25.12.2015 Views

TÜRKİYE NOTERLER BİRLİĞİ HUKUK DERGİSİ

2015-2

2015-2

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Türkiye Noterler Birliği<br />

Doktrindeki bir başka görüş ise, kanun koyucunun, düzenleme<br />

amacının gözetilmesi hâlinde, işçi alacakları bakımından, alacağın belirlenmesi<br />

evresinde, bir imkânsızlığın bulunmaması sebebiyle, belirsiz<br />

alacak davası kurumuna işlerlik kazandırılamayacağına, temelde vurgu<br />

yaptıktan sonra, kayıtdışılık, ispat zorluğu, fiilî gerekler, yüksek yargılama<br />

giderleriyle karşılaşma rizikosu gibi gerekçelerle, iş hukukundaki<br />

alacak ve tazminat kalemleri bakımından, belirsiz alacak davası kurumuna<br />

cevaz verilmesinin yerinde bir tutum oluşturacağı şeklindedir 65 .<br />

Bir başka görüş ise, Avukatlık Kanunu’nun 2. maddesinin metninin<br />

açıklığına rağmen, avukatın delil toplama hakkının bulunmadığı<br />

ve iş mahkemelerinde görülen, işçinin kıdem, ihbar tazminatları, bakiye<br />

ücret ve fazla mesai alacakları ile yıllık ücretli izin haklarının toplam<br />

vasına konu edilemeyeceği düşünülmelidir.<br />

İhbar tazminatı hesabı noktasında kıdem tazminat için sözü edilen tavan sınırlaması<br />

hariç, benzer verilere ihtiyaç vardır. İşçinin çalışma süresindeki tartışmanın ihbar<br />

süresine dair dilimi etkilemesi veya işçinin ücreti ve eklerindeki herhangi bir<br />

tartışma halinde ihbar tazminatı hesabı da belirsizdir.<br />

İşçinin ücretini ve çalışma süresini bilmesi gerektiği varsayımı ile ihbar ve kıdem<br />

tazminatının her durumda belirli olduğunu söylemek isabetli bir yaklaşım olmaz.<br />

Çalışma süresine ve ücreti ile eklerine dair yasal yükümlülüğe rağmen işverence<br />

belge verilmemiş bir işçinin, işverende mevcut işyeri şahsi sicil dosyasına<br />

ulaşmadan ve işverence bilgi ve belge sunulmadan önce henüz dava açma<br />

aşamasında bu tür tazminatların tamamını ve tam olarak hesaplamasını beklemek<br />

ve bunu bir dava şartı olarak kabul etmek, hak arama özgürlüğünü zedeler. Bu<br />

konuda alınacak olan uzman raporu da hesap noktasında aynı belge eksiklikleri<br />

sebebiyle yeterli olmayacağı gibi, iş sözleşmesi yasal hakları ödenmeksizin<br />

feshedilen işçiden dava öncesinde alacaklarını belirleyebilmek için hesap raporu<br />

almak yönünde bir masraf yapmasını beklemek de doğru olmaz.<br />

Yıllık izin ücreti hesabının unsurları, işçinin çalışma süresi ve ücretin miktarıdır. İşverence<br />

yasal düzenlemelere rağmen bu yönlerden belge düzenleme ve işçiye verme<br />

yükümlülüklerinin yerine getirilmemesi olması halinde işçinin yıllık izin ücretini<br />

dava öncesinde tam olarak belirlemesi mümkün olmayabilir. Bu açıdan çalışma<br />

süresi ve ücretin tartışmalı olması durumunda yıllık izin ücreti belirsiz alacak<br />

davasına konu edilebilir. Ancak çalışma süresi ve ücretin işçiye verilmiş veya<br />

ulaşabileceği belge ve kayıtlarla kesin olarak saptanabildiği hallerde yıllık izin<br />

ücretinin belirli olduğu ve belirsiz alacak davasına konu olamayacağı söylenebilecektir.<br />

Fazla çalışma, hafta tatili çalışması, bayram ve genel tatil çalışmaları karşılığı ücretler<br />

için ise çalışmaların tamamının puantaj kayıtlarına dayandırıldığı istisnai<br />

durumlar dışında hakimin taktiri indirimi söz konusu olduğundan, alacakların,<br />

davanın açıldığı aşamada tam olarak belirlenmesi mümkün değildir. Bu itibarla<br />

sözü edilen alacakların belirsiz alacak davasına konu edilebileceği ilke olarak<br />

kabul edilmektedir.” (9. HD.’nin 19.12.2014 günlü ve 33857/38813 sayılı kararı).<br />

65 Kılıçoğlu, M.: 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu El Şerhi, İstanbul<br />

2012, s. 583-584.<br />

28 | Hukuk Dergisi / 2015-2

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!