TÜRKİYE NOTERLER BİRLİĞİ HUKUK DERGİSİ

2015-2 2015-2

25.12.2015 Views

Türkiye Noterler Birliği Max Weber ve F.W.Taylor gibi örgüt kuramcıları, muhasebe kontrolleri yaklaşımı ortaya çıkmadan çok önce yönetim kontrollerinin temel teorik dayanaklarını ortaya atmışlardı. Muhasebe kontrollerinin yönetim kontrol teorisinin içine girmesinden sonra da örgüt kuramıyla bağı kopmamıştı. Tersine, muhasebe kontrolleri karşıtları, örgüt kuramının bir parçasını olan sistem yaklaşımını kullandılar. Bunun bir etkisi, yönetim kontrol teorisi araştırmalarının artık yönetim kontrol alanındaki derin köklü ilişkisel değişkenleri açıklamakta yetersiz kalmaları idi. Bu da yönetim kontrol konularının sosyal, kültürel, politik ve tarihi yönleriyle ışık tutabilecek daha geniş alternatif teorilere olan ihtiyacı tetiklemiştir (Hewege, 2012, s. 9). Kuşkusuz bu arayışlar da yönetim, kontrol, yönetişim, BT, risk, katma değer, ekonomi teorileri gibi pek çok alanda birbirinden istifade ile sürekli bir etkileşim doğurmuştur ki bu anlamda COBIT-5 yaklaşımından sonra üretilecek farklı bilgi dallarındaki yenilikçi yaklaşımlarla yeni metodoloji ve çerçevelerin sürekli geliştirileceğini söylemek olanaklıdır. 5.KA HUKUKİ STATÜSÜ VE PERSONEL REJİMİYLE İLGİLİ MEVZUAT Bir kamu tüzel kişisi olmasına rağmen, diğer kamu kurum ve kuruluşların tabi oldukları usullere tabi olmamalarından dolayı mevzuat tarafından belirlenmemiş konularda özel hukuk hükümlerine tabi olması gerektiği Kanunda da ifade edilmiştir. Kalkınma Bakanlığı ile pek çok alanda ilgili, ilişkili ve bazı durumlarda bağlı olmalarına rağmen 3046 sayılı Başbakanlık ve Bakanlıkların Kuruluşuna dair Kanunu 5 inci maddesinde “Bakanlıklar, merkez teşkilatı ile ihtiyaca göre kurulan taşra ve yurt dışı teşkilatından ve bağlı ve ilgili kuruluşlardan meydana gelir” şeklinde hüküm yer almaktadır. Dolayısıyla merkez teşkilatı, ana hizmet birimi, bağlı kuruluş ve ilgili kuruluş tanımlamasına KA statüsünün uymadığı ve KA Kuruluş Kanununda da bu konuda her hangi bir sınıflandırma yapılmamış olduğu anlaşılmaktadır. Anılan Kanunun 19/A maddesinde de; “Bakanlık bağlı, ilgili ve ilişkili kuruluşları (10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli (III) sayılı cetvel- 126 | Hukuk Dergisi / 2015-2

Dr. Ahmet EFE de yer alan kurumlar dahil) Başbakanın teklifi ve Cumhurbaşkanının onayı ile, Başbakanlıkla veya diğer bakanlıklarla ilgilendirilebilir. Söz konusu kuruluşların özel kanunlarında bağlı, ilgili ve ilişkili olunan bakanlığa ya da bakana verilen yetki ve görevler ilgilendirilen bakanlık veya bakan tarafından kullanılır ve yerine getirilir.” Şeklinde hüküm bulunmaktadır. Ancak bu maddeye uyacak şekilde her hangi bir idari düzenlemenin de yer almadığı tespit edilmiştir. Aşağıda, KA hukuki durumu, karar yapısı ve personel rejiminin diğer kamu kurum ve kuruluşlarından farklı olarak esnek bir şekilde belirlendiği ortaya konulmaktadır. 5.1. Kuruluş Kanunu (5449) 08.02.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5449 sayılı Kanun, KA’nın kuruluşunu yapmakta ve temel esaslarını ortaya koymaktadır. Buna göre KA Düzey-2 (NUTS-II) sınıflandırmasındaki bölge esasına göre oluşturulacak tüzel kişiliği haiz, kamu-özel-STK yönetişimi modeline dayanan yerel potansiyelleri ortaya çıkarmak, bölgesel dinamikleri harekete geçirmek ve bölgeler arası gelişmişlik farklarını azaltmak amacıyla kurulan kurumlardır. Kanun, sadece mali kaynakları ile tabi olduğu mevzuat çerçevesini çizerek kurumsal amaçlar, yönetim ve kalkınma kurulları, genel sekreterlik ve iç denetçinin görev ve yetkilerini saymakta yatırım destek ofisleri dışında ajanslarda kurulacak birimlerin nitelik ve niceliğinden bahsetmemektedir. (TBMM, 2006b) 5018 sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanunu ile 4734 Kamu İhale Kanunu gibi genel hükümlere tabi olmayacağı belirtildiği halde Kanunca belirlenen bağımsız dış denetimin yapılacağının yanı sıra Sayıştay denetimine tabi olmadığı hususu özellikle belirtilmemiş olduğundan dolayı Sayıştay Denetimi kapsamına daha sonra alınmıştır. Kanunun gerekçesinde (TBMM, 2006) bahsedildiği üzere; daha önce merkezden dağıtılan kamu hibelerinin ve teşviklerin artık yerel aktörlerin ihtiyaçları ve kararları doğrultusunda bölgenin öncelikleri ve potansiyelleri dikkate alınarak bölgesel düzeyde tahsis edilmesi gerektiği ve merkezi kalkınma ajansının olan Kalkınma Bakanlığının ise bu süreçte genel koordinasyon ve ortak sorunları çözüme kavuşturacak ve merkezden yapılacak tahsisatlar ile yıllık faaliyet raporlarına göre Hukuk Dergisi / 2015-2 | 127

Dr. Ahmet EFE<br />

de yer alan kurumlar dahil) Başbakanın teklifi ve Cumhurbaşkanının<br />

onayı ile, Başbakanlıkla veya diğer bakanlıklarla ilgilendirilebilir. Söz<br />

konusu kuruluşların özel kanunlarında bağlı, ilgili ve ilişkili olunan bakanlığa<br />

ya da bakana verilen yetki ve görevler ilgilendirilen bakanlık<br />

veya bakan tarafından kullanılır ve yerine getirilir.” Şeklinde hüküm<br />

bulunmaktadır. Ancak bu maddeye uyacak şekilde her hangi bir idari<br />

düzenlemenin de yer almadığı tespit edilmiştir.<br />

Aşağıda, KA hukuki durumu, karar yapısı ve personel rejiminin<br />

diğer kamu kurum ve kuruluşlarından farklı olarak esnek bir şekilde<br />

belirlendiği ortaya konulmaktadır.<br />

5.1. Kuruluş Kanunu (5449)<br />

08.02.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5449 sayılı Kanun,<br />

KA’nın kuruluşunu yapmakta ve temel esaslarını ortaya koymaktadır.<br />

Buna göre KA Düzey-2 (NUTS-II) sınıflandırmasındaki bölge esasına<br />

göre oluşturulacak tüzel kişiliği haiz, kamu-özel-STK yönetişimi<br />

modeline dayanan yerel potansiyelleri ortaya çıkarmak, bölgesel<br />

dinamikleri harekete geçirmek ve bölgeler arası gelişmişlik farklarını<br />

azaltmak amacıyla kurulan kurumlardır. Kanun, sadece mali kaynakları<br />

ile tabi olduğu mevzuat çerçevesini çizerek kurumsal amaçlar, yönetim<br />

ve kalkınma kurulları, genel sekreterlik ve iç denetçinin görev ve<br />

yetkilerini saymakta yatırım destek ofisleri dışında ajanslarda kurulacak<br />

birimlerin nitelik ve niceliğinden bahsetmemektedir. (TBMM, 2006b)<br />

5018 sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanunu ile 4734<br />

Kamu İhale Kanunu gibi genel hükümlere tabi olmayacağı belirtildiği<br />

halde Kanunca belirlenen bağımsız dış denetimin yapılacağının yanı<br />

sıra Sayıştay denetimine tabi olmadığı hususu özellikle belirtilmemiş<br />

olduğundan dolayı Sayıştay Denetimi kapsamına daha sonra alınmıştır.<br />

Kanunun gerekçesinde (TBMM, 2006) bahsedildiği üzere; daha<br />

önce merkezden dağıtılan kamu hibelerinin ve teşviklerin artık yerel<br />

aktörlerin ihtiyaçları ve kararları doğrultusunda bölgenin öncelikleri<br />

ve potansiyelleri dikkate alınarak bölgesel düzeyde tahsis edilmesi<br />

gerektiği ve merkezi kalkınma ajansının olan Kalkınma Bakanlığının ise<br />

bu süreçte genel koordinasyon ve ortak sorunları çözüme kavuşturacak<br />

ve merkezden yapılacak tahsisatlar ile yıllık faaliyet raporlarına göre<br />

Hukuk Dergisi / 2015-2 | 127

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!