11.07.2016 Views

writing_womans_lives_symposium_paper_book_v2

writing_womans_lives_symposium_paper_book_v2

writing_womans_lives_symposium_paper_book_v2

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

TOPLUMSAL CİNSİYET MESELESİ OLARAK İSLAM KÜLTÜRÜNDE<br />

KADIN: SUFİ BAKIŞ AÇISINDAN BİR ÖRNEK OLAY İNCELEMESİ<br />

Cemile BARIŞAN *<br />

Aslen bir seminer olarak düşünülmüş olan bu çalışmada, kadının İslam kültüründe özellikle de sufi<br />

bakış açısından konumunu göz önüne almayı önereceğim. Bu bağlamda, İslam düşüncesinde, cemal<br />

tecellisi açısından kadın bununla bağlantılı olarak bugünden bakıldığında genellikle görünmeyen<br />

alanda kaldığını düşündüğümüz bir durumda algılanır olmuştur. Açıkçası ilk bakışta böylesi bir ön<br />

izlenimle bu durumun, kadının toplumsal yeri ve konumu, hatta ilmî katkıları açısından da hak ettiği<br />

yeri almasına bir bakıma set çektiği düşüncesiyle yola çıkmıştım. İslâmî bakış açısından bu durumun,<br />

kadınlar tarafından söylemsel ve problematik haline getirilip bir “iktidar” mevzusuna yol açmasının<br />

engellenmesi olarak da telakki edilebileceği düşüncesi ise hep akılda tutulan bir şeydi, ki feminizme<br />

olan yaklaşımlardaki mesafe ya da radikal kritisizm de İslam düşüncesinde ve özellikle de feminizmin<br />

neredeyse bütün uyarı ve eleştirilerini sahiplenen müslüman münevver kadınlar arasında da genel<br />

olarak buradan neşet etmektedir. Şimdi bu araştırmanın, literatür taramasındaki en son telkin<br />

ettiklerini de kısaca paylaşarak güncel bir örnek olaya geçmek istiyorum.<br />

Özellikle de bugün ilahiyat fakültelerinde işlenen usül ve furu gibi fıkıh alanındaki temel<br />

kitaplarda kadınların isimlerini göremediğimi fark etmem beni fıkh‐ı zâhir dediğimiz alanda, yani<br />

bugün sadece “fıkıh” olarak anılan alanda kadınların olmadığı düşüncesine itmişti. Ancak Havva<br />

Demirci’nin, Hz. Peygamber Döneminden Günümüze Kadın Fıkıhçılar 1 adlı yüksek lisans çalışmasında<br />

kadın âlimlerle ilgili ciltlerle kitaptan bahsetmesi ve bunları bize tanıtması bir yana, aktardığı bilgiler<br />

arasında zikrettiği M. Ekrem Nedvî’nin, yaptığı araştırmada sadece hadis alanında sekiz bin kadın âlimi<br />

ortaya çıkarmış olması bile zannediyorum ne demek istediğimi izah etmek için yeterlidir. Demirci,<br />

araştırmasına bundan 15 yıl kadar önce başladığında müslüman kadın âlimlerin bu denli çok olacağını<br />

kes. remediğini Nedvi’nin de söylemiş olduğunu aktararak, onun, çalışmasını hadis âlimi kadınlarla<br />

sınırlamak zorunda kaldığını ancak araş rmasının şimdiden 40 ciltlik bir araş rmaya dönüştünü<br />

anlatır. 2 Diğer yandan söz konusu kadınlardan birçoğunun da âlimlerin bulunduğu ve yetiştiği<br />

ailelerde oldukları dikkat çekmektedir. 3 Ancak Hz. Peygamber’den sonra kadınların toplumdaki aslî<br />

yerlerinde bazı değişiklikler ve daralmalar olduğu, cahiliye dönemini hatırlatacak kısıtlamalara<br />

gidildiği de çalışmada zikredilmektedir. 4 Ne var ki tüm bunlar kadınları ilim öğrenmekten ve<br />

öğretmekten alıkoymamıştır. 5 Tam da bu noktada, her iki duruma açıklık getiren bir açıklama<br />

modeline ihtiyacımız olduğu aşikârdır, notunu düşerek, çalışmamın teorik kısmından örnek olaya<br />

geçeceğim. Fakat yine de kadınların İslam medeniyetindeki yerlerinin, Virginia Woolf’un kendine ait<br />

bir odayı özlemle arayan kadınından ve tiye aldığı “oxbridge” manzarasından bambaşka bir yerde<br />

olduklarını da teslim etmemiz gerekir. 6 Ancak daha da önemli olan ve dikkat edilmesi gereken şey, iki<br />

mühim kültürün karşılaştırmasında düzlemsel bir farklılığın olduğunu öncelikle kabullenmek<br />

gerektiğidir.<br />

Diğer yandan teorik kısmı, meseleye son bir şerh düşerek kapatmak istiyorum: Fıkıhla ilgili<br />

Demirci’nin tezinde özetlenenler, kadınlar İslam kültür tarihi boyunca aktif olsalar da bugün ders<br />

kitaplarına geçen isimlerin erkekler olduğu gerçeğini örtemez. Ancak bahsini ettiğim düzlemsel<br />

farklılık, İslam kültüründe kadının özel alanda olmasının ona olan “saygınlık hissi ve verilen değerin<br />

gösterilme ve yaşanma biçimi” ile de yakından ilişkilidir. Ve yani bu bir “edep” konusudur. Meselenin,<br />

genel olarak cemaat ruhu ile izah edilebilecek, başka alanlarda bariz hale gelen, erkekleri de<br />

ilgilendiren boyutları da vardır. Fakat konunun diğer yandan da önemli bir açmazı vardır ki, “tarihsel‐<br />

*<br />

Afyon Kocatepe University, Department of Philosophy.<br />

202

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!