You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Sezai Karakoç’un İdeali;<br />
Diriliş Nesli veTaha<br />
Hali hazırda yaşayan en büyük Türk şairlerinden<br />
olan Sezai Karakoç aynı zamanda<br />
Necip Fazıl’ın izinden giden, özellikle son<br />
elli yıldaki eserleriyle sadece Türk Diline ve<br />
edebiyatına değil aynı zamanda zamanın<br />
gençliğine de ışık tutmuştur. Sezai Karakoç’un<br />
en verimli dönemleri ülkemizin en<br />
çalkantılı zamanlarına denk gelmiştir. Bu<br />
zorlu dönemde gençlik taraflara ayrılıp<br />
silahlanırken Sezai Karakoç sağduyusuyla<br />
öne çıkarak gençleri ilim, irfan, İslam ve<br />
tarih misyonuna yeniden dönmeleri için<br />
çalışmalar yürütmüştür. Yazdığı şiirler,<br />
makaleler, çıkardığı dergilerin etrafından<br />
toplanan yeni nesil çatışmalardan uzak<br />
kalarak kendilerini ülkenin gelişmesine,<br />
ilmi ve fikri çalışmalara adamışlardır.<br />
Diriliş Dergisi ise bu çalışmaların merkezi<br />
olmuştur. Sezai Karakoç, kendine özgü<br />
“Diriliş” diye bilinen bir akım kurmuş, bu<br />
akım gençliğe büyük bir önem vermiş,<br />
adeta gençliğin bir parçası olmuştur.<br />
Taha ise bu dirilişi sembolize eden özel<br />
isimdir. Sezai Karakoç “Diriliş Neslinin<br />
Amentüsü” adlı eseri, özlemi duyulan<br />
diriliş neslinin/ gençliğinin özelliklerini<br />
Sezai Karakoç<br />
Sezai Karakoç, kendine özgü “Diriliş” diye bilinen bir akım<br />
kurmuş, bu akım gençliğe büyük bir önem vermiş, adeta<br />
gençliğin bir parçası olmuştur. Taha ise bu dirilişi sembolize<br />
eden özel isimdir.<br />
göstermesi bakımından oldukça önemli<br />
bir eserdir. Üstadın kanaati şudur ki;<br />
“Öncü bir neslin, diriliş neslinin yetişmesi<br />
elzemdir. Bu neslin en belirgin özellikleri;<br />
tarih bilinci ve derinliği, içinde yaşadığı<br />
toplumla barışık olma ve toplumunun her<br />
katmanında varlık gösterme, çalışkanlık<br />
ve savaşçılık olmalıdır. Öncelikle diriliş eri<br />
savaşçı olmak mecburiyetindedir. Kendi<br />
mevzisini korumakla mükelleftir. Bu savaşı<br />
verirken top, tüfek, bomba, füze kullanmayacaktır.<br />
Çünkü bu savaş bir ruh savaşıdır,<br />
medeniyet savaşıdır, zihniyet savaşıdır.<br />
Bu savaşın ana unsuru irfanî yüceliş ve<br />
değerlerdir. Dava hakikat davası, savaş<br />
hakikat savaşıdır.” Karakoç’un “Diriliş eri”<br />
adını verdiği genç neslin özellikleri ise;<br />
geçmişini inkâr etmeyen ama geçmişte<br />
de kalmayan, inançlı, karakter ve şahsiyet<br />
sahibi, özgüveni sağlam, estetik anlayışı<br />
gelişmiş, hak ölçülerde kendi kültür ve<br />
medeniyetinin inşası için gayret sarf eden,<br />
çağına yön veren olmalıdır. “Diriliş”in<br />
özünde, kendi içinden kendi medeniyet<br />
birikiminden yükselme bulunmaktadır.<br />
Kendi medeniyetine sırtını dönme değil,<br />
tam tersine ona sahip çıkma ve önemseme<br />
vardır. Bu hususta gençlere çok büyük<br />
görev ve sorumluluklar düşmektedir. Diriliş<br />
Nesli her bakımdan Sezai Karakoç’un<br />
düşüncesinin temel dayanağıdır. Diriliş<br />
Neslinin Âmentüsü kitabı “Kendimin bir<br />
diriliş eri olduğuna inanıyorum.” cümlesi<br />
ile başlar. Cümle şöyle devam eder : “Bir<br />
Diriliş Cephesi bulunduğuna ve kendimin<br />
de o cephede bir savaş adamı olduğuma,<br />
olmam gerektiğine inanıyorum.”<br />
Üstat tarihi ve hayatı yorumlarken hakikat<br />
savaşı ve hakikate karşı savaş tabirini<br />
kullanmaktadır. Ona göre diriliş eri hem<br />
doğuyu hem de batıyı bilmelidir. Eski<br />
uygarlıkları derinlemesine incelemeli,<br />
bu uygarlıkların yükseliş ve düşüş sebeplerini<br />
etüt etmelidir. Bugünkü acıklı<br />
durumunun mutlaka birden çok sebebinin<br />
olduğunu fehmetmeli ve İslam kültür ve<br />
medeniyetine mensup olan birinin bu hali<br />
kabullenmesinin mümkün olmadığını idrak<br />
etmelidir. Tarihin sırlarını kurcalamalı<br />
ve peşin hükümlerden uzak durmalıdır.<br />
Sözlerin ve olayların sadece görünen<br />
anlamlarıyla değil arka planında nelerin<br />
gizli olduğuyla da ilgilenmelidir. Makam,<br />
mevki, mansıp, rütbe, şöhret v.s. daha ne<br />
kadar kıstas varsa ehemmiyetsizleşecektir<br />
dava erinin gözünde. Bu anlamda Taha,<br />
üstadın idealize ettiği ve küllerinden<br />
yeniden doğarak değerleriyle kuşanan<br />
ve mücadele ruhuyla yola çıkan diriliş<br />
neslinin örnek bir neferidir. Şiirsel ifade<br />
gereği Taha soyut bir insan gibi görünse<br />
de şiirin manaya yüklediği göndermeler<br />
kelimenin hakikatinden daha derin bir<br />
etki sağlar. Üstad Sezai Karakoç Taha’nın<br />
Kitabı’nda onu şu şekilde dillendirir;<br />
Kaleye hücum ettiği an Zülküfül<br />
Kılıcı uzatan Tahaydı<br />
Bir kere daha kayalık leylaklarında<br />
Zülküfülden bir tad aradı Taha<br />
…<br />
Dört melek ve Kur’anla<br />
Dirildi Taha<br />
Onulmaz bir ölümle<br />
Kavuran bir felçle<br />
Öldüğü halde<br />
Dört melek ve Kur’anla<br />
Dirildi Taha<br />
18<br />
Eylül-2015 / Sayı: 12