11.07.2016 Views

writing_womans_lives_symposium_paper_book_v2

writing_womans_lives_symposium_paper_book_v2

writing_womans_lives_symposium_paper_book_v2

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

1924 yılına ait Fransızca bir belgede, Halide Edib’in ‘Uzun yıllar peçe altında kalan<br />

şahane güzelliğinden’, ‘alımlı yüzü’nden söz edilmiş, kendine özgü çekiciliği nedeniyle<br />

‘İstanbul’un Gülü’ diye anıldığı kaydedilmişti. 37<br />

Vefa Taşdelen’e göre “…biyografi yalnız ötekini anlamak için yapılan bir yolculuk değil, kişinin<br />

kendisini anlamasına da aktif bir katkıdır.” Yazar seçtiği özne ile ortaklıkları olduğunu fark ettiği anda<br />

onun deneyimlerinden yararlanabilir. Öznenin fikirlerinden, yaşam tarzından, kabullerinden,<br />

deneyimlerinden haberdar olan yazar, tüm bunları kendi zihnindekileri tanımlamak için kullanabilir.<br />

Yazar ile özne arasında empatik bir iletişim başlar ve bu durum eserin dili ile etki alanını belirler.<br />

Çalışlar, seçtiği özneyi özellikle “kadın” kimliğiyle idealize etmek istemiş ve sonuçta eserde Halide’nin<br />

örnek olarak gösterdiği cümleler, yazarın özne ile duygusal bağ ve empati kurduğu satırlara<br />

dönüşmüştür. İnsan, kadın, çocuk, millet için mücadele eden Halide'nin güçlü kişiliği ile pek çok<br />

zorluğu yenmesi bir kadın olan yazarın gözünden kaçmamıştır. Çalışlar, Leyla Elbruz'un "Baskın bir<br />

kişilikti. Onun gibi başkasını daha tanımadım." 38 , Haldun Taner'in "Lav gibi ihtiraslı, cin gibi uyanık,<br />

cıva gibi içi içine sığmaz insan" 39 , Hilmi Yücebaş'ın "Düşündüğü gibi konuşan tok ve doğru sözlü bir<br />

insandı." 40 şeklindeki tahlillere yer vererek seçtiği özneyi tanımış, anlamış ve onunla kadın kimliğinde<br />

bir bağ kurmuştur. Özne ile kurulan bu duygusal bağ eserin başarısını belirleyen dil üzerinde<br />

doğrudan etkilemiştir.<br />

Biyografi yazarı, anlatısının içeriğini belirlerken üç farklı kabulden birini seçer:<br />

Bunlardan birincisi bireyin toplumla ilişkisini önemsememek, diğeri toplum içinde birey<br />

kabulü, üçüncüsü ise, (…)bireyin içinde bulunduğu gruplar aracılığıyla dolaylı olarak<br />

kurulduğu kabulüdür. 41<br />

İpek Çalışlar, Halide’nin biyografisini yazarken “toplumun kişinin oluşumundaki etkisini<br />

kabul etmiş ve Halide’nin kişiliğini belirleyen toplumsal yapı hakkında da bilgiler vermiştir:<br />

İşgal askerlerinin çoğu Beyoğlu ve civarında görevliydi. Şehirde yoksulluk ve sefalet<br />

artmış, askerlerin taşıdığı çorba karavanasından damlayan çorbaları bekleyenler<br />

çoğalmıştı. İşgal askerlerinden kaynaklanan cinsel taciz vakaları nedeniyle kadınlar sokağa<br />

çıkamaz olmuşlardı. 42<br />

Halide, Bebek’ten her vapura binişinde Boğaziçi’ndeki işgal donanmasının önünden geçmek zorunda<br />

kalıyordu. İşgal İstanbul’daki hayatı giderek daha fazla etkilemeye başlamıştı. Vapurda bir Rum kadının biletçiye<br />

davranışı sinirlerini bozunca, Mahmutpaşa sırtlarındaki eski evine taşınmaya karar vermişti. Bu karar, çocukların<br />

şehrin öteki ucundan Robert Koleji’ne nasıl gideceklerini düşünmeden, salt İstanbul’un Türk bölgesinde<br />

oturmak uğruna verilmişti. 43<br />

Güneşin batmaya yüz tuttuğu sihirli saatlerde Ankara’nın tepelerini çok seviyordu. Surların mora çalan<br />

rengine, sarı tepelere, Kalaba’nın türküsünü söyleyen çobanlara hayrandı. Bu gezilerden birinde söğütlerin<br />

arasında terk edilmiş iki ev çıktı karşısına. Kendi kendine, ‘Bu evlerden birinde yaşamak istiyorum!’ dedi. 44<br />

Sonuç<br />

Sebep ve amaç ne olursa olsun biyografinin temelinde kurgu vardır. Bu kurgu tarih biliminde<br />

gerçeğe bağlı kalırken edebi eserde yazara daha özgür hareket etme hakkını verir. Halide<br />

Biyografisine Sığmayan Kadın adlı eserin başarısı İpek Çalışlar'ın romancıya ait özgürlüğü sınırlı da<br />

olsa kullanmış olmasıdır. Titiz bir araştırma ve çalışmanın ürünü olan eserde, belge yoğunluğunda<br />

boğulan gerçekler ve bunların kuru anlatımı yoktur. Yazar, tespit ettiği gerçekleri roman sanatına ait<br />

bazı teknikleri‐ anlatma, gösterme, tasvir, geri dönüş tekniği‐ kullanarak yarattığı üslupla etkileyici<br />

biçimde okura sunmuştur.<br />

Bu tekniklerin eserin üst kurgusunda oluşturduğu dramatik yapı okuru etkileyen diğer bir önemli<br />

özelliktir. Bu yapı, okuru gerçek dünyadan hayal dünyasına götürerek seçilen özneyi biyografik roman<br />

737

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!