11.07.2016 Views

writing_womans_lives_symposium_paper_book_v2

writing_womans_lives_symposium_paper_book_v2

writing_womans_lives_symposium_paper_book_v2

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

içerisinde hangi bakımdan dışarı‐çıktığını hiçbir şekilde işitemez ve böylelikle asla yalnızca<br />

kendisiyle karşılaşma imkanı bulamaz.<br />

Anlatılar siyasal iktidarın sağlamlaşmasından ve meşruiyetinden, öznelerin toplum içinde kendini<br />

nasıl konumlandırması gerektiğine kadar her alana sirayet eder. Bunu örneklendirebiliriz: Maurice<br />

Godelier’nin incelediği Yeni Gine Baruya toplumunda, “Kadınların erkeklere bağımlılığını<br />

meşrulaştıran inanç, spermin, genel olarak güç, özel olarak da süt yaratıcısı diye yüceltilmesiydi.” 3<br />

Baruya toplumunda kurumsallaşan bir felasyo neyi meşru kılıp nasıl bir öznellik üretiyordu? Bu durum<br />

bir kez daha Foucault’nun fark ettiği şeyi doğrular niteliktedir: Foucault, insan öznenin, bir yandan<br />

üretim ve anlamlandırma ilişkilerine girerken, öbür yandan ve aynı derecede, çok karmaşık nitelikte<br />

olan iktidar ilişkilerine de girdiğini fark etmesinin çok sürmediğine dikkat çeker.” 4 Akal ise şöyle<br />

yorumlar: 5<br />

Erkekler, evliliğin ilk gününden başlayarak, karılarına düzenli bir biçimde spermlerini<br />

yuttururlardı. Spermin, kadınların göğüslerini geliştirdiğine, onları doğurabilir ve süt<br />

verebilir kıldığına, adet günleri ya da doğum sonrası zayıf düştükleri zaman da<br />

güçlendirdiğine inanılıyordu. Sütün spermden doğduğuna ilişkin bu inanç, Baruya kadınıyla<br />

erkeği arasındaki siyasi iktidar ilişkisini hemen açığa çıkarıyordu. Kadınlar çok kadınsı bir<br />

açıdan ya da doğurganlık açısından bile erkeklere bağımlı kılınıyor ve önce bu alanda sonra<br />

da her yerde özerkliklerini kaybediyorlardı.<br />

Yani söylemler hem özneyi üretiyor hem de söylemin geldiği, oluşturulduğu kaynağa bir meşruiyet<br />

sağlamaktadır. Tersten okursak söylemler iktidarı meşru kılmak ve iktidarın söylemine eklemlenen<br />

özneleri yaratmaktadır.<br />

Foucault, bu tür bireyleri kategorize etme işleminden hareketle iktidarı analiz eder. Tüm bu<br />

bireyleri oluşturma süreçleri gündelik hayata müdahale için gerçekleştirilir. Bireyin artık bağımlılıkları<br />

ortaya serilebilir. Özne, “denetim ve bağımlılık yoluyla başkasına tabi olan özne ve vicdan ya da<br />

özbilgi yoluyla kendi kimliğine bağlanmış özne” 6 olarak ele alınabilir.<br />

Söylem, kendini ve egemen olanı meşru kılarken ötekini de farklı bir yolla da olsa inşa ediyor ve<br />

ötekini de kendisini meşru kılmak için kuruyor, var ediyor. Akal duruma şöyle değinir, ötekine, kurulu<br />

düzen karşısında, hem tabii, hem de abartılı alışkanlıkların temsilcisi olarak bir yandan itici, öte<br />

yandan çekici bir görünüm verilecektir. Akal’ın dikkat çektiği noktalardan biriside budur:<br />

Ayrımcı, kendisinden ayırıp anormalleştirdiği ötekine bakarak, kurduğu düzeni<br />

normalleştirmeye ve meşrulaştırmaya çalışır. Kölecilerin, köleciliği savunurken<br />

başvurdukları değişmez yöntemi kölelerin kendileri kadar insan olmadıklarını ileri<br />

sürmektir. 7<br />

Bütün, mitsel ve dinsel anlatılarda da erkeğin ötekisi, çoğunlukla kadınlardır.<br />

Bütün bu hukuki, anlatısal, kültürel çerçevelenmenin içinde artık Deleuze’u anmalıyız O, “Özne<br />

veride oluşur, aslında, pratik olanın dışında özne yoktur” demektedir. 8 Bütün bu yapılar,<br />

çevrelemeler, sadece bilginin değil, aynı zamanda davranışların, eylemin biçimini ve arzunun niteliğini<br />

bile belirler. Doğrunun ve yanlışın belirlendiği ve bunu mümkün kılan bir söylem yapısı söz konusudur<br />

burada. Anlam, anlatılar üzerinden kurulur. Bütün bir toplumsal aktörler bu anlatıya uymaya zorlanır.<br />

Foucault’un temel derdi, bir insanın kendini özneye dönüştürme sürecinin incelenmesidir. Örneğin<br />

“insanların kendilerini nasıl “cinsellik” öznesi olarak tanımayı öğrendiklerini” araştırır. 9<br />

Bu çalışmada da bu bağlamda, insanların cinselliği öğrenirken aslında erkeği iktidarını<br />

sağlamlaştırmaya götüren, kadını iktidar alanının dışında tutan anlatıların rolünü ortaya koymaya<br />

çalışacağız.<br />

470

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!