gençlik enerji çalıÅtayı gençlik enerji raporu - Dünya Enerji Konseyi ...
gençlik enerji çalıÅtayı gençlik enerji raporu - Dünya Enerji Konseyi ...
gençlik enerji çalıÅtayı gençlik enerji raporu - Dünya Enerji Konseyi ...
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
World Energy Council<br />
CONSEIL MONDIAL DE L’ENERGIE<br />
—<br />
Turkish National Committee<br />
COMITE NATIONAL TURC<br />
Dünya <strong>Enerji</strong> <strong>Konseyi</strong> Türk Milli Komitesi<br />
GENÇLİK ENERJİ ÇALIŞTAYI<br />
GENÇLİK ENERJİ RAPORU<br />
19 Mayıs 2007<br />
Ankara
DELEGELER<br />
Genel Koordinatör<br />
Turgay TOPKAYA<br />
DEK TMK, ODTÜ Elektrik Elektronik Mühendisliği Lisans Öğrencisi<br />
Elektrik <strong>Enerji</strong>si Çalışma Grubu<br />
Seyfi Şevik Gazi Üniversitesi Makina Mühendiliği Doktora Öğrencisi<br />
Sinan Ketencioğlu ODTÜ Elektrik Elektronik Mühendisliği Yüksek Lisans Öğrencisi<br />
Burcu Dumbar ODTÜ Endüstri Mühendisliği Yüksek Lisans Öğrencisi<br />
Oktay Tüfekçi ODTÜ Elektrik Elektronik Mühendisliği Lisans Öğrencisi<br />
Sarpkan Selçuk ODTÜ Elektrik Elektronik Mühendisliği Lisans Öğrencisi<br />
Hidrolik <strong>Enerji</strong> Çalışma Grubu<br />
B.Canan Hoşafçı Hacettepe Üni. Temiz ve Tükenmez <strong>Enerji</strong>ler Yüksek Lisans Öğrencisi<br />
Didem Çınar İTÜ Endüstri Mühendisliği Yüksek Lisans Öğrencisi<br />
F.Şenay Akyıldız Ankara Üniversitesi İktisat Lisans Öğrencisi<br />
Burcu Kartal ODTÜ Makine Mühendisliği Lisans Öğrencisi<br />
Umut Kara İstanbul Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Lisans Öğrencisi<br />
Yenilenebilir <strong>Enerji</strong> Çalışma Grubu<br />
Mert Anameriç Hacettepe Üni. Temiz ve Tükenmez <strong>Enerji</strong>ler Yüksek Lisans Öğrencisi<br />
Özlem Özkızılkaya İTÜ <strong>Enerji</strong> Bilimi ve Teknolojileri Yüksek Lisans Öğrencisi<br />
Ersin Sayar İTÜ Makina Mühendisliği Yüksek Lisans Öğrencisi<br />
Ertan Agar ODTÜ Makina Mühendisliği Lisans Öğrencisi<br />
İdris Gökay Yıldız Teknik Üniversitesi Makina Mühendisliği Lisans Öğrencisi<br />
Ahu Binici<br />
Yıldız Teknik Üniversitesi Çevre Mühendisliği Lisans Öğrencisi<br />
Selim Türker Yıldız Teknik Üniversitesi Elektrik Elektronik Müh. Lisans Öğrencisi<br />
Y. Serdar Serhatlıoğlu Yıldız Teknik Üniversitesi Çevre Mühendisliği Lisans Öğrencisi<br />
F. Nazlı Dönmezer ODTÜ Makina Mühendisliği Lisans Öğrencisi<br />
Özkan Tanrıverdi ODTÜ Elektrik Elektronik Mühendisliği Lisans Öğrencisi<br />
<strong>Enerji</strong> Sektöründe ARGE Çalışma Grubu<br />
Emrah Kınav Yıldız Teknik Üniversitesi Kimya Müh. Yüksek Lisans Öğrencisi<br />
Simge Nur Turan Akdeniz Üniversitesi Çevre Mühendisliği Yüksek Lisans Öğrencisi<br />
Taner Yıldırım Hacettepe Üni. Temiz ve Tükenmez <strong>Enerji</strong>ler Yüksek Lisans Öğrencisi<br />
Tuncay Kayabaşı ODTÜ Makina Mühendisliği Lisans Öğrencisi<br />
Mahmut Şaylıkay Kafkas Üniversitesi İşletme Lisans Öğrencisi<br />
Mazlum Ünlü Mersin Üniversitesi Makina Mühendisliği Lisans Öğrencisi<br />
Eyüp Arar<br />
Mersin Üniversitesi Makina Mühendisliği Lisans Öğrencisi<br />
Petrol ve Doğal Gaz Çalışma Grubu<br />
Ece Aksop Bilkent Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Yüksek Lisans Öğrencisi<br />
Hilal Patacı İstanbul Üniversitesi İktisat Lisans Öğrencisi<br />
H. Aybars İnceoğlu ODTÜ Petrol ve Doğalgaz Mühendisliği Lisans Öğrencisi<br />
<strong>Enerji</strong> ve Çevre Çalışma Grubu<br />
Hakan Şentürk Sakarya Üniversitesi Çevre Mühendisliği Lisans Öğrencisi<br />
Özlem Karataş Sakarya Üniversitesi Çevre Mühendisliği Lisans Öğrencisi<br />
Laçin Haktanır Sakarya Üniversitesi Çevre Mühendisliği Lisans Öğrencisi<br />
Burcu Aydınlar Sakarya Üniversitesi Çevre Mühendisliği Lisans Öğrencisi<br />
Işıl Koçak<br />
Sakarya Üniversitesi Çevre Mühendisliği Lisans Öğrencisi<br />
Ozan Ekin Kurt Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Lisans Öğrencisi
İÇİNDEKİLER<br />
YÖNETİCİ ÖZETİ .................................................................................................. 10-1<br />
1. ELEKTRİK ENERJİSİ................................................................................. 10-2<br />
a. Türkiye’de Elektrik <strong>Enerji</strong>si Üretimi ve Kullanımı .............................. 10-2<br />
b. Elektrik <strong>Enerji</strong>si Üretiminde Serbest Piyasa’nın Durumu................. 10-2<br />
c. Türkiye’de Elektrik <strong>Enerji</strong>si’nin Verimsiz Kullanımı ........................... 10-3<br />
d. Sonuç ve Öneriler ............................................................................ 10-3<br />
2. HİDROLİK ENERJİ..................................................................................... 10-5<br />
a. HES’lerin Tercih Edilme Nedenleri ................................................... 10-5<br />
b. HES’lerin Dezavantajları .................................................................. 10-5<br />
c. Öneriler ............................................................................................ 10-6<br />
d. Sonuç............................................................................................... 10-6<br />
3. YENİLENEBİLİR ENERJİ........................................................................... 10-7<br />
a. Jeotermal <strong>Enerji</strong> ............................................................................... 10-7<br />
b. Rüzgar <strong>Enerji</strong>si................................................................................. 10-8<br />
c. Güneş <strong>Enerji</strong>si.................................................................................. 10-8<br />
d. Biogaz <strong>Enerji</strong>si ................................................................................. 10-9<br />
e. Sonuç............................................................................................... 10-9<br />
4. ENERJİ SEKTÖRÜNDE ARGE ............................................................... 10-10<br />
a. Hedefler. ........................................................................................ 10-10<br />
b. Basamaklar .................................................................................... 10-10<br />
c. Kilit Bileşenler................................................................................. 10-11<br />
d. Öneriler .......................................................................................... 10-11<br />
5. PETROL VE DOĞAL GAZ ....................................................................... 10-12<br />
6. ENERJİ ve ÇEVRE................................................................................... 10-13
YÖNETİCİ ÖZETİ<br />
<strong>Enerji</strong>, çağımızın en önemli güçlerinden biridir ve önemi her geçen gün daha da<br />
artmaktadır.<br />
Sektörde, başarının sağlanması ve sıkıntılar yaşanmaması, uzun vadeli planlamalar<br />
yapılmasını gerektirmektedir. Günübirlik uygulamalar, birçok sorunu da beraberinde<br />
getirmektedir. <strong>Enerji</strong> konusunda yapılacak uzun vadeli planlamaların bir parçasını da,<br />
doğrudan insana yapılacak yatırımlar oluşturmalıdır. Özellikle gençlere yönelik olarak<br />
<strong>enerji</strong> konularında yapılacak çalışmalar, ülkemizin <strong>enerji</strong> sektörünün daha sağlam<br />
temeller üzerine kurulması için atılacak en önemli adımlardan biri olacaktır.<br />
Bu rapor, Dünya <strong>Enerji</strong> <strong>Konseyi</strong> Türk Milli Komitesi (DEK-TMK) tarafından 19 Mayıs<br />
2007 tarihinde Ankara’da düzenlenen Gençlik <strong>Enerji</strong> Çalıştayı kapsamında<br />
oluşturulan altı çalışma grubuna katılan 15 ayrı üniversiteden 17 ayrı disiplinden<br />
50’ye yakın üniversite öğrencisinin (delege) katılımıyla gerçekleştirilen ve Çalıştay<br />
sonunda “Gençliğin Görüşü” olarak ortaya konulan çalışmadır.<br />
Bu Çalıştay’ın yapılmasındaki amaç; yakın gelecekte <strong>enerji</strong> sektöründe yer alacak<br />
üniversite öğrencilerinin, <strong>enerji</strong> konularını daha geniş bir bakış açısıyla<br />
değerlendirmelerini sağlamak, ülkemizin <strong>enerji</strong> sorunlarına yönelik genç bir bakış<br />
ortaya koymak ve üniversite öğrencileri arasında <strong>enerji</strong> konularında ortak bir bilinç<br />
sağlamak olarak özetlenebilir.<br />
Çok geniş bir konu olan <strong>enerji</strong> sektörünün bir gün gibi çok sınırlı bir zaman içinde<br />
incelendiği Gençlik <strong>Enerji</strong> Çalıştayı ile ilgili bu rapordan, bu bağlamda detaylı bir<br />
çalışma beklemek yanlış olacaktır. Ancak, genel itibariyle ülkemizde <strong>enerji</strong><br />
konusunda gençliğin görüşünü ortaya koyması anlamında önemi çok büyüktür.<br />
Raporu inceleyenlerden bu hususları dikkate almalarını öneririz.<br />
GENÇLİK ENERJİ ÇALIŞTAYI, GENÇLİK ENERJİ RAPORU 10-1
1. ELEKTRİK ENERJİSİ<br />
a ) Türkiye’de Elektrik <strong>Enerji</strong>si Üretimi ve Kullanımı<br />
2006’da Türkiye’de Elektrik <strong>Enerji</strong>si kurulu gücü toplam 40562 MW’tır. Bunun<br />
yaklaşık %67’si termik kaynaklar, %32,4’ü hidrolik kaynaklar ve geride kalan küçük<br />
bir kısmı ise yenilenebilir kaynaklar için tahsis edilmiştir.<br />
Türkiye’de Elektrik <strong>Enerji</strong>si üretiminde özel sektör payı 1984’e kadar çok düşük<br />
olmuştur. Piyasanın %87’sini kamu kuruluşları oluşturmakta idi. 1990’lı yıllara doğru<br />
yeni modellerle bu oran düşmüştür. 2001’de kabul edilen 4628 sayılı Elektrik<br />
Piyasası Kanunu ile birlikte, elektrik <strong>enerji</strong>si üretiminde serbest piyasaya geçilmiştir.<br />
2006 sonunda elektrik <strong>enerji</strong>si üretiminde kamu tarafından gerçekleştirilen kısım tüm<br />
üretimin yaklaşık %40’ı, özel sektör tarafından üretilen kısmı tüm üretimin %55’i dir.<br />
Fakat bu %55’lik kısmın sahibinin “gerçekten” özel sektör olup olmadığı tartışılabilir.<br />
2006’da yukarıdaki kurulu güç ve serbest piyasa koşullarında, ülkemizde 176 milyar<br />
KW/saat elektrik <strong>enerji</strong>si üretimi gerçekleşmiştir. Bu rakamın yaklaşık %26’sı hidrolik<br />
santrallerden, %44’ü doğalgaz santrallerinden, %26’sı kömür santrallerinden, %4’ü<br />
de sıvı yakıt santrallerinden elde edilmiştir. Üretimin 174,2 milyar KW/saat’lik kısmı iç<br />
tüketim için harcanırken, 2,2 milyar KW/saat’lik kısmı da ihraç edilmiştir. Dışarıdan da<br />
0,6 milyar KW/saat’lik <strong>enerji</strong> ithalatımız olmuştur. İç tüketimimizi nüfusa oranlarsak,<br />
bir yılda kişi başına 2357 KW/saat elektrik <strong>enerji</strong>si kullandığımızı görürüz. Bu oran<br />
Avrupa’daki oranın yaklaşık 1/3’üdür.<br />
b) Elektrik <strong>Enerji</strong>si Üretiminde Serbest Piyasa’nın Durumu<br />
4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu, 2001 yılından önce de ortada olan bazı <strong>enerji</strong><br />
problemlerini çözmek ve üretime destek amacıyla çıkarılmıştır. Kurulu güçlerin tek<br />
başına kamu kuruluşları tarafından verimli şekilde çalıştırılamaması ve iyi rehabilite<br />
edilememesi; özel sektör elinin bu verimlilik problemini en iyi şekilde çözeceği<br />
görüşü, elektrik <strong>enerji</strong>si üretiminin ağır maliyet yükünün kamu kuruluşlarından alınıp<br />
özel sektöre dağıtılmak istenmesi, özel sektör kontrolü sayesinde kaçak elektrik<br />
kullanımının azalacağına ve sektörde oluşacak rekabet sayesinde elektriğin ucuz ve<br />
kaliteli üretileceğine olan inanç gibi hususlar, 4628 sayılı Kanun’un çıkarılmasında<br />
etkili olan sebeplerdendir.<br />
Bu Kanun’un beklenen iyileştirmeleri sağladığını söylemek zordur. Kanun’daki bazı<br />
olgunlaşmamış ve Türkiye şartlarına uymayan noktalar; özel sektör tarafından üretim<br />
finansmanının sağlanmasını ve elektriğin ucuza satılabilmesini zorlaştırmış ve<br />
Kanun’un “gerçekte” uygulanabilirliğini azaltmış, hatta Elektrik <strong>enerji</strong>si üretimini<br />
kilitlenme noktasına getirmiştir.<br />
Şu anda piyasadaki durum, özel sektör tarafından üretilen elektrik <strong>enerji</strong>sinin yine<br />
kamu kuruluşları tarafından, doğrudan piyasada satılabileceginden daha yüksek bir<br />
fiyata alınarak kullanıcıya bu şekilde ulaştırılması şeklindedir. Bu açıdan özel sektör;<br />
kendisine biçilen rolünü gerçekleştirememiş ve üretimde %55 gibi “gözüken” payını<br />
gerçekte kamu kuruluşlarına devretmiştir.<br />
Bir başka kilitlenme noktası ise doğalgazdan elektrik üretimi yapan santrallerin<br />
durumudur. Günümüzde doğalgazın fiyatının sürekli artması yanında elektrik<br />
fiyatlarının sabit kalması nedeniyle doğalgaz santrallerinin karları iyice düşmüş, ve bu<br />
santraller neredeyse kapanma noktasına gelmiştir. Oysa 2006’da üretilen elektriğin<br />
10-2<br />
GENÇLİK ENERJİ ÇALIŞTAYI, GENÇLİK ENERJİ RAPORU
%44’ü doğalgaz santrallerinden elde edilmiştir, ve durum ülkenin <strong>enerji</strong> talebinin<br />
karşılanabilmesi açısından büyük tehlike arz etmektedir.<br />
Özel sektörün bu tip zorluklarla karşı karşıya olduğu görüldüğünde, özellikle kamu<br />
kuruluşları eliyle yeni santrallerin açılması düşünülebilir. Fakat 4628 sayılı yasa “özel<br />
sektörün önünü açmak” amacıyla bu seçeneğin önünü tıkamıştır. Kanun’daki en<br />
“olgunlaşmamış” noktalardan biri olan bu husus, içinde bulunulan durumun doğru<br />
şeklide değerlendirmesini ve gerekli kararların alınmasını engellemektedir.<br />
Yukarıda saydığımız sebepler, elektrik <strong>enerji</strong>si üretiminde serbest piyasanın<br />
durumunun pek iç açıcı olmadığını göstermektedir. 4628 sayılı Kanun bu yönüyle<br />
elektrik <strong>enerji</strong>si arzının tehlikeye girmesine neden olmaktadır.<br />
c) Türkiye’de Elektrik <strong>Enerji</strong>si’nin Verimsiz Kullanımı<br />
• Günümüzde Türkiye’de elektrik kullanımının yaklaşık %22’lik bir kısmı “kayıp<br />
ve kaçak” olarak görünmektedir. Bu, üretilen elektriğin yaklaşık %25 inin<br />
santrallere kazanç olarak geri dönememesi ve giderek azalan verim demektir.<br />
• 2006 yılında hidroelektrik santrallerden yaklaşık olarak 45 milyar KW/saat<br />
elektrik üretilmiştir. Aslında, ülkemiz üzerindeki hidrolik potansiyelin günümüz<br />
teknolojileriyle gerçekleştirilebilirliği bu <strong>enerji</strong>nin 3 katını üretebilmeye izin<br />
vermektedir. <strong>Enerji</strong> talebi hızla artan günümüz dünyasında, santraller için<br />
gerekli elektromekanik aksamın dışarıdan hızlı bir şekilde temin edilememesi<br />
ve ülkemizde de elektromekanik sanayi olarak yeterli tasarım ve üretim gücü<br />
olmayışı sebebiyle hidrolik potansiyelimiz tam anlamıyla<br />
değerlendirilemektedir.<br />
• Her 1 MW’lık santral için yaklaşık olarak 1 milyon $ gerektiğini düşünebiliriz.<br />
Eğer ülkemizdeki herkes sadece 1 gereksiz lambayı kapatsa veya her<br />
bilgisayar kullanıcısı, bilgisayar kullanmadığı sürelerde bilgisayarını açık<br />
bırakmak yerine sadece beklemeye alsa, birkaç santrale eşdeğer bir <strong>enerji</strong><br />
tasarrufu elde edilebilir.<br />
d) Sonuç ve Öneriler<br />
Mevcut verilere göre, ülkemizin 1963-2004 yılları arası <strong>enerji</strong> talep artışı ortalama<br />
%4.2’dir. Elektrik <strong>enerji</strong>si üretim miktarının gelişme hızı ise yukarıda belirtilen<br />
durumlar nedeniyle 1963-2004 yılları arasında %3.2’lerde seyretmektedir. Bu<br />
durumda arz ve talep arasında %1’lik bir fark vardır ve eğer gerekli önlemler<br />
alınmazsa yakın zamanda “arz açığı” oluşacaktır. Bahsedilen arz açığı; tahmin edilen<br />
rakamlara göre, iyimser bir senaryoyla 2011’de, kötümser bir senaryoyla 2009’da<br />
oluşacaktır.<br />
Sonuç olarak, ülkemizde şu anda elde bulunan kurulu güç ve üretim imkanlarıyla,<br />
amacına ulaşamayan <strong>enerji</strong> kanunumuzla ve elektriği verimsiz kullanmamız<br />
sebebiyle <strong>enerji</strong> üretim açığı verdiğimizi görmekteyiz.<br />
Bu <strong>enerji</strong> açığını kapatılabilmesi için çalışma grubu olarak önerilerimiz şunlardır:<br />
Kısa vadede yapılması gerekenler:<br />
1. Üretilen elektrik <strong>enerji</strong>sinin “iyi yönetimi”,<br />
2. Rehabilitasyon çalışmalarının hızlandırılması ve verimliliğin artırılması,<br />
GENÇLİK ENERJİ ÇALIŞTAYI, GENÇLİK ENERJİ RAPORU 10-3
3. Yarım bırakılmış orta ve küçük ölçekli santral yapımlarına ağırlık verilerek,<br />
hızla talep artışının yakalanması,<br />
4. 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun kaldırılarak, yerine ülkemiz<br />
koşullarına uygun ve her türlü durumu doğru değerlendirip gerekli önlemi<br />
alabilen bir kanunun hazırlanması,<br />
Uzun vadede yapılması gerekenler:<br />
1. Özel sektör yatırımcısının önündeki finansman ve alım garantisi sorununun<br />
kaldırılması, çeşitli teşvikler sağlanması,<br />
2. <strong>Enerji</strong> üretimi alanında Devlet-Sanayi-Üniversite işbirliğiyle Ar-Ge<br />
çalışmalarının arttırılması ve desteklenmesi,<br />
3. Ar-Ge çalışmalarından alınacak sonuçlarla, yeterli elektromekanik aksam ve<br />
diğer fiziki ünitelerin ülke içinde hızlıca üretilebilir hale getirilmesi,<br />
4. Devletin yerli aksam üretimine alım garantisi sağlaması ve yerli üretime<br />
güvenmesi,<br />
5. Büyük ölçekli santraller gerçekleştirilirken en verimli olan santral türlerinin<br />
tercih edilmesi,<br />
6. Yenilenebilir <strong>enerji</strong> üretiminin payının arttırılması,<br />
Genel olarak yapılması gerekenler:<br />
1. Çeşitli caydırıcı kanunlar veya teknolojik kontrol yöntemleriyle kaçakların<br />
önlenmesi,<br />
2. <strong>Enerji</strong> tüketicisinin bilinçlendirilip, elektriği verimli kullanmaya yöneltilmesi,<br />
2. HİDROLİK ENERJİ<br />
Hayatın varlığı ve devamlılığı için vazgeçilemez bir kaynak olan su; petrol, kömür ve<br />
doğalgaz gibi birincil dereceli bir <strong>enerji</strong> kaynağıdır. Hayatın vazgeçilmezi olan sudan,<br />
genellikle yoğun yağış alan havzalarda ve akarsuların akım hızının yüksek olduğu<br />
yerlere konumlandırılan barajlar aracılığı ile elde edilen <strong>enerji</strong>ye “Hidrolik <strong>Enerji</strong>”<br />
denilmektedir. Türkiye’de 26 havza bulunmaktadır. Hidrolik <strong>enerji</strong> yeşil <strong>enerji</strong> olarak<br />
da anılan yenilenebilir <strong>enerji</strong> çeşitlerinden biridir. Yenilenebilen bu <strong>enerji</strong>yi sağlamak<br />
için kurulan Hidroelektrik santraller (HES) <strong>enerji</strong> üretmenin yanı sıra içme ve sulama<br />
suyu sağlamak, yeşil alan yaratmak, akarsuyun kontrol altına alınması sonucunda<br />
taşkın ve baskınları engellemek, balıkçılığı geliştirmek, ulaşımı kolaylaştırmak, turizmi<br />
geliştirmek ve su sporları için alan oluşturmak gibi bir çok fayda sağlamaktadır.<br />
Hidroelektrik Santralleri elektrik üretimi açısından inceleyecek olursak; 1988 yılında<br />
Türkiye’nin elektrik üretiminde hidroelektriğin payının %60’lar seviyesinde olduğunu<br />
görebiliriz. Ancak 2006 yılına baktığımız zaman bu değerin %25’lere düştüğünü<br />
görmekteyiz. Bu durumun ortaya çıkmasında; yap-işlet yöntemiyle yapılan doğalgaz<br />
ve ithal kömür santralleri üretim payının, Türkiye genel elektrik üretimi içerisinde<br />
yüksek oranlara ulaşmasının rolü büyüktür. Türkiye, dünya teknik yapılabilir<br />
hidroelektrik potansiyelinde %1,53’lük paya sahiptir. Ekonomik yapılabilir hidroelektrik<br />
potansiyelinde ise Rusya federasyonu ve Türkiye dışında Avrupa ekonomik<br />
potansiyelinin %16,1’ine, 27 AB ülkesinin ise %28,3’üne eşittir. Hidroelektrik<br />
üretimimiz Norveç, Fransa, İsveç ve İtalya’nın altında olmakla birlikte, ekonomik<br />
potansiyel olarak Norveç’ten sonra ikinci sırada gelmektedir.<br />
10-4<br />
GENÇLİK ENERJİ ÇALIŞTAYI, GENÇLİK ENERJİ RAPORU
Türkiye’nin yaklaşık 40.000MW’lık kurulu gücünün 13.000MW’ını HES’ler<br />
oluşturmaktadır (%32). 2006 yılında üretilen 176 milyar KWh’lık toplam üretimin 44<br />
milyar KWh’ı HES’lerden karşılanmıştır (%25). Bu durum Türkiye’nin varolan<br />
ekonomik hidroelektrik potansiyelinin 1/3’ünün kullanıldığını göstermektedir,<br />
ülkemizin hidrolik potansiyelinin 2/3’ü halen kullanılmamaktadır. Bu durumun altında<br />
teknik imkanların yetersizliği ve HES’lerin bazı dezavantajları yatmaktadır.<br />
Dezavantajlara bakmadan önce HES’lerin üstünlüklerini inceleyecek olursak :<br />
a) HES’lerin Tercih Edilme Nedenleri :<br />
• Suyun yenilenebilir, sürekli bir kaynak olması,<br />
• Bu sürekli kaynağın doğalgaz ya da petrol gibi dışa bağımlı olmaması,<br />
• Karbondioksit (CO 2 ) salınımının fosil yakıtlara oranla oldukça düşük olması,<br />
(Örneğin yeşil <strong>enerji</strong> ile üretilen 1 GWh’ lik elektrik, 480 ton CO 2 salınımını<br />
azaltmaktadır)<br />
• Pik kavramı ile ifade edilen elektrik tüketiminin yoğun olduğu saatlerde Pik-<br />
Güç faydasının yüksek olması,<br />
• 400-500 yıl gibi uzun ömürlü ve birim elektrik üretim maliyetinin düşük olması.<br />
b) HES’lerin Dezavantajları:<br />
• Kuruluş maliyetilerinin yüksek olması ve yapımının uzun süre alması,<br />
• Büyük HES’lerin ekolojik dengeye olumsuz yönde etki edebilmesi,<br />
• Küresel iklim değişikliği ve küresel ısınma sonucu oluşabilecek kuraklık su<br />
seviyesini düşüreceğinden HES’lerin üretiminin olumsuz yönde<br />
etkilenebilmesi.<br />
c) Öneriler<br />
• Öncelikle Türkiye’de varolan HES’lerin rehabilitasyon çalışmaları<br />
hızlandırılmalıdır. Bu şekilde santrallerin verimliliği arttırılmış olacaktır.<br />
• Küçük santraller ve kanal tipi santraller teşvik edilmelidir. Küçük santraller<br />
çevreye etkileri ve kurulum maliyeti açısından büyük HES’lere oranla daha<br />
avantajlıdır. Kanal tipi santraller ise akım hızının yüksek olduğu yerlerde baraj<br />
inşasına gerek duyulmadan kurulabileceği için tercih edilebilir.<br />
• Pompaj depolamalı santraller geliştirilmelidir. Bu şekilde, pik saatlerde tüketimi<br />
karşılamak kolaylaşacaktır.<br />
d) Sonuç<br />
Türkiye’nin genel yağış rejiminin dengesiz olması nedeniyle baraj ve hidroelektrik<br />
santral yapma zorunluluğumuz bulunmaktadır. Hidroelektrik <strong>enerji</strong> üretiminde amaç;<br />
katı fosil yakıtlar ve doğalgaza alternatif bir <strong>enerji</strong> kaynağı önermek değildir. Asıl<br />
amaç; <strong>enerji</strong> kaynaklarında çeşitliliğe giderek, bunların üretimdeki payını<br />
GENÇLİK ENERJİ ÇALIŞTAYI, GENÇLİK ENERJİ RAPORU 10-5
dengelemek, arz güvenliğini (supply security) sağlamak ve en önemlisi de çevreye<br />
daha az zarar vererek <strong>enerji</strong> ihtiyacımızı karşılayabilmektir.<br />
3. YENİLENEBİLİR ENERJİ<br />
Çalıştay kapsamında, yenilenebilir <strong>enerji</strong> grubu olarak, <strong>enerji</strong> ithaline bağımlı<br />
ülkemizde kaynakların çeşitlendirilmesi , yenilenebilir <strong>enerji</strong> kaynaklarının avantaj ve<br />
dezavantajları, Türkiye’nin bu alanda sahip olduğu potansiyeli tartışılmıştır. Hızlı<br />
nüfus artışına paralel olarak <strong>enerji</strong> ihtiyacının artışı, <strong>enerji</strong>de dışa bağımlılık ve <strong>enerji</strong><br />
kaynaklarının etkin kullanılmaması gibi sorunlar karşısında çözüm önerileri ana<br />
başlıklar halinde aşağıdaki şekilde sıralanmıştır;<br />
a) Jeotermal <strong>Enerji</strong><br />
Jeotermal <strong>enerji</strong> yerkabuğunun derinliklerinde birikmiş ısının oluşturduğu sıcak su,<br />
buhar ve gazlardan elde edilen <strong>enerji</strong> alternatifidir. Ülkemiz bu alanda toplam 2000<br />
MWe (16 Milyar kWh/Yıl) jeotermal elektrik potansiyeline sahiptir. Yine bu alanda<br />
2010 yılı jeotermal elektrik üretim hedefi; 500 MWe (4 Milyar kWh/Yıl) dir. Diğer bir<br />
ifade ile ülkemiz, toplam elektrik <strong>enerji</strong>si ihtiyacının %5’ini, ısıtmada ısı <strong>enerji</strong>si<br />
ihtiyacının %30’unu karşılayabilecek potansiyele sahiptir.<br />
Birim maliyetlerinin düşük olması (0,5-1,0 cent/kWh), ilk yatırım maliyetleri, ısıtma<br />
sistemlerinin komple yatırımı, ekipman, bina içi bağlantılarının konut başına (100m²)<br />
750 $ ile 1500 $ arasında olması; kullanımının diğer fosil kaynaklara göre daha<br />
ucuza malolduğunu açıklamaktadır. Aynı zamanda yerli, yenilenebilir, sürdürülebilir,<br />
güvenilir ve 20 -35 g/kWh’lik karbondioksit emisyonu ile çevre dostu bir alternatif<br />
<strong>enerji</strong> türüdür.<br />
Entegre değerlendirme sistemleri ile; elektrik üretimi, termal turizm, merkezi ısıtma,<br />
soğutma, sera jeotermal ısı alt yapısında, kültür balıkçılığı gibi alanlarda peşpeşe<br />
yararlanılabilinmekte-dir. Jeotermal rezervuarlardan yapılan sondajlı üretimlerde<br />
jeotermal akışkanın çevreye atılmaması ve rezervuarı beslemesi bakımından, işlevi<br />
tamamlandıktan sonra tekrar yeraltına gönderilmesi (reenjeksiyon) işlemi ile de<br />
sürdürülebilir özelliğini korumaktadır.<br />
Konut ısıtması, sera ve termal tesis ısıtmasında ülkemizde toplam 1,25 milyon konut<br />
eşdeğerinde (10000 mwt) potansiyel kullanımdadır. 2010 yılı hedeflerine göre mevcut<br />
kapasite 5 milyon konut olarak öngörülmektedir. Türkiye’de hedeflenen 1 milyon<br />
konutun jeotermal ile ısıtılmasında, 8000 MWt kurulu güç olarak karşılaştırıldığında,<br />
1400 MWe’lık bir Nükleer Santralin beş katı; yıllık ısı <strong>enerji</strong>si ikamesi olarak<br />
karşılaştırıldığında ise üç katı olmaktadır. Bir başka yaklaşımla, 2 tane Mavi Akım<br />
Projesi’ne eşdeğer <strong>enerji</strong>dir. Mavi akımda 16 Milyar m 3 /yıl doğalgaz teminine karşın<br />
jeotermal ısı potansiyelimiz 30 Milyar m 3 /yıl’dır.<br />
Jeotermal <strong>enerji</strong>nin dezavantajları ise saha araştırma maliyetleri ve kireçlenmeden<br />
dolayı ekipmanın yaratacağı maliyetlerdir.<br />
b) Rüzgar <strong>Enerji</strong>si<br />
Rüzgar, mevcut atmosfer basıncının bölgeler arası değişmesi sonucu oluşur.<br />
Güneşten gelen <strong>enerji</strong>nin %1-2’si rüzgar <strong>enerji</strong>sine dönüşür. Avrupa'da 5 milyon<br />
insanın temel gereksinimlerini karşılayacak düzeyde elektrik bu yöntemle<br />
10-6<br />
GENÇLİK ENERJİ ÇALIŞTAYI, GENÇLİK ENERJİ RAPORU
üretilmektedir. Bir rüzgar elektrik santrali 2 MW’a varan kurulu güçlerde<br />
olabilmektedir.<br />
Türkiye’de hemen kurulabilir rüzgar güç santrali kapasitesi 5.000 MW’dir.Türkiye’de<br />
kurulacak 5.000 MW rüzgar güç kapasitesi yılda 500 milyon dolar daha az yakıt ithal<br />
etmemizi sağlayacaktır. 5000 MW rüzgar güç santrali için yaklaşık 5 milyar dolar<br />
yatırım yapmak gerekmektedir. Birim maliyet başına 4.0- 6.0 cent/kWh lık bir üretimle<br />
diğer fosil kaynaklara göre çok daha ucuz olduğu görülmektedir. Rüzgardan üretilen<br />
elektriğin birim (kWs) maliyeti, imalat ve diğer masraflar azaldıkça, düşmektedir.<br />
Ancak, günümüzde şebeke bağlantılı RES uygulamaların rüzgar hızı yaklaşık 10m<br />
de 6m/s ye ulaştığında ekonomik olarak yapılabilmektedir. Sabit olmayan rüzgar<br />
hızları, şebeke bağlantı problemleri rüzgarın güvenilirliğini azaltmaktadır.<br />
Rüzgar <strong>enerji</strong>sinden yararlanmak için önce yörenin veya bölgenin rüzgar <strong>enerji</strong>si<br />
potansiyeli ve rüzgar özellikleri belirlenmelidir. Üllkemizde rüzgar potansiyeline göre<br />
bölge sıralaması Ege, Marmara, Akdeniz ve Karadeniz Bölgesi şeklindedir. Buradan<br />
yola çıkarak, rüzgar konusunda sağlanacak devlet teşviklerinin bölge öncelikli olması<br />
gerektiği belirtmek gerekir.<br />
Gelişmekte olan bu sektörde yerli yatırımcıyı teşvik etmek amacıyla sürmekte olan<br />
ithal türbin parçalarına uygulanan gümrük indirimine, sektör gelişinceye kadar<br />
devam edilmeli ancak diğer yandan da yerli sanayicinin teşviki %1 payından,<br />
bölgesel öncelikli olarak daha yüksek teşvik paylarına çekilmelidir.<br />
c) Güneş <strong>Enerji</strong>si<br />
Güneşin çekirdeğinde yer alan füzyon süreci ile açığa çıkan ışıma <strong>enerji</strong>si, dünya<br />
yüzeyine 178 trilyon kW’lık bir <strong>enerji</strong> yollamaktadır. Bunun dünyadaki kurulu güç<br />
olarak karşılığı ise toplam 2,9 TW’tır. Bu değer 0.025 km 2 ile çarpıldığında çıkan<br />
yüzey alanı ise 75.000 km 2 olmaktadır.<br />
Türkiye sahip olduğu coğrafi konumu nedeniyle ortalama yıllık toplam 2640 saat<br />
(günlük toplam 7,2 saat), ortalama toplam ışınım şiddeti 1311 kWh/m²-yıl eşdeğeri<br />
(günlük toplam 3,6 kWh/m²) gibi yüksek güneşlenme sürelerine sahiptir. Bölgesel<br />
olarak güneş <strong>enerji</strong>si potansiyelleri sıralandığında ilk sırada Güneydoğu Anadolu<br />
Bölgesi ve daha sonra Akdeniz Bölgesi yer almaktadır.<br />
Aktif kullanım proseslerinde kollektörlerle toplanan ısı doğrudan kullanılabileceği gibi<br />
elektrik üretiminde de kullanılabilir. Fotovoltaik piller de denilen güneş pilleri ile de<br />
güneş ışığı doğrudan elektriğe çevrilebilmektedir. Ancak bu kullanım; pahalı bir<br />
üretim sürecinden çok, pahalı bir malzeme kullanılarak sağlandığı için maliyet<br />
problemi yaratmaktadır.<br />
d) Biyogaz <strong>Enerji</strong>si<br />
Biyogaz organik maddelerin anaerobik ortamda, farklı mikroorganizma gruplarının<br />
varlığında, biyometanlaştırma süreçleri (havasız bozunma- biyolojik bozunma -<br />
mikrobiyal bozunma - anaerobik fermentasyonun kontrollü süreci) ile elde edilen bir<br />
gaz karışımıdır. Biyogaz <strong>enerji</strong>si doğrudan ısıtma amaçlı, motor yakıtı olarak, turbin<br />
yakıtı olarak kullanıldığında elektrik eldesi için, yakıt pili yakıtı olarak kullanılabilirler.<br />
Bu alanda Türkiye biyogaz potansiyeli 2,5-4,0 Milyar m3 (Yaklaşık 25 Milyon kWh)<br />
olarak belirtilmektedir. Biyogaz diğer yakıtlarla karşılaştırıldığında ise 0,62 m 3’ lük<br />
GENÇLİK ENERJİ ÇALIŞTAYI, GENÇLİK ENERJİ RAPORU 10-7
iyogaz miktarı 1 m 3 doğalgaza denk gelmekte bu da toplam 8250 kcal/kg ısıl<br />
değerine eşit olmaktadır.<br />
Ülkemizdeki evsel ve endüstriyel atık miktarı 65 000 ton/gün’e ulaşmaktadır. Bu<br />
atıkların düzenli depolama ile değerlendirilmesi sayesinde, bölgesel bazda ya da<br />
endüstrilerin kendi üretimlerinin bir kısmını karşılayacak bazda küçük anaerobik<br />
prosesler yoluyla yerli <strong>enerji</strong>ye katkıda bulunulmuş olunacaktır. Bu bağlamda öncelikli<br />
olarak yüksek miktarda organik atığa sahip hayvancılık, orman endüstrisi, kağıt, deri,<br />
gıda atıkları ve atık su arıtma tesisi atıkları gibi endüstriler teşvik edilmelidir.<br />
e) Sonuç<br />
• <strong>Enerji</strong>de dışa bağımlılığımızı azaltabilmek için yerli kaynaklara yönelinmelidir.<br />
Jeopolitik konumumuz itibariyle sahip olduğumuz doğal ve sürdürülebilir<br />
potansiyel acilen değerlendirilmelidir.<br />
• Tek bir kaynak yerine <strong>enerji</strong> çeşitliliğine gidilerek arz dengesi sağlanmalı ve<br />
tüm sürdürülebilir alanlarda ar-ge çalışmaları artırılmalıdır.<br />
• <strong>Enerji</strong> teşviğinde %1 gibi sembolik hazine teşvikleri yerine öncelikli yöre ve<br />
özel önemli bölgelere teşvik edici yatırım indirimleri uygulanmalıdır.<br />
• İthal ikameci üretim modeline benzer olarak sektörde kullanılan ithal makina<br />
parçalarına uygulanmayan gümrük vergisi yerli yatırımcının ilgisi artmaya<br />
başladığında yerli imalatçının desteklenmesi yönüne çevrilmelidir.<br />
• Bölgelere göre değişen yenilenebilir <strong>enerji</strong> kaynakları kayıp kaçak oranlarını<br />
azaltmak, yenilenebilir <strong>enerji</strong>deki şebeke bağlantı problemlerini önlemek için<br />
yine bölgenin <strong>enerji</strong> ihtiyacını karşılayacak şekilde ve gerektiğinde fazlasını<br />
şehir şebekesine aktaracak şekilde düzenlenmelidir.<br />
• <strong>Enerji</strong>de birim maliyetler hesaplanırken; fosil ve sürdürülemez kaynakların<br />
yaratacağı çevre ve sağlığa ilişkin dışsal maliyetler, nükleer gibi teknolojilerin<br />
getireceği kamusal yükümlülükler gibi ek maliyetler ve karbon emisyonu<br />
vergileri gibi küresel yükümlülükler de hesaba katılmalıdır.<br />
• Değişmekte olan iklim koşulları rüzgar, güneş, biyoorganizma gibi kaynakların<br />
dünya yüzeyindeki dağılımını değiştirmektedir. Değişen küresel ilişkiler,<br />
savaşlar, ulusal çıkarlar nedeni ile oluşan <strong>enerji</strong>deki arz dengesizlik<br />
parametreleri yanında doğal küresel değişim parametreleri de hesaba<br />
katılarak modellemeler yapılmalıdır.<br />
4. ENERJİ SEKTÖRÜNDE AR-GE<br />
Gelişen teknoloji sayesinde insanoğlunun <strong>enerji</strong>ye olan bağımlılığı artık yadsınamaz<br />
ve vazgeçilemez bir hale gelmiştir. Daha genel bir ifade ile insanoğlu artık <strong>enerji</strong> ile<br />
yaşamaya alışmıştır. Günlük aktivitelerimizin <strong>enerji</strong> kullanılmadan gerçekleştirilmesi<br />
artık hayal gibi gelmektedir. Bu bakış açısında incelenmesi gereken en önemli<br />
yaklaşımlardan bir tanesi de kullanılan ve artık bağımlılık haline gelmiş olan <strong>enerji</strong><br />
sektöründeki gelişmeler ve yenilikler karşısında insanoğlunun gerçekleştireceği<br />
iyileştirme ve tasarruf çalışmalarıdır.<br />
10-8<br />
GENÇLİK ENERJİ ÇALIŞTAYI, GENÇLİK ENERJİ RAPORU
Giderek artan ihtiyaçlarımız karşısında kaynaklarımızın sınırlı olduğu gerçeğinden<br />
yola çıkarak; kaynakların etkin, temiz ve verimli kullanımı için Ar-Ge çalışmalarının<br />
yapılması gerekmektedir.<br />
Genel bir yaklaşımla <strong>enerji</strong> sektöründeki Ar-Ge çalışmaları 4 farklı başlık altında<br />
toplanabilmektedir. Bu başlıklar;<br />
• Ar-Ge çalışmalarının hedefleri<br />
• Ar-Ge çalışmalarının basamaklarının neler olabileceği<br />
• Ar-Ge çalışmalarının yürütülmesi sırasındaki kilit bileşenler<br />
• Ar-Ge çalışmaları konusunda öneriler<br />
a) Hedefler<br />
<strong>Enerji</strong> konusu özel olarak ele alındığından, bu sektörde uygulanabilecek olan<br />
araştırma geliştirme çalışmalarında ana hedefin ne olacağının belirlenmesi önem arz<br />
etmektedir. Bu açıdan, ele aldığımız sistemin proses bazında işleyişinin<br />
kolaylaştırılması, çalışmanın hedefi olarak ele alınmalıdır. Bunun yanı sıra hangi<br />
amaçla kullanılıyorsa o sektöre özgü kaynakların etkin kullanımını sağlamak, bu<br />
sırada kullanılan <strong>enerji</strong>den tasarruf sağlayarak verimliliği arttırmak da hedefler<br />
arasında yer almalıdır. Çevreye duyarlı proseslerin geliştirilmesi, halihazırda<br />
kullanılan sistemlerin sürekliliğinin sağlanması ve en önemlisi de arz-talep dengesinin<br />
korunması (dolayısıyla kapasite aşımının engellenmiş olması) üzerinde durulan<br />
konulardan bazılarıdır.<br />
b) Basamaklar<br />
Böyle bir çalışmaya başlanmasına karar verildikten sonra atılması gereken ilk adım,<br />
pazar araştırma çalışmaları yaparak bölgesel ihtiyacın belirlenmesidir. Ar-Ge<br />
çalışmalarının verimliliğinin arttırılması konusunda incelenmesi gereken en önemli<br />
özellik, bölgesel özelliklerin ve ihtiyaçların belirlenmesidir. Çalışmanın uygulanacağı<br />
bölgenin fiziksel, ekonomik ve sosyal bileşenlerinin hepsi birlikte ele alınmalı ve buna<br />
göre bir çalışma yapılmalıdır. Başka bir bölgede uygulanıp başarılı sonuçlar veren bir<br />
Ar-Ge çalışması incelediğimiz bölgede aynı başarıyı vermeyebilir. Örneğin<br />
Amerika’daki bir eyalette uygulanmış ve verim elde edilmiş bir rüzgar türbin projesinin<br />
aynısı, tasarım kriterlerini değiştirmeden ve bölgesel özellikleri belirlemeden kendi<br />
bölgenizde uygulamanız durumunda, bu girişim iki bölge arasındaki iklimsel<br />
değişikler yüzünden başarılı olmayabilir.<br />
Daha sonra, planlanan Ar-Ge çalışması için fizibilite çalışmaları yapılmalıdır. Ve bu<br />
basamakta da amaç düşük maliyette yüksek kalite hedefine ulaşılmasıdır.<br />
Fizibiliteden sonra kurulumuna geçilen çalışma için sistemin işletilmeye<br />
başlanmasından sonra ortaya çıkması muhtemel olan iyileştirme ve yenileme<br />
çalışmalarının belirlenmesi gerekmektedir. Günümüzde en çok uygulanmakta olan<br />
yaklaşım, sistemlerin çeşitli değişiklikler yardımı ile verimliliklerinin arttırılmasıdır. Bu<br />
işlemi de sürekli inovasyon olarak ele alabiliriz.<br />
GENÇLİK ENERJİ ÇALIŞTAYI, GENÇLİK ENERJİ RAPORU 10-9
c) Kilit bileşenler<br />
Ar-Ge çalışmasının başarısı; çalışmayı yürütecek olan kurumların, kuruluşların ve<br />
tüzel kişilerin sistematik ortaklıklarına ve birlikteliklerine bağlıdır. Günümüzde Ar-Ge<br />
çalışmalarını destekleyici veya teşvik edici bir program bulunmamaktadır.<br />
Bir Ar-Ge çalışmasına doğrudan destek verebilecek 3 kilit bileşen vardır. Bunlardan<br />
ilki; çalışmaya akademik ve teknik desteği sağlayacak olan ve teknik altyapının<br />
oluşturulmasına katkıda bulunacak olan üniversitelerdir. İkinci kilit bileşen<br />
tecrübelerinden ve uygulama örneklerinden yaralanılacak olan sanayi ve üçüncü<br />
bileşende teşviklerle çalışmayı güçlendirecek olan kamu bileşenidir.<br />
d) Öneriler<br />
Yaptığımız çalışma sonucunda günümüz <strong>enerji</strong> sektöründe uygulanması muhtemel<br />
olan bazı Ar-Ge çalışmaları aşağıda sunulmuştur.<br />
• Bilindiği üzere karayolları aydınlatmaları için kullanılan elektrik <strong>enerji</strong>si göz ardı<br />
edilemeyecek kadar büyük boyutlardadır. Bu yüzden karayollarının<br />
aydınlatılması için kullanılan lambalarının fotovoltaik güneş pilleri kullanılarak,<br />
sabahları doldurulması ve gece de bu depolanan <strong>enerji</strong>nin elektrik <strong>enerji</strong>si<br />
olarak kullanılması verimli bir Ar-Ge çalışması olacaktır.<br />
• Araçlarda kullanılan benzin miktarının azaltılması yada benzinsiz akülü<br />
arabaların kullanılması<br />
• Kömürün sıvılaştırılması<br />
• Rüzgar türbinlerinin bölgesel özellikler dikkate alınarak tasarlanması ve<br />
dolayısıyla verimliliğin arttırılması<br />
• Türkiye’de çıkarılan kömürün kimyasal bileşenlerinin dikkate alınarak bu<br />
bileşenlere göre uygun termik santrallerin inşa edilerek kaynakların etkin<br />
kullanımlarının sağlanması<br />
• Kömür kullanımında temiz yakma teknolojilerinin geliştirilmesi<br />
• Hidrojen <strong>enerji</strong>si üzerinde yoğunlaşılması<br />
• Biyokütle kullanımlarının yaygınlaştırılması<br />
5. PETROL VE DOĞAL GAZ<br />
Petrol ve doğal gaz, talep esneklikleri çok düşük olan <strong>enerji</strong> kaynaklarıdır. Ödemeler<br />
bilançosundaki etkileri de düşünüldüğünde ilgili kaynakların piyasalarında yeni<br />
düzenlemelerin yapılması gerekmektedir.<br />
Doğal gaz piyasasında öncelikle 4646 sayılı kanun yeniden gözden geçirilmeli, EPDK<br />
ve BOTAŞ’ın konumu yeniden düzenlenmelidir. Bu düzenlemeler, sektörde<br />
uzmanlaşmış kişi ve kurumların görüşleri dikkate alınarak ve kaynakların kullanımını<br />
optimum düzeyde gerçekleştirecek bir biçimde yapılmalıdır.<br />
<strong>Enerji</strong> kaynaklarında çeşitlendirmeye gidilmesi gerektiği net bir biçimde ortadadır.<br />
Tek bir kaynağa olan aşırı bağımlılık önemli bir risk teşkil etmektedir. Kaynağın<br />
çeşitlendirilmesi kadar; kaynağın elde edileceği ülkelerin sayısı da arttırılmalıdır. Bu<br />
noktada ABD’nin kaynak çeşitlendirmesi de örnek verilebilir. Doğal gaz ile elde<br />
edilecek olan elektrik <strong>enerji</strong>si kojenerasyon sistemi ile elde edilmelidir. Böylece %90’a<br />
varan verimle elektrik <strong>enerji</strong>si elde edilebilecektir.<br />
10-10<br />
GENÇLİK ENERJİ ÇALIŞTAYI, GENÇLİK ENERJİ RAPORU
Politikalar geliştirilirken; politikaların ülkenin jeopolitik konumuna, konjonktüre, milli<br />
menfaatlere uygun ve sürdürülebilir olmasına özen gösterilmeli, günübirlik<br />
politikalardan vazgeçilmelidir. Yapılan projeksiyonların hatalı olduğu açıktır. 9.<br />
Kalkınma Planı’ndaki hedeflerin gerçekleştirilmesi yolundaki zorluklar bir yana; plana<br />
gerekli alternatiflerin dahil edilmemiş olması da göze çarpmaktadır. Ülkemizde<br />
mevcut doğal gazın arzı yeterlidir. Yapılan anlaşmalara “re-export” hakkı mutlaka<br />
eklenmelidir. Doğal gaz alımları tıpkı 1980’lerdeki gibi takas ile olmalıdır. Zira bu<br />
şekilde , ithalat yükü yapılacak ihracat ile azaltılabilecektir.<br />
Bugüne kadar Türkiye petrol ve doğal gazını yeteri kadar ne yazık ki arayamamış<br />
durumdadır. Bu nedenle ilk başta aramalara önem vermesi gerekmektedir, arama<br />
çalışmaları hızlandırılmalı , TPAO’ya gerekli destek sağlanmalıdır.<br />
6326 sayılı Türk Petrol Kanunu’ndan milli menfaatler sözcüğünün çıkartılmasının<br />
zihinlerde yarattığı şüpheleri giderecek duyarlılıkta küresel ve bölgesel dinamiklere<br />
uygun bir kanun hazırlanmalıdır.<br />
Kaçakçılık hiç şüphesiz her iki piyasa için önemli bir sorundur. Bu sebeple akaryakıt<br />
kaçakçılığı için önlemler arttırılmalı ve ulusal marker uygulamasındaki denetlemeler<br />
yoğunlaştırılarak sürdürülmelidir. Ayrıca elektrik kaçakçılığının doğal gaz talebi<br />
üzerindeki önemli etkisi göz önüne alınarak bu alandaki usulsüzlüklerin de önlenmesi<br />
yolunda yoğun gayret sarfedilmedir.<br />
Bir diğer konu da “yabancı sermaye” konusudur. Yabancı sermayenin piyasaya<br />
girişinin yeni yatırımlar şeklinde olması sağlanmalıdır. Yeni yatırımların gelmesi ile<br />
piyasalarda üretim artacaktır. Böylece üretim ve istihdamı arttırıcı politikalar da<br />
geliştirilmiş ve desteklenmiş olacaktır.<br />
Denetleme kurumlarının piyasadaki konumları yeniden gözden geçirilirken,<br />
kadrolaşmaların yaratacağı verimsizliklerin piyasaya yansıtacağı muhtemel<br />
maliyetlerin bilincinde bir yönetişim sergilenmelidir.<br />
İlgili ürünlere uygulanan ÖTV ve KDV oranları yeniden gözden geçirilmelidir. Dolaylı<br />
vergi- direkt vergi arasındaki dengeyi koruyabilecek bir vergilendirilmeye geçilmelidir.<br />
Zira yüksek vergi oranları devlet için büyük bir gelir oluştursa da gelir dağılımında<br />
adaletin sağlanması konusunda büyük bir engel oluşturmaktadır.<br />
Sonuç olarak, petrol ve doğal gaz piyasalarında yaşanan çeşitli aksaklıklar<br />
piyasaların işleyişini bozmaktadır. Bu aksaklıkları gidermek adına her iki piyasada da<br />
yeniden düzenlemelere gidilmelidir.<br />
6. ENERJİ ve ÇEVRE<br />
<strong>Enerji</strong> ve Çevre Raporu, <strong>enerji</strong>ye ilişkin çevre konuları, <strong>enerji</strong> ve çevre arasındaki<br />
etkileşim, iklim değişikliği sürdürülebilir kalkınma, Dünya’da ve Türkiye’de çevre ve<br />
<strong>enerji</strong> konusundaki politikalar ve gelişmeler, Türkiye’deki <strong>enerji</strong> yoğunluğu, <strong>enerji</strong><br />
üretiminde ve tüketiminde verimlilik ile çevreye uyumlu gelişmiş teknoloji kullanımı<br />
konularını kapsamaktadır.<br />
Bütün <strong>enerji</strong> faaliyetlerinin ve <strong>enerji</strong> kaynaklarının çevre üzerinde etkileri vardır. Bu<br />
<strong>enerji</strong> kaynaklarının çevreye olan etkilerinin en aza indirilmesi için <strong>enerji</strong> verimliliği<br />
sağlanmalı ve en ekonomik alternatif çözümler üretilmelidir.<br />
<strong>Enerji</strong>nin kullanımının sürekli arttığı bir dünyada yaşamaktayız. <strong>Enerji</strong>, sürekli ve<br />
büyük oranlarda kullanıldığı için bu sektörde çevreye daha az etkisi olacak sistemler<br />
üretilmelidir.<br />
<strong>Enerji</strong> alanında çevrenin korunmasına yönelik olarak, sürdürülebilir kalkınmanın üç<br />
ana kaynağını <strong>enerji</strong>, çevre ve ekonomi oluşturur.<br />
GENÇLİK ENERJİ ÇALIŞTAYI, GENÇLİK ENERJİ RAPORU 10-11
<strong>Enerji</strong> verimliliğinin arttırılması, sürdürülebilirliğin sağlanmasına katkı yapmaktadır.<br />
Ülkenin, ekonomik sıkıntı içinde olması nedeniyle <strong>enerji</strong>de etkin maliyet yoluna<br />
gidilmelidir. Türkiye’de <strong>enerji</strong> yoğunluğu da dikate alınması gereken parametrelerden<br />
biridir. GSMH ye göre <strong>enerji</strong> kullanım yoğunluğunun düşmesi gerekir.<br />
Hiçbir <strong>enerji</strong> kaynağına %20’den daha fazla bağımlı olmamalıyız. Türkiye’de şu an<br />
elektrik üretiminin %44’ü doğalgazdan karşılanmaktadır. Bu durum, ülkemizi büyük<br />
oranda dışa bağımlı hale getirmektedir. Buna karşın %95 hidroelektrik potansiyelinin<br />
sadece %40’ı kullanılmaktadır.<br />
Üretim ve tüketimde verimlilik diğer önemli kriterlerden biridir. <strong>Enerji</strong> türleri, en iyi<br />
verimi sağlayacak şekilde tüketilirse birçok sorunla başa çıkılabilir.<br />
Kömüre dayalı santrallerimizin Çevre Mevzuatı öncesinde yapılmış olması ve gerekli<br />
çevre yatırımlarının yeterli düzeyde yapılamaması nedeniyle, birçok kömür santrali<br />
çevre sorunları yaratmaktadır. Ayrıca özelleştirme kapsamında çevre yatırımlarının<br />
özel sektör tarafından yapılması beklentisiyle de gerekli çevre yatırımları<br />
yapılamamıştır. Bu santralların özelleştirilmelerini takiben çevre yatırımlarının hızlı bir<br />
şekilde gerçekleştirmesi beklenmektedir. Özelleştirmede, rekabetin sağlanmasında<br />
çevre mevzuatı açısından bazı yaptırımların olması gerekir.<br />
İklim değişikliği konusunda ülkemiz küresel ısınmadan etkilenecek ülkeler arasında yer<br />
almaktadır. Yaşanmakta olduğumuz kuraklık bunun ilk belirtilerindendir. Bu etkilere<br />
karşı önlem almak üzere çalışmalara başlanmalıdır. Yenilenebilir <strong>enerji</strong> kaynaklarına<br />
önem verilmeli ve şu hususlar dikkate alınmalıdır:<br />
• Yenilenebilir <strong>enerji</strong> kaynaklarından hangileri kullanılırsa en iyi verim elde edilir?<br />
• Bu kaynaklardan Türkiye ne kadar yararlanabilir?<br />
• Bu sorular ışığında üretilen çözümler neler olmalıdır ve çevresel önemleri nedir?<br />
<strong>Enerji</strong>den kaynaklanan çevresel etkileri gidermek veya en aza indirmek üzere alınacak<br />
önlemler şöyle sıralanabilir:<br />
• Hidrolik kaynakların, rüzgar, güneş, jeotermal ve biyokütle gibi yenilenebilir<br />
<strong>enerji</strong> kaynakları kullanımının arttırılması<br />
• <strong>Enerji</strong> üretiminden tüketimine kadar her aşamada <strong>enerji</strong> verimliliğinin ve<br />
tasarrufunun sağlanması.<br />
• Çevre bilincinin arttırılması ve insanların bu konularda eğitilerek çevreye daha<br />
duyarlı bireylerin yetiştirilmesi<br />
• Vergi, teşvik gibi ekonomik araçların kullanılması.<br />
• Çevresel maliyetlerinin <strong>enerji</strong> maliyetlerine tam olarak yansıtılması.<br />
• Uygun çevre teknolojilerinin kullanılması.<br />
• Evsel ısınma sistemlerinde merkezi ısıtma sistemlerinin kullanılması.<br />
• Ulaşımda toplu taşıma araçlarının kullanılması, şehirlerarası yolcu ve yük<br />
taşımacılığında demiryolu ve deniz taşımacılığının daha fazla tercih edilmesi.<br />
• Verimliliği %45’lere çıkaran kömür santrallerinin kurulması.<br />
• Çevre Kanunlarında; çevreye zarar vermeyi caydırıcı hale getirecek<br />
yaptırımların arttırılması.<br />
10-12<br />
GENÇLİK ENERJİ ÇALIŞTAYI, GENÇLİK ENERJİ RAPORU