You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
anlamaya uğraşmak yerine sınıfta hakimiyeti<br />
sağlama amacıyla kontrolü elinde tutmaya<br />
çaba sarf etmektedir.<br />
Sınıfta kontrolcü bir tutumun olması elbette<br />
ki sadece sınıf mevcudiyetinin fazlalığından<br />
değildir. Öğretmenlerin hakimiyet kurma<br />
politikası, kontrolcü tutumunu belirlemekte<br />
ve bu da gençlerin eğitim ortamına adaptasyonunu<br />
güçleştirmektedir. Öğretmen<br />
ve öğrenci arasında gençleri destekleyen<br />
bir ilişki etkili bir sınıf ortamı oluşturur,<br />
bireyin derse bağlılığını ve motivasyonunu,<br />
moral ve başarı hissini arttırır. Desteğin<br />
yerini yarışma ve kontrolün aldığı sınıflarda<br />
hastalık, devamsızlık ve kaygı artar. Öğrenci<br />
tatmini ve etkililiği, öğrencilerden beklentilerin<br />
açık olduğu, öğrencilere başarı ya<br />
da başarısızlığının yeterli bir şekilde ifade<br />
edildiği ve öğrenmenin iyi yapılandırıldığı<br />
ortamlardan olumlu yönde etkilenir.<br />
Gençlerin okul çağında fark edilmeye ve<br />
anlaşılmaya en çok ihtiyaç duydukları dönemi<br />
yaşadıklarını düşünürsek, öğretmenlerin,<br />
yöneticilerin ve rehberlik biriminin öğrenciyi<br />
anlaması, kendisini ifade etmesine<br />
olanak sağlamasının önemini artırmaktadır.<br />
Anlaşılmadığını düşünen bireyin özellikle<br />
okul çağında kendini bir şekilde ifade edebilmek<br />
için zararlı alışkanlıklar edinme riski<br />
büyüktür. Resmi araştırmalar 14 – 19 yaş<br />
arasındaki gençlerin yüzde 30’unun sigara,<br />
yüzde 20’sinin alkol ve resmi olmayan ancak<br />
gerçek verilere göre yüzde 10 oranında<br />
uyuşturucu kullandığını ortaya koymuştur.<br />
Bu istatistiki veriler durumun ciddiyetini<br />
gözler önüne sermektedir.<br />
Gençlerin kendini ifade ettiği birincil mekanlar<br />
olarak okullara, yöneticilere ve öğretmenlere<br />
büyük iş düşmektedir. Öğretmenler sınıf<br />
içinde gençler arasında etkili bir iletişim<br />
ortamı oluşturmalı, öğrencilerin rekabet<br />
halinde olmadan birbirlerini anlamalarını<br />
ve kendilerini ifade etmelerini sağlamalıdır.<br />
Öğrencilerin işbirliği içerisinde derse aktif<br />
olarak katılımını sağlamalı, empati becerilerini<br />
geliştirmelerine olanak vermelidir. Kendisini<br />
özgürce ifade etme fırsatı yakalayan birey,<br />
gerginlik hissetmeden, arkadaşlarını rakip<br />
olarak görmeden eğitim olanaklarından<br />
aktif bir şekilde yararlanabilmektedir.<br />
Okul Yönetimleri<br />
Gençlerin kendini ifade becerilerini geliştirme,<br />
onlara toplumu geliştirme ve topluma<br />
katkıda bulunma alanı sağlamada öğretmen<br />
kadar okul yönetimine de iş düşmektedir.<br />
Empati ile disiplin dengesini iyi bir şekilde<br />
sağlaması gereken okul yönetiminin öğrencilerin<br />
umduğu, beklediği ve istediği ders dışı<br />
sosyal etkinlikleri düzenlemesi ve sağlaması,<br />
öğrencilerin derse ve okula karşı ilgi düzeyini<br />
ve katılımını artıracaktır. Eğitim sosyologlarına<br />
göre okul yönetiminden beklenen görevler<br />
şunlardır: (a) öğrenme çevresinin yaratılması,<br />
(b) çocukların öğrenme ihtiyaçlarının saptanması,<br />
(c) uygun bir öğretim programının<br />
geliştirilmesi, (d) personelin geliştirilmesi, (e)<br />
öğrenme çevresinin yaratılması için toplum<br />
kaynakları ile işbirliği yapma, (f) bina yönetimi<br />
ve (g) finans yönetimi. Öğrenme çevresi<br />
üzerinde yapılan analizlerde özellikle güvenli<br />
ortam üzerinde durulur ve okul-şiddet ilişkisi<br />
incelenir. Okullarımızda gençler arasında<br />
önemli bir problem de okul içi şiddettir.<br />
Şiddet aynı zamanda gençlerin kendilerini<br />
ifade etme aracı olarak kullandığı iletişim<br />
araçlarından biridir. Gençlerin birbirlerine karşı<br />
uyguladıkları şiddeti engellemeyi, birbirlerini<br />
anlamalarını sağlamayı, disiplinde aşırıya<br />
kaçmadan, öğrencileri okuldan soğutmadan<br />
gerçekleştirmek, okul yönetiminin en önemli<br />
görevlerindendir.<br />
Öğrencilerle yapılan birebir görüşmeler<br />
ortaya koymuştur ki; birey ( öğrenci) kuralların<br />
belirlenmesinde, eğitim olanaklarının<br />
kullanılmasında ne kadar çok kendi fikirleri<br />
alınıyorsa, eğitim ortamına ne kadar aktif<br />
olarak katılıyorsa, bireyin okula olan tutumu<br />
o kadar olumlu yönde gelişmektedir. Öğrencilerin<br />
başarısını olumlu yönde etkileyen<br />
en önemli faktörlerden birisi öğrencinin<br />
okuldan beklentisi ve okula karşı tutumu<br />
olmaktadır. Öğrencilerin okul yaşamlarının<br />
çeşitli yönleriyle ilgili olarak özellikle<br />
öğretmenleri ile karşılıklı konuşmalarında<br />
tatmin veya tatminsizliklerini ifade etme<br />
fırsatı bulamamaları öğrencilerin en önemli<br />
problemleri arasında gelmektedir.<br />
Türk Eğitim Sisteminin temel amacı, “Türk<br />
vatandaşlarının ve Türk toplumunun refah ve<br />
mutluluğunu artırmak, milli birlik ve bütünlük<br />
içinde, iktisadî, sosyal ve kültürel kalkınmayı<br />
desteklemek, hızlandırmak ve Türk milletini<br />
çağdaş uygarlığın yapıcı, yaratıcı ve seçkin<br />
bir ortağı yapmak” ** ise eğitim sistemimiz<br />
eğitime yön veren aydınlar ve eğitimciler<br />
tarafından sürekli gözden geçirilmeli ve<br />
eleştiriye tabi tutulmalıdır. Gençler kendilerini<br />
ifade etmek için farklı yollar deniyor,<br />
anlaşılmadıklarını düşünüyorlarsa eğitimciler<br />
olarak düşüneceğimiz çok şey var demektir.<br />
Eğitimin bir amacı vardır. Şüphesiz ki amaca<br />
ulaşamıyorsak bunun sorumlularından biri<br />
de biziz diyebilmeli ve gerektiğinde kendimizi<br />
yargılayabilmeliyiz.<br />
*(Leonard , 2002)<br />
** (Duruhan ve Bedir, 2005)<br />
52<br />
Eylül-2015 / Sayı: 12