istanbuldergisi12sayi

istanbuldergisi12sayi istanbuldergisi12sayi

alibarskanmay
from alibarskanmay More from this publisher
11.12.2015 Views

tutuşur. Onlardan biri olup aralarına karışma arzusu ergenliğinizin dünyaya verdiği en büyük zarar haline gelmiş birey olma arzusunu siler atar. Ancak sayı saymayı matematik derslerinden öğrenmemişler için durum farklıdır. Onlar için binlerce görünen kafalar içleri açılıp bakıldığında sayıca iki üç tanedir yalnızca. İdeolojik teyze beyni, tiki kız beyni, kaykay sürmeye çalışan ergen beyni; her geçen gün biraz daha bıkarsınız. Sıkılırsınız, eğer anlattığım gibi bir gençseniz. Gene de on dakika mesafedeki sahilinize koşmak, çimenlere uzanmak rahatlatır sizi biraz. On yedi yaşında emekli hayatının tadını çıkarırsınız. Mutluluk ve huzur olur içinizde çoğu zaman, ki huzurdan bıkmak çok kolaydır. Ağzında sakız, elinden telefonu düşmeyen ergen kız gibi iki dakikada bir sıkılmanız doğaldır. İkiniz de ergensinizdir, onun sıkılmasının sesli harfleri yoktur yalnızca. İşte o zaman Kadıköy-Bostancı dolmuşları bekler sizi evinizin pek az uzağında, binip gidersiniz ve umarsınız her defasında, semtinizdekinden farklı birkaç kişi vardır diye oralarda... Ufuk Özkan, 16, Göktürk, Eyüp Genç olmak bir binanın temel atma töreni gibidir. Malzemeden kaçmadan ne eksik ne fazla düşüncesiyle itinayla oluşturup büyük ve ihtişamlı bir yapı ortaya çıkarılacağının en belirgin ve ilk göstergesidir. Pekâlâ, her şey gibi bu başlangıcında üzerinde bir sıkıntı bulabileceğimizi biliyorum ve bu da o binanın temeline yüklenen sorumluluk diyorum. Yani genç olmanın üzerimize yüklediği sorumluluklar. Yaşadığım yerde bu sorumluluğu en basit ifadeyle kendi ekonomimizi doğurmakla açıklayabiliriz. Buraya has bir sıkıntı var ulaşım. Merkezi bir semte gidişte harcanan yol masrafı bile birçok şeyi etkileyebilir. Evet, az bir miktar fakat maalesef bir gencin gözüne fazlasıyla batabiliyor. Özetle genç olmanın; bol olan vakti israf etmeden kullanmak, ileriye dönük bir hayat yatırımı değeri taşıdığını bilerek geçirmek ve yetişkinlerin anlayış biçimlerine göre “Onlar da bir şey mi canım.” dediği sorumlulukları elden geldiğince yerine getirmekle anlamını kazanabildiğini söyleyebilirim. Nerede olursak olalım. Ömer Doğuhan Yiğit, 15, Etiler Genç olmayı çok ulvi bir özellik olarak görüyorum; bunun temel nedeni insan tabiatımızda enerjimizin ve yeterliliğimizin zirve noktasında genç bulunmuş olduğumuzu düşünmem. Bulunmuş diyorum bu kelime bana göre sihirlidir. Çünkü bazı durumlarda bulunmak zorunda kalırız, bu elimizde değildir elimizde olan ise o durumu nasıl yönettiğimizdir. Kısaca anlatmak gerekirse eğer genç isek bu uzun süremeyecektir. O yüzden bulunduğumuz durumu en iyi şekilde kullanmamız gerekir. Genç olmanın en güzel tarafı her şeyi yapmaya gücünüzün, isteğinizin ve yapabilirliğinizin olmasıdır. Genç olmanın en kötü tarafı yukarıda bahsettiğim gibi gücü ve isteği geleceğimizi şekillendirmek uğruna harcamak zorunda kalmaktır. Burada sisteme veya bir otoriteye laf atmak istemiyorum, ne de olsa insan düşünen ve çalışan bir varlıktır. Bunlardan biri olmadığı sürece insan olduğumuz yerde çok büyük boşluklarla karşılaşırız. Kader Akyol, 17, Esenler Kendini gerçekleştirme isteğiyle yanıp tutuşan Esenler. Televizyon ağzıyla İstanbul’un yeni göz bebeği, insan manzaralarıyla yoksunluğun ve yoksulluğun merkezi. Balkonunuzda geçireceğiniz birkaç saatinizde, kafanızı mermerden yukarı kaldırıp -boyun fıtığı olabilirsiniz- seyre durursanız gökyüzünü görebilirsiniz. Eğer karşınızdakileri resmedeceksem, sabahtan akşama dek televizyon izleyip yemek yapan ve çirkin eşyalara hapsolan mahkûm kadınlarla karşılaşacaksınız. Tamam, kabul bu da bungunlaştı. Aşağı eğelim kafamızı, sıradan bedenlerde inanılmaz zihinler. Metnin başında bahsetmiştim; kendini gerçekleştirme isteğiyle yanıp tutuşan Esenler. Öksüz sokakların başucunda insan gölgeleri. Oldukça ürkütücü bir eksiklik çarpacak olgunluğunuza gölgelerinden farkları anlaşılmayan ‘’kara zihinler.’’ Sıradan bir gününüzü olağanüstü olaylarla biçimlendirecek, fakat bir süre sonra bu dilimlerde normalliğe karışarak yaşamınızı bulandıracaktır. Oysa hiçbir beş yaşın umudunda apartman merdivenlerinde piknik yapmanın bunaltıcılığı yoktur. Oysa hiçbir annenin evladını ya dönemezsek kuşkusuyla parka götürme fikri yoktur. Mahmut Akyol, 15, Esenler Esenler’de genç olmak, insani duygularınızı biraz da olsa kaybetmektir. Her sokak başı, arsa gibi yerlerde kümelenen serseri gruplarından dolayı kendini sınırlamaktır. Delikanlı hislerinizi semtin dışına kadar içinizde yaşarsınız, yoksa yolunuzu kesen serseri kümesi sizi de kesebilir. Esenler’de müzik dinleme ihtiyacımız olmaz, çünkü doğan görünümlü şahinler son ses müzikle gönlümüzü titretir. Esenler’de genç olmak, aklı yarım gençlerin hayali sınırsız zihinleri sınırlamalarına maruz kalmaktır. Zaman ve mekânın bize bütünleşmiş gereken bir dilimde birkaç sandıkla umutlarınızın kucağınıza verilmesidir. İstanbul Eğitim ve Kültür Dergisi 73

Sinema Gençlik filmlerinin sadece isimlerine bakmak bile onlar hakkında yeterince bilgi sahibi olmayı sağlar: Genç ve Güzel, Zamana Güzellik Kat, Neşeli Gençlik, Çılgın Dersane serisi, Genç Yetişkin, Ara Beni Eğlenelim, Kötü Kızlar, Kızlar Yurdu, Bu Kız Beni Aşar, Güzel Kızlar Kulübü. Filmlerin sadece isimlerinden gençlik filmlerinin temel vurgusunun genç olmak, güzel olmak, neşeli olmak, eğlenmek ve genç iken yetişkinlerin sahip oldukları yaşam standartları doğrultusunda yaşamak olduğu anlaşılır. Deniz Bilici Psikolog, Sinema Yazarı Gençlere Yaşatılan Filmler 74 Eylül-2015 / Sayı: 12

tutuşur. Onlardan biri olup aralarına karışma<br />

arzusu ergenliğinizin dünyaya verdiği<br />

en büyük zarar haline gelmiş birey olma<br />

arzusunu siler atar. Ancak sayı saymayı<br />

matematik derslerinden öğrenmemişler<br />

için durum farklıdır. Onlar için binlerce<br />

görünen kafalar içleri açılıp bakıldığında<br />

sayıca iki üç tanedir yalnızca. İdeolojik<br />

teyze beyni, tiki kız beyni, kaykay sürmeye<br />

çalışan ergen beyni; her geçen gün biraz<br />

daha bıkarsınız. Sıkılırsınız, eğer anlattığım<br />

gibi bir gençseniz.<br />

Gene de on dakika mesafedeki sahilinize<br />

koşmak, çimenlere uzanmak rahatlatır sizi<br />

biraz. On yedi yaşında emekli hayatının<br />

tadını çıkarırsınız. Mutluluk ve huzur olur<br />

içinizde çoğu zaman, ki huzurdan bıkmak<br />

çok kolaydır. Ağzında sakız, elinden telefonu<br />

düşmeyen ergen kız gibi iki dakikada bir<br />

sıkılmanız doğaldır. İkiniz de ergensinizdir,<br />

onun sıkılmasının sesli harfleri yoktur<br />

yalnızca. İşte o zaman Kadıköy-Bostancı<br />

dolmuşları bekler sizi evinizin pek az uzağında,<br />

binip gidersiniz ve umarsınız her<br />

defasında, semtinizdekinden farklı birkaç<br />

kişi vardır diye oralarda...<br />

Ufuk Özkan, 16, Göktürk, Eyüp<br />

Genç olmak bir binanın temel atma töreni<br />

gibidir. Malzemeden kaçmadan ne eksik ne<br />

fazla düşüncesiyle itinayla oluşturup büyük<br />

ve ihtişamlı bir yapı ortaya çıkarılacağının<br />

en belirgin ve ilk göstergesidir.<br />

Pekâlâ, her şey gibi bu başlangıcında üzerinde<br />

bir sıkıntı bulabileceğimizi biliyorum<br />

ve bu da o binanın temeline yüklenen<br />

sorumluluk diyorum. Yani genç olmanın<br />

üzerimize yüklediği sorumluluklar.<br />

Yaşadığım yerde bu sorumluluğu en basit<br />

ifadeyle kendi ekonomimizi doğurmakla<br />

açıklayabiliriz. Buraya has bir sıkıntı var<br />

ulaşım. Merkezi bir semte gidişte harcanan<br />

yol masrafı bile birçok şeyi etkileyebilir.<br />

Evet, az bir miktar fakat maalesef bir gencin<br />

gözüne fazlasıyla batabiliyor.<br />

Özetle genç olmanın; bol olan vakti israf<br />

etmeden kullanmak, ileriye dönük bir hayat<br />

yatırımı değeri taşıdığını bilerek geçirmek<br />

ve yetişkinlerin anlayış biçimlerine göre<br />

“Onlar da bir şey mi canım.” dediği sorumlulukları<br />

elden geldiğince yerine getirmekle<br />

anlamını kazanabildiğini söyleyebilirim.<br />

Nerede olursak olalım.<br />

Ömer Doğuhan Yiğit, 15, Etiler<br />

Genç olmayı çok ulvi bir özellik olarak<br />

görüyorum; bunun temel nedeni insan<br />

tabiatımızda enerjimizin ve yeterliliğimizin<br />

zirve noktasında genç bulunmuş olduğumuzu<br />

düşünmem.<br />

Bulunmuş diyorum bu kelime bana göre<br />

sihirlidir. Çünkü bazı durumlarda bulunmak<br />

zorunda kalırız, bu elimizde değildir elimizde<br />

olan ise o durumu nasıl yönettiğimizdir.<br />

Kısaca anlatmak gerekirse eğer genç<br />

isek bu uzun süremeyecektir. O yüzden<br />

bulunduğumuz durumu en iyi şekilde<br />

kullanmamız gerekir.<br />

Genç olmanın en güzel tarafı her şeyi<br />

yapmaya gücünüzün, isteğinizin ve yapabilirliğinizin<br />

olmasıdır.<br />

Genç olmanın en kötü tarafı yukarıda<br />

bahsettiğim gibi gücü ve isteği geleceğimizi<br />

şekillendirmek uğruna harcamak zorunda<br />

kalmaktır.<br />

Burada sisteme veya bir otoriteye laf atmak<br />

istemiyorum, ne de olsa insan düşünen ve<br />

çalışan bir varlıktır. Bunlardan biri olmadığı<br />

sürece insan olduğumuz yerde çok büyük<br />

boşluklarla karşılaşırız.<br />

Kader Akyol, 17, Esenler<br />

Kendini gerçekleştirme isteğiyle yanıp tutuşan<br />

Esenler. Televizyon ağzıyla İstanbul’un yeni<br />

göz bebeği, insan manzaralarıyla yoksunluğun<br />

ve yoksulluğun merkezi. Balkonunuzda<br />

geçireceğiniz birkaç saatinizde, kafanızı<br />

mermerden yukarı kaldırıp -boyun fıtığı<br />

olabilirsiniz- seyre durursanız gökyüzünü<br />

görebilirsiniz. Eğer karşınızdakileri resmedeceksem,<br />

sabahtan akşama dek televizyon<br />

izleyip yemek yapan ve çirkin eşyalara<br />

hapsolan mahkûm kadınlarla karşılaşacaksınız.<br />

Tamam, kabul bu da bungunlaştı.<br />

Aşağı eğelim kafamızı, sıradan bedenlerde<br />

inanılmaz zihinler. Metnin başında bahsetmiştim;<br />

kendini gerçekleştirme isteğiyle<br />

yanıp tutuşan Esenler. Öksüz sokakların<br />

başucunda insan gölgeleri. Oldukça ürkütücü<br />

bir eksiklik çarpacak olgunluğunuza<br />

gölgelerinden farkları anlaşılmayan ‘’kara<br />

zihinler.’’ Sıradan bir gününüzü olağanüstü<br />

olaylarla biçimlendirecek, fakat bir süre<br />

sonra bu dilimlerde normalliğe karışarak<br />

yaşamınızı bulandıracaktır. Oysa hiçbir beş<br />

yaşın umudunda apartman merdivenlerinde<br />

piknik yapmanın bunaltıcılığı yoktur. Oysa<br />

hiçbir annenin evladını ya dönemezsek<br />

kuşkusuyla parka götürme fikri yoktur.<br />

Mahmut Akyol, 15, Esenler<br />

Esenler’de genç olmak, insani duygularınızı<br />

biraz da olsa kaybetmektir. Her sokak<br />

başı, arsa gibi yerlerde kümelenen serseri<br />

gruplarından dolayı kendini sınırlamaktır.<br />

Delikanlı hislerinizi semtin dışına kadar<br />

içinizde yaşarsınız, yoksa yolunuzu kesen<br />

serseri kümesi sizi de kesebilir. Esenler’de<br />

müzik dinleme ihtiyacımız olmaz, çünkü<br />

doğan görünümlü şahinler son ses müzikle<br />

gönlümüzü titretir. Esenler’de genç olmak,<br />

aklı yarım gençlerin hayali sınırsız zihinleri<br />

sınırlamalarına maruz kalmaktır. Zaman<br />

ve mekânın bize bütünleşmiş gereken<br />

bir dilimde birkaç sandıkla umutlarınızın<br />

kucağınıza verilmesidir.<br />

İstanbul Eğitim ve Kültür Dergisi 73

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!