ARAŞTIRMA RAPORU TÜRKİYE'DE İŞGÜCÜ PİYASASI ...

ARAŞTIRMA RAPORU TÜRKİYE'DE İŞGÜCÜ PİYASASI ... ARAŞTIRMA RAPORU TÜRKİYE'DE İŞGÜCÜ PİYASASI ...

maliye.gov.tr
from maliye.gov.tr More from this publisher
20.09.2015 Views

SGB - Araştırma Raporu Uluslararası Yönetim Geliştirme Enstitüsü (IMD) tarafından açıklanan, 0 ile10 puan arasında değerler alan, rekabetçi bir ekonominin ihtiyaçlarını karşılama derecesini gösteren eğitim sistemi endeksine göre Türkiye 3,8 puanla sıralamada alt seviyelere yakın bir görünüm sergilemektedir. Toplulaştırılmış Sıralama Ülkeler Matematik Bilim Toplulaştırılmış Sıralama Ülkeler Matematik Bilim 1 Çin 600,0 575,0 28 İsveç 494,0 495,0 2 Honkong 555,0 549,0 29 Slovakya 497,0 490,0 3 Singapur 562,0 542,0 30 Portekiz 487,0 493,0 4 Finlandiya 541,0 554,0 31 Lüksemburg 489,0 484,0 5 Kore 546,0 538,0 32 İtalya 483,0 489,0 6 Japonya 529,0 539,0 33 İspanya 483,0 488,0 7 Tayvan 543,0 520,0 34 Litvanya 477,0 491,0 8 Kanada 527,0 529,0 35 Hırvatistan 460,0 486,0 9 Yeni Zelanda 519,0 532,0 36 Rusya 468,0 478,0 10 İsviçre 534,0 517,0 37 Yunanistan 466,0 470,0 11 Hollanda 526,0 522,0 38 UAE 453,0 466,0 12 Avustralya 514,0 527,0 39 İsrail 447,0 455,0 13 Estonya 512,0 528,0 40 Türkiye 445,0 454,0 14 Almanya 513,0 520,0 41 Şili 421,0 447,0 15 Belçika 515,0 507,0 42 Bulgaristan 428,0 439,0 16 Slovenya 501,0 512,0 43 Romanya 427,0 428,0 17 İngiltere 492,0 514,0 44 Tayland 419,0 425,0 18 Polonya 495,0 508,0 45 Meksika 419,0 416,0 19 Danimarka 503,0 499,0 46 Kazakistan 405,0 400,0 20 İzlanda 507,0 496,0 47 Ürdün 387,0 415,0 21 Norveç 498,0 500,0 48 Brezilya 386,0 405,0 22 İrlanda 487,0 508,0 49 Arjantin 388,0 401,0 23 Fransa 497,0 498,0 50 Kolombiya 381,0 402,0 24 Çek Cumhuriyeti 493,0 500,0 51 Endonezya 371,0 383,0 25 Macaristan 490,0 503,0 52 Katar 368,0 379,0 26 Avusturya 496,0 494,0 53 Peru 365,0 369,0 Kaynak: IMD Ülkelere Yönelik Eğitim Değerlendirmesi- PISA (2009) Uluslararası karşılaştırma yapılabilecek bir diğer önemli eğitim değerlendirmesi ise OECD tarafından açıklanan PISA değerleridir. Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı-PISA 15 yaş grubunun yetişkin yaşamına hazırlık durumunu değerlendirmek üzere yapılan düzenli bir ankettir. Tabloda ülkelerin matematiksel ve bilimsel açıdan aldığı puanlar ve sıralamada aldıkları yer gösterilmektedir. Türkiye aşağıdaki iki alana bakıldığında 53 ülke arasında 40’ıncı sırada yer almaktadır. Özellikle OECD ülkeleri arasındaki duruma bakıldığında her alanda ortalama değerlerin altında yer aldığı görülmektedir. Şehre göç, yetenek uyumsuzluğu yaratarak işgücünün tarımdışı sektörde istihdamını zorlaştırmaktadır. Endüstrileşen ekonomi daha yüksek yetenek ve eğitim gerektirmektedir. Bu kapsamda, imalat sektöründe son dönemde yaşanan yapısal Ekonomik ve Sektörel Analiz Dairesi 18

SGB - Araştırma Raporu dönüşüm ilave zorluklar ortaya çıkarmaktadır. Emek yoğun üretim sarsılmakta ve yeni fabrikalar daha sermaye yoğun hale gelerek, düşük yetenekli işgücünü dışlamaktadır. Bu değişim uluslararası rekabetin yoğun olduğu tekstil ve giyim sektöründe yaşanmış, Türkiye’nin piyasa payı düşmüş ve fabrikalar kapanmıştır. Aksine sermaye yoğun ve uluslararası düzeyde rekabetçi olan çelik, kimya sanayi, makine ve özellikle otomotiv sektöründe Türkiye’nin piyasa payı 2000’li yıllarda hızla yükselmiştir. Ekonomide yaşanan değişim işgücü arz ve talebinde önemli değişimler meydana getirmektedir. Son yıllarda yaşanan büyüme süreci birçok sektörde gelenekselden moderne geçişi de beraberinde getirmiştir. Bu durum birçok geleneksel işletmenin kapanıp, yerlerinde modern işletmelerin açıldığı bir yaratıcı yıkım sürecini ortaya çıkarmaktadır. Artan rekabet ortamının yarattığı bu süreç, sektörlerin kendi içinde gerçekleşirken aynı zamanda sektörler arasında da yaşanmaktadır. Bu süreç, ekonomide verimliliğin artması ve büyüme açısından son derece faydalı olmakla beraber, düşüşe geçen geleneksel şirketlerde ve sektörlerde çalışanların işsiz kalması sonucunu da doğurmaktadır. Sonuç olarak geleneksel sektördeki düşük verimlilikteki işgücü modern sektörde yüksek beceri ve yetenek gerektiren işler için yetersiz kalmaktadır. Bu durum ise yeni işsizlerin yükselen sektörlerde iş kazanmalarını sağlayacak beceri dönüşümüne yönelik önlemleri gerektirmektedir. 12 Kadın istihdamı ise birçok farklı ekonomik ve sosyal faktör nedeniyle bozulmuştur. Kadınların işgücüne katılımı yüzde 26 ile OECD ülkeleri içinde en düşük oranı göstermekle birlikte bu oran erkeklerin işgücüne katılım oranından 40 puan daha azdır. 2009’da 12 milyon kadın işgücüne katılmama sebebini ev hanımı olması olarak açıklamıştır. Ekonomik açıdan ise ücretlerin, çocuk ve yaşlı bakım ücretlerine kıyasla düşük kalması kadın işgücüne katılımını düşürmektedir. Kadınlar genellikle daha düşük eğitim düzeyinde olmaları nedeniyle ücretleri düşük, çalışma saatleri uzun kayıtdışı sektördeki işlerle karşı karşıya kalmaktadır. Kötü çalışma koşulları bir diğer caydırıcı husustur. Sosyal engeller ise işgücüne yönelik cinsiyet bazlı ayrım ve ataerkil yapıyı içermektedir. Kadınlar günde 6 saatten fazla bir zamanı çocuk-yaşlı bakımı ve ev işleri ile geçirmektedir. Bu durum aynı zamanda yetersiz çocuk-yaşlı bakım tesisi eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Aile baskısı düşük eğitim düzeylerinde daha fazla hissedilirken, eğitim düzeyi arttıkça baskı azalmakta işgücüne katılım artmaktadır. 12 “Kriz Ortamının Değerlendirilmesi: Krizden Özel Sektör Öncülüğünde Büyümeye”, YOİKK, Mayıs 2010 Ekonomik ve Sektörel Analiz Dairesi 19

SGB - Araştırma Raporu<br />

dönüşüm ilave zorluklar ortaya çıkarmaktadır. Emek yoğun üretim sarsılmakta ve yeni<br />

fabrikalar daha sermaye yoğun hale gelerek, düşük yetenekli işgücünü dışlamaktadır.<br />

Bu değişim uluslararası rekabetin yoğun olduğu tekstil ve giyim sektöründe yaşanmış,<br />

Türkiye’nin piyasa payı düşmüş ve fabrikalar kapanmıştır. Aksine sermaye yoğun ve<br />

uluslararası düzeyde rekabetçi olan çelik, kimya sanayi, makine ve özellikle otomotiv<br />

sektöründe Türkiye’nin piyasa payı 2000’li yıllarda hızla yükselmiştir.<br />

Ekonomide yaşanan değişim işgücü arz ve talebinde önemli değişimler<br />

meydana getirmektedir. Son yıllarda yaşanan büyüme süreci birçok sektörde<br />

gelenekselden moderne geçişi de beraberinde getirmiştir. Bu durum birçok<br />

geleneksel işletmenin kapanıp, yerlerinde modern işletmelerin açıldığı bir yaratıcı<br />

yıkım sürecini ortaya çıkarmaktadır. Artan rekabet ortamının yarattığı bu süreç,<br />

sektörlerin kendi içinde gerçekleşirken aynı zamanda sektörler arasında da<br />

yaşanmaktadır. Bu süreç, ekonomide verimliliğin artması ve büyüme açısından son<br />

derece faydalı olmakla beraber, düşüşe geçen geleneksel şirketlerde ve sektörlerde<br />

çalışanların işsiz kalması sonucunu da doğurmaktadır. Sonuç olarak geleneksel<br />

sektördeki düşük verimlilikteki işgücü modern sektörde yüksek beceri ve yetenek<br />

gerektiren işler için yetersiz kalmaktadır. Bu durum ise yeni işsizlerin yükselen<br />

sektörlerde iş kazanmalarını sağlayacak beceri dönüşümüne yönelik önlemleri<br />

gerektirmektedir. 12<br />

Kadın istihdamı ise birçok farklı ekonomik ve sosyal faktör nedeniyle<br />

bozulmuştur. Kadınların işgücüne katılımı yüzde 26 ile OECD ülkeleri içinde en düşük<br />

oranı göstermekle birlikte bu oran erkeklerin işgücüne katılım oranından 40 puan<br />

daha azdır. 2009’da 12 milyon kadın işgücüne katılmama sebebini ev hanımı olması<br />

olarak açıklamıştır. Ekonomik açıdan ise ücretlerin, çocuk ve yaşlı bakım ücretlerine<br />

kıyasla düşük kalması kadın işgücüne katılımını düşürmektedir. Kadınlar genellikle<br />

daha düşük eğitim düzeyinde olmaları nedeniyle ücretleri düşük, çalışma saatleri<br />

uzun kayıtdışı sektördeki işlerle karşı karşıya kalmaktadır. Kötü çalışma koşulları bir diğer<br />

caydırıcı husustur. Sosyal engeller ise işgücüne yönelik cinsiyet bazlı ayrım ve ataerkil<br />

yapıyı içermektedir. Kadınlar günde 6 saatten fazla bir zamanı çocuk-yaşlı bakımı ve<br />

ev işleri ile geçirmektedir. Bu durum aynı zamanda yetersiz çocuk-yaşlı bakım tesisi<br />

eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Aile baskısı düşük eğitim düzeylerinde daha fazla<br />

hissedilirken, eğitim düzeyi arttıkça baskı azalmakta işgücüne katılım artmaktadır.<br />

12 “Kriz Ortamının Değerlendirilmesi: Krizden Özel Sektör Öncülüğünde Büyümeye”, YOİKK, Mayıs 2010<br />

Ekonomik ve Sektörel Analiz Dairesi 19

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!