11.07.2016 Views

writing_womans_lives_symposium_paper_book_v2

writing_womans_lives_symposium_paper_book_v2

writing_womans_lives_symposium_paper_book_v2

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Hâkim kültürel dağarcıkta ise meslek sahibi kadın imajı, kadının bireysel özgürlüğünden çok daha<br />

fazlasını ifade etmektedir. Kadınlar sahneye çıktıklarında seyircilerin alkışladıkları, kadınların bireysel<br />

başarıları değil vücut verdikleri düşünülen devlet ideolojisidir. Ancak, kadınlar var oluşlarının soyut bir<br />

sembole indirgenerek araçsallaştırılmasına her zaman basitçe boyun eğmezler:<br />

Bir Piyes Yazalım dediğimiz oyunun sergilendiği ilk gece geliyor aklıma. Yıl 1952…<br />

Ankara… Alkışlar dinmek bilmiyordu… Aynı sahnede ben, beş altı yıldır pek çok başka oyun<br />

da izlemiştim… Bizim oyunumuz gördüğüm oyunlarından hepsinden daha iyi değildi. Yine<br />

de en büyük alkış payının bize ayrılmış olduğunu görüyordum. Bir şey sezmiştim. Bu sezinin<br />

itisiyle selama çıkmamakta direttim. Galiba, alkışlardan yarısından fazla bizim birer ‘genç<br />

kız’ olmamıza idi. Hem genç, hem yerli oyun “kadın yazarı.” … Alkışlanan herhalde resmi<br />

ideoloji idi. 24<br />

1950’lerde radyoda çalışmaya başlayan kadınların hayat hikâyelerinin de gösterdiği gibi, kadınlara<br />

kamusal yaşamda var olma hakkı devlet elitleri tarafından “altın tabak”ta sunulmamıştır. Aksine,<br />

özellikle daha “taşralı” kökenlerden gelenler, Cumhuriyetin kâğıt üzerinde kadınlara sunduğu eğitim<br />

ve iş olanaklarından yararlanabilmek için, evdeki ataerkil otoriteye karşı bireysel mücadeleler vermek<br />

zorunda kalmışlardır. Ailelerinin erkek üyelerinin, kadınların ev dışındaki hayata aktif katılımına<br />

saygısını kazanabilmek hiç de kolay olmamıştır ve kadınların bu yöndeki çabası, zaman içinde aile<br />

içindeki erkek‐egemen ilişkileri görece dönüştüren bir etki yaratmıştır. Bu açıdan kadınların mesleki<br />

hayatlarını anlamlandırırlarken altını en fazla çizdikleri şey, radyoda çalışmanın kendilerine sunduğu<br />

bireysel güçlenme ve özgürleşme hissidir.<br />

Öte yandan, feminist tarih incelemeleri Cumhuriyetçi erkek seçkinlerin kamu sektöründeki<br />

mesleklerde çalışan kadınlara hoşgörüyle yaklaştıklarının ve onlara bir “baba” gibi yardım eli<br />

uzattıklarının altını çizerler. Bu açıdan, radyoda çalışan kadınların hikâyelerine bakarsak, bu pederşahi<br />

korumanın iki farklı yüzü olduğunu söyleyebiliriz; şöyle ki, bir yandan erkek seçkinler kadınları mesleki<br />

hayatlarında ilerlemeleri için desteklemiş ve teşvik etmişlerdir. Diğer yandansa, “eğitici” figürler<br />

olarak, kadınları mesleki alan içinde disipline etme görevini üstlenmişlerdir. Dahası, kadınların<br />

radyoevi dışındaki röportajlarda ya da canlı yayınlarda görevlendirilmemesi örneğinin gösterdiği<br />

üzere, toplumsal cinsiyet ideolojisi bu disiplin sürecini belirlemiştir.<br />

Ancak, hikâyelerinin de gösterdiği gibi, kadınlar erkek çalışma arkadaşlarının otoritesine her zaman<br />

sessizce boyun eğmemişlerdir. Çalışma mekânlarının radyo eviyle kısıtlanmasına karşı çıkarak,<br />

mesleki görevleri gereği radyoevi dışında da bulunma yetkisini kazanmışlardır. Cumhuriyet rejiminin<br />

toplumsal cinsiyet ideolojisine meydan okumak da kadınlara yabancı bir durum değildir. Kamusal<br />

alandaki zor mücadelelerden geçerek elde ettikleri varlıklarının modernleşme atılımının edilgen bir<br />

sembolü olarak “Türk kadını” kategorisine indirgemesine sahneye çıkmayarak, yani bu oyunda yer<br />

almayarak karşı koyarlar. Bu tekil örnekler, meslek sahibi kadınların ataerkil otoriteye direnişi<br />

hakkında bir genellemeye gitmek için yeterli değildir. Ancak kadınların yaşam öykülerinin tarih<br />

yazımına yaptığı en önemli katkılarından biri de, “büyük anlatı”larda görülmez ve duyulmaz olan<br />

direniş potansiyelinin açığa çıktığı örnekleri ortaya koymalarıdır.<br />

Keywords: Woman, Radio, Media, Broadcasting<br />

Dr. Özlem Akkaya<br />

Yeditepe University,<br />

Faculty of Communication,<br />

Department of Public Relations and Publicity.<br />

ozlemakkaya@outlook.com.tr<br />

150

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!