25.12.2015 Views

TÜRKİYE NOTERLER BİRLİĞİ HUKUK DERGİSİ

2015-2

2015-2

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Türkiye Noterler Birliği<br />

sinde (HMK m.27, I; TMK m.2) dürüst, makûl ve orta zekâlı bir insanın<br />

göstermesi gereken tüm dikkat ve özeni göstermesine rağmen, alacak<br />

tutarını tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin mümkün olup olmadığı<br />

hususu, esas alınmalıdır. Yani, alacağın miktarının, davanın açıldığı<br />

tarihte tam ve kesin olarak tespit edilebilmesi, objektifleştirilmiş dikkat<br />

ve özen çerçevesinde, davacı alacaklıdan, gerçekten beklenilememelidir<br />

4 . Aksine bir anlayış, diğer davalara nazaran, medenî usul hukuku ve<br />

borçlar hukuku bakımından sağlamış olduğu ciddî ve önemli avantajlar<br />

gözetildiğinde, kanun koyucunun son derece istisnaî hallerde işlerlik<br />

kazanmasına olanak tanıdığı belirsiz alacak davası kurumunun, amaç<br />

dışı kullanımına, yani kötüye kullanılmasına sebebiyet verir ki; bunun<br />

kabulü mümkün değildir. Çünkü, dava hakkının kullanımı bağlamında<br />

da, diğer usulî yetkilerin kullanımında olduğu gibi, doğruluk ve güven<br />

kuralı, yani dürüstlük ilkesi geçerlidir (HMK m.29, I; MK m.2). Dava<br />

konusu kılınmak istenen alacağın miktarının, davanın açıldığı andaki<br />

miktar ya da değeri, tam ve kesin olarak biliniyor ya da belirlenebilmesi<br />

için varlığı gereken tüm unsurlar, doğruluk ve güven kuralı uyarınca,<br />

gereken dikkat ve özenin gösterilmesi halinde bilinebilecek bir durumdaysa,<br />

alacağın belirlenebilir olmadığından ve dolayısıyla belirsiz alacak<br />

davasına işlerlik kazandırılmasından söz edilemez.<br />

Davacının, dava açacağı evrede, talep sonucuna konu kılacağı<br />

alacağın miktarını veya değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesi<br />

için varlığı gereken bilgi ve belgelere, kısmen ya da tamamen karşı tarafın<br />

elinde bulunması sebebiyle ulaşması gerçekten olası değil ve dava<br />

konusu kılınan alacak miktarının tam ve kesin olarak belirlilik kazanabilmesi<br />

de, ancak karşı tarafın elindeki bu bilgi ve belgeleri mahkemeye<br />

sunmasıyla birlikte mümkün hale geliyorsa, alacak belirsiz kabul<br />

edilmeli ve belirsiz alacak davası açılabilmesine olanak verilmelidir 5 .<br />

4 “…Davanın belirsiz alacak davası türünde açılabilmesi için, davanın açıldığı<br />

tarih itibariyle uyuşmazlığa konu alacağın miktar veya değerinin tam ve kesin<br />

olarak davacı tarafından belirlenememesi gerekir. Belirleyememe hâli, davacının<br />

gereken dikkat ve özeni göstermesine rağmen, miktar veya değerin belirlenmesinin<br />

kendisinden gerçekten beklenilememesi durumuna ya da objektif olarak<br />

imkânsızlığa dayanmalıdır…” (22. HD.’nin 07.05.2015 günlü ve 11568/16824<br />

sayılı kararı)<br />

5 “…Davacının alacağın miktar veya değerini belirleyebilmesi için, elinde bulunması<br />

gereken bilgi ve belgelere sahip olmaması ve bu belgelere dava açma hazırlığı<br />

döneminde ulaşmasının da (gerçekten) mümkün olmaması ve dolayısıyla<br />

alacağın miktarının belirlenmesinin, karşı tarafın elinde bulunan bilgi ve belgele-<br />

4 | Hukuk Dergisi / 2015-2

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!