dördüncü EntErnasyonal’İn uluslararası komİtEsİ
DEUK-BroşürMatbaa
DEUK-BroşürMatbaa
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
<strong>dördüncü</strong> enternasyonal’in <strong>uluslararası</strong> komitesi<br />
çıkartmak mümkün.<br />
Pablo’nun "yüzyıllar boyu sürecek olan yozlaşmış işçi devletleri"ne ne oldu?<br />
Pablocu Birleşik Sekreterlik 40 yıl boyunca Stalinist bürokrasi içinde devrimci ve<br />
solcu akımlar aradı ve hep bunların bir yenisini buldu. Mandel’in son kitaplarından<br />
birinde, Sovyetler’in başındaki Michael Gorbaçov’a övgüler düzülür. Bu kitap Boris<br />
Yeltsin’e ithaf edilmiştir. Bu kitabın daha mürekkebi kurumadan, Gorbaçov’un<br />
politikasının gerçek anlamı (Sovyetler Birliği’nin tasfiye edilmesi) herkes için açıkça<br />
görülebilir hale geldi; Troçki’nin Sovyetler Birliği’ne yönelik öngörüsü doğrulandı.<br />
Troçki daha 1930’larda ya işçi sınıfının Stalinist bürokrasiyi alaşağı edeceğini ya<br />
da bürokrasinin Ekim Devrimi’nin kazanımlarını ortadan kaldıracağı ve kapitalizmi<br />
restore edeceği uyarısında bulunmuştu. Sovyet ve <strong>uluslararası</strong> işçi sınıfı bu yenilgi<br />
nedeniyle yüksek bir bedel ödedi ve bu bedeli ödemeye devam ediyor.<br />
Pablo ile Mandel’in coşkuyla övdükleri ulusal hareketlerin kaderi ne oldu?<br />
Bu hareketlerin tamamı emperyalizm ile barış yapmaya çalıştılar. Bunlardan bir<br />
teki bile emperyalizmden şu ya da bu ölçüde gerçek anlamda bir bağımsızlık<br />
kazanamadı. Onlar, iktidarı ele geçirebildikleri ülkelerde serbest bölgeler<br />
oluşturdular ve işçi sınıfının emperyalist şirketler tarafından sömürebilmesi için<br />
sınırlarını açtılar. Çin’de, Vietnam’da, Güney Afrika’da, Nikaragua’da olan buydu<br />
ve bu liste kolaylıkla uzatılabilir. Ulusal hareketler, baskı altında tutulmaya devam<br />
edildikleri ülkelerde, Beyaz Saray’ın önündeki yeşil alanda kabul edilen Yasser<br />
Arafat gibi karşılanmak umuduyla ABD’nin gözüne girmeye çalışıyorlar. Ancak<br />
bizzat Arafat’ın kaderinin gözler önüne serdiği üzere, bu konuda başarılı sonuç<br />
alma umutları gittikçe azalıyor.<br />
Bunlar içinde en acıklı örnek, Kürdistan İşçi Partisi’nin (PKK) önderi Abdullah Öcalan’ın<br />
durumudur. En onur kırıcı koşullarda tutulmasına karşın, Öcalan Ortadoğu’<br />
daki düzenin korunmasının bir kefili olarak Türk burjuvazisine ve <strong>uluslararası</strong> burjuvaziye<br />
hizmet sunmayı teklif etmeye devam ediyor. Bir başka örnek ise Sri Lanka’<br />
daki Tamil Eelam Kurtuluş Kaplanları’dır. Bu örgüt, adanın kuzeyini ve doğusunu<br />
ulusötesi şirketlere açmak için Singala burjuvazisi ile iktidarı paylaşmasına izin<br />
verecek bir anlaşmaya varmaya çalışıyor.<br />
Troçki’nin ve Uluslararası Komite’nin uğrunda mücadele ettiği perspektifler<br />
bütünüyle doğrulanmış durumda: ulusal baskıdan kurtuluş, ancak bir proleter devriminin<br />
sonucu olarak mümkün olabilir. Önemli demokratik kazanımlar, yalnızca<br />
işçi sınıfının önderliğinde elde edilebilir. Bu çözüme giden yol, bütün bir dönem<br />
boyunca, Pablocular tarafından desteklenen ve işçi sınıfını burjuva milliyetçiliğinin<br />
kuyruğuna takan politikalar eliyle tıkandı.<br />
Pablocu örgütlerin siyasi olarak iflas etmiş olmaları, onların basitçe ortadan<br />
kalkacakları anlamına gelmiyor. Eski bürokratik partilerin iflas etmiş olması<br />
ışığında, burjuvazi, gelecekteki yöneticilerini bulmak için, giderek daha fazla, revizyonist<br />
çevrelere yönelecektir.<br />
Adorno ile Horkheimer’den etkilenen 1968 protesto kuşağı üyelerinin hükümetlerde<br />
önemli mevkilere gelişlerine daha şimdiden tanık oluyoruz. Joschka Fisher’in<br />
25