis@festtravel.com
0850 622 33 78
Aktüel
Eğlence parklarının büyüklüğü
89 milyar dolara ulaşacak
Tüm dünyayı etkileyen koronavirüsün
olumsuz etkisini derinden hisseden
alanların başında gelen eğlence sektörü,
normalleşme adımları ile eski günlerine
dönmeye çalışıyor. Şehirlerin ekonomisinde
de önemli bir yeri bulunan 2 buçuk trilyon
değerindeki sektör, küresel çapta 5,4 milyon
kişiye de istihdam sağlıyor. Sektörün önemli
iş kolları arasında yer alan eğlence parklarının
büyüklüğünün ise 2023 yılına kadar 89,5
milyar dolara ulaşması bekleniyor.
MUTLU ŞEHİR TEMASI ÖN PLANDA
Şehirleşme her geçen gün artıyor. Küresel
olarak nüfusun yüzde 50'den fazlası bugün
kentsel alanlarda yaşıyor. 2045 yılına kadar
ise dünyanın kentsel nüfusunun 1,5 kat artarak
6 milyara ulaşması bekleniyor. Şehirler
aynı zamanda büyüme açısından genellikle
ülkelerin ekonomisinde itici bir güç olarak
önemli rol oynuyor. Dünya çapındaki GSY-
H’nin yüzde 80'inden fazlası, kendi sınırları
içinde üretiliyor. Bu durum ‘Mutlu Şehir’
temasını ön plana çıkarıyor.
Öyle ki, son 35 yılda yürütülen 20 araştırmayı
kapsayan bir analiz, kentsel alanlarda yaşayan
insanlar arasında psikiyatrik bozuklukların
yaygınlığının önemli ölçüde daha yüksek
olduğunu söylüyor. Çağın felaketi olarak
adlandırılan koronavirüs sürecinde oluşan
psikolojik hasar ile birlikte yaşam kalitesini,
refahı ve mutluluğu etkileyen eğlence
sektöründeki özel ve kamu yatırımları, daha
da önemli bir hâle geliyor. Çünkü daha mutlu
insanların bir topluma hesaplanamaz sosyal
ve ekonomik faydalar sağladığı, yapılan
araştırmalar ile de ortaya konuyor.
TÜRKİYE’NİN POTANSİYELİ
ÇOK YÜKSEK
Türkiye’de il ve ilçe belediyelerinde yüzde
90 oranında planlanan büyük ve küçük
Nergis Aslan
eğlence ve rekreasyon projeleri olduğunu
dile getiren Tureks Uluslararası Fuarcılık
Genel Müdürü Nergis Aslan; “Türkiye’de
81 il ve 957 ilçe var. Bu da sektör için çok
büyük bir potansiyeli teşkil ediyor. Şehir
hayatına bir nefes olan millet bahçeleri
de bu duruma örnek olarak gösterilebilir.
Sektörün dinamik yapısı, ülkemizde sürekli
bir gelişme ve büyüme meydana getiriyor.
Milyonlarca doların döndüğü bu sektörde
gelişmekte olan Türkiye, yurt dışı yatırımcılarının
da dikkatini çekiyor. Türkiye’nin
eğlence sektöründeki gelişimi, pazarın
geniş ve yatırıma müsait olması, birçok
yabancı firmanın da bu alana girmesinde
önemli rol oynuyor. Dünyanın her yerinde
yerleşmiş ve sürekli geliştirilen eğlence
sektörü, ülkemizde ise son 10 yıldır adım
adım yükseliyor. Ayrıca şehirlerin cazibe
merkezleri, turizm sektörü için de önemli
bir rol oynuyor” dedi.
Ocak / Şubat / Mart | 2022
January / February / March
9
Archaelogy
New documentary explores history of
Turkey's 7,000-year-old
Arslantepe Mound
A new documentary tells the story of Turkey’s
mysterious 7,000-year-old Arslantepe Mound,
an ancient structure in Malatya, eastern
Turkey which was recently added to the
UNESCO World Cultural Heritage Permanent
List. According to Turkey’s Communications
Directorate, the bilingual Turkish-English
documentary showcases the country’s rich
culture and chronicles the process of bringing
the historic mound to light and adding it
to the UNESCO World Heritage List.
The documentary explores the historical
background in which the aristocracy arose
and the first state structure formed, as well
as significant artifacts unearthed excavated
from the mound. The documentary will be
aired on state broadcaster TRT Belgesel
(documentary channel) and posted on the
directorate's social media accounts.
HUMANITY’S ANCIENT HERITAGE
About the documentary, Directorate Head
Fahrettin Altun said that over the course of
millennia, Turkey’s vast Anatolian region has
been home to countless civilizations and
peoples. "With our documentary, we aim to
introduce Arslantepe Mound to the whole
world, to boost its profile and awareness,
and to contribute to Turkey's cultural tourism"
Altun said, stressing that Anatolia’s rich
ancient history makes it deserving of the title
"humanity’s ancient heritage”.
Turkey's iconic "Gypsy Girl" mosaic
attracts over 2M visitors since 2011
The Zeugma Mosaic Museum, one of the
world's largest mosaic museums located in
Turkiye's southeast, has attracted over 2.02
million visitors since its opening in July 2011,
said a senior official. The museum's Director
Ozgur Comak told that since the curfews
were lifted completely on June 1, 2021,
the number of visitors to the museum has
increased significantly.
The museum in Gaziantep province, which
opened to the public in July 2011, is home
to unique ancient artifacts such as mosaics,
Roman-era fountains, a bronze sculpture of
Mars – the god of war in Roman mythology
– and the famous Gypsy Girl. The 12
pieces of the mosaic of the Gypsy Girl were
returned by the US to Turkey after 52 years.
In addition, the museum received Turkey's
Presidential Culture and Arts Grand Awards
in 2012.
10 Ocak / Şubat / Mart | 2022
January / February / March
Resim, sinema, tiyatro, fotoğraf,
edebiyat sanata dair her şey…
İSTANBUL’UN
KÜLTÜR & SANAT
DERGİSİ
Sanat ve kültürün yeni heyecanı İSTANBUL SANAT Dergisi’nde
resim, sinema, tiyatro, fotoğraf ve edebiyata dair içeriklere kolayca
ulaşabilir, alanında uzman isimlerin ilk defa yayınlanan köşe yazılarını,
röportajlarını büyük bir keyifle okuyabilirsiniz…
fi
istanbulsanatdergisi
www.istanbulsanatdergisi.com
Architecture
Istanbul’s iconic
Iron Church turns 124
The Bulgarian Church of Sveti Stefan, known
as the world's only surviving completely iron
church, has been attracting the attention
of those who cross the Golden Horn for
124 years with its interesting structure and
eclectic architecture. The Neo-Gothic style
church dates back to the 19th century. It was
opened in 1898 in Balat, the traditional Jewish
quarter on the European side of Istanbul.
The Iron Church is among the first prefabricated
structures in the world. It was brought
to Istanbul’s historic Balat District via the
Danube River and the Bosphorus by loading
the castings and metal parts prepared in
the Austrian capital Vienna and mounted
on the shore of the Golden Horn, a major
urban waterway and the primary inlet of the
Bosphorus in Istanbul.
COSTED 4 MILLION SILVER LEYS
Although the church, with its altar facing the
Golden Horn, was completed in 1896, costing
4 million silver levs (Bulgarian currency) at
the time, the architectural partition wall
was opened to worship in 1898 due to the
redesign of the iconostasis. The church,
which has a capacity of approximately 300
people and remains under the auspices of
the Bulgarian Exarchate Orthodox Churches
Foundation, has been standing for 124 years.
A BIG SYMBOL OF THE BULGARIAN
ORTHODOX FAITH
There is a 40-meter-high bell tower above
the entrance door of the church, three
Russian-cast domes and six bells, two of
which are used today. The church, which
continues to be one of the biggest symbols
of the Bulgarian Orthodox faith, was built in
the shape of a cross using 500 tons of iron.
It attracts the attention of history, culture
and design enthusiasts as well as local and
foreign tourists.
BURNED SEVERAL TIMES
The house of worship, whose iron oxidized
and started to decay over time, was restored
in 2011-2018. It was reopened on Jan. 7,
2018 with a ceremony attended by Turkish
President Recep Tayyip Erdogan as well as
the prime ministers of Turkiye and Bulgaria.
A church official, Aleksandr Masev, told that
with the nationalist movement that started
at the beginning of the 19th century, the
Bulgarian community living in the Ottoman
geography, especially in Istanbul, sought a
church where they could perform rituals in
their own language. For this reason, a wooden
church was built in place of the present
church with the permission of the Ottoman
Sultan of the period. Masev said that with the
increase of the Bulgarian people over time, a
larger church was needed, and the wooden
church was burned several times.
AZNAVUR WON THE COMPETITION
Noting that a larger and more magnificent
stone church was planned to be built in
place of the wooden church, Masev said that
Swiss architects the Fossati brothers - Gaspare
(1809-1883) and Giuseppe (1822-1891)
- prepared projects. “The construction phase
of that church begins, but the church is never
finished. Because the ground is swampy, the
masonry does not lift the building”, he added.
When a competition is opened to decide
the type of church to be built in the region,
Hovsep Aznavur, one of the Ottoman Armenian
architects of the period, won it with a
completely iron-clad project, and in 1892, the
construction process of the church began.
BELLS SENT FROM RUSSIA
Noting that the largest of the bells weighs
around 750 kilos, he said: “All of the bells
were sent as gifts from Yaroslavl, Russia at
that time. The city of Yaroslavl is known as
the 'city of bells' in Russia. Today, the bells
of many churches in the Orthodox world
are produced in the city of Yaroslavl. Even
today, the best bells in the world are made in
Yaroslavl."
Aktüel
Sağlık için gelen turistlere
hızlı vize kolaylığı
Türkiye, 100 milyar dolarlık küresel sağlık
turizmi pastasından aldığı payı artırmaya
odaklandı. Sağlık ve Ticaret Bakanlıklarının
iş birliğinde imzalanan "Sağlık Vizesi İş Birliği
Protokolü" kapsamında Hizmet İhracatçıları
Birliği bünyesinde uygulamaya konulan
etiket vize uygulaması ile sağlık turistlerinin
vize işlemleri kolaylaştırılacak. Vize işlemleri
tek merkezden dijital ortamda yönetilerek,
kaçak göçmenlerin de önüne geçilecek.
Türkiye; spor, estetik ve ekoturizm gibi yüksek
potansiyele sahip alanlarda geliştirilen
yeni modellerle sağlık turizmi gelirlerini
artırıyor. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine
göre, 2021’in 10 aylık döneminde tedavi
amacıyla Türkiye'yi ziyaret eden turist sayısı
370 bini aştı. Saç ekiminden diş ve tüp
bebek tedavisine kadar uzanan çok sayıda
alanda bir başvuru merkezine dönüşen
Türkiye, bu süreçte 705 milyon dolar sağlık
turizmi geliri elde etti.
Sağlık turizmi kapsamında verilen hizmetlerin
genişletilmesi ve kalite çıtasının
yükseltilmesine yönelik çok sayıda
düzenleme yapıldığını belirten İncir Travel
Agency CEO’su Fedakar Günsili; “Sağlık ve
Ticaret Bakanlıklarının iş birliğinde yabancı
turistlere vize kolaylığı sunmak amacıyla
imzalanan Sağlık Vizesi İş Birliği Protokolü
kapsamında Hizmet İhracatçıları Birliği
bünyesinde uygulamaya konulan etiket
vize (online vize başvurusu) uygulaması,
bu yönde atılan en önemli adımlardan biri
oldu. Bu sistemle vize işlemleri, yalnızca
Uluslararası Sağlık Turizmi Yetki Belgesi’ne
sahip kuruluşlar tarafından daha hızlı
ve güvenli şekilde yapabilecek. Böylece
tedavi amacıyla ülkemize gelmek isteyen,
ancak vize işlemlerinin zorluklarını yaşayan
yabancı turistlere büyük bir kolaylık
sağlanacak” dedi.
SUİSTİMALLERİN DE ÖNÜNE GEÇİLECEK
Etiket vize uygulaması ile sağlık turistlerinin
vize işlemlerinin tek merkezden dijital olarak
yönetilmeye başlandığına dikkat çeken
Günsili; “Vize işlemlerinin yalnızca Hizmet
İhracatçıları Birliği tarafından yetkilendirilen
kurumlar tarafından yapılmasıyla sağlık vizesinde
suiistimallerin önüne geçilecek. Tedavi
amacıyla ülkemize gelen sağlık turistleri, sistemli
bir şekilde kayıt altına alınacak. Sağlık
vizesi alarak tedavi dışında farklı amaçlarla
Türkiye’ye gelen kaçak göçmenlerin önüne
geçilebilecek. Böylece ulusal güvenliğimiz
için tehlike yaratan kontrolsüz girişler engellenecek”
ifadelerinde bulundu.
Seyahat
hayallerinin bir
numarası yine
Berlin oldu
2022’de yurt dışında en çok seyahat
hayali kurulan şehir Berlin oldu.
Enuygun’un 2022'nin ilk 6 ayı için yurt
dışında "fiyat alarmı" kurulan şehirlerden
yola çıkarak elde ettiği verilere
göre; Berlin’i Kiev, Frankfurt, Düsseldorf
ve Varşova takip ediyor.
Her seyahat, önce hayalini kurmakla
başlar. 2022 yılı için seyahat hayalleri
kuranların favori destinasyonu, geçen
yıl olduğu gibi yine Berlin oldu. Enuygun,
13 Ocak Hayallerini Gerçekleştirme
Günü'nde 2022’de kullanıcıların uçak
bileti alma hayali kurduğu rotaları
açıkladı. Kullanıcıların 2022’nin ilk 6 ayı
için en çok "fiyat alarmı" kurduğu destinasyonların
ilk sırasında Berlin gelirken;
Kiev, Frankfurt, Düsseldorf ve Varşova
da en çok seyahat hayali kurulan diğer
şehirler oldu.
HAYALLERİN ŞEHRİ
Almanya, dünyanın en çok turist
ağırlayan ülkeleri arasında ilk 10’da
yer alıyor. Almanya’da gezginlerin en
çok tercih ettiği şehirlerin başında
gelen Berlin, kültür sanat aşıklarından
tarih meraklılarına hemen herkes için
unutulmayacak bir deneyim vadediyor.
Şehir içi trenleri, parkları, avlulu binaları
ve devasa meydanlarıyla Berlin, 2022’de
de en çok seyahat hayali kurulan şehir
olmaya devam ediyor.
14 Ocak / Şubat / Mart | 2022
January / February / March
Marmara Bölgesi
Müze zengini
Edirne'ye yeni müzeler
Medeniyetler kesişmesinin önemli kavşaklarından "müze
kent” Edirne’ye yeni müze kazandırma çalışmaları sürüyor.
Edirne Valiliği, 11 müze bulunan kentteki müze sayısını
yeni kurulacak “Tarihte Kurulmuş Türk Devletleri Müzesi”,
“Osmanlı Padişahları Müzesi”, “Padişah Çadırı Müzesi” ve
“Balkanlar'da Osmanlı Eserleri Müzesi” ile 15'e çıkaracak.
Kurulacak müzelerde tarihte kurulan 16 Türk devletinin
kurucuları, 36 Osmanlı padişahı ve Türkiye Cumhuriyeti'nin
kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün üç silikon
heykeli yer alacak. Edirne Valisi Ekrem Canalp, Ekmekçizade
Ahmet Paşa Kervansarayı kompleksine kurulacak müzelerin
tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, açılacak müzeleri
gezenlerin Türkiye Cumhuriyeti'nin tarihsel köklerinin nereye
kadar gittiğini ve Türk milletinin 10 bin yıllık tarihi serüveni
içerisinde bugünlere nasıl geldiğinin görüleceğini söyledi.
Müzelerden birinin de “Balkanlar'da Osmanlı Eserleri Müzesi”
olacağını ifade eden Canalp, şu değerlendirmede bulundu:
“Türkiye'de bulunan herkes ‘Balkanlar’ dendiğinde ecdat yadigarı
bu toprakları ziyaret etmek ister. Balkanlar’daki toprakları
ziyaret ettiğimiz zaman çok farklı duygulara kapılırız. Edirne’ye
gelmiş olan misafirlerimiz Balkanlar’a gidemeseler, oradaki
ülkeleri görememiş olsalar bile buradaki müzede Balkanlar’daki
o muhteşem Osmanlı eserlerinin minialarını görme imkânına
kavuşmuş olacaklar.”
Maden Deresi’nde
turizm hareketliliği sağlanacak
Sakarya Büyükşehir Belediyesi ile Orman
Genel Müdürlüğü arasında imzalanan
protokol kapsamında yapılacak doğa
yürüyüşü parkuru ve mesire alanıyla Maden
Deresi turizme kazandırılacak. Adapazarı
ilçesindeki Afet ve Koordinasyon Merkezi'nde
imzalanan "Öncelikle Maden Deresi Eko
Turizm Alanı Doğa Yürüyüşü Parkuru ve C
Tipi Mesire Alanı”projesi protokolüyle Maden
Deresi, Sakarya Büyükşehir Belediyesi
bünyesine geçirildi.
Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı
Ekrem Yüce, törende yaptığı konuşmada
projenin hayata geçirilmesindeki katkılarından
dolayı Tarım ve Orman Bakanı Bekir
Pakdemirli'ye teşekkür etti.Tarımda, sporda,
turizmde ve daha birçok konuda hayata geçirdikleri
projelerle Sakarya'yı dünya sahnesine
taşıdıklarını dile getiren Yüce; “Maden
Deresi'nde de çalışmalarımızı bugünden
itibaren başlatıyoruz. C tipi mesire alanı,
piknik üniteleri, yöresel ürünler sergi ve sa-
tış yeri, kameriye ve diğer rekreasyonel yapı
ve tesisleri ihtiva eden mesire yerleridir. Bu
projeyle Sakarya'nın nitelikli doğal koruma
alanı olarak tescillenen, önemli turistik noktalarımızdan
30 kilometre uzunluğundaki
Maden Deresi ve çevresine değer kazandırmak
amaçlanmaktadır” diye konuştu.
16 Ocak / Şubat / Mart | 2022
January / February / March
Marmara Bölgesi
Troya ziyaretçilerini
lavanta
kokularıyla
karşılayacak
Bursa turizminin yeni rotası; İran
Çanakkale’de “Lavanta Diyarı Çıplak
Etno-köy Peyzaj Projesi” kapsamında
100 bin kök lavanta dikimi yapıldı.
Çanakkale Valisi İlhami Aktaş, arazide
düzenlenen etkinlikte yaptığı açıklamada
merkeze bağlı Çıplak köyünün, Troya
Ören Yeri'nin ana merkezindeki yerleşim
alanlarından olduğunu söyledi. Turistlere
alternatif güzergâh oluşturularak
vakit geçirmelerini sağlamak üzere
geniş çaplı çalışma başlatıldığını belirten
Aktaş, bunun ilk ayağının lavanta
olduğunu bildirdi.
KÖYÜN TANITIMINA DA
KATKI SAĞLAYACAK
Çıplak Köyü Muhtarı Ufuk Göçoğlu ise
376 dönüm alanı kapsayan projenin
etaplar hâlinde gerçekleştirileceği bilgisini
verdi.Projenin tamamlanmasıyla
başta Çıplak olmak üzere Tevfikiye köyü
ve Troya Ören Yeri'ne gelecek ziyaretçilere
çok önemli kazanımlar sağlanmasının
hedeflendiğini aktaran Göçoğlu; “Bu
kazanımlar, başta ekonomik olmak üzere
turizm sektörüne önemli derecede
katkı sağlayacaktır. Dolayısıyla, ulusal
ve uluslararası düzeyde Çıplak köyünün
tanınırlığına destek verecektir” dedi.
Sanayi kenti kimliğiyle öne çıkan Bursa’nın
tarihi, kültürel, doğal ve turistik değerleriyle
turizmden aldığı payı daha da artırmayı
hedefleyen Bursa Büyükşehir Belediyesi
ve Bursa Kültür Turizm ve Tanıtma Birliği,
turizmde hedef rotalara İran’ı da ekledi.
Bursa'da ağırlanan İranlı turizm acentesi
sahipleri, Bursa'nın değerleri hakkında
bilgilendirildi; Bursalı ve İranlı acenteler
arasında ikili görüşmelerle turizme yeni bir
ivme kazandırılması sağlandı.
Turizmden daha fazla pay alabilmek için
Bursa'yı farklı destinasyonlarda tanıtmak
“Termal Köy”
misafirlerine şifa
kaynağı olacak
Balıkesir'in Bigadiç ilçesinde doğal
taşlarla yapılan “Termal Köy”, tatil için
gelen yerli ve yabancı misafirlere şifa
kaynağı olacak. Güney Marmara
Kalkınma Ajansı’nın da desteğiyle Bigadiç
Belediyesi tarafından Abacı Mahallesi Çay
Kenarı mevkiinde 150 dönümlük alanda
yapımı süren Termal Köy’de 12 tek katlı,
bir dubleks ev ile kafe restoran, lavabo ve
mescit bulunuyor.
Bigadiç Belediye Başkanı İsmail Avcu, konu
ile ilgili yaptığı açıklamada Hisaköy bölgesinden
çıkan 98 ila 106 derecelik selenyum
içeren sıcak suyun köye kadar borularla
getirildiğini söyledi. Termal Köy’ün şifa
kaynağı olacağını belirten Avcu; “Termal
Köy, Balıkesir'e 15-20 dakika uzaklıkta bir
mesafede. Köyümüz, 1071 dönüm alana
amacıyla ulusal ve uluslararası fuarlarda
boy gösteren Bursa Büyükşehir Belediyesi
ile Bursa Kültür Turizm ve Tanıtma Birliği,
Avrupa ve Uzak Doğu’ya yönelik turizm
atılımlarına İran’ı da ekledi. Zaten yeşili ve
Uludağ'ı ile Arap turistlerin çekim alanında
bulunan Bursa'ya daha fazla İranlı turist
çekilmesi hedefiyle, İran’ın 11 farklı şehirden
32 turizm acentesi sahibi ve yöneticileri, 4
günlük program kapsamında Bursa'da ağırlandı.
Bursalı ve İranlı acenteler, yaptıkları
ikili görüşmelerle bundan sonraki süreçte
ortak yapılacak çalışmalar hakkında fikir
alışverişinde bulundu.
yaptığımız Millet Bahçesi'nin yan tarafında
bulunuyor. Burada yöresel yemekleri yapacağımız
fırınımız var ve yarı olimpik yüzme
havuzu, iki tane de bay ve bayanlar için ayrı
termal havuzlarımız olacak. Buranın dünya
termal turizm ka tegorisine dahil edilmesinin
kentimiz için bir kazanım olduğunu
düşünüyorum” dedi.
Ocak / Şubat / Mart | 2022
January / February / March
17
Ege Bölgesi
Tabiat harikası Akdağ,
kış güzelliği ile hayran bırakıyor
En yüksek noktası 2 bin 446 metre olan
Akdağ; Sandıklı ilçesi sınırlarında bulunan
Koca Yaylası, Çivril ilçesindeki Sığırkuyruğu
Yaylası, geniş karaçam ve kızılçam meşe ormanlarıyla
adeta bir doğa harikası… Tarım
ve Orman Bakanlığınca daha önce tabiat
parkı ilan edilen Akdağ'a baraj göleti, ziyaretçilerin
konaklaması için ahşap bungalov
evler, piknik yerleri ve çocuk oyun alanları
düzenlemesi yapıldı.
Endemik 124 bitkiyi bünyesinde barındıran
Akdağ’da aynı zamanda Tokalı Kanyonu,
kanyondaki yaban atları ve kızıl geyikler de
turistlerin ilgisini çekiyor. Kar yağışı sonrası
Manisa’daki eski şifahane,
9 yıldır tıp tarihi meraklılarını ağırlıyor
Manisa’nın ilk tescilli özel müzesi olan ve
Manisa Celal Bayar Üniversitesi (MCBÜ)
bünyesinde hizmet veren Hafsa Sultan Şifahanesi
Tıp Tarihi Müzesi, geçmişte yapılan
tedavi yöntemleri konusunda bilgi almak
isteyenleri bekliyor.
beyaza bürünen Akdağ, buz tutan baraj
göleti ve muhteşem manzarasıyla doğaseverlere
ve fotoğraf tutkunlarına güzellik
sunuyor. Karlar altındaki Akdağ, ihtişamlı
doğası ve tertemiz havasıyla kampçıları da
ağırlıyor.
Doğa Koruma ve Milli Parklar 5. Bölge
Müdürlüğü ekipleri ile doğa tutkunlarınca,
yoğun kar yağışı sonrasında yaban hayvanları
için belirli aralıklarla yemleme çalışması
yapılıyor. Buz tutmuş gölet etrafında yiyecek
arayan ve bırakılan yemlerle beslenen
yaban ördekleri de bölgeye ayrı bir güzellik
katıyor.
Kanuni Sultan Süleyman’ın annesi Ayşe
Hafsa Sultan tarafından 500 yıl önce yaptırılan
Sultan Camiii ve Külliyesi'ne 1539
yılında ekletilen Darüşşifa, 2013'te MCBÜ
tarafından müze hâline getirildi. Yüzyıllarca
şifahane olarak kullanılan, 9 yıldır da tıp
tarihi müzesi olarak hizmet veren tarihi
mekânda, Osmanlı döneminde tıp alanında
kullanılan aletler ve ilaçlar sergileniyor.
MÜZİK EŞLİĞİNDE
ÜCRETSİZ OLARAK GEZİLEBİLİYOR
Mesir macunu hazırlanışının, geçmişteki
bazı tedavi metotların uygulanışının
ve ameliyatların balmumu heykellerle
canlandırıldığı müzede, el yazması eserler
de dikkati çekiyor. Akıl hastalarının el işleri,
müzik ve su sesiyle tedavisinin yapıldığı
tarihi binayı, ziyaretçiler müzik eşliğinde
ücretsiz olarak gezebiliyor.
Frigya’da hedef
2022'de 4 milyon
ziyaretçi
Afyonkarahisar'ın İhsaniye ilçesindeki tarihi
Frig Vadisi'ne yapılan yatırımlarla artan
turizm potansiyelinin 2022'de zirveye çıkması
bekleniyor.Valilik öncülüğünde son
iki yıldır Kültür ve Turizm Bakanlığı, Çevre,
Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı,
Gençlik ve Spor Bakanlığı ile özel sektör
yatırımlarıyla yeni turizm destinasyonu
olan 3 bin yıllık geçmişe sahip Frigya'nın
çehresi değişti.
Tarihi kaya yerleşimleri, oyma kaya mezarları
ve anıt abidelerin olduğu bölgede
sokak sağlıklaştırma projeleri yürütüldü,
Maltaş Tapınağı kurtarma kazısı yapıldı.
Emre Gölü ve Frig Medeniyet Bahçesi
Projesi ile geçen yıl temmuz ayında başlayan
sıcak hava balonu uçuşları ve çeşitli
etkinlikler, ilçeye hareketlilik kazandırdı.
Turistlerin ilgisini çeken Frigya'yı geçen yıl
çok sayıda kişi ziyaret etti.
YIL BOYUNCA CANLILIK KAZANDI
İhsaniye Kaymakamı Doğukan Koyuncu,
konu ile ilgili yaptığı açıklamada Frigya’nın
2020-2021 yıllarında Afyonkarahisar Valisi
Gökmen Çiçek'in öncülüğünde katma
değer üreten yatırımlarla buluştuğunu
söyledi. Döğer beldesi ile “Frigya’nın
kalbi” olarak nitelendirilen Ayazini köyü
arasındaki turizm destinasyonunda çok
önemli yatırımların yapıldığını dile getiren
Koyuncu, şöyle konuştu: "Bölgede Ayazini
Köyü Sokak Tapınağı kazısı çalışmaları
yapıldı. Dolayısıyla Sağlıklaştırma Projesi,
Emre Gölü ve Frig Medeniyet Bahçesi
Projesi, sıcak hava balonu uçuşları ve
Maltaş Frigya, 2021'i de dopdolu geçirdi.
Geçen yılın ocak ayından itibaren bölgede
yerli ve yabancı turistleri misafir etmeye
başladık. Çeşitli festivallerle de Frigya, yıl
boyunca canlılık kazandı.”
18 Ocak / Şubat / Mart | 2022
January / February / March
Ege Bölgesi
Muğla’dan
“Bodrum Mandalina
Hasat Festivali”
Bodrum ilçesi Bitez Mahallesi'nde düzenlenen
festivalin açılışında protokol üyeleri ve
vatandaşlar, davul zurna eşliğinde gittikleri
bahçede mandalina topladı. Cumhuriyet
Caddesi'ndeki etkinlik alanında başta mandalina
ve mandalinalı ürünlerin tanıtımının
yanı sıra satışı yapıldı. Çeşitli stantların
açıldığı etkinlikte, mandalina kullanılarak
hazırlanan gıda ürünleri beğeni kazandı.
Kendine has kokusu ve aromasıyla bilinen
coğrafi işaretli Bodrum mandalinasının
korunması ve önemine dikkati çekmek amacıyla
düzenlenen festivalde, halk oyunları
gösterileri sunuldu. Bitez beldeyken belediye
başkanlığı da yapan üretici İbrahim Çömez,
eskiden büyük şehirlere mandalina gönderirken
kullandıkları kasalardan çakıp, beraberindekilerle
içerisine mandalina dizdi.
Bodrum Kaymakamı Bilgehan Bayar,
konuşmasında, mandalinanın ilçenin ekonomisinde
önemli yeri olduğunu söyledi.
Bayar, Bodrum'da 1960'lı yıllar ve öncesinde
doğmuş ve şu an hayatta olan mühendis ve
doktorların, mandalinadan elde edilen gelirle
okutulduğunu anlattı. Bodrum Belediye
Başkanı Ahmet Aras da Bodrum'da turizm
potansiyelinin tarımın önüne geçmesinden
ilk etkilenen ürünün mandalina olduğunu
belirterek, çeşitli sebeplerle mandalina
bahçelerinin korunamadığını kaydetti.
Metropolis Antik Kenti’nde
tarihin izleri aydınlatılıyor
Sabancı Vakfı tarafından desteklenen,
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın izin ve katkılarıyla
32. yılına hazırlanan Metropolis Antik
Kenti kazılarında 2022 sezonu çalışmalarına
başlandı. Yeni sezon kazı çalışmaları kapsamında,
atölyeler ve interaktif uygulamalar
gerçekleştirilmesi hedefleniyor.
Manisa Celal Bayar Üniversitesi Arkeoloji
Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serdar
Aybek başkanlığında sürdürülen kazı
çalışmalarında, 2021 yılının sonunda M.S.
3. yüzyıla ait bir girland motifli mermer
ostotek (küçük boyutlu lahit mezar) içine
yerleştirilmiş bronz bir kandilin bulunması,
2022 yılı kazı çalışmaları için heyecan verici
bir gelişme olarak değerlendirildi.
önemli sosyal sorumluluk projelerine de
ev sahipliği yapacak. Antik tiyatro başta
olmak üzere, kent içinde çeşitli etkinliklerin
ve metropolis atölye üretimlerinin yeniden
canlandırılmasına yönelik deneysel
çalışmaların gerçekleştirileceği antik kentte,
kültür varlıklarının öncelikle çocuklar ve
gençlere tanıtılması ile koruma bilincinin
oluşturulması hedefiyle interaktif uygulamaların
sürdürülmesi planlanıyor.
İNTERAKTİF UYGULAMALARIN
SÜRDÜRÜLMESİ PLANLANIYOR
2021 yılında pek çok önemli keşfin gerçekleştiği
Metropolis Antik Kenti, 2022 yılı
boyunca arkeolojik kazı, koruma, düzenleme
ve araştırma projelerinin yanı sıra
Ocak / Şubat / Mart | 2022
January / February / March
19
Akdeniz Bölgesi
El emeği
kapı süsleri,
beldenin geçim
kaynağı oldu
Burdur’un Bucak ilçesi Kocaaliler beldesinde
kadınların ürettiği kapı süsleri,
zamanla yöre halkının geçim kaynağı hâline
geldi. Orman Genel Müdürlüğü’nün izin
ve desteğiyle biyolojik çeşitliliğin ön plana
çıktığı Kocaaliler kırsalındaki ormanlardan
toplanan kozalak, dal ve bazı meyvelerden
çelenk şeklinde kapı süsü yapan kadınlar,
hane ve ülke ekonomisine katkı sağlıyor.
Ağustos-Aralık döneminde yılbaşı için kapı
süsü üreten kadınlar, bir çelenkten 4 lira 50
kuruş kazanıyor; her bir kadın günde en az
30, en fazla 100 çelenk hazırlıyor. Ürünler
Hollanda, Almanya, İngiltere, Danimarka
ve Finlandiya'ya satılıyor. Beldede faaliyet
gösteren bir ihracatçı firmanın yetkilisi Fatih
Yüce, yaklaşık 2 bin 200 kişinin yaşadığı bel-
dede halkın yüzde 90’ının bu işle ilgilendiğini
söyledi. Yüce, çelenkleri daha çok evlerde
kadınların yaptığını, ürünlerin tamamının
ihraç edildiğini dile getirdi. Bir diğer ihracatçı
firmanın yetkilisi Mustafa Karakaş da
çelenk yapanların yanı sıra yapıma destek
veren, malzemeyi toplayanların da bu işten
para kazandığını söyledi.
Kovada Gölü Milli Parkı,
her mevsim farklı güzellikler sunuyor
Isparta’nın Eğirdir ilçesinde sararan yapraklarıyla
görsel şölen sunan, birçok bitki ve
kuş türüne ev sahipliği yapan Kovada Gölü,
her mevsim ayrı güzelliğe bürünüyor. Ziyaretçilerine
görsel şölenin yanı sıra yürüyüş,
fotoğrafçılık gibi imkânlar sunan milli parka,
doğaseverler ilgi gösteriyor.
Şehir merkezine 62 kilometre uzaklıkta bulunan
milli park; bünyesinde 59'u yerli, 26'sı
kış, 48'i yaz ve 20'si göçmen olmak üzere 153
su kuşu türünü barındırıyor. Parkın içinde
çeşitli yırtıcı hayvanların tahniti ile oluşturulan
müze, ziyaretçilerin ilgisini çekiyor.
BİYOÇEŞİTLİLİK AÇISINDAN
ÇOK ZENGİN BİR ALAN
Isparta Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube
Müdür Vekili Hasan Eryiğit, konu ile ilgili
yaptığı açıklamada alanın 1970'de milli park
ilan edildiğini söyledi. Orman ve göl ekosistemini
barındırdığı için alanın milli park ilan
edildiğini belirten Eryiğit; “Gölün eşsiz bir
peyzaj bütünlüğü var. Kovada Gölü Milli Parkı,
fauna ve flora için önemli, biyoçeşitlilik
açısından çok zengin bir alanımız. Bitkiler
açısından alanda yapılan en son çalışmalarda
361 bitki türü tespit edilmiş, bunun 28'i
endemik tür” diye konuştu.
20 Ocak / Şubat / Mart | 2022
January / February / March
Akdeniz Bölgesi
Barajın turkuazı, ormanın yeşili!
Korsanların
gizli üssü,
Karamağara
turizm merkezi
Hatay Yayladağı’nda manzarası, berrak
denizi ve konumuyla dikkatleri çeken
Karamağara Koyu, yeni yatırım ve
projelerle kapsamlı bir turizm merkezi
hâline getirilecek. Tarihte korsanların
Doğu Akdeniz’deki gizli üslerinden biri
olarak kabul edilen Karamağara Koyu’na
turizm yatırımları ve projeleri için
harekete geçildi.
Yayıkdamlar Mahallesi’nden 7 kilometrelik
kıvrımlı yollardan geçilerek ulaşılan
koyda ilk çalışmalar, dar ve yamaç
olması sebebiyle tehlike arz eden yolun
genişletme projesiyle başladı. Dalış
merkezi, konaklama alanları, halk plajı
ve tekne limanı yapılması planlanan
koyun, yeni yatırım ve projelerle yerli
ve yabancı turistleri daha fazla çekmesi
hedefleniyor.
Toros Dağları eteklerine kurulu Ermenek
ilçesindeki Ermenek Barajı’nın oluşturduğu
gölün turkuaz rengine çam, ardıç ve sedir
ormanları yeşilin farklı tonlarıyla eşlik
ediyor. Göl turkuaz rengiyle görsel şölen
sunarken, doğa turizmi açısından da keşfedilmeyi
bekliyor.
Tarihi 4 bin 500-5 bin yıl öncesine uzanan;
Hitit, Aka, Babil, Pers, Roma, Bizans ve Türk
medeniyetlerinin izlerini taşıyan ilçede, birçok
antik kent ve tarihi kalıntı yer alıyor. Ermenek,
tarihi dokusunun yanı sıra bozulmamış doğal
güzellikleri ile de dikkatleri çekiyor. Çam,
Anavarza yeniden
doğuyor
ardıç ve sedir ormanlarıyla kaplı Ermenek
yaylaları, henüz yeterince tanınmış değil. Bu
doğal güzelliklerin yanı sıra Ermenek Çayı
üzerine kurulan Ermenek Barajı'nın oluşturduğu
göl, turkuaz ile yeşili buluşturan eşsiz
manzarasıyla görenlerin ilgisini çekiyor.
Adana’nın Kozan ilçesindeki Anavarza Antik
Kenti’nin turizme kazandırılmasına yönelik
hazırlanan “Anavarza Yeniden Doğuyor”
projesinin sözleşmesi imzalandı. Adana Valiliği’nden
yapılan açıklamaya göre, Çukurova
Kalkınma Ajansı’nın desteğiyle hazırlanan
projede bir dizi restorasyon çalışmasının
gerçekleştirilmesinin yanı sıra arttırılmış gerçeklik
uygulamalarıyla antik kentin turizmde
ivme yakalaması da hedefleniyor.
Vali Süleyman Elban, projeyle ilgili yaptığı
açıklamada Adana'nın çok önemli kültürel
ve tarihi dokuya sahip olduğunu belirterek;
“Gerçekleştireceğimiz projeyle antik kentimizi
ilimize kazandıracak ve ilimizin tarihini,
tarihi eserlerini, kültürel varlıklarını gelecek
nesillere miras bırakacağız. Kent ve bölge
turizmimize de olumlu yönde katkı sağlayacak
projemizin Adana’ya hayırlı olmasını
temenni ediyorum” dedi.
Ocak / Şubat / Mart | 2022
January / February / March
21
Güneydoğu Anadolu Bölgesi
Gastronomi
kentinin patlıcan
kurutmalıkları
takıya dönüştü
UNESCO’nun gastronomi dalında
Yaratıcı Şehirler Ağı’na dahil ettiği
Gaziantep’te yaşayan Senem Türkkan,
kentin mutfağında önemli yere sahip
patlıcan kurutmalıklarını estetik
dokunuşla takı ve küpeye dönüştürüyor.
Oğuzeli ilçesinde 38 yaşındaki
ev hanımı Türkkan, binbir zahmetle
hazırladıkları patlıcan kurutmalıklarının
parçalarının çöpe gitmemesi için
girişimde bulundu.
Senem Türkkan, yaklaşık iki yıl önce
İpekyolu Kalkınma Ajansı’nın desteğiyle
kurulan Ezogelin Tarımsal Kadın
Kooperatifi’ndeki tarım okulunda
patlıcan oymaya başladı. İlçede açılan
kurutmalık patlıcanla ilgili kursa kayıt
yaptıran kadın girişimci, “Patlıcan
Küpeleri” projesini geliştirerek Avrupa
Birliği’nden yaklaşık 2 bin avro hibe
desteği aldı. Senem Türkkan, patlıcanın
kurusundan elde ettiği birbirinden
renkli küpeleri, hediyelik eşya olarak
internet üzerinden satışa sunarak ev
ekonomisine katkı sağlıyor.
Hasankeyf Kalesi
yeniden turizme açıldı
Batman İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün
çalışmaları nedeniyle 2012'den bu yana kapalı
olan Hasankeyf Kalesi, yeniden ziyaretçilere
açıldı. Batman İl Kültür ve Turizm Müdürü
Mehmet İhsan Aslanlı, konu ile ilgili yaptığı
açıklamada Hasankeyf tarihi yerleşkesi 1.
etap güzergâhındaki çalışmaların tamamlandığını
belirtti.
Yeşilköy Projesi ile
Şanlıurfa turizmi canlanacak
Şanlıurfa’nın Siverek Belediyesince Takoran
Vadisi için hayata geçirilecek “Yeşilköy
Projesi” ile bölgede turizmin canlandırılması
hedefleniyor. Zengin bitki örtüsünün yanı sıra
kanyonu, şelalesi, kaya mezarları ve eşsiz görüntüsüyle
bölge halkının saklı cenneti olan
vadiye ilginin arttırılması amacıyla Yeşilköy
Projesi hazırlandı.
Hazırladıkları projenin Diyarbakır Kültür Varlıklarını
Koruma Kurulu tarafından onaylandıktan
sonra Valilik ve İl Özel İdaresi desteğiyle hayata
geçirildiğini aktaran Aslanlı; “Kaledeki yürüyüş
yolları yabani otlardan temizlendi, kültürel yapıların
bilgilerinin yer aldığı panolar yerleştirildi.
Aynı zamanda yürüyüş güzergâhı üzerinde
yönlendirme levhaları ve çöp kutuları gerekli
yerlere monte edildi” ifadelerini kullandı.
TURİZM YATIRIMLARI ARTACAK
Çalışmalar sayesinde Hasankeyf Kalesi'ne
ziyarette bulunacak yerli ve yabancı turistlerin
alanı rahatlıkla gezebileceğini vurgulayan
Mehmet İhsan Aslanlı, Hasankeyf Kalesi'nde
bulunan Büyüksaray yapısında da restorasyon
çalışmalarına başlandığını bildirdi. Vali
Hulusi Şahin’in destekleriyle turizm yatırımlarına
yönelik çalışmalarını sürdürdüklerini
aktaran Aslanlı, bazı projeler üzerinde de
çalışmalarının hızla devam ettiğini kaydetti.
İnternet üzerinden talepleri karşılamaya
çalıştığını anlatan Türkkan;
“Ürünlerimi İzmir, Antalya, Ankara,
Gaziantep ve çevre illere gönderdim.
Talep şu anda fazla. Gaziantep’te
turistik yerlerde ve Bakırcılar Çarşısı’nda
satışını yapmayı düşünüyorum”
açıklamasında bulundu.
Üç etaptan oluşan projede kafeler, piknik ve
kamp alanları, organik ürünlerin yer alacağı
köy pazarı yer alırken; zipline etabında ise
seyir tepeleri, gastronomi bölümü ve kapari
bitkisi yetiştiriciliği bulunuyor. Baki Mahallesi'ndeki
evlerin onarımı ve arıtma tesisi
çalışmalarını da içeren projenin son etabında
ise bölgenin ağaçlandırılması hedefleniyor.
KÜLTÜR VE DOĞA TURİZMİ
AÇISINDAN ÖNEMLİ
Siverek Belediye Başkanı Ayşe Çakmak, projeyle
ilgili yaptığı açıklamada geniş ve kapsamlı
olan projenin vadi boyunca uygulanacağını
söyledi. Bir süre önce Kültür ve Turizm
Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'u Takoran Vadisi
hakkında bilgilendirdiğini belirten Çakmak;
“Kısmet olursa önümüzdeki dönemlerde
Takoran Vadisi’ni ziyaret etmeyi düşünüyor.
Takoran Vadisi, kültür ve doğa turizmi açısından
önemli bir konuma sahip bir bölgedir.
Bakanımızdan özellikle GoTurkey video tanıtım
rehberine eklenmesi konusunda ricamız
oldu ve bu talebimiz kabul gördü” dedi.
22 Ocak / Şubat / Mart | 2022
January / February / March
Güneydoğu Anadolu Bölgesi
Mardin geleceğini geçmişinde arıyor
Tarihi yapılarıyla göz dolduran “Mezopotamya’nın
incisi” Mardin’de mimari dokuyu
bozan betonarme binaların yıkılmasıyla
ziyaretçiler tarihe yolculuk yapacak. Hamdaniler
tarafından 10. yüzyılda yapıldığı
tahmin edilen Mardin Kalesi’nin yamacına
yapılmış tarihi evleri, camileri, kiliseleri,
manastır ve benzeri inanç eserleriyle dikkat
çeken kentin tarihi ve mimari dokusunun
ortaya çıkarılması için Vali ve Belediye Başkan
Vekili Mahmut Demirtaş başkanlığında
başlatılan çalışmalar sürüyor.
Çevre etkisiyle 340
hektar alanı kapsayan
sit alanı içinde
Kültür ve Tabiat
Varlıklarını Koruma
Bölge Kurulunca
alınan karar doğrultusunda,
bu yıl ilk
etapta kültür varlığı
taşımayan, bulunduğu
alanın geleneksel
dokusuna aykırı
olduğu tespit edilen
yaklaşık 240 yapı bir
bir yıkılıyor. “Mardin geleceğini geçmişinde
arıyor” sloganıyla yürütülen çalışmalar
kapsamında Vali Demirtaş; AA muhabirine,
göreve geldikten sonra sit alanı içinde
bulunan betonarme binaları tespit etmeye
başladıklarını söyledi.
TURİZMİ CANLANDIRACAK
Demirtaş, bu çalışmaların turizme de ciddi
bir katkı sağlayacağına işaret ederek, yıkım
sürerken dahi gelen turistlerden çok güzel
geri dönüşler aldıklarını belirtti: “Çünkü
çok ciddi anlamda betonarme bina var.
Bu sit alanı içindeki tarihi yapıyı bozuyor.
En kısa zamanda inşallah bunu çözeceğiz.
Mardin'i asli hâline getirirsek, turizmin de
ciddi anlamda canlanacağını düşünüyoruz.
Geçen sene pandemi olmasına rağmen
çok önemli rakamları yakaladık. 500 binin
üzerinde konaklama oldu. Bu da bizleri çok
mutlu ediyor.”
500 yıllık Surp Sargis Ermeni Kilisesi
restore edilecek
Diyarbakır'ın merkez Sur ilçesinde 16. yüzyılda
inşa edilen ve cemaati olmadığı için
zamanla tahrip olan Surp Sargis Ermeni
Kilisesi, restore edilerek gelecek kuşaklara
aktarılacak.
Diyarbakır'ın merkez Sur ilçesinin Alipaşa
Mahallesi’nde 3 bin 769 metrekare
alana sahip, mülkiyeti Diyarbakır Ermeni
Surp Küçük Kilise Hıdır İlyas Surp Gregos
Kiliseleri Vakfı’na ait olan ve üst bölümü
tamamen yıkılan tarihi kilise, kentte 1950-
1985 yılları arasında uzun süre çeltik fabrikası
olarak kullanıldığı için halk arsasında
Çeltik Kilisesi olarak da biliniyor. Kilisenin
1840 yılında onarıldığına dair tamir kitabesi,
Diyarbakır Arkeoloji Müzesi’nde yer
alıyor.
“KİLİSE ANITSAL BİR YAPI”
Diyarbakır Rölöve ve Anıtlar Müdürü Cemil
Koç, 16. yüzyılda yapılan kilisede zaman
içerisinde cemaatinin azalmasıyla tahribat
ve bozulmaların başladığını, tarihi yapının
1950 ve 1985 tarihlerine kadar da çeşitli
kamu kurumları tarafından depo olarak
kullanıldığını belirtti. Anıtsal bir yapı
olan kilisenin Diyarbakır için önemli bir
değer taşıdığını ifade eden Koç; “Rölöve
ve projelerin altlığını oluşturacak olan
ölçümler yapılıyor. Aynı zamanda kilisenin
duvarlarından malzeme örnekleri alındı.
Bu malzemeler analiz edilerek, yapıldığı
döneme ve tekniğine ilişkin bilgiler elde
edilecek” diye konuştu.
Ocak / Şubat / Mart | 2022
January / February / March
23
Doğu Anadolu Bölgesi
İshak Paşa Sarayı geceleri
"ışık" saçıyor
Doğu Anadolu Bölgesi'nin önemli turizm
yerleri arasında yer alan Ağrı'nın Doğubayazıt
ilçesindeki tarihi İshak Paşa Sarayı,
yenilenen aydınlatma sistemiyle geceleri ışıl
ışıl oluyor. Osmanlı Devleti'nin Anadolu'daki
en seçkin eserleri arasında yer alan tarihi İshak
Paşa Sarayı; mimarisi, tarihi ve görkemli
yapısıyla her yıl yerli ve yabancı binlerce
turisti ağırlıyor.
"Medeniyetler geçidi" olarak adlandırılan
bölgede 1900 rakımlı tepeye kurulu ve
UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi'nde de
yer alan İshak Paşa Sarayı, yılın her mevsimi
ayrı bir güzelliğe bürünüyor. Eşsiz mimarisiyle
görenleri cezbeden tarihi saray, kışın
da çevresini kaplayan kar örtüsüyle ilgi
odağı hâline geldi.
GECELERE RENK KATTI
Aydınlatma sistemi bir süre arızalı olan
saray için Ağrı Valisi Osman Varol'un talimatları
doğrultusunda çalışma başlatıldı.
Sarayda çalışma yapan ekipler, aydınlatma
sistemini yeniledi. Çevresi 30 projektör ile
aydınlanan sarayın zeminine 25 yer aydınlatma
lambası ve 25 iç tavan ampulleri
takılmasının ardından çalışmalar tamamlandı.
Saray, yeni aydınlatma sistemiyle
gecelere renk kattı. Bölgeye gelen ziyaretçiler,
ilçenin yüksek noktalarından sarayın
fotoğrafını çekiyor.
Ergan Dağı'nda kayak turizmine
kamp merkezi ve bungalov desteği
2 bin yıllık
Roma yolu
turizme
kazandırılacak
Elazığ'ın Ağın ilçesi Balkayası köyünde
yaşayan Bünyamin Erdem'in doğa
yürüyüşü yaparken keşfettiği ve Roma
döneminden kaldığı belirlenen 2 bin
yıllık yol turizme kazandırılacak. Doğa
yürüyüşüne çıkan Erdem, köyden
yaklaşık 5 kilometre uzaklıkta Ağın ile
Malatya'nın Arapgir ilçesi sınırları arasında,
yaklaşık 3 kilometre uzunluğunda,
6 metre genişliğinde sıralı dizilen
taşlardan oluşan bir yol olduğunu fark
etti. Buranın tarihi bir yol olabileceğini
düşünen Bünyamin Erdem, Fırat Üniversitesi
Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi
ve Harput Kalesi Kazı Heyeti Başkanı
Prof. Dr. İsmail Aytaç ile irtibata geçti.
Bölgede araştırma yapan ve bugüne
kadar literatürde yer almayan yolun
Roma döneminden kaldığını tespit
eden Aytaç, koruma altına alınan yolun
turizme kazandırılması için çalışma
başlattı. 3 kilometrelik bölümü bugüne
ulaşan yolun yaklaşık 2 bin yıllık
olduğunu söyleyen ve yolun Osmanlı
döneminde de yoğun kullanıldığını
düşündüklerini anlatan Prof. Dr. İsmail
Aytaç; "Bu yolun şimdiye kadar tespit
edilememiş olması ilginç. Yolun orijinal
kalan kısmının tescil edilmesi için
girişimde bulunacağız ve yolun bölge
turizmine kazandırılması için çaba sarf
edeceğiz" diye konuştu.
Erzincan'daki Ergan Dağı Kış Sporları ve
Doğa Turizm Merkezi'ne yapılacak yüksek
irtifa kamp merkezi, sporcu kamp eğitim
merkezi ile 18 bungalov ev, kentin turizmine
güç katacak. Ergan Dağı'nda 9 yıl önce
hizmete açılan ve her yıl yurt içi ile yurt
dışından çok sayıda kayakseveri ağırlayan
merkez, ziyaretçilerine göl ve çam ormanları
manzarası eşliğinde kayak imkânı sunuyor.
Kayak merkezine Gençlik ve Spor Bakanlığı
tarafından yüksek irtifa kamp merkezi ile
sporcu kamp merkezi, Kuzey Doğu Anadolu
Kalkınma Ajansı ve İl Özel İdaresi işbirliğinde
ise "Yamaç Evler ile Ergan Dağı Turizme
Kazandırılıyor" projesi kapsamında 18
bungalov ev yapılacak. Yeni yatırımlarla çok
sayıda turist ile sporcu ağırlayacak kent,
bölgede cazibe merkezi hâline gelecek.
24 Ocak / Şubat / Mart | 2022
January / February / March
Doğu Anadolu Bölgesi
Tarihi "Erzurum Evleri",
asırlık kültür ve
lezzet yolculuğuna
çıkarıyor
Bin yıldır Türk-İslam medeniyetinin yaşandığı
ve yaşatıldığı Erzurum'da 11 taş ev ve
bir hanın birleşimiyle oluşturulan "Erzurum
Evleri"; mimarisi, sergilenen antika eşyaları,
sunulan yöresel lezzetleri ile yerli ve yabancı
turistlerin ilgisini çekiyor.
Yedi bin yıllık geçmişiyle çok sayıda medeniyete
ev sahipliği yapan Erzurum; tarihi,
kültürü ve yöresel lezzetleriyle de önemli bir
turizm potansiyeline sahip. Yakutiye ilçesi
Cumhuriyet Caddesi'nde bulunan tarihi
"Erzurum Evleri" de yaklaşık 30 yıl önce
birbirinden bağımsız taş yapılar ile bir hanın
birleştirilmesiyle restoran hâline getirildi.
Girişinden itibaren geçmişin hissedildiği evler,
her mevsim kente gelen yerli ve yabancı
turistlerin uğrak yeri oluyor.
EVLERİN HER METREKARESİNDE
YÖRENİN KÜLTÜRÜ YAŞATILIYOR
Her metrekaresinde Erzurum kültürünün
yaşatıldığı evlerde sergilenen günlük
yaşam malzemelerinden giysilere, semaverlerden
tespihlere kadar yüzlerce antika
eşya, ziyaretçilerini tarih yolculuğuna
çıkarıyor. Evleri gezen turistler, bir yandan
maziye yolculuk yapıyor, bir yandan da
sunulan yöresel lezzetlerle kent gastronomisinin
zenginliğini hem tanıma hem
de tatma imkânı buluyor. Soba kenarında
semaverle gelen çayları yudumlayan misafirler;
ev mantısı, ekşili yaprak sarması, lor
dolması, su böreği, kesme aşı, ayran aşı,
dut ve pestil çullaması ile kadayıf dolması
gibi kentin geleneksel yemeklerinden
tadabiliyor.
Çıldır Gölü'nde Eskimo usulü balıkçılık
Doğu Anadolu Bölgesi'nin en büyük ikinci
gölü olan Ardahan-Kars sınırındaki Çıldır'da
buzları kırarak Eskimo usulü balıkçılık
yapan Kılıç ailesi, hem geçimlerini sağlıyor
hem de turistlere yöreyi tanıtıyor.
Yüzeyindeki buz tabakası 15 santimetreye
kadar ulaşabilen Kars-Ardahan arasındaki
göl, üzerinde atlı kızaklarla gezinti ve
Eskimo usulü balıkçılık yapılmasının yanı
sıra 123 kilometrekarelik alanı ile çevresini
kaplayan karlı dağların oluşturduğu
doğal güzellikle turistleri bölgeye çekiyor.
Kışın başta olmak üzere her mevsim yerli
ve yabancı turistleri ağırlayan gölde şu
sıralar yüzeyin tamamen buzla kaplanması
dolayısıyla, yörede geçimini balıkçılıkla
sağlayan köylüler de Eskimo usulü avcılığa
başladı.
Ardahan'ın Çıldır ilçesi Akçakale köyünde
geçimini balıkçılıkla sağlayan Kılıç ailesi de
soğuk havaya aldırış etmeden erken saatlerde
atlı kızaklarla buzla kaplı gölün orta
kısmına doğru ilerliyor. Kazma ve küreklerle
göl yüzeyindeki kalın buz tabakasını kıran
Kılıç ailesi, daha sonra ağlarını suyun derinliklerine
bırakıp evlerine dönerek, 1-2 gün
balıkların ağa takılmasını bekliyor. Heyecanlı
bekleyişin ardından atlı kızaklarla yeniden
buzlu gölün üzerinde keyifli yolculuk yaparak
aynı bölgeye ulaşan aile, buzları tekrar
kırdıktan sonra "Vira bismillah" diyerek göle
bıraktıkları ağları çekiyor.
Ocak / Şubat / Mart | 2022
January / February / March
25
İç Anadolu Bölgesi
Aksaray'da hedef
2 milyon turist
Aksaray, dünyanın en büyük kanyonları arasında
yer alan Ihlara Vadisi, tarihi ve doğal
güzellikleri bir arada bulunduran Selime
Katedrali, görkemli mimariye sahip Sultanhanı
Kervansarayı ve Somuncu Baba Müzesi
ile son yıllarda yamaç paraşütü ve dağcılık
sporunun gözde mekânı hâline gelen Hasan
Dağı'nı bünyesinde barındırmasıyla ön
plana çıkıyor.
Dünyanın dört bir tarafından gelenleri
doğal, kültürel ve tarihi zenginlikleriyle
karşılayan Aksaray, son beş yılın en yüksek
rakamına ulaşarak, 1 milyon turisti ağırladı.
Bu yıl için 2 milyon turist hedefi konulan
kentte, birçok projenin çalışmaları devam
ediyor. Güzelyurt Kaymakamı Nurullah Cemil
Erciyas, konu ile ilgili yaptığı açıklamada
ilçenin adeta bir turizm cenneti olduğunu
söyledi. İlçenin birçok yer altı şehrine ev
sahipliği yaptığını anlatan Erciyas, şöyle
konuştu:
PROJELERLE KÜLTÜREL HAZİNELER
ORTAYA ÇIKARILACAK
"Turizm açısından daha iyi hizmet sağlayabilmek
için yeni projeler geliştiriyoruz.
Bu yıl Güzelyurt Göleti çevresinde Ahiler
Kalkınma Ajansı ve İl Özel İdaresiyle yaklaşık
10 milyon lira değerinde bir projeyi hayata
geçiriyoruz. Havaların düzelmesiyle çalışmalara
başlayacağız. Yine Ihlara Vadisi'nde
meşhur merdivenlerin olduğu yere Turist
Karşılama Merkezi Projesi de tamamlandı.
İlçemizde ve kent genelinde tüm projelerimiz
devam ediyor. Kamu sektörü olarak
buradaki kültürel hazineleri ortaya çıkarma
noktasında projeler hazırlıyoruz."
Moskova'nın sokaklarını örten karları,
Türkiye'nin tuzu eritiyor
Dünyanın üç doğal tuz gölünden biri olan
Tuz Gölü'nün tuzu, kış mevsiminin sert
geçtiği kuzey yarım küre ülkelerinin pek
çoğunda karla mücadelede kapanan yolları
açmak için çare oluyor. Gölden çıkarılan
tuzlar, yurt içinde tüketime sunulmasının
yanı sıra dünyanın dört bir yanındaki 60
ülkeye ihraç ediliyor.
Tuz Gölü'ndeki Koyuncu Tuz İşletmeleri
Genel Müdürü Ömer Çetiner, konu ile
ilgili yaptığı açıklamada Tuz Gölü'nün kaya
tuzuna göre saflık oranının çok daha yüksek
olduğunu belirtti. Tuzun içeriğinin "sodyum
klorür" olduğunu, sodyum klorürde ise
saflık derecesinin büyük önem taşıdığını
ifade eden Çetiner; "Tuzumuz ne kadar saf
ise yollarda karla mücadelede o kadar etkin
bir sonuç alınır. Tuz Gölü, dünyanın çok
nadir göllerinden birisi... Kaynaktan çıktığı
gibi yüzde 97,5 sodyum klorür saflığına
sahip" dedi.
Ömer Çetiner, gölden hasadını yaptıkları
tuzun kil, kum, toprak barındırmadığı
için yabancı ülkelerce çok fazla tercih
edildiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Tuzlarımızı şu anda çok yoğun bir
şekilde ülkemizin dört bir yanına, gerek
kamu otoritesine gerek özel sektöre karla
mücadele çalışmaları için sevk ediyoruz.
Yurt dışında da şu anda 60 ülkeye ihraç
ediyoruz. Rusya başta olmak üzere, Kuzey
Amerika ülkeleri, Kanada ve Amerika'nın
doğu kıyısı gibi yoğun kar yağışı alan
yerlere gönderiyoruz. Moskova Belediyesi
de bizim tuzumuzu kullanıyor. Bu konuda
kesin bilgiye sahibiz."
26 Ocak / Şubat / Mart | 2022
January / February / March
İç Anadolu Bölgesi
Sivas'ta müze
sayısı artacak
Sivas Valiliği, "Müze Kenti Sivas" projesi
kapsamında kente yeni müzeler
kazandırılması için çalışma başlattı.
Aşık Veysel Müzesi, Arkeoloji Müzesi ile
Atatürk Kongre Müzesi'nin bulunduğu
kente, Sivas Valiliği'nin son yıllarda
yürüttüğü çalışmalarla Şehir Müzesi,
Sanayi Mektebi Müzesi, Sanatkarlar
Çarşısı ve Müzesi, Eğitim Müzesi, Gök
Medrese Vakıf Müzesi ve Savaş Atları
Müzesi kazandırıldı.
Vali Salih Ayhan, konu ile ilgili yaptığı
açıklamada Sivas'ın her alanda tematik
müzeye ihtiyacı olduğunu söyledi.
Kentte daha önce Aşık Veysel Müzesi,
Arkeoloji Müzesi ile Atatürk Kongre Müzesi'nin
bulunduğunu belirten Ayhan;
"2023 yılına kadar 20 müze kuracağız.
Buna da 'Müze Kenti Sivas' dedik" dedi.
Vali Ayhan, müzelerin tarihsel geçmişi
ve kültürü göz önüne çıkarttığını vurgulayarak,
şunları kaydetti:
"Müzeler, insanların geçmişle bağını
güçlü bir şekilde kuruyor. Müzeler bir
hafızadır. İnsanların gezip, hoşça vakit
geçirebilecekleri bir alandır. Müzecilik
modernliğin, medeniliğin ve zenginliğin
bir alametidir. Müze gezen bir kişinin
kültürel birikimi, tarihe olan geçmişi, yaşam
kültürüne saygısı vardır. Müzeden
istifade etmek sosyal refahın, kültürel
seviyenin arttığını göstermektedir.
Sivas'ta bunlar vardı, dolayısıyla hangi
müzeleri öncelik vereceğiz bunu sıraya
koyduk. Bunlar içerisinde Şehir Müzesi,
Sanayi Mektebi Müzesi, Sanatkarlar
Çarşısı ve Müzesi, Eğitim Müzesi, Gök
Medrese Vakıf Müzesi ve Savaş Atları
Müzesi'ni hizmete aldık."
Odunpazarı Modern Müze,
son asrın en iyi 25 müze binasının
arasına girdi
Eskişehir'in Odunpazarı ilçesinde, tarihi
evlerin arasında inşa edilen Odunpazarı
Modern Müze (OMM), prestijli sanat yayınlarından
ARTnews tarafından son asrın
en iyi 25 müze binası arasında gösterildi.
Osmanlı kubbe mimarisi, geleneksel Japon
mimarisi ile Odunpazarı sivil mimarisinden
esinlenilerek, ünlü Japon mimarlık ofisi
"Kengo Kuma and Associates" tarafından
tasarlanan OMM, Cumhurbaşkanı Recep
Tayyip Erdoğan'ın 7 Eylül 2019'da ziyarete
açmasından bu yana sanatseverlerden ve
ziyaretçilerden yoğun ilgi görmesinin yanı
sıra birçok ödülün de sahibi oldu.
Ilgaz Dağı için "12 ay turizm" projesi
Ilgaz Dağı'nın turizm çeşitliliğinin ve rekabetçiliğinin
artırılması amacıyla Ilgaz Dağı
Turizm Ortak Vizyon Projesi hayata geçirildi.
Çankırı Valisi Abdullah Ayaz, projeyle ilgili
yaptığı açıklamada Ilgaz'ı dört mevsim
kullanmak üzere en iyi şekilde hazırlamayı
hedeflediklerini söyledi. Ilgaz'ın dört mevsim
kullanılmasının ve ziyaretçi sayılarının
tüm mevsimlere eşit dağılımının önem
taşıdığına dikkati çeken Ayaz; "Hedefimiz
hem Kastamonu hem Çankırı olarak
turizmde lokomotifimiz olan Ilgaz'ı dört
mevsim kullanılacak şekilde tesisleşme ve
kapasite bakımından önümüzdeki döneme
hazırlamaktır" dedi.
Kastamonu Valisi Avni Çakır da mevsimsel
değişikliklerin kendilerini alternatif turizm
arayışına yönlendirdiğini dile getirdi.
Alternatif turizm arayışının önem taşıdığını
belirten Çakır, şöyle konuştu: "Ilgaz Dağı'nın
12 ay kullanımı konusunda güzel bir analiz
çalışması yapıldı. Ortak değerimiz olan Ilgaz
Polimeks Holding Yönetim Kurulu Başkanı
ve Koleksiyoner Erol Tabanca'nın kurucusu
olduğu, 4 bin 500 metrekarelik alana sahip
Odunpazarı Modern Müze, daha önce Kültür
ve Turizm Bakanlığınca Türkiye'nin kültür
mirasına ve sanat dünyasına özgün eser,
uygulama, yorum veya bilimsel araştırmalarıyla
katkı sunanlara minnet ve teşekkür
ifadesi olarak 1979'dan itibaren verilen
ödüller kapsamında Özel Ödül'ün, 2021
yılında ise İngiltere'de düzenlenen Avrupa
Müze Forumu tarafından düzenlenen "Avrupa
Yılın Müzesi Ödülleri" kapsamında Özel
Takdir Ödülü'nün sahibi oldu.
Dağı'nda artılarımızı kullanmamız lazım.
Buraya gelen turistin daha fazla konaklaması,
her iki ilin sahip olduğu değerleri ortak
kullanmasıyla olacaktır. Aksi takdirde Yurduntepe
ve Yıldıztepe, bir veya maksimum
iki günde tüketilir. Biz turistlerin bir gün
Yıldıztepe'yi, bir gün Yurduntepe'yi ziyaret
etmesini sağlarsak, hem gereksiz yatırımlardan
kurtulmuş hem de elimizdeki tesisleri
efektif şekilde kullanmış oluruz."
Ocak / Şubat / Mart | 2022
January / February / March
27
Karadeniz Bölgesi
"Amasya toyga çorbası"
coğrafi işaretle
tescillendi
Amasya'nın yöresel lezzetlerinden "Amasya
toyga çorbası", Türk Patent ve Marka Kurumunca
coğrafi işaret belgesiyle tescillendi.
Valilik ile Esnaf ve Sanatkarlar Odası'nın girişimleriyle
coğrafi işaret tescili yapılan Amasya
toyga çorbası, düzenlenen törenle tanıtıldı.
Kentteki bir otelde düzenlenen programda
konuşan Amasya Valisi Mustafa Masatlı, turizm
sektörünün konaklama tesisleri, yiyecek
ve içecek işletmeleriyle bir bütün olduğunu,
özellikle yabancı turistlerin gezdikleri
şehirlerin kendine özgü tatlarına, geleneksel
ürünlerine ve sanatsal faaliyetlerine ilgi
gösterdiğini söyledi. Amasya'nın son bir yılda
4 olan coğrafi işaret sayısının, yeni eklenen 4
ürünle birlikte iki katına çıktığını vurgulayan
Masatlı, sözlerine şöyle devam etti:
"Turizmde en önemli faktörlerden biri
gastronomidir. Yerli ve yabancı turisti güzel
bir şekilde ağırlayarak, yöresel lezzetlerin
tattırılması gerekiyor. Özelikle en son patentini
aldığımız 4 coğrafi işaretin tamamı da
gastronomiyle ilgili. Bugün toyga çorbasını
da coğrafi işaretlerimize eklemiş oluyoruz.
Bizim buradaki hedefimiz, ilimizin tüm
sosyal yaşantısı ve kültürel değerlerini, öz
ve orijini burada olan değerlerimizi ortaya
çıkarıp, herkesin beğenisine, tanıtımına ve
tadımına sunmaktır. Bu bakımdan patent
konusunu çok önemsiyoruz. Dört olan coğrafi
işaret tescilli ürünümüzü sekize çıkarttık.
Yirmi iki ürünle ilgili çalışmamız devam
ediyor, kısmet olursa otuza çıkaracağız."
"Cehennem Deresi'nde Cennet Yaşanıyor"
"Saklı cennet" olarak adlandırılan Artvin;
şelaleleri, milli parkları, zengin fauna ve
florasının yanı sıra Cehennem Deresi Kanyonu
ile de turizmde adından daha fazla söz
ettirecek. Dünyada sayılı kanyonlar arasında
gösterilen Cehennem Deresi Kanyonu,
Ardanuç ilçesinin önemli bire turizm değeri
olarak öne çıkıyor.
İlçe merkezine 7 kilometre uzaklıktaki
Cehennem Deresi Kanyonu, içerisine
doğru ilerledikçe ilginç manzaralarıyla
dikkatleri çekiyor. 500 metre uzunluğu ve
70 metre genişliği bulunan kanyon, taşlı ve
dik patikalarının yanı sıra tek kişinin bile
zor sığacağı yollardan geçilerek gezilebiliyor.
KANYONA CAM KÖPRÜ YAPILACAK
Ardanuç Belediye Başkanı Yıldırım Demir,
konu ile ilgili yaptığı açıklamada kentin en
eski yerleşim merkezlerinden Ardanuç'un,
tarihi ve kültürel yapıların yanı sıra doğal
güzellikleriyle de dikkatleri çektiğini söyledi.
Cehennem Deresi Kanyonu'nun dünyanın
ve Türkiye'nin sayılı kanyonlarından biri
olduğunu belirten Demir, girişte yer alan
yürüme yolunun ziyaretçilerin adrenalinini
yükselttiğini kaydetti. Doğu Karadeniz
Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı ve
Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı tarafından
bir süre önce "Cehennem Deresi'nde
Cennet Yaşanıyor" adlı proje çalışmasının
başlatıldığını anlatan Başkan Yıldırım
Demir; "Proje ile kanyonun üst bölümüne
bir seyir alanı yapılması planlanıyor. Ayrıca
giriş bölümü ve araç park alanları da düzenlenecek.
Çalışmalar bittiğinde büyük bir
cam köprü yapılacak. Yürüyüş yolları daha
iyi hâle geleceği için kanyonu daha cazip
kılacak. İnşallah bu çalışmalar kısa süre
içerisinde biter ve burayı da daha iyi şekilde
turizme kazandırmış oluruz" dedi.
28 Ocak / Şubat / Mart | 2022
January / February / March
Karadeniz Bölgesi
Konuralp artık
“arkeolojik sit
alanı”
Düzce’de “Batı Karadeniz’in Efes’i” olarak
bilinen Prusias ad Hypium Antik Kenti
ile Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerinden
kalma çok sayıda tarihi eserin
bulunduğu Konuralp bölgesi, “kentsel
arkeolojik sit alanı” ilan edildi.
Düzce Belediye Başkanı Faruk Özlü,
Kocaeli Kültür Varlıklarını Koruma Bölge
Kurulu Müdürlüğünce alınan karara ilişkin
açıklamalarda bulundu. Uzun süredir
Konuralp ile ilgili yürüttükleri çalışmada
sonuca ulaştıklarını belirten Belediye
Başkanı Özlü; “Bu bölge, kentsel arkeolojik
sit alanı olarak belirlendi. Bunun
anlamı da şu ki Konuralp’in Göynük,
Beypazarı, Safranbolu gibi bir şehir
olmasının önü açıldı. Düzce’mize hayırlı
olsun” ifadelerini kullandı.
ADINI BÖLGEYİ FETHEDEN
KONURALP BEY’DEN ALIYOR
Düzce merkeze bağlı bir mahalle olan
Konuralp’in bilinen tarihi, M.Ö. 1390’lü
yıllara dayanıyor. Frig, Lidya, Pers, Roma,
Bizans, Selçuklu ve Osmanlı uygarlıklarının
izlerini taşıyan Konuralp’in
fethi, 1323’te Konuralp Bey’in Bizans
tekfurlarıyla yaptığı savaşı kazanmasının
ardından gerçekleşti. Adını bölgeyi fetheden
Konuralp Bey’den alan bölgedeki
Prusias ad Hypium Antik Kenti’nde
kazılar, Kültür ve Turizm Bakanlığınca
Konuralp Müze Müdürlüğü tarafından
yılın 12 ayında Düzce Belediyesi’nin destekleriyle
sürdürülüyor. Batı Karadeniz’in
en eski yerleşim yeri olarak da bilinen
antik kentte, toprak altı zenginliği bozulmayan
antik tiyatro, surlar, su kemerleri
ve Roma köprüsü gibi yapılar yer alıyor.
Zonguldak Maden Müzesi, Avrupa
Endüstri Mirası Rotası'na üye oldu
Zonguldak'ta "yaşayan müze" olarak adlandırılan
Türkiye'nin ilk taş kömürü müzesi,
Avrupa Endüstri Mirası Rotası'na (ERIH)
üye kabul edildi. Valilikten yapılan yazılı
açıklamada, uzun zamandır kentte ve Batı
Karadeniz Bölgesi'nde sürdürülen endüstri
mirası odaklı araştırma, işbirliği, tasarım ve
proje destek çalışmalarıyla önemli seviyelere
gelindiği bildirildi.
Zonguldak Maden Müzesi'nin, Santralistanbul
Enerji Müzesi ile Türkiye'den
Kaçkar Dağları'nda
"heliski" heyecanı sürüyor
ERIH'a üye olan iki lokasyondan biri
olduğu vurgulanan açıklamada; "Söz konusu
üyelik, kentin taş kömürüyle birlikte
şekillenen tarihinin uluslararası boyutta
tanıtımına ve şehrin marka değerine
önemli katkılar sunacaktır. Endüstri mirasını
koruma, tanıtma ve iş birliği ağı olan
ERIH, Avrupa ve Avrasya bölgesinden
30 ülkeden 300'den fazla üyeye sahiptir.
ERIH haritası üzerinde 2100'den fazla endüstri
mirası lokasyonu yer almaktadır"
ifadeleri kullanıldı.
Avrupa'ya yakınlığı ve kar kalitesi ile yerli ve yabancı kayakçıların gözdesi hâline gelen
Kaçkar Dağları, helikopterli kayak olarak bilinen "heliski" tutkunlarını ağırlamayı sürdürüyor.
Helikopterle dağın zirvesine bırakılan kayakçıların sarp yamaçlar ve yüksek eğimli yerlerde
kaydıkları spor dalı olan heliski, dünyada sayılı merkezlerde gerçekleştiriliyor.
Türkiye'de ise bu spor, Kaçkar Dağları'nın Rize sınırları içinde kalan Çamlıhemşin, İkizdere ile
Artvin'in Yusufeli ilçesinde 2005 yılından itibaren yapılıyor. Çamlıhemşin ilçesine bağlı Ayder
Yaylası ile Kaçkar Dağları'nda gerçekleştirilen heliski sporu, Türkiye-İsviçre ortaklığındaki
Ayder Heliski Havacılık ve Turizm Şirketi tarafından yürütülüyor. Mart sonuna kadar sürmesi
beklenen faaliyet için bu sene 370 sporcu akredite oldu.
Ocak / Şubat / Mart | 2022
January / February / March
29
Kapak
Tarihi yapıları, inanç eserleri, kültür varlıkları,
denizi, dağı, termal kaynakları ile
Türkiye'nin petrolü
turizm
Pandeminin ardından büyük zarar gören turizm sektörü,
yaralarını 2021 yılında sarmaya başladı.
2022 yılında turizm dünyasını neler bekliyor? Alanında uzman
isimlerle konuştuk ve gelecek süreci birlikte değerlendirdik.
PINAR BALTACI
Pandemi süreci, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde
de kuşkusuz en çok turizm sektörünü etkiledi. Bölgesel
ve hatta şehirsel olarak dahi farklı coğrafi işaretlere
sahip olan Türkiye, bu dönemde 2020 yılında yaşanan
mağduriyeti 2021 yılında yüzde 88 artışla gidermeyi
başardı. 2021 yılının değerlendirmesini yapan Kültür
ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy; “2021 yılında 30
milyon 38 bin ziyaretçi ağırlayarak, 30 milyon sınırının
üstüne çıktık” ifadelerini kullanarak, turizme dair önemli
açıklamalarda bulundu.
2022 yılının ilk çeyreğine girdiğimiz bugünlerde sektörün
önde gelen isimlerinin görüşlerine başvurarak, yeni yıldaki
turizm öngörülerini aldık. Bakan Ersoy’un özel açıklamalarının
hemen ardından, ülkemizdeki turizm sektörünün yeni
sürecini ve beklentileri, hedefleriyle alacağız.
30 Ocak / Şubat / Mart | 2022
January / February / March
Kapak
MEHMET NURİ ERSOY: TURİST SAYISINDA 30 MİLYON SINIRINI AŞTIK
2021 yılında bir önceki yıla oranla yüzde
88 artışla toplam 30 milyon 38 bin ziyaretçi
ağırlandığını ve 30 milyon sınırının üstüne
çıkıldığını belirten Kültür ve Turizm Bakanı
Mehmet Nuri Ersoy; “Türkiye turizmi, zor
geçen 2020 yılının ardından 2021 yılında
sevindirici bir ivme yakaladı. Hem önceki
yıl hayata geçen Güvenli Turizm Sertifika
Programı’nı başarılı bir şekilde uygulayarak
hem de Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı
(TGA)’nın koordinasyonunda yurt dışında
doğru tanıtım adımlarını atarak, turizmde
2021 yılı hedeflerinin üstüne çıktık. Bu
başarıyı rakamlarla değerlendirirsek, 2021
yılında bir önceki yıla oranla yüzde 88 artışla
toplam 30 milyon 38 bin ziyaretçi ağırladık
ve 30 milyon sınırının üstüne çıkmış olduk.
2021 yılında turizm gelirimiz ise yine bir önceki
yıla oranla yüzde 103 artışla toplam 24
milyar 482 milyon 332 bin dolar oldu” dedi.
“DAHA DA İYİ BİR 2022 YILI
BEKLİYORUZ”
2022 yılında turist sayısı ve turizm gelirinin
daha da yüksek seviyelere çıkacağına yürekten
inandığını kaydeden Bakan Ersoy, sözlerini
şöyle sürdürdü: “Olumlu gelişmeleri
taçlandırmak için 2022 yılında da TGA’nın
koordinasyonunda Orta Avrupa, İngiltere,
Baltık ülkeleri, Körfez ülkeleri ve ABD’den
turist profillerine yönelik özel tanıtımlar gerçekleştireceğiz.
Bu yıl 21 ülkede televizyon,
86 ülkede dijital, 15 ülkede 200’ün üzerinde
basılı yayında reklam kampanyalarımız yer
alacak. En az 60 ülkeden basın mensubu,
kanaat önderi ve tur operatörünü ülkemizde
ağırlayarak, PR faaliyetlerimize de hız
Ocak / Şubat / Mart | 2022
January / February / March
31
Kapak
FİRUZ BAĞLIKAYA:
2022 YILINDAN
BEKLENTİMİZ YÜKSEK
vereceğiz. Ülkemizin turizm potansiyelini
ortaya çıkarmak ve daha fazla turistin
Türkiye’yi tercih etmesi için yurt dışındaki
en etkili tur operatörleri ve acentalar ile
işbirliklerini arttırmaya başladık. 2021
yılında başlayan V çıkışının 2022 yılında da
devam edeceğine, hem turist sayısı hem de
turizm gelirinin daha da yüksek seviyelere
çıkacağına yürekten inanıyorum.
35 MİLYAR DOLAR GELİR HEDEFİ
ULAŞILABİLİR GÖRÜNÜYOR
İlk 40 günlük rakamları incelediğimizde, İstanbul
ve Antalya başta olmak üzere günlük
sınır verileri geçen senenin 2 katından fazla,
ortalamada rekor gelir elde ettiğimiz 2019
ile paralel bir seyir izlemekte. İleriye dönük
erken rezervasyon satışları da geçen seneye
göre ciddi oranlarda artmış durumda.
Bütün bunlar, bize 2022 için belirlediğimiz
35 milyar dolar gelir hedefinin ne kadar
ulaşılabilir olduğunu gösteriyor. Ancak biz
bu hedefi yeterli görmemeliyiz, daha da
yukarılara taşımalıyız. Son 3 yılda olduğu
gibi devlet ve özel sektör el ele vererek,
doğru zamanda doğru adımları atarak,
2018’de 647 dolar olarak devir aldığımız kişi
başı geliri 2021’de 834 dolara nasıl getirdiysek,
2022’de de bu rakamı daha da yukarı
taşıyarak; niceliğin değil, niteliğin ön planda
olduğu ‘gelir odaklı’ 2023 turizm stratejilerimizi
adım adım gerçekleştireceğiz.
Tabi ki bu bağlamda İstanbul çok önemli
bir oyuncu… Dünyanın en büyük ve en iyi
havalimanlarından birine sahip olması ve
yine dünyanın en iyisi olarak kabul edilen
ve yeni nesil cruise port yatırımlarına örnek
gösterilen Galataport’un da hizmete girmesi
ile pandemi sonrası hızlı turist artışı için ihtiyaç
duyulan uluslararası ulaşım altyapısının
en iyisine sahip oldu.”
“MAYIS İTİBARİ İLE ÖNEMLİ
KAZANIMLAR ELDE EDECEĞİZ"
Beyoğlu Kültür Yolu Festivali’nin geçen yıl
2 bin 800 sanatçı ve 7,8 milyon ziyaretçi ile
Türkiye’nin en büyük kültür ve sanat etkinliği
olduğunu söyleyen Ersoy; “Bu çerçevede,
turizmin en katma değerli yönlerinden biri
olan kültür ve sanat alanından mimariye,
edebiyata, resimden müziğe, tasarımdan
tiyatroya birçok farklı disiplini bir araya
getiren, binlerce yerli ve yabancı sanatçı ile
eserini toplumun her kesiminden insanımızla
buluşturduğumuz Uluslararası
Beyoğlu Kültür Yolu Festivali’nin ilkini de
yine geçen yıl gerçekleştirdik. 2 bin 800
sanatçı ve 7,8 milyon ziyaretçi ile Türkiye’nin
en büyük kültür ve sanat etkinliği olan
festivalin ikincisini 28 Mayıs-12 Haziran
tarihlerinde, çok daha büyük bir uluslararası
katılımla gerçekleştireceğiz. İstanbul’un
dünyaca ünlü bir gastronomi şehri olabilmesi
de çok önemli. Bu amaçla TGA çok yoğun
çalışıyor. Ve inşallah mayıs itibari ile önemli
kazanımlar elde edeceğiz” diye konuştu.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri
Ersoy’un açıklamalarının ardından
sözü ilk olarak TÜRSAB Başkanı Firuz
Bağlıkaya’ya veriyoruz. Önümüzdeki
süreçte pandemi nedeniyle geniş
kapsamlı ve uzun süreli bir kapanmanın
tekrarlanmayacağını öngördüğünü
aktaran Bağlıkaya, dergimize şu
açıklamalarda bulundu: “Aşılanmanın
artması ve Covid-19 virüsüne karşı
tedavi edici ilaçların kullanılmaya
başlanmasıyla birlikte 2022’nin bahar
aylarından itibaren önemli bir turizm
hareketliliği oluşmasını bekliyoruz. Turizmde
2022 yılı, büyük bir toparlanma
yılı olacak. Son iki senenin yaralarını
sarmaya çalışacağız. Ülkemize talep
yoğun, ana pazarlarımızın yanı sıra
Latin ülkeleri gibi alternatif pazarlarda
da yükseliş var. Bildiğiniz gibi pandemi
nedeniyle son iki yılda seyahat
edemeyen çok sayıda insan oldu. Ciddi
bir tatil özlemi oluşmuş durumda. 2022
yılından beklentimiz yüksek. Seneyi 45
milyon ziyaretçi sayısıyla kapatacağımızı
öngörüyoruz. Bu yıl toplam turizm
gelirimizin de 35 milyar dolar seviyesinde
olmasını bekliyoruz.
32 Ocak / Şubat / Mart | 2022
January / February / March
Kapak
TANITIM FAALİYETLERİMİZE
ARALIKSIZ DEVAM EDİYORUZ
Seyahat acentalarımızdan aldığımız ilk
bilgiler, yerli turistlerin yani vatandaşlarımızın
erken rezervasyona yoğun ilgi
gösterdiği yönünde. Vatandaşlarımıza
önerimiz, daha önce de söylediğimiz
gibi ellerini çabuk tutmaları. Erken
rezervasyon sayesinde en uygun fiyatlara
ve istedikleri otellere ulaşabilirler.
Son yıllarda Türkiye’ye gelen ziyaretçi
verilerine baktığımızda Avrupa ülkelerinden
gelenlerin, toplam ziyaretçi sayımız
içindeki payının yaklaşık yüzde 45,
Rusya ve Bağımsız Devletler Topluluğu
(BDT) ülkelerinden gelen ziyaretçilerin
payının ise yaklaşık yüzde 30-35’ler
seviyesinde bulunduğunu görüyoruz.
Ruslar için Türkiye vazgeçilmez bir
destinasyon. Rus turizm otoritelerinin
açıklamaları da benzer nitelikte. Dolayısıyla
bu pazarlar bizim açımızdan
vazgeçilmez. Bu nedenle, hem Avrupa
hem de Rusya-BDT ülkelerinden ziyaretçi
akışının devamlılığını sağlamak
için çalışmalarımızı sürdürmeli ve
alternatif pazarlardaki tanıtım faaliyetlerimize
aralıksız devam etmeliyiz. Bu
çerçevede, Türkiye’ye turist gönderen
ülkelerin sayısını artırmak noktasındaki
çalışmalarımıza devam ediyoruz.”
ÇETİN GÜRCÜN:
DENİZ, KUM, GÜNEŞ
TURİZMİ YİNE ÖNDE
OLACAK
Bir diğer konuğumuz İstanbul Turizm
Platformu Genel Koordinatörü ve Dünya
Seyahat Acentaları Birlikleri Federasyonu
(UFTAA) Başkan Yardımcısı Çetin Gürcün;
“2022 yılından umutluyum. Tabii pandemi
koşullarını da öngöremiyoruz. Varyantın
ne duruma evrileceği de önemli. Bu seneki
süreç pandemi anlamında böyle devam
ederse, 2019 senesindeki gibi olmasa bile
ona yaklaşacağımızı düşünüyorum. Deniz,
kum ve güneş turizmi bu sene de önde
olacaktır. Bunun dışında sağlık turizmi de
iyi gidiyor. İstanbul kent turizminde de artış
söz konusu” şeklinde görüşlerini iletti.
DELAL ATAMDEDE:
TÜRKİYE’YE GELEN
TURİST KALİTESİ DÜŞTÜ!
Türkiye Turizm Yazarları ve Gazetecileri
Derneği (ATURJET) Başkanı Delal Atamdede
ise 2022 yılına dair öngörülerinin çok da
olumlu olmadığını vurgulayarak; “Covid süreci
ne yazık ki geçmedi ve böyle de devam
edecek. Son zamanlarda cruise fiyatları ve
müşteri kalitesinde de düşüş var. Örneğin,
geçen haftalarda ülkemize gelen bir gemide
35 kişi Covid çıktı. Türk parasının dolar-avro
karşısında bir değeri kalmayınca, ülkemiz
ucuz destinasyon hâline geldi ve müşteri
kalitesi düştü. Ülkemizi seyahat etmeyen,
az gelirli turistler tercih etmeye başladı.
Bununla beraber uçak müşterisinde de
pandemi süreci yaptırımlarından ötürü bir
düşüş söz konusu” dedi ve ekledi:
Ocak / Şubat / Mart | 2022
January / February / March
33
Kapak
ERKAN YAĞCI:
2022 HARİKA BİR YIL
OLACAK
GÖBEKLITEPE KAZILARI
ENTELEKTÜEL MÜŞTERI ÇEKIYOR
“Ancak tüm bu olumsuzluklara rağmen iç
turizmde hareketlenme var. Yerli müşterinin
gidemediği Kars bölgesi, tren yolculuğu
ile revaçta. Mardin, Urfa ve Diyarbakır,
ortaklaşa bir Mezopotamya Kültür Kongresi
yapıyor. Özellikle gastronomi turizminin
bölgeye katkıları üzerine çalışmalar yapılan
bu kongrenin ikincisine ben de katılacağım.
Göbeklitepe’deki kazı çalışmalarıyla birlikte
entelektüel müşteri de bölgeye çekilecek.
Diyarbakır ve Mardin’in de daha öne çıkacağını
düşünüyorum. Karadeniz Bölgesi’ne
ise yabancı turist çekemiyoruz bir türlü. Bu
konudaki çalışmalar da hızlanmalı. Kısacası,
turizmde genel anlamda hem entelektüel
hem de ekonomik anlamda düşüş oldu,
kültür turizminde gerileme yaşandı. 2022
yılında Covid etkilerinin süreceğini, ancak
2023’te turizmin genel anlamda iyileşeceğini
öngörüyorum.”
TEYFİK ÖLMEZ: 2022
YILI TURİZMİ, ÜLKE
EKONOMİSİNE MORAL
VE CAN SUYU OLACAK
Kapadokya Turistik Oteller ve İşletmeciler
Derneği (KAPTİD) Başkanı
Teyfik Ölmez de 2022 yılına dair
öngörülerini şu sözlerle paylaştı:
“Pandemide en çok etkilenen sektör,
bildiğiniz üzerine turizm sektörü
oldu. 2020 yılında tüm ülkelerin belli
başlı bazı önlemleri ve kapatmaları
olduğu için ülkemizde turizm sektörü
çok etkilendi. Türkiye’de 2021 yılında
pandemi ile birlikte hayata geçirilen
‘Güvenli Turizm Sertifikasyon’ sistemi
başarıyla uygulandı ve sistemin
geliştirilerek uygulanmaya devam
edilmesi, turistler için en önemli güvence
kaynağı oldu. 2022 yılının ilk 6
ayında düşündüğümüzden daha çok
rezervasyon talepleri olmakta. Amerika,
Güney Amerika, Rusya, Avrupa
ve Asya ülkelerinden şu anda sadece
Kore pazarlarında erken rezervasyon
sorgulamalarında yüksek bir artış
var. Rezervasyon sorgulamaları, 2021
yılına göre çok büyük. Her şey yolunda
giderse 2018 yılının rakamlarını
yakalayabiliriz. 2022 yılı turizminin
ülke ekonomisine moral ve can suyu
olacağına inanmaktayız.”
Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği
(AKTOB) Başkanı Erkan Yağcı, pandemi
nedeniyle 2020 ve 2021 sezonlarını sıkıntılı
geçiren turizm sektörünün 2022 yılından
çok umutlu olduğunu belirtti. “İnsanlar
2022'de tatile çıkacak” diyen Yağcı; "Pandemi
nedeniyle dünya turizmi 1990 yılındaki
seviyeye döndü. Virüs yüzünden 1 milyar
100 milyon kişi seyahat edemedi. Antalya
ekonomisini, turizm sektörü ayakta tutuyor.
Pandemi turizmi olumsuz etkileyince, Antalya
turizmi de son iki yılda sıkıntı yaşadı.
Ancak yine de turizm sektörü, ‘Güvenli
Turizm Sertifikası’ uygulamasına çabuk
adapte oldu. Bu da turizmdeki rakiplerimiz
İspanya ve Yunanistan’ın önüne geçmemizi
sağladı. Turizm 50 sektörü de besliyor,
turizm daralınca 50 sektör de daralıyor.
Turizm büyüyünce 50 sektörü de destekliyor
ve büyütüyor. Turizm büyüyünce, Antalya
ekonomisi de nefes alıyor. Şurasının
altını çizmekte yarar var, turizm olmayınca
Antalya duruyor. 2022 sezonu için çok iyimseriz.
Antalya turizminin 2019 rakamlarını
yakalamasını bekliyoruz. 2022 harika bir yıl
olacak” ifadelerini kullandı.
34 Ocak / Şubat / Mart | 2022
January / February / March
Kapak
EMİN ÇAKMAK:
HEDEFLEDİĞİMİZ
RAKAMLARA ULAŞACAĞIZ
Dünya Sağlık Turizmi Konseyi Başkanı Emin
Çakmak; “2021 senesini sağlık turizminde
2019 sayılarını geçerek kapattık. Şükürler
olsun ki çok hızlı bir toparlanma oldu”
diyerek, 2022 öngörüşlerini şöyle paylaştı:
“Pandemi süreci eğer bir artış göstermezse
1,5 milyon yabancı misafir ve 15 milyar
dolar gibi bir rakam hedefliyoruz sağlık
turizminde. 2023 yılında da hedeflediğimiz
rakamlara inşallah ulaşacağız. 2023 için 2
milyon sağlık turizmi ile 20 milyar dolarlık
bir hedefimiz var. 2021 yılı, güzel bir devlet
politikası ve işbirliğiyle yüzümüzü güldürdü.
Yeni yıldan da umutluyuz.”
AYŞE KAYNARCALI:
BİZ HAYATI KAÇIRMAMAK
İÇİN SEYAHAT EDİYORUZ!
Sözü, “Sanatla Randevu” oluşumunun
kurucusu Ayşe Kaynarcalı’ya veriyoruz:
“Biz hayattan kaçmak için değil,
hayatı kaçırmamak için seyahat ediyoruz.
Pandemi herkesin hayatına bir şekilde
dokundu ama bazılarımız daha çok
etkilendi. Hiç şüphesiz ki en ağır darbeyi
alan sektörlerden biri de turizm oldu.
Pandeminin seyri ve aşılama çalışmaları
nedeniyle 2022’de seyahat yasağı beklenmiyor.
Bu da tarihin en büyük kaybını
yaşayan turizm sektörünün canlanmaya
başlayacağı anlamına geliyor. Türkiye
Seyahat Acenteleri Birliği Başkanı
Firuz Bağlıkaya, insanlarda ‘tatil
özlemi’ oluştuğunu ve 2022’de toplam
turizm gelirinin 35 milyar dolar
seviyesinde olmasını beklediklerini
söylüyor. Türkiye Turizm Yatırımcıları
Derneği Başkanı Oya Narin, yatırımlar
tarafında 2022'nin bir geçiş yılı olacağını,
2023 ve sonrasında ise yatırım
ortamındaki gelişmeler ile hızlanacağını
düşündüklerinin altını çiziyor.
Ege Turistik İşletmeciler ve Konaklamalar
Birliği Başkanı Mehmet İşler ise
2022’de 2023 yılındaki hedef olan 60
milyona yaklaşılacağını öngörüyor.
2022 yılının turizm sektörü için toparlanma
yılı olacağını söyleyebiliriz.”
SEYAHAT ETMEK HEM BEDEN
HEM RUH SAĞLIĞI IÇIN ÖNEMLI
Pandemiyle yaşamaya alışan ve sıkılan
insanlar, mümkün olduğunca en
az bir kez tatile çıkmak istiyor. Biliyor
musunuz, bu durumdan dolayı literatüre
yeni bir terim eklendi: ‘İntikam
tatili’ Bakalım daha neler duyacağız.
Ben de hem sektörün içinde yer alan
bir profesyonel hem de gezmeye aşık
bir gezgin olarak, bu sene hiç durmadan
gezmek ve gezdirmek istiyorum.
Tatilin bir lüks olmadığını, seyahat
etmenin hem beden hem ruh sağlığı
için ne kadar önemli olduğunu anlatmak
istiyorum. Hatta bakın bilimsel
araştırmalar, düzenli tatile çıkan
kişilerde koroner kalp hastalığından
ölme riskinin yüzde 37 azaldığını,
düzenli olarak seyahat etmenin ise
vücuttaki kortizol hormonu seviyelerini
düşürdüğünü gösteriyor. Haydi
bu sene Dalai Lama’yı dinleyelim
ve senede bir defa daha önce hiç
görmediğimiz bir yere gidelim.”
METE ÜSKÜDARLI:
GÖRÜŞLER 2022
YILINA DAİR OLUMLU
SİNYALLER VERİYOR
Son olarak sözü Mivara Luxury Resort Bodrum
Genel Müdürü Mete Üsküdarlı’ya bırakıyoruz:
“Pandemi süreci ile geçen iki sezonun
sonrasında artık tüm dünya Covid-19’u
tecrübe ederek, bu kurallar çerçevesinde
yaşamaya alıştı ve bu durum artık endişeden
çok normal bir yaşam tarzı hâline geldi. 2022
yılı için diğer yılların aksine otelimizi nisan
ayında açmaya karar verdik ve şimdiden bu
tarihler için satışlarımız mevcut. Dolayısıyla,
gerek mevcut partnerlerimizle yapmış olduğumuz
görüşmelerden almış olduğumuz
olumlu görüşler gerekse almış olduğumuz
satışlar, 2022 yılının oldukça iyi geçeceği
sinyalini vermekte. 2020 ve 2021 yılları, son
dakika satışların çokça yaşandığı sezonlar
oldu ve 2022 yılının da son dakika satışlar
almaya devam edeceğimiz bir yıl olacağını
düşünüyorum. Fakat bu durum, son iki yıldaki
gibi Covid-19 sürecinden ziyade iç pazar
için ülkemizde yaşanan ekonomik krizin ve
kurdaki ani dalgalanmaların etkisiyle olacak.
OLUMSUZ TABLO 2022 YILI İTİBARİYLE
YÜKSELİŞE GEÇECEK
Yabancı pazarlarda ise hâlâ pandeminin tüm
dünyada etkisini sürdürmeye devam ettiği bir
dönemde, ülkelerin Covid koşullarına bağlı
olarak kısıtlama, seyahat yasakları gibi alabilecekleri
kararlardan dolayı tatilciler erken rezervasyona
çok sıcak bakmıyorlar. Kriz ortamları
ileriye dönük plan yapmak konusunda negatif
yönde eğilim göstermekte… Bu durum, 2022
yılı için yine son dakika satışlarına sebep olacaktır.
Son yıllarda yaşamış olduğumuz turizmin
olumsuz tablosu, 2022 yılı itibariyle yükselişe
geçecektir. Fiyatlar konusunda atacağımız
doğru adımlar sayesinde istediğimiz verimi
elde edebiliriz. Bu anlamda pazarlara göre uygulanacak
fiyat stratejisi, oteller arası rekabette
doğru analiz ve doğru konumlanma, hem
kendi çalıştığımız oteller için hem de turizm
için başarı getirecektir. Genellikle otellerin dolu
olması başarı olarak düşünülmekte ve sadece
doluluk üzerinden bir strateji belirlendiğinde
fiyatlar kriz durumlarında olması gerekenin
çok çok altına çekilmekte, bu durumda kârlılık
oranını düşürmekle birlikte hizmet kalitesine
de etki etmekte. Fiyatların çok fazla aşağı çekilmesi,
kısa vadede toparlanabilen bir durum
olmadığı gibi oteller arasındaki rekabette de
problemler doğurmakta. Bu yüzden otelcilerin
doğru analiz yapıp, bu doğrultuda stratejilerini
belirlemeleri gerektiğini düşünüyorum.”
Kapak
ÖMER NİZİPLİOĞLU:
Turizmde açık
ara birinci olmayı
hak ediyoruz
Ulusal İktisadi Düşünce Kuruluşu Başkanı
(ULİKAD) Ömer Niziplioğlu, Türkiye’nin
turizm alanında atması gereken adımlar
hakkında bilgi verdi. Türkiye’nin petrolünün
turizm olduğunu vurgulayan ve Türkiye turizmini
genel hatlarıyla detaylıca değerlendiren
Niziplioğlu, şunları söyledi:
“Ülkemizin dünyada eşi benzeri olmayan
tarihi yapıları, inanç eserleri, kültür varlıkları,
denizi, dağı, termal kaynakları var. Bu
değerleri, bitmeyen petrol gibi görmeliyiz.
Ülkemizin turizmde dünyada açık ara
birinci olmayı hak ettiğini bilerek hareket
etmeliyiz.”
NASIL CANLANDIRILABİLİR?
Ömer Niziplioğlu, Akdeniz’in sıcak deniz
olması nedeniyle turizm havzası olduğunu,
ancak burada sadece Antalya’dan gelir
elde edildiğini hatırlattı. Mersin, Adana ve
Hatay’ın Antalya ile mukayese edilemeyecek
kadar geride olduğunun altını çizen
ULİKAD Başkanı Niziplioğlu, sözlerini şöyle
sürdürdü:
“Bunun nedeni, Antalya’nın turizm bölgesi
ilan edilirken, diğer üç ilin yazlık site
mesken yerleşim bölgesi ilan edilmesidir.
Bu tür yapılaşmanın ülke ekonomisine
katkısı yok denecek kadar azdır. Ayrıca bu
illeri inanç, kültür, tarih turizmi olarak 12
ay sunabiliriz. Onlarca antik kentlerin yanı
sıra dünyanın ilk kilisesi San Pierre, Anadolu’nun
ilk camisi Habibi Neccar, Noel
Baba’nın kilisesi Aziz Nikolas, Aziz Paul
Kilisesi bu bölgededir. Bölgenin gastronomisi
başlı başına cazibe merkezidir. Tüm
dünyanın turizm havzası olarak kabul ettiği
bu sahil bandını daha doğru planlamalı;
ikinci Antalya, Güney Fransa veya Dubai
yapmanın yollarını aramalıyız. Samandağ
sahili 14 km uzunluğundadır, dünyanın
12. en uzun plajıdır. Samandağ, Yayladağ,
Yumurtalık, Karataş, Anamur, Silifke,
Tarsus, Taşucu, turizm bölgesi ilan edilerek
yatırımcılara sunulmalıdır.”
“GEMİ TURİZMİ CANLANDIRILMALI”
Gemi turizminin canlandırılması gerektiğini
de ifade eden Niziplioğlu, Doğu Akdeniz
gemi turizm destinasyonuna Adana, Mersin
ve Hatay’ın dahil edilmesi gerektiğini
aktararak; Mısır, Lübnan, Kıbrıs ve İsrail’e
giden turistlerin Türkiye’ye de gelmesinin
sağlanmasının gerektiğini, bunun için bir
gemi limanı yapılmasının yeterli olacağını
söyledi.
“KIŞ TURİZMİNDEN
FAYDALANAMIYORUZ”
Ülkemizde turizm denince akla ilk önce
deniz turizminin geldiğini, kış turizminin
ikinci planda kaldığını, ancak kış turizmine
Kapak
ağırlık verilmesi gerektiğini aktaran Ömer
Niziplioğlu; “Dağı olmayan Hollanda,
atık malzemeden dağ yapıp kayakçılara
sunarken, Dubai alışveriş merkezlerine
kayak pisti yaparak kayak imkânı oluşturmaya
çalışmıştır. Ülkemizde 274 tane 3 bin
metre yüksekliğe sahip dağ varken, biz bu
dağları yeterince değerlendiremiyoruz, kış
ve kayak turizmine açamıyoruz” dedi. Bulgaristan
Bansko Kayak Merkezi'ndeki otel
sayısının Türkiye’de tüm dağlardaki otel
sayısından iki kat fazla olduğunu kaydeden
Niziplioğlu; “İsviçre, İtalya ve Fransa,
Alpler'den çok yüksek gelir elde ederken,
ülkemizin bu kadar dağ zengini olmasına
rağmen gelirimiz çok kısıtlı. Ayrıca, kayağın
yüksek gelirli turizm olduğu unutulmamalıdır.
Bu dağlar, ağırlıkla kırsal bölgededir.
Kış-kayak turizmini iyi planlarsak,
bu bölgelerin ekonomisine önemli katkı
sağlayabiliriz. Avrupa kayak merkezlerine
alternatif kayak merkezleri yaratmalı, bu
dağları eğlence merkezine dönüştürmeliyiz.
274 dağın en azından 5-10 tanesini
değerlendirmeliyiz” diye konuştu.
“YENİ YAYLALAR AÇILMALI”
Ömer Niziplioğlu’na göre turizm konusunda
ağırlık verilmesi gereken bir diğer alan da
yaylalar… Özellikle Karadeniz’deki yaylaların
mevcuttakilere ek olarak 4-5 tanesinin
daha turizme açılması gerektiğini, Karadeniz’i
bu şekilde bırakmanın ekonomik olarak
kayıp olduğunu vurgulayan Niziplioğlu;
“Buralar özellikle sıcağı sevmeyen Orta Doğulu
misafirlerin talep ettiği bölgedir. Dünya
artık denizden başka turizm alternatifleri
arıyor, doğaya yöneliş var. İsviçre, Alpler’deki
yaylalardan milyarlarca dolar kazanım
sağlarken, biz de Karadeniz’de özellikle
dağların yaylalarından gelir elde etmeliyiz.
Ayrıca yöresel ürün satışıyla bölge halkının
da ekonomik olarak kalkınması hedeflenmelidir”
değerlendirmesinde bulundu.
“TERMAL AÇIDAN ZENGİN
KAYNAKLARA SAHİBİZ”
ULİKAD Başkanı Ömer Niziplioğlu, Türkiye’nin
termal açıdan zengin kaynaklara da sahip
olduğuna dikkat çekti. Çekya, Romanya ve
Avusturya gibi ülkelerin termal su turizmi ile
önemli gelir elde ettiğini dile getiren Niziplioğlu;
“İllerimizi turizm bölgesi ilan etmeli ve
çok iyi planlamalıyız. Aynı zamanda sağlık turizminin
de dahil edilerek, daha etkin olması
sağlanmalıdır” şeklinde görüşlerini paylaştı.
“KONGRE VE FUARLARA
ÖNCELİK VERİLMELİ”
Ülkemizde 77 adet antik kent var. Aynı
zamanda tarihi binlerce yıllık geçmişi olan
kültür illerimiz var. Ömer Niziplioğlu’na göre
Mardin, Gaziantep, Şanlıurfa ve Nevşehir
gibi illerde daha fazla yatırım yapılmalı.
Uluslararası müsabaka, yarış ve etkinliklerin
yapılabileceği, uluslararası standartlarda
spor alanları oluşturabilirse önemli bir gelir
kaynağına ulaşılacağını aktaran Niziplioğlu;
“Yeterli konaklama, yeme-içme tesisinin
bulunduğu İstanbul ve Antalya'ya yapılacak
büyük kongre ve fuar alanları ile gelirleri
artırılabilir. Ülkemiz, doğu ile batının buluştuğu
noktadadır. Konum ve mesafe nedeni
ile tercih sebebidir. Dünyada turizmde en
çok parayı harcayan kişi iş insanlarıdır. Bu
misafirleri ülkemize çekmeliyiz.”
30 MİLYAR DOLAR GELİR
Turizm gelirlerini artırmak için atılacak
adımları sıralayan Ulusal İktisadi Düşünce
Kuruluşu Başkanı Ömer Niziplioğlu, sözlerini
şöyle sonlandırdı:
“Hatay, Adana, Mersin turizme açılırsa her il
için 3 toplamda 9 milyar dolar, gemi turu bu
illere çekilebilirse 1 milyar dolar, kış turizmi
için 5-6 dağı kayak merkezine dönüştürebilirse
4-5 milyar dolar, yayla turizmi için
Karadeniz’deki 5-6 yayla turizme açılırsa 2
milyar dolar, termal turizm için 8 il termal
bölgesi ilan edilirse 3 milyar dolar, kültür ve
tarih turizmiyle 3-4 il belirlenirse 2 milyar
dolar, spor turizmi için spor alanları nitelikli
hale getirilirse 3 milyar dolar, fuar ve kongre
turizmi için alan oluşturulursa 4-5 milyar
dolar olmak üzere her yıl 30 milyar dolar ek
gelir elde edilebiliriz.”
Ocak / Şubat / Mart | 2022
January / February / March
37
Perspektif
Şerif Yenen’den 2022 turizm trendleri
2022 yılının hem kültürel gezi hem iş seyahati
hem de küçüklü büyüklü toplantılarla
buluşma yılı olacağı öngörüsü yapan Şerif
Yenen, iç turizm grafiğinin yükselmeye devam
edeceğini söylüyor. Sayısı gittikçe artan
kültür gezilerinden ekonomik ve toplumsal
yarar elde edileceğini belirten Yenen, yeni
yıl tahminleriyle birlikte turizmdeki bazı
önemli konulara dikkat çekiyor.
Profesyonel turist rehberi, seyahat yazarı ve
uluslararası konuşmacı Şerif Yenen, pandemiyle
birlikte değişen yeni turizm trendlerine
projeksiyon tutuyor. Salgının nasıl
seyredeceğinin kolay tahmin edilememesi
nedeniyle turizm sektörünün hangi yönlere
evrileceğine dair net öngörülerde bulunmanın
zor olduğuna vurgu yapan Yenen; “Kesin
olan şu ki 2022, turizmde önceki yıllara göre
daha iyi olacak” diyor.
BULUŞMA YILI OLACAK
İki yıla yakın süren kısıtlamalardan sonra
insanların artık seyahat için bastırdıkları tutkularını
yavaş yavaş serbest bırakmaya başladığını
söyleyen Şerif Yenen, uzun süreden
beri birbirini görmeyenlerin de artık daha
fazla birlikte olmanın yollarını arayacağını,
2022 yılının hem kültürel gezi hem iş seyahati
hem de küçüklü büyüklü toplantılarla
buluşma yılı olacağını belirtiyor. Yenen, bu
yükselen seyahat iştahının yönünün yakın
mı yoksa uzak destinasyonlara mı olacağını
şimdiden kestirmenin güç olduğunu, yolculukların
uzunluğunun pandeminin seyriyle
birlikte şekilleneceğini düşünüyor.
DENEYİM TURİZMİ YÜKSELİŞTE
Şerif Yenen, pandemi nedeniyle genel
olarak hayata bakış açımızın yeniden şekillendiği
bir dönemden geçtiğimizi belirterek;
doğaya ve doğal güzelliklere, çevreye, tarihi
ve kültürel farklılıklara duyarlılığımızın
hızla arttığını, bunun yansımalarını seyahat
alanında görmenin kaçınılmaz olduğunu
vurguluyor. Yenen; “Kapalı geçen günlere
inat daha az bilinen destinasyonlarda farklı
deneyimler yaşama arzusu arttı. Gezginler
konfor alanlarının dışına ne kadar çıkarsa
çıksın, daha önce hiç yapmadıkları şeyleri
deneyimlemek ve daha az gidilen destinasyonları
keşfetmek için daha heyecanlılar;
yerel kültürü temsil eden otantik deneyimlere
olan ilgi yükseliyor. Seyahat artık sadece
‘bir yere gitmek’ demek değil, gidilen
destinasyonda farklı deneyimler yaşamak
çok daha önemli. Kültürel etkileşim daha
çok ön plana çıkmaya başladı. Hem ileri
teknolojiye sahip, hem de doğayla bütünleşik
turizme yönelim var” diyor.
İÇ TURİZM YÜKSELECEK,
KÜLTÜR BİLİNCİ GELİŞECEK
2020 ve 2021’de yurt içinde seyahat eden
yerli gezginlerdeki artışın, yurt dışına çıkanları
fazlasıyla geride bıraktığını hatırlatan Yenen,
sözlerine şöyle devam ediyor: “2022’de
de iç turizm grafiği yükselmeye devam
edecek. Pandemi engeline ek olarak Türk
Lirası’nın değer kaybetmesi de yurtiçinden
yurtdışına gidişleri önemli ölçüde durdurdu,
bu durum sürecek. Öte yandan Türkiye
yabancı ziyaretçiler için ekonomik açıdan
çok daha cazip hale geldi, bu da yurtdışından
ülkemize gelen yabancı ziyaretçilerin
sayısına ciddi artış olarak yansıyacak. Ancak
bu durumun bir dezavantajı da olacak, o da
ucuzluğun getirdiği imaj kaybı. İç turizmde
Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgeleri ilgi
odağı olmaya devam edecek. Sayısı gittikçe
artan kültür gezileriyle birlikte, memnuniyet
verici gelişmeler yaşanacak. Ekonomik
katkıların yanısıra toplumsal yarar elde
edilecek. Yaşadığımız coğrafyadaki kültür
çeşitliliği, insanlığın ortak mirası olarak
algılanacak. Ortak miras sahiplenilecek. Bu
topraklar üzerinde yaşayanlar kendilerini
daha fazla buraya ait hissedecek. Bunlarla
birlikte kültürel mirası koruma bilinci
gelişecek, ortak mirasın gelecek kuşaklara
doğru ve sağlıklı biçimde aktarma bilinci
oluşacak. Bunlar zaten kültür turizminin
olumlu katkıları.”
BUNLARA DİKKAT!
Uçak bileti fiyatlarının 2022’de tırmanacak
gibi göründüğünü kaydeden Şerif Yenen,
bunun turizme kuşkusuz olumsuz yansımaları
olacağını ifade ederek, yeni dönem için
bunun gibi bazı olumsuz beklentilere dair
şu yorumları paylaşıyor: “Başta havayolları,
oteller ve restoranlar olmak üzere turizmin
pek çok alanında pandemi boyunca ciddi
işgücü kaybı yaşandığı aşikar. Bu kaybın hemen
giderilmesi kolay değil, bu da hizmet
kalitesinde düşüş şeklinde sektörü olumsuz
etkileyebilir. Otellerde günlük temizlik veya
24 saat oda servisi gibi hizmetlerde düşüş
olabilir. Konukların sabırlı olması veya beklentilerini
düşürmesi gerekebilir.”
Ocak / Şubat / Mart | 2022
January / February / March
39
Objektifimden
Çanakkale’de özel bir destinasyon;
Dalyan ve
Alexandria Troas
Tarih ve turizmin muhteşem birleşimi...
Yazı ve Fotoğraflar:
YİĞİT UYGUN
yigit@yigituygun.com.tr
Güneş Bozcaada’nın sırtında batarken, muhteşem bir
tablo oluşur. Uzun kumsalın devamında lacivert denizler
ve güneşin su üzerinde titreşen ışıltıları vardır. Tam yaşanmalık
anlar! Çok sürmez ama... Kızıllaşan güneş, adanın
arkasından lacivert sulara gömülür bir anda. Ve bir başka
sihir başlar Dalyan’da, ‘alacakaranlığın yolculuğu’! Ortam
‘siyahlaşana’ dek sürer.
Minicik bir köy burası... İlk adı ‘Dalyan Obası’, sonradan
‘Dalyan’ olmuş. 1950’lerden bu yana köy statüsünde.
Yaklaşık 600 kişilik yerel halka, son zamanlarda civarda
yapılan siteler ve müstakil evlerde yaşayan kentliler
katılmaya başladı.
Burası yazın cıvıl cıvıldır, araç koyacak yer bulunmaz.
Plajlar doludur. Köyün minik meydanı, çevreden gelen
ziyaretçilerle taşar adeta. Hele hafta sonları lokantalarda
yer bulmak imkânsızlaşır. Kışın ise sessizliğe bürünürdü,
artık öyle değil ama. Büyük kentlerden
buraya göç edenler, özellikle emekliler kışın
da burada yaşamayı tercih etti ve köy, o ıssız
kış günlerindeki sessizliğinden uzaklaşmaya
başladı.
Konum olarak çok keyiflidir Dalyan. Çanakkale’nin
Ezine ilçesine bağlı... Çanakkale’ye
54 km, İstanbul’a 465 km mesafede.
Dalyan’dan Ezine’ye iki farklı yolla gidilir, o
nedenle mesafeler yola göre değişir. Ortalama
20 km uzaklıkta diyelim. Ve tabi Dalyan
deyince hemen yakındaki Geyikli beldesinden
söz etmemek olmaz. Özellikle son dönemlerde burada
çekilen filmler ve diziler ile fazlasıyla tanınır oldu.
Dalyan yerleşiklerinin de ana ihtiyaçları Geyikli’den
sağlanır. İki yerleşke arasında 7 km mesafe var.
Geyikli ve Dalyan’dan açılmışken de tabi söz Odunluk
İskelesi'ne gelecek. Hemen karşıdaki Bozcaada’ya ilk
ulaşımın yapıldığı iskele! Önce sadece yolcu taşıyan
balıkçı tekneleri, zamanla birkaç araç da taşıyacak
biçimde büyütülmüş ve uzun bir dönem Bozcaada’nın
ana ulaşım iskelesi olmuş Odunluk. Yıllar içinde rüzgârlı
havalarda buraya yanaşma güçlüğü, açık denizlere karşı
korunaksız oluşu ve tabi Bozcaada’nın gelişen turizmine
cevap verememesi üzerine yeni bir iskele yapılmasına
karar verilmiş. Bugün de Bozcaada ziyaretçilerini
karşıya götüren feribotların kalktığı ‘Yükyeri İskelesi’.
Odunluk ise hâlâ yerel balıkçı teknelerine zaman zaman
hizmet vermekte... Ancak aslında çevresindeki özellikle
yaz aylarında tıklım tıklım dolan cafe ve lokantaları ile
ön plana çıkıyor. Odunluk iskelesi civarında iki-üç adet
irili ufaklı taş binalar görülür. Bunlar palamut depoları...
Evet, iskelenin ilk yapılış amaçlarından biri de buradan
yapılan palamut ticareti. Balık sanmayın sakın, zaten
palamut bu suların esas balığı değildir. Meşe palamutu,
etraftaki meşe ağaçlarının meyvesi. Palamutlar
40 Ocak / Şubat / Mart | 2022
January / February / March
Objektifimden
toplandıktan sonra bu binalarda depolanır,
sonrasında da Odunluk İskelesi'nden teknelere
yüklenerek değişik yerlere gönderilirmiş.
Bölge gerçekten keyifli... Odunluk’tan Dalyan’a
doğru giderken hoş kampingler çıkacak yolunuzun
üstüne. Plaj, lokanta ve bar olarak da
hizmet veriyorlar. Konaklamanın yanında yükseltili
arazide alttaki denizin sesi de görüntüsü
de bir başka! Tabi karşıdaki Bozcaada manzarası
eşliğinde tadılan lezzetler de... Genelde
genç turistin rağbet ettiği bu kampinglerde,
özellikle son zamanlarda akşamları lokanta
bölümünde daha olgun kesim de görülmeye
başlandı. Olası civarda oturanlar ya da Geyikli
otellerinin müşterileri.
Ve biz yine dönelim muhteşem Dalyan’a.
Ülkemiz gerçekten sihirli. Pek çok kişi bu
sihrin bir bölümünün farkında! Köyün ana
plajının hemen arkasına dolandığınızda bir su
birikintisi görülecektir. Yazın düşük olan seviye,
kışın yağışlarla yükselir, bir göl olur. Burası
‘Pembe Göl’... Yılın belli dönemlerinde, özellikle
sonbaharda suyun rengi pembeye dönüşür.
Mevsimsel etkilerin yanında toprak yapısı ve
zemin civarında fark edilecek tuz tabakalarının
su ile etkileşiminin kimyasal reaksiyonu...
Şu yaşlı dünyamızda buna benzer ‘Pembe Göl’
sadece sekiz adetmiş. Avustralya, Azerbaycan
ve Avrupa’nın bir-iki noktasında... Biri de burada,
Dalyan’da! Acaba kaç yurttaş biliyor? Pembe
Göl'e ulaşmak üzere ana plajın üstlerine
doğru çıkarken, sağda deniz kenarında ve denizin
içinde sütun parçaları ve eski yontulmuş taş
kütlelerinin izleri görülür. Burası antik liman!
O zaman başlasın tarih... Dalyan köyü,
‘Alexandria Troas’ antik kentinin denizle
buluştuğu yerin devamına kurulmuş. Ne yazık
ki bu antik kentimiz de az bilinir. Evet, bir Efes,
Miletos ya da Priene değil ama bu kentin de
çok başka özellikleri var.
Denizin içindeki kalıntılar, iki ayrı limanın
varlığını ortaya koyuyor. Alexandria Troas,
liman ticareti ile zengin olmuş. Bölgede devasa
sütunlar yapılıp, bu limandan dünyanın çeşitli
yerlerine gönderilmiş. Ve buranın en önemli
özelliği, Bizans döneminde imparatorluğun
başkenti olarak düşünülmesi! Tüm hazırlıklar
yapılmış ama Konstantin son anda karar değiştirip,
İstanbul’u başkent yapmış.
Kentte kazılar sürüyor. Buluntular son derece
az ama ulaşılan sıra dışı biri var ki, gerçekten
özel! Anadolu coğrafyasında günümüze ulaşan
en büyük hamam kompleksinden kalanlar,
‘Herodes Atticus Hamamı’... Atticus, Romalı bir
senatör. Kentin su ihtiyacının karşılanması için
imparatorluk yönetimine başvurmuş. Başlayan
çalışmalar bir türlü bitirilememiş ve ödenek
de kesilmiş. Senatör bunun üzerine kalan işleri
kendi parasal gücü ile tamamlatmış ve kent
suya kavuşmuş. Bu nedenle de Alexandria Troas’taki
hamam kompleksine onun adı verilmiş.
Dalyan’dan çıkıp Gülpınar istikametine doğru
yol alırken, köyden yaklaşık 500 metre ileride
antik kentin forum alanı, nympheion ‘kutsal
çeşme’ ve o ünlü hamam kompleksi ziyaret
edilmeli. Fakat ileride çok daha ilginç tarihi
eserler görülecek! Her iki taraftaki tarlalarda,
zeytinliklerde lahitler, lahit kapakları, sur duvar
parçaları, oturma elemanları size eşlik edecek
yol boyu. Alexandria Troas’ın günümüze ulaşan
parçalarından bazıları... Kim bilir artık özel
arazi niteliğindeki bu yerlerde kazılar yapılsa,
toprağın altından neler çıkar?
Antik kentin kazı ekibinin konuşlandığı ve
eserleri toplayıp gözden geçirdiği merkez bina
da Dalyan köyünün içinde. Bu yolun bitiminde,
çevreyoluna bağlanırken sol tarafta Kestanbol
Kaplıcası göze çarpar. Özel olarak işletilen
kaplıca, 54-75 derece arası sıcaklıktaki sulara
sahip. Florür, sodyum ve demir bileşenleri
içerdiğinden şifalı. Pek çok hastalığa iyi geldiği
düşünülüyor yüzyıllardır.
‘Kestanbol’ kelime olarak neyi anımsatıyor?
İstanbul… İmparatorluk başkentinin İstanbul’a
kaptırılması sonrasında, anı olsun diye ismin
kullanıldığı rivayet. Suyun kutsallığı ile ilgili de
bir rivayet var. Bizans döneminde burayı ziyaret
eden Aziz Paulos’un, kaza geçirip ölen bir
çocuğu dua ederek, bu kaplıca suları ile yıkayıp
tekrar diriltmesi yönünde...
Dalyan’daki iki-üç lokantada eşsiz lezzetler tadılabilir.
Mutfağın temeli elbette deniz ürünlerine
dayanıyor. Mevsimine göre taptaze balıklara,
şahane salatalar ve mezeler eşlik eder. Hiç beklemediğiniz
tatlar bulabilirsiniz. Yaz mevsimi
denize yakın lokantalar, özellikle hafta sonları
öğlenden dolmaya başlar. Çevrede başkaca bir
tesis olmadığından denize girenler, güneşlenenler
ihtiyaçlarını bu lokantalardan karşılar.
Uzun ve geniş plaj, kapasite anlamında yeterli...
Lacivert sular zaten tertemiz. Kuzey Ege
olduğundan bazılarına serin gelebilir. Bayram
gibi özel günlerde ise kısmen personel sıkıntısı
servisin gecikmesine neden olabilir. Tabi yer
bulduysanız!
Minik köy meydanının hemen altında oldukça
büyük bir balıkçı barınağı var. Uzun bir mendireğe
sahip, liman diyelim hatta. Genelde balıkçı
tekneleri demirdedir. İşte taptaze balıkları
da onlar getirir. Bu arada, açık denize doğru
derinlik uygun... Yüksek salmalı tekneler de
bağlanabilir. Kısaca, tekne ile de gelmek olası
Dalyan’a. Burada konaklama köy içindeki iki-üç
pansiyon ile sağlanıyor ya da Geyikli istikametindeki
otellerde. Mesafe uzak olmadığından
ulaşım sorun olmaz.
Çanakkale ve civarı, kutsal meyve zeytinin özel
üretim bölgelerinden ülkemizde. Doğal olarak
Dalyan ve civarında da zeytinlikler oldukça
fazla. Yerel halkın büyük bölümü, hatta son
zamanlarda kentten göç edenler de sonbahardan
kışa geçilirken büyük bir coşku yaşar.
Zeytin hasadı…
Olgunlaşan meyveler toplanır, sıkılır, yağı alınır,
ya da sofralık yapılır. Zeytin pek çok ailenin
ana geçim kaynağı. O nedenle genelde arazi
bakımları ihmal edilmez. Düşük asit oranı,
rengi, aroması ve tabi olağanüstü lezzeti ile
Dalyan zeytinyağı, ciddi bir ekonomik değer
katar bölgeye.
Tarih fazlasıyla, doğal güzellikler alabildiğince,
lezzetler şahane… İnsan başka ne ister ki bir
yerden? Dalyan...
Deniz Fenerleri
İstanbul'un fenerlerine
turistik bir gezi
Doç. Dr. Vural Yiğit’in “Türkiye Deniz Fenerlerinin Konumları ve Turizme Etkisi” isimli
çalışmasından bölümleri yayınladığımız yazı dizisinin ilk kısmında, deniz fenerlerinin
tarihine "Antik Çağ Deniz Fenerleri" çerçevesinde yer vermiştik. Bu yazıda ise Vural Yiğit’ten
İstanbul’un öne çıkan ve hafızamızda en çok yer eden deniz fenerlerini dinleyeceğiz.
ANADOLU FENERİ
Gelelim İstanbul Boğazı’nın Karadeniz’e açılan iki yakasındaki
ünlü fenerlere… Anadolu Feneri, İstanbul'un Asya
yakasında İstanbul Boğazı'nın Karadeniz ile birleştiği
kuzey ucunda, Yon (Hrom) Burnu üzerinde bulunan deniz
feneri. Karşısındaki Rumeli Feneri'nden 2 deniz mili uzakta.
Fenerin bulunduğu köy de aynı isimle (Anadolu Feneri)
adlandırılıyor.
Anadolu Feneri, sabit silindir kristalinin içindeki 1000
watt'lık ampul, kristalin çevresinde elektrik motoruyla
dönen bir paravan sayesinde yanıp sönüyor, açık havalarda
16 deniz mili ileriden görebiliyor. Kırım Savaşı sırasında
Osmanlı, Fransız ve İngiliz gemilerinin Boğaz'ın ve Karadeniz'in
girişlerini görebilmeleri için yeniden yapıldı.
Şile Feneri
Türkiye’de 1856-1904 yılları arasında 200’den fazla fener
inşa edilmiş ve hizmete sokulmuş. Günümüzde Türkiye’nin
8 bin 334 kilometreyi bulan kıyılarında hâlen değişik
karakterde ışık gösteren, çeşitli tip ve özellikler taşıyan 354
fener bulunmakta. Bunlardan 53 tanesi Marmara’da, 82’si
Karadeniz’de, 85’i Ege’de, 73’ü Akdeniz’de, 23’ü Çanakkale’de
ve 38 tanesi İstanbul’da.
Boğaziçi’nde ise irili ufaklı 20 kadar fener yer alıyor. Bu
fenerlerden Rumeli yakasında olanlar yeşil, Anadolu
yakasında olanlar ise kırmızı ışık çakıyorlar. Kıyı uzunluğu
oldukça fazla olan yurdumuzda; Ege adaları, İzmir Körfezi,
Akdeniz kıyıları, Marmara Denizi, İzmit Körfezi ve Karadeniz
kıyıları boyunca çok sayıda deniz feneri bulunuyor.
Şimdi kendimize özgün bir deniz feneri rotası belirleyerek,
İstanbul’daki bazı önemli fenerleri tanımaya çalışalım. Nereden
yola çıkalım derseniz? Hırçın dalgaları, sarp kayalıkları,
yeşil ormanları ile Karadeniz kıyısından başlayabiliriz...
ŞİLE FENERİ
Şile Feneri, İstanbul'a 60 km mesafede, Şile ilçesinin merkezinde
yükseliyor. Ülkemizin en geniş gövdeli ve en uzun menziline
sahip feneri... Işığı tam 25 mil uzaklığı aydınlatabiliyor.
Anadolu Deniz Feneri, 15 Mayıs 1856'de Fransızlar tarafından
karşı sahildeki fenerle birlikte yapılarak işletilmeye
başlandı. 1933'te ise Fransızlara verilen 100 senelik işletme
imtiyazı iptal edildi ve Türklere geçti. Beyaz taştan yapılmış
fenerin boyu 20 metre ve orijinal hâlini koruyan nadir
fenerlerden biri. Fenerin yalnızca Beykoz'a dönük yüzü
karanlıkta kalır. Denizden 75 metre yükseklikte, saniyede
bir beyaz ışık saçarak 18 saniye bekliyor.
RUMELİ FENERİ
İstanbul'un Avrupa yakasındaki Sarıyer ilçesinde yer alan
58 metre yükseklikteki Rumeli Feneri, uçsuz bucaksız bir
Karadeniz manzarasına sahip. Avrupa yakasının Boğaz'daki
en uç noktasında bulunan Rumeli Feneri Köyü'nde, Karadeniz'in
tam girişinde konuşlanıyor. Bir diğer adı Türkeli
Anadolu Feneri
42 Ocak / Şubat / Mart | 2022
January / February / March
Deniz Fenerleri
Rumeli Feneri
Kız Kulesi Feneri
Feneri olan fener, 18 deniz mili görüş mesafesine
sahip. 1786 yılındaki Kırım Savaşı
sırasında gemilere yön verebilmek amacıyla
yapılmış. Rumeli Feneri'nin yer aldığı bölge,
antik çağlarda "Panium" olarak anılıyormuş.
Rumeli'nin fethinde öneme sahip olan ve
korkusuz olarak bilinen halk kahramanı
Sait Saluk'un türbesinin burada olduğuna
inanılıyor. Rumeli Feneri, 30 metrelik kulesi
ile ülkemizin en yüksek deniz feneri.
AHIRKAPI FENERİ
Boğaziçi'nin Marmara Denizine açılan kapısında
bulunan Ahırkapı Feneri, İstanbul'un
Sirkeci-Yenikapı sahilyolu üzerinde bulunuyor.
Ülkemizin en eski deniz fenerlerinden
biri. 29 metrelik gövdesiyle en uzun ikinci
deniz feneri olma özelliği taşıyor. Osmanlı
döneminde, 1755 yıllarında Mısır'a ticaret
eşyası taşıyan ve Hacı Kaptan idaresindeki
bir kalyon, Kumkapı'da karaya oturmuş.
Olayı duyan dönemin padişahı III. Osman,
Sadrazam Sait Paşa'yı da yanına alarak
Kumkapı’ya gitmiş. Tüm mürettebat ve
kaptan kurtarılmış. Bunun üzerine padişah,
buraya bir fener yapılması emrini vermiş.
İstanbul'un Kumkapı semtinden denizcileri
selamlayan Ahırkapı Feneri, Kaptan-ı Derya
Süleyman Paşa tarafından yapılmış. Bugün
gördüğümüz Ahırkapı Feneri ise Fransızlar
tarafından 1857 yılında fenerler idaresi için
yaptırılmış. Hâlâ daha eski güzelliğini koruyan
Ahırkapı Feneri, Marmara Denizi'nden
İstanbul Limanı'na giren ya da İstanbul Boğazı'nı
geçen gemilere rehberlik ediyor. Işığı
16 deniz mili mesafeden görülebilen fener,
deniz seviyesinden 36 metre yükseklikte bulunuyor
ve kulesi de 26 metre yüksekliğinde
örme taş kule olma özelliği taşıyor.
Işık kaynağı önceleri fitilli gazyağı lambası
imiş, ancak daha sonra LPG ile çalışan
parlak ışıklı lambalar kullanılmaya başlanmış.
Günümüzde ise 1000 watt'lık elektrik
lambası kullanılıyor. Ahırkapı Feneri ve
gardiyan binası, ulusal miras olarak Kıyı
Emniyeti ve Gemi Kurtarma İşletmeleri
Genel Müdürlüğü tarafından koruma altına
alınmış durumda.
BAKIRKÖY FENERİ
Bakırköy Feneri, İstanbul'un tarihi fenerlerinden
biri... Marmara Denizi'nden İstanbul
Boğazı'na giriş yapan gemileri karşılar. Fransızlar
tarafından 1856 yılında inşa edilmiş.
İlk adı Ayastefanos olup, 23 metrelik bir yüksekliğe
sahip. Şimdiye kadar üç kez yenileme
döneminden geçmiş. Fener, İstanbul'un
Bakırköy ilçesine bağlı olan Yeşilköy semtinde
bulunuyor. Mimarisiyle göz dolduran bu
görkemli yapı, sağlamlığını da sürdürüyor.
KIZ KULESİ FENERİ
İstanbul Boğazı'nın Marmara Denizi'ne yakın
kısmında, Salacak açıklarında yer alan küçük
adacık üzerinde inşa edilmiş. İstanbul’un
simgesi olan Kız Kulesi’nin M.Ö. 24 yıllarına
uzanan tarihi bir geçmişi var. Kule hakkında
pek çok efsane ve eser bulunuyor. Evliya
Çelebi, kuleyi şöyle tarif eder: “Deniz içinde
karadan bir ok atımı uzak, dört köşe, sanatkârane
yapılmış bir yüksek kuledir. Yüksekliği
tam seksen arşındır. Sathı mesahası iki yüz
adımdır. İki taraftan kapısı vardır.” İstanbul
Boğazı'nın gerdanlığı olan Kız Kulesi'nin yanındaki
kayalıkların üzerinde bulunan küçük
bir deniz feneri bulunuyor.
YASSIADA FENERİ
Yassıada, Marmara Denizi'nde İstanbul'a
yakın küçük bir adadır. Biri sivri, diğeri yassı
görünümlü olan, birbirine yakın iki adadan
yassı olanıdır. Eni 185, boyu 740 metre,
yüzölçümü 18.3 hektar olan adanın arazisi
düzdür, ancak sahilleri genellikle denize dik
olarak iner. Demokrasi ve Özgürlükler Adası
olarak turizme açılan adadaki bu fener, güzel
bir İstanbul ve Kadıköy manzarasına sahip.
Adada; Kongre Oteli, Adnan Menderes Kongre
Merkezi, Oramiral Sadık Altıncan Kütüphanesi,
Demokrasi Meydanı, seyir terası ve
parklar bulunuyor. Demokrasiye olan saygıyı
ve inancı canlı tutan, simgeleyen bir yapı
olarak 24 metre yüksekliğindeki taş yüzeyli
Demokrasi Feneri ise ziyaretçilerini bekliyor.
Adaya deniz seferleri başlamış durumda.
Ahırkapı Feneri
Bakırköy Feneri
Yassıada Feneri
Ocak / Şubat / Mart | 2022
January / February / March
43
Destinasyon
Sarajevo’dan
Mostar’a büyülü bir
yolculuk
SONGÜL KARADENİZ
Bosna savaşının izlerini her adımda hatırlatan
bir ülke: Bosna-Hersek.... Bizim keşif
adımlarımız, Saraybosna’nın Sebilj’inde
başladı. Havaalanından ortak taksi tutarak
vardığımız şehir merkezinin başlangıç noktası
olan Sebilj, Başçarşı’nın tam göbeğinde
duruyordu. Sırt çantalarımız eşliğinde Ferhadija
Caddesi'ndeki hostelimize yürüdük.
Uygun fiyatlı bir gezi planı olanlar için en
iyi seçenek genelde hosteller oluyor. Biz de
öncesinde en uygun fiyatlı hosteli bulup,
rezervasyon yaptırmıştık.
Eşyalarımızı bıraktıktan sonra yerel lezzetleri
keşfe çıktık. Gazi Hüsrev Bey Camisi’nin
önünden geçtik ve sokaklarda biraz dolandıktan
sonra meşhur bureg’inin (Boşnak
böreği) tadına baktık. Kendine has bir tadı
olan Boşnak böreğinin üzerine yoğurtlu
bir sos döktüler. Yediğim en lezzetli börek
olduğunu söylemek abartı olmaz açıkçası.
Bosna’ya her gidenin mutlaka tadına bakması
gereken lezzetlerden biri...
Karnımızı güzelce doyurduktan sonra Kutsal
Kalp Katedrali’nin (Sacred Heart Cathedral)
yanından geçtik. 19. yüzyıldan kalma yapı,
gotik tarzıyla gösterişli bir Katolik kilisesi.
Bu tarihi yapı, Bosna’da birçok binanın da
mimarı olan Josip Vancaš tarafından tasarlanmış.
Güzel bir ilk günün ardından hava
kararınca hostele döndük. Ertesi gün sabah
erkenden kalkıp, trenle Mostar’a geçtik. İlk
tren yolculuğumu Neretva nehrinin enfes
güzelliği eşliğinde yapmak beni fazlasıyla
büyüledi. Saraybosna’ya gelmişken Mostar’a
uğramadan ülkeden ayrılmamanızı
öneririm.
MOSTAR’IN SİMGESİ: STARİ MOST
Mostar’a varınca gidip gördüğümüz ilk yer,
yapımını Mimar Hayreddin’in üstlendiği
Stari Most (Mostar Köprüsü) oldu. 9 Kasım
1993’te Bosna Savaşı sebebiyle büyük hasar
gören, daha sonrasında ise onarılıp eski hâline
getirilen Mostar Köprüsü, UNESCO’nun
Dünya Kültür Mirası Listesi'nde. Köprüye
44 Ocak / Şubat / Mart | 2022
January / February / March
Destinasyon
anlatan Savaşta Çocukluk Müzesi’ni (War
Childhood Museum) ziyaret ettik. Jasminko
Halilovic’in Bosna Savaşı'na tanık olmuş
çocukların hatıralarından yola çıkarak
hazırladığı "War Childhood" kitabındaki
hatıraların toplanarak hazırlandığı müzede,
hem hüzünlendim hem de tebessüm ettim.
Bu müze, çocukların savaş zamanındaki
hayatta kalma mücadelelerinin en somut
örneklerinden biri. Müze, 2018 Avrupa Konseyi
Müze Ödülü'ne layık görülmüş. Müzeyi
gezerken oyuncak ayıdan sihirli değneğe
kadar pek çok kişisel eşyayı ve o eşyaların
sahibi olan çocukların anılarını dikkatle
inceledim. Bu müzede bir yandan savaşın
yıkıcılığına maruz kalırken, öte yandan hayatta
kalma mücadelesinin en güçlü hâline
tanık oluyorsunuz.
KUŞBAKIŞI SARAJEVO
Saraybosna’da ziyaret edilmesi gereken
bir başka yer de Church of Saint Anthony
of Padua’ydı. Fazlasıyla güzel bir kiliseydi.
Binanın dış cephesini kaplayan kırmızı
duvarları bir cazibe yaratıyordu. Oradan
çıktıktan sonra Sarajevo’ya tepeden tüm ihtişamıyla
gülümseyen Beyaz Tabya’yı gözüme
kestirdim. Yol üstünde İzzet Begoviç’in
mezarının da içinde bulunduğu şehitliğe
uğradım. Şehitlerin arasından geçerken mezar
taşlarındaki isimlere ve tarihlere baktım.
Acı bir yutkunuş geçti boğazımdan. Liderleri
Begoviç, vasiyetinde diğer mezarlardan
ayrı ve gösterişli bir mezarlık istemediğini
özellikle belirtmiş. Mezarı diğer şehitlerle
aynı yerdeydi.
Şehitlikten çıkınca sokak aralarına girdim.
Tepede kendi hâlinde duran Beyaz Tabya’ya
bir kez bakıp, yön duygumu pusula edinerek
yola devam ettim. Tepeye varınca enfes
bir şehir manzarasıyla karşılaştım. Manzarayla
karşılaşınca bu şehre tekrar geleceğimden
emin oldum. Beni aurası içine alan
Bosna’ya bir çocuğun annesine bağlandığı
gibi bağlandım. Onunla umutlandım,
onunla hüzünlendim ve derinden etkilendim.
Bu şehrin suyundan bir kez içenin bu
şehre tekrar geldiği efsanesine, yüreğimin
en derininden inandım.
giderken güzergâhımızın üzerinde sıklıkla
savaşın izlerini taşıyan ve mermilerin açtığı
yaralarla dolu binalara denk geldik. Bosna
halkı, çocuklarının geçmişini bilip, bundan
ders çıkarması adına savaşın izlerini şehirden
tamamen silmemiş ve üzerinde “Don’t
Forget” (Unutma) yazılı taşları şehrin çeşitli
yerlerine kondurmuş. Mostar’ı ve kendine
has mimarisini keşfederken bir şehitliğe
rastladık. Savaşın yarattığı yıkımın genç ya
da yaşlı dinlemediğini, bir bebek mezarının
başında iliklerimize değin hissettik.
Akşam treniyle Sarajevo’ya geri döndük
ve ertesi gün savaşı çocukların gözünden
Ocak / Şubat / Mart | 2022
January / February / March
45
Bodrum the Region of Tourism
13 million liras obtained from museums and ruins
In addition to the sea, sand and sun,
tourists who prefer Muğla and its touristic
districts to visit the ancient cities dating
back thousands of years and the museums,
where the artifacts unearthed
here are exhibited, contribute greatly to
the economy of the city. The museums
and ruins in Muğla, which is among the
indispensable holiday routes of tourists
with its natural beauties, sea, historical
texture and cultural structure, hosted 802
thousand 792 visitors in 2021.
According to the information compiled by
the Anadolu Agency correspondent from
the data of the Provincial Directorate of
Culture and Tourism, last year 7 museums
in the city center and its districts, and 15
ruins where excavations continue hosted
802 thousand 792 visitors, and an income
of 13 million 679 thousand 397 liras
was obtained from these visits.Bodrum
Underwater Archeology Museum, built
by the "Knights of Saint John" in Bodrum
district and located in Bodrum Castle,
was visited by 164 thousand 205 visitors,
Zeki Müren Museum in Bodrum was
visited by 52 thousand 296 and Mausoleion
Memorial Museum was visited by 18
thousand 643 visitors.
165 thousand people visited the renovated Bodrum Castle
In Bodrum, which stands out with its cultural tourism
as well as sea, sand and sun, Bodrum Castle is one of
the most visited areas despite the epidemic process.
Last year, approximately 165 thousand people visited
Bodrum Castle, which was renovated with the restoration
work carried out by the Ministry of Culture and
Tourism.
English, Italian,
German, French
and Spanish towers,
Uluburun, Gelidonya,
Bozburun, Yassıada,
Serçe Harbor underwater
shipwrecks
and Carian Princess
Exhibition Halls
are located in the
museum, whose
restoration work has
also been completed.Director
of Bodrum Castle Underwater Archeology
Museum, HüseyinToprak, told that the castle is the
symbol of the district.Pointing out that the restoration
works, which started in 2017, were completed in 2021,
Toprak noted that they reached a significant number
of visitors with the newly opened halls.Emphasizing
the potential of foreign tourists coming to Bodrum, Toprak
stated that there are also many guests coming to
the castle from Europe, Russia, Ukraine, Arab countries
and India.
46 Ocak / Şubat / Mart | 2022
January / February / March
Bodrum the Region of Tourism
A 400-year-old historical artifact
is being restored in Bodrum
Restoration works of the Early Byzantine Period (Eastern
Roman Period) historical artifact, which is located in Bodrum
and whose first phase dates back to the 6th century
has begun. Restoration works are carried out under the
coordination and supervision of Bodrum Municipality Directorate
of Reconstruction and Urbanization, Protection,
Implementation and Inspection Bureau (KUDEB).
TO BE COMPLETED AND OPEN TO VISIT IN 2022
Bodrum Municipality Director of Reconstruction and Urbanization
MelikeYapıcı stated that the 1,400-year-old early
Byzantine period historical artifact, which is an immovable
cultural property owned by the Bodrum Municipality, was
severely damaged due to the earthquake that occurred
in the district in 2017, and gave the following information
about the process: “Survey, restitution and restoration
projects were prepared and submitted to Muğla Cultural
Heritage Preservation Regional Board for approval and
necessary permits were obtained. The tender for the restoration
of the building was completed at the end of 2021,
and the restoration application was started by the contractor
company under the supervision of our directorate.
We aim to complete the restoration work of this structure,
which is a common cultural heritage of the world, in 2022.
Then, we plan to open our historical artifact to the visit of
local and foreign guests and contribute to the tourism of
the region and the country.”
FUTURE GENERATIONS WILL SEE
While the project design and implementation works for the
protection of historical buildings, which are immovable
cultural assets throughout the peninsula, continue by the
Bodrum Municipality Directorate of Reconstruction and
Urbanization, Protection, Implementation and Inspection
Bureau (KUDEB), it is aimed to preserve these structures
and transfer them to future generations.
3 million tourists target in Muğla
Muğla, one of Turkey's favorite tourism centers,
aims to host 3 million tourists this year.
Muğla, a tourism city famous for its natural
beauties and ancient cities, with the longest
coastline in Turkey with 1484 kilometers,
serves domestic and foreign guests with its facilities
with a capacity of 340 thousand beds.
The city, which offers various tourism opportunities
to holidaymakers with its districts
such as Bodrum, Marmaris, Fethiye, Datça,
Ortaca, Milas and Ula, has become an indispensable
address for those who want to enjoy
the sea, sand and sun again with the new
type of coronavirus measures. Provincial
Culture and Tourism Director ZekeriyaBingöl
told that tourists from many countries come
to the city. Stating that the guests were hosted
in the best way, Bingöl noted that Muğla,
which is among the important tourism
destinations of the world, stands out with its
historical and natural beauties, ancient cities
and luxury accommodation facilities as well
as its sea, sand and sun.
Ocak / Şubat / Mart | 2022
January / February / March
47
Antalya the Region of Tourism
195 million-year-old megalodon fossils found in Antalya
The fossils of extinct shark species megalodon
that lived in the marine ecosystems
195 million years ago was discovered on
the surface of a marble piece in a marble
quarry in Turkiye's Mediterranean resort city
of Antalya.
Some workers, while mining in a marble
quarry in Antalya's Korkuteli district, found
on the marble surface fossils of one of the
largest sea creatures ever existed.Later,
geological engineer FuzuliYagmurlu from
Suleyman Demirel University in Turkey's
southwestern Isparta province inspected
the fossils and found that the figures were
formed by remains of an extinct mussel-like
megalodon that lived in the marine ecosystem
195 million years ago.
A megalodon has a thick mussel-like
double shell, Yagmurlu said, adding that
the shape of their fossils is similar to that
of a human heart.YagmurEren, an export
specialist of the marble factory, told that
the workers noticed a different image on
the surface of the stone.Eren said it is the
first time they have had encountered such
an incident in the marble quarry, adding:
“We are currently exhibiting the marble in
the quarry here.”
Antalya welcomed 9M+ tourists in 2021
The famed Turkish resort city of Antalya
welcomed more than 9 million foreign
visitors last year, according to figures from
the local governorship.The city was visited
by 9.09 million tourists in 2021, up 164%
compared to the previous year, the figures
showed.
In 2020, the city saw only 3.4 million
foreign visitors due to Covid-19
pandemic measures.Among foreign
visitors to the Turkish Riviera resort,
Russia took the lion’s share with 3.58
million, followed by Ukraine and
Germany, both with 1.27 million.In
December alone, 61,848 foreign visitors
came to the city, soaring 213%
year-on-year.
48 Ocak / Şubat / Mart | 2022
January / February / March
Antalya the Region of Tourism
Liberian woman regains health in Antalya
You get shocked and crash down when you
are diagnosed with cancer, but what do you
feel when you learn that it is a misdiagnosis
and you are clear of a malign tumor?It
was pure happiness Stefani Mis Taylor felt
when she was told that it was just advanced
lumbar hernia, not cancer.
“I was on cloud nine when I learnt that I
have no cancer”, the 23-year-old Liberian
woman told.Taylor, who is the daughter
of Liberian Vice President Jevel Taylor,
suffered from severe leg aches and had
difficulty walking. She applied to several
hospitals in her home country and Ghana
where doctors said she had a tumor in her
head and left leg.
Well-known for health tourism, Turkey was
the next stop of the young woman seeking
treatment.She reached a clinic operating in
the Mediterranean resort city of Antalya that
offers healthcare services for foreigners.
Elaborate examinations there found that
her illness was caused by advanced lumbar
hernia, not cancer.Taylor regained her
health after surgery followed by rehabilitation
and physical therapy in Antalya.
SHE REGAINS BOTH HEALTH,
HOPE IN LIFE
The young woman, who said she is the
chairwoman of a foundation that supports
almost 1,500 girls, can now walk comfortably
without any outside help.Taylor said
she first thought her pain was due to fatigue
and lack of sleep, but she started to feel
complete numbness in her left foot after
six months.It was her mother and aunt
Wilhelmina Jallah, who is also the health
minister of Liberia, who told Taylor that she
should seek a treatment in Turkey.
They searched for an alternative and were
recommended Turkey to seek treatment:
“Of course, we have several African students
there and have spoken a lot about
Turkey.”Taylor was quite satisfied with the
cure she received in Turkey: “Turkey is really
good in health. When I came here, I was
unhappy and had lost hope in living. Now I
can sit and walk. I can move my left leg.”
SunExpress to start direct flights
between Vilnius and Antalya
Turkish-German airline SunExpress is set
to start direct flights between the Lithuanian
capital Vilnius and Turkiye's Mediterranean
resort city Antalya.Starting from
April, the air carrier will operate flights up
to seven times a week.
“Until now, SunExpress operated charter
flights between Lithuania and Turkey on
behalf of several tour operators”, it said.
Based in Antalya, SunExpress was founded
in 1989 as a joint venture of Turkish Airlines
and Germany's Lufthansa.
Ocak / Şubat / Mart | 2022
January / February / March
49
Cappadocia the Region of Tourism
Turkey's famed Ihlara Valley
greets visitors with unique winter views
The Ihlara Valley, which is among the
world's largest canyons and resembles an
open-air museum with its historical and
natural beauty, attracts hikers looking
to walk along trails of unequaled winter
views. The valley, located on the borders
of the Guzelyurt district in Turkey's central
Aksaray province, is described as "the
pearl of Cappadocia".
It takes visitors on a journey through
history and nature under a fresh snow
cover. Hikers can go down into the
valley gazing at the breathtaking view
while descending the 382-step staircase.
Nature and history lovers are also fond
of the Melendiz Stream, snaking along
the deep gorge. They can trek through
the trees three routes on either bank
of the stream. Visitors can also explore
historical sites in the valley, like the
Egritas, Agacalti, and Yilanli churches, as
well as other chapels and monasteries
carved into the rock, while the winter
season promises the joy of snowball
fights among the canyon walls.
Guzelyurt District Governor Nurullah
Cemil Erciyas told Anadolu Agency that
despite the coronavirus pandemic,
the town had met its goal of attracting
1 million tourists last year. The valley
alone hosted nearly 600,000 local and
foreign tourists last year, said Erciyas:
"Ihlara Valley is becoming a center of
attraction for winter tourism. With a
length of 14 kilometers (9 miles) and
living spaces such as churches and
monasteries, the valley has a special
place in the world."
388,000+ enjoy
bird’s-eye view of
Cappadocia in 2021
Some 388,833 visitors took hot-air
balloon trips to experience a bird's-eye
view of Turkey's world-famous scenic
Cappadocia in 2021. Cappadocia is
famous for its unique "fairy chimney"
volcanic cones, valleys, underground
cities, boutique hotels, and houses
carved into rocks, churches, chapels,
and shelters used during the early
years of the Christian faith.
The region, located in Central
Anatolia's Nevsehir province, has
been preserved as a UNESCO World
Heritage Site since 1985. Tourists from
all over the world prefer to experience
Cappadocia's landscapes and peaklike
rock houses up in the sky. Last
year, balloon tours were possible in
216 days due to adverse weather conditions.
The highest number of people
participated in the hot air balloon tour
was in October with 76,104.
"The weather condition in Cappadocia
is favorable for hot air balloon rides.
We can fly about 220 days a year,
which is a very significant number
when we look at the world average",
Mehmet Dinler, head of Anatolian Hot
Air Balloon Operators Association, told
to TOURMAG Tourism Magazine.
50 Ocak / Şubat / Mart | 2022
January / February / March
Cappadocia the Region of Tourism
The churches and chapels in Göreme Open
Air Museum presents a historical journey
The rock-carved churches, monasteries
and chapels in Göreme Open Air Museum,
which are visited by hundreds of thousands
of visitors every year in Cappadocia, attract
tourists with their historical texture and frescoes
that challenge centuries.
Among the many religious buildings in
the UNESCO World Cultural Heritage List,
the Churches of Darkness, El Nazar, Tokalı,
Elmalı, and the chapels of St. Barbara and
St. Basil are among the most visited. In the
churches, chapels and monasteries, which
were decorated with simpler drawings in
the first periods, the frescoes painted on
the walls and ceilings after the Roman
Emperor Constantine I accepted Christianity
in the third century, maintain their
originality despite the centuries that have
passed.
Original frescoes within the churches and
chapels where take place in Göreme Open
Air Museum, which is among the top 10
most visited tourism centers in Turkey that
affiliated to the Ministry of Culture and
Tourism, depictions of the "Birth", "Baptism",
"Entry to Jerusalem", "Journey to
Bethlehem", "Worship of the Three Magi",
"Resurrection of Lazarus", "The Last Supper",
"Jesus on the Cross" and "Hospitality
of Abraham" attract tourists.
Cappadocia gateway Nevsehir named
Asia Cooperation Dialogue's tourism capital
The Asia Cooperation Dialogue (ACD)
has declared Nevsehir – the gateway to
Turkey’s picturesque Cappadocia region –
its tourism capital for 2022. During a virtual
ministerial meeting based in Ankara, the
Turkish capital, the group’s chairmanship,
held by Turkey since September 2019, was
handed over to Bahrain, said a Turkish
Foreign Ministry statement.
The meeting was attended by Foreign
Minister Mevlut Cavusoglu, Bahraini
Foreign Minister Abdullatif bin Rashid Al
Zayani, and Pornchai Danvivathana, the
group’s secretary general, with the online
participation of its member states, the
statement added. 2022 marks the group’s
20th anniversary, it said, adding: “We
congratulate Nevsehir and wish her good
fortune and luck.”
The ACD was established as an intergovernmental
forum in 2002 to develop
cooperation among Asian countries and
improve the competitiveness of Asia at the
global level. With 35 member countries, the
forum has the highest number of attendees
in Asia. Turkey launched its Asia Anew
initiative in 2019 to improve ties with Asian
nations in various areas
Ocak / Şubat / Mart | 2022
January / February / March
51
Bir Seyyahın Gözünden
Karagöz
Minyatür Sanatı
Geleneksel Zekâ ve Strateji Oyunu: Mangala
Geleneksel Çini Ustalığı
Meddahlık
Dünyanın tanıdığı
Türkiye mirasları!
UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’ni biliyor
musunuz? Tıpkı UNESCO Dünya Miras Listesi gibi
bu da çok önemli. Kültürümüze dair birçok önemli
konuyu dünyanın tanımasını sağlıyor.
Türkiye olarak listede şu anda 21 mirasımız var. 2021
sonunda geleneksel güzel yazı sanatımız “Hüsn-i
Hat”da listeye kabul edildi. Diğerleri hangisi diye
merak ettiyseniz, onun da cevabını hazırladım size.
İşte liste:
SAFFET EMRE TONGUÇ
tonguc@saffetemretonguc.com
Meddahlık
Mesir Macunu Festivali
52 Ocak / Şubat / Mart | 2022
January / February / March
Bir Seyyahın Gözünden
Dede Korkut Mirası: Destan Kültürü, Halk Masalları ve Müzik
Alevi-Bektaşi Ritüeli: Semah
Bahar Kutlaması: Hıdrellez
Minyatür Sanatı
Nevruz
Türk Kahvesi Kültürü ve Geleneği
Kırkpınar Yağlı Güreş Festival
• Meddahlık
• Mevlevi Sema Töreni
• Aşıklık Geleneği
• Nevruz
• Karagöz
• Geleneksel Sohbet Toplantıları
• Kırkpınar Yağlı Güreş Festivali
• Alevi-Bektaşi Ritüeli: Semah
• Tören Keşkeği Geleneği
• Mesir Macunu Festivali
• Türk Kahvesi Kültürü ve Geleneği
• Türk Kâğıt Süsleme Sanatı: Ebru
• Geleneksel Çini Ustalığı
• İnce Ekmek Yapma ve Paylaşma Kültürü
• Bahar Kutlaması: Hıdrellez
• Islık Dili
• Dede Korkut Mirası: Destan Kültürü,
Halk Masalları ve Müzik
• Geleneksel Türk Okçuluğu
• Geleneksel Zekâ ve Strateji Oyunu: Mangala
• Minyatür Sanatı
Güzel bir haber daha vereyim. UNESCO Somut
Olmayan Kültürel Miras Listesi’ne en fazla kültürel
öğe kaydettiren ilk 5 ülke arasındayız. 2022 yılı için
değerlendirmeye alınacak konular da çok önemli.
Onlardan biri “Çay Kültürü”, diğerleri ise “Geleneksel
Ahlat Taş İşçiliği”, “Nasreddin Hoca Fıkralarını Anlatma
Geleneği” ile “İpek Böcekçiliği ve Dokuma İçin
İpeğin Geleneksel Üretimi”.
Güzel haberlerden konuşmaya ihtiyacımız var.
Özellikle de söz konusu zengin tarihimiz, kültürümüz
olunca insanın içi açılıyor.
Islık Dili
Ocak / Şubat / Mart | 2022
January / February / March
53
Gezgin
Sicilya turunun yeni adresleri;
MESSINA, CEFALU
VE PALERMO
BARIŞ KADIOĞLU
Geçtiğimiz sayıda sizlere Sicilya yolculuğumun
Catania, Syracuse ve Taormina ayağından bahsetmiştim.
Şimdi ise sıra Messina, Cefalu ve Palermo’da!
Başlıyoruz...
Messina, Sicilya’nın kuzey ucunda 250 bin nüfusu
olan, Palermo ve Catania’dan sonra Sicilya’nın
üçüncü büyük şehri. İtalya ile Sicilya’yı ayıran Messina
Boğazı’nın Sicilya tarafında bulunuyor. Şehir belli
dönemlerde Bizanslıların, Arapların, Normanların ve
Romalıların egemenliğinde kalmış.
MESSINA’DA GÖRÜLECEK YERLER
Şehirde ilk durağımız, Piazza del Duomo’da yer alan
ve 1547-1551 yılları arasında yapılmış olan Messina
Katedrali. Katedral, İkinci Dünya Savaşı sırasındaki
hava saldırılarında hasar görmüş, ardından orijinal
hâline sadık kalınarak yeniden yapılmış. Piazza del
Duomo'da katedralin yanında olan çan kulesi The
Bell Tower da 60 metre yüksekliğinde olup, üzerinde
bulunan heykel ve oyma işlemeleri ile görülmeye
değer sanat eserlerinden biri. Messina’da bir diğer
önemli kilise ise 12.
yüzyılda inşa edilen
Santissima Annunziata
del Catalina
Kilisesi. Bu kilise
önce depremden,
sonra ise savaştan
dolayı büyük tahribat
görmüş.
CEFALU’YA
NASIL GİDİLİR?
Messina’dan sonraki
durağımız Cefalu. Bu
şehre hem otobüs
hem tren ile gidebilirsiniz. Ben sabah 06.43 treni ile
gitmeyi tercih ettim. Cefalu, Sicilya’nın kuzeyinde, Tiren
Denizi’nin kıyısında 14 bin insanın yaşadığı küçük
bir balıkçı kasabası. Kasaba, Batı Roma İmparatorluğu’nun
çöküşünden sonra Bizans İmparatorluğu’na
geçmiş, 858 yılında Müslüman Arapların hakimiyetinde
kalmış, 1861’de ise İtalya Krallığı'na bağlanmış.
54 Ocak / Şubat / Mart | 2022
January / February / March
Gezgin
Kasabanın en önemli caddesi Corso
Ruggero; trafiğe kapalı, sağlı sollu hediyelik
eşyaların satıldığı dükkânların bulunduğu,
dar ve uzun bir cadde. Corso Ruggiero Caddesi’nden
Duomo Meydanı'na gelmeden
önce 1780 senesinde yapılmış olan Marıa
Della Catena Kilisesi’ni görürsünüz. Kilisenin
hemen yanında mafyaya karşı mücadele
veren ve 1983 senesinde arabasına koyulan
bir bomba sonucu öldürülen İtalya’nın
meşhur hakimi Rocco Chinnici’nin anısına
açılan müzeyi ziyaret edebilirsiniz.
Umberto Caddesi, taşlarla döşenmiş, sağlı
sollu iki katlı balkonlu evleri ile Cefalu’nun
en önemli caddesi. Umberto’yu takip
ederseniz Duomo Meydanı'na gelirsiniz.
UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne giren Cefalu
Katedrali, şehrin en önemli yapılarından
biri. İki kulesi olan kilisenin yapımı 1131
yılında başlamış, 1240'ta tamamlanmış ve
günümüze kadar büyük ölçüde korunmayı
başarmış. 5 Euro verip bu kilisenin kulesine
çıkarak, güzel bir şehir fotoğrafı çekebilirsiniz.
Kilisenin hemen yanında, 17. yüzyılda
yapılan günah çıkartma binası “Seminario
Vescovile” bulunuyor.
Cefalu için kiliseler şehri diyebilirim. Özellikle
16. yüzyılda yapılan Monte di Preta ve 17.
yüzyılda inşa edilen Church of the Immacolatella’yi
gezmenizi öneririm. Yine şehrin
en önemli caddelerinden biri Umberto’ya
paralel giden Vitt Emanuele Caddesi'nden
devam ederseniz, "Museo Mandralisca"
müzesine gelirsiniz. Giriş 6 Euro.
Cefalu’da en ilginç yerlerden biri de Orta
Çağ'dan kalma çamaşırhane ve banyo yeri.
Balkonlarında çamaşır asılı dar sokaklardan
deniz kenarına indiğinizde, tam kartpostallık
fotoğraf kareleri yakalayabilirsiniz.
Cefalu’da nerede yemek yiyebiliriz diye
sorarsanız, buradaki bütün restoranlar çok
iyi ve fiyatları da oldukça uygun. Umberto
üzerindeki Golden Bar'da harika balık
yiyebilirsiniz. Sicilya’yı ziyaret edecekseniz,
Cefalu’yu atlamamanızı öneririm. Sicilya’da
gezdiğim en güzel yerlerden biri Cefalu!
SİCİLYA GEZİSİNİN SON AYAĞI PALERMO
Sicilya’nın batısında yer alan Palermo, 2700
yıllık bir tarihe ev sahipliği yapıyor. 700 bin
nüfusu ile Sicilya’nın en büyük, İtalya’nın ise
en kalabalık beşinci şehri. Palermo, İtalya’nın
en önemli liman şehirlerinden biri... Şehrin
trenle Cefalu’dan uzaklığı yaklaşık 45 dakika.
Palermo’nun en önemli caddelerinden
biri olan Magueda’dan yürürseniz, Piazza
Verdi Meydanı'na gelirsiniz. Burada 1874
senesinde yapılan Massimo Opera binası,
tam bir sanat şaheseri. Avrupa’nın en büyük
opera binalarından biri olup, 1300 kişilik bir
kapasiteye sahip. Binanın en üstünden panoramik
fotoğraf çekme olanağınız var. Eğer
şansınız varsa, aksam saatlerinde opera
binasının önünde müthiş bir müzik ve dans
gösterisini izleyebilirsiniz.
Piazza Verdi’den sola döndüğünüzde
Arkeoloji Müzesi’ni görürsünüz. Palermo’nun
en eski Arkeoloji Müzesi’ni mutlaka
görmenizi öneririm. İçerisinde Yunan ve
Roma dönemine ait çok sayıda heykel yer
alıyor. Görülecek yerlerden biri de Norman
Sarayı… Avrupa’nın en eski krallık saraylarından
biri olan Norman Palace, 9. yüzyılda
İslam kültürüne uygun olarak yapılmış.
Sarayda İslam kültürüne göre yapılmış olan
ağaç tavan, UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne
alınmış.
Palermo’da görülecek en enteresan yerlerden
biri de içinde 8 bin iskeletin olduğu Catacumbas
de los Capuchinos… Buraya giriş
4 Euro. İçeride fotoğraf çekmek yasak ama
ben yine de birkaç fotoğraf karesi aldım.
Sicilya’yı Palermo’da sonlandırdıktan sonra
Malta gezisine devam ediyoruz. Bir sondaki
sayıda Malta’da görüşmek üzere...
Ocak / Şubat / Mart | 2022
January / February / March
55
Röportaj
Hz. Mevlana'nın 22. kuşak torunu;
ESiN ÇELEBi BAYRU
GÜL GÜRSOY
23. kuşak Hz. Mevlâna torunu olarak; değerleri,
öğretileri ve yaşam tarzı ile dünyaya
ilham olan bir ailenin ferdi olmanın paha
biçilemez gururunu yaşıyorum. Sizlerle
bugüne kadar "Turizmde Eğitim ve Gelişim"
konulu makaleler paylaştım. Ancak bu defa
bu özel röportajı yapmama imkân sağlayan
TOSYÖV İstanbul Yönetim Kurulu Üyesi,
Avrupa Birliği Akdeniz Turizm Vakfı Yönetim
Kurulu Üyesi ve Türkiye Temsilcisi Dr. Barbaros
Kon ve TOURMAG Turizm Dergisi'nin
sahibi Kadir Toprakkaya'ya teşekkür ederim.
Gül Gürsoy ve Esin Çelebi Bayru...
Lafı daha fazla uzatmadan sevgili teyzem, Hz.
Mevlâna’nın 22. kuşak torunu ve Uluslararası
Mevlâna Vakfı Başkan Vekili Esin Çelebi Bayru’ya
sorularımı yönlendirmek isterim.
Uluslararası Mevlâna Vakfı hakkında
bilgi verir misiniz?
Hz. Mevlâna’nın 21. kuşak torunu Makam
Çelebisi Celâleddin Bâkır Çelebi’nin manevi
önderliğinde Uluslararası Mevlâna Vakfı
(UMV), 10 Mart 1996 tarihinde İstanbul’da
kuruldu. Başkanlığını kardeşim, manevi büyüğüm
Faruk Hemdem Çelebi’nin üstlendiği,
benim de başkan vekili olduğum UMV'de
biz beş kardeş, çocuklarımız, hatta torunlarımız,
bu yolda hizmete talip olan dostlarımız,
hocalarımız ile birlikte çalışmaktayız.
Merkezi İstanbul’da olan vakfımızın mütevelli
heyeti içinde Hz. Mevlâna’nın kanını
taşıyan üyeleri olduğu gibi, bu yolda ilmî
çalışmaları ile manevi hizmetleri bulunan
üyelerimiz de var. Vakıf şubemiz, 3 Mayıs
2011 tarihinde Konya’da faaliyete başladı.
Misyon ve vizyonumuz; büyük Türk-İslam
düşünürü Mevlâna Celâleddin-i Rumi’nin
eser ve fikirleri üzerine araştırmalar yapmak,
onun düşünce hazinesini gelecek kuşaklara
doğru bir şekilde aktarmak, 700 yıldan fazla
bir kültür birikimi olan Mevlevîlik kültürünü
dejenere olmadan geleceğe taşımak.
Değerlerimizin korunması için
ne gibi çalışmalar yapıldı?
Hz. Mevlâna hakkındaki bilgileri paylaşma;
hayatı, eserleri, fikirleri, Mevlevîlik kültürü,
Semâ ve benzeri konuları kapsayan ulusal,
uluslararası çalıştay, kongre ve sempozyum
düzenlemek; konuyla ilgili devlet kurumları,
STK’lar, bilim adamları ve gelenekten gelen
kişilerle koordineli çalışmalar yürütmek
şeklinde belirlendi. Vakfımız, bu alanla ilgili
günümüze kadar ulusal ve uluslararası
birçok çalıştay, panel, sergi ve Semâ etkinliği
düzenledi, danışmanlık hizmeti verdi,
Yenikapı Mevlevihane’sinin yenilenmesinde
56 Ocak / Şubat / Mart | 2022
January / February / March
Röportaj
gönüllü danışmanlık yaptı. Vakfın ilk yıllarında
yurt dışında gerçekleşen çalışmalar
ön plandaydı. Bu çalışmalarda Amerika’nın
çeşitli eyaletleri başta olmak üzere, İsviçre,
Almanya ve Hollanda’da Hz. Mevlâna ile ilgili
kurulan derneklere manevi destek verildi,
bilgilendirme faaliyetleri yapıldı.
Sonraki yıllarda neler yapıldı?
Sonraki yıllarda ülkemizin pek çok belediyesinin
ve üniversitesinin davetiyle gidilerek
bilgilendirme konuşmaları ve Semâ ayinleri
gerçekleştirildi. İlköğretim, liseler ve çeşitli
sivil toplum kuruluşlarında konferanslar
verildi. Yurt içinde ve yurt dışında pek çok
üniversitede yapılan sempozyum ve panellere
katılıp, bildiri sunuldu. Yerli ve yabancı pek
çok televizyon programında, gazete ve dergilerde
konu ile ilgili aydınlatıcı bilgiler verildi.
Yerli ve yabancı tur rehberlerine Hz. Mevlâna
ve Mevlevilik üzerine bilgilendirmeler yapıldı.
Yurt içi ve yurt dışından gelen ziyaretçilerle
manevi ve kültürel bilgilendirmeler yapıldı.
Periyodik olarak yurt içi ve yurt dışında birçok
bilgilendirme amaçlı etkinlik düzenleyen
ve Semâ törenleri icra eden Uluslararası
Mevlâna Vakfı, bu etkinlikler haricinde birçok
anlamlı projeye de imza attı.
Pandemi sürecinde vakfımızın kıymetli
hocalarının sohbetleri, Instagram hesabımız
üzerinden devam etmekte. Türkiye
Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı’na
sunduğumuz ve Bakanlığımız aracılığı ile
UNESCO’ya gönderilen projeler, içerikleri
ve hazırlanış şekilleri ile beğeni kazanarak
kabul edildi. Şu anda devam etmekte olan
projelerimiz kapsamında yurt içinde birçok
şehirde ve Amerika, Avustralya, Avrupa,
Asya, Afrika’da bulunan birçok ülkede Hz.
Mevlâna, Mevlevilik ve Semâ konularında
konferans, seminer ve sempozyumlara
katılıyoruz. Aslına uygun Semâ Ayin-i Şerifi
icra etmekteyiz. Ayrıca vakfımızın yayınları
da mevcut: Mevlevi Evrad-ı Şerifi (Türkçe,
Farsça, Almanca), Mevlâna Okyanusundan
(Türkçe), Mevlâna’dan Mevlâ’ya Ulaşanlar:
Yurtdışındaki Yabancı Mevleviler (Türkçe),
Yüzyıllar Boyu Mevlâna ve Mevlevilik (Türkçe,
İngilizce), Mesnevi Şerhi (Türkçe), Evet
Aşk Güzel Şeydir (Türkçe ve İngilizce).
Çalışmalarımızı devletin ilgili kurumları ile
yürütüyor, hâlâ kuruluş amacımıza uygun
birçok proje üzerinde çalışıyoruz.
UMV’nin hangi ülkelerde
temsilcilikleri var?
Gittiğimiz yerlerde Hz. Mevlâna, hayatı, eserleri
ve ilgili konular üzerinde konferanslar
veriyor, tasavvuf müziği konserleri ve Semâ
ayinleri yapıyoruz. Bu çalışmalar Litvanya,
Fransa, Almanya, Avusturya, İsviçre,
Hollanda, İtalya, Bulgaristan, Katar, Suudi
Arabistan, Birleşik Arap Emirliği (Dubai),
İran, Hindistan, Pakistan, Endonezya, Mısır,
Tanzanya, Zanzibar, Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti, Avustralya, Kanada, Kolombiya
ve Amerika Birleşik Devletleri’nin birçok
eyaletinde düzenlendi.
Son kitabınızdan bize biraz
bahseder misiniz?
Babam Celâleddin Bâkır Çelebi’nin hayatı,
aile fotoğrafları, konferansları ve yakınlarının
hatıralarından oluşan, ismi “Mevlana
Okyanusundan” olan bir kitap hazırladım.
Kitabın bence en önemli yeri:
Yaradan’ın ‘Dön’ (İrciî) emriyle bir gün
Ruhum vuslata erip Allah’a kavuşunca
Bedenim de toprak olunca,
Canlı cansız bütün zerrelerimle,
sonsuzluğa kadar
Yine de Hz. Muhammed’in
Ayağının tozu kalacağım ben!
Babam Celâleddin Bâkır Çelebi; ömrünü soyuna,
milletine, dinine hizmetle geçirdi. Bir
başka deyişle; Mevlevî, Türk ve Müslüman
olmayı Allah’ın kendisine verdiği paha biçilemez
bir hediye saymış ve bu hediyeyi dil,
din, ırk gözetmeksizin herkesle paylaşmaya
çalıştı. Babamın şiirinde bahsettiği, Çelebi
ailesinin canlı zerrelerini taşımakta olan bizlerin
ve bizden sonra gelecek neslimizin bu
yolda hizmet ederek mükâfatlandırılmasını
Allah’tan niyaz ederim.
Paylaştığınız bilgiler için teşekkür eder,
çalışmalarınızda başarılar dileriz. Tüm gücümüzle
yanınızdayız.
Ocak / Şubat / Mart | 2022
January / February / March
57
Perspektif
2022 seyahat trendleri ve sonrası
UZMAN DR. SİNAN İBİŞ
MEDİKAL TURİZM DERNEĞİ
BAŞKANI
Her yıl küresel turizmi ve misafirperverliği büyük ölçüde
etkileyecek tahmini seyahat endüstrisi eğilimleri,
küresel aktörlerce değerlendirilmektedir. Covid pandemisinin
ciddiyeti ile bu tahminler seyahat trendlerinden
çok daha fazlası olabilecek, daha ziyade endüstriyi
daha sağlıklı ve daha sürdürülebilir bir geleceğe
yönlendirmeye yardımcı olacak değerler ve ilkeleri
öngörmektedir. İnovasyon yoluyla bilgiden seyahat
şirketinin giderek artan önemine kadar, önümüzdeki
takvimde görmeyi umduğumuz temel seyahat trendleri
ile sektörü şekillendirecek temel seyahat trendleri ve
değerleri, turizmcilerin her zaman daha fazla odağında
olması gerekenlerdir.
TEKNOLOJİ DESTEKLİ SEYAHAT TEMEL OLACAK
Teknolojinin seyahatteki rolünün 2022 ve sonrasında
öneminin artmaya devam edeceği küçümsenemez. Gerçek
zamanlı seyahat bildirimlerinde dijital aşı pasaportu,
teknoloji çözümleri ve seyahat kararları gibi güncel
hususlarda sektörü haberdar tutmak, kamusal rehber
oluşturulmasında önemli rol oynayacaktır. Ülkeler aşılı
yolcuları tekrar kabul etmeye başladıkça; test, karantina
ve form gereksinimleri destinasyonlar arasında farklılık
göstermeye devam edecektir. Yolcuların uluslararası
seyahat gereksinimlerinin karşılanması için ülkeler
zamanında güncellemeler yaparak seyahat süreçlerini
desteklemeye özen göstermelidirler.
KİŞİSELLEŞTİRME VE REHBERLİK,
HER ZAMANKİNDEN DAHA ÖN PLANDA
Seyahat gereksinimlerine ek olarak, gezginler seyahatlerinin
her yönü için uzman rehberliği arayacaklardır.
Geçmiş yıllarda gezi planlaması, site incelemeleri
veya hafif web taraması yoluyla yapılmış olsa da şimdi
dikkate alınması gereken pek çok şey vardır. Örneğin; bu
destinasyonda pandemi durumu, aşılamaya katılım, ülkenin
sağlık konusundaki karnesinin nasıl ilerlediği gibi...
Restoranlar veya tiyatrolar için öngörülen koruyucu
talimatlar var mıdır? Birçok gezgin için günlük güzergâhlar
oluşturmanın artık çok daha karmaşık ve bunaltıcı bir
süreç hâlini aldığı ortadadır.
2022'DE TERCİH EDİLEN PLANLAR VE DENEYİMLER
Gezginler, 2022'de seyahat etmeyi düşündükçe, seyahat
deneyimlerini zenginleştirmek, düşüncelerinde öncelikle
geliyor. Birçok gezgin, sevdikleri her şey ile yeniden
bağlantı kurmak istiyor. Harika açık havadaki tatiller,
gezginlere hem dinlenme hem de sosyal mesafeli keşifler
sağlıyor. Gezginler, gizli mücevher değerindeki hisler, rüya
gibi yerlerde yürüyüş, fotoğrafçılık veya kano gibi doğa
odaklı etkinlikler için fırsatlar arayacaklardır. Konaklama
söz konusu olduğunda ise temizlik ve güvenlik olmazsa
olmazlardandır. Avrupa Seyahat Komisyonu'nun
araştırmalarına göre, gelecek yıl seyahat etmeyi düşünen
gezginlerin yarısından fazlasının kısa süreli kiralamalar ve
diğer konaklama yerleri yerine otellerde veya bağımsız tatil
köylerinde kalmayı tercih edeceklerini ortaya koyuyor.
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK, 2022 VE SONRASINDA
SÜREKLİ BİR SEYAHAT TRENDİ
Sürdürülebilirlik, özellikle havayolu endüstrisinde
seyahatte sürekli bir trend olmuştur ve olacaktır.
Düşük karbonlu seyahati çevreleyen turizm
eğilimleri, gezginlerin ve kuruluşların çevresel
girişimlerini yakından takip etmesiyle gelişmeye
devam edecektir.
GÜVENLİK VE SAĞLIK ODAKLI ÖNLEMLER
HÂLÂ ÖNEMLİ
Sağlığa ve zindeliğe öncelik vermenin ve doğayla
bağlantı kurma özleminin yanı sıra gezginler, bu
inançları paylaşan markalara yatırım yapmaya
çalışacaklardır. Örneğin, yapılan bir araştırma
ABD'li gezginlerin yüzde 70'inin uluslararası
seyahat için aşı pasaportlarının gerekli olduğuna
inandığını ve yüzde 68'inin yurt içi pasaportlarla
da ilgilendiğini ortaya koymaktadır. Araştırmalar
yemek yeme, perakende satış ve turistik destinasyonlarda
sağlık odaklı önlemler uygulandığında
gezginlerin kendilerini daha güvende hissettiklerini
göstermeye devam ediyor. Bu nedenle sağlık
merkezli adımlar ve uygulamalar, 2022'de bir
seyahat trendi olmaya devam edecektir.
"İŞE DÖNÜŞ" SEYAHATİ
Son olarak, kurumsal seyahat trendlerine bir göz
atmakta fayda vardır. Bu, endüstrinin havada
kalan bir alanı ve büyük olasılıkla uluslararası
ölçekte toparlanacak son sektörlerden biri
olacaktır. İş seyahatine dönüş; aşı seviyeleri, sınır
açıklıkları ve yeniden işlenmiş bütçe yapıları dahil
olmak üzere birçok faktöre bağlı olacaktır. Birçok
kuruluş, uzaktan çalışmanın verimliliğini keşfettiğinden;
kapsamlı kurumsal seyahatler, pandemi
öncesi yıllarda olduğu kadar yüksek bir öncelik
olmayabilir. Bu nedenle, etkinlikler devam etmeye
başladığında daha fazla çevrimiçi eğitim ve
web seminerleri, sanal veya karma konferanslar
ve bölgesel seyahate vurgu görmeyi bekleyebiliriz.
Ancak bu arada, iş seyahatinin detaylarını
oluşturacak duyguyu not etmek önemlidir.
Ocak / Şubat / Mart | 2022
January / February / March
59
Seyahat
Gezginlerin ‘EN’lerinde
BAŞROL DÜNYA
ÜLKELERİNİN!
PINAR BALTACI
Son yıllarda sosyal medyanın da etkisiyle oldukça görünür
olan dünya ülkelerini hiç bilinmeyen yönleriyle tanıtan gezginler,
bu defa TOURMAG sayfalarına konuk oldu. Üç kadın
gezgine ‘EN’lerini sorduk. En sevdikleri ülkeleri detayları
anlatan gezginler, size de rehber olacak.
SEVİL MERT / MOĞOLİSTAN
Bugüne kadar 60’tan fazla ülkede bulundum, bunların
arasından tek bir yer seçmek gerçekten çok zor. Ancak illa
ki tek bir yer seçmemi isterseniz, öyle sanıyorum ki Moğolistan
diyeceğim. Genellikle turistik rotalara girmeyen,
dünyada metrekareye düşen insan sayısının en az olduğu,
göçebe kültürünün hâlâ devam ettiği ülke Moğolistan,
bakir coğrafyası ile beni kendisine aşık etti. Hövsgöl Gölü
kıyısında izlediğim gündoğumu, bugüne kadar kendimi
doğaya en yakın hissettiğim yerdi, mutluluktan gözyaşlarımı
tutamadığımı hatırlıyorum.
Sevil Mert / Moğolistan
Seyahat etmek için çok zorlu bir coğrafya; birkaç merkezi
şehir dışında asfalt yolun olmadığı, uçsuz bucaksız
bozkırda şoförlerin içgüdüleri ile yol bulduğu bir ülkeden
bahsediyoruz. Kilometrelerce tek bir insan görmeden yol
alırken, yüzlerce at görebileceğiniz bir ülke. Moğolistan’da
yaygın din Budizm olmasına rağmen, Şaman kültüründen
gelen inanışlarını hâlâ yaşatan, bu nedenle de doğaya,
dağa, taşa, havadaki kuşa çok saygılı, sert iklim koşulları
nedeniyle ilk tanıştığınızda çok sert gelen ama kalpleri
yumuşacık insanların yaşadığı bir ülke.
Sevil Mert / Moğolistan
Moğolistan’a yolunuz düşerse, rotanıza mutlaka almanızı
önereceğim yerler, Moğol İmparatorluğu'nun merkezi
Karakurum ve Orhun Vadisi; Göktürkler tarafından oluşturulmuş,
bilinen ilk Türk Alfabesi ile yazılmış olan Orhun
60 Ocak / Şubat / Mart | 2022
January / February / March
Seyahat
Yazıtları; Orhun Vadisi yakınında yer alan
Tsenker Kaplıcaları; ülkenin en kuzeyinde
yer alan ve Şamanizm’in merkezi olarak
bilinen Hövsgöl; dünyanın en büyük çöllerinden
biri olan Gobi Çölü ve çölde şarkı
söyleyen kumullar olarak bilinen Khongor
Kum Tepecikleri; dinozor fosillerine ev
sahipliği yapan Bazanzag Alevli Kayalar;
turistlerin en çok ilgi gösterdikleri, ulaşımı
da kolay başkent Ulan Batur yakınındaki
Gorkhi Terelj Ulusal Parkı ve Cengiz Han
Heykeli; başkent Ulan Batur’da yer alan
Atatürk Caddesi...
Moğolistan, göçebe kültürü ve zorlu coğrafi
koşulları nedeniyle meyve, sebze bulmakta
çok zorlanacağınız bir ülke. Yemekler et
ve hamur işi ağırlıklı; bir de her öğünde
yeşil çay, tereyağı ve süt ile yaptıkları çay
içiyorlar. Ben çok sevmiştim ama genelde
yabancılar içmekte zorlanıyorlarmış. Tüm
zorluklarına rağmen dünya üzerindeki en
ilginç ülkelerden biri olduğu için kesinlikle
görülmeye değer.
Nazlı Yazar / İsviçre
istedim. Maldivler'in şeriatla yönetildiği
gerçeğiyle de yüzleştim, bir avuç suda çeşit
çeşit balıkla yüzmenin keyfini de çıkardım.
Yerel halkla sohbet edip, ülkenin gerçeklerini
öğrenme şansını da yakaladım; turlara
katılıp, ıssız bir adada piknik yapmanın, yunusların
ortasında kalmanın, manta köpek
balıklarıyla yüzmenin keyfini de çıkardım.
Nazlı Yazar / İsviçre
SEMA TAŞTAN ÇELEPCİ / MALDİVLER
Bugüne kadar gezip de en keyif aldığım, en
çok iz bırakan seyahatlerden biri Maldivler'e
yaptığım seyahat oldu. Maldivler'e giderken,
o fotoğraflarda görüp hayran kaldığımız resort
adalardaki lüks otellerde kalmayı tercih
etmedim. Oraya gidip ülkenin kültüründen,
halkından uzakta, lüks bir adada 10 gün
geçirmeyi sanırım aklımın ucundan bile
geçirmedim. Ne de olsa balayına gitmiyordum.
Biraz gezip, farklı adaları keşfetmek
fena olmazdı.
Bu yüzden yerel halkın yaşadığı adalarda
konaklamak, bambaşka adaları görmek
Sema Taştan Çelepci / Maldivler
Issız adalarda, resort adalarda sınırsızca
denizin keyfi çıkarılabilirken, yerel adalarda
haşemayla denize girmek gerektiğini veya
turistler için ayrılan ufacık sahillerde denize
girmek zorunluluğuyla da yüzleştim. Geliri
tamamen turizme dayalı Maldivler'in şeriatla
yönetilip, yerel halkının oldukça fakir bir
hayat sürmesi... İki farklı yaşamın sürdüğü
Maldivler... Lüksün sonunun olmadığı,
alkolün serbest olduğu resort adalar ve
fakirliğin hakim olup, şeriatla yönetilen
yerel adalar... Hepsini görme şansım oldu,
hepsinden çok etkilendim. Sualtı zenginliğinden
de yerel adalarının ara sokaklarında
yediğim yemeklerden de, tüm o doğal gü-
zelliklerinden de çok etkilendim. Maldivler,
benim için büyüleyici bir rota oldu.
NAZLI YAZAR / İSVİÇRE
Herkese merhaba! Ben Nazlı... Yeni şehirler,
ülkeler, kültürler keşfetmeyi kendine hobi
edinmiş biriyim. Şu ana kadar ülkemiz hariç
4 ülkede bulundum. Yakın zamanda bu sayıyı
yükseltmek için yeni rota planları yapıyorum.
Gezip gördüğüm bu 4 ülke arasında beni çok
etkileyen yerin İsviçre olduğunu söyleyebilirim.
Eşsiz doğası, insanların birbirlerine olan
saygısı, ülkedeki özgür olma hâli beni çok
etkilemişti. Yazları sizleri bunaltmayan hafif
esintili havası, tertemiz göllerine girmenize
engel olmazken, kışın iliklerinizde hissedeceğiniz
soğuğun ve yağan karın tadını Alp
Dağları’nda çıkarabilirsiniz.
İsviçre’nin pahalı bir ülke olduğunu biliyoruz,
fakat burada da kısmen bütçe dostu bir
tatil yapabileceğinizi söyleyebilirim. Sizler
gibi gezginlerle tanışabileceğiniz, otellere
göre daha rahat ve ucuz olan hostellerde
kalabilir ya da couchsurfing yaparak sizi
evinde misafir etmek isteyen, ülkenin kültürünü,
lezzetlerini iyi bilen insanlarla tanışıp,
evlerine misafir olabilirsiniz. Tabii bir de
dört Avrupa ülkesine komşu olduğunu düşünürsek,
trenle komşu ülkelere geçebilir,
kendinize 10 günlük bir Orta Avrupa rotasını
daha kolay çizebilirsiniz. Fransa-Lyon’dan
İsviçre-Cenevre’ye giden tren, sizler için
bir seçenek olabilir. En ucuz tren rotası da
sizler için Almanya’nın Konstanz şehrinden
İsviçre’nin Zürih şehrine olacaktır.
Ocak / Şubat / Mart | 2022
January / February / March
61
Sivil Toplum
Skal İzmir, 2024 Dünya
Kongresi için işi sıkı tutuyor
KADİR TOPRAKKAYA
Skal İzmir Kulübü, Skal Kulüpleri Dünya
Kongresi’ne adaylık çalışmalarına hız verdi.
Kongre Adaylık Dosyası Hazırlık Çalıştayı’nda
konuşan Skal İzmir Kulübü Başkanı
Güner Güney; “2024 yılında yapılacak Skal
Kulüpleri Dünya Kongresi’ni İzmir’e kazandırmak,
İzmir’in adını dünyada duyurmak
için var gücümüzle çalışıyoruz” dedi.
Hibrit olarak düzenlenen “Skal Kulüpleri
Dünya Kongresi’ne Adaylık Dosyası Hazırlık
Çalıştayı”, Ramada Encore by Wyndham
İzmir Oteli’nde yapıldı. Çalıştaya geçmiş dönem
Skal Dünya Başkanları Hülya Aslantaş
ve Salih Çene ile Skal Uluslararası Temsilsicisi
Asuman Tarıman, USDF Genel Sekreteri
Emre Gezgin, geçmiş dönem Skal İzmir
Başkanları Nihat Levent, Berrin Uşkay, Onur
Üyesi Ali Acundaş ve geçmiş dönem Skal
Antalya Başkanı Kaya Gürlersan katıldı.
Antalya Belek’te 4-9 Kasım 2007 tarihleri
arasında düzenlenen 68. Skal International
Dünya Kongresi’nin Organizasyon Komitesi
Başkanı Asuman Tarıman, çalıştayda
kongre hazırlık çalışmalarına ilişkin sunum
yaptı. Tarıman, 14 yıl öncesinin koşullarında
başarıyla gerçekleştirilen, 87 ülkeden yaklaşık
bin kişinin katıldığı kongrenin hazırlık
evresi ve dünyada benzer örneklere ilişkin
deneyimlerini paylaştı.
TASARIM ODAKLI DÜŞÜNME
YÖNTEMİYLE BEYİN FIRTINASI YAPILDI
İzmir Ekonomi Üniversitesi İletişim Fakültesi
Öğretim Görevlisi Gözde Çeviker, kongre
adaylık dosyası hazırlanırken uygulanacak
yöntemlere ilişkin bilgi verdi ve çalıştayda
İzmir’in ön plana çıkarılması için yanıtlanması
gereken soruları sıraladı. Skal İzmir
Kulübü Dönem Başkanı Güner Güney, Yönetim
Kurulu Üyeleri Aydın Tokbaş, Bülent
Tercan, Mine Güneş Kaya ve Murat Tolga
Akın ile çalıştaya katılan kulüp üyeleri, yanıt
aranan sorulara ilişkin olarak tasarım odaklı
düşünme yöntemiyle beyin fırtınası yaptı.
90 ÜLKE, 358 KULÜP, 15 BİN ÜYE
Skal İzmir Kulübü Başkanı Güner Güney,
Skal International’in 90 ülkede, 358 kulüp
çatısı altında yaklaşık 15 bin üyesi bulunduğunu
belirtti. Önümüzdeki aylarda gerekli
dokümanları tamamlayarak resmi başvuruyu
yapacaklarını anlatan Güney, başvuru
dosyasının hazırlanmasında üyelerin
katılımının, görüş, düşünce ve önerilerinin
önemli olduğunu, çalıştayı bu amaçla düzenlediklerini
söyledi. Skal International’in
dünya turizm profesyonellerinin küresel
turizmi ve arkadaşlığı yaymaya çalıştığı,
uluslararası en yaygın ve en eski turizm sivil
toplum örgütü olduğunu hatırlatan Güner
Güney, sözlerini şöyle sürdürdü:
İZMİR, GÖRÜNÜRLÜĞÜNÜ ARTIRMAYA
DEVAM EDECEK
“Ağırlıklı olarak fiziki katılımcı ile ancak
günümüz etkinlik sektörü koşullarına uygun
şekilde hibrit olarak gerçekleştirdiğimiz bu
çalıştayda nitelikli görüşleri ile doğru bir
sondaj yapmamızı sağlayan tüm üyelerimize
ve Skal camiasına teşekkür ediyoruz.
2024 yılında yapılacak Skal Kulüpleri Dünya
Kongresi’ni İzmir’e kazandırmak, bu yolla
İzmir’in adını dünyada duyurmak için
var gücümüzle çalışıyoruz. Hazırlanacak
dosyada sadece üyelerimizin değil, kentimiz
ve ülkemiz açısından birçok kurum ve kuruluşun,
geleceğin turizmi içinde gördüğümüz
bu kongreye her vesileyle destek olacaklarına
inanıyoruz. Sektörümüzde, kentimizde,
ülkemizde ve uluslararası camiada İzmir’in
dünya çapındaki bilinirliliğini arttırmak için
çalışmalarımızı hız kesmeden sürdüreceğiz.
İçinde bulunduğu coğrafya, geniş yelpazede
bulunan turizm türleri, direkt ulaşım
olanakları, tarihe ve doğaya saygısıyla İzmir,
görünürlüğünü artırmaya devam edecek.”
İKİNCİ ÇALIŞTAY OCAK AYINDA
DÜZENLENECEK
Skal İzmir Kulübü Başkanı Güner Güney, ocak
ayında düzenleyecekleri ikinci çalıştayda
Dünya Kongresi hazırlık çalışmalarının ve ele
alınan konuların gözden geçirileceğini, başvuru
dosyasına son şeklinin verileceğini dile
getirdi. Güney, kongre yolunda önemli bir kilometre
taşı olan çalıştaya katılarak düşünce
ve önerileriyle sürece katkı koyan Skal’ın tüm
yönetici ve üyelerine teşekkür etti.
62 Ocak / Şubat / Mart | 2022
January / February / March
Astroloji
Burçlara göre "2022 Seyahat Rehberi”
Geçtiğimiz son iki yılda seyahat konusundaki
tercihlerimiz ve alışkanlıklarımız değişti.
Astrolojiye göre, 2022’de de bu alışkanlıkların
bazıları devam edecek. Ünlü Astrolog
Duygu Demir, tatil planı yaparken gökyüzünü
rehber edinmek isteyenler için burçlara
göre bir seyahat rehberi hazırladı.
“MAYIS AYINDAN EKİM SONUNA KADAR
BOL BOL SEYAHAT EDECEĞİZ”
Astrolog Duygu Demir, yılın ilk 5 ayında bize
huzur veren tercihler yapacağımızı söylüyor.
Dinlenebileceğimiz tatilleri tercih ettiğimiz 5
aylık süreçten sonrasında seyahatlerimiz artacak.
Demir, mayıstan ekim sonuna kadar
seyahat tercihlerini şöyle yorumluyor: “Yoga
ve pilates kampları gibi spor odaklı tatiller,
gökyüzündeki Boğa etkisiyle gastronomi
turları, lüks ve konforun bol olduğu seyahatler
daha fazla tercih edilecek. Yine Boğa
burcunun toprak ve doğa ile ilgisi nedeniyle
kendi ürettikleri doğal ürünleri misafirlerine
sunan alanlar ve toprak ile iç içe olabileceğimiz
tatil yerleri çok değerli olacak.”
YENGEÇ VE BALIK BURÇLARI,
YURT DIŞI SEYAHATLERE ÇIKACAK
Demir’e göre yılın ilk ayları Balık, Akrep,
Yengeçler için çok daha hareketli ve şans
dolu geçecek. Özellikle Yengeç ve Balıklar
için yurt dışı seyahatlerin kapısı açık olacak.
Mayıs itibarıyla Koçlar, Teraziler, Yaylar ve
Aslanlar hızlanacak. Ağustos başı ise tüm
burçlar için oldukça keyifli bir tatil dönemi
başlayacak.
KIŞIN SAHİL ŞERİDİ VE DOĞAYLA İÇ İÇE
TATİL YERLERİ DİKKAT ÇEKECEK
2022’de en çok ilgi görecek tatil yerleri
şöyle: “Haziran ayı ile beraber güneşin
tadını sonuna dek çıkaracağımız tatil beldeleri,
eğlence sektörünün de güçlü olduğu
şehirler dikkat çekecek. Yıl boyunca Kıbrıs,
Yunan Adaları, Balkan ülkeleri ve Güney
Afrika çok konuşulacak. Ayrıca Balık burcu
enerjisi taşıyan Mısır, Tunus, Fas gibi Kuzey
Afrika ülkeleri de ziyaret anlamında ivme
kazanacak.”
HANGİ BURÇ, NASIL TATİL PLANLAMALI?
Seyahat etmek deyince Zodyak’ta ilk akla
gelen Yay burcu, keşfetmedikleri yurt dışı
rotalarına ve hatta spiritüel enerjisi yüksek
yerlere seyahat edebilir. Koç ve İkizler,
kısa ve eğlenceli seyahatler; Yengeç ve
Balıklar ise sevdikleriyle birlikte deniz
kenarı tatiller planlamalı. Boğa, Akrep,
Aslan ve Kovalar, hem düzenlerine hem
de konforlarına düşkün olduğu için her
şey dahil otelleri; Aslanlar ve Teraziler lüks
otelleri seçmeli. Boğalar için ise tatilde damak
tatlarına uygun dokunuşların olması
önemli olduğu için gurme turları yapabilir.
Başak burçları, özellikle yoga kampları gibi
sağlıkla ilgili yanları olan tatilleri, Oğlaklar
ise aile büyüklerini yanlarına almayı tercih
edebilir.
EĞLENCELİ BİR SEYAHAT İÇİN KOÇ, YAY,
ASLAN BURCUYLA TATİLE ÇIKIN
Demir, seyahat arkadaşı olarak en ideal burcu
şöyle anlatıyor: “Seyahatinizde eğlenceli
şarkılar ve mutlu bir ruh hali istiyorsanız, en
ideal seyahat arkadaşınız bir Koç, Yay, İkizler
ya da Aslan olmalı. Seyahat esnasında beni
yedirsin, içirsin diyorsanız bir Yengeç veya
Boğa sizin için birebir.”
64 Ocak / Şubat / Mart | 2022
January / February / March
Kahve Kültürü
Belgrad’da kahve içilebilecek
en iyi 5 mekân
ÖZGE THÉLY
Türkiye’den yurt dışı tatilcilerinin uğrak
şehirlerden biri olan Sırbistan’ın başkenti
Belgrad, güzel bir tatil planı içerisinde kahve
severleri de fazlaca mutlu edecek bir adres.
400 seneden fazla Osmanlı İmparatorluğu
himayesinde kalan Belgrad’da, kahvenin ve
kafelerin şehirdeki ağırlığının oldukça fazla
olduğu söylenebilir. Günün her saatinde
kafeler dolup taşıyor.
Şehirde dünyaca ünlü zincir kahve markaları
yok denecek kadar az. Zincirleşmiş ama
kalitelerini koruyan birkaç yerel kahveciye,
bünyesinde birbirinden farklı nitelikli kahve
çekirdekleri bulunan yeni nesil, üçüncü dalga
olarak tabir edilen butik kahveciler eşlik
ediyor. Ayrıca, sadece kahve dükkânı olmasa
da menüsünde çok iyi kahveler bulunan
kafe ve restoranlar da yer alıyor. Yani kısacası
Belgrad’da iyi kahve içmek için çok seçenek
mevcut. Bu yazımda, yaşamış olduğum şehir
Belgrad’ın kahveleriyle bende iz bırakan en iyi
5 mekânını kaleme alıyorum.
CAFE & FACTORY
Zincirleşmiş kafelerden
bir tanesi Cafe
& Factory... Yunanistan’ın
aksine burada
Türk kahvesi deyişini
muhafaza edebiliyoruz.
Kendi blend kahveleri
olan, yerel kahve anlamına
gelen “domaca
kafa”, bir Türk kahvesi türevi. Vracar’daki
şubelerinde domaca kafa çekirdekleri yerinde
kavruluyor ve otomatik paketleniyor. Etiyopya
Guji, Kolombiya, Brezilya, Costa Rica gibi çok
zengin çekirdek seçimleri mevcut. Her hafta
baristanın önerisi olan bir çekirdek öne çıkarılıyor.
Cafe & Factory’nin şehirde birçok yerde
şubeleri bulunuyor. Kahveyi biraz daha gurme
versiyonuyla sevenler için, Marrakech gibi üzeri
kremalı ve bisküvi parçalı zengin seçenekler de
var. Sabah saatlerinde daha çok emeklilerin
takıldığını söylemek mümkün... Akşamüstü
saatlerinde ise gençler akın ediyor.
KAFETERIJA
Dünyaca ünlü kahve zincirlerini şehirde ikinci
plana atan, hatta yok eden, adeta tahtından
eden zincir bir kahve markası Kafeterija...
Hiçbir ülkede bu kadar kurumsallaşmış ama
kalitesini de korumuş, başarılı ikinci bir zincir
görmedim. Yumuşak içimli, orta kavrulmuş
kahveleri, vejetaryen süt seçenekleri mevcut.
Ayrıca hem kahvaltı hem de öğlen yemeği için
açai bowl’dan avokado tost ve hamburgere
kadar geniş bir yemek menüsü de bulunuyor.
Kahve yanında tatlı arayanlar için muffin çeşitleri
gayet göz doyurucu. Şehrin muhtelif yerlerinde
konumlandığından olsa gerek, konuma
ve mahalleye göre farklı tarzlarda şubeleri var.
Örneğin, Studentski Park’ın (Öğrenciler Parkı)
tarafında gayet salaş veya yeni hype bölge
olarak kabul edilen Waterfront’ta da gayet şık,
nehir kenarı şubeleri bulunuyor.
JAVA COFFEE
Java Coffee, Belgrad’da elçiliklerin ve uluslararası
okulların olduğu Sancak Mahallesi’nde
küçücük bir kafe... Şehirdeki en iyi espresso’lardan
birini burada içebilirsiniz. Ayrıca
yaz aylarında yaptıkları buzlu espresso da
orijinaline en yakın, dengeli bir soğuk kahve.
Şehrin iyi kahve kavurucularından biri olarak
da biliniyorlar. Pakette kahve satışı için birçok
seçeneği var. Filtre kahve için single origin,
espresso için blend kahvelerini öneriyorlar.
Mekân, sabah saat 09.00 mesai öncesi mahallede
oturan babaların buluşma mekânı; yan
masada banka genel müdürü veya çocuğunu
okula bırakmış anne de olabilir. Java Coffee,
kısacası bölge insanının uğrak noktası, bir
müdavim kahve dükkânı. Kahve yanı için sağlıklı
atıştırmalık hurma topları da çok lezzetli.
BLOOM
Belgrad’da Öğrenciler Parkı’ndan aşağı
yürürken köşede Osmanlı türbesi görürsünüz.
O dar sokakları arşınlarken bir alt köşede çok
şirin, büyük camlı, oldukça “hipster” diye tabir
edebileceğimiz, sizi Osmanlı Balkanı’ndan bir
anda Batı Avrupa’ya ışınlayan bir kafe karşımıza
çıkar. Bu kafe, şehrin en güzel kafelerinden
biri olan Bloom... Çırpılmış ve poşe yumurtalı
avokado ekmeğinizi yerken yanında yumuşacık,
içinizi ısıtan yulaf sütlü cappucino’sunu
içtiğinizde gün başlar. Taze soğuk sıkım
çeşitli meyve suları da oldukça lezzetlidir. Eğer
kahvaltımı ettim, bir kahve yeter derseniz,
kahvenin yanında bol tarçınlı, cevizli banana
bread’i de mutlaka denemelisiniz.
VALENTINA I KARANFIL
Osmanlılar 400 seneye yakın kalmış şehirde,
dile kolay. Şehrin en güzel meydanlarının
adının Türkçe olması elbette tesadüf değil.
Kalemeidan’ın yan arka sokakları, şehrin en
“cool” mekânlarını barındırıyor. Valentina i
Karanfil de bunlardan biri... Hava güzelse dışarıda
küçük bir masada yerinizi alıp, Bayraklı
Camii’ye yüzünüzü verdiğinizde, gözünüzü bir
an kapatarak kendinizi tarihte 500 sene geriye
götürebilirsiniz. Ama gözünüzü açın, çünkü
kahvenin yanında yeni dünyadan kakao geleli
de yüzyıllar oldu. Mekân aynı zamanda müthiş
çikolatalar yapıyor. Güzel bir macchiato’nun
yanında bol fındıklı veya bitter bir çikolataya
kim hayır diyebilir? Bence kimse diyemez. Tezgâhtan
istediğiniz çikolata karesini kırdırabiliyorsunuz
veya paketli el yapımı çikolatalardan
da alıp, eve veya sevdiklerinize götürebilirsiniz.
Otellerimiz
Kayseri Erciyes’te çok farklı bir konsept;
Radisson Blu Mount
Erciyes açıldı
YİĞİT UYGUN
Dünyada en özel spor dallarından birisi, bir
başka özelliği turizme olan katkısı... Profesyonellerin
yanında amatörlerin de etkisi önemli
bunda. Kayak turizmi... Türkiye bu alanda
çok önde, özellikle tesis konusunda...
Eşsiz coğrafyamızda kayak sporunun yapıldığı
pek çok yer var. Ancak Erciyes bir başka!
Kayseri’de 3 bin 900 metrelere ulaşan zirvesi
ile yerli ve yabancı kayak tutkunlarının
gözdesi. Dünya markası Radisson, Erciyes’te
kayak severlere üstün özelliklere sahip bir
konaklama olanağı sunuyor.
Radisson Blu Mount Erciyes, salt kayak
tutkunlarına da değil; günübirlik gelip,
sıra dışı bu coğrafyada stresten uzak,
huzur dolu saatler geçirerek, yerel lezzetleri
tatmak isteyeceklere de özel imkânlar
sağlıyor. Uluslararası güven endeksli Artaş
Grubu’nun ülkemizdeki sekizinci tesisi
Radisson markası ile.
2 bin 200 metre yükseltideki konumu, kar
altında panoramik manzaralı sıcak su havuzu
ile bir ilki yaşatacak konuklarına... 3 bin
metrekarelik otel alanı, 11 bin metrekarelik
günübirlik ziyaretçi alanı ile toplamda 14
bin metrekare alanda hizmet veren Radisson
Blu Mount Erciyes; 16'sı süit, 60 odada
170 yatak kapasitesine sahip...
13 milyon dolarlık yatırımla yaklaşık 10 ayda
tamamlanan tesis, kuşkusuz Kayseri turizmine
çok önemli katkılar sağlayacak. Kayak
sporunda öncü ülkelerden Avusturyalı
uzmanların gözetiminde inşa edilen yapı;
iç ve dıştaki mimari farklılıkları, malzeme
kalitesi, mefruşat özelliği ve obje çeşitliliğiyle
ön plana çıkıyor.
Muhteşem Erciyes manzarasına karşı iki
farklı restaurant, lounge, spor salonu ve
spa, bir otelden çok daha fazlasını sunuyor
konuklarına. Açık alanda ise 400 kişinin aynı
anda servis alabileceği ve farklı menüleri
deneyimleyebileceği bir oluşum söz konusu.
Sayıları 70'e yakın personel, Radisson
Blu Mount Erciyes konuklarının rahat etmesini
sağlayacak.
2 bin 100 ve 3 bin 400 metre yükseltiler
arasında 140 km uzunluğa varan pistleri,
kent merkezine 25 dakika ve uluslararası
havalimanına 30 dakika mesafelik ulaşım
kolaylığı ile Erciyes, yükselen bir değer. Ve
bu değerin en özel tesisi, Artaş Grup imzalı
Radisson Blu Mount Erciyes...
66 Ocak / Şubat / Mart | 2022
January / February / March
Yeni Çıkanlar
Gezme kültürünün en yenileri!
Gastronomiden doğa yürüyüşlerine, Türkiye’den dünyaya uzanan en yeni kitap
seçkisini, siz gezme tutkunu okuyucularımız için hazırladık. Keyifli okumalar...
“KALBİMDEKİ UZAK DOĞU”
Aynı zamanda TOURMAG Turizm Dergisi yazarı da
olan başarılı blogger ve gezgin Yaprak Gürdal, pandemi
döneminde üretmeye devam ediyor. Gürdal,
ilk kitabı Denizaşırı Yalnızlık’tan sonra ikinci kitabı
“Kalbimdeki Uzak Doğu” ile yeniden okurlarıyla
buluştu. Bugüne dek 76 ülke ve 500’den fazla şehir
gezen Yaprak Gürdal, “Kalbimdeki Uzak Doğu” kitabında
Uzak Doğu maceralarını anlatıyor. Gezgin
Yaprak Gürdal’ın sıcacık ve akıcı anlatımıyla siz de
kendinizi Uzak Doğu sokaklarında bulacak, büyülü
Uzak Doğu kültürünü yakından tanıyacak, Uzak
Doğu’daki günlük yaşama dair önemli ve pratik bilgiler
öğrenecek, görkemli tapınakları adımlayacak,
lezzetli Uzak Doğu yemeklerini tadacak, muhteşem
doğanın keyfine varacaksınız.
“GASTRONOMİ
TURİZMİNDE YENİ
EĞİLİMLER”
Dr. Gökhan Yılmaz ve
Dr. Ayşe Şahin tarafından
kaleme alınan “Örnek
Olaylarla Gastronomi
Turizminde Yeni Eğilimler”
kitabı Detay Yayıncılık’tan
çıktı. Kitaba dair yapılan
açıklamada şu ifadelere
yer verildi: “Ulusal yazında
özellikle moleküler gastronomi,
organik tarım, slow
food, nörogastronomi gibi
farklı akımları ele alan çalışmalar
olsa da gastronomi
turizmi bağlamında, gerek
destinasyonlar gerek işletmeler
gerekse turistler için
yeni ya da çağdaş eğilimleri
ele alan çalışmaların yok
denecek kadar az olduğu
göze çarpar. Bu noktadan
hareketle, bu kitap
çalışmasının ilgili yazındaki
boşluğu doldurabileceği
öngörülür. Dahası, kitap çalışmasının
hem akademik
camiaya hem de konuya
ilgi duyan araştırmacı veya
okuyuculara fayda sağlayacağı
düşünülür.”
“TOROSLARDAN KAÇKARLARA
TIRMANIŞ VE YÜRÜYÜŞ ÖYKÜLERİ”
Uludağ, Demirkazık, Erciyes, Kaçkar,
Nemrut, Kızlar Sivrisi, Tahtalı Dağ,
Alaca, Ağrı, Kaz Dağı, Medetsiz, Hasan
Dağı, Ilgaz, Direktaş, MTA Tepesi
tırmanışları, altı Orta Toroslar, dört
Kaçkar geçişi, Yalova-Kumla arasındaki
Samanlı Dağları'ndan yapılmış geçişlerle
İğneada ve Terkos arasındaki
doğa yürüyüşlerinin anlatıldığı kitap,
Prof. Dr. Adnan Kulaksızoğlu anlatımıyla
Nobel Akademik Yayıncılık’tan
çıktı. Okurlar, bu kitapta dağcılık ve
doğa sporları ile ilgili temel malzemeler
ve teknik malzemeler yanında
dağda beslenme, doğadaki bitki ve
hayvanlarla ilgili çeşitli bilgileri de
bulacak.
“TURİZM PENCERESİNDEN BOLU”
Bolu’nun potansiyel turizm talebini efektif
turizm talebine dönüştürebilmek ve turizm
çeşitliliğini artırmanın kazanımlarını
ortaya koymak amacıyla akademisyenler
tarafından hazırlanan “Turizm Penceresinden
Bolu” kitabı yayımlandı. Kitapta
eko-turizmden göl turizmine, kamp ve
karavan turizminden bisiklet turizmine
kadar yeni turizm hareketleri yönünden
Bolu’nun potansiyeli incelenip, öneriler
sunuldu. Prof. Dr. Asım Saldamlı, Doç. Dr.
Alper Kurnaz, Doç. Dr. Aliye Akın ve Dr. Öğr.
Üyesi İsa Bayhan’ın editörlüğünde hazırlanıp,
Detay Yayıncılık tarafından yayımlanan
“Turizm Penceresinden Bolu” kitabı,
Bolu’nun kaynaklarını ve turizm potansiyelini
destinasyon yönetimi kapsamında
değerlendirmek hedefiyle kaleme alındı.
Ocak / Şubat / Mart | 2022
January / February / March
67
Ajanda
Gezelim, görelim,
ruhumuzu dinlendirelim...
Türkiye’den ve dünyadan en keyifli etkinlikleri sizler için derledik. Gezerken
öğrenecek, öğrenirken ruhunuzu dinlendirecek dopdolu etkinlikler için buyurun...
PINAR BALTACI
Şubat
METİN AKPINAR İLE
MUHABBET
Metin Akpınar ile
Muhabbet, 15 Şubat'ta
Bostancı Gösteri Merkezi
sahnesinde! O anlatacak,
biz dinleyeceğiz. Biz
soracağız, o cevaplayacak.
Belki geçmişin tatlı anıları
arasında dolaşacak, belki
gelecekten konuşacağız.
Sonra da “Dün akşam
neredeydin?” diye soranlara
gururla söyleyeceğiz:
“Metin Akpınar ile sohbet
muhabbette!”
GÜLDÜR GÜLDÜR
SHOW
Günlük hayatın sıradan
konularına farklı bir bakış
açısı ile yaklaşan Güldür
Güldür Show; aileden aşka,
şöhretten teknolojiye, futboldan
arkadaşlığa birçok
konuya yine kendi mizah
anlayışı ile yeni yaklaşımlar
ve çözümleri ile kahkahanın
adresi olmaya devam
ediyor. Ekranların beğenilen
komedi programı Güldür
Güldür Show, 17 Şubat’ta
Maximum Uniq Hall'de!
68 Ocak / Şubat / Mart | 2022
January / February / March
Ajanda
CAN BONOMO
Alternatif müzik
sahnesinin sevilen
isimlerinden şarkıcı ve
söz yazarı Can Bonomo,
25 Şubat’ta Babylon'a
konuk oluyor. 2019’da
beşinci albümü Ruhum
Bela'yı dinleyicisiyle
paylaşan Bonomo,
pandemi döneminde
yayınladığı teklilerle
müzikal üretimlerine
devam etti.
EVLAT
Ebeveyn-evlat ilişkisi ve
gençlik sancılarının işlendiği
trajik ve çarpıcı oyun
Evlat, 26 Şubat tarihinde
Caddebostan Kültür Merkezi’nde
sizlerle. Florian
Zeller tarafından kaleme
alınan oyunun oyuncuları
arasında Onur Saylak,
Cem Yiğit Üzümoğlu, Sezin
Akbaşoğulları, Şükran
Ovalı, Esra Bağışgil, Burakcan
Doğan gibi isimler
bulunuyor.
Mart
MELİKE ŞAHİN
Melike Şahin, 1 Mart
akşamı IF Ankara'da!
2017'de ilk teklileri “Bi'
fırlatsam” ve “Deli Kan” ile
solo kariyerine başlayan
Şahin'in ilk solo albümü
“Merhem”, Şubat 2021'de
yayınlandı. Albümün
ilk teklisi, Ocak 2021'de
yayımlanan "Uykumun
Boynunu Bükme" oldu.
Ankaralı müzik severler için
kaçırılmayacak bir etkinlik...
FALLAS FESTİVALİ – İSPANYA
İspanya'nın Valencia kentinde düzenlenen ve geçtiğimiz
yıllarda UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi'ne giren Las
Fallas Festivali, geleneksel olarak her yıl mart ayında 5 gün
boyunca sürüyor. Bu sene de 15-19 Mart tarihleri arasında
gerçekleştirilecek festival, Avrupa planı yapacaklar için keyifli
bir seçenek sunacağa benziyor.
TOZ
Toz, 15 Mart'ta
Maximum Uniq
Box'ta! Murat
Mahmutyazıcıoğlu’nun
kaleminden çıkan, çok
kişiyle kesişen bu tek
kişilik kadın oyunu
Hira Tekindor’un
yönetiminde,
Zerrin Tekindor’un
performansıyla
seyirciyle buluşacak.
ALİM BEİSEMBAYEV -
İSTANBUL RESİTALLERİ
Dünyanın en prestijli yarışmalarından
Leeds Uluslararası Piyano Yarışması
2021 Şampiyonu, Kazak Piyanist Alim
Beisembayev bu kez jüri için değil,
İstanbul Resitalleri dinleyicileri için
çalacak. Genç piyano dehası, 31 Mart
2022 Perşembe akşamı İstanbullularla
buluşmaya hazırlanıyor.
Ocak / Şubat / Mart | 2022
January / February / March
69