Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
düzeyine göre ayrıldığından sabahları<br />
otobüs bekleyen mutsuz kravatlılarla aynı<br />
kaderi çocuk yaşta yaşamak Ümraniye<br />
için anlamsız değildir. Çünkü öğretilen tek<br />
gerçek paradır. Bu yalanlara kanan gençler<br />
diploma için çabalar, çoğu geçim sıkıntısı<br />
yaşayıp eğitimden, çalışma hayatına atılır<br />
ve geleceğin mutsuz kravatlılarından biri<br />
olma yolunda hayallerini bırakıp adaletsiz<br />
maratonda yerlerini alırlar. Son olarak<br />
kendine sorman gereken soru; Olmuyorsa<br />
zorlama diyen dayı haklı mı? Yoksa başarı<br />
zorlayanın hakkı mı? demiş Tevfik Koçak.<br />
Talha Akgün, 18, Gaziosmanpaşa<br />
Gaziosmanpaşa’da genç olmak demek;<br />
gücü, cesareti ve hayatta kalabilmeyi simgeler.<br />
Çünkü burası esrarengiz insanların<br />
içinde bulunduğu karanlık bir yer. Her gün<br />
gencecik hayatlar kötü işlerden dolayı ya<br />
ölüyor yada mahpuslarda çürümeye terk<br />
ediliyor. Burası Gaziosmanpaşa, burası<br />
çok karanlık. Ve karanlık bir yolda yolu<br />
aydınlatacak insan sayısı azdır.<br />
Emine Öztaş, 16, Pendik<br />
İstanbul’un can alıcı ilçelerine uzak kalan,<br />
kıyıda köşede diye itilen, hala daha ısrarla<br />
çoğu kişi tarafından ismi tanıdık gelemeyen<br />
semt. Pendik.<br />
Yalnızca merkezden ibaret olmayan bu<br />
semtte mahallelerine göz attığınızda bulursunuz<br />
sıcak ortamı. Kaynarca, Kurtköy,<br />
Velibaba, Kavakpınar, Güllübağlar, Taşlıbayır<br />
gibi mahalleleri daha çok bilinmektedir.<br />
Eskiden pek tercih edilmediğinden olsa<br />
gerek, daha samimiymiş komşuluk ilişkileri.<br />
Zamanla kalabalıklaşmasıyla birlikte<br />
önceden karşı karşıya gelindiğinde verilen<br />
selamlar, yerini boş bakışlara bırakmış.<br />
Yokuş aşağı devam eden yollar, her yerde<br />
bina olmamasıyla boş kalan alanlar, parklar,<br />
yeşillikler bir çocuğun büyüyebilmesi<br />
için vardır adeta. “Çocuk dediğin düşe<br />
kalka büyür,” sözünün karşılığının en iyi<br />
gösterilebileceği semt olarak görürüm<br />
ben Pendik’i. Bizim mahalleye -Velibaba<br />
mahallesi- bakanın elinde çekirdekle kapı<br />
önünde oturan komşular, cıvıl cıvıl sesleri<br />
eksik olmayan çocuklar, camdan dışarıya<br />
bakan yaşlılar, yardımlaşmayı birbirine<br />
borç edinmiş komşuluklar çarpar gözüne.<br />
Sadece bizim mahalle de değil, gittiğim çoğu<br />
küçük yerleşim kesimleri aynıdır.<br />
Pendik’in biraz daha nezih kısımlarına göz<br />
atacak olursak... Anne ve babamın, hatta<br />
çoğu eski Pendiklilerin “Şu sahili doldurdular,<br />
etrafa binaları diktiler de ne oldu yani!”<br />
diye yakındığı merkezi vardır mesela. Kısa<br />
bir yolculuk yapalım merkezde: Pendik<br />
çevresinden doğruca merkeze gelen mavi<br />
minibüslerden indiğiniz gibi hemen karşıdaki<br />
alt geçitten geçersiniz. Alt geçit dediğime<br />
de bakmayın, Kapalıçarşı’yı andırır bana.<br />
Hep kalabalıktır, etrafta mağazalar vardır.<br />
Kısa ama etkili, çoğu insanın vaktini öldürdüğü,<br />
henüz yapılan Marmaray’ın girişi de<br />
bulunan alt geçitten Pendik’in yenilenmeye<br />
başlamasıyla yapılan yürüyen merdiveni<br />
kullanarak çıkarsınız. Çıktığınız anda boylu<br />
boyunca mağazalar, dönerciler, kafeler<br />
vardır. Merkeze ait ara sokaklar işlektir.<br />
Genç arkadaş grupları, anne ve babasının<br />
elini sıkıca tutan çocuklar, buldukları yere<br />
oturup soluklanan yaşlılar bulunur caddelerde.<br />
Bir camii vardır ve onun hemen yanındaki<br />
yol, ‘Kuş Parkı’ olarak anılır. Oradan elleri<br />
kafasına siper edinmiş halinde koşuşturan<br />
insanları görürsünüz. Pendikli olup da<br />
Kuş Parkı’ndan geçerken kuşların tuvalet<br />
istilasına uğramayan yoktur. Dümdüz ileri<br />
gittiğiniz vakit sahile çıkar yolunuz. O sahil<br />
ne piknikler, kayalar ne sevgililer görmüştür...<br />
Sahilde yeni akıma kapılan patenciler vardır;<br />
bisiklet yolundan eksik olmayan bisikletler.<br />
Merkeze yakın yerlerde binalar, villalar... Eh,<br />
mahallelerin aksine nezih kesimdir oralar.<br />
Ve en çok sevilen yeri Marina’sıdır. Pendik<br />
Marina. Kafelerdeki fiyatlar öğrencilerin<br />
dudaklarını uçuklatacak cinsten olsa da<br />
yatların, gemilerin denizle buluştuğunda<br />
ortaya çıkan görüntü görülmeye değerdir.<br />
Pendik aslına bakıldığında mütevazı,<br />
kendince şirin bir yerdir.<br />
Pendik’te çocuk olmak güzeldi, genç olmak<br />
güzel, eminim yaşlanmak da güzel olacaktır...<br />
Özge Tan, 18, Gazi Mahallesi<br />
Gazi mahallesinde anarşist olmak kolaydır.<br />
Ermeni, Kürt ya da alevi olmak da. Çoğu<br />
komünizm altında toplanmış örgütlere<br />
kanmayın. Gazi, tüm o renkleri ile kendince<br />
bir karmaşa ve tabi haber bülteni izleyen<br />
herkesin bildiği molotofları ile de bir kaos<br />
ruhu taşır.<br />
Az düşünmedim, köyün “yine bela açacaklar’’<br />
modunda “anarkotlar’’ dediği sülaleden<br />
geldiğim için mi böyleyim? Ters doğduğum<br />
için mi? Yoksa ailem –han ile biten kardeş-<br />
Yurtlarından göçen Suriyeli kardeşlerimize evini ve işini açan çok<br />
güzel insanlar görmüşümdür. Anadolu’dan göçen insanların da ilk<br />
uğrak yerlerinden. Bundandır ki sıcak bir ortamı vardır. Zaten<br />
Sultanbeyli turistik gezi yapılacak İstanbul semti değil, ekmek<br />
peşinde koşturulacak bir Anadolu kasabası gibidir.<br />
İstanbul MEM Validebağ Yazarlık-Dergicilik Atölyesi öğrencileri<br />
İstanbul Eğitim ve Kültür Dergisi 71