11.07.2016 Views

writing_womans_lives_symposium_paper_book_v2

writing_womans_lives_symposium_paper_book_v2

writing_womans_lives_symposium_paper_book_v2

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

LEYLA ERBİL’ İN YAŞAMI VE ROMANLARI ÜZERİNDEN BİR İNCELEME:<br />

TÜRKİYE’ DE KADIN OLMAK<br />

Giriş<br />

Merve GÜVEN *<br />

Bir yazın kadını olarak Leyla Erbil, Türk edebiyatında 1950 kuşağının en özgün temsilcilerinden<br />

biridir. Erbil’in, varoluşçu olarak nitelendirebileceğimiz romanları; feminist yaklaşımın özellikle<br />

Marksist, psikanalist türlerinden etkilenmiştir. Feminist edebiyat eleştirisi; erkek egemen edebiyat<br />

dünyası tarafından, kadın bedeninin tüketim nesnesi olarak konumlandırmasına bir tepki olarak<br />

ortaya çıkmış ve 1960’lardan bu yana farklı argümanlarla gelişerek kadın yazarların ayrı bir gelenek<br />

olarak edebiyat tarihinde var olması gerektiğini öne sürmüştür.<br />

Bu bağlamda feminist bir yazar olarak değerlendirebileceğimiz Leyla Erbil, geleneğe karşı çıkan<br />

bireyi öne çıkaran, tabularla ve baskılarla savaşan edebi bir kimliktir. Tezer Özlü, Leyla Erbil’e yazdığı<br />

mektuplardan birinde onu “Türkiye’de kadını ilk yazan kadın” (Erbil,1995:34) olarak nitelendirmiştir.<br />

Buradaki “ilk kadın yazar” vurgusu elbette Erbil’in kadın konusunu ele alma biçiminden ileri<br />

gelmektedir.<br />

Bununla birlikte Erbil, yaşamının büyük bir bölümünü Türkiye’de; İstanbul’da geçirmiştir. Erbil’in<br />

ve çevresindeki kadınların karşılaştığı haksızlıklar ve güçlükler, onun edebiyatına ve dünya görüşüne<br />

yansımıştır. Leyla Erbil’in sanatsal alanda yaşadığı problemler evrensel olabilirken; toplumsal alanda<br />

karşılaştığı sorunların bir çoğu Türkiye’nin sosyal yapısından kaynaklanıyor. Ancak Leyla Erbil’in<br />

yaşam öyküsüne baktığımızda onun Türkiye’de özellikle İstanbul’da yaşamaya yönelik bir seçimi<br />

olduğunu görüyoruz. İlk bakışta ironik gelen Erbil’in bu seçimi, toplumsal yapının sanatsal yaratıma<br />

etkisi bağlamında incelendiğinde oldukça anlamlı bir hal alıyor. Erbil, dünya görüşüne uygun olmayan<br />

toplumsal yapıya karşı durup bir yandan onu geliştirmeye çalışıyor diğer yandan edebiyatını bu<br />

sorunlar çerçevesinde şekillendiriyor.<br />

Çalışmamı sınırlandırmak için Erbil’in Cüce adlı romanını ve Üç Başlı Ejderha adlı Novella<br />

çalışmasını, öykü, deneme …vb. gibi farklı türlerde ele alınmış çok sayıda eserini çalışmaya dahil<br />

etmemek üzere bir seçimim oldu. Bu çalışma kapsamında Tuhaf Bir Kadın, Karanlığın Günü ve Mektup<br />

Aşkları romanlarındaki kadın karakterleri feminist edebiyat eleştirisi bağlamında değerlendirdim. Bu<br />

romanlarda ataerkil‐ kapitalist ilişkilerin şekillendirdiği kadın tipleri karşımıza çıkıyor. Bu tipler aynı<br />

zamanda Erbil’in, Türk toplumunda gözlemlediği kadın sorununa yönelik bir eleştiri olma niteliğini<br />

taşıyor.<br />

Leyla Erbil’in Yaşam Öyküsü<br />

Leyla Erbil 12 Ocak 1931’de İstanbul; Fatih’te dünyaya geldi. İlkokulu Beşiktaş Esma Sultan<br />

Okulu’nda; Ortaokulu da Beşiktaş İkinci Kız Ortaokulu okudu. Liseye Beyoğlu Kız Lisesi’nde başlayan<br />

Erbil, lise eğitimini Kadıköy Lisesi’nde tamamladı. Erbil’in edebiyatla ilişkisi lise yıllarına dayanıyor.<br />

Henüz üniversiteye başlamadan, Edebiyat Fakültesi’nin Coğrafya Bölümü’nde okuyan, kendisinden<br />

dört yaş büyük ablası Mürvet Bilgin’in arkadaş grubundaki Metin Eloğlu, Selahattin Hilav, Nevzat<br />

Özmeriç gibi aydınlarla tanışma şansı bulur. Erbil Üniversiteye (İstanbul Üniversitesi Edebiyat<br />

Fakültesi, İngiliz Filolojisi bölümüne) başladıktan bir yıl sonra (1951) ilk evliliğini yapar ve öğrenimine<br />

ara verip Ankara’ya yerleşir.<br />

Kısa bir süre sonra eşinden ayrılır. Bu ayrılık Erbil’in yaşamında yeni bir dönemin başlangıcı<br />

olmuştur. Erbil başta edebiyat olmak üzere birçok alanda yaratıcı etkinlik göstermeye başlar.<br />

Felsefe’ye ilgi duyar. Güzel sanatlar Akademisi’nde Zeki Kocamemi atölyesinde misafir öğrenci olarak<br />

derslere katılır. 1954 yılında Mehmet Erbil ile ikinci evliliğini yapar ve tekrar Ankara’ya yerleşir. Bu<br />

dönemde hayranı olduğu Sait Faik Abasıyanık ile tanışır. ilk öykü denemesi olan, “Uğraşsız”, 1956’da<br />

*<br />

Dokuz Eylül University - İzmir, Turkey<br />

855

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!