11.07.2016 Views

writing_womans_lives_symposium_paper_book_v2

writing_womans_lives_symposium_paper_book_v2

writing_womans_lives_symposium_paper_book_v2

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

TÜYLER ÜRPERTİCİ SİYASİ SUİKASTTEN ROMANTİK MİT YARATMAK:<br />

HYPATİA VE RESİMSEL SUNUMLARI<br />

Neşe YILDIRAN *<br />

“Plato’nun ruhu, Afrodit’in bedeni/ güzel Yunan semalarında yükselmişti ebedi”<br />

Leconte de Lisle, Hypatie, (1874)<br />

Giriş<br />

Antik Roma dünyasının geç dördüncü ve erken beşinci yüzyılları, sosyo‐politik karmaşa ve kaos<br />

dönemi olarak bilinir. Bu dönemde Roma toprakları ikiye ayrılmış, daha da önemlisi bu topraklarda<br />

tamamen farklı bir dünya algısı egemen olmuştur. Hem siyasal anlamda çözülme hem de vatandaşlar<br />

arasında artan toplumsal güvensizlik ortamı, özellikle yaşamın daha güç olduğu karmaşık metropoller<br />

durumundaki büyük şehirlerde, pax romana’ya olan inancı sarsmış ve geniş halk kitlelerinin<br />

Hıristiyanlığı kabul ederek yeni bir kimlik arayışına girmelerini getirmiştir. Bu yeni söylem bir yandan<br />

“eşitlik” gibi yeni fikirleri sunmakta, özellikle Küçük Asya, Filistin, Suriye, Mısır gibi doğu eyaletlerinde<br />

bolluk içinde yaşayan yerel toprak sahiplerine ödenmek zorunda kalınan yüksek vergileri reddetmeyi<br />

öngörmektedir. Öte yandan antik kültür ve felsefe bu topraklarda Sokrates, Plato ve Aristo eliyle hala<br />

sürmektedir. İmparator II. Konstantin (337‐361) taşradaki geniş kitleleri denetimi altında tutabilmek<br />

için manastırların yaygın toplumsal örgütlenmelerinin sağladığı avantajlardan yararlanmayı<br />

hedeflemiş, bu nedenle piskoposlar siyasi elit içinde yönetici sınıfın yeni üyeleri olarak yer<br />

bulmuşlardır. Bu yeni ruhban sınıfı, kendi meşru siyasi güçlerini arttırmak üzere fakir şehir ahalisini ve<br />

yerel köylüleri kışkırtacaklar, hatta onları provoke ederek yarattıkları şiddeti yaygınlaştıracaklardır. 1<br />

Doğu Roma’da, tıpkı Batı Roma’daki gibi, şehir ileri gelenleri, ruhban sınıfının yükselişinden sonra<br />

da varlıklarını ve konumlarını korumuşlardır 2 . Ancak birbiriyle çelişen çıkarlar, yerel elit ile ruhban<br />

sınıfı arasındaki siyasi çatışmaları arttırmıştır. Şehirli elitin yaşadığı muhteşem villaları ve evleri –<br />

domus‐, göz alıcı giyim kuşamları, değerli atların çektiği arabaları, sayısız köleye sahip oluşları büyük<br />

kıskançlık ve tepki yaratmaktadır. Yanı sıra pagan tanrılar ve tanrıçalar için yapılan gösterişli ritüeller<br />

de giderek baskıcı yöntemlerle yasaklanmışlardır, devlet dininin Hıristiyanlık olması, uygulanan<br />

yaptırımları güçlendirmiş, öncelikle 399 da onlar için yapılan ritüellerin sürdüğünün anlaşılması<br />

durumunda tanrı heykellerinin bulundukları tapınaklardan kaldırılacağı kanunlaştırılmıştır. Sonrasında<br />

bir dizi anti‐pagan kanunun ardından, 438 de nihayet cezaların tonu adak adayanları tehdit edici bir<br />

renge bürünmüştür. Bu durum kiliseye, pagan anlayışı kapsayan tüm kült, uygulama ve inanışlar<br />

özelinde başından beri özlemle bekledikleri yasaklama otoritesine kavuşma olanağı sağlamıştır.<br />

Giderek kilise ve ruhban sınıfı edindikleri erk yoluyla toplumun tüm kesimleri üzerinde baskı<br />

oluşturacak ve bin yıl sürecek skolastik bir düzenin temeli atılacaktır.<br />

1. İskenderiyeli Hypatia<br />

İskenderiye’deki Neo‐platoncu okulun başında bulunan –Museion‐ ve şehir elitinin önde gelen<br />

figürlerinden biri olan Hypatia (355‐415), burada felsefe, astronomi ve matematik dersleri veriyordu 3<br />

(Res.1). Kendisi gibi Museion’un üyelerinden olan matematikçi ve gökbilimci Theon’un kızıydı, birlikte<br />

Ptolemius’un metinlerini çalışmışlardı. Öğrettikleri sayesinde öğrencisi Synesius bir usturlap yapmış 4<br />

ve bu araç 16. yüzyılda Hypatia usturlabı olarak anılmıştır. Hypatia felsefi olarak çok tanrılılığı<br />

savunmaz, Neo‐platoncu çizgide idea’nın varlığını tartışmakta, gerçeğe ulaşmak için bedenin<br />

kurtulunması gereken bir zincir olduğunu savlamaktadır. Hiç evlenmemiş ve tüm antik dönem<br />

*<br />

Işık University - İstanbul, Turkey<br />

194

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!