You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Deneme<br />
Hazine<br />
Murat Adalı<br />
İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü<br />
Strateji Geliştirme Bölümü Şb. Md.<br />
İki şeyin elden gitmeden değerini takdir etmek<br />
zordur: Biri sağlık, öteki de gençlik.<br />
Hz. Ali<br />
Genç kelimesi asırlar boyunca “genc” şeklinde<br />
yazılmıştır. Eski yazıda genç kelimesi<br />
kef, nun ve cim harfleriyle “genc” biçiminde<br />
yazılırdı. Bu yazımın, Farsçadan Türkçeye<br />
geçmiş olan “hazine” anlamındaki “genc”<br />
kelimesiyle yazımı birebir aynıdır. Çok derin<br />
etimolojik tahlillere girmeden “genç demek<br />
hazine demektir” dersek mübalağalı bir şey<br />
söylemiş olmayız. Fakat kanaatimce gencin<br />
hazine oluşu kuvve halinde, potansiyel<br />
olarak bir hazine oluştur. Sağlam bir eğitim<br />
ve terbiyeden geçmiş her genç; kendisi,<br />
ailesi, çevresi ve milleti için hazine olma<br />
imkanını her an kendisinde taşımaktadır.<br />
Hatırımızdan hiç çıkarmamalı ki İstanbul’u<br />
fetheden komutan, İstanbul’un biricik<br />
Fâtih’i, kıratının üstünde yirmi bir yaşında<br />
yağız bir delikanlıydı. Gençliğin hazine olma<br />
imkanı vardır derken bu ve buna benzer<br />
işleri başarma gücünü potansiyel olarak<br />
kendinde bulunduran gençliği kastediyoruz.<br />
Bunu söylerken çağımızda gençliği kayıtsız<br />
şartsız alabildiğine yücelten anlayışa<br />
ihtiyatla yaklaşmak gerektiğinin de altını<br />
çizmek isterim. Gençlik iyi değerlendirilirse<br />
bir imkana dönüşür, aksi takdirde berhava<br />
olur gider.<br />
Reşit olmak<br />
Gençliğin çeşitli dönemlerine değişik isimler<br />
verilir. Dilimizde bununla ilgili kelimelerden<br />
biri de reşit kelimesidir. Reşit, rüşd sahibi<br />
kişi demektir. Rüşd ise bedenen, ruhen ve<br />
aklen gelişmek, belli bir olgunluğa ulaşmaktır.<br />
Reşit olmuş bir fert, her yönüyle belli bir<br />
olgunluğa ulaşmış demektir. Kayda değer<br />
bir başarı gösteren insanlar için “rüşdünü<br />
ispat etti” deyimini sıkça kullanırız. Özetle<br />
genç, reşit olmuş kişidir; bedenî ve aklî<br />
gelişimini tamamlayıp belli bir olgunluğa<br />
ulaşmıştır.<br />
Gençlerin hasletleri<br />
Gençlik döneminde gençlerin en belirgin<br />
ve olumlu özellikleri adalet, cesaret, coşkunluk,<br />
fedakarlık, doğruya açık olma ve<br />
idealizm gibi özelliklerdir. Gençlerde bu<br />
gibi hasletler baskın olduğu içindir ki her<br />
çağda peygamberlerin etrafında onlara<br />
inanan insanların çoğu gençler olmuştur.<br />
İslam peygamberi Hz. Muhammed (s.a.v)<br />
“Beni yaşlılar yalanladı, gençler tasdik<br />
etti” sözüyle belki de gençlerin toplumda<br />
kökleşmiş yanlışlara karşı durarak cesaretle<br />
doğrunun yanında yer alabildikleri hususuna<br />
dikkati çekmektedir. Kadim Yunan’da<br />
Atina site devleti tarafından yargılanarak<br />
idam edilen “ihtiyar” Sokrates’in anlattığı<br />
“doğrulara” kulak verenlerin de daha ziyade<br />
gençler olduğunu unutmamak gerekir.<br />
Kur’an-ı Kerim’de kıssası anlatılan ve zalim<br />
hükümdarın zulmüne boyun eğmeyip bir<br />
mağaraya sığınan Ashâb-ı Kehf’in de bir<br />
rivayete göre yedi tane genç olduğunu<br />
tekrar hatırlayalım. Gençliğin/Gençlerin<br />
insanlık ve milletler için hazine olma imkanına<br />
sahip olduğunu bu örneklerden hareketle<br />
söyleme cesaretini kendimizde buluyoruz.<br />
Verimli bir çağ<br />
Kültür tarihini şöyle bir gözden geçirdiğimizde<br />
ilim adamı, filozof, şair, romancı,<br />
ressam, bestekar, mimar, doktor v.b. alanında<br />
otorite olarak kabul edilen birçok ismin çok<br />
genç yaşlarda iyi ve sağlam eserler ortaya<br />
koyduklarına şahit oluruz. Düşününüz ki<br />
büyük bestekar Mozart hepi topu 35 yıllık<br />
ömrüne yüzlerce eser sığdırmasının yanı<br />
sıra birçok önemli eserini yirmili yaşlarında<br />
bestelemiştir. Vatan şairimiz Namık Kemal<br />
daha 16-17 yaşlarındayken İstanbul’a geldiğinde<br />
evli ve divanı olan bir şairdir. Bu gibi<br />
büyük isimler gençlik denen hazineyi har<br />
vurup harman savurmamışlar, tasarruflu<br />
ve verimli bir biçimde kullanma becerisi<br />
göstermişlerdir.<br />
Gençlik ve bilinç<br />
İnsan dediğimiz varlık; tek başına yaşayan,<br />
tek başına var olabilen bir varlık değildir. Her<br />
birimiz bir ailenin, bir topluluğun ve nihai<br />
kertede bir milletin parçasıyız. Şahsımıza<br />
ait bir hayattan bahsedebilmemiz ancak<br />
millî bir hayatın olmasıyla mümkündür. Bir<br />
milletin parçası olmadığımızda insan değil<br />
de başka bir şeyizdir artık. Bu sebeple, hayat<br />
boyu bizden sâdır olan bütün hareketlerimizin,<br />
davranış ve eylemlerimizin kendimizi<br />
ait hissettiğimiz milletin menfaatine olup<br />
olmadığına dikkat kesilerek yaşamamız<br />
gerekir. Milletimin faydasına olduğu için<br />
bu işi yapıyorum, milletimin menfaati için<br />
bu eylemde bulunuyorum diyen, kendi<br />
hayatıyla milletinin hayatını bir ve beraber<br />
gören bilinçli ve idealist bir gençlik hazinenin<br />
ta kendisidir, hatta böyle bir gençliğin kıymeti<br />
hazinelerin de fevkindedir.<br />
Eğitim süreçlerinin sonunda dil ve tarih<br />
bilincini kazanmış, manevî değerlerimizi<br />
özümseyerek sağlam ölçülere sahip olmuş,<br />
fazilet ahlakını şahsiyetinin bir parçası kılmış,<br />
buna ilave olarak adalet, dürüstlük, azim,<br />
gayret, çalışkanlık, sabır, disiplin, direnç,<br />
kararlılık gibi vasıfları parlatılmış ve güçlendirilmiş<br />
bir gençlik meydana çıkarsa işte o<br />
zaman hakiki bir gençliğin varlığından söz<br />
edebiliriz. Yazımızı ünlü Alman matematikçi<br />
ve filozofu Leibniz’in sözüyle noktalayalım.<br />
Leibniz şöyle demiş: “Gençliği iyiye yönelten<br />
insanlığı iyiye yöneltir.”<br />
34 Eylül-2015 / Sayı: 12