DOSYA BAĞIMLILIK AKILLI TELEFON BAĞIMLILIĞI Nomofobi, cep telefonu yoluyla iletişimden kopmaktan aşırı korkmaktır. Bu durum panik atak, nefes darlığı, baş dönmesi, titreme, terleme, kalp hızının artması, göğüs ağrısı ve bulantı gibi fiziksel yan etkilere bile neden olabilmektedir. [ 34] OCAK 2016 [ n ]BEYİN DERGİSİ
İngilizce “no mobile phobia”dan türetilen nomofobi ya da cep telefonundan mahrum kalma korkusu, akıllı telefonların çoğalmasıyla artış gösterdi. Kapalı yerlerde kalma, açık alanda durma, yüksekten korkma derken modern zamanların yeni bir fobisi ise nomofobi, yani “cep telefonsuz ne yaparım?” korkusu. Bu yeni hastalık cep telefonsuz kalanları sarıyor. Cep telefonuna bu kadar bağımlılığın sebebinin, insanların aileleri ve arkadaşlarıyla sürekli temas halinde olma arzusu olduğu belirtildi. Bu insanlar cep telefonlarına o kadar bağımlı oluyorlar ki telefonun şarjının bitmesi veya telefonu nereye koyduğunu bulamamak streslerini hayli artırıyor. 2100 cep telefonu kullanıcısı üzerinde yapılan araştırmada, katılan her iki kişiden biri telefonlarını asla kapatmadığını söyledi. Her 10 kişiden biri de işleri dolayısıyla her zaman ulaşılabilir olmak istediğini belirtti. Uzmanlar, nomofobinin cep telefonu kullanıcılarının yüzde 53’ünü etkileyebildiğini, erkeklerin yüzde 58, kadınlarınsa yüzde 48’inin şarjları bittiğinde, kontörleri tükendiğinde, telefonlarını kaybettiklerinde veya kapsama alanı dışına düştüklerinde endişelerinin arttığını söylediler. 13 milyon İngiliz’in “21. yüzyıl’ın bu yeni bağımlılığından” muzdarip olduğu da ortaya çıktı. NOMOFOBİ BELİRTİLERİ • Cep telefonunu veya sinyalini kaybetmek olumsuz fiziksel belirtilere yol açıyorsa veya kişi telefonunu asla kapatmıyorsa, • Kişi panik atağın sinyal çekmemesi veya şarjın bitmesine karşı aşırı bir tepki olduğunun farkındaysa, • Obsesif biçimde cep telefonunun veya mobil cihazının yanında olup olmadığını kontrol ediyorsa, • Cep telefonu güvenli bir yerde olsa bile onu kaybetme endişesi sürekli mevcutsa, • Fobi oldukça uzun bir süredir devam ediyorsa ve kişinin sağlığını veya günlük yaşamını etkiliyorsa, İLK BAĞLANMA BİÇİMİMİZ İLİŞKİLERİMİZİ ETKİLİYOR Bağlanmanın temeli erken dönem anne-çocuk ilişkisine dayanır. Bağlanma, çocuk ile onun ihtiyacını gideren ya da ona ilgi gösteren kişi arasındaki duygusal durumdur. Bebeklikten başlayan bağlanma karşılıklı özelliktedir, yani anne ve bebek karşılıklı olarak birbirine bağlanır. Çocuğun anneye karşı olan bağının sağlıklı olması onun gelecekteki ruhsal sağlığı için de temel teşkil etmektedir. Birçok psikolojik rahatsızlığın özellikle de ilişkilerdeki sorunların temelinde bebeklik döneminden gelen bağlanma sorunları gözlemlenmektedir. Burada babanın etkisi dramatik bir etki yapmaz, anne etkisiyse ilişkileri yönlendiren etkidir. Bağımlılık ve bağlanma birbirinden farklıdır. İlişkilerde bağlılık, bir kişiye özgürce sevgi ve saygı ile yakınlık duymak ve yakınlık göstermek demektir; bağımlılık ise patolojik bir durumdur. İlişkiye olan bağımlılık ilk başlarda haz verici olsa da daha sonrasında saplantılı düşüncelere, tekrarlayan davranış kalıplarına dönüşebilir. Evlilik ya da duygusal ilişkilerde bireyler eşlerini, sevdiklerini hayatlarının merkezine koyarak bağımlılığa giden bir ilişki biçimine dönüştürürler. İlişkilerinde kaybetme korkusu yaşayan kişilerde bağımlı [ n ]BEYİN DERGİSİ OCAK 2016 [ 35]