20.10.2015 Views

dördüncü EntErnasyonal’İn uluslararası komİtEsİ

DEUK-BroşürMatbaa

DEUK-BroşürMatbaa

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

<strong>dördüncü</strong> enternasyonal’in <strong>uluslararası</strong> komitesi<br />

açıkça faşist güçlerle yakın ilişkileri olan Amerikan seçkinlerinin en sağcı ve<br />

saldırgan unsurlarına yaslanıyor. Ancak buna Demokratların saflarından herhangi<br />

bir ciddi muhalefet işareti görülmüyor. Onlar, önceki başkan Bill Clinton’ın gülünç<br />

bir biçimde mahkeme önünde suçlanmasına destek verdiler ve son seçimin<br />

çalınmasını kabul ettiler. Irak’taki savaşını boş çek imzalayarak Bush’u ödüllendirdiler<br />

ve ülkenin işgalini sağlamaya yönelik bütün önlemlerin lehinde oy<br />

kullandılar. Demokratlar, Cumhuriyetçiler ile aynı mali oligarşiye kiralanmış durumda.<br />

Bu ayrıcalıklı oligarşi ile geniş kitleler arasındaki çelişkiler arttıkça,<br />

Demokratlar ciddi herhangi bir muhalefet gösterme konusunda gittikçe daha aciz<br />

hale geliyorlar.<br />

ABD, önlenemez bir biçimde devrimci bir çatışmaya doğru gidiyor. Bu yolda ilerlerken<br />

dünyayı karmaşanın içine itiyor ve toplumsal çelişkileri muazzam bir<br />

biçimde arttırıyor. Dünya üzerinde, bu süreçten muaf herhangi bir alan bulunmuyor.<br />

Uluslararası alanda nereye bakarsanız bakın, artan toplumsal kutuplaşmanın<br />

kanıtlarını görebilirsiniz.<br />

Göreli bir eşitliğin bulunduğu eski Sovyetler Birliği, bugün bulunabilecek en büyük<br />

eşitsizlikle dolu toplumlardan biri. Halk kitleleri yoksulluk ve umutsuzluk içinde<br />

kıvranırken, 17 kişi milyarder konumuna yükselmiş durumda. Benzer bir süreç,<br />

halkın büyük kesimi kıt kanat geçinerek hayatta kalmaya itilirken, esas olarak eski<br />

nomenklaturanın ya da suça bulaşmış çevrelerden gelen küçük bir katmanın zirveye<br />

ulaşmak için birbirleriyle çekiştikleri Doğu Avrupa’da da yaşanıyor.<br />

Dünyanın, Afrika, Asya ve Latin Amerika’daki en yoksul bölgelerinin damarlarındaki<br />

bütün kan finans kapital tarafından sistematik bir biçimde emiliyor. Yüz<br />

milyonlarca insan yeterli miktarda yiyecek, içme suyu ve sağlık hizmeti olmadan<br />

yaşamaya mahkûm edilmiş durumda. Bu koşulların kurbanı olan çok sayıda insan,<br />

yasadışı köle tarzı bir iş bulma umuduyla, her gün yaşamlarını tehlikeye atarak<br />

sınırları geçip bir sanayileşmiş ülkeye gitmeye çalışıyor.<br />

Batı Avrupa’daki hükümetler 1980’ler boyunca uygulamaya koyamadıkları işi<br />

(refah devletini bütünüyle yok etmeyi) birkaç aylık bir süre içinde gerçekleştirmeye<br />

niyetliler. Toplumsal uyuma ve uzlaşmaya dayanan bir politika için artık herhangi<br />

bir nesnel temel bulunmuyor.<br />

Irak savaşı kapitalizmin krizinde yeni bir aşamayı temsil etmektedir. ABD hükümeti,<br />

Irak’ın petrol kuyularını ve stratejik açıdan önem taşıyan Körfez bölgesini zorla ele<br />

geçirmek için <strong>uluslararası</strong> hukuku ihlal etti, kendi kurmuş olduğu <strong>uluslararası</strong><br />

kurumları bir kenara itti ve apaçık yalanlarla büyük itibar kaybetti.<br />

Ezici askeri üstünlüğüne karşın, ABD bu savaşı kazanamıyor. ABD işgaline karşı<br />

direniş her gün büyüyor. ABD itibarını yitirmeden ve kendi topraklarında devrimci<br />

bir patlama riskini göze almadan çekilebilecek durumda değil. ABD, bu ikileme,<br />

daha da vahşileşerek ve sadece Irak halkını değil ama gittikçe artan bir biçimde<br />

komşu ülkeleri ve kendi müttefiklerini de hedef alan "yerle bir etme" politikasına<br />

kayarak karşılık verdi. Bu bakımdan, Irak savaşı, çok daha büyük ve şiddetli emperyalist<br />

savaşların habercisi.<br />

18

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!