25.12.2015 Views

TÜRKİYE NOTERLER BİRLİĞİ HUKUK DERGİSİ

2015-2

2015-2

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Prof. Dr. Süha TANRIVER<br />

mesinin koşullarının, her bir aslî talep bakımından, ayrı ayrı incelenip<br />

tartışılması gerekir 22 .<br />

Davacının taleplerinden bazıları belirli, bazıları belirsiz ise, davacı,<br />

dava dilekçesinde, her bir talebe ilişkin değeri, ayrı ayrı göstermek<br />

zorundadır 23 .<br />

Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 107. maddesinin ikinci fıkrasında,<br />

belirsiz alacak davası bağlamında, karşı tarafın verdiği bilgi<br />

veya tahkikat sonucu, alacağın miktarı ya da değerinin tam ve kesin<br />

olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda, davacının, iddianın<br />

genişletilmesi yasağına tâbi olmaksızın, yani karşı tarafın açık muvafakatine<br />

ve ıslaha ihtiyaç kalmadan, davanın başında, dava dilekçesinde<br />

belirtmiş olduğu tutarı (asgarî tutarı), tam ve kesin olarak belirlilik kazanan<br />

bu tutara kadar artırabilmesine olanak tanınmıştır. Artırım sonucu<br />

ulaşılan bu yeni tutara ise, “kesin talep sonucu” denir.<br />

Belirsiz alacak davasında, alacağın tutarındaki belirsizlik, tahkikatın<br />

sonuna kadar devam eder; davacı, en geç tahkikatın sonunda<br />

22 Yılmaz – Şerh, s.751. “…6100 sayılı Kanun’un 110. maddesinde düzenlenen, davacının<br />

aynı davalıya karşı birbirinden bağımsız birden fazla asli talebini aynı<br />

dava dilekçesinde ileri sürmesi olarak tanımlanan davaların yığılması (objektif<br />

dava birleşmesi) halinde, talep sayısı kadar dava bulunduğu kabul edildiğinden<br />

ve aynı Kanun’un 297/2. maddesi uyarınca da her bir talep bakımından ayrı ayrı<br />

hüküm verilmesi gerektiğinden, bu durumda da dava dilekçesinde ileri sürülen<br />

taleplerin belirsiz alacak olup olmadığının her bir talep bakımından ayrı ayrı<br />

değerlendirilmesi gerekecektir.” (22. HD.’nin, 07.05.2015 günlü ve 11568/16824<br />

sayılı kararı). “…Davacının, aynı davalıya karşı olan birbirinden bağımsız birden<br />

fazla talebini, aralarında bir derecelendirme ilişkisi yani aslîlik–ferîlik ilişkisi<br />

kurmadan aynı dava dilekçesinde ileri sürmesine davaların yığılması denir(H-<br />

MK. Mad.110). Birden fazla istemin yer aldığı ve işçi-işveren uyuşmazlıklarında<br />

işçinin işçilik alacakları için açtığı davanın örnek teşkil ettiği bir dava türüdür.<br />

Davacı birçok talebini, tek bir dava dilekçesi ile talep etmektedir. Aslında kural<br />

olarak talep sayısınca dava mevcuttur. Davacı her bir talebi için dava dilekçesinde<br />

olguları (vakıaları) ayrı ayrı belirtilmek ve ispat yükü kendisinde ise ispat<br />

etmek zorundadır. Yapılan yargılamada her bir talep hakkında ayrı ayrı inceleme<br />

yapılır. Yargılama sonunda da her biri hakkında olumlu veya olumsuz karar<br />

verilir. İşte davaların yığılması halinde, davacının isteklerinin bir kısmı belirli<br />

bir kısmı belirsiz alacak davası konusu olabilir. Bu durumda talep edilen alacaklardan<br />

açıkça belirli olan ve tartışmalı olmayanlar için belirsiz alacak davası<br />

veya kısmi dava ile talepte bulunulamaz. Bu nedenle dava şartlarının da her talep<br />

açısından ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekir.” (7. HD.’nin 07.05.2015 günlü<br />

ve 10139/8208 sayılı kararı); aynı yönde bkz.: 9. HD.’nin 11.03.2015 günlü ve<br />

2986/10004 sayılı kararı.<br />

23 Simil, s.262.<br />

Hukuk Dergisi / 2015-2 | 11

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!