23.02.2021 Views

Medikal Teknik February 2021

Medikal Teknik February 2021

Medikal Teknik February 2021

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Publisher<br />

H. Ferruh IŞIK<br />

on behalf of<br />

İstmag Magazin Gazetecilik<br />

İç ve Diş Tic. Ltd. Şti.<br />

Managing Editor<br />

(Responsible)<br />

Mehmet SÖZTUTAN<br />

mehmet.soztutan@img.com.tr<br />

Advertising Coordinator<br />

Recep ARSLANTAŞ<br />

recep.arslantas@img.com.tr<br />

+90 537 441 97 68<br />

Editors<br />

Duygu SAZAN<br />

duygu.sazan@img.com.tr<br />

Recep ARSLANTAŞ<br />

recep.arslantas@img.com.tr<br />

Foreign Relations Manager<br />

Ayça SARIOGLU<br />

ayca.sarioglu@img.com.tr<br />

Accounting Manager<br />

Cuma KARAMAN<br />

cuma.karaman@img.com.tr<br />

Finance Manager<br />

Yusuf DEMİRKAZIK<br />

yusuf.demirkazik@img.com.tr<br />

Digital Assets Manager<br />

Emre YENER<br />

emre.yener@img.com.tr<br />

Web Designer<br />

Amine Nur Yılmaz<br />

amine.yilmaz@img.com.tr<br />

Graphic & Design<br />

Sami Aktaş<br />

sami.aktas@img.com.tr<br />

Subscription<br />

İsmail Özçelik<br />

ismail.ozcelik@img.com.tr<br />

Bursa Represantation<br />

Ömer Faruk GÖRÜN<br />

omer.gorun@img.com.tr<br />

Buttim Plaza D Blok Kat: 4 No:1267 BURSA<br />

Tel:+90 224 211 44 50 / Fax: 224 211 4481<br />

Printing<br />

CTP • BASKI<br />

İHLAS GAZETECİLİK A.Ş.<br />

Merkez Mah. 29 Ekim Cad.<br />

İhlas Plaza No: 11 A/41<br />

Yenibosna - Bahçelievler / İSTANBUL<br />

+90.212 454 30 00<br />

Head Office<br />

İstanbul Magazin Grubu<br />

İHLAS MEDIA CENTER<br />

Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi<br />

No:11 Medya Blok Kat:1<br />

34197 Yenibosna / İstanbul / Turkey<br />

Tel: 0212 454 22 22<br />

Faks: 0212 454 22 93<br />

www.medikalteknik.com.tr<br />

e-mail: info@medikalteknik.com.tr<br />

İMG - <strong>Medikal</strong> <strong>Teknik</strong> dergisinde<br />

yer alan makalelerdeki fikirler<br />

yazarlarına aittir.<br />

Yayınlanan ilanların sorumluluğu<br />

reklam verene aittir.<br />

İMG - <strong>Medikal</strong> <strong>Teknik</strong> dergisinin<br />

bütün yayın hakları İstmag Magazin Gazetecilik İç<br />

Ve Dış Tic. Ltd. Şti.’ne aittir.<br />

Yazılar kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.<br />

1<br />

0<br />

2<br />

8<br />

3<br />

0<br />

4<br />

4<br />

4<br />

8<br />

A Healthier Lifestyle with Artificial<br />

Intelligence:<br />

Mandarin Health<br />

Yapay Zeka ile Daha Sağlıklı Bir Yaşam Tarzı:<br />

Mandarin Health<br />

Critical Recommendations for<br />

Epilepsy Patients<br />

Epilepsi Hastaları için Kritik Tavsiyeler<br />

Astrazeneca Included in the <strong>2021</strong><br />

Bloomberg Gender Equality Index for<br />

the Third Time<br />

Astrazeneca, Üçüncü Kez <strong>2021</strong> Bloomberg<br />

Cinsiyet Eşitliği Endeksi’ne Dahil Edildi<br />

Top Employer Award to GSK Turkey<br />

GSK Türkiye’ye ‘En İyi İşveren’ Ödülü<br />

Polifarma Continues to Break New Ground<br />

with its Rapid Test Approval<br />

Polifarma Rapid Test Onayı ile İlklere İmza<br />

Atmaya Devam Ediyor<br />

medikalteknik<br />

Recep Arslantaş<br />

Duygu Sazan


THE WORLD IS NOW TURNING FASTER FOR EVERYONE!<br />

While the fight against the Covid-19 epidemic continues at full speed, all direct or indirect<br />

stakeholders of the health sector have accelerated their work much more. Analyzes increased,<br />

action plans were prepared and applications were implemented at full speed…<br />

The understanding of domestic and national production first started in the defense industry<br />

in our country. With the Covid-19 outbreak, there were serious increases in domestic<br />

production in the health and medical sector. The increase in domestic production, which is<br />

critical for sustainable economic performance, in the medical device and medical products<br />

sector, has opened a door that sheds light on the future of our country. Serious steps have<br />

been taken in the domestic and national production channel since the first day of the<br />

pandemic.<br />

The world is dealing with the COVID-19 epidemic, but increases in diseases such as cancer, one<br />

of the important diseases of our age, continued to increase in 2020. In the statement made by<br />

the Turkish Society of Medical Oncology (TTOD) on the occasion of <strong>February</strong> 4, World Cancer<br />

Day; According to the statistics for the year 2020 announced by the International Agency<br />

for Research on Cancer, it was stated that 19.3 million patients were newly diagnosed with<br />

cancer and 10 million deaths due to cancer. Although cancer frequencies vary according to<br />

geographical regions, it was noted that the most common types of cancer in the world and<br />

Turkey are breast, lung and bowel cancers.<br />

The chemical industry takes place directly or indirectly in all sectors from A to Z. The huge<br />

chemical industry, which holds the rings of a wheel that works flawlessly in harmony,<br />

generates a driving force for every field it affects with the development it shows day by day.<br />

IKMIB, one of the most important representatives of the chemical industry, offers the keys<br />

of new doors to the world countries for Turkish companies with the work it has carried out<br />

for many years. The association, which has pioneered many developments so far, continues<br />

to bring important opportunities to Turkish companies with its works by adapting to the<br />

conditions during the pandemic period that has been on the agenda for a long time. Adil<br />

Pelister, Chairman of IKMIB, evaluated the developments of the sector based on today’s<br />

conditions for our readers and gave important advice to sector professionals on how to turn<br />

the crisis into an opportunity.<br />

Other news, details and interviews regarding the developments in the medical field will<br />

welcome you on our following pages.<br />

Stay healthy, until we see you in our next issue!<br />

DÜNYA, ARTIK HERKES İÇİN DAHA HIZLI DÖNÜYOR!<br />

DUYGU SAZAN<br />

Editor<br />

Covid-19 salgını ile mücadele tüm hızıyla sürerken, sağlık sektörünün doğrudan ya da dolaylı<br />

tüm paydaşları çalışmalarını çok daha fazla hızlandırdı. Analizler arttı, aksiyon planları<br />

hazırlandı ve uygulamalar son sürat hayata geçirildi…<br />

Yerli ve milli üretim anlayışı ülkemizde ilk olarak savunma sanayinde başlamıştı. Covid-19<br />

salgını ile birlikte sağlık ve medikal sektöründe de yerli üretimde ciddi artışlar yaşandı.<br />

Sürdürülebilir ekonomik performans için kritik bir öneme sahip olan yerli üretimin, tıbbi cihaz<br />

ve medikal ürünler sektöründe de artış göstermesi ülkemizin geleceğine de ışık tutan bir kapı<br />

açmış oldu. Pandeminin ilk gününden bu yana yerli ve milli üretim kanalında ciddi adımlar<br />

atıldı.<br />

Dünya COVID-19 salgınıyla uğraşıyor, ancak çağımızın önemli hastalıklarından kanser gibi<br />

hastalıklarda 2020 yılında da artışlar yaşanmaya devam etti. Türk Tıbbi Onkoloji Derneği<br />

(TTOD) tarafından 4 Şubat Dünya Kanser Günü nedeniyle yapılan açıklamada; Uluslararası<br />

Kanser Araştırma Ajansı’nın açıkladığı 2020 yılı istatistiklerine göre 19.3 milyon hastaya yeni<br />

kanser tanısı konulduğu ve 10 milyon kansere bağlı ölüm olduğu belirtildi. Coğrafi bölgelere<br />

göre kanser sıklıkları değişse de dünyada ve Türkiye’de en sık görülen kanser türlerinin<br />

meme, akciğer ve bağırsak kanserleri olduğuna dikkat çekildi.<br />

Kimya sektörü, A’dan Z’ye tüm sektörlerin içerisinde doğrudan ya da dolaylı olarak yer almakta.<br />

Uyum içerisinde kusursuzca çalışan bir çarkın halkalarını bir arada tutan devasa kimya sektörü,<br />

günden güne gösterdiği gelişimle etkilediği her alan için adeta itici bir güç oluşturuyor. Kimya<br />

sektörünün en önemli temsilcilerinden İKMİB, uzun yıllardır gerçekleştirdiği çalışmalar ile<br />

dünya ülkelerine açılan yeni kapıların anahtarlarını Türk firmalarına sunuyor. Bugüne dek<br />

birçok gelişmenin öncülüğünü yapmış olan kuruluş, uzunca süredir gündemi meşgul eden<br />

pandemi döneminde de, şartlara uyum sağlayarak yaptığı çalışmalar ile Türk firmalarını<br />

önemli fırsatlar ile buluşturmaya devam ediyor. İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister,<br />

sektörün günümüz koşullarına bağlı gelişmelerini okuyucularımız için değerlendirdi ve sektör<br />

profesyonellerine krizi fırsata nasıl çevirecekleri hakkında önemli tavsiyelerde bulundu.<br />

<strong>Medikal</strong> alandaki gelişmelere ilişkin diğer haberler, detaylar ve röportajlar ilerleyen<br />

sayfalarımızda sizleri karşılıyor olacak.<br />

Bir sonraki sayımızda görüşünceye dek, sağlıkla kalın!


6<br />

“Chemistry” Pushes, “The World” Turns...<br />

“Kimya” İtiyor, “Dünya” Dönüyor…<br />

Kimya sektörü, A’dan Z’ye tüm sektörlerin<br />

içerisinde doğrudan ya da dolaylı olarak yer<br />

almakta. Uyum içerisinde kusursuzca çalışan bir<br />

çarkın halkalarını bir arada tutan devasa kimya<br />

sektörü, günden güne gösterdiği gelişimle<br />

etkilediği her alan için adeta itici bir güç<br />

oluşturuyor…<br />

Kimya sektörünün en önemli temsilcilerinden İKMİB, uzun<br />

yıllardır gerçekleştirdiği çalışmalar ile dünya ülkelerine<br />

açılan yeni kapıların anahtarlarını Türk firmalarına sunuyor.<br />

Bugüne dek birçok gelişmenin öncülüğünü yapmış olan<br />

kuruluş, uzunca süredir gündemi meşgul eden pandemi<br />

döneminde de, şartlara uyum sağlayarak yaptığı çalışmalar<br />

ile Türk firmalarını önemli fırsatlar ile buluşturmaya devam<br />

ediyor.<br />

İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister, sektörün<br />

günümüz koşullarına bağlı gelişmelerini okuyucularımız<br />

için değerlendirdi ve sektör profesyonellerine krizi fırsata<br />

nasıl çevirecekleri hakkında önemli tavsiyelerde bulundu.<br />

Adil Pelister, Chairman of IKMIB<br />

The chemical industry takes place directly<br />

or indirectly in all sectors from A to Z. The<br />

huge chemical industry, which holds the rings<br />

of a wheel that works flawlessly in harmony,<br />

generates a driving force for every field it affects<br />

with the development it shows day by day.<br />

IKMIB, one of the most important representatives of the<br />

chemical industry, offers the keys of new doors to the<br />

world countries for Turkish companies with the work it<br />

has carried out for many years. The association, which has<br />

pioneered many developments so far, continues to bring<br />

important opportunities to Turkish companies with its<br />

works by adapting to the conditions during the pandemic<br />

period that has been on the agenda for a long time.<br />

Adil Pelister, Chairman of IKMIB, evaluated the<br />

developments of the sector based on today’s conditions<br />

for our readers and gave important advice to sector<br />

professionals on how to turn the crisis into an opportunity.<br />

Dünyanın en büyük kozmetik ithalatçısı, aynı<br />

zamanda en büyük ikinci kozmetik pazarı olan Çin,<br />

Türk üreticiler için önemli fırsatlar sunuyor. Siz<br />

Çin kozmetik pazarını nasıl değerlendiriyorsunuz?<br />

Çin’i tanıyan ve Şanghay’da Çin İthalat Fuarı’nı düzenlemiş<br />

bir Birlik olarak, Çin pazarına ayrı bir önem veriyoruz. Çin,<br />

sizin de bahsettiğiniz gibi dünyanın en büyük ikinci kozmetik<br />

pazarı ve en büyük kozmetik ithalatçısı konumunda yer<br />

alıyor. Son yıllarda Çin’de kalite rekabeti fiyat rekabetinin<br />

önünde seyrediyor. Dolayısıyla, sektörümüzün dünya<br />

piyasalarında rahatlıkla kalite rekabeti yapabilecek kadar iyi<br />

durumda olduğunu göz önünde bulundurursak, bu durumun<br />

kozmetik sektörümüz için Çin pazarında bir avantaj<br />

olabileceğini düşünüyoruz.<br />

Ticaret Bakanlığı Dış Temsilcilikler ve Uluslararası<br />

Etkinlikler Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan<br />

“Çin Kozmetik Sektörü Pazar Araştırması” Raporu,<br />

İKMİB koordinasyonunda, geçen sene 9 Ekim tarihinde<br />

Ticaret Bakan Yardımcımız Sayın Gonca Yılmaz Batur’un<br />

teşrifleriyle kamuoyu ile paylaşıldı. 2020 yılında Çin’e<br />

olan kozmetik ihracatımız yüzde 6,78 artışla 2.7 milyon<br />

dolar olarak gerçekleşti. Kozmetik sektörümüz için<br />

büyük bir potansiyel olan Çin pazarına özellikle e-ticaret<br />

yoluyla girebilmek için yapılabilecekler konusunda da<br />

çalışmalarımız devam ediyor.<br />

Şubat - <strong>February</strong> <strong>2021</strong>


7<br />

Being the world’s largest cosmetics importer<br />

and also the second largest cosmetics market,<br />

China offers important opportunities for Turkish<br />

manufacturers. How do you evaluate the Chinese<br />

cosmetics market?<br />

As IKMIB association that knows China and organized the<br />

China Import Fair in Shanghai, we attach special importance<br />

to the Chinese market. As you mentioned, China is the<br />

world’s second largest cosmetics market and the largest<br />

cosmetics importer. Quality competition in China has been<br />

ahead of price competition in recent years. Therefore,<br />

considering that our industry is in a good condition to<br />

compete comfortably in the world markets, we think that<br />

this situation may be an advantage for our cosmetics<br />

industry in the Chinese market.<br />

The “China Cosmetics Sector Market Research” Report,<br />

prepared by the Ministry of Trade, Foreign Representatives<br />

and General Directorate of International Events, was<br />

shared with the public on October 9 last year, with the<br />

honor of our Deputy Minister of Trade, Mr. Gonca Yılmaz<br />

Batur, under the coordination of IKMIB. In 2020, our<br />

cosmetic exports to China increased by 6.78 percent to<br />

2.7 million dollars. We also continue to work on what can<br />

be done to enter the Chinese market, which is a great<br />

potential for our cosmetics industry, especially through<br />

e-commerce.<br />

What do you think about the advantages of Free<br />

Trade Agreement signed between England and<br />

Turkey for the chemical industry?<br />

Britain is a very important country where we have foreign<br />

trade surplus among EU countries. England ranks 6th<br />

among the countries to which our chemical industry<br />

exports the most in 2020. In 2020, our exports of chemicals<br />

and products to the UK increased by 20.96 percent and<br />

reached 688.2 million dollars. Our exports to the UK<br />

chemical substances and products, the share of Turkey’s<br />

total exports to the UK is increasing in the last five years.<br />

The share of the chemical industry in Turkey’s total exports<br />

to the UK in 2020 was 6.56 percent.<br />

İngiltere ve Türkiye arasında imzalanan Serbest<br />

Ticaret Anlaşması’nın kimya sektörü açısından<br />

sağladığı avantajlar hakkındaki görüşleriniz ve<br />

değerlendirmeleriniz nelerdir?<br />

İngiltere, AB ülkeleri arasında dış ticaret fazlası verdiğimiz<br />

çok önemli bir ülke konumunda. Kimya sektörümüzün 2020<br />

yılında en çok ihracat yaptığı ülkeler arasında İngiltere,<br />

6’ıncı sırada yer alıyor. 2020 yılında İngiltere’ye yaptığımız<br />

kimyevi maddeler ve mamulleri ihracatı yüzde 20,96<br />

artarak 688,2 milyon dolar olarak gerçekleşti. İngiltere’ye<br />

kimyevi maddeler ve mamulleri ihracatımızın, Türkiye’nin<br />

İngiltere’ye toplam ihracatı içindeki payı son beş yıldır<br />

artıyor. 2020 yılında Türkiye’nin İngiltere’ye yaptığı toplam<br />

ihracat içinde kimya sektörünün payı yüzde 6,56 oldu.<br />

İngiltere ile Türkiye arasında 29 Aralık 2020 tarihinde<br />

imzalanan Serbest Ticaret Anlaşması ile kimya sektörü<br />

de dahil sanayi ürünlerinde ve tarım ürünlerinde Gümrük<br />

Vergisi sıfırlandı. Böylece 1 Ocak <strong>2021</strong> itibariyle karşılıklı iki<br />

ülkede belirtilen ürünlerin ticareti neticesinde herhangi bir<br />

ek vergi ve yaptırım olmayacağı hususunda mutabık kalındı.<br />

Bu durum iki ülke arası ticaretin korunması ve geleceği için<br />

çok önemli bir anlaşma oldu.<br />

Diğer yandan Brexit dolayısıyla, kimyevi maddeler<br />

ve mamullerin ihracatı açısından dikkat edilmesi ve<br />

uygulanması gereken önemli bir konu var. BREXIT<br />

neticesinde 1 Ocak <strong>2021</strong> tarihi itibariyle Birleşik Krallık, AB<br />

REACH mevzuat kapsamından da çıktı ve bundan böyle UK<br />

REACH tüzüğünü yürürlüğe soktu. Bu kapsamda 1 Ocak<br />

itibariyle bugüne kadar AB’ye REACH uyumlu ihracat yapan<br />

firmalarımızın bundan böyle UK-REACH’e de ayrıca uyum<br />

sağlamaları gerekiyor.<br />

UK REACH ile ilgili tüm çalışmalar Birleşik Krallık<br />

tarafından hazırlanan ve bu yıl itibariyle online<br />

olarak erişilebilen UK REACH-IT sistemi üzerinden<br />

gerçekleştiriliyor. Bu kapsamda Birleşik Krallık dışında<br />

yerleşik firmalar Birleşik Krallık’ta yerleşik bir Tek Temsilci<br />

atayarak işlemlerini gerçekleştirebilirler. İKMİB’in iştiraki<br />

olan uzman şirketimiz REACH GLOBAL SERVICES (RGS)<br />

Şubat - <strong>February</strong> <strong>2021</strong>


8<br />

Between Turkey and England in the signing of the Free<br />

Trade Agreement with the chemical industry, including<br />

industrial products on 29 December 2020 and the Customs<br />

Duty on agricultural products has been reset. Thus, it<br />

was agreed that as of January 1, <strong>2021</strong>, there will be no<br />

additional taxes and sanctions as a result of the trade of<br />

the products specified in the two countries. This has been a<br />

very important agreement for the protection and future of<br />

trade between the two countries.<br />

On the other hand, due to Brexit, there is an important<br />

issue that should be considered and applied in terms of the<br />

export of chemicals and products. As a result of BREXIT, as<br />

of January 1, <strong>2021</strong>, the United Kingdom also came out of<br />

the scope of EU REACH legislation and from now on, the UK<br />

REACH regulation has been put into effect. In this context,<br />

our companies, which have been exporting to the EU in<br />

accordance with REACH until today, as of January 1, must<br />

also comply with UK-REACH from now on.<br />

All work on UK REACH is carried out on the UK REACH-IT<br />

system, which is prepared by the UK and can be accessed<br />

online as of this year. In this context, companies located<br />

outside the UK can appoint an Only Representative located<br />

in the UK and perform their transactions. Our specialist<br />

company REACH GLOBAL SERVICES (RGS), an affiliate of<br />

IKMIB, also supports our members on UK-REACH with its<br />

Brussels and Istanbul centers.<br />

How will the 320 billion cubic meters natural gas<br />

reserves discovered in the Black Sea contribute to<br />

the chemical industry?<br />

The good news of natural gas reserves of 320 billion<br />

cubic meters and 85 billion cubic meters, totaling 405<br />

billion cubic meters, discovered in the Black Sea is of great<br />

importance in terms of eliminating energy costs that have a<br />

high impact on our current account deficit. Considering that<br />

especially our chemical industry is dependent on foreign<br />

resources in terms of 70 percent in terms of raw materials,<br />

the fact that natural gas, which is one of the raw materials<br />

and energy resources that our industry needs in production,<br />

will be met from our country can make a significant<br />

contribution to the decrease of our sector’s imports and<br />

production.<br />

When energy costs, which constitute one of the biggest<br />

costs of our industrialists and exporters today, decrease,<br />

our industrialists will focus more on production and<br />

investment, and therefore, our exports will increase.<br />

How has the pandemic, which has been on the<br />

world’s agenda lately, affected the chemical<br />

industry? Can you briefly summarize the changes<br />

experienced when you think separately for World<br />

and Turkey?<br />

The pandemic, which has brought suffering, fear, and death<br />

to populations everywhere, negatively affected the entire<br />

economic chain from production to consumption. However,<br />

despite the pandemic, our chemical industry continued its<br />

production and export with great effort. It was once again<br />

understood how vital our chemical industry is, as it has the<br />

most needed products during the pandemic period.<br />

Brüksel ve İstanbul merkezleri ile üyelerimize UK-REACH<br />

konusunda da destek oluyor.<br />

Karadeniz’de keşfedilen 320 milyar metreküp<br />

doğalgaz rezervinin kimya sektörüne nasıl<br />

katkıları olacak?<br />

Karadeniz’de keşfedilen 320 milyar metreküp ve 85 milyar<br />

metreküp olmak üzere toplam 405 milyar metreküplük<br />

doğal gaz rezervi müjdesi, cari açığımızda yüksek etkisi<br />

olan enerji maliyetlerinin bertaraf edilmesi bakımından<br />

büyük önem taşıyor. Özellikle kimya sektörümüzün de<br />

hammadde bakımından yüzde 70 dışa bağımlı olduğunu<br />

göz önüne aldığımızda, sektörümüzün üretimde ihtiyacı<br />

olan hammadde ve enerji kaynaklarından olan doğalgazın<br />

ülkemizden karşılanacak olması, sektörümüzün ithalatının<br />

düşmesine ve üretime ciddi bir katkı sağlayabilir.<br />

Bugün sanayicilerimizin ve ihracatçılarımızın en büyük<br />

maliyetlerinden birini oluşturan enerji maliyetleri<br />

azaldığında, sanayicilerimiz daha çok üretmeye ve yatırıma<br />

odaklanacak dolayısıyla ihracatımızın da artmasına vesile<br />

olacaktır.<br />

Son dönemlerde dünyanın gündeminde yer edinen<br />

pandemi, kimya sektörünü nasıl etkiledi? Dünya<br />

ve Türkiye açısından ayrı ayrı düşündüğünüzde<br />

yaşanan değişimleri kısaca özetleyebilir misiniz?<br />

Tüm dünyayı etkisi altına alan pandemi, üretimden tüketime<br />

bütün ekonomik zinciri olumsuz etkiledi. Fakat pandemiye<br />

rağmen kimya sektörümüz büyük bir çaba ile üretim ve<br />

ihracatına devam etti. Kimya sektörümüzün, pandemi<br />

döneminde de en çok ihtiyaç duyulan ürünlere sahip olması<br />

dolayısıyla ne kadar hayati bir önemi olduğu bir kez daha<br />

anlaşıldı.<br />

Dünya ekonomisindeki yavaşlama, pandemi etkisiyle<br />

küresel ticarette yaşanan daralma gibi bütün zor koşullara<br />

rağmen, 2020 yılında 18 milyar 313 milyon dolarlık ihracat<br />

ile Türkiye’nin en fazla ihracat gerçekleştiren ikinci sektörü<br />

olmayı başardık.<br />

2019 yılına göre ihracatımızda yüzde 11,32’lik bir kayıp oldu.<br />

Sektörümüz petro kimya alanında küresel enerji ihtiyacı<br />

azalmasına bağlı olarak ihracat düşüşü yaşasa da plastik,<br />

kozmetik, ilaç, medikal, temizlik maddeleri başta olmak<br />

üzere diğer alt sektörlerinde ise nispi bir artış kaydetti.<br />

Pandemi döneminde özellikle dezenfektan ve kolonya<br />

ihracatta rekorlar kırdı. Hijyen ve temizlik ürünleri, ilaç ve<br />

medikal ürünleri, tek kullanımlık plastik ürünleri ve ambalaj<br />

ürünlerine talep artışı oldu. pandemi döneminde öne<br />

çıkan kimyevi maddeler ve mamulleri sektöründe yer alan<br />

dezenfektan, kolonya, ilaç, sabun ve tanı kitleri olmak üzere<br />

Covid-19 ürünleri ihracatımız 2020 yılında 2019 yılına göre<br />

yüzde 212,73 artış göstererek 524,4 milyon dolar olarak<br />

gerçekleşti.<br />

2020 yılı ilk üç çeyrek verilerine göre dünyada kimya sektörü<br />

ihracatı yüzde 23,1 azalırken, Türk kimya sektörü ihracatı<br />

sadece yüzde 4,6 azaldı. Sektörümüzün dünya ihracatındaki<br />

payı ise yükseldi ve 0,7 oldu.<br />

Şubat - <strong>February</strong> <strong>2021</strong>


9<br />

The slowdown in the world economy, despite all the difficult<br />

circumstances, such as the impact of a pandemic contraction<br />

in global trade in 2020 to 18 billion 313 million dollars of<br />

Turkey’s exports have managed to become the second<br />

highest export sector performs.<br />

Compared to 2019, there was a loss of 11.32 percent in<br />

our exports. Although our industry experienced a decrease<br />

in exports due to the decrease in global energy need in<br />

the field of petrochemicals, it recorded a relative increase<br />

in other sub-sectors, especially in plastic, cosmetics,<br />

pharmaceuticals, medical and cleaning materials.<br />

During the pandemic period, especially disinfectant and<br />

cologne broke records. There was an increase in demand<br />

for hygiene and cleaning products, pharmaceuticals and<br />

medical products, disposable plastic products and packaging<br />

products. During the pandemic period, our exports of<br />

Covid-19 products, including disinfectants, cologne,<br />

medicine, soap and diagnostic kits in the chemical substances<br />

and products sector, increased by 212.73 percent in 2020<br />

compared to 2019, reaching 524.4 million dollars.<br />

According to the data of the first three quarters of 2020,<br />

while the chemical industry exports decreased by 23.1<br />

percent in the world, the Turkish chemical industry exports<br />

decreased by only 4.6 percent. The share of our industry in<br />

world exports increased and became 0.7.<br />

What are your future predictions for the impact<br />

of the pandemic on the sectors? What are your<br />

suggestions for the industry to turn the crisis into<br />

an opportunity in this period?<br />

In the fight against pandemic, it is necessary to increase<br />

market diversity in order to minimize the risk in exports. Our<br />

chemical industry, on the other hand, comes first among<br />

27 sectors with the most exports to countries and regions<br />

every month. The pandemic has shown us the importance of<br />

domestic production in supply and the need not to depend<br />

on one place. In the new order that will occur after the<br />

pandemic, it seems that digital transformation, e-commerce,<br />

e-export and artificial intelligence will occupy our agenda<br />

more. Our export companies need to prioritize these issues<br />

in this regard and invest in branding, R&D and innovation.<br />

After the pandemic, our country is expected to stand out in<br />

terms of logistics and supply. In order for our companies to<br />

benefit from these opportunities, it is of great importance<br />

that they increase their capital, increase their production<br />

capacity, and switch to environment-friendly and valueadded<br />

product production structures. Considering the<br />

European Green Consensus, the production of green<br />

products targeting zero carbon emission will provide an<br />

advantage in exports and will also appear as a necessity.<br />

In particular, in the socio-economic order that is predicted<br />

to be newly established, the importance of the chemical<br />

sector will increase in terms of producing drugs, vaccines<br />

and medical products in our country and fighting more<br />

effectively in possible viral epidemics. It should also be made<br />

possible to produce domestic production in these areas and<br />

high-tech products in the field of biological medicine.<br />

İlerleyen dönemde, pandeminin sektörlerde<br />

oluşturacağı etki hakkındaki öngörülerinizi<br />

öğrenebilir miyiz? Sektör firmalarına bu dönemde<br />

krizi fırsata çevirebilmeleri için önerileriniz neler?<br />

Pandemiyle mücadelede ihracatta riski minimize<br />

edebilmek için pazar çeşitliliğini artırmak gerekiyor. Kimya<br />

sektörümüz ise bu konuda her ay en fazla ülke ve bölgeye<br />

yaptığı ihracatla 27 sektör arasında birinci çıkıyor. Pandemi<br />

bize tedarikte yerli üretimin önemini ve tek bir yere bağlı<br />

kalmamak gerektiğini gösterdi. Pandemi sonrası oluşacak<br />

yeni düzende dijital dönüşüm, e-ticaret, e-ihracat, yapay<br />

zeka konuları gündemimizi daha çok meşgul edecek<br />

gibi görünüyor. İhracatçı firmalarımızın bu açıdan bu<br />

konulara öncelik vermeleri ve yine markalaşmaya, ar-ge ve<br />

inovasyona yatırım yapmaları gerekiyor.<br />

Pandemi sonrası ülkemizin lojistik ve tedarik bakımından<br />

öne çıkması bekleniyor. Firmalarımızın da bu oluşacak<br />

fırsatlardan yararlanabilmesi için sermayelerini<br />

arttırmaları, üretim kapasitelerini arttırmaları, çevreye<br />

duyarlı ve katma değerli ürün üretim yapılarına geçmeleri<br />

büyük önem taşıyor. Avrupa Yeşil Mutabakat’ını da göz<br />

önünde bulundurursak sıfır karbon emisyonu hedefleyen<br />

yeşil ürünlerin üretimi ihracatta avantaj sağlarken aynı<br />

zamanda bir zorunluluk olarak da karşımıza çıkacak.<br />

Özellikle, yeni kurulacağı öngörülen sosyo ekonomik<br />

düzende kimya sektörünün ilaç, aşı ve medikal ürünlerin<br />

ülkemizde üretilebilmesi ve muhtemel virütik salgınlarda<br />

daha etkin mücadele edebilmesi noktasında önemi artacak.<br />

Bu alanlarda yerli üretimin ve biyolojik ilaç alanında da<br />

yüksek teknolojili ürünlerin üretilebilmesi de mümkün<br />

kılınmalı.<br />

Şubat - <strong>February</strong> <strong>2021</strong>


10<br />

A Healthier Lifestyle<br />

with Artificial<br />

Intelligence:<br />

Mandarin Health<br />

Yapay Zeka ile Daha Sağlıklı Bir Yaşam Tarzı:<br />

Mandarin Health<br />

Yesil Science; yapay zeka ve artırılmış gerçeklik<br />

teknolojileriyle desteklenen, kullanıcıların sağlık<br />

davranışlarını inceleyen ve kişiye özel öneriler<br />

sunarak daha sağlıklı bir yaşam tarzına teşvik<br />

eden mobil sağlık uygulaması Mandarin Health’i<br />

geliştirdi.<br />

Yusuf Yeşil,<br />

Yeşil Science Founder<br />

Yesil Science developed Mandarin Health, a<br />

mobile health application which is supported<br />

by artificial intelligence and augmented reality<br />

technologies, examines the health behaviors of<br />

users and encourages a healthier lifestyle by<br />

offering personalized recommendations.<br />

Yesil Science, which was established to develop<br />

innovative solutions to problems in the field of health<br />

by combining medicine and technology; developed<br />

Mandarin Health, a mobile health application that works<br />

with artificial intelligence (AI) and augmented reality<br />

Tıp ve teknolojiyi bir araya getirerek sağlık alanındaki<br />

problemlere yenilikçi çözümler geliştirmek amacıyla<br />

kurulan Yesil Science; yapay zeka (AI) ve artırılmış<br />

gerçeklik (AR) teknolojileriyle çalışan, kullanıcıların sağlık<br />

davranışlarını inceleyen, onlara özel çözümler sunan ve<br />

kullanıcıları iyi yaşama teşvik eden mobil sağlık uygulaması<br />

Mandarin Health’i geliştirdi.<br />

Gelişmiş yapay zeka motoru sayesinde sağlık analizlerini<br />

çok daha hızlı ve güvenilir olarak gerçekleştiren Mandarin<br />

Health, AR altyapısıyla kullanıcılara 10 farklı sisteminin<br />

simülasyonunu dijital ikiz yöntemiyle çok daha gerçekçi bir<br />

şekilde sunuyor.<br />

Uygulama nasıl kullanılıyor?<br />

Kullanıcılar, Mandarin Health uygulamasını indirip<br />

kendilerine bir hesap açıyor ve ardından günlük<br />

alışkanlıkları hakkında bir takım soruları cevaplandırıyor.<br />

Analiz motoru sayesinde kullanıcıların cevaplarına göre<br />

sağlık davranışlarının dolaşım sağlığı, solunum sağlığı ve<br />

benzeri gibi çeşitli sistemlerin sağlığına etkisi hesaplanıyor.<br />

Ardından kullanıcılar, geliştirmek istedikleri sistem<br />

sağlığını seçerek günlük alışkanlıklarıyla ilgili bir haftalık<br />

periyodu içeren spesifik öneriler alıyor.<br />

Şubat - <strong>February</strong> <strong>2021</strong>


11<br />

(AR) technologies, examines the health behaviors of users,<br />

offers them special solutions and encourages users to live<br />

well. Mandarin Health, which performs health analyzes<br />

much faster and more reliably thanks to its advanced<br />

artificial intelligence engine, offers users a much more<br />

realistic simulation of 10 different systems with its AR<br />

infrastructure with the digital twin method.<br />

How is the application used?<br />

Users download the Mandarin Health app, create an<br />

account for themselves, and then answer a number of<br />

questions about their daily habits. Thanks to the analysis<br />

engine, the effects of health behaviors on the health of<br />

various systems such as circulatory health, respiratory<br />

health and the like are calculated according to the answers<br />

of the users. Users then select the system health they want<br />

to improve and receive specific recommendations for their<br />

daily habits for a one-week period.<br />

Stating that one of Mandarin Health’s differences is<br />

gamified challenges, Yesil Science Founder Yusuf Yeşil said<br />

that, thanks to Mandarin Health, users can have a healthier<br />

lifestyle by analyzing the parameters that affect their<br />

health with artificial intelligence, applying the challenges<br />

prepared specifically for them.<br />

Mandarin Health’in farklarından birinin de oyunlaştırılmış<br />

meydan okumalar olduğunu söyleyen Yesil Science<br />

Kurucusu Yusuf Yeşil, kullanıcıların Mandarin Health<br />

sayesinde sağlıklarını kötü etkileyen parametreleri<br />

yapay zeka ile analiz ederek, kendilerine özel hazırlanan<br />

meydan okumaları uygulayıp daha sağlıklı bir yaşam tarzı<br />

edinebileceklerini belirtti.<br />

Yesil Science Kurucusu Yusuf Yeşil kimdir?<br />

Yusuf Yeşil, İstanbul Tıp Fakültesi’nde tıp doktoru olarak<br />

görev yapmaktadır. Dijital sağlık, mobil sağlık, sağlıkta<br />

yapay zeka ve artırılmış gerçeklik teknolojileri üzerine<br />

çalışmalar yapan Yeşil, Forbes 30 Altı 30 listesine giren 30<br />

genç girişimciden biridir.<br />

Who is Yesil Science Founder Yusuf Yeşil?<br />

Yusuf Yeşil works as a medical doctor at Istanbul Medical<br />

Faculty. Yeşil, who studies digital health, mobile health,<br />

artificial intelligence in health and augmented reality<br />

technologies, is one of the 30 young entrepreneurs<br />

included in the Forbes 30 Under 30 list.<br />

Şubat - <strong>February</strong> <strong>2021</strong>


12<br />

8 Ways to Keep<br />

Your Spine Healthy<br />

Omurga Sağlığını<br />

Korumanın 8 Yolu<br />

The spine is the body’s most important bone<br />

structure for the body to function healthy and<br />

stay upright. A healthy spine is important to<br />

protect the structures of the internal organs in it<br />

and to maintain the strength of the muscles and<br />

ligaments attached to it.<br />

Specialist in Physiotherapy Altan Yalım from the Therapy<br />

Sport Center Physical Therapy Center said the following<br />

about spine health: “Depending on age periods, the stress,<br />

strains, and overloads brought about by both education<br />

and the work environment can cause erosive effects on the<br />

spine.”<br />

Specialist Physiotherapist Altan Yalım, who explained<br />

simple ways to protect spine health in the face of all<br />

difficulties, said:<br />

1-The most basic method of protection for spine health is<br />

the right posture. Whether it is at school, work, or home, it<br />

is important to maintain an upright and straight posture.<br />

2-Especially physical business lines create serious trauma on<br />

the spine and a rested body is essential to cancel out these<br />

traumas.<br />

3-Although extremely soft and comfortable furniture such<br />

as study chairs, beds and seating groups are appealing to<br />

us while choosing them, they will put extreme loads on<br />

your spine. Choices that are somewhat uncomfortable but<br />

support the spine are important.<br />

Omurga, vücudun sağlıklı şekilde çalışmasını<br />

ve dik durmasını sağlayan en önemli kemik<br />

yapısıdır. Omurga sağlığı, gerek içerisinde yer<br />

alan iç organların yapısını korumak, gerekse de<br />

ona bağlı olan kas ve bağların sağlamlığı için çok<br />

önemlidir.<br />

Omurga sağlığı hakkında bilgi veren Therapy Sport Center<br />

Fizik Tedavi Merkezi’nden Uzman Fizyoterapist Altan<br />

Yalım, şunları söyledi: “Yaş dönemlerine göre, gerek<br />

eğitim gerekse iş ortamının getirdiği stresler, zorlamalar,<br />

aşırı yüklenmeler omurga üzerinde yıpratıcı etkilere yol<br />

açabiliyor” dedi.<br />

Tüm zorlamalar karşısında, omurga sağlığını korumanın<br />

basit yollarını noktalarını anlatan Uzman Fizyoterapist<br />

Altan Yalım, şunları kaydetti:<br />

1-Omurganın en temel koruyucu yöntemi uygun duruştur.<br />

Gerek okulda ya da işte, gerekse de evde mümkün<br />

olabildiğince dik ve düz duruşu korumak önemlidir.<br />

2-Özellikle fiziksel iş kolları omurga üzerinde ciddi<br />

travmalar yaratırlar ve dinlenmiş bir vücut bu travmaları<br />

karşılamak için olmazsa olmazdır.<br />

3-Çalışma koltuğu, yatak ve salon oturma gruplarını<br />

seçerken, aşırı yumuşak ve rahat olanlar bize ne kadar<br />

uygun görünseler de, omurgamızı aşırı yüklere maruz<br />

bırakacaklardır. Biraz rahatsız, ama omurgayı daha iyi<br />

destekleyen seçimler önemlidir.<br />

Şubat - <strong>February</strong> <strong>2021</strong>


13<br />

4-Good nutrition, weight control and taking in important<br />

minerals for the bones are the basic needs of a health<br />

spine.<br />

5-Regular and continuous exercises, walks, swimming,<br />

and mat sports are important for muscle and ligament<br />

structure supporting the spine.<br />

6-Posture exercises are not only equally but almost more<br />

important than strength exercises and one can even apply<br />

to posture training.<br />

7-The spine is most sensitive in the early and late age<br />

periods. Posture awareness is the key to a pain-free live in<br />

these periods of life.<br />

8-In short, in addition to the simple methods stated above,<br />

the most important of all is to eat good, sleep well and<br />

keep fit.<br />

Specialist in Physiotherapy Altan Yalım,<br />

Therapy Sport Center Physical Therapy Center<br />

4-İyi beslenmek, kilo kontrolü ve kemikler için önemli<br />

mineralleri almak, sağlıklı omurganın en temel<br />

ihtiyaçlarındandır.<br />

5-Düzenli ve sürekli egzersizler, yürüyüşler, yüzme ve<br />

mat sporları omurgayı destekleyen kas ve bağ yapısı için<br />

önemlidir.<br />

6-Kuvvet egzersizleri kadar, hatta daha da önemli olan<br />

germe egzersizleri yapılmalı ve duruş eğitimleri alınabilir.<br />

7-Erken ve geç yaş dönemleri omurganın en hassas olduğu<br />

zamanlardır. Bu dönemlerde, postür (duruş) farkındalığı<br />

ağrısız yaşamın anahtarıdır.<br />

8-Kısaca yukarıdaki basit birkaç yöntemin yanı sıra, aslında<br />

en önemli koruma yöntemi, iyi beslenmek, iyi uyumak ve<br />

zinde kalmaktır.<br />

Şubat - <strong>February</strong> <strong>2021</strong>


16<br />

GE Healthcare & Curea Sign First Strategic<br />

Collaboration in Turkey to Accelerate AI-Based Software<br />

Development in Medical Imaging<br />

GE Sağlık ve Curea, Tıbbi<br />

Görüntülemede Yapay Zekâ<br />

Tabanlı Yazılım Geliştirme<br />

Sürecini Hızlandırmak için İlk<br />

Stratejik İş Birliğine İmza Attı<br />

GE Healthcare and the University of Health<br />

Sciences Health Technopolis (TECHNOPOL<br />

Istanbul) based Curea collaborate to accelerate<br />

AI-based health software development in Turkey.<br />

GE Healthcare and Prof. Hakki Muammer Karakas, M.D.,<br />

Istanbul Provincial Health Directorate Radiology Services<br />

Coordinator & Health Sciences University Faculty Member,<br />

have announced the country’s first strategic collaboration<br />

to accelerate artificial intelligence (AI) development in<br />

medical imaging.<br />

Prof. Dr. Karakas will lead the research and development<br />

teams comprised of distinguished clinicians, radiologists,<br />

scientists from different disciplines, senior data scientists<br />

and software developers who have come together under<br />

the newly established company CUREA, at TECHNOPOL<br />

Istanbul. Using GE Healthcare’s Edison Health Services, the<br />

teams will work to develop AI-based applications focused<br />

on the detection, categorization and severity grading<br />

of COVID-19 to diagnose and treat patients; as well as<br />

develop AI-based applications for automatic detection and<br />

classification of breast lesions through contrast-enhanced<br />

magnetic resonance imaging (CESM).<br />

Advances in medical imaging constantly increase our<br />

knowledge of diseases and their treatments, creating a<br />

surge in the amount of data generated. For each patient to<br />

benefit from the promises of personalized medicine, new<br />

AI-based tools are needed to aggregate, standardize, and<br />

make sense of this data quickly.<br />

However, the development of AI applications in medical<br />

GE Sağlık ve Sağlık Bilimleri Üniversitesi Sağlık<br />

Teknokenti (TEKNOPOL İstanbul) merkezli Curea,<br />

Türkiye’de yapay zekâ tabanlı sağlık yazılımı<br />

geliştirme sürecini hızlandırmak için birlikte<br />

çalışıyor.<br />

GE Sağlık ile İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü Radyoloji<br />

Hizmetleri Koordinatörü ve Sağlık Bilimleri Üniversitesi<br />

Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakkı Muammer Karakaş, tıbbi<br />

görüntülemede yapay zekânın(AI) gelişimini hızlandırmaya<br />

yönelik ülkede yapılan ilk stratejik iş birliğini duyurdu.<br />

Prof. Dr. Karakaş, TEKNOPOL İstanbul’da yeni kurulan<br />

CUREA şirketi altında toplanan seçkin klinisyenler,<br />

radyologlar, farklı disiplinlerden bilim insanları, üst<br />

düzey veri bilimcileri ve yazılım geliştiricilerinden oluşan<br />

araştırma ve geliştirme ekiplerine liderlik edecek.<br />

Bu uzman ekip, GE Sağlık’ın Edison Health Services<br />

yazılımlarını kullanarak, hastalara tanı koymak ve tedavi<br />

etmek amacıyla bilimsel çalışma kapsamındaki hedef<br />

hastalıkların tespit edilmesi, sınıflandırılması ve bunların<br />

şiddet derecelendirmesinin yanı sıra; kontrastlı spektral<br />

mamografi (CESM) yoluyla meme lezyonlarının otomatik<br />

saptanması ve sınıflandırılması üzerine çalışacak.<br />

Tıbbi görüntülemedeki gelişmeler, hastalıklar ve bu<br />

hastalıkların tedavileri hakkında edindiğimiz bilgileri<br />

sürekli artırırken, elde edilen veri miktarının da artmasını<br />

sağlıyor. Her hastanın, kişiselleştirilmiş tıbbın getirilerinden<br />

faydalanabilmesi için bu verileri hızlı bir şekilde toplamak,<br />

standart ve anlamlı hale getirmek üzere yeni yapay zekâ<br />

tabanlı araçlara ihtiyaç duyuluyor.<br />

Ancak, tıbbi görüntülemede yapay zekâ uygulamalarının<br />

geliştirilmesi için çok miktarda yüksek kalitede açıklamalı<br />

Şubat - <strong>February</strong> <strong>2021</strong>


17<br />

imaging requires access to large amounts of high-quality<br />

annotated data, advanced design visualization capabilities<br />

and the ability to trace the development and learnings<br />

– which can be a challenge. The collaboration between<br />

CUREA and GE Healthcare will leverage large-scale clinical<br />

and radiological data from the University of Health<br />

Sciences and using the AI-know how and capabilities of the<br />

research and development teams led by Prof. Dr. Karakas,<br />

work to accelerate the development of AI solutions and<br />

help structure an AI healthcare ecosystem in Turkey.<br />

Commenting on the collaboration, Prof. Karakas said:<br />

“Leveraging the power of GE Healthcare’s Edison Health<br />

Services, Turkish clinical scientists, data scientists and<br />

software developers will be able to harness our immense<br />

datasets to create AI-driven applications that can add<br />

significant value to the diagnosis and treatment of<br />

diseases in the Turkey. This is an organic tie-up that has the<br />

potential not only to establish Istanbul as a global site for<br />

AI development in healthcare, but the ability to scale up<br />

intelligent clinical analysis and operational management<br />

solutions and make them available to radiologists and<br />

healthcare professionals around the world.”<br />

Nael Dabbagh, General Manager of GE Healthcare in<br />

the Middle East, North Africa, Central Asia and Turkey,<br />

said: “This is an exciting collaboration that will gradually<br />

give Turkish start-ups, researchers and radiologists the<br />

opportunity to create AI applications in medical imaging<br />

that can dramatically enhance treatment and diagnosis of<br />

disease in Turkey and beyond. It is also a significant step<br />

forward in establishing an ecosystem for AI development in<br />

healthcare for Turkey and the whole region, thanks to the<br />

leadership and vision of Prof. Dr. Karakas and his team.”<br />

Edison Health Services is an open, extensible, modern<br />

architecture for the development and deployment of<br />

digital applications in healthcare. Applications targeting<br />

clinical, operational and financial outcomes in healthcare<br />

can easily be developed using these tools. Applications<br />

developed using Edison Health Services can be quickly and<br />

securely deployed in the cloud, on premise (e.g.,via GE<br />

Healthcare’s Edison HealthLink appliance), or directly onto<br />

smart imaging devices.<br />

Previous AI collaborations announced in Europe have<br />

focused on the management of liver cancer with<br />

artificial intelligence characterization tools, the diagnosis<br />

and prognosis of lung diseases, and the accuracy and<br />

personalization of treatments for brain cancer or patient<br />

follow-up through imaging tools and multidisciplinary<br />

consultation meetings. Similarly, the recently launched<br />

EMEA Edison Accelerator is a start-up acceleration &<br />

healthcare provider collaboration program in Europe,<br />

Middle East & Africa, for the region and the world. It<br />

brings together healthcare providers interested in being<br />

at the forefront of innovation, and start-ups who want to<br />

leverage the GE Healthcare environment and mentoring to<br />

enhance their value proposition.<br />

verilere, gelişmiş tasarım görsel özelliklerine ve<br />

geliştirme ile edilen bilgileri izleme beceresine sahip<br />

olmak gerekliyor ve bu oldukça zor bir süreç olabiliyor.<br />

CUREA ve GE Sağlık arasındaki iş birliği, Sağlık Bilimleri<br />

Üniversitesi tarafından sağlanan büyük ölçekli klinik ve<br />

radyoloji verilerinden ve Prof. Dr. Karakaş liderliğindeki<br />

araştırma ve geliştirme ekiplerinin yapay zekâ konusundaki<br />

bilgilerinden yararlanarak yapay zekâ çözümlerinin<br />

geliştirilmesini hızlandıracak ve Türkiye’de bir yapay zekâ<br />

sağlık ekosisteminin yapılandırılmasına öncülük edecek.İş<br />

birliği ile ilgili yorum yapan Prof. Karakaş, şunları söyledi:<br />

“Türk klinik bilim insanları, veri bilimcileri ve yazılım<br />

geliştiricileri, GE Sağlık Edison Health Services’in sağladığı<br />

gücü kullanarak Türkiye’deki hastalıkların tanı ve tedavisine<br />

önemli ölçüde değer katabilecek yapay zekâya dayalı<br />

uygulamalar oluşturmak için kapsamlı veri setlerimizden<br />

yararlanabilecekler. Bu durum, sağlık hizmetlerinde yapay<br />

zekâ gelişimi için İstanbul’u küresel bir merkez haline<br />

getirme potansiyeline sahip olmakla kalmayıp aynı zamanda<br />

akıllı klinik analiz ve operasyonel yönetim çözümlerini<br />

artırma ve bunları dünya genelindeki radyologların ve sağlık<br />

uzmanlarının kullanıma sunma becerisine sahip organik bir<br />

bağlantı teşkil ediyor.”<br />

GE Healthcare Orta Doğu, Kuzey Afrika, Orta Asya ve<br />

Türkiye Genel Müdürü Nael Dabbagh ise şöyle konuştu:<br />

“Bu heyecan verici iş birliği; Türk girişimcilerine,<br />

araştırmacılarına ve radyologlarına kademeli olarak Türkiye<br />

ve diğer ülkelerdeki hastalıkların tanı ve tedavi süreçlerini<br />

önemli ölçüde geliştirebilecek olan tıbbi görüntülemeye<br />

yönelik yapay zekâ uygulamaları geliştirme olanağı<br />

sunacak. Ayrıca bu iş birliği, Prof. Dr. Karakaş ve ekibinin<br />

liderliği ve vizyonu sayesinde Türkiye ve tüm bölge için<br />

sağlık hizmetlerinde yapay zekâ geliştirmeye yönelik bir<br />

ekosistem oluşturma yolunda atılan önemli bir adımdır.”<br />

Edison Health Services, sağlık hizmetlerinde dijital<br />

uygulamaların geliştirilmesi ve kullanılması için açık ve<br />

genişletilebilir yapıda modern bir mimaridir. Bu araçlar<br />

ile sağlık hizmetlerinde klinik, operasyonel ve finansal<br />

sonuçları hedefleyen uygulamalar kolaylıkla geliştirilebilir.<br />

Edison Health Services kullanılarak geliştirilen uygulamalar<br />

bulutta, tesiste (örn. GE Sağlık Edison HealthLink cihazı<br />

aracılığıyla) veya doğrudan akıllı görüntüleme cihazlarında<br />

hızlı ve güvenli bir şekilde kullanılabilir.<br />

Avrupa’da duyurulan önceki yapay zeka iş birlikleri,<br />

yapay zeka karakterizasyon araçlarıyla karaciğer<br />

kanserinin yönetimine, akciğer hastalıkları tanısı ve<br />

prognozuna ve beyin kanseri tedavilerinin doğruluğu ve<br />

kişiselleştirilmesine ya da görüntüleme araçları ve çok<br />

disiplinli konsültasyon toplantıları aracılığıyla hasta takibine<br />

odaklanmıştı. Benzer şekilde, yakın zamanda başlatılan<br />

EMEA Edison Accelerator hem bölge hem de dünya için<br />

Avrupa, Orta Doğu ve Afrika’da bir girişimci-sağlık hizmeti<br />

sağlayıcısı iş birliği programıdır. Program, inovasyonun<br />

ön safhalarında yer almak isteyen sağlık hizmeti<br />

sağlayıcılarını ve değer önerilerini geliştirmek için GE Sağlık<br />

ekosisteminden ve danışmanlığından yararlanmak isteyen<br />

girişimcileri bir araya getirmektedir.<br />

Şubat - <strong>February</strong> <strong>2021</strong>


18<br />

“Online Rehab Project for MS Patients” of the<br />

Karadeniz MS Association<br />

Karadeniz MS Derneği’nden<br />

“MS Hastalarında Online Rehabilitasyon Projesi”<br />

Multiple Skleroz (MS) dünyada yaklaşık 3,5<br />

milyon, Türkiye’de ise yaklaşık 80 bin kişiyi<br />

etkiliyor. MS hastalarının Covid-19 pandemisi<br />

döneminde ve sonrasında yaşam kalitelerini<br />

devamlı kılmak ve tedavilerini aksatmamak<br />

amacıyla, Karadeniz MS Derneği tarafından “MS<br />

Hastalarına Online Rehabilitasyon Projesi” hayata<br />

geçirildi.<br />

Multiple Sclerosis (MS) affects about 80 thousand<br />

persons in Turkey and 3.5 million persons around<br />

the world. In order to maintain the quality of<br />

life of MS patients during and after the Covid-19<br />

pandemic and not to disrupt their treatment,<br />

the “Online Rehab Project for MS Patients” was<br />

implemented by the Karadeniz MS Association.<br />

Aiming to enable MS patients to benefit from<br />

neurorehabilitation applications without going to hospital<br />

on the electronic platform in Turkey, the program titled<br />

“Neurorehabilitation Practices for Multiple Sclerosis<br />

Patients” is available at http://www.msnrhb.com/.<br />

With exercise videos and exercise documents, patient<br />

life stories, and a wide range of programs prepared with<br />

a platform that can answer patients’ questions, patients<br />

can choose neurorehabilitation practices that are suitable<br />

for them and follow their personal development with the<br />

support of expert academicians.<br />

Prof. Murat Terzi, Head of Neurology Department, Faculty<br />

of Medicine, Ondokuz Mayıs University, and President<br />

of Karadeniz MS Association, said the followings in his<br />

statement about the project, “Multiple sclerosis is an<br />

inflammatory demyelinating disease of the central nervous<br />

system, a neurological disease especially seen in the young<br />

adult age group. Vision loss, fatigue, imbalance, weakness,<br />

urinary problems and impairment in cognitive functions can<br />

be seen, and these pictures can negatively affect the quality<br />

of life of patients.” Stating that there are different practices<br />

aimed at improving the quality of life of patients during<br />

Türkiye’deki MS hastalarının hastaneye gitmeden<br />

elektronik platformda nörorehabilitasyon uygulamalarından<br />

yararlanabilmelerini amaçlayan, ‘Multipl Skleroz<br />

Hastalarına Yönelik Nörorehabilitasyon Uygulamaları’<br />

başlıklı bu programa http://www.msnrhb.com/ adresinden<br />

ulaşılabiliyor.<br />

Egzersiz videoları ve egzersiz dokümanları, hasta yaşam<br />

hikayeleri ve hastaların sorularına yanıt verilebilen<br />

bir platform ile geniş bir yelpazede hazırlanan<br />

program sayesinde hastalar hem kendilerine uygun<br />

nörorehabilitasyon uygulamalarını seçebiliyor, hem de kendi<br />

kişisel gelişimlerini alanında uzman akademisyenlerin<br />

desteğiyle takip edebiliyor.<br />

Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji<br />

Anabilim Dalı Başkanı ve Karadeniz MS Derneği Başkanı<br />

Prof. Dr. Murat Terzi, projeyle ilgili yaptığı açıklamada;<br />

“Multipl skleroz santral sinir sisteminin inflamatuvar<br />

demiyelinizan hastalığı olup özellikle genç erişkin yaş<br />

grubunda görülen nörolojik bir hastalıktır. Görme kaybı,<br />

yorgunluk, dengesizlik, güçsüzlük, idrar problemi ve<br />

bilişsel fonksiyonlarda etkilenme görülebilir ve bu tablolar<br />

hastaların yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir” dedi.<br />

Terzi, hastaların hastalıklarıyla olan yolculuklarında yaşam<br />

kalitesini artırmaya yönelik farklı uygulamalar bulunduğunu<br />

belirterek, “Her hastanın hastalık seyri kendine özgü olup<br />

uygulanacak tedaviler de o hastaya göre belirlenmektedir.<br />

Hastaların fiziksel ve bilişsel fonksiyonlarının bozulmaması<br />

ve eğer etkilenme var ise rehabilite edilmesi hasta yaşam<br />

kalitesi açısından oldukça önemlidir” diye konuştu.<br />

Hastaların var olan problemlerine uygun fizyoterapi<br />

programları ve bilişsel rehabilitasyon çalışmalarının<br />

kliniklerde uygulandığı ifade eden Terzi, “Hastane ve<br />

kliniklerde hastaların geçirdikleri sürenin kısıtlı olması<br />

ve pandemi, ulaşım problemi, engellilik gibi nedenlerle<br />

hastaneye ulaşmakta yaşanan zorluklar tedavinin<br />

önemli bir kısmı olan nörorehabilitasyon uygulamalarını<br />

güçleştiriyor. Bu durum hastaların yaşam kalitesini<br />

olumsuz etkileyerek nörorehabilitasyon uygulamalarının<br />

Şubat - <strong>February</strong> <strong>2021</strong>


19<br />

their journeys with their illnesses, Terzi said, “The course of<br />

the disease of each patient is unique and the treatments to<br />

be applied are determined according to that patient. It is<br />

very important for patients to maintain their physical and<br />

cognitive functions and to be rehabilitated if affected, for<br />

the quality of life of the patient.”<br />

Stating that physiotherapy programs and cognitive<br />

rehabilitation studies suitable for the existing problems of<br />

the patients are applied in clinics, Terzi said, “The limited<br />

time spent by the patients in hospitals and clinics and<br />

the difficulties experienced in reaching the hospital due<br />

to pandemic, transportation problems, disability make<br />

neurorehabilitation applications, which is an important<br />

part of the treatment, difficult. This can negatively affect<br />

the quality of life of patients and reduce the efficiency<br />

of neurorehabilitation practices. Thanks to this program<br />

titled “Neurorehabilitation Applications for Multiple<br />

Sclerosis Patients”, we aimed that patients can benefit<br />

from neurorehabilitation applications on electronic<br />

platform without coming to the hospital. We brought these<br />

applications together with our patients on our “msnrhb”<br />

website established for this purpose. Our patients can<br />

access the neurorehabilitation applications suitable<br />

for them in this program and can follow their personal<br />

development with the support of our expert academicians.<br />

We are confident that this application, which we hope will<br />

have a positive impact on the quality of life of patients, will<br />

be a useful guide for all patients and their relatives in the<br />

MS journey.”<br />

Sema Gül Türk, Chairman of Adapha Artificial Intelligence<br />

Solutions in Healthcare, lecturer, Physiotherapy and<br />

Rehabilitation Department, Faculty of Health Sciences,<br />

Ondokuz Mayıs University, who carried out the technical<br />

infrastructure of the project, pointed out that the most<br />

common findings in MS are weakness, lower urinary<br />

system dysfunctions and fatigue. She added furthermore,<br />

“Evaluating the patients individually from the point of<br />

view of physiotherapy and creating an exercise plan<br />

suitable for these evaluations are effective treatment<br />

modalities to optimize the patient’s quality of life. It has<br />

been proven that regular exercise also positively affects<br />

the immune system. With this project, we aim to ensure<br />

that MS patients come across the screen at their homes<br />

and do the exercise that suits them regularly. By working<br />

in an interdisciplinary manner with expert teams in both<br />

technology and healthcare, we have developed MS<br />

Neurorehabilitation exercise videos to increase the level<br />

of physical activity for MS patients at home. Thanks to this<br />

program, we can follow chronic patients from home and<br />

make necessary referrals to patients. We believe it will<br />

benefit our patients.”<br />

The details of this unique project in Turkey and all<br />

questions about MS disease found an answer at the digital<br />

press conference on <strong>February</strong> 5, <strong>2021</strong>. The project is aimed<br />

to be a useful guide for all patients and their relatives on<br />

the MS journey by making a positive impact on the quality<br />

of life of MS patients.<br />

verimliliğini azaltabiliyor. ‘Multipl Skleroz Hastalarına<br />

Yönelik Nörorehabilitasyon Uygulamaları’ başlıklı<br />

bu programımız sayesinde hastaların hastaneye<br />

gelmeden elektronik platformda nörorehabilitasyon<br />

uygulamalarından yararlanabilmesini amaçladık. Bu<br />

amaçla kurulan ‘msnrhb’ web sayfamızda bu uygulamaları<br />

hastalarımızla buluşturduk. Hastalarımız kendilerine<br />

uygun nörorehabilitasyon uygulamalarına bu programda<br />

ulaşabilirler ve kendi kişisel gelişimlerini alanında uzman<br />

akademisyenlerimizin desteğiyle izleyebilirler. Hastaların<br />

yaşam kalitesine olumlu etki yapacağını umduğumuz<br />

bu uygulamanın MS yolculuğunda tüm hasta ve hasta<br />

yakınlarına faydalı bir rehber olacağından eminiz” dedi.<br />

Projenin teknik altyapısını gerçekleştiren Adapha Yapay<br />

Zeka ARGE ve Yazılım Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı<br />

ve Ondokuz Mayıs Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi<br />

Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü Öğretim Görevlisi<br />

Sema Gül Türk ise MS hastalığında en sık görülen<br />

bulgularının güçsüzlük, alt üriner sistem disfonksiyonları<br />

ve yorgunluk olduğuna işaret ederek, şunları söyledi:<br />

“Hastaların bireysel olarak fizyoterapi bakış açısıyla<br />

değerlendirilmesi ve bu değerlendirmelere uygun egzersiz<br />

planının oluşturulması, hastanın yaşam kalitesini optimize<br />

etmek için etkin tedavi modaliteleridir. Düzenli egzersizin<br />

aynı zamanda bağışıklık sistemini olumlu yönde etkilediği<br />

kanıtlanmıştır. Bu projeyle MS hastalarının evlerinde ekran<br />

karşısına geçerek, kendilerine uygun egzersizi düzenli bir<br />

şekilde yapmasını sağlamayı hedefliyoruz. Hem teknoloji<br />

hem sağlık alanında uzman ekiplerle interdisipliner bir<br />

şekilde çalışarak MS hastalarının evlerinden; fiziksel<br />

aktivite düzeyini artırmaya yönelik, MS Nörorehabilitasyon<br />

egzersiz videolarını geliştirdik. Bu program sayesinde<br />

kronik hastaları evden takip edebiliyor ve hastalara<br />

gerekli yönlendirmeleri yapabiliyoruz. Hastalarımıza fayda<br />

sağlayacağına inanıyoruz.”<br />

5 Şubat <strong>2021</strong> tarihinde dijital olarak düzenlenen basın<br />

toplantısında Türkiye’de benzeri olmayan bu projenin<br />

detayları ve MS hastalığı hakkında merak edilen tüm<br />

sorular yanıt buldu. Projenin, MS hastalarının yaşam<br />

kalitesine olumlu etki yaparak, MS yolculuğunda tüm hasta<br />

ve hasta yakınlarına faydalı bir rehber olması hedefleniyor.<br />

Şubat - <strong>February</strong> <strong>2021</strong>


20<br />

RECORDATI: License Obtained for the Commercialization of<br />

Eligard in Europe and Other Countries<br />

RECORDATI: Eligard’ın Avrupa’da ve Diğer Ülkelerde<br />

Pazarlanması Amacıyla Alınan Lisans<br />

Recordati announces the closing of a License and Supply<br />

Agreement with Tolmar International Ltd, to commercialise<br />

Eligard® (leuprorelin acetate), in Europe, Turkey, Russia and<br />

other countries. Eligard® is a marketed medicinal product<br />

for the treatment of hormone dependent advanced<br />

prostate cancer and for the treatment of high-risk localized<br />

and locally advanced hormone dependent prostate cancer<br />

in combination with radiotherapy.<br />

The active ingredient of Eligard® is leuprorelin acetate, a<br />

powder which is solubilized with a solvent for subcutaneous<br />

injection. Eligard® is available in three different dosages<br />

(for 1-month, 3-month and 6month treatment, respectively)<br />

as a single kit containing two syringes. The development<br />

of a new device to administer the product which is easier<br />

Recordati, Avrupa, Türkiye, Rusya ve diğer ülkelerde<br />

Eligard®’ın (leuprorelin asetat) pazarlanması amacıyla,<br />

Tolmar International Ltd. ile gerçekleştirilen Lisans ve<br />

Tedarik Anlaşması’nın tamamlandığını duyurdu. Eligard®,<br />

hormon bağımlı ilerlemiş prostat kanserinin tedavisinde<br />

ve yüksek riskli lokalize ve lokal olarak ilerlemiş hormon<br />

bağımlı prostat kanserinin radyoterapi ile kombinasyon<br />

tedavisinde kullanılmak üzere pazarlanan bir tıbbi üründür.<br />

Eligard®’ın aktif bileşeni, deri altı enjeksiyon yapılabilmesi<br />

için bir çözücü vasıtasıyla çözünen toz halindeki leuprorelin<br />

asetattır. Eligard®, iki şırınga içeren tek bir kit olarak<br />

üç farklı dozajda (sırasıyla 1 aylık, 3 aylık ve 6 aylık tedavi<br />

dozajları) sunulmaktadır. Ürünün daha kolay bir şekilde<br />

uygulanabilmesine yönelik olarak Avrupa İlaç Ajansı’nın<br />

(EMA) talebi doğrultusunda yeni bir cihazın geliştirilmesine<br />

Şubat - <strong>February</strong> <strong>2021</strong>


21<br />

to handle is currently ongoing, following the request from<br />

EMA. The regulatory variation is expected to be submitted<br />

by 31 October <strong>2021</strong>.<br />

The product has been commercialized by Astellas in the<br />

territories licensed to Recordati, with annual sales in<br />

the region of approximately € 100 million. Tolmar will<br />

manufacture the product for Recordati, while Astellas<br />

will provide to Recordati certain transitional services for<br />

an agreed period of time. Recordati will make an upfront<br />

payment of € 35 million to Tolmar which will also be<br />

eligible to receive additional milestone payments up to a<br />

total of € 105 million as well as royalties on sales.<br />

“We are very pleased with the agreement reached with<br />

Tolmar which provides Recordati with a new product<br />

that strengthens our presence in the urological area and<br />

fits very well with our geographical footprint. Eligard®<br />

is a well-established medication that addresses a lifethreatening<br />

disease with a high incidence in the population<br />

aged over 65 years and Recordati is committed to<br />

provide continuing support to patients and doctors in this<br />

field.”, declared Andrea Recordati, CEO. “We also wish to<br />

recognize the role that Astellas had in making the product<br />

available to the patients so far and for its willingness to<br />

cooperate with Recordati and Tolmar so that patients can<br />

continue to benefit from this important treatment with no<br />

interruption”.<br />

ilişkin faaliyetler halihazırda devam etmektedir. İlgili<br />

düzenleyici değişiklik başvurusunun 31 Ekim <strong>2021</strong> tarihine<br />

kadar yapılması beklenmektedir.<br />

Ürün, Recordati’nin lisans sahibi olduğu bölgelerde yaklaşık<br />

100 milyon Avro civarında yıllık satışla Astellas tarafından<br />

pazarlanmıştır. Tolmar, ürünü Recordati için üretecek olup,<br />

Astellas ise Recordati’ye üzerinde mutabık kalınacak bir<br />

süre boyunca belirli geçiş hizmetlerini sağlayacaktır.<br />

Recordati, Tolmar’a ilk başta 35 milyon Avro tutarında<br />

peşin ödeme yapacak olup, söz konusu tutar ilerleyen<br />

dönemlerde Tolmar’ın almaya hak kazanabileceği toplamda<br />

105 milyon Avro’yu bulabilecek olan hak ediş ödemeleri<br />

ve satışlar üzerinden elde edebileceği gelirlere ek olarak<br />

ödenecektir. Recordati İcra Kurulu Başkanı Sn. Andrea<br />

Recordati konuyla ilgili olarak şunları söylemiştir: “Tolmar<br />

ile varılan, Recordati’nin coğrafi ayak izine çok iyi uyan ve<br />

Recordati’nin üroloji alanında varlığını güçlendirecek yeni<br />

bir ürünü Recordati’ye sağlayacak olan bu anlaşmadan<br />

dolayı çok memnunuz. Eligard®, 65 yaş üstü popülasyonda<br />

yüksek insidansıyla yaşamı tehdit eden bir hastalığın<br />

tedavisine yönelik köklü bir ilaçtır ve Recordati bu alandaki<br />

hastalara ve doktorlara kesintisiz destek sağlamaya<br />

kararlıdır. Ayrıca, Astellas’ın ürünün bugüne kadar olan<br />

dönemde hastaların kullanımına sunulabilmesindeki rolünü<br />

ve de hastaların bu önemli tedaviden kesintisiz olarak<br />

yararlanmaya devam edebilmeleri için Recordati ve Tolmar<br />

ile işbirliği yapma noktasındaki iyi niyetli yaklaşımını takdir<br />

ettiğimizi de belirtmek isterim”.<br />

Şubat - <strong>February</strong> <strong>2021</strong>


22<br />

Almost 10 Million People Died from Cancer<br />

10 Milyon Kişi Kanser<br />

Nedeniyle Hayatını Kaybetti<br />

Prof. Serdar Turhal, President of the<br />

Turkish Society of Medical Oncology<br />

The world is dealing with the COVID-19 epidemic,<br />

but increases in diseases such as cancer, one of<br />

the important diseases of our age, continued to<br />

increase in 2020.<br />

In the statement made by the Turkish Society of Medical<br />

Oncology (TTOD) on the occasion of <strong>February</strong> 4, World<br />

Cancer Day; According to the statistics for the year 2020<br />

announced by the International Agency for Research<br />

on Cancer, it was stated that 19.3 million patients were<br />

newly diagnosed with cancer and 10 million deaths due<br />

to cancer. Although cancer frequencies vary according to<br />

geographical regions, it was noted that the most common<br />

types of cancer in the world and Turkey are breast, lung and<br />

bowel cancers.<br />

In addition, it was stated that as the Association, due to<br />

the World Cancer Day, various awareness activities were<br />

organized online this year due to the pandemic.<br />

“A healthy lifestyle also protects against cancer”<br />

Declaring that choosing a healthy lifestyle protects from<br />

cancer as well as from other diseases, Prof. Serdar Turhal,<br />

President of the Turkish Society of Medical Oncology,<br />

said, “It is necessary to avoid very fatty, salty and sugary<br />

foods. To be healthier, it is necessary to be close to the<br />

ideal weight. Leading an active life occupies an important<br />

position. If we apply them, it is possible to reduce the risk<br />

of cancer and similar diseases. One out of every 5 people<br />

in the world gets cancer during their lifetime and one in 8<br />

men and one in 11 women die of cancer. It was announced<br />

for the first time in 2020 that breast cancer was the most<br />

common type of cancer in the world with 11.7 percent, and<br />

one out of every 8 cases was breast cancer. The incidence<br />

Dünya COVID-19 salgınıyla uğraşıyor, ancak<br />

çağımızın önemli hastalıklarından kanser gibi<br />

hastalıklarda 2020 yılında da artışlar yaşanmaya<br />

devam etti.<br />

Türk Tıbbi Onkoloji Derneği (TTOD) tarafından 4 Şubat<br />

Dünya Kanser Günü nedeniyle yapılan açıklamada;<br />

Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı’nın açıkladığı 2020<br />

yılı istatistiklerine göre 19.3 milyon hastaya yeni kanser<br />

tanısı konulduğu ve 10 milyon kansere bağlı ölüm olduğu<br />

belirtildi. Coğrafi bölgelere göre kanser sıklıkları değişse<br />

de dünyada ve Türkiye’de en sık görülen kanser türlerinin<br />

meme, akciğer ve bağırsak kanserleri olduğuna dikkat<br />

çekildi.<br />

Ayrıca, Dernek olarak Dünya Kanser Günü nedeniyle, bu<br />

sene pandemi sebebiyle online olarak çeşitli farkındalık<br />

aktiviteleri düzenlendiği belirtildi.<br />

“Sağlıklı bir yaşam biçimi kanserden de koruyor”<br />

Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Serdar Turhal,<br />

sağlıklı bir yaşam biçimi seçmenin diğer hastalıklardan<br />

koruduğu gibi kanserden de koruduğunu belirterek,<br />

“Çok yağlı, tuzlu ve şekerli yiyeceklerden kaçınmak<br />

gerekmektedir. Daha sağlıklı olmak için ideal kiloya yakın<br />

olmak gerekmektedir. Hareketli bir hayat sürmek önemli<br />

bir konumda yer almaktadır. Eğer bunları uygularsak<br />

kanser ve benzeri hastalıklarla ilgili riski azaltmak<br />

mümkündür. Dünyada her 5 insandan biri yaşamı boyunca<br />

kansere yakalanıyor ve 8 erkekten biri, 11 kadından biri<br />

kanser sebebiyle hayatını kaybetmektedir. 2020 yılında<br />

ilk defa meme kanserinin yüzde 11.7 ile dünyada en sık<br />

rastlanan kanser türü olduğu ve her 8 vakadan birinin<br />

meme kanseri olduğu açıklanmıştır. Türkiye’deki kanser<br />

Şubat - <strong>February</strong> <strong>2021</strong>


23<br />

of cancer in Turkey is actually below the world average<br />

cancer. Turkey has a lower average than the developed<br />

western countries and the United States. Cancer is<br />

generally a disease with increasing age. The average age<br />

for all cancers is between 55 and 60.”<br />

“It is estimated that 28.4 million people will be<br />

diagnosed with new cancer in 2040”<br />

Noting that there is an increase in breast cancer, Turhal<br />

stated that the main reasons of this situation are having<br />

children at a later age, having fewer children, increasing<br />

obesity and sedentary life, and he said, “If the current trend<br />

is maintained, 28.4 million people will be diagnosed with<br />

new cancer in 2040 with an increase of 47 percent. It is<br />

calculated to be placed. It is predicted that the countries<br />

most affected by this increase will be countries in the low<br />

and medium human development group.”<br />

“If cancer is detected early, 90 percent positive<br />

results are obtained”<br />

Stating that cancer is increasing all over the world, Turhal<br />

said, “However, many types of cancer can now be treated.<br />

When cancer is detected early, nearly 90 percent positive<br />

results can be obtained. In cancer treatment, the treatment<br />

of the patient is planned jointly by doctors from several<br />

branches. Patients do not need to worry or fear after a<br />

cancer diagnosis. The most appropriate treatment will be<br />

planned and applied by the oncological treatment team in<br />

the center they apply to.”<br />

görülme oranı aslında dünyadaki kanser ortalamasının<br />

altında yer almaktadır. Türkiye, gelişmiş batı ülkelerinden<br />

ve ABD’den düşük bir ortalamaya sahiptir. Kanser genel<br />

olarak yaş ortalaması artan bir hastalıktır. Tüm kanserler<br />

için ortalama yaş 55-60 arasındadır.” dedi.<br />

“2040 yılında 28.4 milyon kişiye yeni kanser tanısı<br />

konulacağı tahmin edilmektedir”<br />

Meme kanseri artış olduğuna dikkat çeken Turhal, bu<br />

durumun ana sebepleri arasında daha geç yaşta çocuk<br />

sahibi olunması, daha az çocuk doğurulması, artan<br />

obezite ve hareketsiz yaşam olduğu düşünüldüğünü ifade<br />

ederek, “Mevcut trend korunursa 2040 yılında yüzde 47<br />

artışla 28.4 milyon kişiye yeni kanser tanısı konulacağı<br />

hesaplanmaktadır. Bu artıştan en çok etkilenecek ülkelerin<br />

ise düşük ve orta insani gelişmişlik grubundaki ülkeler<br />

olması öngörülmektedir.” dedi.<br />

”Kanser erken teşhis edilirse yüzde 90’a yakın<br />

oranda olumlu sonuç alınıyor”<br />

Kanserin tüm dünyada arttığını belirten Turhal, “Ancak<br />

artık pek çok kanser türü tedavi edilebilmektedir.<br />

Kanser erken teşhis edildiğinde yüzde 90’a yakın oranda<br />

olumlu sonuç alınabilmektedir. Kanser tedavisinde<br />

birkaç branştan doktorla hastanın tedavisi ortaklaşa<br />

görüşülerek planlanmaktadır. Kanser tanısı aldıktan sonra<br />

hastaların telaşlanmasına veya korkmasına gerek yoktur.<br />

Başvurdukları merkezdeki onkolojik tedavi ekibi tarafından<br />

en uygun tedavi planlanıp, uygulanacaktır.” diye belirtti.<br />

Şubat - <strong>February</strong> <strong>2021</strong>


24<br />

“Immunotherapy is our powerful weapon in<br />

treatment”<br />

Expressing that with the development of drugs aimed<br />

at directly destroying cancer cells, there has been an<br />

“immunotherapy / immunooncology” era in cancer<br />

treatment, especially in the last 10 years, Prof. Turhal said,<br />

“Today, immunotherapy is the most powerful weapon in<br />

the hands of medical oncologists as a salvage treatment in<br />

primary care or in patients who consume treatment options<br />

in many types of cancer, especially lung, head-neck, kidney<br />

tumors, skin cancer, and bladder cancer.”<br />

“Anxiety about going to hospital delays early<br />

diagnosis of cancer”<br />

Pointing out that the concern that he will get coronavirus<br />

when going to the hospital for about 1 year delayed the<br />

early diagnosis of cancer, Turhal said, “Many individuals<br />

with chronic diseases and various health problems are<br />

trying to stay at home with the concern that they may get<br />

coronavirus when they go to the hospital and try to delay<br />

the problem. However, while trying to be protected from<br />

the virus, being late and disrupting the post-diagnosis<br />

treatment processes, especially in diseases such as cancer,<br />

where early diagnosis is very important, can also lead to vital<br />

risks. Those with suspected illness and patients should not<br />

hesitate to go to the hospital. In hospitals, masks, distance<br />

and hygiene rules are observed, and the tools used after<br />

each patient are sterilized. Patients should definitely apply<br />

to the hospital by paying attention to their own hygiene<br />

rules. In addition, cancer patients are in the most risky group<br />

in terms of both Covid-19 transmission and the risk of death<br />

due to Covid-19. Cancer patients must be in the priority<br />

group in the vaccination schedule. According to the data we<br />

have, if a cancer patient is Covid positive, the risk of death<br />

is around 5-10 percent. Vaccination is recommended for<br />

cancer patients as well as for all patients with a good general<br />

condition. There is no restriction regarding the stage, these<br />

vaccines can be administered at any stage.”<br />

“İmmünoterapi tedavide güçlü bir silahımız”<br />

Doğrudan kanserli hücreyi yok etmeye yönelik ilaçların<br />

gelişmesiyle birlikte özellikle son 10 yılda kanser<br />

tedavisinde ‘immünoterapi/ immünoonkoloji’ dönemi<br />

yaşandığını söyleyen Prof. Dr. Serdar Turhal, “Günümüzde<br />

başta akciğer, baş-boyun, böbrek tümörleri, deri kanseri,<br />

mesane kanseri olmak üzere pek çok kanser türünde birinci<br />

basamakta veya tedavi seçeneklerini tüketen hastalarda<br />

kurtarıcı tedavi olarak immünoterapi, tıbbi onkologların<br />

elinde en güçlü silah olarak yer almaktadır” dedi.<br />

“Hastaneye gitme endişesi kanserde erken tanıyı<br />

geciktiriyor”<br />

Yaklaşık son 1 yıldır hastaneye gidildiğinde koronavirüse<br />

yakalanacağı endişesinin kanserde erken tanıyı<br />

geciktirdiğine dikkat çeken Turhal, “Kronik hastalıkları ve<br />

çeşitli sağlık problemleri olan pek çok birey, hastaneye<br />

gittiğinde koronavirüse yakalanabileceği endişesiyle evde<br />

kalmaya devam ederek sorunu ertelemeye çalışmaktadır.<br />

Ancak virüsten korunmak isterken, özellikle kanser<br />

gibi erken tanının çok önemli olduğu hastalıklarda geç<br />

kalınması ve tanı sonrası tedavi süreçlerinin aksatılması<br />

da hayati risklere yol açabilmektedir. Hastalık şüphesi<br />

olanlar ve hastalar hastaneye gitmekten çekinmemelidirler.<br />

Hastanelerde maske, mesafe ve hijyen kurallarına dikkat<br />

edilmekte, her hastadan sonra kullanılan aletler sterilize<br />

edilmektedir. Hastalar kendi hijyen kurallarına dikkat<br />

ederek hastaneye mutlaka başvurmalıdır. Ayrıca, kanser<br />

hastaları hem Covid-19 bulaşması hem de Covid-19’a<br />

bağlı ölüm riski açısından en riskli grupta bulunmaktadır.<br />

Aşılama takviminde kanser hastaları mutlaka öncelikli<br />

grup içinde olmalıdır. Elimizdeki verilere göre bir kanser<br />

hastasının Covid pozitif olması durumunda ölüm riski yüzde<br />

5-10 civarındadır. Genel durumu iyi olan her hastaya olduğu<br />

gibi kanser hastasına da aşı yapılması önerilmektedir.<br />

Evre ile ilgili bir kısıtlama da yoktur, her evrede bu aşılar<br />

yapılabilmektedir.” diye belirtti.<br />

Şubat - <strong>February</strong> <strong>2021</strong>


26<br />

2.5-Year-Old Alperen Gets Rid of Kidney<br />

Stone with Closed Surgery<br />

2.5 Yaşındaki Alperen,<br />

Böbrek Taşından Kapalı Ameliyatla Kurtuldu<br />

Böbreğinde taş olan 2.5 yaşındaki Alperen,<br />

Medical Park Karadeniz Hastanesi’nde Dr. Öğr.<br />

Üyesi Hasan Turgut’un yaptığı kapalı ameliyatla<br />

sağlığına kavuştu.<br />

Trabzon’da yaşayan 2.5 yaşındaki Alperen Arslan’da<br />

çocuklarda nadir rastlanan böbrek taşı saptandı. Ailesinin<br />

Medical Park Karadeniz Hastanesi’ne getirdiği Alperen’in<br />

idrar yolu kanalında bulunan 15 mm çapındaki taş, Dr. Öğr.<br />

Üyesi Hasan Turgut tarafından başarıyla temizlendi. Küçük<br />

hasta sağlığına kavuşarak 1 gün içinde taburcu oldu.<br />

2.5-year-old Alperen, who has stones in his kidney,<br />

regained his health with the closed surgery<br />

performed by Dr. Lecturer Hasan Turgut, Medical<br />

Park Karadeniz Hospital.<br />

A rare kidney stone was found in children in Alperen Arslan,<br />

2.5 years old, living in Trabzon. A stone with a diameter of<br />

15 mm found in Alperen’s urinary tract canal brought by his<br />

family to Medical Park Karadeniz Hospital, was successfully<br />

removed by Dr. Lecturer Hasan Turgut. The little patient<br />

regained his health and was discharged within 1 day.<br />

15 mm diameter stone was removed<br />

Informing about the treatment of little Alperen, Dr.<br />

Lecturer Turgut said, “Our patient applied to the<br />

emergency department with abdominal pain, nausea and<br />

vomiting almost every day for a week before coming to us.<br />

Then he was directed to us. As a result of our examinations,<br />

we found that our pediatric patient had a stone about<br />

15 mm in diameter that fell into the urinary tract. With<br />

the procedure we performed, we removed the stone in a<br />

completely closed way without incision. We discharged our<br />

patient in less than 24 hours.”<br />

Stones can be seen in 2 out of 100 babies<br />

Declaring that stone disease in children can be seen in<br />

all age groups, including babies, Dr. Lecturer said, “There<br />

may even be babies under the age of 1 who are diagnosed<br />

with stones and need treatment. Urinary tract and kidney<br />

stones in children are seen in 1-2 percent in the world and<br />

this rate is increasing day by day. In addition to genetic and<br />

15 mm çapında taş çıkarıldı<br />

Küçük Alperen’in tedavisi hakkında bilgilendirmede bulunan<br />

Dr. Öğr. Üyesi Hasan Turgut, “Hastamız bize gelmeden önce<br />

yaklaşık 1 hafta boyunca nerdeyse her gün karın ağrısı,<br />

bulantı kusma ile acil servise başvurmuştu. Daha sonra ise<br />

bize yönlendirildi. Biz yaptığımız tetkikler sonucunda çocuk<br />

hastamızda idrar yolu kanalına düşmüş, yaklaşık 15 mm<br />

çapında bir taş olduğunu tespit ettik. Yaptığımız işlemle kesi<br />

yapmadan tamamen kapalı yolla taşı temizledik. Hastamızı<br />

24 saatten daha kısa sürede taburcu ettik” diye konuştu.<br />

100 bebekten 2’sinde taş görülebiliyor<br />

Çocuklarda taş hastalığının bebekler de dâhil her yaş<br />

grubunda görülebildiğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Hasan<br />

Turgut, “1 yaşın altında olup, taş tanısı konan ve tedavi<br />

olması gereken bebekler bile olabilmektedir. Çocuklarda<br />

idrar yolu ve böbrek taşları dünyada yüzde 1-2 oranlarında<br />

görülmekte ve bu oran gün geçtikçe artış göstermektedir.<br />

Genetik, coğrafi faktörlerin yanı sıra, özellikle çocuklarda<br />

da hareketsiz yaşam ve obezitenin artış göstermesi taş<br />

oluşması için önemli bir etkendir. Çocuklarda böbrek<br />

taşı rahatsızlıkları her yaşta görülebilmekle beraber<br />

hastalarımız farklı şikâyetlerle başvurabilmektedir. En sık<br />

şikâyetler, idrarın renginde koyulaşma, kan görülmesi,<br />

idrarda yanma, sık idrara gitme, bulantı-kusma, böğür<br />

ağrısı ya da karın ağrısıdır” ifadelerini kullandı.<br />

7 mm’nin altındaysa ilaçla düşürülüyor<br />

Hastaların büyük kısmında taş hastalığının takip edilerek<br />

ilaç ile tedavi edilebileceğini söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Hasan<br />

Turgut, şöyle devam etti: “İdrar yollarında ya da böbrekte<br />

taş tespit edildikten sonra taşın büyüklüğü 7 mm ve<br />

altında ise verilecek olan çeşitli ilaçlarla taşın düşürülmesi<br />

sağlanabilir. Ağrı gibi semptomların oluşma sıklığı<br />

azaltılabilir. Taşların oluşmasına yol açan pek çok neden<br />

Şubat - <strong>February</strong> <strong>2021</strong>


27<br />

geographical factors, sedentary life and increase in obesity<br />

are an important factor for stone formation, especially in<br />

children. Although kidney stone disorders in children can<br />

be seen at any age, our patients can apply with different<br />

complaints. The most common complaints are dark urine<br />

color, blood, burning in urine, frequent urination, nauseavomiting,<br />

flank pain or abdominal pain.”<br />

If a kidney stone is below 7 mm, it can be passed<br />

using medication<br />

Expressing that the stone disease can be followed and<br />

treated using medication in most of the patients, Dr.<br />

Lecturer Hasan Turgut continued as follows: “After the<br />

stone is detected in the urinary tract or kidney, if the size<br />

of the stone is 7 mm or less, it can be passed with various<br />

drugs. The frequency of occurrence of symptoms such as<br />

pain can be reduced. There may be many reasons for the<br />

formation of stones. Some of these are the insufficient<br />

amount of components such as citrate in the urine, excess<br />

calcium excretion in the urine, some metabolic disorders<br />

called hyperoxaluria, cystinuria, some genetic diseases,<br />

insufficient fluid consumption, excessive salt intake. With<br />

some urine and blood tests to be performed on patients,<br />

these reasons can be revealed and disease-specific drug<br />

treatments can be applied. Especially in the childhood<br />

age group, detailed metabolic analysis should be done to<br />

our patients and the causes of stone formation should be<br />

investigated.”<br />

Stone can also be broken by sound waves<br />

Stating that it is possible to treat some kidney and urinary<br />

tract stones in children with stone breaking procedure<br />

without the need for surgical intervention, Dr. Lecturer<br />

Hasan Turgut said, “The treatment we call the stone<br />

breaking treatment or ESWL is an effective method that<br />

enables the stones to break with sound waves. Especially<br />

in the upper and middle parts of the kidney, the efficiency<br />

of stone crushing reaches 80 percent in stones that are<br />

less than 2 centimeters and not hard. However, it should<br />

not be preferred in large stones because of the need for<br />

anesthesia in young children, the need for several sessions<br />

and sometimes broken stones may cause blockage while<br />

pouring.”<br />

olabilir. Bunlardan bazıları idrarda sitrat gibi bileşenlerin<br />

az olması, idrarla kalsiyum atılımının fazla olması,<br />

hiperoksalüri, sistinüri denilen bazı metabolik rahatsızlıklar,<br />

bazı genetik hastalıklar, yetersiz sıvı tüketilmesi, tuz<br />

alımının fazla olması gibi durumlardır. Hastalara yapılacak<br />

olan bazı idrar ve kan tetkikleri ile bu nedenler ortaya<br />

konabilir ve hastalığa özgü ilaç tedavileri uygulanabilir.<br />

Özellikle çocukluk çağı yaş grubunda hastalarımıza mutlaka<br />

detaylı metabolik analiz yapılmalı ve taşın oluşum nedenleri<br />

araştırılmalıdır.”<br />

Ses dalgaları ile de taş kırılabilir<br />

Çocuklarda bazı böbrek ve idrar kanalı taşlarının, cerrahi<br />

müdahaleye gerek kalmadan taş kırma işlemi ile tedavisi<br />

mümkün olduğunu belirten Dr. Öğr. Üyesi Hasan Turgut,<br />

“Taş kırma tedavisi ya da ESWL olarak adlandırdığımız<br />

tedavi, ses dalgaları ile taşların kırılmasını sağlayan etkili<br />

bir yöntemdir. Özellikle böbreğin üst ve orta kısımlarında<br />

2 santimetreden küçük olan ve sert olmayan taşlarda<br />

taş kırmanın etkinliği yüzde 80’lere varmaktadır. Ancak<br />

küçük çocuklarda anestezi gereksinimi olması, birkaç<br />

seans uygulanması gerekliliği ve bazen de kırılan taşların<br />

dökülürken tıkanıklığa yol açabilmesi nedeniyle büyük<br />

taşlarda tercih edilmemelidir” dedi.<br />

++Kapalı operasyonla 24 saatte taburcu olunabilir<br />

Çocuklarda böbrek taşı tespit edildiği zaman taşın yeri ve<br />

büyüklüğüne göre cerrahi tedavi seçeneğinin de mevcut<br />

olduğunu vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Hasan Turgut, dikkat<br />

edilmesi gerekenleri şöyle anlattı: “Özellikle böbrek<br />

içerisinde herhangi bir yerde 2 cm’den daha büyük olan<br />

taşların ilaç ve taş kırma ile tedavisi mümkün değildir. Bu<br />

hastalarımızdaki taşlar kapalı böbrek taşı ameliyatlarıyla<br />

yüzde 90’ın üzerinde başarıyla temizlenebilir. Hastalar<br />

ameliyat sonrası hastanede en fazla 2 gün yattıktan sonra<br />

evlerine taburcu edilebilirler. Büyük bir kısım hasta<br />

ise 24 saat sonra veya duruma göre aynı gün evlerine<br />

dönebilmektedirler.”<br />

Can be discharged in 24 hours with closed<br />

operation<br />

Emphasizing that when kidney stones are detected in<br />

children, surgical treatment options are also available<br />

depending on the location and size of the stone, Lecturer<br />

Hasan Turgut, explained the things that should be<br />

considered as follows: “Especially, it is not possible to<br />

treat stones larger than 2 cm anywhere in the kidney with<br />

medication and stone breaking. Over 90 percent of the<br />

stones in these patients can be successfully cleaned with<br />

closed kidney stone surgeries. Patients can be discharged<br />

home after staying in the hospital for a maximum of 2 days<br />

after surgery.<br />

Most of the patients can return to their homes after 24<br />

hours or on the same day depending on the situation.”<br />

Şubat - <strong>February</strong> <strong>2021</strong>


28<br />

Neurologlist Dr. Celal Şalçini, NPİSTANBUL<br />

Brain Hospital, Üsküdar University<br />

Critical Recommendations for Epilepsy Patients<br />

Epilepsy, which occurs with uncertain seizures when and how it will come, can significantly affect a<br />

person’s quality of life. Suggesting that the factors that trigger seizures should be avoided, experts<br />

recommend that epilepsy patients sleep enough, not hungry, and use their medications regularly.<br />

Epilepsi Hastaları için Kritik Tavsiyeler<br />

Ne zaman ve nasıl geleceği belli olmayan nöbetlerle ortaya çıkan epilepsi, kişinin yaşam kalitesini önemli<br />

ölçüde etkileyebiliyor. Nöbetleri tetikleyen etkenlerden uzak durulmasını öneren uzmanlar, epilepsi<br />

hastalarının yeterli süre uyumalarını, aç kalmamalarını, ilaçlarını düzenli kullanmalarını tavsiye ediyor.<br />

Neurologlist Dr. Celal Şalçini, NPİSTANBUL Brain Hospital,<br />

Üsküdar University, made evaluations about this disease on<br />

<strong>February</strong> 12, World Epilepsy Day.<br />

Epileptic seizures damage the brain<br />

Explaining that epilepsy is a disease with recurrent seizures,<br />

Dr. Celal Şalçini said, “Epileptic seizures has a wide spectrum<br />

from mild ones such as olfactory attacks to prolonged and<br />

non-stop seizures we call “status epilepticus”. The longer<br />

the seizure duration and of course the greater the number,<br />

the greater the damage to the brain.”<br />

Uncertainty in epilepsy affects quality of life<br />

Indicating that epilepsy can be one time in a person’s life,<br />

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi<br />

Nöroloji Uzmanı Dr. Celal Şalçini, 12 Şubat Dünya Epilepsi<br />

Günü’nde, bu hastalığa yönelik değerlendirmelerde<br />

bulundu.<br />

Epilepsi nöbetleri beyne zarar verir<br />

Epilepsinin, tekrarlayan nöbetlerin yaşandığı bir hastalık<br />

olduğunu anlatan Dr. Celal Şalçini, “Epilepsi nöbetleri<br />

koku nöbetleri gibi hafif olanlardan, “status epileptikus”<br />

dediğimiz uzun süreli ve durmayan nöbetlere kadar geniş<br />

bir yelpazeye sahiptir. Nöbet süresi uzadıkça ve tabii ki<br />

sayısı arttıkça beyne olan hasarı da artmaktadır” dedi.<br />

Epilepside belirsizlik yaşam kalitesini etkiliyor<br />

Epilepsi hastalığının insanın hayatında tek bir sefer<br />

Şubat - <strong>February</strong> <strong>2021</strong>


29<br />

it can also continue throughout his life, Celal Şalçini<br />

stated that this situation depends entirely on the type<br />

of epilepsy and the state of the patient’s health and<br />

brain structure.<br />

Celal Şalçini said, “Epilepsy is a disorder that disrupts<br />

the patient’s quality of life because it is “uncertain” due<br />

to its nature. Since it is not clear when the epileptic<br />

seizure will occur, how severe it will be and how long it<br />

will last, the patient may experience a constant state<br />

of anxiety and concern, and this process can lead to<br />

psychiatric and psychological diseases.”<br />

They should stay away from the causes that<br />

trigger seizures<br />

Emphasizing that epilepsy patients are very individual,<br />

Dr. Celal Şalçini reminded that paying attention to their<br />

lifestyle reduces the risk of seizures and said, “First<br />

of all, they should recognize their diseases and stay<br />

away from the causes that trigger epilepsy seizures,<br />

if any. They should get enough sleep, not hungry, use<br />

their medicines regularly, consult a doctor and get<br />

information about what medications they can drink. As<br />

some drugs can trigger seizures, they should know the<br />

drugs they should avoid.”<br />

olabileceği gibi hayat boyu da devam edebileceğini<br />

belirten Dr. Celal Şalçini, bu durumun tamamıyla<br />

epilepsinin çeşidine, hastanın sağlık ve beyin yapısı<br />

durumuna bağlı olduğunu ifade etti.<br />

Celal Şalçini, şunları söyledi: “Epilepsi hastanın<br />

hayat kalitesini bozan bir rahatsızlıktır çünkü<br />

yapısı itibariyle “belirsizdir.” Epilepsi nöbetinin<br />

ne zaman geleceği, ne şiddette olacağı ve ne<br />

kadar süreceği belli olmadığı için hasta sürekli bir<br />

endişe ve tedirginlik hali yaşayabilmektedir ve bu<br />

süreç psikiyatrik ve psikolojik hastalıklara sebep<br />

olabilmektedir.”<br />

Nöbetleri tetikleyen sebeplerden uzak<br />

durmalılar<br />

Epilepsi hastalarının özel olduğunu vurgulayan Dr.<br />

Celal Şalçini, hayat tarzlarına dikkat etmelerinin<br />

nöbet geçirme risklerini azalttığını hatırlatarak<br />

“Öncelikle hastalıklarını tanımaları ve varsa<br />

epilepsi nöbetlerini tetikleyen sebeplerden uzak<br />

durmaları gerekmektedir. Yeterli süre uyumaları, aç<br />

kalmamaları, ilaçlarını düzenli kullanmaları, doktora<br />

danışarak hangi ilaçları içebilecekleri hakkında<br />

bilgi almaları gereklidir. Bazı ilaçlar nöbetleri<br />

tetikleyebildiğinden özellikle uzak durmaları gereken<br />

ilaçları da bilmeleri gereklidir” diye konuştu.<br />

Şubat - <strong>February</strong> <strong>2021</strong>


30<br />

Astrazeneca Included in the<br />

<strong>2021</strong> Bloomberg Gender Equality Index for the Third Time<br />

Astrazeneca, Üçüncü Kez<br />

<strong>2021</strong> Bloomberg Cinsiyet Eşitliği Endeksi’ne Dahil Edildi<br />

AstraZeneca included in the<br />

Bloomberg Gender Equality<br />

Index for the third time,<br />

with its gender equality<br />

volunteering efforts,<br />

commitment to transparency<br />

and the company’s policies<br />

that support gender equality<br />

in all areas.<br />

Companies included in the<br />

Bloomberg Gender Equality Index<br />

(GEI), which monitor and evaluate<br />

the performance of companies<br />

that support gender equality, have<br />

been determined. AstraZeneca<br />

became one of 380 companies in<br />

the index measured by five criteria<br />

with its success in internal and<br />

external gender equality activities and policy.<br />

Commenting on the subject, Pharm. Serkan Barış, Country<br />

President, AstraZeneca Turkey, said, “Today, we are pleased<br />

to announce that AstraZeneca has been included in the<br />

<strong>2021</strong> Bloomberg LP Gender Equality Index for the third<br />

time. Taking part in this index, which was generated by the<br />

voluntary disclosure of gender-related criteria, represents<br />

the progress we have made in recent years to promote an<br />

inclusive environment that supports gender equality in all<br />

areas of our company.”<br />

Commenting on this year’s index results, Patricia Torres,<br />

Bloomberg Global Head of Sustainable Finance Solutions,<br />

said, “As businesses strive to maintain strong corporate<br />

cultures in today’s virtual world, business leaders have the<br />

opportunity to make progress in gender equality in the<br />

coming years.”<br />

Flexible working understanding gained importance in<br />

the pandemic<br />

Although the data provided for the <strong>2021</strong> index is for the<br />

2019 fiscal year, it shows that companies are currently<br />

considering more flexible working styles. While 87 percent<br />

of companies included in GEI provide flexible working hours<br />

to their employees, 85 percent provide flexible working<br />

opportunities. The index also highlights the growing<br />

importance of flexible working approaches during the<br />

Covid-19 outbreak.<br />

AstraZeneca cinsiyet<br />

eşitliği gönüllülük<br />

çalışmaları, şeffaflığa<br />

olan bağlılığı<br />

ve şirketin tüm<br />

alanlarda cinsiyet<br />

eşitliğini destekleyen<br />

politikalarıyla<br />

Bloomberg Cinsiyet<br />

Eşitliği Endeksi’nde<br />

üçüncü kez yer aldı.<br />

Cinsiyet eşitliğini<br />

destekleyen şirketlerin<br />

performansını izleyerek<br />

değerlendiren Bloomberg<br />

Cinsiyet Eşitliği Endeksi’ne<br />

(GEI) giren şirketler<br />

belli oldu. AstraZeneca,<br />

kurum içi ve kurum dışı cinsiyet eşitliği faaliyetleri ve<br />

politikasındaki başarısıyla beş kriterde ölçülen endeksteki<br />

380 şirketten biri oldu.<br />

Konuyla ilgili açıklama yapan AstraZeneca Türkiye Ülke<br />

Başkanı Ecz. Serkan Barış, “Bugün AstraZeneca’nın üçüncü<br />

kez <strong>2021</strong> Bloomberg LP Cinsiyet Eşitliği Endeksi’ne dahil<br />

edildiğini duyurmaktan mutluluk duyuyoruz. Cinsiyetle ilgili<br />

kriterlerin gönüllü olarak açıklanması ile oluşturulan bu<br />

endekste yer almak, şirketimizin tüm alanlarında cinsiyet<br />

eşitliğini destekleyen kapsayıcı bir ortamı teşvik etmek için<br />

son yıllarda kaydettiğimiz ilerlemeyi temsil ediyor” diye<br />

konuştu.<br />

Bu yılın endeks sonuçlarını değerlendiren Bloomberg<br />

Sürdürülebilir Finans Çözümleri Küresel Başkanı Patricia<br />

Torres, “İşletmeler günümüzün sanal dünyasında güçlü<br />

kurumsal kültürleri sürdürmek için çabalarken, iş liderleri<br />

önümüzdeki yıllarda cinsiyet eşitliği konusunda ilerleme<br />

kaydetme fırsatına sahip oluyor” diye konuştu.<br />

Serkan Barış, Country President, AstraZeneca Turkey<br />

Esnek çalışma anlayışı pandemide önem kazandı<br />

<strong>2021</strong> endeksi için sağlanan veriler 2019 mali yılına ait olsa<br />

da şirketlerin halihazırda daha esnek çalışma tarzlarını<br />

düşündüklerini gösteriyor. GEI’ye dahil olan şirketlerin<br />

yüzde 87’si çalışanlarına esnek çalışma saatleri sağlarken,<br />

yüzde 85’i de esnek çalışma imkânını tanıyor. Endekste<br />

COVID-19 salgını sırasında esnek çalışma yaklaşımlarının<br />

artan önemine de dikkat çekiliyor.<br />

Şubat - <strong>February</strong> <strong>2021</strong>


32<br />

Number of Hospitals in Turkey Increases,<br />

Private Sector Investments Raises<br />

Türkiye’de Hastane Sayısı Artıyor,<br />

Özel Sektör Yatırımları Yoğunlaşıyor<br />

Kovid-19 salgınıyla birlikte tüm dünyada önemi<br />

daha net anlaşılan sağlık yatırımlarında Türkiye<br />

büyük bir atılım sağladı. TÜİK verilerine göre<br />

Türkiye’deki faal hastane sayısı 1500’ü aşarken<br />

bunların 571’ini özel hastaneler oluşturdu.<br />

Özellikle birçok devlet hastanesinin pandemi<br />

hastanesine dönüşmesiyle rutin hasta yükünü<br />

özel hastanelerin sırtladığını aktaran Özel Etiler<br />

Hastanesi Kurucusu Prof. Dr. Alper Çelik, özel<br />

sektörün yatırımlarıyla ilgili detayları paylaştı.<br />

Turkey made a major breakthrough in health<br />

investments which are more clearly understood<br />

the importance of it together with Covid-19<br />

outbreaks in all the world. According to TurkStat<br />

data, the number of active hospitals in Turkey<br />

are exceeding 1500, the 571 of them are private<br />

hospitals. Stating that private hospitals bear<br />

the routine patient burden, especially with the<br />

transformation of many state hospitals into<br />

pandemic hospitals, Prof. Alper Çelik, Founder<br />

of Private Etiler Hospital, shared details about<br />

private sector investments.<br />

Due to the coronavirus that has affected the whole world<br />

since the first months of 2020, Turkey, like many countries,<br />

made the new arrangements in the health field. In addition<br />

to the newly opened hospitals as part of the fight against<br />

coronavirus, many hospitals have been declared as<br />

pandemic hospitals. Many patients outside of coronavirus<br />

cases and in need of treatment started to receive services<br />

from private hospitals.<br />

Stating that private hospitals support the state by bearing a<br />

very heavy burden in this process, Prof. Alper Çelik, Founder<br />

of Private Etiler Hospital, said, “During the pandemic<br />

process, private hospitals assumed a very important role in<br />

enabling state hospitals to fulfill their responsibilities and<br />

by managing the process well, they also contributed to the<br />

struggle of the state. At this point, we can say that private<br />

hospitals show that they are one of the most important<br />

links in the country’s health system, both with their<br />

capacities and their equipment. We will see the effects of<br />

this once again with the health investments of the private<br />

sector that will increase after the pandemic.”<br />

2020 yılının ilk aylarından bu yana tüm dünyayı etkisi altına<br />

alan koronavirüs nedeniyle pek çok ülke gibi Türkiye de<br />

sağlık alanında yeni düzenlemelere gitti. Koronavirüsle<br />

mücadele kapsamında yeni açılan hastanelere ek olarak<br />

birçok hastane pandemi hastanesi ilan edildi. Koronavirüs<br />

vakaları dışında kalan ve tedaviye ihtiyaç duyan pek çok<br />

hasta ise özel hastanelerden hizmet almaya başladı.<br />

Bu süreçte özel hastanelerin oldukça ağır bir yükü<br />

sırtlayarak devlete destek olduğunu belirten Özel Etiler<br />

Hastanesi Kurucusu Prof. Dr. Alper Çelik, “Pandemi<br />

sürecinde özel hastaneler, devlet hastanelerinin kendilerine<br />

yüklenen sorumluluğu yerine getirebilmelerinde oldukça<br />

önemli bir görev üstlendi ve süreci iyi yöneterek devletin<br />

mücadelesine de ayrıca katkı sundu. Bu noktada özel<br />

hastanelerin gerek kapasiteleri gerek donanımlarıyla<br />

ülkenin sağlık sistemindeki en önemli halkalardan biri<br />

olduğunu gösterdiğini söyleyebiliriz. Bunun etkilerini ise<br />

özel sektörün pandemi sonrasında artacak sağlık yatırımları<br />

ile bir kez daha göreceğiz.” dedi.<br />

Şubat - <strong>February</strong> <strong>2021</strong>


33<br />

”By paving the way for cooperation with the<br />

private sector, we can catch the OECD average”<br />

Reminding that according to data released by Health<br />

Minister Fahrettin Koca, the total number of doctors in<br />

Turkey are 164,594 and the total number of nurses are<br />

198,465 by 2020, Prof. Alper Çelik, Founder of Private Etiler<br />

Hospital, “On the other hand, it is remarkable that the<br />

number of patients per doctor is 498.2 and the number of<br />

patients per nurse is 431.2. In OECD countries, the average<br />

number of patients per doctor is 341.3 and the number of<br />

patients per nurse is 102, which once again reveals how<br />

heavy the burden of doctors and nurses in our country<br />

is. However, considering 61.4% of the doctors work in<br />

the Ministry of Health, 20.4% in universities and 18.2% in<br />

the private sector, we can catch OECD averages with the<br />

continuation of the cooperation of the state and private<br />

sector and the continuation of investments in Turkey.”<br />

“We must show our success in intensive care in<br />

the number of hospitals per person”<br />

Indicating that Turkey passes a test in terms of capacity and<br />

intensive care equipment especially during the pandemic<br />

process, Prof. Alper Çelik, said, “In the data announced<br />

by the Minister of Health on intensive care capacities in<br />

March 2020, Turkey has a total capacity of 25 thousand 466<br />

adult intensive care units, 13 thousand 211 of which are at<br />

advanced level in the public and private sectors together. It<br />

is very valuable that we are in front of the USA, Italy, South<br />

Korea and England in terms of the number of intensive care<br />

beds. As Private Etiler Hospital, we doubled the number<br />

of intensive care beds with the pandemic. Looking at the<br />

numbers on the basis of hospitals, according to the current<br />

data of the OECD, South Korea comes first with 77.55<br />

hospitals per 1 million people. Japan with 66.39 and France<br />

with 45.55 follow South Korea. Turkey ranks 23rd among<br />

31 countries with 19 hospitals per 1 million people. At<br />

this point, it is of great importance that we can show our<br />

success in intensive care in the number of hospitals per<br />

person.”<br />

”Our aim is to make healthcare services<br />

accessible to everyone”<br />

Declaring that Turkey has made many breakthroughs<br />

to be a model to the world in the health sector and<br />

that cooperation should increase in order to take these<br />

breakthroughs further, Prof. Alper Çelik, said, “As Private<br />

Etiler Hospital, we support new breakthroughs in the<br />

field of health and strive to participate in all kinds of<br />

cooperation that will enable us to use our facilities in<br />

the best way. However, unfortunately, we see that the<br />

perception of private hospitals in the society is associated<br />

with high treatment budgets. Our aim is to break this<br />

perception and to make well-equipped healthcare services<br />

accessible to everyone.”<br />

“Özel sektör ile işbirliklerinin önünü açarak OECD<br />

ortalamasına yaklaşabiliriz”<br />

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın açıkladığı verilere göre 2020<br />

itibarıyla Türkiye’de toplam doktor sayısının 164.594, toplam<br />

hemşire sayısı ise 198.465 olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Alper<br />

Çelik, “Öte yandan doktor başına düşen hasta sayısının 498,2,<br />

hemşire başına düşen hasta sayısının ise 431,2 olması dikkat<br />

çekiyor. OECD ülkelerinde bakıldığında ise doktor başına<br />

düşen hasta sayısının ortalama 341,3 ve hemşire başına<br />

düşen hasta sayısının ortalama 102 olması, ülkemizdeki<br />

doktor ve hemşirelerin yükünün ne denli ağır olduğunu<br />

bir kez daha ortaya koyuyor. Bununla birlikte, doktorların<br />

%61,4’ü Sağlık Bakanlığı’nda, %20,4’ü üniversitelerde ve<br />

%18,2’si özel sektörde çalışıyor. Türkiye’deki faal hastane<br />

sayısı 1500’ü aşarken bunların 571’ini özel hastanelerin<br />

oluşturduğu göz önünde bulundurulduğunda Türkiye’de<br />

devlet ve özel sektörün işbirliğinin sürmesi ve yatırımların<br />

devam etmesiyle ile bizler de OECD ortalamalarına<br />

yaklaşabiliriz.” diye konuştu.<br />

“Yoğun bakımdaki başarımızı kişi başına düşen<br />

hastane sayısında da göstermeliyiz”<br />

Özellikle pandemi sürecinde Türkiye’nin yoğun bakım<br />

kapasitesi ve donanımı bakımından başarılı bir sınav verdiğine<br />

değinen Prof. Dr. Alper Çelik, “Sağlık Bakanı’nın Mart 2020’de<br />

yoğun bakım kapasitelerine ilişkin açıkladığı verilerde<br />

ise Türkiye’de kamu ve özel sektör birlikte 13 bin 211’i<br />

ileri düzeyde olmak üzere toplam 25 bin 466 erişkin yoğun<br />

bakım kapasitesi bulunduğu görülüyor. Yoğun bakım yatak<br />

sayısına göre ABD, İtalya, Güney Kore ve İngiltere’nin önünde<br />

yer almamız oldukça kıymetli. Biz de Özel Etiler Hastanesi<br />

olarak, pandemiyle birlikte yoğun bakım yatak sayımızı 2<br />

katına çıkardık. Rakamlara hastane bazında bakıldığında ise<br />

OECD’nin güncel verilerine göre 1 milyon kişi başına düşen<br />

hastane sayısında birinci sırada 77,55 ile Güney Kore geliyor.<br />

Güney Kore’yi 66,39 ile Japonya ve 45,55 ile Fransa takip<br />

ediyor. Türkiye ise 1 milyon kişi başına düşen 19 hastanesiyle<br />

31 ülke arasında 23. sırada yer alıyor. Bu noktada yoğun<br />

bakımdaki başarımızı kişi başına düşen hastane sayılarında<br />

gösterebilmemiz büyük önem taşıyor.” dedi.<br />

“Amacımız sağlık hizmetlerini herkes için<br />

erişilebilir kılmak”<br />

Türkiye’nin sağlık sektöründe dünyaya örnek olacak pek çok<br />

atılım yaptığını ve bu atılımları daha ileri boyutlara taşımak<br />

için işbirliklerinin artması gerektiğini de belirten Prof. Dr.<br />

Alper Çelik, “Özel Etiler Hastanesi olarak sağlık alanında<br />

yapılacak yeni atılımları destekliyor, imkanlarımızı en iyi<br />

şekilde kullanmamızı sağlayacak her türlü işbirliğine katılım<br />

sağlamaya gayret ediyoruz. Ancak ne yazık ki toplumda özel<br />

hastane algısının yüksek tedavi bütçeleriyle özdeşleştiğini<br />

görüyoruz. Amacımız, bu algıyı kırmak ve donanımlı sağlık<br />

hizmetlerini herkes için erişilebilir kılmak.” ifadelerini<br />

kullandı.<br />

Şubat - <strong>February</strong> <strong>2021</strong>


34<br />

Meaningful Representation at G20 Meeting<br />

G20 Toplantısında Anlamlı Temsil<br />

Mr Erol Kiresepi, International Organisation of<br />

Employers (IOE) President since 2017, Chairman of<br />

Board of Directors of Santa Farma İlaç and Deputy<br />

President of Chemicals, Petroleum, Rubber and<br />

Plastics Industy Employers’ Association of Turkey<br />

(KIPLAS), represented the global employers at the<br />

Employment Working Group meeting which was<br />

organized through video conferencing method G20<br />

<strong>2021</strong> Italian Presidency on <strong>February</strong> 15-17, <strong>2021</strong>.<br />

Two agenda items were discussed at the meeting with the<br />

participation of ministries of labour and economy from<br />

G20 member states, international organisations including<br />

International Labour Organisation (ILO) and the World Bank,<br />

and B20 and L20 representatives acting for global employees’<br />

and employers’ associations. In that respect, G20-level activities<br />

conducted for ‘reducing the gap in participation rates between<br />

male and female employees below 25 per cent by 2025’ in line<br />

with ‘2014 Brisbane Leaders’ Communiqué’and the efforts<br />

made for increasing the permanence and effectiveness of social<br />

protection systems were analysed at global level.<br />

“Social protection is an effective tool”<br />

Having participated as the representative of B20, Mr Erol<br />

Kiresepi made a speech about social protection systems on<br />

<strong>February</strong> 16, <strong>2021</strong> in which he underlined that social protection<br />

is an effective tool especially for resolving the humanitarian<br />

challenges arising from COVID-19, it is critical to implement<br />

the recommendations adopted by G20 urgently, and IOE has<br />

launched an initiative to provide support to businesses and<br />

employees involved in pret-a-porter supply chain and known to<br />

be affected negatively from the pandemic along with a number<br />

of stakeholders such as ITUC andIndustriALLin coordination<br />

with ILO with a view to helping the industry overcome the crisis.<br />

Mr Kiresepi noted that the development of social protection<br />

systems should be addressed in combination with the policies<br />

to combat informal economy and it is critical to avoid taking any<br />

action that might be detrimental to formal employment.<br />

“ILO Recommendation no. 202should be<br />

implemented”<br />

Mr Kiresepi noted that adapting social protection systems to<br />

the new realitymay be possible only through developing private<br />

sector oriented social security tools, new financing models and<br />

new social protection systems for a number of clusters such as<br />

freelancers and said:<br />

“In the upcoming period, social protection systems should<br />

assume new functions in terms of development of skills<br />

and increasing employability. Faced with challenges to<br />

meet ever changing skill needs, governments fail to take<br />

prompt action as necessary but we will be able to address<br />

the problems very swiftly if social parties are engaged in the<br />

management of the process. ILO Recommendation no. 202<br />

should be implementedas a framework that is accepted by the<br />

representatives of employees, employers and governments in<br />

relation to social protection systems.”<br />

Uluslararası İşverenler Teşkilatı’nın (IOE) 2017’den<br />

beri Başkanı olan, Santa Farma İlaç Yönetim Kurulu<br />

Başkanı ve Türkiye Kimya Petrol Lastik ve Plastik<br />

Sanayi İşverenleri Sendikası (KİPLAS) Başkan Vekili<br />

Erol Kiresepi, G20 <strong>2021</strong> İtalya Dönem Başkanlığı<br />

çerçevesinde, 15-17 Şubat <strong>2021</strong> tarihlerinde video<br />

konferans yöntemiyle gerçekleştirilen, İstihdam<br />

Çalışma Grubu toplantısına dünya işverenlerini<br />

temsilen katıldı.<br />

G20 ülkelerinden çalışma ve ekonomi bakanlıkları,<br />

Uluslararası Çalışma Teşkilatı (ILO), Dünya Bankası gibi<br />

uluslararası kuruluşlar ile küresel düzeydeki işçi ve işveren<br />

kuruluşları olarak B20 ve L20 temsilcilerinin katıldığı<br />

toplantıda, iki ana gündem maddesi değerlendirildi. Bu<br />

kapsamda ‘2014 Brisbane Liderler Deklarasyonu’nda belirtilen<br />

‘2025 yılına kadar erkek ve kadın çalışanlar arasında katılım<br />

oranı farkının yüzde 25’in altına indirilmesi’ hedefine yönelik<br />

G20 faaliyetleri ile sosyal koruma sistemlerinin dayanıklılığının<br />

ve etkinliğinin artırılmasına yönelik çalışmalar küresel çapta<br />

analiz edildi.<br />

“Sosyal koruma etkili bir araç”<br />

Çalışma Grubu’na B20 temsilcisi olarak katılan Erol Kiresepi,<br />

sosyal koruma sistemlerine ilişkin olarak 16 Şubat <strong>2021</strong><br />

tarihinde yaptığı konuşmada, sosyal korumanın özellikle<br />

COVID-19 nedeniyle yaşadığımız insani sorunların çözümünde<br />

etkili bir araç olduğunu, konuya yönelik G20 tarafından<br />

alınan tavsiye kararlarının acilen uygulanmasına ihtiyaç<br />

duyulduğunu, IOE’nin özellikle yaşanan krizi aşmak üzere<br />

ILO’nun koordinasyonunda ITUC, IndustriALL gibi paydaşlar ile<br />

birlikte, hazır giyim tedarik zincirinde olup pandemi sürecinden<br />

olumsuz etkilenen ülkelerdeki işletmelere ve işçilere destek<br />

sağlamak için bir girişim başlattığını vurguladı. Kiresepi,<br />

sosyal koruma sistemlerinin gelişmesinin, kayıt dışı ekonomi<br />

ile mücadele politikaları ile birlikte ele alınması gerektiğini,<br />

özellikle kayıtlı istihdama zarar verecek kararlardan<br />

kaçınılmasının elzem olduğunu belirtti.<br />

“202 sayılı ILO Tavsiye Kararı’nın uygulanmasını<br />

bekliyoruz”<br />

Sosyal koruma sistemlerinin yeni gerçekliğe uyum<br />

sağlamasının, özel sektör ağırlıklı sosyal güvenlik araçları<br />

ve yeni finansman modelleri, bağımsız çalışanlar gibi bazı<br />

kesimlere yönelik yeni sosyal koruma sistemleri geliştirilmesi<br />

ile mümkün olabileceğine vurgu yapan Kiresepi, sözlerini şöyle<br />

sürdürdü:<br />

“Yeni dönemde sosyal koruma sistemlerinin beceri gelişimi<br />

ve istihdam edilebilirliği artırma noktasında da fonksiyon<br />

üstlenmesi gerekiyor. Sürekli değişen beceri ihtiyaçlarının<br />

karşılanması noktasında devletler, yeterince hızlı hareket<br />

edemiyor; ancak sosyal tarafların sürecin yönetimine daha<br />

fazla dahil edilmesi durumunda soruna çok hızlı şekilde<br />

eğilmek mümkün olacak. Sosyal koruma sistemleri konusunda<br />

küresel ölçekte işçi, işveren ve hükümet temsilcilerinin<br />

uzlaştığı bir çerçeve olarak, 202 sayılı ILO Tavsiye Kararı’nın<br />

uygulanmasını bekliyoruz.”<br />

Şubat - <strong>February</strong> <strong>2021</strong>


36<br />

More than 200 Thousand People are<br />

Diagnosed Cancer Annually in Turkey<br />

Türkiye’de Her Yıl 200 Binden Fazla Kişi Kanser Tanısı Alıyor<br />

4 Şubat Dünya Kanser Günü. Dünya Kanserle<br />

Mücadele Örgütü - UICC tarafından belirlenen<br />

bu günde tüm dünyada kanserin tanı ve tedavisi<br />

ile ilgili dernek, kurum ve kuruluşlar, sağlık<br />

yöneticileri ve hasta örgütleri tarafından toplumu<br />

kanser konusunda bilinçlendirmek ve farkındalık<br />

yaratmak için çeşitli etkinlikler düzenleniyor.<br />

Prof. Yavuz Anacak, President of Turkish<br />

Radiation Oncology Association<br />

<strong>February</strong> 4th is World Cancer Day. On this<br />

day led by the Union for International Cancer<br />

Control (UICC), various activities are organized<br />

by associations, institutions and organizations,<br />

health administrators and patient organizations<br />

related to the diagnosis and treatment of cancer<br />

to raise worldwide attention and raise awareness<br />

of the society on cancer.<br />

Prof. Yavuz Anacak, President of Turkish Radiation<br />

Oncology Association, pointed out that 18 million people<br />

in the world are diagnosed with cancer every year and that<br />

nearly 10 million people die each year due to cancer.<br />

Anacak said, “Cancer ranks second among all causes of<br />

death after deaths due to cardiovascular diseases. Cancer,<br />

once known as a disease of rich countries, has now become<br />

an important health problem for all countries of the world.<br />

70% of cancers in the world occur in developing countries<br />

and the vast majority of deaths from cancer due to<br />

inadequacies in health systems and socioeconomic reasons<br />

are also seen in these countries. In addition to the diseases<br />

and deaths caused by cancer, it also imposes a significant<br />

cost on the world economy. It is calculated that the budget<br />

spent for screening, diagnosis and treatment of cancer<br />

in the world is 1.16 trillion dollars annually. Although a<br />

great part of this cost is used for the treatment of cancer,<br />

contrary to the popular belief, cancer is a preventable and<br />

treatable disease. One third of cancers can be prevented if<br />

Türk Radyasyon Onkolojisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Yavuz<br />

Anacak, Dünya Kanser Günü nedeniyle yaptığı açıklamada,<br />

her yıl dünyada 18 milyon kişinin kanser tanısı aldığını<br />

ve yine her yıl 10 milyona yakın kişinin kanser nedeniyle<br />

yaşamını kaybettiğine dikkat çekti.<br />

Anacak, “Kanser tüm ölüm nedenleri arasında<br />

kardiyovasküler hastalıklara bağlı ölümlerin ardından<br />

ikinci sırada yer almaktadır. Bir zamanlar zengin ülkelerin<br />

hastalığı olarak bilinen kanser artık tüm dünya ülkeleri<br />

için önemli bir sağlık sorunu haline gelmiştir. Dünyadaki<br />

kanserlerin %70’i gelişmekte olan ülkelerde ortaya<br />

çıkmakta ve sağlık sistemlerindeki yetersizlikler ve<br />

sosyoekonomik nedenlerle kanserden ölümlerin çok büyük<br />

çoğunluğu da bu ülkelerde görülmektedir. Kanser neden<br />

olduğu hastalık ve ölümlerin yanı sıra dünya ekonomisine<br />

de önemli bir maliyet yüklemektedir. Dünyada kanserin<br />

tarama, tanı ve tedavisi için harcanan bütçenin yıllık 1.16<br />

trilyon dolar olduğu hesaplanmaktadır. Bu maliyetin çok<br />

büyük kısmı kanserin tedavisi için kullanılmakla beraber<br />

toplumdaki yaygın kanının aksine kanser önlenebilir ve<br />

tedavi edilebilir bir hastalıktır. Gerekli önlemler alındığında<br />

kanserlerin üçte biri önlenebilir. Kanserin önlenmesi, tanısı<br />

ve tedavisi için ayrılan kaynaklar iyi kullanılırsa her yıl 3.7<br />

milyon ölümün önüne geçilebilir ve kanserin neden olduğu<br />

ekonomik kayıplar da aşağıya çekilebilir. Bunun da yolu<br />

öncelikle sağlıklı beslenme ve sağlıklı bir yaşam ortamı,<br />

erken tanı ve başarısı kanıtlanmış uygun tıbbi tedaviden<br />

geçmektedir.” dedi.<br />

“Obezite önemli bir risk faktörü”<br />

Türkiye’de her yıl yaklaşık 210 bin kişiye kanser tanısı<br />

konduğunu ve maalesef 116 bin yurttaşımızın kanser<br />

nedeniyle yaşamını yitirdiğini belirten Anacak, şöyle<br />

devam etti: “Sigara, alkol kullanımı, çevresel kirleticiler,<br />

beslenme gibi faktörler dünyada olduğu gibi Türkiye’de de<br />

kansere yol açan önemli nedenlerdir. Tütün, tütün ürünleri<br />

ve alkol kullanımında son yıllarda devletin uyguladığı<br />

yüksek vergiler, kapalı ve toplu yaşam mekanlarında tütün<br />

ürünleri kullanımın yasaklanması olumlu adımlardır,<br />

Şubat - <strong>February</strong> <strong>2021</strong>


37<br />

necessary precautions are taken. If the resources allocated<br />

for cancer prevention, diagnosis and treatment are used<br />

well, 3.7 million deaths can be avoided each year and the<br />

economic losses caused by cancer can be reduced. The way<br />

to achieve this is primarily through a healthy diet and a<br />

healthy living environment, early diagnosis and appropriate<br />

medical treatment with proven success.”<br />

“Obesity is an important risk factor”<br />

Indicating that approximately 210 thousand people<br />

are diagnosed with cancer each year in Turkey and<br />

unfortunately, 116 thousand of our citizens die due<br />

to cancer, Anacak continued, “Smoking, alcohol use,<br />

environmental pollutants, nutrition as factors that lead<br />

to cancer in Turkey as well as in the world are important<br />

reasons. The high taxes imposed by the state in recent<br />

years on tobacco, tobacco products and alcohol use, and<br />

the prohibition of tobacco products in indoor and public<br />

living spaces are positive steps, but the fight against<br />

industrial pollutants is not enough yet. In the past 20 years<br />

in Turkish society, obesity has become a major problem not<br />

only cancer, cardiovascular diseases, is one of many forever<br />

and orthopedic disorders medical problems, the main cause<br />

and the fight against obesity must be at the forefront of<br />

Turkey’s health agenda.”<br />

“Cancer patients have higher risk of severe<br />

Covid-19 infection”<br />

Stating that this year World Cancer Day was spent under<br />

the shadow of the Covid-19 pandemic, Prof. Yavuz Anacak<br />

said, “It was understood in a short time that the Covid-19<br />

virus, which emerged in the last year and threatened<br />

the health of the whole society, puts cancer patients at<br />

risk more than any other society segment. Under travel<br />

restrictions and curfews, cancer patients have to travel<br />

repeatedly and go to health institutions for examination<br />

and treatment. Close contact with healthcare professionals<br />

and other patients during diagnostic interventional<br />

procedures, surgery for treatment, radiotherapy and<br />

chemotherapy also puts cancer patients at risk against<br />

Covid-19 infection. Patients who have the chance to<br />

become infected with Covid-19 are also struggling with<br />

cancer while trying to overcome Covid-19. The general<br />

moodiness caused by cancer and weakening of immunity,<br />

severe surgical operations, radiotherapy and chemotherapy<br />

processes also make cancer patients diagnosed with<br />

Covid-19 difficult. Mortality rates due to Covid-19 in cancer<br />

patients are higher than all other groups. Cancer patients<br />

who are in the highest risk group for Covid-19 must have<br />

priority in the vaccination schedule.<br />

On World Cancer Day, we reiterate our call to the<br />

authorities to prioritize cancer patients in the vaccination<br />

calendar. Turkish Radiation Oncology Association is at<br />

the forefront of the fight against cancer and is ready to<br />

play its part in cancer prevention, early diagnosis and<br />

cancer treatment; it calls health authorities and healthcare<br />

professionals and all our people to fight cancer together.”<br />

ancak endüstriyel kirleticiler ile mücadele henüz yeterli<br />

değildir. Özellikle son 20 yılda Türk toplumunda önemli<br />

bir sorun haline gelen obezite ise sadece kanser değil<br />

kardiyovasküler hastalıklardan, ortopedik bozukluklara dek<br />

pek çok tıbbi sorunun ana nedenlerinden birisidir ve obezite<br />

ile mücadele Türkiye’nin sağlık gündeminde ön planda<br />

olmalıdır.”<br />

“Kanser hastaları Covid 19’a karşı daha fazla risk<br />

altında”<br />

Bu yıl Dünya Kanser Günü’nü COVID-19 pandemisinin<br />

gölgesinde geçirildiğini belirten Prof. Dr. Yavuz Anacak,<br />

“Son bir yılda ortaya çıkan ve tüm toplumun sağlığını tehdit<br />

eden COVID-19 virüsünün kanserli hastaları diğer tüm<br />

toplum kesimlerinden daha fazla risk altına soktuğu kısa<br />

sürede anlaşıldı. Seyahat kısıtlamalarının ve sokağa çıkma<br />

yasaklarının altında kanser hastaları tetkik ve tedavi için<br />

defalarca seyahat etmek ve sağlık kuruluşlarına gitmek<br />

zorundadırlar. Tanıya yönelik girişimsel işlemler, tedavi için<br />

cerrahi, radyoterapi ve kemoterapi uygulamaları sırasında<br />

sağlık personeli ve diğer hastalar ile yakın temas da kanser<br />

hastalarını COVID-19 enfeksiyonuna karşı riskli hale<br />

getirmektedir. COVID-19 ile bulaşma şansızlığını yaşayan<br />

hastalar da bir yandan kanser ile mücadele ederken öte<br />

yandan COVID-19’u atlatmaya çalışıyorlar. Kanserin yol<br />

açtığı genel düşkünlük hali ve bağışıklığın zayıflaması, ağır<br />

cerrahi operasyonlar, radyoterapi ve kemoterapi süreçleri<br />

de COVID-19 tanısı almış kanser hastalarını zorlamaktadır.<br />

Kanser hastalarında COVID-19’a bağlı ölüm oranları diğer<br />

tüm gruplardan daha yüksektir. COVID-19 için en yüksek<br />

riskli grupta olan kanser hastalarının aşılama takviminde<br />

öncelikli olması zorunludur. Dünya Kanser Günü’nde<br />

yetkililere kanser hastalarına aşılama takviminde öncelik<br />

verilmesi çağrımızı yineliyoruz. Türk Radyasyon Onkolojisi<br />

Derneği kansere karşı mücadelede en ön saflarda yer<br />

alarak kanserden korunma, erken tanı ve kanser tedavisi<br />

konusunda üzerine düşen görevleri yapmaya hazırdır; sağlık<br />

yetkililerini ve sağlık çalışanlarını ve tüm halkımızı kansere<br />

karşı birlikte mücadeleye çağırmaktadır.” diye belirtti.<br />

Şubat - <strong>February</strong> <strong>2021</strong>


38<br />

Chiesi, One of the World’s Leading Pharmaceutical Companies, was<br />

Named a Top Employer in Turkey and Europe in <strong>2021</strong>!<br />

Dünyanın Önde Gelen İlaç Şirketlerinden Chiesi,<br />

Türkiye’de ve Avrupa’da <strong>2021</strong>’de de En İyi İşverenler Arasında!<br />

The Top Employers Institute has officially<br />

announced the Best Employers for <strong>2021</strong>. With<br />

the assessment made by the Institute, Chiesi<br />

Turkey was once again deemed worthy of “Best<br />

Employer” certificate in <strong>2021</strong>.<br />

Expressing his feelings, Umut Meriç, General Manager,<br />

Chiesi Turkey, said, “Chiesi is a well-established and reliable<br />

company with 86 years’ experience in the pharmaceutical<br />

sector, we have been operating in Turkey for 14 years. We<br />

are proud to announce<br />

Chiesi Turkey confirmed once again Turkey’s Best<br />

Employers in <strong>2021</strong>. Starting from the candidacy process, we<br />

believe our approach that prioritizes trust, transparency,<br />

inclusion, diversity, sustainability, value generation and the<br />

development of both individuals and company potential at<br />

every stage of employee experience in Chiesi, our unique<br />

corporate culture that puts people at the center and the<br />

efforts of each employee to keep this culture alive got us to<br />

receive Turkey’s Best Employers award.”<br />

Top Employers Institute is the global authority on<br />

recognising excellence in people practices with the<br />

compliance of HR processes, policies and practices that<br />

global employers have offered for their employees for<br />

years, with hundreds of criteria.<br />

Top Employer Enstitüsü, <strong>2021</strong> yılı için En İyi<br />

İşverenlerini resmen duyurdu. Enstitü’nün <strong>2021</strong><br />

yılında yaptığı değerlendirme ile Chiesi Türkiye,<br />

bir kez daha “En İyi İşveren” sertifikasına layık<br />

görüldü.<br />

Chiesi Türkiye Genel Müdürü Umut Meriç duygularını şu<br />

şekilde ifade etti: “Chiesi 86 yıllık köklü ve güvenilir bir<br />

kurum, 14 senedir Türkiye’de de faaliyet gösteriyoruz.<br />

Chiesi Türkiye’nin, <strong>2021</strong> yılında bir kez daha Türkiye’nin<br />

En İyi İşvereni olarak onaylandığını duyurmaktan gurur<br />

duyuyoruz. Henüz adaylık sürecinden başlayarak Chiesi’de<br />

çalışan deneyiminin her aşamasında güven, şeffaflık,<br />

kapsayıcılık, çeşitlilik, sürdürülebilirlik, değer üretme<br />

ve hem içindeki bireylerin hem de şirket potansiyelinin<br />

gelişimini önceliklendiren yaklaşımımızın, merkezine insanı<br />

alan özgün kurum kültürümüzün ve her bir çalışanımızın<br />

bu kültürü canlı tutma çabalarının bizleri Türkiye’nin En İyi<br />

İşvereni seviyesine taşıdığına inanıyoruz.”<br />

Global ve bağımsız araştırma şirketi Top Employers<br />

Enstitüsü, yıllardır dünyadaki global işverenlerin çalışanları<br />

için sunduğu İK süreç, politika ve uygulamalarının<br />

uluslararası standartlara uygunluğunu yüzlerce kriterle<br />

değerlendiriyor.<br />

Şubat - <strong>February</strong> <strong>2021</strong>


39<br />

“We are again your best employer, because our<br />

most valuable asset is our colleagues”<br />

Mari Bengi, Human Resources Director, Chiesi aiming for<br />

happier employees with sustainable human resources<br />

policies implemented for the professional and personal<br />

development of its employees with its innovative practices<br />

and company culture, said about right for this success of<br />

Chiesi Turkey, “We have once again registered as one of<br />

Turkey’s best employers as a result of the Top Employers<br />

<strong>2021</strong> assessment with the conditions provided by<br />

companies to their employees, HR policies and practices<br />

for employee happiness. We have a structure that<br />

differentiates itself with its unique corporate culture, its<br />

sustainability notion and its values intertwined with it, and<br />

that values people at the highest level. We are a company<br />

“Biz yine en iyi işvereniz, çünkü en değerli<br />

varlığımız çalışma arkadaşlarımız”<br />

Çalışanlarının profesyonel ve kişisel gelişimi için<br />

gerçekleştirdiği sürdürülebilir insan kaynakları<br />

politikalarıyla yenilikçi uygulamaları ve oluşturduğu<br />

şirket kültürüyle daha mutlu çalışanları hedefleyen Chiesi<br />

Türkiye’nin bu haklı başarısı için İnsan Kaynakları Direktörü<br />

Mari Bengi şunları söyledi: “Şirketlerin çalışanlarına<br />

sağladığı koşulların, çalışan mutluluğuna yönelik İK<br />

politika ve uygulamalarının denetlendiği Top Employers<br />

<strong>2021</strong> değerlendirmesi sonucunda Türkiye’nin en iyi<br />

işverenlerinden olduğumuzu bir kez daha tescillemiş olduk.<br />

Kendine özgü şirket kültürüyle, sürdürülebilirlik nosyonuyla<br />

ile içiçe geçmiş değerleriyle ayrışan, insana en yüksek<br />

düzeyde değer veren bir yapımız var.<br />

Umut Meriç, General Manager, Chiesi Turkey<br />

Mari Bengi, Human Resources Director, Chiesi<br />

where everyone is very accessible, touching people, and<br />

where open communication is made easily with all levels.<br />

Our focus is on whether we are giving value to people, we<br />

have built our relationship based on trust and transparency<br />

with our employees, it made us one of the top employers<br />

in Turkey in <strong>2021</strong>. Despite this difficult year we lived due to<br />

the pandemic that shook the whole world, as Chiesi Turkey,<br />

we have received the Best Employers certificate together,<br />

we are all proud of this.<br />

In the following days, we will continue to generate value<br />

and increase employee happiness with our sustainable<br />

and innovative human resources practices and our work<br />

environment based on trust.”<br />

Herkesin çok ulaşılabilir olduğu, insana dokunan, tüm<br />

kademelerle açık iletişimin rahatlıkla yapıldığı bir kurumuz.<br />

Odağımızda insana değer veriyor olmamız, çalışanlarımızla<br />

kurduğumuz güvene ve şeffaflığa dayalı ilişkilerimiz, bizi<br />

<strong>2021</strong>’de de Türkiye’nin de en iyi işverenlerinden biri yaptı.<br />

Tüm dünyayı sarsan pandemi nedeniyle yaşadığımız bu<br />

zorlu yıla rağmen Chiesi Türkiye olarak En İyi İşveren<br />

sertifikasını hep birlikte aldık, bu gurur hepimizin.<br />

Bundan sonraki günlerde de gerçekleştireceğimiz<br />

sürdürülebilir ve yenilikçi insan kaynakları<br />

uygulamalarımızla ve güvene dayalı çalışma ortamımızla<br />

değer üretmeyi ve çalışan mutluluğunu artırmayı<br />

sürdüreceğiz.”<br />

Şubat - <strong>February</strong> <strong>2021</strong>


42<br />

Mehmet Ali Kekeç has been Appointed as Head of<br />

Marketing & Launch Excellence at AstraZeneca Turkey<br />

Mehmet Ali Kekeç, AstraZeneca Türkiye<br />

Pazarlama & Lansman Mükemmellik Müdürü Oldu<br />

Mehmet Ali Kekeç, Head of Marketing & Launch<br />

Excellence, AstraZeneca Turkey<br />

Kekeç, who started his career in AstraZeneca Sales<br />

Marketing Support Services Department in the Congress<br />

and Meeting function in 2006, begun to work in the<br />

Marketing Department in 2012 after working in different<br />

roles in this field. Between 2012 and 2018, he worked in<br />

the Marketing Department as a Junior Product Manager,<br />

Product Manager and Senior Product Manager, respectively,<br />

in two different treatment areas, Gastrointestinal and<br />

Cardiovascular. Kekeç, who also served as MEA Ambassador<br />

in the “African Healthy Hearts” Project in Kenya in 2017,<br />

was serving as Metabolism Group Regional Director at<br />

AstraZeneca Turkey since 2018.<br />

Mehmet Ali Kekeç will continue his career as Head of<br />

Marketing & Launch Excellence at AstraZeneca Turkey.<br />

Kariyerine 2006 yılında AstraZeneca Satış Pazarlama Destek<br />

Hizmetleri Departmanı’nda Kongre - Toplantı bölümünde<br />

başlayan Kekeç, bu alanda farklı rollerde görev almasının<br />

ardından 2012 yılında Pazarlama Departmanında çalışmaya<br />

başladı. 2012-2018 yılları arasında Pazarlama Bölümü’nde,<br />

Gastrointestinal ve Kardiyovasküler olmak üzere farklı<br />

iki tedavi alanında, sırasıyla Junior Ürün Yöneticisi, Ürün<br />

Yöneticisi ve Kıdemli Ürün Yöneticisi olarak çalıştı. 2017<br />

yılında Kenya’da “Afrika Sağlıklı Kalpler” Projesinde MEA<br />

Elçisi olarak geçici görevde de bulunan Kekeç, 2018 yılından<br />

bu yana AstraZeneca Türkiye Metabolizma Grubu Bölge<br />

Müdürü olarak görev yapıyordu.<br />

Mehmet Ali Kekeç bundan sonraki kariyerine AstraZeneca<br />

Türkiye Pazarlama & Lansman Mükemmellik Müdürü<br />

olarak devam edecek.<br />

Şubat - <strong>February</strong> <strong>2021</strong>


44<br />

Top Employer Award to<br />

GSK Turkey<br />

GSK Türkiye’ye<br />

‘En İyi İşveren’ Ödülü<br />

Burcu Kuyucu, GSK Turkey<br />

Human Resources Director<br />

Working for health wellbeing at every moment<br />

of life, GSK Turkey has received Top Employer<br />

award due to successful Human Resources<br />

practices in the award ceremony held every year<br />

internationally by the Top Employers Institute.<br />

GSK Turkey has added a new one to the awards it was<br />

granted as a result of its successful HR practices. The<br />

company received the Top Employer award this year in<br />

the organization held internationally by the Top Employer<br />

Institute, an independent global research company. Top<br />

Employer award is given to companies successfully carrying<br />

out HR practices that comply with international excellence<br />

standards through assessments made in 10 different<br />

categories under more than 600 topic titles.<br />

“We design and carry out modern and employeefriendly<br />

practices together”<br />

GSK Turkey Human Resources Director, Burcu Kuyucu<br />

stated it is honorary that the wide-ranging possibilities,<br />

offered by GSK Turkey to employees as a modern employer,<br />

have been approved by this prestigious global organization,<br />

and added: “Serving for public health is a source of pride,<br />

but it also brings along a great responsibility. Well aware<br />

of this responsibility, GSK Turkey employees say “I am in<br />

for working for health and wellbeing at every moment of<br />

life”. With the implementations we put into practice, we<br />

work so as to make our employees and their families feel<br />

that we stand by them during the most precious moments<br />

of life. In our workplace, we focus on creating a culture<br />

where all GSK employees can express themselves as they<br />

are, feel good while working, and develop themselves to<br />

improvements in their career and be ready for tomorrow.<br />

And we apply all these while receiving employee feedback<br />

on the company’s roadmap, and putting innovation into<br />

practice together. This certificate is of great importance<br />

as it implies GSK Turkey’s modern and employee-friendly<br />

HR implementations. We will continue to develop and<br />

implement HR strategies that make difference to sustain<br />

our success and happiness of our employees.”<br />

GSK Turkey was also deemed worthy of award four times<br />

successively in the “Top Employers of Turkey” research<br />

carried out by the Great Place to Work Institute.<br />

Hayatın ‘her anında iyilik, sağlık’ için çalışan GSK<br />

Türkiye, İnsan Kaynakları alanındaki başarılı<br />

uygulamaları ile her yıl uluslararası çapta Top<br />

Employers Institute tarafından düzenlenen ödül<br />

töreninde ‘En İyi İşveren (Top Employer)’ ödülüne<br />

lâyık görüldü.<br />

GSK Türkiye, İK alanındaki başarılı uygulamaları<br />

neticesinde aldığı ödüllere bir yenisini daha ekledi.<br />

Şirket, global bağımsız araştırma şirketi Top Employers<br />

Institute tarafından her yıl uluslararası çapta<br />

düzenlenen organizasyonda bu yıl ‘En İyi İşveren (Top<br />

Employer)’ ödülünü aldı. ‘En İyi İşveren’ ödülü, 10 ayrı<br />

kategoride 600’den fazla konu başlığı üzerinden yapılan<br />

değerlendirmelerin sonucunda, uluslararası mükemmeliyet<br />

standartlarına uygun İK uygulamalarını başarıyla hayata<br />

geçiren şirketlere veriliyor.<br />

“Modern ve çalışan dostu uygulamalarımızı<br />

birlikte tasarlıyor ve hayata geçiriyoruz”<br />

GSK Türkiye’nin modern işveren markası kimliğiyle<br />

çalışanlarına geniş kapsamda sunduğu olanakların,<br />

prestijli ve gobal çapta bir organizasyon tarafından da<br />

onaylanmasının gurur verici olduğunu belirten GSK<br />

Türkiye İnsan Kaynakları Direktörü Burcu Kuyucu;<br />

“Toplum sağlığına fayda sunmak bir gurur kaynağı olduğu<br />

gibi büyük bir sorumluluğu da beraberinde getiriyor. Bu<br />

sorumluluğun bilinciyle hayatın ‘her anında iyilik, sağlık’<br />

için çalışmaya ‘Ben Varım’ diyen çalışanlarımızın iyilik ve<br />

sağlığı bizim için her koşulda öncelikli. Bununla birlikte<br />

hayata geçirdiğimiz uygulamalarla, çalışanlarımız ve<br />

ailelerinin en değerli anlarında yanlarında olduğumuzu<br />

hissettirecek şekilde çalışıyoruz. Çalışma ortamımızda,<br />

çalışanlarımızın kendilerini oldukları gibi ifade edebildikleri<br />

bir kültür yaratmaya, işlerini yaparken kendilerini iyi<br />

hissetmelerine ve kariyerlerinde geliştiklerini hissederek<br />

yarına hazır olabilmelerine odaklanıyoruz. Bunu da şirketin<br />

yol haritasına ilişkin onların geri bildirimlerini alarak ve<br />

yenilikleri birlikte hayata geçirerek gerçekleştiriyoruz.<br />

Bu sertifika GSK Türkiye’nin modern ve çalışan dostu<br />

İK uygulamalarına sahip olduğunun bir göstergesi<br />

olması adına büyük önem taşıyor. Başarımızın devamı ve<br />

çalışanlarımızın mutluluğu için fark yaratan İK stratejilerini<br />

geliştirmeye ve uygulamaya devam edeceğiz.” dedi.<br />

GSK Türkiye ayrıca, Great Place to Work Enstitüsü<br />

tarafından gerçekleştirilen “Türkiye’nin En İyi İşverenleri”<br />

araştırmasında üst üste dört kez ödüle layık görülmüştü.<br />

Şubat - <strong>February</strong> <strong>2021</strong>


46<br />

Santa Farma’s ‘Leave a Yellow Note to Life’<br />

Project Received one more Award<br />

Santa Farma’nın ‘Hayata Sarı Not Bırak’<br />

Projesi Bir Ödül Daha Aldı<br />

Bugüne kadar imza attığı farkındalık projeleri<br />

ile uluslararası alanda ses getiren birçok ödüle<br />

layık görülen Santa Farma, bu başarısına bir<br />

yenisini daha ekledi. Santa Farma’nın koşulsuz<br />

desteklediği ‘Hayata Sarı Not Bırak’ projesi,<br />

Ava Digital Awards reklamcılık ve pazarlama<br />

yarışmasında, tıp web sitesi kategorisinde Altın<br />

Ödül’e layık görüldü.<br />

Santa Farma, which has been deemed worthy of<br />

many international awards with the awareness<br />

projects it has carried out far, has added a new<br />

one to this success. The “Leave a Yellow Note<br />

to Life” project unconditionally supported by<br />

Santa Farma was awarded the Golden Award in<br />

the medical website category at the Ava Digital<br />

Awards advertising and marketing competition.<br />

By carrying out the project to raise awareness and serving<br />

the principle of ‘healthy service to healthcare’ Santa Farma,<br />

Turkey’s 77 years of established local pharmaceutical<br />

company, has added a new round of international success.<br />

With the unconditional support of Santa Farma and the<br />

Association for the Fight against Viral Hepatitis, the ‘Leave<br />

a Yellow Note to Life’ project, which was initiated in 2018<br />

to raise awareness on Hepatitis B disease, was awarded<br />

the Gold Award in the medical website category at the Ava<br />

Digital Awards advertising and marketing competition.<br />

‘Leave a Yellow Note to Life’ awareness project, was<br />

previously awarded at The Golden Spider the Felis and<br />

MarCom Awards.<br />

It has been organized for about 27 years<br />

AVA Awards have been organized since 1994 by the<br />

Association of Marketing Communication Professionals<br />

(AMCP), one of the world’s most established and respected<br />

marketing and communication platforms. USA-based<br />

AVA Awards, awards the most prestigious works in digital<br />

marketing from over 200,000 participants worldwide each<br />

year, with a jury appointed by AMCP.<br />

4 million people reached<br />

Under the project “Leave a Yelow Note to Life” reaching to<br />

approximately 4 million people in four months cooperation<br />

was established with the Yellow Microphone, which is<br />

Turkey’s most watched street interviews channel and street<br />

interviews were made by the beloved player Hayrettin.<br />

People in the viral videos the people were asked “What<br />

does ‘B’ mean for 1.8 million people in Turkey?” and people<br />

were informed about Hepatitis B.<br />

Farkındalığı arttıracak projelere<br />

imza atarak ‘sağlığa sağlıklı<br />

hizmet’ yolunda ilerleyen<br />

Türkiye’nin 77 yıllık köklü ve<br />

yerli ilaç firması Santa Farma,<br />

uluslararası başarılarına bir<br />

yenisi daha ekledi.<br />

Santa Farma’nın koşulsuz<br />

desteği ve Viral Hepatitle<br />

Savaşım Derneği’yle birlikte,<br />

Hepatit B hastalığı konusunda<br />

farkındalık yaratmak amacıyla<br />

2018 yılında başlatılan ‘Hayata<br />

Sarı Not Bırak’ projesi, Ava<br />

Digital Awards reklamcılık ve<br />

pazarlama yarışmasında tıp web<br />

sitesi kategorisinde Altın Ödül’e<br />

layık görüldü.<br />

‘Hayata Sarı Not Bırak’<br />

farkındalık projesi, daha önce de; Altın Örümcek, Felis ve<br />

MarCom Awards’ta ödül almıştı.<br />

Yaklaşık 27 yıldan bu yana düzenleniyor<br />

AVA Awards, dünyanın en köklü ve saygın pazarlama ve<br />

iletişim platformlarından Pazarlama İletişimi Profesyonelleri<br />

Derneği (AMCP) tarafından 1994 yılından bu yana<br />

düzenleniyor. ABD menşeli AVA Awards, AMCP tarafından<br />

atanan bir jüri ile her yıl dünya çapında 200.000’in üzerindeki<br />

katılımcıdan gelen, dijital pazarlama alanındaki en prestijli<br />

işlere ödül veriyor.<br />

4 milyon kişiye ulaşıldı<br />

Toplumda Hepatit B bilincini artırmak, daha çok insanın test<br />

yaptırmasını ve önlem almasını sağlamak amacıyla hayata<br />

geçirilen ‘Hayata Sarı Not Bırak’ projesi ile ilk dört ayda<br />

yaklaşık dört milyon kişiye ulaşıldı.<br />

Proje kapsamında, Türkiye’nin en çok izlenen sokak<br />

röportaj kanalı Sarı Mikrofon ile iş birliği yapılarak sevilen<br />

oyuncu Hayrettin’in proje sözcülüğüyle sokak röportajları<br />

gerçekleştirildi. Viral videolarda insanlara “Türkiye’de 1.8<br />

Milyon kişi için ‘B’ ne ifade ediyor?” sorusu yöneltilerek,<br />

insanlar Hepatit B hakkında bilgilendirildi.<br />

Şubat - <strong>February</strong> <strong>2021</strong>


48<br />

Polifarma Continues to<br />

Break New Ground with its Rapid Test Approval<br />

Polifarma Rapid Test Onayı ile İlklere İmza Atmaya Devam Ediyor<br />

Local and national pharmaceutical company<br />

engaged in the production in the healthcare<br />

industry of Turkey for over 35 years, Polifarma<br />

Pharmaceuticals received the Rapid Test<br />

Approval with the test methods developed to<br />

decrease its sterility test period of the products<br />

from 14 days to 5 days. Polifarma continues to<br />

manage the firsts with the approval as the first<br />

pharmaceutical company in Turkey and as the<br />

third pharmaceutical company in the world.<br />

Successfully passing the inspections made by the Ministry<br />

of Health, Polifarma Pharmaceuticals with 100 percent<br />

domestic capital, succeeded to receive the first Rapid<br />

Test Approval. Polifarma, which also holds the GMP (Good<br />

Manufacturing Practices) certificate, will reduce the sterility<br />

test period of the products to be produced in its facilities<br />

to 5 days and will reach the end user faster.<br />

Türkiye sağlık sektöründe 35 yıldır üretim yapan<br />

yerli ve milli ilaç şirketi Polifarma, ürünlerinin<br />

sterilite testi süresini 14 günden 5 güne indirmek<br />

için geliştirdiği test metoduyla; Rapid Test<br />

Onayı’nı aldı. Polifarma bu onay ile Türkiye’de<br />

ilk, Dünya’da ise üçüncü ilaç şirketi olarak ilklere<br />

öncülük etmeye devam ediyor.<br />

Yüzde 100 yerli sermayeli Polifarma İlaç, Sağlık Bakanlığı<br />

tarafından yapılan denetimleri başarıyla geçerek<br />

Türkiye’deki ilk Rapid Test Onayı’nı almayı başardı. GMP (İyi<br />

Üretim Uygulamaları) sertifikasına da sahip olan Polifarma,<br />

bu sayede tesislerinde üretimi yapılacak ürünlerin sterilite<br />

testi süresini 5 güne indirerek son kullanıcıya daha hızlı<br />

ulaşmasını sağlayacak.<br />

İnsan sağlığı için zamanla yarışılan bu dönemde, kritik<br />

öneme sahip bir çalışmaya ve büyük bir başarıya imza<br />

atan Polifarma, pandemi süreci öncesinde steril ürünlerin<br />

gerekliliği olan sterilite analizi için alternatif metotlar<br />

geliştirmeye başlamıştı. Pandemiyle bu çalışmalarına<br />

hız veren Polifarma, Bactec FX cihazı ve Rapid Detection<br />

sterilite test metodu ile 14 gün olan sterilite testi süresini 5<br />

güne indirmeyi başardı.<br />

Geleneksel sterilite test metodu, mikroorganizmaların<br />

büyüme prensibine dayalıdır. Mikroorganizma üremesi,<br />

kültür ortamındaki bulanıklıkla tespit edilir. Sonuçların<br />

elde edilmesi için en az 14 günlük bir inkübasyon süresi<br />

gereklidir. BD Bactec FX cihazı ise geleneksel sterilite<br />

yöntemine kıyasla bu süreyi 5 güne indiriyor. Sterilite test<br />

metodu Güncel EP “ 2.6.1 Sterility Test ”monografına<br />

göre çalışılan geleneksel testlere alternatif olarak uygun<br />

Şubat - <strong>February</strong> <strong>2021</strong>


49<br />

In this period, which is in the race for human health,<br />

Polifarma, which has achieved a critical work and a great<br />

success, started to develop alternative methods for sterility<br />

analysis, which is the requirement of sterile products<br />

before the pandemic process. Polifarma, who accelerated<br />

these studies within the pandemic, managed to reduce the<br />

sterility test period from 14 days to 5 days with the Bactec<br />

FX instrument and Rapid Detection sterility test method.<br />

The traditional sterility test method is based on the growth<br />

principle of microorganisms. Microorganism growth is<br />

detected by turbidity in the culture medium. An incubation<br />

period of at least 14 days is required to obtain results.<br />

The BD Bactec FX instrument, on the other hand, reduces<br />

this time to 5 days compared to the traditional sterility<br />

method. The sterility test method has been accepted as it<br />

is suitable as an alternative to conventional tests that are<br />

studied according to the current EP “2.6.1 Sterility Test”<br />

monograph. With this method, which also accelerates<br />

quality production, the waiting time required for use is<br />

also reduced. For the end user, concerns such as not being<br />

able to supply products and wasting time are eliminated.<br />

This situation, which is of great importance for emergency<br />

services and intensive care units, will be a great advantage<br />

with the Rapid test application. With the reduced<br />

incubation time, which is the return of the test, Polifarma<br />

will be able to quickly meet the needs of the necessary<br />

health institutions under pandemic conditions with its<br />

reliable and quality products.<br />

“We provided a fast alternative to the sterility<br />

testing method with the BD Bactec FX<br />

instrument”<br />

Drawing attention to the importance of the approval<br />

they receive during this pandemic period in which<br />

hospital products need to reach patients faster, Vildan<br />

Kumrulu, Vice Chairman of Polifarma, said, “We are<br />

always sensitive in the production of sterile products<br />

and do not compromise on quality. On the other hand,<br />

the prolongation of the waiting times of the products<br />

produced negatively affects the supply and transportation<br />

times. We, as Polifarma Pharmaceuticals, provided a fast<br />

alternative with BD Bactec FX instrument in our sterility<br />

test method in order to ensure that vital sterile products<br />

reach the patient faster among hospital products. In this<br />

way, we reduced the 14-day incubation period to 5 days.<br />

In our sector, third in the world who qualify for approval<br />

as a result of the audits carried out by the Ministry, while<br />

in Turkey, we are proud to be the first company. I would<br />

like to thank our Quality Director Ferhat Yıldırım and<br />

our biologists, Esma Yazar, for their contribution to the<br />

development of this device and test method. After the<br />

Parametric Release Approval we received before, we<br />

will deliver all products to patients in the fastest way<br />

with Rapid Test Approval. As always, we will continue to<br />

contribute to our country by developing new products and<br />

devices without compromising the quality and reliability of<br />

our products.”<br />

bulunduğu için kabul görmüştür. Kaliteli üretime bir<br />

de hız kazandıran bu yöntem ile kullanım için gerekli<br />

olan bekleme süresi de azalıyor. Son kullanıcı için ürün<br />

tedarikini yapamama, zaman kaybı gibi endişeler de ortadan<br />

kalkmış oluyor. Acil servisler ve yoğun bakımlar için büyük<br />

bir önem taşıyan bu durum, Rapid test uygulaması ile büyük<br />

bir avantaj olacak. Testin getirisi olan azalan inkübasyon<br />

süresi ile Polifarma, güvenilir ve kaliteli ürünleri ile hızlı bir<br />

şekilde gerekli sağlık kuruluşlarının ihtiyaçlarını pandemi<br />

koşullarında kolayca karşılayabilecek.<br />

“BD Bactec FX cihazı ile sterilite test yöntemine hızlı bir<br />

alternatif sunduk”<br />

Hastane ürünlerinin hastalara daha hızlı ulaşması gereken<br />

bu pandemi döneminde aldıkları onayın önemine dikkat<br />

çeken Polifarma Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı<br />

Vildan Kumrulu, “Steril ürünlerin üretiminde her zaman<br />

hassas davranıyor, kaliteden ödün vermiyoruz. Öte yandan<br />

üretilen ürünlerin bekleme sürelerinin uzaması tedarik<br />

ve ulaşım sürelerini de negatif etkiliyor. Biz de Polifarma<br />

İlaç olarak hastane ürünleri arasında hayati öneme sahip<br />

steril ürünlerin hastaya daha hızlı ulaşmasını sağlamak<br />

amacıyla sterilite test yöntemimizde BD Bactec FX cihazı ile<br />

hızlı bir alternatif sunduk. Bu sayede 14 günlük inkübasyon<br />

süresini 5 güne indirdik. Sektörümüzde, Bakanlık tarafından<br />

gerçekleştirilen denetimler sonucunda onaya hak kazanan<br />

dünyada üçüncü, Türkiye’de ise ilk şirket olmanın haklı<br />

gururunu yaşıyoruz. Bu cihazın ve test yönteminin<br />

geliştirilmesinde proje lideri Kalite Direktörümüz sayın<br />

Ferhat Yıldırım ve biyologlarımızdan sayın Esma Yazar’a,<br />

katkılarından dolayı teşekkür etmek istiyorum. Daha önce<br />

aldığımız Parametrik Serbest Bırakma Onayı’nın ardından<br />

Rapid Test Onayı ile tüm ürünleri hastalara en hızlı şekilde<br />

ulaştıracağız. Her zaman olduğu gibi bundan sonra da<br />

ürünlerimizin kalitesinden ve güvenilirliğinden ödün<br />

vermeden yeni ürün ve cihazlar geliştirerek ülkemize katkı<br />

sağlamaya devam edeceğiz” dedi.<br />

Şubat - <strong>February</strong> <strong>2021</strong>


50<br />

Sandoz Turkey Officially Certified as<br />

“Top Employer <strong>2021</strong>” for the Third Time<br />

Sandoz Türkiye<br />

3. Kez “En İyi İşverenler” Arasında<br />

Özge Benel, Elif Tut, Murat Temelkaya, Çiğdem Zerman, Ekin Küçükazay<br />

Sandoz Turkey, is officially granted the “Top<br />

Employer” certification once again this year in<br />

Europe and Turkey by Top Employers Institute, a<br />

global authority in People Practices.<br />

One of the <strong>2021</strong> holders of the Top Employer Institute<br />

Certificate given as a result of an international assessment<br />

is Sandoz Turkey. Third such annual certification for Sandoz<br />

underlines ongoing commitment to attract and keep best<br />

talent by building a great place to work.<br />

The Top Employers Institute program certifies<br />

organizations based on the participation and results of their<br />

HR Best Practices Survey. This survey covers six HR domains<br />

comprising 20 topics including People Strategy, Work<br />

Environment, Talent Acquisition, Learning, Well-being and<br />

Diversity & Inclusion and more.<br />

In relation to the certificate which draws attention to<br />

Sandoz Turkey’s devoutness to create a steady work<br />

Sandoz Türkiye, insan kaynakları yönetimine<br />

ilişkin faaliyetlerde dünya çapında bir otorite<br />

olarak kabul gören Top Employers Institute<br />

tarafından “En İyi İşveren” ödülüne bu yıl da layık<br />

görüldü.<br />

Her yıl uluslararası çapta düzenlenen değerlendirmeler<br />

sonucunda verilen Top Employers Institute Ödülü’nün<br />

<strong>2021</strong> yılı sahiplerinden biri Sandoz Türkiye oldu. Sandoz’un<br />

üçüncü kez böyle bir ödüle layık görülmesi mükemmel<br />

bir çalışma ortamı sunarak en yetenekli kişileri bünyesine<br />

katmak ve bünyesinde tutmak konusundaki kararlılığının da<br />

altını çiziyor.<br />

Top Employers Institute, organizasyonları “En İyi İK<br />

Uygulamaları” anketine katılım ve anketin sonuçlarını baz<br />

alarak değerlendiriyor. Söz konusu anket, içlerinde “İnsan<br />

Stratejisi, Çalışma Ortamı, Yetenek Yönetimi, Öğrenme,<br />

Refah, Çeşitlilik ve Dahil Etme” ve daha fazlasının yer aldığı<br />

Şubat - <strong>February</strong> <strong>2021</strong>


51<br />

environment, President of Novartis Group Turkey and<br />

Head of Sandoz Turkey Dr. Altan Demirdere said, “The Top<br />

Employer certification for Sandoz Turkey demonstrates<br />

how, by unleashing the power of our people, we continue<br />

to make Sandoz an amazing place to work. To deliver<br />

on our purpose, to pioneer access for patients, we need<br />

every employee to believe that Sandoz is where they can<br />

work to their full potential. I am particularly proud of<br />

how our employees rose to the challenge of consistently<br />

supplying critical medicines worldwide through the current<br />

pandemic, while embracing substantial changes in the way<br />

we work.”<br />

Sandoz Turkey HR Director Özge Benel said, “Despite<br />

the challenges we faced as a country because of the<br />

pandemic, 2020 was a year in which we displayed agility<br />

as an organization in bringing forth our digital capabilities<br />

in an environment where psychological and motivational<br />

needs changed. In this important time, in which we felt<br />

that we are a family, being certified by Top Employer<br />

Institute for the effort we spent to improve the experience<br />

of our emloyees has made us proud. This award shows<br />

that we display a management approach that is inspiring,<br />

motivating and protective of employees’ rights.”<br />

30 Sandoz countries including Turkey were<br />

certified<br />

For a corporate to be granted the “Top Employer”<br />

certificate, 20 countries in the corporate network must<br />

have obtained their domestic certificates. Sandoz is<br />

certified in a total of 30 countries including Argentina,<br />

Australia, Austria, Belgium, Brazil, Canada, China, Colombia,<br />

Costa Rica, Denmark, Ecuador, Egypt, France, Germany,<br />

Italy, Japan, Mexico, Netherlands, Pakistan, Poland,<br />

Portugal, Russia, Spain, South Africa, Switzerland, Thailand,<br />

Turkey, United Kingdom, United Arab Emirates and USA.<br />

The Top Employers Institute is the global authority on<br />

recognizing excellence in People Practices. Through<br />

the Top Employers Institute Certification Program,<br />

participating companies can be validated, certified and<br />

recognized as an employer of choice.<br />

Established 30 years ago, Top Employers Institute has<br />

certified over 1600 organizations in 120 countries/regions.<br />

These certified Top Employers positively impact the lives of<br />

over seven million employees globally.<br />

20 ana başlıktan oluşan 6 İK alanını kapsıyor.<br />

Sandoz Türkiye’nin istikrarlı bir çalışma ortamı yaratma<br />

azmine dikkat çeken ödülle ilgili Novartis Grup Türkiye<br />

Başkanı ve Sandoz Türkiye Genel Müdürü Dr. Altan<br />

Demirdere; “Bu yıl da layık görüldüğümüz ‘En İyi İşveren<br />

Ödülü’ çalışanlarımızın gücünü ortaya koyarak Sandoz’u<br />

tercih edilen en iyi iş yeri yapmaya devam ettiğimizi<br />

göstermektedir. Hastaların tedavilerine hızlı bir şekilde<br />

erişebilmeleri için gösterdiğimiz çaba doğrultusunda<br />

ilerlemek için, tüm çalışanlarımızın Sandoz’un kendi<br />

potansiyellerini en iyi şekilde ortaya çıkarabilecekleri yer<br />

olduğuna inanmaları gerekiyor. İçinde bulunduğumuz salgın<br />

süresince, çalışma koşullarındaki önemli değişikliklere<br />

rağmen, çalışanlarımızın dünya çapında kritik öneme haiz<br />

ilaçları devamlı surette temin etmek gibi zorlu bir görevin<br />

üstesinden gelmeleriyle özellikle gurur duyuyorum.” dedi.<br />

Sandoz Türkiye İnsan Kaynakları Direktörü Özge<br />

Benel ise, “2020 yılı, pandemi nedeniyle ülke olarak<br />

zor zamanlar geçirdiğimiz bir yıl olmasının yanı sıra,<br />

psikolojik ve motivasyonel ihtiyaçların farklılaştığı<br />

bir ortamda dijital yetkinlikleri ön plana çıkarma<br />

konusunda kurum olarak çevik davrandığımız bir yıl<br />

oldu. Aile olduğumuzu hissettiğimiz bu önemli dönemde<br />

çalışanlarımızın deneyimlerini iyileştirme konusunda<br />

gösterdiğimiz çabaların Top Employer Institute tarafından<br />

ödüllendirilmesi bizleri çok gururlandırdı. Bu ödül bizim<br />

ilham veren, motive eden ve çalışanlarının haklarını<br />

kollayan bir yönetim anlayışı içinde olduğumuzu ortaya<br />

koyuyor ” dedi.<br />

Türkiye dahil 30 Sandoz ülkesi belgelendirildi<br />

Bir şirketin dünya çapında “En İyi İşveren” belgesini<br />

alabilmesi için şirket ağındaki 20 ülkenin yerel belgelerini<br />

almış olması gerekiyor. Sandoz; Türkiye, Arjantin,<br />

Avustralya, Avusturya, Belçika, Brezilya, Kanada, Çin,<br />

Kolombiya, Kosta Rica, Danimarka, Ekvator, Mısır, Fransa,<br />

Almanya, İtalya, Japonya, Meksika, Hollanda, Pakistan,<br />

Polonya, Portekiz, Rusya, İspanya, Güney Afrika, İsviçre,<br />

Tayland, İngiltere, Birleşik Arap Emirlikleri ve ABD dahil<br />

toplam 30 ülkede belgelendirildi.<br />

Top Employers Institute, İnsan Kaynakları Yönetiminde<br />

mükemmelliği ödüllendiren küresel bir otoritedir. Top<br />

Employers Institute<br />

Ödül Programıyla<br />

katılımcı şirketler tercih<br />

edilen işveren olarak<br />

onanır, ödüllendirilir ve<br />

tanınırlar. 30 yıl önce<br />

kurulan Top Employers<br />

Institute 120 ülke/<br />

bölgede 1600’den fazla<br />

şirkete ödül vermiştir.<br />

Küresel bağlamda bu<br />

ödüllü En İyi İşverenler<br />

yedi milyon çalışanın<br />

hayatına olumlu anlamda<br />

etki etmektedir.<br />

Şubat - <strong>February</strong> <strong>2021</strong>


52<br />

MEDICAL DEVICES SECTOR DAZZLES<br />

WITH THE POWER OF THE NATIONAL<br />

AND DOMECTIC PRODUCTION<br />

CAPACITY...<br />

TIBBİ CİHAZ SEKTÖRÜ,<br />

YERLİ VE MİLLİ ÜRETİMİN GÜCÜYLE<br />

ŞAHLANIYOR…


53<br />

As the pandemic shakes the world with a shocking effect, the importance of the health and medical device industry has increased<br />

significantly. As the first item of speeches and needs, the elements of this sector started to be discussed. While analyzing and<br />

evaluating the situation, all representatives of the sector have begun to generate efficient and effective strategies in order to fulfill<br />

their responsibilities to patients and society in the best way. On the other hand, they revised their working systems in a way that<br />

could benefit a lot.<br />

It should not be forgotten that the most important stakeholder in our country’s current health system is the medical device sector<br />

and health technologies. During the pandemic process, the importance of these systems in both the diagnosis and treatment<br />

processes of the disease has been emphasized once again. Especially behind the rapid and effective interventions of our country,<br />

our companies that have developed themselves in the medical sector are of great importance. Our health sector, which has<br />

succeeded in integrating world technologies into its operations at the most strategic steps, has taken firm steps to create a strong<br />

medical device sector by taking on an integrated structure in domestic production. In this difficult period, if there is no clutter on<br />

the emergency doors of hospitals, every patient goes, if he can find a helping hand in the health institution, if he can immediately<br />

receive the necessary service for the diagnosis and treatment of his disease, the biggest stakeholders of this architectural work are<br />

the state, sector companies, stakeholders and healthcare professionals.<br />

Pandeminin dünya gündemine sarsıcı bir etkiyle düşmesi sonucunda, sağlık ve tıbbi cihaz sektörünün önemi büyük ölçüde arttı.<br />

Konuşmaların ve ihtiyaçların ilk maddesi olarak, bu sektörün unsurları tartışılmaya başlandı. Sektörün tüm paydaşları, durum<br />

analiz ve değerlendirmesi yaparken hastalara ve topluma karşı olan sorumluluklarını en iyi şekilde yerine getirmek için, verimli ve<br />

en etkili stratejileri oluşturmaya başladılar. Çalışma sistemlerini ise yüksek ölçüde fayda sağlanabilecek şekilde revize ettiler.<br />

Unutulmamalıdır ki, ülkemizin hali hazırdaki sağlık sistemi içerisindeki en önemli paydaşı tıbbi cihaz sektörü ve sağlık<br />

teknolojileridir. Pandemi sürecinde de gerek hastalığın tanısı gerekse tedavi süreçlerinde bu sistemlerin önemi bir kez daha<br />

vurgulanmıştır. Özellikle ülkemizin hızlı ve etkili müdahalelerinin ardında medikal sektörde kendisini geliştirmiş firmalarımızın<br />

önemi büyüktür. Dünya teknolojilerini en stratejik adımlarında çalışmalarına entegre edebilme başarısını gösteren sağlık<br />

sektörümüz, yerli üretim ayağında da bütünleşik bir yapıya bürünerek güçlü bir tıbbi cihaz sektörü oluşturmak yolunda sağlam<br />

adımlar atmıştır. Bu zor dönemde hastanelerin acil kapılarında yığılmalar yaşanmıyorsa, her hasta gittiği sağlık kuruluşunda<br />

kendine uzanan bir yardım eli bulabiliyorsa, hastalığının tanısı için de tedavisi için de gerekli hizmeti anında alabiliyorsa, bu mimari<br />

eserin en büyük paydaşları devlet, sektör firmaları, paydaşları ve sağlık çalışanlarıdır.<br />

Şubat - <strong>February</strong> <strong>2021</strong>


54<br />

DOMESTIC<br />

AND NATIONAL<br />

PRODUCTION<br />

INCREASE IN THE<br />

MEDICAL SECTOR IS<br />

OUR PRIDE SOURCE<br />

MEDİKAL SEKTÖRÜNDE<br />

YERLİ VE MİLLİ<br />

ÜRETİM ARTIŞI GURUR<br />

KAYNAĞIMIZDIR<br />

Ocak - January <strong>2021</strong>


55<br />

The understanding of domestic and national production first started in the defense industry in our country. With the Covid-19<br />

outbreak, there were serious increases in domestic production in the health and medical sector. The increase in domestic<br />

production, which is critical for sustainable economic performance, in the medical device and medical products sector, has<br />

opened a door that sheds light on the future of our country. Serious steps have been taken in the domestic and national<br />

production channel since the first day of the pandemic.<br />

The State is the Biggest and Strongest Supporter of the Domestic Producer<br />

Pointing out the importance of domestic and national production once again, Deputy Minister of Health Prof. Emine Alp Meşe,<br />

said, “The pandemic has once again shown us that the producing hand is the strongest hand. In this extraordinary process we<br />

are in, we have seen that countries with a domestic production ecosystem are easier to overcome device supply problems.<br />

We have seen the advantage of being a manufacturer of our country for both respirators and consumables, and protective<br />

products such as masks and disinfectants. The medical device sector is an innovative, dynamic, multidisciplinary sector with<br />

developing technology, and it is a very important sector in terms of the protection and improvement of public health as well<br />

as the sustainability of health services. It is possible for our country to have a large share in the medical device market, which<br />

has reached a volume of 400 billion dollars in the world, by supporting our manufacturers on all platforms, and by increasing<br />

the public-industry cooperation. It took the lead in major medical device manufacturing in Turkey instead of the low level of<br />

technology, medical devices medium-high level. In the last 5 years, our country’s medical device imports have decreased by<br />

15 percent, while its exports have increased by 36 percent. The consistent improvements in these data show our producers’<br />

determination to open up to the world and to gain a permanent place.”<br />

Yerli ve milli üretim anlayışı ülkemizde ilk olarak savunma sanayinde başlamıştı. Covid-19 salgını ile birlikte sağlık ve medikal<br />

sektöründe de yerli üretimde ciddi artışlar yaşandı. Sürdürülebilir ekonomik performans için kritik bir öneme sahip olan yerli<br />

üretimin, tıbbi cihaz ve medikal ürünler sektöründe de artış göstermesi ülkemizin geleceğine de ışık tutan bir kapı açmış oldu.<br />

Pandeminin ilk gününden bu yana yerli ve milli üretim kanalında ciddi adımlar atıldı.<br />

Devlet, Yerli Üreticinin En Büyük ve En Güçlü Destekçisi<br />

Sağlık Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Emine Alp Meşe yaptığı bir açıklamada yerli ve milli üretimin öneminin bir kez daha altını<br />

çizdi: “Pandemi, üreten elin en güçlü el olduğunu bir kez daha bize gösterdi. İçinde bulunduğumuz bu olağanüstü süreçte<br />

yerli üretim ekosistemine sahip ülkelerin cihaz tedarik sorunlarının üstesinden daha kolay geldiğini gördük. Gerek solunum<br />

cihazları ve sarf malzemeleri, gerekse maske, dezenfektan gibi koruyucu ürünler için ülkemizin üretici konumda olmasının<br />

avantajını gördük. Tıbbi cihaz sektörü gelişen teknolojiyle birlikte inovatif, dinamik, multidisipliner bir sektör olup, halk<br />

sağlığının korunması ve geliştirilmesinin yanı sıra sağlık hizmetlerinin sürdürülebilirliği açısından oldukça önemli bir sektör.<br />

Dünyada 400 milyar dolarlık bir hacme ulaşan tıbbi cihaz pazarında ülkemizin büyük bir paya sahip olması, üreticilerimizin<br />

tüm platformlarda desteklenmesi, kamu-sanayi işbirliğinin artırılmasıyla mümkün. Türkiye düşük teknoloji seviyedeki tıbbi<br />

cihazların yerine orta-yüksek seviyedeki tıbbi cihaz üretiminde önemli yol aldı. Son 5 yılda ülkemizin tıbbi cihaz ithalatı yüzde<br />

15 azalırken, ihracatı yüzde 36 arttı. Bu verilerdeki istikrarlı iyileşmeler, üreticilerimizin dünyaya açılma ve kalıcı yer edinme<br />

azmini göstermektedir.”<br />

Şubat - <strong>February</strong> <strong>2021</strong>


56<br />

Local and National Projects is Being Implemented One by One<br />

The domestic respiratory device delivered to the Ministry of Health and realized and produced by 4 Turkish companies has<br />

been shown as a great source of success in domestic and national production. As a result of R&D studies, Covid-19 diagnostic<br />

kits, respiratory support devices, consumable support materials for intensive care, which were developed in our country and<br />

put into use with mass production in the current period, are of great value for our economy. The Development of devices<br />

that can present many diagnoses together with the artificial intelligence technology developed in our country, after the<br />

oxygen production call of the World Health Organization, the oxygen production techniques that can work in non-electric<br />

environments reach the mass production process, receiving project news from ASELSAN to increase domestic design and<br />

production that will reduce external dependency within the scope of health technologies, are just some of the good news that<br />

are a source of great pride for our country.<br />

All these developments and studies very clearly show that Turkey rather than buying products that carry the technology or<br />

production designed by the developed countries taking firm steps forward to increase the added value of the high domestic<br />

level and become a country that exports of national products improving itself ... As Ataturk’s said, “Buy Turkish goods, use<br />

Turkish goods; Let the Turkish money remain on Turkish soil.”<br />

Yerli ve Milli Projeler Bir Bir Hayata Geçiriliyor<br />

Sağlık Bakanlığı’na teslim edilen ve 4 Türk şirket tarafından hayata geçirilerek üretimi gerçekleştirilen yerli solunum cihazı<br />

yerli ve milli üretimde büyük bir başarı kaynağı olarak gösterildi. Ar-Ge çalışmaları neticesinde ülkemizde geliştirilmiş ve<br />

içinde bulunduğumuz süreçte seri üretim ile kullanıma sunulmuş olan Covid-19 tanı kitleri, solunum destek cihazları, yoğun<br />

bakımlara özel sarf desteği malzemeleri ekonomimiz açısından büyük değer taşımaktadır. Yine ülkemizde geliştirilmiş olan<br />

yapay zeka teknolojisi ile birçok tanıyı bir arada sunabilen cihazların geliştirilmesi, Dünya Sağlık Örgütü’nün oksijen üretim<br />

çağrısı sonrasında, elektrik olmayan ortamlarda da çalışabilen oksijen üretim tekniklerinin seri üretim sürecine kadar<br />

ulaşması, ASELSAN’dan sağlık teknolojileri kapsamında dışa bağımlılığı azaltacak yerli tasarım ve üretimin arttırılmasına<br />

yönelik proje haberlerinin gelmesi; ülkemiz adına büyük gurur kaynağı olan müjdeli haberlerden sadece bazılarıdır.<br />

Tüm bu gelişmeler ve yapılan çalışmalar çok açıkça göstermektedir ki, Türkiye gelişmiş ülkelerin tasarladığı teknolojiyi veya<br />

üretimini gerçekleştirdiği ürünü satın almak yerine kendini geliştirerek katma değeri yüksek yerli ve milli ürünleri ihraç eden<br />

bir ülke olma seviyesini arttırmak için sağlam adımlarla ilerlemekte… Atatürk’ün de dediği gibi: “Türk malı alınız, Türk malı<br />

kullanınız; Türk parası, Türk toprağında kalsın.”<br />

Şubat - <strong>February</strong> <strong>2021</strong>


58<br />

Chemical Industry Exports in the Month of<br />

January were 1.64 Billion Dollars<br />

Kimya Sektörü İhracatı Ocak Ayında 1,64 Milyar Dolar Oldu<br />

Adil Pelister, Chairman of IKMIB<br />

According to the data of Istanbul Chemicals<br />

and Chemical Products Exporters’ Association<br />

(IKMIB), the worthy of 1 billion 636 million<br />

dollars of chemical substances and products<br />

were exported in January <strong>2021</strong>. Italy was the<br />

country with the highest exports of chemicals and<br />

products in January, while the USA ranked second<br />

with an increase of 76.70 percent. Exports to<br />

Lebanon increased by 68.33 percent.<br />

Evaluating the January export figures of the chemical<br />

industry, Adil Pelister, Chairman of Istanbul Chemicals<br />

and Chemical Products Exporters’ Association (IKMIB),<br />

said, “Our chemical industry completed the year 2020 as<br />

the second most exporting industry with exports worth $<br />

18.3 billion. In January this year, chemical substances and<br />

products were exported with a decrease of 2.82 percent<br />

compared to January last year, amounting to $ 1.64 billion.<br />

Although we started the year under the shadow of the<br />

pandemic globally, our hope is that we will enter a more<br />

positive process, especially in the second half of the year,<br />

İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri<br />

İhracatçıları Birliği (İKMİB) verilerine göre,<br />

<strong>2021</strong> yılı Ocak ayında 1 milyar 636 milyon<br />

dolarlık kimyevi maddeler ve mamulleri ihracatı<br />

gerçekleştirildi. Ocak ayında en fazla kimyevi<br />

maddeler ve mamulleri ihracatı yapılan ülke İtalya<br />

olurken, ABD yüzde 76,70 artışla ikinci sırada yer<br />

aldı. Lübnan’a yapılan ihracat ise yüzde 68,33 arttı.<br />

Kimya sektörünün Ocak ayı ihracat rakamlarını<br />

değerlendiren İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri<br />

İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı<br />

Adil Pelister, “Kimya sektörümüz, 2020 yılını 18,3 milyar<br />

dolarlık ihracatla en fazla ihracat yapan ikinci sektör olarak<br />

tamamladı. Bu yıl Ocak ayında ise geçen yıl Ocak ayına göre<br />

yüzde 2,82’lik azalışla 1,64 milyar dolarlık kimyevi maddeler<br />

ve mamulleri ihracatı gerçekleştirildi. Küresel olarak<br />

pandemi gölgesinde yıla başlasak da umudumuz aşılamanın<br />

yaygınlaşmasına ve etkisine bağlı olarak özellikle yılın<br />

ikinci yarısı daha olumlu bir sürece gireceğimiz yönünde.<br />

Türkiye İmalat PMI (Satın Alma Yöneticileri Endeksi)<br />

Şubat - <strong>February</strong> <strong>2021</strong>


60<br />

depending on the spread and impact of vaccination. Turkey<br />

Manufacturing PMI (Purchasing Managers Index) index<br />

is 50.8 in December, the data show that rises to 54.4 in<br />

January. We anticipate that the increase in production will<br />

reflect positively on our exports in the coming months.<br />

Within the scope of our government’s reform efforts,<br />

we expect the chemical industry to be given priority in<br />

investments. As IKMIB, we prepared a report that identifies<br />

priority areas for investment in our industry. We shared the<br />

“Turkish Chemical Industry Investment Products Report”<br />

with both our relevant Ministries, our industry and the<br />

public. We believe that this report will guide those who<br />

want to make domestic investments in our industry. We<br />

aim to complete the year <strong>2021</strong> with 12 percent growth in<br />

our exports.”<br />

The country to which the most chemical exports<br />

were made in Jan was Italy<br />

Italy was the top export country in January. Other<br />

countries in the top ten, following Italy in January, were<br />

the USA, Germany, Lebanon, Iraq, Spain, Britain, Israel,<br />

France and Egypt. While there was an increase in exports to<br />

7 out of 10 countries to which the most exports were made<br />

in January, there was a contraction in exports to Italy, Iraq<br />

and Egypt. Among these countries, the highest increase<br />

was to the USA, followed by Lebanon, France and Spain.<br />

Chemical exports to Italy were 103 million 197 thousand<br />

dollars in January <strong>2021</strong>. In January, mostly “mineral fuels,<br />

mineral oils and products”, “plastics and their products”,<br />

“inorganic chemicals”, “organic chemicals” and “rubber,<br />

rubber goods” were exported to Italy.<br />

verileri Aralık’ta 50,8 olan endeksin, Ocak ayında 54.4’e<br />

yükseldiğini gösteriyor. Üretimdeki artışın önümüzdeki<br />

aylarda ihracatımıza da olumlu yansıyacağını öngörüyoruz.<br />

Hükümetimizin reform çalışmaları kapsamında kimya<br />

sektörümüze de yatırımlarda öncelik verilmesini<br />

bekliyoruz. İKMİB olarak biz de sektörümüze yönelik<br />

yatırım yapılabilecek öncelikli alanları belirleyen bir<br />

rapor hazırladık. “Türk Kimya Sektörü Yatırım Öncelikli<br />

Ürünler Raporu”nu hem ilgili Bakanlıklarımızla hem de<br />

sektörümüzle ve kamuoyu ile paylaştık. Bu raporumuzun<br />

da sektörümüze yerli yatırım yapmak isteyenlere yol<br />

göstereceğine inanıyoruz. İhracatımızda <strong>2021</strong> yılını yüzde 12<br />

büyümeyle tamamlamayı hedefliyoruz” dedi.<br />

Ocak ayında en fazla ihracat yapılan ülke İtalya<br />

oldu<br />

İtalya, Ocak ayında en çok ihracat yapılan ülke oldu. Ocak<br />

ayında İtalya’yı takip eden ilk onda yer alan diğer ülkeler<br />

ise ABD, Almanya, Lübnan, Irak, İspanya, İngiltere, İsrail,<br />

Fransa ve Mısır oldu. Ocak ayında en çok ihracat yapılan 10<br />

ülkeden 7’sine ihracat artışı olurken, İtalya, Irak ve Mısır’a<br />

yapılan ihracatta daralma yaşandı. Bu ülkeler arasında en<br />

çok artış ABD’ye olurken onu Lübnan, Fransa ve İspanya<br />

takip etti.<br />

İtalya’ya yapılan kimya ihracatı <strong>2021</strong> yılı Ocak ayında<br />

103 milyon 197 bin dolar olarak gerçekleşti. Ocak<br />

ayında İtalya’ya en çok “mineral yakıtlar, mineral yağlar<br />

ve ürünler”, “plastikler ve mamulleri”, “anorganik<br />

kimyasallar”, “organik kimyasallar” ve “kauçuk, kauçuk<br />

eşya” ihraç edildi.<br />

Şubat - <strong>February</strong> <strong>2021</strong>


62<br />

“Plastics and products” exported most in January<br />

Exports of plastics and their products in the chemical<br />

substances and products product groups in January ranked<br />

first in chemical exports with 534 million 913 thousand<br />

dollars. Mineral fuels, mineral oils and products ranked<br />

second with exports of 361 million 445 thousand dollars,<br />

while inorganic chemicals exports ranked third with<br />

158 million 164 thousand dollars. ‘Following inorganic<br />

chemicals, the other sectors in the top ten are; ‘Rubber,<br />

rubber goods’, ‘pharmaceutical products’, ‘essential<br />

oils, cosmetics and soap’, ‘paints, varnishes, ink and<br />

preparations’, ‘miscellaneous chemicals’, ‘organic chemicals’<br />

and ‘washing preparations’.<br />

In January, the highest increase in exports in sub-sectors<br />

was in the pharmaceutical products sector with 32.28<br />

percent, while the highest contraction occurred in the<br />

mineral fuels, mineral oils and products sector with 32.73<br />

percent.<br />

Ocak ayında en çok “plastikler ve mamulleri”<br />

ihracatı gerçekleştirildi<br />

Ocak ayında kimyevi maddeler ve mamulleri ürün<br />

gruplarında plastikler ve mamulleri ihracatı, 534 milyon<br />

913 bin dolarla kimya ihracatında ilk sırada yer aldı. İkinci<br />

sırada 361 milyon 445 bin dolarlık ihracatla mineral yakıtlar,<br />

mineral yağlar ve ürünler yer alırken, anorganik kimyasallar<br />

ihracatı 158 milyon 164 bin dolarla üçüncü sırada yer aldı.<br />

‘Anorganik kimyasallar’ı takiben ilk onda yer alan diğer<br />

sektörler ise; ‘kauçuk, kauçuk eşya’, ‘eczacılık ürünleri’,<br />

‘uçucu yağlar, kozmetikler ve sabun’, ‘boya, vernik,<br />

mürekkep ve müstahzarları’, ‘muhtelif kimyasal maddeler’,<br />

‘organik kimyasallar’ ve ‘yıkama müstahzarları’ oldu.<br />

Ocak ayında alt sektörlerde en çok ihracat artışı yüzde 32,28<br />

ile eczacılık ürünleri sektöründe olurken en fazla daralma<br />

ise yüzde 32,73 ile mineral yakıtlar, mineral yağlar ve<br />

ürünleri sektöründe meydana geldi.<br />

Şubat - <strong>February</strong> <strong>2021</strong>

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!