08.01.2016 Views

publication

publication

publication

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Bize haz veren bir seçimi her<br />

tekrarlayışımızda beyin opiat<br />

reseptörlerini uyaran endorfin<br />

salgılar.<br />

Nikotin, alkol, ağrı kesiciler,<br />

anti-depresanlar, eroin, kokain,<br />

içi kimyasal katkı maddeleriyle<br />

dolu abur cubur yiyecekler, şeker,<br />

vb... bağımlılık yaratan yasal veya<br />

yasadışı tüm uyuşturucu/ uyarıcı<br />

maddeler, bu ödül sisteminin<br />

kısa devre yapmasına neden olur.<br />

Çünkü bu maddeler endorfinleri<br />

taklit ederek, dopamin üretimini<br />

arttırır ve bu da güçlü ödül<br />

merkezlerini harekete geçirir.<br />

Bedende yapay olarak yaratılan<br />

bu kimyasal ödül banyoları,<br />

artık varlığı sürdürmeyi teşvik<br />

etmek yerine kendini yok etmeye<br />

yönelik davranışların tekrarını<br />

“ödüllendirmeye” başlar. Tüm<br />

bağımlılıkların temelinde bu vardır.<br />

Beden dışarıdan endorfin taklidi<br />

yaparak gelen “ödül merkezi<br />

uyarıcıları” olduğu için, kendi<br />

doğal üretimini adım adım<br />

azaltarak keser ve adım adım<br />

bağımlılık oluşur. Yani bir süre<br />

sonra beden artık dopamin,<br />

endorfin üretmez. Neden?<br />

Çünkü hem kendisi üretse, hem<br />

dışarıdan gelse, bu kadar çok<br />

miktarda endorfin, dopamin insanı<br />

mutluluktan delirtebilir, kafayı iyice<br />

uçurabilir. Bu durumu önlemek<br />

için beden kendi üretimini keser.<br />

Yani kötünün iyisini seçerek kendi<br />

varlığını korumaya alır. Doğal<br />

endorfin üretimi kesildikçe,<br />

kişi kendisini iyi hissedebilmek<br />

için bağımlı olduğu maddenin<br />

alım miktarını daha da arttırır.<br />

Dışarıdan gelen bu maddeye daha<br />

da bağımlı hale gelir. Çünkü artık<br />

morfin/ endorfin, iç üretime değil,<br />

dış üretime dayanmaktadır.<br />

Bir bağımlılık maddesi bırakılmak<br />

istendiğinde yani madde<br />

kullanımına son verildiğinde,<br />

kişi bir süre fiziksel olarak<br />

“yoksunluk krizi” yaşar. Bu süre<br />

bağımlı olunan maddenin yapay<br />

endorfin gücüne bağlı olarak, 3<br />

gün ile 7 gün arasında değişir.<br />

Neden? Bu sürede dışarıdan haz<br />

maddesi gelmemekte, beden de<br />

kendisini korumaya aldığı için<br />

endorfin üretimi yapmamaktadır.<br />

Yani bu dönemde beden hem acı<br />

çekmekte hem de endorfin açlığı<br />

çekmektedir. Dışarıdan gelen<br />

destek yok... Kendinde yok... Eee?<br />

Bir süre sonra, dışarıdan haz<br />

maddesinin gelmediğini görünce<br />

yeniden kendi doğal üretimini<br />

yapmaya başlar. Yoksunluk<br />

krizinden sonra gelen bu iyileşme<br />

süreci, bedenin yeniden kendi<br />

doğal ritmine ve üretimine dönme<br />

sürecidir. Bu adaptasyon sürecine<br />

saygı duyulmalı ve bedenin<br />

bilgeliğine güvenilmelidir.<br />

Tabii 3-7 gün arası derken fiziksel<br />

yoksunluğun yarattığı fiziksel<br />

kriz süresinden bahsediyorum;<br />

duygusal yoksunluk krizi<br />

süresinden değil. O daha uzun<br />

sürer ve aşması daha zor olan<br />

bölümüdür. Ama bağımlılığın<br />

önce “kafada başlayan” ve yine<br />

“kafada biten” ve tekrarlarla<br />

oluşan bir “kötü ödül alışkanlığı”<br />

olduğunu da hatırlayalım.<br />

Dışsal kaynaklı eğlence, lay lay<br />

lom hazlar geçicidir. Onlar da<br />

sıkça tekrar edilirse bağımlılık<br />

oluşturur. Kumar, internet, telefon<br />

gibi aktivite bağımlılığı, heyecan<br />

arayışı ile oluşan adrenalin<br />

bağımlılığı, aşk sanılan kişi<br />

bağımlılığı, görünüm bağımlılığı,<br />

din bağımlılığı, seks bağımlılığı...<br />

BAĞIMLILIKLARIN<br />

GENELLİKLE BİRKAÇI<br />

BİR ARADA BULUNUR<br />

Bağımlılıkların hepsinin altında<br />

haz arayışı, içteki o kocaman<br />

boşluğu doldurma arzusu yatar.<br />

Tüm bağımlılıkların oluşum<br />

dinamiği aynıdır. Bağımlılık<br />

nesnemiz ya da aktivitemiz<br />

kendimizi geçici olarak daha iyi<br />

hissetmemizi (ya da sorunlarımızı<br />

bir süre unutarak kendimizi<br />

avutmamızı) sağlar. Ne zamana<br />

kadar? Artık bu kadarını bile<br />

sağlayamayana kadar.<br />

Gerçek haz ve doyum sadece<br />

içsel kaynaklıdır ve bu iç özgürlük<br />

kaynağına ancak kendi özümüze<br />

yapacağımız derin yolculukla<br />

ulaşabiliriz. Bağımlılıklar kolay<br />

yolla, yani dışsal kaynaklarla<br />

ulaşılmaya çalışılan haz<br />

arzusunun bedelidir. Bağımlılıklar<br />

esarettir; fiziksel, duygusal,<br />

zihinsel ve ruhsal... Her boyutta<br />

esaret… Öz doğamız ise daima<br />

özgürlükten yana! Çünkü ancak<br />

özgürlük içinde var olmayı,<br />

yaşamayı ve kendi özgünlüğünü,<br />

biricikliğini, yaratıcılığını ifade<br />

etmeyi seçiyor. Esaret altında<br />

varlığını tüm renkleriyle<br />

göstermesi mümkün değil ki.<br />

Esaret ya da<br />

cesaret! Yaşam<br />

cesurları seviyor.<br />

[ n ]BEYİN DERGİSİ OCAK 2016 [ 25]

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!