08.01.2016 Views

publication

publication

publication

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

karnımızın guruldadığını bazen<br />

hissederiz; ama kalp kaslarımızda<br />

veya sinirlerimizde iletilen minik<br />

elektriksel dalgaları ve bunların<br />

bütün bedenimizde yarattığı<br />

elektrik ve manyetik değişiklikleri<br />

bir aygıt kullanmadan fark<br />

edemeyiz. Biyolojik geri bildirim<br />

denen fikir de işte bu noktadan<br />

hareket eder: organ veya<br />

sistemlerin çalışması hakkında<br />

fikir veren değişkenlerin<br />

kaydedilip bu kayıtların bedende<br />

istenen değişiklikleri yapmak için<br />

kullanılması.<br />

Gerçekten de çok farklı<br />

yöntemlerle uygulanabilen<br />

biyolojik geri bildirim, aslında<br />

bilincimizden bağımsız olarak<br />

süregiden soluk alıp verme,<br />

kalp atışı, sinir ateşlemeleri gibi<br />

biyolojik faaliyetlerimizin gerçek<br />

zamanlı yansımasının yardımıyla<br />

fizyolojimizin kontrolünü<br />

kazanmamızı sağlar. Nasıl ki<br />

üstünüzü başınızı düzeltmek,<br />

saçlarınıza istediğiniz şekli vermek<br />

için aynaya bakıyorsanız, bu tip<br />

yöntemlerle de bedeninizde daha<br />

önce istemsiz olarak süregelen<br />

bedensel aktivitelerinizi, sanki bir<br />

aynada izlermiş gibi görebiliyor<br />

ve zamanla değişik düzeylerde<br />

kontrol etmeyi öğrenebiliyorsunuz.<br />

Bu sayede, beynimizin<br />

bilincimizden gizli işleyen<br />

karmaşık mekanizmalarına<br />

bağlı olarak ortaya çıkan duygu,<br />

düşünce ve davranışlarınızın<br />

farkına vararak, zamanla kendi<br />

öz-düzenlemenizi yapmak artık<br />

mümkün. Bu yöntemle kalp atışı,<br />

(stres düzeyinin bir göstergesi<br />

olan) deri elektrik iletkenliği,<br />

ağrı algısı gibi süreçlerimizin<br />

kontrolleri sağlanabildiği gibi,<br />

özellikle son zamanlarda beyin<br />

dalgaları üzerinden beyin ve zihin<br />

eğitimi de yapabiliyoruz.<br />

Peki, bu nasıl oluyor? Beynimiz,<br />

birbiri ile elektrik sinyalleri<br />

aracılığıyla haberleşen milyarlarca<br />

hücreden kurulu olduğu için<br />

aslında farklı frekanslarda<br />

elektromanyetik dalgalar üreten<br />

bir üreteç gibi çalışır. Dr. Hans<br />

Berger’in 1924 yılında bu dalgaları<br />

ilk defa elektroensefalografi (EEG)<br />

olarak adlandırılan yöntemle<br />

kaydetmesi sonucu insanoğlu<br />

ilk defa beynin faaliyetlerinin<br />

dışarıdan görüntülenmesini<br />

sağladı. Bugün sinirsel geribildirim<br />

(neurofeedback) dediğimiz<br />

yöntemler de işte bu esasa<br />

dayanıyor.<br />

Sinirsel (yahut<br />

duyusal) geribildirim,<br />

beyin<br />

dalgalarının<br />

kafa derisinden<br />

kaydedilmesi ile<br />

başlar.<br />

Saçlı deriye yerleştirilen ve<br />

beynin elektrik aktivitesini gerçek<br />

zamanlı algılayan minik alıcılar<br />

sayesinde saniyede binlerce kez<br />

dijital olarak toplanan veriler<br />

bilgisayara aktarılır. Kaydedilen<br />

bu dalgasal faaliyet, yüksek<br />

teknoloji ürünü yazılımlarla<br />

bir dizi analize tabi tutularak<br />

görme, işitme ve dokunma gibi<br />

duyu yollarının yardımıyla kişi,<br />

beyin dalgalarını doğru banda<br />

taşıması yönünde motive edilir.<br />

Normal şartlarda varlıklarının<br />

bile farkında olmadığımızdan<br />

beyin dalgalarımızı bilinçli<br />

yönde yönlendirmemiz mümkün<br />

değildir. Ancak böyle bir yöntem<br />

kullandığımız takdirde, tıpkı<br />

beynimize bir ayna tutulmuş<br />

gibi, beyin dalgalarımızı eş<br />

zamanlı olarak bilgisayar<br />

ekranında görebilmekteyiz. Tabii<br />

ki bu karmaşık dalgaları sadece<br />

görmek uzmanlar için bile çok<br />

bilgi verici bir deneyim değildir;<br />

o yüzden o dalgaların anlaşılır<br />

niteliklere dönüştürülebilmesi için<br />

analizlerden geçirilmesi gerekir.<br />

Geri bildirimin en önemli bileşeni<br />

“ödül”dür.<br />

Beynimiz, dopamin<br />

adlı kimyasal<br />

maddenin salgılandığı<br />

durumlarda kendini<br />

ödüllendirilmiş<br />

hisseder ve o<br />

davranışı bir daha<br />

sergileme olasılığı<br />

artar.<br />

Yemek yediğimizde, cinsel<br />

ilişkiye girdiğimizde, birisi<br />

söylediğimiz bir sözü<br />

beğendiğinde, arkadaşlarımızla<br />

birlikteyken veya bir işi başarıyla<br />

tamamladığımızda, beynimizde<br />

bu maddenin miktarı artar.<br />

Sinirsel geri bildirimde aslında<br />

beynin bu doğal sistemi kullanılır.<br />

Cihaza bağlı olan kişi ne zaman<br />

istenen beyin dalgalarını vermeye<br />

başlarsa, ekranda gördüğü<br />

[ n ]BEYİN DERGİSİ OCAK 2016 [ 73]

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!