11.07.2016 Views

writing_womans_lives_symposium_paper_book_v2

writing_womans_lives_symposium_paper_book_v2

writing_womans_lives_symposium_paper_book_v2

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

GEÇ DÖNEM ONDOKUZUNCU YÜZYIL OSMANLI EDEBİYATINDA<br />

“KADIN:” FATMA ALİYE HANIM, EMİNE SEMİYE HANIM VE ŞAİR<br />

NİGÂR HANIM’IN ESERLERİNİN KARŞILAŞTIRMALI ANALİZİ<br />

Ayşe ZEREN‐ENİS *<br />

On dokuzuncu yüzyıl Osmanlı İmparatorluğu’nda “kadın meselesi”nin öncelikle yazılı basın<br />

üzerinden tartışılmaya başlandığı su götürmez bir gerçektir. Ancak bu tartışmaların toplumdaki “kadın<br />

meselesi”ne ne derece gerçekçi bir yaklaşımla baktığı veya bu meseleyi ne derece yansıttığı<br />

şüphelidir. Yazılı basın metinlerinin, yazarının fikri dünyasının süzgecinden geçerek okura ulaştığını<br />

akıldan çıkarmamak ve bu “fikri” dünyayı oluşturan sosyo‐ekonomik ve politik etmenleri de göz ardı<br />

etmemek gerekmektedir. Bunların yanı sıra yazarın nasıl bir okur kitlesine seslendiği ve bu okur<br />

kitlesine göre yazısını nasıl şekillendirdiği de oldukça önemlidir. Tüm bu problematikleri akılda tutarak<br />

yapılacak olan metin analizleri, on dokuzuncu yüzyıl Osmanlı entelektüellerinin kafalarındaki dönemin<br />

“kadın algısını” anlamak konusunda yardımcı olmaktadır. Bu noktadan hareketle ben bu bildirimde<br />

Sultan II. Abdülhamid dönemine şahitlik eden dönemin kadın entelektüellerinden, Fatma Aliye<br />

Hanım’ın Hayal ve Hakikat (Vedat Bölümü), 1 Muhadarat, 2 Nisvân‐ı İslam, 3 Refet, 4 Udî, 5 Levâyih‐i<br />

Hayat, 6 Taaddüd‐i Zevcat Zeyl 7 isimli, Emine Semiye Hanım’ın Terbiye‐i Etfale Ait Üç Hikâye: Havf,<br />

Felaket, Zekâfet, 8 Bikes, 9 Sefalet 10 ve Muallime 11 isimli ve Nigâr bint‐i Osman Hanım’ın Efsus, 12 Nirân 13<br />

ve Aks‐i Seda’daki 14 şiirlerini ve Tesir‐i Aşk 15 ve Hayatımın Hikâyesi 16 isimli eserlerini genel olarak<br />

inceleyerek onların gözünden dönemin “kadın algısını” anlamak adına belirli çıkarımlar yapmayı<br />

amaçlamaktayım.<br />

Fatma Aliye Hanım<br />

Eserlerinde, kadın sorunları, aile, çok eşlilik, cariyelik, görücü usulü, annelik, çocuk terbiyesi ve<br />

gayr‐i meşru ilişki gibi konulara değinen Fatma Aliye Hanım, genellikle üst sınıfa mensup kadınlar<br />

üzerinden bu konuları işlemesine rağmen, diğer sınıflardan gelen kadınların da sorunlarına<br />

değinmeye çalışmıştır. Bununla beraber, Ahmet Midhat’ın Fatma Aliye Hanım’ın bir yazar olarak<br />

tanınmasındaki rolü ve yazıları üzerindeki etkisi de malumdur. Ahmet Midhat ile Fatma Aliye<br />

Hanım’ın birbirlerine yazmış oldukları mektuplara baktığımızda Ahmet Midhat’ın Fatma Aliye<br />

Hanım’ın yazdığı yazılara müdahale ettiğini görmekteyiz. 17 Ancak burada Fatma Aliye Hanım’ın<br />

“tamamen” Ahmet Midhat’dan esinlendiğini ve onun fikirlerini eserlerinde yansıttığını söylemek<br />

Fatma Aliye Hanım’a büyük bir haksızlık olacaktır. Aralarında her daim bir fikir birliği olduğunu<br />

düşünmek doğru değildir. Zaten, ikisi arasında geçen mektuplaşmalar bu fikir ayrışmalarını su yüzüne<br />

çıkarmaktadır. Bu mektuplarda Ahmet Midhat tarafından kimi eserlerin yayına hazırlanırken daha çok<br />

“dönem şartlarına” uygun hale getirildiklerini görmekteyiz. 18 Bazı düzeltmelere de Fatma Aliye<br />

Hanım’ın kızdığını yine bu mektuplardan öğrenmekteyiz. 19 Kısacası, Fatma Aliye Hanım’ın eserlerini<br />

incelerken Ahmet Midhat faktörünü de akıldan çıkarmamak gerekmektedir.<br />

Fatma Aliye Hanım eserlerinde “kadın meselesi” altında toplanabilecek dönemin belli başlı<br />

sorunlarını sadece kadınları değil erkekleri de etkilediğini göstermeye çalışmaktadır. Bu şekilde<br />

dönemin “kadın meselesi” sadece kadınları ilgilendiren bir olgu olmaktan çıkarak hem kadın hem<br />

erkeği ilgilendiren toplumsal bir mesele olarak okuyuculara sunulmaktadır. Örneğin, Udî romanındaki<br />

Mail karakterinin eşi Bedia’yı aldatması üzerine Fatma Aliye Hanım, eşine sadakatle vazifeli olan Mail<br />

Bey’i eleştirmektedir. Bir bakıma kadının namus ve iffeti üzerinden tanımlanan “aile” kavramına erkek<br />

iffet ve namusunun da önemini katmakta ve aldatma, ahlak ve namus konularını iki taraflı olarak<br />

değerlendirmektedir.<br />

Makalelerindeki söylemlerini, hem İslami hem batılı kaynaklara dayandırarak dile getiren Fatma<br />

Aliye Hanım, “gelenek” olarak kabul edilmiş ve bu şekilde süre gelen bazı uygulamaları sorgulayan ve<br />

*<br />

Atatürk Institute for Modern Turkish History, Boğaziçi University ‐ İstanbul.<br />

860

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!