11.07.2016 Views

writing_womans_lives_symposium_paper_book_v2

writing_womans_lives_symposium_paper_book_v2

writing_womans_lives_symposium_paper_book_v2

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

olduğunu bize asla belirtmedi. Sadece, kayıplarını yaşadığı dönemde çok genç olduğunu, hatta bir<br />

çocuk olduğunu söyledi. Sevguli Erdoğan’ın köyde “ilmi bir araştırma” yaptığını biliyordu ve onu çok<br />

öncesinden tanıyordu. Erdoğan ise Sevguli’nin hayat hikâyesini o ana kadar, hep başka kişilerden,<br />

“köyde anlatıldığı kadar” dinlemişti. 7 Ama Sevguli’nin hayat hikâyesinin kayıt altına alınmasında ön<br />

plana çıkan ilmi iş değil, ortak acılar ve kayıplar olmuştu.<br />

Ben 70 yaşından fazlayım. Ne zaman doğmuşum bilmiyorum. Dört çocuk doğurdum.<br />

İki erkek, ikisi de kız. Evlendirildiğimde 12 ya da 13 yaşında vardım. Akrabımız olan Dawaz<br />

gillerden Ali, Hınıs’a bizi ziyarete gelirdi. Bir gün tekrar geldi ve Hınıs’ta yalnız bir aile<br />

olduğumuz için, alıp bizi Varto’ya, evine getirdi. Böylece beni de oğluyla evlendirmiş oldu.<br />

Bir ineğe karşılık, babam kabul etti. Ben ise çocuktum, hiç birşey bilmiyordum. Sevgi ve aşk<br />

nedir bilmiyordum. Halen de bilmiyorum, çünkü hiç yaşamadım. Bir buçuk yıl sonra kocam<br />

öldü ve ben dul kaldım. 8<br />

Yukarıdaki alıntıda ön plana çıkan noktalar, Sevguli’nin ne zaman doğduğunun meçhul olması<br />

(kimlik bilgilerinin eksik olması) ile başlamaktadır. Daha sonra daha detaylı olarak anlatacağı gibi, dört<br />

çocuk doğurduğunu söylerken, burada biyolojik anlamda bir annelikten, örtük olarak bahsetmektedir.<br />

Sosyal ve duygusal olarak bir annelik yaşayamadığını daha sonra anlattıklarında anlıyoruz. Zaten<br />

kullandığı fiil “evlendirilmek” fiilidir ki, Sevguli burada bir özne değildir. Buna karşın sevgi ve aşkın ne<br />

“olmadığının” farkındadır. Ancak hiç sahip olamadığı, ya da kısa bir an için sahip olabildiği ve<br />

sonrasında kaybettiği anneliğinden önce kaybettiği bir “çocukluk” da vardır, Sevguli için. Kendisinin<br />

vurguladığı “yalnız aile” ise, sadece ailenin tek başına olması anlamında değil, bir anlamda fakir,<br />

korumasız, garip ve sahipsiz olduğu anlamındadır. Çünkü Sevguli’nin baba tarafı Varto’ya<br />

Erzincan’dan göçmüştür. Yerli değildirler ve köyleriyle ilgili köklü bağları bulunmamaktadır. Kız<br />

çocukları her ne kadar babalarının maddi mirasını alamazlarsa da, Sevguli babasından gelen bu<br />

manevi mirası da reddetme şansına sahip değildir.<br />

Zorla evlendirilen, hiçbir cevap hakkı tanınmayan Sevguli kısa bir süre sonra dul kalır ve babasının<br />

evine “dul” bir kadın olarak geri döner. Sevguli, artık beslenecek bir “boğaz” daha demektir. Henüz<br />

daha çocuk doğurmamış olduğundan, kocasının ailesinde kalma şansı da bulunmamaktadır. Sevguli<br />

daha sonra köy kadınlarının tavsiyesiyle, kendisine çocuk doğuracak bir kadın arayan Hasan’a ikinci<br />

eş olarak düşünülür. Hasan’ın ailesi için çocuk doğurabilecek genç bir kadın bulunduğunu, Hasan’ın<br />

çocuk sahibi olamayan eşi Keje’ye 9 söylerler. Aynı gün içinde Sevguli’yi babasından isteyerek köye<br />

getirirler. Sevguli’nin ikinci başlık parası, dul olduğu, ama kuma olarak geleceği için bu kez iki inektir.<br />

Sevguli, durumunu anlatmaya devam eder:<br />

Bana ise hiç fikrimi sormadılar. Eskiden babalar [evin verandasında yatan köpeği işaret<br />

ederek] “haşa huzurdan, şu köpekle evlen” deselerdi, biz mecbur o köpekle evlenirdik.<br />

Babamızdan çok korkuyorduk. Beni ilk evlendirdiklerinde çok küçüktüm ve beni benden<br />

yaşça çok büyük birisine verdiler. O öldükten sonra ortada kaldım ve babamlara gittim. O<br />

da iki inek karşılığı beni Hasan’a verdi. Sığınacak bir yerim olmuştu. Sorun çıkmasın diye<br />

hep içime attım herşeyi. Beni bu köye getirdikleri getirdikleri gün... Ben beni kiminle<br />

evlendireceklerini o gün öğrendim. Beni getirmeye aslında kumam Keje gelecekmiş. Fakat<br />

sonra kocamın akrabası Ali Işık, Keje’nin gelmesine izin vermememiş. Keje’nin,<br />

duygusallığa kapılıp, bu evliliği bozmasından korkuyorlarmış.<br />

Yukarıdaki cümlelerde iki önemli “alan” içinden konuşur, Sevguli. “Fikir” ve “duygu.” Sevguli’nin<br />

fikri sorulmaz, evlendirilir, köye getirilir. Bütün bunlar bir yana, Sevguli kimle evlendirildiğini bile<br />

bilmez. Öte tarafta duygusal alanda, bir yanda babadan korku ve ona yük olma endişesi; diğer yanda<br />

ise koca evinde bulacağını ümid ettiği korunma hissi. Bu anlamda “sığınacak bir yer olduğu için”,<br />

mutludur.<br />

547

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!