08.01.2016 Views

publication

publication

publication

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Anaksagoras’a ait olduğunu ve<br />

gençlerin bir drahmiye satın<br />

alınabilecek kitaplardan bunları<br />

öğrenebileceklerini ifade ederek<br />

reddederken bu düşüncelerin<br />

oldukça garip olduğunu da belirtir<br />

(Platon, 1993: 22 [26e]). O halde,<br />

19. yüzyıl terminolojisi ile ifade<br />

edilirse Sokrates fizik disiplininin<br />

sorunlarıyla ya da bilimsel<br />

sorunlarla uğraştığı ve araştırma<br />

yaptığı yönündeki bir suçlamaya,<br />

bu alanla ilgisi olmadığını açık<br />

bir biçimde ifade ederek yanıt<br />

vermektedir. Bu bağlamda, tarihin<br />

bir diğer ünlü yargılaması olan<br />

Galileo Davası ile karşılaştırma<br />

yapıldığında bilimin kahramanı<br />

daima Galileo olmuş ve belirli bir<br />

bilim tarihi okuması sonucu “ideal<br />

bilim insanı” olarak karakterize<br />

edilmiştir. Oysa Sokrates, daha<br />

sonra da belirtileceği üzere, beşeri<br />

disiplinler ve bu disiplinlerin<br />

oluşturduğu bir kültürün<br />

kahramanıdır.<br />

Russell’ın Batı Felsefesi Tarihi de<br />

örtük olarak bu kültürel ayrışmayı<br />

ifade eder niteliktedir. Platon<br />

üzerinden Sokrates’e de yansıttığı<br />

“diyalog yöntemi”ni (soru ve<br />

karşılıkla bilgiyi araştırma yöntemi<br />

olarak tanımlanır ) odağa alarak<br />

bir karşılaştırmaya gidilmekte,<br />

Sokrates ve Galileo iki karşıt<br />

epistemolojik (ve kültürel) kutba<br />

yerleştirilmektedir:<br />

1<br />

Bu yöntem mantıksal tutarlılığı geliştirme<br />

konusunda yararlı bulunur ve bununla birlikte<br />

temelde bu araştırmanın sonucunun dilbilimsel<br />

bir ‘buluş’ olduğu öne sürülür. Dolayısıyla bu<br />

yöntem tartışmanın olgusal değil, mantıksal bir<br />

biçim kazandığı yerde işlevseldir. Fakat bu, yeni<br />

olgular bulmak konusunda bütünüyle elverişsizdir<br />

(Russell, 2002: 222). Russell’ın bu yaklaşımı,<br />

temelde epistemolojik bir ayrışma olan ve 19.<br />

yüzyılın ürünü olarak kabul edilebilecek İki Kültür<br />

ayrışmasının örtük ifadelerini barındırmaktadır.<br />

Birtakım konuların bu<br />

yolda ele alınamayacağı<br />

açıktır. Sözgelimi<br />

görümsel (empirik)<br />

bilim. Galilei’nin,<br />

kuramlarını savunmak<br />

için diyalogu kullandığı<br />

doğrudur. Bu,<br />

yalnızca önyargının<br />

yenilmesi içindi.<br />

Galilei’nin buluşlarının<br />

pozitif temeli büyük<br />

bir yapmacığa<br />

kapılmaksızın diyaloga<br />

dökülemez. Platon’un<br />

yapıtlarında Sokrates,<br />

sorusunu yönelttiği<br />

kişinin, zaten sahip<br />

olduğu bilgiyi açığa<br />

vurduğunu ileri sürer.<br />

Bu bakımdan kendini<br />

ebeye benzetir. (…)<br />

Yöntem, bilgimizi<br />

daha önceki bir<br />

varlıkta öğrendiğimizi<br />

anımsayarak elde<br />

ettiğimizi ileri süren<br />

anımsama öğretisiyle<br />

uyuşumludur. Bu<br />

görüşe karşıt olarak<br />

mikroskop aracılığıyla<br />

yapılan herhangi bir<br />

buluşu, sözgelimi<br />

sayrılıkların bakteriler<br />

yoluyla yayılmasını<br />

ele alalım. Bu tür bir<br />

bilgiye daha önce bu<br />

konuda bilgisiz olan<br />

bir kişi yönünden<br />

varılabileceğini<br />

savunmak güçtür<br />

(Russell, 2002: 222).<br />

[ n ]BEYİN DERGİSİ OCAK 2016 [ 81]

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!