13.11.2019 Views

Medikal Teknik November 2019

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

NOVEMBER <strong>2019</strong> - INTERNATIONAL MEDICAL MAGAZINE - www.medikalteknik.com.tr<br />

One Out Of Every Three<br />

People In Turkey Is<br />

Pre-Diabetes<br />

HIMSS’19 Eurasia Health IT Conference and<br />

Exhibition Successfully Completed<br />

Data-Centric Approach Promises to<br />

Deliver Better Outcomes in Health Care


Publisher<br />

H. Ferruh IŞIK<br />

on behalf of<br />

İstmag Magazin Gazetecilik<br />

İç ve Diş Tic. Ltd. Şti.<br />

General Manager<br />

(Responsible)<br />

Mehmet SÖZTUTAN<br />

mehmet.soztutan@img.com.tr<br />

Editors<br />

Duygu SAZAN<br />

duygu.sazan@img.com.tr<br />

Recep ARSLANTAŞ<br />

recep.arslantas@img.com.tr<br />

Advertising Coordinator<br />

Recep ARSLANTAŞ<br />

recep.arslantas@img.com.tr<br />

+90 212 604 51 00<br />

Foreign Relations Manager<br />

Ayça SARIOGLU<br />

ayca.sarioglu@img.com.tr<br />

Graphic & Design<br />

Sami Aktaş<br />

sami.aktas@img.com.tr<br />

Finance Manager<br />

Cuma KARAMAN<br />

cuma.karaman@img.com.tr<br />

Accounting Manager<br />

Yusuf DEMİRKAZIK<br />

yusuf.demirkazik@img.com.tr<br />

Subscription<br />

Nurten Demir<br />

nurten.demir@img.com.tr<br />

Bursa Represantation<br />

Ömer Faruk GÖRÜN<br />

omer.gorun@img.com.tr<br />

Buttim Plaza D Blok Kat: 4 No:1267 BURSA<br />

Tel:+90 224 211 44 50 / Fax: 224 211 4481<br />

Printing<br />

CTP • BASKI<br />

İHLAS GAZETECİLİK A.Ş.<br />

Merkez Mah. 29 Ekim Cad.<br />

İhlas Plaza No: 11 A/41<br />

Yenibosna - Bahçelievler / İSTANBUL<br />

+90.212 454 30 00<br />

Head Office<br />

İstanbul Magazin Grubu<br />

İHLAS MEDIA CENTER<br />

Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi<br />

No:11 Medya Blok Kat:1<br />

34197 Yenibosna / İstanbul / Turkey<br />

Tel: 0212 454 22 22<br />

Faks: 0212 454 22 93<br />

www.medikalteknik.com.tr<br />

e-mail: info@medikalteknik.com.tr<br />

İMG - <strong>Medikal</strong> <strong>Teknik</strong> dergisinde<br />

yer alan makalelerdeki fikirler<br />

yazarlarına aittir.<br />

Yayınlanan ilanların sorumluluğu<br />

reklam verene aittir.<br />

İMG - <strong>Medikal</strong> <strong>Teknik</strong> dergisinin<br />

bütün yayın hakları İstmag Magazin Gazetecilik İç<br />

Ve Dış Tic. Ltd. Şti.’ne aittir.<br />

Yazılar kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.


Letter From the Editor<br />

Diyabet Hastaları<br />

Dünyanın En Kalabalık Üçüncü Devletini<br />

Oluşturabilir!<br />

Diabetes Patients<br />

Can Form the Third Most Populous State in<br />

The World!<br />

Diabetes is a common health problem for all countries in the<br />

world and unfortunately, the number of patients continues<br />

to increase day by day. In order to draw attention to this<br />

health problem, <strong>November</strong> 14 is called World Diabetes Day.<br />

I want to share a knowledge of astounding with you that I<br />

learned from Turkish Diabetes Foundation: If diabetic can<br />

establish a state, they would be the most crowded third<br />

state countries after China and India in the world ... Both<br />

China and of India’s population approached 1.4 billion<br />

people. In this case, we can clearly see that it is time to<br />

escape the pitfalls of diabetes and to build more strong<br />

castles in our battle with this disease.<br />

The number of diabetic patients showed a full 100%<br />

increase in Turkey in the last 10 years. The pessimism of the<br />

painting is actually very clear, but we must continue on our<br />

way by saying profit for us wherever we return. In order<br />

to protect ourselves from this disease, we must act more<br />

consciously, increase our awareness and do our best to<br />

increase this awareness in our country and in the world. And<br />

the fight against diabetes… We need to strive to improve<br />

the quality of life for diabetic patients and help them<br />

overcome the difficulties they have in accessing treatment.<br />

Diabetes is a serious health problem but it is not difficult to<br />

overcome this problem, it only requires a little more labor.<br />

This is the scientific data obtained from research conducted<br />

to date. Diabetes causes some complications which can<br />

lead to some disability and sometimes death… However!<br />

Scientific data and the good treatment of diabetes can<br />

protect a person from these problems. Regular control of<br />

blood sugar minimizes the risk of problems. Preventing<br />

blood sugar from rising with good treatment is a solution<br />

for diabetic patients if the disease is present.<br />

The right life, the right nutrition, the right exercise, and<br />

so on are all things that make up our quality of life. It is<br />

possible to raise more healthy new generations with just a<br />

little more awareness and only a little more care. Let China<br />

and India continue to compete in the world population.<br />

Diabetes should not participate in this race…<br />

Diyabet hastalığı tüm dünya ülkeleri için ortak bir sağlık<br />

sorunu ve ne yazık ki günden güne de hasta sayısındaki<br />

artışlar sürüyor. Bu sağlık sorununa dikkat çekmek için her<br />

yıl 14 Kasım “Dünya Diyabet Günü” olarak anılıyor.<br />

Türkiye Diyabet Vakfı vesilesiyle öğrendiğim ve gerçekten de<br />

hayret edilesi bir bilgiyi sizinle de paylaşmak istiyorum: Eğer<br />

diyabetliler bir devlet kurabilselermiş, Çin ve Hindistan’dan<br />

sonra dünya üzerindeki en kalabalık üçüncü devlet ülkesi<br />

olabilirlermiş… En kalabalık iki ülke olarak hem Çin hem de<br />

Hindistan’ın nüfusu, 1.4 milyar kişiye yaklaştı. Bu durumda<br />

açıkça görebiliriz ki, artık diyabetin insanlığa kurduğu<br />

tuzaklardan kaçmanın ve bu hastalıkla verdiğimiz savaşta<br />

daha sağlam kalelerin inşasının vakti gelmiş de çoktan<br />

geçmiş.<br />

Son 10 yılda Türkiye’de diyabetli hasta sayısı tam %100<br />

artış göstermiş. Tablonun karamsarlığı aslında çok net<br />

ama yine de zararın neresinden dönersek bizim için<br />

kar diyerek yolumuza devam etmeliyiz. Bu hastalıktan<br />

kendimizi koruyabilmek için daha bilinçli hareket etmeli,<br />

farkındalığımızı arttırmalı ve ülkemizde, dünyada bu bilincin<br />

artması için elimizden geleni yapmalıyız. Ve diyabetle savaş…<br />

Diyabetli hastaların yaşam kalitelerini arttırmak, tedavi<br />

imkanlarına erişimde yaşadıkları sıkıntıları aşmalarına<br />

yardımcı olmak için çaba harcamalıyız.<br />

Diyabet ciddi bir sağlık sorunu ancak bu sorunu aşmak zor<br />

değil, sadece biraz daha fazla meşakkat gerektiriyor. Bunu<br />

söyleyen bugüne dek yapılan araştırmalarda elde edilen<br />

bilimsel veriler. Diyabet, bazı komplikasyonlara sebep olur ki<br />

bu komplikasyonlar bazı sakatlıklara ve bazen de ölümlere<br />

sebebiyet verebilir… Ancak (!) Bilimsel veriler diyabetin iyi<br />

tedavi edilmesi ile kişinin bu olumsuzluklardan kendisini<br />

koruyabileceğini söylüyor. Kan şekerinin düzenli kontrolü<br />

sorun yaşama riskini en aza indirger. Eğer hastalık mevcutsa<br />

da iyi bir tedavi ile kan şekerinin yükselmesini engellemek,<br />

diyabet hastaları için bir çözüm yoludur.<br />

Doğru yaşam, doğru beslenme, doğru egzersiz ve benzeri<br />

her şey, yaşam kalitemizi oluşturan bir bütün. Sadece<br />

biraz daha farkındalıkla, sadece biraz daha özenle daha<br />

sağlıklı yeni nesiller yetiştirmek mümkün. Bırakalım, dünya<br />

nüfusunda Çin ve Hindistan yarışmaya devam etsin. Diyabet,<br />

bu yarışa katılmasın…<br />

DUYGU SAZAN<br />

Editor


6<br />

We Meet Every Year at MEDICA<br />

Her Yıl MEDICA’da Buluşuyoruz<br />

As exporters, importers, manufacturers, wholesalers,<br />

hospital managers, physicians and other stakeholders<br />

of the medical sector from many countries of the<br />

world, we meet every year in <strong>November</strong> in MEDICA<br />

Düsseldorf Germany. Some of our companies participate<br />

independently in the MEDICA Fair which IKMIB organizes<br />

the national participation organization. We wish all our<br />

companies to have a successful and profitable fair. We are<br />

already scheduled to meet at MEDICA Fair in <strong>November</strong><br />

2020.<br />

The meeting date of the medical world in our country<br />

is 19-21 March 2020 and the meeting place is Istanbul.<br />

We expect industry stakeholders from many parts of<br />

the world to come to Expomed Eurasia, the<br />

leading fair of Eurasia this year. Of course,<br />

other activities in our country should be<br />

mentioned. HIMSS’19 Eurasia Health<br />

Informatics and Technology Conference,<br />

which was organized in Istanbul on 30<br />

October-01 <strong>November</strong>, is one of them.<br />

In the meantime, this year, I would<br />

not pass without mentioning “New<br />

Horizons in Radiology”, 40th<br />

TURKRAD National Radiology<br />

Congress organized in<br />

Antalya on 06-09 <strong>November</strong>.<br />

Almost every month,<br />

activities are held in other<br />

sectors and in different<br />

branches in our country.<br />

See you December <strong>2019</strong><br />

issue special for Medical<br />

Supply Congress. Good bye.<br />

Recep ARSLANTAŞ<br />

Kasım <strong>2019</strong><br />

Coordinator<br />

Recep Aslantas<br />

Coordinator<br />

Dünyanın birçok ülkesinden ihracatçı, ithalatçı, üretici,<br />

toptancı, hastane yöneticisi, hekim ve medikal sektörünün<br />

diğer paydaşları olarak her yıl Kasım ayında MEDICA<br />

Düsseldorf Almanya’da buluşuyoruz. İKMİB’in milli katılım<br />

gösterdiği MEDICA Fuarı’na, bazı firmalarımız da bağımsız<br />

olarak katılım gösteriyorlar. Tüm firmalarımızın başarılı<br />

ve aktif bir fuar geçirmelerini diliyoruz. 2020 yılının Kasım<br />

ayında da MEDICA Fuarı’nda buluşmak üzere şimdiden<br />

randevulaşıyoruz.<br />

Tıp dünyasının bizim ülkemizde buluşma tarihi 19-21 Mart<br />

2020, buluşma yeri ise İstanbul oluyor. Avrasya’nın lider<br />

fuarı Expomed Eurasia’ya bu sene de dünyanın birçok<br />

noktasından sektör paydaşlarının gelmesini bekliyoruz.<br />

Tabii ülkemizde yapılan başka etkinliklerden<br />

de bahsetmek gerek. Geçtiğimiz günlerde<br />

İstanbul’da 30 Ekim-01 Kasım tarihlerinde<br />

organize edilen HİMSS’19 Eurasia Sağlık<br />

Bileşim ve Teknolojileri Konferans ve<br />

Fuarı bunlardan biri. Bu arada bu sene<br />

“Radyolojide Yeni Ufuklar” diyerek, 40. defa<br />

06-09 Kasım <strong>2019</strong> tarihlerinde Antalya’da<br />

organize edilen TURKRAD <strong>2019</strong><br />

Radyoloji Kongresi’nden de<br />

bahsetmeden geçemeyeceğim.<br />

Ülkemizde hemen<br />

hemen her ay başka<br />

sektörlerde ve farklı<br />

branşlarda etkinlikler<br />

gerçekleştirilmekte.<br />

Aralık <strong>2019</strong> Tıbbi<br />

Tedarik Kongre<br />

Sayımızda görüşünceye<br />

kadar esen kalın.<br />

Recep ARSLANTAŞ<br />

Koordinatör


8<br />

Rise of Artificial Intelligence in critical care:<br />

Philips Tele-ICU Solutions<br />

Yoğun Bakımlarda Yapay Zekanın Yükselişi:<br />

Philips Tele-ICU Çözümleri<br />

Philips, yapay zeka temelli geliştirdiği yoğun<br />

bakım modeli Tele-ICU ile yüksek kaliteli yoğun<br />

bakım hizmeti sunmaya devam ediyor<br />

Philips continues to offer high-quality critical care<br />

with its tele-ICU service model<br />

The tele-ICU program, which is based on artificial<br />

intelligence, developed for directing intensive care<br />

populations, makes a difference with its benefits in terms<br />

of patient management and financial efficiency.<br />

According to a recent study conducted by Dr. Craig Lilly, a<br />

professor at University of Massachusetts Medical School<br />

and Director of the eICU Program at UMass Memorial<br />

Medical Center, the artificial intelligence-based intensive<br />

care model tele-ICU increases financial margins in<br />

population health while; it also increases case volume and<br />

access to high-quality intensive care. According to the<br />

research;<br />

• Intensive Care Unit, managed by Tele-ICU, increases the<br />

number of cases by 21% compared to traditional models.<br />

• A centralized tele-ICU maintenance model provides<br />

shorter downtime and increases revenue based on direct<br />

costs.<br />

• With the advantages and performance provided, the<br />

model increased by 376% from 7.7 Million Dollars to 37.7<br />

Million Dollars. When combined with a logistics center,<br />

the model increases the case volume by 38% compared to<br />

traditional models.<br />

• A tele-ICU with an additional logistics center and quality<br />

service standardization increases its contribution from $ 7.9<br />

million to $ 60.6 million, resulting in a 665% increase.<br />

• With the financial savings and margin increase, tele-ICU pays<br />

the first capital cost in less than 3 months.<br />

Yoğun bakım popülasyonlarının yöneltilmesi için<br />

geliştirilmiş, yapay zekaya dayalı yoğun bakım ünitesi<br />

tele-ICU programı, hasta yönetimi ve finansal verimlilik<br />

açısından oluşturduğu faydayla fark sağlıyor.<br />

Massachusetts Üniversitesi Tıp Fakültesi Anesteziyoloji<br />

ve Cerrahisi Profesörü ve UMass Memorial Tıp<br />

Merkezi’ndeki eICU Programı Direktörü Craig M. Lilly<br />

tarafından gerçekleştirilen araştırmaya göre, yapay<br />

zekaya dayalı yoğun bakım modeli tele-ICU’nun, nüfus<br />

sağlığı yönetiminde finansal marjları arttırıp, önemli<br />

ölçüde maliyet tasaraffu sağlarken; aynı zamanda vaka<br />

hacmini ve yüksek kaliteli yoğun bakıma erişimi de<br />

önemli ölçüde arttırdığını ortaya koyuyor. Araştırmaya<br />

göre;<br />

•Tele-ICU yarafından yönetilen Yoğun Bakım ünitesi,<br />

geleneksel modellere kıyasla vaka sayısını %21 artıyor.<br />

•Merkezi bir tele-ICU bakım modeli, daha kısa süreli<br />

yatış süresi sağlıyor ve doğrudan maaliyetlere göre geliri<br />

yükseltiyor.<br />

•Sağladığı avantajlar ve ortaya koyduğu performansla<br />

katkı payının 7.7 Milyon Dolar’dan 37.7 Milyon Dolar’a<br />

çıkmasıyla %376’lık bir artış sağlayan model, lojistik bir<br />

merkezle birleştiğinde de geleneksel modellere kıyasla<br />

vaka hacmini %38 oranında arttırıyor.<br />

• Ek lojistik merkezi ve kaliteli hizmet<br />

standardizasyonuna sahip bir tele-ICU katkı payını 7,9<br />

Milyon Dolar’dan 60,6 Milyon Dolar’a çekerek %665’lik bir<br />

artış sağlıyor.<br />

• Yarattığı finansal tasarruf ve marj arttırımıyla tele-ICU,<br />

3 aydan daha kısa bir sürede ilk sermaye maaliyetini<br />

amorti ediyor.<br />

“Tele-ICU programlarının vaka hacmini ve yüksek<br />

kalitede yoğun bakıma erişimi arttırırken, marjları<br />

iyileştirmesi, tele-ICU sistemlerinin sağlık uzmanları<br />

tarafından daha geniş ölçüde benimsenmesi için güçlü<br />

bir finansal argüman olarak öne çıkarıyor” diyen Profesor<br />

Lilly, “Doğru şekilde uygulanan tele sağlık programlarının<br />

hasta bakım sonuçları üzerinde önemli bir etkiye sahip<br />

olabileceği birçok benzer çalışmada iyi bir şekilde<br />

Kasım <strong>2019</strong>


9<br />

She added furthermore, “Tele-ICU programs increase<br />

case volume and access to high-quality intensive care,<br />

while improving margins is a powerful financial argument<br />

for broader adoption of tele-ICU systems by healthcare<br />

professionals, Prof Professor Lilly said. it has been well<br />

documented in many similar studies that could have a<br />

significant impact on care outcomes, and this study now<br />

supports the financial investment and productivity behind it.”<br />

The CEO of Philips Turkey Haluk Karabatak, said, “At<br />

Philips, we continue to improve people’s lives with a new<br />

innovation in healthcare technology. Studies have shown<br />

that an ICU bed costs very high costs, while tele-ICU<br />

systems make better use of available resources to provide a<br />

significant increase in case volume (a gap between systems<br />

and existing words). This change makes it possible to reach<br />

wider masses (there should be a gap between the masses<br />

and access) without having to support additional intensive<br />

care unit beds and reinforce personnel.”<br />

Philips participated in the 22th International Intensive Care<br />

Symposium with its intensive care information systems,<br />

bedside monitors, ultrasound devices and its expert team.<br />

During the symposium, the world-renowned intensive care<br />

specialist, Dr. Tele-ICU and artificial intelligence applications<br />

for the first time in the world and the implementation<br />

of Philips eICU program in the development of the great<br />

contribution to Dr. Brian Rosenfeld was the guest. During<br />

the symposium, Rosenfeld had the opportunity to share<br />

his knowledge and experiences gained during the use of<br />

artificial intelligence and digitalization in intensive care<br />

units he has pioneered for more than 20 years with the<br />

participating intensive care specialists. Both the satellite<br />

symposium and one-on-one interviews with Dr. Rosenfeld<br />

shed light on his views on the digitalization process in<br />

intensive care in our country.<br />

belgelenmiştir ve bu çalışma artık arkasındaki finansal<br />

yatırımı ve verimliliği desteklemektedir.” diyerek sözlerini<br />

sürdürdü.<br />

Philips Türkiye CEO’su Haluk Karabatak ise; “Philips<br />

olarak, sağlık teknolojileri alanında her geçen gün yeni<br />

bir inovasyonla insanların hayatlarını iyileştirmeye devam<br />

ediyoruz. Gerçekleştirilen çalışmalarda gördük ki bir yoğun<br />

bakım ünitesi yatağı çok yüksek maliyetlere mal olurken<br />

tele- ICU sistemleri mevcut kaynakları daha iyi kullanarak<br />

vaka hacminde önemli (sistemleri ve mevcut kelimeleri<br />

arasında boşluk olması gerekiyor)bir artış sağlıyor. Bu<br />

değişim, ek yoğun bakım ünitesi yatakları oluşturmak ve<br />

personel takviyesi yapmak zorunda kalmadan daha geniş<br />

kitlelere erişmeyi (kitlelere ve erişmeye arasında boşluk<br />

olmalı)mümkün kılmaktadır. “<br />

Philips, 22. Uluslararası Yoğun Bakım Sempozyumu’nda<br />

ürün portföyünde yer alan yoğun bakım bilgi sistemleri,<br />

hastabaşı monitörleri, ultrasonografi cihazları ve<br />

konusunda uzman ekibiyle birlikte yer aldı. Aynı zamanda<br />

sempozyum süresince dünyaca tanınmış yoğun bakım<br />

uzmanı, tele-ICU ve yapay zeka uygulamalarını dünyada ilk<br />

kez hayata geçiren ve Philips bünyesinde eICU Programının<br />

gelişimine büyük katkı sunan Dr. Brian Rosenfeld’i konuk<br />

etti. Dr. Rosenfeld, sempozyum süresince 20 yılı aşkın<br />

süredir öncülük ettiği yoğun bakımlarda dijitaleşme ve<br />

yapay zekanın kullanımı sürecinde elde etmiş olduğu bilgi<br />

birikimini ve tecrübelerini katılımcı yoğun bakım uzmanları<br />

ile paylaşma fırsatı buldu. Gerek konuşma yaptığı uydu<br />

sempozyumunda gerekse birebir görüşmelerinde büyük<br />

ilgi gören Dr. Rosenfeld, ülkemizdeki yoğun bakımlardaki<br />

dijitalleşme sürecine paylaştığı görüşleriyle ışık tuttu.<br />

Kasım <strong>2019</strong>


10<br />

3-9 NOVEMBER ORGAN DONATION WEEK<br />

The sole remedy for Chronic Renal Failure is<br />

Transplantation!<br />

3-9 KASIM ORGAN BAĞIŞI HAFTASI<br />

Kronik Böbrek Yetmezliğinde<br />

Tek Çare Nakil!<br />

Chronic renal failure, which is one of the important health<br />

problems of our country, is treated with dialysis if the<br />

appropriate organ cannot be found. Professor Dr. Gürkan<br />

Tellioğlu, said, “Kidney function loss can lead to chronic<br />

renal failure over time, and this takes person to organ<br />

transplantation.”<br />

People with hypertension, diabetes, or both, may have loss<br />

of kidney function. In addition, kidney stones and infection,<br />

congenital urinary system problems, glomerulonephritis<br />

defined as a large group of diseases due to unconscious<br />

drug use can be found in the same problem. Declaring that<br />

however, many of these disorders may not give symptoms<br />

in the early period, Prof. Dr. Gürkan Tellioğlu, Yeditepe<br />

University Hospitals Kidney Transplant Clinic, said, “Slowly<br />

advancing diseases, causing an adaptation in the body is<br />

delayed to be notice.”<br />

Moving Stealthily<br />

Renal disease, nausea and vomiting are the most common<br />

causes of urea values in kidney patients. When you are<br />

Ülkemizin önemli sağlık sorunları arasında yer alan kronik<br />

böbrek yetmezliği, eğer uygun organ bulunamazsa diyalizle<br />

tedavi ediliyor. Prof. Dr. Gürkan Tellioğlu, “Böbrekte işlev<br />

kaybı; zaman içinde kronik böbrek yetmezliğine, bu tablo da<br />

kişiyi organ nakline götürebiliyor” diyor.<br />

Hipertansiyon, diyabet ya da her ikisinin bir arada olduğu<br />

kişilerin böbreklerinde işlev kaybı görülebiliyor. Ayrıca<br />

böbrek taşı ve enfeksiyon, doğumsal üriner sistem<br />

sorunları, glomerulonefritler diye tanımlanan geniş bir<br />

hastalık grubunda da bilinçsiz ilaç kullanımı nedeniyle aynı<br />

soruna rastlanabiliyor. Ancak bu rahatsızlıkların pek çoğu<br />

erken dönemde belirti vermeyebildiğini söyleyen Yeditepe<br />

Üniversitesi Hastaneleri Böbrek Nakli Kliniği Sorumlusu<br />

Prof. Dr. Gürkan Tellioğlu, ”Yavaş yavaş ilerleyen<br />

hastalıklar, vücutta bir adaptasyona neden olduğu için fark<br />

edilmesi gecikiyor” diyor.<br />

Sinsice İlerliyor<br />

Böbrek hastalarında en sık üre değerlerinin çok yüksek<br />

olmasına bağlı halsizlik, bulantı, kusma görülüyor.<br />

Kasım <strong>2019</strong>


11<br />

connected to diabetes, frequent urination, and blood<br />

pressure, headache may occur. Therefore, if there is any<br />

problem, they should be kept under follow-up and regular<br />

health checks should be done. Thus, risk factors emerge, it<br />

is possible to take early measures.<br />

++Anyone with Renal Failure Needs Assessment<br />

Loss of function in the kidney; chronic kidney failure<br />

over time, this picture can lead to organ transplantation.<br />

Stating that therefore, it is important to evaluate the<br />

kidney transplantation of everyone living with kidney<br />

failure, Prof. Dr. Tellioğlu said, “In this context; patient’s<br />

cardiovascular system, lungs and body biochemistry,<br />

including very detailed tests should be done. In addition,<br />

women’s gynecology and birth, men in the urology<br />

department is important to be evaluated. As a result of all<br />

the evaluations, the person is determined to be suitable<br />

for kidney transplantation and the transplantation process<br />

is started. If there is a live donor, the patient is screened<br />

to the fourth degree relatives. The decision of the ethics<br />

committees in provincial health directorates is decisive for<br />

non-relative living donors. Those who do not have a relative<br />

are included in the organ waiting list.<br />

Donor Surgery Is Performed With Implicit Method<br />

In general, surgery is done for the treatment of diseases.<br />

The only exception is organ donor surgery. These people<br />

are being operated because they are healthy. The most<br />

advanced methods of transplantation operations, organ<br />

donors are important to shorten the time to return to<br />

their routine lives. Renal donor surgery is now performed<br />

with laparoscopic surgery, which is described as a closed<br />

method. In this way, the complaint of pain after surgery<br />

is less, healing process is accelerated. The kidney is<br />

Diyabete bağlı olduğunda sık idrara çıkma, tansiyona<br />

bağlı olursa da baş ağrısı gibi belirtilere rastlanabiliyor.<br />

Dolayısıyla herhangi bir sorunu olduğunda bunların ihmal<br />

edilmeden takipte tutulması ve düzenli sağlık kontrolü<br />

yaptırılması gerekiyor. Böylece risk faktörleri ortaya<br />

çıkarak, erken dönemde önlem almam mümkün olabiliyor.<br />

Böbrek Yetmezliği Olan Herkesin<br />

Değerlendirilmesi Gerekiyor<br />

Böbrekte işlev kaybı; zaman içinde kronik böbrek<br />

yetmezliğine, bu tablo da kişiyi organ nakline götürebiliyor.<br />

Dolayısıyla böbrek yetmezliği yaşayan herkesin böbrek<br />

nakli açısından değerlendirilmesinin önem taşıdığına işaret<br />

eden Prof. Dr. Tellioğlu, “Bu kapsamda; hastanın kalp<br />

Kasım <strong>2019</strong>


12<br />

immediately transplanted to the patient who has chronic<br />

renal failure. The first three months after surgery are of<br />

great importance. This refers to the critical period of the<br />

patient’s adaptation to a transplanted life. After intensive<br />

drug treatment, the number and dose of drugs began to<br />

decrease over time. Noting that after intensive medication,<br />

the dose and number of medications started to decrease,<br />

Prof. Dr. Tellioğlu said, “It is necessary to be cautious in<br />

order to reduce the risk of infection in the first three<br />

months after kidney transplantation. For this purpose,<br />

it is necessary to avoid crowded and poorly ventilated<br />

environments and to avoid contact with sick individuals,<br />

especially in terms of respiratory diseases. Kidney<br />

transplantation is not a treatment that ends with surgery. It<br />

starts with surgery and continues for life.”<br />

Percentage of the Living Donor Transplant in<br />

Turkey Very High<br />

Reporting that in our country, due to the insufficient<br />

number of organ donations of people who passed away,<br />

still living in these rates, Prof. Dr. Gürkan Tellioğlu, said,<br />

“But on the other hand, the organ is a solution to the<br />

desperation of tens of thousands of patients, especially<br />

those expecting a kidney transplant. More organ donation<br />

is made in Europe and America than in our country. For<br />

example; 70- 80 percent of organ transplants in Spain, while<br />

donations from deceased persons, the rate of living donor<br />

transplants in Turkey reportedly 80 percent.”<br />

One Day We All May Need!<br />

Declaring that organ donation should be considered as<br />

a social insurance, Prof. Dr. Gürkan Tellioğlu, Yeditepe<br />

University Hospital Kidney Transplant Clinic Responsible,<br />

“When you or a relative needs organ transplantation,<br />

this depends on the organ donation awareness in the<br />

community where you live. If you live in a society like our<br />

country with a low donation rate, your only alternative<br />

is a live donor kidney transplant. Therefore, your organ<br />

donation and your contribution to social awareness in this<br />

regard, actually means to insure your own future.”<br />

damar sistemi, akciğerleri ile vücut biyokimyasını da içeren<br />

çok detaylı tetkikler yapılması gerekiyor. Ayrıca kadınların<br />

kadın hastalıkları ve doğum, erkeklerin de üroloji bölümünde<br />

değerlendirilmesi önem taşıyor. Tüm değerlendirmeler<br />

sonucunda, kişinin böbrek nakli açısından uygunluğu<br />

tespit ediliyor ve nakil tedavi sürecine geçiliyor. Canlı verici<br />

olacaksa hastanın dördüncü dereceye kadar akrabalarında<br />

tarama yapılıyor. Akraba dışı canlı vericiler için il sağlık<br />

müdürlüklerindeki etik kurulların kararı belirleyici oluyor. Bir<br />

yakını olmayanlar ise organ bekleme listesine dâhil ediliyor.<br />

Verici Ameliyatı Kapalı Yöntemle Yapılıyor<br />

Genel olarak ameliyatlar, hastalıkların tedavisi için yapılıyor.<br />

Tek istisnası ise organ verici ameliyatları oluyor. Bu kişiler,<br />

sağlıklı olduğu için ameliyat ediliyor. Nakil ameliyatlarının<br />

en gelişmiş yöntemlerle yapılması, organ vericilerinin<br />

rutin hayatlarına dönme süresini kısaltma açısından önem<br />

taşıyor. Böbrek verici ameliyatları artık, kapalı yöntem<br />

olarak belirtilen laparoskopik cerrahi ile gerçekleştiriliyor.<br />

Bu sayede ameliyat sonrası ağrı şikâyeti az oluyor, iyileşme<br />

süreci hızlanıyor. Alınan böbrek ise hemen akabinde kronik<br />

böbrek yetmezliği yaşayan hastaya naklediliyor. Ameliyatın<br />

ardından ilk üç ay büyük önem taşıyor. Bu dönem, ilaç<br />

ayarları yapılan hastanın nakilli bir hayata adaptasyon<br />

sürecinin kritik dönemini ifade ediyor. Yoğun ilaç tedavisinin<br />

ardından zamanla ilaç dozunun ve sayısının azalmaya<br />

başladığına dikkat çeken Prof. Dr. Tellioğlu, “Böbrek nakli<br />

sonrası ilk üç ayda enfeksiyon riskini azaltmak açısından<br />

temkinli olmak gerekiyor. Bu amaçla kalabalık ve iyi<br />

havalandırılmayan ortamlardan uzak durmak, özellikle<br />

solunum yoluyla bulaşabilecek hastalıklar açısından, hasta<br />

bireylerle temastan kaçınmak gerekiyor. Böbrek nakli,<br />

ameliyat ile sonlanan bir tedavi değil. Ameliyatla başlayıp,<br />

ömür boyu devam ediyor” diyor.<br />

Türkiye’de Canlı Vericili Nakillerin Oranı Çok<br />

Yüksek<br />

Ülkemizde vefat eden kişilerden organ bağışı sayısının<br />

yetersizliği nedeniyle hala bu oranlarda canlı vericili nakil<br />

yapıldığını anlatan Prof. Dr. Gürkan Tellioğlu, “Ancak<br />

bir yandan da organ, özellikle de böbrek nakli bekleyen<br />

on binlerce hastanın çaresizliğine bulunan bir çözüm.<br />

Avrupa’da ve Amerika’da ülkemize oranla daha fazla<br />

vefaten organ bağışı yapılıyor. Örneğin; İspanya’daki organ<br />

nakillerinin yüzde 70- 80’i vefat eden kişilerden bağışlarla<br />

yapılırken, Türkiye’deki canlı vericili nakillerin oranı yüzde<br />

80 olarak bildiriliyor” diyor.<br />

Bir Gün Hepimizin İhtiyacı Olabilir!<br />

Organ bağışının aslen bir toplumsal sigorta gibi<br />

düşünülmesi gerektiğini söyleyen Yeditepe Üniversitesi<br />

Hastanesi Böbrek Nakli Kliniği Sorumlusu Prof. Dr. Gürkan<br />

Tellioğlu, “Sizin ya da bir yakınınızın organ nakli ihtiyacı<br />

olduğunda, bu durum yaşadığınız toplumdaki organ bağış<br />

bilincine bağlıdır. Eğer ülkemiz gibi vefaten bağış oranının<br />

düşük olduğu bir toplumda yaşıyorsanız, tek alternatifiniz<br />

canlı vericili böbrek nakli oluyor. Dolayısıyla yapacağınız<br />

organ bağışı ve bu konuda toplumsal farkındalığa<br />

koyacağınız katkı, aslında kendi geleceğinizi sigortalamak<br />

anlamına geliyor.”<br />

Kasım <strong>2019</strong>


14<br />

Professor Dr. Kaptan:<br />

Taking Precaution To Never Getting Sick Easy And Cheap<br />

Prof. Dr. Kaptan: Hasta Olmadan Önlem Almak Kolay Ve Ucuz<br />

Sharing information within the scope of <strong>November</strong> 14<br />

‘World Diabetes Day’ Prof. Dr. Gülten Kaptan warned, “It is<br />

easy and cheap to take precaution to never getting sick.”<br />

Pointing out that sedentary lifestyle, and irregular nutrition<br />

cause diabetes, Kaptan said, “Although it is preventable and<br />

treatable, diabetes is spreading rapidly. So let’s be active,<br />

take care of our diet, avoid excess fat and carbohydrates.<br />

Let’s monitor our weight and blood pressure. Let us<br />

become aware of this issue and raise awareness.”<br />

Insufficiency or absence of insulin hormone production for<br />

any reason, or insensitivity of body tissues to insulin, leads<br />

to common and dangerous diabetes (diabetes). Stating that<br />

for this reason, it was accepted as ‘World Diabetes Day’<br />

in order to increase the global awareness of the adverse<br />

effects of diabetes on <strong>November</strong> 14, its adverse effects<br />

on the individual and how to prevent it, Prof. Dr. Gülten<br />

Kaptan, Beykoz University Vocational School Director,<br />

said, “Although it is preventable and treatable, diabetes<br />

14 Kasım ‘Dünya Diyabet Günü’ kapsamında açıklama yapan<br />

Prof. Dr. Gülten Kaptan, “Hasta olmadan önlem almak<br />

kolay ve ucuzdur” uyarısında bulundu. Hareketsiz yaşam<br />

ve düzensiz beslenmenin diyabete neden olduğuna dikkat<br />

çeken Kaptan, “Önlenebilir ve tedavi edilebilir olmasına<br />

rağmen diyabet hızla yayılıyor. Öyleyse hareketli olalım,<br />

beslenmemize dikkat edelim, aşırı yağ ve karbonhidrattan<br />

kaçınalım. Kilo ve tansiyonumuzu takip edelim. Bu konuda<br />

bilinçlenelim ve bilinçlendirelim” diye konuştu.<br />

İnsülin hormonu üretiminin herhangi bir sebeple yetersiz<br />

olması veya hiç olmaması ya da vücut dokularının insüline<br />

karşı duyarsız hale gelmesi yaygın olarak görülen ve<br />

tehlikeli olan diyabete (şeker hastalığı) neden oluyor.<br />

Bu nedenle 14 Kasım’ın diyabetin yol açtığı istenmeyen<br />

yan etkilerini, birey üzerindeki kötü etkilerini ve nasıl<br />

önleneceğine dair küresel farkındalığı artırmak adına<br />

‘Dünya Diyabet Günü’ olarak kabul edildiğini belirten<br />

Beykoz Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr.<br />

Kasım <strong>2019</strong>


15<br />

is spreading rapidly. These issues are also the subject of<br />

World Diabetes Day. In this day, the public awareness<br />

campaigns about the increasing diabetes problem in every<br />

part of the world are increasing.”<br />

++Man And Woman Have Different Symptoms<br />

Stating that high blood sugar, which is not treated for<br />

diabetes due to high blood pressure and diabetes from<br />

heart diseases, can damage nerves, eyes, kidneys and other<br />

organs, Kaptan said, “Increased feeling of hunger, thirst,<br />

weight loss, frequent and excessive urination, blurred<br />

vision, excessive fatigue and non-healing wounds show<br />

general symptoms of diabetes. Male and female may have<br />

some different symptoms.” In addition to the general<br />

symptoms of diabetes in men, Kaptan said sex drive,<br />

erectile dysfunction (ED) and decreased muscle strength,<br />

and women may also have symptoms such as urinary tract<br />

infections, yeast infections and dry, itchy skin.<br />

Gülten Kaptan, “Önlenebilir ve tedavi edilebilir olmasına<br />

rağmen diyabet hızla yayılıyor. Bu konular Dünya Diyabet<br />

Günü’nün de konusunu oluşturuyor. Bu günde dünyanın<br />

her noktasında artan diyabet sorunu hakkında medyada<br />

kamuoyunu bilinçlendirme kampanyaları artıyor” dedi.<br />

We Need To Be Conscious And Take Precautions<br />

Explaining that genetic and lifestyle factors will<br />

affect the formation of diabetes, Kaptan, listed the<br />

disease prevention recommendations as follows:<br />

“Being overweight or obese also increases the risk. Fat<br />

accumulates especially in the abdomen triggers diabetes. In<br />

general, knowing and avoiding risk factors is an important<br />

part of protection. These factors include being overweight,<br />

having diabetes in the family, smoking and sedentary life,<br />

which leads to inactivity in today’s technology and lifestyle.<br />

It is easy and inexpensive to take precautions without<br />

the patient. So let’s be active, take care of our diet, avoid<br />

excess fat and carbohydrates. Let’s monitor our weight and<br />

blood pressure. Let’s become aware of this issue and raise<br />

awareness.”<br />

Erkek Ve Kadında Farklı Belirtileri Var<br />

Diyabetin kalp hastalıklarından yüksek tansiyona ve<br />

diyabetten dolayı tedavi edilmeyen yüksek kan şekerinin<br />

sinirlere, gözlere, böbreklere ve diğer organlara zarar<br />

verebildiğini belirten Kaptan, “Artan açlık hissi, susuzluk,<br />

kilo kaybı, sık ve çok idrara çıkma, bulanık görme, aşırı<br />

yorgunluk ve iyileşmeyen yaralar diyabetle ilgili genel<br />

belirtileri gösteriyor. Erkek ve kadında bazı farklı belirtileri<br />

olabiliyor” dedi. Kaptan, erkeklerde diyabetin genel<br />

semptomlarına ek olarak cinsel dürtü, erektil disfonksiyon<br />

(ED) ve kas kuvvetinde azalma, kadınlarda ise ayrıca idrar<br />

yolu enfeksiyonları, maya enfeksiyonları ve kuru, kaşıntılı<br />

cilt gibi semptomlar olabileceğini söyledi.<br />

Bilinçlenmeli Ve Önlem Almalıyız<br />

Diyabet oluşumunu genetik ve yaşam tarzı faktörlerin<br />

etkileyeceğini anlatan Kaptan, hastalığın önlenmesi<br />

konusundaki önerilerini şöyle sıraladı: “Fazla kilolu veya<br />

obez olmak da riski artırıyor. Özellikle karın bölgesinde<br />

biriken yağlar diyabeti tetikliyor. Genel olarak risk<br />

faktörlerini bilmek ve onlardan kaçınmak korunmanın<br />

önemli bir parçasıdır. Bu faktörler, fazla kilolu olmak, aile<br />

içinde diyabet hastalığının olması, sigara içmek ve sedanter<br />

yani hareketsiz yaşam ki günümüz koşullarında teknoloji ve<br />

yaşam şekli hareketsizliğe götürmektedir. Hasta olmadan<br />

önlem almak kolay ve ucuzdur. Öyleyse hareketli olalım,<br />

beslenmemize dikkat edelim, aşırı yağ ve karbonhidrattan<br />

kaçınalım. Kilo ve tansiyonumuzu takip edelim. Bu konuda<br />

bilinçlenelim ve bilinçlendirelim.”<br />

Kasım <strong>2019</strong>


16<br />

A New Ground Was Broken In Turkey<br />

ROSI Yöntemi İle Türkiye’nin İlk Bebeği Dünyaya Geldi<br />

There had been successful fertilisations thanks<br />

to the ROSI method, which has become a hope<br />

for the couples suffered from azoospermia and<br />

gave up on their dream of becoming parents.<br />

And today, first alive baby that was fertilised<br />

with ROSI method was born. Obstetrician and<br />

gynecologist Prof. Dr. Recai Pabuçcu from<br />

Centrum Clinic confirmed that both the baby and<br />

the mother are very healthy.<br />

Thanks to recently developed ROSI method, men with<br />

azoospermia (the medical condition of a man whose<br />

semen contains no sperm or very less sperms) now<br />

have a chance to have a baby with their partners. The<br />

foundations of this method were laid in Japan. In a short<br />

period, the method brought successful results in Turkey<br />

too and became a hope for the couples who gave up on<br />

their dreams of having a baby. The specialists stated that<br />

the first baby that was brought into this world thanks to<br />

this method had no difference than the babies that were<br />

brought to this world via natural ways.<br />

ROSI yöntemi, özellikle azospermi sebebiyle<br />

çocuk sahibi olma hayallerinden vazgeçen çiftlere<br />

son teknoloji bir umut olmuş ve bu yolla son<br />

dönemde Türkiye’de de gebelikler sağlanmıştı.<br />

İlk doğum gerçekleşti ve Türkiye’de ilk defa<br />

ROSI yöntemiyle dünyaya canlı bir bebek geldi.<br />

Centrum Clinic Kadın Sağlığı Merkezi Kadın<br />

Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Recai<br />

Pabuçcu, dünyaya gelen erkek bebeğin ve annenin<br />

oldukça sağlıklı olduğu bilgisini paylaştı.<br />

Son dönemde gelişen ROSI teknolojisi ile özellikle<br />

azospermi dediğimiz erkek kısırlığına, yani menide hiç canlı<br />

veya olgun sperm hücresi bulunmaması durumuna rağmen,<br />

çiftlerin çocuk sahibi olma şansı bulunuyor. Temelleri<br />

Japonya’da atılmış olan ROSI işlemi, Türkiye’de de ilk<br />

meyvesini verdi ve azospermi nedeniyle çocuk hayallerini<br />

yitirmiş çiftlere de umut oldu. Bu yöntemle doğan ilk<br />

bebeğin, doğal yollarla dünyaya gelen bebeklerden hiçbir<br />

farkının olmadığı ve son derece sağlıklı olduğu belirtildi.<br />

Kasım <strong>2019</strong>


17<br />

Great news after 11 years of<br />

waiting.<br />

After 11 years of many attempts of<br />

gestation via natural ways and other<br />

fertilisation methods, Gülçimen family<br />

resorted to ROSI method. Ayaz Sefa<br />

baby was born today after a very<br />

healthy period of pregnancy, which<br />

became a reality thanks to ROSI method.<br />

Obstetrician and gynecologist Prof.<br />

Dr. Recai Pabuçcu from Centrum Clinic<br />

stated that they were really happy and<br />

excited to break ground and summarized<br />

the process: “We’ve been waiting for this to happen<br />

with excitement and we’re very happy to have delivered<br />

a baby that was fertilised with ROSI method. The baby<br />

was born 15 days earlier than expected, and the delivery<br />

was made with epidural method. Both the baby and<br />

the mother are very healthy. We and the family are very<br />

happy and excited.”<br />

Don’t let azoospermia make you lose your hopes.<br />

Prof. Dr. Recai Pabuçcu explains ROSI method, which is<br />

a new hope for the couples suffer from azoospermia:<br />

“It is a cutting-edge technology method and we’ve just<br />

started applying it and witnessed its success. First, the<br />

causes of azoospermia are investigated and solutions to<br />

that are revealed. We apply to ROSI method only when<br />

we can’t succeed the gestation with these solutions. In<br />

ROSI method, we make a detailed search for progenitor<br />

round sperm cells first. And then we activate these cells<br />

with a process to get them capable of fertilising the<br />

egg. After fertilisation, we transfer the embryos to the<br />

uterus.<br />

Babies are hale and hearty!<br />

No medical problems are observed during the<br />

pregnancies that became a reality via ROSI method.<br />

The process is very ordinary. And the first baby that was<br />

brought into this world thanks to ROSI method, Ayaz<br />

Sefa is very healthy!<br />

11 yılın ardından müjdeli haber<br />

geldi!<br />

Doğal yollarla ve başka tedavi<br />

yöntemleri ile 11 yıl boyunca çocuk<br />

sahibi olmayı deneyen Gülçimen<br />

ailesi, çareyi ROSI yöntemiyle buldu.<br />

Bu yöntemle sağlanan gebelik süreci<br />

son derece sağlıklı geçti ve Ayaz Sefa<br />

bebek dünyaya gözlerini açtı. Centrum<br />

Clinic Kadın Sağlığı Merkezi Kadın<br />

Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof.<br />

Dr. Recai Pabuçcu Türkiye’de bir ilk<br />

gerçekleştiği için heyecanlı olduklarını<br />

belirtti ve süreci anlattı: “Bugün Türkiye’de hepimizin<br />

heyecanla beklediği bir ilk gerçekleşti ve ROSI yöntemi ile<br />

gebe kalmış ilk hastamız bebeğine kavuştu. Beklenenden<br />

15 gün önce dünyaya sağlıklı bir erkek bebek geldi. Doğum<br />

epidural yoluyla gerçekleşti. Şu an annenin de bebeğin de<br />

durumu gayet iyi. Aile de biz de çok heyecanlı ve mutluyuz.”<br />

Azospermi yüzünden umudunuzu yitirmeyin!<br />

Azospermi sebebiyle çocuk sahibi olamayan çiftlere yeni<br />

bir umut kapısı olan ROSI yöntemini, Prof. Dr. Recai<br />

Pabuçcu şöyle anlatıyor: “ROSI yöntemi, son teknoloji<br />

bir işlem ve Türkiye’de de yeni uygulamaya başladığımız,<br />

başarısına şahit olduğumuz bir yöntem. Önce azosperminin<br />

sebepleri detaylıca araştırılıyor ve çözüm üretiliyor. Ancak<br />

bu çözümlerle başarı sağlanamadığında çocuk sahibi<br />

olmak için ROSI yöntemine başvuruluyor. Bu yöntemle<br />

yapılan detaylı aramada öncül yuvarlak sperm hücrelerini<br />

bulunuyor ve normalde yumurtayı döllemesi mümkün<br />

olmayan spermlere özel dölleme işlemleri uygulanıyor.<br />

Bu işlemle elde ettiğimiz embriyoları transfer ederek ROSI<br />

işlemini gerçekleştiriyoruz.”<br />

Bebekler son derece sağlıklı!<br />

ROSI yöntemiyle elde edilen gebeliklerde herhangi bir<br />

sağlık sorunu gözlemlenmedi. Gebe kalındıktan sonraki<br />

tüm süreç normal seyrinde ilerliyor. Bugün Türkiye’de bu<br />

yöntem ile dünyaya gelen ilk bebek Ayaz Sefa da son derece<br />

sağlıklı!<br />

Kasım <strong>2019</strong>


18<br />

Sectra To Deliver Its Radiology Imaging Solution<br />

To Two Turkish University Hospitals<br />

Sectra Radyolojik Görüntüleme Çözümünü<br />

İki Türk Hastanesine Sunuyor<br />

Dokuz Eylul University Hospital and Ege University<br />

Hospital in Turkey have selected international medical<br />

imaging IT and cybersecurity company Sectra (STO: SECT<br />

B) as their vendor for handling radiology images. The<br />

solution will support increased reading efficiency through<br />

its performance and comprehensive tool set, thereby<br />

improving patient outcomes.<br />

Dokuz Eylul University Hospital and Ege University Hospital<br />

are two of the largest hospitals in Turkey. Dokuz Eylul<br />

University Hospital and Ege University Hospital each handle<br />

approximately 450,000 radiology examinations annually.<br />

“It was important for us to select a solution that will enable<br />

us to meet demands both today and in the future, and we<br />

are excited to have Sectra as our radiology imaging vendor,”<br />

says Prof. Dr. Handan Guleryuz, Head of Radiology at Dokuz<br />

Eylul University Hospital. Sectra’s solution for radiology<br />

imaging, Sectra PACS, is optimized for high-production<br />

environments and supports the goal of shortened report<br />

turnaround times, enhanced result distribution workflows,<br />

and improved communication between departments. It is a<br />

part of Sectra’s enterprise imaging offering, which provides<br />

a unified strategy for all imaging needs.<br />

“With Sectra’s solution, we will get a fast radiology imaging<br />

solution, which will allow us to increase efficiency and thus<br />

contribute to enhanced patient outcomes,” says Prof. Dr.<br />

Suha Sureyya Ozbek, Head of Radiology at Ege University<br />

Hospital. The system was sold by Apaz <strong>Medikal</strong>, Sectra’s<br />

distribution partner in Turkey. Experience Sectra’s solution<br />

at the Turkish National Radiology Congress Visit Sectra<br />

in booth 8-9 at the Turkish National Radiology Congress<br />

<strong>2019</strong> during <strong>November</strong> 6– 9 to learn more about Sectra’s IT<br />

solution for radiology imaging.<br />

Türkiye’de bulunan Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi<br />

ve Ege Üniversitesi Hastanesi, radyoloji görüntülerini<br />

işlemek amacıyla tedarikçileri olarak uluslararası tıbbi<br />

görüntüleme BT ve siber güvenlik şirketi Sectra’yı (STO:<br />

SECT B) tercih etti. Sunulan çözüm, gösterdiği performans<br />

ve sahip olduğu kapsamlı araç seti sayesinde artan okuma<br />

verimliliğini destekleyecek ve dolayısıyla hasta sonuçlarını<br />

iyileştirecektir.<br />

Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi ve Ege Üniversitesi<br />

Hastanesi Türkiye’nin en büyük hastaneleri arasında yer<br />

alan iki hastanedir.<br />

Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi ve Ege Üniversitesi<br />

Hastanesi’nin her biri yıllık olarak yaklaşık 450,000 radyoloji<br />

muayenesi gerçekleştirmektedir.<br />

“Bizim için hem bugün hem de gelecekteki talepleri<br />

karşılamamızı sağlayacak bir çözümü tercih etmek<br />

önemliydi ve Sectra’yı radyolojik görüntüleme tedarikçimiz<br />

olarak görmekten heyecan duyuyoruz,” diyor Dokuz Eylül<br />

Üniversitesi Hastanesi Radyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı<br />

Prof. Dr. Handan Güleryüz.<br />

Sectra’nın radyolojik görüntüleme çözümü Sectra PACS,<br />

yüksek Üretim ortamları için optimize edilmiştir ve<br />

kısalan rapor dönüş süreleri, gelişen sonuç dağıtım iş<br />

akışları ve bölümler arasında artan iletişim hedeflerini<br />

desteklemektedir.<br />

Bu, Sectra’nın tüm görüntüleme ihtiyaçları için birleşik<br />

bir strateji sunan kurumsal görüntüleme teklifinin bir<br />

parçasıdır.<br />

“Sectra’nın sunduğu çözümle birlikte verimliliği<br />

arttırmamızı ve dolayısıyla gelişen hasta sonuçlarına<br />

katkıda bulunmamızı sağlayacak hızlı bir radyoloji<br />

görüntüleme çözümüne sahip olacağız,” diyor Ege<br />

Üniversitesi Hastanesi Radyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı<br />

Prof. Dr. Süha Süreyya Özbek.<br />

Sistem, Sectra’nın Türkiye’deki dağıtım ortağı Apaz <strong>Medikal</strong><br />

tarafından satılmıştır.<br />

Sectra’nın Çözümünü Türkiye Ulusal Radyoloji<br />

Kongresi’nde Deneyimleyin<br />

6-9 Kasım tarihleri arasında <strong>2019</strong> Türkiye Ulusal Radyoloji<br />

Kongresi’nde Sectra’nın yer aldığı 8-9 numaralı standı<br />

ziyaret ederek Sectra’nın radyolojik görüntüleme için BT<br />

çözümünü hakkında daha fazla bilgi edinebilirsiniz.<br />

Kasım <strong>2019</strong>


20<br />

WORLD NET CANCER DAY NOVEMBER 10<br />

Aware of Neuroendocrine Tumors<br />

10 KASIM DÜNYA NET FARKINDALIK GÜNÜ<br />

Nöroendokrin Tümörleri Fark Et!<br />

Neuroendocrine Tumors, or NET, is an expression that<br />

describes cancers in the neuroendocrine system of our<br />

body. The neuroendocrine system’s nerve and secretory<br />

cells are responsible for secreting hormones that regulate<br />

the functions of different organs. NET, these cells undergo<br />

change, uncontrolled proliferation occurs.<br />

NET is a rare type of cancer, the incidence of new cases,<br />

unfortunately, between the years 1973-2004 has increased<br />

five-fold is thought to increase further. <strong>November</strong> 10,<br />

World NET Awareness Day aims to attract the attention of<br />

both healthcare workers and the society.<br />

Speaking at Press Conference for World NET Cancer Day<br />

<strong>November</strong> 10, Medical Oncologists Prof. Dr. Şuayib Yalçın<br />

and Prof. Dr. Sezer Sağlam cited the website netileyasamak.<br />

com as a source of accurate and satisfying information<br />

for patients with suspected illnesses or patients and their<br />

relatives.<br />

We Can Fight Together, You Just Notice!<br />

NET is not a relentless disease. Because early surgical<br />

treatment is possible. In case of late discovery, the disease<br />

can be controlled with drugs.<br />

• NETs account for 2 percent of cancers in the world.<br />

• The incidence is equal in men and women.<br />

• The disease has shown an increasing trend in recent years.<br />

• This increase is probably due to our better diagnosis but<br />

the risk factors of the modern era in the formation of NET.<br />

Nöroendokrin Tümörler ya da kısa adıyla NET,<br />

vücudumuzun nöroendokrin sisteminde görülen kanserleri<br />

tanımlayan bir ifade.<br />

Nöroendokrin sistemi oluşturan sinir ve salgı bezi hücreleri,<br />

farklı organların işlevlerini düzenleyen hormonları vücuda<br />

salgılamakla görevli. NET, işte bu hücrelerin değişime<br />

uğrayıp, kontrolsüzce çoğalmasıyla ortaya çıkıyor.<br />

Nadir görülen bir kanser türü olan NET’in yeni vaka<br />

görülme hızı, ne yazık ki 1973-2004 yılları arasında 5<br />

kat artış gösterdi daha da artacağı düşünülmekte. 10<br />

Kasım Dünya NET Farkındalık Günü, bu hastalığa hem<br />

sağlık çalışanlarının hem de toplumun dikkatini çekmeyi<br />

hedefliyor.<br />

Bu amaçla düzenlenen 10 Kasım NET Farkındalık Günü<br />

Basın Toplantısı’nda konuşan <strong>Medikal</strong> Onkologlar Prof.<br />

Dr. Şuayib Yalçın ve Prof. Dr. Sezer Sağlam, NET ile ilgili<br />

ayrıntılı bilgi verdi. Prof. Dr. Şuayib Yalçın ve Prof. Dr. Sezer<br />

Sağlam hastalık şüphesi ya da hasta olanlarla, yakınları için<br />

doğru ve doyurucu bilgi kaynağı olarak netileyasamak.com<br />

internet sitesini adres gösterdi.<br />

Birlikte Mücadele Edebiliriz, Sen Yeter Ki Fark Et!<br />

NET, amansız bir hastalık değil. Zira erken dönemde<br />

cerrahi müdahale ile tedavisi mümkün. Geç fark edilmesi<br />

durumunda ise hastalık ilaçlarla kontrol altına alınabiliyor.<br />

•NET’ler dünyadaki kanserlerin yüzde 2’sini oluşturuyor.<br />

•Görülme sıklığı kadın ve erkeklerde eşit.<br />

Kasım <strong>2019</strong>


21<br />

NET is commonly seen in the gastrointestinal tract<br />

(digestive tract), pancreas and lung. Diarrhea, bloating,<br />

stomach pain in other diseases, such as showing symptoms.<br />

Fever, hot flashes, sweating, palpitations, low and high<br />

sugar, resistant stomach ulcers, weight loss may be the<br />

NET indicator in some patients. For this reason, it is very<br />

important to raise awareness of patients and health<br />

workers for early diagnosis. Professor Dr. Şuayib Yalçın said,<br />

“NETs are less common, but their prevalence in the society<br />

is quite high compared to many cancers. There is no other<br />

type of cancer that is so common, but so few studies have<br />

been done. In addition, the sources of accurate and reliable<br />

information available to patients and their relatives are<br />

very limited. Although neuroendocrine tumors frequently<br />

affect the digestive system, they can be seen in many<br />

different organs from the esophagus to the rectum, from<br />

the lung to the pancreas. Although these tumors are rare,<br />

their survival is long and treatment success is high. In terms<br />

of prevalence, it is one of the digestive system tumors after<br />

large bowel cancer.”<br />

Emphasizing the importance of early detection for other<br />

types of cancer neuroendocrine tumor and suspected<br />

of slow division rate possible if the net detected in early<br />

stages, lower than in other types of surgery and the<br />

possibility of recurrence after removal by endoscopy and<br />

need additional treatment, Dr. Yalcin made following<br />

evaluations:<br />

“This type of tumor is not suspected because almost onethird<br />

of patients admitted late. Because of late admission,<br />

the course of cancer becomes a little more chronic. Even<br />

if the patient is in advanced stages, the more the disease<br />

burden is reduced, the more successful the treatment<br />

may be. In addition, it is possible to control the disease<br />

for a long time with somatostostatin analogs, which are<br />

administered only once a month to eliminate the existing<br />

symptoms and to prevent any harm to the body, and even<br />

if it becomes resistant to treatment, we can use our newly<br />

released biological agents. In addition, a certain group<br />

of patients also have radionuclide treatments that can<br />

be taken 4 times in 6 weeks or 3 months. Results such as<br />

radiotherapy, liver-directed chemo-radioembolization,<br />

radiofrequency ablation, microwave ablation can also<br />

be seen according to the patient and disease status. e<br />

available.”<br />

Expressing that some situations such as abdominal pain,<br />

diarrhea attacks, flushing, sweating, weight loss, pain or<br />

persistent ulcers and gastritis may be associated with<br />

this disease, Dr. Yalcin said further, “Turkey especially in<br />

neuroendocrine tumors with all diagnostic and treatment<br />

methods. For us, that was a long time radionuclide<br />

therapy used is used in more recent new America. Europe<br />

is not being used in several places. Unused about this<br />

disease in Turkey, all authorities There is no drug that is<br />

not acceptable. world-class, there are treatment options<br />

in most developed countries in Turkey fortunately it.<br />

Physicians also good in this regard. Our centers also<br />

multidisciplinary.”<br />

•Hastalık son yıllarda artış eğilimi gösteriyor.<br />

•Bu artışın sebebi muhtemelen daha iyi tanı koymamız<br />

ancak NET oluşumunda modern çağın getirdiği risk<br />

faktörleri söz konusu olabilir.<br />

NET yaygın olarak, gastrointestinal sistem (sindirim<br />

kanalı), pankreas ve akciğerde görülüyor. İshal, şişkinlik,<br />

mide ağrısı gibi başka hastalıklarda da rastlanan belirtiler<br />

gösteriyor. Ateş, sıcak basması, terleme, çarpıntı, şeker<br />

düşüklüğü ve yüksekliği, dirençli mide ülseri, kilo kaybı bazı<br />

hastalarda NET göstergesi olabilir. Bu nedenle erken tanı<br />

için hasta ve sağlık çalışanlarının farkındalığının artırılması<br />

büyük önem taşıyor. Prof. Dr. Şuayib Yalçın konuyla ilgili<br />

yaptığı konuşmada “NET’lerin görülme sıklığa az olmakla<br />

birlikte toplumdaki yaygınlıkları birçok kansere göre<br />

oldukça yüksek. Bu kadar yaygın olduğu halde üzerine bu<br />

kadar az çalışma yapılan başka bir kanser türü de yok.<br />

Ayrıca hasta ve hasta yakınlarının ulaşabileceği doğru<br />

ve güvenilir bilgi kaynakları da çok kısıtlı. Nöroendokrin<br />

tümörler sıklıkla sindirim sistemini etkilese de yemek<br />

borusundan rektuma, akciğerden pankreasa pek çok farklı<br />

organda görülebiliyor. Bu tümörlerin seyrek gözükmesiyle<br />

birlikte hastalarda yaşam sürelerinin uzun ve tedavi<br />

başarısı da yüksek. Yaygınlık bakımından ise kalın bağırsak<br />

kanserinden sonra sindirim sistemi tümörlerinin başında<br />

geliyor” dedi.<br />

Bölünme hızı yavaş ve şüphelenildiği takdirde erken<br />

aşamada tespiti mümkün olan NET’in, cerrahiyle ve<br />

endoskopi ile çıkarıldıktan sonra nüksetme ihtimalinin ve ek<br />

tedavi ihtiyacının diğer türlere oranla daha düşük olduğunu<br />

ifade eden Prof. Dr. Yalçın, diğer kanser türlerindeki gibi<br />

nöroendokrin tümörde de erken teşhisinin önemli olduğunu<br />

vurgulayarak şu değerlendirmelerde bulundu:<br />

“Bu tür tümörlerden şüphelenilmediği için hastaların<br />

neredeyse 3’te 1’i geç başvuruyor. Geç başvurdukları için<br />

de kanserin seyri biraz daha kronik hale geliyor. Hasta<br />

Kasım <strong>2019</strong>


22<br />

Professor Dr. Sezer Sağlam said in his speech that some<br />

doctors made comments that NET is not cancer, this can<br />

lead to problems in the treatment process with the patient.<br />

Stating that NET does not require any treatment in the<br />

follow-up after surgical removal, Sağlam, “Therefore,<br />

surgery, the gold standard for early diagnosis. However,<br />

neuroendocrine cancer. This issue should not be<br />

underestimated.”<br />

Declaring that what’s related to the likelihood of<br />

confusion with other types of cancer Professor Dr.<br />

Sağlam, said, “Another misdiagnosed with cancer but in<br />

this ratio decreased with the development of pathology<br />

in Turkey in the last 10 years. In particular, other types of<br />

common digestive system, colon, tumors including gastric<br />

and pancreatic cancer in pathologist neuroendocrine<br />

features However, this does not indicate that the patient<br />

has a neuroendocrine tumor. When diagnosed by an<br />

inexperienced person, the neuroendocrine tumor can<br />

be diagnosed outside of normal cancer. Then resistance<br />

to treatment occurs. Stating of neuroendocrine tumors<br />

incidence will increase by an annual 10-12 percent rate,<br />

Sağlam said, “This covers the next 15 years for Turkey.<br />

However, the treatment options are also 2 years ago than in<br />

better condition. Mortality rates are also quite fall. General<br />

oncology information too is rising and that all tumors<br />

Neuroendocrine tumors will surely get its share. The days<br />

when they will be treated like chronic diseases are very<br />

close.”<br />

Recalling that the Social Security Administration for<br />

the treatment of diseases (SSI) within the scope of the<br />

repayments and in particular that Turkey Europe is ahead of<br />

ileri evrede olsa dahi hastalık yükü ne kadar düşürülürse<br />

o kadar tedavi başarısı artabiliyor. Evre 4 bile olsa değişik<br />

tedavi yöntemleri var. Ayrıca, var olan semptomları<br />

giderebilmek ve vücuda zarar vermesini engellemek için<br />

de sadece ayda bir yapılan somatostostatin analogları<br />

ile de uzun süre hastalığı kontrol etmek mümkün. Eğer<br />

tedaviye dirençli hale gelirse de yeni çıkan biyolojik<br />

ajanlarımızı kullanabiliyoruz. Bazı vakalarda kemoterapi<br />

çok işe yarıyor. Bunun dışında belli bir grup hastada da<br />

radyonüklid tedaviler dediğimiz 6 haftada veya 3 ayda bir 4<br />

kez alabilecekleri tedavi yöntemleri var. Yine radyoterapi,<br />

karaciğer yönelik tedaviler- kemo-radyoembolizasyon,<br />

radyofrekans ablasyon, mikrodalga ablasyon gibi<br />

seçenekler de hastaya ve hastalık durumuna göre<br />

kullanılabilir “<br />

Karın ağrısı, ishal atakları, ateş basması, terleme, kilo<br />

kaybı, ağrı ya da geçmeyen ülser ve gastrit gibi durumların<br />

da bu hastalıkla ilişkili olabileceğini ifade eden Prof. Dr.<br />

Yalçın, özellikle nöroendokrin tümörler konusunda<br />

Türkiye’nin bütün tanı ve tedavi metotlarına sahip olduğunu<br />

belirterek, “Bizdeki uzun süredir kullanılan radyonüklid<br />

tedaviler daha yeni yeni Amerika’da kullanılıyor. Avrupa’nın<br />

birçok yerinde kullanılmıyor. Türkiye’de bu hastalıkla ilgili<br />

kullanılmayan, bütün otoritelerce kabul edilmeyen bir ilaç<br />

yok. Dünya standartlarında, en gelişmiş ülkelerdeki tedavi<br />

seçenekleri neyse Türkiye’de de o var. Hekimlerimiz de bu<br />

konuda iyi. Merkezlerimiz de multidisipliner” dedi.<br />

Prof. Dr. Sezer Sağlam ise yaptığı konuşmada bazı<br />

hekimlerin NET’in kanser olmadığına dair yorumlar<br />

yaptığını ifade ederek, bunun hastayla tedavi sürecinde<br />

sıkıntılara yol açabildiğini söyledi.<br />

NET’in cerrahi olarak çıkarıldıktan sonra takibinde hiçbir<br />

tedaviye ihtiyaç duyulmadığını belirten Sağlam, “O nedenle<br />

cerrahi, erken tanıda altın standarttır. Ancak nöroendokrin<br />

bir kanserdir. Bu konuyu küçümsememek gerekir.” dedi.<br />

Prof. Dr. Sağlam, NET’in başka kanser türleriyle<br />

karıştırılma ihtimaline ilişkin, “Başka kanser türleriyle<br />

karıştırılabiliyor ama bu oran son 10 yılda Türkiye’deki<br />

patolojinin gelişmesiyle çok azaldı. Özellikle sindirim<br />

sisteminin sık görülen diğer türlerinde, kolon, mide ve<br />

pankreas kanserlerinde patolog nöroendokrin özellikleri<br />

içeren tümörü görebilir. Ancak bu o hastanın nöroendokrin<br />

tümörü olduğunu göstermez. Tecrübeli olmayan biri<br />

tarafından tanı konulduğunda nöroendokrin tümör<br />

tanısını normal kanseri dışında alabilir. O zaman tedaviye<br />

direnç oluşur. Klasik tedavilere asla yanıt vermez.”<br />

değerlendirmesinde bulundu.<br />

Nöroendokrin tümörlerin görülme sıklığının yıllık yüzde<br />

10-12 oranında artacağını belirten Sağlam, “Bu Türkiye için<br />

önümüzdeki 15 yılı kapsıyor. Ancak tedavi seçenekleri de<br />

2 yıl öncesine oranla daha iyi durumda. Ölüm oranları da<br />

oldukça düşecek. Genel onkoloji bilgisi çok artıyor ve bu<br />

tüm tümörlere yansıyor. Nöroendokrin tümörler de bundan<br />

mutlaka nasibini alacaktır. Kronik hastalık gibi tedavi<br />

edileceği günler de oldukça yakındır.” ifadelerini kullandı.<br />

Prof. Dr. Sezer Sağlam, hastalığın tedavisi için Sosyal<br />

Güvenlik Kurumu (SGK) kapsamında verilen geri ödemeler<br />

Kasım <strong>2019</strong>


23<br />

many countries with<br />

nuclear medicine<br />

therapy attention,<br />

Professor Dr. Sezer<br />

Sağlam, said, “On<br />

patients in the SSI<br />

regarding medical<br />

treatment are not<br />

any restrictions in<br />

question In this<br />

sense, our patients<br />

can easily reach<br />

all the world-class<br />

treatment right now.”<br />

Online Support<br />

For Patients And<br />

Their Relatives<br />

Quality of life can be extended thanks to current<br />

treatments and drugs. Thousands of NET patients live<br />

a comfortable and long life. NET is the first Turkish<br />

source for individuals with suspected or suspected<br />

from netileyasamak.com extensive information on the<br />

subject is possible to access. NET’s symptoms, diagnosis<br />

and treatment methods; advice for patients to lead a<br />

comfortable life; working life, expert advice, answers<br />

to frequently asked questions, and healthy eating<br />

recommendations. In addition, patients and their relatives<br />

are offered support to follow medical treatment. The site<br />

also includes real life stories. The history of diagnosis and<br />

treatment of patients living with NET sheds light on the<br />

path of those who are newly acquainted with this disease<br />

and face many questions. Patients share their experiences<br />

and provide each other the greatest support.<br />

ve özellikle nükleer<br />

tıp tedavileriyle<br />

Türkiye’nin Avrupa’nın<br />

birçok ülkesinden<br />

önde olduğuna dikkati<br />

çekerek, “<strong>Medikal</strong><br />

tedaviler konusunda<br />

da SGK’nın hastalar<br />

üzerinde herhangi bir<br />

kısıtlaması söz konusu<br />

değil. Bu anlamda<br />

hastalarımız şu an<br />

dünya standartlarındaki<br />

tüm tedaviye rahatlıkla<br />

ulaşabilmektedirler”<br />

diye konuştu.<br />

Hasta ve Yakınlarına Online Destek<br />

Güncel tedavi ve ilaçlar sayesinde kaliteli yaşam süresi<br />

uzatılabiliyor. Binlerce NET’li hasta konforlu ve uzun bir<br />

yaşam sürüyor. NET tanısı alan ya da şüphesi bulunan<br />

bireylere yönelik ilk Türkçe kaynak netileyasamak.com’dan<br />

konuya ilişkin geniş bilgilere ulaşmak mümkün. Sitede<br />

NET’in belirtileri, teşhisi ve tedavi yöntemleri; hastaların<br />

konforlu bir yaşam sürmeleri için tavsiyeler; çalışma hayatı,<br />

uzman tavsiyeleri, sıkça sorulan sorulara yanıtlar ve sağlıklı<br />

beslenme önerileri yer alıyor. Ayrıca hasta ve yakınlarına<br />

tıbbi tedaviyi takip desteği sunuluyor. Sitede gerçek yaşam<br />

öykülerine de yer veriliyor. NET’le yaşayan hastaların, tanı<br />

ve tedavi öyküleri, bu hastalıkla yeni tanışan ve pek çok<br />

soru işaretiyle karşı karşıya olanların yoluna ışık tutuyor.<br />

Hastalar deneyimlerini paylaşarak birbirlerine en büyük<br />

desteği sağlıyor.<br />

Kasım <strong>2019</strong>


26<br />

Experts Warn:<br />

“Swimming And Pilates Do Not Cure Scoliosis”<br />

Uzmanlar Uyarıyor:<br />

“Yüzme Ve Pilates, Skolyozu Tedavi Etmez”<br />

Scoliosis can be defined simply as side-opening or bending<br />

of the spine. This curvature usually occurs during the<br />

period of sudden growth in adulthood. While it has been<br />

seen in 3% of the society to this day, this rate may tend to<br />

increase with weakening of the trunk muscles as a result<br />

of decreasing activity in young people. Scoliosis is also a<br />

posture disorder.<br />

Expert physiotherapist Altan Yalım, who gave information<br />

about the treatment of scoliosis, said:<br />

“The treatment involves the use of corsets, therapeutic<br />

exercises, posture training or, in some serious cases, a<br />

process leading to surgery. Recently, highly effective<br />

exercise methods have been developed for the treatment<br />

of scoliosis. The Scroth method and similar methods can<br />

supply groundbreaking differences in the treatment of<br />

scoliosis and must be performed under the supervision<br />

of specialist physiotherapists. Unfortunately, the<br />

understanding that swimming or pilates will treat scoliosis<br />

is active, but this is not possible. Because the exercises<br />

Skolyoz, omurganın yana doğru açılaşması veya eğrilmesi<br />

olarak basitçe tanımlanabilir. Bu eğrilik, genellikle<br />

ergenliğe girişteki ani büyüme döneminde oluşabiliyor.<br />

Günümüze kadar toplumun %3’ünde görülürken, ileri<br />

dönemde bu oran gençlerde gün geçtikçe azalan aktivite<br />

eksikliği sonucu, gövde kaslarının zayıflaması ile artma<br />

eğilimi gösterebilir. Skolyoz, aynı zamanda bir duruş<br />

bozukluğudur.<br />

Skolyoz tedavisi hakkında bilgiler veren Uzman Fizyoterapist<br />

Altan Yalım, şunları söyledi:<br />

“Tedavide, korse kullanımı, terapatik egzersizler, duruş<br />

eğitimi veya bazı ciddi durumlarda ameliyata giden bir<br />

süreç izleniyor. Son dönemlerde, Skolyoz tedavisi ile ilgili<br />

son derece etkili egzersiz yöntemleri geliştirilmiştir. Scroth<br />

yöntemi ve benzeri bu yöntemler, skolyoz tedavisinde çığır<br />

açabilecek farklılıklar oluşturabilmektedir ve mutlaka<br />

uzman fizyoterpistlerin gözlemi altında uygulanmalıdır.<br />

Günümüzde maalesef yüzme veya pilatesin, skolyozu tedavi<br />

Kasım <strong>2019</strong>


27<br />

edeceği anlayışı aktif durumdadır, ancak bu kesinlikle<br />

mümkün değildir. Çünkü hastalara verilen egzersizler, yaşa,<br />

cinsiyete, skolyoz tipine, tutulan bölgeye, açının yönüne ve<br />

derecesine göre farklılıklar göstermektedir” dedi.<br />

given to the patients vary according to age, gender,<br />

scoliosis type, area of involvement, angle and direction of<br />

angle.”<br />

What Are The Causes Of Scoliosis?<br />

Expert physiotherapist Altan Yalım, who expressed his<br />

opinions about the causes of scoliosis, said, “Although<br />

the causes are not known in 80% of cases, it is thought<br />

that hereditary factors, birth traumas, some neurological<br />

diseases or developmental disorders are caused by this.<br />

The treatment involves the use of corsets, therapeutic<br />

exercises, posture training and, in some serious cases,<br />

a process leading to surgery. The important factor in<br />

which treatment method is applied is the scoliosis angle,<br />

exercise and physical therapy if the curvature is between<br />

20-25 degrees, corset use and exercise therapy between<br />

25-40 degrees, but surgery is considered if it is above 40<br />

degrees. The issue that I would like to underline here is<br />

that our children have a healthy spine and are one of the<br />

most important keys for their adults to be more active<br />

and healthy. We must observe our children and take early<br />

measures. While the incidence of girls and boys is similar,<br />

worsening of the scoliosis angle can be faster in girls.”<br />

What Are The Symptoms Of Scoliosis?<br />

Expert physiotherapist Altan Yalım, who gives information<br />

about the general symptoms of scoliosis, said, “In medical<br />

observation, scoliosis is divided into two categories,<br />

structural and non-structural. In the structural one, there is<br />

certain rigidity, which causes restrictions on the operation<br />

of the spine, where the curvature is more rigid. The angle in<br />

the spine can be unidirectional (C-scoliosis) or bi-directional<br />

(S-Scoliosis). In non-structural scoliosis, the spine works<br />

properly, but its appearance is curved, meaning there is no<br />

loss of function, it is only noticeable in the image. When<br />

we look at the symptoms of general scoliosis, we can say<br />

the following. There may be differences in shoulder levels,<br />

level difference in hip lines, one of the collarbone bones<br />

being more prominent, one side in the rib cage, one head<br />

in the middle line, the head not standing in the middle line,<br />

and imbalance in clothes posture. These items can be as<br />

light as the children can overlook, as well as aesthetically<br />

violent, which can distort the image of the child.”<br />

Skolyoz Nedenleri Nelerdir?<br />

Skolyozun nedenleri hakkında görüşlerini aktaran Uzman<br />

Fizyoterapist Altan Yalım, şunları belirtti:<br />

“Nedenleri %80 vakada kesin olarak bilinememekle<br />

beraber, kalıtsal faktörler, doğum travmaları, bazı nörolojik<br />

hastalıklar veya gelişim bozukluğu hastalıklarının da buna<br />

neden olduğu düşünülmektedir. Tedavide, korse kullanımı,<br />

terapatik egzersizler, duruş eğitimi ve bazı ciddi durumlarda<br />

ameliyata giden bir süreç yaşanıyor. Hangi tedavi<br />

yönteminin uygulanacağı konusundaki önemli olan faktör,<br />

skolyoz açısıdır, eğer eğrilik 20-25 derece arasındaysa<br />

egzersiz ve fizik tedavisi, 25-40 derece arasındaysa korse<br />

kullanımı ve egzersiz tedavisi, ancak 40 derece üstünde<br />

ise cerrahi düşünülüyor. Burada altını çizmeyi istediğim<br />

bir konu, çocuklarımızın sağlıklı omurgaya sahip olmaları,<br />

yetişkin dönemlerini daha aktif ve sağlıklı geçirmelerinin<br />

en önemli anahtarlarındandır. Mutlaka çocuklarımızı<br />

gözlemleyelim ve erken dönem önlem alalım. Kız ve erkek<br />

çocuklarda görülme oranları birbirine benzerken, skolyoz<br />

açısının kötüleşmesi kız çocuklarda daha hızlı olabiliyor”<br />

diye konuştu.<br />

Skolyoz’un Belirtileri Nelerdir?<br />

Skolyoz’un genel belirtileri hakkında bilgiler veren Uzman<br />

Fizyoterapist Altan Yalım, şunları kaydetti:<br />

“Skolyoz tıbbi gözlemde, yapısal olan ve yapısal olmayan<br />

başlıkları altında ikiye ayrılıyor. Yapısal olanda, kesin<br />

bir katılık söz konusudur ve omurganın çalışmasında<br />

kısıtlamalara neden olur ve burada eğrilik daha katıdır.<br />

Omurgadaki açı tek yönlü (C skolyozu) olabileceği gibi, çift<br />

yönlüde (S Skolyozu) olabiliyor. Yapısal olmayan skolyozda<br />

ise, omurga düzgün olarak çalışır, ama görünümü eğridir,<br />

yani aslında fonksiyon kaybı yoktur sadece görüntüde<br />

fark ediliyor. Genel skolyoz belirtilerine baktığımızda<br />

şunları söyleyebiliriz. Omuz seviyelerinde farklılık, kalça<br />

çizgilerindeki seviye farkı, köprücük kemiklerinden birisinin<br />

daha belirgin olması, göğüs kafesinde bir tarafın daha önde<br />

durması, başın orta çizgide durmaması, kıyafet duruşunda<br />

dengesizlik gibi durumlar mevcut olabiliyor. Bu saydığımız<br />

maddeler, ailenin çocuklarında gözden kaçırabileceği<br />

oranlarda hafif olarak olabileceği gibi, estetik olarak<br />

çocuğun görüntüsünü bozacak şiddette de olabiliyor”<br />

şeklinde konuştu.<br />

Kasım <strong>2019</strong>


28<br />

Data-Centric Approach Promises to Deliver<br />

Better Outcomes In Health Care<br />

Veri Odaklı Yaklaşım Sağlık Hizmetlerinde<br />

Daha İyi Sonuçlar Alınmasını Sağlayacak<br />

Uluslararası danışmanlık ve denetim şirketi EY’nin (Ernst<br />

& Young) Sağlık Sektöründe Veri Odaklı Yaklaşım raporuna<br />

göre; veri odaklı yaklaşımın benimsenmesi ile birlikte<br />

sağlık hizmetlerinde proaktif müdahale yapılarak tedavide<br />

daha iyi sonuçlar elde edilecek ve hastalıklardan korunma<br />

kolaylaşacak<br />

Dünyanın lider danışmanlık ve denetim şirketlerinden EY<br />

(Ernst & Young), Sağlık Sektöründe Veri Odaklı Yaklaşım<br />

raporunun sonuçlarını açıkladı. Rapora göre; veri kullanımı<br />

ile ön plana çıkan 5 trend sağlık hizmetlerinde daha iyi<br />

sonuçlar alınmasını sağlayacak. Teknolojik gelişmelerle<br />

birlikte veri kullanımının sağlık hizmetlerinde işletme<br />

modellerini dönüştürdüğünün belirtildiği raporda, sağlık<br />

hizmetlerinde Endüstri 4.0’ın hayata geçirilmesinin kişiye<br />

özel çözümlerle daha iyi sonuçlar elde edilmesine ve<br />

hastalıklardan korunmaya destek olacağı ifade ediliyor.<br />

According to Data Centric Approach to Health<br />

Care report of international advisory and audit<br />

firm EY (Ernst & Young); data-centric approach<br />

to health care promises to deliver interventions<br />

more proactively, leading to better outcomes and<br />

a shift to prevention.<br />

Sağlık hizmetlerinde veri odaklı yaklaşımın<br />

merkezindeki 5 trend<br />

1-Verinin sağlık ekosistemi genelinde paylaşım ve dolaşımı<br />

daha iyi klinik sonuçlar alınması sağlayacak<br />

Veri analizi, sağlık kuruluşları için hastalıklarla mücadele<br />

World’s leading advisory and audit firms EY (Ernst & Young),<br />

released the results of its Data Centric Approach to Health<br />

Care report. According to the report; data is the driving<br />

force underpinning the Fourth Industrial Revolution;<br />

in health care, the goal is to use data to achieve better,<br />

more personalized health outcomes and ultimately, a shift<br />

towards prevention rather than treatment.<br />

Five trends are leading the rise of a new, data-centric<br />

approach to health care. An organization’s ability to<br />

generate value depends on how effectively it can unlock<br />

the power of data and generate insights by connecting,<br />

combining and securely sharing data at greater scale than<br />

ever before.<br />

1-Data will be better connected, combined and<br />

shared across the health ecosystem<br />

The goal must be to use data to drive actions that lead to<br />

improved health outcomes – better clinical outcomes, more<br />

efficient care delivery or lower health care costs.<br />

Kasım <strong>2019</strong>


29<br />

2 -Nanomedicine, sensors and artificial<br />

intelligence will be recognized as the nervous<br />

system driving innovation<br />

Technologies such as nanomedicine, sensors and<br />

artificial intelligence (AI) make it possible to decouple<br />

data collection from the traditional health care visit and<br />

process massive amounts of health data in real time. As<br />

such, they represent a new “nervous system” for receiving<br />

and transmitting health data that makes it possible to<br />

deliver convenient care anytime, anywhere.<br />

3-A “digital backbone” will emerge across the<br />

industry<br />

At present, the health industry has no universal digital<br />

standards and the variety and volume of data being<br />

generated is huge. There’s also no single infrastructure<br />

that fuses all the available health data. While a<br />

comprehensive infrastructure has yet to emerge, more<br />

limited “digital backbones” have started to appear.<br />

4-The patient-consumer will demand increasing<br />

power and influence over other stakeholders<br />

Newly empowered patient-consumers are driving much of<br />

the change we see in health care. Patients have increased<br />

expectations around their health care experience, shaped<br />

by the growth of customer-centric, convenient digital<br />

platforms. Consumers expect a modernized physicianpatient<br />

interaction and are already comfortable utilizing<br />

digital technologies in health. Fulfilling the increased<br />

expectations of the patient-consumer can only be<br />

achieved with a more data-driven approach to health.<br />

Accessible, brand-agnostic platforms will be an essential<br />

enabler so that proactive health management can<br />

become as easy as paying a bill online or ordering a ride to<br />

the airport.<br />

5-Therapeutic focus and the adoption of specialized<br />

business models will position companies to outperform<br />

All health sciences and wellness organizations must<br />

identify what differentiates them, and optimize their<br />

operations around this core expertise. Business model<br />

focus is the starting point for knowing which products,<br />

services and capabilities to prioritize – and which data are<br />

needed to deliver future value.<br />

ve hastalıklardan korunma yöntemlerinde yeni ufuklar<br />

açacak. Daha iyi klinik sonuçlar alınmasının yanı sıra sağlık<br />

hizmetlerinin maliyeti düşecek ve verimlilik artacak.<br />

2-Nanoilaç, sensörler ve yapay zekâ sağlık hizmetlerinde<br />

inovasyona öncülük eden ana unsurlar haline gelecek<br />

Nanoilaç, sensörler ve yapay zekâ gibi teknolojiler, veri<br />

toplamayı geleneksel sağlık hizmetlerinden ve büyük ölçekli<br />

ve gerçek zamanlı veri girişinden ciddi anlamda ayrıştırıyor.<br />

Bu anlamda, bu yeni teknolojiler sağlık hizmetlerinde veri<br />

iletimini ve tedaviyi fiziki mekândan bağımsız ve sürekli hale<br />

getiren en önemli unsurlar olarak ön plana çıkıyor.<br />

3-Sağlık kuruluşlarında dijital altyapının oluşturulması<br />

evrensel dijital standartların oluşturulması destekleyecek<br />

Günümüzde sağlık sektörünün evrensel dijital standartları<br />

henüz oluşmuş durumda değil ve mevcut tüm veriyi<br />

entegre eden tek bir altyapı bulunmuyor. Ancak sağlık<br />

kuruluşlarının tekil olarak başlattıkları dijital altyapı<br />

çalışmaları dönüşümün başlangıcı sayılabilir.<br />

4-Dijital platformların kullanımı hasta-doktor<br />

ilişkisini değiştiriyor<br />

Teknolojik gelişmeler, hastaların sağlık hizmetlerinden<br />

beklentilerini hem değiştiriyor hem de bu beklentileri<br />

artırıyor. Teknolojinin günlük hayatta yoğun şekilde<br />

kullanılmaya başlanmasının doğal bir neticesi olarak<br />

sağlık hizmetlerinde de dijital platformların kullanılmaya<br />

başlanması ile hastalar, sağlık hizmetlerine ve doktorlarına<br />

daha kolay ve hızlı erişim sağlamak istiyorlar. Sağlık<br />

kuruluşlarının bu beklentiyi karşılamaları ve daha iyi<br />

tedavi hizmeti sunmaları ise veri odaklı bir yaklaşım<br />

benimsemelerinden geçiyor. Dijital platformların etkin<br />

kullanımı hasta-doktor ilişkisinde proaktif müdahaleye de<br />

imkân sağlıyor.<br />

5-Yeni ve odaklı işletme modelleri sağlık<br />

kuruluşlarının başarısında belirleyici olacak<br />

Sağlık kuruluşlarının temel uzmanlık alanlarını belirleyerek<br />

operasyonlarını optimize etmeleri gelecek başarılarında<br />

önemli olacak unsurlar arasında yer alıyor. Uzmanlık<br />

alanına göre şekillenen işletme modeli sağlık kuruluşunun<br />

veri kullanımını da sonuç odaklı hale getirecek.


32<br />

Disease Of The Modern Age: Various<br />

Modern Çağın Hastalığı: Varis<br />

Varicose veins, which can be described as enlargement<br />

of veins, are among the most common diseases today.<br />

According to age groups, the number of people affected by<br />

varicose veins in Turkey about 10 million; This indicates that<br />

one in every 8 people has varicose veins. Specialist. Dr. Ayça<br />

Özgen, Acıbadem Kadıköy Hospital Cardiovascular Surgery,<br />

said, “Varicose veins are four times more common in<br />

women than men, and complaints of 55 percent of women<br />

aged 20-70, and she gave information about the risk factors<br />

and treatment methods of varicose veins.<br />

Risk factors vary<br />

The risk factors that cause varicose veins are increasing<br />

due to changing lifestyles. Genetic predisposition, age,<br />

gender, obesity, as well as irreversible risk factors, as well<br />

as professions that cause long standing, constantly wear<br />

tight clothing or high-heeled shoes,<br />

pregnancy and birth control pill<br />

causes factors such as the formation<br />

of varicose veins.<br />

Cosmetic alone is not a<br />

problem<br />

Although varicose veins are generally<br />

perceived as a visual disturbing<br />

cosmetic problem, they can actually<br />

cause complaints such as pain in the<br />

legs, cramps, fatigue and weight,<br />

burning, swelling of the ankles,<br />

numbness in the fingers or itching<br />

Toplardamarların genişlemesi olarak tarif edilebilen<br />

varis, günümüzde yaygın görülen hastalıklar arasında yer<br />

alıyor. Yaş gruplarına göre Türkiye’de varisin etkilediği<br />

kişi sayısı yaklaşık 10 milyon; bu da her 8 kişiden birinde<br />

varis problemi görüldüğüne işaret ediyor. “Kadınlarda<br />

erkeklerden 4 kat daha fazla görülen varis 20-70 yaş arası<br />

kadınların yüzde 55’inin şikâyeti” diyen Acıbadem Kadıköy<br />

Hastanesi Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı Dr. Ayça Özgen,<br />

varis oluşumundaki risk faktörleri ve tedavi yöntemleri<br />

hakkında bilgiler verdi.<br />

Risk faktörleri çeşitleniyor<br />

Değişen yaşam biçimleri nedeniyle varis sorunun ortaya<br />

çıkmasına neden olan risk faktörleri de artıyor. Genetik<br />

yatkınlık, yaş, cinsiyet, obezite gibi değiştirilemeyen risk<br />

faktörlerinin yanı sıra uzun süre ayakta kalmaya neden<br />

olan meslekler, sürekli sıkı kıyafetler giymek<br />

ya da yüksek topuklu ayakkabı kullanmak,<br />

hamilelik ve doğum kontrol hapı kullanımı<br />

gibi etkenler de varis oluşumuna neden<br />

oluyor.<br />

Yalnız kozmetik bir sorun değil<br />

Varis halk arasında genellikle ‘görsel<br />

rahatsızlık veren kozmetik bir sorun’ gibi<br />

algılansa da aslında bacaklarda ağrı, kramp,<br />

yorgunluk ve ağırlık hissi, yanma, ayak<br />

bileklerinde şişlik, parmaklarda uyuşma ya da<br />

görüldüğü bölgelerde kaşıntı gibi yakınmalara<br />

yol açabiliyor. “Çoğu insan görsel olarak<br />

Kasım <strong>2019</strong>


33<br />

in the areas where they are seen. Saying that “Most people<br />

prefer to live with their heirs unless they visually disturb<br />

them too much,” warned Cardiovascular Surgery Specialist.<br />

Ayça Özgen shares the following information about<br />

varicose veins by degree:<br />

First-degree varicose veins: This type of varicose veins with<br />

a diameter of 1 to 3 mm are usually found in capillaries and<br />

are not very clear outside the skin. The main complaint is<br />

usually the image problem.<br />

Second degree varices: The vessel diameter increases to<br />

4-5 mm. These varices, which can easily be noticed on the<br />

skin, can cause severe pain.<br />

Third-degree varices: Swelling and pain in the leg are the<br />

main complaints of these varices with a vessel diameter<br />

greater than 5 mm.<br />

Fourth degree varicose veins: Nowadays, these varicose<br />

veins are well progressed. In addition to leg swelling and<br />

pain, skin color changes around the ankle are seen. If skin<br />

lesions progress, wounds can be opened around the ankle.<br />

Treatment method varies according to the degree<br />

of varicose veins<br />

Ultrasound is the most commonly used method for the<br />

diagnosis of varicose veins. With this method, the deep<br />

venous veins can be examined, and if there is, the valve<br />

insufficiency can be evaluated. In the treatment, different<br />

methods can be preferred according to the stage of<br />

varicose veins. Cardiovascular Surgery Specialist Ayça<br />

Özgen lists the treatment methods as follows:<br />

Open surgical intervention: Removal of the vessel causing<br />

insufficiency with small incisions under general anesthesia<br />

Radiofrequency treatment: closure of the vessel causing<br />

failure with radiofrequency ablation catheter<br />

Sclerotherapy: Sclerotherapy, which is the procedure of<br />

closing the vein by entering a capillary with a fine needle<br />

and giving a drug, is also known as “foam treatment Sk.<br />

Varicose stockings and varicose veins: Both methods<br />

reduce varicose vein pain, leg fatigue, night cramps or<br />

swelling.<br />

kendisini fazla rahatsız etmediği müddetçe varisleriyle<br />

yaşamayı tercih ediyor” uyarısı yapan Kalp Damar Cerrahisi<br />

Uzmanı Dr. Ayça Özgen, derecesine göre varis tipleri<br />

hakkında şu bilgileri paylaşıyor:<br />

Birinci derece varisler: Damar çapının 1 ila 3 mm olduğu bu<br />

tip varislere genellikle kılcal damarlarda rastlanıyor ve cilt<br />

dışında fazla belli olmuyor. Ana şikayet genellikle görüntü<br />

problemi. İkinci derece varisler: Damar çapı 4-5 mm’ye<br />

çıkıyor. Cilt üzerinden kolaylıkla fark edilebilen bu varisler<br />

şiddetli ağrıya neden olabiliyor.<br />

Üçüncü derece varisler: Damar çapı 5 mm’nin üzerinde<br />

olan bu tip varislerin ana şikayet nedeni bacakta şişme ve<br />

ağrı. Dördüncü derece varisler: Artık iyice ilerlemiş bu tür<br />

varis vakalarında bacakta şişme ve ağrı şikayetine ek olarak<br />

ayak bileği çevresinde ciltte renk değişiklikleri görülüyor.<br />

Cilt lezyonlarının ilerlemesi durumunda ayak bileği<br />

çevresinde yaralar açılabiliyor.<br />

Tedavi yöntemi varisin derecesine göre değişiyor<br />

Varis teşhisi için günümüzde en sık kullanılan yöntem<br />

ultrason. Bu yöntem ile gözle görülemeyen derin<br />

toplardamarlar incelenebiliyor, ayrıca varsa kapak<br />

yetersizliği değerlendirilebiliyor. Tedavide ise varisin<br />

bulunduğu evreye göre farklı yöntemler tercih edilebiliyor.<br />

Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı Dr. Ayça Özgen, tedavi<br />

yöntemlerini şöyle sıralıyor:<br />

Açık cerrahi girişim: Genel anestezi altında ufak kesilerle<br />

yetmezliğe neden olan damarın çıkarılması işlemi<br />

Radyofrekans tedavisi: Radyofrekans ablasyon katateri ile<br />

yetmezliğe neden olan damarın kapatılması<br />

Skleroterapi: Kılcal damarların içine ince bir iğne ile<br />

girilip bir ilaç verilerek damarın kapatılması işlemi olan<br />

skleroterapi “köpük tedavisi” olarak da biliniyor<br />

Varis çorabı ve varis ilaçları: Her iki yöntem de varisi değil<br />

varise bağlı gelişen bacak ağrısı, bacakta yorgunluk hissi,<br />

gece krampları ya da şişme şikayetlerini azaltıyor.<br />

Kasım <strong>2019</strong>


34<br />

Estimated That There Are Approximately<br />

125 Million Psoriasis Patients In The World<br />

Dünyada Yaklaşık 125 Milyon Psoriasis<br />

(Sedef) Hastası Olduğu Tahmin Ediliyor<br />

Psoriasis is a more common skin disease that occurs at<br />

any age, but peaks between the ages of 30-39 and 50-69,<br />

and is more common in those with susceptibility genes. It<br />

is observed that some genetic factors are effective in the<br />

emergence of this disease of unknown cause and there are<br />

some triggering factors on it, or the onset or exacerbation<br />

of the disease. Psoriasis can be seen in everyone but in<br />

some people this risk may increase.<br />

Factors triggering psoriasis, treatment approaches and<br />

information to improve patients’ quality of life were shared<br />

at the press conference held by Psoriasis Association for<br />

“29 October World Psoriasis Awareness Week”. Psoriasis<br />

Association President Prof. Dr. Mehmet Ali Gürer and<br />

members of the association Prof. Dr. Sibel Alper, Prof. Dr.<br />

Emel Bülbül Başkan and Prof. Dr. Nahide Onsun attended<br />

the meeting.<br />

Psoriasis Can Be Seen In Everyone But In Some<br />

People This Risk May Increase<br />

Pointing out that psoriasis is associated with a high genetic<br />

predisposition, but increased risk of occurrence due to<br />

triggering factors, President of Psoriasis Association<br />

Prof. Dr. Mehmet Ali Gürer, said, “Genetic susceptibility<br />

is an important risk factor. For example, the incidence is<br />

relatively low in the yellow and black races, but the risk is<br />

higher in the white race.<br />

Sedef hastalığı, herhangi bir yaşta ortaya çıkan ancak<br />

özellikle 30-39 ve 50-69 yaşları arasında pik yapan, yatkınlık<br />

geni taşıyanlarda daha sık rastlanılan bir deri hastalığı…<br />

Nedeni kesin bilinmeyen bu hastalığın ortaya çıkmasında<br />

bazı genetik faktörlerin etkili olduğu ve bunun üzerinde<br />

birtakım tetikleyici faktörlerle de hastalığın başladığı veya<br />

şiddetlendiği gözlenmektedir. Psoriasis herkeste görülebilir<br />

ancak bazı kişilerde bu risk artabilir.<br />

Psoriasis Derneği tarafından “29 Ekim Sedef Hastalığı<br />

Farkındalık Haftası” nedeni ile düzenlenen basın<br />

toplantısında sedef hastalığını tetikleyen faktörler, tedavi<br />

yaklaşımları ve hastaların yaşam kalitelerini yükseltecek<br />

bilgiler paylaşıldı. Toplantıya Psoriasis Derneği Başkanı<br />

Prof. Dr. Mehmet Ali Gürer ile dernek üyeleri Prof. Dr. Sibel<br />

Alper, Prof. Dr. Emel Bülbül Başkan ve Prof. Dr. Nahide<br />

Onsun katıldı.<br />

Psoriasis Herkeste Görülebilir Ancak Bazı<br />

Kişilerde Bu Risk Artabilir<br />

Psoriasis Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ali Gürer,<br />

sedef hastalığının genetik yatkınlıkla ilişkisinin yüksek<br />

olduğuna ancak tetikleyici faktörlerle oluşma riskinin<br />

artığına dikkat çekerek şu bilgileri verdi:<br />

“Genetik yatkınlık önemli bir risk faktörüdür. Örneğin sarı<br />

ve siyah ırkta görülme sıklığı nispeten daha düşükken beyaz<br />

ırkta görülme riski daha fazladır.<br />

Kasım <strong>2019</strong>


35<br />

Psoriasis is typically initiated or exacerbated by triggering<br />

factors. The presence of these factors increases the risk.<br />

Especially in children and young patients, streptococcal<br />

throat infections, viral upper respiratory tract infections,<br />

urinary tract infections, certain medications, skin injuries<br />

such as abrasions, cuts, scratches, severe itching and<br />

severe sunburn can exacerbate psoriasis. The risk increases<br />

in patients with recurrent viral and bacterial infections<br />

(especially in children with beta hemolytic streptococci)<br />

and in multiple drug use (as there may be triggering drugs).<br />

Stress is a well-known factor that triggers psoriasis and it is<br />

observed that the disease occurs or intensifies 1-3 months<br />

after a stressful event.<br />

Obesity is another important factor that increases the risk<br />

of disease. In obese individuals, the fold regions are trauma<br />

areas due to perspiration and friction, as well as candida<br />

type fungi located in these regions play a triggering role,<br />

leading to the development of psoriasis in these areas.<br />

In addition, weight control and low-calorie nutrition in<br />

overweight patients make it easier to control the course of<br />

the disease and prolong the periods of well-being.<br />

Smoking and alcohol consumption negatively affect the<br />

course of the disease. Smoking plays an important role not<br />

only in the onset of the disease but also in its aggravation,<br />

and this effect is more striking in female patients. Alcohol<br />

causes more resistant course especially in male patients.<br />

In this way, it can be said that cigarette and alcohol<br />

consumption increase the risk.”<br />

Other Diseases Accompany Psoriasis<br />

Prof. Dr. Nahide Onarır Onsun, Member of the Board of<br />

Psoraisis Association explained the negative effects of<br />

the disease on the body as follows, “Although psoriasis is<br />

mostly seen in the skin, it also predisposes to some invisible<br />

diseases. Some patients with psoriasis may have joint<br />

involvement and psoriatic arthritis. The development rate<br />

of this disease in psoriasis patients is around 20-30 percent.<br />

It can lead to psoriatic arthritis, which may develop over<br />

time and be confused with rheumatic diseases, even if it<br />

is not initially seen, and deformities and disability if timely<br />

diagnosis and treatment are not performed. In psoriasis<br />

patients, intestinal diseases such as Crohn’s disease, insulin<br />

resistance, diabetes, high blood pressure, obesity, heart<br />

and circulatory system diseases and myocardial infarction<br />

at an early age are more common.<br />

It is possible to diagnose the disease by clinical<br />

examination. Dermatologists can easily diagnose the<br />

disease. In cases similar to other skin diseases, biopsy can<br />

be performed for correct diagnosis. Since insulin resistance,<br />

late onset diabetes, hypertension, cardiovascular diseases,<br />

liver steatosis, uveitis in the eye are more common in<br />

psoriasis patients, various tests are requested from the<br />

patients. The diseases and risks associated with the<br />

examinations to be requested from the patient can be<br />

determined and the opinions of the related specialist<br />

branch are taken and treatment is arranged accordingly.”<br />

Psoriasis tipik olarak tetikleyici faktörlerce başlatılabilir<br />

veya şiddetlenebilir. Bu faktörlerin varlığı riski<br />

artırmaktadır. Özellikle çocuk ve genç hastalarda en<br />

çok streptokokkal boğaz enfeksiyonları olmak üzere<br />

viral üst solunum yolu enfeksiyonları, üriner sistem<br />

enfeksiyonları, bazı ilaçlar, deride oluşan sıyrık, kesi,<br />

çizik gibi yaralanmalar, şiddetli kaşıntı ve şiddetli güneş<br />

yanıkları psoriasisi şiddetlendirebilir. Tekrarlayıcı viral<br />

ve bakteriyel enfeksiyonu olan (özellikle beta hemolitik<br />

streptokok çocuklarda), çoklu ilaç kullanımı olan hastalarda<br />

(tetikleyen ilaçlar olabileceğinden) risk artmaktadır. Stres,<br />

psoriasisi tetiklediği çok iyi bilinen bir faktör olup, stresli<br />

bir olaydan 1-3 ay kadar sonra hastalığın ortaya çıktığı veya<br />

şiddetlendiği gözlenmektedir.<br />

Obezite hastalık riskini artıran bir diğer önemli faktördür.<br />

Obez bireylerde kıvrım bölgeleri terleme ve sürtünme<br />

nedeniyle travma alanlarıdır, ayrıca bu bölgelerde yerleşen<br />

kandida türü mantarlar da tetikleyici rol oynayarak bu<br />

alanlarda psoriasis gelişimine yol açar. Bunun dışında fazla<br />

kilolu hastalarda kilo kontrolü ve düşük kalorili beslenme<br />

hastalık seyrinin kontrol altına alınmasını kolaylaştırmakta,<br />

iyilik dönemlerini uzatmaktadır.<br />

Sigara ve alkol tüketimi de hastalığın seyrini olumsuz<br />

etkilemektedir. Sigara sadece hastalığın başlamasında<br />

değil şiddetlenmesinde de önemli rol oynamakta olup, bu<br />

etki kadın hastalarda daha dikkat çekicidir. Alkol özellikle<br />

erkek hastalarda daha dirençli seyre neden olmaktadır.<br />

Böyle olunca da sigara ve alkol tüketiminin riski artırdığı<br />

rahatça söylenebilir.”<br />

Sedef Hastalığına Başka Hastalıklar Da Eşlik<br />

Ediyor<br />

Psoraisis Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Nahide<br />

Onarır Onsun, hastalığın vücutta sebep olduğu olumsuz<br />

etkileri şöyle anlattı:<br />

“Sedef hastalığı büyük oranda deride görülmesine<br />

rağmen bazı dışarıdan görünmeyen hastalıklara da<br />

yatkınlık oluşturur. Bazı sedef hastalarında eklem<br />

tutulumu gözlenebilir ve psoriatik artrit oluşabilir. Bu<br />

hastalığın sedef hastalarında gelişme oranı yüzde 20-30<br />

civarındadır. Başlangıçta görülmese bile zaman içinde<br />

Kasım <strong>2019</strong>


36<br />

The Rate Of Depression And Anxiety In Psoriasis<br />

Patients Is Higher Than The General Population<br />

Member of the Board of Psoraisis Association Prof. Dr.<br />

Sibel Alper stated that the severity of the disease should<br />

be evaluated separately for each patient according to<br />

their emotional state and explained their psychological<br />

reflections as follows:<br />

“Psoriasis is a chronic disease that can have negative effects<br />

in many areas, from social stigma to physical disability and<br />

emotional disorders. Psoriasis because the skin symptoms<br />

are visible and can last longer significantly affect the quality<br />

of life of our patients. Serious studies have been carried out<br />

to address this issue and it is emphasized that the impact on<br />

quality of life must be taken into consideration in treatment<br />

planning. Skin lesions on the hands may make it difficult to<br />

work in some professions, to do sports and even to do daily<br />

housework. Individuals suffering from the disease may feel<br />

intrinsic about their appearance and may feel shy and lack<br />

of self-confidence. People may experience psychological<br />

distress as a result of the perception of stigmatization that<br />

may lead to discrimination and social isolation in working<br />

life. Psoriasis patients have problems in joining the society<br />

effectively due to their exclusion in the family and society.<br />

The rate of depression and anxiety was higher in our<br />

patients than in the general population. While 25% of<br />

patients had depression and anxiety, 10% wanted to die,<br />

5.5% had suicidal ideation, social and sexual problems were<br />

common.Today, when defining the severity of psoriasis,<br />

scales evaluating the effect of the disease on the quality<br />

of life are also included, among them, although the<br />

differences between countries are ignored, Dermatology<br />

Quality of Life Index (DYKI) is currently the most commonly<br />

used and accepted. From the eyes of the patient, the<br />

disease cannot be controlled or is considered severe<br />

when it becomes unresponsive to treatments. However,<br />

individual disease severity and treatment targets can<br />

be determined through a comprehensive and detailed<br />

assessment, not only by scales.”<br />

The Treatment Of Psoriasis Should Be Planned<br />

Differently For Each Patient, The Correct<br />

Treatment Varies According To Each Patient<br />

Prof. Dr. Emel Bülbül Başkan, Member of the Board<br />

gelişebilen ve romatizmal hastalıklarla karıştırılabilen<br />

psoriatik artrit hastalığına, zamanında tanı ve tedavi<br />

yapılmazsa deformitelere ve iş görmezliğe yol açabilir.<br />

Sedef hastalarında ayrıca Crohn hastalığı gibi bağırsak<br />

hastalıkları, insülin direnci, diyabet, yüksek tansiyon,<br />

obezite, kalp ve dolaşım sistemi hastalıkları ve erken yaşta<br />

miyokard infarktüsü daha sık görülür.<br />

Hastalığa klinik muayene ile tanı koymak mümkündür.<br />

Dermatoloji uzmanları hastalığı kolayca teşhis edebilir.<br />

Başka deri hastalıklarına benzeyen durumlarda ise doğru<br />

tanı için biyopsi yapılabilir. Sedef hastalarında insülin<br />

direnci, geç yaşta başlayan diyabet, hipertansiyon, kalpdamar<br />

hastalıkları, karaciğer yağlanması, gözde üveyit<br />

gibi durumlar daha fazla görüldüğü için hastalardan çeşitli<br />

tetkikler istenir. Hastadan istenecek tetkiklerle eşlik eden<br />

hastalıklar ve riskler belirlenebilir ve ilgili uzmanlık dalının<br />

görüşleri alınıp tedavi ona göre düzenlenir.”<br />

Sedef Hastalarında Depresyon Ve Anksiyete Oranı Genel<br />

Nüfusa Oranla Daha Yüksek<br />

Psoraisis Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Sibel<br />

Alper, hastalığın şiddetinin her hasta için duygu durumuna<br />

göre ayrı değerlendirilmesi gerektiğini belirterek psikolojik<br />

yansımalarını şöyle anlattı:<br />

“Psoriasis sosyal damgalamadan fiziksel engelliliğe ve<br />

duygusal bozukluklara kadar birçok alanda olumsuz<br />

etkileri olabilen kronik bir hastalıktır. Sedef hastalığı<br />

deri belirtileri görünür olduğu ve uzun sürebildiği için<br />

hastalarımızın yaşam kalitesini önemli ölçüde etkiler. Bu<br />

konuyu ortaya koyan ciddi çalışmalar yapılmış ve tedavi<br />

planlamasında yaşam kalitesine etkinin mutlaka göz<br />

önünde bulundurulması gerektiği vurgulanmıştır. Ellerde<br />

bulunan deri lezyonları bazı mesleklerde çalışmayı, spor<br />

yapmayı hatta günlük ev işlerini bile zor hale getirebilir.<br />

Hastalığa yakalanmış bireyler, görünümleri hakkında<br />

içekapanık hissedebilirler ve çekingenlik, özgüven eksikliği<br />

yaşayabilirler. Kişiler, çalışma hayatında ayrımcılığa ve<br />

sosyal izolasyona yol açabilen damgalanma algısı sonucu<br />

olarak psikolojik sıkıntı çekebilirler. Sedef hastaları aile ve<br />

toplum içinde yaşadıkları dışlanma nedeniyle etkin biçimde<br />

topluma katılmada sorunlar yaşamaktadırlar.<br />

Hastalarımızda depresyon ve anksiyete oranı genel nüfusa<br />

oranla daha yüksektir. Hastaların %25’inde depresyon<br />

ve anksiyete, %10’unda ölme isteği, %5,5’inde intihar<br />

düşüncesi görülürken, soysal ve cinsel problemler de<br />

yaygın olarak rastlanmaktadır.<br />

Günümüzde psoriasis şiddeti tanımlanırken hastalığın<br />

yaşam kalitesi üzerine etkisini hasta tarafından<br />

değerlendiren ölçeklere de yer verilmektedir ki bunların<br />

arasında, her ne kadar ülkelerarası farklılıklar göz ardı<br />

edilse de, halihazırda en sık kullanılanı ve en çok kabul<br />

göreni Dermatoloji Yaşam Kalite İndeksi’dir (DYKİ). Hasta<br />

gözünden bakıldığında hastalık kontrol altında tutulamaz<br />

veya tedavilere yanıtsız hale geldiğinde şiddetli olarak<br />

kabul edilmektedir. Ancak salt ölçeklerle değil çok yönlü<br />

ve ayrıntılı bir değerlendirme ile bireysel hastalık şiddeti ve<br />

tedavi hedefleri belirlenebilir.”<br />

Kasım <strong>2019</strong>


37<br />

of Psoriasis Association shared information about the<br />

treatment process of psoriasis:<br />

“The correct treatment for psoriasis varies according<br />

to each patient. Treatment should be determined by<br />

taking into consideration many factors including the<br />

course and severity of the disease, the presence of other<br />

concomitant diseases, and other special conditions such as<br />

age, sex, pregnancy, breastfeeding, drug use, other than<br />

expectation of treatment. In order for the treatment to<br />

be applied successfully, it is necessary to devote sufficient<br />

time to the patient, to analyze the risk factors well and<br />

to provide the participation of the patient by providing<br />

training on the treatment options. The treatment is<br />

often long-lasting and should result in complete or<br />

nearly complete removal of the rash. If treatment is<br />

discontinued, psoriasis, like other chronic diseases, is at risk<br />

of recurrence. If this process is not well managed, patients<br />

may be the material and spiritual victims of pseudo-herbal<br />

or alternative treatments that have not proven efficacy<br />

and safety. Psoriasis is a chronic lifelong disease and, if left<br />

untreated, a series of side diseases such as atherosclerosis,<br />

cardiovascular diseases and liver steatosis and joint<br />

involvement occur, especially in severe patients. The aim<br />

of the treatment is to detect and eliminate the factors<br />

that trigger and exacerbate the disease, and to revise the<br />

course and course of treatment with events that occur in<br />

life, such as birth and surgery.<br />

Psoriasis is used in the treatment of proven effectiveness<br />

and evidence-based treatment is available in almost all<br />

of Turkey or countries fall into line with international<br />

approvals for our use. It is a pleasing situation that these<br />

treatments are covered by reimbursement in our country<br />

based on certain criteria. However, we see that the majority<br />

of patients who are prescribed these medications, which<br />

can be prescribed in education, research and university<br />

hospitals, do not have timely access to treatment. There<br />

may be many factors, for example, in the eyes of the<br />

patient and the physician that the disease is seen as a<br />

condition that should be treated only with topical drugs,<br />

that the patient is not directed to the correct treatment<br />

by the physicians, that the media and the false information<br />

about the disease and its treatment are open to abuse.”<br />

Sedef Hastalığının Tedavisi Her Hasta İçin Farklı<br />

Planlanmalı, Doğru Tedavi Her Hastaya Göre<br />

Değişir<br />

Psoriasis Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Emel<br />

Bülbül Başkan, psoriasisin tedavi süreci ile ilgili bilgi verdi:<br />

“Psoriasis tedavisinde doğru tedavi her hastaya göre<br />

değişir. Tedavi hastalığın seyri ve şiddeti, eşlik eden<br />

başka hastalıkların varlığı, tedavi beklentileri dışında yaş,<br />

cinsiyet, gebelik, emzirme, ilaç kullanımı gibi özel durumlar<br />

dahil birçok faktör göz önüne alınarak belirlenmelidir.<br />

Tedavinin başarıyla uygulanabilmesi için hastaya yeterli<br />

zaman ayırmak, risk faktörlerini iyi analiz etmek ve tedavi<br />

seçenekleri hakkında eğitim vererek hastanın tedaviye<br />

katılımını sağlamak gerekir. Tedavi çoğunlukla uzun<br />

solukludur ve sonuçta döküntülerin tam veya tama yakın<br />

oranda silinmesi sağlanmalıdır. Tedavi kesildiği takdirde<br />

tıpkı diğer kronik hastalıklar gibi psoriasisin de nüksetme<br />

riski vardır. Bu süreç iyi yönetilmezse hastalar etkinliği ve<br />

güvenilirliği ispatlanmamış sözde bitkisel veya alternatif<br />

tedavi kürlerinin maddi ve manevi mağduru olabilir.<br />

Psoriasis kronik seyirli yaşam boyu devam edebilen bir<br />

hastalıktır ve tedavi edilmediği takdirde özellikle şiddetli<br />

seyreden hastalarda ateroskleroz, kalp damar hastalıkları<br />

ve karaciğer yağlanması, eklem tutulumu gibi bir seri yan<br />

hastalıklar ortaya çıkmaktadır. Tedavinin bir hedefi de<br />

hastalığı tetikleyen, şiddetlendiren faktörlerin tespiti ve<br />

ortadan kaldırılması, doğum, ameliyat gibi yaşam içinde<br />

gelişen olaylarla tedavinin seyrinin ve şeklinin revize<br />

edilmesidir. Sedef hastalığının tedavisinde kullanılan<br />

ve kanıta dayalı etkinliği ispatlanmış tedavilerin hemen<br />

hemen hepsi Türkiye’de bulunmaktadır ya da uluslararası<br />

onayları ile paralel ülkemizde kullanıma girmektedir.<br />

Bu tedavilerin belli kriterlere dayanarak ülkemizde geri<br />

ödeme kapsamında olması ayrı bir sevindirici durumdur.<br />

Ancak eğitim araştırma ve üniversite hastanelerinde<br />

reçete edilebilen bu ilaç tedavilerine aday hastaların<br />

büyük çoğunluğunun tedaviye zamanında erişemediğini<br />

görüyoruz. Bunun altında birçok faktör yer alabilir örneğin<br />

hasta ve hekim gözünde hastalığın deriye sınırlı sadece<br />

topikal ilaçlarla tedavi edilmesi gereken bir durum olarak<br />

görülmesi, hastanın hekimler tarafından doğru tedaviye<br />

yönlendirilmemesi, hastalık ve tedavisi ile ilgili medyada<br />

yalan yanlış bilgilendirmeler ve suistimale açık bir konu<br />

olması sayılabilir.”<br />

Kasım <strong>2019</strong>


38<br />

With My Journey Project<br />

Chronic Patients Are Not Alone Anymore<br />

Benim Yolculuğum Projesiyle Kronik Hastalar Artık Yalnız Değil<br />

•Novartis started the project of<br />

my journey with motto of “You<br />

are not alone in this way!” in<br />

order to draw attention to the<br />

psychological dimension caused<br />

by chronic diseases on individuals<br />

and to raise public awareness<br />

•The project was created<br />

for My Journey experience<br />

processing area, to observe the<br />

psychological world of patients<br />

who struggle with chronic illness<br />

and offers the chance to wish<br />

everyone out on their journey.<br />

The actor and presenter Ceyda<br />

Düvenci and other participants<br />

who supported the project also<br />

experienced their own journeys<br />

within the scope of the project.<br />

•8 video shot during project My<br />

Journey project how asthmatics,<br />

COPD, psoriasis, heart failure,<br />

multiple sclerosis (MS) and ankylosing spondylitis (AS) are<br />

struggling with psychological disorders. With the project it<br />

is aimed to provide support to patients experiencing similar<br />

processes and their caregivers.<br />

Novartis initiated the My Journey project to draw attention<br />

to the psychological dimension caused by chronic diseases<br />

on individuals and to raise awareness in society. Lung<br />

Patient Solidarity Association, Ankylosing Spondylitis<br />

Patients Association, Izmir Multiple Sclerosis Society, the<br />

Association of COPD patients, psoriasis patients Solidarity<br />

Association of Turkey and the Multiple Sclerosis Society<br />

launched with the support of my journey I project the press<br />

launch was held in Istanbul on <strong>November</strong> 6. Moderated by<br />

actor and presenter Ceyda Düvenci, Nilüfer Gürpınar Güner,<br />

Country Communications & Patient Relations Director at<br />

Novartis Turkey, Clinical Psychologist Funda Kıvrıkoğlu<br />

Yalçınkaya and Clinical Psychologist Nuray Sarp Kulkara<br />

participated in the press launch, where the details of the<br />

My Journey project were shared and the psychological<br />

dimension caused by chronic diseases on patients and their<br />

relatives was discussed.<br />

You Are Not Alone In This Way!<br />

Declaring that as Novartis, since 1957 they have been<br />

working to discover new ways to improve people’s quality<br />

of life and extend their lives, Nilüfer Gürpınar Güner,<br />

•Kronik hastalıkların bireyler<br />

üzerinde sebep olduğu psikolojik<br />

boyuta dikkat çekmek ve<br />

kamuoyunda farkındalık oluşturmak<br />

için Novartis, “Bu yolda yalnız<br />

değilsiniz!” mottosuyla Benim<br />

Yolculuğum projesini başlattı.<br />

•Proje için oluşturulan Benim<br />

Yolculuğum deneyimleme alanı,<br />

kronik hastalıklarla mücadele eden<br />

hastaların psikolojik dünyasını<br />

gözlemleme ve dileyen herkese<br />

kendi yolculuklarına çıkma şansı<br />

sunuyor. Projeye destek veren<br />

oyuncu ve sunucu Ceyda Düvenci<br />

ve diğer katılımcılar da proje<br />

kapsamında kendi yolculuklarını<br />

deneyimlediler.<br />

•Benim Yolculuğum projesi<br />

kapsamında çekilen 8 video astım,<br />

KOAH, sedef, kalp yetersizliği,<br />

multipl skleroz (MS) ve ankilozan<br />

spondilit (AS) hastalıklarıyla mücadele eden hastaların<br />

psikolojik olarak nasıl etkilendiklerini konu alıyor. Projeyle,<br />

benzer süreçleri yaşayan hastalara ve hasta yakınlarına<br />

destek sağlanması hedefleniyor.<br />

Novartis, kronik hastalıkların bireyler üzerinde neden<br />

olduğu psikolojik boyuta dikkat çekmek ve toplumda<br />

farkındalık oluşturmak için Benim Yolculuğum projesini<br />

başlattı. Akciğer Hastaları Dayanışma Derneği, Ankilozan<br />

Spondilit Hasta Derneği, İzmir Multipl Skleroz Derneği,<br />

KOAH Hastaları Derneği, Sedef Hastaları Dayanışma<br />

Derneği ve Türkiye Multipl Skleroz Derneği’nin destekleriyle<br />

başlatılan Benim Yolculuğum projesinin basın lansmanı 6<br />

Kasım’da İstanbul’da gerçekleşti. Oyuncu ve sunucu Ceyda<br />

Düvenci’nin moderatörlüğünde, Novartis İletişim ve Hasta<br />

İlişkileri Direktörü Nilüfer Gürpınar Güner, Klinik Psikolog<br />

Funda Kıvrıkoğlu Yalçınkaya ve Klinik Psikolog Nuray Sarp<br />

Kulkara’nın katılımıyla düzenlenen basın lansmanında<br />

Benim Yolculuğum projesinin detayları paylaşılarak kronik<br />

hastalıkların hasta ve yakınları üzerinde sebep olduğu<br />

psikolojik boyut tartışıldı.<br />

Bu Yolda Yalnız Değilsiniz!<br />

Novartis olarak 1957’den bu yana insanların yaşam<br />

kalitesini artıracak ve ömürlerini uzatacak yeni yollar<br />

keşfetmek hedefiyle çalıştıklarını belirten Novartis İletişim<br />

ve Hasta İlişkileri Direktörü Nilüfer Gürpınar Güner, “Bizim<br />

Kasım <strong>2019</strong>


39<br />

Country Communications & Patient Relations Director at<br />

Novartis Turkey, said, “Our priority is always patients and<br />

patient relatives. In order to provide better service to<br />

them, we established the Patient Relations department<br />

within our company. We also work in close contact with<br />

other subordinate associations. At regular meetings, we<br />

are looking for new ways to support the processes related<br />

to patients and their relatives and support them in every<br />

sense.”<br />

Indicating that My Journey project occurred as a result of<br />

this meeting, Güner said, “My Journey project to diagnose<br />

the disease of individuals with chronic illnesses issue after<br />

disease until the acceptance process faced difficulties<br />

contains. Within the scope of the project, we conducted<br />

interviews with patients guided by clinical psychologists<br />

and guided by patient associations. We collected the<br />

disease admission process in 8 videos. Each patient will<br />

find a piece of himself in these videos. We believe that<br />

these videos will inspire individuals with chronic illness. Our<br />

patients are not alone in this journey.”<br />

Recalling that enough awareness projects related to<br />

psychological distress of chronic patients live in Turkey and<br />

they embraced an orphaned area with My Journey project,<br />

Güner said that<br />

Turkey that patients with chronic done enough awareness<br />

projects related to psychological distress experienced<br />

by my journey and who expressed their ownership of<br />

the project with an area of orphaned they are pioneers<br />

in this area. Stating that they are planning to carry out<br />

activities within the scope of the project next year, Güner<br />

stressed that they will continue to listen to the patients<br />

and be with them all the time with the patient associations<br />

accompanied by clinical psychologists.<br />

The Process Of Accepting Chronic Diseases Is<br />

A Challenging Journey For Patients And Their<br />

Relatives<br />

Chronic diseases are diseases that occur anywhere<br />

in the body, persist for a lifetime and require longterm<br />

treatment, care, supervision, observation and<br />

rehabilitation. Indicating that psoriasis, ankylosing<br />

spondylitis (AS), COPD, heart failure, multiple sclerosis<br />

(MS), disorders such as asthma worldwide and the most<br />

common chronic diseases Turkey, Funda Kıvrıkoğlu<br />

önceliğimiz her zaman hasta ve hasta yakınları. Onlara<br />

daha iyi hizmet verebilmek için şirketimiz bünyesinde<br />

Hasta İlişkileri departmanını kurduk. Hasta dernekleriyle<br />

de yakın temas halinde çalışıyoruz. Düzenli aralıklarla<br />

gerçekleştirdiğimiz toplantılarda hasta ve hasta yakınlarıyla<br />

ilgili süreçleri masaya yatırıp her anlamda onlara destek<br />

olmanın yeni yollarını arıyoruz” dedi.<br />

Benim Yolculuğum projesinin bu toplantılar neticesinde<br />

ortaya çıktığını belirten Güner, “Benim Yolculuğum projesi<br />

kronik hastalığı olan bireylerin hastalığın teşhisi konduktan<br />

hastalığı kabulleniş sürecine kadar karşılaştıkları zorlukları<br />

içeriyor. Proje kapsamında, klinik psikologlar eşliğinde<br />

hasta derneklerinin yönlendirdiği hastalarla görüşmeler<br />

yaptık. Hastaların hastalığı kabulleniş süreçlerini 8 videoda<br />

topladık. Her hasta bu videolarda kendinden bir parça<br />

bulacak. Bu videoların kronik hastalığı olan bireylere ilham<br />

vereceği inancındayız. Hastalarımız bu yolculukta yalnız<br />

değiller” dedi.<br />

Türkiye’de kronik hastaların yaşadıkları psikolojik<br />

sıkıntılarla ilgili yeterince farkındalık projesi yapılmadığını<br />

ve Benim Yolculuğum projesiyle yetim kalmış bir alanı<br />

sahiplendiklerini ifade eden Güner, bu alanda öncü<br />

olduklarını belirtti. Önümüzdeki yıl proje kapsamında<br />

etkinlikler yapmayı planladıklarını belirten Güner, klinik<br />

psikologlar eşliğinde hasta dernekleriyle birlikte hastaları<br />

dinlemeye ve onların her zaman yanlarında olmaya devam<br />

edecekleri vurguladı.<br />

Kronik Hastalıkları Kabullenme Süreci Hastalar<br />

Ve Hasta Yakınları İçin Zorlu Bir Yolculuk<br />

Kronik hastalıklar, bedenin herhangi bir yerinde meydana<br />

gelen, ömür boyu devam eden ve uzun süreli tedavi, bakım,<br />

denetim, gözlem ve rehabilitasyon gerektiren hastalıklardır.<br />

Sedef, ankilozan spondilit (AS), KOAH, kalp yetmezliği,<br />

multipl skleroz (MS), astım gibi rahatsızlıkların dünya<br />

ve Türkiye genelinde en çok görülen kronik hastalıklar<br />

olduğunu belirten Klinik Psikolog Funda Kıvrıkoğlu<br />

Yalçınkaya, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sadece Türkiye’de<br />

1,5 milyon sedef, 350-400 bin AS, yaklaşık 400 bin MS, 3,5<br />

milyon astım ve 2 milyonun üzerinde kalp yetmezliği hastası<br />

var. Kronik hastalıklara bütüncül sağlık sistemleriyle<br />

Kasım <strong>2019</strong>


40<br />

Yalçınkaya, Clinical Psychologist, said, “Only 1.5 million of<br />

psoriasis in Turkey, 350-400 thousand AS patients, 400<br />

thousand AD patients, there are 3.5 million heart failure<br />

patients with asthma and over 2 million. Chronic diseases<br />

need to be approached through holistic health systems.”<br />

Yalçınkaya said, “The main source of some psychological<br />

problems is chronic diseases. Living with these diseases for<br />

a long time can be compelling for the person’s adaptation<br />

to normal life. In addition to drug therapy, psychological<br />

support is very important for these patients to improve<br />

their quality of life, to adapt to treatment and even to<br />

continue with positive outcomes.”<br />

Emphasizing the importance of meeting the physical needs<br />

of individuals with chronic disease, clinical psychologist<br />

Nuray Sarp Kulkara, said, “Physical activity restricted<br />

chronically ill, struggling to maintain their daily lives.<br />

Therefore, feel excluded themselves in society. Depression<br />

is one of the most common conditions in desperate chronic<br />

patients. For this reason, an individual with chronic disease<br />

needs to be supported, accepted and understood more<br />

than a normal adult in order to rebalance his deteriorating<br />

balance and solve his health problems.”<br />

Ceyda Düvenci’s Journey<br />

In the event which the actor and presenter Ceyda Düvenci,<br />

who attracted attention with her studies in the field of<br />

health, moderated, famous presenter told about her<br />

own journey following, “As everyone knows, my daughter<br />

Melisa is cerebral palsy. Due to brain deformation after<br />

birth, she lost some of his abilities. She has to get lifelong<br />

physiotherapy support in order to walk more accurately<br />

and complete his body development correctly. This journey<br />

is very difficult for Melisa. However, children with special<br />

needs have an innate power, competence and three happy<br />

children. What we would like to draw attention at this<br />

point, the situation of families of children with special<br />

needs. With special needs of children with parents, rightly<br />

always throw themselves into the second plan and only<br />

yaklaşılması gerekiyor.”<br />

Yalçınkaya şöyle devam etti: “Bazı psikolojik sıkıntıların<br />

ana kaynağı kronik hastalıklardır. Uzun süre bu<br />

hastalıklarla yaşamak kişinin normal yaşama tekrar<br />

adaptasyonu için zorlayıcı olabilir. İlaç tedavisinin yanı<br />

sıra psikolojik destek bu hastaların yaşam kalitesini<br />

arttırma, tedaviye uyum sağlama ve hatta tedavinin olumlu<br />

sonuçlarla devam edebilmesi için çok önemli.” dedi.<br />

Kronik hastalığı olan bireylerde fiziksel gereksinimlerin<br />

karşılanmasının son derece önemli olduğunu vurgulayan<br />

Klinik Psikolog Nuray Sarp Kulkara, “Fiziksel aktiviteleri<br />

sınırlanan kronik hastalar, günlük yaşamlarını sürdürmekte<br />

zorlanıyor. Bu nedenle kendilerini toplumdan dışlanmış<br />

hissediyorlar. Umutsuzluğa kapılan kronik hastalarda<br />

depresyon en çok karşılaşılan durumlardan biri. Bu nedenle<br />

kronik hastalığı olan bireyin bozulan dengesini yeniden<br />

kurabilmesi, sağlığıyla ilgili sorunlarını çözümleyebilmesi<br />

için normal bir yetişkinden çok daha fazla desteklenmeye,<br />

kabullenilmeye ve anlaşılmaya gereksinimi vardır” dedi.<br />

Ceyda Düvenci’nin Yolculuğu<br />

Sağlık alanında yaptığı çalışmalarla dikkat çeken oyuncu ve<br />

sunucu Ceyda Düvenci’nin moderatörlüğünde düzenlenen<br />

etkinlikte ünlü sunucu kendi yolculuğuyla ilgili şunları<br />

söyledi: “Herkesin bildiği gibi, kızım Melisa serebral palsi.<br />

Doğumdan sonra yaşadığı beyin deformasyonu sebebiyle,<br />

vücudundaki bazı yeteneklerini kaybetti. Daha doğru<br />

yürüyebilmesi ve vücut gelişimini doğru tamamlayabilmesi<br />

için ömür boyu fizyoterapi desteği almak zorunda. Melisa<br />

adına bu yolculuk çok zor. Ancak özel ihtiyaç sahibi<br />

çocukların doğuştan gelen bir güçleri, dirayetleri var ve<br />

çoğunlukla çok mutlu çocuklar. Bu noktada dikkatleri<br />

çekmek istediğimiz şey, özel ihtiyaç sahibi çocukların<br />

ailelerinin durumu. Özel ihtiyaç sahibi çocuğu olan<br />

ebeveynler, haklı olarak kendilerini her zaman ikinci plana<br />

atarlar ve sadece çocukları için yaşarlar. Tabii ki bütün<br />

anne babalar, çocukları için yaşar ama özel ihtiyaç sahibi<br />

Kasım <strong>2019</strong>


41<br />

live for their children. Of course, all parents, live for their<br />

children, but if you have a child with special needs at least<br />

until they are important as parents. It is very important<br />

that you receive psychological support in this challenging<br />

process. Because you can feel insufficient in many areas,<br />

you can be tired, moments when you feel your power is<br />

exhausted. Or the future, ‘ What happens to my child when<br />

I’m not? ‘ can be a feeling you experience more than other<br />

parents. All of these are very human emotions that are<br />

felt by parents with special needs children. Psychological<br />

support is very important in this journey. Get psychological<br />

support as individuals in the face of life’s challenges, it<br />

helps many difficulties regarding your journey. Business<br />

ta precisely the awareness of this h for other parents<br />

both suck myself am here and my journey to my projects I<br />

support until the end.”<br />

Participants Embarked On Their Journey In The<br />

Field Of My Journey Experience<br />

The aim of My Journey project is to help people living<br />

with chronic diseases to accept and manage their illness<br />

with online psychological support videos. 8 video shot<br />

during project My Journey project how asthmatics,<br />

COPD, psoriasis, heart failure, multiple sclerosis (MS)<br />

and ankylosing spondylitis (AS) are struggling with<br />

psychological disorders. With the project it is aimed to<br />

provide support to patients experiencing similar processes<br />

and their caregivers. Each video contains one of the stages<br />

of chronic disease acceptance. These phases; ordinary<br />

world, call to adventure, meeting with mentor, crossing<br />

the threshold, quizzes-friends-enemies, descent-fire shirt,<br />

cave-potion and resurrection-potion return. K all struggling<br />

with the disease of chronic go through this phase. B as the<br />

venue of the meeting established the experience lame in<br />

the participants also pass through this process, they have<br />

the chance to go on their own journey. Participants also<br />

supported the project by sharing their own journeys from<br />

their social media accounts with the #benimyolculugum<br />

and #buyoldayalnizdegilsiniz tags.<br />

bir çocuğa sahipseniz anne baba olarak en az onlar kadar<br />

önemlisiniz. Bu zorlu süreçte psikolojik destek almanız<br />

çok önemli. Çünkü birçok alanda kendinizi yetersiz<br />

hissedebiliyor, yorulduğunuz, gücünüzün tükendiğini<br />

hissettiğiniz anlar olabiliyor. Ya da geleceğe dönük, ‘ben<br />

olmadığım zaman çocuğuma ne olacak?’ korkusu, diğer<br />

ebeveynlere göre daha fazla yaşadığınız bir duygu olabiliyor.<br />

Bunların hepsi özel ihtiyaç sahibi çocuğu olan ebeveynlerin<br />

hissettiği ve çok insani duygular. Bu yolculukta psikolojik<br />

destek almak çok önemli. Hayatın zorlukları karşısında<br />

birey olarak psikolojik destek almak, o zorlukla ilgili<br />

yolculuğunuzda çok yardımcı oluyor. İşte tam da bunun<br />

farkındalığı için hem kendim hem de diğer anne babalar için<br />

buradayım ve Benim Yolculuğum projesine sonuna kadar<br />

destek veriyorum.”<br />

Benim Yolculuğum Deneyimleme Alanında<br />

Katılımcılar Kendi Yolculuklarına Çıktılar<br />

Benim Yolculuğum projesinin amacı; kronik hastalıklarla<br />

yaşayan insanlara online psikolojik destek videoları ile<br />

hastalıklarını kabul etmeleri ve yönetmeleri konusunda<br />

katkı sağlamak. Proje kapsamında çekilen 8 video astım,<br />

KOAH, sedef, kalp yetersizliği, multipl skleroz (MS) ve<br />

ankilozan spondilit (AS) ile ilgili örnekleri içeriyor. Projeyle,<br />

benzer süreçleri yaşayan hastalara destek sağlanması<br />

hedefleniyor. Her bir video kronik hastalığın kabulleniş<br />

evrelerinden birini içeriyor. Bu evreler; sıradan dünya,<br />

maceraya çağrı, akıl hocasıyla buluşma, eşiğin geçilmesi,<br />

sınavlar-dostlar-düşmanlar, mağaraya iniş-ateşten gömlek,<br />

ödül-iksir ve yeniden diriliş-iksirle dönüş yolu. Kronik<br />

hastalıklarla mücadele eden herkes bu evrelerden geçiyor.<br />

Basın toplantısı mekânına kurulan deneyimleme alanında<br />

katılımcılar da bu süreçlerden geçerek kendi yolculuklarına<br />

çıkma şansı yakaladılar. Katılımcılar aynı zamanda,<br />

#benimyolculugum ve #buyoldayalnizdegilsiniz etiketleriyle<br />

kendi yolculuklarını sosyal medya hesaplarından paylaşarak<br />

projeye destek oldular.<br />

Kasım <strong>2019</strong>


42<br />

Good News for Patients with Parkinson, Dystonia and Spasm!<br />

Parkinson, Distoni, Titreme ve Kasılma Hastalarına Müjde!<br />

Offering an option of efficient treatment for<br />

patients with Parkinson’s disease, dystonia,<br />

tremor, involuntary movement, spasm and pain,<br />

neuromodulation also shows promise for patients<br />

in the field of Neurosurgery!<br />

“Neuromodulation techniques are used to correct any<br />

fault in the nervous system of any body part and it offers<br />

a solution for patients and eliminates many complaints<br />

in various nervous system disorders, such as Parkinson’s<br />

disease, dystonia, tremor, epilepsy, severe pain, involuntary<br />

movement and spasm” says Associate Professor of<br />

Neurosurgery Atilla Yılmaz, M.D., from Okan University<br />

Hospital in Istanbul.<br />

What is neuromodulation?<br />

“Neuromodulation” can be defined as “a means of<br />

modulation for the nervous system”. The aim is to<br />

modulate or correct the faults of the nervous system at<br />

any part of the body. These fault may being in the brain<br />

or any other part of the body. The faults in brain may lead<br />

Parkinson, distoni, titreme, istemsiz hareket,<br />

kasılma ve ağrı hastalarına etkili bir tedavi imkanı<br />

sunan nöromodülasyon uygulamaları, Beyin<br />

ve Sinir Cerrahisi alanında hastaların yüzlerini<br />

güldürüyor!<br />

“Vücudun herhangi bir bölgesindeki sinir sisteminde<br />

oluşan aksaklıklarının, düzenlenmesini sağlamak için<br />

kullanılan yöntemlerden olan nöromodülasyon yöntemleri<br />

ile; parkinson, distoni, tremor yani titreme, sara, şiddetli<br />

ağrı, istemsiz hareket ve kasılma gibi birçok sinir sistemi<br />

rahatsızlığında, hastaların çözümsüz olarak bilinen<br />

birçok şikayeti sonlandırılmaktadır” diyen İstanbul Okan<br />

Üniversitesi Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Doç.<br />

Dr. Atilla Yılmaz, açıkladı.<br />

Nöromodülasyon nedir?<br />

“Nöromodülasyon” kelimesini “sinir sisteminin<br />

düzenleyicisi” olarak tanımlayabiliriz. Amaç; vücudumuzun<br />

herhangi bir bölgesindeki sinir sisteminde oluşan<br />

aksaklıklarının, düzenlenmesini sağlamaktır. Bu aksaklıklar<br />

beyinde olabileceği gibi vücudun herhangi bir yerinde de<br />

Kasım <strong>2019</strong>


43<br />

to Parkinson’s disease, colloquially called paralysis with<br />

abnormal shaking, and dystonia that is manifested by<br />

severe spasm and involuntary movements as well as tremor<br />

that is associated with shaking movements in trunk, head<br />

and hands and finally, epilepsy. Trunkal malfunctions may<br />

lead to refractory pain, urinary and/or fecal incontinence<br />

and involuntary contractions of muscles in limbs. The<br />

neurostimulation devices specific for brain, spinal cord,<br />

urinary bladder and vagal nerve as well as the baclofen<br />

pump are all covered under the neuromodulation surgeries<br />

and they cure all the above mentioned disorders. These<br />

high-tech surgeries are well open to advancements of the<br />

future, but they can, unfortunately, be performed in a very<br />

limited centers in our country and even neurosurgeons<br />

from many other countries visit our center for education.<br />

What are neuromodulation procedures and what<br />

are their indications?<br />

Neuromodulation surgeries are considered under two<br />

groups; deep brain stimulation, colloquially called brain<br />

battery, is used to correct the malfunctions in the brain.<br />

Deep brain stimulation is successfully used in our country<br />

for the treatment of Parkinson’s disease, colloquially<br />

called paralysis with shaking movements, and Dystonia<br />

that is manifested by involuntary movements and spasms<br />

as well as tremor that is characterized by involuntary<br />

shaking movements in head or hands. Ability to perform<br />

such high-tech surgeries in our country is a great chance<br />

for our patients. Stimulators used for disorders of the<br />

spinal cord, urinary bladder and vagal nerve as well as<br />

baclofec pump fall into the second group. This group of<br />

surgeries is successfully carried out neuropathic pain that<br />

is a refractory severe pain, which occurs in many chronic<br />

diseases, but especially the diabetes mellitus, and urinary<br />

or fecal incontinence or urge as well as epilepsy and<br />

spasticity that is associated with involuntary contractions.<br />

They can be tried before the surgery!<br />

All these procedures are very advantageous in terms of<br />

preoperative trial option, ability to set the electric current<br />

and absence of an irreversible damage. Most of these<br />

surgeries can be carried out under local anesthesia without<br />

any need to general anesthesia and the preoperative<br />

trial option increases the success rate of operations<br />

substantially.<br />

gelişebilmektedir. Beyindeki aksaklıklar sonucunda; halk<br />

arasında titremeli felç olarak bilinen Parkinson Hastalığı,<br />

şiddetli kasılma ve istemsiz hareketlerle seyreden Distoni<br />

Hastalığı ve vücutta, kafada, elde titremelerle seyreden<br />

Tremor Hastalığı, son olarak da sara hastalığı olarak bilinen<br />

Epilepsi Hastalığı oluşabilmektedir. Vücuttaki aksaklıklar<br />

sonucunda ise tedavisi olmayan ağrılar, idrar ve büyük<br />

abdest kaçırma veya yetiştirememe gibi rahatsızlıklar<br />

ve bazı uzuvlarda kasılmalar gelişebilmektedir. İşte<br />

nöromodülasyon ameliyatları bünyesinde topladığımız<br />

beyin pili, omurilik pili, mesane pili, vagus pili ve<br />

baklofen pompası gibi girişimler tüm bu aksaklıkların<br />

düzenlenmesini sağlamaktadır. Günümüzün en teknolojik<br />

ve geleceğin en gelişime açık bu ameliyatları, ülkemizde<br />

çok fazla yerde yapılamamakta hatta dünyanın bir çok<br />

ülkesinden beyin ve sinir cerrahisi uzmanları merkezimize<br />

gelerek tarafımızdan eğitim almaktadırlar.<br />

Nöromodülasyon girişimleri nelerdir ve hangi<br />

hastalıklarda kullanılır?<br />

Nöromodülasyon ameliyatlarını iki grupta inceleyebiliriz;<br />

ilk grupta beyinde oluşan aksaklıklar için kullanılan ve<br />

halk arasında beyin pili olarak adlandırılan derin beyin<br />

stimülasyonundan bahsedebiliriz. Beyin pili ameliyatı<br />

ülkemizde; halk arasında titremeli felç olarak bilinen<br />

Pakinson hastalığının, istemsiz hareket ve kasılmalarla<br />

seyreden Distoni hastalığının, başta veya ellerde Titreme<br />

ile görülen Tremor hastalığının tedavisinde başarıyla<br />

uygulanmaktadır. Ülkemizde bu teknolojik ameliyatların<br />

yapılabilmesi, hastalarımız için büyük şanstır. İkinci grup<br />

ameliyatlar olarak ta vücutta oluşan aksaklıklar için<br />

kullanılan omurilik pili, mesane pili, vagus pili ve baklofen<br />

pompasını sayabiliriz. Bu grup amelyatlar ise nöropatik ağrı<br />

olarak bilinen ve şeker hastalığı başta olmak üzere bir çok<br />

kronik hastalıkta görülebilen tedavisi zor şiddetli ağrıların,<br />

idrar veya büyük abdest kaçırma veya yetiştirememenin,<br />

sara hastalığının ve istemsiz kasılmalarla seyreden<br />

spastisitenin tedavisinde başarıyla uygulanmaktadır.<br />

Ameliyattan önce denenebiliyor!<br />

Tüm bu girişimlerin en önemli avantajları arasında önceden<br />

test uygulaması fırsatının olmasını, uygulanacak elektrik<br />

akımlarının ayarlanabilir olmasını ve girişimlerin kalıcı<br />

hasar bırakmamasını sayabiliriz. Bu ameliyatların birçoğu<br />

hastayı uyutmadan lokal anestezi altında yapılmakta olup<br />

öncesinde test girişimlerinin yapılabilmesi ameliyatların<br />

başarı şansını oldukça yükseltmektedir.<br />

Kasım <strong>2019</strong>


44<br />

177 Hospitals Leave Europe Behind with Digitalization Success<br />

177 Hastane Dijitalleşme Başarısı İle Avrupa’yı Hayli Geride Bıraktı<br />

HIMSS’19 Eurasia - Health Informatics and Technologies<br />

Conference and Fair, which was opened with the<br />

participation of Dr. Fahrettin Koca, Minister of Health and<br />

the guest country Ministers of Health, continues to keep<br />

the pulse of health informatics.<br />

Continuing with the success of the European leadership in<br />

health informatics and technology Turkey, it announced the<br />

success of Eurasia HIMSS’19 once again to the world. 167<br />

hospitals receiving Level 6 validation according to HIMSS<br />

EMRAM criteria, 7 hospitals receiving Level 6 validation<br />

and 7 Oral and Dental Health Hospitals receiving Level 6<br />

Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca ve konuk ülke Sağlık<br />

Bakanlarının katılımı ile açılan HIMSS’19 Eurasia – Sağlık<br />

Bilişimi ve Teknolojileri Konferansı ve Fuarı, sağlık<br />

bilişiminin nabzını tutmaya devam ediyor.<br />

Sağlık bilişimi ve teknolojilerindeki başarısı ile Avrupa<br />

liderliğini sürdüren Türkiye, HIMSS’19 Eurasia’da başarısını<br />

bir kez daha dünyaya duyurdu. HIMSS EMRAM kriterlerine<br />

göre Seviye 6 validasyonu alan 167 hastane, Seviye 7<br />

validasyonu alan 3 hastane ile ilk defa bu yıl uygulamaya<br />

başlayan bir uygulama ile Seviye 6 validasyonu alan 7 Ağız<br />

ve Diş Sağlığı Hastanesi ödül aldı. Hastane yöneticilerine<br />

ödülleri T.C. Sağlık Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dr. Şuayip<br />

Birinci, HIMSS Başkan ve CEO’su Harold F. Wolf III<br />

tarafından verildi.<br />

Kasım <strong>2019</strong>


45<br />

validation were awarded with an application started for<br />

the first time this year. The awards were given to hospital<br />

managers by T.C. Deputy Minister of the Ministry of Health<br />

Şuayip Birinci, Harold F. Wolf III, President and CEO of<br />

HIMSS. Speaking at the award ceremony and expressed his<br />

happiness to see that the hospital work starting in 2013<br />

came to this point, Deputy Minister Şuayip Birinci said, “We<br />

have tried to do whatever is necessary for our Ministry to<br />

provide world-class service. We were not tired, we did not<br />

avoid producing more. Now, if we can talk about increasing<br />

the number of our level 7 hospitals and getting praise<br />

from all over the world, the valuable components of this<br />

powerful system, which is successfully established, should<br />

remember our healthcare workers and thank the strong<br />

political support. Today you will not only see the digital<br />

hospital work here at the meeting point of the world. You<br />

will witness success stories with all sector representatives,<br />

public and private service providers.”<br />

Declaring that HIMSS EMRAAN level in Turkey, 6 and 7 field<br />

hospital has launched an elusive success in Europe with<br />

these achievements, Harold F. Wolf III said that, they see<br />

incredible growth and development in the digitalization of<br />

health through policies in this area in Turkey.<br />

For the event schedule: https://himsseurasia.com/program/<br />

Ödül töreninde konuşan ve 2013 yılında başlayan<br />

hastanecilik çalışmalarının bu noktaya geldiğini görmekten<br />

duyduğu mutluluğu dile getiren Bakan Yardımcısı Dr. Şuayip<br />

Birinci, “Bakanlığımızın dünya standartlarında hizmet<br />

sağlayabilmesi için üzerimize düşen ne varsa yapmaya<br />

çalıştık. Yorulmadık, daha fazla üretmekten kaçınmadık.<br />

Şimdi seviye 7 hastanelerimizin sayısını artırmaktan<br />

bahsedebiliyor ve dünyanın dört bir yanından övgü<br />

alabiliyorsak başarı ile kurulan bu güçlü sistemin değerli<br />

bileşenleri, sağlık çalışanlarımızı hatırlamak ve güçlü<br />

siyasal desteği şükranla anmak gerekir. Bugün burada<br />

dünyanın buluşma noktasında sadece dijital hastanecilik<br />

çalışmalarını görmeyeceksiniz. Sektör temsilcileri, kamu ve<br />

özel tüm hizmet sunucularıyla oluşmuş başarı hikayelerine<br />

tanık olacaksınız” diye konuştu.<br />

Türkiye’deki HIMSS EMRAM seviye 6 ve 7 alan hastanelerin<br />

bu başarıları ile Avrupa’da yakalanması güç bir başarıya<br />

imza attığının söyleyen HIMSS Başkan ve CEO’su Harold<br />

F. Wolf III, ise Türkiye’de bu alandaki politikalar sayesinde<br />

sağlıkta dijitalleşme konusunda inanılmaz bir büyüme ve<br />

gelişme gördüklerini dile getirdi.<br />

Etkinlik programına ulaşmak için:<br />

https://himsseurasia.com/program/<br />

Kasım <strong>2019</strong>


46<br />

Incontinence Patients Wait 3 Years To Visit A Doctor<br />

İdrar Kaçıranlar Doktora Gitmeyi 3 Yıl Bekliyor<br />

One of the biggest problem of women in Turkey is<br />

incontinence. Do Not Miss Life Club, visiting every<br />

city about this issue and holding its first meeting in<br />

Istanbul, was met with great interest in Ankara. With<br />

Canped’s main sponsorship and the scientific leadership<br />

of Continence Association, the conference was hosted<br />

by the Municipality of Keçiören and presented by<br />

Nergis Kumbasar. Prof. Tufan Tarcan emphasized that<br />

patients with urinary incontinence wait 3 years after the<br />

complaints begin to visit a doctor.<br />

Urinary incontinence is among the worst nightmares of<br />

women in our country. Meeting the first time in Istanbul to<br />

talk about this problem, the Do Not Miss Life Club was met<br />

with great interest in Ankara. Presented by Nergis Kumbasar<br />

and hosted by the Municipality of Keçiören under the main<br />

sponsorship of Canped, the conference was held at Necip<br />

Fazıl Kısakürek Theater Hall under the scientific leadership<br />

of Continence Association. Continence Association Chairman<br />

Prof. Tufan Tarcan and Continent Association Society Public<br />

Information Working Group Chairman Prof. Bedreddin Seçkin<br />

spoke in the conference. Tarcan remarked that urinary<br />

incontinence is a topic that patients do not like to talk much,<br />

while Seçkin said continence should not be expressed as a<br />

disease.<br />

Türkiye’de kadınların en büyük problemlerinden<br />

bir tanesi idrar kaçırma. Bu konuda şehir şehir<br />

gezen ve ilk olarak İstanbul’da buluşan Hayatı<br />

Kaçırmayanlar Kulübü Ankara’da da büyük bir<br />

ilgiyle karşılandı. Canped’in ana sponsorluğunda<br />

Keçiören Belediyesi’nin ev sahipliğinde Nergis<br />

Kumbasar’ın sunumu ve Kontinans Derneği’nin<br />

bilimsel öncülüğünde düzenlenen seminerde<br />

Prof. Dr. Tufan Tarcan, idrar kaçırma sorunu<br />

yaşayanların şikayetlerinin başlamasıyla doktora<br />

gitmesi arasında 3 yıl geçtiğine vurgu yaptı.<br />

İdrar kaçırma ülkemizde kadınların en büyük kabusları<br />

arasında yer alıyor. Yaşanan bu sıkıntıyı konuşmak üzere ilk<br />

olarak İstanbul’da buluşan Hayatı Kaçırmayanlar Kulübü<br />

Ankara’da da büyük bir ilgiyle karşılandı. Canped’in ana<br />

sponsorluğunda Keçiören Belediyesi’nin ev sahipliğinde<br />

Nergis Kumbasar’ın sunumu ve Kontinans Derneği’nin<br />

bilimsel öncülüğünde Necip Fazıl Kısakürek Tiyatro<br />

Salonu’nda gerçekleşen seminerde Kontinans Derneği<br />

Başkanı Prof. Dr. Tufan Tarcan ile Kontinans Derneği<br />

Halkı ve Kamuoyunu Bilgilendirme Çalışma Grubu Başkanı<br />

Prof. Dr. Bedreddin Seçkin konuşmacı olarak yer aldı.<br />

Tarcan, idrar kaçırmanın hastalar tarafından üzerinde çok<br />

konuşmayı sevmedikleri bir konu olduğunu belirtirken,<br />

Kasım <strong>2019</strong>


47<br />

Stressing that it would be a bit unfair for a person to say, ‘I<br />

have urinary incontinence disease’, Seçkin said, “Since there<br />

is no single type of urinary incontinence, the underlying<br />

causes may be different. Urinary incontinence that occurs<br />

when you lift something and urge incontinence that<br />

occur with a sudden need to urinate are two different<br />

entities. Urinary incontinence that occurs after a number<br />

of surgical procedures is different as well. Once we make<br />

the preliminary distinction of all of these, and determine<br />

the underlying causes, we mostly solve the issue and cover<br />

ground in determining the treatments. As I said in the<br />

beginning, it would be wrong to identify continence as a<br />

disease.”<br />

Diabetes appears first with incontinence<br />

Stressing that urinary incontinence is a symptom, Tarcan<br />

continued: “There are many different diseases underlying<br />

this symptom. For example, the first 15 percent of MS<br />

disease appears with urinary incontinence. The initial<br />

diagnosis is made by urologists. Diabetes may also present<br />

initially with the problem of incontinence. It is very important<br />

to find out the types of urinary incontinence and what the<br />

underlying mechanism is. There is a general belief that ‘When<br />

urinary incontinence is mild, the treatment is usually muscle<br />

exercise, then it’s medication when it’s a little stronger, and<br />

it always requires surgery if incontinence is severe’. That’s<br />

not always the case. Treatments may also vary depending<br />

on the type of incontinence. There may be a very important<br />

underlying neurological disease. The most important thing<br />

to do here is to apply to the doctors who specialize in<br />

incontinence; urology specialists.<br />

Seçkin ise bunun bir hastalık olarak ifade edilmemesi<br />

gerektiğini söyledi.<br />

‘İdrar kaçırma hastalığına sahibim’ demenin insanın<br />

kendisine biraz haksızlık etmesi olacağına vurgu yapan<br />

Seçkin, “İdrar kaçırmanın tek bir tipi olmadığı için altta<br />

yatan sebepleri de farklı olabiliyor. Bir şey kaldırırken<br />

yaşanan idrar kaçırmayla, aniden sıkışarak oluşan idrar<br />

kaçırma başka bir şekilde adlandırılıyor. Bir takım cerrahi<br />

işlemlerden sonra yaşanan idrar kaçırma ise daha farklı.<br />

Bunların hepsinin ön ayrımını yaptıktan sonra altta yatan<br />

sebeplerini ortaya koyduğumuzda olayı önemli şekilde<br />

çözmüş ve tedavilerin belirlenmesinde de yol almış<br />

oluyoruz. Baştan da söylediğim gibi bunu bir hastalık olarak<br />

belirlemek yanlış olur.” diye konuştu.<br />

Şeker hastalığı ilk olarak idrar kaçırmayla<br />

karşımıza çıkıyor<br />

İdrar kaçırmanın bir semptom yani bir belirti olduğunun<br />

üzerinde duran Tarcan şöyle devam etti: “Bunun altında<br />

çok farklı hastalıklar yatabiliyor. Örneğin MS hastalığının<br />

ilk yüzde 15’lik kısmı idrar kaçırmayla ortaya çıkıyor. Bunun<br />

tanısını ilk olarak ürologlar koyuyor. Şeker hastalığı da<br />

ilk idrar kaçırma problemiyle karşınıza gelebiliyor. İdrar<br />

kaçırmanın çeşitleri ve altındaki mekanizma nedir sorusuna<br />

yanıt bulmak çok önemli. ‘İdrar kaçırmanın hafif olduğu<br />

zaman tedavisi genelde kas egzersizi, biraz daha kuvvetli<br />

olduğu zaman ilaçla, ama daha şiddetli olduğu zamanda<br />

mutlaka ameliyatla oluyor’ diye bir önyargı var. Bu her<br />

zaman doğru değil. Tedaviler de idrar kaçırmanın tipine<br />

göre değişebiliyor. Altta yatan çok önemli nörolojik bir<br />

hastalık olabilir. Burada yapılması gereken en önemli şey;<br />

bu işin uzmanı yani üroloji uzmanına başvurmaktır.”<br />

İdrar kaçırmayı hiçbir yaşta kabul etmiyoruz<br />

“Hem kadınlarda hem de erkeklerde idrar kaçırmanın<br />

görüldüğünü biliyoruz ama kadınlarda daha çok yaşanıyor.”<br />

açıklamasında bulunan Bedrettin Seçkin, “Kadınlar doğum<br />

sürecinde özellikle pelvik tabanının da bozulmasıyla bu<br />

sorunu daha çok yaşayabiliyor. Sıkışma tipi idrar kaçırmayı<br />

daha çok ileri yaşlarda görüyoruz. Bazı idrar kaçırmalar ise<br />

her yaşta görülebiliyor. Yaş ilerledikçe idrar kaçırmayı daha<br />

çok görmeye başlıyoruz. Ancak bizim bir mottomuz var;<br />

idrar kaçırmayı hiçbir yaşta kabul etmiyoruz.” diye konuştu.<br />

“Şikayetin başlamasıyla doktora başvurma arasında geçen<br />

süre ortalama 3 yıl. O da doktora başvuranlar için geçerli.“<br />

We do not accept incontinence at any age<br />

Bedrettin Seçkin stated that; “We know that both men and<br />

women have urinary incontinence, but it is more prevalent<br />

in women” and continued, “Women can experience this<br />

problem more frequently during pregnancy, especially<br />

with the deterioration of their pelvic floor. We see urge<br />

incontinence with sudden need to urinate more frequently<br />

in older ages. Some types of incontinence can be seen at<br />

any age. As we get older, we start seeing incontinence more<br />

frequently. However, we have a motto, we do not accept<br />

urinary incontinence at any age.”<br />

Tufan Tarcan emphasized the statement that “The average<br />

period between the onset of the complaint and referral to<br />

Kasım <strong>2019</strong>


48<br />

a doctor is 3 years. And this is true only for people who visit<br />

a doctor.” and continued; “Women tend to hide this disease<br />

more. Only 12 percent of patients who have incontinence<br />

problems tell these issues to their doctor. They refer to<br />

urologists and obstetricians, but still hide it. They often feel<br />

the need to hide it for cultural reasons and shame. Most<br />

of them see it as a natural outcome of aging and have the<br />

perception that it will happen to everyone. However, there<br />

are now urine collecting pads, which were not available<br />

before and now are life savers for women. We recommend<br />

these to some of our patients. Urine collecting pads are lifesaving<br />

in bedbound patients. If appropriate materials are not<br />

used, serious skin infections may occur. However, the patient<br />

group that we cannot treat is very low.”<br />

Bedrettin Seçkin said that people with urinary incontinence<br />

create a reflex and limit their fluid intake even if they are<br />

açıklamasına özellikle dikkat çeken Tufan Tarcan şöyle<br />

devam etti: “Kadınlar bu hastalığını daha çok saklıyor. İdrar<br />

kaçıran hastaların sadece yüzde 12’si hekime söyleyebiliyor.<br />

Ürolog ve kadın doğum uzmanına da gidiyor ama bunu<br />

saklıyor. Genelde kültürel nedenler ve utanmadan dolayı<br />

saklama ihtiyacı duyuyorlar. En çok ise yaşlanmanın doğal<br />

bir sonucu olarak görüyor ve herkeste bunun yaşanacağı<br />

algısına sahipler. Ancak eskiden olmayan şimdi ise<br />

kadınların büyük kurtarıcısı olan idrar toplayıcı pedler var.<br />

Biz de bazı hastalarımıza bunları öneriyoruz. Yatağa bağımlı<br />

hastalarda idrar toplayıcı alt bezleri hayat kurtarıcı oluyor.<br />

Uygun materyallerin kullanılmadığı durumlarda ise ciddi<br />

cilt enfeksiyonları ortaya çıkabiliyor. Ancak bizim tedavi<br />

edemediğimiz hasta grubu çok düşük.”<br />

İdrar kaçıran insanların farkında olmasalar bile bir<br />

refleksleri oluştuğunu ve sıvı alımını kısıtladıklarını söyleyen<br />

not aware of it, and continued “People who have urinary<br />

incontinence problems, especially when they go out, do not<br />

drink water not to go to the toilet. In fact, another reason<br />

more important than this is a habit passed down from our<br />

elders, picking toilets and delaying urination.”<br />

Do not pick toilets, protect your health<br />

Stating that people of all ages came to them with the problem<br />

of urinary incontinence, Seçkin completed his speech as<br />

follows: “The biggest cause for incontinence is a full bladder.<br />

The bladder can become uncontractable in later periods in<br />

people who refuse to go to the toilet outside when they need<br />

to urinate. Do not pick toilets. I haven’t seen anyone who<br />

have caught germs from the toilet. Germs are already inside<br />

us. If you need to urinate but delay it, you basically prepare<br />

a favorable environment for these germs to proliferate.<br />

Drinking 1 glass of water per hour and going to the toilet<br />

every 3.5 hours, even if we don’t have the urge to urinate,<br />

means that we use our urinary system in a healthy manner.<br />

You say, ‘I drink 2 liters of water a day’, but the water you are<br />

not drinking at work does not count. You need to spread your<br />

water intake throughout the day. It may then be possible to<br />

overcome urinary incontinence with minor measures.”<br />

Bedrettin Seçkin, “Sıkışma tipi idrar kaçırma problemi<br />

yaşayanlar; dışarı çıktıklarında özellikle su içmiyorlar<br />

tuvalete gitmemek için. Aslında bundan çok daha önemli bir<br />

başka sebebi ise büyüklerimizden geçen bir alışkanlık olan<br />

tuvalet seçme ve idrar geciktirme.” dedi.<br />

Tuvalet seçmeyin, sağlığınızı koruyun<br />

Her yaştan insanın kendilerine idrar kaçırma problemiyle<br />

kendilerine geldiklerini belirten Seçkin sözlerini şöyle<br />

tamamladı: “İdrar kaçırmanın en büyük sebebi idrar<br />

torbasının dolu olmasıdır. İdrar geldiğinde dışarıda<br />

tuvalete gitmeyi reddeden insanlarda ileriye yönelik idrar<br />

kesesi kasılmaz hale gelebiliyor. Tuvalet seçmeyin. Hiç<br />

kimsenin bugüne kadar tuvaletten mikrop kaptığına<br />

rastlamadım. Mikrop zaten bizim içimizde olan bir şey.<br />

Siz ne kadar idrar gelip onu boşaltmazsanız üremesine<br />

de zemin hazırlamış olursunuz. Saat başı 1 bardak su<br />

içerek, sıkışmasak bile 3,5 saatte bir tuvalete gitmek<br />

idrar sistemimizi sağlıklı kullandığımız anlamına gelir.<br />

‘Günde 2 litre su içiyorum’ diyorsunuz ama mesaide<br />

içmediğiniz su sayılmaz ki. İçtiğiniz suyu güne yaymanız<br />

gerekiyor. İdrar kaçırmaları küçük önlemlerle atlatmak<br />

belki de böylece mümkün olacak.”<br />

Kasım <strong>2019</strong>


50<br />

We Are The First In Living-Donor Liver<br />

Transplant In The World<br />

Canlı Karaciğer Naklinde Dünyada İlk Sıradayız<br />

When liver function is lost, there is only one treatment<br />

option; it’s organ transplant! Without transplantation in<br />

a short time many patients die in a short time. However,<br />

in patients waiting for kidney donation, there is a method<br />

called “bridge therapy” such as dialysis that prolongs the<br />

waiting period. Therefore, while the waiting list for kidney<br />

transplantation continues, the number of liver patients<br />

remains the same. The statistics also show the ratio<br />

between these two groups strikingly; Turkey cadaveric<br />

organ donation waiting list written in the kidney 23<br />

thousand, 2 thousand 200 have liver disease. In short; liver<br />

patients compete over time. Because there is not enough<br />

donations in this race, patients live on the thin line between<br />

life and death. However, only one of the bodies of 4 people<br />

per year around 1200. When determining brain death in<br />

Turkey are forgiven. However, if the organs of all people<br />

with brain death are donated, people will not lose their<br />

lives on the waiting list and there will be no need for a live<br />

donor for the kidney or liver.<br />

Karaciğer fonksiyonunu yitirince tek bir tedavi seçeneği<br />

kalıyor; o da organ nakli! Kısa sürede nakil olmazsa birçok<br />

hasta kısa sürede hayatını kaybediyor. Oysa böbrek bağışı<br />

bekleyen hastalarda, diyaliz gibi “köprü tedavi” denilen ve<br />

bekleme süresini uzatan bir yöntem var. Bu nedenle böbrek<br />

nakli bekleme listesi uzayıp giderken, karaciğer hastalarının<br />

sayısı hep aynı kalıyor. İstatistikler de bu iki grup arasındaki<br />

oranı çarpıcı şekilde gösteriyor; Türkiye’de kadavra organ<br />

bağışı listesine yazılıp bekleyen 23 bin böbrek, 2 bin<br />

200 karaciğer hastası var. Kısacası; karaciğer hastaları<br />

zamanla yarışıyor. Bu yarışta yeterli bağış yapılmadığı için<br />

hastalar yaşamla ölüm arasındaki ince çizgide yaşıyor. Oysa<br />

Türkiye’de yılda 1200 civarında beyin ölümü tespit edilirken<br />

sadece 4 kişiden birinin organları bağışlanıyor. Oysa<br />

beyin ölümü gerçekleşmiş kişilerin tamamının organları<br />

bağışlansa, insanlar hem bekleme listesinde hayatını<br />

kaybetmeyecek hem de ne böbrek ne de karaciğer için canlı<br />

vericiye ihtiyaç olacak.<br />

Hal böyle olunca bilim insanları da kadavradan bağışın<br />

Kasım <strong>2019</strong>


51<br />

As such, scientists often hold meetings to increase<br />

cadaveric donation, to reach more patients and to share<br />

their experience in liver transplantation and to convey new<br />

research results. Recently, the leading experts of the world<br />

came together at the Acıbadem Organ Transplantation<br />

Symposium and discussed the issue of “living-donor liver<br />

transplant” in every aspect. In the symposium held at<br />

Acıbadem University Kerem Aydınlar Campus, experts<br />

made important statements about organ donation and<br />

liver transplantation.<br />

artması, dolayısıyla daha fazla hastaya ulaşılması ve<br />

karaciğer naklinde deneyimlerini paylaşmak, yeni araştırma<br />

sonuçlarını aktarmak için sıkça toplantılar düzenliyor.<br />

Geçtiğimiz günlerde dünyanın önde gelen uzmanları bu kez<br />

“Acıbadem Organ Nakli Sempozyumu”nda bir araya gelerek<br />

“karaciğer nakli” konusunu her yönüyle masaya yatırdı.<br />

Acıbadem Üniversitesi Kerem Aydınlar Kampüsü’nde<br />

gerçekleştirilen sempozyumda uzmanlar organ bağışı ve<br />

karaciğer nakli konusunda önemli açıklamalarda bulundu.<br />

Around 600 thousand liver transplants per year<br />

Average around 600 thousand living-donor liver transplants<br />

done annually in Turkey; 400 of these transplants are<br />

cadavers and the remaining 200 are from live donors.<br />

However, over time, the number of those who compete<br />

in cadavers waiting for the donation of 2 thousand 200.<br />

“Hearts would like to get most of these transplants,” said<br />

General Surgery Specialist. Dr. Remzi Emiroğlu noting that<br />

the extremely low rate of organ donation in our country,<br />

“Unfortunately, 75 percent of organ transplantation in<br />

Turkey is made from a high percentage of living donors.<br />

Organ donation is actually a hard living donation, because<br />

you don’t have any health problems while you live, but you<br />

risk surgery to save a relative. a very successful surgery in<br />

Turkey made, there is still a risk of death in people with a<br />

thousand donors. While people accept this risk for their<br />

loved ones in life, they can abstain from organ donation<br />

after death.”<br />

Here’s the best centers performing living-donor<br />

liver transplant from living in Turkey<br />

Today, most engaged in the transport of live transport<br />

in the countries of the world, Turkey. Indicating that the<br />

best centers performing living-donor liver transplant are<br />

in our country, General Surgery Specialist Prof. Dr. Remzi<br />

Emiroğlu said, “Now we are in a very good place in terms of<br />

surgery and medical care. In the past we traveled abroad,<br />

now they are coming to Turkey for the transport from<br />

each country in the world. We can make difficult surgeries<br />

that cannot be performed in many centers in the world.<br />

While the success rates in the best centers of the world<br />

are around 90-92 percent, we have 93-94 percent success<br />

rate.”<br />

Even babies are transplanted<br />

Children make up 10 percent of a section of liver<br />

transplants in Turkey. Approximately 500 children expect<br />

liver transplants each year, but only 140 to 150 of them<br />

can be transplanted due to insufficient organ donation.<br />

The good news is that the results of pediatric liver<br />

transplantation are extremely successful. General Surgery<br />

Specialist Dr. Remzi Emiroğlu today, surgical techniques<br />

and medical care, thanks to advances in children, even in<br />

babies, even drew attention to the liver transplantation<br />

can be done. Professor. Dr. Remzi Emiroğlu said, “Until<br />

just a few years ago, it was a dream for us to be able to<br />

Yılda bin 600 civarında karaciğer nakli yapılıyor<br />

Türkiye’de yılda ortalama bin 600 civarında karaciğer<br />

nakli yapılıyor; bu naklin 400’ü kadavradan, geri kalan bin<br />

200‘ü ise canlı vericiden oluyor. Oysa zamanla yarışarak<br />

kadavradan bağış bekleyenlerin sayısı 2 bin 200. “Gönül<br />

isterdi ki bu nakillerin çoğu kadavradan olsun” diyen Genel<br />

Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Remzi Emiroğlu ülkemizde<br />

organ bağışının son derece düşük düzeyde olduğuna<br />

dikkat çekerek “Maalesef Türkiye’de organ naklinin yüzde<br />

75 gibi yüksek bir oranı canlı vericiden yapılıyor. Organ<br />

bağışında aslında zor olan canlı bağış, çünkü yaşarken<br />

herhangi bir sağlık probleminiz olmamasına rağmen, bir<br />

yakınınızı kurtarabilmek için ameliyat riski alıyorsunuz.<br />

Türkiye’de ameliyatlar çok başarılı yapılsa da, yine de verici<br />

olan kişilerde binde bir hayati risk var. İnsanlar yaşarken<br />

sevdikleri için bu riski kabul ederlerken, öldükten sonra ise<br />

organ bağışına çekimser yaklaşabiliyorlar”<br />

Canlıdan nakil yapan en iyi merkezler Türkiye’de<br />

Günümüzde dünyada canlıdan nakilde en çok nakil yapan<br />

ülke, Türkiye. Canlıdan nakil yapan en iyi merkezlerin<br />

de yine ülkemizde yer aldığını belirten Genel Cerrahi<br />

Uzmanı Prof. Dr. Remzi Emiroğlu “Artık cerrahi ve tıbbi<br />

bakım anlamında çok iyi bir yerdeyiz. Eskiden biz yurt<br />

dışına giderken, artık dünyanın her bir ülkesinden nakil<br />

Kasım <strong>2019</strong>


52<br />

transplant liver to babies,” he continued: “For example, in<br />

the past we used to have difficulty in transplanting children<br />

under 10 kilos. Therefore, we would try to raise them, thus<br />

saving as much time as possible. Of course, there would<br />

be children who could complete this period, unfortunately<br />

those who lost their lives. Today, we can easily transplant<br />

liver to babies weighing 4- 4.5 pounds. In addition to<br />

advances in surgical technique and medical care, the small<br />

size of the liver of the infants increases the chances of<br />

transplantation, because even a small piece of the donor<br />

is sufficient for the baby. These babies, who will lose their<br />

lives if there is no transplant, can continue their lives in a<br />

very healthy way after the transplant.”<br />

Timing is very important in children<br />

Child Diseases, Pediatric Gastroenterology Specialist<br />

Prof. Dr. Vildan Ertekin stated that children in our country<br />

need liver transplantation because of the most common<br />

biliary atresia, in other words, the absence of congenital<br />

biliary tract. Pointing out that in addition, Wilson together<br />

with glycogen storage diseases and other rare metabolic<br />

diseases are more common in our country due to the<br />

widespread consanguineous marriages, Ertekin said, “In<br />

addition, cystic fibrosis drug-related toxic factors, fungal<br />

and firecracker poisoning to tumors, many factors may<br />

require liver transplantation in children. Warning that<br />

growth failure and permanent problems may occur in<br />

children if liver transplantation is not performed at the<br />

appropriate time in liver failure, she said, “Worse, 90<br />

percent of these children can die in months. At the right<br />

time liver transplantation, children get health quickly, can<br />

continue school, can marry and have children in the future.”<br />

için Türkiye’ye geliyorlar. Dünyada birçok merkezde<br />

yapılamayan zor cerrahiler bizde yapılabiliyor. Dünya’nın<br />

en iyi merkezlerinde başarı oranları yüzde 90-92’lerde iken<br />

bizde bu oran 93-94’lere yükseliyor”<br />

Bebeklere bile nakil yapılıyor<br />

Türkiye’de karaciğer nakillerinin yüzde 10’luk bir bölümünü<br />

çocuklar oluşturuyor. Her yıl yaklaşık 500 çocuk karaciğer<br />

nakli beklerken, organ bağışının yetersiz olması nedeniyle<br />

ancak 140 ila 150’sine nakil yapılabiliyor. Güzel haber ise<br />

pediatrik karaciğer naklinde son derece başarılı sonuçlar<br />

elde edilebilmesi.<br />

Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Remzi Emiroğlu<br />

günümüzde cerrahi teknikler ve tıbbi bakımdaki gelişmeler<br />

sayesinde çocuklara, hatta bebeklere bile karaciğer nakli<br />

yapılabildiğine dikkat çekti. “Henüz birkaç yıl öncesine<br />

kadar, bebeklere karaciğer nakli yapabilmek bizim için<br />

bir hayaldi” diyen Prof. Dr. Remzi Emiroğlu sözlerine<br />

şöyle devam etti: “Örneğin eskiden 10 kilodan düşük<br />

çocukların organ naklinde çok zorlanırdık. Bu nedenle<br />

onları büyütmeye, bu sayede mümkün olduğunca zaman<br />

kazanmaya çalışırdık. Tabi bu dönemi tamamlayabilen<br />

çocuklar da olurdu, maalesef hayatını kaybedenler<br />

de. Bugün ise 4- 4.5 kilo ağırlığındaki bebeklere bile<br />

rahatlıkla karaciğer nakli yapabiliyoruz. Cerrahi teknik<br />

ve tıbbi bakımdaki gelişmelerin yanı sıra bebeklerin<br />

karaciğerlerinin küçük olması da nakil şansını yüksek<br />

oranda artırıyor, çünkü vericiden alınan çok küçük bir parça<br />

bile bebeğe yeterli geliyor. Nakil olmadığı takdirde hayatını<br />

kaybedecek olan bu bebekler, naklin ardından hayatlarına<br />

çok sağlıklı bir şekilde devam edebiliyorlar”<br />

Çocuklarda zamanlama çok önemli<br />

Çocuk Hastalıkları, Çocuk Gastroenterolojisi Uzmanı<br />

Prof. Dr. Vildan Ertekin söyleşide yaptığı konuşmasında<br />

ülkemizde çocukların en sık bilier atrezi, bir başka deyişle<br />

doğumsal safra yolu yokluğu nedeniyle karaciğer nakline<br />

ihtiyaç duyduklarını belirtti. Bunun yanı sıra metabolik<br />

nedenlerde wilson ile birlikte glikojen depo hastalıkları ve<br />

diğer nadir görülen metabolizma hastalıklarının ülkemizde<br />

akraba evliliklerinin yaygın olması nedeniyle daha sık<br />

görüldüğüne dikkat çeken Prof. Dr. Vildan Ertekin, “Ayrıca<br />

kistik fibrozdan ilaca bağlı toksik etkenlere, mantar ve<br />

çatapat zehirlenmesinden tümörlere kadar birçok etken<br />

çocuklarda karaciğer nakli gerektirebiliyor” diye konuştu.<br />

Prof. Dr. Vildan Ertekin karaciğer yetmezliğinde uygun<br />

zamanda karaciğer nakli yapılmazsa çocuklarda büyüme<br />

geriliği ve kalıcı problemler oluşabileceği uyarısında<br />

bulunarak, “Daha da kötüsü bu çocukların yüzde 90’ı aylar<br />

içinde hayatını kaybedebiliyor. Doğru zamanda yapılan<br />

karaciğer naklinde ise çocuklar hızla sağlığına kavuşuyor,<br />

okuluna devam edebiliyor, ileride evlenip çocuk sahibi<br />

olabiliyor” dedi.<br />

Kasım <strong>2019</strong>


54<br />

Amount of Radiation in Dental Imaging<br />

Less Than You Think!<br />

Diş Görüntülemesindeki Radyasyon Miktarı<br />

Sandığınızdan Daha Az!<br />

In dentistry, a dental X-ray is necessary for<br />

correct diagnosis. The amount of radiation we<br />

receive from each X-ray remains a question mark<br />

in our minds. Dr. Lecturer Belde Arsan, Istanbul<br />

Okan University Dental Hospital, Department of<br />

Oral and Maxillofacial Radiology, announced the<br />

curiosity.<br />

The basis for an ideal treatment in dentistry is the<br />

correct diagnosis. Therefore, diagnosis based on<br />

clinical examination alone can often be insufficient and<br />

radiographic examination is needed. Which imaging<br />

techniques to be preferred for dentistry should be decided<br />

by the dentist after s/he evaluated patient’s complaint<br />

history and clinical symptoms.<br />

Diş hekimliğinde, doğru tanı için diş röntgeninin<br />

çekilmesi gereklidir. Çekildiğimiz her bir<br />

röntgenden ne kadar radyasyon aldığımız ise<br />

akıllarımızda soru işareti olarak kalmaktadır.<br />

İstanbul Okan Üniversitesi Diş Hastanesi Ağız, Diş<br />

ve Çene Radyolojisi Bölümü’nden Dr. Öğr. Üyesi<br />

Belde Arsan, merak edilenleri açıkladı.<br />

Diş hekimliğinde ideal bir tedavi için esas olan, doğru<br />

bir tanının konmasıdır. Dolayısı ile yalnızca klinik<br />

muayeneye bağlı olarak tanı konması, çoğu zaman<br />

yetersiz olabilmekte ve radyografik muayeneye<br />

ihtiyaç duyulmaktadır. Diş hekimliği için özelleşmiş olan<br />

görüntüleme tekniklerinden hangisinin tercih edileceği;<br />

hastanın şikayet geçmişi ve klinik semptomların diş hekimi<br />

Kasım <strong>2019</strong>


55<br />

Radiation from an X-ray is equivalent to a<br />

5-hour flight.<br />

In dental radiology, single-tooth films and a well-known<br />

panoramic dental film are generally used in practice.<br />

Panoramic radiography; two-dimensional film shooting<br />

techniques in which the upper and lower jaws are displayed<br />

on a single film. The amount of ionized radiation dose<br />

of a small dental film called periapical radiography is<br />

approximately; 0.001 mSv and the panoramic radiography<br />

is 0.003 mSv. This is known as background radiation we<br />

encounter in our daily lives; radon gas is approximately<br />

equal to the average amount of natural radiation per day of<br />

7 hours for periapical radiographs and 2 days for panoramic<br />

radiographs compared to radiation from industrial waste,<br />

space and earth. In other words, on a 5-hour flight, the<br />

radiation is almost equal to the radiation dose from a<br />

panoramic radiography.<br />

Smoking 1 pack of cigarettes a day is equal to<br />

radiation from 100 views!<br />

Another scientifically proven case is the amount of<br />

radiation from cigarettes. The average amount of radiation<br />

a person receives on average 1 pack of cigarettes per day is<br />

approximately 100 panoramic radiographs per year.<br />

The amount of radiation varies according to the<br />

device<br />

Panoramic radiography; It provides insight into the jaws<br />

and teeth for treatment planning and is very important in<br />

the presence of large pathologies. Where more detailed<br />

imaging is required, additional radiographs are required.<br />

Diagnosis can be supported by periapical radiographs,<br />

which have a higher detail imaging capacity and give a<br />

tarafından değerlendirilmesinden sonra, diş hekiminin<br />

bilgisi dahilinde karar verilmelidir.<br />

Bir röntgenden alınan radyasyon 5 saat saatlik<br />

uçak yolculuğuna denk!<br />

Diş hekimliği radyolojisinde pratikte genellikle, tek<br />

dişlik filmler ve herkesin bildiği panoramik diş filmi<br />

kullanılmaktadır. Panoramik radyografi; üst ve alt çenelerin<br />

tek bir film üzerinde görüntülendiği iki boyutlu film çekim<br />

teknikleridir. Periapikal radyografi olarak adlandırılan bir<br />

adet küçük diş filminin ise iyonize radyasyon doz miktarı<br />

yaklaşık; 0.001 mSv ve panoramik radyografinin ise 0.003<br />

mSv’tir. Bu günlük hayatımızda karşılaştığımız arka<br />

plan radyasyonu olarak bilinen; radon gazı, endüstriyel<br />

atıklar, uzay ve yeryüzünden kaynaklanan radyasyon ile<br />

kıyaslandığında yaklaşık olarak periapikal radyografiler için<br />

günlük 7 saatlik, panoramik radyografiler için ise ortalama<br />

2 günlük doğal radyasyon miktarına eş değerdir. Başka<br />

bir deyişle 5 saatlik bir uçak yolculuğunda, bir panoramik<br />

radyografiden alınan radyasyon dozuna neredeyse denk<br />

miktarda radyasyon alınmaktadır.<br />

Günde 1 paket sigara içmek 100 görüntülemeden<br />

alınan radyasyona eşit!<br />

Bilimsel olarak kanıtlanmış bir başka durum da sigaradan<br />

alınan radyasyon miktarıdır. Günde ortalama 1 paket sigara<br />

içen bir kişinin yıllık toplamda aldığı radyasyon miktarı<br />

yaklaşık olarak yılda 100 panoramik radyografi çektirmesine<br />

denktir.<br />

Radyasyon miktarı cihaza göre farklılık gösteriyor<br />

Panoramik radyografi; tedavi planlaması için çeneler<br />

ve dişler hakkında fikir vermektedir ve de geniş<br />

patolojilerin varlığında oldukça önemlidir. Daha detaylı<br />

Kasım <strong>2019</strong>


56<br />

one-to-one image of the teeth, for the evaluation of<br />

root end infections and bone destruction around the<br />

teeth. For example; In particular, conical beam computed<br />

tomography, also called dental volumetric tomography,<br />

is one of the three-dimensional imaging techniques for<br />

the relationship of the teeth that are embedded in the<br />

jaw bones, especially the canal through which the lower<br />

jaw nerves and vessels pass, and the sinus relation of the<br />

upper jaw.<br />

The amount of radiation applied in this technique, which<br />

is specialized for dentistry, is about 6-10 times less than<br />

computed tomography applied in medicine, but more<br />

than two-dimensional radiographs. Therefore, routine<br />

dental volumetric tomography should not be preferred<br />

primarily for general planning. Only prior to implant<br />

planning, the jaws should be consulted prior to cyst /<br />

tumor surgery to assess surgical risks and to make safe<br />

treatment plans.<br />

Lead vest and thyroid protection must be worn<br />

As a result, according to the basic principles of radiation<br />

protection, the lowest possible dose of radiation should<br />

be obtained with the most diagnostic information and<br />

protection of persons from harmful effects that may<br />

occur due to radiation dose in the treatment of a tooth.<br />

Although there are imaging methods with such low<br />

radiation for dentistry, it is still necessary to wear lead<br />

vest and thyroid protection during radiography. So;<br />

unnecessary radiation from other organs and tissues is<br />

prevented.<br />

görüntülemenin gerektiği durumlarda, ek radyografiler<br />

alınması gerekmektedir. Kök uçlarındaki enfeksiyonlar ve<br />

dişler çevresindeki kemik yıkımlarının değerlendirilmesi<br />

için detay görüntüleme kapasitesi daha yüksek ve dişlerin<br />

birebir görüntüsünü veren periapikal radyografiler ile tanı<br />

desteklenebilir. Örneğin; özellikle çene kemikleri içerisinde<br />

gömülü kalan dişlerin özellikle alt çene sinirleri ve damarların<br />

geçtiği kanal ile ilişkisi ve üst çenede diş köklerinin sinüs<br />

ilişkisi için üç boyutlu görüntüleme tekniklerinden konik<br />

ışınlı bilgisayarlı tomografi, diğer bir adıyla dental volümetrik<br />

tomografiye ihtiyaç duyulmaktadır.<br />

Diş hekimliği için özelleşmiş olan bu teknikte uygulanan<br />

radyasyon miktarı, tıpta uygulanan bilgisayarlı tomografiye<br />

göre yaklaşık 6-10 kat daha azdır ancak iki boyutlu<br />

radyografilere göre daha fazladır. Bu nedenle rutinde dental<br />

volümetrik tomografi, genel planlamalar için öncelikli olarak<br />

tercih edilmemelidir. Yalnızca implant planlaması öncesinde,<br />

çenelerin kist/ tümör cerrahisinden önce cerrahi risklerin<br />

değerlendirilmesi ve güvenli tedavi planlamaları yapmak için<br />

başvurulmalıdır.<br />

Kurşun yelek ve tiroit koruyucu mutlaka giyilmeli<br />

Sonuç olarak bir dişin tedavisinde; radyasyondan korunmanın<br />

temel prensiplerine göre mümkün olan en düşük radyasyon<br />

dozu ile en fazla tanısal bilgi elde edilmeli ve radyasyon dozuna<br />

bağlı olarak meydana gelebilecek zararlı etkilerden kişilerin<br />

korunması sağlanmalıdır. Diş hekimliği için bu kadar düşük<br />

derecede radyasyon miktarı olan görüntüleme yöntemleri<br />

olmasına rağmen yine de, radyografi alınırken kurşun yelek<br />

ve tiroit koruyucu giyilmesi gerekir. Böylece; diğer organ ve<br />

dokuların gereksiz ışın alınması engellenmektedir.<br />

Kasım <strong>2019</strong>


58<br />

“BE AWARE OF ALBINISM, SUPPORT WITH YOUR PRESENCE”<br />

Pierre Fabre Ran For The Association Of Albinism<br />

In The 41st Istanbul Marathon<br />

“ALBİNİZMİN FARKINDA OL, VARLIĞINLA DESTEK OL”<br />

Pierre Fabre, 41. İstanbul Maratonu’nda Albinizm Derneği İçin Koştu<br />

Pierre Fabre, one of the leading pharmaceutical and<br />

dermocosmetic companies in Europe, which has attracted<br />

attention with its social responsibility projects carried out<br />

all over the world since its establishment, pursued a favor<br />

for Albinism Association in the 41st Istanbul Marathon.<br />

Running to raise positive awareness on albinism, Pierre<br />

Fabre Turkey General Manager and employees, and running<br />

team consisting of with Albinism Association members<br />

successfully completed the 8-km trail. Hande Demirdere,<br />

General Manager, Dr. Pierre Fabre Turkey said the following<br />

about the 41st Istanbul Marathon race they participated<br />

in to raise awareness on albinism and to support the<br />

Association, “As Pierre Fabre, we believe that we are<br />

differentiated in the sector with our wide portfolio of<br />

Kuruluşundan bu yana tüm dünyada hayata geçirdiği sosyal<br />

sorumluluk projeleri ile dikkat çeken Avrupa’nın önde<br />

gelen ilaç ve dermokozmetik firmalarından Pierre Fabre,<br />

41. İstanbul Maratonu’nda Albinizm Derneği yararına iyilik<br />

peşinde koştu.<br />

Albinizm konusunda farkındalık oluşturmak için koşan<br />

Pierre Fabre Türkiye Genel Müdürü ve çalışanları ile<br />

Albinizm Dernek üyelerinden oluşan koşu takımı, 8 km’lik<br />

parkuru başarıyla tamamladı. Pierre Fabre Türkiye Genel<br />

Müdürü Dr. Hande Demirdere albinizme dikkat çekmek ve<br />

Derneğe destek olmak amacıyla katıldıkları 41. İstanbul<br />

Maratonu koşusu hakkında şunları söyledi, “Pierre Fabre<br />

olarak, doğal ürünlerin oluşturduğu geniş portföyümüz,<br />

uzmanlığa verdiğimiz önem, tüketiciyi koruma yaklaşımımız<br />

Kasım <strong>2019</strong>


60<br />

natural products, the importance we attach to expertise,<br />

our consumer protection approach and the social<br />

responsibility projects we carry out all over the world.<br />

With a portion of our earnings, we are proud to support<br />

the development of new products and to be part of a<br />

group which produces sustainable projects for the benefit<br />

of the community thanks to its Foundation status. One<br />

out of every 17 thousand people in the world living with<br />

albinism, while in Turkey it is estimated that an average of<br />

4 thousand individuals have albinism. Albinism, a genetic<br />

health problem, is caused by a lack or complete absence of<br />

melanin pigment. Since the skin is unprotected against the<br />

sun’s rays, it is vital to use sunscreen in Albinism, which has<br />

a high risk of developing skin cancer and skin diseases. As<br />

Pierre Fabre, we provide protection and cure the disease<br />

all over the world with our products developed for skin<br />

cancer. As Pierre Fabre employees, we are happy to run for<br />

the Albinism Association at the Istanbul Marathon.”<br />

Also recalling the importance of generating social<br />

awareness about albinism, Demirdere continued, “One of<br />

the biggest problems in Albinism is the exclusion of society<br />

from unconsciousness. This affects the educational lives of<br />

individuals with albinism as well as in all areas of social life.<br />

Efforts to generate social awareness and sensitivity about<br />

albinism are important for us to overcome these obstacles.<br />

As Pierre Fabre employees, we are here to increase social<br />

awareness and support our friends living with albinism<br />

with our message “Be aware of albinism, support your<br />

presence.”<br />

Stating that albinism is not a disease but a genetic<br />

condition, Serkan Özorman, Chairman of Albinism<br />

Association, said, “The majority of our people do not<br />

know albinism. Some of the people who see albinism as<br />

people with white hair, white eyelashes, but the problems<br />

experienced are not limited to them. Individuals with<br />

albinism cannot go to the sun without using sunscreen. It<br />

is very likely that they will have skin cancer if they stay in<br />

the sun for a long time without using sunscreen. Individuals<br />

with albinism should use 10 to 15 boxes of sunscreen a<br />

year, so sunscreen should be considered as a requirement<br />

and drug status for individuals with albinism. At the same<br />

time, albinism causes patients with low vision problems<br />

to experience various problems in their education and<br />

working life.<br />

Due to lack of vision, students with albinism need books<br />

printed in large font size. Albinism students have difficulty<br />

seeing the blackboard at school. For this purpose, devices<br />

brought from abroad, the tripod set up close to the<br />

board is very costly devices. Within the scope of equality<br />

in education, we want this issue to be included in the<br />

legislation of the Ministry of National Education. We expect<br />

assistance from our authorities to help Albinists better to<br />

tackle the social and physical problems they face in their<br />

daily lives. When necessary arrangements are made, the<br />

problems experienced will be solved to a great extent.<br />

We would like to thank Pierre Fabre for its unconditional<br />

contribution to raising awareness of albinism.”<br />

ve Vakıf firması olarak tüm dünyada gerçekleştirdiğimiz<br />

sosyal sorumluluk projeleri ile sektörde farklılaştığımıza<br />

inanıyoruz. Kazancımızın bir bölümü ile hem yeni ürünlerin<br />

geliştirilmesine destek olmaktan, hem de Vakıf statüsü<br />

sayesinde toplum yararına sürdürülebilir projeler üreten bir<br />

grubun parçası olmaktan gurur duyuyoruz. Dünyada her 17<br />

bin kişiden biri albinizmle yaşıyor, Türkiye’de ise ortalama 4<br />

bin albinizmli birey olduğu tahmin ediliyor. Genetik bir sağlık<br />

problemi olan albinizm, melanin pigmentinin eksikliği veya<br />

tamamen yokluğundan kaynaklanıyor. Ciltleri güneş ışınlarına<br />

karşı korumasız olduğundan cilt kanseri ve cilt hastalıklarına<br />

yakalanma riskleri yüksek olan Albinizm de güneş<br />

koruyucusu kullanmak hayati önem taşımaktadır. Pierre<br />

Fabre olarak cilt kanseri için geliştirdiğimiz ürünlerimizle<br />

tüm dünyada hem koruma sağlıyoruz, hem de hastalığı<br />

tedavi ediyoruz. Pierre Fabre çalışanları olarak İstanbul<br />

Maratonu’nda Albinizm Derneği için koşmaktan mutluluk<br />

duyuyoruz. “<br />

Albinizm konusunda toplumsal farkındalığı oluşturmanın<br />

önemine de değinen Dr. Demirdere sözlerine şöyle devam<br />

etti: “Albinizm de en büyük sıkıntılardan biri de bilinçsizlikten<br />

kaynaklanan toplum dışlanmasıdır. Bu durum, albinizmli<br />

bireylerin sosyal yaşamının tüm alanlarında olduğu gibi<br />

eğitim hayatlarını da etkilemektedir. Albinizmle ilgili<br />

toplumsal bilincin ve duyarlılığın oluşmasını sağlayacak<br />

çalışmalar bu engelleri aşmamız için önemlidir. Pierre Fabre<br />

çalışanları olarak bizler de ‘Albinizmin farkında ol, varlığınla<br />

destek ol’ mesajımızla hem toplumsal farkındalığı arttırmak<br />

hem de albinizmle yaşayan dostlarımıza destek olmak için<br />

buradayız.”<br />

Albinizmin bir hastalık değil, genetik bir durum olduğunu<br />

söyleyen Albinizm Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Serkan<br />

Özorman ise, “İnsanlarımızın büyük çoğunluğu albinizmi<br />

bilmiyor. Bilenlerin bir bölümüyse albinizmli bireyleri beyaz<br />

saçlı, beyaz kirpikli insanlar olarak görüyor ancak yaşanılan<br />

sorunlar bunlarla sınırlı değil. Albinizmli bireyler güneş<br />

koruyucu kullanmadan güneşe çıkamıyorlar. Güneş koruyucu<br />

kullanmadan güneşte uzun süre kalmaları sonucunda cilt<br />

kanseri olmaları çok yüksek bir olasılık. Albinizmli bireylerin<br />

yılda 10 - 15 kutu güneş kremi kullanmaları gerekli, bu<br />

nedenle güneş kremi albinizmli bireyler için bir gereklilik ve<br />

ilaç statüsünde değerlendirilmeli. Aynı zamanda, albinizm de<br />

az görme sorunu hastaların eğitim ve çalışma hayatlarında<br />

çeşitli olumsuzluklar yaşamalarına neden oluyor. Görme<br />

yetisinin azlığı nedeniyle albinizmli öğrencilerin büyük punto<br />

ile basılmış kitaplara ihtiyacı var. Albinizmli öğrenciler<br />

okulda tahtayı da görmekte güçlük çekiyor. Bu amaçla yurt<br />

dışından getirilen, tripot kurularak tahtayı yakın gösteren<br />

cihazlar oldukça maliyetli. Eğitimde eşitlik kapsamında bu<br />

konunun da Milli Eğitim Bakanlığının mevzuatına girmesini<br />

istiyoruz. Albinizmlilerin günlük hayatta karşılaştıkları sosyal<br />

ve fiziksel sorunlarla daha iyi mücadele edebilmeleri için<br />

yetkililerimizden yardım bekliyoruz. Konuyla ilgili gerekli<br />

düzenlemeler yapıldığında yaşanılan sıkıntılar büyük oranda<br />

çözülecektir. Albinizmle ilgili farkındalık oluşturulması için<br />

koşulsuz katkılarıyla yanımızda olan Pierre Fabre’ye teşekkür<br />

ederiz.“ diye konuştu.<br />

Kasım <strong>2019</strong>


62<br />

Siemens Healthineers Turkey<br />

Has Moved To A New Warehouse<br />

Siemens Healthineers Türkiye Yeni Deposuna Taşındı<br />

Siemens Healthineers, which operates worldwide<br />

with leading solution in the health sector,<br />

and active in Turkey since 2004 operationally,<br />

continues its development in the healthcare<br />

logistics. The giant name of the health sector,<br />

which strengthened its logistics infrastructure<br />

with the Ankara Cross Dock warehouse last year,<br />

moved to its new warehouse as of October <strong>2019</strong>.<br />

Siemens Healthineers has been providing services for two<br />

years in the Asian and European sides of Istanbul in order<br />

to meet the operational needs of imaging, laboratory<br />

diagnostics and spare parts business lines. Within the<br />

framework of operations carried out with experts and<br />

pioneering business partners in logistics, an average of 1<br />

million boxes were handled annually so that patient results<br />

were achieved without disruption.<br />

After a long tender process, Siemens Healthineers<br />

cooperated with BOMI Group and moved its logistics<br />

warehouse to BOMI Group. In this process, his work<br />

with the expert SELCO consultancy firm formed the<br />

infrastructure of the established business partnership<br />

model. With the professional contribution of the quality<br />

and procurement units of both companies, the project was<br />

completed in a short period of 5 months with a project<br />

team of 16 people.<br />

Sağlık sektöründe öncü çözümleriyle dünya<br />

çapında faaliyet gösteren Siemens Healthineers,<br />

2004’ten beri operasyonel olarak aktif olduğu<br />

Türkiye’de sağlık lojistiği alanındaki gelişimini<br />

sürdürüyor. Geçen yıl Ankara Cross Dock depo ile<br />

lojistik altyapısını güçlendiren sağlık sektörünün<br />

dev ismi, Ekim <strong>2019</strong> itibari ile yeni deposuna<br />

taşındı.<br />

Siemens Healthineers, görüntüleme, laboratuvar<br />

diagnostiği ve yedek parça iş kollarının operasyonel<br />

ihtiyaçlarının karşılanması adına İstanbul’da Asya ve Avrupa<br />

yakalarında bulunan iki deposuyla hizmetlerini yıllardır<br />

sürdürüyor. Lojistik alanında uzman ve öncü iş ortaklarıyla<br />

sürdürülen operasyonlar çerçevesinde bu zamana kadar<br />

yılda ortalama 1 milyon kutu elleçlemesi yapılarak, hasta<br />

sonuçlarının aksamadan elde edilmesi sağlandı.<br />

Siemens Healthineers uzun bir ihale sürecinin ardından<br />

BOMI Group ile iş birliğine giderek, lojistik deposunu<br />

BOMI Group bünyesine taşıdı. Bu süreçte alanında uzman<br />

SELCO danışmanlık firması ile yaptığı çalışmalar, kurulan<br />

iş ortaklığı modelinin alt yapısını oluşturdu. Her iki firmanın<br />

kalite ve satınalma birimlerinin profesyonel katkısı ile, 16<br />

kişilik proje ekibi ile 5 ay gibi kısa bir sürede tamamlanan<br />

çalışma neticesinde, hiçbir paydaşını olumsuz etkilemeden,<br />

yeni depoya taşınma sürecini tamamladı.<br />

Kasım <strong>2019</strong>


64<br />

Increased Operation Capacity by 25 Percent<br />

In the new warehouse spread over an area of 3,500 square<br />

meters at the base, it increased its operational capacity<br />

by 25 percent and began to carry out logistics operations.<br />

The new warehouse, built from scratch, completed the<br />

principles of operational efficiency and quality. The new<br />

warehouse with a volume of 40,000 cubic meters, as well as<br />

cold chain storage, was built with the latest technology.<br />

With the contract signed at the end of April <strong>2019</strong>, the<br />

selection of the supplier and the start of the construction<br />

process were completed with the validation and calibration<br />

processes with quality requirements, and the cold<br />

storage was ready. The whole warehouse is designed as<br />

temperature controlled and thus the heat regimes and cold<br />

chain system of the kits from abroad are delivered to the<br />

end user without any deterioration.<br />

In addition to the storage and operation areas of the<br />

kit and consumables, the areas where the warehouse’s<br />

imaging devices are located have been expanded<br />

compared to the previous warehouse and the conditions<br />

have been adapted to modern conditions. The most<br />

effective shelf design was established considering<br />

the device storage area of 500 square meters and<br />

the dimensions of the device. As a first in the history<br />

Healthineers Siemens Turkey, will conduct the operations<br />

of the display device refresh this store again went into<br />

operation in the workshop area.<br />

Superior Quality Conditions with Waste Control<br />

Siemens Healthineers continues to provide uninterrupted<br />

service in imaging and diagnostic fields with its new<br />

workshop where proper working conditions are observed<br />

and daily operational capacity is increased. In this workshop<br />

area, which was established in a new warehouse, superior<br />

quality conditions were achieved with waste control (zero<br />

waste targeted), neutralization line and disinfection areas<br />

and it became easier to reach high customer satisfaction<br />

target.<br />

At the opening on 3 October <strong>2019</strong> with the participation<br />

of country CEOs and CFOs, dealers and customers, the<br />

logistics development of Siemens Healthineers since 2004<br />

was emphasized and the importance of partnership for<br />

providing operational excellence and cost advantage was<br />

explained.<br />

Finally, Siemens<br />

Healthineers, which<br />

is a candidate to be<br />

the best practice in<br />

health logistics with<br />

this warehouse it<br />

has generated and<br />

implemented, will<br />

continue to transfer its<br />

experiences to other<br />

Siemens Healthineers<br />

countries on a global<br />

scale.<br />

Operasyon Kapasitesini Yüzde 25 Arttı<br />

Tabanda 3 bin 500 metrekarelik alana yayılan yeni<br />

deposunda operasyon kapasitesini yüzde 25 artırarak,<br />

lojistik operasyonları yürütmeye başladı. Sıfırdan kurulan<br />

yeni depo, operasyonel verimlilik ve kalite esaslarını<br />

tamamladı. 40 bin metreküp hacmindeki yeni depo, ayrıca<br />

soğuk zincir depolaması son teknoloji ile inşa edildi.<br />

Nisan <strong>2019</strong> sonunda imzalanan sözleşme ile hızlı bir<br />

şekilde tedarikçi seçimi ve inşaat sürecinin başlaması,<br />

kalite gereklilikleri olan, validasyon ve kalibrasyon süreçleri<br />

ile soğuk deponun hazır hale gelmesi ile tamamlandı.<br />

Tüm depo ısı kontrollü olarak tasarlanmış ve bu sayede<br />

yurtdışından gelen kitlerin ısı rejimleri ve soğuk zincir<br />

sistemi hiç bozulmadan son kullanıcıya kadar iletiliyor.<br />

Kit ve sarf depolama ve operasyon alanlarının yanı sıra,<br />

deponun görüntüleme cihazlarının bulunduğu alanlar da<br />

bir önceki deposuna göre genişlemiş ve koşulları modern<br />

şartlara uygun hale getirildi. 500 metrekarelik cihaz<br />

depolama alanı ile cihaz ebatları göz önüne alınarak, en<br />

efektif raf dizaynı kuruldu. Siemens Healthineers Türkiye<br />

tarihinde bir ilk olarak, görüntüleme cihazlarının yenileme<br />

operasyonlarının yürütüleceği atölye alanı da yine bu depo<br />

içerisinde faaliyete geçti.<br />

Atık Kontrolü İle Üstün Kalite Koşulları<br />

Uygun çalışma koşullarının gözetildiği, günlük operasyonel<br />

kapasitesinin artırıldığı yeni atölyesi ile Siemens<br />

Healthineers, görüntüleme ve diagnostik alanlarında<br />

kesintisiz hizmet vermeye de devam ediyor. Yeni depo<br />

içerisine kurulan bu atölye alanında, atık kontrolü (sıfır<br />

atık hedefli), nötralizasyon hattı ve dezenfektasyon alanları<br />

ile üstün kalite koşulları yakalandı ve yüksek müşteri<br />

memnuniyeti hedefine daha kolay ulaşabilir hale geldi.<br />

Ülke CEO ve CFO’larının, bayilerin ve müşterilerin<br />

katılımıyla 3 Ekim <strong>2019</strong> tarihinde gerçekleşen açılışta da<br />

Siemens Healthineers’ın 2004 yılından günümüze lojistik<br />

gelişimi vurgulandı ve operasyonel mükemmellik ile maliyet<br />

avantajı sağlamak için partnerliğin önemi anlatıldı.<br />

Son olarak, kurguladığı ve hayata geçirdiği bu depo ile<br />

sağlık lojistiğinde en iyi uygulama olmaya aday olan<br />

Siemens Healthineers, küresel ölçekte diğer Siemens<br />

Healthineers ülkelerine tecrübelerini aktarmaya devam<br />

edecek.<br />

Kasım <strong>2019</strong>


66<br />

One Out Of Every<br />

Three People In<br />

Turkey Is<br />

Pre-Diabetes<br />

Türkiye’de Her<br />

Üç Kişiden Biri<br />

Pre-Diyabet<br />

Stating that pre-diabetes (hidden sugar) which is considered<br />

as the onset of sugar (diabetes) diseases is preventable,<br />

Endocrinology Specialist Dr. Hasan Aydın, said, “In Turkey, 1<br />

out of every 3 people pre-diabetes patients. The incidence<br />

is 36 percent. If we think pre-diabetes leads diabetes in the<br />

long term, we can understand what important is and must<br />

be taken to prevent it.” Pre-diabetes is considered the first<br />

stage before diabetes. The risk of Type 2 diabetes increases<br />

if the most common insulin resistance problem cannot<br />

be solved in a disease that is likely to occur in overweight<br />

and obese people. Professor Dr. Hasan Aydin, Yeditepe<br />

University Kozyatağı Hospital Endocrinology Specialist,<br />

informed about what is the secret sugar, symptoms and<br />

measures to be taken.<br />

Hidden sugar, known as pre-diabetes, is defined as the<br />

person’s blood sugar level is higher than normal and below<br />

the limit required for the diagnosis of diabetes. The stage<br />

of transition from normal glucose level to Type 2 diabetes,<br />

which is the pre-diabetes period, is also described as ‘prediabetes’<br />

or ‘impaired glucose regulation ‘. According to<br />

research, most latent diabetics are diagnosed with Type 2<br />

diabetes after 10 years.<br />

High Risk Of Diabetes<br />

Warning that this disease is common in the community<br />

and that it is essential to give importance as in diabetes,<br />

Professor Dr. Hasan Aydin, Yeditepe University Kozyatağı<br />

Endokrinoloji Uzmanı Prof. Dr. Hasan Aydın, şeker (diyabet)<br />

hastalığının başlangıcı kabul edilen pre-diyabetin (gizli<br />

şeker) önlenebilir olduğunu söyleyerek, “Türkiye’de, her<br />

3 kişiden 1’i pre-diyabet hastası. Görülme sıklığı yüzde<br />

36’dır. Pre-diyabetin uzun dönemde diyabete yol açtığını<br />

düşünürsek ne denli önemli bir hastalık olduğu ve mutlaka<br />

önlem alınması gerektiği ortada” dedi.<br />

Pre-diyabet, diyabet öncesi ilk safha olarak kabul ediliyor.<br />

Kilolu ve obez kişilerde ortaya çıkma olasılığı yüksek<br />

olan hastalıkta en sık görülen insülin direnci sorunu<br />

çözümlenemezse Tip 2 diyabet hastası olma riski artıyor.<br />

Yeditepe Üniversitesi Kozyatağı Hastanesi Endokrinoloji<br />

Uzmanı Prof. Dr. Hasan Aydın, gizli şekerin ne olduğunu,<br />

belirtilerini ve alınması gereken önlemleri açıkladı.<br />

Pre-diyabet olarak bilinen gizli şeker, kişinin kan şekeri<br />

düzeyinin normalden yüksek, diyabet tanısı için gerekli<br />

sınırdan düşük olması olarak tanımlanıyor. Diyabet öncesi<br />

dönem olan, normal glikoz düzeyinden Tip 2 diyabete geçiş<br />

evresi ‘pre-diyabet’ veya ‘bozulmuş glikoz regülasyonu’<br />

olarak da tanımlanıyor. Araştırmalara göre, çoğu gizli şeker<br />

hastalarına 10 yıl sonra Tip 2 diyabet tanısı konuyor.<br />

Diyabete Dönüşme Riski Yüksek<br />

Bu hastalığın toplumda sık görüldüğünü ve şeker<br />

hastalığında olduğu gibi önem vermenin şart olduğu<br />

uyarısında bulunan Yeditepe Üniversitesi Kozyatağı<br />

Hastanesi Endokrinoloji Uzmanı Prof. Dr. Hasan Aydın, gizli<br />

Kasım <strong>2019</strong>


67<br />

Hospital Endocrinology Specialist, stressed that hidden<br />

diabetes patients are at high risk of vascular health and the<br />

risk of pre-diabetes turning into diabetes is very high.<br />

Professor Dr. Aydin said, “Insulin resistance disorder,<br />

which we call before the first satiety and then starvation<br />

is a condition that causes diabetes with high blood sugar.<br />

And diabetes carries all the risks caused by the disease. 20<br />

percent of patients diagnosed with diabetes organ damage<br />

occurs in patients. attack risk, coming against the problems<br />

such as kidney failure. These pre-diabetes era emerges.”<br />

Professor Dr. Aydin said, “Diabetes is a very common<br />

disease, particularly in 1 out of every 7 people. With its<br />

predecessor pre-diabetes is seen in 1 out of every 3 people.<br />

The incidence in Turkey is 36 percent. pre-diabetes the road<br />

to diabetes in the long term is an important disease, you<br />

need to take precautions.”<br />

Diabetes Can Be Prevented During Pre-Diabetes<br />

Emphasizing that weight loss and exercise is an important<br />

factor in preventing disease, Dr. Aydin said, “Pre-diabetes<br />

can be prevented. The place is because this disease is<br />

diabetes begins. Diabetes begins where the impaired<br />

insulin secretion in the pancreas. This is because much<br />

of the oil in the most important factors in the body is.<br />

Accordingly, are emerging toxins. Give therefore lose<br />

weight, eat healthy, exercise of these disorders Thus, the<br />

course of diabetes in the long term regression. Studies on<br />

this subject, by changing the lifestyle of people, weight<br />

and exercise, by showing 58 percent of these disorders are<br />

regressed. We know that drug treatment has improved<br />

by 27 percent. Healing is also provided by 27 percent with<br />

drug treatment.”<br />

What Increases The Risk Of Disease<br />

Recommending a blood glucose measurement once a year,<br />

Dr. Aydin said, “Some factors such as excess weight, family<br />

genetic ground, hypertension, pregnancy, poor nutrition,<br />

sedentary life, independently of each other bring out the<br />

risk of disease. People with such complaints should go<br />

through regular sugar monitoring. Once a year they must<br />

have their blood sugar measured.”<br />

Possible To Be Protected From Disease<br />

Informing about the measures to be taken to prevent<br />

disease, Yeditepe University Hospital Endocrinology<br />

Specialist Prof. Dr. Hasan Aydin, listed as follows: “To<br />

prevent disease to lose 10 percent of the body weight<br />

is necessary. For this, good nutrition and weight control<br />

is necessary. We should exercise for a minimum of 150<br />

minutes per week. These should consist of aerobic<br />

exercises. Sugar and flour should be completely removed<br />

from our lives and need meal order. So no meal should be<br />

skipped. 3 meals must be consumed. Especially people with<br />

a family history of diabetes need to be more careful about<br />

this. They should continue it lifelong by making lifestyle<br />

changes.”<br />

şeker hastalarının damar sağlığı yüksek risk grubunda yer<br />

aldığını ve pre-diyabetin diyabete dönüşme riskinin çok<br />

yüksek olduğunu vurguladı.<br />

Prof. Dr. Aydın, “İnsülin direnci dediğimiz bozuklukla<br />

başlayan önce tokluk sonra açlık kan şekerinin yüksekliğiyle<br />

seyredip diyabete neden olan bir hastalık tablosudur. Ve<br />

diyabetin yol açtığı tüm hastalık risklerini taşır. Diyabet<br />

tanısı koyduğumuz hastaların yüzde 20’sinde organ hasarı<br />

ortaya çıkıyor. Hastalar görmede bozukluk, kalp krizi riski,<br />

böbrek yetmezliği gibi sorunlarla karşımıza geliyor. Bunlar<br />

pre-diyabet döneminde ortaya çıkıyor”<br />

diye konuştu. Prof. Dr. Aydın, “Diyabet, her 7 kişiden<br />

1’inde olmak üzere çok sık görülen bir hastalık. Bunun<br />

öncülü olan pre-diyabet ise her 3 kişiden 1’inde görülüyor.<br />

Türkiye de görülme sıklığı yüzde 36’dır. Pre-diyabetin<br />

uzun dönemde diyabete yol açtığını düşünürsek önemli bir<br />

hastalıktır, önlem alınması gerekir” dedi.<br />

Pre-Diyabet Döneminde Diyabet Önlenebilir<br />

Kilo vermenin ve egzersizin hastalığı önlemede önemli bir<br />

faktör olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Aydın, “Pre-diyabet<br />

önlenebilir. Çünkü bu hastalık diyabetin başladığı yerdir.<br />

Diyabet, pankreasta insülin salgısının bozulduğu yerde<br />

başlıyor. Buna neden olan en önemli faktör vücuttaki<br />

yağın fazla olmasıdır. Buna bağlı gelişen toksinlerdir.<br />

Dolayısıyla kilo vermek, sağlıklı beslenmek, egzersiz bu<br />

bozuklukların giderilmesini sağlayacaktır. Böylece, uzun<br />

dönemde diyabete olan gidişatı geriliyor. Bu konuda yapılan<br />

çalışmalarda bize, insanların yaşam tarzını değiştirerek,<br />

kilo verip, egzersiz yaparak bu bozuklukların yüzde 58<br />

oranında geriletildiğini gösteriyor. İlaç tedavisiyle de yüzde<br />

27 oranında düzelme sağlandığını biliyoruz” ifadelerini<br />

kullandı.<br />

Hastalık Riskini Ne Artırıyor?<br />

Yılda bir kez mutlaka kan şekeri ölçümü yapılmasını<br />

öneren Prof. Dr. Aydın, “Aileden gelen genetik bir zemin<br />

oluyor, hipertansiyon, gebelikte şeker hastası olanlar, kötü<br />

beslenme, hareketsiz yaşam, kilo fazlalığı gibi faktörler<br />

birbirinden bağımsız olarak hastalık riskini ortaya çıkarıyor.<br />

Böyle şikayetleri olan kişilerin düzenli şeker takibinden<br />

geçmeleri lazım. Yılda bir kez mutlaka kan şekerlerini<br />

ölçtürsünler” diye konuştu.<br />

Hastalıktan Korunmak Mümkün<br />

Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Endokrinoloji Uzmanı<br />

Prof. Dr. Hasan Aydın, hastalıktan korunmak için alınması<br />

gereken önlemleri şöyle sıraladı: “Hastalıktan korunmak<br />

için vücut ağırlığının yüzde 10’unun kaybetmek gerekli.<br />

Bunun için iyi beslenmek ve kilo kontrolü şart. Haftada<br />

minimum 150 dakika olacak şekilde egzersiz yapmalıyız.<br />

Bunlar aerobik egzersizlerden oluşmalıdır. Şekeri ve<br />

unu hayatımızdan tamamen çıkarmalı ve öğün düzeni<br />

olmalı. Yani hiçbir öğünü atlanmamalı. 3 öğün mutlaka<br />

tüketilmelidir. Özellikle ailesinde diyabet öyküsü olan<br />

kişilerin bu konuda daha dikkatli olmaları gerekiyor. Yaşam<br />

tarzı değişiklikleri yaparak hayat boyu sürdürmeliler.”<br />

Kasım <strong>2019</strong>


68<br />

Microbiota Was Discussed In Every Aspect<br />

At The “Microphone”<br />

Mikrobiyota Her Yünüyle “Mikrofon”da Konuşuldu<br />

Since 2010, microbiota has been on the agenda of the<br />

world of science, and later on of the society and the media.<br />

Although it is new to describe, mankind has been living<br />

with its microbiota since its existence. Microbiota consists<br />

of bacteria, viruses and others that live with us in our<br />

bodies, especially in our intestines and in all our organs.<br />

The intestines, which are called the second brain of the<br />

body, are accepted in medical circles where being healthy<br />

affects the health of the whole body positively. Bacteria<br />

and viruses living in all organs, especially the intestines,<br />

constitute the microbiota.<br />

Physicians From 8 Different Branches Evaluated<br />

Microbiology<br />

Every aspect of the microbiota was discussed at the<br />

meeting called ‘Microphone’ (Mikrofon in Turksh) in<br />

Istanbul. A meeting was held for the first time in Turkey in<br />

such detail of opinions and experiences of each expertise<br />

from the mother’s womb to the end of the life cycle.<br />

Biocodex-sponsored meeting in which child infection,<br />

gynecology, gastroenterology, emergency, newborn,<br />

Mikrobiyota 2010 yılından itibaren önce bilim dünyasının,<br />

daha sonrasında ise toplumun ve medyanın gündemine<br />

girdi. Tanımlanması yeni olmasına rağmen, insanoğlu<br />

varoluşundan beri mikrobiyotası ile birlikte yaşamaktaydı.<br />

Mikrobiyota vücudumuzda, başta bağırsaklarımız olmak<br />

üzere tüm organlarımızda bizimle birlikte yaşayan<br />

bakterileri, virüsler ve diğerlerinden oluşmaktadır. Vücudun<br />

ikinci beyni olarak anılan bağırsakların, sağlıklı olmasının<br />

tüm vücut sağlığını olumlu yönde etkilediği tıp çevrelerinde<br />

kabul görüyor. Başta bağırsaklar olmak üzere tüm<br />

organlarda yaşayan bakteriler ve virüsler ise mikrobiyotayı<br />

oluşturuyor.<br />

8 Farklı Branştan Hekimler Mikrobiyatayı<br />

Değerlendirdi<br />

İstanbul’da yapılan ‘Mikrofon’ adlı toplantıda mikrobiyota<br />

her yönüyle konuşuldu. Anne karnından başlayan yaşam<br />

siklusunun sonuna kadar yer alan her uzmanlığın görüşleri<br />

ve deneyimlerini sundukları bu detayda bir toplantı<br />

Türkiye’de ilk kez düzenlendi. Biocodex sponsorluğunda<br />

gerçekleştirilen toplantıya katılan çocuk enfeksiyonu, kadın<br />

Kasım <strong>2019</strong>


69<br />

dietitian, pediatric gastroenterology, neurology experts<br />

attended and evaluated microbiota in their areas and<br />

pointed out the possible diseases, gave tips for healthy<br />

microbiota.<br />

Cesarean Threatens Intestinal Health of Babies<br />

Declaring that the baby, born by caesarean section, does<br />

not encounter the mother’s microorganisms during birth.<br />

Prof. Dr. Ener Çağrı Dinleyici, Faculty Member of Eskişehir<br />

Osmangazi University Faculty of Medicine, President of<br />

Pediatric Probiotic, Prebiotic and Microbiota Association,<br />

said that the baby who was born by caesarean section did<br />

not encounter the microorganisms of the mother during<br />

the birth. Noting that the microbiota health begins in the<br />

womb of mom, Dinleyici drew attention to the cesarean<br />

birth, he said,<br />

“When consider the figures in Turkey, we see that almost<br />

one in every two cesarean birth. When the baby is born<br />

normally, he meets his mother’s microbiota. The baby’s<br />

microbiota is healthy throughout life. Unfortunately, this<br />

encounter cannot be achieved when the baby is born by<br />

cesarean section. The baby has a different microbiota.<br />

When other risk factors are added, that is, the baby does<br />

not take breast milk, uses antibiotics frequently, is exposed<br />

to environmental pollution and many diseases in the urban<br />

life are seen in the future. Allergic diseases, obesity and<br />

asthma are seen later in life with the damage of microbiota.<br />

Therefore, caesarean section should be performed only<br />

to the extent prescribed by the obstetrician. Gastric and<br />

intestinal diseases, which we call as gastrointestinal, are<br />

more common in babies born by cesarean section than<br />

babies born by normal means. Afterwards, respiratory,<br />

food and skin allergies are seen.”<br />

Can Be Supplemented With Probiotics When<br />

Breast Milk Is Not Enough<br />

Stating that a baby born by cesarean section will overcome<br />

many diseases with breast milk, Dinleyici gave the following<br />

advice to mothers and future mothers:<br />

“We have the chance to eliminate many problems with<br />

breast milk. If we can’t do that, we can give the baby<br />

some supplements. These can be in the form of probiotic<br />

supplements. When the baby develops the disease is in the<br />

form of treatment. Mothers who are likely to give birth by<br />

caesarean section should maintain their microbiota starting<br />

from pregnancy. Her weight on the day of conception is<br />

very important. We were saying that the weight she gained<br />

during pregnancy is important, but her weight on the day<br />

she became pregnant is much more important. It should<br />

not be forgotten that the balanced diet of the mother<br />

is sufficient for the baby to reduce excess weight during<br />

pregnancy. This will make a great contribution to the baby’s<br />

microbiota.”<br />

Lower Microbiota Richness Can Even Cause<br />

Depression<br />

In the same meeting, Prof. Dr. Ateş Kara, Hacettepe<br />

doğum, gastroenteroloji, acil, yenidoğan, diyetisyen, çocuk<br />

gastroenteroloji, nöroloji alanlarından uzmanlar, kendi<br />

alanlarında mikrobiyotayı değerlendirip ilişkili olabilecek<br />

hastalıkları işaret ederek, sağlıklı mikrobiyota için ipuçları<br />

verdi.<br />

Sezaryen Bebeklerin Bağırsak Sağlığını Tehdit<br />

Ediyor<br />

Sezaryenle dünyaya gelen bebeğin doğum esnasında<br />

annenin mikroorganizmalarıyla karşılaşmadığını söyleyen<br />

Pediatrik Probiyotik, Prebiyotik ve Mikrobiyota Derneği<br />

Başkanı ve Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi<br />

Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ener Çağrı Dinleyici, bu durumun<br />

pek çok sağlık sorunu beraberinde getirdiğini belirtti.<br />

Toplantıda bu konuda açıklamalarda bulunan Dinleyici,<br />

“Sezaryenle doğan bebeklerde, normal yolla doğan<br />

bebeklere göre daha çok mide ve bağırsak hastalıkları<br />

görülüyor. Bunların önlenmesi için sezaryenle doğumu<br />

azaltmalıyız” dedi. Dinleyici, mikrobiyota sağlığının anne<br />

karnında başladığını belirterek sezaryenle doğuma dikkat<br />

çekti:<br />

“Türkiye’deki rakamlara baktığımızda neredeyse her iki<br />

doğumdan birinin sezaryen olduğunu görüyoruz. Bebek<br />

normal yolla doğduğu zaman annesinin mikrobiyotası ile<br />

tanışıyor. Bebeğin mikrobiyotası yaşamı boyunca sağlıklı<br />

oluyor. Ne yazık ki bebek sezaryenle doğduğunda bu<br />

karşılaşma sağlanamıyor. Bebeğin farklı bir mikrobiyotası<br />

oluyor. Buna diğer risk faktörleri eklendiğinde yani bebek<br />

anne sütü almadığında, sık antibiyotik kullandığında,<br />

çevresel kirliliğe maruz kaldığında ve kent yaşamında ileri<br />

dönemde birçok hastalık görülüyor. Mikrobiyotanın zarar<br />

görmesiyle çocukta ilerleyen dönemlerde alerjik hastalıklar,<br />

obezite, astım görülüyor. O yüzden sezaryen sadece kadın<br />

doğum hekiminin öngördüğü ölçüde yapılmalı. Sezaryenle<br />

doğan bebeklerde, normal yollarla doğan bebeklere oranla<br />

daha çok gastrointestinal dediğimiz mide ve bağırsak<br />

hastalıkları daha sık görünüyor. Sonrasında solunum yolu,<br />

gıda ve cilt alerjileri görülüyor” dedi.<br />

Anne Sütü Yetmediğinde Probiyotikle Takviye<br />

Edilebilir<br />

Sezaryenle doğan bir bebeğin anne sütüyle de birçok<br />

Kasım <strong>2019</strong>


70<br />

hastalığın üstesinden geleceğini ifade eden Dinleyici, anne<br />

adaylarına ve annelere şu tavsiyelerde bulundu:<br />

“Anne sütü ile birçok problemi ortadan kaldırma şansımız<br />

oluyor. Eğer bunu yapamıyorsak bebeğe dışardan bazı<br />

takviyelerde bulunabiliriz. Bunlar probiyotik takviyeleri<br />

şeklinde olabiliyor. Bebekte hastalık geliştiği durumda<br />

da bunların tedavisi şeklinde oluyor. Sezaryen ile doğum<br />

yapma ihtimali olan annelerin gebelikten itibaren<br />

mikrobiyotalarını korumaları gerekiyor. Gebe kaldığı<br />

günkü kilosu çok önemli. Gebelikte aldığı kilo da önemli<br />

diyorduk ancak gebe kaldığı günkü kilosu çok daha önemli.<br />

Gebelikte fazla kilo almanın azaltılması annenin dengeli<br />

beslenmesinin bebeğe yeterli olacağı unutulmamalı. Bu<br />

bebeğin mikrobiyotasına büyük katkı sağlayacaktır.”<br />

University Faculty of Medicine, Faculty of Pediatrics<br />

and President of Infectious Diseases and Immunization<br />

Association, also drew attention to the use of antibiotics.<br />

Kara said, “If our microorganism is rich, our defense system<br />

knows better what it is and responds better to it. Our use<br />

of antibiotics in infancy changes our microbiota balance. It<br />

causes the emergence of stress-containing microorganisms,<br />

eliminating beneficial microorganisms. These children<br />

become fatter in adolescence and the risk of allergies is<br />

higher. Today’s popular diseases are more in these children.<br />

Even if we have less microbiota wealth, it is easier for us to<br />

get depressed. Alzheimer’s development is higher. When<br />

we give the antibiotic, it eliminates the microorganisms that<br />

cause disease. It also destroys the microorganisms that we<br />

live with, which are beneficial to us. We kill microorganisms<br />

that are beneficial to us. In addition, since the products<br />

used by the friends of the deceased have changed, we<br />

change their products. If this happened in the early period,<br />

it affects our immune system.”<br />

Mikrobiyota Zenginliğinin Azlığı Depresyona Bile<br />

Neden Olabilir<br />

Aynı toplantıda söz alan, Hacettepe Üniversitesi Tıp<br />

Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları öğretim üyesi ve<br />

Enfeksiyon Hastalıkları ve Bağışıklama Derneği Başkanı<br />

Prof. Dr. Ateş Kara da antibiyotik kullanımına dikkat çekti.<br />

Kara, “Mikroorganizma zenginliğimiz fazlaysa savunma<br />

sistemimiz neyle karşılaştığını çok daha iyi biliyor ve ona<br />

çok daha iyi cevap veriyor. Bebeklik döneminde antibiyotik<br />

kullanmamız mikrobiyota dengemizi değiştiriyor. Stres<br />

içerikli mikroorganizmaların ortaya çıkmasına neden<br />

olurken, faydalı mikroorganizmaları ortadan kaldırıyor. Bu<br />

çocuklar ergenlik döneminde daha şişman oluyor, alerji riski<br />

de daha yüksek oluyor. Günümüzün popüler hastalıkları da<br />

bu çocuklarda daha fazla. Hatta mikrobiyota zenginliğimiz<br />

az ise depresyona girmemiz daha kolay. Alzheimer gelişimi<br />

daha yüksek. Antibiyotiği verdiğimiz anda hastalık yapan<br />

mikroorganizmaları ortadan kaldırıyor. Aynı zamanda bizim<br />

için faydalı olan, beraber yaşadığımız mikroorganizmaları<br />

da yok ediyor. Bizim için faydalı olan mikroorganizmaları<br />

öldürüyoruz. Bunun yanında ölenlerin arkadaşlarının<br />

kullandığı ürünler değiştiği için onların ortaya çıkarttıkları<br />

ürünleri değiştiriyoruz. Bu erken dönemde yaşandı ise bizim<br />

bağışıklık sistemimizi etkiliyor” dedi.<br />

Kasım <strong>2019</strong>


72<br />

Under The Coordination Of Spastic Children’s Foundation Of Turkey And<br />

Turkey Cerabral Palsy (TSÇV)<br />

7 Institutions And 21 Experts From 4 Countries Worked For “Vocational<br />

Training For Physiotherapists About Family Centered And Play Based<br />

Approaches In Early Childhood Intervention”<br />

Türkiye Spastik Çocuklar Vakfı-Cerabral Palsy Türkiye(TSÇV)<br />

Koordinatörlüğünde<br />

4 Ülkeden 7 Kurum Ve 21 Uzman “Fizyoterapistlere Yönelik<br />

Oyun Temelli Ve Aile Merkezli Erken Müdahale” İçin Çalıştı!<br />

“Changing Paradigm Closing Early Intervention Symposium”<br />

was held under the coordination of Spastic Children’s<br />

Foundation of Turkey and Turkey Cerabral Palsy (TSÇV) last<br />

week in Turkey. supported by Turkey’s National Agency<br />

in the scope of the European Union Erasmus + Program,<br />

VETforEI was organized as an event of Game Based and<br />

Family-Centered Approaches to Early Intervention Project<br />

Physiotherapists.<br />

“Erken Müdahalede Değişen Paradigma Kapanış<br />

Sempozyumu” Türkiye Spastik Çocuklar Vakfı-Cerabral<br />

Palsy Türkiye koordinatörlüğünde geçtiğimiz hafta<br />

gerçekleştirildi. Avrupa Birliği Erasmus+ Programı<br />

kapsamında Türkiye Ulusal Ajansı tarafından desteklenen<br />

VETforEI - Fizyoterapistlere Yönelik Oyun Temelli ve Aile<br />

Merkezli Erken Müdahale Yaklaşımları Projesi’nin bir<br />

etkinliği olarak düzenlendi.<br />

Projede Birçok Kurum Ve Uzman Yer Aldı<br />

2017 Aralık – <strong>2019</strong> Kasım tarihleri arasında uygulanmakta<br />

olan, VETforEI - Fizyoterapistlere Yönelik Oyun Temelli ve<br />

Aile Merkezli Erken Müdahale Yaklaşımı Projesi’nde 4 farklı<br />

ülkeden toplam 7 kurum ve 21 uzman ortaklaşa çalıştı.<br />

Genel amacı; fizyoterapistlerin erken müdahale alanındaki<br />

bilgi birikimlerini artırmak olan projenin ortakları arasında;<br />

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı-Engelli ve Yaşlı<br />

Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Gazi Üniversitesi, Eurlyaid–<br />

The European Association on arly Childhood Intervention-<br />

Lüksemburg, University of Minho- Portekiz, Braga Cerebral<br />

Palsy Association- Portekiz ve Praxis Europe-İngiltere yer aldı.<br />

Kasım <strong>2019</strong>


73<br />

Many Institutions And Experts Took Part In The<br />

Project<br />

A total of 7 institutions and 21 experts from 4 different<br />

countries worked together in the VETforEI – Vocational<br />

Training for Physiotherapists about Family Centred and<br />

Play Based Approaches in Early Childhood Intervention<br />

Project, which was implemented between December 2017<br />

and <strong>November</strong> <strong>2019</strong>. Partners of the project whose general<br />

purpose is to increase the knowledge of physiotherapists in<br />

Nasıl Bir Süreçte İlerlendi?<br />

Proje ortağı kurumlar, belirli dönemlerde bir araya gelerek,<br />

projenin fikri çıktıları üzerinde çalışmalar gerçekleştirdi.<br />

Proje çıktısı olarak ‘Aile Merkezli ve Oyun Temelli Erken<br />

Müdahale Yaklaşımları’ konulu uzman eğitim müfredatı<br />

da yazıldı. Türkçe dışında İngilizce ve Portekizce de yazılan<br />

müfredat, kendi web sitesi ile tüm dünyanın erişimine<br />

açık kaynak olarak sunuldu. Üniversiteler ve uzmanlar bu<br />

the field of early intervention, are Ministry of Family, Labor<br />

and Social Services-General Directorate of Disabled and<br />

Elderly Services, Gazi University, Eurlyaid–The European<br />

Association on arly Childhood Intervention, Luxembourg,<br />

University of Minho- Portugal, Braga Cerebral Palsy<br />

Association- Portugal and Praxis Europe-England.<br />

What Kind Of Process Has Been Progressed?<br />

Project partner institutions came together in certain<br />

periods and worked on the intellectual outputs of the<br />

project. As the project output, ‘Vocational Training for<br />

Physiotherapists about Family Centered and Play Based<br />

Approaches in Early Childhood Intervention’ training<br />

curriculum was also written. The curriculum, which is<br />

written in English and Portuguese in addition to Turkish,<br />

was made available to the world as an open source with<br />

its own website. Universities and experts will be able to<br />

access this curriculum and make use of it as they wish. In<br />

the output of the project, the following important issue<br />

was emphasized: With the increase of preterm birth rates<br />

all over the world, significant increases have occurred<br />

in the number of babies and children in need of early<br />

intervention. In this sense, it is of great importance that<br />

physiotherapists, as first-degree contacts with babies<br />

and children, develop their professional skills about early<br />

intervention processes.”<br />

müfredata ulaşıp, istedikleri şekilde faydalanabilecekler.<br />

Proje çıktısında şu önemli konuya vurgu yapıldı: “Tüm<br />

dünyada erken doğum oranlarının artması ile erken<br />

müdahale ihtiyacı olan bebek ve çocuk sayısında da önemli<br />

artışlar meydana geldi. Erken müdahalede bebeklere,<br />

çocuklara birinci derecede temas eden kişiler olarak<br />

fizyoterapistlerin, erken müdahale süreçleri hakkında<br />

mesleki becerilerini geliştirmeleri bu anlamda büyük önem<br />

taşıyor.”<br />

wwwErken Müdahalede Değişen Paradigma<br />

VETforEI - Fizyoterapistlere Yönelik Oyun Temelli ve Aile<br />

Changing Paradigm In Early Intervention<br />

The concept of early intervention, which is the main topic<br />

Kasım <strong>2019</strong>


74<br />

of VETforEI - Vocational Training for Physiotherapists<br />

about Family Centered and Play Based Approaches in Early<br />

Childhood Intervention Project, was defined as follows:<br />

“A program implemented to support infants, children<br />

and their families with a special condition that may affect<br />

their development or their developmental disability. .<br />

In traditional early intervention practices, the child is<br />

usually taken to the center and exercises and activities<br />

for the need for support are performed by the specialist.<br />

Children come to the center once or twice a week and<br />

give specialist therapy sessions. Since the support provider<br />

is the key specialist, the family remains committed to<br />

the specialist, except for therapy, and there has been no<br />

encouragement or information on making the necessary<br />

arrangements for the independence of daily living. In<br />

family-centered practices, the family is considered as<br />

a whole, the idea that each family has its own special<br />

structure and respect for the family, parents’ opinions<br />

about their children, concerns, difficulties in their routine<br />

lives, goals are definitely discussed and an intervention<br />

program is planned in cooperation with the family. Early<br />

intervention practices are maintained by parents or<br />

caregivers.”<br />

Significant Results Achieved<br />

As a result of the project, a valuable resource was<br />

prepared with the common opinion of 7 project partners<br />

from 4 different countries on the subject of ‘Vocational<br />

Training for Physiotherapists about Family Centered and<br />

Play Based Approaches in Early Childhood Intervention<br />

Project’. This resource was presented to physiotherapists<br />

training in the field and in universities in Turkey and<br />

abroad by making demo application. Demo training<br />

application lasted for 2 full days with the participation of<br />

30 physiotherapists. As the next phase of the project, it<br />

is planned to continue working with partner countries.<br />

Studies will continue with ideas such as training for all<br />

experts working in the field of early intervention, good<br />

practice in early intervention, resources with sample<br />

videos.<br />

Merkezli Erken Müdahale Yaklaşımı Projesi’nin ana<br />

konusunu oluşturan, erken müdahale kavramı şu şekilde<br />

tanımlandı: “Gelişimlerini etkileyebilecek özel bir duruma<br />

sahip ya da gelişimsel geriliği veya engeli olan bebek,<br />

çocuklar ve ailelerine destek amacıyla uygulanan bir<br />

programdır. Geleneksel erken müdahale uygulamalarında<br />

genellikle çocuk merkeze alınarak destek ihtiyacına<br />

yönelik egzersizler, aktiviteler uzman tarafından<br />

uygulanır.<br />

Çocuklar haftada bir veya iki kez merkeze gelir, uzman<br />

terapi seansını uygular. Destek sağlayıcı kilit kişi uzman<br />

olduğu için terapi dışında aile uzmana bağlı kalır ve<br />

günlük yaşam bağımsızlığı için gerekli düzenlemeleri<br />

yapma konusunda cesaretlendirme ve bilgilendirilme<br />

yapılmamıştır. Aile merkezli uygulamalarda ise aile bütün<br />

olarak ele alınır, her ailenin kendi özel yapısı olduğu<br />

düşüncesi ve aileye saygı ön plandadır, ebeveynlerin<br />

çocukları hakkında görüşleri, endişeleri, rutin<br />

hayatlarında zorlukları, amaçları mutlaka konuşulur ve<br />

bunlar çerçevesinde aile ile işbirliği yaparak müdahale<br />

programı planlanır. Erken müdahale uygulamalarının<br />

ebeveynler ya da bakım verenler tarafından sürekliliği<br />

sağlanır.”<br />

Önemli Sonuçlar Elde Edildi<br />

Proje sonucunda ‘Aile Merkezli ve Oyun Temelli Erken<br />

Müdahale Yaklaşımları’ konusunda 4 ayrı ülkeden 7 proje<br />

ortağının ortak görüşü ile hazırlanan değerli bir kaynak<br />

elde edildi. Bu kaynak; demo eğitim uygulaması yapılarak,<br />

Türkiye ve yurtdışında; alanda ve üniversitelerde çalışan<br />

fizyoterapistlere sunuldu. Demo eğitim uygulaması 30<br />

fizyoterapistin katılımı ile 2 tam gün boyunca sürdü.<br />

Projenin sonraki aşaması olarak ortak ülkeler ile<br />

çalışmaların devam etmesi planlandı.<br />

Çalışmalar; erken müdahale alanında çalışan tüm<br />

uzmanlar için eğitim, erken müdahalede iyi uygulama<br />

örnek videoları ile kaynak oluşturulması gibi fikirler ile<br />

devam edecek.<br />

Kasım <strong>2019</strong>


76<br />

synedra AIM<br />

Health Content Management<br />

synedra AIM is a modular Health Content Management<br />

(HCM) platform. Health Content Management means that<br />

documents, images, videos, laboratory findings and other<br />

information objects of a healthcare facility are regarded<br />

as a strategic resource and are managed uniformly.<br />

A healthcare facility implementing Health Content<br />

Management makes the conscious decision to consolidate<br />

data islands into a unified platform solution.<br />

synedra AIM consists of modules and thus enables the<br />

realization of various solutions. Many healthcare facilities<br />

have specific requirements, such as the implementation<br />

of a PACS in the radiology department. In other facilities,<br />

the scanning and archiving of paper documents or the<br />

integration of video sources are the most important<br />

topics. Other reasons for healthcare facilities to implement<br />

synedra AIM may be photo documentation, the creation<br />

of reports, the legally compliant archiving of documents,<br />

eHealth or the application of synedra AIM as a FHIRsynedra<br />

AIM<br />

Sağlık Hizmetleri İçerik Yönetimi Platformu<br />

synedra AIM bir modüler Sağlık Hizmetleri İçerik Yönetimi<br />

Platformu’dur.<br />

Bunun anlamı sağlık kuruluşunun tüm çekimlerini,<br />

dokümanlarını, resimlerini, vidyolarını, labor değerlerini ve<br />

diğer bilgi verilerini stratejik kaynak olarak değerlendirmek<br />

ve bir elden işlemektir. Sağlık Hizmetleri İçerik Yönetimi<br />

Platformu ile çalışan bir sağlık kuruluşu, verilerin adalarda<br />

çakışmasından tek tip platform çözümüne geçişte bilinçli<br />

bir karar almış demektir.<br />

synedra AIM modüler olarak inşa edilmiş ve farklı<br />

çözümlerin gerçekleşmesine imkan sağlamaktadır.<br />

Çok sıklıkla rastlanan uygulama alanı, bir PACS<br />

sisteminin radyoloji için hayata geçirilmesidir. Bazı sağlık<br />

kuruluşlarında ise verilerin taranması (scanning), kağıt<br />

dokümanların arşivlenmesi, vidyo kaynaklarının sisteme<br />

entegre edilmesi ön planda yer almaktadır. Resim<br />

dökümentasyonu, sağlık raporlarının oluşturulması,<br />

yasalara ve mevzuata uygun arşivlenmesi, E-Sağlık<br />

Kasım <strong>2019</strong>


77<br />

compliant clinical repository. What all synedra AIM<br />

projects have in common is the goal to manage all data<br />

of the healthcare facility centrally and uniformly.<br />

You may use synedra AIM in all these areas - or only for<br />

certain sub-tasks. You may integrate synedra AIM into<br />

existing solutions and expand it gradually according to<br />

your needs. In this way, you alone may determine the<br />

pace of the digitization process and are therefore well<br />

prepared for future requirements.<br />

With synedra AIM, you are always on the safe side since<br />

synedra AIM as a whole has been approved as a Class IIb<br />

Medical Device.<br />

yada FHİR konform depolama synedra AIM’in başlangıç<br />

noktaları olabilmektedir. Tüm synedra AIM projelerindeki<br />

tek hedefimiz sağlık kuruluşlarının tüm verilerini bir ilden<br />

işlemektir.<br />

synedra AIM bu alanların tümü için görevlendirebilir<br />

veya kısmı görevlerde de kullanabilirsiniz. Ayrıca var<br />

olan çözümlerinize de kombine edebilir ve adım adım<br />

genişletebilirsiniz. Böylelikle dijitalleşmenin temposunu siz<br />

belirleyip, gelecekteki uygulama alanları için hazır durumda<br />

olursunuz.<br />

İşinizi sağlama almak istiyorsanız, synedra AIM bütüncül<br />

olarak tıbbi ürün IIb sınıfı sertifikalıdır.


78<br />

Gilead Sciences And Elton John AIDS Foundation Started Radian<br />

Program Againist HIV In Eastern Europe And Central Asia (EECA)<br />

Gilead Sciences ve Elton John AIDS Vakfı Doğu Avrupa ve Orta<br />

Asya’da (EECA) HIV’e Karşı Radian Programını Başlattı<br />

Gilead Sciences and the Elton John AIDS Foundation<br />

announced that they have launched the groundbreaking<br />

RADIAN program at the Fast-Track Cities <strong>2019</strong> conference<br />

in London. RADIAN will focus on finding meaningful<br />

solutions to new HIV infections and deaths from AIDSrelated<br />

diseases in the Eastern Europe and Central Asia<br />

(EECA) region. With the strength of cooperation between<br />

the foundation and Gilead within the framework of the<br />

Eastern European and Central Asian Key Groups (EECAKP)<br />

Fund, RADIAN will benefit from the extensive knowledge of<br />

both organizations in the region’s needs and support bold<br />

and meaningful actions to address problems.<br />

Sir Elton John, founder of Elton John AIDS Foundation,<br />

said, “Every day in the EECA region, more than 400 people<br />

get HIV and 100 people die from AIDS.’ He continued: “A<br />

few years ago, my foundation’s efforts to establish the<br />

Eastern European and Central Asian Key Groups (EECAKP)<br />

Fund together with Gilead drew our attention to the<br />

need to increase our efforts in the region. For this reason,<br />

I am pleased that my foundation is working with Gilead<br />

once again in order to reverse the trends within RADIAN<br />

and to provide the support and funding needed to reach<br />

vulnerable people. Together we can make a difference, save<br />

lives, and ensure that no one is left behind in the struggle<br />

Gilead Sciences ve Elton John AIDS Vakfı Londra’da<br />

düzenlenen Fast-Track Cities <strong>2019</strong> konferansında çığır<br />

açacak RADIAN programını başlattıklarını açıkladılar.<br />

RADIAN, Doğu Avrupa ve Orta Asya (EECA) bölgesinde<br />

yeni HIV enfeksiyonlarına ve AIDS kaynaklı hastalıklardan<br />

ölümlere anlamlı çözümler bulmaya odaklanacak. RADIAN,<br />

vakıfla Gilead arasında Doğu Avrupa ve Orta Asya Kilit<br />

Gruplar (EECAKP) Fonu çerçevesindeki iş birliğinden aldığı<br />

güçle, her iki kuruluşun bölgenin ihtiyaçları konusundaki<br />

geniş bilgisinden de yararlanarak, sorunların çözümüne<br />

yönelik cesur ve anlamlı aksiyonları destekleyecek.<br />

Elton John AIDS Vakfı kurucusu Sir Elton John, “Her gün<br />

EECA bölgesinde 400’den fazla insan HIV enfeksiyonuna<br />

yakalanıyor ve 100 kişi AIDS’den ölüyor.” dedi. Sir Elton<br />

John sözlerine şu şekilde devam etti: “Vakfımın birkaç<br />

yıl önce Gilead ile birlikte Doğu Avrupa ve Orta Asya<br />

Kilit Gruplar (EECAKP) Fonu’nu kurma doğrultusundaki<br />

çalışmaları bölgedeki çabalarımızı arttırmamızın<br />

gerekliliğine dikkatimizi çekti. Bu nedenle, RADIAN<br />

çerçevesinde eğilimleri tersine çevirmek ve korunmasız<br />

insanlara ulaşmak amacıyla ihtiyaç duyulan desteği ve<br />

finansmanı sağlamak için vakfımın bir kez daha Gilead<br />

ile birlikte çalışıyor olmasından memnuniyet duyuyorum.<br />

Birlikte fark oluşturabilir, hayatları kurtarabilir ve bu<br />

salgına son verme mücadelesinde hiç kimsenin geride<br />

kalmamasını sağlayabiliriz.”<br />

Kasım <strong>2019</strong>


79<br />

to end this epidemic.” To end HIV / AIDS worldwide, it is<br />

imperative to take action against the epidemic in the EECA<br />

region. Although rates of new HIV infections and AIDSrelated<br />

deaths tend to decline worldwide; EECA is one of<br />

the few regions where HIV is on the rise and AIDS-related<br />

deaths have increased by about 300 percent over the past<br />

20 years. Daniel O’Day, Chairman and Chief Executive<br />

Officer of Gilead Sciences, Inc., said, “Gilead and the Elton<br />

John AIDS Foundation share a vision to put an end to<br />

the AIDS epidemic.” Daniel O“Day continued: “Through<br />

RADIAN, we aim to reach out to marginalized groups in the<br />

EECA region and work with local organizations to overcome<br />

the challenges they face. RADIAN will help provide funding<br />

and support for the fight against HIV that has not been<br />

given in the region before. The EECA region has more<br />

than a million people living with HIV who need access to<br />

the right treatment. This needs to be resolved urgently<br />

through education, community empowerment and new<br />

collaborations such as RADIAN.”<br />

The RADIAN program consists of two basic elements:<br />

the RADIAN ‘Sample Cities’ program and the RADIAN<br />

‘Unmet Need’ fund. Thanks to the two-channel program<br />

it has developed, RADIAN will direct resources to the<br />

communities in need, while at the same time enabling<br />

capacity building in other communities. The prevalence<br />

of HIV is generally high in populations with limited access<br />

to treatment, which are counter-stigmatized. RADIAN will<br />

collaborate with local organizations to use the insights<br />

gained in the field and share good practice examples that<br />

will contribute to progress.<br />

The first RADIAN ‘Sample City’ will be Almaty city of<br />

Kazakhstan. Almaty has a very high HIV burden. There are<br />

about 7,400 people living with HIV, and the prevalence of<br />

HIV in the city is about twice the national average. RADIAN<br />

will support the fight against stigmatization in Almaty,<br />

improve healthcare infrastructure and treatment methods<br />

and increase access to innovation. Other ‘Sample Cities’ will<br />

be announced in 2020.<br />

RADIAN will implement the ‘Unfulfilled Need’ fund to<br />

support the rest of the EECA region beyond the selected<br />

‘Sample Cities’ and to support effective programs in other<br />

parts of the EECA. The fund will allow donations to local<br />

and regional organizations that share RADIAN’s vision of<br />

combating new HIV infections and AIDS-related deaths. Call<br />

for Proposals will be held in mid-October <strong>2019</strong>.<br />

RADIAN aims to provide measurable changes in the<br />

frequency of HIV exposure, access to care, treatment<br />

coverage and prevention in both ways, and to make a<br />

significant difference in the EECA region against new HIV<br />

infections and AIDS-related deaths. For the next five years,<br />

the best practices and information from RADIAN’s local<br />

work will be used as a plan to help change the course of<br />

HIV in the EECA region.<br />

Dünya genelinde HIV/AIDS’e son verebilmek için EECA<br />

bölgesindeki salgına yönelik harekete geçmek bir<br />

zorunluluk. Yeni HIV enfeksiyonları ve AIDS kaynaklı<br />

ölümlerin oranları dünya genelinde düşüş eğiliminde<br />

olsa da; EECA, HIV’in yükselişte olduğu ve AIDS kaynaklı<br />

ölümlerin son 20 yılda yaklaşık yüzde 300 arttığı az sayıda<br />

bölgeden birisi.<br />

Gilead Sciences Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Daniel<br />

O’Day, “Gilead ile Elton John AIDS Vakfı, AIDS salgınına<br />

son vermek için bir vizyonu paylaşıyorlar.” dedi. Daniel<br />

O’Day sözlerini şöyle sürdürdü: “RADIAN aracılığıyla EECA<br />

bölgesindeki ötekileştirilmiş gruplara ulaşmayı ve yerel<br />

organizasyonlarla çalışarak, karşılaştıkları güçlüklerin<br />

üstesinden gelmeyi amaçlıyoruz. RADIAN, HIV’e karşı<br />

bölgede daha önce verilmemiş mücadele için finansman<br />

ve destek sağlamaya yardımcı olacak. EECA bölgesinde<br />

HIV ile yaşayan ve doğru tedaviye erişim ihtiyacı olan bir<br />

milyondan fazla insan var. Bu durumun eğitim, toplumun<br />

güçlendirilmesi ve RADIAN gibi yeni iş birlikleri aracığıyla<br />

ivedi olarak çözümlenmesi gerekiyor.”<br />

RADIAN programı iki temel unsurdan oluşuyor: RADIAN<br />

‘Örnek Kentler’ programı ve RADIAN ‘Karşılanmamış<br />

İhtiyaç’ fonu. RADIAN geliştirdiği iki kanallı program<br />

sayesinde ihtiyaç içindeki toplumlara kaynak<br />

yönlendirirken, aynı zamanda başka toplumlarda da<br />

kapasite oluşmasına imkan sağlayacak. Damgalanmayla<br />

karşı kaşıya kalan ve tedaviye sınırlı erişimi olan<br />

toplumlarda HIV prevalansı genellikle yüksek. RADIAN<br />

yerel organizasyonlarla iş birliği yaparak sahada elde<br />

edilen içgörüleri kullanacak ve ilerlemeye katkı sağlayacak<br />

iyi uygulama örneklerini paylaşacak.<br />

İlk RADIAN ‘Örnek Kenti’ Kazakistan’ın Almatı kenti<br />

olacak. Almatı’da oldukça yüksek bir HIV yükü bulunuyor.<br />

HIV ile yaşayan yaklaşık 7,400 kişi var ve şehirdeki<br />

HIV prevalansı ulusal ortalamanın yaklaşık iki katı.<br />

RADIAN Almatı’da damgalanmaya karşı çalışarak, sağlık<br />

hizmetleri altyapısını ve tedavi yöntemlerini iyileştirerek ve<br />

yenilikçiliğe erişimi arttırarak mücadeleye destek verecek.<br />

Diğer ‘Örnek Kentler’ 2020’de açıklanacak.<br />

RADIAN seçilen ‘Örnek Kentlerin’ ötesinde EECA<br />

bölgesinin geri kalanına da destek sağlamak ve<br />

EECA’nın başka kısımlarında da etkili programları<br />

desteklemek üzere ‘Karşılanmamış İhtiyaç’ fonunu<br />

uygulamaya koyacak. Fon sayesinde RADIAN’ın yeni HIV<br />

enfeksiyonlarıyla ve AIDS kaynaklı hastalıkların yol açtığı<br />

ölümlerle mücadele vizyonunu paylaşan yerel ve bölgesel<br />

kuruluşlara bağış desteği verilebilecek. Teklif Çağrısı<br />

Ekim <strong>2019</strong> ortalarında yapılacak.<br />

RADIAN her iki yolla HIV görülme sıklığı, bakıma ulaşma,<br />

tedavi kapsamı ve korunmada ölçülebilir değişimler<br />

sağlamayı; EECA bölgesinde yeni HIV enfeksiyonlarına<br />

ve AIDS kaynaklı ölümlere karşı kayda değer bir fark<br />

oluşturmayı amaçlıyor.<br />

Önümüzdeki beş yıl boyunca RADIAN’ın yerel<br />

çalışmalarından elde edilen en iyi uygulamalar ve bilgiler<br />

EECA bölgesinde HIV’in gidişatını değiştirmeye yardımcı<br />

bir plan olarak kullanılacak.<br />

Kasım <strong>2019</strong>


80<br />

Novartis Oncology Turkey Added Value<br />

To The Lives Of Patients With Volunteer-Based Blood and<br />

Stem Cell Donation Campaign!<br />

Novartis Onkoloji Türkiye<br />

Gönüllülük Esasına Dayanan Kan ve Kök Hücre Bağışı<br />

Kampanyası İle Hastaların Yaşamlarına Değer Kattı!<br />

• Novartis Oncology Turkey launched the blood and stem<br />

cell donation campaign, which is carried out every year with<br />

the participation of employees, in September this year.<br />

• While Novartis employees make blood donation to Türk<br />

Kızılay under the campaign, the donation of stem cells was<br />

carried out together with Turkey Stem Cell Coordination<br />

Center (TURKOK).<br />

Novartis Oncology Turkey, while continuing to work to<br />

improve and extend the lives of patients with this passion,<br />

also regularly supports social responsibility projects it<br />

has implemented. In this context, blood and stem cell<br />

donation was held every year in cooperation with Kızılay<br />

and TURKOK.<br />

Novartis Oncology in Turkey covered by donor<br />

organizations held in Kavacık office in the actual fundraiser<br />

with close to 100 employees active participation while<br />

recognizing the Türk Kızılay volunteer blood donations,<br />

while the stem cell donation in Turkey Stem Cell<br />

Coordination Center (TURKOK) and was carried out jointly.<br />

• Novartis Onkoloji Türkiye, kurum içinde çalışanlarının<br />

katılımıyla her yıl gerçekleştirdiği kan ve kök hücre bağışı<br />

kampanyasını bu sene Eylül ayında hayata geçirdi.<br />

• Kampanya kapsamında Novartis çalışanları kan<br />

bağışlarını Kızılay’a yaparken, kök hücre bağışları ise<br />

Türkiye Kök Hücre Koordinasyon Merkezi (TÜRKÖK) ile<br />

birlikte yürütüldü.<br />

Novartis Onkoloji Türkiye, hastaların hayatlarını iyileştirmek<br />

ve uzatmak için çalışmalarını sürdürürken, bu tutkusunu<br />

düzenli olarak hayata geçirdiği sosyal sorumluluk projeleri<br />

ile de destekliyor. Bu kapsamda her sene Kızılay ve<br />

TÜRKÖK işbirliği ile düzenlenen kan ve kök hücre bağışı<br />

Eylül ayı içerisinde yeniden gerçekleştirildi.<br />

Novartis Onkoloji Türkiye’nin Kavacık ofisinde düzenlenen<br />

bağış organizasyonu kapsamında 100’e yakın çalışanın aktif<br />

katılımıyla gerçekleşen bağış etkinliğinde Türk Kızılayı<br />

gönüllü kan bağışlarını kabul ederken, kök hücre bağışları<br />

ile ise Türkiye Kök Hücre Koordinasyon Merkezi (TÜRKÖK)<br />

ile birlikte yürütüldü.<br />

Kasım <strong>2019</strong>


81<br />

Blood donations, which may always be needed for<br />

everyone, are delivered to those in need, while stem<br />

cell donations are used for the treatment of hereditary<br />

metabolic diseases, lymphomas, hereditary anemias,<br />

various organ cancers, immune deficiencies, and in cases<br />

where bone marrow does not work or is inadequate.<br />

Novartis Oncology Turkey, continues to work intensively<br />

to improve the lives of patients with blood cancer and<br />

serious blood diseases in the field of hematology. Pınar<br />

Üstündağ, General Manager at Novartis Oncology Turkey<br />

said, “As Novartis Oncology, we move forward science<br />

constantly and try to generate a meaningful difference in<br />

patients’ lives.” Stating that they support the participation<br />

of employees in social responsibility campaigns as Novartis<br />

Oncology, Üstündağ emphasized that they aim to draw<br />

attention to blood-related diseases through the blood and<br />

stem cell donation campaign they organize each year.<br />

Her zaman ve herkes için ihtiyaç olabilecek kan bağışı ihtiyaç<br />

sahiplerine ulaştırılırken, kök hücre bağışları ise başta kemik<br />

iliği kanseri olmak üzere, kalıtsal metabolik hastalıklar,<br />

lenfomalar, kalıtsal anemiler, çeşitli organ kanserleri,<br />

immün yetersizlikler ve kemik iliğinin çalışmadığı ya da<br />

yetersiz çalıştığı durumların tedavisinde kullanılıyor. Novartis<br />

Onkoloji Türkiye, hematoloji alanında kan kanseri ve ciddi<br />

kan hastalıkları ile yaşayan hastaların hayatlarını iyileştirmek<br />

için yoğun olarak çalışmalarını sürdürürken, Novartis<br />

Onkoloji Türkiye Genel Müdürü Pınar Üstündağ “Novartis<br />

Onkoloji olarak bilimi sürekli daha ileriye taşıyor ve hastaların<br />

yaşamlarında anlamlı bir farklılık oluşturmak üzere<br />

çalışıyoruz.” dedi. Novartis Onkoloji olarak çalışanların sosyal<br />

sorumluluk kampanyalarına katılımlarını desteklediklerini<br />

belirten Üstündağ, her yıl düzenledikleri kan ve kök hücre<br />

bağışı kampanyası sayesinde kan ile ilgili hastalıklara dikkat<br />

çekmeyi hedeflediklerini de vurguladı.


82<br />

Sanofi Pasteur President Of Turkey And Eurasia Region<br />

Emin Turan:“We Continue To Supply Influenza Vaccine”<br />

Sanofi Pasteur Türkiye ve Avrasya Bölge Başkanı<br />

Dr. Emin Turan:“Grip Aşısı Tedariğine Devam Ediyoruz”<br />

Sanofi Pasteur President of Turkey and Eurasia<br />

Region Emin Turan announced that the 4-influenza<br />

(influenza) vaccine, which provides comprehensive<br />

protection for the <strong>2019</strong>-2020 season, will be<br />

distributed in October and will continue to be<br />

supplied in batches from tomorrow until the end<br />

of the year.<br />

Sharing information about the supply of influenza vaccine<br />

in the period we are, Dr. Emin Turan, Sanofi Pasteur Turkey<br />

and Eurasia Region, said, “Set of 4 influenza vaccine<br />

provides the most comprehensive protection available from<br />

this year in Turkey were included in the refund. As Sanofi<br />

Pasteur, we have started supplying our vaccine for the<br />

<strong>2019</strong>-2020 season on 10 October <strong>2019</strong>, we have distributed<br />

approximately 250 thousand doses of vaccine and will<br />

continue to supply in batches from tomorrow until the end<br />

of the year.”<br />

Turan said, “Vaccine content is determined for all<br />

manufacturers with the approval of the World Health<br />

Organization every year. Vaccine production is extremely<br />

complex, quality control is predominant and can be done<br />

after passing through many testing processes.<br />

In February <strong>2019</strong>, influenza outbreaks were severe in many<br />

countries, causing more than 8,000 deaths in France alone.<br />

Thereafter, the World Health Organization (WHO) delayed a<br />

month of normalization in the more detailed analysis of the<br />

gene map of circulating viruses and accordingly decided the<br />

content to be added to the vaccine, and production began<br />

a month later in this direction. As a result, vaccination is<br />

available all over the world a little later this year than in<br />

previous years. In our country, there is no delay in terms<br />

of vaccination time in order to prevent influenza infection<br />

which started in epidemics especially in January and caused<br />

epidemics again in April-May.<br />

In the light of all this information and considering the<br />

influenza season disease monitoring data in our country,<br />

the timing of influenza vaccine supply is not expected<br />

to have a negative impact on public health in our<br />

country. Before starting epidemics (October-December)<br />

unvaccinated second outbreak period of the (April-May)<br />

protection should be vaccinated at the earliest opportunity<br />

to ensure Turkey Ministry of Health as well as the health<br />

authorities such as WHO recommend.”<br />

Sanofi Pasteur Türkiye ve Avrasya Bölge Başkanı<br />

Dr. Emin Turan, <strong>2019</strong>-2020 sezonu için geniş<br />

kapsamlı koruma sağlayan 4’lü (dolaşımdaki 4<br />

farklı virüs tipine karşı etkili) influenza (Grip)<br />

aşısının Ekim’de dağıtımına başlandığını ve<br />

yarından itibaren yılsonuna kadar partiler halinde<br />

tedariğe devam edileceğini açıkladı.<br />

İçinde bulunduğumuz dönemde Influenza aşısının tedariği<br />

ile ilgili açıklamalarda bulunan Sanofi Pasteur Türkiye ve<br />

Avrasya Bölge Başkanı Dr. Emin Turan; “Bu yıldan itibaren<br />

mevcut en geniş korumayı sağlayan 4’lü influenza aşısı<br />

Türkiye’de geri ödemeye dahil edildi. Biz Sanofi Pasteur<br />

olarak, <strong>2019</strong>-2020 sezonu için aşımızın tedariğine 10 Ekim<br />

<strong>2019</strong>’da başladık, yaklaşık 250 bin doz aşı dağıtımı yaptık ve<br />

yarından itibaren yılsonuna kadar partiler halinde tedariğe<br />

devam edeceğiz.” dedi.<br />

Turan; “Aşı içeriği tüm üreticiler için her yıl Dünya Sağlık<br />

Örgütü’nün onayı ile belirleniyor. Aşı üretimi ise son derece<br />

karmaşık, kalite kontrolün ağırlıklı olduğu ve birçok test<br />

içeren süreçlerden geçtikten sonra yapılabiliyor.<br />

<strong>2019</strong> Şubat ayında birçok ülkede oldukça ağır geçen ve<br />

yalnızca Fransa’da 8000’den fazla ölüme sebebiyet veren<br />

grip salgınları yaşandı. Bunun ardından, Dünya Sağlık<br />

Örgütü (DSÖ) dolaşımdaki virüslerin gen haritasının daha<br />

detaylı analizinde ve buna göre aşıya eklenecek içeriğin<br />

kararında normale göre bir ay gecikme yaşandı, üretim<br />

de bu doğrultuda bir ay geç başladı. Sonuç olarak tüm<br />

dünya genelinde aşı tedariği bu yıl önceki yıllara göre<br />

biraz daha geç sağlanabiliyor. Ülkemizde özellikle Ocak<br />

ayında salgınlar halinde başlayan ve Nisan-Mayıs aylarında<br />

ise tekrar salgınlara sebep olan grip enfeksiyonundan<br />

korunmak için aşılanma zamanı anlamında bir gecikme söz<br />

konusu değil.<br />

Bütün bu bilgiler ışığında ve ülkemizdeki influenza sezonu<br />

hastalık izlem verilerini göz önünde bulundurduğumuzda,<br />

influenza aşısı tedariği zamanlamasının, ülkemizde<br />

halk sağlığı üzerinde olumsuz bir durum oluşturması<br />

beklenmiyor. Salgınlar başlamadan önce (Ekim-Aralık)<br />

aşılanmamış olanların da ikinci salgın döneminde (Nisan-<br />

Mayıs) korunma sağlanabilmesi için ilk fırsatta aşılanmasını<br />

gerek Türkiye Sağlık bakanlığı gerekse de DSÖ gibi sağlık<br />

otoriteleri öneriyor.” şeklinde konuştu.<br />

Kasım <strong>2019</strong>


86<br />

“The Latest Situation in Thoracic Oncology”<br />

Fall Symposium Was Held In Ankara<br />

“Torasik Onkolojide Son Durum”<br />

Güz Sempozyumu Ankara’da Yapıldı<br />

Türk Toraks Derneği tarafından düzenlenen<br />

Türk Toraks Derneği Güz Sempozyumu, “Torasik<br />

Onkolojide Son Durum” başlığı ile 2-3 Kasım <strong>2019</strong><br />

tarihlerinde Ankara’da gerçekleştirildi.<br />

İki gün süren sempozyumda, “Akciğer Kanseri<br />

Epidemiyolojisi ve Risk Faktörleri, Dünyada ve Türkiye’de<br />

Akciğer Kanseri Riskinde Değişim, Tütün ve Yeni Tütün<br />

Ürünlerinin Etkisi, İklim Krizi Gıda ve Su Odağında<br />

Akciğerlerde Kanser Riski Oluşturur Mu?, Akciğer Kanseri<br />

Tanısında Yenilikler” gibi önemli konu başlıkları masaya<br />

yatırıldı.<br />

The Turkish Thoracic Society Fall Symposium,<br />

organized by the Turkish Thoracic Society, was<br />

held in Ankara on 2-3 <strong>November</strong> <strong>2019</strong> under<br />

the title of “The Latest Situation in Thoracic<br />

Oncology”.<br />

important topics such as “Lung Cancer Epidemiology and<br />

Risk Factors Change in Lung Cancer Risk in Turkey and the<br />

World, Impact of Tobacco and New Tobacco Products,<br />

Does Climate Crisis Generate Lung Cancer Risk in Food and<br />

Water Focus, Innovations in Lung Cancer Diagnosis” as were<br />

discussed in the symposium lasted two days.<br />

“Increasing in prevalence Lung Cancer in the<br />

World and in Turkey”<br />

According to experts, who pointed out that the most<br />

common type of cancer is lung cancer, which 2 million<br />

900 thousand people of diagnosed last year worldwide,<br />

in men in Turkey, to continue to support of the efforts<br />

smoking cessation, the elimination of occupational and<br />

“Akciğer Kanseri Görülme Sıklığı Hem Dünyada<br />

Hem de Türkiye’de Artıyor”<br />

Geçen yıl dünya genelinde 2 milyon 900 bin kişinin tanı aldığı<br />

akciğer kanserinin Türkiye’de erkeklerde en sık görülen<br />

kanser türü olduğuna dikkat çeken uzmanlara göre sigara<br />

bıraktırma konusundaki desteklerin sürdürülmesi, mesleki<br />

ve çevresel maruziyetlerin ortadan kaldırılması bundan<br />

korunmada büyük önem taşıyor.<br />

Türk Toraks Derneği üyesi ve Sempozyum eş başkanı Prof.<br />

Dr. Tuncay Göksel, yaptığı açıklamada, akciğer kanserinin,<br />

tüm dünyada en sık görülen kanser olduğunu, kansere<br />

bağlı ölüm nedenleri arasında ilk sırada yer aldığını söyledi.<br />

Dünya genelinde 2018 yılında 2 milyon 900 bin kişinin<br />

akciğer kanseri tanısı aldığı, 1 milyon 76 bin kişinin de bu<br />

nedenle yaşamını yitirdiği bilgisini veren Göksel, “Sağlık<br />

Bakanlığı tarafından yayımlanan 2017 yılı Sağlık İstatistikleri<br />

Yıllığı’na göre, akciğer kanseri ülkemizde erkeklerde en<br />

sık görülen kanser türü. Tüm yaş grupları için erkeklerde<br />

görülen kanserlerin yüzde 21’i akciğer kanseridir. Akciğer<br />

kanseri kadınlarda en sık görülen 5. kanser türüdür.<br />

Türkiye’de de dünyada olduğu gibi akciğer kanseri artış<br />

göstermekte, kadınlarda da görülme sıklığı artmaktadır.”<br />

diye konuştu.<br />

”Pasif İçicilik de Önemli Risk Faktörü”<br />

Dernek üyesi ve Sempozyum eş başkanı Prof. Dr. Pınar<br />

Çelik de akciğer kanseri için en önemli risk faktörünün<br />

sigara ve tütün ürünleri kullanımı olduğunu vurguladı.<br />

Akciğer kanserinin ortaya çıkmasında pasif sigara<br />

içiciliğinin de aktif içicilik kadar rol oynadığını söyleyen<br />

Kasım <strong>2019</strong>


87<br />

environmental exposures are of great importance in that<br />

protection.<br />

Turkish Thoracic Society member and co-chair of the<br />

Symposium. Dr. Tuncay Göksel, said that lung cancer is the<br />

most common cancer all over the world, cancer-related<br />

causes of death is among the first. Declaring that in 2018,<br />

2 million 900 thousand people diagnosed with lung cancer<br />

worldwide, 1 million 76 thousand people died because of<br />

this, Göksel said, “Published by the Ministry of Health 2017<br />

Health Statistics Yearbook, lung cancer in our country is<br />

the most common cancer type. 21 percent of cancer is lung<br />

cancer seen in men for all age groups. Lung cancer is the<br />

most common 5. types of cancer in women. Turkey also<br />

shown an increase in lung cancer as well as in the world, is<br />

increasing in prevalence in women.”<br />

“Passive Smoking is Important Risk Factor”<br />

Member of the Association and co-chair of the Symposium<br />

Dr. Pınar Çelik emphasized that the most important risk<br />

factor for lung cancer is the use of cigarettes and tobacco<br />

products. In the emergence of lung cancer, passive smoking<br />

plays a role as much as active smoking Steel, environmental<br />

and occupational exposures outside the cigarette and<br />

air pollution, said that other important risk factors. Çelik<br />

stated that the majority of patients with lung cancer can be<br />

diagnosed at an advanced stage because the disease does<br />

not cause any initial symptoms. Recording that common<br />

complaints in lung cancer are shortness of breath, cough,<br />

bloody sputum production, fatigue, loss of appetite and<br />

weight loss, Çelik said that smokers should consult a chest<br />

specialist when these symptoms occur.<br />

“Improvements in Diagnosis and Treatment”<br />

Featuring that important developments available in lung<br />

cancer treatment, diagnosis and treatment, Professor<br />

Dr. Çelik said, “Genetic features have enabled the use of<br />

tailored treatments (targeted smart drugs) especially in<br />

advanced patients. The latest development in lung cancer<br />

treatment is immunotherapy.”<br />

Indicating that protection from lung cancer is possible to<br />

a large extent, Çelik said, “The fight against cigarette and<br />

tobacco products plays an important role in the prevention<br />

of lung cancer. Supporting and cessation of smoking<br />

cessation by increasing the maintenance and elimination of<br />

occupational and environmental exposures is essential for<br />

the prevention of lung cancer.”<br />

Çelik, sigara dışında çevresel ve mesleki maruziyetler ile<br />

hava kirliliğinin, diğer önemli risk faktörleri olduğunu ifade<br />

etti. Çelik, akciğer kanserli hastaların büyük bölümüne,<br />

hastalık başlarda herhangi yakınmaya neden olmadığı için<br />

ileri evrede tanı konabildiğini belirtti. Akciğer kanserinde<br />

sık görülen yakınmaların nefes darlığı, öksürük, kanlı<br />

balgam çıkarma, halsizlik, iştahsızlık ve kilo kaybı olduğuna<br />

dikkati çeken Çelik, sigara kullananların, bu yakınmalar<br />

ortaya çıktığında göğüs hastalıkları uzmanına başvurmaları<br />

gerektiğini bildirdi.<br />

“Tanı ve Tedavide Gelişmeler Var”<br />

Prof. Dr. Çelik, akciğer kanseri tedavisinde tanı ve tedavide<br />

önemli gelişmeler olduğunu aktararak şunları kaydetti:<br />

“Yakın bir zamana kadar, akciğer kanseri tedavisi,<br />

hastalığın evresine göre cerrahi, radyoterapi ve kemoterapi<br />

seçeneklerinin tek veya farklı kombinasyonlarda<br />

uygulanmasını içeriyordu. Son yıllarda tedavideki gelişmeler<br />

sonucunda hastanın sahip olduğu bazı genetik özellikler<br />

özellikle ileri evre hastalarda kişiye özel tedavilerin<br />

(hedefe yönelik akıllı ilaçlar) uygulanmasına olanak<br />

sağlandı. Akciğer kanseri tedavisindeki son gelişme<br />

immünoterapidir.”<br />

Akciğer kanserinden korunmanın büyük oranda mümkün<br />

olduğuna değinen Çelik, “Akciğer kanserinin önlenmesinde<br />

sigara ve tütün ürünleriyle mücadele önemli rol<br />

oynamaktadır. Sigara bıraktırma konusundaki desteklerin<br />

ve alınacak önlemlerin artırılarak sürdürülmesi, mesleki<br />

ve çevresel maruziyetlerin ortadan kaldırılması akciğer<br />

kanserinden korunmada esastır.” dedi.<br />

Kasım <strong>2019</strong>


88<br />

BIG MEETING IN HEALTH INFORMATICS AND TECHNOLOGIES<br />

HIMSS’19 Eurasia Health IT Conference And Exhibition<br />

Successfully Completed<br />

SAĞLIK BİLİŞİMİ VE TEKNOLOJİLERİNDE BÜYÜK BULUŞMA<br />

HIMSS’19 Eurasia Sağlık Bilişimi ve Teknolojileri Konferansı ve<br />

Fuarı Başarıyla Tamamlandı<br />

215 senior government protocols and IT experts<br />

from 32 countries and 3,140 visitors attended<br />

HIMSS’19 Eurasia Health IT Conference and<br />

Exhibition organized by the Turkey Ministry<br />

of Health and HIMSS USA. Within the scope of<br />

the fair, 72 companies from Turkey and abroad<br />

participated with stands.<br />

Carrying out great success in the field of World Health<br />

informatics, Turkey, raised its brand value in the<br />

international arena HIMSS’19 with Eurasia. Bringing<br />

together health leaders of Turkey and the countries of<br />

Eurasia HIMSS’19 was held with the participation of Turkey<br />

Minister of Health Fahrettin Koca, T.C. Deputy Minister of<br />

Health Prof. Şuayip Birinci, President and CEO of HIMSS,<br />

Harold F. Wolf III and the Ministers of Health of the guest<br />

country and the Ministry officials.<br />

215 senior government protocols and IT experts from 32<br />

countries and 3,140 visitors attended HIMSS’19 Eurasia<br />

Health IT Conference and Exhibition organized by the<br />

Turkey Ministry of Health and HIMSS USA. Within the<br />

scope of the fair, 72 companies from Turkey and abroad<br />

participated with stands.<br />

T.C. Sağlık Bakanlığı ve HIMSS ABD işbirliği ile<br />

düzenlenen Himss’19 Eurasia Sağlık Bilişimi<br />

Konferansı ve Fuarına; 32 ülkeden 215 üst düzey<br />

devlet protokolü ve bilişim uzmanı ile 3.140<br />

ziyaretçi katıldı. Fuar kapsamında yurt içi ve yurt<br />

dışından 72 firma stantlı katılım sağladı.<br />

Sağlık bilişimi alanında dünyanın örnek aldığı başarılara<br />

imza atan Türkiye, HIMSS’19 Eurasia ile uluslararası<br />

arenada marka değerini yükseltti. Türkiye ve bölge ülkeler<br />

sağlık liderlerini buluşturan HIMSS’19 Eurasia, T.C. Sağlık<br />

Bakanı Dr. Fahrettin Koca, T.C. Sağlık Bakan Yardımcısı Dr.<br />

Şuayip Birinci, HIMSS Başkan ve CEO’su Harold F. Wolf III<br />

ve konuk ülke Sağlık Bakanları ve Bakanlık yetkililerinin<br />

katılımı ile gerçekleşti.<br />

T.C. Sağlık Bakanlığı ve HIMSS ABD işbirliği ile düzenlenen<br />

Himss’19 Eurasia Sağlık Bilişimi Konferansı ve Fuarına; 32<br />

ülkeden 215 üst düzey devlet protokolü ve bilişim uzmanı<br />

ile 3.140 ziyaretçi katıldı. Fuar kapsamında yurt içi ve yurt<br />

dışından 72 firma stantlı katılım sağladı.<br />

Güney Afrika Sağlık Bakanı Dr. Zwelini Mkhize, Moritanya<br />

Sağlık Bakanı Dr. Mohamed Ndedhirou Hamed, Kuzey<br />

Kıbrıs Sağlık Bakanı Dr. Ali Pilli, Kazakistan Sağlık Bakanı<br />

Kasım <strong>2019</strong>


89<br />

Dr. Zwelini Mkhize, Minister of Health of South Africa,<br />

Dr. Mohamed Ndedhirou Hamed, Minister of Health of<br />

Mauritania, Ali Pilli, Minister of Health of Northern Cyprus,<br />

Yelzhan Birtanov, Minister of Health of Kazakhstan,<br />

Mohamed Warsawa Dirieh, Minister of Health of Djibouti,<br />

Kosmosbek Cholponbaev, Minister of Health of Kyrgyzstan<br />

and Dr. Kalumbi Shangula, Minister of Health of Namibia<br />

attended the event in which 35 countries including<br />

USA, Germany, Azerbaijan, Bahrain, Belgium, Djibouti,<br />

Denmark, Dubai, Indonesia, France, Ghana, South Africa,<br />

Croatia, England, Italy, Canada, Qatar, Kazakhstan, Kenya,<br />

Kyrgyzstan, TRNC, Kosovo, Cuba, Libya, Mauritania,<br />

Namibia, Norway, Uzbekistan, Poland, Singapore, Tunisia<br />

and Jordan participated in the ministerial level.<br />

72 stands took part in the conferences and exhibition<br />

event, which were attended by approximately 3500 visitors<br />

and participants from the Ministry of Health Hospitals,<br />

Private Hospitals and Health Institutions and Universities<br />

with a majority of managers and experts in the field of<br />

health informatics and technologies.<br />

Held for the sixth time in Turkey, Eurasia HIMSS Conference<br />

and Exhibition found the region’s largest health informatics<br />

event as widely covered in the media.<br />

HIMSS’19 Eurasia Opened With The Participation<br />

Of Fahrettin Koca, Turkey Minister Of Health<br />

Opening of HIMSS’19 Eurasia Health Informatics and<br />

Technologies Conference and Exhibition made by Fahrettin<br />

Koca, Turkey Minister of Health and Health Ministers of<br />

guest country. In the opening of the event by Fahrettin<br />

Koca, Turkey Minister of Health, Deputy Turkey Minister of<br />

Health Şuayip Birinci, HIMSS President and CEO Harold F.<br />

Wolf III delivered a speech.<br />

Declaring that Turkey reached the condition of countries<br />

which have most digital hospital after the United States,<br />

Fahrettin Koca, Turkey Minister of Health, said, “Our<br />

hospitals are trying to be a “digital hospital” where we will<br />

see an example. The process will not stop here; after a<br />

step, they will strive to become “smart hospitals” and then<br />

even for systems with artificial intelligence.”<br />

Stating that he was happy to observe the level of health<br />

in the country as a result of this activity, Minister Koca<br />

said, “If we express our point in numbers, according to<br />

HIMSS EMRAM criteria; Our number of level 6 hospitals<br />

has reached 174 and level 7 has reached 3. In addition,<br />

the number of Oral and Dental Health Hospitals, which<br />

was Level 6, increased to 7 with the first application we<br />

launched this year. I am confident that our success story<br />

will develop gradually. On this occasion, I would like to<br />

congratulate İzmir Tire Hospital, Yozgat City Hospital and<br />

İzmir Ödemiş Hospital separately.”<br />

Speaking at the opening of HIMSS’19 Eurasia organized by<br />

the cooperation of the Ministry of Health and HIMSS USA,<br />

Deputy Minister of Health Dr. Şuayip Birinci mentioned<br />

the importance of ‘data’ and stated that they done<br />

standardization and accreditation studies in order to<br />

make the data language common and regulate the sector<br />

Yelzhan Birtanov, Cibuti Sağlık Bakanı Mohamed Warsawa<br />

Dirieh, Kırgızistan Sağlık Bakanı Kosmosbek Cholponbaev<br />

ve Namibya Sağlık Bakanı Dr. Kalumbi Shangula’nın yer<br />

aldığı etkinlikte ABD, Almanya, Azerbaycan, Bahreyn,<br />

Belçika, Cibuti, Danimarka, Dubai, Endonezya, Fransa,<br />

Gana, Güney Afrika, Hırvatistan, İngiltere, İtalya, Kanada,<br />

Katar, Kazakistan, Kenya, Kırgızistan, KKTC, Kosova, Küba,<br />

Libya, Moritanya, Namibya, Norveç, Özbekistan, Polonya,<br />

Singapur, Tunus ve Ürdün olmak üzere 35 ülkeden bakanlık<br />

düzeyinde katılım gerçekleşti.<br />

Sağlık Bakanlığı Hastaneleri, Özel Hastane ve Sağlık<br />

Kuruluşları ve Üniversitelerin sağlık bilişimi ve teknolojileri<br />

alanında yöneticisi ve uzmanlar çoğunlukta olmak üzere<br />

yurt içi ve yurt dışından 3500 kadar ziyaretçi ve katılımcının<br />

takip ettiği konferans ve fuara 72 stantlı katılım sağlandı.<br />

Türkiye’de altıncı defa yapılan HIMSS Eurasia Konferans<br />

ve Fuarı bölgenin en büyük sağlık bilişimi etkinliği olarak<br />

medyada da geniş yer buldu.<br />

HIMSS’19 Eurasia, Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin<br />

Koca’nın Katılımı İle Açıldı<br />

HIMSS’19 Eurasia Sağlık Bilişimi ve Teknolojileri Konferansı<br />

ve Fuarı’nın açılışı Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca ve<br />

konuk ülke Sağlık Bakanlarının katılımı ile açıldı. Etkinliğin<br />

açılışında T.C. Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca, T.C. Sağlık<br />

Bakan Yardımcısı Dr. Şuayip Birinci, HIMSS Başkan ve<br />

CEO’su Harold F. Wolf III birer konuşma yaptı.<br />

Açılış konuşmasında Türkiye’nin ABD’den sonra dünyada en<br />

çok dijital hastaneye sahip olan ülke konumuna yükseldiğini<br />

söyleyen Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca, “Hastanelerimiz<br />

burada bir örneğini göreceğimiz “dijital hastane” olma<br />

uğraşı veriyor. Süreç burada durmayacak; bir adım sonra<br />

“akıllı hastane” olmak için çaba harcayacaklar ve hatta<br />

yapay zeka taşıyan sistemler talep edecekler” dedi.<br />

Bu etkinlik vesilesi ile sağlık alanında ülkenin geldiği düzeyi<br />

müşahede etmekten mutluluk duyduğunu dile getiren<br />

Bakan Koca, “Geldiğimiz noktayı sayılarla ifade edecek<br />

olursak, HIMSS EMRAM kriterlerine göre; Seviye 6 hastane<br />

sayımız 174, Seviye 7 yani tam dijital hastane sayımız ise 3’e<br />

ulaşmıştır. Ayrıca ilk defa bu yıl başlattığımız bir uygulama<br />

ile Seviye 6 olan Ağız ve Diş Sağlığı Hastane sayımız da 7’ye<br />

yükselmiştir. Bu başarı hikayemizin artarak gelişeceğine<br />

inancım tamdır. Bu vesileyle, tam dijital hastane haline<br />

gelen İzmir Tire Hastanemizi, Yozgat Şehir Hastanemizi ve<br />

İzmir Ödemiş Hastanemizi ayrı ayrı tebrik ediyorum” diye<br />

konuştu.<br />

T.C. Sağlık Bakanlığı ve HIMSS ABD işbirliği ile düzenlenen<br />

HIMSS’19 Eurasia’nın açılışında konuşan Sağlık Bakanlığı<br />

Bakan Yardımcısı Dr. Şuayip Birinci, ‘veri’nin önemine<br />

değinerek öncelikle veri dilini ortak hale getirmek için<br />

standardizasyon ve akreditasyon çalışmaları yaptıklarını ve<br />

sektörü daha kapsamlı bir şekilde regüle ettiklerini ifade<br />

etti. Veri kullanımında kapsamlı bir proje olan ve dünyada<br />

iftiharla anlatılan e-nabız kişisel sağlık platformundan<br />

da bahseden Birinci, “Vatandaşa hizmet verirken<br />

bürokrasiyi nasıl azaltabiliriz diye düşündük ve e-rapor<br />

sistemini kurduk. Birçok proje ve vizyoner yaklaşımla<br />

Kasım <strong>2019</strong>


90<br />

ülkemiz adına güçlü bir ekosistemi oluşturduk. Oluşan<br />

büyük veriden gelecek projeksiyonu yapmak için Sina’yi<br />

kurduk. Dünyada yapay zeka destekli ilk karar destek<br />

sistemini geliştirmekten kıvanç duyuyoruz” diye konuştu.<br />

İnovasyonu sadece sektöre ve üniversitelere bırakmayıp<br />

dünya trendlerini takip ettiklerini söyleyen Birinci, “Bugün<br />

Avrupa Horizon 2020 çerçeve programında birçok projenin<br />

koordinatörlüğünü yürüterek ülkemizi temsil ediyoruz.<br />

Bugün burada toplanmamıza vesile olan işte bu vizyonun<br />

ürünüdür” dedi.<br />

Açılışta konuşan ve HIMSS kapsamında Türkiye ile<br />

olağanüstü bir işbirliği kurulduğunu söyleyen HIMSS<br />

Başkan ve CEO’su Harold F. Wolf III ise konuşmasında<br />

Türkiye’nin bu alandaki politikalar sayesinde sağladığı<br />

dijitalleşme başarısı ile Avrupa düzeyinde erişilmez bir<br />

noktaya geldiğini ifade etti.<br />

more comprehensively. Also mentioning about the e-pulse<br />

personal health platform which is a comprehensive project<br />

in data usage and which is proudly explained in the world,<br />

Birinci said, “We thought how we can reduce bureaucracy<br />

while serving the citizens and we established the e-report<br />

system. We developed a strong ecosystem on behalf of<br />

our country with many projects and visionary approaches.<br />

We established Sina to make future projections from the<br />

big data. We are proud of developing the first decision<br />

support system supported by artificial intelligence in the<br />

world.” Pointing out that they not only leave innovation<br />

to the sector and universities, they also follow the world<br />

trends, Birinci said, “Today, we represent our country by<br />

coordinating many projects in the European Horizon 2020<br />

framework program. It is the product of this vision that is<br />

conducive to meeting us here today.”<br />

Speaking at the opening and declaring that they<br />

established an outstanding cooperation with Turkey in the<br />

scope of HIMSS, Harold F. Wolfe III said that Turkey came to<br />

an inaccessible spot at the European level with the success<br />

attained by the digitalization policy in this area.<br />

Success Of Digital Transformation Of Turkey<br />

Mentioned In Health<br />

After the opening of HIMSS’19 Eurasia, Turkey Deputy<br />

Minister of the Ministry of Health Şuayip Birinci shared the<br />

success of digital transformation in health informatics and<br />

management culture in Turkey. Declaring that Turkey’s<br />

experience in health that followed these developments<br />

with interest in the world and it is a model for the world,<br />

Birinci said the secret of this success as follows, “First of<br />

all, you need tremendous political support. Secondly, you<br />

should have executives who have adopted the culture of<br />

managing with informatics and finally you should have<br />

very good team mates. Providing information about the<br />

digitalization processes, Birinci, Deputy Ministry of Health,<br />

said that as a result of these efforts, , the Ministry of Health<br />

Türkiye’nin Sağlıkta Dijital Dönüşümün Başarısı<br />

Anlatıldı<br />

HIMSS’19 Eurasia’nın açılışının ardından T. C. Sağlık<br />

Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dr. Şuayip Birinci tarafından<br />

Türkiye’de sağlıkta dijital dönüşüm başarısı ve bilişimler<br />

yönetim kültürü anlatıldı. Türkiye’nin sağlıkta yaşadığı<br />

bu gelişmelerin dünyada ilgiyle takip edildiği ve örnek<br />

alındığını söyleyen Birinci bu başarının sırrını, “Tüm bu<br />

süreçleri yaparken öncelikle müthiş bir siyasi desteğe<br />

ihtiyacınız var. İkincisi bilişimle yönetme kültürünü<br />

benimsemiş yöneticilere sahip olmalısınız ve son olarak<br />

çok iyi takım arkadaşlarınız olmalı” sözleri ile açıkladı.<br />

Sağlık Bakanlığının dijitalleşme süreçlerine ilişkin bilgi<br />

veren Birinci, bu gayretler sonucunda 2016 yılında Sağlık<br />

Bakanlığının tüm kamu kuruluşları içinde dijitalleşme<br />

endeksi en yüksek kamu kuruluşu seçildiğini ve<br />

Cumhurbaşkanlığı Dijital Ofisinin dijitalleşme atağında<br />

da kendilerinin diğer bakanlıklara Sağlık Veri Sözlüğü<br />

hazırlama, deneyimlerini aktarma ve bir nevi eğitimlerin<br />

bir parçası haline getirme konusunda girişimleri olduğunu<br />

söyledi.<br />

“Dijital Hastane” Platformu İlgiyle İzlendi<br />

Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca, konuk Sağlık Bakanları<br />

ve beraberindeki heyetin yakından ilgilendiği “Dijital<br />

Hastane” platformunda, üç gün boyunca HIMSS EMRAM 7<br />

validasyonu almış hastanelerin dijital konseptlerine ilişkin<br />

örnekler uygulamalı olarak katılımcılarla paylaşıldı. Medipol<br />

Üniversitesi TTO Direktörü ve HIMSS Türkiye Direktörü<br />

Dr. İlker Köse, Ankara Şehir Hastanesi Başhekimi Op. Dr.<br />

Aziz Ahmet Sürel ve Tire Devlet Hastanesi - HIMSS Avrupa<br />

Yönetim Kurulu Üyesi Uzm. Dr. Gürhan Zincircioğlu’nun<br />

moderasyonunu üstlendiği “Dijital Hastane” alanı<br />

ziyaretçilere hastanelerin dijital süreçlerinde çözümün<br />

parçası olan yazılım, donanım, cihaz ve teknolojik ürünlerin<br />

kullanımı ve uygulamalarını örnekleri ile tecrübe etme<br />

imkanı tanıdı.<br />

HIMSS EMRAM Seviye 6 ve 7 Ödülleri Verildi<br />

Sağlık bilişimi ve teknolojilerindeki başarısı ile Avrupa<br />

Kasım <strong>2019</strong>


92<br />

has been selected as the highest digitalization index among<br />

all public institutions in 2016, and in the digitalization<br />

attack of the Presidency Digital Office, they have attempts<br />

to prepare Health Data Dictionary to other ministries,<br />

transfer their experiences and make them a part of the<br />

trainings.<br />

“Digital Hospital” Platform Was Watched With<br />

Interest<br />

Examples of digital concepts of HIMSS EMRAM 7 validated<br />

hospitals were shared with participants practically<br />

in the “Digital Hospital” platform, which Minister of<br />

Health, Fahrettin Koca, guest Health Ministers and<br />

the accompanying delegation are closely interested.<br />

Moderated by Medipol University TTO Director and<br />

Director HIMSS Turkey Dr. İlker Köse, Ankara City Hospital<br />

Chief Op. Dr. Aziz Ahmet Sürel and Tire State Hospital<br />

- Member of the Executive Board of HIMSS Europe<br />

Specialist Dr. Gürhan Zincircioğlu, “Digital Hospital” area<br />

provided visitors with the opportunity to experience the<br />

use and application of software, hardware, devices and<br />

technological products that are part of the solution in the<br />

digital processes of hospitals with examples.<br />

HIMSS EMRAM Level 6 And 7 Awards Awarded<br />

Continuing its success of being leader in Europe in the<br />

field of Health informatics and technology, Turkey made<br />

a great success with HIMSS’19 Eurasia once again in the<br />

world. 167 hospitals receiving Level 6 validation according<br />

to HIMSS EMRAM criteria, 7 hospitals receiving Level 6<br />

validation and 7 Oral and Dental Health Hospitals receiving<br />

Level 6 validation were awarded with an application started<br />

for the first time this year. Awards were given to hospital<br />

managers by Deputy Minister of the Turkey Ministry of<br />

Health Prof. Şuayip Birinci and HIMSS President and CEO<br />

Harold F. Wolf III.<br />

Speaking at the award ceremony and starting in 2013,<br />

Şuayip Birinci expressed his happiness to see that digital<br />

hospital work which has reached this point. Şuayip Birinci<br />

said, “We have tried to do whatever is necessary for our<br />

Ministry to provide world-class service. We were not tired,<br />

we did not avoid producing more. Now, if we can talk about<br />

increasing the number of our level 7 hospitals and getting<br />

praise from all over the world, the valuable components<br />

of this powerful system, which is successfully established,<br />

should remember our healthcare workers and gratefully<br />

acknowledge the strong political support. Today you will<br />

not only see the digital hospital work here at the meeting<br />

point of the world. You will witness success stories with<br />

all sector representatives, public and private service<br />

providers.”<br />

liderliğini sürdüren Türkiye, HIMSS’19 Eurasia’da başarısını<br />

bir kez daha dünyaya duyurdu. HIMSS EMRAM kriterlerine<br />

göre Seviye 6 validasyonu alan 167 hastane, Seviye 7<br />

validasyonu alan 3 hastane ile ilk defa bu yıl uygulamaya<br />

başlayan bir uygulama ile Seviye 6 validasyonu alan 7 Ağız<br />

ve Diş Sağlığı Hastanesi ödül aldı. Hastane yöneticilerine<br />

ödülleri T.C. Sağlık Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dr. Şuayip<br />

Birinci ve HIMSS Başkan ve CEO’su Harold F. Wolf III<br />

tarafından verildi.<br />

Ödül töreninde konuşan ve 2013 yılında başlayan dijital<br />

hastanecilik çalışmalarının bu noktaya geldiğini görmekten<br />

duyduğu mutluluğu dile getiren Bakan Yardımcısı Dr. Şuayip<br />

Birinci, “Bakanlığımızın dünya standartlarında hizmet<br />

sağlayabilmesi için üzerimize düşen ne varsa yapmaya<br />

çalıştık. Yorulmadık, daha fazla üretmekten kaçınmadık.<br />

Şimdi seviye 7 hastanelerimizin sayısını artırmaktan<br />

bahsedebiliyor ve dünyanın dört bir yanından övgü<br />

alabiliyorsak başarı ile kurulan bu güçlü sistemin değerli<br />

bileşenleri, sağlık çalışanlarımızı hatırlamak ve güçlü<br />

siyasal desteği şükranla anmak gerekir. Bugün burada<br />

dünyanın buluşma noktasında sadece dijital hastanecilik<br />

çalışmalarını görmeyeceksiniz. Sektör temsilcileri, kamu ve<br />

özel tüm hizmet sunucularıyla oluşmuş başarı hikayelerine<br />

tanık olacaksınız” diye konuştu.<br />

Eurasiastart, HIMSS Eurasia’da Start-Up’ları<br />

Yatırımcılarla Buluşturdu<br />

Sağlık Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dr. Şuayip Birinci ve<br />

TÜSEB Başkanı Prof. Dr. Adil Mardinoğlu’nun dönem<br />

başkanlıklarını yürüttüğü ve geleceğin inşasında<br />

sürdürülebilir sağlık endüstrisi için sağlık Start-up’larının<br />

gelişimini destekleyen ekosistemin kurulmasını amaçlayan<br />

bir hareket olan EurasiaStart, HIMSS’19 Eurasia’da yer<br />

alarak sağlık Start-up’larını sektör liderleri, yatırımcılar,<br />

danışmanlık firmaları ve kuluçka merkezleri ile bir araya<br />

getirdi.<br />

HIMSS’19 Eurasia Zengin Konferans İçeriği İle<br />

Dikkat Çekti<br />

HIMSS’19 Eurasia konferans içeriği sağlıkta gelecek,<br />

dijital sağlık ekosistemi, sağlık bilişimi ve teknolojilerinde<br />

Eurasiastart Brings Start-Ups To Investors At<br />

Himss Eurasia<br />

Chaired by Deputy Minister of the Ministry of Health<br />

Şuayip Birinci and TÜSEB President Adil Mardinoğlu, and<br />

a movement aimed at establishing an ecosystem that<br />

Kasım <strong>2019</strong>


94<br />

supports the development of health start-ups for the<br />

sustainable health industry in building the future, by taking<br />

place in HIMSS’19 Eurasia, EurasiaStart brought together<br />

Health Startups, industry leaders, investors, consulting<br />

firms and incubation centers.<br />

HIMSS’19 Eurasia Attracted Attention With Its<br />

Rich Conference Content<br />

HIMSS’19 Eurasia conference content included the future<br />

in health, globalization of digital health ecosystem, health<br />

informatics and technologies, artificial intelligence in<br />

health, technology in human-centered health service<br />

delivery, personal data and cyber security, big data<br />

management, academics and industry researchers in health<br />

technologies and R & D and collaborations issues.<br />

HIMSS EMRAM Trainings Provided<br />

HIMSS measurement models EMRAM (Electronic Health<br />

Record Adoption Model), CCMM (Maintenance Continuity<br />

Adoption Model) and O-EMRAM (Electronic Health Record<br />

Adoption Model for Outpatients) was told by HIMSS Turkey<br />

team.<br />

HIMSS (Healthcare Information and Management Systems<br />

Society), which makes measurements with different<br />

assessment models in order to ensure patient safety by<br />

improving the use of technology and information and<br />

improving the quality of health care, keeps the personal<br />

information security of hospitals in the foreground and<br />

records and processes electronic data according to an<br />

internationally valid standard. and provides evaluation.<br />

The Projects Of The Start-Ups Were Evaluated<br />

Within The Scope Of Eurasiastart<br />

EurasiaStart, which is committed to bringing health startups<br />

together with industry leaders, HIMSS’19 Eurasia Startup<br />

field of applications for health entrepreneurs evaluated<br />

by a jury consisting of representatives guiding the sector.<br />

Two start-ups to be selected among the start-ups within<br />

the scope of EurasiaStart in HIMSS’19 Eurasia will have the<br />

opportunity to meet international investors by participating<br />

in the HIMSS America or HIMSS European congress. The<br />

results of the jury evaluations will be announced in the<br />

coming days.<br />

globalleşme, sağlıkta yapay zeka, insan merkezli<br />

sağlık hizmet sunumunda teknoloji, kişisel veriler ve<br />

sibergüvenlik, büyük veri yönetimi, sağlık teknolojilerinde<br />

akademisyen ve endüstri araştırmacılar ile Ar-Ge ve<br />

işbirlikleri gibi konularla geniş bir yelpazeden ele alındı.<br />

HIMSS EMRAM Eğitimleri Verildi<br />

HIMSS ölçümleme modellerinden EMRAM (Elektronik<br />

Sağlık Kaydı Benimseme Modeli), CCMM (Bakım Sürekliliği<br />

Benimseme Modeli) ve O-EMRAM (Ayaktan Tedavi Hizmeti<br />

Sunan Kuruluşlar için Elektronik Sağlık Kaydı Benimseme<br />

Modeli) HIMSS Türkiye ekibi tarafından anlatıldı.<br />

Teknoloji ve bilginin daha iyi kullanımını sağlayarak hasta<br />

güvenliğini sağlama ve sağlık bakım kalitesini iyileştirme<br />

amacıyla farklı değerlendirme modelleri ile ölçümler<br />

yapan HIMSS (Healthcare Information and Management<br />

Systems Society), hastanelerin kişisel bilgi güvenliğini ön<br />

planda tutarak, elektronik verilerinin uluslararası geçerli bir<br />

standarda göre kayıt, işleme ve değerlendirmesi sağlıyor.<br />

Eurasiastart Kapsamında Yer Alan Start-Upların<br />

Projeleri Değerlendirildi<br />

Sağlık Start-up’larını sektör liderleri, yatırımcılar,<br />

danışmanlık firmaları ve kuluçka merkezleri ile bir araya<br />

getirmeyi ve uluslararası proje teşviklerini geliştirmeyi<br />

misyon edinen EurasiaStart, HIMSS’19 Eurasia Startup<br />

alanında yer alan sağlık girişimcilerinin başvuruları<br />

sektöre yön veren temsilcilerden oluşan bir jüri tarafından<br />

değerlendirildi.<br />

HIMSS’19 Eurasia’da EurasiaStart kapsamında yer alan<br />

Start-up’lar arasında seçilecek iki Start-up, HIMSS Amerika<br />

veya HIMSS Avrupa kongresine katılma hakkı kazanarak<br />

uluslararası yatırımcılarla buluşma fırsatı yakalayacak. Jüri<br />

değerlendirmelerinin sonuçları önümüzdeki günlerde belli<br />

olacak.<br />

Kasım <strong>2019</strong>

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!