You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
NOVEMBER <strong>2019</strong> - INTERNATIONAL MEDICAL MAGAZINE - www.medikalteknik.com.tr<br />
One Out Of Every Three<br />
People In Turkey Is<br />
Pre-Diabetes<br />
HIMSS’19 Eurasia Health IT Conference and<br />
Exhibition Successfully Completed<br />
Data-Centric Approach Promises to<br />
Deliver Better Outcomes in Health Care
Publisher<br />
H. Ferruh IŞIK<br />
on behalf of<br />
İstmag Magazin Gazetecilik<br />
İç ve Diş Tic. Ltd. Şti.<br />
General Manager<br />
(Responsible)<br />
Mehmet SÖZTUTAN<br />
mehmet.soztutan@img.com.tr<br />
Editors<br />
Duygu SAZAN<br />
duygu.sazan@img.com.tr<br />
Recep ARSLANTAŞ<br />
recep.arslantas@img.com.tr<br />
Advertising Coordinator<br />
Recep ARSLANTAŞ<br />
recep.arslantas@img.com.tr<br />
+90 212 604 51 00<br />
Foreign Relations Manager<br />
Ayça SARIOGLU<br />
ayca.sarioglu@img.com.tr<br />
Graphic & Design<br />
Sami Aktaş<br />
sami.aktas@img.com.tr<br />
Finance Manager<br />
Cuma KARAMAN<br />
cuma.karaman@img.com.tr<br />
Accounting Manager<br />
Yusuf DEMİRKAZIK<br />
yusuf.demirkazik@img.com.tr<br />
Subscription<br />
Nurten Demir<br />
nurten.demir@img.com.tr<br />
Bursa Represantation<br />
Ömer Faruk GÖRÜN<br />
omer.gorun@img.com.tr<br />
Buttim Plaza D Blok Kat: 4 No:1267 BURSA<br />
Tel:+90 224 211 44 50 / Fax: 224 211 4481<br />
Printing<br />
CTP • BASKI<br />
İHLAS GAZETECİLİK A.Ş.<br />
Merkez Mah. 29 Ekim Cad.<br />
İhlas Plaza No: 11 A/41<br />
Yenibosna - Bahçelievler / İSTANBUL<br />
+90.212 454 30 00<br />
Head Office<br />
İstanbul Magazin Grubu<br />
İHLAS MEDIA CENTER<br />
Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi<br />
No:11 Medya Blok Kat:1<br />
34197 Yenibosna / İstanbul / Turkey<br />
Tel: 0212 454 22 22<br />
Faks: 0212 454 22 93<br />
www.medikalteknik.com.tr<br />
e-mail: info@medikalteknik.com.tr<br />
İMG - <strong>Medikal</strong> <strong>Teknik</strong> dergisinde<br />
yer alan makalelerdeki fikirler<br />
yazarlarına aittir.<br />
Yayınlanan ilanların sorumluluğu<br />
reklam verene aittir.<br />
İMG - <strong>Medikal</strong> <strong>Teknik</strong> dergisinin<br />
bütün yayın hakları İstmag Magazin Gazetecilik İç<br />
Ve Dış Tic. Ltd. Şti.’ne aittir.<br />
Yazılar kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Letter From the Editor<br />
Diyabet Hastaları<br />
Dünyanın En Kalabalık Üçüncü Devletini<br />
Oluşturabilir!<br />
Diabetes Patients<br />
Can Form the Third Most Populous State in<br />
The World!<br />
Diabetes is a common health problem for all countries in the<br />
world and unfortunately, the number of patients continues<br />
to increase day by day. In order to draw attention to this<br />
health problem, <strong>November</strong> 14 is called World Diabetes Day.<br />
I want to share a knowledge of astounding with you that I<br />
learned from Turkish Diabetes Foundation: If diabetic can<br />
establish a state, they would be the most crowded third<br />
state countries after China and India in the world ... Both<br />
China and of India’s population approached 1.4 billion<br />
people. In this case, we can clearly see that it is time to<br />
escape the pitfalls of diabetes and to build more strong<br />
castles in our battle with this disease.<br />
The number of diabetic patients showed a full 100%<br />
increase in Turkey in the last 10 years. The pessimism of the<br />
painting is actually very clear, but we must continue on our<br />
way by saying profit for us wherever we return. In order<br />
to protect ourselves from this disease, we must act more<br />
consciously, increase our awareness and do our best to<br />
increase this awareness in our country and in the world. And<br />
the fight against diabetes… We need to strive to improve<br />
the quality of life for diabetic patients and help them<br />
overcome the difficulties they have in accessing treatment.<br />
Diabetes is a serious health problem but it is not difficult to<br />
overcome this problem, it only requires a little more labor.<br />
This is the scientific data obtained from research conducted<br />
to date. Diabetes causes some complications which can<br />
lead to some disability and sometimes death… However!<br />
Scientific data and the good treatment of diabetes can<br />
protect a person from these problems. Regular control of<br />
blood sugar minimizes the risk of problems. Preventing<br />
blood sugar from rising with good treatment is a solution<br />
for diabetic patients if the disease is present.<br />
The right life, the right nutrition, the right exercise, and<br />
so on are all things that make up our quality of life. It is<br />
possible to raise more healthy new generations with just a<br />
little more awareness and only a little more care. Let China<br />
and India continue to compete in the world population.<br />
Diabetes should not participate in this race…<br />
Diyabet hastalığı tüm dünya ülkeleri için ortak bir sağlık<br />
sorunu ve ne yazık ki günden güne de hasta sayısındaki<br />
artışlar sürüyor. Bu sağlık sorununa dikkat çekmek için her<br />
yıl 14 Kasım “Dünya Diyabet Günü” olarak anılıyor.<br />
Türkiye Diyabet Vakfı vesilesiyle öğrendiğim ve gerçekten de<br />
hayret edilesi bir bilgiyi sizinle de paylaşmak istiyorum: Eğer<br />
diyabetliler bir devlet kurabilselermiş, Çin ve Hindistan’dan<br />
sonra dünya üzerindeki en kalabalık üçüncü devlet ülkesi<br />
olabilirlermiş… En kalabalık iki ülke olarak hem Çin hem de<br />
Hindistan’ın nüfusu, 1.4 milyar kişiye yaklaştı. Bu durumda<br />
açıkça görebiliriz ki, artık diyabetin insanlığa kurduğu<br />
tuzaklardan kaçmanın ve bu hastalıkla verdiğimiz savaşta<br />
daha sağlam kalelerin inşasının vakti gelmiş de çoktan<br />
geçmiş.<br />
Son 10 yılda Türkiye’de diyabetli hasta sayısı tam %100<br />
artış göstermiş. Tablonun karamsarlığı aslında çok net<br />
ama yine de zararın neresinden dönersek bizim için<br />
kar diyerek yolumuza devam etmeliyiz. Bu hastalıktan<br />
kendimizi koruyabilmek için daha bilinçli hareket etmeli,<br />
farkındalığımızı arttırmalı ve ülkemizde, dünyada bu bilincin<br />
artması için elimizden geleni yapmalıyız. Ve diyabetle savaş…<br />
Diyabetli hastaların yaşam kalitelerini arttırmak, tedavi<br />
imkanlarına erişimde yaşadıkları sıkıntıları aşmalarına<br />
yardımcı olmak için çaba harcamalıyız.<br />
Diyabet ciddi bir sağlık sorunu ancak bu sorunu aşmak zor<br />
değil, sadece biraz daha fazla meşakkat gerektiriyor. Bunu<br />
söyleyen bugüne dek yapılan araştırmalarda elde edilen<br />
bilimsel veriler. Diyabet, bazı komplikasyonlara sebep olur ki<br />
bu komplikasyonlar bazı sakatlıklara ve bazen de ölümlere<br />
sebebiyet verebilir… Ancak (!) Bilimsel veriler diyabetin iyi<br />
tedavi edilmesi ile kişinin bu olumsuzluklardan kendisini<br />
koruyabileceğini söylüyor. Kan şekerinin düzenli kontrolü<br />
sorun yaşama riskini en aza indirger. Eğer hastalık mevcutsa<br />
da iyi bir tedavi ile kan şekerinin yükselmesini engellemek,<br />
diyabet hastaları için bir çözüm yoludur.<br />
Doğru yaşam, doğru beslenme, doğru egzersiz ve benzeri<br />
her şey, yaşam kalitemizi oluşturan bir bütün. Sadece<br />
biraz daha farkındalıkla, sadece biraz daha özenle daha<br />
sağlıklı yeni nesiller yetiştirmek mümkün. Bırakalım, dünya<br />
nüfusunda Çin ve Hindistan yarışmaya devam etsin. Diyabet,<br />
bu yarışa katılmasın…<br />
DUYGU SAZAN<br />
Editor
6<br />
We Meet Every Year at MEDICA<br />
Her Yıl MEDICA’da Buluşuyoruz<br />
As exporters, importers, manufacturers, wholesalers,<br />
hospital managers, physicians and other stakeholders<br />
of the medical sector from many countries of the<br />
world, we meet every year in <strong>November</strong> in MEDICA<br />
Düsseldorf Germany. Some of our companies participate<br />
independently in the MEDICA Fair which IKMIB organizes<br />
the national participation organization. We wish all our<br />
companies to have a successful and profitable fair. We are<br />
already scheduled to meet at MEDICA Fair in <strong>November</strong><br />
2020.<br />
The meeting date of the medical world in our country<br />
is 19-21 March 2020 and the meeting place is Istanbul.<br />
We expect industry stakeholders from many parts of<br />
the world to come to Expomed Eurasia, the<br />
leading fair of Eurasia this year. Of course,<br />
other activities in our country should be<br />
mentioned. HIMSS’19 Eurasia Health<br />
Informatics and Technology Conference,<br />
which was organized in Istanbul on 30<br />
October-01 <strong>November</strong>, is one of them.<br />
In the meantime, this year, I would<br />
not pass without mentioning “New<br />
Horizons in Radiology”, 40th<br />
TURKRAD National Radiology<br />
Congress organized in<br />
Antalya on 06-09 <strong>November</strong>.<br />
Almost every month,<br />
activities are held in other<br />
sectors and in different<br />
branches in our country.<br />
See you December <strong>2019</strong><br />
issue special for Medical<br />
Supply Congress. Good bye.<br />
Recep ARSLANTAŞ<br />
Kasım <strong>2019</strong><br />
Coordinator<br />
Recep Aslantas<br />
Coordinator<br />
Dünyanın birçok ülkesinden ihracatçı, ithalatçı, üretici,<br />
toptancı, hastane yöneticisi, hekim ve medikal sektörünün<br />
diğer paydaşları olarak her yıl Kasım ayında MEDICA<br />
Düsseldorf Almanya’da buluşuyoruz. İKMİB’in milli katılım<br />
gösterdiği MEDICA Fuarı’na, bazı firmalarımız da bağımsız<br />
olarak katılım gösteriyorlar. Tüm firmalarımızın başarılı<br />
ve aktif bir fuar geçirmelerini diliyoruz. 2020 yılının Kasım<br />
ayında da MEDICA Fuarı’nda buluşmak üzere şimdiden<br />
randevulaşıyoruz.<br />
Tıp dünyasının bizim ülkemizde buluşma tarihi 19-21 Mart<br />
2020, buluşma yeri ise İstanbul oluyor. Avrasya’nın lider<br />
fuarı Expomed Eurasia’ya bu sene de dünyanın birçok<br />
noktasından sektör paydaşlarının gelmesini bekliyoruz.<br />
Tabii ülkemizde yapılan başka etkinliklerden<br />
de bahsetmek gerek. Geçtiğimiz günlerde<br />
İstanbul’da 30 Ekim-01 Kasım tarihlerinde<br />
organize edilen HİMSS’19 Eurasia Sağlık<br />
Bileşim ve Teknolojileri Konferans ve<br />
Fuarı bunlardan biri. Bu arada bu sene<br />
“Radyolojide Yeni Ufuklar” diyerek, 40. defa<br />
06-09 Kasım <strong>2019</strong> tarihlerinde Antalya’da<br />
organize edilen TURKRAD <strong>2019</strong><br />
Radyoloji Kongresi’nden de<br />
bahsetmeden geçemeyeceğim.<br />
Ülkemizde hemen<br />
hemen her ay başka<br />
sektörlerde ve farklı<br />
branşlarda etkinlikler<br />
gerçekleştirilmekte.<br />
Aralık <strong>2019</strong> Tıbbi<br />
Tedarik Kongre<br />
Sayımızda görüşünceye<br />
kadar esen kalın.<br />
Recep ARSLANTAŞ<br />
Koordinatör
8<br />
Rise of Artificial Intelligence in critical care:<br />
Philips Tele-ICU Solutions<br />
Yoğun Bakımlarda Yapay Zekanın Yükselişi:<br />
Philips Tele-ICU Çözümleri<br />
Philips, yapay zeka temelli geliştirdiği yoğun<br />
bakım modeli Tele-ICU ile yüksek kaliteli yoğun<br />
bakım hizmeti sunmaya devam ediyor<br />
Philips continues to offer high-quality critical care<br />
with its tele-ICU service model<br />
The tele-ICU program, which is based on artificial<br />
intelligence, developed for directing intensive care<br />
populations, makes a difference with its benefits in terms<br />
of patient management and financial efficiency.<br />
According to a recent study conducted by Dr. Craig Lilly, a<br />
professor at University of Massachusetts Medical School<br />
and Director of the eICU Program at UMass Memorial<br />
Medical Center, the artificial intelligence-based intensive<br />
care model tele-ICU increases financial margins in<br />
population health while; it also increases case volume and<br />
access to high-quality intensive care. According to the<br />
research;<br />
• Intensive Care Unit, managed by Tele-ICU, increases the<br />
number of cases by 21% compared to traditional models.<br />
• A centralized tele-ICU maintenance model provides<br />
shorter downtime and increases revenue based on direct<br />
costs.<br />
• With the advantages and performance provided, the<br />
model increased by 376% from 7.7 Million Dollars to 37.7<br />
Million Dollars. When combined with a logistics center,<br />
the model increases the case volume by 38% compared to<br />
traditional models.<br />
• A tele-ICU with an additional logistics center and quality<br />
service standardization increases its contribution from $ 7.9<br />
million to $ 60.6 million, resulting in a 665% increase.<br />
• With the financial savings and margin increase, tele-ICU pays<br />
the first capital cost in less than 3 months.<br />
Yoğun bakım popülasyonlarının yöneltilmesi için<br />
geliştirilmiş, yapay zekaya dayalı yoğun bakım ünitesi<br />
tele-ICU programı, hasta yönetimi ve finansal verimlilik<br />
açısından oluşturduğu faydayla fark sağlıyor.<br />
Massachusetts Üniversitesi Tıp Fakültesi Anesteziyoloji<br />
ve Cerrahisi Profesörü ve UMass Memorial Tıp<br />
Merkezi’ndeki eICU Programı Direktörü Craig M. Lilly<br />
tarafından gerçekleştirilen araştırmaya göre, yapay<br />
zekaya dayalı yoğun bakım modeli tele-ICU’nun, nüfus<br />
sağlığı yönetiminde finansal marjları arttırıp, önemli<br />
ölçüde maliyet tasaraffu sağlarken; aynı zamanda vaka<br />
hacmini ve yüksek kaliteli yoğun bakıma erişimi de<br />
önemli ölçüde arttırdığını ortaya koyuyor. Araştırmaya<br />
göre;<br />
•Tele-ICU yarafından yönetilen Yoğun Bakım ünitesi,<br />
geleneksel modellere kıyasla vaka sayısını %21 artıyor.<br />
•Merkezi bir tele-ICU bakım modeli, daha kısa süreli<br />
yatış süresi sağlıyor ve doğrudan maaliyetlere göre geliri<br />
yükseltiyor.<br />
•Sağladığı avantajlar ve ortaya koyduğu performansla<br />
katkı payının 7.7 Milyon Dolar’dan 37.7 Milyon Dolar’a<br />
çıkmasıyla %376’lık bir artış sağlayan model, lojistik bir<br />
merkezle birleştiğinde de geleneksel modellere kıyasla<br />
vaka hacmini %38 oranında arttırıyor.<br />
• Ek lojistik merkezi ve kaliteli hizmet<br />
standardizasyonuna sahip bir tele-ICU katkı payını 7,9<br />
Milyon Dolar’dan 60,6 Milyon Dolar’a çekerek %665’lik bir<br />
artış sağlıyor.<br />
• Yarattığı finansal tasarruf ve marj arttırımıyla tele-ICU,<br />
3 aydan daha kısa bir sürede ilk sermaye maaliyetini<br />
amorti ediyor.<br />
“Tele-ICU programlarının vaka hacmini ve yüksek<br />
kalitede yoğun bakıma erişimi arttırırken, marjları<br />
iyileştirmesi, tele-ICU sistemlerinin sağlık uzmanları<br />
tarafından daha geniş ölçüde benimsenmesi için güçlü<br />
bir finansal argüman olarak öne çıkarıyor” diyen Profesor<br />
Lilly, “Doğru şekilde uygulanan tele sağlık programlarının<br />
hasta bakım sonuçları üzerinde önemli bir etkiye sahip<br />
olabileceği birçok benzer çalışmada iyi bir şekilde<br />
Kasım <strong>2019</strong>
9<br />
She added furthermore, “Tele-ICU programs increase<br />
case volume and access to high-quality intensive care,<br />
while improving margins is a powerful financial argument<br />
for broader adoption of tele-ICU systems by healthcare<br />
professionals, Prof Professor Lilly said. it has been well<br />
documented in many similar studies that could have a<br />
significant impact on care outcomes, and this study now<br />
supports the financial investment and productivity behind it.”<br />
The CEO of Philips Turkey Haluk Karabatak, said, “At<br />
Philips, we continue to improve people’s lives with a new<br />
innovation in healthcare technology. Studies have shown<br />
that an ICU bed costs very high costs, while tele-ICU<br />
systems make better use of available resources to provide a<br />
significant increase in case volume (a gap between systems<br />
and existing words). This change makes it possible to reach<br />
wider masses (there should be a gap between the masses<br />
and access) without having to support additional intensive<br />
care unit beds and reinforce personnel.”<br />
Philips participated in the 22th International Intensive Care<br />
Symposium with its intensive care information systems,<br />
bedside monitors, ultrasound devices and its expert team.<br />
During the symposium, the world-renowned intensive care<br />
specialist, Dr. Tele-ICU and artificial intelligence applications<br />
for the first time in the world and the implementation<br />
of Philips eICU program in the development of the great<br />
contribution to Dr. Brian Rosenfeld was the guest. During<br />
the symposium, Rosenfeld had the opportunity to share<br />
his knowledge and experiences gained during the use of<br />
artificial intelligence and digitalization in intensive care<br />
units he has pioneered for more than 20 years with the<br />
participating intensive care specialists. Both the satellite<br />
symposium and one-on-one interviews with Dr. Rosenfeld<br />
shed light on his views on the digitalization process in<br />
intensive care in our country.<br />
belgelenmiştir ve bu çalışma artık arkasındaki finansal<br />
yatırımı ve verimliliği desteklemektedir.” diyerek sözlerini<br />
sürdürdü.<br />
Philips Türkiye CEO’su Haluk Karabatak ise; “Philips<br />
olarak, sağlık teknolojileri alanında her geçen gün yeni<br />
bir inovasyonla insanların hayatlarını iyileştirmeye devam<br />
ediyoruz. Gerçekleştirilen çalışmalarda gördük ki bir yoğun<br />
bakım ünitesi yatağı çok yüksek maliyetlere mal olurken<br />
tele- ICU sistemleri mevcut kaynakları daha iyi kullanarak<br />
vaka hacminde önemli (sistemleri ve mevcut kelimeleri<br />
arasında boşluk olması gerekiyor)bir artış sağlıyor. Bu<br />
değişim, ek yoğun bakım ünitesi yatakları oluşturmak ve<br />
personel takviyesi yapmak zorunda kalmadan daha geniş<br />
kitlelere erişmeyi (kitlelere ve erişmeye arasında boşluk<br />
olmalı)mümkün kılmaktadır. “<br />
Philips, 22. Uluslararası Yoğun Bakım Sempozyumu’nda<br />
ürün portföyünde yer alan yoğun bakım bilgi sistemleri,<br />
hastabaşı monitörleri, ultrasonografi cihazları ve<br />
konusunda uzman ekibiyle birlikte yer aldı. Aynı zamanda<br />
sempozyum süresince dünyaca tanınmış yoğun bakım<br />
uzmanı, tele-ICU ve yapay zeka uygulamalarını dünyada ilk<br />
kez hayata geçiren ve Philips bünyesinde eICU Programının<br />
gelişimine büyük katkı sunan Dr. Brian Rosenfeld’i konuk<br />
etti. Dr. Rosenfeld, sempozyum süresince 20 yılı aşkın<br />
süredir öncülük ettiği yoğun bakımlarda dijitaleşme ve<br />
yapay zekanın kullanımı sürecinde elde etmiş olduğu bilgi<br />
birikimini ve tecrübelerini katılımcı yoğun bakım uzmanları<br />
ile paylaşma fırsatı buldu. Gerek konuşma yaptığı uydu<br />
sempozyumunda gerekse birebir görüşmelerinde büyük<br />
ilgi gören Dr. Rosenfeld, ülkemizdeki yoğun bakımlardaki<br />
dijitalleşme sürecine paylaştığı görüşleriyle ışık tuttu.<br />
Kasım <strong>2019</strong>
10<br />
3-9 NOVEMBER ORGAN DONATION WEEK<br />
The sole remedy for Chronic Renal Failure is<br />
Transplantation!<br />
3-9 KASIM ORGAN BAĞIŞI HAFTASI<br />
Kronik Böbrek Yetmezliğinde<br />
Tek Çare Nakil!<br />
Chronic renal failure, which is one of the important health<br />
problems of our country, is treated with dialysis if the<br />
appropriate organ cannot be found. Professor Dr. Gürkan<br />
Tellioğlu, said, “Kidney function loss can lead to chronic<br />
renal failure over time, and this takes person to organ<br />
transplantation.”<br />
People with hypertension, diabetes, or both, may have loss<br />
of kidney function. In addition, kidney stones and infection,<br />
congenital urinary system problems, glomerulonephritis<br />
defined as a large group of diseases due to unconscious<br />
drug use can be found in the same problem. Declaring that<br />
however, many of these disorders may not give symptoms<br />
in the early period, Prof. Dr. Gürkan Tellioğlu, Yeditepe<br />
University Hospitals Kidney Transplant Clinic, said, “Slowly<br />
advancing diseases, causing an adaptation in the body is<br />
delayed to be notice.”<br />
Moving Stealthily<br />
Renal disease, nausea and vomiting are the most common<br />
causes of urea values in kidney patients. When you are<br />
Ülkemizin önemli sağlık sorunları arasında yer alan kronik<br />
böbrek yetmezliği, eğer uygun organ bulunamazsa diyalizle<br />
tedavi ediliyor. Prof. Dr. Gürkan Tellioğlu, “Böbrekte işlev<br />
kaybı; zaman içinde kronik böbrek yetmezliğine, bu tablo da<br />
kişiyi organ nakline götürebiliyor” diyor.<br />
Hipertansiyon, diyabet ya da her ikisinin bir arada olduğu<br />
kişilerin böbreklerinde işlev kaybı görülebiliyor. Ayrıca<br />
böbrek taşı ve enfeksiyon, doğumsal üriner sistem<br />
sorunları, glomerulonefritler diye tanımlanan geniş bir<br />
hastalık grubunda da bilinçsiz ilaç kullanımı nedeniyle aynı<br />
soruna rastlanabiliyor. Ancak bu rahatsızlıkların pek çoğu<br />
erken dönemde belirti vermeyebildiğini söyleyen Yeditepe<br />
Üniversitesi Hastaneleri Böbrek Nakli Kliniği Sorumlusu<br />
Prof. Dr. Gürkan Tellioğlu, ”Yavaş yavaş ilerleyen<br />
hastalıklar, vücutta bir adaptasyona neden olduğu için fark<br />
edilmesi gecikiyor” diyor.<br />
Sinsice İlerliyor<br />
Böbrek hastalarında en sık üre değerlerinin çok yüksek<br />
olmasına bağlı halsizlik, bulantı, kusma görülüyor.<br />
Kasım <strong>2019</strong>
11<br />
connected to diabetes, frequent urination, and blood<br />
pressure, headache may occur. Therefore, if there is any<br />
problem, they should be kept under follow-up and regular<br />
health checks should be done. Thus, risk factors emerge, it<br />
is possible to take early measures.<br />
++Anyone with Renal Failure Needs Assessment<br />
Loss of function in the kidney; chronic kidney failure<br />
over time, this picture can lead to organ transplantation.<br />
Stating that therefore, it is important to evaluate the<br />
kidney transplantation of everyone living with kidney<br />
failure, Prof. Dr. Tellioğlu said, “In this context; patient’s<br />
cardiovascular system, lungs and body biochemistry,<br />
including very detailed tests should be done. In addition,<br />
women’s gynecology and birth, men in the urology<br />
department is important to be evaluated. As a result of all<br />
the evaluations, the person is determined to be suitable<br />
for kidney transplantation and the transplantation process<br />
is started. If there is a live donor, the patient is screened<br />
to the fourth degree relatives. The decision of the ethics<br />
committees in provincial health directorates is decisive for<br />
non-relative living donors. Those who do not have a relative<br />
are included in the organ waiting list.<br />
Donor Surgery Is Performed With Implicit Method<br />
In general, surgery is done for the treatment of diseases.<br />
The only exception is organ donor surgery. These people<br />
are being operated because they are healthy. The most<br />
advanced methods of transplantation operations, organ<br />
donors are important to shorten the time to return to<br />
their routine lives. Renal donor surgery is now performed<br />
with laparoscopic surgery, which is described as a closed<br />
method. In this way, the complaint of pain after surgery<br />
is less, healing process is accelerated. The kidney is<br />
Diyabete bağlı olduğunda sık idrara çıkma, tansiyona<br />
bağlı olursa da baş ağrısı gibi belirtilere rastlanabiliyor.<br />
Dolayısıyla herhangi bir sorunu olduğunda bunların ihmal<br />
edilmeden takipte tutulması ve düzenli sağlık kontrolü<br />
yaptırılması gerekiyor. Böylece risk faktörleri ortaya<br />
çıkarak, erken dönemde önlem almam mümkün olabiliyor.<br />
Böbrek Yetmezliği Olan Herkesin<br />
Değerlendirilmesi Gerekiyor<br />
Böbrekte işlev kaybı; zaman içinde kronik böbrek<br />
yetmezliğine, bu tablo da kişiyi organ nakline götürebiliyor.<br />
Dolayısıyla böbrek yetmezliği yaşayan herkesin böbrek<br />
nakli açısından değerlendirilmesinin önem taşıdığına işaret<br />
eden Prof. Dr. Tellioğlu, “Bu kapsamda; hastanın kalp<br />
Kasım <strong>2019</strong>
12<br />
immediately transplanted to the patient who has chronic<br />
renal failure. The first three months after surgery are of<br />
great importance. This refers to the critical period of the<br />
patient’s adaptation to a transplanted life. After intensive<br />
drug treatment, the number and dose of drugs began to<br />
decrease over time. Noting that after intensive medication,<br />
the dose and number of medications started to decrease,<br />
Prof. Dr. Tellioğlu said, “It is necessary to be cautious in<br />
order to reduce the risk of infection in the first three<br />
months after kidney transplantation. For this purpose,<br />
it is necessary to avoid crowded and poorly ventilated<br />
environments and to avoid contact with sick individuals,<br />
especially in terms of respiratory diseases. Kidney<br />
transplantation is not a treatment that ends with surgery. It<br />
starts with surgery and continues for life.”<br />
Percentage of the Living Donor Transplant in<br />
Turkey Very High<br />
Reporting that in our country, due to the insufficient<br />
number of organ donations of people who passed away,<br />
still living in these rates, Prof. Dr. Gürkan Tellioğlu, said,<br />
“But on the other hand, the organ is a solution to the<br />
desperation of tens of thousands of patients, especially<br />
those expecting a kidney transplant. More organ donation<br />
is made in Europe and America than in our country. For<br />
example; 70- 80 percent of organ transplants in Spain, while<br />
donations from deceased persons, the rate of living donor<br />
transplants in Turkey reportedly 80 percent.”<br />
One Day We All May Need!<br />
Declaring that organ donation should be considered as<br />
a social insurance, Prof. Dr. Gürkan Tellioğlu, Yeditepe<br />
University Hospital Kidney Transplant Clinic Responsible,<br />
“When you or a relative needs organ transplantation,<br />
this depends on the organ donation awareness in the<br />
community where you live. If you live in a society like our<br />
country with a low donation rate, your only alternative<br />
is a live donor kidney transplant. Therefore, your organ<br />
donation and your contribution to social awareness in this<br />
regard, actually means to insure your own future.”<br />
damar sistemi, akciğerleri ile vücut biyokimyasını da içeren<br />
çok detaylı tetkikler yapılması gerekiyor. Ayrıca kadınların<br />
kadın hastalıkları ve doğum, erkeklerin de üroloji bölümünde<br />
değerlendirilmesi önem taşıyor. Tüm değerlendirmeler<br />
sonucunda, kişinin böbrek nakli açısından uygunluğu<br />
tespit ediliyor ve nakil tedavi sürecine geçiliyor. Canlı verici<br />
olacaksa hastanın dördüncü dereceye kadar akrabalarında<br />
tarama yapılıyor. Akraba dışı canlı vericiler için il sağlık<br />
müdürlüklerindeki etik kurulların kararı belirleyici oluyor. Bir<br />
yakını olmayanlar ise organ bekleme listesine dâhil ediliyor.<br />
Verici Ameliyatı Kapalı Yöntemle Yapılıyor<br />
Genel olarak ameliyatlar, hastalıkların tedavisi için yapılıyor.<br />
Tek istisnası ise organ verici ameliyatları oluyor. Bu kişiler,<br />
sağlıklı olduğu için ameliyat ediliyor. Nakil ameliyatlarının<br />
en gelişmiş yöntemlerle yapılması, organ vericilerinin<br />
rutin hayatlarına dönme süresini kısaltma açısından önem<br />
taşıyor. Böbrek verici ameliyatları artık, kapalı yöntem<br />
olarak belirtilen laparoskopik cerrahi ile gerçekleştiriliyor.<br />
Bu sayede ameliyat sonrası ağrı şikâyeti az oluyor, iyileşme<br />
süreci hızlanıyor. Alınan böbrek ise hemen akabinde kronik<br />
böbrek yetmezliği yaşayan hastaya naklediliyor. Ameliyatın<br />
ardından ilk üç ay büyük önem taşıyor. Bu dönem, ilaç<br />
ayarları yapılan hastanın nakilli bir hayata adaptasyon<br />
sürecinin kritik dönemini ifade ediyor. Yoğun ilaç tedavisinin<br />
ardından zamanla ilaç dozunun ve sayısının azalmaya<br />
başladığına dikkat çeken Prof. Dr. Tellioğlu, “Böbrek nakli<br />
sonrası ilk üç ayda enfeksiyon riskini azaltmak açısından<br />
temkinli olmak gerekiyor. Bu amaçla kalabalık ve iyi<br />
havalandırılmayan ortamlardan uzak durmak, özellikle<br />
solunum yoluyla bulaşabilecek hastalıklar açısından, hasta<br />
bireylerle temastan kaçınmak gerekiyor. Böbrek nakli,<br />
ameliyat ile sonlanan bir tedavi değil. Ameliyatla başlayıp,<br />
ömür boyu devam ediyor” diyor.<br />
Türkiye’de Canlı Vericili Nakillerin Oranı Çok<br />
Yüksek<br />
Ülkemizde vefat eden kişilerden organ bağışı sayısının<br />
yetersizliği nedeniyle hala bu oranlarda canlı vericili nakil<br />
yapıldığını anlatan Prof. Dr. Gürkan Tellioğlu, “Ancak<br />
bir yandan da organ, özellikle de böbrek nakli bekleyen<br />
on binlerce hastanın çaresizliğine bulunan bir çözüm.<br />
Avrupa’da ve Amerika’da ülkemize oranla daha fazla<br />
vefaten organ bağışı yapılıyor. Örneğin; İspanya’daki organ<br />
nakillerinin yüzde 70- 80’i vefat eden kişilerden bağışlarla<br />
yapılırken, Türkiye’deki canlı vericili nakillerin oranı yüzde<br />
80 olarak bildiriliyor” diyor.<br />
Bir Gün Hepimizin İhtiyacı Olabilir!<br />
Organ bağışının aslen bir toplumsal sigorta gibi<br />
düşünülmesi gerektiğini söyleyen Yeditepe Üniversitesi<br />
Hastanesi Böbrek Nakli Kliniği Sorumlusu Prof. Dr. Gürkan<br />
Tellioğlu, “Sizin ya da bir yakınınızın organ nakli ihtiyacı<br />
olduğunda, bu durum yaşadığınız toplumdaki organ bağış<br />
bilincine bağlıdır. Eğer ülkemiz gibi vefaten bağış oranının<br />
düşük olduğu bir toplumda yaşıyorsanız, tek alternatifiniz<br />
canlı vericili böbrek nakli oluyor. Dolayısıyla yapacağınız<br />
organ bağışı ve bu konuda toplumsal farkındalığa<br />
koyacağınız katkı, aslında kendi geleceğinizi sigortalamak<br />
anlamına geliyor.”<br />
Kasım <strong>2019</strong>
14<br />
Professor Dr. Kaptan:<br />
Taking Precaution To Never Getting Sick Easy And Cheap<br />
Prof. Dr. Kaptan: Hasta Olmadan Önlem Almak Kolay Ve Ucuz<br />
Sharing information within the scope of <strong>November</strong> 14<br />
‘World Diabetes Day’ Prof. Dr. Gülten Kaptan warned, “It is<br />
easy and cheap to take precaution to never getting sick.”<br />
Pointing out that sedentary lifestyle, and irregular nutrition<br />
cause diabetes, Kaptan said, “Although it is preventable and<br />
treatable, diabetes is spreading rapidly. So let’s be active,<br />
take care of our diet, avoid excess fat and carbohydrates.<br />
Let’s monitor our weight and blood pressure. Let us<br />
become aware of this issue and raise awareness.”<br />
Insufficiency or absence of insulin hormone production for<br />
any reason, or insensitivity of body tissues to insulin, leads<br />
to common and dangerous diabetes (diabetes). Stating that<br />
for this reason, it was accepted as ‘World Diabetes Day’<br />
in order to increase the global awareness of the adverse<br />
effects of diabetes on <strong>November</strong> 14, its adverse effects<br />
on the individual and how to prevent it, Prof. Dr. Gülten<br />
Kaptan, Beykoz University Vocational School Director,<br />
said, “Although it is preventable and treatable, diabetes<br />
14 Kasım ‘Dünya Diyabet Günü’ kapsamında açıklama yapan<br />
Prof. Dr. Gülten Kaptan, “Hasta olmadan önlem almak<br />
kolay ve ucuzdur” uyarısında bulundu. Hareketsiz yaşam<br />
ve düzensiz beslenmenin diyabete neden olduğuna dikkat<br />
çeken Kaptan, “Önlenebilir ve tedavi edilebilir olmasına<br />
rağmen diyabet hızla yayılıyor. Öyleyse hareketli olalım,<br />
beslenmemize dikkat edelim, aşırı yağ ve karbonhidrattan<br />
kaçınalım. Kilo ve tansiyonumuzu takip edelim. Bu konuda<br />
bilinçlenelim ve bilinçlendirelim” diye konuştu.<br />
İnsülin hormonu üretiminin herhangi bir sebeple yetersiz<br />
olması veya hiç olmaması ya da vücut dokularının insüline<br />
karşı duyarsız hale gelmesi yaygın olarak görülen ve<br />
tehlikeli olan diyabete (şeker hastalığı) neden oluyor.<br />
Bu nedenle 14 Kasım’ın diyabetin yol açtığı istenmeyen<br />
yan etkilerini, birey üzerindeki kötü etkilerini ve nasıl<br />
önleneceğine dair küresel farkındalığı artırmak adına<br />
‘Dünya Diyabet Günü’ olarak kabul edildiğini belirten<br />
Beykoz Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr.<br />
Kasım <strong>2019</strong>
15<br />
is spreading rapidly. These issues are also the subject of<br />
World Diabetes Day. In this day, the public awareness<br />
campaigns about the increasing diabetes problem in every<br />
part of the world are increasing.”<br />
++Man And Woman Have Different Symptoms<br />
Stating that high blood sugar, which is not treated for<br />
diabetes due to high blood pressure and diabetes from<br />
heart diseases, can damage nerves, eyes, kidneys and other<br />
organs, Kaptan said, “Increased feeling of hunger, thirst,<br />
weight loss, frequent and excessive urination, blurred<br />
vision, excessive fatigue and non-healing wounds show<br />
general symptoms of diabetes. Male and female may have<br />
some different symptoms.” In addition to the general<br />
symptoms of diabetes in men, Kaptan said sex drive,<br />
erectile dysfunction (ED) and decreased muscle strength,<br />
and women may also have symptoms such as urinary tract<br />
infections, yeast infections and dry, itchy skin.<br />
Gülten Kaptan, “Önlenebilir ve tedavi edilebilir olmasına<br />
rağmen diyabet hızla yayılıyor. Bu konular Dünya Diyabet<br />
Günü’nün de konusunu oluşturuyor. Bu günde dünyanın<br />
her noktasında artan diyabet sorunu hakkında medyada<br />
kamuoyunu bilinçlendirme kampanyaları artıyor” dedi.<br />
We Need To Be Conscious And Take Precautions<br />
Explaining that genetic and lifestyle factors will<br />
affect the formation of diabetes, Kaptan, listed the<br />
disease prevention recommendations as follows:<br />
“Being overweight or obese also increases the risk. Fat<br />
accumulates especially in the abdomen triggers diabetes. In<br />
general, knowing and avoiding risk factors is an important<br />
part of protection. These factors include being overweight,<br />
having diabetes in the family, smoking and sedentary life,<br />
which leads to inactivity in today’s technology and lifestyle.<br />
It is easy and inexpensive to take precautions without<br />
the patient. So let’s be active, take care of our diet, avoid<br />
excess fat and carbohydrates. Let’s monitor our weight and<br />
blood pressure. Let’s become aware of this issue and raise<br />
awareness.”<br />
Erkek Ve Kadında Farklı Belirtileri Var<br />
Diyabetin kalp hastalıklarından yüksek tansiyona ve<br />
diyabetten dolayı tedavi edilmeyen yüksek kan şekerinin<br />
sinirlere, gözlere, böbreklere ve diğer organlara zarar<br />
verebildiğini belirten Kaptan, “Artan açlık hissi, susuzluk,<br />
kilo kaybı, sık ve çok idrara çıkma, bulanık görme, aşırı<br />
yorgunluk ve iyileşmeyen yaralar diyabetle ilgili genel<br />
belirtileri gösteriyor. Erkek ve kadında bazı farklı belirtileri<br />
olabiliyor” dedi. Kaptan, erkeklerde diyabetin genel<br />
semptomlarına ek olarak cinsel dürtü, erektil disfonksiyon<br />
(ED) ve kas kuvvetinde azalma, kadınlarda ise ayrıca idrar<br />
yolu enfeksiyonları, maya enfeksiyonları ve kuru, kaşıntılı<br />
cilt gibi semptomlar olabileceğini söyledi.<br />
Bilinçlenmeli Ve Önlem Almalıyız<br />
Diyabet oluşumunu genetik ve yaşam tarzı faktörlerin<br />
etkileyeceğini anlatan Kaptan, hastalığın önlenmesi<br />
konusundaki önerilerini şöyle sıraladı: “Fazla kilolu veya<br />
obez olmak da riski artırıyor. Özellikle karın bölgesinde<br />
biriken yağlar diyabeti tetikliyor. Genel olarak risk<br />
faktörlerini bilmek ve onlardan kaçınmak korunmanın<br />
önemli bir parçasıdır. Bu faktörler, fazla kilolu olmak, aile<br />
içinde diyabet hastalığının olması, sigara içmek ve sedanter<br />
yani hareketsiz yaşam ki günümüz koşullarında teknoloji ve<br />
yaşam şekli hareketsizliğe götürmektedir. Hasta olmadan<br />
önlem almak kolay ve ucuzdur. Öyleyse hareketli olalım,<br />
beslenmemize dikkat edelim, aşırı yağ ve karbonhidrattan<br />
kaçınalım. Kilo ve tansiyonumuzu takip edelim. Bu konuda<br />
bilinçlenelim ve bilinçlendirelim.”<br />
Kasım <strong>2019</strong>
16<br />
A New Ground Was Broken In Turkey<br />
ROSI Yöntemi İle Türkiye’nin İlk Bebeği Dünyaya Geldi<br />
There had been successful fertilisations thanks<br />
to the ROSI method, which has become a hope<br />
for the couples suffered from azoospermia and<br />
gave up on their dream of becoming parents.<br />
And today, first alive baby that was fertilised<br />
with ROSI method was born. Obstetrician and<br />
gynecologist Prof. Dr. Recai Pabuçcu from<br />
Centrum Clinic confirmed that both the baby and<br />
the mother are very healthy.<br />
Thanks to recently developed ROSI method, men with<br />
azoospermia (the medical condition of a man whose<br />
semen contains no sperm or very less sperms) now<br />
have a chance to have a baby with their partners. The<br />
foundations of this method were laid in Japan. In a short<br />
period, the method brought successful results in Turkey<br />
too and became a hope for the couples who gave up on<br />
their dreams of having a baby. The specialists stated that<br />
the first baby that was brought into this world thanks to<br />
this method had no difference than the babies that were<br />
brought to this world via natural ways.<br />
ROSI yöntemi, özellikle azospermi sebebiyle<br />
çocuk sahibi olma hayallerinden vazgeçen çiftlere<br />
son teknoloji bir umut olmuş ve bu yolla son<br />
dönemde Türkiye’de de gebelikler sağlanmıştı.<br />
İlk doğum gerçekleşti ve Türkiye’de ilk defa<br />
ROSI yöntemiyle dünyaya canlı bir bebek geldi.<br />
Centrum Clinic Kadın Sağlığı Merkezi Kadın<br />
Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Recai<br />
Pabuçcu, dünyaya gelen erkek bebeğin ve annenin<br />
oldukça sağlıklı olduğu bilgisini paylaştı.<br />
Son dönemde gelişen ROSI teknolojisi ile özellikle<br />
azospermi dediğimiz erkek kısırlığına, yani menide hiç canlı<br />
veya olgun sperm hücresi bulunmaması durumuna rağmen,<br />
çiftlerin çocuk sahibi olma şansı bulunuyor. Temelleri<br />
Japonya’da atılmış olan ROSI işlemi, Türkiye’de de ilk<br />
meyvesini verdi ve azospermi nedeniyle çocuk hayallerini<br />
yitirmiş çiftlere de umut oldu. Bu yöntemle doğan ilk<br />
bebeğin, doğal yollarla dünyaya gelen bebeklerden hiçbir<br />
farkının olmadığı ve son derece sağlıklı olduğu belirtildi.<br />
Kasım <strong>2019</strong>
17<br />
Great news after 11 years of<br />
waiting.<br />
After 11 years of many attempts of<br />
gestation via natural ways and other<br />
fertilisation methods, Gülçimen family<br />
resorted to ROSI method. Ayaz Sefa<br />
baby was born today after a very<br />
healthy period of pregnancy, which<br />
became a reality thanks to ROSI method.<br />
Obstetrician and gynecologist Prof.<br />
Dr. Recai Pabuçcu from Centrum Clinic<br />
stated that they were really happy and<br />
excited to break ground and summarized<br />
the process: “We’ve been waiting for this to happen<br />
with excitement and we’re very happy to have delivered<br />
a baby that was fertilised with ROSI method. The baby<br />
was born 15 days earlier than expected, and the delivery<br />
was made with epidural method. Both the baby and<br />
the mother are very healthy. We and the family are very<br />
happy and excited.”<br />
Don’t let azoospermia make you lose your hopes.<br />
Prof. Dr. Recai Pabuçcu explains ROSI method, which is<br />
a new hope for the couples suffer from azoospermia:<br />
“It is a cutting-edge technology method and we’ve just<br />
started applying it and witnessed its success. First, the<br />
causes of azoospermia are investigated and solutions to<br />
that are revealed. We apply to ROSI method only when<br />
we can’t succeed the gestation with these solutions. In<br />
ROSI method, we make a detailed search for progenitor<br />
round sperm cells first. And then we activate these cells<br />
with a process to get them capable of fertilising the<br />
egg. After fertilisation, we transfer the embryos to the<br />
uterus.<br />
Babies are hale and hearty!<br />
No medical problems are observed during the<br />
pregnancies that became a reality via ROSI method.<br />
The process is very ordinary. And the first baby that was<br />
brought into this world thanks to ROSI method, Ayaz<br />
Sefa is very healthy!<br />
11 yılın ardından müjdeli haber<br />
geldi!<br />
Doğal yollarla ve başka tedavi<br />
yöntemleri ile 11 yıl boyunca çocuk<br />
sahibi olmayı deneyen Gülçimen<br />
ailesi, çareyi ROSI yöntemiyle buldu.<br />
Bu yöntemle sağlanan gebelik süreci<br />
son derece sağlıklı geçti ve Ayaz Sefa<br />
bebek dünyaya gözlerini açtı. Centrum<br />
Clinic Kadın Sağlığı Merkezi Kadın<br />
Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof.<br />
Dr. Recai Pabuçcu Türkiye’de bir ilk<br />
gerçekleştiği için heyecanlı olduklarını<br />
belirtti ve süreci anlattı: “Bugün Türkiye’de hepimizin<br />
heyecanla beklediği bir ilk gerçekleşti ve ROSI yöntemi ile<br />
gebe kalmış ilk hastamız bebeğine kavuştu. Beklenenden<br />
15 gün önce dünyaya sağlıklı bir erkek bebek geldi. Doğum<br />
epidural yoluyla gerçekleşti. Şu an annenin de bebeğin de<br />
durumu gayet iyi. Aile de biz de çok heyecanlı ve mutluyuz.”<br />
Azospermi yüzünden umudunuzu yitirmeyin!<br />
Azospermi sebebiyle çocuk sahibi olamayan çiftlere yeni<br />
bir umut kapısı olan ROSI yöntemini, Prof. Dr. Recai<br />
Pabuçcu şöyle anlatıyor: “ROSI yöntemi, son teknoloji<br />
bir işlem ve Türkiye’de de yeni uygulamaya başladığımız,<br />
başarısına şahit olduğumuz bir yöntem. Önce azosperminin<br />
sebepleri detaylıca araştırılıyor ve çözüm üretiliyor. Ancak<br />
bu çözümlerle başarı sağlanamadığında çocuk sahibi<br />
olmak için ROSI yöntemine başvuruluyor. Bu yöntemle<br />
yapılan detaylı aramada öncül yuvarlak sperm hücrelerini<br />
bulunuyor ve normalde yumurtayı döllemesi mümkün<br />
olmayan spermlere özel dölleme işlemleri uygulanıyor.<br />
Bu işlemle elde ettiğimiz embriyoları transfer ederek ROSI<br />
işlemini gerçekleştiriyoruz.”<br />
Bebekler son derece sağlıklı!<br />
ROSI yöntemiyle elde edilen gebeliklerde herhangi bir<br />
sağlık sorunu gözlemlenmedi. Gebe kalındıktan sonraki<br />
tüm süreç normal seyrinde ilerliyor. Bugün Türkiye’de bu<br />
yöntem ile dünyaya gelen ilk bebek Ayaz Sefa da son derece<br />
sağlıklı!<br />
Kasım <strong>2019</strong>
18<br />
Sectra To Deliver Its Radiology Imaging Solution<br />
To Two Turkish University Hospitals<br />
Sectra Radyolojik Görüntüleme Çözümünü<br />
İki Türk Hastanesine Sunuyor<br />
Dokuz Eylul University Hospital and Ege University<br />
Hospital in Turkey have selected international medical<br />
imaging IT and cybersecurity company Sectra (STO: SECT<br />
B) as their vendor for handling radiology images. The<br />
solution will support increased reading efficiency through<br />
its performance and comprehensive tool set, thereby<br />
improving patient outcomes.<br />
Dokuz Eylul University Hospital and Ege University Hospital<br />
are two of the largest hospitals in Turkey. Dokuz Eylul<br />
University Hospital and Ege University Hospital each handle<br />
approximately 450,000 radiology examinations annually.<br />
“It was important for us to select a solution that will enable<br />
us to meet demands both today and in the future, and we<br />
are excited to have Sectra as our radiology imaging vendor,”<br />
says Prof. Dr. Handan Guleryuz, Head of Radiology at Dokuz<br />
Eylul University Hospital. Sectra’s solution for radiology<br />
imaging, Sectra PACS, is optimized for high-production<br />
environments and supports the goal of shortened report<br />
turnaround times, enhanced result distribution workflows,<br />
and improved communication between departments. It is a<br />
part of Sectra’s enterprise imaging offering, which provides<br />
a unified strategy for all imaging needs.<br />
“With Sectra’s solution, we will get a fast radiology imaging<br />
solution, which will allow us to increase efficiency and thus<br />
contribute to enhanced patient outcomes,” says Prof. Dr.<br />
Suha Sureyya Ozbek, Head of Radiology at Ege University<br />
Hospital. The system was sold by Apaz <strong>Medikal</strong>, Sectra’s<br />
distribution partner in Turkey. Experience Sectra’s solution<br />
at the Turkish National Radiology Congress Visit Sectra<br />
in booth 8-9 at the Turkish National Radiology Congress<br />
<strong>2019</strong> during <strong>November</strong> 6– 9 to learn more about Sectra’s IT<br />
solution for radiology imaging.<br />
Türkiye’de bulunan Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi<br />
ve Ege Üniversitesi Hastanesi, radyoloji görüntülerini<br />
işlemek amacıyla tedarikçileri olarak uluslararası tıbbi<br />
görüntüleme BT ve siber güvenlik şirketi Sectra’yı (STO:<br />
SECT B) tercih etti. Sunulan çözüm, gösterdiği performans<br />
ve sahip olduğu kapsamlı araç seti sayesinde artan okuma<br />
verimliliğini destekleyecek ve dolayısıyla hasta sonuçlarını<br />
iyileştirecektir.<br />
Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi ve Ege Üniversitesi<br />
Hastanesi Türkiye’nin en büyük hastaneleri arasında yer<br />
alan iki hastanedir.<br />
Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi ve Ege Üniversitesi<br />
Hastanesi’nin her biri yıllık olarak yaklaşık 450,000 radyoloji<br />
muayenesi gerçekleştirmektedir.<br />
“Bizim için hem bugün hem de gelecekteki talepleri<br />
karşılamamızı sağlayacak bir çözümü tercih etmek<br />
önemliydi ve Sectra’yı radyolojik görüntüleme tedarikçimiz<br />
olarak görmekten heyecan duyuyoruz,” diyor Dokuz Eylül<br />
Üniversitesi Hastanesi Radyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı<br />
Prof. Dr. Handan Güleryüz.<br />
Sectra’nın radyolojik görüntüleme çözümü Sectra PACS,<br />
yüksek Üretim ortamları için optimize edilmiştir ve<br />
kısalan rapor dönüş süreleri, gelişen sonuç dağıtım iş<br />
akışları ve bölümler arasında artan iletişim hedeflerini<br />
desteklemektedir.<br />
Bu, Sectra’nın tüm görüntüleme ihtiyaçları için birleşik<br />
bir strateji sunan kurumsal görüntüleme teklifinin bir<br />
parçasıdır.<br />
“Sectra’nın sunduğu çözümle birlikte verimliliği<br />
arttırmamızı ve dolayısıyla gelişen hasta sonuçlarına<br />
katkıda bulunmamızı sağlayacak hızlı bir radyoloji<br />
görüntüleme çözümüne sahip olacağız,” diyor Ege<br />
Üniversitesi Hastanesi Radyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı<br />
Prof. Dr. Süha Süreyya Özbek.<br />
Sistem, Sectra’nın Türkiye’deki dağıtım ortağı Apaz <strong>Medikal</strong><br />
tarafından satılmıştır.<br />
Sectra’nın Çözümünü Türkiye Ulusal Radyoloji<br />
Kongresi’nde Deneyimleyin<br />
6-9 Kasım tarihleri arasında <strong>2019</strong> Türkiye Ulusal Radyoloji<br />
Kongresi’nde Sectra’nın yer aldığı 8-9 numaralı standı<br />
ziyaret ederek Sectra’nın radyolojik görüntüleme için BT<br />
çözümünü hakkında daha fazla bilgi edinebilirsiniz.<br />
Kasım <strong>2019</strong>
20<br />
WORLD NET CANCER DAY NOVEMBER 10<br />
Aware of Neuroendocrine Tumors<br />
10 KASIM DÜNYA NET FARKINDALIK GÜNÜ<br />
Nöroendokrin Tümörleri Fark Et!<br />
Neuroendocrine Tumors, or NET, is an expression that<br />
describes cancers in the neuroendocrine system of our<br />
body. The neuroendocrine system’s nerve and secretory<br />
cells are responsible for secreting hormones that regulate<br />
the functions of different organs. NET, these cells undergo<br />
change, uncontrolled proliferation occurs.<br />
NET is a rare type of cancer, the incidence of new cases,<br />
unfortunately, between the years 1973-2004 has increased<br />
five-fold is thought to increase further. <strong>November</strong> 10,<br />
World NET Awareness Day aims to attract the attention of<br />
both healthcare workers and the society.<br />
Speaking at Press Conference for World NET Cancer Day<br />
<strong>November</strong> 10, Medical Oncologists Prof. Dr. Şuayib Yalçın<br />
and Prof. Dr. Sezer Sağlam cited the website netileyasamak.<br />
com as a source of accurate and satisfying information<br />
for patients with suspected illnesses or patients and their<br />
relatives.<br />
We Can Fight Together, You Just Notice!<br />
NET is not a relentless disease. Because early surgical<br />
treatment is possible. In case of late discovery, the disease<br />
can be controlled with drugs.<br />
• NETs account for 2 percent of cancers in the world.<br />
• The incidence is equal in men and women.<br />
• The disease has shown an increasing trend in recent years.<br />
• This increase is probably due to our better diagnosis but<br />
the risk factors of the modern era in the formation of NET.<br />
Nöroendokrin Tümörler ya da kısa adıyla NET,<br />
vücudumuzun nöroendokrin sisteminde görülen kanserleri<br />
tanımlayan bir ifade.<br />
Nöroendokrin sistemi oluşturan sinir ve salgı bezi hücreleri,<br />
farklı organların işlevlerini düzenleyen hormonları vücuda<br />
salgılamakla görevli. NET, işte bu hücrelerin değişime<br />
uğrayıp, kontrolsüzce çoğalmasıyla ortaya çıkıyor.<br />
Nadir görülen bir kanser türü olan NET’in yeni vaka<br />
görülme hızı, ne yazık ki 1973-2004 yılları arasında 5<br />
kat artış gösterdi daha da artacağı düşünülmekte. 10<br />
Kasım Dünya NET Farkındalık Günü, bu hastalığa hem<br />
sağlık çalışanlarının hem de toplumun dikkatini çekmeyi<br />
hedefliyor.<br />
Bu amaçla düzenlenen 10 Kasım NET Farkındalık Günü<br />
Basın Toplantısı’nda konuşan <strong>Medikal</strong> Onkologlar Prof.<br />
Dr. Şuayib Yalçın ve Prof. Dr. Sezer Sağlam, NET ile ilgili<br />
ayrıntılı bilgi verdi. Prof. Dr. Şuayib Yalçın ve Prof. Dr. Sezer<br />
Sağlam hastalık şüphesi ya da hasta olanlarla, yakınları için<br />
doğru ve doyurucu bilgi kaynağı olarak netileyasamak.com<br />
internet sitesini adres gösterdi.<br />
Birlikte Mücadele Edebiliriz, Sen Yeter Ki Fark Et!<br />
NET, amansız bir hastalık değil. Zira erken dönemde<br />
cerrahi müdahale ile tedavisi mümkün. Geç fark edilmesi<br />
durumunda ise hastalık ilaçlarla kontrol altına alınabiliyor.<br />
•NET’ler dünyadaki kanserlerin yüzde 2’sini oluşturuyor.<br />
•Görülme sıklığı kadın ve erkeklerde eşit.<br />
Kasım <strong>2019</strong>
21<br />
NET is commonly seen in the gastrointestinal tract<br />
(digestive tract), pancreas and lung. Diarrhea, bloating,<br />
stomach pain in other diseases, such as showing symptoms.<br />
Fever, hot flashes, sweating, palpitations, low and high<br />
sugar, resistant stomach ulcers, weight loss may be the<br />
NET indicator in some patients. For this reason, it is very<br />
important to raise awareness of patients and health<br />
workers for early diagnosis. Professor Dr. Şuayib Yalçın said,<br />
“NETs are less common, but their prevalence in the society<br />
is quite high compared to many cancers. There is no other<br />
type of cancer that is so common, but so few studies have<br />
been done. In addition, the sources of accurate and reliable<br />
information available to patients and their relatives are<br />
very limited. Although neuroendocrine tumors frequently<br />
affect the digestive system, they can be seen in many<br />
different organs from the esophagus to the rectum, from<br />
the lung to the pancreas. Although these tumors are rare,<br />
their survival is long and treatment success is high. In terms<br />
of prevalence, it is one of the digestive system tumors after<br />
large bowel cancer.”<br />
Emphasizing the importance of early detection for other<br />
types of cancer neuroendocrine tumor and suspected<br />
of slow division rate possible if the net detected in early<br />
stages, lower than in other types of surgery and the<br />
possibility of recurrence after removal by endoscopy and<br />
need additional treatment, Dr. Yalcin made following<br />
evaluations:<br />
“This type of tumor is not suspected because almost onethird<br />
of patients admitted late. Because of late admission,<br />
the course of cancer becomes a little more chronic. Even<br />
if the patient is in advanced stages, the more the disease<br />
burden is reduced, the more successful the treatment<br />
may be. In addition, it is possible to control the disease<br />
for a long time with somatostostatin analogs, which are<br />
administered only once a month to eliminate the existing<br />
symptoms and to prevent any harm to the body, and even<br />
if it becomes resistant to treatment, we can use our newly<br />
released biological agents. In addition, a certain group<br />
of patients also have radionuclide treatments that can<br />
be taken 4 times in 6 weeks or 3 months. Results such as<br />
radiotherapy, liver-directed chemo-radioembolization,<br />
radiofrequency ablation, microwave ablation can also<br />
be seen according to the patient and disease status. e<br />
available.”<br />
Expressing that some situations such as abdominal pain,<br />
diarrhea attacks, flushing, sweating, weight loss, pain or<br />
persistent ulcers and gastritis may be associated with<br />
this disease, Dr. Yalcin said further, “Turkey especially in<br />
neuroendocrine tumors with all diagnostic and treatment<br />
methods. For us, that was a long time radionuclide<br />
therapy used is used in more recent new America. Europe<br />
is not being used in several places. Unused about this<br />
disease in Turkey, all authorities There is no drug that is<br />
not acceptable. world-class, there are treatment options<br />
in most developed countries in Turkey fortunately it.<br />
Physicians also good in this regard. Our centers also<br />
multidisciplinary.”<br />
•Hastalık son yıllarda artış eğilimi gösteriyor.<br />
•Bu artışın sebebi muhtemelen daha iyi tanı koymamız<br />
ancak NET oluşumunda modern çağın getirdiği risk<br />
faktörleri söz konusu olabilir.<br />
NET yaygın olarak, gastrointestinal sistem (sindirim<br />
kanalı), pankreas ve akciğerde görülüyor. İshal, şişkinlik,<br />
mide ağrısı gibi başka hastalıklarda da rastlanan belirtiler<br />
gösteriyor. Ateş, sıcak basması, terleme, çarpıntı, şeker<br />
düşüklüğü ve yüksekliği, dirençli mide ülseri, kilo kaybı bazı<br />
hastalarda NET göstergesi olabilir. Bu nedenle erken tanı<br />
için hasta ve sağlık çalışanlarının farkındalığının artırılması<br />
büyük önem taşıyor. Prof. Dr. Şuayib Yalçın konuyla ilgili<br />
yaptığı konuşmada “NET’lerin görülme sıklığa az olmakla<br />
birlikte toplumdaki yaygınlıkları birçok kansere göre<br />
oldukça yüksek. Bu kadar yaygın olduğu halde üzerine bu<br />
kadar az çalışma yapılan başka bir kanser türü de yok.<br />
Ayrıca hasta ve hasta yakınlarının ulaşabileceği doğru<br />
ve güvenilir bilgi kaynakları da çok kısıtlı. Nöroendokrin<br />
tümörler sıklıkla sindirim sistemini etkilese de yemek<br />
borusundan rektuma, akciğerden pankreasa pek çok farklı<br />
organda görülebiliyor. Bu tümörlerin seyrek gözükmesiyle<br />
birlikte hastalarda yaşam sürelerinin uzun ve tedavi<br />
başarısı da yüksek. Yaygınlık bakımından ise kalın bağırsak<br />
kanserinden sonra sindirim sistemi tümörlerinin başında<br />
geliyor” dedi.<br />
Bölünme hızı yavaş ve şüphelenildiği takdirde erken<br />
aşamada tespiti mümkün olan NET’in, cerrahiyle ve<br />
endoskopi ile çıkarıldıktan sonra nüksetme ihtimalinin ve ek<br />
tedavi ihtiyacının diğer türlere oranla daha düşük olduğunu<br />
ifade eden Prof. Dr. Yalçın, diğer kanser türlerindeki gibi<br />
nöroendokrin tümörde de erken teşhisinin önemli olduğunu<br />
vurgulayarak şu değerlendirmelerde bulundu:<br />
“Bu tür tümörlerden şüphelenilmediği için hastaların<br />
neredeyse 3’te 1’i geç başvuruyor. Geç başvurdukları için<br />
de kanserin seyri biraz daha kronik hale geliyor. Hasta<br />
Kasım <strong>2019</strong>
22<br />
Professor Dr. Sezer Sağlam said in his speech that some<br />
doctors made comments that NET is not cancer, this can<br />
lead to problems in the treatment process with the patient.<br />
Stating that NET does not require any treatment in the<br />
follow-up after surgical removal, Sağlam, “Therefore,<br />
surgery, the gold standard for early diagnosis. However,<br />
neuroendocrine cancer. This issue should not be<br />
underestimated.”<br />
Declaring that what’s related to the likelihood of<br />
confusion with other types of cancer Professor Dr.<br />
Sağlam, said, “Another misdiagnosed with cancer but in<br />
this ratio decreased with the development of pathology<br />
in Turkey in the last 10 years. In particular, other types of<br />
common digestive system, colon, tumors including gastric<br />
and pancreatic cancer in pathologist neuroendocrine<br />
features However, this does not indicate that the patient<br />
has a neuroendocrine tumor. When diagnosed by an<br />
inexperienced person, the neuroendocrine tumor can<br />
be diagnosed outside of normal cancer. Then resistance<br />
to treatment occurs. Stating of neuroendocrine tumors<br />
incidence will increase by an annual 10-12 percent rate,<br />
Sağlam said, “This covers the next 15 years for Turkey.<br />
However, the treatment options are also 2 years ago than in<br />
better condition. Mortality rates are also quite fall. General<br />
oncology information too is rising and that all tumors<br />
Neuroendocrine tumors will surely get its share. The days<br />
when they will be treated like chronic diseases are very<br />
close.”<br />
Recalling that the Social Security Administration for<br />
the treatment of diseases (SSI) within the scope of the<br />
repayments and in particular that Turkey Europe is ahead of<br />
ileri evrede olsa dahi hastalık yükü ne kadar düşürülürse<br />
o kadar tedavi başarısı artabiliyor. Evre 4 bile olsa değişik<br />
tedavi yöntemleri var. Ayrıca, var olan semptomları<br />
giderebilmek ve vücuda zarar vermesini engellemek için<br />
de sadece ayda bir yapılan somatostostatin analogları<br />
ile de uzun süre hastalığı kontrol etmek mümkün. Eğer<br />
tedaviye dirençli hale gelirse de yeni çıkan biyolojik<br />
ajanlarımızı kullanabiliyoruz. Bazı vakalarda kemoterapi<br />
çok işe yarıyor. Bunun dışında belli bir grup hastada da<br />
radyonüklid tedaviler dediğimiz 6 haftada veya 3 ayda bir 4<br />
kez alabilecekleri tedavi yöntemleri var. Yine radyoterapi,<br />
karaciğer yönelik tedaviler- kemo-radyoembolizasyon,<br />
radyofrekans ablasyon, mikrodalga ablasyon gibi<br />
seçenekler de hastaya ve hastalık durumuna göre<br />
kullanılabilir “<br />
Karın ağrısı, ishal atakları, ateş basması, terleme, kilo<br />
kaybı, ağrı ya da geçmeyen ülser ve gastrit gibi durumların<br />
da bu hastalıkla ilişkili olabileceğini ifade eden Prof. Dr.<br />
Yalçın, özellikle nöroendokrin tümörler konusunda<br />
Türkiye’nin bütün tanı ve tedavi metotlarına sahip olduğunu<br />
belirterek, “Bizdeki uzun süredir kullanılan radyonüklid<br />
tedaviler daha yeni yeni Amerika’da kullanılıyor. Avrupa’nın<br />
birçok yerinde kullanılmıyor. Türkiye’de bu hastalıkla ilgili<br />
kullanılmayan, bütün otoritelerce kabul edilmeyen bir ilaç<br />
yok. Dünya standartlarında, en gelişmiş ülkelerdeki tedavi<br />
seçenekleri neyse Türkiye’de de o var. Hekimlerimiz de bu<br />
konuda iyi. Merkezlerimiz de multidisipliner” dedi.<br />
Prof. Dr. Sezer Sağlam ise yaptığı konuşmada bazı<br />
hekimlerin NET’in kanser olmadığına dair yorumlar<br />
yaptığını ifade ederek, bunun hastayla tedavi sürecinde<br />
sıkıntılara yol açabildiğini söyledi.<br />
NET’in cerrahi olarak çıkarıldıktan sonra takibinde hiçbir<br />
tedaviye ihtiyaç duyulmadığını belirten Sağlam, “O nedenle<br />
cerrahi, erken tanıda altın standarttır. Ancak nöroendokrin<br />
bir kanserdir. Bu konuyu küçümsememek gerekir.” dedi.<br />
Prof. Dr. Sağlam, NET’in başka kanser türleriyle<br />
karıştırılma ihtimaline ilişkin, “Başka kanser türleriyle<br />
karıştırılabiliyor ama bu oran son 10 yılda Türkiye’deki<br />
patolojinin gelişmesiyle çok azaldı. Özellikle sindirim<br />
sisteminin sık görülen diğer türlerinde, kolon, mide ve<br />
pankreas kanserlerinde patolog nöroendokrin özellikleri<br />
içeren tümörü görebilir. Ancak bu o hastanın nöroendokrin<br />
tümörü olduğunu göstermez. Tecrübeli olmayan biri<br />
tarafından tanı konulduğunda nöroendokrin tümör<br />
tanısını normal kanseri dışında alabilir. O zaman tedaviye<br />
direnç oluşur. Klasik tedavilere asla yanıt vermez.”<br />
değerlendirmesinde bulundu.<br />
Nöroendokrin tümörlerin görülme sıklığının yıllık yüzde<br />
10-12 oranında artacağını belirten Sağlam, “Bu Türkiye için<br />
önümüzdeki 15 yılı kapsıyor. Ancak tedavi seçenekleri de<br />
2 yıl öncesine oranla daha iyi durumda. Ölüm oranları da<br />
oldukça düşecek. Genel onkoloji bilgisi çok artıyor ve bu<br />
tüm tümörlere yansıyor. Nöroendokrin tümörler de bundan<br />
mutlaka nasibini alacaktır. Kronik hastalık gibi tedavi<br />
edileceği günler de oldukça yakındır.” ifadelerini kullandı.<br />
Prof. Dr. Sezer Sağlam, hastalığın tedavisi için Sosyal<br />
Güvenlik Kurumu (SGK) kapsamında verilen geri ödemeler<br />
Kasım <strong>2019</strong>
23<br />
many countries with<br />
nuclear medicine<br />
therapy attention,<br />
Professor Dr. Sezer<br />
Sağlam, said, “On<br />
patients in the SSI<br />
regarding medical<br />
treatment are not<br />
any restrictions in<br />
question In this<br />
sense, our patients<br />
can easily reach<br />
all the world-class<br />
treatment right now.”<br />
Online Support<br />
For Patients And<br />
Their Relatives<br />
Quality of life can be extended thanks to current<br />
treatments and drugs. Thousands of NET patients live<br />
a comfortable and long life. NET is the first Turkish<br />
source for individuals with suspected or suspected<br />
from netileyasamak.com extensive information on the<br />
subject is possible to access. NET’s symptoms, diagnosis<br />
and treatment methods; advice for patients to lead a<br />
comfortable life; working life, expert advice, answers<br />
to frequently asked questions, and healthy eating<br />
recommendations. In addition, patients and their relatives<br />
are offered support to follow medical treatment. The site<br />
also includes real life stories. The history of diagnosis and<br />
treatment of patients living with NET sheds light on the<br />
path of those who are newly acquainted with this disease<br />
and face many questions. Patients share their experiences<br />
and provide each other the greatest support.<br />
ve özellikle nükleer<br />
tıp tedavileriyle<br />
Türkiye’nin Avrupa’nın<br />
birçok ülkesinden<br />
önde olduğuna dikkati<br />
çekerek, “<strong>Medikal</strong><br />
tedaviler konusunda<br />
da SGK’nın hastalar<br />
üzerinde herhangi bir<br />
kısıtlaması söz konusu<br />
değil. Bu anlamda<br />
hastalarımız şu an<br />
dünya standartlarındaki<br />
tüm tedaviye rahatlıkla<br />
ulaşabilmektedirler”<br />
diye konuştu.<br />
Hasta ve Yakınlarına Online Destek<br />
Güncel tedavi ve ilaçlar sayesinde kaliteli yaşam süresi<br />
uzatılabiliyor. Binlerce NET’li hasta konforlu ve uzun bir<br />
yaşam sürüyor. NET tanısı alan ya da şüphesi bulunan<br />
bireylere yönelik ilk Türkçe kaynak netileyasamak.com’dan<br />
konuya ilişkin geniş bilgilere ulaşmak mümkün. Sitede<br />
NET’in belirtileri, teşhisi ve tedavi yöntemleri; hastaların<br />
konforlu bir yaşam sürmeleri için tavsiyeler; çalışma hayatı,<br />
uzman tavsiyeleri, sıkça sorulan sorulara yanıtlar ve sağlıklı<br />
beslenme önerileri yer alıyor. Ayrıca hasta ve yakınlarına<br />
tıbbi tedaviyi takip desteği sunuluyor. Sitede gerçek yaşam<br />
öykülerine de yer veriliyor. NET’le yaşayan hastaların, tanı<br />
ve tedavi öyküleri, bu hastalıkla yeni tanışan ve pek çok<br />
soru işaretiyle karşı karşıya olanların yoluna ışık tutuyor.<br />
Hastalar deneyimlerini paylaşarak birbirlerine en büyük<br />
desteği sağlıyor.<br />
Kasım <strong>2019</strong>
26<br />
Experts Warn:<br />
“Swimming And Pilates Do Not Cure Scoliosis”<br />
Uzmanlar Uyarıyor:<br />
“Yüzme Ve Pilates, Skolyozu Tedavi Etmez”<br />
Scoliosis can be defined simply as side-opening or bending<br />
of the spine. This curvature usually occurs during the<br />
period of sudden growth in adulthood. While it has been<br />
seen in 3% of the society to this day, this rate may tend to<br />
increase with weakening of the trunk muscles as a result<br />
of decreasing activity in young people. Scoliosis is also a<br />
posture disorder.<br />
Expert physiotherapist Altan Yalım, who gave information<br />
about the treatment of scoliosis, said:<br />
“The treatment involves the use of corsets, therapeutic<br />
exercises, posture training or, in some serious cases, a<br />
process leading to surgery. Recently, highly effective<br />
exercise methods have been developed for the treatment<br />
of scoliosis. The Scroth method and similar methods can<br />
supply groundbreaking differences in the treatment of<br />
scoliosis and must be performed under the supervision<br />
of specialist physiotherapists. Unfortunately, the<br />
understanding that swimming or pilates will treat scoliosis<br />
is active, but this is not possible. Because the exercises<br />
Skolyoz, omurganın yana doğru açılaşması veya eğrilmesi<br />
olarak basitçe tanımlanabilir. Bu eğrilik, genellikle<br />
ergenliğe girişteki ani büyüme döneminde oluşabiliyor.<br />
Günümüze kadar toplumun %3’ünde görülürken, ileri<br />
dönemde bu oran gençlerde gün geçtikçe azalan aktivite<br />
eksikliği sonucu, gövde kaslarının zayıflaması ile artma<br />
eğilimi gösterebilir. Skolyoz, aynı zamanda bir duruş<br />
bozukluğudur.<br />
Skolyoz tedavisi hakkında bilgiler veren Uzman Fizyoterapist<br />
Altan Yalım, şunları söyledi:<br />
“Tedavide, korse kullanımı, terapatik egzersizler, duruş<br />
eğitimi veya bazı ciddi durumlarda ameliyata giden bir<br />
süreç izleniyor. Son dönemlerde, Skolyoz tedavisi ile ilgili<br />
son derece etkili egzersiz yöntemleri geliştirilmiştir. Scroth<br />
yöntemi ve benzeri bu yöntemler, skolyoz tedavisinde çığır<br />
açabilecek farklılıklar oluşturabilmektedir ve mutlaka<br />
uzman fizyoterpistlerin gözlemi altında uygulanmalıdır.<br />
Günümüzde maalesef yüzme veya pilatesin, skolyozu tedavi<br />
Kasım <strong>2019</strong>
27<br />
edeceği anlayışı aktif durumdadır, ancak bu kesinlikle<br />
mümkün değildir. Çünkü hastalara verilen egzersizler, yaşa,<br />
cinsiyete, skolyoz tipine, tutulan bölgeye, açının yönüne ve<br />
derecesine göre farklılıklar göstermektedir” dedi.<br />
given to the patients vary according to age, gender,<br />
scoliosis type, area of involvement, angle and direction of<br />
angle.”<br />
What Are The Causes Of Scoliosis?<br />
Expert physiotherapist Altan Yalım, who expressed his<br />
opinions about the causes of scoliosis, said, “Although<br />
the causes are not known in 80% of cases, it is thought<br />
that hereditary factors, birth traumas, some neurological<br />
diseases or developmental disorders are caused by this.<br />
The treatment involves the use of corsets, therapeutic<br />
exercises, posture training and, in some serious cases,<br />
a process leading to surgery. The important factor in<br />
which treatment method is applied is the scoliosis angle,<br />
exercise and physical therapy if the curvature is between<br />
20-25 degrees, corset use and exercise therapy between<br />
25-40 degrees, but surgery is considered if it is above 40<br />
degrees. The issue that I would like to underline here is<br />
that our children have a healthy spine and are one of the<br />
most important keys for their adults to be more active<br />
and healthy. We must observe our children and take early<br />
measures. While the incidence of girls and boys is similar,<br />
worsening of the scoliosis angle can be faster in girls.”<br />
What Are The Symptoms Of Scoliosis?<br />
Expert physiotherapist Altan Yalım, who gives information<br />
about the general symptoms of scoliosis, said, “In medical<br />
observation, scoliosis is divided into two categories,<br />
structural and non-structural. In the structural one, there is<br />
certain rigidity, which causes restrictions on the operation<br />
of the spine, where the curvature is more rigid. The angle in<br />
the spine can be unidirectional (C-scoliosis) or bi-directional<br />
(S-Scoliosis). In non-structural scoliosis, the spine works<br />
properly, but its appearance is curved, meaning there is no<br />
loss of function, it is only noticeable in the image. When<br />
we look at the symptoms of general scoliosis, we can say<br />
the following. There may be differences in shoulder levels,<br />
level difference in hip lines, one of the collarbone bones<br />
being more prominent, one side in the rib cage, one head<br />
in the middle line, the head not standing in the middle line,<br />
and imbalance in clothes posture. These items can be as<br />
light as the children can overlook, as well as aesthetically<br />
violent, which can distort the image of the child.”<br />
Skolyoz Nedenleri Nelerdir?<br />
Skolyozun nedenleri hakkında görüşlerini aktaran Uzman<br />
Fizyoterapist Altan Yalım, şunları belirtti:<br />
“Nedenleri %80 vakada kesin olarak bilinememekle<br />
beraber, kalıtsal faktörler, doğum travmaları, bazı nörolojik<br />
hastalıklar veya gelişim bozukluğu hastalıklarının da buna<br />
neden olduğu düşünülmektedir. Tedavide, korse kullanımı,<br />
terapatik egzersizler, duruş eğitimi ve bazı ciddi durumlarda<br />
ameliyata giden bir süreç yaşanıyor. Hangi tedavi<br />
yönteminin uygulanacağı konusundaki önemli olan faktör,<br />
skolyoz açısıdır, eğer eğrilik 20-25 derece arasındaysa<br />
egzersiz ve fizik tedavisi, 25-40 derece arasındaysa korse<br />
kullanımı ve egzersiz tedavisi, ancak 40 derece üstünde<br />
ise cerrahi düşünülüyor. Burada altını çizmeyi istediğim<br />
bir konu, çocuklarımızın sağlıklı omurgaya sahip olmaları,<br />
yetişkin dönemlerini daha aktif ve sağlıklı geçirmelerinin<br />
en önemli anahtarlarındandır. Mutlaka çocuklarımızı<br />
gözlemleyelim ve erken dönem önlem alalım. Kız ve erkek<br />
çocuklarda görülme oranları birbirine benzerken, skolyoz<br />
açısının kötüleşmesi kız çocuklarda daha hızlı olabiliyor”<br />
diye konuştu.<br />
Skolyoz’un Belirtileri Nelerdir?<br />
Skolyoz’un genel belirtileri hakkında bilgiler veren Uzman<br />
Fizyoterapist Altan Yalım, şunları kaydetti:<br />
“Skolyoz tıbbi gözlemde, yapısal olan ve yapısal olmayan<br />
başlıkları altında ikiye ayrılıyor. Yapısal olanda, kesin<br />
bir katılık söz konusudur ve omurganın çalışmasında<br />
kısıtlamalara neden olur ve burada eğrilik daha katıdır.<br />
Omurgadaki açı tek yönlü (C skolyozu) olabileceği gibi, çift<br />
yönlüde (S Skolyozu) olabiliyor. Yapısal olmayan skolyozda<br />
ise, omurga düzgün olarak çalışır, ama görünümü eğridir,<br />
yani aslında fonksiyon kaybı yoktur sadece görüntüde<br />
fark ediliyor. Genel skolyoz belirtilerine baktığımızda<br />
şunları söyleyebiliriz. Omuz seviyelerinde farklılık, kalça<br />
çizgilerindeki seviye farkı, köprücük kemiklerinden birisinin<br />
daha belirgin olması, göğüs kafesinde bir tarafın daha önde<br />
durması, başın orta çizgide durmaması, kıyafet duruşunda<br />
dengesizlik gibi durumlar mevcut olabiliyor. Bu saydığımız<br />
maddeler, ailenin çocuklarında gözden kaçırabileceği<br />
oranlarda hafif olarak olabileceği gibi, estetik olarak<br />
çocuğun görüntüsünü bozacak şiddette de olabiliyor”<br />
şeklinde konuştu.<br />
Kasım <strong>2019</strong>
28<br />
Data-Centric Approach Promises to Deliver<br />
Better Outcomes In Health Care<br />
Veri Odaklı Yaklaşım Sağlık Hizmetlerinde<br />
Daha İyi Sonuçlar Alınmasını Sağlayacak<br />
Uluslararası danışmanlık ve denetim şirketi EY’nin (Ernst<br />
& Young) Sağlık Sektöründe Veri Odaklı Yaklaşım raporuna<br />
göre; veri odaklı yaklaşımın benimsenmesi ile birlikte<br />
sağlık hizmetlerinde proaktif müdahale yapılarak tedavide<br />
daha iyi sonuçlar elde edilecek ve hastalıklardan korunma<br />
kolaylaşacak<br />
Dünyanın lider danışmanlık ve denetim şirketlerinden EY<br />
(Ernst & Young), Sağlık Sektöründe Veri Odaklı Yaklaşım<br />
raporunun sonuçlarını açıkladı. Rapora göre; veri kullanımı<br />
ile ön plana çıkan 5 trend sağlık hizmetlerinde daha iyi<br />
sonuçlar alınmasını sağlayacak. Teknolojik gelişmelerle<br />
birlikte veri kullanımının sağlık hizmetlerinde işletme<br />
modellerini dönüştürdüğünün belirtildiği raporda, sağlık<br />
hizmetlerinde Endüstri 4.0’ın hayata geçirilmesinin kişiye<br />
özel çözümlerle daha iyi sonuçlar elde edilmesine ve<br />
hastalıklardan korunmaya destek olacağı ifade ediliyor.<br />
According to Data Centric Approach to Health<br />
Care report of international advisory and audit<br />
firm EY (Ernst & Young); data-centric approach<br />
to health care promises to deliver interventions<br />
more proactively, leading to better outcomes and<br />
a shift to prevention.<br />
Sağlık hizmetlerinde veri odaklı yaklaşımın<br />
merkezindeki 5 trend<br />
1-Verinin sağlık ekosistemi genelinde paylaşım ve dolaşımı<br />
daha iyi klinik sonuçlar alınması sağlayacak<br />
Veri analizi, sağlık kuruluşları için hastalıklarla mücadele<br />
World’s leading advisory and audit firms EY (Ernst & Young),<br />
released the results of its Data Centric Approach to Health<br />
Care report. According to the report; data is the driving<br />
force underpinning the Fourth Industrial Revolution;<br />
in health care, the goal is to use data to achieve better,<br />
more personalized health outcomes and ultimately, a shift<br />
towards prevention rather than treatment.<br />
Five trends are leading the rise of a new, data-centric<br />
approach to health care. An organization’s ability to<br />
generate value depends on how effectively it can unlock<br />
the power of data and generate insights by connecting,<br />
combining and securely sharing data at greater scale than<br />
ever before.<br />
1-Data will be better connected, combined and<br />
shared across the health ecosystem<br />
The goal must be to use data to drive actions that lead to<br />
improved health outcomes – better clinical outcomes, more<br />
efficient care delivery or lower health care costs.<br />
Kasım <strong>2019</strong>
29<br />
2 -Nanomedicine, sensors and artificial<br />
intelligence will be recognized as the nervous<br />
system driving innovation<br />
Technologies such as nanomedicine, sensors and<br />
artificial intelligence (AI) make it possible to decouple<br />
data collection from the traditional health care visit and<br />
process massive amounts of health data in real time. As<br />
such, they represent a new “nervous system” for receiving<br />
and transmitting health data that makes it possible to<br />
deliver convenient care anytime, anywhere.<br />
3-A “digital backbone” will emerge across the<br />
industry<br />
At present, the health industry has no universal digital<br />
standards and the variety and volume of data being<br />
generated is huge. There’s also no single infrastructure<br />
that fuses all the available health data. While a<br />
comprehensive infrastructure has yet to emerge, more<br />
limited “digital backbones” have started to appear.<br />
4-The patient-consumer will demand increasing<br />
power and influence over other stakeholders<br />
Newly empowered patient-consumers are driving much of<br />
the change we see in health care. Patients have increased<br />
expectations around their health care experience, shaped<br />
by the growth of customer-centric, convenient digital<br />
platforms. Consumers expect a modernized physicianpatient<br />
interaction and are already comfortable utilizing<br />
digital technologies in health. Fulfilling the increased<br />
expectations of the patient-consumer can only be<br />
achieved with a more data-driven approach to health.<br />
Accessible, brand-agnostic platforms will be an essential<br />
enabler so that proactive health management can<br />
become as easy as paying a bill online or ordering a ride to<br />
the airport.<br />
5-Therapeutic focus and the adoption of specialized<br />
business models will position companies to outperform<br />
All health sciences and wellness organizations must<br />
identify what differentiates them, and optimize their<br />
operations around this core expertise. Business model<br />
focus is the starting point for knowing which products,<br />
services and capabilities to prioritize – and which data are<br />
needed to deliver future value.<br />
ve hastalıklardan korunma yöntemlerinde yeni ufuklar<br />
açacak. Daha iyi klinik sonuçlar alınmasının yanı sıra sağlık<br />
hizmetlerinin maliyeti düşecek ve verimlilik artacak.<br />
2-Nanoilaç, sensörler ve yapay zekâ sağlık hizmetlerinde<br />
inovasyona öncülük eden ana unsurlar haline gelecek<br />
Nanoilaç, sensörler ve yapay zekâ gibi teknolojiler, veri<br />
toplamayı geleneksel sağlık hizmetlerinden ve büyük ölçekli<br />
ve gerçek zamanlı veri girişinden ciddi anlamda ayrıştırıyor.<br />
Bu anlamda, bu yeni teknolojiler sağlık hizmetlerinde veri<br />
iletimini ve tedaviyi fiziki mekândan bağımsız ve sürekli hale<br />
getiren en önemli unsurlar olarak ön plana çıkıyor.<br />
3-Sağlık kuruluşlarında dijital altyapının oluşturulması<br />
evrensel dijital standartların oluşturulması destekleyecek<br />
Günümüzde sağlık sektörünün evrensel dijital standartları<br />
henüz oluşmuş durumda değil ve mevcut tüm veriyi<br />
entegre eden tek bir altyapı bulunmuyor. Ancak sağlık<br />
kuruluşlarının tekil olarak başlattıkları dijital altyapı<br />
çalışmaları dönüşümün başlangıcı sayılabilir.<br />
4-Dijital platformların kullanımı hasta-doktor<br />
ilişkisini değiştiriyor<br />
Teknolojik gelişmeler, hastaların sağlık hizmetlerinden<br />
beklentilerini hem değiştiriyor hem de bu beklentileri<br />
artırıyor. Teknolojinin günlük hayatta yoğun şekilde<br />
kullanılmaya başlanmasının doğal bir neticesi olarak<br />
sağlık hizmetlerinde de dijital platformların kullanılmaya<br />
başlanması ile hastalar, sağlık hizmetlerine ve doktorlarına<br />
daha kolay ve hızlı erişim sağlamak istiyorlar. Sağlık<br />
kuruluşlarının bu beklentiyi karşılamaları ve daha iyi<br />
tedavi hizmeti sunmaları ise veri odaklı bir yaklaşım<br />
benimsemelerinden geçiyor. Dijital platformların etkin<br />
kullanımı hasta-doktor ilişkisinde proaktif müdahaleye de<br />
imkân sağlıyor.<br />
5-Yeni ve odaklı işletme modelleri sağlık<br />
kuruluşlarının başarısında belirleyici olacak<br />
Sağlık kuruluşlarının temel uzmanlık alanlarını belirleyerek<br />
operasyonlarını optimize etmeleri gelecek başarılarında<br />
önemli olacak unsurlar arasında yer alıyor. Uzmanlık<br />
alanına göre şekillenen işletme modeli sağlık kuruluşunun<br />
veri kullanımını da sonuç odaklı hale getirecek.
32<br />
Disease Of The Modern Age: Various<br />
Modern Çağın Hastalığı: Varis<br />
Varicose veins, which can be described as enlargement<br />
of veins, are among the most common diseases today.<br />
According to age groups, the number of people affected by<br />
varicose veins in Turkey about 10 million; This indicates that<br />
one in every 8 people has varicose veins. Specialist. Dr. Ayça<br />
Özgen, Acıbadem Kadıköy Hospital Cardiovascular Surgery,<br />
said, “Varicose veins are four times more common in<br />
women than men, and complaints of 55 percent of women<br />
aged 20-70, and she gave information about the risk factors<br />
and treatment methods of varicose veins.<br />
Risk factors vary<br />
The risk factors that cause varicose veins are increasing<br />
due to changing lifestyles. Genetic predisposition, age,<br />
gender, obesity, as well as irreversible risk factors, as well<br />
as professions that cause long standing, constantly wear<br />
tight clothing or high-heeled shoes,<br />
pregnancy and birth control pill<br />
causes factors such as the formation<br />
of varicose veins.<br />
Cosmetic alone is not a<br />
problem<br />
Although varicose veins are generally<br />
perceived as a visual disturbing<br />
cosmetic problem, they can actually<br />
cause complaints such as pain in the<br />
legs, cramps, fatigue and weight,<br />
burning, swelling of the ankles,<br />
numbness in the fingers or itching<br />
Toplardamarların genişlemesi olarak tarif edilebilen<br />
varis, günümüzde yaygın görülen hastalıklar arasında yer<br />
alıyor. Yaş gruplarına göre Türkiye’de varisin etkilediği<br />
kişi sayısı yaklaşık 10 milyon; bu da her 8 kişiden birinde<br />
varis problemi görüldüğüne işaret ediyor. “Kadınlarda<br />
erkeklerden 4 kat daha fazla görülen varis 20-70 yaş arası<br />
kadınların yüzde 55’inin şikâyeti” diyen Acıbadem Kadıköy<br />
Hastanesi Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı Dr. Ayça Özgen,<br />
varis oluşumundaki risk faktörleri ve tedavi yöntemleri<br />
hakkında bilgiler verdi.<br />
Risk faktörleri çeşitleniyor<br />
Değişen yaşam biçimleri nedeniyle varis sorunun ortaya<br />
çıkmasına neden olan risk faktörleri de artıyor. Genetik<br />
yatkınlık, yaş, cinsiyet, obezite gibi değiştirilemeyen risk<br />
faktörlerinin yanı sıra uzun süre ayakta kalmaya neden<br />
olan meslekler, sürekli sıkı kıyafetler giymek<br />
ya da yüksek topuklu ayakkabı kullanmak,<br />
hamilelik ve doğum kontrol hapı kullanımı<br />
gibi etkenler de varis oluşumuna neden<br />
oluyor.<br />
Yalnız kozmetik bir sorun değil<br />
Varis halk arasında genellikle ‘görsel<br />
rahatsızlık veren kozmetik bir sorun’ gibi<br />
algılansa da aslında bacaklarda ağrı, kramp,<br />
yorgunluk ve ağırlık hissi, yanma, ayak<br />
bileklerinde şişlik, parmaklarda uyuşma ya da<br />
görüldüğü bölgelerde kaşıntı gibi yakınmalara<br />
yol açabiliyor. “Çoğu insan görsel olarak<br />
Kasım <strong>2019</strong>
33<br />
in the areas where they are seen. Saying that “Most people<br />
prefer to live with their heirs unless they visually disturb<br />
them too much,” warned Cardiovascular Surgery Specialist.<br />
Ayça Özgen shares the following information about<br />
varicose veins by degree:<br />
First-degree varicose veins: This type of varicose veins with<br />
a diameter of 1 to 3 mm are usually found in capillaries and<br />
are not very clear outside the skin. The main complaint is<br />
usually the image problem.<br />
Second degree varices: The vessel diameter increases to<br />
4-5 mm. These varices, which can easily be noticed on the<br />
skin, can cause severe pain.<br />
Third-degree varices: Swelling and pain in the leg are the<br />
main complaints of these varices with a vessel diameter<br />
greater than 5 mm.<br />
Fourth degree varicose veins: Nowadays, these varicose<br />
veins are well progressed. In addition to leg swelling and<br />
pain, skin color changes around the ankle are seen. If skin<br />
lesions progress, wounds can be opened around the ankle.<br />
Treatment method varies according to the degree<br />
of varicose veins<br />
Ultrasound is the most commonly used method for the<br />
diagnosis of varicose veins. With this method, the deep<br />
venous veins can be examined, and if there is, the valve<br />
insufficiency can be evaluated. In the treatment, different<br />
methods can be preferred according to the stage of<br />
varicose veins. Cardiovascular Surgery Specialist Ayça<br />
Özgen lists the treatment methods as follows:<br />
Open surgical intervention: Removal of the vessel causing<br />
insufficiency with small incisions under general anesthesia<br />
Radiofrequency treatment: closure of the vessel causing<br />
failure with radiofrequency ablation catheter<br />
Sclerotherapy: Sclerotherapy, which is the procedure of<br />
closing the vein by entering a capillary with a fine needle<br />
and giving a drug, is also known as “foam treatment Sk.<br />
Varicose stockings and varicose veins: Both methods<br />
reduce varicose vein pain, leg fatigue, night cramps or<br />
swelling.<br />
kendisini fazla rahatsız etmediği müddetçe varisleriyle<br />
yaşamayı tercih ediyor” uyarısı yapan Kalp Damar Cerrahisi<br />
Uzmanı Dr. Ayça Özgen, derecesine göre varis tipleri<br />
hakkında şu bilgileri paylaşıyor:<br />
Birinci derece varisler: Damar çapının 1 ila 3 mm olduğu bu<br />
tip varislere genellikle kılcal damarlarda rastlanıyor ve cilt<br />
dışında fazla belli olmuyor. Ana şikayet genellikle görüntü<br />
problemi. İkinci derece varisler: Damar çapı 4-5 mm’ye<br />
çıkıyor. Cilt üzerinden kolaylıkla fark edilebilen bu varisler<br />
şiddetli ağrıya neden olabiliyor.<br />
Üçüncü derece varisler: Damar çapı 5 mm’nin üzerinde<br />
olan bu tip varislerin ana şikayet nedeni bacakta şişme ve<br />
ağrı. Dördüncü derece varisler: Artık iyice ilerlemiş bu tür<br />
varis vakalarında bacakta şişme ve ağrı şikayetine ek olarak<br />
ayak bileği çevresinde ciltte renk değişiklikleri görülüyor.<br />
Cilt lezyonlarının ilerlemesi durumunda ayak bileği<br />
çevresinde yaralar açılabiliyor.<br />
Tedavi yöntemi varisin derecesine göre değişiyor<br />
Varis teşhisi için günümüzde en sık kullanılan yöntem<br />
ultrason. Bu yöntem ile gözle görülemeyen derin<br />
toplardamarlar incelenebiliyor, ayrıca varsa kapak<br />
yetersizliği değerlendirilebiliyor. Tedavide ise varisin<br />
bulunduğu evreye göre farklı yöntemler tercih edilebiliyor.<br />
Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı Dr. Ayça Özgen, tedavi<br />
yöntemlerini şöyle sıralıyor:<br />
Açık cerrahi girişim: Genel anestezi altında ufak kesilerle<br />
yetmezliğe neden olan damarın çıkarılması işlemi<br />
Radyofrekans tedavisi: Radyofrekans ablasyon katateri ile<br />
yetmezliğe neden olan damarın kapatılması<br />
Skleroterapi: Kılcal damarların içine ince bir iğne ile<br />
girilip bir ilaç verilerek damarın kapatılması işlemi olan<br />
skleroterapi “köpük tedavisi” olarak da biliniyor<br />
Varis çorabı ve varis ilaçları: Her iki yöntem de varisi değil<br />
varise bağlı gelişen bacak ağrısı, bacakta yorgunluk hissi,<br />
gece krampları ya da şişme şikayetlerini azaltıyor.<br />
Kasım <strong>2019</strong>
34<br />
Estimated That There Are Approximately<br />
125 Million Psoriasis Patients In The World<br />
Dünyada Yaklaşık 125 Milyon Psoriasis<br />
(Sedef) Hastası Olduğu Tahmin Ediliyor<br />
Psoriasis is a more common skin disease that occurs at<br />
any age, but peaks between the ages of 30-39 and 50-69,<br />
and is more common in those with susceptibility genes. It<br />
is observed that some genetic factors are effective in the<br />
emergence of this disease of unknown cause and there are<br />
some triggering factors on it, or the onset or exacerbation<br />
of the disease. Psoriasis can be seen in everyone but in<br />
some people this risk may increase.<br />
Factors triggering psoriasis, treatment approaches and<br />
information to improve patients’ quality of life were shared<br />
at the press conference held by Psoriasis Association for<br />
“29 October World Psoriasis Awareness Week”. Psoriasis<br />
Association President Prof. Dr. Mehmet Ali Gürer and<br />
members of the association Prof. Dr. Sibel Alper, Prof. Dr.<br />
Emel Bülbül Başkan and Prof. Dr. Nahide Onsun attended<br />
the meeting.<br />
Psoriasis Can Be Seen In Everyone But In Some<br />
People This Risk May Increase<br />
Pointing out that psoriasis is associated with a high genetic<br />
predisposition, but increased risk of occurrence due to<br />
triggering factors, President of Psoriasis Association<br />
Prof. Dr. Mehmet Ali Gürer, said, “Genetic susceptibility<br />
is an important risk factor. For example, the incidence is<br />
relatively low in the yellow and black races, but the risk is<br />
higher in the white race.<br />
Sedef hastalığı, herhangi bir yaşta ortaya çıkan ancak<br />
özellikle 30-39 ve 50-69 yaşları arasında pik yapan, yatkınlık<br />
geni taşıyanlarda daha sık rastlanılan bir deri hastalığı…<br />
Nedeni kesin bilinmeyen bu hastalığın ortaya çıkmasında<br />
bazı genetik faktörlerin etkili olduğu ve bunun üzerinde<br />
birtakım tetikleyici faktörlerle de hastalığın başladığı veya<br />
şiddetlendiği gözlenmektedir. Psoriasis herkeste görülebilir<br />
ancak bazı kişilerde bu risk artabilir.<br />
Psoriasis Derneği tarafından “29 Ekim Sedef Hastalığı<br />
Farkındalık Haftası” nedeni ile düzenlenen basın<br />
toplantısında sedef hastalığını tetikleyen faktörler, tedavi<br />
yaklaşımları ve hastaların yaşam kalitelerini yükseltecek<br />
bilgiler paylaşıldı. Toplantıya Psoriasis Derneği Başkanı<br />
Prof. Dr. Mehmet Ali Gürer ile dernek üyeleri Prof. Dr. Sibel<br />
Alper, Prof. Dr. Emel Bülbül Başkan ve Prof. Dr. Nahide<br />
Onsun katıldı.<br />
Psoriasis Herkeste Görülebilir Ancak Bazı<br />
Kişilerde Bu Risk Artabilir<br />
Psoriasis Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ali Gürer,<br />
sedef hastalığının genetik yatkınlıkla ilişkisinin yüksek<br />
olduğuna ancak tetikleyici faktörlerle oluşma riskinin<br />
artığına dikkat çekerek şu bilgileri verdi:<br />
“Genetik yatkınlık önemli bir risk faktörüdür. Örneğin sarı<br />
ve siyah ırkta görülme sıklığı nispeten daha düşükken beyaz<br />
ırkta görülme riski daha fazladır.<br />
Kasım <strong>2019</strong>
35<br />
Psoriasis is typically initiated or exacerbated by triggering<br />
factors. The presence of these factors increases the risk.<br />
Especially in children and young patients, streptococcal<br />
throat infections, viral upper respiratory tract infections,<br />
urinary tract infections, certain medications, skin injuries<br />
such as abrasions, cuts, scratches, severe itching and<br />
severe sunburn can exacerbate psoriasis. The risk increases<br />
in patients with recurrent viral and bacterial infections<br />
(especially in children with beta hemolytic streptococci)<br />
and in multiple drug use (as there may be triggering drugs).<br />
Stress is a well-known factor that triggers psoriasis and it is<br />
observed that the disease occurs or intensifies 1-3 months<br />
after a stressful event.<br />
Obesity is another important factor that increases the risk<br />
of disease. In obese individuals, the fold regions are trauma<br />
areas due to perspiration and friction, as well as candida<br />
type fungi located in these regions play a triggering role,<br />
leading to the development of psoriasis in these areas.<br />
In addition, weight control and low-calorie nutrition in<br />
overweight patients make it easier to control the course of<br />
the disease and prolong the periods of well-being.<br />
Smoking and alcohol consumption negatively affect the<br />
course of the disease. Smoking plays an important role not<br />
only in the onset of the disease but also in its aggravation,<br />
and this effect is more striking in female patients. Alcohol<br />
causes more resistant course especially in male patients.<br />
In this way, it can be said that cigarette and alcohol<br />
consumption increase the risk.”<br />
Other Diseases Accompany Psoriasis<br />
Prof. Dr. Nahide Onarır Onsun, Member of the Board of<br />
Psoraisis Association explained the negative effects of<br />
the disease on the body as follows, “Although psoriasis is<br />
mostly seen in the skin, it also predisposes to some invisible<br />
diseases. Some patients with psoriasis may have joint<br />
involvement and psoriatic arthritis. The development rate<br />
of this disease in psoriasis patients is around 20-30 percent.<br />
It can lead to psoriatic arthritis, which may develop over<br />
time and be confused with rheumatic diseases, even if it<br />
is not initially seen, and deformities and disability if timely<br />
diagnosis and treatment are not performed. In psoriasis<br />
patients, intestinal diseases such as Crohn’s disease, insulin<br />
resistance, diabetes, high blood pressure, obesity, heart<br />
and circulatory system diseases and myocardial infarction<br />
at an early age are more common.<br />
It is possible to diagnose the disease by clinical<br />
examination. Dermatologists can easily diagnose the<br />
disease. In cases similar to other skin diseases, biopsy can<br />
be performed for correct diagnosis. Since insulin resistance,<br />
late onset diabetes, hypertension, cardiovascular diseases,<br />
liver steatosis, uveitis in the eye are more common in<br />
psoriasis patients, various tests are requested from the<br />
patients. The diseases and risks associated with the<br />
examinations to be requested from the patient can be<br />
determined and the opinions of the related specialist<br />
branch are taken and treatment is arranged accordingly.”<br />
Psoriasis tipik olarak tetikleyici faktörlerce başlatılabilir<br />
veya şiddetlenebilir. Bu faktörlerin varlığı riski<br />
artırmaktadır. Özellikle çocuk ve genç hastalarda en<br />
çok streptokokkal boğaz enfeksiyonları olmak üzere<br />
viral üst solunum yolu enfeksiyonları, üriner sistem<br />
enfeksiyonları, bazı ilaçlar, deride oluşan sıyrık, kesi,<br />
çizik gibi yaralanmalar, şiddetli kaşıntı ve şiddetli güneş<br />
yanıkları psoriasisi şiddetlendirebilir. Tekrarlayıcı viral<br />
ve bakteriyel enfeksiyonu olan (özellikle beta hemolitik<br />
streptokok çocuklarda), çoklu ilaç kullanımı olan hastalarda<br />
(tetikleyen ilaçlar olabileceğinden) risk artmaktadır. Stres,<br />
psoriasisi tetiklediği çok iyi bilinen bir faktör olup, stresli<br />
bir olaydan 1-3 ay kadar sonra hastalığın ortaya çıktığı veya<br />
şiddetlendiği gözlenmektedir.<br />
Obezite hastalık riskini artıran bir diğer önemli faktördür.<br />
Obez bireylerde kıvrım bölgeleri terleme ve sürtünme<br />
nedeniyle travma alanlarıdır, ayrıca bu bölgelerde yerleşen<br />
kandida türü mantarlar da tetikleyici rol oynayarak bu<br />
alanlarda psoriasis gelişimine yol açar. Bunun dışında fazla<br />
kilolu hastalarda kilo kontrolü ve düşük kalorili beslenme<br />
hastalık seyrinin kontrol altına alınmasını kolaylaştırmakta,<br />
iyilik dönemlerini uzatmaktadır.<br />
Sigara ve alkol tüketimi de hastalığın seyrini olumsuz<br />
etkilemektedir. Sigara sadece hastalığın başlamasında<br />
değil şiddetlenmesinde de önemli rol oynamakta olup, bu<br />
etki kadın hastalarda daha dikkat çekicidir. Alkol özellikle<br />
erkek hastalarda daha dirençli seyre neden olmaktadır.<br />
Böyle olunca da sigara ve alkol tüketiminin riski artırdığı<br />
rahatça söylenebilir.”<br />
Sedef Hastalığına Başka Hastalıklar Da Eşlik<br />
Ediyor<br />
Psoraisis Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Nahide<br />
Onarır Onsun, hastalığın vücutta sebep olduğu olumsuz<br />
etkileri şöyle anlattı:<br />
“Sedef hastalığı büyük oranda deride görülmesine<br />
rağmen bazı dışarıdan görünmeyen hastalıklara da<br />
yatkınlık oluşturur. Bazı sedef hastalarında eklem<br />
tutulumu gözlenebilir ve psoriatik artrit oluşabilir. Bu<br />
hastalığın sedef hastalarında gelişme oranı yüzde 20-30<br />
civarındadır. Başlangıçta görülmese bile zaman içinde<br />
Kasım <strong>2019</strong>
36<br />
The Rate Of Depression And Anxiety In Psoriasis<br />
Patients Is Higher Than The General Population<br />
Member of the Board of Psoraisis Association Prof. Dr.<br />
Sibel Alper stated that the severity of the disease should<br />
be evaluated separately for each patient according to<br />
their emotional state and explained their psychological<br />
reflections as follows:<br />
“Psoriasis is a chronic disease that can have negative effects<br />
in many areas, from social stigma to physical disability and<br />
emotional disorders. Psoriasis because the skin symptoms<br />
are visible and can last longer significantly affect the quality<br />
of life of our patients. Serious studies have been carried out<br />
to address this issue and it is emphasized that the impact on<br />
quality of life must be taken into consideration in treatment<br />
planning. Skin lesions on the hands may make it difficult to<br />
work in some professions, to do sports and even to do daily<br />
housework. Individuals suffering from the disease may feel<br />
intrinsic about their appearance and may feel shy and lack<br />
of self-confidence. People may experience psychological<br />
distress as a result of the perception of stigmatization that<br />
may lead to discrimination and social isolation in working<br />
life. Psoriasis patients have problems in joining the society<br />
effectively due to their exclusion in the family and society.<br />
The rate of depression and anxiety was higher in our<br />
patients than in the general population. While 25% of<br />
patients had depression and anxiety, 10% wanted to die,<br />
5.5% had suicidal ideation, social and sexual problems were<br />
common.Today, when defining the severity of psoriasis,<br />
scales evaluating the effect of the disease on the quality<br />
of life are also included, among them, although the<br />
differences between countries are ignored, Dermatology<br />
Quality of Life Index (DYKI) is currently the most commonly<br />
used and accepted. From the eyes of the patient, the<br />
disease cannot be controlled or is considered severe<br />
when it becomes unresponsive to treatments. However,<br />
individual disease severity and treatment targets can<br />
be determined through a comprehensive and detailed<br />
assessment, not only by scales.”<br />
The Treatment Of Psoriasis Should Be Planned<br />
Differently For Each Patient, The Correct<br />
Treatment Varies According To Each Patient<br />
Prof. Dr. Emel Bülbül Başkan, Member of the Board<br />
gelişebilen ve romatizmal hastalıklarla karıştırılabilen<br />
psoriatik artrit hastalığına, zamanında tanı ve tedavi<br />
yapılmazsa deformitelere ve iş görmezliğe yol açabilir.<br />
Sedef hastalarında ayrıca Crohn hastalığı gibi bağırsak<br />
hastalıkları, insülin direnci, diyabet, yüksek tansiyon,<br />
obezite, kalp ve dolaşım sistemi hastalıkları ve erken yaşta<br />
miyokard infarktüsü daha sık görülür.<br />
Hastalığa klinik muayene ile tanı koymak mümkündür.<br />
Dermatoloji uzmanları hastalığı kolayca teşhis edebilir.<br />
Başka deri hastalıklarına benzeyen durumlarda ise doğru<br />
tanı için biyopsi yapılabilir. Sedef hastalarında insülin<br />
direnci, geç yaşta başlayan diyabet, hipertansiyon, kalpdamar<br />
hastalıkları, karaciğer yağlanması, gözde üveyit<br />
gibi durumlar daha fazla görüldüğü için hastalardan çeşitli<br />
tetkikler istenir. Hastadan istenecek tetkiklerle eşlik eden<br />
hastalıklar ve riskler belirlenebilir ve ilgili uzmanlık dalının<br />
görüşleri alınıp tedavi ona göre düzenlenir.”<br />
Sedef Hastalarında Depresyon Ve Anksiyete Oranı Genel<br />
Nüfusa Oranla Daha Yüksek<br />
Psoraisis Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Sibel<br />
Alper, hastalığın şiddetinin her hasta için duygu durumuna<br />
göre ayrı değerlendirilmesi gerektiğini belirterek psikolojik<br />
yansımalarını şöyle anlattı:<br />
“Psoriasis sosyal damgalamadan fiziksel engelliliğe ve<br />
duygusal bozukluklara kadar birçok alanda olumsuz<br />
etkileri olabilen kronik bir hastalıktır. Sedef hastalığı<br />
deri belirtileri görünür olduğu ve uzun sürebildiği için<br />
hastalarımızın yaşam kalitesini önemli ölçüde etkiler. Bu<br />
konuyu ortaya koyan ciddi çalışmalar yapılmış ve tedavi<br />
planlamasında yaşam kalitesine etkinin mutlaka göz<br />
önünde bulundurulması gerektiği vurgulanmıştır. Ellerde<br />
bulunan deri lezyonları bazı mesleklerde çalışmayı, spor<br />
yapmayı hatta günlük ev işlerini bile zor hale getirebilir.<br />
Hastalığa yakalanmış bireyler, görünümleri hakkında<br />
içekapanık hissedebilirler ve çekingenlik, özgüven eksikliği<br />
yaşayabilirler. Kişiler, çalışma hayatında ayrımcılığa ve<br />
sosyal izolasyona yol açabilen damgalanma algısı sonucu<br />
olarak psikolojik sıkıntı çekebilirler. Sedef hastaları aile ve<br />
toplum içinde yaşadıkları dışlanma nedeniyle etkin biçimde<br />
topluma katılmada sorunlar yaşamaktadırlar.<br />
Hastalarımızda depresyon ve anksiyete oranı genel nüfusa<br />
oranla daha yüksektir. Hastaların %25’inde depresyon<br />
ve anksiyete, %10’unda ölme isteği, %5,5’inde intihar<br />
düşüncesi görülürken, soysal ve cinsel problemler de<br />
yaygın olarak rastlanmaktadır.<br />
Günümüzde psoriasis şiddeti tanımlanırken hastalığın<br />
yaşam kalitesi üzerine etkisini hasta tarafından<br />
değerlendiren ölçeklere de yer verilmektedir ki bunların<br />
arasında, her ne kadar ülkelerarası farklılıklar göz ardı<br />
edilse de, halihazırda en sık kullanılanı ve en çok kabul<br />
göreni Dermatoloji Yaşam Kalite İndeksi’dir (DYKİ). Hasta<br />
gözünden bakıldığında hastalık kontrol altında tutulamaz<br />
veya tedavilere yanıtsız hale geldiğinde şiddetli olarak<br />
kabul edilmektedir. Ancak salt ölçeklerle değil çok yönlü<br />
ve ayrıntılı bir değerlendirme ile bireysel hastalık şiddeti ve<br />
tedavi hedefleri belirlenebilir.”<br />
Kasım <strong>2019</strong>
37<br />
of Psoriasis Association shared information about the<br />
treatment process of psoriasis:<br />
“The correct treatment for psoriasis varies according<br />
to each patient. Treatment should be determined by<br />
taking into consideration many factors including the<br />
course and severity of the disease, the presence of other<br />
concomitant diseases, and other special conditions such as<br />
age, sex, pregnancy, breastfeeding, drug use, other than<br />
expectation of treatment. In order for the treatment to<br />
be applied successfully, it is necessary to devote sufficient<br />
time to the patient, to analyze the risk factors well and<br />
to provide the participation of the patient by providing<br />
training on the treatment options. The treatment is<br />
often long-lasting and should result in complete or<br />
nearly complete removal of the rash. If treatment is<br />
discontinued, psoriasis, like other chronic diseases, is at risk<br />
of recurrence. If this process is not well managed, patients<br />
may be the material and spiritual victims of pseudo-herbal<br />
or alternative treatments that have not proven efficacy<br />
and safety. Psoriasis is a chronic lifelong disease and, if left<br />
untreated, a series of side diseases such as atherosclerosis,<br />
cardiovascular diseases and liver steatosis and joint<br />
involvement occur, especially in severe patients. The aim<br />
of the treatment is to detect and eliminate the factors<br />
that trigger and exacerbate the disease, and to revise the<br />
course and course of treatment with events that occur in<br />
life, such as birth and surgery.<br />
Psoriasis is used in the treatment of proven effectiveness<br />
and evidence-based treatment is available in almost all<br />
of Turkey or countries fall into line with international<br />
approvals for our use. It is a pleasing situation that these<br />
treatments are covered by reimbursement in our country<br />
based on certain criteria. However, we see that the majority<br />
of patients who are prescribed these medications, which<br />
can be prescribed in education, research and university<br />
hospitals, do not have timely access to treatment. There<br />
may be many factors, for example, in the eyes of the<br />
patient and the physician that the disease is seen as a<br />
condition that should be treated only with topical drugs,<br />
that the patient is not directed to the correct treatment<br />
by the physicians, that the media and the false information<br />
about the disease and its treatment are open to abuse.”<br />
Sedef Hastalığının Tedavisi Her Hasta İçin Farklı<br />
Planlanmalı, Doğru Tedavi Her Hastaya Göre<br />
Değişir<br />
Psoriasis Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Emel<br />
Bülbül Başkan, psoriasisin tedavi süreci ile ilgili bilgi verdi:<br />
“Psoriasis tedavisinde doğru tedavi her hastaya göre<br />
değişir. Tedavi hastalığın seyri ve şiddeti, eşlik eden<br />
başka hastalıkların varlığı, tedavi beklentileri dışında yaş,<br />
cinsiyet, gebelik, emzirme, ilaç kullanımı gibi özel durumlar<br />
dahil birçok faktör göz önüne alınarak belirlenmelidir.<br />
Tedavinin başarıyla uygulanabilmesi için hastaya yeterli<br />
zaman ayırmak, risk faktörlerini iyi analiz etmek ve tedavi<br />
seçenekleri hakkında eğitim vererek hastanın tedaviye<br />
katılımını sağlamak gerekir. Tedavi çoğunlukla uzun<br />
solukludur ve sonuçta döküntülerin tam veya tama yakın<br />
oranda silinmesi sağlanmalıdır. Tedavi kesildiği takdirde<br />
tıpkı diğer kronik hastalıklar gibi psoriasisin de nüksetme<br />
riski vardır. Bu süreç iyi yönetilmezse hastalar etkinliği ve<br />
güvenilirliği ispatlanmamış sözde bitkisel veya alternatif<br />
tedavi kürlerinin maddi ve manevi mağduru olabilir.<br />
Psoriasis kronik seyirli yaşam boyu devam edebilen bir<br />
hastalıktır ve tedavi edilmediği takdirde özellikle şiddetli<br />
seyreden hastalarda ateroskleroz, kalp damar hastalıkları<br />
ve karaciğer yağlanması, eklem tutulumu gibi bir seri yan<br />
hastalıklar ortaya çıkmaktadır. Tedavinin bir hedefi de<br />
hastalığı tetikleyen, şiddetlendiren faktörlerin tespiti ve<br />
ortadan kaldırılması, doğum, ameliyat gibi yaşam içinde<br />
gelişen olaylarla tedavinin seyrinin ve şeklinin revize<br />
edilmesidir. Sedef hastalığının tedavisinde kullanılan<br />
ve kanıta dayalı etkinliği ispatlanmış tedavilerin hemen<br />
hemen hepsi Türkiye’de bulunmaktadır ya da uluslararası<br />
onayları ile paralel ülkemizde kullanıma girmektedir.<br />
Bu tedavilerin belli kriterlere dayanarak ülkemizde geri<br />
ödeme kapsamında olması ayrı bir sevindirici durumdur.<br />
Ancak eğitim araştırma ve üniversite hastanelerinde<br />
reçete edilebilen bu ilaç tedavilerine aday hastaların<br />
büyük çoğunluğunun tedaviye zamanında erişemediğini<br />
görüyoruz. Bunun altında birçok faktör yer alabilir örneğin<br />
hasta ve hekim gözünde hastalığın deriye sınırlı sadece<br />
topikal ilaçlarla tedavi edilmesi gereken bir durum olarak<br />
görülmesi, hastanın hekimler tarafından doğru tedaviye<br />
yönlendirilmemesi, hastalık ve tedavisi ile ilgili medyada<br />
yalan yanlış bilgilendirmeler ve suistimale açık bir konu<br />
olması sayılabilir.”<br />
Kasım <strong>2019</strong>
38<br />
With My Journey Project<br />
Chronic Patients Are Not Alone Anymore<br />
Benim Yolculuğum Projesiyle Kronik Hastalar Artık Yalnız Değil<br />
•Novartis started the project of<br />
my journey with motto of “You<br />
are not alone in this way!” in<br />
order to draw attention to the<br />
psychological dimension caused<br />
by chronic diseases on individuals<br />
and to raise public awareness<br />
•The project was created<br />
for My Journey experience<br />
processing area, to observe the<br />
psychological world of patients<br />
who struggle with chronic illness<br />
and offers the chance to wish<br />
everyone out on their journey.<br />
The actor and presenter Ceyda<br />
Düvenci and other participants<br />
who supported the project also<br />
experienced their own journeys<br />
within the scope of the project.<br />
•8 video shot during project My<br />
Journey project how asthmatics,<br />
COPD, psoriasis, heart failure,<br />
multiple sclerosis (MS) and ankylosing spondylitis (AS) are<br />
struggling with psychological disorders. With the project it<br />
is aimed to provide support to patients experiencing similar<br />
processes and their caregivers.<br />
Novartis initiated the My Journey project to draw attention<br />
to the psychological dimension caused by chronic diseases<br />
on individuals and to raise awareness in society. Lung<br />
Patient Solidarity Association, Ankylosing Spondylitis<br />
Patients Association, Izmir Multiple Sclerosis Society, the<br />
Association of COPD patients, psoriasis patients Solidarity<br />
Association of Turkey and the Multiple Sclerosis Society<br />
launched with the support of my journey I project the press<br />
launch was held in Istanbul on <strong>November</strong> 6. Moderated by<br />
actor and presenter Ceyda Düvenci, Nilüfer Gürpınar Güner,<br />
Country Communications & Patient Relations Director at<br />
Novartis Turkey, Clinical Psychologist Funda Kıvrıkoğlu<br />
Yalçınkaya and Clinical Psychologist Nuray Sarp Kulkara<br />
participated in the press launch, where the details of the<br />
My Journey project were shared and the psychological<br />
dimension caused by chronic diseases on patients and their<br />
relatives was discussed.<br />
You Are Not Alone In This Way!<br />
Declaring that as Novartis, since 1957 they have been<br />
working to discover new ways to improve people’s quality<br />
of life and extend their lives, Nilüfer Gürpınar Güner,<br />
•Kronik hastalıkların bireyler<br />
üzerinde sebep olduğu psikolojik<br />
boyuta dikkat çekmek ve<br />
kamuoyunda farkındalık oluşturmak<br />
için Novartis, “Bu yolda yalnız<br />
değilsiniz!” mottosuyla Benim<br />
Yolculuğum projesini başlattı.<br />
•Proje için oluşturulan Benim<br />
Yolculuğum deneyimleme alanı,<br />
kronik hastalıklarla mücadele eden<br />
hastaların psikolojik dünyasını<br />
gözlemleme ve dileyen herkese<br />
kendi yolculuklarına çıkma şansı<br />
sunuyor. Projeye destek veren<br />
oyuncu ve sunucu Ceyda Düvenci<br />
ve diğer katılımcılar da proje<br />
kapsamında kendi yolculuklarını<br />
deneyimlediler.<br />
•Benim Yolculuğum projesi<br />
kapsamında çekilen 8 video astım,<br />
KOAH, sedef, kalp yetersizliği,<br />
multipl skleroz (MS) ve ankilozan<br />
spondilit (AS) hastalıklarıyla mücadele eden hastaların<br />
psikolojik olarak nasıl etkilendiklerini konu alıyor. Projeyle,<br />
benzer süreçleri yaşayan hastalara ve hasta yakınlarına<br />
destek sağlanması hedefleniyor.<br />
Novartis, kronik hastalıkların bireyler üzerinde neden<br />
olduğu psikolojik boyuta dikkat çekmek ve toplumda<br />
farkındalık oluşturmak için Benim Yolculuğum projesini<br />
başlattı. Akciğer Hastaları Dayanışma Derneği, Ankilozan<br />
Spondilit Hasta Derneği, İzmir Multipl Skleroz Derneği,<br />
KOAH Hastaları Derneği, Sedef Hastaları Dayanışma<br />
Derneği ve Türkiye Multipl Skleroz Derneği’nin destekleriyle<br />
başlatılan Benim Yolculuğum projesinin basın lansmanı 6<br />
Kasım’da İstanbul’da gerçekleşti. Oyuncu ve sunucu Ceyda<br />
Düvenci’nin moderatörlüğünde, Novartis İletişim ve Hasta<br />
İlişkileri Direktörü Nilüfer Gürpınar Güner, Klinik Psikolog<br />
Funda Kıvrıkoğlu Yalçınkaya ve Klinik Psikolog Nuray Sarp<br />
Kulkara’nın katılımıyla düzenlenen basın lansmanında<br />
Benim Yolculuğum projesinin detayları paylaşılarak kronik<br />
hastalıkların hasta ve yakınları üzerinde sebep olduğu<br />
psikolojik boyut tartışıldı.<br />
Bu Yolda Yalnız Değilsiniz!<br />
Novartis olarak 1957’den bu yana insanların yaşam<br />
kalitesini artıracak ve ömürlerini uzatacak yeni yollar<br />
keşfetmek hedefiyle çalıştıklarını belirten Novartis İletişim<br />
ve Hasta İlişkileri Direktörü Nilüfer Gürpınar Güner, “Bizim<br />
Kasım <strong>2019</strong>
39<br />
Country Communications & Patient Relations Director at<br />
Novartis Turkey, said, “Our priority is always patients and<br />
patient relatives. In order to provide better service to<br />
them, we established the Patient Relations department<br />
within our company. We also work in close contact with<br />
other subordinate associations. At regular meetings, we<br />
are looking for new ways to support the processes related<br />
to patients and their relatives and support them in every<br />
sense.”<br />
Indicating that My Journey project occurred as a result of<br />
this meeting, Güner said, “My Journey project to diagnose<br />
the disease of individuals with chronic illnesses issue after<br />
disease until the acceptance process faced difficulties<br />
contains. Within the scope of the project, we conducted<br />
interviews with patients guided by clinical psychologists<br />
and guided by patient associations. We collected the<br />
disease admission process in 8 videos. Each patient will<br />
find a piece of himself in these videos. We believe that<br />
these videos will inspire individuals with chronic illness. Our<br />
patients are not alone in this journey.”<br />
Recalling that enough awareness projects related to<br />
psychological distress of chronic patients live in Turkey and<br />
they embraced an orphaned area with My Journey project,<br />
Güner said that<br />
Turkey that patients with chronic done enough awareness<br />
projects related to psychological distress experienced<br />
by my journey and who expressed their ownership of<br />
the project with an area of orphaned they are pioneers<br />
in this area. Stating that they are planning to carry out<br />
activities within the scope of the project next year, Güner<br />
stressed that they will continue to listen to the patients<br />
and be with them all the time with the patient associations<br />
accompanied by clinical psychologists.<br />
The Process Of Accepting Chronic Diseases Is<br />
A Challenging Journey For Patients And Their<br />
Relatives<br />
Chronic diseases are diseases that occur anywhere<br />
in the body, persist for a lifetime and require longterm<br />
treatment, care, supervision, observation and<br />
rehabilitation. Indicating that psoriasis, ankylosing<br />
spondylitis (AS), COPD, heart failure, multiple sclerosis<br />
(MS), disorders such as asthma worldwide and the most<br />
common chronic diseases Turkey, Funda Kıvrıkoğlu<br />
önceliğimiz her zaman hasta ve hasta yakınları. Onlara<br />
daha iyi hizmet verebilmek için şirketimiz bünyesinde<br />
Hasta İlişkileri departmanını kurduk. Hasta dernekleriyle<br />
de yakın temas halinde çalışıyoruz. Düzenli aralıklarla<br />
gerçekleştirdiğimiz toplantılarda hasta ve hasta yakınlarıyla<br />
ilgili süreçleri masaya yatırıp her anlamda onlara destek<br />
olmanın yeni yollarını arıyoruz” dedi.<br />
Benim Yolculuğum projesinin bu toplantılar neticesinde<br />
ortaya çıktığını belirten Güner, “Benim Yolculuğum projesi<br />
kronik hastalığı olan bireylerin hastalığın teşhisi konduktan<br />
hastalığı kabulleniş sürecine kadar karşılaştıkları zorlukları<br />
içeriyor. Proje kapsamında, klinik psikologlar eşliğinde<br />
hasta derneklerinin yönlendirdiği hastalarla görüşmeler<br />
yaptık. Hastaların hastalığı kabulleniş süreçlerini 8 videoda<br />
topladık. Her hasta bu videolarda kendinden bir parça<br />
bulacak. Bu videoların kronik hastalığı olan bireylere ilham<br />
vereceği inancındayız. Hastalarımız bu yolculukta yalnız<br />
değiller” dedi.<br />
Türkiye’de kronik hastaların yaşadıkları psikolojik<br />
sıkıntılarla ilgili yeterince farkındalık projesi yapılmadığını<br />
ve Benim Yolculuğum projesiyle yetim kalmış bir alanı<br />
sahiplendiklerini ifade eden Güner, bu alanda öncü<br />
olduklarını belirtti. Önümüzdeki yıl proje kapsamında<br />
etkinlikler yapmayı planladıklarını belirten Güner, klinik<br />
psikologlar eşliğinde hasta dernekleriyle birlikte hastaları<br />
dinlemeye ve onların her zaman yanlarında olmaya devam<br />
edecekleri vurguladı.<br />
Kronik Hastalıkları Kabullenme Süreci Hastalar<br />
Ve Hasta Yakınları İçin Zorlu Bir Yolculuk<br />
Kronik hastalıklar, bedenin herhangi bir yerinde meydana<br />
gelen, ömür boyu devam eden ve uzun süreli tedavi, bakım,<br />
denetim, gözlem ve rehabilitasyon gerektiren hastalıklardır.<br />
Sedef, ankilozan spondilit (AS), KOAH, kalp yetmezliği,<br />
multipl skleroz (MS), astım gibi rahatsızlıkların dünya<br />
ve Türkiye genelinde en çok görülen kronik hastalıklar<br />
olduğunu belirten Klinik Psikolog Funda Kıvrıkoğlu<br />
Yalçınkaya, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sadece Türkiye’de<br />
1,5 milyon sedef, 350-400 bin AS, yaklaşık 400 bin MS, 3,5<br />
milyon astım ve 2 milyonun üzerinde kalp yetmezliği hastası<br />
var. Kronik hastalıklara bütüncül sağlık sistemleriyle<br />
Kasım <strong>2019</strong>
40<br />
Yalçınkaya, Clinical Psychologist, said, “Only 1.5 million of<br />
psoriasis in Turkey, 350-400 thousand AS patients, 400<br />
thousand AD patients, there are 3.5 million heart failure<br />
patients with asthma and over 2 million. Chronic diseases<br />
need to be approached through holistic health systems.”<br />
Yalçınkaya said, “The main source of some psychological<br />
problems is chronic diseases. Living with these diseases for<br />
a long time can be compelling for the person’s adaptation<br />
to normal life. In addition to drug therapy, psychological<br />
support is very important for these patients to improve<br />
their quality of life, to adapt to treatment and even to<br />
continue with positive outcomes.”<br />
Emphasizing the importance of meeting the physical needs<br />
of individuals with chronic disease, clinical psychologist<br />
Nuray Sarp Kulkara, said, “Physical activity restricted<br />
chronically ill, struggling to maintain their daily lives.<br />
Therefore, feel excluded themselves in society. Depression<br />
is one of the most common conditions in desperate chronic<br />
patients. For this reason, an individual with chronic disease<br />
needs to be supported, accepted and understood more<br />
than a normal adult in order to rebalance his deteriorating<br />
balance and solve his health problems.”<br />
Ceyda Düvenci’s Journey<br />
In the event which the actor and presenter Ceyda Düvenci,<br />
who attracted attention with her studies in the field of<br />
health, moderated, famous presenter told about her<br />
own journey following, “As everyone knows, my daughter<br />
Melisa is cerebral palsy. Due to brain deformation after<br />
birth, she lost some of his abilities. She has to get lifelong<br />
physiotherapy support in order to walk more accurately<br />
and complete his body development correctly. This journey<br />
is very difficult for Melisa. However, children with special<br />
needs have an innate power, competence and three happy<br />
children. What we would like to draw attention at this<br />
point, the situation of families of children with special<br />
needs. With special needs of children with parents, rightly<br />
always throw themselves into the second plan and only<br />
yaklaşılması gerekiyor.”<br />
Yalçınkaya şöyle devam etti: “Bazı psikolojik sıkıntıların<br />
ana kaynağı kronik hastalıklardır. Uzun süre bu<br />
hastalıklarla yaşamak kişinin normal yaşama tekrar<br />
adaptasyonu için zorlayıcı olabilir. İlaç tedavisinin yanı<br />
sıra psikolojik destek bu hastaların yaşam kalitesini<br />
arttırma, tedaviye uyum sağlama ve hatta tedavinin olumlu<br />
sonuçlarla devam edebilmesi için çok önemli.” dedi.<br />
Kronik hastalığı olan bireylerde fiziksel gereksinimlerin<br />
karşılanmasının son derece önemli olduğunu vurgulayan<br />
Klinik Psikolog Nuray Sarp Kulkara, “Fiziksel aktiviteleri<br />
sınırlanan kronik hastalar, günlük yaşamlarını sürdürmekte<br />
zorlanıyor. Bu nedenle kendilerini toplumdan dışlanmış<br />
hissediyorlar. Umutsuzluğa kapılan kronik hastalarda<br />
depresyon en çok karşılaşılan durumlardan biri. Bu nedenle<br />
kronik hastalığı olan bireyin bozulan dengesini yeniden<br />
kurabilmesi, sağlığıyla ilgili sorunlarını çözümleyebilmesi<br />
için normal bir yetişkinden çok daha fazla desteklenmeye,<br />
kabullenilmeye ve anlaşılmaya gereksinimi vardır” dedi.<br />
Ceyda Düvenci’nin Yolculuğu<br />
Sağlık alanında yaptığı çalışmalarla dikkat çeken oyuncu ve<br />
sunucu Ceyda Düvenci’nin moderatörlüğünde düzenlenen<br />
etkinlikte ünlü sunucu kendi yolculuğuyla ilgili şunları<br />
söyledi: “Herkesin bildiği gibi, kızım Melisa serebral palsi.<br />
Doğumdan sonra yaşadığı beyin deformasyonu sebebiyle,<br />
vücudundaki bazı yeteneklerini kaybetti. Daha doğru<br />
yürüyebilmesi ve vücut gelişimini doğru tamamlayabilmesi<br />
için ömür boyu fizyoterapi desteği almak zorunda. Melisa<br />
adına bu yolculuk çok zor. Ancak özel ihtiyaç sahibi<br />
çocukların doğuştan gelen bir güçleri, dirayetleri var ve<br />
çoğunlukla çok mutlu çocuklar. Bu noktada dikkatleri<br />
çekmek istediğimiz şey, özel ihtiyaç sahibi çocukların<br />
ailelerinin durumu. Özel ihtiyaç sahibi çocuğu olan<br />
ebeveynler, haklı olarak kendilerini her zaman ikinci plana<br />
atarlar ve sadece çocukları için yaşarlar. Tabii ki bütün<br />
anne babalar, çocukları için yaşar ama özel ihtiyaç sahibi<br />
Kasım <strong>2019</strong>
41<br />
live for their children. Of course, all parents, live for their<br />
children, but if you have a child with special needs at least<br />
until they are important as parents. It is very important<br />
that you receive psychological support in this challenging<br />
process. Because you can feel insufficient in many areas,<br />
you can be tired, moments when you feel your power is<br />
exhausted. Or the future, ‘ What happens to my child when<br />
I’m not? ‘ can be a feeling you experience more than other<br />
parents. All of these are very human emotions that are<br />
felt by parents with special needs children. Psychological<br />
support is very important in this journey. Get psychological<br />
support as individuals in the face of life’s challenges, it<br />
helps many difficulties regarding your journey. Business<br />
ta precisely the awareness of this h for other parents<br />
both suck myself am here and my journey to my projects I<br />
support until the end.”<br />
Participants Embarked On Their Journey In The<br />
Field Of My Journey Experience<br />
The aim of My Journey project is to help people living<br />
with chronic diseases to accept and manage their illness<br />
with online psychological support videos. 8 video shot<br />
during project My Journey project how asthmatics,<br />
COPD, psoriasis, heart failure, multiple sclerosis (MS)<br />
and ankylosing spondylitis (AS) are struggling with<br />
psychological disorders. With the project it is aimed to<br />
provide support to patients experiencing similar processes<br />
and their caregivers. Each video contains one of the stages<br />
of chronic disease acceptance. These phases; ordinary<br />
world, call to adventure, meeting with mentor, crossing<br />
the threshold, quizzes-friends-enemies, descent-fire shirt,<br />
cave-potion and resurrection-potion return. K all struggling<br />
with the disease of chronic go through this phase. B as the<br />
venue of the meeting established the experience lame in<br />
the participants also pass through this process, they have<br />
the chance to go on their own journey. Participants also<br />
supported the project by sharing their own journeys from<br />
their social media accounts with the #benimyolculugum<br />
and #buyoldayalnizdegilsiniz tags.<br />
bir çocuğa sahipseniz anne baba olarak en az onlar kadar<br />
önemlisiniz. Bu zorlu süreçte psikolojik destek almanız<br />
çok önemli. Çünkü birçok alanda kendinizi yetersiz<br />
hissedebiliyor, yorulduğunuz, gücünüzün tükendiğini<br />
hissettiğiniz anlar olabiliyor. Ya da geleceğe dönük, ‘ben<br />
olmadığım zaman çocuğuma ne olacak?’ korkusu, diğer<br />
ebeveynlere göre daha fazla yaşadığınız bir duygu olabiliyor.<br />
Bunların hepsi özel ihtiyaç sahibi çocuğu olan ebeveynlerin<br />
hissettiği ve çok insani duygular. Bu yolculukta psikolojik<br />
destek almak çok önemli. Hayatın zorlukları karşısında<br />
birey olarak psikolojik destek almak, o zorlukla ilgili<br />
yolculuğunuzda çok yardımcı oluyor. İşte tam da bunun<br />
farkındalığı için hem kendim hem de diğer anne babalar için<br />
buradayım ve Benim Yolculuğum projesine sonuna kadar<br />
destek veriyorum.”<br />
Benim Yolculuğum Deneyimleme Alanında<br />
Katılımcılar Kendi Yolculuklarına Çıktılar<br />
Benim Yolculuğum projesinin amacı; kronik hastalıklarla<br />
yaşayan insanlara online psikolojik destek videoları ile<br />
hastalıklarını kabul etmeleri ve yönetmeleri konusunda<br />
katkı sağlamak. Proje kapsamında çekilen 8 video astım,<br />
KOAH, sedef, kalp yetersizliği, multipl skleroz (MS) ve<br />
ankilozan spondilit (AS) ile ilgili örnekleri içeriyor. Projeyle,<br />
benzer süreçleri yaşayan hastalara destek sağlanması<br />
hedefleniyor. Her bir video kronik hastalığın kabulleniş<br />
evrelerinden birini içeriyor. Bu evreler; sıradan dünya,<br />
maceraya çağrı, akıl hocasıyla buluşma, eşiğin geçilmesi,<br />
sınavlar-dostlar-düşmanlar, mağaraya iniş-ateşten gömlek,<br />
ödül-iksir ve yeniden diriliş-iksirle dönüş yolu. Kronik<br />
hastalıklarla mücadele eden herkes bu evrelerden geçiyor.<br />
Basın toplantısı mekânına kurulan deneyimleme alanında<br />
katılımcılar da bu süreçlerden geçerek kendi yolculuklarına<br />
çıkma şansı yakaladılar. Katılımcılar aynı zamanda,<br />
#benimyolculugum ve #buyoldayalnizdegilsiniz etiketleriyle<br />
kendi yolculuklarını sosyal medya hesaplarından paylaşarak<br />
projeye destek oldular.<br />
Kasım <strong>2019</strong>
42<br />
Good News for Patients with Parkinson, Dystonia and Spasm!<br />
Parkinson, Distoni, Titreme ve Kasılma Hastalarına Müjde!<br />
Offering an option of efficient treatment for<br />
patients with Parkinson’s disease, dystonia,<br />
tremor, involuntary movement, spasm and pain,<br />
neuromodulation also shows promise for patients<br />
in the field of Neurosurgery!<br />
“Neuromodulation techniques are used to correct any<br />
fault in the nervous system of any body part and it offers<br />
a solution for patients and eliminates many complaints<br />
in various nervous system disorders, such as Parkinson’s<br />
disease, dystonia, tremor, epilepsy, severe pain, involuntary<br />
movement and spasm” says Associate Professor of<br />
Neurosurgery Atilla Yılmaz, M.D., from Okan University<br />
Hospital in Istanbul.<br />
What is neuromodulation?<br />
“Neuromodulation” can be defined as “a means of<br />
modulation for the nervous system”. The aim is to<br />
modulate or correct the faults of the nervous system at<br />
any part of the body. These fault may being in the brain<br />
or any other part of the body. The faults in brain may lead<br />
Parkinson, distoni, titreme, istemsiz hareket,<br />
kasılma ve ağrı hastalarına etkili bir tedavi imkanı<br />
sunan nöromodülasyon uygulamaları, Beyin<br />
ve Sinir Cerrahisi alanında hastaların yüzlerini<br />
güldürüyor!<br />
“Vücudun herhangi bir bölgesindeki sinir sisteminde<br />
oluşan aksaklıklarının, düzenlenmesini sağlamak için<br />
kullanılan yöntemlerden olan nöromodülasyon yöntemleri<br />
ile; parkinson, distoni, tremor yani titreme, sara, şiddetli<br />
ağrı, istemsiz hareket ve kasılma gibi birçok sinir sistemi<br />
rahatsızlığında, hastaların çözümsüz olarak bilinen<br />
birçok şikayeti sonlandırılmaktadır” diyen İstanbul Okan<br />
Üniversitesi Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Doç.<br />
Dr. Atilla Yılmaz, açıkladı.<br />
Nöromodülasyon nedir?<br />
“Nöromodülasyon” kelimesini “sinir sisteminin<br />
düzenleyicisi” olarak tanımlayabiliriz. Amaç; vücudumuzun<br />
herhangi bir bölgesindeki sinir sisteminde oluşan<br />
aksaklıklarının, düzenlenmesini sağlamaktır. Bu aksaklıklar<br />
beyinde olabileceği gibi vücudun herhangi bir yerinde de<br />
Kasım <strong>2019</strong>
43<br />
to Parkinson’s disease, colloquially called paralysis with<br />
abnormal shaking, and dystonia that is manifested by<br />
severe spasm and involuntary movements as well as tremor<br />
that is associated with shaking movements in trunk, head<br />
and hands and finally, epilepsy. Trunkal malfunctions may<br />
lead to refractory pain, urinary and/or fecal incontinence<br />
and involuntary contractions of muscles in limbs. The<br />
neurostimulation devices specific for brain, spinal cord,<br />
urinary bladder and vagal nerve as well as the baclofen<br />
pump are all covered under the neuromodulation surgeries<br />
and they cure all the above mentioned disorders. These<br />
high-tech surgeries are well open to advancements of the<br />
future, but they can, unfortunately, be performed in a very<br />
limited centers in our country and even neurosurgeons<br />
from many other countries visit our center for education.<br />
What are neuromodulation procedures and what<br />
are their indications?<br />
Neuromodulation surgeries are considered under two<br />
groups; deep brain stimulation, colloquially called brain<br />
battery, is used to correct the malfunctions in the brain.<br />
Deep brain stimulation is successfully used in our country<br />
for the treatment of Parkinson’s disease, colloquially<br />
called paralysis with shaking movements, and Dystonia<br />
that is manifested by involuntary movements and spasms<br />
as well as tremor that is characterized by involuntary<br />
shaking movements in head or hands. Ability to perform<br />
such high-tech surgeries in our country is a great chance<br />
for our patients. Stimulators used for disorders of the<br />
spinal cord, urinary bladder and vagal nerve as well as<br />
baclofec pump fall into the second group. This group of<br />
surgeries is successfully carried out neuropathic pain that<br />
is a refractory severe pain, which occurs in many chronic<br />
diseases, but especially the diabetes mellitus, and urinary<br />
or fecal incontinence or urge as well as epilepsy and<br />
spasticity that is associated with involuntary contractions.<br />
They can be tried before the surgery!<br />
All these procedures are very advantageous in terms of<br />
preoperative trial option, ability to set the electric current<br />
and absence of an irreversible damage. Most of these<br />
surgeries can be carried out under local anesthesia without<br />
any need to general anesthesia and the preoperative<br />
trial option increases the success rate of operations<br />
substantially.<br />
gelişebilmektedir. Beyindeki aksaklıklar sonucunda; halk<br />
arasında titremeli felç olarak bilinen Parkinson Hastalığı,<br />
şiddetli kasılma ve istemsiz hareketlerle seyreden Distoni<br />
Hastalığı ve vücutta, kafada, elde titremelerle seyreden<br />
Tremor Hastalığı, son olarak da sara hastalığı olarak bilinen<br />
Epilepsi Hastalığı oluşabilmektedir. Vücuttaki aksaklıklar<br />
sonucunda ise tedavisi olmayan ağrılar, idrar ve büyük<br />
abdest kaçırma veya yetiştirememe gibi rahatsızlıklar<br />
ve bazı uzuvlarda kasılmalar gelişebilmektedir. İşte<br />
nöromodülasyon ameliyatları bünyesinde topladığımız<br />
beyin pili, omurilik pili, mesane pili, vagus pili ve<br />
baklofen pompası gibi girişimler tüm bu aksaklıkların<br />
düzenlenmesini sağlamaktadır. Günümüzün en teknolojik<br />
ve geleceğin en gelişime açık bu ameliyatları, ülkemizde<br />
çok fazla yerde yapılamamakta hatta dünyanın bir çok<br />
ülkesinden beyin ve sinir cerrahisi uzmanları merkezimize<br />
gelerek tarafımızdan eğitim almaktadırlar.<br />
Nöromodülasyon girişimleri nelerdir ve hangi<br />
hastalıklarda kullanılır?<br />
Nöromodülasyon ameliyatlarını iki grupta inceleyebiliriz;<br />
ilk grupta beyinde oluşan aksaklıklar için kullanılan ve<br />
halk arasında beyin pili olarak adlandırılan derin beyin<br />
stimülasyonundan bahsedebiliriz. Beyin pili ameliyatı<br />
ülkemizde; halk arasında titremeli felç olarak bilinen<br />
Pakinson hastalığının, istemsiz hareket ve kasılmalarla<br />
seyreden Distoni hastalığının, başta veya ellerde Titreme<br />
ile görülen Tremor hastalığının tedavisinde başarıyla<br />
uygulanmaktadır. Ülkemizde bu teknolojik ameliyatların<br />
yapılabilmesi, hastalarımız için büyük şanstır. İkinci grup<br />
ameliyatlar olarak ta vücutta oluşan aksaklıklar için<br />
kullanılan omurilik pili, mesane pili, vagus pili ve baklofen<br />
pompasını sayabiliriz. Bu grup amelyatlar ise nöropatik ağrı<br />
olarak bilinen ve şeker hastalığı başta olmak üzere bir çok<br />
kronik hastalıkta görülebilen tedavisi zor şiddetli ağrıların,<br />
idrar veya büyük abdest kaçırma veya yetiştirememenin,<br />
sara hastalığının ve istemsiz kasılmalarla seyreden<br />
spastisitenin tedavisinde başarıyla uygulanmaktadır.<br />
Ameliyattan önce denenebiliyor!<br />
Tüm bu girişimlerin en önemli avantajları arasında önceden<br />
test uygulaması fırsatının olmasını, uygulanacak elektrik<br />
akımlarının ayarlanabilir olmasını ve girişimlerin kalıcı<br />
hasar bırakmamasını sayabiliriz. Bu ameliyatların birçoğu<br />
hastayı uyutmadan lokal anestezi altında yapılmakta olup<br />
öncesinde test girişimlerinin yapılabilmesi ameliyatların<br />
başarı şansını oldukça yükseltmektedir.<br />
Kasım <strong>2019</strong>
44<br />
177 Hospitals Leave Europe Behind with Digitalization Success<br />
177 Hastane Dijitalleşme Başarısı İle Avrupa’yı Hayli Geride Bıraktı<br />
HIMSS’19 Eurasia - Health Informatics and Technologies<br />
Conference and Fair, which was opened with the<br />
participation of Dr. Fahrettin Koca, Minister of Health and<br />
the guest country Ministers of Health, continues to keep<br />
the pulse of health informatics.<br />
Continuing with the success of the European leadership in<br />
health informatics and technology Turkey, it announced the<br />
success of Eurasia HIMSS’19 once again to the world. 167<br />
hospitals receiving Level 6 validation according to HIMSS<br />
EMRAM criteria, 7 hospitals receiving Level 6 validation<br />
and 7 Oral and Dental Health Hospitals receiving Level 6<br />
Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca ve konuk ülke Sağlık<br />
Bakanlarının katılımı ile açılan HIMSS’19 Eurasia – Sağlık<br />
Bilişimi ve Teknolojileri Konferansı ve Fuarı, sağlık<br />
bilişiminin nabzını tutmaya devam ediyor.<br />
Sağlık bilişimi ve teknolojilerindeki başarısı ile Avrupa<br />
liderliğini sürdüren Türkiye, HIMSS’19 Eurasia’da başarısını<br />
bir kez daha dünyaya duyurdu. HIMSS EMRAM kriterlerine<br />
göre Seviye 6 validasyonu alan 167 hastane, Seviye 7<br />
validasyonu alan 3 hastane ile ilk defa bu yıl uygulamaya<br />
başlayan bir uygulama ile Seviye 6 validasyonu alan 7 Ağız<br />
ve Diş Sağlığı Hastanesi ödül aldı. Hastane yöneticilerine<br />
ödülleri T.C. Sağlık Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dr. Şuayip<br />
Birinci, HIMSS Başkan ve CEO’su Harold F. Wolf III<br />
tarafından verildi.<br />
Kasım <strong>2019</strong>
45<br />
validation were awarded with an application started for<br />
the first time this year. The awards were given to hospital<br />
managers by T.C. Deputy Minister of the Ministry of Health<br />
Şuayip Birinci, Harold F. Wolf III, President and CEO of<br />
HIMSS. Speaking at the award ceremony and expressed his<br />
happiness to see that the hospital work starting in 2013<br />
came to this point, Deputy Minister Şuayip Birinci said, “We<br />
have tried to do whatever is necessary for our Ministry to<br />
provide world-class service. We were not tired, we did not<br />
avoid producing more. Now, if we can talk about increasing<br />
the number of our level 7 hospitals and getting praise<br />
from all over the world, the valuable components of this<br />
powerful system, which is successfully established, should<br />
remember our healthcare workers and thank the strong<br />
political support. Today you will not only see the digital<br />
hospital work here at the meeting point of the world. You<br />
will witness success stories with all sector representatives,<br />
public and private service providers.”<br />
Declaring that HIMSS EMRAAN level in Turkey, 6 and 7 field<br />
hospital has launched an elusive success in Europe with<br />
these achievements, Harold F. Wolf III said that, they see<br />
incredible growth and development in the digitalization of<br />
health through policies in this area in Turkey.<br />
For the event schedule: https://himsseurasia.com/program/<br />
Ödül töreninde konuşan ve 2013 yılında başlayan<br />
hastanecilik çalışmalarının bu noktaya geldiğini görmekten<br />
duyduğu mutluluğu dile getiren Bakan Yardımcısı Dr. Şuayip<br />
Birinci, “Bakanlığımızın dünya standartlarında hizmet<br />
sağlayabilmesi için üzerimize düşen ne varsa yapmaya<br />
çalıştık. Yorulmadık, daha fazla üretmekten kaçınmadık.<br />
Şimdi seviye 7 hastanelerimizin sayısını artırmaktan<br />
bahsedebiliyor ve dünyanın dört bir yanından övgü<br />
alabiliyorsak başarı ile kurulan bu güçlü sistemin değerli<br />
bileşenleri, sağlık çalışanlarımızı hatırlamak ve güçlü<br />
siyasal desteği şükranla anmak gerekir. Bugün burada<br />
dünyanın buluşma noktasında sadece dijital hastanecilik<br />
çalışmalarını görmeyeceksiniz. Sektör temsilcileri, kamu ve<br />
özel tüm hizmet sunucularıyla oluşmuş başarı hikayelerine<br />
tanık olacaksınız” diye konuştu.<br />
Türkiye’deki HIMSS EMRAM seviye 6 ve 7 alan hastanelerin<br />
bu başarıları ile Avrupa’da yakalanması güç bir başarıya<br />
imza attığının söyleyen HIMSS Başkan ve CEO’su Harold<br />
F. Wolf III, ise Türkiye’de bu alandaki politikalar sayesinde<br />
sağlıkta dijitalleşme konusunda inanılmaz bir büyüme ve<br />
gelişme gördüklerini dile getirdi.<br />
Etkinlik programına ulaşmak için:<br />
https://himsseurasia.com/program/<br />
Kasım <strong>2019</strong>
46<br />
Incontinence Patients Wait 3 Years To Visit A Doctor<br />
İdrar Kaçıranlar Doktora Gitmeyi 3 Yıl Bekliyor<br />
One of the biggest problem of women in Turkey is<br />
incontinence. Do Not Miss Life Club, visiting every<br />
city about this issue and holding its first meeting in<br />
Istanbul, was met with great interest in Ankara. With<br />
Canped’s main sponsorship and the scientific leadership<br />
of Continence Association, the conference was hosted<br />
by the Municipality of Keçiören and presented by<br />
Nergis Kumbasar. Prof. Tufan Tarcan emphasized that<br />
patients with urinary incontinence wait 3 years after the<br />
complaints begin to visit a doctor.<br />
Urinary incontinence is among the worst nightmares of<br />
women in our country. Meeting the first time in Istanbul to<br />
talk about this problem, the Do Not Miss Life Club was met<br />
with great interest in Ankara. Presented by Nergis Kumbasar<br />
and hosted by the Municipality of Keçiören under the main<br />
sponsorship of Canped, the conference was held at Necip<br />
Fazıl Kısakürek Theater Hall under the scientific leadership<br />
of Continence Association. Continence Association Chairman<br />
Prof. Tufan Tarcan and Continent Association Society Public<br />
Information Working Group Chairman Prof. Bedreddin Seçkin<br />
spoke in the conference. Tarcan remarked that urinary<br />
incontinence is a topic that patients do not like to talk much,<br />
while Seçkin said continence should not be expressed as a<br />
disease.<br />
Türkiye’de kadınların en büyük problemlerinden<br />
bir tanesi idrar kaçırma. Bu konuda şehir şehir<br />
gezen ve ilk olarak İstanbul’da buluşan Hayatı<br />
Kaçırmayanlar Kulübü Ankara’da da büyük bir<br />
ilgiyle karşılandı. Canped’in ana sponsorluğunda<br />
Keçiören Belediyesi’nin ev sahipliğinde Nergis<br />
Kumbasar’ın sunumu ve Kontinans Derneği’nin<br />
bilimsel öncülüğünde düzenlenen seminerde<br />
Prof. Dr. Tufan Tarcan, idrar kaçırma sorunu<br />
yaşayanların şikayetlerinin başlamasıyla doktora<br />
gitmesi arasında 3 yıl geçtiğine vurgu yaptı.<br />
İdrar kaçırma ülkemizde kadınların en büyük kabusları<br />
arasında yer alıyor. Yaşanan bu sıkıntıyı konuşmak üzere ilk<br />
olarak İstanbul’da buluşan Hayatı Kaçırmayanlar Kulübü<br />
Ankara’da da büyük bir ilgiyle karşılandı. Canped’in ana<br />
sponsorluğunda Keçiören Belediyesi’nin ev sahipliğinde<br />
Nergis Kumbasar’ın sunumu ve Kontinans Derneği’nin<br />
bilimsel öncülüğünde Necip Fazıl Kısakürek Tiyatro<br />
Salonu’nda gerçekleşen seminerde Kontinans Derneği<br />
Başkanı Prof. Dr. Tufan Tarcan ile Kontinans Derneği<br />
Halkı ve Kamuoyunu Bilgilendirme Çalışma Grubu Başkanı<br />
Prof. Dr. Bedreddin Seçkin konuşmacı olarak yer aldı.<br />
Tarcan, idrar kaçırmanın hastalar tarafından üzerinde çok<br />
konuşmayı sevmedikleri bir konu olduğunu belirtirken,<br />
Kasım <strong>2019</strong>
47<br />
Stressing that it would be a bit unfair for a person to say, ‘I<br />
have urinary incontinence disease’, Seçkin said, “Since there<br />
is no single type of urinary incontinence, the underlying<br />
causes may be different. Urinary incontinence that occurs<br />
when you lift something and urge incontinence that<br />
occur with a sudden need to urinate are two different<br />
entities. Urinary incontinence that occurs after a number<br />
of surgical procedures is different as well. Once we make<br />
the preliminary distinction of all of these, and determine<br />
the underlying causes, we mostly solve the issue and cover<br />
ground in determining the treatments. As I said in the<br />
beginning, it would be wrong to identify continence as a<br />
disease.”<br />
Diabetes appears first with incontinence<br />
Stressing that urinary incontinence is a symptom, Tarcan<br />
continued: “There are many different diseases underlying<br />
this symptom. For example, the first 15 percent of MS<br />
disease appears with urinary incontinence. The initial<br />
diagnosis is made by urologists. Diabetes may also present<br />
initially with the problem of incontinence. It is very important<br />
to find out the types of urinary incontinence and what the<br />
underlying mechanism is. There is a general belief that ‘When<br />
urinary incontinence is mild, the treatment is usually muscle<br />
exercise, then it’s medication when it’s a little stronger, and<br />
it always requires surgery if incontinence is severe’. That’s<br />
not always the case. Treatments may also vary depending<br />
on the type of incontinence. There may be a very important<br />
underlying neurological disease. The most important thing<br />
to do here is to apply to the doctors who specialize in<br />
incontinence; urology specialists.<br />
Seçkin ise bunun bir hastalık olarak ifade edilmemesi<br />
gerektiğini söyledi.<br />
‘İdrar kaçırma hastalığına sahibim’ demenin insanın<br />
kendisine biraz haksızlık etmesi olacağına vurgu yapan<br />
Seçkin, “İdrar kaçırmanın tek bir tipi olmadığı için altta<br />
yatan sebepleri de farklı olabiliyor. Bir şey kaldırırken<br />
yaşanan idrar kaçırmayla, aniden sıkışarak oluşan idrar<br />
kaçırma başka bir şekilde adlandırılıyor. Bir takım cerrahi<br />
işlemlerden sonra yaşanan idrar kaçırma ise daha farklı.<br />
Bunların hepsinin ön ayrımını yaptıktan sonra altta yatan<br />
sebeplerini ortaya koyduğumuzda olayı önemli şekilde<br />
çözmüş ve tedavilerin belirlenmesinde de yol almış<br />
oluyoruz. Baştan da söylediğim gibi bunu bir hastalık olarak<br />
belirlemek yanlış olur.” diye konuştu.<br />
Şeker hastalığı ilk olarak idrar kaçırmayla<br />
karşımıza çıkıyor<br />
İdrar kaçırmanın bir semptom yani bir belirti olduğunun<br />
üzerinde duran Tarcan şöyle devam etti: “Bunun altında<br />
çok farklı hastalıklar yatabiliyor. Örneğin MS hastalığının<br />
ilk yüzde 15’lik kısmı idrar kaçırmayla ortaya çıkıyor. Bunun<br />
tanısını ilk olarak ürologlar koyuyor. Şeker hastalığı da<br />
ilk idrar kaçırma problemiyle karşınıza gelebiliyor. İdrar<br />
kaçırmanın çeşitleri ve altındaki mekanizma nedir sorusuna<br />
yanıt bulmak çok önemli. ‘İdrar kaçırmanın hafif olduğu<br />
zaman tedavisi genelde kas egzersizi, biraz daha kuvvetli<br />
olduğu zaman ilaçla, ama daha şiddetli olduğu zamanda<br />
mutlaka ameliyatla oluyor’ diye bir önyargı var. Bu her<br />
zaman doğru değil. Tedaviler de idrar kaçırmanın tipine<br />
göre değişebiliyor. Altta yatan çok önemli nörolojik bir<br />
hastalık olabilir. Burada yapılması gereken en önemli şey;<br />
bu işin uzmanı yani üroloji uzmanına başvurmaktır.”<br />
İdrar kaçırmayı hiçbir yaşta kabul etmiyoruz<br />
“Hem kadınlarda hem de erkeklerde idrar kaçırmanın<br />
görüldüğünü biliyoruz ama kadınlarda daha çok yaşanıyor.”<br />
açıklamasında bulunan Bedrettin Seçkin, “Kadınlar doğum<br />
sürecinde özellikle pelvik tabanının da bozulmasıyla bu<br />
sorunu daha çok yaşayabiliyor. Sıkışma tipi idrar kaçırmayı<br />
daha çok ileri yaşlarda görüyoruz. Bazı idrar kaçırmalar ise<br />
her yaşta görülebiliyor. Yaş ilerledikçe idrar kaçırmayı daha<br />
çok görmeye başlıyoruz. Ancak bizim bir mottomuz var;<br />
idrar kaçırmayı hiçbir yaşta kabul etmiyoruz.” diye konuştu.<br />
“Şikayetin başlamasıyla doktora başvurma arasında geçen<br />
süre ortalama 3 yıl. O da doktora başvuranlar için geçerli.“<br />
We do not accept incontinence at any age<br />
Bedrettin Seçkin stated that; “We know that both men and<br />
women have urinary incontinence, but it is more prevalent<br />
in women” and continued, “Women can experience this<br />
problem more frequently during pregnancy, especially<br />
with the deterioration of their pelvic floor. We see urge<br />
incontinence with sudden need to urinate more frequently<br />
in older ages. Some types of incontinence can be seen at<br />
any age. As we get older, we start seeing incontinence more<br />
frequently. However, we have a motto, we do not accept<br />
urinary incontinence at any age.”<br />
Tufan Tarcan emphasized the statement that “The average<br />
period between the onset of the complaint and referral to<br />
Kasım <strong>2019</strong>
48<br />
a doctor is 3 years. And this is true only for people who visit<br />
a doctor.” and continued; “Women tend to hide this disease<br />
more. Only 12 percent of patients who have incontinence<br />
problems tell these issues to their doctor. They refer to<br />
urologists and obstetricians, but still hide it. They often feel<br />
the need to hide it for cultural reasons and shame. Most<br />
of them see it as a natural outcome of aging and have the<br />
perception that it will happen to everyone. However, there<br />
are now urine collecting pads, which were not available<br />
before and now are life savers for women. We recommend<br />
these to some of our patients. Urine collecting pads are lifesaving<br />
in bedbound patients. If appropriate materials are not<br />
used, serious skin infections may occur. However, the patient<br />
group that we cannot treat is very low.”<br />
Bedrettin Seçkin said that people with urinary incontinence<br />
create a reflex and limit their fluid intake even if they are<br />
açıklamasına özellikle dikkat çeken Tufan Tarcan şöyle<br />
devam etti: “Kadınlar bu hastalığını daha çok saklıyor. İdrar<br />
kaçıran hastaların sadece yüzde 12’si hekime söyleyebiliyor.<br />
Ürolog ve kadın doğum uzmanına da gidiyor ama bunu<br />
saklıyor. Genelde kültürel nedenler ve utanmadan dolayı<br />
saklama ihtiyacı duyuyorlar. En çok ise yaşlanmanın doğal<br />
bir sonucu olarak görüyor ve herkeste bunun yaşanacağı<br />
algısına sahipler. Ancak eskiden olmayan şimdi ise<br />
kadınların büyük kurtarıcısı olan idrar toplayıcı pedler var.<br />
Biz de bazı hastalarımıza bunları öneriyoruz. Yatağa bağımlı<br />
hastalarda idrar toplayıcı alt bezleri hayat kurtarıcı oluyor.<br />
Uygun materyallerin kullanılmadığı durumlarda ise ciddi<br />
cilt enfeksiyonları ortaya çıkabiliyor. Ancak bizim tedavi<br />
edemediğimiz hasta grubu çok düşük.”<br />
İdrar kaçıran insanların farkında olmasalar bile bir<br />
refleksleri oluştuğunu ve sıvı alımını kısıtladıklarını söyleyen<br />
not aware of it, and continued “People who have urinary<br />
incontinence problems, especially when they go out, do not<br />
drink water not to go to the toilet. In fact, another reason<br />
more important than this is a habit passed down from our<br />
elders, picking toilets and delaying urination.”<br />
Do not pick toilets, protect your health<br />
Stating that people of all ages came to them with the problem<br />
of urinary incontinence, Seçkin completed his speech as<br />
follows: “The biggest cause for incontinence is a full bladder.<br />
The bladder can become uncontractable in later periods in<br />
people who refuse to go to the toilet outside when they need<br />
to urinate. Do not pick toilets. I haven’t seen anyone who<br />
have caught germs from the toilet. Germs are already inside<br />
us. If you need to urinate but delay it, you basically prepare<br />
a favorable environment for these germs to proliferate.<br />
Drinking 1 glass of water per hour and going to the toilet<br />
every 3.5 hours, even if we don’t have the urge to urinate,<br />
means that we use our urinary system in a healthy manner.<br />
You say, ‘I drink 2 liters of water a day’, but the water you are<br />
not drinking at work does not count. You need to spread your<br />
water intake throughout the day. It may then be possible to<br />
overcome urinary incontinence with minor measures.”<br />
Bedrettin Seçkin, “Sıkışma tipi idrar kaçırma problemi<br />
yaşayanlar; dışarı çıktıklarında özellikle su içmiyorlar<br />
tuvalete gitmemek için. Aslında bundan çok daha önemli bir<br />
başka sebebi ise büyüklerimizden geçen bir alışkanlık olan<br />
tuvalet seçme ve idrar geciktirme.” dedi.<br />
Tuvalet seçmeyin, sağlığınızı koruyun<br />
Her yaştan insanın kendilerine idrar kaçırma problemiyle<br />
kendilerine geldiklerini belirten Seçkin sözlerini şöyle<br />
tamamladı: “İdrar kaçırmanın en büyük sebebi idrar<br />
torbasının dolu olmasıdır. İdrar geldiğinde dışarıda<br />
tuvalete gitmeyi reddeden insanlarda ileriye yönelik idrar<br />
kesesi kasılmaz hale gelebiliyor. Tuvalet seçmeyin. Hiç<br />
kimsenin bugüne kadar tuvaletten mikrop kaptığına<br />
rastlamadım. Mikrop zaten bizim içimizde olan bir şey.<br />
Siz ne kadar idrar gelip onu boşaltmazsanız üremesine<br />
de zemin hazırlamış olursunuz. Saat başı 1 bardak su<br />
içerek, sıkışmasak bile 3,5 saatte bir tuvalete gitmek<br />
idrar sistemimizi sağlıklı kullandığımız anlamına gelir.<br />
‘Günde 2 litre su içiyorum’ diyorsunuz ama mesaide<br />
içmediğiniz su sayılmaz ki. İçtiğiniz suyu güne yaymanız<br />
gerekiyor. İdrar kaçırmaları küçük önlemlerle atlatmak<br />
belki de böylece mümkün olacak.”<br />
Kasım <strong>2019</strong>
50<br />
We Are The First In Living-Donor Liver<br />
Transplant In The World<br />
Canlı Karaciğer Naklinde Dünyada İlk Sıradayız<br />
When liver function is lost, there is only one treatment<br />
option; it’s organ transplant! Without transplantation in<br />
a short time many patients die in a short time. However,<br />
in patients waiting for kidney donation, there is a method<br />
called “bridge therapy” such as dialysis that prolongs the<br />
waiting period. Therefore, while the waiting list for kidney<br />
transplantation continues, the number of liver patients<br />
remains the same. The statistics also show the ratio<br />
between these two groups strikingly; Turkey cadaveric<br />
organ donation waiting list written in the kidney 23<br />
thousand, 2 thousand 200 have liver disease. In short; liver<br />
patients compete over time. Because there is not enough<br />
donations in this race, patients live on the thin line between<br />
life and death. However, only one of the bodies of 4 people<br />
per year around 1200. When determining brain death in<br />
Turkey are forgiven. However, if the organs of all people<br />
with brain death are donated, people will not lose their<br />
lives on the waiting list and there will be no need for a live<br />
donor for the kidney or liver.<br />
Karaciğer fonksiyonunu yitirince tek bir tedavi seçeneği<br />
kalıyor; o da organ nakli! Kısa sürede nakil olmazsa birçok<br />
hasta kısa sürede hayatını kaybediyor. Oysa böbrek bağışı<br />
bekleyen hastalarda, diyaliz gibi “köprü tedavi” denilen ve<br />
bekleme süresini uzatan bir yöntem var. Bu nedenle böbrek<br />
nakli bekleme listesi uzayıp giderken, karaciğer hastalarının<br />
sayısı hep aynı kalıyor. İstatistikler de bu iki grup arasındaki<br />
oranı çarpıcı şekilde gösteriyor; Türkiye’de kadavra organ<br />
bağışı listesine yazılıp bekleyen 23 bin böbrek, 2 bin<br />
200 karaciğer hastası var. Kısacası; karaciğer hastaları<br />
zamanla yarışıyor. Bu yarışta yeterli bağış yapılmadığı için<br />
hastalar yaşamla ölüm arasındaki ince çizgide yaşıyor. Oysa<br />
Türkiye’de yılda 1200 civarında beyin ölümü tespit edilirken<br />
sadece 4 kişiden birinin organları bağışlanıyor. Oysa<br />
beyin ölümü gerçekleşmiş kişilerin tamamının organları<br />
bağışlansa, insanlar hem bekleme listesinde hayatını<br />
kaybetmeyecek hem de ne böbrek ne de karaciğer için canlı<br />
vericiye ihtiyaç olacak.<br />
Hal böyle olunca bilim insanları da kadavradan bağışın<br />
Kasım <strong>2019</strong>
51<br />
As such, scientists often hold meetings to increase<br />
cadaveric donation, to reach more patients and to share<br />
their experience in liver transplantation and to convey new<br />
research results. Recently, the leading experts of the world<br />
came together at the Acıbadem Organ Transplantation<br />
Symposium and discussed the issue of “living-donor liver<br />
transplant” in every aspect. In the symposium held at<br />
Acıbadem University Kerem Aydınlar Campus, experts<br />
made important statements about organ donation and<br />
liver transplantation.<br />
artması, dolayısıyla daha fazla hastaya ulaşılması ve<br />
karaciğer naklinde deneyimlerini paylaşmak, yeni araştırma<br />
sonuçlarını aktarmak için sıkça toplantılar düzenliyor.<br />
Geçtiğimiz günlerde dünyanın önde gelen uzmanları bu kez<br />
“Acıbadem Organ Nakli Sempozyumu”nda bir araya gelerek<br />
“karaciğer nakli” konusunu her yönüyle masaya yatırdı.<br />
Acıbadem Üniversitesi Kerem Aydınlar Kampüsü’nde<br />
gerçekleştirilen sempozyumda uzmanlar organ bağışı ve<br />
karaciğer nakli konusunda önemli açıklamalarda bulundu.<br />
Around 600 thousand liver transplants per year<br />
Average around 600 thousand living-donor liver transplants<br />
done annually in Turkey; 400 of these transplants are<br />
cadavers and the remaining 200 are from live donors.<br />
However, over time, the number of those who compete<br />
in cadavers waiting for the donation of 2 thousand 200.<br />
“Hearts would like to get most of these transplants,” said<br />
General Surgery Specialist. Dr. Remzi Emiroğlu noting that<br />
the extremely low rate of organ donation in our country,<br />
“Unfortunately, 75 percent of organ transplantation in<br />
Turkey is made from a high percentage of living donors.<br />
Organ donation is actually a hard living donation, because<br />
you don’t have any health problems while you live, but you<br />
risk surgery to save a relative. a very successful surgery in<br />
Turkey made, there is still a risk of death in people with a<br />
thousand donors. While people accept this risk for their<br />
loved ones in life, they can abstain from organ donation<br />
after death.”<br />
Here’s the best centers performing living-donor<br />
liver transplant from living in Turkey<br />
Today, most engaged in the transport of live transport<br />
in the countries of the world, Turkey. Indicating that the<br />
best centers performing living-donor liver transplant are<br />
in our country, General Surgery Specialist Prof. Dr. Remzi<br />
Emiroğlu said, “Now we are in a very good place in terms of<br />
surgery and medical care. In the past we traveled abroad,<br />
now they are coming to Turkey for the transport from<br />
each country in the world. We can make difficult surgeries<br />
that cannot be performed in many centers in the world.<br />
While the success rates in the best centers of the world<br />
are around 90-92 percent, we have 93-94 percent success<br />
rate.”<br />
Even babies are transplanted<br />
Children make up 10 percent of a section of liver<br />
transplants in Turkey. Approximately 500 children expect<br />
liver transplants each year, but only 140 to 150 of them<br />
can be transplanted due to insufficient organ donation.<br />
The good news is that the results of pediatric liver<br />
transplantation are extremely successful. General Surgery<br />
Specialist Dr. Remzi Emiroğlu today, surgical techniques<br />
and medical care, thanks to advances in children, even in<br />
babies, even drew attention to the liver transplantation<br />
can be done. Professor. Dr. Remzi Emiroğlu said, “Until<br />
just a few years ago, it was a dream for us to be able to<br />
Yılda bin 600 civarında karaciğer nakli yapılıyor<br />
Türkiye’de yılda ortalama bin 600 civarında karaciğer<br />
nakli yapılıyor; bu naklin 400’ü kadavradan, geri kalan bin<br />
200‘ü ise canlı vericiden oluyor. Oysa zamanla yarışarak<br />
kadavradan bağış bekleyenlerin sayısı 2 bin 200. “Gönül<br />
isterdi ki bu nakillerin çoğu kadavradan olsun” diyen Genel<br />
Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Remzi Emiroğlu ülkemizde<br />
organ bağışının son derece düşük düzeyde olduğuna<br />
dikkat çekerek “Maalesef Türkiye’de organ naklinin yüzde<br />
75 gibi yüksek bir oranı canlı vericiden yapılıyor. Organ<br />
bağışında aslında zor olan canlı bağış, çünkü yaşarken<br />
herhangi bir sağlık probleminiz olmamasına rağmen, bir<br />
yakınınızı kurtarabilmek için ameliyat riski alıyorsunuz.<br />
Türkiye’de ameliyatlar çok başarılı yapılsa da, yine de verici<br />
olan kişilerde binde bir hayati risk var. İnsanlar yaşarken<br />
sevdikleri için bu riski kabul ederlerken, öldükten sonra ise<br />
organ bağışına çekimser yaklaşabiliyorlar”<br />
Canlıdan nakil yapan en iyi merkezler Türkiye’de<br />
Günümüzde dünyada canlıdan nakilde en çok nakil yapan<br />
ülke, Türkiye. Canlıdan nakil yapan en iyi merkezlerin<br />
de yine ülkemizde yer aldığını belirten Genel Cerrahi<br />
Uzmanı Prof. Dr. Remzi Emiroğlu “Artık cerrahi ve tıbbi<br />
bakım anlamında çok iyi bir yerdeyiz. Eskiden biz yurt<br />
dışına giderken, artık dünyanın her bir ülkesinden nakil<br />
Kasım <strong>2019</strong>
52<br />
transplant liver to babies,” he continued: “For example, in<br />
the past we used to have difficulty in transplanting children<br />
under 10 kilos. Therefore, we would try to raise them, thus<br />
saving as much time as possible. Of course, there would<br />
be children who could complete this period, unfortunately<br />
those who lost their lives. Today, we can easily transplant<br />
liver to babies weighing 4- 4.5 pounds. In addition to<br />
advances in surgical technique and medical care, the small<br />
size of the liver of the infants increases the chances of<br />
transplantation, because even a small piece of the donor<br />
is sufficient for the baby. These babies, who will lose their<br />
lives if there is no transplant, can continue their lives in a<br />
very healthy way after the transplant.”<br />
Timing is very important in children<br />
Child Diseases, Pediatric Gastroenterology Specialist<br />
Prof. Dr. Vildan Ertekin stated that children in our country<br />
need liver transplantation because of the most common<br />
biliary atresia, in other words, the absence of congenital<br />
biliary tract. Pointing out that in addition, Wilson together<br />
with glycogen storage diseases and other rare metabolic<br />
diseases are more common in our country due to the<br />
widespread consanguineous marriages, Ertekin said, “In<br />
addition, cystic fibrosis drug-related toxic factors, fungal<br />
and firecracker poisoning to tumors, many factors may<br />
require liver transplantation in children. Warning that<br />
growth failure and permanent problems may occur in<br />
children if liver transplantation is not performed at the<br />
appropriate time in liver failure, she said, “Worse, 90<br />
percent of these children can die in months. At the right<br />
time liver transplantation, children get health quickly, can<br />
continue school, can marry and have children in the future.”<br />
için Türkiye’ye geliyorlar. Dünyada birçok merkezde<br />
yapılamayan zor cerrahiler bizde yapılabiliyor. Dünya’nın<br />
en iyi merkezlerinde başarı oranları yüzde 90-92’lerde iken<br />
bizde bu oran 93-94’lere yükseliyor”<br />
Bebeklere bile nakil yapılıyor<br />
Türkiye’de karaciğer nakillerinin yüzde 10’luk bir bölümünü<br />
çocuklar oluşturuyor. Her yıl yaklaşık 500 çocuk karaciğer<br />
nakli beklerken, organ bağışının yetersiz olması nedeniyle<br />
ancak 140 ila 150’sine nakil yapılabiliyor. Güzel haber ise<br />
pediatrik karaciğer naklinde son derece başarılı sonuçlar<br />
elde edilebilmesi.<br />
Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Remzi Emiroğlu<br />
günümüzde cerrahi teknikler ve tıbbi bakımdaki gelişmeler<br />
sayesinde çocuklara, hatta bebeklere bile karaciğer nakli<br />
yapılabildiğine dikkat çekti. “Henüz birkaç yıl öncesine<br />
kadar, bebeklere karaciğer nakli yapabilmek bizim için<br />
bir hayaldi” diyen Prof. Dr. Remzi Emiroğlu sözlerine<br />
şöyle devam etti: “Örneğin eskiden 10 kilodan düşük<br />
çocukların organ naklinde çok zorlanırdık. Bu nedenle<br />
onları büyütmeye, bu sayede mümkün olduğunca zaman<br />
kazanmaya çalışırdık. Tabi bu dönemi tamamlayabilen<br />
çocuklar da olurdu, maalesef hayatını kaybedenler<br />
de. Bugün ise 4- 4.5 kilo ağırlığındaki bebeklere bile<br />
rahatlıkla karaciğer nakli yapabiliyoruz. Cerrahi teknik<br />
ve tıbbi bakımdaki gelişmelerin yanı sıra bebeklerin<br />
karaciğerlerinin küçük olması da nakil şansını yüksek<br />
oranda artırıyor, çünkü vericiden alınan çok küçük bir parça<br />
bile bebeğe yeterli geliyor. Nakil olmadığı takdirde hayatını<br />
kaybedecek olan bu bebekler, naklin ardından hayatlarına<br />
çok sağlıklı bir şekilde devam edebiliyorlar”<br />
Çocuklarda zamanlama çok önemli<br />
Çocuk Hastalıkları, Çocuk Gastroenterolojisi Uzmanı<br />
Prof. Dr. Vildan Ertekin söyleşide yaptığı konuşmasında<br />
ülkemizde çocukların en sık bilier atrezi, bir başka deyişle<br />
doğumsal safra yolu yokluğu nedeniyle karaciğer nakline<br />
ihtiyaç duyduklarını belirtti. Bunun yanı sıra metabolik<br />
nedenlerde wilson ile birlikte glikojen depo hastalıkları ve<br />
diğer nadir görülen metabolizma hastalıklarının ülkemizde<br />
akraba evliliklerinin yaygın olması nedeniyle daha sık<br />
görüldüğüne dikkat çeken Prof. Dr. Vildan Ertekin, “Ayrıca<br />
kistik fibrozdan ilaca bağlı toksik etkenlere, mantar ve<br />
çatapat zehirlenmesinden tümörlere kadar birçok etken<br />
çocuklarda karaciğer nakli gerektirebiliyor” diye konuştu.<br />
Prof. Dr. Vildan Ertekin karaciğer yetmezliğinde uygun<br />
zamanda karaciğer nakli yapılmazsa çocuklarda büyüme<br />
geriliği ve kalıcı problemler oluşabileceği uyarısında<br />
bulunarak, “Daha da kötüsü bu çocukların yüzde 90’ı aylar<br />
içinde hayatını kaybedebiliyor. Doğru zamanda yapılan<br />
karaciğer naklinde ise çocuklar hızla sağlığına kavuşuyor,<br />
okuluna devam edebiliyor, ileride evlenip çocuk sahibi<br />
olabiliyor” dedi.<br />
Kasım <strong>2019</strong>
54<br />
Amount of Radiation in Dental Imaging<br />
Less Than You Think!<br />
Diş Görüntülemesindeki Radyasyon Miktarı<br />
Sandığınızdan Daha Az!<br />
In dentistry, a dental X-ray is necessary for<br />
correct diagnosis. The amount of radiation we<br />
receive from each X-ray remains a question mark<br />
in our minds. Dr. Lecturer Belde Arsan, Istanbul<br />
Okan University Dental Hospital, Department of<br />
Oral and Maxillofacial Radiology, announced the<br />
curiosity.<br />
The basis for an ideal treatment in dentistry is the<br />
correct diagnosis. Therefore, diagnosis based on<br />
clinical examination alone can often be insufficient and<br />
radiographic examination is needed. Which imaging<br />
techniques to be preferred for dentistry should be decided<br />
by the dentist after s/he evaluated patient’s complaint<br />
history and clinical symptoms.<br />
Diş hekimliğinde, doğru tanı için diş röntgeninin<br />
çekilmesi gereklidir. Çekildiğimiz her bir<br />
röntgenden ne kadar radyasyon aldığımız ise<br />
akıllarımızda soru işareti olarak kalmaktadır.<br />
İstanbul Okan Üniversitesi Diş Hastanesi Ağız, Diş<br />
ve Çene Radyolojisi Bölümü’nden Dr. Öğr. Üyesi<br />
Belde Arsan, merak edilenleri açıkladı.<br />
Diş hekimliğinde ideal bir tedavi için esas olan, doğru<br />
bir tanının konmasıdır. Dolayısı ile yalnızca klinik<br />
muayeneye bağlı olarak tanı konması, çoğu zaman<br />
yetersiz olabilmekte ve radyografik muayeneye<br />
ihtiyaç duyulmaktadır. Diş hekimliği için özelleşmiş olan<br />
görüntüleme tekniklerinden hangisinin tercih edileceği;<br />
hastanın şikayet geçmişi ve klinik semptomların diş hekimi<br />
Kasım <strong>2019</strong>
55<br />
Radiation from an X-ray is equivalent to a<br />
5-hour flight.<br />
In dental radiology, single-tooth films and a well-known<br />
panoramic dental film are generally used in practice.<br />
Panoramic radiography; two-dimensional film shooting<br />
techniques in which the upper and lower jaws are displayed<br />
on a single film. The amount of ionized radiation dose<br />
of a small dental film called periapical radiography is<br />
approximately; 0.001 mSv and the panoramic radiography<br />
is 0.003 mSv. This is known as background radiation we<br />
encounter in our daily lives; radon gas is approximately<br />
equal to the average amount of natural radiation per day of<br />
7 hours for periapical radiographs and 2 days for panoramic<br />
radiographs compared to radiation from industrial waste,<br />
space and earth. In other words, on a 5-hour flight, the<br />
radiation is almost equal to the radiation dose from a<br />
panoramic radiography.<br />
Smoking 1 pack of cigarettes a day is equal to<br />
radiation from 100 views!<br />
Another scientifically proven case is the amount of<br />
radiation from cigarettes. The average amount of radiation<br />
a person receives on average 1 pack of cigarettes per day is<br />
approximately 100 panoramic radiographs per year.<br />
The amount of radiation varies according to the<br />
device<br />
Panoramic radiography; It provides insight into the jaws<br />
and teeth for treatment planning and is very important in<br />
the presence of large pathologies. Where more detailed<br />
imaging is required, additional radiographs are required.<br />
Diagnosis can be supported by periapical radiographs,<br />
which have a higher detail imaging capacity and give a<br />
tarafından değerlendirilmesinden sonra, diş hekiminin<br />
bilgisi dahilinde karar verilmelidir.<br />
Bir röntgenden alınan radyasyon 5 saat saatlik<br />
uçak yolculuğuna denk!<br />
Diş hekimliği radyolojisinde pratikte genellikle, tek<br />
dişlik filmler ve herkesin bildiği panoramik diş filmi<br />
kullanılmaktadır. Panoramik radyografi; üst ve alt çenelerin<br />
tek bir film üzerinde görüntülendiği iki boyutlu film çekim<br />
teknikleridir. Periapikal radyografi olarak adlandırılan bir<br />
adet küçük diş filminin ise iyonize radyasyon doz miktarı<br />
yaklaşık; 0.001 mSv ve panoramik radyografinin ise 0.003<br />
mSv’tir. Bu günlük hayatımızda karşılaştığımız arka<br />
plan radyasyonu olarak bilinen; radon gazı, endüstriyel<br />
atıklar, uzay ve yeryüzünden kaynaklanan radyasyon ile<br />
kıyaslandığında yaklaşık olarak periapikal radyografiler için<br />
günlük 7 saatlik, panoramik radyografiler için ise ortalama<br />
2 günlük doğal radyasyon miktarına eş değerdir. Başka<br />
bir deyişle 5 saatlik bir uçak yolculuğunda, bir panoramik<br />
radyografiden alınan radyasyon dozuna neredeyse denk<br />
miktarda radyasyon alınmaktadır.<br />
Günde 1 paket sigara içmek 100 görüntülemeden<br />
alınan radyasyona eşit!<br />
Bilimsel olarak kanıtlanmış bir başka durum da sigaradan<br />
alınan radyasyon miktarıdır. Günde ortalama 1 paket sigara<br />
içen bir kişinin yıllık toplamda aldığı radyasyon miktarı<br />
yaklaşık olarak yılda 100 panoramik radyografi çektirmesine<br />
denktir.<br />
Radyasyon miktarı cihaza göre farklılık gösteriyor<br />
Panoramik radyografi; tedavi planlaması için çeneler<br />
ve dişler hakkında fikir vermektedir ve de geniş<br />
patolojilerin varlığında oldukça önemlidir. Daha detaylı<br />
Kasım <strong>2019</strong>
56<br />
one-to-one image of the teeth, for the evaluation of<br />
root end infections and bone destruction around the<br />
teeth. For example; In particular, conical beam computed<br />
tomography, also called dental volumetric tomography,<br />
is one of the three-dimensional imaging techniques for<br />
the relationship of the teeth that are embedded in the<br />
jaw bones, especially the canal through which the lower<br />
jaw nerves and vessels pass, and the sinus relation of the<br />
upper jaw.<br />
The amount of radiation applied in this technique, which<br />
is specialized for dentistry, is about 6-10 times less than<br />
computed tomography applied in medicine, but more<br />
than two-dimensional radiographs. Therefore, routine<br />
dental volumetric tomography should not be preferred<br />
primarily for general planning. Only prior to implant<br />
planning, the jaws should be consulted prior to cyst /<br />
tumor surgery to assess surgical risks and to make safe<br />
treatment plans.<br />
Lead vest and thyroid protection must be worn<br />
As a result, according to the basic principles of radiation<br />
protection, the lowest possible dose of radiation should<br />
be obtained with the most diagnostic information and<br />
protection of persons from harmful effects that may<br />
occur due to radiation dose in the treatment of a tooth.<br />
Although there are imaging methods with such low<br />
radiation for dentistry, it is still necessary to wear lead<br />
vest and thyroid protection during radiography. So;<br />
unnecessary radiation from other organs and tissues is<br />
prevented.<br />
görüntülemenin gerektiği durumlarda, ek radyografiler<br />
alınması gerekmektedir. Kök uçlarındaki enfeksiyonlar ve<br />
dişler çevresindeki kemik yıkımlarının değerlendirilmesi<br />
için detay görüntüleme kapasitesi daha yüksek ve dişlerin<br />
birebir görüntüsünü veren periapikal radyografiler ile tanı<br />
desteklenebilir. Örneğin; özellikle çene kemikleri içerisinde<br />
gömülü kalan dişlerin özellikle alt çene sinirleri ve damarların<br />
geçtiği kanal ile ilişkisi ve üst çenede diş köklerinin sinüs<br />
ilişkisi için üç boyutlu görüntüleme tekniklerinden konik<br />
ışınlı bilgisayarlı tomografi, diğer bir adıyla dental volümetrik<br />
tomografiye ihtiyaç duyulmaktadır.<br />
Diş hekimliği için özelleşmiş olan bu teknikte uygulanan<br />
radyasyon miktarı, tıpta uygulanan bilgisayarlı tomografiye<br />
göre yaklaşık 6-10 kat daha azdır ancak iki boyutlu<br />
radyografilere göre daha fazladır. Bu nedenle rutinde dental<br />
volümetrik tomografi, genel planlamalar için öncelikli olarak<br />
tercih edilmemelidir. Yalnızca implant planlaması öncesinde,<br />
çenelerin kist/ tümör cerrahisinden önce cerrahi risklerin<br />
değerlendirilmesi ve güvenli tedavi planlamaları yapmak için<br />
başvurulmalıdır.<br />
Kurşun yelek ve tiroit koruyucu mutlaka giyilmeli<br />
Sonuç olarak bir dişin tedavisinde; radyasyondan korunmanın<br />
temel prensiplerine göre mümkün olan en düşük radyasyon<br />
dozu ile en fazla tanısal bilgi elde edilmeli ve radyasyon dozuna<br />
bağlı olarak meydana gelebilecek zararlı etkilerden kişilerin<br />
korunması sağlanmalıdır. Diş hekimliği için bu kadar düşük<br />
derecede radyasyon miktarı olan görüntüleme yöntemleri<br />
olmasına rağmen yine de, radyografi alınırken kurşun yelek<br />
ve tiroit koruyucu giyilmesi gerekir. Böylece; diğer organ ve<br />
dokuların gereksiz ışın alınması engellenmektedir.<br />
Kasım <strong>2019</strong>
58<br />
“BE AWARE OF ALBINISM, SUPPORT WITH YOUR PRESENCE”<br />
Pierre Fabre Ran For The Association Of Albinism<br />
In The 41st Istanbul Marathon<br />
“ALBİNİZMİN FARKINDA OL, VARLIĞINLA DESTEK OL”<br />
Pierre Fabre, 41. İstanbul Maratonu’nda Albinizm Derneği İçin Koştu<br />
Pierre Fabre, one of the leading pharmaceutical and<br />
dermocosmetic companies in Europe, which has attracted<br />
attention with its social responsibility projects carried out<br />
all over the world since its establishment, pursued a favor<br />
for Albinism Association in the 41st Istanbul Marathon.<br />
Running to raise positive awareness on albinism, Pierre<br />
Fabre Turkey General Manager and employees, and running<br />
team consisting of with Albinism Association members<br />
successfully completed the 8-km trail. Hande Demirdere,<br />
General Manager, Dr. Pierre Fabre Turkey said the following<br />
about the 41st Istanbul Marathon race they participated<br />
in to raise awareness on albinism and to support the<br />
Association, “As Pierre Fabre, we believe that we are<br />
differentiated in the sector with our wide portfolio of<br />
Kuruluşundan bu yana tüm dünyada hayata geçirdiği sosyal<br />
sorumluluk projeleri ile dikkat çeken Avrupa’nın önde<br />
gelen ilaç ve dermokozmetik firmalarından Pierre Fabre,<br />
41. İstanbul Maratonu’nda Albinizm Derneği yararına iyilik<br />
peşinde koştu.<br />
Albinizm konusunda farkındalık oluşturmak için koşan<br />
Pierre Fabre Türkiye Genel Müdürü ve çalışanları ile<br />
Albinizm Dernek üyelerinden oluşan koşu takımı, 8 km’lik<br />
parkuru başarıyla tamamladı. Pierre Fabre Türkiye Genel<br />
Müdürü Dr. Hande Demirdere albinizme dikkat çekmek ve<br />
Derneğe destek olmak amacıyla katıldıkları 41. İstanbul<br />
Maratonu koşusu hakkında şunları söyledi, “Pierre Fabre<br />
olarak, doğal ürünlerin oluşturduğu geniş portföyümüz,<br />
uzmanlığa verdiğimiz önem, tüketiciyi koruma yaklaşımımız<br />
Kasım <strong>2019</strong>
60<br />
natural products, the importance we attach to expertise,<br />
our consumer protection approach and the social<br />
responsibility projects we carry out all over the world.<br />
With a portion of our earnings, we are proud to support<br />
the development of new products and to be part of a<br />
group which produces sustainable projects for the benefit<br />
of the community thanks to its Foundation status. One<br />
out of every 17 thousand people in the world living with<br />
albinism, while in Turkey it is estimated that an average of<br />
4 thousand individuals have albinism. Albinism, a genetic<br />
health problem, is caused by a lack or complete absence of<br />
melanin pigment. Since the skin is unprotected against the<br />
sun’s rays, it is vital to use sunscreen in Albinism, which has<br />
a high risk of developing skin cancer and skin diseases. As<br />
Pierre Fabre, we provide protection and cure the disease<br />
all over the world with our products developed for skin<br />
cancer. As Pierre Fabre employees, we are happy to run for<br />
the Albinism Association at the Istanbul Marathon.”<br />
Also recalling the importance of generating social<br />
awareness about albinism, Demirdere continued, “One of<br />
the biggest problems in Albinism is the exclusion of society<br />
from unconsciousness. This affects the educational lives of<br />
individuals with albinism as well as in all areas of social life.<br />
Efforts to generate social awareness and sensitivity about<br />
albinism are important for us to overcome these obstacles.<br />
As Pierre Fabre employees, we are here to increase social<br />
awareness and support our friends living with albinism<br />
with our message “Be aware of albinism, support your<br />
presence.”<br />
Stating that albinism is not a disease but a genetic<br />
condition, Serkan Özorman, Chairman of Albinism<br />
Association, said, “The majority of our people do not<br />
know albinism. Some of the people who see albinism as<br />
people with white hair, white eyelashes, but the problems<br />
experienced are not limited to them. Individuals with<br />
albinism cannot go to the sun without using sunscreen. It<br />
is very likely that they will have skin cancer if they stay in<br />
the sun for a long time without using sunscreen. Individuals<br />
with albinism should use 10 to 15 boxes of sunscreen a<br />
year, so sunscreen should be considered as a requirement<br />
and drug status for individuals with albinism. At the same<br />
time, albinism causes patients with low vision problems<br />
to experience various problems in their education and<br />
working life.<br />
Due to lack of vision, students with albinism need books<br />
printed in large font size. Albinism students have difficulty<br />
seeing the blackboard at school. For this purpose, devices<br />
brought from abroad, the tripod set up close to the<br />
board is very costly devices. Within the scope of equality<br />
in education, we want this issue to be included in the<br />
legislation of the Ministry of National Education. We expect<br />
assistance from our authorities to help Albinists better to<br />
tackle the social and physical problems they face in their<br />
daily lives. When necessary arrangements are made, the<br />
problems experienced will be solved to a great extent.<br />
We would like to thank Pierre Fabre for its unconditional<br />
contribution to raising awareness of albinism.”<br />
ve Vakıf firması olarak tüm dünyada gerçekleştirdiğimiz<br />
sosyal sorumluluk projeleri ile sektörde farklılaştığımıza<br />
inanıyoruz. Kazancımızın bir bölümü ile hem yeni ürünlerin<br />
geliştirilmesine destek olmaktan, hem de Vakıf statüsü<br />
sayesinde toplum yararına sürdürülebilir projeler üreten bir<br />
grubun parçası olmaktan gurur duyuyoruz. Dünyada her 17<br />
bin kişiden biri albinizmle yaşıyor, Türkiye’de ise ortalama 4<br />
bin albinizmli birey olduğu tahmin ediliyor. Genetik bir sağlık<br />
problemi olan albinizm, melanin pigmentinin eksikliği veya<br />
tamamen yokluğundan kaynaklanıyor. Ciltleri güneş ışınlarına<br />
karşı korumasız olduğundan cilt kanseri ve cilt hastalıklarına<br />
yakalanma riskleri yüksek olan Albinizm de güneş<br />
koruyucusu kullanmak hayati önem taşımaktadır. Pierre<br />
Fabre olarak cilt kanseri için geliştirdiğimiz ürünlerimizle<br />
tüm dünyada hem koruma sağlıyoruz, hem de hastalığı<br />
tedavi ediyoruz. Pierre Fabre çalışanları olarak İstanbul<br />
Maratonu’nda Albinizm Derneği için koşmaktan mutluluk<br />
duyuyoruz. “<br />
Albinizm konusunda toplumsal farkındalığı oluşturmanın<br />
önemine de değinen Dr. Demirdere sözlerine şöyle devam<br />
etti: “Albinizm de en büyük sıkıntılardan biri de bilinçsizlikten<br />
kaynaklanan toplum dışlanmasıdır. Bu durum, albinizmli<br />
bireylerin sosyal yaşamının tüm alanlarında olduğu gibi<br />
eğitim hayatlarını da etkilemektedir. Albinizmle ilgili<br />
toplumsal bilincin ve duyarlılığın oluşmasını sağlayacak<br />
çalışmalar bu engelleri aşmamız için önemlidir. Pierre Fabre<br />
çalışanları olarak bizler de ‘Albinizmin farkında ol, varlığınla<br />
destek ol’ mesajımızla hem toplumsal farkındalığı arttırmak<br />
hem de albinizmle yaşayan dostlarımıza destek olmak için<br />
buradayız.”<br />
Albinizmin bir hastalık değil, genetik bir durum olduğunu<br />
söyleyen Albinizm Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Serkan<br />
Özorman ise, “İnsanlarımızın büyük çoğunluğu albinizmi<br />
bilmiyor. Bilenlerin bir bölümüyse albinizmli bireyleri beyaz<br />
saçlı, beyaz kirpikli insanlar olarak görüyor ancak yaşanılan<br />
sorunlar bunlarla sınırlı değil. Albinizmli bireyler güneş<br />
koruyucu kullanmadan güneşe çıkamıyorlar. Güneş koruyucu<br />
kullanmadan güneşte uzun süre kalmaları sonucunda cilt<br />
kanseri olmaları çok yüksek bir olasılık. Albinizmli bireylerin<br />
yılda 10 - 15 kutu güneş kremi kullanmaları gerekli, bu<br />
nedenle güneş kremi albinizmli bireyler için bir gereklilik ve<br />
ilaç statüsünde değerlendirilmeli. Aynı zamanda, albinizm de<br />
az görme sorunu hastaların eğitim ve çalışma hayatlarında<br />
çeşitli olumsuzluklar yaşamalarına neden oluyor. Görme<br />
yetisinin azlığı nedeniyle albinizmli öğrencilerin büyük punto<br />
ile basılmış kitaplara ihtiyacı var. Albinizmli öğrenciler<br />
okulda tahtayı da görmekte güçlük çekiyor. Bu amaçla yurt<br />
dışından getirilen, tripot kurularak tahtayı yakın gösteren<br />
cihazlar oldukça maliyetli. Eğitimde eşitlik kapsamında bu<br />
konunun da Milli Eğitim Bakanlığının mevzuatına girmesini<br />
istiyoruz. Albinizmlilerin günlük hayatta karşılaştıkları sosyal<br />
ve fiziksel sorunlarla daha iyi mücadele edebilmeleri için<br />
yetkililerimizden yardım bekliyoruz. Konuyla ilgili gerekli<br />
düzenlemeler yapıldığında yaşanılan sıkıntılar büyük oranda<br />
çözülecektir. Albinizmle ilgili farkındalık oluşturulması için<br />
koşulsuz katkılarıyla yanımızda olan Pierre Fabre’ye teşekkür<br />
ederiz.“ diye konuştu.<br />
Kasım <strong>2019</strong>
62<br />
Siemens Healthineers Turkey<br />
Has Moved To A New Warehouse<br />
Siemens Healthineers Türkiye Yeni Deposuna Taşındı<br />
Siemens Healthineers, which operates worldwide<br />
with leading solution in the health sector,<br />
and active in Turkey since 2004 operationally,<br />
continues its development in the healthcare<br />
logistics. The giant name of the health sector,<br />
which strengthened its logistics infrastructure<br />
with the Ankara Cross Dock warehouse last year,<br />
moved to its new warehouse as of October <strong>2019</strong>.<br />
Siemens Healthineers has been providing services for two<br />
years in the Asian and European sides of Istanbul in order<br />
to meet the operational needs of imaging, laboratory<br />
diagnostics and spare parts business lines. Within the<br />
framework of operations carried out with experts and<br />
pioneering business partners in logistics, an average of 1<br />
million boxes were handled annually so that patient results<br />
were achieved without disruption.<br />
After a long tender process, Siemens Healthineers<br />
cooperated with BOMI Group and moved its logistics<br />
warehouse to BOMI Group. In this process, his work<br />
with the expert SELCO consultancy firm formed the<br />
infrastructure of the established business partnership<br />
model. With the professional contribution of the quality<br />
and procurement units of both companies, the project was<br />
completed in a short period of 5 months with a project<br />
team of 16 people.<br />
Sağlık sektöründe öncü çözümleriyle dünya<br />
çapında faaliyet gösteren Siemens Healthineers,<br />
2004’ten beri operasyonel olarak aktif olduğu<br />
Türkiye’de sağlık lojistiği alanındaki gelişimini<br />
sürdürüyor. Geçen yıl Ankara Cross Dock depo ile<br />
lojistik altyapısını güçlendiren sağlık sektörünün<br />
dev ismi, Ekim <strong>2019</strong> itibari ile yeni deposuna<br />
taşındı.<br />
Siemens Healthineers, görüntüleme, laboratuvar<br />
diagnostiği ve yedek parça iş kollarının operasyonel<br />
ihtiyaçlarının karşılanması adına İstanbul’da Asya ve Avrupa<br />
yakalarında bulunan iki deposuyla hizmetlerini yıllardır<br />
sürdürüyor. Lojistik alanında uzman ve öncü iş ortaklarıyla<br />
sürdürülen operasyonlar çerçevesinde bu zamana kadar<br />
yılda ortalama 1 milyon kutu elleçlemesi yapılarak, hasta<br />
sonuçlarının aksamadan elde edilmesi sağlandı.<br />
Siemens Healthineers uzun bir ihale sürecinin ardından<br />
BOMI Group ile iş birliğine giderek, lojistik deposunu<br />
BOMI Group bünyesine taşıdı. Bu süreçte alanında uzman<br />
SELCO danışmanlık firması ile yaptığı çalışmalar, kurulan<br />
iş ortaklığı modelinin alt yapısını oluşturdu. Her iki firmanın<br />
kalite ve satınalma birimlerinin profesyonel katkısı ile, 16<br />
kişilik proje ekibi ile 5 ay gibi kısa bir sürede tamamlanan<br />
çalışma neticesinde, hiçbir paydaşını olumsuz etkilemeden,<br />
yeni depoya taşınma sürecini tamamladı.<br />
Kasım <strong>2019</strong>
64<br />
Increased Operation Capacity by 25 Percent<br />
In the new warehouse spread over an area of 3,500 square<br />
meters at the base, it increased its operational capacity<br />
by 25 percent and began to carry out logistics operations.<br />
The new warehouse, built from scratch, completed the<br />
principles of operational efficiency and quality. The new<br />
warehouse with a volume of 40,000 cubic meters, as well as<br />
cold chain storage, was built with the latest technology.<br />
With the contract signed at the end of April <strong>2019</strong>, the<br />
selection of the supplier and the start of the construction<br />
process were completed with the validation and calibration<br />
processes with quality requirements, and the cold<br />
storage was ready. The whole warehouse is designed as<br />
temperature controlled and thus the heat regimes and cold<br />
chain system of the kits from abroad are delivered to the<br />
end user without any deterioration.<br />
In addition to the storage and operation areas of the<br />
kit and consumables, the areas where the warehouse’s<br />
imaging devices are located have been expanded<br />
compared to the previous warehouse and the conditions<br />
have been adapted to modern conditions. The most<br />
effective shelf design was established considering<br />
the device storage area of 500 square meters and<br />
the dimensions of the device. As a first in the history<br />
Healthineers Siemens Turkey, will conduct the operations<br />
of the display device refresh this store again went into<br />
operation in the workshop area.<br />
Superior Quality Conditions with Waste Control<br />
Siemens Healthineers continues to provide uninterrupted<br />
service in imaging and diagnostic fields with its new<br />
workshop where proper working conditions are observed<br />
and daily operational capacity is increased. In this workshop<br />
area, which was established in a new warehouse, superior<br />
quality conditions were achieved with waste control (zero<br />
waste targeted), neutralization line and disinfection areas<br />
and it became easier to reach high customer satisfaction<br />
target.<br />
At the opening on 3 October <strong>2019</strong> with the participation<br />
of country CEOs and CFOs, dealers and customers, the<br />
logistics development of Siemens Healthineers since 2004<br />
was emphasized and the importance of partnership for<br />
providing operational excellence and cost advantage was<br />
explained.<br />
Finally, Siemens<br />
Healthineers, which<br />
is a candidate to be<br />
the best practice in<br />
health logistics with<br />
this warehouse it<br />
has generated and<br />
implemented, will<br />
continue to transfer its<br />
experiences to other<br />
Siemens Healthineers<br />
countries on a global<br />
scale.<br />
Operasyon Kapasitesini Yüzde 25 Arttı<br />
Tabanda 3 bin 500 metrekarelik alana yayılan yeni<br />
deposunda operasyon kapasitesini yüzde 25 artırarak,<br />
lojistik operasyonları yürütmeye başladı. Sıfırdan kurulan<br />
yeni depo, operasyonel verimlilik ve kalite esaslarını<br />
tamamladı. 40 bin metreküp hacmindeki yeni depo, ayrıca<br />
soğuk zincir depolaması son teknoloji ile inşa edildi.<br />
Nisan <strong>2019</strong> sonunda imzalanan sözleşme ile hızlı bir<br />
şekilde tedarikçi seçimi ve inşaat sürecinin başlaması,<br />
kalite gereklilikleri olan, validasyon ve kalibrasyon süreçleri<br />
ile soğuk deponun hazır hale gelmesi ile tamamlandı.<br />
Tüm depo ısı kontrollü olarak tasarlanmış ve bu sayede<br />
yurtdışından gelen kitlerin ısı rejimleri ve soğuk zincir<br />
sistemi hiç bozulmadan son kullanıcıya kadar iletiliyor.<br />
Kit ve sarf depolama ve operasyon alanlarının yanı sıra,<br />
deponun görüntüleme cihazlarının bulunduğu alanlar da<br />
bir önceki deposuna göre genişlemiş ve koşulları modern<br />
şartlara uygun hale getirildi. 500 metrekarelik cihaz<br />
depolama alanı ile cihaz ebatları göz önüne alınarak, en<br />
efektif raf dizaynı kuruldu. Siemens Healthineers Türkiye<br />
tarihinde bir ilk olarak, görüntüleme cihazlarının yenileme<br />
operasyonlarının yürütüleceği atölye alanı da yine bu depo<br />
içerisinde faaliyete geçti.<br />
Atık Kontrolü İle Üstün Kalite Koşulları<br />
Uygun çalışma koşullarının gözetildiği, günlük operasyonel<br />
kapasitesinin artırıldığı yeni atölyesi ile Siemens<br />
Healthineers, görüntüleme ve diagnostik alanlarında<br />
kesintisiz hizmet vermeye de devam ediyor. Yeni depo<br />
içerisine kurulan bu atölye alanında, atık kontrolü (sıfır<br />
atık hedefli), nötralizasyon hattı ve dezenfektasyon alanları<br />
ile üstün kalite koşulları yakalandı ve yüksek müşteri<br />
memnuniyeti hedefine daha kolay ulaşabilir hale geldi.<br />
Ülke CEO ve CFO’larının, bayilerin ve müşterilerin<br />
katılımıyla 3 Ekim <strong>2019</strong> tarihinde gerçekleşen açılışta da<br />
Siemens Healthineers’ın 2004 yılından günümüze lojistik<br />
gelişimi vurgulandı ve operasyonel mükemmellik ile maliyet<br />
avantajı sağlamak için partnerliğin önemi anlatıldı.<br />
Son olarak, kurguladığı ve hayata geçirdiği bu depo ile<br />
sağlık lojistiğinde en iyi uygulama olmaya aday olan<br />
Siemens Healthineers, küresel ölçekte diğer Siemens<br />
Healthineers ülkelerine tecrübelerini aktarmaya devam<br />
edecek.<br />
Kasım <strong>2019</strong>
66<br />
One Out Of Every<br />
Three People In<br />
Turkey Is<br />
Pre-Diabetes<br />
Türkiye’de Her<br />
Üç Kişiden Biri<br />
Pre-Diyabet<br />
Stating that pre-diabetes (hidden sugar) which is considered<br />
as the onset of sugar (diabetes) diseases is preventable,<br />
Endocrinology Specialist Dr. Hasan Aydın, said, “In Turkey, 1<br />
out of every 3 people pre-diabetes patients. The incidence<br />
is 36 percent. If we think pre-diabetes leads diabetes in the<br />
long term, we can understand what important is and must<br />
be taken to prevent it.” Pre-diabetes is considered the first<br />
stage before diabetes. The risk of Type 2 diabetes increases<br />
if the most common insulin resistance problem cannot<br />
be solved in a disease that is likely to occur in overweight<br />
and obese people. Professor Dr. Hasan Aydin, Yeditepe<br />
University Kozyatağı Hospital Endocrinology Specialist,<br />
informed about what is the secret sugar, symptoms and<br />
measures to be taken.<br />
Hidden sugar, known as pre-diabetes, is defined as the<br />
person’s blood sugar level is higher than normal and below<br />
the limit required for the diagnosis of diabetes. The stage<br />
of transition from normal glucose level to Type 2 diabetes,<br />
which is the pre-diabetes period, is also described as ‘prediabetes’<br />
or ‘impaired glucose regulation ‘. According to<br />
research, most latent diabetics are diagnosed with Type 2<br />
diabetes after 10 years.<br />
High Risk Of Diabetes<br />
Warning that this disease is common in the community<br />
and that it is essential to give importance as in diabetes,<br />
Professor Dr. Hasan Aydin, Yeditepe University Kozyatağı<br />
Endokrinoloji Uzmanı Prof. Dr. Hasan Aydın, şeker (diyabet)<br />
hastalığının başlangıcı kabul edilen pre-diyabetin (gizli<br />
şeker) önlenebilir olduğunu söyleyerek, “Türkiye’de, her<br />
3 kişiden 1’i pre-diyabet hastası. Görülme sıklığı yüzde<br />
36’dır. Pre-diyabetin uzun dönemde diyabete yol açtığını<br />
düşünürsek ne denli önemli bir hastalık olduğu ve mutlaka<br />
önlem alınması gerektiği ortada” dedi.<br />
Pre-diyabet, diyabet öncesi ilk safha olarak kabul ediliyor.<br />
Kilolu ve obez kişilerde ortaya çıkma olasılığı yüksek<br />
olan hastalıkta en sık görülen insülin direnci sorunu<br />
çözümlenemezse Tip 2 diyabet hastası olma riski artıyor.<br />
Yeditepe Üniversitesi Kozyatağı Hastanesi Endokrinoloji<br />
Uzmanı Prof. Dr. Hasan Aydın, gizli şekerin ne olduğunu,<br />
belirtilerini ve alınması gereken önlemleri açıkladı.<br />
Pre-diyabet olarak bilinen gizli şeker, kişinin kan şekeri<br />
düzeyinin normalden yüksek, diyabet tanısı için gerekli<br />
sınırdan düşük olması olarak tanımlanıyor. Diyabet öncesi<br />
dönem olan, normal glikoz düzeyinden Tip 2 diyabete geçiş<br />
evresi ‘pre-diyabet’ veya ‘bozulmuş glikoz regülasyonu’<br />
olarak da tanımlanıyor. Araştırmalara göre, çoğu gizli şeker<br />
hastalarına 10 yıl sonra Tip 2 diyabet tanısı konuyor.<br />
Diyabete Dönüşme Riski Yüksek<br />
Bu hastalığın toplumda sık görüldüğünü ve şeker<br />
hastalığında olduğu gibi önem vermenin şart olduğu<br />
uyarısında bulunan Yeditepe Üniversitesi Kozyatağı<br />
Hastanesi Endokrinoloji Uzmanı Prof. Dr. Hasan Aydın, gizli<br />
Kasım <strong>2019</strong>
67<br />
Hospital Endocrinology Specialist, stressed that hidden<br />
diabetes patients are at high risk of vascular health and the<br />
risk of pre-diabetes turning into diabetes is very high.<br />
Professor Dr. Aydin said, “Insulin resistance disorder,<br />
which we call before the first satiety and then starvation<br />
is a condition that causes diabetes with high blood sugar.<br />
And diabetes carries all the risks caused by the disease. 20<br />
percent of patients diagnosed with diabetes organ damage<br />
occurs in patients. attack risk, coming against the problems<br />
such as kidney failure. These pre-diabetes era emerges.”<br />
Professor Dr. Aydin said, “Diabetes is a very common<br />
disease, particularly in 1 out of every 7 people. With its<br />
predecessor pre-diabetes is seen in 1 out of every 3 people.<br />
The incidence in Turkey is 36 percent. pre-diabetes the road<br />
to diabetes in the long term is an important disease, you<br />
need to take precautions.”<br />
Diabetes Can Be Prevented During Pre-Diabetes<br />
Emphasizing that weight loss and exercise is an important<br />
factor in preventing disease, Dr. Aydin said, “Pre-diabetes<br />
can be prevented. The place is because this disease is<br />
diabetes begins. Diabetes begins where the impaired<br />
insulin secretion in the pancreas. This is because much<br />
of the oil in the most important factors in the body is.<br />
Accordingly, are emerging toxins. Give therefore lose<br />
weight, eat healthy, exercise of these disorders Thus, the<br />
course of diabetes in the long term regression. Studies on<br />
this subject, by changing the lifestyle of people, weight<br />
and exercise, by showing 58 percent of these disorders are<br />
regressed. We know that drug treatment has improved<br />
by 27 percent. Healing is also provided by 27 percent with<br />
drug treatment.”<br />
What Increases The Risk Of Disease<br />
Recommending a blood glucose measurement once a year,<br />
Dr. Aydin said, “Some factors such as excess weight, family<br />
genetic ground, hypertension, pregnancy, poor nutrition,<br />
sedentary life, independently of each other bring out the<br />
risk of disease. People with such complaints should go<br />
through regular sugar monitoring. Once a year they must<br />
have their blood sugar measured.”<br />
Possible To Be Protected From Disease<br />
Informing about the measures to be taken to prevent<br />
disease, Yeditepe University Hospital Endocrinology<br />
Specialist Prof. Dr. Hasan Aydin, listed as follows: “To<br />
prevent disease to lose 10 percent of the body weight<br />
is necessary. For this, good nutrition and weight control<br />
is necessary. We should exercise for a minimum of 150<br />
minutes per week. These should consist of aerobic<br />
exercises. Sugar and flour should be completely removed<br />
from our lives and need meal order. So no meal should be<br />
skipped. 3 meals must be consumed. Especially people with<br />
a family history of diabetes need to be more careful about<br />
this. They should continue it lifelong by making lifestyle<br />
changes.”<br />
şeker hastalarının damar sağlığı yüksek risk grubunda yer<br />
aldığını ve pre-diyabetin diyabete dönüşme riskinin çok<br />
yüksek olduğunu vurguladı.<br />
Prof. Dr. Aydın, “İnsülin direnci dediğimiz bozuklukla<br />
başlayan önce tokluk sonra açlık kan şekerinin yüksekliğiyle<br />
seyredip diyabete neden olan bir hastalık tablosudur. Ve<br />
diyabetin yol açtığı tüm hastalık risklerini taşır. Diyabet<br />
tanısı koyduğumuz hastaların yüzde 20’sinde organ hasarı<br />
ortaya çıkıyor. Hastalar görmede bozukluk, kalp krizi riski,<br />
böbrek yetmezliği gibi sorunlarla karşımıza geliyor. Bunlar<br />
pre-diyabet döneminde ortaya çıkıyor”<br />
diye konuştu. Prof. Dr. Aydın, “Diyabet, her 7 kişiden<br />
1’inde olmak üzere çok sık görülen bir hastalık. Bunun<br />
öncülü olan pre-diyabet ise her 3 kişiden 1’inde görülüyor.<br />
Türkiye de görülme sıklığı yüzde 36’dır. Pre-diyabetin<br />
uzun dönemde diyabete yol açtığını düşünürsek önemli bir<br />
hastalıktır, önlem alınması gerekir” dedi.<br />
Pre-Diyabet Döneminde Diyabet Önlenebilir<br />
Kilo vermenin ve egzersizin hastalığı önlemede önemli bir<br />
faktör olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Aydın, “Pre-diyabet<br />
önlenebilir. Çünkü bu hastalık diyabetin başladığı yerdir.<br />
Diyabet, pankreasta insülin salgısının bozulduğu yerde<br />
başlıyor. Buna neden olan en önemli faktör vücuttaki<br />
yağın fazla olmasıdır. Buna bağlı gelişen toksinlerdir.<br />
Dolayısıyla kilo vermek, sağlıklı beslenmek, egzersiz bu<br />
bozuklukların giderilmesini sağlayacaktır. Böylece, uzun<br />
dönemde diyabete olan gidişatı geriliyor. Bu konuda yapılan<br />
çalışmalarda bize, insanların yaşam tarzını değiştirerek,<br />
kilo verip, egzersiz yaparak bu bozuklukların yüzde 58<br />
oranında geriletildiğini gösteriyor. İlaç tedavisiyle de yüzde<br />
27 oranında düzelme sağlandığını biliyoruz” ifadelerini<br />
kullandı.<br />
Hastalık Riskini Ne Artırıyor?<br />
Yılda bir kez mutlaka kan şekeri ölçümü yapılmasını<br />
öneren Prof. Dr. Aydın, “Aileden gelen genetik bir zemin<br />
oluyor, hipertansiyon, gebelikte şeker hastası olanlar, kötü<br />
beslenme, hareketsiz yaşam, kilo fazlalığı gibi faktörler<br />
birbirinden bağımsız olarak hastalık riskini ortaya çıkarıyor.<br />
Böyle şikayetleri olan kişilerin düzenli şeker takibinden<br />
geçmeleri lazım. Yılda bir kez mutlaka kan şekerlerini<br />
ölçtürsünler” diye konuştu.<br />
Hastalıktan Korunmak Mümkün<br />
Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Endokrinoloji Uzmanı<br />
Prof. Dr. Hasan Aydın, hastalıktan korunmak için alınması<br />
gereken önlemleri şöyle sıraladı: “Hastalıktan korunmak<br />
için vücut ağırlığının yüzde 10’unun kaybetmek gerekli.<br />
Bunun için iyi beslenmek ve kilo kontrolü şart. Haftada<br />
minimum 150 dakika olacak şekilde egzersiz yapmalıyız.<br />
Bunlar aerobik egzersizlerden oluşmalıdır. Şekeri ve<br />
unu hayatımızdan tamamen çıkarmalı ve öğün düzeni<br />
olmalı. Yani hiçbir öğünü atlanmamalı. 3 öğün mutlaka<br />
tüketilmelidir. Özellikle ailesinde diyabet öyküsü olan<br />
kişilerin bu konuda daha dikkatli olmaları gerekiyor. Yaşam<br />
tarzı değişiklikleri yaparak hayat boyu sürdürmeliler.”<br />
Kasım <strong>2019</strong>
68<br />
Microbiota Was Discussed In Every Aspect<br />
At The “Microphone”<br />
Mikrobiyota Her Yünüyle “Mikrofon”da Konuşuldu<br />
Since 2010, microbiota has been on the agenda of the<br />
world of science, and later on of the society and the media.<br />
Although it is new to describe, mankind has been living<br />
with its microbiota since its existence. Microbiota consists<br />
of bacteria, viruses and others that live with us in our<br />
bodies, especially in our intestines and in all our organs.<br />
The intestines, which are called the second brain of the<br />
body, are accepted in medical circles where being healthy<br />
affects the health of the whole body positively. Bacteria<br />
and viruses living in all organs, especially the intestines,<br />
constitute the microbiota.<br />
Physicians From 8 Different Branches Evaluated<br />
Microbiology<br />
Every aspect of the microbiota was discussed at the<br />
meeting called ‘Microphone’ (Mikrofon in Turksh) in<br />
Istanbul. A meeting was held for the first time in Turkey in<br />
such detail of opinions and experiences of each expertise<br />
from the mother’s womb to the end of the life cycle.<br />
Biocodex-sponsored meeting in which child infection,<br />
gynecology, gastroenterology, emergency, newborn,<br />
Mikrobiyota 2010 yılından itibaren önce bilim dünyasının,<br />
daha sonrasında ise toplumun ve medyanın gündemine<br />
girdi. Tanımlanması yeni olmasına rağmen, insanoğlu<br />
varoluşundan beri mikrobiyotası ile birlikte yaşamaktaydı.<br />
Mikrobiyota vücudumuzda, başta bağırsaklarımız olmak<br />
üzere tüm organlarımızda bizimle birlikte yaşayan<br />
bakterileri, virüsler ve diğerlerinden oluşmaktadır. Vücudun<br />
ikinci beyni olarak anılan bağırsakların, sağlıklı olmasının<br />
tüm vücut sağlığını olumlu yönde etkilediği tıp çevrelerinde<br />
kabul görüyor. Başta bağırsaklar olmak üzere tüm<br />
organlarda yaşayan bakteriler ve virüsler ise mikrobiyotayı<br />
oluşturuyor.<br />
8 Farklı Branştan Hekimler Mikrobiyatayı<br />
Değerlendirdi<br />
İstanbul’da yapılan ‘Mikrofon’ adlı toplantıda mikrobiyota<br />
her yönüyle konuşuldu. Anne karnından başlayan yaşam<br />
siklusunun sonuna kadar yer alan her uzmanlığın görüşleri<br />
ve deneyimlerini sundukları bu detayda bir toplantı<br />
Türkiye’de ilk kez düzenlendi. Biocodex sponsorluğunda<br />
gerçekleştirilen toplantıya katılan çocuk enfeksiyonu, kadın<br />
Kasım <strong>2019</strong>
69<br />
dietitian, pediatric gastroenterology, neurology experts<br />
attended and evaluated microbiota in their areas and<br />
pointed out the possible diseases, gave tips for healthy<br />
microbiota.<br />
Cesarean Threatens Intestinal Health of Babies<br />
Declaring that the baby, born by caesarean section, does<br />
not encounter the mother’s microorganisms during birth.<br />
Prof. Dr. Ener Çağrı Dinleyici, Faculty Member of Eskişehir<br />
Osmangazi University Faculty of Medicine, President of<br />
Pediatric Probiotic, Prebiotic and Microbiota Association,<br />
said that the baby who was born by caesarean section did<br />
not encounter the microorganisms of the mother during<br />
the birth. Noting that the microbiota health begins in the<br />
womb of mom, Dinleyici drew attention to the cesarean<br />
birth, he said,<br />
“When consider the figures in Turkey, we see that almost<br />
one in every two cesarean birth. When the baby is born<br />
normally, he meets his mother’s microbiota. The baby’s<br />
microbiota is healthy throughout life. Unfortunately, this<br />
encounter cannot be achieved when the baby is born by<br />
cesarean section. The baby has a different microbiota.<br />
When other risk factors are added, that is, the baby does<br />
not take breast milk, uses antibiotics frequently, is exposed<br />
to environmental pollution and many diseases in the urban<br />
life are seen in the future. Allergic diseases, obesity and<br />
asthma are seen later in life with the damage of microbiota.<br />
Therefore, caesarean section should be performed only<br />
to the extent prescribed by the obstetrician. Gastric and<br />
intestinal diseases, which we call as gastrointestinal, are<br />
more common in babies born by cesarean section than<br />
babies born by normal means. Afterwards, respiratory,<br />
food and skin allergies are seen.”<br />
Can Be Supplemented With Probiotics When<br />
Breast Milk Is Not Enough<br />
Stating that a baby born by cesarean section will overcome<br />
many diseases with breast milk, Dinleyici gave the following<br />
advice to mothers and future mothers:<br />
“We have the chance to eliminate many problems with<br />
breast milk. If we can’t do that, we can give the baby<br />
some supplements. These can be in the form of probiotic<br />
supplements. When the baby develops the disease is in the<br />
form of treatment. Mothers who are likely to give birth by<br />
caesarean section should maintain their microbiota starting<br />
from pregnancy. Her weight on the day of conception is<br />
very important. We were saying that the weight she gained<br />
during pregnancy is important, but her weight on the day<br />
she became pregnant is much more important. It should<br />
not be forgotten that the balanced diet of the mother<br />
is sufficient for the baby to reduce excess weight during<br />
pregnancy. This will make a great contribution to the baby’s<br />
microbiota.”<br />
Lower Microbiota Richness Can Even Cause<br />
Depression<br />
In the same meeting, Prof. Dr. Ateş Kara, Hacettepe<br />
doğum, gastroenteroloji, acil, yenidoğan, diyetisyen, çocuk<br />
gastroenteroloji, nöroloji alanlarından uzmanlar, kendi<br />
alanlarında mikrobiyotayı değerlendirip ilişkili olabilecek<br />
hastalıkları işaret ederek, sağlıklı mikrobiyota için ipuçları<br />
verdi.<br />
Sezaryen Bebeklerin Bağırsak Sağlığını Tehdit<br />
Ediyor<br />
Sezaryenle dünyaya gelen bebeğin doğum esnasında<br />
annenin mikroorganizmalarıyla karşılaşmadığını söyleyen<br />
Pediatrik Probiyotik, Prebiyotik ve Mikrobiyota Derneği<br />
Başkanı ve Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi<br />
Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ener Çağrı Dinleyici, bu durumun<br />
pek çok sağlık sorunu beraberinde getirdiğini belirtti.<br />
Toplantıda bu konuda açıklamalarda bulunan Dinleyici,<br />
“Sezaryenle doğan bebeklerde, normal yolla doğan<br />
bebeklere göre daha çok mide ve bağırsak hastalıkları<br />
görülüyor. Bunların önlenmesi için sezaryenle doğumu<br />
azaltmalıyız” dedi. Dinleyici, mikrobiyota sağlığının anne<br />
karnında başladığını belirterek sezaryenle doğuma dikkat<br />
çekti:<br />
“Türkiye’deki rakamlara baktığımızda neredeyse her iki<br />
doğumdan birinin sezaryen olduğunu görüyoruz. Bebek<br />
normal yolla doğduğu zaman annesinin mikrobiyotası ile<br />
tanışıyor. Bebeğin mikrobiyotası yaşamı boyunca sağlıklı<br />
oluyor. Ne yazık ki bebek sezaryenle doğduğunda bu<br />
karşılaşma sağlanamıyor. Bebeğin farklı bir mikrobiyotası<br />
oluyor. Buna diğer risk faktörleri eklendiğinde yani bebek<br />
anne sütü almadığında, sık antibiyotik kullandığında,<br />
çevresel kirliliğe maruz kaldığında ve kent yaşamında ileri<br />
dönemde birçok hastalık görülüyor. Mikrobiyotanın zarar<br />
görmesiyle çocukta ilerleyen dönemlerde alerjik hastalıklar,<br />
obezite, astım görülüyor. O yüzden sezaryen sadece kadın<br />
doğum hekiminin öngördüğü ölçüde yapılmalı. Sezaryenle<br />
doğan bebeklerde, normal yollarla doğan bebeklere oranla<br />
daha çok gastrointestinal dediğimiz mide ve bağırsak<br />
hastalıkları daha sık görünüyor. Sonrasında solunum yolu,<br />
gıda ve cilt alerjileri görülüyor” dedi.<br />
Anne Sütü Yetmediğinde Probiyotikle Takviye<br />
Edilebilir<br />
Sezaryenle doğan bir bebeğin anne sütüyle de birçok<br />
Kasım <strong>2019</strong>
70<br />
hastalığın üstesinden geleceğini ifade eden Dinleyici, anne<br />
adaylarına ve annelere şu tavsiyelerde bulundu:<br />
“Anne sütü ile birçok problemi ortadan kaldırma şansımız<br />
oluyor. Eğer bunu yapamıyorsak bebeğe dışardan bazı<br />
takviyelerde bulunabiliriz. Bunlar probiyotik takviyeleri<br />
şeklinde olabiliyor. Bebekte hastalık geliştiği durumda<br />
da bunların tedavisi şeklinde oluyor. Sezaryen ile doğum<br />
yapma ihtimali olan annelerin gebelikten itibaren<br />
mikrobiyotalarını korumaları gerekiyor. Gebe kaldığı<br />
günkü kilosu çok önemli. Gebelikte aldığı kilo da önemli<br />
diyorduk ancak gebe kaldığı günkü kilosu çok daha önemli.<br />
Gebelikte fazla kilo almanın azaltılması annenin dengeli<br />
beslenmesinin bebeğe yeterli olacağı unutulmamalı. Bu<br />
bebeğin mikrobiyotasına büyük katkı sağlayacaktır.”<br />
University Faculty of Medicine, Faculty of Pediatrics<br />
and President of Infectious Diseases and Immunization<br />
Association, also drew attention to the use of antibiotics.<br />
Kara said, “If our microorganism is rich, our defense system<br />
knows better what it is and responds better to it. Our use<br />
of antibiotics in infancy changes our microbiota balance. It<br />
causes the emergence of stress-containing microorganisms,<br />
eliminating beneficial microorganisms. These children<br />
become fatter in adolescence and the risk of allergies is<br />
higher. Today’s popular diseases are more in these children.<br />
Even if we have less microbiota wealth, it is easier for us to<br />
get depressed. Alzheimer’s development is higher. When<br />
we give the antibiotic, it eliminates the microorganisms that<br />
cause disease. It also destroys the microorganisms that we<br />
live with, which are beneficial to us. We kill microorganisms<br />
that are beneficial to us. In addition, since the products<br />
used by the friends of the deceased have changed, we<br />
change their products. If this happened in the early period,<br />
it affects our immune system.”<br />
Mikrobiyota Zenginliğinin Azlığı Depresyona Bile<br />
Neden Olabilir<br />
Aynı toplantıda söz alan, Hacettepe Üniversitesi Tıp<br />
Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları öğretim üyesi ve<br />
Enfeksiyon Hastalıkları ve Bağışıklama Derneği Başkanı<br />
Prof. Dr. Ateş Kara da antibiyotik kullanımına dikkat çekti.<br />
Kara, “Mikroorganizma zenginliğimiz fazlaysa savunma<br />
sistemimiz neyle karşılaştığını çok daha iyi biliyor ve ona<br />
çok daha iyi cevap veriyor. Bebeklik döneminde antibiyotik<br />
kullanmamız mikrobiyota dengemizi değiştiriyor. Stres<br />
içerikli mikroorganizmaların ortaya çıkmasına neden<br />
olurken, faydalı mikroorganizmaları ortadan kaldırıyor. Bu<br />
çocuklar ergenlik döneminde daha şişman oluyor, alerji riski<br />
de daha yüksek oluyor. Günümüzün popüler hastalıkları da<br />
bu çocuklarda daha fazla. Hatta mikrobiyota zenginliğimiz<br />
az ise depresyona girmemiz daha kolay. Alzheimer gelişimi<br />
daha yüksek. Antibiyotiği verdiğimiz anda hastalık yapan<br />
mikroorganizmaları ortadan kaldırıyor. Aynı zamanda bizim<br />
için faydalı olan, beraber yaşadığımız mikroorganizmaları<br />
da yok ediyor. Bizim için faydalı olan mikroorganizmaları<br />
öldürüyoruz. Bunun yanında ölenlerin arkadaşlarının<br />
kullandığı ürünler değiştiği için onların ortaya çıkarttıkları<br />
ürünleri değiştiriyoruz. Bu erken dönemde yaşandı ise bizim<br />
bağışıklık sistemimizi etkiliyor” dedi.<br />
Kasım <strong>2019</strong>
72<br />
Under The Coordination Of Spastic Children’s Foundation Of Turkey And<br />
Turkey Cerabral Palsy (TSÇV)<br />
7 Institutions And 21 Experts From 4 Countries Worked For “Vocational<br />
Training For Physiotherapists About Family Centered And Play Based<br />
Approaches In Early Childhood Intervention”<br />
Türkiye Spastik Çocuklar Vakfı-Cerabral Palsy Türkiye(TSÇV)<br />
Koordinatörlüğünde<br />
4 Ülkeden 7 Kurum Ve 21 Uzman “Fizyoterapistlere Yönelik<br />
Oyun Temelli Ve Aile Merkezli Erken Müdahale” İçin Çalıştı!<br />
“Changing Paradigm Closing Early Intervention Symposium”<br />
was held under the coordination of Spastic Children’s<br />
Foundation of Turkey and Turkey Cerabral Palsy (TSÇV) last<br />
week in Turkey. supported by Turkey’s National Agency<br />
in the scope of the European Union Erasmus + Program,<br />
VETforEI was organized as an event of Game Based and<br />
Family-Centered Approaches to Early Intervention Project<br />
Physiotherapists.<br />
“Erken Müdahalede Değişen Paradigma Kapanış<br />
Sempozyumu” Türkiye Spastik Çocuklar Vakfı-Cerabral<br />
Palsy Türkiye koordinatörlüğünde geçtiğimiz hafta<br />
gerçekleştirildi. Avrupa Birliği Erasmus+ Programı<br />
kapsamında Türkiye Ulusal Ajansı tarafından desteklenen<br />
VETforEI - Fizyoterapistlere Yönelik Oyun Temelli ve Aile<br />
Merkezli Erken Müdahale Yaklaşımları Projesi’nin bir<br />
etkinliği olarak düzenlendi.<br />
Projede Birçok Kurum Ve Uzman Yer Aldı<br />
2017 Aralık – <strong>2019</strong> Kasım tarihleri arasında uygulanmakta<br />
olan, VETforEI - Fizyoterapistlere Yönelik Oyun Temelli ve<br />
Aile Merkezli Erken Müdahale Yaklaşımı Projesi’nde 4 farklı<br />
ülkeden toplam 7 kurum ve 21 uzman ortaklaşa çalıştı.<br />
Genel amacı; fizyoterapistlerin erken müdahale alanındaki<br />
bilgi birikimlerini artırmak olan projenin ortakları arasında;<br />
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı-Engelli ve Yaşlı<br />
Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Gazi Üniversitesi, Eurlyaid–<br />
The European Association on arly Childhood Intervention-<br />
Lüksemburg, University of Minho- Portekiz, Braga Cerebral<br />
Palsy Association- Portekiz ve Praxis Europe-İngiltere yer aldı.<br />
Kasım <strong>2019</strong>
73<br />
Many Institutions And Experts Took Part In The<br />
Project<br />
A total of 7 institutions and 21 experts from 4 different<br />
countries worked together in the VETforEI – Vocational<br />
Training for Physiotherapists about Family Centred and<br />
Play Based Approaches in Early Childhood Intervention<br />
Project, which was implemented between December 2017<br />
and <strong>November</strong> <strong>2019</strong>. Partners of the project whose general<br />
purpose is to increase the knowledge of physiotherapists in<br />
Nasıl Bir Süreçte İlerlendi?<br />
Proje ortağı kurumlar, belirli dönemlerde bir araya gelerek,<br />
projenin fikri çıktıları üzerinde çalışmalar gerçekleştirdi.<br />
Proje çıktısı olarak ‘Aile Merkezli ve Oyun Temelli Erken<br />
Müdahale Yaklaşımları’ konulu uzman eğitim müfredatı<br />
da yazıldı. Türkçe dışında İngilizce ve Portekizce de yazılan<br />
müfredat, kendi web sitesi ile tüm dünyanın erişimine<br />
açık kaynak olarak sunuldu. Üniversiteler ve uzmanlar bu<br />
the field of early intervention, are Ministry of Family, Labor<br />
and Social Services-General Directorate of Disabled and<br />
Elderly Services, Gazi University, Eurlyaid–The European<br />
Association on arly Childhood Intervention, Luxembourg,<br />
University of Minho- Portugal, Braga Cerebral Palsy<br />
Association- Portugal and Praxis Europe-England.<br />
What Kind Of Process Has Been Progressed?<br />
Project partner institutions came together in certain<br />
periods and worked on the intellectual outputs of the<br />
project. As the project output, ‘Vocational Training for<br />
Physiotherapists about Family Centered and Play Based<br />
Approaches in Early Childhood Intervention’ training<br />
curriculum was also written. The curriculum, which is<br />
written in English and Portuguese in addition to Turkish,<br />
was made available to the world as an open source with<br />
its own website. Universities and experts will be able to<br />
access this curriculum and make use of it as they wish. In<br />
the output of the project, the following important issue<br />
was emphasized: With the increase of preterm birth rates<br />
all over the world, significant increases have occurred<br />
in the number of babies and children in need of early<br />
intervention. In this sense, it is of great importance that<br />
physiotherapists, as first-degree contacts with babies<br />
and children, develop their professional skills about early<br />
intervention processes.”<br />
müfredata ulaşıp, istedikleri şekilde faydalanabilecekler.<br />
Proje çıktısında şu önemli konuya vurgu yapıldı: “Tüm<br />
dünyada erken doğum oranlarının artması ile erken<br />
müdahale ihtiyacı olan bebek ve çocuk sayısında da önemli<br />
artışlar meydana geldi. Erken müdahalede bebeklere,<br />
çocuklara birinci derecede temas eden kişiler olarak<br />
fizyoterapistlerin, erken müdahale süreçleri hakkında<br />
mesleki becerilerini geliştirmeleri bu anlamda büyük önem<br />
taşıyor.”<br />
wwwErken Müdahalede Değişen Paradigma<br />
VETforEI - Fizyoterapistlere Yönelik Oyun Temelli ve Aile<br />
Changing Paradigm In Early Intervention<br />
The concept of early intervention, which is the main topic<br />
Kasım <strong>2019</strong>
74<br />
of VETforEI - Vocational Training for Physiotherapists<br />
about Family Centered and Play Based Approaches in Early<br />
Childhood Intervention Project, was defined as follows:<br />
“A program implemented to support infants, children<br />
and their families with a special condition that may affect<br />
their development or their developmental disability. .<br />
In traditional early intervention practices, the child is<br />
usually taken to the center and exercises and activities<br />
for the need for support are performed by the specialist.<br />
Children come to the center once or twice a week and<br />
give specialist therapy sessions. Since the support provider<br />
is the key specialist, the family remains committed to<br />
the specialist, except for therapy, and there has been no<br />
encouragement or information on making the necessary<br />
arrangements for the independence of daily living. In<br />
family-centered practices, the family is considered as<br />
a whole, the idea that each family has its own special<br />
structure and respect for the family, parents’ opinions<br />
about their children, concerns, difficulties in their routine<br />
lives, goals are definitely discussed and an intervention<br />
program is planned in cooperation with the family. Early<br />
intervention practices are maintained by parents or<br />
caregivers.”<br />
Significant Results Achieved<br />
As a result of the project, a valuable resource was<br />
prepared with the common opinion of 7 project partners<br />
from 4 different countries on the subject of ‘Vocational<br />
Training for Physiotherapists about Family Centered and<br />
Play Based Approaches in Early Childhood Intervention<br />
Project’. This resource was presented to physiotherapists<br />
training in the field and in universities in Turkey and<br />
abroad by making demo application. Demo training<br />
application lasted for 2 full days with the participation of<br />
30 physiotherapists. As the next phase of the project, it<br />
is planned to continue working with partner countries.<br />
Studies will continue with ideas such as training for all<br />
experts working in the field of early intervention, good<br />
practice in early intervention, resources with sample<br />
videos.<br />
Merkezli Erken Müdahale Yaklaşımı Projesi’nin ana<br />
konusunu oluşturan, erken müdahale kavramı şu şekilde<br />
tanımlandı: “Gelişimlerini etkileyebilecek özel bir duruma<br />
sahip ya da gelişimsel geriliği veya engeli olan bebek,<br />
çocuklar ve ailelerine destek amacıyla uygulanan bir<br />
programdır. Geleneksel erken müdahale uygulamalarında<br />
genellikle çocuk merkeze alınarak destek ihtiyacına<br />
yönelik egzersizler, aktiviteler uzman tarafından<br />
uygulanır.<br />
Çocuklar haftada bir veya iki kez merkeze gelir, uzman<br />
terapi seansını uygular. Destek sağlayıcı kilit kişi uzman<br />
olduğu için terapi dışında aile uzmana bağlı kalır ve<br />
günlük yaşam bağımsızlığı için gerekli düzenlemeleri<br />
yapma konusunda cesaretlendirme ve bilgilendirilme<br />
yapılmamıştır. Aile merkezli uygulamalarda ise aile bütün<br />
olarak ele alınır, her ailenin kendi özel yapısı olduğu<br />
düşüncesi ve aileye saygı ön plandadır, ebeveynlerin<br />
çocukları hakkında görüşleri, endişeleri, rutin<br />
hayatlarında zorlukları, amaçları mutlaka konuşulur ve<br />
bunlar çerçevesinde aile ile işbirliği yaparak müdahale<br />
programı planlanır. Erken müdahale uygulamalarının<br />
ebeveynler ya da bakım verenler tarafından sürekliliği<br />
sağlanır.”<br />
Önemli Sonuçlar Elde Edildi<br />
Proje sonucunda ‘Aile Merkezli ve Oyun Temelli Erken<br />
Müdahale Yaklaşımları’ konusunda 4 ayrı ülkeden 7 proje<br />
ortağının ortak görüşü ile hazırlanan değerli bir kaynak<br />
elde edildi. Bu kaynak; demo eğitim uygulaması yapılarak,<br />
Türkiye ve yurtdışında; alanda ve üniversitelerde çalışan<br />
fizyoterapistlere sunuldu. Demo eğitim uygulaması 30<br />
fizyoterapistin katılımı ile 2 tam gün boyunca sürdü.<br />
Projenin sonraki aşaması olarak ortak ülkeler ile<br />
çalışmaların devam etmesi planlandı.<br />
Çalışmalar; erken müdahale alanında çalışan tüm<br />
uzmanlar için eğitim, erken müdahalede iyi uygulama<br />
örnek videoları ile kaynak oluşturulması gibi fikirler ile<br />
devam edecek.<br />
Kasım <strong>2019</strong>
76<br />
synedra AIM<br />
Health Content Management<br />
synedra AIM is a modular Health Content Management<br />
(HCM) platform. Health Content Management means that<br />
documents, images, videos, laboratory findings and other<br />
information objects of a healthcare facility are regarded<br />
as a strategic resource and are managed uniformly.<br />
A healthcare facility implementing Health Content<br />
Management makes the conscious decision to consolidate<br />
data islands into a unified platform solution.<br />
synedra AIM consists of modules and thus enables the<br />
realization of various solutions. Many healthcare facilities<br />
have specific requirements, such as the implementation<br />
of a PACS in the radiology department. In other facilities,<br />
the scanning and archiving of paper documents or the<br />
integration of video sources are the most important<br />
topics. Other reasons for healthcare facilities to implement<br />
synedra AIM may be photo documentation, the creation<br />
of reports, the legally compliant archiving of documents,<br />
eHealth or the application of synedra AIM as a FHIRsynedra<br />
AIM<br />
Sağlık Hizmetleri İçerik Yönetimi Platformu<br />
synedra AIM bir modüler Sağlık Hizmetleri İçerik Yönetimi<br />
Platformu’dur.<br />
Bunun anlamı sağlık kuruluşunun tüm çekimlerini,<br />
dokümanlarını, resimlerini, vidyolarını, labor değerlerini ve<br />
diğer bilgi verilerini stratejik kaynak olarak değerlendirmek<br />
ve bir elden işlemektir. Sağlık Hizmetleri İçerik Yönetimi<br />
Platformu ile çalışan bir sağlık kuruluşu, verilerin adalarda<br />
çakışmasından tek tip platform çözümüne geçişte bilinçli<br />
bir karar almış demektir.<br />
synedra AIM modüler olarak inşa edilmiş ve farklı<br />
çözümlerin gerçekleşmesine imkan sağlamaktadır.<br />
Çok sıklıkla rastlanan uygulama alanı, bir PACS<br />
sisteminin radyoloji için hayata geçirilmesidir. Bazı sağlık<br />
kuruluşlarında ise verilerin taranması (scanning), kağıt<br />
dokümanların arşivlenmesi, vidyo kaynaklarının sisteme<br />
entegre edilmesi ön planda yer almaktadır. Resim<br />
dökümentasyonu, sağlık raporlarının oluşturulması,<br />
yasalara ve mevzuata uygun arşivlenmesi, E-Sağlık<br />
Kasım <strong>2019</strong>
77<br />
compliant clinical repository. What all synedra AIM<br />
projects have in common is the goal to manage all data<br />
of the healthcare facility centrally and uniformly.<br />
You may use synedra AIM in all these areas - or only for<br />
certain sub-tasks. You may integrate synedra AIM into<br />
existing solutions and expand it gradually according to<br />
your needs. In this way, you alone may determine the<br />
pace of the digitization process and are therefore well<br />
prepared for future requirements.<br />
With synedra AIM, you are always on the safe side since<br />
synedra AIM as a whole has been approved as a Class IIb<br />
Medical Device.<br />
yada FHİR konform depolama synedra AIM’in başlangıç<br />
noktaları olabilmektedir. Tüm synedra AIM projelerindeki<br />
tek hedefimiz sağlık kuruluşlarının tüm verilerini bir ilden<br />
işlemektir.<br />
synedra AIM bu alanların tümü için görevlendirebilir<br />
veya kısmı görevlerde de kullanabilirsiniz. Ayrıca var<br />
olan çözümlerinize de kombine edebilir ve adım adım<br />
genişletebilirsiniz. Böylelikle dijitalleşmenin temposunu siz<br />
belirleyip, gelecekteki uygulama alanları için hazır durumda<br />
olursunuz.<br />
İşinizi sağlama almak istiyorsanız, synedra AIM bütüncül<br />
olarak tıbbi ürün IIb sınıfı sertifikalıdır.
78<br />
Gilead Sciences And Elton John AIDS Foundation Started Radian<br />
Program Againist HIV In Eastern Europe And Central Asia (EECA)<br />
Gilead Sciences ve Elton John AIDS Vakfı Doğu Avrupa ve Orta<br />
Asya’da (EECA) HIV’e Karşı Radian Programını Başlattı<br />
Gilead Sciences and the Elton John AIDS Foundation<br />
announced that they have launched the groundbreaking<br />
RADIAN program at the Fast-Track Cities <strong>2019</strong> conference<br />
in London. RADIAN will focus on finding meaningful<br />
solutions to new HIV infections and deaths from AIDSrelated<br />
diseases in the Eastern Europe and Central Asia<br />
(EECA) region. With the strength of cooperation between<br />
the foundation and Gilead within the framework of the<br />
Eastern European and Central Asian Key Groups (EECAKP)<br />
Fund, RADIAN will benefit from the extensive knowledge of<br />
both organizations in the region’s needs and support bold<br />
and meaningful actions to address problems.<br />
Sir Elton John, founder of Elton John AIDS Foundation,<br />
said, “Every day in the EECA region, more than 400 people<br />
get HIV and 100 people die from AIDS.’ He continued: “A<br />
few years ago, my foundation’s efforts to establish the<br />
Eastern European and Central Asian Key Groups (EECAKP)<br />
Fund together with Gilead drew our attention to the<br />
need to increase our efforts in the region. For this reason,<br />
I am pleased that my foundation is working with Gilead<br />
once again in order to reverse the trends within RADIAN<br />
and to provide the support and funding needed to reach<br />
vulnerable people. Together we can make a difference, save<br />
lives, and ensure that no one is left behind in the struggle<br />
Gilead Sciences ve Elton John AIDS Vakfı Londra’da<br />
düzenlenen Fast-Track Cities <strong>2019</strong> konferansında çığır<br />
açacak RADIAN programını başlattıklarını açıkladılar.<br />
RADIAN, Doğu Avrupa ve Orta Asya (EECA) bölgesinde<br />
yeni HIV enfeksiyonlarına ve AIDS kaynaklı hastalıklardan<br />
ölümlere anlamlı çözümler bulmaya odaklanacak. RADIAN,<br />
vakıfla Gilead arasında Doğu Avrupa ve Orta Asya Kilit<br />
Gruplar (EECAKP) Fonu çerçevesindeki iş birliğinden aldığı<br />
güçle, her iki kuruluşun bölgenin ihtiyaçları konusundaki<br />
geniş bilgisinden de yararlanarak, sorunların çözümüne<br />
yönelik cesur ve anlamlı aksiyonları destekleyecek.<br />
Elton John AIDS Vakfı kurucusu Sir Elton John, “Her gün<br />
EECA bölgesinde 400’den fazla insan HIV enfeksiyonuna<br />
yakalanıyor ve 100 kişi AIDS’den ölüyor.” dedi. Sir Elton<br />
John sözlerine şu şekilde devam etti: “Vakfımın birkaç<br />
yıl önce Gilead ile birlikte Doğu Avrupa ve Orta Asya<br />
Kilit Gruplar (EECAKP) Fonu’nu kurma doğrultusundaki<br />
çalışmaları bölgedeki çabalarımızı arttırmamızın<br />
gerekliliğine dikkatimizi çekti. Bu nedenle, RADIAN<br />
çerçevesinde eğilimleri tersine çevirmek ve korunmasız<br />
insanlara ulaşmak amacıyla ihtiyaç duyulan desteği ve<br />
finansmanı sağlamak için vakfımın bir kez daha Gilead<br />
ile birlikte çalışıyor olmasından memnuniyet duyuyorum.<br />
Birlikte fark oluşturabilir, hayatları kurtarabilir ve bu<br />
salgına son verme mücadelesinde hiç kimsenin geride<br />
kalmamasını sağlayabiliriz.”<br />
Kasım <strong>2019</strong>
79<br />
to end this epidemic.” To end HIV / AIDS worldwide, it is<br />
imperative to take action against the epidemic in the EECA<br />
region. Although rates of new HIV infections and AIDSrelated<br />
deaths tend to decline worldwide; EECA is one of<br />
the few regions where HIV is on the rise and AIDS-related<br />
deaths have increased by about 300 percent over the past<br />
20 years. Daniel O’Day, Chairman and Chief Executive<br />
Officer of Gilead Sciences, Inc., said, “Gilead and the Elton<br />
John AIDS Foundation share a vision to put an end to<br />
the AIDS epidemic.” Daniel O“Day continued: “Through<br />
RADIAN, we aim to reach out to marginalized groups in the<br />
EECA region and work with local organizations to overcome<br />
the challenges they face. RADIAN will help provide funding<br />
and support for the fight against HIV that has not been<br />
given in the region before. The EECA region has more<br />
than a million people living with HIV who need access to<br />
the right treatment. This needs to be resolved urgently<br />
through education, community empowerment and new<br />
collaborations such as RADIAN.”<br />
The RADIAN program consists of two basic elements:<br />
the RADIAN ‘Sample Cities’ program and the RADIAN<br />
‘Unmet Need’ fund. Thanks to the two-channel program<br />
it has developed, RADIAN will direct resources to the<br />
communities in need, while at the same time enabling<br />
capacity building in other communities. The prevalence<br />
of HIV is generally high in populations with limited access<br />
to treatment, which are counter-stigmatized. RADIAN will<br />
collaborate with local organizations to use the insights<br />
gained in the field and share good practice examples that<br />
will contribute to progress.<br />
The first RADIAN ‘Sample City’ will be Almaty city of<br />
Kazakhstan. Almaty has a very high HIV burden. There are<br />
about 7,400 people living with HIV, and the prevalence of<br />
HIV in the city is about twice the national average. RADIAN<br />
will support the fight against stigmatization in Almaty,<br />
improve healthcare infrastructure and treatment methods<br />
and increase access to innovation. Other ‘Sample Cities’ will<br />
be announced in 2020.<br />
RADIAN will implement the ‘Unfulfilled Need’ fund to<br />
support the rest of the EECA region beyond the selected<br />
‘Sample Cities’ and to support effective programs in other<br />
parts of the EECA. The fund will allow donations to local<br />
and regional organizations that share RADIAN’s vision of<br />
combating new HIV infections and AIDS-related deaths. Call<br />
for Proposals will be held in mid-October <strong>2019</strong>.<br />
RADIAN aims to provide measurable changes in the<br />
frequency of HIV exposure, access to care, treatment<br />
coverage and prevention in both ways, and to make a<br />
significant difference in the EECA region against new HIV<br />
infections and AIDS-related deaths. For the next five years,<br />
the best practices and information from RADIAN’s local<br />
work will be used as a plan to help change the course of<br />
HIV in the EECA region.<br />
Dünya genelinde HIV/AIDS’e son verebilmek için EECA<br />
bölgesindeki salgına yönelik harekete geçmek bir<br />
zorunluluk. Yeni HIV enfeksiyonları ve AIDS kaynaklı<br />
ölümlerin oranları dünya genelinde düşüş eğiliminde<br />
olsa da; EECA, HIV’in yükselişte olduğu ve AIDS kaynaklı<br />
ölümlerin son 20 yılda yaklaşık yüzde 300 arttığı az sayıda<br />
bölgeden birisi.<br />
Gilead Sciences Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Daniel<br />
O’Day, “Gilead ile Elton John AIDS Vakfı, AIDS salgınına<br />
son vermek için bir vizyonu paylaşıyorlar.” dedi. Daniel<br />
O’Day sözlerini şöyle sürdürdü: “RADIAN aracılığıyla EECA<br />
bölgesindeki ötekileştirilmiş gruplara ulaşmayı ve yerel<br />
organizasyonlarla çalışarak, karşılaştıkları güçlüklerin<br />
üstesinden gelmeyi amaçlıyoruz. RADIAN, HIV’e karşı<br />
bölgede daha önce verilmemiş mücadele için finansman<br />
ve destek sağlamaya yardımcı olacak. EECA bölgesinde<br />
HIV ile yaşayan ve doğru tedaviye erişim ihtiyacı olan bir<br />
milyondan fazla insan var. Bu durumun eğitim, toplumun<br />
güçlendirilmesi ve RADIAN gibi yeni iş birlikleri aracığıyla<br />
ivedi olarak çözümlenmesi gerekiyor.”<br />
RADIAN programı iki temel unsurdan oluşuyor: RADIAN<br />
‘Örnek Kentler’ programı ve RADIAN ‘Karşılanmamış<br />
İhtiyaç’ fonu. RADIAN geliştirdiği iki kanallı program<br />
sayesinde ihtiyaç içindeki toplumlara kaynak<br />
yönlendirirken, aynı zamanda başka toplumlarda da<br />
kapasite oluşmasına imkan sağlayacak. Damgalanmayla<br />
karşı kaşıya kalan ve tedaviye sınırlı erişimi olan<br />
toplumlarda HIV prevalansı genellikle yüksek. RADIAN<br />
yerel organizasyonlarla iş birliği yaparak sahada elde<br />
edilen içgörüleri kullanacak ve ilerlemeye katkı sağlayacak<br />
iyi uygulama örneklerini paylaşacak.<br />
İlk RADIAN ‘Örnek Kenti’ Kazakistan’ın Almatı kenti<br />
olacak. Almatı’da oldukça yüksek bir HIV yükü bulunuyor.<br />
HIV ile yaşayan yaklaşık 7,400 kişi var ve şehirdeki<br />
HIV prevalansı ulusal ortalamanın yaklaşık iki katı.<br />
RADIAN Almatı’da damgalanmaya karşı çalışarak, sağlık<br />
hizmetleri altyapısını ve tedavi yöntemlerini iyileştirerek ve<br />
yenilikçiliğe erişimi arttırarak mücadeleye destek verecek.<br />
Diğer ‘Örnek Kentler’ 2020’de açıklanacak.<br />
RADIAN seçilen ‘Örnek Kentlerin’ ötesinde EECA<br />
bölgesinin geri kalanına da destek sağlamak ve<br />
EECA’nın başka kısımlarında da etkili programları<br />
desteklemek üzere ‘Karşılanmamış İhtiyaç’ fonunu<br />
uygulamaya koyacak. Fon sayesinde RADIAN’ın yeni HIV<br />
enfeksiyonlarıyla ve AIDS kaynaklı hastalıkların yol açtığı<br />
ölümlerle mücadele vizyonunu paylaşan yerel ve bölgesel<br />
kuruluşlara bağış desteği verilebilecek. Teklif Çağrısı<br />
Ekim <strong>2019</strong> ortalarında yapılacak.<br />
RADIAN her iki yolla HIV görülme sıklığı, bakıma ulaşma,<br />
tedavi kapsamı ve korunmada ölçülebilir değişimler<br />
sağlamayı; EECA bölgesinde yeni HIV enfeksiyonlarına<br />
ve AIDS kaynaklı ölümlere karşı kayda değer bir fark<br />
oluşturmayı amaçlıyor.<br />
Önümüzdeki beş yıl boyunca RADIAN’ın yerel<br />
çalışmalarından elde edilen en iyi uygulamalar ve bilgiler<br />
EECA bölgesinde HIV’in gidişatını değiştirmeye yardımcı<br />
bir plan olarak kullanılacak.<br />
Kasım <strong>2019</strong>
80<br />
Novartis Oncology Turkey Added Value<br />
To The Lives Of Patients With Volunteer-Based Blood and<br />
Stem Cell Donation Campaign!<br />
Novartis Onkoloji Türkiye<br />
Gönüllülük Esasına Dayanan Kan ve Kök Hücre Bağışı<br />
Kampanyası İle Hastaların Yaşamlarına Değer Kattı!<br />
• Novartis Oncology Turkey launched the blood and stem<br />
cell donation campaign, which is carried out every year with<br />
the participation of employees, in September this year.<br />
• While Novartis employees make blood donation to Türk<br />
Kızılay under the campaign, the donation of stem cells was<br />
carried out together with Turkey Stem Cell Coordination<br />
Center (TURKOK).<br />
Novartis Oncology Turkey, while continuing to work to<br />
improve and extend the lives of patients with this passion,<br />
also regularly supports social responsibility projects it<br />
has implemented. In this context, blood and stem cell<br />
donation was held every year in cooperation with Kızılay<br />
and TURKOK.<br />
Novartis Oncology in Turkey covered by donor<br />
organizations held in Kavacık office in the actual fundraiser<br />
with close to 100 employees active participation while<br />
recognizing the Türk Kızılay volunteer blood donations,<br />
while the stem cell donation in Turkey Stem Cell<br />
Coordination Center (TURKOK) and was carried out jointly.<br />
• Novartis Onkoloji Türkiye, kurum içinde çalışanlarının<br />
katılımıyla her yıl gerçekleştirdiği kan ve kök hücre bağışı<br />
kampanyasını bu sene Eylül ayında hayata geçirdi.<br />
• Kampanya kapsamında Novartis çalışanları kan<br />
bağışlarını Kızılay’a yaparken, kök hücre bağışları ise<br />
Türkiye Kök Hücre Koordinasyon Merkezi (TÜRKÖK) ile<br />
birlikte yürütüldü.<br />
Novartis Onkoloji Türkiye, hastaların hayatlarını iyileştirmek<br />
ve uzatmak için çalışmalarını sürdürürken, bu tutkusunu<br />
düzenli olarak hayata geçirdiği sosyal sorumluluk projeleri<br />
ile de destekliyor. Bu kapsamda her sene Kızılay ve<br />
TÜRKÖK işbirliği ile düzenlenen kan ve kök hücre bağışı<br />
Eylül ayı içerisinde yeniden gerçekleştirildi.<br />
Novartis Onkoloji Türkiye’nin Kavacık ofisinde düzenlenen<br />
bağış organizasyonu kapsamında 100’e yakın çalışanın aktif<br />
katılımıyla gerçekleşen bağış etkinliğinde Türk Kızılayı<br />
gönüllü kan bağışlarını kabul ederken, kök hücre bağışları<br />
ile ise Türkiye Kök Hücre Koordinasyon Merkezi (TÜRKÖK)<br />
ile birlikte yürütüldü.<br />
Kasım <strong>2019</strong>
81<br />
Blood donations, which may always be needed for<br />
everyone, are delivered to those in need, while stem<br />
cell donations are used for the treatment of hereditary<br />
metabolic diseases, lymphomas, hereditary anemias,<br />
various organ cancers, immune deficiencies, and in cases<br />
where bone marrow does not work or is inadequate.<br />
Novartis Oncology Turkey, continues to work intensively<br />
to improve the lives of patients with blood cancer and<br />
serious blood diseases in the field of hematology. Pınar<br />
Üstündağ, General Manager at Novartis Oncology Turkey<br />
said, “As Novartis Oncology, we move forward science<br />
constantly and try to generate a meaningful difference in<br />
patients’ lives.” Stating that they support the participation<br />
of employees in social responsibility campaigns as Novartis<br />
Oncology, Üstündağ emphasized that they aim to draw<br />
attention to blood-related diseases through the blood and<br />
stem cell donation campaign they organize each year.<br />
Her zaman ve herkes için ihtiyaç olabilecek kan bağışı ihtiyaç<br />
sahiplerine ulaştırılırken, kök hücre bağışları ise başta kemik<br />
iliği kanseri olmak üzere, kalıtsal metabolik hastalıklar,<br />
lenfomalar, kalıtsal anemiler, çeşitli organ kanserleri,<br />
immün yetersizlikler ve kemik iliğinin çalışmadığı ya da<br />
yetersiz çalıştığı durumların tedavisinde kullanılıyor. Novartis<br />
Onkoloji Türkiye, hematoloji alanında kan kanseri ve ciddi<br />
kan hastalıkları ile yaşayan hastaların hayatlarını iyileştirmek<br />
için yoğun olarak çalışmalarını sürdürürken, Novartis<br />
Onkoloji Türkiye Genel Müdürü Pınar Üstündağ “Novartis<br />
Onkoloji olarak bilimi sürekli daha ileriye taşıyor ve hastaların<br />
yaşamlarında anlamlı bir farklılık oluşturmak üzere<br />
çalışıyoruz.” dedi. Novartis Onkoloji olarak çalışanların sosyal<br />
sorumluluk kampanyalarına katılımlarını desteklediklerini<br />
belirten Üstündağ, her yıl düzenledikleri kan ve kök hücre<br />
bağışı kampanyası sayesinde kan ile ilgili hastalıklara dikkat<br />
çekmeyi hedeflediklerini de vurguladı.
82<br />
Sanofi Pasteur President Of Turkey And Eurasia Region<br />
Emin Turan:“We Continue To Supply Influenza Vaccine”<br />
Sanofi Pasteur Türkiye ve Avrasya Bölge Başkanı<br />
Dr. Emin Turan:“Grip Aşısı Tedariğine Devam Ediyoruz”<br />
Sanofi Pasteur President of Turkey and Eurasia<br />
Region Emin Turan announced that the 4-influenza<br />
(influenza) vaccine, which provides comprehensive<br />
protection for the <strong>2019</strong>-2020 season, will be<br />
distributed in October and will continue to be<br />
supplied in batches from tomorrow until the end<br />
of the year.<br />
Sharing information about the supply of influenza vaccine<br />
in the period we are, Dr. Emin Turan, Sanofi Pasteur Turkey<br />
and Eurasia Region, said, “Set of 4 influenza vaccine<br />
provides the most comprehensive protection available from<br />
this year in Turkey were included in the refund. As Sanofi<br />
Pasteur, we have started supplying our vaccine for the<br />
<strong>2019</strong>-2020 season on 10 October <strong>2019</strong>, we have distributed<br />
approximately 250 thousand doses of vaccine and will<br />
continue to supply in batches from tomorrow until the end<br />
of the year.”<br />
Turan said, “Vaccine content is determined for all<br />
manufacturers with the approval of the World Health<br />
Organization every year. Vaccine production is extremely<br />
complex, quality control is predominant and can be done<br />
after passing through many testing processes.<br />
In February <strong>2019</strong>, influenza outbreaks were severe in many<br />
countries, causing more than 8,000 deaths in France alone.<br />
Thereafter, the World Health Organization (WHO) delayed a<br />
month of normalization in the more detailed analysis of the<br />
gene map of circulating viruses and accordingly decided the<br />
content to be added to the vaccine, and production began<br />
a month later in this direction. As a result, vaccination is<br />
available all over the world a little later this year than in<br />
previous years. In our country, there is no delay in terms<br />
of vaccination time in order to prevent influenza infection<br />
which started in epidemics especially in January and caused<br />
epidemics again in April-May.<br />
In the light of all this information and considering the<br />
influenza season disease monitoring data in our country,<br />
the timing of influenza vaccine supply is not expected<br />
to have a negative impact on public health in our<br />
country. Before starting epidemics (October-December)<br />
unvaccinated second outbreak period of the (April-May)<br />
protection should be vaccinated at the earliest opportunity<br />
to ensure Turkey Ministry of Health as well as the health<br />
authorities such as WHO recommend.”<br />
Sanofi Pasteur Türkiye ve Avrasya Bölge Başkanı<br />
Dr. Emin Turan, <strong>2019</strong>-2020 sezonu için geniş<br />
kapsamlı koruma sağlayan 4’lü (dolaşımdaki 4<br />
farklı virüs tipine karşı etkili) influenza (Grip)<br />
aşısının Ekim’de dağıtımına başlandığını ve<br />
yarından itibaren yılsonuna kadar partiler halinde<br />
tedariğe devam edileceğini açıkladı.<br />
İçinde bulunduğumuz dönemde Influenza aşısının tedariği<br />
ile ilgili açıklamalarda bulunan Sanofi Pasteur Türkiye ve<br />
Avrasya Bölge Başkanı Dr. Emin Turan; “Bu yıldan itibaren<br />
mevcut en geniş korumayı sağlayan 4’lü influenza aşısı<br />
Türkiye’de geri ödemeye dahil edildi. Biz Sanofi Pasteur<br />
olarak, <strong>2019</strong>-2020 sezonu için aşımızın tedariğine 10 Ekim<br />
<strong>2019</strong>’da başladık, yaklaşık 250 bin doz aşı dağıtımı yaptık ve<br />
yarından itibaren yılsonuna kadar partiler halinde tedariğe<br />
devam edeceğiz.” dedi.<br />
Turan; “Aşı içeriği tüm üreticiler için her yıl Dünya Sağlık<br />
Örgütü’nün onayı ile belirleniyor. Aşı üretimi ise son derece<br />
karmaşık, kalite kontrolün ağırlıklı olduğu ve birçok test<br />
içeren süreçlerden geçtikten sonra yapılabiliyor.<br />
<strong>2019</strong> Şubat ayında birçok ülkede oldukça ağır geçen ve<br />
yalnızca Fransa’da 8000’den fazla ölüme sebebiyet veren<br />
grip salgınları yaşandı. Bunun ardından, Dünya Sağlık<br />
Örgütü (DSÖ) dolaşımdaki virüslerin gen haritasının daha<br />
detaylı analizinde ve buna göre aşıya eklenecek içeriğin<br />
kararında normale göre bir ay gecikme yaşandı, üretim<br />
de bu doğrultuda bir ay geç başladı. Sonuç olarak tüm<br />
dünya genelinde aşı tedariği bu yıl önceki yıllara göre<br />
biraz daha geç sağlanabiliyor. Ülkemizde özellikle Ocak<br />
ayında salgınlar halinde başlayan ve Nisan-Mayıs aylarında<br />
ise tekrar salgınlara sebep olan grip enfeksiyonundan<br />
korunmak için aşılanma zamanı anlamında bir gecikme söz<br />
konusu değil.<br />
Bütün bu bilgiler ışığında ve ülkemizdeki influenza sezonu<br />
hastalık izlem verilerini göz önünde bulundurduğumuzda,<br />
influenza aşısı tedariği zamanlamasının, ülkemizde<br />
halk sağlığı üzerinde olumsuz bir durum oluşturması<br />
beklenmiyor. Salgınlar başlamadan önce (Ekim-Aralık)<br />
aşılanmamış olanların da ikinci salgın döneminde (Nisan-<br />
Mayıs) korunma sağlanabilmesi için ilk fırsatta aşılanmasını<br />
gerek Türkiye Sağlık bakanlığı gerekse de DSÖ gibi sağlık<br />
otoriteleri öneriyor.” şeklinde konuştu.<br />
Kasım <strong>2019</strong>
86<br />
“The Latest Situation in Thoracic Oncology”<br />
Fall Symposium Was Held In Ankara<br />
“Torasik Onkolojide Son Durum”<br />
Güz Sempozyumu Ankara’da Yapıldı<br />
Türk Toraks Derneği tarafından düzenlenen<br />
Türk Toraks Derneği Güz Sempozyumu, “Torasik<br />
Onkolojide Son Durum” başlığı ile 2-3 Kasım <strong>2019</strong><br />
tarihlerinde Ankara’da gerçekleştirildi.<br />
İki gün süren sempozyumda, “Akciğer Kanseri<br />
Epidemiyolojisi ve Risk Faktörleri, Dünyada ve Türkiye’de<br />
Akciğer Kanseri Riskinde Değişim, Tütün ve Yeni Tütün<br />
Ürünlerinin Etkisi, İklim Krizi Gıda ve Su Odağında<br />
Akciğerlerde Kanser Riski Oluşturur Mu?, Akciğer Kanseri<br />
Tanısında Yenilikler” gibi önemli konu başlıkları masaya<br />
yatırıldı.<br />
The Turkish Thoracic Society Fall Symposium,<br />
organized by the Turkish Thoracic Society, was<br />
held in Ankara on 2-3 <strong>November</strong> <strong>2019</strong> under<br />
the title of “The Latest Situation in Thoracic<br />
Oncology”.<br />
important topics such as “Lung Cancer Epidemiology and<br />
Risk Factors Change in Lung Cancer Risk in Turkey and the<br />
World, Impact of Tobacco and New Tobacco Products,<br />
Does Climate Crisis Generate Lung Cancer Risk in Food and<br />
Water Focus, Innovations in Lung Cancer Diagnosis” as were<br />
discussed in the symposium lasted two days.<br />
“Increasing in prevalence Lung Cancer in the<br />
World and in Turkey”<br />
According to experts, who pointed out that the most<br />
common type of cancer is lung cancer, which 2 million<br />
900 thousand people of diagnosed last year worldwide,<br />
in men in Turkey, to continue to support of the efforts<br />
smoking cessation, the elimination of occupational and<br />
“Akciğer Kanseri Görülme Sıklığı Hem Dünyada<br />
Hem de Türkiye’de Artıyor”<br />
Geçen yıl dünya genelinde 2 milyon 900 bin kişinin tanı aldığı<br />
akciğer kanserinin Türkiye’de erkeklerde en sık görülen<br />
kanser türü olduğuna dikkat çeken uzmanlara göre sigara<br />
bıraktırma konusundaki desteklerin sürdürülmesi, mesleki<br />
ve çevresel maruziyetlerin ortadan kaldırılması bundan<br />
korunmada büyük önem taşıyor.<br />
Türk Toraks Derneği üyesi ve Sempozyum eş başkanı Prof.<br />
Dr. Tuncay Göksel, yaptığı açıklamada, akciğer kanserinin,<br />
tüm dünyada en sık görülen kanser olduğunu, kansere<br />
bağlı ölüm nedenleri arasında ilk sırada yer aldığını söyledi.<br />
Dünya genelinde 2018 yılında 2 milyon 900 bin kişinin<br />
akciğer kanseri tanısı aldığı, 1 milyon 76 bin kişinin de bu<br />
nedenle yaşamını yitirdiği bilgisini veren Göksel, “Sağlık<br />
Bakanlığı tarafından yayımlanan 2017 yılı Sağlık İstatistikleri<br />
Yıllığı’na göre, akciğer kanseri ülkemizde erkeklerde en<br />
sık görülen kanser türü. Tüm yaş grupları için erkeklerde<br />
görülen kanserlerin yüzde 21’i akciğer kanseridir. Akciğer<br />
kanseri kadınlarda en sık görülen 5. kanser türüdür.<br />
Türkiye’de de dünyada olduğu gibi akciğer kanseri artış<br />
göstermekte, kadınlarda da görülme sıklığı artmaktadır.”<br />
diye konuştu.<br />
”Pasif İçicilik de Önemli Risk Faktörü”<br />
Dernek üyesi ve Sempozyum eş başkanı Prof. Dr. Pınar<br />
Çelik de akciğer kanseri için en önemli risk faktörünün<br />
sigara ve tütün ürünleri kullanımı olduğunu vurguladı.<br />
Akciğer kanserinin ortaya çıkmasında pasif sigara<br />
içiciliğinin de aktif içicilik kadar rol oynadığını söyleyen<br />
Kasım <strong>2019</strong>
87<br />
environmental exposures are of great importance in that<br />
protection.<br />
Turkish Thoracic Society member and co-chair of the<br />
Symposium. Dr. Tuncay Göksel, said that lung cancer is the<br />
most common cancer all over the world, cancer-related<br />
causes of death is among the first. Declaring that in 2018,<br />
2 million 900 thousand people diagnosed with lung cancer<br />
worldwide, 1 million 76 thousand people died because of<br />
this, Göksel said, “Published by the Ministry of Health 2017<br />
Health Statistics Yearbook, lung cancer in our country is<br />
the most common cancer type. 21 percent of cancer is lung<br />
cancer seen in men for all age groups. Lung cancer is the<br />
most common 5. types of cancer in women. Turkey also<br />
shown an increase in lung cancer as well as in the world, is<br />
increasing in prevalence in women.”<br />
“Passive Smoking is Important Risk Factor”<br />
Member of the Association and co-chair of the Symposium<br />
Dr. Pınar Çelik emphasized that the most important risk<br />
factor for lung cancer is the use of cigarettes and tobacco<br />
products. In the emergence of lung cancer, passive smoking<br />
plays a role as much as active smoking Steel, environmental<br />
and occupational exposures outside the cigarette and<br />
air pollution, said that other important risk factors. Çelik<br />
stated that the majority of patients with lung cancer can be<br />
diagnosed at an advanced stage because the disease does<br />
not cause any initial symptoms. Recording that common<br />
complaints in lung cancer are shortness of breath, cough,<br />
bloody sputum production, fatigue, loss of appetite and<br />
weight loss, Çelik said that smokers should consult a chest<br />
specialist when these symptoms occur.<br />
“Improvements in Diagnosis and Treatment”<br />
Featuring that important developments available in lung<br />
cancer treatment, diagnosis and treatment, Professor<br />
Dr. Çelik said, “Genetic features have enabled the use of<br />
tailored treatments (targeted smart drugs) especially in<br />
advanced patients. The latest development in lung cancer<br />
treatment is immunotherapy.”<br />
Indicating that protection from lung cancer is possible to<br />
a large extent, Çelik said, “The fight against cigarette and<br />
tobacco products plays an important role in the prevention<br />
of lung cancer. Supporting and cessation of smoking<br />
cessation by increasing the maintenance and elimination of<br />
occupational and environmental exposures is essential for<br />
the prevention of lung cancer.”<br />
Çelik, sigara dışında çevresel ve mesleki maruziyetler ile<br />
hava kirliliğinin, diğer önemli risk faktörleri olduğunu ifade<br />
etti. Çelik, akciğer kanserli hastaların büyük bölümüne,<br />
hastalık başlarda herhangi yakınmaya neden olmadığı için<br />
ileri evrede tanı konabildiğini belirtti. Akciğer kanserinde<br />
sık görülen yakınmaların nefes darlığı, öksürük, kanlı<br />
balgam çıkarma, halsizlik, iştahsızlık ve kilo kaybı olduğuna<br />
dikkati çeken Çelik, sigara kullananların, bu yakınmalar<br />
ortaya çıktığında göğüs hastalıkları uzmanına başvurmaları<br />
gerektiğini bildirdi.<br />
“Tanı ve Tedavide Gelişmeler Var”<br />
Prof. Dr. Çelik, akciğer kanseri tedavisinde tanı ve tedavide<br />
önemli gelişmeler olduğunu aktararak şunları kaydetti:<br />
“Yakın bir zamana kadar, akciğer kanseri tedavisi,<br />
hastalığın evresine göre cerrahi, radyoterapi ve kemoterapi<br />
seçeneklerinin tek veya farklı kombinasyonlarda<br />
uygulanmasını içeriyordu. Son yıllarda tedavideki gelişmeler<br />
sonucunda hastanın sahip olduğu bazı genetik özellikler<br />
özellikle ileri evre hastalarda kişiye özel tedavilerin<br />
(hedefe yönelik akıllı ilaçlar) uygulanmasına olanak<br />
sağlandı. Akciğer kanseri tedavisindeki son gelişme<br />
immünoterapidir.”<br />
Akciğer kanserinden korunmanın büyük oranda mümkün<br />
olduğuna değinen Çelik, “Akciğer kanserinin önlenmesinde<br />
sigara ve tütün ürünleriyle mücadele önemli rol<br />
oynamaktadır. Sigara bıraktırma konusundaki desteklerin<br />
ve alınacak önlemlerin artırılarak sürdürülmesi, mesleki<br />
ve çevresel maruziyetlerin ortadan kaldırılması akciğer<br />
kanserinden korunmada esastır.” dedi.<br />
Kasım <strong>2019</strong>
88<br />
BIG MEETING IN HEALTH INFORMATICS AND TECHNOLOGIES<br />
HIMSS’19 Eurasia Health IT Conference And Exhibition<br />
Successfully Completed<br />
SAĞLIK BİLİŞİMİ VE TEKNOLOJİLERİNDE BÜYÜK BULUŞMA<br />
HIMSS’19 Eurasia Sağlık Bilişimi ve Teknolojileri Konferansı ve<br />
Fuarı Başarıyla Tamamlandı<br />
215 senior government protocols and IT experts<br />
from 32 countries and 3,140 visitors attended<br />
HIMSS’19 Eurasia Health IT Conference and<br />
Exhibition organized by the Turkey Ministry<br />
of Health and HIMSS USA. Within the scope of<br />
the fair, 72 companies from Turkey and abroad<br />
participated with stands.<br />
Carrying out great success in the field of World Health<br />
informatics, Turkey, raised its brand value in the<br />
international arena HIMSS’19 with Eurasia. Bringing<br />
together health leaders of Turkey and the countries of<br />
Eurasia HIMSS’19 was held with the participation of Turkey<br />
Minister of Health Fahrettin Koca, T.C. Deputy Minister of<br />
Health Prof. Şuayip Birinci, President and CEO of HIMSS,<br />
Harold F. Wolf III and the Ministers of Health of the guest<br />
country and the Ministry officials.<br />
215 senior government protocols and IT experts from 32<br />
countries and 3,140 visitors attended HIMSS’19 Eurasia<br />
Health IT Conference and Exhibition organized by the<br />
Turkey Ministry of Health and HIMSS USA. Within the<br />
scope of the fair, 72 companies from Turkey and abroad<br />
participated with stands.<br />
T.C. Sağlık Bakanlığı ve HIMSS ABD işbirliği ile<br />
düzenlenen Himss’19 Eurasia Sağlık Bilişimi<br />
Konferansı ve Fuarına; 32 ülkeden 215 üst düzey<br />
devlet protokolü ve bilişim uzmanı ile 3.140<br />
ziyaretçi katıldı. Fuar kapsamında yurt içi ve yurt<br />
dışından 72 firma stantlı katılım sağladı.<br />
Sağlık bilişimi alanında dünyanın örnek aldığı başarılara<br />
imza atan Türkiye, HIMSS’19 Eurasia ile uluslararası<br />
arenada marka değerini yükseltti. Türkiye ve bölge ülkeler<br />
sağlık liderlerini buluşturan HIMSS’19 Eurasia, T.C. Sağlık<br />
Bakanı Dr. Fahrettin Koca, T.C. Sağlık Bakan Yardımcısı Dr.<br />
Şuayip Birinci, HIMSS Başkan ve CEO’su Harold F. Wolf III<br />
ve konuk ülke Sağlık Bakanları ve Bakanlık yetkililerinin<br />
katılımı ile gerçekleşti.<br />
T.C. Sağlık Bakanlığı ve HIMSS ABD işbirliği ile düzenlenen<br />
Himss’19 Eurasia Sağlık Bilişimi Konferansı ve Fuarına; 32<br />
ülkeden 215 üst düzey devlet protokolü ve bilişim uzmanı<br />
ile 3.140 ziyaretçi katıldı. Fuar kapsamında yurt içi ve yurt<br />
dışından 72 firma stantlı katılım sağladı.<br />
Güney Afrika Sağlık Bakanı Dr. Zwelini Mkhize, Moritanya<br />
Sağlık Bakanı Dr. Mohamed Ndedhirou Hamed, Kuzey<br />
Kıbrıs Sağlık Bakanı Dr. Ali Pilli, Kazakistan Sağlık Bakanı<br />
Kasım <strong>2019</strong>
89<br />
Dr. Zwelini Mkhize, Minister of Health of South Africa,<br />
Dr. Mohamed Ndedhirou Hamed, Minister of Health of<br />
Mauritania, Ali Pilli, Minister of Health of Northern Cyprus,<br />
Yelzhan Birtanov, Minister of Health of Kazakhstan,<br />
Mohamed Warsawa Dirieh, Minister of Health of Djibouti,<br />
Kosmosbek Cholponbaev, Minister of Health of Kyrgyzstan<br />
and Dr. Kalumbi Shangula, Minister of Health of Namibia<br />
attended the event in which 35 countries including<br />
USA, Germany, Azerbaijan, Bahrain, Belgium, Djibouti,<br />
Denmark, Dubai, Indonesia, France, Ghana, South Africa,<br />
Croatia, England, Italy, Canada, Qatar, Kazakhstan, Kenya,<br />
Kyrgyzstan, TRNC, Kosovo, Cuba, Libya, Mauritania,<br />
Namibia, Norway, Uzbekistan, Poland, Singapore, Tunisia<br />
and Jordan participated in the ministerial level.<br />
72 stands took part in the conferences and exhibition<br />
event, which were attended by approximately 3500 visitors<br />
and participants from the Ministry of Health Hospitals,<br />
Private Hospitals and Health Institutions and Universities<br />
with a majority of managers and experts in the field of<br />
health informatics and technologies.<br />
Held for the sixth time in Turkey, Eurasia HIMSS Conference<br />
and Exhibition found the region’s largest health informatics<br />
event as widely covered in the media.<br />
HIMSS’19 Eurasia Opened With The Participation<br />
Of Fahrettin Koca, Turkey Minister Of Health<br />
Opening of HIMSS’19 Eurasia Health Informatics and<br />
Technologies Conference and Exhibition made by Fahrettin<br />
Koca, Turkey Minister of Health and Health Ministers of<br />
guest country. In the opening of the event by Fahrettin<br />
Koca, Turkey Minister of Health, Deputy Turkey Minister of<br />
Health Şuayip Birinci, HIMSS President and CEO Harold F.<br />
Wolf III delivered a speech.<br />
Declaring that Turkey reached the condition of countries<br />
which have most digital hospital after the United States,<br />
Fahrettin Koca, Turkey Minister of Health, said, “Our<br />
hospitals are trying to be a “digital hospital” where we will<br />
see an example. The process will not stop here; after a<br />
step, they will strive to become “smart hospitals” and then<br />
even for systems with artificial intelligence.”<br />
Stating that he was happy to observe the level of health<br />
in the country as a result of this activity, Minister Koca<br />
said, “If we express our point in numbers, according to<br />
HIMSS EMRAM criteria; Our number of level 6 hospitals<br />
has reached 174 and level 7 has reached 3. In addition,<br />
the number of Oral and Dental Health Hospitals, which<br />
was Level 6, increased to 7 with the first application we<br />
launched this year. I am confident that our success story<br />
will develop gradually. On this occasion, I would like to<br />
congratulate İzmir Tire Hospital, Yozgat City Hospital and<br />
İzmir Ödemiş Hospital separately.”<br />
Speaking at the opening of HIMSS’19 Eurasia organized by<br />
the cooperation of the Ministry of Health and HIMSS USA,<br />
Deputy Minister of Health Dr. Şuayip Birinci mentioned<br />
the importance of ‘data’ and stated that they done<br />
standardization and accreditation studies in order to<br />
make the data language common and regulate the sector<br />
Yelzhan Birtanov, Cibuti Sağlık Bakanı Mohamed Warsawa<br />
Dirieh, Kırgızistan Sağlık Bakanı Kosmosbek Cholponbaev<br />
ve Namibya Sağlık Bakanı Dr. Kalumbi Shangula’nın yer<br />
aldığı etkinlikte ABD, Almanya, Azerbaycan, Bahreyn,<br />
Belçika, Cibuti, Danimarka, Dubai, Endonezya, Fransa,<br />
Gana, Güney Afrika, Hırvatistan, İngiltere, İtalya, Kanada,<br />
Katar, Kazakistan, Kenya, Kırgızistan, KKTC, Kosova, Küba,<br />
Libya, Moritanya, Namibya, Norveç, Özbekistan, Polonya,<br />
Singapur, Tunus ve Ürdün olmak üzere 35 ülkeden bakanlık<br />
düzeyinde katılım gerçekleşti.<br />
Sağlık Bakanlığı Hastaneleri, Özel Hastane ve Sağlık<br />
Kuruluşları ve Üniversitelerin sağlık bilişimi ve teknolojileri<br />
alanında yöneticisi ve uzmanlar çoğunlukta olmak üzere<br />
yurt içi ve yurt dışından 3500 kadar ziyaretçi ve katılımcının<br />
takip ettiği konferans ve fuara 72 stantlı katılım sağlandı.<br />
Türkiye’de altıncı defa yapılan HIMSS Eurasia Konferans<br />
ve Fuarı bölgenin en büyük sağlık bilişimi etkinliği olarak<br />
medyada da geniş yer buldu.<br />
HIMSS’19 Eurasia, Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin<br />
Koca’nın Katılımı İle Açıldı<br />
HIMSS’19 Eurasia Sağlık Bilişimi ve Teknolojileri Konferansı<br />
ve Fuarı’nın açılışı Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca ve<br />
konuk ülke Sağlık Bakanlarının katılımı ile açıldı. Etkinliğin<br />
açılışında T.C. Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca, T.C. Sağlık<br />
Bakan Yardımcısı Dr. Şuayip Birinci, HIMSS Başkan ve<br />
CEO’su Harold F. Wolf III birer konuşma yaptı.<br />
Açılış konuşmasında Türkiye’nin ABD’den sonra dünyada en<br />
çok dijital hastaneye sahip olan ülke konumuna yükseldiğini<br />
söyleyen Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca, “Hastanelerimiz<br />
burada bir örneğini göreceğimiz “dijital hastane” olma<br />
uğraşı veriyor. Süreç burada durmayacak; bir adım sonra<br />
“akıllı hastane” olmak için çaba harcayacaklar ve hatta<br />
yapay zeka taşıyan sistemler talep edecekler” dedi.<br />
Bu etkinlik vesilesi ile sağlık alanında ülkenin geldiği düzeyi<br />
müşahede etmekten mutluluk duyduğunu dile getiren<br />
Bakan Koca, “Geldiğimiz noktayı sayılarla ifade edecek<br />
olursak, HIMSS EMRAM kriterlerine göre; Seviye 6 hastane<br />
sayımız 174, Seviye 7 yani tam dijital hastane sayımız ise 3’e<br />
ulaşmıştır. Ayrıca ilk defa bu yıl başlattığımız bir uygulama<br />
ile Seviye 6 olan Ağız ve Diş Sağlığı Hastane sayımız da 7’ye<br />
yükselmiştir. Bu başarı hikayemizin artarak gelişeceğine<br />
inancım tamdır. Bu vesileyle, tam dijital hastane haline<br />
gelen İzmir Tire Hastanemizi, Yozgat Şehir Hastanemizi ve<br />
İzmir Ödemiş Hastanemizi ayrı ayrı tebrik ediyorum” diye<br />
konuştu.<br />
T.C. Sağlık Bakanlığı ve HIMSS ABD işbirliği ile düzenlenen<br />
HIMSS’19 Eurasia’nın açılışında konuşan Sağlık Bakanlığı<br />
Bakan Yardımcısı Dr. Şuayip Birinci, ‘veri’nin önemine<br />
değinerek öncelikle veri dilini ortak hale getirmek için<br />
standardizasyon ve akreditasyon çalışmaları yaptıklarını ve<br />
sektörü daha kapsamlı bir şekilde regüle ettiklerini ifade<br />
etti. Veri kullanımında kapsamlı bir proje olan ve dünyada<br />
iftiharla anlatılan e-nabız kişisel sağlık platformundan<br />
da bahseden Birinci, “Vatandaşa hizmet verirken<br />
bürokrasiyi nasıl azaltabiliriz diye düşündük ve e-rapor<br />
sistemini kurduk. Birçok proje ve vizyoner yaklaşımla<br />
Kasım <strong>2019</strong>
90<br />
ülkemiz adına güçlü bir ekosistemi oluşturduk. Oluşan<br />
büyük veriden gelecek projeksiyonu yapmak için Sina’yi<br />
kurduk. Dünyada yapay zeka destekli ilk karar destek<br />
sistemini geliştirmekten kıvanç duyuyoruz” diye konuştu.<br />
İnovasyonu sadece sektöre ve üniversitelere bırakmayıp<br />
dünya trendlerini takip ettiklerini söyleyen Birinci, “Bugün<br />
Avrupa Horizon 2020 çerçeve programında birçok projenin<br />
koordinatörlüğünü yürüterek ülkemizi temsil ediyoruz.<br />
Bugün burada toplanmamıza vesile olan işte bu vizyonun<br />
ürünüdür” dedi.<br />
Açılışta konuşan ve HIMSS kapsamında Türkiye ile<br />
olağanüstü bir işbirliği kurulduğunu söyleyen HIMSS<br />
Başkan ve CEO’su Harold F. Wolf III ise konuşmasında<br />
Türkiye’nin bu alandaki politikalar sayesinde sağladığı<br />
dijitalleşme başarısı ile Avrupa düzeyinde erişilmez bir<br />
noktaya geldiğini ifade etti.<br />
more comprehensively. Also mentioning about the e-pulse<br />
personal health platform which is a comprehensive project<br />
in data usage and which is proudly explained in the world,<br />
Birinci said, “We thought how we can reduce bureaucracy<br />
while serving the citizens and we established the e-report<br />
system. We developed a strong ecosystem on behalf of<br />
our country with many projects and visionary approaches.<br />
We established Sina to make future projections from the<br />
big data. We are proud of developing the first decision<br />
support system supported by artificial intelligence in the<br />
world.” Pointing out that they not only leave innovation<br />
to the sector and universities, they also follow the world<br />
trends, Birinci said, “Today, we represent our country by<br />
coordinating many projects in the European Horizon 2020<br />
framework program. It is the product of this vision that is<br />
conducive to meeting us here today.”<br />
Speaking at the opening and declaring that they<br />
established an outstanding cooperation with Turkey in the<br />
scope of HIMSS, Harold F. Wolfe III said that Turkey came to<br />
an inaccessible spot at the European level with the success<br />
attained by the digitalization policy in this area.<br />
Success Of Digital Transformation Of Turkey<br />
Mentioned In Health<br />
After the opening of HIMSS’19 Eurasia, Turkey Deputy<br />
Minister of the Ministry of Health Şuayip Birinci shared the<br />
success of digital transformation in health informatics and<br />
management culture in Turkey. Declaring that Turkey’s<br />
experience in health that followed these developments<br />
with interest in the world and it is a model for the world,<br />
Birinci said the secret of this success as follows, “First of<br />
all, you need tremendous political support. Secondly, you<br />
should have executives who have adopted the culture of<br />
managing with informatics and finally you should have<br />
very good team mates. Providing information about the<br />
digitalization processes, Birinci, Deputy Ministry of Health,<br />
said that as a result of these efforts, , the Ministry of Health<br />
Türkiye’nin Sağlıkta Dijital Dönüşümün Başarısı<br />
Anlatıldı<br />
HIMSS’19 Eurasia’nın açılışının ardından T. C. Sağlık<br />
Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dr. Şuayip Birinci tarafından<br />
Türkiye’de sağlıkta dijital dönüşüm başarısı ve bilişimler<br />
yönetim kültürü anlatıldı. Türkiye’nin sağlıkta yaşadığı<br />
bu gelişmelerin dünyada ilgiyle takip edildiği ve örnek<br />
alındığını söyleyen Birinci bu başarının sırrını, “Tüm bu<br />
süreçleri yaparken öncelikle müthiş bir siyasi desteğe<br />
ihtiyacınız var. İkincisi bilişimle yönetme kültürünü<br />
benimsemiş yöneticilere sahip olmalısınız ve son olarak<br />
çok iyi takım arkadaşlarınız olmalı” sözleri ile açıkladı.<br />
Sağlık Bakanlığının dijitalleşme süreçlerine ilişkin bilgi<br />
veren Birinci, bu gayretler sonucunda 2016 yılında Sağlık<br />
Bakanlığının tüm kamu kuruluşları içinde dijitalleşme<br />
endeksi en yüksek kamu kuruluşu seçildiğini ve<br />
Cumhurbaşkanlığı Dijital Ofisinin dijitalleşme atağında<br />
da kendilerinin diğer bakanlıklara Sağlık Veri Sözlüğü<br />
hazırlama, deneyimlerini aktarma ve bir nevi eğitimlerin<br />
bir parçası haline getirme konusunda girişimleri olduğunu<br />
söyledi.<br />
“Dijital Hastane” Platformu İlgiyle İzlendi<br />
Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca, konuk Sağlık Bakanları<br />
ve beraberindeki heyetin yakından ilgilendiği “Dijital<br />
Hastane” platformunda, üç gün boyunca HIMSS EMRAM 7<br />
validasyonu almış hastanelerin dijital konseptlerine ilişkin<br />
örnekler uygulamalı olarak katılımcılarla paylaşıldı. Medipol<br />
Üniversitesi TTO Direktörü ve HIMSS Türkiye Direktörü<br />
Dr. İlker Köse, Ankara Şehir Hastanesi Başhekimi Op. Dr.<br />
Aziz Ahmet Sürel ve Tire Devlet Hastanesi - HIMSS Avrupa<br />
Yönetim Kurulu Üyesi Uzm. Dr. Gürhan Zincircioğlu’nun<br />
moderasyonunu üstlendiği “Dijital Hastane” alanı<br />
ziyaretçilere hastanelerin dijital süreçlerinde çözümün<br />
parçası olan yazılım, donanım, cihaz ve teknolojik ürünlerin<br />
kullanımı ve uygulamalarını örnekleri ile tecrübe etme<br />
imkanı tanıdı.<br />
HIMSS EMRAM Seviye 6 ve 7 Ödülleri Verildi<br />
Sağlık bilişimi ve teknolojilerindeki başarısı ile Avrupa<br />
Kasım <strong>2019</strong>
92<br />
has been selected as the highest digitalization index among<br />
all public institutions in 2016, and in the digitalization<br />
attack of the Presidency Digital Office, they have attempts<br />
to prepare Health Data Dictionary to other ministries,<br />
transfer their experiences and make them a part of the<br />
trainings.<br />
“Digital Hospital” Platform Was Watched With<br />
Interest<br />
Examples of digital concepts of HIMSS EMRAM 7 validated<br />
hospitals were shared with participants practically<br />
in the “Digital Hospital” platform, which Minister of<br />
Health, Fahrettin Koca, guest Health Ministers and<br />
the accompanying delegation are closely interested.<br />
Moderated by Medipol University TTO Director and<br />
Director HIMSS Turkey Dr. İlker Köse, Ankara City Hospital<br />
Chief Op. Dr. Aziz Ahmet Sürel and Tire State Hospital<br />
- Member of the Executive Board of HIMSS Europe<br />
Specialist Dr. Gürhan Zincircioğlu, “Digital Hospital” area<br />
provided visitors with the opportunity to experience the<br />
use and application of software, hardware, devices and<br />
technological products that are part of the solution in the<br />
digital processes of hospitals with examples.<br />
HIMSS EMRAM Level 6 And 7 Awards Awarded<br />
Continuing its success of being leader in Europe in the<br />
field of Health informatics and technology, Turkey made<br />
a great success with HIMSS’19 Eurasia once again in the<br />
world. 167 hospitals receiving Level 6 validation according<br />
to HIMSS EMRAM criteria, 7 hospitals receiving Level 6<br />
validation and 7 Oral and Dental Health Hospitals receiving<br />
Level 6 validation were awarded with an application started<br />
for the first time this year. Awards were given to hospital<br />
managers by Deputy Minister of the Turkey Ministry of<br />
Health Prof. Şuayip Birinci and HIMSS President and CEO<br />
Harold F. Wolf III.<br />
Speaking at the award ceremony and starting in 2013,<br />
Şuayip Birinci expressed his happiness to see that digital<br />
hospital work which has reached this point. Şuayip Birinci<br />
said, “We have tried to do whatever is necessary for our<br />
Ministry to provide world-class service. We were not tired,<br />
we did not avoid producing more. Now, if we can talk about<br />
increasing the number of our level 7 hospitals and getting<br />
praise from all over the world, the valuable components<br />
of this powerful system, which is successfully established,<br />
should remember our healthcare workers and gratefully<br />
acknowledge the strong political support. Today you will<br />
not only see the digital hospital work here at the meeting<br />
point of the world. You will witness success stories with<br />
all sector representatives, public and private service<br />
providers.”<br />
liderliğini sürdüren Türkiye, HIMSS’19 Eurasia’da başarısını<br />
bir kez daha dünyaya duyurdu. HIMSS EMRAM kriterlerine<br />
göre Seviye 6 validasyonu alan 167 hastane, Seviye 7<br />
validasyonu alan 3 hastane ile ilk defa bu yıl uygulamaya<br />
başlayan bir uygulama ile Seviye 6 validasyonu alan 7 Ağız<br />
ve Diş Sağlığı Hastanesi ödül aldı. Hastane yöneticilerine<br />
ödülleri T.C. Sağlık Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dr. Şuayip<br />
Birinci ve HIMSS Başkan ve CEO’su Harold F. Wolf III<br />
tarafından verildi.<br />
Ödül töreninde konuşan ve 2013 yılında başlayan dijital<br />
hastanecilik çalışmalarının bu noktaya geldiğini görmekten<br />
duyduğu mutluluğu dile getiren Bakan Yardımcısı Dr. Şuayip<br />
Birinci, “Bakanlığımızın dünya standartlarında hizmet<br />
sağlayabilmesi için üzerimize düşen ne varsa yapmaya<br />
çalıştık. Yorulmadık, daha fazla üretmekten kaçınmadık.<br />
Şimdi seviye 7 hastanelerimizin sayısını artırmaktan<br />
bahsedebiliyor ve dünyanın dört bir yanından övgü<br />
alabiliyorsak başarı ile kurulan bu güçlü sistemin değerli<br />
bileşenleri, sağlık çalışanlarımızı hatırlamak ve güçlü<br />
siyasal desteği şükranla anmak gerekir. Bugün burada<br />
dünyanın buluşma noktasında sadece dijital hastanecilik<br />
çalışmalarını görmeyeceksiniz. Sektör temsilcileri, kamu ve<br />
özel tüm hizmet sunucularıyla oluşmuş başarı hikayelerine<br />
tanık olacaksınız” diye konuştu.<br />
Eurasiastart, HIMSS Eurasia’da Start-Up’ları<br />
Yatırımcılarla Buluşturdu<br />
Sağlık Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dr. Şuayip Birinci ve<br />
TÜSEB Başkanı Prof. Dr. Adil Mardinoğlu’nun dönem<br />
başkanlıklarını yürüttüğü ve geleceğin inşasında<br />
sürdürülebilir sağlık endüstrisi için sağlık Start-up’larının<br />
gelişimini destekleyen ekosistemin kurulmasını amaçlayan<br />
bir hareket olan EurasiaStart, HIMSS’19 Eurasia’da yer<br />
alarak sağlık Start-up’larını sektör liderleri, yatırımcılar,<br />
danışmanlık firmaları ve kuluçka merkezleri ile bir araya<br />
getirdi.<br />
HIMSS’19 Eurasia Zengin Konferans İçeriği İle<br />
Dikkat Çekti<br />
HIMSS’19 Eurasia konferans içeriği sağlıkta gelecek,<br />
dijital sağlık ekosistemi, sağlık bilişimi ve teknolojilerinde<br />
Eurasiastart Brings Start-Ups To Investors At<br />
Himss Eurasia<br />
Chaired by Deputy Minister of the Ministry of Health<br />
Şuayip Birinci and TÜSEB President Adil Mardinoğlu, and<br />
a movement aimed at establishing an ecosystem that<br />
Kasım <strong>2019</strong>
94<br />
supports the development of health start-ups for the<br />
sustainable health industry in building the future, by taking<br />
place in HIMSS’19 Eurasia, EurasiaStart brought together<br />
Health Startups, industry leaders, investors, consulting<br />
firms and incubation centers.<br />
HIMSS’19 Eurasia Attracted Attention With Its<br />
Rich Conference Content<br />
HIMSS’19 Eurasia conference content included the future<br />
in health, globalization of digital health ecosystem, health<br />
informatics and technologies, artificial intelligence in<br />
health, technology in human-centered health service<br />
delivery, personal data and cyber security, big data<br />
management, academics and industry researchers in health<br />
technologies and R & D and collaborations issues.<br />
HIMSS EMRAM Trainings Provided<br />
HIMSS measurement models EMRAM (Electronic Health<br />
Record Adoption Model), CCMM (Maintenance Continuity<br />
Adoption Model) and O-EMRAM (Electronic Health Record<br />
Adoption Model for Outpatients) was told by HIMSS Turkey<br />
team.<br />
HIMSS (Healthcare Information and Management Systems<br />
Society), which makes measurements with different<br />
assessment models in order to ensure patient safety by<br />
improving the use of technology and information and<br />
improving the quality of health care, keeps the personal<br />
information security of hospitals in the foreground and<br />
records and processes electronic data according to an<br />
internationally valid standard. and provides evaluation.<br />
The Projects Of The Start-Ups Were Evaluated<br />
Within The Scope Of Eurasiastart<br />
EurasiaStart, which is committed to bringing health startups<br />
together with industry leaders, HIMSS’19 Eurasia Startup<br />
field of applications for health entrepreneurs evaluated<br />
by a jury consisting of representatives guiding the sector.<br />
Two start-ups to be selected among the start-ups within<br />
the scope of EurasiaStart in HIMSS’19 Eurasia will have the<br />
opportunity to meet international investors by participating<br />
in the HIMSS America or HIMSS European congress. The<br />
results of the jury evaluations will be announced in the<br />
coming days.<br />
globalleşme, sağlıkta yapay zeka, insan merkezli<br />
sağlık hizmet sunumunda teknoloji, kişisel veriler ve<br />
sibergüvenlik, büyük veri yönetimi, sağlık teknolojilerinde<br />
akademisyen ve endüstri araştırmacılar ile Ar-Ge ve<br />
işbirlikleri gibi konularla geniş bir yelpazeden ele alındı.<br />
HIMSS EMRAM Eğitimleri Verildi<br />
HIMSS ölçümleme modellerinden EMRAM (Elektronik<br />
Sağlık Kaydı Benimseme Modeli), CCMM (Bakım Sürekliliği<br />
Benimseme Modeli) ve O-EMRAM (Ayaktan Tedavi Hizmeti<br />
Sunan Kuruluşlar için Elektronik Sağlık Kaydı Benimseme<br />
Modeli) HIMSS Türkiye ekibi tarafından anlatıldı.<br />
Teknoloji ve bilginin daha iyi kullanımını sağlayarak hasta<br />
güvenliğini sağlama ve sağlık bakım kalitesini iyileştirme<br />
amacıyla farklı değerlendirme modelleri ile ölçümler<br />
yapan HIMSS (Healthcare Information and Management<br />
Systems Society), hastanelerin kişisel bilgi güvenliğini ön<br />
planda tutarak, elektronik verilerinin uluslararası geçerli bir<br />
standarda göre kayıt, işleme ve değerlendirmesi sağlıyor.<br />
Eurasiastart Kapsamında Yer Alan Start-Upların<br />
Projeleri Değerlendirildi<br />
Sağlık Start-up’larını sektör liderleri, yatırımcılar,<br />
danışmanlık firmaları ve kuluçka merkezleri ile bir araya<br />
getirmeyi ve uluslararası proje teşviklerini geliştirmeyi<br />
misyon edinen EurasiaStart, HIMSS’19 Eurasia Startup<br />
alanında yer alan sağlık girişimcilerinin başvuruları<br />
sektöre yön veren temsilcilerden oluşan bir jüri tarafından<br />
değerlendirildi.<br />
HIMSS’19 Eurasia’da EurasiaStart kapsamında yer alan<br />
Start-up’lar arasında seçilecek iki Start-up, HIMSS Amerika<br />
veya HIMSS Avrupa kongresine katılma hakkı kazanarak<br />
uluslararası yatırımcılarla buluşma fırsatı yakalayacak. Jüri<br />
değerlendirmelerinin sonuçları önümüzdeki günlerde belli<br />
olacak.<br />
Kasım <strong>2019</strong>