TÜRKİYE NOTERLER BİRLİĞİ HUKUK DERGİSİ
2015-2 2015-2
Türkiye Noterler Birliği rünün ihdasında, kanun koyucunun güttüğü amaç gözetildiğinde, bunun kabulü mümkün değildir 10 . Bu bağlamda, önemine binaen, bir kez daha vurgulanması gereken husus, davacının, davanın açılacağı tarihte, talep sonucuna konu kılacağı alacak miktarını, objektif çerçevede, tam ve kesin olarak belirleyebilmesi imkânına sahip olup olmadığıdır. Davacı, somut olayın koşullarına ve özelliklerine göre, gerçekten, talep sonucuna konu kılacağı alacak tutarını, tam ve kesin olarak belirleyebilme olanağına sahip değilse, onun, alacağının belirsiz olduğu kabul edilmeli ve belirsiz alacak davası açmasına izin verilmelidir. Yine, bu çerçevede bir irdeleme yaparken, talep sonucuna konu kılınan alacağın tam ve kesin olarak belirlenebilirliği ile ispat edilebilirliğini, yani ispatındaki güçlüğü, birbirine karıştırmamak gerekir 11 . Davacının talep ettiği alacağın, davanın açıldığı tarihte tam ve kesin olarak belirlenebilmesi, objektif çerçevede mümkün; ancak bunun ispatı, elindeki delillerle kanunun öngördüğü şekilde olanak dâhilinde değilse ve o nedenle de davacı, dava dilekçesinde, alacak tutarını düşük göstermişse, alacağının belirsizlik taşıdığından ve dolayısıyla açılan davanın da, belirsiz alacak davası olduğundan söz edilemez. Çünkü, alacağın belirlenebilir olması ile ispat edilebilirliği, niteliği itibariyle tümüyle birbirinden farklı hususlardır. Bu durumda, ispatında güçlük yaşanan her alacağın, belirsizlik taşıdığı ve belirsiz alacak davası açılabilmesinin de, hukuken caiz olduğu yönünde bir çözümlemeye varılamaz 12 . Çünkü, bir alacaklı, alacağını net bir şekilde belirleyebilir; 10 “…Sırf taraflar arasında alacak miktarı bakımından uyuşmazlık bulunması, talep sonucunun belirlenmesinin davacıdan beklenemeyecek olması anlamına gelmez. Önemli olan objektif olarak talep sonucunun belirlenmesinin davacıdan beklenemeyecek olmasıdır. Sadece alacak miktarının taraflar arasında uyuşmazlık bulunması ya da tartışmalı olmasının belirsiz alacak davası açılması için yeterli sayılması halinde, neredeyse tüm davaların belirsiz alacak davası olarak kabulü gerekir ki, bu da kanunun amacına aykırıdır. Çünkü, zaten uyuşmazlık bulunduğu için dava açılmakta ve uyuşmazlık mahkeme önüne gelmektedir…” (22. HD.’nin 07.05.2015 günlü ve 11568/16824 sayılı kararı); aynı yönde bkz.: 22. HD.’nin 20.10.2014 günlü ve 20845/ 28186 sayılı kararı. Buna karşılık, 7. Hukuk Dairesi ise, taraflar arasında alacak tutarının tartışmalı olduğu hâllerde de belirsiz alacak davası açılabileceğini kabul etmektedir” (7. HD.’nin 07.05.2015 günlü ve 10139/8208 sayılı kararı); aynı yönde bkz.: 9. HD.’nin 11.03.2015 günlü ve 2986/10004 sayılı kararı; 9. HD.’nin 11.02.2015 günlü ve 589/5718 sayılı kararı. 11 Pekcanıtez/Atalay/Özekes, s.452-453, dn.29; Pekcanıtez – Soyer’e Armağan, s.957. 12 “…Burada alacağın belirlenebilir olmasıyla ispat edilebilirliğinin de ayrıca 6 | Hukuk Dergisi / 2015-2
Prof. Dr. Süha TANRIVER ancak, her zaman, onu ispat edebilecek bir konumda, pekâla bulunamayabilir. Alacağın miktarının belirlenebilmesinin tahkikat aşamasında gerçekleştirilecek olan bilirkişi incelemesi ve keşif gibi işlemlerin icrası ile diğer delillerin takdir edilmesine bağlı olduğu durumlarda da, belirsiz alacak davası açılabilmesine olanak tanınması gerekir 13 . Ancak, bir davada, bilirkişiye başvurulmuş olmasına rağmen, davacı, dava açarken, alacağın miktar yahut değerini, tam ve kesin olarak belirleyebilecek bir konumda bulunuyorsa, belirsiz alacak davası açılamaz 14 . Keza, bilirkişi marifetiyle hesap raporu alınması gereken her durumda da, alacağın miktar ya da değerinin belirsiz olduğundan söz edilemez 15 . Çünkü, basit hesaplamalar, yani aritmetik işlemler aracılığıyla, talep sonucuna konu kılınacak alacağın miktar ya da değerine belirlilik kazandırılabiliyorsa, alacak belirli sayılmalıdır. Bu bağlamda, davacının yalnız başına yapabilmesi mümkün olan dört işlem üzerine kurgulanmış alelâde, basit nitelikli hesaplamalar ile mahkemenin tahkikat evresinde müracaat edeceği bilirkişi marifetiyle gerçekleştireceği, daha komplike, daha spesifik, daha karmaşık hesaplamaları, özellikle aktüerya ve istatistik biliminin verilerinin baz alınmasını gerektiren hesaplamaları birbirine karıştırmamak gerekir. Ancak, uygulamada, hâdeğerlendirilmesi gerektiği unutulmamalıdır. Davacının talep ettiği alacağın belirlenmesi objektif olarak mümkün; belirleyebildiği alacağı ispat etmesi kanunun öngördüğü şekilde (elindeki delillerle) mümkün değilse, burada belirsiz alacak davası açılacağından söz edilemez. Çünkü bir alacağın belirlenmesiyle onun ispatı ayrı şeylerdir. Davacı talep konusu yaptığı alacağını çok net şekilde belirleyebilir ancak onu her zaman ispat edecek durumda olmayabilir. Aksinin kabulü her ispat güçlüğü olan alacağı belirsiz alacağa dönüştürmek gibi hem kanunun amacına hem de genel ilkelere aykırı bir durum ortaya çıkartabilir…” (22. HD.’nin 20.10.2014 günlü ve 20845/28186 sayılı kararı). 13 Simil, s.202. 14 Simil, s.225; “…Ne var ki, bir davada bilirkişi incelemesine gidilmesi belirsiz alacak davası açılabilmesi için yeterli değildir. Bir davada bilirkişiye başvurulmuş olmasına rağmen davacı, dava açarken alacak miktarını belirleyebilirse, belirsiz alacak davası açılamaz…” (22. HD.’nin 07.05.2015 günlü ve 11568/16824 sayılı kararı); aynı yönde bkz.: 22. HD.’nin 20.10.2014 günlü ve 20845/28186 sayılı kararı). 15 Simil, s.225; karş.: Çil, Ş. / Kar, B.: 6100 Sayılı HMK’ya Göre İş Yargısında Belirsiz Alacak Davası ve Kısmi Dava, 2. B., Ankara 2013, s.33; karş. “…Diğer taraftan yargılama sırasında (tahkikat aşamasında) hesap raporu alınmasını gerektiren her alacak belirsiz kabul edilmelidir…” (7. HD.’nin 07.05.2015 günlü 10139/8208 sayılı kararı); aynı yönde bkz.: 9. HD.’nin 11.03.2015 günlü ve 2986/10004 sayılı kararı. Hukuk Dergisi / 2015-2 | 7
- Page 3 and 4: TÜRKİYE NOTERLER BİRLİĞİ HUKU
- Page 5 and 6: YAZIM VE YAYIN KURALLARI 1. Türkiy
- Page 7 and 8: DANIŞMA KURULU 1. Prof. Dr. Zehred
- Page 9 and 10: HAKEM KURULU 1. Prof. Dr. Recep AKC
- Page 11 and 12: 25. Prof. Dr. Halil KALABALIK, (Sak
- Page 13 and 14: 49. Prof. Dr. Kemal ŞENOCAK, (Anka
- Page 15 and 16: 74. Doç. Dr. Ferhat CANBOLAT, (Hac
- Page 17: İÇİNDEKİLER Ankara 1. Asliye Ti
- Page 20 and 21: Türkiye Noterler Birliği sinde (H
- Page 24 and 25: Türkiye Noterler Birliği kimin, h
- Page 26 and 27: Türkiye Noterler Birliği bir kesi
- Page 28 and 29: Türkiye Noterler Birliği talebini
- Page 30 and 31: Türkiye Noterler Birliği Belirsiz
- Page 32 and 33: Türkiye Noterler Birliği dava kon
- Page 34 and 35: Türkiye Noterler Birliği ne kadar
- Page 36 and 37: Türkiye Noterler Birliği Belirsiz
- Page 38 and 39: Türkiye Noterler Birliği zetmek s
- Page 40 and 41: Türkiye Noterler Birliği geniş
- Page 42 and 43: Türkiye Noterler Birliği gerekir.
- Page 44 and 45: Türkiye Noterler Birliği Doktrind
- Page 46 and 47: Türkiye Noterler Birliği maddî h
- Page 48 and 49: Türkiye Noterler Birliği 4857 say
- Page 50 and 51: Türkiye Noterler Birliği rını i
- Page 52 and 53: Türkiye Noterler Birliği BİBLİY
- Page 54 and 55: Türkiye Noterler Birliği SUNGURTE
- Page 56 and 57: Türkiye Noterler Birliği Muhakeme
- Page 58 and 59: Türkiye Noterler Birliği nakları
- Page 60 and 61: Türkiye Noterler Birliği (2) Dava
- Page 62 and 63: Türkiye Noterler Birliği hangi de
- Page 64 and 65: Türkiye Noterler Birliği den raha
- Page 66 and 67: Türkiye Noterler Birliği asilin,
- Page 68 and 69: Türkiye Noterler Birliği ve bu va
- Page 70 and 71: Türkiye Noterler Birliği MUHAKEME
Türkiye Noterler Birliği<br />
rünün ihdasında, kanun koyucunun güttüğü amaç gözetildiğinde, bunun<br />
kabulü mümkün değildir 10 . Bu bağlamda, önemine binaen, bir kez daha<br />
vurgulanması gereken husus, davacının, davanın açılacağı tarihte, talep<br />
sonucuna konu kılacağı alacak miktarını, objektif çerçevede, tam ve<br />
kesin olarak belirleyebilmesi imkânına sahip olup olmadığıdır. Davacı,<br />
somut olayın koşullarına ve özelliklerine göre, gerçekten, talep sonucuna<br />
konu kılacağı alacak tutarını, tam ve kesin olarak belirleyebilme<br />
olanağına sahip değilse, onun, alacağının belirsiz olduğu kabul edilmeli<br />
ve belirsiz alacak davası açmasına izin verilmelidir.<br />
Yine, bu çerçevede bir irdeleme yaparken, talep sonucuna konu<br />
kılınan alacağın tam ve kesin olarak belirlenebilirliği ile ispat edilebilirliğini,<br />
yani ispatındaki güçlüğü, birbirine karıştırmamak gerekir 11 .<br />
Davacının talep ettiği alacağın, davanın açıldığı tarihte tam ve<br />
kesin olarak belirlenebilmesi, objektif çerçevede mümkün; ancak bunun<br />
ispatı, elindeki delillerle kanunun öngördüğü şekilde olanak dâhilinde<br />
değilse ve o nedenle de davacı, dava dilekçesinde, alacak tutarını<br />
düşük göstermişse, alacağının belirsizlik taşıdığından ve dolayısıyla<br />
açılan davanın da, belirsiz alacak davası olduğundan söz edilemez.<br />
Çünkü, alacağın belirlenebilir olması ile ispat edilebilirliği, niteliği itibariyle<br />
tümüyle birbirinden farklı hususlardır. Bu durumda, ispatında<br />
güçlük yaşanan her alacağın, belirsizlik taşıdığı ve belirsiz alacak davası<br />
açılabilmesinin de, hukuken caiz olduğu yönünde bir çözümlemeye<br />
varılamaz 12 . Çünkü, bir alacaklı, alacağını net bir şekilde belirleyebilir;<br />
10 “…Sırf taraflar arasında alacak miktarı bakımından uyuşmazlık bulunması, talep<br />
sonucunun belirlenmesinin davacıdan beklenemeyecek olması anlamına gelmez.<br />
Önemli olan objektif olarak talep sonucunun belirlenmesinin davacıdan beklenemeyecek<br />
olmasıdır. Sadece alacak miktarının taraflar arasında uyuşmazlık bulunması<br />
ya da tartışmalı olmasının belirsiz alacak davası açılması için yeterli<br />
sayılması halinde, neredeyse tüm davaların belirsiz alacak davası olarak kabulü<br />
gerekir ki, bu da kanunun amacına aykırıdır. Çünkü, zaten uyuşmazlık bulunduğu<br />
için dava açılmakta ve uyuşmazlık mahkeme önüne gelmektedir…” (22. HD.’nin<br />
07.05.2015 günlü ve 11568/16824 sayılı kararı); aynı yönde bkz.: 22. HD.’nin<br />
20.10.2014 günlü ve 20845/ 28186 sayılı kararı. Buna karşılık, 7. Hukuk Dairesi<br />
ise, taraflar arasında alacak tutarının tartışmalı olduğu hâllerde de belirsiz<br />
alacak davası açılabileceğini kabul etmektedir” (7. HD.’nin 07.05.2015 günlü<br />
ve 10139/8208 sayılı kararı); aynı yönde bkz.: 9. HD.’nin 11.03.2015 günlü ve<br />
2986/10004 sayılı kararı; 9. HD.’nin 11.02.2015 günlü ve 589/5718 sayılı kararı.<br />
11 Pekcanıtez/Atalay/Özekes, s.452-453, dn.29; Pekcanıtez – Soyer’e Armağan,<br />
s.957.<br />
12 “…Burada alacağın belirlenebilir olmasıyla ispat edilebilirliğinin de ayrıca<br />
6 | Hukuk Dergisi / 2015-2