08.01.2016 Views

publication

publication

publication

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

KADINLAR DAHA MI<br />

DUYGUSAL?<br />

Kadınların daha “duygusal”<br />

olduğu neredeyse tüm zamanların<br />

değişmeyen inançlarından biri<br />

olageldi. Peki gerçekten öyle mi?<br />

Beyin araştırmalarında, kadın ve<br />

erkek beyinlerinde uyaranla ilişkili<br />

farklılıklar ortaya çıkabileceği<br />

gözleniyor. Beyin dalgalarının<br />

kafa derisi üzerinden kaydedildiği<br />

elektroensefalografi adlı teknikle<br />

yapılan incelemelerde, duygusal<br />

uyaranlara maruz bırakılan<br />

kadınların bazı beyin dalgalarında<br />

daha güçlü yanıtlar sergilediği<br />

ortaya koyuldu. Bunun yanında<br />

erkeklerin, duyguları kadınlarla<br />

benzer biçimde hissettiği; ancak<br />

bunu dışavurumlarının farklı<br />

olduğunu öne süren görüşler<br />

de bulunuyor. Bu görüşü, iki<br />

cinsiyet arasında duygusal yönden<br />

biyolojik bir farklılıktan ziyade<br />

sosyal rollerden etkilenen görece<br />

bir farklılıktan bahsedilebilir,<br />

biçiminde özetleyebiliriz.<br />

ZEKA CİNSİYETTEN<br />

BAĞIMSIZ<br />

İnsanın da dahil olduğu birçok<br />

memeli türünde cinsiyetler<br />

arası zeka farklılıklarını<br />

anlamaya yönelik çalışmalarda,<br />

aynı tür içinde cinsiyetle<br />

ilişkilendirilebilecek önemli bir<br />

farklılık gözlenmemiştir. Amerikan<br />

Psikoloji Birliği’nin raporları<br />

cinsiyetler arası ölçülebilir zeka<br />

farkı olamayacağını, bunun<br />

bireysel farklılıklar şeklinde<br />

ortaya çıktığını söylüyor.<br />

Richard Lynn’in yaptığı 11 yıllık<br />

çalışmalarda erkeklerin 3-5<br />

puan civarında farkla kadınları<br />

geçtiğini gösteriyor. Yine Jackson<br />

ve Rushton’un ergenler üzerine<br />

yaptığı araştırma 3.5 puanlık<br />

bir fark ortaya koyuyor. Haier<br />

ve arkadaşlarının 2004’te<br />

yayımladıkları araştırma,<br />

kadınlar ve erkeklerin benzer<br />

IQ skorları elde ettiklerini ancak<br />

zekanın iki cinsiyette farklı beyin<br />

bölgelerinden beslendiğini ortaya<br />

koydu. Cosgrove’un 2007’deki<br />

çalışmasına göre erkeklerde<br />

ön (frontal) ve yan (pariyetal)<br />

loblardaki, kadınlarda ise ön lob ve<br />

konuşmayla ilgili Broca alanındaki<br />

gri madde bölgesi, IQ’yu<br />

belirlemede etkin rol oynuyor.<br />

OYUN<br />

ALIŞKANLIKLARINDAKİ<br />

FARKLILIKLAR<br />

Cinsiyete bağlı psikolojik<br />

farklılıklar evrimsel biyolojide<br />

de sıkça ele alınan konulardan.<br />

Darwin ilk olarak Türlerin<br />

Kökeni’nde cinsel seçilimde<br />

psikolojik özelliklerin de rolü<br />

olabileceğinden bahsetmiş,<br />

daha sonraki kitapları olan<br />

İnsanın Türeyişi ve İnsan<br />

ve Hayvanlarda Duyguların<br />

İfadesi’nde yine cinsiyetler arası<br />

psikolojik farklılıklara değinmiştir.<br />

Berenbaum ve Hines’ın 90’lı<br />

yılların başında yaptığı ses<br />

getiren bir çalışma doğuştan<br />

böbrek üstü bezi büyümesi<br />

(konjenital adrenal hiperplazisi)<br />

olan kız çocuklarının “erkek<br />

oyuncaklarıyla” oynamaya daha<br />

eğilimli olduklarını öne sürmüş ve<br />

bunu gebelik döneminde yüksek<br />

miktarda erkeklik hormonlarına,<br />

yani androjenlere maruz<br />

kalmalarına bağlamıştı. Benzer<br />

oyun alışkanlıkları maymunlarda<br />

da gözlenmiştir. Auyeung ve<br />

arkadaşlarının 2009’da yayımlanan<br />

araştırmalarında ise geniş<br />

bir kız ve erkek çocuğu grubu<br />

oyun alışkanlıkları yönünden<br />

değerlendirilmiş, karşılaşılan<br />

davranış farklılıklarının anne<br />

karnında maruz kalınan, “erkeklik<br />

hormonu” olarak da bilinen<br />

testosteron ile ilişkili olabileceği<br />

iddia edilmiştir.<br />

ERKEK, ŞİDDET VE<br />

TESTOSTERON<br />

Gerek Türkiye gerekse dünyada<br />

erkekliğe duyulan hayranlık<br />

yükseldikçe cinsiyetler arası<br />

sosyal eşitsizliklerin de<br />

buna paralel olarak arttığını<br />

gözlemliyoruz. Eril dilin toplumun<br />

her katmanında iyiden iyiye<br />

kendini hissettirmesinden<br />

artan kadın cinayetlerine kadar<br />

eşitsizliğin birçok göstergesine<br />

rastlamak mümkün. Erkek<br />

şiddeti toplumsal bir mesele<br />

olarak önemini korurken akla<br />

erkeklerin kültürel olarak kabul<br />

gören yüksek saldırganlığının<br />

temelinde sinirsel ve biyolojik bir<br />

nedenin mi yattığı sorusu geliyor.<br />

Yapılan araştırmalar saldırganlığın<br />

erkeklerde daha yaygın olduğunu<br />

gösteren birçok bulgu ortaya<br />

koydu. Ancak sinirbilimleri<br />

ile birlikte toplumsal cinsiyet<br />

rolleri ve sosyal faktörlerin de<br />

ele alındığı çalışmalar henüz<br />

oldukça kısıtlı. Erkeğin “şiddete<br />

yatkınlığını” nörofizyolojik olarak<br />

kanıtlamak pek mümkün değil.<br />

Bunun yanında yapılan çok<br />

sayıda çalışmada testosteron<br />

[ n ]BEYİN DERGİSİ OCAK 2016 [ 67]

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!