DECOR – Kasım/Aralık 2017 Sayısı

NOVEMBER 

DECEMBER 

2017 

ISSN 2147-3609

2017’ye veda ederken… 

Acısıyla tatlısıyla geride bıraktığımız 2017 yılı hem sektör hem de ülke olarak çalkantılı geçirdik. 

Ama her şeye rağmen yılmadan çalıştık, çabaladık ürettik… Sektör halı dokurken biz de 

Decor Dergisi olarak Almanya, Çin, Amerika ve dünyanın çoğu noktasındaki fuarlara katılarak 

mekik dokuduk. Aynı zamanda ülke içinde ise halının başkenti Gaziantep’ten Evteks’e, Hometex’ten 

diğer fuarlara, içerde de yoğun çaba sarf ettik. Şimdi önümüzde yeni bir yol var; yeni 

bir yıl var. Her sene olduğu gibi bir sonraki sayımız ile Almanya’da olacağız. 2018 yılının herkes 

için başarılı ve istediklerini elde ettiği bir yıl olması temennisi ile… 

Enes Karadayı 

Wrapping up 2017… 

While leaving 2017 behind with sweet and bitter memories both the sector and the country 

have experienced turbulent time. Still, we worked hard, went through tough times and manufactured 

products. While the sector was weaving carpets we shuttled back and forth between 

countries such as Germany, China, America and many other points around the world to attend 

trade show in the floor covering industries. We also made great strides from Gaziantep, the 

hub of the carpet industry, to Evteks, Home&Tex and other shows inside the country and 

worked hard to fulfill our mission. Now we have a long way in front of us. We will start the new 

year, as always, from Germany to attend Domotex and Heimtextil with our next issue. We wish 

an excellent year to all in 2018. 

ENES KARADAYI 

enes.karadayi@img.com.tr

İçindekiler / Index 

6 

Dünya Bankası 

Türkiye’nin büyüme 

tahmini revize edilecek 

48 

Home&Tex Fuarı’na 

22 bin ziyaretçi 

16 

İstanbul Carpet Week 

Halı dünyasının buluşma 

noktası 

30 

Contemporary design 

transforming traditional 

patterns 

38 

DOMOTEX CHINAFLOOR 

için geri sayım başladı 

79 

Turkey attracts $200B 

in investments 

90 

AGT’den 

İran’a yatırım 

108 

Brand week; 

Yılın en ilham verici haftası 

SAMİ AKTAŞ 

sami.aktas@img.com.tr

Dünya Bankası 

Türkiye’nin büyüme 

tahmini revize edilecek 

6 DECOR • November - Deceber 2017

Dünya Bankası Türkiye Direktörü Johanssen Zutt, Türkiye’nin bu yılki büyüme tahminini 

yüksek ihtimalle yüzde 5 veya 5,1’e revize edeceklerini belirterek, “Çünkü ikinci 

çeyrekte izlediğimiz güçlü performansın üçüncü çeyrekte de devam etmesini bekliyoruz.” 

dedi. 

Zutt, Washington’da düzenlenen Uluslararası Para Fonu (IMF)- Dünya Bankası Yıllık 

Toplantıları’nın ardından sorularını yanıtladı. Türk ekonomisinin geçen yıl yaşanan 

şokları çok hızlı atlattığına işaret eden Zutt, Dünya Bankası’nın, Türkiye’ye yönelik 

büyüme beklentilerini, üçüncü çeyreğe ilişkin GSYH rakamlarının açıklanmasından 

sonra güncelleyeceğini bildirdi. 

Zutt, yeni büyüme tahminlerinin, IMF’nin geçen hafta açıkladığı rakamlara yakın 

olmasını beklediğini ifade ederek, “Türkiye’nin bu yılki büyüme tahminini yüksek ihtimalle 

IMF’nin beklentisine benzer şekilde yüzde 5 veya 5,1’e revize edeceğiz. Çünkü 

ikinci çeyrekte izlediğimiz güçlü performansın üçüncü çeyrekte devam etmesini bekliyoruz.” 

dedi. Türkiye’nin birçok kuruluşu şaşırtan güçlü büyüme performansında, 

hükümetin uyguladığı genişleyici mali politikaların önemli rol oynadığını vurgulayan 

Zutt, şunları kaydetti: 

“Başarısız darbe girişimi sonrasında büyüme belirgin şekilde düştü ancak ekonomiyi 

iyi yöneten hükümet, mevcut mali imkanlarını kullandı. Uygulanan mali genişleme 

ekonominin toparlanmasına yardımcı oldu. Ayrıca, Avrupa’da büyümenin hızlanmasıyla 

oluşan olumlu dış ortam, mali genişlemeyi kuvvetlendirdi. Bunlar, bize Dünya 

Bankası’nın ve daha birçok insanın beklediğinden daha güçlü bir toparlanmayı getirdi 

diye düşünüyorum.” 

Dünya Bankası’nın, Türk ekonomisinin gelecek yıl yüzde 3,5 civarında büyümesini 

beklediğini aktaran Zutt, “Biz ekonominin şu ankinden biraz daha düşük bir oranda 

büyümeyi sürdürebileceğini öngörüyoruz. Bu nedenle büyümenin yüzde 3,5-4 trendine 

dönmesini bekliyoruz.” dedi. 

Zutt, hükümetin gelecek 3 yıl için belirlediği yüzde 5,5 büyüme hedefini tutturmasının 

da mümkün olduğunu kaydetti. 

Türk ekonomisinin daha yüksek bir sürdürülebilir büyüme patikasına ancak yapısal 

reformlarla ulaşabileceğini vurgulayan Zutt, iş gücü piyasasının daha verimli hale 

getirilmesi, sermaye piyasalarının genişletilmesi, kamu harcamalarının yönetiminin 

iyileştirilmesi ve eğitim kalitesinin yükseltilmesi gibi alanlarda reform ihtiyacının 

sürdüğünü anlattı. 

Zutt, “Bence Türkiye için orta vadeli en büyük zorluk, Türk şirketlerinin verimliliğini 

artırmak. Türkiye’deki şirketlerin verimliliği yıllardır yatay seyrediyor. Türkiye’den 

Avrupa’ya ihraç edilen ürünlerde kullanılan teknoloji yatay bir seyir izlemekten ziyade 

düşmeye başladı. Türkiye’nin Avrupa’ya sattığı ürünlerde kullanılan teknolojinin 

artması gerekiyor.” diye konuştu. 

Johanssen Zutt, Türkiye’de tasarruflar ve yatırımlar arasında büyük fark olmasının 

gelecek için bir başka risk oluşturduğuna dikkati çekerek, ekonomi yönetiminin bu 

gerçeklerin farkında olduğunu ve gereken çabayı gösterdiğini kaydetti. 

“Enflasyonun yakın gelecekte tekrar yüzde 7-8 seviyelerine ineceğini öngörüyoruz” 

Dünya Bankası Türkiye Direktörü Zutt, eylül ayı itibarıyla yüzde 11’e yükselen enflasyonu 

değerlendirirken, gıda ve petrol fiyatlarındaki artış ile Türk lirasındaki değer 

kaybı olmak üzere 3 faktörün enflasyonu yukarı ittiğini söyledi. Zutt, Türkiye Cumhuriyet 

Merkez Bankası’nın (TCMB) yükselen enflasyona uygun şekilde karşılık verdiğini 

ifade ederek, “TCMB, aslında enflasyona sıkı para politikasıyla doğru karşılığı veriyor. 

Şu sıralar yüzde 10’un biraz üzerine doğru bir sıçrama görmüş olsak da biz enflasyonun 

yakın gelecekte tekrar yüzde 7-8 seviyelerine ineceğini öngörüyoruz.” diye 

konuştu. 

“Türkiye’nin en büyük kırılganlığı, yabancı sermaye akışlarına bağımlı olması” 

Johanssen Zutt, Türkiye’de tasarrufların yapılan yatırımlara kıyasla çok düşük 

kaldığını belirterek, “Türkiye’nin en büyük kırılganlığı, cari açığını finanse 

etmek için yabancı sermaye akışlarına bağımlı olması.” dedi. 

Türk lirasında sert düşüşe yol açabilecek bir güven kaybı yaşanması 

durumda borçlu şirketlerin finansman bulmakta zorlanabileceğine 

işaret ederek, şu anda böyle bir riskin söz konusu olmamasına 

karşın yakından izlenmesinin faydalı olacağını söyledi. 


World Bank to revise 

up Turkey’s GNP growth 

forecast 


WASHINGTON –Gross National Product growth rate of 

Turkey will be revised from 3.5 percent to around 5-5.1 percent 

as the country is estimated to maintain its strong growth performance 

in the third quarter, the World Bank’s Country Director for Turkey pointed 

out. 

“When the third quarter data released, we will revise it and we are quite likely to revise 

up to roughly the same amount with the IMF, about 5-5.1 percent, given the very strong 

growth performance that we had already seen in the second quarter which we expect to continue 

in the third quarter,” Johannes Zutt said. 

Zutt said Turkey had recovered successfully after last year’s defeated coup attempt with the help of 

enacted fiscal stimuli by the Government. 

“Obviously after that coup, growth declined in the third quarter but the government, which had been managing 

the economy quite well, had space for a fiscal stimulus and it used that space,” Zutt said. 

Zutt added that a rise in Europe’s economic growth rate also reinforced this fiscal stimulus. “That is what 

gave us a much more robust recovery then I think many people have anticipated and certainly we at the World 

Bank anticipated,” Zutt said. 

He noted that they expect the Turkish economy to grow around 3.5 to 4 percent in 2018 as they believe the economy 

could sustain growth at a slightly lower rate than present. 

He also said the Turkish government needed to undertake structural reforms necessary to carry the economy to a 

higher path of sustainable growth. 

“There are a number of things that the government needs to do to make labor markets more efficient, to deepen 

the capital markets, to improve public expenditure management, to get more of the education system and to ensure 

Turkish workers are able to participate in a modern economy at very high levels,” Zutt said. 

He underlined that improving productivity of Turkish firms was the biggest challenge for the country in the medium 

term. 

“What we should be seeing is more high technology embedded in Turkish exports going to Europe,” Zutt said. 

Commenting on Turkey’s inflation rate, Zutt said that the tight monetary policy enacted by the country’s central 

bank was appropriate as a response to the inflation rate. 

“We now have seen a jump to slightly over 10 percent but we anticipate that it will fall, actually, back to 

7-8 percent going forward,” Zutt said. 

According to the Turkish Statistical Institute, Turkey’s consumer prices went up by 11.20 percent 

year-on-year in September. 

Zutt said that Turkey’s reliance on capital inflows in order to finance current account deficit 

was the country’s greatest vulnerability adding that its savings were not enough for its 

investments. 

Zutt added that Many Turkish companies rolled over their debts worth of $170 

billion annually. 

Corporations in Turkey had been successful in rolling over their 

debt easily thanks to their fairly strong balance sheets and 

strong relationships with their bankers both in 

Turkey and abroad, Zutt said. 


En fazla ihracat yapan marka yine 

Merinos 

Ömer Bakar: “Şuanda dünyanın 

en büyük halı fabrikasıyız.” 

Merinos Pazarlama Yönetim Kurulu Üyesi 

Ömer Bakar 

1970 yılında iki adet kilim dokuma 

tezgahı ile üretim faaliyetlerine başlayan 

Merinos, Türkiye ve Rusya’daki 

tesislerinde yapılan üretimlerle 

Dünya makine halısı üretiminin % 

5’ini tek başına yapıyor. Buna bağlı 

olarak dünyanın en büyük üreticisi 

olan markanın hedefi 2018 yılında 

dünyadaki %5’lik pazar payını %6’ya 

çıkarmak. Rusya’daki fabrikayla 

birlikte şu anda dünyanın en büyük 

halı fabrikası olduklarını ifade eden 

Merinos Pazarlama Yönetim Kurulu 

Üyesi Ömer Bakar, halının 30 yıllık 

geçmişini bizler için özetledi. Aynı 

zamanda teknolojiyi yakından takip 

ederek farklı markaları ile farklı 

türde halı ürettiklerini de belirten 

Bakar, dokuma halılardan baskılı 

halı teknolojisine kadar bir çok konuda 

sorularımızı yanıtladı. 

Uzun yıllardır halı sektöründe 

olan birisi olarak, bize halının 

son zamanlardaki gelişimi ve değişimi 

hakkında neler söylemek 

istersiniz? 

Son 30 yıl içerisinde üretim, pazarlama, 

satış ve tüketici alışkanlıkları 

ele alındığında ciddi değişimler oldu. 

1990’lı yıllarda halı üretiminde bugün 

olduğu gibi teknolojik imkanlarla 

hizmet veren fabrika hemen hemen 

hiç yoktu. Halının ana vatanı dediğimiz 

Gaziantep’te genellikle tek mekik 

tezgahlarda günde yaklaşık 100 - ile 

125 metre arasında üretim yapan 

tezgahlar vardı. Üretimler desen kartonları 

ile yapılmaya çalışılıyordu. O 

desen kartonlarından bugün geldiğimiz 

noktada herşey dijitale döndü ve 

şu an bilgisayarlı tezgahlarla üretim 

yapılmakta. Bugün isterseniz bulunduğunuz 

yerden örneğin İstanbul’dan, 

Trabzon dan Gaziantep’te 

üretim yapmakta olan tezgahanıza 

üretim emri gönderebiliyor, istenilen 

deseni, ebadı ve rengi planlayarak 

tezgahtan üretim alabiliyorsunuz. 

Markalarda toplam kalite sayısı 

2 – 3 ‘ü geçmezken, renk seçenekleride 

oldukça sınırlıydı. Talep fazla arz 

ise talebe göre düşüktü, bu durumda 

da üreticilerin çok fazla pazarlama 

ve satış faaliyetine eğilmesine, Ar-Ge 

çalışmaları yapmasına ihtiyaç olmuyordu 

ve üretilen ürün kısa sürede 

tüketiciye ulaşabiliyordu. Tüketici 

o günün şartlarında üründen maksimum 

fayda sağlamayı ön planda 

tutmaktaydı, satın alınan ürünün 

maksimum 10 – 15 sene kullanılması 

amaçlanıyordu. Çok detaya inmeden 

günümüzde halı moda oldu, tüketiciler 

ürünü rengi, fiyatı, kalitesi ile 

değerlendirerek ortalama 1-2 yıl 

kullanma düşüncesi ile tüketmekte. 

Artık ürünler geçmişin tersine 

eskimeden tüketilmekte bu nedenle 

tüketici taleplerine hızlı ve doğru 

şekilde cevap verebilen markalar 

büyümeye devam edebiliyor. Günümüzde 

Ar-Ge ve pazarlama satış 

faaliyetleri ön plana çıkmış durumda, 

tüketici taleplerine cevap verebilmek 

için çok hızlı hareket edilmesi çok 

büyük önem kazanmış durumdadır. 

Merinos olarak en büyük avantajımız 

profesyonel iyi seçilmiş ve yetişmiş, 

enternasyonel iş ortamına yatkın 

çalışanlarla, elyaftan halıya proses 

entegrasyonuna sahip olmamızdır. 

Bu güçlü alt yapımız sayesinde kali- 


teli ürünleri daha ekonomik fiyatlarla 

tüketici beğenisine sunmaya kadar 

birçok alanda avantaj sağlıyor. 

Peki, bu değişim sadece üretimde 

mi oldu? 

Hayır. Bu 30 yıllık süre boyunca 

sadece üretim teknolojilerinde değil, 

tüketici alışkanlıklarında da değişimler 

oldu. Bir önceki sorunuzda da 

cevapladığım gibi halı moda haline 

geldi, renkler, desenler ön plana çıktı 

geçmişte evlerde zemini kaplamak 

ve soğuğu kesmek için değerlendirilen 

halı günümüzde kullanılacağı 

mekanda koltuğun, perdenin, yemek, 

yatak odası takımlarının birer tamamlayıcısı 

olmak zorunda, tüketici 

bu uyumu yakalayabilirse ürünü 

satın alıyor. Uyumsuz bir ürünün 

fiyatı ucuz, kalitesi yüksek olsa da 

tüketici tercihi gerçekleşmiyor. Bu 

nedenle AR-GE çok önem kazandı. 

Ar-Ge ekibi güçlü olmayan pazardaki 

gelişmeleri yakından takip etmeyen 

ve uygulamayan markaların başarılı 

olma şansı hiç yok. 

Rusya’ya parantez açalım. 

Rusya’da neden bir üretim tesisi 

kurdunuz? 

Rusya’da sistem yeni yeni kurulmak 

üzereydi, yapı çok karmaşıktı, ürünlerin 

Türkiye den sevk edilmesi hem 

zaman kaybına neden olmaktaydı 

hemde fiyat rekabeti satışları olumsuz 

etkilemekteydi . Dünya ticaretinde 

centlerin rekabette ciddi avantajları 

var. Yerinde üretim ve pazarlama 

stratejimizle birlikte bu pazarda 

avantaj sağlamayı hedefledik. Rusya’da 

üretilen ürünlerin tamamı 

Rusya, Türki cumhuriyetler ve doğu 

bloku ülkelerine pazarlanıyor. Yerinde 

üretim yaptığınız zaman her konuda 

bunun avantajını yaşıyorsunuz. Zaman 

zaman orada üretimi yapılmayan 

kalitelerle ilgili Türkiye’den ürünler 

sevk edebiliyoruz. Rusya’da ağırlıklı 

olarak polipropilen ürünler talep 

edildiği için polipropilen ipliğimizi de 

kendi tesislerimizde üretiyoruz. 

İstanbul Halı Haftası’nda ‘En Fazla 

İhracat Yapan Marka’ ödülünü 

aldınız. Bu ödül hakkında neler 

söylemek istersiniz? 

İhracat konusunda son 10 yıldır ‘En 

Fazla İhracat Yapan Marka’ unvanına 

sahibiz. Amacımız sürekli ve sağlıklı 

gelişerek önümüzdeki yıllarda da AR- 

GE ye önem, öncelik vererek Dünya 

ölçeğinde ‘en yeni’yi, ‘en kaliteli’ , ‘en 

ucuz’ üretmeyi sürdürmek ve En Fazla 

İhracat Yapan Marka olmayı devam 

ettirmektir. 

Dokuma halıların dışında üretimini 

yaptığınız çeşitler neler? 

Gaziantep te 1.000.000 m² arazi 

üzerinde yaklaşık 350.000 m² kapalı 

alan üzerinde kurulu Merinos Halı 

üretim tesislerimizde teknolojik 

gelişmeler yakından takip edilerek 

üretimdeki yenilikler AR-GE ekiplerimiz 

tarafından hızla uygulamaya 

dönüştürülerek tüketici taleplerine 

anında cevap vermekteyiz. 

Dinarsu tesislerimizde baskı teknolojimiz 

var. Burada ürünleri ekru 

olarak dokuyup küçük miktarda 

gelen siparişlere cevap verebilme 

şansına sahibiz. Halıyı dokuma 

tezgahlarımızda düz beyaz olarak 

üretiyor, halı üzerine 3 tip (76, 25 ve 

16 DPI ) dijital baskı gerçekleştiriyoruz. 

Üst grup kalite baskılarında (76 DPI 

da) 3 boyutlu görüntüler, sonsuz 

renk seçenekleri ile çok farklı kombinasyonlar 

elde ediyor, uyguluyor 

ve tüketici beğenisine sunuyoruz. 

Ekonomik ürünlerde (25 ve 16 DPI) 

diğer baskı teknoljilerimizi uygulayarak 

tüketici beğenisine sunulmaktadır. 

Baskı sistemi duvardan 

duvara halılarımızda yaklaşık 8 yıldır 

devam etmektedir. Dokuma halı 

baskılarımızda bir yıldır bu teknoloji 

uygulanmaktadır. Merinos Halı’da 


iki koleksiyon, Padişah Halı’da bir 

koleksiyon, tüketicilerin beğenisine 

sunuldu. 

Baskılı halı üretiminde, üretimin 

arkasında nasıl bir süreç var? 

Baskılı halılarda en büyük sorun 

piksellenme, bu anlamda kullandığınız 

teknolojiler nelerdir? 

Bu yola girmemizin temel sebeplerinden 

biri de genç nüfus çok farklı 

renklerde ürünler talep ediyor. Bu 

talepleri Gaziantep’teki dokuma 

tezgahlarında üretme riskini alamıyoruz. 

Gaziantep’teki fabrikada yapacağımız 

üretimlerde tezgahın randımanlı 

çalışması, renk değişimleri için 

tezgahların kısa süreli çalışmalar 

yapıp durmaması lazım. Bu nedenle 

gençlerin tercih ettiği farklı renkleri 

tezgahlarda dokumak için ciddi 

manada iplik üretilmesi lazım. Bu 

renklerin tüketimi sınırlı olduğundan 

üretmek istediğinizde bütün 

maliyetleri fiyatlara yansıttığınızda 

halılar satılamaz fiyatlara geliyor. 

Ürünlerin maliyetlerden dolayı 

satılamama riski göze alınamadığı 

için genelde bu renkler üreticiler 

12 DECOR • November - Deceber 2017 

tarafından çok tercih edilmiyor. Bu 

taleplere de iç ve dış pazarlarda cevap 

verebilmek için Çerkezköy deki 

Dinarsu tesislerimize düz dokuma 

tezgahları aldık. Baskı teknolojisi ile 

istediğimiz renk kombinasyonlarını 

bir arada basabiliyoruz. Özellikle 

bu bu tarz üretim yapma nedenlerimizden 

biri hem markalarımızı 

farklılaştırmak, pazara yön vermek, 

en önemlisi tüketicilerin pazarda 

bulmakta zorlandığı renkleri beğeniye 

sunabilmek. Baskı teknolojisi 

kullanarak oluşturduğumuz koleksiyonların 

aynılarının farklı bir markanın 

kataloğunda bulma şansınız 

yok. Çünkü bunları Gaziantep’teki 

tezgahlarda üretmeye kalktığınız zaman 

daha maliyetli üretmek zorunda 

kalınacaktır. Baskılı halılarımızda 

daha fazla renk seçeneği sunabiliyor, 

her ebatta ürün yapabiliyoruz. 

Eskiden tüketici bir halı istediğinde 

uzun süreler ürünü bekliyordu, 

günümüzde ürünlerin mağazada 

stokta hazır olması ya da müşteriye 

daha hızlı çözüm sunabilmeniz 

gerekiyor. Bu sayede rekabette bir 

adım öne geçebiliyorsunuz, taleplere 

hızla cevap vermek bize tüketici 

ihtiyaçlarını karşılama yönünden 

avantaj sağlıyor. 

Peki, yurtdışında hangi bölgelerde 

distribütörlükleriniz var? 

Dünyada 5 kıtada 78 ülkeye ihracat 

yapmaktayız. Bizim kriterlerimizi ve 

taleplerimizi yerine getiren noktalarda 

tek distribütörle çalışıyoruz. 

Hedeflerimizin karşılanamadığı 

noktalarda müşterilerimizin koleksiyonlarını 

kalite, desen bazında ayırıyoruz 

ve aynı ülkede birden fazla 

müşteri ile çalışabiliyoruz. 

Türkiye’deki bayilik ağınız hakkında 

neler söylemek istersiniz? 

Türkiye’de de bayilik sistemi ile 

çalışıyoruz. Merinos bünyesinde 

ilk denemede doğruyu yakalamayı, 

işi vaktinde yapıp kaçırmamayı ilke 

edinmiş, ticaretin kazası olmayacağını 

bilen, üstün iş ahlakına sahip 

dürüst çalışmayı görev edinmiş 14 

toptancı bayimiz bulunuyor. Merinos 

bayilerimiz bulundukları bölgelerin 

en güçlü toptancılarıdır ve Merinos 

ürünleri dışında başka bir markanın 

ürününü bulundurmaları ve satmaları 

yasaktır. Erdemoğlu Grubu 

ürünleri dışında başka hiçbir ürün 

bulunduramaz ve satışını yapamazlar. 

Her Toptancı bayinin ortalama 

hizmet verdikleri depoları yaklaşık 

olarak 8-10 bin m 2 ’dir. Her toptancı 

bayimizin yaklaşık olarak 100.000- 

150.000 m 2 arasında stokları vardır. 

Toptancı bayilerimiz kurmuş 

olduğumuz sistem üzerinden aylık 

taleplerini tarafımıza bildiriyorlar. 

Oluşturdukları siparişlerini perakendeci 

bayilerinden kendilerine 

gelen siparişlerin karşılanması 

için kullanıyorlar. Toptancı Bayiler 

sınırları çizilmiş bölgelerindeki perakendeci 

bayilere hizmet üretmektedir. 

Toptancı bayiler Perakendeci 

bayilik oluştururken genel merkeze 

bildirimde bulunuyor talep sonrası 

merkez tarafından yerinde araştırmalar 

yapılıyor, Markayı temsil 

edebilme niteliğinde olan noktalara 

onay veriliyor. Onay sonrasında 

toptancı bayi ilgili perakendeci bayi 

ile çalışmaya başlıyor. Perakendeci 

bayileri, tüketicileri memnun 

etmeyi, müşteriyi velinimet olarak 

bilen, üstün iş ahlakına ve dürüst 

çalışmayı görev edinmiş toptancı 

bayilerimizle koordineli çalışan bir 

sistemimiz var.

Merinos 

top exporter of carpets 

Omer Bakar: “We have the largest 

carpet factory in the world.” 

One of the biggest players in carpet 

manufacturing field since 1970, 

Merinos became number one name 

in carpet exports having a factory 

of 110 carpet looms. Board member 

Omer Bakar has summarized 

their past 30 years and informed 

us about the wide range of carpet 

varieties from woven up to printed 

carpets. 

As one of the people who has a 

long past in the carpet industry, 

what do you want to relate us 

about the recent developments 

witnessed in this product category? 

Serious developments have been 

experienced in carpet during the 

last three decades. There were a 

few factories having technology in 

carpet manufacturing. Known as 

the heart of carpet, in Gaziantep, 

there were only looms of single 

shuttle producing only 100 or 125 

meters of carpet daily. The oldest 

looms in our factory are 5 to 6 

years old. 

Was this development limited to 

production side only? 

No. Habits of customers have also 

been changed. Once there was only 

single shuttle or double shuttle looms 

for several qualities. They have 

only about 8 or 10 different patterns. 

Patterns were made by using 

punched cards on the looms. Now 

technology has been digitalized and 

became computer controlled. We 

can send pattern plans from Istanbul 

to Gaziantep. We can produce 

at every size, pattern and color in 

the carpets. Having an integrated 

factory equipped with latest technology 

is the biggest advantage of us. 

These mean better quality, economic 

costs, and other advantages in 

our operations. All of the functions 

of production from raw materials to 

final product have been carried out 

in our factory. The products then 

are delivered to wholesalers and to 

retailers. We have the largest carpet 

factory in the world. 


Let’s open a parenthesis to Russia. 

What was the reason behind 

to have a production facility in 

Russia? 

Once, it is about to be established 

a new system in Russia. Even 

cents may have played a role in 

world trade. All of the products 

made in Russia are sent to east 

block countries. When you produce 

where the consumption is, you have 

advantages. Some of the products 

made in Turkey are delivered 

to this market. Products made of 

polypropylene are demanded most 

in this country so we make the yarn 

in this country for the needs of our 

carpet manufacturing. 

What do you want to comment on 

recent award you got as the top 

exporter of carpets in Istanbul 

Carpet Week event? 

We have been the top exporting 

firm in carpets for 7 to 8 years. 

Do you have other products besides 

your woven carpets? 

We have printing facilities in our 

Dinarsu factory where we can 

produce carpets for small amount 

of orders. We first loom carpets as 

white bases. These are then printed 

patterns either with 76 dpi quality 

having limitless choice of patterns, 

or 24 dpi level of quality. We are 

able to print 3 D patterns on woven 

carpets as well. One of the collections 

is presented to the choice of 

customers under Padisah Hali, and 

the other two collections is sold 

under Merinos Hali. 

What is the process behind 

production of printed carpets? 

Pixelling is the biggest problem 

in printed carpets. Which technologies 

are used in this regard? 

One of the basic motives for us 

while entering in this field was that 

younger population demand colorful 

products. We do not want to 

take the risks of producing these in 

our Gaziantep factory, because the 

looms should be operational all day 

long. In order to produce colorful 

carpets you have to produce more 

colorful yarns, but, this costs us 

much and prices go up. So we bought 

looms to produce white carpets 

to be colored by printing operations 

in Istanbul. Color choices for the 

production of colorful carpets in 

weaving looms are limited up to 

ten. But, color choices in printing 

are almost limitless. Besides, the 

lead-time for the production of 

new patterns has been severely 

shortened. This makes us more 

competitive to meet the needs of 

customers. 

In which regions do you have 

distributors in abroad? 

In America and Kanada we have 

exclusive distributors. We work 

with dealers who meet our criteria 

and our demand. When any of 

our sellers have 30 % share in our 

targets, we establish new distributorships. 

What do you want to say about 

your distribution network in 

Turkey? 

We have a distribution network in 

the country. Most of them are wholesalers. 

We have 13 wholesalers 

for Merinos. Some others carry our 

Padisah brand. They are the most 

powerful sellers in their regions. 

Each have at least 10 thousand 

sqm large warehouses and stocks 

about 100 to 150 sqm. New distributors 

are first offered from our 

wholesalers and than approved 

by managers at the headquarter, 

following the in site interviews and 

checks. 


Halı dünyasının buluşma 

noktası; İstanbul Carpet Week 

İstanbul Halı 

İhracatçıları Birliği 

(İHİB) tarafından 2-4 Ekim 

tarihlerinde düzenlenen 

Istanbul Carpet Week (İstanbul 

Halı Haftası), hem yerli hem 

yabancı halı severlerin 

buluşma platformu 

olmuştur. 

Bu yıl ikincisi düzenlenen Istanbul Carpet Week, 3 gün boyunca birbirinden 

farklı etkinliklere ev sahipliği yaptı. İstanbul Rug Show, 11. 

Halı Tasarım Yarışması ve İhracat Ödül Töreni ile İstanbul Uluslararası 

Halı Konferansı hem yerli hem de yabancı halı severlerin 

buluşma noktası olmuştur. Bir yanda, dünya genelinde yerleşik 

makine ve el halısı ithal eden firmaları İHİB üyesi ihracatçı 

firmalar ile bir araya getiren İstanbul Rug Show, diğer yanda 

ise 2.İstanbul Uluslararası Halı Konferansı, halı sektöründe 

dünyaca ünlü isimleri buluşturmuştur. 

İTA Arge Merkezi’nde düzenlenen ve 200’e yakın yabancı halı 

ithalatçısı ile Türk halı firmalarını buluşturan İstanbul Rug 

Show, her katılımcıya kataloglarını ve ürün numunelerini sergile¬yebileceği 

bir masada kendini tanıtma fırsatı sundu. Ayrıca 

dünyaca ünlü Türk tasarımcı Erbil Tezcan tarafından, üniversite 

öğrencilerinin yoğun katılımı ile “Halı Tasarımı” üzerine bir workshop 

düzenlendi. 


Istanbul Carpet Week, the 

meeting point of carpet world 

Organized by 

Istanbul Carpet Exporters 

Association (IHIB), Istanbul 

Carpet Week has been a venue 

to combine domestic and 

foreign carpet lovers, 

October 2-4 2017. 

Held for the second time this year Istanbul Carpet Week hosted all 

different events during its three show days. Istanbul Rug Show, 11th 

Carpet Design Contest and Export Award Ceremony along with 

Istanbul International Carpet Conference attracted a great many 

domestic and international professionals. Bringing together 

machine and handmade carpet importers coming from all over 

the world with IHIB member exporting companies Istanbul Rug 

Show has also become a meeting point for world famous names 

in the carpet sector on the occasion of 2nd Istanbul International 

Carpet Conference. 

Held at ITA Arge Merkezi (ITA R&D Center) the Istanbul Rug 

Show brought together around 200 foreign carpet importers with 

Turkish carpet companies offering promotional service for every 

exhibitor to display their catalogues and product samples on a desk. 

Besides, a workshop about “carpet design” was organized by world famous 

Turkish designer Erbil Tezcan with intense participation of university 

students.

EVDEMA ürünleri 

ile evlerin 

dekorasyonları 

tamamlanıyor. 

Dekorasyonda 

yeni trendler 

“Ev Dekorasyon Mağazaları” 

konsepti ile yüksek 

standartlarda çözümler 

sunan EVDEMA, tüketicilere 

oldukça geniş bir ürün 

yelpazesiyle hizmet veriyor. 

İstanbul’da 11 mağazası 

bulunan 

EVDEMA bünyesindeki 

seramik, banyo, armatür, 

mutfak, kapı, parke, aydınlatma, 

masa&sandalye 

ürün grupları ile birçok 

ihtiyaca bir arada çözümler 

üretiyor. Dekoratif seçeneklerin 

zenginliği ise, 

düşlediğiniz ürün modellerine 

kolayca erişmenizi 

sağlıyor. 

EVDEMA tecrübesini üretimle 

birleştirdiği DU&KA 

markası ile duvar kağıtlarında, 

VITALE markası 

ile aksesuar ürünlerinde 

geniş seçenekleri bulunduruyor. 

Sıra dışı ve şık 

tasarımlarıyla VITALE 

mekanlarınızın dekorasyonunda 

harika bir atmosfer 

oluşturuyor. 

EVDEMA’nın birbirinden 

şık masa&sandalye grupları 

yaşam alanlarına yeni 

bir soluk getiriyor. 


www.tugrahali.com 

tugrahali

New trends in decoration 

EVDEMA completes home decorations with its trendy products 

Offering high standard solutions 

with its “Home Decoration Stores”, 

EVDEMA offers services to 

its customers with a wide range 

of products. Having 11 stores in 

Istanbul the company has been 

offering customized services 

with its product groups such as 

ceramics, bathroom, armatures, 

kitchen, door, parquets, lighting, 

and chair & desk. As for 

variety of decorative choices the 

company offers ideal alternatives 

you may dream. EVDEMA 

has respectful brands for some 

product groups such as DU&KA 

for wallpapers and VITALE for 

accessories both offering a wide 

range of products in their fields. 

VITALE shapes a fascinating 

atmosphere in the decoration of 

your spaces. The desk & chair 

group of EVDEMA also brings a 

new breath to living spaces. 



Türk Kiliminin bir ruhu var 

Halı sektörene nasıl ve ne zaman 

giriş yaptınız? Uzun yıllardır 

sektörün içinde olmanın verdiği 

tecrübeyle dokuma el kilimi 

sektörünü nasıl değerlendiriyorsunuz? 

Bundan 40 sene önce, halı kilim 

tamiri ile sektöre adım attım. Kilime 

dokunmak, modeli ve yöreyi bilmek 

bu konuda bir avantajdı. Halı tamirinin 

kazandırdığı avantajlardan bir diğeri 

de farklı ellerden çıkan motif ve 

modelleri görme şansı yakalıyorduk. 

Aslında bu işin alt yapısı oldu. Bu 

bilgi ve birikimin sağladığı kolaylıkla 

Türkiye’nin birçok yerinde imalat 

yaptık. Türkiye’de üretim şartlarının 

zorlayıcı olması bizi üretimde yurtdışına 

yönlendirdi. Türkiye’nin nüfusu 

80 milyonken, Çin’in nüfusu yaklaşık 

olarak 1,4 Milyardan oluşmaktadır. 

Türkiye’de üretim işi biraz daha ilkel, 

aslında işin güzel tarafı da budur. 

Baktığınız her kilim aynı olsa da 

farklılıklarını görürsünüz. Yurtdışında 

ise her şey aynı ve daha standart 

yapılıyor. Biz de aynı modelin farklı 

ellerden farklı çıkması güzelken, 

onların gözünde bu hata olarak nitelendiriliyor. 

Kilim Company Sahibi İbrahim Geyikoğlu 

Yurtdışında el dokuması kilim endüstrileşmişken, 

Türkiye’de dokunan kilimlere yorum katılması 

Türk kilimini daha değerli kılıyor. 

Türk kültürünün en önemli tarihi mirasları arasına adını yazdıran kilim geleneği 

günümüzde hala sürdürülüyor. Kilime uzun yıllar gönül veren Kilim 

Company Firma Sahibi İbrahim Geyikoğlu, her kilimin bir öyküsü olduğunu ve 

‘Türk Kilim’in ruhu olduğunu anlatıyor. Halı sektörüne 1970’li yıllarda başlayan 

Kilim Company markası bugün 40 yıllık bir tecrübeyle el halısı alanında başarılı 

çalışmalara imza atıyor. Geyikoğlu, yılların tecrübesi ile kilim kültürünü 

anlatırken, eskilerden beri kadınların kilimleri dokurken ruhlarını ve yaşanmışlıklarını 

ilmeklere yansıttığını söylüyor. 

Peki, işin burasında doğru olan 

hangisidir? 

Bu konu biraz tartışmalıdır. İTKİB’de 

düzenlenen konferansta bu konu 

üzerine uzunca konuşuldu. Dokuyucu 

ile anlatan arasında bir iletişim, 

yani dokunuş var. Standarda bağlı 

kalmayınca kişisellik ön planda oluyor 

ve yapılan işte bir güzellik ortaya 

çıkıyor. İşin ticari tarafından bakınca 

işler biraz daha değişiyor. Müşterinin 

sizden beklediği standart bir 

ölçü var. Bu mantıkta baktığınızda 

bunu Türkiye’de yapmak biraz daha 

zor oluyor. Kısacası işin ticari tarafı 

yurtdışında yaptırdığınız, görsellik ve 

duygu tarafı ise ülkemizde yapılandır. 

Anadolu’da dokunan kilimde birisinin 

diğerinden farklılığı var, bunun güzelliği 

var. Bu işin müşteri tarafından 


takdiri de çok önemlidir. Bu nedenle 

üretimi yurtdışında yaptırdık. 

Yurtdışındaki üretimin Türkiye’ye 

kıyasla zorlukları oldu mu? 

İnsanların alışkanlıklarını değiştirmek 

çok zordur. Yurtdışında belli standartlar 

olduğu için onu değiştirmek 

çok kolay değil. Bunu anlatan güzel 

bir örnek yaşadık. Japonya’dan yüklü 

bir sipariş almıştık, istenilen adetler 

zamanında yetişmedi. Tufanbeyli’nde 

en iyi dokuyucuları bulduk. Zamanında 

kilimleri almaya gittiğimizde hiçbir tanesi 

bizim verdiğimiz örneğe benzemiyordu. 

Yaptırdığımız el ipi kök boyaydı, 

el ipi olunca dokuması daha zordur. 

İpler biraz daha seyrek atıldığı için 

model tutmadı. Bu yaşanılan 30 yıl öncesine 

dayanıyor. Yapılan üç model de 

numuneye benzemiyordu, bunun nedenini 

sorduğumuzda birincisinin modeli 

benzemediği için tüccarın beğenmeyeceğini, 

ikinci de kendi modelini 

yapmaya karar verdiğini, üçüncüde ise 

tezgahta devam ederken yer kalmadığı 

için değişik ölçüde yaptığını söyledi. 

Türkiye’de kilimcilik bu şekilde, belki 

de bunun güzelliği de kendinden bir 

şeyler katabiliyor olmak. Avrupa’da 

verdiğin numuneyi toplu adetlerde 

birebir alabiliyorsun ama onda da ruhu 

eksik oluyor. Avrupa’da bu iş artık 

endüstriyelleşmiş durumdadır. Türkiye’nin 

halısı ve kilimi farklı, bir ruhu ve 

altında yatan tarihi, hikayesi var. 

Turkish Rug has a soul 

While hand weaving of rugs has become an industry in World, adding 

interpretation to rugs woven in Turkey, makes Turkish rugs more valuable. 

With its name written among the 

most important historical legacies of 

Turkish culture, the rug tradition continues 

to be maintained. Kilim Company 

Firm owner İbrahim Geyikoğlu, 

who has given his heart to the rug 

for many years, explains that every 

rug has a story and ‘Turkish Rug’ 

has a soul. Kilim Company has been 

in the sector since the 1970’s and 

the brand, with 40 years of experience, 

has been successfully breaking 

ground in the hand-knotted rug field. 

Geyikoğlu, explains the rug culture 

with years of experience and tells of 

how the women, since ancient times 

reflect their souls and life experiences 

into the knots, while weaving. 

How and when did you enter the 

rug sector? With the experience 

of being in this sector for many 

years, how do you evaluate the 

hand-knotted rug sector? 

I took my first steps into the sector 

40 years ago, repairing carpets and 

rugs. Touching the rug, knowing the 

model and the region was an advantage. 

Another advantage gained from 

rug repairs was having the chance to 

see the motifs and models made by 

different hands. Actually that was the 

groundwork for it. With the knowledge 

gained from this information and 

experience, we produced in many different 

parts of Turkey. The challenging 

production conditions in Turkey 

lead us to produce abroad. While Turkey’s 

population is 80 million, China’s 

population is approximately 1,4 billion. 

In Turkey, the job of production 

is a little more primitive and that is 

the beauty of it. Even if every rug you 

look at is the same, you still see the 

differences. Abroad everything is the 

same and more standardized. While 

it is beautiful to have the same model 

looking differently made by different 

hands, in their eyes it is characterized 

as an error. 

Okay, which is correct at this 

point? 

This topic is a bit controversial. 

There was a lengthy discussion on 

this, at the conference organized in 

ITKIB. There is a link, in other words 

a touch between the weaver and the 

teller. When not bound by a standard, 

intimacy comes to the forefront and 

a certain beauty is revealed in the 

work. When you look at the commercial 

side of the work, things change a 

bit more. There is a standard measure 

expected from you by the customer. 

When you look at it from this 

logic it is more difficult to do this in 

Turkey. In short the commercial side 

of the job is done outside, the visual 

and emotional side is done in our 

country. Rugs woven in Anatolia are 

different from one another and that 

carries a beauty. Appreciation of this 

by the customer is very important. 

That’s why we had the production 

done abroad. 

Were there difficulties involved 

with production abroad compared 

to in Turkey? 

It is very difficult to change people’s 

habits. Because there are specific 

standards abroad, it is not very 

easy to change that. We lived a nice 

example which explains this. We had 

a large order from Japan, the amount 

requested was not going to be done 

on time. We found the best weavers 

from Tufanbeyli. When we went to 

pick them up on the due date none of 

them looked like the sample we gave 

them. The hand thread we had supplied 

was root painted, when it is hand 

thread it is harder to weave. Because 

the threads were knotted looser the 

model did not take. This story is from 

30 years ago. None of the three models 

looked like the sample, when we 

asked the reason, the first weaver did 

not like the model and felt the buyer 

would not either, the second weaver 

decided to make her own model and 

the third one said because there 

was no room left on the loom, it was 

made in a different size. Rug making 

in Turkey is like this and maybe the 

beauty of it is being able to contribute 

something of one’s self. When 

you give the sample in Europe you 

receive the bulk of them done exactly 

however that seems to be lacking in 

soul. In Europe this work has been 

industrialized. Turkey’s carpets and 

rugs are different; they have a soul, 

an underlying history and a story. 


Anadolu’nun sanat eseri değerindeki 

el halıları Patternhouse İstanbul’da! 

Gerçek, bünyelerinde yer alan zengin 

sanat eseri değerindeki el halılarıyla 

Türk kültürünü dünyaya tanıtmayı ve 

Amerika ile Türkiye arasında köprü 

görevi görmeyi hedeflediklerini 

anlattı. 

Yüzyıllık emekle 

hayat bulan, farklı 

motifler, semboller 

ve yaşanmışlıkların 

yansıması olan el 

halıları Patternhouse 

İstanbul ile dünyanın her 

yerindeki halı tutkunları 

ve koleksiyonerlerle 

buluşuyor. 

Patternhouse İstanbul’un kurucusu Ayşegül Gerçek 

Türk kültürünün en güzel mirası 

olan el halısında farkındalık 

oluşturan markalardan biri olan 

Patternhouse İstanbul, gelenekseli 

modern bir marka kimliği ile 

sunuyor. Yıllandıkça değerlenen, 

farklı kültürlerin izlerini, hikayelerini 

özgün motifleri ile yansıtan değerli 

el halıları mirasına sahip çıkarak, 

halı tutkunlarının beğenisine sunan 

marka, bu alandaki hedefleri ile de 

dikkat çekiyor. El halısının keyifli 

serüvenini konuştuğumuz Patternhouse 

İstanbul’un kurucusu Ayşegül 

Geçmişten kalan en güzel mirasımız 

el halısı… Bu anlamda günümüzde 

farklı bir noktadasınız. 

El halısı ile tanışma serüveniniz 

nasıl başladı? 

Halıları çok seven bir ailede büyüdüğüm 

için halıya dair farklı bir sevgim 

ve merakım vardı. Çocukluğumdan 

beri çok sayıda güzel el dokuma 

halıları görme şansım oldu. Halıların 

motifleri, desenleri ve tarihlerini 

öğrendikçe bende bir tutku haline 

geldi. Her zaman bu alanda bir iş 

kurmak istiyordum, 2016 yılında da 

buna dair bir fırsat bularak Patternhouse 

İstanbul’u hayata geçirdik. 

Geçtiğimiz yıl kurulmuş olsa da 

arkasına 40 yıllık bir halı ustasının 

deneyimlerini alarak yola çıktık. 

Bu taraftan baktığımızda esasen 

köklü bir geçmişi var. Patternhouse 

İstanbul’u kurmadan önce halıların 

tarihçeleri, desenleri ve motifleri 

üzerine çok kapsamlı bir araştırma 

yapıldı. Doğu Anadolu ve İç Anadolu’ya 

defalarca gidip, geldik. Üretim 

yerleri ve üretilen bölgeler hakkında 

çeşitli araştırmalar yaptık. Web 

sitemizde e-ticaret firması olarak 

sunduğumuz hizmetlerin yanında 

bu işin tarihçesini ve kültürel 

önemini de vurguladık. Hikayemiz 

ve köklerimiz kısmında birçok ilginç 

bilgi sunduk. Bu biraz daha akademik 

bir çalışma oldu. 

O zaman bünyenizde her kültüre 

özgü halı var diyebilir miyiz? 

Tabi ki, o yöresel kimlik konusu 

önemli… Dokuz farklı kategorimiz 

var. Bunlardan biri olan Eğin Halılarımız 

bizim asıl ana kategorimizi 

oluşturuyor. Elimizde birçok farklı 

Eğin Halısı var. Bunlar Kemaliye’de 


üretilen halılar ve bizim orada tarihi 

bir dükkanımız bulunuyor. Bütün 

operasyon İstanbul’da gerçekleşiyor, 

uluslararası bir e-ticaret 

firmasıyız ama Kemaliye’de de bir 

tarihi mağazamız var. Bütün bu 

halılar zamanında Kemaliye’deki tarihi 

dükkanda toplandı. Eğin halıları 

yaklaşık olarak 40 ila 50 yaşındaki 

halılardan oluşuyor. Onun dışında 

Anadolu Halılarımız var. Buhara 

Halılarımız ise Özbekistan kökenlidir. 

Bunların her metrekaresinde bir 

milyona yakın düğüm var. Dokunması 

açısından çok özel tekniklere 

sahip halılardır. Fakat dediğim gibi 

yöresel kimlik açısından düşündüğünüzde 

Türkiye’de üretilen çok değerli 

halılar var. Bunlardan biri olan 

Şahmaran Halısı, ortalama 80 yıl 

olduğu kabul edilen yaştadır. Burada 

Tebriz desenleri var ve bu Kemaliye’de 

üretilen bir Anadolu halısıdır. 

Yine Anadolu serimizden Elazığ 

Cezaevi Halılarımız var. Bu halıda 

olduğu gibi aslında bütün halılarda 

bir yaşanmışlık ve yılların verdiği 

ciddi bir emek var. Cezaevi halılarımızın 

hangi cezaevinden çıktığını 

gösteren bilgiler de halılarımızın 

üstünde mevcuttur. Bunun dışında, 

Hazar Denizi kıyılarında dokunan 

Şirvan Halılarımız var. Biraz daha 

Kazak motifleri ile daha geometrik 

motiflerin ön planda olduğunu görüyoruz. 

Minyatür Hereke Halılarımız 

var. Bunların da metrekarede bir 

milyona yakın düğümü bulunmaktadır. 

Çok özel tekniklerle dokunan, 

bulunması zor halılar bunlar ve 

sanat eseri kabul edilip duvarlarda 

tablo yapan meraklıları var. Bunların 

dışında bir de kilim ve yolluklarımız 

var. Yüzde yüz ipek İran Kilimleri de 

oldukça önemli, tarihi değerlerdir. 

Bünyemizdeki tüm ürünler 10 yıldan 

90 yıla kadar değişim gösteriyor. 

Özellikle İran’dan gelenler oldukça 

eskidir. Yastık kılıfları ve heybeler 

dediğimiz ürünler de var. Heybelerimiz 

defalarca at üstünde Halep 

ve Şam’a gitmiş vintage ürünlerdir. 

Onun dışında Anadolu kültürünün 

baş tacı olan Yörük Halıları var. 

Geleneksel Anadolu motiflerini 

içinde barındırır. Bütün halılarımız 

kimyasal hiç bir şey kullanılmadan, 

tamamen el emeği ile dokunan 

halılardır. 

Bu kadar eski ve köklü olan tüm 

bu halıların tedariğini nasıl sağlıyorsunuz? 

Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu’yu 

karış karış gezerek, bu işi en 

iyi yapan halı dokuyucularından bu 

sanat eserlerini toplayarak özel bir 

koleksiyon oluşturduk. 

Hedef kitleniz kimlerden oluşuyor 

ve bu ürünler nerelere 

ulaşıyor? 

Biz A plus hedef kitleye hitap ediyoruz. 

Halının kimliğinden anlayan ve 

halıya gerçekten merakı olan kişileri 

hedefliyoruz. Yaptığımız web sitesinin 

de akademik bir tarafı olsun 

istedik. Tüm motifler ve desenleri 

gerçekten anlayan ve halıyı gördüğünde 

kalitesini fark edip, almak 

isteyen insanları hedefledik. Tüm bu 

halılar dokuma teknikleri ve motifleri 

açısından oldukça kaliteli halılardan 

oluştuğu için bu noktada elbette 

fiyat da buna göre şekilleniyor. Bu 

da beraberinde bir gelir grubunu 

getiriyor. Bunu premium segment 

olarak niteleyebiliriz. 

Türkiye’de ve dünyada antika el 

halısına yönelik nasıl bir ilgi var? 

Makine halısı ile beraber el halısı da 

ayrı bir sektör ve istihdam alanını 

oluşturuyor. Bütçe olarak makine 

halısı daha uygun olduğu için daha 

çok tercih ediliyor ve son yıllarda el 

dokuma halıyı dokuyan insanlarda 

oldukça azaldı, alan kesimde azaldı. 

Halı zaman geçtikçe değerlenen bir 


şey ama buna olan talebin düşmesi 

de üzücü bir şey oluyor. Çünkü bizim 

için her halı bir sanat eseridir. Siz 

baktığınızda bir tablodan nasıl etkileniyorsanız, 

aslında bu da öyle bir 

şey diyebiliriz. Dolayısıyla bu ilginin 

son yıllarda düştüğünü görüyoruz. 

Dünyada mimarlar olsun, koleksiyonerler 

olsun bu ilgiyi sürdürüyorlar 

ama Türkiye’de biraz düşüş var. Biz 

bu tarz röportajlarla ve yaptığımız 

farkındalık çalışmaları ile bu algıyı 

kırmaya çalışan firmalardan biriyiz. 

Patternhouse Istanbul ile kurduğumuz 

modern bir firma algısını geleneksel 

halının güzelliği ile birleştirip 

farklı bir konsept oluşturduk. Bu 

kimliği sürdürmeye çalışan firmalardan 

birisiyiz. 


Yurtdışı ayağında ağırlıklı olarak 

temas kurduğunuz ülkeler 

nerelerdir? 

Patternhouse İstanbul uluslararası 

bir e-ticaret sitesidir. Tarihi bir 

ofisimiz var ama bütün operasyon 

İstanbul’dan sürüyor. Premium bir 

hizmet verdiğimiz için Türkiye’deki 

müşterin evlerine gidip, halıları o 

atmosferde görmek/göstermek 

istiyoruz. Onlar kendi yaşam alanlarında 

görsünler ve karar versinler 

istiyoruz. Ödemeyi internetten yapabilmelerine 

de imkan sağlıyoruz. 

Yurtdışında ise özellikler Amerika, 

Kanada ve İngiltere’yi hedefliyoruz. 

Bu kullanıcıların çok kolay bir 

şekilde alışverişlerini tamamlayabilecekleri 

sanal, İngilizce bir sistem 

kurduk. Yani siteye girip, ürünün 

detayını görüp, bütün özelliklerini 

arkasındaki ilmeğine kadar fotoğrafta 

gösterip, birçok kredi kartına 

taksit seçeneği sunarak dünyanın 

her tarafına ücretsiz olarak gönderim 

yapıyoruz. Akıllarında soru 

kalmayacak şekilde bir sistem 

oluşturduk. 

Hali hazırda ürün gönderimi 

sağladığınız ülkeler var mı? 

Şuanda siparişler ağırlıklı olarak 

Amerika’dan geliyor. İngiltere ve 

Kanada’da da çalışmalarımızı arttırmayı 

planlıyoruz. 

Sanat merkezlerini, açık arttırma 

yapılan müzayedeleri de 

hedefliyor musunuz? 

Zaman içerisinde pazarlamamıza 

yön vererek bu kaynakları arttırıyoruz. 

Hepsi planlarımız arasında yer 

alıyor. Butik oteller, konsept oteller, 

büyük oteller ve bazı art galeriler 

var ki bunlarla görüşme halindeyiz. 

Buralarla birebir iletişime geçip, 

tanıtımlarımızı yapmaya başladık. 

Halıya bakan herkesin farklı bir şey 

hissettiğine inanıyoruz. Bizim için 

her halının insanda oluşturduğu 

duygu oldukça önemlidir. Biz onu 

da biraz vurgulamaya çalışıyoruz. 

Bu işin sanat kısmı da bizim için 

önemli, bu nedenle de sanat merkezleri 

ile görüşüyoruz. 

Uzun vadede hedefleriniz var 

mı? 

En büyük hedefimiz ihracatı arttırmak 

ve yurtdışında tanınan, özellikle 

Türkiye ve Amerika arasında 

köprü olan bir firma olmaktır.

Patternhouse Istanbul values 

Anatolian hand-woven rugs as 

exquisite works of art. 

Hand-woven rugs 

embodying hundreds of 

years of craftsmanship 

with different motifs, 

symbols and life 

experiences meet with 

devotees of rugs and 

collectors everywhere 

through Patternhouse 

Istanbul. 

Patternhouse Istanbul, one of the 

brands that are creating awareness 

of hand-woven rugs as one of the 

most valuable legacies of Turkish 

culture, offers the traditional under 

a modern brand identity. By reclaiming 

the heritage of Anatolian 

rug weaving as a way of tracing 

various cultures’ stories through a 

wide array of motifs and symbols, 

Patternhouse Istanbul is starting 

gain attention to its guiding principles 

and efforts. While speaking 

about the enjoyable adventure of 

hand-woven rugs , Patternhouse 

Istanbul founder Aysegul Gercek 

expressed their intent to promote 

Turkish culture across the world as 

well as establishing a bridge between 

United States and Turkey through 

their rich collection of exquisite 

rugs. 

Some of the best pieces of heritage 

from the past are handmade 

rugs… Your standpoint, however, 

seems to stand apart from 

the rest of the industry. How did 

your adventure with hand-woven 

rugs start? 

I had a different love and curiosity 

about the rugs as I grew up in a 

family that loves traditional rugs. 

I had a chance to see lots of good 

handmade rugs since my childhood. 

Stories, motifs and designs of rugs 

became a passion for me. I have 

always wanted to set up a business 

in this area, in 2016 we found an 

opportunity and this is how Patternhouse 

Istanbul entered the market. 

Even though we have been established 

last year, we have set out on 

this way by taking support of a rug 

expert with 40 years of experience. 

When we look at it from this side, 

there is essentially a long history. A 

comprehensive research was conducted 

on the histories, designs and 

motifs of rugs prior to establishing 

Patternhouse Istanbul. We traveled 

repeatedly to Eastern and Central 

Anatolia. We conducted thorough 

researches about production places 

and regions. In addition to the 

services we offer as an e-commerce 

company , we have also emphasized 

the history and cultural significance 

of this craft on the website. We offer 

lots of interesting information on 

‘Our Story’ and ‘Heritage’ sections 

on the website. So historical and cultural 

work was very important to us. 

So can we say there are rugs 

within your collection representing 

various cultures? 

Of course, local identity is important... 

There are 9 Categories. One of them 

is ‘Eğin Rugs’, which is the core of our 


entire collection. We have lots of Eğin 

Rugs and each of them has its own 

unique design. These rugs were woven 

in Kemaliye, Turkey and we have a historical 

store there. All operations are 

managed in Istanbul, we are an international 

e-trade firm, but there is our 

historical store over there. All of these 

rugs were collected at the historical 

store in Kemaliye. Eğin Rugs include 

nearly 40-50 years of rugs. In addition, 

we have Anatolian rugs. As for Buhara 

Rugs they are based on Uzbekistan, 

where every square meter has 

nearly one million knots, displaying 

some very special weaving technics. 

However, as I said, when we consider 

in terms of local identity there are 

very valuable rugs that are woven in 

Turkey. One of them is Şahmaran Rug 

which is around 80 years old. Here can 

be seen Tabriz designs and this is an 

Anatolian rug woven in Kemaliye. Also 

there are Elazığ Rugs in our Anatolian 

Collection. As it is in the rug, it is 

actually a living and a serious labor 

for years. Information is also available 

on our rugs indicating which prisons 

our prison rugs are from. Apart from 

this, there are also Şirvan Rugs woven 

at the shores of Caspian Sea. We see 

some more Kazak motifs and geometric 

motifs stay in the front plan. We 

have Miniature Hereke Rugs. They also 

have around a million knots per m2. 

These are very difficult to find pieces 

that were woven with very special 

techniques, and there are enthusiasts 

who hand these pieces on the walls as 

pieces of art. In addition, we also have 

kilims and runners. %100 Silk Persian 

Kilims are also very important pieces 

with historical values. Products of our 

collection change from 10 years to 

90 years old. Especially those coming 

from Iran are very old. There are 

also pillowcases and saddlebags. Our 

saddlebags are vintage products which 

have traveled to Aleppo and Damascus 

several times in the past. Apart from 

these, there are Yörük Rugs which are 

the crown pieces of the Anatolian nomadic 

culture. They comprise of traditional 

Anatolian motifs. Without using 

any chemicals, these rugs are woven 

completely by hand workmanship 

using all-natural wool and root-based 

dyes. In this sense, we can call these 

products completely organic. 


How do you supply all of these 

rugs featuring so much history 

and culture? 

Touring Eastern and Southeastern 

Anatolia inch by inch, we have made 

up a collection by collecting these 

artworks from the best rug weavers. 

Who do your target customers 

include and where do these products 

reach? 

We address the A-plus target mass. 

We target people who understand 

rugs identity and are really interested 

in traditional rugs. As all these rugs 

are of high quality rugs in terms of 

weaving techniques and motifs, of 

course the price is shaped accordingly. 

This brings together an income 

group. We can call it a premium 

segment. 

What kind of interest is there in 

handmade rugs both in Turkey 

and the world? 

Together with the machine-made 

rug also handmade rugs make up a 

different sector and employment area. 

Machine-made rugs have been preferred 

more and more in recent years 

due to economic reasons, and handmade 

rug requests have been fairly 

reduced. The rug is something that is 

valued over time, but it is also a sad 

thing that the demand for this valuable 

craft is falling. Because for us, every 

traditional rug is a piece of art. How 

you get impression when you look at 

a painted table, in fact we can say this 

is also the same thing. So, we see that 

this interest has decreased in recent 

years. Either architects or collectors 

across the world sustain this interest, 

but there is some reduction in Turkey. 

We are one of the firms to try to break 

this perception through our interviews 

by increasing awareness. A modern 

firm perception that we have set up 

with Patternhouse Istanbul, we have 

constituted a distinctive concept by 

uniting this with the traditional beauty 

of Anatolian and near-eastern rugs. 

We are one of the firms that sustain 

this perception. 

Where are the countries with which 

you have a significant contact 

with abroad? 

Patternhouse Istanbul is an international 

e-trade website. There is a 

historical office of ours in Eastern 

Turkey, but all operations are being 

held from Istanbul. By providing a 

premium service, we go to homes of 

customers in Turkey, as we want them 

to see the rugs at their personal space 

which will help them make decisions 

much easier. We also provide the possibility 

for making payments online. As 

for abroad, particularly we aim for the 

United States, Canada and the UK. We 

have set up a virtual system supported 

by English language that users can 

complete their shopping in an easy 

way. We deliver to everywhere of the 

world free of charge. Also, by showing 

in intimate detail all the features of 

the rugs such as the knots on backside 

of the rugs, by offering installment 

options and various other parts on the 

website, we have set up a system that 

does not leave a question in the mind. 

Are there countries you ship products? 

Currently orders come mostly from 

United States. We are also planning 

to increase our works in the UK and 

Canada. 

Do you target art centers, auctions? 

We foresee that our target audiences 

will get more varied over time. There 

are boutique hotels, concept hotels, 

bigger hotels and some art galleries 

that we have been in negotiation 

with. We have started to promote by 

communicating with these hotels. I 

believe that everybody who looks at 

rugs experiences a different thing, as 

they inspire their own life story. These 

emotions that occur in every person 

have become quite important for us, 

and as we emphasize this issue the 

art-world aspect of this work has also 

become important for us. 

Are there your targets for longterm? 

Our biggest target is to boost the 

exports and being a well-known firm 

in markets abroad, especially firm bridging 

between Turkey and the United 

States.

Contemporary design 

transforming traditional patterns 

For that last five years, leading 

carpet designers have combined 

antique designs with the latest 

materials and techniques to create 

unique specimens that transport 

traditional design into the 21st 

century. DOMOTEX 2018 is where 

big-name designers and labels will 

showcase their innovative carpet 

creations. 

The graphic language of 

ancient textiles comprises 

a rich glossary of 

motifs specific to particular 

tribes and areas of the 

world. Many of the symbols 

and patterns woven 

into their design - from 

basic shapes and marks 

to complex and intricate 

decoration - have become 

easily recognisable 

even to the non-expert, 

and they tell the story of 

the rug and of the movements 

of peoples across 

the world. 

However, excluding work 

still produced by existing 

tribal communities, the 

design of contemporary 

textiles concerns ‘tribal 

identity’ in a completely 

different way. Today’s designs 

are driven by trends 

- often relatively international 

in scope - and the 

concept of individualism. 

The eclectic gleaning of 

aesthetics from different 


sources, eras and nations provides 

a rich melting-pot of visual language. 

‘Modernised tradition’ is the name 

given to a current trend recognised 

across all design fields. In it, 

a classic design - or combination 

of designs - is appropriated and 

updated to make a new aesthetic, 

which the viewer can recognise in 

both a historic and a contemporary 

context. This can be seen in fashion, 

homewares and many areas 

of design, but no medium shows 

it more clearly than in the modern 

rug industry, where a new genre 

titled ‘transitional’ design has 

acquired great popularity. 

The term ‘transitional’ does not 

denote one particular look; it 

describes the adaptation of traditional 

designs with devices such 

as disintegration, overlapping, 

glitches, reinterpretation and 

similar effects that can be aided by 

digital manipulation. Each of the 

premier rug companies producing 

transitional designs has its own 


set of devices and aesthetics. This 

also makes it possible to respond to 

individual customer requirements 

in terms of size and color. Products 

like these are part of the UNIQUE 

YOUNIVERSE at DOMOTEX 2018 

and will reveal the opportunities for 

individualizing interior furnishings. 

The 21st Century Persian Carpets 

by Iranian German-based designer 

Hossein Rezvani joyfully revive the 

rich history of Persian weaving. By 

taking a traditional Iranian carpet 

design and reducing the pattern to 

its essence, using dynamic colours 

and high-quality production, Rezvani 

creates a modernised traditional 

design highly desirable to a contemporary 

market that wants something 

fresh and innovative but with traditional 

grounding. 


In terms of innovative rug design the 

work of Jürgen Dahlmanns of Berlin-based 

brand Rug Star is hard to 

beat. His new Rug Star Tuft collection 

of high-end tufted rugs produced 

in China blew the minds of visitors to 

Domotex Hanover in January 2017, 

where he launched the full production. 

From afar a rug like New Classic 

Tabriz may look like a contemporary 

take on an ancient Persian design, 

but up close it is even more revolutionary, 

with thick pile forming a brightly 

coloured raised classic design 

on a flatwoven ground. The effect is 

surreal, like a carpet from Alice in 

Wonderland. 

Dahlmanns and Rezvani are not the 

only ones reviving the greatest Iranian 

designs. The Graffiti 2 gabbeh rug 

by well-respected Iranian Swiss-based 

company Zollanvari exemplifies 

the skill of blending old and new. 

Gabbeh are traditional nomadic Persian 

weavings, but in this example 

a glitch in the design transforms an 

antique rug into a contemporary piece 

of art for the floor. Ayka Design’s 

Vase collection combines a classic 

Persian pattern and company designer 

Karen Michelle Evans’ distinctive 

use of longer pile heights. The 

alluring result is an Iranian design 

we only just recognise but that can 

appreciate on numerous levels. 

The 17th Century Modern collection 

by London-based brand Knot Rugs is 

another perfect example of modernised 

tradition. The company’s design 

team researched and revisited some 

of the world’s most prestigious 

classic rug designs and the resulting 

collection is a perfect marriage of 

ancient and new. Skull No.1 replicates 

the colours of an old Polonaise 

design and has a beautiful antique 

patina from the use of oxidisation; 

but the incorporated tattoo-inspired 

skull shape brings us slap bang into 

the 21st century. 

Afghanistan is now a very different 

place from the time when Afghan 

carpet production was at its zenith. 

Despite the ravages of war, companies 

are still producing rugs in the 

region and supporting the Afghan 

people through the art of weaving. 

Erbil Tezcan, owner of US brand 

Wool & Silk Rugs has been working 

in the country over the past three 

years. His Afghan-produced design 

History Rug was exhibited at the 

Smithsonian Institute in Washington 

DC to demonstrate Turquoise 

Mountain’s work in promoting local 

crafts in Afghanistan. For this special 

carpet Tezcan worked digitally to 

unify twenty-three traditional Afghan 

rug designs using contemporary 

colour and pattern. The resulting rug 

is a summation of Afghan design, 

following tradition in telling the story 

of place but with a contemporary 

voice. 


The world 

gathers in Atlanta for 

Americasmart january 2018 market 

The Atlanta 

International Gift and 

Home Furnishings Market is 

January 9-16, 2018. The Atlanta 

International Area Rug Market 

Featuring the National Oriental Rug 

Show, sponsored by The Oriental 

Rug Importers Association (ORIA) 

is January 10-14, 2018 

When the global buying 

community convenes at 

AmericasMart ® Atlanta 

beginning January 9, 

The Atlanta International 

Gift and Home 

Furnishings Market 

® sets the 2018 

wholesale trading 

year in motion with 

the world’s single-largest 

product 

mix fueling business 

growth in the show’s 

61st consecutive year 

of continuous Portman 

Family ownership and management. 

The Market will create 

an international population of 

retailers, designers, specifiers, 

online merchants, trend setters, 

tastemakers and high-profile 

buying groups from more than 

70 countries and every U.S. state—all 

together, all to discover 

what is new and next across 

the home furnishings, gift and 

fashion landscape. 

“The Atlanta January Market 

experience is cultivated and 

curated to inspire wonderment 

and invite discovery,” notes Jeffrey 

L. Portman, Sr., Americas- 

Mart vice chairman, president 


and chief operating officer. “From 

the innovation continuum comes an 

endless progression of new ideas, 

new business concepts and new 

product creations. We believe AmericasMart 

in January is the first and 

best source and stage for innovation 

discoveries,” Portman adds. 

January Market buyers will find 

new product destinations, new and 

expanded showrooms and trend-driven 

temporary collections, yielding 

a comprehensive marketplace that 

inspires new and longtime attendees 

alike. Setting the January 2018 bar 

for new product resources is Building 

2’s reimagined Floor 10, where 

Creative Co-Op unveils a dramatically 

expanded showroom to create one 

of AmericasMart’s largest exhibitor 

footprints. 

Trend-leading designers and retailers 

gather to network, connect with 

thought leaders and source product 

from the industry’s top home furnishing, 

décor and rug purveyors in 

THE WORLD GATHERS IN ATLAN- 

TA FOR AMERICASMART JANUARY 

2018 MARKET 2/3 

AmericasMart’s HOME collection of 

leading manufacturers in the Home 

& Rug, Home Accents & Fine Linens, 

Home Furnishings, HOME & DESIGN 

and complementary Holiday & Floral 

/ Home Décor categories. Building 2, 

home to AmericasMart’s unmatched 

Gift, Tabletop, Gourmet, Housewares 

and The Gardens ® collections, brims 

with trendsetting product. 

The celebrated temporary collection 

features more than 30 trend-driven 

categories full of new product 

introductions including newest 

destinations ANTIQUES and DÉ- 

COR | Light & Lifestyles plus HIGH 

DESIGN ® , HD HOME and the LUXE 

collections: HIGH DESIGN LUXE ®, 

Tabletop LUXE, Gourmet LUXE and 

Gardens LUXE. Other collections 

of note for January 2018 include 

Gourmet Housewares, Tabletop & 

Entertaining, Holiday, Floral and 

Baskets, Children’s World, Modern 

Baby & Contemporary Kid, Body & 

Soul, On Trend Gift, Boutique and 

Jewelry, Fashion Accessories & 

Apparel Home and rug trends start 

with The Atlanta International Area 

Rug Market ® Featuring the National 

Oriental Rug Show (Showrooms: 

Wednesday, January 10 – Sunday, 

January 14, Temporaries: Thursday, 

January 11 – Monday, January 15), 

staged and produced in exclusive 

collaboration with The Oriental Rug 

Importers Association (ORIA). AmericasMart’s 

signature celebration of 

innovation in rug design and production, 

America’s Magnificent Carpets 

Awards, highlights the importance of 



the Rug showrooms as it moves to the market center for its January 

2018 staging. 

The gift and home furnishings Market—running Tuesday, January 9 

through Tuesday, January 16 (Temporaries: Thursday, January 11 – 

Monday, January 15)—will give buyers a long litany of industry-leading 

experiences topped by: AmericasMart’s celebrated Vignette Gallery 

showcases the PANTONE Color of the Year for 2018 plus the PANTO- 

NEVIEW Home + Interiors 2018 Color Forecast in its “In Living 

Color” exhibition. Six interior designers paired with six floral designers 

explore color trends through product found across AmericasMart. 

Streamlined Market events with accessible programming sharing 

the important information retailers and designers need to know now, 

while giving them maximum time to make their major purchasing decisions. 

Improved amenities include novel food and beverage offerings 

and new lounges. Celebrity chef presentations in the Fiesta.

DOMOTEX asia / CHINAFLOOR 

için geri sayım başladı 

Asya Pasifik kıtasının en önemli zemin kaplamaları 

şovu 20 - 22 Mart 2018, tarihlerinde 20. kez 

Şangay’da zemin kaplama sektör profesyonellerini 

bir araya getirecek olan Uluslararası DOMOTEX 

asia/CHINAFLOOR Fuarı’na her yıl olduğu gibi bu yıl 

da yoğun katılım bekleniyor. 

%21’in üzerinde katılımcı firma, alanında lider dünya markalarından 

oluşuyor! 

Asya Pasifik’teki en büyük zemin kaplama fuarı olma özelliğine sahip Uluslararası 

DOMOTEX asia/CHINAFLOOR Fuarı’na alanında lider, dünyaca ünlü 

markaların katılımıyla gerek katılımcılar gerekse ziyaretçiler nezdinde yoğun 

ilgi her yıl artarak devam ediyor. Katılımcı firmaların, %21’inden fazlasını 

alanında lider uluslararası markaların oluşturduğu DOMOTEX asia/CHI- 

NAFLOOR Fuarı’na katılan markalardan bazıları ise şu şekilde: Dayanıklı 

zemin kaplama ürünlerini sergileyen Armstrong, Gerflor, KCC, KDF, LG 

Hausys, Nox, US FLOORS, HanWha, Tarkett, Toli, Meijer, Elegant and 

Kingdom, ahşap zemin kaplama ürünlerini sergileyen Alsapan, Adopen, 

Classen, Fransız Ahşap Derneği, Haro, Swiss Krono Group, Parador, 

Kaindl, Egger, Faus, Giant, Weitzer Parkett, Edelholz, Balterio, Alloc, 

Unilin, Homelegend, Lamett, Power Dekor, Arte Mundi, A&W ve Valinge; 

zemin kaplama teknolojisini sergileyen Balta, Bahariye Mensucat, 


Boyteks, Festival Halı, Nishaburi, 

Oriental Weavers, Farrahi, Shanhua, 

Haima, SanLi, Beaulieu, Mannington, 

Best Wool Carpets ve Suminoe 

halı sergisi ve Homag, Osmo, Dynea, 

Klumpp, Winters-teiger, Hawk, Banfert 

ve Azumi. 

DOMOTEX asia/CHINAFLOOR 

Fuarı birbirinden renkli özel etkinlik 

alanları ile dikkat çekmeye 

devam ediyor! 

20 - 22 Mart 2018 tarihleri arasında 

toplam 15.000 metrekareden fazla 

açık hava fuar alanı ile 5 salonun 

halı ve kilimlere, 4 salonun ahşap, 

laminat, mantar, bambu, diğer sert 

zemin kaplamaları ve FloorTech’e, 3 

salonun ise ticari işletmeler, endüstriyel 

alanlar ve konutlara yönelik 

dayanıklı zemin kaplama ürünlerine 

ayrılan ve toplam 12 salondan oluşan 

Uluslararası DOMOTEX asia/CHINAF- 

LOOR Fuarı özel alanları ile de dikkat 

çekiyor. 

Kimler özel alanlardan faydalanabiliyor? 

KCA Ltd’den yeni ve umut vadeden 

uluslararası bir mimar olan Kostas 

Chatzigiannis tarafından tasarlanan 

ve katılımcıların en yeni ürünlerini 

lanse etmelerini sağlayan zemin 

kaplama platformu InnovAction programına 

katılan tüm fuar katılımcıları 

için Özel alanlar oluşturulacak. El 

halısı sektöründe bir kez daha özel ve 

lüks bir deneyim için ikinci kez hayata 

geçirilen Luxury Brands halı fuarında, 

tekrar katılım gösterecek el kilimi 

markalarının yanı sıra yeni tasarımcılar 

da yer alacak. 

Birbirinden renkli etkinliklerle 

DOMOTEX asia/CHINAFLOOR’da 

festival havası esecek! 

2018’de DOMOTEX asia/CHINAFLO- 

OR, Cadex konferansları ve etkinlikleri, 

yenilikçi malzemeler alanındaki 

lider global ağ tarafından 

gerçekleştirilecek Materia Fuarı ve 

Yerden Isıtma ve Hastane Mekan 

Tasarımı Forumu gibi çok sevilen ve 

güvenilen daha birçok program ve 

sergiyle eş zamanlı gerçekleşecek. 

Bunlara ek olarak Ahşap ve PVC 

Duvar Kaplaması sergisi ve Spor 

Zemin Kaplamaları Forumu’ndaki 

kış sporları temalı etkinlikler gibi 

daha birçok heyecan verici yeni 

lansmanlar da yer alacak. 


ile markanızı dünya devlerinin 

arasına taşıyın! 

Dünyanın en büyük zemin kaplama 

pazarı olan Asya-Pasifik’e erişmek 

ve burada iş yapmak için benzersiz 

bir uluslararası iş platformu 

sunan DOMOTEX asia/CHINAF- 

LOOR’un bölgedeki 20. yılını 

kutladığı 2018 etkinliğinde, 

siz de geç kalmadan 

yerinizi ayırtın, markanızı 

sektör profesyonelleriyle 

buluşturun! 


Counting down for 

DOMOTEX asia / CHINAFLOOR 

Shanghai New International Expo 

Center will be the meeting point 

amongst flooring professionals once 

more during this anniversary edition 

of DOMOTEX asia/CHINAFLOOR that 

celebrates 20 years, from when it was 

first launched, in March 2018. With 

six months before the show, exhibitors 

from across the flooring industry 

are quickly securing their space at 

the upcoming edition, with over 80% 

of the show being already booked. 

The show’s internationality is increasing 

year per year with even more 

world renowned brands joining the 

largest flooring show in Asia Pacific 

in its upcoming editions. International 

brands, up to date, occupy more 

than 21% of the total confirmed 

exhibiting space. Some of the world’s 

leading brands that will be part of 

this DOMOTEX asia/CHINAFLOOR 

are: Armstrong, Gerflor, KCC, KDF, 

LG Hausys, Nox, US FLOORS, HanWha, 

Tarkett, Toli, Meijer, Elegant and 

Kingdom showing resilient flooring, 

Alsapan, Classen, French Timber 

Association, Haro, Swiss Krono 

Group, Parador, Kaindl, Egger, Faus, 


Giant, Weitzer 

Parkett, Edelholz, 

Balterio, 

Alloc, Unilin, 

Homelegend, 

Lamett, 

Power 

Dekor, Arte 

Mundi, A&W 

and Valinge 

displaying wood 

flooring, Balta, 

Boyteks, Nishaburi, 

Oriental Weavers, Farrahi, 

Shanhua, Haima, SanLi, Beaulieu, 

Mannington, Best Wool Carpets 

and Suminoe exhibiting carpets, 

and Homag, Osmo, Dynea, Klumpp, 

Winters-teiger, Hawk, Banfert and 

Azumi showing floor technology. 

The exhibition ground in 2018 comprises 

of 12 halls among which 5 

are dedicated to carpet and rugs, 4 

to wood, laminate, cork, bamboo, 

other hard floors and FloorTech, 

and 3 halls dedicated to resilient 

floorings for commercial, industrial 

and residential purposes along with 

more than 15,000sqm of outdoor 

The 20th edition 

of DOMOTEX asia/ 

CHINAFLOOR, the most 

important event of the floor 

covering industry in Asia 

Pacific, is well prepared for 

the forthcoming edition, 

20-22 of March 2018 in 

Shanghai. 

exhibiting space. Special areas will 

be created for all exhibitors participating 

in the InnovAction program, 

the flooring platform that enables 

them to launch their newest products, 

designed by an international new 

and aspiring architect, Mr. Kostas 

Chatzigiannis of KCA Ltd. Luxury 

Brands carpet show is coming 

back for the second time with some 

returning handmade rugs brands as 

well as brand new designers for one 

more exclusive upscale experience 

in the world of handmade carpets. 

cadex conferences and events, Materia 

exhibition, a showcase by the 

leading global network in the field 

of innovative materials, and many 

more of the well-loved and trusted 

programs and showcases such 

as the Floor Heating or 

the Hospital Space 

Design Forum, of 

DOMOTEX asia/ 

CHINAFLOOR 

will also be 

present in 

2018 along 

with many 

more exciting 

new launches, 

like the Wood 

& PVC Wallboard 

showcase or 

the winter sports 

themed events in the 

Sports Flooring Forum. 


2017 gathered 1,364 exhibitors from 

40 countries and attracted 54,529 

trade visitors, of which 12,812 international, 

coming from 100 nations. 

The 2018 edition that marks 20 years 

of DOMOTEX asia/CHINAFLOOR in 

the region is expected to become 

a unique point of reference for all 

flooring professionals from around 

the world as it continues its successful 

route offering the flooring world 

a unique platform to access and do 

business in Asia – Pacific, the biggest 

flooring market in the world.

Geleneksel eşyamız kilim 

Ceren Kilim ile evlere geliyor 

Türk 

kültürünü ve 

mirasını tasarımlarına 

taşıyan Ceren Kilim, 

zengin ürün çeşitliliği 

ile olukça iddialı! 


Kullanım noktasında sağladığı kolaylıkla 

kadınların en çok tercih ettiği 

ürün türü olan kilimde, Ceren Kilim 

her zevke uygun ürettiği ürünlerle 

dikkat çekiyor. Tasarıma önem 

verdiklerini her fırsatta dile getiren 

Adem Tekstil Firma Yetkilisi Adem 

Bacaksız, üretim süreçlerini ve 

hedeflerini Decor dergisi okurlarıyla 

paylaştı. 

Adem Tekstil firması ne zaman 

kuruldu? Marka bünyesinde hangi 

tür halıları sergiliyorsunuz? 

Firmamız 1997 yılında küsget sanayi 

sitesinde faaliyete geçmiştir. Kilim 

şark odası takımı, otantik şark kilimi, 

döşemelik kumaş, Selçuklu kilim, 

Osmanlı kilim ve ev tekstil ürünleri 

ile yöresel kumaş ürünleri gibi 

zengin bir ürün portföyü ile sektöre 

hizmet vermekteyiz. Sunduğumuz bu 

çeşitlilikle birlikte tasarım noktasında 

da her zaman farklı zevklere hitap 

edebilen halılara bünyemizde yer 

veriyoruz. 

İşin mutfağı yani üretim kısmında 

nasıl bir süreç var? Yıllık 

üretim hacminiz nedir? 

İlk etapta işin Ar-Ge çalışması 

yapılıyor. Bu doğrultuda bir prototip

oluşturduktan sonra halıya ruhunu 

verecek olan renk ve motifler 

üzerinde duruluyor. İşin bu tarafında 

belirleyici birçok etken var. Bunlardan 

en önemlisi müşteri beklentisidir. 

Sonrasında evlerin atmosferinin 

tamamlayıcısı olan kilimler üretim 

tesisimizde hayat buluyor. 

Adem Tekstil olarak yıllık üretim 

hacmimiz ise 757.057,03.-m 2 ’dir. 

2017-2018 Sonbahar-Kış koleksiyonunda 

ön plana çıkan renk, 

desen ve tema nedir? Adem 

Tekstil’in tasarım çizgisini nasıl 

yorumluyorsunuz? 

Adem Tekstil olarak Ar-Ge çalışmalarıyla 

tasarım noktasında farklı ve 

yenilikçi çalışmalara imza atıyoruz. 

Önceliğimiz daima müşteriye beğeni 

ve beklentisi doğrultusunda ürünler 

sunabilmek. Bunun içinde sürekli 

araştıran, geliştiren ve yenilik oluşturan 

bir yapıda hareket ediyoruz. 

Yapılan çalışmalarla vizyonumuzu 

geliştirip, daha geniş bir penceren 

bakıyoruz. Yaptığın işe önem vermek, 

kurumsal olmak ve büyümek 

de bunu gerekli kılar. 

Tasarımda kendi tasarım ekibimizin 

hayal gücü ve sezonun trendleri 

dışında müşterilerin beklentileri, 

görmek istedikleri renk ve desenler 

de belirleyici rol oynuyor. 

İhracat tarafında hangi ülkelerle 

çalışıyorsunuz? 

Markayı konumlandırırken ihracat 

hep bizim için öncelikli hedefler 

arasındaydı. Bugün yurtdışı ayağında 

hedeflerimizi büyük ölçüde 

yakaladık. Üretim parkurumuzdaki 

ürünlerin %70’ini ihraç ediyor, 22 

ülkeye ürünlerimizi ulaştırıyoruz. Biz 

hedeflerini net koyan ve bu yolda sürekli 

kendini geliştiren bir firmayız. 

Bu nedenle ilerleyen dönemlerde de 

üretim ve ihracat için önemli planlarımız 

var. 

İç piyasada ise Türkiye’nin dört bir 

yanına satış faaliyetinde bulunuyoruz. 

Ülke genelinde ciddi bir marka 

bilinirliği yakaladık diyebiliriz. 

Dergimizin okurlarına bünyenizde 

ilk kez duyurabileceğimiz bir 

yenilik var mı? (Yatırım, internet, 

markalaşma, üretim hacmi, 

büyüme, hedef, ihracatta yeni 

noktalar gibi) 

Bünyemizdeki en büyük yenilik 

sürekli değişen ürün çeşitliliğidir. 

Ürün çeşitlerimizi www.cerenkilim.com 

wep sayfamızdan takip 

edilebilir, bünyemizdeki yenilikleri 

inceleyebilirsiniz. 2018 yılında Ar-Ge 

çalışmalarımızı daha çok geliştirip 

ve vizyonumuzu geliştirmeyi hedefliyoruz. 

Bu yönde yaptığımız planlamalar 

ile daha fazla noktaya ihracat 

yapmayı amaçlıyoruz. 


colors and motifs that reflect the 

sprit of design. Several factors are 

considered at this stage. The most 

important is the expectations of 

customers. Then we decide on the 

best kilim that will complete the 

atmosphere of homes. Annual production 

capacity of Adem Textile is 

more than 700 thousand sqm. 

Our traditional rugs 

come to houses with 

Ceren Kilim 

Ceren Kilim carries Turkish culture and 

heritage to its designs and offers rich choices 

to buyers 

Kilim is one of the most practical floor 

covers preferred by women. Ceren 

Kilim attracts their interest with its 

tasteful designs addressing every 

buyer. Expressing his emphasis on 

design at every opportunity, Adem 

Bacasiz of Adem Textile shared his 

views on their production processes 

and targets with Décor magazine 

readers. 

When was Adem Textile established? 

What kind of carpets 

have you been exhibiting under 

your brand? 

Our firm was established in 1997 

in Kusget Industrial Zone. We have 

been serving our buyers with a large 

product portfolio including Kilim 

orient room sets, authentic orient 

kilims, upholstery fabrics, Seljuq 

kilims, Ottoman kilims, home textile 

products and local fabrics. We have 

several designs and motifs addressing 

to every taste of the buyers. 

What does your production 

process have? How large is your 

production capacity? 

It starts with research and development. 

Then a prototype of the 

product is prepared including the 

What are the popular colors, 

motifs and theme in your 2017- 

2018 fall-winter collection? 

What are your comments on 

the line of design in your company? 

Our priority is to offer our products 

in line with their tastes and expectations. 

For this end, we have been 

seeking, researching, and developing 

new products. We extend our 

vision and expand our window of 

opportunities. The power of imagination 

of our design team, expectations 

of the customers, their 

preferences for color and motifs 

are the major factors that form our 

designs. 

With which countries do you 

have business in your exports? 

Exporting was among our major 

targets while building our brand. 

Presently, we got our targets in relation 

with our activities in foreign 

markets. 70 percent of our production 

is exported to 22 countries. We 

have certain targets and have been 

progressing our processes and 

activities. We have additional plans 

for our export operations. Our 

products are sold in every corner 

of Turkey. Our brand has a certain 

reputation in the country. 

Do you have any news that you 

want to relate to our readers 

in terms of investments, branding, 

growth etc.? 

The most important news about 

us is that we always expanding 

our product varieties. Buyers may 

follow them in our web site. We 

aimed to improve our research 

and development activities and our 

vision. Also we have plans to increase 

our market coverage in export 

markets. 


Home&Tex Fuarı’nı 

22 bin sektör profesyoneli ziyaret etti 

Ev tekstili ve dekorasyon sektörünün 

ihracatını artırmak amacıyla düzenlenen 

Home&Tex Fuarı, CNR EXPO Yeşilköy’de 

tamamlandı. Fuarı, yerli ve yabancı 22 bin 

315 sektör profesyoneli ziyaret etti. 

CNR Holding Kuruluşlarından İstanbul 

Fuarcılık A.Ş. tarafından Türkiye 

Ev Tekstili Sanayicileri ve İş Adamları 

Derneği (TETSİAD) iş birliğinde gerçekleştirilen 

Home&Tex ‘Ev Tekstili 

ve Dekorasyon Fuarı’ bu yıl 5’inci 

kez düzenlendi. Perdeden döşemelik 

kumaşa, yer kaplamalarından 

bornoza, havluya kadar ev tekstiline 

ve dekorasyonuna ait tüm ürünlerin 

bir arada sergilendiği Home&Tex 

Fuarı’nı, yerli ve yabancı 22 bin 315 

sektör profesyoneli ziyaret etti. Fuarda, 

Avrupa ülkeleri, Kuzey Afrika, 

Türki Cumhuriyetler, Orta Doğu ve 

Körfez ülkeleri başta olmak üzere 

60’ın üzerinde ülkeden gelen satın 


almacı heyetleri, katılımcı firmalarla 

buluşturuldu. Home&Tex Fuar her 

yıl olduğu gibi bu yıl da Almanya, 

Fransa ve İtalya’nın yanı sıra 

Rusya’dan yoğun ilgi gördü. Fuara 

yabancı alım heyetlerinin yanı sıra, 

Denizli, Uşak, Bursa, Ankara, 

Mersin, Kayseri, Çanakkale, 

Kocaeli ve Balıkesir başta olmak 

üzere Türkiye’nin dört bir yanından 

alım heyetleri katılım gösterdi. 

Ev tekstilinde canlı renkler tercih 

edildi 

CNR EXPO Yeşilköy’de 600 markanın 

katılımı ile düzenlenen 

Home&Tex Fuarı’nda, firmalar tarafından 

fuara özel olarak hazırlanan 

koleksiyonlar hem iç piyasada 

hem de uluslararası yatırımcılar 

arasında beğeni topladı. Ev tekstili 

ve dekorasyonunda tercihlerin bölgelere 

göre değişiklik gösterdiğine 

dikkat çeken firmalar, ev tekstilinde 

iç piyasada krem, toprak, mavi 

renk tonlarının, Rusya’da altın 

ve gümüş rengi tonlarının, Arap 

ülkelerinde de dökümlü desenlerin, 

canlı renklerin tercih edildiğini 

belirttiler. Endonezya, Cezayir, Fas, 

Libya gibi Müslüman ülkelerden 

gelen ziyaretçilerin fuarda, kadife 

seccadelere ilgileri büyük oldu.

Home & Tex Fair was visited by 

22 Thousand Sector Professionals 

Home & Tex Fair, which was organized with 

the aim of increasing the export volume of 

home textile and decoration sector, was held 

in CNR EXPO Yeşilköy. The fair was visited by 

22 thousand three hundred fifteen local and 

foreign sector professionals. 

Home & Tex “Home Textile and Decoration” 

Fair was organised this year 

for the fifth time by Istanbul Fuarcılık 

AŞ, an affiliate of CNR Holding, in 

cooperation with Turkish Home Textile 

Industrialists and Businessmen 

Association (TETSİAD). Home & Tex 

Fair was visited by 22 thousand three 

hundred fifteen local and foreign sector 

professionals, where a wide range 

of products related to home textile 

and decoration including and not limited 

to curtain, upholstery, flooring, 

bathrobes and towels were displayed. 

The fair hosted purchasing delegates 

from more than 60 countries 

including European Countries, North 

African Countries, Turkic Republics, 

Middle East Countries and Gulf 

Countries and brought them together 

with the participant countries. Home 

&Tex Fair just like every year attracted 

delegates from Germany, France, 

Italy and also from Russia. Along with 

the foreign buyer delegates, buyer 

delegates from the entire provinces 

of Turkey particularly from Denizli, 

Uşak, Bursa, Ankara, Mersin, Kayseri, 

Çanakkale, Kocaeli and Balıkesir 

attended the fair. 

Vivid Colours are preferred in 

Home Textile 

In Home & Tex Fair, which was organized 

with the participation of 600 

brands in CNR EXPO Yeşilköy, the 

collections prepared exclusively for 

the fair attracted the interest from the 

investors both from the domestic and 

international market. It was stressed 

by the companies that in home textile 

and decoration sector the preferences 

of the consumers vary from region to 

region, with respect to home textile 

cream, earth tones, blue tones are 

preferred in domestic market, gold 

and silver tones are preferred by 

the Russians, whilst floaty patterns 

and vivid colours are commonly gain 

appreciation in Arabic Countries. 

The visitors from Muslim Countries 

like Indonesia, Algeria, Morocco and 

Libya showed great attention to velvet 

player rugs at the fair. 


Bien’in koleksiyonları 

2018’in habercisi niteliğinde 

Bien Seramik’in 2018 yılı renk ve trendleriyle tasarladığı karolar, yeni yılda 

yeni bir başlangıç yapmak ve yaşam alanlarının atmosferini değiştirmek 

isteyenler için farklı seçenekler sunuyor. 

Bien Seramik’in yaşam alanlarına 

estetik bir görünüm kazandırmak 

için tasarladığı yer ve duvar karoları 

iç mekanlarınızda iddialı ve şık 

olma imkanı sunuyor. Doğallığın 

ön planda olduğu 2018 dekorasyon 

trendlerinde, mermerin asaleti, 

ahşabın sıcaklığı, doğal taşın sahiciliği 

yaşam alanlarında seçenekler 

olarak karışımıza çıkıyor. Özellikle, 

son dönemlerde cazibesini artıran 

mermer, yaşam alanlarına doğal 

ve asil bir görünüm kazandırırken, 

ahşabın sıcaklığı ve doğal taşın 

sahiciliği mekanlarınızı sahici bir 

kimliğe büründürüyor. Bien Seramik’in 

tasarladığı yeşil, krem, mavi 

ve gri tondaki tasarımlar yılın gözde 

renklerini vurgularken, bordürlerde 

kullanılan altın ve gümüş yaldızlar 

mekana hem şıklık hem de ışıltı 

kazandırıyor. 

Bu yıl da gözdeler 

Doğal konseptin parıltılarla kombine 

edildiği Bien Koleksiyonları’ndan 

Amazon, Anabell, Antique Carrara, 

Arch, Pietra Venata, Zebra Wood 

Serileri yılın iddialı koleksiyonları 

arasında yer alıyor. 

AMAZON: Bien Seramik’in Amazon 

Koleksiyonu renkleri ve tarzı ile değil 

aynı zamanda büyük ebatlarda olması 

ile 2018’de de gözde olacak bir 

seri. Adını Amazon Ormanları’ndan 

alan ve özellikle yosun yeşili rengiyle 

Amazon Ormanları’nı andıran seri 

tercih edildiği alanlarda cam gibi parlayan 

yüzeyi ile de cazibesini konuşturuyor. 

Seri parlak yüzeyi ve kolay 

temizlenme özelliği ile de ön planda. 

ANABELL: Seri mermer görünümüyle 

doğal taşın tüm zarafetini taşıyor. 

Büyük ebatlarda üretilen Anabell Serisi, 

mekandaki bütünlük duygusunu 

en üst seviyeye taşımasıyla mimarların 

ilk tercihleri arasında yer alacak 

nitelikte. Serinin Oceon, River, Siena, 

Crema tonları mevcut. 

ANTIQUE CARRARA: Seri altın ve 

platin renklerinde tasarlanmış. İki 

renk seçeneğinden oluşan koleksiyonun 

içinde yer alan özel dekor ve 

dekofon seçenekleri ile zarif ve şık 

banyoların imzası atılıyor. 

ARCH: Kullanıldıkları alanlarda 

genel konsepte ve estetiğe katkıda 

bulunacağının bilinciyle hareket eden 

Bien Seramik’in Arch Serisi mekanlarda 

zarafetle birlikte bütünlük 

oluşturmanıza imkan tanıyor. 

PİETRA VENATA: Özel dokusu, 

parlaklığı, açık tonları ile zengin 

kullanım alanı bulunan seri lüksü ve 

ihtişamı simgeler nitelikte. 

ZEBRA WOOD: Bien Seramik’in doğayı 

referans alarak tasarladığı Zebra 

Wood Serisi, ahşabın doğasında 

bulunan bütün incelikleri mekanlara 

yansıtıyor. Bu doğal görünüm mekanın 

sıcaklığını artırırken, insanın 

samimiyet ve yakınlık duygularına da 

dokunuyor. 

Kaliteli hizmet anlayışı ve mekanlara 

kattığı değer ile adından söz ettiren 

Bien Seramik ile daima genç ve 

daima yeni. 


Bıen’s Collectıons Are Gıvıng 

Some Clues About 2018 

Nobılıty Of Marble, Warmness 

Of Wood, Authentıcıty 

Of Natural Stone All In Bıen 

Collectıons 

The tiles designed by Bien Ceramic with the colors and trends of 2018 

offer different options for those who want to start a new life in the 

new year and change the atmosphere of their living space. One of 

the pioneers of ceramic design, Bien Ceramics has created new wall 

and floor tiles for an aesthetic appearance in living spaces, with the 

opportunity of being assertive and stylish in your indoors. 

In 2018 decoration trends where naturalness is the forefront, nobility 

of marble, warmness of wood and authenticity of natural stone comes 

to life as choices. 

In particular, marble, which has an increased attractiveness nowadays, 

gives living spaces a natural and noble appearance, while the 

warmness of wood and the authenticity of natural stone identifies 

your spaces genuinely. Bien Ceramic’s designs in green, cream, blue 

and gray finishes emphasize the colors of the year, while gold and 

silver gildings used in the borders give the place both elegance and 

glitter. 

AGAIN POPULAR THIS YEAR 

Amazon, Anabell, Antique Carrara, Arch, Pietra Venata and Zebra 

Wood Series from the Bien Collection, where the naturality concept 

comes with sparkles, are among the ambitious collections of the year. 

AMAZON: The Amazon Collection of Bien Ceramics will be popular 

in 2018 not only with its colors and style but also with its large size. 

It resembles its’ eponym, the Amazon Forests especially with its 

moss-green color. Bright with a shiny surface like glass, it is also 

preferred for an easy cleaning. 

ANABELL: Anabell series carry all the elegance of natural stone with 

marble looks. Produced in large sizes, this series will be among the 

architect’s first choices, coming with the deeply feeling of integrity. 

This series offers different tones such as Ocean, River, Siena, Crema. 

ANTIQUE CARRARA: This series was designed in gold and platinum 

colors. The signature of elegant and stylish bathrooms is certified 

with these colors, special decor and decofon (?) options. 

ARCH: Acting with awareness and responsibility that wherever it is 

used, it will contribute to the general concept and esthetics, the Arch 

Series of Bien Ceramics allows you to create elegance with integrity. 

PIETRA VENATA: Enriched by special texture, shine, light hues and 

a wide range of applicability, luxury and glory comes with the Pietra 

Venata series. 

ZEBRA WOOD: The Zebra Wood Series, designed with reference to the 

nature, reflects all the subtleties inherent in the wood into the spaces. 

While this natural appearance enhances the warmth of the space, it 

also touches the feelings of sincerity and closeness. Always mentioned 

with a sense of quality service and value added to the spaces, 

Bien Ceramics will make you feel forever young and always new. 


Türk mobilya sektörü, 

Furniture İstanbul’da dünyaya açıldı 

Türk mobilya sektörünü temsil eden firmaları aynı çatı altında buluşturan 

İstanbul Mobilya Fuarı (Furniture İstanbul) 7-12 Kasım tarihleri arasında CNR 

EXPO Yeşilköy’de düzenlendi. Fuarı, yerli ve yabancı 59 bin 64 kişi ziyaret etti. 

Fuarı ayrıca İtalya, Almanya, Avusturya ve İsviçre’nin yanı sıra, sektörün hedef 

pazarları olan Suudi Arabistan, Irak, Kuveyt, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri’nin 

de aralarında bulunduğu 84 ülkeden 4 bin 348 alıcı ziyaret etti. 

Modern, klasik ve modüler mobilyalardan 

ofis mobilyalarına, oturma 

gruplarından bebek, çocuk, genç 

mobilyalarına, yataklardan aksesuarlara 

ve bahçe mobilyalarına kadar 


her türlü ihtiyaca yanıt verecek ürünlerin 

sergilendiği Furniture İstanbul 

CNR EXPO Yeşilköy’de tamamlandı. 

Fuarı, 4 bin 348’i yabancı olmak 

üzere yerli ve yabancı 59 bin 64 kişi 

ziyaret etti. Bu yıl Furniture İstanbul 

Fuarı adı altında ilk kez gerçekleştirilen 

fuarda, Bellona, Bambi, Yataş, 

İstikbal, Alfemo, Enza Home, Bretz, 

Merinos, Fatih Kıral, İpek, Kilim,

Yatsan, Teleset, İşbir, Mondi, Tepe 

Home, İdaş, Buka, Novussi, Rengarenk, 

Almila, Kupa Genç Odası, 

Saloni, Loda, HKM Comfort, Leta 

Sandalye, Arno Home, Ladin, Cardin 

Concept ve ABC Mobilya’nın da 

aralarında bulunduğu 300 marka yer 

aldı. 

Yerli ve yabancı ziyaretçiden 

yoğun ilgi 

Fuarla ilgili değerlendirmelerde 

bulunan MOSDER Başkanı Nuri 

Öztaşkın, şöyle konuştu: “Her açıdan 

oldukça başarılı bir fuara imza attığımızı 

düşünüyorum. Furniture İstanbul, 

Türk mobilyasının tasarım ve 

fonksiyonellik yönünden üstünlüğünü 

sergileme konusunda önemli bir 

rol üstlenerek Türk Mobilya devlerini 

aynı çatı altında toplamayı başardı. 

Yurt dışından ve yurt içinden yoğun 

ilgi gören fuarımızı 6 gün boyunca 4 

bin 348’i yabancı olmak üzere 59 bin 

64 kişi ziyaret etti. Mobilya sektörünün 

kalkınmasında stratejik bir 

öneme sahip olan Furniture İstanbul, 

Türk markalarının dünyaya duyurulmasında 

da bir köprü görevi görmüş 

oldu. 300 markanın yeni ürünlerini 

ilk kez sergilediği fuarımız aynı zamanda 

Design Stories seminerleriyle 

yurt dışından çok önemli tasarımcıları 

da ağırladı.” 

84 ülkeden ziyaretçi ve alım 

heyeti 

CNR Holding Genel Koordinatörü 

Cem Şenel de fuara mobilya sektörünün 

lider ülkeleri olan İtalya, 

Almanya, Avusturya ve İsviçre’nin 

yanı sıra, sektörün hedef pazarları 

olan Suudi Arabistan, Irak, Kuveyt, 

Katar, Birleşik Arap Emirlikleri’nin 

de aralarında bulunduğu 84 ülkeden 

ziyaretçi ve alım heyeti katıldığını belirtti. 

Şenel, fuarda, yabancı alıcıların 

yanı sıra Manisa, Eskişehir, Kayseri, 

Ankara, Konya, Uşak ve Trabzon 

başta olmak üzere Türkiye’nin dört 

bir yanından alım heyetlerinin de 

ağırlandığına dikkat çekerek, sözlerini 

şöyle sürdürdü: “Furniture İstanbul’da 

2018-19 mobilya ve dekorasyon 

trendleri belirlendi. Tasarımın 

ön plana çıktığı fuarımızda, kumanda 

ve cep telefonu ile yönetilebilen akıllı 

yataklardan, öğretici ve eğitici genç 

odasına, masaj yapan ve akıllı sehpası 

bulunan bazalara kadar pek çok 

inovatif ürün sergilendi. Tasarım ve 

inovasyon odaklı bir yaklaşımla diğer 

fuarlardan ayrılan fuarımızda, İtalya, 

İspanya, Fransa Finlandiya, Hollanda’dan 

gelen 14 tasarımcı Design 

Stories adlı seminer etkinliğinde 

genç tasarımcı adayları ile bir araya 

gelerek, geleceğin dizaynları ve 

dünyaca ünlü markalarla çalışmanın 

sırları ile ilgili sunumlar yaptılar.” 

En iyi stant ödülü Enza Home’un 

oldu 

Fuar kapsamında düzenlenen 2017 

Tasarım Yarışması’na da ilgi büyük 

oldu. 193 ülkeye ihracat yapan 

Türk mobilya sektörünün en güzel 

örneklerinin gözler önüne serildiği 

Tasarım Yarışması Ödülleri, Furniture 

İstanbul Fuarı’nda sergilenen mobilya 

ürünleri arasında düzenlendi. 

7 ayrı kategoride ürünlerin yarıştığı 

Tasarım Yarışması’nda, Enza Home, 

Selena, Loda, İşbir Yatak, Almila, 

Rengarenk, İstikbal, Teleset, Yatsan, 

Yataş Bedding, İdaş ödüllendirilen 

firmalar oldu. 2017 Tasarım Yarışması’nda 

Yemek Odası, Yatak Odası, 

Tamamlayıcı Mobilya-Aksesuar ve 

En İyi Stant kategorilerinin birincisi 

Enza Home firması oldu. Yarışmada, 

Oturma-Dinlenme Kategorisinde 

Selena, Genç Odası kategorisinde Almila, 

Uyku Kategorisinde de Yatsan 

birincilik ödüllü ile taçlandırıldı. 


Turkish furniture sector opens 

up to the world in Istanbul 

Istanbul Furniture Fair (Furniture Istanbul), which brings together the 

companies representing 75% of the furniture sector, was organised in 7-12 

November in CNR EXPO Yeşilköy. The fair was visited by 59 thousand sixtyfour 

local and foreign delegates. 

Furniture Istanbul was visited by 4 

thousand three hundred forty-eight 

buyers from 84 countries from the 

target markets of the sector including 

Saudi Arabia, Iraq, Kuwait, 

Qatar and United Arab Emirates, 

along with Italy, Germany, Austria 

and Switzerland. 


Istanbul Furniture Fair (Furniture 

Istanbul) was held in CNR expo 

Yeşilköy, where a great range of products 

which can address every need, 

including but not limited to modern, 

classic, modular furniture, office 

furniture, sitting furniture, baby, kids 

and teen furniture, beds, accessories 

and garden furniture were displayed. 

Istanbul Furniture Fair (Furniture 

Istanbul), which brings together the 

companies representing 75% of the 

furniture sector, was visited by 59 

thousand sixty-four local and foreign 

delegates. This year the fair was 

organised for the first time under

its new name “Furniture Istanbul” 

with the participation of 300 brands 

including but not limited to Bellona, 

Bambi, Yataş, İstikbal, Alfemo, Enza 

Home, Bretz, Merinos, Fatih Kıral, 

İpek, Kilim, Yatsan, Teleset, İşbir, 

Mondi, Tepe Home, İdaş, Buka, Novussi, 

Rengarenk, Almila, Kupa Genç 

Odası, Saloni, Loda, HKM Comfort, 

Leta Sandalye, Arno Home, Ladin, 

Cardin Concept and ABC Mobilya. 

Great Interest from Local and 

Foreign Visitors 

Nuri Öztaşkın, the Chairman of 

Association of Turkish Furniture 

Manufacturers (MOSDER) made the 

following evaluations regarding the 

fair: “I believe we have accomplished 

success at this fair in every aspect. 

Future Istanbul will play a significant 

role in displaying the supremacy of 

Turkish furniture sector with respect 

to design and functionality. The fair 

attracted great attention both from 

abroad and domestically with the 

participation of 4 thousand three 

hundred forty-eight foreign delegates 

and with a total of 59 thousand 

sixty-four visitors in 6 days. Furniture 

Istanbul, acquiring a strategic 

importance for the development of 

the furniture sector, acted also as a 

bridge to introduce the Turkish brands 

to the world markets. The brand 

new products of 300 brands were 

displayed for the first time at this 

fair and we had the opportunity to 

host world renowned designers from 

abroad via Design Stories Seminars 

at the fair. 

Visitors and Buyer Delegates 

from 84 Countries 

Cem Şenel- General Coordinator of 

Cem Şenel noted that 4 thousand 

three hundred forty-eight visitors 

and buyer delegates from 84 countries 

from the target markets of 

the sector including Saudi Arabia, 

Iraq, Kuwait, Qatar and United Arab 

Emirates, along with Italy, Germany, 

Austria and Switzerland attended to 

the fair. Şenel pointed out that the 

fair hosted buyer delegates from the 

entire provinces of Turkey, particularly 

from Manisa, Eskişehir, Kayseri, 

Ankara, Konya, Uşak and Trabzon, 

along with foreign buyers and continued 

his words as follows: “2018-19 

furniture and decoration trends were 

set in Furniture Istanbul. Design was 

at the first place at the fair and many 

innovative products including but not 

limited to remote control and smart 

phone enhanced beds, instructional 

youth rooms and bed bases with 

smart tables were displayed. Our 

fair distinguishes from other fairs 

with its design and innovation based 

approach and 14 designers from 

Italy, Spain, France, Finland and 

the Netherlands came together in 

Design Stories Seminar and gave 

presentations regarding the designs 

of the future and the mysteries of 

working together with world-famous 

brands. “ 

The Best Booth brand was granted 

to Enza Home 

2017 Design Contest, which was 

organised in cooperation with Pozitif 

Fuarcılık, an affiliate of CNR Holding 

and Association of Turkish Furniture 

Manufacturers (MOSDER), 

attracted great attention. Design 

Contest Awards were chosen among 

the furniture products exhibited 

in Furniture Istanbul Fair, where 

the best examples of Turkish furniture 

sector, with a great amount 

of export volume to 193 countries, 

were displayed. The products in 7 

separate categories competed for 

the Design Contest Awards and Enza 

Home, Selena, Loda, İşbir Yatak, 

Almila, Rengarenk, İstikbal, Teleset, 

Yatsan, Yataş Bedding and İdaş 

were the awardees. Enza Home was 

granted as the winner of the dining 

room, complementary furniture-accessories 

and the best booth. In the 

contest, Selena was granted to an 

award in living room-resting room 

category and Yatsan was awarded 

for sleeping category. 


Kadife halılar dijital 

baskı ile buluşuyor 

Başoğlu Tekstil Genel Müdürü 

Servet Başoğlu 

Kadife halılarıyla halı sektöründeki iddiasını seccadeye taşıyan 

Başoğlu Tekstil, sektörü dünyada ilk olma özelliği taşıyan kendinden saçaklı 

kadife seccade ile tanıştırdı. 

Kadife/Pamuklu halıdan dijital baskı 

halılara uzanan geniş ürün grubu ile 

Başoğlu Tekstil, halı sektörüne katma 

değer katıyor. Bünyesindeki kadife 

halıları ile dikkat çeken markanın 

yılların tecrübesini arkasına alarak, 

kısa sürede sektörde geldiği konumu, 

yaptığı çalışmaları ve hedeflerini 

Başoğlu Tekstil Genel Müdürü 

Servet Başoğlu ile konuştuk. Liberta 

Home ve Ledeyna Seccade, her iki 

markası ile de ağırlıklı olarak ihracat 

tarafına yöneldiklerini ifade eden 

Başoğlu, ülkemizi yurtdışında Türk 

ürünlerinin kalitesi ile buluşturmayı 

amaçladıklarını söyledi. 

Mekikli tezgahlardan gelen 

Başoğlu, sektöre nasıl giriş 

yaptı? 

1969 yılında aile olarak İstanbul’a 

göç ettikten sonra ilk olarak küçük 


yaşlarda bir terzide çırak olarak işe 

başladım, ilkokulu bitirene kadar 

marangoz ile torna kaynak atölyelerinde 

çıraklık yaptım. Orta okula başladıktan 

sonra mekikli halı dokuma 

fabrikasında liseyi bitirene kadar vardiya 

bakım ustası olarak görev yaptım. 

Vatani görevimi yaptıktan sonra 

1989 yılında Epengle Döşemelik 

Kumaş Fabrikasında usta olarak çalışmaya 

başladım. Yardımcı İşletmeler 

Şefliği görevine kadar geldikten 

bir süre sonra 1994 yılı sonuna doğru 

Vefateks firmasına transfer oldum. 

1999 yılında ise Marmara Mencusat 

firmasında Üretim Planlama Şefi 

olarak sektöre devam ettim. Firma 

kendi içerisinde ikiye ayrıldığında 

Marmara Mencusat’ta Satın Alma ve 

Sosyal İşler Amirliği pozisyonunda 

görevimi sürdürdüm. 2001 yılında 

yollarımızı ayrıldıktan sonra Aydın 

Tekstil firmasında İşletme Şefliği ve 

kısa süre sonrada Dokuma Müdürlüğü 

görevini 2005 yılına kadar yerine 

getirdim. Daha sonra sektörde farklı 

firmalarda yıllar içerisinde edindiğim 

tecrübeyi kendi işimi kurarak 

taçlandırdım. 

Başoğlu Tekstil olarak ne zamandan 

beri sektörde faaliyet 

gösteriyorsunuz? 

Sektöre resmi olarak iki yıldır hizmet 

veriyoruz. İki yıl öncesine kadar serbest 

olarak sektörde çalışmalarım 

oldu. 

Üretim tarafında hangi ürün 

grupları yer alıyor? 

Özellikle dokuma alanında üretim 

faaliyetinde bulunuyoruz. Halı sektöründe 

kadife dokuma ile döşemelik 

kumaş sektörüne hizmet veriyoruz.

Halı, seccade ve döşemelik kumaş 

alanlarında geniş bir ürün yelpazesi 

sunuyoruz. Müşterin istediği tarzdaki 

ürünü yaparak teslim ediyoruz. Pamuklu 

dokuma halı alanına Liberta 

markası, seccade alanına ise Ledeyna 

markamız ile sektöre giriş yaptık. 

Arapça kökenli Allah’ın makamı 

anlamına gelen ‘Ledeyna Seccade’ 

markasının patenti ile ‘Liberta home’ 

markalarının isim tescil patenti bize 

aittir. Dijital baskılı halılarla tanışınca 

pamuklu halılar popülerliğini 

kaybetti. Dijital baskılı olarak deri ya 

da keçe taban üzerine sünger sonrasında 

kadife kumaş alevli laminasyon 

ile birleştiriliyor. Daha sonra bu 

kumaşın üzerine dijital baskı olarak 

istediğimiz ölçülerde desen basabiliyoruz. 

Ayrıca ürün grubumuza ilave 

olarak Liberta home markamız ile 

Patchwork, yani tamamen el emeği 

ie yapılan, istenilen ölçülerdeki 

halı, yolluk, seccade, yastık, kırlent, 

yemek masası üstünde kullanılan 

Runner adı verilen ürünleride müşterilerimizin 

talebi doğrultusunda 

atölyemizde tecrübeli elemanlarımız 

ile üretim yaparak hizmet vermekteyiz. 

Dijital baskı alanında diğer markalardan 

sizi ayıran fark nedir? 

Dijital baskıda piksellenme 

sorununa nasıl çözüm getiriyorsunuz? 

Dijital baskı halıda piksellenme 

olayı çok önemlidir. Desenlerimiz 

özenle seçiliyor. Baskıda ideal ölçü 

1.20*1.80’dir. Bunu küçülterek 80’e 

1.50 boyutuna getirdiğinizde boğulma 

oluyor. Tam tersi yükselterek 

1.60’a 2.30 ölçüsünde basılacağı 

zamanda desende bir açılma oluyor. 

Biz bu sorunu desen üzerinde 

yaptığımız düzeltmelerle en aza 

indiriyoruz. Şönil dokuma kumaş 

üzerine altı lateks kaymaz taban 

yapılarak kumaş üzerine müşterinin 

istediği ölçüde beğendiği deseni 

baskı yapıyoruz. Halının kenarları 

da yine müşterinin isteğine bağlı 

olarak kıvırılmış, overlok ya da çoban 

dikiş yaparak, isteğe göre de saçak 

dikilerek müşteriye ürünü sunuyoruz. 

Üretimde müşteri beklentisini 

göz ardı etmeden, her zevke uygun 

tarzda halılar sunuyoruz. Tuğra/Örnek 

Halı gibi halı sektöründe önemli 

toptancı firmaları ile çalışıyoruz. Bu 

firmaların istedikleri desen ve ölçüde 

kendilerine hizmet sunuyoruz. Ayrıca 

ürünü zamanında teslim etmek 

bizim marka prensibimiz açısından 

önem teşkil ediyor. Müşteri memnuniyetini 

korumak adına yapılması 

gerekenlerin bilinciyle hareket 

ediyor, müşterileri daima kaliteli 

ürünle buluşturmayı amaçlıyoruz. 

Yılların verdiği bilgi ve birikimi üretim 

tarafına taşıyarak kendi markalarımız 

dışında farklı markalara fason 

üretim de gerçekleştiriyoruz. 

İhracat tarafında hangi ülkelerle 

çalışıyorsunuz? 

Ledeyna Seccade markasındaki 

birbirinden farklı tasarımda seccadelerimizi 

Tacikistan ve Bangladeş’e 

gönderiyoruz. Farklı tarzda ve kalitede 

seccadeleri dünyadaki farklı ülkelerle 

buluşturuyoruz. Aynı zamanda 

Özdilek firmasının havlu, bornoz, ev 

tekstil v.s. ürünlerinin Tacikistan’da 

distribütörlüğünü yürütüyoruz. Bu 

tarz çalışmaların devamı gelecek, 

güzel projelerimiz var. 

Yüzdelik olarak markanın iç piyasa 

ve ihracat dağılımı nasıldır? 

Şuan üretilen ürünlerin yüzde 70’ini 

ihraç etmekteyiz. Kalan yüzde 

30’luk kısım ise iç piyasada belli 

başlı noktalara ulaşıyor. 

Ne kadarlık bir üretim tesisinde 

hizmet veriyorsunuz? 

Üretim tesisinde 50’in üzerinde 

dokuma tezgahı var. Kadife üretim 

fabrikamız Habibler ’de konumlanırken, 

ofisimiz Tekstilkent’tedir. 

Şönil kumaştan üretilen ürünler ise 

Bursa’da üretilmektedir. Yenibosna’daki 

yerimizde baskı ve konfeksiyon 

işlemleri yapılıyor. Dijital baskıyı 

da kendi bünyemizde gerçekleştiriliyor. 

Üretimin her aşaması bünyemizde 

yapıldığı için müşterilere 

daha hızlı cevap verebiliyoruz. 

İlk 2015 yılında Hom&Tex Fuarı’na 

katıldık. Sonrasında Azerbaycan’da 

Decor Expo Fuarı’nda yer aldık. 

Geçtiğimiz günlerde düzenlenen 

Evteks Fuarı’nda da vardık, bu 

yılki Hom&Tex Fuarı’na da katılım 

sağladık. 

Kendinden saçaklı kadife seccade 

ürününüzü anlatır mısınız? 

Normalde dokuma işleminden sonra 

apre işlemi yapılan kadife seccadeye 

saçak sonradan konfeksiyon aşamasında 

dikilir. Bu ürettiğimiz ürün 

kendinden, yani dokuma aşamasında 

saçaklı olarak üretilmesi ile sektörde 

bir ilk olma özelliği taşıyor. Uzun 

uğraşı sonunda teknik olarak ilk 

kez böyle bir ürün ürettik, ve bu bizi 

de heyecanlandırdı. Dünyada bir ilk 

olduğu için ürünün patentini aldık. 

Ürünün üretimi, yurtiçi ve yurtdışı 

satışı bize aittir. 


Carrying its competence with velvet 

carpets in the carpet sector to the prayer 

rug business Basoglu introduces 

its first prayer rugs with fringes 

Velvet carpets meet 

with digital printing 

Having a wide range of product variety from cotton velvets 

to digitally printed products Basoglu adds value to the 

carpet sector. Recognized with its velvet carpets the 

company has attained a respectful place in the sector 

with its years of experience, painstaking works and high 

targets. We spoke with General Manager Servet Basoglu 

about their success story. He said they concentrated 

more in export markets with its Liberta and Ledeyna 

brands. 

How did your company enter in the sector from 

shuttled looms? 

I had started in a tailor’s shop as an apprentice during my 

childhood in 1969 when my family has moved to Istanbul. I 

worked as a maintenance master in carpet weaving factory 

on shuttled looms. Then I got promoted to operation chief 

position in a famous factory than I transferred to a couple of 

other companies firt at Epengle Upholstery Fabric Factory 

in 1989 and later at Vefateks in 1994 and promoted up to 

the position of production planning chief. Then I worked as 

procurement manager in Marmara Mensucat and in 2007 

got a job in Aydin Tekstil where I served as Operations chief 

and weaving director for five years. Then I founded my own 

company to trade my years of experiences in the sector, two 

years ago. 

How long have you been in the sector as Başoğlu 

Tekstil? 

Oficially we have been in the sector for two years. Until 

then I had activities in the sector as freelance. 

What types of products are made in your company? 

We focused on weaving side of the business and have 

been serving to upholstery fabrics sector with our velvet 

type of textiles. We also make carpets, prayer rugs and 

upholstery fabrics. We make what our customers wanted. 

We entered in the market with our Liberta brand in 

carpets, and Ledeyna brand in prayer rugs, all made of 

cotton materials. Both brands are registered; Ledeyna is 

an Arabic term having a sacred meaning. When digitally 

printed carpets entered in the market, cotton carpets 

have lost its popularity. We make digital printing on 

leather or felt surfaces and coated behind with foam and 

velvet fabrics. 


What distinguishes your product from others’? 

What is your solution for pixellence during digital 

printing? 

It is an important matter in digital printing works. 

We choose the motifs delicately. If you do not keep 

the original sizes of motifs both in length and in width 

patterns and motifs lost their original appearance. For 

this reason, we make digital printing works on carpets 

as it is foreseen during the design stage. Then we make 

stitches on four sides of the items. We know what our 

customer want and produce our carpets up to every 

taste and choices. We have deals with major wholesalers, 

such as Tugra Hali and Ornek Hali. It is our main 

principle to deliver the orders just in time of demand. 

Besides our branded products we are producing for 

other companies as well. 

Who are your business partners in export side? 

We ship our prayer rugs under Ladeyna brand to Bangladesh 

and Tajikistan, and some other countries. We 

provide our distinctive prayer rugs with different countries 

over the world. We also act as distributor of towels, 

bathrobes and home textile products of Ozdilek brand in 

Tajikistan. Similar projects are in the line beside other 

beautiful projects. 

What is the share of your sales in domestic and 

export markets? 

Presently, 70 % of our manufacturing is exported. Rest 

is sold in the country. 

How large is your production facility? 

There are more than fifty looms in the factory, in Habibler, 

Istanbul. Our main office is in Tekstilkent. Products 

made of chenille fabrics are produced in Bursa. Printing 

and other finishing works are done in our office in 

Yenibosna, Istanbul. Since all products are made in our 

facilities we can promptly meet the demands and orders 

of our customers. We have been in Hom&Tex Fair 

for the first time in 2015. Then we went to Décor Expo in 

Azerbaijan and recently we participated in Evteks Fair 

and returned to Hom&Tex fair. 

What is the fringe extended type of prayer rug, 

would you explain it? 

Normally, fringes are sawn at the end of the process. 

Our rug is the first kind that its fringes are built-in the 

fabrics at the looming stage. We are the first that make 

this first in Turkey after long and painstaking works 

and studies, so we are excited and got it registered for 

domestic and foreign sales.

Soyut dokunuşların modern yansıması, 

ARTEMİS EXPERIENCE 

Artemis Halı, modern çizgileri tercih edenler için fırça darbelerinin eşsiz görsel 

şöleni yeni Experience’ı sunar. 

Halı koleksiyonları ile stil sahibi 

yaşam alanlarına imza atan, renk ve 

desenleri ile zarafeti mekanlara taşıyan 

Artemis Halı, yeni koleksiyonuyla 

dekorasyon severlerin vazgeçilmezi 

olmaya devam ediyor. Çağdaş resim 

sanatından ilham alan Experience 

Koleksiyonu; desenleri, renk harmonisi 

ve kalitesiyle göz dolduruyor. 

Soyut tabloların fırça darbelerinden 

esinlenerek tasarlanan Experience 


Serisi; yaşam alanlarında modern ve 

stil sahibi bir atmosfer oluşturuyor. 

Dokuz ayrı desende yeşil, terra, bej 

ve vizon tonlarının harmanlandığı bu 

koleksiyon, özgün desen alternatifleriyle 

dikkat çekiyor. 

El halısı dokusunda, ipeksi yumuşak 

tuşeli, özel parlak akrilik iplik 

kullanılan Artemis Halı Experience 

Koleksiyonu, en son teknolojik tezgahta 

üretiliyor. Gaziantep Üniversitesi 

Tekstil Mühendisliği tarafından 

yapılan testlerde, halının kendi dokusundan 

kaynaklı tozlanma %74’e 

varan oranda azalım göstermiş 

Experience Koleksiyonu; DD ISO/PAS 

11856-2003 Textile Floor Coverings-Test 

Methods For Determinatıon 

Of Fıbre Bind-Hexapot Tumbler Test 

For Mass Loos standardına göre test 

edildi.

Reflection of abstract touches: 

ARTEMİS EXPERİENCE 

Artemis Carpet presents unique visual feast of brush hits for those who 

prefer modern lines 

Artemis Carpet, a brand that aims to 

design living spaces for style seekers, 

keeps its position in the eyes of 

its lovers of decorations with its new 

collection that reflects chick new 

with colors and patterns. Inspiring 

from contemporary visual arts, 

Experience collection satisfies eyes 

with its quality and color harmony. 

Designed as brush hits of abstract 

frames, the collection aims to 

establish a modern and stylized 

atmosphere in living spaces. The 

line has nine original patterns that 

harmonize green, terra, beige and 

vision tones of color. The collection 

is produced on the looms of the 

latest technology by using special 

brilliant acrylic fiber yarn that has a 

silky soft touché. Tests that made in 

the textile engineering department 

in Gaziantep University showed that 

dustiness factor of the carpet has 

been minimized by 74 %. The product 

is tested according to the DD ISO/ 

PAS 11856-2003 Textile Floor Coverings 

test methods for determination 

of fiber blind-hexapod Tumbler Test 

for mass loss. 


Gravity ile her zevke yönelik 

bir Patchwork halı var! 

Gravity Kurucu Ortağı ve Üretim Müdürü Göksan Nurcan 

Gravity, klasiğin moderne dönüştüğü 

Patchwork halıları özgün tasarımlarla özellikle 

Amerika ve Avrupa pazarı ile buluşturuyor. 

Avrupa’da ve Amerika’da yeni trend 

Patchwork halılar… Sanatsal ve 

modern görünümü ile dikkat çeken 

Patchwork halıyı farklı desenleri 

bir renk seramonisiyle tasarlayan 

Gravity, özgün stili ile sektöre yenilik 

katıyor. Meşakkatli bir işi sevgiyle 

keyfe dönüştürdüklerini anlatan Gravity 

Kurucu Ortağı ve Üretim Müdürü 

Göksan Nurcan, Patchwork halıya 

ilginin en çok Amerika ve Avrupa’da 

olduğunu söylüyor. Markanın hedeflerini 

de sorduğumuz Nurcan, 

Arjantin’de yeni bir mağaza açmayı 

hedeflediklerinden bahsediyor. 


Gravity markası nasıl kuruldu? 

Ürün gamınız nelerden oluşuyor? 

Neden Patchwork halı? 

Patchwork halıyı tercih sebebimiz 

sektörde bir daralma olmasıydı. Öncesinde 

bizim asıl işimiz halı, kilim 

tamiri ve alım satımıydı. Sonra baba 

mesleği olan konfeksiyon sebebiyle 

halının konfeksiyon tarafı olduğunu 

öğrendik. 2000 yılında üç ortak bu işe 

başladık. Şuanda Patchwork dışında 

yaptığımız bir iş yok ama Patchwork 

kendi içinde bölünüyor. Kilim, kendir 

ve halı var. İnce ve kalın malzeme 

olarak da değerlendirebiliriz. Bu işle 

ilgili dünyada çok büyük bir pazar var 

fakat Türkiye bu pazarda biraz geri 

kaldı. Güney Amerika, Amerika ve 

Avrupa’da büyüyor pazar, biz de yüksek 

satış hacmini görünce daha çok 

büyümeye başladık. Şuanda üretimimiz 

tamamıyla dış pazara yönelik, iç 

pazarla çalışmıyoruz. 

Üretim tesisinizin kapasitesi 

nedir? 

Üretimimiz burada, 1000 m 2 ’lik bir 

alanda gerçekleşiyor. Bu benim 

kurduğum üçüncü şirket diyebiliriz. 

Bu şirketin her şeyini biz tasarladık. 

Atölye sistemini ve ofisleri bizzat 

ben kurdum. Üretim atölyemiz bir 

yıldır faaliyet gösterirken, Gravity’nin 

geçmişi ise 3 yıl öncesine dayanıyor. 

Çok içimizi sinen bir atölye oldu, 

yaptığımız ürünler herkes tarafından 

çok beğeniliyor. Yaptığım işten çok 

keyif alıyorum. Üretim hedeflerimizi 

de çok yüksek tutmuyoruz, senelik 

25-30 bin m 2 hedeflerimiz var. Çok 

üretim yapmaktan ziyade biz kaliteye 

önem veriyoruz. 

Patchwork’ün diğer halı modellerinden 

ayrıştığı noktalar neler? 

Türkiye’de bu halı modeline ilgi 

ne yoğunluktadır? 

Türkiye’de 20 senedir Patchwork halı 

üretimi yapılıyor. Isparta halılarını 

topluyor ve işlemden geçiriyoruz. 

Önce tüyleri kırpılıyor, sırasıyla 

yıkama ve soldurma yapılıyor, sonra 

tekrar boyamaya gidiyor, tekrar yıkanıyor 

ve toplamda 8 ila 10 işlemden 

geçiyor. Öncelikle halı tüyünü sıfıra 

düşürmek kullanım açısından çok 

önemlidir. Sonrasında el dikişi veya 

zik-zak dediğimiz makine dikişi gerçekleştiriliyor. 

Aslında çok meşakkatli 

bir iş. Türkiye’de çok yapılmıyor 

diyoruz çünkü kurumsal olarak 

yapılmıyor ama dışarıdan yapan 

çok insan var. İllegal üretimle hem 

fiyatları hem de kaliteyi düşürüyorlar. 

Bu konuda çok şikayetler geliyor 

çünkü dikiş kaliteleri çok düşük. Bu 

şekilde çalışan 20-25 tane firma var. 

Gerçekten malzemesi ve halısının 

arkasında duracak 3-4 firmadan 

fazla Patchwork üretimi yapan firma 

maalesef yok. 

Hangi ülkelere ihracat gerçekleştiriyorsunuz? 

Hedeflediğiniz 

bir pazar var mı? 

Genelde Güney Amerika, Şili, Arjantin 

ve Brezilya’da varız. Katıldığımız 

bir fuarda İngiltere’den teklif aldık. 

Almanya gibi teklif gelen birkaç 

ülke daha var. Numunelerimizi 

gönderdik, büyük ihtimalle çalışacağız. 

Ortadoğu’da ilgi var mı? 

Ortadoğu’da ilgi yok. Fiyat olarak 

çok uyuşmuyor çünkü bu halıların 

m 2 ’si en az 80-100 dolardan satılıyor. 

Arap ülkelerinde Dubai gibi 

birkaç yer vardır belki ama daha 

fazlası yok. 

Yurtdışındaki fuarlara katılım 

sağlıyor musunuz? 

İmalat kısmına yeni başladığımız 

için ilk olarak burada İTKİB- Evteks 

2017 Alım Heyeti fuarına katıldık. 

Özellikle Almanya, Fransa ve Singapur 

programımızda var. Yetişebilirsek 

bu yıl katılmayı düşünüyoruz. 

Yurtdışında zaten kendi mağazamız 

ve depomuz var. Lojistik anlamda 

da bir sıkıntımız yok. Sadece sektörde 

biraz yeniyiz ve belki biraz geç 

kaldık. Ben sektörde uzun yıllardır 

varım ama biz bu üretim atağını 

biraz geç yaptık. Fakat tecrübemiz 

dolayısıyla nokta atışı ürünler 

üretiyoruz ve stokta ürün kalmıyor. 

6 kişilik bir çalışma ekibimiz var. 

Ürün adedinden çok kalitesiyle 

ilgileniyoruz. 

Yeni ürünlerin tasarımında 

neler ön planda? 

Piyasanın beklentisi genelde pastel 

tonlar. Açık gri, toz mavi ve turkuaz 

gibi renkler tercih ediliyor. Model 

sınırsız, istediğiniz her şeyi yansıtabilirsiniz. 

Bu ürünün en güzel özelliği 

ölçüde bir sıkıntı olmuyor. Benim 

rekorum mesela 80 m 2 tek parça bir 

patchwork üretimi oldu. 

2018 yılı için belirlediğiniz hedefler 

neler? 

Fuarlarla ilgili hedeflerimiz var. 

Yurtdışı mağazamıza ek olarak bir 

mağaza daha açmayı düşünüyoruz. 

Arjantin’de olabilir. Yani hedefimiz 

daha çok insana ulaşabilmek. 


With Gravity, there is a 

Pachwork carpet for every taste! 

New trend Patchwork carpets 

in Europe and America ... 

Designing different patterns 

of Patchwork carpet attracting 

attention with its artistic and modern 

appearance, creating a color 

ceremony, Gravity adds innovation 

to the sector with its original style. 

Gravity Co-Founder and Production 

Manager Göksan Nurcan, explaining 

that they have transformed a mischievous 

job into pleasure through, says 

that the most attraction for Patchwork 

is gained from America and Europe. 

Nurcan, 


Gravity brings 

the Patchwork 

carpets where classics 

turn into modernity 

together with especially 

American and European 

markets through 

original designs 

who we also asked about the targets of 

the brand, says that they are aiming to 

establish a new store in Argentina. 

How was the Gravity brand established? 

What is your product 

range? Why Patchwork 

carpet? 

Patchwork carpet preference was 

due to a contraction in the sector. 

In the beginning, our main job was 

about repairing, buying and selling 

carpet and rug. Then we learned 

confectionery part of the carpet due 

to confectionery job inherited from 

our fathers. In 2000, three partners 

started this business. We do not 

have a job other than Patchwork, but

Patchwork is divided in itself. There 

are rugs, hemp and carpets. We can 

also evaluate it as thin and thick 

material. There is a huge market in 

this business world, but Turkey is a 

bit behind in this market. The market 

is growing up in South America, 

America and Europe. We started to 

grow even more when we could get 

high sales volume in the market. 

At present, our production is totally 

abroad-oriented. We do not work for 

the domestic market. 

What is the capacity of your production 

facility? 

Our production is carried out here 

over an area of 1000 m2. This is the 

third company I have established. We 

designed everything for this company 

by ourselves. I set up the workshop 

system and the offices myself. While 

our production workshop has been 

operating for a year, Gravity’s history 

dates back 3 years. It is a workshop 

that is very satisfying for us. Our products 

are liked by everyone. I enjoy 

my work very much. We do not keep 

our production targets too high, we 

have 25-30 thousand m2 targets per 

year. We do not care much about the 

quantity; rather, we value quality. 

What makes Patchwork different 

from other carpet models? How 

much interest do the Turkish 

show for this carpet model? 

Patchwork carpet production has 

been done in Turkey for 20 years. We 

collect and process Isparta carpets. 

First the hair is trimmed, washed 

and faded in sequence, then painted 

again, and washed again, totally 

making up 8 to 10 operations. First 

of all, it is very important to reduce 

carpet hair for use. Later, hand 

sewing or machine sewing, so-called 

herringbone stitch, is performed. It’s 

actually a very hard job. We say that 

it is not done very much in Turkey 

because it is not institutionalized but 

there are many people who are doing 

freely. They decrease both prices 

and quality as a result of illegal production. 

There are many complaints 

in this regard because the stitching 

qualities are very low. There are 20- 

25 companies that work in this way. 

Unfortunately, there is no company What are your goals for 2018? 

other than 3-4 companies that produce 

patchwork and will really count on addition to our overseas store, we 

We have goals related to fairs. In 

their materials and the carpets. are planning to open one more store. 

It could be in Argentina. I mean, our 

Which countries do you export? Do goal is to reach more people. 

you have a target market? 

We are generally available in South 

America, Chile, Argentina and Brazil. 

We got a proposal from the UK in this 

fair we joined. There are a few more 

countries such as Germany that offer. 

We have sent our samples. We will 

probably work. 

Is there an interest emerging in 

Middle East? 

There is no interest in the Middle East. 

It does not quite match the price because 

these carpets are sold at least 80- 

100 dollars per square meter. There 

are a few places in Arab countries like 

Dubai, but there is no many more. 

Do you take part in fairs abroad? 

We have just attended ITKIB-Evteks 

2017 Buying Committee fair for the 

first time since we have just started 

manufacturing. Especially we have 

our program about Germany, France 

and Singapore. If we can make it, we 

are planning to join this year. We have 

already had our own store and depot in 

abroad. We do not have a logistic problem. 

We are just a little bit new in the 

industry and maybe a little late. I have 

been in the industry for many years, 

but we made this production action a 

little late. But because of our experience, 

we produce to-the-point products 

and there are no products remaining 

in the stocks. We have working team 

of 6 people. We are interested in the 

quality of the product rather than its 

quantity. 

What’s on the forefront in the design 

of new products? 

The expectation of the market is usually 

pastel tones. Colors such as light 

gray, dust blue and turquoise are preferred. 

The model is unlimited, you can 

reflect everything you want. The most 

beautiful feature of this product is that 

the size is not problematic at all. My 

record, for example, was a one-piece 

patchwork production of 80 m 2. 


Muna Home Firma Sahibi 

Yasmin Cicu 

Doğal hayvan yününden yapılan 

Muna Home halılarıyla tanışın! 

Doğallığı ve etnik kimliği ile dikkat çeken Muna Home ürünleri hiçbir 

hayvana ve doğaya zarar vermeden üretiliyor. 

Her geçen gün hayatımızda daha 

fazla yer edinen doğallık ve doğala 

olan dönüş markaları da harekete 

geçirdi. Muna Home ürettiği yüzde 

yüz doğal hayvan yünü ve farklı etnik 

stili ile müşterilerin beğenisini kazanıyor. 

Oldukça niş bir alanda faaliyet 

gösteren marka ile farklı stillerini ve 

sektöre getirdiği yenilikleri konuşmak 

için Muna Home Firma Sahibi 

Yasmin Cicu ile bir araya geldik. 

Ürünlerin doğal görünümüne hayran 

kalırken, bunların üretimde hiçbir 

hayvanın ya da canlının öldürülmemesini 

takdir ediyoruz. Ne yapmak 


istediğini bilen, hedeflerini net çizen 

marka, işe daha yeni ne ortaya çıkarılabilir 

düşüncesiyle hareket ediyor, 

gördüğü farklı motifleri, kültürel 

değerleri de başarıyla koleksiyonlarına 

yansıtıyor. 

Farklı bir ürün grubuyla hizmet 

veren Muna Home markasını 

daha yakından tanıyabilir miyiz? 

Neler yapıyorsunuz? 

Halıya dair aileden gelen bir sevgi 

vardı fakat aslında halıyla tanışma 

öyküm çok uluslu bir Türk halı 

firmasının ihracat departmanında 

görev almamla başladı. 2011 yılında 

kendi yoluma devam etmeye karar 

verdim ve aynı yıl içerisinde halıya 

olan sevgimi kendi işime taşıdım ve 

Muna Home markasına hayat verdim. 

Halıyı yakından tanıyor olmam 

ve benim için bir tutkuya dönüşmesi 

beni böyle bir girişimciliğe iten unsur 

oldu. Çevremdeki tasarımcı arkadaşlarla 

birlikte hareket ederek yeni neler 

tasarlayabiliriz üzerinde çalıştık. 

2011 yılında fiilen faaliyete başladık, 

sonrasında eşim de Barcelona’daki 

işinden ayrılarak markaya dahil oldu. 

Bir nevi bu yola birlikte çıktık. Bu

markayı kurarken de sonrasında da 

hep yenilik getirmek düşüncesiyle 

hareket ettik ve zamanla kendi stilimizi 

oluşturduk. Ağrılık verdiğimiz 

nokta hep doğallıktı. Hayvana zarar 

vermeden ve mümkün mertebe 

kimyasal barındırmadan üretimi 

savunduğumuz ve önemsediğimiz 

için ürünlerimizi bu şekilde doğal iki 

koleksiyondan oluşturduk. 

Tarzınız oldukça farklı görünüyor. 

Bu tasarım ve stili nasıl 

yorumluyorsunuz? 

Markamızın stili etnik unsurlardan 

besleniyor. Mohair olarak tanımladığımız 

koleksiyon Angora keçisinin 

yününden yapılıyor. Ürünler 

tamamen el eğirme ve hiçbir boya 

kullanılmadan yünün doğal renklerinden 

oluşturuluyor. Elle dokunduktan 

sonra özel bir yıkama işlemi 

uygulanıyor ve müşterinin tercihine 

göre tarakla desen veriliyor. Elimizde 

doğal olan bu 5 rengi kullanarak 

ve özel tasarımlar katarak farklı bir 

stil uyarlamaya çalıştık. Daha sonrada 

yine aynı mantıkla ilerleyerek 

ilk kez yastık koleksiyonu çıkarttık. 

Bu grup içerisinde eşimin Sardunya 

adasına yaptığı bir gezide etkilendiği 

etnik figürlere yer verdik. Bununla 

birlikte Anadolu’nun desenlerinden 

uyarladığımız bir koleksiyon ile sade, 

geometrik ve modern çizgilerin 

kullanıldığı Black & White dediğimiz 

bir koleksiyonu da müşterilerin 

beğenilerine sunduk. Black & White 

koleksiyonu kozmopolit bir tasarım 

oldu. Bu ürünlerin üretimi tamamen 

elde dokunuyor, sonrasında işlemesine 

kadar elde yapılıyor. İstanbul 

Halı Haftası kapsamında düzenlene 

fuarda doğal ve özgün koleksiyonlar 

gelen ziyaretçilerin ilgi odağı oldu. 

Hayata geçirdiğimiz tüm ürünler 

doğal, ekolojik olmasının yanında 

çevre ve hayvanlara zarar vermeden 

oluşturuluyor. 

Halıların altlarına kullandığımız 

altlıklar sayesinde halılar kaymıyor. 

Bunun dışında İtalyanca “Pura 

Lana” saf yün anlamına gelen başka 

bir koleksiyonumuz var. Bunda da 

daha önce hiç olmayan bir şeyi halıya 

uyarladık. Yüzde yüz yün kumaş 

gibi dokunuyor, sonrasında arkasına 

arkalık takılıyor. Bildiğiniz kuzu 

postu kullanılıyor fakat bu yapılırken 

hiçbir hayvan ölmüyor. Bir hayvanı 

öldürerek onun derisini kullanmıyoruz. 

Kırpılan yünler dokunarak aynı 

görünüm elde ediliyor. Amacımız 

her zaman daha çok hayvan dostu 

ürünler ortaya çıkartmaktı. Bu 

nedenle bu koleksiyonda oldukça 

ilgi gördü. Ayrıca bu sene yeni çocuk 

desenlerini ilk kez uyguladık. Melek 

kanatları, bulut ve balık şeklinde 

farklı halılar denedik. Halı koleksiyonunu 

tamamlayan puf ve yastık gibi 

aksesuarlara da yöneldik. 

Tüketiciler her kullandığı üründe 

bir doğallık ve organiklik arıyor. 

Sizin de ürünleriniz yüzde 

yüz doğal. Müşteriler ürünlere 

yönelik nasıl tepkiler verdi. Bu 

anlamda nasıl bir hedef kitle 

oluşturdunuz? 

Doğallığa önem veren, gerçek 

anlamda çevre ve hayvan dostu olan 

tabakanın özellikle ürünler ilgisini 

çekiyor. Günümüzde artık her 

şey çok hızlı üretiliyor ve çok hızlı 

tüketiliyor. Bu nedenle el emeği 

olması ürünleri değerli kılıyor ve 

dikkat çekmesini sağlıyor. Piyasada 

bu alanda bir muadilimiz yok. Bütün 

insanların beğenisine sunamıyoruz 

ama bu tarzı beğenen insanların 

oldukça ilgisini çekiyor. Eski yok 

olmak üzere olan bir Türk geleneği 

olduğu için ve farklı bir görünüme 

sahip olduğu için aslında daha niş 

bir ürün diyebiliriz. 

Bu eski Türk geleneğinden bahsedebilir 

miyiz? 

Keçi yünü çok sıcak tuttuğu için 

eskiden battaniye olarak kullanılan 

bir dokuma şekliyken günümüzdeki 

yaşam şekline biz bunu halı ve kilim 

olarak uyarladık. Müşterilerin beğenisine 

sunduğumuz bu koleksiyona 

yönelik güzel tepkiler almaya devam 

edeceğimize inanıyoruz. Zaman 

içerisinde farklı tarz ve motiflerle 

zenginleştirdiğimiz koleksiyonumuzun 

kalitesi de artıyor. Özellikle belli 

bir kitlenin sevdiği ve takip ettiği bir 

koleksiyon oldu. 

Ürünlerin tasarımlarını yaptığınızdan 

bahsetmiştiniz. Bunun 

için bir tasarım ekibiniz var mı? 

Farklı tasarımcılarla da çalışıyoruz 

ama tasarım tarafını ağırlıklı olarak 

eşimle birlikte üstleniyoruz. Farklı 

kültür ve öğelerden esinleniyoruz, 

sonrasında bu motifleri özgün bir 

stil ile uyarlıyoruz. Son çıkan koleksiyonda 

Sardunya adasının etnik 

unsurlarını ve Anadolu’nun farklı 

motiflerini yansıttık. 

Ürünler Türkiye’de nerelere 

ulaşıyor? Bu anlamda Muna Home 

marka bilinirliğine sahip mi? 

Türkiye pazarına yönelik şuanda 

bir çalışma yapmadık. İstanbul’da 

severek çalıştığımız bir satış 

noktamız bulunuyor. Genel anlamda 

Türkiye çok hedef pazarımıza 

girmiyor. Ağırlıklı olarak Avrupa 

ve Amerika hedef noktalarımızı 

oluşturuyor. Yünlü ve tüylü görüntü 

insana soğuğu çağrışım yaptırdığı 

için soğuk iklime sahip olan ülkelerde 

yine hedef noktalarımızdır. 

Aslında yün, yaz ve kış kullanılan 

bir ürün fakat bu genel çağrışım 

caydırıcı olabiliyor. Aslında yazın 

serin tutar ama bu konuda yanlış 

bir önyargı var. 

Spesifik bir ürün ortaya çıkardığınız 

için bunların üretim 

tarafı nasıl oluyor? Özel üretim 

mi gerçekleştiriliyor? 

Küçük ürünler için bünyemizde bir 

stok bulunduruyoruz fakat büyük 

ebatlara sahip ürünler sipariş 

üzerine üretiliyor. Büyük ebatlar 

birbirine dikilerek oluşturuluyor. 

Markaya yönelik neleri hedefliyorsunuz? 

Bu fuar ile Amerika’da yeni müşterilerle 

temas kurmayı amaçlıyoruz. 

Ufak ufak işin online tarafına 

eğilmek istiyoruz. İnternet üzerinden 

bu ürünlerin satışını nasıl 

yapabiliriz bunu denemek istiyoruz. 

Bunun dışında farklı yünleri karıştırarak 

daha uygun ve farklı kalitede 

alternatifler oluşturduk. Bunlarda 

Zara Home gibi büyük gruplara 

özel olarak hazırlandı. Bu anlamda 

farklı iş birliklerine her zaman açığız. 

Bunlar çok keyifli ürünler fakat 

çok fazla sirkülasyonu olmadığı 

için ve siparişe dayalı özel üretim 

olduğu için bu gibi farklı işlere de 

yöneliyoruz. 


Meet Muna Home carpets made 

of natural animal wools 

Drawing attention with naturality and ethnic identity, Muna 

Home products are produced without damaging any animal and nature. 


Taking place more in our life with 

every passing day, the naturality 

and returning to nature have also 

mobilized trademarks. Muna Home 

gets admiration of customers due to 

being produced 100% of natural animal 

wools and in distinctive ethnic 

style. We came together with Yasmin 

Cicu, the owner of Muna Home firm 

to speak about the brand which operates 

a quite niche area as well as 

the distinctive stiles and innovations 

have been brought to the sector. As 

being impressed with natural look of 

the products, we pay tribute to these 

productions made regarding without 

killing any animal or any living 

creature. Knowing what it makes and 

drawing its targets clearly, the brand 

acts alongside the thought of what 

more reveal for business, it also 

reflects different motives, cultural 

values on the collection successfully. 

Do we learn closely about Muna 

Home brand serving with different 

product groups? Want do 

you make? 

There was an affection based on 

rug that came from the family, but 

actually meeting story of mine with 

rug began working at a multinational 

Turkish carpet firm’s export department. 

In 2011, I made a decision to 

continue on my respective way and in 

the same year I have transferred the 

love in carpet to my own business 

and I gave life to Muna Home brand. 

Regarding knowing carpet business 

closely and having transformed it 

a passion for me, it has urged me 

to do this kind of entrepreneurship. 

Acting together with my friends in 

my environment we worked on what 

we can design new. In 2011, we have 

actually started the business and 

then my husband has included the 

brand by leaving from his work in

Barcelona. We have commenced this 

approach together. We have acted 

together while setting up this brand 

and afterwards in the course of time 

we have made up our own style. The 

point we have weighted always is 

naturality. Regarding defending and 

paying attention to the production 

type without harming animals, as 

possibly as not covering chemical, we 

have made up our products with two 

natural collections. 

Your style seems fairly different. 

How do you interpret this design 

and style? 

The style of our brand is fostered via 

ethnical elements. The collection 

that we define as Mohair is made of 

wools of Angora goats. The products 

are comprised by the natural colors 

of the wool with hand spinning 

without using dyes. After weaving 

by hand, a special washing process 

is carried out and design is made 

by comb according to preference of 

customers. Using current natural 5 

colors and adding special designs 

we have adapted a distinctive style. 

Later advancing with the same logic, 

we have emerged pillow collection 

first time. In this group we have given 

place the ethnical figures regarding 

my husband were impressed during 

a travel in Sardinia Island. Together 

with this, we have also offered a collection 

called Black & White in which 

simple, geometric and modern lines 

were used along with a collection 

being harmonized from the Anatolian 

designs to the admiration of customers. 

Black & White collection has 

become a cosmopolite design. All 

of these products including weaving 

up to embroidery are made by hand. 

The natural and authentic collections 

became focal point of visitors in the 

fair which was held in the scope of 

Istanbul Carpet Week. The all products 

are made without damaging the 

environment and animals as well as 

featuring natural and ecologic. 

Thanks to pads we use under the 

rugs, rugs do not slide. Apart from 

this, there is “Pura Lana” collection 

that means pure wool in the Italian 

language. In this, we have adjusted 

a thing previously not available at 

all. It is woven as 100% wool fabric, 

and then pad is fixed under it. Lamb 

skin is used, but while this process 

is made any animal is not killed. We 

do not use any leather by killing of an 

animal. The sheared wools are woven 

and the same look is obtained. Our 

aim was to reveal animal-friendly 

products every time. For this reason 

this collection saw interest fairly. In 

addition, we have implemented child 

designs first time this year. We have 

tested different rugs such as angel’s 

wing, cloud and fish figure. We have 

also directed towards accessories 

such as puff and pillows. 

Consumers look for naturality 

and organic feature in their every 

product to use. Your products are 

also 100% natural. How did customers 

react to the products, in 

this meaning what kind of target 

mass have you constituted? 

The products attract attention of the 

social class which gives importance 

to naturality, eco and animal-friendly. 

Nowadays, everything is produced 

very quickly and is consumed very 

quickly. For this reason, handmade 

products become valuable and draw 

attention. There is not any counterpart 

of ours in the market. Regarding 

being old, Turkish tradition facing 

termination process and featuring a 

distinctive look, in fact we can say it is 

a more niche product. 

Would you tell us about this old 

Turkish tradition? 

As goat wools keep very warm, previously 

as its weaving type was blanket, 

we have adapted it into life style as 

rugs and kilims. We believe that we 

will continue to get good reactions 

about this collection that we have 

offered to the admiration of customers. 

In the course of time, quality of 

our collection that we have enriched 

with different style and motives is 

increasing. Especially, it has become 

a collection a certain mass like and 

follow. 

You mentioned designs of the 

products. Do you have any design 

team for this? 

We have worked with various designers, 

but mostly we assume designs 

together with my husband. We inspire 

from different culture and elements, 

after that we harmonize these motives 

with an authentic style. In the last 

collection we reflected the ethnical 

elements of Sardinia Island and the 

various Anatolian motives. Where do 

the products reach in Turkey? In this 

meaning does Muna Home has brand 

awareness? 

Presently, we did not make any work 

for the Turkish market. There is a 

point of sales in Istanbul that we work 

enthusiastically. Generally, Turkish 

market does not enter into our target 

market. Europe and America make 

up our target points. The countries 

with cold climates are our target 

points regarding wooly and hairy 

look evokes cold for human beings. 

In fact, wool is a product that is used 

both in summer and winter, but this 

evocation can be deterrent. Actually it 

keeps cool in summertime but there 

is wrong precaution in this issue. 

Regarding revealing a specific 

product, how does its production-side 

happen? Does it need a 

special production? 

We have a stock in our structure for 

small products, but big sized products 

are manufactured as tailor-made. 

The big sized are made up by 

being sewed to each other. 

What do you target for the 

brand? 

We aim to keep in touch with new 

customers via this fair in America. 

Partially we want to incline to online 

side of the business. We want to test 

how we can make sales of these products 

via internet. Apart from this, 

we have made up different alternatives 

more suitable and in different 

quality by mixing different type 

wools. These have been prepared 

specially for the big groups such as 

Zara Home. In this meaning we open 

up to different business cooperation 

every time. These are very delighted 

products, however much more 

circulation does not happen and also 

having tailor-made production based 

on order, we also direct towards this 

kind of different trades. 


Yıllandıkça değerlenen el halısı 

kültürü Özer Halı ile yaşatılıyor 

Türk el halılarını Amerika, Almanya ve Fransa’daki halı tutkunları 

ile buluşturmak hedefleniyor. 

Türk el halısının tarihini bilerek, bu 

kültürü özümseyerek ve severek 

yapan Özer Halı’nın bünyesinde 

450 yaşına dayanan oldukça eski el 

halıları var. Türk el halısı kültürünün 

yaşatılması için uğraşan marka, 

yurtdışında Amerika, Almanya ve 

Fransa gibi ülke pazarlarını hedefliyor. 

Manisa’da iki mağaza ile hizmet 

verdiklerini ifade eden Özer Halı 

Firma Yetkilisi Özgür Özer ile el halısının 

tarihi kültürünü konuştuk. 


Özer Halı’nın hikâyesini sizden 

dinleyelim? 

1981 yılından bu yana baba mirası 

olan Özer Halı markasını bugüne 

taşıdık. İşe ilk olarak kilim üretimi ile 

başladık. Bu üretimin katkıları verdiği 

kültürel bilgiler o kadar geniş bir 

yelpaze ki her modelin ve motifin bir 

anlamı var. Her halı ve kilimin de bir 

hikâyesi var. Halıyı dokuyan kişiler 

o ilmeklerde aşkını, kini, özlemini 

anlatmış. Çavuşlu Halılarının öyküsü, 

bir subaya âşık olan kadının halıyı 

dokurken çavuş simgesi koymasına 

dayanır. Hayat ağacı, kadın eli 

belinde motifi doğurganlığı simgeler, 

kurtağzı genelde halının kenarında 

olur ve o obanın güçlü olduğunu simgeler. 

Tüm bu değerlerin kıymetini 

bilerek, işimizi severek yapıyoruz. 

Belli bir zaman sonra bu işin içine 

girdiğinizde eskiye yöneliyorsunuz. 

Yüz, yüz elli yaş üzeri halılarla ilgi-

leniyorsunuz. Burada da sergilediğimiz 

Uşak Halımız 450 yaşındadır. 

Bunlara merak sararak daha çok 

işin kökenine iniyorsunuz. Eskiden 

Türklerde göçebe hayatı vardı. 

Türklerde halı ilk önce yatak olarak 

kullanılmaya başlanmış. Genelde 

düz renk olarak, kırmızı ve lacivert 

renkler kullanılır. Kök boyaların 

yapımında en kolayı kırmızı renktir, 

o yüzden yünleri kırpıp kırmızıya 

boyuyorlarmış. Çok kalın olmasının 

sebebi de alttan nem almıyor ve 

üzerinde böcek gezemiyor ve bu o 

dönemde sadece yatak olarak kullanılıyormuş. 

Zaman içerisinde bu 

değişerek dekoratif olarak kullanılmaya 

ve dokuyan kişinin içindeki 

duyguları yansıtmaya başlıyor. 

Amerikalı bir Profesör, “Siz halının 

kıymetini hiç bilmiyorsunuz, biz 

sizin halılarınızı Van Gogh’tan 

Picasso’dan daha değerli buluyoruz” 

demişti. Eski halılarda hiçbir 

motif olmadığı halde ortaya öyle 

eserler çıkartılıyor ki, o kilimin 

içerisine yüzlerce hikâye sığar. 

Kafasında canlandırdıklarını kilime 

dokuyor ve bunu imalat amacı gütmeden 

kendisi için ortaya çıkarıyor. 

Bu bakış açısı ile Özer Halı 

nerelere geldi? Markaya yönelik 

hedeflediğiniz planlar nelerdir? 

Rahmi Koç gibi özel müşterilerimiz 

var. Rahmi Koç, Salihli’deki mağazamıza 

geldiğinde “Siz bu kadar 

ürünü nasıl topladınız” demişti. Bunun 

cevabı yılların verdiği emektir. 

İşimizi severek yapıyoruz. 

Kaç tane şubeniz bulunmaktadır? 

Manisa’da iki şubemiz ile hizmet 

veriyoruz. 

Şubelerinizi artırmak ya da 

yeni pazarlara açılmak gibi 

hedefleriniz var mı? 

Yurtdışına açılmayı hedefliyoruz. 

Özellikle Amerika, 

Almanya ve Fransa gibi noktalar 

bizim için önem teşkil ediyor. Bu 

nedenle buralara markayı taşımayı 

planlıyoruz. Amerika, İtalya gibi çok 

çeşitli noktalarda özel müşterilerimiz 

var ve kilimlerimizi buralara 

ulaştırıyoruz. 

Satışı yapılan el halıları tamir 

edilip mi müşteriye gönderiliyor? 

İçlerinde tamir edilen ürünler var. 

Bazı eski el halılarını tamir etmeniz 

çok zor, bu müşteriyi kandırmak 

olur. Orijinalliği bozulmadan 

tamir edebildiklerimize müdahale 

ediyoruz. Mesela şuan fuarda da 

sergilediğimiz Bergama Halımızın 

ortasına tamir yapıldı. Yaptığımız en 

büyük hata zamanında gelen turist 

müşterilerin kandırılmasıdır. Bunu 

yapanlar bizim kültürümüze sahip 

çıkıp sevenler değil. Bunu yapanlar 

maalesef işe sadece satış 

amacı ile yaklaşıyorlar. Halı ve 

kilimin dışında Türk kültürüne 

yönelik çok fazla bir 

miras yok. Bu nedenle 

halı ve kilim kültürümüze 

sahip çıkmayı 

ve korumayı amaçlıyoruz. 

Dünyanın 

en iyi halıları 

Türkiye’den 

çıkıyor. Türk 

ve Anadolu 

kültürünü 

bitirmemek 

için uğraşıyoruz. Bazı 

deforme olmuş Türk halıları 

yurtdışında tablo olarak 

kullanılıyor. Türk halısının 

değeri paha biçilemez. 

Özer Halı Firma Yetkilisi Özgür Özer 


Ozer Hali keeps alive the carpet culture 

Carpet lovers in America, Germany and France will get a glimpse of the 

glorious Turkish handmade carpets 

Handmade carpets go back to 450 

years ago and Ozer Hali keeps the 

tradition alive by producing them 

with love. The brand, which is trying 

to conserve handmade Turkish 

carpet culture is now reaching out 

to foreign markets such as America, 

Germany and France. We have talked 

about cultural handmade carpet 

history with Ozer Hali Company Manager 

Mr. Ozgur Ozer who have been 

serving the industry with their two 

stores in Manisa. 


Let us hear Ozer Halı’s story 

from you? 

We have brought Ozer Hali brand 

into present, which is an old business 

going back to 1981. We started 

the business by rug production first. 

The cultural knowledge and contribution 

of these productions are so 

wide that each model and motif has 

a meaning. Every carpet and rug has 

a story. The people who weaved the 

carpet have told about their love, 

hate and longings in their knots. The 

story of Cavuslu Carpets is based 

on the fact of a woman who falls in 

love with a military officer and used 

a sergeant symbol on the carpet. 

The tree of life and akimbo symbols 

represent materity, dovetail symbol 

usually represents the power of 

the tribe. Appreciating all of these 

values, we are happy doing this job. 

After a certain period of time, as you 

get more involved, it is like you are 

traveling back in time. You develop interest 

in carpets over a hundred and 

fifty years old. Usak carpet we exhibit 

here is 450 years old. By developing

a passion for them you are reaching 

to the roots of the job. In the past, 

there was a nomadic lifestyle of the 

Turks. For Turks, carpet first started 

to be used as a bed. In general, solid 

colors such as red and dark blue 

were being used. The easiest way 

to make root dyes is making them 

in red color, therefore they cut the 

wools and colored them with red. 

They were thick, because in that way 

they wouldn’t get any humidity from 

the bottom and there were no bugs 

live on it and at those times they were 

used as beds. Over time, its intended 

use has changed and it started 

to be used for decorative purposes 

and reflect the feelings of the person 

weaving. An American professor has 

said that “You never know the value of 

the carpets, we regard your carpets 

more valuable than Van Gogh and 

Picasso.” Although there were no 

motifs on carpets in the past, later 

such works are made that hundreds 

of stories can be found in those rugs. 

They reflect what is on their minds 

and they do it only for themselves, not 

for manufacturing purposes. 

With this point of view, where do 

you think Ozer Hali has reached? 

What are the plans you are targeting 

for the brand? 

We have special customers such as 

Rahmi Koc. When Rahmi Koc came 

to our store in Salihli, “how could 

you collect so many products?” he 

asked. The answer was in the great 

efforts we made throughout the years. 

We are happy with our job. 

How many branches do you 

have? 

We have two stores in Manisa. 

Do you have any goals such as increasing 

your stores or entering into 

new markets? 

We are planning to expand to the foreign 

markets. Especially countries 

like America, Germany and France 

are important for us. For this reason, 

we are planning to carry our brand 

to those places. We have special 

customers in a wide variety of locations 

such as America, Italy and we 

are delivering our carpets to those 

countries. 

Are the hand-made carpets repaired 

before being delivered to 

the customers? 

There are some products repaired 

among them. It is very difficult to 

repair some of the old handmade 

carpets, it would be fooling the 

customer. We are only interfering 

with the ones which we can 

be repaired without harming the 

originality. For example, the center 

part of Bergama Carpet which we 

are exhibiting right now at the fair 

was repaired. The biggest mistake 

was the lies told to tourists by 

our people before. Those who did 

this are not the lovers of our own 

culture and they do not adopt it. 

Those who do this, unfortunately, 

are approaching the job with only 

sales aim. Therefore, we aim to 

protect and preserve our carpet 

and rug culture. The best carpets 

in the world are from Turkey. We 

are trying to protect Turkish and 

Anatolian cultures. Some deformed 

Turkish carpets are used as 

tapestry abroad. The value of the 

Turkish carpet is priceless. 


Türkiye’ye 15 yılda 

200 milyar dolar yabancı 

yatırım geldi 


Başbakanlık Türkiye Yatırım Destek 

ve Tanıtım Ajansı (TYDTA) ve Dünya 

Yatırım Tanıtım Ajansı Birliği (WAIPA) 

Başkanı Arda Ermut, “Ülke olarak 

2002’den bu yana, yani 15 yılda 200 

milyar dolar yatırım aldık. Bu çok 

ciddi bir miktar. Ancak biz bunu hiçbir 

zaman yeterli bulmadık. Dolayısıyla 

amacımız yatırımları, özellikle 

de katma değeri yüksek yatırımları 

ülkemize çekmektir.” dedi. 

Ermut, yaptığı açıklamada, Türkiye’nin 

Doğu Asya ve Orta Doğu gibi 

alternatif bölgelerden yatırım almaya 

başladığını söyledi. 

Her sektörden yatırım çekmeye devam 

ettiklerini belirten Ermut, yatırımların 

önemli bir kısmının hala Avrupa’dan 

geldiğini aktardı. Avrupa’dan gelen yatırımların 

genellikle finansal, makine, 

bilim ve teknoloji alanında olduğunu 

dile getiren Ermut, şöyle devam etti: 

“Orta Doğu ve Uzak Doğu Asya’dan 

gelen yatırımlar ise petrokimya, 

enerji ve gayrimenkul alanlarındadır. 

Amacımız yatırımlardaki farklılaşmayı 

derinleştirmektir. 


Çünkü 2008’deki küresel krizden 

en çok Avrupa etkilendi. Doğrudan 

yatırımların çoğunu Avrupa’dan 

aldığımız için de yatırımlarımız 

etkilenmişti. Bu yüzden ne kadar 

farklılaştırma yapabilirsek herhangi 

bir küresel ya da bölgesel krizden 

etkilenme oranımız o kadar düşük 

olur.” 

Ermut, Türkiye’nin 2016’da aldığı 

12,3 milyar dolarlık yatırımın yüzde 

57’sinin 15 Temmuz hain darbe 

girişiminden sonra gerçekleştiğini, 

yatırımcıların Türkiye’ye güveninin 

sarsılmadığını anlattı. 

Türkiye’ye yatırımcı ilgisinin devam 

ettiğine dikkati çeken Ermut, sözlerini 

şöyle sürdürdü: 

“Ülke olarak 2002’den bu yana, yani 

15 yılda 200 milyar dolar yatırım 


aldık. Bu, çok ciddi bir miktar. 

Ancak biz bunu hiçbir zaman yeterli 

bulmadık. Dolayısıyla amacımız yatırımları, 

özellikle de katma değeri 

yüksek yatırımları ülkemize çekmektir. 

Bu yılı geçen seneye göre 

daha iyi kapatmayı ümit ediyoruz. 

Özellikle ilk 6 ayı olmak üzere 2016 

zor bir yıldı. 2017 de her ne kadar 

bölgesel ve global anlamda zor bir 

yıl olsa da bu yılı geçen seneye göre 

çok daha iyi kapatmayı umuyoruz.” 

Türkiye’nin 2002’den bu yana yıllık 

ortalama 13 milyar dolar yatırım 

çektiğini ifade eden Ermut, amaçlarının 

2007 yılında ulaştıkları 22 

milyar dolar yatırımı aşmak olduğunu 

vurguladı. 

Ermut, Türkiye’nin dünyada doğrudan 

aldığı yatırımların payını yüzde 

2’nin üzerine çıkarmak istediklerine 

işaret ederek, şunları kaydetti: 

“Türkiye yatırımda Avrupa için vazgeçilmez. 

Çünkü verimlilik oranlarımız 

çok yüksek. Aynı üretim saatinde 

sağladığımız üretim kapasitesi 

ve kalitesi de yine çok fazla. Daha 

önemlisi stratejik konumumuz. 4 

saatlik uçuş mesafesiyle 1,6 milyar 

insana ve 24 trilyon dolar gayri 

safi milli hasılaya ulaşabiliyoruz. 

Bölgesel pazarlara ulaşabilme kolaylığı, 

kaliteli insan gücü, üst düzey 

yönetici kalitesi ve genç nüfusumuz 

bunun sebeplerindendir. Bunların 

hepsi bir araya geldiğinde zaten yatırımın 

ana unsurlarını oluşturmuş 

oluyoruz. Dolayısıyla Türkiye’nin yatırımcıların 

nazarından çıkmayacak 

bir ülke olduğunu söyleyebiliriz.”

Turkey attracts $200B in 

investments over past 15 years 

by targeting 2 percent of 

global market 

Turkey’s outward oriented policies, 

investor-friwendly climate, deregulations, 

and incentives have paved 

the way for the country’s capacity to 

attract foreign direct investments 

(FDI) since 2002, and it now aimed to 

increase its share above two percent 

of the global FDI market. 

Arda Ermut, Chairman of the Investment 

Support and Promotion 

Agency of Turkey (ISPAT) and World 

Association of Investment Promotion 

Agencies (WAIPA), provided specific 

figures regarding the inflow of foreign 

direct investment (FDI) in Turkey 

over the past 15 years and revealed 

that the country has received around 

$200 billion in investments during 

this period. 

Ermut said Turkey has started to 

attract investments from alternative 

regions such as East Asia and the 

Middle East. 

He added that even though Turkey 

continues to attract investments in 

every sector, a significant portion of 

the funds still comes from Europe 

usually in the fields of finance, machinery, 

science, and technology. On 

the other hand, investments from the 

Middle East and Far East Asia are 

directed to the fields of petrochemical, 

energy and real estate. 

“Our aim is to diversify the sources 

of our investments. Because when 

Europe was hit by the 2008 global financial 

crisis, investments in Turkey 

also took a serious hit as most of the 

direct investments are from Europe,” 

Ermut said. 

“So, the more we can diversify, the 

lower will be the impact of any global 

or regional crisis.” 

Ermut cited ease of access to regional 

markets, quality of senior executives 

and the large, young workforce 

as advantages for investments in 

Turkey. 

Ermut said more than 57 percent of 

the $12.3 billion investments Turkey 

received in 2016 were secured after 

the treacherous coup attempt of July 

15, stressing that investors’ confidence 

in Turkey was not affected 

negatively. 

In the first half of 2017, major foreign 

direct investors to Turkey came 

from Spain with $4.1 billion, followed 

by the Netherlands with $821 million, 

Qatar with $541 million, Azerbaijan 

with $308 million, and Belgium 

with $213 million. 

German Bosch initiated a new $184 

million investment to Turkey in 

July this year, followed by another 

multimillion dollar investment from 

Siemens in August. 

Pointing out that the investors’ interest 

in Turkey has continued to grow, 

Ermut said Turkey has received 

$200 billion over the past 15 years in 

investments, which is a very serious 

amount. 

“But we have never found it enough. 

Therefore, our aim is to attract even 

more investments, especially high 

value-added investments.” “2016 was 

a difficult year, especially the first 

six months. Although 2017 has also 

been a tough year in the regional and 

global sense, we hope to close it in 

much better position than last year,” 

he said. The ISPAT chair added that 

Turkey on average has attracted $13 

billion in investments annually since 

2002. He said they were now aiming 

to exceed the $22 billion thresholds 

achieved back in 2007. 

Ermut continued by explaining that 

Turkey is looking to increase its share 

in the global movement of foreign 

direct investments to more than 2 

percent. 

“Turkey is indispensable for Europe 

with regard to investments because 

of its high productivity rates, high 

production capacity, quality and 

production time. Turkey’s strategic 

position is also important because 

it is within a four-hour flight distance 

from countries with more than 

1.6 billion people and $24 trillion of 

gross domestic product,” he said. 

“Easy access to regional markets, 

high-quality manpower, senior management 

quality and young populations 

are also the reasons bringing 

more FDI in Turkey. When it all comes 

together, we have all the main 

elements ready for investments. 

Therefore, we can say confidently 

that Turkey is a country that cannot 

be ignored by foreign investors,” 

Ermut concluded 


Kastamonu Entegre 

Yeşil Ekonomi Alanındaki Projelerini 

İtalya’daki Ecomondo Fuarı’nda Tanıttı 

Ağaç bazlı panel sektörünün 

global oyuncusu Kastamonu 

Entegre, Gruppo 

Trombini’yi satın almasının 

ardından İtalya’da gerçekleşen 

uluslararası fuarlarda boy 

göstermeye devam ediyor. 

İtalya’nın Rimini şehrinde 

düzenlenen ve “Yeşil Ekonomi” 

alanında Akdeniz Bölgesi’nde 

düzenlenen en büyük uluslararası 

fuar olan Ecomondo Fuarı’na 

katılan şirket, enerji verimliliği, 

atıkların geri dönüştürülmesi ve 

kaynakların verimli kullanılması 

konularındaki öncü çalışmalarını 

aktardı. 

Kastamonu Entegre, İtalya’nın Rimini 

şehrinde Kasım ayında düzenlenen 

Ecomondo Fuarı’na katılım gösterdi. 

Pazarda lider konumda olan firmaları 

aynı çatı altında buluşturan fuarda, 

son trendler, yenilikler ve teknolojik 

gelişmeler ile ilgili deneyim ve projelerini 

aktaran Kastamonu Entegre’nin 

standı, uluslararası katılımcı 

ve ziyaretçilerin ilgi odağı oldu. Bu 

sene odak noktası “Malzeme ve 

Enerji Geri Kazanımı ile Sürdürülebilir 

Kalkınma” olarak belirlenen 

fuar, Yeşil Ekonomi alanında Akdeniz 

Bölgesi’nde düzenlenen en büyük 

uluslararası fuar olma özelliği ile 

öne çıkıyor. Bu yıl 22.’si düzenlenen 

Ecomondo Fuarı’nı, uluslararası 

normlara sahip, sektörün buluşma 

noktası olarak tanımlayan Kastamonu 

Entegre CEO’su Haluk Yıldız, 

“İtalya, yeşil ekonomi sektöründe 

bilhassa enerji verimliliği, atıkların 

geri dönüştürülmesi ve kaynakların 

verimli kullanılması konusunda 

Avrupa’da ilk sıralarda yer alıyor. 

Kastamonu Entegre olarak biz de 

üretim süreçlerinde sarf etiğimiz ham 

madde ve enerji gibi kaynakları minimize 

etmek, atıkların geri dönüşümünü 

etkinleştirmek, üretim süreçleri 

neticesinde ortaya çıkan salınımları 

ve çevresel etkileri sıfıra yaklaştırmak 

adına pek çok proje gerçekleştiriyoruz. 

Bu önemli fuarda projelerimizi 

aktarmanın heyecanını yaşadık.” dedi. 

Ar-ge çalışmalarıyla desteklenen 

sürdürülebilir kaynaklar 

Çevre ve sürdürülebilirlik yaklaşımlarını 

yatırım ve büyüme politikaları 

açısından ön koşul olarak gören Kastamonu 

Entegre’nin, levha üretiminin 

ana girdisini oluşturan odun ham 

maddesi ve reçineler üzerinde yürüttüğü 

projelerin başarıyla tamamlandığını 

belirten Yıldız, şu açıklamalarda 

bulundu: “Bu sene Avrupa Birliği’nin 

Horizon 2020 programı kapsamında 

gerçekleşecek olan “EcoBulk” 

projesine sektörü temsilen kabul 


edilen tek firma olduğumuzu özellikle 

belirtmek isterim. Dünyanın en yüksek 

bütçeli sivil araştırma programı 

Horizon 2020’nin desteklediği proje 

kapsamında Hollanda, Finlandiya, 

İtalya, İngiltere gibi ülkelerden iş 

ortaklarımızla, ağaç bazlı ürünlerde 

geri dönüştürülmüş ham madde 

kullanım miktarını artırmak üzere 

AR-GE çalışmaları gerçekleştireceğiz. 

Ayrıca yine proje kapsamında biyo 

bazlı tutkal geliştirilmesine yönelik 

faaliyetler de yürütülecek. Öte yandan 

ürünlerimizde, süreçlerimizde, iş 

yöntemlerimizde ve modellerimizde 

yeni çözümleri amaçlıyoruz. TİM ve 

Sabancı Üniversitesi işbirliğindeki 

İnoSuit projesi ile inovatif performansımızı 

sürdürülebilir hale getirmeyi 

hedefliyoruz. Projeye katılmamızın 

en önemli sebepleri arasında, orta 

ve uzun vadede vizyoner ve rekabetçi 

yapımızın güçlenmesine katkı sağlayacak 

deneyimler kazanacak olmamız 

yatıyor.” dedi. 

Su ve enerji verimliliği alanlarında 

öne çıkan projeler ile sürdürülebilir 

bir hayat 

Kastamonu Entegre’nin en önemli 

üretim tesisleri arasında yer alan 

Gebze Tesisi bünyesinde elektrostatik 

filtre adlı özel dizayn edilmiş bir 

filtre sistemi kullanılıyor. Tesis bünyesindeki 

dış sahada toz yayılımını 

engellemek amacıyla taşıma işlemleri 

kapalı sistem içerisinde gerçekleştirilirken, 

sahada depolanan malzemenin 

toz yayılımını azaltmak için 

ise, seyyar tozsuzlaştırma sistemi 

Kastamonu Entegre CEO’su Haluk Yıldız 

devreye alındı. Tesiste, su tüketiminin 

azaltılması alanında da önemli 

ilerlemeler kaydedildi. Bu kapsamda, 

hayata geçirilen atık su geri kazanım 

yöntemleri ile yılda 60 bin m³ su geri 

kazanıldı. Kastamonu Entegre Gebze 

Tesisi üretim kalitesi, ürün ve insan 

sağlığı açısından sektörde “doruk 

noktası” olarak tanımlanan TSE E0 

Belgesi’ni alan Türkiye’deki ilk MDF 

Tesisi oldu. 

Kastamonu Entegre, endüstriyel 

plantasyon ormancılığı konusunda 

örnek olmak ve bunun gelişimini 

sağlamak hedefiyle Orman ve 

Su İşleri Bakanlığı ile TEMA Vakfı 

öncülüğünde kurulan ENAT A.Ş’nin 

üçüncü büyük ortağıdır. ENAT, doğal 

orman alanlarının daha iyi korunması, 

orman ürünleri sektöründeki 

hammadde tedariğinin kesintisiz 

devam etmesi, erozyonun önlenmesi 

ve karbon emisyonlarının azaltılmasına 

yönelik çalışmalar yapılmak üzere 

kuruldu. 

Kastamonu Entegre yenilenebilir 

enerji alanında gösterdiği faaliyetlerle 

de öne çıkıyor. Devreye alınan 

Hayat-GES 1 Güneş Enerjisi Santrali’yle 

yılda 1 MW enerji üretiyor. Kastamonu 

Entegre, tüm yurt içi üretim 

tesislerinde güneş enerjisi santrali 

kurmayı hedeflemektedir. Enerji verimliliğine 

de büyük önem veren şirket, 

Gebze Tesisleri’nde kullanımda 

olan motorin yakıtlı forkliftin elektrikli 

forklifte dönüşümü konusunda 

çalışmalar yürütmektedir. Sürdürülebilirlik 

anlayışıyla belirlenen etkin 

kaynak kullanım stratejilerinin başarıyla 

uygulamaya devam edileceğini 

belirten Kastamonu Entegre CEO’su 

Haluk Yıldız, “Üretim süreçlerinde 

sarf etiğimiz hammadde ve enerji gibi 

kaynakları minimize etmek, atıkların 

geri dönüşümünü etkinleştirmek, 

üretim süreçleri neticesinde ortaya 

çıkan salınımları ve çevresel etkileri 

sıfıra yaklaştırmak adına geliştirdiğimiz 

projelerin devamı gelecek.” dedi. 


Kastamonu Entegre 

has Introduced its Projects in the Green 

Economy Area at the Ecomondo Fair in Italy 

Kastamonu Entegre, being a global actor in the wood-based panel industry, 

continues to show up in the international exhibition events organized in Italy 

after the acquisition of Gruppo Trombini. The company participated in the 

Ecomondo Fair which is the biggest international trade fair organized in the 

“Green Economy” area in the Mediterranean region in the city of Rimini, Italy, 

has shared its pioneering works on energy efficiency, waste recycling and 

efficient use of resources. 

Kastamonu Entegre attended the 

Ecomondo Fair held in November in 

Rimini, Italy. The stand of Kastamonu 

Entegre, which provided information 

on the latest trends, innovations 

and experiences and projects related 

to technological developments, was 

the focus of international exhibitors 

and visitors in the fair that brings 

together the leading companies in 

the market under the same roof. 


The fair, this year’s focal point of 

which was determined as “”Sustainable 

Development with Material 

and Energy Recovery”, becomes 

prominent with a feature of being 

the biggest international trade fair 

in the Green Economy area in the 

Mediterranean region. Kastamonu 

Entegre’s CEO, Haluk Yıldız, who 

regarded the Ecomondo Fair organized 

this year for the 22nd time as the 

meeting point of the industry with international 

norms, stated that “ Italy 

has a strong position near the top in 

Europe in the field of green economy 

especially energy efficiency, waste 

recycling and efficient use of resources. 

We, as Kastamonu Entegre, 

plan and implement many projects in 

order to minimize resources such as 

raw material and energy employed 

in the production process, to enable

and improve recycling of wastes and 

to decrease emission released from 

production processes and environmental 

impacts to zero. We have had 

the excitement of sharing our projects 

with people in this important fair. 

Sustainable resources supported 

by research and development 

studies 

Mr. Yıldız, said that Kastamonu 

Entegre, which considers environment 

and sustainability approaches 

as a prerequisite for investment and 

growth policies, has successfully 

completed projects on wooden raw 

materials and resins, which are the 

main inputs of board production, 

and continued to explain as follows: 

“I would like to point out that we 

are the only company accepted as 

the representative of the sector to 

the “EcoBulk” project which will 

take place within the Horizon 2020 

program of the European Union this 

year. We will carry out Research & 

Development studies in collaboration 

with our business partners from 

such countries as Holland, Finland, 

Italy, UK in order to increase the 

amount of raw materials recycled 

in wood-based products within the 

scope of the project supported by the 

civilian research program Horizon 

2020 having the world’s highest budget. 

In addition, activities to develop 

bio-based glue will be carried out 

within the scope of the project. On 

the other hand, we are in search 

of new solutions in our products, 

processes, business methods and 

models. Our aim is to make our 

innovative performance sustainable 

through the InoSuit project in cooperation 

with TIM and Sabancı University. 

Among our reasons for our 

participation in the project is that we 

will gain experiences that will contribute 

to strengthen our visionary and 

competitive structure in the medium 

and long run.” 

A sustainable life with prominent 

projects in water and energy 

efficiency fields 

A specially-designed filter system, 

namely, electrostatic filter, has been 

set into operation within the Gebze 

Plant, which is one of the most 

important production facilities of 

Kastamonu Entegre. Mobile dedusting 

system has been commissioned 

in order to reduce the dust originating 

from the material stored in the 

site, whereas the transportation is 

handled in a closed system in order 

to prevent the dust from spreading 

at the outer field within the plant. 

Significant improvements have been 

achieved in the reduction of water 

consumption. In this context, 60 

thousand m³ of water was recovered 

per year with waste water recycling 

methods. Gebze Facility of Kastamonu 

Entegre was the first MDF Plant 

in Turkey which awarded the TSE E0 

Certificate, which is defined as the 

“peak point” in terms of production 

quality, product and human health. 

Kastamonu Entegre is the third 

largest partner of ENAT A.Ş, established 

under the leadership of 

the Ministry of Forestry and Water 

Affairs and the TEMA Foundation in 

order to set an example for industrial 

plantation forestry and to ensure 

its implementation. ENAT was 

established with such purposes as to 

provide better protection of natural 

forest areas, uninterrupted supply of 

raw materials in the forest products 

sector, prevention of erosion and 

reduction of carbon emissions. 

Kastamonu Entegre also stands 

out with its activities in the field of 

renewable energy. The Hayat-GES 

1 Solar Energy Power Plant put into 

operation, generates 1 MW of energy 

per year. Kastamonu Entegre aims 

to establish a solar power plant in all 

domestic production facilities. The 

company attaching great importance 

to energy efficiency, has been working 

on the conversion of diesel-fueled 

forklifts used in Gebze Facilities 

to electric forklifts. 

Kastamonu Entegre’s CEO Haluk 

YILDIZ has stated that effective resource 

utilization strategies determined 

by the concept of sustainability 

will continue to be implemented 

successfully and continued, “Projects 

we have developed to minimize 

resources such as raw material and 

energy employed in the production 

process, to improve recycling of 

wastes and to decrease emission 

released from production processes 

and environmental impacts to zero, 

will continue.” 


Dijital pazarlama yapmak 

için 6 neden! 

Marka bilinirliğinizi 

dijital pazarlama ile 

sağlayın! 

Dijital pazarlamanın, marka ve bireylerin 

hedeflerine ulaşması için doğru 

kanallardan birisi olduğunu kaydeden 

Dijital Pazarlama Okulu Kurucusu 

Yasin Kaplan, şunları söyledi: 

“Pazarlama dünyasının vazgeçilmezi 

haline gelen “Dijital Pazarlamayı” bir 

üst birim olarak düşünürsek, altında 

onlarca uzmanlık alanları bulunuyor. 

Arama motoru pazarlaması 

(SEM, Search Engine Marketing), 

arama motoru optimizasyonu (SEO, 

Search Engine Optimization), mobil 

pazarlama, e-posta pazarlaması, 

sosyal medya pazarlaması, içerik 

pazarlaması, dijital reklam kanalları 


Dijital Pazarlama Okulu Kurucusu Yasin Kaplan 

(display), programatik, dönüşüm 

optimizasyonu ve gelir ortaklığı modeli 

(affiliate marketing) gibi bir çok 

uzmanlık alanı mevcut. Bu alanların 

her birinin kendi içinde performans 

metrikleri var. Bu sonuçlara göre, 

stratejiler ve yol haritası belirleniyor” 

dedi. 

Ölçülebilirlik: Geleneksel pazarlamaya 

kıyasla, dijital pazarlamada 

performans ölçmek mümkün. Bir 

billboardda reklam verdiğimizi düşünelim. 

Reklamı, hedef kitlenizden 

kaç kişinin gördüğünü, ancak size 

gelen verilere göre tahmin edebilirsiniz 

ve bunun sonucunda da markanızla 

kim iletişime geçmiş net olarak 

bilemezsiniz. Dijital pazarlamada 

ise, durum tam tersidir. Google 

Analytics veya benzer web analytics 

portallarını kullanarak, kampanyaların 

performansını, kampanyanın 

kaç kişiye gösterildiğini, görenlerinin 

kaçının reklama tıkladığını, 

hatta alışveriş yaptığını veya form 

doldurduğunu ölçebilirsiniz. Web 

sitesi içerisindeki kullanıcı davranışları, 

hangi sayfayı ne sıklıkla ziyaret 

ettiğini, ne kadar vakit geçirdiği gibi 

detaylı verilere de ulaşabilirsiniz. Bu 

da kampanyanızın geleceği konusunda 

size strateji konusunda fikir 

verecektir. 

Hedefleme: Yine billboard örneğinden 

ilerleyecek olursak, reklamınızı 

belki günde 1 milyon kişi görebilir. 

Ama bunun kaçı doğrudan hedef kitleniz? 

Dijital pazarlamayı kullanarak, 

şehir, ilçe, ilgi alanı, zaman, meslek, 

cinsiyet, yaş gibi birçok kritere göre 

sınırlama yapıp, reklamınız istediğiniz 

kitleye gösterebiliyorsunuz. 

Öncesinde, hedef kitlemizi doğru bir 

şekilde tanımlamamız gerekiyor.

Yeniden Pazarlama: Remarketing 

veya retargeting olarak da bilinen 

yöntem ile web sitenizi daha önce 

ziyaret eden kişilere yeniden reklamlarınızı 

gösterebiliyorsunuz. Bu 

hedefleme teknolojisi ile hem marka 

bilinirliğinizi, hem satışlarınızı arttırabilirsiniz. 

Maliyet Avantajı: Dijital pazarlama 

bütçeleri, geleneksel mecralara 

kıyasla, çok daha ekonomik oluyor. 

Ayrıca, sadece tıklamalara ödeme 

yaptığınız için reklamları gören 

kişiler reklama tıklamazlarsa ek 

maliyet oluşturmuyor. Daha düşük 

maliyetlerle, yüksek performanslar 

yakalayabilirsiniz. 

Müşteri İletişimi: Sosyal medya hesaplarınız 

üzerinden veya web sitenizden 

ziyaretçileriniz/takipçileriniz ile 

doğrudan iletişim kurabiliyorsunuz. 

Geleneksel pazarlamada tek yönlü 

iletişim varken, günümüz pazarlaması 

artık iki yönlü iletişime izin veriyor. 

Marka Bilinirliği: Dijitalin sürekli 

olarak yaygınlaştığı günümüzde, her 

an internet kullanımı yaygınlaşıyor. 

Öyle ki IAB verilerine göre; Her 5 

Akıllı Telefon Kullanıcısından 1’i, 

Cihazını 5 Dakikada Bir Kullanıyor. 

Haberleri okurken, bir konuyu araştırırken 

sürekli online durumdayız. 

Bir haber sitesinde yayınlanan bir 

reklam, marka bilinirliğini artırmak 

için iyi bir kaynaktır. 

6 reasons to do digital marketing! 

Provide your brand awareness with digital marketing! 

The founder of the Digital Marketing 

School, Yasin Kaplan, who noted that 

digital marketing is one of the right 

channels for brands and individuals 

to reach targets said: “If we consider 

“Digital Marketing”, which has 

become an indispensable part of the 

marketing world, as a top unit, it holds 

many expert areas underneath it. 

It contains many expert areas such 

as Search engine marketing (SEM), 

search engine optimization (SEO), 

mobile marketing, e-mail marketing, 

social media marketing, content 

marketing, digital advertising 

channels (display), programmatic, 

conversion optimization and revenue 

sharing model (affiliate marketing). 

Each one of these areas has their 

own performance metrics. Based on 

these results, strategies and road 

maps are determined.” 

Measurability: Compared to traditional 

marketing, it is possible 

to measure performance in digital 

marketing. Let us think of an ad we 

have placed on a billboard. You can 

only guess how many people among 

your target group have seen your add 

based on the data that comes to you 

but in the end you will not have clear 

knowledge of who may have communicated 

with your brand. In digital 

marketing the situation is exactly the 

opposite. By use of Google Analytics 

or comparable web analytics portals, 

performance of the campaigns, 

how many people were shown the 

campaign, how many viewers have 

clicked on the ad, even shopped or 

filled a form can be measured. You 

can reach detailed data such as user 

behavior on the web site, which page 

he/she visits and how often, how 

long he/she spends there. This will 

give you an idea on strategy for the 

future of your campaign. 

Targeting: If we continue with the 

billboard example, maybe 1 million 

will view your ad daily. But how many 

of them belong to your direct target 

group? Using digital marketing, 

you can show your ad to the group 

you wish by creating limits based 

on many different criteria such as 

city, township, area of interest, time, 

profession, sex, age. We first need 

to define our target group correctly. 

Re-marketing: With the method 

known as re-marketing or re-targeting 

you can show your ads to 

individuals again, who have visited 

your website previously. With this 

targeting technology you can increase 

both your brand awareness 

and your sales. 

Cost Advantage: Digital budgets 

are much more economical compared 

to traditional channels. Also, 

because you only pay for the clicks, 

if the users don’t click on the 

ad there are no additional charges. 

You may catch high level performance 

with much lower costs. 

Customer Communication: Through 

your social media accounts 

or your website, you can establish 

direct contact with your visitors/ 

followers. While in traditional 

marketing there is only one way 

contact, today’s marketing allows 

for two-way communication. 

Brand Awareness: Today, as 

digital is continuously expanding, 

internet use is also getting wider. 

Based on IAB data, 1 out of 

5 Smart Phone users uses his/ 

her device every 5 minutes. Reading 

the news, researching a 

topic we are constantly online. An 

ad published on a news site is a 

good source for increasing brand 

awareness. 


Ortadoğu pazarına Altın Mutfak ile 

girdi, ihracatını 3 katına çıkardı 

Yapı malzeme sektörünün güçlü oyuncusu Aslandağ Grubu, A plus mutfak 

markası Tresette Mutfak ile Ortadoğu pazarına ihracata başladı. Yapımı için 

3 ay sıranın beklendiği, 200 bin TL’lik altın mutfağa en büyük ilgi ise Suudi 

Arabistan’dan geldi. 

Son dönemde katma değeri yüksek 

ihracat ürünlerine bir yenisi daha 

eklendi: Altın Mutfak. Aslandağ 

Grubu’nun hazır mutfak sektörüne 

kazandırdığı yüzde 100 yerli üretim 

olan Tresette Mutfak, yurt içinde 

lüks konut projelerinin vazgeçilmez 

markası olurken Ortadoğulu tüketicilerin 

de merceğine girdi. Kapaklarında 

kullanılan altın tozuyla şaşaalı 

bir görünüme kavuşan Altın Mutfak, 

beden ve el ergonomisine uygun kullanıcı 

dostu tasarımı, enerji tasarrufu 

sağlayan hareket algılayıcılı aydınlatmalı 

led sistem teknolojisi, kalın 

ve dayanıklı kapakları, çevreye sağlık 

açısından uygunluğu bulunan kanserojen 

madde kullanılmadığını belirten 

CE belgesi, 70 kg taşıyacak kapasitede 

çekmece rayları, bluemotion teknolojisi 

kullanılarak geliştirilen frenli 

kapaklar ile üst düzeyde güvenlik ve 

kapak kapandığında ses çıkarmama 

özelliği, sararmayan, dayanıklı üst yüzey, 

kırılmaz camıyla dikkat çekiyor. 

200 bin TL’lik Altın Mutfak’ın yapımı 

için tam 3 ay sıra beklenilmesi gerekiyor. 

Aslandağ Grubu Yönetim Kurulu 

Başkanı Cemal Aslandağ, “Şu anda 

üretimimizin yüzde 10’unu ihraç ediyoruz. 

Amacımız yıl sonuna kadar ihracatımızı 

yüzde 30’a çıkarmak. Mart 

ayında lansmanını gerçekleştirdiğimiz 

lüks hazır mutfak markamız Tresette 

Mutfak, ihracatımızı hızlandırmamıza 

imkan sağladı. Bir yıldır yürütmüş 

olduğumuz Ar-Ge ve fizibilite çalışmaları 

sayesinde Ortadoğu pazarına 

hızlı bir giriş yapabildik. Ortadoğu 

ülkeleri için özel olarak ürettiğimiz 

Altın Mutfak modelimiz, yoğun ilgi 


gördü. Başta Suudi Arabistan olmak 

üzere Kuveyt ve Irak’tan da yoğun talep 

alıyoruz. Bu mutfağın yapımı 3 ay 

sürdüğü için müşterilerimiz şu anda 

sıra beklemek durumunda. Özellikle 

bu ülkelerdeki önemli iş insanlarının 

ve prenslerin evleri için talep aldık.” 

açıklamalarında bulunurken, Altın 

Mutfak’ın en önemli özelliğinin ise 

taştan daha dayanıklı olan özel yapım 

lamine kapakları olduğunu belirtiyor. 

Aynı zamanda koleksiyonda 12 çeşit 

kompakt laminat ve 7 çeşit boyalı 

cam seçenekleri de bulunuyor.

Aslandağ group enters the mıddle 

eastern market wıth ıts golden kıtchen 

and trıples ıts export volume 

Aslandağ Group, a leading actor of the building materials sector, started to export 

to the Middle Eastern market with its A-Plus kitchen brand Tresette Kitchen. Saudi 

Arabia showed the biggest interest in the 200,000 TL Golden Kitchen whose 

construction requires customers to wait in a queue for three months. 

Yet another export product with a high 

added value has recently emerged: 

the Golden Kitchen. Tresette Kitchen, 

the 100 percent domestically-produced 

kitchen by Aslandağ Group 

for the fitted kitchen sector, not only 

became an irreplaceable brand for 

the local upscale projects but also 

became a center of attraction for the 

Middle Eastern consumers. Boasting 

a glittering effect thanks to the 

gold dust featured on its covers, the 

Golden Kitchen has a lot to offer: 

a user-friendly design matching 

the body and hand ergonomics; an 

energy-efficient and illuminated LED 

technology with a movement sensor; 

thick and robust covers; a CE certification 

proving that it is environmentally 

healthy and free of carcinogens; 

drawer rails with a capacity to hold 70 

kg; BlueMotion technology-featuring 

covers with breaks; top-level safety; 

silently closing covers; non-yellowing 

and long-wearing top surface; as well 

as tempered glasses. The construction 

of the 200,000 TL Golden Kitchen 

requires customers to wait in a queue 

for three months. “We are currently 

exporting 10 percent of our production. 

Our goal is to increase our export 

volume to 30 percent by the end of 

the year. Our upscale fitted kitchen 

brand Tresette Kitchen launched in 

March helped us accelerate our export 

operations. We made a strong entrance 

to the Middle Eastern market as a 

result of our one-year long R&D and 

feasibility studies. The Golden Kitchen 

model that we produce specifically for 

the Middle Eastern countries attracted 

a great deal of attention. There is 

also a huge demand from Kuwait and 

Iraq in addition to Saudi Arabia. As 

the construction of this kitchen takes 

three months, our customers are waiting 

in a queue right now. We received 

orders particularly for the houses of 

the prominent business people and 

princes living in those countries,” said 

Cemal Aslandağ, the Chairman of the 

Board of Aslandağ Group and added 

that the most important feature of the 

Golden Kitchen is its specially-made 

laminated covers which are more 

durable than stone. Moreover, the 

collection also boasts 12 types of compact 

laminate and 7 types of stained 

glass options. 


AGT İran yatırımı 

ile ses getiriyor 

AGT Pazarlama Müdürü Özge Sipahioğlu 

Zemin kaplama alanında kalitesiyle ve marka bilinirliği ile dünya markası olma 

yolunda emin adımlarla ilerleyen AGT, İran’da hayata geçireceği fabrika ve 

gündemdeki yeni yatırımları ile dikkat çekiyor. 


Dekorasyon dünyasındaki trendlerin 

belirleyicisi olan AGT, bu yıl soft renklerin 

natürel dokunuşlarını evlere 

getiriyor. Zemin kaplama konusundaki 

iddiasını konuşturan marka, şu 

günlerde yeni bir heyecan yaşıyor. 

İran pazarındaki gücünü yeni açılacak 

bir fabrika ile pekiştiren ve buradaki 

marka bilinirliğini kuvvetlendiren 

AGT’nin gündemindeki yenilikleri, dekorasyon 

trendlerini ve yatırımlarını 

AGT Pazarlama Müdürü Özge 

Sipahioğlu’ndan dinledik. Ağırlıklı 

olarak seramik, lamine ve laminat 

parkelerin tercih edildiğini ifade eden 

Sipahioğlu, AGT’nin tüm bu ürün 

grupları ve bünyesindeki diğer ürünlerle 

güçlü bir marka profili çizdiğini 

vurguladı. 

Bu yıl dekorasyondaki trendler 

nelerdir? 

Özellikle mobilya ünitelerinde eskiden 

parlak tonları çok fazla görüyorduk, 

şimdi parlak tonlarla birlikte soft 

tonlarında gündemde olduğunu gözlemliyoruz. 

Hatta soft tonlarla pastel 

tonların kombinlendiğini görüyoruz. 

Dolayısıyla biraz daha natürellik ve 

doğallık ön plana çıksın diye parlaklığı 

kısmen azalıp, pastel tonlar arttırılmış, 

tamamen doğal hissi veren taş 

ve ahşap dokular hayatımıza girmeye 

başladı. İç dekorasyonda trend böyle 

olunca bu ister istemez zemine de 

yansıyor. Bu nedenle zeminde de 

ağırlıklı olarak meşe ve gri tonları bu 

sene revançta. Parlak görünüm yerini 

mat, metal, taş dokulara ve ağaç 

yüzeylere bırakıyor. 

Peki, ağacı bu yılki trendlere göre 

şekillendiriyorsunuz. Bu seneki 

renkler bu görünümü yakalama 

noktasında sizi zorluyor mu? 

Zorlanmıyoruz çünkü sizin bu anlamda 

bir farkındalığınız varsa dünyadaki 

trendler sadece mobilya sektörü 

için geçerli değil. Bir trendi belirlerken 

otomotiv sanayisinden tutun da

tekstile, mobilyaya hatta kozmetikten 

modaya kadar bu konu içine giriyor. 

İster istemez Trend Hunterlar belli 

trendleri ön gördükleri zaman, bunun 

farklı alanlara yansımaları kaçınılmaz 

oluyor. Siz bu farkındalığa firma 

olarak sahipseniz çok rahat Mercedes’in 

kahve tonundan ilham alan bir 

panelle metalik mavilerle kombinlenmiş 

çok farklı dokular tasarlayabilirsiniz. 

Önemli olan o gözle bakarak, 

o farkındalığı oluşturmak. 

Son dönemleri baz alırsak, 

insanlar evlerinde dekorasyon 

oluştururken trendlere bakıyor. 

Zemin kaplamasına yönelik insanlarda 

nasıl bir ilgi var? Geçmişten 

günümüzü doğru kısa bir yolculuk 

yaptığımızda bu ilgide nasıl bir 

değişim gözlemliyorsunuz? 

Hayatımız gittikçe hızlanıyor. Hayatlar 

hızlanıp dinamikleştikçe 

yaşamlar biraz daha sadeleşmeye 

başlıyor. Naturelliğin hakim olduğu 

şu dönemlerde renkler soft tonlara 

geçiş yapıyor dedik. Malzeme olarak 

da kolay işlenen, kolay şekil alan ve 

montajı yapılabilen uygulamalara 

gidiliyor. Eskiden bizim çocukluğumuzda 

zeminlerde marleyler, asfalt 

esaslı işçiliği olan ve zor sürülen 

ürünler varken, şimdilerde ağırlıkla 

kolay montajı yapılan lamine, laminat 

parkeler tercih ediliyor. Çünkü, günümüzde 

çocuk sahibi olduğunuzda 

daha büyük bir eve geçebiliyor ya da 

aile küçüldükçe daha küçük bir eve 

taşınıyorsunuz. Hızlı değişen bu hayatlarda 

hızlı şekil alabilen, ömrünü 

çabuk değiştirebilen malzemeler ‘İn’ 

oluyor. Evler değişiyor. Eskiden 120 

m2’ye 3+1’ler revançtayken, metropoller 

büyüdükçe 120 m 2 ’lere 4+1’ler 

sığmaya çalışıyor. Bu noktada ürün 

gamımızda olan gerek lamine gerek 

laminat parkeler hacimsel olarak 

piyasada daha çok tercih ediliyor 

ve artıyor. Halı ise gittikçe azalıyor. 

İnsanlar kolay silinebilen ürünlere 

kaydıkça dekoratif halılara yönelim 

oluyor. Ortaya konulan şık bir halı ile 

dekorasyon tamamlanıyor. Eskiden 

olduğu gibi her yeri halıflekslerle 

kaplamıyor, marleylerle bütün evi döşemiyoruz. 

Ağırlıklı seramik, lamine 

ve laminat parkeler tercih ediliyor. 

Yer zemin kaplamaları dediğimizde 

en büyük sıkıntı ısı yalıtım 

oluyor. Bu konuda AGT ürünlerinin 

özellikleri nedir? 

AGT’nin bütün ürünleri yüzde yüz 

ağaçtan yapıldığı için, en ince ürünümüz 

olan 8 milim ürünümüzde bile 

HDF’den yapılmış olması sebebiyle ısı 

yalıtım özelliği mevcut. Nispeten diğer 

ürünlere, malzemelere ve taşlara 

kıyasla ahşabın ısı yalıtım değeri çok 

daha yüksektir. Kaldı ki bizim sadece 

8 milim değil, 10 milim biraz daha 

kalın parkelerimizle 14 milim lamine 

parkelerimiz de mevcut olduğu için 

kalınlık arttıkça ısı yalıtım değeri de 

artıyor. Annelerde çocuklarını daha 

güvenli bir şekilde parke üzerinde 

oturtabiliyor. 

Yurtdışındaki ilk fabrikanızı 

İran’da açıyorsunuz. Bu süreç 

nasıl gelişti ve fabrika ne zaman 

tamamlanıyor? 

İran son yıllarda oldukça popüler bir 

ülke… Ama AGT için, İran pazarı çok 

uzun yıllardır var. Bundan 20 ila 30 

yıl kadar önce AGT markası ile İran 

pazarına girmiştik. İlk olarak profillerimizle 

ticaretimiz başladı, sonra 

panellerimizle devam etti. İran bizim 

için ihracatta ilklerin içerisinde yer 

alıyor ve İran oturmuş bir Pazar, 

orada AGT’nin ciddi bir marka değeri 

var. Ürünlere yönelik birçok mahkeme 

kararımız var, orada AGT’yi taklit 

eden ürünler toplatılıyor. İran bizim 

için yeni parlayan bir yıldız değil. 

Dolayısıyla İran’da çok uzun yıllardır 

olan varlığımızı bu fabrika ile taçlandırıyoruz. 

Tahran’a yakın bir mesafede 

konumlanan fabrikamızda ilk 

olarak panel yatırımı ile başlayacağız, 

sonrasında diğer ürün gruplarımızı da 

dahil edeceğiz. 

Ne kadarlık bir yatırım yapıldı? 

Bu fabrika yaklaşık olarak 45 milyonluk 

bir yatırım ve yaklaşık 300 kişilik 

bir istihdam oluşturacak. İran Kazvin 

Organize Sanayi’de kurulacak. 

İhracat tarafı nasıl ilerliyor? 

AGT ürünlerinin yüzde elliye yakınını 

ihracatta tüketiyor. Dünden bugüne 

zamanla ihracatta artış yaşanıyor, 

ilerleyen dönemde bu oranı olabildiğince 

yukarı çekmeyi hedefliyoruz. 

Önemli olan bir Türk markasının 

dünyada markalaşmasını sağlayabilmek. 

Yurtdışında gittiğimiz çeşitli 

fuarlarda sergilediğimiz ürünlerde 

farklı tarzları ve renkleri görebiliyorlar. 

AGT’nin genlerinde yenilik var. Bu 

sayede rahatlıkla diğer markalardan 

ayrışıyoruz. Bu bizim için çok önemli, 

ihracatı zaten yüzde 50 seviyelerinde 

bir noktada tüketmiyoruz, 60’dan 

fazla ülkede AGT ürünleri var, hatta 

son zamanlarda 70’in üzerine çıktık 

diyebiliriz. Eklenen Fransızca ile web 

sitemiz bile altı farklı dilde hizmet 

veriyor. Kanada’da bizim güçlü 

olduğumuz pazarlardan olduğu için 

Fransızca önemli bir ihtiyaçtı. Web 

sitesi, kartela ve tüm pazarlama 

materyallerine bu yansıyor, çok dilli 

ve uluslu bir yapı oluşturduk. 

İran’dan başka üretimi taşıyarak 

fabrika kurmayı hedeflediğiniz 

farklı bir ülke pazarı var mı? 

Planladığımız ülkeler, yatırımlar ve 

bu yönde senaryolar var. Zamanı gelince 

paylaşmak daha sağlıklı olacaktır. 

Faklı farklı senaryolar üzerinde 

çalışıyoruz aslında… 

Eklemek istediğiniz başka bir şey 

var mı? 

AGT’nin tarihinden gelen bir yenilikçi 

algısı, trend olma özelliği var. Bugünde 

devam ediyor ve bu hiç bitmeyen 

bir süreç, ben buna eriştim demekle 

olmuyor. Farklılaşabilmek için sürekli 

yenilik gerekiyor. Katıldığımız her 

ortamda, fuarda, bayi toplantısında, 

etkinliklerde ve basın davetlerinde 

her zaman sizlerle birlikte olduğumuzda 

farklı şekilde ağırlamaktan ve 

özgün olmaktan, kreatif işler yapmaktan 

mutluluk duyuyoruz. Sizlerin 

de destekleri ile AGT güzel günler 

görecektir. 


AGT resounds with 

investments in Iranian 

As the trend determiner in the decoration 

world, AGT is carrying the 

natural woven of soft colors to homes 

this year. Letting its claim in floor 

covering business speak, the brand is 

enjoying a new excitement nowadays. 

About innovations, decoration trends 

and investments we listened to Özge 

Sipahioğlu, Marketing Manager of 

AGT clinching its power with a new 

factory to be opened in the Iranian 

Advancing on the way 

to be a world brand 

with its quality and 

brand recognition in 

floor covering area, 

AGT draws attention 

with its factory to 

enter into force in 

Iran, as well as its new 

investments on the 

agenda. 


market and make its brand recognition 

strength. Stating mostly ceramics, 

lamina and laminated parquet are 

preferred, Sipahioğlu emphasized 

that AGT has drawn a powerful brand 

profile along with these product 

groups and other products in its 

structure. 

What are the trends in decoration 

this year? 

Earlier we were seeing bright shades 

much more especially in furniture 

units, now we also observe soft shades 

together with bright shades. Even 

we see soft shades are combined 

with pastel shades. So as to letting 

naturality to emerge to forefront by 

reducing brightness partially and 

pastel shades have been increased, 

stone and wooden textures, which 

have naturality feel, have begun to 

enter our life. As the trend in the 

interior decoration becomes like this 

however it also reflects to floors. For 

this reason, oak and gray shades are 

in demand in floor covering this year. 

Bright look leaves its place to stone 

texture and wooden surfaces. 

Well, you shape trees according 

to this year’s trends. Do colors of 

this year enforce you in terms of 

keeping up with this view? 

We are not enforced, because if you 

own awareness in this meaning, the 

trends in the world are not valid only 

for the furniture sector. As determining 

this trend ranging from the 

automotive industry to textile, furniture 

even cosmetics to fashion enter this issue. 

However, when Trend Hunters foresee 

certain trends, reflection of this 

to different area becomes inevitable. 

If you possess this awareness as the 

firm, you can design different textures 

inspiring easily from brown shade of 

Mercedes with a panel being combined 

with metallic blues. The important 

thing is to make up that awareness by 

looking through that eye. 

If we take into consideration 

recent periods basically, while 

people make up decoration at 

their homes look at trends. What 

kind of interest is there in humans 

about floor covering? 

Our life gets acceleration gradually. 

When lives get acceleration and 

dynamism, lives begin to be simplify 

some more. We said that colors shift to 

soft shades nowadays due to naturality 

dominates. As for materials - of which 

applications are easily processed, 

shaped and being mounted easily – are 

preferred. Earlier, vinyl floor coverings, 

the products having asphalt compounds 

and being applied difficultly, now 

lamina, laminated parquets are preferred 

regarding being easily mounted. 

Because when you have kids you 

can move to a bigger home or family 

gets smaller for a smaller home. In 

quickly changing lives, the materials 

which quickly shaped, materials that 

quickly change their life cycle get in. 

Homes change. Before while 120 sq 

meters homes and 3+1 homes were 

in demand, as long as metropoles 

increase, homes try to place in 120 sq 

meters and 4+1 types. In this point, 

either lamina or laminated parquets in 

our product gamut are preferred more 

as voluminous in the market and get 

increase. As for rugs there is gradually 

reduction. As people shift to easily cleaning 

products, tendency goes towards

decorative carpets. With a stylish carpet 

that is put at center, the decoration 

is completed. As in before, everywhere 

is not covered by wall to wall rugs; we 

do not cover whole home with vinyl floor 

coverings. Mostly lamina, laminated 

parquets are preferred. 

When we say floor coverings the 

biggest trouble is heat insulation. 

What are features of AGT products 

in this issue? 

Regarding all products of AGT are 

made of wooden, even our tiniest 

product in 8 millimeter being made of 

HDF, they have heat insulation feature. 

The heat insulation value of wood is 

relatively higher than other materials 

and stones. However, we also have not 

only 8 millimeter, but also in 10 millimeter, 

some thicker in 14 millimeters 

products, as long as thickness raise 

heat insulation values increases too. 

So mothers can allow their children sit 

on parquets in a safety way. 

You are going to open your first 

factory abroad in Iran. How did 

this process develop and when will 

this factory be completed? 

Iran has become a quite popular 

country in recent years… But Iranian 

market has been for AGT for long 

years. We have entered the Iranian 

market with AGT brand 20-30 years 

ago. Firstly, our trade began with our 

profiles, and then it continued with 

our panels. For us Iran takes place 

amid firsts in the exports and Iran 

is a steady market, there AGT has a remarkable 

brand value. There are lots 

of court verdicts about the products, 

the products which are counterfeited 

of AGT is collected. Iran is not a new 

brightening star for us. So, we are 

crowning our existence in Iran where 

we have been for long years. We will 

launch with our panel investment at 

our factory located a near distance to 

Tehran, and then we will include our 

other product groups. 

How much did you invest? 

This factory is an investment worth 45 

million and it will generate job for 300 

people. It will be installed at Kazvin 

Organized Industrial Zone in Iran. 

How about exports advancement? 

AGT consumes 50 percent of its products 

via exports. Growth is enjoyed in 

the exports from yesterday to tomorrow 

in the course of time; we aim to 

raise this rate towards upside as much 

as possible in the upcoming period. 

The important thing is to achieve branding 

of a Turkish trademark across 

the world. Different styles and colors 

can be seen at the fairs abroad we join. 

There is innovation in genes of AGT. 

Thanks to this we separate easily from 

other brands. This is very important 

for us, the exports in fact have been in 

50 percentages, there are AGT products 

in over 60 countries, and even we 

can say that we exceed 70 countries 

in recent times. Our web site with 

additional French language serves in 

six languages. Concerning Canada 

being a strong market of ours, French 

language was a crucial need. We have 

constituted a multi-language and multination 

web page this reflects to color 

cart and all marketing materials. 

Is there another country market 

that you aim to build a factory in 

addition to Iran? 

There are countries, investments and 

scenarios in this direction we have 

planned. When time to come, sharing 

will be healthier. Actually, we are 

working on various scenarios… 

Is there anything you add? 

AGT has an innovation perception, 

having a trend feature comes from 

its history. It also continues today 

and this is a process does not end 

up, it does not happen saying ‘I have 

reached this’. Innovation requires 

continuity, so as to being distinctive. 

We feel happiness in every condition, 

we join fair, dealer meeting, events 

and press invitations, when come 

together with you, hosting you in a 

different way and being authentic, 

making original works. With your 

supports, AGT will see good days. 


Art Design Firma Sahibi Turgay Terzi 

Hayaller Art Design 

ile gerçeğe dönüşüyor 

Tasarımda sınır tanımayan ve klasiği modern ile 

başarılı bir şekilde harmanlayan Art Design, kişiye 

özel konsept çalışmaları ile hayallere dokunuyor. 


Bir tasarımın o atmosferde hissettirdiği 

his ve yakaladığı bütünlük 

onu özgünleştiren en önemli unsuru 

oluşturuyor. Art Design de bu 

bağlamda sunduğu özgün stillerle 

adından söz ettiriyor. “Kendini 

özel hissetmek ve kendine özel bir 

alan oluşturmak isteyen insanların 

beklentilerine yöneliyoruz” diyen Art 

Design Firma Sahibi Turgay Terzi, 

çalıştıkları ev tipi projelerde müşterilerin 

beklentilerini anlayarak onlara 

hayallerindeki yaşam alanlarını sunduklarını 

anlatıyor. Sıradanlıktan sıyrılarak 

marjinel bir çizgide ilerleyen 

marka, trendlerin belirleyicisi olma 

yolunda! İşin mutfağına dair tüyoları, 

tasarımdaki çizgisini ve hedeflerini 

Turgay Terzi’den dinliyoruz. 

Öncelikle sizi tanıyıp Art Design’i 

sizden dinleyebilir miyiz? 

Art Design yaklaşık 14 yıllık aile 

geleneğini yansıtan, köklerini ilk 

abim Rıza Terzi’nin attığı bir firmadır. 

Kuruluşundan 2 yıl sonrasında eğitim 

hayatımın sonlanmasıyla birlikte 

kendimi Art Design bünyesinde buldum. 

Burada tabi eğitim gördüğüm 

yerle işyerimin konumunun yakın 

olmasının da etkisi oldu. Gıda sektöründen 

tasarıma uzanan bir yolculuk 

oldu. Sektöre giriş yaptığımız zamanlar 

modern mobilya tarzı çok yoktu. 

Sektör daha çok klasik mobilya ağırlıklıydı. 

Biz modern mobilya açığını 

görerek bu alanda bir giriş yaptık ve 

sıfırdan başlamamıza rağmen çok da 

başarılı olduk. Bizim tasarım ve mi-

mari işlerinin doğasında da çok fazla 

insana ulaşmak, onlara dokunmak 

söz konusu. 

Bir nevi insanlara yeni bir yaşam 

alanı oluşturuyorsunuz. Müşterileriniz 

ne gibi taleplerle geliyorlar? 

Bizim tasarım anlamında koyduğumuz 

bir sınır yok açıkçası, yeter ki insanlar 

bize istediklerini anlatabilsinler. Tasarımda 

esas olan kişiye kendini özel 

hissettirecek bir alan sunabilmek. Bize 

gelen projelerin ne olduğunun önemi 

yok, insanlar yeter ki bizden standart 

dışı bir şey istiyor olsun. Aslında çok 

standarda yönelik işler bizlik değil. Bu 

tarz beklentileri olan insanlar da zaten 

bize çok fazla ulaşmıyor. Biz daha çok 

kendini özel hissetmek ve kendine özel 

bir alan oluşturmak isteyen insanların 

beklentilerine yöneliyoruz. Her tasarımın 

bir ruhu olduğuna inanarak onları 

doğru insanlarla buluşturuyoruz. 

Burada nasıl bir ekip devreye 

giriyor? 

4 tane iç mimar arkadaşımız var. Onun 

dışında bu konuda yetişmiş ve tecrübeli 

arkadaşlarımız var. Beraber bir 

toplantı yapılıyor. Müşteri beklentileri, 

eldeki müşteri verileri üzerinden bir 

tasarım toplantısı yapılıyor. Akabinde 

ön kararlar alınıyor ve arkadaşlar 

bilgisayar üzerinden 3D çizimlerini 

yapıyorlar. Renklerden aksesuarlara, 

perdeden en ince detayına kadar 

bitmiş şekli müşteriye sunuluyor. Bu 

çizimin kalitesi de gerçeğe en yakın 

şekilde oluyor. Bunları gördüğü zaman 

insanların aklında soru işareti kalmıyor. 

Bazı ufak tefek detaylar çıkabiliyor, 

mesela geçen hafta evini yaptığımız bir 

müşterimizin çocuğu için genç odası 

talebi vardı. Basketboldan hoşlandığını 

söylediler ve basketbol temalı bir oda 

tasarladık. Çocuk çok sevindi ve hatta 

babasının bacağına sarıla sarıla gitti. 

Esasen bizim işimiz çok mekanik bir 

iş değil, standardı aşıp insanları mutlu 

etmek ve heyecanlandırmak bizi motive 

ediyor. Her projenin birbirinden ayrı 

bir hikâyesi var, bu da bizim sürekli 

kendimizi güncellememizi sağlıyor. 

Bir bayana evini dört dörtlük tasarlayıp 

çıkmaktan daha büyük bir şey veremezsiniz. 

Kurulduğumuz yıllarda bile hiç cesaret 

edilemeyen şeyleri ön plana çıkarırdık. 

Renkler, tasarımlar, bir ara hatta fazla 

ileri gittik vitrinimize çok iddialı sarılı 

yeşilli bir tasarım koyduk. İçeriye giren 

herkes elinde farklı iddialı bir tasarımla 

ben bunu istiyorum diye gelmeye 

başladı. Hatta müşterilerimizin bunu 

yapsa yapsa Art Design yapar şeklinde 

firmalar tarafından yönlendirildiklerini 

duyduk. Bugün yine aynı standarttayız. 

Müşterimizin içine sinmeyen hiçbir 

projemiz olmuyor, tasarım ve ürünlerimizden 

memnun olmalarını sağlıyoruz. 

Olan hatayı da en kısa zamanda, en 

doğru şekilde gidermeye çalışıyoruz. 

Müşterimizin değişikliğe gerek yok 

kalabilir dediği yerde bile biz hayır bu 

bizim kendi işimize saygımız bu şekilde 

bırakmayacak ve gerekeni yapacağız 

diyoruz. Genellikle şirket yapımız bu 

şekilde, kaliteye çok büyük oranda 

önem veriyoruz. Bu iş ekip işi ve iyi bir 

ekiple çalışıyoruz. 

Üretim tesisiniz nerede? Kaç kişilik 

bir ekiple çalışıyorsunuz? 

Üretim tesisimiz buraya yakın, Alemdağ 

bölgesinde yer alıyor. Bu bahsettiğimiz 

teknik ekip ve sunum ekibimiz 

12 kişi. Üretim kısmımız tabi çok daha 

kalabalık. Böyle spesifik alanlarda 

kalifiye işine hakim insanlarla çalışmadığınız 

sürece istediğiniz kaliteyi 

yakalayamazsınız. Kalifiye eleman 

bugün Türkiye’de büyük bir sıkıntı. 

Her sektörde mevcut fakat bu sektör 

ağır iş yükü olan bir sektördür. Üretim 

kısmında insanlar bu ağırlık sebebiyle 

sektörden uzaklaşıyor. Yeni altyapıdan 

da çok fazla insan yetişmiyor. Tabi bu 

durum gelecekte çok büyük bir problem 

çıkaracak karşımıza, biz ne kadar 

makineyle bazı şeyleri yapmak istesek 

bile bu işin doğası işçiliktir. Makineyle 

özel bir şeyler yapamazsınız, seri ve 

standart işler yapabilirsiniz. Tabi şuan 

oymada bile makine kullanılıyor fakat 

o makineyle yapılan oymanın üzerinden 

bile insanlar elle geçebiliyorlar. 

Bu anlamda çok fazla sıkıntı var, biz 

kendi ekiplerimizi yetiştirmeye çalışıyoruz. 

Her zaman kenarda iki tane 

genç yetiştirmek üzere burada eğitim 

hayatını devam ettiriyor ya da yeni 

mezun olmuş burada işi öğrenmek 

amaçlı devam ediyorlar. Çünkü bu her 

alanda geçerli, dediğim gibi bu sıkıntı 

satış, mimari, üretim gibi her alanda 

geçerli bir durum. Çünkü üretim ve 

teknik ekipte biraz daha iş zor, yani 

bu bahsettiğimiz arkadaşların İstanbul’daki 

bina yükseklikleri göz önüne 

alındığında 19. kata koltuk veya konsol 

çıkarmak zorunda kalıyor. Bu da bir 

zaman sonra fiziksel olarak zorlamaya 

başlıyor ve sektörden uzaklaştırıyor. 

Alttan da insan yetişmemişse, bunda 

tabi ülkenin genel problemleri, meslek 

liselerindeki öğrencilerin iyi yetiştirilmemeleri 

ve çalışma hayatındaki problemler 

caydırıcı oluyor. Bu anlamda 

çok ciddi adımlar atılması lazım, gele- 



cek olarak pek parlak görünmüyor. 

Firmaların %95’i İtalyan firmalardan, 

fuarlardan ve trend belirleyiciler üzerinden 

tasarımları devam ettiriyorlar. 

Fakat belli firmalar gelecekle ilgili 

bunun sıkıntısını, riskini ve markalaşamama 

problemini görüyor, çünkü bu 

anlamda markalaşmış, ürün gamını ve 

portföyünü kendi oluşturmuş markaların 

oranı çok düşük. Bunun sebebi de 

bu anlattığımız şeyler çünkü siz İtalya’dan 

bir ürünün tasarımını çalamazsınız. 

Yaparsanız da bu sizin ürününüz 

değil, x bir firma da sizden alıp yapar. 

Şunu söylemeliyim ki biz ürünlerimizi 

tasarlıyoruz fakat bunları korumakta 

da sorun yaşıyoruz. Patent konusundaki 

yasaların biraz daha ağırlaştırılması 

gerekiyor. Türkiye’de ürün kopyalaması 

çok fazla, bunun çok da önüne 

geçilebileceğini biz tahmin etmiyoruz. 

Gelecek 20 yılda bu böyle devam 

edecek. Bizim gibi belli başlı firmalar 

var, bunlar kendi ürünlerini tasarlayıp 

kendi marka değerini başkalarıyla 

karşılaştırılmayacak şekilde ürün 

tasarımı yapmak istiyorlar. Hem bu 

ticaretin zorluğundan dolayı mecburiyet, 

hem de markalaşma anlamında 

bu çalışmalar var. Bizde de bu devam 

ediyor. Kendi ürünlerimizi tasarlıyoruz, 

İtalya’daki akımlardan tabi ki biz 

de esinleniyoruz. Fakat bu akımdan 

esinlenmekle kopyalamak birbirinden 

tamamen farklı şeyler. İtalya, Fransa 

ve Çin’deki fuarlara gidiyoruz. Fakat 

bizim baktığımız şeyler şunlar; “Genel 

akım nereye gidiyor?” Bakıldığı zaman 

şu firmanın ürününe benziyor diyebileceğiniz 

ürünlerimiz yoktur. Genel 

itibariyle kendi ürünlerimizi tasarlıyoruz. 

Bu konuda da gayet başarılı bir 

ekibimiz var. 

Ne tarz projeler yapıyorsunuz? 

Ev projeleri tabi ki daha ağırlıklı. Tabi 

bunun yanında bizim tasarım kabiliyetimizin 

farkında olan ve yaptığımız 

işlerden haberdar olan firmalar ve 

insanlar bize özel istekler için de gelebiliyor. 

Bu bir kafe veya ofiste olabiliyor 

veya fabrika iç dekorasyonu olabiliyor. 

Örneğin; Trakya bölgesindeki fabrikalar 

çok ciddi derecede bir yönetim 

binasına sahip. Buralarda da iddialı 

dekorasyonlar yapıyorlar. Türkiye’de 

birçok proje referansımız var. Gaziantep’te 

Şileci Tekstil’in komple evini 

yaptık ve ek olarak yönetim binasının 

komple dekorasyon ve tasarımını 

yaptık. Tüm genel alanları yemekhanesinden 

spor salonuna kadar yaptık. 

Bunun yanında Trakya bölgesinde 

İzabella Pizza var, özel bir kafedir 

sadece pizzacı değil. Bölgesinde birçok 

şubesi var ve iş hacmi iyi. Bizden 

konsept çalışması istediler, yeni bir 

şubeleri açılacaktı, o yeni şubeye 

konsept çalışmamızı gerçekleştirdik. 

Dekorasyonuna, tadilatına, ürününe 

kadar sadece anahtarı teslim ettik ve 

içeri girip satışlarını yapmaya başladılar. 

Endüstriyel mutfağına kadar hepsi 

elimizden çıktı. Burada hemen yakın 

bir bölgede yaptığımız bir ofis vardı. İki 

katlı bir yönetim binası, buranın özel 

makam odasını, genel müdür odalarını 

yaptık, açık ofislere çok fazla girmedik. 

Özel olan alanların tamamını biz yaptık. 

Projeler her zaman aynı yoğunlukta 

olmuyor. Bu şununla eşdeğer bizim 

altyapımız müşteri memnuniyetine 

bağlı olarak fiyatlandırma ve maliyetlerimiz 

biraz daha farklı. İnsanlar özel 

alanları biraz daha bizden alıp standart 

yerlerden temin edip bizim dışımızda 

da çözebiliyorlar. Açık ofisteki standart 

bir masayı bugün her yerden temin 

edebilirsiniz, standartlar belli. Biz biraz 

daha bize işin özel, zor ve herkesin yapamayacağı 

alanlar kalıyor. Genel konsepti 

biz belirlediğimiz için açık ofisin 

tasarımını da biz yapıyoruz, yerleşim ve 

projesini biz çiziyoruz, onlar ürünleri 

temin ediyorlar. Bu hem bizim hem 

de müşterilerin bize açık gelmesiyle 

doğru orantılı olarak değişiyor. 

Eklemek istedikleriniz? 

Biz şuan hem modern tarzda hem 

de art deco ve klasik tarzda ürün ve 

showroomlarımız var. Showroom 

sayılarını artırmayı düşünüyoruz. Çok 

hızlı bir büyümeden bahsetmesek bile 

altyapıyı bozmadan, servis kalitemizi 

bozmadan devam etmek istiyoruz. 

İnsanların genelde memnun oldukları 

bir firmayız. Yani internete girdiğinizde 

şikayet yazısı bulamıyorsunuz, böyle 

devam etmeyi hedefliyoruz. Bu altyapıyı 

bozmadan başta İstanbul odaklı olarak 

büyümeyi ve emin adımlarla ilerlemeyi 

arzu ediyoruz. Ekip çok önemli bizim 

sektörümüzde ekibin yeterli olmasının 

yanında karakterinin de düzgün olması 

gerekiyor. Bu tarz riskleri olan bir 

sektör. Talepler var fakat iki yıl daha 

bayilik vermeyi düşünmüyoruz. Kendi 

bünyemiz altında büyüyeceğiz sonrasında 

Anadolu, Ege ve İç Anadolu’da 

bayilikler vermeyi düşünüyoruz. Bunun 

önüne geçemeyeceğimizin farkındayız. 

Altyapı anlamında her şeyi oturttuğumuz 

zaman bizim gibi düşünen insanlara 

biz sadece bayilik verebiliriz. Bu 

çok parası olması anlamına gelmez. 

Bu vizyonun ve insan kalitesinin olması 

lazım. Bizim kriterlerlerimizle çalışan 

firma sayısı yoka yakın. Bu işi hem özel 

yapıp hem de düzgün hizmet verebilen 

firma sayısı pek yok. Zaten İstanbul’da 

bayilik vermemiz söz konusu değil, 

İstanbul tamamen bizim kontrolümüzde 

olacak. Yurtdışında ürün verdiğimiz 

firmalarımız var. Libya’da tasarımı ve 

konsepti tamamen bize ait olan bir şubemiz 

var. Fakat Art Design adı altında 

değil fakat ürünlerinin tamamını biz 

veriyoruz. Direkt Art Design tabelası 

altında bizden başka firma şuanda 

hiçbir yerde yok.

Dreams come true with Art Design 

Recognizing no limits in designs and combining classics and moderns 

successfully Art Design touches dreams with customized concept works 

The sensual felt its integrity within 

a space is one the most important 

element of an original design. Art 

Design is one of them. It is one that 

is mentioned about its original style. 

Turgay Terzi, proprietor of the company 

says, “We aim to the expectations 

of those who want to feel themselves 

special and having a private 

space.” We talked with Turgay Terzi 

about his hints for backdoors and his 

line of design and targets. 

First, we want to hear about 

Art Design with your words, may 

we? 

Roots of the firm that reflects our 

family tradition, were grounded 

by my elder brother Riza Terzi 14 

years ago. I found myself in the firm 

when I graduated from school in its 

second anniversary. My school and 

our firm were in close proximity but 

my career was started in the food 

industry and ended up with design 

business. There were limited number 

of modern furniture in those 

years. Classics were common. So, 

we started with modern designs and 

we became successful. 

As we know, you, somehow, are 

making new living spaces for the 

people. What types of demand 

do your customers come to you 

with? 

There is no limit in our designs, if 

only; people can explain what they 

want. What is important in design 

is to be able to offer to the people a 

space that makes them feel themselves 

special. It does not matter 

what the people ask us something 

beyond the standards. Ordinary 

works is not good for us. Actually, 

this group of people is rare among 

our customers. We advice them to go 

to designers because we believe that 

every design has a soul. 

What kind of team comes to the 

fore in these cases? 

We have four interior architects in 

our team in addition to other experienced 

and well-trained members. 

In joint design meetings we discuss 

customers’ expectations and other 

data we have about the customer. 

Then tentative decisions are made 

and 3D drawings are made on computer 

to present to the customer 

with all details, colors, accessories, 

draperies, etc. When these are presented 

to the customer all questions 

that may arise are answered. Sometimes, 

some minor details need to 

be solved. Last week our customer 

demanded a kid’s room. We learned 

from his parents that he like basketball. 

So, we designed on basketball 

theme. Boy was very happy. Every 

project has its own story that makes 

us most up to date. 

We have been doing extraordinary 

works since from the beginning, in 

colors, in designs, in our shop window. 

When we put a green and yellow 

design, every people who saw it, 

entered our shop and demanded the 

same. We do the same since then. 

All our designs make our customers 

happy and satisfy them all. We try to 

correct every flaw immediately even 

if the customers do not insist on. It 

is our main responsibility to offer the 

highest quality in our work. It is a 

teamwork and we work with a good 

team. 

Where is your production facility? 

How large is your team? 

Our production facility is in Alemdag 

area. The technical and presentation 

teams are of 12 people. People in the 

production are more than this. You 

cannot catch the quality standard 

that you aimed at if you do not work 

with qualified people in this kind 

of specific field. Finding qualified 


workers is not easy. People get away 

from these kind of hard working 

professions. There is not enough people 

who are interested in this field. 

Though some operations are made 

on machinery, especially standard 

and serial productions, labor is still 

an important factor. You cannot produce 

exclusive and original works. 

We utilize machinery to engrave but 

at the end of the process human 

touch is needed to finish the job. 

We try to train our own workers to 

make them masters. Young people 

are employed in our firm who also 

are getting their education in several 

schools. The problem, that is finding 

right people for specific operations, 

is common in other industries, such 

as architecture, production and sales. 

Our workers have to carry sofas 

and drawers up to the 19th floor in 

high buildings. It is hard to endure 

and keep on working as a transporter 

for years. So many of them are 

seeking employment opportunities 

in other industries. They quit their 

jobs. 95 % of firms are using designs 

of Italian firm, and what they saw 

in fairs and heard from trendsetters. 

However, these firms will have risks, 

problems and difficulties if they do 


not built their brand powers in the 

future. Number of brands having 

original designs is very limited. If 

you imitate other’s products, some 

other companies may steal your 

work. So, the measures to protect 

the rights of original brands and 

their original products and designs, 

regulations regarding patent 

protection should put more serious 

penalties. We know that, protection 

of intellectual rights is not an easy 

task. It takes decades to solve this 

problem completely. Numbers of 

firms who has their own designs are 

very limited. Even these firms may 

have been inspired by Italian designs 

and trends. Inspiration is different 

from stealing of concepts and designs. 

We visit fairs in Italy, France 

and China not to steal by to get to 

know about the general trends in 

the world. 

What types of projects do you 

make? 

Projects for end users are more. 

Besides, some firms and people 

come to us having been aware 

of our products and our abilities 

for relating their specific needs. 

It may be a café or office design. 

For example, factories in Trace 

region have gorgeous buildings 

for managements. They need 

expensive offices. We have many 

project references in Turkey; 

Sileci Textile’s complete house 

and office decoration in Gaziantep, 

from dining hall to sports saloon. 

Izabella Pizza in Trace, a special 

café, demanded us to design a 

concept for their branches in the 

country. We completed the turnkey 

project from decoration to renovation, 

from products to the kitchen 

design. There was an office design 

nearby; we made a top manager 

office and other private rooms. 

In some projects we only design 

their spaces and the customer buy 

the design elements from other 

companies to save costs. Since 

we decided the basic concept, we 

draw the project completely and 

the customers procure their needs 

from other suppliers. 

What do you want to add? 

Presently, we have both modern, 

art deco and classic style products 

and showrooms. We consider 

increasing the number of 

our showrooms, without deeply 

changing the main structure of 

our organization and by maintaining 

our quality. Our buyers 

are generally satisfied of our 

products and services. There is 

no negative comments on our 

website. We aim to grow in especially 

Istanbul and in other cities. 

Both the number of people and 

their characters are important in 

our business. There are several 

risks in this business. We do not 

think to have distributors in two 

to three years, because we prefer 

to grow with our own staff. Then 

we may consider to have dealers 

in Aegean and central Anatolian 

regions. 

There are some firms in abroad 

that we sell our products in these 

countries. We have branch that 

it’s concept and design is belong 

to us. All of its products are 

supplied by our company under 

another brand. There is no other 

firm under our Art Design name 

anywhere in the world.

Rice renkli ürünleri ile artık 

Türkiye’de! 

Mağaza-Kafe konseptiyle Danimarka’nın 

iddialı markası Rice, dekorasyonda zamansız 

trendin kapılarını açıyor. 

Rice Türkiye Distrübütörü Çiğdem Akar 


Dekorasyon dünyasında kolay kırılmaması 

ve uzun ömürlü olması 

ile dikkat çeken melamini Rice’ın 

renkli tasarımlarıyla farklı bir şekilde 

yorumlayan marka, dekorasyondaki 

zengin ürün grubunun yanında farklı 

konsepti ile de dikkatleri üzerine 

çekti. Dünyada oldukça yaygın bir 

trend olan mağaza-kafe konseptini 

Türkiye’ye taşıyan Rice, şu günlerde 

Zorlu’da açtığı ilk mağazanın heyecanını 

yaşıyor. İlk günden müşterinin 

radarına giren markayı Rice Türkiye 

Distrübütörü Çiğdem Akar ile konuştuk. 

Tasarımda farklı kültürlerin 

zenginliklerinden beslenen marka, 

dekorasyonda kendine has çizgisi ile 

iddialı bir giriş yapıyor.

Markanın kendini tanımladığı 

motto ‘eğlenceli ve göz alıcı tasarımlar’ 

diyebilir miyiz? Markayı 

bize en iyi anlatacak değerler 

nelerdir? 

Tabi ki diyebiliriz. Markanın ana 

teması zaten eğlenceli, basit ve fonksiyonel 

ürünler üzerine kuruludur. 

Her zaman insanların hayatına renk 

katmaya ve ürünlerimizi kullanan 

insanların enerjilerini yükseltmeye 

çalışıyoruz. Her yıl hazırlanan iki 

koleksiyonu oluyor Rice’ın, bunlar da 

Danimarkalı ve Hollandalı illüstratörler 

tarafından tasarlanıyor. Daima 

farklı olanı sunmak için tasarımlarda 

özel renkler ve desenler kullanılıyor. 

Aynı zamanda ürünlerimizin yüksek 

standartlarda ve BPS’sız üretilmesi 

konusunda asla taviz verilmiyor. 

Türkiye’de yeni olan mağaza ve 

kafe konseptini nasıl bir arada 

sunuyorsunuz? 

Dünyada oldukça fazla yaygın bu 

konseptin ülkemizde ilklerinden biri 

olmanın keyfini yaşıyoruz. Günlük 

taze üretilen yiyeceklerimiz, tatlılarımız 

ve farklı kahvelerimiz ile 

müşterilerimize alışverişlerinden 

sonra keyifli bir mola verdirmeyi 

çok seviyoruz. Henüz daha çok yeni 

olmamıza rağmen alışverişi yaptıktan 

sonra sadece kahve ve tatlılımızı 

yemek için uğrayan müşterilerimiz 

de olmaya başladı. Özellikle sadece 

bize özel Rocky Road tatlımızın 

şimdiden müdavimleri bile var. Teras 

alanımızın olması da güzel havaların 

tadını çıkarmak için birebir. 

Dekorasyon alanında bünyenizde 

hangi ürün grupları yer alıyor? 

Koleksiyonlar genel olarak melamin 

etrafında şekilleniyor diyebiliriz. 

Melaminin yanında da cam ve seramik 

mutfak eşyaları, el yapımı raffia 

sepet ve kutular, emaye kupalar, ev 

tekstil ürünleri, dekoratif objeler, 

mobilya ve kırtasiye ürünlerimiz var. 

Bunlara ek olarak çocuklara özel 

gıda saklama kutularından, sevimli 

tabak ve bardaklara hatta oyuncaklara 

kadar değişen geniş bir koleksiyona 

da sahibiz. 

Rice markasında Danimarka 

kültüründen izler bulmak mümkün 

mü? Franchise ile 45 farklı 

ülkeyle buluşan marka, başka 

hangi kültürlerden ilham alıyor? 

Markanın sahibi ve yaratıcısı Charlotte 

Guéniau, sıkça gerçekleştirdiği 

seyahatleri sayesinde tüm dünyadan 

ilham alıyor diyebiliriz. Örneğin 

Mallorca ve İtalya, 2017 bahar ve yaz 

koleksiyonun temelini oluşturdu. 

Dünyadan ve renklerinden esinlenerek 

RICE’ı karakterize eden bu 

tasarım ruhunu çok seviyoruz. 

Rice ürünlerini cazip kılan ayrıcalıklar 

ve farklılıklar nelerdir? 

Rice, farklı, renkli, eğlenceli ve 

kullanışlı… Tüm bu sıfatlarının da 

içi dolu dolu, bu da markayı cazip 

kılıyor. Rice renkleri ile her yerde 

karşılaşamazsınız. Özellikle melaminde 

hem tasarım hem de kalite 

olarak rakipsiz. Ülkemizde geçmişte 

kullanılmış olan bu materyal Rice 

ile birlikte oldukça farklı şekillenmiş. 

Hiçbir üründe BPA olmaması, 

tüm ürünlerin bulaşık makinesinde 

yıkanabilir olması, kırılma ihtimalinin 

çok az olması , renk ve desenlerini 

ise neredeyse hiç kaybetmemesi 

ürünü oldukça öne çıkarıyor. Özellikle 

melamine dair tüm geçmiş fikirlerimizi 

Rice tüm bu özellikleri ile 

yeniden şekillendirecek. Bu konuda 

iddialıyız! 

Türkiye’de franchising almak 

isteyen girişimcilerde aradığınız 

kriterler nelerdir? 

Bunu söylemek ve anlatmak için henüz 

çok erken. 2018 yıl ortasında bu 

çalışmalarımız hayata geçmiş olacak, 

biz de bu arada ülkemizde Rice’ı 

olabildiğinde fazla tanıtıyor olacağız. 

Ama tabii değişmez ve değişmeyecek 

kriterimiz RICE markasına inanan, 

kullanmaktan keyif alan, heyecanlanan, 

markamızı güvenle teslim 

edeceğimiz tüm girişimciler ile çalışmaktan 

mutluluk duyacağız. 

Türkiye’deki ilk mağaza Zorlu 

Center’da kapılarını açtı. Sonrası 

için Türkiye’de hangi lokasyonda 

mağaza açmayı planlıyorsunuz? 

İstanbul dışında Türkiye’deki İzmir, 

Ankara ve Antalya gibi farklı 

metropollerde mağaza açma 

planınız var mı? 

Bu konu gündemimizin ilk sırasında 

yer alıyor. Bizim arzu ettiğimiz gibi 

açılmamızın üzerinden çok kısa süre 

geçmesine rağmen müşterilerimizden 

de bu yönde oldukça fazla talep 

alıyoruz. Ülke distribütörü olarak 

kendi mağazalarımızı açacağımız 

gibi franchise ağımızla da Türkiye’nin 

her yerinde ulaşılır olmayı hedefliyoruz. 

2018 yılına yönelik hedefleriniz 

nelerdir? 

Özetle, Rice ile tüm ülkemizi tanıştırmak, 

ürün çeşitliliğimizi tanıtmak, 

özellikle melamini anlatmak, online 

satışa başlayarak herkese ulaşmak 

ve bayi ağımız için çalışmaları hayata 

geçirmek diyebiliriz. 


Colorful products of 

Rice are now in Turkey 

With its store-café concept, Rice, an assertive 

brand from Denmark, opens the doors of untimely 

trend in decoration. 

Cigdem Akar, 

distributor 

of the brand in Turkey 


Attracting interests in decoration 

world with its hard to fragile and 

long life products of melamine, 

Rice interprets it in many ways with 

its colorful designs. Carrying the 

growing trend of store-café theme in 

the world to Turkey, Rice now enjoys 

the excitement of having the first 

store at Zorlu Center of performance 

arts. We talked about the brand with 

Cigdem Akar, distributor of the brand 

in Turkey. 

Can we say that your motto is 

“attractive and joyful designs”? 

What are the major values that 

describe the brand best? 

Sure, we can. Main theme of the

and is built on joyful, simple and 

functional products. We try to get the 

energy of the people using our products 

high by offering them two main 

collections annually. They are prepared 

by illustrators from Denmark 

and Holland, using special colors 

and patterns to be differentiated. 

We are also keen on making them 

at high standards; and free of BPA, 

a very hazardous ingredient mostly 

used in melamine products. 

How do you present the store 

and café concept jointly? It is a 

new concept in Turkey. 

We are happy to be the pioneer in 

this trend in our country. We like to 

offer our customers pastries and 

coffee at the end of their shopping 

experience. There are even some 

customers who visit us only for café. 

Some have already became addicts 

of our special Rocky Road sweet. 

Space on the terrace is another 

opportunity for them to get the joys 

of beautiful weather. 

What types of products are sold 

in your decoration section? 

Collections are mostly made of 

melamine. Some kitchen tools are 

made of glass and ceramics; there 

are other varieties such as baskets 

and boxes are made of raffia, cups, 

home textiles, decorative objects, 

furniture and office products. We 

have wide selections in our product 

offerings. 

Is it possible to sense some hints 

of objects originating from Danish 

culture? Having franchises 

in 45 countries, does the brand 

have got inspirations from other 

cultures, as well? 

Yes we can say that, the owner and 

the builder of the brand, Charlotte 

Gueniau, gets inspired much during 

her travels she made regularly 

from all cultures she visited. As an 

example, Mallorca and Italy were the 

inspirational basis of our spring and 

summer collections in 2017. We like 

this sprit of our design, that characterize 

our brand. 

What are the peculiarities for 

Rice products that differentiate 

them from others? 

Rice is different, colorful and practical… 

All of the adjectives behind our 

brand are true and have meanings. 

It makes us attractive. You cannot 

meet everywhere with colors of Rice. 

We are second to none in our melamine, 

both in design and in quality. 

Rice has remade this material that 

were used widely in the past. There 

is no BPA in any of the products; all 

are dishwater safe, hard fragility, 

and durable. 

What are your criteria for the 

investors who seek franchise 

opportunities in Turkey? 

It is too early to sell franchise in 

Turkey. In the middle of 2018 we 

will have been settled, and start to 

promote our brand more heavily. 

Naturally, our main criteria will be 

to find the right people to trust who 

believe our brand and having joy to 

use our products. 

The firs store has opened in Zorlu 

Center. What may be the next 

location for your store plans in 

Turkey? Do you have plans to 

open shops in Izmir, Ankara, 

Antalya and other metropolis? 

The subject is at the top of our 

agenda. We get several messages 

from our customers in this regard. 

We may both open our stores or try 

to reach out our customers through 

our franchisees. 

What are your objectives for the 

year 2018? 

In essence, we want to introduce our 

brand Rice to all, to expand product 

range, to tell about melamine, to 

start on-line sales and to expand our 

distribution network. 


UNVEILING 2018 

INSPIRING COLOR 

TRENDS BY PANTONE 

The big news that many of you were awaiting have finally arrived. 

Pantone, the authority on color, revealed the colors for 2018 that will bright your 

interiors. According to Pantone’s Executive Director, Mettalics are classic but they 

moved over into neutrals. To contrast with the pastel tones, Pantone also cited a 

movement of more intense and exotic colors. In fact, the pastel tones have gained 

great popularity over the last years. 

According to Pantone, Covet House highlights some incredible pieces from all 

8 interior design brands that live up to this hot 8 Pantone’s colors. 

WWW.COVETHOUSE.EU | PRESS@COVETLOUNGE.NET 


This palette features vegetal kinds of colors like Celery and Foliage being combined 

with berry-infused purples and an eggshell blue. “This palette is so symbolic of 

health,” said Eiseman, but it updates the profusion of greens with some bright and 

contrasting hues. With this incredible green, BRABBU shows us Davis Armchair. 

This piece was named after the sea along the coast of East Antarctica, representing 

its colors and its ripple through the forms that convey movement. 

Complementary colors on the color wheel – oranges and blues – are combined 

in this palette that is clever and “resourceful” in re-using and re-furbishing 

what consumers may already own. In this way, BOCA DO LOBO highlights 

Heritage Nightstand. This piece is influenced by the tiles, a landmark in 

Portuguese culture. Originating from the Arabic word zellige, this traditional 

hand painted tile that can be found all over the country, from churches, to 

houses and gardens and was often used to tell tales of Portuguese history. 

With an orange option, RUG’SOCIETY enhances Neo Royal Rug. With its 

bold design and unusual graphics and patterns, will give comfort, 

elegance and class to your room. A 100% handmade product that transforms any 

division. 



This palette is out-of-the ordinary and quirky. The colors are “bright-hearted” more 

than light-hearted” with names to match, like Minion Yellow, Lime Popsicle, Green 

Flash and adventurous blue Skydiver. Catching this motto, and with its peculiar 

pieces for children, CIRCU presents 2 wonderful pieces for the littles ones: Sky B 

Plane and Sky One Plane. These pieces are inspired by Disney movie “Planes”. With 

a creative and playful design, these two beds make the crib-to-bed transition as 

painless as possible. The decorative suitcases are storage compartments and allow 

the kid to climb up and down the airplane. Soar high above the clouds! Some kids are 

born to fly! It has secret storage compartments on both sides of the bottom wing 

and in the staircases. The top wing is a shelf. 

Discretion 

“Discretion” colors are the opposite of “Playful”. Nostalgic tones like Elderberry, 

Bleached Orange and Hawthorne Rose combine with strengthening tones to 

bring novelty to a subtle palette. These colors send us to ESSENTIAL HOME 

where we can find the regretful vintage colors. Take a look to this Armchair. Merely 

mention the name Carver and you feel the weight of such an innovator’s name. The 

combination of exotic material such as dark walnut wood and gold plated brass 

turns this armchair into a modern version of the 60’s keen. Its upholstery It may be in 

accordance with Essential Home textiles collection and it has a brass detail at the end of 

the feet. A retro design armchair that will keep you in touch with your inner bohemian. 



Far-fetched 

This palette is refreshingly and combines three popular rosy tones with Iced Coffee 

and Ruby Wine, as well as a few earthy tones such as Cornsilk yellow. Thinking on 

these three colors, KOKET present us Camilia sideboard. Designed passionately 

and exquisitely by the incomparable talents powering Koket, the Camilia was created 

to grace the regalest of dining rooms with its elegance and splendor. Inspired by 

the aristocratic palaces of the Alexandrian pashas of Egypt, the mother of pearl 

Camilia is crowned by artisan hand-carved peacock, meticulously engraved and 

delicately finished in gold leaf. Another piece that matches these colors is Mademoiselle 

Armoire. Designed with a profound admiration and influence of the French world 

in a crazy beautiful kind of way. The filigree metal butterfly doors are backed by 

decadent fabric and open to a metal leaf interior covered in a high-gloss varnish 

with 9 antique mirror drawers and 2 adjustable glass shelves. 

Intricacy 

This palette reflects the popularity of intricate designs. It features the “new neutrals,” 

aka metallic but a florid Holly Berry Red and yellow Sulfur add a layer of drama. In this 

way, DELIGHTFULL highlights two wonderful chandeliers: Sinatra Suspension Lamp 

and One Neon Lamp from Graphic Collection. Sinatra’s light fixture is simply Delightfull’s 

best design creation. A sculptural and versatile creation which is suitable for the 

most demanding setting. Its structure is handmade in brass and the lampshades in 

aluminum with the possibility of having 1 to 5 moveable arms. If you ever find yourself 

listening to “New York, New York” by Frank Sinatra while drinking a cocktail, this 

piece will be there. To be the number one is easy as ever and it has Delightfull’s motto. 

Combine number one with another graphic letter and assist to the eclectic final result if 

the combination! The lamp with 15 bulbs (included), and the yellow color of aluminum 

achieves a chic effect. 



‘Brand Week İstanbul’ 

Yılın en ilham verici haftası 

Hafta boyunca “Legends” temasıyla Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nden 

tüm dünyaya yaratıcılık yayan ve birbirinden efsane konuşmacıları ağırlayan 

Brand Week Istanbul, sona erdi. Pazarlama, yaratıcılık, eğlence ve spor 

başlıkları altında efsane konuşmacılar eşliğinde birçok ilham verici oturumun 

gerçekleştiği Brand Week Istanbul’a farklı sektörlerden binlerce kişi katıldı. 

Beşinci yılında Zorlu PSM’de gerçekleşen 

yılın en ilham verici haftasının 

ilk günü olan “Pazarlama Günü”nde; 

iş adamı ve pilot sıfatlarıyla da tanınan, 

Iron Maiden grubunun solisti 

Bruce Dickinson, besin futüroloğu 

Morgaine Gaye, kokuların iTunes’u 

olarak tanımlanan Onotes platformunun 

yaratıcısı Dr. David Edwards 

ve pazarlama dünyasında alanında 

uzman birçok isim deneyimlerini 

katılımcılarla paylaştı. 


Aynı gün yapılan yapay zeka ve dijital 

İK seminerleriyle yapay zeka konusunda 

katılımcılar Zehra Çataltepe, 

Tanju Çataltepe ve Soner Canko; 

dijital İK konusunda da Y jenerasyonuyla 

çalışmak konusunda paylaştığı 

püf noktalarla Benoit Vancauwenberghe 

gibi konuşmacıları dinleme 

fırsatı yakaladı. “Pazarlama Günü” 

akşamında yapılan Felis Ödül Töreni’ndeyse 

İskender Paydaş ve onun 

performansına konuk olan Ferman 

Akgül katılımcılarla buluştu. 

“Yaratıcılık Günü” başlığında oturumların 

gerçekleştiği ikinci günde 

ise Apple’ın dünyaca ünlü kreatif 

direktörü Ken Segall, dünyanın en 

genç CEO’su Jenk Oz ve “2020 Vizyonu: 

Geleneksel Kuralları Unutun” 

başlıklı konuşmasıyla Facebook’un 

Global Pazarlama Direktörü Sarah 

Personette, modern Müslüman tüketici 

hakkındaki konuşmasıyla Sawsan 

Abdillahi, “Yılın Kreatifi” Anselmo

Ramos, “Art of Collaboration” oturumuyla 

Can Bonobo, Alper Eroğlu,Sami 

Basut ve yine aynı başlıkta komedi 

efsanesi Cem Yılmaz Brand Week 

Istanbul sahnesindeydi. “Yaratıcılık 

Günü”ne eşlik eden CX ve tüketici 

davranışları seminerlerinde Migros 

Pazarlama Direktörü Kına Demirel, 

Gemius Ülke Müdürü İdil Kesten gibi 

isimler konuşmacı olarak yer aldı. 

Gecenin yine kapanışını yapan Felis 

Ödül Töreni’nde İskender Paydaş ve 

Fatma Turgut sahnede yerini aldı. 

Felis Ödül Töreni bitiminde yapılan 

after party’de yer alan Ezhel performansıyla 

katılımcılar unutulmaz bir 

gece yaşadı. 

“Eğlence Günü” olarak Brand Week 

Istanbul’da konumlanan üçüncü 

gününde konuşmacılar arasında10 

Kasım’da vizyona girecek yeni filmi 

“Yol Ayrımı” öncesinde Brand Week 

Istanbul’un onur konuğu olan Yavuz 

Turgul, iki Grammy ödüllü tasarımcı 

Stefan Sagmeister ve “Zirvede 

Kalabilmek” başlıklı konuşmasıyla 

MFÖ grubundan Fuat Güner de 

vardı. Aynı gün yapılan “Brands 

for Good” oturumlarında Big Issue 

dergisinin efsanevi kurucusu John 

Bird, “Onuncu Ay” projesi kapsamında 

Ayşe Arman, “365 Gün Sağlıklı 

Yaşam” başlığında Pınar Saltat, 

Dilara Koçak ve Murat Aksoy gibi 

isimler dinleyicilerle buluştu. UX 

ve Programatik seminerleri Studio 

sahnesinde yerini alırken, Instagram 

İş Geliştirme Direktörü Priya 

Patel tarafından bir workshop da 

burada yapıldı. Günün kapanışı ise 

Engin Eraydın ve Murat Beşer’in 

performansıyla “Legends” konseptli 

parti ile gerçekleşti. 

Yılın en ilham verici haftasının son 

günü olan “Spor Günü”, iletişim ve 

spor dünyasının efsane isimlerini 

buluşturdu. Sportsnet Group ve 

Mediacat işbirliğinde, beIN Sports 

desteğiyle oluşturulan “Spor Günü”nde, 

Türkiye’den ve dünyadan 

birçok efsane konuşmacı, spor 

ve markaların birbiri üzerindeki 

etkisini masaya yatırdı. Günün 

konuşmacıları arasında Beşiktaş 

Teknik Direktörü Şenol Güneş, 

beIN Sports Prodüksiyon Direktörü 

Bruno Bensimon, dünyaca ünlü 

futbolcu Eric Abidal, Google’ın Biletleme 

ve Etkinlik Endüstri Başkanı 

Michal Lorenc ve Beşiktaş’ın 

efsane üçlüsü Metin Tekin, Ali Gültiken 

ve Feyyaz Uçar yer aldı. 


‘Brand Week Istanbul’ 

The most inspiring week of the year 

Brand Week Istanbul, which spread creativity from Zorlu Performing Arts 

Center to the rest of the world, and hosted legendary speakers under the 

theme “Legends” throughout the week, has ended. Brand Week Istanbul, 

which had many inspiring sessions under the categories: marketing, creativity, 

entertainment, and sports; drew thousands of people from different industries. 

Brand Week Istanbul, the most 

inspiring week of the year, took place 

at Zorlu Performing Arts Center in 

its fifth year. On the first day, which 

was categorized as the “Marketing 

Day”; Bruce Dickinson, who is Iron 


Maiden’s frontman as well as a pilot 

and a businessman; food futurologist 

Morgaine Gaye; Dr. David Edwards, 

the founder of the oNotes platform 

which is referred to as the iTunes of 

the scents; and many more marketing 

experts shared their experiences 

with the participants. 

During the second day, named as the 

“Creativity Day”, Brand Week Istanbul 

hosted Apple’s world-famous 

creative director Ken Segall; the 

world’s youngest CEO Jenk Oz; Facebook’s 

global marketing director 

Sarah Personette with her speech 

“2020 Vision: Forget the Traditional 

Rules”; Sawsan Abdillahi, who talked 

about the modern Muslim consumers; 

and the creative of the year, 

Anselmo Ramos. Can Bonomo, Alper 

Eroğlu, and Sami Basut spoke in the 

session “Art of Collaboration”. Under 

the same topic, the comedy legend 

Cem Yılmaz took the Brand Week 

Istanbul stage. 

On the “Entertainment Day”, the 

third day of the Brand Week Istanbul; 

the guest of honor, director Yavuz 

Turgul; two- time Grammy winner 

designer Stefan Sagmeister; and 

MFÖ’s Fuat Güner, who talked about 

“staying at the top”, were among the 

legendary speakers. 

The last day of the most inspiring 

week of the year, “Sports Day”, 

brought the legends of the communications 

world and the sports 

scene together. Beşiktaş’s technical 

director Şenol Güneş; beIN Sports 

production director Bruno Bensimon; 

the celebrated football player 

Eric Abidal; Mike Lorenc, Google 

Head of Industry-Ticketing, Sports 

and Live Events; and Beşiktaş’s legendary 

trio Metin Tekin, Ali Gültiken 

and Feyyaz Uçar were on the Brand 

Week Istanbul stage.

SUBSCRIPTION FORM 

Firm :.............................................................................................................................................. 

Name - Surname :.............................................................................................................................................. 

Occupation :.............................................................................................................................................. 

Address :.............................................................................................................................................. 

....................................................................................................................................................................................... 

...................................................................................................................................................................................... 

Tel :.............................................................................................................................................. 

Fax :............................................................................................................................................ 

60 E year / 6 issues) Euro has been transferred to your below bank account. 

Please debit 60 Euro to my credit card: 

VISA MASTER / EUROCARD 

Card No :............................................................................ Expiry Date:............... CV Code:............................................ 

Bank account name / Hesap adı : İSTMAG MAGAZİN GAZETECİLİK YAYINCILIK İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ. 

YURTİÇİ BANKA HESAP NUMARALARIMIZ (TL) 

GARANTİ BANKASI KUYUMCUKENT ŞUBESİ ŞUBE KODU: 301 HESAP NO: 6299783 

IBAN NO: TR90 0006 2000 3010 0006 2997 83 

BANK ACCOUNT NO 

TURKIYE GARANTI BANKASI Bank account: 9097457 (EURO) 

Swift code: TG BATRIS XXX KUYUMCUKENT BRANCH Branch code: 301 

IBAN NO: TR90 0006 2000 3010 0009 0974 57 

TURKIYE GARANTI BANKASI Bank account: 90297451 (USD) 

Swift code: TG BATRIS XXX KUYUMCUKENT BRANCH Branch code: 301 

IBAN NO: TR58 0006 2000 3010 0009 0974 51 

DATE :........../.............../............... 

SIGNATURE.................................................................................................................

SAYI FUAR ADI TARİH ŞEHİR ve ÜLKE ORGANİZATÖR 

OCAK 

ŞUBAT 

Domotex Hannover 

Heimtextil 

IMM Mobilya Fuarı 

IMOB 

12-15 Ocak 

9-12 Ocak 

15-21 Ocak 

23-28 Ocak 

Hannover - ALMANYA 

Frankfurt - ALMANYA 

Köln - ALMANYA 

İstanbul - TÜRKİYE 

HANNOVER MESSE 

MESSE FANKFURT 

KÖLN MESSE 

CNR 

MART 

NİSAN 

Domotex Asia Chinafloor 

Home Deco Kazakhstan 

CIFF-China Int. Furniture 

20-22 Mart 

20-26 Mart 

28-31 Mart 

Şangay - ÇİN 

Almatı - KAZAKİSTAN 

Guangzhou - ÇİN 

VNU 

TÜRKEL 

CHİNA FOREİGN TRD. 

CORP. 

MAYIS 

HAZİRAN 

Domotex Turkey 

Evteks 

24-27 Nisan 

24-28 Nisan 

Gaziantep - TÜRKİYE 


HANNOVER MESSE 

CNR 

TEMMUZ 

AĞUSTOS 

Int.Area Rug Market 

Intertextile Shanghai 

Temmuz 

Ağustos 

Atlanta - ABD 

Şangay - ÇİN 

AMERİCASMART 

MESSE FRANKFURT 

EYLÜL 

EKİM 

Maison&Objet 

MoOD (Decosit) 

Heimtextil Russia 

7-11 Eylül 

11-13 Eylül 

18-20 Eylül 

Brüksel - BELÇİKA 

Paris - FRANSA 

Moskova - RUSYA 

TEXTIRAMA 

SAFI 

MESSE FRANKFURT 

KASIM 

ARALIK 

Home&Tex 

Design Living Tendency 

Furniture Istanbul 

26-30 Ekim 

Ekim 

6-11 Kasım 


Kiev-UKRAYNA 


CNR-TETSIAD 

TURKEL 

CNR

DECOR – Kasım/Aralık 2017 Sayısı

Create successful ePaper yourself

Delete template?

Save as template?