11.07.2016 Views

writing_womans_lives_symposium_paper_book_v2

writing_womans_lives_symposium_paper_book_v2

writing_womans_lives_symposium_paper_book_v2

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

koyduğunu ve bu özlemini dindirdiğini bildirmektedir. Akraba ve “çete” gruplarının ise diğer gruplar<br />

tarafından sevilmediğini söylemek mümkündür.<br />

Yapılan incelemeler sonucu, koğuş içi çatışma ve anlaşmazlık irili ufaklı olmak üzere farklılık<br />

göstermektedir. Buna aynı mekanda uzun süreler vakit geçirmenin elbette etkisi büyüktür. Ama farkı<br />

hayatlardan ve kültürlerden gelen bu kadınların şiddet geçmişli suç işledikleri de göz önüne<br />

alındığında, aralarında husumetin yaygın olması çok şaşırtıcı değildir. Cezaevinde özellikle dersler ve<br />

kurslar döneminde müdürlük tarafından oluşturulmuş “husumetli listesi” dikkate alınmaktadır. Büyük<br />

anlaşmazlıklar yaşamış kadınlar, olay çıkartmamaları için bir araya getirilmemektedir. Yine de<br />

konferans gibi farklı etkinliklerde karşılaştıklarında tartışma olabildiği görülmüştür. Araştırmada<br />

hükümlü kadınlara yöneltilen “anlaşamama sebepleri” ile ilgili soruların cevaplarının çoğunda<br />

çekememezlik, ahlak anlayışı farkı, dedikodu ve eğitim farkı gibi etkenler öne çıkmaktadır.<br />

Çekememezlik olarak nitelendirdikleri durumlara ise şu örnekler verilmektedir;<br />

Birine sevdiği yazmıştır öbürüne ses yok. Kadın takılıyo kavga çıkıyor (Elif, 29 yaşında).<br />

Parası geliyosa kıyafet geliyosa öbürü öbürünü çekemiyor (Yonca, 28 yaşında).<br />

O okuma yazma bilmiyo diğerinde söylüyo yaz diye kocasın sonra bir de bakmışsın<br />

kocasını çalmış mektuplaşıyo. Burda cinsel dürtüleri çok (Emine, 34 yaşında).<br />

Derdini anlatıyor bakmışısın hakkında konuşuyo sonra ona buna (Elif, 29 yaşında).<br />

Kadınlar arasındaki anlaşmazlıkların, konu özellikle eş ve sevgililik konularına geldiğinde daha da<br />

büyüyebilmekte olduğu görülmüştür. Katılımcılardan sekiz tanesi dışarıda mektuplaştığı, hatta başka<br />

cezaevinde mektuplaştığı sevgilileri olduğunu ifade etmiştir. Hükümlülerin dile getirdiği olaylarda,<br />

bazı okuma‐yazma bilmeyen kadınların sevgililerine ya da kocalarına koğuş içinde mektup yazdırttığı<br />

görülmüştür. İlginç olan bir durum ise, daha sonra mektup yazanla eş ya da sevgili mektuplaşmaya<br />

başlamakta ve sevgili bile olmaktadır. Böyle bir durum ortaya çıkınca, büyük kavgalar hatta koğuş<br />

değiştirmeye giden olayların olduğu görülmüştür. Katılımcıların bazıları diğer kadınların onları<br />

kıskandıklarını söylemekte, sebep olarak da kendilerinin daha çok sevildiğini, daha eğitimli ve paralı<br />

olduğunu belirtmişlerdir.<br />

Dedikodu, bilgi erişim mekanizmalarının önemli bir parçası olarak, koğuş içi ya da koğuş dışı her<br />

türlü özel bilginin aktarılmasında kullanılmaktadır. Dedikodu ayrıca önemli bir kavga nedenidir. Daha<br />

önce bu çalışma bağlamında sırrını anlatan kadınlar, dedikodu yaptığı gibi yorum yapan mahkumlar<br />

olabiliyor. Bunun da kadınlar arasında husumete sebep olabildiği görülmüştür.<br />

Kadınların dünya görüşlerindeki farklılıklar da tartışmalara sebep olabilmektedir. Dinine çok bağlı<br />

olan Nur, diğer kadınların açık giyinmelerine, küfür etmelerine, ilişki yaşamalarına ve bunu<br />

anlatmalarına çok sinirlenmektedir. Nur, kendisini şöyle ifade etmektedir;<br />

Namaz kılmaya kalksan televizyon açık. Ağlasan ağlayamazsın 36 kişi var. Birbirlerini<br />

vücutlarına meraklılar, el hareketi yapıyorlar. Burda sen kalsan kadınlardan nefret edersin.<br />

Hepsi ahlaksız işler yapıyorlar (Nur, 41 yaşında).<br />

Kadınların birbirleriyle anlaşamama durumları kimi zaman sadece sözle, kimi zaman davranışla,<br />

kimi zaman da fiziksel şiddetle son bulabilmektedir. Bir kaç kadınla husumeti olan ve bu yüzden hücre<br />

değiştiren Demet, kendisinin suçu olmadığını diğerlerinin onu çekemediğini ve düzenli olarak rahatsız<br />

ettiklerini dile getirmiştir.<br />

Battaniyemi yere attılar, pis yere. Yıkadığım çamaşırları tuvalette attılar. Sonra da biz<br />

yapmadık dediler. Bir keresinde de eşyalarımı çaldılar. Çıkar o benim dedim, adın mı yazıyo<br />

o benim dedi, öbürü de arka çıktı. Gıcık gidiyorlardı (Demet, 20 yaşında).<br />

45

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!