25.12.2015 Views

TÜRKİYE NOTERLER BİRLİĞİ HUKUK DERGİSİ

2015-2

2015-2

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Prof. Dr. Süha TANRIVER<br />

değerini tespit bakımından, işveren kayıtlarının, işçi tarafından incelenebilmesindeki<br />

güçlüğün, hatta, imkansızlığın varlığı gerekçeleriyle,<br />

belirtilen bu işçilik alacaklarının, belirsiz alacak davası şeklinde açılabilmesine,<br />

olanak tanınması gerektiği yönündedir 66 .<br />

Her şeyden önce, işçi alacakları bakımından belirsiz alacak davası<br />

açılmasının tümüyle reddedilmesi ya da bu kapının tümüyle aralanması<br />

yoluna gidilmesi şeklindeki kategorik yaklaşımlar, bizi sağlıklı<br />

ve doğru bir çözümlemeye ulaştırmaz. O nedenle, her bir işçi alacağın<br />

bağlamında, her bir somut olayın özellik ve niteliklerini de gözeterek,<br />

Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 107. maddesinin birinci fıkrasında<br />

öngörülen koşulun gerçekleşip gerçekleşmediğini, yani alacağın tutarının<br />

ya da değerinin, davanın açıldığı tarihte, tam ve kesin olarak,<br />

işçi tarafından belirlenmesinin objektif çerçevede imkânsız ya da işçiden<br />

beklenemeyecek bir tutum ve davranış teşkil edip etmeyeceğini<br />

açıklığa kavuşturduktan sonra, belirsiz alacak davası kurumuna işlerlik<br />

kazandırılıp kazandırılamayacağına karar verilmesi, daha sağlıklı ve<br />

daha doğru bir yöntem olur 67 . Öncelikli olarak, bu bağlamda, yalnızca<br />

66 Sungurtekin Özkan, M.: Türk Medeni Yargılama Hukuku, İzmir 2013, s. 161-<br />

162. Anılan görüşün eleştirisi için bkz.: Pekcanıtez – Soyer’e Armağan, s. 959-<br />

960.<br />

67 Aynı yönde, Simil, s. 414; Ercan, s. 127; Pekcanıtez/Atalay/Özekes, s. 450;<br />

Pekcanıtez – Soyer’e Armağan, s. 948, 966-967. Özekes, s.1602. Aynı yönde bir<br />

Yargıtay kararı için bkz.: “… İşçilik alacaklarının özelliği de dikkate alınarak,<br />

bu alacaklarda, talep konusunun miktarının taraflar arasında tartışmasız ve açıkça<br />

belirli olduğunu söylemek, mutlak olarak doğru olmadığı gibi, aksinin kabulü<br />

de doğru değildir. Bu nedenle, talep konusu işçilik alacaklarının, belirli olup olmadığının,<br />

somut olayın özelliğine göre değerlendirilmesi ve sonuca gidilmesi<br />

gerekir…” (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 17.12.2012 günlü ve 838/765 sayılı<br />

kararı; Pekcanıtez – Soyer’e Armağan, s. 967). “…Kategorik olarak, belirli<br />

bir tür davanın veya belirli kişilerin açtığı davaların baştan belirli veya belirsiz<br />

alacak davası olduğundan da söz edilemez. Belirsiz alacak davası, bu davaya<br />

ilişkin ölçütlerin somut olaya uygulanarak belirlenmesi gerekir.” (22. HD.’nin<br />

07.05.2015 günlü ve 11568/16824 sayılı kararı). “…Uyuşmazlık konusu kıdem<br />

ve ihbar tazminatıyla izin ve ilâve tediye alacakları bakımından talep içeriğinden<br />

açıkça anlaşıldığı üzere, davacı çalışma süresini, en son ödenen ücreti, alması<br />

gerektiğini iddia ettiği aylık ücret miktarını, ödenmesi gereken ilâve tediye miktarını,<br />

kıdemine göre hak kazandığı yıllık izin süresini ve kaç gün ücretli izin kullandığını<br />

belirleyebilmektedir. Tazminatın hesaplanmasına esas alınacak ücrete<br />

ek para ve parayla ölçülebilen sosyal menfaatleri de belirleyebilecek durumdadır.<br />

Bu hâlde, kıdem ve ihbar tazminatıyla izin ve ilâve tediye alacakları belirsiz değildir….<br />

Dava konusu edilen alacakların gerçekte belirlenebilir alacak olmaları<br />

ve belirsiz alacak davasına konu edilemeyecekleri anlaşılmakla…” (22. HD.’nin<br />

20.10.2014 günlü ve 21845/28186 sayılı kararı).<br />

Hukuk Dergisi / 2015-2 | 29

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!