TÜRKİYE NOTERLER BİRLİĞİ HUKUK DERGİSİ

2015-2 2015-2

25.12.2015 Views

Türkiye Noterler Birliği için hangi olanakların bulunduğu bağlamında BM işbirliğini gündeme getirmektedir. BM her ne kadar Cenevre sözleşmelerinin ve ek protokollerin tarafı olmasa da, bu sözleşmelerin ortak 1.maddesi BM için de önemlidir. Ek Protokol I’in 89.maddesi BM’in görevinin sadece uyuşmazlıkların önlenmesi ile sınırlı olmayıp (ius ad bellum), uyuşmazlık durumlarında BM Şartı’nın 1.madde, 3.fıkrasının teyit ettiği üzere insani uluslararası hukukun teminini de kapsadığından (ius in bello) hareket etmektedir. BM hernekadar Cenevre sözleşmelerinin kendi barış misyonlarında Cenevre sözleşmelerinin doğrudan ve kapsamlı uygulanmasını reddediyor ise de, BM silahlı kuvvetlerinin Cenevre sözleşmelerinin 1.maddesinin de dahil olduğu insani uluslararası hukukun temel prensiplerine bağlılığı bugün için tartışılması gereksiz bir konu niteliğine sahiptir. BM Genel Sekreteri Kofi Annan 1999 tarihli Bülten’de bu yükümlülüğün BM için de prensip olarak geçerli olduğunu ve Bülten’de BM silahlı kuvvetleri için açıkça öngörülen davranış kurallarının tüketici olarak sayılmadığını dile getirmiştir 28 . 1999 tarihli Bülten’in Cenevre sözleşmelerinin ortak 1.maddesinden BM silahlı kuvvetleri bakımından bir yükümlülük istihraç etmeyip, genel olarak operasyon alanlarında insani uluslararası hukuka saygıyı vurgulaması şaşırtıcı değildir. Zira Bülten öncelikli olarak 1.maddenin olumsuz yükümlülüğünü, diğer bir ifade ile BM silahlı kuvvetlerinin insani uluslararası hukuka göre davranmasını esas almıştır. Genel Sekreterin 1.maddenin olumlu yükümlülük boyutu (“duty to ensure respect”) konusunda suskun kalması yetki sorunundan kaynaklanmaktadır. Uyuşmazlık taraflarına savaşı yürütmeleri çerçevesinde olumlu etki yapma mükellefiyeti misyonun yetkisinin kapsamına bağlıdır. Bu yetkinin şekillenmesi Genel Sekretere değil, Güvenlik Konseyine aittir. BM’in kendi etki alanı çerçevesinde uluslararası insani hukukun temel yükümlülüklerine tabî olmasının Ek Protokolün 89.madde ve BM Şartı’nın 1.madde, 3.fıkrası muvacehesinde açıklanması gayet kolaydır. Söz konusu hükümlerde öngörülen temin etme sorumluluğunun Güvenlik Konseyi üzerindeki hukuki etkilerinin çok mübalağa 28 Secretary-General’s Bulletin: Observance by United Nations Forces of International Humanitarian Law, 12.08.1999, bknz.: Adam Roberts/Richard Guelff, Documents on the Laws of War, 3 rd ed. 2000, s.725 90 | Hukuk Dergisi / 2015-2

Prof. Dr. A. Füsun ARSAVA edilmemesi gerekmektedir. Buradaki “olanaklar ölçüsünde” şeklinde dile gelen, özellikle üçüncü tarafların savaşın yürütülmesinde etkisinin olduğu durumlarda söz konusu olan çekincenin gözden kaçırılmaması gerekmektedir. Siyasi olarak mümkün olduğu takdirde Güvenlik Konseyi tarafından BM Şartı’nın 39.maddesi ve devamı muvacehesinde BM misyonunun somut yetkilendirmesi gerçekleştirilir. Kaynak eksikliği yahut uyuşmazlığın koşulları nedeniyle sivil halkın korunması misyonunun uygun görülmemesi Cenevre sözleşmelerinin 1.maddesinin ihlâli sonucunu doğurmaz. Uyuşmazlık taraflarının insani uluslararası hukuku ihlâl etme riski olsa da kriz bölgelerine sadece gözlemci misyonların gönderilmesi Güvenlik Konseyinin takdirindedir. Cenevre sözleşmelerinin 1.maddesinden istihraç edilen insani uluslararası hukuku temin etme yükümlülüğünün gereği siyasi seviyede Güvenlik Konseyinin uyuşmazlık taraflarına hukuken bağlayıcı şekilde insani uluslararası hukuka saygı gösterme çağrısı yapması ve BM misyonunun uyuşmazlık taraflarıyla yerinde iletişim kurması ile yerine getirilmiş olur. Bununla beraber bütün bu açıklamalardan Cenevre sözleşmelerinin 1.maddesinin – aynı şekilde soykırımı önleme ve cezalandırma sözleşmesinin 1.maddesinin – hiçbir şekilde Güvenlik Konseyi’nin yetkisine sınırlama getirmediği sonucu çıkarılmamaktadır. Misyonun büyüklüğünden ve görevinden bağımsız olarak BM misyonunun kuvvet kullananların davranışları üzerinde etkin olmasını gerektiren durumlar ortaya çıkabilir. Bu gibi durumlarda uluslararası BM misyonunun insani hukuku temin etme sorumluluğunun, tasarrufta bulunmaya ilişkin bir hukuki yükümlülüğe dönüştüğü, diğer bir ifade ile BM misyonunun sorumluluğunun etki yapma olanağı nispetinde savaş suçlarının ve soykırımın önlenmesi yükümlüğüne dönüştüğü görülmektedir 29 . BM misyonunun Güvenlik Konseyi tarafından yetkilendirilmemesi misyonun duruma göre hukuki mükellefiyetleri yerine getirecek tasarruflarda bulunmasını engellememektedir. Açıkça sivil halkı korumaya ilişkin yetkilendirmenin bulunmadığı durumlarda da BM Şartı’nın VII.bölümüne göre yapılan yetkilendirmelerin BM misyonunun zımnen gereklilik ve olanaklar çerçevesinde kendi görev alanında tehdit altında bulunan insanları aktif olarak korunmasını içerdiği kabul edilmekte- 29 IGH, Genocid Fall, Judgement of 26 February 2007, ICJ Reports 2007, Rn.430 Hukuk Dergisi / 2015-2 | 91

Türkiye Noterler Birliği<br />

için hangi olanakların bulunduğu bağlamında BM işbirliğini gündeme<br />

getirmektedir.<br />

BM her ne kadar Cenevre sözleşmelerinin ve ek protokollerin tarafı<br />

olmasa da, bu sözleşmelerin ortak 1.maddesi BM için de önemlidir.<br />

Ek Protokol I’in 89.maddesi BM’in görevinin sadece uyuşmazlıkların<br />

önlenmesi ile sınırlı olmayıp (ius ad bellum), uyuşmazlık durumlarında<br />

BM Şartı’nın 1.madde, 3.fıkrasının teyit ettiği üzere insani uluslararası<br />

hukukun teminini de kapsadığından (ius in bello) hareket etmektedir.<br />

BM hernekadar Cenevre sözleşmelerinin kendi barış misyonlarında Cenevre<br />

sözleşmelerinin doğrudan ve kapsamlı uygulanmasını reddediyor<br />

ise de, BM silahlı kuvvetlerinin Cenevre sözleşmelerinin 1.maddesinin<br />

de dahil olduğu insani uluslararası hukukun temel prensiplerine bağlılığı<br />

bugün için tartışılması gereksiz bir konu niteliğine sahiptir. BM<br />

Genel Sekreteri Kofi Annan 1999 tarihli Bülten’de bu yükümlülüğün<br />

BM için de prensip olarak geçerli olduğunu ve Bülten’de BM silahlı<br />

kuvvetleri için açıkça öngörülen davranış kurallarının tüketici olarak<br />

sayılmadığını dile getirmiştir 28 . 1999 tarihli Bülten’in Cenevre sözleşmelerinin<br />

ortak 1.maddesinden BM silahlı kuvvetleri bakımından bir<br />

yükümlülük istihraç etmeyip, genel olarak operasyon alanlarında insani<br />

uluslararası hukuka saygıyı vurgulaması şaşırtıcı değildir. Zira Bülten<br />

öncelikli olarak 1.maddenin olumsuz yükümlülüğünü, diğer bir ifade<br />

ile BM silahlı kuvvetlerinin insani uluslararası hukuka göre davranmasını<br />

esas almıştır. Genel Sekreterin 1.maddenin olumlu yükümlülük<br />

boyutu (“duty to ensure respect”) konusunda suskun kalması yetki sorunundan<br />

kaynaklanmaktadır. Uyuşmazlık taraflarına savaşı yürütmeleri<br />

çerçevesinde olumlu etki yapma mükellefiyeti misyonun yetkisinin<br />

kapsamına bağlıdır. Bu yetkinin şekillenmesi Genel Sekretere değil,<br />

Güvenlik Konseyine aittir.<br />

BM’in kendi etki alanı çerçevesinde uluslararası insani hukukun<br />

temel yükümlülüklerine tabî olmasının Ek Protokolün 89.madde<br />

ve BM Şartı’nın 1.madde, 3.fıkrası muvacehesinde açıklanması gayet<br />

kolaydır. Söz konusu hükümlerde öngörülen temin etme sorumluluğunun<br />

Güvenlik Konseyi üzerindeki hukuki etkilerinin çok mübalağa<br />

28 Secretary-General’s Bulletin: Observance by United Nations Forces of International<br />

Humanitarian Law, 12.08.1999, bknz.: Adam Roberts/Richard Guelff, Documents<br />

on the Laws of War, 3 rd ed. 2000, s.725<br />

90 | Hukuk Dergisi / 2015-2

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!