Seferihisar/İzmir - Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi
Seferihisar/İzmir - Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi
Seferihisar/İzmir - Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Dünyada jeotermal zenginliği ile yedinci sırada yer alan Türkiye, jeotermal<br />
potansiyeli ile toplam elektrik enerjisi ihtiyacının % 5’ine kadar, ısıtmada ısı<br />
enerjisi ihtiyacının %30’una kadar karşılayabilecek potansiyele sahiptir. Bu<br />
potansiyel, Anadolu plakasının aktif bir jeolojik yapıya sahip olmasından<br />
kaynaklanmaktadır. İnceleme alanı olarak seçilen İzmir-<strong>Seferihisar</strong>-Cumalı<br />
kaplıcaları bölgesi de Batı Anadolu’nun önemli jeotermal alanlarından biridir. MTA<br />
tarafından 1970 yılından bu yana ayrıntılı Jeoloji, jeokimya ve sondaj çalışmaları<br />
yapılmış ve önemli sonuçlar elde edilmiştir. Ancak alanda uygulanan jeofizik<br />
araştırmaların ve yöntem sıklığının azlığı, ortama ait jeotermal modelin<br />
yorumlanmasında bazı güçlüklere neden olmaktadır. Bu güçlükleri bir ölçüde olsa<br />
aşabilmek amacıyla, alanın Cumalı kaplıcası çevresinde doğal gerilim (SP),<br />
manyetik ve VLF araştırmaları yapılmıştır [Şekil 1].<br />
Şekil 1. Çalışma alanı ve uygulanan jeofizik yöntemlere ait profiller<br />
2. BÖLGEDE DAHA ÖNCE YAPILAN JEOFİZİK ÇALIŞMALAR<br />
Jeotermal sistemlerin çözümlenmesi için çok gerekli olan jeolojik ve jeofizik<br />
çalışmalar geçmiş yıllarda İzmir - <strong>Seferihisar</strong> - Cumalı kaplıcaları bölgesine de<br />
uygulanmıştır. Ekingen [1970], 1000 km 2 lik bir alanda gravite çalışmaları yaparak<br />
bölgenin tektonik hatlarını çıkarmaya çalışmıştır. Ekingen’e göre rezidüel Bouguer<br />
belirtilerindeki negatif değerlerin Cumalı ve Tuzla kaplıcaları çevresinde pozitif<br />
değerlerin ise Karakoç kaplıcası yakınında görülmesi, yükselim ve çöküntü<br />
yapılarının bir kanıtıdır. Bölgede yapılmış önemli çalışmalardan biri olan Eşder &<br />
Şimşek [1975]’in çalışmasında, alanın jeolojik yapısı, ısıl özellikleri ile<br />
ilişkilendirilmeye çalışılmıştır. Yine Eşder [1990] bölgenin dolaşım mekanizmasını<br />
açıklamıştır. Özgüler &Ünay [1977], yaptıkları özdirenç çalışmasında, özdirenç<br />
değerlerinin GD-KB yönünde düştüğünü ve bunun bölgedeki ana tektonik yapıları<br />
yansıtabileceğini belirtmişlerdir. Çakır [1984], bölgeye uyguladığı özdirenç ve<br />
gravite yöntemleri ile, Karakoç yükselimi ve volkanik domlar çevresinde özdirencin<br />
168