11.12.2015 Views

istanbuldergisi12sayi

istanbuldergisi12sayi

istanbuldergisi12sayi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Alıntı<br />

Bernard Shaw<br />

Gençleri Gençleştirelim<br />

Yaşlıları İhtiyarlaştıralım *<br />

İsmet Özel<br />

Bernard Shaw, Nobel aldığı sırada, kendisine<br />

ödülü takdim eden İsveç Akedemisi yetkilisine;<br />

“Ben sahile çıktıktan sonra bana can simidi<br />

fırlatıyorsunuz” demişti. Artık çok ünlü bir<br />

yazardı ve ödül dolayısıyla eserlerinin takdir<br />

edilişinden fazladan kazanacağı bir şey<br />

yoktu. Hem kitapları da ihtiyacından fazla<br />

para getirir olmuştu. Shaw ödülün maddi<br />

bedelini İsveç -Britanya Tiyatro Yazarları<br />

Derneği’ne bağışladı. Oysa bilirsiniz J. P.<br />

Sartre 60’lı yıllarda Nobel ödülünü almayı<br />

reddetmiş, ama ardından, söylentiler doğruysa<br />

reddettiği ödülün maddi karşılığını<br />

eline geçirme yolunu aramıştı.<br />

İngiliz Tiyatro yazarının tutumu insanların<br />

gençlik yıllarında değerli bir çaba peşinde<br />

olduklarının anlaşılmasına nasıl muhtaç<br />

olduklarını hatırlatması bakımından öğretici.<br />

Fransız filozofunun tutumu ise insanın yaşını<br />

başını almakla, düşünce alanındaki parlak<br />

başarıların altına imza atmakla eğitimini<br />

tamamlamış olmadığını, eğitimin herkes<br />

kadar ve belki de herkesten çok yetişkinler<br />

için gerekli olduğunu gösteriyor.<br />

Yıllardan beri önce çocukları iyi yetiştirmenin<br />

ve sonra gençleri doğru yönlendirmenin<br />

sağlayacağı faydadan dem vurulduğunu işitir<br />

dururuz. Hep bir sonraki neslin işi bitireceği<br />

umudu yaşanarak gelindi günümüze. Bu<br />

yaklaşımın ve bu yöndeki çabaların sonuçlarını<br />

şimdilik tartışmayacağım. Ama bir an<br />

tersinin düşünülüp düşünülemeyeceğine<br />

kafa yormayı deneyelim diyorum. Hani<br />

Voltaire “Gençler bilse, yaşlılar yapabilse”<br />

demiş ya biz sürekli olarak gençlerin bilgisini,<br />

yaşlıların ise takatini artırmakla en uygun<br />

çabayı gösterdiğimizi kabullenmişiz. Yani<br />

noksanlığın gençlerde bilgi, yaşlılarda takat<br />

olduğu önyargısına saplanıp kalmışız.<br />

Belki de hiç öyle değil. Gençlere gerekli<br />

olan belki takat de, yaşlıları bilgilendirmek<br />

gerekiyor.<br />

Size ilk bakışta ters görünen bu mantığın<br />

bence belli başlı iki dayanak noktası var.<br />

Birinci nokta gençlerin deneylere girişme<br />

ve anlama kapasitesini harekete geçirme<br />

bakımından verimli çağlarını yaşıyor oluşlarıdır.<br />

Yani gençlerin zaten üstün oldukları<br />

özellikleri yönünde bilhassa desteklenmeleri<br />

gerekmeyebilir. Onlara sunacağımız destek<br />

gerçekleştirecekleri işin imkânlarını artırmak<br />

yönünde olsa gerektir. İkinci nokta<br />

yaşlıların hayatları boyunca edindikleri<br />

tecrübelerin baskısı altında çokça kalmaları,<br />

yerli yersiz takıntılara sahip olmaları ihtimalidir.<br />

Yaşlıların yaşlılık yıllarında dünya<br />

artık onların geçirdikleri tecrübelere hiç<br />

uyum göstermeyen bir canlılık taşıyabilir.<br />

Dolayısıyla yaşlıların eğitimi kaçınılmaz bir<br />

etkinlik olarak karşımıza çıkabilir.<br />

Gençlerin değerini farkeder de iş çıkarma<br />

imkanını ellerine verirsek, hayırlı bir istikbal<br />

hayalinden sıyrılıp hayırlı bir hal gerçeğine<br />

dönebiliriz. Yaşlıların eğitimini ön sıraya<br />

alabilirsek onların tatmin olmamış heveslerinden<br />

doğabilecek ayak bağlarını bertaraf<br />

etmiş oluruz.<br />

*<br />

İsmet Özel’in paylaştığımız makalesi, biri 08.07.1995<br />

diğeri de 12.05.1996 tarihlilerinde olmak üzere<br />

küçük farklarla iki ayrı gazetede yayınlanmıştır.<br />

İstanbul Eğitim ve Kültür Dergisi 39

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!