11.07.2016 Views

writing_womans_lives_symposium_paper_book_v2

writing_womans_lives_symposium_paper_book_v2

writing_womans_lives_symposium_paper_book_v2

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

düşen payı kendisi belirler. Deneyim bu yaklaşımda, açıklamamızın kaynağı değil, açıklamak<br />

istediğimiz şeyin kendisidir. Bu tür bir yaklaşım öznelerin varlığını yok sayarak deneyimden<br />

yararlanmanın önünü kesmez, bunun yerineöznelerin yaratılış süreçlerini sorgular. Böylece tarih ve<br />

tarihçinin rolünü yeniden çözümler ve değişim üzerine düşünmek için yeni yollar açar. 4<br />

Değişim üzerine düşünmek için yeni yollar açmak kadınların yaşamını anlatan tarih yazımlarının<br />

başlıca işlevi olmalıdır. Kadınların tarih yazımları bu işlevinden dolayı geleneksel tarih normları ile dile<br />

getirilmemeli ve değerlendirilmemelidir. Yaşamı anlatılan her kadının kimlik süreçlerinin incelenmesi,<br />

yaşamını oluşturan yapıların inşasındaki pratiklerin değerlendirilmesini gerektirir ki kadın kimliğinin,<br />

bilincinin oluşturulmasında rol oynasın, başka bir kadına aynı inşa sürecinde güç verebilsin, bu şekilde<br />

büyük bir kültürel birikim oluşabilsin. Ünlü rock şarkıcısı Janis Joplin’in öyküsünü anlatacak olmamın<br />

sebebi budur. Bu öykünün nasıl bir başka kadının yaşamını sorgulamasına sebep olduğu ve bunun ne<br />

gibi değişikliklere yol açabildiğidir. Bunlar çok büyük değişiklikler değildir şüphesiz ama patriyarkanın<br />

yıkılması bu tür küçük değişimlerin başlatılabilmesinde gizli değil midir?<br />

Janis Joplin’in öyküsü 19 Ocak 1943’de Texas’ta Port Arthur’da doğması ile başladı. Babası<br />

üniversite öğrenimini mühendis olarak tamamladıktan sonra petrol şirketi için çalışmak üzere Texas’a<br />

gelmişti. Annesi kütüphaneci olarak çalışıyordu, aynı zamanda bölgesel kolejlerden birinde görevliydi.<br />

Port Arthur’da beyaz teknik personelin zamanla iyi kazanmasıyla oluşan zengin banliyö mahallesinde<br />

yaşıyorlardı. 5<br />

Janis’in annesi otoriter bir yapıya sahipti. Kızının Port Arthur’daki orta sınıf burjuva geleneklerine<br />

uygun şekilde davranmasını, giyinmesini ve sosyal ortamlarda yer almasını istiyordu. Büyümekte olan<br />

bir genç kızdan beklenen, geleneksel toplumsal cinsiyet rollerinin belirlediği şablona uyum sağlamaya<br />

başlamasıydı. Yani öngörülen estetik normlara uyması, buna uygun giyinmesi, kadın erkek kodlarını<br />

öğreneceği zararsız flörtler yaşaması, bu şekilde gelecekteki asıl rolüne hazırlanması ve itaatkâr<br />

davranmasıydı.<br />

Janis kendi düşünce yapısını oturtmaya başlamıştı. Ona göre tüm ırklar, ırklar üstünde birleşmeli<br />

ve ülkedeki tüm ayrımcı tavırların kökü kurutulmalıydı.<br />

“Ama ellilerin Port Arthur’unda bunu yapamazdınız, dile getiremezdiniz”<br />

diyor annesi Dorothy Joplin 6 . Port Arthur’da beyaz gençlerin Afro‐Amerikalılara gösterdiği tavır<br />

Janis’i öfkelendiriyordu:<br />

Zencilerden nefret etmiyordum, böylece adım zenci aşığı oldu. Port Arthur’da bana<br />

benzer biri daha yoktu. Diğer herkes arabalı sinemalara gidiyor, cola içiyor ve zenci<br />

ufalamaktan bahsediyordu. 7<br />

Janis’in lise arkadaşları onun farklı olduğunu, güneyli bir genç kadından çok delikanlılardan biri gibi<br />

davrandığını, güneyli genç kadın kimliğinin standartlarını önemsemediğini, inceltilmiş davranışlardan<br />

uzak, meydan okuyan, küfür eden, sahip olunacak hiçbir şey istemeyen biri olduğunu söylüyorlar 8 .<br />

Tüm bunların yanında Janis düşündüğünü söylemekten ve tartışmaktan da vazgeçmiyordu. Bu onu<br />

geleneksel kadın rolünden uzaklaştırıyor, yakılması gereken bir cadı haline dönüştürüyordu. Değişen<br />

zaman ile birlikte yoketme ve ötekileştirme metotları da biçim değiştirmişti, okul arkadaşları ona<br />

domuzcuk gibi aşağılayıcı lakaplar taktılar.<br />

Süregiden estetik ve güzellik normları da Janis’in güzel bir çocuktan çirkin bir yeni yetme haline<br />

geldiğini söylüyordu. Dış görünümünden dolayı utanç duyuyor ve geceler boyu bu yüzden gözyaşı<br />

döküyordu 9 . Saatlerce bir aynaya bakıp ağlıyordu ve günlüğüne şöyle yazıyordu:<br />

Hayır biraz kilo aldım ama şişmanlamadım, yüzüm değişti ama çirkinleşmedim, halen<br />

gülümsüyorum ve çok güzel gözlerim var. 10<br />

Janis onaltıncı yaşını çirkin dayatmalar karşısında güçlü kalma savaşını vererek kotardı. Eylemci<br />

yönünü hiçbir şekilde gizlemiyordu. Eylemlerini çoğu kez yalnız gerçekleştirirdi. Öğretmenlerine göre<br />

okuldaki en tehlikeli genç oydu. Doğal olarak yaratıcılığı ve üretkenliği göz ardı edilerek daha çok<br />

sistemle uzlaşmaz tavrı, özellikle inatçılığı üzerinde yoğunlaştılar. Belki bu öğretmenlerden her biri<br />

Janis’ten duyduklarında tepki gösterdikleri önerilerin peşinde yıllar sonra yürüyecekler, onun getirdiği<br />

alternatifleri yaşama geçirmek için eylemler yapacaklardı. Çünkü Janis sadece kantinde sigara içilsin<br />

748

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!