11.07.2016 Views

writing_womans_lives_symposium_paper_book_v2

writing_womans_lives_symposium_paper_book_v2

writing_womans_lives_symposium_paper_book_v2

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

FARKLI HAYATLAR, FARKLI HİKAYELER: KADIN CEZAEVİNDE<br />

KADINLIK ANLATILARI<br />

Sanem KULAK GÖKÇE *<br />

Kadın kapalı cezaevinde hükümlü kadınlar arası iktidar ve hiyerarşi ilişkilerini konu alan ve 2011‐<br />

2012 Mart ayları arasındaki deneyimleri içeren bu antropoloji çalışmasında, hükümlü kadınların<br />

birbirlerinin seslerini nasıl duyduklarını, birbirlerini nasıl anladıklarını, nasıl algıladıkları ve kadınlar<br />

arası ilişkilerin nasıl kurgulandığını incelemek üzerine bir antropoloji alan araştırması yapılmıştır.<br />

Hükümlü kadınların kendilerini ve ilişkilerini nasıl algıladıklarının kendi sözlerinden alıntılarla<br />

aktarılacağı bu çalışmada, kadınların cezaevindeki yaşamlarına kısaca değinilmiştir. Bir yıl cezaevinde<br />

sürdürülen alan araştırması sırasında, hükümlü kadınlarla derinlemesine mülakatlar gerçekleştirilmiş<br />

ve 62 hükümlü kadınla 158 görüşme yapılmıştır. Ayrıca tüm çalışma süresi boyunca hükümlü<br />

kadınların katıldıkları kurslarda da gözlem yapma imkanı bulunmuş ve bu sayede kadınlar arası<br />

ilişkiler daha detaylı olarak incelenmiştir. Araştırmaya katılan katılımcıların mahremiyetlerinin<br />

korunması için cezaevinin adı verilmemiştir. Ayrıca katılımcıların hiçbirinin gerçek adları da bu<br />

çalışmada kullanılmamıştır.<br />

Araştırma yapılan kadın kapalı cezaevinde, toplam 12 koğuş bulunmaktadır. Bu cezaevinde<br />

koğuşlar, adli (adi) ve terör koğuşları olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. İdealde olması gereken, suç<br />

türlerine göre koğuşların ayrılması iken bu cezaevinde bu durum geçerli değildir. Ayrıca bu<br />

cezaevinde, çalışan hükümlülerden oluşan ve mevcut koğuşlardan ayrı bir özelliğe sahip olan bir işçi<br />

koğuşu da bulunmaktadır. Bu cezaevinde koğuşlar, havalandırma denilen bahçe dahil yaklaşık olarak<br />

40 ile 50 m 2 arası büyüklüğe sahiptir. Her koğuşta yemek ve çayı ısıtmak için gerekli küçük bir mutfak,<br />

duşun da içinde bulunduğu banyo ve 20 ile 30 kişinin kalabileceği ranzalar bulunmaktadır.<br />

Havalandırma alanının dört tarafının yüksek duvarlarla çevrili olması sebebiyle hükümlüler/tutuklular<br />

sadece gökyüzünü görebilmektedirler. Her bir havalandırma alanı başka bir tarafa baktığı için duvarlar<br />

arası görüş veya iletişim mümkün değildir.<br />

Bu çalışma, araştırmanın temelini oluşturan kadınlar arası ilişkiler ağını kullanarak hükümlü<br />

kadınların kendilerini ve çevrelerindeki diğer hükümlüleri nasıl algıladıklarına ve ilişkilerini nasıl<br />

kurduklarına odaklanmıştır. Bildikleri yaşamlarından ayrılan kadın hükümlülerin, cezaevine girdikten<br />

sonra kurdukları yeni ilişkiler hem onları hem de çevrelerindeki kadınlarla ilişkilerini etkilemektedir.<br />

Bu yeni ilişkiler sayesinde kendini yeniden tanımlayan hükümlü kadınlar, kurdukları yeni dünyalarında<br />

var olmaya çalışmaktadırlar.<br />

Bu çalışmada cezaevinde bulunan hükümlü kadınların durumunu anlamak için öncelikle kadın<br />

mahkumların cezaevi yaşamına alışma konusundaki farklı yaklaşımlara kısaca değinmek gerekir.<br />

Foucault, 18. yüzyılın sonlarında hapishanelerin yeni bir işlevle donatılan bir kurum olarak<br />

düzenlendiğinden söz etmektedir 1 . Daha önce halkın gözü önünde suçunun cezasını çeken suçlu, artık<br />

ıslah edilmek üzere hapishanelere kapatılmaktadır. Böylece, kapatılan bireyin davranışları daha<br />

yakından gözetlenecek; hapishane sistemi, sürekli gözetlenen ve denetime tabi tutulan bireyin “tüm<br />

veçhelerinin, fiziksel olarak terbiye edilmesini, çalışmaya yatkınlığını, gündelik hal ve gidişini ve<br />

eğilimlerini kendine iş edinecektir”. 2 Bunun yerini alan uygulama, suçluları sokaklardan uzaklaştırmak<br />

ve cezaevlerine hapsetmektir. Büyük sistemin dışında kalanlar, ki bu dışarıdakilere suç işleyenler,<br />

aylaklar, hırsızlar dahildir, cezaevi sistemi içerisinde toplumsal ilişkilerin yeniden üretimi için yararlı<br />

bedenler haline getirilmekte yani Foucault'un ifadesiyle “Disiplin, birey imal etmektedir.” 3 İmal<br />

edilmeye çalışılan bu birey, Foucault’un sözü edilen bu çalışmasında cinsiyetsizdir; ve hatta cinsiyetsiz<br />

*<br />

Yeditepe University, Department of Anthropology.<br />

41

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!