Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Prof. Dr. Süha TANRIVER<br />
ancak, her zaman, onu ispat edebilecek bir konumda, pekâla bulunamayabilir.<br />
Alacağın miktarının belirlenebilmesinin tahkikat aşamasında<br />
gerçekleştirilecek olan bilirkişi incelemesi ve keşif gibi işlemlerin<br />
icrası ile diğer delillerin takdir edilmesine bağlı olduğu durumlarda<br />
da, belirsiz alacak davası açılabilmesine olanak tanınması gerekir 13 .<br />
Ancak, bir davada, bilirkişiye başvurulmuş olmasına rağmen, davacı,<br />
dava açarken, alacağın miktar yahut değerini, tam ve kesin olarak<br />
belirleyebilecek bir konumda bulunuyorsa, belirsiz alacak davası açılamaz<br />
14 . Keza, bilirkişi marifetiyle hesap raporu alınması gereken her<br />
durumda da, alacağın miktar ya da değerinin belirsiz olduğundan söz<br />
edilemez 15 . Çünkü, basit hesaplamalar, yani aritmetik işlemler aracılığıyla,<br />
talep sonucuna konu kılınacak alacağın miktar ya da değerine<br />
belirlilik kazandırılabiliyorsa, alacak belirli sayılmalıdır. Bu bağlamda,<br />
davacının yalnız başına yapabilmesi mümkün olan dört işlem üzerine<br />
kurgulanmış alelâde, basit nitelikli hesaplamalar ile mahkemenin tahkikat<br />
evresinde müracaat edeceği bilirkişi marifetiyle gerçekleştireceği,<br />
daha komplike, daha spesifik, daha karmaşık hesaplamaları, özellikle<br />
aktüerya ve istatistik biliminin verilerinin baz alınmasını gerektiren hesaplamaları<br />
birbirine karıştırmamak gerekir. Ancak, uygulamada, hâdeğerlendirilmesi<br />
gerektiği unutulmamalıdır. Davacının talep ettiği alacağın<br />
belirlenmesi objektif olarak mümkün; belirleyebildiği alacağı ispat etmesi kanunun<br />
öngördüğü şekilde (elindeki delillerle) mümkün değilse, burada belirsiz<br />
alacak davası açılacağından söz edilemez. Çünkü bir alacağın belirlenmesiyle<br />
onun ispatı ayrı şeylerdir. Davacı talep konusu yaptığı alacağını çok net şekilde<br />
belirleyebilir ancak onu her zaman ispat edecek durumda olmayabilir. Aksinin<br />
kabulü her ispat güçlüğü olan alacağı belirsiz alacağa dönüştürmek gibi hem<br />
kanunun amacına hem de genel ilkelere aykırı bir durum ortaya çıkartabilir…”<br />
(22. HD.’nin 20.10.2014 günlü ve 20845/28186 sayılı kararı).<br />
13 Simil, s.202.<br />
14 Simil, s.225; “…Ne var ki, bir davada bilirkişi incelemesine gidilmesi belirsiz<br />
alacak davası açılabilmesi için yeterli değildir. Bir davada bilirkişiye başvurulmuş<br />
olmasına rağmen davacı, dava açarken alacak miktarını belirleyebilirse, belirsiz<br />
alacak davası açılamaz…” (22. HD.’nin 07.05.2015 günlü ve 11568/16824<br />
sayılı kararı); aynı yönde bkz.: 22. HD.’nin 20.10.2014 günlü ve 20845/28186<br />
sayılı kararı).<br />
15 Simil, s.225; karş.: Çil, Ş. / Kar, B.: 6100 Sayılı HMK’ya Göre İş Yargısında<br />
Belirsiz Alacak Davası ve Kısmi Dava, 2. B., Ankara 2013, s.33; karş. “…Diğer<br />
taraftan yargılama sırasında (tahkikat aşamasında) hesap raporu alınmasını<br />
gerektiren her alacak belirsiz kabul edilmelidir…” (7. HD.’nin 07.05.2015 günlü<br />
10139/8208 sayılı kararı); aynı yönde bkz.: 9. HD.’nin 11.03.2015 günlü ve<br />
2986/10004 sayılı kararı.<br />
Hukuk Dergisi / 2015-2 | 7